(sanskrit dilinden bir sözcük ) o · 2018. 8. 29. · kabala: "sınırsız"a yolculuk /...
TRANSCRIPT
(Sanskrit dilinden bir sözcük . . . )
O Gerçek özümüzü belirleyen şeyler; O Doğruluk;
O İnsanlığın manevi niteliklerinin temeli;
O Evrensel düzeni oluşturan yasalar; O Tüm öğretilerin temeli. ..
Kabala: "Sınırsız"a Yolculuk / Ahmet Akıncı
1. Basım: Nisan 2005, Dharma Yayınları
Yayıncı: Namık Kemal Atalay Editör: Nehir Pamuk
Kapak tasarımı/uygulama: Bekir Akgün
Kitap Matbaası'nda basılmıştır.
Bu kitabın Türkçe yayın hakları Ahmet Akıncı aracılığıyla Dharma Yayınları'na aittir.
Yayıncının yazılı izni olmaksızın çoğaltılamaz. Kaynak gösterilmek koşuluyla alıntı yapılabilir.
Dharma Yayınları: Molla Fenari Sokak, 17/2, Cağaloğlu 34410, İstanbul
Tel: (212) 512 81 21 •Faks: (212) 512 50 21 [email protected]
www.dharma.com.tr internet satış adresi: www.dharma.com.tr/dukkan
Kütüphane Bilgi Kartı (CiP): Akıncı, Ahmet
Kabala: Sınırsıza Yolculuk 1. Din 2. Mistisizm 3. Musevi Mistisizmi 4. Kabala
. İsJanbul, Dharma Yayınları, 2005, 352 sayfa ISBN: 975-8729-74-8
KABALA " S ınırsız"a Yolculuk
Ahmet Akıncı
İçindekiler
Sunuş . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 9 Önemli Not . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 1
1. Kabala . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 13Kabala Nedir? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 3 Kabala Kelimesinin Anlamı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 4
Kabal-Kbl Kökünün Karş ı lık Gelme/Uygun O lma Anlamı . . . . 15 Kbl Kökünün "Alma" ya da "Kabul Etme" Anlamı . . . . . . . . . . 1 7 Eski Ahit- Tanakh . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 20 Ta/mud . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 22Midrash . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 23 Zohar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 23
Kabala Ne Kadar Eski ? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 25 Pratik Kabala . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 27 Harfi Kabala- Gematria, Notorikon, Temura . . . . . . 1 • • • • • • • • • 31 Gematria, İbrani Numerolojisi . . . . . . . . . . . . . . . . : . . . . . . . . . 34Sözlü Kabala . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . , , . . . . .' . . . . . . . . . 37Dogmatik Kabala . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 37
2. Kabala'da T-nrı ve Tezahüi''. : . . . . . . . ... . . . . . � . . . . . . . . . . 39Kabala 'nı n Temel Kavramı: Denge . . . . . . . . . . . ·, .' . . . . . . . . . 40 Negatif ve Pozitif Varoluş . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 42
3. Hayat Ağacı ve Sephiroth . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 49Hayat Ağacı-Sephirotik Sistem . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 51
4. Yaratılış'ın Mekanları: Alemler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 59Sınırsız lşı k-Ain Soph Aur . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 60 Sı nırsız ışığ ın Büzü lmesi-Tzimtzum . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 70 Tanrısal İnsan-Adam Kadmon . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 75 Bağlama-Akudim, No ktalar-Nekud im ve
Bağ lantı-Brudim Alem leri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 80 İlk Çıkış Aıemi-Atzi/uth . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 84 Alemler-Tanrısal Birlik'in Kapalı B ilincinin Dışarıya Açı lması . . . . 99 Alemler B irbiriyle Nas ı l E tkileşir? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 08
5. Tanrısal Tecelliler • Sephiroth . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 1 1Taç·Kether . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 1 4 Bilgelik, H ikmet-Chochmah . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 1 9 Anlayış, Kavrayış, İdrak- Binah . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 23 Sevg i-Chesed, Büyü klük, Azamet-Gedulah . . .. . . . . . . . . . . . . 1 30 Sertli k-Gevurah, S ı nırlama, Adalet, Yargı ·Oin, Korku -Pachad . . . 133 Güzellik- Tiphereth . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 35 Zafer, Sonsuzlu k-Netzach . . . . . . . . . . . . . . . . ·. · . . . . . . . . . . 1 38 Görkem-Had . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 39 Temel-Yesod . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . .. . . . . 1 41 Krallık-Malchuth . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 43
6. T-nrı'nın Adları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . 1 53Ad lar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 54 T-nrı 'nın Ad larının Yaz ılması . . . . . . . . .. . . . . .. . . . . . . . . . . . 1 55 Adlar Nereden Gelir? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 58 A.T-nrı'nın sephiroth İle İlişki lend iri len On Bir Ku tsal Ad ı . . . . .. . 1 59
IHVH-Tetragrammaton, Havayah . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 160 AHIH-Eheieh . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 163 IH-Jah . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 165 AL-El . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 166 ALH-E/oah . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 168 ALHIM-Elohim . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . 169 TzBAVTh-Tzabaoth . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 173 SHDl-Shaddai . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 175 ADNl-Adonai . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 178 AHVH-Ahavah . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 180
AHVl-Ahavai . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 182 B .T-nrı 'nın Pratik Kabala'da Belirtilen Adları . . . . . . . . . . . . . . . . 183
H, Tek Harfli Ad-Monogrammaton . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 183 il ya da IH-İki Adl ı Harf Ad-Digrammaton . . . . . . . . . . . . . . . . 184 IHVH T-nrı 'nı n Dört Harfli Adı -Tetragrammaton . . . . . . . . . . . 184
T-nrı 'nın Sekiz Harfli Adı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 185 T-nrı 'nın On İki Harfli Adı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 185 T-nrı 'nı n On Dört Harf li Adı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 185 T-nrı 'nın Yirmi İki Harfli Adı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 186 T-nrı 'nın Kırk İki Harfli Adı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 186 T-nrı 'nın Kutsal Yetmiş İki Harfli Adı-Shem Ha Maphoresch 187
7. Ruhun Seviyeleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 193 Yaşam Gücü , Hayvansal Alt Ruh ya da Nefs-Nephesch . . . . . . 197 Dış Ruh-Ruach . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 198 İç Ruh-Neshamah . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 202 Yaşayan Ruh-Chiah . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 204 Tek [Olan] Ruh-Yechidah . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 205
8. Melekler Alemi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 209Melekler Kimlerdir? . . . . . . . . . . . . . . . . . · . . . . . . . . . . . . . . . . 210 Başmelekler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . 216
Metatron (Methratton) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 218 Ratziel . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 223 Tzaphkie/ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 225 Tzadkiel . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 227 Samael . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 227 Michael, Gabriel, Raphael ve Auriel . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 230 Michae/ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 231
Auriel (Uriel) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 233 Raphael . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 236 Gabriel (Cebrail) . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . 238 Sandalphon . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 240
9. Kabuklar Alemi - K/ippoth . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 245İlk Çıkış Alemi-Atzi/uth ve Düşüş Kapların Kırılması . . . . . . . . . 245 Klippoth Nedir? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 248 Demonlar . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 256 Günlerin Sonu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 259
10. İbrani Harflerinin Sırları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 261Zohal'a Göre İbrani Harfleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 262 Aleph (Alef) . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 267 Beth . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 271 Gimel . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 275 Daleth . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 277 He . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 279 Vau . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . 281 Zain . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 284 Cheth . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 287 Teth . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . .. . . . . . 291 Yod . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 293 Kaph (Kaf) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . 295 Lamed . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 298 Mem . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . 301 Nun . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 303 Samech (Sameh) . . . . . . . . . . . . . . . . ... . . . . . . . . . . . . . . . . 306 Ayin . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. 309 Pe . . . . , ......................................... 313 Tzaddi ........................................... 316 Koph . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 320 Resh . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 323 Shin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 326 Tau . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 328
Sonsöz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 331 Sözlükçe . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 333 Kaynakça . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... . . . 348
Ahmet Akıncı
1963 yılında İstanbul' da doğdu.
İ.T.Ü Kimya Fakültesi mezunudur.
S unuş
Kabala zordur. Karmaşıktır. İnsan bazen üzerinde çalışırken derin sembolizminin içinde kaybolur. Ne okuduğunu, nerede ol
duğunu, üzerinde çalıştığı şeyin ne olduğunu unutur. Öyle olur ki insan bazen bir cümlesini anlamak ya da sembolizmine erişmek için onu defalarca yeniden okur. Anlamak için günlerce araştırması, yalnızca bir cümlesi için birkaç kitap karıştırması gerekir. Sonra aniden, okuduğu bir kelime ya da kısa bir cümle birden zihninde bir ışık yakar. Birden anlamadığı her şey birbiri sıra çözülmeye başlar. Kişi o an hiçbir şey anlamadan okuduğu onca şeyin, bugüne kadar çok az kişinin sırrına erişebildiği gizemler olduğunun farkına varır. Hiç üşenmeden geri döner ve o sayfalarca yazıyı ya da kitabı tekrar okur. Anlamadığı o şeylerin şimdi ona büyük bir heyecan verdiğini hissetmiştir. Okudukça, daha önce farkına varmadığı bazı gerçekleri şimdi kavramaya başladığını büyük bir keyifle görür. Yaşamı boyunca çeşitli nedenlerle üzerinde hiç düşünmeden bir kenara bıraktığı bazı evrensel kavramları, bu kavramlara ait gerçekleri artık hissetmeye, öğrenmeye başladığını fark eder. Okuma arzusu giderek artar. Haftada bazen bir kitap bitmeye başlamıştır. Sonra birden her şeyin nasıl, neden yaratıldığının ve yaratılmış olan bu mükemmel sistemin heyecan verici sırlarının gizemine vakıf olmaya başladığını büyük bir şaşkınlıkla hisseder. En çarpıcı olanı ise öğrendikçe içinde hissetmeye başladığı bir bağın varlığıdır. İşte bu inanılmaz bir deneyimdir. Bağın varlığı öyle bir duygudur ki kişi tam olarak ne olduğunu anlayamaz ama onun varlığını şiddetle hisseder. Kişiyi sarmalayan, yaşantısının tamamında onunla olan ve sonsuza kadar da onunla olacak olan bir şey ile olan bir bağdır bu. Orada bir
9
K A B A L A : " S IN I R S IZ " A Y O L C U L U K
yerlerde var olan gizemli bir şey! Bilinemeyen, tanımlanamayan, gücü sonsuz. Öğrendikçe bu şeyin varlığı içinde giderek güçlenir. Ve bir gün kişi, "Bu inanılmaz!" der: "Onu hissediyorum! Gerçekten varmış! Ve ben O'nu kendi başıma buldum. Kimsenin yardımı olmadan." O'nu hissetmeye başladıkça içinde bir mutluluk dalgası yayılmaya başlar. Birden sonsuz gibi görünen bu alemde yalnız olmadığının farkına varmıştır. Kabala'yı çalıştıkça fark eder ki sadece kendisi değil etrafındaki canlı, cansız yaratılmış, var edilmiş her şey bunun bir parçasıdır. Her şey! Sadece fiziksel değil aynca ruhsal da olan her şey. Artık dünyaya başka bir pencereden bakmaya başladığını, bambaşka biri 'olduğunu görür. Etrafındaki olaylara, canlılara, diğer insanlara ve tüm evrene başka gözlerle bakar. Bu sonsuz ve mükemmel sistemin bir parçası olmak harika bir şey diye düşünür. Giderek artan bir heyecanla okumaya, öğrenmeye üzerinde çalışmaya devam eder . . . Ne zamana kadar mı?
Bunu henüz kimse bilmiyor.
Öğrenin! Tüm yaşam bilgidir. Bilgi ise kavrayıştan, idrakten doğar. Kavrayış ise bilgelikten. Ve bilgelik içinde bilgi, inanç, irade ve hazzı taşır.
1 0
Bilgelik nereden mi doğar? Tüm nedenlerin nedeninden . . . O!
Adı Kutlu Olsun!
O nemli Not
Kabala geleneğinde Yaratıcı 'nın Adlarının yanlış yazılması ya da basılı Adlarının tahrif edilmesi, bir adın sahibinin özünü orta
ya koyduğu inanışına bağlı olarak yasaktır. Bu nedenle Kabala geleneğinde, Yaratıcı 'nın Adlarının Latince harflerle yazılışı kasıtlı olarak değiştirilir. Bu kitapta da aynı yol izlenecektir. Bu gelenek doğrultusunda Yaratıcı'nın bu kitapta yer alan Adlarının Latin harflerle, gerçek ve Kabala' da kullanılan değiştirilmiş yazılışları aşağıda verilmektedir. Adlar kitabın tüm bölümlerinde telaffuz edildiği haliyle değil değiştirilmiş halleriyle yazılacaktır. Aynı doğrultuda Y üce Varlığın Türkçe Adı da "T-nrı" biçiminde yer alacaktır.
Adın Kabala'da Latince Gerçek Değiştirilmiş Yazılışı Hecelemesi Telaffuzu Yazılışı
IHVH yod-he-vau-he Bilinmiyor Havayah, Tetragrammaton
AHIH aleph-he-yod-he Eheieh Ekyeh AL aleph-lamed El Kel ALH aleph-lamed-he Eloah Elokah ALHIM aleph-lamed-he-yod-mem Elohim Elokim TzBAVTh Tzaddi-beth-vau-tau Tzabaoth Tzevakot SHDI shin-he-daleth-yod Shaddai Shakai ADNI aleph-daleth-nun-yod Adonai Adnut AHVH aleph-he-vau-vau-he Aha vah Akvah AHVI aleph-he-vau-yod Aha vay Ehevi
1 1
1 KABALA
Eğer o meşhur sorunun yanıtını öğrenmek istersen . . . . Ve eğer kalbinle dinlersen, eminim Kabala'yı öğrenmek konusunda duyduğun tüm şüpheler hiçbir iz bırakmadan
kaybolacak . . . Bu dünyaya doğan herkes tarafından sorulan biraz acı ama son derece açık ve net bir sorunun:
Nedir hayatın anlamı?
Rabbi Yehudah Ashlag, Talmud, Eser Sephiroth
Kabala Nedir?
I• nsanlığı çağlar boyu derinden etkileyen bir öğreti olarak Kabala'nın ne olduğuna geçmeden önce Kabala kelimesinin yazılışı ile
ilgili küçük bir konuyu aydınlatmakta yarar olacaktır. Öğreti ile yü-. zeysel olarak ilgilenen bir kişinin bile hemen fark edebileceği gibi literatürde bu kelimenin telaffuzuna ait pek çok değişik yazılış bulunmaktadır. Bu yazılışlardan en çok kullanılan üçü ise Kabbalah, Qabalah ve Cabbalalı 'tır. Bunların dışında ise Cabala, Qaballah, Qabala, Kaballah vs. ve Türkçe'de ise Kabala vb. çeşitli yazılışlar da zaman içinde kullanılmış ve halen de kullanılmaktadır. Tek bir kelimenin bu kadar değişik şekilde yazılmasının nedeni, İbrani alfabesinde kullanılan bazı harflerin Latin alfabesinde birden fazla
1 3
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O LC U L U K
karşılığı olması ve bu nedenle de aynı İbranice harfin Latince karşılığının "k", "q" hatta bazen "c" olarak yazılabilmesidir. Bu nedenle bazı yazarlar kelimenin bir yazılışını tercih ederken diğerleri başka bir biçimini tercih edebilir. Hatta bazısı "q" ve "k" harflerini aynı metnin içinde karıştırır ve yazının bir yerinde Kabala kelimesini kullanırken bir başka yerinde Qlippoth1 diyebilir. Halen bu konuda tam bir uzlaşma olmamakla birlikte son zamanlarda modem İbranice sözlüklerin koph (kot) harfinin karşılığı olarak Latince "k" harfini göstermeleri, gerçek yazılışın Kabala olduğu yönündeki eğilimi arttırmıştır. Genel olarak bu yüzyılda basılan ve Yahudi olmayan yazarlara ait, öğretinin özellikle pratik yanı ile ilgili çeşitli kitaplarda Qiıbalah yazılışına rastlarız. Yahudi basımları ise oldukça unifonn bir biçimde Kabba/ah yazılışını yeğlerler. Bir genelleme yapmak gerekirse, İbrani kaynaklar Kabbalah, bu öğretinin rituel ve pratik yanının en büyük uygulayıcısı olan Altın Şafak Hennetik Cemiyeti1 (Golden Dawn) Qabalah ve Hıristiyan kabalistler ise Cabbalalı yazışını tercih ederler diyebiliriz. Bu kitapta ise kelimenin yazım kolaylığı bakımından kelimenin Türkçe kullanımı olan Kabala yazılışı tercih edilmiştir.
Kabala Kelimesinin Anlamı
Kabala (KBLH, koph-beth-lamed-he) kelimesi İbrani geleneğinde, çok geniş bir aralıkta ifşa edilen ve gizli bir biçimde nesil
den nesile aktarılan mistik düşünceye ve pratiğe ait standart bir terim haline gelmiştir. Bu terimin yaygın kullanımı ise yaklaşık 800 yıl kadar geriye gitmektedir. Bu tarihten önce Judaizm'in mistik öğretileri başka isimlerle anılıyordu. Sözlü Torah'ın (Tevrat) mistik
1 Kabuklar Alemi. (Bkz. bölüm 9)2 1888 yılında Londra'da Dr. W.W.Wescott ve S.L.MacGregor Mathers tarafın
dan, insanlığın felsefik, ruhsal ve psişik evrimi için kurulan, pratik uygulamalara ve daha ziyade büyüye yönelik (hermetik) bir kardeşlik cemiyeti (Golden Dawn resmi sitesinden www.hermeticgoldendawn.org)
14
K A B A L A
yorumu olarak değerlendirebileceğimiz Talmud'da bu öğretilere ait şu isimleri buluyoruz: Sitrei Torah-Torah'ın Sırlan, Ta'amei TorahToralı'ın Sebepleri, Ma' ase/ı Bereslıitlı-Yaratılış* Üzerine Çalışmalar, Ma' aselı Merkavah-Araba ya da Taht Üzerine Çalışmalar. Talmud sonrası kaynaklarda ise bu ezoterik geleneğe ait şu çalışmaları görüyoruz: Clıochmah Penimit-İçsel Bilgelik, Chochmah Ha' Emeth-Gerçeğin Bilgeliği, Chochmah Nesthorah-Gizli Olanın Bilgeliği, Sod-Gizem.
Kabala terimi her yerde kullanılan, genel "anlamıyla "Alınmış Gelenek" olarak tercüme edilebilir. Bu bağlamda Kabala, yıllar boyunca kuşaktan kuşağa geçirilmiş mistik bir bilginin ve geleneğin sürekliliğini aktarır. Bu mistik bilginin aktarımı ise hiç şüphesiz doğrudan Kabala kelimesinin anlamına odaklanır. Ama Kabala'nın en genel olarak kullanılan bu "alış/kabul ediş" kavramından başka, onun İbranice kbl (kaba/ ya da kabel, koph-beth-lamed) köküyle ilişkili diğer başka anlamları da bulunur. Öğretinin özüne inmek istersek bunları dikkatlice incelememiz gerekir. Gerçekte Kabala'nın İbranice kökü olan kbl-kabal kelimesi Eski Ahit;te çeşitli anlamlarda olmak üzere tam on beş yerde görünür (Bu rakamın içine Aramice bölümlerdeki kbl kökünü taşıyan kelimeler dahil değildir.) Eski Ahit'in üç bölümünün her birinde (Torah, Peygamberler ve Yazmalar) kbl kökü farklı anlamlara gelir. Buna göre Kabal-kbl kökü Eski Ahit'te; Torah'ta (iki yerde) "karşılık", Peygamberler' de (iki yerde) "zıtlık", Yazıtlar' da ise (on bir yerde) "alma/kabul etme" anlamında kullanılır. Bunları kısaca incelemek gerekirse:
Kabal-Kbl Kökünün Karşılık Gelme/Uygun Olma Anlamı: Yukarıda da belirttiğimiz gibi her ne kadar İbranice kabal-kbl kökü Eski Ahit'te toplam on beş kere geçiyorsa da, Torah'ta sadece Shemoth-Çıkış Kitabı'nda olmak üzere iki yerde görünmektedir. Keli-
• T-nrı'nın yarattıklarını tümü. Yaratılış kelimesi yaratılmış olan şeylerin tümünü ortaya koyar ve isimdir. Var edilmiş olan olan her şey anlamına. (İng. Creation)
15
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U LU K
menin geçtiği iki ayn ayet ise taşınabilir bir çadırın üzerinde asılı işlemeli bir örtü ile ilgilidir. Söz konusu çadır çok önemli bir kabalistik semboldür. İsrailoğullan'nın çölde geçirdikleri uzun yıllar süresince kullandıkları bir ibadet yeridir ve "Toplantı Çadın" olarak bilinir. Bahsedilen işlemeli örtü iki uzun kumaştan oluşur ve bu kumaşlardan her biri, bir ucundan diğer ucuna kadar elli düğüm içerir. Kumaşlar uçlarından, düğümleri altın tokalarla tutturmak sureti ile birbirine bağlanır. Torah bu düğümleri makbilot- "birbirine karşılık gelen" olarak tanımlar ve böylece kabal-kbl kökünün ilk görünüşünü ortaya koyar. Örtü ile ilgili olarak T-nn'nın Musa'ya emrettiği ilk ayet şöyle der: "Bir perde için elli düğüm yapacaksın . . . Ve onun karşısında yer alan perde için de elli düğüm yapacaksın!.. Düğümlerden her biri diğerine (kız kardeşine doğru bakan bir kız gibi) karşılık gelecek (uygun olacak, kbl kökünden)!"
I
Musa'nın bu ayrıntıyı gerçekleştirmesini anlatan ikinci ayet ise şöyledir: "Ve Musa bir perdede elli düğüm yaptı .. :Ve karşısındaki ikinci perdede de elli düğüm yaptı . . . Düğümlerden her biri diğerine karşılık geliyordu (uygundu, kbl kökünden)"
Böylece görüyoruz ki Torah'ta kabal-kbl kökünün orijinal anlamı, "birbirine uygun olma" ya da "karşılık gelme" ve "tamamlama" ya da "bütünleme" kavramlarını belirtir. Torah'ta herhangi bir kelimenin kökünün ilk görünüşünün, onun kavramsal kökenini (ya da kabalistik terimlerle söylersek "tacını") belirttiğini bu şekilde ortaya koymak, bize Kabala kelimesinin diğer yan anlamlarını da anlama ve onun neden İbrani mistik geleneği olduğunu kavrama konusunda ışık tutacaktır.
T-nn ile İsrail arasında (kabalistik açıdan ise T-nn ile İnsanlık arasında) bir toplantı tentesi olan Çadır pek çok simetrik motifi ve "birbirine karşılık gelen" ya da "birbirine uygun" elemanı bir arada içerir. Bunlardan en önemlisi ise içte Kutsalların Kutsalı adı verilen bölümde yer alan Ahit Sandığı 'nın üzerinde işlenmiş olan iki altın cherubim'dir.* Onların tasarımını ve yerleşimini dikte ettirirken T-
• İnsan başlı melekler. Tek. cherub, çoğ. Cherubim
1 6
K A B A L A
nrı Musa'ya şöyle der: " ... ve onların yüzleri, her biri diğerine bakacak biçimde ... " (erkek kardeşine doğru bakan bir erkek gibi, karşılıklı gelecek biçimde). Her ne kadar kabal-kbl kökü burada İbranice yazıda görünmüyorsa da, Targum'un1 Aramice tefsirinde bulunmaktadır.
"Erkek kardeşine doğru bakan bir erkek gibi" terimi cherubim 'in erkek olduğunu belirtir gibi görünse de (cherubim kelimesinin tekili olan cherub gramer olarak da bir eril isimdir. Deyim erkek biçimde okunmalıdır) rabbinik kaynaklar onları (hayat arkadaşları sembolündeki gibi) T-nrı ile İnsanlık ilişkisinde olduğu gibi, erkek ve dişi olarak tasvir ederler. Kabala Toplantı Çadın'nın kendisinin de aslında bir evlilik çadırını temsil ettiğini öğretir. Yani T-nrı'nın sevgili halkı ile söyleşeceği bir yeri. Bu söyleşi Çıkış Kitabı'nın da söylediği gibi, "Ahit Sandığı'nın üzerinde bulunan cherubim'in arasından çıkan mesajlar biçiminde" gerçekleşir. Aynı Toplantı Çadırı gibi, Ahit Sandığı'nın da boyutları, malzemesi, oranları, üzerinde yer alan Merhamet Koltuğu ve cherubim'in tasarımı gibi tüm özellikleri T-nrı (IHVH) tarafından [dolaylı olarak] Musa'ya tek tek tanımlanmış ve uygulattınlmıştır. Burada bu ayrıntılara girmeyeceğiz.
Kbl Kökünün "Alma" ya da "Kabul Etme" Anlamı: Eski Ahit'in son bölümünde (Yazıtlar) kabal-kbl kökü en önemli ve büyük anlamına ulaşır. Bu bölümde tam on bir yerde görünür ve her zaman "alma/kabul etme" anlamındadır. Kelimenin bu anlamına ait ilk ayet ise Meseller Kitabı'nda karşımıza çıkar: "Fikirleri duy ve talimat al! Böylece işin sonunda bilge olabilirsin."
Ayette görünen "duy!" ve "al!" talimatları arasında görünen ba�lantı Kabala'da duyma duyusu ile ilişkilendirilen ve Tanrısal Işık'ın dişil yansıması olan Binah2 yani Anlayış kavramının önemini kastetmektedir. Anlayış ve duyma kavramları arasındaki ilişki Kabala' da anlayışın, içsel tefekkür yolu ile, gerçek olanı gerçek ol-
1 Eski Ahit'in Aramice tercümeleri ya da açıklamaları. 2 Hayat Ağacında Anlayış, Kavrayış, İdrak sephira'sı. Bkz. Sephiroth
1 7
K A B A L A : " S I N ! R S I Z " A Y O L C U L U K
mayandan ayırt etmeye yardım etmesinde oynadığı rol üzerinden tarif edilir. Bu işlem de aynı duyma işleminde olduğu gibi belli bir duyarlılık gerektirir. Duyma kavramı öğretide her zaman dişil yan ile ilişkilendirilir. Çünkü duyma bir alma, özümleme işlemidir ve bu da dişil tarafın temel özelliği ve durumudur. Bunlar kabalistik düşünce tarafından aktarılan, çözümü zor ve çoğu zaman da anlaşılması güç Tanrısal gerçekleri kavramak için gereken niteliklerdir. Kabala terimini talimat alma kavramına bağlayan ve Meseller' den alınan yukarıdaki ayet, kişiyi daha üst seviyede bir bilgeliği alma konusunda etkileyen ve buna teşvik eden önemli bir karakter özelliğine karşılık gelir. Hasidik* kaynaklarda egonun üstesinden gelinmesi olarak tanımlanan ve Torah tarafından insanlığa aktarılan, "Tnrı 'nın buyruklarının ya da talimatlarının isteyerek kabul edilmesi" kavramı, Tanrısal Bilgeliği içeren bir "kap" olabilme yolunda önceden sahip olunması gereken mutlak bir kavramdır. Ayette vurgulanan duyma ve kabul etme kavramlarının amacı ise kişinin kendi sonuna geldiğinde bilge olabilmesidir. "Sonun bilgeliği" ise Günlerin Sonu 'na yaklaşıldıkça daha da artarak açığa çıkmakta olan, Kabala 'nın gizli bilgeliğinin karşılığıdır.
Kabala'nın yolu olarak adlandırabileceğimiz kabalistik öğrenme ve yükselme sistemi, ilerleyen bölümlerde de göreceğimiz Hayat Ağacı ya da sephiroth modeline uyarlanmış biçimde Şekil-1 'deki gibi resmedilebilir:
• Chassidut. Judaizm'in içinde Rabbi Yisrael Ba'al Shem Tav (BeShT) tarafından oluşturulan öğreti. Amacı, Yahudi halkının Torah yardımı ile kendi iç boyutunun farkına varmasını sağlamak ve böylece Mesihin gelmesinin yolunu açmaktı.
18
Yol /'1 f', I Bilgi \ \ ' \ I ' /
Şekil - 1
1 9
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Kabala temelde Torah'ın ezoterik boyutu olarak tanımlanır. O halde öğreti hakkında daha geniş açıklama yapmadan önce Torah'ın kabalistik açıdan ne ifade ettiğini de kısaca açıklayalım. Çünkü bu açıdan bakıldığında bilinen anlamından biraz farklıdır. Öncelikle Eski Ahit ve bölümlerini çok kısaca açıklayarak başlayalım.
Eski Ahit-Tanakh: Eski Ahit temelde T-nn'nın (IHVH) Yahudi halkına öğretilerini içerir. Eski Ahit'te Ha Shem* Yahudi halkına bu dünyada nasıl yaşamaları gerektiğini öğretir. Bu nedenle Eski Ahit pek çok emir (mitzvah) içerir ve bunlar T-nn 'nın (IHVH) doğrudan emirleri olarak büyük bir titizlikle uygulanır. Eski Ahit aynca pek çok özlü hikaye de içerir. Bu hikayeler gerçek olup tarih ile ve T-nn ile olan ilişkilerle ilgili bilgi veren yazılardır. Eski Ahit kısaca aşağıdaki bölümlerden oluşur:
!.Yazılı Torah (Tevrat)-Torah Shebiksav: Bu kısım, Eski Ahit' in Musa'ya Sina Dağı'nda doğrudan T-nn (IHVH) tarafından vahyedilen ve "yazıya geçirilen" kısmıdır. Beş kitaptan oluşur ve bu nedenle Pentateuch (Beş Kitap) olarak da anılır. Her bir kitap bir Chumash adını alır. Bu beş kitap şunlardır: Tekvin-Bereshith (Genesis), Çıkış-Shemoth (Exodus), Levililer-Vayikra (Leviticus), Sayılar-Bamidbar (Numbers), Tesniye-Devarim (Deutoronomy).
2. Peygamberler-Nevi' im: Peygamberler T-nrı 'nın buyruklarını alabilen kutsal kişilerdir. Bu kitaplar vahiy yolu ile Ha Shem'in peygamberlere aktardıklarının bazılarının kayıtlarını oluştururlar. Bunlar aşağıdaki kitaplardır: Josh�a-Yehoshua, Yargıçlar-Shaftim, Samuel-Shmuel (iki kitap), Krallar-Melachim (iki kitap), JeremiahYirmiyahu, Ezekiel-Yechezkel, lsaiah-Yeshayahu, Trey Asar-On iki (Hoshaia, Joel, Amos, Ovadiah, Jonah, Michah, Nachum, Chabakkuk, Tzephaniah, Chaggai, Zçıchariah, Malachi)
* Kelime anlamı olarak "Ad" demektir. Kabala'da T-nrı'n ın IHVH Adın ın telaffuzu yasak olduğundan onun yerine saygı belirtmek için kullanı l ı r.
20
K A B A L A
3. Yazıtlar-Kesuvim: Bu kitaplar ise yine T-nrı'nın (IHVHJ Kılavuzluğunda yazılmış olmakla birlikte doğrudan peygamberler aracılığıyla yazılmamışlardır. Bunlar: Mezmurlar-Tehil/im (Davut), Meseller-Mishlei (Süleyman), Eyüp-lyov (Eyüp), Neşideler Neşidesi-Shir Ha Shirim, Merhamet-Ruth, Mersiyeler-Eichah, VaazlarKoheleth, Esther, Daniel, Ezra ve Nechemiah, Kayıtlar-Divrei Ha Yomim (iki kitap) olarak bilinirler. Shir Ha Shirim, Ruth, Eichah, Koheleth ve Eshter kitapları ayrıca Megi/los olarak da adlandırılırlar.
Buna göre Yazılı Torah beş, Peygamberler-Nevi' im sekiz ve Yazıtlar-Kesuvim on bir olmak üzere hepsi birlikte Eski Ahit'in yirmi dört kitabını oluştururlar. Bu yüzden bu üç kısım (Torah, Nevi' im, ve Kesuvim) sık sık TNKh (Tanakh) akronimi ile de anılır.
Kabalistik açıdan baktığımızda ise Torah 'ı yukarıdaki tanımdan farklı olarak başlıca iki biçimde tanımlamak doğru olur: 1 . Bir kısmı Yahudi halkına yazılı olarak aktarılan Tanrısal öğretinin ve bilgeliğin tümüdür. Yazılı Torah, Tanakh'ı oluşturan yirmi dört kutsal yazıtın ilk beş kitabı ile eş anlamlıyken Sözlü Torah, sadece Musa'ya sözlü olarak aktarılan ancak daha sonra zaman içinde Talmud, Midrash ve Zohar biçiminde yazıya geçirilen öğretilerden oluşur. 2. İnsan ile iletişim kurduğu biçimi ile T-nrı'nın (IHVH) iradesi ve bilgeliğidir. Buna göre Torah Yaratılış'tan önce var edilmiş ve T-nrı Torah'ı, alemi yaratırken Kendisinin mükemmel tasarlanmış bir planı olarak kullanmıştır.
Özetle Torah'ın klasik anlamı ile kabalistik anlamı arasındaki farka değinecek olursak şu sonuca varabiliriz:
"Torah dendiğinde klasik anlamda Musa'nın beş kitabı ya da daha geniş bir açıyla bakarsak bu beş kitap üzerine inşa edilmiş tam dinsel yapı anlaşılır. Kabalistik açıdan ise Toralı kelimesi, Yaratılış 'm ruhsal tasarımının tamamına karşılık gelir."
Kabala'da Torah bir denize benzetilir. Simgesi sudur. Çünkü o en yüksek ruhsal kaynaklardan en düşük ruhsal seviyelere hatta onun da altında bulunan fiziksel aleme kadar ilham verebilmek için
21
K A B A L A : " S I N I R S IZ " A Y O L C U L U K
bir su gibi akar. Kabala'ya göre Torah T-nrı'nm Bilgeliğinden çıkar ve ileride de göreceğimiz gibi bu seviye Yaratılışın Günleri'nin* de üzerindedir. Kabala'da Torah'ın Yaratılış'ın yedi gününden iki "gün" önce yaratıldığı ifade edilir. Burada sembolizme dikkat etmek gerek. Günler, bildiğimiz takvim günleri değil sembolik zaman kavramlarıdır. T-nrı (IHVH) Torah öğretilerini bir tür formda Adem'e (Adam) iletmiş ve o da daha sonra bunları kuşaktan kuşağa aktarmıştır. İşte bu form Kabala'dır. Mamafih Torah insanlığa "resmen" Sina Dağı'nda İÖ 1 3 1 3 ve onu izleyen kırk yıl boyunca Musa'nın aracılığı ile aktarılmıştır. Kabala'ya göre Torah insanlığa iki bölüm halinde verilmiştir: Yazılı Torah ve Sözlü Torah. Yazılı Torah orijinal olarak Musa'nm beş kitabından oluşur. Sözlü Torah ise daha sonra, Musa başta olmak üzere sayıları bilinmeyen bilgeler tarafından, içerdiği yasaların açıklanabilmesi için Musa'nın beş kitabı ile birlikte çalışılmıştır. Bu malzeme daha sonra sözlü Torah'ın bilgeleri tarafından Talmud, Midrash ve Zohar yazıtları olarak yazıya geçirilmiştir. Temelde sözlü bir biçimde aktarılan bir öğreti olan Kabala'nın çok önemli yazılı eserleri olan bu yazıtlara kısaca bir bakalım.
Talmud: Talmud sözlü Torah'ın büyük kısmından alıntıdır. Daha ziyade vaaza yönelik ve hatta açıkça mistik materyal içerir. Talmud esas olarak Mishnah (tekerrür) ve Gemara (tamamlama) bölümlerinden oluşur. Mishnah kanunların temel özetidir (her biri bir mishnah olarak bilinir) ve birkaç yüzyıl boyunca Kutsal Topraklar ve Babil'deki akademilerde işlenmiştir. Bunun sonucunda ortaya çıkan materyal ise Gemara adını alır. Dolayısıyla iki Talmud vardır: Kutsal Topraklarda yazılmış olanı Jerusalem Talmud'u-Talmud Yerushalmi olarak bilinir ve 3. yüzyılda tamamlanmıştır. Talmud'un daha yaygın olan şekli (daha yoğun ve üzerinde analiz yapması daha kolay olan) ise Talmud Bavli-Babil Talmud'u olarak bilinir ve altıncı
* Torah'ta, T-nrı'n ın ruhsal ve fiziksel alemleri yaratırken izlediği sırayı gösteren sembolik zaman kavramları . ,
·
22
K A B A L A
yüzyılda tamamlanmıştır. Talmud altı bölümden oluşur. Her bir bölüm bir sıra-seder olarak adlandırılır ve her sıra ise risale-mesechtos denilen birkaç kitap içerir. Söz konusu altı sıra-sedarim ise şunlardır: 1 . Zera' im-Tohumlar. Bu bölüm tarım ile ilgili yasalardan oluşur. Ayrıca dua ve kutsamalarla ilgili konulardan da bahseder. Zera' im on bir risale içerir. 2. Mo' ed-Mevsim. Bu bölüm haftanın son günü.:shabbath ve tatillerden-yom tov bahseder. Mo' ed on iki risale-mesechtos içerir. 3. Nashim-Kadınlar. Evlilik ve boşanmanın yasaiarından bahseder. Nashim yedi mesechtos içerir. 4. NezikinZararlar. Bu bölüm toplumsal yasalardan bahseder (hırsızlık, zararlar vs.). Aynı zamanda etik değerlerden bahseden yazılar da içerir. Nezikin on mesechtos'tan oluşur. 5. Kedoshim-Kutsal Şeyler. Bu bölüm fedakarlıklardan bahseder ve on bir mesechtos içerir. 6. Tohoros-Safhk, Arınmışlık. Ritüel yani törensel arınmışlıktan bahseder. Tohoros on iki mesechtos içerir.
Midras/ı: Midrash ise sözlü Torah' ın Talmud'dan sonra ikinci ana kısmıdır. Biblikal (Kutsal Kitap'a ait) yazıların törensel ve vaaza yönelik linguistik analizini içerir. Midrash yüzyıllar boyunca (2 İ.S. ve 8 İ.S. arası) özellikle Kutsal Topraklarda yazılan çeşitli eserlerin
· külliyatıdır. Vaaz� yönelik midrashik malzemenin ana koleksiyonu ise Rabbah-Görkemli serileri olarak bilinir ve bunlar Musa'nın beş kitabını ve beş yazmayı kapsar. Diğer önemli koleksiyonlar, Midrash Tanchuma, Midrash Tehilim, Pirkei d' Rabbi Eliezer ve Tana d'vei 'Eliahıı 'dur. Bu eserlerden sonra yazılan birkaç koleksiyon elimize orijinal haliyle kalmıştır. Bunlar Midrash Ha Gadol ve Ya/kut Shimoni 'dir. Bunlara ek olarak pek çok daha küçük midrash bulunur. Bunlardan bazıları Otzar Ha Midrashim koleksiyonunda mevcuttur. T örensel, ya da rituel Midrash ise Mechilta, Sifra ve Sifrei eserleridir.
Zohar: Kabalistik açıdan üzerinde en çok durulması gereken yazıt olan Sepher Ha Zohar (İhtişam Kitabı ya da Işığın Kitabı) Kaba-
23
K A B A L A : " S I NI R S I Z " A Y O L C U L U K
la'nın temel kitabıdır ve tarih boyunca üzerinde en fazla spekülasyon yapılan eserlerden biridir. Kutsal T-nn'nın (Ain Soph*) tezahüründen başlayarak tüm Yaratılış'ı kademe kademe bizim sonlu fiziksel evrenimize kadar açıklar. Bunun yanında, geldiğimiz sonsuz kaynağa geri dönebilmemiz için bu dünyada yapmamız gerekenleri ve Yaratılış'a ve insan ruhuna ait pek çok sım son derece ağır bir sembolizmle anlatır. Zohar aynca Torah'ın ezoterik bir yorumunu da içerir ve Torah'ı Bereshith-Tekvin'den başlamak üzere ayet ayet yorumlar. İlk Zohar Aramice yazılmıştır ve çok sayıda ciltten oluşan dev bir eserdir. Aramice yazılmasının sebebi ise [meleklerin insanoğluna açıklanmasını istemedikleri pek çok sım açıkladığından] bu dilin melekler tarafından konuşulamayan, anlaşılamayan (Gabriel hariç) tek dil olmasıdır. Kabalistler arasında Zohar şu sözlerle tanımlanır: "Kutsal Torah'tan önce . . . Ve Kutsal Kur'an'dan önce ... Abraham'ın kitabı Zohar vardı. O, Kabala'nın Kutsal Kitabı'dır. Dünyanın uzun süredir unutulmuş olan ruhsal bilgeliğidir ... O bir ruhsal Işık kitabıdır .. . Bir gerçek kitabı, bir barış kitabı ... Zohar karanlığın içine yakılmış bir mumdur."
Kabalistlere göre Zohar insanları birbirinden ayıran tüm dinsel, dilsel ve fiziksel farklılıkların ötesine geçer. Onun yerine hepimizi birleştiren tek ortak bağın üzerinde yoğunlaşır- "insan ruhunun". Ağır sembolizminden kaynaklanan karmaşık yapısı nedeni ile Kabala öğretisine dışarıdan bakan kişiler tarafından bir düzmece kitap olarak nitelendirilirken, bazıları tarafından da bir ölümlü tarafından yazılması mümkün olmayan ve ancak ruhsal destek alınması halinde yazılabilecek muhteşem bir eser olarak değerlendirilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında, ileriki bölümlerde Torah, Tevrat ya da Pentateuch deyimleri Musa'ya ait olan ilk beş kitabı ve Kutsal Kitap deyimi ise Torah'a ek olarak Tesniye'den sonraki diğer bölümleri de içeren ve tamamını kapsayan Tanakh-Eski Ahit'i belirtecektir.
• Sınırsız Olan. Bkz. T-nrı ve Tezahür
24
Kabala Ne Kadar Eski?
Aslında tamamen sözlü bir öğreti olan Kabala'nın kaynağını gerçekte kimse bilmez. Bu nedenle kaynağı konusunda söylenen
tüm şeylere şüphe ile yaklaşmak gerekir. Kabala kaynağı kesin olarak bilinmeyen, son derece gizemli ve tarih boyunca üzerinde inanılmaz bir yoğunlukta çalışılmış ve tüm insanlık tarihini derinden etkilemiş, temelde sözlü bir öğretidir. Aslında öğreti terimi ile sınırlamak ona haksızlık etmek olur. Çünkü o ileride de göreceğimiz gibi, T-nn'yı, Varoluşu, İnsanı ve diğer varlıkların Varoluş içinde aldıkları yeri açıklamaya çalışan, muazzam bir bilgi, inanç ve felsefe sistemidir. Çoğu kişinin düşündüğü gibi onu sadece bir felsefe olarak görmek de ona haksızlık etmek anlamına gelir aslında. Çünkü Kabala her şeyin başlangıcında inancın, bilginin ve bilgeliğin, birlikte Yaratılış'ın temelini oluşturduğunu kesin bir biçimde vurgular. İleride de göreceğimiz gibi, Ain Soph-Sınırsız T-nn 'nın ilk sonlu tezahürü olan Taç-Kether yani "Yaratılış'ın Tacı 'nın" üç başından biri inançtır. Ve yine Yaratılış'ın en yüksek üçlüsü olarak nitelendireceğimiz "Taç-Bilgelik-Kavrayış" (Kether-Chochmah-Binah) üçlüsünde yine inancı, bilgiyi ve kavrayışı birlikte göreceğiz. Bu durumda rahatlıkla: "Kabala inancı, bilgiyi (dolayısıyla bilimi) ve felsefeyi bir arada içermektedir" diyebiliriz. Sonuç olarak Kabala hakkında şu sonuca varabiliriz: "Kabala Sınırsız T-nrı 'ya inancı, Yaratıhş'ın temel amacı olan O'nun bilgeliğine (dolayısıyla O'na) giden yolda, en önemli unsurlardan biri hatta birincisi olarak ortaya koyan bir inanç, bilgi ve düşilnce sistemidir."
Yukarıda da belirttiğimiz gibi doğuşu konusunda kesin bir kaynak olmamakla birlikte kabalistik olarak nitelendirilen en eski yazılı dökümanlar 1 İ.S. civarlarına aittir. Bununla birlikte Kabala'nın en eski biçimlerini oluşturan vahiy olgusunun çok daha eski sözlü geleneklere dayandığı konusunda görüşler de vardır. Yirminci yüzyılın en önemli kabalistlerinden Gershom Scholem Kabala'nın kaynağının ancak 12 . yüzyıl civarına kadar yazılı olarak izlenebildiği
25
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
sonucuna vannıştır. Kabala kelimesinin orijini ise "Sephirothik Tezahür" kavramını da (ileride açıklanacak) ilk ortaya atan kişi olan Ama İshak'a (Isaac the Blind, 1 1 60-1236 İ.S.) dayandırılır.
Yukarıdaki bilgilere ek olarak; Kabala'nın doğuşu ve gelişimi, takipçileri tarafından şöyle açıklanır:1 "Kabala başlangıçta T-nrı tarafından Cennet'te bir teosofi okulu oluşturan seçkin bir melek grubuna öğretilmişti. Adem ve Havva'nın Cennet'ten kovulmasından sonra, insanların tekrar eski asalet ve mutluluklarına kavuşabilmeleri için melekler bu öğretiyi dünyanın bu itaatsız çocuklarına sabırla öğretmişlerdi. Bu öğretiAdam'dan (Adem) Noah'a (Nuh) ve sonradan T-nrının dostu Abraham'a (İbrahim) aktarılmıştı. Abraham, Mısır'da sırların bir kısmının açığa çıkmasına izin verdi. Böylece Mısırlılar bilginin bir kısmına sahip olup, bunları diğer doğu ülkelerinin felsefi sistemlerine aktarabildiler. Mısır bilgeliğinin tamamına vakıf olan Musa ise doğduğu bu ülkede Kabala'ya lnisiye olmuştu ve çölde inzivaya çekildiği kırk yıllık süre içinde bütün vaktini ayınnasına ek olarak bir melekten (Metathron2) aldığı derslerle de bu konudaki melekelerini iyice geliştinnişti. Bu öğreti sayesinde bu kanun koyucusu, savaşlar ve halkının bitmeyen çileleri boyunca İsrailoğulları 'nın yönetiminde ortaya çıkan tüm zorlukları çözümleyebilmişti. Bu gizli doktrinin ilkelerini şifreli bir şekilde Torah' ın ilk dört kitabına yerleştirdi, ancak beşinci Tesniye kitabına ekleme�i. Musa ayrıca yetmiş kıdemlilerini de bu doktrinin sırlarına inisiye etti ve onlar da kişiden kişiye onu aktardılar. Kuşaktan kuşağa aktarılışı sırasında Davut ve Süleyman Kabala'ya en derin inisiye olanlardandı. Ancak kimse onu ikinci mabedin yıkılışı sırasında yaşayan Rabbi Schimeon Ben Jochai'ye dek yazıya dökmeye cesaret edemedi. Jochai'nin ölümünden sonra ise oğlu Rabbi Eleazar, sekreteri Rabbi Abba ve müritleri O'nun yazmalarını derlediler ve Kabalizm 'in bilgi hazinesi İhtişam Kitabı ya da Işığın Kitabı Zohar ortaya çıktı."
1 Kabbalah Unveiled, MacGregor Matthers, 1970. 2 Metathron ya da Methratton. Kabalistik öğretide Başmeleklerin başı. Bkz.
Başmelekler.
26
K A B A L A
Her yönüyle gizemci ve mistik bir öğreti olan Kabala'nın özünde Yüce T-nn 'nın melekleri aracılığı ile Musa'ya aktardığı Torah'ın. "yazılı olmayan özünü" içerdiği belirtilir. Temelinde Torah'a dayalı olmasına karşın Yahudilikten farkı; "Yahudiliğin temel ilkesinin Musa'nın yasalarına uymak olmasına karşılık Kabala'nın T-nn ile insan arasında doğrudan bir bağ kurmaya çalışan ezoterik bir sistem olmasıdır."
Kabala öğretisi genel anlamda şu dört başlık altında toplanabilir: 1 . Pratik Kabala-Kabbalah Ma' asit, 2. Harfi Kabala, 3. Sözlü Kabala, 4. Doğmatik Kabala.
Pratik Kabala
Pratik Kabala-Kabbalah Ma' asith öğretinin pratiğe ve büyüye (majiye) yönelik olan kısmıdır ve Kabala'nın bilgisini doğal
olaylan, gerçek durumları ve gerçek olaylan doğrudan etkilemek için kullanır. Bu bazen, ruhsal güçleri çağırmak ve onlara Tanrısal Adlar 'ın rituel büyüsü ya da bu adların (ya da melek adlarının) özel hazırlanmış amuletler (muska) üzerine yazılması gibi bazı teknikler yoluyla, gerçekliğin içinde kumanda etmeyi de kapsar. Kabala'ya göre Kabbalah Ma' asit-Pratik Kabala'nın hem iyi hem de kötü amaçlarla kullanılması mümkün olduğundan yalnızca en kutsal ve sorumluluk sahibi bireyler
' tarafından yapılabilir. Yaratılış 'ın yaran
ve T-nrı'nın Yaratılış'taki en yüce arzusunun idrak edilmesinin hızlandırılması dışında hiçbir amaçla yapılamaz. Öğretileri bugün kabalistik doktrinin temelini oluşturan Ari* öğrencilerini Kabala'nın pratik sanatlarını uygulamaktan kesinlikle men eder (amulet yazmak dışında). Çünkü o bu pratiğin, ondan önce yapılması gereken rituel saflaştırma olmadan uygulanmasına kesinlikle karşıdır. Bu saflaştırma işlemi, kişinin kendisini rituelin olumsuz etkilerinden korumasını sağlayan bir işlemdir. Kutsal Tapınağın henüz ayakta
• Rabbi lsaac Luria.
27
K A B A L A : " S ı N ı R s ı Z " A Y O L C U L U K
olduğu ve yeryüzünde peygamberlerin yürüdüğü çağlarda Pratik . Kabala ile uğraşan kişinin, Kızıl Düve'nin küllerini kullanmak yo
lu ile kendini ölümle yüzleşmekten doğan safsızlıklardan arındırması mümkündü:*
"Ve IHVH Muşa ve Harun'a konuştu: Bu IHVH'ın emrettiği Yasa'nın hükmüdür. Bunu /srael'in çocuklarına söyle! Sana kızıl bir düve getirecekler . . . Özürsüz ve lekesiz olacak ve hiç boyunduruk görmemiş olacak. Onu rahip Eleazar'a vereceksin! Kampın dışında ve rahibin olduğu yerde kesilecek. Sonra rahip Eleazar kanının birazını parmağının ucuna alacak ve bu kanı yedi kere Toplantı Çadırı 'nın girişine doğru serpecek. Düve onun olduğu yerde yakılmalı; postu, eti, kanı ve dışkısı da yakılmalı . .. Sonra [rahip] giysisini yıkamalı ve bedenini suda temizlemeli. Bundan sonra kampa geri gidebilir, yine de sabaha kadar temizlenmemiş (arınmamış) olarak kalacak. Düveyi yakan kişi de elbiselerini yıkamalı ve bedenini suda temizlemeli ve o da yine de akşama kadar kirli (arınmamış) kalacak. Düvenin küllerini toplayan adam da ritüel olarak temiz olmalı [bedenen arınmış]. Onları kampın dışında, temiz bir yerde tutacak. Küller Israel'in çocuklarının arınma suyu yapmak amacıyla törensel kullanımı için saklanmalı. O, günah için bir kurbandır [günahkarların üzerine onları günahtan arındırmak için serpilecek] . Düvenin küllerini toplayan adanı elbiselerini de yıkamalı ve yine de akşama kadar kirli kalacak" (Sayılar 1 9: 1 -1 0)
Mamafih günümüzde ne Kutsal Tapınak kalmıştır ne de Kızıl Düve. Bu nedenle artık pratik Kabala'nın gerektirdiği arındırma işlemlerini yapabilme olanağı kalmamıştır. Pratik Kabala sanatları, arınmamış ve saf olmayan bir kişi tarafından yapılmaya çalışıldığında ruhsal ve fiziksel olarak son derece yıkıcıdır. Hem yapan ve hem de işin içinde olan tüm kişiler için. Bu nedenle Ari'nin bu yasağı Pratik Kabala uygulamalarını, Tapınağın yeniden inşa edilme-
* Boyunduruk görmemiş kızıl bir düvenin kurban edilip kanının ve yakılarak küllerinin arındırma için kullanılmasına dayanan bir rituel. IHVH tarafından Musa ve Harun'a doğrudan dikte ettirilmiştir.
28
K A B A L A
si ve gereken saflığın yeniden kazanılmasına kadar ertelemiştir. Tapınak uygulamaları Kabala'nın pratik yanının ana çerçevesini oluşturur. Pratik geleneğin başlıca dinsel töreni, T-nrı 'nın Kutsal ve Temel Adı olan IHVH'in (gerçek telaffuzu bilinmediğinden Tetragrammaton ya da IHVH harflerinin bir permutasyonu olarak Havayah şeklinde söylenir ve "varoluş" anlamına gelir) telaffuzu ile yapılır ve Yüksek Rahip tarafından Yom Kippur'da1 gerçekleştirilen Tapınak uygulamasının esasını oluşturur. Pratik geleneğin diğer uygulamaları gibi T-nrı 'nın Kutsal Adlarının gerçek telaffuzları ve büyüsü de kuşaktan kuşağa geçirilmiştir. İkinci Tapınak döneminin sonunda Adların hak etmeyenler tarafından yanlış kullanımının korkusu ile bilgeler bunların daha fazla ifşa edilmemesine karar vermişler ve hatta bu amaçla tapınak töreni sırasında kullanılması gereken Adı bir şarkının içine gizlemişlerdir. Tapınağın yıkılmasıyla da Adların telaffuzları unutulup gitmiştir. T-nrı 'nın Adlarının gerçek telaffuzunun saklanması ile bilgeler, Ari gibi pratik uygulamalara karşı çıkan kabalistlere bir örnek oluşturmuşlardır.
Kabalist bilgelerin en önemlilerinden biri olan Ba' al Shem Tov2 da artık günümüzde Pratik Kabala'ya gerek kalmadığını öğretir. Ona göre alem hızla Messianik çağa3 yaklaşmakta ve yüksek bir po-
1 Yahudi y ı l ın ın en kutsal günü. Yahudi takviminin 7. ayının 10. günüdür. Vayikra 23:26 da belirtilir. Oruç tutmak, günahları itiraf etmek ve onlardan duyulan pişmanlığı dile getirerek geçirilir.
2 Ba'al Shem Tov, Hasidik öğretinin kurucusu olan Rabbi Yisrael ben Eliezer'e (1 698-1 760) verilen isimdir. Anlamı, "[f-nrı'nın] Güzel isminin (Ahavah) efendisi". Ahavah sayısal karşılığ ı 1 7 dir. Bu sayı aynı zamanda tav-güzel kelimesinin de karşılığıdır.
3 Kabala'da Mesihin gelişi kavramı insanlığın dünyada varoluş amacının tam olarak idrak edilmesini simgeler ve tüm yaratıkların en yüksek potansiyellerini icra edecekleri bir barış ve armoni çağını gösterir. Buna göre ilk aşamada, bildiğimiz anlamda bir fiziksel gerçeklik olacaktır. Teknolojik gelişmenin etkileri altında olmakla birlikte Mesihin generasyonu korku, sevgi ya da büyük bir acı ile de olsa T·nrı'yı seçerek bir kutsallık derecesine erişecektir. Dolayısı ile Mesih denen kişi bir generasyonu alacak ve onu yeniden şekillendirecek değildir. Sadece çoktan başlamış olan ruhsal bir bağlılığı yansıtacak ve temsil edecektir.
29
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
tansiyel bilinç seviyesine ulaşmaktadır. Baal Shem Tov'a göre de artık pratik uygulamalara ve mucizelere gerek yoktur. Tov mucizeler yerine, yaşadığımız jenerasyonda var olan saf ve kutsal ruh ve bilinç seviyelerine sahip gerçek erdemlilere kendimizi bağlamak yoluyla, ruhlarımızda var olan enerjinin sonsuz kaynaklarına ulaşabileceğimizi öğretir.
Bunun dışında Zohar da büyünün.kötü ve yasak olduğunu yazar. Zohar' a göre büyü sol tarafın 1 işi dit. Hem yapan ve hem de tüm alem için büyük riskler taşır. Ain Soph-Sınırsız Olanın Adlarının hangi nedenle olursa olsun kullanımı ve kötü amaçlarla telaffuzu Kabala' da yasaklanmıştır. Zohar'a göre Musa bile Mısırlı rahipleri yenebilmek ya da İsrail oğullarını Kızıl Deniz' den geçirebilmek için Kabala'nın bu pratik uygulamasını ancak "T-nrı'nın izni ve iradesi ile" kullanabilmiştir. O'na verilen ve gizemli güçlere sahip olduğu söylenen ünlü asası bile, Musa'nın onu kendi isteği doğrultusunda kullanmak istediği anda bir yılana dönüşmüş ve gücünü yitirmiştir. Söz konusu olayda T-nrı susuzluktan zor durumda olan Musa'ya su çıkarmak için bir taşa konuşmasını ister. Ama Musa uygunsuz bir öfke ve inanç eksikliği ile taşa asasıyla birkaç defa vurur (Bamidbar-Sayılar, 20:7-1 3). Bu nedenle asasının güçleri kendisinden alındığı gibi Kutsal Topraklar ' da ölmesine de izin verilmez.
Burada aslında mucize ile büyü kavramlarını birbirinden ayırmak için kısa bir açıklama yapmak yerinde olur. Büyü ile mucizenin arasındaki fark her ikisinin değişik alemlerde işlemesinden kaynaklanır. Kabala'ya göre mucize Cennet'in iradesidir ve Yaratılış'ın kabalistik dört aleminin ikincisi olan Briah'ın2 "eterik" seviyesinden kaynaklanır. Büyü ise insan iradesinin, daha alt bir alem olan Yetıirah'ın3 "psikolojik" seviyesinde gerçekleştirdiği bir uygulamadır. Alemler konusuna ileride ayrıntılı olarak değineceğiz. Kabala'ya göre gelecekte Mesih'in gelişi ve Tapınağın inşası ile birlikte
1 Sağ ve sol Kabala'da sık kullanılan sembollerdir. Sağ taraf her zaman mer-hamet ve iyiyi, sol taraf ise sertliği ve kötüyü temsil eder.
2 Yaratılış Alemi. Yaratış ı l ın dört aleminin ikincisi. Bkz. alemler. 3 Şekillenme Alemi. Yaratı l ışın dört aleminin üçüncüsü. Bkz. alemler.
30
K A B A L A
mucizevi irade "doğaya" ve ezoterik irade ise "ortak bilgiye" dönüşecektir. İnsanlık daha sonra hem beden hem de ruh olarak saflaşacak ve T-nn'nın telaffuz edilemez Adı da (IHVH) bizim doğal bilincimizin ayrılmaz bir parçası olacaktır.
Harfi Kabala
Gematria, Notorikon, Temura
Harfi Kabala üç ana bölümde incelenebilir. Bunlar İbranice'de Gematria (GMTRIA), Notorikon (NVTRIKVN) ve Temura
(ThMVRH) adlarını alırlar. Gematria Arapça'daki ebced sisteminin karşılığıdır. İbrani alfa
besinde de Arap alfabesinde olduğu gibi sayılar için kullanılan ayrı işaretler yoktur. Bunun yerine her harfin bir sayısal karşılığı vardır. İşte w İbrani harflerinin, kelimelerinin ve deyişlerinin sayısal karşılıklarının kullanılması yolu ile birbiri ile ilişkili kavranılan açıklayabilme ve bu yöntem ile kelimelere anlamlar yükleme yöntemidir. Buna kısa bir örnek vermek gerekirse: İbrani'ce Sh-shin harfi sayısal olarak üç yüz (300) değerini taşır. Aynı zamanda Ruach Elokim (RVCh ALHIM) yani "Elokim' in* Ruhu" deyişindeki harflerin sayısal değerlerinin toplamı da aynı değere eşittir ve dolayısıyla shin harfi Elokim'in ruhunun bir simgesidir (R=200, V=6, Ch=8, A=l , L=30, H=5, I=I O, M=40 ve toplamları 300). Aynı biçimde başmelek Metathron (MTTRVN) adının sayısa� değeri olan üç yüz on dört (3 14) ile T-nnnın Adlarından Shakai'nin de (ShDI) sayısal değeri aynı sayıya eşittir ve dolayısıyla biri diğerini simgelemektedir. Aşağıda İbrani harfleri ve onların sayısal değerlerini ve anlamlarını görüyoruz:
* T-nrı'nın Kutsal Adlarından biri. Orijinal yazı l ışı kitabı n başında belirtildiği gibi ortadaki "k" harfi yerine "h" harfi iledir. Ancak T-nrı 'n ın Adlarından biri olduğu için değiştirilerek yazı l ır.
3 1
İbrani ve Keldani Harf Adları
� Aleph
.:J Beth � Gime/ i Dafeth ;ı He ı Vau T Zayin ii Cheth
� Teth � Yod � son= l Caph t..
· Lamed r
� son= C Mem J son= j Nun O Samekh JJ Ayin
D son= =) Pe � son= i' Tzaddi
""I , .... Ooph ı Resh tV Shin n Tau
Adların Ses ya da Manaları Güç Sayısal Değerleri
Öküz a (yumuşak 1 (Binler hep nefesle)
Ev b, bh (v) 2 daha büyük bir Deve g (sert) , gh 3 harfle gösterilir. Kapı d, dh (düz th) 4 Dolayısıyla, Pencere h (sert nefesle) 5 diğer harflere Çivi V,U , 6 kıyasla büyük Silah, Kı l ıç z , dz 7 bir Aleph'in Çit h, ç (eh) 8 değeri 1 OOOO'dir)
(g ı rtlaktan) yılan t (kuwetli) 9
El i , y 1 0
Avuç k, kh 20 son = 500
Öküz 1 30
üvendiresi Su m 40 son = 600
Balık n 50 son = 700
Destek s 60
Göz o , a, ng 70
(g ırtlaktan) Ağız p, f (ph) 80 son = 800
Bal ık ts , tz , j 90 son = 900
kancası Başın arkası q, qh (g ırtlaktan) 100 (son harflerin Baş 200 sayısı her Diş ş (sh), s 300 zaman yüksek Haç işareti th, t 400 gösterilmez
İbrani Alfabesi ve Harflere Karşılık gelen Sayısal Değerleri
32
K A B A L A
Notorikon ise Latince'de kısaltma anlamına gelen notarius kelimesinden türemiştir. İki şekli vardır. Birincisinde bir kelimenin her bir harfi başka bir kelimenin baş harfi olarak alınır ve bu kelimenin harflerinden bir cümle elde edilir. Buna bir örnek olarak Eski Ahit Tekvin-Bereshith bölümünün ilk kelimesi olan BRAShITh (Bereshith) yani "Başlangıçta" kelimesini alalım. Bu kelimenin harfleri kullanılarak, "BRAShITh RAH ALHIM ShIQBLV IShRAL ThVRH", (Bereshith Rahi Elokim Sheyekebelo /srael Torah - Başlangıçta Elokim, lsrael'in yasayı kabul edeceğini görmüştü) cümlesi elde edilir. (Kabbalah Unveiled, Mac Gregor Matthers)
İkinci notorikon şekli ise birincisinin tam tersidir. Burada da bir cümlenin ilk ve son harfleri ya da her ikisi ya da orta harfleri alınır ve bir kelime ya da kelimeler üretilir. Bu yönteme bir örnek olarak ChKMh NSThRH (Chokhmah Nesthorah) deyişini verebiliriz. Bu deyiş Kabala için kullanılır ve "gizli bilgelik" demektir. İkinci notorikon yöntemi ile bu iki kelimenin baş harflerini (Ch ve N) alırsakİbrani'ce "zarafet" anlamına gelen ChN (Chen) kelimesini elde ederiz.
Temura ise devşirim demektir ve İbrani alfabesindeki harflerin birbirileri ile yer değiştirmesi esasına dayanır. Burada, bazı kurallara göre bir harf, alfabetik sırada onu takip eden ya da ondan önce gelen başka bir harfin yerine geçer ve bir kelimeden, tamamen farklı başka bir kelime elde edilir. Bunu yapmak için alfabe tam ortasından ikiye katlanır ve bir yarısı diğer yarısının üzerine oturtulur ve sonradan ikinci satırda ilk harfi veya ilk iki harfi değiştirerek yirmi iki (22) çevirme ortaya çıkar. Bunlara tzirııph-birleşme tablosu deni- · lir. Bu konuda pek çok değişik sistem vardır ve bunlardan bazıları anlaşılması oldukça kolaydır. Bunlardan en çok kullanılan ve kitabımızda da sık sık göreceğimiz At-bash yönteminde İbrani alfabesinin ilk harfi sonuncu ile, ikinci sondan ikinciyle vs. yer değiştirilir.
Bu üç yöntemden özellikle gematria Kabala' da çok sık kullanılan bir yöntemdir. Bu nedenle onu biraz daha ayrıntılı açıklamakta yarar olacaktır.
33
Gematria, İbrani Numerolojisi
•
Ibranice'de sayılar için ayn işaretler bulunmaz. Bunun yerine her harf bir sayısal değer taşır. Gematria da harflerin, kelimelerin ya
da deyişlerin sayısal eş değerlerinin hesaplanması yöntemidir ve buna dayanarak değişik kavramların birbiriyle ilişkisini kurabilmeyi ve kelimelerle fikirler arasında bağlantı oluşturabilmeyi sağlar. Bu tekniğin arkasındaki kabul kriteri ise bu sayısal eş değerliliğin rastlantısal olmadığıdır. Ruhsal ve fiziksel alemler "T-nn 'nın Sözü" (Kelam) doğrultusunda yaratıldığına göre her bir harf bir yaratıcı kuvveti ifade ediyor demektir. Dolayısıyla da farklı iki kelimenin sayısal eş değerliliği, her birinin yaratıcı potansiyelleri arasında bir içsel bağlantıyı açığa çıkarır.
Gematria'da harflerin sayısal eş değerini hesaplamanın dört yolu bulunur: 1 .Harfin Mutlak Değeri ile, 2.Harfin Sıra Değeri ile, 3 .Harfin İndirgenmiş Değeri ile, 4.Harfin integral (bütünleşik) İndirgenmiş Değeri ile.
Harfin Mutlak Değeri: Bir harfin mutlak değeri aynı zamanda normatif değeri olarak da bilinir. Burada her harfe, onun kabul edilen sayısal eş değeri verilir: Buna göre ilk harf aleph ı , ikinci harf beth 2 vs. değerlerini alır. Onuncu harf olan yod sayısal olarak 10 değerine ve onu izleyen harfler sırayla 20, 30, 40, 50 değerlerine eşit olurlar. Koph harfi 100 ve son harf tau ise 400 olur. Harflerin sayısal değerlerine ait tabloyu daha önce yukarıda vermiştik. Kelime sonlarında farklı olarak gösterilen beş harf olan son kaph, son nıenı, son nun, son pe ve son tzadik (kaplı sophieth, menı sophieth v.s.) harfleri de kelime sonlarında kullanıldıklarında, bazen harfin standart değerini bazen de 500, 600, 700, 800, 900 değerlerini alırlar. Bunun dışında İbrani alfabesi tam bir döngü oluştumr. Son tzadik 900 değerindedir ve dolayısıyla tekrar başa dönüldüğünde aleph bu sefer I 000 değerini alır. Gerçekten de İbranice' de aleph harfi ile "bin" ( 1 000) anlamına gelen ele/ için aynı tel affuz kullamrlır.
34
K A B A L A
Harfin Sıra Değeri: Harflerin sıra değerlerinde, her bir harfe birden yirmi ikiye kadar bulunduğu sıra değeri verilir. Örneğin, aleph 1 , beth 2, . . . ,kaph 1 1 , .. ,tau 22 olur. Farklı yazılan kelime sonu harflerden, son kaph 23, son mem 24, . . . , son tzadik 27 değerlerini alırlar.
Harfin İndirgenmiş Değeri: Harfin indirgenmiş değerinde (matematiksel terminolojide mod 9) her harf tek rakamlı bir şekle indirgenir. Buna bir örnek vermek gerekirse, aleph ( 1 ) , yod ( 10), koph ( 100) hepsi 1 sayısal değerini alırlar. Aynı biçimde beth (2), caph (20), ve resh (200) hepsi iki (2) sayısal değerini alırlar vs. Dolayısı ile bu yönteme göre harfler yirmi iki yerine sadece dokuz sayısal eş değer taşırlar. Hem sıra hem de indirgenmiş değer olarak kelime sonunda değişen beş harf zaman zaman değişen değerler alır. Mesela son nun bazen 14 bazen 25 olur. Benzer olarak indirgenmiş değeri de bazen 5 bazen de 7 olabilir.
Harfin İntegral (Bütünleşik) İndirgenmiş Değeri: Bu yöntemde ise bir "kelimenin" toplam sayısal değeri bir rakama indirgenir. Eğer sayıların toplamı 9 değerini aşarsa toplamın tam sayı değeri tekrar toplanarak tek basamaklı bir değer elde edilene kadar işlem devam eder. Burada değerin mutlak, sıra ya da indirgenmiş olduğuna bakılmaksızın aynı değere ulaşılır. Bazen kelimelere bir kademe daha sayısal değer verilir. Burada harfler sayısal değer almakla kalmazlar onlar ayrıca komple kelimeler olarak dikkate alınırlar. Bu durumda ana kelimeyi heceleyen harfler onun içinde "hamileymiş" gibi düşünülürler. Buna mi/ui-dolgu adı verilir (Çoğ. miluinı). Bir örnek vennek gerekirse; C-Jıen (ChN) kelimesi iki harften oluşur (cheth ve nun). Cheth harfi ise kendi içinde: clıetlı , yod, tau olarak hecelenir (Clı-1-Tlı) ve sayısal olarak dört yüz on sekiz ( 418) değerine eşittir. Nıın ise nwı-vau-nuıı olarak hecelenir (N-V-N) ve sayısal olarak yüz altı ( 106) değerine eşittir. Dolayısıyla chen kelimesi milui 'si ile beş yüz yiımi dört (524) değerine eşit olur.
Bu kavrama göre bazı harflerin birden fazla mil1ti içerebildiklerini söylememiz gerekir. Örnek vermek gerekirse H-he harfi HI-he-
35
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
yod, HH-he-he ya da HA-he-aleph olarak hecelenebilir ve sırası ile on beş ( 1 5) , on ( 10) ya da altı (6) sayısal değerinde olabilir. Şunu belirtmek gerekir ki bu değişik hesaplamalar saf ve katıksız matematiksel egzersizler değildir. Ama her sayısal eş değer daha ziyade, Tannsa] etkinin değişik bir yanını ya da boyutunu ortaya koyar. En klasik ve çok bilinen miluim ise Tanrısal Ad IHVH (yod-he-vau-he) ile ilgili olandır. Burada harflerin kendi gematriası 26 değerindedir. Mamafih V-vau ve H-he harflerinin nasıl hecelendiklerine bağlı olarak milui ile değişik biçimler ortaya çıkabilir. Aşağıda IHVH Adının Kabala'da başlıca miluim'ini görebiliriz:
Havayah 72 Havayah 63 Havayah 45 Havayah 52
yod yod-vau-daleth 20 yod-vau-daleth 20 yod-vau-daleth 20 yod-vau-daleth 20 he he- yod 1 5 he-yod · 1 5 he-a/eph 6 he-he 1 O vau vau-yod- vau 22 vau-a/eph-vau 13 vau-aleph-vau 1 3 vau-vav 1 2 he He- yod 1 5 he-yod 1 5 he-aleph 6 he-he 1 0
Toplam milui 72 Toplam milui 63 Toplam mifui 4 5 Toplam mifui 52
Bu dört toplam 72, 63", 45 ve 52 T-nn Adı IHVH harflerine (ve on sephiroth 'a*) aşağıdaki biçimde karşılık gelirler:
IHVH harfleri
1 (yoa) H (he) V (vau) H (He)
IHVH değeri On Sephlroth
72 Chochmah Görüş, bilgelik 63 Binah Anlayış 45 Ch.esed-Yesod Duygusal nitelikler 52 Malchuth Krallık
• Tekili sephirah. Sephirah bir tanrısal enerji ya da yaşam gücü kanalıdır. T-nrı Yaratıl ış ile sephiroth boyunca etkileşir. Bu tanıma göre sephiroth T-nrı'nın "nitelikleri" ya da "sıfatları" olarak adlandırıl ır. Bkz. Tanrısal Tecelliler.
36
K A B A L A
Sözlü Kabala
Sözlü Kabala öğretinin hiç bir zaman yazıya dökülmeyen ve takipçileri arasında ancak sözlü aktarılan kısmıdır. Bu konuda yazılabilecek, bilinen daha fazla bir şey yoktur. Rabbi Schimeon Ben Jochai tarafından yazılan İhtişam kitabı Zohar'a kadar Kabala'nın hiç bir kısmı yazıya dökülmemişti.
Dogmatik Kabala
Dogmatik Kabala, esas olarak sözlü aktarılan bu öğretinin yazıya dökülmüş doktrinlerini içerir. Bu konuda farklı tarihlerde yazılmış çok sayıda eser bulunmaktadır. Bunlardan en temel olanları ise (her biri Yaratılı ş ' ın ileride göreceğimiz alemlerinden birine karşılık gel-
. mek üzere) şunlardır: Zohar-İhtişam kitabı ya da Işığın Kitabı ve doktrini, Sepher Sephiroth-Tecelliler Kitabı, Sepher Yetzirah-Şekillenme Kitabı ve Asch Metzareph-Arındırıcı Ateş. Bu eserlerin içeriği ile ilgili kısaca bir bilgi vennek gerekirse: 1. Zohar-İhtişam Kitabı ya da Işığın Kitabı. Aşağıdaki eserleri içennektedir:
a. Siphra Dtzenioutha-Örtülü Gizem Kitabı. Zohar'ın açılış kitabıdır. Yaratılış 'ın dört aleminin ilki olan İlk Çıkış-Atziluth Alemi 'ne ait bir çalışmadır. S/ıemoth-Çıkış Kitabı 'nın içine yerleştirilmiş beş bölümden oluşur. Yaratılış 'ın sırları, insan ruhu, ruh ve madde arasındaki ilişkilerden bahseder.
b. Idra Rabba Qadislıa-Büyük Kutsal Meclis. Örtülü Gizem Kitabı 'nın devamıdır. Rabbi Simeon Ben Jochai'nin, Torah'ın sırlarını refakatçilerine anlattığı kismı içerir.
c. /dra Zuta Qadisha-Küçük Kutsal Meclis. ldra Rabba'ya bir ilave özelliğini taşır. Bu üç kitap yaratıcı Tanrısal Varlık'ın ve beraberinde Yaratılış 'ın kademeli gelişmesini anlatmaktadır.
37
K A B A L A : " S J N J R S I Z " A Y O L C U L U K
d. Beth Elokim-Elokim' in Evi. Ruhani bir eserdir. Melekler, ifritler, elemental varlıklar* ve ruhlar üzerine yazılmıştır.
e. Ruhların Devirleri. Söyleşi şeklinde özgün bir konudur 2. Sepher Sephiroth-Tecelliler Kitabı. Tanrısal Varlık'ın kademeli olarak negatif varoluştan pozitif varoluşuna evrimini anlatmaktadır. İkinci alem olan Briah-Yaratılış Alemi 'ne aittir. 3. Sepher Yetziralı-Şekillenme Kitabı. Yaratılış ' ın dört kabalistik aleminden üçüncüsü olan Yetzirah-Şekillenme Alemi 'ne ayrılmış bir eserdir. Tanrısal Bilgelik'in "Otuz İki Yolunu" oluşturan on rakam (sephiroth) ve İbrani alfabesinin yirmi iki haıfıne dayanan evrensel bir kozmolojiyi açıklamaktadır. 4. Asclı Metzareph-Arındırıcı Ateş. Kabalistik alemlerin dördüncüsü ve en düşüğü olan Asiah-Hareket Alemi 'ne aittir. Varlığı çok az kişi tarafından bilinir. Son derece karmaşık bir yazıttır. Çok az kişi tarafından anlaşılır.
Yukarıda bahsedilen bilgilerin ışığında Dogmatik Kabala'nın sonuç olarak aşağıdaki konular üzerine yoğunlaştığını görüyoruz:
a) İlahi Varlık-Ain Soph ve Nitelikleri-Sephiroth. b) Evren bilimi (Kozmoloji). c) Meleklerin ve insanların yaratılışı (Alemler). d) İnsanlık ve meleklerin kaderi. e) İnsan ruhunun içeriği. f) Melekler, iblisler ve elemental varlıkların içeriği. g) İnsanlığa tebliğ edilen yasaların önemi. h) Sayıların Tanrısal sembolizmi. i) İbrani harflerinin sırlan. j) Denge.
• Ateş, Hava, Su, Toprak olmak üzere maddesel alemin dört elementi ile sembolize edilen, doğaya ait, şekillenebilen ruhsal varlıklar.
38
2 K A B A L A ' D A
T - N R I v e T E Z A H Ü R *
T-nrı, T-nrı' dır . . . O' nunla karşılaştırılabilecek hiçbir şey yoktur . . .
T-nrı , T-nrı' dır . .. O, O' dur . . .
V abal�'da, her şeyi yaratan Yüce T-nrı Ain olarak adlandırılır. �in Ibranice'de "Hiç" anlamına gelir. Kabala öğretisinde T-nn tüm Varoluşun ötesinde olarak kabul edilir ve buna göre O (Ain) ne aşağıdadır ne yukarıda, ne hareketlidir ne de sabit. O "hiçbir yerdedir". T-nrı Mutlak Hiçliktir.
Fizikse� ve ruhsal evrenleri (ya da alemleri) yaratan Ain-Hiçbir Şey Kabala' da sıfır olarak kabul edilir. Kabala 'ya göre başlangıçta sadece O (Ailı) vardı. Oldukça kannaşık olan Ain kavramı insan idrakinin, aklının ve düşüncesinin tümüyle ötesindedir. O, bilinen ya da idrak edilebilen tüm niteliklerin yokluğu olarak açıklanır. Bu kavram Kabala'da insan aklının ve düşüncesinin ulaşamadığı ve asla ulaşamayacağı bir seviyeyi gösterir. o tanımsızdır ve bilinen her
• Bu bölüm S.L. MacGregor Mathers, Kabbalah Unveiled 1970 notlarıyla desteklenmiştir.
39
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
şeyin ötesindedir. Ancak ruhsal ve fiziksel varlığımızı ortaya koyan, idrak edilebilir bir varoluştan bahsedebilmek için bir şekilde bu sonsuz derecede soyut kavramdan yani "Hiçlik" kavramından, somut fiziksel alemlere yani "Varlık" kavramına bir geçiş olmalıdır. Kabalistik öğretiye göre bu amaca yönelik olarak Yaratılış 'ın var olması ya da tezahür etmesi sırasında "sonsuz derecede soyut olan" Ain'den "sonsuz derecede somut olan" Ain Soph-Sınırsız Olan tezahür etmiş ve bunu da Ain Soph Aur-Sınırsız Işık izlemiştir. Burada dikkat edilmesi gereken bunun sadece bir tezahür olduğudur. Bu asla bir çoğalma değildir. Ain , Ain Soph, Ain Soph Aur farklı tanrılar ya da varlıklar değillerdir. Ama idrak edilemez T-nn 'nın (Ain), Yaratılış 'ın var olabileceği ve insanın da bunu idrak edebileceği bir aşamaya ya da seviyeye doğru tezahürüdür. İşte bu önemli nokta Kabala'nın temelini oluşturur. "Her Şey Birdir" ve Yaratılış "Bir Olan"ın çoğalması sonucu değil tezahürü sonucu var edilmiştir. Kabala, Ain Soph 'tan tezahür eden ve başlangıç seviyesine oranla biraz daha somutlaşmış olmakla birlikte, fiziksel alemlerin var olabilmesi açısından halfı çok fazla soyut olan Ain Soph Aur-Sınırsız Işığın, tezahürün devam eden aşamasında bir "merkeze" doğru yoğunlaştığını ve bu sayede "ilk pozitif fikrin" tezahür ettiğini öğretir. Bu pozitif fikir ise Kabala' da Taç-Kether olarak adlandırılır. O, İlk Olandır ve Bir Numaradır. Tanrısal Tezahür'ün devam eden aşamalarında ise bu Birden ( ! ), Ona ( 1 0) kadar olan diğer Sayısal Tecelliler (Sephiroth) tezahür eder ve böylece sayılar bir ondalık skala oluştururlar. On sayısı ise Kabala 'da Bir 'in Sıfır'a dönüşünü temsil eder ve böylece Tanrısal Tezahür' ün döngüsü tamamlanır.
Kabala'nm Temel Kavramı: Denge
Işığın Kitabı Zohar'm ilk bölümü olan ve esas olarak Yaratılış öncesi Tanrısal Varlık' ı ve Tanrısal İlk Çıkış Alemi 'ni anlatan Siph
ra Dtzenioııtha-Örtülü Gizem Kitabı şu sözlerle açılır: "Öı1i.ilü Gizem Kitabı, Dengenin Muvazenesi 'nin kitabıdır."
40
K A B A L A ' D A T - N R I v e T E Z A H Ü R
Denge ve muvazene Kabala'nın en temel kavramlarındandır. Çünkü entropiye yani çokluğun ve tüm kapalı sistemlerin (evren) kararsızlığa olan eğilimlerine karşın, yaratılmış tüm alemler ve her şey yani tüm Yaratılış, T-nrı 'nın görkemini ortaya koyan mucizevi ve sonsuz bir denge halindedir. Dengenin muvazenesi (İng. equilibrium of balance) ise bu sonsuz dengeyi (ve dolayısıyla T-nrı 'nın Varlığını) ortaya koyan diğer önemli bir kavramdır. Bu yüzden bu konuyu biraz açalım.
Buna göre denge kavramı birbirine karşıt ama eşit iki gücü simgeler. Nedir bu birbirine eşit ama karşıt güçler? Evrenin ve maddenin yapısından ruhsal alemlere kadar tüm evrensel, ruhsal, fiziksel, moral ya da duygusal kavramlar bunun içine girer: Negativite-Pozitivite, Işık-Karanlık, İyilik-Kötülük, Sevgi-Nefret, Sertlik-Merhamet vs. Muvazene ise bu birbirine eşit karşıtların denkliğinden doğan uyumdur. Birbirine zıt ama aynı zamanda eşit güçlerin birbiriyle çatıştığı ve dolayısıyla hareketin donduğu durgun merkez, orta noktadır ve kadim sembolizmde "daire içinde nokta" olarak gösterilir.
Siphra Dtzenioutha-Örtülü Gizem Kitabı i lerleyen bölümünde; "Muvazene negatif olarak var olan bölgede asılı durur" der. Kısacık ve çok basit gibi görünen bu cümle, her bir kelimesi tek tek ve bü• yük bir dikkatle incelenmesi gereken son derece ağır bir sembolizmi içinde barındırmaktadır. Bu deyişe ait kabalistik açıklama ise şu biçimde verilebilir: Birbirine zıt ama eşit güçte evrensel kuvvetlerin sonsuz ve mükemmel bir muvazenesi durumunda bulunan tüm Yaratılış "negatif olarak var olan bir yerde" varlığını sürdürüyor demektir. Bu ağır sembolizmin bu basit açıklaması bile insanın aklına hemen bir cevabı olup olmadığı bile tam olarak söylenemeyecek derece karmaşık pek çok soru getirebilir: Tüm Yaratılış ' ı içeren bu "yer" acaba neresidir? Bu yerin negatif olarak var olması ne anlama geliyor? vs. Tüm bu soruların yanıtları Kabala' da verilmektedir. Yukarıdaki bu cümle, üzerinde düşünmeye başlandığında da anlaşılabileceği üzere bizi T-nrı kavramına doğru götürmektedir. Ancak Kabala'da T-nrı kavramını açıklamadan önce negatif ve pozitif varoluş kavramlarını biraz tanımlamaya çalışmak yerinde olacaktır.
41
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Negatif ve Pozitif Varoluş
Negatif ve pozitif varoluş kavramları bütün bu tartışmanın en can alıcı noktasını oluşturur. Bu nokta Yaratılış'ın başlangıcı
üzerine olan tartışmada ezoterik (içrek, içe dönük) ve egzoterik (dinsel, dışa dönük) öğretilerin ayrılma noktasıdır. Kitabımızın içeriği Kabala olduğundan egzoterik öğretilerin ya da dinlerin konuya olan yaklaşımından bahsetmeyeceğiz. Ancak konuya biraz aşina olan okurlar aradaki farkı hemen algılayacaklardır. Şimdi negatif varoluş ve pozitif varoluş kavramlarını açıklamaya çalışalım. (Dikkat! Bu aşamadan itibaren Yüce T-nrı 'nın Hiçlikten Varlığa ve bizim sonlu fiziksel alemimize doğru tezahürünü yani Yaratılı ş ' ı kabalistik açıdan açıklamaya başlıyoruz.)
"Negatif varoluş" insana ilk bakışta oldukça garip gelen bir kavramdır. Nedir negatif varoluş? Neden yok oluş değil de negatif varoluş? Ya da varsa neden yok anlamını çağrıştıran negatif kelimesi ile tanımlanmaktadır? Bu soruların cevabı negatif varoluşun son derece belirsiz, tanımlanması mümkün olmayan bir kavram olmasında yatar. Çünkü eğer "açık bir şekilde tanımlanması mümkün olsaydı o zaman negatif varoluş olmaktan çıkardı". Bilinen, tanımlanabilen somut bir kavram haline dönüşürdü (O zaman da ona pozitif varoluş derdik). Bu nedenle Kabala'da Yüce T-nrı 'yı ifade etmek üzere kullanılan; Negatif Olarak Var Olan-Ain, Sınırsız Olan-Ailı Soph
ve Sınırsız Işık-Aİlı Soph Aur kavramları insan kavrayışının ötesinde kavramlar olarak kabul edilir. _(Bu terimler kitabın ilerleyen bölümlerinde açıklanacaktır.) İnsan bu kavramların üzerinde düşündüğünde ya da onları anlamaya, nasıl kavramlar olduklarını bi lmeye çalıştığında zihninde sadece belli belirsiz soyut bir kavram oluşabilir. Kişi tefekkürün (ya da meditasyonun, derin düşüncenin) en ileri aşamalarında ise zihninde bir türlü somutlaştıramadığı bu kavramın "yani henüz tezahür etmemiş şekli ile" T-nn olarak nitelendirebileceği o Bilinmeyen, S ınırsız Olan, Tanımlanamayan ve Adı komılamayan Mutlak Olan ' ın temel şeklinin böyle olması gerektiğini
42
K A B A L A ' D A T - N R I v e T E Z A H Ü R
hisseder. O, Mutlak'tır, ancak O 'nu tanımlamak olanaksızdır. Buna cüret etsek bile O, anlayışımıza ve kavrayışımıza sığmaz. Çünkü tanımlanabildiği anda O, Mutlak olmaktan çıkar. Peki Negatiflik, Sınırsızlık ve Mutlaklık kavranılan, onları tanımlayamadığımıza göre mantıksız kavramlar mıdır? Değillerdir. Çünkü tanımlayabilseydik onları "bilirdik". Böylece onları sınırlandırmış olurduk ve bu durumda aklımızdan üstün olamazlardı. O zaman da o artık T-nrı kavramaı olmazdı. Neden? Çünkü bir nesneyi tanımlamak demek ona bazı sınırlar konması anlamına gelir. Bu da Sınırsız 'ı ya da Mutlak Olan 'ı sınırlandırmak anlamına gelir ki bu olanaksızdır. Dolayısıyla "negatif olarak var olmak" ya da "negatif varlık" kavramı kişinin zihninde ancak bir fikir olarak var olabilir; onu tanımlamak mümkün değildir. Çünkü tanımlamanın doğasına tamamen aykırıdır. Yine de hiçlikten varlığa doğru giden Tanrısal Tezahür'ü sürdürebilmek için negatif varoluş ve pozitif varoluş gibi birbirine zıt bu iki kavram arasında bir bağlantı gerekli olduğundan bu bizi pozitif varoluşa yakın olmasına karşın yine de açıkça tanımlanamayan "potansiyel varoluş" diyebileceğimiz bir başka biçime götürür.
Potansiyel varoluş ise olası bir biçimde varoluştur. Kabala'da çok bilinen bu örneğe göre potansiyel varoluşu, bir tohumun içinde ondan yeşerecek ağacın gizli olması biçiminde gösterebiliriz. Burada tohumun içinde gizli olan ağaç potansiyel varoluş durumundadır. Tohumda gözükmemektedir ama yine de vardır. Ancak henüz tanımlanabilir değildir. Potansiyel bu ağacın vereceği sonraki tohumları ve onlardan gelecek ağaçları da düşünürsek bu tanımlamaya giderek daha da uzak olacaktır. Bu durumda potansiyel varoluşa ben-. zer olmasına rağmen henüz o kademeye erişmemiştir (yani negatif olarak vardır). Bunun tersine pozitif varoluş tanımlanmaya açık bir kavramdır. Sınırları vardır, dinamiktir, belirli güçlere sahiptir ve dolayısıyla negatif varoluşun karşıt kavramını oluşturur. Yani o artık tohumda gizli olan ağaç değildir. Ağacın kendisidir. Ancak bir başı ve bir de sonu, sınırları olmakla birlikte yine de dayanak olarak başka bir biçime ihtiyacı vardır. Çünkü arkasında negatif varoluş olmadan dengesiz ve dayanaksızdır.
43
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Negatif olarak var olan Ain 'den sonraki aşamada tezahür eden ve pozitif olarak var olan Ain Soph ise Sınırsız Olan (İng. The Limitless üne) anlamına gelir. Kabala öğretisinde Ain "hiçbir yerde var olan" Yüce T-nn 'nın Adıyken; Ain Soph, O 'nun tezahürü olan ve "her yerde var olan" T-nn 'nın yani tezahür etmiş durumunun Adıdır. Asla ayn bir varlık değildir. Bu önemli noktaya dikkat etmek gerekir. Ain Soph var olan ve olmayan her şeyin toplamıdır. O, her yerde var olan T-nn yani Mutlak Her Şey'dir. Hiçbir sıfat içermez, çünkü sıfatlar sadece Varoluş içinde tezahür ederler ve Varoluş ise sonludur. O ise tüm şeyleri doğuran Tanrısal Enerji 'dir. Bu nedenle bir şekil, bir karakteristik ya da bir irade içermez. Hiçbir harekette bulunmaz. Sonsuz bir sükunet ve denge halindedir. O sadece O'dur. Var olan tüm şeyler Sınırsız Olan-Ain Soph'un sadece bir yansıması, bir tezahürüdür. İşte bu noktada Kabala' da T-nn kavramı aniden, kendiliğinden ve bütün ihtişamı ile ortaya çıkıverir. Ahı-Mutlak Hiçlik, Ain SophMutlak Varlık ve Ain Soph Aur-Sınırsız Işık kavramlarını bir araya getirdiğimizde ortaya Yüce T-nn 'nın zihnimizdeki soyut "fikri" çıkar. Buna, tanımı demek asla doğru olmaz; sadece bir fikri. Sonsuz derecede soyut ve tanımsız bir fikir. Tanrısal Tezahür'ün buraya kadar bahsettiğimiz aşamalarını özetleyecek olursak: l Ain-Mutlak Hiçlik, Neg�tif Olarak Var Olan, 2Ain Soph-Mutlak Varlık, Sınırsız Olan, 3Ain Soplı Aur-[O'nun] Sınırsız Işık[ı].
Bu durumda O, "Yaratılmış olan her şeyin ve tüm ölümlülerin idrakinin ötesinde, asla kavranamayan, asla bilinemeyen, Adı konulamayan, hiçbir zaman tanımlanamayan ve asla tanımlanamayacak olan, Mutlak olandır."
Torah'ta O'nun Varlığının doğasına istinaden karşımıza çıkan ilk deyiş, AHIR AShR AHIR (Ef...yelı Asher Ekyeh) biçiminde görülür. Bu deyiş çeşitli kaynaklarca; "Ben Ben Olanım.", "Ben Var
. Olanım." ya da "Varoluş Varoluştur." olarak tercüme edilir. Kabala' da üzerinde çok durulan bu önemli ve temel deyiş T-nrının Adları kısmında ayrıntılı olarak açıklanacaktır.
44
K A B A L A ' D A T - N R I v e T E Z A H Ü R
Kabala'nın sözlü geleneğinde T-nrı 'nın Yaratılış ' ı "var etme" nedeni ise şu ünlü deyiş ile açıklanır:
"T-nrı T-nrı 'yı görmek istedi." Buna göre var ediliş öncesinde, henüz Yüz'ün Yüz'e bakmadı
ğı 1 yani T-nrının Kendini henüz Varoluş aynasında görmediği bir var olmayış yani hiçlik (ain) durumu vardır. Ve tam bir serbest irade hareketi ile Mutlak Hiçlik (Ain), Mutlak Her Şeyi (Ain Saplı) çekip çıkarır ve içinde Varoluş'un aynasının tezahür edebileceği bir boşluk yaratır. İşte bu çekÜme-tzimtzum2 Kabala' da; "T-nrı 'nın mekanı filemdir, ama T-nrı alemin mekanı değildir" deyişinin arkasında var olan harekettir.
Sınırsız Olan-Ain Saplı ' a kadar insanın kavrayışının ötesinde olan Tanrısal hareketin idrak edilebilir aşamaya gelmesi ise Kabala' da şöyle açıklanır: Ain Saplı-Sınırsız Olan'dan tezahür eden, yaratılan bu boşluğun ya da vakumun etrafını saran Ain Saplı Aur-Tnrı 'nın Sınırsız Işığı, içinden bir ışık ışını (iplikçiği) çıkarır ve bu ışın çevreden merkeze doğru işler. Bu Tanrısal İrade'nin Işını Kabala' da kav olarak adlandırılır ve on ayrı aşamada tezahür eder. İşte bu on değişik aşama Kabala'da sephiroth yani Tanrısal Tecelliler ya da Tanrısal 'ın Sıfatları, Nitelikleri adını alır.
Yaratılış 'ın Tanrısal Kaynağı 'nın bizim sonlu fiziksel evrenimize doğru tezahürünü ya da şekillenmesini anlatmaya devam etmeden önce T-nrı kavramınına ünlü kabalistlerin gözünden bir kez daha bakalım. Aşağıdaki somut örnekler Kabala'nın T-nrı 'ya bakış açısını yansıtması açısından oldukça yararlıdır. Böylece yukarıda anlattığımız karmaşık, soyut tanımların somut örneklerini bulmamı� mümkün olacaktır:
1 Kabala'da Yaratı l ış kavramı Tanrının Yansıyan Yüzü ya da Sureti ile sembolize edilir. Dolayısı ile Yüz'ün Yüz'e bakmaması, henüz yaratılmış bir şeyin olmadığı bir varoluş öncesi var olmayış durumunu sembolize eder.
2 Bağımsız gerçekliğin yaratıl ışına yer açabilmek amacı ile T-nrı'n ın sonsuz ışı� ğının büzülüp "çekilmesi" . .İlksel büzülme-tzimtzum sonucu, T-nrı 'n ın varlığ ın ın direkt bilincinden mahrum, "boşaltı lmış bir yer" (chala� oluşmuştur.
45
K A B A L A : " S I N ! R S I Z " A Y O L C U L U K
"Dualite yoktur. Sadece O, Ain Soph dışında hiçbir şey yoktur. Tanrısal'ın Özü tek tek her bir şeyde mevcuttur. O'nun dışında hiçbir şey yoktur. O her şeyin varoluş nedeni olduğundan O olmadan hiçbir şey yaşayamaz. O her şeye yaşam verir. O'nun varlığı her varlıkta vardır. Sizler asla T-nrı 'ya dualite ithaf etmeyin. T-nrı yal� nızca T-nrı 'dır. Eğer Ain Soph'un belirli bir noktaya kadar tezahür edip o noktadan sonrasının O'nun dışında olduğunu varsayarsanız O'nu dualize etmiş olursunuz. T-nrı korusun! Bunun yerine Ain Soph'un her varlıkta var olduğunu anlayın. "Bu bir taştır T-nrı değildir." demeyin. T-nrı korusun! Tüm Varoluş T-nrıdır ve taş yalnızca O'nun tarafından kapsanan bir şeydir . . . "(Moses Cordovero, Shi' ur Qomah.)
"Herhangi bir şey henüz tezahür etmemişken sadece O, Ain Soph vardı. O var olan her şeydir. Yine var olan bu her şeyi var ettiğinde yine O'ndan başka hiçbir şey yoktur. O 'nun dışında olan hiçbir şey bulamazsınız. T-nn var olan her şeydir. Bununla beraber var olan her şey T-nrı değildir. O her şeyde vardır ve her şey O'nun tarafından var olabilir. Hiçbir şey O'nun tanrısallığının dışında değildir. Her şey O'nun içindedir. O ise her şeyin içinde ve her şeyin dışındadır. Hiçbir şey yoktur sadece O vardır. . . " (Moses Cordovero, Elimah Rabbati, 1 558)
"T-nrı 'nın varlığı tüm şeyleri ayakta tutar: Hiçbir şey T-nrı'nın dışında değildir. Buna göre küçük ya da büyük, var olan her şey yalnızca onları saran ve içlerinden akan Tanrısal Enerji sayesinde var olabilir. T-nrı 'nın bakışı yalnızca bir an bile [Varoluştan] çekilse tüm Varoluş bir anda yok olur. Bunu anlar ve bilirseniz alçak gönüllü olursunuz, düşünceleriniz saflaşır . . . " (Moses Cordovero, Or Yaqar, 16 yy.)
"O, Ain Soplı her türlü anlayışın ve açıklamanın ötesindedir. Ain Soph kavranamaz ve her ne kadar O her şeyde varsa da ve her ne kadar O'nun dışında hiçbir şey yoksa .da, O elbette açıklanamaz. Hiçbir harf, hiçbir isim, hiçbir yazı, hiçbir şey Onu sınırlayamaz ... Ain Soph hiçbir irade, hiçbir istek, hiçbir niyet, hiçbir düşünce, hiçbir ko-
46
K A B A L A ' D A T - N R I v e T E Z A H Ü R
nuşma, hiçbir hareket içermez. Yine de O'nun dışında hiçbir şey yoktur . . . " (Gerona'lı Azriel, On Sephirotlı Üzerine Yorumlar, 12 yy.)
"Hiçbir yerde Ain Soph'u araştıracak bir görüş yoktur. O'nun hakkında hiçbir şey bilinemez, çünkü O mutlak hiçliğin gizeminin içinde saklı ve gizlidir . . . " (David ben Judah he-Hasid, Aynalar Kitabı 1300)
"Hiçbir harf ya da imaj T-nrı 'ya uygulanamaz. Ain Soph resme�ilemez; hakkında konuşulamaz, yargı ya da şefkat, heyecan ya .daöfke gösterilemez. O değişmez ve sınırlandırılamaz. Uyumaz ve hareket etmez ve O'na hiçbir özellik atfedilemez. Ne tezahür etmeden önce, ne de şimdi . . . " (Moses Cordovero, Or Ne' erav. 1 587)
47
3 H AY A T A G A C I ve
S E P H I R O T H
Hiçlikten gelen on sephiroth. On' dur onlar dokuz değil. Ve on' dur onlar on bir değil. Bu yüce bilgeliği anla ve bu bilgiyi
kavramaya çalışarak bilge ol. Bunu göz önüne alarak araştır. Söz' ü yaratıcısına iade et ve O' nu yeniden tahtına oturt . . .
Sepher Yetzirah, 2. yy.
A in-Mutlak Hiçlik'ten Ain Soph-Mutlak Varlık ve Ondan da AinSoph Aur-Sınırsız Işık tezahür ettikten sonra Ain Soph-Sınırsız
Olan'ın kendi içine çekilmesiyle artık içinde Yaratılış'ın var olabilmesi için gereken bir "yer" açılmıştır. Ancak T-nn'nın Sınırsız Işığı Yaratılış için hfila hem muazzam derecede kuvvetli ve hem de çok fazla soyuttur. İşte bu aşamada Sınırsız Işık tek bir merkeze ya da noktaya doğru yoğunlaşarak kademe kademe alemleri oluşturmaya başlar. İlk oluşum ise İlk Çıkış Alemi Atziluth 'un birinci sephira'sıdır ve Taç-Kether adını alır. Kabala'da tezahürün bundan sonraki aşaması Alemler ve Hayat Ağacı ya da "Sephirothik Sistem" kavramı ile açıklanır. İleride ayrıntılı biçimde açıklayacağımız bu konuya önce kısaca bir bakalım.
49
50
AIN : MUTLAK HİÇLİK AIN SOPH : MUTLAK VARLIK
AIN SOPH AUR SONSUZ IŞIK Kether Taç
Bilgelik Binah Anlayış
Chesed Merhamet Gevurah Yarg ı
Tiphereth Güzellik Netzach Sonsuzluk
Hod Yankı Yesod Temel
Malchuth Krallık
lşığın Çizgisi
BOŞLUK
Şekil-2 . ilk Çıkış
Hayat Ağacı-Seplıirotik Sistem
Sephiroth (tek. Sephira) kabalistik olarak, Tanrısal Enerji ya da Yaşarrı Gücü'nü (yukarısı) Yaratılış' a (aşağısı) aktaran kanallar
olarak adlandırılabilir. Kelimenin tekili olan sephira İbranice'de "sayı" ya da "şifre" demektir. Kabala' da on sephiroth Tanrısal Kaynak'tan doğan on temel oluşum olarak açıklanır. Bu kutsal oluşumlar Yaratılış' ın her seviyesindeki tüm ifşaata başarılı bir biçimde önderlik eden ana kuvvetlerdir. Sınırsız Yaratıcı T-nrı 'dan yansıyan ve her biri O'nun ayrı bir yaratıcı niteliğini ifade eden "tecelliler" olarak da yorumlanabilir. Genel anlamda baktığımızda sephiroth kavramı içinde T-nrının Sıfatlarının ya da bir başka deyişle Niteliklerinin gelişmesini buluruz. Kavrarrı ilk olarak Kabala'nın bilinen en eski yazıtı (İS.2 YY) Şekillenme Kitabı-Sep/ıer Yetzirah'ta görülür. Burada İbranice kelimeler SPVRTh BLIMH (Sephiroth Belimah)olarak verilir. İbraniceye tam vakıf olamamış yazarlar tarafından "hiçlikten gelen sesler" ya da "hiçliğin sephiroth 'u"olarak çevrilir. Bir başk<ı yazar (Buxtorf) sephiroth 'u predicationes logicae yani "mantıksal fiiller" olarak tanımlar. Kelime biraz Latince spiritus ve İngilizce spirit yani "ruh" ya da "rüzgar" kelimelerini çağrıştırır. Bir başka yazar Quintillian tarafından "tını" ya da "gürültü" anlamında kullanılır. Bunların hepsi doğruya yakındır ancak kabalistik öğretinin sırlarına vakıf olabilenler için ise anlamı daha derindir. Yaratılış 'ın üçüncü alemini anlatan ve Kabala'nın bilinen en eski yazıtı Sepher Yetzirah' a göre sephiroth, ALHIM'in (Elokim) enerjisinden doğar. Çünkü ALHIM Kabala' da T-im'nın "canlı yaşamı oluşturan formudur"* ve sephiroth da bu yaşam enerjisini alt alemlere ileten kanallardır. Kabalistik literatürde on bir tane sephiroth vardır. Ancak iki tanesi, aynı güce ait farklı boyutları temsil eden iki ayrı sephiroth (Taç-Kether ve Bilgi-Daath) olarak kabul edildiğinde on sephiroth 'tan söz edilir. Sephiroth var ediliş düzenine göre aşağıdaki biçimde sıralanır:
* Lütfen bir sonraki sayfaya bakınız.
51
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
1 . Kether 2. Chochmah 3. Binah Daath
4. Chesed, Gedulah 5 . Geburah, Pachad, Din 6. Tiphereth 7. Netzach 8. Hod 9. Yesod 10. Malchuth
Taç Bilgelik, Hikmet Anlayış, Zeka Bilgi Şefkat, İyilik, Merhamet, Azamet Azamet, Korku, Sınırlama, Adalet Güzellik, Zarafet Zafer, Sonsuzluk İhtişam, Şükran, Haşmet, Yankı Temel Krallık
Yukarıdaki sırayla sephiroth, T-nrı 'nın (Ain Soph) kendi Sonsuz Varlığının Mutlak Özünden doğurduğu yaratılış sürecinde, yaratılmış aiemlerin birbiri ardına açığa çıkarak (tezahür ederek) bizim sonlu fiziksel evrenimizde biten çeşitli aşamalarını oluşturur. Sonlu evrenimiz terimi garip gelebilir, ancak Kabala Sınırsız Olan'ın sadece T-nrı (Ain Soph) olduğunu ve O'nun yanında, yaratılmış tüm diğer şeylerin sonlu olduğunu ifade eder. Bir arada var olan bir grup olarak sephiroth, tek bir metafizik yapının birbiriyle etkileşen çeşitli bileşenlerini oluşturur. Bu yapının genetik mührü ise Yaratılış'ın tüm seviyelerinde ve tüm safhalarında bulunur. Kabalistik kayıtlarda sephiroth konfigürasyonu grafiksel olarak birbirine paralel, dikey üç eksen (kavim) biçiminde resmedilir. Her bir eksen ise Yaratılış
• [Önceki sayfadan]Eski Ahitte T-nrı'nın kullanılan ilk Adı ALHIM'dir. Bu Ad form olarak dişil tekil bir kelimenin (ALH-Elokah) eril çoğuludur. Bazen prensler, yargıçlar ve diğer güçlü varlıkları tanımlamak için de kullanı l ır. Elokim genellikle hatalı olarak "T-nrı" olarak tercüme edilir ve güçlü, kudretli ve en yüksek anlamına gelir. Yazıtlarda T-nrı'nın kudretini, yaratıcı gücünü, yönetme ve adalet sıfatların ı vurgulamak gerektiğinde kullanı l ır. ALHIM Adı günümüz dinlerinde özellikle hristiyanlıkta yanlış bir biçimde eril ve tekil olarak söylenir. Ancak aslında İbranice'de bu kelime içinde hem dişil hem de eril kavramları içerir. Kabala'da ise Elokim tek bir Tanrısal'dan gelen ve yaratılmış yaşam alemini kontrol eden Yedi Güçtür ve çoğuldur.
52
H A Y A T A G A C I v e S E P H I R O T H
içindeki Tanrısal bir etkiyi simgeler. Bu konfigürasyon kabalistik literatürde bir merdivene (sulam), bir ağaca (etz) ya da T-nrı'nın İlahi Suretine (tzelem Elokim) karşılık getirilir. Son tanıma göre Sephiroth konfigurasyonu -Torah 'ta da yazıldığı gibi- insanın T-nrı'nın Suretinde "şekillendirildiğini" belirtir. Dolayısıyla sephirothik yapıda her bir sephira insan vücudunun bir uzvuyla ilişkilendirilir.
Burada yeri gelmişken açıklamamız gereken önemli bir nokta daha var. Yukarıda da bahsedildiği üzere Bereshith-Tekvin'de insanın, toprağın tozu ve çamurundan "T-nrı'nın suretinde" şekillendirildiği ve daha sonra burun deliklerine yaşam nefesi üflenmek sureti ile yaşayan bir cana dönüştürüldüğü belirtilir. Kabala da bu ayete paralel olarak, T-nrı'nın Nitelikleri ya da Sıfatlarını (Sephiroth'u) sembolik olarak insan vücudu ile ilişkilendirir. Çünkü "Aşağısı Yukarısı gibi olduğundan" ve Yaratıcı kendi nefesini Yaratılanın burun deliklerine üflediğinden (ki bu da bir semboldür, bire bir almamaya dikkat etmek gerekir. Yani bir varlık olarak T-nrı topraktan yarattığı bir nesneye nefesini üflüyor değildir.) O'nun nitelikleri "yaratılanda" da mevcut olmalıdır. Burada sözü edilen insan ise Adam Kadmon-Tannsal İnsan'dır. Bu aşamada Kabala çeşitli görüşler tarafından insanı T-nrı ya da T-nrı 'yı insan olarak görmekle itham edilir. Öğretinin özü iyice çalışılmadan yapılan bu yorumun kaçırdığı nokta ise şudur: Kabala'ya göre insan T-nn'nın sadece bir yansımasıdır. Tıpkı Güneş ve ondan yansıyan ışınlan gibi. Ama asla Kendisi değildir. İnsan tanrısaldır çünkü (ama sadece) O'nun suretinde yaratılmıştır, ama asla· T-nn değildir. Yaratıcı T-nrı 'nın Sıfatları insanda mevcuttur ancak kaynağına oranla oldukça süzülmüş ve yoğunluğunu kaybetmiş şekliyle. (Ayrıca daha sonra ayrıntılı olarak açıklayacağımız gibi Tanrısal İnsan-Adam Kadmon teriminden kastedilen de zaten fiziksel, beşer insanı değildir.) İleride de göreceğimiz gibi tezahürün devam eden aşamalarında T-nrı 'nın Sınırsız Işığı, O'nun tarafından yaratılmış olan dört alem boyunca gittik7 çe yoğunluğunu azaltarak bizim sonlu fiziksel alemimize doğru iner. Her alemde ise Tanrısal'ın Niteliklerini yansıtan bir Hayat
53
K A B A L A : " S ı N ı R S I Z " A Y O L C U L U K
Ağacı bulunur. Yukarıda T-nrı kavramından bahsederken de söylediğimiz gibi O'nun Varlığı her şeyde mevcuttur. Dolayısıyla Kabala insana T-nrı sıfatını yakıştırmaz. Bunu zaten yukarıda T-nrı kavramını incelerken yaptığımız tanımda da kolayca görmek mümkündür. T-nrı 'yı, yaratılmış olan her şeyin ve tüm ölümlülerin idrakinin ötesinde tanımlayan bir öğretinin ölümlü insanoğluna T-nrı sıfatı yakıştırması pek akla yatkın olmasa gerek.
Hayat Ağacı şekle döküldüğünde üç sütuna ayrılır. Sağ sütun "Merhamet", sol sütun "Yargı Sütunu"dur. Ortada ise, denge kavramında da açıkladığımız gibi, birbirine eşit güçte ama zıt karakterlerde olan ve bu iki sütunu dengeleyen "Ilımlılık Sütunu" bulunur. Denge, kitabın başında da söylendiği gibi Kabala'nın anahtar kavramıdır. Buna göre yaratılmış olan her şey ve tüm evren mükemmel bir denge durumundadır. Tüm kapalı sistemlerin düzensizliğe yani entropiye olan eğilimlerine karşın evrende var olan bu mükemmel denge Kabala'da T-nrı'nın en büyük mucizesi olarak görülür. Evrende yaratılmış olan tüm şeyler birbirleri ile etkileşim halindedir ve aslında kaos ya da kararsızlık yoktur. Yaratıcı mükemmel olduğuna göre O 'nun yarattıkları da mükemmeldir. Buna göre bizim sınırlı algımızla kaos olarak gördüğümüz düzensizlik, O'nun açısından bakıldığında mükemmel bir düzeni ifade etmektedir. Bu kavrama ileride değineceğiz. Kabala'da bu mükemmel uyum ve denge kendisini Hayat Ağacı ya da Sephirothik Sistem' de açığa çıkarır ve Yaratılış 'ın her aşamasına kolaylıkla uygulanabilir: Evren, doğa, felsefe, insan ruhu, fiziksel ve kimyasal olaylar vs. Hayat Ağacı ya da Sephirotik Sistem olarak adlandırılan bu yapının çeşitli zamanlara ait çeşitli çizimleri olmakla birlikte en karakteristik olan ikisi aşağıdaki gibidir:
54
Şeki/-3
55
Sol SOtun Adılet
SEPHmom AIN SOPU SJNmsIZ OLAN
Orta SOiun Jlımlılık
Makroprosopus DOyllk Yaz
Beyaz Baş 1 Kadim Olan KE111ER·T•e
EHEIEH-Varoluı
ilksel Nokta Durgun Noktl Erifilmez YOk.seklik
1 ilk CçlO
Alıılsll Alem
sae satun Merhamet
3 2 BINAH·l:eka CHOCHMAff·Dllgel!k
Iill'.!l !!! Gllksel Ana Baba
PAC�D-Ko�ku iklnci Cçltl �tlce gll!tıutııtık 5 Manevi Alem 4
GED�-GOe · 1 cm;şED-Xtrh•net DiN-Adaiet ......_____ M�prosopns · GEDULAH·Azamet
------:tlç:k v:-------8
HOD-Görkem /"'1?'"""'""" , . Cçtınca CçlO . NEIZACH·Z.fer AUUM TzDYTff � Madd:I Alem �HYHTıBYTH
fESOD-Temel
56
Al&!!Al 1
Knıllçe 10
Makroprosopos'un GellnL MALCHUTH-KraUık. �ağı Ana ADNI
Slıeklnah
Şekil-4. Hayat Ağacı ya da Sephiroth
Her bir sephira'yı birbirine bağlayan ve her biri İbrani alfabesinin bir harfi ile ifade edilen kanallar, onların birbirileri ile olan etkileşimlerini ifade eder ve bir ağ-yapı oluşturarak Tanrısal Enerji 'nin Yaratılış içinde nasıl dolaştığını, aktığını gösterir. Bu şekilde On Sayısal Tecelli ve onları birbirine bağlayan, İbrani Alfabesi 'nin yirmi iki harfi Kabala' da -kadim Sepher Yetzirah kitabında da belirtildiği gibi- "Bilgeliğin Otuz iki Yolunu" oluşturur. Bu bağlantılar ya da kanallar ise sephiroth'u kendi içinde bazı alt gruplara ayırır. Her bir alt grup kendi içinde ortak bir dinamiğe sahiptir. Taç-Kether, Bilgelik-Chochmah,.Anlayış-Binah alt grubunun dinamiği kavramsaldır. Bu üçlü (triad) Yaratılış'ın en yüksek üçlüsüdür ve entellektüel alemi yani aklı ve zekayı temsil eder. Şefkat-Chesed, Sertlik-Geburah, Güzellik-Tiphereth ise dinamiği saf duygusal olan bir başka alt grup oluşturur. Buna karşılık ise Sonsuzluk-Netzach, İhtişam-Had, Temel-Yesod üçlüsünün oluşturduğu grubun dinamiği ise içgüdüsel ve pragmatiktir. Son sephira Krallık-Malchuth ise bazen bu son alt gruba ait ek bir sephira olarak, bazen de onlardan enerji alan bağımsız bir varlık, bir oluşum olarak değerlendirilir.
Kabalistler sephiroth'un sayısını aynı çağdaş super-string teorisyenleri gibi onda (10) tutarlar. Onlara göre filem dört değil on boyuttan oluşmuştur ve gerek ruhsal gerek fiziksel ve gerekse maddesel varoluşların hepsinin bu boyutların ya da yapıların değişen kombinasyonlarından oluşmaktadır. Aynca onlar, sephiroth'un içinde insan kalitesini yani irade, bilgelik, sevgi ve tutku gibi özellikleri de göriirler. Aslında bu özellikler Kabala'ya göre sadece basit bir biçimde insan aklının niteliklerini değil ama bunlara ek olarak aynı zamanda alemin elementlerinin niteliklerini de içerir. Doktrinin en eski şeklinde sephiroth, Yaratılış'ın araçları ya da yapı taşlarıdır. Şekilenme Kitabı- Sepher Yetzirah' a göre sephiroth "yaşayan sayısal varlıklar" yani tüm şeylerin gizli "derinlik" ve "boyutlarıdır". Azrie/'e göre sephirotlı, Ain Soplı yani Sınırsız T-nrı'nın sonlu yansımaları ya da güçleridir. Onlar T-nn 'nın bütünlüğünün ve mükemmelliğinin gerekli kısımlarıdır. T-nn'ya, sonsuz Tanrısal Güç'ü tamamla-
57
K A B A L A : " S ı N ı R S ı Z " A Y O L C U L U K
mak için sonlu güç sağlarlar. Onlar Sınırsız Olan-Ain Soph ile birdirler. Aynı alev, kıvılcımlar ve auranın ateşle bir oldukları gibi.
Işığın Kitabı Zohar ise sephiroth terimini pek kullanmaz, onun yerine bazı çoklu terimler kullanır. Çünkü Zohar'ın yazarına göre sephiroth, kozmosun boyutları, Tanrısal olmayan varlıkların arketipleri, alemdeki ruhsal güçler, Tannsa! 'ın Aktiviteleri, Tanrısal Alem'e (Atziluth) giden kapılar, T-nn'nın Nitelikleri ya da T-nrı 'nın algılanabildiği yollar olarak görülür. Kabala' da T-nn; kozmos, insan ruhu ve bilginin hareketi ve tek bir özün ya da maddenin birleşmiş halidir.
Sephiroth'u bölümlendirmenin diğer bir yolu ise onu profil, yüz ya da suretlere-partzufim ayırmaktır. Bir profil her bir sephira'nın (ya da grup olarak sephiroth'un) kendi bağımsız on sephiroth'unu oluşturduğu, insan suretinin mecazi bir figürü ya da şeklidir. Kabala'ya göre Taç-Kether, Bilgelik-Chochmah, Anlayış-Binah ve Krallık-Malchuth her biri birbiri ile ilişkili iki profil-partzufim oluşturur. Bu surete Kabala' da Büyük Yüz-Arich Anpin (Macroprosopus) adı verilir. Sevgi-Chesed'ten Temel-Yesod'a kadar olan altı sephiroth ise kendi içinde ortak ve dışında birbirinden bağımsız olmak üzere kendi profillerini oluşturular ve bu surete de Küçük Yüz-Ze' ir Anpin (Microprosopus) adı verilir.
Sephiroth hakkında bazı açıklayıcı bilgiler verdikten sonra Tanrısal Tezahür'ün bir sonraki aşaması olan Alemlerin yaratılması aşamasına geçebiliriz.
58
4 Y A R A T I L I Ş ' I N A A
M E K A N L A R I : A L E M L E R
A in-Mutlak Hiçlik Ain Soph-Mutlak Varlığa doğru tezahür ettikçe Yaratılış var olmayıştan varoluşa doğru şekillenmeye devam
eder. Şimdi kabalistik sistemin bu tezahürü aşama aşama nasıl açıkladığına kısaca bir bakalım. Bu noktada değerli okuyucuların bundan sonra açıklanacak, ruhsal ve fiziksel evrenlerin Yaratılış aşamalarını, özellikle fiziksel evrenimizin Yaratılış 'ı özelinde, günümüzde bilimin konuya ilişkin açıklamaları ile karşılaştırmalarını öneririm. Bilimin evrenin yaratılışına ait 20 yy. da ortaya koyduğu bazı görüşlerin insanlık tarihi kadar eski bir öğreti tarafından nasıl ortaya konduğu oldukça dikkate değer bir durumdur. İşte bu da tüm ezoterik öğretilerin ortak, "Her şey Birdir" deyişini kanıtlayan bir örnek.
Alemlerin yaratılış aşamaları kabalistik açıdan genel haliyle aşağıdaki biçimde ifade edilebilir:
59
Sınırsız Işık-Ain Soph Aur
Ain Soph-Sınırsız Olan ' ın Yaratılış 'ı var etmesi öncesi durumu ve Yaratılış'ı hazırlayan kademeli eylemleri Kabala'da aşağıdaki
aşamalar ile açıklanır:
A. T-nrı'nın [Mutlak] Özü-Atzmuth:
"Henüz hiçbir şey yokken sadece O vardı. Başka hiçbir şey yoktu ve her yer O'nun Sonsuz Varlığı ile doluydu."
Kabala'da, her şeyin temeli olan T-nrı 'nın Mutlak Özü-Atzmuth Kabala'da, "Hiçbir düşünce Seni kavramaya yetmez" deyişi ile ifade edilir. Kabala'ya göre T-nrı 'nın Özü-Atzmuth ne varlık ne de hiçliktir. Çünkü O, Ain Soph-Mutlak Varlık'ın ve Ain-Mutlak Hiçlik'in bir olmuş halidir. O'nun Mutlak Özü'nün böyle kesin kavramlarla ifade edilmesi sizi yanıltmasın. BU ve buna benzer tüm diğer kavramları, tanımları ve O'nunla ilgili; "O paradoksların paradoksudur" biçiminde ifade edilen tüm diğer görüşleri de dikkate alsak bile bunlar T-nrı 'nın Mutlak Özü 'nü tanımlamaktan ziyade, sadece insan doğasının O'nun hakkındaki deneyimini yansıtır. Çünkü insanın sınırlı aklı ve de mantığı Sınırsız 'ı tanımlamaya asla yetmez. Hatta Kabala' da tüm Yaratılış'ı bir anda ve bir arada kavradığı ifade edilen Tanrısal İnsan-Adam Kadmon 'un ilksel ve yüce "düşüncesi" bile Yaratıcı T-nrı 'nın Özü'nü bilmeye ve anlamaya yetmez. Her ne kadar Tanrısal Ruh'un (Ruach Ha Kodesh - Holy Spirit) akılsal gücü dahi T-.nrı 'nın Özü'nü bilemezse de yukarıdaki deyişte belirtildiği gibi (Hiç bir düşünce Seni kavrayamaz) insanın içsel varlığı [yani T-nrı 'nın yukarıdaki bir parçası] doğrudan ve sezgisel bir yolla T-nrı 'nın özüne bağlanır. Çünkü temelde Yaratıcı ve Yaratılmış Olan birbirinden ayrı varlıklar değillerdir (Çünkü Her Şey Birdir) . Her ne kadar Yaratıcı ve Yaratılış arasındaki perde onları birbirinden ayırıyor gibi görünse de O'nun Özü Kendi yarattığı gerçekliğe bir şekilde bağlıdır. Nasıl mı? Bunu sephiroth'u ayrıntılı biçimde anlatırk.en göreceğiz.
60
Y A R AT I L I Ş I N M E K A N L A R I
Kabala'da T-nn dediğimiz zaman aslında O'nun Mutlak Özü'nden (Atımuth) bahsediyoruz. İbranice'de Atzmuth kelime olarak "Benlik" anlamına gelir. Torah'ın verilmesi' sırasında On Emirin ilk kelimesi olan Ben-Anochi, T-nn'nın Mutlak Özünün yani O'nun "Benliğinin" insanlığa yansımasıdır. Bu yansımanın insanda deneyimlenmesi ise ruhun üzerinde, T-nn'nın paradokslann paradoksu olduğu, etkisini kuvvetle belirtir. Sık söylediğimiz "Paradokslann Paradoksu" deyişinden kasıt ise O'nun insana hem çok uzak hem de çok yakın olmasıdır. Bu konu ileride daha aynntılı olarak ele alınacaktır.
B. Tek Olan-Yachid: Kabala, Tek Olan-Yachid seviyesini, AtzmuthT-nn 'nın Mutlak Özü'nün içinde saklı olan, Kendisine bile ifşa olmadan önceki Sonsuz Işığı'nın Özü olarak tanımlar. Bu tanıma göre Tek Olan-Yachid Kabala' da T-nnnın Kaadir-i Mutlak oluşu kavramına karşılık gelir. Bu kavram bize O'nun her şeyi yapmaya muktedir olduğunu gösterir. Ancak O her şeyi yapmaya muktedir olduğu gibi yapmamaya da muktedirdir. Bu ise T-nn 'nın Mutlak Özü 'nün içinde var olan iki hattın yani sağ ve sol tarafın (chasadinımerhamet ve gevuroth-sertlik) en yüce kaynağı olarak belirtilir. Ay-
. nen Yachid-Tek Olan' ın içinde sağ ve sol dualizminin olması gibi (ancak tamamen gizlenmiş olarak), bu seviyede yer alan tüm on sephiroth yani Yaratılış'ı hazırlayan Tecelliler de tamamen bir "yapabilme, muktedir olma" durumu içindedirler. Bu aşamada yer alan on sephiroth, T-nn 'nın Sonsuz Varlığı içinde ezelden beri vardır. Ancak henüz tezahür etmemiş durumdadır (negatif olarak vardır).
C. Bir [olan]-Ec/ıad: Echad İbranice'de kelime olarak "bir" ( 1 ) anlamına gelir. Bu aşamada ise bir önceki seviyede (Yachid) saklı olan T-nn ve O'nun içinde hep var olan Sınırsız Gücü açığa çıkar. Kabala bu açığa çıkışın iki seviyede ifade edilebileceğini belirtir: 1 . O'nun kendine [doğru] parlayan Işığı, 2. O'nun bir diğerine [doğru] parlayan Işığı.
61
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
O'nun Kendine [doğru] parlayan Işığı Kabala' da "T-nrı'nın Benliğinin Hazzı" olarak tanımlanır. Diğerine doğru parlayan Işığı ise, T-nrının Sınırsız Işığı 'nın içinde var olan iyiliği, başkalarına vermek üzere "uyandırmasına" karşılık gelir. Diğerine parlayan ışık bu tanıma göre "diğerinin iyiliği için" anlamına gelir. Ancak bu aşamada henüz bir "diğeri" var olmamıştır. Bir başka deyişle potansiyel varoluş durumundadır. İşte burada, Bir-Echad seviyesinin sırrı saklıdır. Yaratılış sürecinin başlamasından da önce, T-nrı 'nın Sınırsız Işığı'nı bir diğerine yansıtmayı "arzu ettiği" andan itibaren bir başkası artık vardır. Ancak bu başkası Varoluş'un her durumunda tamamen boştur. Burada T-nrı ve O'nun "yaratma arzusu" tamamen "Bir"dir.
Genel olarak Bir-Eclıad seviyesi Kabala'da T-nrı'nın telaffuz edilmesi yasak Temel Adı IHVH (değiştirilmiş haliyle Tetragrammaton ya da Havayah olarak söylenir) Adının sırrıdır. IHVH Adı Tnrı'nın Özü'nü Yaratılış'ın başlamasından önce açığa çıkaran, [Kendine] ifşa eden Ad'dır. Bu Ad'ın gerçek telaffuzu çok büyük bir sırdır. Tarihin derinliklerinde kaybolmuştur. O sırların sırrıdır ve hiç kimse tarafından bilinmez. Torah 'ta bu kavramı ortaya koyan deyiş ise; "Duy Ey Israel, Havayah Elokimdir, Havayah Birdir" (IHVH ALHIM, IHVHAChD-Havayah Elokim, Havayalı Echad) deyişidir. Kabala'ya göre bu deyiş, T-nrı 'nın Yaratılış içindeki gerçek ve mutlak birliğini ifade eder. Bir-Echad seviyesi ise bu birliğin Yaratılış 'tan önceki en yüce kaynağını ortaya koyar. Kabala' da bu dört kelime (IHVH ALHIM, IHVH AChD) T-nrı'nın Temel Adı IHVH'in dört harfine karşılık gelir (yod-he-vau-he). İlk iki kelime ("Havayalı Elokim 'dir") ilk iki harf olan yod ve he harflerinin üst birliğini simgeler. Bu üst birlik "gizlenmiş olan şeyler T-nrı'mız Havayah'adır" biçiminde yorumlanır. Takip eden iki kelime "Havayah Bir'dir" ise sonraki iki harf olan V-vau ve H-he harflerinin alt birliğini simgeler yani: "İfşa edilen şeyler bize ve bizim çocuklarımızadır."
Kendine [doğru] Parlayan Işık (Benliğin Hazzı) yani yukarı birlik kendi içinde I-yod ve H-he harflerine karşılık gelen iki seviyeden oluşur. Aşağı birlik ise V-vau ve H-he harflerine karşılık gelen
62
Y A R A T I L I Ş I N M E K A N L A R I
ve O'nun Yaratma İradesi ve Yönetme Düşüncesi adında olmak üzere iki seviyeden oluşur. "Havayalı Birdir" deyişinin sırrını yansıtan ise aşağı birlik olduğundan Bir-Eclıad seviyesi Kabala'da "Tnrı 'nın alemi yaratmak için yükselen iradesi" ve "T-nrı 'nın yönetme düşüncesinin birliği" olarak anlaşılır. Biraz sonra bu kavramları da açıklayacağız.
Üst Birlik, T-nrı'nı� Benliğinin Hazzı-Slıa'ashuim Atzmi'im: Kabala'da O 'nun Kendisine [doğru] Parlayan Işığı olarak da nitelendirilen bu aşama, T-nrı'nın Kutsal Adının (IHVH) ilk iki harfi olan I-yod ve üst H-he harflerine karşılık gelir. Bu seviye Kabala sembolizminde "Kral'ın Kendi Hazları" olarak da adlandırılır ve Tnrı 'nın içsel ışığının (yani O 'nun başlangıçtan beri var olan yeteneğinin) yine Kendisine ifşa oluşunun ilk seviyesidir. Bu ifade Torah'ın (T-nrı 'nın tüm seviyelerde açığa çıkan Sonsuz Işığı olan Yaclıid'den, tüm alemlerin en aşağısı olan bizim sonlu fiziksel alemimize verilinceye kadar) birinci ağızdan konuştuğu, Kral Süleyman ' ın mesellerindeki bir ayete dayanır: " . . . ve ben gün be gün O'nun hazları (sha' aslıuim) idim." Gün be gün deyişinde yer alan iki "gün" kelimesi Kabala' da neşe ve hazzın iki seviyesine karşılık gelir. Bunlardan üst ya da yukarı seviye T-nrı 'nın Kendi Mutlak Varlığı'nın ve Özü'nün yine Kendine ifşa olması sırasında aldığı hazdır. İkinci seviye ise T-nrı 'nın başlangıçtan beri var olan her şeyi yapabilme gücünün (ya da yapmama gücünün) yine Kendisine ifşa olması sırasında aldığı hazdır. Ain Saplı-Sınırsız Olan'ın Yaratılış 'a yer açmak için oluşturduğu büzülme-tzimtzum sürecinden önce, T-nrı 'nın kendisine doğru parlayan ışığı olarak sembolize edilen bu seviye, O'nun tüm Yaratılış boyunca uniform bir biçimde tezahür etmek üzere her şeyi çevreleyen Işığının en yüce kaynağıdır.
İbranice'de, çoğul olan sha' ashuim-hazlar kelimesi bir ileri-geri hareketin ikili dinamiğini belirtir. Kabala davranışın ya da hareketin tasarımının hazzın deneyiminden doğduğunu öğretir. İbranice' de bu kelimenin sadece çoğul formu olan sha' ashuim değil, te-
63
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
kil formu olan sha' ashuah-haz da ikili bir dil yapısı içerir. İki kere tekrar edilen sha hecesi (shin, ayin) Kabala sembolizminde Tnn 'nın yüzünden yansıyan ışıkların sayısını (370) temsil eder. Onlar Tanrısal Yüz'ün (Arich Anpin) içinden dışarıya ve sonra tekrar geriye içeri doğru parladıkça bir haz ya da keyif-sha' ashuah doğar.
Alt Birlik, T -nn'nm filemi yaratmak için yükselen iradesi-Aliyat Ha Ratzon: O'nun başkasına [doğru] parlayan ışığı olarak da nitelendirebileceğimiz bu seviye Kutsal Adın (IHVH) son iki harfine yani V-vau ve alt H-he harflerine karşılık gelir. Kabala T-nn'nın yaratma işlemini motive eden gücün O'nun kimlik duygusu olduğunu ifade eder. Bu duygu ise O'nun tarafından, insanlığın ruhları sayesinde (onlar bu dünyaya inip fiziksel bedenlere girerek görünüşte "ayn" hale geldikçe) hissedilir. T-nnnın Mutlak Özü�Atzmuth Kabala' da aynca "iyiliğin özü" olarak algılanır. Aynı "iyinin doğası, başkalarına iyilik yapmaktır" kavramında olduğu gibi T-nn [Kendi İlahi iyiliğini üzerlerine koymak amacıyla] diğerlerini yaratmak için motive olur. Böylece O'nun kendi keyif alma talebi başkaları tarafından paylaşılmış olur. Aynı "lsrael (İnsanlık) T-nn'nın düşüncesinde yükseldi" deyişinde olduğu gibi T-nn'nın, yaratmak amacıyla iradesinin açığa çıkması da Kabala'da "yükselme" sözcüğüyle tanımlanır. Zohar bu konuda şöyle der: "O, alemi yaratmak için Kendi İradesinde yükseldiğinde ... " T-nn'nın özünde var olan "diğerlerinin de var olması" duygusu, O'nun Kendi İradesinin içinde "yükselir". Bu da T-nn'nın kendi yukarıdan gelen uyanışının içinde de var olan aşağıdan gelen uyanıştır.
T-nn 'nın yaratma iradesi, O'nun temel Chesed-Sevgisinin BirEchad seviyesindeki ifadesidir. Bundan sonra ise Yaratılış sürecini başlatan, O'nun Sınırsız Işığı'nın ilk büzülmesi gelir (tzimtzum). Kabala'da bu seviye ilk Yahudi ve aynca Chesed-Sevgi seviyesinin arketipal ruhu olan Hz. İbrahim'in (Abraham) ruh-kökü biçiminde tanımlanır. Abraham (ABRHM) kelimesinin harfleri harf transpozisyonu ile "onlar yaratıldıklarında" anlamına gelen hebaram
64
Y A R A T I L I Ş I N M E K A N L A R I
(HBRAM) kelimesini (Bereshitlı-Tekvin 2:4) oluştururlar. Buna göre Kabala insan ruhunun kaynağının, T-nn 'nın [Kendi sonsuz iyiliğini Yaratılış ' ın üzerine yaymak amacıyla] yaratma iradesi olduğunu ortaya koyar.
D. T-nrı'nın ilksel Kral olma iradesi-Ana Emloch:
"Ve Chagit'in oğlu Adoniah övünerek; "Ben yöneteceğim!" de. di (Krallar, 1 :5).
Bu deyiş Kabala'da yoğun şekilde kullanılan Ana Emloch-Ben Yöneteceğim! deyişinin kaynağıdır. Burada Adoniah (Efendi, Krallık seviyesi Malchuth'un Tanrısal Adı, İlahi isim ADNI-Adnut ile aynı kökten) olarak bahsedilen isim ruhun henüz ıslah edilmemiş, düzeltilmemiş halini belirtmektedir. Kabala sembolizminde Edom krallarının (T-nrı'nın Sonsuz Işığının ilk büzülmesinden sonra vakumda oluşmuş ilk kararsız alemler) her birinin küstahça "Ben yö-
. neteceğim !" dedikten sonra düştüklerini ve yok olduklarını buluruz. Bu seviye ileride ayrıntılı olarak anlatacağımız, dengenin muvazenesinin kurulması öncesi yaratılmış ve yok olmuş kararsız alemlerin seviyesidir. Buna göre "Ben yöneteceğim!" diyebilecek sadece bir "kişi" vardır: O! T-nn'nın "Ben yöneteceğim" deyişi aslında Yaratılış sürecinin fiili başlangıcının motive edici gücünü simgeler. Birazdan da açıklanacağı gibi o, T-nrı 'nın Sınırsız Işığı'nın, sonsuzu sonluya bağlamak üzere büzüldüğü ya da kendini sınırladığı seviyenin gücüdür.
E. Sınırsız Olan-Ain Soplı: Bu aşama, T�nn 'nın sonsuz derecede soyut olan ve hiçbir yaratılmış varlık tarafından idrak edilemeyen varlığının yavaş yavaş somut hale dönüşmesinin başlangıç aşamasıdır. Gerçi O'nun Sonsuz Varlığının bir yere kadar sınırlandırılması yoluyla somut Yaratılış ' ın varoluşuna olanak sağlayan büzülmetzimtzum süreci henüz başlamamıştır, ancak T-nrı'nın iradesi ve yaratma isteği Yaratılış ' ı hazırlayan somut bir araca dönüşmek üzere-
65
K A B A L A : " S ! N I R S I Z " A Y O L C U L U K
dir. Yani bir varlık olarak Yaratılış ' ın tezahürü henüz başlamamıştır. Ancak yine de bu aşamada, hiçbir şekilde idrak edilmesi mümkün olmayan Mutlak Hiçlik, bir seviyeye kadar idrak edilebilecek olan Mutlak Varlığa doğru tezahür etmeye başlamıştır.
Daha da ayrıntılı bakıldığında Ain Soph-Sınırsız Olan seviyesi, Yaratılış prosesinin başlaması öncesi , Ain Soph Aur-T-nrı'nın Sınırsız Işığı 'na doğru tezahür etmeden hemen önceki Mutlak Varlık seviyesine karşılık gelir. Genıatria ile baktığımızda da sayısal değer olarak Ain Soph kelimesi iki yüz yedi (207) sayısına karşılık gelir ve bu da Aur-Işık kelimesi ile aynı değerdir. Ayrıntılı biçimde incelendiğinde görülür ki Sınırsız Olan-Ain Soph, Bir-Echad seviyesinin Krallık-Malchuth'u (Her seviyede bir Hayat Ağacı olduğunu daha önce söylemiştik) tarafından üretilen Sonsuz Işığa karşılık gelir. Yani bu aşamada T-nrı 'nın, "Ben Yöneteceğim!" biçimindeki "düşüncesi" ve "arzusu", Yaratılış sürecini hayata geçiren sonsuz bir enerji ve ışık dalgasıyla sonuçlanır. Kabala ve Chassidut'ta Sınırsız Olan-Ain Soplı ile Bir-Eclıad seviyesinin Krallık-Malchuth 'unun gücü arasında var olan bu ilişki ise Ain Soph = Adon Olanı yani; "Sınırsız Olan Evrenin Efendisidir." şeklinde açıklanır (Ain=6l=Adon, Soph=146=0lam). Kabala'da yine bu ilişkiyi ortaya koyan bir başka deyiş ise şöyledir: "Ey Evrenin Efendisi! Sen, hiçbir varlık henüz yaratılmamışken onu yönetensin." Bu sonsuz enerji ve ışık dalgası (Ain Soph) Zohar'da da "Yüce İhtişam" sözcükleri ile ifade edilir.
F. İlksel Olan-Kadmon: Bir sonraki seviye olan Kadmon seviyesi, Yaratılış sürecinin fiilen başlaması olan Sonsuz Işığın büzülmesitzimtzum aşamasından önce Atzmuth-İlahi Özün var olan üç genel seviyesinin üçüncüsüdür ve Tek Olan-Yachid ile Bir-Eclıad seviyelerini takip eder. Bu seviye T-nrı'nın İlksel İradesi-Ana Emloch ve Sınırsız Olan-Ain Soplı seviyelerinin hemen ardından gelir. Bu üç seviye Zohar'da bir arada şöyle ifade edilirler: "Başlangıçta Kralın buyruğu [Varoluşu] yüce ihtişamın içinde bir oya [gibi] işledi"
66
Y A R A T I L I Ş I N M E K A N L A R I
Normal bir biçimde okuduğunda basit şiirsel bir ifade gibi görünen bu deyiş kabalistik açıdan incelendiğinde ise Yaratılış öncesi seviyelerden üçünü ortaya koyar. Burada, "Kralın başlangıçtaki buyruğu" T-nrı 'nın İlksel İradesinin düşünce ve arzusuna ve "Yüce ihtişam" ise Ain Soph seviyesine karşılık gelir. Yüce ihtişamın içindeki oya ise Kadmon seviyesidir. Kadmon seviyesinin bulunduğu alem Kabala' da Giysiler Alemi-Olam Ha Malbush olarak adlandırılır. Giysiler Alemi terimi, T-nrı 'nın Sonsuz Işığı 'nın büzülmesitzimtzum öncesi tüm Yaratılış için yapılan ilahi bir süper planı tanımlamak için kullanılan figuratif bir deyimdir ve Kabala'da aşağıdaki deyişle ifade edilir: "Ve O ışığını bir giysi gibi üstüne sardı. (Mezmurlar 104:2)
Buna göre T-nrı Sonsuz Işığı'nı bir giysi gibi üzerine örterek Kendini, Kendi yarattığı gerçeklikten gizler. Bu gizlemenin nedenini daha sonra göreceğiz. Sembolizm uyarınca T-nrı 'nın yönetme arzusu bu süper plan tarafından örtülmüş ve Yaratılış 'tan gizlenmiş gibi görünür. Yaratılış'ın bu süper planına Şekillenme Kitabı Sepher Yetzirah "İki yüz otuz bir Kapı" anlamına gelen Rela Shearim adını verir. Rela shearim İbrani alfabesinin yirmi iki (22) harfi tarafından üretilen iki yüz otuz bir (23 1 ) olası ikili harf kombinasyonlarıdır. Her kombinasyon (kapı) iki permütasyon içerir: "yüzü" (alfabedeki ilk harf ikincinin önündeyken) ve "arkası" (ilk harf ikincinin arkasındayken). Böylece bu toplam dört yüz altmış iki (462) permutasyon İbrani alfabesinde bulunan ikili harf alt köklerinin tamamını oluşturur. Sepher Yetzirah 'ta iki yüz otuz bir kapı-Re/a Shearim mantıksal olarak yirmi iki ikili-harf düzeninde sıralanır.
67
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Şekil-5: 231 Kapı (Rela Shearim)
G. İlksel Atmosfer-Avir Kadmon: Yaratılış'ın başlangıcında, Tnn'nın Sonsuz Işığı'nın ihtişamı tüm boşluğu doldunnuştu ve bağımsız bir varoluşa izin venniyordu. Her yer O'nunla dolu idi. Sadece O vardı ve başka hiçbir şey yoktu. Ve daha önce de bahsettiğimiz gibi "T-nn, T-nn'yı [Yaratılış Aynasında] gönnek istedi". Önce tüm alemlerin içinde yer alacağı bir yeri (Yaratılış) yaratmaya başlamak için ilksel "giysisini" (yukarıda bahsettiğimiz Yaratılış'ın tasarımını yani Kendi Sonsuz Varlığını) ikiye katladı, "büktü" ve böylece "giysinin" kapladığı ilksel karenin alt yansına varoluş için bir yer açtı. Artık bağımsız bir varoluş için gereken yer hazırdı. Bu yer açma işlemi dah;ı. sonraki aşama olan büzülme-tzimtzum işleminin başlangıç noktasını oluşturur. Yer açma sonrası Ain Soph Aur-
68
Y A R A T I L I Ş I N M E K A N L A R I
Sınırsız Işığın bir kısmı da Yaratılış ' ın tezahürünü sürdürebilmek ve Kendi ile Yarattığı arasındaki bağlantıyı sağlayabilmek için burada kaldı. İlksel "yerin" ya da "uzayın" bu alt kısmı Kabala'da İlksel Atmosfer-Avir Kadmon olarak adlandırılır. Yer açma işlemi sonucu burada kalan İlahi Işığın parlaklığı önceki durumuna oranla oldukça azalmış olmakla birlikte bildiğimiz kadarıyla Yaratılış ' ın dayanabilmesi için hala çok şiddetliydi.
Avir (AVIR) yani "atmosfer" ya da "hava" sözcüğü, üç harften oluşan "ışık" yani Aur kelimesine (AVR) dördüncü harf olan yod'un (I) eklenmesiyle oluşur. Kabala'da avir içindeki aur (hava içindeki ışık) Yaratılış 'ın ilksel planından önce ışıyan sonsuz ışığın "kalıntısını, izlenimini" simgeler (T-nrı 'nın içine Varoluşu [bir oya gibi] işlediği, nakşettiği ışık). Burada AVR kelimesine eklenerek AVIR kelimesini oluşturan I-yod harfi ise ilahi planın "etkisini" simgelemektedir. Yani büzülme sonrası alt kısımda kalan Tanrısal
. Işık' ın kalıntısını. İşte bu noktada T-nrı 'nın tarifi olanaksız Yüceliğinin boyutu hakkında yine bir ipucu yakalıyoruz. Yukarıda gördüğümüz gibi tüm Yaratılış için ayrılan yerde O'nun Sonsuz Işığından bir kalıntı kalmıştır. Sadece bir iz, eser miktarda bir ışık. Ve sonsuz olarak bildiğimiz tüm fiziksel ve ruhsal alemler, -tezahürün ilerleyen aşamalarında da göreceğimiz gibi- bu eser miktarda kalıntının tezahüründen oluşacaktır (küçükten doğan büyük).* H.Gizli İlksel Adem-Adam Kadma'alı Stima'ah: Kabala, Işığını ikiye katlayarak Kendi Sonsuz Varlığı 'nın içinde Yaratılış için yer açan Yaratıcı'nın, yaratılacak alemin bir sonraki hazırlığı olarak ışığı kısmen azaltılmış bu "düşük parlaklık küresinin" (kadur, kelime anlamı olarak top) içinde küre biçiminde on halka oluşturduğunu öğretir. Yani ilksel, ezeli alemin on sephiroth'unu. İşte bu on halka burada yaratılacak olan Tanrısal Adem'in (Adam Kadmon) ilahi "düşüncesi" ya da "fikri" <lir. Bu seviyede insanın ilahi biçimi yani arketipi yatmaktadır. Bir başka deyişle burası Adam Kadmon olarak
• "Büyük" ile tüm alemler "küçük" ile de "Sadece bir iz, eser miktarda bir ışık" deyişindeki Sınırsız lşığın kalıntısı kastediliyor.
69
K A B A L A : " S J N I R S I Z " A Y O L C U L U K
adlandırılan, İnsanın Arketipinin negatif olarak var olduğu yerdir. Adam Kadmon-TannsaI İnsan bu seviyede potansiyel varoluş durumundadır. Bu da Kabala'da "T-nn 'nın suretinde yukanda yaratılan insan" olarak adlandırılır. Bu seviye insanın T-nn'ya benzeyebilmesi için tüm yaşanılan boyunca kullanacağı, ona verilen serbest seçme olanağının gücünün kaynağıdır. İnsan ileride de açıklayacağımız gibi ancak ona verilen bu olanak sayesinde iyiyi ve kötüyü birbirinden ayıracak ve bu sayede T-nn 'ya ulaşma yolunda yürüyecektir. Kabala'da İlahi düşüncenin bu seviyesine erişebilen insan hakkında şöyle denir: "İnsan nerede olduğunu düşünürse gerçekte oradadır". Bu seviye insan ruhunun bilincinin en yüce kaynağı ve orijinidir. Kabala'ya göre T-nn yaratacağı sonsuz nesli görmesi için Abraham'ı yarattığı evrenin üstüne çıkardığında onu işte bu seviyeye yükseltti: "Ve Abraham orada kendisinden sonra gelecek olan tüm nesilleri gördü."
Sınırsız Işığın Büzülmesi-Tzimtzum
Tannsa! İnsan-Adam Kadmon'un "düşünce" olarak yaratılmasından sonra artık Yaratılış'ın ve iilemlerin vücuda getirilmesi için
her şey hazırdır. İşte Kabala'ya göre tam bu aşamada Yaratılış süreci somut olarak başlar. Ain Soph-Sınırsız Olan parlaklığı hala sonlu varlıklann dayanabilmesi için çok şiddetli olan Işığını bir noktaya doğru giderek yoğunlaştırmaya başlar. Kabala' da T-nn 'nın Sınırsız Işığının büzülmesi ya da İbranice adı ile tzimtzum olarak bilinen bu proses üç aşamada gerçekleşir: 1 . Büzülme. T-nn 'nın Sonsuz Işığı 'nın çekilmesi ya da küçülmesi-tzimtzum, 2. T-nn'nın Yaratılış 'tan geri çektiği "etki" ya da "izlenim"-reshimu, 3. İlksel, Ezeli Karanlığın içine yansıyan Tannsa! Işık'ın "ışını"-kav. Şimdi bu aşamalan biraz daha aynntılı olarak inceleyelim:
A. Büzülme-Tzimtzum: Büzülme-Tzimtzum Kabala'da bağımsız gerçekliklerin yaratılışına yer açmak amacıyla Ain Soph Aur-T-
70
Y A R A T I L I Ş I N M E K A N L A R I
nn'nın Sınırsız Işığı'nın büzülmesi anlamına gelir. Kabala'nın temel eserlerinden biri olan Aydınlanma Kitabı-Sepher Ha Bahir'in en önemli konulanndan biridir. Tzimtzum' a ait en net açıklama ise Rabbi Jsaac Luria (Ari) yazıtlannda görülür. Luria'nın Etz Chayyim (Hayat Ağacı) kitabında bu süreç şöyle ifade edilir: "Tüm şeyler yaratılmadan önce yalnızca Tanrısal Işık vardı ve tüm Varoluşu dolduruyordu . . . Hiçbir boşluk yoktu . . . Ve O'nun saf İradesi tüm evrenleri yaratmaya karar verdiğinde O, Işığını kenarlara doğru çekerek [ortada] boşaltılmış bir hacim yarattı . . . Bu boşluk mükemmel bir biçimde [bir küre gibi] yuvarlaktı ... Bu kenara çekme bittikten sonra artık içinde tüm şeylerin yaratılabileceği bir yer oluşmuştu . . . Ve O Sonsuz Işığından bir [ışık] ipliği çekti ve onu bu boş hacime getirdi. . . İşte bu ince ışın sayesinde Sonsuz Işık aşağıya kadar indirilmiş oldu ... "
Ancak Luria'dan sonra gelen kabalistler büzülme-tzimtzum'un sadece kelime anlamı olarak alınmaması gerektiği konusunda uyarıda bulunurlar. Onlara göre bu tür uzaysal, fiziksel bir kavramı Tnrı 'ya doğrudan uyarlamak olanaksızdır. (Çünkü O uzay ve zamanın ötesindedir.) Dolayısıyla bu olayı daha ziyade kavramsal olarak ele almak gerekir. Çünkü eğer T-nrı tüm mükemmelliği dolduruyor olsaydı insanın yaratılması için hiçbir neden olmazdı. O bu nedenle sonsuz mükemmelliğini sınırlamış ve insanın serbest iradesi ve becerisi için bir "yer" açmıştır.
Kabala'da yukarıdaki iki görüş uyarınca büzülme-tzimtzum'un anlamıyla ilgili iki ayrı düşünce oluşmuştur. Bunlardan biri bu kavramı; T-nrı 'nın Sonsuz Işığının, yaratılmış evrenin "vakumunda" ya da "rahminde" artık bulunmadığı biçiminde yani kelime anlamı ile alırken diğeri (Ba' al Shem Tov ve ondan sonraki öğrencileri) yukarıdaki paragrafta bahsettiğimiz biçimde ikinci şekliyle yani tam olarak kelime anlamında değil ama daha ziyade T-nrı'nın, Varlığını kendi yarattığı fiziksel ve sonlu gerçekliğin bilinci üzerinde vurgu� layış biçimi olarak algıladı.
Gerçekte (daha çok kabul gören ikinci görüşe göre) T-nrı 'nın
71
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
açısından bakıldığında, O 'nun Varoluşu (omnipresence) ve Sonsuz Işığı her yerde sabittir ve Yaratılış 'tan önce ve sonra asla değişmez. Ancak yaratılmış, sonlu varlıkların açısından bakıldığında, Yaratılış 'ın var edilmesi sırasında birbirini izleyen tzimtzum öncesi aşamalardan sonra giderek azalıyormuş gibi görünür. Böyle bir azalma ise hem Yaratılış 'ın yararı, hem özgür iradenin insana verilebilmesi ve hem de T-nrı 'nın en Yüce İradesi 'nin Yaratılış içinde tamama ermesi (Kendini aşağıya yansıtması) açısından gereklidir. Böylece en büyük felsefi çıkmazlardan biri olan, "Mutlak Birlikten çokluğun" ya da "sonsuzluktan sonluluğun" nasıl çıktığı soruları büzülmetzimtzum doktriniyle yanıtını bulur. Pek çok kabalist tarafından vurgulanan bir başka önemli nokta ise büzülme-tzimtzum'un AtzmuthT-nrı 'nın Özü'nde değil ama O 'nun-Işığı'nda yer aldığıdır. Bu Işık var edilen ilk şeydir. O, T-nrı 'nın yaratma gücünü gösterir ve bu Işık evreni yaratmak için var edilmiştir.
Birçok tarihçi hatalı olarak büzülme-tzimtzum doktrinin Luria kaynaklı olduğunu yazar. Halbuki tzimtzum'a ait bir tanımlama çok daha eski bir eserden, üstelikte çok daha açık bir biçimde gelir. Işığın Kitabı Zohar şu sözlerle açılır: "Kralın egemenliğinin başlangıcında, Karanlığın Lambası (Ain Soph) [Yaratılış' ı] İlahi Parlaklığın içine bir boşluk [biçiminde] oydu. Ve Gizlilerin Gizlisinin, Sonsuz Olanın Gizeminden şekilsiz bir çizgi çıktı. . . Bir yüzüğün içine yerleştirilmiş gibi . . . Bir iplik ölçüsünde . . . "
Pek çok kabaliste göre bu deyiş büzülme-tzimtzum'a doğrudan bir referanstır. Büzülme-tzimtzum'un nedeni ise temel bir paradokstan çıkar. Bu kavrama göre Yaratılış ' ın var olabilmesi için T-nrı iilemin içinde olmalıdır; ama eğer Kendini ondan sınırlamazsa tüm Yaratılış O'nun Özü tarafından ezilir. O, Yaratılış' ın bağımsız olarak varlığını sürdürebilmesi için ondan uzak olmalı, ama O olmadan Yaratılış bir an bile var olamayacağı için aynı zamanda da ona bağlı olmalıdır. Buna ek olarak tzimtzum-Sınırsız Işığın büzülmesi ya da sınırlanması kavramı , içinde çözülmesi çok daha zor bir paradoksu daha barındırır: Buna göre T-nrı Işığını yaratılan boşluktan
72
Y A R A T I L I Ş I N M E K A N L A R I
çektiği için, burası O'nun Özü'nden mahrumdur. Yine de T-nrı bu boşluğu doldurmalıdır çünkü "O'nun olmadığı hiçbir yer yoktur ve her yer O'nun görkemiyle doludur . . . " İşte bu en temel paradokstur ve Kabala'da T-nrı 'nın yakınlığı ve yüceliği kavramları ile ilişkilendirilir. Bu paradoksun yanıtı ile ilgili olarak verilen açıklama ise bu boşluğun yalnızca "bize göre" boş ve karanlık olduğudur. Zohar bize, T-nrı açısından bakıldığında Karanlığın Lambası teriminin de ışığı ifade ettiğini öğretir. Çünkü T-nrı açısından bakıldığında sınırlama-tzinıtzunı hiçbir zaman var olmamıştır. Büzülme-tzinıtzunı 'un amacı Yaratılış için bir yer yaratmaktır ve bu T-nrı için değil bizim için gereklidir. Sonuçta bu paradoks T-nrı 'nın, yarattığı Yaratılış ile hem içinde hem de dışında olacak biçimde ilişkide bulunmasını sağlayan sephiroth kavramı ile açıklanır.
B. Sonsuz Işığın Kalıntısı-Reslıimu: Reshimu, büzülme-tzimtzum prosesi sırasında T-nrı 'nın Yaratılış'tan geri çektiği Işığı'nın kalıntısının izidir. Avir Kadmon-İlksel Atmosferin içinde kalan Sonsuz Tanrısal Işık'ın ve Yaratılış 'ın Tanrısal Planın 'ın aksine buradaki kalıntı oldukça "zayıf' ve fiilen "görünmez"dir (var olmayan). Böylece bağımsız gerçekliğin varlığına izin verir ve onun İlahi bir "geri planı" olarak hizmet eder. Kalıntı-reshimu bir bardakta yer alan şarabın içildikten ya da döküldükten sonra kalan kokusuna benzer. Reshimu sık sık T-nrının tzimtzum-büzülmeden sonraki Yüce Işığı olarak anılır. B üzülme-tzimtzum öncesi mevcut olan Gerçek Yüce Işıkla Her Yerde Var Olan Işık-kav arasında bir ara aşama olan kalıntı-reshimu Kabala'da "tüm alemlerin taşıyıcısı" olarak adlandırılır. O, İlahi Birlik'in içinde var olan sonlu varoluşun çokluğunu "taşımaya" muktedir bir güçtür; tüm Yaratılış ' ı destekler ve ayakta tutar. Tanrısal Kalıntı-reshimu tüm alemlerin "kaplarının" "maddesinin" en yüce kaynağıdır. O, gerçekliğin ilk ve mutlak soyut "gövdesidir". Tıpkı Adem'in (Adanı) [T-nrı 'nın burun deliklerine yaşam nefesini üflemesinden önce] yaşamsız bir beden olarak dünyanın tozundan yaratılması gibi kalıntı-reshimu 'nun da varoluşu kav'ın girişinden önce gelir.
73
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
C. Sonsuz Işığın "ışını/çizgisi"-Kav: Büzülme-tzimtzum sayesinde yaratılan ve kalıntı-reshinıu'nun
potansiyel varlığıyla doldurduğu vakumun "gecesinde" T-nn ezeli karanlığın içerisine İlahi Işığın bir "ışınını" gönderdi..."Sabahın" ışınını.( Zohar, 1 3 yy.)
Yaratılış sürecinin bu aşamasında Yaratıcı, Kendi içine doğru çekilmesi-tzimtzum sonucu yarattığı o sonsuz karanlığın içine Sınırsız Işığından ince bir ışık ışını ya da iplikçiği gönderir. İşte bu nokta bizim sonlu fiziksel alemimizin şekillenmeye başladığı noktadır. Burada sembolik olarak belirtilen "sabahın" ışını, T-nrı 'nın her yerde varoluşunun (omnipresence) açığa çıkmasıdır. O yaratılmış her varlığın (herbirinin bilinç seviyesi ile orantılı olmak üzere) Tnn 'nın onunla birlikte olduğunun (her nerede her ne durumda olursa olsun) farkında olmasını ve onu sürekli olarak yenilediğinin farkına varmasını sağlar. Sonsuz diye nitelendirdiğimiz fiziksel evrenin T-nrı 'nın Sonsuz Işığı'nın küçük bir iplikçiğinden yaratıldığını düşündüğümüzde O'nun görkemi olanca şiddetiyle ortaya çıkıverir. Sonsuzluk kavramı dahi O'nu tanımlamaya yetmez. Çünkü sonsuzluk bile O'nun nezdinde sonlu bir kavramdır. Sonsuzluk ancak sonlu varlıklar için sonsuzdur. Ama "O" mutlaktır. Her şeyin sonunu en başından ve Yaratılmış olan her şeyi henüz yaratılmadan görür. Bu yüzden O bir varlık değildir ama tüm varlıkların ve tüm varoluşun ötesindedir.
Sonsuz Işığın çizgisi kav'ın iç ve dış olmak üzere iki boyutu vardır. Dış boyut "ölçümün çizgisi, ölçme çubuğu" ya da "cetvel" anlamına gelen kav hamidah deyişiyle ifade edilir ve Kabala sembolizminde T-nrı 'nın "ölçme" yani yaratılmış her varlığın sınırlarını belirleme gücüne ve dolayısıyla aralarındaki aynını yaratma gücüne karşılık gelir. İçsel boyutu ise yaratılmış gerçekliği birbirine "diken iplik"-chut olarak anılır ve O'nun parçalan kapsama gücüne, [parçaların tamamı olan] bütünün varlığını tüm parçalarında açığa çıkarma gücüne karşılık gelir. Kav'ın içsel boyutunun açığa çıkması Kabala' da "Torah'ın lsrael'e verilişi" ile sembolize edilir (Çün-
74
Y A R A T I L I Ş I N M E K A N L A R I
kü Kabala'ya göre gerçek "parçalan kapsama" ve Yaratılış'ta görülen çokluğun içinde Birliği açığa çıkarma gücü Torah'ındır). Bu nedenle Torah Eski Ahitte "üç katlı iplik" olarak da anılır. Bunun nedeni, Torah' ın kabalistik açıdan sadece bir kutsal kitap olmakla kalmayıp Yaratılış öncesi var olan ve Yaratılış ' ın hazırlanması aşamalarında devrede olan yüce bir ruhsal bilgelik olmasıdır.
İbrani alfabesinde KV-kav (ışın) kelimesini oluşturan iki harf gerçekte uzay ya da boşluk anlamına gelen MKVM (makom) kelimesinin iki iç harfidir. Makom kelimesinin ilk ve son harfleri ise Mmem harfinin telaffuzunu oluşturur (MM); yani yukarıda anlatıldığı gibi ilksel atmosferin içindeki İlahi Varlığın sımnı. Dolayısıyla uzay ya da boşluk sözcüğü bize kav'ın, T-nn 'nın ilksel boşluğun içinde bulunan sonsuz merhametinin potansiyelini açığa çıkardığını öğretir. Böylece Yaratılış prosesinin başlamasından önce, Tnn'nın Sonsuz Işığı (T-nn'nın tüm Yaratılış ' ın yararına olmak üzere sonsuz iyiliğini onun üzerine yayma isteğinin uyanması) şefkat ve merhametin (Chesed) Tanrısal Nitelik'ine karşılık gelir. Yaratılmış gerçekliğin var olabilmesine izin vermek üzere sonsuz ışığı sınırlayan ve gizleyen İlahi Güç (tzimtzum'un gücü) ise Kudretin Tannsa! Nitelik'ine (Gevurah) karşılık gelir. İlahi Her Yerde Varoluşun (omnipresence) sabah ışını-kav ise Güzellik sephira'sı Tiphereth '.in İlahi niteliğine karşılık gelir ki bu da merhamet tir.
Tanrısal İnsan-Adam Kadmon
"Ve T-nn insanı Kendi Suretinde yarattı . . . Bu suret bizi bu fileme ilk geldiğimizde kabul eden, biz büyüdükçe bizimle birlikte gelişen ve dünyayı terkettiğimizde ise bize eşlik eden surettir. O'nun kaynağı Cennet'tedir." (Zohar, Işığın Kitabı, 13 yy.)
Kabala sembolizminde Adam Kadmon, Ain Soph Aur-T-nn 'nın Sınırsız Işığının büzülmesinden sonra oluşan vakumda (chalal) açığa çıkan ilk profil, suret ya da yüzdür. Yani T-nn'nın suretinde
75
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
yaratılan arketipal insandır. Bu sembol T-nrı, İnsan ve Alemi birbirine bağlayan temel eksene! bir kavramdır. Ain Saplı-Sonsuz Tanrısal 'dan ilk çıkan varlık olarak Adam Kadman, temelde ondan ayrılamaz derecede Tanrısal bir varlık olmakla birlikte bedeni ruhsal ve fiziksel alemi de doğurur ve oluşturur. Bu durum ise O'nun aşağıda bahsedeceğimiz paradoksal doğasını ortaya koyar. "Aşağıda" Tnrı 'nın suretinde yaratılmış olarak belirtilen insan da kabalistlere göre "yukarıdaki" Adam Kadman'un bedenini oluşturan aynı kozmik elementlerden (sephirath) oluşur. Buna göre de Tanrısal İnsanAdam Kadmon sembolü kozmosun kendisinin de -aynı insanda olduğu gibi- hem bir ruh hem de bir bedene sahip olduğu fikrini ortaya koyar. Kabala Adam Kadmon'un vakumun içine ilk olarak işleyen İlahi Işığın Işını-kav tarafından açığa çıktığını öğretir. Bu açığa çıkış ise iki aşamada gerçekleşir: 1 . kav' dan yansıyan on ortak merkezli daire-egulim, 2. kav' ı "sarmalayan" insan benzeri bir varlık biçiminde (yaslıer).
Kabala'ya göre Tanrısal İnsan-Adam Kadman saf ışıktan oluşur ve hiçbir kap ya da taşıyıcı içermez. Onun vakumdaki genişlemesi, Tanrısal Kalıntı-res/ıimu'nun gücü ve buna ek olarak Adam Kadman'un kendi içinde var olan ışığın gücüyle (ışığın kapları yaratma potansiyeli) sınırlanır. Adam Kadmon, büzülmeden sonra T-nrı'nın İlahi Atziluth-İlk Çıkış Alemi 'ni ve ondan doğan diğer üç alt alemi (Briah-Yaratılış, Yetzirah-Şekillenme ve Asiah-Hareket) ortaya çıkarmak üzere ortaya koyduğu iradesinin ve mükemmel planının bir yansımasıdır. Böylece T-nn 'nın dört harfli Adına (IHVH), dört sephirath 'a (Bilgelik-C hachmah, Anlayış-Binalı, Güzellik-Tiphereth ve Krallık-Malchuth), ruhun dört alt seviyesine (Yaşayan Ruh-Chiah, İç Ruh-Neshamah, Dış Ruh-Ruach, Alt Ruh--Nephesch) karşılık gelen ve AB YA olarak adlandırılan dört alem (İlk Çıkış-Atziluth, Yaratılış-Briah, Şekillenme-Yetzirah, Hareket-Asiah) ile bağlantılı olmak üzere Adam Kadman, T-nnnın Kutsal Adı IHVH'in yad harfinin üst tırnağına (katzo shel yad), ruhun yechidah ' ına (ileride bahsedeceğiz) ve Hayat Ağacında ise Taç-Kether'e karşılık gelir. Son-
76
Y A R A T I L I Ş I N M E K A N L A R I
lu Yaratılış ' ın Tanrısal Planı ise Tanrısal İnsan-Adam Kadmon içinde saklıdır ya da potansiyel varoluş durumundadır. Bu Tanrısal Plan sephirotik sistemde ise Taç-Kether'de bulunur. Adam Kadmon'u oluşturan Adam ve Kadmon isimleri ise bu varlığın paradoksal doğasını son derece çarpıcı bir biçimde gösterir. Bir yanda yaratılmış bir varlık olarak Adam, diğer yanda ise ilksel, ezeli Tanrısallığın yansıması olarak Kadmon. Bu nedenle Kabala öğretisinde Adam Kadmon Mesih'in arketipal ruhunu, T-nrı 'ya ait olan Yaratılış 'ın en yüce "tacını" ve ilksel sonsuzluğu sonlu, yaratılmış gerçekliğe yansıtan Tanrısal "ortayı" simgeler. İşte bu noktada dışarıdan öğretiye, insana tanrılık atfettiği iddiası gelir: Tanrısal İnsan da ne demektir? İnsan hiç T-nrı olur mu? vs. Ancak sembolleri doğru bir biçimde anlamaya başladığımızda görürüz ki Adam Kadmon beşer insanı değildir. O İlahi bir varlıktır. Saf ışıktan oluşur ve fiziksel bir doğası yoktur. O, tezahürün devam eden aşamalarında beşer insanının şekillenmeye başladığı, Yaratılış ile fiziksel insan arasındaki bağlantı noktasıdır. O insanın arketipidir yani "yukarıda" yaratılan insandır ve beşer dediğimiz insan varlığı değildir. O, yaratılmış tüm alemlerin üzerindedir. Tüm bunlara rağmen yine de ve asla T-nn değildir. Kabala terminolojisinde Adam Kadmon İrade, Zeka, Duygu ve Hareketten oluşan bir anatomiye sahiptir. Bu yapının uzantısı ise kolaylıkla anlaşılabileceği gibi Yaratılış ' ın dört alemine eş değerdir (İrade-Atziluth, Zeka-Briah, Duygu-Yetzirah ve Hareket-Asiah alemi). Buna göre beşer insanının mikrokozmik anatomisi içinde Yaratılış' ın makrokozmik yapısı temsil ediliyor demektir. Bunu biraz daha açarsak; "sephiroth ve tüm alemler Adam Kadmon'dan çıkarlar" anlamına gelir. Bu çıktıların en yükseği ve yücesi ise İlk ÇıkışAtziluth Alemi'ni oluşturur'. Atziluth kelimesi İbranice "etzel" yani [T-nn'ya] "yakın" kelimesinden çıkar. Özellikle Rabbi /saac Luria takipçilerine göre İlk Çıkış Alemi-Atziluth'un bile üstünde yer alan Adam Kadmon Alem' i o kadar yücedir ki Sınırsız olan-Ain Soph'tan neredeyse ayırt edilemez. T-nn'ya bu kadar yakın olmak suretiyle Adam Kadmon bu alemden, diğer alt alemlerde birbirini izleyen olayların seyrini yönetir.
77
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
En alt alemde (Hareket-Asiah) ise fiziksel bedenimiz bulunur. Milyonlarca yılda evrimleşen bu fiziksel yapı dünyevi koşullara uyarlanmış belirli ilkeler üzerine kurulmuştur ve kökleri, varoluşu yöneten arketipal yasalarda (sephiroth) bulunmaktadır. Dolayısıyla en elemente! bazda baktığımızda fiziksel beden [sembolik olarak] toprak, su, ateş ve hava ile etkileşimli olarak çalışmaktadır. Fiziksel bedenimizin belirli sistemleri Hayat Ağacının belirli sephiroth 'u tarafından yönetilir. Bu sistem aynı biçimde kimyasal olaylar, elektronik aktiviteler vs. için de geçerlidir. Dolayısıyla sephiroth ya da Hayat Ağacı model olarak tüm fiziksel Yaratılış'a uygulanabilir. Ağaç içinde yukarıya doğru çıktıkça (Şekillenme-Yetzirah filemine) bir bağlantı olan eterik bedene oradan ruhsal bedene ve kitabımızın ilerleyen bölümlerinde anlatacağımız ruhun üst seviyelerine (Yaratılış-Briah Alemi 'ne) doğru çıkılır. Tanrısal İnsan-Adam Kadmon, bulunduğu bu en üst filemde sadece sephiroth ve alt alemlerin oluşmasını sağlamaz, ama aynı zamanda onların yeniden yapılanmasını ve düzeltilmesi prosesini de yönetir. Bu proses gereği Adam Kadmon 'dan çıkan ışıklar kırılmış kaplan yıkar, arındırır ve onların partzufim-suretlere dönüşerek düzeltilmelerini de sağlar. Buna göre Tanrısal İnsan-Adam Kadmon sadece alemin oluşumunun değil onun kurtuluşunun da bir aracıdır. Yani filemin kurtuluşunu (Tikkun) sağlamak ve onu yeniden, geldiği Tanrısal Kaynak'a geri döndürmek erkek ve kadını bir arada ifade eden insanın elindedir. İşte Tnrı 'nın suretinde yaratılan insandan kastedilen budur. Kabala'ya göre insan fiziksel ve ruhsal özellikleriyle tüm Yaratılış 'ın bir minyatürüdür. Tipik kabalistik bir deyimle; "Bir insan tüm Yaratılış' a eş değerdir. Bir insan minyatür bir Alemdir." (Rabbi Nathan)
Sephiroth ya da Hayat Ağacı modelinin fiziksel ve ruhsal filemlere uygulanışını gösteren kabalistik şema aşağıdaki gibi verilebilir:
78
Anatomi Yetzirah ve asiah
akıl ve beden , , ı ı , , ' \ \ I 1 / I /
','V..J(J",,"' atziluthun malchuthu briah ın tipherethi yetzirahın ketheri
Şekil-6
K A B A L A : " S I N J R S I Z " A Y O L C U L U K
Yukarıda da açıklandığı gibi, Adam Kadmon'un insan-yosher boyutu, insan biçimi bir form ya da suret içerir. Adam Kadmon'un tezahürün içindeki ana amacı ise T-nrı'dan yansıyan ışıkları tutmak, içinde taşımak ve dış gerçekliğe yayabilmek için onları tutacak kaplar oluşturmaktır. Bu amaç ile tezahürün bundan sonraki aşamasında, bir "yüz" ya da "suret" biçiminde sembolize edilen Adam Kadmon 'un yine sembolik olarak kulak, burun ve ağzından ışıkların yayıldığı bir proses başlar.
Bağlama-Akudim, Noktalar-Nekudim ve
Bağlantı-Brudim Alemleri
Tanrısal İnsan-Adam Kadmon yaratıldıktan sonra, sıra içinde Tnrı 'nın Kendini görebileceği varlıkların bulunacağı Yaratılış 'ın
alemlerinin oluşturulmasına gelmiştir. Bu amaçla T-nrı 'nın Sonsuz Işığı Adam Kadmon'dan aşağıya doğru, parlaklığını yaratılmış varlıkların dayanabileceği seviyelere doğru azaltarak inmeye devam eder. Bu aşamada Adam Kadmon'dan üç ayrı alem tezahür eder. Bunlar: 1 . Bağlama Alemi-0/am Ha'Akudim, 2 . Noktalar Alemi-0/am Ha' Nekudim, 3. Bağlantı Alemi-0/am Ha' Brudim.
A. Bağlama Alemi-Akudim: Akudim-Bağlama Alemi, Tanrısal İnsan-Adam Kadmon'dan yaratılan kaptan doğan ilk alemdir. Bu aleme ait on ışık (sephiroth) tek bir kabın içinde bulunur. Tüm ışıklarının yan yana bir tek kap içinde bağlı bulunmasından dolayı bu alem bir bağlama alemi olarak adlandırılır. "Aşağısı Yukarısı ve Yukarısı da Aşağısı gibidir." ilkesi uyarınca bu Tanrısal seviyenin fiziksel alemde ve insan ruhunda yansıması, kişinin tüm zihinsel ve duygusal niteliklerinin, kendilerini açıklamak ya da ifade etmek için tek bir yol ya da davranış içermeleri durumuna karşılık gelir. Kolay anlaşılması bakımından bu aşamayı tüm değişen duygularım ancak tek bir kelimeyle (ya da ağlama ile) ifade edebilen bir bebeğin durumuna benzetebiliriz.
80
Y A R A T I L I Ş I N M E K A N L A R I
Bu tek kaba sığamayan ışıklar sürekli bir gidiş geri dönüş-mati v' lo mati dinamiği içine girerler (kelime anlamı olarak "ulaşan ve ulaşamayan"). Adam Kadmon 'un "ağzından" inen bu ışıklar Akudim-Bağlama Alemi 'nin kabına girerler ve sonra bir kısmı tekrar kaynaklarına Adanı Kadmon'un "ağzına" dönerler ve bu hareket yukarıdaki dinamik uyarınca sonsuza kadar sürer. Bu hareket kadim Sepher Yetzirah'ta şöyle belirtilir. "Hiçliğin on sephiroth 'u . .. Men ederler ağzını konuşmaktan ve kalbini düşünmekten ... Ve eğer kalbin kaçarsa senden, geri döndürürler onu ait olduğu yere. O yüzden denmiştir ki: "Yaşayan Yaratıklar gider ve geri dönerler." (Ezekiel 1 :24). Ve işte anlaşma bu gizem üzerine inşa edildi . . . "(Sepher Yetzirah M.S. 2. yy.)
B. Noktalar .Aıemi-Nekudim: Bağlama Alemi-Akudinı'in yaratılışından sonra Tanrısal Işık, Adanı Kadmon'dan aşağıya doğru tezahür etmeye devam eder ve giderek parlaklığını azaltarak aşağı seviyelere doğru iner. Bu aşamada bu alemin on ışığım (sephiroth) içermek üzere on bağımsız kap yaratılır. Yaratılan bu kaplar küçüktür, tam oluşmamıştır ya da olgunlaşmamıştır. Kaplar ancak noktalar olarak göz önüne alınabilir. Bu nedenle de burası Nekudinı-Noktalar Alemi olarak adlandırılır. Tek bir kapta bulunan on ışığın gidiş geri dönüş-nıati v' lo mati dinamiği ile serbestçe içeri ve dışarı akabildiği Akudinı-Bağlama aleminden farklı olarak, Nekudinı-Noktalar Alemi'nde ışıkların tümü onlara karşılık gelen sephiroth'un içine zorlayarak girerler ve onları birer birer "kırarlar". İnsan ruhunda ise bu durum, sahip olduğu nitelikleri açıklamak amacıyla, farklı ama çok sınırlı bir dil ya da deyimler kullanan, henüz olgunluğa erişmemiş bir gencin durumuna benzetilebilir. Bu, insan vücudunun fizyolojisiyle bağlantılı olarak ölüme de benzetilebilir. Ölümde olduğu gibi ışıklar (ruh) kaynaklarına geri döner, kınlan kaplar (bedenin fiziksel uzuvları) ise gerçekliğin daha aşağı alemlerine doğru inerler (toprağa gömülürler). Ama kınlan kapların içinde, yaşam gücünün geçici olarak saklanmış ve inaktif kıvılcımlan-nitzozot
81
K A B A L A : " S I N I R S ı Z " A Y O L C U L U K
kapların "yeniden dirilmesini" sigorta etmek için kalırlar. NekudimNoktalar Alemi Kabala öğretisinde genelde Kaos Alemi-Tolıu olarak değerlendirilir. İki alem Bağlama-Akudinı ve Noktalar-Nekııdim kaosun iki durumu olmak üzere "kararlı kaos" (Akııdim, kaosun kırılmaz durumu) ve "kararsız kaos" (Nekudim kaosun kırılan durumu) halini belirtirler. Günümüzde ortaya konulan modem Kaos Teorisi ise bu iki kaos durumunu fiziksel dünyaya istinaden tanımlar.
Noktalar Alemi 'nde bulunan ve Adam Kadmon sembolizminde O 'nun gözlerinden yayıldığı ifade edilen ışıklar; yaşamındaki ana amacı T-nrı'nın bir habercisi ya da temsilcisi olarak davranan -ve bu sayede T-nrı'nın Işığını ve İyiliğini tüm gerçekliğe ve insan bilincine yaymak ve nüfuz etmek suretiyle onların T-nrı 'yı dünyanın Kralı olarak tanımalarını sağlamak olan- insanlığın ruhlarının köküne karşılık gelir. Bu anlayışa dayanarak, kapların kırılması (bkz.Klippoth) olarak ifade edilen aşama bu ilk temsilcilerin istedikleri amaca ulaşamadıkları anlamına gelir. Yani bu aşama Kabala' da sembolik olarak, T-nrı 'nın tüm gerçekliği tek başına idare ettiği değil ama to/ıu-kaosun her bir "kralının" (Torah'ta lsrael'den önce hüküm süren Edom kralları olarak geçer) "Ben yöneteceğim!" iddiasıyla alemi yönetmeye çalıştıkları aşama olarak öğretilir. Oldukça karmaşık gibi görünen bu aşama aslında insana T-nrı 'yı arayış yolunda, serbest seçme olanağının verildiği aşamadır. Daha ileride ayrıntılı biçimde anlatacağımız ve Kabala'da Kapların Kırılması olarak öğretilen olayın başlangıcı olan bu aşama, insana serbestçe seçebilmesi için iyi ve kötünün ayrı ayrı verilmesinin başlangıç aşamasıdır. Evrenlerin yaratılışı sırasında ki, henüz dengenin muvazenesinin oluşmadığı kaos aşamasını tanımlar. Ne kadar tanıdık geliyor değilmi? Bilim adamları büyük patlama (Big Bang) öncesi bir kaos durumunu bu yüzyılda öngördüler; halbuki Kabala'da birkaç bin yıl önce ifade edilmişti.
82
Y A R A T I L I Ş I N M E K A N L A R I
D. Bağlantı-Brudim ve Düzeltme-Tikkun Alemleri: Kabala'ya göre, Nekudim-Noktalar Alemi 'nin kaplarının kırılmasından sonra Tnrı, Adam Kadmon 'un "alnından" (sembolik olarak) yeni bir ışık çıkardı ve bu ışık Brudim-Bağlantı Alemi tarafından doldurulan aleme indi. Bu yeni ışığın gücü ve amacı tohu-kaosun yukarıda bahsettiğimiz kırılan kaplarını yeniden yaşama döndürmek yani onları diriltmek ve ıslah etmek ya da düzeltmektir. Bu düzeltme prosesi nihai olarak Atziluth-İlk Çıkış Alemi'nde tamamlanır. Daha aşağıda yer alan üç alemde gerçekleşen (Yaratılış-Briah; Şekillenme-Yetzirah, Hareket-Asiah) düzeltme prosesi ise içine gerçekliği ıslah etmek amacıyla (Tikkun) Tanrısal Ruh'un-Ruach Ha Kodeslı yeni bir ışıkla parladığı, insanlığın T-nrı 'ya olan hizmetine bağlıdır. İnsanların benliklerini T-nrı ile birleştirme ve varlıklarını T-nrı'nın Varlığı içinde eritmeleri yolundaki erdemli çabalarıyla da T-nrı Alemin Kralı olmuştur. Kabala terminolojisinde Bağlantı Alemi 'nin bu yeni ışığı Ne-Malı adıyla anılır. İbranice bir kelime olarak Malı, Musa'nın kendi benliğini T-nrı 'nın benliği içinde eritmesini (bitul) vurgulamak için kullandığı "Ne[yim Ben]?" deyişine karşılık gelir. Yaşam gücü kıvılcımları ile birlikte kaosun kapları ise Ban olarak adlandırılır.
Kaos 'un kırılan kaplarını düzeltme işleminin sırrı Ban isminin her noktasının, Malı ismi içinde kendisine karşılık gelen "ruh eşinin" ruhuyla "evlenmesi"olarak ifade edilir. Malı (düzeltme kuvveti) evlilikte erkek bileşeni, düzeltilmesi gereken fiili gerçeklik (Ban) ise evlilikte dişi bileşeni simgeler. Dolayısıyla Kabala'da Düzeltme Alemi-Tikkun evliliğin alemi olarak görülür. Varlığın bir önceki aşamasında (Tolıu-Kaos Alemi'nde) ise "krallar daha evlenmemiştir". (Aslında evlenmek için henüz gençlerdir.) Düzeltme alemi ise olgunluğun, evlenmek için gerekli fizyolojik ve psikoloijk durumuna karşılık gelir. Zolıar'da bu düzeltilmiş durum "mükemmel denge" olarak adlandırılır. Burada erkek ve dişi komponentler "yüz yüze" olacak biçimde, gerçekliğin her noktasında vardır ve birleşmiştir- B irdir.
83
İlk Çıkış Alemi-Atziluth
TannsalATezahür 'ün bu aşamasında yaratılan ilk alemAtziluth-İlk Çıkış Alemi' <lir. Kabalistik öğretide bu alem, içinde yalnızca
Tanrısal İnsan-Adam Kadmon 'un ikamet ettiği ve "kendi bilincinin tamamen farkında olan" ve saf ışıktan oluşmuş bir mekandır. İlk Çıkış-Atziluth seviyesi beşer insanının bilincine ve idrakine tamamıyla kapalıdır. T-nn 'nın Sonsuz Işığı bu aşamadan başlayarak ve giderek daha da somutlaşarak aşağıda yer alan yaratılmış alemlere doğru, parlaklığını yavaş yavaş azaltarak inmeye devam eder. Ancak bir kere daha vurgulayalım ki, gerçekte ışığın parlaklığı değişmez sadece yaratılmış varlıklara giderek parlaklığını yitiriyormuş gibi görünür. Işığın giderek zayıflaması ise filemlerin yaşabilmesi ve ayakta kalabilmesi için gerekli olan bir şeydir. Daha önce de belirttiğimiz gibi böyle olmasaydı T-nn'nın Sonsuz Işığı'na doğrudan maruz kalan hiçbir alem varlığını sürdüremezdi. Yaratılış ' ın varlığı açısından çok önemli olan bu kavramı bir örnekle açıklamaya çalışalım:
Evimizdeki televizyonun fişini bir nükleer reaktörün çıkışına doğrudan bağladığımızı düşünelim. Sonuç ne olacaktır? Tabii ki televizyonumuz o muazzam gücün, gerilimin şiddetine dayanamayıp yanar. Ama o nükleer santraldan çıkan gerilimin şiddetini trafolardan geçirmek suretiyle kademe kademe düşürerek evimize getirdiğimizde artık televizyonumuzu sorunsuz bağlayabilecek bir seviyeye indirmiş oluruz. İşte benzer bir durum burada da söz konusudur. Eğer T-nrı 'nın Işığı Sonsuz Kaynağındaki şiddetiyle bizim alemimize inse bir an bile var olamayız. Bu nedenle İlk Çıkış Alemi 'nden başlayarak aşağıya, bizim sonlu fiziksel alemimize kadar her bir alem T-nn 'nın Sonsuz Işığını bir tür filtre etme görevi görür. Böylece sonlu alemimiz ve biz T-nn'nın Işığı'nı zarar görmeden ve varoluşumuza bir zarar gelmeden alacak düzeye gelmiş oluruz.
Atziluth-İlk Çıkış Alemi 'ni kendisinden sonra gelen üç alt alemden farklı kılan özelliği onun, kendi varlığının tamamıyla bilincinde olmasıdır. Altında yer alan diğer alemler ise ondan yaratılmış
84
Y A R A T I L I Ş I N M E K A N L A R I
alemlerdir. Her alemde bir Hayat Ağacı olduğunu daha önce belirtmiştik. Tanrısal Atıiluth Alemi diğer alemleri doğuran alem olması sıfatıyla bilinçli bir alemdir. Bu alemin Taç-Kether'i ise bizim fiziksel gerçekliğimizin başlangıç noktasını oluşturur. İlk Çıkış-Atıiluth Alemi 'nin Taç-Kether'i [Sonsuz Işığın ilk aşamasından başlayarak bizim sonlu fiziksel alemimize kadar olan tezahürünün başlangıcını oluşturması nedeniyle] kabalistik açıdan büyük öneme sahiptir. Zohar'ın açılış kitabı olan Siphra Dtıenioutha-Örtülü Gizem Kitabı bu aşamayı son derece ağır bir sembolizmle ve ayrıntılı biçimde işler. Zohar'ın bunu yaparken kullandığı sembolizm ise Taç-Ket
her'in suretleridir. Daha önce sephiroth 'u bölümlendirmenin bir yolunun onu profillere, suretlere-partıufim ayırmak olduğunu söylemiştik. Kabala'da bir profil ya da suret her bir sephira'nın (ya da grup olarak sephiroth'un) kendi bağımsız on sephiroth'unu (ya da Hayat Ağacını) oluşturduğu, insan suretinin mecazi bir figürü ya da şeklidir. Kabala, İlk Çıkış-Atıiluth aleminin Taç-Kether'inin bu suretlerini ya da seviyelerini aşağıdaki biçimde ifade eder.
Taç-Ketlıer'in suretleri
A. Günlerin Kadimi-Atik Yomin: İlk Çıkış-Atıiluth aleminin TaçKether'inin ilk sureti Günlerin Kadimi-Atik Yomin adını alır. Günlerin Kadimi (İng.The Ancient of Days), Taç-Kether'in Tanrısal Haz'zın bilinç üstü gücüne karşılık gelen içsel suretidir. Atik Yomin Aramice bir terimdir. Kutsal Kitap'ta ve Daniel 'in kitabında açıkça görülür ve Daniel'in "Mesihin gelişi" vizyonunda görülen Kaadir-i Mutlak T-nrı kavramına karşılık gelir. Kabala'da bir alemin TaçKether'i onu bir önceki yüksek aleme bağlayan bir orta kademe olarak hizmet görür. Her orta kademe kendi içinde iki seviye içerir ve böylece bu seviyelerden her biri iki değişik ve genelde birbirine zıt bu alemlerden birine, diğeri ise diğerine bağlanır. Bu örnekte olduğu gibi Günlerin Kadimi-Atik Yomin sureti, bir üstteki alemin içsel parçası ve uzantısı olarak; Taç-Kether'in diğer sureti Uzun Yüz ya
85
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
da Sonsuzluğun Yüzü-Ariclı Anpin ise, bir aşağıdaki alemin fiili başlangıcı ve dışsal bir parçası olarak iki alemi birbirine bağlar. Dolayısıyla Günlerin Kadimi-Atik Yomin "üstekinin altı" olarak anılırken Uzun Yüz-Ariclı Anpin 'den "alttakinin üstü" olarak bahsedilir. Atik Yomin terimi "alemin günleri" (yaratılmış gerçekliğin bilinci) ile ilişkili olarak Mutlak Yüceliği belirtir. Atik kelimesi Aramice "kadim" anlamına ek olarak "kopya" anlamını da taşır. Bu nedenle o Kabala'da, bir alt alemin üstüne daha yukarıdaki bir alemi kopyalayan Tanrısal Güç olarak da nitelendirilir.
B. Uzun Yüz, Sonsuz Sabırlı Olan-Arich Anpin: Atzilutlı-İlk Çıkış Alemi 'nin Taç-Ket/ıer'inin ikinci sureti olan Ariclı Anpin Kabala'da "Uzun Yüz" ya da "Sonsuz Sabırlı Olan" olarak ifade edilir ve Taç-Ketlıer'in Tanrısal İrade'nin bilinç üstü gücüne karşılık gelen dışsal suretini gösterir. Ariclı Anpin terimi Arich-uzun kelimesinin sonsuzluk kavramını belirtmesi nedeniyle Kabala' da genelde "sonsuzluk" ya da "sonsuz güç" kavramı ile tanımlanır. Dolayısıyla O, ulaşılması, incelenmesi mümkün olmayan T-nrı'nın Gizli İradesidir. Kabala öğretisinde Uzun Yüz-Arich Anpin T-nrı 'nın alemi yaratmak için insan bilgeliğinin ve anlayışının tamamen ötesinde olan Kendi Motivasyonunu ifade eder.
C. Bilinmeyen Yüz-Raslıa D'Lo ltyada: Zohar, Taç-Ketlıer'in bu seviyesini; "Bilinmeyen Yüz ne bilen ne de bilinen Yüz'dür" sözleriyle tanımlar. Bu tanıma göre Taç-Kether'in bu seviyesi ne kendi iç varlığının bilincindedir ne de onun dışındaki herhangi bir bilinç seviyesi tarafından bilinir. Kabala'da açıklandığı üzere bu seviye İlk Çıkış-Atziluth Alemi 'nin Taç-Kether'inin üç yüce "yüzünden" en yükseğidir. Bilinemeyen Yüz seviyesi Kether'in içsel profili olan Atik Yomin-Günlerin Kadimi 'nin üst üç sephiroth 'unu (Taç-Kether, Bilgelik-Chochmah ve Anlayış-Binalı) içerir (her profilin kendi on sephiroth 'unu oluşturduğunu unutmayalım). Geri kalan yedi sephiroth ise Sonsuz Sabırlı Olan-Arich Anpin içinde "sarılmıştır". Bili-
86
Y A R A T I L I Ş I N M E K A N L A R I
nemeyen Yüz'ün üst üç sephirotlı 'u ise hiçbir profilin hiçbir seviyesi tarafından çevrelenmemiştir. Bu nedenle o, "Açımlanmış Yüz" olarak da adlandırılır. Bunun nedeni sadece bilinç olarak açılmış olması değil ama doğası olarak hiçbir başka gerçekliğe tarafından kapsanmamış ve saklanmamış olmasıdır. İnsan ruhunda ise Bilinemeyen Yüz, her insanın T-nrı'ya karşı duyduğu saf inancın kaynağıdır. İnsanın doğasında var olan bu inanç, gelecek dünyanın sonsuz hazzının derin bir varoluşsal duygusunu içerir. Bu da Bilinemeyen Yüz suretinin neden Kether 'in iç profili olan Atik Yomin-Günlerin Kadimi'nin başı olduğunu ve neden genelde ruhun bilinç üstü hazzına karşılık geldiğini açıklar.
D. Hiçliğin Yüzü-Resha D'Ayin: Hiçliğin Yüzü olarak adlandırılan bu seviye, Günlerin Kadimi-Atik Yomin profilinin Uzun Yüz-Arich Anpin içinde çevrelenmiş durumda olan yedi alt sephiroth'una karşılık gelir. İnsanlığın Tanrısal Ruh'unda var olan haz ve huzurun en üst duygusu onun gerçek "hiçlik" duygusudur. Her ne kadar insanın dünyevi ruhu yani nefsi-nephesch, hazzı "bir şey" ya da "varlıksal" olarak deneyimlerse de Tanrısal Ruh-Ruach Ha Kodesh hazzı "hiçlik" olarak deneyimler. Yalın sözlerle söylersek: "bağımsız bir varlık olarak ne kadar az var olursam, ne kadar az yer kaplarsam, o kadar iyi hissederim" biçiminde algılar. Gerçekliğin ilahi kaynağının deneyimlenmesinin verdiği haz yani tüm varlığın yaratıldığı Tanrısal Hiçlik, kişinin kendi benlik duygusunu hiçlik durumuna indirgemesine neden olur. Kabala sembolizmi varlığın bu seviyesi hakkında şöyle der: "Bilgelik hiçbir şeyde bulunur". Hiçlik, özgecilik ya da benliksizlikbitu/ konusuna ilerleyen bölümlerde ayrıntılı olarak değineceğiz.
E. Sonsuzluğun Yüzü-Resha D'Arich: Sonsuzluğun Yüzü sureti genel olarak Arich Anpin-Sonsuz Sabırlı Olan'a yani Taç-Kether'in ruhta bilinç üstü iradeyi simgeleyen dış profiline karşılık gelir. Özelde ise onun Taç-Kether'i yani Adam Kadmon'un kafatasına (Gulgalta). Zohar der içi: "Her kim küçükse, [o] büyüktür." Varo-
87
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
luşsal küçüklüğün ya da hiçliğin deneyiminden (Resha D 'Ayin ' in deneyimi) sonra sonsuz genişlemenin deneyimi gelir (Resha D 'Ayin ' i çevreleyen Resha D'Arich'in deneyimi) yani yeni ve düzeltilmiş gerçekliği yaratan iradenin gücü. Kabala'da bu şöyle ifade edilir: "Hiçbir şey iradenin yüzünün önünde duramaz".
F. Kafatası-Gulgalta: Gulgalta-Kafatası, Arich Anpin-Uzun Yüz profilinin Taç-Kether'idir ve Kabala'da "iradenin kaynağı" ol�rak tanımlanır. Yani O, "iradeyi yaratan iradedir." Kafatasının içinde Atik Yomin-Günlerin Kadimi'nin Sevgi-Chesed'i çevrelenir. Burası "iradeye" giden "hazzın" ilk buluşma noktası ve bağıdır. İrade ve hazzın birliği (iki karşıt kavram, haz doymuş, irade ise doymamıştır) Kabala'da "istek" (arzu) olarak tanımlanır ve hem elde etmek üzere bir amaca yönelik iradeyi hem de amaca ulaştıktan sonraki haz ve tamamlama duygusunu belirtir. İstek duygusunu ruhta uyandıran ise kişinin iradesinin bir şeyin sonucuna giden "nedene" doğru değil ama o şeyin "sonucuna" doğru olmasıdır. Alemin yaratılışına ilişkin olarak söylenen ifade bunu açıklar: "T-nrı nasıl istediyse O, öyle yaptı".
G. Gizli Beyin-Mocha Stima'ah: Gizli Beyin ya da Gizli BilgelikChochmah Stima' ah, Arich Anpin-Uzun Yüz profili içindeki Bilgelik-Chochmah sephira'sıdır ve iradenin gücünün içinde bulunan bilgeliğin kaynağıdır. Chassidut öğretisinde "yeni zekalar oluşturma gücü"-coach hamaskil olarak da anılır. Kabala'da, Gizlenmiş Beyin seviyesinde "irade için gizli bir neden vardır" denir. Bu seviyede sebep ile sonuç arasında açık bir ayrım görülür. Her sebep bir sonuç uğrunadır. İşte bu, iradenin arkasındaki gizli mantıktır.
Atik Yomin-Günlerin Kadimi'nin Gevurah-Sertlik niteliği, Uzun Yüz-Arich Anpin'in Bilgelik-Chochmah sıfatı olan Gizlenmiş Beyin içinde çevrelenmiş durumdadır. Bu sephira gerçekliği ölçen ve sınırlayan gücün kaynağıdır. Gizlenmiş Beyin yaratılmış tüm varlıkların sınırlarını belirleyen seviyedir. Dolayısıyla Atik Yomin-
88
Y A R A T I L I Ş I N M E K A N L A R I
Günlerin Kadimi 'nin Chesed-Merhamet sıfatını çevreleyen Kafatası-Gulgalta İlk Çıkış Alemi-Atziluth 'un "ışıklarının" en yüce kaynağıyken, Mocha Stima' ah-Gizlenmiş Beyin de aynı alemin "kaplarının" yüce kaynağıdır. Saklı beyin henüz ıslah edilmemiş aydınlatmanın ve düzeltmenin yüce gücünü içerir ve mantık-üstü sezgisel gücü kullanarak düzeltilmemiş bu gerçekliğin içinde yakalanmış ve gizli halde bulunan Tanrısal kıvılcımlan tanımlar. İçsel iradesinin gücü ile (ki O iradenin bilgeliğidir) kutsal kıvılcımlan içinde bulundukları esaret ve sürgünden- çıkartabilir ve "rehinden kurtarabilir". Kabala; "Mesihin içinde bulduğumuz ilk güç yeni zekalar oluşturmanın gücüdür" der. İncil'de /saiah'da yazdığı gibi: "Bak ve Gör! Hizmetçim [Mashiach] başaracak". Kabala'ya göre Mesihin ilk "başarısı" Tannsal'ın düşen kıvılcımlarının (sürgündeki ruhlar ve dünyevi gerçekliğin her yerinde bulunan kıvılcımlar) bedelini ödemek, kurtarmak ve onları tam Tanrısal Bilinç durumuna yükseltmektir.
H. Sakal-Dikna: Kabala sembolizminde Ari eh Anpin-Uzun Yüz 'ün "sakalı" Tanrısal Merhamet'in on üç ( 13) ilkesine karşılık gelen on üç kısmı ya da "düzeltmenin on üç bağımsız seviyesini" (Tikunei Dikna) içerir. Bu sembolizmde sakalın her bir "teli" Uzun Yüz'ün içindeki sonsuz ışığın açığa çıkabilmesine ve İlk Çıkış-Atziluth Alemi 'nde geçerli olabilmesine imkan vermek ve böylece onların üzerine T-nrı'nın sonsuz merhametini yaymak amacıyla sınırlayan tzimtzum-büzülme prosesinin ayn bir gücünü simgeler. Dikna-Sakalın, "gerçeğin" Tanrısal ilkesine karşılık gelen yedinci bölümü (ortası ya da merkezi, 7 sayısı 13 sayısının ortasıdır.), Arich AnpinUzun Yüzün sakalla kaplanmamış kısmı olan "yanaklarıdır". Burada Uzun Yüz'ün ışığı tzimtzum olmadan parlar. Yüzün ışığından üç yüz yetmiş (370) ışık olarak bahsedilir ve hakkında şöyle denir (Zohar, Siphra Dtzenioutha): "Yaşam, Kralın yüzünün ışığındadır". Sakalın sekizinci ve on üçüncü kısımlan sırasıyla Tanrısal akışın yüksek kaynağı ve alçak kaynağı olarak tanımlanır. Yüksek kaynak
89
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Arich Anpin-Uzun Yüz'den Abba !la' ah-Yüksek Baba1 olarak adlandırılan seviyeye alçak kaynak ise yine Arich Anpin-Uzun Yüz'den lmma !la' ah-Yüksek Ana olarak adlandırılan seviyeye akan yaşam-gücünün kaynağıdır. Dolayısıyla genel olarak Arich Anpin-Uzun Yüz'ün Dikna-Sakalının gizemi, Uzun Yüz'ün henüz sonsuz olan ışıklarıyla onun arkasından gelen İlk Çıkış-Atziluth aleminin profillerinin nispeten sonlu ışıklarının ve kaplarının arasında bir köprü olmasıdır. İnsan ruhunda ise bu kavram, ruhun bilinçüstü ile bilinci arasındaki köprü olarak açıklanır.
Sonsuz Işığın kademeli tezahür aşamalarında oluşan ilk alem olan Tannsa! İlk Çıkış-Atziluth Alemi 'nin ilk sephira'sı olan TaçKether' inin seviyelerini kısaca açıkladıktan sonra aynı alemin Hayat Ağacının diğer aşamalarında yolculuğumuzu · sürdürmeye devam ediyoruz. Yukarıda ayrıntılı biçimde anlattığımız ilk sephira Taç-Kether'in suretlerinden sonra sıra ikinci sephira olan BilgelikChochmah'a ve hemen ardından üçüncü sephira olan Anlayış-Binah'a gelir. Kabala'da birbirinden asla ayrılmayan iki yoldaş olarak nitelendirilen bu iki seviyenin suretleri aşağıdaki biçimde açıklanır:
Bilgelik-Clıoc/ımah ve Anlayış-Binah'ın suretleri
A. Baba-Abba: Kabala'da Abba-Baba kavramı ile sembolize edilen bu seviye, İlk Çıkış-Atziluth Alemi 'nin Hayat Ağacı'nın BilgelikChochmah sephira'sının genel profilidir. O, Atziluth 'ta bulunan ilk "bilinçli" güç, ilk yıldırım ya da ruhun iç gözüne görünen görüşün çakan şimşeğidir.2 Baba-Abba sureti kendi içinde iki alt profile bölünür. Bunlar Yüksek Baba-Abba İfa' ah ve Aşağı Baba-Jsrael Saba olarak ifade edilirler. Yüksek Baba, genel Baba suretinin ilk üç Sephiroth'unu (Kether-Chochmah-Binah) içerirken Abba !la' ah-Aşağı Baba genel Abba-Baba suretinin son yedi sephiroth 'undan tam bir
1 Bkz. İlk Çıkış Alemi -Atziluth. 2 Çakan şimşek sembolü Kabala'da Tanrısal "fikrin" en tepeden başlayarak tüm
Hayat Ağacı boyunca bizim sonlu fiziksel alemimize kadar inişini sembolize eder. (Bkz. Şekil 7)
90
Pasif
İrade
/,.- ..... , \ 1 Daath \ \ Bilgi I '
.... _ _ .,,
Yaratılışın Çakan Şimşeği
Şekil-7
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
profil olarak gelişir. Abba-B aba profili Kabala' da genelde Ari eh Anpin-Sonsuz Sabırlı Olan suretinin "sağ yanını" "oluşturur". Yüksek Baba-Abba /la' ah, Sonsuz Sabırlı Olan-Arich Anpin' in "çenesinden" başlayarak "göğsüne" doğru uzanırken Aşağı Baba-/srae/ Saba "göğsünden" "midesine" doğru uzanır. Zohar tarafından son derece ayrıntılı olarak ifade edilen bu sembolizm biraz karmaşık görünmekle birlikte İlk Çıkış Aiemi-Atziluth'ta ikamet eden tek varlık olan Tannsa! İnsan-Adam Kadmon'u tam bir insan figürü olarak düşünürsek, Uzun Yüz-Arich Anpin onun Taç-Kether'i ·yani başıdır (dışsal sureti) . Kabala'da eril ya da sağ taraf her zaman T-nrı 'nın Merhamet sıfatını ifade eder. Bu tanıma göre Yüksek Baba-Abba /la' ah sureti Tannsa! İnsan-Adam Kadmon'un sağ tarafını sembolik olarak çenesinden bacak kısmına kadar oluşturuyor demektir.
B.Ana-Imma: Ana-/mma sureti İlk Çıkış-Atziluth Alemi'nde Anlayış-Binah sephira'sından gelişen genel profildir. O, Atziluth'taki ikinci "bilinçli" güçtür ve aklın bir fikri kavrama, geliştirme ve onu bilincin içine entegre etme yeteneğini ortaya koyar (Ana-/mma'nın Baba-Abba'dan aldığı, tam olarak gelişmemiş bir anlayış). Bu profil bir gerçeği, o .gerçek kişinin bilincine tamamen yerleşene kadar "duyma", onun üzerinde düşünme ve tasarlama yetisinin ruhsal gücünü ifade eder. Ana profili de kendi içinde iki alt profile bölünür. Bunlar Yüksek Ana-lmma /la' ah ve Aşağı Ana-Tevunah olarak ifade edilirler. Yüksek Ana-/mma /la' ah genel Ana-/mma suretinin ilk üç sephiroth'undan doğar ve tam bir profil oluştururken Aşağı Ana sureti genel Ana suretinin son yedi sephiroth 'undan gelişir ve tam bir profil oluşturur. Genel profil olan lmma-Ana Uzun Yüz-Arich Anpin'in "sol yanını" "oluşturur". Özelde ise Yüksek Ana-lmma /la' ah sureti Uzun Yüz-Arich Anpin'in "çenesinden" "göğsüne" doğru uzanırken Aşağı Ana-Tevunah sureti "göğsünden" "göbeğine" doğru uzanır. Burada, yukarıda Baba-Abba suretine benzer biçimde Adam Kadmon'un bu sefer sol yanını oluşturuyoruz. Kabala' da sol taraf her zaman Sertlik ve Yargı niteliğini sembolize eder.
92
Y A R A T I L I Ş I N M E K A N L A R I
Kabala'da öğretildiğine göre, Baba-Abba ve Ana-Jmma suretlerinin iki alt profili Yüksek Baba-Abba /la' ah ve Yüksek Ana-Jmma /la' ah "Bir" olmak üzere birleşirler. İki alt profil olan Aşağı Baba/srae/ Saba ve Aşağı Ana-Tevunah da yine aynı biçimde birleşirler ve "Bir" olurlar. Şimdi bu dört profili tek tek kısaca açıklayalım.
Yüksek Baba-Abba Ila'alı: Bu profil, Bilgelik-Chochmah sephira'sından gelişen ve birli_kte Baba-Abba temel profilini oluşturan iki alt suretin en yüksek olanıdır. Zohar'da; "Uzun Yüz-Arich Anpin 'in sağ kolunu çeneden göğüse kadar çevreler" biçiminde ifade edilen Yüksek Baba-Abba /la' ah profili, Tanrısal Enerji ya da Işık'ın üst kaynağı-Maza/ Elyon'u ortaya koyar. O 'nun hakkında şöyle denmiştir: "O şefkati korur."
Yüksek Baba-Abba /la' ah sureti Chassidut'ta birinci patriark* Abraham 'ın (ki isminin ilk iki harfi Ah-Baba kelimesi ile başlar) arketipal ruhuyla tanımlanır. Abraham hakkında şöyle denir: "Doğudan parlayan kimdir?" Kabala'ya göre Abralıam fileme yeni bir ışık ışını gibi parlar. O'nun ruhu sonradan kansı Saralı' ın arketipal ruhuyla sembolize edilen Yüksek Ana-Jmma /la' ah profili tarafından "kavranan" yeni bir kavrayışı temsil etmek üzere, bir şimşek gibi "çakan" Tanrısal Güç'ü simgeler. Yüksek Baba ile Yüksek Ana suretlerinin birliği kadim Seplıer Yetziralı tarafından "Bilgeliği anla!" deyişi ile tanımlanır (Clıoclımalı-Bilgelik-Baba, Binalı-AnlayışAna). Bu bilgelik figüratif olarak ise (Sina'daki Tanrısal Vahye istinaden) "görüleni duyuş" olarak belirtilir.
Yüksek Ana-Imma Ila'alı: Yüksek Ana sureti, Anlayış-Binah sephira'sından gelişen ve birlikte Ana-Jmma genel profilini oluşturan iki alt profilden en yüksek olanıdır. Kabala sembolizminde "Uzun Yüz-Ariclı Anpin'in sol kolunu çeneden göğüse kadar çevrelemesine" ek olarak Yüksek Ana-Jmma /la' alı, Uzun Yüz-Ariclı Anpin'in
• Bir kabilenin, soyun ilk atası , erkek.
93
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
sakalının on üçüncü kısmından, Tanrısal Enerji ya da Işık'ın aşağı kaynağı-maza/ taclıton 'u açığa çıkarır. Uzun Yüz-Arich Anpin'in sakalının on üçüncü kısmının kılları boyunca Yüksek Baba-Abba /la' ah'a doğru akan bu yaşam gücü ise iki enerjiden oluşur. Bunlardan biri Kafatası-Gulgalta ve diğeri ise Gizlenmiş Beyin-Mocha Stima' a/ı'dan doğar. Bu enerji kaynakları birlikte Hiçliğin YüzüReislıa D'Ayin 'in yüce saflık duygusunu ifade ederler. Mutlak Tanrısal saflık durumu ise Yom Kippur'da tecrübe edilir: "T-nrı'nın önünde arınacaksın !" İbranice tit/ıaru-arınacaksın kelimesi gematria ile sayısal değer olarak altı yüz yirmi (620) yani Taç-Kether ile aynı sayısal değere karşılık gelir. Kabala'da öğretildiğine göre bu kısım, Tanrısal Merhamet'in v' nakeh olarak tanımlanan kanalı boyunca Taç-Kether'in, Imma-Ana profilinde açığa çıkışına (kutsal gün Yom Kippur'un sım) karşılık gelir. Dolayısıyla Yüksek AnaImma /la' ah Kabala'da bağışlamanın ve telafi etmenin kaynağıdır. Yani temizleyip arındıran Tanrısal Güç'ün.
Kabala'da Yüksek Ana-Imma /la' ah profili birinci matriark* Sarah'ın arketipal ruhuyla temsil edilir. Saralı adının gematria ile sayısal değeri beş yüz beştir (505). Bu da yine aynı yöntemle zechor l'Abraham-"Abraham aşkına hatırla!" deyişinin sayısal değerine karşılık gelir. O'nun ruh kökü bu nedenle Abraham'ın ruhuna tamamıyla entegre etme gücü yani onu her zaman "hatırlamak" olarak ve T-nrıya dua yolu ile geri dönmek olarak anlaşılır. Çünkü Tnrı çocuklarının üzerinde merhameti uyandırmak için Abraham'ın çabalarını her zaman hatırlar. Burada Kabala'da sıkça ve büyük bir önemle üzerinde durulan ve evrendeki Mükemmel Dengenin temel niteliği olan dişi ve erkeğin uyumuna bir örnek olarak /mma-Annenin "rahminin" Abba-Babanın "tohumu" ile nasıl entegre olduğuna dair çok açık bir örnek görüyoruz. Aşağı Baba-Israel Saba: Bu suret, Bilgelik-Chochmalı sephira'sından gelişen ve birlikte genel Baba-Abba profilini oluşturan iki alt profilin daha aşağıda olanıdır. Aşağı Baba-Israel Saba ruhta, kişinin
* Aile veya kabile reisi kadın.
94
Y A R A T I L I Ş I N M E K A N L A R I
kalbini "doldurmak" ya da "döllemek" üzere aklın henüz gelişmemiş kavrayışının içinde var olan eğilimi simgeler. Yargılamada sert olmanın (Bet Shammain) ve yargıda yumuşak olmanın (Bet Hille[) doğasında var olan eğilimler Aşağı Baba-/srael Saba'nın akılsal ya da entellektüel seviyesinden doğar. Aşağı Baba-/srael Saba kişinin bilgeliğini ve anlayışını, onun [kalbinin] bilincine tamamıyle asimile etmek için Anlayış profili Aşağı Ana-Tevunah ile birleşir.
/srael Saba profili Chassidut'ta ikinci patriark /saac'ın arketipal ruhuyla temsil edilir. Her ne kadar /srael adı özellikle üçüncü patriark Jacob'a atfedilirse de genel olarak her üç patriark da /srael olarak adlandırılır ve her biri lsrael'in ayn bir seviyesi ile ilişkilendirilir. /saac'in iki oğlu Esaıı ve .Tacob, Israel Saba'nın içinde Sertlik (Esau) ve Yumuşaklık (.Tacob) doğrultusunda var olan iki eğilimi simgelerler. Kabala'da sıkça geçen /srael kelimesinin bugünkü İsrail devletini ya da vatandaşlarını kastetmediğini burada özellikle vurgulamak gerekir. Her ne kadar genelde .Tacob'un Tanrısal adı olarak ifade edilirse de evrensel anlamda baktığımızda Kabala'da Israel teriminden kastedilen aslında tüm "insanlıktır." Özelde ise /srael terimi insanlığın ruhlarının yukarıdaki yüce seviyesini ifade eder . .
Aşağı Ana-Tevunah: Bu suret Anlayış-Binah sephira'sından gelişen ve birlikte genel Ana-/mma suretini oluşturan iki suretin daha alt seviyede olanıdır. Anlayış-Binah ruhta kişinin kendi aklı tarafından "kavranmış" olanın, yine kişinin kendi kalbinde "özümsenmesi" gücüdür. Chassidut terminolojisinde Yüksek Ana-/mma /la' ah kavramanın gücü-koach ha'tfisa (havada giden bir oku "yakalamak" biçiminde sembolize edilir) ve Aşağı ya da Alçak Ana-Tevunah ise özümsemenin gücü-koach ha' klita (erkek tohumunu asimile eden kadın rahminin gücü) olarak tanımlanır. lnınıa /la' ah olarak tanımlanan kavrama'nın gücü Aşağı Baba-Israel Saba sureti tarafından aktive edilir. Aşağı Ana-Tevunah sureti gücünü, akılsal kavramayı özümsemek ve böylece aklın gelişmemiş görüşü içinde var olan eğilimin (lsrael Saba) deneyimlenir hale gelmesini sağlamak
95
K A B A L A : " S ı N ı R s ı Z " A Y O L C U L U K
üzere alır. Aşağı Ana-Tevunah sureti Chassidut'ta Isaac'in kansı ikinci matriark Rebecca'nın arketipal ruhuyla temsil edilir. O'nun kalbinde tecrübe edilen anlayışın derin seviyesini baz alarak iki çocuğundan (Esau ve Jacob) hangisinin gerçekten babasının takdisini, kutsamalarını almayı hak ettiğine yine o karar verecektir.
Aşağı Baba-Israel Saba ve Aşağı Ana-Tevunah birliği Şekillenme Kitabı Sepher Yetzirah 'ta "Anlayışını kullanarak bilge ol !" terimi ile tanımlanır. Burada Anlayış kelimesi Binah'a ve Bilgelik de Chochmah'a karşılık gelmektedir. Bu, bilgeliğe giden yol anfayıştan geçer anlamına gelir (Hayat Ağacında da Bilgelik-Chochmah'a giden yol Anlayış-Binah 'tan geçer.) Kabalist bilgeler bu birliği şekilsel olarak "duyulanı görüş" olarak tanımlarlar (Sina'daki Tanrısal Vahye istinaden). Eski Ahit'te, Sina' da Toralı 'ın verilmesi sırasında İsrailoğulları'nın T-nrı 'nın Sesini "gördüğü" belirtilir. Hakkında çok tartışılan bu kavram yani T-nrı 'nın Sesinin "görülmesi" kavramı Kabala 'da bu biçimde açıklanmaktadır. Yukarıdaki küçük örnekte de görüldüğü gibi Torah'ta bir hikaye ya da kronolojik olaylar silsilesi biçiminde belirtilen tüm metnin anahtarı Kabala' da verilmektedir. Buna göre Torah'ta yazanların tümü, anahtarı Kabala olan bir gizemler ya da semboller bütünüdür.
Küçük Yüz-Ze'ir Anpin
Küçük Yüz olarak ifade edilen bu suret, İlk Çıkış-Atziluth'un Hayat Ağacında Kether-Chochmah-Binah triadının altında yer alan SevgiChesed ve Temel-Yesod arasında yer alan altı sephiroth 'un özünün (midot) suretidir ve aşağı alemlerde de ruhun duygusal yeteneklerine karşılık gelir. Bu altı sephiroth İlk Çıkış-Atziluth'un düzeltilmiş aleminde, içlerine üç akılsal gücün işlemesi ile (üzerlerinde yer alan Abba-Baba ve Imma-Ana aracılığı ile) Küçük Yüz-Ze' ir Anpin (Microprosopus) adı verilen profili oluştururlar. Uzun Yüz-Arich Anpin (Macroprosopus) sonsuzluğun deneyimini simgelerken Küçük Yüz-Ze' ir Anpin sonlululuğun deneyimini simgeler. Midot-Küçük Yüz'ün Öz'ü kelime anlamı olarak "ölçülmüş" anlamına gelir ve varlığın belirlenmiş ve tanımlanmış sonlu durumlarını belirtir.
96
Y A R A T I L I Ş I N M E K A N L A R I
Tanrısal İnsan-Adam Kadmon sembolizminde Küçük Yüz-Ze' ir Anpin Büyük Yüz-Arich Anpin' i "göbekten" "ayağa" kadar "çevreler". Bu, sonsuzluğun deneyiminin aşağı kısmının (ruhun bedeni canlandırmasında olduğu gibi) sonluluğun deneyim sahasına girdiği anlamına gelir. (Musa'nın suretinde gördüğümüz gibi "T-nn'nın adamı" ve "Yandan aşağı insan, yandan yukarı T-nrı" olarak bize çağrıştırdığına istinaden her profilin aşağı kısmı onun insan şeklinde olan yarısıdır.) Aynı Uzun Yüz-Arich Anpin tanımının sonsuz sabrı sembolize etmesi gibi Ze'ir Anpin-Küçük Yüz ifadesi de göreceli sabırsızlığı simgeler.--Bu kavram Kabala'da; "Ölümlülerin yaptıkları işler Küçük Yüz'ün öfkesine neden olabilir" (ve bu nedenle Yüz kısalabilir ya da küçülebilir) biçiminde anlaşılır. Küçük Yüz-Ze' ir Anpin üçüncü patriark Jacob'un arketipal ruhu ile sembolize edilir. Ölümlülerin eylemlerinden, davranışlarından dolayı Küçük Yüz-Ze' ir Anpin profilinin uzunluğunun değişmesine göre (yukarıdaki profillerin tersine olarak) Jacob iki temel isim alır: Jacob ve Israel (Abraham'ın aksine, çünkü o T-nn tarafından Abraham adını aldıktan sonra bir daha asla Abram olarak anılmamıştır). Nispeten küçük olduğunda Jacob, ruhsal olarak tam anlamıyla büyüdüğünde ise Israel olarak anılır. Chassidut'ta ise Jacob ismi tüm ruhlar tarafından ulaşılabilen Tanrısal seviyeye-beinoni ve lsrael adı ise her jenerasyondaki eşsiz derecede erdemli ruhlar-tzaddik seviyesine karşılık gelir. Küçük Yüz Kabala'da Yüksek Adem-Adam Kadmon yani peygamber Ezekiel'in araba-merkabah vizyonunda gördüğü T-nn'nın suretine ya da imajına karşılık gelir. Yukarıda açıklandığı gibi Yüksek Adem ise Aşağı Adem'den etki alır. Aynı şekilde Aşağı Adem (beşer) ise Yukarı Adem'in (Adam Kadmon) niteliklerini gaye edinir ve onlara ulaşmaya çalışır.
Küçük Yüz'ün Dişil Prensibi-Nııkvah d'Ze'ir Anpin
Küçük Yüz-Ze' ir Anpin'in dişil prensibi olan Nukvah, İlk Çıkış-Atziluth Alemi'nde Krallık-Malchuth seviyesinin ilk sephira'sından gelişen surettir ve Tanrısal Enerjisi 'ni erkek sureti olan Küçük Yüz-
97
Ze' ir Anpin aracılığı ile alır. Ruhta ise bu prensip dışa vurumun tüm çeşitlerine ve özellikle konuşmanın gücüne karşılık gelir. Bu nedenle burası "konuşma alemi" ya da genelde "açılmış filem" olarak tanımlanır. Küçük Yüz-Ze' ir Anpin'in altı sephiroth'u üç ayn akılsal gücün "tamamlanmasını" gerektirirken Dişil Prensip-Nukvah d'Ze'ir Anpin tek başına bir nokta içerir (Krallık-Malchuth 'unun Taç-Kether'i) ve dolayısıyla sephirotik sistemini ya da Hayat Ağacını oluşturabilmesi için kendisine diğer dokuz sephiroth'un eklenmesini gerektirir. Bu oluşumun gerçekleşebilmesi ise Kabala'da; "ölümlülerin dünyada yaşadık.lan süre boyunca yaptık.lan ve yapacakları işlere ve davranışlarına bağlıdır" biçiminde ifade edilir. Kabala' daki eğilimlere göre Küçük Yüz'ün erkek ve dişi prensiplerinin birleşmesi Kutsal Olan ve Tanrısal Varlık'ı olarak belirtilir. Chassidut'ta açıklandığı gibi tüm ışıklar, alemler ve suretler Tnn'nın Mutlak Özünden-Atzmuth Küçük Yüz-Ze'ir Anpin'e kadar bütün hepsi sonuç noktasını Küçük Yüz-Ze' ir Anpin sureti içinde bulurlar. Bu nedenle Kabala'daZe'ir Anpin "Kutsal Olan" (İng. The Holy üne, Blessed Be He) olarak tanımlanır. Aynı alt alemlerde parlayan tüm Tanrısal Işık'ın Küçük Yüz'ün Dişil prensibinde (O'nun Tanrısal Varlık'ı) konsantre olması gibi. İşte bu nedenle Küçük Yüz'ün erkek ve dişi prensiplerinin birliği Kabala' da T-nn ve Yaratılış ' ın en yüce ve nihai "buluşma noktası" olarak ifade edilir. Küçük Yüz'ün Dişil Prensibi Kabala' da iki alt profile ayrılır: Leah ve Rachel (üçüncü ve dördüncü matriarklar yani Jacob'un iki karısı.
a. Leah: Kabala tasvirlerinde Leah profili yüz-sırta olacak biçimde (Leah'ın "yüzü" Küçük Yüz-Ze' ir Anpin'in "sırtına") Küçük Yüz'ün "başının" "arkasından" "göğsünün" "arkasına" yerleştirilir. Leah profili ruhta "düşüncenin harflerini" temsil eder. Leah fiilen Aşağı Ana-Tevunah profilinin Krallık-Malchuth'undan Küçük YüzZe' ir Anpin 'in "başına" doğru görüntülenir. J acob ve I srael' in bilinç seviyeleri arasındaki farklardan biri de Jacob'un Leah' ın ruhsal seviyesini (düşüncenin harfleri) idrak etme gücüne sahip olmamasıdır. lsrael ise bu güce sahiptir. Bu nedenle Kabala sembolizminde genel olarak /srael, Leah'ın evlilikteki eşi olarak göz önüne alınır.
98
Y A R A T I L I Ş I N M E K A N L A R I
b. Raclıel: Kabala betimlemelerinde Rachel profili "sırt-sırta" (Rachel ' in "sırtı" Küçük Yüz-Ze' ir Aııpin 'in "sırtına") olarak gösterilir. Küçük Yüz'ün "göğsünün" "arka" kısmından "ayaklarının" "arkasına" kadar. Rachel profili ruhta, "konuşmanın harflerini" simgeler. Nasıl konuşma yeteneği, açılmış, dışa vurulmuş bir alem ise Rachel'in güzelliği de aynı öyle açığa çıkar: "Ve Rachel'in çok güzel bir sureti , yüzü vardı". O'nun ruhu T-nrı 'nın alemi yaratırken kullandığı On Sözün sırrıdır. O'nun güzelliği doğanın yapısında var olan güzelliktir: "Ve Jacob Rachel'e aşık oldu". Onların bidiği Kabala sembolizminde "ses" ve "konuşmanın" birliği olarak adlandırılır (Jacob hakkında şöyle denir: "Ses Jacob'un sesidir"). Dolayısıyla genelde Rachel profili ile birleşen Jacob seviyesidir. Her ne kadar başlangıç olarak Küçük Yüz-Ze' ir Aııpiıı ile "sırt sırta" ise de zamanla Rachel profili onunla "yüz yüze" döner. "Yüz" kelimesi burada "içsellik" anlamına gelir. Zamanla kalbin en derin duygusunun seviyesi (Küçük Yüz) konuşmanın en derin anlamı (Rachel) ile Bir olur.
Alemler - Tanrısal Birlik'in Kapalı Bilincinin Dışarıya Açılması
Yukarıda ayrıntılı olarak açıkladığımız İlk Çıkış Alemi 'nden sonra Tanrısal Tezahür'ü aşağıya doğru sürdürerek Yaratılış ' ın alemlerine genel olarak bir bakalım. T-nrı 'nın Ain Soph Aur-Sınırsız Işığı 'nın sonlu Yaratılış'a ifşa olması ve bizim sonlu fiziksel evrenimizin "şekillendirilmesi" ile biten aşamalar Kabala' da "alemler" kavramı ile açıklanır. Kabala alemlerin sayısını dört olarak verir. Bu alemler en yükseğinden aşağıya doğru sırası ile; Tanrısal İlk Çıkış Alemi-0/am Ha' Atziluth, Yaratılış Alemi-0/am Ha' Beriah, Şekillenme Alemi-0/am Ha'Yetzirah ve Hareket Alemi-0/am Ha'Asiah olarak ifade edilirler. Seplıirotik sistemde, en yüksek alem olan arketipal İlk Çıkış-Atziluth sadece Taç-Kether'i içerir. Oluşum Alemi olarak adlandırılan ikinci alem Briah ise Bilgelik-Chochmah ve Anlayış-
99
K A B A L A : ·· s r N I R S l Z " A Y O L C U L U K
Binalı'tan oluşur. Üçüncü seviye olan Şekillenme Alemi Yetzirah altı merkez sephiroth'u içerir. Son olarak dördüncü alem Asiah Maddesel Alem'dir ve Krallık-Malchuth tarafından temsil edilir. Şimdi Yaratılış'ın bu alemlerini biraz daha ayrıntılı olarak inceleyelim. Öncelikle kabalistik alemlerin diğer görüşler ya da inanışlardaki karşılıklarını bir tablo halinde verelim. Böylece bir karşılaştınna yapma şansımız olacaktır:
· Ortak adı Kabalistik Eliphas Levi Neo-platonik Gnostik
Fiziksel Alem Asiah Beşeri Işık Hissedilebilir Sublunarik Alem
Astral Alem Yetzirah Astral Iş ık Evrensel Ruh Archonik Göksel Alem Briah Akılsal Iş ık Tanrısal Akıl Plemora Kutsal Alem Atziluth Tanrısal Işık o Gerçek
Tanrısall ık
Tanrısal İlk Çıkış Aıemi-Olam Ha'Atziluth:
İlk Çıkış Alemi-Atziluth Tanrısal Tezahür'ün yani tecellinin ilk olarak açığa çıktığı, ifşa olduğu alemdir. Kutsal Alem olarak da adlandırılır ve gerçekliğin en üst noktasıdır. O, sephirotik Hayat Ağacı 'nın Kether ya da Tacıdır. Bilgelik-Choc/ıma/ı ve Anlayış-Binah dualizminin ötesinde İlk Çıkış-Atziluth yüce ve nihai Tanrısal Güç 'ün Birliğini sembolize eder. "Her-Şey-Bir'de, Bir-HerŞey'de". Ancak Atziluth sadece içinde Tanrısal'ın ikamet ettiği bir filem biçiminde düşünülmemelidir. Aslında İlk Çıkış-Atziluth Tanrısal' ın kendisidir. İşte bu nedenle de onu altında yer alan diğer üç alemden ayıran en önemli fark daha önce de vurgulandığı gibi "kendi Tanrısal Kaynak'nın tamamen bilincinde olmasıdır". Alemlerin İlk Çıkış-Atziluth'tan başlayarak birbiri ardına açığa çıkması süreci Kabala'da "saklanma ve açılma" yani T-nrı 'nın şimdiye kadar gizlenmiş olan Özü 'nün açımlanması olarak adlandırılır. Onun altında yer alan üç aşağı alemin ise hepsi yaratılmış diyarlardır yani onlar "hiçbir şeyden (gizli Tanrısal Kaynak) yaratılmış olan bir şey (bağımsız bilinç)" olarak düşünülürler.
1 00
Y A R A T I L I Ş I N M E K A N L A R I
Yukarıda da açıklandığı gibi İlk Çıkış Alemi-Atzilutlı [kendisinden önceki Kaos Alemi-Tohu 'nun "kaplarının kırılması" (bkz. Klippoth) aşamasından sonra] ilk açığa çıkışından başlamak üzere mükemmel ve sonsuz bir ıslah edilme, düzeltilme prosesi içindedir. Ama bu düzeltme durumu onun altında yer alan diğer üç alt alem için geçerli değildir. Onlar Tanrısal ' ın düşen kıvılcımlarının kefaretini ödeyebilmek ve böylece kendilerini tam bir ıslah olma durumuna getirebilmek (İlk Çıkış-Atziluth Alemi'nde olduğu gibi) için bizim dünyadaki Tanrısal hizmetimize ihtiyaç duyarlar.
Kabala' da Yaratılış'ın bu dört alemi T-nrı 'nın Kutsal IHVH (Tetragrammaton, Havayah) Adının dört harfine karşılık gelirler. IHVH (yod-he-vau-he) Adında 1-yod harfinin üstündeki çentik-kotzo shel yod İlk Çıkış-Atziluth Alemi 'nin hemen üzerinde yer alan Tanrısal İnsan-Adam Kadmon seviyesine karşılık gelir. IHVH kelimesinde bulunan 1-yod harfi zaman ve uzayın üzerinde, İlk Çıkış-Atzilutlı aleminde parlar. Geriye kalan ve birlikte "şimdi" kelimesini oluşturan üç harf HVH (he-vau-he) ise yaratılmış zaman ve uzayın içsel gerçekliğin yansıtarak daha aşağıdaki üç alemde parlar. Bu dört alem ayrıca insan ruhunda, ruhun dört seviyesine karşılık gelir: Chiah (İlk Çıkış-Atziluth Alemi'nden), Neschamah (Yaratılış-Brialı Alemi'nden), Ruaclı (Şekillenme-Yetzirah Alemi 'nden) ve Nephesch (Hareket-Asia/ı Alemi 'nden). Ruhun Yeclıidalı ' ı ise Adam Kadmon Alemi 'ne karşılık gelir. (bkz. Ruhun Seviyeleri)
HVHI
11 1 11 �
Tablo-6: T-nn'nın dört harfli adı (Tetragrammaton) IHVH
1 01
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
İlk Çıkış-Atziluth Alemi 'nde bulunan on sephirotlı 'un üç alt alemle olan ilişkisi ise ruhun on temel gücünün (bkz. Ruhun Güçleri) kendi üç giysisi olan düşünce, konuşma ve hareket eylemleri ile olan ilişkisine benzer. Her ne kadar kendini ifade etme eyleminin tüm biçimleri İlk Çıkış-Atziluth Alemi 'nin Krallık seviyesi Malchuth 'undan çıkarsa da ilahi "konuşma alemi" ve ruhun fiili "giysileri" (ruhun kendisinden ayrıdırlar) üç aşağı alem OluşumBriah, Şekillenme-Yetzirah ve Hareket-Asiah ile ilişkilidirler. İlk Çıkış-Atziluth Alemi insan kavrayışının ve idrakinin ötesinde ve saf Tanrısaldır. Burada varlık olarak yalnızca Adam Kadmon yer alır. Bu alemde bulunan Hayat Ağacı 'nda sephiroth'a verilen Tanrısal isimler izleyen bölümlerde anlatılacaktır.
Yaratılış Alemi-Olam Ha'Briah:
Yaratılış-Briah Alemi Tanrısal İlk Çıkış-Atziluth Alemi'nin altında yer alan üç aşağı alemin birincisidir. Göksel Alem olarak da adlandırılır. Tanrısal Tezahür'ün devam eden bu aşamasında "saf hiçliğin" içinden Yaratılış'ın birincil eterik maddesi açığa çıkar. Kendi gerçeklik durumuna istinaden İlk Çıkış-Atziluth 'un bir ain-hiçlik alemi olmasına karşın Yaratılış Alemi bir "potarisiyel varoluş" (yesh-varlık) durumundadır. Kabala öğretisinde bu aşamadaki varlığın durumu amorf ya da şekilsiz madde-chomer hiyuli olarak ifade edilir. Burada Tanrısal Akıl ya da Zihin yavaş yavaş bir "şekil" almaya başlar ve ondan da tüm Yaratıhş' ın düşüncesi hiçliğin içinden fışkırır. Yaratılış Alemi-Briah'ta Yaratılış eylemi, Bir'in Çokluğa ayrılması biçiminde gerçekleşir. Bu alem Kabala'da Chochmah (Bilgelik, Erkek) ve Binah (Zeka, Kadın) biçimini alır. YaratılışBriah Alemi "tahtın alemi" olarak adlandırılır. Buna göre İlk ÇıkışAtziluth krallığı Yaratılış-Briah tahtında oturur. Taht-kisai kelimesi İbranice'de "kapsamak, örtmek" kökünden doğar. Taht Atziluth'un görkemini ve ışığını bir defada örter, saklar ve aynı zamanda onu yaratılmış gerçekliğe doğru aşağı çeker.
1 02
Kabala'da İlk Çıkış Alemi 'nin altında bulunan üç alt alemin her birinde bir melekler sınıfı (T-nrı 'nın varlığını yayan ve aşağı filemlerde yaratılmış varlıkları yöneten elçileri) mevcuttur. Yaratılış Alemi ise başmelekler seraphim'in (ateşten melekler) ruhsal mekanıdır. Bu melekler /saiah peygamberin Tanrısal Taht-merkabah vizyonunda gördüğü başmeleklerdir. Onlar T-nrı 'ya "Kutsal! Kutsal! Kutsaldır T-nrı'nın Orduları! Tüm dünya O'nun görkemiyle doludur" diye haykıran meleklerdir. Yaratılış Alemi-Briah insan zekasının ruhsal originidir. İlk Çıkış Alemi'nin Anası-/mma Yaratılış Aleminde ikamet eder. Burada Rambam'ın* bahsettiği soyut zekfilarsechalim nivdalim bulunur.
İlk Çıkış-Atziluth Alemi 'nden Yaratılış-Briah Alemi 'nin doğuşu ve aralarındaki ilişki, kabalistik bir bakış ile sayfa 104 'teki biçimde gösterilebilir.
Şekillenme Alemi-Olam Ha'Yetzirah:
Şekillenme Alemi-Yetzirah üç aşağı alemin ikincisidir. Astral Alem olarak da adlandırılır ve Fiziksel bir filem olan Hareket-Asiah Alemi 'nin üzerinde yer alır. Burada Yaratılış-Briah Alemi'nin eterik "maddesi" ruhsal ve varlıksal bir şekil almaya başlar. Bu filemin özel bilinci "şekillenme" yani "bir şeyden [doğan] bir şeydir"-yesh m'yesh. Burada varoluş genel arketiplerin ya da türlerin şeklini alır. Kabalistik açıdan bu durum -Yaratılış-Briah Alemi 'nin "potansiyel varoluş" durumuna zıt olarak- "genel varoluş" olarak adlandırılır. Şekillenme-Yetzirah Alemi (Astral Plan) ruhsal anlamda en fazla bilinen ve keşfedilen alemdir. Pek çok alt plana ya da küreye ayrılır. Çeşitli inanışlar b� seviyelere değişik adlar vermişlerdir. Bir öğretide üç temel bölgeye ayrılır; Kama (Alt astral)-Manas (Orta Astral)-Budik (Üst Astral). Bir başka öğretide yedi plana ayrılır ve bunlar "çakralar" adını alır. Kabalistik olarak ise Küçük Yüz-Ze' ir Anpin içinde bulunan altı sephiroth bu aleme aittir. Buna göre sephi-
• Rambam: Rabbi Moses ben Maimon'un (Maimonides, 1 1 35-1 204) kısaltmasıdır. Meşhur bir 12. yüzyıl filozofu ve fizikçisiydi. En ünlü eseri 14 kısımdan oluşan Mishnah'ıdır.
1 03
:S � .!:::! 'G: "t; '::::J
"§ OJ
.;;:;: ""'
S2 u..
.� -s � ".5 'G:
.c: -� cı::ı "t; •::::J :S � .!:::! 'G: �
Şekil-8: Atziluth ve Briah: İlk çıkış Yaratılışı doğurur.
1 04
rotik Hayat Agacı 'nın büyük kısmı Şekillenme-Yetzirah Alemi içinde bulunur (Sevgi-Chesed'den Temel-Yesod'a kadar altı sephiroth). Bu seviye kişinin astral bedeni ile ya da kabalistik terminolojisi ile ruach' ı ile dahil olduğu seviyedir. Kişi rüya gördüğünde astral beden-ruach'ı ile bu alemdeki olayları deneyimliyor demektir. Benzer olarak astral seyahat ya da astral projeksiyon yapan kişi yine bu seviye ile ilişkide bulunuyor demektir. Aynı bir altında yer alan alem olan Hareket-Asiah aleminin bir yaşam içermesi (hayvanlar, bitkiler ·vs) gibi bu alemde de daha soyut olmak üzere benzer biçimde . yaşam bulunur. Şekillenme-Yetzirah'ın en alt seviyeleri bizim fiziksel alemimize en çok benzeyen alanlardır ve astral seyahat adını verdiğimiz rüya-benzeri bir durum içinde görülebilir ve keşfedilebilir. Daha üst seviyeleri ise daha soyuttur ve sadece bir renkler ve sesler okyanusu biçiminde deneyimlenebilir. Fiziksel maddenin fiziksel evrenimizi oluşturması gibi Şekillenme-Yetzirah Alemini oluşturan medya ise Astral Işık ya da kabalistik deyişi ile Ruach Ha Kodesh-Kutsal Ruh'tur. Sınırsız T-nrı 'nın Işığı 'nın bir parçası olarak Ruach Ha Kodesh tüm Şekillenme-Yetzirah' ı doldurur, sarmalar ve ona hayat verir. Akaşik Kayıtlar* olarak adlandırdığımız olgu da Kutsal Ruh'un bir parçasıdır. Neoplatonizmde Evrensel Ruh olarak adlandırılan Akaşik Kayıt zamanın başlangıcından itibaren Evrenin tüm tarihini, düşüncelerini ve anılarını içeren muazzam bir anılar okyanusudur. Ölüm sonrası ölülerin ruhları burada "erir" ve yeniden fiziksel dünyaya doğumla yeni bir ruh bu Kutsal Ruh'un içine doğar. İşte bu nedenle Şekillenme-Yetzirah Alemi inanılmaz büyüklüktedir (aslında sınırsızdır). O sadece Dünya üzerinde var olan tüm insanlığın ve her şeyin anılarını içermekle kalmaz aynca Hareket-Asiah Aleminin kayıtlarının da tamamını içerir.
Şekillenme Alemi-Yetzirah Kabala'da "melekler atemi" olarak da adlandırılır. Her ne kadar her alemin kendi melekler sınıfı varsa da bilinçli varlıklar olarak duygusal güce sahip meleklerin gerçekliği (T-nn'nın iradesini harekete geçirmek için gereken bağımsız
• Var olan her tür düşünce, kelime ve hareketi kaydeden evrensel bir dos· yalama sistemi.
1 05
K A B A L A : " S ı N I R S I Z " A Y O L C U L U K
motivasyon) esas olarak Şekillenme-Yetzirah Aleminin karakteristik bilinç durumuna aittir. Şekillenme-Yetzirah Alemine ait melekler sınıfı "yaşayan kutsal yaratıklar"-chayot ha' kodesh olarak adlandırılır. Bunlar Ezekiel'in Tanrısal Araba-merkabah vizyonunda gördüğü meleklerdir. Bu melekler daha önce bahsettiğimiz sürekli bir "gidip geri dönme"-mati v' lo mati durumu içindedirler yani aynı insan vücucundaki nabız gibi sürekli atışların ana yaşam dinamiğinin devinimi içindedirler. Yaratılış-Briah Alemi 'nin ateşten melekleri İlk Çıkış-Atziluth'un Tanrısal gerçekliğine girebilmek ve orada hiçliğe ulaşabilmek için ateşin içinde yükselerek kendi toplam "hiç oluşlarını" deneyimlerken, Şekillenme Alemi-Yetzirah'ın yaşayan canlı yaratıkları kendi yaşam çarpıntılarını deneyimlerler (kendi yüce özlerinden bağımsız olarak). Bu filem insan duygularının ruhsal/spirituel kaynağıdır. İlk Çıkış-Atziluth Aleminin altı duygusal sephiroth 'u Şekillenme-Yetzirah Aleminde yaşar.
Hareket Aıemi-Olam Ha'Asiah:
Hareket Alemi-Asiah Yaratılış 'ın üç aşağı fileminin üçüncüsü ve en düşüğüdür. Genellikle Fiziksel Alem olarak adlandırılır. Burası, insanlığın bilim yoluyla keşfettiği ve anladığı görülebilir evrendir ve kozmosun görülebilen en uzak sınırlarındaki tüm yıldızları, gezegenleri ve galaksileri içerir. Gerçekte ise ondan önce gelen alemler gibi bu filem de özünde bir ruhsal diyardır. Bizim sonlu fiziksel evrenimiz ise onun son sephira'sını "kapsar" (Krallık-Malchuth). Ancak sadece "evren" adını verdiğimiz fiziksel alem çeşitli araçlar ile gözlemlenebilir. Çünkü burası fiziksel maddeden yapılmıştır. İnsan gözü, kameralar ve teleskoplar daha üst filemleri göremez (Şekillenme-Yetzirah ve ötesini) ancak astral beden-ruach bir üst filem olan Şekillenme-Yetzirah'ı ve neschamah ise onun da üstünde yer alan Yaratılış Alemi-Briah' ı görüp deneyimleyebilir.
Hareket-Asiah Aleminin varlıkları doğanın kurallarına ait ruhsal bilinçlerine istinaden anlaşılabilirler. Asiah alemindeki bu varlık durumu "özel varoluş" adını alır. Burada türlerin her bir üyesi öz bilincin sınırına gelir. Asiah kelimesi "hareket" yanında aynı zaman-
1 06
Y A R A T I L I Ş I N M E K A N L A R I
da "ıslah etme" anlamına da gelir. Bu alemde her birey kendi kişisel ıslah olma işlemini arar. Hareket-Asiah aleminin bu düzeltme prosesi temel olarak bireylerle ilgilidir. Hareket Alemi (özellikle fiziksel boyutu) Kabala' da göksel küreler alemi-galgalim olarak adlandırılır. Bu kürelerin her biri bireysel olarak kendi ayrı bilincini içerir. İçlerinde en yükseği olan "günlük küre" Kabala'da tüm evrenin dönmesini sağlayan güç olarak ifade edilir. Hareket Aleminde ikamet eden melekler sınıfı (özellikle ruhsal boyutundaki) ophanim olarak adlandırılır (tekerlekler). Ophanim ve galgalim ilişkisi doğa ile doğanın kendi kuralları arasındaki ilişki gibidir. Ophanim'in sürekli hareketi ya da devinimi, Şekillenme-Yetzirah aleminde yaşayan canlı yaratıkların duygusal ve deneyimsel hareketinin aksine kendiliğinden ve içgüdüseldir (doğal). Seraphim'e zıt olarak hem ophanim hem de chayot ha kodesh Tanrısal hizmetlerinde yukarıya (seraphim seviyesine) doğru "büyük bir gürültüyle" ilham alma niteliğini paylaşırlar. Birlikte şöyle ilan ederler: "T-nrı'nın Görkemi Kendi mekanında (tahtında) kutlu olsun!".
Tanrısal İlk Çıkış-Atziluth 'un Krallık-Malchuth'u özellikle Hareket-Asiah Aleminde ikamet eder. Kabala sembolizminde burası insanların Kral'ın esas "halkı" olmayı istedikleri alemdir. "Halksız bir Kral olamayacağına" göre T-nrı 'nın tüm yaratılmış gerçeklik üzerinde hüküm sürme arzusu Asiah'ta yani yaratılmış alemlerin en aşağısında (özellikle onun fiziksel boyutunda) tamamlanır. Hareket Alemi-Asiah ruhun içgüdüsel güçlerinin kaynağıdır. Hareket-Asiah'ın ruhları doğal olarak dindar ruhlardır. Onlar Cennet' in boyunduruğunu ve Torah'ın emir ve öğütlerini almaya karşı doğal bir eğilim gösterirler.
1 07
K A B A L A : " S ı N ı R S ı Z " A Y O L C U L U K
Alemler Birbiriyle Nasıl Etkileşir?
Tanrısal İlk Çıkış Alemi-Atziluth da dahil olmak üzere her alem kendi içinde kendi Hayat Ağacı 'nı ve buna bağlı on sephiroth 'u
içerir. Ancak bu alemler birbirleri ile ilişkili olduklanndan iç içedirler. Yaratılış' ın dört alemi İlk Çıkış-Atziluth, Yaratılış-Briah, Şekillenme-Yetzirah ve Hareket-Asiah her ne kadar kendi özel nitelikle
rine sahiplerse de birbirlerinden tamamen bağımsız değillerdir. Her bir alem bir altındaki ya da üstündeki diğer alem ile içiçedir ve her birinin diğeri ile nasıl etkileştiğini gösteren sistematik bir yapı vardır. Bu yapıyı iki alem için örnek olmak üzere aşağıdaki biçimde gösterebiliriz: Burada verilen örnek ilk iki alem İlk Çıkış-Atziluth ile Yaratılış-Briah Alemlerinin birbiriyle nasıl etkileştiğini göstermektedir. A harfi ile gösterilen sephira İlk Çıkış-Atziluth Alemi 'nin Taç-Kether'idir. Ağacın standart yerleşiminde İlk Çıkış-Atziluth 'un Güzellik-Tiphereth ' i B ile gösterilen sephira olacaktır. Buna göre bir alt filemin başlangıcı onun bir üstünde bulunan alemin GüzellikTiphereth'inden çıkmaktadır. Yani İlk Çıkış-Atziluth Alemi 'nin B ile gösterilen Güzellik-Tiphereth ' i, Yaratılış
Briah Alemi'nin Taç-Kether'i olmaktadır. Aynı biçimde İlk ÇıkışAtziluth Alemi'nin İhtişam-Had (C) ve Zafer-Netzach (D) sephiroth'u Yaratılış-Briah Alemi'nin Anlayış-Binah (C) ve BilgelikChochmah (D) sephiroth'una karşılık gelmektedir. E noktasında ise
1 08
Y A R A T I L I Ş I N M E K A N L A R I
üst Atziluth 'un Temel-Yesod'u alt Briah'ın Bilgi-Daath (E) sephira'sı olmaktadır. (Eğer karışık geldiyse B noktasının aynı zamanda Yaratılış-Briah'ın Taç-Kether'i olduğunu düşünebilirsiniz ve oradan aşağı doğru sayab'ilirsiniz) Burası önemli bir noktadır. Çünkü buna göre ancak bir alt alemin Bilgi-Daath' ı aracılığı ile (ki burası Ruach ha Kodesh-Kutsal Ruh'un diyarıdır), bir üst alemin Temeline yani Yesod'una ulaşılır. (Sembolizme dikkat ederseniz; bu, ancak "bilgi" yolu ile bir alt alemden üst aleme geçildiği anlamına gelir.) Daha aşağıya doğru indiğimizde ise F noktasına geliyoruz. Burada ilginç olan ise üç üst alemin bir kesişmesine denk gelmemizdir. Bizim örneğimizde F noktası İlk Çıkış-Atziluth aleminin KrallıkMalchuth'u Yaratılış-Briah Alemi 'nin Güzellik-Tiphereth 'i ve aynca Yaratılış-Briah'ın bir altında bulunan Şekillenme-Yetzirah aleminin de Taç-Ketheri'dir. G sephira'sı hem Yaratılış-Briah Alemi 'nin İhtişam-Hod'u hem de Şekillenme-Yetzirah aleminin Anlayış-Binah'ıdır ve H noktası· da benzer olarak Yaratılış-Briah Alemi'nin Zafer-Netzach' ı ve Şekillenme-Yetzirah aleminin Bilgelik-Chochmah'ıdır. Briah aleminin Temel-Yesod sephira'sı Yetzirah aleminin Bilgi-Daath 'ı ile 1 ve Briah"uı Krallık-Malchuth'u ile de Yetzirah aleminin Güzellik-Tiphereth' i J noktasında üst üste gelir. Burada yine bir başka üçlü kesişme olarak J noktasının aynı zamanda en alt alem olan Hareket-Asiah'ın Taç-Kether'i olması ile gerçekleşir. Her bir yeni alemin başlangıcının bir üstteki alemin Güzellik-Tiphereth ' i olması prosesi, takip eden dört alem boyunca devam eder. Ancak görüleceği gibi her ne kadar bu yöntem Güzellik-Tiphereth 'de başlarsa da alemlerin temeli her bir alemdeki Ağacın alt yüzünün ortasında yer alan Temel-Yesod' da gerçekleşir.
Her alem kendi Hayat Ağacı'nı içerir demiştik. Yukarıdaki örnekte de bunun ne şekilde gerçekleştiğini ve alemlerin birbiri ile ne şekilde ilişkide bulunduğunu gördük. Genel anlamda baktığımızda ise Alemler-Hayat Ağacı ilişkisini sayfa l lO'daki biçimde görüyoruz.
1 09
1 1 0
5 T A N R I S A L
T E C E L L L I L E R S E P H I R O T H
Tannsal Tezahür'ün birbirini izleyen aşamalarında, T-nrının Sınırsız Işığı 'nın yukarıdan aşağıya doğru, sonsuz derecede soyut
tan somuta yani hiçlikten varlığa doğru kademeli olarak indiğini vurgulamıştık. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi Tanrısal İrade'nin Işını-kav aşama aşama aşağıya inerek alemleri ve bu alemlerde bulunan sephiroth'u oluşturmaya başlar. Sephiroth kavramı Kabala'nın en temel kavramlarından biridir. Tanrısal Nitelikler olarak da ifade edebileceğimiz sephiroth, Ain Soph-Smırsız T-nrı'nın sonlu yansımaları ya da bir başka deyişle tecellileridir. Sephiroth'un T-nrı'nın Nitelikleri ya da Sıfatları olduğunu ortaya koymak üzere Hayat Ağacı ya da sephirotik sistemde yer alan her bir aşama T-nrı 'nın bir Adı ile ifade edilir. Bu aşamada -konuya yabancı pek çok kişi ve görüşün yaptığı gibi- dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta sephiroth seviyelerine verilen bu Tanrısal Ad'ları çeşitli sayıda tanrı olarak görmemektir. Sürekli olarak vurguladığımız gibi onlar yalnızca ve yalnızca Sınırsız Olan'ın sonlu alemlerdeki sıfatları, yansımala-
1 1 1
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
ndır. Daha önce Ain Saplı-Sınırsız Olan 'ın Işığının Yaratılış sürecinin başlangıç aşamalanndaki şidddetine yaratılmış varlıkların dayanmasının mümkün olmadığını vurgulamış ama aynı zamanda O olmadan da Yaratılış'ın tezahürünün olanaksız olduğunu belirtmiştik. Burada varoluştaki en temel paradokslardan biri olan "T-nrı 'nın Yaratılış içinde hem olması hem de olmaması gerektiği" paradoksu ortaya çıkar. Yine daha önce bu paradoksun seplıirotlı doktrini ile açıklanacağı belirtmiştik. Şimdi bu konuya açıklık getirelim.
Üstün ve Yüce T-nrı 'nın kendi yarattığı Yaratılış ile bağlantılı olabilmesi için bir sonraki aşama olan iilemlerin oluşması sırasında bir seri seplıirotlı var edilir. Bu sayede Sınırsız T-nn, sonlu Yaratılış 'a Kendi Sıfatlarını ya da Niteliklerini seplıirotlı aracılığı ile tezahür ettirir ya da yansıtır. Böylece hem Yaratılış O'nun Sonsuz ve Sınırsız Varlığına doğrudan maruz kalmamış olur ve hem de Yaratılış T-nrı 'nın Varlığından mahrum kalmamış olur. Aksi takdirde her iki durumda da Yaratılış'ın varlığını sürdürmesi mümkün olmayacaktır. İşte bu Kabala'da; "O tüm iilemlerin içinedir, yine de hiçbiri O'nu kapsayamaz" deyişinin sımdır. Buna göre sephiroth sayesföde T-nrı yarattığı Yaratılış ile sürekli temas halindedir. O, tüm niteliklerini Yaratılış'ın dayanabileceği mertebede, aşağıya bu sayede yansıtır. Böylece tüm il.lemler O'nun Sonsuz Varlığı ile dolmuş olur. Aynı zamanda da Işığın gücü sonlu il.lemlerin ve bu il.lemlerde var olan tüm şeylerin (yalnızca canlılar değil her şeyin) dayanabileceği bir seviyede tüm Yaratılış'a yaşam vermiş olur. Kabala bunu Yaratılış'ın varlığını sürdürebilmesinin yegane sebebi olduğunu ifade eder.
Yaratılan ilk iki sephiroth ise (İlk Çıkış-Atziluth il.leminde) TaçKether ve Bilgelik-Chochmah olarak ortaya çıkar. İlk sephira Kether-Taçtır. Taç başın üzerine takılır ve dolayısıyla aklın kavrama ya da idrak etme yeteneklerinin "üzerinde" olan şeylere karşılık gelir. Ancak Taç-Ketlıer'in tüm varlıkların idrakinin ötesinde olması nedeniyle, normalde Hayat Ağacının ikinci sephira'sı olmasına rağmen Bilgelik-Chochmah aklın kavrayabileceği, idrak edebileceği "ilk şeydir" ve bu yüzden Kabala'da "başlangıç"-bereshith olarak
1 1 2
T A N R I S A L T E C E L L İ L E R
adlandırılır. Ayrıca ikinci sephira olduğundan İbrani alfabesinde ikinci harf olan betlı ile temsil edilir. Ayrıca o, Torah 'ın da ilk kelimesidir. Böylece kabalistik bakışla denir ki; "Taralı bilgelik ile başlar". Bu noktada yine kitabımızın başlangıç sayfalamda da belirttiğimiz gibi Kabala'nın [yalnızca] dinsel bir sistem olmadığı ama bir inanç-bilgi-mantık sistemi olduğu gerçeği ile karşılaşıyoruz. Toralı 'm bilgelik kavramı ile başlaması ise bunun en dikkat çekici örneğini oluşturur. Hayat Ağacı 'nda yer alan ilk üçlü (triad) olan Ketlıer-Clıoclımalı-Binah (Taç-Bilgelik-Kavrayış) üçlüsü entellektüel alemi yani aklı ve zekayı temsil eder. Sınırsız, Yaratıcı T-nrı 'dan yansıyan Işık Taç-Kether'de yoğunlaştıktan sonra Bilgelik-Chochmalı ve Anlayış-Binalı aracılığı ile Yaratılış içinde yoluna devam eder. Bu üçlünün ilki olan Taç-Kether ise altında yer alan tüm diğer seplıiroth 'a göre özel bir konuma sahiptir. Hayat Ağacı 'ndaki ikinci triad olan Clıesed-Gevurah-Tipheretlı (Sevgi-Sertlik-Güzellik) üçlüsü ise moral ya da duygusal alemi oluşturur. Son olarak Netzach-Hod-Yesod (Zafer-İhtişam-Temel) triadı Fiziksel Alem'i ya da Hareket Alemi 'ni ortaya koyar. Böylece Hayat Ağacı 'nın üç triadı oluşur. Son sephira olan Krallık-Malclıuth ise kendi başına hiçbir ışık içermeyen (tıpkı Güneşin ışığına gereksinim duyan Ay gibi), sadece yukarıdaki alemlerin ona aktaracağı ışığa bağımlı olan bir seplıira'dır. Daha önce de belirttiğimiz gibi her dört alemde bulunan birer Hayat Ağacı birbiri içinde girift durumdadır. Buna göre Tanrısal İlk Çıkış Alemi Atziluth'tan başlamak üzere son iki sephiroth 'unun bizim sonlu fiziksel alemimizi oluşturduğu Hareket Alemi Asiah' a kadar dört alem de birbiri ile ilişkilidir. İşin sembolizmini bir kenara bıraktığımızda ise T-nrı'nın Varlığının yaratılmış alemler boyunca insan bilincine ve ruhuna aşama aşama indiğini söyleyebiliriz. Doğrudan algılamamıza olanak olmayan bu yüce Varlık (Ain Soph) ancak sephiroth ya da ruhsal alemler aracılığı ile bilincimize ulaşır. Önemli olan nokta kişinin ruhunun ya da bilincinin ve tabi ki bedeninin O'nu "hissetmeye" ne ölçüde hazır olduğudur. Bu nedenle her bir yaratılmış varlık O'nu Yaratılış içinde, kendi ruhu ve bedeninin hazır olduğu kadarıyla ve farklı bir dereceden
1 1 3
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
algılar. Şimdi Yaratılış'ın her dört aleminin kendi içinde birer tane içerdiği Hayat Ağacı 'nı oluşturan sephiroth'u biraz daha ayrıntılı bir biçimde incelemeye başlayalım.
Taç-Kether
Taç-Kether Hayat Ağacı 'nın ilk sephira'sıdır. O aynı zamanda matematikteki ilk sayı olan Bir ( 1) sayısina karşılık gelir. Sıfır
(0) ise Kabala' da Ain-Hiçliği sembolize ettiğinden sephiroth 'ta ya da sayılar skalasında yer almaz. Sıfır sayısı bilindiği gibi matematikte en son keşfedilen sayıdır. Halbuki o ve içerdiği hiçlik kavramı matematiksel keşfinden önce kabalistler tarafından biliniyordu.
Ain Soph Aur-T-nn'nın Sınırsız Işığı'nın büzülmesi-tzimtzum sonrası oluşan sonsuz karanlık boşluğa gönderilen Tanrısal İrade 'nin ışını-kav merkezden içeri doğru işledikten sonra bir noktaya yoğunlaşarak ilk sephira olan Taç-Kether'i oluşturur. Bu kavram, sonsuz diye nitelendirdiğimiz evrenimizin aslında yalnızca "bize göre" sonsuz olduğunu ama Tanrısal boyutta denizde bir kum tanesi bile olmadığını göstermesi bakımından güzel bir örnek teşkil etmektedir. Aynca Kabala bu tanımla evrenimizin yaratılışının açılma ya da genişleme (Taç-Kether'den diğer sephiroth 'un oluşması) öncesi bir küçülme prosesi içerdiğini öngörür. Günümüzde evrenin yaratılışını açıklamaya çalışan en bilinen kuram olan "Büyük Patlama" kuramının, evrenin büyük bir patlama ile oluşmaya başladığını öngördüğünü biliyoruz. Benzer biçimde bu aşama Kabala'da Taç-Kether sonrası sephiroth'un oluşma aşamasıdır. Ancak Kabala bir adım öteye giderek (ya da bir adım öncesini görerek) bu açılma ya da patlama öncesi bir küçülme ya da bir merkeze doğru yoğunlaşma (Taç-Kether'in oluşması) öngörmektedir. Yani tüm sonsuzluğu doğuran sonsuz derecede küçük bir nokta (bir kara delik mi acaba?). Bu konuyla ilgili bazı bilimsel teorilerin tartışma alanı bulduğunu yavaş yavaş görüyoruz. Bilimin bu noktaya da ulaşması da fazla zaman almasa gerek!
1 1 4
o•o • •• •oo oO - · • • • Oo o0 • A • 0o o0- . . . •
' • • • :-o o • " Soph • .. • o o • R '" ' ' 1 • o o • �,, • • .. -1� • o O ı ,"' A '\ :;- ı O o • • • • o
Oo • • .. • .. � Ain Soph .. .. • .. • o . . . . . ' . . . . o .· ' P • "' A " • · . o O ı 1 t . 1 1 ı ıO o . T ' ' Negatıf • ' N •O : ·. ··� .· · ·o ·- .... ...... · :: o .. .. .. • • ' .. • o � · •""' , '..N Vaı;oluş 1 ,' • -� : o .' •, V .. . • ' ' · • • N ,'
', o o • s .. • o 0 , A .. .. . . � ınırsız •, .. 8 , 0 o ' • ' • • , o
o .. .. s • .. o o • • . .. .. . . .. • .. . . . o 0o � Sın ırsız Işık ! o0
00 ' p .... v • 00
0o " • .. ' o0 Oô • • • • • • ÖO •• • • • • • • • •
Şekil- 10 Ain-Hiçlik örtülerinin gizli sephiroth'u oluşturması. ve
ilk sephira Taç-Kether'de yoğunlaşması.
Taç sephira'nın temsil ettiği Bir ( 1 ) sayısı Kabala öğretisine göre içinde potansiyel olarak diger dokuz sayıyı (sephiroth) içeren sayı olarak görülür. Bir sayısı matematikte de tam olarak bölünmez bir sayıdır. Kendisiyle çarpılarak çoğaltılması mümkün olmadığı gibi kendine bölündüğünde de yine kendisi olarak kalır. Kabala sembolizminde o bu nedenle negatif varoluş ile pozitif varoluş arasında bir köprü olarak ifade edilir. Hiçbir şekilde artma kapasitesine sahip olmayan Sıfır (O) ise Kabala'da negatif varoluş kavramını sembolize eden sayıdır. Kabalistik açıdan konuşursak: Sıfır, AinMutlak Hiçlik ve ondan tecelli eden Bir ise Ain Soph-Mutlak Varlık'ı ifade eder. Bu aşamada insanın aklına gelen soru ise sanının şu olacaktır. Sıfır artma kapasitesine sahip değilse ve Bir sayısı da bölünerek ya da çarpılarak çoğatılamıyorsa bu durumda Yaratılış pro-
1 1 5
K A B A L A : " S I N I R S ı Z " A Y O L C U L U K
sesi nasıl ileriye doğru yürüyecek? Başka bir sayı (sephira) nasıl elde edilecek? İşte Kabala'da bu sorunun cevabı "tezahür" ya da "kendini yansıtma" kavramları ile ortaya konur. Sıfır (O) tanımlanamaz ise de Bir ( 1 ) tanımlanabilen bir sayıdır ve onu tanımlamak yoluyla bir yansıması yani sureti-partzuf oluşturulabilir. Böylece Bir ( 1 ) ve onun yansımasından oluşan bir duad (ikili) ortaya çıkar. Bu nedenle diğer sayılan doğuran Bir ( 1 ) sayısı değişmez Hiçlik ile Varlık arasında bir köprüdür ve Kabala'da bütün şeylerin Ba�ası olarak ifade edilir.
On sephiroth 'un birincisi olarak Taç-Kether yaşamın bilinç üstü alemine karşılık gelir ve böylece aynı bir taç gibi kişinin bilincini çevreleyen bir aurayı gösterir. O, asla ulaşılamaz, idrak edilemez ve bilinemez T-nrı 'nın ilk Tecellisi, Sonsuz ve Tezahür Eden T-nrı 'nın idrak edilebilir, kavranabilir ilk Niteliğidir. Hayat Ağacı konfigurasyonunda Taç-Kether, orta eksenin (Ilımlılık Sütunu) en üstünde yer alır. Sephiroth 'un en yükseği olan Taç-Kether kalite olarak diğer tüm sephiroth 'dan ayrıdır ve seviye olarak Ain Soph-Sınırsız Tnrı 'dan ancak belli belirsiz bir biçimde ayrılır. Kether-Taç öylesine gizli ve yücedir ki kabalistlere göre hiçbir şey onu tanımlayamaz. Nasıl bir taç onu giyen kişiden ayrılabilir ise Taç-Kether de alemin yaratılışının yaşayan arketipi olan İlksel İnsan-Adam Kadmon'u oluşturan sephiroth 'dan ayrıdır. Her biri kutsal bir harf ile simgelenen diğer sephiroth 'tan ayrı olarak Taç-Kether İbranice' de hiçbir linguistik harf tarafından temsil edilmez. Onun yerine T-nrı 'nın Kutsal IHVH Adındaki 1-yod harfinin tepe noktası ya da tımağınakotzo shel yad eş tutulur. Böylece Taç-Kether'in Atzmuth-Tanrısal Öz'ü yansıttığı ve yaratılmış insan formunda "T-nnnın Suretini" öngördüğü kabul edilir. Ayrıca Taç-Kether Kabala terminolojisinde "tüm iradelerin iradesi" olarak ifade edilir ve kabalistler tarafından İrade-ratzon olarak adlandırılır. Eski Ahitte AHIH (Ekyeh = Ben [Olanım] ya da Varoluş) ile temsil edilir. Taç-Kether Zohar'da da Ekyelı (Ben olanım) olarak adlandırılır ki bu kavram Sina'da Tnrı 'nın Musa'ya deklare ettiği Mutlak İradesi 'ni yansıtır. Kabala' da
1 1 6
T A N R I S A L T E C E L L İ L E R
İbranice AHIH AShR AHIH (Ekyeh As her Ekyelı) deyişi "Ben, Ben Olanım" ya da "Ben, [Var] Olacak Olanım" biçiminde çevrilir. Ancak kabalistik anlamda baktığımızda, gerçek tercümesinin; "Ben Var Olmuş Olan, Var Olan ve [hep] Var Olacak Olanım!" şeklinde olması bence daha uygun olacaktır. Buna göre AHIH Adı Tacın sonsuz potansiyelini ve onun geleceğe doğru irade mekanizması ile ortaya çıkan hareketini belirtir. (Deyişin içerdiği zaman kavramı dikkatinizi çekmiş olmalı.)
Taç-Kether Zohar'da Ain-Hiçlik ve aynı zamanda da tüm ışığın kaynağı olan sonsuz bir "karanlık" olarak belirtilir. Taç-Kether'in bu hiçlik durumu ise Yaratılış ve Ain Saplı-Sınırsız Olan arasında epistomolojik 1 ve ontolojik2 bir uçurumu belirtir. Taç-Kether algılamanın sınırları dışındadır. Kabala'da O, düşüncenin kesildiği yerdir. Hiçbir ışığın kaçamadığı metafiziksel bir "kara delik" gibidir. Kaynakları olan Ain Soph'a dönmeye çabalayan sephirotlı 'un ışıklarını söndüren ve aynı zamanda da Ain Soph'un Yaratılış'ın üzerine yaydığı ışığı saklayan bir karanlık gibidir. Taç-Kether'in bu yok edici özelliği tüm şeylerin yapısında ve yaşamda bütünsel bir değişikliği gösterir. Tüm geçişlerde bir "yokluk" görünür. Ama Taç-Kether' in bu muazzam negatifliği (yokluğu) aynı zamanda tüm sephiroth'un varlığını da ortaya çıkarır. Bu negatiflik aslında ana iradenin ortaya çıkmasının gereğidir (negatif varoluş).
Taç-Kether sayısal değer olarak altı yüz yirmi (620) sayısına eşittir. Bu değer T-nrı 'nın Torah'ta yer alan emirlerinin tam sayısıdır. Bakacak olursak: Yazılı Torah'ta altı yüz on üç (6 13) ve Sözlü Torah'ta yedi (7) olmak üzere toplam altı yüz yirmi (620) emir (mitzvot) vardır. Ayrıca On Emir' i içeren Torah'ta yine altı yüz yirmi (620) harf bulunur. Kabala altı yüz yirmi emrin sımnı, "İlk sephira Taç-Kether'den fışkıran altı yüz yirmi (620) ışık hüzmesinin, Taç-Kether'in tavanını son sephira Krallık-Malchuth'un tabanına bağlaması" şeklinde açıklar. Böylece birincinin tavanı sonuncunun tabanına bağlanarak Yaratılış prosesi tamamlanır.
1 Bilgi kuramı . 2 Yaratılmışları inceleyen bilim dalı.
1 1 7
K A B A L A : " S ı N ı R s ı Z " A Y O L C U L U K
Kabala' da Taç-Kether daha önce de beliıttiğimiz gibi iki alt surete-partzufim ayrılır. Bunlardan Taç-Kether'in dış sureti olan Uzun Yüz-Arich Anpin insan ruhunda irade ve isteğin bilinçüstü gücüne karşılık gelir. İç suret olan Günlerin Kadimi-Atik Yomin ise ruhta memnuniyet ya da hazzın gücüne işaret eder. Günlerin Kadimi 'nin yedi seplıiroth 'u Uzun Yüz'ün içinde yer alır ve dolayısıyla hazzı, irade ya da isteği yönlendiren ana motivasyonel güç olarak belirtir. Günlerin Kadimi-Atik Yomin'in Arich Anpin-Uzun Yüz içinde yer almayan diğer üç üst sephiroth 'u ise inancın bilinç üstü hazzını temsil eder. Böylece Kabala'da daha önce de açıkladığımız biçimiyle Taç-Kether'in üç başından ya da yüzünden bahsedilir. Bunlar: 1. Uzatılmış Yüz-Reisha d'Arich iradenin gücünü, ·2. Hiçliğin Yüzü-Reis ha d' Ayin hazzın, memnuniyetin gücünü ve 3. Bilinemeyen Yüz-Reisha d' lo ltyada ise inancın gücünü gösterir. Taç-Kether'in bu üç başı ya da yüzü İbrani alfabesindeki Taç-Kether kelimesinin üç anlamına karşılık gelirler. "Taç" anlamına ek olarak Kether kelimesi "beklemek" ve "çevrelemek" anlamlarına da gelir. Bunları sırayla inceleyecek olursak:
a. Beklemek. Kether' in Bilinemeyen Yüz'üne karşılık gelir (Radla). Buna göre biz (insanlık) T-nn'nın yaşadığımız dünyanın bilinç seviyesinden kesinlikle gizlenmiş ve saklanmış, yalnızca gelecek alemde açığa çıkacak olan mükemmelliğine yaklaşabilmek için mutlak bir inanç içinde bekleriz.
Üç Yüz Temsil ettiği Kether'in T.·nrı'nın Yansıttığı Kuvvet anlamları Ozelliği
Bilinemeyen Yüz- İnanç- Beklemek T-nrı her şey[de]dir, Reisha d'/o ltyada emunah Her şey T-nrı[da]dır
Hiçliğin Yüzü- Haz- Taç Her yerde varoluşu Reisha d'Ayin ta'anug {Omnipresence)
Uzatılmış yüz- İrade istek- Sarmak Her şeye kadir oluşu Reisha d'Arich ratzon Çevrelemek {Omnipotence)
1 1 8
b. Taç. Ruhta Tanrısal Bilgi'yi kavramaktan doğan ilahi hazzın kaynağı olan Hiçliğin Yüzü'ne karşılık gelir. Taç kişinin bilincine Tanrısal Vahyi alan ve entegre eden ruhsal gücü sembolize eder.
c. Çevrelemek. Tanrısal İrade düzeyi olan Uzatılmış Yüz'e karşılık gelir. İradenin gücü ruhtaki tüm bilinçli güçleri çevreler (Bilgelik-Chochmah'tan KrallıkcMalchuth'a kadar olan Tanrısal Oluşumlar ' ı içerir).
Kabala'da bu seviyenin melekler grubu Chaioth Ha Qadesh-Ya� şayan Kutsal Varlıklar yani Cherubim'dir (Ezekiel Vizyonu). Bu varlıklar burçlar kuşağı Zodyakta Boğa, Aslan, Akrep ve Kova (İnsan) olarak belirtilirler. T-nrı'nın, Hayat Ağacında Kether Sephira'sına karşılık gelen Kutsal Adı AHIH (Ekyeh) yani "Ben[im]" ya da "Varoluştur."
Bilgelik, Hikmet-Chochmah
Hayat Ağacı'ndaki ikinci sephira Chochmah olarak adlandırılır ve Kabala öğretisinde T-nrı 'nın Hikmet ya da Bilgelik Niteli
ğini yansıtır. Bilgelik-Chochmah, Taç-Kether'den yansıyan eril güçtür. Bu sephira aktiftir ve Kabala sembolizminde Baba-Abba ile sembolize edilir.
T-nrı'nın hem her şeyden üstün olması (bize uzaklığı) hem de her şeyin içinde oluşu (bize yakınlığı) paradoksu Kabala' da sık sık ifade edilen temel konulardan biridir. T-nrı sadece her şeyi sarmalamakla kalmaz, aynı zamanda tüm Yaratılış'ı ve tüm alemleri doldurur. Kabala' da bu iki seviye arasındaki bağlantı ise Aydınlanma Kitabı Bahir tarafından, beth harfi ile temsil edilen Bilgelik niteliği ile açıklanır. Buna göre bilgelik kavramı, T-nrı'nın üstünlüğü (uzaklığı) ve yakınlığı arasındaki geçiştir. Bahir 'e göre bilgelik T-nn'nın Özünü alt alemlere ileten bağlantıdır ve dolayısıyla tüm şeyleri destekler ve ayakta tutar. Yaratıcı ve Yaratılış arasındaki bağ olması dolayısıyla da tüm şeylerin potansiyelini içeren bir kaptır.
1 1 9
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Talmud sorar: "Kim Bilgedir? . . . Ve cevap verir: "Henüz doğmamış olanı gören." Buna göre Bilgelik-Chochmah, T-nn'nın tüm Yaratılış 'ı henüz yaratmadan önce görmesini sağlayan (ki bu nedenle Kabala'da gözler ile ilişkilendirilir) ve bunun için O'na tavsiyede bulunan kavramdır. Kabala'ya göre tüm Torah T-nrı 'nın Sonsuz Bilgeliğini alt alemlere ileten bir araçtır. Pirkey Rabbi Eliezer'in Midraslı 'ında T-nn 'nın evreni yaratmadan önce Toralı 'tan tavsiye aldığı ima edilir.
Bilgelik-Chochmah Yaratılış'ta bilinçli zekanın birinci gücü olarak görülür. Çünkü ondan önce gelen Taç-Kether bilinç üstü aleme aittir ve insan idrakinin tamamen dışındadır. Bilgelik-C/ıochmah sephira'sı Hayat Ağacı ya da sephiroth konfigürasyonunda sağ eksenin (merhamet sütunu) en üzerinde yer alır ve T-nrı 'nın suretinde yaratılan insanda (Tzelem Elokim) beynin sağ yarısına karşılık gelir. Bilgelik-Chochmah Kutsal Kitap'ta Kral Süleyman ile sembolize edilir. Açımlanmış şekliyle iki sureti vardır: Bunlardan yüksek olanı Yüksek Baba-Abba !la' ah adını alırken daha aşağıda olanı Aşağı Baba-lsrael Saba olarak isimlendirilir. Daha önce açıklandığı gibi bu iki profil birlikte Baba-Abba olarak adlandırılırlar.
Kabala'da Bilgelik-Clıochmah ruhta sezgiye dayalı kavrayışın gücüyle bağdaştırılır. O, bilincin karşısında çakan bir şimşek parlaklığı gibidir. Bilgeliğin üst seviyesi olan Yüksek Baba-Abba !la' ah sureti bu kavrayışı bilinç üstü alemden kendiliğinden alan güçken daha alt seviyedeki Aşağı Baba-/srae/ Saba onu sonradan bilincin içine doğru yönlendiren gücü oluşturur. Fiziksel yaşantımızla bağdaştırdığımızda Bilgelik-Chochmah'ın bilgeliği ayrıca bir gerçekliğin bir saflıasına derinlemesine bakmak ve onun altında yatan gerçeği açığa çıkarana kadar kavramsal özünü irdeleme yeteneğidir. Buradan elde edilen gerçeğin tohumlan daha sonra Anlayış-Binah 'ın gücünün eşliğinde entellektüel analiz ve gelişme için kullanılabilir. Daha önce de söylediğimiz gibi Taç-Bilgelik-Anlayış üçlüsü Hayat Ağacı 'nda entellektüel seviyeyi oluşturur. Buna göre her şeyin başlangıcı bilgeliktir ve buradan elde edilen bilgi ise daha
1 20
T A N R I S A L T E C E L L İ L E R
sonra anlayışın analiz gücüyle (bir sonraki sephira olan Anlayış-Binah konusunda göreceğiz) birleştirilerek aklın ve buna bağlı olarak da bedenin gelişmesi için kullanılabilir. Bilgelik-Chochmah daha önce ifade ettiğimiz üzere Yaratılış prosesinin "başlangıç" kuvvetidir. Torah'ın ilk kelimesi olan Bereshith, "Başlangıçta" [T-nrı Cennetler' i ve yeryüzünü yarattı] kelimesi "Bilgelik ile-be Chochmah [T-nrı yarattı Cennetler' i ve yeryüzünü]" şeklinde de tercüme edilir.
Kabala' da daha önce de belirttiğimiz gibi Taç-Kether'in insanın kavrayışının ötesinde olması nedeni ile Bilgelik-Chochmah Sınırsız T-nrı'nın (Ain Soph) ilk yaratıcı hareketi olarak görülür ve başlangıç-reshith olarak adlandırılır. Yani Kabala öğretisi bilgeliği insan idrakinin, kavrayışının başlangıcı olarak tanımlar. En Yüce TaçKether E/yon yani T-nrı 'nın Yüce İradesi Yaratılış 'a ilk olarak Bilgelik-Chochmah sephira'sı boyunca kanalize olur. Bilgeliğin ya da zekanın iradeden doğması Freud'un daha sonra vardığı sonuç olan, zekanın tutkunun üzerine bir üst-yapı gibi çıktığını ön görmesiyle de uyuşmaktadır (Freud'un bir kabalist olduğunu unutmayalım). Kabalistler için zeka hem insan ruhu hem de alem için yepyeni bir başlangıçtır. Kabala'ya göre "Varoluşun başlangıcı Bilgelik-Chochmah denen gizli noktanın sırrıdır" ve tüm şeyler bu tek noktadan doğar. Işığın kitabı Zohar bunu şöyle sembolize eder:
"Tüm sırların sırrı (Kether) ifşa olmak istediğinde O, her şeyden önce tek bir nokta yaptı ve bu "Düşünceye" dönüştü. O, tüm tasarımları burada yaptı. Ve O, tüm işlemeleri burada yaptı."
Harflerinin permütasyonu ile Chochmah kelimesi koach mach olarak dönüştürülür ve "Ne[yin] gücü" olarak anlaşılır. Bilge/ikChochmah Kabala'ya göre bizi aydınlatmaya ve güçlendirmeye çalışan Tanrısal Kuvvet'in akışını engelleyen egoyu ve bencillliği uzaklaştıran gücü simgeler. Bu gücün işlevini yerine getirmesi ancak içimizde bizden daha büyük bir "boşluk" varsa mümkün olabilir. Bu boşluk kavramı ise bizi "benliğin yokluğu" ya da "özgecilik"-bitu/ kavramına götürür. Kabala'ya göre Tanrısal Kuvvet' in içimizdeki akışı bizim benliksizlik, özgecilik seviyemizle orantılıdır.
1 21
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Buna göre Bilgelik-Chochmah 'ın içsel niteliği yani insanın ruhunda yansıttığı özelliği benliksizlik ya da özgeciliktir ve Kabala'ya göre bu özellik, kişinin kendini eleştirme yolunda attığı her adımın başı ve sonu olmalıdır. Benliği geliştirmek amacı ile yapılan her türlü çaba, gerçek bilgelikten türemelidir (ki bu da benliksizlik/özgeciliktir). Aksi takdirde ters etki yapar ve biz yalnızca kendimizle saplantılı bir biçimde ilgili bir durumda kalırız. Yani kişi T-nrı 'yı içimizde aramalıdır evet ama bu arayışın kaynağı gerçek bilgelik olmazsa elde edeceğimiz tek şey kendi kendimize olan saplantılı bir bağımlılık olacaktır. T-nrı 'nın Bilgelik-Chochmah niteliği aklımızda bir şimşek gibi çakan, bir şeyin iç yüzünü kavrama yeteneğinin ani parlaklığını simgeler. Bir anlık yoğun bir parlaklık ve derin bir farkındalık duygusu biçimde çakar ve birden geldiği bilinç üstü alemlere geri döner ve geride sadece kendi gerçeklerinin küçük bir etkisini bırakır. Eğer bilincimizde daha uzun sürecek bir etki bırakacaksa o zaman konunun başında da belirttiğimiz gibi Anlayış-Binah'ın analitik yetenekleri ile geliştirilmesi ve sağlamlaştırılması gereklidir.
Zohar Yaratılış' ı oluşturan tüm formların bilgeliğin bu tek noktasında yoğunlaştığını öğretir. Buna göre Bilgelik-Chochmah bize tüm alemin tek bir basit "fikirden" (idea) türediğini açıklar. Her ne kadar Bilgelik-Chochmah görülemez ya da algılanamazsa da o her şeyin doğasında vardır ve her şeye "hayat verir." Kabala'da O "tüm yaşamın tohumu" ve "var olan her şeyin gerçek potansiyeli" olarak adlandırılır. Zohar'da Bilgelik-Chochmah gizli düşünce olarak göze alınır ve tüm bireyselliğin, ayrısallığın ve tüm şeylerin boşluğu olarak tanımlanır. Bizim alemimize yansıdığı biçimiyle ise Bilgelik-Chochmah Hyle yani kaostur (tohu*). Yani o, Yaratılış'ın en temel aracı ve Platonik anlayıştaki formlar ya da fikirler olarak göz önüne alınabilir. Kabala'da T-nrı alemi Bilgelik-Chochmah ile (be Chochmah, Mezmurlar 104:24) yaratır ki kabalistler bunu "Chochmah ile" (onu Yaratılış'ın aracı yaparak) ve "Chochmah'ın içinde" (onu tüm şeylerin varlığının potansiyeli yaparak) kavramları ile ifa-
• Tohu Yaratıl ış' ın ilksel, ıslah edilmemiş durumu. Kaos
1 22
T A N R I S A L T E C E L L İ L E R
de ederler. Bilgelik-Chochmah aynca Kabala'da Cennet Bahçesi (Gan Eden) olarak da görülür. Çünkü kabalistler onu tüm formların ideal alemi olan ilksel bahçe olarak görürler. Kabalistik anlayışta Bilgelik-Chochmah, Taç-Kether ile ilgili "bir şey"-yesh ve alemle ilgili "hiçbir şey"-ain '<lir. Onun içinde vücut bulan fikirler hala gerçekleşmek ve sabitleşmek durumundadır. Aynı Taç-Kether gibi. Bu nedenle o da zaman zaman ain-hiçlik olarak görülür. Zohar'da Chochmah kelimesi, koach mah-benliksizliğin [kendi benliğini Tnrı 'nın benliğinin içinde eritebilme durumu] gücü ya da alternatif olarak cheich mah-benliksizliğin hazzı olarak nitelendirilir. Benliksizliğin "gücü" ise yalnızca benliksizliğin kendi niteliğini değil aynı zamanda onun gerektirdiği büyük yaratıcı gücü de belirtir. Benliksizliğin "hazzı" ise ruhun, kişinin benliksizlik seviyesinin erdemini kullanarak T-nn'yı "tatma" yeteneğidir. Mezmurlarda şöyle yazar: "Tat ve gör T-nn iyidir, güzeldir." Genelde gözlemlemek, keşfetmek duygusu Bilgelik-Chochmah ile ilgilidir (yukarıdaki parlayan şimsek örneği). Bu ayetten de öğrendiğimiz gibi BilgelikChochmah' ın, keşfetme duygusunu ortaya çıkaran, başlatan bir ruhsal tad durumu vardır.
Bu sephira'nm melekler grubu Auphanim-Tekerlekler olarak adlandırılır (Ezekie/ viz.). T-nn'nın, Hayat Ağacı'nda BilgelikChochmah sephira'sma karşılık gelen Kutsal Adı IH (Kah) ve Kabala'da B ilgelik-Chochmah'a atfedilen ruhsal özellik ise bitu/-benliksizliktir.
Anlayış, Kavrayış, İdrak-Binah
Anlayış-Binalı Hayat Ağacı 'ndaki on sephiroth 'un üçüncüsü ve Yaratılış'ta zekanın ikinci bilinçli gücü olarak ifade edilebilir.
Hayat Ağacı 'nda sol eksenin (Yargı) en üstünde bulunur ve T-nn'nın suretindeki insanda (Tzelem Elokim) beynin sol yarısına karşılık ge-
1 23
lir. Kutsal Kitap'ta ise matriark leah ile sembolize edilir. Kabala' da Anlayış-Binah sephira'sı dişil, pasif bir güçtür ve eril, aktif güç olan Bilgelik-Choclımah'a eş değerdedir. Clıochmah-Binah seviyesi Kabala' da dişi ve erkeğin en yüce seviyesidir ve onların birliği "Mükemmel Denge" olarak adlandırılır. Kabala'da kadın ve erkeğin eşitliği öğretinin her aşamasında vurgulanır. Tanrısal Tecelliler sephiroth'ta da diziliş olarak her ne kadar dişil Anlayış-Binah eril Bilgelik-Chochmah'tan sonra gelse de onunla eşit değerde ve eşit seviyededir. Ayrıca Bilgelik-Chochmah yalnız başına hiçbir yeri saramayan iki paralel çizgi gibidir. Dolayısıyla Anlayış-Binah 'ın da katılması ile Hayat Ağacı 'nın Kether, Chochmah ve Bin ah 'tan oluşan, en yüksek üçlüsü (triad) tamamlanır. Denge kavramınının bu öğreti içindeki önemini daha önce açıklamıştık. Buna göre tüm Yaratılış mükemmel bir denge durumundadır ve Kabala' da erkek (Chochmach) ve dişinin (Binah) dengesi de bunun en yüce sembolizmini oluşturur. Aralarına Taç-Kether'in de katılmasıyla Tanrısallık niteliği de bu kavramın içine girer ve dengenin muvazenesi oluşur (bkz. T-nrı ve Tezahür). Anlayış-Binalı iki suret içerir. Kabalistik öğretide O, Yaratılış içindeki tüm ruhların kaynağıdır ve dolayısıyla en yüksek profil olan Yüksek Ana-Jmma İla' alı olarak adlandırılır. Daha alçak olanı ise Alçak Ana-Tevunalı'tır. Bu iki yüz birlikte Ana-Jmma olarak isimlendirilirler. Bu konuyu daha önce açıklamıştık. Kabala'da Anlayış-Binalı, suretinde kadın ve erkeğin yaratıldığı T-nrı 'nın dişil formu Elokim'dir (ALHIM). O, ruhta hem tümden gelimsel hem de tüme varımsal olarak kavramsal analizin ve muhakemenin gücüyle bağdaştırılır. Yüksek Ana-Jmma !la' ah profili bilgeliğin anlayışlarını idrakin gücüyle ilişkilendirirken Aşağı Ana-Tevunah buradan çıkan sonuçların kişinin bilinci tarafından tamamen özümsenmesinin gücünü simgeler. Binalı'ın "anlayışı" ayrıca bir fikrin doğasında var olan doğruluk ya da yanlışlığın derecesinin incelenmesi yeteneğini de belirtir. Bu fob da ( 12: 1 1 ve 34:3) "Kulak kelimeleri sınar." sözleri ile belirtilir. Kulak yani duyma duyusu Kabala'da Binalı ile ilişkilendirilir. "Dinle, Ey Israel.. ." ile başlayan ayette "dinle" aynı zamanda "anla" anlamını taşır. İb-
1 24
T A N R I S A L T E C E L L İ L E R
ranice "Kulak kelimeleri sınar" cümlesinin baş harfleri ise enıetlıgerçek (AMTh) kelimesini oluşturur.
Anlayış-Binalı ile tanımlanan bir başka özellik ise kişinin kavramları, kendine ve başkalarına açıklama, aydınlatma ve izah etme yeteneğidir. Anlayış-Binalı bu nedenle Kabala'da "engin nehir" olarak da sembolize edilir. Binalı kelimesi İbranice 'de "arasında" anlamına gelen bein kökünden türer. Bunun nedeni ise Kabala'da şöyle açıklanır: "Yaratılış öncesi yalnızca Sonsuz Varlık vardı. Her yer O 'nunla doluydu ve dolayısıyla var olan her şey aynıydı ve homojendi." Bu nedenle aynılık ya da monotonluk Sınırsız Varlık ile karşılaştırıldığında insan aklının idrak edebileceği en yüksek kavramdır ve bu nedenle Bilgeliğin özüdür. Yaratılış ise Yaratıcı'nın karşı kutbudur. Buna göre Yaratıcı varoluşu verir ve Yaratılış ise onu alır. Dolayısıyla Yaratılış var edilmeden önce bir farklılaşma var edilmiştir ve bu da Anlayış ' ın özüdür. İşte bu nedenle Binalı kelimesi "arasında" anlamına gelen bein kökünden çıkar. B aşlangıç ya da Clıochnıah seviyesinde var olan her şey farklılaşmamış, potansiyel durumdadır. Ama bu farklılaşmamış potansiyel Elokim (T-nrı) ya da Anlayış-Binalı diyarına girdiğinde Cennet ve Dünya olarak farklılaşır. Kabala Anlayış-Binah'ın gücünün fikirler "arasında" ayırım yapmak ve onları birbirinden ayırt etmekte saklı olduğunu öğretir. Anlayış-Binalı, Bilgelik-Chochmah ve Bilgi-Daath arasında bulunan ikinci "beyin" dir. O Bilgelik-Chochmah'a eşit değerdedir. Yani Kabala sembolizminde "kadın erkeğe eşit değerdedir ve elbette ondan aşağı değildir." Talmud kadınların Binah'ın "fazladan bir özelliğine" sahip olduklarını öğretir ve; "bu fazlalığın kendisini göstermesinin yollarından biri de onların iletişimin inceliğine ya da kurnazlığına karşı olan aşırı duyarlılıklarıdır" der. B ilimsel çalışmalar göstermiştir ki kadınlar bir grup olarak erkeklere oranla daha yüksek konuşma yeteneğine sahiptirler. Taralı bunu onların "fazladan" sahip oldukları Anlayış-Bina/ı ' a bağlar.
Bilgelik-Chochmah ve Anlayış-Binalı birliği (Kabala' da Yüksek Birlik) süreklidir ve bu iki kavram Zohar da "asla ayrılmayan iki
1 25
K A B A L A : " S I N ! R s ı z ·· A Y O L C U L U K
yoldaş" olarak ifade edilir. Kabala'ya göre bu birlik (Bilgelik ve Anlayış) alemin sürekli bir biçimde yeniden yaratılışı için gereklidir. Bu Yüce kavramı ezoterizmin ünlü "Aşağısı Yukarısı, Yukarısı Aşağısı gibidir" deyişi uyarınca alt alemlere yani bizim sonlu alemimize uyguladığımızda da görürüz ki aynı olay dişi ve erkeğin fiziksel (beşeri) birliği için de söz konusudur. Yani fiziksel yaşamın sürmesi için onları fiziksel birliği gereklidir.
Anlayış-Binalı Kabala'da Bilgelik-C/ıochma/ı'dan çıkan bir "saray" olarak sembolize edilir. Kavramsal bir nolüa olarak AnlayışBina/ı, Bilgelik-C/ıac/ınıalı'ı kapsayan gizlenmiş düşüncenin genişlemesi ya da tamamlanmasıdır. Anlayış-Binalı sık sık sebeplendirme prosesinin kendisi olarak değerlendirilir. O, içinde sonlu ayrı varlıkların ilk görülmeye başlandığı Brialı-Yaratılış Alemi'nin baskın seplıira'sıdır. Ayrıca Kabala'da "Göksel Ana" olarak görülür ki bu O'nun yaratıcı rolünü ortaya çıkarır. Gerçekte kozmik ana olarak O, altındaki tüm seplıirotlı 'un içinde geliştiği ve tüm ayrıntılarıyla oluştuğu rahimdir. Bu yedi seplıiroth O 'nun rahminden doğan yedi çocuk olarak algılanır. Buna göre Yaratılış'ta ruhların ve ona bağlı olarak da fiziksel bedenlerin oluşması Anlayış-Binalı aşamasındadır. Bu nedenle Toralı 'ın Türkçe çevirilerinde, ilk ayet olan "Başlangıçta T-nrı Cennetler'i ve Dünya'yı yarattı" cümlesinde Tnrı karşılığı kullanılan İbranice Ad Anlayış-Binalı 'ın Tanrısal Adı olan Elokim'dir (ALHIM). Yani gerçek çeviri "Başlangıçta Elokim (ALHIM) Cennetler'i ve Dünya'yı yarattı." olmalıdır. Benzer biçimde bir hata yapılarak Eski Ahitin Türkçe çevirilerinde Yaratıcı 'ya ait Adlar bazen T-nrı, bazen Rab diye çevrilir. Ama bu çeviri gerçek boyutu tam olarak yansıtmaz. İngilizce çevirilerde de durum aynıdır. Tüm Adlar "G-d" olarak yazılır. Halbuki kabalistik açıdan durum oldukça farklıdır. ALHIM (Elokim), IHVH (Havayalı), ADNI (Adnut) gibi tüm Adlar olduğu gibi çevrilmeden bırakılmalıdır. Çünkü onlar Yüce Varlığın, Yaratılış 'ın değişik seviyelerinde Kendini ifade etmek üzere O'na verilen Adlarıdır. Bu çok hassas konuyu T-nrı 'nın Adları kısmında daha ayrıntılı olarak göreceğiz.
1 26
T A N R I S A L T E C E L L İ L E R
Anlayış-Binalı aynı zamanda "taht" seviyesidir. Taht olarak adlandırılır; çünkü Kabala'da genel olarak oturma kavramı "alçaltma" anlamına gelir. Dolayısıyla da T-nn 'nın oturduğunu söylediğimizde aslında alt alemlere erişmek için Özünü alçaltıyor ve böylece Kendi evreni ile ilişki kuruyor ve onun tarafından idrak edilebiliyor demektir. İşte burası bizim T-nrı 'yı anlayabildiğimiz ya da idrak edebildiğimiz Anlayış-Binalı seviyesidir. Bu ise Ezekiel (1 :26) ve /saiah'ta (6: 1 ) bahsedilen tahttır.
Kabalistlerin sik kullandığı metaforik (mecazi) geometride Anlayış-Binalı cisimsel varoluşun başlangıcını simgeleyen bir "daire" biçiminde belirtilir. Kabalistlerin Hayat Ağacı'nın tümünü sembolize eden ve onun tümünü kapsayan T-nrı'nın kutsal ismi IHVH (Havayah ya da Tetragrammaton) da boyutsuz İbrani harfi I-yod ile sembôlize ettikleri Bilgelik-Choclımah'ın tersine Anlayış-Binalı, uzunluk ve genişlik boyutları olan H-he harfi ile sembolize edilir (bkz. İbrani Harflerinin Sırrı) ve açıklamanın, anlayışın ve kendini göstermenin "boyutlarını" ortaya koyar. Her ne kadar bu tür bir açıklama ile Anlayış-Binalı ' ı uzaysal ya da fiziksel aleme bağlamak doğru değilse de onu tüm sonlu varoluşun deneyimi için bir örnek olarak görebiliriz. Zolıar'a göre varoluş ilk olarak Anlayış-Bina/ı 'ta yüce kaynağından ayrılmış ve farklılaşmaya başlamıştır. AnlayışBina/ı, Bilgelik-Chochmah'ın oluşumlarının sürekli ve var olan gerçekliğe dönüşmeye başladığı ilk yerdir.
Psikolojik açıdan ise Anlayış-Binalı, Taç-Kether'in "tutkusu" ile Bilgelik-Clıochmah'ın "zekası" arasında bir ara bulucu görevi yapar. Gerçekten de o, karşıt ilkelerin arasını bulan ve onların armonisini sağlayan birkaç sephiroth'un birincisidir. Burada görüyoruz ki Yaratılış ' ı ve insan aklınin anlayışını sağlayan şey, yalnızca ne irade ne bilgelik ne duygu ne de zeka ama tüm bu ikililerin dialektik karışımıdır. Chochmalı 'ın "bilgeliği" ancak Kether'in "tutkusu" tarafından bilgilendirildiği zaman kişi değer taşıyan bir şey yapabilir ya da tam olarak "anlaşılabilir" (Binalı).
1 27
K A B A L A : ·· s ı N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Hayat Ağacında negatif haliyle Sertlik-Gevurah niteliği Anlayış-Binalı 'ın dışsal boyutundan (arka taraf) doğar. Diğer bir deyişle Binah sertliğin kökü ve temelidir. Ama bu yönü onun yalnızca yapay ve saf olmayan ifadesidir. Anlayış-Binalı ' ın "ön tarafı" ve en derin ve gerçek ifadesi ise, "öğrencisinin" iyiliği için bir "öğretmenin" büyük bir güç ve dikkatle öğrencisinin karşılaşabileceği tüm kabalık ve terslikleri yumuşatabilme yeteneğine benzetilebilir. Öğretmen anlayışını düzeltmek suretiyle kendi duygusal ve akılsal yeteneklerini katı sabırsızlıktan nazik şefkate dönüştürebilmek için kendiyle sürekli mücadele etmelidir. Kabala' da Anlayış-Binalı aynca meditasyon-hitbonenut ile ilişkilendirilir. Çünkü İbranice'de ikisi de aynı kökten gelir. Meditasyon Kabala'da sembolik olarak şaraba karşılık gelir, çünkü her ikisi de bilinçte bir değişiklik meydana getirir. Dolayısıyla sertlik ya da yargıyı yumuşatmak için Torah'ta "kötü şarabı" ("sertlik iyidir" şeklindeki yanlış anlayışı simgeler) "iyi şaraba" ("pozitif bir değişikliği sürekli kılan gerçek uyanış yalnızca şefkat yoluyla mümkündür" şeklindeki anlayışı simgeler) dönüştürmek biçiminde bir benzetme yapılır.
Binalı melekler grubu Aralim-Tahtlar 'dır (Ezekiel Viz.). Hayat Ağacı 'nda T-nn 'nın Binah sephira 'sına karşılık gelen Kutsal Adı ALHIM (Elokim) ve Binah'a atfedilen ruhsal (spirituel) özellik ise simchah-haz, neşedir.
Chochmah-Binah ilişkisi: Yaratılış' ın Tacı Kether kavrayışın ötesinde bir seviye olduğundan Kabala, insan idrakinin başladığı yer olarak Bilgelik-Chochmah seviyesini gösterir. Bu nedenle bu seviye "başlangıç" olarak adlandırılır. Torah'ın ilk kitabı TekvinBereshith'in açılış kelimesi Bereshith-Başlangıçta Kabala' da bu nedenle Bilgelik-Chochmah seviyesine karşılık gelir. T-nn 'nın İbranice Adlarından biri olan Elokim Adı ise Kabala' da Anlayış-Binah seviyesine karşılık gelir. Çünkü biz T-nrı kelimesini kullandığımızda (O'nun Mutlak Özünü kavramak olanaksız olduğundan) gerçekte O 'nun hakkındaki anlayışımızı konuşuyoruz demektir ki bu da Anlayış-Binah seviyesidir. Bu seviye sayesinde insan aklı şeyleri fark-
1 28
T A N R I S A L T E C E L L i L E R
lılaştırabilir. Kabala'da Chochmalı-Binah seviyesi ayrıca zamanın kaynağını ifade eder. Bu anlamda Clıoclınıah-Bilgelik geçmiş ve Binah-Anlayış ise gelecektir. Geçmiş geleceğe hayat verdiğine göre Bilgelik ve geçmiş erkek, Anlayış ve gelecek ise dişidir. Bu da Kabala'da yukarıda bahsettiğimiz "T-nrı dişiye fazladan Anlayış verdi" (Bereshith Rabbah 18: 1 ) deyişinin sırrıdır.
Bilgelik-Clıochmah 'ın geçmişe Anlayış-Binalı ' ın ise geleceğe paralel olması gibi Taç-Kether ise "sonsuz şimdiyi" ifade eder. Çünkü o zamanın tamamen üzerinde olan bir planda var olmaktadır. Bu seviye insan idrakinin tamamen ötesinde olduğundan idrak edilmesi gerektiğinde Bilgelik-Clıochnıalı ile Anlayış-Binalı arasında bir ara-yüz olan yarım sephira Bilgi-Daath ile ifade edilir. Bu seviye (Bilgi-Daath) ise geçmiş ile gelecek arasında var olan "geçici şimdi" dir. Böylece Taç-Ketlıer'in tümüyle insan idrakinin ötesinde olan içsel konsepti Bilgi-Daath ile dışlaştırılarak insan zihni tarafından algılanır hale getirilir.
Bilgi-Daatlı
Hayat Ağacı 'nın dördüncü sephira'sı Bilgi-Daat/ı 'tır. Bilgi-Daatlı Kabala' da bir yarım sephira olarak görülür ve bu nedenle Taç-Kether'in varlığında bir sephira olarak sayıya dahil edilmez. Bizde bu nedenle onu dört numara olarak adlandırmadık. O, Yaratılış'ta aklın dördüncü ve son bilinçli gücüdür. Bilgi-Daath Hayat Ağacında genellikle '"[aç-Kether söz konusu olmadığı zaman dikkate alınır. Bunun nedeni ise onun, Taç-Kether'in bilinç alemindeki bir yansıması (içsel boyutu) olmasıdır. Dolayısıyla Bilgi-Daath, Sephiroth konfigürasyonunda orta eksenin (Ilımlılık) üzerinde ve Taç-Kether'in hemen altında yer alır ve insan suretinde (tzelenı Elokim) cerebellum yani beyinciğe karşılık gelir. Daath yani bilgi kavramı insan ruhunda hafızanın ve konsantrasyonun güçleriyle ilişkilendirilir. Bu güçler kişinin Bilgelik ve Anlayış güçleri tarafından yaratılan fikirlerin potansiyel anlamlarına olan duyarlılığına ve onları kabulune dayanır. Bu duyarlılık ise Bilgi-Daath'ın, ruhun bilinçüstü kökeniy-
1 29
K A B A L A : " S J N I R S I Z " A Y O L C U L U K
le olan bağlantısından kaynaklanır. Bilgi-Daath genelde iki düzeyde işler: l .Üst Bilgi-Daath Elyon ya da Gizli Bilgi-Daath Hane' elam. Zekanın iki yüksek gücü Bilgelik-Binah ve AnlayışChochmah arasında var olan kesintisiz bağın güvenliğini sağlar. 2.Alt Bilgi-Daath Tachton ya da Uzatılmış Bilgi-Daath Hamipasheth. Zekayı ve aklı bir bütün halinde duygu iilemine bağlar. Bu sayede kişinin kararlılığını arttırır ve gerçeklerle bağlantılı çalışmasını sağlar. Kabala'da Bilgi-Daath' ın bu seviyesiyle ilgili olarak şöyle denir (Meseller 24:4): " . . . odalar Daath ile doludur". Bu sembolizmde odalar kalbin bölümleri, ruhun duygulan ve heyecanlarıdır ("oda" İbrani'ce cheder sözcüğüne istinaden ruhun üç temel duygusu olan chesed-sevgi, din-sertlik ve rachamim-merhamet'in akronimidir.) Bilgi-Daath'ın iç bilinci bu odaları doldurur ve ruhun bedene yaptığı gibi onları canlandırır. Zohar'da ise Bilgi-Daath' ın bu seviyesi "altıyı içeren anahtar" olarak adlandırılır. Bilgi'nin "anahtarı" kalbin altı odasını da (alttaki altı Sephiroth) açar ve onları yaşam enerjisiyle ve gücüyle doldurur. Bilgi-Daath ile dolduklarında altı odanın her biri ruhun bir haline (dei' ah) karşılık gelirler.
Kabala'da Daath'a karşılık getirilen ruhsal özellik yichud-birleştirme, bir araya getirmedir.
Sevgi-Chesed; Büyüklük, Azamet-Gedulah
S evgi-Chesed Hayat Ağacı 'nı oluşturan dördüncü sephira' dır. O, Yaratılış sürecinde yer alan duygusal niteliklerin yani moral ya
da duygusal alemi oluşturan sephiroth'un birincisidir. Sephiroth sisteminde sağ eksenin üzerinde tam Bilgelik-Chochmah'ın altında yer alır ve tzelem Elokim'de sağ kola karşılık gelir. Kutsal Kitap'ta Abraham ile sembolize edilir. Kabala'da Sevgi ruhta tüm Yaratılış ' ı kucaklama ve onu erdemin ve mükemmelliğin üzerine inşa etme isteği ile ilişkilendirilir. Ruhu dış gerçekliğe bağlanmaya zorlayan ve sürekli genişleyen bir kuvvet olarak Sevgi-Chesed ilham verir ve
1 30
T A N R I S A L T E C E L L İ L E R
böylece ruhtaki tüm diğer duygusal kuvvetlerin kendilerini ifade etmelerine eşlik eder.
Sevgi-Chesed Kabala' da Yaratılış'ın ilk gününü sembolize eder. Merhametin herkesi kaplayan Tanrısal Işık' ı onun üzerine yaratılmıştır. Torah'ta ilk gün için "Bir'in günü" olarak ifade edilir (yom echad). Bu güne ait Tanrısal Bilinç ise şu deyişle ifade edilir: "Tüm Yaratılış Bir 'dir ve bu Bir, Yaratıcı'nın Birliği ve Sevgisi'yle kucaklanır." (Echad İbranice'de "Bir" demektir ve gematria'sı 1 3 sayısına eş değerdir. Bu sayı ayriı zamanda ahavah-sevgi kelimesinin değerine eşittir.) Sevgi-Chesed ile ifade edilen Yaratılış'ın ilk günü Mezmurlar'da (42:9) "T-nn'nın Merhametine emrettiği gün" olarak ifade edilir. Zohar ise Yaratılış ' ın bu ilk günü hakkında şöyle der: "O, tüm günlere eşlik eden bir gündür". Zohar' a göre ilk gün yani merhametin günü ışığıyla Yaratılış 'ın tüm diğer günlerine eşlik eder.
Sevgi-Chesed Kabala' da moral yani ahlaki özellikleri simgeleyen yedi alt sephiroth'un birincisidir ve bu nedenle insan karakteri üzerinde doğrudan etkilidir. Dolayısıyla kişinin kendini geliştirmesi açısından çok önemli bir kavram olarak ifade edilir. Aynca o duygusal alemi oluşturan üç sephiroth'un da ilkidir. Sınırsız sevgi ya da neza-
. keti simgeleyen Chesed T-nn 'nın alemi yaratışının ve sürekli yenilemesinin ana ilkesidir. Sevgi-Chesed T-nn'nın Yaratılış'a karşı olan sınırsız iyilikseverliğini yansıtır. Kabala öğretisi saf sevgi'nin sürekli olarak genişlemesinin Yaratılış'ın yok olmasına neden olacağını vurgulayarak bu Tanrısal Nitelik'in, duygusal filemin triadını oluşturan karşıt yöndeki diğer sephiroth olan Sertlik niteliği (Gevurah) ile ılımlılaştınlarak dengelendiğini ve o şekilde deneyimlendiğini öğretir. Bu anlayışa göre T-nn sonsuza doğru genişlemeye devam eden Merhameti (Chesed) Yeter-Dai! diyerek sınırlamıştır. Kabala'da bu sınırlama Adalet-Din ya da Sertlik-Gevurah sıfatıyla gerçekleştirilerek denge oluşturulur. Chesed-Sevgi'nin insan ruhunda deneyimlenmesi saf Tanrısallık ya da spirituellik boyutuna karşılık gelir ve Tnn 'nın iyiliğini yansıtan insan sevgisinin çeşitli görüşleri olarak tanımlanır. Böylece o yaratılmış olan fileme ruhsal değerleri sunar.
1 31
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Psikolojik açıdan ise Sevgi-Chesed tüm insan ilişkilerinde yer alan temel unsurdur. İnsanın yaşantısında o, anne ve babanın çocuklarına yansıttığı temel sevgi, aşıkları bir araya getiren güç ve psikolojik iyileştirmede gereken temel unsurdur.
Sevgi-Clıesed genıatria ile sayısal olarak yetmiş iki (72) değeri-2
ne karşılık gelir. Bu sayı ise 2x6 olarak açımlanabilir. Burada altı-2
nın karesi (6 ) Yaratılış 'ın altı gününe karşılık gelen kalbin altı duy-gusunun mükemmelleşmiş hallerini temsil eder (Kabala'da. bir sayının karesi , o sayının karşılık geldiği kavramın mükemmelleşmiş
2 durumunu sembolize eder.) 2x6 ise Yaratılış 'ta var olan mükemmel sevgi ve armoniyi simgeler. Mesellerde bu kavram (27 : 19) şöyle ifade edilir: "Kişinin yüzünün suda (Clıesed'in temel fiziksel sembolü sudur) yansıması gibi [bir] kalp [başka bir] kalbe karşıdır."
Zolıar bu seviye ile ilgili olarak Sevginin yetmiş iki (72) "köprüsünden" bahseder. Bu sayı T-nrı 'nın Yetmiş iki Adı'na karşılık gelmektedir. İleride daha ayrıntılı olarak bahsedeceğimiz bu Ad Kabala' da Slıem Ha Maplıoresclı olarak bilinir ve T-nrı 'nın tüm "fiziksel filemi" bu Ad ile yarattığı ifade edilir. Bu köprüler tüm yaratılmış gerçekliği mükemmel bir arınoniyle birbirine bağlar. Buna istinaden Kabala T-nrı'nın tüm Yaratılış ' ı sevgi üzerine yarattığını öngörür.
Sevgi-Clıesed seplıira'sının melekler grubu Chaslımalim (Ezekie/ viz.) yani "parıldayan, kıvılcımlar saçan alevlerdir". Temsil eden rengi ise beyazdır. Kabala'ta Clıesed için verilen diğer bazı semboller şöyledir: Üst sular* , Aslan. Hayat Ağacında T-nrı 'nın Clıesed ile ilişkilendirilen Kutsal Adı AL (Kel) ve Sevgi-C/ıesed'e atfedilen ruhsal özellik ise a/ıava/ı-sevgidir.
* Zohar (1 : 1 17a) toplumumuzda bugün olacak ilişkileri iki bin yıl önce ön görmüştür. Buna göre 6. bin yıl ın altı yüzüncü yıl ında bilginin "alt suları" dünya üzerinde büyük bir patlama yapacaktır. Altıncı bin yıl ı n altı yüzüncü yılı kaba-
. ca, bilimsel ve endüstriyel devrimlerin başlangıcına karşı l ık gelir. "Alt suların" yükselişi, Mesihin zamanında tüm dünyayı saracak ve "alt sularla" bir olacak olan Tanrısal Bilginin "üst sularının" düşüşünün bir başlangıcı olarak göz önüne al ınır .
. 1 32
T A N R I S A L T E C E L L İ L E R
Sertlik-Gevurah ; Sınırlama, Adalet,
Yargı-Din ; Korku-Pachad
S eıtlik-Gevurah Hayat Ağacında beşinci seplıira ve Yaratılış prosesi içinde yer alan duygusal niteliklerin ikincisidir. Ağaçta sol
eksen üzerinde, tam Anlayış-Binalı 'ın altında yer alır ve tzelem Elokim'de sol ele karşılık gelir. Kutsal Kitap'ta /saac ile sembolize edilir. Sertlik-Gevuralı ruhta (eğer karşıdaki kişi yanlış kullanmaya eğilimli ya da buna _değmeyen biriyse), kişinin mükemmelliği diğerlerine yaymaya karşı olan dürtülerini "sınırlayan" gücü temsil eder. Yaratılış'ın değerliliğini ölçen ve ona eşlik eden bir kuvvet olarak Sertlik Kabala' da ayrıca yargı durumu-midat ha din olarak değerlendirilir. Kişinin iç (kötü eğilimleri) ya da dış düşmanlarının üstesinden gelmesini sağlayan şey Sertlik-Gevuralı' ın bu sınırlayıcı kudretidir. Kabala öğretisine göre Merhamet ve Yargı birlikte çalışarak ruhun dış dünyaya karşı olan yaklaşımına bir iç denge getirirler. Sevgi-C/ıesed'in "sağ kolu" diğerlerini kendine doğru yakınlaştırırken Sertlik-Gevuralı'ın "sol kolu" hak etmeyenleri dışlama seçeneğini her zaman saklı tutar. Sonuçta Sertlik kudreti, kişinin doğuştan gelen ve Merhamete karşı olan arzusunu tamamlayan bir güç haline gelir. Yalnızca Sertlik-Gevuralı'ın gücüyle Sevgi-Clıesed gerçekliğin kaba yüzeyine işleyebilir. Gevuralı/Din seplıira'sı Kabala' da öl-
. çü, sınırlama ve engelleme ilkelerinin seplıira'sıdır. Sertlik-Gevurah'ın gücü ise daha önce de belirttiğimiz gibi T-nrı'nın Sınırsız Chesed-Sevgisi'ni sınırlaması ve onu alıcının kapasitesine göre ya da daha önemlisi hak etme derecesine göre dağıtmasıdır. Gevuralı Yaraiılış'ın kendi özünü yansıtır (sınırlama ve engelleme) ve ayrıca Tanrısal Yargı ve Erdemlilik'i yaratılmış olan fileme sunar. Gevurah bu nedenle etik değerlerin deneyiminin yansıtıldığı sephira'dır.
Kabalistlere göre T-nrı 'nın Kudreti-Gevurah ya da Adaleti-Din büzülme-tzimtzum hareketinin arkasındaki güçtür. Yani Ain Saplı
1 33
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
il.lemleri Tanrısal Sınırlama/Engelleme ile yaratmıştır. Her açığa çıkarılan şeyin sınırlanması Gevurah'tır. Her küçülme ya da büzülme-tzimtzum Din'dir. Sevgi-Chesed eğer kontrol edilmezse sonlu il.lemin yaratılmasını engelleyecek sınırsız bir genişleme ortaya koyar. Bu nedenle Kabala, Gevura/ı-Sertlik 'i C/ıesed-Sevgi'nin karşıtı ama aynı zamanda onun tamamlayıcısı olarak görür. Buna göre yalnızca Gevurah'ın sınırlaması sayesinde sonlu varlıklar Ain Saplı 'un içinde tekrar hapsolmadan ortaya çıkabilir ve yaşayabilirler. Ne Sevgi ne de Sertlik nitelikleri Yaratılış 'ı tek başına taşıyamaz. Ancak bu ikisinin birbirini tamamlaması bir alemin varoluşunu sağlayabilir. İnsanın psikolojik seviyesi açısından ise merhamet ve yargının dialektiği kişinin hem kendi hem de başkaları ile olan ilişkilerinde elde etmesi gereken kritik bir dengedir.
Sertlik-Gevurah iki yüz on altı (2 16) sayısal değerine karşılık gelir ve bu da 6x6x6 olarak açımlanabilir. Musa'nın Sina Dağı 'nda aldığı tabletler 6x6x6 el-genişliği boyutlarındaydı (1 el-genişliği yaklaşık IOcm). Aynca Kabala Torah'ın Musa'ya ve lsrail'e Gevurah'ın ağzından indirildiğini öngörür. Bir diğer önemli nokta da AnlayışBina/ı ve Sertlik-Gevurah haricinde hiçbir sephira'nın adının (Elokim) T-nn 'yı tanımlamak için kullanılmamasıdır. Kabala'ya göre Sertlik-Gevurah T-nn'nın Sonsuz Işığı'nı ve Kuvveti 'ni Torah'ın sonlu harflerine küçülten ve yoğunlaştıran esas gücünü gösterir (özellikle de anlaşma tabletlerinin üzerine işlenmiş olan On Emir) . Gevurah'ın sayısal değeri olan iki yüz on altı (21 6) bir başka açımlamayla 3x72 (Chesed) olarak da elde edilebilir. Sevgi bahsinde belirttiğimiz T-nn'nın yetmiş iki gizli Adı'nın (Schem ha Maphoresch) hepsi üçer harften oluşur. Anlamlan ise isimlere ve harflere bağlıdır. Her bir Adın gerçek anlamı ise T-nrı 'nın "Kendi yarattığı Yaratılış' a" duyduğu Chesed-Sevgisinin bir ifadesidir. Her bir Ad O'nun sevgisini nadir ve eşsiz bir biçimde ifade eder. Kadim Sepher Yetzirah 'ta da belirtildiği gibi her bir kelime ve ismin komponentleri yani Yaratılış' ın "yapı taşlan", kelimeleri oluşturmak üzere bir araya gelen "harfler" dir. "Başlangıcın" hammaddesinden şekillendirilen bu
1 34
T A N R I S A L T E C E L L İ L E R
harfler T-nrı'nın Gevurah'ını yani kudretini yansıtırlar. Kabala'da tüm yaratılmış gerçekliği şekillendirmek için birlikte
hareket eden iki el olarak nitelendirilen Sevgi-Chesed (72) ve Sertlik-Gevurah (21 6) sayısal değerlerini topladığımızda iki yüz seksen sekiz (288) sayısını elde ederiz. Bu sayı da (288) Kabala'da yaratılmış olan gerçekliği etkileyen ve onun içine işleyen "düşen kıvılcımların" ("kapların kırılmasından" sonraki ilk yok oluştan kalan) sayısıdır (bkz. Kapların Kırılması, Klippoth). Sevgi-Clıesed ve SertlikGevurah 'ın ikili etkisiyle gerçekliği sadece şekillendirmek değil aynı zamanda da düzeltmek üzere bu kıvılcımlar, geriye kendi öz kaynaklarına dönmek için yükselir ve O'nunla birleşirler. Evrensel bir bakış açısıyla Kabala' da bu, ölülerin dirilişi ve Mesih'in gelişinin sımdır.
Kabala'da Gevurah seplıira'sının melekler grubu ise Seraphim'dir (Ezekiel Viz.) İbranice'de bu kelime "ateşte yananlar" anlamına gelir. Gevurah'ı sembolize eden renk kırmızı ve T-nrı'nın bu Sephira ile ilişkilendirilen Kutsal Adı ALHIM (Elokim) dir. Kabala'da Gevurah'a atfedilen ruhsal özellik ise yira/ı.-;},q>rkudur . . ,
,,.,....;:..!· .� #'(l , •• • • (' ' • •••• ıl/ \ '!, :� �� '.i �·; t:� ':i, • . 1(� (�-�--·---.:: __ :·. , : . : ·
G .. ll'k ,.,, . I � "" ··.
uze ı - .1. ıp ıeretl��'O���§F"�!:.:;;ı.;ı;. ;;_;:�i�:; ���:-�ı\f��) �'�· (!.��-.::�:-;;
"�...:��·-·� ....
Güzellik-Tıphereth Hayat Ağacı 'nda altıncı sephira ve Yaratılış 'ta yer alan duygusal niteliklerin üçüncüsüdür. Orta eksende,
Daath-Bilginin altında yer alır ve tzelem Elokim'de üst göğüs kısmına karşılık gelir (özellikle kalbe). Kutsal Kitap'ta Jacobllsrael, Musa ve Adem ile sembolize edilir. Güzellik ruhta, şefkatle yaklaşmak suretiyle Sevgi ve Yargı'nın çelişen eğilimlerini yumuşatma gücüyle ilişkilendirilir. Böylece Sevgi-Chesed ve Sertlik-Gevurah'ın birbirine eşit ama karşıt güçlerine Güzellik-Tiphereth'in de katılmasıyla Hayat Ağacındaki moral alemin üçlüsü oluşur ve dengenin muvazenesi sağlanır. Bu sephira Kabala' da merhamet özelliği-midat ha rachamim olarak adlandırılır. Güzellik ayrıca görkem
1 35
alma eylemine de işaret eder. Buna göre de T-nrı 'ya Güzellik-Tip
lıeretlı ' in bilincine dayanarak hizmet etmemizi ve onu yüceltmemizi, bu görkemi sürekli yenileme isteğiyle yapmış oluruz. SevgiChesed ve Sertlik arasındaki ilişki Güzellik-Tiplıereth sephira'sm
da açığa çıkar ve burada çözülür. Bu sephira bir yandan T-nrı 'nın sonsuz sevgisini diğer yanda da O'nun şiddetli yargısını dizginler. Bu dengeleme ya da annoni, güzelliğin temeli olarak da anlaşılabilir. Bu durumda şunu söyleyebiliriz: Güzel şeyler ruhsalı (Clıesed),
şekil (Gevurah) ile sınırlanmış ve koşullandırılmış olarak içerirler. Bu tanım belki bazı bireylerin ruhsallığı neden doğal ve artistik güzellik ile deneyimlediklerini de açığa çıkannaktadır. Bu şekilde Güzellik-Tiphereth Yaratılı ş'a estetik bir boyut katmaktadır. Bu ilk üç duygusal sephiroth üçlüsü (Clıesed-Gevurah-Tiplıereth) arasındaki ilişki (kısaca ChaGaT) aynı yüksek üçlü Kether-Choc!ımah-Binah
arasındaki gibidir ve paradigmatiktir. Biri diğerini belirten ve yaratan bu karşıtlar "dialektik" düşünceyi "çizgisel" düşünceden ayıran merkezi fikri oluştururlar ve bu da Kabala'nın merkezi konularından biridir. Bu fikir Güzellik-Tiphereth kavramı içinde bedenlenir ve bu nedenle Kabalistler Güzellik-Tiphereth ' i mutlak gerçekemeth ile tanımlarlar. Güzellik-Tipheretlı 'in mutlak gerçeği, bu göreceli gerçeklerin karşıt olarak bir diğerini belirlediğidir ve işte bu dinamik yani karşıtların birbirlerini belirlemesi en yüce anlamıyla "gerçektir". Çeşitli seplıiroth 'un gerçeklerini birbirleri ile uyumlandınnasından dolayı Güzellik-Tiphereth sephirotik ağaçta merkez durumundadır ve bu nedenle de Kabala' da "Kutsal Olan" (İng. The Holy üne, Blessed Be He) olarak tanımlanır.
Psikolojik açıdan bakıldığında ise Güzellik-Tiphereth belki de Anlayış-Binalı 'tan daha çok insan aklının zıtlık ve çelişmeyi uyumlandırabilme kapasitesini ortaya koyar. Şefkat-Raclıamim psikolojik iyileşme açısından temeldir ve bu şefkat ile kişi kendi içindeki ve ayrıca kendisi ile diğerleri arasındaki çelişmelerle birlikte yaşayabilir. Buna ek olarak Güzellik-Tiphereth insan ruhunun güzelliğinin uyumunun anlaşılmasını da belirtir.
Güzellik-Tipheretlı' in sayısal değeri bin seksen birdir ( 108 1 ).
1 36
T A N R I S A L T E C E L L İ L E R
Bu sayı ise birden ( 1 ) kırk altı (46) sayısına kadar olan tüm sayıların toplamıdır ve Levi adının yani Jacob'un üçüncü oğlunun sayısal değeridir ve kalbin (Tiplıereth) üçüncü özelliğine karşılık gelir. Levi aşireti (lsrael'in "seçilmiş" aşireti) Kolıanim ve Leviim olmak üzere iki gruba ayrılır. Orta çizgideki Güzellik-Tipheretlı ise sağdaki ve soldaki bu hatları birbirine bağlar ve onlara bir denge getirir. Bunu yapabilmek için ise iki "yanı" olması gerekir. Tiphereth ' in
sağ yanı (Chesed'e bakan) Kabala'da Kolıanim ile özdeşleştirilirken sol yanı ise (Gevurah'a bakan) Leviim ile özdeşleştirilir.
Kalbin üç ana özelliğinin birliği Sevgi-Chesed (72), Sertlik-Ge
vurah (2 1 6) ve Güzellik-Tipheretlı ( 1 08 1 ) sayısal değerlerinin toplamı bin üç yüz altmış dokuzdur ( 1 369) ve bu da otuz yedi sayısının karesi (372) olarak tanımlanabilir. Bu sayı Torah 'ta On Emir' den önce lsrael'in Sina Dağı'nda Torah' ı almaya hazırlanmasını anlatan kısmı oluşturan harflerin sayısıdır. Bu sembolizmde Taralı lsrael'e T-nrı 'nın her iki elini de (Clıesed ve Gevurah) kullanmasıyla verilmiştir. Bu sayı aynı zamanda ikinci ayetin bitiş cümlesinin sayısıdır. Ayet şöyledir (Bereslıith-Tekvin 1 :2): " . . . ve Elokinı 'in ruhu suların yüzü üzerinde hareket ediyordu" ( 1 369) .
Kabala'da "su" kavramı kitabımızın başında da açıkladığımız gibi her zaman Toralı' ı sembolize eder. "Elokim'in ruhu suların yüzü üzerinde hareket ediyordu" deyişi ise Torah'ın verilmeden önceki kısmını sembolize eder. Ayrıca otuz yedi (37) sayısı hevel (kelime anlamı olarak "buhar", aynı zamanda Adem ve Havva'nın oğlu Abel kelimesinin de değeridir. Kabala buradan şu sonucu çıkarır: "Bu Alemde var olan Taralı Gelecek Alemde var olacak Torah' a göre bir buhar gibidir."
Kabala'da bu sephira'nm melekler grubu Shinanim (Ezekiel Viz.) ya da Me/akim-Krallardır. Kabala'da Tiphereth'i sembolize eden renkler yeşil ve mordur. T-nrı 'nın Güzellik-Tiphereth ile ilişkilendirilen Kutsal Adı, IHVH ALHIM (Tetragrammaton Elokim) ve Tiphereth'e insan ruhunda atfedilen ruhsal özellik ise rachamimmerhamettir.
1 37
K A B A L A : '" S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Zafer, Sonsuzluk-Netzach
Zafer ya da Sonsuzluk-Netzach Hayat Ağacı 'nda yedinci sephira ve Yaratılış içinde yer alan duygusal niteliklerin dördüncüsüdür.
Ağaçta sağ eksen üzerinde Sevgi-Chesed'in tam altında yer alır ve tzelem Elokim'de sağ bacağa karşılık gelir. Kutsal Kitap'ta Musa ile sembolize edilir. Aynca O, Kutsal Tapınak'ın sağ "Jachin" sütunudur. Zafer insan ruhunda, mükemmelliği Yaratılış'ın üzerine inşa edebilmesi için Sevgi'nin kişiye verdiği ilhamı almasına engel olacak sorunların üzerinden gelen kuvvet ile ilişkilendirilir. Buraya kadar Netzach hem "zafer" ve hem de "sonsuzluk" kavramlarını ifade eder. Kabala' da Netzach'ın son ve esas zaferi ise Sevgi'yi aramaya en son engel olan ölümün üstünedir. Kutsal Kitap'ta Ama/ek kralı Agog'u öldürmeden önce peygamber Samuel şöyle der: "Ve /srae/'in Netzach'ı (T-nn) pişman olmayacak çünkü O pişman olacak bir [ölümlü] insan değildir." (Samuel 15 :29). "Pişman olmak" kişinin fikrini değiştirmesi anlamına gelir. Netzach ise sonsuza kadar kararlı ve sabit durur ve asla pişman olmaz .. Çünkü o ölümden korkan ve dolayısıyla ölümün yüzü karşısında pişman olma durumunda kalan bir ölümlü [insan] değildir. Dolayısıyla Kabala' da kişinin yaşamını T-nrı 'ya ve Torah'a adamaya hazır olma durumu, gerçek tanımını Netzach'ta bulur. Netzach ayrıca kelime olarak "yürütmek", "idare etmek" (David'in pek çok Mezmurunun başlangıç kelimesi olan lamnatzeiach'ta olduğu gibi) anlamına da gelir. Böylece Zafer-Netzach'ın bilinci (İlahi bedenin toprağa ilk basan organı olan sağ ayağına karşılık gelmesindeki yansıması gibi) doğal olarak pragmatiktir, yani pratiğe yöneliktir. Kabala sembolizminde Güzellik-Tiphereth (İlahi damat) ve Krallık-Malchuth'un (İlahi gelin) ya da duygu (kalp) ve ifade etmenin (ağız) aşağı seviyedeki birleşmesi: "damat Netzach'ta ve gelin Had' dadır" biçiminde ifade edilir. Damadın gelinle olan birlikteliğindeki deneyimi, zamanın kendi sonlu parametreleri içinde sonsuz yaşamın ve zamansızlığın bir duygusudur. Bu
1 38
T A N R I S A L T E C E L L İ L E R
deneyim ise Netzach-sonsuzluğµn niteliklerinden biridir. Zafer-Netzach'ın sayısal değeri olan yüz kırk sekiz ( 148) sayısı,
Sevgi-Chesed'in duygusal arzusunu alıp onu tamamlama durumunu yansıtır. Kabala'da bir kelime ya da kavram anlamını ve varlığını kendi telaffuzunu "yaratmak" suretiyle bir altındaki seviyeye yansıtır. Buna bir örnek olarak Chesed kelimesini verelim. Chesed üç harften oluşur: chet (8)-samech (60)-daleth (4) ve yazılışını bunları şöyle toplayarak "yaratır": chet (8) + chet samech (68) + cheth samech daleth (72) = 148. Bu sayı . ise Zafer-Netzaclı 'ın değeridir. Bu sephira'nın melekler grubu (Ezekiel viz.) Elokim ve Tharslıisim'dir (Pırıltılı Olanlar). Hayat Ağacında bu seplıira'nın Tanrısal Adı Tetragrammaton Tzevakot ve insan ruhunda ona atfedilen ruhsal nitelik ise bitachon yani güvendir.
Görkem-Hod
Görkem-Hod Hayat Ağacı 'ndaki sekizinci sephira ve Yaratılış 'ta yer alan duygusal niteliklerin ise beşincisidir. Hayat Ağacında
Sertlik-Gevurah' ın hemen altında sol eksen üzerinde yer alır ve tzelem Elokim'de sol bacağa karşılık gelir. Kutsal Kitap'ta Musa'nın kardeşi Harun (Aaron) ile sembolize edilir. Tanrısal Adı Elokim Tzevakot'tur. Kutsal Tapınağın sol "Boaz" sütununu temsil eder. Görkem ruhta, kişinin yaşam amacını gerçekleştirmeye giden yolda kendi iç dünyasından doğan bir kararlılık ve azimle sürekli olarak ilerlemesini sağlayan güçle ilişkilendirilir. Yaşamda yüce bir amacın olduğunun kabulü ve bunun yarattığı ilhamla kişinin tamamen kendini bu amaca adaması, o kişinin ilham kaynağının bir görkem aurasına sahip olmasını sağlar. Dolayısıyla Had kelimesi hem kabul etmek-hoda ' ah hem de ışığın yansıması-hed ile oluşan bir aura gibi "ihtişam" anlamına gelir. Görkem-Hod'un kabul etme tarafı kendisini aynca itiraf etmenin gücüne ek olarak minnettarlık duymanın gücü olarak da gösterir. Kabala' da bu iki sephiroth, Zafer-Netzach
1 39
ve Görkem-Had "tek bir bedenin iki yarısı" olarak belirtilirler ve genellikle tek bir sephira olarak da göz önüne alınırlar (T-nn 'nın Adları 'nda onları tek bir isim temsil eder: TZBAVTh-Tzevakat). Sevgi-Clıesed ve Sertlik-Gevııralı 'a (sağ ve sol kol) oranla değişik olarak Zafer-Netzaclı ve Görkem-Had (sağ ve sol bacak) işlevlerini (yürümek) ancak birlikte çalışarak gerçekleştirebilirler. Zafer ve Görkem nitelikleri, Işığın Kitabı Zalıar'da "adaletin terazisinin kefeleri" olarak adlandırılırlar. Zafer-Netzaclı hak ederken GörkemHad kabul ya da itiraf eder. Ayrıca İnsan vücuduna uyarlanmış haliyle bedenin iki kalçası olarak Netzaclı ve Had bedenin genel denge durumundan sorumludurlar. İlginçtir İbranice terazi (kefelernıaznaninı) kelimesi Netzach ile sayısal olar::ık aynı değerdedir. Terazide denge bir yana doğru bozulduğunda bir kazanan bir de kaybeden olduğu gibi Zafer-Netzach ve Görkem-Had arasındaki ilişkide de bu böyledir. Bir yanda zafer, karar verme, doğrulama yeteneği, tam yerinde verilen hayat kararlan ve diğer yanda ise şükran, uzlaşma ve bir başkasının kararını kabul edebilme yeteneği, teslim olmaya karşı direnç gösterme, şüpheleri elimine etme ve bir şeyin gerçekleşebilmesi için gereken tüm enerjiyi ortaya koyabilme. İşte bu bir kararın gerçekleştirilebilmesi için gereken gücün kaynağıdır.
Sonsuzluk-Netzach ve Görkem-Had ayrıca Kabala'da "pratik öğütün yeri" olarak adlandırılan böbrekler ile ilişkilendirilirler. Bilgiyi tartma yeteneği, problemi teşhis etme ve buna karşı bir strateji geliştirme iyi analiz yapabilmeyi gerektirir. Ancak bu analiz anlayış seplıira'sı Anlayış-Binalı 'ın gerçekleştirdiğine oranla daha pragmatik yani pratiğe yöneliktir. Pratik hayat durumlarının analizi (sorunlar ve onların üstesinden gelme çabaları) zihin seviyesinde yer alanlara oranla çok daha dikkatli bir tasarlama ve tefekkür işlemi gerektirir. [Netzach'ta ifade edilen] "Aşağı birlikte" gelin, görkemin bilinç alanına girer ve kendine ve damada getirdiği "İlahi Takdiri" derinlemesine yaşar. Kalbinin derinliklerinde evliliğinin "üçüncü ortağı" olan T-nn 'ya minnettarlığını ve şükranını açığa vurur.
Görkem-Had sephira'sının değeri on beş (15) sayısıdır ve bu de-
1 40
T A N R I S A L T E C E L L İ L E R
ğer bir den ( l ) beşe (5) kadar olan tüm sayıların değerlerinin toplamına karşılık gelir. Bu sayı ve dolayısıyla Görkem-Had, SevgiChesed'den Görkem-Hod'a kadar olan kalbin tüm duygularını açığa vurur ve yansıtır.
Hod'un melekler grubu (Ezekiel viz.) Beni Elokinı (Elokim oğulları) ve Hod'a atfedilen spirituel nitelik ise içtenlik-tenıimut'tur.
Temel-Yesod
Temel-Yesod Hayat Ağacı 'nın dokuzuncu sephira'sı ve Yaratılış 'ta yer alan duygusal niteliklerin altıncısıdır. Sephirotlı s iste
minde orta eksende Güzellik-Tiplıeretlı ' in altında yer alır ve Tzelem Elokim'de üreme organına karşılık gelir. Kabala'da o, tüm Hayat Ağacı boyunca yukarıdan aşağıya doğru akan ruhsal enerjinin, ışığın toplandığı bir rezervuar olarak ifade edilir. Kutsal Kitap'ta Joseplı ile sembolize edilir. Temel-Yesod ruhta [Krallık-Malclıutlı ile temsil edilen] dış gerçeklik ile temas etme, ona bağlanma ve onunla iletişim kunnanın gücüyle ilişkilendirilir. Bir binanın temeli-Yesod onun zemini yani yeryüzü ile (Malclıııtlı) olan birliğidir. TemelYesod insanın bilinçaltından bilincine doğru giden kanaldır. Bu sıfatla o Kabala'da sinir sistemi ile ilişkilendirilir. Kabala' da erkeğin üreme organına, kadının ise rahmine karşılık gelen Temel-Yesod gelecek kuşakların temeli olarak ifade edilir. Öğretide üreme ve çoğalmanın gücü sonsuzluğun, yaratılmış insanın sonlu koşullan içindeki bir yansıması olarak tanımlanır. Buna göre her insan kendisinden doğacak kuşaklara oranla "ufaktır." Temel-Yesod ise insanın "küçük uzvu" olarak değerlendirilir; yani "büyüğü (sonsuz) içeren küçük (sonlu)". Temel-Yesod üremenin sonsuz potansiyeli ile onun insan soyunu devam ettiren fiili oluşumu arasındaki "küçük" ve "dar" köprüdür. Bu nedenle Torah 'ta Erdemli Kişi (Tzaddik) olarak tanımlanır ve onun hakkında şöyle denir: "Erdemli kişi dünyanın temelidir". Özelde ise bu tanım o kuşağın erdemli kişilerinin en mükem-
1 41
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
melini belirtir. Erdemli kişinin zaman ve mekan açısından sonlu ve sınırlı olan bedeninde Yüce T-nrı 'nın sonsuz ışığı ve yaratıcı yaşam gücü yansır. Erdemli kişi fiziksel planda olduğu gibi ayrıca ruhsal planda da üretir ve çoğaltır. O, kendi bilincinin iç aleminde var olan yeni anlayışların ve Torah 'taki gerçek keşiflerin sürekliliği sayesinde çoğaltmanın ve üretmenin deneyimini yaşar. Yine o, T-nrı 'ya dönecek olan kendi kuşağının ruhlarını uyandırarak üretir ve çoğaltır. Temel-Yesod aynı zamanda kutsal ve erdemli kişiyi-tzaddik temsil eden ve T-nrı 'nın İbrahim ile etin sünneti üzerine yaptığı Anlaşma'nın kutsal simgesidir (Sepher Yetzirah). Bu erdemli kişi Kral Süleyman'ın mesellerinde "dünyanın temeli" olarak adlandırılır. Temel-Yesod erdemli kişinin sünnetle yapılan anlaşmayı tam olarak yerine getirmesinin sembolüdür. Bu anlaşmayı yerine getirmekle cinsel işlevi, yasak olan tarafa doğru değil sadece ve sadece iyiye yönlendirir. Bunu başarmak suretiyle erdemli kişi sıradan insandan hatta bir Torah öğrencisinden bile ayrılır. Bu özelliğine istinaden Kabala'da Yusuf (Joseph) Erdemli Yusuf olarak (Yosef Ha Tzaddik) adlandırılır. Çünkü o Firavun Potiphar'ın güzel karısının cinsel cazibesine karşı direnmiş ve bu sayede sünnet anlaşmasını ıslah edebilmiştir. O direnci sayesinde testi geçmiş ve Temel-Yesod "kabını" mümkün olan en derin seviyede tamamlamış ve sağlamlaştırmıştır.
Kabala'ya göre Temel-Yesod iki Tanrısal Nitelik olan "gerçek" ve "b�nş" arasında var olan anlaşmadır: " ... ve gerçek ve barış birbirlerini sevecekler" ('Zachariah 8: 19). Sevginin kaynağı Kabala' da Abraham 'ın ruhu ile sembolize edilir. O'nun tüm şefkati ve merhameti (Chesed) bir su gibi akarak Yesod'da toplanır ve burada Torah' ın mutlak gerçeği ile emirleri arasında bir anlaşma meydana getirir.
Temel-Yesod Kabala' da "bedenin sonu" olarak adlandırılır. Bedenin üreme organında bitmesi gibi Hayat Ağacında da Tiphereth (Beden) Yesod'a (Üreme Organı) kadar uzanır ve bu ikisi için: "beden ve [üreme] organ[ı] birdir" denir. Temel-Yesod'un içerdiği barış kavramı-shalom Kabala'da aynca bir hareketi sonuçlandırmanın gücünü de belirtir. Dolayısıyla Temel-Yesod'un tüm gücü onurr baş-
1 42
T A N R I S A L T E C E L L İ L E R
langıç ve son arasındaki birliği oluşturabilme yeteneği olarak ifade edilir. Temel-Yesod'un bu özelliği Sepher Yetzirah'ta şöyle belirtilir: "Ve son başlangıcın, başlangıç da sonun içinde sıkıştırılmıştır".
Yesod sayısal olarak seksen (80) değerine sahiptir. Bu da 8 (chet) x 10 (yod) olarak açımlanabilir. On ( 10) sayısı ise bu seviyenin Tanrısal Adı olan ChI (C/ıai) Adının değeridir. Erdemli kişi chai olarak adlandırılır. Hayat ağacında Sevgi-Clıesed'den Temel-Yesod'a kadar olan altı sephiroth birleşerek Zeir Anpin-Küçük Yüz'ün (microprosopus) bir suretini oluştururlar. Küçük Yüz ise başını ya da beyin gücünü Baba-Abba ve Ana-Imma'nın daha üstteki suretinden yani daha yukarıda bulunan üç üst sephiroth olan Kether-Chochmalı-Binah 'tan alır. Hayat Ağacındaki en alt dört seplıiroth olan Zafer-Netzach, Görkem-Had, Temel-Yesod ve Krallık-Malchuth için bazı kabalistler "doğal" terimini kullanır. Onlar da üstlerinde bulunan Sevgi-Chesed, Seıtlik-Gevurah ve Güzellik-Tiphereth üçlüsünün dallan ya da kanalları olarak dikkate alınır. Bu alt dörtlü, üç üst sephiroth 'un "zarfları" olarak görülürler ve yaratılmış iileme ait olan merhamet, yargı ve şefkatin uygulamalarının araçları ya da kaplan olarak hizmet ederler. Mamafih irade ve muhakemeye dayalı hareket eden üst üçlünün tersine bu alt dörtlü mekanik olarak hareket eder ve bu nedenle de doğal uzay-zaman aleminin nedensel sırasını izlerler.
Hayat Ağacı'nda Yesod sephira 'sının melekler grubu Aishim'dir (Alevler). Sephira'nın Tanrısal Ad'ları, ALHIM ChIIM (Elokim Chayyim, Yaşayanların T-nrı 'sı), AL SHDI (El Shakai, Kadir-i Mutlak), ve AL ChI (El Chai) dir. İnsan ruhunda Yesod'a atfedilen ruhsal nitelik, kişinin inançlarını ve duygularını doğrulama gücü ve kendini tamamlamayı başarması anlamına gelen emeth-gerçektir.
Krallık-Malchuth
Krallık-Malchuth Hayat Ağacı 'nın ve Yaratılış 'ta yer alan duygusal niteliklerin sonuncusudur ve Kabala'da, kişinin düşünce
1 43
K A B A L A : " S I N J R S I Z " A Y O L C U L U K
ve duygularını diğerlerine açıklama gücü olarak ifade edilir. Ağaçta Temel-Yesod'un hemen altında orta eksende yer alır ve tzelem Elokim 'de üreme organının taç kısmına (erkekte korona, kadında labia) ya da ağıza karşılık gelir. Kutsal Kitap'ta David ve Matriark Raclıel ile sembolize edilir. Bu seviye İsa Peygamber'in telaffuz ettiği "göklerin melekutunun" seviyesidir. Krallık seviyesi Kabala sembolizminde, yetkiye sahip olan ve altındakileri nasıl yöneteceğini bilen kralın arazisi olarak belirtilir. Kral bu arazinin kontrolü için ise çeşitli şeylere gereksinim duyar -silahlara. Krallığının daha da mükemmel olmasına yönelik vizyonları vardır ve o bu fikirlerini ödül ve ceza, takdir ve eleştirme gibi aletleri kullanarak gerçeğe dönüştürmelidir. Kabala' da Kralın ödül ve cezayı nasıl dengeli dağıtacağına yönelik bilgisi onun Kralların Kralına olan itaatinden gelir. Krallık-Malchutlı sephira'sındaki ruhsal hizmetin iç ifadesi alçakgönüllülüktür. Buna göre Kral ancak T-nrı 'ya kendini teslim etme durumunu gösterebilirse adaletli bir biçimde krallığını yönetebilir. Kabala'ya göre T-nrı kozmik ödül ve ceza sistemini, insan varlıklarının akılsal, duygusal ve fiziksel bedenlerini mükemmelleştirmek amacıyla kullanır. Bir kral da aynı aletleri, hareketlerinde Tanrısal Takdir ' i yansıtabilmek için kullanır. Dolayısıyla görüyoruz ki Krallık-Malchutlı insanlığın tepkisini ve cevabını ıslah etmenin alemidir. Her ikisi için de gerekli olan ise gelişmiş bir zamanlama duygusu, uygun anı keşfedebilme yeteneği ve eğer gerekiyorsa beklemedir. Buna örnek olarak, hem Adem'in Bilgi Ağacı ile ilgili günahı hem de Davut' un Batlısheba ile ilgili günahı* verilebilir. Her ikisi de bir zamanlama hatası sonucudur. Her iki durumda da zaman henüz gelmemiş, an olgunlaşmamıştı. Halbuki zamanlama hatası olmasaydı sonunda Adem Bilgi Ağacı 'ndan yeme hakkına sahip olacak ve Davut da Kral Süleymanın annesi olan Bathsheba ile sorunsuz bir biçimde evlenebilecekti. Zamanlamaya olan bu duyarlılık Kralın bir özelliğidir. Daha önce de belirttiğimiz gibi Ibranice'de
* Kral Davidin Uriyah'ın karısı Bat-sheba ile işlediği günah. Bat-sheba ile evlilik dışı ilişkiye giren David onunla evlenebilmek için Uriyah'ı bilerek savaşa yollar. Bu ilişkiden ise Kral Süleyman doğar.
1 44
T A N R I S A L T E C E L L İ L E R
Kether kelimesi "taç." ile birlikte aynı zamanda "bekle" anlamına da gelir. Kral beklemenin sırrını bilen ve hareket için uygun anı hissedebilen kişidir. Kabala'da Malchuth Hayat Ağacı 'nın ya da başka bir deyiş ile tüm Yaratılış sürecinin amacının "meyvesi" olarak anlaşılabilir. Eğer Yaratılış sürecinin amacı, Sınırsız Olan-Airı Soph'un içinde var olan şeylerin yaşama geçirilmesi ise bu durumda Krallık-Malchuth bu Tanrısal Plan'ın tamamlanmış halidir. Yani kabalistik bir ifade ile söylersek: "Ain Saplı nihayet Kendini bir başkasının rçinde (Malclıutlı) görür hale gelmiştir."
Zolıar, Krallık-Malclıutlı 'u "Yaratılış'a sebep olan mimar" biçiminde tanımlar ve hiçbir şeyin onun kanallarından geçmedikçe alt aleme inemeyeceğini belirtir. Sık sık T-nn'nın dişil yanı-Shekinah olarak da tanımlanan Krallık-Malchuth Kabala'da "Aşağı Ana" olarak belirtilir ve onun esasında Anlayış-Binah'ın rahmine yerleştirilen alemin embriyosunu aldığı söylenir. Bu embriyo Krallık-Malchutlı 'un içinde alt gerçekliğe ifşa olacak biçimde gelişir. Binah nasıl Göksel Ana ise Malclıutlı da gerçek bir biçimde, içinde bulunduğumuz fiziksel alemin anasıdır. Malclıuth'tan ayrıca "T-nrı 'nın Ağzı" olarak bahsedilir ve seplıirotlı'un Tanrısal Düşünce'yi (Yaratılış 'ın nedeni) yansıttığı göz önüne alındığında Malchuth 'da bu düşüncenin ses ya da konuşma olarak açığa çıkarılmasıdır (Yaratılış 'ın tamamlanması). O, alemin yaratılışına aracılık eden on Tanrısal İfade'nin yani Tanrısal Konuşma'nın eş değeridir.
Kabala'da pek çok yorumcu Krallık-Malclıutlı ve zamanın doğal boyutu arasındaki ilişkiye işaret eder. Diğer seplıirotlı'un aksine Krallık-Malchutlı bir varlık durumudur ve kendi içinde bir hareket içennez. Nasıl bir kral tebaası olmadan hüküm sahibi değilse Krallık da diğer seplıirotlı'un aktivitesi olmadan var olamaz. O bir pasif sephira'dır ve ancak başka bir yerden aldığı ışığı yansıtarak parlayabilen Ay'a benzetilir. Zolıar, Krallık-Malchutlı ile sonlu varlıklar
1 45
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
arasında karşılıklı bir ilişki olduğundan bahseder. Yalnızca Malchuth aracılığı ile her şey sonlu bir varlık haline gelebilir, ama aynı zamanda da ancak sonlu varlıklar sayesinde egemenlik (Malchuth) gerçek olabilir. Burada zaman boyutunun analojisi de oldukça çarpıcıdır. Zaman her ne kadar tüm sonlu yaratıkları gerçeğe getiren, var eden kuvvetse de zamanın kendisi de kendi varoluşu için bu yaratıkların hareketine bağımlıdır. Krallık-Malchuth ve onun zamansal boyutu Zohar'da "ölümü içeren ağaç" olarak tanımlanır ve bu nedenle de onun yüzünden "alemde ölmeyen hiçbir şey yoktur". Kabala'ya göre zaman, ideal bir gerçekliği var olan fiziksel evrene dönüştüren elementtir. Bu tanımda bu ideal gerçeklik "zamansız" ve fiziksel alem ise "zamansal" olarak tanımlanır. T-nrı insanlığa kendini zaman içinde (Malchııtlı) ifşa eder ve hem T-nrı hem de insanlık kendi değerlerini anlamaya ve kendi varlıklarını yaşama geçinneye çabalarlar. Sonlu bir varlık olarak kendi doğasını mükemmelleştinneye çabalayan birey kendini zaman içinde tamamlar ve dolayısı ile T-nrı 'nın Kendi Sonsuz Birliği 'nin ve mükemmelliğinin gereklerini yerine getirir. kabalistlere göre bu olay ancak insanlık Torah ' ı "gerçekten aldığında" ve tüm değerleri (sephiroth) olması gerektiği gibi yerine getirdiğinde tamamlanacaktır. İşte bu kavram son sephira Krallık-Malchııth 'un en yüce anlamıdır. Çünkü o Tnrı 'nın dünyadaki egemenliğini tamamlar.
Krallık-Malchuth insan ruhunda kendini ifade edebilmenin gücüyle ilişkilendirilir. Kabala ruhun kendini ifade etmeyi başarabilmesini sağlayan üç temel "giysi" tanımlar. Bunlar: ruhun kendisini insanın kendisine (içeriye) doğru ifade etmesini sağlayan düşüncemachshavah, başkalarına (dışarıya) doğru ifade etmesini sağlayan konuşma-dibıır ve düşüncelerini uygulamaya dönüştünnesini sağlayan eylem-ma' aseh. Krallık-Malchuth çoğunlukla ruhun kendisini dış dünyaya ifade etmesinin en önemli aracı olan "Konuşma Alemi" olarak tanımlanır ve kelimenin bu yolla kendini ifade etmenin temel aracı olarak gösterilir. Bu araç sadece kişinin kendisini dış gerçekliğe ifade etmesine olanak sağlamakla kalmaz aynı zamanda
1 46
T A N R I S A L T E C E L L İ L E R
bu gerçekliği etkiler ve yönlendirir. Dolayısıyla konuşma yeteneği kişinin, Krallık-Malclıuth 'un kelime anlamı olan egemenliği, otoriteyi ve krallığı test etmesine olanak sağlar. Krallık-Malchutlı aynca dış gerçekliği tanımlamaya da hizmet eder. Egemenliği test etmek ve deneyimlemek, kişinin yönetmeyi istediği alemin gereklerine karşı üstün duyarlılık gerektirir. Ruh, Tanrısallığı ancak Malchuth 'un "kapısı" ve "penceresinden" algılayarak bir üst boyuta yani üst aleme ya da seplıira 'ya geçebilir: "Burası (Malclıutlı) yalnızca erdemli ve dürüst olanların (tzaddik) geçebileceği, T-nrı'ya giden [ilk] kapıdır" (Mezmurlar 1 1 8:20).
Kabala'da Malcuth'u simgeleyen renkler mavi ve siyahtır. Bu sephira'nın melekler grubu Cherubim'dir. Chassidut'ta ise insan ruhunda Krallık-Malchuth 'a atfedilen ruhsal nitelik slıifluth-alçak gönülllülüktür.
Kether-Malchuth ilişkisi Hayat Ağacı ya da sephirotik sistemde Chochmah-Binah (BilgelikAnlayış) seviyesinin zaman kavramını ifade etmesine benzer olarak Kether-Malchuth (Taç-Krallık) bağlantısı da Yaratılış'ın "iyi-kötü" boyutunu ifade eder. Taç-Kether seviyesi T-nrı 'ya en yakın seviye olup iyiyi, Krallık-Malchuth ise T-nrı'dan en uzak seviye olarak kötüyü temsil eder. Benzer biçimde geri kalan altılı sephiroth 'dan oluşan Küçük Yüz-Ze' ir Anpin ise üç boyutlu uzayı ifade eder. Böylece Hayat Ağacı ya da on sephiroth beş boyutlu bir üst uzayın on temel yönünü tanımlar. Bu durumda Hayat Ağacının bütününe baktığımızda Kabala Yaratılış'ın beş boyuttan oluştuğunu gösterir: Uzayın üç boyutu (genişlik-uzunluk-yükseklik), dördüncü boyut Zaman ve beşinci olarak Ruhsal boyut. Kadim Sepher Yetzirah'da fiziksel uzayın üç boyutu "Evren", Zaman boyutu "Yıl" ve Ruhsal boyut ise "Ruh" ile ifade edilir. Bu boyutlara karşılık gelen sephiroth ise: 1 . Ruhsal boyut (Ruh). Kether-Malchuth, 2. Zaman boyutu (Yıl). Chochmah-Binah (Daath), 3. Üç boyutlu Uzay (Evren). Zeir Anpin (Kalan altı sephiroth)
1 47
K A B A L A : " S I N I R S ı Z " A Y O L C U L U K
Böylece Hayat Ağacı 'nın yapısını ve oluşum nedenlerini ruhsal açıdan ve kabalistik bir bakışla incelediğimizde aşağıdaki sonuçlara varırız:
Yaratıcı ve Yaratılış arasında mümkün olan en temel ilişki neden-sonuç ilişkisidir ve bu ilişki Kabala' da Kether-Malchuth (TaçKrallık) ilişkisi ile ifade edilir. Buna göre Yaratıcı tüm Nedenlerin en Yüce Nedenidir (İng._Cause of All Causes) ve Yaratılış da en Yüce Sonuçtur. Bu kavramlara felsefik açıdan baktığımızda bu NedenSonuç ilişkisi kavramı ise bize bir başka yeni bir kavramın yolunu açar ki bu da "karşıtlar" kavramıdır. Çünkü bir şeyin nedeni ve sonucu birbirine karşıt kavramlardır. Ancak karşıtlardan bahsedebilmek için ise aynı zamanda "benzerlikler" kavramını da gündeme getirmek gerekir. Bu durumda neden-sonuç ilişkisine ek olarak karşımıza benzerlik ve karşıtlık kavramları da çıkar. Yani felsefik açıdan bakarsak bunları "tez" ve "antitez" olarak açıklayabiliriz. Dolayısıyla ilk olarak Aydınlanma Kitabı Sepher Ha Bahir' de bahsedilen bu görüşe göre bu karşıtlar Bilgelik-Chochmah ve Anlayış-Bina/ı'tır. Bu kavramlar Kabala'da aynı zamanda T-nn'nın telaffuz edilemez, Kutsal IHVH (Tetragrammaton) Adının I-Yod ve ilk HHe harfleri ile temsil edilirler.
Benzerlik ve karşıtlık terimleri ise bizi yine bir başka ara kavram olan "ilişki" kavramına götürür ve bu da felsefik açıdan bakıldığında "sentez" kavramıdır. Yani kabalistik açıdan IHVH Adı'nın V-Vau harfi. Toparlayacak olursak Kabala' da Hayat Ağacı 'nın ya da Yaratılış 'ın oluşumu ve yapısı aşağıdaki beş kavramda toplanabilir. Bunlar: 1 . Neden. Taç-Ketlıer, 2. Sonuç. Krallık-Malclıutlı, 3. Benzerlik. Bilgelik-Choclımalı, 4. Karşıtlık. Anlayış-Binalı, 5. İlişki ya da Bağlantı. Küçük Yüz-Zeir Anpin (Geri kalan altı seplıirotlı)
İşte burada Yaratılış prosesinin bütününü kavramsal olarak görebiliyoruz: Kether ile ifade edilen Tanrısal İrade tüm nedenlerin nedenidir. Clıoclımalı ise benzerliktir. Çünkü T-nrı 'nın iyiliğini diğerlerinin üstüne yayma ve yarattıklarını mümkün olduğunca Ken-
1 48
T A N R I S A L T E C E L L i L E R
dine benzetebilme isteğini ifade eder. Binalı ise farklılık, T-nrı'yı idrak etmektir. Çünkü O'nun diğerlerinden ne kadar farklı olduğu gerçeğinin kavranmasını içerir. Zeir Anpin ilişki ya da bağlantıdır. Tanrısal Olan ' ın Işığı için bir kap olma kavramını içerir. Bu anlamda Zeir Anpin-Küçük Yüz insanın yukarıdaki karşılığıdır. Ve son olarak Malclıutlı sonuçtur, çünkü tüm prosesin nihai etkisi insanın T-nrı 'ya bağlanması gerektiğidir.
Kabala'da Hayat Ağacı kavramı tüm Yaratılış ' ın bir prototipi olarak göze çarpar. Bu nedenle kabalistler tarafından Evreri ve Kozmolojiden (makrokozmos) insan bedenine ve ruhuna (mikrokozmos), felsefi düşünceden, öğrenmeye ve insan DNA'sına kadar Yaratılış ' ın tüm aşamalarına uygulanabilir. Bu uygulamaya tipik bir örnek olarak aşağıdaki şekli verebiliriz.
Sonuç: Teolojik açıdan Hayat Ağacı olarak nitelendirilen bu kabalistik sistem hem insanın içsel doğasını hem de Tanrısalın yaratıcılığını anlamaya yarayan bir rehberdir. Psikolojik açıdan ise seplıirotlı insan kişiliğinin ya da ruhunun özsel, kavramsal, kültürel ve bireyler arası boyut olarak gelişmesini sağlayan bir rehberdir. Aynca üzerinde çalışan kişiye içinde bulunduğumuz ruhsal ve fiziksel alemin anlaşılması açısından da olanak sağlar. Kabala T-nn, İnsanlık ve Alem arasında dairesel bir etkileşim olduğunu öngörür ve sephirotlı bu üçünün buluştuğu ortak boyutlar ya da arketipler olarak hizmet verir. Ancak sephirotlı 'u yalnızca durağan, yapısal terimler olarak almak bizi büyük bir yanılgıya götürür. Çünkü seplıiroth kendi içinde dinamik bir ilişki içindedir. Bu yüzden kabalistler sephiroth'u yaşayan kozmik bir insan ya da ağaç olarak tasvir ederler. Boyut olarak ise seplıirotlı sürekli bir biçimde hem evren hem de insanlık içinde birbiri ile etkileşir (birleştirir, mücadele eder, karıştırır, ayırır ve yeniler). Bu tanımı vurgulamak üzere Zolıar şöyle der: "O'nun (Ain
· Soplı) gündüz giydiği giysiler akşam giydiklerinden farklıdır". İşte bu bize astrolojik ve metafiziksel açıdan "alemlerin her an
değiştiği ve bir anın diğerinden farklı olduğu" gerçeğini gösterir. Ha-
1 49
1 50
1) Ehyeh 2) Elohim 3) YHVH 4) YAH 5) El 6) YHVH E/ohim, Metatron 7) Arabot 8) Yüzün Kutsal Ruhları 9) Makom
1 0) Elohim Zevakot, Zapkiel 1 1 ) YHVH Zevakot, Ratziel 1 2) El Hai Shaddai 1 3) Takdiri ilahi 14) Üst Pasif Ruhlar (SP.) 1 5) Takdiri İlahi 1 6) Alt Aktif Ruhlar (SP) 17) Samael Kozmik Kötülük 1 8) Zadkiel Kozmik İyilik 1 9) Moom 20) Alt Pasif Ruhlar (SP.) 21) Adonai Michael Taç
(Mesih) ·
22) Alt Aktif Ruhlar (SP.) 23) Zebel 24) Raphael Pasif zeka 25) Ruh 26) Hane! Aktif zeka 27) Shehakim 28) Rakiyah Gabriel Bilgi 29) Ruh (spiril) 30) Pasif Kavramlar 31) Ruh (spiril) 32) Aktif Kavramlar 33) Pasif Duygu 34) Can (soul) 35) Aktif Duygu 36) Pasif Duygusal
Kompleksler 37) Vian Sandalphon
Benlik 38) Aktif Duygusal
Kompleksler
39) Pasif Psiko-biyolojik prosesler Beden
40) Uyanış 4 1 ) Bilinç Eşiği 42) Hissetme 43) Aktif Psiko-biyolojik
prosesler Hayat 44) Ego 45) Düşünce 46) Pasif iyonlar 47) Hareket 48) Aktif İyonlar 49) Omurgasızlar 50) Anabolik Prosesler 51 ) Metabolizma 52) Katabolik Prosesler 53) Omurgasızlar 54) Moleküler 55) Kimya 56) Pasif Hormonlar 57) Beden
Merkezi Sinir Sistemi 58) Aktif Hormonlar 59) Hücreler 60) Bitki 61) Doku 62) Havyan 63) Hücreler 64) İzleme Sistemleri 65) Zar 66) Organlar Üst Bitkisel 67) Dolaşım Sistemleri 68) Otonom Sinir Sistemi
Alt Bitkisel 69) Sinirler 70) Zar 71 ) Kaslar 72) Zar 73) iskelet Deri
Duyu organları Mineral
T A N R I S A L T E C E L L İ L E R
yat Ağacı ya da sephirotik sistem, Sınırsız, Bir ve Tek Olanın tezahürünü ve Kendini Kendi yarattığı sonlu aleme ifşa edişini ve bu ifşaat sonucunda yaratılan sonlu alemi açıklamaya çalışan bir sistemdir. Bu sistem dışsal boyutu ile T-nn 'nın niteliklerini ya da sıfatlarını ortaya koymaya çalışır ama asla T-nn 'yı değil. Çünkü T-nn daha önce de belirttiğimiz gibi tüm ölümlülerin idrakinin ötesinde, asla kavranamayan, asla bilinemeyen, Adı konulamayan, hiçbir zaman tanımlanamayan ve asla tanımlanamayacak olan, Mutlak Olan' dır. Buradan kolaylıkla anlayabileceğimiz gibi Hayat Ağacında her bir sephira Yaratıcının sadece bir niteliği, sıfatıdır ve asla kendi başına bir T-nn değildir. Okuyucuları sonraki bölümde bahesedeceğimiz, her sephira'nın içerdiği ayn Tanrısal Ad'a bakarak bunları ayn tanrılar olarak algılamamaları konusunda uyarmak isterim.
1 5 1
6 T - N R l ' N I N A D L A R I
Buraya kadar Ain Soph-Sınırsız Olan 'ın Mutlak Hiçlik'ten başlayıp Mutlak Varlık 'a ve oradan da sonlu Yaratılış ' a doğru teza
hür edişini kabalistik bir bakış açısı ile kısaca açıkladık. Daha son-. ra, yaratılan bu sonlu alemde Tannsal'ın Sıfatlarını Hayat Ağacı sembolü ile kısaca tanımladık. Sephirothik sistem T-nrı 'nın hiçbir yaratılmış varlık tarafından kavranamayacak olan Atzmuth-Mutlak Özü'nün Işığının en soyuttan başlayarak insan aklının algılayabileceği hale gelmesi için nasıl aşama aşama "örtündüğünü" ya da azalarak alt seviyelere doğru indiğini bize açıklar. İşte insan T-nrı 'yı yani kendi bilinç düzeyine bağlı olarak bu seviyelerden herhangi birinde algılar. Ruh en alt alemin en alt sephira'sından başlamak üzere tekamül edip aşama aşama saflaştıkça algılama seviyesi giderek artar ve üst alemlere doğru bilinç düzeyi yükselir. Fiziksel tekamül ise insanoğlunun fiziksel alemde yani içinde yaşadığı dünyada düşünceleri, davranışları ve sözleri ile ruhsal açıdan gelişmesi ve yaptığı hatalardan aldığı dersler yoluyla kendini geliştirmesi olarak açıklanan bir olgudur. "Her Şey Birdir" ifadesi gereğince bir bütü-
1 53
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
nün parçaları olan beden ve ruh hem ayrı ayrı hem de birlikte tekamül ederler. Buna göre ruh varlığı zaman içinde çeşitli bedenlere girerek tekamül yolculuğunu sürdürürken beden ise aynı işlevi yaşadığı fiziksel alemde gerçekleştirir. Bin yıl öncesinin insanı ile günümüzün insanı arasındaki farka bakarak bunu kolayca görebiliriz. Her şey bir olduğuna göre uzay ve zaman da dahil olmak üzere yaratılmış olan "her şey" tekamül eder. Değişmeyen ve Mutlak olan sadece T-nrı 'dır. Bu kavram Torah'ta şu ayette belirtilir (Malachi 3:6): "Ben T-nrı 'yım (IHVH). Ben değişmedim".
Adlar
Kabala'ya göre bir ad sadece belli bir varlığa verilen keyfi bir tanımlama ya da seslerin gelişigüzel bir kombinasyonu değildir.
Bir varlığa verilen ad, adlandırılan o varlığın doğasını ve özünü dış aleme iletir. Adlandırılan o şeyin geçmişini ve itibarını ortaya koyar. Bu aslında ilk bakışta sanıldığı gibi garip ya da alışılmamış bir kavram değildir. Hemen hemen tüm dillerde bir kişinin ünü sık sık onun "güzel adı" olarak değerlendirilir. Mesela bir şirket satıldığında satılan aslında o şirketin vasiyetidir ve bu da şirketin adını kullanma hakkıdır. Bir adın İbranice içeriği de bu fikirlere çok benzer. Bahsettiğimiz kavrama örnek olarak Shemoth-Çıkış 3: 1 3-22 ayetini verebiliriz: Burada Musa T-nrı'ya "Adının" ne olduğunu sorar. Aslında burada Adını sormaktan kasıt "Seni hangi Adla çağırmalıyım?" değildir. Burada sorduğu şudur: "Sen Nasıl Bir Varlıksın?" Kaldı ki gerçek T-nrı 'nın cevabından da anlaşılmaktadır. T-nn Musa'ya şöyle yant verir: AHIH AShR AHIH-Ben Ben Olanım!" (Ekyeh Asher Ekyeh) Bu noktada Musa T-nn ile konuştu derken belirtmemiz gereken bir şey daha var. Başta da anlattığımız gibi Kabala' da T-nn Birdir ancak [sonlu varlıklar açısından] her alemin bilinç seviyesine göre değişen Yücelikte algılanır. Her bilinç ya da her algılama seviyesinde aynı biçimde varlığını göstermez. Musa da çok yüksek bir ruhsal seviyede olmasına karşılık sonuçta bir ölümlüdür. Buna
1 54
T - N R l ' N I N A D L A R !
göre T-nrı ile konuşmuştur evet ama kendi ruhsal gelişmişliğine bağlı olmak üzere belli bir seviyeden. Yani bu, T-nrı ile yüz yüze, doğrudan konuşmuş anlamına gelmez. Çünkü daha önce de belirttiğimiz gibi hiç kimse, hiçbir yaratılmış varlık T-nrı ile doğrudan konuşamaz yani kabalistik terimlerle söylersek, "O'nun Mutlak Özüne erişemez." Bu konuyla ilgili ayette bu kavram çok net ve kesin bir biçimde belirtilir: "Hiç kimse Benim Yüzümü göremez, çünkü hiçbir ölümlü Beni görüp canlı kalamaz!" (Shemoth-Çıkış 33:20).
Bir ad o varlığın şerefini ortaya koyduğundan o varlığın kimliğine eşit bir saygı ile kullanılmalıdır. Bu nedenle Kabala'da Tnrı 'nın Adları hangi formda olursa olsun çok büyük bir saygı ve özenle kullanılır.
T-nrı'nın Adlarının Yazılması
V abala' da T-nrı 'nın Adlarının yazılması yasak değildir. Ancak T�rı 'nın bir Adı 'nın silinmesi ya da tahrif edilmesi yasaktır. Kabalistler bu nedenle bilinçsiz kişilerce tahrif edilme, bozulma ya da tahrip edilme riskini önlemek için T-nrı 'nın Adı 'nı sık yazmazlar. Tnrı 'nın Adları 'nın silinmesini ya da tahrif edilmesini yasaklayan emir ise Tevrat' ta Tesniye-Devarim. 1 2:3 ayetinde yer alır. Bu pasajda Yahudi halkına vaad edilen toprakları ele geçirdiklerinde o bölgede yer alan bütün putları ve tüm bölgesel tanrı adlarını yok etmeleri gerektiği söylenir. Hemen bunun ardından aynısını T-nn'ya (IHVH) yapmamaları emredilir. Kabalistler bu ayetten hiçbir kutsal şeyin tahrip edilmemesi, T-nrı 'nın Adı 'nın silinmemesi ve tahrif edilmemesi gerektiği sonucunu çıkarırlar. Burada dikkat çekici bir nokta bu yasağın sadece sürekli bir form üzerine yazılan Adlar için geçerli olduğudur. Bu nedenle mesela bir bilgisayarda T-nn'nın Adını yazıp silmek ya da kesip yapıştırmak sürekli form olmadığından yasak değildir. Ancak bir kere kağıda bastıktan sonra o artık sürekli bir form haline gelir. Bu nedenle web siteleri vs. gibi yerlerde
1 55
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
kabalistler T-nrı 'nın adını doğrudan yazmazlar. Çünkü bir başkasının onu basma ve tahrif etme riski vardır. Bu nedenle bu tür durumlarda T-nrı Adı yazılırken bazı harfler ya da heceler değiştirilir. Örneğin İngilizce'de T-nrı anlamına gelen "God" yerine "G-d" yazılır. Aynı nedenle on beş ( 15) sayısı normalde İbranice Yod-He (10-5) olarak yazılması gerekirken Teth-Vau (9-6) olarak yazılır. Çünkü Yod-H e T-nn 'nın IH-Kalı Adına karşılık gelir. Torah 'ta T-nrı Adının telaffuz edilmesini yasaklayan hiçbir emir yoktur. Gerçekten de yazıtlarda T-nrı adı rutin olarak telaffuz edilir. Hatta pek çok İbrani adı T-nrı 'nın dört harfli adının (Tetragrammaton) bir parçası olan Yah ya da Yahu adlarını içerir. Ayrıca törenlerde de T-nrı adı günlük olarak kullanılır. Mishnah da antik çağlarda Adın telaffuzuna yönelik bir kısıtlama getirmez. O da Adın arkadaşlar arasında rutin bir saygı gösterme ifadesi olarak kullanımını önerir (Berakhoth 9:5). Ancak Talmud zamanında T-nrı Adlarını kullanırken yer değiştirme yapmak bir gelenekti. Hatta bazı rabbiler yer değiştirme yapmadan T-nrı adını telaffuz edenin Gelecek Dünyada yerinin olmadığını ve hatta bunların ölümle cezalandırılmaları gerektiğini bile söylemişlerdir. Bu ya da diğer nedenlerle Kabala'da T-nrı 'nın Dört Harfli Kutsal ve Temel Adı (IHVH) günümüzde tellafuz edilmesi gerekti- . ğinde onun yerine ADNI (Adnut-Efendi) ya da basitçe Ha Shem (lit. Ad) denir. Ya da onun yerine "dört harfli ad" anlamına gelen Tetragrammaton kelimesi kullanılır. Bu yer değiştirme sadece dört harfli Ad için geçerli olmasına rağmen bazı Kabalistler dua ya da çalışma sırasında T-nrı'nın hiçbir Adını yer değiştirmeden kullanmazlar. Böylece Adonai yerine Adnut, Adoshem ya da Ha-Shem; Elohaynu ve Elohim yerine Elokaynu ve Elokim vs derler. Kabala' da Hayat Ağacı ya da sephirothik sistemde her bir algılama seviyesi yani her bir sephira Yüce T-nrı 'nın bir Adı ile anılır. Daha önce de bahsettiğimiz gibi bu Adlar çeşitli tanrıların adları olmayıp Bir ve Sınırsız Olan'ın, insanoğlunun onu algılayabilmesi için bulunduğu seviyelerdeki Adlarıdır. Yahudiler her ne kadar İngilizce olarak sadece "T-nrı" (G-d) adını kullanırlarsa da ve her ne kadar Torah'ta Adların sayısı oldukça sınırlı ise de İbranice'de bunların
1 56
T - N R I ' N I N A D L A R I
dışında T-nrı 'ya atfedilen birçok alternatif isim ve sinonim vardır ve bunlar Kabala' da çok çeşitli biçimlerde söz edilir ve kullanılırlar.
T-nrı 'nın Adları Kabala'da üzerinde çok söz edilen ve çok geniş biçimde çalışılan bir konudur. Teorik Kabalistler Adlar üzerinde kendi ruhsal araştırmalarına yönelik olarak çalışır ve meditasyon yaparlar. Pratik kabalistler ise onları fiziksel ve doğa üstü alemleri etkilemek için ve özellikle de koruyucu amuletler (muska) üzerine işleyerekdemonları (ifritler) kontrol etmek ve onlarla mücadele etmek için kullanırlar. Her iki durumda da Adlar büyük bir saygı, düyarlılık ve dikkatle işlenmeli ve bu uygulamaya cesaret eden kişi öncelikle kendisini tüm negatif duygularından ve isteklerinden arındırmalıdır. Ruhsal anlamda kendini hazırlamadan başlayanlar ve sözleri kullanırken hata yapanlar büyük risk ile karşı karşıyadırlar. Bazılarına göre tüm bu nedenlerle T-nrı 'nın Adları asla telaffuz edilmemelidir ancak sadece ruhsal amaçlarla bu adlara yoğunlaşılarak meditasyon yapılabilir. Kabala takipçileri arasında Adların kullanımına yönelik bir başka problemli konu ise şudur: Bu işlemlerde tam olarak kim kimi ya da neyi kontrol etmektedir? Sınırsız olan Tnrı nasıl olur da bir ölümlünün iradesine maruz kalabilir? Joshua Trachtenberg'e göre cevap Adların gücü ile T-nrı 'nın gücü arasındaki ayrımdır. T-nrı 'nın İbrani alfabesinde bulunan kutsal harflerden oluşan sıfatları olarak Adlar gücü elinde bulundurur. Dolayısıyla kişi işlem sırasında Adın gücünü kendine doğru çekmektedir, asla T-nrı 'nın gücünü değil. Mamafih bu tarz bir muhakeme her Yahudi otorite tarafından kabul edilmemektedir ve pek çok durumda pratik kabalistlerin Adları kullanımı saçma hatta bazen doktrine aykırı olarak görülmektedir.
Kitabın başında Pratik Kabala kısmında da söz ettiğimiz gibi Ain Soph-Sınırsız Olan'ın Adlarının olumlu dahi olsa dünyevi bir amaç ile kullanımı ancak ehil olanın ve kendini arındırmış olanın yapması gereken bir olaydır. Olumsuz amaçla kullanımı ise zaten büyüye girer ki kim yaparsa yapsın Kabala'da her şekilde yasaktır. Pratik Kabala kısmında belirttiğimiz gibi arınma işlemi için ise iki şeye ge-
1 57
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
reksinme vardır. Kutsal Tapınak ve Kızıl Düve. Burada Kızıl Düve ile uygulama öncesi yapılan bir tören söz konusudur. Düve kötülüğü, sol tarafı ve sertliği sembolize eder. Yapılan tören sonucu kesilip kanı akıtıldıktan ve Toplantı Çadırının girişine doğru serpildikten sonra tamamen yakılır. Buna ait ayeti kitabımızın başında vermiştik (bkz. Pratik Kabala). Sembolik olarak yapılan bu işlemin amacı kötülüğü uzaklaştırmaktır. Bu işlemin ezoterik anlamı burada bahsedilenin çok ötesindedir. Sonuç olarak günümüzde ne Tapınak ne de Kızıl · Düve vardır. Bu nedenle Pratik Kabala uygulamaları amuletler dışında tümüyle yasaklamıştır. Yapanlar yok mudur? Belki vardır ama bunun sorumluluğu sadece kendilerine aittir. Aynca Kabala' da son dönemlerde vurgulanan bir başka gerçek, insanlığın bilinç düzeyinin giderek artması sonucunda mucizeler için bu tür pratik uygulamalara gerek kalmayacağıdır. Bu görüşe göre insanlık kendi mucizelerini yaratacağı bilinç düzeyine giderek yaklaşmaktadır.
Burada anlattıklarımızın ışığında T-nrı'nın Kutsal Kitap ve Kabala' da geçen Adlarını iki ayrı şekilde ele almakta yarar olacaktır: 1 . Dogmatik Kabala yani Hayat Ağacı ya da sephiroth ile ilişkilendirilen Adlar, 2. Pratik Kabala' da kullanılan Adlar.
Adlar Nereden Gelir?
v abala'da T-nn'nın bazı Adları doğrudan Torah'tan gelir. Bir .r\..kısmı ise kısaltmalar ya da formal alternatifler olarak günlük konuşmada kullanılırlar. Buna karşılık Yahudi mistikler tarafından geliştirilmiş pek çok Ad vardır. Bunların bazıları son derece gizlidir. Çoğunun ise anlamları ve kaynaklan geçmişin derinliklerinde tamamen kaybolmuştur. Bunlara ek olarak pek çok alternatif Ad ise değişik formuller uygulanarak Kutsal Kitap 'ta bulunan ayetlerden türetilmiştir ve T-nn'nın zaten var olan Adlandır. Bu amaç ile kullanılan türetme yöntemlerinden (notorikon, temurah ve gematria) kitabımızın başında bahsetmiştik. Öğretinin pratik kısmında Tnrı 'nın hangi Adlarının kullanılacağı ise zamana, yere ve mezhebe
1 58
T - N R I ' N I N A D L A R I
bağlı olarak değişebilir. Örneğin bazı Adlar özellikle Ortadoğu Yahudileri tarafından kullanılırken Samatarian mezhebi M.Ö 722 de Judaizm'den ayrılmış ve kendi isimlerini geliştirmeye başlamıştır. Zucato 'nun yayımlanmamış çalışması Sepher Ha Shoreshai Hashemoth ise T-nrı 'nın birkaç bin Adı 'nı ve bu Adların originlerini içermektedir. Buna benzer örnekleri çoğaltmak mümkündür. Şimdi Adları Hayat Ağacı ya da Sephirotik sistemden başlayarak kısaca incelemeye başlayabiliriz.
A. T-nrı 'nın Sephiroth İle İlişkilendirilen
On Bir Kutsal Adı
Dogmatik Kabala'da Hayat Ağacı ya da sephiroth Tanrısal Varlık'ın tezahür aşamalarını içerir ve her seviye Sonsuz T-nrı 'nın o sephira'ya ait niteliğini ya da sıfatını yansıtan bir Adı ile ifade edilir. Kabala'da T-nrı 'nın adları Sınırsız Işığın bir sonraki aşaması, tezahürü olan İlk Çıkış Aleminde bulunan Hayat Ağacı sisteminde aşağıdaki biçimde sephiroth ile ilişkilendirilir.
1 . AHIH (Ekyeh). Kether-Taç ve Binah-Anlayış, İdrak ile 2. IHVH (Jehovah, Jahweh, Havayah ya da Tetragrammaton).
Chochmah-Bilgelik ile 3. IH (Kah). Chochmah-Bilgelik ile 4. AL (Kel). Chesed-Sevgi ile 5. ALH (Elokah). Chesed-Sevgi ile 6. ALHIM (Elokim). Gevurah-Sertlik ve Binah-Anlayış ile 7. TzBAVTh (Tzevakot). Netzach-Zafer ve Görkem-Had ile 8. SHDI (Shakai). Yesod-Temel ile 9. ADNI (Adnut). Malchuth-Krallık ile
10. AHVH (Akvah). Daath-Bilgi sağ tarafı, ya da Temel-Yesod ile 1 1 . AHVI (Ehevi). Daath-Bilgi sol tarafı ile.
1 59
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Şimdi Adları ayrıntılı biçimde incelemeye başlayabiliriz. Başlamadan önce konu başlıklarında görülecek olan, Adların yazılış sırasıın açıklayalım: İlki, İbranice Adların Latin harfleriyle yazılışı, ikincisi Adların İbranice harfleriyle açılımı ve normal parantez içindekiler ise Adların Latince yazılışlarıdır. Ancak T-nrı Adlarını yanlış yazmanın Kabala'ta sakıncalı görüldüğünü bu yüzden yanlış yazılma riskine karşı kasıtlı olarak değiştirildiklerini kitabımızın en başında belirtmiştik. Burada okuyucuya kolaylık olsun diye bir kere daha gerçek yazılı şlarını normal parantez içinde belirttik. Köşeli parantez içindeki yazılışlar ise Adların kabalistler tarafından bilinçli olarak değiştirilmiş yazılışlardır.
IHVH, Yod-He-Vau-He, (Gerçek telaffuzu bilinmemektedir) [Tetragrammaton, Havayah, Jehovah ya da Jalıweh]:
Kabala T-nrı 'nın Adlan içinde en önemli ve kutsal olanın, İbrani harfleri yod-he-vau-he (IHVH) ile gösterileni olduğunu vurgular. Kabalistik öğretide T-nn 'nın Telaffuz Edilemez Adı, Tanımlanamaz Adı, Temel Adı ya da Özel Adı olarak anılan bu Ad linguistik olarak "olmak" anlamına gelen he-yad-he kökünden gelir ve T-nn'nın Varlığının sonsuz olduğu gerçeğini yansıtır. Yazıtlarda bu Ad Tnrı 'nın insanoğlu ile ilişkisini belirtmek ve O'nun şefkat ve merhamet sıfatını vurgulamak için kullanılır. Sık sık IH (Yah), IHV (Yahu) şeklinde kısaltılarak özellikle isimlerle ve deyişlerle birarada edilerek kullanılır. Örneğin Yehoshua (T-nn benim Kurtuluşumdur), Eliyahu (0 [IHVH] benim T-nnmdır [ALHIM]) ve Halleluyah (Tnrı 'yı kutsa). Bazıları bu dört-harfli kutsal Adı Jehovaholarak gösterirler. Ama bu telaffuz özellikle olasılık dışıdır. Çünkü Jehovah kelimesi antik İbrani yazıtlarının (halkın IHVH Adını yazıldığı gibi okumaması için) "ADNI-Adnut" seslilerini IHVH sessizlerinin altına koymaları gerçeğinden gelir. Bu nedenle Adın gerçek okunusu değildir. Kabala'ya göre IHVH adı T-nn ;nın bütün isimlerinin içinde en kutsal olanıdır. Bu Ad üç biçimde anlaşılır.
1 60
T - N R l ' N ı N A D L A R I
1 . Atzmuth-Tanrısal Öz'ün Mutlak Yüceliğini temsil eden Temel Adı (Shem Ha Etzem) olarak, 2. Yaratılış 'tan önce ve sonra değişmeden kalan, T-nrı 'nın her yerde varoluşunun ve O 'nun her şeye kadir oluşunun varoluşsal paradoksunu simgeleyen Eşsiz Adı-Slıem Ha Meyuchad olarak, 3. Kendi Özünü aleme ifşa etmek isteyen Tnrı 'nın Yaratılış 'taki Yüce İradesini simgeleyen Kesin ve Açık AdıShem Ha Maphoresch olarak.
Zaman içinde bazı bilgeler bu Adın telaffuzuna yönelik bazı denemelerde bulunmuşlardır. Bunlar arasında daha önce de belirttiğimiz gibi Jehovalı, Jalıweh sayılabilir. Ancak IHVH Adının gerçek telaffuzu tarihin derinliklerinde kaybolmuştur. Günümüzde bu Adın gerçek söylenişini bilen yoktur. IHVH Adının gerçek telaffuzu tam bir sırdır. O tüm sırların sımdır. Bu Adı tam ve gerçek söylenişi ile telaffuz edebilen kişinin "evreni temelinden sarsabileceği" söylenir. Kutsal Kitap 'ın herhangi bir yerinde bu Ad ile karşılaşan bir Yahudi onu asla telaffuz etmeye çalışmaz. Onun yerine bu Adı yani dört harften oluşan Tetragrammaton'u ADNI (efendi) olarak telaffuz eder. Bunun dışında ise O, Ha Shem-Ad ya da Havayah (Tetragrammaton harflerinin bir perrnütasyonu) olarak söylenir. Kabala'da Havayah Adı Tanrısal olarak açığa çıkan İlk Çıkış Alemi'nde yer alan on sephirotlı 'un içsel ruhunu ve ışığını simgeler. Bu Adın dört harfi ise, I-yod harfinin sivri çıkıntısı-kotzo shel yod ile birlikte, Hayat Ağacı 'nın ya da sephirotlı 'un tamamına karşılık gelir. Bu tanıma göre: l-Yod harfinin üst çıkıntısı-Kotzo she/ yod Taç-Kether'i , Iyod Bilgelik-Chochmalı'ı, ilk H-Jıe Yüksek Ana Binah'ı , V-vau Küçük Yüz Ze' ir Anpin' i (Sevgi-Chesed'den Temel-Yesod'a kadar olan altı Sephirotlı) ve son H-he ise Krallık-Malchuth 'u içerir. Buna göre Kabala' da T-nrı 'nın Kutsal Adı, Sephirot, İnsan bedeni ve Sayılar-Alemler ilişkisi aşağıdaki biçimde gösterilebilir:
1 61
Kutsal Adın İnsandaki Harfleri Alemler Sephiroth Karşılığı Sayılar
1 Atziluth Chochmah Gözler Binler H Briah Briah Kulaklar Yüzler v Yetzirah Zeir Anpin Burun Onlar H Asi ah Malchuth Ağız Birler
Özelde ise Havayah Adı kendini iki seviyede açığa çıkarır. Bunlardan birincisi içsel spirituel durumu benliksizlik-bitu/ olan, Kabala'nın Baba ilkesi Bilgelik ve ikincisi ise iç spirituel durumu Merhamet-raclıamim olan Kabala'nın "Oğul" ilkesi Güzellik-Tiplıereth seviyesidir. Bu iki ilkenin Havayah Adı 'nın gücüyle birleşmesi aşağıdaki ayette şöyle belirtilir: "O'nun ve [O'nun] Oğlunun adı Nedir? (Meseller 30:4)" (Ne-Mah kelimesinin sayısal karşılığı olan 45, Havayah Adının ana yazılışının sayısıdır).
Bilgelik-Choclımah sephira'sına istinaden bakıldığında Hqvayah adı tüm gerçekliğin sürekli yenilenmesini sağlayan Tannsa! Güç'ü yansıtır. Bu yenilenme, Tetragrammaton'un dört harfine karşılık gelen dört aşamayı içeren bir prosestir: 1 . Yod. T-nn'nın Sonsuz Işığının [bir noktaya doğru] büzülmesi-tzimtzum, 2. He. Genişleme (gizlenmiş alemin içinde), 3. Vau. Uzama (gizlenmiş alemden açığa çıkmış aleme doğru), 4. He. Genişleme (açılmış alemin içinde). Bu Tannsa! Güç ise [ilk açığa çıkışı zamanın yaratılışı olan] Bilgelik-Chochmah sephira'sından çıkar. Bu gerçek ise Torah'ta şöyle açıklanır: "Ve IHVH Chochmah ile alemi kurdu."
Kabala IHVH Adının Yaratılış'ta ilk yansımasının Güzellik-Tiphereth seviyesinde olduğunu belirtir. IHVH Adı genelde T-nrı 'nın merhamet sıfatını yansıtır. Torah'ın ilk Yaratılış açıklamasında Tnrı 'nın sadece ALHIM (Elokim) adı görünürken ikinci açıklamada IHVH adı Elokim adının önüne gelir (IHVH ALHIM). Türkçe çevirilerde Rab T-ıirı Olarak yazılan bu Ad ise Kabala' da şöyle açıklanır: "Başlangıçta T-nn alemi sert yargı sıfatıyla (ALHIM) yaratmak
1 62
T - N R ı ' N ı N A D L A R I
istedi; fakat gördü ki böyle olursa alem buna dayanamaz ve yaşayamaz. Böylece O, sert yargının önüne merhameti (IHVH) koydu."
Tetragramınaton'un harfleri ruhsal aleme paralel olan uzay-zaman süreminde de kendini gösterir. 1-Yod harfi "verilen şey" olan Bilgelik-Chochnıalı seviyesini gösterir. İlk He harfi ise Binalı-Anlayıştır ve verilen şeyi tutan ve onu "veren" eldir. Uzay-zaman açısından bakıldığında ise 1-Yod verilen şey olan "geçmiş", ilk H-He ise geçmişin ona verdiği şeyi elinde tutan "gelecektir". Geçmiş ve geleceğin ara-yüzeyinde ise V-Vau harfi ile ifade edilen ve altı yönden oluşari üç boyutlu uzay süremi bulunur. Bunlar Tetragranımaton'un ilk üç harfidir. 1-Yod harfinin üst ucu ile ifade edilen TaçKetlıer seviyesi ise T-nn'ya en yakın olandır dolayısıyla iyiyi ifade eder. Buna karşıt olarak Tetragranımaton'un son H-He harfi olan Krallık T-nn'dan en uzak olandır ve kötüyü ifade eder.
Gematria ile sayısal olarak bakıldığında IHVH adı yirmi altı (26) sayısına karşılık gelir. Bu da 2x1 3 olarak açımlanabilir. Daha önce gördüğümüz gibi on üç ( 1 3) sayısı echad (bir) kelimesinin de değeridir. Böylece ayette "Dinle Ey Israel . . . Havayalı T-nrı'nızdır, Havayah Birdir" denince (IHVH ALHIM, IHVH AChD) T-nrı 'nın Mutlak Birliği 1 3/26 oranında yani "bütünün" "yarısına" oranında ifade ediliyor demektir. Yani T-nrı (bütün olan) ve O 'nun yarattığı Yaratılış (yarısı) esas olarak Bir'dir demektir. Atbash temurasında
. Havayah adı menı-tzadik-pei-tzadik, olarak dönüştürülür ve bu da gematria ile üç yüz (300) sayısına karşılık gelir. Üç yüz sayısı ayrıca T-nrı Adı Elokim'in en yüksek tam yazılışına eşittir. İşte bu eşitlik, IHVH ALHIM Adının üzerinde yapılan tüm çeviri, yorum ya da fikri bir anda silercesine deyişin gerçek anlamını bütün ihtişamıyla ortaya çıkarır: Havayah Elokimdir! (yani IHVH-doğa üstü tezahür, ALHIM-doğal düzen ile birdir.)
AHIH, Aleph-He-Yod-He, (Elıeielı)[Ekyelı]: Kabala'da T-nn'nın AHIR (Ekyeh) adı genelde Taç-Kether seviyesi ile ilişkilendirilir. Bunun yanında bazen Anlayış-Binalı ile de ilişkilendirildiği olur.
1 63
K A B A L A : " S l N ! R S ! Z " A Y O L C U L U K
Tanrısal bir Ad olarak AHIH (Ekyeh) Torah'ta yalnızca tek bir yerde (Çıkış-Slzenıotlı 3 : 1 4) görünür. T-nrı ve Musa arasındaki dialogda Musa T-nrı 'ya, insanlara kendisini kimin gönderdiğini söylerken hangi Adı kullanması gerektiğini sorar. Ve T-nrı ona cevap verir:* AHIH AShR AHIH (Ekyeh Aslıer E/...yeh). "Ve sen !srael'in çocuklarına şöyle de: Beni size AHIH gönderdi."
İşte bu deyiş Kabala' da çok geniş bir tartışma alanı yaratır. Bu yanıtın tercümesi birkaç şekilde yapılır. Bunların arasında "Ben Ben Olanım", "Ben Var Olacak Olanım" ya da "Varoluş Varoluştur" sayılabilir. En gerçekçi tercümesinin ise; "Ben Var Olmuş Olan, Var Olan ve Hep Var Olacak Olanım" olacağını daha önce ifade etmiştik. Böylece O geçmişi, şimdiyi ve geleceği bir arada kapsayan sınırsızlığını açığa çıkarmış olur. AHIH yeni bir doğumu ya da açığa çıkışı simgelemek üzere "Ben olacağım" anlamına da gelir. Bu ifadeyle T-nrı 'nın Kendi Özü sembolik olarak Yahudi halkının (Mısır sürgününden kurtarı lması sembolü ile) ruhsal doğumu ile birlikte fiziksel gerçekliğe doğar (Burada Mısır sembolü rahmi simgeler). T-nn 'nın ",oluşumu" ise Taç-Kether sephira'sının gücünü yansıtır. Bu nedenle AHIH Adı Kabala'da genelde Taç-Ketlıer seviyesi ile ilişkilendirilir. İlahi rahimden insanlığın ruhlarının doğuşu ise Ekyeh ' i Yüksek Ana (Binalı) seviyesi ile de ilişkilendirir. Kabala'da Ekye/ı' in açıklaması bu bağlamda "Ketlıer'deki E/...yelı Binalı 'taki Ekye/ı 'tir" anlamına gelir.
AHIH Adı aleplı-lıe-yod-/ıe harflerinden oluştuğu için IH (Kah) ve IHVH (Havayalı) gibi T-nrı 'nın temel adlarından biri olarak göz önüne alınır. Sayısal olarak bakıldığında ise Ekyeh Adı yirmi bir (21 ) sayısına karşılık gelir. Böylece Ekyeh As/ıer Ekyelı cümlesi beş yüz kırk üç (543) sayısına toplar. Bu sayı ise üç yüz kırk beş (345)
• Burada tekrar belirtelim, Musa T-nrı ile asla doğrudan temas kurmamıştır. Kullanılan "konuştu", "cevap verdi" gibi terimler Torafttaki anlatımı aktarmak içindir ve tamamen semboliktir. Musa T-nrı ile O'nun meleklerinden biri aracılığı ile temas etmiştir. Çünkü hiçbir ölümlü varlık O'nunla doğrudan iletişim kuramaz. Buradaki aracı melek bazı kabalistik kaynaklarda Metatron, bazılarında ise Michael olarak belirtilir.
1 64
T - N R l ' N I N A D L A R !
sayısının yani Musa'nın gematriasının tersidir. Yine bu sayı Musa'nın ilk doğan oğlunun [Gers/ıonı] değeri ve inanç-enıuna/ı ile birlikte gerçeğin-enıeth toplam sayısal değeridir. At baslı yöntemi ile Ekyeh Adı; tau-tzadik-mem-tzadik olarak dönüştürülür ve altı yüz yirmi (620) sayısına yani Taç-Kether'in sayısal değerine eşitlenir.
E/...')'eh Adı'nın Kutsal Kitap'ta üç kere geçmesi (hepsi tek bir ayette olmak üzere) gibi aynı şekilde Ad'da üç tam yazılış içerir. Bunlar da gematria ile yüz altmış bir ( 1 61 ) , yüz kırk üç ( 143) ve yüz elli bir (l:Sl) sayılarına eşittirler ve toplamları döıt yüz elli beş (455) yapar. Bu sayı ise yine genıatria ile "Tüm dünya O'nun görkemiyle doludur" deyişinin sayısal değeridir.
IH, Yod-He, (Jah)[Kalı] : IH (Kah) Adı T-nrı 'nın temel Adı IHVH'ın ilk iki harfinden oluşur. Kabala' da IH genellikle BilgelikChochmah seviyesi ile ilişkilendirilir. IHVH Adı'nın bu ilk iki harfinde I-yod özellikle Clıochnıah ve H-he ise Binah'a karşılık gelir ve bu ikili Kabala'da "hiç ayrılmayan iki yoldaş" olarak ifade edilir. Bu iki harf aynca IHVH Adı 'nın gizli boyutunu (son iki harfi de ifşa olmuş, açımlanmış boyutunu) simgeler. Kah seviyesinden gelen Tanrısal Varoluş genelde insan anlayışına ve idrakine kapalıdır. Dolayısıyla Kabala'da türlerin acı çekişinin her ne kadar iyi bir amaç içinde olsa Kah'tan kaynaklandığı söylenir. Bunun açık bir paradoksu olarak ise Davut'un Mezmur'larında Kah' a olan övgüler tekrarlanarak söylenir (özellikle hallelu-Kah deyimi). Mezmur'ların tamamı şu ayetle biter: "Her ruh Kah' ı övmelidir, hallelu-Kah". Bilgeler "her ruh" terimini "her nefes" olarak tercüme ederler; yani yaşamın her soluğu ve tüm solukları Kalı' ı övmenin bilinci ile alınmalıdır. Kabala ve Chassidut'ta öğretildiğine göre içten gelen bir övgüyle kişi, övdüğü kişinin içindeki o övülmeye değer niteliği ortaya çıkarır. Dolayısıyla sürekli olarak Kah 'ı överek görülen acının içinde "gizli" olan sonsuz iyiyi ortaya çıkarabilir ve onu deneyimleyebiliriz. Bilgelik-Clıochmalı'ın içsel ruhsal temsilcisi olarak Kah' ın bilinci (ve övgüsü) kişiyi benliksizlik-bitul durumuna yani T-nrı 'nın sonsuz Varlığı içinde eriyişin gerçek durumuna getirir. Bu
1 65
K A B A L A : '· S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
da Sonsuz Tanrısal Işık'ın ve Haz 'zın kişinin bilincine akmasına ve kişinin tüm varlığına işlemesine izin verir. Bu deneyim Kabala'da "Cennet Bahçesi"nin üzerindeki "Cennet"i simgeler.
Kalı Adı on beş ( 1 5) sayısına karşılık gelir. Adı oluşturan harflerin sayısal değerlerinin birbirine oranı yani yod harfinin ( 10) he harfine (5) oranı bütünün yansına oranı olarak oıtaya konur. Dolayısıyla Kah adı Kabala'da "bütün ve yarısı"-slıalenı v' clıetzi genel ilkesini simgeler. "Bütünün" boyutu bilinç üstündeki hazzın kaynağını yansıtır. "Yarımın" boyutu ise bilinç üstündeki iradenin kaynağını ortaya koyar. Dolayısıyla IH Adı Kether'in yani bilinç üstünün içinde kök salan, ruhun iki temel ilkesini Bilgelik-Clıochmah 'ın bakış açısından (bilinçliliğin başlangıcı) yansıtır. Kabalist bilgelerin öğrettiğine göre IH Adı 'nın iki harfi erkeğin-ais/ı (orta harfi yod' �
dur. T-nn 'nın Gelecek Alemi yarattığı harf) ve kadının-aishah (son harfi /ıe'dir. T-nrı 'nın Mevcut Alemi yarattığı harf) iki aleminde görünür. Ve eğer çift (kadın ve erkek) IH Adı ' nın harflerini ortaya çıkarmak amacıyla ondan yararlanırsa "Tannsa! Varlık onların arasında yaşar". Ancak tersi olursa (aish ve aishalı' ın kalan iki harfi ashateşi oluşturur.) "ateş onları yakar". IH Adı Kabala' da evliliğin uyumunun sırrını simgeler. Onun içinde tüm negativiteyi yumuşatan güç yatar. Kah'ın gücüyle fiziksel çift birlikte hiç ayrılmayan iki yoldaşın ruhsal seviyesine (Chochmah-Binah) yükselir.
IH adı İbranice'de üç tam yazılış içerir ve bunlar yirmi altı (26), otuz (30) ve otuz beş (35) sayılarına karşılık gelir. Bunlardan yirmi altı (26) sayısı IHVHAdının değeridir. Bu fenomen ise ayette şöyle belirtilir: "Havayah Kah'ın içindedir, Evrenin kayası" İsaialı 26:4). Diğer sayısal değerlerin toplamı ise 30+35=65 yapar ve bu sayı da ADNI (Adnut) Adının değeridir.
AL, Aleplı-Lamed, (EL)[Kel]: Kabala'da AL (Kel) Adı genellikle Sevgi-Chesed sephira'sı ile ilişkilendirilir. AL ile Chesed arasındaki bu ilişki Mezmur'larda açıkça belirtilir: "Kel'in Chesed' i (sevgisi) tüm gündür [sürer]";
1 66
T - N R I ' N I N A D L A R I
İbranice'de -el kökü "dayanıklılık", "güç" anlamına gelir. Dolayısıyla AL Adı T-nrı 'nın sonsuz cömertliği içinde yarattığı gerçekliğe destek olan ve onu ayakta tutan sağ elinin gücünü simgeler. AL Adı T-nrı 'nın merhametinin on üç niteliğinin Zahar'da ve Arizal'in yazdıklarında olduğu gibi birincisidir. AL Adı T-nrı 'nın diğer üç Adı 'na eklenerek Tanrısal Varlık'ın üç alt il.lem olan Yaratılış-Bria/ı, Şekillenme-Yetzirah ve Hareket-Asiah alemlerinde açığa çıkışını simgeler. AL ShDI (El Slıakai-Briah), AL IHVH (El Havayalı-Yetzirah), AL ADNI (El Adnut-Asiah).
Sayısal değer olarak bakıldığında ise AL otuz bir (3 1 ) sayısına karşılık gelir. Kutsal Kitap'ta bu sayının göründüğü en önemli yer ise Jashua ve lsrael halkının seçilmiş topraklara girerken yendiği otuz bir Kenan kralından bahseden yerdir. Dolayısı ile AL Adı seçilmiş toprağı ("sağ tarafın toprağı" olarak da geçer) seçilmiş halkına veren (sağ eli ile) Tanrısal Güç'le ilişkilendirilir. Tara/ı 'ın başında Reshith kelimesi ile açıklandığı gibi bir toprağı fethetmek ve miras almak için gereken kendi gücümüz T-nrı 'nın o toprağı bize hediye eden elinin uzantısıdır. At bash yöntemine göre AL Adı tau-kaf olarak dönüştürülür ve bu dönüşüm de dört yüz yinni (420) sayısına karşılık gelir. Bu sayı 6x70 olarak açımlanır ve bu açılım da Tarah ' ın yetmiş (70) yüzüne denk gelen altı (6) yüzü ya da "kanatı" içerir. AL Adı geriye doğru yazıldığında LA (la) olarak telaffuz edilir ve bu kelime İbranice "hayır" anlamına gelir. Hayırın gematria ile değeri ise yetmiş (70) sayısıdır ve ken-evet kelimesine karşılık gelir. Böylece altı (6) sayısı "evet" ve "hayır" kelimeleri ile birlikte Yaratılış ' ın altı gününe (işe izin varken "evet") ve yedinci Shabbath gününe (iş yapmak yasakken "hayır") karşılık gelir. AL Adı'nın tam yazılışı olan yüz seksen beş ( 1 85) sayısı ise İbranice yüz-hapanim kelimesine karşılık gelir. Kabala'da yüz bir profildir (bir yanak). Tam bir yüz iki hapanim içerir yani 2x 1 85=370. Bu sayı da Kabala'da Tanrısal Yüz'den yansıyan üç yüz yetmiş (370) ışığın (sha neharin) sırrıdır.
1 67
K A B A L A : " S I N I R S I Z .. A Y O L C U L U K
ALH, Aleplı-Lanıed-He, (Eloalı)[Elokalı] : Kabala'da ALH Adı genelde Sevgi-Clıesed seviyesi ile ilişkilendirilir (ALH Adının ilk iki harfinden oluşan AL Adı gibi). ALH da aynı AL gibi bir metaAdı temsil eder. Yani T-nrı 'nın bir Adlar "spektrumu" içeren Mutlak (adlandırılamayan) Özünü (ya da giysilerini).
Sayısal değer olarak baktığımızda ALH (Elokah) Adı gematria ile kırk iki ( 42) sayısına karşılık gelir. Bu sayı da 2x21 iki tane Ek
yeh olarak açımlanır. Alemin T-nrı 'nın kırk iki harfli Adı ile yaratılmasına istinaden ALH Adı Yaratılış ' ın gücünü simgeler. Kabala' da kırk iki (42) sayısının evrenin yaratılışı ile ilgisinin sırlarından biri. de Tanrısal Hareket'in T-nrı'nın; " . . . olsun!" (yehi=25) sözü ile başlayıp yine T-nrı 'nın, yarattığı şeyin (Yaratılış) "güzel" (tov=17) olduğunu görmesi ile bitmesidir. Bu durum sayısal olarak 25 (Yaratılış prosesinin başlangıcı) + 17 (Yaratılış prosesinin bitişi) = 42 (Yaratılış ' ın tümünü içeren güçlerin hepsi) biçiminde dönüştürülür. ALH Adı 'nın tam yazılışlarının en temel olanı ise iki yüz üç (203) sayısına karşılık gelen barah ([O] yarattı) Torah 'ın ikinci kelimesidir. Sevgi-Chesed sephira'sına (ki Tanrısal Adı ALH ya daALH tır.) karşılık gelen ilk Baba Abraham T-nrı 'nın bu dünyadaki varlığını ilk açığa çıkarandır. Abraham adının harfleri ise barah ma yani "[O] Ma'yı yarattı" biçimde dönüşür. Ma ise kelime olarak "Ne" anlamına gelir ve Kabala 'da "yokluk" ve "varlık" arasındaki ara durumdur. Yani Yaratılış 'ın yokluktan varoluşu sırasındaki sürekli olarak yeniden yaratılışının süregelen prosesini yansıtan amorf durumudur (Hinduizmde yaratıcı varlığın adı olan Brahma ile olan benzerliğine dikkat). İki kelime, barah-yarattı ve ma-ne sayısal olarak iki yüz üç (203) ve kırk beş ( 45) yani ALH ve IHVH Adlarının tam yazılışlarına karşılık gelir. Torah'ın sözlerinde T-nrı "Hava
yah Kel Olanı" olarak açığa çıkar. Yani: "Havayah T-nrı-evren[dir] ." (Tekvin 21 :33). Ayet bunu özellikle "Evrenin T-nrı 'sı" olarak okumaz çünkü o zaman T-nrı ve evren iki ayrı varlık olarak anlaşılır [T-nrı kendi yarattığı evrenin efendisi olmak üzere] . Ama aksine "T-nrı evren" yani mutlak gerçekte "T-nrı Kendi [yarattığı]
1 68
T - N R ı ' N I N A D L A R !
evren ile Bir 'dir". İşte bu Abralıam tarafından açıklanan gerçek tek tanrıcılıktır. Ve bu deyiş sayısal olarak bakıldığında iki yüz üç (203)
sayısına yani ALH Adına (tam yazılışı ile) eşittir.
ALHIM, Aleplı-Lamed-He-Yod-Mem, (Elohim) [Elokim] : Kabala' da ALHIM Adı genel de T-nrı 'nın Sert Yargı-Gevuralı niteliği ile ilişkilendirilir ve T-nrı 'nın Sevgi Sıfatı'nı tamamlayan güç (Clıesed'in Adı AL de �LHIM Adı 'nın ilk iki harfini oluşturur) olarak göz önüne alınır. (Kabala' da denge kavramından daha önce söz etmiştik. Her bir nitelik her zaman, kendine karşıt ama eşit güçte bir başka nitelik ile dengelenir.) Bu Ad Torah ' ın Yaratılış hakkındaki ilk bahsinde T-nrı 'nın açık olarak yazılan ilk Adı 'dır. ALHIM Adı sayısal değer olarak seksen altı (86) sayısına karşılık gelir ve bu da hateva-doğa kelimesiyle aynı değer demektir. Bu sonuca göre ALHIM büzülme-tzimtzum hareketi ile doğayı yaratır. ALHIM Adı kendini sephiroth sisteminde özellikle Anlayış-Binalı seviyesinde gösterir. Burada dört harfli Tetragrammaton (IHVH) ALHIM seslileri ile noktalanır ve ALHIM olarak telaffuz edilir. Bu seviyede Tnrı, Elokim Hayyim (ALHIM ChIIM, Yaşayan T-nrı) olarak adlandırılır. O, yaratılmış tüm gerçeklik boyunca akan (kan gibi) yaşam gücünün en yüce kaynağıdır. Doğanın ve doğa yasalarının özü olarak ise T-nrı, Malchutlı seviyesindeki Elokim'dir.
Sayısal değer olarak baktığımızda ALHIM Adı [M-mem harfinin sayısal değerinin kırk (40) olmasına göre] seksen altı (86) sayısına eş değerdir. Bu da 26 (Havayah) ile 60 (keli-kap) sayısının toplamıdır. Dolayısıyla ALHIM, IHVH'ın kabı ya da taşıyıcısı olarak anlaşılır. Bu iki Adın aralarındaki ilişki şöyle belirtilir: "Güneş ve kalkanı Havayah [ve] Elokim dir" (Mezmurlar 84: 12). Bu ayette yer alan "Güneş" ve "Kalkan" kavramları arasındaki ilişki Kabala' da ışık (kaynak) ve onun kabı olarak ifade edilir. Aynı şekilde Elokinı Adının sayısal değeri olan seksen altı (86) ile kap kelimesinin sayısal değeri olan altmış (60) toplandığında yüz kırk altı (146)
sayısı elde edilir ve bu da o/am-alem kelimesinin sayısal değeridir.
1 69
K A B A L A : " S I N I R S I Z '' A Y O L C U L U K
Bu da şunu belirtir ki nasıl Elokinı Havayalı ' ın kabıysa (yani en yüce amacı Hal'ayalı 'ı aleme açıklamaya hizmet etmek o lan Tanrısalın seviyesi ise) aynı biçimde alemin kendisi de Elokim' in bir kabıdır (yani içinde, doğanın T-nn 'nın açığa çıkardığı bir kavram olarak deneyimlendiği Tanrısal olarak yaratılmış olan çevre)
Ain Soph 'un Yaratılış içinde Kendini açığa çıkannası işlemi ALHIM Adının sımdır. Bu nedenle bu Adı biraz daha ayrıı1tılı incelemek yerinde olur. ALHIM adının sayısal değerine göre Yaratılış içinde oynadığı rölu daha net bir biçimde görebilmek için Ad'ın sayısal değerinin gematria ile yorumuna daha ayrıntılı biçimde bakalım şimdi.
ALHIM (Elokim)
bd � 11 � � 401600 1 0 5 30 1
Gematria: 86/646
ALHIM Adı İbrani harfleriyle Aleplı-Lamed-He-Yod-Mem biçiminde yazılır. "İbrani Harflerinin Sırrı" bölümünde ayrıntılı biçimde açıklayacağımız bu harflerin kabalistik olarak Yaratılış içinde temsil ettikleri kavramlar ise öyledir:
Aleplı: Sonsuz, zamansız, yaratılış, bilinmeyenin işareti
Lamed: Organik hareket, işlevsel, var olan
He: Yaşamın arketipi
Yod: Varoluş, zaman süreci, mevcudun temeli
Mem: Doğurgan sular, organik yaşamın projeksiyonu.
1 70
T - N R l ' N I N A D L A R I
İbranice 'de Elokinı Adı kabalistik açıdan, M-nıem harfinin aldığı değere göre iki biçimde yazılır. Her iki yazılış da aynı olmakla birlikte son M-nıenı haıfi 40 ya da 600 değerini alabilir. Buna göre ALHIM Adı 1 +30+5+10+40=86 ya da 1 +30+5+10+600=646 olmak üzere iki değer alır. Bir karşılaştırma yapabilmek için 86 değerinde olanı Elokinı, 646 değerinde olanı ise Elokinı biçiminde gösterelim. Bu yazılışlarda, her iki kelime de sonsuz ve bilinmeyenin (A-Aleph), dünya ya da varoluş (1-Yod) üzerindeki projeksiyonunu ya da yansımasını ortaya koyar. M (600) harfi İbrani Harflerinin Sım kısmında da göreceğimiz gibi V-Vau (6) harfinin arketipal ya da ulaşılmış en yüksek seviyesini oıtaya koyar. Vau doğurganlık, tohumlamanın sembolü olduğuna göre M-Mem (600) harfi de doğurganlığın en üst derecesini sembolize eder. L-Lamed (30) ise değişikliğin hareketlerine doğru olan bir projeksiyondur; var olanın dönüşümünün ya da var olan boyunca transferin ya da iletişimin projeksiyonu. Ve harflerin bu sembolizmi uyarınca ALHIM Adının anlamı aşağıdaki biçimde ortaya çıkar:
"Biosferin suları (McMenı) biçiminde olmak üzere, kendi yansıması ile (I-Yod) bir oyun oynayan, yaşamın (H-He) organik hareketi tarafından ya da organik hareketin (L-Lamed) içine doğru iletilen, bilinmeyen güç ya da enerji (A-Aleplı)."
Dolayısıyla M-mem (40) prosesin kendisini ifade eder. M-mem (600) ile yazılan Elokinı ise prosesin en yüksek dereceden başarılmasının sürmekte olduğunu gösterir. Üstelik kapsama alanını sürekli ve sürekli olarak genişleterek. Elokim' in hareketi ile biosferin "sulan" yaşayan şeylerle (varlıklarla) dolup taşar ve bunların tümü bireysel olarak Elokim prosesine iştirak ederler. Normal kullanımda ise M (600) çoğul son haıftir ve "birden" başlayarak "pek çok" ve "yığınlar" biçiminde olmak üzere sayısal bir doğurganlık kavramını gösterir. (Suares, Tree Il)
Eski Ahitte T-nn 'nın kullanılan ilk Adı ALHIM' dir. Bu Ad form olarak dişil tekil bir kelimenin (ALH) eril çoğuludur. Bazen prensler, yargıçlar ve diğer güçlü varlıkları tanımlamak için de kullanılır.
1 71
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Bu Ad yazıtlarda T-nrı 'nın kudretini, yaratıcı gücünü, yönetme ve adalet sıfatlarını vurgulamak gerektiğinde kullanılır. ALHIM Adı günümüz dinlerinde özellikle Hristiyanlık'ta yanlış bir biçimde eril ve tekil olarak söylenir. Ancak aslında İbranice'de bu kelime içinde hem dişil hem de eril kavramları birlikte içerir. Şöyle:
ALHIM > ALH + IM ALH (Elokah) > Dişil, tekil kök IM (im) > Eril, çoğul eki
Buna göre bu Ad eril bir fikir ile bir olmuş dişil bir potansiyeli gösterir ve dolayısıyla doğurgandır. Yine buna benzer olarak yine özellikle Hristiyanlıkta olmak üzere, Kutsal Ruh (Holy Spirit) terimi eril olarak görülür. Ancak aslında o dişildir. Sepher Yetzirah'ta; AChTh RVCh ALHIM ChIIM (Ahath Ruach Elokim Chiim) , yani "Yaşayanların T-nrısı Elokim'in Ruhu Bir'dir." şeklinde geçer. Burada "Bir" anlamına gelen AChTh (ahath) kelimesi dişil bir kelimedir. Aynı kelimenin eril şekli ise AChD (ehad) olarak yazılır. ALHIM Adının sırrına yönelik olarak Işığın Kitabı Zohar ise aşağıdaki muhteşem açıklamayı getirir:
"Gözlerini yukarıya çevir ve gör! Kim yarattı [tüm] bunları?" (Isaiah. XL 26)
Zohar bu ayet uyarınca, Yaratılış 'ın sırlarına ilişkin sorulabilecek soruların ve bunlara karşılık alınabilecek yanıtların var olduğu iki seviye olduğunu vurgular. Bunlardan biri olan Kim? kelimesinin İbranice karşılığı olan MI (Mi) sözcüğüdür ve Zohar tarafından "Cennet' in üst sınırı" olarak adlandırılır. Diğeri ise Ne? seviyesidir ve İbranice kelime karşılığı MH (Mah) tır. Yaratılış'ın sırlarına yönelik esas arayış MI-Kim? kavramına yöneliktir. Ancak kişi ne kadar araştırırsa araştırsın, meditasyonun ya da bilginin gelip son bulacağı yer en fazla MH-Ne? seviyesidir. Bunun ötesinde MI seviyesine yönelik soruların yanıtı ise yoktur. Böylece "Kim yarattı bunları?" cümlesi "MI yarattı bunları " biçiminde anlaşılır.
1 72
T - N R I ' N I N A D L A R I
Peki "bunlar" nedir? Bu sorunun cevabı ise Zalıar'da şöyle verilir: "Elbetteki yıldızlar ve diğer göksel nesneler değil. Çünkü onlar görünür şeylerdir ve Malı-Ne ile yaratılmışlardır." Ve devam eder: "Bilinmeyen (O), Kendini açığa çıkannak istediğinde, O tek bir nokta üretti ve bu nokta bir fikre ya da düşünceye dönüştü. Bu düşüncenin içinde O sayısız tasanmlar yaptı. Ve bu düşüncenin tam ortasından Gizemli Işığın içinde, gizemli ve kutsal bir tasarım işledi. Bu tasarım harikulade bir saraydı. Var Olan ve Var Olmayan. O'nun Adı bilinmez. S-adece Mi-Kim olarak söylenir."
"Ve MI açığa çıkmak ve bir Ad ile çağrılmak istedi. Kendini değerli bir örtü ile giydirdi ve "Bunları" (Eleh) yarattı . Ve böylece Eleh bir isim elde etti. Eleh (ALH) ve Mi (MI) Adlarının harfleri birbirine karıştı ve bütün bir Adı oluşturdu: ALHIM (Elakim)."
Zahar'a göre MI (Kim?) kesin ve mutlaktır ancak bir Ad alıncaya kadar doğurgan değildir. AmaALH yaratılıp (E/eh-Bunlar, MahNe. Yani maddesel şeyler) bir Ad alınca o artık ALHIM (Elakim) <lir: "Ve bu Ad'ın gücüyle O var olan tüm şekilleri yarattı ." Buna göre Elakim, gizli özne MI ve gizli nesne ALH birliğini ortaya koyan ve Yaratılış'ın sürekliliğini sağlayan T-nrı 'nın Adıdır.
TzBAVTh, Tzaddi-B etlı-Alep/ı-Vau-Tau, (Tzabaotlı ) [Tzevakot] : Kabala' da T-nrı 'nın TzBAVTh Adı kelime olarak "ordular" anlamına gelir ve genelde Zafer-Netzach ve Görkem-Had sephirotlı'u ile ilişkilendirilir. Bu Ad Kabala' da T-nrı 'nın liderlik ve egemenlik sıfatlarını vurgulamak için kullanılır. Özellikle, TzBAVTh Adı IHVH Adı 'nı izlerse yani IHVH TzBAVTh (Havayah Tzevakat) olarak kullanılırsa bu kombine isim Zafer-Netzach ile ilişkilendirilir. ALHIM Adı 'nı izler ve ALHIM TzBAVTh (Elakim Tzevakat) olarak kullanılırsa, o zamanda Görkem-Had seviyesi ile ilişkilendirilir. T-nrı 'nın Adı olarak Tzevakat Torah'ta açıkça gözükmeyen tek Tanrısal Ad'dır. Kutsal Kitap'ta ise ilk olarak (Samuel 1 : 1 1 ) kısır kadın Chanah' ın bir çocuk isteyen kalpten duasında görünür: "Ve Chanah dedi ki: Ey Havayah Tzevakat! Eğer hizmetkarının kederini görüyor-
1 73
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
san beni hatırla ve hizmetkarını unutma ve ona erkeğin tohumunu ver; ben de onu tüm yaşamı boyunca T-nn 'ya adayacağım . . . " T-nn bu duasına cevap verir ve Clıanalı bir erkek çocuk sahibi olur- Sanıııel, "Musa ve Aaron 'a eşit bir çocuk". Kabala sembolizminde Musa ve Aaron iki seplıiroth Zafer-Netzaclı ve Görkem-Hod seviyelerine karşılık gelirler. Netzach ve Hod seviyesi Hayat Ağacında peygamberliğin seviyesidir ve buradan peygamberliğin tüm seviyeleri çıkar. Chanah'ın duasında (ki bilgeler tarafından Kutsal Kitap'ta duanın arketipi olarak değerlendirilir) liavayah Tzevakot Adı Netzaclı sephira'sına karşılık gelir yani Musa'nın seviyesine. Daha da şaşırtıcı olanı Samuel'in kitabının başından itibaren T-nrı 'nın TzBAVTh (Tzevakot) Adı'nın kitabın 148. kelimesi olmasıdır. Bu sayı ise Zafer-Netzach' ın sayısal değerine eşittir. Kabala'da sembolizminde Samuel adı, Esau'nun meleğinin Jacob'un uyluğunu yaralaması sonucu bozulan Netzach sephira'sının düzeltilme prosesini simgeler.
TzBAVTh Adı Kabala'da T-nrı 'nın Kendisini üç aşağı alemde (Yaratılış, Şekillenme, Hareket) bulunan Kendi "Orduları" içinde açığa çıkarmasını simgeler. Kabalist bilgeler Tzevakot'u, "Ordularının arasında O bir işarettir" olarak okurlar (Ot hıı btzava shelo ) . Burada "ordular" kelimesi meleklere ya da daha doğrusu insanlığın ruhlarına karşılık gelir. Çıkış-Shemoth'ta (12 :41) Yahudi halkından Havayah'ın Orduları-Tzivot Havayah diye bahsedilir. Clıanah'ın duasında ise bu Ad kutsal bir ruhu fiziksel bir bedene indirmenin ve sonsuz hayatın Tanrısal "işaretini" fiziksel plana yaymak için orduları harekete geçirmenin gücünü simgeler.
Gematria ile baktığımızda ise TzBAVTh Adı dört yüz doksan dokuz ( 499) değerine karşılık gelir. İnsanda dişi varlık 25 1 uzuv içerirken erkek 248 uzuv içerir. Bir araya geldikleri zaman toplamları 499 sayısını verir. Yerii doğmuş bir embriyoda ise 499+ 1 =500
uzuv bulunur. Bu rakam ise yine gematria ile Torah'ta yer alan pru urevu-verimli olun ve çoğalın deyişine karşılık gelir. Dolayısıyla Tnrı'nın Kutsal Kitap'ta açıklanan sonuncu Adları sonsuz bir biçimde birincilere bağlanır. Bu, Torah'ın yeni yaratılmış olan insana
1 74
T - N R l ' N I N A D L A R I
dünyayı T-nrı 'nın "işaretiyle" (ya da suretiyle) doldurması için verilen emirdir (her kutsal ruh, fiziksel bir bedene girer). Kabala'da dört yüz doksan dokuz (499) sayısı aynı zamanda kutsal beden-gu/ kadaslı kelimesinin sayısal değerine eşittir. Yani Yüce T-nrı 'nın gerçek bir parçası olan insanlığın Tanrısal Ruh 'unu içeren her erkek ve dişinin kutsal bedeni. At baslı yönteminde TzBAVTh Adı lıe-slıintau-pe-aleph olarak dönüşür. Bu da shin kökünden bir kelime çıkarır ve "oıtak" anlamına gelir. Zafer-Netzach ve Görkem-Had birlikte "ortaklar" olarak söylenir (aynı ayaklar gibi [eller gibi değil]) ve işlevlerini (yürümek) ancak birlikte gerçekleştirebilirler. Bir çocuğu dünyaya getirme eyleminde anne, baba ve T-nrı (yaşamı veren) bilgeler tarafından "insanın üç oıtağı" olarak değerlendirilir. Bu ortaklıkta koca Netzaclı (Havayalı Tzevakat) durumunda ve karısı ise Had (Elakim Tzevakat) durumunda bulunur.
T-nrı Adı TzBAVTh-Tzevakat'un en yüce gücü, Cennet'in iki ağacının özünü birleştirmek ve böylece dünyaya onun sonsuz yaşamını ve tüm görünen kötülüğü iyiliğe dönüştüren gerçek Tanrısal İyiliği getirmektir.
SHDI, Shin-He-Daletlı-Yod, (Slıaddai)[Slıakai] : SHDI Adı Kabala'da genellikle Kadir-i Mutlak T-nrı olarak çevrilir. Ancak Slıakai kelimesinin gerçek kaynağı belirsizdir. Midraslı 'a göre bu kelime; "Dai diyen" (dai, yeterli demektir) anlamına gelir. Kabala'da SHDI Adı genellikle Temel-Yesad seplıira'sı (yani tüm Varoluşun "temeli) ile ilişkilendirilir. Kabalist bilgeler SHDI Adı 'nı şöyle ifade ederler: "Ve bu Ad ile O [yarattığı] aıeme şöyle dedi: "Yeter! " (dai).
Kabala'ya göre T-nrı yarattığı aıemin hiç durmadan genişlemesini ve yok olmasını bu biçimde engeller. Aksi takdirde Yaratılış sonsuz bir biçimde genişlemektedir. Bu nedenle SHDI Adı Tnrı 'nın, Yaratılış'ın "doğal" sonsuz genişleme eğilimini sınırlama gücünü simgeler. T-nrı'nın Temel Adı IHVH genelde doğaya ve onun yasalarına meydan okuyan "açımlanmış mucizeler" ile ilişkili olmasına karşın SHDI Adı, doğanın içinde olup onun yönünü de-
1 75
K A B A L A : " S I N ı R S ı Z " A Y O L C U L U K
ğiştiren "gizlenmiş mucizeler" ile ilişkilendirilir. Yukarıda verilen sonsuz genişleme durumunu sınırlama gücü, böyle bir gizli mucizeye klasik bir örnektir.
SHDI Adının bir başka yorumu ise: "Bu Adla, O'nun T-nrı ' lık vasfı her bir yaratık için ve tüm yaratıklar için yeterlidir" biçimindedir. Bu yorum T-nn 'nın Kendi Tanrısal Vasfı 'nı bilinçli ve [ruhsal durumlarından ya da Yaratılış hiyerarşisi içindeki yerlerinden bağımsız olarak tüm yaratıkları tarafından] "ulaşılabilir" yapma gücüne karşılık gelir. Temel-Yesod sephir'a'sının her zaman, erdemlitzaddik figürü ile kişiselleştirilmesi gibi O, kendi Tanrısal Vasfı 'nın sonlu bir aleme girmek suretiyle (kendi bedeni ve bilinci) oluşturduğu ideal bir modelidir. Dolayısıyla bir "fener" gibi hizmet ederek fileme T-nrı 'nın saklı mucizelerini açıklar ve böylece doğanın entropiye (sınırsız genişlemeye) olan eğilimini yapısal olarak sınırlayarak bilinç filemini düzeltir.
SHDI Adı Kabala'da genel olarak AL adıyla birlikte görülür ve AL SHDI olarak telaffuz edilir. Bu Ad T-nrı'nın Kendini ve Varlığını patriarklara yansıttığı Ad 'dır. Musa'ya Mısır ' ı ziyaret etmeden önce on felaket mucizesini açıklarken söylediği gibi:
"Ve ben Abraham'a ve Isaac'a ve Jacob'a AL SHDI [Adı] ile göründüm . . . Fakat Benim Adım IHVH! Ve onlar tarafından bilinmedim." (Çıkış-Shemoth 6:3)
SHDI Adı üç yüz on dört (3 14) sayısına eşittir. Sayısal değeri otuz bir (3 1 ) olan AL ile birlikte 3 1 +3 14=345 yapar. Bu da Musa'nın adının sayısal değeridir. Dolayısıyla bu Kabala'da, "T-nn patriarklara kendini Musa'nın ruhsal köküne "örtünerek" açıklamıştır" şeklinde ifade edilir. O Musa ki kaderi, onların çocuklarını sürgünden kurtarınak ve onlara T-nn 'nın en yüce hediyesini yani Torah ' ı vermektir.
Kabala' da gizli mucizelerin doğanın içinde süre gelmesinin sırrı, bir dairenin çevresinin çapına oranı olan pi sayısı ile ilişkilendirilir. Kabalist bilgeler pi 'yi yaklaşık 3 kabul ederler. T-nrı 'nın El Shakai olarak iki Adı 'nın sayısal değerlerinin yanyana koyulması
1 76
T - N R I ' N I N A D L A R I
yüce sayı pi 'yi -Kabala' da sayısal teorinin bir saklı mucizesi olarak değerlendirilir- temsil eden tek gerçek yolu ima eder. Yani limiti pi olan sonsuz bir ilerleme: 3 (pi)-3. 1 (AL)-3. 14 (SHDI). Burada görüyoruz ki El Shakai Adı 'nda bulunan sınırlama gücü ayrıca sonlu terimlerin sonsuz bir ilerlemesi olarak gösterilen bir prosesin sonlu limitine ulaşma yeteneğini de gösterir. At bash yönteminde SHDI Adı beth-kopf-mem olarak dönüşür. Bu üç harf ise üç patriark'ın son harfleridir: Abraham (mem), lsaac (kop/), ve Jacob (beth). Bu durum da T�nrı 'nın patriark'lara kendini El Shakai Adı ile açığa çıkardığı tezini destekler. Buna göre T-nrı Adının gücünü "mühründe" (patriarkların son harfleri) somutlaştırır. Mühür kavramı ise Kabala' da Temel-Yesod sephira'sını simgeler (T-nrı'nın gerçeğinin mühürü olarak görülür). Üç patriark' ın "ortak" mühürü olan tzaddik, Joseph'in (Jacob'un oğlu ve O'nun tüm oğullarını, Jsrael'in aşiretlerini, ve onların tüm soyunu sonsuza kadar doğuran ruhsal gücü) ruhudur. Yani Yesod'un arketipal ruhu (tzadik Yesod alam). Beth, kopf ve mem sıralama olarak Patriarkların sondan başa doğru son harfleridir. Bu, Patriarkların zaman olarak geriye doğru sıralandıkları ayete karşılık gelir: "Ve senin için Jacob ile olan anlaşmamı hatırlayacağım ve lsaac ile olan anlaşmamı ve .Abraham ile olan anlaşmamı ve o yeri hatırlayacağım" (Levililer-Vayikra 26:42). Bu ayet Levililer-Vayikra kitabında Lanetler bölümünün sonunda yer alır. O sadece insanlığa verilmiş olan bir yüce iyiliğin ve kutsamanın sözü değil aynı zamanda tüm lanetlerin "yumuşatılması yönünde bir sözdür ve lanetlerin aslında saklı kutsamalar olduğunu açığa
. çıkarır. Kabala' da lanetleri açığa çıkmış kutsamalara dönüştürme gücü olan gerçek erdemli kişi-tzaddik, Yesod ve Shakai Adının gücüdür. Aynı biçimde yeter-dai sözcüğü T-nrı'nın yaratılmış aleme (ki Ondan çok fazla uzaklaşmış gibi görünmektedir), bu hile ve yalan aleminin lanetine söylediği sözdür. Bu, doğanın içinde saklı mucizelerin sürekli olarak açığa çıkması ve T-nrı 'nın İlahiliği'nin kendi yarattığı her yaratık için yeterli bir biçimde açığa çıkmasıdır.
SHDI Adı 'nın tam yazılışının sayısal karşılığı sekiz yüz on dört (814) değeridir. Bu sayı da 3 1 4 (Shakai) + 500 (pru urevu) deyişle-
1 77
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
rinin toplamıdır. ''Prıı ıırevu-doğurgan olun ve çoğalın" deyişi Toralı 'ın ve Yesod'un yaratıldığı günde (altıncı gün) Adem'e verilen ilk büyük emirdir. Bu sayı yani sekiz yüz on dört (8 14) ayrıca 22x37 olarak açımlanır. Yesod seplıira 'sı İbranice ot yani "işaret" ya da "harf' (ot, insanın eti ile yapılan Tanrısal anlaşmanın işareti ot brit kodesh-anlaşmanın kutsal işareti) olarak ifade edilir. O, İbrani alfabesinde bulunan yiımi iki harfin içinde var olan tüm yirmi iki gücün potansiyelini içerir (aynı insan tohumundaki 22 bağımsız kromozom gibi [23. ise çocuğun cinsiyetini belirlemek üzere karşı cinsin kromozomları ile birleşir.]).
ADNI, Alep/ı-Daletlı-Nun-Yod, (Adonai)[Adnut] : Kabala'da Tnrı 'nın ADNI Adı "Efendi" anlamına söylenir ve genellikle KrallıkMalchuth seviyesi ile ilişkillendirilir. ADNI İngilizce kitaplarda "Lord" biçiminde çevrilir. Ancak aslında ADNI çoğul bir kelimedir. Tekili ise ADN (adan) kelimesidir. Efendi ya da Lord anlamına olarak Eski Ahit'te üç yüz kere geçer ve T-nrı 'ya istinaden söylendiğinde her zaman çoğuldur. Tekil kullanıldığında ise bir insan lordunu belirtir. Eski Ahitte insana istinaden ise iki yüz on beş kere (21 5) kullanılır. Ağırlıklı olarak Isaiah kitabında ve ADNI IHVH (Adnut Havayalı) olarak geçer. ADNI Adı Kabala' da, IHVH Adının temel giysisi olarak belirtilir. Bu iki Ad arasında var olan ilişki ise ilk olarak T-nrı'nın Musa'ya Sina Dağı'nda yanan çalıda bahşettiği kelimelerde görülür: "Bu, sonsuza kadar Benim Adım ve kuşaktan kuşağa Benim Hatırlanışımdır." (Çıkış-Shemoth 3: 1 5)
Kabala'ya göre bu deyişte "Benim Adım" IHVH Adına, "Benim hatırlanışım" (aynı zamanda "Benim telaffuzum" olarak da geçer) ADNI Adına karşılık gelir. Yani Kabala' da IHVH Adı dua sırasında ya da Toralı 'ı okurken ADNI olarak telafuz edilir demektir (Söylenmesi yasak olan Kutsal Ad IHVH sadece Kutsal Tapınak'ta aynen telaffuz edilebilirdi.). T-nrı 'nın her yerde varoluşunu temsil eden ADNI Adı [yaratılmış] zamanın ve uzayın boyutları içinde kendini açığa çıkararak T-nrı 'nın Yüceliğini temsil eden Ad IHVH'in kendini yansıtmasına hizmet eder. Kabala'da ADNI Adı-
1 78
T - N R l ' N I N A D L A R I
nın dört harfi IHVH Adının dört harfi ile kendi içinde örülerek (IHVH Adı 'nın yod'u ile başlayıp Adnut'un yod'u ile bitecek biçimde) elde edilen Ad yani IAHDVNHI, Yüksek Birlik' i-Yichuda İfa' ah temsil eder. Yani yaratılmış zaman ve uzayın yüceltilmesi yolu ile T-nrı'nın zaman ve uzayın üzerinde yer alan yüceliği ile birleşmesi. IHVH Adı 'nın dört harfinin ADNI içine yerleştirilmesi ile (Adnut'nin aleph'i ile başlayıp Havayah Adının son He'si ile bitecek biçimde) elde edilen AIDHNVIH Adı ise, Alçak Birlik-Yichuda Tataah yani T-nrı'nın yüceliğinin her yerde varoluşu ile birleşerek Kendini zamanın ve uzayın sürekli Yaratıcısı olarak ortaya çıkarmasıdır. Bu iki isim arasındaki sayısal ilişki ise şöyle ifade edilir: IHVH Adı yirmi altı (26) ADNI Adı ise altmış beş (65) sayısal değerini içerir. İki Ad' ın toplamı ise doksan bir (9 1) yapar. Buna göre bu iki Adın sayısal değeri birlikte AMN (amen) kelimesinin değerini oluşturur.
Bu iki Ad arasındaki bir başka sayısal ilişki ise şöyledir: Her iki ismin de sayısal değeri matematiksel anlamda bir sayının karesi + 1 <lir (26=5
2+ 1 ve 65=8
2+ 1 ). Matematiksel olarak her kare+ 1 kendisinden önce ve sonra gelen karelerin ortalama değeridir. Dolayısıy-la 5\ 1 değeri, 4\6
2 sayılarının ortalama değeri ve 8
2+ 1 değeri ise
2 2 •
7 +9 sayılarının ortalama değeridir. ileride bahsedeceğimiz T-nrı 'nın gizlenmiş Güzel Adı AHVH da sayısal olarak on yedi ( 17)
2 2 2 . değerine karşılık gelir. Bu sayı da 4 + 1 <lir ve bu da 3 +5 'nin orta-lama değeridir. Aynı biçimde IH Adında I harfinin sayısal değeri
2 olan on (10) sayısı 3 + 1 ve H harfinin sayısal değeri olan beş (5) ise 2
2 +1 <lir. Torah'ın ilk harfi olan beth de sayısal olarak iki (2) yani 2 .
1 + 1 <lir. Kavramsal olarak bir kare + 1 T-nrı 'nın Yüce Işığının, O'nun her yerde var olan Işığının (üs kare ile simgelenir) mükemmelen açığa çıkmış halinin üzerindeki tezahürüdür. Buna benzer biçimde Anlayış ' ın ellinci kapısı* (T-nrı'nın Yüce Özü) ancak kırk
* Bir sonraki sayfaya bakın.
1 79
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
ı dokuz (7 ) kapının yerine getirilmesinden sonra açığa çıkabilir (Ju-
2 bilee yılında olduğu gibi). Yani 50=7 + 1 .
AHVH, Aleplı-He-Vau-He, (Alıavalı)[Akvalı]: T-nrı 'nın bu gizli Adı İbranice aleph-lıe-vau-Jıe olarak yazılır ve Kutsal Kitap'ta hiçbir zaman açıkça belirtilmez. Bu Ad Kabala' da bazen Bilgi-Daath (özellikle onun sağ tarafı ile, yani kalpte sevgiyi ortaya çıkarmak üzere aklın odaklanmış gücünü) bazen de Yesod (daha ilerde açıklanacağı gibi Cennetler' i ve Dünya'yı bağlamak için tzadik Yesod olam ' ın gücü) ile ilişkilendirilir. Buna göre Bilgi-Daath nasıl TaçKether'den Krallık-Malchuth 'a kadar olan on sephiroth'un içinde gizliyse AHVH-Akvah Adı da Torah'ın tamamı boyunca aynı biçimde gizlenmiştir.
AHVH Adı Kabala'da sık sık "T-nrı 'nın Güzel Adı" olarak adlandırılır. Çünkü bu ad "güzel" kelimesinin sayısal değerine eşittir (tov=l 7). O, T-nrı 'nın güzel olarak gördüğü, Torah'ın içine sakladığı ve yalnızca gelecek aleme ifşa edilecek olan Yaratılış ' ın ilk gün ünün ilksel ışığıdır. T-nrı 'nın Güzel Adı AHVH Torah 'ta ilk olarak açılış ayetinde görünür: "Başlangıçta ALHIM Cennetler' i ve dünyayı yarattı". Bu ayetteki dört kelimenin (İbr. Cennetler ve Dünya) baş harfleri bir araya geldiğinde AHVH oluşturur. Ondan önce gelen "T-nrı yarattı" sözü ise sayısal olarak iki yüz seksen dokuz (289)
2 değerine eşittir ve o da 1 7 '<lir. Buradan da görüyoruz ki T-nrı'nın yaratılıştaki amacı genelde Kendi Sonsuz Tanrısal İyiliğini (ya da Güzelliğini) tüm gerçekliğe ifşa etmek ve özelde ise iki yaratılmış alem olan Cennetler ve Dünya'yı (ruhsal ve fiziksel alemler) ilişkilendirmek ve onları birleştirmektir.
[önceki sayfadan] Binah (anlayış) sephirasından yansıyan ve bilgeliğin bir tasnifi olan bu kabalistik plan Sepher Yetzirah'ın bazı baskılarına eklenmiş olarak bulunur. Ve melekler, cennetler, insanlık, hayvan ve bitki ve mineral alemleri boyunca Hyle ve kaosa doğru iner. Kabalistler, kişinin Bilgeliğin Otuz-iki Yoluna ulaşabilmek için bu kapılardan geçmesi gerektiğini söylerler. Musa bile sadece kırk-dokuzuncu kapıyı geçebilmiş ve ellinciye asla girememiştir.
1 80
T - N R I ' N I N A D L A R I
T-nrı 'nın gizlenmiş adı AHVH, O'nun Temel Adı IHVH ile çok benzeşir. Aralarındaki tek fark IHVH Adının I-yod ile başlarken AHVH Adı 'nda I-yod ile A-aleph harflerinin yer değiştirmiş olmasıdır. IHVH Adının her harfinin (özellikle Chochmah'a karşılık gelen ilk H-he harfinin) karesi alındığında ortaya çıkan sonuç yüz seksen altı (186) sayısıdır ( 100+25+36+25). Bu sayı da makom-uzay kelimesine karşılık gelir, yani tüm Yaratılış'a ait olan genel ve soyut uzay. Aynı işlev AHVH adına uygulandığında ise ortaya çıkan sonuç seksen yedi (87) sayısıdır ( 1 +25+36+25). Bu sayı ise belimah-boşluk kelimesinin değeridir. Belimah Torah'ın, "dünyanın içinde yaratıldığı boşluk" anlamına kullandığı sözdür. Tıpkı "O alemi boşlukta asılı tutuyordu" ayetinde olduğu gibi. Bu cümlenin ·sayısal değeri ise dokuz yüz on üç (91 3) sayısına karşılık gelir ve bu değer ise TekvinBereshith' in açılış kelimesidir: "Başlangıçta . . . (Bereshith)" Aynı işlev T-nrı 'nın Anlayış-Binah seviyesindeki Adına (AHIH) uygulandığında ise çıkan sonuç yüz elli bir ( 15 1 ) sayısıdır (1 +25+100+25). Bu sayı da ha' olam-alem kelimesinin sayısal değeridir. Dolayısı ile bu üç Ad [doğal Bilgelik-Chochmah, Anlayış-Binah ve Bilgi-Daath sırası ile] birlikte şöyle okunurlar: "Alemin mekanı [Tanrısal] boşluktur."-mikom ha olam belimah. Bu deyişin sayısal değeri olan dört yüz yirmi dört (424) sayısı ise İbranice Mashiach Ben David-"bu Tanrısal Gizem'i ifşa etmek için dünyaya gelen kişi" deyişinin sayısal değerine eşittir. Peki nedir bu Tanrısal Gizem? Bu sorunun cevabı ise Kabala' da aşağıdaki biçimde verilir: "Senin var olmadığın hiçbir yer (Yaratılış'ın boşluğu bile) yok[ tur]."
At bash yöntemi ile AHVH Adı tau-tzadik-pe-tzadik olarak dönüşür ve bu da altı yüz altmış (660) sayısına karşılık gelir. Bu sayı ise "Adın kutlu olsun Havayah" şeklinde T-nrı'ya edilen her tür duanın açılış sözcüğünün değeridir. T-nrı 'yı fark etmenin içsel gücü ise Bilginin gücüdür. Daath'ın, Tanrısal Bilgi sıfatının sephira'sı olması dolayısıyla T-nrı'yı fark etmenin gücünün bilgiden geçmesi ne kadar dikkate değer bir durum değil mi?
1 8 1
K A B A L A : '" S J N I R S I Z " A Y O L C U L U K
AHVI, Aleplı-He-Vau-Yod, (Allavay)[Elıevi] : T-nn 'nın Ad' larından AHVI aleplı-he-vaıı-yod harflerinden oluşur. Bu döıt harf birer sessiz harf olarak hizmet etmelerine ek olarak İbrani alfabesinin aynı zamanda dört sesli harfini de oluşturur. Dolayısı i le Kabala'da onlar alfabenin ruhsal boyutu ya da ruhu o larak sembolize edilirler. T-nrı 'nın tüm temel Adları (IHVH, IH, AHIH ve gizlenmiş Adı AHVH) yalnızca bu harflerden oluşurlar. Alfabetik sıralamada bu grup harfler birden ona kadar mükemmel bir biçimde simetriktir (on seplıirotlı 'un alfabenin 22 harfi içindeki içsel varlığına benzer olarak) : aleplı= I , he=5, vau=6, yod=lO. Buna ek olarak yirmi iki (22) sayısına eşit olacak biçimde toplanırlar. Böylece alfabenin yirmi iki harfinin içinde var olan güçleri kendi özlerinde içerdiklerini belirtirler. T-nrı 'nın AHVI Adı AHVH Adına eşlik eden bir Tanrısal Ad olarak söylenir. AHVH Adı Bilgi-Daatlı'ın erkek prensibinin . kaynağı olan sağ yanına karşılık gelirken AHVI Adı dişi prensibi simgeleyen sol yanına karşılık gelir. Sayısal değerleri toplandığında yani birlikte bu iki Ad 1 7+22=39 sayısını oluşturur. Bu sayı ise Havayalı Eclıad yani "IHVH Birdir" deyişinin sayısal eşitidir (26+1 3=39). AHVH Adı Tora/ı' ta ilk olarak başlangıç ayetindeki İbranice "Cennetler ve Dünya" kelimelerinin baş harflerinin bir araya getirilmesiyle görülür. Bu dört kelim�n}n Torah'ın başından itibaren sıra değerlerinin (4, 5, 6 ve 7) toplamları yirmi iki sayısını verir. Buna ek olarak Tekvin ' in ilk ayetinin tüm yedi kelimesinin baş harflerinin toplamı yine yirmi iki olur. Bu değer de AHVH'a eşlik eden AHVI Adı 'nın değeridir. Yine Yaratılış 'ın (Tekvin-Bereshith) ilk ayetinin tüm yedi kelimesinin sayısal değerlerini toplamı da yirmi iki sayısına eşittir. Ayrıca bu iki Adın harflerini harf harf çarptığımızda (lxl = l , 5x5=25, 6x6=36 ve 5xl0=50) ise toplam değer yüz on iki ( 1 1 2) yani T-nn'nın Tam Adı IHVH ALHIM'in sayısal değeri olur. IHVH yani T-nrı 'nm merhamet niteliği O'mın ALHIM yani sert yargı niteliğini yumuşatır. Bu birlik ve yumuşama ise [Tnrı 'nın iki gizlenmiş Adinın birliğinin yani Daath'ın iki yanı, Akvah ve E/ıevi'nin gücü olan] Daatlı 'ın gücünün bir fonksiyonudur.
1 82
T - N R I ' N I N A D L A R I
Böylece dogmatik Kabala'da yer alan ve T-nn'nın, kutsal sephiroth ile temsil edilen kutsal Adlarına kısaca bir göz atmış oluyoruz. T-nrı Adları seplıirotik sistem dışında Pratik Kabala'da da çeşitli amaçlara yönelik olarak sıkça kullanılır. Kutsal sephiroth ile ilişkili Adlardan sonra şimdi bu Adlara da bir bakalım:
B. T-nrı'nm Pratik Kabala'da Belirtilen Adları
Pratik Kabala'da Tcnrı 'nın Adlarının gücü çeşitli yönelik olarak amaçlara (doğaya hükmetmek, demonları kontrol etmek, onlar
dan korunmak vs.) kullanılır. Yine daha önce ifade edildiği gibi dogmatik Kabala'da T-nrı 'nın Adlarını olumsuz ya da dünyevi ve kişisel amaçlara ve büyüye yönelik olarak kullanmak sol tarafa ait bir eylem olarak görülür. Ariza!' den itibaren amuletler dışında günümüzde Kabala ' ı pratik amaçlar doğrultusunda kullanmak öğretinin takipçilerine yasaktır. Bunun nedenlerinden bir tanesi daha önce de söylediğimiz gibi arındırma prosesi için gereken iki temel unsurun (Tapınak ve Kızıl Düve) artık günümüzde mevcut olmamasıdır. Ayrıca yine daha önce belirttiğimiz gibi insanlık giderek kendi mucizelerini yaratacağı ruhsal gelişime erişmek üzeredir. Dolayısıyla artık pratik ya da ritüel yöntemlere gerek yoktur. Bu nedenle burada Pratik Kabala'da kullanılan Adlar hakkında yalnızca bilgi vermekle yetineceğiz. Bunların kullanımı Kabala öğretisinde ehil olsun olmasın kullanan herkese yasaktır. Bu yetki sadece T-nrı 'nın elçilerine ve ancak sadece T-nrı 'nın iradesi doğrultusunda kullanma koşuluyla ve o çağlara ait olmak üzere verilmiştir.
H, Tek Harfli Ad-Moııogrammatoıı: Pratik Kabala' da bu amaç ile kullanılan H-he harfi genellikle Batı Avrupa amuletlerinde ya tek başına ya da T-nrı 'nın Adını simgelemek üzere beş kere tekrar edilmek sureti ile bulunur.
1 83
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
11 ya da IH, İki Harfli Ad-Digrammaton: T-nn'nın bu iki-harfli Adına uygulamalarda il (yod-yod) ·ve/veya IH (yod-he) olarak rastlanır. Her ikisi de IHVH (Tetragrammaton) Adının kısaltılmış halidir. II özellikle liturjide (ayinler kitabı) ve ADNI (Adnut, Efendi) kelimesi ile birlikte kullanılır.
IHVH T-nrı'nın Dört Harfli Adı-Tetragrammaton: Tanrısal İlk Çıkış Alemi 'nin on kutsal . sephiroth ile ilişkilendirilen Adlarında olduğu gibi T-nrı'nın Torah'ta görülen en güçlü ve en önemli Adı olan IHVH Pratik Kabala'da da "Telaffuz Edilmesi Yasak Ad" olarak kabul edilir. Doğru ve Gerçek Telaffuzu geçmişin derinliklerinde kaybolmuştur. Onun hakkında şöyle denir: "Onu gerçek ve doğru biçimiyle telaffuz edebilen Evreni temelinden sarsar! " Çok eskiden sadece Yüksek Rahip tarafından sadece Yom Kippur'da (Kefaret Günü) söylenirdi. Tarih boyunca pek çok bilge bu Adın telaffuzuna yönelik çeşitli spekülasyonlar yapmış ve Jehovah ya da Jahweh adlarını türetmişlerdir.
Kutsal Kitap'ta karşılaştıklarında Yahudiler bu Adı telaffuz etmeye teşebbüs bile etmezler ve dua sırasında onun yerine daha zayıf olan bir Adı, tercihan ADNI (Adnut) Adını kullanırlar. Bazıları ise dua haricinde Ha Shem ya da Adoshem gibi daha rastgele ve saygıya yönelik adlar kullanırlar. Bu Ad ve onun permutasyonları
Şekil-12: Tetragrammaton harflerinin insan şeklinde
oluşturulması
1 84
pratik amaçlarla meditasyonlarda, amuletlerde ve çeşitli dualarda çok sık kullanılır. Bu örnekleri meditasyonlarda sekiz harfli ve on iki harfli Adlar ve bunların permutasyonlarında göreceğiz. İnsanın T-nn'nın suretinde yaratıldığını sembolize etmek üzere Tetragramnıaton harfleri şekilsel olarak aşağıdaki gibi yazılır. Burada I harfi başı, H ve V gövde ve kolları, son H harfi ise vücudun altı kısmı ve bacakları sembolize eder. "T-
T - N R I ' N I N A D L A R I
nn 'nın Sephiroth 'a karşılık gelen Adları" kısmında bahsedildiği için (Havayah olarak) bu Ad üzerinde daha fazla durmayacağız.
T-nrı'nın Sekiz Harfli Adı: Çok nadir görülse de sekiz harfli Ad daha çok Kürt ve Iraklı Yahudiler tarafından kullanılır. Adın sayısal değeri AMN (Amen) kelimesinin sayısal değerine eşittir. Bu Adı elde etmek için basit olarak IHVH Adı ADNI Adı ile karıştırılır (sağdan sola doğru okunur):
IHNVDHAI
T-nrı'nın On İki Harfli Adı: T-nrı 'nın on iki harfli Adı konusundaki bilgi karışıktır. Bu konuda ki üç ayrı kaynak üç değişik bilgi verir. Joshua Tractenberg "Jewish Magic and Superstition" (1939) adlı kitabında [her ne kadar Talmud'da bu Ad' dan bahsedilirse de] on iki harfli Ad'ın kayıp olduğunu yazar. Aynca bu Adın rahiplerin kutsamalarından türediğini söyler. Buna karşıt olarak Sir E. A. Wallis Budge "Amulets and Talismans" ( 196 1 , s.377) adlı kitabında Adın ilk üç sephirot'tan (Taç-Kether, Bilgelik-Chochmah ve Anlayış-Binah) türediğini iddia eder. (sağdan sola doğru okunur):
HNYBMhKhKRTK
T-nrı'nın On Dört Harfli Adı: Bir başka az kullanılan Ad ise Shema' da bulunan, Adnut Elohainu Adnut ayetinden türeyen on dört harfli Ad'dır. Bu Ad temura ile aşağıdaki biçimde açığa çıkar (sağdan sola okunur):
VZVK ZSKVMB VZVK
1 85
K A B A L A : " S I N I R S I Z '' A Y O L C U L U K
T-nrı'nın Yirmi İki Harfli Adı : T-nn 'nın bu yirmi iki harfli Adı pratik kabalistler tarafından hem çok geniş olarak kullanılır hem de çok popülerdir. Scplıer Ratziel 'de (Başmelek Ratziel'in Kitabı) yer alır ve Eleazar Ben Judah 'a (c. 1 1 65-c . 1230) atfedilir. Bu yirmi iki harfli Ad Pratik Kabala' da rahiplerin takdisi ile ilişkilendirilir ve kutsama ile nasıl ilişkili olduğu ve ondan nasıl türediği ya da dönüştürüldüğü vs. konusunda çeşitli teoriler vardır. Bu Ad şöyledir (sağdan sola doğru okunur):
MTKNA MTSP
MYSPSP MYSNVYD
� lı i' .d � bl rl td �
bd q 6' � td � bJ q C J \ q i
Ad ve ona eşlik eden dua 17 . yy.' da ayinler kitabına eklenmiştir. Adın belki de en önemli özelliği onun yirmi iki harften oluşması ve bunun da Kabala 'ya göre alemin üzerine inşa edildiği İbrani alfabesinin yirmi iki harfine karşılık gelmesidir. Bazı bilgeler her ne kadar birkaç tane önerseler de bu Ad için var olan bilinen bir telaffuz yoktur.
T-nrı'nın Kırk İki Harfli Adı: T-nn 'nın kırk iki harfli Adının da diğerleri gibi bilinen bir telaffuzu yoktur. Ve gene telaffuzu konusunda diğerleri gibi birbirinden farklı öneriler vardır. Bu Ad'ın 2. yy. duası Ana Bekoah ya da Torah'ın ilk 42 harfinden türediğine da-
-,
ir çeşitli spekülasyonlar olsa da Schrire onun ilk yüzyıldan beri bi-
1 86
T - N R I ' N I N A D L A R I
!indiğini söyler. Talmud' da (Rashi karşı çıksa da) ise bu Adın insanlığa Torah'ta verilmeyen Ad olduğu belirtilir (Sağdan sola doğru okunur. Okurken zT, zY ve hK harflerini Tz, Yz ve Kh diye okuyunuz):
NTSIRQ zTIIGBA GTzTRTB SKYDGN QZPLGY INTDKhK
TYzTVKS
l � W lii i' dfı � i l :l
� 11 \ d :J� Wd q i d J
i' T � t, d q D J t ı pr; w q � \ i' W
Adın bazı kısımlan Pratik Kabala'da çeşitli zamanlarda çeşitli sebeplerle kullanılmıştır. Mesela ikinci segmenti "Şeytanı (Satan) Kır! (ya da Parçala)" olarak tercüme edilebilir ve kişiyi demonlardan korumak için kullanılır. Genellikle de boyuna asılan bir amuletin üzerine konulur. Beşinci segment ise sayısal olarak melek Gzrel'e eş değerdir ve onu harekete geçinnek için kullanılabilir. Bu Adın tamamını telaffuz etmek suretiyle Cennet'e karşı çalışan kötülüğe karşı konulabildiği söylenir.
T-nrı'nın Kutsal Yetmiş İki Harfli Adı-Shem Ha Maphoresch: Bu Ad Torah'm üç ayetinde bulunan İbrani harflerinin üçlü kombinasyonundan oluşur. Toplam yetmiş iki tane üçlü kombinasyon içerir ve bir kabalistin. kullanabileceği en güçlü ve kudretli isimlerden biridir. Torah'ta her satın yetmiş iki (72) harften oluşan Çıkış-Shemoth 14: 1 9, 14:20 ve 14:21 bölümlerinden türetilmiştir. Harflerin ilk üçlüsünü oluştunnak için Çıkış-Shemoth 14: 1 9 ayetinin ilk har-
1 87
K A B A L A : " S I N ı R S I Z " A Y O L C U L U K
fini 14:20 ayetinin son harfi ve 14:21 ayetinin ilk harfiyle birleştirmek gerekir. İkinciyi oluşturmak için 14: 1 9 ayetinin ikinci harfi, 1 4:29 ayetinin sondan ikinci harfi ve 14:21 ayetinin ikinci harfi birleştirilir ve tüm harfler kullanılana kadar böyle gider. Pasajlar Çıkış-Shemoth 14: 1 9 ayetinde doğru yönde (sağdan sola doğru), Çıkış-Shemoth 1 4:20 ayetinde karşıt yönde (soldan sağa doğru) ve Çıkış-Shemoth 14:21 ayetinde ise doğru yönde tam birbirinin altına gelecek biçimde yazılır. Bu işlem sonucu aşağıdaki tablo ortaya çıkar. Bu tablo sağdan üst köşeden başlayarak sola doğru olacak biçimde dikey olarak okunduğunda 72-harfli Adı oluşturan üçlü Adlan verir (VHV, ILI, gibi). Efsaneye göre bu Ad Musa'ya Sina Dağı 'nda Yanan Çalı 'da bahşedilmiş ve Musa bunu kullanarak Kızıl Deniz'i ikiye bölmüştür. Kadim kabalistlerden, Işığın kitabı Zohar'ı yazıya döken kişi olan Rabbi Simeon ben Jochai de kitabında, Kızıl Deniz' i ikiye ayırıp Yahudilerin Firavun ve Mısır ordusundan kaçmasını sağlayanın doğrudan T-nn değil Musa olduğunu yazar. Musa'nın bunu yapmak için kullandığı özel bir formulü vardı. O 'nun, doğanın yasalarının üstüne çıkmasını sağlayan bu formülü iki bin yıl boyunca Zohar'ın içinde gizli kaldı. Zohar' a göre bu formül T-nn'nın Yetmiş iki Adıdır. Ama bu yetmiş iki Ad bildiğimiz sıradan Adlar değillerdir. Bu Adlar hem doğa ananın hem de insan doğasının yasalarının üzerine çıkılmasını sağlayan, İbrani harflerinden oluşan yetmiş iki üçlü harf kombinasyonlarıdır. Bu yetmiş iki sıralama "Işığın" enerjisinin çeşitli karışımlarını bizim fiziksel file-· mimize ileten devreler gibidir. Yetmiş iki Ad'ın gücünü kullanarak ve onların reaktif doğasının üstesinden gelerek Musa Kızıl Deniz mucizesini yaratmayı başarmıştır. İbranice karakterler ile bu yetmiş iki Ad aşağıdaki gibi bir tabloda gösterilir (Sağ üst köşeden başlayarak sola doğru okunur):
1 88
T - N R I ' N I N A D L A R I
,,. . _., .. ��, .p.-... . l ' ' ' '· . ' , . rı·M"� �·�-� :ı"" �-h·� '0"·5' b"-''O ,,�., ı·iı·ı 'C·�·M ., . .,:ı ±"'f
.!:ı-� ""'"" 5'·n·M ,.�s 'ı�·� '·Hı
.,.;,.,-., :ıs-� .,.,, . ., lS! ':>:ıg ,.,ı., ,:ı..,.� ı-�S -ı·w·ı =·�ı., 'C·ı·x ,., . ., n·'K·W rı·-ı·' �-�·M h-M·i '
, . .,.ı, 5'·M·i 'C·}'·ı"I 'l� . "ı1� ".,.� 'fı M" ı·'fı'
:, . .,.� "·w·� , . .,.;_, S·K"O t-tS·' Slı :>·"·� hh·tı ,.,.9 :ı-�-
� rı-''·l �li '0·�·5' �·'f'l h '1"ı ı·h·ı
,.,.,.� ııv iı·i:ı·' �-7�·ı .,.�.� 'f'l·-ı·h s . ., . ., 'C·�·�
'C·ı·� .,.,,.M O·�·' i'ı·?ıt·-ı ı·!:ı·'l'ı 51·'·� �1� �-�·'ı
Bu adlar ve Latince harfler ile okunuşları ise şöyledir (Sağ üstten sola doğru)
Kahath Aka Lelah Mahash Aulem Sit Yeli Vehu Haqem Heri Mebah Yezel Hahau Lav Elad Hezi Chaho Melah Yiai Nelak Pah el Levo Keli Lau Vesher Lekab Aum Riyi Shaah Yereth Haa Nethah Yeiz Rehau Chaum Ani Menad Keveq Lehach Yecho Miah Aushal Auri Sael Yelah Veval Mik Hahah Poi Mebeh Neith Nena Aumem Hachash Doni Vah o Mechi Vamet Yehah Aunu Metzer Harach Yeli Nem em Möum Haiai Yebem Raah Chebo Aiau Menaq Dameb
Adların şekilleri, sesleri, sıralan ve titreşimleri geniş bir enerj i açığa çıkarır. Onların yaydığı Işık kalplerimizi arındırır ve onların ruhsal etkileri insan doğasından yıkıcı etkileri temizler. Yaydıkları kutsal enerji korku, heyecan gibi olumsuz duygulan varlığımızdan
1 89
K A B A L A : " S J N I R S I Z " A Y O L C U L U K
uzaklaştırır. Kabala'ya göre İbrani harfleri gücün anahtarlandır. Gerçekte İbranice "harf' kelimesi darbe ya da titreşim anlamına gelir ve bir enerji akışını belirtir. Kabala'ya göre İbrani alfabesi sayılar ve sesler ile birlikte Yaratılış ' ın temel taşlarından biridir ve din, ırk, coğrafya ve dil kavramlarının üstüne çıkar. Harfleri oluşturan üçlü kombinasyon bir enerji akımı yaratmak üzere üç ruhsal kuvveti pozitif yük, negatif yük ve nötr yükü belirtir. İbrani harflerinin sembolizmine kitabımızın ilerleyen bölümlerinde çok geniş olarak yer vereceğiz. Kabala'ya göre Yüce Ad' ın (IHVH) dört harfinin Pisagor teoremine göre düzenlenmesi ile de T-nrı 'nın Yüce Adı 'nın yetmiş iki gücü aşağıdaki biçimde tezahür eder .
• = 1 = 10 = 10
• • = H I = 5+10 = 15
• • • = V H 1 = 6+5+ 10 = 21
• • • • = H V H 1 = 5+6=5+10 = 26 Bunların toplanması ile ( 10+ 15+21 +26) T-nrı 'nın 72 Adı elde
edilir. Gerçekte ise orijinal olarak tüm tablonun tek bir Yüce Adı oluşturduğu söylenir. Bu Ad, demonları alt etmek ya da onları kontrol etmek, insanlara şifa vermek vs. gibi amaçlar ile kullanılan bir "örtü" Ad 'dır. Ancak Kabala öğretisine göre temiz olmayan bir kalple ya da kötü niyetle söylendiğinde söyleyen kişi ciddi risklerle karşı karşıya gelebilir. Büyük olasılıkla, karmaşıklığı ve içerdiği bu tehlike nedeniyle tek bir Adı oluşturan bu Ad çeşitli kısımlara (daha küçük triadlara) ayrılmıştır ve bu kısımlar özel amaçlar ile kullanılabilir. Gerçek kullanımlar ve Adın tam olarak nasıl bölündüğü kabalistler arasında halen tartışma konusudur. Kabala' da bu Ad daha sonra Jacob'da olduğu gibi meleklerin adlarının listesine dönüştürülür. Jacob vizyonunda (Tekvin-Genesis 28: 12) Dünya'dan Cennet'e doğru uzanan bir merdiven görür: "Bak ve anla! Tnrı 'nın melekleri onun üzerinde iniyor ve çıkıyorlardı ! " Her ne kadar bu pasajda belirtilmemişse de meleklerin sayısının yetmiş iki olduğuna inanılır. Meleklerin isimlerini oluşturmak için ise Shem ha Maphoresch üçlü Adlarına (triadlara) -el ya da -ih son ekleri ek-
1 90
T - N R J ' N I N A D L A R I
lenir. Örneğin VHV (\!elıu) Adına IH-Kalı eklenerek elde edilen VHVIH (Vehuviah) gibi. Jacob'un merdiveni pek çok kabalist tarafından İlk Çıkış-Atzilııtlı, Yaratılış-Briah, Şekillenme-Yetziralı ve Hareket-Asiah Alemleri 'ni temsil eden dört Hayat Ağacı diagramının üst üste gelmesi biçiminde düşünülür. Burası Shem Ha Maphoresclı meleklerinin Cennet'ten Dünya'ya gelip tekrar geri döndükleri yerdir. Dolayısıyla Hayat Ağacı üzerinde meditasyon yapan kabalistler için bu melekler her zaman karşılaşılabilecek ve kullanılabilecek varlıklardır.
1 91
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Bir önceki sayfadaki şekil, T-nrı 'nın Adını yetmiş iki dilde sembolik bir ayçiçeğinin taç yaprakları üzerine işlenmiş olarak göstermektedir. Dairenin üzerinde İbrani Kabala'sına göre T-nn'nın yetmiş iki gücü (adı) bulunur. Aşağıda solda gezegenlerin sembollerini ve sağda Zodyak'ın işaretlerini ve lsrael'in aşiretlerinin adlarını içeren iki ağaç bulunmaktadır.
1 92
7 . .
R U H U N S E V i Y E L E R i
Kabala, Mutlak Hiçlik ve Mutlak Varlığın birliği olarak ifade edilen Atzmuth-T-nn'nın Özü'nün, kaynağından itibaren çeşit
li seviyelerden geçerek tezahür ettiğini ve bizim sonlu fiziksel alemimize yansıdığını öğretir. "Her Şey Birdir" anlayışına göre de Tnn ve [yarattığı] Yaratılış bir bütündür. Hayat Ağacı örneğinde de olduğu gibi ağacın kökleri, dallan, yapraklan ve meyveleri bir bütün olarak düşünülür. Tıpkı Güneş ve ondan yayılan ışınlan gibi ruh varlığı da bu bütünün içinde ve T-nn 'nın bir yansıması olarak görülür ve alt alem (maddesel) ile üst alem (ruhsal) arasında bir köprü olarak görev yapar. Yaratılış' ın alemlerine (Atziluth, Briah, Yetzirah, Asiah) paralel olarak varoluşun da "bedenleri" ya da kabalistik adıyla ruhun da seviyeleri vardır. Kabala'ya göre insan ruhu "hepsi bir bütünü oluşturmak üzere" beş ayn seviyeden oluşur. Bu seviyeler en aşağıdan en yukarıya doğru şöyle adlandırılır: 1. Nephesch-Yaşam Gücü ya da Hayvansal Ruh, Nefs. Ruhun bu enalt seviyesi insanın fiziksel davranış ya da hareketleri (Krallık-Malcuth seviyesi) ile ilişkilidir. Yaşam gücü olarak da adlandırılır. Bi-
1 93
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
limsel açıdan bakıldığında ise bedeni canlı tutan kısım olarak tanımlanabilir. Pek çok inanışta "kan" ile ilişkilendirilir.
2. Ruach-Dış Ruh (İng. Spirit). İnsanın duyguları (Küçük Yüzle' ir Anpin) ile ilişkilidir.
3. Neshamah- İç Ruh. Akıl ve zeka özellikleri (Anlayış-Binah) ile ilişkilidir.
4. Chayalı-Yaşayan Ruh. Bilinçli kavrayışın ilk ışığı (BilgelikChoc/ımah) ile onun bilinç üstü kaynağı (Taç-Ketlıer) arasındaki köprüdür. T-nn'nın varlığını, alemi sürekli olarak yaratışı (rekreasyonu) biçiminde deneyimler.
5. Yeclıidah- Tek [olan] Ruh. T-nn'nın Ruhu'nda var olan nihai ve en yüce birliğe karşılık gelir. Saf inanç, mutlak adayış ve kişinin yaşamını T-nn 'ya adamasına sürekli olarak hazır olması biçiminde tezahür eder.
Kolaylık olması açısından bu seviyeleri kabalistik terminolojinin dışında diğer görüş ya da inanışların terminolojisiyle birlikte bir tabloda toplarsak bize bir karşılaştırma yapma fırsatı verecektir. Burada Yeclıidah seviyesi ruhun fiziksel bir bedene bağlıyken deneyimlemesi olanaksız bir seviye olması nedeni ile Kabala dışında diğer öğretilerde öngörülmez. Bu nedenle tabloda yer almamakla birlikte konu içinde açıklanacaktır.
Ortak Adı Kabballstik Mısır Neoplatonik Freud
Yaşam Gücü (Kan) Nephesch Kha (Beden) Animus ld (içgüdüsel dürtü) Can (Soul) Ruach Ka/Ba (.Ölümlü Ruh) Psyche Ego Ruh (Spiril) Neschamah Ankh (Olümsüz Ruh) Pneuma Super-ego Tanrısal Kıvılcım Chiah Sekhem Nous
(Tanrısal Ruh)
Ruhun yukarıda bahsettiğimiz her bir seviyesi onun bir altında ve/veya üstünde yer alan diğer seviye ile bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlıdır. Buna göre ruhun seviyelerini kabalistik açıdan aşağıdaki tabloda yer aldığı şekli ile Tetragrammaton, sephirot/ı ve alemler ile ilişkilendirmek yerinde olur:
1 94
Tetragrammaton Sephiroth Evren Ruhun Seviyeleri
Yodun üst tırnağı Kether Adam Kadmon Yechidah (Eşsizlik) Yod Chochmah Atziluth (Yakınl ık) Chiah (Canlılık) He Bin ah Briah (Yaratılış) Neshamah (Soluk) Vau Ze'irAnpin Yetzirah (Şekillenme) Ruach (Rüzgar Ruh) He Malchuth Asiah Hareket, Yapma) Nefesh (Alt Ruh)
Tek Ruh-Yechidah, Yaşayan Ruh-Chaya� ve İç Ruh-Neshamah ruhun yüksek arzularına, isteklerine cevap verirler ve Hayat Ağacında Tanrısal Üçlü 'ye yani Kether-Chochmah-Binah (Taç-Bilgelik-Anlayış) seviyelerine karşılık gelirler. Dış Ruh-Ruach ise zihin ve muhakeme güçlerine cevap verir ve Sevgi-Chesed seviyesinden Temel-Yesod seviyes�ne kadar olan altı sephiroth'tan oluşan Küçük Yüz-Zeir Anpin'e karşılık gelir. Nefs-Nephesch ise hayvansal içgüdülere cevap verir ve Hayat Ağacındaki en düşük sephira olan KralIık-Malchuth'a karşılık gelir.
Kabalistik anatomi teozofik bakışa orama insanın fiziksel bedeni üzerinde çok daha fazla modelleme yapar. Onun sembolizmi, bedene ya da daha çok fiziksel bedeni yumurta biçiminde saran bir ışıktan oluşan ve adına Duygu Küresi denen bir eterik beden ya da auraya dayanan bir Hayat Ağacı ile açıklanır. Hint Yoga kavramında yer alan yedi çakra ya da bedendeki enerji halkalarına benzer biçimde Tek Ruh-Yechidah ya da Tanrısal Bilinç, başın Tacının üzerinde Taç-Kether'de ve bedenden ziyade aurada yerleşiktir. Buna karşılık arzu ve isteğin gücü olan İç Ruh-Neshamah melekesi başın Tacının içinde yerleşiktir ve ruhun buraya kadar olan seviyeleri insan idrakinin ötesinde olarak açıklanır, Yechidah ve Neshamah seviyeleri arasında ortada bulunan Yaşayan Ruh-Chayah seviyesi ise gerçek Yaşam Prensibi olarak tanımlanır ve bu üçü birlikte genel olarak Hayat Ağacının Yüksek Üçlüsü (Kether, Chochmah, Binah) ile ilişkilendirilen İç Ruh-Neshamah seviyesini oluştururlar. Enerjiler ruhun düşük seviyesi Ruach ile bağlantılı iken bir triad oluşturan bu üçlü meleke (Neshamah) yukarıyı işaret eder. Aradaki bağ-
1 95
K A B A L A : " S I N J R S I Z " A Y O L C U L U K
lantı ise Bilgi 'sephira'sı Daatlı' ın "gölgesi" aracılığıyla olur. Neden gölgesi dedik? Çünkü bilindiği gibi Hayat Ağacında Bilgi-Daath aslında bir sephira değildir ama daha ziyade Bilgelik-Chochmah ve Anlayış-Binalı arasında bir bağlantıdır ve Denge'nin ya da Uzlaşma'nın orta sütununda yerleştirilmiştir (Bir başka deyişle Bilgi, Anlayış ve Bilgelik arasındaki köprüdür) Bu sayede Hayat Ağacının bu çok önemli elemanları ağacın merkez ekseninde verimli bir biçimde yerleşebilirler. Bilgi-Daath bu kuvvetlerin Ruhsal Bilinç içinde sentez edildiği ve İç Ruh-NesJramah' ın hareketinin odaklandığı yerdir. Ruhsal bilinç melekesi ise Düşünce'nin ikamet ettiği yerdir. Bu nedenle insanın amacı, baş kısmında bulunan ve İç RuhNeshamalı ile Dış Ruh-Ruach arasındaki bağ olan Bilgi-Daath ilkesinin geliştirilmesi olarak düşünülebilir. Yani bu kabalistik ifadeyi daha günlük bir dille ifade etmek gerekirse, "Kişinin yaşam amacı, daha düşük ruh seviyeleri olan, içgüdülerinin daha çok hakim olduğu Nefs-Nephesch ve duygularının daha çok hakim olduğu olan Dış Ruh-Ruach'ını Tanrısal Bilgi ile geliştirmek yoluyla daha üst seviye olan, akıl ve zeka (Neshamalı) seviyesine yükseltmek olmalıdır." diyebiliriz. İşte bu, fiziksel iileme doğmamızın ya da bir başka deyişle enkame olmamızın amacıdır. Aksi takdirde kişi daha yoğun olarak hayvansal içgüdülerine (Nephesch) ve duygularına (Ruach) dayalı bir yaşamı seçiyor demektir. Ancak kitabımızın başından beri belirttiğimiz gibi aşağıdan gelip yukarıya, T-nrı 'ya giden yolda anahtar kavram bilgidir. Dolayısıyla içgüdü ve ahlaki değerlerimizi, inancımızı ve duygularımızı ancak bilgi ve akıl ile düzelterek gerçeğe (T-nrı) giden yolu bulmak mümkün olabilecektir. Şimdi insan ruhunun bu seviyelerini en alttan en yukarı doğru biraz daha ayrıntılı bir biçimde tanımlayalım. Burada ruhun seviyelerinin sephiroth ya da: Hayat Ağacı seviyeleri ile olan ilişkisine dikkat edelim.
1 96
Yaşam Gücü, Hayvansal,
Alt Ruh ya da Nefs-Neplıesch
Maddesel ya da fiziksel bedenin doğası hakkında bugün pek çok şey bilim tarafından öğrenilmiştir aslında. Fizik tarafından
açıklanabilen, ışık ve diğer dalgalar ya da partiküller biçiminde enerjinin diğer biçimleri de dahil olmak üzere tüm bunlar fiziksel ve gözlemlenebilir alem olan Asiah 'ın içindedir. Cansız varlıklar yalnızca maddesel bir beden içerirken yaşayan organizmalar ise bir beden ve içlerinde yaşamın gerekli kıvılcımını taşırlar. İşte bu kıvılcım nefs-nephesc/ı 'tir. Nefs-Nephesch insan ruhunda hayvansal içgüdüleri idare eder ve Hayvansal Ruh adını alır. Ruhun en alt seviyesini oluşturan neplıesclı İbranice, "Ve O dinlendi" anlamına gelen vayinaplıash kelimesi ile ifade edilir. Dolayısıyla Alt Ruh-nephesch seviyesi bir üst seviye Dış Ruh-ruaclı ' ın fiziksel bedenin içinde dinlendiği seviyedir. Alt Ruh, ruhsal ve fiziksel beden arasında bir ruhsal ara-yüz oluşturur. Kabala Nefs-Nephesch'in (ki fiziksel değildir) kanda (ki fizikseldir) yerleştiğini ifade eder. Bu nedenle Toralı'ta hayvan kanı içmek, kanı iyi temizlenmemiş ya da kan içeren yemekler yasaklanmıştır. Bu yasak ilgili ayette şöyle tanımlanır (Tesniye 12:23): "Kanı yemediğinden emin ol; çünkü kan yaşamdır! "
Bu ayette yaşam anlamına kullanılan kelime ise nephesch 'tir. Ayet bazıları tarafından nefs-neplıesclı'in hiç de ince (ruhsal) bir madde olmadığı biçiminde yorumlanabilir. Halbuki gerçekte o yaşamın fiziksel taşıyıcısıdır. Hayvansal Ruh-neplıesch kişinin fiziksel bedenini inşa eden yaşam gücüdür. Bir erkek eşiyle birleştiğinde tüm gücü bu birliğe verilir ve onun nefs-neplıesclı ' i ve yüksek irade gücü aktive olur. Bu anda embriyonun nefs-neplıesch'i ruhsal alemlerden aşağı doğru, dişi tarafından alınan tohumun içine çekilir. Tohumu aşılayan ise bu güçlü arzu ve neplıesclı-yaşam gücünün aşağı çekilmesi işlemidir. Kabala'ya göre bu çekim ruhsal seviye-
1 97
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
den tohumun içine islıim adı verilen bir başka gücü çeker ve bu güç tohumla kaynaşır. Embriyonun bedeni böylece bu güçlerden inşa edilir. Alt Ruh-neplıesch seviyesi, üç seviyenin ilk ve en düşük olanıdır. Alt Ruh-Neplıesch doğumdan başlayarak bedene çok güçlü bir biçimde bağlanır ve onun temelini oluşturur. İşte bu seviye Kutsal Tapınak'ta kefaret için kurbanın verildiği seviyedir. Bu kurbanın bir kısmı ayrıca ishim ruhsal seviyesine yönlendirilir. Çünkü nephesch 'in bir bölümünün inşası için gereken yer orasıdır. Beden öldüğünde· nefs-nephesch asla bedenin gömüldüğü yeri terketmez. Nefs-nephesch her ne kadar bedenin kendisi değilse de fiziksel.bedene sıkı bir biçimde bağlıdır. O, üzerine fiziksel bedenin geldiği görünmez bir biçimde saf astral ışıktan yapılmış eterik bedendir. Fizik beden boyunca ışıyan ve Duygu Küresini oluşturan olgudur. Aşağıdaki bu "Duygu Küresi" ise yukarıdaki "Evren Küresinin" bir kopyasıdır (Aşağısı Yukarısı gibi, Yukarısı Aşağısı gibidir.) ve burada evrenin okült kuvvetleri bir küre üzerine yansıtılır biçimde temsil edilir. Dışarı doğru dış bükey ama kendi kabuğu içinde var olan insana doğru iç bükeydir. Bu beden ise mikrokozmostur. Yani kabalistik olarak konuşmak gerekirse, fiziksel insan boy olarak en fazla yaklaşık 2.3 m civarında olurken ruhsal insan aşağının en altından yükseğin en üstüne kadar değişen bir aralıkta olabilir. Yani kendini ruhsal olarak yükseltmek ya da alçaltmak onun kendi elindedir.
Dış Ruh-Ruach
D ış Ruh-Ruach, insan ruhunun Alt Ruh-Nephesch'ten sonraki bir üst seviyesidir ve bir üst aıem olan Şekillenme Alemi-Yet
zirah ile ilişkilidir. İçinde fiziksel yaşamımızın hüküm sürdüğü Asialı-Hareket alemindeki tüm nesneler aynı zamanda bir üst 1ilem olan Yetzirah-Şekillenme 1ileminde de mevcuttur. Bilinçli ve "kendini bilen" varlıklar bir astral varlığa sahip olmak suretiyle fiziksel
1 98
R U H U N S E V İ Y E L E R İ
bedenin düşünce eylemlerini etkileyebilir ve geri yansıtabilirler. Yani üst alem Yetzirah'ın bilincine varabilirler. İnsan bu varlıkların bir örneğidir. Bununla beraber maymunlar, yunuslar ve filler de bir noktaya kadar bilinçlilik gösterirler. İşte bu tür yansıtma yeteneği olan astral varlık rııach adını alır. Dolayısıyla bilincin kendisi ruaclı 'tır diyebiliriz.
Ruhun bu seviyesi bir üst seviyedeki İç Ruh-Neshamah ile bir alt seviyedeki Alt Ruh-Nephesch arasında bir geçiş seviyesidir. Dış Ruh-Ruach, chiaJı-yaşam gücünün bizim sonlu fiziksel füemimizde yani dünyamızda dayanabilmesi için gereken güçtür. Ruach erkeğin, dişinin arzusuyla birleşmek için bilinçsiz olarak aşağı çektiği ve bunun sonucu olarak dişinin arzusunun uyanmasına neden olan güçtür. Bundan sonra dişi ruach'ın bu seviyesinde, kendi uyanışından dolayı aynı kocasının yaptığı gibi bunu tohuma yansıtır. Bu gizem ise ayette şöyle belirtilir (Ecclesiastes 12:6): "Ve toz ait olduğu toprağa karışır . . . Ama ruach onu veren T-nrı'ya geri döner". Ayette belirtildiği gibi beden öldüğünde ruach vücudu terkederek yükselir ve bedenin olduğu yerde kalan nephesch 'ten ayrılır ve ruhsal aıemlerde Cennet Bahçesi olarak adlandırılan yere girer. Orada, aynı meleklerin alemimize indiğinde bizim aıemimizin giysilerini giydiği gibi (bedenler) ruach da o aıemin giysilerine bürünür. Çünkü hem melekler hem de ruach ayette belirtildiği gibi aynı alemdendirler: "Ve O meleklerini ruhlar-ruach gibi yapar".
Benzer biçimde, bizim alemimizden yükselen ruach aşağı Cennet Bahçesi'nde bu alemdeki bedeninin fiziksel formunu giyer ve buranın güzelliklerini deneyimler. Alt Cennet Bahçesi hem bu fiziksel aleme hem de üst ruhsal alemlere ait suretler ve şekiller içerir. Burası erdemlilerin içinde bulunduğu ve tad, haz aldığı yerdir. Kabala'ya göre bu erdemli ruhlar her Yeni Ay'da ve Shabbatot'da bir sonraki üst seviyeye yükselmek isterler. Bahçenin ortasında türlü renklerle işlenmiş bir sütun bulunur ve Ruach yükselmek istediğinde bu "giysiyi" çıkarır. Bu sütuna girer ve daha da yukarıya, geldiği original kaynağına doğru yükselir. İşte bu, "Ve Ruach onu veren
1 99
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
T-nrı 'ya geri döner" ayetinin açıklamasıdır. Daha sonra bu ruhsal alemde hüküm süren başmelek Miclıael, Ruach' ı tatlı kokular saçan bir kurban olarak T-ım'ya sunar. Ruach bir süre bu alemde ikamet eder ve burada yaşam gücünün özünü deneyimler. Daha sonra alt Gan Eden-Cennet Bahçesi 'ne geri döner ve tüm zevkleri tadar (Eden kökünden gelen İbranice kelime Edunim haz demektir) . Ru- ·
ach buraya has biçimde giyinir ve orada başında eskisine oranla iki kat parlak bir taçla oturur.
Ruh Göçü-Gilgıılim: Dış Ruh-Ruach seviyesi üzerinde çok konuşulan ve tartışılan reenkamasyon ya da kabalistik deyimiyle transmigrasyonun (transandantal migrasyon) yani gilgulim-ruh göçünün yer aldığı aşamadır. Tekamül seviyesine bağlı.olarak çeşitli nedenlerle yukarıda bahsedildiği gibi bir üst bahçeye (seviyeye) yani Yaratılış-Briah Alemi 'ne yükselemeyen bir ruach, Astral Işığın içinde yani Şekillenme-Yetzirah aleminde kalır ve ondan yeni bir ruh do� ğar. Ancak acaba hangi proses (tabii varsa) ruach'ın bu yeniden doğuşundan ya da göçünden sorumludur? Bu noktada üç olasılıktan söz edilebilir: ! .Doğada bunu sağlayan basit ve kendiliğinden gelişen bir proses olabilir. 2.Ruh göçü ya da reeenkamasyon Tanrısal ya da Göksel bir güç tarafından yönetilebilir. 3 .Böyle bir proses hiç olmayabilir.
Eğer böyle bir proses hiç yoksa o zaman ruh göçü de gerçekleşmez ve ruaclı sonsuza kadar astral ışığın bir kısmı olarak kalır. Ancak fiziksel olarak ruh göçünü gösteren pek çok kanıt (geçmiş yaşanılan hatırlama, dejavu vs) ve hayaletlerin varlığı gibi pek çok olay vardır. Ayrıca yukarıda belirttiğimiz gibi ruh göçü olmaması tekamül yasasına da aykırıdır. Bu, son olasılığı ortadan kaldırır. İkinci olasılıkla yani göçün Tanrısal bir güç tarafından yönetilmesi ile ilgili olarak ise şunları söyleyebiliriz: Dinsel öğretiler ve dinler ruhun ölümden sonra Tanrısal ya da Göksel bir güç tarafından yargılandığını ve bu yargılamanın ruhu ya bir üst aleme yüksellttiğini ya cezalandırılmak üzere alt alemlere indirdiğini ya da yaşamak
200
R U H U N S E V İ Y E L E R İ
üzere fiziksel dünyaya enkame ettiğini söylerler. Ancak bir Üst Gücün araya girmesi Doğa'nın yasasına aykırıdır. Kabala'da bunun için şöyle denir: "T-nrı kuralları koyar ve koyduğu kurallara uyar." Dolayısıyla bir üst varlığın bu prosese müdahele etmesi bu yasaya aykırı düşmektedir. Bu durumda geriye yalnızca birinci olasılık kalmaktadır. Yani doğal ve kendiliğinden yürüyen bir işlem. Bu işlem ise Kutsal Ruh olarak da adlandırdığımız Ruach Ha Kodesh (Ruhül Kudüs, Holy Spirit) içinde gerçekleşir. Buna göre ruach tüm bilinçli düşüncelerin, anıların ve kişiliklerin astral ışık içindeki bir izlenimidir ve diğer tüm ruhlarla birlikte Kutsal Ruh-Ruach Ha Kodesh'i oluşturur. Kutsal Ruh ise tüm ruhların toplamı ve aynı zamanda doğacak olan tüm yeni ruhların da kaynağıdır. İşte Kabala'ya göre bu ortak nokta nedeniyle ruh göçü-gilgulim ya da reenkamasyon prosesi bir ruhun bir tek bedene bağlandığı tekil bir proses değil ama her ruhun Kutsal Ruhun bir parçası olduğu kollektif bir olaydır. Buna göre her ruh Kutsal Ruh'tan ya da Kutsal Ruh 'un içine doğar. İşte bu da bize neden pek çok insanın eski yaşamlarında aynı kişiler olduklarını (bir Kleopatra, Sezar vs) iddia ettiklerini kanıtlıyor.
Kabala, Ruach' ı aklın muhakeme gücü, ruhun merkezsel koordine edici gücü ve dört uzvu olan bir beden olarak tanımlar. Bu uzuvlar ise Güzellik-Tiphereth 'i çevreleyen dört sephiroth'u oluştururlar. Bunlardan Chesed-Sevgi ve Gevurah-Sertlik Ruach'ın elleri ya da "yönetici gücünü", Netzach-Zafer ve Had-Görkem ise ayaklarını ya da "yürütücü gücünü" oluştururlar. Sonraki merkez sephira TemelYesod ise genital organlar ile bağlantılıdır ve düşük arzuların ve otomatik bilincin yeridir. Bu, irade değil ama Güzellik-Tiphereth seviyesinde iradenin sureti ya da taklididir. Temel-Yesod ise Ruaclı 'ın en düşük sephirası 'dır ve Temel Hareketi ya da Davranışı simgeler.
B ilim ise ruach-ruh fikrini kesin bir biçimde reddeder. Çünkü ruach gözle görülmez, ölçülemez ya da fiziksel aletler ile etkilenemez. Ancak çok hassas kişiler (psişik) ruach'ı hissetme ya da algılama yeteneğine sahiptirler. Öte yandan bir takım bedensiz ru-
201
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
ach 'lar da fiziksel alem üzerinde bazı etkiler yaratabilirler. Bunu dışında bizler zaman zaman bilinçli ya da bilinçsiz olarak rüya sırasında ya da ruach 'ımızı Yetzirah alemine yansıtmak suretiyle (astral projeksiyon) bu alemi deneyimleyebiliriz.
İç Ruh-Neshamah
Neshamah İb�anice neshimah kelimesinden türer ve "soluk" anlamına gelir. T-nn 'nın "ağzındaki" bir soluk ya da bir insanın
üflemeden önce ağzını havayla doldurması gibi. İç Ruh-Neshamah, Dış Ruh-Ruach ve Alt Ruh-Nephesch'e oranla daha yüksek olan yaşam gücüdür. O, Hayat Ağacının gizeminde bulunan eril tarafın gücünden gelir. İç Ruh-Neshamah fiziksel bedenin ölümünden hemen sonra üst Cennet Bahçesi'ne-Gan Eden doğru yükselir. Bahsedilen tüm ruh seviyeleri birbirleri ile ilişkilidir ve bir aradadırlar. Ancak bedenin fiziksel dünyadan göçü sırasında birbirlerinden ayrılırlar ve her biri original olarak çıktığı kaynağa geri döner.
İç Ruh-Neschamah (pneuma) Dış Ruh-ruach'tan (psyche) bile daha soyut bir kavramdır ve insanları diğer tüm canlılardan ayıran seviyedir. O bize kaderimizi tayin edebilme yeteneğini veren yüksek ruhsal bilinçtir. Ancak sık sık Dış Ruh-ruach ile karıştırılır. Halbuki ruach sadece bilincin bir yansımasıyken İç Ruh-neschamah, insanın idrakinin ötesinde olan Yaşayan Ruh'un-Chiah bir örtüsü ya da taşıyıcısı olan Göksel bedendir. Aynca ruach maddenin yansıması olarak "aşağıdan" gelirken neschamah Tanrısal Olan'ın Göksel Olan içine yansıması biçimde "yukarıdan" gelir. Neschamah İncil' de melekler, Kutsal Ruh ya da İsa'nın Ruhu gibi terimlerle Göksel ruhları ifade etmek için de kullanılır. Neschamah Kabala' da kişinin "ölümsüz ruhu" olarak adlandırılır. Burası saf irade ve ruhsal bilincin mekanıdır ve geçmiş yaşamların tüm anılarını içerdiği halde hiçbir kişilik içermez. İç Ruh-Neschamah üst seviye olan Yaşayan Ruh-Chiah 'ın bir taşıyıcısı olarak işlev görür ve T-nn'ya tutun-
202
R U H U N S E V İ Y E L E R İ
mak iÇin bir tür göksel ip gibidir. İşte bu fikir; "T-nrı herkesin içinde, herkes T-nrı 'nın içindedir." deyişinin kaynağıdır. Ancak burada çok dikkat edilmesi gereken bir nokta var. Bazı felsefeler, filozoflar ya da görüşler bu kavramı herkes bir anlamda T-nrı 'dır (küçük bir T-nrı anlamına) biçiminde kullanırlar. Ancak bu tür bir görüş tehlikeli bir biçimde benmerkezcidir. Kabala bu görüşü kesinlikle reddeder. Çünkü öğretiye göre süreç "Yaşayan Ruh ya da Tanrısal Kıvılcım-Chiah'tan Nesclıamah'm içine yukarından aşağıya gelir" biçiminde işler ve tersine yani aşağıdan yukarıya doğru işlemez.
Daha önce, ölümden sonra ruach'ın Kutsal Ruh'un bir parçası haline geldiğini ve orada o muazzam Ruhlar Denizi 'nden yeniden doğabileceğini belirtmiştik. Her ne kadar ruach ölümden sonra yok olmazsa da ayrılığını kaybeder ve o büyük bütünün bir parçası olur. Diğer taraftan neschamalı ise Yaratılış Alemi Briah 'ta ayrı bir bilinç olarak kalır. Bir ruh, siklusu ya da döngüyü kırıp Chiah 'mı Tanrısal Atziluth Alemi 'ne geri dönecek biçimde "aydınlatana" kadar, sürekli bir biçimde Yetzirah' a geri dönüp Kutsal Ruh 'tan gelen yeni bir ruaclı ile örtünür ve fiziksel aleme doğar. Ölüm anında bu ruach yine Kutsal Ruh 'un içinde erir ve nesclıamah ise bir kere daha yeni bir ruaclı ile ve ruaclı ise yeni bir neplıesch-fiziksel beden ile örtünür. Ve bu döngü yukarıda bahsedilen "aydınlanmaya" kadar devam eder.
İç Ruh-Neslıamah, Bilgi-Daath 'dan aşağıya Dış Ruh-Ruach'a doğru, Hayat Ağacının merkezinden Sevgi-Chesed'den Temel-Yesod'a doğru ama daha çok Güzellik-Tiphereth'e yakın olarak yansır ve kalbin üst kısmında yerleşir. Burası bedenin merkezi kalesidir ve özellikle alçak (fiziksel) iradenin yeridir. Yüksek irade ise bedenin Taç-Kether'indedir. Yüksek iradenin t�celli edebilmesi için onun İç Ruh tarafından alçak iradenin içine yansıtılması gerekir. Ama insani Neshamah ancak yüksek irade, alçak bedenin içine Taç-Kether'den gelen istek aracılığı ile yansıtıldığında var olabilir. Alçak irade ise insani IHVH'tır. Yani O, Torah'ta bahsedilen kızgın ve kıskanç T-nrı, tüm elementlerin yaratıcısı, bedendeki yaşamı tecelli et-
203
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
tirendir. Ama Yüksek irade tarafından aydınlatıldığında o Yeheshualı olur ve artık kızgın ve kıskanç değildir. Başkası için kendini feda edendir ve Kefaret Eden, Uzlaştırıcı Olandır.
Anlattıklarımıza bakarak İç Ruh-Neslıamalı sadece potansiyel olarak vardır diyebiliriz. Ama o, Taç-Ketlıer'in kendi kuvveti olmaktan ziyade bu kuvveti transfer eden bir olgudur. Dolayısı ile alçak ve yüksek iradenin bu ikili (dual) şekli İç Ruh tarafından birbirine bağlanır. Buna göre "İç Ruh-Neslıamalı ruhun yüksek özelliklerini idare eder" diyebiliriz.
Yaşayan Ruh-Clıialı
Ruhun bu seviyesi insan kavrayışının dışındadır ve ancak iç ruhumuz-nesclıamalı aracılığı ile bizi sarar ya da etkiler. Clıialı
İbranice "yaşam" anlamına gelir. Çünkü bu seviye ruh zinciri içinde "yaşamın kaynağı" olarak adlandırılan seviyedir. Varoluş içinde bulunan herhangi bir tecellinin ilk seviyesidir. Aynı Yeclıidalı-Tek Olan'ın ona yaptığı gibi Yaşayan Ruh-Clıiah da Ain Soph-Sınırsız Olan'ın ışığını bir seviye daha düşürerek İç Ruh-Neslıamah seviyemizin proses ederken zarar gönneden alabileceği bir düzeye indirir.
Kutsal İlk Çıkış-Atziluth Aleminden çıkan Yaşayan Ruh-Chiah Kabala'da sembolik olarak, Tanrısal' dan çıkan kıvılcımlar biçiminde ifade edilir. O, En Yüce Tanrısal tarafından (Yechidah) bir alt seviye olan Neslıamah'ın içine "üflenir" ve bu da ruach 'ın yükselmesini ve böylece fiziksel bedene yaşam vermesini sağlar. Buna göre Tanrısal Kıvılcım-C/ıiah İlk Çıkış alemini dolduran Adam Kadmon'dan aşağı iner ve Yaratılış-Briah AJemi'nde İç Ruh-Neshamah tarafından "örtülür". Sonra Yaşayan Ruh-Chiah'ı içeren Neshamah daha da aşağı inerek Yetzirah-Şekillenme alemine girer ve burada Evrensel Ruh'tan bir parça alarak bir Ruach (psyche ya da astral kabuk) oluşturur. Bu kabuk ya da Ruach da benzer biçimde' neshamah'ı örter. Ölüm anında ise Ruach Şekillenme alemine yük-
204
R U H U N S E V İ Y E L E R !
selir; ancak bireyin Neshamah'ı yeterli ruhsal gelişimi sağlayamamışsa yeni bir Ruach ve daha sonra da yeni bir beden oluşturacak biçimde yeniden şekillenmek için geri döner (yeniden doğar ya da reenkame olur). Eğer bireyin Neshamah ' ı yeterli ruhsal gelişim seviyesine ulaşmışsa ancak o zaman Kıvılcım ya da Chiah serbest kalır ve Tannsal 'a (Yechidah, Ain Soph'un Işığı) geri döner.
Tek [Ola.n] Ruh-Yechidah
·B·· u seviye, ruhun fiziksel bir bedene bağlıyken deneyimlemesi ' olanaksız bir seviyeyi oluşturur. Gerçekte bu seviyedeki bir ruh
fiziksel bir çerçeveye sığmaz ve bedenimizi saran bir ışık biçiminde bizi etkiler. Yechidah (kelime anlamı "Tek") ruhun beş seviyesinin en yüce olanıdır ve Ain Soph 'un ışığıdır (yani T-nn 'nın diğerlerine vermek için yarattığı Sonsuz Işık). O kadar kutsal ve soyuttur ki ondan ancak güçlükle bahsedilebilir. Ama o, T-nn 'nın ışığını aşağısında bulunan daha alt seviyelere iletmek ve bu sayede yaşamı yaratmak ve sürdürmek amacı ile alan ilk ve en önemli bağdır. Yechidah Ain Soph'un Sonsuz Işığını aldıktan sonra onu altında bulunan bir alt seviye olan Chayah'a iletebilmek için süzer ve bir miktar yoğunluğunu azaltır. Sonsuz Işığın neden kademeli olarak şiddetini ve parlaklığını azalttığını kitabımızın başında alemleri anlatırken açıklamıştık. Yecidah seviyesi ile ilgili söylenecek çok fazla şey yoktur. O dediğimiz gibi fiziksel bir bedene bağlıyken idrak edilemez bir seviyedir ve ruhun ulaşabileceği en üst noktadır.
Ruhun seviyeleri yaşamımızda nasıl ortaya çıkar?
Fiziksel yaşam ile ilgili dikkat çekici şeylerden biri de yaşamımızın geri kalan kısmında ihtiyacımız olan şeylerin tamamına nasıl olup da doğarken sahip olduğumuzdur. Her ne kadar gelişimimiz boyunca belli noktalara ulaşmadan onu kullanamasak da ihtiyacımız olan her şey önceden var olmuş biçimde, belli bir seviyede beklemekte-
205
K A B A L A : " S I N I R S ı Z " A Y O L C U L U K
<lir. Aynı biçimde her insan ruhun tüm beş seviyesi ile birlikte doğar. Çünkü Sınırsız Oları:'.Aiİi Soph 'un ışığı olmadan hiçbir şey bir an bile var olamaz ve'daha öncede söylediğimiz gibi "Her Şey Birdir" ve T-nrı açısından qakıldığında her şey zaten önceden vardır. Sonsuzluk sadece yaratılmış varlıklara göre . bir kavramdır. Diğer yandan ruhun dört üst seviyesi Ain Soph'un Sınırsız Işığı'nı süzerek iletmezse fiziksel beden asla bu Işığa maruz kalıp hayatta kalamaz. Aynı T-nrı 'nın Sina'da Musa'ya söylediği gibi: "Hiç kimse Benim Yüzümü göremez. Çünkü hiçbir ölümlü Beni görüp canlı kalamaz! " (Shemoth 33:20). İşte bu ayette belirtilen "yüz" T-nn 'nın (Ain Soph) doğrudan, süzülmemiş ışığıdır. Bununla birlikte eğer durum böyleyse neden doğduğumuz ilk günden itibaren mükemmel olamıyoruz? Neden ruhun Neshamah gibi seviyelerine biraz olsun yaklaşabilmek için tüm bir yaşam süresi gerekiyor? Neden bir çocuk başlangıçtan itibaren otuz yıl sonrasında olduğu gibi davranamıyor?
Buna verilebilecek cevap ise şöyledir: Yeni doğan bir insan her ne kadar "kaplara" sahip ise de onlara erişme yeteneğine sahip değildir. Aynı biçimde her ne kadar ruhun tüm beş seviyesi ile doğsak da onlara erişim hakkı ile doğmayız. Ariza!, öğretisinde bunu şöyle açıklar: "Kişi doğduğu andan itibaren Nefs-Nephesch ona bağlanır. Ve eğer ruhu, davranışları sayesinde yeterli derecede yücelebilirse o zaman on üçüncü yaşının sonunda yani "tam bir kişi" olduğunda Dış Ruh-Ruaclı ona bağlanır." (Mishpatim 94b) . . . (Sha' ar Ha Gilgulim, Bölüm 2)
Diğer bir deyiş ile bir bebek doğduğunda, yaşamını sağlamak ve devam ettirmek için gerekli olan en düşük ruh seviyesine yani Alt Ruh-Neplıesclı 'e erişme hakkına sahiptir. Ruhun bu düzeyi genellikle "hayvansal ruh" olarak adlandırılır. Çünkü o bizim hayvanlarla paylaştığımız bir düzeydir. Dolayısıyla o bizim yaratılmış diğer varlıklardan ayırt .edilmemizi sağlayayan bir düzey değildir. Bu nedenle Kabala'ya göre çocukluk eğitimi daha ziyade bir terbiye ve ıslah etme eğitimidir. Bu aşamada çocuğun eğitim sorumluluğu kı-
206
R U H U N S E V İ Y E L E R İ
lavuzlarının yani anne, baba ve öğretmenlerinin omuzlanndadır. Yaşamın bu aşamasındaki çocuklar zaman zaman büyüklerle ve onların kendi serbest iradeleri ile aldığı kararlarla alay edebilirler ama gerçekte kendilerinin bu noktada hiç bir serbest iradeleri yoktur. Kabala'ya göre bu yüzden Torah'taki emirlere karşı da bir sorumlulukları yoktur. Eğer ıslah etme işlemi başarılı ise ve çocuk Ruach' ına erişmek için yeterince hazırlanmışsa o zaman bu kapı on üçüncü yaş civarında açılır. Ama eğer değilse o zaman çocuk bü·yüyüp bir yetişkin olup bu hakkını kazanıncaya kadar kapı kapalı kalır. Alt Ruh-Nephesch yeterince terbiye edilmezse kişi o zaman sürekli olarak sadece onunla yaşar ve ruach ve neschanıah 'tan yoksun kalır. Ve bu biçimde bir takım yeniden doğuşlar boyunca kişi, nefs-nephesch' ini terbiye edip ruach düzeyine ulaşıncaya kadar ruhsal gelişimine devam eder.
Dolayısıyla ruh, ruach seviyesine ulaşıncaya kadar fiziksel beden ölmek ve tekrar geri dönmek zorundadır. Bunun ötesinde ruach yeterince terbiye edilince o bu sefer de neshanıah'a erişmek için tekrar ölmek ve yeniden doğmak durumundadır. Mamafih eğer kişi olması gerektiği gibi tekamül ederse ve nefs-nephesch ve dış ruhruach 'ı zamanında tamamlarsa Zohar'a göre o zaman yirminci yaşına geldiğinde iç ruh-neshanıah'ı ona bağlanır. Ama yine, Ruach 'mı gerektiği gibi ıslah edemezse o zaman neshanıah ona bağlanmaz ve yaşamını sadece nephesch ve ruach'ı ile sürdürür ve yeniden doğuşlarla neshamah seviyesine ulaşmaya çalışır. Kabala'ya göre bu seviyelerden sadece en altta yer alan üçü; Nephesch, Ruach, ve Neshanıah bu dünyada geçilebilir. Bu ruhsal yükselişi becerebilmenin yolu ise her insanın bu dünyada yaptığı işlere bağlıdır. Bu işler din kitaplannda çeşitli biçimde belirtilmekle birlikte zaman içinde oldukça büyük değişimlere ve yorumlara uğramışlardır. Birkaç bin yıllık olmasına karşın tüm diğer ezoterik öğretilerde olduğu gibi Kabala da insanın ruhunu yüceltmesinin ve T-nrı 'ya giden yolda mesafe alabilmesinin gerçek yolunun T-nn 'yı kendi içinde araması ve davranışlarına T-nrı 'ya olan inancı doğrultusunda ama kendi öz-
207
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
gür iradesi, mantığı, aklı ve vicdanı ile yön vermesi olduğunu belirtir. Hayat Ağacında İnanç ve İrade-Ketlıer ile birlikte en üst üç [hatta Bilgi-Daath ile birlikte dört] sephiroth 'un Bilgelik, Anlayış (Zeka) ve Bilgi olduğunu hatırlatmakta yarar var.
208
8 M E L E K L E R A L E M İ
v abala'da bilinemez ve idrak edilemez T-nn'dan (Ain) başlayaI\...rak bizim fiziksel ve sonlu evrenimize kadar inen dört ayn alem bulunduğunu belirtmiştik. Şimdi ise bu filemleri dolduran canlı, yaşayan varlıklardan ve Kabala'nın bu varlıklara bakış açısından bahsedeceğiz.
Dört filemin ilki olan Kutsal İlk Çıkış Alemi Atziluth, içinde sadece Tannsa} İnsan-Adam Kadmon'un bulunduğu, saf ışıktan oluşan ve kendi varlığının tamamen bilincinde olan en yüce iilemdir. Onun altında bulunan diğer üç il.lem ise ondan yaratılmış iilemlerdir. Yalnızca Adam Kadmon'un saf ışıktan varlığı ile doldurduğu İlk Çıkış-Atziluth'un aksine alt iilemlerde çeşitli varlıklar bulunur. Genel olarak baktığımızda bunlardan Yaratılış Alemi olan Briah başmeleklerin alemidir. Şekillenme Alemi Yetzirah ise melekler alemi olarak kabul edilir. Nihayet iilemlerin en aşağısı olan Hareket Alemi Asiah ise Kabala'da, son iki sephiroth 'u bizim fiziksel alemimiz olmak üzere çeşitli ruhlar, kabuklar (ifritler) ve fiziksel varlıklar filemi olarak kabul edilir.
209
Melekler Kimlerdir?
Kutsal Kitap'ta bu üç aleme ait pek çok varlıktan söz edilir ve bu meleksel varlıklar çeşitli isimler alırlar. Tanrısal ya da beşeri
olsun, "mesaj taşıyan" anlamına gelen Yunanca kelime angelos gibi İbranice malaklı terimi de kelime anlamı olarak bir ulağı ya da haberciyi belirtir. Kabala'da diğer öğretilere oranla melekler Yaratılış içinde daha önemli bir rol oynadıklarından sadece Tanrısal ulaklar olarak kabul edilirler. Kabala'ya göre tüm Kutsal Kitap boyunca (peygamberler Ezekiel, Zecharialı ve Daniel kitapları hariç) melekler T-nrı 'nın gücünün sembolik uzantıları olarak görülürler. Kendilerine ait bağımsız bir yaşamları, kişilikleri ya da tanımları, özel bir isimleri ve hiyerarşik dereceleri yoktur. Dolayısıyla melekler T-nrı 'nın Çocukları-Beni Elokim, Kutsal Varlıklar-Clıaiotlı ha- · qadeslı ve Gözleyici-' ir gibi isimler alırlar. Bunların içinde ise en ünlüleri, Abralıam ve Saralı' ı ziyaret eden ve lsaac'ın doğumunu önceden haber veren, Sodom ve Gomorralı 'ı yerle bir eden ve Jacob ile ırmağın kenarında güreşen meleklerdir ve bunlar kısaca islıadam adını alırlar. Kutsal Kitap öncesi yazıtlarda ise bu varlıklar insani varlıklar olarak görünürler ama aynı zamanda da Tanrısal İrade 'ye tamamen boyun eğmiş durumdadırlar. Bu meleklerin davranışları peygamberseldir ve genellikle yararlı bazen de cezalandırıcıdırlar. Her ne kadar aniden görünüp yine aniden ortadan kaybolurlarsa da daha sonraki diğer peygamberlerin tanımladığı yaratıklar gibi doğa üstü ya da eterik olarak karakterize edilmezler. Dolayısıyla melekler bazen yardım edici olarak Hagar'ın yardımına gelirler ya da Abraham'ı doğacak çocuğu ile ilgili olarak haberdar eder, İsrailliler' i onları izleyen Mısırlılar'dan korur, onlara kıraçta refakat eder ve peygamber Zechariah ve Daniel'in vizyonlarını yorumlarlar. Bunun yanında ise cezalandırıcı olarak Sodom ve Gomorrah 'ı yerle bir ederler, Kudüs'ün vatandaşlarını cezalandırırlar ve Assyria kampını yıkarlar. Kutsal Kitap' ta melekler ayrıca göksel görevler de alırlar. Cennet 'te T-nrı 'nın tahtını çevrelerler ve O 'nun
2 1 0
M E L E K L E R A L E M İ
konseyini ve mahkemesini oluşturular. Yukarıda da belirttiğimiz gibi görevlerinin doğasına bağlı olarak melekler kurtarıcı ya da yok edici olabilirler.
Peygamberlerin yazıtlarında ise melekler daha doğa üstü roller alırlar. Bu yazıtlarda, zamanın başlangıcından itibaren Yaratıcı 'ya durmaksızın övgüler söyleyen göksel bir koroyu oluştururlar. Kabala' da da peygamberler tarafından Tanrısal Taht ya da Araba-M erkabah ile ilişkili olduğu belirtilen varlıklar şu değişen isimleri alırlar: Seraphim-Ateşten Olanlar, Cherubim-Güçlü Varlıklar (İslamiyet'te Karubiyun), Chaioth-Yaşayan Yaratıklar ve Ophanim-Tekerlekler.
İsrail halkının Babil sürgünü ile birlikte Yahudi Angelolojisinde önemli değişiklikler görülür. Mesela Talmud, "Meleklerin isimleri Babil 'den Yahudiler tarafından getirilmiştir" diye yazar. İsrail'in Babil sürgününden sonra melekler aniden bireyselleşir ve Babil ruhları gibi özel isimler ve dereceler almaya başlarlar. Babil sürgününe giden en önemli kişilerden olan peygamber Ezekiel vizyonlarında gördüğü yedi melekten bahseder. Bunların altısı yıkıcı, yedincisi ise yazıcıdır. Zechariah'ın gördüğü "kırmızı bir ata binen" adam ise "dünyanın üzerinde oradan oraya yürüyen" meleklerin şefi olarak tanımlanır. Bu süreç peygamber Daniel kitabında doruğa ulaşır ve melekler açık bir biçimde dereceler alır ve sınıflandırılırlar. Bunlardan özellikle yüksek dereceli iki melek kişisel isimler alırlar. Bunlar Michael (Mikail) ve Gabriel (Cebrail) <lir. Ve bu kitapla birlikte ulusal koruyucu meleklerden (sarim) ilk defa söz edilmeye başlanır.
Kabala öğretisinde ise melekler aşağı alemlerde (Yetzirah . ve Asiah) insanlarla temas eden ve başmelekler ise daha üst alem olan Briah-Yaratılış Alemi 'nde ve onun sephiroth'unda yaşayan varlıklar olarak kabul edilirler. Melek kelimesi daha önce de vurguladığımız gibi İbranice malakh-ulak anlamına gelir. Kabala' da melek nüfusu neredeyse sınırsızdır. İhtişam Kitabı Zohar (2:42b) meleklerin varoluş nedenini şöyle açıklar: "T-nrı, varlıkları kutsal kaplara (sephiroth) hizmet etmesi için yarattı. .. Dört kolon üzerine oturan bir
21 1
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
taht, tahta doğru çıkan altı basamak, toplam on . . . Ve O Kendi tahtına hizmet etmesi için meleksel bir hiyerarşi yarattı".
Kabala'da "melekler" kelimesi ile barış ima edilir. Jerusfilem Talmud'u meleklerin ateş ve sudan oluştuğunu belirtir (Rosh Ha Shanalı Böl. 2). Kadish duasının son ayeti bu konuda şöyle der: "Cennetler 'de barışı sağlayan O, bize ve tüm aleme de barış getirsin." Cennetler'de barış yapmak kavramı Kabala' da meleklere karşılık gelir. Onların varlıkları birbirine taban taban zıt iki kuvvet olan ateş ve suyun barış içinde bir arada bulunmalarından oluşmaktadır. Kabala'nın bilinen en eski yazıtı olan Seplıer Yetzira/ı ise meleklerin Yaratılış-Briah Alemi' nin Anlayış-Binalı sephira'sında ateşten yaratıldıklarını belirtir. Görkemin Tahtını çevreleyen bu en yüksek melekler grubu seraphim adını alır. Seraplıim kelimesi İbranice seraph kelimesinden gelir ve anlamı "yanmaktır". Kelime anlamına bakarak onların Işık ile nasıl ilişkili olduklarını kolayca görmek mümkündür. C/ıaioth-Yaşayan yaratıklar ise Şekillenme Aleminde (Yetzirah) ve Anlayış-Binah'ın altındaki altı sephiroth 'da bulunurlar. Bu melekler Ezekiel'in Merkaba/ı vizyonunda (Ezekiel 1 ) gördüğü meleklerdir. Ezekiel vizyonu bu nedenle mistik tercümenin anahtar kaynağı haline gelmiştir. Krallık-Malchutlı sephira'sında ise Oplıanim yani Hareket-Asia/ı Aleminin tekerlek biçimli melekleri yaşar ve bunlar zaman zaman insan varlıklarına görünürler. Bu durumda akla şu sorular gelmektedir: Başmelekler ve melekler kimlerdir? Nasıl varlıklardır? Yaratılış amaçlan nedir? Şimdi bu soruların cevaplarını yine Kabala'nın bakış açısıyla vermeye çalışalım:
Kabala'ya göre Yaratılış Alemi-Briah'ta bulunan melekler seviye olarak Şekillenme Alemi-Yetziralı 'a göre daha yüksektirler ve Başmelekler adını alırlar. Yukarıda da belirttiğimiz gibi yanmak anlamına gelen İbranice tekil seraph kökünden gelen çoğul seraplıim ortak adı ile ifade edilirler. Yetziralı lileminin melekleri gibi seraphim de bireysel soyut varlıklardır ve değişmezler. Ancak Şekillenme-Yetzira/ı alemi meleklerinin saf duygusal varlıklarına karşın Anlayış-Briah 'ın seraphim' i saf zekanın varlıklarıdır. Seraphinı aklın üst seviyelerini ortaya koyarlar ve aynca bilincin ve idrakin değişen
2 1 2
M E L E K L E R A L E M !
seviyeleri arasındaki farklılıkları yansıtırlar. Ayrıca bir mesaj taşıyıcı gibi bir altlarındaki alemden aldıkları mesajları Yaratılış Alemi içinde üst seviyelere ve sonsuz yüksekliklere aktarırlar. Başmelekler bulundukları bu üst alemin sürekli olarak yeniden yaratıldığının bilincindedirler. Ayrı kişilikleri vardır ve bulundukları üst seviye nedeni ile Tanrısal Işık'ın varlığını ve O'nun her şeyde bulunan egemenliğini idrak edebilirler. İnsanlığın idrak etmesi mümkün olmayan çok yüksek bir anlayış ve zekaya sahip olmalarına ve bu sayede Tannsal 'a çok yaklaşabilmelerine karşın yine de kendilerinin bir yaratılmış gerçeklik olduklarının ve T-nrı'dan ayrı olduklarının bilincindedirler. Buna karşılık bir melek ise Yetzirah aleminde yaşayan ruhsal bir varlıktır. Kendi içeriği, kalitesi ve karakteri vardır. Melekleri birbirinden ayıran şey sahip oldukları alemsel uzaklığın fiziksel niteliği değil ama daha ziyade o varlığın Yaratılış'taki temel amacıdır. Bir meleğin esas niteliği bir etki ya da bir sürücü güç olabilir. Örneğin sevgiye, korkuya ya da merhamete olan bir eğilim gibi.
Kabala'ya göre melekler yaratılmış varlıklardır. İnsanlar gibi, ayn bireylerdir ve insanlar gibi onlara ayrılan alemlerde kendi amaçları ve işlevleri vardır. Her gün insan ruhuna ya da bedenine hizmet etmek için Krallık-Malchuth sephira'sına gönderilirler. Meleklerden bazıları yol gösterici melekler olarak adlandırılırlar ve Hayat Ağacı'nda merhametin sağ sütunu üzerinde aşağı ve yukarı hareket ederler. Diğerleri ise bozucu, yoldan çıkarıcı meleklerdir ve Hayat Ağacı'nda şiddet ve sertliğin sol sütununda aşağı ve yukarı hareket ederler. Bu meleklerden bazıları Dünya' da Tanrısal cezalan uygulamakla görevlidirler. Bir meleğin doğası, bir elçi olarak alemler arasında sürekli bir bağlantı oluşturmaktır. Kabala'ya göre bir meleğin görevi iki yönde ortaya çıkar: l .T-nn'dan dünyevi olana, diğer meleklere ve Yetzirah'ın altında bulunan alemlere ve yaratıklara doğru (yukarıdan aşağıya), 2.Aşağıdan Cennet'e doğru bizim alemimizden üst alemlere doğru (aşağıdan yukarıya).
Kabala' da süregelen tartışmalardan biri de melekler ve insanlar arasındaki seviye farkıdır. Burada pratik ve teorik kabalistler ara-
2 1 3
K A B A L A : " S I N J R S I Z " A Y O L C U L U K
sında bir fikir ayrılığı görülür. Pratik kabalistler melekleri seviye olarak insanlardan daha üstün olarak değerlendirip adlarını kader üzerinde etki yaratmak üzere kullanmaya çalışırlar. Buna karşılık teorik kabalistler insanlığın, T-nrı 'nın yarattığı Yaratılış ' ın doruğu olarak seviye bakımından meleklerin üzerinde olduğunu düşünürler. Klasik Kabala'da melekler insana (Adam Kadmon) hizmet etmek için yaratılmış varlıklar olarak kabul edilirler. Fiziksel bedenleri olmayıp ışıktan yaratılmışlardır ve insanlarla aralarındaki temel fark serbest iradelerinin olmamasıdır. Sadece· kendilerine verilen görevleri yerine getirmekle yükümlüdürler. Kabala bize insanlarla melekler arasındaki temel farkın ruhsal ve fiziksel varlık farkı olmadığını öğretir. Çünkü melek ile insan arasında yapılan karşılaştırmada insandan kastedilen onun ruhudur. Kabala öğretisine göre insan ruhu yaratılmış en karmaşık yapıdır ve tüm türlerin yapısını oluşturan değişik elementlerden oluşan bir alemi içerir. Buna karşılık bir melek tek bir özden oluşan bir varlıktır dolayısıyla bir yerde tek boyutludur. Ayrıca insan çok-yüzlü doğasından ve karşıtları bir arada içerebilme kapasitesinden dolayı iyi ve kötü arasında bir seçim yapabilme yeteneğine sahiptir. İşte ona ruhsal bakımdan yükseklere çıkabilme olanağını sağlayan da bu yeteneğidir. Tabi aynı zamanda aşağıya düşebilme şansını da. Bu yeteneklerden hiçbiri bir melek için geçerli değildir. Öz olarak bir melek sonsuza kadar aynıdır. Statik ve asla değişmeyen bir varlıktır ve yaratılışından itibaren ona verilmiş olan sınırların içinde sabitlenmiştir. Bir melek gerçek formunu insana asla gösteremez. Çünkü insanın varlığı, duyguları ve idrak araçları yalnızca içinde bulunduğu Hareket-Asiah alemine aittir ve burada bir meleği kavrayabilmenin hiçbir yolu yoktur. Hangi formda algılanırsa algılansın o yine de başka bir boyuta ait olmaya devam edecektir. Yine de Kabala meleklerin insan varlıklarına iki şekilde görünebildiklerini söyler: l .Bir peygamberin, medyumun ya da kutsal kişinin vizyonları ile. Bu bir kişinin en yüksek dereceden sahip olabileceği bir deneyimdir. 2.Sıradan bir kişinin aniden yüksek seviyelerden ayrıcalıklı olarak aldığı ifşaat ile.
2 1 4
M E L E K L E R A L E M İ
Kabala 'nın Başmelekler ve meleklere bakış açısını yukarıdaki biçimde özetledikten sonra Yaratılış'ın dört alemi ve onlarla ilgili olarak da melekler hiyerarşisini aşağıdaki gibi biİ- tabloda toplayabiliriz:
Atziluth Briah Yetzirah Asiah On On On On On On On
Sephiroth Tanrısal Ad Baş melek Melek Grubu Gezegen İfrit Grubu Baş iblis
Kether Ekyeh Methratton Chaioth ha Prim um Thamiel Satan, Qadesh Mobile* Moloch
Chochmah Kah Ratziel Auphanim Zodyak Chaiçıidel Bee/zebub Binah Elokim Tzaphkiel Ara/im Satürn Satariel Lucifuqe Chesed Kel Tzadkiel Chashmalim Jüpiter Gamchicoth Ashtaroth Geburah Eiokim Sama el Seraphim Mars Galab Asmodeus
Gibor Tiphereth Elokah Michael Malachim Güneş Tagaririm Belphegor
V'Oaath Netzach Jehovah Auriel Elokim Venüs Harab, Baa/
Tzevakot {Hanie/J Serape/ Hod E/okim Raphael Beni Elokim Merkür Sama el Adrammele
Tzevakot Yesod Shakai Gabriel Cherubim Ay Gam ali el Lilith Malchuth Adnut Sandalphon lshim Elementler Mahemoth Nahema
Daha önce de belirttiğimiz gibi İlk Çıkış-Atziluth alemi yalnızca Adam Kadmon'u içerir. T-nn'nın Sonsuz Işığının ilk tezahür etmeye başladığı filemdir ve insan idrakine kapalıdır. Atziluth alemi başka hiçbir varlık içermez. Yaratılış'ın varlıkları ise Yaratılış-Briah Alemi'nden itibaren yerlerini alırlar. Bu alem başmeleklerin mekanıdır. Şimdi Yaratılış'ta çok önemli işlevleri olan bu varlıkların Yaratılış prosesi içinde oynadıkları rolün Kabala'da ne şekilde ifade edildiğini incelemeye başlayabiliriz.
* Hareketin ilk kaynağı. Doğudan batıya doğru yirmi dört saatte dönerek tüm gök cisimlerini taşıyan gök küresi.
2 1 5
et
K A B A L A : " S J N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Başmelekler
Kabala'ya göre başmelekler Yaratıhş'ın en önemli varlıklarındandır. Kabalistik öğretiye göre Hayat Ağacı insana başmelek
ler tarafından aktarılmıştır. İnsana bahşedilen bu hediyenin amacı ise ona evrenin sırlarını vermek ve bu sayede onu kendi hatası sonucu ayrılmak zorunda kaldığı Tanrısal Kaynak'ına geri döndürmektir. Kabala'da her bir başmelek Hayat Ağacı üzerinde bulunan sephiroth 'dan birinin yöneticisidir. Başmelekler T-nrı ' nın doğrudan tecellileridir ve serbest iradeleri yoktur. Onlar Yaratıcı'nın sağ koludurlar ve aynı bizim sağ kolumuz gibi kaynaklarından ayrı bir irade taşımazlar. Yaratıcının ve dolayısıyla her şeyin genişlemesi dışında gelişmez ve büyümezler. Özel konular için yaratılmışlardır ve bu amaçlarını görkemli bir biçimde yerine getirirler. Görevlerini başarısızlık, zorluk, kendi dirençleri, yanlış inanışları, ihtiyaçları ya da arzuları söz konusu olmadan yaparlar. Yaratıcı 'ya tam programlandıkları gibi hizmet ederler. Kabala'ya göre Yaratılış içinde belli bir sürecin sonunda kaynaktan çekilecek ve kaybolacaklardır. Ama şu an için onların Yaratıcı 'ya olan hizmetlerinden yararlanma şansımız bulunmaktadır. Kabalistik öğretiye göre başmelekler işlevlerini yerine getirirken, yapılması gerekeni yorumlar ve meselenin çözülmesi için onu büyük miktarlardaki melek gruplarına aktarırlar. Melekler ise bu emirleri alıp onları hayata geçirirler ve bunu yaparken herhangi bir yorum getirmezler. Aynı büyük bir �irketin işleyişinde genel müdürün üstleri tarafından verilen programı yorumlaması ve altındaki departmanlara aktarması ve bu departmanların da verilen emirleri aynen uygulaması gibi. Kabala'da, Hayat Ağacı'nda yer alan her bir sephira'nın melek gruplarını ve o sephiroth'u yöneten başmelekleri ve işlevlerini aşağıdaki tablodaki gibi ifade edebiliriz.
2 1 6
M E L E K L E R A L E M İ
Sephira Melek Anlamı Başmelek Nitelikleri Arketipler Yaratılış Grubu ve İşlevi Günleri
Kether Chaioth Kutsal Methratton/ Aydınlanma, Tüm Adların Yaratılış Ha-Qadesh Yaşayan Metatron Gerçek İdrak ötesinde Öncesi
Varlıklar Chochmah Auphanim Tekerlekler Ratzief/ Tanrısal Tüm Adların yaratılış
Raziel Bilgelik, ötesinde üncesi Hareketin bilinçli kontrolü
Binah Ara/im Tahtlar Tzaphqiel iç yüzünü Tüm Adların Yaratılış kavrayarak ötesinde Öncesi anlama
Chesed Chashmalim Parlak Tzadqie/ Kibarlık, Abraham / 1 . Gün Varlıklar memnuniyet Miriam
yumuşaklık Geburah Seraphim Alevli Khamael Disiplin, /saac / 2. Gün
Yılanlar kuwet, Le ah odaklama
Tiphereth Malachim Krallar Mikhael Merhamet, Jacob / 3. Gün Güzellik, Hannah Armoni, denge, bütünlük
Netzach El o kim T-nrılar Haniel/ Zafer, Moses / 4. Gün Ana el Arzunun Rebecca
yerine aelmesi
Hod Beni-Elokim T-nrıların Raphael ihtişam, Aaron l 5. Gün Oğulları Gerçeğin Sarah
ışığında kendi ve diğerleri tarafından savm qörme
Yesod Cherubim Güçlü Gabriel Temel, Joseph l . 6. Gün Varlıklar Dayanıklılık, Tam ar
stabilite aüc Malchuth lshim Ateşin Sandalphon/ Krallık, Tecelli, David/ 6. Gün
ruhları Shekinah Tamamlanma, Rachel dünyevi / maddesel
2 1 7
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Metatron (Metlıratton)
Bu başmelek Varoluş'un en gizemli varlığıdır. Konu ile yakından ilgilenen kişiler dışında adı pek fazla duyulmamıştır. Çünkü dinsel yazıtlarda ondan ismen bahsedilmez. Ancak Kabala'da büyük bir öneme sahiptir. Metatron Taç-Kether sephira 'sını yöneten, Yaratılış ' ın en yüksek başmeleğidir ve T-nrı 'nın tüm diğer varlıklarından daha fazla hürmet edilen, kıymetli olan varliktır. Adı'nın harfleri ve anlamı büyük bir sırdır. Kilise dışı yazıtlarda Metatron tüm Tanrısal hiyerarşinin en yükseği olarak belirtilir. O, Yaratılış-Briah Alemi 'nin on başmeleğinin birincisidir (aynı zamanda sonuncusu). Meleklerin kralı, Tanrısal Yüz'ün ya da Varlığın Prensi, Cennet'in Yöneticisi, Anlaşmanın Meleği, Yol gösterici meleklerin başı ve küçük IHVH olarak adlandırılır. Kabala' da M etatron insanlığın sürekliliğinden sorumludur. Ta/mud ve Targum'a göre o, İnsan ve Tanrısal arasındaki bağlantıdır. Çağlar boyunca adının gerçek anlamı hiçbir zaman yeterince tanımlanamamıştır. Adının açıklamalarından biri olarak O 'nun "İlahi Taht'ın yanındaki tahtta oturan" olduğu söylenir. Adı aynca Latince metator "yol gösteren" ya da "ölçen" anlamına da gelir. Metatron Kabala'da pek çok yerde bir kurtarıcı melek olarak belirtilir. O'nun, T-nrı 'nın ikameti olan yedinci Cennet'te bulunduğu söylenir. Belirdiği zaman görünüşü "bir ateş sütunu" gibidir. O'nun yüzü güneşten çok daha parlaktır. Metatron, Mısır'dan çıktıktan sonra İsrail'e kıraçta yol gösteren melektir. Ayrıca Kabala'da O, Cennet'te bulunan en uzun boylu melektir. Zohar boyunun "tüm alemin genişliğine eşit" olduğunu yazar. Kabala'da, T-nn 'nın birçok Adı olduğu gibi Metatron'un da birçok Adı olduğu düşünülür. Bu Adların kullanımı ise O'nun yüce meleklerinin güçlerine ulaşmayı ve aynca onlardan korunmayı sağlar. Yahoe/, Yofıe/, Surya ve Lad O'nun diğer adlarından sadece birkaçıdır. T-nn 'nın yanındaki tahtta oturduğu kabul edilen M etatron 72 isme sahip taht meleğidir ve dişil karşılığı Shekinah 'tır. İkizi ise başmelek Sanda/phon 'dur. Metatron, Michael (Mikail) ve Gabriel (Cebrail) de dahil olmak üzere tüm başmeleklerden daha yücedir.
2 1 8
M E L E K L E R A L E M İ
Metatron apokaliptik literatürde "Krallarının yüzünü görebilen" bir grup meleğin başıdır. Bu melekler "Yüzün Prensleri" olarak adlandırılırlar (Ethiopic Book of Enoch; Enoch'un Etiopik Kitabı,). Bu sembolizmden kasıt bu meleklerin T-nn'nın varlığının idrakine varmış olmalarıdır. Metatron kişilik olarak literaturde daha kesin bir tanım aldığında ise kısaca "Yüzün Prensi" olarak adlandırılır. Bazı yazıtlarda Metatron'un aynca Enoch'un 1 enkamasyonu olduğu da söylenir. Bu görüşe göre O henüz Enoch iken Cennet'e geldiğinde ateşten bir ruha dönüştüğü ve ona otuz altı çift kanat ve sayısız göz verildiği söylenir. Metatron Tanrısal Taht'ın hemen yanındaki tahtta oturur. O ölümün yüce meleğidir. Belirlenen günde alacağı ruhların listesi ona verildiğinde o bu listeyi Gabriel ve Samael' e verir. Metatron ayrıca Hayat Ağacını ve Kabala öğretisini yönetir. Metatron, Varlığın Meleği, Alemin .Prensi ve Taç-Kether ile ilişkili olan başmelektir. (Godwin's Cabalistic Encyclopedia, David Godwin 1 975; Godwin'in Kabalistik Ansiklopedisi)
Dolayısıyla kişi Metatron'un işlevleriyle ilgili değişik görüşlere sahip olabilir. Bir yerde o Tanrısal Taht'a hizmet edip onun ihtiyaçlarını yönetirken başka bir yerde Kutsal Tapınak'ta ya da kendi özel çadırında bir hizmetçi olarak görünür (na' ar-genç). Amoraik süreçte2 Alemin Prensi ünvanına daha önce başmelek Michael sahipken daha sonra bu unvan Metatron'a devredilmiştir (Yevamot 1 6b). Ancak Metatron'un alemin prensi olarak bu rolü O'nun önceleri Enoch olup daha sonra Cennet'e alınması kavramına ters düşmektedir.
İbranice'de O'nun ismine ait iki yazılış bulunur. Bunlardan biri altı harf ile yazılırken öbürü yedi harf ile yazılır. Bazı kaynaklar bunu Metatron'un iki olası kökeni olmasına bağlar: Birinci yaratılışı bir melek olarak Yaratılış anında ve ikincisi bir zamanlar Enoch olup Cennet'e yükseldiğinde bir meleğe dönüşmesi sırasında. İki
1 Jaredin oğlu, Nuh'un büyükbabası (Genesis 5:1 8-24). Ölümü tatmadığı ve T-nrı tarafından cennete alındığı söylenir.
2 Bir grup rabbinin Filistin ve Mezopotamya'daki okullarda, eski öğretileri de çalışıp bunları Mishnahik yasaya uyguladıkları süreç. Bu tartışmalar Talmudda belirtilir.
2 1 9
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
ayrı yazılışa bağlı olarak Metatron adının iki ayrı anlamı vardır. Birinci yani altı harfli olan adı "saatin (zamanın) ko(uyucusu" anlamına ve ikinci yani yedi harfli adı ise "tahtın arkasında hizmet eden" anlamına kullanılır (Debbie, Kabala Notları.). Kabala'ya göre Prens (Metatron) sonsuz ışığın sonsuz akışını almak üzere yukarıdan aşağıya doğru yükseldiğinde o altı harf ile Metatron olarak anılır. Çünkü bu Ad ona koruyuculuğu nedeni ile verilmiştir. Mamafih yukarıdan aşağıya doğru indiğinde, Prens on sephiroth 'u bastırır ve yod harfi adına eklenir ve O, yedİ harfle anılan Mitatron olur. Bu aşamada o başmelek değil bir melek olarak görülür çünkü alt alem (Malclıuth) O'nun tarafından idare edilir ve bu nedenle de o ayrıca "Elçi" olarak anılır. Metatron adı İbrani harefleriyle aşağıdaki biçimde yazılır.
' � 1 � � � 501700 6 200 9 9 40
Gematria: 3 1 4/964
Şimdi Metatron 'un varlığına ait kabalistik literatürden bazı alıntılar yaparak bu önemli varlığın hakkında biraz daha fazla bilgi sahibi olalım.
a. Zoharik referanslar: Zohar, Tekvin-Bereshith 1 : 1 üzerine olan yorumunda Metatron'u Torah 'ın ilk ayetinde gösterir. Zohar'ın yazarı Simeon ben Yochai yorumunda Metatron'un "ilk yaratılan" [kadmon] ve "en yüksek olan" olduğunu belirtir. Ayrıca Metatron'un ölümsüz olduğunu söyler: "O [Methratton] ilk olandır. Hiç kimse O 'nun hakkında bundan daha fazla bir şey anlayamaz. Neden? Çünkü, O aklın idrakine kapalıdır. T-nrı 'nın Aklı yukarıdan kapatılmış bir sırdır. İnsanın aklı [yaratılmış] şeylere erişebilir ama hiç kimse yukarıdan T-nrı 'nın Aklına ya da O'nun düşüncelerine erişemez. O sınırsızdır."
220
M E L E K L E R A L E M İ
Zohar yukarıdaki tanımı verir ama Metatron adının kökeni yine de bir sır olarak kalır. Bazılarına göre bu ad İbranice matara yani "saatin, zamanın bekçisi"; bir kısmına göre İbranice kabalistik bir terim olan nıetator yani "rehber" ya da "yol gösterici" anlamına ya da iki Yunanca kelime meta ve thronos-"tahtın arkasında [hizmet eden]" anlamına gelir. Yahudi bilgeleri Metatron adının etimolojisine ait ortak bir fikir ortaya koyamamışlardır.
Rabbi Bec/ıai: Zohar'da yazan bir başka kadim bilge Rabbi 'Bechai ise T-nrı 'nın Kutsal Adındaki (IHVH) H-he ve 1-yod harflerinin Metatron ile bağlantılı olduğunu söyler. Rabbi Beclıai'nin bu konuyla ilgili olarak yorumladığı Çıkış-Shenıoth 24: 1 T-nrı 'nın Musa'yı dağın tepesine çağırmasından bahseder ve şöyle yazar: "O Musa'ya dedi ki : Sen, Aaron, Nadab, Abihu (Aaron 'un oğulları) ve İsrael' in yetmiş yaşlısı T-nn'ya (IHVH) gelin ve [ona] [uzaktan] ibadet edin."
Rabbi Bechai bunu şöyle yorumlar: " . . . 'O' Metatron'dur, Tnn 'nın elçisi, İsrael'in yol göstericisi [Mezmurlar 12 1 :4]. T-nn Musa'ya der ki: Aşağı git, senin halkın günah işledi [Çıkış-Shenıoth 33: 1 ] . Ve Musa H-He ile ve 1-Yod ile T-nn'ya dua eder... Noah (Nuh) ise günahkarlar için dua etmez ve böylece onlarla aşağıya gider (düşer)."
Eliezer lsaac'e bir gelin arıyor: Bereshith Kısım 24, Abraham'ın oğlu lsaac'e bir gelin bulması için en yaşlı uşağını göndermesi ile ilgili bir hikayeyi anlatır. Hikayede Abraham hizmetkarı Eliezer'e elini uyluğunun altına koymasını söyler ki bu o zamanlarda yemin etmenin bir yoluydu [Tekvin-Genesis 24:2]. Bu ayet üzerine daha uzun bir yorumda Simeon ben Yochai, Eliezer'in Metatron olduğunu ve aynı zamanda Shekinah olduğunu öğretir. O Metatron'u aynca alemin yöneticisi (Rab) olarak sunar. Bedenleri mezarlarında dirilten. Bu konuda Zohar'da şöyle yazar:
"Ve Abraham hizmetkarına dedi ki ... vs.". Rabbi Shimeon sorar: Kimdir Abraham'ın hizmetkan?--Shekinah. Bu, Metatron'dur, hizmetkar, Yaratıcının elçisi. Metatron zaman zaman genç adam olarak
221
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
da adlandırılır. Bu konuda ayette şöyle yazar: "Ben genç[tim] ve aynı zamanda da yaşlıydım" [Mezmurlar 37:25]. O, alemin yöneticisidir. Yeşil, kırmızı ve beyaz içinde tecelli eder ki bu üç renk sırası ile Zarafet-Tiplıereth , Yargı-Gevurah ve Merhameti-Chesed simgeler. Bilindiğine göre de alem bu üç oluşum tarafından idare edilir.
" . . . Ve Abraham hizmetkarına dedi . . . ". Neden hizmetkarına? Tnrı 'nın hizmetkarı. Kimdir O? Bu Metatron'dur. O, mezardaki bedenlere hayat verecek olandır."
"Abraham hizmetkarı ile konuştu. O Metatron'dur. Evin en yaşlısı ve T-nrı'nın yarattıklarının birincisi. T-nrı'nın evini yöneten. Tnrı ona (Metatron) tüm yarattıklarını yönetme görevini verdi."
b. Talmudik Referanslar: Talmud (Hagiga 1 5a), edilen bir yemini bozmanın günah olduğunu ifade ederek bu ayeti Metatron'a bağlar: "Bedenini günaha sokacak şeyler söyleme! O neyi gördü? O Metatron'u gördü ki ona oturup insanlığın yararlılıklarını yazma görevi verilmiştir."
Bir başka Talmudik pasajda, (Yebamoth 1 6b, ayrıca Mezmurlar 37:25 'e de referanstır) şöyle der: "Ben gençtim ve [aynı zamanda] yaşlıydım."
Simeon ben Yochai Tekvin 24:2 'de daha önce bahsedilen yorumunu yapar ve aynı sonuca o da gelir ki bahsedilen bu kişi Metatron 'dur. Bazı kaynaklar ise Metatron 'un Enoch olduğuna inanır ama Yebamoth 1 6b ("Ben gençtim ve [aynı zamanda] yaşlıydım".) bu sonucu yalanlar: "Bunu kim söylemiş olabilir? Eğer T-nrı söylemiş olsa yaşlılık T-nn'ya atfedilebilir mi? Peki bunu David'mi söyledi. O bu kadar yaşlı olabilir mi?" Ama burada öğreniyoruz ki bunu söyleyen alemin prensidir. Tosefos bu prensin genç olduğunu söyler. O Metatron 'dur. Yüceltilen ve korkulan. Metatron alemin prensidir. O "genç olan" dır.
Yesod Tokeh şiirinde Metatron etten ateşe dönen bir prenstir. Bu şiirde Enoch 'un Metatron olduğu belirtiliyor gibi gözükmektedir
222
M E L E K L E R A L E M i
ama o olamaz. Burada bahsedilen, alemin prensi olamaz. Çünkü [Talmudik kitap] Chulin 60: 1 der ki: "Yaratılış'ın ilk altı gününde alemin prensi [Metatron] dedi ki: "Ve T-nn yaptığı işten memnun oldu". Ve Enoclı o zaman henüz doğmamıştı." [Tosefos Yebamoth 16b.]
Metatron Kutsal Kitap'ta Yok: Kutsal Kitap Metatron kelimesini hiç kullanmaz. Bununla beraber kadim Yahudi bilgeleri bu önemli varlığın idrakindedirler. Onlardan bazılarına göre O, Tnrı 'nın aktif yanlarının temsilcisidir. Yine onlar yukarıdaki referanslarda olduğu gibi Metatron'un varliğının, O'nun stratejik zamanlarda lsrael'in (insanlık) tarihinde oynadığı rolün bilincindedirler.
Yaratılış 'ın en gizemli ve önemli varlığı olan başmelek Methratton hakkında söylenecek daha çok şey var. Ancak bunu belki ileride başlı baş.ına bir kitabın konusu yapmak söz konusu olabilir. Metatron hakkında yalnızca Kabala'da değil başka ezoterik öğretilerde de çok çeşitli görüşler vardır. Kabalistik açıdan özetle şunu söyleyebiliriz: M etatron, T-nrı 'nın yarattığı her şeyi, tüm Yaratılış ' ı ve insanlığın varoluşunu sürdürmekle, T-nrı 'nın koyduğu kurallar çerçevesinde yönetmekle ve şekilden şekile çevirmekle sorumlu yüce bir varlıktır.
Ratziel
Kabala'da Ratziel Bilgelik-Chochmah sephira'sının Başmeleğidir ve "T-nrının Gizemi" ya da "Sırlar Meleği" olarak adlandırılır. O gizemli yerlerin meleğidir ve yüce sırları yönetir. Ratziel içinde tüm göksel ve dünyevi bilginin bulunduğu Ratziel'in Kitabı'nın (Sepher Ha Ratziel) efsanevi yazarıdır .. Efsaneye göre Ratziel içinde Yaratılış' ın İlahi sırların da bulunduğu bu bilgi kitabını, "düşüşlerinden" sonra evrenin sırlarını öğrenebilmeleri ve eve dönen yolu bulabilmeleri için Adem ve Havva'ya verir. Bu kitapta tüm Yaratılış'a ait açıklamalar ve Dünya'da tecellinin ve yaratılışın nasıl yapılabileceğine ait sırlar bulunmaktadır. Bu nedenle onu bir tür büyü kitabı olarak kabul edenler de vardır. Söylendiğine göre Abraham, Sarah, Rachel, Nuh, Solomon, Elijah gibi pek çok kadim peygamber bu
223
K A B A L A : " S ı N ı R s ı Z " A Y O L C U L U K
sırlan başmelek Ratziel'den öğrenmişlerdir. Zohar'a göre kitabın tam ortasında alemin sırlarına giden bin beş yüz anahtarı içeren ve meleklere bile verilmemiş gizli bir yazı bulunmaktadır.
Kabala öğretisine göre Ratziel başlangıçta T-nn 'nın haberci meleğiydi ve düşüş öncesi başmelekler arasında mesaj taşıyordu. Ancak düşüş sonrası Adem ve Havva Cennet Bahçesi 'nden atılınca rolü değişti. Ratziel söylendiğine göre T-nn 'yı Yaratılış 'tan ayıran per� deye yakın bir yerde durmakta ve tahtın etrafında söylenenleri duyup yazmaktadır. Duyduğu her şeyi yazmış ve dünyaya "öüşen" yaratıklara (insanoğlu) karşı duyduğu acıma hissi nedeni ile T-nn'nın sırlan ile dolu kitabı Adem' e vermiştir. Ancak bu hareketi Cennet 'te bir grup melek tarafından hoş karşılanmamış ve kitap Adem' den geri alınarak bir daha asla bulunmaması için denize atılmıştır. T-nn ise insanlık ile olan bu ilişkisinden dolayı Ratziel'i yok etmek yerine denizin şeytanı Raheb'e kitabı çıkarması için emir verir. Böylece kitap Adem'e değil fakat Cennet 'e geri döner ve içerdiği bilgi geçici olarak kaybolur. Daha sonra Ratziel yeniden insanlıkla ilgilenmeyi ona yardım etmeyi dener. Söylendiğine göre kitabını başmelek Raphael'e vermiş ve Raphael de kitabı Nuh'a aktarmıştır. Nuh kitabı okur ve içindeki bilgilerden yararlanarak "gemiyi" inşa eder. Aynca efsaneye göre Kral Süleyman ile temas kurarak büyü güçlerini ona veren y�ne Ratziel'dir. Söz konusu kitap göksel güçler ve yapılar ile ilgili içsel bilgiler içermektedir. İçinde, özellikle meleksel kuvvetler ile ilgili kapsamlı açıklamalar vardır. Kitap daha sonra insanların bu güçleri nasıl taklit ve kontrol edebileceklerini anlatır. Toprağın çocuklarının (insanoğlu) büyüyü nasıl kullanıp geliştirebileceklerini anlattığından ateşin çocuklarının (melekler), onun insanın eline geçmesini neden istemediklerini anlamak mümkündür. Çünkü bu sayede insanlar ateşin çocuklarının en güçlüsü ile bile çarpışabilecek gücü kazanacaklardı. Kitapta aynca meleklerin tarihe ve güne bağlı olarak mucizeleri nasıl gerçekleştirdikleri, insana giren kötü ruhları nasıl kovdukları, Güneşin, Ayın ve yıldızların hareketlerini nasıl tersine çevirdikleri, insanı nasıl hasta edip tekrar iyi edebilecekleri, bitkisel filem, değerli taşlar, balıklar, kanatlılar, vahşi hayvanlar, yıldız-
224
M E L E K L E R A L E M i
lar sayesinde gelecekten bilgi venne, Musa'nın mucizeler gerçekleştiren asasının sım vs. hakkında bilgiler vardı.
Ratziel Kutsal Kitap zamanlarında ortalıktan kaybolur. Bu esnada o Cennet'teki varlıklar arasında mesaj taşımakla meşguldur. Ortaçağ zamanlarında ise kitabının kötü kopyalarının büyücülerin elinde dolaşmaya başlamasıyla birlikte yeniden ortaya çıkar. Kita-
. bın kalbinin sadece Ratziel tarafından bilinen bir anahtar içennesinden dolayı o, bi.ı insan yaratıkları ile çalışmak'istemez ve bunun yerine onların Cehennemin dalkavuklarının eline düşmesine izin verir, Yine de orta çağlarda doğru bilgilerin doğru ellere geçebilmesi ve yanlış hikayelerin ve yalanların yok edilmesi için uğraşır. Yine efsaneye göre o bazen Horeb Dağı 'nın üstünde oturur ve evrenin gizemlerini, meleklerinin alıp onları hak eden insanlara iletebilmesi ümidi ile havaya savurur. Kabala'ya göre bir ophanim olan Ratziel İnsanların makrokozmos (evren) hakkında her şeyi öğrenmeye haklan olduğuna sıkı bir biçimde inanır. Vizyonlarda genç bir adam görüntüsündedir. Uzun ve incedir ve yüzünde pek çok şeyi bildiğini gösteren ince bir gülümseme ifadesi vardır. Neşeli ve heyecanlıdır. Bilim ve teknoloji ile ilgili her yeni konuyu öğretmeye hazırdır. Çünkü ona göre bilim ve teknoloji kavranılan T-nn 'nın yarattıklarını anlamanın en iyi yoludur. Ratziel'in başının etrafı parlak san bir aura ile çevrelenmiştir. Sıvıdan yapılmış gibi görünen ve sürekli hareket eden gri renkli bir rob giyer ve geniş gök mavisi kanatlan vardır. Neptün gezegenini yönetir. O saf fikirlerin ve özgünlüğün gardiyanıdır. Aynca mistik sanatların da öğretmenidir ve evrendeki pek çok okült gerçeğin arkasında yatan gerçeği açıklayabilir.
Tzaphkiel
Kabala'ya göre Tzaphkiel (Tahtların Mimarı) Anlayış-Binah sephira'sının başmeleğidir. O tüm mistik mezh�plerin geri planında yer alır. Kutsal Tapınağın başmeleğidir ve merkezinde pembe bir parlaklık içeren, yaşayan bir karanlıktan oluşmuş görkemli bir varlık biçiminde betimlenir. Tzaphkiel esas olarak zihinsel, duygusal ve fi-
225
K A B A L A : " S ı N ı R s ı Z " A Y O L C U L U K
ziksel seviyelerde odaklanır. Anlayış-Binalı Kabala'da, zamanlama ve yerleşimi birlikte içeımesi gereken bir kavramdır. Buna göre kişi değişiklik için gereken uygun zamanı beklemeli ve/veya değişikliğin olabilmesi gereken yerde bulunmalıdır. Tzaphkiel "tahtları inşa eden" varlık olarak her bir ruha. kendisine gerçekliğin içinde bir "krallık" inşa edebilmesi için yardımcı olur. Bu krallık kişinin benliği içinde var olan hammaddelerden inşa edilir. Tzaphkiel gerçeklere ait anlayışı ve ayrıca ki�iye kendini keşfetmenin yeni bir yaklaşımını getirir. Kişiyi, anlamaya çalıştığı konuları çözmesi ve çözüm sonucu elde ettiği bu yeni bilgi ile ne yapacağını anlayabilmesi için teşvik eder. Tzaphkiel'den elde edilen bu anlayış, kaderimiz ile yüzleşebilmemiz için gereken doğru zamanlama ve yerleşim ile ilgili bilgiyi içerir. Tzaphkiel anlayış ile ilgili en derin seviyeyi, bilim aracılığı ile gücü ve gizli olan her şeyf anlamayı sağlar. Başmelek Tzaphkiel ayrıca Kabala' da kötülüğe karşı yapılan ruhsal savaşın prensidir ve insana kötülük edebilecek şeylerin karşısına dikilen müthiş bir müttefiktir. Kendisiyle temas kurınaya ruhsal açıdan hazır olmayanlar için korkutucu gibi görünebilir. Çünkü onun sunduğu, mükemmelliğe giden son derece yoğun bir ruhsal yolculuktur. Bu tür bir durumu aramayanlar ve buna hazır olmayanlar için ise varlığının enerjisi büyük bir korku uyandırır. Söylendiğine göre "sadece hazır olmayanlar döner ve kaçarlar". Bu klişe Tzaphkiel ile birikte yürümeye başlayanlar için son derece doğrudur. Mamafih onun asistanlığı ile yaşam boyunca göğüs gerdiğiniz engelleri anlama ve onlarla nasıl başa çıkabileceğinizi son derece etkin bir biçimde öğrenme şansına sahip olursunuz. Başmelek Tzaphkiel ayrıca size zaman içinde ve giderek artan bir anlayış ve kavrayış ile ifşa edilecek olan akaşik, tekamül ile ilgili kayıtların da koruyucusudur.
Tzaphkiel altındaki melek grubu Aralim'dir. Onlar "Güçlü ve Azametli Olanlar" olarak bilinirler. Çünkü onlar insana yaşam mücadelesi süresince gerekli olan ruhsal yardımı sağlarlar. Bu melek grubu ayrıca "Tahtlar" olarak da adlandırılır ve başta çimler, ağaçlar, meyveler olmak üzere tüm Doğa Ana'yı korurlar. Ara/im tüm
226
M E L E K L E R A L E M i
Dünya ile ilgili olarak anlamanız gereken yakın ilişkiyi ve Dünya 'ya yapılacak bir etkinin nasıl herkesi yakından etkileyeceğini anlamamızı sağlar. Dolayısı ile Anlayış-Binah'ta var olan bu enerji her ne kadar zaman zaman talep edici ve sert özelliğinden dolayı eril zannedilse de aslında dişildir.
Tzadkiel
Tzadkiel "T-nrı 'nın Yardımseverliği" olarak anılır ve merhameti simgeleyen dördüncü sephira Sevgi-Chesed'i yöneten başmelektir. Huzur, nezaket ve memnuniyetin kuvvetini temsil eder ve bir seviyeye kadar şu andaki sağlımızı, mutluluğumuzu ve zekamızı yönetir. Tzadkiel "merhamet" titreşimini kullanarak kişinin aşırı stres altına girmesini ve zorlanmasını engeller. Kişi bir kriz ya da fırsat oluştuğu zaman stres ve zorlanmanın farkına varır ve kendisini etkileyen stres ve zorlamanın derecesine dikkat etmeyi öğrenir. Bu da ona büyük bir korunma sağlar. Merhamet aşırı kullanıldığında kişi için yıkıcı olabilir. Merhametin çok yoğun biçimde kullanımı sonucunda kişi yaptığı şeyden uzaklaşır ve teması kaybeder. Tzadkiel tam bu aşamada kişinin ihtiyaçlarını ve amaçlarını işaret eden tutunacak bir dayanak noktası sağlar. Kabala'ya göre başmelek Tzadkiel insanın içinde her zaman var olan Tanrısal Işık'ın görmemize yardımcı olur. Yaşantımıza inanç, şefkat ve bağışlama getirir. O bir merhamet meleğidir. Moriah Dağı'nda Abraham'ın elini tutarak oğlunu kurban etmesine engel olan melektir ve bu yüzden kabalistik tasvirlerde genellikle elinde kullanmaya hazırlandığı hançeri tutar durumda resmedilir. Tzadkid bize T-nn 'ya güvenmeyi öğretir. Aynca O, Tzaphkiel ile birlikte başmelek Michael'in arkasında, kötülük ile yapılan büyük savaşa giren iki taşıyıcı başmelekten biridir.
Samael
Yargı ve sertlik sephira'sı Geburah'ın ruhsal yöneticisi ve başmeleği olan Samael zayıfların koruyucusu ve aynı zamanda kanunu ih-
227
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
lal edenler için bir intikam meleğidir. Seraphinı melekler grubuna aittir ve hangi ruhun masum ve gerçek olduğunu saptayan saflaştırma prosesini yürütür. Bu sembolik anlayışa göre kişi , yaşantısındaki tüm sertlik ya da şiddetle ilgili sorunları masumiyetini açığa çıkannaya yönelik saflaştııma, arındııma dersleri olarak görmelidir. Sanıael Yaratılı� ' ın eneıjisini kendi özünde yoğunlaştırır ve eğer belirli zamanlarda daha fazla enerji ihtiyacı gerektiğinde o ya da melekleri gereken bu enerjiyi yönlendinnekle görevlidirler. Ancak yönlendirilen bu enerjinin meyveleri zaman içinde yavaş yavaş ortaya çıkar. Olayın iç yüzünün kavranması belli bir süreç içinde belirir ve kişi yapılması gerekeni tedricen görür. Sanıael'in "sertlik" titreşimi ise duygular bir sürecin içine girdiği anlarda noktasal saptamalar sağlar. Tansiyon, endişe, korku, panik ve histeri, kişinin duygularını olması gerekenin dışında kullanmaya çalışmasından doğar. Daha sakin sertlik titreşimine girince duygular rahatlar ve akıl, prosesin ayrıntılarını görmek için en etkin ve sistematik yolu keşfeder. Sanıael Hayat Ağacı 'nda sol tarafta yer alır. Gücü ve statüsü emrinde yer alan yetmiş meleği tarafından ortaya konulan bu başmelek on iki kanatlıdır ve yıkıcı melekleri yönetir. Ancak yüce melek Metatron 'dan farklı olarak Samael gücünü Tanrısal Işık 'ın büyük enerjisinden almaz. Çünkü o Metatron'un arkasında yer alır.
Kabala' da Hayat Ağacı'nın sol tarafında yer alan kötü yaratıklar bir takım isimler alırlar. İhtişam Kitabı Zohar kötülük krallığının temsilcileri olan ölümsüz bir çiftten söz eder. Bunlardan Samael, şeytan ya da iblis Asmodeus'tur. Ona Sitra Ahra-Arka Taraf adı da verilir. Eşi Lilith ise aslında erkek için (Adem) yaratılan ilk kadındır. Ancak o, erk.�ğin kontrolü altına girmeyi reddetmiş ve bu nedenle Cennet 'ten kovulmuştur. Lilith Cennet Bahçesi'nde bir yılan formunda kalan şeytana (Satan) katılmış ve onunla birlikte yıkıcı meleklerin krallığında bulunan ve Satan' ın, safsızlığın ve kirliliğin dehlizlerinde kontrol ettiği bir başka zaman boyutuna gitmiştir. Satan burada T-nn ·
tarafından yaratılmışlar için savcı olarak kullanılmakta ve metafiziksel kötülüğün güçlerini arttınnaya ve böylece kozmik dengeyi nega-
228
M E L E K L E R A L E M İ
tif tarafa doğru bozmaya çalışmaktadır. Lilitlı Kabala'da demonlann yüce anası ve onların kraliçesidir. Kabala 'da Samael kelimesi "Sami" adından doğar ve "kör" anlamına gelir. Samael Mars gezegeni ile ilişkilendirilir ve alemdeki tüm iğrençliğin kaynağıdır. "Karanlıklar Meleği" ve "Ölüm Meleği" gibi çeşitli adlar alır. Adının sonundaki -
el eki ise onun Tanrısal Kaynak' ını oıtaya koyar ve kabalistler bu nec denle onu şeytani hiyerarşinin başına (kansı Lilith ile birlikte) ya da Tanrısal hiyerarşiye koymak konusunda ayrılırlar.
Samael Kabala'da başmeleklerin en güzeli olarak tanımlanır. Pek çok başmelek altı kanatlı olmasına karşın Samael 'in Metatron gibi on iki kanatlı olduğu söylenir. Başmelek Sanıael ayrıca Samnıael, Sami/, ya da Kanıael olarak da bilinir. Beşinci Cennet'in şef meleği olmasına karşın genelde Yedinci Cennet'te yaşadığı öğretilir. Samael şeytanların prensi olarak hem Talmudik hem deTalnıud sonrası literaturde önemli bir figürdür. O, suçlayıcı, baştan çıkarıcı ve yok edicidir. Ölümün meleği olduğundan (Tekvin .iii.6) ve insanları bir damla zehirle tutsak ettiğinden (Ab. Zarah 20b; Kohut, "Angelologie und Danıonologie," s. 69, 7 1 1 866) adı "T-nn'nın Zehiri" olarak da anılır. Ancak Samael adının bir Suriye tanrısı olan Shemal'dan türediği de iddia edilir (Bousset, "Religion," s. 242 1903) . Sanıael'den bir yandan İblislerin Şefi (Tesniye . . . xi.9) ve İfritlerin Prensi (Jellinek, B.H. i . 125 ve Matt .ix.34) olarak bahsedilmekle birlikte melekleri ve güçleri yöneten, "Cennet'teki Muhteşem Prens" olarak da bahsedilir (Martyrdom, lsaiah, ii. 2). Kötülüğün enkamasyonu olarak o, Edom ve Esau 'nun tanımlandığı günahkar imparatorluğun (Roma) semavi patronudur (Tan. , Gen·.xxxii.35; Jellinek, Le. vi. 3 1 , 1 09) . Havada bir kuş gibi uçar (Targum Job xxviii. 7) ve Chaioth ve Ophanim altı kanatlı iken o, on iki kanatlıdır ve iblislerden oluşan bütün bir orduya kumanda eder (Pirche Rabbi. Eliezer. xiii). Buraya kadar o bedensel ve dünyevi arzuya sahip bir yılan (J.Q.R. vi. 1 2) ve ölüm meleği olarak tanımlanır. Satan ile ilişkili tüm efsaneler eşit olarak onunla da ilgilidir. Ayrıca bir imansız olarak o Belial ile de mukayese edilir. Sama-
229
K A B A L A : " S ı N ı R S ı Z " A Y O L C U L U K
el ' in tüm bu tanımlanmaları bize onun insanlık üzerine getirilmiş tüm kötülüklerin ana ilkesi olduğunu gösterir. Alemin yaratılışı sırasında Lucifer' di. Kötülüğü arayan ve Adem ile kötülük dolu uğraşa giren varlıktı. Onun karşıtı ise iyilik ilkesini simgeleyen ve Samael ile sık sık karşı karşıya gelen başmelek Michael'dir.*
Kabala sembolizminde, öğretinin her yerinde olduğu gibi melekler hiyerarşisinde de iyi ve kötünün çatışması vardır. Bu da bir dualiteyi gösterir. Ancak bu dualite yalnızca insan bilincine yöneliktir ve yalnızca insan bili"ncinin Yüce Birliği anlayabilmesi içindir. Daha önce de bahsettiğimiz gibi Kabala öğretisine göre "Her Şey Birdir" ve bu birlik Yüce Birliktir. Ve bu birlik T-nrı'dır. Bu durumda biraz önce bahsettiğimiz ikiliği (dualiteyi), birlik içinde algılamak işin sırrıdır. Yani Birlik içinde İkilik. İşin özüne bakıldığında Kabala' da ne dualite vardır ne de trinite. Var olan sadece, insan bilincinin algılama seviyesinde, onun işin özünü anlayabilmesi amacıyla, iyiyi algılayabilmesi için kötüyü, ışığı algılayabilmesi için karanlığı vurgulamaktır. Bu noktada Samael bu amaca hizmet eden bir semboldur ve Samael'in karşısında Hayat Ağacı 'nın en güçlü başmelekleri vardır. Şimdi bu melekleri aşağıda detaylı olarak inceliyoruz.
Mic/ıael, Gabriel, Raplıael ve Auriel
Hayat Ağacında Samael'in karşısında yer alan bu dört başmelek dünya ile yakın ilişkidedirler. Bu başmelekler dünyanın dört elementi, belirli renkler, dünyanın dört köşesinden her biri, Zodyak'ın üç burcu ve çeşitli enerjiler ile ilişkilendirilirler. Bu dört başmelek arasında Michael (Mikail) ve Gabriel (Cebrail) en çok bilinenleridir ve onlardan Kutsal Kitap ayetlerinde sık sık Tanrısal haberciler olarak söz edilir. Michael, Gabriel ve Raphae/ sünnetinden sonra Abraham'ı görmeye gelen üç yüce melektir (Zohar, Vayera l l üblü lb) . Michael'in görevi lsaac'ın gelecekteki doğumunu haber vermek (Zohar, Vayera 103a) , Gabriel'inki ise Sodom'u yerle bir
* Jewish Encyclopedia viii. 536; Lucken, "Michael," s. 22.
230
M E L E K L E R A L E M i
etmektir. Michael tamamiyle ateşten Gabriel ise sudan yapılmışlardır ve her ne kadar yan yana dursalar da birbirlerini hiçbir zaman incitmezler. Dolayısıyla T-nn'nın "barış" gücünü belirtirler. Aggadah 1 hem Michael hem de Gabriel'in gelecek olan Mesih'e eşlik edeceklerini ve daha sonra da günahkarlar ile mücadele edeceklerini yazar. Kabala ise Michael'i derece olarak Gabriel'e göre daha yukarıda belirtir ve Michael'in göründüğü her yerde Slıekinah'ın ihtişamı ve Kutsal Ruh'da onunla birlikte görülür. Her ulusun bir koruyucu meleği vardır ve Kabala'ya göre Miclıael'de Israel'in koruyucusu olarak görülür. Buna göre Michael Sarah'a /saac'ın doğumunu haber veren, Abraham'ı fırında yanmaktan kurtaran, Musa'ya yol gösteren, Israel'in sürgüne gönderilmesini engellemek amacı ile T-nrı 'ya karşı onun yanında olan ve İran Yahudilerini, Haman onları yok etmek üzereyken savunan melektir.
Michael
Michael "T-nrı gibi olan" anlamına gelir. Kabala'ya göre O Israel'in patron meleğidir2 ve Cennetin Orduları 'nın başkumandanıdır. Başmelek Michael; Gabriel, Raphael ve Auriel ile birlikte "Varoluşun Melekleri" olarak adlandırılan en üst seviyedeki dört melekten biridir. T-nn O'nun için "Adım onun içindedir" demiştir. Bu deyiş ayette şöyle belirtilir: "Dikkat edin! Sizden önce bir melek gönderiyorum. O sizi yolunuzda tutacak ve sizin için hazırladığım yere götürecek. Ondan sakının ve sesine itaat edin. Onu sakın kışkırtmayın. Çünkü o sizin günahlarını affetmeyecek. Çünkü BENİM ADIM O'NUN İÇİNDEDİR!" (Çıkış-S/ıenıat/ı 23:20)
Meleklerin prensi ve kumandanı olan Michael Güzellik sephira 'sı Tiphereth' i yönetir. Malachim (Krallar) melekler grubuna aittir. İnsanlık tarafından "dürüstlerin koruyucusu" olarak tanınır ve insanların kendi gerçek kimlikleri ile uyum sağlayabilmeleri ve Ya-
1 Rabbinik bir öğreti. Aggadik literatür Filistin'de ikinci Tapınak zamanında, Talmudik periyodun sonuna kadar olan süreçte gelişmiştir.
2 Oanie/.Xll , 1 ve Yoma. 77. a Sayı lar-Bamidbar Rab. s. 2, Hul.40a
231
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
ratılış 'ın gerçekliği içinde yer alabilmeleri için onların hakkını savunur. Yahudi inancına göre Michael Musa'ya Sina Dağı 'nda yanan çalının ortasında görünmüş ve yine öldüğünde de gömülmesi sırasında yeniden ortaya çıkmış ve Şeytan (Satan) ile onun ruhu için savaşmıştır. O aynı zamanda peygamber Daniel'i aslanların ininden kurtarandır. İncil 'e göre (Revelation 20: 1 ) elinde sonsuz boşluğun (abyss) anahtarı ve büyük bir zincir ile Cennet'ten inip satanik ejderhayı bin yıl boyunca bağlayan yine Michael'dir.
Bilindiği gibi Varoluş 'ta bir kutuplaşma söz konusudur ve her şey bir denge haline ulaşmaya çabalar. Varoluş bir yana ya da diğer yana doğru eğilim gösterdiğinde Michael ve/veya melekleri bu dengeyi sağlamakla görevlidirler. Michael'in titreşimleri kişinin içsel güzelliğin, barışın ve sevginin gerçek duygusunu deneyimlenmesini sağlar. Bu işlemden doğan sevgi ise saf sevgidir. Herhangi bir kişinin ya da herhangi bir şeyin sevgisi değil sadece sevgi. Michael bir koruyucu başmelektir. O mucizelerin meleğidir. Zor zamanlarda ve tehlikeli durumlarda ruha güç verir. Michael erdemlerin ve düzenin egemenliğinin şefidir. O pişmanlığın ve erdemliliğin meleği, dördüncü Cennet' in yöneticisi ve Şeytanı mağlup edendir. Michael Ateş elementi ile ilişkilidir. İnsan kalbine gerçeğin, sabrın ve sevginin ilhamını getirir. Ayrıca ruhlarımızın Cennet'e yolculuğunda yol gösteren melektir. Cennet 'teki yedi büyük başmeleğin en üstüdür (Metatron hariç) ve Cennet Orduları 'nın lideridir. İnsanlığı koruyan ve İfşaat Kitabı'na göre melekleri ile birlikte ejderhaya (Satan) ve onun düşen meleklerine karşı savaşandır. Genel olarak kanatlı ve elinde kını olmayan bir kılıç taşır durumda resmedilir. Genç, güçlü, yakışıklı ve genellikle zincirden bir zırh giyer durumda elinde kılıç, mızrak ve kalkan taşıyan, T-nrı 'nın Savaşçısı olarak gösterilir.
İslam kaynaklarında ise Michael (Mikail) yeşil zümrüt kanatlı ve her bir dili sayısız diyalekt konuşan ve Allah 'ın bağışlaması için yardım dileyen pek çok ağıza ve her biri 700.000 gözyaşı döken milyonlarca göze sahip milyonlarca yüz içeren, safran sarısı saçlı olarak tanımlanır. O, Cennet'ten kovulan Lucifer ve onun "düşen
232
M E L E K L E R A L E M İ
meleklerine" (İng. fallen angels) karşı yapılan sonsuz savaşta iyiliğin ordularının kumandanıdır. Yine O, Ölü Deniz yazmalarında belirtildiği biçimiyle Karanlığın Çocuklarına yani Belial'ın başkanlığındaki düşen meleklere karşı yapılan savaşta tarif edilen Işığın Prensidir. Hıristiyanlara göre o, Meryem'e yaklaşan ölümünü haber veren melektir. Michael ile ilgili literatüre ait bazı kabalistik kanıtlar şöyle verilebilir:
"Zannedilmemelidir ki Metatron [alemi] tek başına yönetir. Esas gerçek şudur: Çadır ona [Metatron'a] aittir ve Michael Yüce Rahip, Metatron'un Çadırında (yukarıda kimseye ifşa edilmemiş olan ve sadece Gelecek Alemin gizemi ile ilişkili olan öbür Çadırda) onun işlevini yansıtarak hizmet eder. İki ilahi Çadır vardır: Gizlenmiş Çadır ve Metatron'un Çadırı. Ve yine iki rahip vardır; biri İlksel Işık ve diğeri Miclıael, aşağıdaki Yüce Rahip." (Zohar, Bölüm 2, Sayfa 1 59a)
"R. Judah dedi ki: Yukarıda Orduların Lord'unun (IHVH TzBAVTh) meleği olan bir rahip var olduğu gibi aşağıda da Orduların Lordu 'nun meleği bir rahip vardır. Orduların Lordu 'nun yukarıdaki meleği ilahi merhametten (Chesed) çıkan yüce prens Michael'dir ve o ilahi Yüce Rahiptir." (Zohar, Bölüm 3, Sayfa 145b)
" . . . Tapınak açısından bir sorun yok çünkü onun taslağı apaçık ortadadır (Harabeleri inceleyerek Tapınağın her kısmında ne kurban edildiğini kolayca görebilirler). Ancak sunağı[n] [yerini] nasıl bildiler? R: Eleazar dedi ki: [Onlar] Onu [bir vizyonda} yapılırken gördüler. Ve Michael, yüce prens orada duruyordu ve üzerinde bir adak sunuyordu. Ve R. lsaac Nappaha dedi ki: [Onlar] lsaac'in küllerini orada gördüler. (Efsaneye göre lsaac bağlıydı ve onun yerine koç kurban edildi ve küller hfila oradadır.)" (Talmud, Zevachim 62a)
Auriel (Uriel)
Hayat Ağacı 'nın yedinci niteliği Zafer, Sonsuzluk-Netzach ve bu sephira'yı yöneten de başmelek Auriel'dir. Auriel kilise dışı yazıt-
233
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
!arda varlığın prenslerinden biridir ve çeşitli kaynaklar tarafından bir seraplı ve clıerub olarak tanımlanır. Güneşin vekili, T-nn 'nın Alevi, Varlığın Meleği ve Tartarus'un (Hades) yöneticisi gibi isimlerle anılır. O, T-nn'nın Işığı ve Ateşi olarak bilinir. Elokim melekler grubuna aittir ve kurtuluşun başmeleğidir. Auriel insanlığa Tnn 'nın bağışlama müjdesini getirir ve kişinin daha önce yaptığı hatalan düzeltebilmesi için onu cesaretlendirir. Kişinin Tannsal ' ı idrak edebilme yeteneğinden sorumludur ve ona daha yüksek bilince ulaşabilmesi yolunda gereken yardımı sağlar. Bu, kişiye bu yolda gereken fedakarlıklan fiziksel ortama uyarlayabilme yeteneği verir. O, bedensel ifşaatının gücü ile kişiye T-nn ile bir olmaya giden yolda kişisel fedakarlık yapabilmenin yolunu gösterir. Ancak bunun için birey T-nn'nın Yüzünü (Işığını) görebilmek için bu fazladan çabayı göstermeye istekli olmalıdır.
Netzaclı-Zafer, arzunun ve isteğin doyurulmasını temsil eder ve bununla birlikte bir zafer kazanma ve başan duygusu getirir. Kişi zafer duygusunu keşfettikçe bu duygu onun içinde gittikçe büyür ve emniyet, kendine güven, iç banş ve yaşamda tatmin olmanın derin seviyelerini elde etme olgusu ile sonuçlanır. Auriel kişinin yaratıcı gücünün ateşini hızlandırmak amacıyla onun zaferlerini ve başarılannı yönlendirir ve onun içini umut ve cesaretle doldurur. Bu da bireyin arzu ve motivasyon ateşinin yakıtıdır. Zafer'in titreşimi en güçlü enerjidir. Sürekli olarak Zafer-Netzaclı durumunda yaşamak tüm kişiliği yeniler ve tam ve anlamlı bir yaşam yaratır. Kabala' da Auriel Hayat Ağacını insanlığa veren başmelek olarak bilinir. O, Tnn tarafından Cennet B<ihçesi 'nin ortasına Cennet' in kapısını koruması ve içeri girilmesine engel olması için yerleştirilmiştir. Aynı zamanda Işığın ve Karanlığın Oğullan arasında geçen efsanevi savaşta Işığın Oğullan tarafında yer alan dört lider melekten biridir. O uyum, güzellik ve aynı zamanda küreler, gezegenler, bitkiler, hayvanlar ve insanlar arasındaki etkileşimlerden sorumlu olan sephira 'ya (Netzach) bağlıdır. Auriel sempatik vibrasyonun (olumluya yönlendirmenin) büyük temel örneğidir. Yeşil ve san bir alevle parlayan ve başının üzerinde gül rengi ışık halesi taşıyan bir varlık ola-
234
M E L E K L E R A L E M i
rak tasvir ed_ilebilir. O aynca yaratıcılığın meleğidir. Ölümlü kalplerde sanatsal ateşler yakar. Edebiyat ve müziğin baş meleğidir. Auriel ayrıca peygamberliğin hediyesini bağışlar ve dolayısıyla psişik yeteneklerimizin ve durugörümüzün ilhamını verir. Seraphim ve cherubim grubunun şefidir. Sık sık elinde ateşten bir kılıçla Cennet' in kapısında bekleyen bir melek biçiminde tanımlanır. Başmelek Auriel barış ve yardımı yönetir. Adı, "T-nrı Işığımdır", "T-nn Işıktır", "Tnn 'nın Işıması" ve "T-nrı Işığın Işıma İlkesidir" ya da "T-nn 'nın Ateşi" biçiminde tercüme edilir. Onun sembolü, sevginin ateşini tüm ruhlara sunduğunu gösteren ve içinde bir ateş tutan açık bir eldir.
Auriel aynca Eylül Ayının meleğidir ve rituellerde bu ayda doğanlar tarafından adı anılır. Milton "Kayıp Cennet III" adlı eserinde onu Güneşin Vekili ve Cennet'te yer alanların içindeki en keskin görünüşlü ruh olarak tanımlar. Çıkış-Shemoth 4:25 ayetine ait bir yorumda Musa'ya oğlu Gershom'u sünnet ederken anlaşmanın rituellerine uymadığı gerekçesiyle saldıran "iyi niyetli" bir melekten bahsedilir. Midrash Aggadah Shemoth bu meleğin Auriel, Zohar (I, 93b) ise Gabriel olduğunu yazar. Zohar'a göre Gabriel ateşten bir sütunun içinde yanan bir yılan görünümünde günahından dolayı Musa'yı yok etmek için iner. Yahudi Efsaneleri (II, 328) adlı eserde ise bu melek her ikisi de değil ama iki günahkar melek Hemah ve Aftır. Auriel çeşitli kaynaklarda yargılama günü Hades 'in pirinçten yapılmış kapılarının muazzam çubuklarını kırarak tüm günahkar ruhları yargının tahtının üzerinde oturan T-nn 'nın önüne getirecek olan ölümsüz meleklerden biri olarak tanımlanır. Auriel'in elementi topraktır. Yüzü Kuzeye dönüktür. Metatron gibi Auriel de Varoluşun en yüce meleklerinden biridir. Bunun nedeni ancak en yüksek titreşime sahip olan meleklerin T-nn'nın Varlığı karşısında dayanabilmesidir. Enoch'un Kitabında o fırtına ve terör meleğidir ve aynı kitapta T-nn'nın, Auriel'i yaklaşan seli Nuh'a haber vermek için yolladığı yer alır. Başka bir yerde ise ilahi sırları Ezra'ya açıkladığını ve aynca Abraham'ın Kalde* bölgesinde Ur şehrinden çık-
* Fırat deltası , İran Körfezi ve Arabistan Çölü arasında yer alan antik bir bölge.
235
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
masını sağladığı ifade edilir. Bazıları simyanın ilahi sırlarının Dünya'ya Auriel tarafından getirildiğini iddia ederler. Yine bazılarına göre o, mistik İbrani geleneği Kabala'ı insanlığa getiren melektir. Auriel adı ilk olarak Nep/ıilinı 'lerin şiddet ve kan dökmeye dayanan yönetimini sona erdiımesi için T-nrı 'ya yalvaran Enoch tarafından telaffuz edilir. Varoluşun diğer melekleri arasında Uriel, Enoch'un üst Cennetler'deki rehberi olarak hizmet eder ama onun ana işlevi melek ordularını ve Ölüler Diyarı Sheol'u yönetmektir. T-nn 'nın tahtını çevreleyen dört meleğin dört kutsal hayvanla tanımlandığı kabalistik literatürde Auriel kartal ile ve bazen de aslan ile ilişkilendirilir. Bu dört melek ışıklarını Cennet ' in dört rüzgarı üzerine yayarlar ve batı üzerine yayılan en mükemmel ışık Auriel'in ışığıdır.
Raphael
Hayat Ağacı 'nın sekizinci niteliği Görkem-Had ve bu sephira'nın yöneticisi başmelek Raphael'dir. İyileştiren Parlayan Varlık. Raphael Dünya'ya yüksek bilincin en uygun şeklini getirmenin mantıksal kararını verme yöntemi ile ilişkilidir. Bu proses ise Dünya'nın değişen titreşimi ile bağlantılıdır. Raphael adı, "T-nrı şifa verir" anlamına gelir. O lider meleklerden biıidir ve görevi Evrenin sürekliliğini sağlamaktır. Kabala'ya göre Raphael Şeytan Azazel'i Kıyamet Gününe yani T-nn'nın son adaletini yerine getireceği güne kadar sonsuz karanlığa gönderen melektir. Raphael çektiğimiz acılar ve insanoğlunun başına gelen her türlü keder ve bela ile ilgilenir. O, kişinin koruyucu meleklerini (ruhsal rehberlerini) rehberlik ve yardım etme konusunda cesaretlendirir. Raphael ve melekleri Dünya ve insanlığı iyileştirme kutsal görevi ile yükümlüdürler. İhtişanıH od, kendimize karşı doğru hissetme durumudur. Gerçek ihtişam insanda sadece kişilik seviyesinde değil üç değişik seviyede (spiritual, mental ve fiziksel) bulunur. Raphael kişiye hem kendi öz benliği ile hem de diğerlerinin benlikleri ile uyum içinde olması için rehberlik eder. Bu da kişinin denge, stabilite ve güç durumuna girmesine yardımcı olur. İhtişam kişinin değişebileceği, daha yüksek
236
M E L E K L E R A L E M İ
amaçlar yaratabileceği ve kendisinin sınırsız potansiyeli olduğunu · fark ederek büyüyebileceği duygusudur. Sınırsız potansiyel gerçek benliğin kendi doğasıdır. Kabala'da Raplıael Cennet Bahçesi 'nde bulunan Hayat Ağacı 'nın koruyucusudur. O, Abralıam' ın sünnet acısını .iyileştiren, Jacob'un nehrin kıyısında başmelek Samael ile savaştıktan sonra çıkan uyluğunu iyi eden melektir. Ayrıca o Nuh'a içinde, gemiyi nasıl yapabileceğini gösteren bilgiyi taşıyan bir güç yüzüğü veren melektir. O iyileştirme, bilim ve bilginin meleğidir. Raplıael hastalıkları, yaraları ve fiziksel acıları iyileştirebilir.
Raplıael İslamiyette ise "İsrafil" adını alır. Kıllı vücudu ağızlar ve dillerle kaplı olarak tasvir edilir. Dört kanatlıdır. Kanatlarından biri vücudunu ve diğeri Onu T-nrı 'nın Sonsuz Işığının şiddetinden korurken diğer ikisi tüm alemde Doğu' dan Batı 'ya kadar uzanır. İslam inancında o son yargılama gününde Kıyamet Borusunu üfleyecek olan melektir. Raplıael aynı zamanda "İlahi Yönetici" anlamına gelir. İyileştirmenin yanı sıra ölümlülere sevgi, neşe, yaratıcılık getirir. Hava elementi ile ilişkilendirilir. O, kişinin kendini motive etmesini teşvik eder. İkinci Cennet'in yöneticisidir. Beni Elokim melek grubuna aittir. Genellikle elinde bir hacı asası taşır durumda res-
. medilir. Başmelek Raplıael ayrıca daha sonraları Yahudi ve Hristiyan alimleri tarafından da İyileştirme Meleği olarak tanınan eski bir Kalde* tanrısıdır. İkinci Cennet 'in bu yöneticisinin nitelikleri bize anlayış, bilgi, kimya ve ilaç alanında yardımcı olur. Her ne kadar Raplıael adı Kutsal Kitap'ta yer alırsa da ilk defa bir melek adı olarakApocrypha'da yedi başmelekten biri olarak geçer. İblis Asmodeus'u yener ve iblislerin şefi Azazel'i sonsuz enginliğe (abyss) atar. Talmud'da Raphael [Miclıael ve Gabriel ile birlikte] Abraham'ı sünnet işleminden sonra ziyaret eden üç melekten biridir.
* iö 900 yılı nda Sümer ve Akad ülkesini işgal ederek Babil'i başkent yapan, astrolojide çok ileri bir Sami kavmi.
237
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Gabriel (Cebrail) Gabriel Cennet' in Valisi, cherubim' in (Güçlü Olanlar) yöneticisi ve dokuzuncu sephira Yesod'un meleğidir. Gabriel birinci Cennet' in yöneticisidir ve burası insanlığa en yakın olan Cennet'tir. O merhamet;in meleğidir. Ayrıca "Doğum Meleği" olarak bilinir. Doğmak üzere olan her çocuğu dikkatlice izler ve onlara herkesin içinde zaten var olan Cennet'in bilgisini verir. Doğumundan hemen önce Gabriel her bebeğin üst dudağına bu bilgiyi hatırlamasını önlemek için dokunur.
Başmelek Gabriel Varoluş 'u aydınlatmaya ve fizikselin bilincini Tanrısal olanın yükseklerine odaklamaya çalışır. Gabriel ve melekleri dünya planına ifşa edilmesi gerekenleri gözlemek için astral planda yer alırlar. Gabriel daha sonra kişiye fiziksel plana ifşa olmak üzere gerekli olan astral illüzyonları verir. Eğer bilinç ifşa edilecek olanı görürse üzerinde çalışması gereken şeyin ne olduğunu bilir. Gabriel Yaratılış ' ın ifşa edilmek üzere olan tüm nitelikleri üzerinde odaklanır ve daha sonra onları fiziksel alemin başmeleği Sandalphon 'a aktarır. Gabriel'in seviyesi olan Erdem-Yesod önemli bir seviyedir. Çünkü o, kişiye zorluklara ve engellere karşı dayanabilmesi için gereken enerjiyi sağlar. Kişi barışını ve kendi gerçek iç istikrarını sağlamayı sürdürdükçe hayatı kolaylaşır. Bu da kişiye korku, üzüntü, stres ya da endişe üzerine daha az enerji harcama olana- · ğını sağlar. Kişisel gelişimin bu noktasında, Gabriel kişiye daha bilgece ve daha üretken davranma imkanını sunar. "Tüm diğer şeylerin kötü gittiği noktada, siz başarısız olmayın". Temel ya da Erdem sephira'smın gerçeği işte budur. Gabriel çeşitli rollerinin arasında "Mesaj Meleği", "Tebliğ Meleği" ve "İletişim Meleği" olarak bilinir. O, müzik yeteneklerinin de gözlemcisidir ve müzisyenlere diğer insanları müzikleri ile iyileştirebilmeleri için yardımcı olur. Müzik yetenekleri ile donanmış kişiler de bu müziği, yaratmak ve çalmak yoluyla diğerlerine aktararak T-nrı 'nın Sevgi ve Işığının dağıtılmasında yardımcı olurlar. Gerçekten sevdiğimiz bir müziği dinledikten ya da çaldıktan sonra genellikle kendimizi daha iyi hissederiz. Gab-
238
M E L E K L E R A L E M İ
riel bizimle müziğin işaretleri yolu ile iletişim kurar. Gabriel, Judao-Hristiyan ve İslam inancında da en yüksek dereceye sahip iki melekten biridir. Gabriel adı "T-nrı 'nın Gücü" ya da "T-nrı Benim Gücümdür" anlamına gelir. Bazılarına göre o dişi bir melektir ancak Kutsal Kitap'ta hep eril zamirler kullanılarak anılır. O, Meryem'e İsa'nın doğuşunu ve yapacaklarını müjdeleyen melektir. Su elementi ile ilişkilendirilir ve neşe, gerçek, adalet ve sevgiyi teşvik eder. Rüyalarımızda ve vizyonlarımızda bize bilgeliği aktarır.
Gabriel İslamiyet'te ise Cebrail adını alır ve T-nrı'nın Işığını ve tüm ifşaatını taşıyan melektir. Doğudan batıya doğru açılmış 600 kanat içerdiği söylenir. Dünya ve Cennet arasında bir sandalyede oturmaktadır. Gabriel (Cebrail) Hz. Muhammed'e göre Kuran-ı Kerim'i yazdıran ve İslam dininin temelini oluşturan melektir.
Kabala'da ise Gabriel yüz kırk ( 140) çift kanata sahip olarak Tnrı 'nın sol tarafında oturur biçimde tasvir edilir. Gabriel suların hakimidir. O, Meryem'e gelen tebliğin, İsa'nın yeniden doğuşunun, merhametin, ölümün, intikamların ve ifşaat'ın meleğidir. Gabriel kelimesi "T-nrı 'nın Adamı" anlamına da gelir. Elementi Sudur, yüzü Batı'ya dönüktür. Bu da O'nun "T-nrı 'nın Habercisi" sıfatını doğrular. O, Kızıl Deniz 'in sularını yararak Musa ve halkını Firavunun ordusundan kurtaran, Sanherib'in ordularını yenen ve ölümünden sonra Musa'yı gömen melektir. Uzun saçlı, renkli kanatlı ve elinde bir asa ya da zambak tutar durumda bir insan figürü ile resmedilir. Yüksek alemlerden en sık gelen ziyaretçimizdir. T-nrı 'nın solunda oturduğu söylenen Gabriel günahkar Sodom'u yok eden melektir. Ayrıca O, Yahudi halkının sürekli koruyucusu olarak bilinir. Tamar'ı erdemsizliğinin cezası olan yanmaktan kurtaran, Joseph' i Potiphar'ın kötü planlarından koruyan ve ona dünyanın yetmiş iki. dilini öğreten, bebek Musa'nın ağlamasına sebep olarak Firavunun kızının ona karşı merhamet duymasını sağlayan ve Firavun Musa'yı sadakatinden dolayı sınarken önüne sunulan içi altın ve yanan kömür dolu iki çanaktan Musa'nın elini akkor halinde kömür dolu olanına uzatmasını sağlayan ve böylece tahtta gözü olmadığı-
239
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
nı vurgulamasını temin eden melektir.* Kabala'da Gabriel hakkındaki yazıtlardan bazı örnekler vermek gerekirse:
"Gabriel, "T-nn 'nın Adamı", Daniel ' in Kitabı VIII, 1 6-26; IX, 2 1 -27 'de belirtilir. O T-nn 'nın habercisidir ve Dünyada O'nun iradesini yerine getirir." (Talmud, Slıabbath 55a)
"Gabriel geldi ve [Joseph'e] yetmiş li sanı öğretti (V. infra., Gabriel istisnadır; çünkü diğer meleklerin hiçbiri Aramice'yi bilme�.)'' (Talmııd, Sotah 33a)
"Gabriel geldi ve [Joseph'e] yetmiş lisanı öğretti, ama o onlan öğrenemedi. Bunun üzerine [Gabriel] kendi adının sonuna Kutsal Olan'ın Adından bir harf ekledi ve [lisanları] ona öyle öğretti: Ve O [lisanı] denemek için Joseph'in zihnine koydu (V.p 179, n 7). Mısır diyarına gittiğinde O [Joseph] hiç bilmediği bir lisan duydu (Ps. LXXXI, 6). Ertesi gün Firavun hangi lisanda konuşursa konuşsun Joseph ona cevap verdi . Ama [Joseph] ona Kutsal Dil 'de konuşunca Firavun O'nun ne dediğini anlamadı. Ve O (Firavun) bu dili kendisine öğretmesini söyledi. [Joseph] o dili Firavuna öğretti ama O öğrenemedi. Firavun ona dedi ki "Bana bunu kimseye açıkmayacağına dair yemin et (Çünkü O İbranice'den habersizdi ve bir kral her dili bilmek zorundadır) ve O (Joseph) yemin etti." (Talmud, Sotah 36b)
Sandalphon
Hayat Ağacı 'nın onuncu niteliği Krallık-Malclıuth ve yöneticisi de Sandalp/ıon 'dur. Tanrısal Şarkı 'nın Efendisi ve Dua Meleği. Sandalplıon Cennet'in kavşağında durur ve erdemli ve dürüstlerin ruh-
* Bu öyküye göre küçük bir çocukken ve Firavunun kucağında otururken Musa Firavunun başından tacını alır ve kendi başına koyar. Firavunun büyücüleri bunun kötü bir işaret olduğunu söylerler ve onun test edilmesi gerektiğini belirtirler. Hangisini alacağın ı görmek için ortaya, içi altınla ve yanan kömürle dolu iki kap koyarlar. Musa eğer altını alırsa öldürülecektir. Ve Gabriel ortaya çıkar. Musa onun yönlendirmesi ile elini kömüre atar ve alarak ağzına koyar. Bu da onda tüm yaşamı boyunca kalacak bir konuşma sorunu bırakır (ÇıkışShemoth, 4: 1 0) . Ancak bu sayede öldürülmekten kurtulur.
240
M E L E K L E R A L E M İ
lannın Cennet 'i bulmasına yardım eder. O ve melekleri dünya planına ifşa olacak olanlann fiziksele dönüştürülmesinden sorumludurlar. Malchuth dünyevi boyutu ve yoğun maddenin içindeki spiritüel değerleri yani Atomun Ruhu'nu kapsar. Sandalphon'a Dört Elementin Lordu tanımı da yapılır. Bu başmelek bilhassa fiziksel planla uyum sağlamakta güçlük çeken kişilerin yardıma çağırabileceği bir yüce varlıktır. Çünkü fiziksel nesnelerin ruhu O'nun denetimi altındadır. Sandalphon fiziksel niteliklerden sorumludur. Doğrudan Taç-Kether'e bağlıdır ve dört ana başmelek Michael, Auriel, Gabriel ve Raphael ile yakın bir biçimde çalışır. Bu dört başmelek alemin dört köşesinin melekleri olarak adlandırılırlar. Bir takım olarak çalışırlar ve enerjilerini fiziksel planda tecelli etmesi gerekenleri gerçekleştirebilmek için yoğunlaştırırlar. Sandalphon ise daima dünyevi enerjilerle çalışır ve onlan mümkün olan en yüksek seviyeye çıkaıtarak dünyayı daha yumuşak akan bir titreşime doğru yönlendinneye uğraşır. Sandalphon Hayat Ağacı 'nın en altında Krallık-Malchuth seviyesinde ve ikiz kardeşi Metatron ise Taç-Kether' de Ağacın en üstünde yer alır. Birlikte aşağıdan yukan ve yukandan aşağı doğru çalışırlar. Bu da ruhsal ve maddesel planlarda denge ve . odaklanmanın kombinasyonunu sağlar. H.:!r iki nitelikte Hayat Ağacı' na giriş ve çıkış noktalannı oluşturur.
Kabala ve Judaik öğretiye göre Sandalphon T-nn 'nın başına, inananların dualarından bir taç dokur. Aynca kabalistik öğretiye göre embriyoda erkek ve dişi farkını oluşturan yine odur. Bir inanışa göre O ilk önce peygamber Elijah'tı. Sandalphon merhamet meleklerini yönlendirir ve doğrudan Yaratılış 'tan sorumlu T-nn'nın dişil niteliği Slıekinah ile çalışır. Kabalistik öğretide o Krallık-Malchuth'un gardiyanıdır ve O'nun izni olmadan Hayat Ağacı'nda [ruhsal olarak] yukanya doğru çıkış olanaksızdır. Bu konumu O'nun aynca dünyanın gardiyanı, maddesel krallığın kurallarının yöneticisi, doğa elementlerine annoni ve uyum getiren varlık olduğunu belirtir. Dolayısıyla onu, bizi topraklaması için ve dünyanın iyileştirilmeye ihtiyacı olduğu zaman çağırabiliriz. O elemental enerjilerle ilişki
241
K A B A L A : ·· s ı N I R S J Z " A Y O L C U L U K
kuıınamıza yardım edebilir. Sandalphon pek çok değişik fom1 kullanır ve böylece açıkça idrak edilmesi zorlaşır. Geleneksel eril foıında büyüleyici güzellikte bir bahçede dolaşan ve ona sihir ve mucizelerle bakan bir büyücü olarak görünür. Geleneksel dişil foımunda ise büyüleyici güzellikte bir buz ya da kristal prensesidir. Bu prenses formunu çocuklar için kullanır. Baptist John formunda ise sandaletler ve şort giyer. Bazen Sandalphon ışıktan oluşan devasa bir varlık ya da bir tür üst rahip olarak görünür. Bu O'nun Elijah formudur. Elijah foıınu, Sandalphon'uff görebileceğiniz en yakın Tannsa! biçimidir. Bu formda elinde bir asa taşır ve bu asa O'nun gücünü ve bilgeliğini simgeler. Bazılarına göre O ilk önce İbrani Peygamber Elijah'tı. Söylendiğine göre yanan bir savaş arabasının içinde hala yaşıyorken bir hortum tarafından Cennet'e alındı. Bu noktada Sandalphon oldu. Sandalplıon olarak meleksel hiyerarşide Tanrısal Araba-Merkabah'ın arkasında durur. Açık yeşil, zeytin yeşili, koyu kırmızı ve siyahdan ibaret olan Malchuth'un dört kabalistik rengini de taşıyan bir büyük meleksel form olarak betimlenir. Düşük bir vibrasyon hızına sahip ve oldukça hantaldır. Çünkü yoğun madde boyutuna ve hemen yakındaki eterik boyuta aittir. O, Metatron 'dan sonra meleklerin en uzunudur. Musa onunla ilgili "uzun melek" tanımını yapmış ve Cennet'e Torah' ı almak için yaptığı [astral] yolculuk sırasında Sandalplıon'u görmüş ve onun görünüşü karşısında yüreği korkuyla dolmuştur. Yine söylendiğine göre ayaklarından başına kadar ulaşabilmek için beş yüz yıl yürümek gerekir. Diğer raporlar da onu ateşten görünüşlü ya da saf enerjiden oluşmuş ve yüzüne bakılması bile zor bir görünüşe sahip bir varlık olarak tanımlarlar. Hangi foıınu kullanırsa kullansın Sandalphon eşşsiz bir varlıktır. [Astral yolculuklarda] Malchuth küresinde karşılaşacağınız bütün varlıklar Sandalphon ile ilintilidir. O yüce bir öğretmendir ve sağlığınız ve refahınızla ilgilenir. O, Malchuth'u ve bütün harikalarını, sizi Hayat Ağacı'nın geri kalanındaki yolculuğunuza hazırlamak için kullanır. Adı "ikiz kardeş" anlamına gelir. O, Dünya Krallığı'nın koruyucu meleğidir ve müziğin ve Tanrısal Şarkı 'nın patron meleğidir. Fiziksel alemde, insanlığın ve tüm varlıkların ori-
242
M E L E K L E R A L E M İ
ginal kopyasını varoluşa getirmekle ve dolayısı ile bir rehber olarak sizi doğru yöne götürmekle sorumludur. Değişik inançlara göre Sandalphoıı değişik Cennetler' in yöneticisi olarak görülür. İslam inancında o, dördüncü Cennet'tedir, Eııoc/ı 'un üçüncü kitabında altıncı, Zohar'a göre ise yedinci Cennet'tedir. Başmeiek Michael (Mikail) ile birlikte Satan'ın kötü güçlerine karşı ayrılık ve kaosu yok ederek ve onu armoni ve uyuma dönüştürerek amansızca savaşır.
243
9 K A B U K L A R A L E M İ
K L I P P O T H
V ötülüğün varlığı, kaynağı ve varoluş nedeni Kabala'da k/ipl.""-poth-kabuklar kavramı ile açıklanır. Klippoth'un var olma nedeni ve yapısı aşağıdaki biçimde açıklanabilir.
İlk Çıkış Alemi-Atziluth ve Düşüş Kapların Kırılması
Lurianik Kabala'ya göre Yaratılış'ın başlangıcında ilk yaratılan sephiroth'un doğası orijinal olarak saf ve henüz tezahür etmemiş Işık'tan oluşuyordu. Adam Kadmonik alemlerin en düşüğü olan Konuşma Alemi ya da Sınırlı Alemde (Malchuth) onları içeren sadece tek bir kap ya da tezahür karakteristikleri elde etmişlerdi. Bu, Adam Kadmon'dan çıkan ilk alem olan Tohu-Kaos Alemine ya da Nekudim-Noktalar Alemine sadece bir girişti ve dolayısıyla gerçek tezahür varoluşuna sahipti. Tohu kelimesi Kabala' da orijinal sephiroth'un henüz bir şekil ve sıra kazanmamış durumuna karşılık gelir. Tekvin-Bereshith 1 :2 bu aşamadan şöyle bahseder: "Ve dünya şekil-
245
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
siz (tolıu) ve boştu (bo/ıu) . . . Ve karanlık, engin derinliğin (abyss) yüzü üzerinde idi .".
Burası daha önce tezahürün aşamalannı açıklarken de bahsettiğimiz Noktalar Alemidir. Böyle adlandırılır çünkü Yaratılış'ın bu anında sephirotlı birbiri ile ilişkili değildiler. Organize olmamış kaotik bir atoınistik (atom boyutunda küçük) aynlık durumundaydılar. Dolayısıyla birbirlerine hiçbir şey veremiyorlardı. Tek yapabildikleri yalnızca T-nrı 'dan almaktı. İlk üçü hariç üç kolon halinde organize olmamışlardı (yani ideal sephirotik dlizene henüz kavuşmamışlardı). Ancak tek bir sıra halindeydiler ve bu da onların birbiri ile ilişkili olmalarını olanaksızlaştırıyordu. Bu nedenle Adam Kadmon' un saf muazzam ışığı içlerine parlayınca atomistik seplıiroth'utaşıyan kap buna dayanamadı. Kırıldılar ve "düştüler". Düşen kaplar sephirothik ışığın kıvılcımlarını tutan klippoth ya da kötülüğün "kabukları" haline geldiler. İşte bu nedenle To/ıu-Kaos Alemi Kabala'da kötülüğün kaynağı olarak adlandırılır. Noktalar Aleıni-Nekudinı ayrıca Şiddetli Yargı-Gevurah ve Sınırlama-Din ile de karakterize edilir. Lurianik Kabala' da Din-Sınırlama niteliği sadece düşüşün bir nedeni değil büzülme-tzimtzum prosesi de dahil olmak üzere tüm Yaratılış' ın en yüce nedenidir. Çünkü tüm Yaratılış ve tezahür, original "tezahür etıneyişin" ve Sınırsız Olan-Ain Soph'unKendi Yarattığı 'nı sınırlaması sonucu oluşmuştur. Burası aşın nefs (Nephesclı, düşük tutkular ) ya da sınırlama ile karakterize edilen bir alemdi. Buna ek olarak buradaki sephirothik kaplann ışıkları "kalındı". Dolayısıyla bu alemin sephirotlı 'u daha üst kaynaktan gelen ı şık akışını tolere etmeye yeterli değildi. Bu durum ise "Kaplann Kırılması" ya da Zohar'da sembolize edilen "Krallann Ölümü" ile sonuçlandı. "Krallann ölümü" terimi Tekvin-Bereshith'te de yer alır. Burada Edom'un ölü yedi kralından bahsedilir ve Edomkötülüğün kaynağıdır. Zohar'ın açılış kitabı olan Örtülü Gizem Kitabında da bu an şöyle tanımlanır: "Antik çağın kralları ölmüştü. Taçlan artık yoktu; ve dünya ıssızdı." Burada bahsedilen krallar Edam krallandır. Zohar'a göre onlar evrenimizin şekillenmesinin hemen öncesi var olan "dengelenmemiş kuvveti" sembolize ederler.
246
K A B U K L A R A L E M İ
Kapların kırılması prosesi farklı sephirotlı 'u farkl ı biçimlerde etkileyecek biçimde tanımlanır. On sekizinci yüzyıl kabalisti Moses Luzzatto bunu şöyle açıklar: " .. .İlk üç seplıirotlı düşme işleminden sadece bozulma biçiminde etkilendi. İlk üç sephirotlı 'un sadece arka kısmı düştü ve bu arka bölüm bile İlk Çıkış Alemi-Atzilutlı kadar düşmedi [Moses Luzzatto, Kabala'nın Temel İlkeleri-General Principles of the Kabala]
. Buna göre üst üç seplıiroth'u (Taç-Ketlıer, Bilgelik-Clıoclınıah, Anlayış-Binah) içeren kaplar kaynağa yakındılar ve bundan dolayı daha saf bir yapıya sahiptiler. Dolayısıyla içleıinden geçen ışığın muazzam şiddetine dayanmayı ve onu tutmayı başardılar. Ama Chesed'den Yesod'a kadar olan altı alt seplıirotlı daha zayıftı ve bu nedenle ışığı tutmayı başaramadılar. İçlerinden akan muazzam şiddetteki Işığın gücü karşısında dayanamadılar ve birbiri peşi sıra kırıldılar. İşte bu proses Kabala' da "kapların kırılması" adını alır. Son sephirah Malchutlı ise çatladı ancak üzerinde bulunan altı sephiroth kadar büyük zarar görmedi. İşte bu İlahi Kriz sayesinde alt alemler var olabildiler: " . . . Bu şekilde, her kabın en iç kısmı Yaratılış Alemi'ne (Briah) , iç kısmı Oluşum Alemine (Yetziralı) ve en dış kısmı da Hareket Alemine (Asiah) indi ... "
Dolayısıyla Noktalar Alemi-Nekudim'in yedi alt sephiroth 'unun düşüşü ile alt alemler (Briah, Yetzirah ve Asiah) oluştu. İlk üç sephiroth 'un parçalanmış kısımlan yani Taç-Kether'in Zafer-Netzach, Görkem-Hod ve Temel-Yesod'unun arka kısımlan (her sephiroth kendi içinde tam bir onlu alt sephiroth grubu içerir demiştik) ve Bilgelik-Chochmah ve Anlayış-Binah'ın ise Zafer-Netzach, GörkemHod ve Temel-Yesod'lannın tamamı, İlk Çıkış Alemi-Atziluth 'un geri kalan kısmını oluşturdular. Kapların içinde bulunan ışığın bir kısmı Atziluth aleminde kendi kaynağına giden yolu yeniden bulabildi. Geri kalanı ise dağıldı ve kaplarla birlikte düştü ve onların parçalarından k/ippoth-kabuklar ya da kötülüğün kuvvetleri-sitra . ahra (diğer taraf) şekillendi.
247
K A B A L A : " S I N I R S ! Z " A Y O L C U L U K
Taralı 'ta "Ve Dünya şekilsiz-ta/ıu ve ıssızdı-bahu" biçiminde ifade edilen Yaratılış prosesinin başlangıcında da gördüğümüz talıu ve bahu kavranılan her ne kadar basit anlamda kaos ve ıssızlık olarak kullanılırsa da onlar aslında Kabala 'da Yaratılış 'ın temel elementleridir. Buna göre: T-nrı tüm şeyleri var eder ve dolayısıyla en yüce Vericidir. Diğer taraftan Yaratılış ise T-nrı'dan Varoluşu almalıdır ve dolayısıyla en yüce Alıcıdır. Kabala'da venne kavramı "ışık" ve alma kavramı ise "kap" kavranılan ile ifade edilir. Hem tahu-kaos hem de ba/ıu-ıssızlık bu ilksel kaplara karşılık gelirler. Tahu-kaos kınlan ilk kapları simgelerken ba/ıu-ıssızlık yeniden yaşama döndürülen ve düzeltilen kaplara karşılık gelir.
Klippoth Nedir?
Vlippalı (çoğ. klippatlı) kelimesi İbranice'de "kabuk" ya da "kıl\.. rık" anlamına gelir. "Giysi", "kaplama" ya da "kap" kavramları Kabala'da "Ain Saplı-Sınırsız Olan'ın Işığını taşıyan" anlamına olmak üzere oldukça sık kullanılır. Örneğin seplıirotlı "ışığı alan" anlamına olmak üzere kelim-kap olarak adlandırılır. Taşıyıcı ve taşınan arasındaki dualite, "Yaratıcı Hareket" (Primum Mobile) kavramının en önemli kabalistik açıklamalarından biridir. Klippalı kelimesi ise bu mecazın bir uzantısıdır. Bir klippalı hem bir örten hem de bir taşıyandır ve her seplıira tezahür ediş sıralamasında kendisinden bir öncekini kaplayan bir kabuk olarak davranır. Teknik anlamda k/ippotlı Hayat Ağacı 'nın yaratılışında vardır denebilir. Bir ağacı kestiğimizde yapısında, dışında ince kılıflar içeren halkalar bulunduğunu görürüz. Hayat Ağacı on tane iç içe aynı merkeze sahip halka içerir ve bazen klippalı dış kabuğa karşılık gelir. Kelime genellikle hiçbir ışık içenneyen ama onun üstünü örten bir örtü anlamına kullanılır. Yani boş bir kabuk, ölü bir kınk parça. Klippatlı Kabala' da aynca kötülüğün şeytani güçleri olarak görünür ve alemde bulunan tüm kötülükten sorumlu demonik bir hiyerarşi içinde yer alan kötü demonesler (dişi demonlar) olarak kabul edilir. Klippah
248
K A B U K L A R A L E M i
kelimesinin basit bir anlamı olmamasının nedeni, onun kabalistik kötülüğün bir parçası olması ve monoteistik yani dualistik olmayan tek tanrılı bir öğretide kötülük kavramının belli bir karmaşıklık düzeyine varmadan açıklanmasının mümkün olmaması olarak açıklanır. Bu durumda sonuç olarak konu şu soruya gelebilir:
Eğer T-nrı "İyi" ise Neden "Kötülük" Var? Kabul edilmelidir ki hiçbir kısa açıklama bu karmaşık sorunun cevabını vermek için yeterli olamaz. Kabala' da dualitenin ve dolayısı ile kötülüğün varoluşunun nedeni şu cümleyle ifade edilebilir: Talmud sorar: "'Kim bilgedir? Ve cevap verir: Her insandan bir şey öğrenen."
Kabala'da Bilgelik seviyesinde tüm insanlar birdir. Dolayısı ile eğer bir kişi bilgelik seviyesine (Clıochmalı) erişmiş ise herkesten ve her şeyden bir şey öğreniyor demektir. Tek tek durumlara ve fikirlere ayrılma kavramı ise Bilgelik seviyesinin altında oluşur. Baal Shem Tov'a göre bilgelik seviyesine erişmiş olan kişi tüm Yaratılış'tan olduğu gibi kötülükten de bir şey öğrenmelidir. İyilik ve kötülük ayrımının yapılabileceği yer yalnızca bu seviyenin (Chochmalı) altıdır.
Bahir 1 yorumunda Aryeh Kaplan bu konuda şöyle der: "Kötülük, Yaratılış 'ın ikincil elementlerinin sonucudur ve amacı, var olabilmek için serbest seçime izin vermek ve insanoğlunun temel amacı olan T-nrı 'ya bağlanmayı sağlamaktır" (Bahir; s 1 15, 1 989). İşte bu tanım temel kabalistik teodisenin 2 açılımıdır. Buna göre, "kötülük T-nrı ile yapılan bir mücadele değildir. O, bizim T-nn'nın "Işığını" almamızı sağlayan çabanın bir kısmıdır".
1 Kabala'nın en önemli kitaplarından. Tanrısal nitelikleri sayılar olarak ele alan ,
Sepher Yetzirah'tan farklı olarak On Sephiroth sembolizmini i lk,vurgulayan kitaptır. Burada keneset lsrael yani Yahudi halkın ın midrashik cisimlendirmesinde onları, Tanrısal Varlık Shekiaah ile eşit
' gösterir. Rabbinik
gelenekte ise bunlar iki ayrı kavramlardır. 2 İyiliğin var olabilmesi için kÖtülügün gerekli oldugunu ileri süren felsefe.
249
K A B A L A : " S I N J R S I Z " A Y O L C U L U K
Yukarıda kapların kırılması kavramına da bahsettiğimiz gibi kapların birbiriyle etkileşebilmeleri için hem almaları hem de vermeleri gerekir. T-nrı 'nın ışığını alabilmek için ise kap bir şekilde Ona bağlanmak zorundadır. Ruhsal ile fiziksel arasındaki temel fark ise fiziksel uzayın ruhsal alem içinde var olamayacağıdır. Dolayısıyla seplıirotlı T-nrı ile doğrudan fiziksel olarak bağlanamaz. Mümkün olan tek bağlantı yolu ise benzerliktir. Dolayısıyla Tnrı 'nın Işığını alabilmek için kap en azından bir dereceye kadar Tnrı 'ya benzemek zorundadır. Ancak bu kavram ortaya bir zorluk çıkarır. Eğer T-nrı en yüce Verici ise ve Kap sadece alabiliyor ama veremiyorsa bu durumda bu ikisi mutlak karşıtlardır. Bu durumda gereken şey ise hem alan ve hem de verebilen bir kaptır. İşte Kabala'ya göre bu en yüce kap insandır. Eğer insan T-nrı 'nın Işığını alıyorsa o önce bir verici olup Ona benzemek durumundadır. Bunu gerçekleştirebilmek ise ancak O'nun Emirlerine uyarak ve böylece ruhsal alemlere destek vererek mümkündür. Bir verici olabilmek için ise insan hem özgür iradeye hem de seçme özgürlüğüne sahip olmalıdır. Ve bu da ancak hem iyilik hem de kötülüğün aynı anda var olabilmesiyle mümkündür.
Sonuç olarak, kapların tolıu-kaos aşamasında belirtildiği gibi orijinal olarak Işığı tutamayacak biçimde yaratılmalarının sebebi , kötülüğün var olabilmesi ve böylece insana serbest seçim özgürlüğünün verilebilmesi içindir ve bu da kapların yeniden düzeltilebilmesi için gereklidir. Daha da ötesi, kötülük en yüksek orijinal kaplardan doğduğundan düzeltilebilir ve yeniden bu seviyeye yükseltilebilir. Kabala'ya göre T-nrı 'nın en fazla haz duyduğu an tüm kötülüğün iyiliğe dönüştüğü andır. İnsan serbest iradeye sahiptir. Böylece kötülüğün üstesinden gelebilir ve bu da Yaratılış'ın en yüce amacıdır. Kötülük yenildiği zaman ise bu yüce amaç yerine getirilmiş olacaktır. İşte bu T-nrı 'nın hazzıdır. Daha derin anlamda düşünürsek, kişi kötülüğü yendikçe daha fazla serbest iradesini kullanıyor ve böyle yaparak daha fazla T-nrı'ya benziyor demektir. Bu durumda kötülüğün varoluş amacı, insana serbest seçim olanağını vermek ve bunu başa-
250
K A B U K L A R A L E M İ
rarak Yaratılış'ın en yüce amacını vücuda getinnektir diyebiliriz. Bu en yüce amaç ise Kabala'da "T-nn 'ya bağlanmak" biçiminde ifade edilir. Klippoth kavramı bize kabalistik dualiteyi açıkça gösterir. Yani taşıyıcı (kap) ve taşınan (ışık). Karşıtlar birliği oluştunnak üzere birlikte çalışıyorlar. Verilen "ışık", alan ise "kap". Karşıtlar: Veriş ve alış. Aktif ve pasif. Ve birlikte ilksel amacın yerine gelmesine yardım ediyorlar. T-nrı'nın Varoluş'u yaratmasının temel amacı, O'nun Kendini Yarattıkları'na tümüyle göstennek istemesiydi. Ya da Zohar'da sembolize edildiği gibi: "Yüz'ün Yüz'e bakması."
Kabala, T-nrı 'nın Işığını alacak olan gerçek kapların insanlık olduğunu öngörür. Ancak insan bunu gerçekleştirebilmek için önce bir şekilde T-nrı'ya bağlanmalıdır. Venneyi ve etkileşmeyi başaramayan original kapların aksine insanoğlu ayrıca bir verici olarak yüzünü Tnrı 'ya dönmeye (zaten O'nun suretinde yaratılmıştır), O'na yaklaşmaya çalışmalıdır. Karşıtların kombinasyonu: Biz hareketlerimizle ilahi alemleri besleyerek "veririz". Ama bunu yapabilmeden önce "almak" için, hem serbest irade hem de serbest seçim sahibi olarak -ki bu, ancak hem iyi hem de kötü var olduğunda mümkündür- Tnrı 'ya yaklaşmaya, yüzümüzü O'na dönmeye çalışmalıyız.
Zohar'a göre tam bir kap vizyon açısından bir bütünlüğe ve kapasiteye sahiptir. O anlaşılabilir bir fikir içerir. Kırılmış bir kap ise birlikten mahrumdur ve dolayısıyla onun vizyonu karışık ve şekilsizdir (tohu). Bu tür bir vizyonu izlemek kişiyi T-nrı'dan ayrılmaya götürür ve biz T-nrı'nın ışığını tamamen anlamak ve onu taşıyabilmek için bu tür vizyonlara dikkat etmeliyiz. Böylece bir tam daireye gelmiş oluyoruz. Taşıyıcı [kap] ve taşınan [ışık]. Bilge kişi kötülükten de [bir şeyler] öğrenir. Bu nedenle klippoth Yaratılış içinde yer alan gerekli bir bileşendir. T-nrı 'ya karşı bir mücadele değil ama insanlık açısından ona ulaşmamıza yardım eden bir mücadele. Işığın kitabı Zohar kötülüğün temel nedeni olarak ayrılma hareketini gösterir. Ayrılma hareketi, Zohar'da "filizlerin kesilmesi" kavramı ile sembolize edilir. Birleşmiş olan bölünmüş hale gelmiştir. Zohar'da bir şey ile diğeri arasında oluşan sınır ise kabuk olarak algılanır. İlk
251
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
aynlma ise Hayat Ağacı ("bir şey", Merhamet Sütunu) ile İyi ve Kötünün Bilgisi Ağacı 'nın ("diğeri", Şiddet Sütunu) bölünmesidir. Normal kavrayış olarak alem "bir şey" ile "diğeri" arasındaki bölünmeler ile karakterize edilir. Bunun sonucu olarak teknik anlamda kişi bizim bir kabuklar dünyasına gömülmüş durumda olduğumuzu söyleyebilir. Original, bölünmemiş ışıktan alınan (bir ayrılma daha yaparak) kabuklar tezahürün ölü kalıntılarıdır ve ölü deri, saç, kabuk, deniz kabukları ya da pislik olarak tanımlanabilirler. Onlar içilen bir şarap şişesinin dibinde kalan kalıntılar ya da altın madenini anttıktan sonra geriye kalan safsızlıklar olarak görülürler. Scholem' e göre Zohar kötülüğü, "yaşamın gizli organik prosesinin kalıntısı ya da reddedilmiş kısmı" olarak tanımlar. Kötülük aslında ölü bir şeydir ama T-nrı 'nın küçücük bir kıvılcımı üzerine düştüğünde yaşama döner. Kendi başına ise sadece yaşamın ölü bir kalıntısıdır.
Aşağıda yer alan listede klippoth'un bir sephira'yı çevreleyen ve kuvvet içermeyen şekle sahip, boş kabuklar olduğunu gösteren tercümeleri verilmiştir.
Kether Choclınıah Binah Chesed Geburalı Tiphereth Netzach Hod Yesod Malchuth
Yararsızlık Keyfi hareket Kadercilik İdeoloji Bürokrasi Boşluk, Sahtecilik Rutin, Tekerrür, Alışkanlık Sert, katı. düzen Zombiizm, Robotizm Hareketsizlik (Dolaşım)
Klippoth hakkındaki ikinci bir ortak tercüme ise onların bir sephira 'nın karşıt ya da negatif durumunu temsil ettikleridir. Bu fikrin birçok değişik kullanımı vardır. En çok kullanılanlardan birine göre kötülük, Yaratılış sırasında din-sınırlama sıfatının aşin güçleri
252
K A B U K L A R A L E M i
nedeni ile ortaya çıkmıştır. Bu dengesizlik prosesin özünden kaynaklanmış olabilir. Yani her bir sephira'nın dengesizlik ve kararsızlık durumuna girdiği (dengesiz kuvvetin krallıkları) bir dönemden kaynaklanan Yaratılış hareketinin sonucunun bir kalıntısı olabilir. Ama diğer bir görüş ise bu dengesizliğin nedeninin insanoğlunun Hayat Ağacı yerine İyilik ve Kötülüğün Bilgisi Ağacı 'na olan eğiliminin sonucu olduğunu belirtir. Din yani şiddetin güçlerinin dengesizliği Ağaçtan dışarıya sızar ve sitra achra yani "diğer taraf' ya da "sol tarafın" yani kötülüğün bağımsız krallığının temelini oluşturur. Bu kavram kendi içinde tam bir ağaç olarak, bazan büyük bir dragon yani ejderha·olarak hazan da yedi cehennem ile gösterilir. Kac bala ile ortaçağ demonolojisini birleştiren bazı kaynaklar ayrıntılı demon listeleri yapmışlar ve Samael ve Lilith ' i onların kral ve kraliçeleri olarak göstennişlerdir.
Görüldüğü gibi Klippoth 'un aslında basit bir açıklaması yoktur. Kabalistik düşüncede her zaman olduğu gibi mecaz sadece anlama ve meditasyona yönelik bir araçtır. Kannaşıktır, çünkü üzerinde çalışılan fikirler kannaşıktır. Kannaşıktır, çünkü tanımlama yetimizin çok ötesinde olan düşünce ve fikirleri ad ve sayı olarak tanımlayabilmeye yönelik çabalardır. Üzerinde anlaşılan tek konu ise şudur: klippah kelime anlamı olarak "kabuk" ya da "kırıktır". Nasıl seplıiroth kelimesi hazan kelim yani "kap" anlamında kullanılıyorsa klippoth da taşıyıcılar olarak göz önüne alınır. Sephiroth 'a karşılık (zıt) gelen klippotlı Crowley'e göre aşağıdaki biçimde sıralanır:
253
Yol (Sephiroth) Klippothik Sıra Anlamı Cehennem Ain Qemetie/ Tanrıların Tacı Ain-Soph Belial Tanrısız Ain Sooh Aur Athiel Belirsizlik Kether Thaumie/ İkiz tanrılar En Derin Cehennem Chochmah Ghaaiel Enqel Olanlar
Sheo/, Mezar Binah Satarie/ · Gizleyenler Chesed Gasheklah Parcalarına Ayıranlar Yıkımın Mekanı Gevurah Golachab Yakanlar Kül Cukuru Tiphereth Tagerion Çekisenler Çamur Bataklığı Netzach Orev Zarak Dağılmanın Kuzgunları Olümün Kapısı Hod Sama el Suçlayıcı Olümün Gölgesi Yesod Gama/ie/ lqrenç olanlar
Gehenna Malchuth Lilith Gecenin Kadını
(Godwin'in "Cabalistic Encyclopedia; 1975" adlı eserinden türetilmiştir.)
Klippoth Kabala' da merkezse! Tanrısal Işık' ı ya da Kıvılcımları çevreleyen karanlığın katmanları olarak görülür ve hem ruhsal kirliliğe hem de ahlaksal günaha karşılık gelir. Klippoth ayrıca kirliliğin ya da günahkarlığın şiddetine göre derecelere ayrılır. Daha karanlık katmanlar daha kuvvetli kötülüğe ve daha az karanlık katmanlar (klippah nogah-parlaklık) ise "şeffaf' hareket ve davranışlara karşılık gelir. Şeffaf denir çünkü kısmen ilahi kabul edilir. Kabala 'ya göre klippoth katmanlarının temizlenmesi işlemi ise kişinin [T-nrının suretinin mükemmel bir yansıması olan] ruhunun içsel kıvılcımlarını açığa çıkanr. Katmanların temzilenmesi içsel bir ruhsallık açığa çıkanr ve böylece kişinin Tanrısal ' ı görmezliğini tersine çevirir. Aynı "kıvılcımların yükselmesinin" kabalistin ruhunu sonsuzlukta (Ain Soph) kaynağı ile birleştirmesinde olduğu gibi. Yahudi kabalistler klippoth'u Kabuklar Krallığı olarak tanımlarlarlar. Bu şeytani krallık aynı zamanda Cehennem olarak da bilinir. Ancak şunu da söylemek gerekir ki burada kasıt tam anlamı ile halk arasında ceza çekme yeri anlamına gelen Cehennem değildir. Kabala' da kabuklar genellikle Hayat Ağacı 'nın negatif bir yansıması
254
K A B U K L A R A L E M İ
olan ve demonları ve şer ruhları içeren alemler olarak kabul edilirler. KlıjJpotlı bazen Krallık-Malchuth sephira'sının altında bulunan Yedi Engin Boşluğa (Abyss) ayrılır. Bunlar: l . Yedi Saraylar'ın (C/ıesed'den Malchuth'a) karşıtı olan Gehenna, 2. Ölümün Gölgesi, 3. Ölümün Kapısı, 4. Çamur Bataklığı, 5 . Küf Çukuru, 6. Yıkımın Mekanı, 7. Sheol.
Dikkat edin ki klippoth HayatAğacı 'nın tersidir. Onun, tohu (saf olmayan toprak) , bohu (saf olmayan su) ve karanlıktan (Işığın karşıtı) oluştuğu söylenir. Tüm bu terimler Tekvin-Bereshith'te 1 : 1 de mevcuttur.
Peki eğer klippoth kabalistik teodisenin bir parçası ise kişi neden üzerinde çalışmak ya da onu yaşamak istesin ki? Eğer onlar kötülük ise yalnız başına bırakılmaları gerekmez mi? Klippoth'un bir Kabala öğrencisi açısından oynadığı rol nedir? B ir Kabala öğrencisi için bu sorulara verilebilecek belki de en iyi cevap klippoth'un kabalistik bütünün bir parçası olduğudur. Onlar yapının içinde vardır ve dolayısıyla farklarına varılmalı ve çalışmalar sırasında bir noktaya kadar anlaşılmalıdır. Kabuklar-K/ippot/ı) hakkında Zohar şöyle der:
"Ve Rabbi Shimeon dedi ki : "Şimdi artık klippoth'un on sephiroth 'unu açıklama zamanı gelmiştir ... Onlara bu ad verildi, çünkü onlar kendi başlarına hiçbir yaşam kuvveti içermezler. Bir portakalın kabuğu gibidirler, tadları acıdır ama sonuçta iyi bir amaca hizmet ederler: içindeki meyveyi korumak. Tek başına bir varlık olarak bir kabuğun hiçbir yararlı amacı yoktur ve meyveyi yiyebilmek için soyulup atılması gerekir. Bu klippoth kendi nihai amaçlarını ise esas olarak Tanrısal Alemler'de bulurlar ve oradan aşağı alemlere inerler ve Briah, Yetzirah ve Asiah boyunca inerek Pharaoh-Firavun seviyesine gelirler. Pharaoh adını heceleyen harfler Po-Ra (Burası kötüdür) olarak yeniden düzenlenebilir. Ama neden ayette "Pharaoh'a git" yerine "Pharaoh'a gel" yazmaktadır? Çünkü eğilim Pharaoh'un ruhsal seviyesi olan "Büyük Timsah'a" doğrudur."
"Ve T-nrı Musa'yı bu dış kuvvetlerin değişik seviyeleri boyunca götürerek odaların içinde odalara aldı. Ta ki Büyük Timsah'ın
255
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
bütün kuvvetiyle hüküm sürdüğü ruhsal seviyenin sırrına erişinceye kadar. (Burası, safsızlığın pek çok değişik seviyesinin kaynağı olan yerdir. İbranice' de safsızlığı simgeleyen kelime "Dıımah"tır ve mühürlenmek kavramını içerir. Bu mühürlenme, saf ve kutsal İlahi kaynak ile olan bağlantıdan mühürlenme yani izole olma anlamını taşır. Dunıah ' ın bu seviyesi izole etme rolünü oynayan klippoth'un ruhsal kaynağıdır, yani dış alemden bir meyve.) ... Ve Musa safsızlığın bu seviyesi tarafından kirlenmekten korktu. Ve ona yaklaşmak istemedi. Çok yaklaşmaktan korkuyordu, çünkü bu kötülüğün köklerinin, onun yüce kaynağı olan Dumah'ta olduğunu görüyordu . . . Ve O Musa'nın korktuğunu ve tüm diğer ruhsal seviyelerin ondan uzaklaşmaya başladığını gördü ve dedi ki : Dikkat et Ey Firavun! Mısır kralı, "Ben" senin karşındayım!
Kabala'da Mısır Kralı olarak sembolize edilen Firavun kötülüğün yani Dunıah'ın kaynağını gösterir ve sadece T-nn ona karşı savaş ilan edebilir, başkası değil. Bu nedenledir ki Mısırlılann ilk doğan çocuklannı kıran Ha Shem'in (IHVH) kendisidir- sadece O. Ne bir melek ne de bir başka elçi."
Dem onlar
Yukanda da kısmen vurguladığımız gibi Judaizm ve Kabala başmelekler ve melekler bakımından olduğu gibi demonlar bakı
mından da zengindir. Kabala' da bu doğa üstü varlıklar çoğunlukla kötü niyetli olarak ifade edilirler. Işığın kitabı Zohar demonlan üç sınıfa ayınr: 1 . Melekler gibi olanlar. Bunlar melekler gibi uçabilir ve onlar gibi sürekli fiziksel bir forma sahip değillerdir. 2. İnsana benzeyenler. Yerler, çoğalırlar ve ölürler. 3. T-nn 'ya hiçbir saygısı olmayan ve hayvan görünümlü olanlar.
Kabala ve İbrani geleneğini incelediğimizde de yukandakine çok benzer olarak demonlan genel anlamda üç sınıfta toplayabiliriz:
256
K A B U K L A R A L E M i
1. İbran i Demonlar. Kabala'ya göre Yaratılış'ın altıncı gününün sonunda T-nrı melek görünümlü demonları yaratır. Onlara ruh ve zeka verir ancak Sabbath günü geldiğinde zaman yetmez ve demonlar bedensiz ve tamamlanmadan kalırlar. Bu demonlar O'nun yarattığı varlıklardır. T-nrı 'dan korkarlar ve ona bağlıdırlar. Ancak tamamlanmamış formlarından dolayı kırgındırlar ve insana karşı büyük bir kıskançlık duyarlar. Bunlar dünyevi demonlar adını alırlar ve insanlar gibi evlenir ve yaşarlar. Genel olarak bunlar makul bir ·neden olmadıkça insanlara zarar verıneye yeltenmezler. Sepher · Hasidim adlı eserinde Rabbi Judah bu demonların yalnızca insanlar onları rahatsız ettiğinde onlara zarar vermeye kalktığını yazar. Kabala'da Asmodeus İbrani demonların başı olarak görülür. Asmodeus 'un öğrenmek amacıyla Cennet'e kadar yükseldiği söylenir. O'nun demonlan T-nn 'ya bağlıdır ve zaman zaman günahkarları cezalandırmak amacıyla O 'nun hizmetinde yer alırlar. Örneğin kutsal kitapları düzgün kullanmayan kişileıi cezalandırmak için görevli bir demon vardır. Bir melek değil ama bir demon. Samael ve orduları gibi bu demonların bazıları saf kötülüktür. Bunlar Hristiyanlıktaki "düşen meleklere" benzetilebilir.
2. Lilith ve soyu. Kabala'da T-nn'nın Havva'dan önce Adem ile aynı anda Lilith ' i yarattığı anlatılır. Her ne kadar Adam kendini daha yüce görse de Lilith aynı fikirde değildir. Ona göre o kendi kendisine aittir. Adam ve Lilitlı sürekli tartışırlar (bazı kaynaklara göre özellikle seks hakkında) ve en sonunda Lilith öfkelenir ve Cennet Bahçesi ' nden uçar. Bir mağaraya yerleşir ve demonlarla olan ilişkileri, soyunun ilk çocuklarını ortaya çıkarır. Original demonların aksine Lilitlı ve hibrid çocukları kötü niyetlidirler ve sürekli olarak insanlara zarar vermek için uğraşırlar. Lilitlı ne Tekvin-Genesis ne de diğer belli başlı din kitaplarında yer almaz. Ancak Adem'in ilk kansı ve dişi demonların başı olarak hikayesi yüzyıllar boyunca hep var olmuştur. Tekvin 1 :27 şöyle der: "Ve T-nn insanı kendi suretinde yarattı . T-nrı 'nın suretinde yarattı O onları. O onları erkek ve dişi olarak yarattı."
257
K A B A L A : "' S I N I R S I Z "' A Y O L C U L U K
Ama hemen bunun ardından Tekvin 2:7"de T-nrı 'nın insanı toz ve topraktan yarattığını ve 2:20-23 'te de Havva'nın Adem'in kaburgasından yaratıldığını buluruz. Görüldüğü gibi önce erkek ve kadın birlikte daha sonra ise kadın erkeğin kaburgasından yeniden yaratılmıştır. Yani kadın iki kere yaratılıyor gibidir. Peki eğer gerçekten böyle ise öbür kadına ne olmuştur? Efsaneye göre erkek ve kadın (Adam ve lilitlı) diğer tüm hayvanlara benzer biçimde aynı anda yaratılmışlardır. Ama eşitlik konusunda sürekli birbirleri ile kavga etmektedirler. En sonunda ise Lilitlı kızar ve T-nrı 'nın Kutsal Adını kullanır. Kanatlara sahip olarak Cennet Bahçesi 'nden uçar. Bir mağarada saklanır ve demonlarla ilişkide bulunarak çocuklar doğurur. Yalnız kalan Adem ise T-nrı 'ya şikayette bulunur ve bunun üzerine T-nrı lilitlı ' i geri getirmeleri için üç melek yollar. Bu meleklerin adları SNVY, SNSNVY ve SMNGLF olarak söylenir (okunuşları konusunda çelişkiler vardır, Sanoi ya da Sanvi; Sanasanoi ya da Sanasanvi, Smengelef ya da Samnagloj). Melekler lilith ' i yakalar ve dönmezse tüm çocuklarının öleceğini belirtirler. Ancak Lilith onlarla mücadele eder. Meleklere şöyle der: "Bilmiyor musunuz! Ben yalnızca annelere ve çocuklarına zarar vermek için yaratıldım." Ve melekler onların adlarını ve suretlerini gördüğünde kaçması şartıyla gitmesine izin verirler.
Adem ve Havva'ya ne olduğunu biliyoruz. Peki yalilith? O, demonlann kraliçesi haline gelir ve uzun, kabarık saçlı ve kanatlı olarak tanımlanır. Adı bazen İbrani demon Asmodeus'un karısı bazen de T-nrı tanımaz demonlann saf kötülükle dolu yöneticisi, Samael'in yandaşı olarak geçer. Kabala'ya göre lilith ve çocukları ölümlüler ile rüyalarında ilişkide bulunarak çeşitli melez demonlar yaratırlar. Yine Kabala'ya göre günümüzde lilith ve soyu haHi anne ve çocuklarına zarar vermek için uğraşmaktadırlar. Onları durduracak bir tek şey vardır: Üç meleğin adları.
3. Sitra Ahra ve köleleri. Sitra Ahra İbranice' de "diğer taraf' olarak tercüme edilebilir. Bazılarına göre Yaratılış ' ta T-nrı 'nın elinin terkettiği (ki bu asla doğru olamaz) ya da en azından içinde yaşa-
258
K A B U K L A R A L E M İ
yanların T-nrı 'ya saygı duymadığı bir yer vardır. Bu düşünce Kabala'da Öbür Taraf-Sitra Ahra fikrini doğunnuştur. Burası Hristiyan geleneğindeki Cehennem kavramına çok yakın bir yerdir. Yaşayanları saf kötülüktür ve T-nrı tarafından tamamen terkedilmişlerdir. Şeytanla bir tutulan demon Samael'in bazen burada yaşadığı söylenir. Sitra Ahra'dan çıkan her şey tümüyle kötülüktür, kötü niyetlidir ve çok tehlikelidir. Tabii bu noktada vurgulamamız gereken bir şey var. Kabala Yaratılış 'ta T-nrı 'nın bulunmadığı hiçbir yerin olmadığını her fırsatta vurgular. "Tüm alem O'nun görkemiyle doludur". Bu nedenle Sitra Ahra daha ziyade ikinci anlayış olan, içinde yaşayanların T-nrı'ya saygı duymadığı bir yer olarak düşünülebilir. Aslında Kabala yaratılan tüm ruhların dünyevi görevini tamamladıktan sonra ruhsal aleme ginneden önce arınmaları gereken bir yer olduğunu öğretir. Dünyevi zevkler, tutkular, arzular ile kirlenmiş olan ruh geldiği yer olan Işığa ya da Cennet Bahçesi 'ne giımeden önce bu kabuklardan arınmalıdır. Temelde Sitra Ahra bu amaç ile var edilmiş bir yer olarak öğretilir. Bu anlayış "T-nrı Yaratılış'ın her yerindedir" (bize göre kötülük ile dolu olsa bile) görüşüne de uymaktadır. Ayrıca aynı tzimtzum-büzülme kavramını anlatırken gördüğümüz Sonsuz Karanlığın yalnızca bizim bakış açımızla karanlık olduğunu ancak O'nun gözünde karanlığın da bir ışık olduğunu hatırlayalım. Aynı şey burada da geçerlidir diye düşünebiliriz. Kether'i anlatırken de belirttiğimiz gibi, "Onda dualite yoktur ve her şey tek taraflıdır. Bu tek olan şey ise saf Sevgidir, İyiliktir, Işıktır."
259
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Günlerin Sonu
Yaratılış'ın yedi evrensel döngüsünün1 her birinde Tanrısal Bilinç'in itici gücü bir seplıirotik zincir boyunca geçerek Briah
Yaratılış Alemi 'nden aşağıya doğru, maddenin içinde tam olarak tezahür etmek üzere iner ve tecrübe ile dolu olarak yeniden geriye, Briah Alemine yükselir. Ve yedinci döngünün son gününde sondan bir önceki aşama başlar. Bu günde, tasarlanmış, yaratıl�ış, şekillendirilmiş ve yapılmış olan her bir varlık tüm zaman içindeki kendi kişisel performansına göre değerlendirilerek Yaratılış içinde hak ettiği yere gönderilir. Bundan sonra var edilmiş tüm varlıklar Tanrısal Atzi/utlı-İlk Çıkış Alemi 'nde Adam Kadnıon 'un Tanrısal Varlığı içine gömülür .
. . . Ve Adanı Kadmon var olan bu her şeyin deneyimini emip tümünü idrak ettiğinde, Tanrısal'ın sureti kimin içerde ve dışarıda olduğunu bilir. Ve bu gerçeğin aynasında "Yüz, Yüz'e bakar" ... Ve toplam birlik oluşur . . . Ve BEN BEN OLANIM2 Bir olur . . . Ve Varoluş T-nrı 'yı tek başına bırakarak gözden kaybolmaya başlar.
T-nrı, T-nn 'yı gördü !
1 Siklus ya da shemittot 2 AHIH AShR AHIH (Ekyeh Asher Ekyeh)
260
. .
10 I B R A N I H A R F L E R i N i N
S I R L A R I
I• brani alfabesi ilk bakışta diğer tüm alfabeler gibi şekillerden oluşup çok basit gibi görünmekle birlikte Kabala'ya göre içinde Ya
ratılış 'ın en derin sırlarını ortaya koyan çeşitli mistik anlamlan barındırır. Kabalistik öğretinin bilinen eski yazılı eseri olan SepherYetzirah İbrani alfabesinin yirmi iki harfini aşağıdaki sözlerle "Yaratılış 'm yapı taşları" olarak tanımlar.
"Ve O bu yirmi iki harf ile, yaratılmış olan ve bundan sonra yaratılacak olan her şeyi şekillendirdi, ölçtü ve oluşturdu." (S.Y. Böl.11. Kıs.2.)
Kabala'ya göre İbrani alfabesinin her bir harfi farklı mistik anlamlar taşır ve Yaratılış ' ın belli bir bölümünü oluşturur. Yine Sepher Yetzirah 'a göre T-nrı alemi İbrani alfabesinin harfleri, sayılar ve tınılar (sesler) üzerine yaratmıştır:
"IH (Kah), IHVH , orduların muzaffer kumandanı, lsrael'in Tnrı 'sı, Yaşayan Elokim, tüm çağların Kralı, bağışlayıcı ve merhametli T-nrı, Yüce Varlık, Sonsuzluğun Sakini ve en yüksek ve kut-
261
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
sal varlık olan O, Adını B ilgeliğin Otuz iki Yolunun içinde, üç Seplıarim 'i (sayılar, harfler ve tınılar) kullanarak Alem'in her yanma işledi." (S.Y. Böl.I, Kıs. l )
Kabala'ya göre Yaratıcı Bilinç üç aşamada oluşur. Uzay, zaman ve ruh. Bu üç aşama ise fiziksel gerçekliğe İbrani alfabesinin her bir harfinin şekli, adı ve sayısal değeri olarak yansır. Ba' al Shem Tov ayrıca her bir harfin, alemlerin, ruhların ve Tanrısallığın her bir boyutunda aynca var olduğunu öğretir. Burada alemler fiziksel, insani, moral ve kişisel boyutları, "ruhlar dinsel/spirituel boyutu ve Tanrısallık ise Tanrısal boyutu gösterir. Bu boyutlar her bir harfin üç yönünde -şekli, adı ve sayısal değeri- yansıdığından, her bir harfin anlamına ait dokuz ayrı kategoriden bahsedebiliriz demektir.
İbrani harfleri ayrıca bir kabalistin çeşitli amaçlarla meditasyon yaptığı bir alandır. Her bir harfin ifade ettiği ya da temsil ettiği özelliğe, o harfin anlamına ya da Yaratılış içinde aldığı işlevine göre kabalist o harf üzeıine meditasyon yaparak, ruhunu arındırır, ruhsal alemlere yolculuk eder ve ruhunu T-nrı 'ya doğru yükseltmeye çalışır.
Zolıar'a Göre İbrani Harfleri
Zohar, Sepher Yetzirah 'ta vurgulanan, İbrani harflerinin Yaratıl ış ' ın yapı taşları olması i şlevini daha da açarak alemlerin bu
harfler aracılığı ile nasıl yaratıldığını anlatır. Zohar'a göre evrendeki tüm yaşamın kaynağı , tüm organik türlerin yaratıcısı sıfatıyla Kutsal Olan T-nrı (The Holy One, Blessed Be He) alemi yaratmaya karar verdiği ilk anda alfabenin harfleri henüz embriyonikti ve iki bin yıl boyunca Kutsal Olan T-nrı onların üzerinde düşündü ve onları tasarladı. Alemi yaratma sırası geldiğinde alfabenin tüm harfleri sondan başa doğru olmak üzere O'nun önünde sırayla kendilerini gösterdiler ve aşağıdaki biçimde Yaratılış ' ı kendileri ile başlatması için T-nrı 'ya yalvardılar:
262
İ B R A N İ H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
Önce Th-tau T-nrı 'ın huzuruna gelir ve T-nrı 'nın mührünün üzerine kazınmış gerçek-emet/ı (AMTh) sıfatının son harfi olması nedeni ile Yaratılış 'ın başlangıcının kendisi olmasını ister. T-nrı ise ona bunu hak ettiğini ancak onun başka görevi olduğunu, kendisinin Yasayı (Taralı) tau 'dan aleph 'e kadar korumakla görevli erdemlilerin (tzaddik) alınlarında bir işaret olduğunu (Ezek. IX,4), bu işaret olmadan geri kalanların hepsinin öleceğini ve kendisinin de bu durumda mawetlı-ölüm kelimesinin son harfi olacağını söyleyerek ·tüm bu nedenlerle Yaratılış 'ı onunla başlatamayacağını belirtir. Böylece Yaratılış 'ı Th-tau harfi ile başlatmaz.
Sonra Slı-slıin T-nrı 'nın huzuruna gelir ve Kadir-i Mutlak-Shakai (SHDI) Adı'nın ilk harfi olması nedeniyle Yaratılış'ın başlangıcı için en uygun harfin kendisi olduğunu söyler. T-nrı ise ona bunu hak ettiğini ancak kendisinin aynı zamanda ShKR (yalancılık) kelimesinin baş harfi olduğunu söyler. Ve Sh-shin harfinin aslında doğruluğun harfi olduğunu ancak K-kaph ve R-resh harflerinin kötü tarafa ait olup kendilerini Sh-slıin harfine yamadıklarını ve bunun da bir komplo (KShR-Kesher) olduğunu belirtir. Ve Yaratılış slıin, resh ve kaplı harfleri ile de başlamaz.
Tz-Tzaddi harfi huzura gelir ve kendisinin erdemlilik ve dürüstlüğün harfi olduğunu (tzaddik) ve "T-nrı erdemli olduğu için, O erdemlileri sever" (Ps. XI, 7) deyişinde olduğu gibi T-nrı 'nın "Erdemli" olarak adlandırılması nedeni ile alemlerin yaratılışının başlangıcı için en uygun harfin kendisi olduğunu belirtir. T-nrı ise ona da bunu hak ettiğini ancak şekil olarak yapısında bulunan nun ve yad harflerinin erkek ve dişi prensipleri simgelediğini, bunun da yaratılacak olan ilk insanı gösterdiğini ve onların şimdilik tzaddik harfi içinde sırt sırta durduklarını söyler ve gelecekteki bir zamanda birbirlerinden ayrılıp yüz yüze dönecekleri ana kadar bu harfin saklı kalması gerektiğini belirtir. Ve Yaratılış Tz-tzaddi ile de başlamaz.
Sonra P-Pe harfi gelir ve kendisinin T-nrı 'nın aleme vaad ettiği kurtarma-purkana ve kurtuluşun- peduth ilk harfi olduğunu ve bu nedenle en uygun harfin kendisi olduğunu söyler. T-nrı ise ona bu-
263
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
nu hak ettiğini ancak onun aynı zamanda pesha-bozgunculuğu ifade ettiğini ve daha da fazlası şekil olarak bir yılan biçiminde olduğunu ve başı eğik bir insanı yani bir suçluyu sembolize ettiğini söyler. Ve Yaratılış P-pe ile başlamaz.
Au-Ayin harfi ise anavah-"tevazunun", "alçak gönüllülüğün" harfi olmasına rağmen aynı biçimde, avon-adaletsizliği göstermesi nedeni ile Yaratılış sürecinin başlangıcı olmaz.
Sonra S-sameklı harfi görünür ve kendisinin semikah-"deste-. '""' . ğin", "ayakta tutmanın" harfi olduğunu, bu nedenle "T-nrı düşen her şeyi destekler, ayakta tutar" deyişi (Ps. CLXV) uyarınca en uygun harfin kendisi olduğunu söyler. T-nrı ise ona varoluş nedeninin zaten bu olduğunu, bu nedenle kendisini alıp Yaratılış 'ı onunla başlatırsa onun sayesinde ayakta duran düşmüşlerin akibetinin ne olacağını sorar. Bunun üzerine sanıekh T-nrı 'nın huzurundan çekilir. Ve Yaratılış onunla da başlamaz.
Sanıeklı 'ten sonra N-nun harfi huzura gelir ve kendinin "övgülerde endişeli" -nara (Ex. XV, II) ve "Erdemliler için övgü hoş ve güzeldir" -nawa (Ps. XXXIII, ı) deyişlerinin ilgili kelimelerinin baş harfi olması nedeni ile en uygun harfin kendisi olduğunu söyler. Tnrı ise ona: "Ey nun yerine geri dön! Çünkü S-samekh senin iyiliğin için (N-nun harfi nephilim-düşenleri sembolize ettiğinden) yerine geri döndü, o yüzden orada onun desteği altında kal" der. N-Nun yerine gider ve Yaratılış onunla da başlamaz.
Ve M-mem harfi gelir ve kendisinin, T-nrı 'nın ünvanı olan Melekh-"Kral" kelimesinin baş harfi olması nedeni ile en uygun harf olduğunu söyler. T-nrı ise onu bu nedenle Yaratılış ' ın başlangıcı yapamayacağını söyler ve şöyle der: "Yerine dön ve L-lanıed ve Kkaph ile kal çünkü alemin bir Krala (MLKh) ihtiyacı var."
Bunun üzerine K-kaph hemen görkemli tahtından iner ve Tnrı 'nın önünde titreyerek kendisinin kabod-onur ve şeref kelimelerinin baş harfi olması nedeni ile en uygun harf olduğunu söyler. Ve K-kaplı tahtından indiği anda iki yüz bin alem birden sarsılmaya başlar. Taht titrer ve tüm alemler sallanır, neredeyse yıkılmak üze-
264
İ B R A N ! H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
redirler. T-nn kaplı 'a seslenir: "Kaph, kaplı burada ne yapıyorsun? Yerine geri dön, çünkü sen yıkımm-kelayah harfisin. Ve ben alemi seninle yaratmayacağım!" K-Kaph hemen yerine geri döner ve Yaratılış ne K-kaph ile ve ne de M-mem ile başlar.
Ardından 1-yod harfi T-nrı'nın huzuruna gelir ve kendisinin Tnrı 'nın en Kutsal Adı 'nın (IHVH) baş harfi olduğunu ve bu nedenle Yaratılış ' ın başlaması için en uygun harf olduğunu söyler. T-nrı ise ona şöyle der: "Benim içimde yazılı olman yeterlidir. Sen Benim irademin kanalısın ve Adım'dan çıkmamalısın."
Daha sonra T-teth gelir ve "tav-iyi" kelimesinin baş harfi olması sıfatıyla en uygun harfin kendisi olduğunu söyler. Ama T-nrı ona alemi onunla da yaratmayacağını çünkü temsil ettiği iyiliğin yalnızca onun içinde saklı olduğunu söyler. Kendi içinde gizli olduğundan bu iyliğin, yaratacağı alemde yeri olmadığını belirtir. Dahası, Clı-cheth harfinin de onun tarafında olduğunu ve ikisi bir araya gelince günah-C/ıeT kelimesini oluşturduklarını belirtir.
Tetlı 'ten sonra Z-zayin T-nrı 'nın huzuruna gelir ve "Kutsallığını koruyabilmek için Sabbath gününü hep hatırlayın-zaklıor" (Tekvin. XX, 8) deyişi uyarınca kendisinin en uygun harf olduğunu belirtir. Ancak T-nıı : "Alemi seninle yaratmayacağım. Çünkü sen keskin ağızlı bir kılıç şeklindesin ve savaşı simgeliyorsun" der. Zayin hemen çekilir.
Daha sonra V-vau gelir ve kendisinin, T-nn'nın Kutsal Adı'ndaki (IHVH) harflerden biri olduğundan, en uygun harf olduğunu belirtir. T-nn ona cevap verir: "Vau aynı He gibi sen de Benim Adımdaki harflerden birisin, Benim Gizemimin bir parçasısın ve Benim Adımın içine kazılısın. Bu sizin için yeterlidir. Bu yüzden Yaratılış'ı seninle ve H-He ile başlatmayacağım!". Ve vau da yerine geri döner.
D-Daletlı ve G-gimel görünürler ve benzer taleplerde bulunurlar. T-nrı da onlara benzer cevaplar verir ve şöyle der: "İkinizin hep yanyana durması gerekir, çünkü yardımseverliğe ihtiyacı olan "Fakir kişiler bu topraklarda hep var olacaktır." (Tesniye XV, il). Kabala'da Daleth fakirliği-dallutlı, Gimmel ise yardımseverliği-gemu/
265
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
sembolize eder ve bu nedenle birbirlerinden ayrılmamaları gerekir. Ve onlar da bu nedenle Yaratılış 'ın başlangıç harfleri olmazlar.
Ve B-beth harfi T-nrı 'nın huzuruna gelir ve der ki: "Ey Alemin Efendisi ! Lütfen beni Yaratılış'ın başına koy, çünkü ben aşağıda ve yukarıda Sana sunulan kutsamaları, takdisleri-berakhoth temsil ediyorum" .. . Ve Kutsal Olan ona cevap verir: "Bu alemi elbette seninle yaratmaya başlayacağım ve sen alemin yaratılışının başlangıcı olacaksın."
A-Aleph ise yerinde durmakta ve kendini göstermemektedir. Tnrı sorar: "Aleph, aleph neden diğer harfler gibi sen de huzuruma gelmezsin?" Aleph cevap verir: "Çünkü diğer harflerin huzuruna gelip hiç başarı sağlayamadan yerlerine geri döndüklerini gördüm. Burada ben ne başarabilirimki? Ve dahası sen zaten beth harfine bu büyük hediyeyi verdin. Yüce Kral 'ın birine verdiği hediyeyi geri alıp başkasına vermesi onun için uygun bir davranış olmaz." Evrenin Efendisi ona döner ve: "Aleph, aleph her ne kadar Yaratılış'ı beth ile başlatacaksam da sen tüm harflerin ilki olarak kalacaksın. Ve benim Birliğim sen olmadan asla ifade edilemeyecek. Alemin tüm hesaplan ve işlemleri senin üzerine oturtulacak ve Birlik aleph harfi olmadan asla ifade edilemeyecek."
"Ve Kutsal Olan üst alemleri büyük ve geniş harflerle, alt alemleri ise küçük harflerle yarattı."
Zohar'a göre işte bu nedenle, Torah'ın açılış cümlesinde (Tekvin-Bereshith) beth harfi ile başlayan iki kelime (Bereshith bara) ve aleph harfi ile başlayan (Elokim eth) iki kelime bulunur. Bu iki harf modeli üst-alem harflerini (büyük harf) ve alt-alem harflerini (küçük harf) simgelerler ve ikisi de aşağıda ve yukarıda bir olarak çalışırlar. Şimdi İbrani alfabesinin bu yirmi iki harfine ve bunların kabalistik açıdan anlamlarına ve işlevlerine kısaca bir bakalım.
266
1 . Aleph (AleO � A-Aleph İbrani alfabesinin ilk harfidir ve sayısal değeri birdir ( 1 ). Kabala'da tüm varlıkların ötesinde, Bir ve Tek olan Yüce T-nrı 'yı simgeler. Harfin şekli Tekvin 'de de belirtildiği gibi Yaratılış ' ın alt ve üst sularını simgeleyen iki tane yod harfinden ve aralarında onları birbirine bağlayan diagonal bir V-vau harfinden oluşur. Üst 1-yod Tanrısal Gerçeklik'i hiçbir zaman kavrayamayacağımızı ortaya koyan T-nrı 'nın Yüceliğini simgelerken alt 1-yod O'nun tüm Yaratılış 'ta Her Yerde Varoluşunu ve Onu bir şekilde bilebileceğimizi gösterir. Harfin şeklinde bu iki 1-yod (1) bir diagonal V-vau ile birleştirilirler. Bu vau harfi ise bir yandan alt suları üst sulardan ayıran gök kubbeyi gösterirken diğer yandan bize, onlara ulaşabilme olanağını sağlayan ve arada bu suları birleştiren bir merdiven gibi duran T-nrı 'yı simgeler. Kabala'nın temel sembollerinden biri olan su kavramı Torah'ta ilk olarak Yaratılış'ın ilk gününe istinaden görünür: "Ve T-nrı 'nın (Elokim) ruhu suların yüzü üzerinde [havada] hareket ediyordu."
Yaratılış ' ın bu anında üst ve alt sular birbirinden ayrı değildir. O anda birbirlerine göre olan durumları "su içinde su" olarak görülebilir. Yaratılış'ın ikinci gününde ise Elokim gökkubbeyi (sema) ikisinin arasına "gerdi" ve alt ve üst suları birbirinden ayırdı. KabaJa'da suya ait iki temel kavram onun "ıslak" ve "soğuk" olma özellikleri olarak gösterilir. Buna göre Üst Sular T-nrı' nın Yüceliği ile bir olma hissi ile ıslak, Alt Sular ise ondan ayrılma ya da ona uzak olma hissi ile soğuktur. Bu ifadelere göre burada T-nrı'ya ait iki paradoks ortaya çıkmaktadır. Bunlardan biri, Onu hem asla kavrayamayacağımız, bilemeyeceğimiz (üst 1-yod) ve hem de bir şekilde bilebileceğimiz (alt 1-yod) paradoksu ve diğeri de, Ondan hem uzak olmak (üst 1-yod) ve hem de Ona yakın olmak (alt 1-yod) paradoksudur. Bunlar da Kabala' da T-nrı 'nın paradoksların paradoksu olma sıfatını ortaya koyan kavramlardır. Daha önceki bölümlerde kısaca bahsettiğimiz ve A-Aleph harfinin ortaya koyduğu bu kavrama şim-
267
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
di biraz yakından bakalım: Talmud kadim çağlarda, ancak muazzam yoğunlukta bir medi
tasyon ve kabalistik tefekkür ile ulaşılması mümkün olabilen Pardes'e (Cennet) yani ruhsal yüksekliğin doruk noktası olan o mistik bahçeye ulaşmayı başarabilen dört bilgenin hikayesini anlatır. Bilgelerin adları Ben Azzai, Ben Zoma, Acher (asıl adı Elisha ben Avuya. Pardes 'e girdikten sonra başına gelenlerden dolayı acher yani diğeri olarak anılır) ve Rabbi Akiba'dır. Bu ruhsal yolculuğun sonu ise biri dışında diğer üçü için tam bir ruhsal ve fiziksel yıkım olmuştur. Bu dört bilgeden en büyüğü olan Rabbi Akiba yolculuk için ruhsal açıdan en hazır olanlarıydı ve kendini fiziksel aleme sağlam bir biçimde topraklaması sayesinde ruhu başarılı bir biçimde bedenine geri dönebilmişti. Diğer üçünün başına gelenler ise Kabala'da şöyle anlatılır:
Bilgelerden Ben Zoma Tanrısal Varlık'a bakar ve aklını yitirir. O'nun hakkında ayet şöyle der: "Balı buldun mu? Sadece ihtiyacın olan kadarını ye! Yoksa fazla gelir ve kusarsın" (Mezmurlar 25: 16). "Diğeri" ise (Acher) bahçede birbirinden ayrı iki T-nrı gördüğünü sanır ve dinden çıkarak bir kafir olur. Diğer bilge Ben Azzai 'nin ruhu ise gördüğü o muhteşem manzara karşısında geri dönmek istemez ve Işığın cazibesi karşısında bedenini üzerinden atarak orada kalır (Tanrısal Varlık' ı görür ve ölür). O 'nun hakkında ise ayet şöyle der: "T-nrı 'nın gözlerinin önünde O'nun inanan kullarının ölümü çok değerli sayılır" (Mezmurlar 1 1 6: 15).
Yolculukları sırasında Rabbi Akiba bahçeye girmeden önce diğerlerini uyarır (Mezmurlar 101 :7): Saf mermer taşların olduğu yere geldiğinizde sakın "Su, Sut" diye konuşmayın. Çünkü burası için denir ki: "Burada yalan konuşan asla benim gözlerimin [yüzümün] önünde duramaz"
Arizal'a göre saf mermer taşların olduğu bu yer aleph harfinin simgelediği üst ve alt suların birleştiği yerdir. Burada "Su, Sut" biçiminde yüksek sesle konuşmak ise bu "yerde" bir araya gelmiş iki ayn su varmış gibi görmek ve böyle konuşarak alt ve üst suları bir-
268
İ B R A N ! H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
birinden ayınnak anlamına gelir. Ayrıca burada yani T-nrı'nın "gözlerinin önünde" iki ayrı su kavramı dualitenin paradoksuna karşılık gelir ve bu da bir yalandır. Halbuki saf menner taşın bulunduğu bu yer gerçeğin mekanıdır. Yani iki karşıtı bir arada taşıyan Tanrısal Güç'ün. Rabbi Shalom ben Adret' in söylediği gibi: "O paradoksların paradoksudur! "
Peki paradoksların paradoksu ne anlam taşır? Bu kavram Kabala' da, "T-nrı 'nın Yüceliği ve O'nun insana yakınlığı, insanın düşük-
. lüğü ve onun T-nn'dan uzaklığı ile bir olur" anlamına gelir. Ali sular "acıdır" ve bir kannaşa durumunu ve T-nrı 'dan ayrı olma ya da ona uzak olma durumunu gösterir. Üst sular ise "tatlıdır" ve ruhun T-nrı 'ya olan yakınlığını simgeler. Aynı "Shema . . . Havayah Echad", yani "Duy .. . T-nrı Bir[dir]" ayetinde olduğu gibi. Bu ayetin ilk harfi olan Sh-Shin bizi fırtınalı sulardan güvenli bir biçimde geçirip amacımıza doğru götüren bir gemiyi sembolize eder. Bu gemi ile yaptığımız [ruhsal] yolculuk bizi merdivene doğru götürür. Merdivenin ilk ve en temel basamağı olan, "Bir olan, Evrenin Efendisinin Yüceliğinin kabul edilmesi" aşamasından başlayarak basamakları birer birer çıktıkça O 'nun Bilgisi ve Sevgisi ile büyürüz. Tanrısallığın en yüksek seviyesinde ise kişi hem Tanrısal Varlık'ı hem Tnrının Özü'nden gelen kendi özünü ve hem de kişinin T-nn'nın çocuğu olduğunun deneyimini edinir.
Aleph harfi İbranice'de kelime olarak "öküz", "bin", "efendi" ya da "öğreti" anlamlarına gelir. Kabala' da öküz kavramı en temel fiziksel gerçeklik olan, bilincin başlangıcını sembolize eder. Öğrenerek edinilen bilginin en yüksek fonnuna ise adım adım ulaşılır ve bu en yüce fonn asla bizim kapasitemizin ötesinde değildir. Binlerce basamaktan oluşan bir yolculuk her seferinde bir adım atılarak tamamlanır. Bin sayısı on kere on kere ondur ve Yaratılış ' ın tüm boyutlarına nüfuz eden on Sephiroth 'u simgeler. Yani yaratılmış olan gerçekliğin her noktasına nüfuz eden Tanrısal Etki 'yi. Aleph en yüce Birlik ve Evrenin Yaratıcısı olan T-nrı'yı sembolize eder (her şey Bir'den doğar). İbranice 'de sayılar ve harfler arasındaki ilişkiden
269
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
dolayı Bir ( 1 ) değerini taşıyan aleph hepsinin özüdür (tüm sayılar Bir' i içerir). Aleph ayrıca, insanlığı hayvanlardan ve yaratılmış diğer yaratıklardan ayıran yaşam gücünü simgeler. Torah'ta (Tekvin. 2:7) T-nrı tozdan yarattığı insanın bumuna yaşam nefesini üfler "ve insan yaşayan bir ruh olur". Burada, Sepher Yetzirah'ta da belirtildiği gibi hava elementi ile yaşam gücü arasındaki ilişkiyi kolayca görmek mümkündür. Bu ilişki basit bir gematria ile de şöyle gösterilebilir:
İbranice ADM (adam) kelimesi (ki erkek ve dişiyi birlikte içerir) J i � (sağdan sola aleph-daleth-mem) olarak yazılır. Eğer bu kelimden aleph kaldırılırsa ortaya çıkan kelime DM � İ (dalethmem), yani "kan" olur. Kan ise fiziksel hayatı verir ve yaşamın sürmesini sağlar. Ancak bu fiziksel hayatın verilmesi aleph aracılığı ile olmaktadır. Aleplı harfinin temel doğasıyla ilgili bir başka örnek de "gerçek" yani emeth .ıı � � (aleplı-mem-tau) kelimesidir. Bu kelimeden de aleph çıkartılırsa geriye kalan kelime ise .ıı � (mem-tau) yani "ölüm"dür.
Bu her iki örnek te aleplı harfinin temel yaşam-veren doğasını çarpıcı biçimde göstermektedir. Aleph Kabala'da ayrıca insanlığın deneyimleyebileceği bilgeliğin ve aydınlanmanın en yüksek seviyesini simgeler. O, Varoluşun tüm formlarındaki fikirlerin saflığıdır. Kişide aydınlanmış aklı (muhakeme, kavrama, en yüce gerçeklerin idrak edilmesi) ortaya koyar ve entellektüel yetenekleri uyandırır. Aleph her şeyin merkez noktası ve bir şeyin soyut ilkesi olarak da görülebilir. Alep/ı Kabala'da kutsal bir harftir çünkü sadece Bir'i simgelemekle kalmaz ayrıca içerdiği iki yod ve bir vau harfinin sayısal değerlerinin toplamı yirmi altı (26) sayısını verir ve bu da IHVH yani Kabala'da T-nrı'nın en kutsal adının (yod-he-vau-he, Tetragrammaton, Havayalı)) sayısal değerine eşittir. Üst 1-yod (üst gerçeklik) ve alt 1-yod (alt gerçeklik) harflerinin Torah'ın vau harfi ile birleşmesi aleph harfinin en büyük sımdır. Aleph Hayat Ağacında Chesed ile Gevurah'ı birbirine bağlayan yolu oluşturur. Aleph aynca Şekillenme Kitabı Sepher Yetzirah 'ta tüm harflerin temeli
270
İ B R A N İ H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
olarak belirtilen üç ana harften (aleph, nıem, sizin) biridir. Sepher Yetzirah'a göre bu harfe karşılık gelen kavramlar ise şöyledir: Element: Hava, Zaman: İlkbahar/Sonbahar, Beden: Göğüs kısmı
2.Beth ::ı İbrani alfabesinin ikinci harfi olan B-beth Kabala'da çokluğun başlangıcı olan 'dualite kavramını ifade eder ve sayısal değeri ikidir (2). B-Beth harfi Torah 'ın ilk harfidir ve Yaratılış hikayesi onunla başlar (Bereshith-Başlangıçta deyişi ile). O, Yaratılış ' ın bolluğunu simgeler. Beth harfi İbranice'de "ev" anlamına kullanılır. Kabala'ya göre tüm Yaratılış T-nrı 'nın bir evi olma amacında ve çabasındadır ve buna göre beth harfi T-nrı 'nın mekanı kavramını sembolize eder: "Ve Benim evim tüm halklar için bir Dua Evi olarak anılacaktır!"
Midrash Yaratılış prosesini motive eden gücün, T-nrı 'nın kendisine alt iilemlerde ya da aşağı gerçeklikte bir mekan edinmek arzusu olduğunu belirtir. Bu arzunun yerine getirilmesi ise insanın yaratılışı ile başlar (fiziksel bir beden giydirilmiş Tanrısal bir ruh) ve "tüm iilemi T-nrı'nın bir krallığı yapmak üzere" insanın çoğalması ile devam eder.
B-Beth harfi sayısal olarak ta' avah kelimesinin değerine eşittir. Ta' avalı kelime olarak "arzu" ya da "tutku" anlamını taşır. Aslında tutku genellikle insana ait negatif bir özellik olarak değerlendirilir. Ancak Kabala' da pek çok yerde "tutku" ya da "arzu" erdemli, dürüst kişinin (tzaddik) olumlu arzusunu belirtir. Mesellerde bir pasajda bununla ilgili olarak şöyle söylenir: "O, erdemli kişinin arzusunu yerine getirecektir". Ve bir diğeri: "Erdemlilerin tutkuları yalnızca iyidir."
Kabala'ya göre T-nn'nın "arzusu" ile "alemdeki erdemli, dürüst [kişi]" birlikte sebep ve mantığın üzerindedirler. Bu seviyede kişi "neden" diye soramaz. Çünkü T-nn iyiliğin özüdür ve dolayısıyla O'nun tutkusu ve arzusu da "yalnızca iyidir". Yukardaki Erdemli
271
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
[kişi] Aşağıdaki Erdemli [kişi] tarafından kendisi için yapılan evde (beth) ikamet eder." Burada Yaratıcının en derin arzusunun yerine getirilmesini, tamamlanmasını görüyoruz. Torah'ın başlangıç kelimesi olan Bereshith-Başlangıçta kelimesinin ilk harfi olan beth harfi bu en yüce amacı ortaya çıkaımak üzere özellikle geniş ve büyük yazılır. "Son eylem ilk düşünceden doğar".
Yine Torah'ın BRShlTh (Bereshith-başlangıçta) kelimesini oluşturan üç "hizmetçi" harf (önek olan B-beth harfi ve iki sonek olan 1-yod ve Th-tau harfleri) "ev" anlamına gelen baith K:elimesini oluştururlar. Bu kelimenin kökü olan rosh kelimesi ise "baş" anlamına gelir. Dolayısı ile bereslıith kelimesinin en "doğal" permutasyonu: rosh baith-"evin başı" olarak yazılır. Rosh kelimesinin bir başka permutasyonu olan osher ise "mutluluk" demektir. Buna göre, "Erdemli [kişi] T-nn'yı (Başı) Evine doğru çektiğinde o kişi gerçek ve sonsuz mutluluğun bir evi haline gelir" demektir. Başın aşağıda yer alan Kendi evine doğru gerçek bir mutluluk ile çekilmesi ise Kabala'da bracha (kutsaina) kelimesinin sımdır ve bu kelime de beth harfi ile başlar. Kabalistik öğretiye göre büyük beth kutsamanın gücü ile hem tüm Yaratılış ' ı ve hem de bir bütün olarak Torah 'ı başlatır. Ve T-nn, şefkat sıfatı (Chesed, Kabala' da Abraham ile sembolize edilir) ile yaratmaya başladığı Yaratılış'ı kutsar. Abram'a daha sonra Yaratılış'ın büyük beth'i olan kutsamanın Tanrısal Güç'ü emanet edilir: "Ve sen [üzerine] kutsamalar [verilmiş kişi] olacaksın!". Daha sonra sünneti anında Abram'a Yaratılış ' ın küçük he harfi verilir. Yani mutluluğun Tanrısal kutsamasını bizim fiziksel gerçekliğimizin en küçük ayrıntısına kadar indirebilmenin gücü. Böylece Abram adı Abraham olur.
Beth harfi Kabala'da aynca arketipal taşıyıcıyı (kap) simgeler. Buıia göre o tüm tezahürün temelidir. A/eph'in genişlemeye meyilli birliği beth harfi tarafından taşınır ve onun tarafından inşa edilir. Beth harfi olmadan hiçbir yapı söz konusu olamaz. Bu anlamda Bbeth, Taç-Kether ile olan ilişkisine de bakılarak Bilgelik-Clıochmah 'a benzetilebilir. Betlı aynca doğası gereği sürekli bir biçimde
272
i B R A N ! H A R F L E R i N i N S I R L A R I
büyür. O, enerjiyi sadece yapılandırmakla kalmaz ama aynı zamanda onun büyümesine de izin verir.
"O Beth'i yaptı ve onu Bilgelik (Chochmah) ile ilişkilendirdi. Onu tamamladı ve onunla Evren'de Ay'ı, haftanın ilk gününü ve insanda sağ gözü birleştirdi ve şekillendirdi." (S.Y. Böl.4 Ek)
Aynı iki (2) sayısı gibi beth harfi de Kabala'da dualite kavramını ortaya koyar. Tüm karşıtlar beth harfinin içinde bir arada bulunurlar. Sepher Yetzirah'ta �eth ilk çift harftir ve arketipal dualiteyi vurgular. Böylece burada aleph'in Bir 'liğinden gelişmiş olan beth'in İkiliğini yani dualiteyi görüyoruz.
A-Aleph harfinden B-beth harfinin gelişmesi Kabala'da Taşıyıcılar Kuramını da ortaya koyar. Kabala'ya göre üzerinde çalışıldığında İbrani alfabesinin harflerinin her biri değişik ruhsal kuvvetler içerir. Bu harflerin kelimeler oluşturmak üzere birbirleriyle kombinasyonu ise Tannsal'ın temel enerjisini çevremizde gördüğümüz fiziksel formlara dönüştürür. İki ya da daha fazla harf bir kelime oluşturmak üzere bir araya geldiklerinde Tanrısal Enerji 'yi inşa eden ve onu dış gerçekliğe doğru yayan bir taşıyıcı kap oluştururlar. Kabala'ya göre bu kavram Torah'ta şöyle belirtilir: "Ve topraktan, O -IHVH ALHIM- yeryüzünde yürüyen tüm hayvanları ve Cennet'te uçan tüm kuşları şekillendirdi.. . Ve onlara ne ad koyacağını görmek için onları insana getirdi. . . Ve insan yaşayan her canlıyı nasıl çağırdıysa onların adı bundan sonra o oldu." (Tekvin. 2 : 19)
Burada bir şeyin yaratılışının esas bir parçası olmak üzere o şeye bir ad verilmesini görüyoruz. Aslında Torah 'ta bundan daha önce (Tekvin. 1 :20-26) T-nn (Elokim) balıklan, kuşları ve hayvanları şekillendirir. Ama buradaki şekillendirme maddesel ya da gerçekten ziyade potansiyel anlamında bir yaratmadır. Bu potansiyel, daha sonra onların "topraktan" yaratılmaları yolu ile kısmi bir tezahür halinde gelişir ve adlandırılmaları eylemi ile de (harflerin kombinasyonu) fiziksel gerçekliğe dönüşür ve yapısal olarak son şeklini alır. Yukarıda bahsedilen ayet aynca bize T-nn (Elokim) ile insanlık arasında var olan ve Yaratılış'tan gelen bir ortak hareket etme eyle-
273
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
mini göstermektedir. Dolayısıyla kabalistik bir bakış açısı ile yaklaşırsak, etrafımızda gördüğümüz evren T-nn ve insanlık arasındaki ortak bir çabanın ürünüdür diyebiliriz.
Beth harfi T-nn ile insanlık arasındaki ilişkiyi yani kabalistik açıdan konuşursak temel polariteyi simgeler. İnsanlığın en yüce varoluş amacı ise var olan bu polariteyi dengelemektir. Şu an insanlığın geldiği noktadaki mevcut durumunda mekanizma "T-nrı verir, insanlık alır " biçiminde işlemektedir. Bu durumda hiçbir denge söz konusu değildir ve durum tamamen insanın tarafına doğru yürüyen ve hiçbir şey vermeden sadece alma biçiminde işleyen bir sistemi göstermektedir. Ancak T-nrı bize enerji akışının "ver-al-geri ver" şekline dönüşmesini sağlayacak bir anahtar vermiştir. Kabala'ya göre bu anahtar insanlık ile T-nrı arasındaki armoni ve uyumu sağlayan 613 emir ve 7 Evrensel Yasadır*. Bu uyum ise Torah'ta şu ayette vurgulanır (Levililer-Vayikra 26:3-6): "Eğer Benim yasalanmla yürürseniz ve Benim emirlerime uyarsanız ve onları uygularsanız; Ben de yağmurlarınızı mevsiminde vereceğim . . . Ve toprak bol ürün verecek . . . Ve topraktaki ağaçlar bol meyve verecek . . . Ve Ben size topraklarınızda barış vereceğim .. . Rahatça uyuyacaksınız ve kimse sizi korkutamayacak."
Bu ayette Tanrısal Yasa'ya uymanın nasıl bir denge, armoni ve barış getireceği vurgulanmaktadır. Bunun tersinin ise getireceği sonuçlar Levililer-Vayikra 26'da "Lanetler" bölümünde açıklanmaktadır.
Beth harfi Hayat Ağacında Taç-Kether ile Güzellik-Tiphereth' i birbirine bağlayan yolu oluşturur. Sepher Yetzirah ' a göre beth harfine karşılık gelen kavramlar: Kavram: Bilgelik/Budalalık, Uzay: Ay, Zaman: Pazar, Beden: Sağ göz
• Putlara tapmayacaksın! 2. Küfüre yönelmeyeceksin ! 3. Kimseyi öldürmeyeceksin! 4. Uygunsuz cinsel ilişkide bulunmayacaksın, zina yapmayacaksın! (yakın akrabalar, eşcinsel ilişki ve hayvanlarla) 5. Çalmayacaksın! 6. Canlı bir hayvan ın bir uzvunu yemeyeceksin! (daha çok hayvanlara zarar verme anlamına, vejetaryan ol anlamına gelmiyor) 7. Yasanın gereklerine uyacaksın.
274
3. Gimel l G-Gimel (G) harfi şekil olarak baktığımızda koşan bir insanı göstermektedir. Uzun bir Th-tau ve küçük bir I-yod harflerinden oluşur. Kabala' da fakir bir kişiye yardıma koşan zengin bir insanı simgeler. Seplıer Yetzirah'ta vurgulanan, ruhun T-nn'dan hem ruhsal hem de fiziksel bereketi alabilmek için "gidip geri dönmesini" (mati v' lo mati) ve sonra onu başkaları ile paylaşarak bu dün�adaki görevini tamamlamasını sembolize eder. Tüm fiziksel ve ruhsal alemler bu gitme ve geri dönme köprüsü ile birbirine bağlanır. Koşma ayrıca Kabala' da seçme özgürlüğünü de ortaya koyar ve bu da inancın temel niteliğidir. İrade vasıtası ve hareketi ile kişi ayağını sağlam bir biçimde toprağa basar ve koşarken fiziksel gerçekliği etkiler. Aynı yapılan seçimin ruhsal hareketinin, bizim sonradan yaptığımız iyi ve kötü hareketler yolu ile fiziksel dünyayı etkilemesi gibi. İbranice'de hem ödül hem de ceza verme hareketi aynı kelime ile açıklanır ve koşan bir insan figürü ile belirtilir (koşmak anlamını taşıyan ratz kelimesi, irade anlamına gelen ratzon ile ilişkilendirilir).
Kabala'da ödül ve ceza insanın iyi ve kötü arasında serbestçe seçim yapma özgürlüğüne karşılık gelir. Rambam (Maimonides) serbest seçimin, inancın temel özelliği olduğunu özellikle vurgular. Ona göre Gelecek Alem bir ödül zamanıdır. Tamamen ruhsal bir alemdir ve bedensiz ruhlardan oluşur. Bu noktada Ramban (Nachmanides) aynı fikirde değildir ve seçimin tüm serbestliğinin bu alemde olması nedeni ile Gelecek Alemin ödülünün de yine fiziksel planda olması gerektiğini söyler. Kabala ve Chassidut da bu görüşü destekler. Taralı ise bu konuda şöyle der: "Bugün (bu alemde) onları yaparız". Bu deyişten bilgeler şunu çıkarır: "Yarın (Gelecek Alemde) onların ödülünü alınz". Sadece "bugün" biz iyi ve kötü arasında seçim yapma şansına sahibiz. Yaptığımız bu seçim doğrultusunda da bizler "yarının" ödül ve cezasını tanımlarız. Kötülük nasıl sonlu bir fenomen ise cezalandırma da aynen öyledir. Ama iyilik ve ödül öyle değildir, onlar tamamen sonsuzdurlar. Bu aleme ait bir
275
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
saatlik bir pişmanlık, tövbe ya da iyi davranış gelecek alemdeki tüm bir yaşama bedeldir ve bu da bugünün gimel'inin sımdır. Aynı biçimde gelecek alemdeki bir saatlik huzur bu alemdeki tüm bir yaşama bedeldir. Bu da Kabala'da yarının gimel'inin sımdır. Buna göre de en son ödül yani T-nn 'nın Esas Işığının en yüce ifşaati da ruha bu fiziksel alemdeki davranışlarına uygun olarak verilecektir.
Gimel kelimesi İbranice "deve" anlamına gelir. Deve bize çöldeki yolculuğumuzda (hayat yolculuğu) yardım eden, bizi çölden geçiren hayvandır. Kabala' da ise o ölümün simgesidir. Bizi bir alemden diğerine taşıyan hayvan olarak da sembolize edilir. Gime/ harfinin sayısal değeri üçtür (3). Bu sayı kararlılığın, stabilitenin sayısıdır ve iki karşıt arasındaki dengenin bulunmasını sağlar. Tanrısal Tezahür'ün üç durumu Kabala'da üç patriark tarafından sembolize edilir: Abraham T-nn 'nın bilgeliğini ve şefkatini (Chesed) gösterir. Buna karşılık lsaac T-nrının adalet ve kudretini (Gevurah) ve Jacob ise bunların birliğini yani kudret ve merhamet gibi iki karşıt gücü uzlaştırmanın, ılımlılığın kuvvetini (Tiphereth) gösterir. Bu bize tüm doğanın dengesi olan ve Jacob ile ilişkilendirilen Yaratılış ' ın güzelliğini verir. Bunun dışında üç sayısının kabalistik anlamlarına örnek olarak T-nrı-Torah-İnsanlık üçlü bağı ve Yahudilerin rahipler (kohanim)-Levililer (/eviinı)-İsrailliler (Jsraelites) olarak üç ayn gruba ayrılması verilebilir. Aynca ateş-su-hava ile sembolize edilen üç aktif element üçgenin solunda, sağında ve merkezinde bulunurlar. Bu üç element doğada mükemmel bir denge halindedirler. Ateş fedakarlığa ve kurban etmeye, su (ki hayat verir) şefkate ve hava da Torah'a karşılık gelir. Daha pasif element olan toprak ise bir sonraki harf daleth ile ilişkilidir.
G-gimel, B-beth harfinin dualitesinin bir sentezini, birleşimini ortaya koyar. Bir sentez ya da birleşim her zaman onu oluşturan dualistik kısımlarının toplamından daha büyüktür. Hayat Ağacında ikinci yol olan, beth harfinin temsil ettiği Taç-Kether ile GüzellikTiphereth arasındaki yolda dualitenin birleştirilmesinin bir taslağı çizilir (Tannsa! yasaların uyumu ile). Burada yani Sevgi-Chesed ile
276
İ B R A N ! H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
Bilgelik-Chochma/ı arasındaki üçüncü yolda ise bu sentezin sonucunu görürüz.
Gimel harfi şefkat sıfatı ile yakından ilişkilidir. Tanrısal yasaların uyumu T-nn ile insanlık arasında (Lev. 26), insanların kendi arasında ve bireyin kendi içinde bulunan şefkati ortaya çıkarır. Gimel üzerine yapılan meditasyon bireyin içine barışı aşılar. Dolayısı ile mutluluk ve kişisel tatmini sağlar ve buna bağlı olarak da haşan getirir. Gimel Hayat Ağacında Chesed ve Chochmah'ı birbirine bağlayan yoldur. Sepher Yetzirah'ta aşağıdaki kavramlara karşılık getirilir: Kavram: Zenginlik/Yoksulluk, Uzay: Mars, Zaman: Pazartesi, Beden: Sağ kulak.
4. Daleth
İbrani alfabesinin dördüncü harfi olan D-daleth T-nn 'ya olan tüm bağımlılığımızı gösterir. Kabala'ya göre kendi başına hiç ışığı olmayan ve yalnızca Güneşin ışığını yansıtan Ay gibi tüm işlerimiz ve tüm varoluşumuz T-nn'nın hiçbir karşılık beklemeden bize verdiği hediyelere ve lütuflara bağlıdır. O bizim çok büyük işler başarabilmemizi sağlar ve serbest iradeni.iz sayesinde O'nunla olan işbirliğimiz Yaratılış'ın pek çok seviyelerine katılabilmemizi sağlar. Ancak sürekli olarak hatırlamamız gereken şey, tüm bunların sadece ve sadece O'nun aracılığı ile olduğu ve ancak O'nun sayesinde "her şeyi" yapabilmemizin mümkün olduğudur. Daleth Kabala sembolizminde, zengin adamdan (gimel) hediyeler alan fakir adamın harfidir. İbrani alfabesinde daleth harfininden sonra gelen ise H-he harfidir. Daleth'in yüzü Tanrısal Yaratıcılık'ı simgelemek üzere he harfine doğru bakar. Aynı kendi küçüklüğünün farkında olan kişinin yardım ve destek alabilmek için sürekli olarak T-nn'ya bakması gibi. Bu tevazu davranışı T-nnsal Bilincin kapısından girebilmenin temel koşuludur.
Daleth İbranice'de kelime olarak "kapı" anlamına gelir. Yazma-
277
K A B A L A : " S ! N I R S I Z " A Y O L C U L U K
!arda harfin etrafı beyaz bir boşlukla çevrelidir. Bu beyaz boşluk Taralı 'ın hem mecazi heın de gizli anlamlarını sembolize eder. Harflerin ifşa olmuş, açıklanmış anlamı ise kelime anlamı ve yazılarda bulunan benzetmelerdir. Daletlı harfinin anlamının mecazi, gizli, literal ve benzetme olmak üzere dört seviyesi doğada ve tarihte bulunan pek çok "dört" ile dile getiıilir. Döıt element olan toprak-hava-ateş-su kavramları, kimyasal elementler olan Oksijen (hava)- Karbon (ateş, yanma)- Nitrojen (toprak, büyümenin gücü)Hidrojen (su) ile eşleştirilirler. Bu elementlerin atom numaraları ·8 , 6, 7 ve 1 olup toplamları 22 sayısına eşittir. Bu sayı da İbrani alfabesinin tüm Yaratılış 'ı simgeleyen harflerinin sayısıdır. Abraham, Isaac ve Jacob ise Kral David ile birlikte "T-nrısal Tahtın dört ayağı olarak değerlendirilirler. Kabala'ya göre onlar yaratılmış tüm ruhların dört prototipidir.
Dalet/ı ayrıca insanlığın düşüşünden önce Cennet'ten dışarı doğru akan dört nehri simgeler (Tekvin. 2: 10). Bu dört nehir sembolik olarak, yaratılmış evrene doğru akan T-nrı 'nın özüdür. Bu sembolizm Kabala'da bereketin bir formunu oluşturur. Bu dört nehir kırsal bölgeyi sular, bunun sonucu alemde şefkat doğar ve insanlığı besler.
İbranice � �. ainıa (ana) anlamına gelir ve i (daletlı) tarafından tohumlandığında � ı � (adnı) yani adam (insanlık) elde edilir. Zohar'da daleth (D) harfi "kendi başına hiçbir şeye sahip olmayan" olarak geçer. Bu kavram kendi başına ışığı olmayan ancak üstündeki Sephirotlı 'tan ışık alabilen ve T-nrısal Tezahürlerin en düşüğü olan Malclıuth sephira 'sını simgeler. İnsanın T-nrı 'ya olan hizmetinde daletlı harfi "benliksizliği" ve "alçakgönüllüğü" yani kişinin kendine ait olan hiçlik duygusunu temsil eder. Kendine ait bir serbest seçim hakkı olmasının farkındalığı ile kişi kendisine başarı getiren bu gücün ona T-nrı tarafından verildiğinin bilincinde olmalıdır. Bunu asla kendi elinin kuvveti ve kendi gücü olarak görmemelidir. Bu alemde elde edilmiş herhangi bir başan tamamen Tanrısal yardıma bağlıdır. Bu özellikle kişinin kötülüğe karşı olan mücadelesinde geçerlidir.
278
İ B R A N İ H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
D-Daleth harfinin sayısal değeri dörttür (4) ve Hayat Ağacında Anlayış-Binalı ile Sertlik-Gevuralı 'ı birbirine bağlayan yolu oluşturur. Daletlı Seplıer Yetziralı 'ta aşağıdaki kavramlar ile ilişkilendirilir: Kavram: Bereketlilik/Kısırlık, Uzay: Güneş, Zaman: Salı , Beden: Sağ burun deliği.
5. He rı H-He harfi İbranice'de telaffuz edilirken sessiz bir soluk biçiminde söylenir ve Kabala'da Tanrısal Varlık'ın sembolü olarak ifade edilir. Kutsal Kitap 'ta anlatıldığına göre, peygamber Elijah'a ne kükreyen rüzgar, ne deprem ne de ateş T-nrı 'yı ifşa etmemiş ama bu felaketleri izleyen tatlı meltemin sesini duyduğunda T-nrı 'nın varlığı ona ifşa olmuştur. He (H) harfi şekil olarak bir daletlı ve bir yod harfinden oluşur. Torah'ta Yaratılış öyküsünde (Tekvin) " . . . Tnrı 'nın Ruhu (Soluğu) suların yüzü üzerinde [havada] hareket ediyordu" biçiminde ifade edilir. İbrani geleneğine göre T-nrı bu deyişte söylendiği biçimiyle fiziksel alemi simgeleyen D-daletlı ve Gelecek Alemi ya da ruhsal alemi simgeleyen küçük I-yod harfinden meydana gelen H-Jıe harfini söyleyerek evreni yaratmıştır. He harfini oluşturan harflerden daletlı fiziksel filemdeki enine ve yüksekliğine olan genişlemeyi gösterirken yod bize T-nrı 'nın yaratılmış alemde "her yerde varoluşunu" hatırlatır. H-Jıe yaşam anlamına gelir. Abram Bir Olanı, Evrenin Yaratıcısını görüp O'nun varlığını kabul ettiğinde adına bir Jıe harfi verilmiş ve adı Abraham olmuştur. Aynı biçimde karısı Sarai uzun yıllar kısırdı ve çocuğu olmuyordu. T-nrı'nın varlığını kabul ettiğinde adına bir he harfi eklenerek ona da yeni bir ad verilmiştir. Böylece o da oğlu Isaac' ı doğurduğunda Sarah adını almıştır.
He ayrıca İngilizcede özelleştirmeyi vurgulayan "the" artikelinin karşılığıdır. Yani genel anlamdaki insanlık he ile bireysele dönüşür. Tanımlayıcı ek (the) formunda he harfi "olacak" anlamını ta-
279
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
şır. Burada bu harfin içinde bir gelecek zaman duygusu taşınmaktadır. Ayrıca he Kabala'da canlandırıcı ruhu sembolize eder. Bu anlamda aleph harfine benzer ve var olma fikrini ortaya koyar ama aleph harfinin esas özüne oranla daha az soyut, daha az arketipaldir. Buna göre aleph insanlığın bütün olarak özünü, he ise bireyin özünü simgeler diyebiliriz.
Kabala insan ruhunun kendisini üç araç ile dış aleme ve kendine ifade ettiğini belirtir: düşünce, konuşma ve hareket. Bunlara Kabala ve Chassidut'ta "giysiler" adı verilir. Daha yüksek olan giysi yani düşünce, kişinin iç zekasını ve duygularını kendisine açıklama biçimidir. Düşünce yoluyla zeka ve duyguların bilinçli hale gelmesi tıpkı kişinin kendini bir başkasına vermesine benzer. Daha düşük seviye olan diğer iki giysi, konuşma ve hareket ise kişinin kendini başkalarına ifade etmesinin araçlarıdır. H-he harfini oluşturan üç çizgi bu üç giysiye karşılık gelir: üstteki yatay çizgi düşünceye, sağdaki dikey çizgi konuşmaya ve onlara bitiştirilmemiş küçük ayak biçimindeki olan çizgi ise harekete. Yatay çizgi bir ılımlılık, sakinlik durumunu sembolize eder. Düşüncenin sürekli ve yatay bir biçimde akışı T-nrı 'nın her yerde ve her şeyin içinde nasıl eşit olarak var olduğunun tefekkürüdür. Burada kişinin anlaması gereken şey her birimizin Tanrısallığın bir içsel noktasını içerdiğimiz ve yaratılmış tüm insanların özde eşit olduğudur. Bu anlayış yani bir başkasına oranla kişinin bu yatay yüksek seviyesi, tüm bireysel ve kişisel ilişkilerin esas görüntüsünü oluşturur. Konuşmanın yani he harfinin sağ dikey çizgisinin kaynak noktası doğrudan düşünmenin çizgisine inerek bağlanır ve dolayısıyla kişinin düşüncelerini ve iç duygularını başkalarına ifade etmesini belirtir. İbranice'de konuşma kelimesinin kökü olan dabar, liderlik anlamına gelir. Bununla ilgili olarak şöyle denir: "Bir kuşakta bir lider [dabar] bulunur, iki lider değil" Liderlik aşağıya ve yukarıya doğru birbiri ile bağlantılı ilişkileri yani hiyerarşiyi gerektirir ve bu hiyerarşi, he harfindeki dikey çizgi ile ifade edilir. Kral ve aynı biçimde her lider halkını konuşmasının gücü ile yönetir: "Kralın egemenliği O'nun sözcükleri ile sürer"
280
İ B R A N ! H A R F L E R i N i N S I R L A R I
Hareketin yani lıe harfinin bitiştirilmemiş ayağının üst yatay çizgiden yani düşünceden ayrılması, hareketin doğası hakkındaki derin gerçeği yansıtır. "Çoktur insanın kalbindeki düşünceler. Ama yine de T-nrı 'nın tavsiyesi hakim olacaktır." T-nn 'nın hizmetkarı olarak insan kendi düşünceleri ve hareketleri arasında hep var olan bir boşluğu sürekli olarak deneyimler. O, çoğunlukla arzularını anlayabilmekten uzaktır. Umulmadık zamanda umulmadık biçimde gelen başarılardan şaşkınlık duyar. Ama her iki durumda da hareketlerini yönlendiren T-nrı'nın elini üzerinde hisseder. Bahsettiğimiz boşluk ise Tanrısal Hiçlik'in yani hareket halindeki tüm Yaratılış'ın kaynağının deneyimidir yani: hiçbir şeyden [doğan] bir şey.
Yukarıdaki üç harfle (gimel, daletlı, lıe) birlikte kişinin kendinden başkasına vermesi prosesinin sonucuna gelmiş oluyoruz. Ayak ile sembolize edilen hediye yani lıe harfinin bitiştirilmemiş ayağı, alıcı ile tamamen entegre olduğunda onun hareketinin ve kendinden başkalarına vermesinin gücü haline gelir. Daha da fazlası, o artık bir gerçeği daha fark eder: hareketlerinin ve davranışlarının en yüksek potansiyeli ve etkisi gerçekte Tanrısal Takdir'in hareketinin bir sonucudur. He harfinin sayısal değeri Beş 'tir (5) ve Hayat Ağacında Taç-Ketlıer ile Bilgelik-C/ıoc/ıma/ı ' ı birbirine bağlar. Kelime anlamı olarak "pencere" demektir. Seplıer Yetziralı 'a göre he harfinin karşılıkları: Kavram: Konuşma, Uzay/Yön: Koç Takımyıldızı, Üst Doğu Zaman: Nissan (Yılın ilk ayı, Gregoryen eş değeri Mart) Beden: Sağ bacak.
6. Vau
V-Vau İbrani alfabesinin altıncı harfidir dolayısı ile sayısal değeri altıdır. Şekil olarak bir sütun biçimindedir ve ayakta duran bir insana ya da bir çengele benzer. Kelime olarak "kanca" anlamına gelir. V-Vau harfinin sayısal değeri olan altı (6) Kabala'da Davud'un Yıldızı'nın altı kanadını, ateşten meleklerin (seraplıim) altı kanadını,
281
K A B A L A : " S I N ı R S ı Z " A Y O L C U L U K
sütunların altı kancasını ve altı seplıiroth 'a karşılık gelen kalbin altı gücünü sembolize eder. Ayakta dimdik duran bir insana benzeyen V-vau harfi T-nrı ' 11111 sevgisi ve yasaları ile birleşmiş insanlığı sembolize eder. Sevginin bu bütünlük durumunda insan varlığı mükemmel bir denge halindedir. Vau harfi T-nrı 'nın Kutsal Adı 'nda (IHVH) yer alan üçüncü harftir ve Hayat Ağacı 'nda Zeir Anpin-Küçük Yüz deyimi ile birlikte kendi sayısal değeri olan altı sephiroth 'u sembolize eder. Vau kendini bu altı sephiroth içinde aşağıdaki biçimde yarrsıtır:
l . Güzellik-Tiplıeretlı sevgi yoluyla T-nn ile ve kendi arkadaşları ile tam bir uyum içinde olan kişinin niteliğidir.
2. Şefkat-Chesed kişiyi, T-nrı 'nın öğretilerini diğer arkadaşları ile paylaşması yolunda teşvik eder ve böylece erdemli ve dürüst bir kişi olarak yaşamasını sağlar. Bir yandan da sadece gelenekler yoluyla öğretilenleri uygulamak değil kendi iç motivasyonlarını kullanmaları gerektiğini vurgular.
3. Disiplin, aynın ve adaletin kudreti-Gevura/ı yaşamımızı etkileyen hangi günlük kararları nasıl almamız gerektiğini, arkadaşlarımız ile olan ilişkilerimizdeki davranış biçimimizi, yaşamımızda nelere tutunup nelerden uzak dunnamız gerektiğini belirtir.
4. T-nn ile ilişkilerimizde doğru bir kavrayış yolu ile ihtişamıH od doğuran ise şükran duygusudur. Şükran-Had olaylara dayanan bilgi birikimi ile ilişkilidir. Ama aynı zamanda bize, sahip olduğumuz her şeyin T-nrı'dan bir hediye olduğunun ilhammı verir. Bu da Ona şükretmemiz yolunda bizi teşvik eder.
5. Yaşamdaki hedeflerimizi gerçekleştirmenin, özellikle duygularımızı sanat yoluyla ifade edebilmenin getirdiği başarı ve bundan kaynaklanan duygu ise zafer duygusudur (Netzaclı).
6. Hedeflerimizi gerçekleştirme başarısı ise en içsel bilinçsiz duygularımızın temelinde (Yesod) yatar. Bunu gerçekleştirdiğimizde ise tüm maskelerimizi çıkarma ve iç korkularımızla yüzleşme ve öykülerin ve mitlerin en derin anlamlarını keşfedebilme şansını yakalarız.
282
İ B R A N ! H A R F L E R İ N i N S I R L A R I
Kabala'da V-Vau bağlantı ve dönüşümün harfidir. İbranice'de o, "ve" bağlacıdır. Kanca ya da çivi olan kelime anlamı da bunu destekler. Aynca bu harfin, onun dönüştürücü gücünü simgeleyen bir başka gramer kullanımı da vardır: Bir fiile ön ek olduğunda o fiilin zaman kipini gelecek zamandan geçmiş zamana ya da tam tersine çevirir. Dolayısıyla vau harfi geçmiş ve gelecek zamanı birbirine bağlayan "zamansız şimdi" ya da "şu an" olarak görülebilir. "Şimdi" her zaman bizimledir. Biz ne geçmişte ne de gelecekte yaşanz. Böylece "şu an" ya da "şimdi" ve dolayısıyla vau aynı zamanda sürekliliği de sembolize eder. Bu harfin düşünce ile olan yetziratik* ilişkisi, onunla birlikte zamansızlığın elementlerini de içerir. Kabala düşüncelerin zaman ve uzayın dışında var olduğunu öğretir. Kabala'ya göre onlar bizim de kapısını çaldığımız ruhsal a!emin bir parçasıdır ve ruhsal a!em bizim bildiğimiz fiziksel anlamdaki uzay ve zamandan bağımsızdır. V-Vau harfinin yukarıda bahsettiğimiz bağlantı özelliği Kabala'da şu biçimde vurgulanır:
Yaratılış'ın başlangıcında Sonsuz Işık tüm gerçekliği kaplamış durumdayken T-nrı Işığını bir boşluk yaratmak üzere geriye çekti (tzimtzum) ve sonlu a!emlerin var olabilmesi için bir mekan yarattı. Bu vakumun-chalal içine -figuratif olarak konuşursak- Sonsuz Kaynaktan ince bir ışık ışını ya da iplikçiği gönderdi. İşte Sonsuz Işığın bu ışını V-vau harfinin sırrıdır. Her ne kadar bu ışın görünüşte tekse de aslında iki boyut içeriyordu. Bunlar bir dışsal kuvvet ve bir de içsel kuvvet olmak üzere iki kuvvettiler ve her ikisi de Yaratılış prosesinde ve Yaratıcı Güç ile yaratılmış gerçeklik arasında var olan· sürekli etkileşimde yer aldılar.
Işının dışsal kuvveti, gerçekliğin çeşitli yanlarını ve durumlarını aymnak ve dolayısıyla Yaratılış içinde aşağı ve yukarı olacak biçimde bir hiyerarşik yapı oluştunnak üzere var olan güçtür. İçsel güç ise gerçekliğin içinde var olan çeşitli yanlann ya da durumların birbirlerine göre ve birbirleri ile olan ilişkilerini ifşa etmenin ve böylece onları birleştirerek organik bir bütün oluşturmanın gücüdür.
• Yetzirah - Şekillenme Alemi'ne ait.
283
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Vau harfinin bu özelliği İbranice'de "ve" bağlacını vurgulamak üzere vau lıachibur (vau bağlacı) olarak belirtilir. Torah 'ın ilk vau harfi olan, "Başlangıçta T-nn Cennetler'i ve dünyayı yarattı" deyişindeki vau, deyişte de görüleceği gibi tüm Yaratılış içinde ruh ve maddeyi, Cennetler ve Dünya 'yı birleştirmeye hizmet eder. Torah 'ın altı kelimesinin başında yer alan bu vau ayetin aynı zamanda yirmi ikinci harfidir ve Yaratılış içinde var olan tüm yirmi iki gücü birbirine bağlama ve ilişkilendirmenin gücüyle benzeştirilir.
Kutsal Kitap İbranicesi 'nde V-vau harfi aynca bir fiilin görünen zaman kipini gelecekten geçmişe ya da geçmişten geleceğe olmak üzere tersine çevirme işlevini de yüklenir. V-Vau harfinin bu işlevinin ilk görünüşü ise Yaratılış' ın (Tekvin) yirmi ikinci kelimesiyle başlayanıdır. Bu, Yaratılış 'ta yer alan on deyişin ilk açık olanıdır: "Ve T-nn dedi: Işık olsun ve ışık oldu." Burada "dedi" fiili kelimenin başında yer alan ve kelimesi nedeniyle gelecekten geçmiş zamana dönüşmüş durumdadır. Işığın ilksel büzülme-tzimtzum 'un karanlığının içine işleyerek onu kırışı, uzayın içine işleyen zamanın sımdır (geleceğin geçmiş olması). Vau Hayat Ağacı 'nda Taç-Ketlıer ile Anlayış-Bina/ı 'ı birbirine bağlayan yolu oluşturur. Sepher Yetzirah vau harfine karşılık gelen kavramları söyle belirtir: Kavram: Düşünce, Uzay/Yön: Boğa takımyıldızı, Kuzey doğu Zaman: lyar (Yılın ikinci ayı, Gregoryen eş değeri Nisan) Beden: Sağ böbrek.
7. Zain r
Bir önceki harf V-vau T-nn'nın bizim alemimize inen ışığını sembolize ederken ondan sonraki harf olan Z-zain bu ışığın "geriye dönen" imgesi olarak kendini gösterir. Işık muazzam bir kuvvetle geriye dönerek geldiği kaynağı bile aşarak yükselir. Kabala'da ışığın bu geri dönüşü yedili şamdandan (menorah*) yükselen duman ile
• Çadırda (Tabernacle) ve daha sonra da Kutsal Tapınak'ta günlük olarak yakılan yedi-kollu şamdan. Kabala'da Hayat Ağacını ve Yaratılış'ı simgeler.
284
İ B R A N ! H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
simgelenir. Bu da T-nrı 'ya olan özlemimizi ve ona bağlanma çabamızı ortaya koyar. lain İbranice 'de kelime olarak "silah" ya da "kılıç" anlamına gelir. lain harfi formunda yukarıya doğru yükselen ışık kılıcın (harfin) üstüne doğru gelerek iki yöne doğru ayrılır ve tutamak yerini oluşturur. Hayat Ağacı 'nda bilinçüstünün en üst seviyesine (Kether) karşılık gelen bu noktada T-nrı'ya duyulan sevgi ve huşu ile karışık korku birbirinden ayırt edilmez durumdadır. Kılıcın tepesi her iki yöne de bakar ve bu yönlerden sol taraf T-nrı 'ya duyulan huşu ile korkuyu ve sağ taraf T-nrı 'ya duyulan sevgiyi simgeler. Gerçekte Uzun Yüz-Arich Anpin hiç sol taraf içermez. O'nun hakkında şöyle denir: "O'nda her şey sağ taraflıdır." Buna göre Tnrı sevgisinin en üst düzey tezahür seviyesi (sağ) olan bu bilinç üstü seviyede T-nrı 'ya duyulan korku (sol) ayırt edilemez. Tezahürün bu en üst seviyesinde sadece sağ taraf vardır. Kabala' da bu tezahür seviyesinde T-nrı 'nın sureti ya da profili tek taraflı olarak öğretilir. O her türlü dualiteden uzaktır ve Birdir. Yani kaynağında T-nrı saf sevgi ve ışıktır, onda hiçbir kötülük yoktur.
Zain harfinin üstünde bulunan bu taç Kabala'da ayrıca, kocasının tacı olan cesur kadının da sembolüdür. Bu kavram Kabala'da, "Cesur bir kadın kocasının tacıdır" deyişi ile sembolize edilir. Yani erkeğin bilinçüstünün en yüksek durumuna yükselebilmesi ancak kadının, kocasının iradesini mükemmelleştirerek yerine getirmesi sayesinde gerçekleşebilir. Kabala' da yaşam hedeflerinin yerine ge� tirilmesi sonucu gerçekleşen bu mükemmelleşme haftanın yedinci günü olan sabbath günü ile sembolize edilir. Bazı kabalistik çizimlerde Abraham'ın eşi Saralı başının üzerinde büyük bir yıldız taşır durumda resmedilir. Bu, O'nun Yaratılış' ın amacının (sabbath) bilincinde olduğunu gösterir ve bu bilinci, onu seviye olarak kocası Abraham'ın üzerine çıkartır. Bir noktada o Abraham'dan daha yukarıdadır ve bu olgu şu deyişle vurgulanır: Ve T-nrı Abraham'a dedi: "Sarah sana her ne söylerse O 'nun sesini dinle!"
Kabalistik resimlerin pek çoğunda Abraham başının üzerinde altı köşeden oluşan bir yıldız ile tasvir edilir. Bu yıldız O'nun haf-
285
K A B A L A : "' S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
tanın altı gününde yapılan bütün hareket ve davranışları yöneten erdemliliğini, tüm Yaratılış ' ı ıslah eden çalışmalarını ya da T-nrı 'nın yaratıcılığına iştirak etmesini simgeler. Zain ise yedi (7) sayısıdır ve sembolik anlam bakımından çok zengin bir harftir. Bu sembollerden bazıları: Haftanın yedi günü, yedi yıldız, yedi kollu şamdanın (nıeıwralı) yedi mumu ve Israel' in yedi çobanı (Abralıam, Jsaac, Jacob, Moses, Aaron, Joseph ve David) olarak verilebilir. Yedi kollu şamdanın yedi mumu ayrıca insanlığın ruhlarının yedi arketipal seviyesini de sembolize eder. Yedi sayısı ayrıca Sukot* zamanı sallanan yedi dalı (üç menekşe, iki söğüt, bir palmiye dalı ve bir turunç) fiziksel uzayın altı yönünü ve daha sonra onların birleştiği merkezi yani yedinci noktayı gösterir. Yine yedi sayısı shabbat/ı günü sofraya konulan şeyleri simgeler. Bunlar mum, şarap, et, balık ve ekmek (dilimler) olup gematria ile sayısal değerlerinin toplamı yedi olur.
Zain harfinin şekli olan keskin kılıç Kabala'da sadece bir silahı sembolize etmekle kalmaz o ayrıca, gerçekliğin en ücra oyuklarına işlemek suretiyle doğadaki türlerin varoluş ya da yok oluşunu belirleyen bir araçtır. Dolayısıyla zain ayrıca kendi yarattığı canlıların sürekliliğini sağlayan Tanrısal devamlılığın da bir sembolüdür.
Zain harfi ile ilişkilendirilen yedi sayısı ise bir odak noktasıdır. T-nrı iilemi altı günde yaratmış ve Shabbath günü (yedinci gün) dinlenmiştir. İlk altı günün akitiviteleri yedinci günde odaklanır. Sepher Yetziralı 'ta da altı temel yön görürüz. Bunlar Kuzey, Güney, Doğu, Batı, Yukarısı ve Aşağısıdır. Bu yönlerin merkezinde ise durağanlığın yedinci noktası bulunur. Bu insan hayatında da böyledir. Biz yaşantımızda sürekli olarak altı yönün kuvvetlerini dengelemeye çalışırız ama merkezde bir sakinlik noktası vardır. İşte bizim hedeflememiz gereken nokta da burasıdır. Ancak bu bir pasiflik durumu olarak düşünülmemelidir. Tam tersine o etrafımızdaki dış kuvvetleri aktif olarak dengelediğimiz bir durumdur. Zain İbrani alfa-* Sukkot, ekinlerin toplanmasın ın ve Mısır'dan çıktıktan (Shemoth) sonra çölde
geçen zaman süresince sağlanan Tanrısal korunmanın anısına yapılan yedi günlük festival. Çardaklar Bayramı .
286
İ B R A N İ H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
besinin yedinci harfidir ve Hayat Ağacında Bilgelik-C/ıoc/ıma/ı ile Bilgi-Daatlı ' ı birbirine bağlayan yolu oluşturur. Daatlı 'ın aslında bir sephira olmayıp Taç-Kether'in bir boyutu olduğunu ve ancak onun yokluğunda bir sephira olarak dikkate alındığını daha önce belirtmiştik. Seplıer Yetzirah 'a göre zain harfine karşılık gelen kavramlar şunlardır: Kavram: Hareket, Uzay/Yön: İkizler takımyıldızı/Alt Doğu Zaman: Sivan (Yılın üçüncü Ayı, Gregoryen eş değeri Mayıs) Beden: Sol Ayak
8. Cheth fi_ Ch-Cheth harfi İbrani alfabesinde sekiz (8) sayısal değerine sahiptir. Şekil olarak bir geçiş kapısı ya da geçit biçimindedir ve İbranice'de kelime olarak "yaşam" anlamına gelir. Chassidut öğretisi yaşamın iki seviyesi olduğunu ifade eder: temel yaşam ve canlandıncı yaşam. Buna göre T-nrı 'nın Kendisi temel yaşam formundadır. O'nun tüm gerçekliğe sürekli olarak nüfuz eden yaratıcı gücü ise canlandırıcı yaşam olarak belirtilir. T-nrı ve O'nunla bir olan Özü temel yaşam seviyesidir. İnsan bedenini ve onun fiziksel deneyimini gerçekleştirmek yani canlandırmak için aşağıda parlayan ruhun ışığının yansımas_ı ise canlandırıcı yaşam seviyesini içerir. Bizim genel anlamda yaşam diye bildiğimiz bu ikinci seviye kendini bir nabız atışı biçiminde tezahür ettirir ve bu da Sepher Yetzirah'ta belirtilen "ruhların kaçış ve geri dönüşleri" deyişinin sırrıdır. Kabala'ya göre fiziksel ve ruhsal alemde pek çok yaşam ya da enerji seviyesi bulunur ve bunların her biri kendi enerjisini aşağısında bulunan diğer alt seviyelere aktarır. Bahsettiğimiz bu kavram bir atomdaki enerji seviyelerine benzetilebilir. Buna göre elektronlar bu enerji seviyeleri üzerinde daha yukarılara doğru çıkabilirler. Kendi normal enerji seviyelerine döndüklerinde ise foton denilen bir enerji paketi (kuantumu) saçarlar. Kabala bize atomdaki bu enerji seviyelerine benzer olarak dört alemin varlığından bahseder (Atziluth,
287
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Briah, Yetziralı ve Asialı). Bunlardan en düşüğü ise bizim içinde yaşadığımız fiziksel iilemdir (Hareket-Asia/ı iileminin Hayat Ağacının son iki sephirotu). Her üst iilem bir alttakinden daha parlaktır ve daha yüksek enerji titreşimleri yayar. Clıeth harfi ise bu alemler arasında bir kapı oluşturur ve ışığın üst alemlerden bir alttaki aleme akmasını sağlar. Daha sonra inceleyeceğimiz tzaddik harfi ise bu kapılardan girebilen ve üst iilemlerde edindiği bilgi ve enerji ile yaşadığıırıız fiziksel filemde bizlere yardımcı olabilen, ruhsal açıdan ·gelişmiş olan kişiyi gösterir. Işığın kitabı Zolıar bir yerden çıkabilme yeteneğinin oraya girebilme yeteneğinden daha önemli olduğunu söyler: "Bir yere sadece girmeyi bilen ama oradan çıkmayı bilmeyen kişi hiç girmese daha iyidir." Kabala'ya göre içinde yaşadığımız fiziksel alemdeki (Malkuth) ilk geçiş kapısından girebilmenin yolu ise sevgi ve saflıktır.
Kabala öğretisinde Ch-cheth harfi ile ilgili olarak oldukça büyük ruhsal öneme sahip bir geometrik sembol ise küptür. Küp bildiğimiz gibi altı yüz ve sekiz köşede buluşan on iki kenara sahip bir şekildir. Bu üç sayının (altı, sekiz ve on iki) toplanılan yirmi altı yapar ve bu Kabala'da T-nn 'nın Kutsal Adı 'nın (IHVH) sayısal değeridir. Bu sayılar içinde cheth sekiz sayısına karşılık gelen harftir ve Yaratılış'ın yedi Cennet'te ve Dünya'da yer alan çokluğunu sembolize eder.
Rulo biçiminde olan Torah yazmasında Ch-cheth harfi kendisinden önce gelen V-vau ve Z-zain harfleri ile onlara eklenen ve yukarıyı işaret edecek biçimde onları üstten birbirine bağlayan ince bir çizginin (chatoteret) kombinasyonu biçiminde yazılır. Cheth harfini oluşturan bu üçlüden zain harfi Kabala'da kadını yani ruhsallığın dişil yanını simgeler. Tanrısal Işık'ı almak için yukarıya doğru uzanır ve kapıdan "girebilme" yeteneğini sembolize eder. Vau harfi ise erkeği yani Tanrısal Yaşam Gücü'nü aşağıya iletme gücünü ve kadının "girmeyi" gösterdiği kapıdan "çıkabilme" yeteneğini simgeler. Yukarıdan onlara katılan ince çizgi (chatoteret) ise bize yukarıda hep var olan T-nrı 'yı hatırlatır. O'nun Özü paradoksal bir biçim-
288
İ B R A N İ H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
de insan idrakinin tümüyle ötesinde olmak üzere tüm yaratılmış gerçekliği doldurur ve onu ayakta tutar. Paradoksal olarak, çünkü O yukarıdadır ve bizim idrakimizin ötesindedir ama yine de vardır ve bize aynı zamanda da çok yakındır.
Cheth harfinin iç kısmı bir chupah yani altında evliliğin gerçekleştiği bir çadır biçimindedir. Kabala yeni bir hayatın erkeğin, kadının ve T-nrı 'nın işbirliğinin bir sonucu olduğunu belirtir. Gelin ve damat düğünde ellerinde yukarı doğru tuttukları bir eşarp ile dansederler. Eşarp gelinle damadı birleŞtiren bir köprüyü ifade eder. Çiftin neşeli dansı ise kapıya giriş çıkışı ve T-nrı 'nın Bilgisini, Sevgisini ve O'nun Varlığını, evlilikleri boyunca birlikte yaşayarak ve O'nunla gizemli bir biçimde temas ederek bizim alemimize getirişini gösterir (Bu sembolizmi izleyen Tzaddik harfi ise en yüksek kapı olarak en üst formunda yani bir kelimenin sonunda bulunan biçimiyle* ruhsal gelişmenin son aşamasını gösterir.). Yani Tanrısal Varlık ile bütünüyle bir olma aşamasını. Kabala'da cheth harfinin vau ve zain harflerini birbirine birleştiren ince üst ucu, havada dönen bir kartal sembolü ile ifade edilir ve Kabala'.da T-nrı 'nın bir başka sembolüdür: "değen ama yine de değmeyen". Tıpkı havada, yuvasının üzerinde dolaşan bir kartal gibi. Kabala' da kartal özelde Kendi çocuklarını , genelde ise Yaratılış 'ı sürekli biçimde kollayan T-nrı'yı simgeleyen bir mecazdır. Buna göre T-nrı Kendi Yüce Varlığını kendi yarattığı aleme tamamen ve açık olarak ifşa etse ya da tam tersine gücünü bu rekreasyondan tamamen çekse alem bir anda varoluş özelliğini kaybeder. O'nun Yaratılış ya da insana çok yakın olması yani tüm gücünün ifşaatı da yıkıcı olabilir, gücünü ve varlığını Yaratılış 'tan ya da insandan tamamen çekmesi de. İşte bu deyiş bu hassas dengeyi gösterir: "değen ama yine de değmeyen". 0'11un varlığı Yaratılış ' ın varoluşunu sağlar. Tekvin açılış kısmında " . . . Ve Elokim'in (T-nrı'nm) Ruhu suların yüzü üzerinde [havada] dolaşıyordu" der. İbranice "güç" kelimesinin sayısal karşılığı yirmi
• İbrani harflerinden bazıları bir kelimenin sonuna geldiklerinde değişik şekilde yazılırlar ve sayısal değerleri de büyür. Tzaddik harfi 90 değerindedir. Kelime sonuna geldiğinde ise 900 değerini alır.
289
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
sekiz (28) ve "[havada] dolaşmak, hareket etmek 28x26 (26 T-nrının Kutsal Adı IHVH'in değeri.) 728 sayısına karşılık gelir. Dolayısıyla "havada dolaşmak" kelimesinin sayısal değeri ile belirtilen gizem Kabala'da "T-nrı 'nın Gücü" olarak açıklanır. Böylece, yaratılmış gerçekliğin "üzerinde dolanmak" suretiyle T-nrı Yaratılış ' ı ayakta tutar ve sürekli olarak yeniler. Bunu yaparken de aynı zamanda her yaratığa ya da Kabala terminoloj isindeki adıyla kaba "bağımsız" olarak büyüme ve gelişme olanağını verir. "Havada dolaşıyordu" deyişi bize T-nrı 'nın gücünün bizi desteklemesi ve aynı zamanda da bireyselliğimizi ve özgürlümüzü sağlaması suretiyle ortaya çıkan hassas dengeyi anlatır. Böylece cheth harfi, T-nrı 'nın Varlığının bize ifşaatı ya da yakınlığı (cheth'i oluşturan harflerden vau) ile O'nun Yaratıcı Gücünün Kendi yarattığı Yaratılış'tan saklanması ya da uzaklığı (cheth 'i oluşturan zain harfi) arasındaki hassas dengeyi içinde saklar.
Havada dolanmanın bu değen ama yine de değmeyen seviyesi Kabala'da canlandırıcı yaşam fenomeninin başlangıcıdır. Yani "Yukarıdan değen ama yinede değmeyen" kendisini "Aşağıdan (yani yaşayan her yaratığın içsel titreşimlerinde) giden ve geri dönen" biçiminde yansıtır. Bu kavram kadim Sepher Yetzirah'ta şöyle belirtilir: "On tanedir tanımlanamaz sephiroth. .. Onları yorumlamaya kalktığında [senin] dudaklarını mühürlerler . . . Onları düşündüğünde ise [senin] kalbini korurlar . . . Ve eğer aklın senden kaçarsa onu [senin] kontroluna geri döndürürler . . . Aynen söylendiği gibi: 'kaçarlar ve geri dönerler ' . . . Ve işte Anlaşma bu Gizem üzerine inşa edildi." (S .Y. Böl.I, Kıs. 8)
Cheth harfinin sayısal değeri sekizdir (8) ve kelime olarak "çit" anlamına gelir. Hayat Ağacı 'nda Anlayış-Binah ile B ilgi-Daath arasındaki yolu oluşturur. Sepher Yetzirah 'ta bu harfe karşılık gelen kavramlar aşağıdaki biçimde açıklanır: Kavram: Görüş Uzay/Yön: Yengeç takımyıldızı/Üst Güney Zaman: Tamuz (Dördüncü Ay, Gregoryen eş değeri Haziran) Beden: Sağ el.
290
9. Teth �
T-Teth harfi içinde yaşamın büyük sırlarını içeren kabın harfidir ve sayısal olarak bir kadının hamilelik periyoduna karşılık gelen dokuz (9) sayısı değerindedir. Hamilelik Kabala sembolizminde bir potansiyeli gerçeğe dönüştürmenin gücü olarak görülür. Doğum yani yeni ve gerçek bir enerjiyi açığa çıkarma kavramı ise bir sonraki harf olan 1-yod harfinin sımdır. Buna göre 1-yod, Ch-cheth harfinin içinde idrak edilen ve T-teth harfinin içinde taşınarak döllenen Temel Yaşamı açığa çıkarır. Teth aynca Kabala'da tüm kutsamaların temeli olan barışın takdisini taşıyan kaptır. Barış olmadan bir ruh ve bir ulus diğer takdislerin ve kutsamalann hiçbirini alamaz. Teth harfinin ters çevrilmiş şekli gerçekliğin görülebilen kısmında potansiyel halde gizlenmiş ya da saklanmış iyinin ya da güzelin bir sembolüdür. Güzellik kelimesi İbranice'de pek çok eş anlam içerir. İçsel güzelliğin en yüksek formu Kabala'da iki kadın Rebecca ve Bath Sheeba ile sembolize edilir ve güzel-tov kökünden türer. Bu kadınlar görünüş olarak çok güzel (iyi) biçiminde tanımlanırlar. Buna göre yaşadığımız alemde olagelen her şey aslında en yüksek "iyi" için olmaktadır. Her ne kadar biz insan olarak sınırlı vizyonumuz ile bir şeyin ne kadar iyi ya da güzel olabileceğini göremesek de Güzel olan T-nrı 'nın Takdiri, Yaratılış içinde var olan "her şeyin" gizemli bir biçimde O'nun çocuklarının yani bizlerin yararına olacak biçimde işlemesini sağlar. Teth harfi İbranice' de "asa" kelimesinin temel sessiz harfidir. Bu kelime aynı zamanda "yılan" ile de ilişkilendirilir. Buna göre Musa asasını bir yılana dönüştürerek Firavun'a bir işaret göstermiştir. Yılan Kabala'da ayrıca bilinci ifade eden bir semboldür. Kabala sembolizmine göre Cennet Bahçesi'nde yılan insana yardım etmek olan orijinal ve gerçek işlevinden sapmış ve onu bir "kendi kendini yok ediş" yoluna sevk etmiştir. İslah edildiğinde ise yılan, adaletli bir biçimde yargılamanın gücünü ve Mesihin gelişi ile sembolize edilen en yüksek bilinç seviyesini ortaya koyar. Yılan, meleklerin en yüksek alemlerine kadar ulaşır ve bizim
29J
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
bilinçüstüne ulaşabilme çabamızı gösterir. T-Tet/ı harfi Kabala'da ayrıca "direncin" bir işaretidir ve yukarı
da da belirttiğimiz gibi "iyi" kavramı ile ilişkilendirilir. İyilik insanlığın, kötülük eğilimine-yetzer ha ra olan direncidir. İbranice "iyi" kelimesi � � (sağdan sola okunarak, tet/ı-beth) biçiminde yazılır. Burada temel dualitelerden birinin diğerine karşı olan direncini görüyoruz. Yani kötülük eğilimi-yetzer ha ra ile iyilik eğilimi-yetzer ha tov arasındaki sonsuz savaşı. Bu savaşta Teth harfi dominant durumdayken (yani kelimenin başındayken) ortaya çıkan sonuç iyiliktir. Beth harfi dominant olduğunda ise, yani kelime � � olduğunda ortaya çıkan ekte konuşmanın düşüricesizliğini ya da aceleciliğini gösteren pek çok kelimenin kökünü buluruz.
Teth harfi biçim olarak ters çevrilmiş durumdadır. Dolayısıyla Zohar'da gizli ve tersine dönmüş iyiyi sembolize eder: "O'nun iyiliği kendi içinde gizlidir." Cheth harfinin şekli gelin ile damadın idrak ile birleşmesini de sembolize eder. Buna göre teth harfinin sırrı hamileliği boyunca kendi içsel gizli iyiliğini (fetus) taşıyan annenin gücüdür. Torah'ta Teth harfi ile başlayan tov yani "iyi" ya da "güzel" kelimesinin vurgulandığı bir başka yer ise Yaratılış 'ın başlangıcında görünen ışığın T-nrı 'nın gözünde iyi olarak tanımlandığı yerdir: "Ve T-nrı gördü ki ışık iyiydi."
Kabala'ya göre Torah 'ın açılışındaki "Başlangıçta T-nn Cennetleri ve Dünya'yı yarattı" ayetinde "Cennetleri ve Dünya'yı" deyişinin başlangıç harfleri T-nrı 'nın Yaratılış 'ta yer alan gizli Adını (AHVH, aleph-he-vau-he) oluşturur. Bu Adın değeri olan on yedi (17) sayısı ise aynı zamanda tav-iyi kelimesinin de sayısal değeridir. Tzaddik yani erdemli kelimesi 12xl 7 = 204 sayısını yani gizli Adın (AHVH) dört harfinin on iki pennutasyonunu oluşturur. Kabala'ya göre iyi-tov olarak adlandırılan erdemli kişiler-tzadikim Cennet'i ve dünyayı birleştinnek ve böylece Yaratılış'ın amacını açığa çıkannak için gereken gizli iyilik olan T-nn'nın gizli Adı 'nm (AHVH) gücüne sahiptirler. Aleph harfinin karşıtları birleştinne gücüne sahip olması gibi (gökkubbenin, aşağı ve yukarı sulan birleş-
292
İ B R A N İ H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
tirme gücü) tetlı harfi de aşağı ve yukarı filemleri birleştirme gücüne sahiptir. Yani "Cennetleri ve Dünya'yı". Chassidut öğretisine göre ruhun hizmetinde bu güç, kişinin varoluş durumunu "dünyada olmak ama aynı zamanda dünyada olmamak" biçiminde algılaması halinde açığa çıkar. Dünyada olmak, onu ıslah edebilmek için dünyevi gerçekliğin tamamen bilincinde olmak anlamına gelir. Dünyanın dışında olmak ise şu gerçeğin tamamıyla farkına varmaktır: "O'nun gibi biri daha yoktur."
Kabala'ya göre ışık ve iyi kavramları arasındaki bir başka bağlantı ise Musa'nın doğuş öyküsünde görülür: "Ve O (Yocheved, Musa'nın annesi) gördü ki O (Musa) güzeldi". Musa'nın doğduğu sırada odayı büyük bir ışığın doldurduğu rivayet edilir. Bu ayette bulunan iyi-tav kelimesinin T-teth harfi normalden daha büyük yazılmıştır. Kabala'ya göre bu, Mutlak Tanrısal İyi'nin Musa'nın ruhuna emanet edildiğinin sımdır. Musa'nın yaşam misyonu ise Mısır'dan kurtuluş görevini yerine getirmek ve Sina' da Torah' ı insanlığa ifşa etmektir. Mısır sürgünü böylece Jsrael'in iki yüz on yıl boyunca içinde hamile kaldığı bir rahim ile karşılaştırılır. Sina' da ise A-aleph harfinin gizeminde belirtildiği gibi Cennet ve Dünya bir olmuştur. Böylece T-teth harfinin sembolizminin tam anlamı Kabala' da şöyle ifade edilir: Ruhun hizmeti boyunca tüm yaratılmış gerçeklik T-nrı 'nın Sonsuz İyiliği ve Güzelliği ile hamile kalmıştır ve bu da "Cennetlere ve Dünya'ya" uyum ve barışı getirir. T-Teth harfi Hayat Ağacı 'nda Bilgi-Daath ile Sevgi, Merhamet-Chesed'i birbirine bağlayan yolu oluşturur. Kadim Sepher Yetzirah kitabında teth harfi ile ilişkilendirilen kavramlar şöyledir: Kavram: Duyma Uzay/Yön: Arslan takımyıldızı/Güneydoğu Zaman: Av (Beşinci Ay, Gregoryen eş değeri Temmuz) Beden: Sol böbrek.
10. Yod q I-Yod harfi İbrani alfabesinin onuncu harfidir ve şekil olarak bir nokta biçimindedir. Bir dua ya da meditasyon sırasında kişi T-
293
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
nrı 'nın önünde ayakta durur ve I-yod harfinin şekli kişinin bu dua ya da meditasyon sırasındaki duruşuna istinaden, hem Tanrısal ve hem de dünyevi ile olan bağlantısını gösterecek biçimde hem aşağıyı hem de yukarıyı işaret eder. Yod İbrani alfabesindeki tüm diğer harflerin temelini oluşturan harftir. Alfabenin bütün harfleri onun hareketi sayesinde şekillenir. Yaratılış sırasında, sonsuz derecede küçük olan bu nokta gezinirken işaretini bırakır ve bunun sonucunda tüm alfabe ve nihai olarak da tüm alem yaratılır. Bu fenomen bir televizyon ekranında tek bir ışının çok hızlı bir biçimde hareket ederek ekranda işaretini bırakması ve aydınlık ve karanlık noktalar oluşturarak tüm resmi şekilllendirmesine benzer (Bazı bilim adamları tüm fiziksel evrenin, tek bir partikülün zaman içinde ileri geri gitmesi sonucu oluştuğuna inanırlar.). T-nrı 'nın Kutsal Adı da (IHVH) yod harfi ile başlar. Bu küçücük harf ayrıca Yaratılış öyküsünde (ya da Big Bang Teorisi örneğinde) olduğu gibi, T-nrı 'nın Sonsuz Işığını tek bir noktaya yoğunlaştırması sonucu bizim çok boyutlu gerçekliğimizi oluşturan büzülmenin de-tzimtzum sembolüdür. Bu harf aynı zamanda "el" ya da "itmek" anlamına gelir. T-nrı ve insanlığa giden yolda birleşen eller Kabala'da dua sırasında kalkan eller ya da yol gösteren güçlü bir el kavramları ile ilişkilendirilir. I-Yod harfinin sayısal değeri ondur. Literaturde bu sayıya ait pek çok biblikal referans mevcuttur: On Emir, Adem'den Nuh'a kadar on ve Nuh 'tan İbrahim'e kadar olan on kuşak, İbrahim tarafından mağlup edilen on günah ve yod' dan fışkıran on sephiroth gibi. Kabala' ya göre Tanrısal Sevgi'nin sonlu alemimize ifşa olan on kanalı yani insan ruhunun yapısına yansıyan Tanrısal Nitelikler olan on sephiroth, I-yod harfinden açığa çıkar.
Küçük bir nokta biçiminde yazılan I-yod harfi Kabala' da T-teth harfinin içinde saklı bulunan temel iyiliğin kıvılcımını ortaya çıkarır. Buna göre T-nrı 'nın Sonsuz Işığının Yaratılış 'a yer açmak için büzülmesi yani ilk tzimtzum 'un hemen peşinden ortaya çıkan boşluğun içinde tek bir potansiyel "nokta" ya da "etki" -reshimu kalır. Bu noktanın sım, Sonsuz Olanın Kendi içinde Sonlu Olanı içermesi ve onu dışsal gerçekliğe ifşa etmesinin gücüdür. Bu sonlu tezahür
294
İ B R A N İ H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
sıfır boyutlu bir noktadan başlar daha sonra tek boyutlu bir çizgiye ve sonra da iki boyutlu bir yüzeye doğru gelişir. Bu gelişme yad harfinin tam yazılışına (YVD, yad-vau-daleth) karşılık gelir: "nokta" (yad) , "çizgi" (vau) ve "yüzey" (daleth). Bu üç aşama Kabala'da: nokta-nekudalı, spektrum-seplıira ve suret-partzııf olarak belirtilir. İlk nokta olan yad'un temel gücü "büyüğü elinde tutan küçük" biçiminde gösterilir. "Büyük" kavramı ifşaatın ilk noktası içinde gizli bulunan T-nn 'nın Sonsuzluğuna karşılık gelir. Yani "noktanın" kendini zaman ve uzayın sonlu boyutları içinde geliştirip açığa çıkarmasının sonsuz potansiyeli biçiminde yansıtmasına.
Kabala'ya göre büzülme-tzinıtzum öncesi sınırlamanın gücü henüz T-nn'nın Sonsuz Özü içinde saklıydı ve tam gelişmemişti. Tzinıtzum sonrası ise sınırlamanın gücü açığa çıktı ve önceden bu gücü içinde "saklayan" T-nn'nın Sonsuz Özü şimdi paradoksal olarak, büzülmüş ya da sınırlanmış ışığın içinde saklı hale geldi (gerçek anlamda değil ama sadece bizim sınırlı perspektifimize göre). Bu sınırlama noktasının içinden on sephiratlı yani T-nn'nın onlar sayesinde sürekli olarak Kendi Varlığını yaratılmış sonlu aleme ifşa ettiği, ışığın Tanrısal kanallarının sım açığa çıktı. I-Yod harfinin sayısal değeri olan on aynı zamanda T-nrı 'nın insanlığa ifşa ettiği emirlerin de sayısıdır. Kabala'ya göre tüm emirler ve aslında Taralı ' ın her bir harfi "büyüğü elinde tutan küçüğün" gücünü kapsar. Her biri Tnn 'nın Sonsuz Işığının sonlu gerçekliğe ifşa oluşunu sağlayan birer kanaldır. Yad harfi Hayat Ağacı ya da Sephiroth sisteminde BilgiDaath ile Sertlik, Yargı-Gevurah'ı birbirine bağlayan yolu oluşturur. Sepher Yetziralı'ta yod harfine karşılık gelen kavramlar: Kavram: Hareket Uzay/Yön: Başak takımyıldızı/Alt Güney Zaman: Elul (Altıncı Ay, Gregoryen eş değeri Ağustos) Beden: Sol el.
11. Kaplı (Kat) _d K-Kaph (K) harfi İbranice'de kelime olarak "avuç" anlamına gelir ve elin "potansiyel" olanı "gerçek" olana dönüştünne özelliğini
295
K A B A L A : '· S 1 N I R S I Z " A Y O L C U L U K
simgeler. Bu kavram T-nrı 'nın evreni sürekli olarak yeniden yaratmasıı11 (rekreasyon), desteklemesini ve O olmadan yaratılmış gerçekliğin bir an bile var olamayacağını oıtaya koyar. Bu destek Kutsal Kitap'ta "Sen Avucunu benim üzerime koydun" biçiminde ifade edilir. Bu kavram, "gerçekleşmiş olanın içinde hep var olan, potansiyeli gerçekleştirmenin gücü" olarak belirtilir. Yahudilerin başlarına giydikleri başlık-kipah Kabala'da T-nrı 'nın "Avuçlarının" bizim başımızın üzerinde olduğunu yani insanı sürekli yeniden yaratması işleminin farkında olduğumuzu (ya da olmamız gerektiğini) sembol ize eder. Kaplı-avuç kelimesi Kabala'da ayrıca bulut imajını belirtmek için de kullanılır. Efsaneye göre Musa T-nrı 'nın dağına ulaşabilmek için bulutun içinden geçmek zorunda kalmıştır. Bulut sembolü bizim zayıf görüşümüzü Yüce T-nrı 'nın Sonsuz Işığının parlaklığından koruyan bir kalkan olarak ifade edilir ve doğanın büyük ve görünmeyen güçlerinin bir ifadesidir. Kabala'da T-nrı 'nın "Avuçlarını" üzerimize uzatmış biçimindeki görüntüsünü veren gökyüzünü dolduran bulutlar, O 'nun bize olan sevgisinin değişmezliği ve özümüzün kökünün O'nun içinde olduğunun bir göstergesidir. "Ve Ben sizi Elimin Ayasına (Avcuma) [bir kumaş gibi] işledim"
K-Kaph harfinin sayısal değeri yirmidir (20). Yirmi sayısı Joseph ' in kardeşleri tarafından yirmi gümüş parçasına satılmasını sembolize eder. Kardeşleri onu satarak elde ettikleri bu para ile ayaklarını korumak için kendilerine ayakkabı alırlar. Kabalistik öğretide bu örnek sembolik olarak fiziksel tutkularımızın en düşüğüne olan eğilimimizi gösterir ve bu eğilimimiz ruhumuzun yine kendimizce esir edilmesi ile sonuçlanır.
Kabala sembolizminde yukarı doğru çevrilmiş avuçlar ise Tnrı 'nın verdiği hediyeleri alan kaplar biçiminde değerlendirilir. Kaph harfinin sayısal değerine karşılık gelen on çift yukarı dönük avuç ise Tanrısal Enerji 'nin kanalları ya da T-nrı 'nın gerçeklik üzerindeki yaratıcılığının izi olan on seplıiroth'a karşılık gelir. Sephirotlı 'un en yükseği Kether-Taç sephira 'sıdır. Kaph harfi de şekilsel
296
İ B R A N İ H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
olarak yuvarlanmış köşeler ile birleştirilmiş üç çizgi biçiminde, bir tarafına yatmış gibi duran bir tacı sembolize eder. Buna göre Kral, T-nn'nın karşısında tam bir sevgi ve teslimiyet ile hafifçe öne doğru eğilmiştir. Harfin bu üç çizgisi (iki yatay ve bir dikey çizgi) Tanrısal ve insan ilişkisinin üç seviyesini sembolize eder. Bunlar: 1 . Mutlak İnanç. T-nrı 'nın takdirine olan güven. O 'nun sayesinde hem bireysel yaşantımızda hem de Yaratılış ' ın tümünde mümkün olan en iyi elde edilebilecektir. 2. Asil ve Yüce Haz. T-nn 'nın her birimizin içinde olan neşesi, hazzı O'nun güzelliğinin eşsiz bir yansımasıdır ve O'nunla bir olmaktan dolayı hissettiğimiz büyük neşedir. 3. İradenin Toplam Birliği. Bu kavram aynca kişinin, kendi iradesi doğrultusunda gerçeklik üzerinde güç elde etmek üzere T-nrı ile bir olma potansiyelini gösterir.
Kaph harfi İbrani alfabesinde bir kelimenin sonuna geldiğinde değişik biçimde yazılan beş harften biridir (nıem, nun, pe ve tzaddi harfleri ile birlikte). Kelimenin sonuna geldiğinde boyu uzar ve uzun ve yüksek bir harfe dönüşür. Bu biçimiyle son kaph harfi Kabala sembolizminde, kendimizi tamamen T-nrı 'ya teslim ettiğimizde O'nun bizi potansiyelimizin en üst seviyesine yükselteceği gerçeğini gösterir.
K-Kaph harfi (sayısal değeri 2) B-betlı ile (sayısal değeri 20) benzer bir tezahüre sahip gibi düşünülebilir. Ancak beth "arketipal" bir kap ya da taşıyıcı olup "ev" anlamına gelirken kaph harfi "el ayası" ya da "avuç" olarak daha çok "kişisel" bir taşıyıcı gibi görülür. Buna göre Pratik Kabala açısından bakıldığında bir kabalistin kaplı seviyesinde çalışması, daha yüksek ve arketipal bir seviye olan beth 'e oranla daha kolaydır. Kaplı harfinin bir taşıyıcı olarak kullanılması ile başlatılan hareketler beth harfine oranla daha dar bir çerçeve içinde olur. Betlı bazlı hareketler ise geniş ve daha kozmik bir yapıdadır.
Fiil olarak kaph kelimesi "boyun eğdinnek" ya da "zorlamak" anlamına gelir. Talmud'da söylendiğine göre Sina'da Torah'm verilmesi sırasında "O, dağı bir varil gibi onların üzerine kaldırdı."
297
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Chassidut öğretisinde bu hareketin açığa çıkabilmesi için gereken Tannsa! motivasyon T-nn 'nın Jsrael'e karşı duyduğu sevgidir. Sina'daki bu muazzam ifşaat sonucu o denli büyük bir sevgi ortaya çıkmıştır ki halk bu muazzam sevgiye yani Cennet'in boyunduruğuna sevgiyle karşılık vermek için "zorlanmıştır". Burada dağın kendisi de insanlan kucaklamak için zorlanmış biçiminde düşünülebilir. Kaph harfinin burada ki işlevi ya da sım, "küçük" 1-yod harfinden ifşa olan "büyük" olmasıdır (bkz. büyüğü tutan küçük. 1-yod harfi). Kaph HayatAğacı 'nda Sevgi-Chesed ile Zafer ya da SonsuzIuk-Netzach' ı birbirine bağlayan yoldur. Sepher Yetzirah'ta bu harf ile ilişkilendirilen kavramlar ise: Kavram: Yaşam/Ölüm Uzay/Yön: Venüs Zaman: Çarşamba Beden: Sol göz
12. Lamed
L-Lamed İbrani alfabesinin en uzun boylu harfidir ve yazılırken diğer harflerin üst çizgi seviyesini geçen tek harftir. Ondan hemen önce ve hemen sonra gelen harflerle birlikte yazıldığında "Kral" kelimesi ortaya çıkar (mem-kaph-lamed, melekh). İnsan vücudunun .ortasında bulunan kalp gibi alfabenin tam ortasında yer alan lamed bu nedenle kalbi de simgeler. Birbiri ile ayna görüntüsünde olacak biçimde yanyana yazılan iki L-lamed harfi T-nn'nın sevgisinin alevini almaya açık bir kalp şekli oluşturur. Şekil olarak L-lamed harfinin en tepesinde, harflerin en küçüğü olan yod yer alır ve T-nn'nın tevazusunu ortaya koyan küçük bir alev biçiminde belirir. Yani O (T-nn) Kendini küçülttükçe biz de Onu kalplerimize sığdırabiliriz. Kalp kelimesi tersine çevrildiğinde ise İbranice "yapma! " kelimesini oluşturur. Torah B-beth harfi ile başlar ve L-lamed ile biter. Kabalist biİgelere göre sevgiyi ve içtenliği ortaya koyan kalp kelimesi ile Tor ah ' ın içinde bulunan ve kaçınmamız gerekenlerin farkına varmamızı sağlayan "yapma" kelimesini içeren emirler bize günlük yaşamımızı nasıl geçirmemiz gerektiğini gösterir. Kabala'da "bilgeliği anlayan kalp" deyişinde (lev meivin da' at) kelimelerin ilk
298
İ B R A N İ H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
harfleri lamed'in tam yazılışını (lmd) oluşturur. Dolayısıyla bu harfin kısa yazılışı bu deyişin bir ifadesidir. Deyişin sayısal değeri olan 608=32 (kalp)x1 9 (Havva) yani "Havva'nın kalbi" olarak söylenir. Cennet Bahçesi ile ilgili yorumunda, Rabbi Avraham lbn Ezra, Adem' in beynin sırrı, Havva'nın kalbin sırrı ve yılanın ise karaciğerin sırrı olduğunu belirtir.
Adem ve Havva (erkek ve dişi) Kabala' da verme ve alma kavramlarının prototip ruhsal kuvvetleridir. Evlilik bağı ve erkeğin dişiye verdiği hediye "Ve Adem kansı Havva'yı bildi" deyişinde olduğu gibi bilginin sırrını oluşturur. Bu nedenle Kabala' da Adem ve Havva sık sık öğretmen ve öğrenciyi temsil eder biçimde görünürler. Öğretmen öğretisini öğrencisine aktarabilmek için zekasını bir noktaya kadar (yod) küçültür ve öğrenci de önceki idrak seviyelerini yok ederek kendisini, öğretmeninin bu yeni mucizevi öğretilerini almaya uygun bir kap haline getirir. Kabala öğretisine göre bu öğrenme süreci sayesinde kişi T-nn'nın Sonsuz Işığını geçiren mükemmel bir saydamlığa ulaşabilir. Kabala'ya göre bu da bizi Yaratılış içinde "yeni Cennet ve yeni bir Dünya" için bir araç yapar.
Lamed fiil olarak hem "öğrenmek" hem de "öğretmek" anlamına gelir. I-Yod harfi ile benzeştirilen bilgeliğin tohumu, kalbin (Havva) tam bilinçlilik seviyesini dölleyebilmek için beyinden (Adem) aşağı doğru iner. Kalp ise bu kavrayış noktasının ilhamını alabilmek için yukarı doğru yükselir. İşte bu yükseliş lamed harfinin şeklinin sırrıdır. Bu şekil ise L-lamed harfinin tepesinde bulunan ve yod ile temsil edilen bilgelik noktasını kavramak (bilgeliği anlamak, Sepher Yetzirah) ve izah edebilmek için ilhamla ile yukarıya doğru yükselen kalbi gösteren yanyana ayna yansıması şeklinde yazılan lamed harfini oluşturur. Lamed otuz (30) sayısal değerine sahiptir ve ayın günlerinin sayısıdır. Aynı zamanda ayın büyümesini ve küçülmesini ve kadındaki adet periyodunu da sembolize eder. Dolayısıyla lamed harfi Kabala' da Ay ve yirmi ile altmış yaşlan arasındaki kadını temsil eder.
Lamed harfi İbranice'de "öküz üvendiresi" anlamına gelen keli-
299
K A B A L A : " S I N ! R S ! Z " A Y O L C U L U K
menin kökünü oluşturur. Üvendire ise Kabala'da sembolik olarak hayvansal içgüdülerimizi yönlendirme ve kontrol etmenin ve böylece kötülüğe olan eğilimimizi aşmanın sembolüdür. Kabala'ya göre her jenerasyonda otuz altı (36) erdemli kutsal kişi-tzadikim bulunur ve onların duaları yaşadığımız filemi ayakta tutar. Ancak Kabala Gelecek Alemde bu kişilerden otuz (30) sıra olacağını öğretir. Lamed ayrıca yönlendirilmiş hareketi de ifade eder. Yod harfinin dölleyici, aşılayıcı gücü gebeliğini kaph harfinin taşıyıcı kabında sürdürür ve bu lamed harfinin "doğumu" ile sonuçlanır.
Kaph ile betlı harfleri arasındaki ilişkiye benzer bir ilişkiyi burada da görüyoruz. Bu ise Pratik Kabala' da G-gimel harfinin üç (3) değeri ile L-lamed'in otuz (30) değeri yani kozmik bir hareket ile daha kişisel tezahür arasındaki fark olarak ifade edilebilir.
Lamed aynca Kabala'da "havada süzülen bir kule" biçimine benzetilir ve Torah 'ta tam üç yüz yasanın bu havada süzülen kulenin sım ile ilişkili olduğu ifade edilir. Uçan kule ise kişinin Torah 'ın öğretilerine olan sadakatinin, sevgisinin ve onun içsel gerçeklerinin . kavranabilmesi için alınan ilhamın bir ifadesidir. Bu ilham kişiyi, dünyevi ikametin yerçekimi bariyerinin üzerine yükseltir.
Avuç yani bir potansiyeli gerçeğe dönüştürmenin gücü, Tnrı 'nın İradesi yani Torah 'ın öğretileri ile birleşebilmek ve onu kavrayabilmek için kalbin iradesinin (Kether) içinde tezahür eder. Lamed yani kalp ise yukarı doğru yükselir ve Tanrısal Kavrayış ' ın yod'una bağlanır. Bu kavram ise lamed harfinin şeklinde yansıtılır. Buna göre lamed harfi bir yod ile cina doğru yükselen bir kaph harfinden oluşur. Bu ayrıca keli (taşıyıcı kap) kelimesinin harflerinde gizli olan dizilişin de sırrıdır (KLI, kaph-lamed-yod): potansiyeli gerçekleştirme gücü (avuç-kaph), kalbin (lamed) ilhamının içinde tezahür eder ve Tanrısal Bilgelik'in (yod) sırrını kavrayabilmek için yukarıya doğru yükselir. Tüm Torah boyunca kalp, taşıyıcı kabın temel kavramını sembolize eder -Havva'nın sımnı-. Lamed Hayat Ağacı'nda Chesed ile Tiphereth ' i birbirine bağlayan yolu oluşturur. Seplıer Yetzirah'ta bu harf ile ilişkilendirilen kavramlar ise: Kav-
300
İ B R A N İ H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
ram: Çiftleşme, cinsel ilişki Uzay/Yön: Terazi takımyıldızı / Üst Batı Zaman: Tishrei (Yedinci Ay, Gregoıyen eş değeri Eylül) Beden: Safra kesesi
13. Mem kJ Kabala'da M-Mem su-mayim kelimesinin harfidir ve bilinç üstünü anlamaya çabalayan bilincimizin içinden aktığı Tanrısal Bilgelik' i sembolize eder. Fiziksel bir çeşmenin (kaynak) sularının, bilinmeyen bir yeraltı kaynağından (Yaratılış açısından bakıldığında sonsuz derinliğin sım) fışkırması gibi (kendilerini dünyaya ifşa etmek için) bilgeliğin çeşmesi de bilinç üstü kaynaktan akan gücü benzer bir biçimde ortaya çıkarır. Kabala terminolojisinde bu akış Taç-Kether'den Bilgelik-Chochmah'a doğrudur. Bu akış Mesellerde "akan ırmak, bilgeliğin kaynağı" biçimine ifade edilir. Yeraltı sularının fiziksel alemde yaşayan canlıları beslemesi gibi bizim ruhsal yaşamımız da Tannsa} Bilgelik'i tezahürlerinden doğan bu Sonsuz Kaynaktan beslenir.
Kabala öğretisine göre insanın evreni anlamaya yönelik arzusunu belirten ve havada süzüleri bir kule şekli ile belirtilen lamed harfi "ilksel atmosferde" yer alır. Bu'ilksel boşlukta ise on üç tane mem (bilincimizin "ekranında" çakan bilgeliğin şimşeklerini ortaya çıkaran kanallar) harfi vardır. Yaşayan Suların ırmakları her bir mem'in içinden akar ve bir havuz oluşturur. Kabala'ya göre hepimiz bu Yaşam Kaynağında yer almaya davet ediliriz ve bu sayede Yaşayan Sulardan içerek Sonsuz Olan 'a olan susuzluğumuzu giderme fırsatını buluruz.
M-Mem İbrani alfabesinin on üçüncü harfidir ve bu harfin önemi onun, Bir-echad ve Sevgi-ahavah kelimeleri ile olan ilişkisinden doğar. Mem İbrani alfabesinde, kelimenin içinde bulunduğu yere göre iki farklı şekli olan beş harften biridir. Buna göre kapalı mem harfi embriyonun içinde geliştiği ve onu koruyan ve destekleyen
301
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
rahmi sembolize eder. Aynı zamanda da echad yani "bir" kelimesinin de sımdır. Açık mem ise yukandan ruhun içine bilinç seviyesinde akan bilgeliğin kaynağıdır. İçinden bilinçli kavrayışın noktasının (yod) doğduğu açık mem sevginin ruhtaki ilk tezahürüdür. Açık ve kapalı olmak üzere mem harfinin bu iki çeşmesinin arasındaki bağlantı ise Kabala' da Merhametin on üç Tanrısal Nitelik'in gücü olarak belirtilir. Bu da T-nrı 'nın Temel Adı IHVH-Havayah'ın (Merhametin Adı) sırrıdır. Havayah Adı 26=2x l3 yani "bir" ve "sevginin" sayısal değerlerinin toplamı, onlann birliği olarak belirtilir. Buna göre "Sevgi" ve "Bir" kelimelerinin birliği, T-nrı 'yı bizim sınırlı bilincimize getirmenin gücünü ifade eder. Kabala bilinç üstü kaynaktan bilincin başlangıcına kadar on üç akış kanalı olduğunu belirtir. Bu kanallar Sina Dağı'nda Musa'ya aktanlan, Merhametin on üç niteliğine karşılık gelirler.
İbranice'de "su" kelimesinin şekli, çok küçük bir değişiklik ile "lekelemek" anlamına gelen kelimeye dönüşebilir. "Gizleme" kelimesi ise 86 olan sayısal değeri ile "lekelemek" kelimesi ile aynı değere sahiptir. T-nn'nın Yüceliği Yaratılış içinde sadece açığa çıkmaz ama aynı zamanda Yaratılış tarafından saklanır da. Bu hem açığa çıkma ve hem de saklanma kavramı şu ayette belirtilir: "IHVH ALHIM bir güneş ve bir kalkandır". Bu deyişe göre biz ancak Yaratılış aracılığı ile bilmenin koruyucu kalkanı (Elokim) sayesinde Bir Olan'a bakabiliriz. Eğer doğrudan bakmaya kalkarsak O'nun Yüce Işığı bizi kör edebilir. Kabala'da Bir Olan çoğu zaman Güneş sembolü ile ve Elokim kelimesi de Kalkan ile sembolize edilir. Bu iki dairenin ara kesiti ise mandorla adı verilen bir şekildir. Bu şekil ise Tannsal'ın doğasında bulunan karşıtlann paradoksunun tefekkürü ile kazanılabilen muazzam kavrayış seviyesinin kadim bir sembolüdür. "Su" anlamı ile mem ilk olarak daleth harfinde karşılaştığımız sulamak prensibini alır ve onu tezahür ettirir. Mem bir ana harf olarak Hayat Ağacının zıt sütunlarını (Zafer-Netzach ve Gorkem-Hod) birbirine bağlar. Sepher Yetzirah'ta belirtilen üç ana harf aleph, mem ve shin harflerinden mem'in yolu içsel, manevi bir
302
İ B R A N İ H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
yol iken shin harfinin yolu dışsal ve haricidir. Aleplı ise bu iki durum arasındaki durağanlık halini ortaya koyar. Yani kitabımızın başlangıcından beri ifade ettiğimiz karşıtların birliğini ya da "dengenin muvazenesini."
Beth (2) - kaplı (20), gimel (3) - lamed (30) ilişkisinde olduğu gibi Pratik Kabala uygulamaları açısından bakıldığında mem ( 40) daha bireysel ve daleth (4) ise daha arketipaldir.
J:f em harfi kırk (40) sayısal değerine sahiptir ve yukarıda bahsettiğimiz şekli ile "su" anlamına gelerek HayatAğacı'nda Sonsuzluk, Zafer-Netzaclı ile Görkem-Hod'u birbirine bağlayan yolu oluşturur. Kadim Sepher Yetzirah'ta mem harfi ile ilişkilendirilen kavramlar ise; Element: Su Zaman: Kış Beden: Karın
14. Nun d M-Mem harfinin suyu sembolize etmesi gibi Nun kelimesi Aramice "balık" anlamına gelir. Kabala sembolizminde nun, mem'in yani "gizlenmiş alemin" sularının içinde "yüzer". Gizlenmiş alemin yaratıkları kendi kişisel bilinçlerine sahip değillerdir. Balıkların aksine dünyanın yüzünde açığa çıkmış olan kara hayvanları ise kendi kişisel bilinçlerine sahiptirler. Kabala' da insanlığın ruhları deniz ve kara canlıları ile sembolize edilen iki genel kategoriye ayrılırlar. Bu kategorilerin iki prototipi ise leviathan ve behemoth'tur. Leviathan deniz, behemoth ise karada yaşayan canlıları sembolize eden iki canavardır. İçinde bulunduğumuz zamanda ise ruhların bu iki kategorisi, ruhun iki içsel ve yaratılıştan beri var olan eğilimlerine karşılık gelir. Gelecekte ise bu iki prototip leviathan ve behemoth aralarında yaptıkları savaşta, her biri diğerinin egosunu öldürecek ve birleşeceklerdir. Ve "etleri" daha sonra Gelecek Alemde yer alan erdemli ruhlara (tzaddikim) ziy�fet olarak sunulacaktır. Gelecek Alemin bu erdemli ruhları bizim mevcut ruh seviyemizin kökünü tüketecekler ve onu tamamen yeni ve daha yüksek bir bilinç seviyesine
303
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
entegre edeceklerdir. İşte burada bir kere daha insanlığın tekamül yolculuğunu görüyoruz. İyi ve kötünün, sevgi ve sertliğin yani dualitenin mutlak birlik yolundaki mücadelesini. leviathan kelimesi gematria ile Krallık-Malc/ıuth seviyesine (496) karşılık gelir. Kabala'da Krallık-Malchuth, Tannsa! İlk Çıkış Alemi Atziluth 'ta deniz ile sembolize edilir, dalgaları Ay'ın (David' in sembolüdür) çekim gücü ile kontrol edilen denize. Malchuth alt iilemleri (Briah, Yetzirah ve Asiah) canlandırmak için alçaldığında ise dünya ile sembolize edilir. Dolayısıyla leviathan Kabala'da krallığın Tanrısal kaynağının bir sembolüdür.
İbranice'de ise nun "Krallık" ve "Tahtın Varisi" anlamına gelir. Alfabenin on dördüncü haıfi olarak nun harfi, sayısal değeri on dört olan Kral David ile ilişkilendirilir. David Kabala'da Ay, harp ve taç sembolleri ile gösterilir. Ay mem'den akan sulann dalgalarını kontrol eder. Bu sular bilinç ötesi, insanlığın bilincinden saklanmış iileme karşılık gelir ve balıkların doğal ortamıdır. O'nun oğlu ve tahtın varisi ise Mesih'tir. Kabala'da onun sembolü ise güneştir ve içine hiçbir ışığın işlemesine izin vermeyen koyu karanlığın içine bir güneş gibi parlar. Aynı biçimde sudan dışanya doğru çıkan balık da fiziksel alemimize, Tanrısal İlk Çıkış 'ın gizli Alemi 'ni (Atziluth) ifşa eden Mesih'i sembolize eder. Nun haıfinin bir başka sembolizmi ise Musa yani İsrail' in ilk Kralı ile ilgilidir. O, Firavun'un kızı tarafından bir balık gibi sudan çıkarılmıştır. O 'nun görevi de İsrail'in çocuklannı Mısır esaretinden kurtarmaktır. (Ya da insanlığı mevcut kötü eğilimlerinden. Sembolizme dikkat.) Bu kurtarış yalnızca bir tarihsel olay değildir, aynı zamanda insan ruhunun, günahkarlığın ve ihmalkarlığın esaretinden kurtuluşunu da simgeler. Çöldeki ikametleri boyunca İsrail halkı zehirli yılanlar tarafından sokulur. Yılan sokmalarından hastalananlar ise Musa tarafından asasının üzerinde bulunan bir pirinç yılan vasıtasıyla iyileştirilirler. Çok sayıda balığın bir arada olması Kabala'da Aramice anlamı ile "doğurganlığı" ve T-nn'nın bizi Kendi gizli Krallığına davet etmesini belirtir.
Yukarıdaki örnekte de olduğu gibi insanlığa çeşitli dönemlerde
304
İ B R A N ! H A R F L E R i N i N S I R L A R I
verilen tüm kutsal kitaplar oldukça yoğun bir sembolizm ile doludur. Okuyanlar açısından fark ise, kişinin onu hangi seviyeden okuduğuna yani sembolleri çözüp çözmediğine ve eğer çözüyorsa nasıl çözdüğüne göre değişir. Bu değişim ise doğrudan kişinin ruhsal tekamül seviyesi ile ilişkilidir.
Kabala 'da nun harfinin sembolizmi ile ilgili bir başka kavram da kadim Seplıer Yetziralı yazmasında da belirtilen Anlayışın ya da Zekanın Elli Kapısı kavramıdır. Nun harfinin sayısal değeri ellidir (50) ve bu harf T-nn 'nın Krallığına ulaşabilmek için geçilmesi gereken bu elli kapıyı gösterir. Nun harfi de kaph ve nıem gibi kelimedeki yerine göre değişen iki şekle sahiptir. Bir kelimenin başında ya da oı1asında bükülmüş şekli, kelime sonunda ise dik şekli kullanılır. "İmanlı" (ya da mümin) kelimesi nun harfi ile başlar ve yine nun ile biter ve bu kelimede yer alan her iki şeklinde de nun harfi T-nn 'nın imanlı ve sadık kulunu simgeler. Bükülmüş şekli tevazu sahibi, kendi içindeki boşluğun farkında olan ve T-nn'nın desteğine gereksinme duyan ve O'na tam bir güven ve bağlılıkla hizmet eden insanı gösterir. Gerçekte kullarından en fazla tevazu sahibi olanı O'nun gözünde en fazla yücelendir. Kelime sonlarındaki dik şekli "dik ve bağımsız imanlı kişiyi" sembolize eder. Bu kişi karanlığa T-nn'nın Işığını, yani tüm karanlığı ışığa çevirebilen görkemin bulutunu getirebilir. Bulut kavramı Kabala'da Mesih ' in "Cennet' in bulutlan ile" birlikte gelişini sembolize eder. Kabala'da Mesih'in adlarından biri de Yinon'dur. Bu kelime "yönetecek" anlamına gelir ve nun ile aynı köktendir. Mesih aynca "düşme" ya da literal olarak [dünyaya] "düşen" [kişi] anlamına kullanılır. Genelde nun harfi Torah'ta düşme (doğma) suretine karşılık gelir. Mesih 'in ruhu kendisini sürekli olarak tekrarlanan bir [dünyaya] düşme yani doğma ve peşinden ölme biçiminde deneyimler (Ruh göçü, gilgul). Kabala'ya göre eğer T-nrı 'nın her yerde ve her zaman var olan eli onu tutmasa yere çakılır ve parçalanarak ölür. Düşüşün bilinci balığın sudayken kendini kuru toprağa çıkmak üzere zorlandığı yani egosundan kurtulmuş halinin bir yansımasıdır. Mesih'in gelişi ile ilgili olarak ara-
305
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
daki ilişki Kutsal Kitap 'ta lsaialı tarafından şöyle beliıtilir: "O geldiğinde dünya T-nn'nın bilgisiyle dolacak, aynı suların denizi örttüğü gibi."
Sayısal değeri elli (50) olan ııuıı harfi "balık" anlamına gelir ve Hayat Ağacı 'nda Sertlik, Yargı-Gevurah ile Güzellik-Tiplıereth 'i birbirine bağlayan yolu oluşturur. Sepher Yetzirah'ta ııuıı harfi ile ilişkilendirilen kavramlar; Kavram: Koklama Uzay/Yön: Akrep takımyıldızı / Güney Batı Zaman: Cheshvaıı (Sekizinci Ay, Gregoryen eş değeri Ekim) Beden: Bağırsaklar.
Beth (2) - kaplı (20), gimel (3) - lamed (30) ve daleth (4) - mem (40) ilişkisinde olduğu gibi nuıı (50) bireysel ve he (5) ise daha arketipaldir.
15. Samech (Sameh)
S-Samech harfi son mem harfiyle birlikte İbrani alfabesindeki iki tam kapalı harften biridir. Kabala' da T-nn On Emri tabletlere işlediğinde bütün harflerin olması gerektiği gibi taşa kazındığı ve sadece bu iki harfin (samec!ı ve son mem) orta kısımlarının düşmeyip Tnn 'nın desteğinin tüm durumlarda var olduğunu gösterecek biçimde mucizevi bir şekilde tabletlerin üzerinde kaldığı öğretilir. Samech bu kavrama istinaden Kabala' da desteğin harfidir ve bize tüm Yaratılış ' ın Tanrısal Varlık tarafından ayakta tutulduğunu ve mevcut düzenin, tüm kapalı sistemlerin düzensizliğe olan eğilimlerine (entropi) rağmen mükemmel bir biçimde sağlanabildiğini gösterir.
Samech harfinin şekli , sınırlarında bir iç ve bir dış daire bulunan kapalı bir yüzüğe benzer yani bir evlilik yüzüğüne. Gelin düğünde parmağını uzatır ve yüzük (samech) gelinin parmağına takılır. O, uzattığı parmağı ile Gelecek Zamanı işaret etmektedir. Yüzük iki yarımın birliğini yani T-nrı ' nın varlığı altında erkek ve kadının gizemli birlikteliğini sembolize etmektedir. Bu gizemli birlik onların samech harfinin sırrını keşfetmelerini sağlar. T-nrı 'nın Sevgisinin
306
İ B R A N İ H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
büyük gizemine en çok yaklaştığımız nokta T-nrı tarafından kutsanan evlilik bağının içsel sevgisidir. Bir daire üzerinde bulunan noktaların tamamının dairenin merkezine eşit uzaklıkta olmaları gibi samech harfinin şekli de bize tüm ruhların T-nrı 'ya eşit yakınlıkta olduğunu gösterir. Sanıech'in dairesel şekli ayrıca, Torah'm ve yaratılmış gerçekliğin tüm seviyelerinde yansıtılan şu temel gerçeği de sembolize eder: "Sonları başlangıçlarında, başlangıçları da sonlarında kazınmıştır." Başlangıç ve son arasındaki bu yaratılıştan gelen birliğin farkına varılması ve realizasyonu (ki derinlemesine idrak edildiğinde sonsuz dairenin tüm aşamalarındaki itidali gösterir) esasında gerçekliğin eşit biçimde her tarafını sarmalayan T-nrı 'nın Yüce Işığının (sovev kol alnıin) tezahürüdür. Sanıech harfinin iç dairesi başlangıcı ve sonu olmayan T-nrı 'yı (Ain Soph) sembolize eder. Dairenin içinde hiçbir şey yoktur. Bu ise T-nrı'nın Hiçlik olduğunu (Ain) simgeler yani Kabala'nın T-nrı kavramına olan, "T-nrı bizim bildiğimiz ya da söyleyebildiğimiz hiçbir şey ile tanımlanamaz" yaklaşımını.
İbrani alfabesinde nıem ve samech harfleri nun harfinin sağında ve solunda yer alırlar. Bu da Kabala'da bu iki harfin nun harfini desteklediği anlamına gelir. Samech adının harfleri İbranice'de "destek" kelimesini oluştururlar ve içlerinde ayrıca "teşvik etme" ve "iyi olma, sağlık" kelimelerinin harflerini de içerirler. Bu da bize bu üç kavram arasında derin bir bağın olduğunu gösterir. Samech harfi mem karesinin içinde bulunan bir daire biçiminde düşünülür, yani daire içinde bir altıgen. Bilindiği gibi bir altıgenin kenarları bir dairenin çapında olduğu gibi tamamen birbirine eşit uzunluktadır. Bu basit geometri bize T-nrı 'ya olan yakınlığımızın diğer insan varlıklarına olan yakınlığımızla tamamen aynı olduğunu belirtir. Heksagonun altı kenarı Mısır'ı terkeden ve Sina Dağı 'nda T-nrı 'nın anlaşmasını kabul eden altı yüz bin (600.000) ruhu da sembolize eder. Mem ve samech harflerinin sım Tanrısalın Gelmekte Olan Aleme ve Gelecekteki Aleme ifşa olmasıdır. Kabala bize bu ifşaatın iki aşamada gerçekleşeceğini öğretir. Bunlardan birincisi, geçmiş ve
307
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
şimdiki kuşakların idrak edebilecekleri bir seviyede Tannsa! düzenin açığa çıkışı, ikincisi ise mevcut idrak seviyesinin tamamen ötesinde olan mutlak ifşa oluş durumudur ve işte bu da sanıech harfinin sırrıdır.
Şekil olarak baktığımızda samech harfinin iç içe iki eş merkezli daireden oluştuğunu görürüz. Böyle bir sistemde dıştaki dairenin tabanı içtekinin altında yer alır ama yine de üst parçası içtekinin üzerindedir. Bu diziliş "başlangıcın" içinde kazınmış olan "sonun" en yüce bir biçimde açığa çıkışıdır. Burada "son" dıştaki dairenin hizmetine karşılık gelir. "Başlangıç" ise içteki dairenin en yüce hedefidir. Bu hedef ise T-nn'nın Yüce Özü'nün aşağıdaki yani yaratılmış alemlerdeki vahyi yani açığa çıkışıdır.
"Destek" anlamına gelen samech "[dünyaya] düşeni" (yani fiziksel aleme doğanı) destekleyen, ayakta tutan ve yükselten Tanrısal Güç'tür. Ayetlerden birinde bununla ilgili olarak şöyle denir: "O düştü ve kalkamayacak . . . " Ancak bir başkası ise buna tam karşıt bir biçimde "nasıl düştüysem elbette öyle kalkacağım." der. Bu ayetlerden ilki samech harfini oluşturan dıştaki statik dairenin hizmeti olarak anlaşılabilir. Yani tüm dünyevi fenomenin niteliği ile ilişkili olan gerçek itidal ve ılımlılık. Buna göre kişi fiziksel gerçekliğin "en düşük enerji seviyesine" kadar düşebilir ve kendi başına ayağa kalkmaktan aciz olabilir ve bunun için tamamen onu destekleyen Tanrısal Takdir 'in şefkatine güvenebilir. Ayağa kalkmak için gereken içsel, aktif motivasyonu belirten ikinci ayet ise -yine samech harfinin şeklinde bulunan- ruhsal arzunun içteki dinamik dairesi olarak anlaşılabilir. İşte bu Eıekie/ vizyonundaki "tekerler içinde tekerlek" deyişinin sırrıdır.
Samech'in gücü çift yanlıdır. Buna göre biz kendimizi ya onun dairesel doğasında hapsolmuş bir halde, sürekli aynı yerde dönüp hiçbir yere gidemez durumda buluruz ya da daireleri bir spirale çevirip ve onun üzerinde sürekli olarak yukarı doğru çıkarız. Samech harfi altmış sayısal değerini taşır ve Hayat Ağacında Güzellik-Tiphereth ile Zafer, Sonsuziuk-Netıach'ı birbirine bağlayan yolu oluş-
308
İ B R A N ! H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
turur. Seplıer Yetzirah' a göre sanıech harfi ile ilişkili olan kavramlar şunlardır: Kavram: Uyku. Uzay/Yön: Yay takımyıldızı / Aşağı Batı. Zaman: Kislev (Dokuzuncu Ay, Gregoryen eş değeri Kasım). Beden: Mide.
16. Ayin IJ
Au-Ayin İbranice 'de "göz" anlamına gelir. Göz dış dünyayı idrak edebilmemiz, kavrayabilmemiz için kullandığımız en baskın duyu organımızdır. Kabala'da ise geniş ve iyice açılmış göz, bize verilmiş olan tüm Tanrısal Bilgi 'yi alabilmemizi sağlayan ·duyularımızı sembolize eder. Çoğu kabalistik resimlerde bulunan üç göz Tanrısal Takdir' in üç yanını temsil eder. Bu yanlardan birincisi, tüm düşünce ve davranışlarımızın T-nn tarafından bilinmesi. İkincisi, T-nrının her birimizi bir anne ya da baba şefkati ile gözleyip gözetmesi, bize kol kanat germesi ve koruyup yönlendirerek iyi ve kötü arasındaki farkı görmemizi sağlamasıdır. Üçüncüsü de her birimiz Yaratılış ' taki Tanrısal amacımızı yerine getirebilmek için Tanrısal Takdir tarafından yönlendiriliriz. Böylece tüm evren hem T-nrı 'nın Sonsuz Güzelliğini yansıtır ve hem de bütün evrende tüm zaman ve uzay boyunca her bireyin yardımıyla tam bir uyum ortaya çıkar. Kabalistik betimlemelerde ayin harfi tam ortaya yerleştirilir ve şekli optik sinirler ile beyne bağlanan iki göze benzer biçimde çizilir. Sağ göz alfabede ayin harfinin iki yanında bulunan harflerden samech 'e bakar ve T-nn 'nın Yüce Işığını ve tüm yaratılmış varlıklara olan desteğini simgeler. Sol göz ise diğer yanındaki pe harfine doğru bakar. Açık bir ağızı belirten pe harfi ise Erdemli Kişi tarafından söylenen güzel kelimeleri, kutsamaları ve huzuru sembolize eder. Kabala'da İlahi Takdirin sabitliği bir balığın her zaman açık olan gözü (göz kapaklan yoktur ve gözlerini hiç kapamaz) ya da avcıları gözlemek üzere uyurken bile bir gözü açık olan geyik ile sembolize edilir. Neşideler Neşidesi-Shir Ha Shirinı; "Gözlerin kumrular gibidir" der.
309
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Böylece T-nrı ve insanlığın ruhları arasında bulunan sürekli ve sevgi dolu ilişkiyi sembolize eder. Ayin harfinin sayısal değeri yetmiştir (70) ve bu sayı Sanhedrin yani Torah' ın korunması amacı ile bir araya gelmiş Bilgelerden oluşan meclisin üyelerinin sayısıdır. Bu kişiler geçmişte toplumun gözleriydiler ve topluma akılcı ve uzlaştırıcı bir biçimde liderlik etmekle görevliydiler.
Au-Ayin harfinin sayısal değeri ile ilgili olarak bir deyiş şöyle der: "Şarap her içeri girdiğinde ağızdan bir sır dışarı çıkar." Bu deyiş kelime anlamı olarak şarabın dili gevşettiği biçiminde anlaşılabilir. Ama daha derin bir seviyede baktığımızda bu iki kelime yani "şarap" ve "sır" kelimelerinin her ikisinin de gematria ile yetmiş (70) sayısal değerine sahip olduğunu görürüz. Sır, Torah tarafından kişiye verilen moralin derin içsel anlamı ve kalitesidir. Şarap ise üzümün iç kalitesini ve özünü de ortaya koyar. Bu öz ise üzüm tanelerinin ezilmesi sonucu elde edilen sıvının fermantasyonu ve dönüştürülmesi ile elde edilmiştir. Dolayısıyla Kabala'da en derindeki İç Benliğin dönüştürülmesi ve ifşa edilmesi şarap ile sembolize edilir. Ayin kelimesi aynı zamanda "çeşme" anlamına da gelir. Damlalar çeşmeden aynı gözyaşlarının gözden döküldüğü gibi dökülür. Mineraller dünyanın gizli derinliklerinden, çeşmenin suları sayesinde yeryüzüne getirilirler. Benzer biçimde bilgeliğin suları da ruhun derinliklerinden bu biçimde yüzeye çıkarlar. Ayin harfi bize T-nn 'yı sevgi yoluyla bilmek suretiyle tüm şeylerin içsel ve sevgi dolu bilgisi olan Bilgeliği kavramayı öğretir.
Zayin harfinin altı yönün aktif olarak dengelenmesini sembolize etmesi gibi (bkz. zayin) ayin de yine aktif bir dengeyi belirtir. Göz genellikle pasif bir organ olarak değerlendirilir. Üzerine düşen ışığı toplar ve onu beynin görüntüyü oluşturan bölgesine transfer eder. Ancak göz aslında aktif bir organ olarak görülmelidir. Çünkü biz gördüğümüz imajlar arasında bir seçim yapabiliriz ve daha önemlisi bu imajların üzerimizde ne tür etkiler yaptığına karar verebiliriz. Kabala'ya göre yapmamız gereken şey kendimizi "T-nn'nın Gözü ile" görebilmek için eğitmektir. Etrafımızdaki her şey T-nn tarafın-
3 1 0
İ B R A N İ H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
dan yaratılmıştır, hatta en korkuncu bile. Bizim tüm yapmamız gereken ise T-nrı 'nın yaratılmış tüm şeylerde var olan etkisini görmeye çalışmaktır. Dolayısıyla zayin harfi arketipal seviyede aktif bir denge durumunu yansıtırken ayin harfi aynı akitiviteyi yaratılmış varlıkların seviyesinde yansıtır.
"O yer T-nrı 'nın, [sizin] T-nrı 'nızın aradığı yerdir. T-nrının, [sizin] T-nrı 'nızın gözleri yılın başından yılın sonuna kadar hep oraya bakar".
Yukarıda, yılın başından yılın sonuna kadar deyişiyle ifade edilen yıllık döngü, başlangıçtan sona kadar (son başın içinde yazılıdır) olan sonsuz döngüye karşılık gelir ve yukarıda da açıklandığı gibi samech harfinin sımdır. İlahi Takdir yani T-nrı 'nın döngüyü kontrol eden "gözleri" ise onu takip eden ve göz anlamına gelen ayin harfinin sımnı oluşturur. Chassidut öğretisi koklama hissinin kaynağının, iradenin motivasyonunu yönlendiren bilinç üstü duyarlılık olan Taç-Kether olduğunu öğretir. Yukarıdaki deyişte yer alan İbranice "yer" kelimesi "irade" anlamına gelen ratzon kelimesinden türer. Kabalist bilgeler sorar: "Ona neden eretz-irade denir? Çünkü o. Yaratıcısının İradesini yerine getirmeyi ister. Görme duyusu ilk bilinçli duyudur ve Bilgelik-Chochmah'a karşılık gelir.
Ayin harfinin tam yazılışı (ayin-yod-nun, AIN) 1 30=5x26 sayısına karşılık gelir. Bu sayılardan yirmi altı T-nrı 'nın en kutsal Adı Havayah 'ın sayısal değeridir. Kabala'da bu fenomen gözün beş Tanrısal Güç'ü içermesi olarak anlaşılır. Sağ göz şefkatin beş durumunu içerirken sol göz sertlik ve kudretin beş durumunu içerir. Mezmurlarda T-nrı 'nın insan üzerindeki Takdirine ait iki ayet buluruz. Bir ayette şöyle der: "T-nrı 'nın Gözü Ondan korkanların üzerindedir." Diğeri ise şöyle der: "T-nrı'nın Gözleri Erdemlilerin üzerindedir." T-nrı korkusu sıfatı Krallık-Malchuth sephira'sının bilinç seviyesine karşılık gelir. Bu seviye ise Kabala' da daha önce de gördüğümüz cesur kadın deyişi ile benzeştirilir; "T-nrı 'dan korkan kadın kutsa- . nacaktır." Krallık-Malchuth T-nrı'nın sol gözünün sım olan beş "kudret" tarafından inşa edilir ve yönetilir. Bu nedenle "T-nrı 'nın
31 1
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Gözü ondan korkanların üzerindedir" ayetinde "göz" kelimesi tekil yazılmıştır ve sadece sol gözü sembolize eder. Kalbin altı niteliğine karşılık gelen erkek figüründe İlahi Takdir T-nrı ' nın beş şefkati (Clıesed) ile beş kudretinin (Geburah) dengesini birden yansıtır. Böylece "T-nrı 'nın Gözleri Erdemlilerin üzerindedir" ayetinde "gözler" çoğul fonnda yazılır ve T-nrı 'nın hem sağ hem de sol gözüne karşılık gelir. Chassidut aynı zamanda ilk ayette de belirtilen T-nn'nın tek yanlı gözünün Hayat Ağacı 'ndaki bilinç üstü seviye olan Taç-Ketlıer'in (Macroprosopus, Ariclı Anpin-Büyük Yüz) "sürekli açık olan gözüne" de gizli bir referans olduğunu öğretir. Buradaki tek yanlı deyimi "sadece sağ taraflı" kavramının sımdır. Kabala şöyle. der: "Kadim Olan 'da (Arich Anpin) hiç sol taraf yoktur, O 'nda her şey sağ taraflıdır. "
Yani O'nda dualite yoktur, sadece sevgi vardır. İlahi Takdirin en gizli ve üst seviyesini içeren ve onu açığa çıkaran T-nrı korkusu, gerçekliğin her noktasına işleyen T-nrı 'nın Yüce Işığı ile yüz yüze gelme sonucu duyulan huşu ile karışık korkudur ve bu da samech harfinin sımdır. Bu korku asla kötü anlamda değildir. Çünkü T-nrı sadece sevgidir. Yarattıklarına karşı sonsuz bir sevgi besleyen Yüce bir Varlıktır (aslında varlık ötesidir). Bahsettiğimiz korku ise sadece O'nun Yüceliği, Büyüklüğü ve Azameti karşısında duyulan ayrıca O 'nun sürekli bizi izlemesi nedeniyle kötü davranışlarda bulunmaktan kaçınmamız gerektiği hissini uyandıran saygıyla karışık korkudur.
Ruhun ilahi hizmetinde İlahi Takdirin üç seviyesi hizmetin üç aşamasına karşılık gelir. Bunlar, itaat, ayrılma, yumuşatma ya da tatlılandınnadır. Yaptığı her hareketin yukarıdan izlenmesi ve kaydedilmesinin deneyimi kişiyi Cennetin Krallığı'na karşı bir korku duyma ve ona itaat etme durumuna getirir. Bu krallığın Yasaları ve Düzeni tüm Evreni kontrol etmektedir. Kişi daha sonra, onu sevgi ile izleyen ve koruyan T-nrı 'nın Gözlerini deneyimler. Bu deneyim de kişiyi kutsal olanı olmayandan, erdemliyi günahkardan ayınnanın ve iyilik yolu ile onları tanımlamanın varoluşsal durumuna ge-
3 1 2
İ B R A N ! H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
tirir. Ve son olarak kişi her bir varlığı en yüce amacına doğru yönlendiren ve böylece tüm Yaratılış 'ı Tanrısal amacına doğru götüren T-nrı'nın Sonsuz Gözünü deneyimler. Burada kişinin duyduğu huşu ile karışık korku T-nrı 'nın herkes için olan Sonsuz Sevgisinin ifşa oluşunun sayesindedir. Bu da yumuşatmanın sırrıdır. Ayin harfi Hayat Ağacı 'nda Güzellik-Tipheretlı ile İhtişam-Had arasındaki bağlantı yolunu oluşturur. Sepher Yetziralı 'a göre bu harf ile bağlantılı olan kavramlar: Kavram: Öfke Uzay/Yön: Oğlak takım yıldızı / Üst Kuzey. Zaman: Tevet (Onuncu Ay, Gregoryen eş değeri Aralık) Beden: Karaciğer.
17. Pe @ P-Pe harfi kelime olarak İbranice'de "ağız" anlamına gelir. Ayrıca "burada" ya da "şimdiki zaman" demektir. Dolayısıyla Kabala'da "buradalığın" ve "şimdinin" farkına varabilmenin sırrı bu harfin öğretisi dahilindedir. Harfin şekli bir ağzı ve ağzın içinde, ağız boşluğuna doğru çıkmış bir üst dişi gösterir. Söylenen söz ve özellikle kutsama Kabala'da çok önemlidir. Doğru sözleri sarfederek, dua yolu ile ya da Torah'ı okuyarak kişi ağzında bir güce sahip olur ve bu güç alemin ıslahı için bize T-nrı tarafından verilen güçtür. Yani özelde kişi ve genelde insanlık, konuşma gücünü kullanarak bu dünyayı daha iyi bir yer haline getirme olanağına sahiptir. Pe harfinin içinde bulunan boşluk (Torah yazmasında beyaz boşluk) "ev" anlamına gelen B-beth harfini içerir. Bu gizli harfin sırrı ise Torah'ın verilişi sırasında T-nrı ile Musa arasında kurulan içsel bağdır: "Benim evimin her yerinde o sadık ve imanlı bir kuldur. Ben ağızdan ağıza onunla konuşurum . . . "
Neşideler Neşidesi-Shir Ha Shirim şu sözlerle başlar: "Bırakın beni ağzının öpücükleri ile öpsün. Senin sevgin şaraptan bile daha lezzetlidir . . . Zariftir senin parfümünün kokusu, senin adın dökülen (sürülen) bir yağdır . . . " Bu alegorik şiir Torah'ın içsel boyutlarının
3 1 3
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
insanlığa Mesih tarafından ifşa edileceğini ortaya koymak üzere bilgeler tarafından tercüme edilmiştir. Kabala'ya göre o bahsedilen zamanda insanlık, T-nrı'nın "öpücüğünü" yani O'nun bize olan Sonsuz ve Sınırsız Sevgisinin ifadesini doğrudan deneyimleyecektir.
P-Pe harfi yani ağız ayrıca ruhsal yolculuklarımız sırasında ruh varlığının T-nrı 'nın Sonsuz Varlığı içinde dolaşmasını da sembolize eder. Bu seyahatimiz sonucunda ruhsal uyanışın vaat edilen topraklarına ulaşırız ve bu da Kabala'da Au-ayin harfi ile sembolize edilir (göz· anlamına gelen, alfabenin bir önceki harfi). Au-Ayin ve P-pe harfleri ise birlikte İbranice' de "uçmak" anlamına gelen kelimeyi oluşturur. Kuşlar uzağı görebilir ve uzağa uçabilirler, dolayısıyla · büyük ruhsal uyanışın sembolüdürler. İnsan ruhunun Tanrısal Göz'ün ilhamı ile Tanrısal Ağız'ın içinde taşınması onun tıpkı bir melek gibi Tanrısal "burada ve şimdiye" doğru uçmasını sağlar. PPe harfinin tam yazılışı P-pe ve A-aleph olarak yazılır (PA). AAleph şekil olarak daha önce belirttiğimiz gibi 1 6+16 sayısal değerini gösteren iki vau ve iki yod harfine ayrılır, yani alt ( 16) ve üst ( 16) dişlerin tam bir seti (32). Bu şeklin önemi ise Kabala' da bilgelik sözlerini oluşturan ve söyleyen, tamamen gelişmiş bir ağzı sembolize etmesidir.
P-Pe harfinin sayısal değeri seksendir (80) ve Hayat Ağacı 'nda Sertlik, Yargı-Gevurah ile İhtişam-Hod'u birbirine bağlayan yolu oluşturur. Bu ikili yapı ağız ve onun çıkardığı sesler ile kuvvetlenir. Bu da sesimizi ve dolayısıyla ağzımızı kullanmak yolu ile T-nrı'ya olan bağlantımızı kuvvetlendirmenin ya da zayıflatmanın bizim elimizde olduğunu gösterir. Kabala'ya göre sessizlik bir erdem ve boş konuşma ise negatif bir harekettir. Kabala kişinin ağzından çıkan kelimelerin gücünün yabana atılmaması gereken bir kavram olduğunu öğretir. Buna göre söylediğimiz her şey, içerdiği kelimelerin ötesinde bir etki yaratır. Her bir kelime bir yaratılış hareketini gösterir. Dolayısıyla sözlerimiz negatif ise biz de içimizde, o sözleri duyanlarda ve evrenin tümünde bir negativite yaratırız. Tersi olarak pozitif sözcükler ise kişisel, kişiler arası ve evrensel seviyelerde po-
3 1 4
İ B R A N İ H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
zitif etkiler yaratır. Yalan söyleme eylemi ise evreni etkili bir biçimde tahrip eden bir harekettir. Bir yalan, var olan bir şeyi inkar etme, yok sayma hareketidir. Eğer bu yalan yeterince kişi tarafından yeterince kuvvetli bir enerji ile söylenirse o şey yok olmaya yüz tutar. Buna yaşadığımız hayattan bir örnek olarak bir kişinin şöhretinin, başka bir kişi tarafından başlatılan ve daha sonra medya tarafından büyütülen bir yalanla bir daha tamir edilemeyecek kadar zarar görmesini verebiliriz. Kozmik seviyede ise yalanlar evrenin üzerine oturtulduğu ruhsal temeli etkiler. Her yalan T-nn ve O'nun yarattığı Yaratılış arasındaki bağlan zayıflatır. Kabala'ya göre kişi kutsal bir metni çalışırken onu seslendirerek okumalıdır. Bu tarz bir hareket o metnin hem kişideki hem de evrendeki gücünü arttınr (kişi kelimeleri öğrenir). Gözle okumak da pozitif bir etki yapar ama bu etkinin enerjisi sesle okumanın verdiği enerjiye oranla çok daha düşüktür.
Ağız yani pe harfi alfabede gözü yani ayin harfini takip eder. Ayin harfi Kabala'da Daath-Bilgi sephira'sını sembolize eder. Kabala'da Bilgi-Da' ath birliğin ve iletişimin gücüdür. Takdir ise gözler tarafından görülen Daath' ın gücüdür. Daath'ın ağız tarafından açığa çıkarılan gücü yani "konuşma" ise bireyler arasındaki temasın ve iletişimin daha açık ve net şeklidir. Aynı izleyen ayette olduğu gibi: " . . . ve Adem kansı Havva'yı bildi." Bildi! Yani burada Bilgi-Daath ' ın gücü erkeğin ve kansının fiziksel birliğini gösterir ve "konuşma" kavramı bilgeler tarafından bu birliğe atfedilir. Ve Zohar, Işığın Kitabı bunu şöyle öğretir: "Daath[ın gücü] ağızda saklıdır."
Kabala'ya göre okurken göz teması ile takip etme (gözle sessiz okuma) seviyesindeki Bilgi-Daath Yazılı Torah'ın sımdır. Ağız ile temas edilen ise (sesle okuma) Sözlü Torah'ın sımdır.
Pe harfi İbrani alfabesinin on yedinci harfidir ve sayısal değeri teth harfinde belirttiğimiz " tav-güzel" kelimesi ile aynıdır. Yaratılış'ta (Tekvin) T-nn'nın "Ağzından" çıkan ilk sözcükler, "Işık Olsun!" deyişi, Kabala'da ışığın fiili yaratılışı olarak anlaşılır ve he-
3 1 5
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
men peşinden bu ışık O'nun "gözleri" tarafından "güzel" olarak görülür. "Güzel" kelimesi Toralı'ta otuz üçüncü sözcüktür ve sayısal olarak ayin ve pe harflerinin sıralı değerlerinin toplamıdır (16+17=33) ve dolayısıyla Bilgi-Daatlı' ın (temas) iki seviyesinin birliğini sembolize eder (göz temasıyla Yazılı Toralı ve ağız temasıyla Sözlü Toralı).
Bilgeliğin ifadesi kalbin iç gözünden ağıza doğru ilerler. Kabala' da bunun hakkında şu deyiş kullanılır: "bilge kişinin kalbi ağzını haberdar eder" Bilgelik sözcükleri ağız tarafından içten ve alçakgönüllülükle söylendiğinde T-nrı 'nın ve insanın gözünde lütuf bulur: "Bilge kişinin ağzındaki sözcükler lütuf, erdem bulur." Kadim Sepher Yetzira/ı kutsal ağıza verilen "hediyenin" erdem olduğunu söyler. Kabala da iyinin içinde var olan iki temel özelliğin "gerçek" ve "erdem" olduğunu öğretir. Her ne kadar Torah'ın her bir boyutunda bu iki özelliğin etkileşimi birlikte ifade edilirse de gerçek kavramı ("eril figür" temel olarak Kabala'da Tiphereth ve Yesod ile tanımlanır) daha ziyade Yazılı Torah'ın bilinç seviyesi, lütuf ya da erdem ise ("dişil figür" Malchuth) Sözlü Torah'ın bilinç seviyesidir. Dolayısıyla Kabala pe harfinin gücünün Sözlü Torah'ın erdemini ifade etmek olduğunu ortaya koyar. Sepher Yetzirah'ta pe harfi ile ilişkilendirilen kavramlar şöyledir: Kavram: Egemen Olma / Boyun Eğme Uzay/Yön: Merkür Zaman: Perşembe Beden: Sol kulak.
18. Tzaddi
Tz-Tzaddi harfi (genellikle tzaddik olarak söylenir) Kabala' da erdemin, inancın ve tevazunun sembolüdür. Tzaddi İbrani alfabesinde farklı yazılışa sahip beş harfin sonuncusudur ve iki şekli vardır: Kelimenin başında ya da ortasında kullanılan bükülmüş formu ve kelimenin sonunda kullanılan dik formu. Kabala anlayışında bir tzaddik (erdemli kişi) yüksek bir inanca ve T-nrı ile içten gelen bir temasa sahip çok özel bir insandır. Kabala' da bu kişi hakkında şöyle
3 1 6
i B R A N ! H A R F L E R i N i N S I R L A R I
denir: "Tzaddik inancı ile yaşar." O'nun derin inancı ve T-nn bilgisi "doğrudan T-nn 'nın ağzından" gelir ve tüm yaşamı bu bilgiyi ve sevgiyi diğerlerine ifşa etmeye adanmıştır. Kabala' da bu kişi aynca bir palmiye ağacına benzetilir. "Ağaçların kralı" olarak adlandırılan palmiye hakkında ise şöyle denir: "Tzaddik palmiyenin çiçek açtığı an gibidir." İbranice çiçek açmak kelimesinin kökü (perach) iki yüz seksen sekiz (288) sayısal değerine eşit olur ve bu da erdemli kişinin çabalan ile Tanrısal 'ın seviyesine yeniden yükseltilen iki yüz seksen sekiz düşen kıvılcımın sırrıdır (bkz. Kapların Kırılması). Tüm bu çabalan sırasında o, T-nn'yı bilir (yani tzaddi harfinden önceki iki harfin, ayin ve pe, sırrında anlatıldığı gibi "temas eder"): "Tüm [dünyevi] yaşamın boyunca Onu bil."
Tz-Tzaddik harfinin özgün söylenişi tzaddi olup "avlamak" anlamına da gelir. Yeme işleminin kutsal "duyusu" olan tzaddik harfinin işlevi, kapların kırılması sırasında düşen 288 kıvılcımı, onları kurtarmak amacı ile avlama yeteneğidir. Erdemli kişi bu amaçla Tanrısal Bilinç'in düşen kıvılcımlarını teker teker avlayıp bir araya toparlamaya ve onları yeniden T-nn'ya doğru yükseltmeye çalışır. "Erdemli kişi ruhunu doyurmak için yer" ayetinde sembolize edildiği gibi kurtarılan kıvılcımlar erdemli kişinin ruhunu Tanrısal İdrak'in en üst seviyelerine doğru yükseltebilmesine hizmet eder. Erdemli kişi, T-nn'nın seçilmiş insanlarının O'nun İlahi Sevgisinin yarattığı mucizeleri anlayabilmesi için Kavrayışın elli kapısını açar ve böylece her kişi kendi ihtiyacına göre bu yardımdan yararlanma olanağına sahip olur. İbrani alfabesinde her harf şekline ve önemine göre bir başka harf ile bir çift oluşturur. Tüm alemin üzerine kurulduğu tzaddik (erdemli kişi) ise T-nn 'yı yani "Evrenin Efendisini" sembolize eden aleph harfinin eşidir. Kabala' da hakkında şöyle denir: "Erdemli kişi dünyanın temelidir."
Kabala'ya göre tzaddik Mesih 'in gelecekteki yoldaşı olarak yaratılmış ve Evrenin tüm potansiyelini fiiliyata geçirmek amacıyla seçilmiştir. Bir başka deyişle, tzaddik T-nn tarafından seçilmiştir ve Sevgisini açığa çıkarma yolu ile insanlığa kurtuluşu getirmek için
3 1 7
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
kendisini bir araç olarak seçmesini ve kullanmasını büyük bir içtenlikle ve istekle kabul eder. Tzaddi harfinin sayısal değeri doksandır (90) ve Kabala'da insanlığın "toplam bilinç seviyesini" gösterir. Isaac'm annesi ve dolayısıyla İsrael'in ilk annesi olarak adlandırılan Sarah' ın onu doğurduğunda doksan yaşında olduğu söylenir. Sarah ve yaşı olan doksan yıl, bir tzaddik'in inancını ve farkındalığını ifade etmek için her gün söylediği doksan amen sözcüğü ile ilişkilendirilir. Tz-Tzaddik harfini şekillendirmek için N-nun harfinin üstüne bir 1-yod harfi çakılır. Yod, yaratılmış her bir varlığın sembolü olan bükülmüş nun harfinin potansiyelini eyleme dönüştüren yaratıcı yaşam gücünü ortaya koyar. Yod ve nun arasındaki ilişki ise şekil ve maddenin tüm yaratılmış gerçeklik içinde birbiri ile olan ilişkisi gibidir. Yod madde olan nun'a şeklini verir. Tzaddik de T-nrı ile bütün bir birlik içindedir ve gerçekliği O'nun iradesi doğrultusunda şekillendirir. T-nrı 'nın Gücünün açığa çıkışı Kabala'da aleph harfinden tzaddik harfine doğru akan ışık ırmakları ile gösterilir. Tzaddik Kabala' da hem Tanrısal Vahyi aşağıya ulaştırma hem de aşağıdan yükselen tüm duaları T-nrı 'ya ulaştırma işlevini yerine getirir.
Tzaddik harfi İbranice'de suret-tzelem kelimesinin ilk harfidir ve Tekvin'de belirtildi�j gibi T-nrı insanı kendi suretinde yaratmıştır. Kabala'da öğretildiğine göre tzelem yani suret kelimesinin ilk harfi olan tzaddik ruhun üç bilinç seviyesine karşılık gelir: Akılkalp-hareket. Tzelem-Suret kelimesinde (TzLM) tzaddik harfini izleyen iki harf (L-lamed ve M-mem) ise H-he harfinin sırrında bahsedildiği gibi (at bash ile he harfi tzadik olarak dönüştürülür) ruhun iki yüce seviyesine yani Yaşayan Ruh-Chiah ve Tek Ruh-Yechidah seviyelerine karşılık gelir. Bu iki bilinç üstü seviye ise tzadik harfinin verdiği içsel uyanış ile kişinin bilinç seviyesine doğru inancın iki aşamasında inerler. Bu iki aşama ise: 1 . Yaratılış ' ın en Yüce kaynağı olan T-nn'nın Yüce Işığına olan inanç, 2. Torah'ın en yüce kaynağı olan T-nrı 'nın Özüne olan inanç. İşte bu nedenle tzaddik (sayısal değeri 204) kelimesi gematria ile iki kere emunah (inanç,
3 1 8
İ B R A N ! H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
sayısal değeri 102) kelimesine ve kavramına eşit olur. Dolayısıyla yukarıda söylediğimiz "Erdemli kişi inancı ile yaşar." ayetinde "inancı ile" kelimesinin harfleri "inancın iki seviyesi" olarak okunabilir.
Dünya üzerinde yer alan bitki örtüsü, Toralı 'a göre Yaratılış'ın üçüncü gününde yaratılır. İbranice' de ağaç kelimesinin karşılığı olan "etz" kelimesinin değeri gematria ile tzelem-suret kelimesinin (yani altıncı günde insanın içinde yaratıldığı "Tanrısal Suret") sayısal değeri olan 160 değerine eşit olur: "İiısan bahçenin ağacıdır." 1 Kabala'da üçüncü gün (Tiplıeretlı-Güzellik) altıncı günün (YesodTemel) kaynağıdır. Tiplıeretlı ve Yesod Hayat Ağacı 'nın orta sütununun gizemi içinde birbirlerine bütünüyle entegre olurlar. Buna istinaden şöyle denir: "beden ve brit2 bir bütündür."
Kabala'nın bilinen en eski kadim kitabı Seplıer Yetziralı İbrani alfabesindeki on iki basit harfin (bkz. Seplıer Yetziralı) yılın on iki ayına karşılık geldiğini öğretir. Ayrıca her bir ay ruhtaki bir "özel" his ile ilişkilidir. Tzadik ise Slıevat-Ocak ayının harfidir ve "yeme" duyusu ile ilişkilendirilir.
Tzaddi doksan (90) sayısal değerine sahiptir ve kelime anlamı olarak "olta iğnesi" anlamına gelir. Hayat Ağacı 'uda Zafer, Sonsuzluk-Netzaclı ile Temel-Yesod'u birbirine bağlayan yolu oluşturur. Seplıer Yetziralı 'ta bu harfe atfedilen kavramlar ise: Kavram: Tad alma Uzay/Yön: Kova takımyıldızı / Kuzey Batı Zaman: Slıevat (Onbirinci Ay, Gregoryen eş değeri Ocak) Beden: Kolon (Kalın Bağırsak).
Tzaddi ayrıca Kabala'da insanlığın yaratılış amacının tamama erdirilişini de sembolize eder. Bu harf "tzaddik-erdemli" kelimesi-
1 İnsan tüm Yaratılış'ın meyvesidir. Ağaç-etz ve suret-tzelem gematria ile aynı degerde olduklarından İ nsan Ağaçtır. Bahçe ise 3. Gunde yaratılan bitki örtüsü yani Cennet Bahçesi'dir. Dolayısıyla insan ki burada Tanrısal Surettir fiziksel insan değil, Cennet bahcesindeki bir ağaçtır yani Yaratılış'ın meyvesidir.
2 T-nrı ile Hz. İbrahim arasında yapılan Sünnet anlaşması ile ilişkilendirilen erkeklik organı .
3 19
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
nin ilk harfidir ve Kabala'da erdemli olmak, yaratılmış bir varlık olarak enkamasyonumuzun yani fiziksel aleme doğuşumuzun en nihai ve yüce amacına ulaşmak anlamına gelir. Kabalistik sistemde tzaddi harfi kendini şekil, ad ve sayı olarak alemler, ruhlar ve Tanrısallık boyutları içinde aşağıdaki biçimde ortaya çıkarır:
19. Koph i' K-Koph İbrani alfabesinde yer alan harflerin on dokuzuncusudur ve sayısal değeri yüzdür ( 100). On dokuz sayısının önemi ise Havva adının da (Chavah) sayısal değeri olması ve bu nedenle dikkatimizi Havva'nın "tüm yaşamın annesi" olması sıfatıyla, dünya ile olan bağlantımıza çekmesidir. Kabala' da kabul edildiği şekli ile Havva her ne kadar İyi ve Kötünün Bilgi Ağacı'na yaklaşarak tüm aleme günahın gelmesine sebep olmuşsa da kurtuluşu sağlayacak olan da (Mesih) yine onun aracılığı ile gelecek ve bu bedeli ödeyecektir.
K-Koph harfi şekil olarak bir resh ve bir zayin harfinin kombinasyonundan oluşur. K-Koph harfinde sol tarafta olan Z-zayin satır çizgisinin altına iner ve sağ taraftaki R-resh ise onun üzerinde, havada asılı durur. Koph harfinin bu bileşenlerinin paradoksal birliği Kabala'da, "T-nrı gibi kutsal [hiçbir şey] yoktur" ayetinin de sımdır. Koph İbranice kedushalı-kutsallık kelimesinin ilk harfidir. Kabala 'ya göre T-nrı 'nın Özünde var olan bu kutsallık seviyesi ise ZoJıar' da şöyle ifade edilir: "O tüm alemlerin içinde yer alır, gene de hiçbiri Onu kapsayamaz." Koplı harfinin çizginin altına doğru inen zayin kısmı T-nrı 'nın, "çizginin altındaki" alemler de dahil olmak üzere tüm alemlerde Varoluşunu sembolize eder. Resh yani Tnrı 'nın sürekli var olan Yüceliği ise "ayrı" ve "kutsal" olarak kalır (İbranice'de kutsal kelimesi aynı zamanda ayn anlamına gelir).
Torah 'ta on dokuz sayısının önemi Ayın Güneşe göre olan on dokuz yıllık döngüsünü göstermesidir ve bu döngü İbrani takviminin temelidir. Kabala'da Ay, Havva (Chavah=1 9) ile özdeşleştirilen
320
İ B R A N İ H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
Malchuth sephira'sının sım olan dişil figürü temsil eder. Güneş ise Adem ile özdeşleştirilen Yesod sephira'sı (Yesod, 80=8xl ü, chetlı x yod = chai) olan eril figürdür (Güneş ışığı veren, Ay ise ışığı alan). Koph harfi tzaddik harfinin önüne geldiğinde ise İbranice keitz-zamanın sonu kelimesi oluşur. Bu da şu ayette gizlidir: " . . . ve O karanlığa bir son-keitz verdi." Zamanın sonu kavramı Kabala'da Mesih ' in gelişi ve onu izleyen ölülerin dirilişi kavramı olarak ve yine koph harfinin sım içinde bulunan, yüce ışığın ve enerjinin nihai açığa çıkışı, vahyi olarak öğretilir.
Kaplı harfinin sayısal değeri yüzdür ( 100) ve efsaneye göre kartal da yüz sene yaşar. Her on yılda bir güneşe doğru süzülerek yükselir ancak yüz yaşına gelene kadar ona yaklaşmadan geriye döner. Zamanı dolduğunda yani yüz yaşında geldiğinde ise geri dönmez ve güneşe iyice yaklaşarak onun ışınlan ile yanarak kaybolur. Kabala' da bu metafor bizim T-nn 'ya doğru olan ruhsal yolculuğumuzu sembolize etmektedir. Yaşantımızın değişik aşamalannda O'na giderek yaklaşır ve sonunda O'nun her şeyi içine alan sevgisi ile bir oluruz. On kere on ise Kabala'da aynca yerine getirme, tamamlama ve mükemmelliğin de sembolüdür. Oğlu Isaac doğduğunda Abraham'ın 1 00 yaşında olduğu ifade edilir. Yeni doğan çocuğunu ellerinin arasına alarak onu T-nrı 'ya bir kurban olarak sunmak üzere havaya doğru kaldım. Bu çocuk (lsaac) on iki oğlu İsrael'in on iki aşiretinin babası olacak olan Jacob'un babasıdır.
Koph ve onu izleyen üç harf (resh-shin-tau) kabalistik öğretide insanlığın mükemmelleşmiş durumunu sembolize eder. Kabala'da bir ile dokuz arası (1 -9) sayılar arketipal kavranılan, on ile doksan ( 10-90) arası sayılar aynı kavramlann insanoğluna ifşa edilmiş halini ve yüz ile dört yüz (100-400) arası sayılar da mükemmelleşmiş insanoğlunun başarabileceği seviyeyi gösterir. Koph harfi ise mükemmelleşmiş yaşam gücünün fiziksel olarak bedenlenmiş halidir.
Daha önce açıkladığımız gibi tzaddi harfi Tannsal'ın düşen kıvılcımlannı "avlar". "Çizginin altında" yani fiziksel maddede yakalanan kutsal kıvılcım ise Kabala'da tzaddi harfini izleyen koph har-
321
K A B A L A : " S ı N I R S I Z " A Y O L C U L U K
tinin sımdır. Burada tzaddi harfi düzeltilmiş, tamamına enniş tzaddik kelimesini oluştunnak üzere koph harfine bağlanır (Tzaddi + koplı = Tzaddik).
Tzaddik alfabenin on sekizinci harfidir ve gematria ile chai-yaşam kelimesine karşılık gelir ve koplı harfi ile sembolize edilen düşen kıvılcımları canlandıran, yaşama döndüren gücü sembolize eder. On dokuzuncu harf olan koph ise "Havvanın" sımdır. HavvaClıavah (ChVH) sayısal olarak on dokuz ( 1 9) değerine sahipken sıra sayıları olarak A'dem-Adam (ADM) kelimesi ise l +4+ 1 3=18 sayısal değerine sahiptir ve bu değer de gematria ile chai-yaşam kelimesine karşılık gelir. Buna göre Havva-C/ıavah adı aynı zamanda "yaşam anlamına gelen chai kelimesinin kökünden türer: " ... ve Adam-Adem karısının adını Chavah-Havva koydu, çünkü o tüm yaşamın anasıydı." Her şeye rağmen Havva hakkında dendi ki: " . . . O 'nun ayakları ölüme doğru indi". Çünkü Kabala sembolizminde Havva yaklaşmaması gereken İyi ve Kötünün Bilgisi Ağacı 'nın meyvasından yemesinden doğan ilksel günah nedeni ile tüm aleme ölümü getinnekten sorumludur. Ancak Kabala' ya göre ölü bir cesedin içinde bile yaşamın bir kıvılcımı gizli kalır ve tzaddik yani yaşamın (chai) gücünün, ölü bedenin içinde bulunan yaşam potansiyelini canlandırarak bedeni yeniden diriltebilmesi için bekler. Kabala' da yine sembolik olarak yaşamın bu gizli içsel kıvdcımına ek olarak onun da üzerinde ve ondan daha da yüce olmak üzere, her ölü fiziksel bedenin üzerinde var olan bir "buhardan" söz edilir "Buhar" kelimesinin İbranice karşılığı olan hevel aynı zamanda Abel'in yani Adem ve Havva'nın ağabeyi Cain tarafından ölüdürülen ikinci oğlunun karşılığıdır. Hevel (37) = Adam ( 1 8) + Chavah ( 19). Yaşamın bu iki komponenti ölümün görünen yüzünün içinde mevcutturlar ve koph harfinin şeklini oluşturan resh (havada mevcut olan buhar) ve zayin (saklı kıvılcım) harflerine karşılık gelirler. Bu nedenle koph T-nrı'nın yüceliği ve her yerde varoluşunun paradoksuna ek olarak özellikle düşen kıvılcımların gerçekliğini de sembolize eder.
322
İ B R A N ! H A R F L E R i N i N S I R L A R I
Koph kelime olarak "başın arka kısmı" anlamına gelir. Hayat Ağacı'nda İhtişam-Had ile Temel-Yesod'u birbirine bağlayan yolu oluşturur. Seplıer Yetziralı ' a göre koplı harfi aşağıdaki kavramlar ile ilişkilidir: Kavram: Gülme Uzay/Yön: Balık Takımyıldızı / Aşağı Kuzey Zaman: Adar (On-ikinci Ay, Gregoryen eş değeri Şubat) Beden: Dalak.
20 . . Resh ı Yukarıya doğru dönen bir sağ köşeye sahip R-reslı harfi şekil olarak D-daleth harfine benzer ve Kabala'da kişinin T-nrı 'ya olan mutlak bağımlılığının farkına varışını sembolize eder. Resh aynı zamanda kişinin Yaratıcı ile olan ilişkisini açıklamaktan yoksun oluşundan doğan mutlak yetersizliğinin de sembolüdür. Resh kelime olarak "baş, kafa" ya da "başlangıç" anlamına gelir. İbrani alfabesinde bulunan dört harf değişik yönlerden bir "başlangıcı" gösterirler. Bunlardan A-aleph alfabede bulunan harflerin ilkidir, R-resh kelime olarak "başlangıç" anlamına gelir, I-yod her bir harfin yazılırken ilk çizilen kısmıdır ve H-he ise tüm harflerin telaffuzunun başladığı nefestir ve aynca T-nn'nın evreni yaratan Sözünün kaynağı olan Nefesinin ya da Ruhunun bir sembolüdür. Bu dört harf bir araya geldiklerinde aryeh-aslan kelimesini (ARIH) oluştururlar. Aslan ise Ezekiel vizyonundaki Tanrısal Araba'yı taşıyan dört kutsal varlıktan (clıaiotlı) birincisidir. Bu dört harfin bir sonraki kombinasyonu ise yiralı, "korku" ya da "huşu" kelimesini oluşturur. Kabala'ya göre "Bilgeliğin başlangıcı T-nn korkusudur". Chassidut öğretisine göre ruhun, bilgeliğin yeni kıvılcımlarını içeren ve doğuran kabı olan içsel deneyimi benliksizliktir (bitu/). Yani kişinin benliğini yücelterek T-nrı 'nın sonsuz özü içinde eritmesidir. Bilgeliğin başlangıcı olan korku ise ruhun bu durumunun kaynağına karşılık gelir. Korku ego da bir şok dalgası yaratır ve kalbin içsel kabalığını kırar. Kalbin bu kabalık ya da benmerkezciliği kişinin genelde
323
K A B A L A : "' S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
dış çevreyi özelde ise tüm gerçekliğin Tanrısal Öz'ünü idrak etmesini engelleyen etkendir. Bir başka deyişle ise resh bir merkezdir. Sayısal değeri olan iki yüz (200) sayısı nedeni ile alfabenin ilk harfi olan A-aleplı ( 1 ) ile. son harfi olan Th-tau (400) arasında yer alır. Resh harfinin merkeziliği bize kalbimizin merkeziliğini anımsatır. Kalp ise yalnızca bedenin fiziksel merkezi değil ama aynı zamanda ruhsal yaşamımızın da merkezidir. Bizler ancak başımızı eğip kalbimize doğru döndüğümüzde kalbimizden kaynaklanan sevgi sayesinde T-nrı 'nın gerçek bilgisini deneyimleyebiliriz. Bu· gerçek ve engin bilgi ise insanlar arasında entellektüel ve teorik bilginin kalp aracılığı ile, sezgisel bilgiye boyun eğmesi durumunda paylaşılabilir. Böylece kişiler kalplerinin aracılık etmesi sayesinde edindikleri kişisel deneyimlerinin gücü ile birbirleriyle iletişim kurabilirler. Kabalistik yazıtlar Jacob ve Lealı'ın oğlu ve lsrael'in dokuzuncu aşiretinin reisi olan lssachar'ın aşiretler içinde en derin bilgiye sa� hip kişi olduğunu belirtir. Yazıtlara göre O'nun aşireti Sanhedrin içinde 200 üyeye sahipti. lssachar'm "zamanları anlama" bilgisi vardı ve bu da O'nun doğumun ve ölümün, hamilelik ve doğal olayların döngüsel doğasını anlama yeteneğini gösterirdi.
Taralı 'taki On Emirden ilki D-daletlı harfi ile ifade edilir ve tek T-nn 'ya inanmayı emreder. İkinci Emir R-resh harfi ile ifade edilir ve yabancı tanrılara ibadet etmeyi yasaklar. Israel T-nrı'ya (IHVH) sırtını dönüp altın buzağıya taptığında, T-nrı Musa'ya Sina Dağı 'ndan "aşağı inmesini" emreder. "Aşağı inmek" kelimesi İbranice' de reslı harfinin daletlı ' in önüne gelmesiyle oluşur. Musa Tnrı 'nın insanlarına hizmet etmek ile görevliydi ve lsrael T-nn 'ya sırtını dönmüşken o Sina Dağı 'nda Cennet'i temsil eden T-nn ile birlikte oturamazdı: "Ve Musa dağdan indiğinde altın buzağıyı ve etrafında danseden halkını gördü. O'nun geldiğini gören İsrailliler büyük bir korkuyla kaçıştılar. Ama Musa'nın öfkesi korkunçtu. Tnrı tarafından işlenen, üzerinde On Emrin yazılı olduğu iki tableti oracıkta parçaladı. Asasını kaldırdı ve Levililere herkesi kılıçtan geçirmelerini emretti. Asasını indirdiğinde ise sonuç üç bin ölü ve yaralı ile yerle bir olmuş bir kamptı."
324
İ B R A N ! H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
Bu olaya istinaden R-resh hafifçe eğilen yumuşak köşesi ile yaşadığımız dünyanın etkilerine kolayca boyun eğmememiz ve Tnn 'nın gösterdiği yoldan ayrılmamamız konusunda bizi uyarır.
R-Reslı harfini dolduran 1-yod ve Sh-slıin harfleri bir araya gelerek "bir şey" anlamına gelen yesh kelimesini oluştururlar. "Bir şey" kavramı Chassidut öğretisinde egonun bilinci ya da ayn bir varlık olmak anlamına gelir. Reslı bu "dolgu" ile "hamile kalan" tek harftir. Buna göre her ne kadar alt, aşağı "bir şey" yani "yaratılmış bir şey" Yaratıcısının bilillcinden ve onu sürekli olarak yenileyen yaşam gücünden tamamen ayn gibi görünüyorsa da onun bu görünüşteki "ayn bir şeyliği" gerçekte, eşsiz bir biçimde bağımsız olan "Mutlak" ve "Gerçek Bir Şeyin" yansıtılmasına hizmet etmektedir. Ve hizmet ettiği bu yüce şey ise "Tüm Nedenlerin Nedeni" olarak adlandırılan Tanrısal başlangıçtır yani Ketlıer'dir (bkz. Ketlıer).
Tanrısal Bilgelik'in iç yüzü "bir şeyin" iki durumu arasındaki "hiçbir şey" olarak ifade' edilir ve amacı "gerçek bir şeyin" bilinç seviyesini alt ya da aşağı "bir şeyin" deneyiminin içine doğru çekmektir. Islah etme, düzeltme prosesinin gücünün içinde ego önce Tnn korkusu yani bilgeliğin başlangıcı ile "silkelenmelidir". Daha sonra kişinin "maddesi" gerçek "bir şeyi" yansıtan bir ayna haline gelebilmesi için arındırılıp aydınlatılabilir. Bu aydınlanma prosesi bilgeliğe ve onun başlangıcı olan korkuya bağlıdır. Bu da ayette şöyle belirtilir: "Sen her şeyi bilgelik ile yaptın". Burada "yaptın" fiili ıslah etme, düzeltme işlemi karşılık gelir. Zolıar ise bu ayeti: "Sen hepsini bilgelik ile aydınlattın." Biçiminde ifade eder. Kabala'ya göre "aydınlatma sanatı" yani resh "sonun başlangıcıdır". Buna göre İbrani alfabesinin son üç harfi (reslı, slıin, tau) sırasıyla sonun başlangıcı, ortası ve sonudur.
Son olarak reslı harfi mükemmelleşmiş taşıyıcıyı (kap) sembolize eder (betlı harfinden başlayarak kaplı boyunca devam eden ve reslı harfine kadar olan prosesin sonuçlanması). Mükemmel kap ise alma, saklama ve aldığına eşit ölçüde geri verme yeteneğine sahip bir kaptır. Kabala'ya göre bizim amacımız ise gerçekten T-nn 'nın
325
K A B A L A : " S J N J R S J Z " A Y O L C U L U K
suretinde yaratıldığımızın farkına varmaktır. T-nn bize sürekli bir biçimde vermektedir ve biz de yukanda bahsettiğimiz mükemmel kap örneğindeki gibi sürekli olarak T-nn 'ya ve başkalanna verdiğimizden emin olmak durumundayız. Kabala'ya göre ise en mükemmel kap insandır.
Reslı harfinin sayısal değeri iki yüzdür (200) ve kelime olarak "baş" anlamına gelir. Hayat Ağacı 'nda Güzellik-Tipheretlı ile Temel-Yesod'u birbirine bağlayan yolu oluşturur. Sepher Yetzirah 'ta bu harfe atfedilen kavramlar ise aşağıdaki gibidir; Kavram: Banş / Savaş Uzay/Yön: Satum Zaman: Cuma Beden: Sol burun deliği.
21. Shin
Sh-Shin harfi Kabala 'da, ölümsüz doğadaki ateşin, simetrinin, nezaketin ve uyumun harfidir. On Emir' de taşa kazınmış şekliyle Shshin harfi aslında dört başlıdır ancak taşın içinde üç başlı görünür. Kabala'da bu görünüş, bizden gizlenmiş olan İlahi Yolu sembolize eder. Kabala öğretisine göre ilahi dört başlı Sh-shin harfinin yalnızca içine kazındığı taşın dış hatlanyla görülebilmesi gibi biz de Tannsa! yolu ancak Yaratılış ve vahiy yoluyla görebiliriz. Neşideler Neşidesi'nde-Shir Ha Shirim Kral Süleyman T-nn'nın bu gizli yollanndan şöyle bahseder: " ... bir kafesin arkasından bakar gibi". Aynı bir kafesin arkasına bakan kişinin arkada var olanı görememesi, ama kafesin arkasında duranın dışanyı görebilmesi gibi O bizi görebilir ama biz O'nu göremeyiz.
Shin harfi Sepher Yetzirah 'ta evrenin yaratılması sırasında var olan üç ana harften (Aleph, Mem ve Shin) biridir. Hayat Ağacı'nda Bilgelik-Chochmah ile Kavrayış, Anlayış-Binah' ı birbirine bağlayan yolu oluşturur ve tüm hareketin mükemmelliğini sembolize eder (gimel-/amed-shin). Bu hareket mükemmel bir kap (resh) gibi davranan tzaddik-erdemli kişi tarafından gerçekleştirilen harekettir. Shin harfi tefilin 'in üstünde her iki yanına işlenmiş olarak bulunur. Sağ yanda-
326
İ B R A N İ H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
ki slıin üç başlıdır, soldaki ise dört. Üç başlı slıin içinde yaşadığımız alemi, dört başlı olanı ise Gelecek Alemi sembolize eder.
Slıin harfinin sım Kabala' da "kömüre (Tannsal Öz) bağlı görünmeyen ateş (Tannsal Vahiy)" sembolizmiyle ifade edilir. Bu sembolizmde yanan kömür, gerçekte içinden yukanya doğru kömür yandıkça yükselen ve gözle görünmeyen bir alevi içerir. Yanan kömürde mevcut olan üç seviye: kömür, iç ateş ve dış ateş kavranılan ise bir sonraki tau harfinin sımna (chash-mal) karşılık gelir. Shin harfinden türeyen kelimelerden biri olan shinui kelimesi "değişiklik" anlamına gelir. Kabala sembolizminde kömür T-nn'nın Değişmeyen Özünü sembolize eder yani izleyen ayetin sımnı: "Ben Tnn 'yım, Ben değişmedim!"
Bu ayet Yaratılış'tan önce de Yaratılış 'tan sonra da T-nn'nın Özünde hiçbir değişiklik olmadığını belirtir. Yanan kömür sembolizmindeki iç ateş paradoksal bir biçimde değişmezin içindeki değişimin gücünü gösterir. Diğer yandan shin harfinin dış ateşi ise sürekli olarak bir hareket, bir değişim içindedir. Yukarıda bahsedilen ayette olduğu gibi değişmeyen Öz ise T-nrı'nın Kutsal Adı olan IHVH-Havayah Adı'nın sımdır. Yaratılış'tan önce henüz gelişmemiş biçimde T-nrı 'nın özünde mevcut bulunan ve daha sonra sürekli danseden ateşin güzelliği ve karmaşıklığı içinde ifşa olan "değişimin gücü" ise Yaratılış'taki açık Adın yani ALHIM-Elokim'in, Tnrı 'nın Kutsal Kitap'ta çoğul olarak belirtilen tek Adı 'nın sımdır. Shin harfinin sayısal değeri olan üç yüz (300) bu iki Kutsal Adı aynı "kömüre bağlı bir ateş" gibi birbirine birleştirir. At' baslı temurası ile Havayah Adı mem-tzadik-pe-tzadik olarak dönüşür ve üç yüz sayısına eşit olur. Elokim Adı'nı oluşturan beş harf (aleph-lamedhe-yod-mem) ise tam olarak yazıldıklarında yine aynı üç yüz sayısına eşit olurlar. Bu da daha önce de defalarca yazdığımız gibi bize şunu gösterir: "IHVH ALHIM yani Havayah Elokim[dir]."
Bu aleme ait olan Sh-shin harfinin üç başı yukanda belirtildiği gibi "değişmez", "potansiyel" ve "fiili" değişimi simgeler. "Değişmez" bu dünyada kara kömür ile sembolize edilir. O, alevin ifşa ol-
327
K A B A L A : " S ı N I R S I Z " A Y O L C U L U K
muş ışığı gibi değildir. Bununla beraber alevin direnci, dayanıklılığı kömürün bu değişmez özüne bağımlıdır. Gelecek Alemde bu değişmez öz kendini alevin içinde ifşa edecek, açığa çıkaracaktır. İşte Kabala'ya göre bu açığa çıkış shin harfinin dördüncü başının sımdır. Benzer biçimde özellikle Zohar' da vurgulandığı gibi bir mum alevine bakan kişi birbirinden farklı üç ışık seviyesi görebilir. Bunlar: l . Mumun fitilinin etrafındaki "kara ışık", 2. Kara ışığı çevreleyen beyaz alev, 3. Beyaz alevin etrafında var olan şekilsiz bir aura. Bu· ifşa olmuş ışığın her üç seviyesi de kömürün içinde var olan gö-· rünmez alevin bir boyutunu yansıtırlar. Genelde Kabala 'da alev sevgiyi, aşkı sembolize eder. Bu sembolizm ayette şöyle belirtilir: "Sevgi en az ölüm kadar güçlüdür . . . T-nrı 'nın alevi."
Yukarıda mum sembolizminde bahsedilen "karanlık ışık" Kabala'da fiziksel bedenler içindeki ruhların sevgisini sembolize eder. Onu çevreleyen "beyaz ışık" Toralı' ın sevgisine ve beyaz ışığın etrafındaki şekilsiz aura ise T-nrı 'nın Sevgisine karşılık gelir. Gelecek Aleme ait olan shin harfinin dördüncü başı ise (kömürün özünün açığa çıkması) Kabala'da kutsal toprakların sevgisi olarak gösterilir ve bunun hakkında şöyle denir: "Kutsal Topraklar gelecekte, dünyanın tüm toprakları ile birleşmek üzere alabildiğine açılacaktır."
Shin harfinin sayısal değeri üç yüzdür (300). Slıin kelime olarak "diş" anlamına gelir ve Hayat Ağacı 'nda Kavrayış-Binalı ile Bilgelik-Chochmah 'ı birbirine bağlayan yolu oluşturur. Sepher Yetzirah'ta shin harfi ile ilişkilendirilen kavramlar; Element: Ateş Zaman: Yaz Beden: Baş.
22. Tau
İbrani alfabesinin son harfi olan Th-tau harf sonlarında kullanılan bir mühüre benzer. Bu mühür ise Işığın Kitabı Zohar'ın açılış satırlarında söz edilen on üç yapraklı gülü, lotus çiçeğini ya da zambağı sembolize eder. Gül, lotus ya da zambak sembolü Kabala' da Tan-
328
İ B R A N ! H A R F L E R İ N İ N S I R L A R I
rısal Bilgelik, Tanrısal Sevgi ve T-nrı ile O'nun halkı arasındaki büyük sırları içerir. Tau harfi Kabala'da insanlığın son gideceği yeri sembolize eden emetlı-gerçek kelimesi ile gösterilir. Bu kavram ise alfabenin A-aleplı harfinin özünde bulunan arketipal yaşamdan başlayan ve Th-tau harfinin mükemmelleşmesi ile biten, insanlığın yolculuğunun tamamını gösterir. İbranicede emet/ı-gerçek kelimesi yukarıda da gösterildiği gibi üç harften oluşur. Bunlardan ilk harf A-aleplı T-nrı 'nın sembolüdür. Aleph kişinin, Sonsuz Kaynağın içinde (ki burada üst ve alt sular, neşe ve üzüntü mutlak bir biçimde birdir) var olan Tanrısal paradoksun farkına varışının ilk aşamalarına karşılık gelir. Bu farkına varıştan da M-mem yani Tanrısal Bilgelik 'in çeşmesi (Torah'ın sırlarını çözmek üzere kavrayışın sürekli olarak artan gücü) doğar. Tanrısal Bilgelik' in ruhun içinde akışının doruk noktası (her şey söylenip yapıldıktan sonra) ise Tnrı 'nın mutlak her yerde varoluşunda ve insanlığın ruhunda mevcut bulunan saf inancın sonsuz "hazinesinin" görkemli bir biçimde ifşa oluşudur. Gerçek ve saf inancın bu doruk noktası ise Kabala'da Thtau harfinin sımdır. Bu oluşum "gerçeğin" baştan sona kadar tüm yaratılmış gerçekliği sarmaladığını gösterir. Aleplı harfi bu üçlüden çıkarıldığında ise menı ve tau (mt) İbranice "ölüm" kelimesini oluştururlar yani T-nrı olmazsa "gerçek" "ölüme" dönüşür. Güller gerçeğin güzelliğini ve "gerçek" ve "güzelliğin" Bir Olan' ın içindeki birliğini sembolize ederler. Bunı:ınla beraber güllerin arasında dikenler de vardır ve bu dikenler bu dünyanın endişeleri ve sıkıntılarının dikkatimizi nasıl Tanrısal Gerçek'ten başka yönlere çektiğini ve T-nrı olmadığında o güzel gülün nasıl boğulduğunu gösterir. Bu ise ruhsal ölüm anlamına gelir.
Zolıar der ki: " . . . tau harfi Günlerin Kadimi-Atik Yonıin üzerinde bir etki, bir iz bırakır." Günlerin Kadimi ise kitabımızın başında da açıkladığımız gibi Tanrısal Çıkış ' ın Tacı Ketlıer'in içinde var olan yüce hazzın suretidir. Tau harfi (burada Sonsuz Olan'ın Krallığına karşılık gelmektedir) etkisini ya da izini "Günlerin Kadiminin" üzerinde bırakır. Bu etki ise T-nrı 'nın mükemmel bir biçimde her yerde varoluşundaki (sonlunun içinde var olan Sonsuz) saf ve
329
K A B A L A : .. S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
basit inancın sımdır. Zolıar'da yer alan yukandaki alıntının sonucu buna göre "O 'nun gibi olan hiçbir şey yoktur" biçiminde anlaşılmalıdır. Bu inanç bir miras olarak kuşaktan kuşağa, alemden aleme aktanlır ve bu sayede üst alemin Malchutlı 'u alt alemin Ketlıer'ine bağlanır. Tau, alfabenin son harfi, Malclıutlı 'a yani son Tannsal Güç'e, Tecelliye karşılık gelir. Bu da "Senin Krallığın tüm alemlerin Krallığıdır" deyişinin sımdır. Tau harfinin etkisi alemleri ve kuşaklan birbirine bağlayan gücün sımdır.
Kabala'da "Hepsi mührü takip eder" deyişi tau 'dan aleplı 'e doğru "geri dönen" ve böylece ta-hücre kelimesini oluşturan ışığın sımdır. Antik Çağ'da Kutsal Tapınak'ta yer alan İç Tapınak pek çok "hücre" ya da "küçük odadan" oluşmaktaydı. Bu hücreler penceresizdi ve dolayısıyla içerisi tamamen karanlıktı. Chassidut öğretisine göre, bu hücreler şu deyişin seviyesini açığa çıkarmayı sembolize ediyordu: "O gizli yerini karanlığın içine yerleştirir." Yani saf ve basit inancın, T-nn 'nın mutlak bir biçimde "karanlık" olan Özünün farkına varmasını. Böylece Kabala'ya göre "Taralı Tannsallığın izi [tau] ve lsrael de Toralı' ın izidir [tau]." Tannsallık ilk olarak tam bir sessizlik içinde ve en derin biçimde meditasyon ile idrak edilir. Daha sonra ise "sünnet" gelir. Toralı ise iyi ve kötü arasındaki aynının (sünnet) yani erkeklik organının başını örten derinin (kötülük) kesilmesinin sımdır.
Kabala'ya göre alfabenin harfleri sembolik anlamda aynı Jacob'un vizyonunda gördüğü gibi Cennet'e doğru çıkarlar (ya da Cennet'ten aşağı doğru inerler). Her bir meleğin farklı ve eşsiz bir mesajı taşıması gibi her harf de bize ayn ve eşsiz bir şeyi öğretir. AAleplı 'ten Th-tau'ya kadar her bir harfin verdiği dersleri dinlediğimizde ruhsal yolculuğumuzun sonunda anlanz ki "daha da fazlası vardır''. Böylece öğrenme prosesi daha yüksek seviyelerde olmak üzere devam eder ve Sonsuz Olan 'a doğru gider. Tau'dan sonra alfabe yeniden başlar ve devam eder ve Tannsal Sırlar' ın "basamaklanndan" yukanya doğru gider. İbrani alfabesinde tau'nun sayısal değeri dört yüzdür (400) ve kelime olarak da "haç" anlamına gelir.
330
i B R A N ! H A R F L E R i N i N S I R L A R I
Tau harfi Hayat Ağacında Temel-Yesod ile Krallık-Malchuth'u birbirine bağlayan yolu oluşturur. Sepher Yetzirah 'a göre karşılıkları ise; Kavram: Zarafet/Çirkinlik. Uzay/Yön: Jupiter Zaman: Sabbath (Cumartesi) Beden: Ağız.
Sonsöz
B üyük ·olasılıkla kitabı bitiren okurların büyük bir çoğunluğu şu an: "Bu da neydi böyle?" demişlerdir. Kabala çalışırken, kaba
listik yazıtları okurken, her kitabın ya da çalışmanın sonunda ben de şu an sizin hissettiklerinizi hissettim. Bir daha, bir daha okudum. Yine de anlamadığım pek çok şey oldu. Kitabımızın önsözünde de belirttiğimiz gibi başlangıcında "Kabala oldukça zordur". Neredeyse tamamı sembollerle doludur. Bu, insana çok karmaşık gelebilir. Ancak bence çok haklı bir nedeni var bu kadar sembolizmin. Öncelikle, Sınırsız Olan tarafından yaratılan son derece soyut bu kadar kavram ve Tanrısal Nitelik başka nasıl somutlaştırılıp sınırlı olanlara anlatılabilirki? Kişi başka nasıl bu kavramları zihninde canlandırabilirki? Ancak hiç merak etmeyin. Okudukça, üzerinde çalıştıkça bu sembolizm rahatsız etmemeye başlar. Zamanla taşlar yavaş yavaş yerine oturur ve kişinin zihninde Yaratılış, Yaratıcı, Varoluş ve tüm bunları hazırlayan sebepler şekillenmeye başlar. Aynca kişi çalıştıkça fark etmeye başlar ki Kabala tamamen Judaik bir öğreti gibi görünse de aslında değildir. O aslında evrenseldir. Sadece ruhsala hitap etmekle kalmaz, ondan çıkarılacak sonuçlar aynı zamanda fiziksel dünyamızı, yaşantımızı, düşünce ve davranışlarımızı da değiştirir. Ancak unutulmamalıdır ki her ne kadar evrensel olsa da, kitabımızda da zaman zaman bahsettiğimiz gibi Kabala'nın günlük yaşantımıza uygulanması kişinin onu algılama şekline, derecesine göre farklılıklar gösterir. İşte bu nedenle Kabala bir din değildir, bir öğreti değildir, bir ritüeller bütünü değildir, büyüsel bir öğreti hiç değildir. Peki nedir?
331
K A B A L A : " S ! N ! R S I Z " A Y O L C U L U K
Kabala Sınırsız Yaratıcı'ya giden evrensel bir yoldur. O 'nun Yaratılış ' ı hazırlayan sebeplerini öğrenmeyi sağlayan ve O'nun yarattıklarını tanıyarak, öğrenerek ve bilerek O'na yaklaşmayı sağlayan bir evrensel dildir. Tek yol mudur? Hayır. Yaratıcıya giden yollar çoktur. Önemli olan bunlardan birini seçmemiz ve o yolda yürümemizdir. Kabala ile veya bir başka yol ile. Fark etmez, yeterki yürüyün. Yürüdükçe yollar yavaş yavaş şekillenir, önünüzde açılır, yukarıya giden basamaklar birer birer ortaya çıkar. Unutulmaması gereken tek şey var. Attığımız her adımda inancımızı; mantığımızı, bilgimizi ve vicdanımızı kullanmalıyız. Hata olmayacakmı? Elbette olacak. Hatalardan ders aldıkça öğrenecek, öğrendikçe basamakları daha hızlı çıkmaya başlayacağız. Nereye kadar mı? Hele bir yürümeye başlayalımda . . .
İyi yolculuklar.
332
Sözlükçe
A
Abba (bkz. Baba) Abba Ila'alı. Chochmah (Bilgelik) sephira'sından gelişen iki ana
suretin daha yüksek olanı. Adam Kadmon. Tüm alemlerin üzerinde yaratılan Tanrısal İnsan.
Beşeri insanın arketipi. ADNI (Adnut) Efendi anlamına gelir. T-nrı'nın Malchuth (Krallık)
seviyesi ile ilişkili kutsal Adı. Aggadalı. /srael'in Mısır' dan çıkış öyküsünü anlatan yazıt. AHIH. (Ekyeh) T-nrı 'nın özellikle Kether, bazen de Binalı seviyesi
ile ilişkilendirilen kutsal Adı. AHVH (Akvah) T-nrı 'nın Daath ve Yesod seviyesi ile ilişkilendiri
len kutsal Adı. Ahit Sandığı. On Emir tabletlerini içeren ve yapımı, boyutları ve
tüm ayrıntıları JHVH tarafından Musa'ya bizzat aktarılan Anlaşma Sandığı. IHVH'ın emirlerinin sandık üzerinde bulunan iki cherubim aracılığı ile Musa'ya iletildiği söylenir. Halen nerde olduğu bilinmemektedir.
Ain. Hiçlik. Kabala' da T-nrı 'nın Mutlak Hiçlik Sıfatı. Ain Soplı. Sınırsız Olan. T-nrı 'nın Mutlak Varlık Sıfatı. Ain Soplı Aur. Sınırsız Işık. Tanrısal Tezahür'ün Ain Soph 'tan son
raki seviyesi. Akudim. İlk Çıkış (Atziluth) Alemi 'nin gelişmesinin ilk aşaması. AL (Kel) T-nrı 'nın Chesed (Sevgi) sephira'sı ile ilişkilendirilen
kutsal Adı. Alem. Yaratılış'ta var olan ruhsal seviyelerden her biri. Her alem
Tanrısal Bilinç 'e giden yolda bir basamağı ifade eder.
333
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
ALH. (Elokah) T-nrı 'nın Clıesed (Sevgi) sephira'sı ile ilişkilendirilen kutsal Adı.
ALHIM (Elokim) T-nrı 'nın Hayat Ağacı'nda özellikle Biııah (İdrak) bazen de Gevurah (Sertlik) seviyesi ile ilişkilendirilen kutsal Adı.
AL ShDI. (El Shakai) T-nrı 'nın Yesod (Temel) seviyesi ile ilişkilendirilen kutsal Adı.
Amidalı. Edilen her duanın özü ve en yüksek noktası. Duanın geli-şimi boyunca en üst alem Atziluth'a karşılık gelir.
Ana. (bkz. lmma)
Apokaliptik. Vahye dayalı Arich Anpin. "Uzun Yüz" ya da "Sonsuz Sabırlı Olan". Kether'in,
Tanrısal İrade'nin bilinçüstü gücüne karşılık gelen dışsal sureti. Ari. Rabbi Yitzchak Luria [Ashkeııazi] ( 1534- 1572) akronimi. Dev
rinin en büyük kabalistlerinden. Öğretileri kabalistik doktrinin ve Zohar'ın anlaşılmasına yönelik çalışmaların temelini oluşturur.
Asia/ı . Hareket Alemi. Yaratılış' ın dört aleminin en düşüğü. Asmodeus. Gevurah seviyesi ile ilişkilendirilen başiblis. T-nrı 'nın
emrinde günahkarları cezalandırma ile görevli olduğuna inanılan demonların lideri.
Ateş. Ateş sembolü Kabala'da Atziluth Alemi'ni, Tetragrammatoıı'da yod harfini ayrıca Tanrısal İrade'yi simgeler. Kabala' da T-nrı ateş ile Cennetler' i yaratır. Ateş dört mistik sembolün (ateş, hava, su, toprak) en üstündedir.
Atik Yomin. Günlerin Kadimi. Kether'in, Tanrısal Haz'zın bilinçüstü gücüne karşılık gelen içsel sureti.
Atzilutlı. İlk Çıkış Alemi. Yaratılış 'ın dört aleminin birincisi ve en yükseği.
Atzmuth. T-nrı 'nın Mutlak Özü. Bilinemeyen, asla idrak edilemeyen ve edilemeyecek olan.
334
S Ö Z L Ü K Ç E
Auplıanim. Ezekiel vizyonunda Tanrısal Taht-merkabah tekerlekleri biçiminde görülen ruhsal güçler (melekler). Asiah aleminde yerleşiktir.
Ay. Ay Kabala'da İnsanlığa ve fiziksel alemimize karşılık gelir. Aynı Dünya'nın uydusu Ay gibi fiziksel iilemimiz de kendi başına bir ışığa sahip değildir. Fiziksel alem ışıksız Ay ile ve Işık'la dolu olan üst iilem de Güneş ile sembolize edilir. Ayrıca Kabala' da David' in de sembolüdür.
Azazel. Enoch kitabında belirtilen ve insan kızlarıyla evlenerek dünyada Nephilim'ler çağını başlatan "düşen" meleklerin başı. Lucifer olarak da bilinir. Cehennemin başı. Düşüşünden önce bir başmelek olduğu söylenir.
B
Ba'al Slıem Tov. Hasidik öğretinin kurucusu Rabbi İsrael ben Eliezer' e ( 1698- 1760) verilen unvan. Anlamı "Güzel Ad 'ın efendisi".
Baba. Chochmah (Bilgelik) sephira'sının genel suretinin adı. Bahir. Aydınlanma Kitabı. En eski kabalistik yazıtlardan biridir.
Rabbi Nehunia Ben Hakana'ya atfedilir. Zohar yayınlanıncaya kadar Kabala'nın en temel kitabıydı.
Belıemotlı. Kaderi Leviathan'a karşı savaşmak olan arketipal yaratık, "kuru toprağın" (Kabala' da açımlanmış, ifşa olmuş iilemin sembolü) hayvanı. Bu iilemde de aynı biçimde açığa çıkan erdemli ruhlar kategorisini sembolize eder.
Binalı. On Sephiroth'un üçüncüsü ve zekanın Yaratılış içindeki ikinci bilinçli gücü. T-nrı 'nın Zeka ve Kavrayış, İdrak Sıfatı.
Bitul. Benliğin erimesi, yok olma ya da benliksizlik. Chochmah'ın içsel deneyimi ile ilişkilendirilen ruhsal durum.
Bolıu. Issızlık, boşluk. Kabala' da Kaos 'un (Tohu) kırılan kaplarının yeniden yaşama döndürülen ve düzeltilen durumuna karşılık gelir.
335
K A B A L A : " S I N J R S I Z " A Y O L C U L U K
Brialı. Yaratılış Alemi. Yaratılış ' ın dört aleminin ikincisi. Erit. T-nn ve Abraham arasında yapılan "Sünnetin Anlaşması" ile
ilişkilendirilen erkeklik organı. Brudim. Noktalı , benekli anlamına. Atziluth Alemi 'nin gelişiminin
üçüncü ve son aşaması. Tikkun (Düzeltme) Alemi ile eş anlamlıdır.
c Cennet (İng. Heaven, İbr. Slıamaim). 1 . Kozmolojik olarak, Evre
nin iki (Tekvin-Bereslıitlı 1 : 1 , 14: 1 9) ya da üç büyük -Cennet, Dünya ve Dünya'nın altındaki sular- (Çıkış-Shemoth 20:4) bölümünden biri. 2. T-nrı 'nın (Gen. 28: 17 ; Meseller 80: 14; Jsaiah 66: 1 ; Matta 5: 12) ve iyi meleklerin (Matta 24:36) mekanı.
Cennet (Eden). Ezeli Adem ile Havva'nın bir Tanrısal mükemmellik durumunda bir arada var olduğu saflık seviyesi.
Cennet (Pardes). (Bkz. Pardes) Clıaiotlı. Ezekiel tarafından Tanrısal Araba-merkabah vizyonunda
görülen dört kanatlı melekler. Yetzirah alemine aittirler. Clıassidut. Dindarlık, şefkat anlamına gelir. Judaizm'de Rabbi Isra
el Ba' al Shem Tov tarafından kurulan hareket. Amacı Torah 'ın içsel (ezoterik) boyutu sayesinde Yahudi halkının içsel benliğini uyandırmak ve Mesih 'in geliş yolunu hazırlamaktır.
Clıerubim. 1. Amacı, Adem ve Havva'nın kovuluşundan sonra Cennet'in kapısında durarak onların yeniden girip Hayat Ağacından yiyerek ezeli günahı ebedileştirmelerini engellemek olan melekler. 2. Toplantı Çadırında, Kutsalların Kutsalı 'nda bulunan Anlaşma Sandığı 'nın üzerinde yer alan bebek yüzlü melekler. Erkek ve dişi biçiminde görünmek suretiyle cherubim kabalistik anlamda, gerçekliğin içinde var olan erkek ve dişil güçler olarak Tanrısal verici ve alıcıya karşılık gelirler.
Clıesed. (Sevgi) On Sephiroth 'un dördüncüsü ve Yaratılış'ta yer alan duygusal niteliklerin birincisi. T-nrı 'nın Sevgi Sıfatı.
336
S Ö Z L Ü K Ç E
Clıialı. Ruhun beş seviyesinin eıı yüksek ikinci seviyesi. Clıoclımalı. (Bilgelik, Hikmet) On Seplıiroth'un ikincisi ve Yaratı
lış 'ta bilinçli zekanın birinci gücü.
D Daatlı. (Bilgi) 1 . Yaratılış'ta zekanın üçüncü ve son bilinçli gücü.
Kether olmadığında sayıya dahil edilir. 2. On Sephiroth içindeki birleştirici güç. T-nrı 'nın Bilgi Sıfatı.
Devekut. İki farklı benliğin, ayrı varlıklar biçiminde mevcut olan kendi farkındalıklarını kaybederek kendilerini tek bir aynı öz olarak deneyimlemeleri.
Din. T-nrı 'nın Yaratılış ya da Hayat Ağacı 'nda Adalet, Yargı ya da Sınırlama Niteliği.
Dumah. Sessizlik Meleği. Ölümden sonra yargılanan ruh eğer suçlu ise bir sonraki enkamasyona yani doğuşa kadar, bir süre cezalandırılmak üzere Dumah tarafından Gehennom'a (Cehennem) alınır. /saialı 2 1 : 1 1 , Babil Talmud'u (Sanlıedrin, 94a) der ki: "[Dünyayı] Terkeden ruhlardan sorumlu melek Dumah adıyla anılır".
Düşünce. Tüm Nedenlerin Nedeni. Kabala Yaratılış 'ın varlığa getirilmeden önce T-nrı 'nın "düşüncesinde" oluştuğunu öngörür. Ain Soph 'tan önceki seviye.
E
Eclıad. Bir. Kendini varlığın tamamı biçiminde açığa çıkaran birliği simgeler.
Edom. Zohar'da vurgulanan, evrenin mükemmel denge oluştuktan sonra yaratılmasından önce var olan "dengelenmemiş kuvvet" alemleri.
Enoclı. Peygamber. Adem'in oğlu Cain 'in oğlu. Enoch'un Kitabı 'nın yazan.
337
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Ezra. Rabbi Ezra ben Solonıon. Kabala'nın popülerleşmesinde bir öncüydü. Toralı 'ın emirleri üzerine olan açıklamaları Kabala literatüründe genel bir tarz haline gelmiştir.
G
Gan Eden. (Bkz. Cennet-Eden) Cennet Bahçesi. Geburalı. On Sephiroth'un beşincisi ve Yaratılış'ta yer alan duygu
sal niteliklerin ikincisi. T-nn 'nın Sert Yargı Sıfatı. Gedulalı. Clıesed sephira'sının eşdeğeri. T-nn 'nın Azamet (Büyük
lük) Sıfatı. Gehemıom. (Trk. Cehennem). Fiziksel alemi terkeden ruhun yargı
da suçlu bulunması halinde gelerek saflaşıncaya kadar ikamet ettiği ruhsal mekan. Kabalistik anlamıyla bir ceza çekme yeri değildir.
Gematria. Harflerin, kelimelerin ve deyişlerin sayısal eşdeğerlerini hesaplayan sistem. Birbirleriyle ilişkili kavramlar hakkında görüş kazanmak için kullanılır.
Gulgalta. Kafatası. Arich Anpin yani Uzun Yüz'ün Kether'i. Psikolojik terimlerle, bilinç-üstü iradenin kaynağı olarak hizmet eden, Haz ve İrade arasındaki ara-yüz.
Güneş. Kabala' da, ışıkla dolu üst alemin simgesi. Hayat Ağacı'nda Tiphereth için kullanılır.
Günlerin Kadimi. (Bkz. Atik Yomin)
H Ha Slıem. T-nn'dan bahsederken O'nun Kutsal Adı yerine kullanı
lan terim. "Ad" anlamına gelir. He İbrani alfabesinin beşinci harfi. Kabala'da T-nn'nın Kutsal
Adında (IHVH) yer alan ilk (üst) He Binalı (İdrak) sephira'sına, ruhun Neslıamah seviyesine ve Briah (Yaratılış) Alemi'ne
338
S Ö Z L Ü K Ç E
karşılık gelirken ikinci (alt) He harfi Malclıutlı seplıira 'sına, ruhun Nephesch (nefs) seviyesine ve alemlerin en düşüğü olan Asiah (Hareket) alemine karşılık gelir.
Halachalı. Yahudi yasasının tamamında yer alan genel bir yazı başlığı ya da rituel pratik sistemi. Aynca bu sistem içinde yer alan özel bir yasa. (çoğ. halachoth).
Hanukah. Kutsal Tapınak'ın, Yunanlılarca kirletilmesinden sonra yeniden takdis edilmesini ku�lamak amacıyla düzenlenen sekiz günlük bir bayram.
Havayah. IHVH Adı 'nın değiştirilmiş söylenişi. Hayat Ağacı. Kabala' da Yaratıcı T-nn 'nın fiziksel aleme Tezahürü
nü, Sıfatlarını ya da Niteliklerini bir arada gösteren, Yaratılış ' ın sembolik modeli.
Hod. Görkem. Onuncu sephira ve Yaratılış'ta yer alan duygusal niteliklerin beşincisi.
Horeb. Musa'nın IHVH ile yanan çalının ortasında iletişim kurduğu ve emirleri aldığı dağ. T-nn'nın Kutsal Dağı olarak da bilinir.
Hyle� Platonik anlayışta kaos. (ibr. tohu)
1 IH (Kah) T-nn'nın Chochmah seviyesi ile ilişkilendirilen kutsal
Adı. IHVH. T-nn'nın tüm Yaratılış'ı bir arada kapsayan kutsal Adı. Ge
nellikle Chochmah (Bilgelik) seviyesi ile ilişkilendirilir. lmma. Binalı (Anlayış, Kavrayış) sephira'sının genel sureti. lmma İla'ah. Bina� sephira'sından gelişen iki ana suretin daha
yüksek olanı. Kabala'da bağışlamanın ve telafi etmenin kaynağıdır
lsrael. Patriark Jacob'a (Hz. Yakup) verilen bir ek ad. Yahudi hal-
339
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
kının tümü. lsrael terimi Kabala'da, insanlığın ruhlarının yukarıdaki yüce seviyesini ifade eder.
Işık. Evreni doğuran ve ayakta tutan Tanrısal Enerji için kullanılan bir metafor (mecaz).
K
Kanonik. Hristiyan kilise yasalarına ait. Kav. Tzimtzum sonrası yaratılan boşiuğa gönderilen ışık ışını. Keli. Kap. Kabala'da Tanrısal Işık'ı içeren ve taşıyan kap anlamına
kullanılır. Ketlıer. On Sephiroth'un birincisi. Yaşamın bilinçüstü alemine kar
şılık gelir Kırmızı. Hayat Ağacı 'nda T-nrı 'nın Sert Yargı Niteliğini (Gevurah
seviyesini) sembolize eden renk. Klippotlı. (tek. Klippah) Evrenin her yanına yayılmış olan Tanrısal
Işık'ı çevreleyen ve onu saklayan, kötülüğün figüratif kabuğu. Kutsal Olan. Zohar'da İnsanlığın ahlaki çabalarını destekleyen,
türlerin yaracısı sıfatıyla canlı yaşamın kaynağı olan, tüm evrene yaşam veren T-nn.
Kutsal Tapınak. T-nrı 'nın dünyadaki fiziksel mekanı olarak hizmet eden, Kudüsteki merkezi kutsal yer. Kabala' da Tapınak kişinin ruhsal bilincinin merkez noktasıdır. İlk Tapınak Kral Süleyman tarafından yapıldı (833 İÖ) ve Babilliler tarafından yıkıldı (423 İÖ); ikinci Tapınak Nehemiah tarafından yapıldı (37 1-353 İÖ) ve Romalılar tarafından yıkıldı (70 İS); üçüncü sonsuz Tapınağın ise Mesih tarafından inşa edileceğine inanılır.
L
Leviathan. Kaderi, Behemoth 'a karşı savaşmak olan arketipal "deniz yaratığı" (gizlenmiş alemin sembolü). Bu alemde gizli olan erdemli ruhları sembolize eder.
340
S Ö Z L Ü K Ç E
Lilith. Samael'in (Asmodeus) karısı. Mistik literatürde Erkek için (Adem) yaratılan ilk kadındır. Ancak o, erkeğin kontrolu altına girmeyi reddetmiş ve bu nedenle Cennet'ten kovulmuştur.
Lucifer. (Bkz. Azazel)
Luria (lsaac, ) . Bkz. Ari
M Macroprosopus. (Bkz. Arich anpin)
Mah. "Ne". Zohar'da Cennet' in alt, nesnel ucu. Ruhun T-nrı 'ya yö- · nelik araştırması sonucu ulaşabileceği en yüksek derece.
Maimonides. (Bkz. Rambam)
Malclıuth. On Sephiroth'un sonuncusu. Yaratılış'ın duygusal niteliklerinin yedincisi. Fiziksel alemimizin de içinde yer aldığı ruhsal iilem.
Mashiaclı. (Mesih) Nihai Lider, Barış Getirici. Kral David'in soyundan. Sürgündeki Yahudi halkını bir araya toplayıp onları kutsal topraklara geri getireceğine ve kendisinin yöneteceği Torah bazlı monarşiyi yeniden sağlayacağına, Kutsal Tapınak'ı tekrar inşa edeceğine, tüm alemin Bir T-nrı 'ya inanmasının ilhamını vereceğine ve tüm insanlığın birlikte barış içinde yaşamasını sağlayacağına inanılır.
Matriark. Kadın aile reisi, yönetici. Matrona. Shekinah' ın bir diğer söylenişi. (Bkz. Shekinah)
Mazal. 1. Tanrısal İyilik' in ruhsal kanalı. 2. Bu tür bir ruhsal kanalın fiziksel şekli (yıldız, gezegen, burç vs) 3. Arich Anpin' in sakalının (Dikna) on üç püskülü. 4. Özel anlamda, Zodyakın on iki burcu.
Menoralı. Toplantı Çadırında ve daha sonraları Kutsal Tapınak'ta günlük olarak yakılan yedi kollu şamdan. Kabalistik anlamda Yaratılış'ın alemlerini ve Hayat Ağacını sembolize eder.
341
K A B A L A : " S I N J R S I Z " A Y O L C U L U K
Merkabalı. Ezekiel vizyonunda söz edilen ve üzerinde Tanrısal İnsan Adam Kadmon 'un oturduğu, dört alemin melekleri tarafından taşınan Tanrısal Taht, Araba.
Metatlıron. Yaratılış Alemi'nde ikamet eden başmeleklerin başı. Ayrıca Shekina/ı ' ın "hizmetkarı" ya da "bedeni" olarak da anılır.
Mezuzalı. İçinde S/ıema duasının ilk iki paragrafı yazılı olan ve kapı gi.rişlerine yapıştırılan yazılı parşömen.
Mi. "Kim". Zohar'da Cennet'in üst, öznel ucu. Ruhun sonsuz yaşamı boyunca aradığı Tanrısal seviye.
Microprosopus. (Bkz. Ze' ir Anpin)
Midrash. Talmud'dan sonra sözlü Torah'ın ikinci ana kısmı. Biblikal yazıtın linguistik analizini içerir.
Mishnah. Yahudi yasasının altı bölümden oluşan yorumu. 2 yy. da derlenmiştir.
Mitzvoth. Emir. Toralı 'ta yer alan emirlerin genel adı.
N
Nachmanides (Bkz. Ramban)
Nekudim. "Noktalı". Atziluth aıeminin gelişiminin ikinci aşaması. Nephesch. Ruhun kabalistik seviyelerinin, fiziksel yaşamla ilişki-
lendirilen en düşük seviyesi. Neshamah. l .T-nrı 'nın, ilk insanın burun deliklerine üflediği, yaşa
mın soluğu. 2.Ruhun beş seviyesinin akılsal yaşam ile ilişkilendirilen üçüncü seviyesi.
Netzaclı. On Sephirotlı 'un yedincisi ve Yaratılış 'ın duygusal niteliklerinin yedincisi.
Notorikon. Kelime harflerinden cümleler ya da cümlelerin harflerinden kelime oluşturma yöntemi.
342
S Ö Z L Ü K Ç E
p Pardes. [T-nrı 'nın] Bahçe[si] anlamına gelen İbranice kelime. Cen
net. Gerçekte bir akronimdir. P (Peshat) = Basit ve genellikle Literal anlam. R (Ramez) = Mecaz anlam ya da yazının içinde gizli anlam. D (Drash) = Alegorik anlam ya da ahlaki anlam (Midrash kelimesi hurdan gelir) S (Sod) = Gizli, mistik ya da Ezoterik anlam.
Paclıad. T-nrı 'nın, Hayat Ağacı'nın Gevurah sephira'sı ile ilişkilendirilen Korku Sıfatı.
Partzuf (Çoğ. Partzufim) Bir sephira'nın gelişiminin son aşaması. Mecazi anlamda, akılsal ve duygusal güçlere sahip bir insan sureti biçiminde ifade edilen on alt Seplıiroth' a ayrılır. Gelişimin bu aşaması Tolıu'dan Tikkun'a yani Kaos aleminden Düzeltme Alemine (Nekudim'den Brudim'e) doğru bir geçiş oluşturur.
Patriark. Erkek aile reisi. Pentateuch. Torah'ın "beş kitap" anlamına gelen bir diğer söylenişi. Primum Mobile. Hareketin ilk kaynağı. Doğudan batıya doğru yir-
mi dört saatte dönerek tüm gök cisimlerini taşıyan gök küresi.
R
Ralımanides. (Bkz. Ramban)
Rambam. Rabbi Moses ben Maimon'un ( 1 135-1204) bir akronimi. Meşhur 12 yy. bilgin, filozof ve fizikçisi. En iyi bilinen eseri on dört bölümden oluşan Yahudi yasası özetidir (Mishnah Torah).
Ramban. Rabbi Moses ben Nachman'ın akronimi. Ünlü bilgin ve filozof ( 1 194-1270).
Ratzon. İrade. Kether'in üç başının en düşüğü ile ilişkilendirilen ruhsal seviye.
Reshimu. T-nrı 'nın tzimtzum prosesi sırasında Yaratılış'tan "geri çektiği" Tanrısal Işık'ın kalıntısı.
343
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
Ruach. Kişinin duygusal yaşamı ile ilişkilendirilen, ruhun beş seviyesinin ikincisi.
s Sağ Taraf. Hayat Ağacının, Chochmah-Chesed-Netzach'tan oluşan
ve merhamet ve iyilik sıfatlarını temsil eden yanı. Samael. Yargı ve sertlik sephira'sı Gevurah'm ruhsal yöneticisi ve
baş meleği Sc/ıem Ha Maplıoresc/ı. T-nn 'nın, tüm Yaratılış'ı üzerine bina et
tiği, gizli yetmiş iki harfli Adı. Seplıira. (Çoğ. Sephiroth) Bir sephira Tanrısal Enerji'yi ya da ya
şam gücünü aktaran bir kanaldır. T-nrı sephirotlı aracılığı ile Yaratılış ile etkileşir. Buna göre sephiroth O'nun nitelikleri ya da sıfatlarıdır.
Seraplıim. Tanrısal Taht vizyonunda görülen altı kanatlı melekler. Brialı (Yaratılış) Alemi 'ne aittirler.
Shabbatlı. Cuma gün batımından Cumartesi akşamına kadar süren dinlenme günü. Kabalistik anlamı ile Yaratılış ' ın şekillendirilmesinin tamama erdiği seviye.
Slıekinalı. Evrenin doğasında bulunan ve her yerde var olan Tanrısal Varlık. Tanrısal ' ın (Ain Soph) Malchuth sephira'sına karşılık gelen "dişil" yanı.
S/ıema. Üç biblikal pasajdan (Tesniye 6:4-9, 1 1 : 13-2 1 , Sayılar 1 5:37-41) oluşan Shema Israel duası. İlk ayeti monoteizmin temel ifadesidir: "Duy Ey lsrael! IHVH ALHIM' dir, IHVH Birdir."
Slıeol. Ölüler Diyarı. Sol Taraf. Hayat Ağacının Binah-Gevurah-Hod'dan oluşan ve T
nrı 'nın sert yargı ve Yaratılış'ın kötülük niteliğini senbolize eden yanı.
344
S Ö Z L Ü K Ç E
Sözlü Toralı. Yasa'nın IHVH tarafından Musa'ya sözlü olarak aktarılan, daha sonra zaman içinde Talmud, Midrash ve Zohar olarak yazıya geçirilen kısmı.
Sukkoth. Hasadın toplanmasını ve aynca Israel' in Çıkış (Exodus) sonrası çölde Mısır tarafından izlenmesi sırasında IHVH tarafından korunmasının anısına kutlanan yedi günlük bayram.
Sular. Yaratılış ' ın canlı varlıklarca doldurulmasının sembolü. Su kavramı Kabala' da canlı yaroluşu simgeler. Aynca su, üst ruhsal alemlerden bizim sonlu fiziksel filemimize doğru "akan" Torah 'ın da sembolüdür.
T
Ta'anug. Tanrısal Haz'zı simgeleyen, Kether'in ikinci başı ile ilişkilendirilen ruhsal durum.
Talmud. Sözlü Torah'ın büyük kısmını oluşturur. Çoğunlukla legal ama aynı zamanda vaaza yönelik ve hatta mistik materyal içerir.
Tanaklı. Yazılı Torah.
Tanrısal. (Godhead) (Bkz. Ain Soph)
Targum. Tercüme. Kutsal Kitap'ın Aramiceye çevirisi. Temura. İbrani alfabesindeki harflerin birbirileri ile yer değiştirme
si esasına dayanan kavram açıklama yöntemi. Teshuvalı. Bireyin ya da bir toplumun, belli bir yabancılaşma süre
sinden sonra T-nn ve O'nun Torah'ı ile birlik durumuna dönmesi.
Tetragrammatoıı. T-nn 'nın kutsal Adı IHVH için kullanılan ve "dört harfli kelime" anlamına gelen sözcük.
Tikkun. Düzeltme. 1 . Bir mükemmellik ve düzen durumu 2. Düzeltme Alemi (Olam Ha Tikkun) bu durumu ortaya çıkaran alemdir ve Atziluth 'un düzeltilmiş durumuna karşılık gelir. 3 . Tnn 'nın varlığından habersiz, materyal filemde sıkışmış Tanrısal Işık'ın parçalarının serbest kalmasını ve geri kazanılmasını sağ-
345
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
layan ve böylece alemi ilk mükemmellik durumuna döndüren ruhsal proses.
Tiphereth. Güzellik, zarafet. On Sephiroth'un altıncısı ve Yaratılış'ta yer alan duygusal niteliklerin dördüncüsü.
Tohıı. Kaos. Yaratılış' ın düzeltilmemiş ilk durumu. 2. Tohu Alemi, bu durumu ortaya koyan alemdir. Atziluth 'un ilk, premature formunu ·ortaya koyar. İki aşamada gelişir: Kararlı Kaos (Akudim) ve onu izleyen Kararsız Kaos (Nekudim).
Toplantı Çadırı. (Tabernacle) Geçici, taşınabilir ibadet yeri (Kutsal Tapınağın taşınabilir versiyonu). Mısır' dan kutsal topraklara kadar olan seyahat sırasında kullanılmış ve Kutsal Tapınak yapılana kadar bu amaca hizmet etmiştir.
Torah. 1 . Musa'nın beş kitabı 2. Yahudi Halkına verilen Tanrısal öğretinin ve bilgeliğini tamamı. 3. İnsanlık ile ilişkide bulunduğu biçimiyle T-nn'nın iradesi ve bilgeliği.
Tzaddik. Kendi hayvansal ruhunun (Nefs, Nephesch) kötü eğilimlerinin tamamen üstesinden gelebilen, böylece kendi potansiyelini iyiye dönüştürebilen ve aynca kendini, halkının ruhsal yükselmesine adayan kişi.
Tzelem. Suret Tzimtzıım. T-nn'ının Sonsuz Işığı'nın, bağımsız gerçekliklerin ya
ratılışına olanak sağlayabilmek amacı ile küçülüp "çekilmesi" kavramı.
TzBVTh (Tzevakot). T-nn'nın Netzach ve Hod ile ilişkilendirilen kutsal Adı. "Ordular" anlamına gelir.
y Yachid. "Tek Olan". T-nn'mn Mutlak Özü'nün içinde saklı olan,
henüz Kendisine bile ifşa olmadan önceki Sonsuz Işığı 'nın Özü Yaratılış. T-nn'nın yarattıklarının tümü. Yechidah. Ruhun beş seviyesinin en yükseği.
346
S Ö Z L Ü K Ç E
Yesod. Temel. On Sephiroth'un dokuzuncusu ve Yaratılış'ın duygusal niteliklerinin altıncısı.
Yetzirah. Yaratılış ' ın dört aleminin üçüncüsü. Briah'ın eterik maddesinin ruh ve · cinsle ile ilgili şekil ile donandığı mekan. "Bir şeyden [çıkan] Bir şey" bilinci. Chaioth'un (Yaşayan canlı varlıklar) ruhsal mekanı. İnsan ruhunda Ruach'ın origini.
Yılan. Kötülüğün ve fiziksel arzuların sembolü. Yine de Kabala' da iyi-kötü ayrımına yönelik olmak. üzere Tanrısal bir amaca hizmet ettiği belirtilir.
Yod. İbrani alfabesinin onuncu harfi. Yom Kippur. Yahudi yılının en kutsal günü. Oruç, teshuvah ve özel
likle günahların itiraf edilmesi ile belirtilir.
z Ze'ir Anpin. (Küçük Yüz) Hayat Ağacında Chesed' den Yesod'a ka
dar olan altı Sephiroth'tan oluşan suret. Ruhun duygusal yeteneklerine karşılık gelir.
Zohar. İhtişam, Nur. Rabbi Shimon ben Yochai tarafından (2. yy.) yazılan ve sonradan öğrencileri tarafından derlenen eser. Sözlü Torah' ın ve Kabala'nın en temel kitabıdır. Zoharik literatürü oluşturan eserler Zohar, Tikunei Zohar ve Zohar Chadash'tan oluşur.
347
Kaynakça
1 . Rabbi Aryeh Kaplan (The Patriark Avraham): "Sefer Yetzirah. The Book Of Creation (Formation). in Theory and Praetice", Samuel Weisner, ine, 1990
2. RabÇi Simeon bar Yohai / Rabbi Moshe De Leon "The Zohar 5 Volumes", Soncino Press, 1984
3. Rabbi Aryeh Kaplan (Raabi Nehuniah ben HaKana): "The Bahir", Samuel Weisner, ine, 1 989
4. Rabbi Aryeh Kaplan: "Meditation And Kabala", Samuel Weisner, ine, 1 982
5. Rabbi Moshe Cordovero (the Ramak): "Tomer Devorah (The Palın Tree of Devorah)" , Targum Press, ine, 1993
6. Rabbi Moshe Cordovero: "Or Ne'erav (The Pleasant Light)", The Miehael Seharf Publieation Trust of the Yeshiva University Press, 1 994, Translated by Ira Robinson
7. Rabbi Moses ben Maimon (the Rambam): "Mishneh Torah: Hilchot Yesodai Ha Torah (The Seeond Torah: Foundation Laws of Torah)", Moznaim Publishing Corporation, 1989
8. Rabbi Moses Maimonides (the Rambam): "The Guide for the Perplexed", Dover Publieation, ine, 1904
9. Melinda Ribner: "New Age Judaism: Ancient Wisdom for the Modem World", Simeha Press, 2000
10. Adin Steinsaltz: "The Thirteen Petalled Rose", Basic Books, Ine, 1 980
1 1 . David Sheinkin, M.D. : "Patlı of the Kabala", Paragon House Publishers, 1 986
12. Edward Hoffman: "The Heavenly Ladder", Four Worlds Press, 1985
348
K A Y N A K Ç A
13 . Melinda Ribner: "Kabala Month by Month: A Year of Spiritual Practice and Personal Exercisesn", Jossey-Bass, 2002
14. Rabbi Yehuda Ashlag: Ten Luminous Emanations, Vol 1 & 2 (From the Writings Of Rabbi Isaac Luria the Ari) ", The Research Centre of Kabala, 1 973
15. Moshe Idel: "Kabala: New Perspectives", Yale University Press, 1988
16 . Gershom Scholem: "Origins of the Kabala", The Jewish Publication Society, 1962
17 . David R. Blumenthal: Understanding Jewish Mysticism: The Merkabah Tradition and the Zoharic Tradition", Yale University Press, 1978
18. Rabbi Simeon bar Yohai / Rabbi Moshe De Leon (with commentary by Rabbi Yehuda Ashlag): "The Zohar Multi Volume Set Unabridged English Translation", Press of the Yeshiva Kol Yehuda, 1 984
19 . Eliphaz Levi: "La Clef des Grands Mysteres, 1 86 1 " (The Key of the Mysteries, Translated By Aleister Crowley)
20. Z'ev ben Shimon Halevi: "Kabala, Tradition of Hidden Knowledge, 1979"
2 1 . "The Book of Enoch" (Translated from the Ethiopian by R.H. Charles, 1 906.)
22. Marcus Cordey: "Higher Worlds and the Soul" 23.S.L. MacGregor Mathers: The Kabbalah Unveiled, translated
from the Latin 'Kabbala Denudata' , Weiser Books, 1970
Yararlanılan web siteleri:
1. www.inner.org 2. www.hermetics.org 3. http://www.crystalinks.com/kabala.html
349
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K
4. http://www.dıjoshuadavidstone.com/72nameskaballah.htm5.http://www.geocities.com/ Area5 l /Chamber/7227 /godnames.html6. http://www.totse.com/en/religion/pagans_and_wiccansn2.html7. http://www.kabala.info/engkab/zohar/index_zohar.htm8. http://kabalaclub.com/prevarticles/golem.html9. http://www.psyche.com/psyche/cube/cube.html10.http://www. worko fthechari ot.com{f extFiles{f ranslati ons-Sefer-
Yetzirah.htm ·
1 1 . http://www.aril.org 12. http://www.bahaifaith.net/kabala.htm13. http://www.normativejewishthought.com/Metatron.html14. http://www.kabala.info/engkab/commentary.htm15. http://www.crystalinks.com/kabala.html16. http://www.mirach.org.uk17 . http://www.ascent.org.il/New AscentOfSafed{feachings/ Ad
vanced/kabala.html 18 . http://www.kabbalaonline.org/WeeklyTorah/ Ari/ Arks_and_An-
gels3 _Skin_and_Skulls.asp 19. http://www.steliart.com/angelology _angels_demons_chart.html20. http://www.unmuseum.org/lostark.htm21 . http://sg.geocities.com/shenlan.geo{forah/mishkan.html 22. http://www.yashanet.com/studies/revstudy/rev6h.htm23. http://www.christadelphia.org/books/tabemacle3.htm#924. http://www.jewfaq.org/moshe.htm25. http://www.kheper.net/topics/Kabala/tikkun.htm26. http://www.lightofmashiach.org/one.html27. http://www.metatronics.net/links2.html28. http://www.domini.org/tabem/goatcovr.htm#Atonement
350