sari bozkurtum - ahmet yavuz · reİs paŞa - ahmet yavuz 6 dedi. bu cevap üzerine atatürk ün...

131
REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 1 REİS PAŞA AHMET YAVUZ

Upload: others

Post on 05-Jan-2020

14 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

1

REİS

PAŞA

AHMET YAVUZ

Page 2: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

2

Page 3: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

3

Büyük Türk Milletine...

Page 4: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

4

Selanik herşeyden habersiz bir lideri bekliyordu. Bir liman

şehriydi. Osmanlı'nın gelişmiş şehirlerinden olan Selanik yeni

düşence ve siyasi akımların barındığı kozmopolit bir şehirdi.

Yokluk Osmanlı'nın tüm şehirlerinde olduğu gibi Selanik'te

de baş gösteriyordu. Dar sokaklar , akrep kaynayan evler ,

rutubet kokusu...

Eğitimi yetersizdi , toplumda kadının yeri yoktu. Düzen

bozuk , sanayi sıfıra yakın. Birisi gelecekti. İmparatorluğu bu

bataklıktan çekip çıkaracak , herkesin ihtiyaç duyduğu birisi.

Türk milleti izinden gideceği liderini bekliyordu...

Nice kahramanlar görmüştü bu millet. 'Ya ben İstanbul'u

alacağım ya da İstanbul beni ' diyen Peygamber'in övdüğü

Page 5: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

5

Fatih'i , İmparatorluğun sınırlarını 3 kıtaya yayan Kanuni'yi ,

40 çerisiyle Çin Sarayı basan Kür Şad'ı , atlarının ayak

sesleriyle Roma'yı titreten Atilla'yı , tekbirlerle Anadolu'nun

kapasını açan Alparslan'ı ve daha nicelerini...

Böyledir Türk'ün töresi. Bir lider çıkar yol gösterir.

Bağımsız yaşar , bağımsızlığı uğruna can alır , can verir. Ölür

yine de boyun eymez düşmana.

Peygamber'in hadislerinde yer bulmuş kutlu bir millet.

Orta Asya'dan Anadolu'ya sevda getirmiş bir millet.

Nice canlar yitip gitti bu ülkü uğruna. Öyle kolaymıydı bu

toprakları bırakıpta gitmek. Öyle kolayda olmadı.

Bırakmadıkta. Bırakmayacağızda...

Bir ara tıknazca bir adam yanımıza geldi. Kendisi halkevi

başkanlarındanmış. Yavaşça paşaya yaklaşarak ;

‘Paşam hangi ay , hangi tarihte doğdunuz bize lutfeder

misiniz ?’ dedi. Bu soru üzerine Atatürk şaşırdı , birazda kızdı.

Ama yine de bu saf adamın saf sorusuna ters birşey

söylemek istemedi. Biranda mavi gözlerini etrafındakiler

çevirdi ve ;

‘ Ben ne zaman doğdum cevaplayınız’ dedi. Bu soru üzerine

etrafındakiler ne yapacaklarını bilemediler. İçlerinden biri

atılarak cevapladı ‘ 19 Mayıs 1919 da doğdunuz Paşam’

Page 6: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

6

dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen

cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

dönerek ‘ İşte ben o gün doğdum’ dedi.

Gece olmuştu. Ali Rıza uyumak için gözlerini kapadı. Çokta

uzun sürmedi uykuya dalması. Ak saçlı , nur yüzlü bir pir

rüyasına geliverdi. Uzakta duran sarışın kızı gösterdi ; ' Bu

senin kısmetindir. ' dedi ve kayboldu...

Ali Rıza uyanınca hemen ablasının yanına gitti ; ' Abla

bana evlenmek için hemen bir sarışın kız bul ' dedi ...

Dönemin adeti gereği hemen kız bakılmaya başladındı.

Görücüler sokağa çıktılar. Ali Rıza'ya uygun sarışın bir kız

aranmaya başladı. Sordular , soruşturdular.

Sonunda Sarıgüllü Hacı Sofulardan Feyzullah Ağa'nın kızı;

kumrala çalan sarışın, beyaz tenli, orta boylu, mavi gözlü,

dalgalı kıvırcık saçlı Zübeyde bulundu. Zübeyde Lankaza da

doğmuş çocukluğu ve ilk gençlik yılları burada ailesi ile

birlikte geçmişti. Güçlü bir beden yapısına ve güçlü bir

iradeye sahipti. Fazla bir eğitim görmeyen Zübeyde okumayı

biliyordu ve kendini geliştirmiş bir kadındı. Kendisine de

annesinin lakabı olan molla (bilgin) lakabı takılmıştı. Dini

geleneklerine bağlı , muhafazakar bir kadındı.

Page 7: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

7

Ali Rıza Efendi, "Gülzar-ı Cennetim Zübeydem" dediği

Zübeyde Hanım'la 1870 lerin başında evlendi. Ali Rıza

Efendi'ye babası Ahmed Efendi'den kalan 2 katlı ahşap evde

oturmaya başladılar.

Evlendikten bir yıl sonra Zübeyde hamile kaldı. Rüyasında

gördüğü , aşık olduğu kadından bir çocuğu olacaktı Ali

Rıza'nın. Fatma adında bir kızları oldu. Ancak Fatma bir yaşını

dolduramadan hayatını kaybetti. Bu durum Ali Rıza'yı da

Zübeyde'yi de derinden etkiledi.

Fatma'nın ölümünden sonra Ahmet ve Ömer adında iki

çocukları daha oldu. Ama onlarda dönemin şartlarında

hayatta kalamadılar...

Zübeyde Hanım ve Ali Rıza Efendi uzun süre kaybettikleri

çocuklarının acısını yaşadılar. Tarihler yaklaşık olarak 1880 i

gösterdiğinde Zübeyde Hanım yeniden hamile kaldı. Eve

gelecek yeni bir çocuk , yeni bir umut demekti. Artık doğum

yaklaşmış ,Ahmet Subaşı Mahallesi'ndeki pembe evde

heyecan artmıştı. Nihayet Zübeyde Hanım ın doğum sancıları

başladı. O sırada evde Ali Rıza Efendi nin annesi Ayşe Hanım

da bulunuyordu. Hemen ebe olarak Hatice Kadın çağırıldı.

Doğum gerçekleşti. Zübeyde Hanım ebeye kız mı erkek mi

diye sormaya cesaret edemedi. Bir süre sonra ebe ‘Müjdeler

Page 8: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

8

olsun kızım, bir oğlan çocuğun oldu. Nur topu gibi. Allah uzun

ömürlü etsin.’ dedi.

Eve yeni bir umut gelmişti. Kaybettikleri üç çocuğunun

acısını dindirecek yeni bir umut. Sarı saçları , mavi gözleriyle

Selanik'de ki 2 katlı ahşap evde doğan bebek.

Adını Mustafa koydular...

Farklıydı Mustafa. Doğuştan gelen bir farklılığı vardı.

İsyankardı. Boyun eğmezdi. Yaşıtlarından çok farklıydı...

Selanik'in yoksul sokaklarında büyümeye başladı Mustafa.

Kendisini farklı görüyordu. Bundan önce kaybetiği

kardeşlerinin, annesini derinden etkilediğini biliyor ,

kendisini kurtarıcı olarak görüyordu. Annesinin acısını

kendisinin dindireceğine inanıyordu. Yaşıtları gibi çocukca

oyunlar ilgisini çekmiyordu. Ama silahlara düşkünlüğü vardı.

Evlerinin bahçesinde bulunan dut ağaçına çıkmayı çok

severdi. Ağaça çıkar hayallere dalardı. Sorguluyordu.

Anlamaya çalışıyordu.

Bakımlıydı Mustafa. Üstüne başına dikkat ederdi. Temiz

giyinirdi. Mustafa'yı görenler ' Zübeyde Hanım'ın oğluna bak

' derlerdi. Selanik bir lider yetiştiriyordu...

Page 9: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

9

Okul çağına gelince evde bir tartışma koptu. Ali Rıza

Efendi Mustafa'nın modern bir eğitim almasını istiyor ,

Zübeyde Hanım ise Mustafa'nın hoca olmasını , mahalleden

dualarla , ilahilerle uğurlanmasını istiyordu. Evde otorite

Zübeyde Hanım'da idi. Mustafa mahalle mektebine başladı.

Birkaç gün mahalle mektebine gittikten sonra Şemsi Efendi

okuluna geçti. Bu durum Mustafa'nın hoşuna gitti.

Mahalle mektebinin dersleri O’na ağır gelmişti. Ağır

gelmesi derslerin zorluğundan değil, konuların ağır yani

yavaş işlemesindendi. Mustafa, hocanın birinci derste

anlattığı konuyu hemen kavrıyor, ikinci derste yeni bir

konuya geçmesini bekliyordu ama hoca sadece birinci derste

değil, bütün bir gün aynı konuyu anlatıyordu. Bu durum

Mustafa gibi yaşı küçük aklı büyük, yaşına göre, dünyada

eşine ender rastlanacak üstün zekâlı bir çocuk için, sıkıcı bir

durumdu. ' Kimse benden koşmam gereken bir durumda

yürümemi beklemesin ' , diyordu.

Şemsi Efendi okuluna geçince hemen fark edildi. Adını

duyurmuştu. Derslerinde başarılı , hocaların gözünde

değerliydi. Öğretmenler odasında Mustafa'dan

bahsediliyordu.

Bir gün matematik hocası derste üçüncü sınıfların

kitabında aldığı bir soruyu sınıfa sordu. Biranda herkes

soruyu çözmek için mücadele etmeye başladı. Birkaç cevap

Page 10: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

10

geldi. Cevap verenlerden biri de Mustafa'ydı. Doğru cevabı

verende Mustafa'ydı. Derslerdeki başarısı hocaları tarafından

her geçen gün fark ediliyor , Mustafa'nın ileride parlak bir

geleceği olacağından söz ediyorlardı.

Mustafa mahalledeki diğer çocuklardan farklıydı. Onların

oynadığı oyunları oynamıyordu. O daha farklı

düşüncelerdeydi. Çalıdan çırpıdan ev yapıyor , kardeşi

Makbule'yi de bu evin baş köşesine oturtuyordu. Silahlara da

büyük ilgi duyuyordu. Askerliğe sempatisi vardı. Belki de bu

yüzden silahlara ilgisi vardı. Bir gün babasından kalan silahi

temizlemek için Makbule'den yardım istedi. Makbule

abisinin karşısına geçti. Dikkatle onu izlemeye başladı.

Mustafa silahın lüverini temizlemeye başladı. Birden korkunç

bir patlama sesi duyuldu. Makbule Hanım içerdeydi birden

koştu geldi. Odaya girdiğinde göz gözü görmüyordu.

Makbule Hanım korkuyla ' Eyvah ne yaptın Mustafa ,

kardeşini öldürdün ' dedi. Makbule de gözyaşları içinde

ağabeyinin öldüğünü sanıyordu. Tabancanın patlamasıyla

odayı kaplayan toz bulutu dağılınca kimseye birşey olmadığı

anlaşıldı.

Mustafa derslerindeki başarısıyla adından söz ettirirken o

dönem Ali Rıza Efendi tifüs hastalığından yatağa düştü.

Page 11: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

11

Bir gün Mustafa'yı yanına çağırdı. Duvarda asılı duran kılıcı

işaret etti ve ' Büyüyüp şerefli bir asker olunca bu kılıcı

kuşanırsın ' dedi. Annesini ve kız kardeşini Mustafa'ya

emanet etti. Çok geçmeden Ali Rıza Efendi vefat etti.

Mustafa için hayat artık daha zordu. Babasının ölümünden

sonra evin erkeği O'ydu. Sağlam ve güçlü bir karaktere

sahipti. Babasının ölümü onu derinden etkilemişti. Çevresine

karşı daha hırçındı. Evlerinin civarında oturan Rum çocuklarla

kavga etmeye başladı.

Ali Rıza Efendi'nin ölümünden sonra parasızlık baş

göstermeye başlamıştı. Zor geçinir olmuşlardı. Gün gelip son

paraları da tükenince Selanik'te yapacak birşeyleri kalmadı.

Zübeyde Hanım'ın aklında Lazasan köyünün dışında bir

çiftlikte çalışan ağabeyinin yanına gitmek vardı. Ve öylede

yaptı.

Mustafa'da doğup büyüdüğü Selanik'ten ayrılmanın

verdiği hüzün vardı. Okulu yarıda bırakmış , evinden ayrı

kalmıştı. Çiftliğe yerleştiklerinde Mustafa'da eğitimine ara

vermek zorunda kalmış , dayısına yardım eder olmuştu.

Çiftlikdeki görevi tarlaya dadanan kargaları kovalamaktı. Ama

onun istediği bu değildi. Onun hedefleri vardı. ' Ben büyük

adam olacağım , ben Türk'üm ' diyordu. Kararını vermişti.

Gidecekti...

Page 12: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

12

O akşam annesi ve kız kardeşiyle yemek yedikten sonra

annesine Selanik'e geri dönmeye karar verdiğini söyledi.

Kafasına koymuştu artık. Zübeyde Hanım'da bunun

farkındaydı. Yarım bıraktığı okuluna devam etmek , doğup

büyüdüğü Selanik'e yeniden kavuşmak istiyordu.

Selanik'e geldikten sonra sivil eğitim veren bir okula

kaydoldu.

Selanik Mülkiye Rüştiyesi...

Yaratılışında asilik vardı. Düzene ayak uydurmada

zorlanıyordu. Okulun katı disiplinine , hocaların donuk

tavırlarına alışamadı. Alışamayacaktıda...

Hocaların söylediğine hemen inanan , düşüncesini

söyleme çekinen ödleklelerin , sersemlerin olduğu bir yerdi

okul onun için.

Bütün bu olumsuzluklara rağmen derslerinde üstün başarı

sergiliyordu. Özellikle matematik , tarih ve coğrafya

derslerinde çok daha başarılıydı. Diğer öğrencilerin aksine

hocalarıyla tartışmaya girebiliyor , sorguluyor , öğreniyordu.

Yanlışları hocaların yüzüne söylüyordu.

O farklıydı...

Page 13: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

13

Bir gün sınıfta okulun müdürlüğünü de yapan Kaymak

Hafız lakaplı Hüseyin Efendi ile herkesin ortasında tartışmaya

girdiler. Tartışma giderek hararetlendi. Mustafa karşısında

kimin olduğunu umursamıyor , kendi gerçeklerini açıkca

ifade ediyordu. Kaymak Hafız Mustafa'ya susmasını söyledi.

Mustafa ise bu söze itaat etmedi. Hiçbir zaman itaat

etmemişti. Yine etmiyordu. Bu onun karakteriydi. Bu

Mustafa'yı Mustafa yapandı.

Sonunda Kaymak Hafız eline kızılcık sopasını aldı ve

Mustafa'nın bedenine kamçılar indirmeye başladı. Daha fazla

dayanamayan Mustafa çelimsiz kollarıyla bir yumruk

savurdu. Kaymak Hafız neye uğradığını şaşırdı. Böyle bir

hareket beklemiyordu. Yumruğuyla Kaymak Hafız'ı

sersemleten Mustafa hemen oradan uzaklaştı.

Zübeyde Hanım olanları duyunca bağırdı çağırdı.

Babasının ölümünden sonra daha da hırçınlaşan Mustafa

annesine ' Ben artık o okula gitmem ' dedi. Dediği gibi de bir

daha o okula gitmedi.

Mahallelerinde oturan Binbaşı Kadri Bey'in oğlu Ahmet'i

ünüformaya görüyor oda Ahmet gibi askeri ünüforma

giymek istiyordu. Annesine ' Ben askeri okula yazılacağım '

dediğinde Zübeyde Hanım korktu. Asker olmak istiyordu

Mustafa. Bir asker.

Page 14: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

14

'Ama askerlik ' dedi Zübeyde Hanım...

Askerlik demek savaş demekti. Kan demekti...

Karşı çıktı , olmaz dedi. Ama Mustafa kafasına koymuştu...

Kafasına koyduğunu da yapmıştı. Annesinden gizlice

askeri sınavlara girdi ve başarılı oldu. Selanik Askeri

Rüştiyesi'nde okuyacaktı.

Askeri Rüştiye'ye çabuk alıştı Mustafa. Burda onu

bağlayan , ilgisini çeken birşey vardı. Burada da derslerindeki

başarısıyla kısa sürede adından söz ettirmeyi başardı.

Zübeyde Hanım'da bu durumu kabullenmiş , oğluna

ünüforma bile dikmişti. Oğlunu bu ünüforma içinde gördükçe

gururlanıyor , göz yaşlarına hakim olamıyordu.

Daha on üç yaşındaydı. Babasını kaybetmiş , eğitimini

yarıda bırakmış , çok defa okul değiştirmişti. Ama sonunda

kendini ait olduğu yerde hissediyordu. Asker olmak için

doğmuştu. Sağlam iradesi , keskin bakışları vardı. Doğru

bildiğinden şaşmıyor , kafasının dikine gidiyordu. Sınıfta

arkadaşlarıyla da bu yüzden anlaşamıyordu. Ama hocaları

Mustafa'yı çok seviyorlardı. Mülkiye'de olduğu gibi Askeri

okulda da Tarih ve Matematik'te başarılıydı.

Okulun matematik hocası Yüzbaşı Mustafa , dersinde

gösterdiği başarı ve zekasından dolayı genç Mustafa'ya ayrı

Page 15: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

15

bir ilgi duyuyordu. Üstün zekasıyla okula ilk geldiğinde

hocasının dikkatini çekmeyi başarmıştı.

Genç öğrencisinin yeteneklerinden oldukça etkilenen

Yüzbaşı Mustafa Efendi onu benzersiz kılmak için adına “Bilgi

ve erdem bakımından olgunluk ve eksiksizlik” anlamına

gelen Kemal ismini ekledi.

O artık Mustafa Kemal ' di ...

Çok hırslı bir yapısı vardı. Okuyor , araştırıyor , kendini

inşa ediyordu. Askerlik onun için bir tutku haline gelmişti.

Vaktinin çoğunu okul kütüphanesinde geçiriyordu.

Kütüphanede okumadığı askeri taktik ve strateji kitabı

kalmadı. Okuyor , okudukça hırslanıyordu. En iyisi olmak için

uğraşıyordu.

Mükemmeliyetçilik onun doğasında vardı. ..

Askeri Rüştiye' de okurken derse gelemeyen hocaların

yerine matematik derslerine girmeye başladı Mustafa.

Kendini o derece yetiştirmiş , geliştirmişti. O ara Şevki

Paşa'nın kızına da ders vermek için evlerine gider olmuş ,

gönlünü Şevki Paşa'nın kızına kaptırmıştı. Fakat Mustafa'nın

bunlarla uğraşacak vakti yoktu. O hedefine sağlam adımlarla

gitmek istiyor , bunun dışında hiçbirşey düşünmüyordu. Öyle

de yaptı. Ders dışında hiçbirşey görüşmedi...

Page 16: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

16

Dersler dışında başka işlerle de uğraşıyordu. Yazılı sorular

hazırlıyor, matematik öğretmeni de yazılı cevaplar veriyordu.

Bir gün hoca ''Aranızda kendine güvenenler kalksınlar,

onları müzakereci yapacağım. '' dedi. Mustafa önce

tereddüt etti. Öyleleri ayağa kalktı ki o kalkmamayı doğru

bulmadı. Hocası bunlardan birinin müzakeresinin altına verdi

Mustafa'yı. Fakat müzakererini ortasında tahammülü son

dereceye geldi. Ayağa kalkarak hocaya ''Ben bundan daha iyi

yaparım'' dedi. Bunun üzerine hoca onu müzakereci yaptı,

öteki arkadaşı da altına verdi. Yine sivri zekasını konuşturmuş

, hocalarını kendine hayran bırakmıştı.

Mustafa Kemal Selanik Askeri Rüştiyesi'nden hocalarının

hafızasına kazınmış , takdirini toplamış bir öğrenci olarak

mezun oldu. Aklında Kuleli Askeri İdadisi'ne girmek vardı.

Ancak o dönem ona ağabeylik yapan Selânikli bir subay

Hasan Bey’in tavsiyesine uyarak Manastır Askerî İdadisi’ne

kaydoldu.

Daha on beş yaşındaydı ve doğup büyüdüğü Selanik'ten ilk

defa ayrılıyordu. Manastır onun için yeni bir hayat demekti.

Evinden , annesinden ayrılmıştı. On beş yaşında çıktığı bu

yalnız yolculuk hayatının sonuna dek yalnız sürecekti.

Yalnız ve bağımsız ...

Page 17: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

17

1896 yılında Manastır Askeri İdadisi'ne kaydını yaptırdı.

Apolet numarası 7348 di. Yeni bir çevre , yeni arkadaşlar...

O dönem Manastır işgalci birliklerin ayak tozları ve

sesleriyle sarsılıyordu. Yunanlılar Girit i almış , Osmanlı'ya

savaş ilan etmişlerdi. Şimdi birlikler hızla cephelere

gidiyorlardı. Kanı hızlı akan Mustafa'da biran önce okulu

bitirip cepheye koşmak istiyordu. Ama öncelikli hedefi okulu

başarıyla bitirmekti.

Manastır'da genellikle okulun bahçesindeki havuzun

başında oyalanır , ağzından şu sözler dökülürdü ;

Manastır'ın ortasında var bir havuz

Dimetoka kızları hepsi yavuz

Manastır ortasında var bir çiçek

Dimetoka kızları hepsi köçek

Biz yanar oynarız

İlk defa anasının yanından ayrılan Mustafa için hayat

koşulları da pek iyi değildi.Düzensiz bir hayatı vardı. Sağlam

bir bünyeye sahipti ama biyere kadar dayanabildi. Okulun ilk

döneminde sıtmaya yakalandı. Ateşler içindeydi. Gün

boyunca yatakta baygın halde yatıyordu. Babasının ölmeden

Page 18: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

18

önce kendisine hediye ettiği saati de çaldırınca iğne ipliğe

dönmüştü Mustafa.

Oğlunun hasta olduğunu öğrenen Zübeyde Hanım

telaşlandı. Hemen eşinin dostlarından olan Selanik Askeri

Hastahanesi'nin başhekimi olan Muhsin Bey'e giderek ''

Oğlum ağır hastaymış , onu buraya getirtiniz '' dedi. Muhsin

Bey bunun üzerine Manastır'a telgraf çekti ve Mustafa için

okuldan üç ay izin aldı. Mustafa Selanik'e döndüğünde

ateşler içindeydi. Zübeyde Hanım neden bana hasta

olduğunu söylemedin deyince '' Senin heyecanlanacağını

bildiğim için sana bildirmedim '' cevabını verdi. Zübeyde

Hanım Mustafa'ya güzelce bir yatak hazırladı. Rahatına ,

gıdasına dikkat etmesi gerekiyordu. Öyle de yaptı. Gerek

Zübeyde Hanım , gerekse kız kardeşi Makbule Hanım

kendisine özenle baktılar. İki ay kadar istirahat ettikten sonra

kendisini topladı ve okuluna döndü.

Hastalığı geçtikten sonra tekrar Manastır'a dönen Mustafa

buraya alışmakta zorlanıyordu. Doğup büyüdüğü Selanik'i

unutamıyordu. Okulların Ramazan Aylarında tatil olması

vesilesiyle ellerinde çeşitli hediye ve Manastır Dolma

Şekerleriyle ailesini ziyarete gelirdi.

Ama Manastır onun düşüncelerinin oturmaya başladığı bir

şehirdi. Burada Vatan ve Hürriyet Şairi Namık Kemal’i ve

Page 19: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

19

eserlerinde Türkçülüğü ön plana çıkaran Mehmet Emin

Yurdakul’u tanıdı. Bu dönemde Türk kültür ve tarihi ile

okuduğu eserler sayesinde fikir hayatı şekillendi. Bazı Fransız

düşünürlerin eserleriyle de tanıştı. Bu düşünürlerin fikirleri

üzerinde de arkadaşları ile uzun soluklu tartışmalar yaptı.

1897 yılında Türk-Yunan savaşı başladı. Bir ay kadar süren

savaşı Osmanlı kazanmış ama büyük devletlerin baskıyla

Girit'i Yunanlılara bırakmak zorunda kalmıştı. Mustafa Kemal

o dönemi ilerde şöyle anlatacaktı ...

“Gençlik hayatımın en heyecanlı günlerini yaşadım. Yaşımın

küçük olmasına rağmen bu savaşa katılmayı çok

istemiştim.”

1898 yılı Aralık ayının ortalarında Manastır Askerî

İdadisi'ni, notları kendisiyle aynı olan Selanikli Ahmet

Tevfik'le birlikte birinci olarak bitirdi.Bu onun için doğup

büyüdüğü , çocukluğunun geçtiği Makedonya topraklarından

ayrılacağının habercisiydi...

Yeni bir hayata atılacağı, kişiliği ve düşüncelerinin daha da

olgunlaşacağı İstanbul'a 1899 yılının Mart ayında ayak bastı.

Henüz 18 yaşındaydı. Osmanlı Devleti'nin başkentini ilk defa

görüyordu.

Page 20: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

20

Mustafa Kemal, o sene sınıf mevcudu 900'ü geçen Harp

Okulu'nda altı kısma ayrılan birinci sınıfların birinci kısmında

idi. Apolet Numarası 1283'tü. Harp Okulu binlerce öğrenciyle

tıka basa dolu , sağlıksız ve padişahın casuslarıyla doluydu.

Öğrenciler beş vakit namaz kılmaları için zorlanıyordu.

Okulda yeterli musluk olmadığından çoğu doğru dürüst

abdest bile alamadan namaz kılıyorlardı.

İlk zamanlar hiç arkadaşı olmadı Mustafa'nın. Ama daha

sonra bu okulda yıllarca dost kalacağı Ali Fuat Cebesoy ve

Asım Gündüz’le tanıştı. Harp Okulu’ndaki birinci yılı gençlik

hayalleri ve çok sevdiği İstanbul’un çarpıcı havası içinde

geçdi. Derslerini aksattı. Padişahın yasaklamasına rağmen Ali

Fuat'la sık sık kaçak olarak barlara ve kahvelere gidiyordu.

Pera aklını başından almıştı Mustafa Kemal'in.

İlk yıl kendini eğlenceye , İstanbul'un havasına kaptıran

Mustafa Kemal ikinci sınıfta Ali Fuat'ın babasının kendisiyle

konuşması sonucu kendine geldi. O dönem Mustafa Kemal'e

''Sen bizler gibi yalnız Erkân-ı Harb zabiti olarak normal

hayata atılmayacaksın. Keskin zekân ve yüksek kabiliyetin

memleketin geleceği üzere müessir olacaktır. Bu sözlerimi

bir kompliman olarak alma, sen de memleketin başına

gelen büyük adamların daha gençliklerinde gösterdikleri

müstesna kabiliyet ve zekâ emareleri görmekteyim.

İnşallah yanılmamış olurum.'' dedi.

Page 21: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

21

Yanılmamıştıda...

Mustafa Kemal Harp Okulu'nu bitirdikten sonra 10 Ocak

1902’de teğmen rütbesi ile Harp Akademisi'nde öğrenimine

başladı.

Harp Akademisi'ne girdikten sonra uykusuzluk derdi

başladı. Sabahlara kadar not defteriyle dertleşiyordu.

11 Mart 1904 Cuma , Saat 7

“Selanik’ten geleli 3 ay kadar oldu. İlk günlerde düzenli

bir hayata başladım zannediyordum. Manen ve maddeten

tutsağı olduğum ıstırabımdan kurtulduğumu

düşünüyordum. Lakin heyhat! Bugün bilmem kaç yüzüncü

defa olmak üzere yine kalbimin bütün şikâyet iniltilerini

işiterek ağlıyorum. Her zamanki gibi, bu dakika dahi...”

21 Mart 1904 Pazartesi , Saat 6

“Bugün para durumumu inceledim. Harcamaları gelirin

pek ziyade üzerinde buldum. Şimdiye kadar cüzdanıma girip

çıkan parayı hesap etmek hatırıma bile gelmemişti. Bu

hesapsızlığın vahim sonuçlarıyla, pek büyük ıstıraplar

altında manen ve maddeten ezildim. Şimdi sarf olunan

paranın harcandığı yerin ve zamanın kaydına baktığım

zaman, hareketimdeki düzensizlik dikkatimi çekiyor. Her

zaman bu defterimin gözden geçirilmesiyle hissettiğim

Page 22: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

22

pişmanlıklar, ihtimaldir ki yaptığım hareketleri

düzenlememe neden olacak. Fakat ben henüz bunun tesirini

anlayamıyorum. Masrafların sebebi, fazlalığından ziyade,

gelirlerin azlığıdır.”

Mustafa Kemal için ülkenin sorunları hep aklının bir

köşesindeydi. Ülkenin siyasetinden memnun olmadığını her

zaman çevresindekilere anlatıyordu. Düşüncelereni daha da

geniş kitleye yaymak için gazete çıkarmaya başladı. Gazete az

kullanılan bir dershanede hazırlanıyor, elden ele

dolaştırılıyordu. Gazetenin baş yazılarını ise Mustafa Kemal

kaleme alıyordu. Ancak gazete işi bir süre sonra Mektepler

Nazırı Zülüflü İsmail Paşa tarafından öğrenildi.Gazeteyi

bastıkları dershanede basıldılar ve suçüstü yakalandılar.

Komutan konu hakkında soruşturma yapmayıp sert bir

ihtarla yetindi. Mustafa Kemal 11 Ocak 1905’te üç yıllık

notlarının toplamına göre akademiyi beşinci olarak bitirdi.

Biran önce görevi başlamayı beklerken gizli örgüt kurduğu

gerekçesiyle tutuklandı. Taşkışla'da bir hücreye atıldı.

Arkadaşlarından ayrıldı , haftalarca yalnız başına hücrede

kaldı. Ya ordudan atılacak ya da sürgüne gönderilecekti.

Karar sürgündü. Sürgün yeri ise Şam'dı...

Şam'a sürgün edildiğinde henüz 24 yaşındaydı. Şam,

Mustafa Kemal’in istediği siyasi ortama sahip değildi. Arap

kabileleri sürekli isyan hâlindeydi. Mustafa Kemal’e göre

Page 23: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

23

burası imparatorluğun unutulmuş bir köşesiydi. Mustafa

Kemal,Şam'a sürgüne gönderildiği zaman oradaki bazı

subayların davranışlarını ve Türklere karşı Arapları

desteklemelerini değerlendirerek not defterine şu satırları

düşmüştü ;

''Bu subaylar askeri fikir ve bilgiden tamamen

yoksundurlar.Bu cahil ve kötümser adamlar,aynı zamanda

hırsızdırlar.Bence Osmanlı ordusu dünyanın en talihsiz

ordusudur...

Bu ordu ile kaz sürüsüne bile karşı konulamaz...''

Kaz sürüsüne bile karşı konulamaz dediği orduyu adam

edecek , o orduyla nice zaferler kazanacaktı.

1906 ekiminde “Özgürlüğün olmadığı yerde ölüm ve

yıkım vardır. Her türlü ilerleyişin ve kurtuluşun çözümü

özgürlüktür.” parolasıyla Vatan ve Hürriyet cemiyetini kurdu.

Teşkilatçılık Türk'ün yapısında vardı. Nice devlet kurmuştu bu

milletin evlatları. Nice teşkilatlanmalar. Mustafa Kemal bir

Türk'ün vasıflarını son derece belirgin bir şekilde

yansıtıyordu. Özgürlük onun için herşeydi. Özgürlük onun

karakteriydi. Bu karakterini Sivas'ta topladığı kongrede ''Ya

istiklal , ya ölüm'' sözüyle herkese gösterecekti...

Page 24: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

24

Şam'ın bunaltıcı gecelerinde Mustafa Kemal'in gözüne

uyku girmiyordu. Kafasında her zamanki gibi vatanı

kurtarmak ve hürriyeti getirmek vardı. Birşey yapmalı

cemiyeti yaymalıydı. Cemiyet Şam’ın dışına yayılmalı ,

genişlemeliydi. İlk olarak Kudüs’te, Beyrut’ta, Yafa’da,

Hayfa’da cemiyetin şubelerini kurdu. Ancak gözler sürekli

onun üzerindeydi. Daha 25 yaşındaydı ve sürgünlük bir

karabulut gibi peşindeydi. Ama o hiçbirşeye aldırmıyor

kararlarını tek tek uyguluyordu. Cemiyetin tam anlamıyla

faaliyete geçebilmesi için Makedonya’da ve Selanik’te

yapılanması gerektiğini düşünüyordu. Şam'da bile rahat

gezemezken o Selanik'te cemiyetin şubesini açmayı

düşünüyordu. Bir yolunu bulup Selanik'e gitme çabalarını

düşündü. Hemen Selanik'te bulunan arkadaşı Ahmet Tevfik'e

telgraf çekerek bir Yunan gemisiyle Selanik'e geleceğini

bildirdi. Ancak ne zaman geleceğini yazmadı. Ahmet Tevfik

telgrafı aldıktan sonra her gün bir kayığa binerek Selanik

limanına giren Yunan vapurlarını birer birer ziyaret ediyor ve

her defasında aradığını bulamadan, dönüyordu. Nihayet

Mustafa Kemal’in bindiği vapur Selanik önüne demirledi.

Selanik'e iner inmez Askeri Rüştiye’den öğretmeni olan

Hasan Bey’e gitti ve onun sayesinde 4 aylık bir hava değişimi

aldı. Artık saklanmasına gerek kalmamıştı. Hemen işe

koyuldu ve arkadaşlarından Hatip Ömer, topçu zabitlerinden

Hüsrev’i (Hüsrev Kızıldoğan) ve Hakkı Baha’yı buldu. Vatan ve

Hürriyet Cemiyeti’ni konuşmak için bir gece Hakkı Baha’nın

Page 25: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

25

evinde toplandılar. Atatürk hemen söze girdi : “Arkadaşlar,

bu gece burada sizleri toplamakta maksadım şudur.

Memleketin yaşadığı vahim anları size söylemeye lüzum

görmüyorum. Bunu cümleniz müdriksiniz. Bu bedbaht

memlekete karşı mühim vazifelerimiz vardır. Onu

kurtarmak yegâne hedefimizdir. Bugün Makedonya’yı ve

tekmil Rumeli kıta’sını vatan camiasından ayırmak

istiyorlar. Memlekete ecnebi nüfuz ve hâkimiyeti kısmen ve

fiilen girmiştir. Padişah zevk ve saltanatına düşkün, her

zilleti irtikâp edecek menfur bir şahsiyettir. Millet zulüm ve

istibdat altında mahvoluyor. Hürriyet olmayan bir

memlekette ölüm ve izmihlâl vardır. Her terrakinin ve

kurtuluşun anası hürriyettir. Tarih bugün biz evlatlarına

bazı büyük vazifeler tahmil ediyor. Ben Suriye’de bir

cemiyet kurdum. İstibdat ile mücadeleye başladık. Buraya

da bu cemiyetin esasını kurmaya geldim. Şimdilik gizli

çalışmak ve teşkilatı taazzuv ettirmek zaruridir. Sizden

fedakârlıklar bekliyorum. Kahhar bir istibdada karşı ancak

ihtilal ile cevap vermek ve köhneleşmiş olan çürük idareyi

yıkmak, milleti hâkim kılmak hulasa vatanı kurtarmak için

sizi vazifeye davet ediyorum.”

Mustafa Kemal'in bu sözlerinden sonra odada büyük bir

sessizlik oluştu. Bu sessizliği ise Ömer Naci bozdu. Ayağa

kalkarak : “Mustafa Kemal, arkandayız, seni takip edeceğiz;

ölümler, cellâtlar, işkenceler bile bizi bu azmimizden

Page 26: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

26

çeviremeyecektir. Hürriyet verilemez o ancak alınır. Zulüm

ve istibdat altında inleyen bu masum ve biçare milleti

kurtaracağız, yaşasın hürriyet ve ihtilâl.” Ömer Naci'nin

yürekleri coşturan bu sözünden sonra Mustafa Kemal

tekrar sözü aldı. “Arkadaşlar, gerçi bizden önce birçok

teşebbüsler yapılmıştır. Fakat onlar muvaffak olamadılar

çünkü teşkilâtsız işe başladılar. Biz kuracağımız teşkilât ile

bir gün mutlaka ve behemehal muvaffak olacağız. Vatanı,

milleti kurtaracağız.”

Mustafa Kemal konuşması bittikten sonra Hüsrev

Kızıldoğan'a döndü. '' Hüsrev tabancanı çıkar ve masanın

üzerine koy'' emrini verdi. Bunun üzerine Hüsrev Kızıldoğan

taşıdığı brovnik tabancasını masanın üzerine koydu. Hepsi

ellerini tabancanın üzerine koydu ve and içtiler. Türk'ün

töresiydi yemin.

Yaratıcıya , silaha ve bayrağa yemin...

Mustafa Kemal Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'nin Selanik

şubesini kurduktan sonra Suriye’deki görevine döner.

Mustafa Kemal Suriye'ye döndükten sonra cemiyet hiçbir

ciddi iş yapamadı.

Page 27: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

27

Vatan ve Hürriyet Cemiyeti Selanik'te kurulan bu tür

cemiyetlerin ilkiydi. Daha sonra Talat Paşa önderliğinde

Osmanlı Hürriyet Cemiyeti kuruldu. Şam'da bulunan Mustafa

Kemal'in Osmanlı Hürriyet Cemiyeti'nin kuruluşundan haberi

olmadı. O dönem en aktif cemitlerin başında İttihat ve

Terakki Cemiyeti geliyordu. Vatan ve Hürriyet Cemiyeti ie

Osmanlı Hürriyet Cemiyeti'de İttihat ve Terakki Cemiyeti ile

birleştiler. Mustafa Kemal'in bu birleşmeden Selanik'e

geldiğinde haberi oldu. ttihat ve Terakki Cemiyeti

bünyesinde sağlanan bu birleşme; bölgesel nitelikli, küçük

çaplı örgütleri kendi yapısı içine alan bir kaynaşmayı

sağlamıştı.

20 Haziran 1907'de 5. Ordu Kurmay Dairesi'ne kolağası

olarak atanan Mustafa Kemal arkadaşlarının da devreye

girmesiyle tayininin 3. Orduya çıkmasını sağladı. Tayini 16

Eylül 1907'de gerçekleşti. Tayin olduğu 3. Ordunun merkezi

Manastır'da olmasına rağmen Selânik'te kalmaya çalıştı ve

bunu başardı

Mustafa Kemal Selanik'e geldikten sonra Hakkı Baha

(Pars)'ın evinde Kur'ân ve tabanca üzerine yemin ederek

İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne girdi. Ancak bunu gönülden

yapmadı. Ali Fuat'a "Bu emrivakiyi kabul zorunda kaldım ve

ben de İttihadın bir üyesi oldum'' dedi. Selanik'te temellerini

attığı cemiyetleşmenin bir ürünü olan İttihat ve Terakki'nin

Page 28: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

28

sıradan bir üyesi gibi muamele görmek Mustafa Kemal'i

derinden etkiliyordu. O kendisinin daha yüksek mevkilerde

olması gerektiğini düşünüyordu. O yönetmek için

yaratılmıştı.

Selanik’in meşhur Olimpos gazinosunda oturdukları bir

akşam Mustafâ Kemal sofradaki dostlarına ilerde nasıl

iktidara geleceğini anlatmaya başladı. Sonra arkadaşlarına

tek tek ilerde hangi görevlere geleceklerini söyledi. Herkese

bir görev verdi. Sıra Salih ( Bozok ) e gelince de '' Salih sen

benim yaverim olacaksın. Seni kendime yaver yapacağım ''

dedi. Bunun üzerine masadakiler kendisinin ne olacağını

sorunca '' Ben sizleri o görevlere tayin eden adam olacağım

'' cevabını verdi. Bu onun inancının bir göstergesiydi.

O yönetilen değil yöneticiydi...

İttihat ve Terakki Cemiyeti ileri gelenleriyle arası açıktı.

Bazı konularda onlar gibi düşünmüyordu. Ordunun siyasetin

dışında kalması gerektiğini düşünüyordu. Fakat onu anlayan ,

destek veren kimse yoktu. O dönem İstanbul’da

Genelkurmay Birinci Şubeye tayin edilmişti. Ancak devrin

Harbiye Nazın Şevket Paşa, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin

ileri gelen subaylarına yaranmak için O’na burada hiçbir iş

vermedi. Fiilen işsiz kalmıştı. Ama o boş durmadı. İçindeki

lideri büyütmeye devam etti. Askerlikle ilgili kitaplar okudu ,

kendini inşa etti.

Page 29: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

29

1911 yılının Eylül ayında İtalyan'lar Osmanlı Devleti’nin bir

vilâyeti olan Trablusgarp ve Bingazi'ye saldırdı. Mustafa

Kemal , Mahmut Şevket Paşa'ya Tranblusgarp'a gitmek

istediğini bildirdi. Mahmut Şevket Paşa İngilizler’in kendisini

Mısır’dan geçirmeyeceklerini söylesede aldırmadı ve

ısrarlarına devam etti. Daha fazla ısrara dayanamayan

Mahmut Şevket Paşa , Mustafa Kemal'in Trablusgarp'a

gitmesine onay verdi. Bu büyük bir liderin ilk savaşı olacaktı.

Mustafa Kemal Trablusgarp'a gitmeden önce Beyazkule

bahçesinde arkadaşı Ali Fuat ile buluştu. Ali Fuat o geceyi

daha sonra şöyle yazacaktı ;

''Kolağası Mustafa Kemal, bu akşam mahzundu. Selanik'te

Beyazkule bahçesinde başbaşa oturuyorduk. Saatlerce

konuştuk, nerede ise gün ağaracaktı. O gece ay Olimpos

dağlarının arkasında kaybolurken, Mustafa Kemal içini

çekerek:

- Ah Selanik, dedi. Seni bir daha Türk olarak görecek miyim?

Baktım, ağlıyordu. O altın sarı saçlarını okşadım. Teselli

etmeye çalıştım. Ben, Mustafa Kemal'in müşterek

hayatımız boyunca bu derece duygulandığını görmedim.''

Page 30: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

30

Mustafa Kemal 15 Ekim 1911’de Urla Karantinası Rus

vapuruyla Trablusgarp'a hareket etti. Rus vapurunda Fuat

Bulca'ya bir mektup yazarak Trablusgarp'ta başına birşey

gelirse yapması gerekenleri anlattı.

'' Kardeşim Fuat,

”Bilirsin ki, Trablus meselesi ortaya çıktığından beri oraya

gitmek teşebbüsünden geri durulmadı.İstanbul’dan hareket

edildi.

Maksadımız ebedi bir mücadele sahası açmaktır.

Muvaffakiyet Allah’tan. Lüzum ve fayda görürsem seni ve

daha bazı arkadaşları da isteyeceğim. Şimdilik temin

edilecek noktalar var. Benim nerede olduğumu

duyurmayın. Daha bir müddet için validemi de haberdar

etmeyin. Ara sıra benim tarafımdan İstanbul’dan gelmiş

gibi kendisine mektup gösterin.

Vatanı kurtarmak için şimdiye kadar olduğundan fazla

gayret ve fedakarlık elzemdir. Endülüs tarihinin son

sayfalarını okuyunuz. Faydalı sohbetlerinizde

bulunamadığım için üzgünüm. Beni unutmayın.

Alaydaki arkadaşlara çok selam, beraber yaptığımız

talim ve terbiye programını takipte çok güzel neticeler

vardır. Yorulmasınlar, eski tembellikle hiçbir şey olmaz.

Başka kâğıdım yok. Nuri’ye ayrıca mektup yazamayacağım.

İstersen bu mektubumu aynen gönder. Veyahut bahisle bir

Page 31: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

31

mektup yaz. Ve o kıymetli kardeşimize de ki, benim için

hatırası kalp ve vicdanımdan bir an çıkmayan bir öz kardeş

varsa Nuri’dir. Bu karanlık seferi onunla beraber yapmak

isterdim. Allah nasip ederse mücadele sahasında birleşiriz.

Cenab-ı Hak takdir etmişse ahrette kavuşuruz.Salih’in

gözlerinden öperim. Kalbinin vefasına, vicdanının saflığına

ve inceliğine şükran borçluyum. Senin ve Salih’in Selanik’te

bulunması, valideye yardım etmesi, kalbimin kuvvetini

arttırıyor. İstanbul’da bulunan Kerim Bey’e mektup yazın. O

zavallı oradaki mücadelede yalnız kaldı. Mektuplarınız ona

kalp kuvveti verir. Allahaısmarladık Fuat’ım. ''

Trablusgarp'a ulaşmak için birçok zorluk çeken Mustafa

Kemal kimi zaman tanınmamak için Arap kıyafetleri giydi ,

kimi zaman deve üzerinde çöllerde yolculuk etti.

Trablusgarp'a vardıktan sonra Arap önderlerle görüşmeler

yaptı. Şeyhleri ve Sünusîleri teşkilâtlandırmak için çaba

harcadı. Şeyhler ve aşiret reisleriyle toplantılar yapıyor ve

düzensiz kalabalığı teşkilâtlandırmaya çalışıyordu. Onlara din

kardeşim diye hitap ediyor , kafirlere karşı birlik olmaya

çağırıyordu. Bu onun teşkilatçılığını gösteriyordu. O liderdi.

Gittiği yerde herkesi etkisi altına alıyor , teşkilatlandırıyordu.

Teşkilatın lideri herzaman O'ydu.

Uzun süredir beklediği haber ise 30 Kasım 1911'de geldi.

Enver'e gönderilen telgrafta, Erkânıharbiye Kolağası Mustafa

Page 32: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

32

Kemal Bey’in Binbaşılığa terfi ettirildiği bildiriliyordu. Binbaşı

Mustafa Kemal, 22 Aralık’ta Tobruk’ta başarılı muharebe

yaptıktan sonra 30 Aralık 1911’de arkadaşlarıyla birlikte

Derne’ye geçti.

Mustafa Kemal 16 Ocak günü Kasr-ı Harun'da az sayıda

arkadaşıyla hücuma geçti. Fuat Bulca kendisini engellemeye

çalışsada dinlemedi koca yürekli Mustafa Kemal. Sanki

bozkırda at koşturuyormuş gibi düşmanın üzerine sürüyordu

atını. Yanındaki az sayıda arkadaşı ile Kasr-ı Harun’un merkez

binasına kadar ilerledi. Bu sırada gökyüzünden bir gürültü

duyuldu. İki İtalyan hücum uçağı bomba yağıdırıyordu.

İtalyan uçağının attığı bombanın etkisiyle fırlayan kireçli bir

taş parçası Mustafa Kemal'in sol gözüne isabet etti. Bu ölene

dek taşıyacağı bir savaş hatırası olacaktı...

Mustafa Kemal bu vaziyeti arkadaşı Kerim Bey'e yazdığı bir

mektupla anlattı.

“Aziz Kardeşim Kerim Bey,

Tobruk’ta birkaç gün kalarak başarılı bir netice veren 22

Aralık 1911 Muharebesi’ni yaptıktan sonra Derne’ye geldik.

Yollarda oldukça yorulmuş, ıslanmış, üşümüş, sefalet

çekmiştik. 16/17 Ocak 1912 Baskını’yla başlayan 17 Ocak

Muharebesi gecesi ve günü zaten hastalıklı görünen sol

gözüm kanlandı ve görmez oldu. Istırabın derecesi vazife

Page 33: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

33

yapmama mani oldu. Hilâliahmer (Kızılay) Hastanesi’ne

yattım. Bir ay tedaviden sonra tam olarak göremediğim

halde hastaneden çıktım.

Bugün de olağanüstü yorgunluk ve açlık ve muharebe

geceye kaldığından soğuğa maruz kaldık. Bunun sonucu

olarak gözümün rahatsızlığı ertesi gün nüksetti. On beş gün

kadar yataktan kalkamadım, gözlerimi açamadım. Nihayet

ıstırap geçti, tekrar işe başladık. Fakat sol gözüm daha az

görür oldu. Doktorlar Mısır’a gitmemi tavsiye ettiler. Ben

razı olamadım. Nihayet bugüne kadar görme derecesinde

bir fark görülemeyecek o derecenin yerleştiğine

hükmedilmiştir. Gerçi uzman doktor zamanla açılacaktır

diyor, fakat ben inanmıyorum.

Bu harbin bitmesinden sonra askeri hayata veda ederek

istirahat köşesine çekilebilmek ihtiyacı bilmem nasıl

sağlanacak ?

Bu mektubun salimen size ulaşacağından emin olduğum

için bu kadarla yetiniyor ve mektubunuzu, hatta telgrafınızı

bekliyorum. Hürmetle gözlerinizden öperim kardeşim.”

Mustafa Kemal

Page 34: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

34

Page 35: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

35

Daha Trablusgarp'ın yarası sarılmaya çalışılırken bu

seferde Balkan Savaşı patlak vermişti. Osmanlı birlikleri

Bulgar, Yunan ve Sırp taarruzları karşısında ağır kayıplar

verdi. Selanik tek kurşun atılmadan boşaltıldı. Yollarda

binlerce muhacir şimdi Anadolu topraklarına dönüyordu.

Haberi alan Mustafa Kemal hemen İstanbul'a geldi.

Babıali’de bulunan Meserret Kıraathanesi’nde Salih'le

buluştu. Salih'i görünce gözyaşlarını tutamadı.''

Salih! Salih! Selanik’i, o güzel memleketimizi nasıl bıraktın?

Düşmana niçin teslim ettiniz de buraya geldiniz? '' dedi...

Doğup büyüdüğü , çocukluğunun geçtiği Selanik artık

yalnızca hatıralarında yaşayacaktı.

Selanik'in tek kurşun atılmadan düşmana bırakılmasını

hazmedemedi.Çok öfkeliydi. Doğduğu , büyüdüğü şehrin bu

kadar çabuk bırakılmasını kabullenemedi. Daha sonra bu

kızkınlığını dostlarıyla sohbeti sırasında şöyle anlatacaktı...

“Balkan harbi başladığı zaman ben Trablusgarp’ta

bulunuyordum. Eğer bu sırada ben Rumeli’nin her hangi bir

noktasında bulunsaydım, o Balkan faciası olmazdı. Çünkü

Selanik Kolordusu’nda bulunurken küçük Balkan

devletlerinin birleşerek bir taarruz yapmaları ihtimalini

düşünüyorduk. Ben öyle bir ihtimale karşı tatbik edilecek

müdafaa planı üzerinde çalışmıştım. Ben iş başında

olsaydım Rumeli elden çıkmazdı .”

Page 36: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

36

Mustafa Kemal İstanbul'da bulunduğu sürede

Beyoğlu'ndaki evinde gece partileri düzenleyen Madam

Corinne ile tanıştı. Bu partilerde sosyete hayatını gözlemliyor

, Madam Corinne'ye olan ilgisi artıyordu.

Bulgaristan ile barış antlaşması imzaladıktan sonra

Mustafa Kemal 27 Ekim 1913’te Sofya ataşemiliterliğine

atandı. Hükümetin izlediği politikaya çetin bir biçimde karşı

olan ve bunu her fırsatta açıklamaktan geri kalmayan

Mustafa Kemal’i İstanbul’dan uzaklaştırmak için uydurulmuş

bir görevdi bu. Bir sürgündü...

Sofya görevi çıkınca Madam Corinne'yi İstanbul'da

bırakmak zorunda kalmıştı. Ancak mektup yazmayı ihmal

etmedi.

29 Kasım 1913 , Sofya

" Sevgili Corinne, İstanbul’u çarşamba akşamı seninle

geçirdiğim günün tatlı anılarıyla terk ettim. Seni benden

uzaklaştıran tren sandığım gibi 16.30’da değil 15.30’da

kalkıyormuş meğer. Tren saatini soran bütün dostlarım da

benim gibi yanıldılar. Kalkışta hiç ama hiç kimseyi

görmedim, hiç kimseyle vedalaşamadım. Yol arkadaşım bir

Almandı ve Almanca’dan başka bir dil de bilmiyordu.

Seninle yaptığımız dil derslerine güvenerek bu beyefendiyle

konuşmaya çalıştımsa da benim dilbilgim ve senden

Page 37: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

37

ayrılmanın acısı nedeniyle başarılı olamadım. Tren

istasyonundan aldığım gazeteyi okuyarak ve birlikte

geçirdiğimiz güzel saatleri, parktaki gezintilerimiz, Sceting

palastaki buluşmalarımız, Edith’in korkusu, bir rüya gibi

yeniden yaşayarak, kısacası yalnızca seni düşündüm.

Hayalimde yalnızca seninle ilgili güzel anılar var. Seni bütün

yüreğimle öpüyorum ve bana burada tek teselli olacak

mektubunu bekliyorum sevgili Corinne ”

Madam Corinne'i İstanbul'da bırakarak yeni bir sürgüne

Sofya'ya gitti Mustafa Kemal. İlk zamanlar maddi durumun

bozukluğundan dolayı zor günler yaşadı. 1 Mart 1914'te

Yarbaylığa yükselmişti. Yaz başlangıcında ise maddi

durumunu düzelterek istediği gibi bir ev bulmuş ve

oturmuştu. Mustafa Kemal Sofya'da da boş durmuyor

okuyor , Avrupa lı hayatını gözlemliyordu. Ancak bu hayatın

içine çevresi olmadığından dahil olamıyordu. Avrupalıları

daha iyi tanımak , gözlemlemek için karşına beklediği fırsat

11 Mayıs 1914'de Bulgarların ulusal bayramında çıktı. Ulusal

günde verilen bir baloya davet edilmişti. Geceye gösterişli bir

kıyafetle katılmak isteyen Mustafa Kemal İstanbul Merkez

Kumandan Muavini Kazım Bey'e mektup yazarak, müzeden

bir yeniçeri kıyafeti yollanmasını istedi. Sofya'dan trenle

İstanbul'a giden bir arkadaşı dönüşünde kıyafeti

aksesuarlarıyla birlikte kendisine getirdi. Gösterişli , geniş ve

bol ışıklı salonda devam eden muhteşem gecede Mustafa

Page 38: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

38

Kemal yeniçeri kıyafetiyle içeri girdi. Bütün gözler onun

üzerindeydi. Bütün gözler ona hayranlıkla bakıyordu. Bulgar

Kralı Ferdinand, Mustafa Kemal'i yanına davet ederek

iltifatlarda bulundu, kıyafetinden ve başarısından dolayı da

tebrik etti. Mustafa Kemal amacına ulaşmıştı. Sabaha kadar

devam eden balonun sonunda İspanya Maslahatgüzarı,

Mustafa Kemal'i evine davet etti ve üzerinde hayranlık

uyandıran yeniçeri kıyafetiyle şark köşesinde resmini çekti.

12 Ocak 1914 , Sofya

'' Çok aziz dostum,

Benim ihtiraslarım var, hem de pek büyükleri, fakat bu

ihtiraslar, yüksek mevkiler işgal etmek veya büyük

meblağlar elde etmek gibi maddi emellerin tatminine

taalluk etmiyor.

Ben, bu ihtirasların gerçekleşmesini vatanıma büyük

faydaları dokunacak, bana da liyakatle ifa edilmiş bir

vazifenin canlı iç rahatlığını verecek büyük bir fikrin

başarısında arıyorum.

Bütün hayatımın prensibi bu olmuştur. Ona çok genç

yaşımda sahip oldum ve son nefesime kadar da onu

muhafaza etmekten geri kalmayacağım. ''

Dünyanın ilk topyekün savaşı başladığında Mustafa Kemal

Sofya'da idi. Osmanlı bu savaşta tarafsız kalacağını

Page 39: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

39

açıklamıştı. Mustafa Kemal'de aynı fikirdeydi. Sofya’dan Dr.

Tevfik Rüştü (Araş)’ye yazdığı bir mektupta ''Bu harp çok

uzun sürecektir, ona girmekte geç kalınmaz, bundan korkup

acele etmeyelim.'' dedi. Bu satırları daha savaşın başında

yazmıştı. Dediği gibi savaş uzun sürmüştü. Büyük bir lider o

zamandan ileri görüşlülüğünü konuşturmuştu.

Bir an önce harbe sokma gayret ve baskılarına

dayanamayan Osmanlı 29 Ekim 1914'de savaşa dahil oldu.

Haberi alan Mustafa Kemal derhal memlekete dönüp ,

orduda aktif görev almak istedi. Harbiye Nazırı Enver Paşa’ya

başvurarak görev istedi.Ancak Enver Paşa buna sıcak

bakmadı. Mustafa Kemal'e “Sizin için orduda her zaman bir

görev vardır. Ancak Sofya ataşemiliterliğini daha önemli

gördüğümüzden sizi orada bırakıyoruz” cevabını verdi.

Aldığı cevabı beğenmeyen Mustafa Kemal , Enver Paşa'ya

cevap yazarak '' Vatanın müdafaasına ait fiili vazifelerden

daha mühim ve mübeccel (yüce) bir vazife olamaz.

Arkadaşlarım muharebe cephelerinde ateş hatlarında

bulunurken ben Sofya’da ataşemiliterlik yapamam. Eğer

birinci sınıf zabit olmak liyakatından mahrumsam,

kanaatiniz bu ise, lütfen açık söyleyiniz.'' dedi. O kardeşleri

cephelerde savaşırken duramazdı. Buna ruhu isyan ediyordu.

Enver Paşa'dan karşılık alamayınca eşyalarını topladı ve

İstanbul'a dönmeye karar verdi. Tam İstanbul'a hareket

edeceği sırada bir telgraf ulaştı eline. İsmail Hakkı imzasıyla

Page 40: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

40

gelen telgrafta 19 ncu Tümen Komutanlığına atandığı

yazıyordu. Mustafa Kemal zaten yola çıkmak üzere

hazırlanmış olduğundan birkaç gün sonra İstanbul’a geldi.

İstanbul’a geldikten sonra karşılaştığı durumu anılarında

şöyle anlatıyor...

''Sofya’dan İstanbul’a geldiğim zaman Enver Paşa da

Sarıkamış’tan avdet etmiş (geri dönmüş) bulunuyordu;

evvelâ kendisini ziyaret için makamına gittim. Haber

gönderdim, gelecek cevaba kapıda intizar ediyordum

(cevabı kapıda bekliyordum); bu aralık muamalat-ı zatiye

(personel işleri) müdürü Osman Şevket Bey’i elindeki

dosyasıyla orada gördüm; kendisine sordum:

— Beni 19 ncu denilen fırkaya (tümene) tayin eden Harbiye

Nazırı Vekili İsmail Hakkı Paşa mıdır?Osman Şevket Bey pek

ciddî ve biraz mahrem (gizli) bir lisanla (diliç):

— Hayır, dedi. Doğrudan doğruya Başkumandan Vekili

Enver Paşa Hazretleridir; Erzurum’dan telgrafla emir

buyurdular; emin olunuz Beyefendi…Bir an sonra Enver

Paşa ile karşı karşıya bulunuyorduk. Enver biraz zayıf

düşmüş, rengi solmuş bir haldeydi. Söze ben başladım:

— Biraz yoruldun, dedim.

— Yok, o kadar değil, dedi.

— Ne oldu?

— Çarpıştık, o kadar…

— Şimdiki vaziyet nedir?

Page 41: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

41

— Çok iyidir, cevabını verdi.Ben daha fazla Enver Paşa’yı

üzmek istemedim. Mükâlemeyi (konuşmayı) kendi vazifeme

intikal ettirdim:

— Teşekkür ederim, beni numarası ondokuz olan bir fırkaya

kumandan tayin buyurmuşsunuz. Bu fırka nerededir, hangi

kolordu ve ordunun emrinde bulunuyor?Cevap verdi:

— Ha evet! Belki bunun için Erkân-ı Harbiye (Genelkurmay)

ile görüşseniz daha kati (kesin) malûmat (bilgi)

alırsınız.Enver’i çok meşgul ve yorgun görüyordum; sözü

uzatmadım:

— Pek iyi, O halde sizi fazla rahatsız etmeyeyim, Erkân-ı

Harbiye ile görüşürüm, dedim.''

Mustafa Kemal, işte böyle bir ortamda 19 ncu Tümen' in

emir ve komutasını üstlendi. 2 Şubat 1915 günü Tekirdağ’a

geldi. Fakat Tekirdağ'a gelişinden kısa süre sonra görülen

lüzum üzerine 25 Şubat 1915'te tümen Maydos 'a nakledildi.

Mustafa Kemal, burada 19. Tümene ilâveten 9. Tümenin

2.Piyade Alayı ve bazı topçu birlikleri de emrine verilerek

Maydos Mıntıkası Kumandanı oldu. 18 Nisan 1915’te,

Atatürk’ün komutasındaki 19. Tümen, Çanakkale’ye yeni

atanan Alman Mareşal Liman von Sanders’in komutasındaki

5. Ordu’nun “yedeğine” alınarak Bigalı köyüne gönderildi.

Liman von Sanders, Çanakkale’ye İngiliz çıkarmasının, Saroz

Körfezi ve Anadolu kıyılarından, özellikle Bolayır’dan

yapılacağını düşünüyordu.Ancak Yedek Tümen Komutanı

Page 42: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

42

Yarbay Mustafa Kemal, Çanakkale’ye İngiliz çıkarmasının

Anafartalar bölgesinden; Alçıtepe ve Kocaçimen’den

yapılacağını ileri sürdü. Gelişmeler, Mustafa Kemal’i

kararlarından yine haklı çıkarmıştı. 25 Nisan 1915’te İngiliz,

Fransız ve Anzak birlikleri Çanakkale’ye sabaha karşı

Arıburnu, Seddülbahir ve Kumkale sahillerinden çıkarma

yapmaya başladı. Arıburnu yönünden gelen top sesleri

üzerinde çıkarmanın başladığını anlayan Mustafa Kemal

Gelibolu'daki 3. Kolordu Komutanlığı'na düşmanın

konumunu ve durumunu bildiren bir rapor gönderdi. Ancak

bir yanıt alamadı. Bunun üzerine insiyatifini kullanarak 57.

Alayı bir batarya ile Kocaçimentepe yönünde harekete

geçirdi. Kendiside durumu izleme için Conkbayırı çıktı.

Burada savaş halini izlerken Arıburnu kesminde bazı

birliklerin çekilmekte olduğunu gördü. Mustafa Kemal bu

durumu Ruşen Eşref Ünaydın ile yaptığı görüşmede şöyle

anlatıyor... “...Bu esnada Conkbayırının güneyindeki 261

rakımlı tepeden sahilin gözetleme ve korunmasıyla görevli

olarak orada bulunan bir müfreze askerin Conkbayırına

doğru koşmakta, kaçmakta olduğunu gördüm... Bu

askerlerin önüne kendim çıkarak:

-Niçin kaçıyorsunuz ? dedim.

-Efendim düşman dediler!

-Nerede?

-İşte! diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler.

Page 43: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

43

Gerçekten de düşmanın bir avcı kuvveti 261 rakımlı tepeye

yaklaşmış ve tam bir serbestlik içinde ileriye doğru

yürüyordu. Şimdi vaziyeti düşünün. Ben kuvvetleri (geride)

bırakmışım, askerler on dakika istirahat etsin

diye...Düşman da bu tepeye gelmiş...Demek ki düşman

bana benim askerlerimden daha yakın! Ve düşman benim

yere gelse kuvvetlerim çok kötü bir duruma düşecekti. O

zaman artık bilemiyorum, bilinçli bir düşünme ile midir,

yoksa önsezi ile midir, bilmiyorum. Kaçan askerlere:

- Düşmandan kaçılmaz, dedim.

- Cephanemiz kalmadı, dediler.

- Cephaneniz yoksa süngünüz var,dedim.

Ve bağırarak bunlara süngü taktırdım. Yere yatırdım. Aynı

zamanda Conkbayırına doğru ilerlemekte olan piyade alayı

ile dağ bataryasının yetişebilen askerlerinin ‘ marş marşla’

benim bulunduğum yere gelmeleri için, yanımdaki emir

subayını geriye yolladım. Bu askerler süngü takıp yere

yatınca, düşman askerleri de yere yattı. Kazandığımız an,

bu andır...”

Daha sonra, Kolordu Komutanı Esat Paşa'nın izniyle, 27.

Alay’dan geri kalan birlikleri de emrine alan Tümen Komutanı

Page 44: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

44

Mustafa Kemal, karşı saldırıya geçmek üzere 57.Alay'a şu

emri verdi :

“ Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz

ölünceye kadar geçecek zaman zarfında, yerimize başka

kuvvetler ve komutanlar kaim olabilir.”

27. Alayın birlikleri ve 57. Alayın yaptığı karşı saldırı ile

süngü hücumları sonucu Anzaklar çok sayıda kayıp verdiler

ve sahile çekilmek zorunda kaldılar.

Savaş, ölüm, acı, gözyaşı ve yıkım demekti. Mustafa Kemal

bu yıkımın içinde Madam Corinne'e yazdığı mektupta içinde

bulunduğu durumu şöyle özetlemişti...

20 Temmuz 1915 , Maydos

Aziz Madam,

Karargâhımın kâtiplerinden Hulki Efendi'nin İstanbul'a

seyahatinden faydalanarak size bu mektubu yazıyorum.

Burada hayat, o kadar sakin değil. Gece gündüz, her gün

çeşitli toplardan atılan şarapneller ve diğer mermiler

başlarımızın üstünde patlamaktan hali kalmıyor. Kurşunlar

Page 45: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

45

vızıldıyor ve bomba gürültüleri toplarınkine karışıyor.

Gerçekten bir cehennem hayatı yaşıyoruz.

Çok şükür, askerlerim pek cesur ve düşmandan daha

mukavemetlidirler. Bundan başka hususi inançları, çok defa

ölüme sevk eden emirlerimi yerine getirmelerini çok

kolaylaştırıyor. Filhakika onlara göre iki semavi netice

mümkün: Ya gazi veya şehid olmak. Bu sonuncusu nedir

bilir misiniz? Dosdoğru cennete gitmek.

Herkesi teshir eden sevimli ve nükteli konuşmanızdan en

büyük zevki almak benim için imkânsız olmasaydı, aşk

duygularından ve kendisiyle nadiren fikirlerimin birleştiği

bir insanın hayat görüşünden başka bir şey ilham etmeyen

bir romanın tefrikalarını okumak ihtiyacını duymazdım.

Fakat cereyan eden ve bana kısa bir müddet içinde bitecek

gibi görünmeyen hadiseler beni Hulki Efendi'ye birkaç

roman ismi vermenizi rica etmek zorunda bırakıyor. Gidip

satın alabilsin diye.

Valideniz hanımefendiye ve pederiniz beyefendiye

hürmetlerimi ve Matmazel Edith'e en samimi hislerimi arz

etmenizi ve en hararetli ve hürmetkârâne bağlılıklarıma

inanmanızı rica ederim aziz madam.

19. Fırka Kumandanı , Miralay M. Kemal

Page 46: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

46

25 Nisan kara çıkarmalarından sonra İtilaf birlikleri, kayda

değer bir ilerleme yapamadılar. Anafartalar Grup Komutanı

Albay Mustafa Kemal, tümen karargâhından almış oldu

bilgiler ışığında 10 Ağustos sabahı saat 04.30’da baskın

şeklinde bir taarruza karar verdi. Askerler gelecek emri

beklemekteydi. Hücum zamanı yaklaşmıştı. Mustafa Kemal o

anı şöyle anlatıyor :

“Gün doğmak üzereydi. Çadırımın önüne çıktım. Hücum

edecek askeri görüyordum. Oradan hücumun yapılmasını

bekleyecektim. Gecenin karanlık perdesi tamamen

kalkmıştı. Artık hücum anıydı. Saatime baktım. Dört buçuğa

geliyordu. Birkaç dakika sonra ortalık tamamen ağaracak

ve düşman askerlerimizi görebilecekti. Hemen ileri koştum.

Tümen Kumandanı’na rastladım. O da ve her ikimizin

refakatimizde bulunanlar beraber olduğu halde hücum

safının önüne geçtik. Gayet seri ve kısa bir tefriş yaptım.

Önünden geçerek yüksek sesle askerlere selam verdim ve

dedim ki: “Askerler! Karşımızdaki düşmanı mağlup

edeceğimize hiç şüphe yoktur. Fakat siz acele etmeyin.

Evvela ben ileri gideyim. Siz, ben kırbacımla işaret verdiğim

zaman hep birden atılırsınız.” Kumandan ve subaylara da

işaretime askerlerin dikkatini çekmelerini emrettim. Ondan

sonra hücum safının önünde bir yere kadar gidildi ve

oradan kırbacımı havaya kaldırarak hücum işaretimi

Page 47: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

47

verdim.” İşaretimin verilmesi üzerine süngü takıp hazır

halde bekleyen Mehmetçik ok gibi süperlerinden fırlayarak

karşı siperlere daldılar. Conkbayırı sırtlarında olan Yeni

Zelanda askerlerinin iki taburluk kuvvetinden

kurtulabilenler, yamaçtan aşağıya doğru düzensiz bir

şekilde geri çekildiler. Ön siperlerde bulunana düşman

askerleri bu seri saldırının üzerine silahına davranamadı ve

kısa sürede imha edildi. Sağ kanattan ise 23 ncü Alay

askerleri, geriye çekilen Yeni Zelanda ve İngiliz askerlerini

takibe başladı. Ağıldere yönüne saldıran Türk askerleri ile

Tuğgeneral Boldwin komutasındaki dört taburluk bir

kuvvet saat 10.00’da şiddetli bir çarpışmaya tutuştu. Bu

saldırı sonucu General Bolwin ve Kurmay Başkanı hayatını

kaybetti. Ağıldere kısa süre sonra Osmanlı birliklerinin eline

geçti. ”

Savaş bütün şiddetiyle sürüyordu. Her taraf duman içinde

kalmıştı. Düşmanın topçu ateşi gülleleri büyük çukurlar

açıyor, her tarafa şarapnel ve kurşun yağıyordu. Bu sırada

büyük bir şarapnel parçası Mustafa Kemal'in kalbine isabet

etti.

'' Büyük bir şarapnel parçası tam kalbimin üzerine çarptı,

sarsıldım, elimi göğsüme götürdüm, kan akmıyordu. Olayı

Yarbay Servet Bey'den başka kimse görmemişti. Ona

parmağımla susmasını emrettim. Çünkü vurulduğumun

duyulması bütün cephelerde panik yaratabilirdi. Kalbimin

üzerinde cebimde bulunan saat paramparça olmuştu. O

Page 48: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

48

gün akşama kadar birliklerin başında daha hırslı olarak

çarpıştım. Yalnız bu şarapnel vücudumda kalbimin üzerinde

aylarca gitmeyen derin bir kan lekesi bırakmıştı.''

Türk askeri dünyada eşine az rastlanır bir azimle düşmanı

geri püskürtmüş , İstanbul'a geçidi kapatmıştı. Binlerce asker

şehit düştü. Ertesi günü Conkbayırı sırtları cesetten

görünmez haldeydi. Birçoğu tüfeklerine sarılıp ölmüşlerdi.

Cepheyi gezen bir komutan Mustafa Kemal'e:

- Kuvvetleriniz nerede? diye sordu.

Mustafa Kemal, önünde uzanan vatan evlatlarını işaret

ederek:

- Kuvvetlerim mi? diye sordu:

-İşte burada... Şu yatan ölüler benim kuvvetlerim...

Çanakkale zaferiyle savaşın kaderi değişmişti ama Kafkas

Cephesi zor durumdaydı. Muş ve Bitlis düşman işgali

altındaydı. Başkomutanlık Erzurum’u geri almak düşüncesiyle

Trakya’da bulunan 2. Ordu’nun Doğu Cephesi’ne

gönderilmesine karar verdi. 16. Kolordu da bu orduya

bağlandı ve komutanlığına Çanakkale savaşlarında

Anafartalar Kahramanı ünvanını alan Mustafa Kemal getirildi.

Mustafa Kemal 16. Kolordu komutanlığına atandığı haberini

alınca yola koyuldu. Uzun bir yolculuk yaptı. Bu yolculuğu

mektubuyla Madam Corinne'e anlattı.

''Aziz Madam,

Page 49: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

49

Bu defa size hakiki dostluğumuzu hatırlatmak için ilk önce

ben kalemi elime alıyorum. Batıdan doğuya kadar devam

eden uzun ve yorucu bir yolda iki ay kadar seyahat ettikten

sonra bir istirahat ânı bulunabileceğine inanılır, değil mi?

Fakat, heyhat! Görülüyor ki, bu ancak ölümden sonra

mümkün olacak.''

Mustafa Kemal bir yandan da yanında bulunan not

defterine bu yolculuk sırasında gözlemlediklerini yazıyordu.

7 Kasım 1916

Silvan’dan Bitlis’e gitmek üzere hareket ettim…

Batman köprüsünü geçer geçmez yol üzerinde ölü gibi

yatmış, kalmış bir adam, açlıktan. Köprü ile konak

mahallimiz arasında aynı halde iki adam. Muhacir imişler.

Batman köprüsü ile Silvan arasında ve köprüden sonra yeni

ölmüş iki beygir, insanlar ve hayvanlar açlıktan ölüyorlar.

9 Kasım 1916

Saat 8 evvelde Ziyareti Veyselkarani’den hareket olundu.

Eşyalarımız saat 7 evvelde. Ziyaret önünde Şeyh Hazret

gönüllülerinden 150 kişiye tesadüf ettik.Bunları gözden

geçirdim, iaşelerinin temini istirhamında bulundular. Erzak

Page 50: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

50

taşıyan bir Kürt istidası (3 hayvanını Kürtler almışlar).

Yolarda birçok muhacir gördük, Bitlis’e avdet ediyorlar.

Cümlesi aç, sefil, ölüme mahkum bir halde 4-5 yaşlarında

bir çocuğu ebeveyni yol üzerinde terk etmişler, bu da bir

karı kocanın peşine takılmış. Onları ağlayarak 100

metreden takip ediyor. Kendilerini niçin çocuğu almadıkları

için tekdir ettim. “Bizim evladımız değildir” dediler. Destumi

civarında büyük mola 2 saat. Buradaki Sıhhiye İstasyonu’nu

Şükrü Efendi’ye teftiş ettirdim. Binalar muhtacı tahkim,

bakılmamış…

10 Kasım 1916

Öksürükten ve çadırın fena kurulmuş olmasından ve

rüzgârdan dolayı pek fena uyudum. Saat 1 sonrada

uyandım. Öksürüğü teskin için çay içtim. Tekrar yattım. Yol

boyunca iki yerde insan laşesi ve kemikleri görüldü.

Açlıktan ölüp kalan hayvanat gibi…

Savaş devam ederken ağır bir böbrek hastalığı geçiren

Mustafa Kemal tedavi için Haziran 1918 'de Karlsbard'a gitti.

Burada da günlük tutmaya ve Karlsbard'ta yaptıklarını

yazmaya devam etti.

8 Temmuz 1918 , Pazartesi

Page 51: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

51

Her günkü gibi doktorun programı takip olundu. Fazla

olarak saat 3'ten sonra da Emin Bey'le beraber bütün

tertibat ve devairini gezdik. Saat 5'ten sonra araba ile

Kayzerpark'a gittik. Sonra

...... Bugün akşam taamını Pupp'da yaptım.

9 Temmuz 1918 , Salı

Ramazan Bayramı'nın birinci günü.İlk defa olarak

Karlsbad'ın Furtnu Bad denilen mahallinde banyo yaptım.

Saat 10'dan saat 12.30'a kadar muallim ile birlikte büyük

bir araba tenezzühü yaptık. Aieh'de bir çini fabrikasını

ziyaret ettik. Beraber yemek yedik. Sonra evde uyudum;

saat 4'de üzerimde hissettiğim ağırlığın izalesi için bir

banyo aldım. Onu müteakip bayram tebrikine gelen Cemal

ve Hüsnü Beylerle görüştük!

21 Temmuz 1918 , Pazar

Sabahleyin saat 8'de uyandım. Bir kadeh su içtim. Evde

hamam aldım. Çamur banyosu çok yorgunluk verdiği için,

doktorun fikrine müracaat etmeksizin, ondan sarfınazar

ettim. Saat 11'e kadar kahvaltı ve tuvaletle vakit geçirdim.

Saat 7.30'da Kâzım Emin Bey ve refikasını bekliyorum.

Kendilerini bu gece Pupp'da yemeğe davet ettim.

Mustafa Kemal Kalsbard'da bulunduğu bir gün İmperial

otelde elçilik görevlisi ve eşiyle buluştu. Yemek yedikten

Page 52: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

52

sonra oturdukları salonun bitişindeki dans salonuna geçtiler.

Burada zarif, tatlı birkaç genç kadının smokinli erkeklerle

danslarını izlediler. Dans Mustafa Kemal'in çok hoşuna gitti.

Elçilik görevlisinin eşi de dansı çok sevdiğini söyledi.

Arkasından 'bu yaşamın bizde yerleşmesi ne kadar güç'

deyince Mustafa Kemal sinirlendi. O gece yaşadıklarını

Karlsbard'da tuttuğu not defterine yazdı.

' Benim elime büyük bir yetki ve güç geçerse ben toplumsal

yaşantımızda istenilen değişimi bir anda bir ’coup’ (vuruş)

ile uygulayacağımı sanırım. Neden ben bunca yıllık yüksek

öğrenim gördükten, uygar yaşamı ve toplumları incelemek

ve özgürlüğün tadına varmak için yaşam ve zaman

harcadıktan sonra cahil halkın derecesine ineyim? Onları

kendi dereceme çıkarayım. Ben onlar gibi değil, onlar

benim gibi olsunlar. '

Dört yıl süren savaşta , dokuz cephede savaşan Osmanlı

400.000'i aşkın şehit verdi. Savaş 30 Ekim 1918 de yapılan

Mondros Ateşkes Antlaşması ile son buldu. Mustafa Kemal

Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalandığını Sadrazam ve

Genelkurmay Başkanı Ahmet İzzet Paşa’nın 31 Ekim 1918

tarihli telgrafıyla öğrenmiş, antlaşmanın metnini ise 3 Kasım

1918’de görmüştü.

Page 53: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

53

“Bu antlaşmayı baştan sona incelediğimde bende meydana

gelen kanaat şu idi: Devlet-i Aliye-i Osmaniye bu antlaşma

ile kendini kayıtsız şartsız düşmanlara teslim etmeye razı

olmuştur. Yalnız razı olmamış, düşmanların memleketi

işgali için ona yardım da vaat etmiştir. Bu beni çok hazin

düşüncelere sevk etti.”

Mustafa Kemal Mondros Antlaşması imzalandıktan bir

gün sonra Adana’ya gelerek Liman Von Sanders’ten Yıldırım

Orduları Komutanlığı’nı devraldı. Devir teslim töreni sırasında

bir ara Von Sanders, “Bizim için her şey bitti!” deyince

Mustafa Kemal ; “Savaş müttefikler için bitmiş olabilir, fakat

bizi ilgilendiren savaş, istiklal savaşımız şimdi başlıyor!”

dedi. Bu sözleri onun ileride yapacaklarının bir belirtisiydi. O

inanıyordu. Ülkenin kurtuluşunun kendisi olduğuna tüm

kalbiyle inanıyordu. Alman general Liman Von Sanders’ten

Yıldırım Orduları Komutanlığı’nı devralan Mustafa Kemal'in

ilk işi eldeki dağınık birlikleri derleyip toparlamak oldu. “Elim

altında bulunan iki ordunun arzu ettiğim tarzda

güçlendirilmesi halinde bütün felaketlere rağmen Türk

sesini işittirebileceği kanaatindeydim. Bu yolda işe

başladım” diyerek kararlılığını ortaya koyuyordu. Mondros

Ateşkes Antlaşması’nın bütün baskılarına ve kısıtlamalarına

rağmen O büyük bir inançla Türk sesini işittirmek için

çalışıyordu.

Page 54: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

54

Adana'da devralmış olduğu Yıldırım Ordu Grubu

Komutanlığı ise sadece 8 gün süren Mustafa Kemal buradan

İstanbul'a hareket etti. İstanbul'a geldiğinde İtilaf

Devletleri’ne ait büyük bir filo boğaz açıklarına demir atmıştı.

İngiliz donanmasına ait zırhlıların toplarının yönü

Dolmabahçe Sarayına çevriliydi. Bu durum karşısında

gözyaşlarını tutamayan Salih Bozok , Mustafa Kemal'e

dönerek düşman zırhlılarını gösterdi. Mustafa Kemal derin

bir kararlılıkla “Geldikleri gibi giderler” cevabını verdi.

Mustafa Kemal o dönem Ahmet İzzet Paşa’nın kabine

kurmak üzere olduğunu duyunca Vahdettin'e telgraf çekerek

'Ahmet İzzet Paşa'nın başkanlığında Fethi Okyar, Tahsin

Uzer, Rauf Orbay, İsmail Canbulat, Azmi Bey, Hayri Bey ve

ben denizin de dahil olduğu bir kabine kurun.' dedi. Amacı

Harbiye Nazırı olmaktı. Fakat bu isteği yerine getirilmedi.

Amacı işgallere karşı Anadolu’da bir direniş hareketi

başlatmaktı. Gerek milletvekilleriyle yaptığı temaslardan,

gerekse padişahla gerçekleştirdiği görüşmeden sonra,

İstanbul’da bir şeyler yapmanın pek kolay olmayacağını

anlamıştı. O dönem bir İngiliz istihbarat subayı Londra'ya

İstanbul'dan uzaklaştırılması gereken kişilere dair bir telgraf

çekti. Bu kişiler arasında Mustafa Kemal'de bulunuyordu. Bu

telgraf üzerine Harbiye Nezareti , kendisini Karadeniz'deki

olayları araştırmakla görevlendirdi. Askeri ve mülki yetkiyle

donatılmak kaydıyla görevi kabul etti. Bu görev zaten

Anadolu’ya geçmeyi planlayan Mustafa Kemal’in işini daha

Page 55: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

55

da kolaylaştırdı. 30 Nisan 1919’da Mustafa Kemal padişah

emriyle 9. Ordu Kıtat-ı Müfettişliğine tayin edildi. Görevi,

Samsun ve civarındaki karışıklıkları önlemek, mütareke

gereği ordunun terhisini kolaylaştırmak ve asayişi bozmaya

yönelik olaylara fırsat vermemekti. Beraberinde götüreceği

heyeti kendisi belirledi. Hazırlıkları hızla tamamladıktan

sonra gitmeden önce Yıldız Sarayı’nda Sultan Vahdeddin ile

bir görüşme yaptı. Görüşmede Sultan Vahdettin ile diz dize

oturmuşlardı. Salonun Boğaziçi'ne doğru açılan

penceresinden , birbirine paralel hatlar üzerinde demirlemiş

düşman zırhlıları görünüyordu. Odada bir masa ve üstünde

bir kitap vardı. Vahdettin söze girerek ; ' Paşa paşa, şimdiye

kadar devlete çok hizmet ettin, bunların hepsi artık bu

kitaba girmiştir , tarihe geçmiştir. Bunları unutun. Asıl şimdi

yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa paşa,

devleti kurtarabilirsin! ' dedi.

Samsun'a çıkmadan önce kız kardeşi Makbule'ye bir

tabanca verdi. Son gün arkadaşlarına veda ederken ' bu

geceyi annem ve kardeşimle geçireceğim ' dedi.

Arkadaşlarıyla vedalaştıktan sonra Makbule'ye ' Makbuş

annemin karyolasın karşısına yer sofrası yap bu gece sizinle

biraz dertleşmek istiyorum. ' dedi. Makbule , Zübeyde

Hanım'ın karyolasının karşısına bir yer sofrası kurdu. Mustafa

Kemal , Zübeyde Hanım'ın karşısına geçti ve ' Anneciğim ben

gidiyorum. Buralarında Selanik gibi olma ihtimali vardır.

Page 56: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

56

Ben gittikten sonra yanılıpta sokağa çıkmayın. Benim işim

mühim bu işte başarılı olabilmem için huzur kalble

çalışmam lazım. Beni merak ve endişede bırakmayın.

Memleket için çalışırken sizden yana bir üzüntü duymak

istemem.' dedi. Bu sözler üzerine Zübeyde Hanım heyecanla

düşüp bayıldı. Hemen Doktor Rasim Ferid Bey’i çağırdılar. O

ilaç bu ilaç derken Zübeyde Hanım biraz kendine geldi. O

gece sabaha kadar uyumadılar. Sabah olunca kapıya bir

araba dayandı. Anayla oğulun vedaları çok hazin oldu.

Annesinin ellerini tekrar tekrar öptü. Arabaya binip

uzaklaşırken Makbule gözyaşlarını daha fazla tutamadı.

Bunun üzerine Zübeyde Hanım ' sen asker kardeşisin , ayıp

ağlanır mı hiç askerin ardından ' diyerek teselli verdi.

Mustafa Kemal , beraberindeki heyet ile birlikte 16 Mayıs

günü akşam üzeri kalkan bir motorla Bandırma vapuruna

geldiler. Vapur, Kızkulesi açıklarında demir atmış bekliyordu.

Hemen hareket ettiler. Çarenin kapılarını zorlamaya ,

Anadolu'da işgalci örgütleri toparlamaya , tarih yazmaya

gidiyordu. O akşam Karadeniz’de müthiş bir dalga vardı.

Vapur adeta bir beşik gibi sallanıyordu. Dalganın verdiği

sarsıntıyla dayanamayıp kusanlar oluyordu. Kamaradan

çıkmak dahi mümkün değildi. Mustafa Kemal ve

beraberindeki heyet 18 Mayıs günü, öğleye doğru Sinop’a

ulaştılar. Vapur Sinop açıklarına demirledi. Mustafa Kemal

gemiye istenen bir sandalla sahile çıkıp telgrafhaneye gitti.

Page 57: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

57

Samsun Tümen Komutanlığı’na çektiği telgrafta Samsun’a

gelmekte olduğu ve ordu müfettişi olarak gösterişli bir

karşılama yapılmasını istediğini bildirdi. Bu gösterişli

karşılamayı istemesinin amacı dış güçlere karşı bir gözdağı

vermekti. Sinop'tan hareket ettikten sonra deniz yine

çoşmuştu. Vapurda bulunan herkes “Allah’ım, sahile

hayırlısı ile bir çıksak!” diye dua ediyordu. Nihayet 19 Mayıs

1919 günü sabah saat altı sularında gün ağarırken Samsun

görüldü. Mustafa Kemal tıraş olup, tertemiz paşa elbiselerini

giyindi. Vapurda bulunan deniz subaylarının hali perişandı.

Mustafa Kemal'i görünce hepsi kendilerinden utandılar.

Hemen kamaralarına koşarak kendilerine çeki düzen verdiler.

Mustafa Kemal bir kara subayı olmasına rağmen dimdik

durmuş , yolculuğun yorgunluğunu hissettirmemişti. Küçük

bir sandalla sahile çıktılar. Sahilde kendilerini derme çatma

bir bando ve oradan buradan toplanan derme çatma küçük

bir askeri birlik ve halk karşıladı. Mustafa Kemal , Samsun'a

ayak basar basmaz emrindeki bütün askeri birlik ve idare

amirliklere telgraf çektirerek son askeri durum hakkında

acele rapor ve bilgi vermelerini emretti. Erzurum ve

Ankara'da bulunan kolordular ile iletişim kurarak Türk direniş

topluluklarının dağıtılmamasını emretti. Samsun direniş

hareketinin başlatılması için uygun bir ortam değildi. Şehir

İngiliz denetimindeydi. Bu ortamda ulusal hareketin

yönetilemeyeceğine kanaat getiren Mustafa Kemal 25 Mayıs

günü beraberlerindekiler ile birlikte üç hurda Mercedes

Page 58: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

58

marka otomobille Havza’ya gitmek üzere Samsun’dan

hareket etti. Otomobiller çok eskiydi. Mustafa Kemal'in

bindiği otomobil sık sık arıza yapıyordu. Havza’ya yakın

Karageçmiş köyü civarında araç yine arıza yaptı ve durdu. O

vakitte ve orada kalmak istemeyen Mustafa Kemal ve

arkadaşları yola yayan devam etme kararı aldılar. Bir süre

sonra Kemal Paşa arkadaşlarına dönerek “ Dağ Başını

Duman Almış marşını biliyor musunuz ?” dedi. Kimseden ses

çıkmayınca şu dizeleri söyleme başladı...

Dağ başını duman almış,

Gümüş dere durmaz akar.

Güneş ufuktan şimdi doğar,

Yürüyelim arkadaşlar!

Sesimizi yer, gök, su dinlesin;

Sert adımlarla her yer inlesin!

Bu gök, deniz nerede var,

Nerede bu dağlar, taşlar.

Bu ağaçlar, güzel kuşlar

Yürüyelim arkadaşlar!

Sesimizi yer, gök, su dinlesin;

Sert adımlarla her yer inlesin!

Her geceyi güneş boğar

Page 59: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

59

Ülkemizin günü doğar,

Yol uzun olsa da ne var,

Yürüyelim arkadaşlar!

Yavaş yavaş sesler, Mustafa Kemal Paşa’nın sesine katıldı.

Sanki tüm ulus Mustafa Kemal ile bu marşı söyluyordu. Bu

marş bir milletin kurtuluş marşıydı.

Mustafa Kemal Havza'da 17 gün kaldı. Bu süreçte

Anadolu'nun ve halkın genel durumu hakkında bilgi aldı.

Burada ulusal direnişin fikirsel temellerini attı. İşgallere karşı

ilk resmi tepkisini 28 Mayıs 1919 günü müdafaa-i hukuk

cemiyetlerine gönderdiği bir genelgeyle gösterdi.Gönderdiği

genelgede İzmir'in İşgali'nin protesto edilmesini istedi ve

Anadolu'da mitingler düzenlemeye başladı. Bu eylemlere

İngilizler tarafından hemen tepki geldi. İngiliz komiseri

Calthorpe bir telgraf çekerek durumu İngiltere Yüksek

Komiserliği'ne bildirdi.

Ekselansları,

Samsun sancağından, bazı kötü niyetli şahısların kargaşaya

sebep oldukları ve sıkıntı yarattıklarına dair rahatsız edici

haberler aldığımı zât-ı âlînizin bilgisine sunmaktan şeref

duyuyorum. Mustafa Kemal Paşa’nın bu harekette başrolü

oynadığı bildirilmektedir. Bu bakımdan Karadeniz Kuvve-i

Askeriyesi başkumandanı tarafından Osmanlı Harbiye

Nezâreti’ne Mustafa Kemal’in görevinden alınması talimatı

gönderilmiştir. Zât-ı âlînizin dikkatini, dahilde özellikle ırkçı

Page 60: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

60

ve dinî mahiyet kazanan kargaşalardan doğacak çok vahim

sonuçlar üzerine çekmek istiyorum. Bu sebeple ilgili bütün

sivil görevlilere, görevli oldukları bölgelerde herhangi bir

sorun çıktığı takdirde şahsî olarak sorumlu tutulacakları

hususunda derhal talimat verilmesini talep ediyorum.

Ayrıca, Samsun bölgesindeki durumdan yakînen

bilgilendirilmek istiyorum. Saygılar.

Yüksek Komiser Calthorpe

İngilizler tarafından çekilen telgrafın Osmanlı Harbiye

Nezareti'ne ulaşmasından sonra Mustafa Kemal'in İstanbul'a

dönmesi emredildi. Ancak Mustafa Kemal bu emre itaat

etmedi. Havza'da çalışmalarını tamamladıktan sonra 12

Haziran 1919'da Amasya'ya geçti. Artık çalışmalar daha da

hızlanmıştı. Hüseyin Rauf Orbay, Refet Bele ve Ali Fuat

Cebesoy birlikte Amasya Genelgesi'ni hazırladılar. Hazırlanan

genelge 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir'e de

onaylatıldıktan sonra 22 Haziran 1919'da Abdurrahman

Rahmi tarafından telgrafla tüm mülki amir ve askeri

komutanlara ulaştırıldı. Genelgede İstanbul hükümetinin

sorumluluğun gereğini yerine getiremedi , bağımsızlığın yine

milletin azim ve kararına bağlı olduğu bildirildi. İşgalci

güçlere karşı bir direniş meşalesi yakılmıştı. Türk milletini

titretip ayağa kaldırmak için ilk aldım atılmıştı. Bu millet bir

defa ayağa kalktımı durur muydu hiç...

Page 61: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

61

Genelgede alınan kararlardan biriside 10 Temmuz’da

Erzurum’da bir kongre yapılacak olmasıydı. Mustafa Kemal

Paşa Tokat-Sivas-Erzincan üzerinden 3 Temmuz 1919 günü

Erzurum’a geldi. Paşa şehrin ilk göründüğü nokta olan

Ilıca’da karşılandı. Kemal Paşa ile arkadaşları yol

yorgunluğunu atmak için kaplıcaların önünde bir kahve

molası verdiler. Mustafa Kemal kendilerini süzen bir ihtiyar

görünce muhabbete başladı.

- Ağa böyle nereden geliyorsun?

- Paşam, Çukurova’da muhacirdim. Şimdi köyüme

dönüyorum.

- Ağa, yoksa oralarda geçinemedin mi?

-Hayır Paşam, Çukurova cennet gibi bir yer. Bir eken yüz

biçiyor. Hamdolsun uşaklar da çalışkandırlar. Geçimimiz

padişahta bile yoktu. Yalnız son günlerde işittim ki,

İstanbuldaki “Irzıkırıklar” bizim Erzurumu Ermenilere

vereceklermiş. Geldim ki göreyim, kimin malını kime

veriyorlar?

İhtiyarla yaptığı bu muhabbet Paşa'yı çok etkiledi. Gözleri

yaşardı. Arkadaşlarına dönüp ; “Bu milletle neler yapılmaz!”

dedikten sonra ihtiyarla vedalaştı.

Page 62: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

62

Mustafa Kemal kongre hazırlıkları yaparken Padişah

Vahdettin ve Damat Ferit İstanbul’a dönmesi için telgraflar

çekiyordu. Ancak Kemal Paşa her seferinde bu isteklerini

reddeti. 8 Temmuz gecesi telgraf başına çağırıldı. Telgrafda

ordu müfettişliği görevinden alındığı yazıyordu. İstanbul’un

görevden alma telgrafı üzerine Mustafa Kemal Paşa , saat

22.50’de Harbiye Nezareti’ne ve 23.00’da Padişah’a

gönderdiği telgrafla aşık olduğu yüce askerlik mesleğinden

istifa ettiğini bildirdi.

9 Temmuz 1919 - Erzurum

Mübarek vatan ve milleti parçalanmak tehlikesinden

kurtarmak, Yunan ve Ermeni isteklerine kurban etmemek

için açılan milli savaşmalar uğrunda milletle beraber

serbest surette çalışmağa askeri ve resmi sıfatım artık

engel olmaya başladı. Bu gaye-i mukaddese (kutsal amaç)

için milletle beraber sonsuza kadar çalışmağa

mukaddesatım (kutsal şeylerim) adına söz vermiş olduğum

cihetle, pek aşıkı bulunduğum yüce askerlik mesleğine

bugün veda ve istifa ettim. Bundan sonra milli ve kutsal

gayemiz için her türlü fedakarlıkla çalışmak üzere sine-i

millette (milletin bağrında) bir ferd-i mücahit (savaşçı kişi)

suretiyle bulunmakta olduğumu tamimen arz ve ilan

eylerim.

Mustafa KEMAL

Page 63: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

63

Hem hükümetdeki görevinden , hem çok sevdiği askerik

mesleğiden istifa etmişti. O artık hiçbir rütbesi olmayan bir

sivildi. İstanbul hükümeti Mustafa Kemal'in yakalanıp

tutulanması , idam edilmesi için Kazım Karabekir’e telgraf

çekti. Telgrafta Mustafa Kemal’in 9. Ordu müfettişliğinden

azledildiğini ve derhal tutuklanması gerektiği yazılıydı.

Saatler ilerledikçe Mustafa Kemal'in sinirleri daha da

geriliyor , kolordu’dan gelecek haberi bekliyordu. Tam o

sırada yaver Cevat Abbas , Mustafa Kemal’in odasına girdi.

-Kumandan (Karabekir) Paşa geliyorlar.Arkalarında bir

bölük süvari askeri var!

Bu söz üzerine Kemal Paşa heyecanlandı. Yavaşca yerinden

kalktı ve o delip geçici mavi gözlerini kapıya dikti. Biraz sonra

Kazım Paşa kapıda göründü. Arkasını subaylar çevirmişti.

Sakinliğini korumaya çalıştı. Kazım Paşa biraz ilerleyip

Mustafa Kemal'e doğru iyice yaklaştı. Askerce selam

vaziyetini aldı.

–Emrinizdeyim

paşam.Ben,subaylarım,erlerim,kolordum,hepimiz

emrinizdeyiz!

Kazım Paşa'nın da desteğini arkasına alan Kemal Paşa milli

mücadele için çalışmalarını daha da yoğunlaştırdı. Şimdi

önündeki hedek Erzurum Kongresi'ydi. Erzurum Müdafaa-i

Hukuku'nun girişimi ve Kazım Karabekir'in desteği ile

Page 64: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

64

Erzurum Kongresi toplanmış ve ulusal birliğin ilk aşaması

sağlanmıştı. Kongre bittikten sonra Mahzar Müfit Kansu o

geceyi şöyle anlatıyordu ;

'' Erzurum’da ve kongrede gördüğüm samimiyet, mertlik ve

fedakarlık, azim ve iman, beni doğrusu çok cesaretlendirdi.

Memleketimi kurtarmak yolundaki cesaretimi artırdı. Paşa

coşmuştu:

-Erzurum’da ve Kongre’de gördüğüm samimiyet, mertlik ve

fedakârlık, azim ve iman, beni doğrusu çok cesaretlendirdi.

Memleketimi kurtarmak yolundaki cesaretimi artırdı.

Erzurum’a ilk geldiğim günkü vaziyetimi biliyorsunuz. Ben

burada rütbemi, Yaveri Hazreti Şehriyarîliği, resmî

mevkiimi, üniformamı attım ve bütün kâinata sine-i millette

bir fert olduğumu ilân ettim.

Arkadaşlarım da böyle. Üniformalı olanlar üniformalarını,

memur olanlar memuriyetlerini terk ettiler. Hepsine

minnetta-rım ve hepsinin takdirkârıyım. Şu hâlde ihtirassız,

yalnız vatan ve memleket selâmetini gaye edinen insanlar

olarak çalışıyoruz. Allah koruyucumuzdur. Mutlaka

muvaffak olacağız.

Paşa, emir eri Ali’ye seslendi:

-Ali, kahve yap bize…

Page 65: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

65

Paşa, “Vatanın kurtulmasından sonra cumhuriyet ilânının

şart olduğu” hakkındaki düşünce ve inancını bir kere daha

sağladıktan sonra:

– Mazhar not defterin yanında mı? diye sordu.

– Hayır Paşam… dedim.

– Zahmet olacak ama bir merdiveni inip çıkacaksın. Al gel.

dedi.

Nerede ise sabah olacaktı. Fakat onun yanında iken dünya,

gecesi gündüzü olmayan bir âlemden ibaretti. Bundan

dolayı, uyku ihtiyacı da yoktu. Hemen aşağıya indim. Not

defterini alıp geldim.

O, hatıra defterime ve günü gününe her olayı not edişime

hem memnun olur hem de bazen lâtife etmekten kendisini

alıkoyamazdı:

– Hafızalarımız zayıfladığı zaman Mazhar Müfit’in defteri

çok işimize yarayacak… derdi. Defteri getirdiğimi görünce,

sigarasını birkaç nefes üst üste çektikten sonra:

– Ama bu defterin bu yaprağını kimseye göstermeyeceksin.

Sonuna kadar mahrem kalacak. Bir ben, bir Süreyya, bir de

sen bileceksin. Şartım bu… dedi.

Süreyya da, ben de:

– Buna emin olabilirsiniz Paşam… dedik.

Paşa, bundan sonra:

– Öyle ise önce tarih koy!.. dedi.

Koydum: 7-8 Ağustos 1919. Sabaha karşı.

Tarihi, sayfanın üzerine yazdığımı görünce:

Page 66: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

66

– Pekâlâ… Yaz!.. diyerek devam etti:

– Zaferden sonra şekli hükûmet (hükûmet şekli) cumhuriyet

olacaktır. Bunu size daha önce de bir sualiniz

münasebetiyle söylemiştim , bu bir.

İki: Padişah ve hanedan hakkında zamanı gelince icap eden

muamele yapılacaktır.

Üç: Tesettür kalkacaktır.

Dört: Fes kalkacak, medenî milletler gibi şapka giyilecektir.

Bu anda ister istemez kalem elimden düştü.

Yüzüne baktım gayri ihtiyarî o da benim yüzüme baktı.

Paşa ile zaman zaman senli benli konuşmaktan

çekinmezdim.

– Neden durakladın? deyince:

– Darılma ama Paşam, sizin de hayalperest taraflarınız var.

dedim.

Gülerek:

– Bunu zaman tayin eder. Sen yaz dedi.

Yazmaya devam ettim:

– Beş:Lâtin hurufu (harfleri) kabul edilecek.

– Paşam kâfi… kâfi.. dedim ve biraz da hayal ile

uğraşmaktan bıkmış bir insan edası ile:

– Cumhuriyet ilânına muvaffak olalım da üst tarafı yeter!

diyerek, defterimi kapadım ve koltuğumun altına

sıkıştırdım.

İnanmayan bir adam tavrı ile:

Page 67: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

67

– Paşam sabah oldu. Siz oturmaya devam edecekseniz

hoşça kalın diyerek yanından ayrıldım.

Mustafa Kemal Erzurum'da çalışmalar bittikten sonra 29

Ağustos tarihinde Erzurum'dan Sivas'a hareket etti. İdam

fermanı çıkartılmış , görüldüğü yerde tutuklanması

emredilmiş bir sivildi. Zor ve tehlikeli bir yolculuktan sonra 2

Eylül günü Sivas'a ulaştı. Sivas'ta vatan bütünlügü ve bütün

millet adina bir kongre toplamaya karsi olanlar çoktu. İşgal

kuvvetleri , İstanbul hükümetiyle birlik olarak bu kongrenin

toplanmasını engellemeye çalışıyorlardı. Binbasi rütbesinde

bir Fransız jandarma subayı, yanına bir tercüman alarak Sivas

valisine geldi. "Eğer burada kongre toplanırsa Fransızlar

Sivas'ı işgal edecekler" dedi. Bu tehtidin üzerine vali korktu.

Mustafa Kemal'e ikinci bir kongreden vazgeçilmesini veya

kongrenin Erzincan'da toplanmasını söyledi. Kemal Paşa her

zamanki gibi sakinliğini koruyarak , bu blöflere kulak

asılmaması gerektiğini söyledi. Bu tehdit yüzünden telaşlanıp

korkan bir genci gören Mustafa Kemal "Gençler için vatan

işlerinde ölmek olabilir, korkmak asla '' diyerek kendi

inancını gençlerede aşıladı.

Sivas Kongresi'nin toplanması için bir lise binası okul

müdüründen zar zor alınarak hazırlandı. Sivas'a gelmeye

başlayan üyeler, Şekeroğlu İsmail Bey tarafından misafir

ediliyordu. Kongre 4 Eylül 1919'da toplandı. Mustafa Kemal

Page 68: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

68

Paşa kongrenin başlangıç saati olan 14'den beş dakika önce

liseye giriş yaptı. Kongre Kemal Paşa'nın konuşmasıyla açıldı.

Bütün dernekler "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk

Derneği" adı altında birleştirildiler. "Heyet-i Temsiliye

vatanın bütününü temsil eder." kararıyla Temsil Heyeti'nin

yetkileri bütün ülke için geçerli kabul edildi.

Sivas'ta alınan karararın neticesinde seçilen temsilcilerin

toplanacağı bir yer gerekiyordu. Bu yer Ankara idi.

Ankaralılar, Mustafa Kemal’i ve halk temsilcilerini Ankara’ya

davet ettiler. Ankara, Anadolu’nun ortasında bakımsız , dar

sokakları olan bir şehirdi. Şehirde yaşayanların çoğu

Müslüman Türkler'di. Telgraf sistemi iyi denilebilecek

seviyedeydi. Anadolu’nun hemen her tarafı ile irtibat

sağlanması kolaydı. Kemal Paşa ve temsil heyeti 27 Aralık

1919’da Dikmen sırtlarından Ankara’ya geldiler. Halk Paşa'yı

ve heyeti coşkuyla karşıladı. Davullar çalındı, halaylar çekildi,

seğmenler gösteriler yaptı. Paşa bu coşku karşısında oldukça

duygulandı. Orada yurdun içinde bulunduğu durumu ve bu

durumdan nasıl kurtulacağımızı belirten bir konuşma yaptı.

Ankara'da karargah olarak Ziraat Mektebi belirlenmişti.

Kemal Paşa vali odasında bir çay içtikten sonra Ziraat

Mektebi’ne geçti. Mektebin bir odası çalışma mekanı , bir

odasıda telgraf amaçlı olarak düzenlenmişti.

Page 69: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

69

16 Mart 1920′de gelen bir telgrafta İtilaf Devletleri'nin

yönetime resmen el koyduğu yazıyordu. İşgal haberinin

duyulmasıyla ülkede tam bir kaos başladı. Mustafa Kemal

hemen harekete geçerek bir bildiri yayınladı.

...Bugün, İstanbul’u zorla işgal etmek suretiyle, Osmanlı

Devleti’nin yedi yüz yıllık hayat ve hakimiyetine son

verildi.Yani, bugün Türk milleti, medenî kabiliyetinin,

yaşama ve bağımsız kalma hakkının ve bütün bir

geleceğinin savunulmasına çağrıldı. İnsanlık dünyasının

takdirlerini kazanmak ve İslâm dünyasının kurtuluş

emellerini gerçekleştirmek, Hilâfet makamının yabancı

etkilerden kurtarılmasına ve millî bağımsızlığın şanlı

geçmişimize yaraşır bir imanla savunulup kazanılmasına

bağlıdır. Vatanımızı ve istiklâlimizi kurtarmak için

giriştiğimiz kutsal mücadelede Allah'ın yardım ve

koruyuculuğu bizimledir.

17 Mart günü komutanlara ve valiliklere bir telgraf

yollayarak 15 gün içinde Ankara'da bir "Kurucu Meclis"

toplanması için fikirlerini sordu. Olumlu yanıt alınca 19

Mart'ta bir bildiri yayınlayarak, Ankara'da bir meclis

toplanacağını bildirdi. Bunun için gereken işlemlerin

yapılmasını ve seçilecek milletvekillerinin en kısa sürede

Ankara'ya gönderilmelerini istedi. Ama Ankara'da toplanacak

büyük bina yoktu. İttihat ve Terakki için yapılan bina, yarım

olduğu için, bitirilmesi hızlandırıldı ve açılışa hazırlandı.

Page 70: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

70

Kemal Paşa 21 Nisan 1920 tarihinde bütün memlekete bir

tebligat yayınladı.

1- Allah'ın lûtfuyla Nisanın 23′üncü Cuma günü, cuma

namazından sonra, Ankara’da Büyük Millet Meclisi

açılacaktır.

2- Hacı Bayram Velî Câmi-i Şerifinde cuma namazı kılınarak

Kur’an’ın ve namazın nurlarından da feyz alınacaktır.

Namazdan sonra, Sakal-ı Şerif ve Sancâk-ı Şerif alınarak

Meclisin toplanacağı yere gidilecektir.

3- Meclise girmeden önce bir dua okunarak kurbanlar

kesilecektir. Bu merasimde Câmi-i Şeriften başlayarak

Meclis binasına kadar Kolordu Komutanlığı’nca askerî

birliklerle özel tören düzeni alınacaktır.

4- Açılış gününün kutsallığını belirtmek için bu günden

başlayarak vilâyet merkezinde, Vali Beyefendi Hazretlerinin

düzenleyeceği şekilde, hatim indirilmeye ve Buhari-i Şerif

okunmaya başlanacak ve Hatm-i Şerifin son kısımları uğur

getirsin diye cuma günü namazdan sonra Meclis’in

toplanacağı yerin önünde tamamlanacaktır.

Meclis denildiği gibi dualarla , hatimlerle açıldı. Cuma

Namazından sonra topluca Meclis binasına gelindi.

Başkanlığa ilk olarak en yaşlı üye olan Sinop Milletvekili Şerif

Bey getirildi. 24 Nisan'da yapılan seçimle Mustafa Kemal

Meclis Başkanı seçildi. İlk meclis konuşmasını da kendisi

yaptı.

Page 71: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

71

Bundan sonra zor günler bekliyordu Mustafa Kemal ve

arkadaşlarını. Bu zorlukların başında da maddi yokluk

geliyordu. Kemal Paşa elde avuçta birşey kalmayınca

annesine ait birkaç parça zineti Osmanlı Bankası'na rehin

vermek zorunda kalmıştı. Ama oda kısa sürede tükenmişti.

Gün geldi mum alacak bile para kalmadı. Karargah olarak

kullanılan gar binası hepten karanlıkta kalmıştı. Üç beş kuruş

bulup Ali Çavuş'u mum alması için gönderdi. Ali Çavuş

döndüğünde 'Paşam mum bulamadık. Zaten çok da

paramız yoktu, alamadık. Bugün karanlıkta yatacaksınız'

dedi. Bu cevap üzerine Kemal Paşa 'Çocuk bak bir çaresine

ben karanlıkta yatamam' deyince Ali Çavuş paşanın başına

dibinde biraz gaz kalmış gaz lambasını koydu. Sabah odaya

girdiğinde odayı is içinde buldu. Kemal Paşa gaz

lambasından zehirlemişti. Paşa biraz kendine gelince

'Zehirlenmişim eyvah çocuk. Hemen doktorları çağır bana'

dedi. Doktorlar gelip muane ettiler ama göğsündeki bu

tahribat aylarca geçmedi.

Mustafa Kemal Paşa içine düştüğü bu yokluktan çıkmak ,

emperyalist güçlerle mücadele etmek için 26 Nisan 1920

günü Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak Lenin'e bir

mektup yazdı.

“Emperyalist hükümetler aleyhine harekâtı ve bunların

tahakküm ve esareti altında bulunan mazlum insanların

kurtuluşu gayesini hedefleyen Bolşevik Ruslarla mesai ve

Page 72: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

72

harekat birliğini kabul ediyoruz. Evvela, milli topraklarımızı

işgal altında bulunduran emperyalist kuvvetleri kovmak ve

gelecekte emperyalizm aleyhine vuku bulacak ortak

mücadelelerimiz için dahili kuvvetlerimizi şekillendirmek

üzere, şimdilik ilk taksit olarak beş milyon altının ve

kararlaştırılacak miktarda cephane ve diğer fenni harp

vasıtaları ve sıhhi malzemenin ve yalnız Doğu’da harekât

icra edecek olan kuvvetler için erzakın, Rus Sovyetler

Cumhuriyeti’nce temini rica olunur.”

En zor zamanda Bolşeviklerden gelen yardımla Ankara

biraz rahatlamış , Millet Meclisi'nin eli güçlenmişti. Şimdi

ilerdeki tek hedef emperyalist güçleri vatan topraklarından

söküp atmak , bağımsızlık için savaşmaktı.

Yunanlılar, 22 Haziran 1920′de Milne (Miln) hattından

genel taarruza geçtiler. Bursa’yı ve Uşak'ı ele geçirdiler. 6

Ocak 1921'de yeni bir harekata geçerek üç koldan ilerleyip

İnönü önünde birleşmeyi amaçlayan Yunanlılar , 3 günlük

yürüyüşten sonra 9 Ocak günü İnönü mevzilerinin önünde bir

araya geldiler. Millet Meclisi Ordusu ilk kez düşmanın

karşısındaydı. Savaş 10 Ocak günü sabah saat 6.30'da

Yunanlıların taarruza geçmesi ile başladı. Türk ordusunun

güçlü savunması karşısında ağır kayıplar veren Yunan

kuvvetleri Bursa civarındaki eski mevzilerine çekilmek

zorunda kaldı. Meclisin kurduğu ordu başarılı olmuş , halkın

Page 73: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

73

güvenini toplamıştı. Yunan kuvvetleri bu bozgunla hırsa

kapıldı. Durumu biran önce kendi lehlerine çevirmek için 23

Mart 1921'de Bursa'dan İnönü istikametine ilerlemeye

başladılar. Türk ordusunun karargahı Eskişehir'de

bulunuyordu. Eskişehir hattındaki ordunun başında bulunan

Fevzi Paşa beklenmeyecek bir hücum emri vererek

Yunanlıları gafil avladı ve ağır kayıplar verdirdi. Bu zafer,

Kemal Paşa'nın ifadesiyle, milletin maküs talihini de yenen

bir zafer olmuştu.

Yeni birliklerle iyice güçlenen Yunan kuvvetleri 10

Temmuz'da yeni bir saldırıya geçtiler. 20 Temmuz'a kadar

yaptıkları saldırılarla kuvvetlerimizi geri çekilmeye zorladılar.

Cephe durumu ile ilgilenen Mustafa Kemal Paşa Sakarya'nın

doğusuna çekilme emrini verdi.Bu çekilmeyle zaman

kazanılacak , ordunun toparlanması sağlanacaktı. Mustafa

Kemal Paşa'nın muhalifleri; "Ordu nereye gidiyor, millet

nereye götürülüyor? Bu hareketin elbette bir sorumlusu

vardır, o nerededir? Bu çok acı veren durumun ve yürekler

acısı görünümün gerçek sorumlusunu ordunun başında

görmek isterdik" diyerek fırsatı değerlendirmek istedi. Büyük

Millet Meclisi'nde ve dışarıda son çare ve son tedbir olarak

Mustafa Kemal Paşa'nın ordunun başına geçmesinde fayda

umulduğu yolunda bir kanaat oluştu. Bunun üzerine Mustafa

Kemal Paşa, 4 Ağustos 1921'de Büyük Millet Meclisi'ne

verdiği bir önerge ile Başkumandanlığı kabul ettiğini bildirdi

Page 74: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

74

ve Meclis'in elindeki yetkileri fiilen kullanmayı talep etti. 5

Ağustos 1921 tarihli kanunla Mustafa Kemal Paşa iki yıl önce

çıkardığı üniformasını yeniden giydi. Şimdi Başkomutan'dı...

12 Ağustos 1921'de Polatlı'daki Cephe Karargahına

giderek ordunun başına geçti. Düşman Polatlı’ya kadar

gelmişti. Kemal Paşa cephede teftiş yaparken, attan düşerek

birkaç kaburga kemiğini kırdı.Çevresindekiler dinlenmesini

önerdiysede dinlemedi. Savaşı cephede yaralı ve kaburga

kemiği sarılı bir şekilde idare etti. 23 Ağustos'ta düşman

kuvvetleri yeni bir taarruza kalktı. 13 Eylül'e kadar gece

gündüz aralıksız yirmi iki gün devam eden bu kanlı savaşla

düşman ordusu ağır kayıplar verdi ve perişan bir şekilde

cepheyi terketti. Bu zaferle halk coşkuyla sokaklara döküldü.

Memlekette günlerce süren coşkun sevinç gösterileri ve

heyecanlı kutlamalar yapıldı. Bu zaferden sonra İsmet ve

Fevzi Paşa Büyük Millet Meclisine 16 Eylül 1921 tarihinde bir

önerge sunarak Mustafa Kemal Paşa´ya "Gazi" ünvanı ile

"Mareşallık" rütbesinin verilmesini talep ettiler. Türk

tarihinde bir dönemeç niteliği kazanan bu büyük Meydan

Muharebesi ve görkemli zaferden sonra Başkomutan

Mustafa Kemal Paşa´ya 19 Eylül 1921´de 153 sayılı kanunla

″Mareşallık″ rütbesi ve ″Gazilik″ ünvanı verdi. Mustafa

Kemal'de 20 Eylül'de çektiği bir telgrafla orduya teşekkür

etti.

20 Eylül 1921

Page 75: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

75

Kurtuluş için yaptığımız bu savaştan çok daha evvel sizi

başka muharebe meydanlarında da tanımış idim. Dünyanın

hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha

sağlam bir askere rast gelinmemiştir. Her zaferin mayası

sendedir. Kanaatinle, imanınla, itaatinle hiçbir korkunun

yıldıramadığı demir gibi pak kalbinle düşmanı nihayet alt

eden büyük gayretin için minnet ve şükranımı söylemeyi

nefsime en aziz bir borç bildim. Sizin gibi kumandanları,

zabitleri, neferleri olan millete, yad elleri altında köle olmak

mümkün değildir. Bu defa Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin

hakkımda yeni bir rütbe ve Gazi unvanıyla tecelli eden

iltifat ve teveccühü, doğrudan doğruya size racidir. Milletin

verdiği bu rütbe ile yükselen ordu, en şerefli, en ulu bir gaza

ile mümtaz olan gene ordudur. Sizin kahramanlığınızla,

sizin gösterdiğiniz nihayetsiz kahramanlıklar bu unvanı ve

rütbeyi ancak size izafe ederek, bütün askerlik hayatımın en

büyük sermaye-i iftiharı olarak taşıyacağım. Cenabı Hak

giriştiğimiz kurtuluş mücadelesinde şerefli silah

arkadaşlarıma kendilerinin temyiz eden asaletin,

civanmertliğin, kahramanlığın hakkı olan kati halası nasip

etsin.

Başkumandan Mustafa Kemal

Page 76: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

76

Oğluna mareşallık ve gazilik ünvanı verildiğini öğrenen

Zübeyde Hanım bir telgraf çekerek sevinçlerini dile getirdi.

27 Eylül 1921

Müşir ve Gazi Oğlum Mustafa Kemal Paşa'ya...

″Milletin hakkınızdaki mareşallık ve gazilik ünvanı ile bu

sevgi ve itimadı, benim kadar kimseyi duygulandıramaz. Kız

Kardeşinle beraber anlından öperek ve bağrımıza basarak,

seni tebrik ederiz. Muhafaza-i din ve istikrarı vatan uğruna

çalışan mücahitlerle beraber seni cenabı hakkın birliğine

emanet eder ve hakkınızda gece gündüz sıhhatler ve

muratlar temenni ederim sevgili oğlum.″

Valideniz Zübeyde

29 Eylül 1921

″Benim için dünyevi mükâfatların en yücesi olan

tebrikatınızla mesut oldum.″

Gazi Mustafa Kemal

Sakarya Meydan Muharebesi'nde kazanılan zaferle

kamuoyunda ve TBMM'nde taarruz için sabırsızlık baş

göstermişti. Artık savunma değil hücum vaktiydi. Gazi

Mustafa Kemal Paşa, 4 Mart 1922'de endişe ve huzursuzluk

Page 77: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

77

duyanlara açıklamalar yaptı. "Ordumuzun kararı,

taarruzdur. Fakat bu taarruzu tehir ediyoruz. Sebebi,

hazırlığımızı tamamen bitirmeye biraz daha zaman

lazımdır. Yarım hazırlıkla, yarım tedbirlerle yapılacak

taarruz, hiç taarruz etmemekten çok daha kötüdür" diyerek

hem akıllardaki şüpheyi yok etmiş , hem de orduyu son zaferi

sağlayacak bir taarruz için hazırlamıştı. Başkomutan Gazi

Mustafa Kemal Paşa 1922 Haziran'ı ortalarında taarruza

geçme kararı aldı. ordu birlikleri arasında bir futbol maçı

organize edilmesi bahanesiyle ordu komutanlarını Akşehir'e

davet etti. Bu bahaneyle Yunan ordularının dikkati

çekilmeyecekti. 28 Temmuz gecesi komutanları Akşehir'de

toplayan Gazi Paşa , genel taarruz hakkında bilgi verdi. Daha

sonra 20 Ağustos 1922'de Ankara'dan Akşehir'e geçti. 26

Ağustos 1922 Cumartesi sabahı düşmana taarruz emrini

verdi.Gazi Paşa taarruzun tam bir baskın şeklinde olması için

21 Ağustos'da Çankaya köşkünde bir çay daveti verileceğini

gazete ve ajanslara bildirdi. Yola çıkmadan önce annesinin

elini öpüp vedalaşırken çay ziyafetine gittiğini söyledi.

"Oğlum, seni bekledim. Gelmedin. Çaya gittiğini

söylemiştin bana. Ama cepheye gittiğini biliyorum. Senin

için dua ettiğimi bilmeni isterim. Savaşı kazanmadan geri

gelme."

Valideniz Zübeyde

Page 78: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

78

Yola çıkmadan önce arkadaşlarıyla Keçiören’de bir evde

sofrada buluştular. Vedalaşırkende arkadaşlarına ''Taarruz

başladıktan 15 gün sonra İzmir'deyiz'' dedi. Çankaya

köşkünde bir çay daveti verileceği haberi çıktığında Kemal

Paşa cepheye gitmek için çoktan yola çıkmıştı.

26 Ağustos 1922 Cumartesi sabah saatlerinde ordu

Kocatepe sırtlarında taarruz için gelecek emri bekliyor ,Fevzi

Paşa Kuran-ı Kerim okuyordu. Gazi Paşa saatine bakarak '

hocam vakit tamam' dedi. Daha ellerini göğe açarak, '

İnşallah zafer bizimdir, hayırlı olsun ' diyerek topçular ateşe

başlasın ve şarapnel kullansın emrini verdi. Topçular ateşe

başladılar. Bir buçuk saat süren topçu ateşiyle muharebe

sahasını alt üst oldu. Güneş doğmaya başladıktan sonra

durumun iyiye gittiği daha net görülüyordu. Kıtalardan iyi

haberler gelmeye başlamıştı. 30 Ağustos günü Dumlupınar'

ın kuzey ve kuzeydoğusunda Çalköyü ve Adatepeler

bölgesinde beş tümenlik Trikupis grubu ağır yenilgiye

uğratıldı. Artık düşman yenilmiş, zafer kazanılmıştı. Büyük

komutan düşmanın arkasını bırakmamak kararındaydı. 1

eylül 1922’de: ' Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri '

emrini verdi. Bozulan düşman geri çekiliyor , hatta kaçıyordu.

Anadolu, adım adım düşmandan temizleniyordu.

Büyük Taarruz'dan 14 gün sonra 9 Eylül'de Türk Ordusu üç

yılı aşkın süredir yas çeken İzmir halkının sevinç göz yaşları

Page 79: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

79

arasında İzmir' girdi. Keçiören’deki evde arkadaşlarına

''Taarruz başladıktan 15 gün sonra İzmir'deyiz'' diyen Kemal

Paşa imalı şekilde yanıldığını ifade ederek ' Sadece bir gün

yanılmışım ama bu kusur bende değil düşmanda ' dedi.

Page 80: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

80

Page 81: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

81

O dönem İzmir'in ünlü ailesi Uşakizadeler'in kızı Latife

Sakarya Savaşı'nın ardından çok heyecanlanmış, ' Ben artık

buralarda duramam ' diyerek, 1921 sonbaharında,

üniversite eğitimi gördüğü Paris'ten ayrılıp İzmir'e dönmüştü.

Mustafa Kemal Paşa'nın fotoğrafını bir dergiden kesip

boynundaki madalyona yerleştirmişti. Mustafa Kemal

Paşa'ya büyük bir hayranlık duyan Latife , Paşa'yı evinde

misafir etmek için bir mektup yazdı. Bu davetten büyük

mutluluk duyan Kemal Paşa daveti kabul etti. İzmir'de ki yeni

karargahları Göztepe'de bulunan iki katlı bu beyaz köşktü. İlk

gelişinde bu köşkte 16 gün kalan Gazi Paşa , burada yerli ve

yabancı birçok devlet adamı ve gazeteciyle görüştü. 29

Eylül'de İzmir'den ayrılırken Latife Hanım'a bir fotoğrafını

armağan ederek arkasına ' Benim güzel , zarif Latifeceğim '

notunu düştü. Kemal Paşa iyi eğitim görmüş ve kültürlü bir

kız olan Latifen Hanım'dan etkilenmişti. Yakın dostları bu

ilişkinin evliliğe gideceğini düşünüyordu. O dönem evlilik

hakkında fikrini soranlara ' Ben, sadece evlenmek için

evlenmek istemiyorum. Vatanımızda yeni bir aile hayatı

oluşturmak için önce kendim örnek olmalıyım.' dedi. Paşam

hiç sevdiniz mi? sorusuna ise şu cevabı verdi 'Sevmek mi?

Vakit bulabildik mi ki ? Dağda bayırda kurulmuş

çadırlarda,karargahlarda insan sevmeye vakit bulabilir mi ?

Ama biz de insanız, bizim de çarpan bir kalbimiz, bizim de

bir his tarafımız var. Askeriz diye kuşkuya mı düştünüz

yoksa? ' .

Page 82: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

82

Kemal Paşa 17 Aralık 1922'de hastalığı ağırlaşan validesi

Zübeyde Hanım'ı İzmir'e yanına aldı. Ayrıca validesini

mektuplarda sürekli ' Görsen anne, sen de

beğeneceksin. Çok anlayışlı kız ' diye bahsettiği Latife

Hanımla da tanıştırmak istiyordu.

Kemal Paşa 14 Ocak 1923’te yurt gezisine çıktı. İzmit’te

gazetecilerle görüşecekti. Yola çıktıktan bir gün sonra Ali

Çavuş'u çağırarak validesi hakkında bir haber olup olmadığını

sordu. Ali Çavuşv ' Şifreli bir telgraf geldi ama çözülmedi '

cevabını verdi. Mustafa Kemal emir Çavuşu Ali'ye hüzünle

baktı ' Annemin öldüğünü biliyorum çocuk , Bir rüya

gördüm, yeşil tarlalarla annemle dolaşıyordum. Birden bir

fırtına çıktı, Anamı alıp götürdü.'...

Ali Çavuş İzmir'e geri döneceklerini düşünürken Mustafa

Kemal Paşa ' İzmir'e gitmiyoruz. Treni İzmit'e çevirsinler.'

emrini verdi.

' Acil görev, büyük validemiz vatanı yaşatmaktır. '

Yedi yıl boyunca cepheden cepheye koşan, en güzel

günleri karargahlarda, çadırlarda geçen Mustafa Kemal

anasının ölüm haberini bir trenin vagonunda almıştı.

Annesinin ölüm haberini bildiren Başyaver Salih Bozok'a şu

telgrafı yazdı ;

Page 83: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

83

Başkumandanlık Seryaveri Salih Bey'e

Verdiğiniz elim haber, beni çok müteessir etti. Merhumenin

munasip bir tarzda merasim-i tedfiniyesini ifa ettiriniz.

Cenab-ı Hak millete hayat ve selamet versin."

Başkumandan Gazi Mustafa Kemal

Kemal Paşa İzmir'e döndüğünde validesinin mezarını

ziyarete gitti. Ancak yaptırılan sandukalı ve uzun kitabeli

mezarı beğenmedi. Hasan Soyak' a ' Dağdan iki büyük ve

uzun taş getirirsin. Birini olduğu gibi temel üzerine tespit

ettirir diğerini de baş tarafa diktirirsin. Ve yerini biraz

düzelterek: Atatürk'ün anası Zübeyde Hanım burada

gömülüdür diye yazdırırsın. Altına da ölüm tarihini

koydurursun. ' dedi.

Mezarlık ziyareti sonrası Mustafa Kemal ile Latife Hanım

29 Ocak 1923’te sade bir nikahla evlendiler. Mareşal Fevzi

Çakmak ve Kâzım Karabekir Mustafa Kemal’in, Mustafa

Abdülhalik Renda ile Salih Bozok ise Latife Hanım’ın tanıkları

idi.

Kurtuluş Savaşı ezici zaferimizle sona ermiş, düşman

denize dökülmüştü. Şimdi sıra, yeni Türkiye Devleti'ni bütün

dünyaya resmen kabul ettirmeye gelmişti. Lozan'da başlayan

konferansın ilk oturumundan netice alınamayınca

Page 84: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

84

görüşmeler, 4 Şubat 1923'e ertelendi, delegeler ülkelerine

döndüler. Kemal Paşa görüşmelerde Türkiye'yi İsmet

Paşa'nın temsil etmesini istemişti. Fethi Okyar 'Bu adam

bizim kadar bile lisan bilmiyor, orada ne işi var? diyerek

itirazda bulundu. Ancak Kemal Paşa Türk milletine temin

edebileceği siyasi menfaatlar hakkındaki görüşlerinin en çok

İsmet Paşa tarafından anlaşılmakta olduğunu ve bu fikirleri

en iyi İsmet Paşa'nın dile getireceği düşüncesindeydi.

Konferans 23 Nisan 1923 günü tekrar toplandı. İsmet Paşa

gelişmeleri düzenli olarak T.B.M.M. Hükümeti'ne

bildiriyordu. İlkelerinden ödün vermiyor, gerektiğinde de

tavır koyuyordu. Temsil Heyeti'nin çabaları sonucunda 24

Temmuz 1923'de Lozan Barış Antlaşması imzalandı.

Konferansta buunan ABD Delegesi John Grew o dönem

tuttuğu günlüklerinde İsmet Paşa’ya yönelik tutumunu ve

İsmet Paşa’nın direnişini not almıştı.

“ (...) Toplantıda İsmet önceden de sanıldığı gibi uzlaşmaya

hiç yanaşmayan bir tutum takındı. Curzon, Barreré,

Garroni, Hayashi ve Bombard kapitülasyonların kaldırılması

yolunda şimdiye dek Müttefiklerce verilen ödünlere karşı

Paşa’nın böyle bir tavır takınmasını şiddetli deyimlerle

protesto ettiler. Curzon’un konuşması alışılmış tonunu

korumakla birlikte çok zayıftı. Türklerin “mahkemelerine

yabancı yargıçlar kabul ederlerse milli egemenliklerinin

Page 85: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

85

baltalanmış olacağı” yolundaki şikayetlerine karşı Curzon,

“milli egemenlik” deyiminin Türklerin kafasında değişmez

fikir durumuna gelmiş olduğunu, ne zaman bir imtiyaz

[ayrıcalık] söz konusu olsa hemen milli egemenliklerinin

tehlikeye düştüğü sanısına kapıldıklarını, fakat bu garip

fikrin hiç kimsenin zihninde var olmadığını söyledi. Curzon

alay etmek istiyordu, ama bu kere pek beceremiyordu.”

İtalyan Baş Delegesi Marki Camille Garroni’de İsmet

Paşa’nın konferansdaki başarısından bahsetmişti.

“ Lozan Konferansında Türk delegasyon heyetinin

üstünlüğü kesin idi. İsmet Paşa her itibarla konferansa

hakimdi. Görüşmeleri daima iyi idare etti. Karşısındakilerin

zayıf noktalarını buldu. Bilgi ile, anlayışlılık ile, zeka ile

mücadeleden yılmayarak uğraştı. İsmet Paşa, büyük askeri

başarısından sonra Türk tarihinde örneği olmayan bir siyasi

zafer kazandı. Yalnız mükemmel bir asker değil, mükemmel

bir diplomat olduğunu da gösterdi. Ben şahsen onun bu

konferansta oynadığı büyük siyasi role hayranım.”

İsmet Paşa büyük gayret ve çabalarıyla masadan istediğini

alarak kalkmıştı. Kendisini ilk tebrik eden ise Millet Meclisi

Başkanı Mustafa Kemal'di.

24 Temmuz 1923, Ankara

Page 86: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

86

Lozan Türk Delegasyonu Başkanı ve Dışişleri Bakanı

İsmet Paşa Hazretlerine ;

Ulus ve hükümetin Zât-ı devletlerine verdiği yeni görevi

başarıyla tamamladınız. Memlekete bir dizi yararlı

hizmetlerden ibaret olan ömrünüzü bu def’a da tarihi bir

başarıyla taçlandırdınız. Uzun mücadeleden sonra

vatanımızın barış ve bağımsızlığa kavuştuğu bugünde

parlak hizmetlerden dolayı Zât-ı devletlerinizi, muhterem

arkadaşlarımız Rıza Nur ve Hasan Beyleri ve çalışmanızda

size yardım eden bütün heyet delegelerini teşekkür

borcumla tebrik ederim.

Gazi Mustafa Kemal

Şimdi sıra yeni bir devlet kurmak için kolları sıvamaya

gelmişti. Yeni , bağımsız bir Türk Devleti. Peki ama yeni Türk

Devleti'nin rejimi ne olacaktı ? Kemal Paşa yıllardır aklında

sakladığı sırrı açığa çıkarmanın vakti geldiğini biliyordu.

Kafasında yıllar önce Mazhar Müfit'e not ettirdiği gibi

Cumhuriyet rejimi vardı. Artık bunu uygulama zamanıydı.

Kimileri düşmanın mağlup edilmesiyle işlerini bittiğini

düşünüyor , bundan sonrasını halifenin bileceğini

söylüyordu. Meclis yeni atılımlar yapma konusunda

çekimserdi. Savaşın bittiğini artık herkesin işine bakması

Page 87: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

87

gerektiğini düşünüyordu. Ama Kemal Paşa'ya göre iş daha

yeni başlıyordu. Artık rejimin adını koyma vakti gelmişti.

Yeni rejimin adının konulması için ilk hazırlıklara basını ve

kamuoyunu hazırlamakla başlandı. Eylül 1923’te Anadolu

Ajansı, Anayasa’da bir değişiklik yapılacağını ve bu konuda

bir komisyonun tasarı hazırlamakta olduğunu ilan etti. 27

Eylül 1923 günü Türk basını, Mustafa Kemal Paşa’nın

Avusturyalı bir gazeteciye verdiği şu beyanatı yayımladı ;

“Anayasa’ya göre hâkimiyet kayıtsız ve şartsız milletindir.

Yürütme kudreti, yasama yetkisi Türkiye Büyük Millet

Meclisi’nde toplanır. Bu iki hamleyi bir kelime ile

anlatabilmek için hangi sözlükte aranırsa aransın, sözü

geçen kelime, cumhuriyet olacaktır. Bundan ötürü,

Türkiye’nin iç tekâmülü henüz tamamlanmamıştır. Daha

başka değişmeler ve gelişmeler, cumhuriyet esasına

varacaktır. Bugün olduğu kadar gelecekte de daha ziyade

demokratik bir cumhuriyet teşekkül edecek ve bu

cumhuriyet, hiçbir suretle Batı cumhuriyetleri esaslarından

farklı olmayacaktır.”

Cumhuriyet'in ilanına zemin hazırlamak için Mustafa

Kemal Paşa müthiş bir strateji geliştirdi. Kendi tarafından

organize edeceği kaosun içinden Türkiye Cumhuriyeti'ni

doğuracaktı.23 Ekim günü Ali Fuat Paşa , Meclis ikinci

başkanlığından istifa etti. Bir gün sonrada Fethi (Okyar)

Page 88: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

88

Bey’in başkanlığındaki hükûmet istifa etti. Böylece bir kriz

doğmuş oldu. 26 Ekim günü Kemal Paşa kabineyi Çankaya

Köşkü'ne çağırarak bakanlara düşüncelerini anlattı ve

hepsine görevlerinden istifa etmelerini söyledi. Meclis onları

yeniden görevlendirse bile görevleri kabul etmemeleri

emrini verdi. 27 Ekim Cumartesi günü Fethi Bey mecliste

yaptığı konuşmada hükümetin istifa ettiğini ve yeni bakanlar

kurulunun 29 Ekim Pazartesi günü seçileceğini duyurdu. Yeni

hükûmetin oluşturulması için toplanan parti grubunda da

hükûmet listesi üzerinde anlaşma sağlanamadı. Mustafa

Kemal Paşa, konunun bir hükûmet bunalımı değil, rejim

bunalımı olduğunu söylüyordu.

28 Ekim gecesi Kemal Paşa yakın arkadaşlarını Çankaya'da

bir yemekte topladı. Yemekte Latife Hanım'da vardı. İçi içine

sığmıyordu. Çünkü o akşam yemeğinin gündemini biliyordu.

Sofradakiler seçim heyecanı, seçim dedikoduları, yeni

seçilenler, bu kez meclise giremeyenler hakkında konuşmalar

yaparken Gazi Paşa eline bir bıçak aldı ve hafifçe tabağına

vurdu. Herkes dikkatini Gazi Paşa'ya yoğunlaştırmıştı. Paşa

derin bir nefes aldıktan sonra ' Efendiler , yarın Cumhuriyet'i

ilan edeceğiz. “Türkiye Devleti’nin hükümet şekli

Cumhuriyet’tir. ' dedi. Masadakiler üzerlerinden şaşkınlığı

attıktan sonra bu anı hep birlikte kutladılar.

Page 89: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

89

O gece masada bulunanlar birer birer dağıldılar. Sofrada

bulunanlardan yalnızca İsmet Paşa Çankaya'da kaldı. Kemal

Paşa ve İsmet Paşa birlikte 1921 Anayasası’na bazı maddeler

ekleyen ve bazı maddeleri değiştiren kanun tasarısı

hazırladılar. Yeni Anayasa'nın birinci maddesi 'Türkiye

Devleti’nin hükûmet şekli cumhuriyettir.' idi.

Halk Partisi grubu , 29 Ekim 1923 Pazartesi günü saat

10.00'da Grup Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Bey'in

başkanlığında toplandı. Bakanlar Kurulu üyelerinin seçimi

görüşmelerine başlandı. Görüşmelerde bir netice

alınamayınca Kemalettin Sami Paşa bir önerge vererek

sorunu genel başkanın çözmesi gerektiğini söyledi.

Önergenin kabul edilmesi üzerine o sırada Çankaya'da

bulunan Kemal Paşa meclise geldi. Meclise gelince direk

toplantı salonuna geçti. Hemen kürsüye çıkarak ' Baylar ,

Bakanlar Kurulu seçiminde görüş ayrılığına düşüldüğü

anlaşılmıştır. Bana bir saat kadar izin verin. Bulacağım

çözüm yolunu bilginize sunarım. ' dedi. Bu bir saat içerisinde

mecliste bulunan grupların liderlerini ikna etmek için tek tek

görüşmelere başladı.

Bir saatin sonunda Kemal Paşa çözüm önerisini açıklamak

için kürsüye çağırıldı. Sakin bir şekilde kürsüye çıkan Kemal

Paşa ''Muhterem Arkadaşlar, hallinde müşkülâta duçar

olduğunuz meselenin sebep ve illeti, bütün rüfekaca

Page 90: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

90

(arkadaşlarca) taayyün etmiş olduğu kanaatindeyim.

Heyeti edileniz bu müşkilin halline beni memur kıldınız. Ben

de arz ettiğim kanaatten mülhem olarak düşündüğüm şekli

tespit ettim. Onu teklif edeceğim. Teklifim mazharı kabul

olursa kuvvetli ve mütesanit bir hükümet teşkili kabil

olacaktır. Devletimizin şekil ve mahiyetini tespit eden ve

hepimiz için gaye olan Teşkilâtı Esasiye Kanunumuzun bazı

noktalarını tavzih (açıklık) lâzımdır. Teklif şudur'' dedi ve

gece İsmet Paşa ile birlikte hazırladıkları kanun tasarısını

okunması için Meclis'e sundu. Tasarının ilk maddesi mecliste

şok etkisi oluşturdu. Herkes sorunun çözümü için bir

hükümet formülü beklerken Kemal Paşa onlara bir rejim

değişikliği teklifiyle gelmişti. İlk şok atlatıldıktan sonra

milletvekilleri aralarında tartışmaya başladılar. İlk sözü Sabit

Bey aldı.

Vehbi Bey : Bizim, şimdiye değin; görüşüldüğünü

duyduğumuz Anayasadan bir bilgimiz yoktur. Gerçi

gazetelerde gördük. Bu yeter mi? Onun için, biz önce bunu,

bir bütün olarak görüşmek üzere sonraya bırakıp bunalımı

giderelim.

Sabit Bey : Kabine yöntemini benimsiyorum. Ancak,

Anayasanın değiştirilmesi önerisi ile bugünkü bunalım

giderilemez. Biz şimdi bir bakanlar kurulu başkanı seçelim.

Anayasanın değiştirilmesini sonra düşünürüz.

Page 91: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

91

Hâzım Bey : Anayasayı biz yapabilir miyiz? Sanırım

yapamayız. Yetkimiz varsa bu, partide olmaz. Partide

görüşüldükten sonra oturumda kimse söz söyleyemiyor.

Ulusun varlığı ile ilgili yasalara burada kesin bir biçim

verilmesine karşıyım. Bu gibi yasalar açık oturumda ve

serbestçe görüşülmeli. Her şeyden önce hükümet bunalımını

giderelim.

Hamdullah Suphi Bey : Dört yıl önce, ayrı ayrı seçimlerin

kötülüğünü söylemiştim. Bugün de yine o durum ortaya çıktı.

Gazi Paşa'nın önerisine gelince, bu yeni değildir. Dört yıl

önce yapılan bir yasanın daha açık bir biçimde anlatılmasıdır.

Durum bu olduğuna göre, buna karşı söz söyleyecekler

gelsin, düşüncelerini söylesinler. Ama uzun uzadıya

beklemeye zamanımız elverişli değildir.

Eyüp Sabri Efendi : Biz Gazi Paşa Hazretlerini yargıcı yaptık.

"Bizim, Anayasayı değiştirmeye yetkimiz yok." demek, yasaya

aykırı bir Meclis olduğumuzu kabul etmek demektir. Meclisin

Anayasayı değiştirme yetkisi apaçıktır. Ne olursa olsun,

hükümetimizin biçimi kesinlikle cumhuriyet olacaktır.

Milletvekilleri arasında cumhuriyet rejimini destekleyen

de vardı , karşı çıkanda. Vekiller söz alarak görüşlerini

belirtiyordu. İsmet Paşa'da söz istedi ve şu konuşmayı yaptı ;

Page 92: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

92

' Parti Başkanının önerisini kabule kesin gerekseme vardır.

Bütün dünya bizim, bir hükümet biçimi görüştüğümüzü

biliyor. Bu görüşmelerimizi bir sonuca bağlamamak,

güçsüzlüğü ve düzensizliği sürdürmekten başka bir şey

değildir. Bir deneyimden söz edeyim. Avrupa diplomatları

bu konuda beni uyardılar: 'Devletinizin başkanı yoktu.

Şimdiki durumunuzda başkanınız, Meclis başkanıdır. Demek

ki, siz ayrı bir başkan bekliyorsunuz.' dediler. Avrupa

düşüncesi işte budur. Oysa biz böyle düşünmüyoruz. Ulus,

egemenliğine ve alınyazısına kendisi el koymuştur. Öyle ise,

bunu yasa ile belirtmekten neye çekiniyoruz?

Cumhurbaşkanı olmadan, başbakan seçme önerisi yasa dışı

olur. Bunda kuşkuya yer yoktur. Başbakanı yasaya uygun

olarak seçebilmek için Gazi Paşa Hazretlerinin önerisinin

yasalaşması gerekir. Genel güçsüzlüğün sürdürülmesi doğru

değildir. Partinin, bütün ulusa karşı yüklendiği

sorumluluğun gereklerine göre iş yapmak zorunludur.'

İsmet Paşa'dan sonra Abdürrahman Şeref Bey söz aldı ve

'Hükümet biçimlerini saymak gereksizdir. Egemenlik sınırsız

ve koşulsuz ulusundur. Kime sorarsanız sorunuz, bu,

cumhuriyettir. Doğan çocuğun adıdır. Ama, bu ad

kimilerine hoş gelmezmiş,varsın gelmesin! ' diyerek kestirip

attı.

Page 93: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

93

Şeref Bey sözlerini tamamladıktan sonra Yusuf Kemal Bey

tasarının yasalaşması için oylamaya geçilmesi gerektiğini

söyledi. Ama Abdullah Azmi Efendi yeni bir itirazda

bulunarak konunun yeniden görüşülmesini önerdi. Bu itiraza

karşı görüşmenin yeterliği kabul olundu. Anayasa değişikliği

için maddeler teker teker oylanmaya başlandı. Saat altıyı

geçerken son maddede oylanarak görüşmeler son buldu.

Türkiye Devleti'nin yeni yönetim biçimi Cumhuriyet'ti.

Mustafa Kemal yıllarca bir sır gibi taşıdığı fikrini sonunda

uygulamaya geçirmeyi başarmıştı.

Cumhuriyet'in ilanından sonra Cumhurbaşkanı seçilmesi

için Meclisin oyuna baş vuruldu. Yapılan oylama sonucu Gazi

Mustafa Kemal Paşa 158 vekilin oyunucu alarak Türkiye

Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı oldu. Oylamanın

sonucunu kürsüde bulunan ikinci Reis Vekili Başkan İsmet

Bey açıklamıştı.

' Türkiye Cumhuriyeti Riyaseti için yapılan intihabat (seçim)

arasına yüz elli sekiz zat iştirak eylemiş ve Cumhuriyet

riyasetine yüz elli sekiz âza müttefikan Ankara Mebusu Gazi

Mustafa Kemal Hazretlerini intihab eylemişlerdir. '

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı Gazi Paşa

kürsüye gelerek bir konuşma yaptı. Ancak konuşmasını kısa

Page 94: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

94

tuttu. 1933 yılında Onuncu yıl nutkunu hazırlarken Afet

İnan'a neden kısa bir konuşma yaptığını şöyle anlatacaktı ;

'Cumhurbaşkanı seçildiğim vakit söylediğim nutuk da en

kısa beyanlarımdan birisidir. Çünkü dişlerimi yeni

çektirmiştim. Yeni yapılan dişlerim tecrübe devresinde idi.

Söz söylemeye başladığım vakit ıslık gibi bir ses çıkıyor

veyahut da ağzımdan düşüyordu.'

Page 95: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

95

Page 96: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

96

Cumhuriyet'in ilanına sevinenlerde oluyor , karşı

çıkanlarda oluyordu. Rauf Bey ve Dr. Adnan Bey gibi Mustafa

Kemal'in bazı eski arkadaşları da halifeden yana tavır alan

isimlerdi. Ama Kemal Paşa büyük bir kararlık içerisinde yeni

rejmden ödün vermeyeceğini belli ediyordu.

Bütün engellemelere karşı yeni rejim getirilmişti. Şimdi

sırada Cumhuriyet ışığında yeni atılımlar yapmaktaydı. Bu

atılımların ilki 3 Mart 1924 de gerçekleşti. Meclis’te bütçe

görüşmeleri yapılırken son oturumda Urfa Milletvekili Şeyh

Saffet (Yetkin) Efendi ve 53 arkadaşı meclise bir önerge

sundular. Önergede ; Halifeliğin hem ülke içinde, hem de dış

ilişkilerde iki başlılık oluşturduğu, Hanedanın yüzyıllardır bir

felaket olduğu ve Türk milletinin yıkımına sebep olduğu,

Halifeliğin Türkiye’nin bekası açısından yeni tehlikelere gebe

olduğu söylendi ve ilgası (kaldırılması) istendi. Verilen

önergeye Kastamonu Mebusu Miralay Halid (Akmansü) Bey

ile Gümüşhane Mebusu Zeki (Kadirbeyoğlu) dışında karşı

çıkan olmadı. Bunun üzerine oylamaya geçildi. Oturuma

katılan 158 üyenin 157’sinin oyuyla bir devirde kapanmış

oldu. Halifelik resmen kaldırıldı.

Bu durumu Halife Efendi’ye bildirme işi İstanbul Valisi

Haydar Bey’e ve Polis Müdürü Sadettin Bey’e düştü.

Abdülmecid Efendi ilk başta bu karara inanamadı. Haberi

vermek için gelen heyeti kovmaya kalktı. Ama daha sonra

Page 97: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

97

sakinleşti. Olayı kabullendi. Ertesi sabah, saat 5.00’te Halife

ve ailesi İsviçre’ye gitmek üzere Çatalca İstasyonu’na

getirildiler. Abdülmecit Efendi’nin istasyona gitmek üzere

otomobile binerken “Mademki milletin ve memleketin

saadet ve selameti için çalışıyorsunuz. Allah muvaffak

etsin,” dedi.

Başkumandanlık Kanunu’nun uzatılması , Lozan’a gidecek

heyetin belirlenmesinde paşalara sorulmaması ,

Cumhuriyetin ilanını sırasında Rauf Bey'in Halife ile

görüşmesi Mustafa Kemal ile eski silah arkadaşlarının arasını

açmıştı. Özellikle Mustafa Kemal'in yakın arkadaşı Rauf Bey

halifeliğin kaldırılmasına karşı çok tepki göstermişti. “Ben

saltanat ve halifeliğe hem vicdanımla hem de duygularımla

bağlıyım. Çünkü benim babam padişahın ekmeği ve

nimetleriyle yetişerek Osmanlı Devleti’nin önemli kişileri

arasına girmiştir. ” diyerek çıkıştı. Cumhuriyet’in ilan

edilmesi, halifeliğin kaldırılması derken Meclis üyeleri

arasında çeşitli görüş ayrılıkları görülmeye başladı. Kazım

Karabekir, Ali Fuat Paşa (Cebesoy), Refet (Bele), Adnan

(Adıvar) ve Rauf (Orbay) öncülüğündeki muhalif grup Halk

Fırkası’ndan ayrıldılar. Mustafa Kemal Paşa , etrafında ilk

halkayı teşkil eden bu isimlerle fikir ayrılığına düşmüştü.

Kazım Paşa bu durumdan memnuniyetsizliğini anılarında

şöyle anlatmıştı ;

Page 98: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

98

“ Tıpkı Cumhuriyetin İlanı’nda olduğu gibi, Hilafetin lağvı ve

hanedanın hudut dışı edilmesi kararı da birkaç kişi arasında

kararlaştırılıyor ve Halife, benim mıntıkamda olmasına

rağmen bana bu hususta bir haber dahi verilmiyordu. ”

Paşalar , Kazım Karabekir önderliğinde 1924 Anayasası’nın

çok partili rejime geçmesine imkân tanımasından

yararlanarak 17 Kasım 1924’te Terakkiperver Cumhuriyet

Fırkası’nı kurdular. Yeni partinin başkanı Kazım Karabekir,

ikinci başkanı Rauf (Orbay) oldu. Terakkiperver Cumhuriyet

Fırkası , Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk muhalefet partisi olarak

tarihe adını yazdırmıştı.

1925 yılının Şubat ayında ilk isyan patlak verdi.

Cumhuriyet yönetimini kendi çıkarlarına aykırı gören Şeyh

Sait önderliğindeki isyancılar ' Din elden gidiyor ' diyerek

halkı isyana teşvik ettiler.Meclis Cumhuriyet rejiminin ve

inkılaplarının korunması amacıyla 3 Mart 1925'te Takrir-I

Sükun Kanunu çıkararak hükümete tam yetki verdi. İsyan üç

ayda bastırıldı. Şeyh Sait idam edildi , Terakkiperver

Cumhuriyet Fırkası kapatıldı.

Kemal Paşa türlü sıkıntılarla yeni bir devlet inşa etme

çabasında iken yoğun olan devlet ve bürokrasi işleri Latife

Hanım’ı rahatsız ediyordu. Yeri geldikçe de Gazi Paşa’ya bu

memnuniyetsizliğini bildiriyordu. Bardağı taşıran son damla

Page 99: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

99

ise Latife Hanım'ın ona herkesin içinde ona' Mustafa'

şeklinde hitap etmesi oldu. Bu olaydan sonra Kemal Paşa

İsmet paşa’yı telefonla arayarak kararının kesin olduğunu

boşanmak istediğini ve kararının Anadolu Ajansına

bildirilerek radyodan tüm yurda bildirilmesinini söyledi.

Boşanma haberi, 5 Ağustos 1925 günü radyoda yayımlanan

bir hükümet bildirisi ile duyuruldu. Evliliği 2 yıl 6 ay 4 gün

sürmüştü. Gazi Paşa boşandıktan sonra ' Koskoca orduları

idare ettim, ama bir kadını idare edemedim ' dedi.

İsyan bastırıldıktan sonra Mustafa Kemal Paşa artık

kafasındakileri gerçekleştirmek için harekete geçti. Kemal

Paşa mareşal üniformasıyla 25 Ağustos Salı günü,

beraberindekilerle İnebolu’ya hareket etti. Amacı halka

şapkayı tanıtmak , kendisi şapka takarak örnek olmaktı. 27

Ağustos Perşembe günü sivil elbise ve elinde şapkası ile bir

konuşma yaptı.

' Medenî ve beynelmilel kıyafet bizim için, çok cevherli

milletimiz için layık bir kıyafettir. Onu iktisa edeceğiz. Bu

serpuşun adına şapka derler. '

Page 100: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

100

Page 101: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

101

Kemal Paşa şapka inkilabını gerçekleştirip Kastamonu'dan

döndü. Otomobille eski meclis binası önünden geçerken kapı

önünde bulunan Mazhar Müfit'i yanına çağırdı ve ' Azizim

Mazhar Bey, kaçıncı maddedeyiz? Notlarına bakıyor musun

? ' diyerek yıllar önce yazdırdığı maddeleri hatırlattı. Mazhar

Müfit'in o zaman inanmayarak yazdığı maddeleri , Kemal

Paşa bir bir gerçekleştiriyordu.

Şapka inkilabının ardından teker teker yenilikler geldi.

Tekke, zaviye ve türbelerde çalışan kişilerin tüm unvanları bir

yasa çıkartılarak yasaklandı. Uluslararası saat ve takvim kabul

edildi. Medenî Kanun kabul edilerek Türk kadını medenî

haklara kavuştu. Çok evlilik yasaklandı. Hukuk düzeni

çağdaşlaştırıldı. Türkiye modern bir yapıya kavuşmuştu.

Kemal Paşa yenilikleri yerinde görmek için sık sık yurt

gezilerine çıkıyordu. 16 Haziran 1926 Çarşamba günü İzmir'e

gitmek için yola çıktı. Ancak gelen bir ihbar sonucu İzmir'e

gitmekten vazgeçti. Gelen ihbarda Paşa'ya karşı suikast

yapılacağı söyleniyordu. Suikast olayının Terakkiperver

Cumhuriyet Fırkası bir kısım mensupları ile ilgili bulunduğu

ortaya çıkmış ve eski İttihat ve Terakkicilerin de bu olayın

tahrik ve düzenleyicileri oldukları anlaşılmıştı. Suikastçilerin

yargılanması için hemen İstiklal Mahkemleri kuruldu. Kazım

Karabekir , Ali Fuat Cebesoy , Refet Bele ve Adnan Adıvar gibi

Kemal Paşa'nın silah arkadaşları da suikastin diğer

Page 102: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

102

sanıklarıyla birlikte İzmir İstiklal Mahkemesi'nde

yargılandılar. Mahkeme 14 kişinin idamına karar verdi.

Mustafa Kemal Paşa suikast sonrası 18 Haziran 1926'da

Anadolu Ajansı’na verdiği röpörtajda demecini şu cümleyle

bitirdi ;

' Benim naciz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır , fakat

Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Ve Türk

milleti emniyet ve saadetini zamin prensiplerle medeniyet

yolunda tereddütsüz yürümeye devam edecektir. '

Kemal Paşa 1927 yılının Temmuz ayında zaferden sonra ilk

kez İstanbul'a geliyordu. Bütün İstanbul Paşa yı görebilmek

Page 103: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

103

için toplanmıştı. Kemal Paşa Ertuğrul Yatı'nın güvertesinden

İstanbul’luları selamlarken Hamdullah Suphi Paşa'nın yanına

yaklaşarak ;

' Kimbilir ne kadar heyecanlısınız ? ' dedi. Kemal Paşa ,

Hamdullah Suphi'nin elini alarak kendi kalbine götürdü ve ;

' Heyecan var mı orada? ' dedi. Hamdullah Suphi ' Yok

efendim ' cevabını verince ;

' Bak neden yok söyleyeyim, çünkü iyi biliyorum, gün

gelebilir, bu aynı yoğun kalabalık bizi linç etmek için de

böyle toplanır. ' dedi.

Kemal Paşa , İstabul halkı temsilcileriyle Dolmabahçe

Sarayı’nın bayramlaşma salonunda bir görüşme yaptı. Orada

şu konuşmayı yaptı ;

Sekiz yıl önce rahatsız ve ağlayan İstanbul’dan kalbim

sızlayarak çıktım, uğurlayanım yoktu. Sekiz sene sonra

kalbim rahat olarak, gülen ve daha güzelleşen İstanbul’a

geldim. Bütün İstanbulluların ruhuma heyecan veren sıcak

ilgileriyle karşılandım. Sekiz yıl, sosyal heyetimizin yeni

dahil olduğu devrin tarihi, içine aldığı ihtilâllerle,

inkılâplarla ve sonuçlarıyla az dolu değildir. Sekiz yılda

milletimizin siyasal, sosyal ve uygar gelişme yolunda

gösterdiği kabiliyet ve yararlılık derecesi yüksektir. Bu

dereceyi her gün daha fazla yükseltmek için çok dikkatle ve

kararlılıkla çalışacağız. Vatanın bayındırlaştırılması,

milletin refahı, daha çok gayret ve çalışma istemektedir.

Page 104: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

104

Duyguları ve vicdanlarında kabullenmeyi ilim ve fenle

arttırarak ve eğiterek sosyal heyetimizin gerçek huzur ve

mutluluğuna çalışmak yüce bir görüştür.

Gazi Paşa 1930 yılının başında yurt gezileri kapsamında

Antalya'ya hareket etti. Burada memleketin içinde

bulunduğu durumu görecekti. Memleket yokluk içindeydi.

Dünya ve Türkiye ekonomik krizle boğuşuyordu. Gazi Paşa'yı

gören elinde bir şikayet mektubuyla geliyordu. Vatandaş

bunalımdaydı. Gazi Paşa akşam olduğunda kendisi için

hazırlanan eve geçti. Çok sinirli ve yorgundu. Koltuğa

yığılırcasına oturdu. Cebinden tabakasını çıkardı ve elleri

titreyerek bir sigara yaktı. Yanında bulunan Genel Sekreteri

Hasan Rıza Soyak'a dertlendi ;

' Bunalıyorum çocuk; büyük bir ıstırap içindeyim,

bunalıyorum! Görüyorsun ya, gittiğimiz her yerde,

durmaksızın dert, şikayet dinliyoruz. Her yer derin bir

yokluk, maddi, manevi perişanlık içinde. Beni en çok üzen

şey nedir, bilir misin? Halkımızın zihninde kökleştirilmiş

olan, her şeyi başta bulunandan bekleme alışkanlığı.

Herkes büyük bir tevekkül ve rehavet içinde, bütün iyilikleri

bir şahıstan, yani şimdi benden bekliyor. Fakat nihayet ben

de bir insanım be birader, kutsi bir kuvvetim yoktur ki ' .

Page 105: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

105

23 Aralık 1930 günü Cumhuriyet yeni bir tehlikeyle karşı

karşıyaydı. Derviş Mehmet ve altı silahlı arkadaşı

Menemen'e gelerek halkı ayaklanmaya teşvik ettiler. Derviş

Mehmet halka hitap etti ve ; 'Ey Müslümanlar, ne

duruyorsunuz; Halife Abdülmecit hududa geldi, Sancak-ı

Şerif çıktı, gelin altında toplanalım, şeriat isteyelim' dedi.

Mesleği öğretmen olan Yedek Asteğmen Kubilay toplanan

halkı dağıtmak istedi. Ancak bu çağırısına silah sıkılarak

karşılık verildi. Asteğmen Kubiley silahtan çıkan kurşunla

yaralandı. Yerde yaterken üstüne atılarak boğazından kesip

başını gövdesinden ayırdılar. Hasan adlı mahalle bekçisini de

şehit ettiler. Olayı haber alan Mustafa Kemal Menemen

halkının olaya duyarsız kalmasına çok sinirlendi. Olay

karşısında verdiği emir çok açıktı ; ' Bu ne haldir, mürteciler

hükümet meydanında ordunun subayını din adına

boğazlayabiliyorlar. Binlerce Menemenliden kimse çıkıp

mani olmuyor, bilakis tekbirlerle teşvik ediyorlar. Yunan

idaresi altındayken bu hainler neredeydiler? Onların

namusunu ve dinini kurtaran ordunun bir subayına reva

gördükleri bu saldırının cezasını yalnız hain katiller değil,

hepsi en ağır şekilde çekmelidir. Bu Cumhuriyet'i ve bizim

başımızı kesmektir. Menemen'i haritadan silin ' .

Takvimler 1933'ü gösterdiğinde Cumhuriyet onuncu yılına

giriyordu. Gazi Paşa yanındakilere ' Onuncu yıldönümünde

ne söyleyeceğiz? Düşünüp bir şeyler hazırlayalım ' dedi.

Page 106: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

106

Paşa'nın bu sözü üzerine herkes seferber oldu. Ama Kemal

Paşa o gün gece yatmamış , 10. yıl nutkunu hazırlamıştı.

Hikmet Bayur kendisini görmeye gidince ona hazırladığı

nutku okudu. Son sayfayı okurken duygulandı. Son sayfada

' Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, senden ve bütün

medeni beşeriyetten dileğim şudur: Beni hatırlayınız! '

sözleri vardı. Bu bir nevi veda mesajıydı. Hikmet Bayur

kendisinden bu cümleyi kaldırmasını rica etti. Daha sonra

hazırladığı nutku gören hemen herkes aynı şeyi tekrarlayınca

bu sözlerin üzerini çizdi.

Türk Milleti!

Kurtuluş Savaşı'na başladığımızın on beşinci yılındayız.

Bugün Cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük

bayramdır. Kutlu olsun!

Şu anda, büyük Türk milletinin bir ferdi olarak, bu kutlu

güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.

Yurttaşlarım!

Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü,

temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan

Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bundaki muvaffakiyeti, Türk

milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak,

azimkârane yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla

Page 107: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

107

kâfi göremeyiz; çünkü, daha çok ve daha büyük işler

yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz.

Yurdumuzu, dünyanın en mamur ve en medenî

memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi, en geniş,

refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî

kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne

çıkaracağız. Bunun için, bizce zaman ölçüsü, geçmiş

asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve

hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana

nispetle daha çok çalışacağız, daha az zamanda daha

büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza

şüphem yoktur.

Çünkü,Türk milletinin karakteri yüksektir; Türk milleti

çalışkandır; Türk milleti zekidir. Çünkü, Türk milleti millî

birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve

çünkü, Türk milletinin, yürümekte olduğu terakki ve

medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale,

müspet ilimdir. Şunu da ehemmiyetle tebarüz ettirmeliyim

ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihî bir

vasfı da, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir.

Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz

çalışkanlığını, fıtrî zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara

sevgisini ve millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her

türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek millî

Page 108: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

108

ülkümüzdür. Türk milletine çok yakışan bu ülkü, onu, bütün

beşeriyette, hakikî huzurun temini yolunda, kendine düşen

medenî vazifeyi yapmakta muvaffak kılacaktır.

Büyük Türk milleti!

On beş yıldan beri, giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet

vadeden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin

hiç birinde milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak bir

isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı iman ve katiyetle

söylüyorum ki, millî ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte

olan Türk milletinin büyük millet olduğunu, bütün medenî

âlem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem

yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı ve

büyük medenî kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile, atinin

yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktır.

Türk milleti!

Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet

bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve

refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.

Page 109: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

109

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !

Page 110: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

110

Dipçe : Kemal Paşa'nın üzerini karaladığı satırların orjinali.

Page 111: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

111

21 Haziran 1934’te meclisten çıkan bir kararla herkesin bir

soyadı alması kararlaştırıldı. Gazi Mustafa Kemal için de bir

soyadı almak gerekti. İleri gelen dil ve tarihçilerin de

katılmasıyla bir toplantı düzenlenerek Gazi Paşa'ya uygun

soyadı arandı. Konya Milletvekili Naim Hazım Onat Bey

Paşa'dan söz istedi. Gazi Paşa ' Arkadaşlar lütfen hocamızı

dinleyelim' , diyerek sözü Onat'a verdi. Onat söz alarak

düşencesini şöyle açıkladı ;

' Türkata, Türkatası gerek yazılışta, gerek söylenişte bana

biraz tuhaf geliyor. Arkadaşlar biliyorsunuz tarihimizde bir

'Atabey' sözü ünvanı vardır. Anlamı da, yine biliyorsunuz:

Beyin, emirin, şehzadenin, hatta hükümdarın ilimde,

idarede, askerlikte mürebbisi, müşaviri, hocası demektir.

Atabey, kullanılmış, tarihe geçmiş bir ünvan-ı resmidir. Bu

ünvanı taşıyan bir çok Türk büyüğü vardır. Binaenaleyh biz

de Türk'e her alanda atalık etmiş, Türklüğü kurtarmış,

istiklaline kavuşturmuş olan büyük Gazimize 'ATATÜRK'

diyelim, bu soyadını verelim. Bu bana şivemize de daha

munis , daha uygun gibi geliyor. '

Bu öneri Gazi Paşa'nın çok hoşuna gitti ve Naim Hazım

Onat'a teşekkür etti. Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanlığı'na üç maddelik bir kanun teklifi verilerek Mustafa

Kemal , ATATÜRK soyadını aldı. O artık Mustafa Kemal

ATATÜRK ' tü.

Page 112: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

112

Atatürk 55'ine geldiğinde işleri İsmet Paşa'ya devretmişti.

Eşinden ayrılmış , silah arkadaşlarıya arası açılmış , annesini

kaybetmişti. Artık yalnızlığı daha da hissediyordu. Gün boyu

tek başına bilardo oynuyordu. Uyanır uyanmaz sigaraya

başlıyor , gün boyu sayısız kahve içiyordu. Bir gün bilardo

oynarken Hasan Rıza Soyak elinde belgelerle geldi. Atatürk

Hasan Rıza’yı elinde dosyalarıyla görünce ‘Gel bakalım

çocuk’ dedi. İmzalaması gereken evraklar vardı. İmzaladıktan

sonra Hasan Rıza'nın izin istemesine fırsat vermeden ‘ Haydi

sen gidesin evine. Yoruldun, kısmetse yarın görüşürüz’ dedi.

Hasan Rıza odadan çıktıktan sonra Kılıç Ali'ye dönerek ' Bak

Kılıç… Evine gidiyor. Çarşıya uğrayacak, evdekilerin

istediklerini alacak, kapıda karşılayacaklar, hanımı ile

çocuğu ile kucaklaşacak, sohbet edecek gönlünde görevini

tam yapmış insanların huzuruyla uyuyacak. Akşama doğru

kalkacak, hep birlikte gezmeye gidecekler, hem

gönüllerince, istedikleri gibi… Protokol yok kontrol yok.

Öğrenmek, duymak, bilmek istediklerine gönüllerince

sahipler. Acaba bizim Hasan Rıza saadetinin farkında mı? '

dedi. Bu bütün ömrü koşturmacayla geçmiş , sakin aile

hayatına özlem duyan Atatürk'ün içindekilerin dışarı

vuruşuydu. Ve bir gün çevresindekilere ' Beni

Reisicumhursun diyerek Çankaya’nın kayalıklarına ve

Dolmabahçe’nin rutubetli, karanlık odalarına

hapsediyorsunuz, sonra siz istediğiniz gibi geziyor,

eğleniyorsunuz ' diyerek sitem etti.

Page 113: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

113

Yalnızdı. Yalnızlığından her fırsatta şikayet ediyordu. Bir

keresinde Hasan Rıza'yı dışardan geldiğini görünce ' Nereden

geliyorsun ' diye sordu. Hasan Rıza ' Dışarıda eski bir

arkadaşıma rastladım. Onunla etrafı seyrederek biraz

yürüdük. Daha sonra buraya geldim ' cevabını verince

Atatürk , sıkıntısını bütün çıplaklığıyla anlatan şu konuşmayı

yaptı ;

' Ben burada bir nevi mahpus hayatı yaşıyorum. Çünkü

gündüzleri ekseriye yalnızım. Herkes işinde gücünde. Benim

ise çoğu günler, bütün günümü değil, bir saatimi dahi

dolduracak işim yok. Şu halde ya uyuyabilirsem

uyuyacağım, yahut birşeyler yazacağım. Arada biraz

dinlenmek ve hava almak ihtiyacını duyarsam şehir içinde

ve dışında ancak otomobiller ile gezinti yapacağım. Ya

sonra? Sonra gene bu hapishaneye döneceğim. Ve kendi

kendime bilardo oynayıp,sofra zamanını bekleyeceğim. Bari

sofrada bir değişiklik olsa.Ne gezer. Bu sofra nerede

kurulursa kurulsun karşımda aşağı yukarı hep aynı insanlar.

Aynı yüzler. Hasılı bıktım usandım çocuk. '

Florya deniz köşkünün yeni yapıldığı günlerde Atatürk bir

sofra kurdurdu. Gecenin sanatçı konuğu Selahattin Pınar'dı.

Kemal Paşa o gece hüzünlüydü. Selahattin Pınar , ' Gel gitme

Page 114: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

114

kadın ' parçasını okumaya başlayınca Atatürk'ün mavi

gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Ertesi gün Sabiha

Gökçen dün gece neden ağladığını sorunca sigarasından

derin bir nefes çekti ve şöyle cevapladı ;

' Gökçen, ben bu toprakları seviyorum, yurdumun

topraklarını, dağlarını, taşlarını. Gökyüzünü, havasını

seviyorum. İnsanlarını seviyorum memleketimin.

Köylüsünü, çiftçisini, işçisini, balıkçısını, çobanını,

sanatçısını, gencini, ihtiyarını, tüm insanlarını seviyorum

memleketimin. Bazı şarkılar bana bu insanlardan bir gün

kopacağımı hatırlatıyor. Onlardan uzak düşeceğimi. Bir gün

onlarla olamayacağımı. İşte o zaman, şarkının sözleri ne

olursa olsun içime bir ateş düşüyor. Sonradan gözyaşı

olarak akıp gidiyor. Unutma; Mustafa Kemâller de insandır

ve onlar da zaman zaman şu ya da bu nedenlerle ağlamak

isterler. ' .

Atatürk 'ü içinde bulunduğu bunalımdan çıkartan Hatay

meselesi oldu. ' Dava benim şahsi davamdır ve icap ederse

yine şahsen halletmem gerekir ' diyerek Hatay meselesini

sahiplenmişti. Fransa Hatay'dan çekilirken yerini Suriye'ye

bırakıyordu. Ama Atatürk Hatay'ın mirasçısı olarak Türkiye'yi

görüyordu. Fahrettin Altay'a Park Otel'de ' Paşa biliyor

musun ben Cumhurbaşkanlığını bırakıp Hatay'a çete reisi

olacağım ' dedi. Ancak kendisini frenleyen İsmet Paşa oldu.

Hükümetin başında bulunan İsmet İnönü Atatürk'ü

Page 115: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

115

diplomatik çözüm için ikna etti ve kendisinden sorunu

çözmek için 15 gün izin istedi. Fakat Atatürk, Hatay’ı bir an

evvel almak istiyordu. 15 gün bekledi. Daha sonra Kurun

Gazetesi’nde Asım Us takma adıyla hükümeti eleştiren beş

mekale yazdı.

Atatürk bütün bir ömrünü koşturmaca içinde geçirmişti.

Çocukken geçirdiği sıtma , gençlik yıllarında yaşadığı böbrek

ağrıları , devletin omuzuna yüklediği yükler onu güçsüz

bırakmıştı. Son zamanlarda halsizlik , yorgunluk gibi

şikayetleri başladı. Ten renginde ve yüzünde değişiklikler

meydana gelmişti. Tahammül derecesi azalmış , çabuk

sinirlenir olmuştu. Sık sık da burnu kanar olmuştu. Hastalık

geliyorum diyordu. O günlerde Atatürk'ün durumunu Falih

Rıfkı Atay şöyle özetliyoru ;

' Bilhassa 1937'den sonra sinir dengesinin gitgide

bozulduğunu görüyorduk. Pek alıngan olmuştu. Devamlı bir

boşanma ihtiyacı içinde kıvranan sinirlerini güç tuttuğunu

hissederdik. Hele sofra biraz uzadıktan sonra pek dikkatli

davranırdık. '

Atatürk'ün kolunda ve bacaklarında yaralar çıkmaya

başlamıştı. Bir gün köşkün bahçesinde konukları ile

otururken Dr. İhsan Özkaya'ya kolundaki yaraları gösterdi.

' Bu nedir doktor ? Son zamanlarda sık sık oram buram

böylece kabarıyor ' dedi. Doktor Özkaya eğilerek baktıktan

Page 116: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

116

sonra ' Karınca efendimiz. Bunlar karınca ısırmasıdır. ' diye

cevap verdi. Gerçektende köşkü karıncalar basmıştı.

Doktorlar Atatürk'e kaplıca tavsiye ettiler. Atatürk kür

tedavisi için ani bir kararla Yalova'ya gitmeye karar verdi. 22

Ocak 1938 günü Termal’deki köşkünde vaktini geçirirken

kaplıcanın kurucusu ve hekimi olan Prof. Dr. Nihat Reşat

Belger'i yanına çağırdı ve yaralarını bir kez de ona gösterdi.

Belger'in muaynesinden sonra Atatürk kaşıntının sebebinin

ne olduğunu sordu. Belger ' Efendim, bu kaşıntı kanaatimce

yemekle, daha doğrusu içmekle ilgilidir ' dedi. Bu cevap

Atatürk'ü şaşırttı. İnanmak istemedi. ' Buna kati olarak emin

misiniz? ' dedi. Bunun üzerine Belger o acı cevabı verdi ;

'Evet efendim karaciğeriniz normale nazaran büyük ve sert .

Kaşıntının sebebi budur. ' . Teşhis için geç kalınmıştı. Bu

güne kadar kimse sirozdan şüphelenmemişti. Bundan sonra

yapılacak olan şey sıkı bir perhiz ve düzenli bir hayattı. Ama

Atatürk yoğun tempoda çalışmaya , sigaraya ve içkiye devam

etti.

Hastalığını öğrendikten bir hafta sonra 2 Şubat 1938 günü

Bursa’ya Merinos fabrikasını açmaya gitti. Son resmi

notunuda fabrikanın defterine yazdı.

' Sümer Bank Merinos Fabrikası, çok kıymetli bir eser olarak

milli sevinci arttıracaktır. Bu eser yurdun, hususiyle Bursa

bölgesinin endüstri inkişafına (gelişimine) ve büyük milli

ihtiyacın giderilmesine yardım edecektir. Eserin

Page 117: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

117

başarılmasından Ekonomi Bakanlığını tebrik ederim. Sümer

Bank Direktörlüğüne teşekkür ve fabrikayı gördüğüm gibi

yüksek bilgi ve tam düzenli idarede direktörüne başarılar

temenni ederim. '

Gece belediye salonunda Paşa'nın onuruna balo vardı.

Baloda çok neşeli görünüyordu. Sanki hastalığı unutmuş

gibiydi. Balonun sonuna gelindiğinde orkestraya dönerek

' Sarı Zeybek ' in çalınmasını söyledi. AAnında Ödemiş ve

Aydın efelerini de hayrana düşürecek bir kahraman zeybeğin

figürlerini icraya başladı. Rejime riayet ederse en az 9 ay

yaşayabilir teşhisi konulan bu adam dizlerini yere vura vura

zeybek oynuyordu. Gecenin sonunda sabaha yakın

Page 118: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

118

otomobiller fabrika kapısı önüne dizilmişti. Ama Atatürk

arabaya binmedi. Bursa’nın sabaha karşı sert, rutubetli ve

hatta yakıcı havasında tek başına yürümeye başladı.

Etrafındakiler onu uzaktan takip ediyorlardı. Sonunda bir yol

kavşağına gelince durakladı. Sert bir sesle ' Fakat bizim bir

arabamız olacaktı. Yayan mı gideceğiz yoksa? ' dedi. Bu söz

üzerine araba hemen Paşa'nın yanına yanaştı. Paşa arabaya

biner binmez başı bir tarafa yasladı ve şöföre ' Çabuk ol

çocuk üşür gibi oluyorum ' dedi.

27 Şubat 1938 günü köşkte Balkan Antantı üyeleriyle

toplantı vardı. Ama Atatürk katılamadı. Çünkü burnu

kanıyordu. O gün Celal Bayar yabancı bir doktor çağırılmasını

teklif etti. Ancak Atatürk reddetti. Hastalığının duyulmasıyla

Hatay meselesinin zora gireceğini düşünüyordu. ' Beni Türk

hekimlerine emanet edin ' dedi. Son anına kadar , ülke

menfaatlerini düşünüyordu.

Türk doktorlar Atatürk'ü muayne ettikten sonra alkole

bağlı siroz teşhisini koydular. Ama Atatürk hastalığının

alkolden kaynaklı olduğunu düşümüyordu. Doktorlara ; ' Ben

alkolü çok eskiden beri kullanıyorum. Bir şey olmadı,

şimdiki hastalığımda başka bir sebep aramanız lazımdır '

dedi.

Celal Bayar yabancı doktor meselesini tekrar açtı. Atatürk

bu defa direnmedi. ' Çocuk ne yapacaksan çabuk yap ben

Page 119: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

119

hastayım. ' dedi. 28 Mart 1938 günü Fransız Doktor

Fissenger Ankara'ya getirtildi. Fissenger , Atatürk'ü muayne

ettikten sonra ' Ben sizi iyi edeceğim. Fakat benden evvel siz

kendi kendinizi iyi edeceksiniz; Şüphesiz ki siz, büyük bir

kumandansınız. Büyük zaferlerin sahibisiniz. Fakat bu işin

kumandanı benim. Bana yardım edeceksiniz. ' dedi. Bundan

sonra ağır bir tedavi süreci başladı. Alkol ve sigara yasaktı.

Paşa üç aylık bir dinlenme sürecine girdi.

19 Mayıs 1938' günü Ankaralılar Atatürk'ü son defa

görüyordu. Bütün şıklığıyla törenlere katıldı. Günün büyük bir

bölümünü istirahatle geçirmesi gerekiyordu. Ama dinlemedi.

Ortada Hatay meselesi vardı. 20 Mayıs günü Mersin'e doğru

yola çıktı. Sağlığı üzerindeki olumsuz düşüncelerin Hatay

meselesini zora sokacağını düşünerek askeri birlikleri

denetledi, resmigeçitlerde sürekli ayakta bekledi. Atatürk

Hatay için resmen ayakta ölüyordu. Birkaç gün sonra Celal

Bayar İngiliz ve Fransız elçiliklerin tüm koşulları kabul ettiğini

bildirdi. Hatay sorunu bitmişti ama Atatürk de kendini

bitirmişti.

Atatürk Ankara'ya döndüğünde çok bitkindi. Ertesi günü

İstanbul'a gitmek için gara geldi. Arkadaşları da onu yolcu

etmek için garda toplanmışlardı. Bu Atatürk'ün Ankara'ya ve

dostlarına son vedasıydı. Garın salonuna kadar güçlükle

gelebildi. Atatürk'ün bu durumunu gören Saracoğlu yanında

Page 120: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

120

bulunan Falih Rıfkı Atay'a dönerek ' Falih, Atatürk'ün

derisinin rengine bak. Bir ölü rengi ' dedi.

31 Mayıs 1938'de Atatürk'ün sabırsızlıkla beklediği

Savarona Yatı Dolmabahçe önüne demirlemişti. Atatürk bu

yatı uzun süredir bekliyordu. Burayı kendisi için yeni bir umut

olarak görüyordu. Ama beklediği gibi olmadı. Ağzından şu

cümleler dökülmüştü ; ' Ben bu yatı bir çocuğun oyuncağını

beklemesi gibi bekledim, meğer bana bir hastane

olacakmış ' .

25 Temmuz akşamı fenalaştı ve Dolmabahçe sarayına

taşındı. Atatürk son günlerini Pembe Salon’da geçirecekti. Bir

gün Köşk’ün genel sekreteri Hasan Rıza Soyak’ı çağırarak

vasiyetname işini halletmek gerektiğini söyledi. Vasiyetiyle

tüm taşınmaz mallarını CHP’ye, bu malların gelirleri kız

kardeşi Makbule ve 5 manevi kızına ödenecekti. İnönü’nün

oğullarının yüksek öğrenimi için de para ayrılacaktı. Gelirin

geri kalanı TDK ve TTK arasında paylaştırılacaktı.

Hastalığı iyice ilerlemişti. 26–27 Eylül günü ilk kez komaya

girdi. Ölüm onu teğet geçmişti. Kendine geldiğinde baş

ucunda bulunan Afet İnan'a yılllardır özlemini duyduğu

hayalini birkez daha yeniledi...

' Gidelim Afet… Bir orman kenarına gidelim. Her şeyi

bırakalım. Şöyle basit bir ev, ocaklı bir oda… Evet… Evet…

Page 121: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

121

Hemen çekip gidelim ormanlara… Hele ben bir iyi olayım

da ' .

29 Ekim 1938 Cumhuriyet'in 15. yılıydı. Atatürk'ün tek

isteği kutlamalarda Ankara'da olabilmekti. Ankara'ya gidelim

diyordu , ne olacaksa orada olsun. Ama doktorlara buna

müsade etmediler. Yerinden bile kalkması çok riskliydi.

29 Ekim törenlerinden dönen Kuleli Askeri Lisesi

öğrencilerini alan vapur Dolmabahçe Sarayı önünden

geçiyordu. Öğrenciler Atatürk’ü görmek istiyoruz diye

bağırdılar.. Atatürk tüm itirazlara rağmen pencere kenarına

geldi öğrencileri selamladı. Öğrenciler de hep bir ağızdan 10.

yıl Marşı'nı söylediler. Atatürk göz yaşlarına hakim olamadı.

Atatürk, 8 Kasım 1938 günü şiddetli bir rahatsızlık daha

geçirdi. Midesi bulanıyor ve kusuyordu. Hemen Neşet Ömer

Bey'e haber edildi. Neşet Ömer Atatürk'e ' Dilinizi göreyim

efendim. ' dedi. Atatürk dilini yarıya kadar dışarı çıkardı.

Neşet Ömer ' Biraz daha uzatınız efendim. ' diye seslenince

Atatürk dilini iyice içeri çekti. Başını biraz sağa çevirdi ve ' Ve

aleykümüsselam ' dedi. Bu Atatürk'ün son sözüydü.

10 Kasım 1938 günü saat 8 gibi Atatürk'ten hırıltı sesleri

geldi. Hasan Rıza yanında bulunan Kılıç Ali'ye dönerek ' Kılıç

bak koca bir tarih göçüyor ' dedi.

Page 122: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

122

Saat 09:05 de Atatürk mavi gözlerini son birkez açtı.

Etrafına baktı ve gözlerini kapayarak başını sağ tarafa çevirdi.

Doktorları son nöbet defterine şunları yazdı:

' Saat 09:05 vefat etmişlerdir. '

Page 123: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

123

Page 124: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

124

KRONOLOJİ

→1881: Selanik'te doğdu.

→1893: Askeri Rüştiye'ye girdi ve Kemal adını aldı.

→1895: Selanik Askeri Rüştiyesi'ni bitirdi, Manastır Askeri İdadisi'ne

girdi.

→1899 Mart 13: İstanbul Harp Okulu Piyade sınıfına girdi.

→1902 Harp Akademisi'ne girdi ve burada gazete çıkardı.

→1905 Ocak 11: Harp Akademisi'ni Yüzbaşı olarak bitirdi, Şam'a 5.

Ordu'nun 30. Süvari Alayı'nda staj yapmak için atandı.

→1906 Ekim: Şam'da Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'ni kurdu. Şam'da

topçu stajını yaptı ve Kolağası oldu.

→1908 Temmuz 23: Meşrutiyet'in ilan edilmesi için çalışmaları.

→1909 Mart 31: 31 Mart ihtilalinde Hareket Ordusu Kurmay Subayı

olarak çalıştı.

→1911 Eylül 13: Mustafa Kemal, İstanbul'a Genelkurmay'a naklen

atandı.

→1911 Kasım 27: Mustafa Kemal, Binbaşılığa yükseldi.

→1912 Ocak 9: Mustafa Kemal, Trablusgarp'ta Tobruk saldırısını

yönetti.

→1913 Ekim 27: Mustafa Kemal, Sofya Ateşemiliterliği'ne atandı.

→1914 Mart 1: Mustafa Kemal, Yarbaylığa yükseltildi.

→1915 Şubat 2: Mustafa Kemal, Tekirdağı'nda 19. Tümeni kurdu.

→1915 Şubat 25: Mustafa Kemal'in Maydos'a gidişi.

→1915 Nisan 25: Mustafa Kemal, Arıburnu'nda İtilaf Devletleri'ne karşı

koydu.

→1915 Haziran 1: Mustafa Kemal'in Albaylığa yükselişi.

→1915 Ağustos 9: Mustafa Kemal, Anafartalar Grup Komutanlığı'na

atandı.

→1915 Ağustos 10: Mustafa Kemal, Anafartalar'dan düşmanı geri attı.

→1916 Nisan 1: Mustafa Kemal'in Tuğgeneralliğe yükselişi.

Page 125: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

125

→1916 Ağustos 6: Mustafa Kemal, Bitlis ve Muş'u düşman elinden

kurtardı.

→1917 Eylül 20: Mustafa Kemal, memleketin ve ordunun durumunu

açıklayan raporunu yazdı.

→1917 Ekim: Mustafa Kemal, İstanbul'a döndü.

→1918 Ekim 26: Mustafa Kemal, Halep'in kuzeyinde bugünkü

sınırlarımız üzerinde düşman saldırılarını durdurdu. 1918 Ekim 30:

Mondros Mütarekesi'nin imzalanması.

→1918 Ekim 31: Mustafa Kemal'in Yıldırım Orduları Grup

Komutanlığı'na atanması.

→1918 Kasım 13: Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı'nın kaldırılması ve

Mustafa Kemal'in İstanbul'a dönüşü. 1919Nisan 30: Mustafa Kemal'in

Erzurum'da bulunan 9. Ordu Müfettişliği'ne atanması.

→1919 Mayıs 15: İzmir'e Yunan'lıların asker çıkarması.

→1919 Mayıs 16: Mustafa Kemal, Bandırma vapuruyla İstanbul'dan

ayrıldı.

→1919 Mayıs 19: Mustafa Kemal, Samsun'a çıktı.

→1919 Haziran 15: Mustafa Kemal, 3. Ordu Müfettişi ünvanını aldı.

→1919 Haziran 21: Mustafa Kemal, Ulusal Güçleri Sivas Kongresi'ne

çağırdı.

→1919 Temmuz 8 / 9: Mustafa Kemal, askerlikten çekildi. (Saat: 20:50)

→1919 Temmuz 23:Mustafa Kemal'in başkanlığı altında Erzurum

Kongresi'nin toplanması ve bir Temsil Kurulu seçerek dağılması. (7

Ağustos 1919)

→1919 Eylül 4: Mustafa Kemal'in başkanlığı altında Sivas Kongresi'nin

toplanması ve 11 Eylül'de sona ermesi.

→1919 Eylül 11: Mustafa Kemal, Anadolu ve Rumeli Müdafaayı Hukuk

Cemiyeti Heyet Temsiliyesi Başkanlığı'na saçildi.

→1919 Ekim 22: Amasya Protokolü'nün imzalanması.

→1919 Kasım 7: Mustafa Kemal, Erzurum'dan milletvekili seçildi.

Page 126: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

126

→1919Aralık 27: Mustafa Kemal, Heyeti Temsiliye'yle birlikte Ankara'ya

geldi.

→1920 Mart 20: İstanbul'un İtilaf Devletleri tarafından ele geçirilmesi,

Mustafa Kemal'in protestosu, Ankara'da yeni bir Millet Meclisi toplama

girişimi.

→1920 Mart 18: İstanbul'da Meclis-i Mebusan'ın son toplantısı.

→1920 Mart 19: Mustafa Kemal tarafından Ankara'da üstün yetkiyi

taşıyan bir Millet Meclisi toplanması hakkında illere duyuruda

bulunulması.

→1920 Nisan 23: Mustafa Kemal, Ankara'da Türkiye Büyük Millet

Meclisi'ni açtı.

→1920 Nisan 24: Mustafa Kemal, Büyük Millet Meclisi Başkanı seçildi.

→1920Mayıs 5: Mustafa Kemal'in başkanlığında ilk Hükümet'in

toplantısı.

→1920 Mayıs 11: Mustafa Kemal, İstanbul Hükümeti tarafından ölüm

cezasına çarptırıldı.

→1920Mayıs 24: Mustafa Kemal'in cezası Padişah tarafından

onaylandı.

→1920 Ağustos 10: Osmanlı İmparatorluğu delegeleriyle İtilaf

Devletleri arasında Sevr Antlaşması'nın imzalanması.

→1920 Ocak 9 / 10: Birinci İnönü Savaşı.

→1921 Ocak 20: İlk Teşkilat-ı Esasiye (Anayasa) Kanunu'nun esas

maddelerinin kabulü.

→1921 Mart 30 / Nisan 1: İkinci İnönü Savaşı.

→1921 Mayıs 10: Mustafa Kemal tarafından Büyük Millet Meclisi'nde

Anadola ve Rumeli Müdafaai Hukuk Grubu'nun kurulması ve Mustafa

Kemal'in Grup Başkanlığı'na seçilmesi.

→1921 Ağustos 5: Mustafa Kemal'e Başkumandanlık görevinin

verilmesi.

→1921 Ağustus 22: Mustafa Kemal'in yönetiminde Sakarya Meydan

Savaşı'nın başlaması.

Page 127: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

127

→1921 Eylül 13: Sakarya Meydan Savaşı'nın kazanılması.

→1921 Eylül 19: Mustafa Kemal'e Mareşallik rütbesinin verilmesi ve

Mustafa Kemal'in Gazi ünvanını alması.

→1922Ağustos 26: Gazi Mustafa Kemal'in Kocatepe'den Büyük

Taarruz'u yönetmesi.

→1922 Ağustos 30: Gazi Mustafa Kemal'in Dumlupınar Başkumandanlık

Meydan Savaşı'nı kazanması.

→1922 Eylül 1: Gazi Mustafa Kemal'in: "Ordular! İlk hedefiniz

Akdeniz'dir, İleri !" emrini vermesi.

→1922 Eylül 9: Türk Ordusu'nun İzmir'e girmesi.

→1922 Eylül 10: Gazi Mustafa Kemal'in İzmir'e gelişi.

→1922 Ekim 11: Mudanya Mütarekesi'nin imzalanması.

→1922 Kasım 1: Gazi Mustafa Kemal'in önerisi üzerine saltanatın

kaldırılması.

→1922 Kasım 17: Vahdettin'in bir İngiliz harp gemisiyle İstanbul'dan

kaçması.

→1923 Ocak 29: Gazi Mustafa Kemal'in Latife Hanım'la evlenmesi.

→1923 Temmuz 24: Lozan Antlaşması'nın imzalanması.

→1923 Ağustos 9: Gazi Mustafa Kemal'in Halk Fırkası'nı kurması.

→1923 Ağustos 11: Gazi Mustafa Kemal'in 2. Büyük Millet Meclisi

Başkanlığı'na seçilmesi.

→1923 Ekim 29: Cumhuriyet'in ilan edilmesi.

→1923 Ekim 29: Gazi Mustafa Kemal'in ilk Cumhurbaşkanı olması.

→1924 Mart 1: Gazi Mustafa Kemal'in Büyük Millet Meclisi'nde

Halifeliği kaldırması ve öğretimin birleştirilmesi hakkında açış nutkunu

söylemesi.

→1924 Mart 3: Hilafetin kaldırılması, öğrenimin birleştirilmesi,

Şer'iyeve Evkaf Vekaletiyle (Bakanlığıyla), Erkanıharbiyei Umumiye

Vekaletinin kaldırılması hakkındaki yasaların Büyük Millet Meclisi'nce

kabul edilmesi.

Page 128: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

128

→1924 Nisan 20:Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye (Anayasa)

Kanunu'nun kabul edilmesi.

→1925 Şubat 17: Aşarın kaldırılması.

→1925 Ağustos 24: Gazi Mustafa Kemal'in ilk defa Kastamonu'da şapka

giymesi.

→1925 Kasım 25: Şapka Kanunu'nun Büyük Millet Meclisi'nde kabul

edilmesi.

→1925 Kasım 30: Tekkelerin kapatılması hakkındaki kanunun kabulü.

→1925 Aralık 26: Uluslararası takvim ve saatin kabulü.

→1926 Şubat 17: Türk Medeni Kanunu'nun kabulü.

→1927 Temmuz 1: Gazi Mustafa Kemal'in Cumhurbaşkanı sıfatı ile ilk

kez İstanbul'a gitmesi.

→1927 Ekim 15 / 20:Gazi Mustafa Kemal'in Cumhuriyet Halk Partisi 2.

Kurultayı'nda tarihi Büyük Nutku'nu söylemesi.

→1927 Kasım 1: Gazi Mustafa Kemal'in 2. Kez Cumhurbaşkanlığı'na

seçilmesi.

→1928 Ağustos 9: Gazi Mustafa Kemal'in Sarayburnu'nda Türk harfleri

hakkındaki nutkunu söylemesi.

→1928 Kasım 3: Türk Harfleri Kanunu'nun Büyük Millet Meclisi'nde

kabul edilmesi.

→1931 Nisan 15: Gazi Mustafa Kemal tarafından Türk Tarih

Kurumu'nun kurulması.

→1931 Mayıs 4: Gazi Mustafa Kemal'in 3.kez Cumhurbaşkanlığı'na

seçilmesi.

→1932 Temmuz 12: Gazi Mustafa Kemal tarafından Türk Dil

Kurumu'nun kurulması.

→1933 Ekim 29: Gazi Mustafa Kemal'in Cumhuriyet'in 10.

Yıldönümünde tarihi nutkunu söylemesi.

→1934 Kasım 24: Gazi Mustafa Kemal'e Büyük Millet Meclisi tarafından

Atatürk soyadının verilmesi kanununun kabul edilmesi.

→1935 Mart 1: Atatürk'ün 4. kez Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi.

Page 129: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

129

→1937 Mayıs 1: Atatürk'ün çiftliklerini Hazine'ye ve taşınamaz

mallarını da Ankara Belediyesi'ne bağışlaması. 1938 Mart 31:

Atatürk'ün hastalığı hakkında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'nin

ilk resmi duyurusu.

→1938 Eylül 15: Atatürk'ün vasiyetnamesini yazması.

→1938 Ekim 16: Atatürk'ün hastalık durumu hakkında günlük resmi

duyuruların yayınına başlanması.

→1938 Kasım 10: Atatürk'ün ölümü. (Perşembe, saat: 09.05)

→1938 Kasım 11: İstanbul Şehir Meclisi'nin olağanüstü toplantı

yapması. Saraydaki Cumhurbaşkanlığı forsunun indirilerek yerine yarıya

kadar indirilmiş Türk Bayrağı'nın çekilmesi.

→1938 Kasım 12: Atatürk'ün ölümü dolayısıyla, Yüksek Öğretim

gençliğinin üniversite Konferans Salonu'nda toplanması.

→1938 Kasım 13: Gençliğin Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde

toplanarak Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'i koruyacaklarına ant

içmeleri.

→1938 Kasım 14: Büyük Millet Meclisi çok hazin bir toplantı yaptı.

→1938 Kasım 15: Hükümet Atatürk'ün Ankara'da ebedi istirahat yerine

konulacağı 21 Kasım 1938 tarihini ulusal yas günü olarak duyurdu.

→1938 Kasım 16: İstanbul'lular Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı

Muayede Salonu'ndaki katafalkı önünde sabahın ilk saatlerinden

gecenin son saatlerine kadar saygı ve üzüntü içinde son görevlerini

yaptılar.

→1938 Kasım 19: Büyük bir törenle, Atatürk'ün Dolmabahçe'den alınan

yüce cenazesi, önce Sarayburnu'na, oradan Zafer torpidosuyla Yavuz

zırhlısına götürüldü.Yavuz zırhlısıyla İzmit'e kadar götürülen tabut,

oradan Ankara'ya yolcu edildi.

→1938 Kasım 20:Atatürk'ün sevgilinaşı Ankara'ya ulaştı ve Ankara'da

Büyük Millet Meclisi önündeki katafalka konuldu. Ankara'lılar da son

görevlerini saygıyla yaptılar.

Page 130: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

130

→1938 Kasım 21: Atatürk'ün cenazesinin Etnoğrafya Müzesi'ndeki

Geçici Kabre konulması.

→1938 Kasım 25: Atatürk'ün vasiyetnamesinin açılması.

→1938 Aralık 26: Atatürk'ün "Ebedi Şef" sanıyla anılmasının kabul

edilmesi.

→1953 Kasım 4: Atatürk'ün Geçici Kabri'nin açılması.

→1953 Kasım 10: Atatürk'ün cenazesinin Anıt-Kabir'e nakledilmesi.

___________________________________________________________

Page 131: SARI BOZKURTUM - AHMET YAVUZ · REİS PAŞA - AHMET YAVUZ 6 dedi. Bu cevap üzerine Atatürk ün yüzü gevşemiş , verilen cevapten gayet memnun kalmıştı. Soruyu soran adama

REİS PAŞA - AHMET YAVUZ

131