sabo’nunyolundayuruyus.biz/pdf/pdf/095.pdf h a f t a l › k d e r g i / s a y › : 9 5 11 mart...

50
www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 95 11 Mart 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv dahil) [email protected] Kürt halkının özgürlüünü, halk dümanı Aarlar, Evrenler deil, birleen halkların devrimi salar! A¤ar’›n ‘ovaya daveti’nden sonra Evren’in ‘eyalet önerisi’ Unutmayalım! 12 Mart’ta Gazi’de 16 Mart’ta Beyaz›t Meydan›’nda Olal›m! Gazi Katliamı 16 Mart Katliamı Sabo’nun Yolunda kurtulufla kadar savafl

Upload: others

Post on 16-Mar-2020

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

www.yuruyus.comH a f t a l › k D e r g i / S a y › : 9 5

11 Mart 2007F i y a t › : 1 Y T L( k d v d a h i l )

[email protected]

Kürthalkının

özgürlü�ünü,halk dü�manı

A�arlar, Evrenler de�il,birle�en halkların devrimi

sa�lar!

A¤ar’›n ‘ovaya daveti’nden

sonra Evren’in

‘eyalet önerisi’

Unutmayalım!12 Mart’ta Gazi’de

16 Mart’ta Beyaz›t Meydan›’nda Olal›m!

Gazi Katliamı 16 Mart Katliamı

Sabo’nun Yolunda

kurtulufla kadar savafl

Haftal›k Süreli Yerel Yay›n

Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm Mücadelemizin 15 Mart

21 Mart

�Ç a ¤ r ›‹ l a n

15 Mart 1992’de Zongul-dak’ta Kozlu katliam›n›n so-rumlular›ndan hesap sormakiçin yap›lacak bir eylemin ha-z›rl›¤› s›ras›nda elinde bombapatlamas› sonucu flehit düfltü.Erbil, 1969 Trabzon Çaykarado¤umluydu.

Bir Newroz günü flehit dü-flen Cengiz Soydafl, flehitli¤iylesansürün karanl›¤›n› parçalayanNewroz atefli oldu. Onun flehitli-¤i F Tiplerinde ve direniflte bir“Yenigün”dü. Çünkü o, F Tiple-rindeki ilk ölüm orucu flehidiydi.

Cengiz Soydafl, Trabzon do¤umluydu. 1990’da GaziÜniversitesi Mühendislik-Mimarl›k Fakültesi’ndeyken genç-lik mücadelesinde yer ald›. Dev-Genç’te, Ankara demokra-tik alanda sorumluluklar üstlendi.

1995 Temmuz’unda tutukland›. 19 Aral›k sald›r›s›nda Bart›n’dayd›. Aln› k›-z›l bantl› bir ölüm orucu direniflçisi olarak karfl›lad› sald›r›y›. Sincan F Tipi’ne sev-kedildikten sonra da sürdürdü direniflini. Ve 21 Mart 2001’de oligarflinin ölümorucu bitti demagojilerini yerle bir ederek flehit düfltü.

BüyükDireniflte fiehit

Düfltüler

CengizSOYDAfi

Yakov MihailoviçS V E R D L O VSovyet devriminin ön-

derlerindendi. 1885 do-¤umluydu Sverdlov.1900’lerin bafl›nda, henüz16 yafl›nda iken devrimmücadelesine kat›lm›flt›.Bolflevikler içinde, yeralt›çal›flmas›n›n ustas› olarak öne ç›kt›.Mücadele içinde tutsak düfltü, sürgüne yolland›, her sefe-rinde en k›sa sürede görevlerinin bafl›na dönmesini bildi.

1917 Sovyet Devrimi’nin arifesinde Merkez KomitesiÜyeli¤i’ne getirildi. Ayaklanman›n pratik önderli¤ini yapanBolflevik kadrolar›n en baflta gelenlerinden biriydi. Devrimdensonra sosyalizmin inflas› sürecinde de önemli görevler ald›.

Zorlu devrim kavgas›n›n zay›flatt›¤› bünyesi, yakaland›-¤› hastal›¤› yenmesine elvermedi ve Sverdlov, 16 Mart1919’da aram›zdan ayr›ld›.

Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü:Sevtap TÜRKMEN

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah. ‹stiklalCad. Büyükparmakkap› Tel Sok. No:4

Kat:4/2 Beyo¤lu/‹STANBULTelefon-Faks: 0212 251 94 35

Ofset Haz›rl›k: Ozan Yay›nc›l›kAdres: Merkez Mah. Abidei Hürriyet Cad.

Atlas Apt. No: 155-157 Kat: 5/14fiiflli/ ‹STANBUL

T e l : 0212 241 26 41-F a k s : 0212 241 11 16

Yurtd›fl› Büro: Vak›f EFSANEPieter de Hoochstr. 30

3021 CS Rotterdam/NEDERLAND

‹nternet Adresi: www.yuruyus.com

Mail Adresi: [email protected]

ISSN: 1305-7944

Hesap No: 1051 - 1637885 Sevtap TürkmenTürkiye ‹fl Bankas› fiiflli fib.Bask›: ASPAfi Pazarlama-Evren Mah. GülbaharCad. No:7 Ba¤c›lar/‹ST. Tel: 0 212 655 88 64Da¤›t›m: Merkez Da¤›t›m Pazarlama San. ve Tic.A.fi. Tel: 0 212 354 37 67Fiyat›: 1 YTL

Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euro‹sviçre: 6 Frank

Hollanda: 4 Euro‹ngiltere: £ 2.5Belçika: 4 EuroAvusturya: 4 Euro

Biz, devrimci, demokrat ve yurtsever kurumlar birbirimize dönük elefl-tirilerde yap›c›, de¤ifltirici ve dönüfltürücü bir üslup ve tarz kullanmak zo-runday›z. Elefltiri ad› alt›nda politik olmayan, hatta küfür ve hakarete va-ran ifadelerin kullan›lmas› kesinlikle kabul edilebilir bir tarz de¤ildir. Böy-le bir yaklafl›m do¤ru olmad›¤› gibi, ilerici kurumlar›n varl›k gerekçesinede ayk›r› düflmektedir.

S›n›f mücadelesinde, dost güçlerle düflman› bir tutarak, dost kurumlar›düflmanm›fl gibi itham etmek, devrimcilerin beslendi¤i de¤erlerle ba¤dafl-mamaktad›r. Ayr›ca böyle bir yaklafl›m›n düflmana hizmet etti¤i de çokaç›kt›r.

Halk›n Kurtulufl Partisi'nin yay›n organ› olan "Kurtulufl Yolu" gazetesi-nin 24. say›s›nda yer alan, "Bu cinayetlerin sebebini yaratan ABD ve ABemperyalistleridir." bafll›kl› baflyaz›da kullan›lan dil ve üslup yukar›dabahsetti¤imiz yaklafl›ma denk düflmemektedir. Bu yaz›da, Hrant Dink'incenazesine kat›lan halk›m›z ve devrimci, demokrat ve yurtsever örgütlen-melere yönelik küfür ve hakaret dolu 32 sayfal›k yaz› kaleme al›nm›flt›r.Bu yaz›n›n ard›ndan Ankara'da yaflanan gerginlikten sonra HKP üyelerininorganize bir flekilde devrimcilere yönelik b›çakl› sald›r›s› sonras› iki dev-rimci b›çaklanm›flt›r. Bu sald›r› HKP taraf›ndan sald›r›n›n meflru oldu¤ufleklinde savunulmufltur.

Tüm bu nedenlerden dolay›, biz afla¤›da imzas› bulunan kurumlar, Hal-k›n Kurtulufl Partisi ile olan iliflkilerimizi ask›ya al›yoruz.

2 Mart 2007

HÖC, BDSP, HALKEVLER‹, KALDIRAÇ, PDD,DEVR‹MC‹ HAREKET, DHP, SODAP, ÖMP, KÖZ,

ESP, ODAK, EHP, PART‹ZAN, SOSYAL‹ST BAR‹KAT,ÖDP, YEN‹ DÜNYA ‹Ç‹N ÇA⁄RI DERG‹S‹

GAZ‹ fiEH‹TLER‹N‹ ANMAYA ÇA⁄RIMIZDIR

Tarih: 12 Mart 2007 Pazartesi

Yer: Gazi Mahallesi

Toplanma Yeri: Gazi Cemevi Önü

Saat: 09.30

Haklar Ve Özgürlükler Cephesi

Halklar›m›za

16 Mart 1978’i Unutmad›k, Unutturmayaca¤›z!

Tarih: 16 Mart 2007 Cuma

Yer: Beyaz›t Meydan›

Saat: 13.00‹stanbul Üniversitesi Fen Fakültesi VeznecilerKap›s› önünde saat 13.00’te toplanarak Beyaz›tMeydan›’na yürünerek, anma gerçeklefltirilecek.Anma Gençlik Federasyonlu ö¤rencilerin ve di¤er

gençlik örgütlenmelerinin kat›l›m›yla ortak olarak yap›lacak.Gençlik Federasyonu

� ‹KM Mart Ay›Etkinlikleri

* Düflünce, ‹fade Özgür-lü¤ü ve Haklar›m›zKonuflmac›lar: AhmetTulgar, Av. SelçukKoza¤açl›

11 Mart, Saat: 16.00Yer: ‹dil Kültür Merkezi

* F‹LM GÖSTER‹M‹Milyon Dolarl›k BebekYönetmen Paul Haggis

17 Mart, Saat: 18.00Yer: ‹dil Kültür Merkezi

* KONSERERDAL BAYRAKO⁄LU

18 Mart, Saat: 18.00Yer: ‹dil Kültür Merkezi

Tel: (0212) 253 78 88

� Kamu EmekçileriCephesi Dergisi’nin2. Say›s› ç›kt›...

� Tav›rDergisi’nin Mart2007 say›s› ç›kt›...Bayilerde....

� 1 Nisan OperasyonuDavas›

Tarih: 19 Mart PazartesiYer: ‹stanbul 12. ACMSaat: 11.30

� 19 Aral›k ÇanakkaleKatliam› Davas›

Tarih: 20 Mart Sal›Yer: Çanakkale ACMSaat: 09.00

Do¤an Tokmak, 1972, Si-vas Hafik Emre Köyü do¤umlu-dur. Örgütlü iliflkileri 1989’dabafllad›. ‹stanbul Okmeyda-n›’nda sorumluluklar üstlendi.Milis örgütlenmesinde yerald›.

1994-99 aras›nda 5 y›l tut-sak kald›. ‘99’da tahliyesindecoflkusuyla mücadeleye sar›ld›. Ye-niden tutsak düfltü. 19-22 Aral›k’taÜmraniye Hapishanesi’ndeydi, yoldafllar›yla omuz omu-za direndi. 3 Haziran 2001’de F Tiplerinde iken ölümorucu direniflinin bayra¤›n› devrald›. Zorla t›bbi müdaha-le iflkencesiyle sakat b›rak›lmak için kald›r›ld›¤› fiiflli EtfalHastanesi’nde, 15 Mart 2002’de ölümsüzleflti.

Do¤anTOKMAK

Y › l d › r › m ,1989’da Uluda¤Ü n i v e r s i t e s i ’ n d edevrimci düflünce-lerle tan›flt›.1997’de Adana’datutsak düfltü. MLKPdavas›ndan yarg›-land›. 19 Aral›k katli-am›nda Buca Hapisha-nesi’ndeydi. Katliamdan sonra sevkedildi¤iK›r›klar F Tipi’nde 6. ekiple ölüm orucunabafllad›. Direniflinin 201. gününde tahliyeedildi ve eylemini d›flar›da da sürdürerek21 Mart 2002’de flehit düfltü.

TuncayYILDIRIM

Malatya da¤lar›nda umudun bayra¤›n› dalgalan-d›r›p devrim ve sosyalizm için mücadele ederken 17Mart 1992’de oligarflinin askeri güçleri taraf›ndankuflat›ld›lar. 5 saat boyunca çat›flarak flehit düfltüler.

Hasan ERKUfi, 1972 Malatya Akçada¤ ‹lçesiGürkaynak Köyü do¤umluydu. Lisedeyken mücadele-ye kat›ld›. ‹flkencelerden geçirildi y›lmad›. Köyü veçevresinde çeflitli faaliyetler yürüttükten sonra geril-laya kat›ld›. Sabit ERTÜRK, 1962’de ‹stanbul Gül-tepe’de do¤du. ‘78’de mücadeleye kat›ld›. 12 Eylülsonras›nda, yine mücadelenin içindeydi. 1984’detutukland›. 1988'de tahliye edildikten sonra da mü-

cadelesine devam etti. Tuncay GEY‹K, 1967’de S›-vas’ta do¤du. 1988'de kavgan›n bilinçli bir militan›y-d›. Gazi Mahallesi’nde görevler üstlendi. GOP-KADkurucular›ndand›. fierafettin fi‹R‹N, 1961 Yugos-lavya do¤umluydu. 1977’de ‹stanbul Esenler Lise-si'nde devrimci saflara kat›ld›. 1980’lerde 5 y›l tut-sak kald›. Tahliyesinden sonra mücadeleye devam et-ti. M u s t a f a Kemal ‹NAN, 1971’de Malatya’n›nAkçada¤ ‹lçesi Gürkaynak Köyü’nde do¤du. Gençyaflta devrimci oldu. ‹stanbul'da ‹flpor-Der'de çal›flt›.'91'de yeniden Malatya'ya gelerek mücadelesine bu-rada devam etti.

fierafettinfi‹R‹N

Mustafa Kemal‹NAN

TuncayGEY‹K

SabitERTÜRK

HasanERKUfi

ErbilSARI

16 Mart 1978’de ‹stanbul Üniversitesiönünde okuldan ç›kan ö¤rencilere kar-fl› kontrgerilla taraf›ndan gerçeklefltiri-len bombal› sald›r›da 6 ö¤renci arkada-fl›yla birlikte flehit düfltü. Hatice birDev-Genç’liydi. Özgürlü¤ün kavgadakazan›ld›¤›n› bilen militan bir kad›nd›.

HaticeÖZEN

Cunta y›llar›nda teröre, korkuya teslimolmay›p direnifli sürdürenlerdendi. 18Mart 1981’de Bak›rköy’de polislegirdi¤i çat›flmada katledildi. ‹stanbulKüçükköy’de devrimci örgütlenme içe-risinde yer al›yordu.

AbdullahGÖZALAN

16 Mart 1991’de ‹zmir’de ABD D›fliflleriBakan›’n›n Türkiye’ye geliflini protesto içinyap›lan bir eylem s›ras›nda elinde bombapatlamas› sonucu flehit düfltü.Kahraman 1967, Kayseri do¤umluydu.Dev-Genç saflar›nda mücadele etti. Dahasonra SDB üyesi oldu.

KahramanALTUN

Antakya bölgesinde devrimcimücadele içinde yerald›. Birçok alanda görev alm›flt›, amaas›l hayali da¤lard›. 21 Mart1996’da Hatay Yaylada¤ ‹l-çesi Yefliltepe Köyü yak›nla-r›nda s›n›rdan geçifl yaparkenkatledildi. Yaflar Devrim

ASLAN

19 Mart1988’de geçir-di¤i bir trafik ka-zas› sonucundaaram›zdan ayr›l-d›. ‹lhan bir Dev-Genç’liydi.

‹lhanYILHAN

1920’den bu yana, Kürt sorununailiflkin pek çok politika üretilmifl,

bu konuda özel kararlar al›nm›fl, ya-salar ç›kar›lm›flt›r; ancak ne Kema-list yönetim ne de oligarflik diktatör-lük, bu konuyu gündemlerinden ç›-karamam›fllard›r. Çünkü bir çözümbulamam›fllar, çözüm diye zorla,bask›yla uygulad›klar› her politika-n›n sonucunda ise, sorun daha dabüyümüfl, derinleflmifltir.

12 Eylül askeri darbesinin lideri,eski Cumhurbaflkan› Kenan Ev-

ren’in geçen haftaki sözleri vesile-siyle, Kürt sorunu bir kez daha tar-t›flma gündeminde. fiovenizmin si-yasi olarak körlefltirdi¤i veya onlar-ca y›ld›r süregelen söylemlerle be-yinleri uyuflmufl, burjuva politikac›-lar›n söyledi¤i her söze inanan ke-simler aç›s›ndan Evren’in sözleri ol-dukça flafl›rt›c›yd›.

Bak›n 12 Eylül’ün lideri, eskiCumhurbaflkan› s›fat›n› tafl›yan

biri neler söylüyordu: “Biz onlar›ayr› tuttukça onlar da kendileriniayr› kabul ediyorlar. 'Kürtler’e kar-

defl muamelesi yapmal›y›z, MecliseDTP de girsin... Ayn› haklar tan›n›r-sa niye ayr›lmaya kalks›nlar?... Ka-t› milliyetçilik yapmamal›y›z... Tür-kiye’de ileride eyalet sistemi olabi-lir...” Bu sözlerin, böyle bir kifli ta-raf›ndan söylenmifl olmas› hiç kufl-kusuz önemlidir ve önemli fleyleringöstergesidir. Peki neyin göstergesi?As›l soru budur.

Öncelikli olarak flu belirtilmelidirki, mesele “Evren bile gerçe¤i

gördü, A¤ar da gerçe¤i gördü” me-selesi de¤ildir. Bir politika meselesi-dir. Evren’e ve genel olarak oligarfli-ye göre, Kürt realitesi, Kürtler’ehiçbir hak tan›madan yokedilebil-seydi, Kürt halk› tamamen sindirilipasimile edilebilseydi, mesele çözül-müfl olacakt›. Ama öyle olmad›. Bupolitika, amaca ulaflmad›. Tersine,Kürt sorunu oligarflinin karfl›s›ndaher geçen gün daha da büyüyen birsorun olarak dikildi.

Ak›ll› ve güçlü bir burjuvazi hiçkuflku yok ki, bu nitelikteki bir

sorunu “sistem içinde” çözer. Nite-

kim birçok ülkede ulusal sorunlar,az›nl›k sorunlar›, mevcut sistemdetemel ve s›n›fsal bir de¤ifliklik ol-maks›z›n çözülmüfltür. Ancak ülke-mizdeki iflbirlikçi tekelci burjuvazi,bafl›ndan itibaren kendine güvensiz-dir. Bu güvensizli¤in ekonomik, ta-rihsel temelleri vard›r. Fakat öteyandan gelinen noktada iflbirlikçi te-kelci burjuvazi ve emperyalistler,sistemin ve sömürünün istikrar› içinbu konuda bir ad›m at›lmas› gerekti-¤inin fark›ndad›rlar. Bugün bu türönerileri dile getirenler de esas ola-rak burjuvazinin bu kesimlerininsözcüsü olarak konuflmaktad›rlar.

DYP Genel Baflkan› MehmetA¤ar’›n, M‹T Müsteflar› Emre

Taner’in ve ard›ndan da Evren’in buaç›klamalar› hiç kuflkusuz “tesadüf”olarak görülemez. Burada hemenkomplo teorilerine baflvurmak, so-runu “birileri dü¤meye bast› bunla-r› konuflturuyor” türü senaryolarlaizah etmeye çal›flmak, ucuz, kolayve ayn› zamanda içi bofl yorumlar-d›r. Evet, bu üç ismin peflpefle ko-nuflmas› tesadüf de¤ildir; emperya-lizme ve oligarfliye sadakatlerinden,devlete ba¤l›l›klar›ndan, milliyetçi-liklerinden kimsenin “flüphe” duya-mayaca¤› bu üç ismin peflpefle ko-nuflmas›, oligarflinin Kürt sorunun-daki politikalar›n›n nas›l bir açmaziçinde bulundu¤unun tezahürüdür.

A¤ar, Taner ve Evren’in Kürt so-runundaki aç›klamalar› ““bbuu

yyöönntteemmllee ççöözzeemmeeddiikk”” itiraf›d›r. Ge-

Çözüm ya da özgürlük,kendi ellerimizdedir!

Halk cephesinden Evrenler’in, A¤arlar’›n, ABD ve AB’nin bu tür öneri-lerine sar›lmak, denize düflenin y›lana sar›lmas› gibidir. Ama halk›n

y›lana sar›lmas› mecburiyeti yoktur. Tersine, Türk ve Kürt halk›, el elevererek, birbirine sar›larak, k›r›nt›lar› bir yana itip, ulusal ve sosyal

kurtuluflunu gerçeklefltirebilir.

3 Çözüm ya da özgürlük,

kendi ellerimizdedir!

5 Evren ne diyor

9 Alanlardan tüm kad›nlara...

12 ‘Öcalan zehirleniyor’ iddias›

14 19-22 Aral›k katliam davalar›

16 Genelge derhal uygulanmal›d›r

- Not düflüyoruz

19 Röportaj: ‘Sorumluluklar›m›z çok daha

fazla artt›’

22 Hayat›n ‹çindeki Teori: Marksizm,

kurtulufl yolunun bilimidir-2

26 Onlar› unutmay›n!

28 16 Mart faflist katliam

20 Mart faflizme cevap

30 Türk milliyetçili¤inin tarihi geliflimi- 4

34 As›l ‘tehlike’ nerede?

36 Röportaj: Emekli Sen Beyo¤lu 2 No’lu

fiube Baflkan› Hasan Kaflk›r

38 Emek: ‘Beyaz Eylemler’ bafllad›

41 Sosyalist, Kürt, Alevi, Örgüt, S›n›f...

42 Liselilere ‘örgütlenmeyin’ bask›s›

43 fiakirpafla halk›ndan yozlaflmaya karfl› eylem

44 ‹flgalin y›ldönümünde Irak ve

aya¤a kalkan Afganistan

47 Tüm meydanlarda,

Tüm yoksul mahallelerde..

48 Dünya: Danimarka gençli¤inin direnifli

50 Ogeneli Mustafa O¤uz’u kaybettik

‹‹ çç ii nn dd ee kk ii ll ee rr

nelkurmay’›n ““ssoonn tteerröörriisstt kkaall››nnccaa--yyaa kkaaddaarr......”” çizgisi de çözümsüzlü-¤ün öteki boyutudur. Esas›nda oli-garfli inkarla da, katliamla da, asimi-lasyonla da Kürt sorununun içindenç›kamam›flt›r. Ülke içinde ve d›fl›ndaKürtler’e karfl› izledi¤i politikaylakendini ç›kmaza sokmufltur. Bu öylebir ç›kmazd›r ki, oligarfliye kendi tü-kürdüklerini yalatmakta, kendi çiz-di¤i k›rm›z› çizgileri, yine kendisinesildirtmektedir.

Hiç kuflku yok ki, ABD emperya-lizminin de, Avrupa emperya-

lizminin de ülkemize yönelik çokçeflitli plan ve hesaplar› vard›r. Kla-sik faflist, flovenist söylemin “ülke-mize yönelik hain planlar var” de-mesi, bir fley ifade etmiyor asl›nda.Emperyalizm için anormal olan butür planlar›n›n olmamas›d›r. Nor-malde “ülkemize yönelik hain plan-lar var” söylemini a¤z›ndan düflür-meyen iflbirlikçiler, bu planlar›n dabafl hizmetkar› ve uygulay›c›s› ola-gelmifllerdir. Ancak Kürt sorunundaarada baz› çeliflkiler vard›r.ABD’nin bu konudaki düflünceleriaz çok flekillenmifl olarak ortayaç›km›flt›r. Oligarfli ise bu noktada te-lafltad›r. Çünkü bu planlara karfl› ko-yacak gücü yok. Bunu en iyi kendi-leri biliyor. Bu noktada da “en azzararla nas›l kurtar›r›z, ilhak›, sö-mürüyü nas›l sürdürürüz” hesapla-r›yla politika gelifltirmeye çal›fl›yor.

Devletin Kürt sorunundaki resmi,geleneksel söylem ve politika-

lar›yla, oligarflinin uzun vadeli ç›-karlar› aras›nda bugün bir çeliflki veçat›flma vard›r. Bu anlamda Ev-ren’in sözleri de resmi devlet söyle-mi ve politikas›yla çeliflir bir görü-nüm arzetmektedir; ancak bu sözler,emperyalizmin ve oligarflinin ç›kar-lar›na denk düflmektedir. Bu tür çe-liflkiler zaman zaman ç›kar, ancaksonuçta çeliflki emperyalizmin ve ifl-birlikçi tekelci burjuvazinin ç›karla-r› do¤rultusunda bir çözüme kavu-flur. Sonuçta, bu tart›flma burjuvazi-nin kendi iç çat›flmas›d›r. Baflka birdeyiflle sistem içi bir tart›flmad›r.Öte yandan ise, bu tart›flman›n önüaç›lm›flt›r, kimse bu sorunu ve muh-telif çözümlerini tart›flmaktan kaça-

maz.

Bizim için sorun flu: Ovaya ça¤r›-lar, eyalet önerileri, bunlar ger-

çekten Kürt halk›n›n kurtuluflu mu-dur? Bu önerilerin üzerinde flekil-lendi¤i sistem gerçekten bir demok-rasi mi olacakt›r?..

Bu sorular›n cevab› ise, tereddüt-süz bir flekilde hay›rd›r. Kürt

halk›n›n (sosyal talepleri bir yana,salt) ulusal taleplerini karfl›layacakbir çözüm de yoktur bu söylenenler-de. Tüm emperyalistlerin ve iflbir-likçilerinin “Kürt sorunu”nda ortak-laflt›klar› nokta; en az hak k›r›nt›s›y-la Kürt halk›n› muhalif bir güç ol-maktan, devrimin potansiyel ve ger-çek bir müttefiki olmaktan ç›kar-makt›r. Demirel’in “Kürt realitesinitan›yoruz” politikas›ndan Özal’›n“Federasyon da tart›fl›labilir” söz-lerine, Çiller’in “Bask modeli”ndenMesut Y›lmaz’›n “AB’nin yolu Di-yarbak›r’dan geçer” söylemine ka-dar, hepsinin amac›, bu noktada ça-k›fl›r. Sorunu “sistem içinde” ve ola-bilecek en az hak vererek çözme pe-flindedirler. Bununla yetinemeyiz.Bunu Kürt sorununun çözümü ola-rak kabul edemeyiz.

Halk cephesinden Evrenler’in,A¤arlar’›n, ABD ve AB’nin bu

tür önerilerine sar›lmak, denize düfle-nin y›lana sar›lmas› gibidir. Ama hal-k›n y›lana sar›lmas› mecburiyeti yok-tur. Tersine, Türk ve Kürt halk›, el elevererek, birbirine sar›larak, onlar›nvermeyi düflündü¤ü k›r›nt›lar› bir ya-na itip, ulusal ve sosyal kurtuluflu çokdaha kapsaml› ve köklü bir biçimdegerçeklefltirebilirler.

Evren’in kim oldu¤unu, neyi ni-çin yapt›¤›n›, hangi sözleri ne

amaçla söyledi¤ini kimsenin bir anbile unutmamas› için bir sözünü ha-t›rlatmakta yarar var. Evren, 1981y›l›n›n 2 Nisan’›nda eski D›fliflleriBakan› ‹hsan Sabri Ça¤layangil’lekonuflurken diyor ki, “Bu zorlukla-ra karfl› bizi teflvik eden, cesaret ve-renler de var (halk sizi tamamendestekliyor. Arzular›n›z› korkusuzgerçeklefltirebilirsiniz) diyorlar.Ama... bu tezahürlere kap›lm›yo-rum. Eksik olmas›nlar. Allah raz› ol-

sun millet destekliyor ama, hhaallkkaaggüüvveenn oolluurr mmuu??” (Dar Sokakta Si-yaset, Y. Do¤an, syf.103)

Evren, kendi s›n›f›n›n, kendi saf›-n›n bilincindedir ve kendi yeral-

d›¤› cephe itibariyle kime güvenipkime güvenmeyece¤ini bilmektedir.Halk da bilmelidir. Evren nas›l ki“halka güven olur mu?” diyorsa,halk da “Evrenler’e, oligarflinin ge-nerallerine, burjuvaziye güven olurmu?” diyebilmelidir. Biz, Kürt halk›için en küçük bir hakk›, en küçük birkazan›m› bile de¤erli görüyoruz el-bette. Düzen içinde yap›labilecekiyilefltirmeler, reformlar için müca-deleyi de yads›m›yoruz. Fakat bura-da tart›flt›¤›m›z bunun ötesidir. Kürthalk›n›n sorunlar›n›n eksik formüleedilmesi ve buna ba¤l› olarak da öz-gürlü¤ün, kurtuluflun eksik, yanl›fl,emperyalizmin izin verdi¤i s›n›rlariçinde tan›mlanmas›d›r.

Topraklar› iflgal ve ilhak edilen,dili, kimli¤i, kültürü yasaklan-

m›fl, yüzy›l› aflk›n bir süredir asimi-lasyona maruz b›rak›lm›fl bir halkiçin öözzggüürrllüükktteenn anlafl›lmas› gere-ken nedir? Bu netlefltirilmelidir ön-celikle. Özgürlük, soyut bir söz ol-maktan ç›kar›lmal›d›r. Özgürlük sis-tem içinde tan›mlanmamal›d›r. PKKçizgisi, sistemi tart›flma konusu yap-m›yor. Sistemi tart›flmad›¤›nda, ge-riye sistem içi çözümler kal›yor do-¤all›kla. Peki bunun alternatifi Bar-zani çizgisi mi? Hay›r bu çizgide deçözüm yoktur. Çünkü o çözüm dezaten bafl›ndan itibaren emperyalistflemsiye alt›ndad›r ve o flemsiyeninkorumas›na muhtaç, o korumaya ba-¤›ml› bir “çözüm”süzlüktür.

Kurtuluflun gerçek anlam› ve ta-n›m›, emperyalizme karfl› ba-

¤›ms›zl›¤›n, faflizme karfl› demokra-sinin kazan›lmas›, kapitalizme karfl›sosyalizm yoluna girilmesidir. Öz-gürlükler tam ve gerçek anlam›n›ancak bu koflullarda bulur. Kürt hal-k› özgürlü¤ü, kurtuluflu gerçek an-lamlar›yla istemeye bafllad›¤›nda,burjuva politikac›s›n›n, küçük-bur-juva politikalar›n art›k eskisi gibimanevra yapmas›, halk› eskisi gibibofl beklentiler peflinde sürüklemesiçok daha zorlaflacakt›r.

4

11 Mart 2007 / 95

12 Eylül Cuntas›’n›n flefi KenanEvren’in Kürt sorunuyla ilgili söz-leri üzerine bafllayan tart›flma sürü-yor. Tart›flma son derece ilginç birsaflaflmay› da ortaya ç›karmakta.Daha düne kadar generallere, 12Eylül’e bir fley demeyenler, onlar›nhalka karfl› suçlar›n› görmezden ge-lenler, bir anda Evren’in Amerikan-c›l›¤›n›, iflkencecili¤ini, kurdu¤udara¤açlar›n› hat›rlad›lar.

Kuflkusuz, bu ortam hem kiminne oldu¤u, neyi savundu¤u konu-sunda yan›lt›c› bir karmafla yarat-makta, hem de Kürt sorunu konu-sunda spekülatif bir ortam yarat-maktad›r. Fakat geliflmeleri bu spe-külasyonlar›n ötesinde, emperyaliz-min ve oligarflinin politika ve ihti-yaçlar› aç›s›ndan görmek gerekir.

Geçen y›l›n Ekim’inde “bölün-me korkusundan vazgeçelim” diyenDYP Genel Baflkan› MMeehhmmeett AA¤¤aarr,,PKK’lilerin “da¤da silah tutaca¤›-na düz ovada siyaset yapmas›n›” is-tedi.

2007’nin ilk günlerinde konuflanMM‹‹TT MMüüsstteeflflaarr›› EEmmrree TTaanneerr,, “sta-tükocu yaklafl›m›” elefltirerek, “sa-dece savunma politikas› kabul edi-lemez” dedi.

fiimdi de EEvvrreenn,, Kürtler için de“ayn› haklar tan›n›rsa niye ayr›l-maya kalks›nlar? Kürtler’e kardeflmuamelesi yapmal›y›z” dedi ve ile-ride eyalet sistemine dönülebilece-¤ini söyledi.

En baflta hat›rlanmas› gerekenfludur ki, burjuva politikas›nda (ve-ya ayn› özelli¤e sahip oligarflininaskeri kadrolar›nda) ilkeler, kural-lar, de¤erler yoktur. Burjuva politi-

kas›nda ahlâki, felsefi, bilimsel birtutarl›l›k arayanlar bofluna ararlar.

Evren’in dün yapt›klar›yla bu-gün yapt›¤› aras›nda bir çeliflki veyatutars›zl›k aramak da boflunad›r.Çünkü Evren, 12 Eylül Cuntas›’n›yaparken de, bugün bu sözleri söy-lerken de ayn› amaca hizmet etmek-tedir. Ve Evren, bunun bilincindebir karfl›-devrimcidir.

Evren, Mart 1982’de gazetecile-re flöyle diyordu: “12 Mart’ta ifllerflöyle bir cilaland›, ama gene iflle-medi. Bu tecrübelerin ›fl›¤›nda birdaha geri dönüfl olsun istemiyo-ruz.”

Ama olmufltur. Cuntan›n ne dü-zen partilerine iliflkin siyasi arenadakurdu¤u düzen kal›c› olabilmifltir,ne de halk›n mücadelesini engelle-mek üzere yapt›¤› düzenlemeler is-tedi¤i sonucu vermifltir. Evren veoligarfli, cunta politikalar›n›n iste-dikleri sonucu vermedi¤i gerçe¤iylekarfl› karfl›yad›rlar.

EEvvrreenn’’iinn vviiccddaann›› vvee AAmmeerriikkaanncc››ll››¤¤›› Kimileri sorunu bir vicdan mu-

hasebesiyle, kimileri gerçekleri gör-mekle aç›klamaktad›rlar. Olayaböyle bakmak, her fleyden önce ki-flisellefltirmektir. ‹flkenceciler, katli-amc›lar, faflist diktatörler, kontrge-rilla flefleri görüfl de¤ifltiremezlermi? De¤ifltirebilirler elbette. AncakEvren, A¤ar özgülünde bu “görüflde¤iflikli¤i”nin hiçbir piflmanl›k,hiçbir özür içermedi¤i gözden kaç›-r›lmamal›d›r. Bu da onlar için herkoflulda geçerli olan›n ““ssiisstteemmiinnbbeekkaass››”” oldu¤unu gösterir. Dünkatlederken, “Kart kurt” derken deamaçlar› ayn›yd›, bugün “ova”,“eyalet” derken de..

Bu tür öneriler, Evren’i, A¤ar’›emperyalizmin iflbirlikçisi, ajan› ol-maktan kurtar›r m›? Onlar›n halkakarfl› iflledi¤i suçlar› ortadan kald›r›rm›? Elbette hay›r. Çünkü sorun de-di¤imiz gibi vicdan veya vicdans›z-l›k meselesi de¤ildir. A¤ar’›n k›z›ölmüfl de, k›rk›ndan sonra vicdanmuhasebesi yap›yormufl da... VeyaEvren’in yafl› kemale ermifl de...Bunlar zekâ seviyesi düflük yorum-lard›r. Olay› “vicdan” noktas›na ge-tirenleri bizzat bu katillerin kendisiyalanl›yor zaten. Evren, daha geçensene yapt›¤› bir konuflmada flu söz-leri söylememifl miydi: "35 kifliidam edildi. ‹dam edebilmek içinkimsenin yafl›n› filan büyütmedik.‹damlar› onaylarken elim hiç titre-medi, hiçbir zaman vicdan azab› daduymad›m."

Yaln›z idamlarla ilgili de¤il, yinegeçen y›l 12 Eylül’e iliflkin de flöylediyordu: “E¤er yeniden Genelkur-may Baflkan› olsam ve o flartlar ya-flansa yine müdahaleden çekinmez-dim.”

Evren’in sözleri “vicdan” mese-lesiyle izah edilemeyece¤i gibi, tekbafl›na Amerikanc›l›¤›yla da aç›kla-namaz. ABD D›fliflleri Bakan› Mus-kie, ABD Baflkan› Carter’e cuntay›haber verirken ne diyordu: “Mr.President ... Herhangi bir kayg›yagerek yok. Kimlerin müdahale et-mesi gerekiyorsa, onlar müdahaleetti.”

Dolay›s›yla, Evren’in Amerikan-c›l›¤› konusunda kimsenin bir flüp-hesi yoktur. Ve bu anlamda, bugünsöylediklerinin de Amerikan emper-yalizminin Kürt sorunu ve Irak poli-tikalar›na paralel olmas›nda flafl›la-cak bir fley yoktur. Ve önemli olanda bunu tespit etmektir. Bununötesinde, Amerika’n›n Evren’in ku-

5

11 Mart 2007 / 95

Evren ne diyor? SSaavvuunnaannllaarr nneessiinnii ssaavvuunnuuyyoorr??EElleeflflttiirreennlleerr nneeyyii,, nniiççiinn eelleeflflttiirriiyyoorr??

la¤›na f›s›ldamas›na gerek yoktur.Çünkü Evren gibiler zaten ABDemperyalizminin bak›fl aç›s›yla dü-flünür, kendi görevlerini ona görebiçimlendirirler.

Evren dün de Amerikanc›yd›,bugün de. Dolay›s›yla Amerikanc›-l›¤›, o sözleri niye dün de¤il, bugünsöyledi¤ini aç›klamamaktad›r. Ev-ren’in sözlerine “O zaten Ameri-kanc›” diye itiraz edenler, esas ola-rak Kürt sorununun tart›fl›lmas›n›nüstünü örtmek isteyenler, daha do¤-rusu Kürt kelimesinin telaffuzunabile tahammülsüz olanlard›r.

DDüüzzeenn ppaarrttiilleerriinniinn iikkiiyyüüzzllüüllüü¤¤üüDSP Genel Baflkan› Sezer, Ev-

ren’in aç›klamas›n› ""ddeennssiizzlliikk"" ola-rak yorumlam›fl. Sezer, sözünün de-vam›nda “O Evren ki, 'Türkiye'yikurtaraca¤›m' diye darbe yap›pyurtseverlerin ac›mas›zca ezilmesi-nin, ülkenin tüm demokratik duyar-l›klar›n›n yok edilmesinin, din istis-marc›lar›n›n palazlanmas›n›n, hattaKürtçe’nin sokakta bile yasaklan-mas› gibi yanl›fl uygulamalarla te-rörün güç kazanmas›n›n sorumlusu-dur” diyor.

CHP Genel Baflkan Yard›mc›s›Özyürek, "iflkencecinin görüflleribüyütülmemeli" diyor.

CHP Genel Baflkan› Deniz Bay-kal da Evren’i "ölçüyü aflmakla"elefltirip, “Her sabah erken kalkan,kafas›ndaki ülkenin modelini teklifediyor. Bir ülke her gün DNA's›n›de¤ifltiremez" dedi.

Baykal’a göre bir ülkeninDNA’s› neye göre, nas›l belirleniyoracaba? Türk Tarih tezine göre mimesela? Ülkenin DNA’s› Kürtler“da¤ Türkleri” olunca m› korunmufloluyor?

ANAP’dan kimi AKP’lilere ka-dar herkes Evren’in 12 Eylül suçla-r›n› say›p döküyor... San›rs›n›z ki,12 Eylül dün olmufl veya bunlar›n12 Eylül’den yeni haberi olmufl...

Hür Parti Genel Baflkan› YaflarOkuyan da düzenledi¤i bas›n top-lant›s›nda, "Bu aç›klamalardan, 12Eylül 1980 darbesinin anarfliye'dur' demek amac›yla de¤il,ABD'den al›nan talimat gere¤i Tür-kiye'yi eyalet sistemine geçirip böl-mek amac›yla yap›ld›¤› anlafl›l›yor''dedi. Ne zekâ!

3 Mart tarihli Cumhuriyet Gaze-tesi de Yaflar Okuyan’›n sözünü çokilginç bulmufl olacak ki, bafll›¤a ç›-kard›: Cumhuriyetçiler flu bafll›¤›atm›fllard› o gün: ““1122 EEyyllüüll ddaarrbbee--ssiinniinn aammaacc›› oorrttaayyaa çç››kktt››..””

Demek Yaflar Okuyan ve Cum-huriyet’in kurmaylar›, 27 y›l sonraancak anlayabilmifller 12 Eylül dar-besinin amac›n›. “Alg›da” bu kadargecikme, t›bben de, siyaseten deciddi bir sorun olsa gerek.

Esas›nda, bugüne kadarki bask›ve yasaklamalar›, k›s›tlamalar› 12Eylül’e ba¤layan düzen partilerininsahtekârl›¤› da birkez daha ortayaç›kt›. Evren’i elefltirenler, hâlâ onunyapt›rd›¤› anayasayla yönetiyorlarmemleketi.. Ve o anayasay› 27 y›l-d›r de¤ifltirmeye yanaflmad›lar...

Bugün yürürlükte olan anayasa,onun yapt›rd›¤› anayasad›r. Yürür-lükteki hukuk, esas olarak ““1122 EEyy--llüüll hhuukkuukkuu”” olmaktan ç›kmam›flbir hukuktur.

Düzen partilerinin sözcülerininyapt›klar› aç›klamalara bak›ld›¤›ndaEvren’in iflkencelerinin, yurtsever-

leri nas›l ezdi¤inin far-k›nda olduklar› anlafl›l›-yor. Peki ttaamm 2277 yy››lldd››rrEvren’in suçlar›n› sorufl-turmak, yarg›lamak içinneden tek bir ad›m atma-

d›lar. Hiçbir düzen partisi, 1982Anayasas›’n›n cunta fleflerine doku-nulmazl›k sa¤layan maddesinin ar-kas›na s›¤›namaz. Çünkü, 1983’tenbu yana birçok parti ve koalisyon,TBMM’de anayasan›n ilgili madde-sini de¤ifltirebilecek ço¤unlu¤a sa-hip olmas›na ra¤men, böyle birad›m atmad›lar. 12 Eylül’le ve Ev-ren’le “bar›fl›k” yaflad›lar. fiimdi nezaman ki, Evren, resmi devlet poli-tikas›yla çeliflir görünen bir söz etti,o zaman 12 Eylül elefltiricisi kesil-diler. Hiç mi hiç inand›r›c› de¤illerEvren elefltirilerinde.

CCHHPP’’lliilleerr vvee CCuummhhuurriiyyeettççiilleerr......Özellikle kendini sol olarak gö-

ren ve gösteren bir kesim ise, Ev-ren’e yöneltti¤i elefltirilerin arkas›-na gizlenerek Kürt düflmanl›¤›n›““ssoollccuulluukk”” gibi yutturmaya çal›fl›-yor. ““UUlluussaallcc››””llaarr,, Evren’i, Ameri-ka’yla veya fleriatç›larla özdeflleflti-rerek flovenistliklerini perdelemeyeçal›fl›yor... Kâh Evren’in söyledik-leriyle Öcalan’›n söyledikleri ara-s›nda paralellikler kurarak, kâh Ev-ren’in AKP’ye hizmet etti¤ini kan›t-lamaya çal›flarak Evren’i elefltirenbu cenah, esas›nda sorunun özün-den kaçmaktad›r. Evren “Kart-kurt”derken hiç rahats›z de¤illerdi amaEvren bu defa “Kürt” demeye bafl-lay›nca tüyleri diken diken olmuflturve tam bir flovenist hezeyan içindesözler sarfetmektedirler.

Kenan Evren Çankaya’dayken,“o Amerikanc›d›r” diye tav›r ald›k-lar›n› hat›rlam›yoruz mesela. Tutar-s›zl›klar› o kadar aç›kt›r ki, Cumhu-riyet’in baflyazar› ‹lhan Selçuk, Ke-nan Evren’e karfl› Büyükan›t’a sar›-lan bir yaz› yazd›. Ordunun eski ko-mutan›na karfl› yeni komutan›na sa-r›lmay› politika sananlar, cuntac›la-r›n gölgesinden ç›kamaz ve onlar›nsuçlar›na ortak olmaya devam eder;ayn› Cumhuriyet Gazetesi gibi.

Evren’e “muhalefet” yapanlararas›nda, cunta döneminde Evren’inkurdu¤u hükümete bakan vermektehiçbir sak›nca görmeyen TTüürrkk--‹‹flflbile vard›. Türk-‹fl Baflkan› Salih

6

11 Mart 2007 / 95

Bu ülkede hain ilanedilmek, çok kolayd›r!CCuunnttaa flfleeffii ddee,, eesskkii ccuumm--hhuurrbbaaflflkkaann›› ddaa oollssaann››zz ooddaammggaayy›› yyiiyyeebbiilliirrssiinniizz...

K›l›ç “Bu flekilde söylemini kesin-likle reddediyoruz. Anayasa’dakihak ve özgürlükleri do¤rayan sen-sin. Bir de bu konuda konufluyor-sun” sözleriyle elefltirdi(!) Evren’i.

Faflistler, gericiler ve laiklik ad›-na, fleriata karfl› olma ad›na faflistdüzenin savunuculu¤unu yapanlar,flunu görmelidirler ki, Evren’e karfl›ç›kmakla ABD emperyalizminekarfl› ç›km›fl olmazs›n›z. Bu bir al-datma ve aldanmad›r. ABD emper-yalizmine karfl› ç›kmak, Kürt halk›-na karfl› uygulanan bask›lara, Türkhalk›na karfl› uygulanan bask›lara,Ortado¤u halklar›na karfl› uygula-nan emperyalist politikalara tümdenve köklü bir anti-emperyalizmlekarfl› ç›kmakt›r. Güya Evren’e karfl›ç›karak ABD’ye karfl› ç›kma aldan-mas› içindekiler, ABD’nin ülkemiz-deki en önemli kalesinin Genelkur-may oldu¤unu unutmamal›d›r-lar. ABD’ye karfl›ysan›z, Genelkur-may’a karfl› ç›k›n!

EEvvrreenn’’iinn iissllaamm vvee KKüürrtt ppoolliittiikkaass››nn››nn bbeennzzeerrllii¤¤iiDaha yak›n zamana kadar “Kart-

kurt” söyleminin savunucusu olanbirinin bugün seçim baraj›n› indir-mekten, Barzani’yle görüflmekten,eyaletlerden sözetmesi, ancak Ev-ren’in politika anlay›fl› ve tarihi bili-nirse, do¤ru kavranabilir.

Evren’in din, irtica konusundakikonuflma ve politikalar›na bak›ld›-¤›nda da benzer çeliflkiler, para-dokslar görülür bolca.

Evren, irticay› 12 Eylül Cunta-s›’n›n gerçeklefltirilme nedenlerin-den biri olarak saym›flt›r y›llarca.Fakat okullarda din derslerini zo-runlu hale getiren, halka ayetlerlekonuflan da kendisidir. Suudi ser-mayeli Rab›ta’ya devletin memurla-r›n› teslim eden, fleriatç›l›¤›n hima-yesindeki ‹slam Kültür Merkezi’ne,Y›ld›z Saray›’n› tahsis eden de cun-tayd›. Hat›rlanacakt›r, devletin yurt-d›fl›na gönderdi¤i memurlar›n ma-afl›n›n Suudi kaynakl› dinci örgütRRaabb››ttaa taraf›ndan ödendi¤i ve hemde bunun “Atatürkçü”, “laik” 12

Eylül yönetiminin izni ve onay›ylagerçekleflti¤i a盤a ç›kt›¤›nda çoktart›fl›lm›flt›. Ama bu örnek, ayn› za-manda cuntan›n neye nas›l karfl› ç›-k›p ç›kmad›¤›n›n da bariz gösterge-si olmufltu.

Evren, devletin, oligarflinin de-netimi d›fl›na ç›kacak türde bir fleri-atç› örgütlenmeyi engellerken, kür-sülerde Kur’an’dan ayetler okuya-rak, tarikatlara hofl görünmeye çal›-flarak, faaliyetlerini el alt›ndan ser-best b›rakarak pragmatizmin, devle-tin dini kullanmas›n›n en çarp›c›misallerini vermifltir. Bütün bunlar›yapan Evren, Cumhurbaflkan› ikenOcak 1987’de tekrar “irtica hare-ketleri tehlikeli boyutlara varm›fl-t›r” demeye bafllam›flt›r.

Fakat asl›nda çeliflki gibi görü-nen tav›rlar, Evren’in her kofluldadüzenin bekas›n› savunma politika-s›n›n sonucudur.

Kürt sorununda 12 Eylül’den iti-baren uygulad›¤› politikan›n ve bu-gün söylediklerinin aras›ndaki farkda iflte böyle bir farkt›r.

FFaaflfliizzmmllee yyöönneettiillddii¤¤iimmiizz uunnuuttuullmmaass››nnCunta flefi Kenan EVREN, ne-

den 12 Eylül darbesini yapt›klar›n›anlat›rken, “biz müdahale etmesey-dik flimdi burada biz de¤il onlarolacakt›” diyordu. Bu sözler, her nekadar o günkü koflullar aç›s›ndanbir abartmay› içerse de, Evren’inzihniyetini göstermektedir. O düze-

7

11 Mart 2007 / 95

Evren iflbafl›ndayken ‘‘ffiikkrriimmiizz iikkttiiddaarrddaa’’ diyen siz de¤il miydiniz?

Evren’e en “sert” tepkiyi, tahmin edilece¤i gibi MHPgösterdi. Malum en milliyetçi kim? En flovenist tutumu kimtak›nacak? En keskin vatan millet hamasetini kim yapacak?En yüksek perdeden “bölücüleeeer” diye kim ba¤›racak yar›fl›oldu¤u için, ne diyece¤ini bilemez duruma düfltü MHP. Bahçeli’nin sözleri-ne biraz da bu gözle bak›lmas›nda fayda var!

MHP Genel Baflkan› Devlet Bahçeli, Evren’e flunlar› söylüyordu:

“Bu z›rvalar, bölücülü¤e refakat etmeye bafllayacak. fiahs›n hezeyanlar›-n›n ikinci perdesi muhtemelen daha sonra aç›lacak, bu zat veya açt›¤› kap›-dan doluflan bölücüler, sözde eyaletlerde konuflulacak diller, uygulanacakyasalar› tart›flmaya bafllayacakt›r. Bunun ad› y›k›c›l›k ve suçtur.”

Evren’i de iki dakikada “bölücü” ilan eden, iflkenceci a¤z›yla “flah›s, zat”gibi s›fatlar kullanan MHP’nin birçok çeliflkisinin yan›s›ra en baflta geleni,cunta flefinin en kudretli oldu¤u günlerde, “fikirlerimiz iktidarda” diyeninde kendileri olmas›d›r. Bugün EEvvrreenn’’iinn 1122 EEyyllüüllccüüllüü¤¤üünnüü hhaatt››rrllaayyaannMMHHPP,,’’nniinn bbaaflflbbuu¤¤uu TTüürrkkeeflfl,, ccuunnttaayy›› aayynneenn bbuu ssöözzlleerrllee ddee¤¤eerrlleennddiirrmmiiflflttii..

Peki MHP bu sözün özelefltirisini yapt› m›?

Elbette hay›r.

Aksine her vesileyle dört elle sar›ld›¤› yasalar, uygulamalar tam da lanet-ledi¤i Evren’in yapt›¤› yasalard›r. Cuntan›n sa¤lad›¤› siyasal koflullarda po-litika yapmaya devam etmektedir.

MHP’den böyle bir özelefltiri beklenmesi de zaten abestir.

Günübirlik, pragmatik hesaplar›n partisidir MHP. Bu nedenle iktidar kol-tu¤una oturduklar›nda IMF’nin isteklerini yerine getirirler, Amerika önündesecdeye var›rlar, muhalefete düfldüklerinde de en keskin IMF ve ABD kar-fl›t› kesilirler.

Hamasi milliyetçilikten, ikiyüzlülükten ve kitlelerin en geri, flovenistduygular›n›n k›flk›rt›lmas›ndan beslenen MHP, cunta flefine laf söyleyeceken son partidir.

nin “koruyucu ve kollay›c›s›” ola-rak düflünüp davranmaktad›r. Bu-gün resmi bir görevinin olmama-s›, onun düflünce yap›s›n› de¤ifltir-mez. Evren, asl›nda nisbeten aç›ksözlü bir cuntac›yd›: Mesela, daha1982’de Anayasa haz›rland›¤› s›-rada yapt›¤› konuflmada “biz hiç-bir zaman yeni anayasa 1961Anayasas›’ndan daha fazla öz-gürlükler getirecek demedik”(1982 Afyon konuflmas›) diyordu.Bugün de DTP meclise girsin der-ken, bunu daha “demokratik”, da-ha “özgürlükçü” oldu¤u için de-¤il, onlar› sisteme entegre etmek,kendi deyimiyle “yumuflatmak”için önerdi¤ini de aç›k aç›k söylü-yor. K›sacas›, “sopa”yla hallede-medik, “havuç”la halledebilirizbelki diyor.

Yine “eyalet”, “bölge valilikle-ri” derken, bununla 80 ile ““ddaahhaaffaazzllaa hhaakkiimm oollmmaayy››”” amaçlad›¤›-n› da gizlemiyor.

Bütün bunlar ortadayken, Ke-nan Evren’in sistemin bekas› içinönerdiklerinde demokrasi aramak,onun sözlerini fazlas›yla zorla-mak olacakt›r. 12 Eylül Cuntas›’n›yap›p, aç›k faflizmi kurumlaflt›r-man›n program›n› uygulam›fl bircuntac›dan demokrasi bekleneme-yece¤i aç›k olsa gerek.

Ve yine buradan hareketle, Ev-ren’in eyalet “çözümü”, sosyalistbir sistemdeki eyalet, federasyontarz› çözümlerle karfl›laflt›r›lama-yaca¤› gibi, bu öneri, burjuva de-mokrasisi içindeki çözümlerle dekarfl›laflt›r›lamaz. Çünkü ülkemizdemokrasiyle de¤il, faflizmle yö-netilen bir ülkedir. Halk›n çözümüolarak, “demokrasinin” bir parça-s› olarak gündeme gelecek bireyalet sistemiyle, 12 Eylül aç›kfaflizminin mimar› Kenan Ev-ren’in önerdi¤i eyalet sistemi ara-s›nda biçimsel de¤il, nitelik birfark olacakt›r do¤al olarak. Ev-ren’in önerilerinde “demokratik”bir öz görenler, onun önerdikle-rinde zorlama bir flekilde “demok-rasi”yi görmeye çal›flanlar, bu ül-ke tarihini hiç bilmiyor ve burju-vaziyi tan›m›yorlar demektir.

8

11 Mart 2007 / 95

Mu¤la Cumhuriyet Baflsavc›s›Mehmet Yurtseven, Kenan Evren'in"Türkiye 8 eyalete bölünebilir" söz-leriyle ilgili inceleme bafllatt›¤›n›aç›klad›.

Ankara'da Vatansever KuvvetlerGüç Birli¤i Hareketi Derne¤i GenelBaflkan› Taner Ünal, Mersin Vatan-sever Kuvvetler Güçbirli¤i HareketiDerne¤i, Evren'in aç›klamalar›n›''VVaattaannaa iihhaanneett'' olarak de¤erlendi-rerek, suç duyurusunda bulundular.

Mu¤la Barosu Baflkan› Ayla Ka-ra da "bu aç›klamalarda suç unsurugörüyorum... suç duyurusunda bulu-nabiliriz" diyerek bu kervana kat›ld›.

Evren’in TCK’n›n 305. maddesi-ni ihlal etti¤i ileri sürülüyor. Madde““TTeemmeell mmiillllii yyaarraarrllaarraa kkaarrflfl›› ffiiiilllleerr--ddee bbuulluunnmmaakk””tan sözediyor. Ve ““3y›ldan 10 y›la kadar hapis cezas›”öngörüyor.

Evren’in bu aç›klamalar›yla birde TCK’n›n 302. maddesini ihlal et-ti¤i iddias› var. 302. madde ise flöylediyor: "Devlet topraklar›n›n tama-m›n› veya bir k›sm›n›, yabanc› birdevletin egemenli¤i alt›na koymayaveya devletin ba¤›ms›zl›¤›n› zay›f-latmaya veya birli¤ini bozmaya veyadevletin egemenli¤i alt›nda bulunantopraklardan bir k›sm›n› devlet ida-resinden ay›rmaya yönelik bir fiil ifl-leyen kimse, a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbethapisle cezaland›r›l›r."

Traji komik bir durum var orta-da! Daha do¤rusu bu ülkede huku-kun, yarg›n›n ne ifle yarad›¤›n› gös-teren “ilginç” bir örnek sergileniyor.

Yüzbinlerce insan› iflkencelerdengeçirmifl, onlarca insan› asm›fl, ha-pishaneleri doldurmufl, sendikalar›,demokratik kitle örgütlerini kapat-m›fl, kitaplar› yakm›fl ve haz›rlad›¤›anayasa ile, her alanda oluflturdu¤ukurumlarla tüm bir toplumu zaptu-rapt alt›na alm›fl bir cunta flefi, tümbu suçlardan dolay› tek bir kez dahiifade vermedi, soruflturmadan geç-

medi. Aksine, bu konuda giriflimdebulunan bir savc› “do¤du¤una pifl-man” edildi, sürgünler yaflad› yet-medi, hakk›nda dava aç›l›p cezalan-d›r›ld›.

Ancak mesele, oligarflinin “k›r-m›z› çizgilerine” gelince, cuntan›nbafl› da olsa “dur bakal›m orada” di-yor hukuk! Bu soruflturmadan birfley ç›kmayaca¤›n› flimdiden söyle-yebiliriz, ama bu durum, sözünü et-ti¤imiz tabloyu de¤ifltirmemektedir.Hukuk halk›n de¤il, devletin ç›kar-lar› için vard›r. O ç›karlarda da bas-k›dan, zulümden baflka hiçbir fleyyoktur.

*

Evren, soruflturma üzerine yapt›¤›aç›klamada, söylediklerinin suç un-suru olmad›¤›n›, kendisinin federas-yon de¤il, eyalet sistemi önerdi¤inibelirtiyor ve bak›n devam›nda ne di-yor: "Federasyon demiflim gibi, Ada-let Bakanl›¤›'ndan soruflturma aç›l-mas› söylenmifl. Biz münakafla, tar-t›flma kültürüne sahip de¤iliz. Böylebir fikir at›lm›fl ortaya. Bunun iyi ta-raf›n› da kötü taraf›n› da savunanlarolur. Bu bir düflünce özgürlü¤ü.”

Tarihin cilvesi iflte. Eski bir cuntaflefi, eski bir cumhurbaflkan› olarakgörüfllerini dinletebilmek için “öz-gürlü¤e” ihtiyaç duyuyor. Kendisi-nin k›rp›p, kesip budad›¤› özgürlü-¤e...

Hiç kuflku yok ki, Evren, davaaç›lmas› karfl›s›nda bir “düflüncesuçlusu” olarak kabul edilip savunu-labilecek biri de de¤ildir. ‹HD tara-f›ndan yap›lan bu tür bir yorum ves›fatland›rma, sadece komiktir. 12Eylül Cuntas›’n›n flefinin bu düflün-celeri bir “ayd›n” s›fat›yla dile getir-di¤ini kabul etmektir ki, buna karga-lar bile güler. Kimse faflist cuntan›nflefi Kenan Evren’i hangi gerekçeyleve hangi biçimde olursa olsun, sa-vunmaya kalk›p da kargalar› güldür-mesin.

EEvvrreenn’’ee SSoorruuflflttuurrmmaa::Halka karfl› ifllenen suçlar yarg›dan muaf, devletinresmi politikalar›na ters konuflmak en büyük suç!

8 Mart Dünya EmekçiKad›nlar Günü

birçok kentte 4 Mart’tan itibaren dü-zenlenen miting ve eylemlerle kutlan-d›. Alanlara ç›kan kad›nlar, kapitaliz-min her türlü sömürüsüne, karfl› talep-lerini dile getirdiler ve kurtuluflun yo-lunun kad›n erkek elele mücadeledengeçti¤ini hayk›rd›lar. HÖC’lü kad›n-lar, ‘Sabo’nun Yolunday›z’ slogan›ylamücadelenin hangi yoldan verilece¤i-nin adresini gösterdiler.

Emperyalizme Irkç›l›¤a Sömürüye Karfl› Birleflelim‹stanbul’da 4 Mart günü iki ayr›

miting düzenlendi. Ça¤layan Meyda-n›’nda düzenlenen ‘erkeksiz’ mitingdereformist partiler, konfederasyonlarve feminist örgütler biraraya gelirken,devrimci gruplar ve baz› sendikalar ileDKÖ’ler Kad›köy Meydan›’ndayd›-lar. Tepe Nautilus önünde toplanangruplar, emekçi kad›nlar›n talep ve so-runlar›n› dile getiren pankart ve dö-vizleri, flamalar› ile Kad›köy Meyda-n›’na do¤ru yürüyüfle geçtiler. Al›nte-ri, BDSP, DHP,DKH, DevrimciHareket, DDSB,Devrimci PartiMücadelesindeDevrimci Ko-münistler, Divri-¤i Kültür Der-n e -¤ i ,

EKD, EHP’li Kad›nlar, ESP, HÖC’lüKad›nlar, HKM, Kald›raç, Köz, Ma-y›sta Yaflam Kooparatifi, Odak, Parti-zan, PSAKD Marmara fiubeleri,PDD, Tekstil-Sen, Belediye-‹fl 2No’lu fiube, BES 1 ve 2 No’lu fiube-ler, Tüm Bel-Sen 4 No’lu fiube tara-f›ndan düzenlenen mitingte birarayagelen 3 bin kifli, 8 Mart’› devrimciözüne uygun flekilde kutlad›.

HÖC kortejinde her yafltan, mes-lekten kad›nlar›n ve erkeklerin yan›-s›ra, Büyük Direnifl’in kad›n flehitleride yerlerini alm›fllard›. 600 kiflilikHÖC kortejinde tafl›nan dövizlerlekad›nlar›n sorun ve talepleri dile geti-

rilirken, “Kad›nlar! Emperya-lizme Irkç›l›-¤a SömürüyeKarfl› Birlefle-lim” pankar-t›yla da tümemekçi kad›n-lara ça¤r› var-d›. TAYAD’l›-lar, gecekonduemekçileri, me-murlar, ö¤renci-

ler tafl›d›klar› Sabo’nunresmi ve “Sabonun Yolun-day›z” pankart›yla kurtu-

luflun yoluna iflaret etti-ler. Direnen kad›n›,özgür kad›n› can-lar›yla yaratan, ba-¤›ms›zl›¤›, özgür-lü¤ü ve devrimi

yaratma kavga-s›nda en öne

at›lan kad›nflehitlerin

r e s i m -l e r i n it a fl › -y a n

HÖC’lüler yürüyüfl boyunca da ‘Ör-gütlü Kad›n Özgür Kad›nd›r, Devri-me Meflale Bizim Kad›nlar›m›z, Sa-bonun Yolunday›z, Cinsel Ulusal S›-n›fsal Sömürüye Son, Kad›n›z Hakl›-y›z Kazanaca¤›z’ sloganlar› att›lar.

Devrimci gruplar, alana giriflte‘kad›n’ polislerin karanfil da¤›t-ma soytar›l›¤›na prim vermezken,tüm kortejlerin alana ulaflmas›n›nard›ndan devrim mücadelesindeflehit düflen tüm kad›nlar için say-g› duruflunda bulunuldu.

Aç›l›fl konuflmas›n› yapan MelekAlt›ntafl ve Alev Akgün, 8 Mart'›n tari-hi ve siyasi anlam›n› anlatarak, Ça¤la-yan’da yap›lan mitingin 8 Mart’›n içe-ri¤ini boflaltmaya yönelik oldu¤unuvurgulad›lar. “Bizler bugün buradaulusal, s›n›fsal, cinsel bask› ve sömü-rüye hay›r demek, emekçi kad›nlar›ndemokratik hak ve özgürlükler müca-delesini daha da büyütmek için bura-day›z” denilen konuflmada, “egemensistemin bask› ve terörüne karfl› müca-delede öne ç›kan devrimci önder ka-d›nlar var. Bizler bu mücadele gelene-¤ini Clara Zetkin’in, Rosa Lüksem-burg’un, N. Krupskaya’n›n, Alexan-dra Kollontai’nin, Çiang Çing’›n dün-ya emekçi kad›nlar›na arma¤an etti¤ibirikimden al›yoruz” ifadelerine yerverildi. Hak ve özgürlüklerimizi ka-zanman›n ve kal›c› hale getirmeninyolunun mücadeleden ve direnmektengeçti¤i ifade edilen konuflmada, “Ka-d›nlar›n kurtuluflu olan s›n›fs›z, sömü-rüsüz bir dünyay› kurmakt›r” denildi.Ortak konuflman›n ard›ndan ilk olarakGrup Yorum sahne ald›.

Kad›n›n kurtuluflunun devrimdesosyalizme oldu¤unu vurgulayan birkonuflma yapan Grup Yorum “Hakl›-y›z Kazanaca¤›z” marfl›n› tüm emek-çilerle söyledikten sonra BES 2

Alanlardan Tüm Kad›nlara Emperyalizme, Irkç›l›¤a,Sömürüye Karfl› Birleflme

Ça¤r›s› Yükseldi

“Cin-sel UUlu-sal SS›n›f-sal SSömürü-ye SSon, KKapi-talizm NNamus-suzdur, DDaha UUzunDo¤um ‹‹zni, SSigorta-s›z ‹‹flgüvencesiz GGelece-¤e SSon, EE¤itimde BBaflörtü-sü YYasa¤›na SSon, KKrefl EEmzir-me OOdas› ‹‹stiyoruz” ddövizleritafl›yan HHÖC’lüler eemekçi kkad›nla-r›n ttaleplerini aalana ttafl›d›lar

No’lu fiube’den fiükran Duman, sen-dikal› olmayan kad›nlara, fabrikadayanan kad›nlara de¤inen bir konuflmayapt›. Tecrite karfl› erkek yoldafllar›y-la omuz omuza direnerek ölüm oru-cunda flehit düflen kad›nlar›n yol gös-terdi¤ine de¤inen Duman’›n ard›ndanGrup Vardiya türkülerini seslendirdi.Grup Vardiya’n›n sahneden inmesiy-le birlikte ESP kitlesinin alan› terket-ti¤i görülürken, TAYAD ad›na konu-flan Naime Kara da, direnen kad›nla-r›m›za dikkat çekerek, “Gülsüman-lar’›n elindeki nas›rl› izler devriminkan›na kar›flm›flt›r” diye konufltu.

TUYAB ad›na ise Seza Mis Ho-ruz’un konufltu¤u miting, Al›nteri ‹fl-çi Korosu ve Grup Munzur’un türkü-leriyle coflkulu bir flekilde ve devrim-ci dayan›flman›n güzel bir örne¤i ser-gilenerek sona erdi.

Kad›nlar devrimle kurtulurAAnnkkaarraa’’ddaa Sakarya Caddesi'nde

toplanan Aka-Der, Al›nteri, BDSP,ÇHD Ankara fiube, DHP, ESP, HÖC,Kald›raç, Odak ve Partizan üyesi 400kifli sloganlarla Abdi ‹pekçi Park›'nayürüdü. "Kad›nlar Emperyalizme,Irkç›l›¤a, Sömürüye Karfl› Birlefle-lim" pankart›n›n arkas›nda yürüyenHÖC'lüler, tafl›d›klar› dövizlerle dekad›nlara kurtuluflun, mücadeleninyolunu gösterdiler. ‘Tecrite Karfl› Di-reniflte Ölümsüzlefltiler’ pankart›n›narkas›nda ölüm orucunda flehit düflenkad›nlar›n resimleri tafl›n›rken, ‘Ka-d›n›z Hakl›y›z Kazanaca¤›z, Yaflas›n

8 Mart, Devrime Meflale Bizim Ka-d›nlar›m›z’ sloganlar› at›ld›.

Abdi ‹pekçi Park›'nda okunan or-tak aç›klamada, 8 Mart’›n, emekçikad›nlar›n eflitlik ve özgürlük taleple-riyle direnmelerinin ad› oldu¤u belir-tildi. Kad›na yönelik emperyalizmin,oligarflinin politikalar›na yer verilenkonuflman›n ard›ndan kürsüye gelenZerrin Taflp›nar, "Dünya Kad›nlarlaDe¤iflecek" diyerek bir fliirini okudu.Mamak ‹flçi Kültür Evi Tiyatro Top-lulu¤u’nun emekçi kad›nlarla ilgilisergiledi¤i oyunun ard›ndan TAYADad›na konuflan Semiha Eyilik, düze-nin kad›na bak›fl›na de¤inerek, “Bi-zim kad›nlar›m›z direnenin kazand›-¤›n› gösteren kad›nlard› ve FatmaKoyup›nar son dile¤inde en son benolay›m demiflti. Sevgi Saymaz ve Gül-can Görüro¤lu onlara zaferi hediyeeden kad›nlar›m›z olmufltur" diye ko-nufltu.

Etkinlik, ‹dilcan Müzik Toplulu-¤u’nun tüm dünyan›n direnen kad›n-lar› için söyledi¤i türküler, marfllar veçekilen halaylarla sona erdi.

BBuurrssaa’’ddaa Fomara Meydan›’ndatoplanan gruplar, tüm emekçi kad›n-lar› mücadeleye ça¤›rd›lar. Osmanga-zi Metro ‹stasyonu’na kadar yap›lanyürüyüflün ard›ndan ortak aç›klamaokundu. BAT‹S, BDSP, DHP, DPG,EKD, ESP, HÖC, Mudanya DenizKültür Sanat Evi, Partizan ad›na oku-nan aç›klamada, “emekçi kad›nlarkapitalizmin sömürü çarklar›n›n difl-leri aras›nda eziliyor” denildi. 200

kiflinin kat›ld›¤› kutlama “Yaflas›n 8Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü,Kad›n Erkek El Ele Mücadeleye” slo-ganlar› ve halaylarla son buldu.

AAddaannaa’’ddaaki 4 Mart tarihli kutla-ma U¤ur Mumcu Meydan›’ndayd›.‹nönü Park›’ndan meydana yürüyengruplar, en önde Al›nteri, BDSP,ÇHKM, DHP, EKD, ESP, Partizan,HÖC’lü Kad›nlar, Mücadele Birli¤i,Tekstil-Sen imzal› “Cinsel, Ulusal,S›n›fsal Sömürüye Karfl› Kad›n Da-yan›flmas›, Faflizme Karfl› Halklar›nKardeflli¤i” pankart›n› tafl›d›lar.HÖC’lü Kad›nlar “Devrime MeflaleBizim Kad›nlar›m›z” yaz›l› kad›n fle-hitlerin resimlerinin oldu¤u pankartlaeylemde yerald›lar. TAYAD ad›na ya-p›lan konuflmayla süren etkinlik De-nize Türkü grubunun türküleri eflli-¤inde çekilen halaylarla son buldu.

8 Mart günü de Al›nteri, BDSP,ÇHKM, DHP, Mücadele Birli¤i,HÖC’lü Kad›nlar ve Partizanbileflenleri meflaleli eylem yaparakkad›nlara s›n›fsal mücadeleye kat›l-ma ça¤r›s› yapt›lar.

AArrttvviinn’’ddee, Gençlik Derne¤i tara-f›ndan seminer düzenlendi. DernekBaflkan› Z. Turan Seçkin, 8 Mart’›ntarihini anlat›rken, kamu emekçilerigözüyle Gamze Ya¤mur, kad›n soru-nunu ele ald›.

SSaammssuunn’daki kutlamalar, Halkev-leri, HÖC, ESP, Ö¤renci Kolektifi,BDSP, Sosyalist Yurtseverler ve Kal-d›raç’tan oluflan platform taraf›ndangerçeklefltirildi. 3 Mart’ta bildiri da-¤›t›m›, müzik dinletisi ile bafllayanetkinlikler, 4 Mart’ta Adalet Par-k›'nda devam etti. "Kad›nlar Emper-yalizme fiovenizme Sömürüye Karfl›Birleflik Mücadeleye” ortak pankart›alt›nda yap›lan kutlamada "Kad›n –Erkek El Ele Mücadeleye, Kad›n›zHakl›y›z Kazanaca¤›z" sloganlar›hayk›r›ld›. 5-6-7 Mart’ta müzik dinle-tisi ve film gösterimi ile süren prog-ram, 8 Mart’ta Çiftlik Caddesi’ndeyap›lan yürüyüflle son buldu.

8 Mart MMaallaattyyaa’’ddaa da coflkulukutland›. 3 Mart günü bafllayançal›flmalarda Paflaköflkü Mahalle-si'nde megafonla bildiri da¤›t›m›naç›kan HÖC, DHP, Partizan ve ESP

10

11 Mart 2007 / 95

üyelerine polis müdahale etti. OrhanSoylu isimli devrimcinin gözalt›naal›nd›¤› olay, 8 Mart’›n anlam›na uy-gun bir flekilde kutlanmas›n› engelle-yemedi. 8 Mart’ta Soykan Park›’ndadüzenlenen etkinlikte mücadeledeflehit düflen kad›nlar an›ld›.

DDeerrssiimm’’ddee 8 Mart eylemi,HÖC’lü Kad›nlar, HKM ve EKD ta-raf›ndan 7 Mart’ta Sanat Soka¤›’ndayap›ld›. 8 Mart’›n içeri¤inin boflalt›l-mas›na izin vermeyeceklerini hayk›-ran devrimciler, kad›n›n kurtuluflu-nun devrim saflar›nda olaca¤›na dik-kat çektiler. HÖC’lü kad›nlar›n, ka-d›n flehitlerin resimleri ile kat›ld›¤›aç›klaman›n ard›ndan kad›n tutsakla-ra kart gönderildi.

BBaabbaaeesskkii’de bulunan TrakyaKültür Merkezi'de 4 Mart günü, ka-d›nlar›n mücadelesini anlatan “DemirÇeneli Melekler” isimli filmin göste-rimi yap›ld›. 8 Mart’ta da BabaeskiE¤itim-Sen, Trakya Kültür Merkezive ÖDP’- nin ortak düzenledi¤i bas›naç›klamas›nda 8 Mart’›n önemianlat›ld›. Ayn› gün Trakya KültürMerkezi’nde Kad›nlar›n Yüzleriisimli belgesel film gösterimi yap›ld›.Etkinlik hep birlikte çekilen halaylar-la sona erdi.

‹‹zzmmiirr’’ddee “Sabo ‹dil Sibel Yolu-muzu Ayd›nlat›yor Kad›nlar Sava-fl›yor” slogan›yla ‹zmir Kemeralt›giriflinde toplanan HÖC’lü Kad›nlar,emekçi kad›n›n mücadelesinin 150.y›l›n› kutlad›. Yurdagül Gümüfl tara-f›ndan yap›lan aç›klamada Antalya-daki Novamed iflçilerinin direnifllerinede¤inilerek sömürü ve bask›n›nazg›nca sürdü¤ü dile getirildi.

AAnnttaallyyaa HÖC Temsilcili¤i de 8Mart’ta eylem yaparak kad›nlarakaranfil ve mücadele ça¤r›s›n›nyap›ld›¤› bildiriler da¤›tt›. Yap›lanaç›klamada 8 Mart’›n kavga günüoldu¤u dile getirildi.

Gençlik Federasyonu ö¤rencileri-nin KKaarrss Faik Bey Caddesi’ndeyapt›klar› eylemde sözalan DilekAslan “8 Mart’›n anlam› direnifltir”dedi.

EEsskkiiflfleehhiirr Gençlik Derne¤i üyele-ri Adalar Migros önünde yapt›klar›aç›klama ile kad›n›n kurtuluflunun

sosyalizmde oldu¤unu vurgu-lad›lar.

Yaflas›n 8 Mart slogan›MMeerrssiinn’’ddee yap›lan eylemdeen s›k hayk›r›lan slogand›.KESK binas› önünden büyük-flehir belediyesine kadaryap›lan yürüyüfle 250 kiflikat›ld›. HÖC’lü Kad›nlar’›nkortejinin önünde “Gelece¤im‹çin Yürüyorum” HÖC’lüÇocuklar dövizi tafl›yan küçükk›z ilgi toplad›.

HHaattaayy’’›n SSaammaannddaa¤¤ ‹lçesi’nde8 Mart kutlamas› yap›ld›. Aralar›ndaHÖC’lü Kad›nlar’›n da oldu¤uSamanda¤ Emekçi Kad›nlarPlatformu taraf›ndan düzenleneneylem davul zurna eflli¤inde çekilenhalaylarla sona erdi.

TTrraabbzzoonn Temel Haklar GençlikKomisyonu, ÖEP, Ekim Gençli¤i veYDG taraf›ndan Trabzon Meydan›-nda “Kad›n Erkek Elele Emperya-lizme Karfl› Mücadeleye” pankart›aç›larak 8 Mart’la ilgili bas›n aç›kla-mas› yap›ld›.

RRiizzee’nin FF››nndd››kkll›› ‹lçesi’nde HÖCve ESP’nin birlikte düzenledi¤i eylem-de “Kad›n›z Anay›z Irkç›l›¤a Karfl›y›z”slogan› at›l›rken 8 Mart’›n tarihselönemine vurgu yap›ld›.

ZZoonngguullddaakk’ta DemokrasiPlatformu bileflenleri de yürüyüflyaparak 8 Mart’› kutlad› vesömürüsüz dünyan›n mücadeleyleyarat›laca¤› hayk›r›ld›. 80 kiflininkat›ld›¤› eylem coflkulu geçti.

DDiiyyaarrbbaakk››rr Sanat Soka¤›’ndaDicle Gençlik Derne¤i ve Partizanbileflenleri yapt›klar› eylemle 8Mart coflkusunu alanlara tafl›d›lar.P›nar Demir taraf›ndan yap›lanaç›klamada kad›nlar›n zulme boyune¤meyecekleri sözlerine yer verildi.

*BBEESS ‹‹ssttaannbbuull 11 NNoo’’lluu fifiuubbee, Va-

tan Vergi Dairesi’nin Konferans Sa-lonu’nda 8 Mart’la ilgili bir etkinlikdüzenledi. “Yaflas›n 8 Mart DünyaEmekçi Kad›nlar Günü” pankart›n›nas›ld›¤› etkinlikte sayg› duruflununard›ndan konuflan Gülflen K›z›lka-ya, kad›nlar›n yaflad›klar› sorunlarave mücadeleye de¤indi. fiiiler’in

ve skeçlerin yerald›¤›, YeninurAda’n›n türküleriyle kat›ld›¤› etkin-likte 400 kifli biraraya geldi.

‹‹kkiitteellllii LLiisseellii GGeennççlliikk, ‹kitelli Te-mel Haklar’da düzenledi¤i etkinlikle8 Mart’› kutlad›. 8 Mart’› anlatan ko-nuflmayla bafllayan etkinli¤e 70 kiflikat›l›rken, liselilerin oynad›¤› tiyatrooyunu ilgiyle izlendi. Etkinlik müzikdinletisi ve coflkulu halaylarla sonbuldu.

*

Dünya Emekçi Kad›nlar Günüyurtd›fl›nda da etkinliklerle kutland›.Fransa'n›n Nancy flehrinde yap›lankutlamada, sinevizyon ve müzikdinletisi yeral›rken, Fransa HÖCad›na yap›lan konuflmada, direnenCepheli kad›nlar›n

t ü memekçi ka-d›nlara ör-nek olduk-lar› belir-tildi.

11

11 Mart 2007 / 95

Ankara

PKK önderi AbdullahÖcalan’›n avukatlar›,müvekkillerinin saç ör-nekleri üzerinde yap›lan

incelemede “yüksek oran-da stronsiyum ve kroma rast-land›¤›n›” aç›klad›. Av. Mah-mut fiakar, “Müvekkilimizinyaflam›n›n ciddi ve büyük bir

risk alt›nda oldu¤una inan›yoruz”diye konufltu.

Roma’da bas›n toplant›s› düzen-leyen avukatlar ve uzman Dr. Pas-kal Kintz, 3 ayd›r yürüttükleri çal›fl-man›n sonuçlar›n› aç›klad›lar. Saçörnekleri üzerinde yapt›rd›klar› in-celemeler sonucunda normalin üze-rinde stronsiyom ve kroma rastlan-d›¤›n› belirten Av. fiakar, “Güvenliknedeniyle Say›n Öcalan’›n ismi ve-rilmeden, konusunda uzman bir ku-ruma yapt›rd›¤›m›z bu incelemeninsonuçlar›n› uzmanlar, kronik zehir-lenme olarak de¤erlendirmektedir-ler” dedi. fiakar, ald›klar› sonucubir hafta önce Avrupa Konseyi ‹n-san Haklar› Komiserli¤i’ne veCPT’ye ilettiklerini aktard›.

Avukatlar olarak, çok zor koflul-lar alt›nda al›nan ve tetkik edilen buörneklerin sonuçlar›ndan kayg›duyduklar›n› belirten fiakar, flöyledevam etti: “Bu metallerin hangietkenden kaynakl› bu alarm vericidüzeye ulaflt›¤›n›, ne kadar süredenberi bu düzeyde oldu¤unu ve mü-vekkilimizin üzerinde nas›l bir etki-de bulundu¤unu bilmiyoruz. Ancakmüvekkilimizin yaflam›n›n ciddi vebüyük bir risk alt›nda oldu¤una ina-n›yoruz. Elimizdeki verilerin, böyle-si bir iddiay› ileri sürmemiz için ye-terli oldu¤unu düflünüyoruz. Ulaflt›-¤›m›z sonuçlar›n, ba¤›ms›z ve ulus-lararas› bir uzman heyeti taraf›n-dan test edilmesi ve daha uygun ko-flullarda analizlerinin yap›lmas›,durumun tamamen netleflmesi aç›-s›ndan önemlidir.”

Konuya iliflkin aç›klamada bulu-nan KKK Yürütme Konseyi, hükü-

metin Öcalan’›n zehirlenmesi konu-suna ciddi yaklaflmad›¤›n› belirte-rek, “biz propaganda yapm›yoruz.Önder Apo’nun yaflam›na da çokciddi yaklafl›yoruz” dedi. Aç›kla-mada yaflanacak olumsuzluklardandevlet ve AKP hükümetinin sorum-lu olaca¤› kaydedildi. DTP Eflbafl-kan› Aysel Tu¤luk da, iddialar›nTTB, T‹HV, Türkiye Barolar Birli¤ive uluslararas› sa¤l›k kurulufllar›n›nda aralar›nda bulundu¤u ba¤›ms›zbir kurul taraf›ndan araflt›r›lmas›n›istedi. “Bu do¤ruysa, devletin so-rumlulu¤u alt›nda bilinçli ve planl›bir cinayet iflleniyor demektir” di-yen Tu¤luk, DTP olarak Öcalan’›nflahs›na yap›lan bu sald›r›y›, “iç ba-r›fla yöneltilmifl ak›l almaz bir sald›-r›” olarak gördüklerini, “ciddi vetehlikeli” bulduklar›n› söyledi.

Burjuva bas›n Tu¤luk’un aç›kla-mas›n› “tehdit ediyor” fleklinde flo-venizmi k›flk›rtan bir yaklafl›mlayans›t›rken, ‹HD, Mazlum-Der veT‹HV de ortak aç›klama yaparak,"‹ddialar sadece Öcalan’›n yaflamve sa¤l›k hakk›n› ilgilendirmemekte,ayn› zamanda kamu düzenini yak›n-dan ilgilendirmektedir” dediler.

4 Mart günü ise Güneydo¤u Ga-zeteciler Cemiyeti’nde bas›n top-lant›s› düzenleyen 54 DTP’li bele-diye baflkan›, ba¤›ms›z bir kurulunincelemesini istedi-ler. Belediye bafl-kanlar› ad›na aç›k-lama yapan OsmanBaydemir, “Hükü-met ve ilgili kurum-lar›n, iddialarayaklafl›m› durumunciddiyetinin yete-rince alg›lanmad›-¤›n› göstermekte-dir. Toplumda k›r›l-malar yaratabile-cek bu hassas du-rumlar›n tüm flüp-heleri ortadan kal-d›racak kurumsal

ciddiyetle ele al›nmas› gerek-ti¤ini düflünüyoruz” dedi.

Önce inkar ve suçlama

Ortada bir iddia ve sunulmufl ka-n›tlar var. Hükümetin burada ilkyapmas› gereken, olay›n do¤rulunuaraflt›rmakt›r, kamuoyuna inand›r›-c›, sa¤l›kl› bilgiler aç›klamakt›r. Ba-¤›ms›zl›¤›ndan kuflku duyulmaya-cak sa¤l›k kurumlar›n› yetkilendir-mek, gerekirse buna uluslararas› he-kim kurumlar›n› dahil etmektir.

Ancak AKP iktidar›n›n ilk ifli buolmad›. Önce suskunlukla karfl›lad›-lar, bas›n yazmaz, konu gündemetafl›nmazsa, birçok meselede oldu¤ugibi, susmaya devam edeceklerdi.Ancak bekledikleri gibi olmad› veolay bas›nda yer buldu kaç›n›lmazolarak.

Bunun üzerine aç›klama yapanAdalet Bakanl›¤›, daha hiçbir ince-lemede bulunmadan, an›nda “yalan-d›r” dedi, hatta “uluslararas› yalan”oldu¤unu iddia etti; “Öcalan’›n bu-güne kadar ciddi bir sa¤l›k proble-mi olmad›” dedi.

Ancak tarihi boyunca, bu türyöntemlere baflvurmaktan çekinme-mifl, komployu, provokasyonu, kat-letmeyi politika haline getirmifl, he-le her konuda halka yalan söyleme-yi bir siyaset tarz› haline getirmiflbir devlete kimsenin, bu aç›klamaile inanmas› beklenemezdi.

12

11 Mart 2007 / 95

‘‘ÖÖccaallaann zzeehhiirrlleenniiyyoorr’’ iiddddiiaass››Osmanl› yöntemleri sürüyor!

Türkiye ve yurt-

d›fl›nda yap›lan

gösterilerle Türki-

ye devleti protes-

to edildi. Eylem-

lerde “Türkiye

zehirleniyor, Ze-

hirin panzehiri

HPG’dir” gibi

sloganlar at›ld›.

Ard›ndan Cemil Çiçek, üç kifli-lik bir doktor heyetini gönderdikle-rini aç›klad›. Bunu aç›klarken dahi,adeta heyetin raporunun ne olaca¤›-n› da ilan edercesine, “bu iddialaruluslararas› bir yaland›r” demeyide ihmal etmedi Çiçek.

Karfl› sald›r› vve flovenist koronun hezeyanlar›

Bu yaz› yaz›ld›¤›nda, heyetin ra-poru henüz aç›klanmam›flt›. Ancakoligarflik iktidar›n karfl› sald›r›s›an›nda bafllad›.

Diyarbak›r Cumhuriyet Baflsav-c›l›¤›, Öcalan’›n zehirlendi¤i aç›kla-mas›na iliflkin, Öcalan’›n avukatlar›‹rfan Dündar ile Mahmut fiakar hak-k›nda “görevi kötüye kullanmak”tansoruflturma bafllatt›. Gündem Gaze-tesi’nin yay›n›, “Öcalan zehirleni-yor” manfleti nedeniyle mahkemekarar›yla 1 ay durduruldu.

“‹flareti” alan burjuva bas›n ve

onun flovenist kalemflörleri karfl›sald›r›ya kat›ld›lar. Birbiri ard›s›raküfürlü, hakaret dolu, komplo teori-si süslemeli yaz›lar kaleme al›nd›.Bilimsel bir araflt›rma yap›lmas›n›istemek, yoksa böyle bir durum, bu-nun netlefltirilmesini istemek gibi,b›rak›n demokratik bir tutumu, akl›selim bir tav›rdan dahi uzakt› bu ya-z›lar.

fiovenist koroya göre “zehirleni-yor olabilir” aç›klamas›n› yapanla-r›n amac›, Öcalan’›n sa¤l›¤›ndanduyulan kayg›n›n d›fl›nda her fleyolabilirdi! “Öcalan’› gündemde tut-mak için yap›yorlard›... Newroz’akat›l›m› art›rmak için yap›yorlar-d›... Kendilerini tart›flt›rmak içindibunlar... Devleti Kürt sorunundaköfleye s›k›flt›rmaya çal›fl›yorlard›...PKK bebekleri öldürdü¤ünde sesiç›kmayan avukatlar, terörist bafl›n›nsa¤l›¤› olunca dünyay› aya¤a kald›-r›yorlard›...”

Örne¤in, Hürriyet Baflyazar› Ok-

tay Ekfli, flovenist bir zihniyetin na-s›l mant›¤›n› yitirdi¤ini, “hukukdevleti” teraneleri okurken, “b›ra-k›n ölsün!” demeye getirdi¤ini gös-terdi herkese. Öcalan’a yönelikböyle bir tertibin olmad›¤›ndan ga-yet emin yazan Ekfli, avukatlar›naç›klamas›n› flöyle yorumlad›:“Tüm bunlar “var” imifl, “gerçek”imifl gibi kamuoyuna sunup, Abdul-lah Öcalan’› gündemde tutma, özel-likle d›fl dünyaya onu ac›nd›rma,a rd›ndan “af ç›kart›n da serbestkals›n” taleplerini tahrik etmeamaçl› bir kampanya bafllatt›klar›-na yemin edebiliriz” (8 Mart)

Öyle “ihtimal”, kuflku de¤il, ke-sin bilen Ekfli, Bas›n Konseyi Bafl-kan› oldu¤unu bir an unutup hükü-met sözcüsü gibi, bas›n› “yazarakbu tuza¤a düfltünüz” diye suçlamay›da ihmal etmiyordu. T›pk› Çiçekler,Tayyipler, Genelkurmay gibi, “yaz-may›n, görmeyin, duyurmay›n”ça¤r›s› yap›yordu.

Asl›nda Ekfli ve onun gibi flove-nistler, komplocu, katliamc› devletik›l›ç kalkan savunmaktan baflkahiçbir fley yapmamaktad›rlar. Ger-çekte söyledikleri flu: “Ne var yanizehirlenmiflse, b›rak›n ölsün”!

B›rak›n ortaya konulan delillerciddi olabilir, araflt›r›lmal› demeyi,Adalet Bakanl›¤›’n›n görevlendirdi-¤i doktorlar›n incelemesini bilebeklemiyor, aksine bunun gereksiz-li¤ini flu alayc› üslupla ortaya koyu-yor: “... Üç uzman, Abdullah Öca-lan’›n mübarek(!) saçlar› ile asil(!)kan›ndan ve idrar-› flahanesinden(!)al›nm›fl örnekleri inceleyerek...”

Elbette Ekfli tek örnek de¤il,ama bu kesimlerin halet-i ruhiyesi-ni, flovenist zihniyeti göstermesiaç›s›ndan tipik bir örnektir.

Öcalan’›n avukatlar› taraf›ndanyap›lan aç›klamada dile getirilen id-dialar›n, bu tür karfl› sald›r›larla, flo-venist kampanyalarla üzeri örtüle-mez. Kürt sorununda katletmektenbaflka “çözümü” olmayan bir dü-zenden “her fleyin beklenebilece¤i”aç›kt›r. Öcalan’›n avukatlar›n›n ta-lepleri dikkate al›narak yerine geti-rilmelidir.

13

11 Mart 2007 / 95

Öte yandan DTP’ye yönelikbask›lar siyasi alanda oldu¤ugibi, adliye boyutuyla da songünlerde gittikçe t›rman›yor.Sadece son 10 günde sekizDTP yöneticisi tutuklan›rken60’dan fazla kifli gözalt›naal›nd›, parti binalar› bas›ld› veola¤anüstü kongre hakk›ndasoruflturma bafllat›ld›. Bask›-lara iliflkin DTP taraf›ndanyap›lan aç›klamada, bask›la-r›n sistematik oldu¤u ve gide-rek art›r›ld›¤› kaydedildi. ‹fltebunlardan baz›lar›:

� DTP Silopi ‹lçe Yöneticisi‹dris Algan, 'Say›n Öcalan'dedi¤i için gözalt›na al›n›phakk›nda soruflturma aç›ld›.� “Kerkük'e yap›lacak sal-d›r› Diyarbak›r'a yap›lm›fl sa-y›l›r” diyen DTP Diyarbak›r ‹lBaflkan› Hilmi Aydo¤du, 23fiubat'ta tutukland›. O’nudestekleyen Batman ‹l Bafl-

kan› Ayhan Karabulut ve üçarkadafl› gözalt›na al›naraksoruflturma aç›ld›. � 18Ocak 2006 tarihinde bir ba-s›n toplant›s›nda “Say›n Öca-lan” diyen Ahmet Türk’e, 6Mart’ta sonuçlanan davada 6ay hapis cezas› verildi. �DEP Eski Milletvekili ve DTPParti Meclisi üyesi Sedat Yurt-tafl hakk›nda, Roj TV’de kat›l-d›¤› bir programda ‘say›nÖcalan’ dedi¤i için, 7 Mart’tagörülen duruflmada 6 ay ha-pis cezas› verildi. � ‹stanbul12. ACM, örgüt üyesi oldukla-r› iddias›yla yarg›lanan Öca-lan’›n avukatlar› ‹rfan Dün-dar ile Mahmut fiakar’›n ce-zaland›r›lmalar› istendi. �DTP Bal›kesir ve Elaz›¤ il bi-nalar› 6 Mart günü bas›ld›.Adana ‹l Yöneticisi Sima Do-rak’›n evi bas›larak gözalt›naal›nd›. � DTP Van ‹l Baflkan-

l›¤›'na 18 fiubat'ta bask›ndüzenledi, il baflkan› ‹brahimSunkur dahil 20 kifli gözalt›-na al›nd›. Sunkur ve GençlikMeclisi üyesi Abdulvahap Tu-ran, tutukland›. � Eski DTPDilovas› Belde Baflkan› ‹smail‹flçimen 1 Mart'ta tutukland›.� Ankara Baflsavc›l›¤›, 28fiubat'ta Ankara'da yap›lanDTP 1. Ola¤anüstü Kongresinedeniyle parti yönetimi vedivan kurulu üyeleri hakk›n-da soruflturma bafllatt›. �DTP Esenyurt ‹lçe Baflkanl›¤›jandarma taraf›ndan bas›ld›.DTP Büyükçekmece ‹lçe Bafl-kan› Subhi Sar›bulak'›n daaralar›nda oldu¤u befl kifli gö-zalt›na al›nd› ve üç kifli tutuk-land›. � Siirt ‹l binas›na 3Mart'ta bask›n düzenledi, ilbaflkan› Abdurrahim Taflç› dadahil 25 kifli gözalt›na al›nd›.

DTP’ye Sistematik Baskı

19-22 Aral›k hapishaneler katli-am›nda Ümraniye Hapishanesi’nde-ki operasyonlara iliflkin davaya ge-çen hafta devam edildi.

2 Mart günü Üsküdar Adliyesi 2.A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görülenÜmraniye katliam davas›nda yarg›-lanan askerler, önceki duruflmalardaoldu¤u gibi, yine “operasyona kat›l-mad›klar›” ya da “d›flar›da bekle-dikleri” masallar› anlatt›lar. 11 Ma-y›s’a ertelenen davaya, yarg›lananaskerlerden Emin Yöndem ve Ham-di Kaplan ile, müfltekilerden AliMurat Bal›k kat›ld›.

Emin Yöndem ve Hamdi Kaplanisimli askerler daha önce ifade ve-ren tüm askerler gibi “operasyonakat›lmad›klar›n›” söylerken, Av.Güçlü Sevimli'nin, her ikisinin de“operasyona hapishane içinden ka-t›lanlar” belgesinde adlar›n›n geçti-¤ini hat›rlatmas› üzerine, panik vekorku içinde “biz yoktuk, öyle geçi-yor olabilir ama içeride özel timlervard›, biz yoktuk” dediler. ‹lginçtir,askerler komutanlar›n›n ad›n› dahihat›rlam›yor, ba¤l› bulunduklar›alay›n neresi oldu¤unu dahi bilmi-yorlard›!

Acemice ezberletilmifl ifadelerinard›ndan, Ali Murat Bal›k, operas-yonda yaflad›klar›n› anlatt›. Adaletsisteminin ifllemedi¤i, hukukunayaklar alt›na al›nd›¤› bir ülkede ya-flad›¤›m›z› ifade eden Bal›k, “geceyar›s› bombalar ve kurflunlarla,gazlarla uyand›r›l›yoruz. Ve bununad›na ‘Hayata Dönüfl’ deniyor. Ya-p›lan katletmeydi. Direk hedef al›-narak atefl ediliyordu. Sürekli elbombas› kullan›l›yordu. 4 gün bo-yunca gaz›n her çeflidiyle yo¤un birflekilde karfl›laflt›k” dedi.

Operasyonu anlatmakta zorlan-d›¤› gözlenen Bal›k’›n ard›ndan,Avukat Güçlü Sevimli, operasyonakat›lan askerlere dair eksiklikleringiderilmesini isterken, duruflma, 11May›s tarihine ertelendi.

‘Arabulucu Heyet’Dinlenecek

Öte yandan, Bayrampafla Cezae-vi'ndeki operasyona iliflkin EyüpAdliyesi’nde devam eden davada,mahkeme heyeti, katliam öncesindetutsaklar ile hükümet aras›nda “ara-buluculuk” yapan heyette yeralan

ayd›nlar›n dinlenmesine karar ver-di. Tutsak avukatlar›ndan Ömer Ka-vili, Orhan Pamuk'un duruflma günüABD'den görüntülü olarak mahke-me salonuna ba¤lanmas›n› istedi.

Hat›rlanaca¤› gibi, heyette yera-lan ayd›nlar, bir biçimde o görüfl-melerin hükümet taraf›ndan istis-mar edildi¤ini ifade etmifllerdi. He-yette yeralan Mehmet Bekaro¤lu isebunu daha aç›k bir flekilde ortayakoyarak, “kullan›ld›k” demiflti.fiimdi ayd›nlar›, gerçekleri ortayakoyma gibi bir sorumluluk bekliyor.Üstelik, katliamc›lar hakk›nda he-nüz aç›lan bir davan›n dahi bulun-mad›¤›, katiller için soruflturma iz-ninin dahi verilmedi¤i, buna karfl›nkatliamdan sa¤ kurtulanlar›n san›ksandalyesine oturduklar› bir davadasorumluluklar› daha da artacakt›r.

*

Ümraniye’de neredeyse operas-yon sahipsiz kalm›fl durumda, bukatliam› kim yapt›, ç›k›p savunanyok! Bayrampafla’da ise, diri diriyakanlar, kurflunlayanlar hakk›ndadava dahi aç›lam›yor! 12 insan›nölümü “faili meçhul” hale getiril-meye çal›fl›l›yor.

Ve bir yandan burjuva politikac›-lar› ve hukukçular›, Türkiye’nin hu-kuk devleti oldu¤u teranesini tek-rarlamaya devam ediyorlar!!!

19-22 Aral›k katliam davalar›

Operasyon sahipsiz!

Y›l 1993. Demirel’inCumhurbaflkanl›¤›, Çiller’in

baflbakanl›¤›, Do¤an Gürefl’inGenelkurmay Baflkanl›¤›’nda, Su-surluk’un katlederek sindirme poli-tikalar›n›n en pervas›z flekilde uy-guland›¤› günlerdi. 15 A¤ustos'uny›ldönümü yaklafl›rken, PKK atefl-kes ça¤r›lar› yap›yordu, ancak dev-letin haz›rl›klar› bambaflkayd›.

Devlet Kürt halk›na yönelik bü-yük bir sald›r›ya geçti. Sald›r› sade-ce gerillaya yönelik operasyonlarlas›n›rl› de¤ildi, do¤rudan halk› he-def al›yordu. Amaç, katlederek sin-direrek “denizi kurutmak”t›!

15 A¤ustos için yürüyüfller ya-

pan, kepenkler kapatan silahs›z hal-ka vahflice sald›r›ld›. Digor Katlia-m› da bunlardan biriydi. 14 A¤us-tos günü Kars’›n Digor ilçesineba¤l› köylerden gruplar halindegösteri yapmak için Digor’a yürü-yordu halk. ‹lçe giriflinde yollar›panzerler, özel timler taraf›ndankesildi. Silahs›z, savunmas›zd›lar.Hunharca tarand›lar, aralar›nda ço-cuk ve yafll›lar›n da yerald›¤› 17köylü katledildi, 63 kifli yaraland›.

Resmi aç›klama benzeri bütünolaylarda oldu¤u gibiydi: Köylüler‘gerilla’ olarak gösterildi, “çat›flmaç›kt›, ölü ele geçirildiler” denildi!

Yarg› da onay verdi katliama,

katiller akland›. Ve A‹HM’e gidendava, geçen hafta sonuçland›.

Devlet, “dostane çözüm” isteye-rek, “katlettik, para verelim unuta-l›m!” demeye getirdi. Hükümetad›na yay›nlanan deklerasyonda,“Güvenlik güçlerinin afl›r› güç kul-lan›m› nedeniyle bu kadar insan›nölümünden ve yaralanmas›ndanhükümetimiz üzüntü duymaktad›r”denildi. Bu itiraft›, ama eksikti. 8özel timciyi beraat ettiren sistemyerinde duruyordu her fleyden ön-ce. Üstelik ortada çat›flma yoktu ki“afl›r› güç” kullan›lm›fl olsun! Dahada önemlisi, tek tek katliamlar de-¤il, Susurluk politikalar›, bugün desüren Kürt sorununda “inkar-imha”politikalar› tart›fl›lmadan, “üzüntü”itiraflar› yaland›r.

�‘Digor’da katliam yapt›k’ itiraf›

14

11 Mart 2007 / 95

‹nfazc›lar Yarg› Korumas›ndaAdana’da 28 May›s 2004 tarihinde sokak ortas›nda fiiyar Perinçek’i in-

faz etmek ve Nurettin Baflç›’ya iflkence yapmaktan yarg›lanan polisler 6Mart’ta görülen duruflmada beraat ettiler.

Yarg› bir kez daha infazc›lara ve iflkencecilere kol kanat gerdi. Siyasi fiu-be polisleri Davut Özatefl, Erhan Çilo¤lu ve Mesut Gürken’in yarg›land›¤›davada mahkeme “delilleri yetersiz” buldu.

Klasik bir infazc› aklama senaryosuBu dava birçok yönüyle klasik bir ‘infazc› aklama’ davas›d›r. Benzerini

onlarca infaz davas›nda görebilece¤iniz senaryodan baz› bafll›klara bakal›m:

1- Olay›n ilk an›ndan itibaren, deliller Adana Emniyeti taraf›ndan karar-t›ld›. Bunun en klasik biçimi ise, tüm infaz davalar›n›n de¤iflmezi olan, in-faz edilen kiflinin elbiselerinin ortadan kaybolmas› oldu. Yani normal koflul-larda kaybolmas› mümkün olmayan elbiseler, infaz›n en önemli delili ol-duklar› için bir anda yok oluverdiler. Tek bafl›na bu bile aleni bir suçu ört-bas etme giriflimi olmas›na karfl›n, mahkeme sormad›, soruflturmad› bile.

2- ‹nfazc›lar› aklama gerekçesi olarak, “kendini savunma”mazeretine s›¤›n›ld›. Gerçekten kendini mi savunmufltu infazc›-lar, bir çat›flma m› yaflanm›flt›? Görgü tan›klar› tam tersini söy-lüyordu. Olay› gören tüm tan›klar, (polislerin kendileri hariç)fiiyar Perinçek’in planl› flekilde, aç›kça infaz edildi¤ini kan›tla-yan ifadeler verdiler. Mahkeme bunlar› de¤il, infazc›lar›n “ken-dimizi savunduk” yalanlar›n› esas ald›.

3- Tan›klar› da bir yana b›rak›n, bir mahkemenin böyle birdurumda yapaca¤› ilk fley, olay›n yafland›¤› yerde keflif yapmakt›r. Çat›flma-ya iliflkin bir emare var m›, araflt›rmakt›r. Avukatlar›n bu yöndeki talepleri-ni dava boyunca hep reddeden mahkeme, “delil toplamay›” gereksiz buldu.

4- Ayn› durum iflkence olay› için de geçerlidir. Nurettin Baflç›’n›n iflken-ce gördü¤üne dair doktor raporlar› olmas›na karfl›n, yok say›ld›. Doktor ra-porlar›na, bilime de¤il, iflkenceci polisleri itibar etti oligarflinin hukuku.

Tablo ortada; bu ülkede hukuk, adalet var m›? ‹nfazc›lar›n, iflkencecile-rin aymazca korundu¤u bir yerde, demokratikleflmeden, “iflkenceye s›f›rtolerans”tan söz edilebilir mi? ‘El so¤utmama’ politikas› AKP ile sürüyor!

Türkler’in katiline beraatD‹SK genel baflkanlar›ndan Kemal Türkler’i 27 y›l önce katle-

den faflist katillerden Ünal Osmana¤ao¤lu bir kez daha beraat ettiril-di. 5 Mart’ta görülen duruflmada, soruflturman›n geniflletilmesi talebini dahaönce reddeden Bak›rköy 2. A¤›r Ceza Mahkemesi, Yarg›tay’dan dönen dos-yada, faflist tetikçinin “bu suçu iflledi¤i hususunda mahkumiyetine yeterli vekati deliller bulunamad›¤›” iddias›yla beraat›na hükmetti. Oysa, faflist tetik-çi, Kemal Türkler’in k›z› Nilgün Soydan taraf›ndan teflhis edilmiflti.

27 y›l önce ifllenen cinayetin katillerini dahi korumaya devam eden biryarg›, asl›nda bu cinayetin as›l faillerinin kim oldu¤unu da göstermektedir.Türkler’in katledilmesi, geliflen devrimci mücadeleye, iflçi emekçilerin mü-cadelesine karfl›, devletin devreye soktu¤u MHP’li faflistlerin cinayetlerin-den biriydi. T›pk› Çorum, Marafl, 1 May›s ‘77 katliamlar› gibi, geliflen ha-reketi terörize edip sindirmeyi amaçl›yordu. “Milliyetçiler cinayet iflliyordedirtemezsiniz” politikas› devam ediyor. Linçler, Dink cinayeti ve artansald›r›lar, faflistlerin bu politikadan gerekli mesaj› ald›klar›n› da gösteriyor.

� Yarg›tay Savc›s›: Yaflanan Vahflettir10 y›l önce Diyarba-

k›r E Tipi Cezaevi’nde 10PKK tutsa¤›n›n kafalar›parçalanarak katledilme-sine iliflkin davada veri-len karar›n Yarg›tay’dabozulmas› istendi. Arala-r›nda üst düzey polis veaskerlerin de bulundu¤u 62 kiflihakk›nda verilen 5’er y›ll›k mahku-miyetin az oldu¤unu belirten Yarg›-tay Savc›s› Gökhan Sayg›n, gerek-çesinde baz› gerçekleri dile getiri-yor. Sayg›n, tutuklular›n öldürülme-sinin toplumun ortak bilincinin,duygusunun ve vicdan›n›n hiçbirzaman onaylamayaca¤› tarzda, vah-fli bir e¤ilim sergileyerek ve cana-varca bir hisle meydana geldi¤ininalt›n› çizerek, san›klar›n a¤›rlaflt›r›l-m›fl müebbet hapisle cezaland›r›l-malar›n› istedi.

Dokunulmazl›k Kan› Temizleyemez!Süleyman Demirel, kendi-

sini Deniz Gezmifl, Hüseyin‹nan ve Yusuf Aslan'›n idam-lar›ndan sorumlu tutan ve"Elinizde kan izi var Süley-man Bey. Menderes'in infaz›-n›n rövanfl›n› 3 gencin cena-zesi üzerinden almak istiyor-du" diyen, Sabah yazar› Ergun Ba-bahan'› dava etti. Babahan'›n, De-mirel’i 'öç al›c› kifli' olarak tan›t›phakarette bulunmaktan, 32 aya ka-dar hapsi isteniyor.

Demirel; Babahan’›n suçlamala-r›na iliflkin ise, avukatlar›nca veri-len dilekçede “kürsü dokunulmazl›-¤›na” s›¤›nd›. Bu bile asl›nda, “suçiflledim, evet idam ettirmek içinelimden geleni yapt›m” itiraf›yd›.Demirel’in avukat›, “kürsü doku-nulmazl›¤› oldu¤unu, meclisteki oyve sözlerinden, mecliste ileri sürdü-¤ü düflüncelerinden dolay› sorumlututulamaz” savunmas› yapt›.

15

11 Mart 2007 / 95

16

11 Mart 2007 / 95

AAddaalleett BBaakkaannll››¤¤››’’nn››nn yyaayy››nnllaadd››--¤¤›› ggeenneellggee üüzzeerriinnee 2222 OOccaakk’’ddaa ööllüümm oorr uu--

ccuunnaa aarraa vveerreenn ööllüümm oorruuccuu ddiirreenniiflflççiilleerrii AAvv.. BBeehhiiççAAflflcc››,, GGüüllccaann GGöörrüürroo¤¤lluu vvee SSeevvggii SSaayymmaazz,, 55 MMaarrtt’’ttaaoorrttaakk bbiirr aaçç››kkllaammaa yyaappaarraakk,, ggeenneellggeenniinn uuyygguullaannmmaa--ss›› nnookkttaass››nnddaa çç››kkaann ssoorruunnllaarraa ddiikkkkaatt ççeekkttiilleerr.. ÜÜçç ddii--rreenniiflflççiinniinn aaçç››kkllaammaass››nn›› aaflflaa¤¤››ddaa ssuunnuuyyoorruuzz::

"22 OCAK 2007 TAR‹H VVE 45/1 SAYILI; ADALET BAKANLI⁄I GENELGES‹, F T‹P‹HAP‹SHANELERDE UYGULANMALIDIR!

2000 y›l›ndan 2007 y›l›na dek süren F Tipi hapisha-nelerdeki tecrite karfl› ölüm orucu direnifline bilindi¤iüzere 22 Ocak 2007 tarihinde ara verildi.

Biz bu büyük direniflin son ölüm orucu direniflçileriolarak Adalet Bakanl›¤› taraf›ndan 22 Ocak 2007 tari-hinde yay›nlanan 45/1 say›l› genelgeyi tecritin k›r›lma-s›nda somut bir ad›m olarak de¤erlendirmifl ve direni-flimizin ilerleyen günlerinde ölüm orucu direniflimizeara vermifltik.

Bu genelgede direniflimize ara vermemize etkenolan flu hükümler söz konusu olmufltu:

45/1 say›l› genelgede tutsaklar›n "tretman" kofluluolmadan biraraya gelmesi mümkün hale getirilmifltir.Bu ad›m tecritin k›r›lmas›nda belirleyici olmaktad›r.

Yine söz konusu bu genelgede tutsaklar›n haftada

10 saat bir-araya getiril-mesi öngö-rüldü¤ü gibi

bizzat Adalet Bakan›'n›n kendisi bu sürenin 20 saate ç›-kar›laca¤›n› da taahhüt etmifltir.

Ancak genelgenin yay›nlanmas›n›n üstünden yakla-fl›k 1,5 ay geçmifl olmas›na ra¤men, genelgenin hü-kümleri halen uygulamaya geçirilmemifltir. F Tipi ha-pishanelerinin idari yetkilileri genelge hükümlerini ha-yata geçirme konusunda ayak diremektedirler.

Adalet Bakanl›¤› ve Ceza ve Tevkif Evleri GenelMüdürlü¤ü ise sorunlar›n çözümü do¤rultusunda seyir-ci kalarak bu sonucun as›l muhatab› durumundad›rlar.

Direniflçiler olarak geliflmeleri ve uygulamalar› dik-katle izliyoruz. Ve Adalet Bakanl›¤›n› uyar›yoruz;

Adalet Bakan›, 45/1 say›l› genelge ile tan›d›¤›, söz-lü olarak taahhütlerde bulundu¤u haklar› fiilen ifllevsizhale getirme hesaplar› yapmamal›d›r. Bu tür manevra-lar ve hesaplar direniflimize yeniden bafllayaca¤›m›zanlam›na gelecektir.

Ayr›ca ölüm orucu direnifline ara verirken F Tipihapishanelerde uygulamaya konulacak genelgenin ta-kipçisi olacaklar›n› aç›klayan ve sorumluluk alacakla-r›n› söyleyen, ayd›nlar›-sanatç›lar›, DKÖ ve meslekörgütleri temsilcilerini ve politikac›lar› sorunlar›n çö-zümü do¤rultusunda giriflimlerde bulunmaya davetediyoruz.

5 Mart 2007 / AAvv.. BBeehhiiçç AAflflcc››,,GGüüllccaann GGöörrüürroo¤¤lluu,, SSeevvggii SSaayymmaazz

ÜÜçç DDiirreenniiflflççiiddeenn AAddaalleett BBaakkaannll››¤¤››’’nnaa ÇÇaa¤¤rr››::

GENELGE DERHAL UYGULANMALIDIR!

TTAAYYAADD''ll››llaarrddaann BBaakkaannll››¤¤aa vvee TTeeccrriitt KKaarrflfl››ttllaarr››nnaa ÇÇaa¤¤rr››

TAYAD'l› Aileler, ölüm orucunaara verilmesine vesile olan AdaletBakanl›¤›’n›n 45/1 say›l› genelgesi-nin uygulanmad›¤›n› duyurmak vebu durumu protesto etmek için 7Mart günü ‹stanbul Taksim’de bireylem yapt›lar.

‘‘HHaappiisshhaanneelleerrddee 4455//11 SSaayy››ll››GGeenneellggee UUyygguullaannss››nn’’ pankart› açanTAYAD'l›lar, eylemde "F TiplerindeTecrit ve Hak ihlalleri Sürüyor”,“45/1 Say›l› Genelge Uygulanm›-yor" yaz›l› dövizler de tafl›d›lar.

Eylemde bir aç›klama yapan TA-YAD Baflkan› Mehmet Güvel flöylededi: “22 Ocak tarihinden bu yana

45/1 say›l› genelgenin hapishane-lerde hayata geçirilmesi için at›-lacak ad›mlar› bekledik ve izle-dik. Ancak gördük ki genelgedekihükümler hayata geçirilmiyor,kazan›lan haklar uygulanm›yor.Bu sonuçtan hiç kuflkusuz birincidereceden sorumlu olan AdaletBakan›d›r. Alt›nda kendi imzas›n›nbulundu¤u bu genelgeyi uygulat-mak bakanl›¤›n iradesinin ve insi-yatifinin ve niyetinin de göstergesiolacakt›r. Biz tutsak yak›nlar› ola-rak tecrite karfl› mücadelemizi tecritkalkana kadar sürdürece¤iz. Bu ko-nuda öncelikli hedefimiz 45/1 say›l›genelgenin uygulanmas›d›r."

Yaklafl›k 80 kiflinin kat›ld›¤› ey-lemde, tecrite karfl› oldu¤unu söyle-yen herkesi genelgenin uygulanma-s› için mücadeleye ça¤›ran Güvel’inkonuflmas›n›n ard›ndan Av. BehiçAflc›, Gülcan Görüro¤lu ve SevgiSaymaz'›n genelgenin uygulanma-s›na iliflkin yapt›klar› aç›klamaokundu.

Halk›n Hukuk Bürosu da 7 Martgünü bir aç›klama yaparak, tecritinkald›r›lmas› için somut ad›m olarakkabul edilen genelgenin uygulan-mas› ça¤r›s› yapt›. Aç›klamadaözetle flunlar belirtiliyor:

22 Ocak 2007 tarihinde AdaletBakanl›¤› taraf›ndan yay›nlanan45/1 say›l› genelge ile hiçbir flartaranmaks›z›n 10 tutuklu ve hüküm-lünün haftal›k 10 saat biraraya geti-rilmesi ile hapishanelerin incelen-mesi ve denetlenmesi noktas›ndaDemokratik Kitle Örgütlerinin kat›-l›m› kabul edilmifltir.

Yine Adalet Bakan› çeflitli mes-lek odas› ve konfederasyon baflkan-lar›na sözlü olarak "Sohbet görüfl-mesine ç›kacak on kiflinin tespitedilmesinde kiflilerin talebinin esasal›naca¤› ... toplu biraraya gelmesüresinin 20 saate ç›kar›labilece¤ive on saatle s›n›rl› sürenin imkanlarçerçevesinde geçici olarak kabuledilmesi gerekti¤ini" belirtmifl vebu beyan bas›na da 23-24 Ocak2007 tarihlerinde yans›m›flt›r.

Tecriti tamamen ortadan kald›r-mayan, yaln›z ortadan kald›r›lmas›noktas›nda somut ad›m olarak de-¤erlendirilen bu geliflmeler üzerinesorunun taraf› ve muhatab› oldukla-r›n› aç›klayan Demokratik Kitle Ör-gütleri ve ayd›nlar›n ça¤r›s›ylaölüm orucu eylemini sürdüren Avu-kat Behiç AfiCI, Sevgi SAYMAZve Gülcan GÖRÜRO⁄LU geliflme-leri de¤erlendirmek ve izlemek üze-re eylemlerine ara verdiklerini aç›k-lam›fllard›r.

22 Ocak tarihli genelgenin ya-y›nlanmas› üzerinden yeterli zamangeçmesine ra¤men genelge hâliha-z›rda hiçbir hapishanede tam olarakuygulanmamaktad›r.

�Çeflitli hapishanelerde; nedengöstermeksizin veya fiziksel imkân-s›zl›k iddias›yla sürenin on saatin

alt›nda kabul ettirilmeye çal›fl›ld›¤›görülmektedir.

Tamamen bakanl›¤›n sözlü taah-hüdünün ruhuna ayk›r› bulunan veiyilefltirme iradesinin süreklili¤in-den flüphe duyulmas›na yol açan bututum terk edilmelidir.

�Genelge tarihi ile "uygulama"tarihi aras›nda herhangi bir mekân-sal say›sal fark bulunmad›¤› aç›k ol-du¤una göre sözde imkâns›zl›k ilerisürülerek say› s›n›rlamas›na gitme-nin tamamen kötü niyetli bir tutumoldu¤una dikkat çekilmelidir.

�Haftal›k toplam 10 (on) saatolan biraraya gelme süresinin hapis-hane idarelerinin iradesine terk edi-lerek keyfi olarak afla¤›ya çekilmesigiriflimleri genelgenin sözüne oldu-¤u kadar amac›na da ayk›r› bulun-makta, hakk›n kullan›lmas›n› zor-laflt›rmakta veya imkâns›z hale ge-tirmektedir. Ayn› genelge ile aç›kçadüzenlenen ve "ortak mekân yeter-sizli¤i sorunu çözülünceye kadarkapat›lma birimleri de dâhil olmaküzere her türlü kapal› alan›n kulla-n›labilmesine imkân tan›yan düzen-leme" hayata geçirilmelidir. Bu

yönde bahane üretmek genelge ko-flullar›nda maddi ve hukuki anlam-dan yoksundur.

�Genelgenin ttretman kofluluolmaks›z›n biraraya getirmeyi dü-zenlemesine ra¤men baz› hapishaneidarelerinin tutuklu ve hükümlüleridisiplin cezalar› oldu¤u gerekçesiy-le asgari süreyi ihlal eden uygula-man›n dahi d›fl›nda tutmalar› kayg›vericidir.

Genelgenin aç›k hükmü karfl›-s›nda, uygulay›c›lar yönünden "gö-revi suistimal suçu" oluflturacak bututum derhal terk edilmeli, sorum-lular hakk›nda adli ve idari sorufl-turma yürütülmelidir.

�Bakanl›k kendi imzas› ile ya-y›nlanan genelgenin uygulanmas›n›sa¤lamal› ve kamuoyu önünde ver-di¤i sözleri bir an önce yerine getir-melidir. Aksi tutum ve davran›fllarbakanl›¤›n tecrit uygulamalar›n› sa-vundu¤u anlam›na gelece¤i gibi butarihten sonra meydana gelecekolumsuzluklar›n tarihsel ve siyasalsorumlulu¤unu da siyasal iktidarüzerinde b›rakacakt›r.

17

11 Mart 2007 / 95

YAfiASIN D‹REN‹fiYAfiASIN ZAFER

Kocaeli Haklar ve ÖzgürlüklerCephesi, ölüm orucu direnifline araverilmesinin ard›ndan Büyük Dire-nifl’in 122 flehidini anmak için bir et-kinlik düzenledi.

6 Mart’ta Tuncelililer Derne-¤i'nde düzenlenen etkinlikte yap›lankonuflmalarda ölüm orucu direniflineara verilmesi de¤erlendirilirken,HÖC ad›na Ekin Günefl Sayg›l› tara-f›ndan yap›lan konuflmada 19 Aral›ksald›r›s›n›n amaçlar›ndan, gelinennoktada elde edilen siyasi zafer vesomut kazan›mlardan bahsedildi. Ar-

d›ndan söz alan Kocaeli TuncelililerDerne¤i Baflkan› Ruhi Çelik, dernekolarak bu konuya sürekli duyarl›l›kgösterdiklerini, bu etkinli¤e ev sa-hipli¤i yapt›klar›ndan dolay› da mut-lu olduklar›n› ve ölen 122 insan›nönünde sayg›yla e¤ildiklerini ifadeetti. Kocaeli Tecrite Karfl› Dayan›fl-ma Komitesi ad›na Barbaros Tantanda yaflanan sürece duyars›z kalman›nimkâns›z oldu¤unu belirtti.

Etkinlikte FOSEM taraf›ndan ha-z›rlanan 'Umut Ya¤muru' adl› filmgösterilirken, Kocaeli Gençlik Der-ne¤i Tiyatro Grubu, haz›rlad›klar›oyunu, Grup K›v›lc›m'›n müziklerieflli¤inde sahneye koydu. Etkinlik,kat›lan 150 kiflinin coflkulu halayla-r›yla sona erdi.

BBaakkaannll››kk kkeennddii iimmzzaass›› iillee yyaayy››nnllaannaann ggeenneellggeenniinnuuyygguullaannmmaass››nn›› ssaa¤¤llaammaall›› vvee kkaammuuooyyuu öönnüünnddeevveerrddii¤¤ii ssöözzlleerrii bbiirr aann öönnccee yyeerriinnee ggeettiirrmmeelliiddiirr..

18

11 Mart 2007 / 95

KKaanndd››rraa FF TTiippii’’nnddeenn TTaanneerr KKoorrkk--mmaazz’’››nn 2277 fifiuubbaatt 22000077 ttaarriihhllii mmeekkttuu--bbuunnddaann aakkttaarr››yyoorruuzz::

16 fiubat Cuma günü arkadafl›m›z Mehmet Sa¤l›k,araman›n yap›l›fl tarz› üzerine ç›kan bir tart›flman›n ar-d›ndan "Müdürle görüfltürece¤iz" denilerek bir odayasokulup, burada feci halde dövülüyor. Ard›ndan da 'sün-gerli oda' diye tabir edilen her taraf› süngerle kapl›, ka-pal› hücreye at›l›yor. Uzun süre geri gelmeyince merakedip sorduk. Bir cevap da alamay›nca, ›srar etmemizüzerine, ancak birkaç saat sonra durumundan haberdarolabildik. Ve ard›ndan da Mehmet, yüzü gözü kanlariçinde hücreye getirildi. ... Bu olayda sorun arama de-¤ildi. Öyle olsayd› bir flekilde çözülürdü zaten. Dahaönce de benzer sorunlar yaflanm›fl ve çözülmüfltü. Budefa anlafl›lan o ki niyet fark› vard›. Bu yüzden taham-mülsüzlük diyoruz. Politik zaferimize yönelik bir sald›-r›d›r bu esas›nda.

... Genelgenin ard›ndan 7 y›l›n akabinde birbirimiz-le kucaklaflaca¤›m›z için heyecanland›k ve bu heyecan›halen canl› tutuyoruz. Çünkü henüz biraraya gelebilmiflde¤iliz. ... Yeterli yer olmad›¤› söyleniyor. Biz de genel-genin gere¤inin yap›lmas›n› söyledik ve bekliyoruz.

***

‹dare Ayak SürüyorTTeekkiirrddaa¤¤ 22 NNoo’’lluu FF TTiippii’’nnddeenn KKeennaann GGüünnyyeell’’iinn 2233

fifiuubbaatt ttaarriihhllii mmeekkttuubbuunnddaann aakkttaarr››yyoorruuzz::

13 fiubat Sal› günü sohbet alan› olan ailelerle aç›kgörüfl yapt›¤›m›z yere götürüldük. Bizim hücre ve di¤erhücre ile ç›kt›k. Yani 6 kifli. 2 saat sürdü. O hafta bir da-ha ç›karmad›lar. Sonraki hafta (19-23 fiubat) da hiç ç›-karmad›lar. ‘Yeni düzenleme yap›p ç›karacaklar’m›fl.Bakal›m yeni düzenleme ile nas›l olacak?

***

SSiinnccaann FF TTiippii’’nnddeenn KKaaaann ÜÜnnssaall’’››nn 1144 fifiuubbaatt 22000077ttaarriihhllii mmeekkttuubbuunnddaann aakkttaarr››yyoorruuzz::

Bu mektupla birlikte 3 adet karar gönderiyorum: Yü-rüyüfl Dergisi’nin 76, 77 ve 78. say›lar› ile gençlik der-gisinin 2 say›s›n›n sak›ncal› bulunmas› ile ilgili E¤itimKurulu, Ankara ‹nfaz Hakimli¤i ve Ankara 2. A¤›r Ce-za Mahkemesi’nin karar›. Cezaevi E¤itim Kurulu, hak-k›nda toplatma, yasaklama karar› olmayan, bayilerdesat›lan, serbestçe da¤›t›lan bu dergilerin bize verilme-mesi için karar ald›. ...

Yürüyüfl Dergisi’ni 64. say›dan sonra -yani 30 hafta-d›r- okuyamad›k. Sürekli buna benzer kararlarla dergi-lerden, kitaplardan yararlanmam›z, okumam›z engelle-niyor.

Kand›ra FF TTipi’nde

‹fiKENCE �� Tekeller ““ifline” bbak›yor

Genelkurmay’la AKP hükümeti, “Barzani’yle görüfle-lim mi görüflmeyelim mi?” diye kavga ededursun,

tekeller, Barzani’nin yönetimindeki Kuzey Irak’ta ti-

caret ve yat›r›mlar›n› sürdürüyorlar.

Geçen hafta, Çukurova Grubu’nun Kuzey Irak'ta (yani

Barzani’nin yönetimindeki Güney Kürdistan’da) açt›-

¤› kuyulardan birinde daha petrol buldu¤u aç›kland›.

Çukurova Grubu bünyesindeki Genel Enerji Afi’nin

açt›¤› kuyu, “Taq Taq sahas›” ad› verilen bölgede bu-

lunuyor. Bu bölge ise, Kerkük'ün 60 kilometre kuzey-

do¤usunda. K›sacas›, tekellerin Güney Kürdistan’da

iflleri yolunda, Barzani’yle de bir problemleri yok!!!

�� 2 yyafl›nda hhapishanede

Nuriye ‹reç, bundan bir süre önce hastanede sezeryan-

la do¤um yapt›. Ama hastane masraflar›na ödeyeme-

diler ve borç senedi vererek ç›kabildiler hastaneden.

Ne var ki, 719 YTL tutar›ndaki o borcun bir k›sm›n›

ödeyemediler. PPaattrroonnllaarr vvee ppaattrroonnllaarr››nn ddeevvlleettii

hemen yakas›na yap›flt› ‹reçler’in. Ve geçen hafta, 32

yafl›ndaki Nuriye ‹reç, 38 yafl›ndaki kocas› Ahmet

‹reç ve 2 yafl›ndaki çocuklar›yla birlikte, Mersin E Ti-

pi Cezaevi’ne at›ld›lar.

Evet, “hastanede rehin kalma dönemi” bitmifl, flimdi

anneleri, babalar›, çocuklar›yla birlikte hapsetme dö-

nemi bafll›yordu. Baflbakan Erdo¤an ‘Benim ülkem-de bu olamaz’ demifl. O zaman baflka bir ülkede ol-

mufl olmal› veya Erdo¤an bu ülkede yaflam›yor! Her

neyse, “imdada bir hay›rsever yetiflti” ve ‹reçler ç›ka-

r›ld›lar hapishaneden. Bir hay›rseverle küllemifl mi ol-

dunuz flimdi bu Türkiye gerçe¤ini???

�� Bu ‘‘üüççüünnccüüllüükk’’ kimin utanc›???AB'ye ba¤l› Avrupa Yaflam ve Çal›flma Koflullar›n› ‹yi-

lefltirme Kurumu taraf›ndan haz›rlanan bir rapor, ii flfl--

yyeerriinnddee cciinnsseell ttaacciizzddee Türkiye’yi “Avrupa üçüncü-

sü” olarak gösteriyor.

Hat›rlanaca¤› gibi, bir süre önce de internette, çocuk

pornosuyla ilgili sitelere en fazla Türkiye’den girildi-

¤ini gösteren bir araflt›rma yay›nlanm›flt›. Keza, Ulus-

lararas› Göç Örgütü’nün 2004’te yay›nlad›¤› raporda

da, ““TTüürrkkiiyyee''nniinn kkaadd››nn ttiiccaarreettii vvee ffuuhhuuflflttaa mmeerr--

kkeezz üüss hhaalliinnee ggeellddii¤¤ii”” gösteriliyordu.

Ne oluyor? Veya, nas›l oluyor da, “muhafazakar, mü-

tedeyyin” bir toplumda böyle bir sonuç ortaya ç›k›-

yor... Bu yozlaflma nas›l kendine zemin bulup

yay›l›yor. Ama tüm bu rakamlardan, istatistiklerden

ve olaylardan ddaahhaa öönneemmllii vvee ddaahhaa vvaahhiimm olan,

bu ülkeyi yönetenlerin bunlar› görmezden gelen tutu-

mudur.

not düflüyoruz

Büyük Direnifl’in son neferleriolan Gülcan Görüro¤lu ve BehiçAflc›’n›n tedavileri sürerken, direni-fle ara verilmesinin ard›ndan ilk kezgörüfltük onlarla. Geçen hafta Gül-can’a yer vermifltik. Bu hafta da Be-hiç Aflc›’ya kulak veriyoruz.

Bir an önce iyileflip tutsaklar› ziyaret edece¤im

� fifiuu aann ssaa¤¤ll››kk dduurruummuunnuuzz nnaa--ss››ll,, tteeddaavviinniizz nnaass››ll ggiiddiiyyoorr,, nnee ttüürrbbiirr tteeddaavvii uuyygguullaann››yyoorr??

Ölüm orucuna ara vereli yakla-fl›k bir ay oldu. 22 Ocak'tan berihastanedeyiz, bu sürenin 10 günüyo¤un bak›mda geçti, reanimasyonservisinde. O serviste geçirdi¤imgünlerin zaten çok az bir k›sm›n›hat›rl›yorum, hastaneye kald›r›ld›-¤›m anda durumum biraz a¤›rm›fl,çok a¤›r bir enfeksiyon tüm vücudukaplam›fl, ütonom açl›k var, vücu-dun tüm ya¤ ve kas kitlesi erimifl.

Vücut birçok fonksiyonunu durdur-mufl, örne¤in art›k kan üretmiyor-mufl, asgari anlamda enerji kullan›l-d›¤› için art›k temel organlar çal›fl›-yor, örne¤in kalp gibi. Koma halin-de asl›nda getirilmifliz hastaneye.Uyutulmuflum ve yo¤un bir tedaviuygulanm›fl, antibiyotik tedavisi,kan ve kan ürünleri verilmifl, sonuç-ta tedaviye cevap vermiflim. fiu ans›v› mamaya geçtik, 9-10. günündeacil dahiliye servisine getirildim.Burada da gerçekten uzman, ‘96Ölüm Orucu’ndan deneyimi olanbir ekibin denetiminde tedavileri-miz devam ediyor. Vücudun eksikolan maddeleri tamamlan›yor. fiu anorganlar›n hemen hepsi normal çal›-flabilir duruma geldi. Sadece gözle-rimde bulan›k görme problemi var,halen cisimleri birbirinden ay›rtedemiyorum, televizyon izleyemi-yorum, gazete okuyam›yorum. Buda zaten zaman içinde çözülecekolan bir mesele.

Bunun d›fl›nda, bir aksilik ol-

mazsa yar›n diyet beslenmeye bafl-layaca¤›z, biraz daha rahatlam›flolaca¤›z. Vücut her fleyini kaybet-mifl durumda doktorlara teslim edil-dik. fiimdi doktorlar da vücudunkaybetti¤i o her fleyi yerine koyma-ya u¤rafl›yorlar. Kas kitlesi, vücu-dun ya¤ kitlesi, di¤er dokular› or-ganlar›n yeterli ve düzgün çal›flma-s›n›n sa¤lanmas› vs. hepsini yapma-ya çal›fl›yorlar. Son yap›lan kontrol-lerde de her fley normal ç›kt›. Do¤alolarak 293 günlük bir açl›k sözko-nusuydu hiç kas dokusu kalmam›fl-t›. Oluflan bu kaslar normal bir insa-n›n kaslar› gibi de¤il, aktif hale ge-tirmek gerekiyor, yatakta veya otu-rarak kültür fizik hareketleri yap›-yoruz. Yeni yeni aya¤a kalk›p yürü-me antremanlar›na bafllad›k. 10metre, 20 metre kadar yürüyüp din-

leniyorum. Yürüme antremanlar›n-da üç defa aya¤›m burkuldu. Yanikaslar bu kadar zay›f. Hedefimiz biran önce iyileflmek, ifllerimizin bafl›-na geçmek.

Ölüm orucu flehitlerinin mezar-lar›n› ziyaret etmek gerekiyor, bubizim borcumuz, hapishanedeki tut-saklar› ziyaret etmek gerekiyor. On-lar için ölüme yatt›k. Ve demokrasimücadelesi anlam›nda toplumunde¤iflik kesimlerinden son derecegüzel tepkiler geldi. Onlarla enaz›ndan bir teflekkür görüflmeleriyapmak gerekiyor.

Anlamayanlar olacakt›r

� EEyylleemmii bbiittiirrmmee kkaarraarr››nn››nnvveerriillddii¤¤ii aann›› nnaass››ll yyaaflflaadd››nn››zz??

Avukat olmamdan kaynakl›ölüm orucundaki geliflmelerin bü-yük bir k›sm›n› çok daha yak›ndantakip edebildim, belki di¤er direnifl-çilere göre fark›m›z bu oldu. Böylebir bitifl bekliyor muyduk? Aç›kças›beklemiyordum. Çünkü Adalet Ba-kan› anlafl›lmaz bir flekilde uzlafl-maz bir görüntü sergiliyordu. He-men her türlü öneriyi klasik bir te-rör demagojisiyle reddediyordu. ‹s-tedi¤i tek fley direnifli b›rakmam›z-d›. Böyle bir fley olmas› mümkünde¤ildi. Her fley çok h›zl› geliflti. Biranda genelge gündeme geldi, hafta-da 10 saat müvekkillerimizin hiçbirkoflula ba¤l› olmaks›z›n birarayagelmelerini sa¤layacak bir genelge.

Bu haberi al›nca hem flafl›rd›mhem de merak etmeye bafllad›m.Müvekkillerimiz, bunun tecritinkald›r›lmas› konusunda ilk ad›molaca¤›n› düflünerek, kabul edipölüm orucuna ara vereceklerini söy-lediler. Onlar›n ara vermesi duru-munda zaten biz de ara verecektik.Genelgenin ak›betini bekledik. Ya-n›m›zda o zaman çok az insan var-d›, bir aç›klama yapmam›flt›k he-nüz. Sonra haber geldi, D‹SK, ‹s-tanbul Barosu, TTB baflkanlar›, Ya-flar Kemal, heyet olarak ziyarete ge-lecekler. Ve "bakanl›k genelgeyi ya-y›nlad›, bu tecritin kald›r›lmas› an-lam›nda bir ilk ad›md›r, sizler de di-renifli b›rak›n" ça¤r›s›n› yapmaya

19

11 Mart 2007 / 95

Behiç Aflc›, direnifle ara vverdikten sonra ilk kez Yürüyüfl’e konufltu

Sorumluluklar›m›z çok daha fazla artt›

geldiklerini haber ald›k. Onlar ziya-rete geldiklerinde bakanl›k genelge-si de yay›nland›.

Hepimizi çok mutlu etti bu. Ha-t›rl›yorum o an›, gözlerim dolu doluoldu. Çünkü bir sonuç elde ettik. Busonucu flu anda anlad›¤›m kadar›ylasol anlamad› henüz. 122 insan bu-nun için mi öldü, 7 y›l direnifl bununiçin mi yap›ld›... gibi de¤erlendir-meler yapm›fllar. Kendi içinde birsürü fleyi tafl›yan bambaflka bir so-nuçtu. Dile kolay 7 y›ll›k bir direni-flin sonu. 122 flehidin sonu. Bu sonugetiren elbete 122 flehittir. Onlar›nflehitlikleri direnifli bu noktaya ç›-karm›flt›r ve elde edilen sonuç kendiiçinde oldukça de¤erlidir bence.

Yani çok karmafl›k duygular ya-flad›¤›m› hat›rl›yorum. Tutsaklarad›na çok sevindim, birbirlerini gö-rebilecekler art›k. K›sa bir süre ön-ce Ercan Kartal ve Ali Osman Kösebiraraya getirilmifllerdi, o zamanflöyle düflünmüfltüm. Bu sonuç bile7 y›ll›k sürece de¤er. Onlar› yüz yü-ze getirmek görüfltürebilmek, insansesini ulaflt›rabilmek için 7 y›ll›ksüreç de¤er diye düflünmüfltüm. Ay-n›s› oldu. fiimdi müvekkillerimizbirbirini görebilecekler, doyas›yasohbet edebilecekler. O zaman çokbüyük bir mutluluk yaflad›¤›m›z›hat›rl›yorum. Do¤rusu belki dahaçok taze oldu¤u için duygular›m›z›kolay anlatam›yoruz. Uzunca birsüre konuflamad›¤›m› hat›rl›yorum.Karmafl›k duygular yaflad›k bir yan-dan da. Bir yanda ödenen bedel biryandan yarat›lan sonuç. Ben önemli

bir sonuç diye düflünüyorum. Solçocukluk hastal›¤›ndan bir türlükurtulamam›fl. Anlam›yorlar. Süre-cin bütünlü¤ünü düflündü¤ümüzdebile kendi içinde çok ö¤retici, dersç›kar›lmas› gereken fleyler oldu¤u-nu ve kendi içinde birçok zaferi ta-fl›d›¤›n› düflünüyorum. Bunlar› dü-flündüm. Zaten heyet ziyarete geldi-¤inde onlarla da konuflamad›m. Ta-mam bakanl›k genelgeyi yay›nlarsabiz de tedaviye bafllayaca¤›z. Ma-dem ki müvekkilerimiz bu genelge-yi kabul ediyorlar bize düflen teda-viye bafllamak diyebildim sadece.

Mesele nas›l öldü¤ünüz

� YYüüzzlleerrccee ggüünnllüükk aaççll››¤¤›› yyaaflflaa--yyaannllaarr yyaa flfleehhiitt oolldduu,, yyaa ggaazzii,, yyaaddaa hhaaiinn...... SSiizz iissee ööllüümmüünn eeflflii¤¤iinn--ddeenn ddöönneerreekk zzaaffeerrii yyaaflflaadd››nn››zz......

Ölüm orucuna bafllarken bu tar-t›flmay› da çok yaflam›flt›m kendiiçimde. Ölüm orucunda var›lacaknokta bellidir. Ya taleplerimiz kabuledilecek ve biz yaflayaca¤›z ya daölece¤iz. Ölümü daha farkl› bir ye-re koymak gerekiyor, devrimcilikleölüm iç içedir, bunu yaratan da siya-si iktidard›r. Çünkü devrimcili¤i fi-ziken yoketmeye çal›fl›yorlar. Butart›flmay› tekrar tekrar yapt›m ve flusonucu ç›kard›m. Ölümden korktu-¤umu ya da korkmad›¤›m› söyleye-mem. Çünkü ölüm bir gerçeklik,mesele nas›l öldü¤ümüz, kim içinöldü¤ümüz. Ben eyleme bafllad›k-tan 10 gün sonra bir avukat arkada-fl›m›z adli bir flekilde b›çakland› veöldü. Ben onunki gibi bir ölümü as-la tercih etmek istemezdim. Ölümorucundaki bir ölüm tercih edilebi-lecek bir ölümdür. Burada bir amaçvar ve baflkalar› için kendi hayat›-m›zdan vazgeçiyoruz. Zaten bu he-saplaflmay› yapt›ktan sonra ölümhem do¤allaflt› hem gündemizdenç›kt›. Zaten hastaneye kald›r›ld›-¤›mda art›k son anlar›m›z› yafla-maktaym›fl›z. Doktorlar öyle söylü-yor, en fazla bir gün daha yaflarm›-fl›m. Yani ölebilirdik, bu da zaten bueylemin kendi do¤all›¤›nda olan birsonuç. Böyle olmad› bambaflka gü-zel bir sonuç yaflad›k. Bu sonucu

anlatmak hakikaten çok zor, isterdikki di¤er arkadafllar›m›z da bunugörsünler, Fatma, Ahmet ‹bili, hepsibu sonucu görsün. Ama eminim kionlar da görüyorlar bu sonucu.

Ya flehit olacakt›k ya da direniflbitecekti. Direniflin bu noktada ha-ber verilmifl olmas›ndan dolay› el-bette mutluyuz. Gerçekten çok ola-¤an üstü sonuçlar yarat›ld›.

Demokratik mücadelede güzel örnekler yarat›ld›

� BBuu ssüürreeççttee hhuukkuukkççuullaarr››nn yyee--rraall››flfl››nn›› vvee ssüürreecciinn hhuukkuukk vvee aaddaa--lleett aaçç››ss››nnddaann kkaazzaann››mmllaarr››nn››nn bbiirrddee¤¤eerrlleennddiirrmmeessiinnii yyaappaarr mm››ss››nn››zz??

Sadece hukukçular ve avukatlarde¤il asl›nda toplumun büyük birkesimi görev ve sorumluluk ald›. Azönce, anlam› olan bir sonuçtur der-ken kastetti¤im biraz da buydu. Ay-d›nlar, sanatç›lar, avukatlar, sendi-kac›lar, iflçiler, memurlar... toplu-mun birçok kesimi direniflin içindedaha aktif yeralmaya bafllad›. Vetecrite karfl› bir birlik yaratt›lar.

Avukatlar, bafltan itibaren süratleörgütlendiler ve kendilerini örgütle-diler, arkas›ndan toplumun de¤iflikkesimlerini örgütlemeye çal›flt›lar.Eylemlerle etkinliklerle bir yandanbakanl›k üzerinde bask› yaratarak,bir yandan de¤iflik kesimleri örgüt-lemeye çal›flarak tecrit konusundabir duyarl›l›k yaratmaya çal›flt›lar.Bunu da baflard›lar. Bugün san›r›mflunu söyleyebiliriz, halk›n hemenhemen her kesimi çok aç›k bir flekil-de tecrit konusunda bilgi sahibi vetecritin mücadele edilmesi gerekenbir siyasi iktidar politikas› oldu¤ukonusunda hemfikir. fiöyle güzelbir fley oldu, bu sürecin belki de enbüyük kazan›mlar›ndan birisidir di-ye düflünüyorum; tecrite karfl› mü-cadele etmek için biraraya gelenavukatlar, ayd›nlar, sanatç›lar kal›c›örgütlenmeler yaratmaya bafllad›larve direnifle ara verilmesinden sonrada¤›lmad›lar. Örne¤in avukatlar bu-lunduklar› yerlerde gündeme müda-hale ediyorlar ve bunu tecrite karfl›avukatlar kimli¤iyle yap›yorlar. Ya

20

11 Mart 2007 / 95

HHaallkk››nn hhee--mmeenn hheerr kkee--ssiimmii ççookkaaçç››kk bbiirr flflee--kkiillddee tteeccrriittkkoonnuussuunnddaabbiillggii ssaahhiibbiivvee tteeccrriittiinnmmüüccaaddeelleeeeddiillmmeessii ggee--rreekkeenn bbiirr iikk--ttiiddaarr ppoolliittii--kkaass›› oolldduu¤¤uukkoonnuussuunnddaahheerrkkeess hheemm--ffiikkiirr aarrtt››kk..

da sanatç›lar tecrite karfl› mücadelekomitesinde yeralmaya devam edi-yorlar. Bunlar ciddi bir kazan›m.

Özellikle demokratik mücadelenas›l verilir sorusuna cevap olabile-cek güzel bir örnektir bu pratik. Buaç›dan güzel bir geliflme çünkü ge-rek avukatlar gerek sendikac›lar, ifl-çiler, memurlar hepsi tecrite karfl›mücadelede sorumluluk sahibidirlerasl›nda. Bu görev ve sorumlulukla-r›n› çok daha önce görüp yapmalar›gerekiyordu. Ama önemli de¤il, ha-t›rlad›lar kendileri için böyle bir he-def koydular. Kal›c› örgütlenmeleryarat›lmaya çal›fl›ld›. Bugün tecritekarfl› yar›n baflka konularda müca-dele edecekler. Demokrasi mücade-lesinde hemen her konuda müdaha-le edebilecek kararl›l›¤› olan örgüt-lenmeler yaratmaya bafllad›lar. Tür-kiye'de demokrasi mücadelesininkazan›m›d›r bu sonuç.

� GGeerreekk ddiirreenniiflfl ssüürreecciinniinn bbüü--ttüünnüünnee,, ggeerreekkssee ddee ssiizziinn iiççiinnddee yyee--rraalldd››¤¤››nn››zz bbööllüümmüünnee iilliiflflkkiinn eekkllee--mmeekk iisstteeddiikklleerriinniizz vvaarr mm››??

Biz yafl›yoruz ama anlatam›yo-ruz. Kuflkusuz bu direnifle iliflkinsöylenecek çok fley var ve bunu dabiz söylemeliyiz. fiu an aç›kças› bu

konudaki düflüncelerimi tam olaraktoparlayam›yorum. Çünkü o kadarçok fley yafland› ki. Yani 19 Aral›ksald›r›s›, cenazeler, Armutlu, ordakisald›r› direniflin her bir günü her biran› hepsi ayr› ayr› anlat›lmas› gere-ken fleyler. San›r›m bunu toparla-mak ve anlatmak bize düflüyor yine.Biraz zamana ihtiyac›m olacak diyedüflünüyorum. Çünkü flu an her fleyçok s›cak, ama süreç bitmedi asl›n-da. Sadece ölüm orucu direniflineara verildi tecrite karfl› mücadelede.Yoksa tecrite karfl› mücadele devamediyor. Çünkü tecrit devam ediyorama bu haliyle bile birçok ö¤retici-li¤i olan bir süreçti yaflad›¤›m›z 7y›l. Elbette bu süreci anlataca¤›z.

Rehavete kap›lmamal›y›z

� YYüürrüüyyüüflfl ookkuurrllaarr››nnaa bbiirr mmee--ssaajj››nn››zz vvaarr mm››??

Çok k›saca flunu söyleyeyim.Olan ölüm orucu direnifline ara ve-rilmesidir, tecrite karfl› mücadelebitmemifltir. Sorumluluklar›m›z çokdaha fazla artt›. Siyasi iktidara birbiçimde tecriti kabul ettirdik politi-ka anlam›nda. fiimdi sorun bunuçözmektir. Bu da bizim yarataca¤›-m›z kamuoyu bask›s›yla olacakt›r.

Bunu yapabilece¤imizi gördük.

fiu anki pratik bunu da gösterdiasl›nda. Çünkü iflin en zor k›sm›n›asl›nda çözdük, hallettik. Siyasi ik-tidara tecriti kabul ettirdik en zork›sm› buydu. Bundan sonra çözmekonusunda biraz daha çaba, emekharcamak gerekiyor. Bu konudakendi öz gücümüze güvenmemizyeterli. O gücümüze güvenerek ata-ca¤›m›z ad›mlarla bu sorunu çöze-biliriz diye düflünüyorum. Bu ne-denle herkesi rehavete kap›lmadaneskisinden biraz daha fazla çal›flma-ya ça¤›r›yoruz.

21

11 Mart 2007 / 95

TTeeccrriittee kkaarrflfl››mmüüccaaddeellee ddee--

vvaamm eeddiiyyoorr..SSoorruummlluulluukk--

llaarr››mm››zz ççookkddaahhaa ffaazzllaa

aarrtttt››.. SSiiyyaassiiiikkttiiddaarraa bbiirrbbiiççiimmddee tteecc--rriittii kkaabbuull eett--ttiirrddiikk.. fifiiimmddii

ssoorruunn bbuunnuuççöözzmmeekkttiirr..

BBuunnuu yyaappaa--bbiilleeccee¤¤iimmiizzii

ggöörrddüükk..

‹zmir Tecrit Karfl›t› Birlik Mücadelesini Sürdürecek‹zmir Tecrit Karfl›t› Birlik, 2 Mart’ta düzenledi¤i ey-

lemle, “Tecrite karfl› mücadelemiz sürecek!” dedi. Ke-meralt› giriflinde biraraya gelen birlik üyeleri ad›na ko-nuflan Yurdagül Gümüfl, mücadelenin yeni bir aflamayagirdi¤ini belirtti.

‹ktidar›n direnifli yok sayma çabas›n›n sonuç verme-di¤ini kaydeden Gümüfl, “fiehitlerimiz baflta olmaküzere, ödenen a¤›r bedeller sonucunda tecrit gerçe¤inikabul eden iktidar, hiçbir ön koflul olmaks›z›n belirli

say›da insan›n biraraya gelmesini kabul etmek zorundakalm›flt›r” dedi. Bu ad›m›n olumlu ancak yetersiz oldu-¤unu belirterek, genelgenin hayata geçirilmesinde FTiplerinde sorunlar yafland›¤›n› hat›rlatan Gümüfl, Bir-lik içinde yeralan siyasi yap›-lar›n bu sürecin takipçisi ola-caklar›n› ve tecrit tamamenkald›r›lana kadar mücadele-nin sürdürülece¤ini belirtti.

Eylemde, “Tecrit ‹flkence-dir Tecrite Son, Yaflas›n Dev-rimci Dayan›flma” sloganlar›at›ld›.

Büyük Direnifl’in 109. flehidi olan Günay Ö¤rener, 4 Mart günü An-talya, Isparta ve Burdur'dan gelen arkadafllar› ve yoldafllar› taraf›n-dan an›ld›. K›z›l bayrak ve tek tiple, "Günay Ö¤rener Ölümsüzdür","Kahramanlar Ölmez Halk Yenilmez" sloganlar›yla yürüyüfle geçenkitle, Günay'›n mezar›na yaklafl›rken "Yaflas›n Direnifl Yaflas›n Za-fer" sloganlar›n› att›lar. Sayg› duruflunun ard›ndan Günay'›n hayat›ve vasiyeti okundu. fiiir ve marfllar›n ard›ndan Günay'›n vasiyetineuygun olarak göl k›y›s›nda da k›sa bir anma gerçeklefltirildi.

Günay Ö¤rener An›ld›

Merhaba sevgili okurlar›m›z.Sohbetimize geçen hafta kald›¤›m›zyerden devam ediyoruz. Lenin““MMaarrkkss’’››nn öö¤¤rreettiissii””ni oluflturanbölümler olarak flunlar› s›ralam›flt›hat›rlarsan›z:

-- FFeellsseeffii MMaatteerryyaalliizzmm

-- DDiiyyaalleekkttiikk

-- MMaatteerryyaalliisstt TTaarriihh KKaavvrraamm››

-- SS››nn››ff SSaavvaaflfl››mm››

Geçen sohbetimizde Marksizm’-in tarifi üzerinde durduktan sonramuhtevas›na geçmifl ve yukar›da sa-y›lanlardan materyalizm üzerindedurmufltuk. Di¤erlerine de özet ola-rak da olsa de¤inece¤iz. Ancak soh-betimizin bu bölümüne Marksizmkonusundaki baz› elefltirel, dahado¤rusu elefltirel de de¤il, inkarc›,yads›mac› görüflleri ele alarak bafl-layal›m. Öyle daha iyi olmaz m›?

MMaazzlluumm:: Bence de iyi olur.Bu bafll›klar› ele al›rken, bu inkarc›yaklafl›mlara da cevap vermifl olu-ruz. Marksizm’i yok sayan bu söy-lemlerin güncel bir örne¤ini son za-manlar›n oldukça popüler isimlerin-den biri olan Noam Chomsky dilegetiriyor. Bak›n neler diyorChomsky:

“Marksizm, Freudçuluk; Bunla-r›n her birinin iirrrraassyyoonneell bir kültoldu¤unu düflünüyorum.

Onlar teolojidir, dolay›s›yla on-lar, teoloji dendi¤inde akl›n›za negeliyorsa odur; bundan daha fazlabir fley olduklar›n› düflünmüyorum.... Marksizm ve Freudçuluk gibikavramlar örgütlü dinin tarihineaittir. ... Bana öyle geliyor ki ‘Mark-

sizm’ gibi bir fleyi tart›flmak bile za-ten bir hatad›r. ”

Birincisi, Marksizm’le Freudçu-lu¤u ayn› kategoriye koymak bilim-sel bir tutum de¤il zaten. ‹kincisi,ikisini de “ak›ld›fl›” buluyorChomsky. ‹nsan akl›n›n do¤a, top-lum ve tarih karfl›s›nda ulaflabildi¤ien üst noktalardan birini böyle nite-lendirmekten daha ak›ld›fl› bir fleyolamaz herhalde. Kald› ki, do¤adave toplumda olan biten her fley kar-fl›s›nda sadece izleyici olmay› ve r›-za göstermeyi öneren dinlerin aksi-ne, bu geliflmeye müdahil olmay›öneren Marksizm’i “dinin tarihine”ait bir parça gibi göstermek deMarksizm’den hiçbir fley anlama-makt›r. Chomsky, Marks’›n felsefe-nin görevi yorumlamak de¤il, de¤ifl-tirmektir fleklindeki yaklafl›m›n› daya duymam›fl, ya anlamam›fl olmal›!

Chomsky devam ediyor:

“Marx’›n soyut bir kapitalizmmodeli vard› -size hakikati söylemekgerekirse bunun ne kadar de¤erlioldu¤u konusunda emin de¤ilim.”

“Kanunlar›n oldu¤u varsay›l›r(yani tarihin ve ekonominin kanun-lar›). Onlar› anlam›yorum, tüm söy-leyebilece¤im bu; peflinden gidece-¤imiz herhangi bir kanun varm›fl gi-bi gelmiyor bana... tarihteki ‘ka-nunlar›’ bildi¤imizi düflünmüyorum.... En az›ndan onun, her sa¤duyuluinsan›n ö¤renmesi ve kullanmas›gereken, ss››nn››ff ve üürreettiimm iilliiflflkkiilleerriigibi baz› ilginç kavramlar ortayakoydu¤unu düflünüyorum.” (Akta-ran, 26 Aral›k 2005, Birgün)

Eh, sözlerinin en sonunda lütfet-mifl, Marks’›n ö¤renilmesi ve kulla-n›lmas› gereken baz› ilginç kavram-lar ortaya koydu¤unu söylemifl...Gerçi bunda da yan›l›yor, Marks’›nkendisinin de belirtti¤i gibi, s›n›fla-r›n varl›¤›n›, s›n›f savafl›n› ortayakoyan Marks de¤ildir.

Neyse, kitaplar›na, genel ve gün-cel çözümlemelerine bu kadar ilgigösterilen birinin Marksizm hakk›n-da bu kadar s›¤, bu kadar kör bir de-¤erlendirme yapmas› ilk anda pekanlafl›l›r gibi de¤il. Ama mesele fluki Chomsky, tüm ‘muhalifli¤ine’ra¤men, esas›nda sistem içidir. Da-has›, sözlerindeki agnostizmin [ta-rihin, toplumun kanunlar›n› bileme-yiz] de gösterdi¤i gibi, esas olarakidealist dünya görüflünden, metafi-zikten de kopamam›flt›r. Bu noktadakendi bilimsel, entellektüel kapasi-tesinin de gerisine düflüp mevcutkapitalist düzenin asl›nda alternatif-siz oldu¤u noktas›na geliyor.

ÖÖzzlleemm:: Bence Chomsky’ninsözleri, farkl› bir görüfl olman›n öte-sinde bilime, gerçe¤e karfl› da birsayg›s›zl›k içeriyor sanki. Çünkü,zaman zaman burjuva teorisyenle-rin, ekonomistlerin, tarihçilerin dekabul etti¤i gibi, Marksizm, tarih-sel, toplumsal geliflme içinde defa-larca kan›tlanm›flt›r. Kapitalist eko-nomideki geliflmeler, dünya tarihi-nin geliflim seyri, hep do¤rulam›flt›rMarks’›. Marksizm’in gücü ve etki-sinin ve ayn› zamanda burjuvazininde hâlâ Marksizm’e karfl› savaflma-ya devam etmesinin de nedeni bu-dur zaten. Baz›lar› da ne yaz›k ki“sol” bir görünümle kat›l›yorlar busavafla.

MMaazzlluumm:: Geçmiflte olsun, bu-gün olsun, bu konuda son derece il-ginç örnekler var.

Burjuvazinin savafl› aç›k. Bir okülkede Marksizm’i anlatan kitaplar,ony›llarca yasakl› oldu. Mark-sizm’den, s›n›f savafl›ndan sözedenpartiler burjuvazinin terörüne ma-ruz kald›lar. “Demokrasi”nin befli¤iolma iddias›ndaki ülkeler, ony›llar-ca Marksizm’i okullar›na, üniversi-telerine sokmad›lar. Sonra, bu tür

22

11 Mart 2007 / 95

hayat›niçindeki tteeoorrii

MARKS‹ZM -2

Marksizm, kurtuluflyolunun bilimidir

barikatlar›n, hiçbir flekilde Mark-sizm’in önünü kesemeyece¤i a盤aç›kt›. Sonra, “Sonra, diyalektik ma-teryalizmin etkisi büyüyünce (ayn›zamanda iflçi s›n›f›n›n otoritesi ar-t›nca) hile yapmak gerekti: O zamanburjuva ideologlar›n›n havas› de-¤iflti. “Dediler ki: "Elbette, Mark-sizm, eskiden iyiydi. Ama bugün,Marksizm afl›lm›flt›r." Say›s›z Mark-sizm’i ‘aflma’ giriflimleri, buradanileri geliyor.” (Politzer, syf. 38)

Diyebiliriz ki, o günden beri bi-rileri Marksizm’i aflmaya çal›fl›yor.Bu iddiada bulunanlar bir de¤il, binde¤il. Ama ortada Marksizm gibibütünlüklü bir dünya görüflü de gö-rünmüyor.

Revizyonistler de genellikle ifleMarks’› “revizyona tabi tutmakla”bafllay›p, inkarla bitirirler. Ama in-kar ettik demez, aflt›k derler. II. En-ternasyonal savunucular› ve onlar›nvarisleri Marksizm’i revize etmenin,inkar›n ve “aflma”n›n bafl›n› çektilerhep. Fakat bu hemen her zaman ri-yakarca demagojik yöntemlerle ya-p›ld›. Bir yandan sosyalizmi savunu-yor görüneceklerdi, bir yandan damevcut sistemi sürdüreceklerdi.

En sonunda, mesela flöyle diye-bildiler: "Marksizm, diyalektik vetarihsel materyalizm, sosyalizm içinhiç de gerekli de¤iller; dinsel telkinde onun kadar de¤erlidir." (YeniSosyalist Enternasyonalin Tüzü¤ü,aktaran G. Politzer, syf. 38)

Marksizm’siz bir sosyalizm nekadar mümkün olursa, onlar da okadar sosyalisttiler iflte.

Chomsky’deki gibi önceMarks’›n görüfllerinin, Marksizm’inönemi küçültülüyor, ard›ndan “sondarbe” vuruluyor. Ülkemizde deMarksizm’i zay›flatmaya yönelikbu tür yaklafl›mlar özellikle refor-mist kaynaktan gelmektedir. Yuka-r›da aktard›¤›m›z Chomsky’nin ya-z›s›n›n ÖDP çizgisindeki BBiirrGGüünnGGaazzeetteessii’nde yay›nlanm›fl olmas›,kaynaklardan birini göstermektedir.Di¤er kaynaklardan biri de Kürtmilliyetçi hareketinin reformizmi-dir. Kürt milliyetçi hareketin teori-sinde derin izleri görülen Wallerste-

in da benzer görüfllere sahiptir. Ha-t›rlayacaks›n›z, Öcalan da, ayn› pa-ralelde Wallerstein gibi “Marksizmkapitalizmin bir mezhebidir” de-mektedir. Öcalan da bunu söyler-ken, hem sosyalistlik iddias›n› sür-dürüyor, hem Marks’› aflt›¤›n› iddiaediyor.

“Türkiye Solu tezlerimi anlam›-yor. ... Ben Marksizm'den istifa et-medim, Marksizm'i aflt›m... Mark-sizm'i kötülemiyorum, bo¤ufltum,aflt›m. ... olumlu yanlar›n› ald›m,ama aflt›m. ... Benim düflüncem bel-lidir, sosyalisttir, demokratiktir. F›r-sat›m olsayd› kapitalizmi Marks'tandaha iyi çözümlerdim.” (4 Eylül2004, Özgür Politika)

Görüldü¤ü gibi, farkl› dönemler-de, farkl› yerlerde de olsa, yads›maayn› biçimlerde gerçeklefliyor. fiuda onlar› ayn›laflt›ran bir di¤er nok-tad›r ki; Marks’›n, Marksizm’inreddedildi¤i yerde, sosyalizm yok-tur, olamaz.

KKeemmaall:: Evet arkadafllar, Mark-sizm’e karfl› bu yaklafl›mlar› gör-dükten sonra, Marksizm’in muhte-vas›n› ele almaya devam edelim.

Materyalizm üzerinde durmufl-tuk önceki bölümde. Diyalektik, bubütünün, yani Marksist Ö¤reti’ninolmazsa olmaz parçalar›ndan biri-dir. “Marx'a göre, diyalektik, "d›fldünya için oldu¤u kadar insan dü-flüncesi için de hareketin genel ya-salar›n›n ... bilimi"dir

Marksizm bu anlamdad›r ki ““ddee--¤¤iiflfliimmiinn vvee ggeelliiflfliimmiinn”” yasas›d›r.Metafizik te, idealist felsefede ol-mayan budur. Politzer’in deyifliyle“Her ortamda, her durumda, diya-lektikçinin üstünlü¤ünü sa¤layanfley de budur. Marksizm’e yarat›c›gücünü veren budur: Marksizm, herderde deva, mekanik olarak her du-ruma uygulanabilen bir reçetelerstoku de¤ildir; de¤iflikli¤in bilimi-dir, deneyle zenginleflir. ”

SS››nn››ff ssaavvaaflfl››mm›› alt bafll›¤›na ge-lince... Tarihe bak›ld›¤›nda hemengöze çarpan karmafl›k, birinin bitti-¤i yerde ötekinin bafllad›¤› olaylar-d›r. Toplumlar kendi içinde çeliflki-

lerle doludur. Ha keza, toplumlar,uluslar aras›nda da çeliflkiler hemenhiçbir dönem bitmemifltir. “Birbiria rd›ndan gelen devrim ve gericilik,bar›fl ve savafl, durgunluk ve h›zl›ilerleme ya da düflüfl dönemle-ri...”yle doludur tarih.

Marksizm, iflte bu “labirent vekaosu yöneten yasalar›n bulunmas›için bir k›lavuz, yani s›n›f savafl›m›-n›n teorisini sa¤lam›flt›r. ”

Marks, o güne dek varolan bütüntoplumlar›n tarihinin -ilkel toplumd›fl›nda- s›n›f savafl›mlar› tarihi ol-du¤unu göstermifltir. "Özgür insanve köle, patrisyen ve pleb, efendi veserf, lonca ustas› ve kalfa, tek söz-cükle, ezen ve ezilen, biri ötekinesürekli bir karfl›-olufl içindeydi, kimizaman gizli, kimi zaman aç›k birkavga, her defas›nda, ya bir dev-rimle toplumun genifl ölçüde yeni-den kurulmas›yla ya da kat›lan s›-n›flar›n ortak yokoluflu ile sonuçla-nan bitmez tükenmez bir kavga sür-dürüyorlard›.”

Peki, feodal toplumun y›k›nt›la-r›ndan yefleren, modern burjuvatoplum bu karfl›tl›¤› yokedebildimi? Hay›r. Eski s›n›flar›n yerine,yeni s›n›flar, yine ezen ve ezilenolarak iki yeni s›n›f ve yeni müca-dele biçimleri geçmifltir.

Burjuva toplum, s›n›flar› yoket-memifltir ama, bu s›n›fsal ayr›m›ngerçek muhtevas›n› gizlemeye ça-l›flm›flt›r. Faflizmin “korporatif” an-lay›fl› da, burjuvalar›n a¤›zlar›ndandüflürmedi¤i “hepimiz ayn› gemide-yiz” söylemi de, “patron çok kazan-s›n ki iflçisine de çok versin” türün-

23

11 Mart 2007 / 95

eevviizzyyoonniissttlleerr ddee ggeenneelllliikkllee iiflfleeMMaarrkkss’’›› ““rreevviizzyyoonnaa ttaabbii ttuuttmmaakkllaa”” bbaaflflllaa--yy››pp,, iinnkkaarrllaa bbiittiirriirrlleerr.. AAmmaa iinnkkaarr eettttiikk ddee--mmeezz,, aaflfltt››kk ddeerrlleerr.. IIII.. EEnntteerrnnaassyyoonnaall ssaavvuu--nnuuccuullaarr›› vvee oonnllaarr››nn vvaarriisslleerrii MMaarrkkssiizzmm’’iirr eevviizzee eettmmeenniinn,, iinnkkaarr››nn vvee ““aaflflmmaa””nn››nn bbaa--flfl››nn›› ççeekkttiilleerr hheepp.. FFaakkaatt bbuu hheemmeenn hheerr zzaa--mmaann rriiyyaakkaarrccaa ddeemmaaggoojjiikk yyöönntteemmlleerrlleeyyaapp››lldd››.. BBiirr yyaannddaann ssoossyyaalliizzmmii ssaavvuunnuuyyoorrggöörrüünneecceekklleerrddii,, bbiirr yyaannddaann ddaa mmeevvccuuttssiisstteemmii ssüürrddüürreecceekklleerrddii..

R

den deyifller de esas›nda bu derin,keskin ve uzlaflmaz karfl›tl›¤› gizle-meye yöneliktir. Fakat burjuva top-lum da neticede s›n›f düflmanl›klar›-n› giderememifltir.

MMaazzlluumm:: Asl›nda, bu gerçek,yani adalet, eflitlik, özgürlük bayra-¤› alt›nda kurulan burjuva toplumunda yeni bir bask› sistemi ve iflçi s›n›-f›n›n sömürülmesi anlam›na geldi¤idaha ilk andan belli olmufltur. Budüzene karfl› alternatif düflüncelerde do¤makta gecikmedi. Kapitaliz-min özel mülkiyetine karfl› ortakmülkiyeti esas alan sosyalist ö¤reti-ler do¤du. Ancak, bu ilk sosyalistdüflünceler ütopik nitelikteydi. Üto-pikli¤i sorunun temelini tam çöze-medi¤i için, sorunu, mesela kapita-listleri “sömürünün ahlâks›zl›k ol-du¤una” ikna ederek çözebilece¤inidüflünüyordu... Öte yandan, s›n›fmücadelesi gerçe¤i bu ütopik dü-flünceleri aflarak kendi kat› gerçekli-¤i içinde gelifliyordu. ‹flte tam bunoktada, Lenin’in deyifliyle“ MMaarrxx''››nn ddeehhaass››,, bbuunnddaann,, ddüünnyyaattaarriihhiinniinn öö¤¤rreettttii¤¤ii ddeerrssii çç››kkaarrttaann vveebbuu ddeerrssii ttuuttaarrll›› bbiirr bbiiççiimmddee uuyygguullaa--yyaann iillkk iinnssaann oollmmaass››nnddaa yyaattaarr..OOnnuunn çç››kkaarrdd››¤¤›› bbuu ssoonnuuçç,, ss››nn››ff ssaa--vvaaflfl››mm›› öö¤¤rreettiissiiddiirr..””

ÖÖzzlleemm:: Ben burada flunu ekle-yerek devam etmek istiyorum.Marks’a yönelik elefltirilerde onunsosyalizme iliflkin pek bir fley söyle-medi¤i söylenir.

MMaazzlluumm:: Araya gireyim, evet,benim biraz önce Chomsky’den ak-tard›¤›m yaz›da da böyle bir cümle

vard› ama özel olarak aktarmayagerek görmemifltim. Chomsky de oyaz›s›nda aynen flöyle diyor:

“Marks’ta sosyalizm hakk›ndahiçbir fley yoktur, o sosyalist bir fel-sefeci de¤ildi. Marks’›n tüm çal›fl-malar›nda sosyalizme iliflkin olanyaklafl›k befl cümle vard›r. O kapita-lizmin kuramc›s›yd›.”

ÖÖzzlleemm:: Evet, tam da buna dik-kat çekmek istemifltim. Bu tür söy-lemlerde aç›k bir çarp›tma vard›r.Marks’› kapitalizmin teorisyeni,Marksizm’i kapitalizmin mezhebiolarak ilan eden teoriler de s›rt›n› buçarp›tmaya dayarlar... Evet, Marksve Engels, sosyalist infla ve sosyalisttoplumun flekillenifli konusunda ka-hinli¤e soyunmam›fllard›r. Bu zaten,kendi tarih ve toplum anlay›fllar›ylaçeliflmeleri olurdu. Fakat, Mark-sizm, daha ilk flekillenmeye bafllad›-¤› andan itibaren kapitalizme karfl›bir alternatifi içermifltir. Bu alterna-tif de sosyalizmdir ve tüm Marksistteori, bu alternatifle doludur. Marx,kapitalist toplumun ssoossyyaalliisstt ttoopplluu--mmaa ddöönnüüflflmmeessiinniinn kkaaçç››nn››llmmaazzll››¤¤››--nn››,, toplumlar›n gelifliminin ve özelolarak da kapitalizmin ekonomikyasas›ndan ç›karm›flt›r.

Keza, bunun devam›nda da sos-yalist ve komünist topluma iliflkin,devletin sönmesi, s›n›fs›z toplum gi-bi, o güne kadar kimsenin ufkununulaflamad›¤› öngörülerde bulunmufl-lard›r. Bu anlamda yine denilebilirki, sosyalizmin temel direkleriMarksizm taraf›ndan kurulmufltur.Marks’ta sosyalizmi bulamayanlar,ya kördür ya da Marksizm’e flu ve-ya bu nedenle düflmand›r.

Marksizm, materyalizmden di-yalekti¤e, s›n›flar savafl›m›na kadarki tüm yanlar›yla;

“1. Sosyalizmin temelini;2. Sosyalizmin kuruluflu için ge-

reken nesnel koflullar›;3. Sosyalizmin kuruluflunun öz-

nel koflullar›n›, bilimsel olarak ta-n›mlamaya” olanak sa¤lam›flt›r.

Evet, o güne kadarki teorileriçinde proletaryan›n kapitalist sis-tem içindeki gerçek durumunu, ko-

numunu aç›klayan sadece Marks’›nekonomik teorisi olmufltur. AmaMarks, proletaryan›n “durumunu”aç›klamakla kalmay›p, “proletarya-ya, o güne kadar, bütün ezilen s›n›f-lar›n içinde bo¤uldu¤u manevi kö-lelikten kkuurrttuulluuflfluunn yyoollllaarr››nn›› ddaaggöösstteerrmmiiflflttiirr..””

MMaazzlluumm:: fiöyle de diyebiliriz;Marksizm, her fleyden ötede, bir““kkuurrttuulluuflfl”” ideolojisidir. Onu her-hangi bir teoriden, akademik bir in-celemeden ay›rdeden de, onun herkelimesine, her tezine, teorisine sin-mifl bulunan bu siyasal muhtevas›-d›r. Ki bu noktada Stalin’in, Mark-sizm nedir konusunda ele ald›klar›-m›z› da bir anlamda özetleyecek flutarifi son derece yerindedir: Stalin,Marksizm’in özellikle proletaryan›nkurtulufluna dair yanlar›n› da vurgu-layarak flöyle der:

"Marksizm, do¤an›n ve toplu-mun geliflmesinin yasalar›n›n bili-midir, ezilen ve sömürülen s›n›flar›ndevriminin bilimidir, bütün ülkeler-de sosyalizmin zaferinin bilimidir,komünist toplumun kuruluflunun bi-limidir."

KKeemmaall:: Marksizm’i kavraya-mayanlar›n veya çarp›tanlar›n birdi¤er yan› da, Marksizm’de sadecetarihin ve toplumlar›n ““ddeetteerrmmii--nniisstt”” bir anlat›m›n› görmektir.Özellikle Chomsky gibi Marksizm’i“dinle” benzefltirenler bu çarp›tma-y› yapmadan, bu benzetmeyi de ya-pamazlar. Oysa bizzat Marks’›n ha-yat› ve kendi teorisine yükledi¤i an-lam, böyle bir ““ddeetteerrmmiinniisstt”” anla-y›fl› reddetti¤ini göstermeye yeter.

“Daha 1844-45'ten bafllayarak,eski materyalizmin temel eksiklikle-rinden birini, yani devrimci pratikeylemin önemini kavramada ya dakoflullar›n› anlamadaki yetersizli¤i-ni inceledikten sonra, Marx, teorikçal›flmalar›n›n yan›nda, bütün ya-flam› boyunca, proletaryan›n s›n›fsavafl›m›n›n taktiksel sorunlar›nasürekli bir dikkat göstermifltir. ”

E¤er Marks ve Engels, nas›l olsakapitalist toplumdan sonra sosyalisttoplum gelecek diye bir determi-

24

11 Mart 2007 / 95

arksizm, hherfleyden öötede, bbir ““kur-tulufl” iideolojisidir. OOnu hherhangi bbir tteori-den, aakademik bbir iincelemeden aay›rdedende, oonun hher kkelimesine, hher ttezine, tteorisi-ne ssinmifl bbulunan bbu ssiyasal mmuhtevas›d›r.Ki bbu nnoktada SStalin’in, flflu ttarifi sson ddereceyerindedir: ""MMaarrkkssiizzmm,, ddoo¤¤aann››nn vvee ttoopplluu--mmuunn ggeelliiflflmmeessiinniinn yyaassaallaarr››nn››nn bbiilliimmiiddiirr,, eezzii--lleenn vvee ssöömmüürrüülleenn ss››nn››ffllaarr››nn ddeevvrriimmiinniinn bbiillii--mmiiddiirr,, bbüüttüünn üüllkkeelleerrddee ssoossyyaalliizzmmiinn zzaaffeerriinniinnbbiilliimmiiddiirr,, kkoommüünniisstt ttoopplluummuunn kkuurruulluuflfluunnuunnbbiilliimmiiddiirr..""

M

25

11 Mart 2007 / 95

nizm içinde olsalard›, proletaryan›n-kendi ideolojileri oldu¤u için- ken-dili¤inden “sosyalist” olaca¤›n› dü-flünselerdi, bütün yaflamlar› boyun-ca s›n›f mücadelesinin o zorlu prati-¤i içinde yeral›rlar m›yd›?

“Marksist felsefeyi incelemeyebafllayacak olanlar›n hiçbir zamanunutmamas› gereken bir nokta var-d›r. Devrimci proletaryan›n bilimselfelsefesi, marksizm, hiçbir zaman te-oriyi (yani bilgiyi) pratikten (yanieylemden) ay›rmaz. ... Zaten teori ilepratik aras›ndaki bu organik ba¤d›rki, Marksizm’e zenginleflmek olana-¤›n› sa¤lad›: Devrimci hareketin heraflamas›, teoride yeni bir ileri hamle-yi haz›rlad›. E¤er Marksizm’in ve-rimlili¤ini ortaya koyan devrimci ey-leme kat›l›nmazsa, Marksizm’in ilke-leri sindirilemez.” (Politzer, Felsefe-nin Temel ‹lkeleri, syf. 39)

Marksizm için s›kl›kla söylenen"Marksist teori bir dogma de¤il, ey-lem için bir k›lavuzdur" sözü de as-l›nda Marksizm’in bu özelli¤ini an-lat›r. Teoriyle pratik, baflka hiçbirbilimde, baflka hiçbir teoride olma-d›¤› kadar içiçedir Marksizm’de.

MMaazzlluumm:: Marksizm’deki de-terminizm tart›flmas›na dair fluna dade¤inmek yerinde olur san›r›m. Di-yoruz ki, Marksizm proletaryan›nideolojisidir. Marksizm’in gösterdi-¤i tarihsel ve toplumsal olgular,burjuvazinin aleyhine iken, prole-taryan›n lehinedir. Fakat bu, Mark-sizm’le, proletaryan›n "s›n›f içgü-düsü"nün ayn› fley oldu¤unu göster-mez. Baz›lar› Marksizm’i böyle eleal›rlar, ama bu yanl›fl bir ele al›flt›r.

Bilindi¤i gibi, Marksist bilim deproletarya taraf›ndan ortaya konul-mufl de¤ildir. Sosyalizm de ayn› fle-kilde proletaryan›n “kendili¤inden”bir ürünü olmayacakt›r. Kapitalisttoplumda, proletaryaya kendili¤in-den ve her zeminde sunulan ideolo-ji, burjuva ideolojisidir. Proletarya-n›n kendi ideolojisiyle buluflturul-mas›, s›n›flar savafl›n›n bir konusu-dur ve burjuvazinin bask›yla, terör-le, propagandayla engellemeye ça-l›flt›¤› fley de budur. Proletarya

“kendili¤inden bir s›n›f” olmaktanç›k›p “kendisi için bir s›n›f” olmayayaklaflt›kça, kendi ideolojisiyle deyaklafl›yor demektir. Yani baflka birdeyiflle, Marksizm, proletaryan›nkendili¤inden Marksist olmas›n›,kendili¤inden sosyalizmi savunma-ya bafllamas›n› beklemenin teoriside¤ildir. “Kendili¤indenli¤i” kutsa-yan refomistler, revizyonistler, bur-juvaziyle savaflmay› de¤il bekleme-yi önerirken, asl›nda Marksizm’inözünü inkar etmektedirler.

KKeemmaall:: Marksizm, bu temelö¤retilerinin tamamlay›c›s› olarakalt yap› üst yap› iliflkisi, bilgi teori-sinden sömürgeler sorununa, ulussorununa, devlet konusundan prole-tarya diktatörlü¤üne kadar bir çokkonudaki çözümlemeleriyle de birbütündür. Bu anlam›yla da hayat›nher alan›ndaki olgular›n ve olayla-r›n aç›klamalar›n› veya bu aç›kla-malar›n “anahtar›n›” içerir.

Tersi yöndeki muhtelif iddialarakarfl›n, Marksizm bugün afl›lm›fl de-¤ildir. Afl›lmas› da nesnel olarakmümkün de¤ildir. Çünkü, her önünegelen yeni bilimsel yasalar, yeni do-¤a ve toplum kanunlar› ortaya koya-maz. Bunlar belli bir nesnelli¤in ifa-desidirler ve Marksla Engels’inyapt›¤› bu nesnelli¤i bulup ortayakoymufl olmakt›r. Marksizm’in afl›l-mas› demek, do¤an›n ve toplumunkanunlar›n›n de¤iflmesi demektir.Marksizm’in afl›lmas› demek, top-lumlar›n kuruluflunun, tarihin gidi-flat›n›n tamamen de¤iflmesi demek-tir. Böyle bir fley de olmad›¤›na gö-re, Marksizm’in afl›lmas›ndan sö-zetmek sadece billimsel temeli ol-mayan bir spekülasyondur.

Politzer Marksizm’e iliflkin flöylediyor: “Tamamen bilimsel ve, bilim-sel oldu¤u gibi, kan›tlar›n› olgular-dan –çünkü pratik, teoriyi do¤rular–alan marksist felsefe, ayn› zamanda,tarihsel rolü bbuurrjjuuvvaazziiyyii aalltteettmmeekk,,kkaappiittaalliizzmmii oorrttaaddaann kkaalldd››rrmmaakk,, sos-yalizmi kurmak olan pprroolleettaarryyaann››nnffeellsseeffeessii, devrimci s›n›f pprroolleettaarryyaa--nn››nn ppaarrttiissiinniinn tteeoorriissiiddiirr.”

Burada önemli olan flu; Mark-sizm’in proletaryaya dair alt›n› çiz-

di¤i görev, toplumlar›n geliflimininnesnel koflullar›n›n ortaya koydu¤ubir görevdir. Bu nesnelli¤i görme-yip, “Marksizm’i bir bilim olarakde¤il de, yaln›zca tarihin proletaryaiçin tafl›d›¤› ‘öznel’ anlam› (baflkabir deyiflle proletaryan›n olaylarhakk›ndaki öznel yorumunu) temsiletti¤ini sanmak kesinlikle yanl›flt›r. ”

fiimdi burada son olarak flununda alt›n› çizmeliyiz; Marksizm nebir dogmad›r, ne sihirli bir reçete,ne de donmufl bir teoridir. Her fley-den önce Marksizm’in diyalektiközü, böyle bir donmufllu¤u, dogmaolmay› reddeder. “Gerçek Marksist,Marksizmin klasiklerini ezbere bi-len, bütün problemleri birkaç çö-züm-tipiyle çözebilece¤ini sanankimse de¤ildir, her sorunu, onun çö-zümü için gerekli verilerin hiçbiriniihmal etmeden somut olarak ortayakoyma yetene¤inde bir tahlilcidir. ”

Yenilenmeyi, geliflmeyi ve de-¤iflmeyi reddeden bir dargörüfllülük,teoriyi tafllaflt›rma veya politikadasekterizm, Marksizm’e yabanc›d›r.Bu anlamda da Marksizm’in gereks›n›flar savafl›na, gerekse de sosya-lizme iliflkin söyledikleri, dogmalarolarak de¤il, eylem klavuzu olarakkavranmal›d›r. Marksizm, ancak ozaman halklar›n kurtulufl yolunugösteren yolun bilimi olur. Tersi ise,yani dogmalaflt›r›lm›fl, pratikle ba¤›kopart›l›p akademiklefltirilmifl birMarksizm, kurtuluflun yolu de¤il,lafazanl›¤›n malzemesi olur ancak.

Evet sevgili okurlar›m›z, Mark-sizm çal›flmam›z› burada sonland›-r›yoruz. Baflka konularda sohbeti-mize devam etmek üzere flimdilikhoflçakal›n.

aarrkkssiizzmm nnee bbiirr ddooggmmaadd››rr,, nnee ssii--hhiirrllii bbiirr rreeççeettee,, nnee ddee ddoonnmmuuflfl bbiirr tteeoorriiddiirr..HHeerr flfleeyyddeenn öönnccee MMaarrkkssiizzmm’’iinn ddiiyyaalleekkttiikköözzüü,, bbööyyllee bbiirr ddoonnmmuuflfllluu¤¤uu,, ddooggmmaa oollmmaayy››rr eeddddeeddeerr.. ““GGeerrççeekk mmaarrkkssiisstt,, mmaarrkkssiizzmmiinnkkllaassiikklleerriinnii eezzbbeerree bbiilleenn,, bbüüttüünn pprroobblleemmllee--rrii bbiirrkkaaçç ççöözzüümm--ttiippiiyyllee ççöözzeebbiilleeccee¤¤iinnii ssaa--nnaann kkiimmssee ddee¤¤iillddiirr,, hheerr ssoorruunnuu,, oonnuunn ççöö--zzüümmüü iiççiinn ggeerreekkllii vveerriilleerriinn hhiiççbbiirriinnii iihhmmaalleettmmeeddeenn ssoommuutt oollaarraakk oorrttaayyaa kkooyymmaa yyeettee--nnee¤¤iinnddee bbiirr ttaahhlliillcciiddiirr..””

M

ÖÖnnccee kkoonnttrrggeerriillllaann››nn ööllüümm mmaannggaallaarr››yyllaa,, aarrdd››nn--ddaann ppoolliiss vvee oorrdduuyyaa bbaa¤¤ll›› rreessmmii ggüüççlleerrllee ssaalldd››rrdd››llaarrGGaazzii’’yyee.. OOnnllaarr ddiirreenniiflfliinn eenn öönn ssaaffllaarr››nnddaayydd››llaarr.. OOnnllaarrnnaammlluunnuunn uuccuunnddaayydd››llaarr.. EE¤¤eerr,, 1122 MMaarrtt 11999955’’ddee vvee eerr--tteessii ggüünn vvee ddaahhaa eerrtteessii ggüünn vvee oo ggüünnlleerrddeenn bbuu yyaannaa,,ee¤¤eerr GGaazzii’’yyii,, ÜÜmmrraanniiyyee’’yyii vvee ‹‹ssttaannbbuull’’uunn ggeecceekkoonndduu--llaarr››nn›› tteesslliimm aallaammaadd››yyssaa oolliiggaarrflflii,, kkuurrdduu¤¤uummuuzz bbuu bbüü--yyüükk bbaarriikkaatt››nn hhaarrcc›› oonnllaarr››nn kkaann››yyllaa kkaarr››llmm››flfltt››rr..

18 flehit verdik o büyük ayaklanmada.

HHAALL‹‹LL KKAAYYAA,, sald›r›da ilk flehit düflen oydu. Ga-zi’ye sald›ran kontrgerillan›n kurflunlar› onu buldu¤undakahvehanede her zamanki yerinde oturmufl çay›n› yu-dumluyordu. 70 yafl›ndayd› ak sakal› al kana buland›¤›n-da. Halil Dede’nin kan› yay›ld› Gazi’nin sokaklar›na.Kan öfkeye dönüfltü.

SSEEZZGG‹‹NN EENNGG‹‹NN,, en genç flehidiydi Gazi ayaklan-mas›n›n. Çocuklu¤unda tan›flt› devrimci düflüncelerle.Liseli DEV-GENÇ’li bir devrimci olarak mücadeleyeat›ld›. Cepheli oldu. Ayaklanma boyunca kahramanca ça-t›flarak flehit düfltü.

FFAADD‹‹MMEE BB‹‹NNGGÖÖLL,, Karsl›, çocuklu¤undan beri biremekçi; evli ve çocuklar› vard› ve Gazililer’in ablas›yd›.Sald›r›y› duyunca bir saniye bile evinde durmay›p kat›ld›ayaklanmaya.

DD‹‹NNÇÇEERR YYIILLMMAAZZ,, Tokat’l›, 19 yafl›nda konfeksiyoniflçisi bir gençti, Cepheli’ydi. Katliama karfl› ilk tepkininörgütlenmesinde ve öfkenin ayaklanmaya dönüflmesindecanla baflla çal›flanlardand›. 13 Mart'ta katledildi.

HHAASSAANN GGÜÜRRGGEENN,, 26 yafl›nda, Sivas Zaral› bir de-

likanl›d›r Hasan. Emekçidir Gazi’dekihemen herkes gibi... Cephe taraftar›-d›r. Katliama karfl› en önde koflup yi-¤itçe çarp›flanlardand›r. Panzerinüzerindeki üç kahramandan biridir.

AALL‹‹ YYIILLDDIIRRIIMM,, 22 yafl›ndayd›aslen Sivas, Hafik ilçesinden Ali.Ba¤c›lar Endüstri Meslek Lise-si’nde okurken Liseli DEV-GENÇ’li olmufltu. Gazi’deki sald›-r›y› duyar duymaz Okmeydan›’ndahalk› toplay›p Gazi’ye do¤ru yürü-yüfle geçirenlerden ve Gazi’de pan-zerin üzerine ç›kan üç gençten bi-riydi.

MMEEHHMMEETT GGÜÜNNDDÜÜZZ,, üç ço-cuk babas› bir emekçiydi 1958 Er-zurum do¤umlu ve Cepheli MehmetGündüz. Katliam› duyar duymaz so-ka¤a f›rlad›. Emekçi elleriyle kurdubarikatlar›. Polis panzerinden aç›lanbir ateflle ölümsüzleflti.

ZZEEYYNNEEPP PPOOYYRRAAZZ,, 1970’de do¤-du. ‘80’li y›llarda devrimcilerle tan›flt›.Katliam› duydu¤unda oturduklar› Der-bent Mahallesi’nden koflup geldi Gazi’ye.Barikatlarda geçen günün sabah›nda kalleflbir kurflunla s›rt›ndan vuruldu.

DD‹‹LLEEKK SSEEVV‹‹NNÇÇ,, yeni evliydi. ‹ki ayl›khamileydi ve bir konfeksiyon iflçisiydi. Katliam›

26

11 Mart 2007 / 95

OnlUnutm

‹‹ssttaannbbggeecceekkoonn

GGaazzii’’yyii UUnn

‹‹flflççiilleerr,, mmeemmuusseennddiikkaallaarr,, ooddaa

ddee oolluunn

TTüürrkkiiyyee1122 MMaarrtt 11999955’’

GGaazzii fifiee1122 MMaarrtt 22000077 PPGGaazzii MMaahhaalllleessii

TTooppllaannmmaa YYeerrii:: GGSSaaaatt::

HAL‹L KAYAFA

D‹ME B‹NGOL

RE‹S KOPALMÜMTAZ KAYA GEN

CO DEM‹RHAKAN ÇUBUK

SEZG‹N ENG‹N

D‹NÇER YILMA

Z HASA

N GÜRGEN

duyar duymaz f›rlad› d›flar›. “Amank›z›m bir yere gitme” dedi büyükleri.Oysa gitmeliydi, Gazi için, halk için,karn›ndaki bebesi için gitmeliydi fa-flizme karfl› direnenlerin yan›na....Direnenlerin saf›nda ölümsüzlefltikarn›ndaki bebesiyle.

FFEEVVZZ‹‹ TTUUNNÇÇ,, 22 yafl›ndayd›.Askerden geleli daha 4 ay anca ol-mufltu. Her Gazili gibi sald›r›y› du-yunca Fevzi de kofltu halk›n›n ya-n›na. Sloganlar›yla, öfkesiyle dire-nirken katledildi.

RREE‹‹SS KKOOPPAALL,, o da henüz 20yafl›ndayd›. Yedi kardefli daha var-d› Reis’in. Bir terlik fabrikas›ndaiflçiydi. Gazi ayaklanmas›nda isebir savaflç›. Dövüflürken de tezgahbafl›ndaki kadar ustayd›. Bir emekçi-nin onuru ve cüretiyle ölümsüzleflti.

MMÜÜMMTTAAZZ KKAAYYAA,, 22 yafl›ndaGazili bir delikanl› daha. Alibey-

köy’de tepenin yamac›ndaki tek katl›konduda anas›, babas› ve 1 y›ld›r evli ol-

du¤u efli ile birlikte kal›yordu. Oligarfli-nin ordusunda askerdi. ‹zine gelmiflti. Sal-

d›r›y› duydu¤unda tereddütsüz Gazi’yekofltu. Halk›n saflar›nda direndi ve flehit düfl-

tü.

GGEENNCCOO DDEEMM‹‹RR,, Ümraniye’de flehit dü-

flenlerdendi. 33 yafl›nda, üç çocuk babas›yd›. Tek koluyoktu Genco’nun. 15 Mart’ta Gazi katliam›n› protestoeden halk›n içindeydi. Tek kolu öfkeyle havadayd› katil-lerin kurflunlar› vücuduna sapland›¤›nda.

HHAAKKAANN ÇÇUUBBUUKK,, 22’sindeydi, inflaatlarda çal›fl›yor,su tesisatç›l›¤› yap›yordu ‹ki y›ld›r devrimcilerle iliflkisivard›. Ekmek kavgas›n› s›n›f kavgas›yla birlefltirmiflti.Polisin atefliyle bafl›ndan vuruldu. 15 gün boyunca ölümedirendi. 30 Mart’ta flehit düfltü.

‹‹SSMM‹‹HHAANN YYÜÜKKSSEELL,, katledildi¤inde 52 yafl›ndayd›.Faflizmi Marafl’tan biliyordu. Marafl katliam›n› yaflam›fl-t›. Gazi katliam›n› duydu¤unda öfkesi aya¤›n›n k›r›k ol-du¤unu bile unutturmufltu ona. Ümraniye’de Marafl’›n,Gazi’nin hesab›n› sormak için yürürken s›rt›ndan vurul-du.

‹‹SSMMAA‹‹LL BBAALLTTAACCII,, 1 May›s Mahallesi’nin kuruluflçal›flmalar›nda yeralan bir emektard›. Devrimcilerdenyanayd›. 40 yafl›nda üç çocuk babas›yd›. 15 Mart’ta Üm-raniye’de sald›ran polise karfl› gençlerle birlikte tafl at-maktayd›. 5 kurflun sapland› bedenine.

HHAASSAANN PPUUYYAANN,, iki çocuk babas›, onurlu, faflizmekarfl› biriydi. Halk›yla birlikte Gazi katliam›n› lanetlemekiçin yürürken katledildi.

YYAAfifiAARR AAYYDDIINN,, halktan biriydi. Hakan Çubuk vu-ruldu¤unda taksisine yerlefltirip h›zla hastaneye yetifltir-di. Geri dönerken geçirdi¤i trafik kazas›nda ölüm yakala-d› onu.

Türkiye halk› onlar› unutmayacak.

27

11 Mart 2007 / 95

lar›may›n!

bbuull’’uunn ndduulluullaarr››nnuuttmmaayy››nn!!

urrllaarr,, aayydd››nnllaarr,,aallaarr,, GGaazzii’’ddee ssiizz

bbuu kkeezz!!

yee hhaallkk››;; ’’ii UUnnuuttmmaayy››nn!!

eehhiittlleerrii,, PPaazzaarrtteessii GGüünnüü,, sii’’nnddee aann››llaaccaakk.. GGaazzii CCeemmeevvii ÖÖnnüü 0099..3300

AL‹YILDIRIM

MEH

MET GÜNDÜZ ZEYNEP POYRA

Z D‹LEK SEV‹NÇ FEVZ‹ TUNÇ

‹SM

‹HAN YÜKSEL ‹SM

A‹L BALTACI HASAN PUYAN YAfiAR AYDIN

Halk›n yükselen devrimci müca-delesinin en ön saflar›ndayd› genç-lik. Üniversiteli gençler, Anado-lu’nun dört bir yan›na tafl›nan dev-rim ›fl›¤›n›n tafl›y›c›lar›yd›lar. Faflistterör kitle katliamlar›na yönelirken,öncelikle onlar› hedef seçmesi ne-densiz de¤ildi yani. Faflist terör,üniversiteleri teslim alabildi¤i ölçü-de, devrimci mücadele ve örgütlen-me de geriletilebilirdi.

Sald›r›, resmi-sivil faflist güçlertaraf›ndan birlikte organize edildi.Subaylar, polisler ve MHP’li sivilfaflist hareketin elemanlar› yerald›organizasyonda. Tarihler 16 Mart1978'i gösterirken sald›r› gerçeklefl-tirildi. ‹stanbul Beyaz›t Meydan›’n-da 7 üniversite ö¤rencisi, HHaattiicceeÖÖzzeenn,, AAhhmmeett TTuurraann ÖÖrreenn,, CCeemmiillSSöönnmmeezz,, MMuurraatt KKuurrtt,, AAbbdduullllaahhfifiiimmflfleekk,, HHaammiitt AAkk››ll,, BBaakkii EEkkiizz,,okul ç›k›fl› patlayan bombalar, s›k›-lan kurflunlarla can verdi.

Emekli Yüzbafl› Ali Çeviker pat-lay›c›lar› haz›rlam›fl, patlay›c›lar,faflist örgütlenmenin fleflerindenAbdullah Çatl› taraf›ndan ‹stanbul’agetirilmiflti. Sald›r›y› iki faflist ve ikipolisten oluflan dört kiflilik bir ekipgerçeklefltirdi. Polis flefi Reflat Al-tay, o gün Beyaz›t Meydan›’nda gö-revliydi ve “katillerin kaçmas›n›sa¤lamak” olan görevini baflar›y-la(!) yerine getirdi.

Katliam›n soruflturmas› bile üs-tünkörü yap›ld›.

Faflist düzenin “talimatlar›” d›fl›-na ç›kamayan “ba¤›ms›z” yarg›,göstermelik yaz›flma ve soruflturma-lar›n ard›ndan katliam› örtbas etti.

Devrimci Gençli¤in aradan y›l-lar geçse de katliam› unutmamayave unutturmamaya devam etmesi-nin; o gün meydanda bombalar›n,kurflunlar›n hedefi olan hukuk ö¤-rencilerinin avukat cüppesini giy-dikten sonra adalet için faflizme kar-fl› kavgaya devam etmelerinin sonu-

cunda dava 19 y›l sonra yenidengörülmeye baflland›.

Fakat devlet yine yerindeydi.Devlet, 16 Mart 1978’deki dev-letti. Yeniden aç›lmak zorundakal›nan davada, mahkemenin sor-du¤u sorular, devletin EmniyetGenel Müdürlü¤ü ve M‹T’i tara-f›ndan cevaplanmad›. M‹T, iste-nen bilgilerin ““ddeevvlleett ss››rrrr››”” kap-sam›na girdi¤ini aç›klad›.

‹flin “s›rr›” da buradayd› zaten.

16 Mart katliam›yla ilgili bil-gilerin “devlet s›rr›” oldu¤ununsöylenmesi, asl›nda katliamdadevletin rolünün de bir bak›ma if-flas› demekti.

Halk ve devrimciler, daha ogünden itibaren biliyorlard› bugerçe¤i.

*

Bugün Türkiye halk› ve soluaç›s›ndan 16 Mart 1978 katliam›n›hat›rlamak kadar, hatta belki ondanda daha önemli olan 20 Mart 1978’ihat›rlamakt›r.

Gençlik, katliam›n ard›ndan öfke-sini DEV-GENÇ’lilerin önderli¤indemilitan ve kitlesel eylemlerle ortayakoyarken, gençli¤in öfkesi ve tepkisik›sa sürede halk›n genifl kesimleri ta-raf›ndan da sahiplenilecekti.

Ertesi gün, 17 Mart’ta, D‹SK, fa-flist sald›r›lar› ve katliam› protestoetmek için 2 saat ifl b›rakaca¤›n›aç›klad›. D‹SK’in tavr›, TÖB-DER,TMMOB, Türk Tabipler Birli¤i,TÜTED, TÜMAS, ‹stanbul Baro-su’nun da içinde oldu¤u demokratikkitle örgütlerinin çok büyük bölümütaraf›ndan benimsendi.

Eylemin ad›, ““FFaaflfliizzmmee ‹‹hh--ttaarr””d›.

2200 MMaarrtt ssaabbaahh››nnddaa,, iflçiler, me-murlar, serbest meslek sahipleri, ö¤-renciler, faflizme ihtar vermek için,saat 08.00-10.00 aras›nda ülkemizindört bir yan›nda çarklar› durdurdu-

lar. Birçok ilde fabrikalar çal›flmaz-ken, elektrik, su kesildi, trafik kilit-lendi, radyo sustu, okullarda boyko-ta gidildi, avukatlar duruflmalaraç›kmad›... K›sacas›, eylem öyle ol-mamas›na karfl›n, ülkede bir genelgrev havas› esti. Faflizme karfl› budemokratik eyleme Türk-‹fl yöneti-mi kat›lmazken, Türk-‹fl'e ba¤l› iflçi-lerden de faflizme ihtar eylemineönemli kat›l›mlar oldu.

Gazeteler, faflizme ihtar eylemi-ne yaklafl›k 11 mmiillyyoonn kkiiflfliinniinn kat›l-d›¤›n› yazd›lar. Oligarfli ürkmüfltü,burjuva bas›n pani¤ini “‹htilal Pro-vas›” bafll›klar›yla yans›tt›. 16 Martkatliam›nda da Baflbakan “sosyaldemokrat, halkç›” EEcceevviitt’ti. Halk›n20 Mart’taki demokratik tepkisini“yasad›fl›” ilan ederek tehditle en-gellemeye çal›flm›flt›. Ama faflizmekarfl› halk›n öfkesinin meydanlarataflmas›na, nas›rl› ellerin flalterlereuzanmas›na, gençli¤in meydanlar›zaptetmesine engel olamad›...

28

11 Mart 2007 / 95

16 Mart Faflist Katliam20 Mart Faflizme Cevap

29

11 Mart 2007 / 95

29 y›l geçti üzerinden. Ne-lere flahit oldu bu meydan.Ama o gün gibisini görmedi.Mart'›n 16's›n› unutmad› Be-yaz›t. K›z›la boyanm›flt› heryan. Katliam meydan› olmufl-tu ad› Mart'›n 16's›nda. 7 üni-versite ö¤rencisi okul ç›k›fl›patlayan bombalar, s›k›lankurflunlarla can vermiflti bumeydanda. Korkunç bir pat-lama, k›sa bir sessizlik ve ar-d›ndan sessizli¤i y›rtan kur-flun v›nlamalar›... kan gölünedöndü Beyaz›t Meydan›. Ya-ral›lar, kaç›flanlar, slogan ses-leri ve yerde cans›z yatan be-denler. Meydan böylesinigörmemiflti hiç. Gençler gelir-di buraya okul ç›k›fllar›nda;tertemiz, kocaman hayalleriolan gençler. Ne yürüyüfllergörmüfltü; iflgallere, boykot-lara, gençli¤in hak alma ey-lemlerine tan›kl›k etmiflti.

Coflkulu sloganlar, marfllarla geçmiflti gençler mey-dandan. O gençleri ne çok sevdi¤ini düflündü mey-dan. "Bu çocuklar baflaracak bir gün" derdi hep. fiim-diyse insan yüzleri görüyordu; ifadesiz, donuk, flafl-k›n, kan içinde kalm›fl insan yüzleri. Kiminin gözlerikapanm›flt›; huzurlu bir uykunun tam ortas›ndaym›flgibi. Kimisi gözbebeklerinde tafl›yordu vahfletin izle-rini. Anlamaya çal›flarak etraf›na bak›yordu. ‘Niye?’diye soruyordu; "Niye bu zulüm?"

Meydan›n dili olsa, niye gençli¤i katlettiklerini, an-lat›r m›yd›?

Anlat›rd› elbet. "Çünkü" derdi, “sen bu topraklar›numudusun. Sen gördü¤ünde bu topraklarda yaflananac›lar›, açl›¤›, yoksullu¤u zulmü; tereddütsüzce dikile-ceksin zalimlerin karfl›s›na. Hesap soracaks›n halk›nabunca zulmü reva görenlerden. Ç›kars›z at›lacaks›nbu kavgn›n en ön saflar›na. Umut ba¤layacak bu halksana. ‘Dev gibi gençler’ diyecek ard›ndan. Ad›nolacak DEV-GENÇ'li. Ad›na türkü-ler yakacak u¤run ölümlereyürüdü¤ün Anadoluhalklar›, ba¤r›na basa-cak seni. Önde sen ol-du¤un sürece tered-dütsüz yürüyecek ölümsaçan namlular›n üzerine.

Ve bilecek; sen oldu¤un sürece vatan› parsel parselstanlar, huzur bulamayacaklar. Sen halk›n adaleti

olacaks›n zalimlerin peflinde. "Be-nim yerim halk›m›n yan›d›r" diye-ceksin her kufltmada ve bu inanç-la yaracaks›n kuflatmalar›. Neredeiflçi grevi, sen orada olacaks›n.Köylü mitinglerinde yerini alacak-

s›n; bütün y›l emek verdi¤inin karfl›l›¤›n› alamayanköylülerin ve topraks›z, en yoksul emekçilerin. Yüre-¤in yanar onlar›n ac›s›yla, koflars›n h›nçla, inançla.Birlikte dikilirsin onlara bu yoksullu¤u, açl›¤› reva gö-renlerin karfl›s›na. Sen var oldu¤un sürece Anado-lu'nun hep bir umudu olacak.

Olmamal› oysaki. ‘Olmamal›’ diyor egemenler:"Benim verdi¤imle yetinmeli halk; benden korkmal›,itaat etmeli"! Ama sen vars›n iflte, vars›n ve tehlike-lisin. Her geçen gün biraz daha fazla sars›yorsun sa-raylar›n›. Surlar› art›k güven vermiyor. Rahat uyuya-bilmelerinin tek flart› senin yok olman. Yok, olmal›s›nsen! Sesin her gün biraz daha gürlefliyor ve her günyeni sesler ekleniyor. Yank›s›n› buluyor 盤l›¤›n. Veiflte 盤l›¤›n› susturman›n bir yolunu bulmufllar. Belki-de dünyan›n en eski yöntemi bu. San›yorlar ki bom-balar parçalarsa bedenini, yok olursun, kurflunlar sus-turur sesini. Yan›l›yorlar!

‹flte bunlar› anlatmak isterdi meydan›n dili olsay-d›. Tarih anlat›r nas›lsa! Kendisine de tüm bunlar› ta-rih anlatmam›fl m›yd› zaten. Nice karamanl›klar› an-latm›flt›, en çok da Mart'›; Mahir yüreklileri, Kawalar’›,NewYork'lu kad›n iflçileri... ‹flte yine Mart't›. Ne çokfley ö¤renmiflti ve ne çok fley ö¤renecekti; ertesi günbunu anlam›flt›. Topra¤a düflenlerin bir gecede binler-ce filiz verdi¤ini gördü meydan. Ertesi gün binlerceHatice vard›. Binlerce s›k›l› yumruk gö¤e yükseliyor-du. Zalimlerin o büyük yan›lg›lar›na tan›k oldu mey-dan. Susturmam›flt› iflte Hatice'nin 盤l›¤›n›, ço¤alm›fl-t› Haticeler...

Meydan› dolduranlar, Haticeler Ölmez diyenler,katillerin ahmakl›¤›n›n kan›t›yd› iflte. Nerede görül-müfl koca bir halk›n katledilerek tüketildi¤i! Kalabal›-¤a bakt› güvenle. Bir ucu Sirkeci’ye uzan›rken bir ucumeydan› daha terk etmemiflti. Onlar›n ard›na düflme-yi istedi yürekten. O yi¤it, o güzel evlatlar›n› u¤urla-mak istedi. Bakt› Hatice'nin ard›ndan; bir gün mutla-ka çocuk, bir gün sorulur hesab›... Ve söz veriyor Ha-tice'nin yoldafllar›: ‘Unutmak ihanettir’ diyor DEV-GENÇ’liler. Ak›yor on binler hesap sormaya. On binlerhayk›r›yor: ‘Hatice Özenler Ölmez’. Ve ölmüyor Hati-ce. Seher oluyor, fiengül, Canan, Zehra, Özlem her

Mart'›n 16's›nda görüyor meydan; verilensözler unutulmuyor ve tarih ya-

z›lmaya devam ediyor.

Gençlik Federasyonu

Gö¤e çevir gözünü namluGö¤e çevir

gS ençlikte:öz

1940’l› y›llar Turanc› milliyetçili-¤in, tek parti iktidar›n›n hoflgörüsü veNaziler’in deste¤iyle h›zla örgütlendi¤iy›llar olmufltu. Naziler’in savafl› kaybe-dece¤inin anlafl›lmas›yla birlikte CHPiktidar›n›n Turanc›lar’a gösterdi¤i hofl-görü de sonuna gelmifl ve tarihe “Irkç›-l›k-Turanc›l›k Davas›” olarak geçen da-va aç›lm›flt›. Önceki bölümde ele ald›-¤›m›z gibi, ne bu dava ne de k›sa sürelitutuklamalar, Kemalistler’in faflist ha-reketle köklü bir hesaplaflmas› anlam›-na gelmiyordu. Pratik olarak böyle birhesaplaflman›n önünde, kendi elleriylebüyüttü¤ü faflist milliyetçili¤in orduda,bürokraside ve toplumdaki gücü engelolurken, ideolojik bir hesaplaflma zatenmümkün de¤ildi. Çünkü, Türk milliyet-çili¤inin iki ayr› kanal›n› temsil edenTuranc›l›k ve Kemalist milliyetçilik ça-t›flma halinde oldu¤u kadar, birbirini debesleyen bir geliflim izlemekteydi. Tu-ranc›l›kla hesaplaflmak, o güne kadar

izlenen milliyetçi politikalarla da he-saplaflmak demekti. Burjuva milliyetçi-li¤inin iki ak›m› aras›nda böyle bir he-saplaflma beklemek ise elbette mümkünde¤ildi. Buna karfl›n, Kemalist milliyet-çilik ile bugün MHP çizgisinde ifadesi-ni bulan ›rkç› Turanc› milliyetçilik bir-çok noktada da ayr›flmaktad›rlar.

KKeemmaalliisstt mmiilllliiyyeettççiilliikk; belli bir sü-rece kadar ulusal kurtuluflçu ve anti-emperyalisttir. TTuurraanncc››ll››kk tarihi bo-yunca böyle bir nitelik göstermemifl,aksine sürekli olarak iflbirlikçi bir çizgi-de varolmufltur. Önce Alman emperya-lizminin hizmetine girmifl, ard›ndan bi-razdan ele alaca¤›m›z gibi Amerika ta-raf›ndan kullan›lm›flt›r.

Kemalist milliyetçili¤in “ulus” anla-y›fl› ve “Türklük” tan›m›; 1923 Devri-mi’nin ard›ndan yarat›lmaya çal›fl›lan“Türk kültürü” üzerinden yap›l›r. Vur-guyu etnik temele de¤il, ortak dile, kül-türe yapar. “Vatan” olarak ise, kurtar›-lan topraklar görülür. Ancak, 1930’luy›llarla birlikte ›rkç›l›¤a kayan bir vur-

guyu ön plana ç›kararak Turanc›l›k’ladaha da yak›nlaflm›flt›r.

Turanc›l›¤›n “ulus” anlay›fl› ise,“Türk ›rk›” temeli üzerinde yükselir.“Vatan”, Türk’ün yaflad›¤› kabul edilenbütün topraklard›r. Bu ›rkç› milliyetçili-¤in zihniyet yap›s›n› en özlü flekilde Ni-hal Ats›z’da bulmak mümkündür. O¤-luna “vasiyet”inde, Türk ›rk› d›fl›ndaneredeyse dünya üzerindeki bütün in-sanlar› “düflman” diye tan›mlayan At-s›z, 16 Temmuz 1934 tarihli OrkunDergisi’de flöyle diyordu:

"Türkler için milliyet her fleyden ön-ce kkaann meselesidir. Yani Türküm diye-cek adam Türk neslinden olmal›d›r. Ya-banc› kan tafl›yan bir insan Türkçe'denbaflka dil bilmese bile, o Türk de¤ildir...As›l büyük tehlike Türk’ümsü olan ya-banc›lard›r. Bunlar iyi Türkçe konufl-tuklar› ve çok defa Türkçe'den baflka dilbilmedikleri için Türk'ten ay›rt edile-mezler. Fakat kanlar›n›n baflka oldu¤u-nu bilir, ya da sezerler. Onun için bun-lara Türk’ümsü diyorum. Bunlar dalka-vuk yalanc›d›r. Yüze gülerler. Türklü¤ezararl› fikirler bunlar aras›nda revaç-tad›r. Onun için bizce anlafl›lm›flt›r kiTürk olmak için kan› Türk olmaktanbaflka ç›kar yol yoktur ve olamaz da...”

Bugün emekli generallerin yöneti-mindeki “ulusalc›” derneklerin yemintörenlerinde "Türk babadan olma, Türkanadan do¤ma" flart› arayanlar iflte buzihniyetten beslenmektedirler. Ve do-¤ald›r ki, bu topraklarda yaflayan Erme-ni'yi, Çerkes’i, Laz’›, Kürt’ü, Arap'›düflman olarak görmekte, daha da öte-sinde yoketmeye çal›flmaktad›rlar.

Turanc›l›k; sonraki y›llarda resmimilliyetçilikten, islamiyet unsurunukendi hedefleri do¤rultusunda kullan-mas› yan›yla “dinci” bir görünüm sergi-lemesiyle de ayr›ld›. Faflist Türk milli-yetçili¤inin ilk flekillendi¤i 1930’lardaise tam tersi bir durum sözkonusuydu.Türk tan›m›nda din hanesini Türkler’in‹slamiyet öncesi inanc› doldurur. Buy›llar resmi milliyetçilik ile ›rkç› faflistmilliyetçili¤in “dinin toplumu güçsüz-lefltirdi¤i” fleklindeki ortak tespiti dedo¤al olarak ortadan kalkacakt›r. ‹deo-lojik düzlemde yaflanan bu kopufl, kök-lü bir ayr›flma ya da cepheleflme anla-m›na gelmemektedir. Belirtti¤imiz gibi

30

11 Mart 2007 / 95

Türk milliyetçili¤ininipleri ABD’nin elinde

Türk milliyetçili¤inintarihi geliflimi

4. bölüm

� Türkiye Ameri-kan emperyaliz-minin yeni-sö-mürgesi olurken,resmisi gayri-resmisi ile milli-yetçilik ‘anti-ko-münizm’ teme-linde ABD em-peryalist politika-lar›yla bütünlefltive ba¤›ml›l›¤›gizleyen, meflru-laflt›ran bir roloynad›.

birbirini etkileyen, besleyen, yer yerkarfl› karfl›ya gelen bir geliflim seyriiçinde sürecektir. Örne¤in, Kemalistkadrolar›n temel amac› olan, “kur-tar›lan topraklardaki herkesi Türk-lefltirme temelinde ulusal bir bütün-leflme sa¤lamak ve olas› bölünmenedeni olarak görülen farkl›l›klar›ortadan kald›rmak” ve bu anlamdada “herkese, ya Türk olmay› kabul-lenmesi ya da çekip gitmesinin da-yat›lmas›”, MHP’nin ““yyaa sseevv yyaatteerrkk eett”” slogan›n ilham kayna¤›d›r.Cumhuriyetin resmi politikas›, mil-liyetçi politikada bu flekilde slogan-laflt›r›lm›flt›r. (Erdo¤an Ayd›n, Mil-liyetçilik Türkiye’nin ç›kmaz›d›r)

Yeni-sömürgeleflme; Milliyetçili¤in Yeni Patronu Amerika

Dizimizin ilk üç bölümünde gö-rülece¤i üzere, milliyetçili¤in ve butemeldeki hareketlerin geliflimi hep“d›fl” geliflmelerle, sürecin öne ç›-kan emperyalist güçlerin ihtiyac›olan politikalarla flekillenmifl, onla-r›n ihtiyaçlar›na cevap veren birtarzda varolmufltur. “D›fl güçlere”ba¤›ml› milliyetçilik, faflist Alman-ya’n›n çöküflü ile bir süre boflluktakald›. 1945-’55 aras›nda hiçbir d›flülkeden destek alamayan sivil fa-flistler 1946’da kurduklar› TürkKültür Ocaklar› ve Milliyetçi Der-ne¤i, 1947’de kurulan Türk GençlikTeflkilat› gibi dernekler (daha sonraMilliyetçiler Federasyonu çat›s› al-t›nda birlefltiler) d›fl›nda hiçbir var-l›k gösteremedi.

Burjuva politikas›n›n beslenmekaynaklar›n›n bafl›nda milliyetçili-¤in gelmesi nedeniyle, Naziler’inyenilgisi sonras› di¤er sa¤ burjuvapartilerle ayn› cephede varl›¤›n›sürdürebilen faflistler, 1950’ler son-ras› arad›klar› deste¤i Amerika’dabuldular. Burada da yine, devletten,resmi milliyetçilik ba¤›ms›z olma-yan bir Amerikan piyonlu¤u sözko-nusudur. Zira, tek parti dönemindead›mlar› at›lan ve as›l olarak DP ik-tidar›yla birlikte geliflen siyasal sü-reç, ayn› zamanda oligarflik devletin

ad›m ad›m faflistleflti¤i, ülkemizinemperyalizmin yeni-sömürgesinedönüfltü¤ü, ordunun ABD yörünge-sine girdi¤i, yani ‘so¤uk savafl’tadevletin saf›n› emperyalizmin ya-n›nda belirledi¤i bir süreçti. Hitlerfaflizminin ideolojik etkisini her za-man hücrelerinde bar›nd›ran faflisthareketin, ayn› dönemde Amerikanemperyalizmine hizmet etmeleri ka-dar do¤al bir fley olamazd›.

Bu y›llarda milliyetçili¤in varol-ma temeli, ““aannttii--kkoommüünniizzmm””di ar-t›k. Çünkü emperyalistler böyle isti-yordu. Çünkü, 2. Paylafl›m Savafl›sonunda sosyalizm büyük bir güçolmufl, kapitalist kamp›n karfl›s›ndatüm ezilen, sömürülen halklar›n al-ternatifi olarak yükseliyordu. Em-peryalizm için büyük tehlikeydi bugeliflme. Bu geliflim durdurulmal›ve giderek kuflat›l›p bo¤ulmal›yd›.

Kapitalist kamp içinde liderli¤eyükselen ABD’nin komutas›nda ge-lifltirilen bu sürecin kullan›lacakgüçleri ve ideolojileri de belirlen-miflti. Milliyetçilik ve din. Ne ki,emperyalistler tarihsel olarak hangiideolojiyi kendi politikalar› ekse-ninde kullanabileceklerini çok iyibiliyorlard›. Birçok noktada (prag-matizm gibi) ortak özellikler göste-ren milliyetçilik ve dincilik temelin-deki hareketlerin kullan›lmas›, ön-celikli olarak Sovyetler’i çevrele-yen ülkelerde olacakt›. Geçen y›lBush’un “Yunanistan ve Türkiye’yikomünizmden biz kurtard›k” diyeifade etti¤i süreç böyle bafllad›.

“Kurtar›lan”›n ne oldu¤u ise, ar-t›k kimse için s›r de¤ildir; dünyadüne göre çok daha korkunç bir fle-kilde emperyalist talan, sömürü, ifl-galler, ambargolar ve zulüm alt›nda-d›r. Ülkemizde ise, halk› aç, bask›alt›nda inleyen, faflizmin kurumsal-laflt›r›ld›¤› ba¤›ml› bir ülke ve milli-yetçili¤in elinde oyuncak olan birhalk gerçe¤inde ifadesini bulmakta-d›r bu “kurtar›lmak”.

Emperyalistler Sovyetler’i kufla-t›rken ayn› zamanda bizim gibi ül-kelerde halk iktidarlar› kurulmas›n›da engellemek istiyorlard›. ‘YeflilKuflak’ islamc›lar›yla birlikte milli-

yetçili¤e as›l büyük iflin düfltü¤ü yerde buras›yd›. Halk kitleleri ordusu,iktidarlar›, bürokrasisi ve sivil faflisthareketi ile milliyetçili¤i kullanangüçler taraf›ndan aldat›lmadan, ge-lifltirilen ba¤›ml›l›k iliflkileri “Tür-kiye’nin ç›kar›na” diye gösterilme-den, Amerikan emperyalizminin buülkeyi sömürgelefltirmeyi baflarmas›olanakl› de¤ildi. Kurtulufl Sava-fl›’n›n hemen ard›ndan yüzünü kapi-talizme dönen Kemalistler’in temsiletti¤i milliyetçilik de farkl› bir rotaizlemeyecekti. Devlet de anti-ko-münizmi benimsedi ve resmi milli-yetçilik de öncesine göre çok dahabask›n bir flekilde ba¤›ml›l›¤› gizle-yen bir içerik kazand›.

Milliyetçili¤in tarihi kendini yi-neliyordu. 1940’larda faflistlefltirmeve Türkiye’yi Nazi Almanyas›’n›npefline takma misyonuna soyunanmilliyetçilik, ayn› fleyi flimdi Ame-rika ad›na yapacakt›.

Ba¤›ml›l›¤›n K›l›f›; “Milli Ç›karlar›m›z”

Ba¤›ms›zl›k çizgisinin bir yanab›rak›larak emperyalizmle yenideniliflki gelifltirilmesi DP’den önceKemalist iktidar dönemindedir. Oli-garfli emperyalizmin sosyalizmekarfl› savafl›nda (“so¤uk savafl” diyeadland›r›lan süreç) saf›n› ABD’ninyan›nda belirledi. ABD savafl gemi-sinin ‹stanbul’a geliflinde genelevle-rin beyaza boyanmas› bu tercihinutanmazca ifadesiydi adeta. Irkç›Turanc› örgütlenmeler (Türk KültürOca¤› gibi) ayn› dönemde devlet ta-raf›ndan desteklenip gelifltirildi. ‹fl-birlikçili¤in üzerinin örtülmesi içingericili¤e, milliyetçilik maskesineihtiyaç vard›. Siyasal gericili¤in bo-yutland›¤› bu y›llar, ›rkç› floven pro-paganda alabildi¤ine yo¤unlaflt›.Tan Matbaas›’n›n Kemalist iktida-r›n denetiminde tahrip edilmesi,Serteller’in sürgünü bu dönemdevarolan siyasal atmosferi yans›tma-s› aç›s›ndan çarp›c› örneklerdir. Ay-d›nlar, komünistler üzerinde bafllat›-lan bask› kampanyas› boyutland›r›l-d›. ‹flbirlikçili¤in ihtiyac› olan “mil-

31

11 Mart 2007 / 95

liyetçi gençlik” yetifltirmek için üni-versitelerden solcu ö¤retim üyeleri-nin tasfiyesine özel önem verildi.Tek parti iktidar›, Kurtulufl Savafl›y›llar›n›n Kemalist milliyetçili¤inide¤il, iflbirlikçi milliyetçili¤in bay-ra¤›n› dalgaland›r›yordu.

1950’de DP’nin iktidar olmas›ile birlikte ise yeni-sömürgecili¤inkilometre tafllar› döflendi. Oligarfli,binlerce Anadolu gencinin emper-yalist ç›karlar u¤runa Kore’de k›rd›-r›lmas› karfl›l›¤›nda NATO’ya girdi.Birbiri ard›na iflbirlikçilik anlaflma-lar› imzalan›rken, tüm bunlara karfl›halk›n olas› tepkisini nötralize et-mek için milliyetçi hamaset en üstboyuta ç›kar›ld›. Ülkemiz emperya-lizmin sömürgesi haline gelirken,burjuva politikac›lar NATO üyeli¤i-ni "Sovyetler’in bo¤azlarda üs veDo¤u Anadolu'da toprak talepleriniengelleme” gibi “milli” davalaradayand›rarak aç›kl›yorlar, NATOüyeli¤ine karfl› ç›kanlar› “vatan hai-ni” ilan ediyorlard›. Örne¤in, Ame-rikan emperyalizmin ç›karlar› u¤ru-na Kore’ye asker gönderilmesinekarfl› ç›kan Behice Boranlar, ““mmiillllii

mmuukkaavveemmeettii kk››rrmmaakk vvee mmiillllii mmeenn--ffaaaattlleerree zzaarraarr vveerrmmeekk”” gerekçesiy-le befler y›l hapisle cezaland›r›ld›lar.Milliyetçi hamasetin hakim oldu¤uortamda, emperyalizmin bir ülkeyi(Kore) iflgali “milli mukavamet”,iflgalle amaçlad›¤› ç›karlar ise,“milli menfaat” olarak pazarland›.Ülke askeri-siyasi-ekonomik olarakher geçen gün ba¤›ml› hale getirilir-ken, o y›llardan itibaren nerede em-peryalist ç›karlara hizmet varsa,orada “milli ç›karlar›m›z” diye nu-tuk att›, bu ülkenin ensesi kal›n, pekmilliyetçi ve mukaddesatç› politika-c›lar› ve generalleri.

NATO üyeli¤i, milliyetçili¤inkontrgerilla tarz› örgütlenmelerintemel motifi olmas›n› da beraberin-de getirdi. Amerikan emperyalizmi,yeni sosyalist iktidarlar›n do¤uflunuengellemek için NATO üyesi tümülkelerde kontrgerilla örgütlenme-leri oluflturmaya bafllad›. Ordu vepolisin yan›s›ra ülkemizde kontrge-rillan›n “sivil” aya¤›n› oluflturmaktada hiç zorlanmad› emperyalizm.MHP’nin do¤rudan CIA taraf›ndanörgütlenmesinin bu y›llara denkgelmesi tesadüf de¤ildi. “So¤uk sa-vafl”›n anti-komünizm kampanyas›için ›rkç› Turanc› çizgi “bulunmazkaftan”d›. 1945-1955 aras›nda 9 y›lABD'nin çeflitli kontrgerilla mer-kezlerinde e¤itilen Alparslan Tür-kefl, hareketin lideri olarak öne ç›-kar›ld›. Tüm dünyada ulusal kurtu-lufl hareketlerini ve solu ABD ç›kar-lar›na “dolayl› sald›r›” olarak nite-lendiren emperyalizmin, bu hare-ketleri önlemek için gelifltirdi¤ikontrgerilla savafl›n›n temel unsur-lar› oldular.

Milliyetçi kesimin önemli ka-lemlerinden olan Ahmet Kabak-l›'n›n ifadesiyle, o güne kadar sade-ce polis tenkiliyle ezilmeye çal›fl›-lan solun karfl›s›na art›k yayg›n birmilis ç›kar›lmas› stratejisi uygulan-maya bafllanacakt›. Bu stratejinintemeli, emperyalist sistemin uç ka-rakolu olarak Türkiye'nin Sovyet-ler'e karfl› tahkim edilmesiydi. Dev-letin de iradi tercihi, böyle bir Tür-kiye'de sol fikirler ve sol bir gençli-¤e de¤il, milliyetçi bir gençli¤e ve

milliyetçi bir tahkimata ihtiyaç var-d›. Ve elbette bu milliyetçilik, Kur-tulufl savafl›n›n ba¤›ms›zl›kç› milli-yetçili¤i de¤il, tersine her alandaemperyalizme ba¤›ml›l›¤› meflrulafl-t›racak bir milliyetçilikti. Ekonomi-de “milli sanayi kurma” düflüncesibir yana itilip yabanc› sermayeyekap›lar aç›l›rken, topraklar›m›zAmerikan üsleriyle dolduruldu.

Nazi ç›karlar›na hizmet eden ›rk-ç› milliyetçi Turanc› kadrolar, art›kAmerikan emperyalizminin ç›karla-r› için savafl›yorlard›. Turan Dava-s›’nda “vatan haini” ilan edilmelerimilliyetçi propagandalarla unuttu-rulmufltu çoktan ve ba¤›ms›zl›¤› sa-vunan solcular› hayas›zca “vatanhaini” gösterme kampanyalar› öneç›kar›l›rken, Nazi iflbirlikçisi Turan-c›lar da ba¤›ml› Türkiye’nin tahkimedilmesi için milis gücü ifllevi görü-yorlard›. Toplumda eflitsizlik, yok-sulluk artt›kça Türkçülük hamasetiNATO stratejisi çerçevesinde dahada ön plana ç›kar›ld› ve Türk milli-yetçili¤i komünizme karfl› kontrge-rilla savafl›n›n koçbafll›¤› ve milisörgütlenmelerinin ideolojisi ve el-bette kadro gücü yap›ld›. Öte yan-dan da Turan ideolojisinden hare-ketle, Sovyet topraklar›nda yaflayanTürki cumhuriyetlere yönelik, “esirTürkler” söylemi ile ‘beflinci kol’faaliyetleri örgütlendi. Turanc›l›kböylece yeniden meflruiyet kazan›-yor, ülke ba¤›ml›l›¤›n utanc›n› ya-flarken, Türkiye “tek ba¤›ms›z Türkdevleti” diye nitelenerek, özgürce,kardefllik içinde yaflayan Sovyettopraklar›ndaki Türki Cumhuriyet-ler “kurtar›lmas› gereken esir Türk-ler” diye propaganda ediliyordu.Tüm bunlar aç›kt› ki, emperyaliz-min stratejik politikalar› etraf›ndanflekilleniyordu. T›pk›, ba¤›ms›zTürkiye için, halk›n haklar› için mü-cadele eden sol hareketin faflist mil-liyetçi terörle ezilmeye çal›fl›lma-s›nda oldu¤u gibi. Bu sürecin en et-kin kullan›lan unsuru ise, önceCKMP, 1969’da ise MHP ile parti-leflen faflist milliyetçi hareket oldu.1967-’68’lerde devrimci mücadele-nin geliflmesi karfl›s›nda faflist su-baylar R›fat Baykal, Dündar Tafler

32

11 Mart 2007 / 95

6-7 Eylül ya¤ma ve

talan›; oligarflinin mi-

liyetçili¤i k›flk›rtarak

örgütledi¤i kontrgeril-

la operasyonlar›ndan

biriydi. O gün az›nl›k-

lar›n mallar›n› ya¤-

malarken Türk bayra-

¤› sallayan “miliyet-

çi”, tam 50 y›l sonra

6-7 Eylül sergisini ba-

sarak bayrak açt›!

Devletin ve siyasi ikti-

dar›n büyük hima-

yesini arkalar›nda

gören milliyetçiler

linçlerde, faflist

sald›r›larda boy

gösterirken, milli-

yetçili¤in oligarfli-

nin politik ihtiyaç-

lar› do¤rultusunda

k›flk›rt›ld›¤› günlerde,

bu kez Ogün Samast

olarak ç›kt› karfl›m›z-

da. Yan›nda devletin

askeri polisi, ellerin-

de yine bayrak vard›.

vb’lerinin yönetimi alt›nda Tür-kefl’in açt›rd›¤› ‘komando kampla-r›’nda adam öldürme, kavga ve sa-vafl teknikleri e¤itimi verilen milis-ler yetifltirildi.

Dikkat çekilmesi gereken birbaflka noktas› ise, ABD’nin Sovyet-ler Birli¤i’ni yeflil bir kuflakla çev-releme politikas›na milliyetçili¤ingösterdi¤i uyumdur. Resmisi gayri-resmisi ile milliyetçilik bu süreceuyum sa¤lad›. Laiklik bir yana b›ra-k›larak bizzat devlet eliyle dinci ör-gütlenmeler, tarikatlar gelifltirildi.Ziya Gökalp’in milliyetçili¤inin üç-lemesinin Cumhuriyetle birlikte ge-riye çekilen ‘‹slamc›l›k’ yan›, yeni-den devreye sokuldu. Faflist hareke-tin Türklü¤ü güçsüzlefltiriyor dedi¤iislamiyeti ‘Türk-‹slam’ sentezindeöne ç›kar›p hatta bu konuda islam-c›larla yar›fla girmesi de yine ayn›Amerikan politikas›n›n etkisi ile ya-flam buldu. Ki, 28 fiubat süreci vesonras›nda ise tam tersi bir durumsözkonusudur. Bu kez milliyetçili-¤in islamc›l›k aya¤› geriye itilecek-ti. Çünkü, ABD’nin Ortado¤u poli-tikalar›, ‹srail ile iliflkiler bunu ge-rektiriyordu!

Komünizmle Mücadele Dernekleri

“Komünizmle Mücadele Der-nekleri” ilk kez 1954’te, Irkç›l›k Tu-ranc›l›k Davas›’nda yarg›lananlararac›l›¤›yla Zonguldak'ta kuruldu.‹stanbul flubesi de ayn› davan›n sa-n›klar›ndan ‹lhan Darendelio¤lu ta-raf›ndan kuruldu. 1965’te dernek110 flubeye sahipti. Pantürkçü-lük’ten esinlenen ve fleriatç› çevre-lerce de desteklenen dernek, devle-tin de büyük deste¤ine sahipti. Cum-hurbaflkan› Cemal Gürsel’in k›sa birsüre derne¤in fahri baflkanl›¤›n›yapmas›, devletin bu aç›k deste¤ininsimgesel bir örne¤idir. Bu ortamdarahatça örgütlenen faflist milliyetçi-li¤in hedefi ba¤›ms›zl›k ve sosya-lizm mücadelesi yürütenlerdi. Anti-emperyalist eylemler temel hedefti.

Oligarflik devletin ABD ba¤lan-t›l› kontrgerilla merkezi olan Özel

Harp Dairesi’ne ba¤l› çal›flan,ABD’nin gizli ödenekten 150 mil-yon dolar aktard›¤› ispatlanan “Ko-münizmle Mücadele Dernekleri”niniçinde islamc› güçler de olmaklabirlikte, temel gücünü milliyetçi fa-flistler oluflturuyordu. Devrimcigençli¤in “Tam Ba¤›ms›z Türkiye”mücadelesine, ilerici hareketlereyönelik say›s›z sald›r› gerçeklefltir-diler. Dönemin iktidar›n›n neredeihtiyac› varsa sat›rlar›, sopalar›, si-lahlar› ile oradayd›lar. ‹flbirlikçimilliyetçilik sadece anti-emperya-list anti-oligarflik mücadele karfl›-s›ndaki milis gücü de¤il, ayn› za-manda Amerikan “anti-komünizm”kampanyas›n›n da ideolojisi halinegeldi. Ki, bu durum emperyalistideologlarca belirlenmiflti.

CIA’y›, sömürgelerde ABD ç›-karlar›n› güvenceye almak için çal›-flan “kapitalizmin gizli polis örgü-tü” olarak tan›mlayan ve CIA’n›nbaflar›s› için bu ülkelerde “kayma-¤›n ço¤unu yiyen” ancak “nüfusunyüzde iki ya da üçlük k›sm›n› olufltu-ran iflbirlikçilerin” olmas› gerekti-¤ini söyleyen CIA ajan› PhilippeAGEE, CIA’n›n anti-komünistkampanyas›n›n temel yöntemlerin-den birini flu flekilde aç›klar: "CIAkarfl› sindirme ö¤retisi mmiilllliiyyeettççiilliikk,,vvaattaannsseevveerrlliikk kkaavvrraammllaarr››nn›› iilleerriissüürrüüpp az›nl›kta kalan zenginlerekarfl› geliflen halk hareketlerini Sov-yet yay›lmac›l›¤›yla ilgiliymifl gibigöstererek bu uluslararas› ç›karc›s›n›flar aras›ndaki iliflkiyi örtmeyeçal›fl›r." (CIA Günlü¤ü, P. AGEE)

Adeta Türkiye anlat›lmaktad›r.Sola yönelik sald›r›lar›n “vatan›kurtarmak, Sovyet tehdidine karfl›savunmak” vb. yalanlarla meflrulafl-t›r›lmas›, solun, “Sovyetler’in buyay›lmac›l›¤›n›n tafleronu” gibigösterilmesi, kontrgerilla örgütlen-melerinin ve sivil faflist hareketin“vatanseverlik” maskesini kullan-mas› hep bu strateji etraf›nda flekil-lenen olgular olarak yaflanm›flt›r.

*

1960’lar›n ikinci yar›s›ndan iti-baren sivil faflist hareket; kendinifaflist rejimin koruyucusu olarak ko-

numland›rd›. Devletin üzerindeyükseldi¤i ve pompalad›¤› flovenistmilliyetçilik kayna¤›ndan beslene-rek devletle fiili ve ideolojik iliflki-sini s›k›laflt›rd›. Ve uzun, kanl› y›lla-ra yay›lacak flekilde devletin, em-peryalizmin vurucu gücü oldu.

Bir yanda Türkefl “ülkücüler ko-münizme karfl› mücadelede devleteyard›mc› oluyorlar” derken, öteyanda; Cumhurbaflkan› Cevdet Su-nay, ayn› fleyi, faflist terörü elefltiren‹nönü’ye karfl› “onlar komünizmekarfl› mücadelede devlete yard›meden vatansever çocuklar” fleklindeifade ediyordu. Demirel’in “banamilliyetçiler cinayet iflliyor dedirte-mezsiniz” sözü de, bu devlet polika-s›n›n 1970’li y›llardaki uygulan›fl›-n›n veciz sözü olarak tarihe geçmifl-tir. Ony›llard›r izledikleri politika-larla milliyetçili¤i toplumsal zihni-yette hakim unsur haline getirmeyibaflarm›fl olman›n verdi¤i güven vepervas›zl›kla konuflan devlet adam›tipinin örnekleridir Sunaylar, Demi-reller. Ve devletin “ç›karlar›” sözko-nusu oldu¤unda devreye sokacakla-r› “milli” milis gücü olarak hep elalt›nda tuttular faflistleri.

33

11 Mart 2007 / 95

AAllppaarrssllaann TTüürrkkeeflfl’in

milliyetçili¤i, tüm mil-

liyetçiler içinde en ifl-

birlikçi olan›d›r, ger-

çekte ABD’ye ba¤›ml›-

l›¤› kamufle eden bir

milliyetçiliktir. Ba¤›m-

s›zl›k için mücadele

edenleri, “‘Tam ba-

¤›ms›z Türkiye’ sloga-

n› alt›nda anarfli yara-

tan komünistlerin gerçek niyeti, Türki-

ye’yi NATO’dan ay›r›p, Varflova Pakt›

içinde Rusya’ya ba¤lamakt›r.” (Dokuz

Ifl›k, Sy. 129-130) sözleri onun bu nite-

li¤inin bir ifadesidir. ABD politikalar›na

göre parti ideolojisini flekillendiren Tür-

kefl’in Hitler hayranl›¤› da, CKMP’nin

ad›n› MHP olarak de¤ifltirmesi ile daha

aç›k kendini gösteriyordu. Naziler’in

“nasyonal sosyalist” çizgisinden hare-

ketle “Milliyetçi toplumculuk” partinin

ideolojisi oldu. Atatürk taraf›ndan ya-

saklanmas›na karfl›n ‘baflbu¤’ s›fat› da,

Mussolini’nin ‘Duçe’sinin, Franco’nun

‘Coudillo’sunun, Hitler’in kulland›¤›

‘Führer’in bir izdüflümüydü.

Cumhuriyet Gazetesi bir süredirsloganlaflt›rd›¤› ‘‘TTeehhlliikkeenniinn ffaarr--kk››nnddaa mm››ss››nn››zz??’’ kampanyas›n›Cumhurbaflkanl›¤› seçimi üzerindensürdürüyor. “Tehlike”; Tayyip’incumhurbaflkan› olmas›, bir baflkadeyiflle “fleriat tehlikesi”! Cumhuri-yet, bu tehlikeyi Amerikan emper-yalizmi ile (‘›l›ml› islam’ ve BOP)ba¤lant›land›rarak, asl›nda çoktanterk etti¤i “solcu” kimli¤ine de uy-gun olarak, “ilerici, anti-emperya-list” bir misyonla yapt›¤› görüntüsüvermeye çal›fl›yor. Gazetenin, ‹lhanSelçuk baflta olmak üzere, “Kema-list solcu” köfle yazarlar›n›n yaz›lar›da bu tarz vurgularla dolu.

“Her yönden kuflat›lan ülkemi-zin din devletine dönüfltürülmesi,parçalanmas› yolundaki ad›mlaryo¤unlafl›yor” (Öner YA⁄CI, Cum-huriyet 3 Mart) bu cepheye göre!

Genelkurmay Baflkan› Yaflar Bü-yükan›t’a göre de, Türkiye tarihininen tehlikeli dönemini yafl›yor. Geç-ti¤imiz günlerde gitti¤i Amerika’dakonuflan Büyükan›t, “Türklük” duy-gular› flaha kalkm›fl bir kalabal›¤aflöyle sesleniyordu:

""BBuuggüünn TTüürrkkiiyyee,, TTüürrkkiiyyee CCuumm--hhuurriiyyeettii''nniinn kkuurruulldduu¤¤uu 11992233''tteennbbuu yyaannaa hhiiçç bbuu kkaaddaarr ççeeflfliittllii rriisskk--lleerrllee,, tteehhddiittlleerrllee,, ss››kk››nntt››llaarrllaa kkaarrflfl››kkaarrflfl››yyaa kkaallmmaamm››flfltt››rr"".

Yani, emperyalist iflgalden son-raki en büyük risklerle kuflat›lm›fl›z.

Neymifl peki bu büyük riskler?

Büyükan›t’a göre, “d›fl tehdit”unsurlar› olarak Irak sorunu,“Irak'›n kuzeyi sorunu" (Kürdistandememek için yap›lan laf cambazl›-¤›na bak›n!), K›br›s sorunu, Kafkas-lar'daki belirsizlik, ‹ran'dan kaynak-lanan endifleler ve AB ile “güven-

lik” konusun-daki iliflkiler-deki s›k›nt›lar.Elbette cum-huriyet tarihiboyunca oldu-¤u üzere, birde bu d›fl so-runlarla ba¤-lant›l› “iç teh-dit” boyutu

var, ki as›l tehditler de bunlar. Özet-le “bölücülük, terör” ve “laik rejimide¤ifltirme umudu tafl›yanlar” ola-rak tan›ml›yor Genelkurmay.

Bu birbirine paralel, daha do¤ru-su ayn› kampanyan›n söylemi, uzunsüredir “fleriatç›-laik” sahte çat›fl-mas› üzerinden iktidar etmeye çal›-fl›yor. “Bölücülük” ve “terör” söyle-miyle flovenizm sürekli olarak bukesimlerce pompalan›yor.

Tehlikedesiniz! Kurtar›c›Biziz Büyükan›t’›n konuflmas›nayak›ndan bakal›m. Bu konuflmadakimant›¤a göre; asl›nda tarih kitapla-r›nda ‘büyük tehlike’ diye ö¤retilenfieyh Sait Ayaklanmas›, Dersim ‹s-yan› gibi olaylar gerçekte bugünkükadar büyük tehlike de¤ilmifl! Bu-günkü durum “cumhuriyet tarihininen büyük tehlikesi” ise, o zaman ay-n› ordu 27 May›s’ta, 12 Mart ve 12Eylül’de ne derece büyük “tehlike-lerle” yönetime el koydular? Soru-lar› ço¤altmak mümkün; demek kibaflka bir amaç var!!!

Bu “amaca” iliflkin birçok bafll›ks›ralanabilir, ancak meselenin oda-¤›nda iktidar kavgas› oldu¤u, halk›nas›l sorunlar›n› görmemesine hiz-met etti¤i çok aç›kt›r. Büyükan›t butehlikeleri s›ralad›ktan sonra, toplu-ma “güven verme” üslubunu tak›na-rak, “Kim Türkiye'yi bölecek?..Türkiyeyi koruyan o dinamik güçlervar oldu¤u sürece, o rüyay› gören-ler kabusla uyanacak ve derslerinialacaklar” diye devam ediyor.“Zinde” ya da “dinamik güçler”kavram›n›n kontrgerilla örgütlen-melerle bütünleflmifl olmas› bir ya-na, burada güven telkininden öte,önce “en büyük tehlikeler” ile kor-kutup, ard›ndan, “bu tehlikelere

karfl› sizi, toplumu, Türkiye’yi bizkoruruz” denilmektedir. fiovenizm-le, milliyetçilikle beyni dumura u¤-rat›lm›fl kitleler bu durumda ne ya-pacak; kurtar›c›s›na sar›lacak!

Bunun siyasi literatürdeki ad›,toplumu manipüle ederek iktidar sa-vafl› vermektir. Ve birçok Genelkur-may Baflkan›’ndan duyulmufltur bu“tespitler”, hep “en büyük tehditler-le” karfl› karfl›ya olmufltur bu ülke!Neden? Çünkü, Genelkurmay, sis-tem içindeki iktidar gücünü “tehli-keler” üzerinden varetmifltir bugünekadar. O “büyük tehlikeler” hep va-rolmal›d›r ki, “tehlikelere” karfl›koyma gücü olan (ordu) iktidar gü-cünü de elinde tutabilsin. Ve hep bu“tehlikeler” varolmal›d›r ki, halk buordunun gerçek niteli¤ini kavrama,sorgulama gibi bir olana¤› bulama-s›n, gözü kapal› “vatan borcu” diye-rek, orduya “kurtar›c›m›z” diye dörtelle sar›ls›n.

fiöyle bir düflünün, Cumhuriyettarihi boyunca bu ülke hep “iç ved›fl düflmanlar›n” tehditleri alt›nda-d›r. Ama ne hikmetse, “bizi böle-cekler” dedikleri emperyalistlerleen s›k› iflbirli¤ini yapanlar ve ülke-mizi sömürgelefltirenler, onlar›n ifla-ret ettikleri “iç mihraklar” de¤il,tam tersine bizzat kendileridir. Tür-kiye emperyalizmin yeni-sömürgesihaline geldi ve böyle de devam ede-biliyorsa, bu ordu ve milliyetçi mu-kaddesatç› burjuva politikac›lar› sa-yesindedir.

Cumhuriyet’in yaman çe-liflkisi Cumhuriyet Gazetesi de za-ten iflaret etti¤i tehlikeye karfl›,“kurtar›c›” diye orduyu gösteriyor.Hangi ordu bu? Darbeci ordu! Hal-k›n kan›n› döken ordu! Solu ezmekiçin tarikatlarla anlaflan, da¤lara tafl-lara ayetli bildiriler atan ordu!

Cumhuriyet yazarlar› bir yandan“ba¤›ms›zl›kç›l›¤›” dillerinden dü-flürmüyorlar, öte yandan yasland›k-lar› ordunun 1950’den bu yana hiçde¤iflmeyen bir biçimde ba¤›ml›l›-¤›n bekçisi oldu¤unu görmezdengeliyorlar. Bu çeliflkiyi, ‘o ordu buordu de¤il’ gibi antibilimsel biryaklafl›mla gizlemeye çal›flmalar›

34

11 Mart 2007 / 95

As›l ‘Tehlike’ Nerede?‘Tehlikenin fark›nda m›s›n›z’ diye ‘fleriat’uyar›s› yapanlar, ‘Cumhuriyet tarihinin enbüyük tehditleriyle yüz yüzeyiz’ diyenler,

gerçek tehlikeleri gizliyor

bu gerçekleri de¤ifltirmiyor. Onunarad›¤›, varoldu¤unu iddia etti¤i“ba¤›ms›zl›kç›”, Kemalist unsurlarçoktan tasfiye edilmifltir ordudan.Cumhuriyet bu çeliflkiyi ortadankald›rmak durumundad›r. Evet, ge-ricili¤e karfl› mücadele edilmelidir,ba¤›ms›zl›k savunulmal›d›r. Amabunu orduya dayanarak yapman›n,“denize düflenin y›lana sar›lmas›n-dan” hiçbir fark› yoktur. Nitekim,bu çeliflki giderilmedi¤i içinMHP’yi, faflizmi savunma noktas›-na kadar gelinmifltir.

‘Ulusalc›’ maskesi ile gö-rev ç›karanlar ve görevlendi-rilenler Aç›k ki, hem muhalif ola-n› ezme politikalar›na “kitle deste-¤i” ve “meflruluk” yarat›lmak iste-niyor, hem de “fleriat tehlikesi” ve“iç ve d›fl mihraklar ülkemizi böle-cek” korkusu üzerinden bir teyak-kuz hali sürekli diri tutularak iktidarsavafl› veriliyor.

Asl›nda büyük oranda bu teyak-kuz hali yarat›lm›flt›r durumda. Ta-rihsel kökenleri olan “bölünme”korkusu bu konuda katalizör etkiside görüyor. Büyükan›t’›n konuflma-s›n› dinleyenlerin, Cumhuriyet’inyay›nlar›n› takip edenlerin, (ki bun-lara; MHP’den BBP’ye, medyadanfaflist sendikac›lara kadar genifl bircepheyi ekleyebiliriz) gösterilen“düflmanlar”a karfl› harekete geç-mesi do¤ald›r. Yeni tarz para-militerörgütlenmeler devletin yaratt›¤› buzeminde ve onun icazeti ile ortayaç›kmaktad›r. Sa¤da solda p›t›rak gi-bi biten “Kuvvac›” dernekler, ulu-salc› oluflumlar bu halet-i ruhiyeüzerinde kendilerini varediyor vebu ruh halini toplum içinde daha dakörükleyerek kitle deste¤i yaratmakistiyor. Linçler, bayrak yürüyüflleriböyle düzenleniyor, ‘hassas’ kent-lerde faflist örgütlenmeler bu zemin-de gelifltiriliyor.

Silah üzerine yeminler edip,‘Türk ana babadan do¤ma’ flart› ara-yan Kuvay› Milliye Derne¤i Baflka-n› emekli albay›n, "Vatan›n bütün-lü¤ü ve milletin bölünmezli¤i tehli-kede. Kurtulufl Savafl› sonras›ndaülkenin içinde bulundu¤u tehlikenin

flu anda bin misli var, Müslüman veTürk egemenli¤inde bir Türkiye içinmücadele ediyoruz” sözleri, anlatt›-¤›m›z bu durumun bir d›flavurumu-dur. Bu “dinamik güçler” de, “kur-tar›c›” ordunun “yard›mc› gücü”olarak konumlan›yorlar!

As›l tehditlere karfl› birlefl-meliyiz Sahte tehdit ve tehlikelerüzerinden tahkim edilen sürekli te-yakkuz hali, öteden beri flovenistmilliyetçili¤in kulland›¤› bir taktik-tir. Bu taktik, yukar›da ifade etti¤i-miz amaçlara hizmet etmesinin ya-n›s›ra, as›l olarak halk› gerçek so-runlar›ndan uzaklaflt›rmakta, gözü-ne perde çekmektedir. As›l tehlikede budur!

AAss››ll tteehhlliikkee;; ülkemizin zaten

emperyalizmin sömürgesi oldu¤u-nun, bunu sürdürenlerin de milliyet-çilik maskesi takanlar oldu¤unungizlenebilmesidir.

AAss››ll tteehhlliikkee;; “fleriat tehlikesi”diyerek, bölücülük nutuklar› atarakfaflizmin tahkim edilmesidir.

AAss››ll tteehhlliikkee;; halklar› düflmanlafl-t›rarak, Türk’ü, Kürt’ü, Laz’›, Arap’›ile bu ülkede yaflayan tüm emekçihalklar›n kendi iktidar› için birlefl-mesinin önüne set çekilmesidir.

AAss››ll tteehhddiitt;; emperyalizm veonun yerli iflbirlikçileri olan ordu veburjuva iktidard›r. Evet “teyakku-za” geçmeli, aya¤a kalkmal›y›z.Ama onlar›n gösterdi¤i de¤il, ger-çek tehlike ve tehditlere karfl› aya¤akalkmal›y›z.

35

11 Mart 2007 / 95

RRaakkeell DDiinnkk:: DDeevvlleett hheessaapp vveerrmmeellii40 gün önce katledilen Hrant Dink için, 3 Mart günü ‹stanbul Zeytinbur-

nu'ndaki Bal›kl› Ermeni Mezarl›¤›'nda bir anma düzenlendi. Mezarl›¤ak›zlar›, o¤lu ve yak›nlar› ile birlikte gelen Dink'in efli Rakel Dink, h›ç-k›r›klar aras›nda "Devlet bunun hesab›n› vermeli" diye seslendi.

Hrant Dink ölümünün 40. gününde Kumkap› Meryem Ana ErmeniKilisesi'nde de bir ayinle an›ld›. Ayin sonras› kilise bahçesine kadar gi-ren bir kiflinin havaya atefl açt›¤› belirtilirken, ayinde konuflan TürkiyeErmenileri Patri¤i Mesrob II, geçen 40 gün zarf›nda, suikast›n gerçekazmettiricilerinin belirlenememifl olmas›n›n, “son derece üzücü ve dü-flündürücü” oldu¤unu dile getirdi.

E¤itim-Sen kundakland›E¤itim-Sen Sakarya fiubesi, 4 Mart sabaha

karfl› kundaklanarak tamamen yak›ld›. Olay ye-rinde bulunan bir k⤛tta kontgerillan›n kulland›-¤› “T‹T” (Türk ‹ntikam Tugay›) yaz›l› oldu¤u be-lirtilirken, beklendi¤i gibi sald›r›ya iliflkin yaka-lanan olmad›. Öte yandan sald›r›y› k›namak içinyap›lmak istenen bas›n aç›klamas› s›ras›nda daprovokasyon yarat›lmaya çal›fl›ld›.

E¤itim-Sen üyeleri Ankara baflta olmak üzere bir çok kentte düzenledik-leri eylemlerle sald›r›y› protesto ettiler. Olay›n gerçekleflti¤i gün Ankara 1No’lu fiube önünde toplanarak Gima önüne yürüyen sendika üyeleri, "Kah-rolsun Faflizm Yaflas›n Mücadelemiz” sloganlar› att›lar. Burada aç›klamadabulunan Genel Baflkan Alaaddin Dinçer, Sakarya fiubesi’ne yap›lan sald›-r›n›n, yo¤unlaflan milliyetçi-gerici-floven aç›klamalardan ve hedef göster-melerden ba¤›ms›z olmad›¤›n› dile getirdi. ‹stanbul, ‹zmir, Antalya, Hatayve daha bir çok kentte yap›lan eylemlerde de faflizme karfl› sloganlar hay-k›r›ld› ve bu tür sald›r›lar›n E¤itim-Sen’i emek ve demokrasi mücadelemiz-den asla geri döndüremeyece¤i dile getirildi.

SSaakkaarryyaa flfluubbeessiinniinn kkuunnddaakkllaannmmaass››

eeyylleemmlleerrllee pprrootteessttoo eeddiillddii

Emekli-SenGenel Merkezitaraf›ndan 1 y›lsüreyle üyeliktenuzaklaflt›r›lan,sendikan›n Be-yo¤lu 2 No’lufiube Baflkan›Hasan Kaflk›r,karar› dergimizede¤erlendirdi.

BU KARAR TASF‹YED‹R

� GGeenneell MMeerrkkeezziinn bbuu kkaarraarr››nn››nnaass››ll ddee¤¤eerrlleennddiirriiyyoorrssuunnuuzz?? SSeennddii--kkaa üüyyeellii¤¤iinnddeenn uuzzaakkllaaflfltt››rr››llmmaann››zzaanneeddeenn oollaaccaakk nneelleerr yyaapptt››nn››zz??

Benimle beraber Kartal fib. Bafl-kan› Emir Babakufl da ayn› gerek-çeyle ihraç edildi. Genel Merkezinbu karar› bir tasfiyedir. 7 Ekim 2006tarihindeki ‘Yeter Art›k B›çak Kemi-¤e Dayand›’ Mitingi’nde yaflananlardayanak yap›ld›. Hakk›m›zdaki suç-lamalar: Genel Merkezi, genel bafl-kan›, bölge yöneticilerini tan›mad›¤›-m›z, kararlar›na karfl› geldi¤imiz,üyeleri miting hakk›nda bilgilendir-medi¤imiz vb. Bu suçlamalar ayn›zamanda Genel Merkezin sendikalanlay›fl›n› da ortaya koymaktad›r.Bunun yan›nda mitingin eksiklerininüzerinin örtülmesi, sorumlulu¤unukendi üzerinden atma yaklafl›m›n› dasomutlamaktad›r.

Örnek: "Ulafl›m olanaklar›ylasendikam›z üyeleri de¤il baflka in-sanlar eyleme tafl›nm›flt›r" deniyor.EEmmeekkllii--SSeenn’’ee ddeesstteekk vveerreennlleerree‘‘bbaaflflkkaallaarr››’’ diye bak›lmas› sendikalanlay›fl›m›zla ba¤daflmaz. ‘Gelece¤i-miz olan gençlerimiz’ diye söze bafl-larken, gençlerin mitingimize kat›l-malar› yad›rganm›fl, maalesef gençli-¤e “tedbir al›nmas› gereken bir hu-sus” olarak bak›lm›flt›r.

Örne¤in; "Yap›lan araflt›rmalarsonucu baz› üyelerimiz miting hak-k›nda bilgilendirilmemifltir" deniyor.Neye, kime dayanarak böyle bir so-nuca varm›fllar, belli de¤ildir. Ancakkesin olan bir fley varki, mitinge kit-le olarak en fazla güç veren flubeler-den biriyiz. Ve her eylemde oldu¤ugibi, genel baflkan ve merkez yöneti-cileri, eylemin baflar›l› geçmesinekatk›da bulundu¤umuz için bizlereteflekkür etmifllerdir.

M‹L‹TAN TUTUM SUÇ SAYILDISlogan atmam›z ihraç nedenlerin-

den biridir. ‹flçi s›n›f› ve emekçi hal-k›n taleplerine iliflkin sloganlara veeylemde militan bir tutum sergilen-mesine Genel Merkez müdahale ettive engellemeye çal›flt›. Oysa kitle-miz, içeri¤e ve ad›na yarafl›r bir tu-tum sergilemiflti. ‘B›çak Kemi¤e Da-yand›’ diye miting düzenleniyorsa,kitleye sessiz yürümek önerilmez.Skandal düzeyindeki organizasyonbozuklu¤unu bir yana b›rak›rsak, Ge-nel Merkezin eylemin içeri¤ine uy-gun tutum sergilediklerini söylemekgerçeklere gözümüzü kapamakt›r.Sorulmas› gereken birinci soru flu:Kitle pankart açmadan, slogan atma-dan SHP ve CHP otobüslerinin arka-s›ndan yürüyerek Abdi ‹pekçi Par-k›'na gitseydi, bu tutumdan kimler,hangi s›n›f›n temsilcileri hoflnut ola-cakt›? ‹kincisi; Türkiye iflçi s›n›f›,emekçi halk› ve onlar›n ayr›lmaz par-ças› emekli, dul ve yetimlerin talep-lerinin dile getirilmesinden neden ra-hats›zl›k duyuldu, engellenmeye ça-l›fl›ld›? Hakk›m›zda getirilen bu suç-lamalar çok soyuttur. ‹‹hhrraaçç kkaarraarr››--nn››nn aarrkkaass››nnddaa yyaattaann aass››ll ggeerrççeekk iisseess››nn››ff mmüüccaaddeelleessiinnee,, öözzeellddee ddee oonnuunnbbiirr ppaarrççaass›› oollaann sseennddiikkaall mmüüccaaddee--lleeyyee yyaakkllaaflfl››mmddaakkii ffaarrkkll››ll››kkllaarrdd››rr..

� NNeeddiirr bbuu ffaarrkkll››ll››kkllaarr?? Emekli-Sen, D‹SK’e ba¤l›, s›n›f

sendikac›l›¤› ilkelerini savunan, rica-

c› de¤il mücadeleci bir sendikad›r.Baz›lar›n›n ileri sürdü¤ü gibi, ‘ununuelemifl, ele¤ini asm›fl’ insanlar›n biraraya geldi¤i bir örgütlülük de¤ildir.Aksine, ‘‘iiflfl hhaayyaatt››nnddaann eemmeekkllii oolluu--nnuurr aammaa ddeemmookkrraassii vvee ssoossyyaalliizzmmmmüüccaaddeelleessiinnddeenn aassllaa eemmeekkllii oolluunn--mmaazz’’ ilkesini benimsemifl olanlar›nbiraraya geldi¤i bir sendikad›r.Emekli-Sen'e göre s›n›f›n kitle örgü-tü olan sendikalar; iflçi s›n›f›n›n ege-men s›n›flara karfl›, direnifl, örgütlen-me ve birlik merkezleri, s›n›f›n kesinkurtuluflu için bir kald›raç, iflçilerins›n›fsal e¤itime bafllad›klar›, sömürüve bask›ya karfl› mücadele ettikleribir okuldur.

S›n›f sendikac›l›¤› ilkelerini sa-vunan Emekli-Sen kendini emekli,dul ve yetimlerin ç›karlar›n› savun-makla s›n›rlamaz. ‹flçi s›n›f› veemekçi halk›n ç›kar ve talepleri içinde mücadele eder. Kendini onlar›nbir parças› olarak görür.

Emekli-Sen'de; ‘sendikaya siya-set sokmayal›m’, ‘sendikaya girer-ken rozetimizi ç›karal›m’, ‘politikayapmayal›m’ vb. burjuva görüfllerisavunulamaz. Kendimizi hiçbir za-man demokrasi güçlerinin d›fl›ndagörmüyoruz. Sorunlar›m›z›n, talep-lerimizin birbirine ba¤l› oldu¤unudüflünüyoruz. Emek güçlerininbirlikte mücadelesinden yana-y›z. Bizim halk›n ç›kar›ndanbaflka bir ç›kar›m›z yoktur. Ey-lemlerde açt›¤›m›z pankart-lar, hayk›rd›¤›m›z slo-ganlar Türkiye iflçi s›-n›f› ve emekçi halk›ntalep ve özlemleri-dir. "‹flçi s›n›f› veemekçi halk, genç-lik, kad›nlar bizi ilgi-lendirmiyor" diyenlerolabilir. Baz› merkezve flube yöneticilerin-de bu tür anlay›fllar›nolmas› hem bizi üzer, hemde bu anlay›fllara karfl› mü-cadele görevini yükler.

‹flte biz emeklilerin ta-leplerine sahip ç›karak bu an-lay›fllarla mücadele etti¤imiziçin ihraç edildik.

36

11 Mart 2007 / 95

Emekli-Sen Beyo¤lu 2 No’lu fiube Baflkan› Hasan Kaflk›r:

‹hraç nedeni mücadeleyeyaklafl›mdaki farkl›l›klard›r

GER‹LEY‹fi‹N SORUMLULARI B‹Z‹ ‹HRAÇ EDENLERD‹RUzun zamand›r durgunluk ve ge-

rileyifle giden bir süreç var. Bizi ih-raç eden anlay›fl bunun sorumlusu-dur. Genel Merkez gerilemeyi durdu-racak, ileri mevzilere tafl›yacak yolagirece¤ine, bunlar› dile getirenlerekarfl› adeta savafl açt›. Birçok flube-nin durumu içler ac›s›. Genel mer-kezin genelgelerinde de belirtildi¤igibi idari-mali s›k›nt› yaflan›yor. Pekibunlar› aflmak için ne yap›yor? S›n›fsendikac›l›¤› ilkeleriyle mi hareketediyor; sorunlar› elefltiri-özelefltiritemelinde mi çözmeye çal›fl›yor?Hay›r. Tersine tüm bunlar› reddet-mekle ifle bafll›yor. BBeennddeenn yyaannaa--bbaannaa kkaarrflfl›› diye flubeleri ay›r›yor.Bölge Temsilcisi’ni, yönetime karfl›olanlarla ilgili bilgi toplamakla gö-revlendiriyor ve istihbarat çal›flmas›yapman›n do¤ru oldu¤unu savunarakflube baflkan ve üyeler aras›na güven-sizlik tohumlar› at›yor. Muhalif olan-lar› etkisizlefltirmek için DisiplinKurulu'nu harekete geçiriyor. Böyledavranmay› yönetimde kalman›n ga-rantisi olarak görüyorlar.

ÜYELER KARARI TANIMADILAR

� fifiuubbeenniizziinn üüyyeelleerrii kkaarraarraa nnaass››lltteeppkkii ggöösstteerrddiilleerr??

Beyo¤lu fiube Genel Mer-kezin bu tasfiyeci karar›n› tan›-mad›. Ayn› flekilde Kartal fiube

yönetimi ve üyeleri de genel mer-kezin tasfiyeci karar›n› tan›-

mad›lar. Genel Merkez yeni bir bafl-kan seçilmesi için her iki flubeye ya-z› gönderdi. Ancak her iki flube üye-leri ve yönetimleri bunu hakl› olarakuygulamad›lar. Bu tasfiyeci yaklafl›-ma sadece flubemizden de¤il di¤er

flubelerden de tepkiler geldi. Emekli-Sen Baflkanlar Kurulu’nda bu tepki-ler ifade edildi. Genel Merkez eleflti-ri ve tepkiler karfl›s›nda karar›n› sa-vunamaz duruma düfltü.

K‹fi‹SEL ÇIKARLAR PENCERES‹NDEN BAKILIYOR

� BBuu ttaassffiiyyee kkaarraarr›› kkaarrflfl››ss››nnddaannee yyaappmmaayy›› ddüüflflüünnüüyyoorrssuunnuuzz??

Ülkede yaflanan ekonomik, siya-sal, sosyal geliflmelere bak›ld›¤›nda,2007 y›l›n›n; sömürenle sömürülen-ler aras›ndaki mücadelenin keskinle-flece¤i, egemen s›n›flar›n AKP arac›-l›¤›yla iflçi ve emekçi halk›n kazan›l-m›fl haklar›na yönelik sald›r›lar›n›nartaca¤› bir y›l olaca¤› görülüyor. Busüreçte emekten yana güçlerin ortakhedefe yönlendirilmesi, sald›r›lar›npüskürtülmesinde ve yeni mevzilerinelde edilmesinde büyük bir önemesahiptir. Bunun içindir ki emektenyana parti, sendika ve kitle örgütlerisürece nas›l müdahale edeceklerinitart›fl›p haz›rl›klar›n› yapmaktalar.

Kazan›lm›fl haklar› ortadan kald›-ran ve bir k›s›m haklar› kullan›lamazhale getiren, Sosyal Güvenlik Yasas›yeniden gündeme al›nacak. 2821-2822 say›l› Sendikalar ve Toplu ‹flSözleflmesi yasalar›nda yap›lacakde¤iflikliklerle örgütlenme ve T‹Syapman›n önüne yeni engeller ko-nulmaya, “K›dem Tazminat› Fonu”ad› alt›nda kurulacak bir fon ile iflçi-lerin k›dem tazminat›na el konulma-ya çal›fl›lacak...

Böylesi bir dönemde ço¤unlu¤uaçl›k s›n›r›n›n alt›nda yaflayan emek-lilerin, di¤er emekten yana örgütlerlebirlikte mücadeleye at›lmas› gerekir-ken Emekli-Sen yönetimi, önceliklemücadelenin yükseltilmesi ve ortak-

laflt›r›lmas›ndan yanaolan flube yönetimleri-ni tasfiyeye yönelerekadeta Türk-‹fl yöneti-cilerine tafl ç›kartmak-tad›r.

Bugünkü GenelMerkez Yönetimi,Emekli-Sen'i ilerimevzilere tafl›yacaksiyasal ve sendikal ye-terlilikten yoksun.Olaylara ve geliflmele-re iflçi s›n›f› ve emekçihalk›n ve onlar›n bir parças› olanemekli, dul ve yetimlerin k›sa veuzun vadeli talepleri aç›s›ndan de¤il,kiflisel kariyer penceresinden bak›l›-yor. Bu yaklafl›m›n kaç›n›lmaz sonu-cu olarak da s›n›f›n ç›karlar› yerinekiflisel ç›karlar ön plana ç›k›yor. Buanlay›fl sendikam›z› t›kanma noktas›-na getirmifltir. Bugün ‹stanbul'da ikiflubenin bafl›na gelenin yar›n GenelMerkez yöneticilerini elefltirmeyekalkan di¤er flubelerin de bafl›na ge-lebilece¤ini söyleyebiliriz.

Sendikam›z flu anda, düzene en-tegre olma ya da düzene karfl› müca-dele etme kavfla¤›nda bulunuyor.Emekli-Sen üyeleri ya bugünkü yö-neticilerle yola devam edip düzeneentegre olma yolunda h›zla ilerleye-cek, ya da bu yönetimi de¤ifltirip biz-leri ezen, açl›k s›n›r›n›n alt›nda yafla-maya mahkum eden düzene karfl›mücadeleyi seçecek.

Bizler, geçmiflinde onurlu müca-deleler vermifl Emekli-Sen üyeleri-nin ikinci yolu, yani mücadele yolu-nu seçeceklerine inan›yor, bütünüyeleri sendikam›za sahip ç›kmayaça¤›r›yoruz.

37

11 Mart 2007 / 95

TTüürrkkiiyyee iiflflççii ss››--nn››ff››,, eemmeekkççii hhaall--

kk›› vvee oonnllaarr››nnaayyrr››llmmaazz ppaarrççaa--ss›› eemmeekkllii,, dduull vvee

yyeettiimmlleerriinn ttaa--lleepplleerriinniinn ddiillee

ggeettiirriillmmeessiinnddeennnneeddeenn rraahhaattss››zz--ll››kk dduuyyuulldduu,, eenn--ggeelllleennmmeeyyee ççaall››--

flfl››lldd››??

‹zmir Çi¤li Pir Sultan Abdal Derne¤i, 4 Mart’ta Alsancak Fuar ‹smet‹nönü Kültür Merkezi’nde aç›l›fl etkinli¤i düzenledi.

Aç›l›fl konuflmas›n› yapan Dernek Baflkan› Türkan Do¤an, aç›l›flakat›lan 400 kifliyi “Pir Sultan Abdal’›n inanc› ve direnci ile” selamlad›.“Pir Sultan’›n yolunday›z” diyen Do¤an, yozlaflmaya dikkat çekerek,“Biz Anadolu topraklar›n›n insanlar›y›z. Bizim dinamiklerimizde PirSultan Abdal direnci yatar” dedi.

Komplo sonucu tutuklanan Sar›yerPSAKD Baflkan› Muammer fiimflek’in mesaj›okunurken, ard›ndan PSAKD Genel Baflkan›Kaz›m Genç konufltu. 8 Mart ve tecrite de¤i-nen Genç, “can›n› ortaya koyan Behiç Aflc› dabizim onurumuzdur” dedi. Çi¤li Müzik Gru-bu, Menemen Semah Ekibi, Grup S›laya Has-ret, Do¤ançay Semah Ekibi ve Dertli Divanis›ras›yla sahneye ç›karak deyifllerini söyledi-ler ve semah döndüler.

“Pir Sultan’›n yolunday›z”

Türk Tabipler Birli¤i’nin aç›kla-d›¤› ve SES, Dev Sa¤l›k-‹fl ile TürkDifl Hekimleri Birli¤i’nin destekle-di¤i ‘Beyaz Eylemler’in ilki 1Mart’ta yap›ld›. Ülke genelinde ya-p›lan eylemlerde, ‘Sa¤l›kta Dönü-flüm” program›n›n IMF’nin iste¤ioldu¤u ifade edildi.

11 Mart’ta Sa¤l›k Bakanl›¤›önünde ‘Beyaz Miting’ ve 14Mart’ta ise ‘G(Ö)REV’e ç›karakhizmet vermeme fleklinde devamedecek eylem program›n›n ilki, 1Mart’ta sa¤l›k ocaklar› önünde dü-zenlenen eylemlerdi.

Ankara’da, Mürsel Uluç Sa¤l›kOca¤›’nda düzenlenen eylemde,“AKP Sa¤l›¤a Zararl›d›r” pankart›aç›ld›. “Sa¤l›k Hakt›r Sat›lamaz”sloganlar› atan emekçiler ad›na ko-nuflan Ankara Tabip Odas› yönetici-si Ercan Yavuz, “sa¤l›kta y›k›m po-litikas›na itiraz ediyoruz” dedi vesa¤l›k hakk›na sahip ç›kma ça¤r›s›yapt›. Yavuz, sa¤l›k ocaklar›n›n ye-rine konulmak istenen "Aile He-kimli¤i" sisteminin birinci basamaksa¤l›k hizmetlerinin özellefltirilmesianlam›na geldi¤ini kaydederek,“Yap›lmak istenen; insanlar›n has-talanmas›ndan kazanç elde etmek,daha çok hasta yaratarak ilaç veteknoloji satan tekellerin gelirleriniartt›rmakt›r” dedi. D‹SK, KESKad›na yap›lan konuflmalarda da ikti-dar›n IMF güdümünde oldu¤unadikkat çekildi.

‹zmir'de Bornova Atatürk Sa¤l›kOca¤›, Çi¤li Ayd›nl›kevler, KonakBar›fl, Eski ‹zmir Yüzbafl› fierafettinve Konak Çimentepe Sa¤l›k Ocak-lar› önünde yap›lan eylemlerde yüz-lerce sa¤l›k emekçisi, yoksul halk›nbaflvuru yeri olan sa¤l›k ocaklar›n›ntasfiyesine karfl› ç›kt›.

Adana’da fiakirpafla MahallesiSa¤l›k Oca¤› önünde toplanan sa¤-l›kç›lar ve destek veren DKÖ’ler,

yüzbin kiflilik mahallede yetersizolan sa¤l›k oca¤›n›n personelinindahi azalt›ld›¤›n› dile getirdiler.ATO, SES, Dev Sa¤l›k-‹fl ve TürkSa¤l›k-Sen taraf›ndan düzenlenenortak eylemde konuflan Tabip Odas›Baflkan› Osman Küçükosmano¤lu,"inan›yoruz ki sa¤l›k ocaklar›m›z-dan bafllayan ça¤r›m›z dalga dalgatüm Türkiye'ye yay›lacakt›r ve buörgütlü gücümüzle bizler de sa¤l›kocaklar›m›z› satt›rmayaca¤›z" dedi.

Mersin’de Demirtafl Mahalle-si'ndeki 10 No’lu Sa¤l›k Oca¤›önünde, Eskiflehir'de Büyükdere Ai-le Sa¤l›¤› Merkezi önünde, Ha-tay’da 3 No’lu Sa¤l›k Oca¤› önün-de, Samsun'da 2 No’lu Sa¤l›k Oca-¤› önünde, Eskiflehir'de BüyükdereAile Sa¤l›¤› Merkezi önünde, Bur-sa'da Zümrütevler, Teleferik ve S›-ramefleler Sa¤l›k ocaklar› önündedüzenlenen eylemlerde de sa¤l›ktadönüflüm aldatmacas› teflhir edildive AKP hükümeti tekrar uyar›ld›.

Birçok kentte oldu¤u gibi, ‹stan-bul’da 1 Mart’ta yap›lan eyleminard›ndan, Kad›köy ‹skele Meyda-n›’na ‘Beyaz Çad›r Sa¤l›k Oca¤›’kuruldu. Sa¤l›k hakk›na sahip ç›kanhalk kesimlerinin, demokratik ku-rumlar›n destekledi¤i sa¤l›k emek-çileri, akflam saatlerinde de serbest

kürsü oluflturdular. Kürsüde konu-flan TTB Baflkan› Gençay Gürsoy,Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n TTB’yi saf d›-fl› b›rakmaya çal›flt›¤›na dikkat çek-ti ve eylemlerinin amac›n›n sadecekendi haklar› olmad›¤›n›, halk›nsa¤l›k hakk›n›n yokedilmesine karfl›mücadele ettiklerini belirtti. ‹z-mir’de de 3 Mart günü Konak Mey-dan›’nda kurulan çad›rla AKP ikti-dar›n›n sa¤l›k politikas›n›n amac›halka anlat›ld›.

Sa¤l›kç›lar; 5 Mart’tan itibarenise, 9 Mart’a kadar sürecek olan‘Beyaz Referandum’ bafllatt›lar. An-kara’da A.Ü. T›p Fakültesi Cebecive ‹bni Sina hastanelerinin yemek-haneleri önüne konulan sand›klardaemekçiler oy kullan›rken, ATO Yö-netim Kurulu Üyesi Hamit Boztafl,Cebeci Hastanesi’nde yapt›¤› ko-nuflmada, Türkiye'nin ilaç harcama-lar›yla ilgili kayna¤›n, ço¤u ulusla-raras› olan ilaç tekellerine gitti¤inibelirterek, “Art›k yeter diyoruz.Sa¤l›k hakk›, özlük hakk›m›z, ifl gü-vencemiz ve meslek onurumuz içinbeyaz eylemleri bafllat›yoruz” dedi.

Referandum çal›flmas› Türkiyegenelinde devam ederken, sa¤l›kemekçilerinin karfl› ç›kt›¤›, “yaban-c› hekimlere çal›flma izni veren” ya-sa, Cumhurbaflkan› Sezer’den dön-mesinin ard›ndan yeniden gündemeal›nd›. Baflbakan bir gün önce karar-lar›nda ›srar ederken, 8 Mart günüyap›lan görüflmelerde, “yabanc› he-kim”den vazgeçildi¤i aç›kland›.

Böylece sa¤l›k emekçileri, ilkkazan›mlar›n› elde etmifl oldular.

38

11 Mart 2007 / 95

‘‘BBeeyyaazz EEyylleemmlleerr’’ BBaaflflllaadd››

Sa¤l›k HHakt›rSat›lamaz!

TTB’nin yönetimini ele geçirme-ye çal›flan olmay›nca da y›pratma,kaale almama politikas› izleyen AKPiktidar›, örgütlenme düflman› oldu¤u-nu bir kez daha gösterdi. Uygulad›¤›IMF politikas›na karfl› mücadele yü-rüten sa¤l›k emekçilerini y›pratmayaçal›flan Sa¤l›k Bakan› Recep Akda¤,“TTB’ye yaln›zca özel çal›flan he-kimlerin üye olmak zorunda oldu¤u-nu, tüm hekimleri temsil etmedi¤ini”

söyledi. TTB Merkez Konse-

yi yapt›¤› aç›klama ile,kamuda çal›flan hekimlerin deTTB’ye üye olabildi¤ini belirtilerek,mevcut 103 bin hekimden 73 bin500’ünün TTB üyesi oldu¤unu vebunun ço¤unlu¤unun da kamuda vekamuyla birlikte özelde çal›flan he-kimler oldu¤u bildirildi.

“Sa¤l›k Bakan› kim(ler)i temsilediyor” diye soran TTB, “Uygula-malar› ve söylemleri ile halk›n ve he-

AKP ÖÖrgütlü HHekim ‹‹stemiyor

emek

39

11 Mart 2007 / 95

Uflak Karma Organize sanayiAkkumafl A.fi.'de iki ayd›r maafl vedört ayd›r mesailerini alamayan ifl-çiler, 23 fiubat günü "evde çocukla-r›m›z açken biz de yemek yemiyo-ruz" diyerek yemek boykotu yapt›-lar. Patron boykotu k›rmaya çal›fl›r-ken, ertesi günü de eyleme öncülükeden Vahap K›fl, Hasan Çakmak,fiafak Atefl ve Engin Köylü adl› dörtiflçiyi iflten ç›kard›.

Bunun üzerine iflçiler, 26 fiubat-ta, iflten at›lanlar›n geri al›nmas› ve

maafl ve mesailerinin ödenmesi ta-lebiyle bir gün ifl b›rakt›lar. ““‹‹flflççiiyyiizzHHaakkll››yy››zz KKaazzaannaaccaa¤¤››zz,, DDiirreennee DDii--rreennee KKaazzaannaaccaa¤¤››zz,, AAkkkkuummaaflfl fifiaa--flfl››rrmmaa SSaabbrr››mm››zz›› TTaaflfl››rrmmaa"" slogan-lar›yla Uflak merkeze yürüyen iflçi-lerden 70’i toplu olarak sendikayaüye oldular.

Sald›r›lar›n› sürdüren patron Hü-samettin Akkaya, bu kez de "Nedeneylem yapt›n›z? Bir daha olsa yaparm›s›n›z?" fleklinde anket düzenledive ayn› gün Ömer Polat, Ercan As-

lan, SerkanÇak›r veOkan Sakaisimli iflçileride iflten att›.‹flçilerin ma-afllar›n› ver-meyen, ana-yasal haklar›-n› tan›mayan patron sonraki günler-de de iflçilerin direniflini k›rmak içiniflten atmaya devam etti. fiu ana ka-dar toplam 12 kifli iflten at›ld›. ‹flçi-ler, sald›r›lar karfl›s›nda y›lmaya-caklar›n› belirterek, 2 Mart tarihin-den itibaren üç gün boyunca Tiri-to¤lu Park›’nda imza stand› açt›lar.

Akkumafl iflçisi kazanacak!

Sendika hakk›ndan vazgeçmeyece¤iz

Lastik-‹fl ‹stanbul fiubesi üyesi,‹‹bbrraahhiimm EEtthheemm UUlluuggaayy ‹‹llaaççFFaabbrriikkaass›› iflçileri, sendikalar›n›nkabul edilmesi için direniyor. Top-kap› havzas›nda bulunan iflyeriniterk etmeme eylemi yapan iflçile-rin bu hakl› talebine karfl›l›k, pat-ron 5 iflçiyi daha iflten atarak ce-vap verdi. Fabrika Genel MüdürüMassimo Gaiotto, eylemi “kanund›fl›” ederken, iflçilere “hepiniziatar›z” mesaj› vererek direnifli k›r-maya çal›fl›yor. Patronunun buamaçla gündeme getirdi¤i “at›lan-lar› geri al›r›z ama sendikay› kabuletmeyiz” fleklindeki rüflveti ise, ifl-çiler taraf›ndan geri çevrilmifl du-rumda.

Ayn› bölgede bulunan Petrol-‹flüyesi Bayer ‹laç Fabrikas› iflçileri,direnen iflçileri yaln›z b›rakmaya-rak, her sabah ve ö¤le paydosundasloganlarla ‹brahim Ethem iflçile-rinin yan›na gelerek destek veri-yorlar. Direnen iflçiler ise, “Yafla-s›n S›n›f Dayan›flmas›, SendikaHakk›m›z Engellenemez” slogan-lar› ile karfl›l›yorlar.

Lastik-‹fl’e üye, Kocaeli veÇerkezköy’deki fabrikalarda çal›-flan iflçiler de 5 Mart günü ‹brahimEthem iflçilerini ziyaret ederek,desteklerini sundular.

Otoyol’da iflçi k›y›m› ve iflbirlikçi sendikac›l›kOtoyol Afi’nin Sakarya’daki fabrikas›nda çal›flan 115 iflçi iflten ç›kar›ld›.

Konuya iliflkin bas›n toplant›s› düzenleyen Türk Metal fiube Baflkan› R›d-van Tafl, son 7-8 ayd›r ç›kar›lan iflçi say›s›n›n 325’e ulaflt›¤›n› belirtti. Tafl,fabrikan›n çal›flmas› için flimdiye kadar esnek çal›flma modellerini uygula-d›klar›n› kaydederek, “gerekirse ücretsiz çal›flma yoluna da gidebiliriz” di-ye konufltu.

‹flçiden önce fabrikay› düflünen, esnek çal›flmay› itirazs›z kabul eden vemilliyetçili¤i kimseye b›rakmayan Türk Metal’in aç›klamas›, patronun bucüreti nereden ald›¤›n› aç›kça ortaya koymaktad›r.

Dandy’de direnifl kazand›77 gündür sendikalaflma mücadelesi veren Dandy iflçilerinin direnifli za-

ferle sonuçland›. Tek G›da-‹fl ile patron aras›nda yap›lan görüflmeler sonu-cunda iflçilerin sendika talebi kabul edildi. 2 Mart günü fabrika önündeaç›klama yapan Tek G›da-‹fl Marmara ve Trakya Bölge fiube Sekreteri Gök-sel fiengül, patronla görüflmeye iliflkin bilgi verdi. ‹flten at›lan 8 iflçinin iflegeri al›naca¤›n›, sendikalaflman›n önündeki engellerin kald›r›laca¤›n› belir-ten fiengül, iflten at›lan iflçilerin 15 gün içinde döneceklerini kaydetti. ‹flçi-ler, sonucu “Yaflas›n Sendika Mücadelemiz” slogan›yla karfl›lad›lar.

kimlerin yarar›na hizmet etmedi¤iortada olan Sa¤l›k Bakan› Dr. Ak-da¤, Dünya Bankas›’na, IMF’ye vebir avuç sermaye grubuna hizmet et-mektedir” dedi.

AKP iktidar› toplumun di¤er ke-simlerinde oldu¤u gibi, hekimlerin deörgütlü olmas›na tahammül edemiyor.Hele, IMF taraf›ndan önüne konulan,sermaye yanl›s› sa¤l›k politikalar›karfl›s›na ç›kan bir örgütlülü¤e asla ta-hammül edemiyor. Politikalar›n› elefl-tiren, halktan yana gibi gösterdi¤i po-

litikalar›n gerçek yüzünü teflhir eden-lere karfl› düflmanlaflan iktidar, sözko-nusu olan sol, devrimci, demokrat ör-gütlenmelerse, çok daha sald›rganla-fl›yor.

‹ktidar›n TTB’ye karfl› tutumu,onun anti-demokratik zihniyetini gör-mek için yeterlidir. Akda¤’›n TTB’ninsa¤l›k hakk› için düzenledi¤i eylemle-re karfl› bu söylemi ve TTB’yi “gelir-lerini ve üye say›s›n› k›smakla” tehditetmesi, her konuda kendini gösterenzihniyetin yans›mas›d›r.

emek

40

11 Mart 2007 / 95

EMO’da 1 May›s Resmi Tatil OlduTMMOB'a ba¤l› Elektrik Mühendisleri Odas›'nda imzalanan toplu ifl

sözleflmesiyle 1 May›s, tatil kabul edildi. Tez-Koop-‹fl Sendikas›’n›n örgüt-lü oldu¤u EMO Genel Merkezi ve ba¤l› ifl yerlerinde çal›flan iflçiler ad›nayürüttü¤ü toplu ifl sözleflmesi 4 Mart günü anlaflmayla sonuçland›. Sözlefl-meye göre; ücretlere birinci 6 ayda %11, sonraki her alt› ayda da enflasyonart› %1 zam yap›ld›. 31 Aral›k 2008’e kadar geçerli olacak toplu ifl sözlefl-mesiyle sosyal yard›mlar da ücret zamlar›na paralel oranlarda art›r›lacak.

Anlaflman›n emekçiler aç›s›ndan en önemli yan›n› ise, toplu ifl sözleflme-sine, "Uluslararas› iflçi s›n›f›n›n birlik, mücadele, dayan›flma günü 1 May›statil" hükmü eklenmesi oldu. Tez-Koop-‹fl 2 No'lu fiube Baflkan› HaydarÖzdemiro¤lu, iflçi konfederasyonlar›n›n yöneticilerini her y›l 1 May›s'ta hü-kümet yetkililerini ziyaret edip 1 May›s'›n tatil olmas›n› istediklerini, ancakdaha sonra bu talebi unuttuklar›n› belirterek elefltirdi.

Güvencesiz çal›flma intihar ettirdiBursa’da fiengül Özkan ad›nda ücretli çal›flan bir ö¤retmen 18 fiubat gü-

nü intihar etti. fiengül ö¤retmen 4 y›ld›r, KPSS denilen s›nav› geçemedi¤iiçin, her an at›lma korkusuyla ve ailesinin de geçimini üstlenmifl bir flekildeçal›fl›yordu. Son umudu olan fiubat atamalar›nda da kadrolu olarak atana-mamas› onu çözümsüzlü¤e itti. “Çözümü” intiharda buldu. Daha önce deAdana’da ayn› sebeplerden dolay› yine bir ö¤retmenintihar etmiflti.

Bursa ‹flsiz ve Güvencesiz E¤itim ‹flçileri Örgüt-lenme Giriflimi 3 Mart’ta Osmangazi Metro’dan Mil-li E¤itim Müdürlü¤ü’ne kadar yapt›¤› yürüyüflle ola-y› protesto etti. Burada yap›lan aç›klamada, bu ölü-mün kader olmad›¤›, bugün devlet okullar›nda 150bin ö¤retmenin ifl güvencesinden yoksun olarak çal›fl-t›¤› kaydedildi ve KPSS’nin kald›r›lmas› istendi.

Yarg›tay’›n Emekli-Sen hakk›n-da verdi¤i kapatma karar›n› protes-to etmek için 3 Mart günü Sam-sun’da yürüyüfl düzenlendi.

Samsun fiubesi taraf›ndan dü-zenlenen yürüyüfle, sendikan›n Ge-nel Baflkan› Veli Beysülen de kat›l-d›. HÖC’lüler ve baz› siyasi partile-rin de destek verdi¤i emekliler,"Emekli-Sen Kapat›lamaz" yaz›l›pankart açarak sloganlarla yürüyüflegeçtiler. Yolu trafi¤e kapatan emek-liler, Çiftlik Caddesi’ne do¤ru slo-ganlarla yürürürken, s›k s›k "Yafla-s›n Örgütlü Mücadelemiz, Zafer Di-renen Emekçinin Olacak” sloganla-r› att›lar.

Polisin müdahale tehdidine kar-

fl›n yürüyüflünü sürdüren Emekli-Sen üyeleri, polisin “kald›r›mdanyürüyün” dayatmas›na "Bask›larBizi Y›ld›ramaz, Emekçiyiz Hakl›-y›z Kazanaca¤›z” sloganlar›yla ce-vap verdiler ve yürüyüfle devam et-tiler. Bunun üzerine polis emeklile-rin önüne barikat kurdu.

Kitle, polis barikat›n› oturma ey-lemi yaparak protesto ederken, poli-sin tek tek insanlar› sürükleyerekkald›rmaya çal›flt›¤› görüldü. Düze-nin emeklisine muamelesi herkestaraf›ndan görülürken, emeklilerpankartlar› y›rt›lmas›na, yerde sü-rüklenmelerine karfl›n yürüyüfle de-vam ettiler.

Süleymaniye Geçidi’ne kadar

yap›lanyürüyü-fl ü na r d › n -d a n ,SendikaG e n e lBaflkan› Veli Beysülen bir aç›klamayapt›.

Beysülen, sendikalar›n›n kapa-t›lmas› için birçok davan›n aç›ld›¤›-n›, ancak sonuçta hepsinin kazan›l-d›¤›n› söyleyerek, iktidara seslendi.‹ktidar›n “demokratiklefltik” söyle-minin riyakarl›¤›n› teflhir eden Bey-sülen, “Demokrasi sadece iflinizegelen alanlarda yasalar ç›karmakde¤ildir” dedi.

Emekli-Sen üyeleri Ankara’dada yapt›klar› aç›klaman›n ard›ndanmilletvekillerine mektup gönderdi.

"Emekli-Sen Kapat›lamaz"

Köylüler topra¤›na sahip ç›k›yor

Manisa’n›n Salihli ilçesine ba¤l›Kabazl› köylüleri, köylerine Çöp ‹fl-leme Tesisi yap›lmak istenmesinekarfl› 5 Mart günü Salihli Belediyebinas›n› iflgal ettiler. Sabah erkensaatte belediye baflkan›n›n makamodas›nda oturma eylemi yapan köy-lüler, Belediye Baflkan› MustafaU¤ur Okay’›n makam odas›na gir-mesiyle birlikte, slogan att›lar vepankart açt›lar.

Belediye yetkilileri, zab›ta vepolislerin köylüleri atmas›n› ister-ken, köylüler Okay ile görüflmedenayr›lmayacaklar›n›, demokratikhaklar›n› kulland›klar›n› söylediler.Bunun üzerine Oktay Konyar’›nbaflkanl›¤›ndaki bir heyet belediyebaflkan› ile görüfltü. Konyar tesisindo¤ay› katledece¤ini belirtirken,belediye baflkan› tutumunda ›sraretti. Bunun üzerine köylüler protes-to ederek belediyeden ayr›ld›lar.

Bursa’n›n Gürsu ilçesi Karah›d›rköylüleri de aç›lmas› planlanan tafloca¤›n› 2 Mart günü düzenlediklerieylemle protesto ettiler ve tafl oca¤›yap›lacak bölgeye yürüyerek kara-r›n iptal edilmesini istediler.

emek

RTÜK’ünAnadolunun Sesi Radyosu’nu ka-patmas›, bir bask› ve yasaklar ülke-sinde yaflad›¤›m›z› herkese birkeçdaha hat›rlatm›fl oldu. RTÜK kara-r›yla 9 fiubat’ta yay›n› SSÜÜRREESS‹‹ZZdurdurulan, yani kapat›lan Anado-lunun Sesi yay›n yönetmeniyle yap-t›¤›m›z röportaj› önceki say›m›zdayay›nlam›flt›k.

Röportaj› okuyanlar, bu bask› veyasak devletinin neleri “bafl tehlike”sayd›¤›n› da görmüfllerdir.

Anadolunun Sesi, ilk olarak2000 y›l›nda yay›n durdurma ceza-s›yla karfl›lafl›yor. Sonra 2001’dedevam ediyor bu uygulama. 2000-2001 y›llar›nda toplam üç ay sesik›s›l›yor Anadolunun Sesi’nin.

Peki gerekçe?

‹‹flflttee ggeerreekkççeelleerr:: Devrimci tut-saklar›n düflünceleriyle yaflamakiçin gerçeklefltirdi¤i ölüm orucu ey-leminden sözetmek; 19 Aral›k ha-pishaneler katliam›ndan sonra tutuk-lulardan gelen mektuplar› okumak.

Anadolunun Sesi’ne, 2002 y›l›n-da yine yay›n durdurma cezas› uy-guland›.

GGeerreekkççee;; Avukat Cemal Yüceltaraf›ndan haz›rlanan ve AAlleevvii veBektafli Kurulufllar› Birli¤i KültürDerne¤i'nin kapat›lmas›n› konu alan"Hukuka Bak›fl" program›yd›.RTÜK, Alevi halk›n sorunlar›nadikkat çekilmesi nedeniyle 180 günkapatt› Anadolunun Sesi’ni.

2003’de de Anadolunun SesiRadyosu’nun yay›n›, bir baflka ge-

rekçeyle 30 gün süreyle dur-duruldu... PPeekkii bbuu ddeeffaa nneeyyddii

ggeerreekkççee??

Daha do¤rusu gerekçelervard› bu kez: Ahmet Kaya'n›n

"Gururla Bak›yorum Dünyaya"flark›s›n›n sözleri; bir gazetedekiKKüürrtt SSoorruunnuu tart›flmas›;19 Aral›khapishaneler katliam›n›n ve döne-min Adalet Bakan› Hikmet SamiTürk'ün elefltirilmesi...

Oligarflinin bu “büyük suçlar”karfl›s›nda uygulad›¤› yapt›r›mlar,elbette sadece yay›n durdurma iles›n›rl› kalm›yordu. Her yay›n dur-durman›n ard›ndan radyonun yöne-ticileri hakk›nda ya ““yyaassaadd››flfl›› öörrggüüttüüyyeessii oollmmaakk”” ya da ""ssoossyyaall ss››nn››ff,,››rrkk,, ddiinn,, mmeezzhheepp vveeyyaa bbööllggee ffaakkll››ll››--¤¤››nnaa ddaayyaann››llaarraakk hhaallkk›› bbiirrbbiirriinneekkaarrflfl›› kkaammuu ddüüzzeennii iiççiinn tteehhlliikkeelliioollaabbiilleecceekk flfleekkiillddee ddüüflflmmaannll››¤¤aa vveeyyaakkiinn bbeesslleemmeeyyee ttaahhrriikk eettmmeekk""ten dedava aç›l›yordu.

Çünkü, devrimci bir yay›n orga-n›, yaz›l› veya sözlü veya görsel,gerçekleri hayk›rd›kça korkular›deprefliyordu oligarflinin. Korkular›;cumhuriyet tarihi boyunca bir türlükurtulamad›klar› korkular›.

Türkiye, onlar›n gözünde öylebir ülkeydi ki, bir an bile bofl bulun-salar, bir an bile balyozu eksik etse-ler halk›n üzerinden, bir karpuz gibiçat diye orta yerinden ikiye bölüne-bilirdi... Öyle bir ülkeydi ki, birazbafl› bofl b›rak›ld›¤›nda vatan, mil-let, din elden gidiverirdi... Öyle bir

ülkeydi ki Türkiye, biraz geç kalsa-lar, mazallah devletleri gümbürgümbür y›k›l›r ve kürsülerden pro-letarya diktatörlü¤ünün komünisttemsilcileri konuflmaya bafllayabi-lirdi...

Komünist, devrimci, örgüt, s›n›f,Kürt, Alevi, direnifl... ve bunlardantüretilmifl tüm kelimeler, cümleler,tüylerini diken diken etmeye yeter-di sömürücü egemen s›n›f›n. Ülke-nin gündemi ne olursa olsun, beyin-leri hep bunlarla meflguldur. Ekono-mi, politika, kültür, askeri planlar,seçimler, her fley ama her fley esa-s›nda bunlara göre planlan›r.

Anadolunun Sesi’nin kapat›lma-s›na gerekçe yap›lan 3984 say›l› ya-san›n 44.. mmaaddddeessiinniinn 44aa,, bb,, cc bbeenndd--lleerriinnee ggöörree,, herkesi vatan hainli¤iy-le, bölücülükle, isyanc›l›kla devletekarfl› k›flk›rtmayla, hakaretle suçla-yabilirsiniz... Nitekim böyle yap-maktad›rlar.

Bu korkularla, bu kabuslarla ya-flayamazd› devleti yönetenler. Oyüzden, Kürt diyen, s›n›f diyen, ör-güt diyen, Alevi diyen, özgürlük di-yen, adalet diyen, eflitlik diyen, ba-¤›ms›zl›k diyen herkesi ezmeli, sin-dirmeli, susturmal›, bast›rmal›, ya-saklamal›, hapsetmeliydiler... Ancaköyle kurtulabilirlerdi kabuslardan,ancak öyle geceleri uyuyabilirlerdi.

‹flte bundand›r onlar›n zulmettik-çe “huzur ve istikrar” bulmalar›.Bundand›r “huzur ve istikrar” ad›nacuntalar yap›p, faflist yasalar ç›kar-malar›. ‹flte bundand›r AAKKPP’’nniinn ile-rici, muhalif bas›n yay›n organlar›-na karfl› uygulad›¤› faflist sansür po-litikas›. Mesele, yaln›zca AKP Ge-nel Baflkan› ve Baflbakan Tayyip Er-do¤an’›n medyaya, muhaliflere ta-hammülsüzlü¤ü meselesi de¤ildir;tahammülsüz olan düzendir; AKPbu düzenin sürdürücüsü oldu¤u içintahammülsüz, bask›c›, yasakç› vesansürcüdür.

Anadolunun Sesi’nin kapat›lma gerekçeleri,oligarflinin de¤iflmez korkular›d›r:

Sosyalist, Kürt, Alevi, Örgüt, S›n›f...

Çok uzakt›r dostlar bizim yolumuzu¤runa yürüyene bin selam olsunbiner biner ölürüzyana yana döne döne yine gelirizbiz dostu da düflman› da

elbet biliriz

(Anadolunun Sesi’ne yay›n durdurma cezas›için gerekçe yap›lan Ahmet Kaya’n›n "Gu-

rurla Bak›yorum Dünyaya" adl› flark›s›ndan)

42

11 Mart 2007 / 95

Antiemperyalist Gençler Tahliye Oldu

Gençlik Federasyonu’nun"Ne ABD Ne AB, Ba¤›ms›zTürkiye" kampanyas›nda 17Ocak 2005’te düzenledi¤i An-kara eylemi s›ras›nda tutukla-nanlardan son iki kifli dahatahliye edildiler.

Sözkonusu davada mahke-me onlarca gencimize 5 y›l6’flar ay hapis cezas› vermifl,dosya Yarg›tay’dan bozularakdönmüfltü. Yarg›tay’›n bozmailam›ndan sonra, Ankara 11.ACM’de görülen duruflmada,tutuklu yarg›lanan U¤ur Eyilikve Musa Kurt ile avukatlar› Öz-gür Y›lmaz haz›r bulundu.Mahkeme Eyilik ve Kurt'untahliyesine karar vererek du-ruflmay› may›sa erteledi.

Fatura Ö¤renciye Akdeniz Üniversitesi ö¤ren-

cileri, geçti¤imiz dönem uygu-lamaya konulan yeni s›nav sis-temini, 2 Mart’ta yapt›klar› ey-lemle protesto ettiler. Bin ö¤-renci, “Bütünleme S›nav› GeriGelecek, Paras›z Bilimsel De-mokratik E¤itim” sloganlar›ylarektörlü¤e yürüdü. Yapt›klar›referandumda 4 bin kiflinin busisteme ‘hay›r’ dedi¤ini duyu-ran ö¤renciler, “Bilimsel olma-yan kalitesiz ezberci e¤itim sis-teminin faturas› yeni sistemleö¤rencilere kesiliyor” dediler.

Önder Babat An›ld›Önder Babat, katledilmesi-

nin 3. y›ldönümünde 3 Martgünü an›ld›. Devrimci Harekettaraf›ndan düzenlenen anmayaHÖC’ün de yerald›¤› devrimcigruplar destek verdiler. Katle-dildi¤i yere karanfiller b›rak›l-mas›n›n ard›ndan, Önder Ba-bat Kültür Merkezi’nde bir et-kinlik düzenlendi. Etkinlikle,Önder Babat Müzik Grubu, ‹l-kay Akkaya ve Hakan Yeflilyurttürkülerini seslendirdiler.

Adana Gençlik Derne¤i Lise Ko-misyonu, üzerlerindeki bask›lar› 5Mart’ta Adana Adliyesi yan›nda dü-zenledi¤i aç›klama ile protesto etti.

"Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz” pan-kart› açan ö¤renciler ad›na konuflanBilgen Geçgil, demokratik mücadeleveren, haklar›n›n gasbedilmesinekarfl› ç›kan gençli¤in bask›larla karfl›-laflt›klar›n› söyledi.

Bunun son örne¤inin, 22 fiubat’taKurttepe Anadolu Meslek ve Endüs-tri Meslek Lisesi’nde yafland›¤›n› be-lirten Geçgil, siyasi flube polisleri ta-raf›ndan verilen konferansta birçokdemokratik kitle örgütünün hedefgösterildi¤ini, sinevizyon görüntüleri

eflli¤inde "bunlarterör örgütü, gi-derseniz bafl›n›zaçok kötü olaylargelir" tarz›ndakonuflmalar ya-p›ld›¤›n› kaydetti.

Ayn› polislerin yapt›klar› anketlederneklere giden ö¤rencileri tespitedip idare arac›l›¤›yla bunlar üzerin-de bask› kurdu¤unu söyleyen Geçgil,“bunlardan biri de dernek çal›flan›-m›z Ahmet Sarg›nda¤'d›r. Polis-idareiflbirli¤i çerçevesinde bask› yap›lm›fl-t›r” dedi. Arkadafllar›n›n ‘Terörist’ di-ye lanse edilip ö¤renim hakk›n›n en-gellenmek istendi¤ine dikkat çekenGeçgil, Adana Gençlik Derne¤i’ninyasal, demokratik bir dernek olarak 5y›ldan bu yana faaliyet yürüttü¤ünühat›rlatt›.

Bask›lar›n liseli gençli¤in müca-delesini engellemeyece¤i kaydedilenaç›klama sonras› sorumlular hakk›n-da suç duyurusunda bulunuldu.

DKÖ’lerin hedef gösterilmesineiliflkin, polis sinevizyonunda ad› ge-çen fiakirpafla ve Adana Temel Hak-lar dernekleri de 5 Mart günü AdanaAdliyesi yan›nda aç›klama yaparaksuç duyurusunda bulundular.

Liseliye ‘örgütlenmeyin’ bask›s›

Faflist sald›r›larda ayn› senaryoZKÜ Karadeniz Ere¤li E¤itim Fakültesi ö¤rencisi Bülent Ulafl, faflistlerin

sald›r›s› sonucu feci flekilde dövülerek 15 gün ifl göremez raporu ald›. Dersim-li Bülent Ulafl’›n anlat›m›na göre; 23 fiubat’ta, Can Artan isimli faflistin bafl›n›çekti¤i faflistler, ‘‘yyüürrüü llaann ggiiddiiyyoorruuzz ööllüümm zzaammaann››nn ggeellddii’’ tehdidi ile, sopa-larla linç edilircesine dövüldü. Faflistler, çevreden ay›rmak isteyenleri de ‘‘kkaa--rr››flflmmaayy››nn bbuu PPKKKK’’llii ssiizz ddee vvuurruunn’’ diye k›flk›rtmaya çal›flt›lar. Olay, emniyetmüdürlü¤üne 40 metre uzakta olmas›na ve Bülent Ulafl ifadesinde, Can Ar-tan’›n ismini vermesine karfl›n, faflist ertesi günü serbest b›rak›ld›.

Adeta “kopya ka¤›d›” konulmufl bir faflist sald›r›. Polis yine faflistlerin ya-n›nda, yine ayn› k›flk›rtma söylemleri; bu faflistleri meflrulaflt›ran politikalarsürdükçe, tüm bu sald›r›lardan iktidar sorumlu olacakt›r.

Bu arada, Adana Ç.Ü. ö¤rencileri, faflist sald›r›lar›, soruflturma ve tutukla-malar› 3 Mart’ta düzenledikleri yürüyüflle protesto ettiler. 150 kiflinin kat›ld›¤›eylemde ‘Faflizme Karfl› Omuz Omuza” sloganlar› at›ld›.

Eskiflehir'de EtkinlikEskiflehir Gençlik Derne¤i, 3

Mart günü Ticaret Odas› Konfe-

rans Salonu'nda, "Üretim, Payla-

fl›m, Çözüm ‹çin Eskiflehir Gençlik

Derne¤i'nde Buluflal›m” etkinli¤i

düzenledi. Aç›l›fl konuflmas›n› ya-

pan Makbule Y›ld›r›m, derne¤in fa-

aliyetlerini ve amac›n› anlatt›.

Ard›ndan 19-22 Aral›k, F Tiple-

ri, Tecrit ve Büyük Direnifl slayt ve

oyunlarla anlat›l›rken, fliir grubu, di-

renifli anlatan fliirler seslendirdi.

100 kiflinin kat›ld›¤› etkinlikte,

özgür tutsaklar›n mesajlar› okunur-

ken, derne¤in müzik grubu Grup

Boran Halay›, coflkulu türkü ve

marfllar seslendirdi. Polisin mahke-

me karar› ile kamera çekimi yap-

mas› ve tacizleri, etkinli¤in coflkusu-

nu engelleyemedi.

gençlik

43

11 Mart 2007 / 95

fiakirpafla Temel Haklar’›n ça¤r›s› ile 3Mart günü düzenlenen eylemde, yozlaflma-ya izin verilmeyece¤i hayk›r›ld›.

Dernek üyelerinin yan›s›ra mahalle hal-k›ndan da kat›l›m›n oldu¤u eylemde,Emekçiler Caddesi’nde toplan›larak "Yoz-

laflmaya Hay›r! Uyufltu-rucuya, H›rs›zl›¤a, Çe-telere Karfl› Birleflelim"pankart› aç›ld›.

" M a h a l l e m i z d eUyuflturucu ‹stemiyo-

ruz, Mahallemizde Çete-H›rs›z ‹stemiyoruz" gibi dövizlerin de aç›ld›¤› yü-rüyüflte, s›k s›k at›lan sloganlarda da ayn› talepler dile getirildi.

Geçti¤imiz günlerde fiakirpafla Mahallesi’nde çetelerin katletti¤i GaziÖztürk’ün sald›r›ya u¤rad›¤› yerde yap›lan aç›klamada, "Pefl pefle insanlar›-m›z yozlaflman›n batakl›¤›nda katlediliyor” denildi. Dernek ad›na konuflan‹lhan Sar›o¤lu, son olarak ‹stanbul Ba¤c›lar’da yaflanan çete sald›r›s›n› dahat›rlatarak, “Biz buradan sesleniyoruz; daha kaç insan›m›z ölecek? Dahakaç gencimiz bu batakl›¤›n içinde yok olacak? Bu sorular›n cevab› yozlafl-maya karfl› mücadelededir, birlik olmakt›r” dedi.

Yozlaflman›n boyutuna dikkat çeken Sar›o¤lu, Ana, babalara, gençlere vemahalle halk›na mücadele ça¤r›s› yaparak, “Gazi'nin, U¤ur'un katillerinincezas›z kalmamas›n›n tek yolu birlik olmakt›r. Bu yaflama, yozlaflmay› da-yatanlara karfl› birleflerek, halk olarak gücümüzü gösterelim. Yozlaflmaya,uyuflturucuya, h›rs›zl›¤a, çetelere karfl› birleflelim, mücadele edelim. BaflkaGaziler, U¤urlar ölmesin" diye konufltu.

Comandante Che’den Mahir’e...GGrruupp YYoorruumm 4 Mart günü Bostanc› Gösteri Merkezi’nde dinleyicile-

riyle bulufltu. ‘Beyaz Atl›lar’ flark›s› ile bafllayan konserde, eski ve yeniflark›lar›n›, marfllar›n› seslendiren Grup Yorum, Tecrite Karfl› Sanatç›lar’›nortak flark›s›n› da seslendirdi.

Yorumcular, ‘Fabrika k›z›’, ‘Güven Park’ flark›lar›n› emekçi kad›nlaraarma¤an ettiklerini belirtirken, flark›lar›n içeri¤ine uygun olarak, sineviz-yon gösterimi efllik etti. Yorum, 16 Mart Marfl›’n› söylerken bu kez 16Mart katliam› Tiyatro Simurg oyuncular› taraf›ndan canland›r›ld›.

Onlarca dilde ve ülkede söylenen “Hasta Siempre” marfl›n›, Che ile öz-deflleflen k›z›l y›ld›zl› bereler giyerek söyleyen Grup Yorum kitleyi cofltu-rurken, sinevizyonda büyük devrimcinin resmi yans›d›. Sinevizyonun so-nunda ise, “Biz mücadelemize devam edece¤iz. T›pk› sen yan›m›zda oldu-¤un gibi ve sana diyoruz ki Hasta Siempre Sonsuza Dek Komutan” sözle-

ri ise, Yorum’un mücadele kararl›l›¤›n›Che’nin diliyle anlatt›¤› and›.

‹kinci bölüm, Mahir’in Adal› fliiri ilebafllad› ve Mahir ve Ulafl’› birlikte göste-ren resim sinevizyona yans›rken, K›z›lde-re ve Ulafl’a A¤›t ile sürdü. “Mahir Hüse-yin Ulafl Kurtulufla Kadar Savafl, KurtuluflKavgada Zafer Cephede, Yaflas›n DireniflYaflas›n Zafer” sloganlar›n›n s›k s›k at›ld›-¤›, 1500 kiflinin kat›ld›¤› konser, Cemo ileson buldu.

Tevfik Durdemir Halk Sahnesi Aç›ld›

AA nn tt aa ll yy aaGGeennççlliikk DDeerr--nnee¤¤ii,, devrimflehidi TevfikDurdemir ’ inad›yla HalkSahnesi'ninaç›l›fl›n› yapt›.

3 Mart günü yap›lan aç›l›fltakonuflan Selda Bulut ve MehmetÇizmeci, halk sahnesinin ad›n›devrim mücadelesinde flehit dü-flen DEV-GENÇ'li Tevfik Durde-mir'den ald›¤›n› söyleyerek, kat›-lanlar›, Durdemir nezdinde tümdevrim flehitleri için sayg› duruflu-na davet ettiler. Sayg› duruflununard›ndan Tevfik Durdemir'in mü-cadele yaflam› anlat›ld›. DEV-GENÇ’li olman›n halk için birömür boyu mücadele etmek, ge-rekti¤inde onun gibi can›n› ortayakoyabilmek oldu¤u kaydedilenkonuflman›n ard›ndan, 8 Mart do-lay›s›yla haz›rlanan, ‘Devrime Me-flale Bizim Kad›nlar›m›z’ adl› sine-vizyon gösterimi yap›ld›.

Sinevizyon gösterimini Naz›mHikmet'in "Tanya" adl› fliirinin ti-yatro gösterimi takip etti. fiair Sa-cide Tuncer’in fliir okudu¤u aç›l›fl-ta, Gençlik Dernekli ö¤rencilerinkurdu¤u Grup Seslenifl de türküve marfllar›n› seslendirdi. Coflkulugeçen aç›l›fla 100’e yak›n kifli ka-t›ld›.

Satranç turnuvas›Artvin Gençlik Derne¤i, yozlafl-

maya karfl› yürütülen kampanyakapsam›nda, 3 Mart günü, sat-ranç turnuvas› düzenledi. Liseligençli¤in kat›ld›¤› turnuvada, bi-rinci ve ikinciye hediyeler verilir-ken, yap›lan konuflmada, gençli¤iyozlaflt›rma politikalar›na de¤ini-lerek, “Artvin Gençlik Derne¤i’nin,yozlaflmaya daima karfl› oldu¤uve olaca¤›” belirtildi. Etkinlik, yoz-laflmaya karfl› birlik ve mücadeleça¤r›s› ile sona erdi.

fiakirpafla Halk›ndan Yozlaflmaya Karfl› Eylem

IRAK’a ilk bomba, 19 Mart2003’te düflmüfltü. Ba¤dat semalar›parlarken emperyalistler ve Ameri-kanc› demagoglar sevinç 盤l›klar›at›yorlard›. Emperyalistler için za-fer mutlak, Irak için yenilgi kaç›n›l-mazd›, halk iflgalcisini çiçeklerlekarfl›layacak, dünya bir diktatördenkurtulurken demokrasi gelecekti.

Hikaye buydu!

Sonra direniflin, Irak’›n “diken-siz gül bahçesi” olmad›¤›n› göster-di¤i ilk kurflunu duyuldu. Ve o kur-flun, bomba sesleri hiç susmad› dörty›ld›r. Direnifl gücünü kabul ettir-dikçe, herkes emperyalist karargâh-larda yap›lan hesaplar›n halklar›ndirenifline çarpt›¤›na tan›k oldu. Birkez daha unutturulmak istenen ger-çek; halklar›n gücü tart›fl›lmayabaflland›. Kadri mutlak gösterilenemperyalizmin de¤il, halklar›n güç-lü oldu¤u gerçe¤i görüldü.

Ve iflgalciler cephesinden, özel-likle geçen y›ldan itibaren itiraflarbirbirini izlemeye bafllad›. ‹tiraflar›,Amerikan iç politikas›ndaki çat›fl-malar, istifalar izledi, iflgalin bafl-kurmaylar›ndan Savunma Bakan›Rumsfeld istifa etti. Bush’un takvi-ye asker plan› ve yeni stratejisi deasl›nda bir itiraft›. Dergimizde eleald›¤›m›z gibi, bu strateji de “dahafazla katliamdan” baflka iflgalcilerinhiçbir çözümlerinin bulunmad›¤›n›ortaya koyuyordu.

‹flgalcilerin ilk bombay› atmala-r›ndan bu yana nas›l bir Irak yarat-t›klar›na geçmeden önce, bu itiraf-lardan sonuncusuna bakal›m.

Amerikal› Generaller ‘Vietnam Gibi’ Çöküfl Bekliyor

‹ngiltere’de yay›mlanan The Gu-

ardian Gazetesi’nin haberine göre;Amerikal› komutanlar, Irak’ta, Viet-nam gibi bir çöküfl bekliyorlar. Ha-berde ifadelerine yer verilen, Ba¤-dat’taki Amerikan Özel BirlikleriKomutan› General David Petraeus,Irak’ta kazanmalar› için sadece alt›aylar› oldu¤unu belirtiyor. Petraeus,aksi halde Vietnam tarz› bir çöküflleyüz yüze kalacaklar›n› ve bunun daorduyu “ani geri çekilmeye” zorla-yaca¤›n› söyledi. Yine Petraeus’undan›flmanl›¤›n› yapan komutanlarda benzeri ifadelerde bulunuyorlar.Çöküflü haz›rlayan etkenler ise;“arazideki yeteneksiz birlikler. Bü-tünleflememifl uluslararas› koalis-yon. ‹ngilizler’in terk etmesiyle gü-neydeki direniflin yükselmesi. Ka-y›plar› art›ran ahlâki sorunlar. Was-hington ve/veya Ba¤dat’taki politikisteksizlik” olarak s›ralan›yor.

Komutanlar, takviye askere ra¤-men, “direniflle mücadele konusun-da yeterli say›ya sahip olmad›klar›-n›” sözlerine ekliyorlar.

Yaratt›klar› Irak

Direnifl karfl›s›nda a¤›r kay›plarveren, örne¤in sadece bir günde do-kuz askerini (5 Mart) kaybeden, he-likopterleri “keklik gibi avlanan” ifl-galciler dört y›l önce ne söylediler-se, bugün Irak’ta tam tersi yaflan›-yor.

‹flgale gerekçe yap›lan konular›nyalan oldu¤unun tüm dünya taraf›n-dan görülmüfl olmas›n› bir yana b›-rak›yoruz. En baflta özgürlük ve de-mokrasi vaatlerinde bulunmufllard›.‹flgalle demokrasi ve özgürlük gel-meyece¤ini kan›tlamakla kalmad›-lar, ülkeyi büyük bir iç çat›flmaya,mezhep savafllar›na sürüklediler.

Mezhepler aras›nda yaflanan ça-t›flmalarda her günkü ölüm bilanço-

su 100’den afla¤›ya düflmüyor. ‹ba-det yerlerine ve en son Kerbela’daoldu¤u gibi dini törenlere sald›r›lar,sivil halk›n bulundu¤u yerlerde pat-layan bombalar, tecavüzlere, iflken-celere varan bir ç›lg›nl›k art›k “al›-fl›lm›fl bir durum” halini ald›. Mez-hep çat›flmalar›na kaynakl›k edendini ideolojilerin elefltirisi bir yana,as›l sorumlu olan kuflkusuz ki, ifl-galcilerdir. Kimi zaman do¤rudanprovokasyonlarla yaratt›lar bu orta-m›, direnifl karfl›s›nda ülkeyi ele ge-çiremediklerinde bölüp parçalamaplanlar›n› devreye sokarak, düfl-manlaflt›rarak yaratt›lar bu tabloyu.

‹flgale kadar bu halk, bu mez-hepler biraradayd›lar. Birbirlerin-den k›z al›p veriyorlar, ayn› mahal-leleri, sokaklar› paylafl›yorlard›.fiimdi, di¤er mezhepten k›z alman›n“ihanet” olarak görüldü¤ü bir süreçyaflan›yor, aileler bu nedenle parça-lan›yor, sokaklar, mahalleler mez-heplere göre ayr›lm›fl durumda.

Demokrasi dediler, ülkede hu-kuk ad›na hiçbir k›r›nt› b›rakmad›-lar. Sokaklara hakim olan iflgalci te-rörü, mahkeme salonlar›na ve ha-pishanelere hukuksuzluk ve iflken-celer olarak yans›d›. Saddam’›n ida-m› bu hukuksuzlu¤un ayyuka ç›kt›-¤› noktayd›.

Yaratt›klar› Irak elbette bunlarlabitmiyor. ‹flgalin bafl›ndan bu yanasüren katliamlar ve kitlesel tutukla-malar, iflgalciler için batakl›¤›n de-rinleflmesi ile birlikte daha da yo-¤unlaflt›. Ba¤dat’ta halen süren ope-rasyonlarda yüzlerce insan “direnifl-çi” diye tutuklan›rken, kitle katli-amlar›n›n aç›klamas› da ayn› olu-yor; direniflçi öldürdük!

Geçen hafta Felluce’de yafland›-¤› gibi. Irak ‹çiflleri Bakanl›¤›’n›naç›klamas›na göre, gün boyu sürençat›flmalarda 80 direniflçi öldürül-müfltü. Ne ilginçtir ki, soka¤a herç›kt›klar›nda cesetleri toplanan kuk-la ordudan ya da iflgalcilerden hiçkay›p yoktu. Tüm kitle katliamla-r›nda ayn›s› yaflanm›yor mu?

Öte yandan iflgalciler politik ola-rak da tam bir hezimet yaflamakta-d›rlar. 4 y›ld›r ortaya ç›kard›klar›

44

11 Mart 2007 / 95

iflgalin y›ldönümünde IRAK ve aya¤a kalkan AFGAN‹STAN

iflgalleri katliamla sürdürme politikas› da iflas edecek

hükümet, polis ve ordu örgütlenme-sine bak›ld›¤›nda; yönetemeyen,yolsuzluklar içinde bo¤ulan, ülke-nin önemli bir bölümünde denetimibulunmayan, hatta baflkentte dahi“güvenli¤i” sa¤layamayan bir tablovar. Hükümet içindeki siyasi, etnik,dini gruplar pamuk ipli¤i ile ba¤lan-m›fl durumda, fliddetli iç çat›flmalar,hatta bakanl›klar›n iflgalci askerlertaraf›ndan bas›lmas›na kadar uza-nan iç çat›flmalar sözkonusu.

Yani o sözünü ettikleri “istikrar”Irak için bugün hayal bile de¤il.

Özetle dört y›lda, iflgalcilerineseri olan iki Irak ç›kt› ortaya. Biri,kaosun, sefaletin, mezhep çat›flma-lar›n›n, siyasi istikrars›zl›klar›n ha-kim oldu¤u Irak. Di¤eri ise tümbunlara karfl› direnen Irak. Ve bu-gün Ba¤dat’ta süreci belirleyen, hiçkuflkusuz ikincisidir.

Irak halk› direndikçe, direniflgüçleri birli¤ini sa¤lad›kça, Ameri-kal› generallerin bekledi¤i çöküflede tan›k olacak dünya. Bunun ne za-man gerçekleflece¤i, alt› ay m›, alt›y›l m› iflgalin sürece¤i koflullaraba¤l› olacakt›r. Kesin olan flu ki; ta-rih o sayfalara bir yenisini daha ek-leyecek: Hiçbir iflgalci, iflgal etti¤itopraklara hakim olamaz! Amerikada Irak’a olamad›!

AFGAN‹STAN ‹flgalciler ‹çin ‹kinci Batakl›k Oluyor

Irak’›n iflgalciler için bir batakl›-¤a dönüfltü¤ü art›k herkesin üzerin-de hemfikir oldu¤u bir konu. Bu-günlerde as›l dikkat çekici geliflme-lerin yafland›¤› yer ise, 11 Eylülsonras› yerlebir edilerek iflgal edilenAfganistan’d›r. Nisbeten “huzurlu”geçen iflgal, yerini gittikçe güçlenendirenifle b›rakmaktad›r. Son birkaçayda bas›na da yans›d›¤› gibi, dire-nifl eyaletleri, kasabalar› ele geçiri-yor, kimilerinde kal›c› kimilerindeise belli sürelerle denetiminde tutu-yor. Yans›yan bilgilere göre, güneyeyaletlerinde en az 20 bölge direnifl-çilerin denetiminde bulunuyor.

2006'da iflgalcilerin askeri ka-

y›plar› önemli öl-çüde artt›. Çat›fl-malar ya da dü-flürülen helikop-terlerle NA-TO’nun kayb› 50askere yak›n.Bagram'daki üs-se, ABD BaflkanYard›mc›s› DickCheney'in ziya-reti s›ras›nda dü-zenlenen suikastdahi tek bafl›nadireniflin eriflti¤iboyutu gözlerönüne sermek-teydi.

Geçen haftaNATO güçlerininAfganistan'›n gü-neyinde bulunanHelmand eyaletinde bafllatt›klar›operasyon, iflgalden bu yana en bü-yük “taarruz” olarak de¤erlendirili-yor. Kabil d›fl›nda neredeyse hiçbirbölgede denetimi bulunmayan ifl-galciler, büyük güçlerle operasyon-lar düzenleyip, denetim sa¤lamayaçal›flmaktad›rlar.

Asl›nda bunu baflarabildiklerinikendileri dahi söyleyemiyorlar.

Bugün rahatl›kla söyleyebilirizki, Afganistan iflgalciler için ikincibir batakl›k olma yolunda h›zla iler-lemektedir. Emperyalist burjuvamedyan›n yo¤un sansür duvarlar›arkas›ndan s›zan haberler, NATOgenerallerinin itiraflar›, üst üste ya-p›lan NATO zirvelerinin bafl günde-mi haline gelmesi gibi geliflmeler,bu gerçe¤in yans›malar›d›r.

Kukla hükümetin arkas›nda, sa-vafl a¤alar›, afyon tüccarlar› d›fl›ndahiçbir halk deste¤i bulunmuyor.Geçmiflte halka zulmeden, ülkeyiuyuflturucu batakl›¤›na dönüfltürenve halka her türlü kötülü¤ü yapansavafl a¤alar›n› meflrulaflt›rarak ba-kanl›k, milletvekilli¤i koltu¤unaoturtan iflgalciler, hem kendileri aç›-s›ndan “ölümcül” bir hata yapm›floldular, hem de buna zorunluydular.

Ölümcüldü; zira, bu unsurlarlabirlikte hareket etmek, halk› Taliban

ve direnifl saflar›na kendi elleriyleitmek demekti. Zorunluydu; zira,dayanabilecekleri, iflbirli¤i yapabi-lecekleri baflka bir güç de yoktu.

Peki nedir bugünkü tablo; kuklatabirinin dahi yetersiz kald›¤› birdevlet baflkan› ile yönetiliyor göste-rilen, asl›nda ne ordusu, ne polisteflkilat› bulunan, devlet baflkan›n›ndahi güvenlik güçlerine güvenmedi-¤i ve kiflisel korumas›n› iflgalcilerinyapt›¤› bir ülke. Ba¤dat’›n “YeflilHatt›” gibi, Kâbil'in de El Hadrabölgesi var. Kukla hükümet nere-deyse burada “mahsur” kalm›fl du-rumda. Üç suikastten kurtulmufl ol-sa da, dördüncüsünü yaflamamakiçin El Hadra’dan kafas›n› ç›karm›-yor. Hükümetin görülmedik düzey-de yolsuzluk bata¤›na batm›fl olma-s› ise, zaten beklenen bir durumdur.‹flgalciyle iflbirli¤ini yapan bir çürü-müfllü¤ün yapamayaca¤› hiçbir fleykalmam›fl demektir.

Ülkenin imar›, halk›n açl›k vesefaletten kurtar›lmas› gibi vaatlerise çoktan unutuldu bile. Hele, iflga-le gerekçe yap›lan “kad›nlar› özgür-lefltirme” gibi sloganlar, flimdilerdehiç hat›rlanm›yor. Zira, iflgalcileriniflbirlikçilerinin en bilinen s›fatlar›tecavüzcülükleridir. Bugün halk gi-derek Taliban saflar›na kat›l›yor,destek veriyorsa, bunun alt›nda ya-

45

11 Mart 2007 / 95

‹damlar ertelendi3 Mart günü idam edilecekleri

aç›klanan üç kad›n direniflçininidamlar›n›n, tepkiler nedeniyle martsonuna ertelendi¤i aç›kland›.

Kadmiye Hapishanesi’nde tu-tuklu bulunan 31 yafl›ndaki WacenTaleb, 25 yafl›ndaki Zainab Fadhel ve26 yafl›ndaki Lika Ömer Muhammed...Onlar›n suçlar›, iflgale direnmek. Suç-lar›n› a¤›rlaflt›ran ise, kad›nlar›n -flu aniçin- direnifl cephesine kat›l›m›n›n yo-¤un olmad›¤› bir ülkede, ellerine silahalmalar›. Bu durum, tüm kad›nlar için“kötü örnek” olabilir! Onlar nas›l ki,tüm kad›nlara direniflçilik örne¤i veri-yorlarsa, iflgalciler ve kuklalar› da on-lar üzerinden tüm kad›nlara korku sal-mak, direnifle kat›l›rsan›z böyle olur demek istemektedir.‹damlardaki ›srar ve komik bir flekilde, iflgalciyle iflbirli¤ialeni olanlar taraf›ndan “vatan hainli¤i” ile suçlanmalar› buyüzden. Ve yine bu nedenle hukukun göstermelik kurallar›,avukat, savunma hakk› dahi yok onlar›n!

KKaadd››nn›› eerrkkee¤¤ii,,ggeennccii yyaaflflll››ss›› iillee

IIrraakk hhaallkk›› ddiirree--nneecceekk vvee kkaazzaannaa--

ccaakk!! ‹‹flflggaallcciilleerroonnllaarr›› kkaattlliiaammllaarrvvee iiddaammllaarrllaa tteess--lliimm aallaammaayyaaccaakk!!

tan dini etkenden çok, tek alternatifolmas›d›r. Halk, emperyalistlerin, osözünü ettikleri burjuva demokrasi-sini, refah› de¤il bask›y› ve sefaletibulmufltur. Aç›k iflgale duyulan öfkeise giderek büyümektedir.

Yani, iflgalcilerin yang›ndan malkaç›r›rcas›na düzenledikleri göster-melik seçimler, bir devlet inflaas›için yetmedi, gerçek kendini dayatt›ve emperyalistlerin iflgali baflarm›fl-l›k havalar› çabuk söndü.

Hal böyle olunca t›pk› Irak’ta ol-du¤u gibi, Afganistan’da da iflgalci-ler daha fazla katliamlara baflvur-maktan çekinmiyorlar. Çok gerileregitmeye gerek yok, sadece geçenhaftaya yans›yanlar flöyle:

4 Mart’ta Nangarhar eyaletindesald›r›ya u¤rayan Amerikan asker-leri, sivil katliam›yla cevap verdi.ABD ordusu, “düflman karmafl›k birpusu kurdu, her yönden atefl açt›...”gibi izahlarla katliam› mazur gös-termeye çal›fl›rken, gerçek fluydu:16 sivil öldü, 25’i yaraland›.

Karzai, sivilleri katleden NA-TO’yu suçlamaks›z›n “olay› k›nad›-

¤›n›” aç›klarken, ertesi günü de Ka-pisa kasabas›nda sald›r›ya u¤rayanNATO güçleri, yine sivilleri katletti.Kapisa vali yard›mc›s›na göre, sal-d›r›ya savafl uçaklar› ve topçu ate-fliyle karfl›l›k veren NATO, 3’ü ço-cuk, 5’i kad›n 9 sivilin ölümüne ne-den oldu.

Nangarhar’da katliam›n yaflan-d›¤› yerde toplanan binlerce öfkeliAfgan, yollar› kapatarak, “Ameri-ka'ya Ölüm, Karzai'ye Ölüm” slo-ganlar› att›. NATO katliamlar›, 6Mart günü de baflkent Kabil’de binkadar üniversite ö¤rencisi taraf›n-dan protesto edildi. Gösteride “‹flgalKuvvetleri Gitsin” yaz›l› pankartaç›ld›, “Koalisyona Ölüm” slogan-lar› at›ld›.

Bu arada, iflbirlikçilerin ahlâk›n›tan›mak, hangi “kutsal” amaçlarlaolursa olsun iflgalcilerle iflbirli¤i ya-panlar›n nas›l kiflilikler oldu¤unu,pragmatizmin nas›l bir halk düfl-manl›¤›na yol açt›¤›n› görmekmümkün oldu. Devlet Baflkan› Ha-mit Karzai’nin, Nangarhar’daki kat-liama iliflkin yapt›¤› aç›klama, ken-di halk›n› de¤il efendilerini düflün-

dü¤ünün en aç›k kan›t› oldu.

16 sivilin ölümünü bak›n nas›l“k›n›yordu” kukla baflkan:

“Koalisyon konvoyuna düzenle-nen intihar sald›r›s› s›ras›nda mey-dana gelen olay› ve olay›n koalis-yon güçlerini ssiivviilllleerr üüzzeerriinnee aatteeflflaaççmmaayyaa kk››flflkk››rrttmmaass››nn›› fliddetle k›na-maktay›z.”

K›nanan kim? 16 sivili katleden-ler mi, ülkeyi iflgal eden, ilk gündenbu yana halk›n üzerine bomba kur-flun ya¤d›ranlar m›? Hay›r!

‹flgale direnenleri k›n›yor.

Siz eylem yapmasan›z cici iflgal-cilerimiz de sivilleri katletmek zo-runda kalmaz diyor iflbirlikçi ruhhali. Bir baflka deyiflle, sivillerinkendi kendilerini öldürttüklerinisöylüyor.

Bugün görülen ve yar›n herkesinkabul edece¤i gerçek flu ki; katliam-lar direniflin büyümesini engelleme-yecektir. ‹flgalcilerin zafer naralar›att›klar› yerden flimdi direniflin silahseslerinin aras›nda NATO general-lerinin “daha fazla silah, daha fazlaasker” 盤l›klar› duyuluyor.

46

11 Mart 2007 / 95

Emperyalizm Yenilecek Direnen Halklar KazanacakIrak iflgalinden k›sa süre önce, ABD askerlerinin

Türkiye topraklar›ndan Irak’a sald›rmas› için AKP hü-kümeti taraf›ndan haz›rlanan ve ‘1 Mart Tezkeresi’ ola-rak bilinen iflbirlikçilik vesikas›n›n reddediliflinin y›ldö-nümünde, anti-emperyalist devrimciler halklar›n direni-flinin kazanaca¤›n› hayk›rd›lar. Geçen hafta yer verdi¤i-miz ‹stanbul’un d›fl›nda, Antalya, ‹zmir ve Ankara’da da1 Mart’ta eylemler vard›.

Antalya’da sendikalar, DKÖ’ler ve siyasi partiler,K›fllahan Meydan›’nda toplanarak, Ortado¤u halklar›yla

dayan›flma içinde ol-duklar›n› hayk›rd›lar.Kadir Zeybek taraf›n-dan okunan aç›klama-da, o gün tezkereyekarfl› ç›kanlar›n bugünde Irak iflgaline, ‹ran’asald›r›ya karfl› ç›kma-ya devam ettikleri be-lirtildi. HÖC AntalyaTemsilcili¤i’nin de

yerald›¤› eylemde, “Irak Halk› Yaln›z De¤ildir, KatilABD ‹flbirlikçi AKP” sloganlar› at›ld›.

‹zmir Kemeralt› giriflinde biraraya gelen Emperya-lizme ve Siyonizme Karfl› Birlik (BDSP, HÖC, EHP,Kald›raç, 78’liler Derne¤i) ile Al›nteri, ESP ve Partizanüyeleri, “Emperyalizm Yenilecek Direnen Halklar Ka-zanacak” sloganlar›n› hayk›rd›lar. Yurdagül Gümüfl ta-raf›ndan okunan ortak aç›klamada, 1 Mart süreci veAKP iktidar›n›n, sermayenin ve genelkurmay›n iflbirlik-çili¤i anlat›larak, bugün ‹ran konusunda iktidar›n iflbir-likçili¤ine dikkat çekildi. Gümüfl, “devrimci, demokrat,yurtsever, anti-emperyalistler olarak, emperyalizminezilen, sömürülen halklara karfl› sald›r›lar›na ve ülkemi-zin emperyalizmin bir üssü olarak kullan›lmas›na izinvermeyece¤iz” dedi. Eylem, Gün›fl›¤› Müzik Grubu-’nun dinletisi ve Gündo¤du Marfl›’n›n hep bir a¤›zdansöylenmesi ile sona erdi.

HÖC’ün de içinde yerald›¤› Emperyalizme ve Siyo-nizm’e Karfl› Ankara Platformu’nun eylemi ise, Gimaönünde yap›ld›. “Halklar›n Kurtuluflu EmperyalizmeKarfl› Mücadelededir” pankart› aç›lan eylemde konuflanMurat Korkut, iktidar› uyararak, “emperyalizm ve siyo-nizmle iflbirli¤ine son verin. Yapt›¤›n›z her iflbirli¤i veiflgal ortakç›l›¤› plan› halklar›m›z›n barikat›yla karfl›la-flacakt›r” dedi.

47

11 Mart 2007 / 95

‹stanbul’un gece-kondular›nda baflla-yan dergimizin toplusat›fllar›, giderekAnadolu’nun tümkentlerine yay›l›yor.Ve iddia ediyoruz,okurlar›m›z›n bulun-du¤u tüm kentlerinmeydanlar›nda, yok-sul gecekondu ma-

hallelerinde bu ses duyulacak. Ger-çe¤in, hakl›n›n, hakk›n› arayan›n se-si Yürüyüfl’e uzanmam›fl emekçi elib›rakmama azmi ile sokaklar› ad›m-layacak okurlar›m›z.

Megafonlarla içeri¤ine iliflkinkonuflmalar yap›larak dergimizin 94.say›s›n›n yap›lan toplu sat›fllar›nailiflkin ulaflan bilgileri aktar›yoruz:

MMeerrssiinn Demirtafl Mahallesi'nde1 Mart günü 1.5 saat süren sat›flta,25 dergi halka ulaflt›r›l›rken, milli-yetçili¤e, yozlaflmaya karfl› müca-deleye iliflkin konuflmalar yap›ld›.

AAnnttaallyyaa'daki Yürüyüfl okurlar›da ayn› gün gecekondu mahallele-rindeydiler. Okurlar›m›z Varsak vefiafak Mahallesi’nde 32 aileye der-gimizi ulaflt›rd›lar.

KKaarrss’ta ise, 5 Mart’ta AtatürkMahallesi’nde tan›t›m yapan okur-lar›m›z, polis taraf›ndan engellen-mek istediler. “‹hbar var flüpheli fla-h›s” yalan› ile kimlik kontrolü ya-pan polislerin as›l amac›n›n dergi-mizin gerçekleri halka ulaflt›rmas›n›engellemek oldu¤u aç›kt›. Nitekim,“satamazs›n›z izniniz var m›” gibikeyfi dayatmalarda bulunmalar› bu-

nun sonucuydu. Okurlar›m›z› kara-kola götürmeye çal›flan, halk› tedir-gin etmek için provokatörce davra-nan polisin engellemelerine karfl›n,mahalle halk›n›n sahiplendi¤i okur-lar›m›z 35 eve dergimizi ulaflt›rd›lar.

MMaallaattyyaa Cemal Gürsel Mahalle-si’nde de polisin keyfi engellemele-ri vard›. Dergimizin sat›fl›n› yapanokurlar›m›z “hakk›n›zda ihbar var,flüpheli flah›slars›n›z' diye keyfi birflekilde durduruldu ve kimlikkontrolü yap›ld›. “Yasad›fl›” bir iflyap›l›yor havas› yaratarak halk› te-dirgin etmeye çal›flan polisin keyfitutumlar›n› aflan okurlar›m›z, buradada 35 aileye Yürüyüfl’ü ulaflt›rd›lar.

Dergimizin Anadolu’da toplu sa-t›fl›n›n yap›ld›¤› yerlerden biri deHHaattaayy oldu. Ulus Meydan›’ndanbafllayan sat›fl, Saray Caddesi bo-yunca devam etti. Megafonla dergi-mizin içeri¤inden bölümleri halkaanlatan okurlar›m›z, polisin kame-raya alma, takip gibi taciz yöntem-lerine karfl›n, bir buçuk saat içinde36 derginin sat›fl›n› yapt›lar.

‹‹zzmmiirr’de ise, Kemeralt› Girifli,Menemen ve Çay Mahalle’sindeokurlar›m›z Yürüyüfl yaz›l› önlüklergiyip megafonlarla konuflmalar ya-parak sat›fl gerçeklefltirdiler. Bun-dan sonra da her hafta dergimizintoplu sat›fl›na devam edeceklerinisöyleyen Yürüyüfl okurlar›, 117 der-giyi halka ulaflt›rd›.

‹stanbul’da ise, MMaalltteeppee GGüülleenn--ssuu Mahallesi’nde yap›lan toplu sa-t›flta, 78 gecekonduya dergimizlebirlikte gerçekler ulaflt›.

Mersin, Antalya, Malatya, Kars, ‹zmir, ‹stanbul, Hatay...

Tüm Meydanlarda, Tüm Yoksul Mahallelerde Yürüyüfl’ün Sesi Duyulacak

Dersim boyun e¤meyecekKöy boflaltmalara, bask›lara ve

katliamlara maruz kalan Dersim’debask› ve gözalt› haberleri bitmiyor.Hozat ‹lçesi’ne geçti¤imiz günlerdeyap›lan operasyon gerekçesiyle,Taflkirek, Axzunik, Seydik köylerigünlerce ablukaya al›nd›, “ihbarvar” denilerek evler arand› ve çoksay›da köylü gözalt›na al›nd›.

Öte yandan itirafç› ifadeleri üze-rine gözalt›na al›n›p serbest b›rak›-lan köylülere J‹TEM’in bask›lar› isesürüyor. ‘Tuncay Baflçavufl’ diyebilinen J‹TEM’ci komutas›nda, “çayborcunuz var almaya geldim” deni-lerek jandarma birlikleri köylülerinevlerine giriyor ve bask› yap›yor,köylüleri iflbirlikçili¤e zorluyor.

Hozat köylerinde bu bask›lar sü-rerken, ilçe merkezinde de polisinbask›lar› sürüyor. Son süreçte çoksay›da insan gözalt›na al›narak,“festivalde yasad›fl› slogan ve pan-kart açmak” iddias›yla ifadelerial›nd›. Festival üzerinden 8 ay geç-mesinden sonra polisin soruflturmabafllat›p gözalt›na almas› polisin ni-yetinin gözda¤› oldu¤unu ortayakoymaktad›r.

Bir süre önce de yine polisler,Hozat esnaflar›n› gözalt›na al›p zor-la ifade vermeye zorlam›fllard›. H›z›-n› alamayan polis bu kez de DersimTemel Haklar Hozat Temsilcili¤i ça-l›flanlar›n›, “buralarda olursan›z si-zinle de ilgilenece¤iz” diye tehditetti. Demokratik mücadeleye olantahammülsüzlüklerini ortaya koyan,acizleflen Hozat polisi, tehditle“sessiz” bir Hozat yarataca¤›n› dü-flünmektedir.

Baflaramayacaklar! Dün oldu¤ugibi bugün de Dersim halk› bask›la-ra boyun e¤meyecektir.

Hakimleri ‘Hizaye Getirme’ Nöbeti Adalet Bakanl›¤›’nda!

Hat›rlanaca¤› gibi Emekli Korgeneral Altay Tokat,fiemdinli sonras›, kendisinin de bölgede “e¤itim” amaç-l› birkaç bomba att›rd›¤›n› söylemiflti.

Kazan ‹lçesi Hâkimi Kemal fiahin, Emekli Korgene-ral Altay Tokat'›n "hakimleri hizaya sokmak için evleri-

nin yak›n›na bomba att›rd›¤›" itiraf›n›n ard›ndan Radi-kal Gazetesi'ne "Hizayaaa gellll!" bafll›kl› bir yaz› yaza-rak, bu durumu ve izlenen politikay› elefltirmiflti.

‘Hizaya getirme’ iflini Adalet Bakanl›¤› sürdürüyor.

Aç›kça bu ülkenin hakimlerini bombalad›¤›n› söyle-yen Altay Tokat’a iliflkin hiçbir giriflimde bulunmayanAdalet Bakanl›¤›, onu elefltiren hakimi “hizaya getir-mek” için hakk›nda soruflturma bafllatt›.

48

11 Mart 2007 / 95

Otonom gruplar›n ‘Gençlik Evi’ olarak kulland›¤›binan›n bir tarikata sat›lmas›n›n ard›ndan boflalt›lmakistenmesi, Danimarka’da son 15 y›l›n en büyük direni-flini yaratt›. Daha önce de polisin müdahalesine direnifl-le karfl›l›k veren gençlik, bu kez dört gün boyunca so-kaklarda çat›flt›.

Olaylar, 1 Mart sabah› özel timlerin Gençlik Evi’neoperasyon düzenlemesiyle bafllad›. Operasyona direniflle karfl›l›k verengençler, barikatlar kurdular ve molotoflarla çat›flt›lar. Zaten günlerdir böylebir sald›r›ya karfl› haz›rl›kl› olan ve kamuoyu deste¤ini büyük oranda arkas›-na alm›fl bulunan gençler, direnifli kentin çeflitli yerlerine yayarak 12 ayr›yerde trafi¤i barikatlarla kapatt›lar ve molotoflarla çat›flt›lar.

2 Mart günü de devam eden gösteriler sonucunda 600’den fazla genç gö-zalt›na al›n›rken, polisin ‹sveç’ten z›rhl› araç takviye etmesi, direniflin bü-yüklü¤ünü gösteriyordu. Di¤er kentlerin neredeyse tüm polisleri de Kopen-hag’ta toplan›rken, Avrupa’n›n birçok ülkesinden de anarflist ve anti-emper-yalist gruplar enternasyonal dayan›flma sergileyerek hem bulunduklar› ülke-lerde gösteriler düzenlediler hem de destek için Kopenhag’a geldiler.

3 Mart günü düzenlenen ve gençlerin d›fl›nda halk›n de¤iflik kesimlerin-den insanlar›n ve sol gruplar›n kat›ld›¤› 20 bin kiflilik gösteri, gençlere veri-len deste¤i somutlad›.

Üç gün süren direniflin ard›ndan, ‘Gençlik Evi’ 5 Mart günü y›k›l›rken,y›k›m› yapan görevlilerin kar maskeli olmas›, gençli¤in gücünden duyulankorkunun bir ifadesi oldu. Y›k›ma karfl›n gençler gösterdikleri direniflle, Da-nimarka iktidar›na istedi¤i gibi at oynatamayacaklar›n› gösterdi.

Danimarka Gençli¤inin Direnifli Ö¤renciler ›rkç›l›¤› protesto ettiÖ¤renci derneklerinin ça¤r›s›

ile 3 Mart günü Köln’de birarayagelen binlerce ö¤renci, yabanc›düflmanl›¤›n›, Nazi örgütlenme-leri protesto etti. Yürüyüfle kat›-lan ö¤renciler, döviz ve pankart-lar› ile Almanya’da artan ›rkç›l›-¤›, yabanc› düflmanl›¤›n› lanet-lerken, ayn› saatlerde Branden-burg eyaletindeki Halbe kentindede yaklafl›k 150 Neonazi gösteridüzenledi. Gösteri kent halk› vesol gruplar taraf›ndan karfl› gös-teri ile protesto edildi.

Yunan gençli¤inin eylemleri sürüyorAnayasan›n özel e¤itimi ya-

saklayan maddesinin de¤ifltiril-mesini protesto eden ö¤rencilerineylemleri sürüyor. 2 Mart’ta Ati-na’da düzenlenen gösteriye kat›-lan on bine yak›n ö¤renci ve e¤i-timci, tasar›n›n geri çekilmesiniistedi. Öte yandan 300 civar›ndafakültede de ayn› taleple iflgal ey-lemleri devam ederken, eylemik›rmak isteyen sa¤c› ö¤rencilerile solcu ö¤renciler aras›nda dayer yer çat›flmalar yaflan›yor.Yüksek ö¤renim e¤itimcileri sen-dikas› POSDEP, iki ayd›r grevyaparken, PAME baflta olmaküzere iflçi, memur sendikalar› daeylemlere destek veriyorlar.

Filipinler’de çat›flmaFilipinler'in güneyinde, ordu

güçleri ile Filipinler KomünistPartisi gerillalar› aras›nda ç›kançat›flmalarda, ordunun resmiaç›klamas›na göre, 2 asker ile 10gerillan›n öldü¤ü bildirildi.

Komünist parti 1969'dan buyana gerilla savafl›n› sürdürür-ken, hükümet ile gerillalar ara-s›nda süren “bar›fl görüflmeleri”,2004'te kesilmiflti.

ETA tutsa¤›n›n ttalebi kabul edildiBask’l› tutsak Iñaki de Juana Chaos’nun 114 gündür sürdürdü¤ü

açl›k grevi sonuç verdi. Geçen y›l tahliye edilmesi gerekirken keyfiflekilde aç›lan davalarla tutsakl›¤›n›n uzat›lmas›n› protesto ederektahliye edilmesi için direnifle bafllayan Chaos, ‹spanya ‹çiflleri Baka-n›’n›n karar› ile serbest b›rak›ld›. Karar üzerine sa¤c›, faflist muhalifgüçler “teröre prim veriliyor” yaygaras› ile gösteriler düzenlerken,Chaos cezas›n›n geri kalan iki y›l›n› ev hapsinde geçirecek.

Putin Protestosunda Çat›flmaKomünistler ve baz› muhalif gruplar, Devlet Baflkan›

Putin aleyhine 3 Mart günü bir gösteri düzenlediler. Rus-ya'n›n ikinci büyük kenti St. Petersburg'da (Leningrad)düzenlenen yürüyüfle kat›lan 5 bin kifli, bask›lar› protesto

ederken, yürüyüflü yasaklayan iktidar›n polisi barikat kurdu. Bunun üzerinegöstericiler barikat› yararak caddeyi iflgal ettiler. Polisin coplarla sald›rd›¤›göstericiler polisle çat›fl›rken, 100 kiflinin gözalt›na al›nd›¤› ö¤renildi.

Sosyal Y›k›ma Karfl› 100 Binler EylemdeSosyal demokrat hükümetin sa¤l›k ve sosyal k›s›tlamalar› Portekiz'in

baflkenti Lizbon'da 2 Mart günü 100 binlerce kifli taraf›ndan protesto edildi.Portekiz ‹flçileri Genel Konfederasyonu (CGTP) taraf›ndan düzenlenen ey-lemin sadece bir “bafllang›ç” oldu¤u vurguland›.

dünya

Ad›, Christian Klar. Alman K›z›lOrdu Fraksiyonu (RAF) tutsa¤›, 25y›ld›r cezaevinde. Alman yasalar›nagöre erken tahliyesi için cumhur-baflkan› “aff›” gerekiyor. AncakKlar bu yönde verdi¤i dilekçeye ce-vap alabilmifl de¤il. Bunun nedeniise, yürütülen tart›flmalar sonucun-da anlafl›l›yor.

O’nun suçu büyük! Rosa Lük-xemburg Konferans›'na gönderdi¤ibir mesajda kapitalizmi elefltirmifl!Mesaj›nda Avrupa'y› “emperyalistbirlik” olarak tan›mlayarak “Avru-pa'da ekonomik topluluklar›n y›k›l-mas› gerekiyor. Yoksa baflka bir ge-lecek için kap› aralanmaz” demiflti.

Baden Württemberg EyaletiAdalet Bakan› Ulrich Goll, Klar'›naç›klad›¤› fikirlerinden sonra bir af-f›n sözkonusu olmayaca¤›n› fütur-suzca dile getiriyor. Klar’›n '›slaholup olmad›¤›n›' araflt›racak yeni bir

“b i l i r k i fl i ”raporu haz›r-layacaklar›n›söylese de,asl›nda ‘›s-

lah’›n ne anlama geldi¤i çoktan bel-li olmufl durumda.

Haziran 1995’te Marmara Üni-versitesi’nde hücrelerin ön haz›rl›k-lar› olarak düzenlenen bir sempoz-yuma kat›lan, Alman Prof. Dr. KurtRebmann, Alman devletinin yakla-fl›m›n› çok veciz bir flekilde anlat-m›flt›. Baden Württenberg eyaletiAdalet Bakanl›¤›, Federal Baflsavc›-l›k gibi önemli görevler yapm›flolan Rebmann, “fiimdi yirmi y›lsonra tekrar d›flar›ya ç›kt›klar›ndaart›k bunlar terörist de¤illerdir” di-yordu. Yani, bu süre içinde düflün-celerini de¤ifltirme operasyonlar›,rehabilitasyonlar, tecrit politikalar›en kat› flekilde uygulan›r ve art›k okifli düflünsel olarak 20 y›l öncekikifli olmaz. Siyasi tutsaklara yönelikhapishaneler politikas›n›n özü bu.

AAvvrruuppaa eemmppeerryyaalliizzmmiinniinn ““RRee--hhaabbiilliittaassyyoonn”” anlay›fl›n›n, y›llarca

cezaevinde yat›r›rken temel olarakhangi düflüncelerinin de¤iflmesinidayatt›klar›n›n bir örne¤idir Klar.

Kapitalizmi elefltirmeyeceksin,alternatifini savunmayacak, heleAvrupa emperyalizmine hiç laf söy-lemeyeceksin! Yani, kapitalizmi sa-vunmayan rehabilite olmam›flt›r!

Bu k›stas sadece Almanya içingeçerli de¤ildir, bütün Avrupa ülke-lerinde ve ülkemizde de dayat›lantemelde budur. Oligarflinin dilinde-ki ‘›slah’›n yegane anlam› da bura-dad›r. Mevcut kapitalist sömürü dü-zenini de¤ifltirmeye çal›flan düflün-celerinden vazgeçmeyenler, o siste-min sahipleri taraf›ndan “terörist”olarak adland›r›lmaya ve ‘›slah›’için her yol denenmeye devam edi-lecektir.

Bu gerçeklik içinde burjuvazinininsan haklar›, tutsak haklar› gibikavramlar›n›n hiçbir önemi yoktur.

En a¤›r insan hakk› ihlali olantecritin bu amaçla, yani kapitalizmönünde biat ettirme amac›yla kulla-n›lmas› bunun aç›k kan›t›d›r.

49

11 Mart 2007 / 95

CCeepphheelliilleerree öözzggüürrllüükkBelçika'da bir y›ld›r tutuklu bulunan DHKP-C Dava-

s› tutsaklar›na destek amac›yla CLEA taraf›ndan iki ay-r› eylem düzenlendi.

‹lk eylem 28 fiubat’ta Brüksel merkezinde yap›ld›.Musa Aflo¤lu, fiükriye Akar, Bahar Kimyongür ve KayaSaz’›n resimlerinin tafl›nd›¤› eylemde, ‘Belçika’da Siya-si Tutsak ‹stemiyoruz’, ‘Musa, Bahar, Kaya ve fiükri-ye’ye Özgürlük’ pankartlar› ile ‘‹fade Özgürlü¤ü, Ör-gütlenme Özgürlü¤ü Terörizm De¤ildir’ dövizleri aç›l-d›. 80 kiflinin kat›ld›¤› eylemde da¤›t›lan CLEA bildiri-sinde, DHKC Davas›’nda, demokratik faaliyetlerin “te-rörizm” olarak damgaland›¤› belirtilirken, cezaya ge-rekçe yap›lan yasan›n Bush yönetiminden esinlenildi¤i-nin alt› çizildi. Bildiride; “DHKC Davas›’nda, Belçikamahkemeleri, Türkiye devletinin muhaliflerine uygula-d›¤› bask›y› meflrulaflt›rd›lar” ifadelerine yer verildi.

Bildiride fiükriye Akar’›n mektubundan da, bir bölü-me yer verildi. Akar, cezaland›rma gerekçelerini flu fle-kilde anlat›yordu: “Küreselleflmenin insanlara refah ge-tirmeyece¤ini, kapitalizmin insani olmad›¤›n› siyo-nizmin ve emperyalizmin masum halklar› katletti¤inisöyledim ve buna karfl› elimden geleni yapt›m.”

Bir baflka gösteri ise, Cephe tutsaklar›ndan baz›lar›-

n›n tutuldu¤u Bruges Hapisha-nesi önünde 3 Mart’ta gerçek-lefltirildi. “Musa, Kaya ve fiük-riye'ye Özgürlük, DirenmekSuç De¤ildir" sloganlar›n›nat›ld›¤› ve ayn› içerikte pan-kartlar›n tafl›nd›¤› eylem s›ra-s›nda tutsaklar›n camlar›ndanel sallayarak, zafer iflareti ya-parak cevap verdikleri görül-dü. Sloganlarla hapishanenin etraf›n› dolaflan grup ad›-na konuflan, CLEA sözcüsü Nadine Rosa Rosso, 18Mart’ta iflgallere karfl› yürüyüflte bu davan›n tutsaklar›ad›na yeralacaklar›n› belirterek, “Belçika'da terör yasa-lar›na, insanlar›n cezaland›r›lmas›na yol açan politikaile iflgallere yol açan siyaset ayn›” dedi.

Nebi Albayo¤lu an›ld›20 fiubat’ta Belçika’da yaflam›n› yitiren Nebi Al-

bayo¤lu, 4 Mart günü ‘7 yeme¤i’nde an›ld›. Beringenflehrinde verilen yeme¤e 100 kifli kat›l›rken, dostlar› veCepheli yoldafllar› da haz›r bulundular. Anmada BAH-KEM ad›na yap›lan konuflmada, Nebi’nin devrimcidüflünceleri ve kiflili¤i anlat›ld›. Anmaya, Albayo¤luile ayn› davadan yarg›lanan Cephe tutsaklar› MusaAflo¤lu ve Bahar Kimyongür de mesaj gönderdiler.

Kapitalizmi savunmayan ‘›slah’ olmam›flt›r!

yurtd›fl›

50

11 Mart 2007 / 95

Ba¤›ms›zl›k, de-mokrasi ve sosyalizmiçin mücadele ediyorlar-d›. 19 Mart 1994’deDersim Çemiflgezek ArasorDeresi mevkiinde oligarfli-nin askeri güçleri taraf›n-dan pusuya düflürüldüler.Gün boyu süren çat›flma so-nucu, beraberlerindeki ge-

rillalar›n kuflatmay› yarmalar›n› sa¤layarak flehitdüfltüler.

Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi kat›ld›mücadeleye. 12 Eylül sonras›nda y›llarca tutsakkald›. ‘90’da Ortado¤u’daki kamp faaliyetlerindegörev ald›. Dersim Gerilla Birli¤i’nde bir savaflç› ola-rak flehit düfltü. Naz›m, 12 Eylül öncesi gençlik ör-gütlenmesi içinde yer alarak devrimci mücadeleyekat›ld›. 1990’larda Dersim da¤lar›na ilk ayak ba-san gerilla birli¤indendi. Feride, gerillada henüzyenidir, ama çat›flmada ilk yaralananlardan olma-s›na ra¤men, son nefesine kadar direnmeye devamederek flehit düfltü.

MürselGÖLEL‹

Naz›mKARACA

FerideKARACA

Umudun bayra¤›n›da¤larda dalgaland›ranlar-dand› Onlar da. 20 Mart2002’de Ordu Ünye ‹lçesiYeflilkent Beldesi yak›nla-r›nda jandarma özel timleriile ç›kan çat›flmada flehitdüfltüler.

Gökçe fiAH‹N, birli-¤in komutan›yd›. Hacettepe

Üniversitesi’nde ö¤renciyken Dev-Genç içinde ye-rald›. ‘95’te tutsak düfltü. Tahliye oldu¤unda tered-dütsüz da¤lara kofltu. fiengül GÜLSOY, konfeksi-yon atölyelerinde çal›flan yoksul bir genç k›zd›.Atölyelerde ö¤rendi s›n›f mücadelesini. Düflman› ifl-kencehanelerde tan›d›. ‘98’de gerillaya kat›ld›. Tu-ran fiAH‹N, gerillalar› küçük yaflta tan›d›, sevdi ve1997 Ekim’inde onlardan biri oldu.

GökçefiAH‹N

fiengülGÜLSOY

TuranfiAH‹N

Trab -z o n ' u n

Çaykara ‹lçesi, Ogene Köyü'ndenYürüyüfl okurlar›ndan MustafaO¤uz 28 fiubat'ta, çal›flt›¤› Kazakis-tan'da kalp krizi geçirerek vefat etti.

31 yafl›nda, evli ve bir çocuk ba-bas› olan O¤uz, 1 Mart’ta Ogene'detopra¤a verildi.

Yard›msever, dürüst, esprili kifli-li¤iyle sevilen bir insan›m›z olanMustafa O¤uz'un ailesine baflsa¤l›¤›diliyoruz. Trabzon’dan MustafaO¤uz’u yak›ndan tan›yan bir okuru-muz O¤uz’a dair afla¤›daki yaz›y›gönderdi bize:

*"Dün akflamüstüydü, telefon çal-

d›. Arayan ‹stanbul’dan bir arkadafl-t›. Sordu: Mustafa’dan haberin varm›? Dedim: ‹mans›z hiç aram›yor!fiaka yap›yordum, ömrümün en den-siz flakas›n›. Dedi: Öldü.

Ölen Mustafa’yd›. Bizim Musta-fa, Mustafa O¤uz. Kocaman Musta-fa, "Allah›n Urumu!” Mustafa.

Mustafa gençti daha. Emekçiadamd›, y›llard›r yurtd›fl›nda çal›fl›-yordu. Uzunca bir süre Sibirya’daçal›flt›, vefat etti¤inde ise Kazakis-tan’da iflçiydi.

Köyünden bir k›zla evlenmiflti,ad› Fatofl. Ve o¤ullar› vard› UUmmuuttdiye, daha bir yafl›nda. Yârini, yav-rusunu, anas›n›, evini, oca¤›n› b›ra-k›p gurbete gitmiflti yine. Her fleyonlar içindi zaten.

Duyunca hemen kofltuk Oge-ne’ye, yeni ad› ile Çaykara’n›n Kök-nar Köyü’ne. Yan›mdakilerden biriMustafa’n›n ifl arkadafl› Mutin’di, 3y›l onunla Sibirya’da birlikte çal›fl-m›flt›. Bir da¤ köyüydü Ogene, kar-l›yd› ve de yasl›. Yollar› araçla güçbela aflt›ktan sonra vard›k Ogene’ye.Mutin köy meydan›na var›p araçtanindi¤imizde kendi kendine söyleni-yordu: ‹flte burada çocuk olmufl,koflmufl oynam›fl Mustafa’m, da¤ gi-bi adam, su gibi tertemiz, çok erkengittin be Mustafa…

Bu köye ilk Mustafa’yla gelmifl-

tim ben de, son da onunla. Hiç akl›-ma gelmeyecek fleydi bir dahaki ge-liflimde onun mezar›n› görece¤im.Gördük...

Bu köyün, Ogene’nin sevdal›s›y-d› Mustafa. 2 y›l önceydi, Musta-fa’yla Ogene’ye ç›km›flt›k. "Mustafagel burayla ilgili bir yaz› yazal›m”demifltim. "Ben beceremem yaz› ifli-ni, anlatay›m sen yaz” demiflti. An-latt›klar›n› not tutmufltum. Köydeninerken o notlar geldi akl›ma, banahediye etti¤i fliir kitab›n›n aras›nday-d›. Hiç düzenlemeden aktar›yorumMustafa’n›n köyüne dair anlatt›kla-r›ndan bir bölümü:

*‘Trabzon’un eski Rum köylerin-

dendir. Eski ad› Ogene, yukar› köydemek. Yeni ad› Köknar’› çam a¤aç-lar›ndan ald›. Nüfusun % 90’› etnikolarak Rum kökenlidir, anadiliRumca’d›r, ev içlerinde hâlâ Rumcakonuflulur. Nüfusun öteki % 10’u daZaza, Sivas’tan gelmifl, ZezanduMahallesi diye geçer. ‹nsanlar›m›zzor koflullarda çal›fl›yor, ormanda,tarlada... Hayvanc›l›k temel geçim.Lahana, m›s›r, patates, fasulye vemeyve yetifliyor. Evin esas yükü ka-d›nda. Yaflam koflullar›ndan kaynak-l› çok göç vermifl. Eski din H›risti-yanl›k, buradaki kiliseler bak›ms›z-l›ktan y›k›lm›fl. Köyün 4 Rum aile-sinden olufltu¤u söylenir: Bavlandu,Yonguandu, Erguandu, Burdurandikardefller...

Gençlik buralarda gurbetçi ge-nelde; ya Rusya ya Almanya. Nüfus3000 civar›nda. D›flar›dakilerle 15bin var... fielalerimiz meflhurdur bu-rada. Sultan Murat Yaylas›, Zalimo-ri, Dumanl›... Atlama horonumuzvar, Akçaabat horonuna benzer.

Köyümüzün flenlikleri var. Hersene 15 Ocak’ta Köknar Kültür Ge-cesi düzenlenir. Yayla flenlikleri ha-ziran ve a¤ustosta olur.

*Güler yüzün düflümüzde, yar-

d›msever yüre¤in bizimle Mustafaarkadafl... Seni unutmayaca¤›z.

OOOgggeeennneee lll iii Mustafa O¤uz’uKaybettik