rick riordan simsek hirsizi

7/17/2019 Rick Riordan Simsek Hirsizi

1/370

"Nym

hE


2/370

MEK

HIRSIZI


3/370

Percy Jackson ve Olimposlular - imek Hrsz z g n A d : Percy Jackson & The Olympians The Lighfning Thief

C o p y r i g h t @ 2 0 0 5 , R i c k R i o r d a n

Bu k i t ab n yay n hak lan Aka l Te l i f Hak la r A jans a rac l y la a l nm t r .

T rk iye Yay n Hak l a r : D o an E gm o n t Yay nc l k ve Yap m c l k T ic . A . .

1 9 M a y s M a h . G o l d e n P l a z a N o : l K a t : 1 0 i l i 3 4 3 6 0

Te l : (0212) 246 46 46

3 . Bask : s t anbu l , 2009

w w w . d o g a n e g m o n t . c o m . t rev i r i : Kad i r Y i i t Us

Y a y n a H a z r l a y a n l a r : E s e n G r , B e l c e O z t u n a , G l a y E k a l

Basm Yer i : Yk lmazla r Basn Yayn Prom. ve Ka t San. T ic . L td . t i .

Ad res : Ya l n Ko re Cad . Bas n Sanay i S i t . No :13 -14 Yen ibosna - ls tanbu l

3 4 5 2 4 A v c l a r - l s t a n b u l

T e l : ( 0 2 1 2 ) 5 1 5 4 9 4 7

I S B N : 9 7 8 - 6 0 5 - 1 1 1 - 0 4 5 - 5

Se r t i f i ka No : 11940
http://www.doganegmont.com.tr/http://www.doganegmont.com.tr/


4/370

MEK

HIRSIZIRick Riordan

eviri: Kadir Yiit Us

Doan Egmont


5/370

yky ilk dinleyenHaley'ye...


6/370

NDEKLER

1. Cebire Giri Dersi retmenimi YanllklaBuharlatryorum

2. Yal Kadn lm oraplar Dikiyor

3. Kvrck Beklenmedik ekilde Pantolonunu

Kaybediyor

4. Annem Ba na Boa Grei retiyor

5. Bir Atla Bezik Oynuyorum

6. Y ce Tuvalet Tanrs Oluyorum

7. Akam Yemeim Kl Olup Uuyor

8. Bayra Yakalyoruz

9. Bana Bir Grev Teklif Ediliyor

10. Gzel Bir Otobs Mahvediyorum

11. Bahe Ccesi Maazasn Ziyaret Ediyoruz

12. Bir Kani Bize Akl Veriyor

13. lme Balklama Dalyorum

14. Mehur Bir Kaak Oluyorum

15. Bir Tanr Bize izburger Ismarlyor

16. Bir Zebray Vegas'a Gtryoruz

17. Su Yata Satn Alyoruz

18. Annabeth Kpek Eitiyor

19. Gerekleri reniyoruz, Gibi Bir ey

20. Salak Akrabamla Kavga Ediyorum

21. Hesab Kapatyorum

22. Kehanet Gerekleiyor

vii


7/370

BOLUM BR

CEBRE GR DERS RETMENMYANLILIKLA BUHARLATIRIYORUM

Bakn, melez olmay ben istemedim.

Siz de melez olduunuzu dnerek bu satrlar okuyor-sanz, tavsiyem u: kitab hemen kapatn! Anne babanznasl doduunuza dair hangi yalan sylediyse ona inannve normal bir yaam srmeyi deneyin.

Melez olmak tehlikeli. Korkun. ou zaman da pis ekil-lerde, ac ektirerek ldryor sizi.

ayet normal bir ocuksanz, bunu da kurmaca olduunudndnz iin okuyorsanz, harika. Okumaya devamedin. Bunlarn hibirinin olmadna inanabildiiniz iin sizine kadar kskanyorum.

Ama eer bu sayfalarda kendinizi buluyorsanz, iinizdebir eyler kpr kpr oluyorsa, hemen okumay brakn. Sizde bizlerden biri olabilirsiniz. Bir kere bunu anladnz m,

onlarn da bunu hissetmesi an meselesi olacak ve peinizedecekler.

Uyarmad demeyin.

Benim adm Percy Jackson.On iki yandaym. Birka ay ncesine kadar, New

York'un dndaki, sorunlu ocuklar iin zel bir okul olan

Yancy Akademisi'nde yal renciydim.1


8/370

Sorunlu bir ocuk muyum?Eh, yle diyebilirsiniz.

Bunu kantlamak iin u ksack, sefil yaammdaki her-hangi bir an anlatabilirim. Ama iler esas geen Maysaynda, altnc snflar iin Manhattan'a bir aratrma gezisidzenlediklerinde, gerekten kt gitmeye balad. Her birikafadan kontak, yirmi sekiz tane ocuk ve iki retmen sarrenkli okul otobsmze atlam, antik Yunan ve Roma ey-lerine bakmak iin Metropolitan Sanat Mzesi'ne gitmitik.

Biliyorum, ikenceymi gibi geliyor kulaa. YancyAkademisi'nin ou gezisi yledir.

Ama Bay Brunner, yani Latince retmenimiz dzenli-yordu bu geziyi, o yzden umutluydum.

Bay Brunner, motorlu bir tekerlekli sandalyesi olan ortayal bir adam. Salar gittike seyrekleiyor, sakal al gibi,eprimi tvit ceketi her zaman kahve kokar. Aklnza haval

bir adam olaca gelmez ama snfta ykler anlatr, akalaryapar, oyunlar oynatr. Muhteem bir Roma zrhlar ve silah-lar koleksiyonu da olduundan, dersinde uyumadm tekretmendir.

Bu gezi idare eder diye ummutum. En azndan bir kere-liine bam belaya girmez diye ummutum.

Yanlmm.

Bakn, aratrma gezilerinde bama hep kt eyler gelir.Beinci snftayken gittiim okul, Saratoga Sava Meydan'nagezi dzenlemiti. Amerika Sava'ndan kalma bir topyznden bama bir kaza geldi. Ben okul otobsn hedefalmamtm ki! Yine de okuldan attlar tabii. Ondan nce dedrdnc snftayken gittiim okullaDeniz Dnyas filmininsetindeki kpekbal havuzunu geziyorduk. Ben, ite naslolduysa, havuza uzanan iskelede yanl bir manivelay hare-

2


9/370

ket ettirince, snfn tm beklenmedik bir ekilde yzmeyebalad. Onun ncesinde de... Neyse, siz anladnz.

Bu gezide uslu durmaya kararlydm.ehrin iinde ilerlerken yol boyunca Nancy Bobofit'e

katlandm. O illi, kzl sal, kleptoman kz srekli fstkezmeli ve ketapl sandviiyle en yakn arkadam Kvrck'nkafasna vuruyordu.

Kvrck kolay hedefti. Bir kere sskayd. stelik sinirle-nince alyordu. Birka kez snfta kalm olacak ki, altnc

snfta sivilceli, tutam tutam sakallar kmaya balam tekrenci oydu. stne stlk sakatt. Bacaklarndaki bir kashastalndan tr, mr boyunca beden eitimi dersinegirmemesini salayan bir raporu vard. Yry komikti,sanki att her adm cann yakyormu gibi. Ama bunlar sizialdatmasn. Yemekhanede brek knca nasl kotuunubir grmeniz gerek.

Her neyse, Nancy Bobofit sandvii blp blp Kvrck'nkafasna atyor, att paralar da ocukcazn kahverengi,kvrck salarna yapyordu. Dahas, Nancy ona hibir eyyapamayacam biliyordu nk zaten gzetimdeydim.Okul mdr bu gezide kt, utan verici, hatta ksmenelenceli tek bir ey bile olursa disiplin cezas vermekle teh-dit etmiti beni. Dersler bitince okuldan kartmayarakskntdan ldrecekti.

"Bu kz ldreceim," diye mrldandm.Kvrck beni sakinletirmeye alt. "Sorun deil. Fstk

ezmesi severim."evik bir hareketle yana eildi ve Nancy'nin nnn

bir paras onu skalad.

"Eee, artk yeter," diyerek yerimden kalkacak oldumama Kvrck beni ekip koltuuma oturttu.

3


10/370

"Zaten gzetim altndasn," diyerek durumu hatrlatt."Bir ey olursa kabahati kime bulurlar biliyorsun."

Geriye dnp baknca, keke Nancy Bobofit'i hemen oan, orackta yere yaptrsaymm diyorum. Sonradan ken-dimi iine sokacam karmaaya kyasla, okulda kalmacezas bir himi.

Mze gezisinin banda Bay Brunner vard.Tekerlekli sandalyesiyle en nde giderek, her admn

yankland kocaman galerilerde bize rehberlik ediyordu.Kah mermer heykellerin, kah hakikaten eski, siyahl turun-culu vazolarn sergilendii cam muhafazalarn yanndangeiyorduk.

Bu eylerin iki, bin yldr ayakta olduunu dnnceaklm bamdan gidecek gibi oluyordu.

Bizi tepesinde byk bir sfenks olan drt metre yksekli-

indeki ta bir stunun bana toplad ve bunun bizimyamzdaki bir kz iin birstele,yani mezar ta olduunu sy-ledi. Stunun etrafndaki oymalarn anlamn anlatt. Sy-lediklerini can kulayla dinlemeye alyordum, nk ilgingelmiti ama etrafmdaki herkes konuuyordu. Onlar ne zamansusturmaya alsam bu kez de bize elik eden dier retme-nimiz Bayan Dodds bana eytani gzlerle bakyordu.

Bayan Dodds, Georgia'dan gelmi, elli yanda olmasnaramen srekli siyah bir deri ceket giyen ufak tefek mate-matik retmenimizdi. Harley Davidson marka birmotosikleti ta dolabnzn iine kadar srecek kadar da sertgzkyordu. Yancy'ye sene ortasnda, son matematikretmenimiz bir sinir krizi geirdiinde gelmiti.

Bayan Dodds geldii ilk gnden beri Nancy Bobofit'i sev-mi, bana ise eytan tohumu muamelesi yapmt. Kadn,

4


11/370

eri br parman bana uzatr, gerekten tatl bir ekilde"imdi, ekerim," derdi; bir ay boyunca derslerden sonra

okulda kalma cezas aldm anlardm.Bir keresinde, ceza olsun diye gece yarsna kadar eski

matematik ders kitaplarndaki yantlar sildirdikten sonra,Kvrck'a Bayan Dodds'un insan olmadn sylemitim.Kvrck ok ciddi bir ifade taknarak bana bakm ve"Tamamen haklsn," demiti.

Bay Brunner, Yunan cenaze sanat hakknda konumaya

devam ediyordu.En nihayetinde Nancy Bobofit ks ks glerek stele'deki

plak adamla ilgili bir eyler syledi ben de dayanamadm,dnp "eneni kapar msn?" dedim.

Sesim arzu ettiimden gr km.Tm grup kahkahalarla gld. Bay Brunner anlatt hika-

yeyi kesti.

"Bay Jackson," dedi, "bir yorumda m bulunacaktnz?"Yzm utantan kpkrmz kesildi. "Hayr, efendim,"

dedim.Bay Brunner stele'nin zerindeki resimlerden birine iaret

etti. "Belki siz bu resmin neyi temsil ettiini syleyebilirsinizbize?"

Oymaya baktm ve iime bir rahatlk doldu, ne olduunugerekten hatrlamtm. "Bu Kronos, kendi ocuklarnyiyor, deil mi?"

"Evet," dedi Bay Brunner ama belli ki tatmin olmamt."Ve bunu yapmt nk... ?"

"ey..." Yant bulmak iin beynimin iindekileri alt stediyordum. "Kronos kral tanryd ve..."

"Tanr?" diye sordu Bay Brunner.

"Titan," diye dzelttim dediklerimi. "Ve... Tanr olan

5


12/370

ocuklarna gvenmiyordu. Bu yzden, ey, Kronos onlar

yedi, deil mi? Ama kars henz bir bebek olan Zeus'u sak-

lad ve onun yerine yemesi iin Kronos'a bir kaya verdi.Sonra, Zeus byynce babas Kronos'u kandrd, Kronos

da Zeus'un erkek ve kz kardelerini kustu..."

"!" dedi arkamdaki kzlardan birisi.

"...bylece tanrlar ve Titanlar arasnda byk bir kavga

balad," diye devam ettim. "Ve tanrlar kazand."

Gruptan bazlar yine glt.

Arkamdaki Nancy Bobofit bir arkadana mrldand:"Sanki gerek hayatta bir iimize yarayacakm gibi. Sanki i

bavurularmzda soracaklar: Ltfen, Kronos neden ocuk-

larn yedi, aklaynz."

"Bay Jackson," dedi Brunner, "Bayan Bobofit'in mkem-

mel sorusunu aklamak gerekirse, bu, gerek hayatta ie

yarar m?"

"Yakalandn," diye mrldand Kvrck."Kapa eneni," dedi Nancy tslayarak, yz salarndan

da krmz olmutu.

En sonunda Nancy de yakay ele vermiti. Onu uygunsuz

bir eyler derken yakalayan tek kii zaten Bay Brunner'd.

Radar gibiydi kulaklar.

Sorusunu dndm ve omuz silktim. "Bilmiyorum efen-

dim.""Anlyorum," dedi Bay Brunner hsrana uram bir ifa-

deyle. "Eh, yarm puan, Bay Jackson. Zeus aslnda Kronos'a

hardal ve arap karm yedirerek dier be ocuunu kus-

masn salamt. Onlar da elbette lmsz tanrlard,

Titan'n midesinde sindirilmeden yaamaya ve bymeye

devam etmilerdi. Tanrlar babalarn yendiler, onu kendi

orayla paralara ayrdlar ve paralarn Yeralt Dnyas'nn

6


13/370

en karanlk kesine, Tartarus'a attlar. Bu mutlu sonla bera-

ber yemek vaktimiz de geldi. Bayan Dodds, rica etsem bize

dar kan yolu gsterir misiniz?"Snf dald, kzlar midelerini tutuyor, olanlar da birbir-

lerini itip kakp aptal gibi davranyorlard.

Kvrckla onlarn peinden gidecektik ki Bay Brunner

seslendi: "Bay Jackson."

Bunun olacan biliyordum.

Kvrck'a devam etmesini syledim. Sonra Bay Brunner'a

dndm. "Efendim?"Bay Brunner bir bakt m yerinizden kmldayamazdnz.

Binlerce yl yandaki kahverengi gzleri her eyi grm

geirmi gibiydi.

"Sorumun yantn renmelisin," dedi Bay Brunner.

"Titanlarla ilgili olan m?"

"Gerek hayatla ilgili olan. Ve rendiklerini nasl uygu-

layacan.""Ha."

"Benden rendiklerin," dedi, "hayati nemi olan eyler.

Byleymi gibi davranman istiyorum. Senden yalnzca her

eyin en iyisini bekliyorum Percy Jackson."

Kzmak istiyordum, bu adam beni ok zorluyordu.

Demek istediim, elbette, havalyd Bay Brunner. Snav gn-

leri Romal zrh kuanr ve barrd: "Hey hooo!" Sonra bize

meydan okur, klcnn ucuyla iterek tahtaya koturtur ve yaa-

m tm Yunanllarn ve Romallarn adlarn, hatta annelerinin

adlarn ve hangi tanrlara taptklarn tek tek sorard. Bay

Brunner benim herkes kadar iyi bilmemi bekliyordu ama gelin

grn ki bende disleksi vard. Yani yazlar doru drst oku-

yamyordum. stne stlk dikkat bozukluum da olduundan,

hayatmda C-'nin stnde not almamm. Hayr, benim onlar

7


14/370

kadar iyi olmam beklemiyordu; daha iyi olmam bekliyordu.

Oysa ben brakn onca ad ve bilgiyi renmeyi, bunlar doru

drst telaffuz bile edemiyordum.Daha ok alrm gibi bir eyler geveledim azmda.

Bay Brunner ise sanki o kzn cenazesinde bulunmu gibi

stele'ye uzun uzun, zgn zgn bakt.

Bana dar kp le yemeimi yememi syledi.

Snf mzenin giriindeki basamaklarda topland. Buradan

Beinci Cadde boyunca gidip gelen yayalar grebiliyorduk.Tepemizde ise kocaman frtna bulutlar toplanyordu,

bu ehirde hi bu kadar kara bulutlar grmemitim. Belki

kresel snmadan falandr diye dndm nk New York

eyaletinin tmnde hava Noel'den beri bir tuhaft. Ar kar

frtnalar, sel basknlar, akan imeklerden doan yangn-

lar atlatmtk. imdi bir tayfun kopsa armazdm.

Kimse durumu fark etmemi gibiydi. Olanlardan baz-lar gvercinleri kraker atna tutuyordu. Nancy Bobofit bir

hanmefendinin para antasna dadanm yankesicilik yap-

yordu ve elbette Bayan Dodds hibir ey grmyordu.

Kvrckla dierlerinden uzaa, emenin kenarna otur-

duk. Bylece kimse o okuldan olduumuzu anlamaz diye

umuyorduk. Yani baka yerde tutunamayan ucubelerin git-

tii okul.

"Cezal msn?" diye sordu Kvrck.

"Yok," dedim. "Brunner ceza vermedi de bazen yakam-

dan dse diye geiyor iimden. Yani... ben dahi miyim

yahu?"

Kvrck bir sre bir ey demedi. Sonra kendimi iyi his-

setmem iin derin, felsefi bir eyler syleyecek diye

dnrken "Elman alabilir miyim?" dedi.

8


15/370

Bir ey yiyecek halim olmadndan almasna izin ver-

dim.

Beinci Cadde'de akan taksi nehrine baktm ve oturduu-muz yerden birka sokak tedeki annemin dairesini

dndm. Noel'den beri grmemitim onu. Bir taksiye

atlayp eve gitmeyi ylesine istiyordum ki. Annem beni

kucaklar, grdne sevinir ama bir yandan da hayal krk-

lna urard. Beni doruca Yancy'ye geri yollar, alt senede

altnc okulum olmasna ve muhtemelen buradan da atla-

cak olmama ramen daha ok abalamam gerektiinihatrlatrd. Bana yle kederli bakard ki dayanmam mm-

kn olmazd.

Bay Brunner engellilere ayrlm rampann dibine teker-

lekli sandalyesini park etti. Bir yandan kitap okuyup bir

yandan msr gevrei yemeye balad. Sandalyesinin arka-

sndan birden krmz bir emsiye peyda oldu, sanki motorlu

bir kafe masas gibiydi.

Nancy Bobofit irkin arkadalar ile beraber karma

dikildiinde -sanrm turistleri soymaktan sklmt- sandvi-

imi ayordum. Yars yenmi yemeini Kvrck'n kucana

att.

"Hay aksi." O arpk dileri ile bir de bana srtmaz m!

illeri, birisi yzne spreyle sv Cheetos skm gibi turun-

cuydu.

Sakin olmaya altm. Okul danmanm bana bir milyon

kez sylemiti, "Ona kadar say, fkeni denetlemeye al."

Ama ylesine delirmitim ki, aklmdaki her ey uup git-

miti. Kulaklarm uuldamaya balamt.

Kza el srdm hatrlamyorum ama gz ap kapa-

yana dek Nancy emede k st oturmu haldeydi, bir

yandan da ciyak ciyak baryordu: "Percy beni itti!"


16/370

Bayan Dodds yanmzda belirdi.

ocuklardan bazlar fsldayordu. "Grdn m ...?"

"... su ...""... sanki onu kapt gtrd ..."

Neden bahsettiklerini anlamyordum. Tek bildiim ba-

mn yine belada olduuydu.

Bayan Dodds zavall kk Nancy'nin iyi olduundan

emin olup, ona mzenin hediyelik eya dkkanndan yeni

bir tirt falan filan almaya sz verdikten sonra bana dnd.

Gzlerinde zaferle yanan bir ate vard, sanki tm dnembekledii bir eyi yapmtm. "imdi, ekerim..."

"Biliyorum," diyerek homurdandm. "Bir ay boyunca

ders kitaplarn sil dur."

Sylenecek doru ey bu deildi.

"Gel benimle," dedi Bayan Dodds.

"Bekleyin!" diye viyaklad Kvrck. "Bendim. Onu ben

ittim."Sersemlemi bir halde ona bakakaldm. Beni kurtarmaya

altna inanamyordum. Kvrck, Bayan Dodds'tan l-

mne korkard.

Bayan Dodds, Kvrck'a yle bir bakt ki, ocukcazn

tel tel tyl enesi titredi.

"Hi sanmyorum aldibi," dedi kadn.

"Ama..."

"Bu-ra-da-ka-la-cak-sn."

Kvrck aresizce bana bakt.

"Sorun yok abicim," dedim. "Denediin iin teekkr

ederim."

"ekerim," diye haykrd bana Bayan Dodds. "Hemen."

Nancy Bobofit budalaca srtt.

Ben de ona son model seni-sonra-geberteceim bakm-

10


17/370

dan attm. Sonra da Bayan Dodds'la yzlemek iin dndm

ama orada deildi. Mze giriinde duruyordu, hem de mer-

divenlerin en tepesinde. Gelmem iin sabrszlkla iaretetti.

0 kadar hzl nasl kmt oraya?

Bama byle eyler ok gelir. Beynim bazen uyuyakal-

yormu gibi, bir bakmm bir eyi gzden karmm, sanki

evren denen bulmacann bir paras dm de kalan bo-

lua bakyormuum gibi. Okul danmanm bunun

DEHB'den, yani bendeki Dikkat Eksiklii HiperaktiviteBozukluu'ndan kaynaklandn sylemiti; beynim baz

eyleri yanl yorumluyormu.

Ben bundan o kadar emin deildim.

Bayan Dodds'un peinden gittim.

Basamaklarn yarsn trmanmtm ki, gz ucuyla

Kvrck'a bir bak attm. Solgun gzkyordu, gzleri bir

bana, bir Bay Brunner'a dnyordu. Sanki olan bitendenBay Brunner'n da haberi olsun ister gibiydi. Ama Bay

Brunner okuduu romana dalmt.

Yukar bakm. Bayan Dodds yine gzden kaybolmutu.

imdi binann iinde, giri holnn uundayd.

Tamam, diye geirdim iimden. Bana hediye dkkann-

dan Nancy'ye yeni bir tirt aldracak.

Ama anlalan plan bu deilmi.Onu mzenin derinliklerinde takip ettim. En sonunda

yetitiimde yeniden Yunan ve Roma blmndeydik.

Bizim dmzda galeri botu.

Bayan Dodds Yunan tanrlarnn resmedildii kocaman

bir frizin, yani duvar ssnn nnde kollarn kavuturmu

beni bekliyordu. Grtlandan da sanki hr ldyormuasna

tuhaf bir grlt geliyordu.

11


18/370

O sesi duymasam da sinirlerim bozulurdu geri. nsann

retmeniyle, hele de Bayan Dodds'la ba baa kalmas

garip oluyor. Frize yle bir bakyordu ki, sanki onu un ufaketmek istiyordu...

"ekerim, sen hep sorun kartyorsun," dedi.

En gvenli eyi yaptm. "Evet, efendim," dedim.

Kadn deri ceketinin kollarnn ucuna asld. "Ban hep

dertten kurtulur zannettin, deil mi?"

Gzlerindeki baka delice demek az kalrd. eytaniydi.

O bir retmen, diye dndm gerginlikle. Beni incite-cek deil ya.

"Ben... eee... dzelmeye gayret gstereceim efendim."

Bina bir gk grlts ile salland.

"Biz aptal deiliz, Percy Jackson," dedi Bayan Dodds.

"Seni bulmamz an meselesiydi. Haydi, itiraf et, daha az ac

ekeceksin."

Neden bahsettiine dair en ufak fikrim yoktu."Eee?" dedi, bir ey bekliyor gibiydi.

"Hanmefendi, ben bilmi"

"Vaktin doldu," dedi tslayarak.

Sonra olabilecek en acayip ey oldu. Gzleri mangal atei

gibi yanmaya balad. Parmaklar uzad, penelere dnd.

Ceketi eriyip, kocaman, deriden kanatlara dnt. nsan

deildi. Peneleri, sapsar sivri dilerle dolu az, kr kryz ile yarasa kanatl bir cadyd o artk ve beni lime lime

etmek zereydi.

Sonra iler daha da gariplemeye balad.

Bir dakika nce mzenin nnde olan Bay Brunner,

tekerlekli sandalyesini srerek, elinde bir kalemle galerinin

kapsndan ieri giriyordu imdi.

"Hey hooo, Percy!" diye bard ve kalemi havaya frlatt.

12


19/370

Bayan Dodds da stme atld.

Ciyaklayarak eildim ve havay bien penelerin sesi

kulaklarmda nlad. Kalemi havada yakaladm ama elimedeer demez kalemlikten kmt. Bir klt, hem de Bay

Brunner'n snav gnleri kulland bronz kl.

Bayan Dodds gzlerinde canice bir bakla etrafmda

dnd.

Dizlerim tutmuyordu. Ellerim yle titriyordu ki, nere-

deyse klc dryordum.

fkeyle bard: "l, ekerim!"Sonra da doruca zerime utu.

Mutlak bir dehet iimi kaplad. imden gelen tek eyi

yaptm: klc savurdum.

Klcn metal az kadnn omzuna dedi ve sanki kadn

sudan yaplm gibi iinden geti. Hss!

Bayan Dodds sanki devasa bir pervaneye tutulmu kum-

dan bir kaleye dnd. Sar bir toz datarak patlad, oracktabuharlat ama bir sre kkrt kokusu, bir lm l ve

ktln sat buz gibi bir hava etraf sard, sanki o alev

alev, kor krmz iki gz hl beni izliyordu.

Bir bamaydm.

Elimde bir tkenmez kalem vard.

Bay Brunner orada deildi. Kimse yoktu, sadece ben var-

dm.

Ellerim titriyordu. Yemeime uyuturucu ya da baka bir

ey bulam olmalyd.

Olan biten her eyi ben mi dlemitim?

Yeniden dar ktm.

Yamur yamaya balad.

Kvrck emenin banda duruyordu, ban bir mze

haritas ile rtmt. Nancy Bobofit hl orada, emede

13


20/370

yzdnden pslak bir halde duruyor, irkin arkadala-

rna homurdanyordu. Beni grnce, "Umarm Bayan Kerr

kma apla geirmitir?" dedi."Kim dedin?" dedim.

"retmenimiz. Salak!"

Gzlerimi krptrdm. Bayan Kerr diye bir retmenimiz

yoktu. Nancy'ye neden bahsettiini sordum.

Kz gzlerini devirip uzaklat.

Kvrck'a Bayan Dodds'un nerede olduunu sordum.

"Kim?" dedi.Ama nce bir duralad, bana bakamyordu, o yzden

benimle dalga getiini dndm.

"Hi komik deil abicim," dedim. "Bu i ciddi."

Tepemizde gk grledi.

Bay Brunner'n krmz emsiyesinin altnda oturduunu,

kitap okuduunu grdm. Sanki hi yerinden kprdamamt.

Yanna gittim.Ban kaldrd, dikkati dalm gibiydi. "Ah, ite bu

benim kalemim sanrm. Ltfen bundan sonra kendi yazm

aralarnz kendiniz getirin Bay Jackson."

Bay Brunner'a kalemini verdim. Hl elimde olduunun

farknda bile deildim.

"Efendim," dedim. "Bayan Dodds nerede?"

Bana bo bo bakt. "Kim?"

"Bize elik eden dier retmen. Bayan Dodds. Cebire

giri dersi retmenimiz."

Kalarn att ve sandalyesinde doruldu, biraz endieli

gibiydi. "Percy, bu gezide Bayan Dodds diye birisi yok.

Bildiim kadaryla Yancy Akademisi'nde de Bayan Dodds

isminde birisi hi olmad. Sen iyi misin?"

14


21/370

BLM K

YALI KADIN LMORAPLARI DKYOR

Arada bir tuhaf eyler bama gelir gelmesine ama abuk

geip gider. Bu yaadm ey, gnn yirmi drt saati, haftann

yedi gn sren halsinasyondu ve bunu kaldramyordum.

Sanki okuldaki senemin geri kalan boyunca herkes bana bir

tr numara ekiyordu. renciler sanki o mze gezisinden

dnte otobse binmeden nce hayatmda grmediim o

en akrak sarn kadnn, yani Bayan Kerr'in, Noel'den beri

cebire giri dersi retmenimiz olduuna tamamen, klliyen

inanmlard.

Onlar tuzaa drp dremeyeceimi grmek iin

sk sk Bayan Dodds'tan bahsediyordum ama bana deliymi-

im gibi bakyorlard.

Ben de neredeyse onlara inanmak zereydim; Bayan

Dodds hi var olmamt.

Neredeyse.Ama Kvrck beni aldatamazd. Ona Dodds adn syler

sylemez bir anlna da olsa ne yapacan aryor, sonra

da yle birisinin olmadn sylyordu. Fakat ben yalan

sylediini biliyordum.

Bir eyler dnyordu. Mzede bir eyler olmutu.

Gn ierisinde bu konuyu dnecek ok vaktim olmu-

yordu ama geceleri ryamda peneleriyle, deriden kanatlaryla

15


22/370

Bayan Dodds'u gryor, souk terler dkerek uyanyor-

dum.

O acayip hava da devam ediyordu, bu da ruh halimi

olumsuz ynde etkiliyordu. Bir gece gk grltleri, imek-

ler yurttaki odamn pencerelerini at. Birka gn sonra ise

Yancy Akademisi'nin seksen kilometre tesine, Hudson

Vadisi'ne grlm en byk hortum indi. Sosyal bilgiler

dersinde altmz gncel olaylardan birisi, o sene Atlantik

Okyanusu'nda bir anda patlayan frtnalar yznden ufak

uaklarn dnde yaanan artt.Artk her eye abuk almyor, ou zaman huysuzluk

ediyordum. Notlarm D'den F'ye dt. Nancy Bobofit ve

arkadalaryla daha sk kavga etmeye baladm. Neredeyse

her dersten atlyor, koridorda beklemek zorunda kalyor-

dum.

Sonunda ngilizce retmenimiz Bay Nicoll bir milyo-

nuncu kez neden telaffuz snavlarna almayp tembellikettiimi sorunca koptum. Ona yal ayya dedim. Ne anlama

geldiini bildiimden deil, kulama ho gelmiti sadece.

Mdr sonraki hafta anneme bir mektup yazp ileri res-

miyete dkt: gelecek sene Yancy Akademisi'ne davet

edilmeyecektim.

yi, dedim kendi kendime. Sadece iyi.

Evimi zlemitim.Buradan atlp devlet okulunda balamam, tiksin vey

babama ve onun aptalca poker partilerine katlanmam anla-

mna gelse de, annemle beraber ehrin Yukar Dou

Yakas'ndaki ufack evimizde olmak istiyordum.

Yine de... Yancy'nin baz eylerini zleyecektim. Yurt

odamdaki pencereden grnen koruluk manzaras, uzaktaki

Hudson Nehri, am aalarnn kokusu... Kvrck' zleye-

16


23/370

ektim, biraz tuhaf biri olsa da iyi bir arkadat. Gelecek

sene bensiz kalnca nasl hayatta kalacak diye kara kara

dnyordum.Latince dersini de zleyecektim. zellikle de Bay

Brunner'n lgn snav gnlerini ve daha iyi olabileceime

dair inancn.

Snav haftas yaklarken altm tek ders Latince'ydi.

Bay Brunner'n, bana lm kalm meselesiyle ilgili syledii

eyleri unutmamtm. Neden olduunu bilmesem de ona

inanmaya balamtm.

Final snavlarndan nceki gece o denli fkelendim ki

Cambridge Yunan Mitolojisi Rehberi'ni yurttaki odamn bir

ucundan dier ucuna frlattm. Szckler sayfalardan dar

kp kafamn etrafnda dolanmaya balamt. Her bir kelime

sanki kaykaya biniyormuasna bir o yana, bir bu yana yz

seksen derece dnyordu. Kheiron ve Charon arasndakifark, Polydictes ve Polydeuces arasndaki fark hatrlamam

mmkn deildi. Hele bir de o Latince fiil ekimi yok mu?

Unut gitsin.

Odada volta atmaya baladm, sanki gmleimin iinde

karncalar dolayordu.

Bay Brunner'n yzndeki ciddi ifadeyi, neredeyse bin-

lerce yln deneyimiyle bakan gzlerini hatrladm: senden

yalnzca her eyin en iyisini bekliyorum Percy Jackson.

Derin bir nefes aldm. Mitoloji kitabn yerden aldm.

Daha nce hibir retmenimden yardm istememitim.

Belki Bay Brunner'la konusam bana yol gsterirdi. En azn-

dan snavnda alacam F notu iin nceden gidip zr

dilemi olurdum. Hi denemediimi dnmesini, bu ekilde

Yancy Akademisi'nden ayrlmay istemiyordum.

17


24/370

Aa kata, retmenlerin odalarna yrdm. ou

karanlk ve botu ama Bay Brunner'n odasnn kaps ara-

lkt, penceresinden szan k koridorun zemini boyuncauzanyordu.

Tam odasnn kapsna adm kalmt ki, ieriden gelen

sesleri duydum. Bay Brunner bir soru sordu. Kesinlikle

Kvrck'a ait olan bir ses, "...Percy iin endieleniyorum,

efendim," dedi.

Dondum kaldm.

yle her zaman bakalarnn konumalarn dinlemem.Ama en iyi arkadanz bir yetikinle hakknzda konusun

da sizi greyim, bakalm dinlemeden durabilecek misiniz?

Kapya biraz daha yaklatm.

"...bu yaz tek bana," diyordu Kvrck. "Demek istedi-

im, yi Kimseler'den biri okulda. imdi biz bundan eminiz

ve onlar da biliyor..."

"Onu acele ettirirsek iler daha da ktye gider," dedi

Bay Brunner. "ocuun daha da olgunlamas gerek."

"Ama zaman olmayabilir. Yaz gndnm son tarih..."

"Meseleyi onsuz zmeli Kvrck. Brak da hl vakti

varken cehaletinin tadn karsn."

"Efendim, kadn grd..."

"Hayal etti," dedi Bay Brunner srarla. "rencilerin, al-

anlarn stne rtlen Sis onu buna ikna edecek."

"Efendim, ben... Ben grevimde bir kez daha baarszolamam." Kvrck'n ii dolmu, konuurken yutkunmaya

balamt. "Bu ne demek biliyorsunuz."

"Baarsz olmadn Kvrck," dedi Bay Brunner anlayla.

"O kadnn nasl bir ey olduunu anlamam gerekirdi. Haydi,

imdilik sadece Percy'yi nmzdeki sonbahara kadar nasl

hayatta tutacamz dnelim..."

18


25/370

Elimdeki mitoloji kitab kayd ve pat diye yere dt.

Bay Brunner sustu.

Kalbim kt kt atarak kitab yerden aldm ve koridordageri geri gitmeye baladm.

Brunner'n odasnn kapsndaki pencereden kan n

nnden bir glge geti. Bu glge benim tekerlekli sandal-

yede oturan retmenimden ok, hem de ok uzun bir eyin

glgesiydi; elinde de bir okunun yayna benzer, tuhaf bir

ey tutuyordu.

En yakndaki kapy ap ieri szdm.Birka saniye sonra ar ar ilerleyen, tlak-tlok-tlak-

tlok diye sesler duydum, sanki stne deri kaplanm

tahtalar birbirine vuruyormu gibi. Sonra arkasna saklan-

dm kapnn tam nnden bir hayvann genizden kan

homurtusu gibi bir ses geldi. Kocaman, karanlk bir ekil

camn nnde durdu sonra yryp gitti.

Boncuk boncuk terler boynumdan akyordu.

Koridorda bir yerde Bay Brunner konutu: "Hibir ey

yok," dedi fsltyla. "K gndnmnden sinirlerim epey

bozuk."

"Benimkiler de yle," dedi Kvrck. "Ama yemin ederim

ki..."

"Yurda dn," dedi Bay Brunner. "Yarn btn gn sna-

vn var."

"Aman hatrlatmasanz."Bay Brunner'n odasndaki k snd.

Karanlkta bana sonsuz gibi gelen bir sre bekledim.

En sonunda gizlice koridora girdim ve yurttaki odama

dndm.

Kvrck yatakta yatyordu, sanki btn gece oradaym,

Latince snav notlarn alyormu gibiydi.

19


26/370

"Hey," dedi mahmur gzlerle. "Snava hazr msn?"

Yant vermedim.

"Berbat gzkyorsun." Kalarn att. "Her ey yolundam?"

"Sadece... Yorgunum."

fademi grmesin diye srtm dndm ve yatmaya hazr-

landm.

Aa katta duyduklarm anlamamtm. Olan biten her

eyi hayal ettiime inanmak istiyordum.

Ama bir ey akt: Kvrck ve Bay Brunner arkamdankonuuyorlard. Bamn bir tr belada olduunu dn-

yorlard.

Sonraki gn leden sonra saatlik Latince snavndan k-

mtm, gzmn nnde yanl yazdm tm Yunan ve

Romal adlar uuuyordu, Bay Brunner beni tekrar snfa

ard.

Bir an dn gece onlar dinlediimi anladndan endie-

lendim ama sorun bu deil gibiydi.

"Percy," dedi. "Yancy'den gitmek zorunda olduuna

zlme. Bu... Bu en iyisi."

Nazik konuuyordu ama bu szler yine de beni utan-

drd. Alak sesle konumutu ama snav bitirmeye alan

dier renciler sylediklerini duymutu. Nancy Bobofit

ylk ylk srtt bana, dalga gemek iin ufak pckler

att.

"Peki, efendim," dedim mrldanarak.

"Demek istediim..." Bay Brunner tekerlekli sandalyesini

bir ileri bir geri itmeye balad, sanki ne diyeceini bilemi-

yor gibiydi. "Buras sana uygun bir yer deil. Er ge olacakt

zaten."

20


27/370

Gzlerim fal ta gibi ald.

En sevdiim retmenim tm snfn nnde bana bu ii

beceremediimi sylyordu. Tm sene bana inandn sy-lemiti, imdiyse okuldan atlmamn aln yazm olduunu

sylyordu.

"Haklsnz," dedim tir tir titreyerek.

"Yok, yok..." dedi Bay Brunner. "Of, her ey kart.

Sylemeye altm... Sen normal deilsin Percy.

Bunda..."

"Teekkr ederim," dedim pat diye. "Eksik olmayn,bana bunu hatrlattnz."

"Percy..."

Ama ben oktan gitmitim bile.

Dnemin sonu geldi, stm bam bavuluma tktrdm.

Dier ocuklar akalayor, tatil planlarn anlatyordu.

Bir tanesi svire krlarnda gezintiye kacakt. Dieri bir ay

boyunca tekneyle Karayipleri dolaacakt. Tamam, hepsi

benim gibi eli sua bulam ocuklard ama zengin sulu

ocuklard. Babalar ynetici, bykeli veya nl kiilerdi.

Bense, hi kimse soyundan hi kimseydim.

Bu yaz ne yapacam sordular, ehre dnyorum

dedim.

Onlara sylemediim ey, yazn kpek gezdirmek, gazete

abonelii toplamak gibi bir i bulmam gerektii ve bo vaktimi

sonbaharda hangi okula gideceimi dnerek kayglanmakla

geireceimdi.

"yle mi?" dedi ocuklardan biri. "Sper."

Sanki ben orada yokmuum gibi konumaya devam etti-

ler.

Elveda demeye korktuum tek kii Kvrck'ti ama u ie

21


28/370

bakn, demem de gerekmedi. Benim gideceim otobsle

Manhattan'a gitmek iin bilet alm, o yzden beraberce

ehre giden otobsteydik.Kvrck otobs yolculuu boyunca kaygyla otobsn

koridorundan dier yolculara bakp durdu. Yancy'den ne

zaman ayrlsak byle kaygl, iine bir kurt dm gibi kpr

kpr olduunu fark ettim, sanki hep kt bir ey olmasn

bekliyordu. Daha nceleri birilerinin onunla dalga geme-

sinden endieliymi gibi gelirdi. Ama imdi bu otobste

onunla dalga geecek kimse yoktu.En sonunda dayanamadm.

"yi Kimseler'e mi bakmtn?"

Kvrck az kald yerinden frlyordu. "Ne? Sen ne demek

istiyorsun?"

Snavdan nceki gn Bay Brunner'la olan konumalarna

kulak kabarttm itiraf ettim.

Kvrck gzlerini krptrd. "Ne kadarn dinledin?""Ah... ok fazla deil. Yaz gndnm neyin son tarihi

bakalm?"

Birden rkt. "Bak, Percy... Senin iin endielendim,

tamam m? Yani iblis matematik hocalar falan gibi eyler

gryordun..."

"Kvrck..."

"Ben de Bay Brunner'a herhalde bask fazla geldi falan

diyordum, nk Bayan Dodds diye birisi yok ve..."

"Kvrck gerekten, hem de gerekten ok kt bir yalan-

csn."

Utantan kulaklarna kadar kzard.

Gmleinin cebinden pis bir kartvizit kartt. "Yalnzca

bunu alman istiyorum, tamam m? Bu yaz yardmma ihtiya-

cn olursa diye."

22


29/370

23

Karttaki yazlar ssl, parlak renkteydi, disleksik gzle-

rimi ldryorlard ama sonunda yle bir ey setim:

"Bu Melez-"

"Sakn yksek sesle syleme!" dedi ciyaklayarak. "O

benim, ey... Yazlk adresim."

Resmen iime oturdu. Kvrcklarn yazl vard. Onun

ailesinin de Yancy'deki dier aileler kadar zengin olaca

aklma gelmemiti.

"Tamam," dedim surat asarak. "Yani, istersem malikane-nizi ziyarete gelebilirim."

Evet manasnda ban sallad. "Veya... Veya bana ihtiya-

cn olursa."

"Neden sana ihtiyacm olsun?"

Sylemek istediimden daha kabaca kmt bu laf

azmdan.

Kvrck boazndaki adem elmasna kadar kzard. "Bak

Percy, iin asl u: Ben... ben seni korumalym denebilir."

Ona ylece bakakaldm.

Tm sene boyunca, srf onu okulun kabadaylarndan

korumak iin bir sr kavgaya girip kmtm. nmzdeki

sene bensiz ok fena dayak yiyecek diye uykularm ka-

yordu. Gel gr ki, imdi sanki aslnda o beni koruyormu

gibi yapyordu.


30/370

"Kvrck," dedim, "Sen beni tam olarak neden koruyor-

sun?"

Altmzdan ok yksek bir gcrdama sesi geldi. Zeminden

ieri kara kara dumanlar doldu, tm otobs rk yumurta

gibi kokmaya balad. Src bir kfr savurdu ve ofr

kapsn ap, ar aksak otobsten otobana indi.

Motor kaputunu ap birka dakika takr tukur bir ey-

lerle urat. Sonra da tm yolcularn inmesi gerektiini

syledi. Kvrckla beraber herkes gibi aaya indik.

ayet aracnz bozulup da aaya inmezseniz farknavarmayacanz trden bir kr kenarndaydk. Otobann

bizim gittiimiz tarafnda akaaalar ve geen arabalardan

atlm pler dnda bir ey yoktu. len scanda kavru-

lup titreen drt sra asfalt yolun br yannda ise eski usul

bir meyve tezgah vard.

Satlan meyveler gerekten gzel gzkyordu: kasalardan

taan kan krmz kirazlar ve elmalar, cevizler ve eftaliler,ufak bir leende buza yatrlm elma suyu dolu srahiler.

Hi mteri yoktu, yalnzca bir akaaacn glgesinde, salla-

nan iskemlelerinde oturan tane yal kadn vard. Kadnlar,

mrmde grdm en byk oraplar ryorlard.

orap dendiine bakmayn, hepsinin bykl birer kazak

kadar vard ama besbelli ki orapt bunlar. Sadaki hanm bir

tekini ryordu. Soldaki ise dier tekini. Ortadaki ise ii elikmavisi ynlerle dolu devasa bir sepet tutuyordu.

de toprak kadar yal gibiydi; soluk yzleri mumula

gibi kr krt, gm renkli salarn beyaz bandanalarla

arkada toplamlard, kemikleri km kollar aartlm

ketenden elbiselerinin yenlerinden frlyordu.

En tuhaf dorudan bana bakyor gibi gzkmeleriydi.

Kvrck'a durumu anlataym diye dndm ve yznden

24


31/370

kann ekildiini grdm. Burnunun ucu seiriyordu.

"Kvrck?" dedim. "t, abicim..."

"Sana bakmadklarn syle. Bakyorlar, deil mi?"

"Evet. Garip, deil mi? u oraplar bana olur mu sence?"

"Hi komik deil Percy. Hem de hi komik deil."

Ortadaki yal hanm kocaman bir makas kard. stersen

koyun krpabilecein trden makas, altn ve gmlerle

kapl uzun azlara sahipti. Kvrck'n nefesinin kesildiini

fark ettim.

"Hemen otobse biniyoruz," dedi. "Haydi.""Ne?" dedim. "erisi neredeyse bin derece."

"Haydi gel!" Kapy zorlayp at ve ieri girdi ama ben

aada kaldm.

Yolun karsndaki yal hanmlar hl beni izliyordu.

Ortadaki yn kesti, yemin ederim ki o drt eritli yolun ta

karsndan duydum kopma sesini. Dier iki arkada da elik

mavisi oraplar katlayp gittiler. Hayretle bu oraplar kimerdklerini dndm? Dev Karadam'na m, Godzilla'ya m?

Otobsn arkasndan src belirdi, motor kompartma-

nndan duman tten kocaman bir paray ekip kartm.

Otobs bir titredi, sonra motor alt.

Yolcular srcy alk yamuruna tuttu.

"Bu i byle yaplr!" diye bard src. apkas ile oto-

bse bir aplak att. "Herkes otobse!"Otobs hareket edince kendimi kt hissetmeye bala-

dm, sanki grip olmutum da ateim kmt.

Kvrck da benden iyi gzkmyordu. Titriyor, dileri

birbirine vuruyordu.

"Kvrck."

"Evet?"

"Bana sylemediin ey ne?"

25


32/370

Alnn gmleinin yeniyle sildi. "Percy, o meyve tezgah-

nn arkasnda ne grdn?"

"Yal kadnlar m diyorsun? Onlar da neydi yle abi-

cim? Sakn onlar da... Bayan Dodds gibi deiller, deil mi?"

Kvrck'n yzndeki ifadeyi okumak gt ama meyve

satan kadnlarn Bayan Dodds'tan bin beter olduklarn anla-

mama yetti. "Bana ne grdn syle yeter," dedi.

"Ortadaki eline makas ald ve iplik kesti."

Gzlerini kapad ve parmaklaryla bir iaret yapt. Ha

karyor gibiydi ama baka bir iaretti bu, sanki... sanki okdaha eski bir iaretti.

"pi kestiini grdn," dedi.

"Evet. Yani?" Ama bunu derken bile nemli bir ey gr-

dm biliyordum.

"Olamaz," diye mrldand Kvrck. Baparman kemir-

meye balad. "Bu da geen seferki gibi olmasn, ne olur."

"Hangi geen sefer?""Her zaman altnc snfta oluyor. Asla altnc snftan son-

rasn gremiyorlar."

"Kvrck," dedim, nk beni gerekten korkutmaya

balyordu, "Sen neden bahsediyorsun?"

"Brak da otobs terminalinden eve kadar seninle yr-

yeyim... Sz ver beraber gideceimize."

Bu bana tuhaf bir istekmi gibi geldi ama sz verdim."Batl inan gibi bir ey mi bu?" diye sordum.

Hibir yant vermedi.

"Kvrck, o iplii kesme meselesini diyorum. Bu, birisi

lecek anlamna m geliyor?"

Yas tutarm gibi bakt bana, sanki tabutuma en ok yak-

acak ieklerin neler olacan merak ediyordu.

26


33/370

BLM

KIVIRCIK BEKLENMEDK EKLDEPANTOLONUNU KAYBEDYOR

itiraf zaman: Kvrck' otobs terminaline varr varmazektim.

Biliyorum, biliyorum. Kaba bir hareket. Ama Kvrck

beni deli ediyordu, sanki bir lymm gibi bana bakyor,

durmadan "Neden hep byle oluyor?", "Neden hep altnc

snfta?" diye mrldanyordu.

Kvrck, ne zaman zlse mesanesi de dolduundan,

otobsten iner inmez bir yere kaybolmamam iin sz verdi-rip tuvalete koturunca ardm desem yalan olur. Onu

beklemek yerine bavulumu kapp svm ve ehrin yukar

yakasna giden ilk taksiye atladm.

"Dou Yakas, Yz Drdnc Cadde'yle Birinci'nin

kesi" dedim ofre.

Annemle tanmadan nce size ondan bahsedeyim.Ad Sally Jackson ve dnyann en iyi insan. Bu da dn-

yadaki en iyi insanlarn, en talihsiz insanlar olduuna dair

kuramm doruluyor. Dedem ve anneannem, annem be

yandayken bir uak kazasnda hayatlarn kaybetmi, o da

kendisiyle ok ilgilenmeyen amcas tarafndan bytlm.

Bir roman yazar olmak istiyormu, o yzden lise yllarnda

iyi bir yaratc yazarlk blm olan bir niversiteye girmek

27


34/370

iin para biriktirmi. Sonra amcas kansere yakalanm ve

annem ona bakmak iin son senesinde okulu brakm.

Amcas ldkten sonra da be parasz, ailesiz ve diplomasz

kalm.

Kt talihini krd tek an, babamla tant anm.

Babam pek hatrlamyorum, sadece o iimi stan hali ve

ksmen de glmsemesi kalm aklmda. Annem babamdan

bahsetmeyi sevmiyor nk zlyor. Babamn hibir

fotoraf da yok.

Anladnz deil mi, evlenmemiler. Annem, babamn zen-gin ve nemli birisi olduunu, ilikilerinin de gizli olduunu

syledi. Sonra bir gn babam nemli bir gezi iin Atlantik'i

amak zere yola km ve asla geri dnmemi.

Okyanusta kayboldu, demiti annem. lmedi. Okyanusta

kayboldu.

Annem daha sonra garip ilere girip km, lise diploma-

sn alabilmek iin gece okuluna kaydolmu ve beni birbana bytm. Asla ikayet etmedi, delirmedi de. Bir

kere bile. stelik kolay katlanlr bir ocuk olmadm bili-

yordum.

En sonunda Gabe Ugliano ile evlendi. Gabe tantmz

ilk otuz saniye ierisinde iyi bir adamm gibi gzkt, sonra

da gerek rengini, yani dnya apnda bir ba belas oldu-

unu gsterdi. Daha kkken ona Kokarca Gabe lakabntaktm. Kusura bakmayn ama gerekten yle. Terli spor

ortlarna sarlm kfl sarmsakl pizza kokuyor herif.

kimizin arasnda kalan annemin ii hep zor oldu. Hem

Kokarca Gabe'in ona davranlar hem de Kokarca ile benim

aramzdakiler... Neyse, zaten eve gelince olanlar durumu

anlatacak.

Ufak dairemize girerken annemin iten dnm oldu-

28


35/370

unu umuyordum. Ama aksine, Kokarca Gabe salonda

arkadalar ile poker oynuyordu. Televizyonda bir spor

kanal akt, halnn her kesine abur cubur ve bira kutu-lar salmt.

Ban bile kaldrmadan, puro ilitirilmi azyla seslendi:

"Demek eve dndn."

"Annem nerede?"

"te," dedi. "Paran var m?"

Aynen byle. Ho geldin. Seni grmek gzel. Grmeyeli

alt ay oldu, nasl geti?Bunlar deil.Gabe kilo almt. Ucuzluktan elbise giydirilmi, disiz bir

deniz ays mbarek. Sandan geriye kalan son teli, tara-

yp kel kafasna yaptrm. Yakkl falan m zannediyorsa

artk kendini.

Queens'deki Mega Elektronik Maazas'n ynetiyorum

dese de ou zaman evde otururdu. Nasl olup da onu uzun

zaman nce iten atmadklarn bilmiyorum. Maa ekinialr, parasn midemi bulandran purolarna ve elbette biraya

yatrr. Her zaman bira... Ne zaman eve gelsem kumar fonuna

para yatrmam bekliyor bir de. Buna "erkek srr" diyor.

Anlam u aslnda, anneme sylersem tek yumrukla gzleri-

min ferini sndrecek.

"Hi param yok," dedim.

Yal kalarndan tekini kaldrd.Taz gibi parann kokusunu alr Gabe. Buna aryorum

zira kendi kokusu yznden oktan burnu dmeliydi, nasl

koku alyor?

"Otobs terminalinden buraya taksiyle geldin," dedi.

"Tahminen bir yirmi papel vermisindir. Para st olarak da

alt ya da yedi dolar almsndr. Bu atnn altnda yaayacak-

san, sorumluluk stleneceksin. Hakl deil miyim Eddie?"

29


36/370

Eddie apartman grevlimizdi ve bana vicdan azabyla

kark anlayla bakt. "Hadi ama Gabe," dedi. "ocuk dahayeni geldi."

"Hakl deil miyim?" diye sorusunu yineledi Gabe.

Eddie nndeki kraker dolu kaseye bakarak kalarn

att. Dier iki adamsa uyumlu bir ekilde gaz sald.

"Tamam," dedim. Elimi cebime daldrp bir tomar para

karttm ve masann stne attm. "Umarm kaybedersin."

"Karnen geldi, zeki ocuk!" diye bard arkamdan.

"Yerinde olsam burnum havada dolamazdm!"

Odamn kapsn arptm ki, aslnda benim odam deildi.

Okulda olduum aylarda Gabe'in "alma odas"yd.

Burada eski araba dergileri dnda pek bir ey alt

yoktu; esasnda benim eyalarm dolaba tktrmay, pen-

cere eiine amurlu botlarn koymay seviyordu ve o lanet

olasca kolonyas, purolar ve bayat biras ile ortal kokut-

mak iin elinden geleni ardna koymuyordu.Bavulumu yatan zerine braktm. Evim, gzel evim.

Gabe'in kokusu neredeyse Bayan Dodds kabuslarmdan

ya da meyve satan yal kadnn makasla ip keserken kan

sesten bile beterdi.

Ama bu dnce aklma gelir gelmez dizlerimin ba

zld. Kvrck'n suratndaki panie kaplm o ifadeyi ve

onsuz eve dnmemem iin bana sz verdiriini hatrladm.Birden tylerim rperdi. Sanki birisi, bir ey, u an beni ar-

yordu. Belki de tam u an elleri upuzun, dehet verici

penelere dnerek merdivenleri sarsarak ilerliyordu.

Sonra annemin sesin iittim. "Percy?"

Yatak odamn kapsn at ve tm korkularm buhar-

lat.

Annem ite byle srf odaya girerek bile kendimi iyi his-

30


37/370

setmemi salayabilir. Gzlerine k vurdu mu rengi deiir

ve her yana parltlar samaya balar. Gl bir battaniye

^ibi scakr. Uzun, kahverengi salarnda krlam tellerolsa da asla onun yal olduunu dnmem. Annem bana

bakt m sanki hep iimdeki gzel eyleri gryor, kt ey-

leri grmyor. Bir kerecik bile olsun kimseye sesini

ykselttiini veya kaba bir sz ettiini duymadm. Ne bana

ne de Gabe'e.

"Ah, Percy." Beni sk sk kucaklad. "nanmyorum.

Noel'den beri ne kadar bymsn."zerindeki krmz, beyaz ve mavi renkteki Amerika

ekeri niformas dnyadaki en gzel eylerin kokusunu

tayordu: ikolata, meyan kk ve Grand Central'daki

eker dkkannda satt dier tm eylerin kokusu. Bana

"cretsiz rnek" ile dolu koca bir anta getirmiti, eve dn-

dmde hep getirirdi.

Beraberce yatan kenarna oturduk. Ben eki yaban-mersini dizili iplere saldrrken, annem elini salarmda

gezdirdi ve mektupta yazmadm ne varsa anlatmam istedi.

Okuldan uzaklatrlmama dair hibir ey demedi. Umu-

runda deil gibiydi. Ama keyfim yerinde miydi? Kk olu

iyi miydi?

Beni boduunu, artk yettiini sylesem de onu tekrar

grdm iin, gizliden gizliye, gerekten hem de gerekten

ok mutluydum.

Dier odadan Gabe bard: "Hey, Sally! Fasulyeli sos ne

oldu ha?"

Dilerimi gcrdattm.

Annem dnyann en iyi kadn. Bir milyonerle evlenme-

liydi, Gabe gibi bir ba belasyla deil.

Can sklmasn diye Yancy Akademisi'ndeki son gnle-

31


38/370

rimden keyifle bahsettim. Bu sefer neredeyse bir sene idare

edebilmitim. Yeni arkadalar edinmitim. Latince dersinde

epey baarl olmutum. Ve drste sylemek gerekirse,bulatm kavgalar da mdrn abartt kadar deildi.

Yancy Akademisi'ni sevmitim. Gerekten sevmitim. yle

gzel kvrdm ki ben bile inanacaktm sylediklerime.

Kvrck ve Bay Brunner aklma gelince boazmda bir ey-

ler dmlendi. Nancy Bobofit bile gzme o kadar kt

gzkmyordu.

Ta ki o mze gezisine dek..."Ne?" diye sordu annem. Baklar vicdanm szlatyor,

iimdeki srr ekip kartmaya alyordu. "Bir eyden mi

korktun?"

"Hayr, anne."

Yalan sylemek houma gitmedi, ona Bayan Dodds'tan

ve iplik kesen o yal hanmdan bahsetmek istiyordum

ama aptalca gelir diye dndm.Annem dudak bzd. Bir eyleri sylemediimi bilse de

stelemedi.

"Sana bir srprizim var," dedi. "Deniz kysna gidiyo-

ruz."

Gzlerim fal ta gibi ald. "Montauk'a m gidiyoruz?"

" gece. Ayn kulbede kalacaz."

"Ne zaman?"

Glmsedi annem. "stm deiir deimez."

Buna inanamyordum. Annemle son iki yaz Montauk'a

gidememitik nk Gabe yeteri kadar paramz olmadn

sylyordu.

Gabe eikte belirdi ve kkredi: "Fasulye sosu, Sally? Beni

duymadn m?"

Adama bir yumruk patlatasm vard ama annemin nasl

32


39/370

baktn grdm. Bana bir anlama sunduunu anladm:

Ksa bir sreliine Gabe'e iyi davran. Sadece Montauk'a git-

meye hazr olana dek. Sonra da buradan karz."Tam imdi getiriyordum ekerim," dedi Gabe'e. "Sadece

geziden bahsediyorduk."

Gabe gzlerini kst. "Gezi mi? O konuda ciddi miydin?"

"Biliyordum," dedim alak sesle. "Gitmemize izin verme-

yecek."

"Elbette verecek," dedi annem, o da ksk sesle konuu-

yordu. "vey baban yalnzca para konusunda endie ediyor .Hepsi bu. Dahas," diyerek szlerine devam etti, "Gabriel

fasulyeli sosla yetinmek zorunda kalmayacak. Ona tm hafta

sonu yetecek kadar, yedi kat fazla sos hazrlayacam. Tatl.

Eki krema. Ne gerekirse."

Gabe biraz yumuad. "imdi u sizin gezi... senin kyafet-

lere ayrdn paradan karlanacak, yle mi?"

"yle tatlm," dedi annem."Ve arabam yalnzca oraya gidip gelmek iin kullanacak-

snz."

"Son derece dikkat edeceiz."

Gabe iki kat olmu gerdann kad. "O halde, ayet sen

yedi kat fazla sosu abucak hazrlarsan... ayet ocuk da

poker oyunumu bld iin zr dilerse..."

ayet senin en hassas noktana bir tekme yaptrrsam,diye dndm. Belki bir hafta opera arkcs gibi barr-

sn?

Ama annemin baklar onu delirtme diyordu.

Ne demeye bu herife katlanyordu ki? lk atmak isti-

yordum. Ne demeye onun ne dnd annemin umu-

rundayd ki?

"zr dilerim," diye mrldandm. "Son derece nemli

33


40/370

poker oyunun bldm iin gerekten zgnm. Ltfen

hemen oyununa dn."

Gabe'in gzleri ksld. Fndk kadar beyniyle szckle-rimde alay aryordu.

"Evet, her neyse," diyerek kararn belirtti.

Tekrar oyuna dnd.

"Teekkrler Percy," dedi annem. "Montauk'a gittiken

sonra ey hakknda... Sylemeyi unuttuun ne varsa konu-

uruz, tamam m?"

Bir anlna gzlerinden endie okudum, otobsteKvrck nasl korktuysa yle bir eydi, sanki annem de

havadaki o garip esinti ile rperiyordu.

Ama sonra yeniden bir glmseme kondu yzne, yanl-

dm dndm. Salarm kartrd ve Gabe'e yedi kat

fazla sos hazrlamaya gitti.

Bir saat sonra yola kmaya hazrdk.Gabe yalnzca annemin antalarn arabann stne ba-

lamam izleyecek kadar poker oyununa a ra . verdi. Bir

yandan da tm hafta sonu annem yemek piirmeyecek

(daha da nemlisi 78 model Camaro marka arabas gidecek)

diye szlanyordu.

"Arabada tek bir izik olmasn zeki ocuk," diye uyard

tam son antay da yklerken. "Tek izik istemem."Sanki arabay ben sreceim. Daha on iki yandaym.

Ama bu Gabe'in umurunda deildi. Elleriyle boyad araba-

nn stn bir mart pisletse hesabn benden sormann

yolunu bulurdu.

Sallana sallana apartmana giriini izlerken o kadar fke-

lendim ki, aklayamayacam bir ey yapm. Gabe eie

varnca, Kvrck'n ktl def etmek iin otobste yapt-

34


41/370

n grdm el iaretini yaptm. Yani elimi kalbimin stne

bir pene gibi koydum, sonra Gabe'e doru elimi savurdum.

Kap, Gabe'in poposuna yle bir arpt ki, merdivendenyukar bir toptan frlamasna utu. Belki rzgardand,

belki de kapnn menteelerinde tuhaf bir sorun vard ama

bu olayn nedenini dneceim diye durmadm.

Camaro'ya atladm ve anneme gazlamasn syledim.

Kiraladmz kulbe gney sahilinde, Long Island'n ta

uundayd. Soluk renkli perdeleri olan, pastel renkli birkutuyu sanki deniz kysna bakan kum tepelerinin arasna

gmmlerdi. Yastklar kum, ekmeceler rmcek doluydu,

deniz de ou zaman yzlemeyecek kadar souktu.

Buray seviyordum.

Bebekliimden beri buraya gelirdik. Annem daha da

uzun sredir geliyormu. 0 sylemedi ama ben, bu kumsa-

ln annem iin neden zel olduunu biliyordum. Burasbabamla karlat yerdi.

Montauk'a yaklatka annem genleiyor, yznden

endienin, yorgunluun izleri siliniyordu. Gzleri denizin

rengine dnyordu.

Gnbatmnda oraya vardk, kulbenin tm pencerele-

rini atk ve her zamanki gibi temizlik iine baladk. Sahilde

yrdk, martlara mavi msr koan attk ve mavi jelibon-

lar, tuzlu mavi karamelalar ve annemin iten getirdii dier

cretsiz rneklerden yedik.

Sanrm bu mavi renkli yemek meselesini anlatmam

gerek.

Biliyor musunuz, Gabe bir zamanlar anneme byle bir

ey olmayacan sylemiti. 0 sralar nemsizmi gibi gr-

nen bir kavgaya tututular. Ama o gnden beri annem mavi

35


42/370

renkli bir eyler bulup almak iin yolunu deitiriyor. Mavi

doum gn pastalar piiriyordu. Mavi renkli yabanmersini

pestilleri hazrlyordu. Mavi renkli msrl tortillalar alp,dkkandan da eve mavi renkli ekerler getiriyordu. Ken-

disine Bayan Ugliano demek yerine kzlk soyad Jackson'

kullandn da dnnce, Gabe'e kaplp gittiini dn-

mek yersiz olacakt. Onda da asi bir kan vard, benim gibi.

Karanlk knce ate yaktk. stnde sosisli sandviler

piirip, ekerleme erittik. Annem bana ocukluuna dair,

annesi babas uak kazasnda lmeden nceki dneme aithikayeler anlatt. Gnn birinde yazmay planlad kitaplar-

dan bahsetti, ekerleme dkkanndan ayrlabilecek kadar

para biriktirir biriktirmez yapacakt bunu.

En sonunda, Montauk'a ne zaman gelsek aklma den

eyi anneme sorma cesaretini buldum: babam. Annemin

gzleri doldu. Her zaman anlatt eyleri anlatacan tah-

min ettim ama bunlar dahi dinlemekten hi sklmazdm."O ok iyi kalpliydi Percy," dedi annem. "Uzun boyluydu,

yakklyd ve ok kuvvetliydi. Ama bir o kadar da kibard.

Siyah salarn, yeil gzlerin, hepsi babandan sana gemi."

Annem eker dolu antadan mavi renkli bir jelibon kard,

"Keke seni grebilseydi Percy. ok gurur duyard."

Nasl olup da annemin bunu sylediini anlayamyor-

dum. Neyimle gurur duyacakt ki babam? Karnesi D+'larla

dolu disleksik, hiperaktif bir ocuk, stne stlk alt sene

ierisinde alt kere okuldan atlm.

"Ben ka yandaydm?" diye sordum. "Yani... o gitti-

inde?"

Annemin gzleri yanan atee dald. "Yalnzca bir yaz

boyunca beraber olduk Percy. Hem de bu plajda. Bu kul-

bede."

36


43/370

"Ama... ben bebekken beni grm."

"Hayr tatlm. Hamile olduumu biliyordu ama seni hi

grmedi. Sen domadan nce gitmesi gerekti."Halbuki babama dair bir eyler hatrlar gibiydim. imi

stan o lts. Glmsemesi. Annemin syledikleri ile

kafamdakileri uzlatrmaya altm.

Hep babamn bebekliimi bildiini varsaymtm. Annem

dorudan byle bir ey sylememiti ama yine de byle

olduunu hissetmitim. Oysa imdi beni hi grmedii syle-

niyordu...Babama kzdm. Aptalcayd belki ama, o okyanus yolculu-

una kt iin, annemle evlenecek cesareti olmad iin

ona kzdm. Bizi terk etmiti, biz de Kokarca Gabe'e mecbur

olmutuk.

"Beni yeniden yollayacak msnz?" diye sordum anneme.

"Baka bir yatl okula m gidiyorum?"

Erimeye balayan bir ekerlemeyi ateten ekti."Bilmiyorum tatlm," Sesi ilenmi gibiydi. "Sanrm...

Sanrm bir ey yapmamz art."

"Beni ortalkta istemediinizden mi?" diye sordum ama

szler azmdan kt anda piman oldum.

Annemin gzlerinde yalar birikti. Elimi tuttu, skt. "Ah,

Percy, hayr. Ama tatlm ben... ben bunu yapmak zorunda-

ym. Senin iyiliin iin. Seni gndermek zorundaym."

Annemin dedikleri Bay Brunner'n, "Yancy'den ayrlman

senin iin en iyisi olacak" szlerini hatrlatt.

"nk normal deilim, yle mi?" dedim.

"Bu kt bir eymi gibi sylyorsun Percy. Ama ne

kadar nemli biri olduunun farknda deilsin. Yancy Aka-

demisi yeterince uzak diye dnmtm. En sonunda g-

vende olursun diye dnmtm."

37


44/370

"Neye kar gvende?"

Annem gzlerini gzlerime dikti ve bir anda tm hatra-

lar bast iimi: bama gelen ve unutmaya altm tm ogarip, korkun eyler.

nc snftaydm, siyah trenkotlu bir adam oyun bah-

esinde peime dmt. retmenler polisi armakla

tehdit edince de homurdanarak uzaklamt ama o adamn

geni kenarl apkasnn altndan tek gz olduunu, o gzn

de kafasnn tam ortasnda olduunu sylediimde kimse bana

inanmamt.Ondan nceki olay ilk anlarmdan birisiydi. Ana-

okulundaydm, bir retmenim beni, yanllkla, iine ylan

girmi bir karyolaya yatrmt. Annem beni almaya gelip,

nasl olduysa o yumuk yumuk ocuk ellerimle tutup ldr-

meyi becerdiim, cansz, pullu bir iple oynarken grnce

l basmt.

stisnasz her bir okulda tyler rpertici, tehlikeli bir eyolmu, baka yere gemek zorunda kalmtm.

Anneme meyve satan ihtiyar kadnlardan, sanat mze-

sindeki Bayan Dodds'tan, matematik retmenimi bir klla

kesip toza dntrdmden bahsetmem gerektiini bili-

yordum. Ama bir trl gcm toplayp syleyemiyordum.

Sanki bunlar sylersem Montauk gezimiz sona erecekti ve

ben bunu istemiyordum.

"Seni olabildiince yanmda tutmaya altm," dedi.

"Bana bunun hata olduunu sylediler. Ama tek seenek

kald Percy. Babann seni yollamam istedii bir yer var. Ama

bir trl ben... yreim elvermedi ite."

"Babam bir zel okula gitmemi mi istemiti?"

"zel okul deil," dedi annem yumuak bir ses tonuyla.

"Bir yaz kamp."

38


45/370

Bam dnmeye balad. Babam, douumu grecek

kadar bile kalmam babam, neden anneme bir yaz kampn-

dan bahsetmi olsundu ki? Hem madem o kadar nemliydi,annem neden daha nce bundan bahsetmemiti?

Annem nasl baktm grnce "zr dilerim Percy,"

dedi. "Ama bunu anlatamam. Seni oraya yollayamazdm.

Seni bir daha hi grememem demek olabilirdi bu."

"Bir daha hi mi? Ama sadece bir yaz kampysa...?"

Sonra yanan atee dnd ve yzndeki ifadeden bir soru

daha soracak olursam alamaya balayacan anladm.O gece ok canl bir rya grdm.

Plaj frtnaya tutulmutu. ki tane ok gzel hayvan vard,

beyaz bir at ve altn renkli bir kartal. kisi de hemen suyun

kenarnda birbirlerini ldrmeye alyorlard. Kartal inie

geti ve kocaman peneleri ile atn burnunu biti. At birden

ahland ve kartaln kanatlarn tekmeledi. Onlar mcadele

ederken, yer titriyor, dnyann altnda bir yerden hayvanlarnbirbirleriyle ldresiye savamalarna neden olan canavarca

bir sesin kkrdamalar iitiliyordu.

Onlara doru kotum, birbirlerini ldrmelerine engel

olmalydm ama ar ekim kouyordum. ok ge kalacam

biliyordum. Kartaln gagasn atn gzlerine doru evirip

inie getiini grdm ve "Hayr!" diye haykrdm.

Srayarak uyandm.

Darda gerekten bir frtna vard, hem de aalar top-

raktan sken, evleri ykan trden bir frtna. Sahilde ne bir at

ne de bir kartal vard. Yalnzca sanki gn dodu sandracak

cinsten akan imekler ve kum tepelerini topu atma

tutar gibi arpan alt metrelik dalgalar gzkyordu.

Sonra patlayan gk grltsyle annem uyand. Gzlerini

kocaman at ve "Hortum," dedi.

39


46/370

Bunun delice olduunu biliyordum. Long Island'da yaz

banda hortum olmazd. Ama sanki okyanus bunu unutmu

gibiydi. Kkreyen rzgarn ierisinden, uzaktan bir yerler-den bir feryat iitiliyordu. Bu fkeli, ikence eken ses

tylerimi diken diken ediyordu.

Sonra daha yakndan, sanki kuma vurulan bir tokmak

gibi bir ses geldi. aresiz bir sesti; birisi kulbemizin kap-

sna vuruyor ve baryordu.

Annem geceliiyle yataktan frlad ve kapnn kilidini

at.Bardaktan boanrcasna yaan yamurun nnde, kap-

nn eiinde Kvrck belirdi. Ama o deildi... Tam olarak

Kvrck deildi.

"Tm gece aradm seni," dedi nefes nefese. "Hangi akla

uydun da byle yaptn?"

Annem dehet ierisinde bana bakyordu ama Kvr-

ck'tan korkmuyordu, geli nedeninden korkuyordu."Percy," dedi annem, yamurun grlts yznden

barmak zorunda kalmt. "Okulda ne oldu? Bana anlatma-

dn eyler ne?"

Donakalmtm, Kvrck'a bakyordum. Grdm eyi

alglayamyordum.

"O Zeu kai alloi theoi!" diye haykrd Kvrck. "Tam

arkamda! Annene sylemedin mi?"

Kvrck'm eski Yunan dilinde lanet okuduunu anlad-

m fark edemeyecek kadar oka girmitim. Onun nasl olup

da gecenin bir yars, bir bana buralara kadar geldiini

dnemeyecek kadar oka girmitim. nk Kvrck pan-

tolon giymemiti ve bacaklarnn olmas gereken yerde...

Bacaklarnn olmas gereken yerde...

Annem sert sert bana bakt, daha nce hi konumad

40


47/370

bir tonla konutu: "Percy. Hemen cevap ver!"

Kekeleye kekeleye meyve tezgahnda duran yal hanm-

lar, Bayan Dodds'u anlattm, annem ylece bakt. akanimeklerin nda yznn l grm gibi solduu belli

oluyordu.

antasn kapt, bana yamurluumu frlatt. "Arabaya git.

kiniz de. Koun!"

Kvrck Camaro'ya kotu ama buna tam olarak komak

denemezdi. Sanki bir at gibi trsta gidiyor, psteki gibi kllarla

kapl arka bacaklar sallanyordu. Birden o bacaklarndakikas hastal hikayesi anlaml geldi. Nasl hzl kotuunu ama

yrrken aksadn anladm.

nk ayaklarnn olmas gereken yerde ayak yoktu.

Ucu ayrk toynaklar vard.

41


48/370

BLM DRT

ANNEM BANA BOA GRERETYOR

Karanlk krlardan geen yollarda, gece boyunca yamuru

yararak ilerledik. Camaro'nun camna rzgar arpp duru-

yordu. Yamur krba gibi aklyordu n camda. Annem

yolu nasl gryordu bilmiyorum ama aya srekli gaz-

dayd.

Ne zaman bir imek akp ortal aydnlatsa, yanmda

arkada oturan Kvrck'a bakyor, delirdim mi yoksa ze-

rinde koyun postu gibi bir pantolon mu var diyednyordum. Ama hayr, bu kokuyu anaokulundayken

hayvanlar beslediimiz hayvanat bahesi gezisinden hatr-

lyordum: Lanolin, yn benzeri bir koku. Islanm bir al

hayvan kokusu.

Konumak iin aklma gelen tek konu uydu: "Demek,

sen ve annem... Birbirinizi tanyorsunuz?"

Kvrck'n gzleri dikiz aynasna gitti geldi ama arka-mzda bir ara yoktu. "Pek yle saylmaz," dedi. "Yani

ahsen tanmadk. Ama annen seni kolladm biliyordu."

"Beni kollamak m dedin sen?"

"Seni gzlyordum. yi olduundan emin olmak iin.

Ama arkadanm numaras yapmadm," dedi aceleyle.

"Gerekten dostunum."

"Hm... sen tam olarak nesin?"42


49/370

"u an bunun bir nemi yok."

"Nasl bir nemi yok? En iyi arkadamn belden aas

bir eek."Kvrck keskin, grtlaktan gelen bir kahkaha kopard

"Meee-he-he!"

Daha nce de bu sesi karttn iitmitim ama hep sinir-

den byle glyormu gibi gelmiti. imdi gcenme dolu bir

meleme gibi geliyordu.

"Kei!" diye bard.

"Ne?""Belden aam kei."

"Ne oldu, nemli deil demitin."

"Meee-he-he! Bylesi bir hakareti baka satirler iitse,

toynaklarnn altna alrlar seni!"

"Haa? Dur bakalm. Satirler mi? Yani... Bay Brunner'n

anlatt efsaneler gibi mi?"

"Meyve tezgahnda duran yal kadnlar sana efsaneymigibi mi geldi Percy? Ya Bayan Dodds bir efsane miydi?"

"tiraf ettin! Demek Bayan Dodds diye bir vard!"

"Elbette."

"O halde neden-"

"Ne kadar az ey bilirsen, o kadar az canavar ekersin

bana," dedi Kvrck, sanki benim de bunu bilmem gerekir-

mi gibi. "nsanlarn gzne Sis ektik. yi Kimseler'in birer

halsinasyon olduunu sanman umduk. Ama ie yaramad.

Kim olduunu anlamaya baladn."

"Kim olduumu... Dur bir dakika, ne demek istiyorsun?"

Arkamzdan yine o garip feryat geldi, daha da yakndan

hem de. Peimizde ne varsa hl arkamzdayd.

"Percy," dedi annem "Anlatacak ok ey var ama vakit

yok. Seni tehlikeden uzaklatrmalyz."

43


50/370

"Hangi tehlikeden? Peimde kim var?"

"Ah, pek kimse yok," dedi Kvrck, belli ki ona eek

demem hl kanna dokunuyordu. "Yalnzca llerinTanrs ve onun yardaklarndan en kana susamlar."

"Kvrck!"

"Kusuruma bakmayn Bayan Jackson. Biraz daha hzl

srer misiniz ltfen?"

Olan biteni dnmemeye alsam da beceremiyordum.

Bu bir d deildi, biliyordum. Bende hayalgc ne gezer.

Bu kadar tuhaf bir eyi krk yl dnsem bulamazdm.Annem direksiyonu serte sola krd. Daha dar bir yola

dndk. Karanla boulmu iftlik evlerinin, aalk tepe-

lerin, stnde K E N D L E N K E N D N T O P L yazl tabelalar

olan beyaz itlerin yanndan geiyorduk.

"Nereye gidiyoruz?" diye sordum.

"Sana bahsettiim yaz kampna." Annemin sesi gergindi,

sanki korkmamam iin urayordu. "Babann seni yollamakistedii yere."

"Gitmemi istemediin yere yani?"

"Canm, ltfen," dedi annem yalvarrcasna. "Bu yete-

rince zor benim iin. Anlamaya al. Tehlikedesin."

"Yal kadnlar iplik kesti diye mi?"

"Onlar yal kadnlar deil," dedi Kvrck. "Onlar Kader

Tanralar. Bu ne demek biliyor musun, karna kmalarne demek? Bunu yalnzca leceksen, birisi lecekse yapar-

lar."

"Neee? 'Sen' mi dedin sen?"

"Hayr demedim. 'Birisi' dedim."

"Ama 'sen' demek istedin. Ben yani."

"Bak, 'herhangi birisi' yerine 'sen' dedim. Sen, sen

deil."

44


51/370

"ocuklar!" dedi annem.

Direksiyonu bu kez serte saa krd ve arpmamak iin

yol deitirdii eyi grdm. 0 karanlk, kanat rpan figrimdi arkamzdaki frtnada kaybolmutu.

"0 neydi?" diye sordum.

"Neredeyse vardk," dedi annem, sorumu duymazdan

gelmiti. "Birka kilometre daha. Ltfen. Ltfen. Ltfen."

Nereye yaklatmz anlamamtm ama arabada ileri

yaslandm, heyecanla oraya varmay istiyordum.

Darda yamur ve karanlk dnda bir ey yoktu. LongIsland'a giden yoldaki o bildik, ssz krlar vard sadece.

Bayan Dodds'u, sivri dili, deri kanatl o eye dnt an

dndm. Yaadm korku yine bacaklarm uyutur-

mutu. Gerekte insan deildi. Beni ldrmek istemiti.

Sonra aklma Bay Brunner geldi ve tutmam iin frlatt

kl. Tam Kvrck'a onu soracakken ensemdeki tyler diken

diken oldu. Bir anda gz kamatrc bir parlama, enelerititreten bir patlama oldu ve arabamz havaya utu.

Hi arlm yokmu gibi hissettiimi, ayn anda hem ezi-

lip, hem kzartlp, hem de hortumla slatlm gibi olduumu

hatrlyorum.

Kafam yapt ofr koltuunun arka ksmndan ekip

kartm. "Offf. "

"Percy!" diye bard annem.

"Ben iyiyim..."

Kendime gelmeye altm. lmemitim. Arabamz da

havaya umamt. Bir hendee girmitik. n kaplar amura

yapmt. Tavan bir yumurta kabuu gibi krlp almt

ve ieri yamur doluyordu.

imek. Tek aklama buydu. arpmann etkisiyle yol-

dan dar frlamtk. Arka koltukta, yanmda hareketsiz bir

45


52/370

kle yatyordu. "Kvrck!"

Yan yatmt, aznn kenarndan kan geliyordu. Yapa

gibi kalasndan tuttum salladm. Hayr! Belden aan biral hayvan bile olsa, sen benim en iyi arkadamsn, lmeni

istemiyorum!

Derken Kvrck "Yemek!" diye inledi ve hl umut oldu-

unu anladm.

"Percy," dedi annem, "mutlaka..." ve sonra konuamaz

oldu.

Arkaya baktm. akan bir imek nda, amur kaplarka camdan, zerimize doru gelen, yol kenarnda sallana

sallana ilerleyen ekli grdm. Grnce tm bedenim

rperdi. Grei gibi kocaman bir adamn karanlk silue-

tiydi. Kafasnn stne sanki bir battaniye sarmt. Belden

yukars f gibiydi ve kllarla kaplyd. Battaniyenin altnda

yukar kalkm elleri, birer boynuz gibi alnnda duruyordu.

Glkle yutkundum. "Bu ne...""Percy," dedi annem ve son derece ciddiydi. "Arabadan

k."

Annem tm gcyle kendi yanndaki kapya yklendi.

amurda skmt, almad. Benim yanmdakini denedim.

O da skmt. aresizce tavandaki delie baktm. k-

labilirdi ama kenarlar kor gibiydi ve stnden duman

ttyordu.

"Yanmdaki koltuktan yukar k!" dedi annem. "Percy,

komalsn. u byk aac gryor musun?"

"Ne?"

Bir imek daha akt ve baca gibi tten delikten baknca

annemin dedii aac grdm. Devasayd, Beyaz Saray'da

Noel iin kullanabilecek trden bir am aacyd ve en yakn

tepenin bandayd.

46


53/370

"zel arazi orada balyor," dedi annem. "Tepeyi a,

vadiden aa gidince byk bir iftlik evi greceksin. Ko

ama sakn arkana bakma. Var gcnle bar, yardm ar.Kapya varana kadar da durma."

"Anne, sen de gel."

Beti benzi atmt, okyanusa bakarkenki gibi kederliydi

gzleri.

"Hayr!" diye bardm. "Sen de benimle geliyorsun.

Kvrck' tamama yardm et."

"Yemek!" diye tekrar inledi Kvrck, sesi biraz dahagrd imdi.

Kafasna battaniye sarl adam bize doru gelmeye devam

ediyor, homurdanyor, burnundan soluyordu. Yaklatka

kafasnda bir battaniye tutamayacan anladm nk elleri,

o etli, kocaman elleri bedeninin yannda sallanyordu.

Battaniye yoktu. Yani, kafas olamayacak kadar byk, tyl

ktle... aslnda kafasyd. Ve o boynuz ucu gibi kntlar..."stedii biz deiliz," diye aklad annem. "Seni istiyor.

Ayrca aacn balad izgiyi geemez."

"Ama..."

"Vaktimiz yok Percy. Git hadi. Ltfen!"

Bunun zerine fkeden delirecek gibi oldum. Anneme

fkelenmitim, kei Kvrck'a fkelenmitim, ar ama

kararl admlarla bize doru boa gibi koturan boynuzlu

eye fkelenmitim.

Kvrck'n yanna doru getim ve yamura alan kapy

ittim. "Hep beraber gidiyoruz. Haydi, gel anne."

"Ben sana dedim ki"

"Anne! Seni brakmyorum. Kvrck' kaldrmama yar-

dm et."

Ne diyeceini beklemeden dar srndm, bir yandan

47


54/370

da Kvrck' arabadan dar karmaya urayordum. a-

rtc biimde hafifti ama annem yardmma komasa onu

ok uzaa tayamazdm.Beraberce Kvrck'n kollarn omuzlarmza attk ve bel

hizasna gelen slak imlerin arasndan tepeden yukar ar

aksak kmaya baladk.

Geri dnp baknca canavar ilk kez ak seik grdm.

Boyu 2.10 civaryd, rahat tavrlar vard, kollar ve bacaklar

bir vcut gelitirme dergisinden frlama benziyordu.

Pazlar, tm derisini bir a gibi saran damarlarla kapl kolun-dan deve kuu yumurtalar gibi frlyordu. stnde klottan

baka bir ey yoktu, o da hani pazardan alnm beyaz klot-

lara benziyordu. Belden st o kadar korkun olmasa komik

gelecek bir durumdu. Gbek deliinden itibaren kaln ty-

ler, omzuna varyor ve kalnlayordu.

Boynu, o heyula gibi kafasna giden bir kas ve kl y-

nyd. O heybetli kafas bir kz ba gibiydi. Burnu kolumkadar uzundu, smkler sayordu ve ucuna parlak bir

pirin halka taklmt. Zalim kara gzlerinin stndeki siyah

beyaz, devasa boynuzlar sanki elektrikli bir zmparayla siv-

riltilmi gibiydi.

Tamam, canavar tanmtm. Bay Brunner'n bize anlat-

t ilk yklerden birinde vard. Ama bu gerek olamazd.

Gzlerimi krptrp gzlerimi rten suyu savurdum.

"Bu-"

"Pasiphae'nin olu," dedi annem. "Keke seni ldrmeye

ne kadar kararl olduklarn bilseydim."

"Ama bu Min-"

"Adn syleme!" diye beni uyard annem. "Adlarn gc

var."

am aac hl ok uzamzdayd, tepeden yukar en az

48


55/370

yz metre trmanmalydk.

Tekrar arkama baktm.

Boa-adam kamburunu kartp arabamzn tepesineeildi, pencerelerden ieri bakyordu, aslnda tam da bakt

sylenemezdi. Daha ok kokluyor, burnunu dediriyordu.

Ne demeye urayordu bilemem, ne de olsa en fazla on be

metre uzandaydk.

"Yemek?" diye inledi Kvrck.

"t," dedim ona. "Anne, bu ne yapyor? Grmyor mu

bizi?""Gzleri neredeyse kr, kulaklar da neredeyse sar,"

dedi annem. "Yolunu kokuyla bulur. Ama ok gemeden

yerimizi de anlayacak."

Sanki bizi duymu gibi fkeyle kkredi boa-adam.

Tavan delinmi yerden Gabe'in Camaro'sunu kavrad; asi

gcrdamaya, inlemeye balad. Arabay bann stne kal-

drd ve yoldan aa frlatt. Ara slak asfalta arpt vedurmadan nce kvlcmlar saarak neredeyse bir kilometre

gitti. Ardndan benzin deposu patlad.

Gabe'in Tek izik istemiyorum deyiini hatrladm.

Th!

"Percy," dedi annem. "Bizi grnce stmze komaya

balayacak. Son saniyeye kadar bekle, sonra yana atla, hem

de tam yana. Hcum etmek iin kotuktan sonra kolayca

yn deitiremez. Anladn m?"

"Sen bunlar nereden biliyorsun?"

"Uzunca bir sredir bamza byle bir ey gelecek diye

endieleniyordum. Bunlarn olacan bilmeliydim. Seni

yaknmda tutmak bencillikti."

"Yaknnda tutmak m? Ama"

Bir fkeli kkreme daha koptu ve boa-adam tepeden

49


56/370

yukar komaya balad.

Kokumuzu almt.

am aacna birka metre kalmsa da tepe gitgide dikle-iyor, kayganlayordu. Kvrck da daha hafiflemiyordu

elbet.

Boa-adam yaklayordu. Birka saniye sonra tepemizde

olacakt.

Annem tkenmiti tkenmesine ama Kvrck' omuzlad.

"Git Percy! Ayrl! Dediimi unutma."

Onlardan ayrlmak istemiyordum ama dedii kulamadoru geliyordu. Tek ansmz buydu. Sola doru kotur-

maya baladm, dndm ve ynn bana eviren canavar

grdm. Kara gzleri kinle parlyordu. rk et gibi koku-

yordu.

Ban edi ve hcuma geti. Jilet kadar keskin boynuzla-

rn tam gsme hedeflemiti.

im korku dolmutu, az kald arkam dnp kaacaktmama bu bir ie yaramazd. Bu yarat atlatmam mmkn

deildi. 0 yzden topuumu yere bastrdm ve son anda

yana atladm.

Boa-adam buharlar karan bir tren gibi yanmdan geti

sonra hayal krkl ile kkredi ve dnd. Ama bu kez hedefi

ben deil, Kvrck' imlerin zerine yatran annemdi.

Tepenin bana varmtk. Dier yanda vadiyi gryor-

dum, aada tam annemin dedii gibi yamurda sar scak

klar saan bir iftlik evi vard. Ama neredeyse bir kilo-

metre uzaktayd. Asla oraya ulaamayacaktk.

Boa-adam homurdand ve ayaklaryla yeri dvd. imdi

ar ar tepeden aa, yola doru geri ekilen anneme dik-

miti gzlerini. Annem canavar Kvrck'tan uzak tutmaya

alyordu.

50


57/370

"Ko Percy!" dedi bana. "Daha fazla ilerleyemem. Ko!"

Ama orada ylece durdum. Korkudan donakalmtm ki

canavar anneme doru hcum etti. Annem, tpk bana sy-ledii gibi yana atlamaya alt ama canavar dersini almt.

Elini yana at ve tam kaacakken annemi ensesinden yaka-

lad. Annem kamaya alyor, tekmeler frlatyor ama

havaya dvyordu zira canavar onu havaya kaldryordu.

"Anne!"

Gzleri bana dnd, son bir sz syleyebildi boulur-

ken: "Ka!"Sonra, kzgn bir kkremeyle, canavar annemin boazn-

daki yumruunu skt ve annem gzlerimin nnde zld,

eridi, k oldu; altn rengi bir parlt, sanki bir hologram

oldu. Gz kamatran bir patlamayla basite, ylece...

Kayboldu.

"Hayr!"

Korkumun yerini fke almt. Bacaklarma yeni bir gdolmutu. Tpk Bayan Dodds penelerini karnca hissetti-

im enerji akn gibi.

Boa-adam imenlerde aresizce yatan Kvrck'n ze-

rine eildi. Kamburunu kard, en iyi arkadam koklamaya

balad. Onu da havaya kaldrp yok edecek gibiydi.

Buna izin veremezdim.

Krmz yamurluumu karttm."Hey!" diye haykrdm, yamurluu sallayarak canavarn

yanna kotum. "Hey, seni aptal! Kyma yn seni!"

"Raaaarrrr!" Canavar kat kat etten oluan yumruklarn

sallayarak bana dnd.

Aklma bir fikir gelmiti. Aptalcayd ama hi yoktan iyiydi.

Srtm koca am aacna verdim. Krmz yamurluu boa-

adamn nnde sallayp, son anda yolundan ekilmeyi

51


58/370

dnyordum.

Ama iler yle gelimedi.

Boa-adam ok hzl biimde hcum etti, hangi ynekaarsam kaaym yakalamak iin de kollarn at.

Zaman yavalad.

Bacaklarm gerildi. Yanlara kaamayacamdan doru-

dan yukar zpladm. Yaratn koca kafasn bir srama

tahtas gibi kullanarak kafasna bastrp tekrar havalandm.

Havada bir salto attktan sonra da ensesine ktm.

Bunu nasl becerdim? Nasl yaptm dnecek vaktimyoktu. Saniyenin binde biri kadar bir sre ierisinde cana-

varn kafas aaca arpt. arpmann etkisiyle dilerim

azmdan frlayacak gibi oldu.

Boa-adam sendeleyerek saa sola salland, beni stn-

den atmaya alyordu. Dmemek iin kollarm

boynuzlarna doladm. Gk grlts ve imekler daha da

gleniyordu. Gzlerime yamur doluyordu. Burnumark et kokusu dolmutu.

Canavar tpk rodeodaki boalar gibi silkeleadi, hoplad,

srad. Aslnda srtn aaca verip geri geri gitse beni dm-

dz edecekti ama bu yaratn tek vitesi olduunu fark ettim:

0 da ileri vitesti.

Bir yandan da imlerin zerindeki Kvrck'n inlemeleri

geliyordu. Ona kes sesini diye barmak istiyordum amayle bir savruluyordum ki azm asam dilimi srp kopar-

mak zereydim.

"Yemek!" diye inledi Kvrck.

Boa-adam dnerek ona doru manevra yapmaya hazr-

land. imleri eeleyip hcuma gemeye hazrland. Aklma

annemin boazn skp cann ald, bir k patlamasyla

annemin nasl yok olduu geldi ve iime yksek oktanl ben-

52


59/370

zin gibi bir fke doldu. Olanca kuvvetimle boynuzlara

asldm. Canavar bir anda gerildi, aknlkla homurdand ve

sonrasnda... atrt!Boa-adam l bast ve beni havaya frlatt. Srtst

imenlerin zerine dtm. Bam bir kayaya arpmtm.

Kalktmda her yer bulankt ama elimde bir boynuz vard,

artk elimde neredeyse bir bak boyutunda przl, kemik-

ten bir silah bulunuyordu.

Canavar hcuma geti.

Hi dnmeden bir yana yuvarlandm ve diz kerekdoruldum. Canavar yanmdan bir glle gibi geerken krk

boynuzu brne, dorudan kll gs kafesinin altna sap-

ladm.

Boa-adam strapla kkredi. Kollarn savuruyor, el atp

gsn tutmaya alyordu, derken zlmeye balad

ama annem gibi deil. Annem bir k parlamasyla kaybol-

mutu ama bu yaratk rzgarda dalan bir toz bulutu gibiuutu gitti, tpk Bayan Dodds gibi buharlat.

Canavar yok olmutu.

Yamur durmutu. Frtna grldeyerek uzaklayordu.

Al hayvanlar gibi kokuyordum, dizlerim titriyordu. Bam

atlayacakm gibi aryordu. Zayf dmtm, yaralydm,

kederden kendimi kaybedecek gibiydim. Az nce annemin

kayboluunu grmtm. Kendimi yere atp alamak isti-yordum ama Kvrck'n yardmma ihtiyac vard. O yzden

bir ekilde onu yerden kaldrdm ve de kalka aadaki

vadiye, k saan iftlik evine ilerledik. Alyordum, anneme

sesleniyordum, yine de Kvrck' tuttum. Onu brakmaya-

caktm.

Son hatrladm ey tahta bir verandaya dtmd.

Tepemde tavana asl bir pervane dnyor, gveler sar bir

53


60/370

n etrafnda uup duruyorlard. Bir de yzne aina oldu-

um sakall bir adamla sar salaryla bir prensese benzeyen

ho bir kzn endieli baklarn gryordum. Her ikisi de

bana doru eilmiti. Kz yle dedi: "Bu o. Bu o olmal."

"Sus, Annabeth," dedi adam. "Bilinci hl yerinde. Onu

ieri gtr."

54


61/370

BLM BE2 S

BR ATLA BEZK OYNUYORUM

Ah r hayvanlaryla dolu tuhaf ryalar grdm. ou beni

ldrmek istiyordu. Dierleriyse yemek istiyordu.

Birka kez uyanm olmalym ama iittiklerim ve gr-

dklerimden bir anlam kartamyordum. O yzden tekrar

baylyordum. Yumuak bir yatakta yattm, tad tereyal

patlam msra benzese de asl nda puding gibi grnen bir

eyleri kakla azma sokuturduklarn hatrlyorum.

Kvrck sar sal kz tepemde duruyor, kakla enemedklenleri temizlerken de srtyordu.

Gzlerimin aldn grnce sordu: "Yaz gndn-

mnde ne olacak?"

atlam bir sesle, "Ne?" dedim.

Kz etrafna baknd, birilerinin bizi iitmesinden korkar

gibiydi. "Neler dnyor? Ne alnd? Yalnzca birka hafta-

mz var!""Kusura bakma," dedim mrldanarak. "Ben, bilmiyo-

rum..."

Birisi kapya vurunca, kz hzla pudingi azma dol-

durdu.

Tekrar uyandmda kz ortalkta yoktu.

Yatak odasnn bir kesinde srf genlere benzeyen,

sarn, grbz bir delikanl vard. Beni kolluyordu. Mavi55


62/370

gzleri vard. Hem de en az on iki tane; yanaklarnda,

alnnda, hatta ellerinin stnde bile.

Tam olarak kendime geldiimde evremde tuhaf bir ey

yoktu, yalnzca her ey altmdan daha gzeldi. Kocaman

bir verandada bir koltuktaydm; ufka uzanan ayrlara, yeil

tepelere bakyordum. Esen meltem ilek kokusu tayordu.

Bacaklarmn zerine bir battaniye serilmiti, enseme de bir

yastk konmutu. Her ey muhteemdi ama azmda sanki

bir akrep besl iyormuum gibi bir tat vard. Dilim kurumu,paslanmt, her diim szlyordu.

Yanmdaki masada kocaman bir bardak iecek vard.

Buzlu elma suyuna benziyordu ve zerinde yeil bir pipet,

kattan bir emsiye ve ona iliik bir kiraz vard.

Ellerim o kadar gszd ki bardak parmaklarmdan

kayp decek gibi oldu.

"Dikkat et," dedi tandk bir ses.Verandann itlerine dayanmt Kvrck, sanki bir hafta-

dr uyumam gibiydi. Bir kolunun altnda bit ayakkab

kutusu vard. Kot pantolon giymiti, ayaklarnda spor ayak-

kab vard, zerindeki turuncu renkli tirtte MELEZ KAMPI

yazyordu. Bildiimiz Kvrck't bu. Kei ocuk deil.

Belki de bir kabus grdm diye dndm. Belki annem

iyiydi. Hl tatildeydik ve nedense bu kocaman evde dur-mutuk. Ve...

"Hayatm kurtardn," dedi Kvrck. "Ben... Ne yapsam

az gelirdi... Tekrar tepeye gittim. Bunu istersin diye dn-

dm."

Son derece zen gstererek ayakkab kutusunu kuca-

ma yerletirdi.

inde siyah-beyaz bir boa boynuzu vard, krld iin

56


63/370

en alt ptrlyd, ucundaysa kurumu kan vard. Olanlar

bir kabus deildi.

"Minotor," dedim."Hm, Percy, bu pek iyi bir fikir deil"

"Ona Yunan mitolojisinde byle diyorlar, deil mi?" diye

sordum srarla. "Minotor. Yar insan, yar boa."

Kvrck tedirgin olmutu, kprdanyordu srekli. "ki

gndr baygndn. Ne kadarn hatrlyorsun?"

"Annem. O gerekten..."

Kvrck ban edi.ayrn tesine baktm. Koruluklar, dne dne giden bir

rmak, masmavi gn altnda dnm dnm ilek tarlalar

vard. Vadiyi engebeli tepeler sarmt. En yksek tepe tam

karmzdayd. En stnde devasa bir am aac vard.

Gn vurunca o bile gzel gzkyordu.

Annem gitmiti. Tm dnya kararmal, buz kesmeliydi.

Hibir ey gzel gzkmemeliydi."zr dilerim," dedi Kvrck burnunu ekerek. "Baara-

madm. Ben... Ben dnyadaki en kt satirim."

nledi, yere yle sert vurdu ki utu gitti. Demek istediim

spor ayakkabsnn st uup gitti. Ayakkabnn ii kpk

doluydu ama toynak eklinde bir boluk vard iinde.

"Hay, Styks belasn versin!" diye mrldand.

Berrak gkyznde bir gk grlts yayld.Sahte ayakkabsnn iine toynan sokuturmaya ura-

rken, tamam, bu yeterli ispat, diye dndm.

Kvrck bir satirdi. ddiasna varm, ayet kahverengi

kvrck kllarn kazyacak olsam, alnnda minik boynuzlar

belirecekti. Ama satirlerin, hatta Minotorlarn var olmas

umurumda olmayacak kadar sefil bir haldeydim. Tm bun-

lar annemin hilie kart, sar kta zld anlamna

57


64/370

geliyordu.

Yapayalnzdm. kszdm. Kokarca Gabe'le mi yaamak

zorundaydm? Hayr. Bu asla olmazd. Sokaklarda yatardm

daha iyiydi. On yedi yandaym gibi yapar, orduya katlr-

dm daha iyiydi. Bir eyler bulurdum.

Kvrck hl burnunu ekiyordu. Zavall ocuk, zavall

kei, satir, artk ne denirse... Sanki ona vuracakmm gibi

bakyordu.

"Senin hatan deildi," dedim.

"Hayr, yleydi. Seni korumam gerekirdi.""Beni koruman annem mi istemiti?"

"Hayr. Ama benim iim bu. Ben koruyucuyum. En azn-

dan... yleydim."

"Ama neden..." Bir anda bam dnd, baklarm bula-

nklat.

"Kendini zorlama," dedi Kvrck. "Al bunu."

Barda tutmama yardm etti ve pipeti dudaklarma yer-letirdi.

ecein tadn alnca bir anda irkildim nk elma suyu

tad bekliyordum. Ama hi de yle deildi. ikolatal kura-

biye tad vard. Sv kurabiye. yle herhangi bir kurabiye

tad da deildi bu. Annemin mavi renkli, ikolata parackl

kurabiyesiydi bu. Tereyalyd, scakt, ikolatalar eriyordu.

ince tm bedenim snd, iyileti, enerji doldum. Kederimazalmadysa da sanki annem elini yanama koymu gibi

oldu; tpk ben kkken yapt gibi, ardndan da her ey

yoluna girecek derdi.

Farkna varmadan tm barda iime ekmiim. Bo bar-

daa bakakaldm. Kesinlikle scak bir iecekti ama iindeki

buzlar erimemiti bile.

"yi miydi?" diye sordu Kvrck.

58


65/370

Evet manasnda bam salladm.

"Tad neye benziyordu?" ok dnceli gzkyordu,

kendimi sulu hissettim.

"Kusura bakma," dedim. "Biraz braksaydm da sen de

tatsaydn."

Gzleri fal ta gibi ald. "Hayr! Demek istediim bu

deildi. Sadece... merak ettim."

"ikolatal kurabiye gibi," dedim. "Anneminkiler gibi. Ev

yapm."

ekti. "imdi nasl hissediyorsun?""Nancy Bobofit'e bir vursam yz metre uurabilecek

gibi."

"Bu iyi," dedi. "Bu iyi. Ama bence daha fazla imen riskli

olur."

"Ne demek istiyorsun?"

htiyatla bo barda elimden ald, sanki dinamit tayor-

mu gibiydi. Masann stne koydu. "Haydi gel. Kheiron veBay D. bekliyor."

Veranda, iftlik evinin her yann saryordu.

Bacaklarm o kadar yrdm iin titriyordu. Kvrck,

Minotor boynuzunu tamay nerdi ama onu sk sk tut-

tum. Bu hatrann bedelini ar yoldan demitim. Onu

brakmayacaktm.Evin dier yanna vardmzda manzara karsnda nefe-

sim kesildi.

Long Island'n kuzey kysnda olmalydk nk evin bu

yannda vadi denize uzanyordu. Deniz bir buuk kilometre

tede prl prl parlyordu. Aradaki mesafede grdm her

eyi alglamakta glk ekiyordum. Orada, burada antik

Yunan mimarisine benzer yaplar vard: Ak hava pavyonu,

59


66/370

bir amfitiyatro, daire biiminde bir arena. Ama hepsi yepye-

niydi, beyaz mermer stunlar gne nda parlyordu.

Yakndaki bir kum sahada bir dzine lise ya gelmi ocuk

ve satir voleybol oynuyordu. Ufack bir glde kanolar sz-

lyordu. Kvrck'n giydiine benzer parlak turuncu tirtler

giymi ocuklar, korulara dizilmi, kme kme kulbelerin

arasnda birbirlerini kovalyorlard. Bazlar okuluk ala-

nnda hedeflere ok sallyordu. Dierleri aalarla evrili bir

patikada at sryordu ve eer halsinasyon grmyorsam,

baz atlarn kanatlar vard.Verandann ucunda, yeil uhal bir oyun masasnn

banda iki adam karlkl oturmutu. Azma patlam msr

tadndaki pudingi kakla veren sar sal kz da onlarn

yannda, verandann korkuluuna dayanm duruyordu.

Benim karmdaki ufak ama tombul bir adamd. Krmz

bir burnu; sulu sulu kocaman gzleri, neredeyse mora

kaan, kapkara, kvrck salar vard. Sanki bebek melekresimlerinden frlam gibiydi. Daha dorusu kenar mahal-

lede bym, orta yaa gelmi bir bebek melek. zerine

kaplan desenli bir Hawaii gmlei geirmiti. Gabe'in poker

parti lerinden birine p diye uyacak bir adamd ancak iim-

deki bir his bu adamn kumar masasnda vey babam dahi

teceini sylyordu.

"Bu Bay D." diye fsldad Kvrck. "Kampn yneticisi.Kibar ol. u kz da Annabeth Chase. Kamplardan biri ama

herkesten uzun bir sredir burada. Kheiron'u da zaten tan-

yorsun..."

Srt bana dnk adam iaret etmiti.

lk olarak o adamn tekerlekli sandalyede oturduunu

fark ettim. Sonra da tvit ceket giydiini, seyrelmi kahve-

rengi salarn ve al gibi sakallarn...

60


67/370

"Bay Brunner!" diye bardm.

Latince hocam dnp

rick riordan simsek hirsizi

Documents