sektÖrel bakiŞ - 2016 - turkborsa.net · ortaya koyduğu tahminlerde 2015 ile...

34
SEKTÖREL BAKIŞ - 2016 06 OCAK 2016

Upload: dangdat

Post on 31-May-2019

215 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

SEKTÖREL BAKIŞ - 2016

06 OCAK 2016

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

Sayfa

Otomotiv Sektörü 1

Havayolu Taşımacılığı Sektörü 6

Beyaz Eşya Sektörü 12

İnşaat ve Konut Sektörü 17

Cam Sektörü 22

Çimento Sektörü 27

İÇİNDEKİLER

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

KÜRESEL PAZAR’A VE AVRUPA’YA BAKIŞ…

LMC Automotive verilerine göre küresel otomotiv pazarı 2015 yılının ilk 9 aylık döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre,

yüzde 1,1 gibi sınırlı bir oranda büyümüş ve toplam satış adedi 65,6 milyon olarak gerçekleşmiştir.

(2015/09 verilerine göre global satış adetlerinin %26,4’ünü Çin, %19,9’unu ABD, %17,1’ini Batı Avrupa, %5,8’ini Japonya ve

%4,3’ünü Doğu Avrupa oluşturmaktadır.)

2015/09 LMC rakamları; sektörde global çapta 2015 yılının Çin’de yatay görünüm, Güney Amerika, Doğu Avrupa ve

Japonya’nın etkisinin özellikle ABD ve Batı Avrupa kanadındaki toparlanma ile dengelenmeye çalışılarak geçirildiğini

göstermektedir. Yani küresel görünümde 2014 yılı dinamikleri olan güçlü Kuzey Amerika ve Batı Avrupa, zayıf ve kırılgan

Doğu Avrupa ve Güney Amerika kombininin 2015 yılında da devam ettiğini görmekteyiz.

Batı Avrupa’ya daha detaylı baktığımızda ise; 2015 yılının Ocak-Eylül döneminde Avusturya, Lüksemburg ve Finlandiya

haricinde tüm pazarlarda toparlanma görülmektedir ki bu üç ülkenin toplam satış adetleri Batı Avrupa toplamının yalnızca

%3,5’ini oluşturmaktadır.

OTOMOTİV SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz.

2015/09 Birim Satışlar

Değişim (YoY)

ABD 5,0%

Kanada 2,2%

Batı Avrupa 8,7%

Doğu Avrupa -12,6%

Japonya -9,7%

Güney Kore 8,5%

Çin 1,2%

Brezilya-Arjantin -19,9%

Diğer 2,1%

Global satış adetlerinin dağılımına bakıldığında;

En büyük pazar olan Çin’de satış adetlerinin %1,2 gibi sınırlı bir artış

kaydederek neredeyse yatay seyrettiği, buna karşılık ise ABD’de %5 ve Batı

Avrupa’da %8,7’lik artışlar yaşandığı görülmektedir.

Brezilya-Arjantin %19,9 daralma ile en kötü performans gösteren pazarlar

arasında ilk sırada yer alırken onu %12,6’lık daralma ile Doğu Avrupa ve

%9,7’lik daralma ile Japonya takip etmektedir.

Kaynak : LMC Automotive

1

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

Kaynak : LMC Automotive

Dolayısıyla Doğu Avrupa’nın zayıf ve kırılgan görünümüne karşın Batı Avrupa’nın olumlu performansı sayesinde Avrupa

otomotiv pazarının 2015 yılı ilk 9 aylık dönemde küresel pazarda da öne çıkmaya devam ettiği söylenebilir. Ocak-Kasım dönemi

verilerine göre; Avrupa otomotiv pazarında %9,1’lik yıllık büyüme de olumlu görünümü desteklemektedir.

ABD’de National Automobile Dealers Association NADA, 2016’da ABD’de otomobil satışlarının 2000 yılındaki 17,35 milyon

adetlik rekorun ardından 17,5 milyon adet ile yeni rekora ulaşmasını beklemektedir. European Automobile Manufaturers

Association ACEA da bu yılın Temmuz ayında Avrupa pazarı için tahminlerini yukarı yönlü güncellemiş ve örneğin Avrupa

otomobil pazarı için daha önceki %2’lik büyüme beklentisini %5’e çıkarmıştır. LMC Automotive ise 2015 yılında dünya toplam

otomotiv pazarında %0,4 büyüme, 2016 yılında ise %4,2 oranında büyüme öngörmektedir.

FED’in para politikasında normalleşme adımlarını temkinli atacağı ve ECB’nin de Avrupa ekonomisini desteklemeye devam

edeceği beklentimiz doğrultusunda, (Auto Express’in haberine göre Volkswagen emisyon skandalının, grubun Audi hariç

satışlarını Ekim satışlarını %10 civarı olumsuz etkilemesine rağmen) biz de ABD ve Avrupa otomotiv pazarında olumlu

görünümün 2016 yılında devam edebileceğini öngörmekteyiz.

OTOMOTİV SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz.

En büyük pazarlar Almanya, İngiltere, Fransa ve

İtalya pazarında sırasıyla %5,5, %7,1, %6,3 ve

%15,2 büyüme kaydedildiği görülmektedir.

Batı Avrupa pazarının %9,2’sini oluşturan

Portekiz ve İspanya’da da sırasıyla %28,7 ve

%22,3’lük dikkat çekici artışlar genel görünüme

destek vermiştir. İspanya’da uygulanmakta olan

ve 2016 sonunda bitecek hurda teşvik programı bu

artışta etkili olmuştur.

Euler Hermes, ivme kazanmaya başlayan Fransa,

kriz öncesi ortalamalarına dönmeyen Almanya ile

Avrupa otomotiv pazarının 2013 yılı yaz aylarında

başlayan yukarı yönlü trendini devam ettirmesini

beklemektedir.

2

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

TÜRKİYE OTOMOTİV PAZARI GÖRÜNÜM VE BEKLENTİLER…

2015 yılı strateji raporumuzda paylaştığımız 2015 yılının dikkat çekici sektörlerinden biri olacağı yönünde öngörümüzle uyumlu

olarak; Türkiye otomotiv toplam pazarı, 2015 yılı ilk 11 ayında (Ocak-Kasım) bir önceki yılın aynı dönemine göre %29,7

oranında artış kaydederek 847.720 adet olarak gerçekleşmiştir. Otomobil satışları yıllık bazda %28,07, hafif ticari araç satışları

ise %39,87 oranında yükseliş kaydetmiştir.

Türkiye Toplam Otomotiv Pazarı (2015/2014)

Kaynak : ODD Kaynak : ODD

Toplam otomotiv pazarının ana yönlendiricisi olan otomobil ve hafif ticari araç pazarının Ocak-Kasım dönemi performansında

ise geçen yılın aynı dönemine göre %30,8 oranında artış ile 811.844 adet seviyesine ulaşıldığı görülmektedir.

2015 yılında sergilenen güçlü performans nedeniyle ODD (Otomotiv Distribütörleri Derneği) de Şubat 2015’te 825-875 bin adet

olarak açıkladığı toplam otomotiv pazarı beklentisini Kasım ayında 950-990 bin seviyesine revize etmiş, 2016 beklentisini ise 900-

950 bin adet olarak açıklamıştır.

OTOMOTİV SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz. 3

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

Otomotiv sektörü beklentileri açısından önemli olan taşıt kredi stoku ve ekonomik güvene dair indikatörlere baktığımızda ise;

TCMB verilerine göre Ocak-Kasım döneminde toplam taşıt kredi stoku, geçen yılın aynı dönemine göre, %18,54 oranında artış

kaydederek 43,14 milyar TL düzeyine ulaşmıştır. 2013 yılında 36 milyar TL, 2014 yılında ise 38,8 milyar TL olan kredi stoğunun

2015 yılı Kasım ayı itibariyle de 43 milyar TL’nin üzerine yükselmesi destekleyici bir görünüm arz etmektedir.

2012 yılından bu yana bakıldığında artış eğilimine devam eden taşıt kredi stoğunun (2012 : +10,6%, 2013 : +14,9%,

2014 : +7,7%) 2015 yılı ilk 11 ayında da devam eden bu destekleyici performansı üzerinde yurt içinde faizlerin, küresel

konjonktüre de yüksek duyarlılık ile, sert şekilde artması ihtimali bir risk olarak karşımıza çıkmaktadır.

Tüketicilerin ve reel sektörün ekonomiye duyduğu güven de hem genel kredi eğilimlerini, hem de harcama ve yatırım kararlarını

yakından etkilemesi bakımından, ek olarak da konjonktürel dalgalanmalara hızlı tepki vermeleri bakımından önemsediğimiz

ekonomik göstergelerdir.

OTOMOTİV SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz.

Reel kesim güven endeksinde Mart 2015’ten bu yana görece

yatay bir eğilimden bahsetmek mümkündür. Eylül ayı

itibariyle toplam taşıt kredilerinin %66’sının da ticari

kredilerden oluştuğu dikkate alındığında reel kesim

güveninin gelecek dönem beklentiler için kayda değer risk

yaratmadığını düşünmekteyiz.

Kasım’daki erken seçim ile politik belirsizliğin ortadan

kalkması sonrası güven endekslerinde beklediğimiz hızlı

toparlanmanın ilk sinyallerini de görmemiz nedeniyle bu

tablonun da sektöre ilişkin iyimser beklentimize zemin

oluşturduğunu düşünmekteyiz.

Kaynak : TÜİK

4

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

IMF verilerine göre ABD ve Euro Bölgesi’nde 2016 yılında, 2015 yılına

göre büyümenin hafifçe ivme kazanması beklenmektedir. Ayrıca,

enflasyon hedefleri için ECB’nin genişlemeci konumunu sürdüreceği,

büyüme hedeflerine ulaşabilmek ve gereken ekonomik dönüşümü

yumuşak inişle gerçekleştirebilmek için PBOC’un ekonomiyi

desteklemeye devam edeceği, BOJ’un para politikasında ilave

genişlemeye gitmesi yönünde baskılarla karşılaşmaya devam edebileceği

ve esas olarak da FED’in faiz artırımlarına başlamakla beraber bu

adımları kademeli ve sınırlı tutacağı öngörülerimiz ile 2016 yılında

sektör için destekleyici bir global ortam beklemekteyiz.

Yurt içinde ise politik belirsizliğin ortadan kaldırılması, ekonomiyi

desteklemek üzere gerçekleştirilmesi beklenen yapısal reformlar,

ertelenen yatırım kararlarının hayata geçirilecek olması ve güven

endekslerinde iyileşme beklentilerimiz nedeniyle Türkiye ekonomisinin

de 2016 yılında 2015 yılına göre daha iyi performans göstermesini

beklemekteyiz. Ayrıca Mayıs 2015’te Başbakan Davutoğlu’nun açıklamış

olduğu ticari araçların 2016 sonuna dek yenilenmesi durumunda ÖTV

alınmayacağı açıklaması da sektör için destekleyicidir. Binek otoda ÖTV

teşviki ise -henüz gündemde böyle bir adım olmasa da- uygulanması

halinde oldukça destekleyici olacaktır.

Hem küresel hem de iç dinamiklerin yarattığı belirsizlikler nedeniyle

oldukça volatil geçen 2015 yılında dikkat çekici bir performans

sergilemeyi başaran Türk otomotiv sektörü için iyimser beklentilerimizi,

2016 yılı için de hem içeride belirsizliklerin büyük ölçüde azalması hem

de global çapta merkez bankalarının küresel büyüme endişeleri ile başa

çıkmak amacı ile destekleyici para politikalarını uygulamaya devam

edecekleri beklentimiz nedeniyle korumaktayız.

OTOMOTİV SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz.

IMF WEO Tahminleri 2015 2016

ABD 2,6 2,8

Euro Bölgesi 1,5 1,6

Türkiye 3,0 2,9

OVP Tahmini 2015 2016

Türkiye 3,0 4,0

Beklenmedik şekilde bir ÖTV artışı

konusunun gündeme gelmesi, büyümede

ivme kaybının devam etmesi, iç güvenlik ve

jeopolitik risklerle yurt içi tüketim ve yatırım

kararlarında bozulma, küresel büyümede

sert fren, FED’in beklenenden agresif bir faiz

artırım patikası takip etmesi gibi unsurlar

otomotiv sektörü beklentilerimiz için aşağı

yönlü risk unsurları olarak sıralanmaktadır.

Ek olarak da yurtdışından getirilen kişisel

kullanım amaçlı araçların Türkiye’de kalma

süresinin 6 aydan 24 aya çıkarılması da yurt

içi satışlara etkileri bakımından izlenecektir.

2015 yılındaki güçlü performans ve 2015 yılı

ortasında pazarda yaşanan hareketlilikten

daha fazla yararlanmak için şirketlerin taksit

ve ödemeleri 2016’ya öteleyen kampanyalara

ağırlık vermesi ise sektörde büyüme oranının

ise 2015 yılına kıyasla daha düşük olmasını

beklememize neden olmaktadır.

5

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

Havayolu taşımacılığı sektörü, 2014 yılındaki olumlu performansın ardından 2015 yılında da, azalan petrol fiyatlarının

maliyetlerde yarattığı avantajın etkisiyle karlılık anlamında olumlu bir görünüm sergilemektedir.

IATA (Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği) verilerine göre; dünya havacılık sektöründe 2015 yılının Ocak-Ekim döneminde

yolcu trafiği %6,8 oranında, kargo trafiği ise %2,4 oranında artış kaydetmiştir. IATA tahminlerine göre; sektörün global

havayolu trafiğinde %6,7 oranında bir büyüme ile 2015 yılını tamamlayacağı, 2034 yılına kadar da ortalama %3,8 ortalama

yıllık büyüme hızı ile devam etmesi beklenmektedir.

Bölgelere göre bakıldığında ise; ASK (arz edilen koltuk kilometre) büyüme oranlarında %15,2 ile Ortadoğu başı çekmektedir,

Uzakdoğu-Asya %6,5, Güney Amerika %7,5, Avrupa %4,2 ve Kuzey Amerika ise %3,5 büyüme oranları ile küresel havayolu

trafiğine katkı sağlarken güvenlik problemleri ve salgın hastalıkların neden olduğu endişelerle Afrika’da ise %0,1 oranında

daralma görülmektedir. Toplam pazarda ise ASK büyümesi, ilgili dönemde, %6,2 olarak gerçekleşmiştir.

HAVAYOLU TAŞIMACILIĞI SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz.

Kaynak : IATA, Air Passenger Market Analysis, Ekim 2015

2015 yılı Ocak-Ekim dönemi için ücretli

yolcu kilometre (RPK) verilerinde

kapasiteye benzer bir tablo bizi

karşılamaktadır, en yüksek artışlar yine

%12,5 ile Ortadoğu ve %8,2 ile Asya Pasifik

bölgesinden gelmektedir.

Toplam pazarı dikkate alarak RPK

performansına bakıldığında ise, 2015/10

döneminde, geçen yılın aynı dönemine

kıyasla, %6,9 oranında bir artış

görülmektedir.

6

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

Sektörün 2015 yılındaki en önemli destekleyici gücü olan ve jet yakıtı fiyatları ile yüksek korelasyon sergileyen petrol fiyatlarına

baktığımızda ise; 2015 yılına 58 $/varil seviyesinden başlayan brent petrol varil fiyatı, yıl içinde en yüksek 69,60 $/varil seviyesini

görmüş, bu seviyelerde kalıcı olmayan fiyat hareketleri, arz fazlası ve küresel büyümeye dair olumsuz beklentilerin yükselmesi

sonucu, 36,05 $/varil ile 21 Aralık 2015 tarihinde 11 yılın en düşük seviyelerini test etmiştir.

HAVAYOLU TAŞIMACILIĞI SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz.

ABD Enerji Enformasyon Dairesi’nin Aralık raporunda

ortaya koyduğu tahminlerde 2015 ile kıyaslandığında, 2016 yılı

için brent petrol varil fiyatı tahmininin, 56 $/varil ile %5,6

daha yüksek olduğu görülmektedir.

Her ne kadar 2015 brent fiyat tahmini üzerinde bir 2016

tahmini ortaya konmuş olsa da 2013 ve 2014 yılları ile

kıyaslandığında petrol fiyatı tahmininin sektör için hala

destekleyici kaldığı söylenebilmektedir.

IEA (Uluslararası Enerji Ajansı) tarafından 10 Kasım 2015’te

yayınlanan World Energy Outlook raporunda petrol

piyasasında dengelenmenin 2020 yılında gerçekleşeceği ve

fiyatların 80$/varil seviyesine ulaşacağını öngörmektedir.

Kuveyt’in OPEC temsilcisi Al-Shatti, Libya, Irak ve İran’dan

önümüzdeki dönemde petrol arzında yükseliş yaşanmasının

beklendiğini, bunun da petrol piyasasında arz fazlasının 5 yıl

daha sürmesine neden olacak şekilde piyasanın denge

bulmasını geciktirebileceğini söylemiştir. (İran’dan 2016

yılında günlük 1 milyon varil petrol arzı beklenmektedir.)

Brent Petrol ($/varil, haftalık) Haziran 2014-Aralık 2015

2013 2014 2015 2016

Brent Petrol ($/varil) 109 99 53 56

WTI ($/varil) 98 93 49 51

Kaynak : EIA (ABD Enerji Enformasyon İdaresi), Aralım 2015

7

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

Havayolu taşımacılığı sektörünün gelecek dönem beklentilerine değinmek gerekirse; petrol arz ve talebine bağlı olarak fiyatların

yanında nüfus, GSYH, dünya ticareti gibi makro göstergeler sektör performansı açısından kilit öneme sahiptir.

Dünya Ticaret Örgütü (WTO), 30 Eylül 2015 tarihinde yapmış olduğu açıklamasında; emtia fiyatlarındaki zayıflık ve ithal

talebindeki azalma nedeniyle, 2015 yılı dünya ticareti büyüme beklentisini %2,8 seviyesine (önceki : %3,0), 2016 yılı dünya

ticareti büyüme beklentisini de %3,9 seviyesine (önceki : %4,0) aşağı yönlü revize etmiştir. Ancak yine de 2015 yılı ile

kıyaslandığında büyüme projeksiyonları 2016 yılında hızlanan bir dünya ticaretine işaret etmektedir.

Büyüme tarafında ise IMF’nin son revizyonu 2015 yılı Ekim ayında yapılan Dünya Ekonomik Görünüm Raporu, 2015 yılında

%3,1 ve 2016’da hızlanarak %3,6 büyüyen bir dünya ekonomisi öngörmektedir. Çin’de yavaşlama beklenmeye devam ediliyor

olsa da ABD önderliğinde diğer gelişmiş ülkelerin ve aynı zamanda EM’lerin de 2015 yılı ile kıyaslandığında, 2016 yılında daha

iyi performans gösterecekleri beklentileri ve dünya ticaret hacmi projeksiyonları sektör için destekleyici kalmaktadır.

HAVAYOLU TAŞIMACILIĞI SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz.

Dünyanın en büyük sivil ve askeri havacılık şirketlerinden biri olan Boeing

tarafından yayınlanan Current Market Outlook raporunda 2015-2034

yılları arasında yıllık ortalama olarak yolcu trafiğinin %4,9, kargo

trafiğinin %4,7 oranında artışlar kaydetmesi beklenmektedir. Gelecek 20

yıllık dönemde dünya ekonomisinin yıllık ortalama %3,1 oranında

büyümesi beklentisi dikkate alındığında sektörün global büyümenin

üzerinde bir performans ile göstermeye devam edeceğini düşünmekteyiz.

Bölgeler açısından 2014 yılında yolcu trafiğinin (RPK) %49’unu Avrupa ve

K.Amerika sağlarken 2034 yılında bu oranın %38’e gerilemesi, en büyük

katkının Asya ve Ortadoğu’dan gelmesi beklenmektedir.

Söz konusu rapora göre Asya’nın en büyük pazar haline gelmesi

beklenmektedir ki ekonomik büyümenin zayıf seyrettiği dönemlerde dahi

artmaya devam eden yolcu trafiği de bu öngörüyü desteklemektedir.

IMF Büyüme Beklentileri 2015 2016

Dünya Ekonomisi 3,1 3,6

Gelişmiş Ülkeler 2,0 2,2

ABD 2,6 2,8

Euro Bölgesi 1,5 1,6

Japonya 0,6 1,0

Gelişmekte Olan Ülkeler 4,0 4,5

Çin 6,8 6,3

Dünya Ticaret Hacmi 3,2 4,1

Kaynak : IMF WEO, Ekim 2015

8

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

Yurtiçinde sektörün görünümüne bakıldığında ise; 2015 yılının Ocak-Kasım döneminde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla, iç

hatlarda %14, dış hatlarda ise %4,7 oranında olmak üzere toplam yolcu trafiğinin %9,4 artış kaydettiği görülmektedir. Bagaj,

kargo, posta toplamından oluşan yük trafiği rakamlarına tonaj bazlı baktığımızda ise; DHMİ verilerine göre, 2015 yılı ilk 11

aylık dönemde, yıllık bazda, iç hatlar yük trafiği %9,6, dış hatlar yük trafiği ise %4,2 oranında artış kaydetmiştir. Bu şekilde

Türkiye genelinde toplam yük trafiği %5,8 yıllık artış kaydetmiştir.

HAVAYOLU TAŞIMACILIĞI SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz.

Kaynak : DHMİ

İç Hat Dış Hat Toplam İç Hat Dış Hat Toplam

İstanbul Atatürk 17.946.598 38.880.714 56.827.312 5 11 9

İstanbul Sabiha Gökçen(*) 17.051.398 8.853.739 25.905.137 24 12 20

Ankara Esenboğa 9.710.197 1.454.520 11.164.717 11 8 10

İzmir Adnan Menderes 8.671.177 2.507.344 11.178.521 13 0,5 10

Antalya 6.401.690 20.596.645 26.998.335 10 -6 -2

DHMİ TOPLAMI 72.271.006 70.138.053 142.409.059 11,8 3,7 7,7

TÜRKİYE GENELİ 89.769.076 79.595.755 169.364.831 14,0 4,7 9,4

Havalimanları Yolcu Trafiği

2015 YILI KASIM SONU

(Kesin Olmayan) 2015 /2014 (%)

9

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

Türkiye ekonomisinin büyüme oranı üzerinde performans sergileme eğilimini Ocak-Ekim verilerine göre 2015 yılında da devam

ettiren havayolu taşımacılığı sektörüne dair DHMİ tahminleri ise aşağıdaki tabloda sunulmuştur;

Yurtiçinde sektörün 2016 yılı beklentileri çerçevesinde DHMİ’nin 2016 yılına ait projeksiyonları; %6,8 iç hat ve %9 dış hatlar

olmak üzere yolcu trafiğinde %7,8 oranında, %6,1 iç hatlar %5,2 dış hatlar olmak üzere yük trafiğinde de %5,4 oranında artış

kaydedilmesini öngörmektedir.

HAVAYOLU TAŞIMACILIĞI SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz.

2015 2016 2017 2018

178.061.045 192.033.097 203.855.969 225.122.374

94.824.628 101.301.145 107.431.107 109.730.693

83.236.417 90.731.952 96.424.862 115.391.681

1.796.774 1.930.545 2.034.663 2.211.879

3.059.345 3.225.689 3.392.034 3.976.483

863.324 915.791 968.257 1.038.993

2.196.020 2.309.899 2.423.777 2.937.490

Kaynak : DHMİ

Yurtiçi Yolcu, Uçak ve Yük

Trafiği Tahminleri

Yolcu Trafiği

Yük Trafiği

- İç Hat

- Dış Hat

- İç Hat

- Dış Hat

Tüm Uçak (Overflight Dahil)

2015 3,0%

2016 4,0%

2017 4,5%

2018 5,0%

Kaynak : 2016-2018 OVP

Türkiye GSYH BüyümesiHem DHMİ sektörel projeksiyonlar hem de OVP’de yer alan Türkiye büyüme

tahminleri dikkate alındığında; küresel çapta olduğu gibi Türk havayolu

taşımacılığı sektöründe de ülke ekonomisi büyüme performansı üzerinde bir

büyüme eğiliminin korunması beklenmektedir.

Diğer taraftan IATA, küresel çapta sektörün 2015 yılında net karının %80 artışla

29 milyar USD olmasını beklemektedir ki petrol fiyatlarının sağladığı maliyet

avantajı yurtiçinde de karlılık beklentilerini desteklemektedir.

10

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

RİSKLER : 2016 yılı için iyimser beklentilere sahip olduğumuz ve 2015 yılında olduğu gibi 2016 yılında da en beğendiğimiz

sektörler arasında yer verdiğimiz havayolu taşımacılığı sektöründe beklentilerimizin önündeki en önemli aşağı yönlü riskler;

jeopolitik tansiyonun yükselmesi riskidir. Suriye sınırında bir Rus savaş uçağının düşürülmesi sonrası oluşan ortam ve tur

satışlarının yasaklanması gibi yaptırımlar, havayolu taşımacılığı için özellikle de THY için stres yaratsa da şimdilik sivil havacılık

kapsamında yalnızca charter uçuşların yasaklanması, 10 noktaya uçuş gerçekleştirilen Rusya’nın toplam gelir içindeki payının

%1,5’i aşmaması ve THY’nin de Rusya kapasitesini başka ülkelere kaydıracağını açıklaması nedeniyle risklerin dengeli

olduğunu düşünüyoruz. İç güvenlik kaygıları ve jeopolitik risklerin yatışması durumunda ise görece zayıf TL’nin turistik

cazibeyi artırıcı etkilerinin yeniden artmaya başlaması beklenebilir. Ayrıca petrol fiyatlarında sert yükselişler, salgın hastalıklar,

küresel resesyon ile hem satın alma gücü ve harcama eğilimlerinde bozulma hem de dünya ticaretinde sert düşüşler gibi riskler

de uluslararası havayolu taşımacılığı sektörü için olduğu gibi yurtiçi sektör için de önemli risk unsurları olmaktadır.

FIRSATLAR : İlk etap kredisinin 6 banka (%70 kamu-%30 özel sektör) ile 19.10.2015 tarihinde imzalanan ve ilk etabının 2017

sonu 2018 başında devreye alınması beklenen 3.havalimanı, Başbakan Davutoğlu’nun Mayıs 2015’te 12-25 yaş arası gençlerin

THY biletlerini %30 indirimli alabileceği açıklaması ve Almanya Başbakanı Merkel’in Türkiye ziyareti ile AB sürecine dair

iyileşen beklentiler, Ekim 2015’teki AB Liderler Zirvesi’nde AB Komisyonu Başkanı Juncker’in vize muafiyet sürecinin temel

ilkelerden vazgeçilmeden hızlandırılacağı açıklaması (Türkiye’nin mülteci krizi işbirliğinde vize serbestisi sürecinin ürecinin

hızlandırılarak 2016 içinde sonuca ulaştırılmasını talep ettiği bildirilmişti) fırsatlar olarak karşımıza çıkarken jeopolitik gerilim

ve iç güvenlik kaygılarının yatışması ile Türkiye’nin zaten doğal bir avantajı olarak coğrafi konum ve turistik cazibesinin

yeniden ön plana çıkmaya başlaması, genç nüfus, sektörde rekabetçi bilet fiyatlandırma yapısı, sektörde hem penetrasyonun hem

de havayolu ile seyahat ilgisinin hala Avrupa’ya kıyasla düşük olması ve düşük seyreden petrol fiyatlarının da sektörü

desteklemesinin beklenebileceğini düşünmekteyiz.

Bu çerçevede 2016 yılında %8-10 bandında büyüyen bir yolcu trafiği, %5 bandında büyüyen kargo trafiği ile sektörün büyümeye

devam etmesini, düşük petrol fiyatlarının da karlılık performansına olumlu yansımalarının devam etmesini beklemekteyiz.

2014’te maliyet yapısı büyük ölçüde ABD doları, ciro yapısı ise euroya dayalı olan sektörde 2015 yılının Mayıs ayında Türk

Havayolları A.O. tarafından uygulanmaya başlanan bilet ücretlendirmesi değişikliğinin ve hem enerji hem bilet fiyatları

tarafında uyguladığı politikalar ile etkin bir hedge mekanizması ortaya konmasının şirketi yine sektörde öne çıkarmaya devam

etmesi söz konusu olabilecektir.

HAVAYOLU TAŞIMACILIĞI SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz. 11

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

TÜRKBESD verilerine göre; Türkiye beyaz eşya sektörü son yıllık performansı, önemli bir üretim üssü konumunda bulunması,

21 milyon adet üretim, 14 milyon adet ihracat rakamı ve toplam 22,5 milyon adetlik üretim kapasitesi ile güçlü bir duruş

sergilemektedir. 100’ün üzerinde ülkeye üretim yapan sektör özellikle Avrupa’da oldukça hakim bir konuma sahiptir ve toplam

üretimin %70’ini ihraç etmektedir. İhracatın da yarısından fazlası, yaklaşık %60’ı Avrupa’ya yapılmaktadır.

Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği Başkanı Özcan Aydilek de 2015 yılı Mart ayındaki basın toplantısında «Son 10 seneye

bakarsak üretimimizde %100’lük bir artış olmuş, her sene yüzde 6 oranında büyüme sağlamışız. Bu büyüme oranları ile gidersek

bile bizim 2023 yılı için hedefimiz yıllık 40 milyon adet üretim yapmak” değerlendirmesinde bulunmuştur.

Sektörde 2015 yılının ilk dokuz aylık dönemi performansına bakıldığında; 2015 yılının Ocak-Eylül döneminde; beyaz eşya

üretimi, yurtiçi satışı, ihracatı ve ithalatı bir önceki yılın aynı dönemine göre, sırasıyla, yüzde 7,0, yüzde 7,7, yüzde 4,8 ve yüzde

17,5 oranlarında artmıştır.

BEYAZ EŞYA SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz.

TÜRKBESD verilerine göre; buzdolabı, derin

dondurucu, çamaşır makinası, çamaşır kurutma

makinası, bulaşık makinası ve fırından oluşan altı

ana ürün grubunda Türkiye beyaz eşya pazarı,

geçen yılın aynı dönemine göre, %7,7 oranında

büyüme kaydetmiştir.

Beyaz Eşya Sektörü Performansı (Ocak-Eylül 2015/2014)

12

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

Türkiye’de beyaz eşya satışları 2015 yılı birinci çeyrekten itibaren bir toparlanma sürecine girmiş ve 2.çeyrekte de devam eden

bu toparlanma ile 2015 yılı Ocak-Haziran döneminde toplam satışlar 10,3 oranında artarak 3 milyon 287 bin 725 adet olarak

gerçekleşmiştir ki bu da ilgili dönem için son 3 yılın en yüksek yüksek rakamına işaret etmektedir. Dayanıklı Tüketim ve Beyaz

Eşya Perakendecileri Derneği (BEYPER) Başkanı Şahin Mersin, bu dikkat çekici performansta evlilik, eşya yenileme ve

boşanmaların yanı sıra Suriye’den göç edenlerin de önemli etkisi olduğunu açıklamıştır.

Yılın 3.çeyreğine baktığımızda ise; özellikle seçim sonrası iç dinamiklerin yarattığı ortamda yatırım ve harcama kararlarının

ertelenmesi sonucu satışlarda bir miktar ivme kaybı gerçekleşmiş ve çeyreklik %4’lük artışın ardından sektör 2015 yılı Ocak-

Eylül dönemini yurt içi satışlarda toplam %7,7’lik bir artış ile tamamlamıştır.

İhracat tarafına baktığımızda ise; Euro/Türk Lirası paritesinde yükselişlerin Türk beyaz eşya üreticilerini daha rekabetçi hale

getirmesi ile 2015/09 döneminde sektörün ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre, yaklaşık %5 oranında artış kaydetmiştir.

BEYAZ EŞYA SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz.

Kaynak : Kalkınma Bakanlığı

13

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

Türkiye’de beyaz eşya sektöründe iç dinamiklerde mevcut durumda, siyasi istikrar ve bunun tüketici güvenine yansımaları,

sektörde enerji verimliliği, konut sektörüne dair gelişmeler, nüfus dinamikleri, evlilik ve boşanmalar ve son dönemde Suriyeli

mülteciler konusu belirleyici etkiler yaratmaktadır.

İç dinamiklere ek olarak sektörde üretimin %70’inin ihraç ediliyor olması ve bunun da yarıdan fazlasının, yaklaşık %60’ının AB

ülkelerine yapılıyor olması sektörde üretim ve toplam satış rakamlarının Avrupa ekonomisi dinamiklerine de yüksek derecede

hassasiyet göstermesine neden olmaktadır.

2016 beklentilerine büyüme projeksiyonları ile başlayacak olursak; oldukça volatil geçen 2015 yılının ardından hem IMF

tahminleri dünya ekonomisi ve Eurozone için, hem de OVP’de Türkiye ekonomisi tahminleri 2016 yılı için daha iyi bir büyüme

görünümüne işaret etmektedir.

ECB’nin 2015 yılında hızlandırdığı ekonomiyi destekleyici adımların önümüzdeki dönemde de devam edeceği beklentileri ile

Euro Bölgesi için özellikle 2016 ikinci yarıda daha belirgin hale gelecek şekilde iyileşen bir büyüme görünümü öngörmekteyiz.

FED’in de para politikasında sıkılaşmaya başlaması ile TL’nin görece zayıf kalmaya devam etmesini beklediğimizden TL için

rekabetçi duruş ve sektörde ciro yansımaları bakımından iyimser beklentilerimizi 2016 için de korumaktayız.

BEYAZ EŞYA SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz.

IMF Büyüme Beklentileri (%) 2015 2016

Dünya Ekonomisi 3,1 3,6

Gelişmiş Ülkeler 2,0 2,2

ABD 2,6 2,8

Euro Bölgesi 1,5 1,6

OVP Beklentileri (%) 2015 2016

Türkiye 3,0 4,0

Kaynak : IMF WEO, OVP

Sektör dinamiklerinden bahsederken Kasım ayı sonlarında Rusya ile

artan gerilimin etkilerine de değinmek gerekmektedir. Bu gerilim

öncesi zaten Rusya’da ekonomik koşullar da beyaz eşya pazarının

2015/08 döneminde %31 daralmasına neden olmuştu.

Şirket bazında; Arçelik’in Rusya gelirlerinin konsolide ciro içinde

%2,7 civarındaki düşük payı, bunun da %20’sinin Türkiye’den

gidiyor olması, kalanının Rusya’da üretiliyor olması, Vestel Beyaz

Eşya tarafında da satışların %55’inin Avrupa’ya, %25’inin Türkiye ve

kalan %20’nin de 150 civarı ülkeye yapılıyor olması ve pazar

çeşitlendirmesi nedeni ile çok sert etkiler öngörmemekteyiz.

14

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

BEYAZ EŞYA SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz.

Kaynak : TÜİK, Eurostat

Sektör için iç pazar ve AB bölgesine dair güven

endekslerine bakıldığında Türkiye’de hem

tüketici güveni hem de perakende ticaret güven

endekslerinin Ekim itibariyle toparlanmaya

başladığı, Avrupa Birliği’nde ise tüketici

güveninde 2014 yılı Kasım ayından bu yana

baktığımızda pozitif bölgeye geçiş olmadığı ancak

perakende güveni tarafında Temmuz ayından

itibaren iyileşme sinyalleri alındığı görülmektedir

ki bunları da sektör için beklentilerimize destek

sinyalleri olarak görmekteyiz.

Konut sektörüne bakıldığında ise; 2015 yılının ilk 5 aylık

döneminde toplam konut satışlarında görülen ivmenin Eylül

dönemine dek içeride artan siyasi belirsizlik ve risklerle düşüş

kaydettiğini yandaki grafikten görebilmekteyiz. Ancak

kümülatif kıyaslamalara göre toplam satışlarında 2015/11’de

toplam satışların yıllık bazda %11,3 artış kaydedilmiştir.

Kaynak : TÜİK Kaynak : TÜİK

İlk Satış İkinci El Satış Toplam

2014/11 475 710 555 005 1 030 715

2015/11 524 635 622 086 1 146 721

Değişim 10,3% 12,1% 11,3%

Kaynak : TÜİK

15

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

Konut tarafında 2015/11 döneminde kümülatif olarak toplam satışların yıllık artışlar göstermeye devam etmesi, 15-64 yaş arası

nüfusun toplam nüfusun %68’ini oluşturması, 2011-2014 yılları arası 600 bin olan ortalama evlilik sayısı ve artan boşanma hızı

da beyaz eşya talebi için destekleyici faktörlerdir. Ek olarak da Dayanıklı Tüketim ve Beyaz Eşya Perakendecileri Derneği’nin de

dikkat çektiği üzere Suriyeli sığınmacıların yarattığı ek talebin, Suriye’de belirsizlikler hala geçerli olduğu için, bir müddet daha

sektörde etkilerinin hissedilebileceğini düşünmekteyiz.

Sektörün maliyet yapısı açısından da önünde bazı fırsatlar güncel kalmaya devam etmektedir. Yüksek yerli malzeme ve girdi

kullanım oranı (%60-70) global ölçekte önemli bir üretim üssü olan Türkiye beyaz eşya sektörünün üretim maliyetleri tarafında

kur etkilerinden önemli ölçüde korunmasını sağlaması bakımından kritik önemdedir. Ek olarak; hem baskı altındaki enerji

fiyatları hem de lokasyon avantajı itibari ile Avrupa pazarında, yakın rekabet halinde olunan Asyalı üreticilere kıyasla, daha

düşük lojistik maliyetleri ve Batı Avrupa’ya kıyasla daha düşük işçilik maliyetleri de sektöre fırsatlar sunmaktadır. Orta vadeli

beklentilerde ise İran pazarının yeniden açılması zayıf Ortadoğu pazarının etkilerini dengelemesi bakımından önemli olacaktır.

Sektörde enerji verimliliği olan ürünlerde ÖTV indirimi konusunda hükümetin de destekleyici tutumu da önemlidir. Mayıs

ayında A+ enerji sınıfı ürünlerde %6,7 olan beyaz eşya ÖTV oranının indirileceği haberleri sektörü hareketlendirmiştir. Bu

tarafta destekleyici adımların devam etmesi sektör için beklentilerin yukarı yönlü revize edilmesine imkan verecektir.

Son olarak da 2014 yılı sonlarında alınan makro ihtiyati tedbirler ile sektörde taksit sınırlandırmasının da esnetilerek mobilya,

beyaz eşya ve eğitim harcamalarında taksit sayısının 9 aydan 12 aya çıkarılması kararına baktığımızda ise; bu adımı sektör için

olumlu olarak değerlendirsek de zaten daha önce de bu sınırlamanın olumsuz yansımalarını görmeyi (sektörde ortalama taksit

sayısının sınırlamanın altında olması nedeniyle) beklemiyorduk, dolayısıyla en azından beyaz eşya tarafında sınırlı bir pozitif

etkiden bahsetmenin söz konusu olacağını düşünmekteyiz.

Yüksek belirsizlik ortamı olan 3Ç15 döneminde dahi %4 artan yurt içi satışları ve 2015/09 döneminde %5 artan ihracatı dikkate

aldığımızda sektörde toplam büyümenin 2016 yılında da %4-5 bandının altına inmeyeceğini öngörmekteyiz. Saydığımız fırsatlara

ek olarak bu öngörümüz üzerindeki aşağı yönlü riskler ise; Avrupa’da beklenmedik şekilde teknik resesyona dönüş, FED’in

beklenenden hızlı sıkılaştırma adımlarının içeride para politikasına yansımaları, jeopolitik riskler ve iç güvenlik endişelerinin

tüketim kararlarında bozulmaya yol açması, konut sektöründe derinleşen bir bozulma olarak sıralanabilmektedir.

BEYAZ EŞYA SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz. 16

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

2012 ve 2013 gibi sektör için oldukça parlak geçen yılların ardından konut sektöründe toplam satış adetleri 2014 yılında %0,7

artışla 1.165.381 olarak gerçekleşmiştir, 2015 yılının Ocak-Kasım döneminde ise 1.146.721 adet seviyesindedir.

Toplam konut satışlarına Ocak 2014 – Kasım 2015 dönemi için baktığımızda; artış eğiliminin son aylardaki gelişmelerle yataya

döndüğünü, Ocak-Nisan 2015 döneminde ay bazında hızlanarak artmaya devam eden konut satışlarının Mayıs ayı itibariyle

mevcut yurtiçi konjonktürden olumsuz etkilenmeye başladığı, sektörün Mayıs ayından itibaren bekle-gör havası içine girdiği

görülmektedir, Ekim ve Kasım 2015 verileri ise iyileşme sinyalleri göstermektedir.

2014 ve 2015 yılları verilerini Ocak-Kasım dönemleri itibariyle kıyasladığımızda hem ilk satış hem de ikinci el satış verilerinde

çift haneli artış oranları ile toplam satış rakamlarında yaklaşık %11 artış görülse de 2014 yılında sektörün ilk 9 aydaki olumsuz

performansı son 3 ayda tersine çevirerek 2013 yılına kıyasla yatay bir görünüm ile dengelenmeyi sağladığı unutulmamalıdır.

Dolayısıyla seçim süreci, bunun yarattığı politik belirsizlikler, jeopolitik riskler, TL’de değer kaybı ve doların küresel çapta güç

kazanımı, iç güvenlik endişeleri gibi pek çok nedenin birleşmesi nedeniyle 2015 yılının konut sektörü için satışlar anlamında ivme

kaybı ile geçtiği söylenebilir.

İNŞAAT & KONUT SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz.

İlk Satış İkinci El Satış Toplam

2014/11 475 710 555 005 1 030 715

2015/11 524 635 622 086 1 146 721

Değişim 10,3% 12,1% 11,3%

Kaynak : TÜİK

17

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

Konut satışlarının ardından yapı ruhsatları, yapı kullanım izin belgeleri, inşaat üretim endekslerinin gelişimine bakıldığında ise

2015 yılının 2.çeyreğinde bir toparlanma görülse de seçim etkilerinin henüz ortadan kalkmadığı 3.çeyrekte toparlanmanın devam

etmediği görülmektedir.

İNŞAAT & KONUT SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz.

Konut fiyatlarının seyri bakımından

ise artış eğiliminin kesintisiz şekilde

devam etmekte olduğu, bu hareketin

de bina inşaatı maliyet endeksi ise

uyumlu bir görünüm ortaya koyduğu

söylenebilir.

Bina inşaat maliyetleri dikkate

alınırken de Türkiye’de gayrimenkul

sektörünün maliyetler açısından döviz

kuruna %20 civarında bir duyarlılığı

olduğu unutulmamalıdır.

18

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

Sektörün 2015 yılı genel görünümü açısından önemli olan yabancıya konut satışı ve konut kredilerine baktığımızda ise;

İNŞAAT & KONUT SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz.

Kaynak : TCMB

TL üzerinden açılmış konut kredilerinin 2014 yılında kaydettiği gevşeme

hareketinin destekleyici etkisinin özellikle Mayıs-Ekim döneminde

tersine döndüğü görülmektedir. Ancak seçim sonrası ilk veriler konut

kredi faizlerinde dengelenmenin işaretlerini vermektedir.

Faizlerin seyrine rağmen 2010-2015 dönemini ele aldığımızda toplam

bireysel konut kredi stoğunun artış eğilimine devam ettiği görülmektedir.

2010 yılında 61, 2012 yılında 86, 2014 yılında 125 milyar TL olan bireysel

konut kredi stoğu 2015/09 döneminde 141 milyar TL olmuştur. 2014/09

döneminde %13 büyüyen konut kredileri 2015/09’da %18 artmıştır.

Yabancılara konut satışı verilerinde ise her ne kadar seçim sonrası

belirsizlik ortamı bir miktar ivme kaybına neden olsa da ilginin, özellikle

Orta Doğu’dan, yüksek şekilde devam ettiği görülmektedir. 2014 yılında

%55,6 oranında adet bazında yıllık artış kaydeden konut satışları, 2015

yılının ilk 11 aylık döneminde ise, geçen yılın aynı dönemine kıyasla,

%20,13 oranında artış kaydetmiştir.

Son olarak inşaat sektörü güvenine bakıldığında ise özellikle 2015 yılının

Haziran ayından bu yana mevsimsellikten arındırılmış verilerde

bozulmanın hız kazanarak bu görünümün Ekim ayına dek devam ettiği

ancak Ekim ayında bozulma hızının oldukça gerilediği (-0,5%) TÜİK

verilerinden takip edilebilmektedir.

Gelecek dönemde istikrar ortamının etkisi ile inşaat sektörü güveninde

iyileşme beklenmektedir.

19

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

Sektörün özet görünümünden de anlaşılacağı üzere; 2015 yılı ve özellikle Mayıs-Eylül dönemi, yurt içinde siyasi belirsizlik ortamı

ve beraberinde yaşanan başta iç güvenlik endişeleri olmak üzere yüksek tansiyondan olumsuz etkilenmiştir. Bekle-gör moduna

giren sektörde, sektör temsilcilerinin basına yansıyan yorumlarından da görüldüğü üzere, 1 Kasım seçimleri sonrası siyasi

istikrarın devam edecek olması ile beklentiler iyileşmeye başlamıştır.

Türkiye’de siyasi istikrar 1 Kasım seçimleri ile yeniden sağlanmışken yapısal reformlar başta olmak üzere hükümet politikaları

ile bir yatırım merkezi olarak yeniden bir hikaye ve cazibe oluşması durumunda, yurt içinde konut kredisi faiz oranlarında

destekleyici bir tablo oluşabileceğini düşünmekteyiz. Elbette bu noktada, Aralık’taki PPK toplantısında FED’in faizlerde

normalleşme sürecini başlatmasına karşın harekete geçmeyen TCMB’nin gelecek dönemdeki adımları ve FED’in politika

adımları ve sıkılaştırma hızı da oldukça kritik olacaktır.

Konut sektörü için son yılların en önemli itici güçlerinden olan kentsel dönüşüm süreci başta olmak üzere sektöre özgü hükümet

politikalarının devamlılığına dair 7 Haziran seçimleri sonrası oluşan endişeler ortadan kalkmıştır. Bununla beraber içeride

yükselen güvenlik endişeleri ve terör saldırılarının yatışmaya başlamış olması da bu risklerden çekinen yabancı yatırımcıların

ertelenen yatırım kararlarının yeniden aktive olmasını sağlayabilecektir, bu çerçevede jeopolitik risklerin yanı sıra iç güvenlik

risklerinin de seyri (ki mevsimsel olarak da düşüş göstermesi beklenmektedir) sektöre yabancı ilgisi bakımından önemli

olacaktır. Yine de seçim sonrası konjonktürde kaybedilen ivmenin de telafi edilerek özellikle Ortadoğu’dan konut sektörüne olan

ilginin devam etmesini beklemekteyiz. Orta-uzun vadede İran’a yaptırımların kaldırılması da fırsat yaratabilecektir.

2016 yılı için bir diğer avantaj ise; «yeni tip imar yönetmeliği» uygulamasının 1 Ocak 2016’da yürürlüğe girme kararının 2016 yıl

sonuna ertelenmiş olmasıdır. Bu yönetmelik ertelemesi sektörde emsal avantajının 2016 yılının sonuna dek devam etmesine

imkan vereceğinden sektör oyuncuları tarafından memnuniyet ile karşılanmıştır. Ancak yine de bu ertelemeden yalnızca Mayıs

ayından önce sözleşmelerine başlamış olanların yararlanabileceği de unutulmamalıdır.

2015 yıl başından Aralık sonlarına dek geçen sürede döviz sepetinde görülen yaklaşık %18’lik artışa (Eylül sonu itibariyle bu

artış %24’lerdeydi) karşılık yılın ilk 9 aylık döneminde ise inşaat malzemesi maliyet artışı %5,2 olarak gerçekleşmiştir.

Dolayısıyla kurdaki artışın bire bir fiyatlara yansıtılmasını beklemiyor, kısa vadede talep ile uyumlu kademeli artışlar

yaşanabileceğini düşünmekteyiz.

İNŞAAT & KONUT SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz. 20

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

Sektörün önündeki fırsatlarda seçim öncesi askıya alınan yatırım kararlarının devreye alınması ile arsa anlaşmaları, yeni konut

projeleri gibi alanlarda inşaat üretim artış hızının yükselmesi de öne çıkmaktadır. Coldwell Banker Türkiye, İstanbul Emlak

Komisyoncuları ve Danışmanları Odası, EVA Gayrimenkul Değerleme gibi sektörel uzmanlardan gelen açıklamalar ile

desteklenen sektörde hareketlilik beklentileri özellikle yabancıya satışlar konusunda 2016 ilk yarıya işaret etmektedir.

Özellikle 2016 1.çeyrek ve de bahar aylarında Körfez ülkelerinden artması beklenen talebe ve mütekabiliyet yasasının yabancı

yatırımcılara konut satışını desteklemesinin yanı sıra 3.köprü, 3.havalimanı, Boğaz Tüp Geçidi, Galataport, İstanbul Finans

Merkezi, Kanal İstanbul gibi mega projeler ve bunların yakınında beklenen yapılaşma da yalnızca konut değil gayrimenkul ve

inşaat sektörünün tamamı için gelecek dönemlerde olumlu beklentiler yaratmaktadır.

Nüfus dinamikleri ve 2023 yılına dek devam etmesi beklenen kentleşme ve kentlere göç hareketi de sektörün önündeki bir diğer

uzun vadeli fırsattır. Mevcut durumda %78’lerde seyreden kentleşme oranının 2023 itibariyle %84 seviyesinin üzerine çıkması

yönündeki beklentiler sektör için önemlidir.

Sektörün önündeki risklere baktığımızda ise; siyasi riskler ortadan kalkmış olduğu için iyimser havanın estiği inşaat sektöründe

jeopolitik riskler ve iç güvenlik riskleri hem cazibeyi azaltması hem de döviz kuru ve faizi yukarı yönlü tetikleyerek talebi bu

yönden de olumsuz etkilemesi bakımından en önemli risklerdendir. Bu risklerden bağımsız olarak faiz oranlarında hızlı

yükselişler, döviz kurunda oynaklığın ve sert yükselişlerin tekrar etmesi de sektörel beklentileri olumsuz etkileyebilecektir.

Son 10 yılda Türkiye GSYH büyümesinin üzerinde performans gösteren inşaat üretimi büyüme hızının bu hareketini 2016

yılında da devam ettirmesini, 2015 yılının ortalarında sektörde görülen ivme kaybının normal şartlar altında tekrar etmeyeceği

yönündeki baz senaryomuza dayanarak da konut satışlarının yeniden yıllık çift haneli artışa dönebileceğini öngörmekteyiz.

KONUTDER (Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği) önderliğinde Ortadoğu yatırımcıları için düzenlenen fuarda

yabancıya satış hedefi olarak 2016 için 10 milyar $ seviyesinden bahsedilmektedir, bunun yanında sektör temsilcilerinin 2016 yılı

toplam konut satış artış beklentisi ise %15-20 bandında oluşmaktadır.

İNŞAAT & KONUT SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz. 21

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

2016 yılında olumlu performans göstermesini beklediğimiz inşaat, otomotiv, beyaz eşya gibi lokomotif sektörlere girdi sağlayan

cam sektörünün performansı da haliyle bu sektörler ile yüksek korelasyon göstermektedir.

Global görünüme baktığımızda; dünyada cam sektörü global ekonominin performansına bağlı olarak yıllık ortalama %2-4

bandında büyüme kaydetmektedir ve 2014 yılı itibariyle yaklaşık 180 milyon ton ve 140 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahiptir.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü verilerine göre; toplam büyüklüğün ürün bazında, toplam

üretimin ve uluslararası satışların bölge bazında dağılımı aşağıdaki grafiklerde gösterilmektedir;

Türkiye’de ise (Türkiye ve yurtdışı toplam) üretim kapasitesi yıllık 5,6 milyon ton, yalnızca Türkiye içinde ise yıllık 3,5 milyon

ton seviyesindedir. Yurt içi üretim kapasitesinin yarısını da sektörde global anlamda da en hızlı büyümeyi kaydetmekte olan düz

cam ürün grubu oluşturmaktadır, kalan yarısı da %32 cam ambalaj, %16 cam ev eşyası ve %2 cam elyafından oluşmaktadır.

CAM SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz. 22

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

Global anlamda sektörün performansı en büyük üreticiler Avrupa ve ABD’den etkilenmekte, ek olarak Rusya, Türkiye gibi

ülkeler de özellikle düz cam alanında ön plana çıkmaktadır.

Avrupa’da 2014 yılından bu yana toparlanma sinyalleri alınmakta olsa da Rusya’nın 2014 yılında yaşadığı türbülans ve krizi

nedeniyle diğer tüm sektörler gibi cam sektörü de kaçınılmaz olarak bu ekonomik konjonktürden olumsuz etkilenmiştir. Ayrıca

dünya cam ithalatında ilk sıralarda yer alan Çin’e ek olarak Asya’nın önemli pazarlarından Hindistan’ın ekonomik performansı

da global sektörün performansı açısından belirleyicidir.

Çin ekonomisi için ekonomik büyümede imalat sanayinden teknoloji ve hizmetlere kayan yapısal dönüşümün gerçekleşme

sürecinde bir ivme kaybı yaşanabileceği kaygıları hala devam ediyor olsa da hem hükümet hem merkez bankasının destekleyici

adımlarının devam etmesi, Hindistan’da 2015-2016 mali yılının 1.çeyreğinde %7’lik büyüme (2014 1.çeyrek %6,7), Avrupa

ekonomisinde özellikle 2016 yılının 2.yarısında belirgin hale gelmesini beklediğimiz toparlanma ve ABD ekonomisinden

toparlanma işaretlerinin sektör için olumlu sinyaller verdiğini düşünmekteyiz.

Ortadoğu’daki iç karışıklıklar ve İran için kaldırılması orta vadeye yayılacak yaptırımlar ise pazarın olumsuz hikayesi tarafında

yer almakta, bu saydığımız nedenlerin ortadan kalkması halinde ise yeni fırsatlar yaratma potansiyeli taşımaktadır.

CAM SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz.

Çin 16.040.862 Çin 7.330.477

Almanya 7.160.245 ABD 6.939.389

ABD 5.780.073 Almanya 6.128.297

Fransa 3.562.203 Fransa 3.687.220

İtalya 2.892.203 Güney Kore 2.761.947

Dünya Toplam 69.804.765 Dünya Toplam 74.726.470

Cam İhracatı (.000 $) - 2014 Cam İthalatı (.000 $) - 2014

Kaynak : ITC, Trade Map

23

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

Yeniden Türkiye’ye döndüğümüzde ise;

CAM SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz.

Cam İhracatı

2014/08

Cam İhracatı

2015/08Değişim

Düzcam - Miktar 222 217 -2,3%

Düzcam -Değer 264 219 -17,0%

Cam Ambalaj - Miktar 31 36 16,1%

Cam Ambalaj - Değer 21 20 -4,8%

Toplam - Miktar 457 441 -3,5%

Toplam - Değer 721 695 -3,6%

NOT : Miktarlar bin ton, değerler milyon USD anlamına gelmektedir.

Kaynak : Şişecam Faaliyet Raporu

Cam İthalatı

2014/08

Cam İthalatı

2015/08Değişim

Düzcam - Miktar 326 354 8,6%

Düzcam -Değer 246 239 -2,8%

Cam Ambalaj - Miktar 164 77 -53,0%

Cam Ambalaj - Değer 97 54 -44,3%

Toplam - Miktar 622 562 -9,6%

Toplam - Değer 601 533 -11,3%

NOT : Miktarlar bin ton, değerler milyon USD anlamına gelmektedir.

Kaynak : Şişecam Faaliyet Raporu

İhracat tarafında 2015 yılının ilk sekiz aylık döneminde miktar

bazında düz cam ihracatının %2,3 oranında yıllık düşüş

kaydettiği görülmektedir. AB ülkelerine yönelik ihracatın euro

cinsinden artmaya devam etmesine karşılık EURUSD

paritesinde yaşanan düşüşler nedeni ile dolar bazında

bakıldığında miktar bazlı düşüşün oldukça üzerinde bir geri

çekilme ile karşılaşılmaktadır.

Cam ambalaj ihracatında ise yine aynı dönemde, 2014 yılının

aynı dönemine kıyasla, %16 oranında bir artış kaydedilirken

değer bazında dolar olarak %5 civarında bir geri çekilme söz

konusudur.

İthalat verilerine gelindiğinde ise 2015 yılının Ocak-Eylül

döneminde bu kez tersine bir tablo ile düz cam ithalatının artış

kaydettiği, cam ambalaj ithalatının ise yıllık bazda hem miktar

hem değer olarak kayda değer düşüşler kaydettiği

görülmektedir.

Toplamda bakıldığında ise; Türkiye’nin cam ihracatı 2015/08

döneminde, 2014 yılının aynı dönemine kıyasla, %3,5 oranında,

cam ithalatı da %9,6 oranında azalmış görünmektedir.

24

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

Kaynak : ITC, Trade Map

CAM SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz.

Türkiye’nin cam ticaretinde en büyük 10 ticaret

partnerine baktığımızda; ihracat tarafında ağırlıklı olarak

Avrupa, onu takiben ise Ortadoğu, ABD ve Rusya öne

çıkmaktadır.

İhracat pazarlarında Rusya ilk 10’da yer alsa da $ bazlı

toplam ihracat gelirlerinin %3,1 gibi sınırlı bir miktarını

oluşturması nedeniyle sektörün geneli için Rusya-Türkiye

geriliminin sert baskı yaratmasını beklemiyoruz. Şirketler

özelinde ise gelirlerinin %35’inin Rusya, Gürcistan ve

Ukrayna’dan geliyor olması sebebiyle Anadolu Cam

dikkati çekmektedir.

2014 yılı verilerine göre; ithalat tarafında ise Çin’in 238,4

milyon $ ile başı çektiği görülmektedir ki bu toplam

ithalatın %27’sini oluşturmaktadır.

Detaylarda ise; 2015 yılının Ocak-Ağustos dönemine

Şişecam verilerine göre bakıldığında; en fazla ihracat

yapılan ülke olan Almanya’ya yönelik ihracat bir miktar

ivme kaybederken Rusya’ya ihracat da yılın ilk 8 aylık

döneminde %39 düşmüştür. Irak’a yapılan ihracatta ise

Ağustos ayındaki yaklaşık %12’lik artışla 2013 yılının

Haziran ayından bu yana ilk kez artış yaşanmıştır.

25

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

Girdi sağlaması bakımından cam sektörünün performansı üzerinde yüksek etki gösteren inşaat ve beyaz eşya ile hem yurt içi

hem Avrupa otomotiv sektörlerine dair 2016 yılı için iyimser beklentilerimiz cam sektörünü de izlemeye almamıza temel

dayanağı oluşturmaktadır. Özellikle düzcam tarafında inşaat ve otomotiv sektörlerinin önemli etkisi olmaktadır.

Lokomotif sektörlerin performansına ek olarak Türkiye’de cam sektörünün zaten %98 oranında yerli hammadde kullanıyor

olmasının sağladığı doğal koruma mekanizmasını ve ayrıca sektördeki 3,5 milyon tonluk kapasitenin %90’ını karşılayan

Şişecam’ın 150 ülkeye ihracat yaparak sağlamış olduğu pazar çeşitlendirmesini de önemsemekteyiz.

Bir diğer avantaj ise yoğun enerji kullanımı gerektiren sektör için (TOBB verilerine göre; enerji maliyetlerinin toplam

maliyetlere oranı düz camda %28, cam ambalajda %20, cam elyafta %16 seviyesindedir) 2016 yılında enerji fiyatlarında bir

baskı beklemiyor oluşumuzdur. Üretim enerji yoğun olduğu için (doğalgaz) enerji fiyatlarının düşük seyri de üretim maliyetleri

açısından olumlu bir görünüm çizmektedir.

Sektörün önündeki riskler ise;

* Ekonomide sert fren,

* Enerji maliyetlerinde hızlı yükselişler,

* Kentsel dönüşüm, altyapı projelerinde aksama,

* Beyaz eşya ve otomotiv sektörlerinden beklenen desteğin gelmemesi,

* Sektörün ihracatında en büyük paya sahip olan Avrupa’nın yeniden teknik resesyona dönmesi,

* FED’in beklenenden agresif bir parasal sıkılaştırma politikası izlemesiyle yükselen faizler

olarak sıralanmaktadır.

CAM SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz. 26

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

%100 yerli hammadde kullanımına dayalı üretim yapan Türk çimento sektörü, ülke içi talebin tamamını karşılamakta ve büyük

kısmı Ortadoğu ülkelerine olmak üzere dünyada 100’e yakın ülkeye ihracat da yapmaktadır.

Küresel çapta bakıldığında dünyanın en büyük 5.üreticisi ve 3.çimento ihracatçısı konumunda bulunan Türkiye’de ve global

çapta da sektörün performansı girdi sağlaması bakımından inşaat sektörüne yüksek oranda bağlılık arz etmektedir.

Sektörün 69,7 milyon ton üretim, 61,8 milyon ton tüketim ve 641,3 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiği 2014 yılının ardından

2015 yılı performansına baktığımızda;

Kaynak : TÇMB

ÇİMENTO SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz.

TÇMB verilerine göre; 2015 yılının Ocak-Eylül

döneminde, 2014 yılının aynı dönemine kıyasla, %4,6

oranında düşüşe işaret edecek şekilde sektör 52,1 milyon

ton düzeyinde üretim gerçekleşmiştir.

2015/09 döneminde iç satışlar %4,5’lik yıllık gerileme ile

46,4 milyon ton olurken ihracat ise, 2014 yılının aynı

dönemine kıyasla, miktar bazlı olarak %6 oranında

düşüş kaydederek 5,5 milyon ton olarak gerçekleşmiştir.

27

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

TÇMB’nin Ocak-Eylül 2015 dönemi verilerine aylık performans itibariyle bakıldığında ise;

Toplam satışların yaklaşık %90’ını oluşturan iç satışların özellikle konut sektörünün de ivme kaybetmeye başladığı Mayıs

ayından itibaren bir geri çekilme sürecine girdiği ancak Ağustos verilerinin toparlanma işaretleri vermeye başladığı, dolayısıyla

toplam satışların da bu trendi takip ettiği aşağıdaki grafikten görülebilmektedir. Ancak konut yapı ruhsatlarında olduğu gibi bu

tarafta da henüz seçim stresinin giderilmediği Eylül ayında, mevsim etkisiyle de, toparlanma işaretlerinin devamı gelmemiştir.

Dış satışlar tarafında ise büyük ağırlığı Ortadoğu’da olan ihracat pazarlarının içinde bulunduğu konjonktür nedeniyle zayıflığın

devam ettiğinden bahsedilebilmektedir.

ÇİMENTO SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz.

Kaynak : TÇMB

28

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

Türk çimento sektörünün 2015/09 dönemi verileri; yurtiçinde yaşanan hem siyasi belirsizlik ortamı, hem de olumsuz hava

koşullarının iç satışları olumsuz etkilediğini, ayrıca ihracat pazarlarının da (ki büyük kısmı Ortadoğu’dan oluşmaktadır.) kendi

içlerinde yaşamakta oldukları iç karışıklıkların etkisi ile gerilediğini göstermektedir.

Sektörün yurt içinde en önemli itici gücü altyapı ve inşaat projeleri ve hükümetin bu yöndeki destekleyici politikaları iken yurt

dışı satışlar tarafında beklentiler ülke bazı dağılıma göre şekillenmektedir. Türk çimento sektörünün TÇMB 2014 yılı verilerine

göre çimento ve klinker ihracatının dağılımı aşağıda gösterilmektedir;

Çimento tarafında en büyük pazarlarda iç karışıklıkların devam etmesi, Rusya’nın da 2014 sonlarında etkileri şiddetlenen

ekonomik kriz sonrası hala toparlanma sürecinde olması, her ne kadar TL’nin değer kaybı rekabet avantajı yaratıyor olsa da,

ihracat beklentilerinde temkinli kalmamıza neden olmaktadır.

ÇİMENTO SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz. 29

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

Yurtiçi satışların en büyük destekleyicisi olan inşaat sektörüne kısaca baktığımızda ise; konut tarafında özellikle 2015 yılı genel

seçimi öncesi Mayıs ayında başlayan bekle-gör modu, 7 Haziran seçimleri sonrası oluşan siyasi belirsizlik ortamında güç

kazanmıştır, hem siyasi belirsizlikler, hem doların değer kazanımı hem de iç güvenlik endişeleri ile konut sektörü 2015 yılının

Mayıs-Eylül döneminde ivme kaybetmiştir.

1 Kasım’daki seçimler sonrası ise konut tarafında kentsel dönüşüm projelerinin devam edeceği (Bilim, Sanayi ve Teknoloji

Bakanlığı raporuna göre; Türkiye’de önümüzdeki 10 yılda kentsel dönüşüme her yıl 4 milyar dolar harcanması, kentsel

dönüşüm kapsamında 20 yılda 6,5 milyon evin sürece katılması planlanmaktadır.) ve ek olarak da mega projeler ile alt yapı

harcamalarının kesintiye uğramayacağına dair algının yerleşmesi inşaat sektörüne dair beklentilerin iyileşmesine neden

olmuştur, ihracat pazarlarında saydığımız nedenlerle ivmelenen bir performans ihtimalini düşük buluyor olsak da seçim sonrası

beklentiler çimento sektörünün iç pazar dinamiklerinden yararlanmaya devam etmesini gündemde tutmaktadır.

Enerji ve maliyetler tarafından bakıldığında üretim sürecinde %100 yerli hammadde kullanımı zaten cam sektörü gibi çimento

sektörüne de döviz kurundaki oynaklıklar bakımından bir korunma mekanizması sağlamaktadır. Enerji açısından ise sektör

ağırlıklı olarak kömür kullanıyor olsa da düşük seyreden petrol fiyatlarını da bir avantaj olarak değerlendirebiliriz.

Hammadde nakliyatının yanı sıra ihracat tarafında da maliyetlerin azaltılması bakımından önemli bulduğumuz düşük petrol

fiyatlarının etkisinin ise Ortadoğu pazarının yeniden canlanması ve bunun ihracat tarafına da yansıması ile daha belirgin hale

gelebileceğini düşünüyoruz. Ortadoğu ele alınırken İran’a nükleer ile ilgili olarak Batı dünyasının uygulamakta olduğu

yaptırımların imzalanan nükleer anlaşma sonrası kaldırılması yönünde hazırlıkları da dikkate almak gerektiğini düşünüyoruz.

ABD Başkanı Obama, Ekim ayında İran ile P5+1 ülkeleri arasında imzalanan Birleşik Kapsamlı Eylem Planı (JCPOA) gereği

İran’a yönelik yaptırımların kaldırılması için gerekli adımların atılması talimatını vermiş olsa da ABD’nin yalnızca nükleer ile

ilgili yaptırımların aşamalı olarak kaldırılması planı ve bunun da ilk etapta İran'la petrol, bankacılık ve taşımacılık yapan

şirketleri etkileyeceğini düşünmekteyiz. Yine de Türk çimento sektörü temsilcilerinin üretim maliyetleri düşük olan İran’ın

ihracatta rekabet gücü kazanmasına dair endişe taşıdıkları takip edilmektedir. Bu nedenle bizim beklentimize göre ORTA

VADEDE yaptırımların kalkması ile birçok sektör için yeni pazar anlamına gelecek ve fırsat yaratacak İran konusu çimento

sektörü için ise bir tehdit unsuru olarak dikkate alınmalıdır.

ÇİMENTO SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz. 30

Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası

TÇMB Ekonomik Değerlendirmeler Müdürlüğü, 2015 yılının 72-73 milyon ton üretim ve 65 milyon ton iç satış ile

tamamlanmasını, gelecek yıllar için de (ekonomik büyümeye paralel olmak üzere) %3-%4 bandında büyüme öngörmektedir.

Çimento şirketlerinin Borsa İstanbul performansına baktığımızda ise; 2015 yılında çimento sektörünün getirisi ortalama %2,8,

2015/09 öz kaynak karlılığı %11,67, net kar marjı ise %18,95 seviyesindedir. Yıllık getirileri negatif olan AFYON, AKCNS,

BSOKE, BTCIM, BUCIM, MRDIN ve UNYEC dışarıda bırakıldığında ise; sektörün ortalama getirisi %12,85 seviyesindedir.

Son olarak da Borsa İstanbul’da işlem görmekte olan çimento şirketlerinin 2014 yılı net dönem karlarından dağıtım kararı

aldıkları net nakit temettüye göre hesaplanan temettü verimine baktığımızda; sektör ortalamasının %11,7 ile yüksek seviyelerde

seyretmeye devam etmesi de sektörü 2016 yılında da izlemede tutmamıza ek bir neden olmaktadır.

Üretim ve maliyetler tarafında kur riski olmaması,

Türkiye’de konut sektöründe siyasi belirsizlik döneminde yaşanan ivme kaybının yeniden kazanılmasına dair beklentiler,

Kentsel dönüşüm, alt yapı projeleri, mega projeler gibi inşaat sektörünü desteklemeye yönelik hükümet politikaları

gibi unsurlar ile sektörde 2016 ve gelecek dönemlerde Türkiye ekonomisi büyüme performansının altına düşmeyecek bir büyüme

öngörmekteyiz. Orta vadede sektörün en büyük ihracat pazarı olan Ortadoğu’da mevcut durumdaki iç karışıklıkların giderilmesi de

sektöre ek bir ivme kazandırabilecektir.

ÇİMENTO SEKTÖRÜ

Lütfen son sayfadaki çekinceyi okuyunuz. 31

KÜNYE :

Mehmet Baki Atılal Araştırma Bölüm Başkanı

[email protected] 0 (212) 315 10 71

Başak Erçevik Araştırma Uzmanı

[email protected] 0 (212) 315 10 61

Turkish Yatırım Menkul Değerler A.Ş.’nin diğer raporlarına;

www.turkishyatirim.com

www.turkborsa.net

https://twitter.com/turkishyatirim

https://twitter.com/turkborsanet

https://tr-tr.facebook.com/turkborsa

adreslerinden ulaşabilirsiniz.

ÇEKİNCE :

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili

kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise

genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan

bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Bu rapordaki bilgi ve fikirler, Turkish Yatırım Menkul Değerler A.Ş. tarafından güvenilir olduğuna inanılan kaynaklardan derlenerek ve

sadece bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır. Turkish Yatırım Menkul Değerler A.Ş., bu bilgilerin doğruluğu veya bütünlüğü konusunda

bir garanti veremez. Bu rapordaki görüşler, tahmin ve projeksiyonlar, raporu hazırlayan analistlerin fikirlerini yansıtmaktadır.

Analistler, görüş ve tahminlerini haber vermeksizin değiştirme hakkına sahiptirler. Turkish Yatırım Menkul Değerler A.Ş. ve personeli,

bu rapordaki bilgilerin eksikliğinden veya yanlışlığından dolayı hiçbir şart altında sorumlu tutulamaz.