petrol-İş dergisi kasım 2011 sayısı

75
Kasım 2011 “Saldırılara karşı emek hareketi ancak birleşerek başarı kazanabilir” 26. OLAĞAN GENEL KURULUMUZ 17-18 EYLÜL’DE YAPILDI

Upload: petrol-is-dergi

Post on 17-Mar-2016

244 views

Category:

Documents


8 download

DESCRIPTION

Petrol-İş Dergisi Kaım 2001

TRANSCRIPT

Page 1: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

Kasım 2011

“Saldırılara karşı emek hareketi ancak birleşerek başarı kazanabilir”

26. OLAĞAN GENEL KURULUMUZ 17-18 EYLÜL’DE YAPILDI

Page 2: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

Türkiye, Petrol, Kimya, Lastikİşçileri Sendikası Yayın Organı

İÇİNDEKİLER

PETROL-İŞ MERKEZ YÖNETİM KURULU

Mustafa ÖZTAŞKIN

Genel Başkan

Ali Ufuk YAŞAR

Genel Sekreter

İbrahim DOĞANGÜL

Genel Mali Sekreter

Nimetullah SÖZEN

Genel Örgütlenme ve

Eğitim Sekreteri

Ahmet KABACA

Genel Yönetim Sekreteri

SAHİBİ Türkiye,Petrol,Kimya,

Lastik İşçileri Sendikası Petrol-İş Adına

Genel BaşkanMustafa ÖZTAŞKIN

Genel Yayın Yönetmeni ve Yazı İşleri Müdürü Mehmet YILMAZ

Grafik Tasarım ve UygulamaZeynep ALTUN

Yönetim Yeri Altunizade Mah. Kuşbakışı Cad.

No:23 34662

Yerel, süreli ve aylık yayın

e-mail: [email protected]

Web Adresi: www.petrol-is.org.tr

Tel: (02l6) 474 98 70 (l0 Hat)

Fax: (02l6) 474 98 67

Baskı : Ezgi Matbaası Sanayi Caddesi Altay Sokak No:10Çobançeşme/Yenibosna-İSTANBUL

Tel: 0212 452 23 02 - 654 94 18

Baskı Tarihi: 03.11.2011

Başyazı............................................................................................................ 1Terör saldırılarını şiddetle kınıyoruz................................................................ 2Depremzedeler için yardım kampanyası başlattık............................................. 3 26. Olağan Genel Kurul ................................................................................... 4Yeni dönemin ilk Başkanlar Kurulu................................................................ 35Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarı Taslağı/Değerlendirme................................... 36SGBP toplantıları sürüyor.............................................................................. 39Sendikal Güç Birliği Platformu....................................................................... 42Kıdem Tazminatı kazanılmış haktır................................................................. 44Toplu iş sözleşmeleri..................................................................................... 47Petlas’ta kadro sevinci................................................................................... 48KİTEM kuruldu.............................................................................................. 49Rafineri işçileri 1 saat iş bıraktı..................................................................... 52Dosya/ICEM 5. Dünya Kongresine Doğru...................................................... 33Bir Görüş/ Yavuz Pak..................................................................................... 61Emekçiler Ankara’da İnsanca Yaşam mitinginde............................................ 64Botaş işçilerinin hak kaybını önlemek için toplantı......................................... 65Petrol-İş’e ziyaretler...................................................................................... 66Gazeteci Gözüyle/ Ferhan Şaylıman............................................................... 68Futbol Turnuvalarımız.................................................................................... 70

Page 3: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

Değerli üyelerimiz, değerli okurlar...

Sendikamız17-18 Eylül tarihlerinde gerçekleştirdiği 26.Olağan Genel Kurulu ile yeni bir döneme girmiştir. Mer-kez Yönetim Kurulu'ndaki iki arkadaşımız bu genel ku-rulda görevlerini devretmiş, aramıza iki yeniarkadaşımız katılmıştır. Görevlerini devreden Genel Se-kreterimiz Mustafa Çavdar ve Genel Yönetim Sekrete-rimiz Mehmet Güray'a, Petrol-İş'e ve sendikal hareketeyaptıkları hizmet ve katkılarından dolayı teşekkür edi-yor, bundan sonraki yaşamlarında sağlık ve mutluluklardiliyoruz. Yeni dönemde bayrağı devralan Genel Sekre-terimiz Ali Ufuk Yaşar ve Genel Yönetim SekreterimizAhmet Kabaca'ya da yeni görevlerinde başarılar diliyo-ruz. Örgütümüzün diğer organlarına seçilen arkadaşla-rımıza da yeni görevlerinde başarılar diliyor, görevlerinidevreden arkadaşlarımıza da sağlık ve mutluluklar te-menni ediyoruz.

Sendikamızın 26. Olağan Genel Kurulu'nun en önemligündem maddelerini, kapitalizmin küresel ekonomikkrizi, işsizlik, yoksulluk, gelir dağılımı adaletsizliği,dünyada ve ülkemizde emeğe, emekçilerin kazanılmışhaklarına saldırılar ve tüm bu saldırılar karşısında du-yarsız kalan Türk-İş'in bugünkü durumu oluşturmuştur.Küreselleşme denen uygulamalar sonucunda bütün dün-yada emek düşmanı politikalar giderek yaygınlaşmış, ül-kemizde de kıdem tazminatının gaspı, bölgesel asgariücret, kiralık işçilik, esnek çalışma, taşeronlaşma gibiyeni saldırılar gündeme gelmiştir. Sorunlarımız dağ gibibüyüktür ancak bu sorunlar çözümsüz değildir. ArtıkTürkiye işçi sınıfı ayağa kalkmalı, örgütlenmeli, sendi-kalarına sahip çıkmalı, sınıfsal çıkarlar doğrultusundaçalışmayan, sendika yönetimlerini değiştirmeli, dayanış-mayı, demokrasiyi ve değişimi önüne koymalıdır. İştearalarında sendikamızın da yer aldığı 10 sendika buamaçla Sendikal Güç Birliği Platformu adlı birlikteliğioluşturmuştur.

10 sendikanın genel merkezler düzeyinde oluşturmuş ol-

duğu bu birlikteliğin bölgeler düzeyinde de yatay örgüt-lenmesinin önünü açmak, bu 10 sendikanın şube başkanve yöneticilerinin, temsilcilerinin, üyelerinin birlikteli-ğini sağlamak ve bölgesel düzeyde de bu sendikalarıntek vücut halinde ortak mücadele yürütmeleri için top-lantılar bölgeler düzeyinde organize ettik. İstanbul, Lü-leburgaz, İzmir, Bursa, Adana ve Diyarbakır yapılantoplantıların ardından Ordu, Ankara ve yine İstanbul'datoplantılar organize ediyoruz.

Bizler Türk- İş içerisinde sendikal anlayış birlikteliğiaynı olan, sorunlara sınıfsal perspektifle bakan, bütünkarşılaştığımız sorunları ve çözüm önerilerini emeğinçıkarları doğrultusunda değerlendirip yine emeğin çıkar-ları doğrultusunda çözüm üreten, mücadeleci bir sendi-kal anlayışa sahip sendikalarız. Amacımız; önceliklekaybolan, unutturulan sınıf dayanışmasını yeniden inşaetmektir. Önce işçilerin kendi arasındaki sınıf dayanış-masını, ardından bütün işçiler ve emekçiler arasındakisınıf dayanışmasını ve yine kendini emekle ilişkilendi-ren bütün siyasi parti ve siyasi anlayışlarla da siyasal da-yanışmayı hedefleyen bir anlayışa sahibiz. Sendikalharekette yeni bir umut, yeni bir heyecan yaratacağız.

Bu mücadelenin kısa ve uzun vadeli hedefleri var; uzunvadede bu sendikalar birlikteliklerini her koşul ve şarttabüyüyerek devam ettirecekler, programlarını uygulaya-caklardır. Kısa vadede ise Platformun hedefi Türk-İşGenel Kurulu'dur. 8-9-10-11 Aralık tarihlerinde Anka-ra'da Türk-İş Genel kurulu toplanıyor. Türk-İş GenelKurulu'nda bu 10 sendika,10 sendikayı destekleyen sen-dikalarla birlikte Türk-İş yönetimine talip olacak, yöne-tim listesini çıkaracaktır. Sendikal Güç Birliği Platformuolarak alternatif olduğumuzu bütün Türkiye'ye göstere-ceğiz. İşçilerin desteğiyle Türk-İş yönetimini bu dönembiz üstleneceğiz. Türk-İş yönetim kurulunu kazanırsakPlatformun ilkeleri ve programı Türk-İş yönetimi tara-fından da uygulanır hale gelecektir. Türk-İş Genel Ku-rulu Türkiye sendikal hareketinde bir dönüm noktasıolacaktır.

petrol-iş 1

BAŞYAZI

Mustafa ÖZTAŞKINGenel Başkan

Türk-İş Genel Kurulu Türkiye sendikal

hareketinde bir dönüm noktası olacaktır

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 1

Page 4: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş2

Bitlis'in Güroymak il-

çesinde yola yerleşti-

rilen bombanın

patlatılması sonucu 18

Ekim’de 5 güvenlik görevlisi

ve biri çocuk 3 yurttaşımızın

yaşamını yitirmesi, 20 vatan-

daşımızın yaralanması, Hakka-

ri'nin Çukurca ve Yüksekova

ilçelerindeki güvenlik birimle-

rine ve sınırdaki askeri birlik-

lere 19 Ekim gecesi yapılan

terör saldırılarında 24 askeri-

mizin şehit olması, 22 askeri-

mizin de yaralanması ülkemi-

zin dört bir yanında yüreklere

ateşler düşürmüş, ülkemizi ve

örgütümüzü yasa boğmuş, acı-

larımıza yeni acılar katmıştır.

Şehit olan askerlerimize, gü-

venlik görevlilerimize, sivil

yurttaşlarımıza Allah'tan rah-

met, yakınlarına başsağlığı ve

sabır, yaralı askerlerimize ve

yurttaşlarımıza ise acil şifalar

diliyoruz. Türkiye'nin sorun-

larının çözümü yönünde yeni

Anayasa çalışmalarına başlan-

dığı bugünlerde artan terör sal-

dırıları toplumsal barışı

dinamitlemekte, kardeşliği-

mizi bozmayı hedeflemekte,

sorunlarımızın demokratik

yollardan çözümünü güçleştir-

mektedir.

Terör, hiçbir davanın haklı ge-

rekçesi olamaz. Bu sorunun

bir an önce çözülmesi için

başta Hükümet olmak üzere

bütün siyasi partileri sorumlu-

luk almaya ve politika üret-

meye davet ediyoruz. Aliağa,

Adana, Kocaeli, Ankara ve

Bandırma şubelerimiz ise böl-

gelerinde ve işyerlerinde yapı-

lan terörü kınama toplantı ve

mitinglerine katılarak, şiddeti

protesto ettiler.

TERÖR SALDIRILARINI BİR KEZ DAHA ŞİDDETLE KINIYORUZ

24 asker, 5 polis şehit; biri çocuk 3 vatandaşımız daha can verdi

Üyemiz Engin Yıldırım da terör kurbanı oldu...

Cenazesi hava yoluyla İz-

mir'e getirilen Engin Yıldı-

rım için ailesinin,

yakınlarının, çalışma arka-

daşlarının, Petrol-İş üyesi

Tüpraş ve Petkim işçileri-

nin, Genel Başkanımız

Mustafa Öztaşkın ile genel

merkez yöneticilerimizin,

Aliağa ve İzmir şube baş-

kan ve yöneticilerinin, ör-

gütlü olduğumuz işyerle-

rinde çalışan Petrol-İş üyesi

işçilerin, emekçilerin İzmir

halkının katılımıyla Buca

Cemevi'nde cenaze töreni

düzenlendi. Törende acılı

baba İsmet Yıldırım, Yük-

sekova'da kaldıkları kısa

sürede yaşadıklarını anlattı.

Törende bir konuşma yapan

Genel Başkanımız Mustafa

Öztaşkın, Engin Yıldırım'ın

barış isteyen bir kişi oldu-

ğunu, ülkesini ve insanları

sevdiğini söyledi. Öztaşkın,

Yıldırım'ın bu nedenle eşi

Sevcan Yıldırım'ın Hakkari

- Yüksekova'daki Vali Er-

doğan Gürbüz İlköğretim

Okulu'na rehber öğretmen

olarak gitmesini ve Yükse-

kova'daki çocuklara eğitim

vermesini teşvik ettiğini

söyledi. Yıldırım ailesinin

yakınları da Engin Yıldı-

rım'ın Yüksekova'ya tayini

çıkan eşine, “ Gitmemeyi

aklımızdan bile geçirmeye-

lim. O çocuklara biz de

sahip çıkmalıyız. Gitme-

mek bize yakışmaz” dedi-

ğini aktardılar. Engin

Yıldırım'ın henüz 4 aylık

kızı Deniz de öksüz kaldı.

Buca Cemevi'nde yapılan

törenin ardından Engin Yıl-

dırım'ın cenazesi Buca

Kaynaklar Mezarlığı'nda

toprağa verildi. Engin Yıl-

dırım'a rahmet, eşine, ya-

kınlarına, çalışma arka-

daşlarına başsağlığı ve sabır

diliyoruz. Örgütümüzün

başı sağolsun.

27 Eylül'de Hakkari - Yük-sekova'da uğradığı silahlısaldırıda öldürülen sendi-kamız üyesi Engin Yıldırımiçin İzmir- Buca'da cenazetöreni düzenlendi. Törendebir konuşma yapan GenelBaşkanımız Mustafa Öztaş-kın, Engin Yıldırım'ınbarış isteyen bir kişi oldu-ğunu, ülkesini ve insanlarısevdiğini söyledi.

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 2

Page 5: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

ACIMIZ BÜYÜK, ÜLKE OLARAK BAŞIMIZ SAĞOLSUN!Merkez üssü Van olan 7.2 şiddetindeki depremle ülkemiz yine büyük bir acıyla sarsıldı

Van merkez olmak üzere Doğu ve Güneydoğu Ana-

dolu bölgelerimizde 23 Ekim'de yaşanan 7.2 büyük-

lüğündeki depremde yüzlerce vatandaşımızın

yaşamını kaybetmesi, yüzlerce vatandaşımızın yaralanmasıyla

ülkemiz yine büyük bir acıyla sarsıldı. Depremin en fazla sars-

tığı Erciş ilçesinde yüzlerce insanımız yaşamını kaybetti. 80'in

üzerinde bina çöktü. 20 bine yakın can alan 7.4'lük Marmara

depreminden sonra ülkemiz bu kez de 7.2 şiddetindeki Van

depreminin büyük şokunu yaşıyor.

Petrol-İş Sendikası olarak bu büyük depremde hayatını kay-

beden bütün kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına baş-

sağlığı ve sabır, yaralı kardeşlerimize ise acil şifalar diliyoruz.

Tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyoruz. Ülkemizin başı

sağolsun.

Van merkezli bu büyük depremde en fazla dikkat çeken konu-

lardan biri ise oldukça fazla binanın çökmesi ve depremde

yerle bir olmasıdır. Bütünüyle bir deprem kuşağında yer alan

ülkemizde yaşanan bu depremler, bir kez daha gösteriyor ki

aslında deprem değil, çürük binalar öldürüyor. Van depremi

de, 7.4 şiddetindeki Marmara depremini yaşayan ve 20 binin

üzerinde vatandaşını kaybeden Türkiye'nin bu büyük deprem-

den yeterince ders almadığını gösteriyor.

Toplum, devlet ve siyasi iktidarlar bu büyük acılardan dersler

çıkartmalı ve ülkemizin bütünüyle deprem kuşağında yer al-

dığını asla ve asla unutmadan konutunu, kamu binasını, yo-

lunu, köprüsünü bu gerçeğe göre inşa etmeli ve gerekli ted-

birleri almalıdır.

Ülkemiz birlik ve beraberlik içerisinde, maddi ve manevi da-

yanışma ile bu büyük felaketin de yaralarını saracaktır.

Petrol-İş, yardım kampanyası başlattı23 Ekim'de Merkez üssü Van - Erciş olan ve bütün Doğu ve

Güneydoğu illerimizi sarsan 7.2 şiddetindeki depremde yüz-

lerce kardeşimizi kaybettik; yüzlerce kardeşimiz de yaralandı,

yüzlerce bina yıkıldı, büyük can ve mal kaybı oldu. Türkiye

bu depremle bir kez daha büyük bir acıyla sarsıldı. Acımız

büyük; ülkemiz bu büyük yarayı dayanışma içerisinde hep be-

raber saracaktır.

Sendikamız Petrol-İş bütün imkanlarıyla, maddi ve manevi

olarak Van halkının yanındadır ve Van halkına yardım kam-

panyası başlatmıştır. Petrol-İş Sendikası, genel merkez ve

şube yöneticileriyle, genel merkez ve şube çalışanlarıyla, ör-

gütlü olduğu işyerlerindeki 25 bin üyesiyle sağladığı maddi

destekle de açılan deprem yaralarının bir an önce sarılması

için çaba göstermektedir.

Fot

oğra

f A

li İ

hsa

n Ö

ztü

rk /

A.A

petrol-iş 3

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 3

Page 6: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

Sendikamızın 17-18 Eylül'de yapı-

lan 26. Olağan Merkez Genel

Kurulu, 17 Eylül Cumartesi günü

Genel Merkez Konferans Salonu'nda

Genel Sekreter Mustafa Çavdar'ın açış

konuşmasıyla başladı. Genel kurula si-

yasi partilerin, sendikaların, meslek

odalarının, demokratik kitle örgütlerinin

temsilcileri, sendikamızın eski genel

başkan ve şube başkanları, merkez yö-

neticilerimiz, şube başkanlarımız, şube

yöneticileri ile delegeler katıldı. İki gün

süren genel kurula çok sayıda da dünya

sendikalarından konuk katıldı.

Yoğun bir katılımın olduğu genel kurul

ilk gün saat 24.00'e kadar sürdü. İkinci

gün ise seçimler yapıldı.

petrol-iş4

Genel kurula siyasi partilerin, sendikaların, meslek odalarının, demokratik kitleörgütlerinin temsilcileri, sendikamızın eski genel başkan ve şube başkanları,merkez yöneticilerimiz, şube başkanlarımız, şube yöneticileri ile delegeler ka-tıldı. İki gün süren genel kurula çok sayıda da yabancı konuk sendikacı katıldı.

“Saldırılara karşı emek hareketi ancak birleşerek başarı kazanabilir”

GENEL KURUL

26. OLAGAN GENEL KURULUMUZ 17-18 EYLÜL'DE YAPILDI

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 4

Page 7: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

Tüm katılımcıları Petrol-İş adına selam-

layan ve 26. Olağan Merkez Genel Ku-

rulu'nu onurlandırdıkları için herkese

teşekkür eden Genel Sekreterimiz Mus-

tafa Çavdar, katılımcıları Cumhuriyetin

kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, ülke-

mizin kurtuluşu için, emperyalizme

karşı mücadele verirken şehit düşenler

ve işçi sınıfının eşitlik, özgürlük ve de-

mokrasi mücadelesinde yaşamını yiti-

renler anısına bir dakikalık saygı

duruşuna davet etti. Saygı duruşunun ar-

dından İstiklal Marşı okundu.

“Sendika Geleceğindir” filmiSaygı duruşundan sonra “Sendika Gele-

ceğindir” ve “60.Yılında Petrol-İş İçin

Ne Dediler” adlı iki film gösterildi.

Petrol-İş'in 60. Yıldönümü İçin “Bir

Mücadele Öyküsü” adlı belgeseli ha-

zırlayan Documenta film ekibi tara-

fından hazırlanan filmler ilgiyle

izlendi ve kongredeki izleyiciler tara-

fından defalarca alkışlandı.

Genel Sekreterimiz Mustafa Çavdar,

“Sendika Geleceğindir” ve Petrol-İş

İçin Ne Dediler” filmlerinin gösteri-

minden sonra konuşmasını yapmak

üzere Genel Başkanımız Mustafa Öz-

taşkın'ı kürsüye davet etti. Alkışlarla

kürsüye çıkan Öztaşkın, genel kurula

katılan tüm konuklara, “Hoş geldiniz”

diyerek kendilerini selamladı.

Krizin nedeni kapitalizmin kendisiGenel kurulda açılış konuşmasını

yapan Öztaşkın, gelişmiş ülkelerde

2008 yılında patlak veren ve bütün

dünyayı etkisi altına alan ekonomik

krizin siyasal, ekonomik, toplumsal

ve kültürel yıkıma yol açtığını, 1970'li

yıllarda kapitalizmin yapısal krizini

aşmak için uygulamaya konulan, neo-

liberal politikaların çöküşüne de

neden olduğunu söyledi.

Krizin aynı zamanda, Türkiye gibi ge-

lişmekte olan ülkelere dayatılan IMF

ve Dünya Bankası politikalarının if-

lasının da göstergesi olduğunu belir-

ten Öztaşkın, “Krizin asıl nedeni ise,

kaynakların toplumsal ihtiyaçlar doğ-

rultusunda eşit ve adilce dağıtımını

engelleyen ve sadece karı merkeze

alan, kar için herşeyi mübah sayan ka-

pitalizmin kendisidir” diye konuştu.

Öztaşkın, insanlığa eşitsizlik ve adalet-

sizlikten başka bir şey getirmeyen, iş-

sizliği ve yoksulluğu sürekli artıran,

açlıktan insanların ölmesine neden olan,

kâr için doğayı kirletip, tahrip eden ge-

netiği değiştirilmiş ürünlerle insan sağ-

lığını tehdit eden, dünyayı yaşanmaz

hale getiren bu sistemin artık değişmesi

gerektiğini söyledi.

Emek düşmanıpolitikalar yaygınlaşıyor

Sermayenin kendisi için en uygun ko-

şulların oluştuğu yerlerde ve ülkelerde

hiçbir engelle karşılaşmadan, hatta teş-

vikler alarak üretim yapmasını sağlayan

ve ürettikleri ürünlerini dünyanın her

yerinde hiçbir engellerle karşılaşmadan

pazarlayabildikleri ve adına küresel-

leşme denen uygulamalar sonucunda,

bütün dünyada emek düşmanı politika-

ların giderek yaygınlaştığını belirten

Öztaşkın, “Çünkü dünya üretimini

elinde tutan çok uluslu şirketler, dünya

genelinde gerçekleştirdikleri üretimle-

rinde rekabeti ucuz, güvencesiz, örgüt-

süz ve esnek işgücü üzerinden

yapmaktadırlar. Bu politikaları hayata

geçirebilmek için de, kazanılmış haklara

el uzatılmakta, sosyal devlet uygulama-

ları ortadan kaldırılmaktadır. Sermaye-

nin dünya genelindeki emek karşıtı

uygulamalarına, sadece işyeri, işkolu ve

ülke düzeyinde verilen mücadelelerle

karşı koymaya çalışmak, Don Kişot'un

yeldeğirmenlerine savaş açmasına ben-

zemektedir. Bunun için yüzümüzü dün-

yaya dönmeli, sendikacılıkta günübirlik

işlerimizin de küresel ayağını oluştur-

malıyız. Küresel sendikal yapıları güç-

lendirmeliyiz” dedi.

Toplumsal muhalefet sindirildiTürkiye'de 4 yılda, siyasal gerilimlerin

had safhaya vardığını, bir siyasal dönü-

şüm süreci yaşandığını, yargının bağım-

sızlığını yitirdiğini, bir gecede çıkarılan

Kanun Hükmünde Kararnamelerle ya-

sama ve yürütme süreçlerinin işlevsiz

hale getirildiğini belirten Öztaşkın, AKP

hükümeti eliyle, Türkiye'nin siyasal,

ekonomik, toplumsal ve kültürel çehresi

yeniden şekillendirilirken, toplumsal

muhalefetin sindirildiğini, antidemokra-

tik bir iklim yaratıldığını bildirdi. Top-

lumsal barışın önündeki en büyük

engelin Kürt sorununun çözülememiş,

demokrasi, barış, eşitlik ve özgürlük ta-

leplerinin görmezden gelinmiş, hak ara-

yanların talebinin baskı ve şiddetle

bastırılmaya çalışıldığını kaydeden Öz-

taşkın, şöyle devam etti: “Hakları ve öz-

gürlükleri güvence altına alacak,

Anayasa değişiklikleri iktidar partisinin

anlayışı doğrultusunda gerçekleşmiş,

sivil Anayasa yapılamamıştır. Ayrıca

geçtiğimiz dönemde krize karşı önlem

adı altında sermayeye ciddi kaynaklar

aktarılmış, sıcak paraya dayalı, dışa ba-

ğımlı ekonomik politika sürdürülmüş,

gelir dağılımı adaletsizliği daha da art-

petrol-iş 5

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 5

Page 8: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş6

mış, gerçek işsizlerin sayısı 6 milyona

ulaşmış, işçi ücretleri son 3 yılda reel

anlamda yüzde 7 gerileyerek yoksulluk

artmış, işçilerin sendikalaşma oranı

yüzde 5'lere kadar gerilemiş, iş cinayet-

leri artmıştır.”

Anayasa tartışmalarındataraf olacağızPetrol-İş Sendikası'nın Türkiye'nin te-

mel sorunlarının çözümünde her zaman

taraf olduğunu, her zaman söyleyecek

sözü olduğunu belirten Öztaşkın, “Sen-

dikamız düşünceye, inanca, kimliklere,

kültürlere saygılı olmuş, bir arada, barış

içinde kardeşçe yaşamı savunmuştur.

Dört yıllık dönemde, Kürt sorununun

ülke bütünlüğü içinde, aynı bayrak al-

tında, demokratik yöntemlerle, demok-

rasi, barış, eşitlik ve özgürlük temelinde

çözümünü savunmuş, her türlü şiddetin

son bulmasını, silahların susmasını,

Türk olsun Kürt olsun, kimliği ne olursa

olsun hiçbir ananın yüreğinin yanma-

masını savunmuştur, önümüzdeki dört

yılda da bu anlayışı savunmaya devam

edecektir. Yeni Anayasa, Kürt sorunu-

nun çözümünde de, ülkemizin gittiği

yönün belirlenmesinde de önemli bir

gösterge olacaktır. Petrol-İş Sendikası,

Anayasa'nın toplumsal mutabakatla ha-

zırlanmasını, herkesin kendisini bu Ana-

yasa ile ifade edebilmesini, siyasetin,

ekonominin, toplumsal ve sosyal yaşa-

mın emeğin çıkarları doğrultusunda şe-

killenmesini savunmakta, insanların dü-

şünce, inanç ve kimliklerinden dolayı

dışlanmadığı, her türlü ayrımcılığın or-

tadan kalktığı, insan olmanın gerektir-

diği evrensel hakların ve özgürlüklerin

yaşam bulduğu, doğanın metalaştırılma-

dığı, cinsiyet ayrımcılığının son bul-

duğu, kadına yönelik şiddetin sona

erdiği, gençlerin geleceğinin güvence

altına alındığı, çocuk haklarına saygılı,

özgür ve demokratik bir Türkiye'yi sa-

vunmaktadır” diye konuştu.

İşçi sınıfı ayağa kalkmalıTürkiye işçi sınıfının artık ayağa kalk-

ması, örgütlenmesi, sendikalarına sahip

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 6

Page 9: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 7

çıkması, sınıfsal çıkarlar doğrultusunda

çalışmayan, sendika yönetimlerini de-

ğiştirmesi, dayanışmayı, demokrasiyi ve

değişimi önüne koyması gerektiğini

vurgulayan Öztaşkın, bunun için Sendi-

kal Güç Birliği Platformu oluşturdukla-

rını, işyeri işyeri, bölge bölge dolaşarak

Türkiye İşçi sınıfının umudu olacakla-

rını kaydetti.

“Türkiye'de birleşik emek hareketini ya-

ratacağız. Türk-İş Genel Kurulu'nda da

aynı kaygıları paylaşan, aynı anlayışları

taşıyan ve bizimle beraber olmak iste-

yen sendikalarla, emek dostlarıyla liste-

mizi çıkaracağız, alternatif olduğumuzu

tüm Türkiye'ye göstereceğiz, seçimi ka-

zanamasak bile birlikteliğimizi devam

ettireceğiz. İlkelerimizi, prensiplerimizi

ve programımızı uygulamaya devam

edeceğiz” diyen Öztaşkın saldırıların

karşısında duracaklarını söyledi.

Divan Başkanı Atilay AyçinÖztaşkın'ın konuşmasının ardından

divan kurulu oluşturuldu. Hava-İş

Genel Başkanı Atilay Ayçin Divan Baş-

kanı olurken, Kristal-İş Genel Başkanı

Bilal Çetintaş Başkan Yardımcısı, Pet-

rol-İş 1 Nolu Şube Delegesi Şirin Akay

ve Petrol-İş Bursa Şube Delegesi İpek

Elibol divan üyesi seçildiler.

Katılım yoğun olduCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçda-

roğlu başta olmak üzere, Genel Kurula

katılarak Petrol-İş'i onurlandıranlar şu

isimler oldu: Cemail Bakındı - Türk-İş

Teşkilatlandırma Sekreteri, Toleyis

Genel Başkanı, Mustafa Türkel- Tek-

gıda-İş Genel Başkanı, Prof. Dr. Zeki

Kılıçarslan- Halkın Sesi Partisi Genel

Başkan Yardımcısı, Soydal Sılay- De-

mokratik Sol Parti Genel Başkan Yar-

dımcısı, Erdal Aksüngür- CHP İzmir

Milletvekili, Süleyman Çelebi- CHP İs-

tanbul Milletvekili,Yakup Akkaya- CHP

Genel Başkan Yard.- Basın-İş Genel

Başkanı, Gürsel Tekin- CHP Genel Baş-

kan Yardımcısı, Sezgin Tanrıkulu- CHP

Genel Başkan Yardımcısı, Hakan Yıldı-

rımoğlu- Koç Holding A.Ş. Endüstri

İlişkileri Başkanı, Bilal Çetintaş- Kris-

tal-İş Genel Başkanı, Polat Akbaş- Kris-

tal-İş Genel Eğitim Sekreteri, Mehmet

Çelik- Petrol-İş E. Genel Teşkilatlanma

Sekreteri, Kenan Öztürk- TÜMTİS

Genel Başkanı, Av. Mahmut Tanal-

CHP İstanbul Milletvekili, Nejat Elibol-

Petrol-İş Eski Şube Başkanı, Bayram

Yıldırım- Petrol-İş E. Genel Başkanı,

Refik Baydur- KİPLAS Başkanı, Aziz

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 7

Page 10: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş8

Hacısalihoğlu- Koop-İş İst. Şube Baş-

kanı, Eyüp Kasap- Türkiye Denizciler

Sendikası Genel Sekreteri, Turgut

Aktaş- T. Haber İş Genel Teşkilat Sekre-

teri, Hasan Uluşan- Deri-İş Teşkilat Se-

kreteri, İrfan Mete- T. Denizciler

Sendikası Genel Teşkilatlanma Sek., Er-

doğan Kefele- Belediye -İş Toplu İş

Sözleşmesi Genel Sek., Rıdvan Budak-

Tekstil İşçileri Sendikası Genel Baş-

kanı, Musa Servi- Deri-İş Genel Baş-

kanı, Eyüp Alemdar- Koop-İş Genel

Başkanı, Levent Tüzel- İstanbul Bağım-

sız Milletvekili, Mustafa Başoğlu- Sağ-

lık-İş E. Genel Başkanı, Ziya Hepbir-

Petrol-İş E. Genel Başkanı, İsmail Top-

kar-Petrol-İş E. Genel Başkanı, M.Ali

Alabora- Oyuncular Sendikası Genel

Başkanı, Şebnem Sönmez- Oyuncular

Sendikası Genel Sekreteri, Ferit İlsever-

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı,

Atilla Özsever- Maltepe Üniversitesi

Öğretim Üyesi. Adnan Özcan-Petrol-İş

E. Genel Başkanı. Sabri Topçu- EMEP

Genel Başkan Yrd. Osman Gürsu- Tez-

koop-İş Genel Başkanı. Atilay Ayçin-

Hava-İş Genel Başkanı. Türk-İş

İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Faruk Bü-

yükkucak. Myra Ajans: Rauf Kösemen

ve Damla Özlüer.

Dünya sendikacılarıPetrol-İş kongresindeICEM Genel Sekreteri Manfred Warda,

EMCEF Genel Sekreteri Michael Wol-

ters, RETUNSEE Başkanı ve Romanya

Kimya ve Petrokimya İşçileri Sendikası

Başkanı Petre Tancau, ICEM Sanayi ve

Şirket İlişkileri Direktörü Kemal Özkan,

RETUNSEE Genel Sekreteri ve Yuna-

nistan Petrol ve Gaz İşçileri Sendikası

Başkanı Nikos Orfanos,Yunanistan Pet-

rol ve Gaz İşçileri Sendikası Genel Se-

kreteri Panagiotis Kontousiadi,

RETUNSEE Başkan Yardımcısı ve Slo-

venya Enerji İşçileri Sendikası Başkanı

Franc Dolar, Romanya Kimya ve Petro-

kimya İşçileri Sendikası'ndan Ana

Maria Dolhascu, Slovenya Enerji İşçi-

leri Sendikası'ndan Mitja Fabian, RE-

TUNSEE Başkan Yardımcısı ve

Sırbistan Bağımsız Enerji ve Petro-

kimya İşçileri Sendikası'ndan Zoran Jo-

vanovic, Makedonya Kimya ve

Metaldışı Sanayi İşçileri Sendikası Baş-

kanı Zoran Mironovski, Kıbrıs Dev-

rimci İşçi Sendikaları Federasyonu

Dev-İş Genel Başkanı Mehmet Seyis,

Kıbrıs Türk İşçi Sendikaları Federeras-

yonu Türk-Sen Başkanı Arslan Bıçaklı,

Kıbrıs Sağlık-Sen Başkanı Kemal Oktar

da Petrol-İş kongresine katıldılar.

Genel Kurula mesaj gönderen-

ler: Faruk Çelik- Çalışma ve Sos-

yal Güvenlik Bakanı, Mustafa

Kumlu- Türk-İş Genel Başkanı,

Musa Çam- CHP İzmir Milletve-

kili, Doğu Perinçek- İşçi Partisi

Genel Başkanı, Necdet Pamir,

Mürsel Taşçı- Ağaç-İş Genel

Başkanı, Ramazan Ağar- T. Yol-

İş Sendikası Genel Başkanı,Türk-

Harb İş Merkez Yönetim Kurulu,

Muzaffer Akpunar- Liman-İş

Genel Başkanı, Prof. Numan

Kurtulmuş-Halkın Sesi Partisi

Genel Başkanı, Avni Erakalın-

Emekli Sendikacılar Derneği,

Bedrettin Baykaç- Tarım-İş

Genel Başkanı, Pevrul Kavlak-

Türk-İş Genel Sekreteri- Türk-

Metal Genel Başkanı, İzzet Çetin-

CHP Ankara Milletvekili, Dr.

Masum Türker- DSP Genel Baş-

kanı, Nazmi Irgat- Teksif Genel

Başkanı, Serkan Mutlu- Hava-İş

İzmir Şube Başkanı,Doç.Dr. Ser-

pil Çakır- İ.Ü Öğretim Üyesi

genel kurulumuza mesaj gön-

derdiler.

Genel kurula çok sayıda da

kutlama mesajı geldi

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 8

Page 11: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 9

Petrol-İş işçilerin haklarıiçin mücadele eden bir sendika

ICEM Genel Sekreteri Manfred Warda

kogrede yaptığı konuşmada, “Burada

kongrenizde bulunmaktan büyük bir

mutluluk ve onur duyuyor ve nazik da-

vetinizden dolayı teşekkür ediyorum.

ICEM ailesinin sizlere selamlarını ve

dayanışma dileklerini getirdim. Petrol-

İş bu küresel ailenin çok nemli üyelerin-

den biridir. Petrol-İş Sendikası'na

İstanbul'da dünya kimya konferansına

ev sahipliği yaptığı için de teşekkür ede-

rim.”

Warda, Petrol-İş kongresine 132 ülke ve

500 sendikasından 20 milyon üyenin se-

lamını getirdiğini belirterek, Petrol-İş'in

üyelerinin haklarını korumak için mü-

cadele eden bir sendika olduğunu, dün-

yanın her yerindeki dinamikleri hayata

geçirdiğini kaydetti. Batı Avrupa, Al-

manya, Fransa gibi ülkelerin çok uluslu

şirketlerinin davranışlarının utanç verici

olduğunu belirten Warda, bu şirketlerin

kendi ülkelerindeki işçilere tanıdıkları

Genel kurulda konuşma

yapan CHP Genel Başkanı

Kemal Kılıçdaroğlu kendi

içinde bölünmüş işçilerin haklarını

koruyamayacağını, sendikacılara

biraz da sitemde bulunmak istedi-

ğini söyledi. “Susma, sustukça sıra

sana gelecek” sloganını hatırlatmak

istediğini belirten Kılıçdaroğlu şun-

ları söyledi:

“Madem ki alınterinin, emeğin har-

man olduğu bir salondayız. O zaman

ben de sitemlerimi dile getireceğim.

Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa

Öztaşkın'ın, 'Yöneticiliğini korumak

için herşeyi mübah sayan, inancını,

heyecanını yitirmiş, “hak verilmez

alınır” şiarını, “ hak verilir, koltuk

korunur”a dönüştüren sendikacılar

da eklenince bugünkü dramatik

durum ortaya çıkmaktadır' sözlerini

tekrarlamak istiyorum. Sizin güzel

bir sloganınız vardı; 'susma, sus-

tukça sıra sana gelecek' diye. Sizin

sloganınızı size hatırlatırken, eğer

birlik olamıyorsanız, güç olamıyor,

kararlı duramıyorsanız, bilin ki biri-

leri gelir sizi parçalar.”

Uluslararası alandaki sendikal ve

sosyal hakların Türkiye'de kabul

görmemesini içlerine sindiremedik-

lerini belirten Kılıçdaroğlu sözlerini

şöyle sürdürdü: “ Hangi sendikacı-

lıktan bahsediyorsunuz? “Sırtını ik-

tidara dayamış, kamu bankalarından

kredi alan sendikacılık anlayışı mı,

işçinin hakkını sonuna kadar savu-

nan sendikacılık anlayışı mı? Tabii

ki emeğin hakkının savunan sendi-

kacılık anlayışı. Partimizin varlık

nedenlerinden biri de budur; emeğin

hakkını savunmak.”

Çalışanların haklarının ülkemizde

yeterince korunmadığını belirten Kı-

lıçdaroğlu şöyle bir örnek verdi:

“Her yıl Asgari Ücret Tespit Komis-

yonu toplanır. Bu toplantılardan bi-

rinde toplantıya katılan bir sendika

temsilcisi asgari ücret miktarını ye-

terli bulurken Devlet Planlama Teş-

kilatı temsilcisi yetersiz buluyordu.

Bu sendikacılık anlayışı, sendikacı-

lığı geriye götürdü.”

Ücret sendikacılığına da karşı ol-

duklarını söyleyen Kılıçdaroğlu söz-

lerini şöyle sürdürdü:

“Bir fabrikanın yaşaması gerektiğini

biliyoruz, ancak emeğin uluslararası

alanda kabul dilen haklarının, Türki-

ye'de kabul görmemesini de içimize

sindiremiyoruz. Uluslararası alanda

haklar varsa, bu haklara bizim işçi-

mizin de sahip olmasını istiyoruz.”

Sendikalaşmanın önündeki en

büyük engelin taşeronlaştırma oldu-

ğunu, taşeronun en çok kamuda yer

aldığını belirten Kılıçdaroğlu, taşe-

ronlaşmanın hem sendikaların hem

de demokrasinin önünde engel oldu-

ğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, “ Taşe-

ron işçisi 18 saat çalışıyor. Kim bu

kadar saat çalışamam diyebilir. Dese

kapının önüne konulur. Taşeron-

laşma demokrasinin önünde de bir

engel. Taşeronu kaldırmak CHP'nin

boynunun borcudur” dedi.

Kılıçdaroğlu, yakasına taktığı “Sen-

dikalı Ol” rozetini göstererek, “ Sen-

dikalı Ol” rozetini memnuniyetle

taktım. Çünkü biz CHP olarak her-

kesin sendikalı olmasını savunuyo-

ruz. Kayıtdışını kaldırmanın en

kolay yolu o işyerindeki işçileri sen-

dikalı yapmaktan geçer. Siz hiç sen-

dika olan bir yerde vergi kaçağının

olduğunu, prim kaçağının olduğunu

gördünüz mü?” dedi. İşsizlik Sigor-

tası Fonu'ndaki paraların işsizler için

kullanılmadığını, Ekonomik Sosyal

Konsey'in toplanamadığını belirten

Kılıçdaroğlu, oy versin vermesin

bütün işçilerin, emekçilerin, işsizle-

rin, emeklilerin, köylülerin sözcüsü

olacaklarını söyledi.

Kılıçdaroğlu: Taşeronu kaldıracağız

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 9

Page 12: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş10

hakları Türkiye'deki şirketlerinde çalı-

şan işçilere tanımadığını belirtti.

Warda, bu tür çifte standartlı uygulama-

ların karşısında ise Petrol-İş'in direndi-

ğini kaydetti. Warda, ICEM olarak

Petrol-İş'le Novamed'de, Bericap'ta,

Polyplex'te dayanıştıklarını belirterek

küresel sendikalar arasındaki birleş-

mede Petrol-İş'in verdiği destekten do-

layı teşekkür etti.

Petrol-iş sendikası çok büyük mücade-

leler veriyor. Petrol-iş sendikasına her

zaman destek vermeye devam edeceğiz.

Bu ülkeyi seviyorum, sizlerle olmak

bize keyif veriyor. Özellikle Petrol-İş in

örgütlenme kampanyalarını takdir edi-

yoruz. Uluslararası birleşmelere verdiği

destekten dolayı petrol-İş e teşekkür

ederiz. Önmüzdeki Haziran ayı içeri-

sinde küresel federasyonu kuracağız ve

55 milyon emekçi bu çatı altında müca-

dele edecek. Petrol-İş'in ve diğer sendi-

kaların da bu birleşmede önemli rolleri

oldu.

Daha sonra Warda'ya dünya sendikal

hareketine ve Petrol-İş'e verdiği hizmet-

lerden, desteklerden dolayı Genel Baş-

kanımız Mustafa Öztaşkın bir teşekkür

plaketi verdi. Küresel sendikaların bir-

leşmesinde önderlik ettiğini belirtti.

EMCEF Genel Sekreteri Mic-

hael Wolters yaptığı konuş-

mada, Petrol-İş'in kongresine

katılmaktan memnuniyet duydu-

ğunu belirtti ve Petrol-İş ile sıkı ve

samimi bir ilişki içinde olduklarını,

Petrol-İş'i faaliyetlerinden dolayı

takdir ettiklerini söyledi. Wolters,

uluslararası dayanışmada daha ya-

pılacak çok şey olduğunu söyledi.

Wolters şöyle konuştu: “

Petrol-İş'teki dostlarımla tekrar bir-

likte olmaktan gerçekten memnuni-

yet duyuyorum. Sendikal alandaki

meslek yaşamım boyunca Petrol-

İş'le sıkı ve samimi bir ilişki içinde

oldum. Bu ilişkiler Almanya'daki

sendikamın uluslararası ilişkiler so-

rumlusu olarak 1990'larda başladı,

daha sonra ICEM'de Kimya ve Las-

tik İşkolları Sorumlusu olduğum

dönemde sürdü ve şimdilerde

EMCEF Genel Sekreteri olarak

daha da gelişiyor. Bütün bu görev-

lerim boyunca, uluslararası çalışma

söz konusu olduğunda Petrol-İş'in

verdiği destek ve katkıyı hep takdir

ettim. Elbette daha yapacak çok iş

var. Ayrıca, bir Avrupa sendika fe-

derasyonu olarak EMCEF'in Petrol-

İş'le köklü bir işbirliği geleneği var;

ve ben kişisel olarak, Petrol-İş yö-

netiminin Güneydoğu Avrupa

Enerji Sendikaları Bölge Ağı RE-

TUNSEE'yi geliştirme çabalarını

takdirle karşılıyorum. Bu Avrupa

düzeyinde dayanışma ve politik

eylem sorumluluğunun iyi bir örne-

ğidir. Üstelik, Petrol-İş'in sadece

Avrupa'da olup biteni izlemekle

kalmadığını, Türkiye sendikal hare-

WOLTERS: Uluslararası dayanışmada yapılacak çok iş var

Warda’ya teşekkür plaketi

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 10

Page 13: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 11

ketinin Avrupa sendikal hareketinin

bir parçası olması konusundaki ka-

rarlılığını da gösteriyor. Bu ne-

denle, kanımca, AB karar

organlarının ve AB üyesi bütün ül-

kelerin Türkiye'nin AB üyeliğini

kabul etmesi son derece mantıklı-

dır. AB Antlaşması'nın gereklerini

yerine getirmek üzere, sendikal dü-

zeyde olduğu gibi politik düzeyde

yapılacak birçok çalışma var. Açık

söylemek gerekirse, bu alanda iler-

leme kaydetmeye elverişli büyük

bir stratejik fırsat söz konusu: Ül-

kenizdeki kısıtlayıcı ve sendika

karşıtı mevzuat miadını dolduruyor.

Bu bir fırsattır ve kullanılmalıdır.

Bu yılın başlarında Maden-İş'in

kongresine katıldım ve Mustafa Öz-

taşkın'ın Türkiye'deki sendikaların

önündeki görevler konusunda coş-

kuyla ve açıkça söylediklerinden et-

kilendim. Öztaşkın'ın öbür

sendikaların başkanlarını da ikna

edebileceğini umuyordum ve hâlâ

umuyorum.”

Yaşadığımız dönem büyük zorluklarla dolu. Yaşadığımız dönemin büyük zorluk-

larla dolu olduğunu belirten Wol-

ters, “Sadece Avrupa'daki ve

dünyadaki mali ve ekonomik kriz-

den dolayı değil; bütün dünyada

sendikaları güçlendirmek de büyük

bir zorluk olarak önümüzde duru-

yor. Uluslararası düzeyde, 3 büyük

ve saygın küresel sanayi federas-

yonu gelecek yıl Haziran ayında

yeni ve daha güçlü bir federasyon

kuracak. Ayrıca, gelecek yıl Mayıs

ayında, metal ve tekstil federasyon-

larıyla birlikte yeni bir Avrupa Fe-

derasyonu'nun kurulmasından

sorumlu olduğumu söylemekten de

gurur duyuyorum” dedi.

Bütün Avrupa'da yaklaşık 8 milyon

üyeli yeni bir dev federasyonun ku-

rulmasına sadece bir adım kaldığini,

üye örgütlerle yeni bir çatı kurmakla

kalınmayacağını; o çatıya hayat ver-

mek istediklerini belirten Wolters,

konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu ise yeni federasyonun politik

hedefleri konusunda ne kadar ka-

rarlı olduğunu gösteriyor. Sendikal

haklar için ve sendikal hak ihlalle-

rine karşı mücadele her zaman

somut bir eylem alanı olacaktır.

İkinci olarak, bağlı olduğumuz sek-

törlere, o sektörlerde çalışan işçilere

ve onların ailelerine sürdürülebilir

bir gelecek sağlamak için sanayi po-

litikası alanında vereceğimiz müca-

delede birçok ülkeden sendikaları

bir araya getirmek zorunda olduğu-

muzu son dönemdeki deneyimleri-

mizden öğrendik. Demin sözünü

ettiğim RETUNSEE ağı bunun ör-

neklerinden sadece biri. Konuş-

mamı bitirmeden önce, sizleri yeni

federasyonda geçmişte olduğunuz

kadar aktif olmaya çağırıyorum. Av-

rupa düzeyindeki sendikal çalışma

ile uluslararası sendikal çalışma ara-

sındaki ilişkilerin politik ve kişisel

yönden gelecekte çok daha güçlü

olacağından emin olabilirsiniz. Ör-

gütümüz EMCEF ile uluslararası fe-

derasyon arasındaki ilişkilerin çok

iyi olacağından emin olabilirsiniz.”

Başrol DayanışmanınOyuncular Sendikası Başkanı Mehmet

Ali Alabora yaptığı konuşmada” Petrol-

İş'in Genel Kurulu'nda bir sendika baş-

kanı olarak konuşacağım aklıma gel-

mezdi. Bizim oyuncular olarak sloganı-

mız “Başrol dayanışmanın.” Ama biz

sadece oyuncularla değil,tüm işçilerle

dayanışmak istiyoruz. Tüm işçilerle da-

yanışmanın kabul edildiği madde oybir-

liği ile tüzüğümüze de eklendi.

Bundan sonra birlikte olacağız, emekten

yana dünyayı birlikte kuracağız” dedi.

İşçi sınıfının ayağa kalkma zamanı

Genel Kurulu Blok olarak selamlayan

Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku

İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent

Tüzel yaptığı konuşmada, Torba Yasa,

Ulusal İstihdam Stratejisi, Özel İstih-

dam Büroları, Kıdem Tazminatı gibi ko-

nularda işçi sınıfının saldırılarla karşı

karşıya olduğunu, bu saldırılara karşı

işçi sınıfının tam da ayağa kalkma za-

manının geldiğini söyledi. 10 sendika-

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 11

Page 14: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş12

nın kurduğu Sendikal Güç Birliği Plat-

formu'nun çok önemli olduğunu belirten

Tüzel, “Sendikal hareketin çok önemli

görevleri var. Saldırıların farkındaysak,

yüzde 8'lik büyümeden işçilerin payına

bir şey düşmediğini de görüyoruz de-

mektir. Demokratikleşme ve Kürt soru-

nunun çözümü konusunda işçi sınıfının

üzerine büyük görev düşüyor. Bu sava-

şın durması için barış çığlığının daha

gür atılması gerekiyor” dedi. İşçi sınıfı-

nın “İşçilerin birliği, halkların kardeş-

liği” mücadelesi vermesi gerektiğini

dile getiren Tüzel, Blok olarak Ekim

ayında Mecliste işçilerin sözcüsü ola-

rak, demokratik ve eşitlikçi bir anayasa

için birlikte mücadele edeceklerini söy-

ledi. Tüzel, Petrol-İş'in “Sendikalı Ol”

çalışmasının yanında olduklarını ve des-

teklediklerini belirti.

Türkiye, ABD'nin piyonuyapılmak isteniyorGenel Kurul'un ilk gününde öğleden

sonraki bölümünde ise diğer konuklar

birer konuşma yaptılar. İşçi Partisi

Genel Başkan Yardımcısı Ferit İlsever

yaptığı konuşmada Ulusal İstihdam

Stratejisine değinerek sınıf mücadelesi-

nin daha da yükseltilmesi gerektiği ko-

şullarla karşı karşıya olunduğunu,

Ulusal İstihdam Stratejisi'nin özünün ta-

şeronlaştırma, kuralsızlaştırma, güven-

cesiz çalışma olduğunu söyledi. İlsever

10 sendikanın oluşturduğu Sendikal

Güç Birliği Platformu'nun sendikal ha-

rekette önemli bir adım olduğunu be-

lirtti. Türkiye'nin ABD emperyalizminin

piyonu yapılmaya çalışıldığını ifade

eden İlsever, ülkeyi bölme anayasasına

karşı da hep birlikte mücadele edilmesi

geriktiğini sözlerine ekledi.

Kıdem tazminatınıza sahip çıkınDemokrat Parti Genel Başkan Yardım-

cısı Mecit Hazır yaptığı konuşmada, üç

siyasi liderin idam edildiği 17 Eylül gü-

nünün Türkiye demokrasi tarihinde bir

kara gün olduğunu, siyasi düşüncelerin-

den dolayı idamlara karşı olduklarını

belirtti. “Ben bir işçiyim, metal işko-

lunda sendikacılık yaptım” diyen Hazır,

kıdem tazminatının bir işçiye yüzde 8

getirisi olduğunu, Hükümetin verdiği

Avusturya örneğinde bu getirinin ücre-

tin içinde ancak yüzde 1.3'e kadar düş-

tüğünü belirterek işçilerin kıdem

tazminatı haklarına sonuna kadar sahip

çıkmaları gerektiğini bildirdi.

Cemail Bakındı: Türk-İş hasta yatağındaTürk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekre-

teri ve TOLEYİS Genel Başkanı Cemail

Bakındı Türk-İş'in hala hasta yatağında

yattığını ama gelecekte yeniden eski

Türk-İş olacağını söyledi. Sendikal Güç

Birliği Platformu'nu oluşturan 10 sendi-

kanın mevki peşinde koşmadığını, sen-

dikal hareketin çaresizliği içinde bir

çare aradıklarını belirten Bakındı “Tüm

bu olumsuz koşullara rağmen işçi hare-

ketinden kopamayız. Türk-İş yönetimi

bildiriyi yazanlara “Gelin bakalım, ne

yapıyorsunuz, niçin bunu yazıyorsu-

nuz?” diyecek yerde ayrıştırmaya çalı-

şıyor. Bu tavrı doğru bulmuyorum.

Tabanla birlikte hareket edecek bir

Türk-İş'e ihtiyaç var. Türk-İş Anayasa

referandumu sürecinde de sınıfta kaldı.

Kıdem tazminatımıza da dokunacaklar,

işçilerin diğer haklarına da dokunacak-

lar. Özlenen Türk-İş'i hep birlikte kur-

mamız lazım” dedi. Kapitalizmin iflas

ettiğini, krizin faturasının işçilere öde-

tildiğini belirten Bakındı, vergi sistemi-

nin de adaletsiz olduğunu, çalışanların

bu sisteme karşı çıkması gerektiğini

çünkü bu sistemin sermayeyi teşvik sis-

temi olduğunu belirtti.

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 12

Page 15: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 13

“Sendika Geleceğindir” filminde rol alan oyuncular

Altan Gördüm, Feride Çetin, Mehmet Erbil ve Baha-

dır Bingöl ile film ekibi de Genel Kurul’a katılırken,

Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın sanatçılara birer

plaket plaket verdi. Oyuncular ve film ekibini sahneye

davet eden Öztaşkın, kendilerine teşekkür ederek plaketlerini sundu.

Kürsüye çıkan sanatçılar da birer konuşma yaptılar.

Aynı filmde oynayan Erkan Can ise ödül törenimize katılamadı. Feride Çetin törende, “Bir

işçi çocuğu olarak, bütün çocukluğu grevlerde geçmiş biri olarak bu ödülü almaktan gurur

duyuyorum” derken Altan Gördüm de “Bu onurlu projede yer almış olmaktan çok mut-

luyum. Sendikalar demokrasinin vazgeçilmez kurumlarının başında gelir. Ben bu filmde

seve seve rol aldım. Çünkü Türkiye işçi sınıfına inanıyorum” diye konuştu. Mehmet Erbil ve Ba-

hadır Bingöl de Petrol-İş Sendikası'na teşekkür ederek, işçi sınıfı mücadelesinde başarılar dilediler.

Sendika Geleceğindirfilminde oynayansanatçılara plaket

Emek hareketi birleşmeliHalkın Sesi Partisi Genel Başkan Yardım-

cısı Prof. Dr. Zeki Kılıçarslan genel ku-

rulda yaptığı konuşmada, kapitalizmin

sonunun geldiğini, çözümün herşeyden

önce taraf olmakta olduğunu söyledi. Tür-

kiye' de çalışma hayatında kıdem tazmi-

natı tartışmalarına gelmeden önce hemen

yapılması gerekenlerin, kayıt dışı çalış-

mayı ortadan kaldırmak ve kamuda taşe-

ron işçi çalıştırılmasını derhal sonlandır-

mak, bütün çalışanların sendikalı, toplu

sözleşmeli çalışma düzenine geçmesinin

yolunu açmak olduğunu belirten Kılıçars-

lan şöyle devam etti:

“Bu dönemde emek hareketini birleştirici

bir güç birliğine ihtiyaç var. İşçi-memur

bütün çalışanlarla ortak hareket edilmeli.

Bugün hastaneler başta olmak üzere taşe-

ronlaşma gittikçe yaygınlaşıyor. Sendikalı

işçiler taşeron işçiler için ne yaptığını sor-

gulamalı. Etnik, dini, mesleki, tüm kesim-

ler eşitlik, adalet, özgürlük için biraraya

gelmeli ve birlikte mücadele etmeli. Hü-

kümetin İstihdam Paketi adını verdiği ve

esasta çalışma hayatını esnekleştirme

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 13

Page 16: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş14

adına bugünkünden daha da fazla düzen-

sizleştirecek ve işçiler aleyhine değiştire-

cek tasarılardan biri de Kıdem

Tazminatının kaldırılıp yerine "Kıdem

Tazminatı Fonu" oluşturma düşüncesidir.

Bu konudaki yasa tasarısı henüz resmi

olarak açıklanmasa da gerek hükümet yet-

kililerinin açıklamalarından gerekse çe-

şitli kaynaklardan basına yansıyan bilgiler

bu tasarı ile işçilerin kazanılmış haklarının

önemli ölçüde yitirme tehlikesi içinde ol-

duğunu göstermektedir. Kıdem Tazmina-

tı'nın bugünkü önemli işlevlerinden birisi

toplu olarak işçilerin işten çıkarılmalarına

karşı bir güvence oluşturmasıdır. Bu ya-

sayla bu ortadan kaldırılmış olacaktır.

Çünkü işveren bir tazminat ödemeyecek-

tir. Böylelikle işçiler işsizlik tehlikesi al-

tında çok daha fazla boyun eğdirilmeye

zorlanacaktır."

Türkel: Türk-İş işçi sınıfını oyalamakla meşgul

Sendikal Güç Birliği Platformu adına bir

konuşma yapan Tekgıda-İş Genel Başanı

Mustafa Türkel de Petrol-İş'in sınıf müca-

delesinde önemli bir konumu olduğunu,

özelleştirmelere, işten atmalara karşı mü-

cadele ve dayanışmayı önüne koyan bir

sendika oluğunu belirterek, “Petrol-İş,

Irak işgalinin bir özelleştirme harekatı ol-

duğunu kamuoyuna aktarmaya çalışmış,

Petkim ve Tüpraş'ın özelleştirilmesine

karşı mücadele vermiş, Tekel işçilerinin

mücadelesini de desteklemiştir” dedi.

AKP iktidarı ile birlikte emek mücadele-

sinin çok zorlaştığını, yandaş medya, yan-

daş yargı sistemi, yandaş konfederasyon

yaratıldığını, bu iktidarla birlikte kitlele-

rin, muhalefetin susturulmaya çalışıldığını

söyledi.

Bugünkü zor koşullarda Türk-İş içinde

nasıl bir sendikacılık yapılması gerekti-

ğini uzun uzun konuşup tartıştıklarını

ancak Türk-İş yönetiminin mücadeleci

sendikacılık anlayışını benimsemediği

için 10 sendika olarak biraraya geldikle-

rini belirten Türkel konuşmasını şöyle

sürdürdü:

“Daha sonra bu güç birliğini ve nasıl bir

sendikacılık yapacağımızı 1 Temmuz'da

kamuoyuna deklare ettik. Emek mücade-

lesine emek veren herkesle, her kesimle

DİSK; KESK de dahil her kesimle bu mü-

cadeleyi genişletmeyi, yeni bir çekim

merkezi yaratmayı istiyoruz. Bu oluşum

sürecinde baskı, engelleme ve sendikacı

dostlarımızdan eleştiri de aldık. Hüküme-

tin gündeminde işçi sınıfına yönelik bir-

çok saldırı planı var. Ama Türk-İş işçi

sınıfını oyalamakla meşgul. Kıdem tazmi-

natı tekrar gündeme geliyor. Sendikalar

Yasası gündemde. Sendikaların üzerin-

deki baskıların kalkması için, 12 Eylül ya-

salarının kalkması için bu iktidar olumlu

yönde hiçbir yasal düzenleme yapmaya-

cak. Hatta 12 Eylül yasaları dediğimiz

Sendikalar Yasası'na bile rahmet okutacak

bir düzenleme yapacak. Bunu göremiyor-

larsa sendikal hareketin önderlerine

“Yuh” olsun. 18 haktan 9'u elden gider-

ken, “şu elimizde kalıyor” diye sevinile-

bilir mi?”

Siyasi iktidarın “engelleri kaldıracağız”

söyleminin altında mutlaka işçilerin hak-

larının elinden alınacağının geldiğini be-

lirten Türkel, kıdem tazminatının

kaldırılmak, bölgesel asgari ücretin, özel

istihdam bürolarının getirilmek istendi-

ğini, bu koşullarda kimilerinin ise iktidarı

eleştirmek yerine sendikaları eleştirdiğini

söyledi.

Türkel, Sendikal Güç Birliği Platfor-

mu'nun tüm bunlara karşı mücadele

etmek için yola çıktığını, kıdem tazmina-

tına dokunulduğu gün kamu ve özel sek-

törde şarteri indireceklerini belirtti.

Türkel, “İktidara yalakalık yapmak için

bu konuları tartışalım diyorlar. Bu konular

tartışılmaz. Bizim elimize, ayağımıza ke-

lepçe vurulmasına izin vermeyin. Kıdem

tazminatımıza dokunurlarsa herkesi şarte-

rin bir kenarından tutmaya çağırıyoruz.

Sendikal Güç Birliği Platformu olarak

bizler eğilmeyeceğiz, teslim olmadık ve

olmayacağız.”

Kadın Emeği İstihdamını Geliştirme Mer-

kezi adına konuşan Serap Güre de kadın-

lara ilişkin Petrol-İş'in tüzüğünde yaptığı

olumlu değişikliklerden memnuniyet duy-

duklarını ve bunları desteklediklerini be-

lirtti. Güre, tüm sendikalar, siyasi partiler

ve sivil toplum kuruluşlarının bu yönde

çalışmalar yapması gerektiğini bildirdi.

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 14

Page 17: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 15

Daha sonra ICEM Genel Se-

kreteri Manfred Warda,

EMCEF Genel Sekreteri

Michael Wolters, RETUNSEE Baş-

kanı ve Romanya Kimya ve Petro-

kimya İşçileri Sendikası Başkanı

Petre Tancau, ICEM Sanayi ve Şir-

ket İlişkileri Direktörü Kemal

Özkan, RETUNSEE Genel Sekre-

teri ve Yunanistan Petrol ve Gaz İş-

çileri Sendikası Başkanı Nikos

Orfanos,Yunanistan Petrol ve Gaz

İşçileri Sendikası Genel Sekreteri

Panagiotis Kontousiadi, RETUN-

SEE Başkan Yardımcısı ve Slovenya

Enerji İşçileri Sendikası Başkanı

Franc Dolar, Romanya Kimya ve

Petrokimya İşçileri Sendikası'ndan

Ana Maria Dolhascu, Grosu Cons-

tantin, Slovenya Enerji İşçileri Sen-

dikası'ndan Mitja Fabian,

RETUNSEE Başkan Yardımcısı ve

Sırbistan Bağımsız Enerji ve Petro-

kimya İşçileri Sendikası'ndan Zoran

Jovanovic, Makedonya Kimya ve

Metaldışı Sanayi İşçileri Sendikası

Başkanı Zoran Mironovski, Kıbrıs

Devrimci İşçi Sendikaları Federas-

yonu Dev-İş Genel Başkanı Mehmet

Seyis, Kıbrıs Türk İşçi Sendikaları

Federerasyonu Türk-Sen Başkanı

Arslan Bıçaklı, Kıbrıs Sağlık-Sen

Başkanı Kemal Oktar hep birlikte

platforma davet edildiler.

Yabancı sendikacıların her biri kür-

süde söz alarak geldikleri ülkelerin

işçi sınıfının ve sendikalarının se-

lamlarını, dayanışma dileklerini ge-

tirdiklerini belirterek, Petrol-İş kon-

gresinin başarılı geçmesi, Türkiye ve

dünya işçi sınıfına hayırlı olması te-

mennisinde bulundular. Yabancı ko-

nuklar Petrol-İş'in davetine de

teşekkür ederek, sektördeki dünya

sendikaları olarak Petrol-İş ile bir-

likte daha güçlü olduklarını, ekmek,

barış ve özgürlük mücadelesinde

Petrol-İş ile birlikte mücadele et-

mekten onur ve gurur duyduklarını,

mutlu olduklarını dile getirdiler.

Petre Tancau yaptığı konuşmada,

“Retunsee ağının genel başkanıyım.

Burada binlerce Retunsee üyesi

adına sizlere merhaba diyorum. İyi

bir kongre geçirmeniz dileğiyle he-

pinize teşekkür ediyorum” dedi.

Nikos Orfanos yaptığı konuşmada,

“Bugün bütün dünyada ortak sloga-

nımız; ekmek, barış ve özgürlük.

Hepimiz, dünyanın bütün işçileri,

emekçileri, sendikacıları olarak bir-

Yabancı sendikacılar kürsüde...

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 15

Page 18: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş16

likte olmalı, hep birlikte mücadele

etmeliyiz, edeceğiz de” dedi.

Franc Dolar ise bugün dünyada eko-

nomik ve sosyal krizlerin yaşandı-

ğını, krizin yükünün emekçilere

yüklenmemesi için, bunu başarmak

için çalışanların iktidarı ele alması

gerektiğini, bir gün mutlaka halkın

iktidara geleceğini söyledi.

Zoran Jovanovic yaptığı konuş-

mada, Petrol-İş kongresinde bulun-

maktan gurur duyduklarını, işçi

sınıfının ve sendikacıların görevinin

büyük ve ağır olduğunu, bu ağır so-

rumluluk isteyen görevi başarılı ça-

lışmalarla yerine getirebileceklerini

söyledi.

Zoran Moronovski ise Makedon-

ya'nın küçük bir ülke, sendikalarının

da küçük bir sendika olduğunu söy-

leyerek, “ Ama bizi biz yapan bizim

hak mücadelemiz ve kalbimizdir.

Her işveren ve siyasi iktidar emek-

çiyi daha çok çalıştırmak, daha

düşük ücret vermek, daha çok sö-

mürmek ister. Petrol-İş'i özelleştir-

melere karşı, işçi sınıfına saldırılara

karşı mücadelelerinden dolayı des-

tekliyor ve tebrik ediyoruz. Sendika-

nız ile işbirliğini devam ettirmek

istiyoruz” dedi.

Kıbrıs Devrimci İşçi Sendikaları Fe-

derasyonu (Dev-İş) Genel Başanı

Mehmet Seyis Petrol-İş kongresine

katılanları selamlayarak başladığı

konuşmasında “ Hepinizi Dev-İş

adına saygıyla selamlıyorum. Bizler

bitmeyen kavganın neferleriyiz. Bir-

likte mücadele ederek, dayanışma

ile kazanacağız” dedi.

Türk-İş'in sadece tabelası kaldı Kıbrıs Türk İşçi Sendikaları Fede-

rasyonu Türk-Sen Genel Başkanı

Arslan Bıçaklı da yaptığı konuş-

mada, “ Petrol-İş Genel Başkanı

Mustafa Öztaşkın'ın konuşmasının

altına imzamı atarım. Özelleştirme

KKTC'de de gündeme geliyor.

Özelleştirilmek istenen mallar hal-

kın malı. Siz kimin malını kime sa-

tıyorsunuz? Özelleştirme Yasası'na

karşı şarteri indireceğiz. Türk-İş bi-

zimle konuşmuyor. Biz de Türk-İş

yönetimine 'Ne kararınızı ne de tem-

silcinizi tanıyoruz' dedik. Sendikal

Güç Birliği Platformu'na 11. örgüt

olarak bizi de dahil edebilirsiniz.

Türk-İş'in sadece tabelası kaldı.

Türk-İş'in başına işçi sınıfını gerçek-

ten temsil edecek yöneticilerin gel-

mesi lazım” dedi.

Bıçaklı, daha sonra Petrol-İş adına

Genel Başkanımız Mustafa Öztaş-

kın'a Kıbrıslı emekçilerin ürettiği ar-

mağanı takdim etti.

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 16

Page 19: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 17

Petrol-İş Eski Başkanları kürsüde...

Genel Kurula Petrol-İş eski baş-

kanları Ziya Hepbir, İsmail

Topkar, Bayram Yıldırım ve

Adnan Özcan da katıldılar.

İsmail Topkar Genel Kurul'da yaptığı

konuşmada ağır sanayiiden gelme bir

işçi ve sendikacı olduğunu, siyasi parti-

lerin sülük gibi halkın yakasına yapıştı-

ğını ve ezmeye çalıştığını belirterek

şunları söyledi:

“Siyasi partilerin, siyasi iktidarların bu

anlayışından, emekçileri ezen politikala-

rından nefret ediyorum. Çünkü çalışan-

ları, üretim yapan insanları, emekçileri

sefalete sürüklüyorlar. Ancak biz bu si-

yasi iktidarlara, sermayeye karşı ciddi

bir duruş sergilersek onlar bu politikaları

uygulayamazlar. Bugün başarısız olabi-

lirsiniz ama umutsuz olmayın, umudu-

nuzu kaybetmeyin. 31 Aralık 1961'de

yapılan tarihi Saraçhane Mitingini düşü-

nün. Sendikalar o dönemde maddi ola-

rak çok yoksuldu, para yoktu. O günkü

koşullara rağmen mücadele ettik. O gün-

lerdeki gibi bugünlerde de tarihi Saraç-

hane Mitingi gibi mitingler

düzenlemeliyiz. Kıdem tazminatı hak-

kını yok etmeye çalışanlar cehennemin

dibine kadar gitsin. Sıkılmış yumruk gibi

birleştiğinizde, 3-5 milyonu Saraçhane

mitingine götürdüğünüzde hiçbir güç

karşınızda duramaz.” Bugünkü Türk-İş

yönetiminin sorunlara karşı çok duyarsız

olduğunu, 10 sendikadan oluşan Sendi-

kal Güç Birliği Platformu'nun işçi sınıfı

mücadelesine çok büyük katkılarının

olacağını ifade eden Topkar, Türkiye

sendikal hareketinin de Sendika Akade-

misi kurması gerektiğini, TİSK'in Aka-

demisi'nde 58 profesörün çalıştığını

belirtti.

Hepbir: Tuttuğunuz orucubozmayın, yoksa hapı yutarsınız!Petrol-İş Eski Genel Başkanı Ziya Hep-

bir kürsüde konuşmasına Divan Başkanı

Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin'e

atıfla, “ Hava-İş'i doğuran da Petrol-

İş'tir. Görüyorsunuz ki emeklerimizin

karşılığını alıyoruz. Bütün delege arka-

daşlarımın alnından bu temiz dudakla-

rımla öperim” diyerek başladı.

Petrol-İş'in İsrail'e Başbakan Erdo-

ğan'dan önce “one minute” dediğini be-

lirten Hepbir o dönemlere ilişkin

anılarını da şöyle anlattı:

“Ben Uluslararası Petrol İşçileri Fede-

rasyonu'nun 2. Başkanıydım. Bir top-

lantı için Ürdün'e gittim. İsrail gelmiş,

Ürdün'ü işgal etmişti. Yine başka bir top-

lantı için Mısır'da bulunuyordum. İsrail

orayı da işgal etmişti. İsrail Lübnan'daki

uçakları duman etti; bir Cuma günü mil-

let namazda iken hepsini sıfırlayıp gitti-

ler. Bunların hepsini gördüm.1969'da

Cenevre'de dünya sendikalarının bir top-

lantısında bulunuyordum. O toplantıda

İsrail'in uyguladığı politikalardan dolayı

kınanması için Petrol-İş olarak ilk teklifi

biz verdik. Yani biz Petrol-İş olarak İs-

rail'e Erdoğan'dan önce “one minute”

demiş bir sendikayız. Şimdi de sülükler

Ortadoğu'da, Libya'da etrafı sardı. İngi-

liz ve Fransızlar Türkiye Başbakanından

önce, Türkiye'yi bertaraf etmek için

Libya'ya gittiler, sırf petrol için. Ancak

TPAO orada verimli bir kuyu buldu, gra-

vitesi yüksek petrol rezervine ulaştı.”

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 17

Page 20: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş18

Paşabahçe grevi başladığı dönemde 16-

17 sendikanın bu grevi desteklediğini

ancak daha sonra grevi destekleyen sen-

dika sayısının 6-7'ye düştüğünü, o dö-

nemde Genel-İş Başkanı Abdullah

Baştürk'ün DİSK'i birlikte kurma teklifi

getirdiklerini belirten Hepbir şöyle

devam etti:

“Ancak bizler Türk-İş içinde kalarak

sendikal mücadele vermeyi tercih ettik.

DİSK şu anda daha pasif hale geldi.

Türk-İş'in sesi soluğu çıkmıyor. 10-11

sendikanın biraraya gelerek güçbirliği

oluşturmalarını çok önemsiyorum. Tut-

tuğunuz orucu bozmayın. Bunu devam

ettirirseniz köprüyü geçersiniz, yoksa

hapı yutarsınız.” Muhalefet partisi lideri

Kılıçdaroğlu'nun kongrede yaptığı ko-

nuşmada ağzından genel grev sözü çık-

madığını, işçi sınıfının hak grevi, genel

grev haklarını almadan, şarter indirerek

sorunlarını çözemeyeceğini söyleyen

Hepbir şöyle devam etti:

“Geçmiş dönemlerde siyasi iktidarların,

sermayenin Petrol-İş'ten çekinmelerinin

nedeni grev yapma hakkımızın olma-

sıydı. Şu anda tosun gibi bir genci çelik

hücreye koydular. Nefes alıyor, soluk

alıyor ama bir türlü dışarı çıkamıyor.

Hücreden çıkabilmesi için hak grevine,

genel grevine hazır olması lazım. Kılıç-

daroğlu'nun kardeşi Kocaeli'nde bir fab-

rikada çalışıyordu.

Yıllar öncesinden Kılıçdaroğlu'nu tanı-

rım. Kendisine bir mektup yazdım. Top-

lum içine girdiğinizde genel grevi, hak

grevini eksik etmeyin diye. Ama bu ko-

nularda kendisinden bir ses çıkmıyor.”

Daha sonra Komisyon raporları okundu

ve oylandı. Merkez yönetim kurulu

adaylarının okunması, çalışma raporla-

rının okunması ve müzakerelerden sonra

delegelerin konuşmalarına geçildi.

DELEGELER KONUŞUYOR

Genel Kurulda konuşandelegeler işçi sınıfının,sendikal hareketiniçinde bulunduğu du-ruma dikkatçekerek, örgütlenme vebirleşik mücadeleyigündeme getirdiler.

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 18

Page 21: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 19

Petrol-İş'i “Sendikalı Ol”

kampanyasından dolayı

kutluyorum. Son yıllarda

işçi sınıfının örnek gösterilebile-

cek ön önemli direnişi Tekel di-

renişi oldu. Ancak Türk-İş

tutarsızlıklarıyla sendikal müca-

delede sınıfta kaldı. Sendikal

Güç Birliği Platformu'nu oluştu-

ran 10 sendikayı kutluyor ve bu

hareketi destekliyoruz. Şu sağ-

cıdır, bu solcudur diye şube-

lerde dedikodu yapılıyor. Bu

durum genel kurula da yansıdı.

Hangi işi kim daha iyi yapabile-

cekse onu seçmemiz gerekir.

Görevi kim daha iyi yapacaksa

ona bakmamız lazım. Sermaye

bunu böyle yapıyor.

Sendikamızın gelirleri giderle-

rini karşılamıyor. Savurganlık

var. Sendika radikal kararlar al-

malı. Bunun için örgütlenmeye

çok önem vermeliyiz. Geleceğin

aydınlık olmasını, genel kurulu-

muzun işçi sınıfına ülkemize

hayırlı olmasını dilerim.

Örgütlenmeye çok önem vermeliyizSelahattin Deveci- Adana Şube:

Yüzbinlerce işçi bizleri bekliyor ama biz onlara ulaşamıyoruz

İbrahim Karataş - Gebze Şube:

Petrol-İş 1950'de kurulmuş bir

sendika. 61 yıldır işçi sınıfına

hizmet ediyor. Her şey patron-

lara göre düzenleniyor da neden eko-

nomik krizler çıkıyor? 2008'de çıkan

finans krizinin bedelini biz işçiler ödü-

yoruz. Demek ki patronlar herşeyi iyi

bilmiyor. Bu krizlere rağmen her yıl

yeni dolar milyonerleri listeleri yayın-

lanıyor. Aklın yolu birse akılsızlığın

yolu da birdir. İşçi sınıfı bu krizlere

çaresiz yakalandı. İşçiler daha da yok-

sullaştı. Kriz daha da derinleşiyor, hak

gaspları daha da yaygınlaşıyor. Petrol-

İş'e, bizlere ise daha fazla sorumluluk

düşüyor. Mesele, örgütlü gücümüzle,

tüm kalbimizle işçi sınıfı için daha

fazla çalışmak. Arap Emirliklerinde iş-

çiler başkaldırdı, diktatörler devrildi.

Özgürlük, eşitlik adalet için mücadele

edenlere buradan selam gönderiyoruz.

Latin Amerika işçi sınıfı, Ortadoğu

halkları, Avrupa işçi sınıfı ayağa

kalktı. Çünkü saldırılar hala sürüyor,

herşey sarsılıyor.

Türkiye'de ise sendikal hareket kan

kaybediyor, eriyoruz. Kıdem tazmi-

natı, Kürt Sorunu, Ortadoğu'daki ge-

lişmeler tartışılıyor ama bunları anla-

mak bize yetmemeli, müdahale etmeli,

tavır almalıyız. Olduğu yerde duran,

söylemlerle yetinen bir örgüt mü ola-

cağız? Yoksa etkileyen, değiştiren bir

örgüt mü olacağız? Hepimiz fabrikada

işçiyiz ama mahallede şucu, bucu olu-

yoruz. Dinamizme, örgütlü güce sahip

değiliz. Bugünün şartlarında fabrika-

larda örgütlenmek zor ama bu maza-

ret olamaz. Örgütlenme işinde yeteri

kadar kararlı, ısrarlı, başarılı değiliz.

Bunca değişim olurken biz bu işi be-

ceremiyoruz. Örgütlenmeye yeteri

kadar önem vermiyoruz. İdari önlem-

lerle sorunlarımızı çözmeye çalışıyo-

ruz.

Bu mesele yazıp çizmekle, akademis-

yenlerle, salt mesai saatlerinde çalışa-

rak çözülemez. Biz örgütlenmeyi

Gebze'de başardık. Gebze şubeyi en

iyi şube haline getirdik. Binlerce, yüz-

binlerce işçi bizi bekliyor ama bizler

fabrikalara ulaşamıyor, küçük rakam-

larla uğraşıyoruz. Eğitimlerimiz ulaşı-

labilir, anlaşılabilir olmalı. Bu konuda

da eksiklerimiz var. Dünyayı ve Türki-

ye'yi doğru yorumlayamıyoruz. Eği-

tim sistemimizi ciddi bir şekilde

tartışmamız lazım. 10 sendika Türk-

İş'i eleştiriyor ama bu sendikaların

içinde de hatalar yapılıyor. Sorunları

çözmek için hukuk servislerine havale

ediyoruz. O zaman sendikaları kapatıp

işyerlerine hukuk bürosu açalım.

Niçin birarada olduğumuzu asla unut-

mamalıyız.

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 19

Page 22: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

Bu piramidin en altında

vardiyalı çalışan bir işçi-

yim. Petrol-İş üyesi ol-

maktan, Petkim'li olmaktan gurur

duyuyorum. Haklarımız 12 Eylül

öncesinin de gerisinde. O tarihten

bu yana sendika sayısı arttı ama

haklarımız azaldı.

Ülkemizde bir o kadar memur

sendikası, konfederasyonu, bir o

kadar da işçi sendikası, konfede-

rasyonu var. Daha çok sendika,

daha çok hak mı, daha çok de-

mokrasi mi? Hayır. Geçen yıl 12

Eylül'deki Anayasa referandu-

munda bir işyerinde iki sendika-

nın olmasını da oyladık. Çok sen-

dika, çok örgüt bizim aşımızı

arttıracak mı? Hayır. Tabela sen-

dikaları çoğalıyor. Ancak bunlar

işinin değil, işverenlerin haklarını

koruyor. Küreselleşme dünyayı

ve ülkemizi işverenler ve hükü-

metler için cennet, işçiler için ce-

hennem haline getirdi. Ne

yapmamız lazım peki? Birlik ol-

mamız lazım. Ancak birlik olur-

sak haklarımızı alabiliriz.

Dünyanın bütün işçileri, dünyanın

bütün sendikaları birleşin. Yoksa

hiç birimizin kurtuluşu yok!

petrol-iş20

Dünyanın bütün işçileri, dünyanın bütün sendikaları birleşin

İşinin ehli yöneticilerin ipini çekmek için oy kullanmayalım

İsmail Doğan- Aliağa Şube Başkanı:

Hüseyin Belmen - Aliağa Şube:

Bu salondaki delegeler 25

bin işçiden yetki alarak bu

genel kurula geldiler. Sen-

dika yöneticilerini seçerken ne

bizim köylüyü, ne bizim partiliyi

ne de bizim arkadaşı seçelim; işi-

nin ehlini seçelim. Seni sevmiyo-

rum ama sen bu işi daha iyi

yaparsın demek lazım. İşinin ehli

yöneticilerin ipini çekmek için oy

kullanmayalım. Sendikalar dedi-

kodu ile yönetilemez. İşin ehline

görev vermezseniz, dedikoducu-

lara oy verirseniz arabayı ehliyet-

siz sürücüye teslim etmiş

olursunuz. Üye- sendika ilişkisi

son yıllarda çok zedelendi. Şimdi

keselenmek lazım. Bölünmekten

yana değil, birleşmekten yana

tavır alalım. Petkim'de 2006'da

bir kazık yemiştik. Bu işe yeni

giren çocukların hepsi sorunlara

benim baktığım yerden bakmaz.

Cebimizde para yetmiyordu. Koç

gibi direnerek toplu iş sözleşme-

siyle ücretlerimizi arttırdık. Toplu

iş sözleşmelerinde, “kriz geliyor,

bu para alınamaz” derseniz, böyle

sendikacılık da böyle yöneticilik

de olmaz.

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 20

Page 23: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 21

Saldırıları ancak emek ekseninde birleşerek püskürtebiliriz

Ahmet Akpunar - İstanbul 1 Nolu Şube:

Türkiye'de sendikacılığın

okulu yok. Emekçiler,

işçi liderleri fabrikada ye-

tişir. Yaşam tarzları iş, ekmek,

özgürlük mücadelesi temelinde

şekillenir. Tekel işçileri 4/C'yi

kabul etmeyerek Ankara'nın so-

ğuğunda, ayazında, yağmurunda,

çamurunda 78 gün direndiler.

Türkiye'nin her yerinden gelen

işçiler emek ekseninde birleştiler.

İşçi sınıfının en önemli gündemi

emek-sermaye çelişkisidir. Saldı-

rıları ancak emek ekseninde bir-

leşerek püskürtebiliriz.

Tüm sektörlerde çalışma koşul-

ları düne göre daha da zorlaşıyor.

Tekstilde normal çalışma süresi

12 saate çıktı. Yeni bir ekonomik

kriz yakın zamanda yine kapı-

mızda olacak. Bu kongrelerde bu

sorunlarımızı da konuşmalı ve

alınacak tedbirleri, izlenecek po-

litikaları tartışıp değerlendirmeli-

yiz.

MERKEZ YÖNETİM KURULU'NA ADAY OLANLAR KONUŞUYOR

Delegelerin konuşmaları bittikten sonra kürsüye

Merkez Yönetim Kurulu'na aday olanlar çıkarak

birer konuşma yaptılar. Genel Yönetim Sekreter-

liğine aday olan Adana Şube Başkanımız Ahmet Kabaca,

Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreterliğine aday olan Kı-

rıkkale Şube Başkanımız Recep Sefer, Genel Mali Sekre-

terliğine aday olan İstanbul 1 Nolu Şube Başkanımız Reşat

Tüysüz ve Merkez Denetim Kurulu Başkanımız Muhlis

Nergiz, Genel Sekreterliğe aday olan Kocaeli Şube Başka-

nımız Ali Ufuk Yaşar birer konuşma yaptı. Adaylar bu gö-

revlere neden talip olduklarını anlattılar. Merkez Yönetim

Kurulu'na aday olanların konuşmalarından sonra Genel

Merkez yöneticilerimiz kürsüye çıktı. Genel merkez yö-

neticilerimizden ilk konuşmayı Genel Yönetim Sekreteri-

miz Mehmet Güray, ikinci konuşmayı Genel Eğitim ve

Örgütlenme Sekreterimiz Nimetullah Sözen, üçüncü ko-

nuşmayı da Genel Mali Sekreterimiz İbrahim Doğangül

yaptı. Daha sonra Genel Sekreterimiz Mustafa Çavdar ve

Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın birer konuşma yaptı-

lar. Genel merkez yöneticilerimiz yaptıkları konuşmalarda

dört yıllık dönemde yapılan faaliyetleri anlattılar.

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 21

Page 24: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş22

Yoksulluk ve yolsuzluğun had safhada olduğu bir dö-

nemdeyiz. Hükümet emekçilere adeta düşman. Uzlaş-

mak yerine ayrıştırma politikaları izlenmekte. Siyasi

iktidar; “Ya benimle olacaksın, ya da yok olacaksın” diyor. Ör-

gütlenme imkansız hale gelmiş, sendikal hareket Türkiye'de kriz

yaşamakta. Mücadele zayıfladı, sendikal yapılar dağınık. Bu zor

koşulların altından kalkabilmemiz için sendikal birlik ve bera-

berliğe ihtiyacımız var. 26. Genel Kurul bu sorunların tartışıl-

ması için önemli bir platformdur. Mücadele için taze kan

gerekmektedir. Ben yeni bir soluk için adayım. Şube başkanlı-

ğımda üyelerimizi en iyi temsil ettiğime inanıyorum. Grevler,

direnişler yaşadık. Örgütlenmenin olumlu örneklerini de, olum-

suz örneklerini de yaşadık. Ben değil, biz demek için aday

oldum. Bu görevde fedakarlık ve özveri göstermek, 24 saat ça-

lışmak, ekip ruhunu geliştirmek için, ben değil biz yaptık demek

için aday oldum. Sadece TİS için değil, tüm sorunların çözümü

için aday oldum.

Bölgemizde sendikamızı emek ve işçi sınıfı adına en iyi şekilde

temsil etmeye çalışıyorum. Adaylıkları doğal karşılamak gere-

kir. Petrol-İş tüm değerli katmanları içinde barındıran bir örgüt.

Bu sendika herşeyin en iyisini hak ediyor. Sendikamızda Gü-

neydoğu Anadolu Bölgesinin temsil edilmesini hep olumlu kar-

şıladım ve karşılıyorum. Biz üyelerimizi, delegelerimizi,

temsilci ve yöneticilerimizi alt kimlikleriyle değil, Petrol-İş kim-

liği ile değerlendiriyoruz.

Mücadele için taze kan gerekiyor; ben yeni bir soluk için adayım

Ahmet Kabaca- Genel Yönetim Sekreteri Adayı- Adana Şube Başkanı:

Recep Sefer: Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreterliğine Aday-Kırıkkale Şube Başkanı:

Pes etmemek, geri adım atmamak, tecrübelerimizi, bilgi birikimimizi buraya aktarmak zorundayız

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de 30 yıldır neoliberal

politikaların uygulandığı bir dönemde yaşıyoruz. İşçi

sınıfının 150 yıllık kazanımları son 30 yıldır elinden

alınmaya çalışıldı. Bu dönemde işçi sınıfı zulüm ve baskıdan

başka bir şey görmedi. Refah devleti dönemi kapandı, vahşi

kapitalizm dönemini yaşıyoruz. Başta özelleştirmeler olmak

üzere taşeronlaşmanın, esnek, güvencesiz çalışmanın, her türlü

kölelik düzeninde çalışmanın yaygınlaştığı bir dönemde genel

kurul yapıyoruz. Pes etmemek, geri adım atmamak, tecrübe-

lerimizi, bilgi birikimimizi buraya aktarmak zorundayız. Ben

işe 1989'da Petlas'ta müteahhit işçisi olarak başladım. 26 ya-

şında mücadele ederek, müteahhit işçilerini kadroya aldıran

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 22

Page 25: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 23

bir işçiyim. Sendikamızın her Olağan Genel Kurulu'nda bir

konu işleniyor. Daha önceki dönemde özelleştirme konusu

işlenmişti. Bu dönem ise örgütlenme ve eğitim konusu iş-

lendi. Ben de kendime güvenerek Genel Örgütlenme ve Eği-

tim Sekreterliğini seçtim. İşçi sınıfının nereye gittiğini

bilmemiz ve anlatmamız gerekir. Bu bilinci vermek duru-

mundayız. 2002'de iktidara gelen AKP çıraklık, kalfalık dö-

nemini geride bıraktı, çalışma yasalarında ustalık dönemine

geçti. Köle pazarının ortaya konduğu bir dönemi yaşıyoruz.

Kıdem tazminatı, bölgesel asgari ücret, özelleştirme, müte-

ahhitleştirme, taşeron işçiliği konularında saldırılarını sür-

düren ve bu konularda ustalık dönemine geçen siyasi iktidara

karşı ustalık dönemini yaşayacak ve yaşatacak bir sendikal

harekete ihtiyaç var. Türk-İş'in partiler üstü mü, partiler altı

mı politika izlediği, yoksa arka bahçe mi olduğu belli değil.

Biz kimi eleştiriyoruz? İktidarın arka bahçesi olarak uzlaşı

ile hak aramaya çalışan bir sendika mı olacak Petrol-İş?

Yoksa onurlu geçmişi olan Petrol-İş aydınlık bir gelecek için

mi mücadele edecek. Ben işçi sınıfına inanmış biriyim. Bu

inanç içinde din, dil, ırk, mezhep barındırmaz. Bu kongrede

asıl olarak önümüzdeki dört yıllık dönemde nasıl bir Petrol-

İş hayal ettiğimizi ortaya koymalıyız. Sendikal Güç Birliği

Platformu'nu çok önemsiyorum. Bu platformun içi mutlaka

doldurulmalı. Yeni bir ışık, yeni bir bir mücadele anlayışı

mutlaka ortaya konulmalı.

Ben Genel Mali Sekreterliğe adayım. Ben yaptığım

görevlerde yapamayacağım hiçbir şeyi vaat etme-

dim. Biz genel kurullara birbirimizle itişip kakış-

mak için geldiysek bu bize yakışmaz, delegeye yakışmaz.

Bir delege 100 işçinin oyuyla bu genel kurula geliyor. Pet-

rol-İş'i bugünlere getirenlerden hayatta olanlara uzun ömür-

ler, ölenlere rahmet diliyorum.

Ben bu genel kurul sürecinde hiçbir adaya “çekil” baskısı

yapmadım. Hiçbir yerden de icazet almadım. Sendikamıza

üye kamu işçi sayısı 19 binlerden 6 binlere düştü. Genel

merkez yöneticilerimizin 5'i de kamudan geliyor. Özel sek-

tör işyerlerinde örgütlü şubelerden gelen sendikacıların da

Petrol-İş yönetiminde olması gerekir. Ben delegeden aldı-

ğım güçle aday oldum. Oy verin, vermeyin kimseye karşı

bir küskünlüğüm olmaz. Genel Kurulun 6-7 ay öncesinden

başlayan bazı ittifakların olduğunu duyuyoruz.

Türkiye işçi sınıfı zaten çok zorlu bir dönemden geçiyor.

Petrol-İş'in bir adım geriye adım attırılması Petrol-İş'e de,

işçi sınıfına da ihanettir. Kıdem tazminatı gündeme geldi;

Türk-İş yönetimi uyuyor. Bizleri de uyutmak için biraz

daha çaba sarfediyor. Genel Başkanımız Aliağa'dan geldi,

Genel Mali Sekreterimiz Aliağa'dan geldi, başka şubelere

şans verilmeyecek mi? Ben göreve gelirsem herkese eşit

mesafede davranacağım. Koltuk yapmak için gelmeyece-

ğim. Dost eleştirmeli ve açık konuşmalı. Sermaye, süren

savaştan ve şoven politikalardan ötürü işçi sınıfını bölüyor.

Kürt Sorunu birlik ve beraberliğimizden taviz verilmeden,

haklar ve özgürlükler temelinde çözülmeli. Sermayenin

oyununa gelmeyelim. “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek”

diyerek sözlerimi bitiriyor, bu genel kurulumuzun işçi sı-

nıfına, ülkemize ve Petrol-İş'e hayırlı olmasını diliyorum.

Özel sektör işyerlerinde örgütlü şubelerden gelensendikacılar da Petrol-İş yönetiminde olmalı

Reşat Tüysüz- Genel Mali Sekreter Adayı- İstanbul 1 Nolu Şube Başkanı

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 23

Page 26: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş24

Muhlis Nergiz: Genel Mali Sekreter Adayı - Genel Merkez Denetleme Kurulu Başkanı:

Yenilenme, değişim, yeniden yapılanma istiyorum

Ben Genel Mali Sekreterliğe adayım. İşçi sınıfı bir

yandan grevlerle, direnişlerle köhnemiş sendikaları,

sendikacıları silkelerken, sendikacılar da koltukla-

rını korumaya çalışıyor. Ben işçi sınıfının 1989 Bahar Ey-

lemlerinde olduğu gibi yine sınıfsal mücadeleyi en üst

noktalara çıkaracağına inanıyorum. Ülkemizde acılarımız

dinmiyor; emperyalizm hem bölgenin, hem ülkemizin sınır-

larını yeniden çizmeye çalışıyor ama biz bu ülkeyi ABD'ye,

İngiltere'ye bırakmayacağız. Etle tırnak gibi içiçe geçmiş bu

ülke insanlarının arasını hiçbir güç bozamaz. Kürt Sorunu

demokrasi ve barış temelinde çözülmelidir.

Şiddet yöntemlerini reddediyoruz. Gönlümüz hiçbir gencin

ölmemesinden yanadır. Karanlıktan beslenenler susacaktır.

Ben uzun yıllar Merkez Denetleme Kurulu üyeliği yaptım,

defalarca seçildim. Her zaman örgütlü mücadeleyi savun-

dum. Hiçbir ekibe yaslanmadan siz delegelerin oyuna güven-

dim.Her zaman bu saygın örgüte bir yararım olması için çaba

gösterdim. MYK'ya seçilirsem bir yararım olur mu diye dü-

şündüm. MDK üyeleriyle birlikte bu örgüte çok şey kattığı-

mıza inanıyorum. Yusuf Ziya Kahyaoğlu'na, Satı Çelik’e,

Şuayip Gül'e, Ecvet Eşlegül'e teşekkür ediyorum. Yaptığımız

görev sırasında herhangi bir şubeyi kayırmadık. Mücadele

edenleri teşvik ettik, övdük. Genel merkez ve şubelerimiz ne

varsa bizden karşılığını aldılar. Bu örgüt hatalarını konuş-

mazsa hatalarını düzeltemez. Denetim Kurulu bu örgütün

vicdanıdır. Alnı açık, başı dik bir örgütümüz var. Bizim ör-

gütümüz bu sayede hayırsız işlerden korunur. Denetim Ku-

rulu'nun aşırı hassas olduğu yönünde eleştiriler oldu. Aslında

daha fazla hassas olunmalı. Uyarılar gizli kapaklı yapılma-

mıştır. Her şey açık, şeffaftır. Örgütte 1989'dan beri temsil-

cilik, Şube Yönetim Kurulu üyeliği, MDK üyeliği yaptım.

Genel Mali Sekreterliğe adayım ama elbette eğitim, örgüt-

lenme, basın-yayın, dış ilişkiler programımız var. Aday ol-

mamda birinci sebep şudur; hiçbir makam, hiçbir koltuk

vazgeçilmez olmamalıdır. Kimse yerinin doldurulamayaca-

ğını zannetmesin. Kendilerini dev aynasında görmeyecekler.

Ben seçilirsem asla sizleri terk etmeyeceğim. Yenilenme, de-

ğişim, yeniden yapılanma istiyorum. Artık yeter diyorum.

Heyecanı kalmamış insanları evine göndermek gerektiğine

inanıyorum. Değişim istiyorum. Değişim olmadan dönüşüm

olmaz. Yeniden yapılanma diyorum. Eski kafayla yeni bir

örgüt kurulamaz. Bu örgüt, şubesiyle, genel merkeziyle, ça-

lışanıyla yeniden yapılanmalıdır. Yeni dönem atılım dönemi

olacaktır. Eğitimde, araştırmada, hukukta, bilgi-işlemde, ör-

gütlenmede atılım diyoruz. Eğer atılıma varsanız elinizi uza-

tın.

Türkiye işçi sınıfı birlikte hareket ederse Türk-İş bugünkü

Türk-İş olamaz. AKP işsizlik sigortasına, kıdem tazminatına

el atacak. Bu örgüt hiçbir zaman bir siyasi partinin arka bah-

çesi olmayacaktır.

Ekip halinde büyük sorunlarımızı çözmeye talibiz

Ali Ufuk Yaşar- Genel Sekreter Adayı - Kocaeli Şube Başkanı:

60 yıllık geleneği sürdürmek üzere bu salona gelen çok de-

ğerli delegasyon, temsilci ve yönetici arkadaşlarım. Sabah-

tan beri konuşmaları dinliyoruz. Eski Genel Başkanımız

Ziya Hepbir'i başından beri bu kongrede görmek bizi duy-

gulandırdı. İki şeyin altını çizmek istiyorum. Birincisi taraf

olmak, ikincisi de ekip olmak. Ben Petrol-İş'e gökten zem-

bille inmiş bir adam değilim. Petrol-İş'in adabını, usülünü

bilirim. 4-5 yıllık temsilcilik, Kocaeli Şube'de Denetim Ku-

rulu üyeliği yaptım. 12 yıldır da Şube Başkanıyım. Bizim

birbirimizi yıpratmaya değil, birbirimizi kucaklamaya, o

kadar ihtiyacımız var ki. Temsilcilik benim için mücadele

geleneğinin bir okuluydu. Ben o zaman da siyonizme, em-

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 24

Page 27: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş25

peryalizme karşıydım, bugün de Tunus'ta siyonist ve emper-

yalist güçlerin yıkılmasından keyif alıyorum. Farklılıkları-

mızın zenginlik olduğunu çok iyi biliyorum. Biz Kocaeli

şube olarak çok eylemler, direnişler yaptık. Bu eylemlerdeki

başarımızda birlikteliğimizin, beraberliğimizin, ekip ruhuyla

çalışmamızın büyük etkisi olmuştur. Birlikte mücadele etti-

ğimiz arkadaşlarımı bu salonda gördükçe duygulanıyorum.

Bu mücadeleyi hiç kimseyi ötekileştirmeden yaptık, herkesi

bağrımıza bastık. Etnik, mezhepsel, yönetsel hiçbir farklılık

göstermeden beraber başardık biz bu işleri. Ben Genel Sek-

reterliğe adayım. Şubede 3-4 dönemdir görev yapıyorum.

İtiraf ediyorum; bu süre içinde insan bazen heyecanını kay-

bediyor. Sayın Mustafa Çavdar ile hiçbir sorunumuz yok.

Bu dönem yetki devrini istiyorum. 17 yıldır kendisini des-

tekledik. Bu dinamizmimizi bir daha değerlendirmek istiyo-

ruz. Özelleştirme öncesinde veya sonrasında, taşe-

ronlaşmada, müteahhitleşmede, düşük ücretler konusunda

hangi eylem kararını aldık da biz yapmadık? Genel grev ka-

rarı alındı, koca koca sendikalar bu kararı aldı ama uyul-

madı. Biz Kocaeli Şube olarak uyduk, Tüpraş'ta genel grev

yaptık, Gübretaş'ta, Ege Kimya'da bu kararı uyguladık. Ama

diğer taraftan toplumda sendikaların, sendikacıların imajının

maalesef çok kötü olduğunu görüyoruz. Maalesef toplumda,

“sendikacı mı,sözüne inanılmaz, gene bize palavra atıyor”

algısı var. Türk-İş kıdem tazminatı ile ilgili genel grev ka-

rarını söyledi mi söyledi. O zaman bunun kararını alalım.

Ankara'ya gidelim, var mısınız?

Sendikacılık bir meslek, iş değildir. Biz bir vicdan işi yapı-

yoruz. Hiç kimseyi yaftalamadan, işe bakalım. Gübretaş'ta

bizim işimiz bitmişti. 20 işçi atmıştı işveren. Onları geri al-

dırdık. Gübretaş'ta müteahhit-taşeron işçisi kalmadı. Biz ic-

raatçıyız. Biz bu dinamizmi Petrol-İş Genel Merkezine

taşımak istedik ama bölücü olduk. Ya siz kimlerle işbirliği

yapıyorsunuz, Batman Şube ile...Biz birbirimizi sevmeden

nasıl iş yapacağız? İş yapabilecek ekibi oluşturmak çok

önemli. Biz ekibiz. Ekip halinde Petrol-İş'in büyük sorunla-

rını çözmeye talibiz. Bırakın Petrol-İş'i daha iyi temsil ede-

lim, Petrol-İş'in sorunlarını hep birlikte çözmeye çalışalım.

Mehmet Güray- Genel Yönetim Sekreteri:

Kimse sözleşme masasını hafife almasın12 yıldır toplu iş sözleşmelerinden sorumlu başkan olarak

görev yapıyorum. “Heyecanımızı yitirdik” diyenler var.

Heyecanınızı yitirdiyseniz bu işlerden çekilin, köyünüze,

evinize gidin, gidilecek bir yer vardır mutlaka. Biz bu dö-

nemde 540 TİS yapmışız. Bu görevi yaparken temsilci-

siyle, yöneticiyle birlikte yaptık. Her müzakere 6-10

arasında süren görüşmeden oluşuyor. 3 bin 500 oturum

yapan bir sendikada yöneticilik yapacaksınız, işçinin hak

ettiği tek kuruşu işverende bıraktıysak yediklerim haram

olsun. Aday olacaksan “Sen şunu yapmadın, bunu yapma-

dın” diyecek, bunları söyleyeceksin. Somut iş yapacaksın.

“Ekibimiz” diyorsun, Petrol-İş'te ekip olmaz. Bu sendikada

herkes birbirini tanır ve herkesin ne yapabileceği bilinir.

Burası siyasi platform değil, emek platformu. Bölgeler

üzerinden siyaset yapmak bize yakışmaz. “Eskiysen, bırak

git” olmaz. Görevimi yapamıyorsam giderim. Yönetim de-

nilen birbirini ikna etme sanatıdır. Kimse sözleşme masa-

sını hafife almasın. Bizim oradaki ahlakımız bilinir.

GENEL MERKEZ YÖNETİCİLERİ ELEŞTİRİLERİ YANITLIYOR

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 25

Page 28: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş26

Nimetullah Sözen - Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreteri:

Petrol-İş dünyada eşi benzeri olmayan bir örgütlenme kampanyası yaptı

Bu kürsüden, bundan dört yıl önce size hitap etmiştim.

Yüreğimi, beynimi size açtım. Dört yıl içerisinde

size layık olmaya çalıştık. Bu dönemde 100 yılın en

kapsamlı krizi yaşandı. Bu kriz de bizim dönemimize denk

geldi. Bu kriz yaşanırken sendikamızı, üyelerimizi, onların

çocuklarını, onların haklarını nasıl koruyacağımızın, krizi

nasıl atlatacağımızın mücadelesini verdik. Krizi en az zararla

atlatan sendika olduk. Bizim yüreğimiz var; biz yürekli in-

sanlarız. Hiç kimse burada arkadaşlarımızın yüreğini sorgu-

layamaz. Bizi tanıyanlar nasıl bir mücadele verdiğimizi bilir.

Biz Petrol-İş'in 60 yıllık geleneğini yüceltme adına her türlü

fedakarlığı yaptık. Eğitimle ilgili eleştiri yapmak vicdansız-

lıktır, eğitim uzmanlarımıza hakarettir. Dört yılda eğitim ver-

dik; biri bana talep ettiği halde eğitim verilmediğini

söyleyemez Yine örgütlenme konusunda eleştiriler getirildi..

Petrol-İş dünyada eşi benzeri olmayan bir örgütlenme kam-

panyası yaptı. Düzce, Gebze, Bursa, Gaziantep, İzmir,

Adana, Trakya ve Ankara'da örgütlenme kampanyaları yap-

tık. Bunlar kendiliğinden mi oldu? Birileri tepeden mi geldi,

yaptı? Bu örgüt yaptı. Eğitim ve örgütlenme bu örgütün

temel ilkeleridir. Bu kürsüden konuşanlar Başkanlar Kurulu

üyesidir. Açın, hepsinin kayıtları vardır. Başkanlar Kuru-

lu'nda öveceksiniz, kürsüde eleştireceksiniz. Bu vicdansız-

lıktır. Petrol-İş'in eğitimine katılanların hiç birinden, “ Bu

eğitimler kalitesizdir” diye bir söz duydunuz mu? Siz şubeler

olarak örgütlenme yaptınız da Genel Merkez size destek ver-

medi mi? Ayın 19'undan itibaren örgütlenme seferberliğini

başlatacağız. Örgütlenme şubelerle irtibatlı yapılacak ama

genel merkeze yeni örgütlenme uzmanları alacağız.

Örgütlenme büroları açacağız. Bugün bazı şubelere harcanan

para ile 50 uzman alabilir, örgütlenme yapabilirsiniz. Siz şu-

beler olarak her türlü desteğe rağmen örgütlenme yapmaya-

caksınız ama atıp tutacaksınız. Atıp tutmakla olmaz. Petrol-İş

boş konuşanı affetmez.Yapabileceklerini konuşacaksın. Biz

bu işe kellemizi koymuşuz, ölümüne yapmışız. Bizim haya-

tımız mücadele ile geçti. Dedemizin, babamızın mirasıyla

geçinmedik. Emeğin ne olduğunu, değerin ne olduğunu bi-

liyoruz. 26. Genel Kurulumuz kadın sorunuyla, Kürt soru-

nuyla ilgili önemli kararlar aldı. Sendikamız eğitimlere

toplumsal cinsiyet eğitimini ekledi. Biz kadını da güçlendi-

receğiz, kadına da değer vereceğiz.

Sanki bu ülkeyi, bu işçi sınıfını bu hale getiren biziz. Bütün

siyasi partiler birbirine benziyor. AKP bütün partilerin kötü

örneğidir. Sermaye lehine onlarca yasa çıkarıldı. Bu ülkenin

insanlarını hiçe sayarak antidemokratik yasalar çıkartılırken

yandaş meyda bu yasaların bizim lehimize olduğunu söy-

ledi.1960'ların, 12 Mart'ların, 12 Eylül'lerin bu ülkeden neler

götürdüğünü sorgulayın. Bütün yaşanan bu sorunların kay-

nağında darbeler ve sermaye vardır. Bu ülkede cunta yasaları

ile yönetiliyoruz. Her türlü hakkımızı elimizden alan, işyer-

lerimize grev yasağı koyan 12 Eylül yasalarıdır. Şimdi işçi

sınıfına yeni saldırılar gündemde. Şimdi yeni Anayasa gün-

demde. Kiminle yapıyor bu yeni Anayasa'yı? Hiç kimseyle...

Tüm bunlara karşı bizim konfederasyonumuzun birşeyler

yapması gerekmiyor mu? Ama yapmıyor. Türk-İş yok artık.

Türk-İş öldü; şu anda morgda. İşte siz bu koşullarda bile yeni

bir ruh yaratacaksınız. Neredeyse bizleri de kendilerine ben-

zetiyorlardı. Biz korkakları asla örnek almayacağız. Cesur,

yiğit kurumları örnek alacağız. Bizim yüreğimizde dostluk,

kardeşlik var. Hiç kimse bizi barıştan, kardeşlikten, dostluk-

tan vazgeçiremez.

Ben ölümüne, barışı, kardeşliği seçtim. Şu kapıdan çıktı-

ğımda kafama kurşun sıksalar da barıştan vazgeçmeyeceğim.

Kardeşliğimizi bozmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.

Ben siyasi kimliğimi öne çıkarmadım, çıkarmayacağım da.

Siyaset yapacak olsam gider düşüncemde olan partide görev

alırım. Ben Petrol-İş'in ilkelerini, geçmişini bilen biriyim.

Petrol-İş'i hiçbir siyasi partinin arka bahçesi olmaya terk et-

meyeceğiz. Merak etmeyin, bu örgüt ne yapacağını gayet iyi

bilir. Ben Batmanlı olduğum için değil Türkiyeli olduğum

için sizlerin desteğini bekliyorum. Bu kongre biter ama biz

yine omuz omuza olacağız. 25 bin üyenin yükü siz delege-

lerin omuzlarındadır. Sizlerin en doğrusunu yapacağına emi-

nim.

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 26

Page 29: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 27

Öncelikle Genel Kurul'da bizleri izleyen Eski Genel

Başkanlarımızdan Ziya Hepbir'in o metanetini, di-

rengenliğini herkesin huzurunda saygıyla takdir

etmek istiyorum. Diğer eski genel başkanlarımız da burada.

Bir eski genel başkanımız daha burada ama O sessizce salo-

nun ardında, O da sabırla sabahtan beri orada oturuyor. Ben

çok isterdim ki Eski Genel Başkanımız, Eski Genel Mali Se-

kreterimiz Adnan Özcan, Adnan Ağabeyimiz de şurada, kar-

şımızda otursun.

Usuldür; hani içinde bulunduğunuz durumu anlatabilmek

için önce dünyada olan bitenden söz eder, sonra memleket-

teki ahval ve şeraitten bahsedersiniz. Sonra sendikaya gelir,

detaylara girersiniz. Bu doğru bir yöntemdir. Analitik bakış

açısıdır. Ama hem sizin zamanınız yok, hem de zaten her ne

kadar sendikamızın Genel Başkanı tarafından açış konuşması

olarak sizlere sunulsa da o konuşma, MYK'yı temsilen söy-

lenmiş, sendikamızın bir nevi resmi bakışıdır. Açış konuş-

masında bütün bunlardan söz edilmiştir. Ben onları onları

tekrarlamadan geçiyorum ki diğer konulara daha çok zaman

kalsın.

Kapitalizm dünyayı yok ediyor. Başka bir şey söylemeyece-

ğim. Anti kapitalist olmak lazım. Her ne olursa olsun, her ne-

rede bir şey yapmaya çalışırsanız çalışın eğer antikapitalist

değilseniz toplumsal hareketlerde artık başarı şansınız yok.

Dışarıda o slogan duruyor; “Başka bir dünya mümkün.” Ba-

şarı, bugün Arap baharı dediğimiz, yoksul İslam ülkelerinde

başlayan, Madrit'te, Tel Aviv'de süren, dün Porto Allagre'de,

Seattle'de, Prag'da söylenen “Başka bir dünya mümkün” de-

mekte yatıyor. Yani İngilizcesiyle “Another world is pos-

sible...” Bunun umutlarını henüz ülkemizde pek göremiyoruz

diyebilirsiniz. Bizim milletimiz geç uyanıp geç harekete

geçer ama bizim milletimizin de diğer mazlum milletlerden

hiç farkı yoktur.

Başbakan geçenlerde Gazze'ye, Mısıra gitti. Orada umut,

Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasındadır. Hiç şaşırmayın.

AKP'li arkadaşlara mesaj vermek için söylemiyorum. Kim-

den ne alınabilecekse alacaksın kardeşim. Nedir o biliyor

musunuz? Sayın eski genel başkanımız Hepbir da konuşma-

sında değindi. “One minutte”dir. Ama “one minute” diyenin

de samimiyeti şarttır. Öyle her “one minute” diyenin de pe-

şinden gidilmez. Ama ben o akşam haberlerde izlediğimde

helal olsun sana dedim, helal olsun. Neden? İsrail zalim bir

devlet. Ona karşı kim başkaldırıyorsa onu alkışlamak da

bizim gibi mazlum insanların boynunun borcudur. Kahire'de

Arapça bilmenin de verdiği avantajla Başbakan, kendisini

sevinçle karşılamaya gelen Arap halkına, Mısırlı'lara, Kahi-

reli'lere Arapça birkaç cümle söz söyledi; “kardeşim” dedi,

“ birlik” dedi, “başaracağız” dedi. Ondan sonra Arap halkı-

nın Erdoğan'ı nasıl coşkuyla karşıladığını gördünüz değil mi?

Mesele önderliktedir, halk hareketlerinde bunun örneğini gö-

rüyoruz. Bizim ülkemizde de kriz teğet geçti, meğet geçti di-

yorlar ama bu bizi aldatmasın. Bunu vurgulamak istiyorum;

kapitalizm krize girdi diye kendiliğinden gebermez. Her se-

ferinde büyük savaşlar çıkartarak, faşizmi kitlesel hale geti-

rerek, başka bin bir türlü numara bularak sistem kendi krizini

aşar. O yüzden nasıl olsa krizi var bunların, bunların sonu

geldi diyerek ondan kurtulamazsınız. Çaba göstermeniz ge-

rekir, bunun yolu da mücadele etmekten geçer. Çünkü biz

bir sendikayız. Bu konular en çok bizi ilgilendirir.

Ve dünyada, ülkemizde barış, onurlu bir barış ancak sev-

mekle başlar. “Dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sev-

mekle başlayacak her şey” demiş şair. Nasıl seversiniz

birbirinizi? Yaşasın barış, kardeşlik demek yetmez, bununla

bitmez. Şimdi bize öğretilen şeyler, dayatılan şeyler var; biz

zannediyoruz ki bugün böyle yaşıyorsak 50 yıl önce de, 100

yıl önce de, 200 yıl önce de böyleydik sanıyoruz. Eğer tarih

bilginiz, bilinciniz yoksa öyle zannedersiniz. Yaptığınız

eylem size göre işçi sınıfının bugüne kadar yaptığı ilk ey-

lemdir. Oysa bakarsınız ki sizden önce o eylemler yapılmış.

Bugün eğer biz barıştan, kardeşlikten yana olmak istiyorsak

tuzağa düşmeyeceğiz. Bu ülke büyük bir imparatorluktan

miras kalmış. Anadolu coğrafyasının büyük bir bölümü, Me-

zopatamya, Kafkaslar, Ortadoğu bu coğrafyada. İstanbul'un

İbrahim Doğangül - Genel Mali Sekreter:

Anti-kapitalist olmamız lazım, yoksa başarı şansımız yok!

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 27

Page 30: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş28

8 bin yıl önceki buluntulularına rastlandı. Hangimiz İstan-

bulluyuz? 8 bin yıl öncekiler de İstanbullu, buraya göç etmek

zorunda kalan Mardinli de İstanbullu. Ama beraber yaşarken

bunu unutmayacağız. Mesela komşunuz yeni göç etmiş birisi

olabilir, sizin mahallenizde o size her sabah hayırlı sabahlar

der, günaydın der, Kürttür mesela...Göçmendir, mesela bizim

de ona rojbaş dememiz lazım. Bu yaklaşımla, kafayla ilgili;

bize öğretilmiş şeyle ilgili. Bütün farklılıkları zenginlik ola-

rak göreceksiniz. Kim ki çareyi, sorunları çözmeyi şiddette,

terörde, kan dökmede ararsa ve bu yaklaşımı sorun çözme

yönünde bir bahane olarak gösterirse onu da hep beraber

yuhlamamız gerekiyor.

Gelelim bize; benim karşımda iki aday var. İki aday da ko-

nuşmalarında bana karşı bir şey demediler, eleştiri yok. Ger-

çekten şaşırdım. Ben adayım arkadaşlar. Ben öyle

heyecanımı yitirmedim, bu iş yaşla başla oluyorsa yaşım

genç. Mesela 87 yaşında benden daha gençtir Ziya Başkanı-

mız. Aday olan arkadaşlar şu anda yaptıkları görevlerde he-

yecanlarını yitirdiklerine belirtiyorlar. Bu düşünceye

katılırım. Ben bu sendikanın çeşitli kademelerinde 1989'den

bu zamana kadar görev yapıyorum. Hiçbir görevi iki dönem-

den fazla yapmadım. Temsilcilik 2 dönem, Baştemsilcilik 2

dönem... Şube başkanlığımın 6 senesinde genel merkeze gel-

dim. Önümüzdeki dönem eğer bu örgüt bana genel mali se-

kreterlik yap derse “Hayır, bu prensiplerime aykırı

diyeceğim.” Ama siz 16 senede bunun farkına varıyorsunuz,

Günaydın.

Son dört yıllık dönemdeki yaptığımız işlere gelirsek; telefon

giderlerin düşürmeye çalıştık ve düşürdük. Elektrik, doğal-

gaz sistemlerinde iyileştirmeler yaptık. Bilgi işlem sistemi-

mizi yeniden ele aldık ve yeniledik. Bu sendikaya Pardus'u

getiren arkadaşlara da teşekkür ediyoruz. Sendikamızı ba-

ğımlılıktan kurtardılar ve binlerce dolar kaybı önlediler. On-

ları üzmeden, kırmadan personel sistemimizi yeniden ele

aldık. Uygulanan yanlış personel politikalarını düzelttik.

Dört yıl boyunca, tanıdığımı, akrabamı işe alayım mantığına

hiç baş vurmadık. Bunların hepsi bu örgütte iyi şeylerdir ar-

kadaşlar. Maaş ve iş avansları konusunda yeni düzenlemeler

yaptık. Maaş avanslarında bütün personelimize, bütün yöne-

ticilere uyguladığımız şey şudur; birisi bir ay içerisinde nor-

malde alabileceği ücret ne ise çok sıkıştığında ayın ister

ikisinde isterse 28'inde ancak onu alabilir dedik. Bu sendi-

kanın parası hiç kimseye çar çur edilemez, kusura bakma

dedik, inanmayan varsa baksın. Eskiden böyle miydi? Eskiyi

bilenler anlatır. 60. yıl etkinliği yaptık 50. yıl etkinliğinden

farklı olarak Antalya'da yaptığımız bu etkinlik için ne dışa-

rıdan bir sanatçı getirdik, ne sanatçı kaprisi yaşadık. Kırık-

kale'den, Aliağa'dan, Bandırma'dan, Adıyaman'dan,

Batman'dan kardeşlerimiz geldiler, çaldılar söylediler. Kendi

kendimize çaldık, söyledik. Bence bu da bu sendikanın yap-

tığı en güzel kutlamalardan bir tanesi oldu. Tarihinde ilk defa

şube merkez ayırımı yapmaksızın bütün personelimizi oraya

götürdük. Genişletilmiş başkan kurulu modelini değiştirdik.

Birinci günü toplantı, ikinci günü savsaklamak yerine, bu ül-

kenin tarihi, kültürü, doğal güzellikleri, önemli yerleri nere-

siyse oralara gidelim dedik. Batman'a, Van'a, Antakya'ya

gittik, Çanakkale şehitlerini ziyaret ettik.

Geçen dönem genel kurul raporunda lojmanların atıl du-

rumda kaldığına, buranın satılarak veya başka bir şekilde de-

ğerlendirilerek sendikamıza bir eğitim ve sosyal tesis

kazandırılmasına değinen Merkez Denetim Kurulumuz bu

dönem hazırladığı raporunda lojmanlarla ilgili faaliyetimizi

hiç görmemiş. Bu lojmanların ihalesi, yapıldı, arsa payımızı

arttırdık. 31 olan daire sayısı 36'ya çıktı. Lojmanlar yeniden

yapılıyor, yapı yükseliyor. Biz bu lojmanları, maliyet hariç

yapılması için bizden 5 milyon TL rüşvet istenen bir kentte,

İstanbul'da kimseye 5 kuruş rüşvet vermeden yaptırıyoruz.

Bu sendika tarafından böyle güzel bir iş yapılıyor ama tek

kelime yok denetim raporunda. Hani siz doğru gördüklerinizi

yazardınız buraya, yakalandınız! Bu sendikada bu dönem,

şubelerin üye sayılarının tespiti için tüzükte değişiklik yaptık.

Biliyorsunuz her şubenin üye sayısı delege seçimi ve ücretli

şube yöneticilerinin artması veya düşürülmesi yönünden çok

önemli. Sistemi yeniledik; son ay yatırılan aidatla delege se-

çimine katılma adaletsiziliğini ortadan kaldırdık. Emekli olan

üyeleri üyelikten düşürdük, tertemiz bir üye sayısı tespit

ettik.

Petrol-İş üyesi olmaktan yeniden onur duymak için atılım

yapacağız deniyor. Ben bu sendikaya 1984'te üye oldum.

Başkanlar değişti, yöneticiler değişti ama ben bu sendikanın

üyesi olmaktan hep gurur duydum. Ben ehilim arkadaşlar,

bu işi bana verin. Ben ölmedim. Dimdik ayaktayım. Hani di-

yorlar ya arkasında şubesi yok. Öyle mi zannediyorsunuz siz.

Siz yarın sandık açılınca göreceksiniz, benim arkamda Pet-

rol-İş'in bütün şubeleri var.

İttifaklardan, ekiplerden bahsediliyor. Hiçbir delege arkada-

şım aklı basmazsa senin kurduğun ittifakı oya çevirmez. Eğer

çevirirse de size hakkımı helal etmem. Neden? Beğenmedi-

ğiniz yöneticilere laf edeceksiniz, memlekette ne kadar

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 28

Page 31: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 29

bozuk şey varsa onların müsebbibi kimse onlara dair man-

galda kül bırakmayacaksınız. İş kendi hayatınıza, kendi ka-

rarınıza gelince başka biri olacaksınız, duruşunuz, tavrınız

değişecek. Bana genel başkanlık teklifinde de bulunanlar

oldu. Beni o göreve layık görenlere teşekkür ederim. Ama

ben böyle mal bulmuş magribi gibi, hani karşısına bir fırsat

çıkınca onu değerlendirecek tiplerden değilim, lütfen beni

bağışlayın. Ben biliyorum, herkes kendini bilir. 24-25 yıllık

sendikal hayatım, işçilik hayatım, yaşadıklarım, biriktirdik-

lerimle tam kıvamındayım.

Temsilcilik yaptım, baştemsilcilik yaptım; 4 bin 100 üye

vardı Petkim'de ben baştemsilci iken ve seçimle gelmiştik

her yıl. Ne eylemler yaptık, ne mücadeleler ortaya koyduk.

Bunların hepsi birikimdir. Kimisi para pul biriktirir, kimisi

dost biriktirir, eylem biriktirir.

Bize ikincisi düştü. Bunları biriktirdik de nerede kullanaca-

ğım bu deneyimlerimi, nerede kullanacağım ben? Buraya

ben gökten zembille mi inmeliydim? Sendikaya üye olup er-

tesi gün genel başkan olacağınızı mı sanıyorsunuz? Kademe

kademe, sindire sindire, her alanı öğren öğrene geleceksiniz.

Bana “git” diyorlar. Şu anda aklı başında bir gerekçe ile git

dense, gideceğim. Daha yeni geldim ben, bir yere gitmeye-

ceğim. Ben İstanbul'dayım 4 dört yıldır. İstanbul'un da hak-

kını veriyorum.

“Haramilerin saltanatını yıkacağız.

Bekle o günler gelsin, gelsin İstanbul

Sen bize layıksın biz de sana ey İstanbul

Tophanenin karanık sokaklarında

Koyun koyuna yatan çocuklarınla bekle.

Bekle o günler gelsin.

Bekle zafer şarkılarıyla geçişimizi ey İstanbul.

Sen bize layıksın biz de sana.”

Kim bunu söyleyen? Vedat Türkali...Bu şiiri 1941'de yazmış,

şu anda 97 yaşında 1 Mayıs'a tekerlekli sandalye ile geliyor.

Ben İstanbul'da haramilerin saltanatını yıkmak için çaba

gösteriyorum. Nerede bir eylem, direniş varsa ya sendikam

görev verdiği için gidiyorum, ya da karımla gidiyorum.

Ben Petkim işçisiyim. Petkim'de kıdemim hala duruyor. Bu-

rada görevim bittiğinde Petkim'de çalışmaya başlayacağım.

Ben burada bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da siz-

leri temsil etmeye çalışacağım. Seçilen herkesin temsil yet-

kisi vardır ama seçilen herkesin temsil kabiliyeti yoktur. Ben

temsil kabiliyetimin olduğunu düşünüyorum. Sizleri hak-

kıyla temsil ettiğimi düşünüyorum.”

Mustafa Çavdar- Genel Sekreter

Sınıfsal bakışımda benim kafam ve yüreğim nettir

Değerli delegeler, değerli yönetici arkadaşla-

rım; konuşmamı uzatıp sizi sıkmayacağım.

“Yetkiyi devret” diyorlar. Bize bu yetkiyi

veren delegedir. Bu genel kurulda dikkate alınması ge-

reken bir nokta var; konuşan delege arkadaşlarımızın

sayısı azdı. Demek ki eksikliklerimiz, yapılacak işleri-

miz var. Tabandan yeni insanlar, yei anlayışlar gelsin

ki değişim olsun. 15 şube de genel kurullarını yaptı.

Örgütte değişimin yolu açıldı.

Dört yıl daha yapacak işler var. Elbette sendikal yaşa-

mın dışında da başka bir dünya var. Ben solculuğumu

tartıştırtmam. Kimseyle de siyaset tartışmam. Delege

iş yapana oy verir. Bugüne kadar ne yaptıysam bundan

sonra da onu yapmaya devam edeceğim. Örgütümüze

sahip çıkın. Petrol-İş'i kimsenin, hiçbir siyasi partinin

arka bahçesi yaptırmayın. Ona göre oy kullanın. Sınıf-

sal bakışım konusunda benim kafam, yüreğim nettir.

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 29

Page 32: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş30

Mustafa Öztaşkın - Genel Başkan

Tabanda birlik ve beraberliği sağlamak için çok çalıştık

Bu genel kurul sürecinden memnun olduğumu söy-

leyemem. Gidişattan da memnun olduğumu söyle-

yemem. Bu örgüt ne durumdaydı, bugün nasıl bir

konumda? Üyemizde, tabanımızda sorun yok. Örgütte ay-

rılıklar üzerinden siyaset yapılıyor. Bu örgütü toparlamak,

tabanda birlik ve beraberliği sağlamak için çok çalıştık. Üst

kimliğimizi Petrol-İş olarak kuracağımızı, bütün düşünce-

lere ve inançlara saygı duyacağımızı söyledik.

Tabanımızda kimseye siyasi görüşlerini sormadık. Herkese

eşit mesafede yaklaştık, bu örgütteki ayrımcılıkları kaldır-

maya çalıştık. Seçimle ilgili parçalanmalar, ikiye, üçe ay-

rılmalar süreci yaşanıyor. Seçim süreci yorucu; ayrışmalar

yaşanıyor. Kim bu örgütte ötekileştirildi? Dışlanmışların bu

örgütteki temsilini biz sağladık. Dışlanan, ötekileştirilen

kim? Kim Kürt sorunu konusunda bizden daha açık tutum

sergiledi? Bunlar üzücü, yaralayıcı durumlar. Örgütümüzü

kimler ileriye taşıyabilir, kimler bu hedefleri gerçekleşti-

rebilir? Bunları siz tespit edeceksiniz. Örgütümüzün dış ka-

muoyunda prestiji iyi. Ama biz daha fazlasını istiyoruz. Biz

siyasi partilerin hepsine eşit mesafedeyiz ama emeğe yakın

olanlarla birlikte hareket ediyoruz. Biz değerlendirmeleri-

mizi o partinin emeğe yaklaşımı üzerinden yaparız.

Eğitim paralı hale gelmişse, ulusal istihdam stratejisi adı

altında emeğe saldırılar yapılmışsa, kıdem tazminatına göz

dikilmişse elbette bu partiye tavır alacağız. İşçi olmanın,

emekçi olmanın getirdiği davranış budur. Ne yapacaktık?

Tutum belirtmeyip de seyirci mi kalacaktık? Biz sermaye

gibi davranmıyoruz. Siyasetin emeğin çıkarları doğrultu-

sunda yapılanmasını gerçekleştiremiyoruz. Biz sınıf olma-

mızın, emekçi olmamızın bilincine varıp siyasi tavır alırsak

başka bir dünyayı kurabiliriz. Ben hiçbir partinin üyesi de-

ğilim, hiçbir partinin bu sendikayı dizayn etmesine de izin

vermeyeceğiz. İşçi sınıfı tarihi mücadele edenlerin tarihidir;

rica edenlerin tarihi değildir. Sorunlar üyemize, tabanımıza

dayanarak, mücadele ederek çözülür. Sendikal Güç Birliği

Platformu'nu oluşturan 10 sendika olarak ricacı değil, sınıfa

dayanarak toplumsal mücadele yolunu seçtik. 10 sendikay-

dık, 11 olduk. TOLEYİS Genel Başkanı Cemail Bakındı

Başkanın sözleriyle 12 olduk. Sayımız ne olursa olsun il-

kelerimiz var. Bizim tarihsel birliğimiz de var ama bütün

birlikteliğimizi bir programa dayandırdık.

Hiçbir arkadaşımız Türk-İş'te koltuk sevdasında değil. Her

konuda söylemimiz ve programımız olacak. Türk-İş Baş-

kanlar Kurulu'nda biz önereceğiz, karar çıkmazsa biz ya-

pacağız. Örgütlenmeye ilişkin yeni modeli de bu

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 30

Page 33: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

31

sendikalarla birlikte öreceğiz. Genel Kurul'dan destek

aldık, biz bu mücadelemizde yolumuza devam edeceğiz.

Biz Türk-İş'i değiştirip dönüştürmeye talibiz; içinde olup

değiştireceğiz. Kıdem tazminatının kaldırılması genel grev

nedenidir diyoruz. Bu konuda gücümüz neye yetiyorsa onu

yapacağız. Petrol-İş'in kamuoyundaki imajının iyi olma-

sında üyelerimizin büyük katkıları var. Biz bir mirasın bu-

günkü taşıyıcılarıyız. Petrol-İş'i, mücadele ruhunu

kaybetmeden ileriye götürmek herkesin görevidir. Maalesef

sendikal hareketin yaşadığı sorunları bizler de yaşıyoruz,

küçülüyoruz. 25 bine yakın üyemiz var. Ücret seviyelerimiz

düştü; çünkü Türkiye'de ucuz işçilik stratejisi izleniyor.

Sendikaların hem üye sayıları azaldı hem de ücretlerin

düşük olması nedeniyle gelir azaldı. Bu genel kurulda ör-

gütümüzün yeniden yapılanmasını kararlaştırdık. Bazı şu-

beler büroya dönüşecek. Tedbirleri alma zamanı geldi.

Sendika çalışanlarına iş değerlendirmesi yaptık. Bir ücretmodeli oluşturuldu. Ücret sisteminin yeniden ele alınma-

sına ihtiyaç var. Örgütü derleyip toparlayacağız, kimse

merak etmesin. Sendika içi demokrasiyi en iyi biçimde iş-

leten bir sendikayız. Ekip kültüründe tek adamlık vardır

ama bana göre uzlaşı kültürünü, birarada yaşama kültürünü

benimsemiş bir anlayışa sahipseniz bu daha iyidir. Sendi-

kamız kadın konusunda yeni dönemde yeni bir anlayışla

faaliyet gösterecektir. Bu zamana kadar nerede bir eylem,

örgütlenme, toplu sözleşme var ise oraya gittim, bundan

sonra da gideceğim. Genel kurullarda herkesin aday olma

hakkı var. Tüm adaylara başarılar diliyorum.

Öztaşkın'ın konuşmasından sonra E. Genel Başkanlarımız-

dan Ziya Hepbir Genel Başkanımıza toplu iş sözleşmesi ya-

sası çıkmadan önce Petrol-İş'in imzaladığı toplu iş

sözleşmesini çerçevelenmiş haliyle hediye etti. Hepbir, yap-

tığı konuşmada, “Bu sendika TİS yasası çıkmadan TİS im-

zalamış, TİS yapmış bir sendikadır. Bunun bir diğer adı da

sivil itaatsizliktir. Bu da işçilerin örnek alması gereken, et-

kili bir eylem türüdür” diye konuştu.

İkinci gün, seçim ve sonuçlar...

Genel merkez yöneticilerinin ko-

nuşmalarından sonra hesaplar

ibra edilerek kongrenin ilk günü

tamamlandı. İkinci gün ise seçimler ya-

pıldı. Genel Başkanımız Mustafa Öztaş-

kın'ın rakipsiz girdiği seçimler sonucunda

Genel Sekreterliğe Ali Ufuk Yaşar, Genel

Mali Sekreterliğe İbrahim Doğangül (ye-

niden), Genel Örgütlenme ve Eğitim Se-

kreterliğine Nimetullah Sözen (yeniden),

Genel İdari Sekreterliğe ise Ahmet Ka-

baca seçildiler.

petrol-iş

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 31

Page 34: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

32

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:57 PM Page 32

Page 35: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

MERKEZ YÖNET‹M KURULUMUZMERKEZ Y YÖNET‹M KURUL UMUZ

Petrol-İş'in 26. Olağan

Genel Kurulu'nda

Genel Başkanlığa se-

çilen Mustafa Öztaşkın, 02.

01.1958 tarihinde Bod-

rum'un Gümüşlük Belde-

si'nde doğdu. Öztaşkın, ilk ve

ortaokulu Bodrum'da, En-

düstri Meslek Lisesi'ni İzmir

Mithatpaşa'da bitirdi.1975

yılında İzmir'de Sümer Ma-

kine işyerinde çalışma yaşa-

mına atıldı.

1976 yılında işten çıkarılınca

yine İzmir'de Şenkaya isimli

işyerinde işe başladı. Bu iş-

yerinde 1978-1979 yıllarında

işyeri sendika temsilciliği

yaptı. Askerden sonra yine

İzmir'de önce Sanayi Site-

si'nde, daha sonra Ege En-

düstri işyerinde çalıştı. 06.

12. 1982 tarihinde Aliağa

Petkim'de işbaşı yaptı. Pet-

kim'de 1985-1988 yılları

arasında Baştemsilcilik,

1988-1989 yılları arasında

Petrol-İş Aliağa Şube Mali

Sekreterliği, 1989-1997 yıl-

ları arasında Aliağa Şube

Başkanlığı yaptıktan sonra

tekrar Petkim'de eski işine

döndü. Öztaşkın, Ekim 1999

yılında yapılan Petrol-İş'in

23. Olağan Genel Kuru-

lu'nda Genel Başkanlığa

aday oldu ve seçildi. 1999 yı-

lından beri Petrol-İş'in

Genel Başkanlığını yürüten

Öztaşkın, 17-18 Eylül 2011

tarihinde yapılan 26. Olağan

Genel Kurul'da tekrar Genel

Başkanlığa seçildi. Öztaşkın,

evli ve iki çocuk babasıdır.

Mustafa Öztaşkın- Genel Başkan

Sendikamızın 26. Ola-

ğan Genel Kurulu'nda

Genel Sekreterliğe se-

çilen Ali Ufuk Yaşar, 04.

08.1963 tarihinde İzmit'te

doğdu. İzmit Endüstri Meslek

Lisesi / Elektrik Bölümünü

bitiren Yaşar, 1983 yılında

askere gidene kadar piya-

sada serbest elektrikçi olarak

çalıştı.1984 yılında ise asker-

liğini bitirdikten sonra 1984-

1986 yılları arasında Türkiye

Elektrik Kurumu'nda teknis-

yen olarak çalışmaya baş-

ladı. 1986 yılında İzmit'te

Tüpraş'a girerek çalışma ya-

şamını sürdürdü. 1994 yı-

lında Petrol-İş İşyeri

Temsilcisi olan Yaşar, Ko-

caeli Şubesi'nde Denetim ve

Yönetim Kurulu üyeliklerinde

bulundu. Yaşar, 1999 yılında

ise Kocaeli Şube Başkanlı-

ğına seçildi. Yaşar, sendika-

mızın 17-18 Eylül 2011

tarihlerinde yapılan 26. Ola-

ğan Genel Kurulu'nda Genel

Sekreterliğe seçildi. Yaşar,

evli ve iki çocuk babasıdır.

Ali Ufuk Yaşar - Genel Sekreter

Petrol-İş'in 26. Olağan

Genel Kurulu'nda

Genel Mali Sekreter-

liğe seçilen İbrahim Doğan-

gül, 1959'da İzmir'de doğdu.

İlköğrenimini İzmir'de, Mes-

lek Lisesi'ni 1973-1976 yıl-

ları arasında Konya'da

tamamladı. Aynı yıl (1976)

İzmir'de Kenan Şenözen Ma-

kine San. Tic. Ltd. Şti.'nde

tornacı olarak başladığı (si-

gortalı) çalışma yaşamı,

1981 yılında ASMAŞ'ta

sürdü; 1982'de ASMAŞ'tan

ayrılarak Petkim A.Ş. -Aliağa

Kompleksi'ne kontrol teknis-

yeni ve işletme operatörü

olarak işbaşı yaptı.

1984 yılında üyesi olduğu

Petrol-İş Sendikası'nın bu iş-

yerindeki temsilciliğini

(1989-1992) ve Baştemsilci-

lik (1994-2002) görevlerini

yürüttü. 2002 yılından, Genel

Mali Sekreterliğe seçildiği 9

Eylül 2007 yılına kadar

Aliağa Şube Başkanlığı gör-

evinde bulundu. Doğangül,

sendikamızın 17-18 Eylül

2011 tarihlerinde yapılan 26.

Olağan Genel Kurulu'nda

tekrar Genel Mali Sekreter-

liğe seçildi. Doğangül'ün

1981 yılında evlendiği Ayşe

(Kızıltan) ile birlikte sahip

olduğu Bilgen ve Kardelen

Ezgi adlı iki kızı var.

İbrahim Doğangül- Genel Mali Sekreter

33

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 33

Page 36: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş34

Petrol-İş'in 26. Olağan

Genel Kurulu'nda

Genel Örgütlenme ve

Eğitim Sekreterliğine seçilen

Nimetullah Sözen, 1950 yı-

lında Kurtalan- Oyutaş kö-

yünde doğdu. Sözen, ilkokulu

İskenderun'da, ortaokulu

Kurtalan'da okudu. 1976 yı-

lında Tüpraş Batman Rafine-

risi'nde işe başladı.

Sözen,1983 yılından 1992 yı-

lına kadar Petrol-İş Sendi-

kası Batman Şubesi'nin

değişik kademelerinde görev

yaptı ve 1995 yılında Petrol-

İş Batman Şube Başkanlığına

seçildi. 7-8-9 Eylül 2007 ta-

rihlerinde yapılan 25. Ola-

ğan Genel Kurul'da Genel

Örgütlenme ve Eğitim Sekre-

terliğine seçilen Sözen, 17-18

Eylül 2011 tarihinde yapılan

genel kurulumuzda tekrar

aynı göreve seçildi. Sözen,

iki çocuk babasıdır.

Nimetullah Sözen- Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreteri

Sendikamızın 26. Ola-

ğan Genel Kurulu'nda

Genel Yönetim Sekre-

terliğine seçilen Ahmet Ka-

baca, 01.01. 1962 tarihinde

Osmaniye'nin Bahçe İlçe-

si'nde doğdu. İlk, orta ve

lise tahsilini Bahçe'de

yapan Kabaca, askerlik gör-

evini tamamladıktan sonra

09.12.1983 tarihinde Ada-

na'da SASA Suni Sentetik ve

Elyaf Sanayi A.Ş'de iş haya-

tına başladı.

Kabaca, 09.05.1999 tari-

hinde sendikamızın Adana

Şube Başkanlığına seçildi.

12 yıl Şube Başkanlığı gör-

evini yapan Kabaca, Petrol-

İş'in 17-18 Eylül 2011

tarihlerinde yapılan 26.

Olağan Genel Kurulu'nda

Genel Yönetim Sekreterli-

ğine seçildi. Kabaca, evli ve

iki çocuk babasıdır.

Ahmet Kabaca -Genel Yönetim Sekreteri

Petrol-İş Sendikası 26. Olağan Genel Kurulu so-nunda yapılan seçimlerin ardından oluşan MerkezDisiplin ve Merkez Denetim Kurulları SendikaGenel Merkezi'nde toplanarak görev bölüşümünügerçekleştirdi.

Petrol-İş Sendikası 26. Olağan Genel Kurulu sonunda ya-

pılan seçimlerin ardından oluşan Merkez Disiplin ve Mer-

kez Denetim Kurulları Sendika Genel Merkezi'nde

toplanarak görev bölüşümünü gerçekleştirdi. Merkez De-

netim Kurulu görev dağılımı, Başkan Yusuf Ziya Kahya-

oğlu, Raportör Fatih Pat ve Üye Satı Çelik olarak

belirlendi.

Merkez Disiplin Kurulu görev dağılımıysa, Başkan Ümit

İnkaya, Raportör Hamit Tunç ve Üye Mehmet Karaaslan

şeklinde gerçekleşti. Denetim ve Disiplin Kurulu üyeleri,

ilk toplantılarını sendika genel merkezinde tamamladılar.

Merkezi kurullarda görev dağılımı tamamlandı

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 34

Page 37: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 35

Yeni dönemin ilk Başkanlar Kurulu toplandıDEVİR-TESLİM TÖRENİ YAPILDI

Yeni dönemin ilk

Başkanlar Kurulu

sendikamız genel

merkezinde 19 Eylül tari-

hinde yapıldı. 27. Dönemin

ilk başkanlar kurulu toplan-

tısı başlamadan önce devir-

teslim töreni gerçekleştirildi.

Başkanlar Kurulu görev

devri, dilek ve temenniler ve

Başkanların yapacağı değer-

lendirmeler ile başladı. Genel

Başkan Mustafa Öztaşkın

yaptığı konuşmada birlik, be-

raberlik mesajı vererek şun-

ları söyledi: “Genel Kurullar

sevinci ve üzüntüyü içinde

barındırır. Kimimiz seviniyo-

ruz, kimimiz üzülüyoruz.

Fakat biz bir aileyiz, aday

olan, görev yapan herkes ai-

lemizin bir bireyi. Genel Ku-

rullar da yarışlar yaşanıyor,

bu yarışta zaman zaman in-

sanlar birbirini üzebiliyor, kı-

rıcı olabiliyor. Her şeye

rağmen başarılı bir Genel

Kurul’u geride bıraktık, iki

arkadaşımız seçimi kaybetti.

Her iki arkadaşımıza da bu-

güne kadarki hizmetlerinden

dolayı teşekkür ediyoruz.

Gönül ve mücadele birlikte-

liğimiz devam edecektir.

Yeni gelen arkadaşlarımıza

da başarılar diliyoruz.”

Başkanlar Kurulu, yaptığı

toplantıda Genel Kurul'da

alınan kararları ve önümüz-

deki dönem izenecek politi-

kaları değerlendirdiler.

ADANA VE KOCAELİ ŞUBELERİMİZDE GÖREV DEĞİŞİMİ

Petrol-İş'in 17- 18 Eylül tarihlerinde gerçekleştirdiği 26. Olağan Merkez Genel Kurulu

sonrası Kocaeli Şube Başkanı Ali Ufuk Yaşar ve Adana Şube Başkan'ı Ahmet Kabaca'nın

Merkez Yönetimine seçilmesi nedeniyle boşalan Kocaeli Şube Başkanlığına Salih Akdu-

man, Adana Şube Başkanlığına ise Abdülmecit Dönmez getirildi. Kocaeli Şube yeni görev bölü-

şümü için toplantı yaptı. Kocaeli Şube'de görev dağılımı şu şekilde gerçekleşti; Şube Başkanı

Salih Akduman, Şube Başkan Yardımcısı Nesimi Yetişoğlu, Şube Başkan Yardımcısı Tekin Kara

(Mali) oldu. Yönetim Kurulu ise Y. Sami Çınar, İrfan Kaçar, Temel Aktaş, Teoman Aydınoğ-

lu'ndan oluştu.

Adana Şubede ise yeni görev bölüşümü şu şekilde gerçekleşti: Şube Başkanı Abdülmecit

Dönmez, Şube Başkan Yardımcısı Cemalettin Çetinkıran, Şube Başkan Yardımcısı (Mali)

Hüseyin Cahit Çimen oldu. Yönetim Kurulu ise Selahattin Kurt, Yalçın Baytar, Osman

Nuri Akkuş, Ayhan Çiftçi'den oluştu.

Görevlerini devreden genel merkez yöneticilerimizin yeni iletişim bilgileri:Sayın Mustafa Çavdar: 0530 - 772 02 03 - Sayın Mehmet Güray: 0533 - 388 96 98

Salih Akduman

Abdül Mecit Dönmez

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 35

Page 38: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş36

12 Eylül 1980 darbesinden sonra yeni ana-

yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte ça-

lışma hayatını düzenleyen 2821 ve 2822

sayılı yasaların 1983 yılında yürürlüğe gir-

diğini, bu yasaların yasakçı, baskıcı, öz-

gürlüklerden uzak, sendikaları ve sen-

dikacıları kalıba sokmayı hedefleyen,

toplu iş sözleşmesi yapma yerine yapma-

mayı, grev yapma yerine yaptırmamayı,

örgütlenme yapma yerine yaptırmamayı

hedefleyen yasalar olduğunu söyleyen sen-

dikamız Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın,

“Bu yasaların hedefi ve içeriği bu şekil-

deydi. Ve uzun yıllar bu yasalar tartışılıyor.

Bir taraftan Uluslararası Çalışma Ör-

gütü (ILO) Türkiye'yi listeye alarak bu

yasaların değiştirilmesini istiyor. Diğer

taraftan AB İlerleme Raporlarında bu

yasaların değiştirilmesi için Türkiye'ye

telkinlerde bulunuluyor” dedi. Fakat

bugüne kadar işbaşına gelen iktidarla-

rın çeşitli yasa tasarıları hazırlamala-

rına rağmen bu yasalarda bir de-

ğişikliğe gitmediklerini, dolayısıyla bu

yasaların 12 Eylül'ün izlerini hala taşı-

maya devam ettiklerini belirten Öztaş-

kın şöyle devam etti:

“Şimdi Üçlü Danışma Kurulu diye

tabir edilen yani hükümet, işçi ve işve-

ren sendikalarının temsil edildiği kon-

federasyonlar düzeyindeki kurulda bu ya-

salar tartışılmaya açıldı ve bir uzlaşıya va-

rıldı. Bu görüşmelere bizleri temsilen

Türk-İş yönetimi ve uzmanlar katıldılar.

Yeni taslağa şöyle bir göz attığımız zaman

öncelikle 2821 olarak adlandırılan Sendi-

kalar Kanunu ile 2822 olarak adlandırılan

Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Ka-

nunu birleştirilerek tek bir yasaya dönüş-

türülüyor; adına da Toplu İş İlişkileri

Kanunu verilmiş durumda. Bu taslakta

önemli diyebileceğimiz bazı değişiklikler

olduğu gibi eski yasaların tamamen özü-

nün ve ruhunun korunduğu maddeler de

var. Ve bir yönüyle de grev yasakları

devam ettiriliyor.”

İşçilikle ilgisi olmayan

kişiler sendika kurabilecek!

Taslağa Sendikalar Kanunu açısından ba-

kılacak olursa, sendikaların kurulması ve

işleyişi açısından bazı kolaylıklar getiril-

miş olduğunu ifade eden Öztaşkın şöyle şu

değerlendirmeleri yaptı:

”Mesela kurucularda aranan nitelikler bir

hayli azaltılmış. Bu noktadaki en önemli

değişiklik şöyle; bir sendikanın kurucusu

ve aynı zamanda yöneticisi ola-

bilmek için o işkolunda fiilen ça-

lışıyor olma koşulu vardı. Bu

koşul ortadan kaldırılmış. Bunun

anlamı şu; hiç işçilikle ilgisi ol-

mayan kişiler çeşitli amaçlarla

sendikaları kolaylıkla kurdurabi-

lecekler ve faaliyetlerini yürüte-

bilecekler. Bir yönüyle olum-

luymuş gibi gözüküyor. Ama işçi

olmayan insanların sendika kur-

ması demek; o sendikaların ya

işverenler tarafından kurdurula-

cağı veyahut da bir takım siyasi

ve başka amaçlar için kurdurula-

cağı ve faaliyet göstereceği açık-

tır. Ancak kurucularda aranan

“İşkolumuzda özellikle grev yasaklarının korunması bizim açımızdan hayal kırıklığı”

2821 ve 2822 SAYILI YASALARDA DEĞİŞİKLİK ÖNGÖREN TASARI TASLAĞINI DEĞERLENDİREN ÖZTAŞKIN:

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 12 Eylül yasaları olarak bilinen 2821 sayılı SendikalarYasası ile 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasası'nda değişiklikler öngörenve iki yasanın birleştirilmesiyle hazırlanan Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarı Taslağını Ba-kanlar Kurulu'na sundu. Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın, konfederasyonlara da gön-derilen taslak ile ilgili değerlendirmesinde, “Özellikle grev yasaklarının işkolumuzdakorunması bizim açımızdan hayal kırıklığı yaratmış durumda” diye konuştu.

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 36

Page 39: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 37

niteliklerden T.C. vatandaşı olma niteliği

de kaldırılmış durumda. Bu aynı zamanda

yabancıların da Türkiye'de sendika kura-

bileceği anlamına da gelmektedir.

Noterden üye olma şartının

kaldırılması olumlu

Taslak ile sendikalara üye olma koşulları-

nın kolaylaştırıldığını, noterden üye olma

şartının kaldırıldığını belirten Öztaşkın şu

değerlendirmeleri yaptı:

“Aynı şekilde istifa ederken de noterden

istifa etme şartı kaldırılıyor. Bunun yerine

e-üyelik yani elektronik üyelik sistemi ge-

tiriliyor. Bunu biz olumlu bir değişiklik

olarak görüyoruz. Sendikalı olma yaşı

18'den 15'e indiriliyor. Böylelikle gençle-

rin de sendikaya üye olmasının önü açılı-

yor. Bu yasa değişikliklerinde merak

edilen konulardan biri şuydu. Geçen yıl

yapılan Anayasa referandumunda bir iş-

yerinde iki sendikanın olabileceğine iliş-

kin hüküm konmuştu.. Bunun Sendikalar

Kanuna nasıl yansıtılacağı önemliydi. Bu

noktada şöyle bir düzenleme yapılmış du-

rumda; yine bir işyerinde birden fazla sen-

dikaya üye olma yasağı devam ettiriliyor

ancak işçi çalıştığı işyeri

dışında başka bir işye-

rinde de çalışıyorsa o du-

rumda işçiye ikinci bir

sendikaya üye olma hakkı

tanınıyor. Bunu da doğal,

olağan bir şey olarak algılı-

yoruz.” Yeni taslak ile sen-

dikaların yetkili olup

olmadığına ilişkin açılan da-

valarda yetki işlemlerinin

durdurulmadığına dikkat

çeken Öztaşkın,”Şu andaki

uygulamada bir dava açıldığı

zaman, Çalışma Bakanlığınca yürütülen

yetki işlemleri bekletici sebep olarak gö-

rülüyor ve yetki işlemleri durduruluyordu.

Yeni düzenlemede bu durdurulmuyor ve

yetki işlemleri devam ediyor” dedi.

Sendikalara yeminli

mali müşavir denetimi

4857sayılı İş Kanunu'nda iş güvencesinin

yer almasıyla buna paralel olarak sendika

temsilcilerinin iş güvencesinin Yasa'dan

kaldırıldığını, bu taslak ile yeniden sen-

dika temsilcilerine iş güvencesi getirildi-

ğini belirten Öztaşkın, “ Yeni düzenleme

ile işten çıkartılan bir temsilcinin haklı ne-

denlerle işten çıkarıldığının ispatı işverene

bırakılıyor ve 1 aylık basit yargılama usu-

lüyle davalar görülüyor. İşe iadede ise iş-

veren çıkarılan temsilciyi işe almak

zorunda. Eğer işbaşı yaptırmaz ise temsil-

cinin işyerinde çalışıyormuş gibi ücret ve

diğer alacaklarını ödemeye devam ediyor.

Bu da olumlu bir değişiklik” dedi. Sen-

dika aidatlarının mevcut ya-

sada bir yevmiye olduğunu,

yeni taslakta bunun kaldırıla-

rak miktarının tamamen sen-

dikaların tüzükle

belirlemeleri yönünde bir

düzenlemeye gidildiğini

belirten Öztaşkın, sendika-

ların mali açıdan denetlen-

mesinde değişikliğine

gidildiğini ifade ederek

şunları söyledi: ”Sendi-

kaların mali açıdan de-

netlenmesine ilişkin yine

sendikaların denetim kurulları yetkilendi-

rilmiş. Ancak iki genel kurul arasındaki

dönemi kapsayan sürenin yeminli mali

müşavirce denetlenmesi öngörülmüş.

Böylece yeminli mali müşavirler tarafın-

dan sendikaların denetleneceği yasa

hükmü haline getirilmek isteniyor.”

Delege seçimleri yargı

denetiminde değil

Taslakta göze çarpan en önemli eksikliğin

delege seçimlerinin yargı denetimi ve gö-

zetiminde olmadığına dikkat çeken Öztaş-

kın sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece

delege seçim sonuçlarına itiraz; iki gün

içinde iş mahkemelerine yapılabiliyor. Ve

itirazı mahkeme kesin karara bağlıyor

ama bizim talebimiz delege seçimlerinin

de yargı güvencesinde, hakim güvence-

sinde yapılmasıydı. Zaten sendika içi de-

mokrasinin hayata geçirilmesinin en

temel ilkelerinden birisi bu. Yani bütün

üyelerin seçme ve seçilme haklarını öz-

gürce ve demokratik yöntemlerle kullana-

bilmeleri. Birçok sendikada ne yazık ki bu

konu istismar ediliyor ve anti- demokratik

yöntemler uygulanıyor. Hatta bazı sendi-

kalar da hiç delege seçimi yapmadan

seçim yapılmış gibi tutanaklar düzenlene-

rek delegeler sendika yönetimlerince tes-

pit ediliyor.”

Zorlu TİS prosedürü aynen korunmuş

Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Ka-

nunu'nda da önemli değişikliklerin yapıl-

dığını kaydeden Öztaşkın şöyle devam

etti:

“Bir sendikanın TİS yapabilmesi için

yüzde 10 olan işkolu barajı binde 5'e in-

dirilmiş durumda. Aynı zamanda yüzde 50

işyeri barajı vardı. Bu aynen korunuyor.

İşyerinde TİS yapabilmeniz için işyerinde

çalışanların yüzde 50+1'ini sendikaya üye

yapmak zorundasınız. Bu noktadaki tek

değişiklik işletme sözleşmelerinde; bu

oran yüzde 40+1'e indirilmiş durumda.

Burada bir iyileştirme söz konusu. Söz-

leşme prosedürlerinde ise hiçbir değişik-

lik yok. Prosedürler yine uzun ve

karmaşık bir şekilde taslakta yer almış.

Örneğin TİS'in yasada görüşme süresi

yine 60 gün olarak kalmış. Anlaşmazlık

Yeni düzenlemede de TPAO, BOTAŞ, TÜPRAŞ’ta grev yasağı sürüyor

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 37

Page 40: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş38

olması halinde hiçbir işlevi olmamasına

rağmen arabuluculuk mekanizması devam

ediyor. Dolayısıyla neredeyse üç dört ay

süren bir TİS prosedürü bu yasada da ko-

runmuş. Bu konuda bizlerin talebi bu sü-

recin son derece basit ve kısa olmasıydı.

Yüksek Hakem Kurulu (YHK) yine ya-

sada korunmuş. Sözleşmelerde yeni birta-

kım sözleşme tanımları getirilmiş. Örneğin

grup sözleşmesi tanımı getirilmiş. Aynı za-

manda eğer bir işyerinde veya bir işko-

lunda bir çerçeve sözleşmesi varsa

tarafların bu çerçeve sözleşmesine uyma

zorunluluğu getirilmiş. Örneğin şu anda

kamu sözleşmelerinde Türk-İş ile Hükü-

met arasında çerçeve sözleşmeler imzala-

nıyor. Bunun hukuki anlamda hiçbir

bağlayıcılığı yok. İlgili sendikalar ve işyer-

leri buna uymak zorunda değil. Bu kanun

ile buna uyma zorunluluğu getiriliyor.”

İşkolumuzda grev yasakları sürüyor

Yeni taslakta grev yasaklarının bir kısmı-

nın kalktığını ancak önemli bir kısmının

devam ettiğini belirten Öztaşkın şöyle ko-

nuştu:

“Örneğin can, mal kurtarma işleri, arama

kurtarma, cenaze, elektrik, doğalgaz, pet-

rol üretimi, tasfiyesi, dağıtımı, bankacılık

ve kamu kuruluşlarında yürütülen itfaiye-

cilik, şehir içi ulaşımı gibi işkollarında

veya işlerde grev yasağı devam ettirilmiş.

Bizim iş kolumuz açısından baktığımız

zaman petrol sektörünün tamamında grev

yasağı vardı. Bu yasak yine büyük ölçüde

korunuyor. Sadece petrol arama ve sondaj

işlerinde grev yasağı kaldırılmış. Bir de

hammaddesi nafta olan petro-kimya tesis-

lerinde yasak kaldırılmış. Bunun da anlamı

Petkim de grev yasağı kapsamındaydı. Şu

anda işkolumuzda bir tek Petkim'e grev

hakkı tanınmış. Diğer örgütlü olduğumuz

TPAO, BOTAŞ gibi kamu kuruluşlarında

grev yasağı aynen korunmuş.

Grev ertelemeleri yine Bakanlar Kurulu'na

bir hak olarak verilmiş, Kamu güvenliği ve

sağlığı gerekçeleriyle Bakanlar Kurulu 60

gün grevi erteleyebiliyor. Burada tek deği-

şiklik şöyle; şu andaki yasada 60 günlük

ertelemenin sonunda taraflar anlaşamamış

iseler sözleşmeniz YHK'ye gönderiliyor ve

YHK tarafından bağıtlanıyordu. Yani ye-

niden greve çıkma şansınız yoktu. Erte-

leme fiilen yasaklama şeklinde

uygulanıyordu. Taslaktaki değişiklikle 60

günlük sürenin sonunda anlaşma sağlana-

madığı takdirde taraflar yeniden grev ka-

rarını devam ettirebilirler hükmü düzenle-

meye konulmuş. Bu yasanın da bütününe

baktığınız zaman birtakım iyileştirmeler

gözükse de eksiklikler hala giderilmemiş.

Özellikle sözleşme prosedürlerinin sade-

leştirilmemesi, kolaylaştırılmaması, süre-

lerin uzun tutulması, arabulucuk

makamının korunması, YHK makamının

korunması, grev yasaklarının iş kolumuz

açısından önemli ölçüde korunması, grev

ertelemenin yine Bakanlar Kuruluna veril-

mesi, ayrıca genel grev hakkının, daya-

nışma grevi hakkının tanınmamış olması

bu yasaların birçok eksiklikleri taşıdığını

gösteriyor.

Uluslararası normlara uyulmadı

Yapılan değişikliklerde uluslararası norm-

lara, ILO'nun sözleşmelerine uyulmadı-

ğını, AB'nin bu konudaki yaklaşımlarının

ve uyarılarının dikkate alınmadığının

açıkça görüldüğünü belirten Öztaşkın söz-

lerini şöyle tamamladı:

“Her ne kadar bu yasa değişikliklerin ama-

cının, uluslararası sözleşmelere Türki-

ye'deki yasaları uyumlu hale getirmek

olduğu iddia edilse de buna uyulmamış.

Bu yasalar, uluslararası sözleşmeleri baz

alarak hazırlama yerine tamamen Türki-

ye'nin kendi koşullarını gözeten, işyerle-

rini koruyan, grev yapmayı engelleyen,

sözleşmeyi zorlaştıran birçok hükümler

içermektedir. Dolayısıyla biz bu yasa tasa-

rısına temkinli yaklaşıyoruz.

Elbette bazı değişikliklere, noter şartları-

nın kalkması, barajların indirilmesi gibi

konulara olumlu bakıyoruz. Ancak özel-

likle grev yasaklarının işkolumuzda korun-

ması bizim açımızdan hayal kırıklığı

yaratmış durumda. Oysa daha önceki tar-

tışmalarda bu grev yasaklarının kaldırıla-

cağı ifade edilmişti. Son dakikada bu grev

yasakları tekrar tasarıya konulmuş. Deği-

şikliklerin bir olumlu tarafı 28 olan işkolu

sayısının 18'e indirilmiş olması. Burada da

ILO'nun normu aslında 16'dır ve en üst sı-

nırdır. Bu sayı 8-10'a çekilebilir. Tam ILO

standartlarına uyulmamış ama o sayıya

yaklaşılmış. Yasa değişikliklerinde olumlu

yönler var ama olumsuzlukları da bizim

için hayal kırıklığı yarattı.”

“Sözleşme prosedürlerinin sadeleştirilmemesi, kolaylaştırılma-ması, sürelerin uzun tutulması, arabulucuk makamının korun-ması, YHK makamının korunması, grev yasaklarının iş kolumuzaçısından önemli ölçüde korunması, grev ertelemenin yine Ba-kanlar Kuruluna verilmesi, ayrıca genel grev hakkının, daya-nışma grevi hakkının tanınmamış olması bu yasaların birçokeksiklikleri taşıdığını gösteriyor.”

Yeni taslakta, işkolumuzda bir tek Petkim’de grev yasağı kaldırıldı.

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 38

Page 41: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 39

Aralarında sendikamızın da yer aldığı Sendikal

Güç Birliği Platformu'nun ülke genelinde yap-

tığı toplantılar sürüyor. Platformun beşinci

toplantısı 22 Ekim 2011 tarihinde Adana Galeria İş Mer-

kezi Seyir Tiyatro Sanat Evi Toplantı Salonu’nda ya-

pıldı. Toplantının açılışında konuşan Basın-İş Genel

Başkanı Yakup Akkaya, Adana'nın bir zamanlar fabri-

kalarıyla ve işçileriyle ünlü bir şehir olduğunu, ancak

günümüzde bu durumundan hayli uzaklaştığını söyledi.

Adana'da 52 fabrikanın kapandığına dikkati çeken Ak-

kaya, "Bu fabrikalar yanlış yürütülen politikalar nede-

niyle iflasa gitti. Üretmeden, zenginleşip refaha

kavuşamayız. Adana bugün Türkiye'nin işsizlikte birinci

kenti haline getirildi. Bu bir kader değil. Aksine, siyasal

dayatmadır. Türkiye'deki ekonomi politikaları işsizliği

derinleştirdi. Satın almaya dönük bu politikalarla, Tür-

kiye başka ülkelerin işsizlik sorunlarına çözüm getirdi"

dedi.

Yaşanan duruma karşı duracak bir sendikal hareketin ol-

ması gerektiğine değinen Akkaya, şunları söyledi:

"Bunların yanlış olduğunu, Türkiye'deki iş gücünün

heba edilmemesinin gerektiğini söyleyecek bir anlayışın

olması gerekiyor. Ve böyle bir anlayış olmadığı için biz

böyle bir çıkış yaptık. 2002 yılından bu yana uygulanan

politikalar iş hayatına darbe vuran politikalardır. “2002

yılından bu yana işçinin, memurun yararına çıkan yasa-

lar var' diyebilecek kimse var mıdır? Yok. Çünkü böyle

yasalar çıkartılmadı. Hükümet geldiğinde ilk yaptığı, İş

SENDİKAL GÜÇ BİRLİĞİ

SENDİKAL GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMUNUN TOPLANTILARI SÜRÜYOR

Öztaşkın: 'Sendikal hareketi ayağa kaldırmak istiyoruz'

Sendikal Güç Birliği Platformu’nun (SGBP) bölgesel toplantıları genelinde sürüyor. İs-tanbul, Lüleburgaz, İzmir, Bursa toplantılarından sonra beşinci toplantı da 22 Ekim 2011tarihinde Adana Galeria İş Merkezi Seyir Tiyatro Sanat Evi Toplantı Salonu’nda yapıldı.

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 39

Page 42: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş40

Güvencesi Kanunu değiştirmek oldu. Buna karşı konfe-

derasyonumuzun da bir tepkisi olmadı. Onun için biz

'Sendikal Güç Birliği' adı altında bu algıyı değiştirmek,

Türkiye'de örgütlü bir gücün olduğunu herkese ilan

etmek ve tepkili toplum yaratmak için elimizi taşın altına

sokuyoruz. Konfederasyonlar sadece toplu iş görüşmeleri

için değil, ülkenin sosyo-ekonomik sorunlarına çözüm

bulmak için de çalışır. Çağdaş ve demokratik ülkelerde

böyle olur.”

'Sendikal hareketi ayağa kaldırmak istiyoruz'

Toplantıda Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın da bir

konuşma yaptı. Öztaşkın şunları söyledi:

“Biz Türk-İş içerisinde 10 sendika, geçtiğimiz aylarda

birlikteliğimizi daha anlamlı ve yolumuzu daha net bir

şekilde çizmek için bir araya geldik. Önümüze kısa ve

uzun vadeli hedefleri koyduk ve bu hedeflerimizi hayata

geçirmek için çalışmalarımıza başladık. Türk-İş Genel

Kuruluna yeni bir anlayış getirmek için biraraya geldik.

Biz ne ricacıyız, ne de maceracıyız. Biz mücadeleci bir

sendikal anlayışa sahibiz. Biz unutturulan dayanışma ru-

hunu işçiler, emekçiler ve toplumun bütün kesimleri ara-

sında yaratılmasını hedefliyoruz. Ülkemizde

demokrasinin yerleşmesini istiyoruz. Sendika içi demok-

rasinin yine bütün sendikalarda uygulanmasını istiyoruz.

Başta da konfederasyonumuz Türk-İş’te sendika içi de-

mokrasinin uygulanmasını istiyoruz ve sendikal hare-

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 40

Page 43: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 41

kette değişimi istiyoruz. Giderek küçülen, parçalanan, et-

kisizleşen, güçsüzleşen, itibarsızlaşan bir sendikal hare-

keti canlandırmak, ayağa kaldırmak istiyoruz. Bunun için

de değişimi ve yenilenmeyi önümüze temel bir politika

olarak koyuyoruz.”

Yıllardır sendikacılık yapmayı unutanları, sendikaları si-

yasi partilerin arka bahçeleri haline getirenleri ve bulun-

dukları, oturdukları koltuklardan kalkmayan, o koltukları

korumak için kendi sendikasında her türlü anti-demokra-

tik uygulamaları yapan sendika yöneticilerinin işçilerin

desteğiyle alt edileceğini belirten Öztaşkın sözlerini şöyle

sürdürdü:

“Biz yarın Türk-İş’in yönetimine geldiğimizde Türk-İş’i

sizlerle beraber yönetmeyi vaat ediyoruz. Yüzümüzü iş-

çiye, emekçiye dönüyoruz. Türk-İş Genel Kurulu Türkiye

sendikal hareketinde bir dönüm noktası olacaktır. Ya mev-

cut düzen devam edecek, her gün kazanılmış haklarımız

elimizden alınacak, sendikal hareket küçülmeye, bö-

lünmeye devam edecek; kıdem tazminatı gibi, bölgesel

asgari ücret gibi, kiralık işçi gibi esnek çalışmanın

bütün maddeleri getirilip önümüze dayatılacak ve ucuz

işçilik bu ülkenin bir kuralı haline getirilecek veya da

bu işe “dur” diyeceğiz. İşte 8 Aralık günü, 'Yeter artık,

bu işe dur diyoruz, bu işe biz el koyuyoruz, ayağa kalktık,

geliyoruz, değiştiriyoruz, her şeyi tersine çevireceğiz' di-

yeceğimiz bir gün olacaktır.”

Hava-İş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin de yaptığı

konuşmada, Türkiye'nin kurtuluşunun Anadolu'dan baş-

layacağını söyleyerek bu konuda işçilere görev düştüğünü

belirtti. Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yur-

dakul ise ülkemizde barış istemeyenlerin başında ABD

emperyalizminin geldiğini vurguladı.

Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi de

toplantıda tutuklu gazetecilerin isimlerini saydı ve yakla-

şan Kurban Bayramı'nda tutuklu gazetecilere kart gönde-

rilmesi çağrısı yaptı. Sendikal Güç Birliği Platformu, 2

Kasım'da Diyarbakır'da, toplandı. Platform 12 Kasım'da

Ordu'da, 19 Kasım'da Ankara'da, 26 Ocak 2012 tarihinde

ise tekrar İstanbul'da toplanacak.

Sendikal Güç Birliği Platformu, 2 Kasım'da Diyar-bakır'da toplandı. Platform 12 Kasım'da Ordu'da,19 Kasım'da Ankara'da, 26 Ocak 2012 tarihindeise tekrar İstanbul'da toplanacak.

Ziyarette konuşan Deri-İş Genel Başkanı MusaServi, Savranoğlu ve

Kampana Deri’de yaşanan ge-lişmeler hakkında bilgi verdi.

Kampana patronunun iki fab-rikasında da örgütlenme çalış-malarını tamamladıklarınıbelirten Servi, patronun örgüt-lülüğü dağıtmak için İz-mir’deki işçileri Tuzla’yasürgün ettiğini ifade etti. Sav-ranoğlu işçilerinin bu sabahitibarıyla işten atıldığını akta-ran Servi, patronun hukuk,yasa tanımaz tutumunun katla-narak sürdüğüne dikkat çekti.

Buradaki mücadelede işçileri-nin yalnız olmadığını, orga-

nize sanayi bölgesindeki diğerderi işçileri ile birlikte Sendi-kal Güç Birliği Platformununda bunu gösterdiğini söyleyenServi, “Türk-İş’in artık müca-deleden geri durma gibi birlüksü yok. SGBP sendikal bü-rokrasiyi ortadan kaldırarak,işçi sınıfına yapılan saldırılarkarşısında tüm emekçileri bir-

leştirerek güçlenecektir” diyekonuştu.

NAMUS BORCUMUZ

Sendikal Güç Birliği Plat-formu sözcüsü ve Hava-İşGenel Başkanı Atilay Ayçin,Türkiye’nin neresinde olursaolsun bir direniş varsa 10 sen-

dikanın o direnişin yanındaolacağını söyledi. Hükümetle-rin, sendika bürokratlarının iş-çileri uyutma dönemininbittiğini aktaran Ayçin, Tür-kiye işçi hareketinin yeni birivme kazanarak kendisini ikti-dara taşıyacak cepheyi oluştu-racağını dile getirdi.

Savranoğlu ve diğer deri pat-ronlarına seslenen Ayçin, “Sizbu mücadelenin sadece Deri-İş’e ait olduğunumu zannetti-niz? Bu direniş, bu mücadeleaynı zamanda 10 sendikanında mücadelesidir. Hangi vic-dana hangi akla hizmettir ki 1yaşındaki bir çocuktan sırfsendikaya üye olduğu için an-nesi ayrılır. Deri patronlarışunu iyi bilsin hangi oyunu oy-narsanız oynayın nereye ka-çarsanız kaçın biz peşinizdeolacağız. Bu artık biz işçilerinsendikacıların namus borcu-dur” dedi.

Türk-İş’e bağlı 10 sendikanın oluşturduğu Sendikal Güç Birliği Platformu(SGBP) işten atılan Savranoğlu işçilerini ziyaret etti. Ziyarette konuşanDeri-İş Genel Başkanı Musa Servi, Savranoğlu ve Kampana Deri’de ya-şanan gelişmeler hakkında bilgi verdi

SGBP'den deri işçilerine destek

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 41

Page 44: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

ü ü

Önümüzdeki acil gündem maddeleri neler?

T

42

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 42

Page 45: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

Asgari ücret sefalet ücreti

43

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 43

Page 46: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş44

Sendikamız Petrol-İş'in de oluşu-munda yer aldığı Tek-Gıda-İş,Belediye-İş, Tez Koop-İş,

TÜMTİS, Deri-İş, Hava-İş, Kristal-İş,Basın-İş ve Türkiye Gazeteciler Sen-dikası tarafından oluşturulan SendikalGüç Birliği Platformu 1 Ekim'de İstan-bul- Taksim'de yaptığı kitlesel basınaçıklamasıyla, "Kıdem Tazminatı Ka-zanılmış Haktır- Dokundurtmayaca-ğız” diyerek siyasi iktidarı vesermayenin bu yöndeki girişimleriniprotesto etti.

Sendikal Güç Birliği Platformu'nuoluşturan sendikalara üyeler ve sendi-kaların genel Başkanları 1 Ekim Cu-martesi günü, saat 12.00'deGalatasaray Lisesi önünde toplandılar.Buradan “Kıdem Tazminatı Kazanıl-mış Haktır- Dokundurtmayacağız”ortak pankartı arkasında siyasi iktidarıprotesto sloganları atarak TaksimMeydanı'na doğru yürüyüşe geçtiler.Platformun yürüyüşüne Harb-İş Sen-dikası üyesi işçiler, siyasi oluşumlar,demokratik kitle örgütleri de destek

verdi. Yürüyüşte EMEP Genel Baş-kanı Selma Gürkan ile çeşitli meslekodası yöneticileri ile akademisyenlerde destek verdi. Prof. Dr. AlpaslanIşıklı da yürüyüşe katılarak TaksimMeydanı'nda toplanan kitleye hitabenbir konuşma yaptı. Yürüyüşe sendika-mızdan Genel Başkanımız MustafaÖztaşkın, Genel Örgütlenme ve Eği-tim Sekreterimiz Nimetullah Sözen,Genel Yönetim Sekreterimiz AhmetKabaca, İstanbul 1 Nolu Şube Başkanve yöneticileri ile Petrol-İş üyesi işçi-

Kıdem tazminatı kazanılmış haktır DOKUNDURTMAYACAĞIZ

Sendikamız Petrol-İş'in de dahil olduğu Sendikal Güç Birliği Platformu, "Kıdem TazminatıKazanılmış Haktır-Dokundurtmayacağız" diyerek 1 Ekim'de İstanbul-Taksim'de kitleselbasın açıklaması yaptı.

KIDEM TAZMİNATI

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 44

Page 47: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 45

ler ve uzmanlarımız katıldı. Galatasa-ray Lisesi önünden “Kıdem tazminatıkazanılmış haktır - Dokundurtmayaca-ğız”, Sendikalar elele, genel greve”,“Susma haykır, sendika haktır”, “Bir-leşe birleşe kazanacağız”, “SuskunTürk-İş istemiyoruz”, “Zafer direnenemekçinin olacak”, şeklinde sloganlaratarak Taksim Meydanı'na yürüyenkitle burada toplandıktan sonra Plat-form'un bu ayki sözcüsü Hava-İş GenelBaşkanı Atilay Ayçin hitap ederek ilksözü Profesör Dr. Alparslan Işıklı'yaverdi. Işıklı, yaptığı konuşmada, işçile-rin kıdem tazmınatı hakkının Cumhuri-yet döneminde kazanılmış çok önemlibir hak olduğunu belirterek bu haktankesinlikle taviz verilmemesi gerektiğinisöyledi. Kıdem tazminatının işçininödenmeyen ücretinin topluca ödenmesive iş güvencesi anlamına geldiğini be-lirten Işıklı, İşsizlik Sigortası Fonu'nunkullanımına dikkat çekerek kıdem taz-minatının bir fona devredilmesine ke-sinlikle karşı durulması gerektiğinivurguladı.

AKP Hükümeti çalışanın haklarınakarşı geniş bir saldırı hazırlığı içinde

Daha sonra söz alan Sendikal Güç Bir-liği Platformu Dönem Sözcücü, Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin isePlatformun ortak bildirisini okuyarakşunları söyledi:

“10 yıla yaklaşan iktidarı dönemindeortaya koyduğu uygulamalarla emekkarşıtlığı tescilli hale gelen AKP hüku-meti, çalışanın haklarına karşı genişçaplı bir saldırı hazırlığı içinde. Saldırıhazırlığının odağında da kıdem tazmi-natı var. Hükumet, milyonlarca çalışa-nın sahip olduğu en önemli kazanıma,vazgeçilmez bir hakka gözünü dikmişvaziyette. Kıdem tazminatı hakkını tas-fiye etmek istiyor.

Kıdem tazminatı çalışanların iş güven-cesine olumlu katkı yapan, işsizlik si-gortası, emekli ikramiyesi, emeğinyıpranma bedeli, ücretin ödenmeyenkısmının karşılığı, yaşlılık sigortası gibinitelikler taşıyan bir haktır. Kıdem taz-

minatı bütün bu nitelikleriyle birlikteişçiye sosyal riskler karşısında güvencesağlayan bir gelir, bir işyerinde ömürtüketen, kas ve beyin gücünü, bilgisinibirikimini o işyerinde harcayan çalışa-nın emeğinin yıpranma bedelidir.”

Bu hak 1936 yılında alındı

Bu hakkın ilk kez 1936 yılında 3008sayılı yasa ile mevzuata girdiğini, o ta-rihten 1980 yılına kadar yapılan yasaldeğişikliklerin tamamına yakınının ça-lışanların lehine düzenlemeler içerdi-ğini, kıdem tazminatına daraltıcımüdahalenin 12 Eylül askeri darbesi ilegeldiğini belirten Ayçin konuşmasınışöyle sürdürdü:

“12 Eylülcüler önce kıdem tazminatıasgari ücretin yedi buçuk katı ile sınır-landırdılar. Bunu da yeterli görmemişolacaklar ki ardından da kıdem tazmi-natının tavanı en yüksek devlet memu-runun bir hizmet yılı için alacağı azamiemeklilik ikramiyesine endekslendiler.12 Eylülcülerin yaptığı düzenlemelerkıdem tazminatından yararlanan işçile-rin ekonomik kayba uğramasına yolaçtı; ama onu tasfiye etmeye yeltenme-diler. AKP hükümeti ise 12 Eylülcülerinaçık diktatörlük koşullarında cesaretedemediği şeyi yapmak, kıdem tazmi-natını tasfiye sürecini başlatmak isti-yor. Yapacakları düzenlemeye işçiler,sendikalar rıza göstersin, kamuoyunda

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 45

Page 48: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş46

bir tepki oluşmasın diye toplumun kar-şısına büyük çarpıtma(yalan) ile çıkı-yorlar. Bu yalan yaptıklarıdüzenlemeyi, ödeme güçlüğü içinedüşen işverenlerin, çalışanlara ödemesigereken kıdem tazminatını garanti al-tına almak amacıyla yani işçiyi düşüne-rek yapmayı düşündüklerinisöylemeleridir. Asgari ücreti belirler-ken, çalışanların grev hakkını ortadankaldırırken, iş güvencesinin kapsamınıdaraltırken, çalışma yaşamını, çalışmakamplarına çeviren düzenlemeleri ya-parken işçiyi düşünmeyenlerin şimdiişçiyi düşündüklerine inanmak oldukçazor. Gerçekten dert, işverenlerinödeme güçlüğü nedeniyle verilmeyenkıdem tazminatlarını garanti altına al-maksa, -ki yapılan araştırmalar bu ora-nın yüzde on olduğunu ortaya koyuyor-o halde AKP hükümetine bir önerimizvar: Gelin, İşsizlik Sigortası bünyesin-deki Ücret Garanti Fonu gibi, KıdemTazminatı Garanti Fonu kurarak ödemegüçlüğü içine düşen işverenlerin, çalı-şanlarının kıdem tazminatı garanti al-tına alalım. Ama gerçek niyetin buolmadığı apaçık ortada. “

Kıdem tazminatı mevcuthaliyle korunmalı

Hükümetin, sermayenin en büyük şika-yetlerinden bir olan kıdem tazminatını,fona devretmek suretiyle tedrici olarakortadan kaldıracak düzenlemeye imza

atmak istediğini belirten Ayçin sözlerinişöyle sürdürdü:

“Biz Sendikal Güç Birliği Platformuolarak, kıdem tazminatının mevcut ha-liyle korunmasından yanayız. Bugünçalışanların da, gelecekte çalışacakolanların da bu haktan bugünkü biçi-miyle yararlanması gerektiğini düşünü-yoruz. Kıdem tazminatının, hangi biçimaltında olursa olsun, fona devredilme-sine kesinlikle karşıyız. Çünkü, Fondemek, Kıdem tazminatı ödeme yü-kümlülüğünden kurtulan işverenlerindaha kolay işçi çıkarabilme imkanınakavuşması demektir. Çalışma yaşamı-nını daha da güvencesiz hale getirmekdemektir. Fon demek, zamanında öden-meyen primler, siyasal iktidarların mü-

dahalesine açık, siyasal iktidarlar tara-fından amacı dışında kullanılan mali bi-rikim demektir. Dün yaşadığımızZorunlu Tasarruf Fonu ve Konut Edin-dirme Yardımı deneyimi, bugün İşsizlikSigortası Fonu'nun amaç dışı kullanımıortadayken kimse bizi fona ikna ede-mez. Aynı yoldan gidip başka bir sonuçalınacağını ileri sürülemez.”

Ateşle oynuyorsunuz

“Hükumeti buradan bir kez daha uyarı-yoruz: Ateşle oynuyorsunuz. Milyon-larca emekçinin hakkına gözünüzüdikmekten vazgeçin. Kıdem tazminatı-mıza dokunmayın. Dokunan yanacak”diyen Ayçin sözlerini şöyle tamamladı: “Biz Sendikal Güç Birliği Platformuolarak, Hükümetin, çalışanların iş vegelir güvencesini daha da zayıflatacaksaldırı hazırlığına karşı tüm emek ör-gütlerini birleşik bir mücadeleye çağı-rıyoruz. Kıdem tazminatınadokunulmasını genel grev çağrısı saya-rız diyen ve bunu Genel Kurul Kararıhaline getiren Türk-İş'i sorumlulukla-rının gerektirdiği gibi tutum almayadavet ediyoruz. Hiçbir hak bize bahşe-dilmedi, hiçbir hak ricayla, minnetlekorunamaz. Hakları korumanın yolubirlik, dayanışma ve mücadeledengeçer. Türk-İş'i bakanlık koridorlarındagünü kurtaracak çözümler aramak ye-rine mücadele alanlarında birlikte ol-maya davet ediyoruz.”

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 46

Page 49: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 47

Polimer Kauçuk'ta TİS imzalandı

İstanbul 1 No’lu Şubemiz kapsamında bulunan 1434 üye-mizin çalıştığı ve ortalama ücretin 936.-TL olduğu işye-rinde 11 Mayıs 2011 tarihinde başlayan TİS görüşmeleri

ücret zammı ve bazı idari maddeler üzerinde anlaşmaya varı-lamaması nedeniyle uyuşmazlıkla sonuçlanmıştır. Sendikamız12 Ekim 2011 tarihinde grev uygulama kararı almıştır.

Grev uygulaması öncesinde yapılan toplantıda 27.09.2011 ta-rihinde anlaşma sağlanmıştır.

1.1.2011-31.12.2012 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesi ile bi-rinci yıl için 225.-TL, ikinci yıl için yıllık enflasyon oranına2 puan refah payı ilavesi ile bulunacak oranda ücret zammıyapılması kararlaştırılmıştır.

Yapılan anlaşma sonucunda, sosyal yardımlar birinci yıl için%8 ile %17 arasındaki oranlarda, ikinci yıl için ise ikinci yılücret zammı oranında artırılması kabul edilmiştir.

MKE'de imza töreni

MKEK Genel Müdürlüğüne bağlı 03 nolu iş kolundaki işyer-lerinden, Kırıkkale şubemize bağlı, Barut Fabrikası Müdür-lüğü, Ankara şubemize bağlı, Barutsan Roket ve PatlayıcıFabrikası Müdürlüğü işyerleri için toplu iş sözleşmesi imzatöreni 11.10.2011 günü MKEK Genel Müdürlüğü binasındayapıldı.

Plascam toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlandı

29 Eylül 2011 tarihinde imzalanan ve 3 yıl süreli olan toplu işsözleşmesinin yürürlük süresi 01. 07. 2011- 30.06.2014 tarih-leri arasında olacak. İmzalanan TİS ile sendikamız üyesi Plas-cam işçilerinin ücretlerine 1. yıl için 100 TL seyyanen zamyapıldı. Ücretler ikinci yıl ise enflasyon oranına 1 puan ekle-nerek arttırılacak. Üçüncü yıl zammı da enflasyon artı 30 TLseyyanen zam şeklinde olacak. Plascam işçileri 1 ve 2. yıl 2.5

aylık ücret, üçüncü yıl ise 3 aylık ücret tutarında ikramiye ala-caklar. Plascam işçileri imzalanan TİS ile değişik miktarlardaizin, bayram ve yılbaşı ödentileri ile aile zammı da alacaklar.

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ

TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİ - İMZALANAN TİS'LER

Yeni dönemde, sendikamızın örgütlü olduğu işyerlerinde toplu iş sözleşmeleri imzalanmaya başladı.

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 47

Page 50: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş48

Kırşehir'de kurulu Petlas Lastik Sanayi işyerinde mü-teahhit-taşeron işçisi olarak çalışan yaklaşık 300işçi 27. 10. 2011 tarihinde, Petlas işvereni ile Pet-

rol-İş sendikası işyeri temsilcileri ve Kırıkkale şube yöneti-cilerinin katılımı ile protokol imzalanarak kadroya alındı.

Halen 2000'e yakın işçinin çalıştığı Petlas'ta 700 işçi sendikaüyesi ve kadrolu olarak çalışmakta. Kadroya alınan 300işçi makine başında üretim yapan müteahhit-taşeron işçile-rinden oluşmaktaydı İşveren ve sendikanın ortaklaşa yürüt-tüğü kadro çalışması 10 aydır devam etmekteydi. İşvereninkadroya alacağı işçilerin geçis süresi ve ücretle ilgili öneri-lerinin sendikamızca kabul edilmemesi üzerine 24 Ekim2011'den beri Petlas işyerinde 1000 işçinin katılımı ile ey-lemler ve etkinlikler yapılmaktaydı. İşverenin 26 Ekim ak-şamı sendika yetkililerini çağırarak görüşmeleri başlatmasıile yapılan müzakereler sonucunda anlaşma sağlanarak kadrotalepleri yerine getirilmiş oldu.

Böylece Petlas işyerinde makine başında üretim üretimyapan müeahhit-taşeron işçisi de kalmamış oldu.

300 müteahhit - taşeron işçisi kadroya geçti

Petlas'ta kadro sevinci

Ankara Şube yöneticilerimiz, şubemizin örgütlü olduğu BOTAŞ Doğalgaz İşletmeleri Bölge Müdürlüğüne bağlı Eskişehirve Çorum işyerleri ile TPAO Jeofizik Hizmetler Müdürlüğüne bağlı Sismik Ekiplerini ziyaret ederek, bu işyerlerimizde

çalışan üyelerimizin sorunlarını dinlediler.

Ankara şube yöneticilerimizden Botaş ve TPAO işyerlerine ziyaret

ÖRGÜTÜMÜZDEN HABERLER

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 48

Page 51: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 49

Hedef, sektörde belgeli çalışan nitelikli işgücü yaratmak

Kimya Sektörü Test ve Belgelendirme Merkezi (KİTEM) kuruldu

EĞİTİM/ NİTELİKLİ İŞGÜCÜ

Ortakları arasında sen-dikamız Petrol-İş'inde yer aldığı, Türkiye

Kimya Petrol Lastik ve Plas-tik İşverenleri Sendikası(KİPLAS) tarafından kurulanKimya Sektörü Test ve Belge-lendirme Merkezi'nin Kuru-lum Projesi'nin tanıtım vebilgilendirme toplantısı, 28Eylül'de, İstanbul-Taksim'deElite World Otel'de yapılan birbasın toplantısıyla gerçekleş-tirildi.

Avrupa Birliği tarafından fi-nanse edilen projenin genelhedefi, Türkiye kimya sektö-ründe, Avrupa YeterliliklerÇerçevesi (AYÇ) doğrultu-sunda, uygun bir değerlen-dirme, ölçme vebelgelendirme sistemi oluştu-rarak etkin ve sürdürülebilirbir Ulusal Mesleki YeterlilikSistemi (UMYS) kurmak, işpiyasası ihtiyaçlarıyla uyumlubir mesleki eğitim sisteminintemellerini atmak, meslekibelgelendirme alanında yeralan çok başlılığı ortadan kal-dırmak.

Ülkemizin kimya sektöründeöncü ve sektöre yer veren ku-ruluşları arasında yer alansendikamız Petrol-İş, İstanbulKimyevi Maddeler ve Ma-mülleri İhracatçıları Birliği(İKMİB), Türkiye Kimya Sa-nayicileri Derneği (TKSD),Türkiye Kimya Derneği(TKD), Boya SanayicileriDerneği (BOSAD) da projedeortak olarak yer alıyor. Proje-nin iştirakçileri arasında iseYakacık Teknik ve EndüstriMeslek Lisesi ile HerekeÖmer İsmet Uzunyol MeslekYüksek Okulu bulunuyor.

Türkiye kimya sektörünün vemesleki eğitim sisteminin ge-leceği açısından çok önemlibir yere sahip olan bu projenintanıtım toplantısında, KİP-LAS Genel Başkanı RefikBaydur, sendikamız GenelBaşkanı Mustafa Öztaşkın,Mesleki Yeterlilik KurumuBaşkanı Bayram Akbaş,İKMİB Başkanı Murat Akyüzyaptıkları açılış konuşmala-rında projeyle ilgili açıklama-larda bulundular. KİPLASGenel Sekreteri Av. SaadetCeylan da konuşmaların ar-dından yaptığı sunumda pro-jede gelinen süreçle ilgili bilgiverdi. Bilgilendirme ve basıntoplantısına, Genel Sekreteri-miz Ali Ufuk Yaşar, sektör-den, mesleki eğitimokullarından, meslek odala-rından, sanayi ve ticaret oda-ları ile sektörle ilgiliderneklerden birçok yetkili vesendikamız uzmanları katıldı.

KİPLAS Genel Başkanı RefikBaydur toplantının açılışındayaptığı konuşmada, “Sanayi-mizin hızlı gelişmesi, hiç

şüphe yok ki eğitimli, bilinçlive yaptığını geliştirebilen in-sanların varlığıyla mümkün-dür. Geçmiş dönemdekieğitimsiz hareketlerimiz, ucuzişçi pazarından yararlanmak;hem kalifikasyonda geri kal-mamıza neden olmuş, hemmaliyetleri düşürmeyi zorlaş-tırmış, hem de pazarlardarahat hareket etmeyi daimaaksatmıştır.

İstihdam yatırımı, yatırım ka-liteli ve eğitimli işçiyi gerek-tirmektedir. Bu durummilletlerarası arenada bile birproblem haline gelmiş ve so-runun çözümü için yıllar önceçalışmalar yürütülmüştür.Türkiye ise bu işe yeni başla-maktadır. Bu konuyu MeslekiYeterlilik Kurumu (MYK) ilebaşarmaya çalışmaktayız. Bukurumun gerek çalışmaları,gerek yaklaşımları, gerekse buprojenin ortakları bizlere ay-rıca cesaret vermektedir”dedi.

En başından beri bu projeyegönüllü olarak katılan ve des-

tek veren Mesleki YeterlilikKurumu Başkanı'na ve buprojeye katkı sunan çalışmaarkadaşlarına teşekkür edenBaydur, ülkemizde meslekiyeterlilik konusunun sorunhaline gelinceye kadar, Ya-sa'nın adı geçen Kurumla uy-gulanmaya başlanmasınakadar gelişigüzel bir sistem vemesleki yeterlilik standartları-nın uygulandığını söyledi.Baydur, Yasa çıkana kadarmesleki yeterlilik konusununşahıslara ve müesseseleregöre farklılıklar gösterdiğiniancak Yasa'nın çıkmasının veMYK'nın kurulmasının sek-töre yön verdiğini belirtti.

Baydur, bu proje ile hem sek-törde yer alan kurum ve kuru-luşları birarada topladıklarınıhem de Petrol-İş gibi saygınbir işçi sendikasının bu pro-jede yer aldığını söyleyerek,projede emeği geçen herkeseteşekkür etti. Bu çalışmalarçalışanların lehinedir Sendi-kamız Genel Başkanı MustafaÖztaşkın ise yaptığı konuş-mada, mesleki yeterliliklerin

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 49

Page 52: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş50

ulusal düzeyde belirlenmesiçalışmalarının AB ile uyumçerçevesinde 2009'da başladı-ğını, Petrol-İş'in de sektördemeslek standartlarının belir-lenmesine yönelik çalışmala-rını KİPLAS'in öncülüğündebaşlattığını söyledi. Öztaşkınşunları söyledi:

“Sektörün bileşenlerinin nere-deyse tamamı, gerek işverensendikası, gerek işçi sendikasıolarak bizler, gerekse bu alan-daki meslek odaları, dernek vebirlikler biraraya geldi. Veuzunca bir süreden beri bir ça-lışma yürüttüler. Bu çalışma-nın mutfağını uzmanarkadaşlarımız başarı ile yü-rütmekteler. Şu ana kadar 26meslek standardı için çalışmayapıldı. Meslek Yeterlilik Ku-rumu’nun onayıyla, bunlardan10’u Resmi Gazete'de yayım-landı. Biz sektör olarak başa-rılı bir işbirliğini ger-çekleştiriyoruz. Sektörümüz-deki bu işbirliği birçok sektöreörnek olabilecek bir düzeyde,niteliktedir ve sürmektedir.

Umut ediyorum ki önümüz-deki günlerde bu birlikteliği-mizin meyvelerini çok farklıalanlarda da alacağız. Bu bir-liktelik, sadece meslek stan-dartlarının belirlenmesindedeğil, bu sektörün sorunlarınınbirlikte çözümüne yönelikortak çalışmaların da önününüaçabilecek düzeye gelmiştir.Bugün de Kimya SektörüSınav ve Belgelendirme Mer-kezi'nin tanıtım toplantısınıgerçekleştiriyoruz. Biz de buprojede yer alıyoruz. Sendika-

mız meslek yeterlilik sistemi-nin ve meslek standartlarınınsektörümüzün ve sektördemesleklerin gerçeklerineuygun ve çalışanların yararınaoluşturulmasını hedeflediğiiçin başından buyana bu çalış-maların içerisinde yer almıştır.Meslek standartlarının belir-lenmesi ve ardından da mes-leklerin sertifikalanması çokönemli bir konu. Bu, işgücün-deki eğitimin yükselmesini veberaberinde kalifikasyonu ge-tirecek. Ve işsizliğin had saf-

haya ulaştığı ülkemizde busınavdan geçmiş ve elindemesleki yeterlilik belgesi olan-lar elbette iş bulmada dahaavantajlı konuma gelecekler.Ve hatta sadece Türkiye'dedeğil, AB'de, diğer ülkelerdede çok rahatlıkla iş bulabilecekbir konuma gelebileceklerdir.

Dolayısıyla bu çalışmalar çalı-şanların lehinedir. Biz sendikaolarak bu çalışmalara bundansonra da destek vermeyedevam edeceğiz. Sayın RefikBaydur'un da ifade ettiği gibi

bu işin bir vakıf, bir eğitimmerkeziyle taçlandırılması,sektörümüzde kalıcı ve süreklibir işbirliğinin sağlanması içinsendika olarak bizler de destekvermeyi sürdüreceğiz. Uzlaşıkültürünü, birlikte çalışma kül-türünü yerleştirmemiz lazım.Buna sektör olarak da ihtiyacı-mız var, ülke olarak da ihtiya-cımız var.

Aslında bütün toplumsal so-runların çözümünde de bunaihtiyacımız var. Buradan bu

çalışmalara destek veren Mes-lek Yeterlilik KurumumuzBaşkanı Bayram Akbaş'a, buprojeye destek veren bütünkurum ve kuruluşlara, emeğigeçen herkese teşekkür ediyor,projenin başarılı olmasını dili-yorum.”

Projenin temel faaliyet alan-ları ve hedefleri neler ola-cak?

Kimya Sektörü Sınav ve Bel-gelendirme Merkezi Kuru-lumu Projesi 24 ay süreli;

hedef sektör de kimya sektörü.Projenin temel faaliyetleri iseşöyle; Ulusal Meslek Yeterli-likler ve soru bankalarınınoluşturulması, Kimya SektörüTest ve Belgelendirme Mer-kezi KİTEM'in kurulması,pilot sınavların yapılması, ak-reditasyon süreçlerinin ta-mamlanması, proje tanıtımlarıve Ulusal Mesleki YeterlilikSistemi farkındalık faaliyetle-rinin gerçekleştirilmesi.

Proje kısa vadede 7 mesleğinUlusal Yeterliliklerinin hazır-lanarak Ulusal Mesleki Yeter-lilikler Çerçevesineyerleştirilmesini, proje konu-sunda mesleklerde çalışanveya çalışmak isteyen 250adayın yapılacak sınavlarınındeğerlendirilip belgelendiril-mesini, kimya sektöründeUMYS'ye olan farkındalığınarttırılmasını hedefliyor.

Projede orta-uzun vadedeise şunlar hedefleniyor:

Kimya sektöründe mesleki bil-gilendirme alanında yaşanançok başlılığın sona ermesi, is-tihdam süreçlerinin rasyonel-leşmesi, çalışan verimliliğininartması, modern teknoloji kul-lanımının yaygınlaşması, işkazalarının azalması, bilinçliatık yönetimi, ulusal yeterlilik-lere, dolayısıyla sektörün ihti-yaçlarına uygun eğitimmodüllerinin oluşturulması.Kimya Sektör Platformu'nutemsilen proje sahibi KİPLASile MYK arasında 25 Mart2009 tarihinde imzalanan pro-tokol uyarınca 7 mesleğin Ulu-

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 50

Page 53: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 51

sal Yeterliliklerini hazırlamakve Mesleki Yeterlilik Kuru-mu'ndan onay almak, kimyasektörüne yönelik olarak İstan-bul'da etkin ve sürdürülebilir birbelgelendirme merkezi kurmak,MYK'dan onaylı “Yetkilendiril-miş Belgelendirme Kuruluşu”olmak da projenin amaçları ara-sında.

KİTEM neler yapacak?KİTEM, KİPLAS bünyesinde,Kimya Sektörü Test ve Belge-lendirme Merkezi KurulumuProjesi kapsamında, ulusal ye-terlilikleri hazırlanan ve hazır-

lanacak olan meslekler için bumesleklerde çalışan ve çalışmakisteyeceklerin yeterliliklerinitest etmek amacıyla kuruldu.KİTEM bünyesinde teorik vepratik sınavlar gerçekleştirile-cek. Kurulacak olan pratiksınav alanı, sektörün ihtiyaçlarıçerçevesinde kurgulanacak.KİPLAS'ın Üsküdar - Altunizade'de bulunan merkez bina-sında kurulacak olan teoriksınav alanı ise aynı anda 12 ka-tılımcının teorik sınavlara katıl-masına izin verecek şekildetasarlandı.

III. Sosyal Haklar Uluslararası Sempozyumu yapıldı

Petrol-İş'in de destekleyi-cileri arasında bulunduğuIII. Sosyal Haklar Ulus-lararası Sempozyumu 25-26 Ekim 2011 tarihlerindeKocaeli Üniversitesi’ndeyapıldı.

Petrol-İş'in de destekleyicileriarasında bulunduğu III. SosyalHaklar Uluslararası Sempoz-yumu yapıldı. Avrupa SosyalŞartı'nın 50. yıldönümü dola-yısıyla 25-26 Ekim 2011 tarih-lerinde Kocaeli Üniversitesiİktisadi ve İdari Bilimler Fa-kültesi Çalışma Ekonomisi veEndüstri İlişkileri Bölümü ta-rafından Kocaeli’de düzenle-nen sempozyumun temasıAvrupa Sosyal Şartı olarak be-lirlendi.

Sempozyumu, Petrol-İş, Bele-diye-İş, Koop-İş, TOLEYİS veİş Müfettişleri Derneği'nindestekliyor. Petrol-İş geçen yılolduğu gibi bu yıl da sempoz-yum tebliğleri kitabının bası-

mını gerçekleştirdi. “Ulusal”düzeyde gerçekleştirilen ikincisempozyum, 4-6 Kasım 2010tarihleri arasında Petrol-İşSendikası ve Tek Gıda-İş Sen-dikası ile İş Müfettişleri Der-neği’nin destekleriyle,Pamukkale Üniversitesi İkti-sadi ve İdari Bilimler FakültesiÇalışma Ekonomisi ve Endüs-tri İlişkileri Bölümü tarafındandüzenlenmişti.

Sempozyumun tanıtımı ile il-gili hazırlanan internet sitesin-deki çağrıda şu ifadeler yeraldı:

"1980’li yıllardan beri tanıkolunan küreselleşme ve neoli-beral politikalar, yaşanan siya-sal, sosyal ve ekonomikgelişmeler sosyal haklar konu-sunda birçok tartışma ve yenisorun alanlarının doğmasınayol açmıştır. Bu tartışma ve so-runlardan en önemlileri sosyalhakların tanımlanması veinsan haklarından sayılıp sa-yılmaması, insan haklarınınbölünmezliği ve karşılıklı ba-ğımlılığı, devletin sosyal hak-

lar karşısındaki konumu vesosyal hakların hak öznele-rince kullanılması olarak anabaşlıklar halinde belirtilebilir.

Sosyal devletin geleneksel ka-zanımlarının yok edilmesi ka-pitalistleşme olgusunun çeşitliolumsuzluklarından biri ola-rak tüm dünyada olduğu gibiTürkiye'deki tüm hak öznele-rini de doğrudan etkilemekteve tehdit etmektedir. Sosyalhaklar karşıtı neoliberal yakla-şım ve uygulamaların ürünüolan bu olumsuz gelişmelerinçok yönlü neden ve etkileresahip olması, “insan hakları

olarak sosyal haklar”ın disip-linlerarası bir yaklaşımla elealınmasını zorunlu kılmakta-dır. Disiplinlerarası bir yakla-şım ve katılımla düzenlenmesigerektiğine inandığımız Sos-yal Haklar Sempozyumlarının,2009 ve 2010 yıllarında başa-rıyla gerçekleştirilmesinin ar-dından, her yıl düzenli biçimdesürdürülmesi gerektiğine inan-maktayız.

Sempozyumların “uluslar-arası” nitelikteki birincisini,22-23 Ekim 2009 tarihlerindeAkdeniz Üniversitesi SosyalHizmetler Eğitim, Araştırmave Uygulama Merkezi’nin(AKSUM) öncülüğünde, Tür-kiye İşçi Sendikaları Konfede-rasyonu, Belediye-İş Sendikasıve Mülkiyeliler Birliği AntalyaŞubesi’nin destekleriyle, Ak-deniz Üniversitesi İktisadi veİdari Bilimler Fakültesi Ça-lışma Ekonomisi ve Endüstriİlişkileri Bölümü ve İş Müfett-işleri Derneği düzenlemiştir."

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 51

Page 54: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

T -

----

-

-

-

---

- --

-

---

---

-

--

-

--

-----

-

-

-

---

--

-

-

-

-

--

-------

--

-

-

--

-

petrol-iş52

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 52

Page 55: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

Merhaba!

ICEM EYLEM PLANINDAN BELGELER :

DOSYA

DO

DOSYA

YA

ICEM EYL

LEM PLANINDAN BE

ELGELER :

Mer

rhaba!

53

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 53

Page 56: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

ICEM 5. DÜNYA KONGRE EYLEM PLANI :

Ç Örgütümüz ICEM:

Ö

54

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 54

Page 57: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

Ç

Örnek vermek gerekirse:

55

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 55

Page 58: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

ICEM:

56

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 56

Page 59: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

57

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 57

Page 60: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

ICEM’in sektörel faaliyetleri

Enerji Sektörü

Enerji sektörü ICEM’in imalat sektörlerindeki

58

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 58

Page 61: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

ö ü ’ ö

Kimya Sektörü59

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 59

Page 62: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

60

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 60

Page 63: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 61

BİR GÖRÜŞ

LEVİATHAN’IN ESARETİNDE BİR İNSANLIK ÖZLEMİ: “BARIŞ”

Yavuz PAKSiyaset Bilimci

“Bellum omnium cantra omnes” …”Herkesin herkesle savaşı”… İnsanoğ-lunun doğası gereği savaşçı bir canlıolduğunu anlatan bu Latince deyiş, ilkinsandan bu yana insanın savaşçı kim-liğini vurgulamayı amaçlayan tüm dü-şünce akımları tarafından temel ilkeolarak kabul edilmişti. İnsanlığın do-ğuşundan bu yana, “insanın insanıkurdu olduğunu” ve bu önkabulün ge-reği olarak, “savaşların” insanlık tari-hinin vazgeçilmez bir parçası olarakgörülmesi gerektiğini savunan görü-şün, gerçekte insanların kurtlarınkin-den çok farklı olmayan doğal/tarihselkoşullarda yaşadıkları ilkel döneme aitbir “güdülenme” olabileceğini sorgu-lama gereksinimi dahi hissetmemişti.Antik Çağ’dan Aydınlanma Çağı’na,oradan günümüze uzanan binlerce yıl-lık insanlık tarihi boyunca, çeşitli fel-sefi akımların ve etkileşimdebulundukları egemen ideolojilerin ıs-rarla vurgulamaya devam ettikleri“insan savaşan canlıdır” yargısı, tarihinbu en trajik olgusunu meşrulaştırma-nın, hatta olumlamanın dayanağı ola-rak dillendirilmeye devam edilmiştir.

İnsana, topluma ve dünyaya dair tümsorunlarda, bu sorunların tespitinde veanalizinde en kritik noktalardan biri sü-reci neden-sonuç ilişkisini göz önünealarak başlatmaktır. Bu ilişki kurulma-dığında ya da kurulamadığında birbaşka ifadeyle, nedenlerle sonuçlar bir-birine karıştırıldığında sorunu anla-mak, isabetli tespitler yapmak mümkünolmaktan çıkar. “Sonuç” ların “neden”varsayıldığı tüm tespitler, yüzeysellikve sığlıktan kurtulamaz ve olan bitenianlamayı zorlaştırmaktan başka bir iş-

levleri de olmaz. Bu bağlamda, insan-lığın karşı karşıya kaldığı tüm savaşlarıanlayabilmek ve değerlendirebilmekiçin görünürde olanın arkasına bak-mak, önümüze sürüldüğü biçimiyledeğil, tarihsel bütünlüğü içinde asli ne-denlerini bulup oradan hareket etmekisabetli sonuçlara varılmasını mümkünkılacaktır. “Savaş Karşıtlığı” bir pozis-yon almaktır. Savaş karşıtlığı pozisyo-nunu neden-sonuç ilişkisi içinde elealmak, aynı zamanda başka nelerekarşı olunması gerektiğini de ortaya çı-karacaktır.

KORKU SİYASETİNİNEJDERHASI: LEVİATHANAydınlanma Çağı’nın, düşünceleri ogünden bugüne egemen siyaset felse-felerine ilham kaynağı olmaya devameden ünlü filozofu Hobbes, 1651 yı-lında yazdığı “Leviathan” adlı ese-rinde, toplumları kaostan ve savaştankorumanın yolunun bireylerin / yurt-taşların özgürlüklerinden vazge-çerek, mutlak güç ve yetkisahibi tek bir insana yada yönetici azınlığabiat etmelerindengeçtiğini anlatır.Hobbes, "korkununteorisyeni" olarakda nitelenir. Onagöre, "ölüm korku-sunun belirleyici ol-duğu kaotik doğahalinden kurtulmanınyolu olarak, bütün öz-gürlüklerimizi devrede-ceğimiz çok güçlü biregemen, bir Leviathan (ej-derha) yaratılmalıydı. Özgürlükleri-

mizden vazgeçip bu Leviathanın kuca-ğında "huzurlu" bir uykuya dalmamızıistiyordu Hobbes.

Korku siyasetinin en önemli sonucu,siyasetin içini boşaltmaktır. Çünkükorku, aklı devre dışı bırakır; insanı bi-linçli hareket eden bir özne olmaktanuzaklaştırır, etki edemeyeceği güçlerarasında oynanan bir oyunun nesnesihaline getirir. Korkuya teslim olan in-sanlar, derin bir kadercilik girdabınasürüklenirler. Yani korku, insanı ken-dine yabancılaştırır, toplumsal bilincifelce uğratır.

Hobbes'tan beri, korku siyaseti, despo-tik iktidarların en belirgin özelliği ola-rak bilinir. Örneğin, 20. asırda, LatinAmerika'daki askerî diktatörlükler, dö-nemin modası "komünizm tehlike-siyle” meşrulaştırdılar kendilerini.Korku siyaseti üzerine bir vahşet yöne-timi kurdular. Bugün, ABD, sınırsız sö-

mürüye dayanan dünyaegemenliği projesini, "küre-

sel terör" tehdidiyle meş-rulaştırmaya çalışıyor.

Savaşları ve hak ihlal-lerini, kendi toplu-muna "korku"larıkaşıyarak dayatı-yor. Aynı korku,Avrupa ülkelerindede, hükümetlerinelinde özgürlükleri

kısıtlamanın başlıcagerekçesini oluşturu-

yor. Bu ülkelerdeki neo-faşist hareketler de,

insanların başka korkularıylaoynayarak güç topluyorlar.

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 61

Page 64: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş62

Korku, Türkiye'de de siyasal hayatı be-lirleyen en güçlü faktörlerden biri ola-geldi. Bu coğrafyada, askeri darbelerin,sıkıyönetimlerin, olağanüstü hal rejimle-rinin nedeni; hep ülkeyi "büyük tehlike-ler" den kurtarmak olarak açıklandı.Zulüm politikaları, toplumun korkularıüzerine inşa edildi, bazen açık, kimizaman örtülü… Son aylarda, yine bu fak-törün sistematik bir biçimde siyasal ha-yatın merkezine yerleştirilmekistendiğini görüyoruz. Korku; motiveedici, biçimlendirici ve meşrulaştırıcı birişlevle ve hamasi bir edebiyat eşliğindekullanılıyor bugünün egemenleri tarafın-dan.

LEVİATHAN’IN MİRASI:KANDAN KINA YAKAN BİR TARİHİnsanlık tarihi, Hobbes’un Leviat-han’ının farklı türevlerinin egemen ol-duğu toplumsal yapıların canlı tanığıolagelmiştir ne yazık ki. Yazılı tarihinson 3.500 yılında sadece 270 yıl savaşgörülmemiştir.Taş ve sopalarla başlayaninsanlığın şiddet ve savaş süreci bugünteknolojin en yeni, en gelişmiş olanakla-rının kullanıldığı, konvansiyonel silahlar,devasa bir savaş sanayi ve profesyonel-leşmiş ordularla hızla tüm dünyaya yayı-lan bir şiddet sarmalına dönüşmüşdurumda. Kapitalizmin ürünü ulus-dev-letlerin inşa sürecinde, pazar bütünlüğüodak noktasıydı. Devletler hukuku, mer-kantalist gelişme ve ticaret sermayesininilkel birikimini sağlayan ilk sömürgeci-likle birlikte yeryüzünü, tek bir kapitalistpazara dönüştürme süreçlerinde oluşu-yordu. Temelinde tüccarın işin kolaylaş-tırmak, ulus-devletlerin egemenliklerininkurallaştırılması, bunların birbirleriyleilişkilerinin ve savaşlarının belirli davra-nış normlarına bağlanması yoluyla meş-rulaştırılması yatmaktaydı.

Küreselleşmeye başlayan uluslararasısermaye kendi iç ve dış barışını da butemel üzerine kuruyordu. Kapitalizminbu serüveninin, insanoğlunun, barışın,özgürlük ve adaletin hazin öyküsü uzun.Arada sömürgecilik, emperyalizm, pay-laşım savaşları, nükleer dehşet dengesibulunuyor. Dünya tek bir kapitalist pa-zara dönüştükçe sermaye globalleştikçesavaş da dünyanın en ücra köşelerine

kadar yayılmış, ama barış hala onu ger-çekten barış yapacak değerlerin diyet be-deli olarak ödenmesi koşuluna bağlıtutulagelmiştir. Bu diyetin rakamlarayansıması sanırım daha açıklayıcı ola-cak… Tarih boyunca savaşlarda öleninsan sayısı 3,5 -5 milyar arasında ol-duğu tahmin ediliyor Stockholm Uluslar-arası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün(SIPRI) raporlarına göre; Dünya, 20.yüzyıl içerisinde iki büyük dünya savaşıolmak üzere, bugüne kadar bölgesel sa-vaşların da içerisinde yer aldığı 250 sa-vaşa sahne oldu ve bu savaşlardayaklaşık olarak 110 milyon kişi yaşamınıyitirdi. 250 milyon insan yaralandı. Tari-hin en büyük savaşı olan 2.Dünya Sava-şı'na ise 110 milyon asker katıldı,bunların 27 milyonu cephede öldü, sivilnüfustan ise 25 milyon insan hayatınıkaybetti.

TTB’nin 2003’de yayınladığı raporagöre, savaşlarda ölümler giderek sivillerivurmaya başlamıştır. Etkisi artan silahlar,kitlesel imha silahlarına dönüşmüş bulu-nuyor artık. 1.Dünya Savaşı’nda ölen si-villerin oranı yüzde 14 iken 2. DünyaSavaşı’nda bu oran yüzde 70 oldu.Bugün ise savaşlarda ölenlerin % 90’ısivller. Bu durum, artık savaşların ordu-lar arasında olmaktan çok uzaklaşaraktoplumları tehdit ettiğinin de göstergesi.Tarihte büyük savaşları bilinir ve anlatılırhep… Ama bu savaşlardan sonraki man-zara da farksızdır. Örneğin, 2. Dünya Sa-vaşı’ndan bu yana 194 savaş yaşanmış ve45 milyon insan ölmüştür. 120 milyon-dan fazla insan yaşadığı yeri terk etmekzorunda kalmış, kıtlık ve hastalıklar ya-şanmıştır Biraz daha dramatize edecekolursak, son 10 yılda 2 milyon çocuk sa-vaşlarda öldü, 6 milyon çocuk sakat, 12

milyon çocuk da evsiz kaldı. Çok sayıdaçocuk işkence ve tecavüz ve bulaşıcı has-talıktan etkilendi. Savaşlarda en az 250bin çocuk-asker kullanıldı. Bu savaşla-rın hemen hemen tamamı uluslararasıgüçlerin bölgesel alanları denetim altınaalarak sömürgeleştirmek ve tek tek ülke-lerin zenginliklerine el koymak için doğ-rudan veya dolaylı olarak yürüttüklerisavaşlar. Eşitsizlikler, borçlanma, silah-lanma, petrol-doğalgaz ve madenlerinkontrolü, enerji nakil yollarının kontrolübugünkü savaşların en önemli nedenleri.SIPRI’nın hazırladığı rapora göre; 11Eylül saldırılarının ardından 2002'de ye-niden yükselişe geçen silahlanma harca-maları soğuk savaş yıllarına yaklaştı.Birçok ülkede kamu harcamalarında ke-sinti yapılırken, ordulara ayrılan bütçesürekli artış gösteriyor. Dünya piyasala-rını altüst eden finansal krizde, iflasıneşiğine gelen ülkeler bile savunma har-camalarından taviz vermedi ve arttır-maya devam ettiler. Dünya çapındaaskerî harcamalar 2010′da bir önceki yılaoranla % 1,3′lük artışla 1 trilyon 630 mil-yar dolara çıktı! A.B.D. dünya savunmabütçesinin yaklaşık yarısını elinde bulun-dururken, bu ülkeyi Çin, İngiltere, Fransave Rusya takip ediyor. Bu 5 ülke bugündünya silah ticaretinin yaklaşık %90’ınıgerçekleştiriyor ve bu sayede sadeceABD üçüncü dünya ülkelerinin %73’ünü kontrol ediyor.

Ekonomisi zayıf olan ülkelere silah satı-lıp borç krizi yaratılırken, en büyük silahithalatçısı Hindistan'da yılda 9 milyonçocuk açlıktan ölüyor! Dünyadaki silahsanayisinin yüzde 43'ünü elinde bulun-duran ABD'de silaha ayrılan bütçe 689milyar dolar iken ABD’de 12 milyonuçocuk olmak üzere, 31 milyon insanaçlık sınırında yaşamakta olduğunu ha-tırlamakta yarar var. Amerikan nüfusu-nun %3'nün açlık çektiğini de.

Askeri bütçeden yapılacak kısıtlamalarile açlık, fakirlik, ekolojik bozulma, sal-gın hastalıklar gibi dünyanın geleceğinitehdit eden sorunlarla mücadeleye dahaçok kaynak ayırma imkanı olacaktır. Ya-pılan araştırmalar günümüzde dünya nü-fusunun yarısının günde 2 dolardan, 1,5milyar insanın ise günde 1 dolardan daha

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 62

Page 65: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 63

az bir gelirle yaşadığına işaret etmekte-dir. Dünya genelinde açlık çeken 800milyonu aşkın insanın %80’ini, geliş-mekte olan ülkelerin kırsal yörelerindeyaşayanlar oluşturmaktadır. Dünyadaher yıl 11 milyon kişinin açlık veya ye-tersiz beslenme yüzünden öldüğü tahminedilmektedir. BM Gıda ve Tarım Örgütü(FAO), 2015 yılına kadar dünyada açlıkçeken kişi sayısını yarı yarıya azaltarakbugünkü 800 milyondan 400 milyona in-dirmek için, 24 milyar dolara ihtiyaç ol-duğunu bildirmiştir. Bu rakam her yılsilahlanmaya harcanan yüzlerce milyardoların yanında “devede kulak” mesabe-sindedir. Silahlanmaya ayrılan fonunyüzde 10’u ile tüm dünyada insanlarıntemel ihtiyaçlarının karşılanabileceğigerçeğini bu verilere eklemeyi unutma-mak gerek. Türkiye ise 2010 yılında si-laha 15,634 milyar dolar harcadı. Buyılın, Dünya Barış Günü’nde, Çalışmave Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik,bugüne kadar teröre giden paranın “400milyar doları” bulduğunu itiraf ediyordu.Öte yandan, 2011 yılında, Türk-İş’in he-sapladığı bir aile için açlık siniri olan839 TL baz alınarak yapılan hesaba göre,Türkiye’de, 6,6 milyon kişi (nüfusun%9,1’i) açlık sınırının altında yaşamak-tadır. Yine, Türk-İş’in belirlediği bir aileiçin yoksulluk sınırı olan 2.734 TL bazalınarak yapılan hesaba göre, Türkiye’de46 milyon kişi, yani nüfusun %63,3’ü,yoksulluk sınırının altında yaşıyor ve buinsanların tamamı cephede ölüme, geri-sinde sefalete itilen işçi, emekçi ve işsiz-lerden oluşuyor.

LEVİATHAN’IN KUCAĞINDAN BARIŞA VE ÖZGÜRLÜĞE DAİRTürkiye, son aylarda, “komşularla sıfırsorun” siyaseti fırlatılıp yerine konjonk-türe uygun olarak son derece saldırganbir politkaya yöneliyor. Estirilen neo-

Osmanlı rüzgarlarının yarattığı hülyalarakapılarak komşulara karşı saldırgan birpolitika izlenmeye başlanırken, aynı sü-rece ülke içinde de her geçen gün şiddet-lenen çatışmaların eşlik ediyor oluşu birtesadüf müdür? Türkiye’de bugün ikti-dar odaklarının siyasi demeçleri 20 yılöncekilerle tıpatıp aynı. 20 yıl sonra aynıhamasi nutukları, aynı sözcüklerle dinli-yoruz ne yazık ki. Tarihsel bir trajedidenbaşka tanımlaması olamaz bu tekerrü-rün! Savaş borularının malum odaklarıntüm gayretleriyle kulakları sağır ederce-sine çalındığı bir süreçten geçiyoruz.Öyle ki, “barış” sözcüğünü telaffuzetmek bile çok yönlü bir korku siyase-tiyle toplumu sindirme çabalayanlarınindinde, “öteki” hatta “vatan haini” ilanedilmek için yeter sebep. Aynı korku fil-mini aynı duygularla yeniden izleme-mizi bekliyorlar.

Kapitalizmin şaşmaz kuralını anımsa-makta yarar var: “artan sömürü artanbaskıyı ve şiddeti, savaşları dayatır. Es-kisi gibi sürdürülemeyen iktidarların de-vamı, en kolay bu yolu izleyereksağlanır. Bugün neo-liberalizmle tü-müyle bütünleşerek yıldızı parlatılanTürkiye, görünmeyen yüzünde giderekkronikleşen bir işsizlik, sosyal-ekono-mik-siyasal hak gaspları, artan yoksul-luk, açlıkla yüzyüze bırakılan insanlar,umutsuz ve geleceksiz bir gençlik, gü-vencesiz ve kuralsız çalışma koşullarınaitilen ve hatta “köleleştirilmesi” gün-deme gelen geniş emekçi kesimleriyleeskisi gibi yönetilmekten uzak. Ulusalve uluslar arası medyada, Türkiye eko-nomisinin son yıllarda yaşadığı LaleDevri’nin sonuna gelindiği giderek artanbir dozda dillendiriliyor. Tüm bu ekono-mik, siyasal, sosyal koşulların içeride vedışarıda düşman yaratılarak “savaşların”körüklendiği bir süreçle eşzamanlı oluşubir başka tesadüf müdür? Devamını bi-liyoruz biz bu filmin… İktidarlarını kay-betme korkularını kendi korkularımızolarak görmemizi; tek çaremizin arkala-rına takılmak olduğunu telkin edecekler;haklarımızdan özgürlüklerimizden veiradelerimizden vazgeçmemizi isteye-cekler. İktidar odaklarının kendi elleriylebesledikleri, her "müdahalelerinden

sonra biraz daha güçlenen bir "tehlike-lere" karşı, yine kendilerini bir kurtarıcıolarak sunacaklar. Bunu yaparken, ençok da hafızasızlığımıza güveniyorlar;geçmişte yaşadığımız hezeyanları unut-mamızı bekliyorlar. Bunları unutursak;uygulanan neo-liberal politikaların so-nunda ortaya çıkan açlığı, yoksulluğu,her geçen gün daha çok budanan hak veözgürlüklerimizi unutturacaklar fütur-suzca. Her türden baskıyı sineye çekme-mizi ve susmamızı bekleyecekler. Hertürlü muhalif hareketi, hak arayışını“milli birlik ve beraberliğe en çok ihti-yaç duyulan süreçte” vatana ihanetle öz-deşleştirerek engelleyecekler. Ve tam dasıkışmaya başladıkları bir süreçte, herkritik süreçte yaptıkları gibi, kendilerinecan simidi ettikleri savaş tehditlerini vekorkuları, özgürlük ve eşitlik talepleriniboğmak için, en küçük hak arayışınıanında bastırmak için kullanacaklar.

Peki biz, yine ve yeniden, kendimizdenvazgeçip Leviathan’ın kucağında "hu-zurlu" bir uykuya dalacak mıyız? Yoksa,işçiden, emekçiden yana bir dünya, eşitve özgür bir toplum yaratma idealimizidaha yüksek sesle haykırabilecek miyiz?Leviathan’ın kucağının huzur ve barışdeğil; savaş, kan ve gözyaşı sunduğunuanlamak için daha kaç savaştan geçmesigerekecek insanlığın? Aklı devre dışı bı-rakan korkunun esaretinden kurtulduğu-muz oranda, içgüdülerin yerini, insanıinsan yapan yanları olan “akıl ve bilinç”ne zaman alacak?

Savaş, bugün ilkelliğinden binlerce fer-sah uzaklaşmış insanoğluna dayatılmışbir kültürse, bir barış kültürü yaratmakda mümkün. Savaşın ve şiddetin, bugü-nün egemenlerinin mirasını yaşattıklarıLeviathan’ın tutsak ettiği “insanların do-ğasından değil, insanların içinde yaşa-maya mahkum edildikleri “ sömürü vebaskıya dayalı toplumsal yapının doğa-sından” kaynaklandığını anlamakla baş-layacak belki herşey. İnsanın doğasını dadönüştürecek olan; sömürünün, savaşınve baskının ortadan kalktığı “özgürlüklerdünyasının” aynı zamanda “gerçek birbarış” ortamını da oluşturacağı gerçeğinianlamakla…

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 63

Page 66: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş64

Bandırma Petrol-İş'teAvrasya Maratonu sevinci

Petrol-İş BandırmaŞubesini temsilenAvrasya Marato-

nu'na katılan İlhan Kart15 kilometrelik kısmı 1saat 27 dakikada koşarakbirinci oldu. 16 EkimPazar günü İstanbul'dagerçekleştirilen yarışakatılan 74 yaşındakiİlhan Kart'ın 376 madal-yası, 52 kupası ve 27 pla-

keti bulunuyor. Kart, "Bukoşuda sponsorluğumuyapan Bandırma Petrol-İş Sendikası Şube Baş-kanı İsmail Kayan'ateşekkürlerimi sunarım"diye konuştu. Şube Baş-kanımız İsmail Kayan veBaşkan Yardımcısı İs-mail Eryılmaz da Kart'ıkutladı ve başarılarınındevamını diledi.

Ceyhan Botaş Bölge Müdürlüğü'nde 07/10/2011tarihinde 40 üyemizin emekliye ayrılması nede-niyle düzenlenen plaket törenine Genel Yönetim

Sekreterimiz Sayın Ahmet Kabaca, Adana Şube Başka-nımız ve Şube Başkan Yardımcılarımız katılarak üye-lerimize bundan sonraki yaşamlarında başarılar diledi.

Ceyhan Botaş Bölge Müdürlüğü'ndeemeklilere plaket töreni

Emekçiler Ankara'da 'İnsanca Yaşam'mitinginde...

KESK, DİSK, TTB ve TMMOB’un çağrısıyla Sendi-kamız Petrol-İş’in de destek verdiği, tüm illerdenon binlerce emekçinin katıldığı “İnsanca yaşam için

eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye” mitingi 8 Ekim’de An-kara Sıhhiye Meydanında yapıldı. Şube Yönetim Kurulumuz,üyelerimiz, Bandırma ve Batman Şubemiz, Genel Sekreteri-miz Ali Ufuk Yaşar ve Genel Mali Sekreterimiz İbrahim Do-ğangül’ün de katıldığı mitingde, kıdem tazminatına yöneliksaldırılara, güvencesizliğe ve esnek çalışmaya, kadına yöne-lik şiddete, baskıya, işsizliğe, yoksulluğa, taşeronlaştırmaya,sendikasızlaştırmaya karşı sloganlar atılırken, emekçiler“Grevli Toplu Sözleşme” hakkının engellenemeyeceğini hay-kırdı.

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 64

Page 67: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 65

Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkınve Genel Yönetim SekreterimizAhmet Kabaca 21 Ekim 2011 tari-

hinde Mersin Şubemizi ziyaret etti. Şube zi-yaretinin ardından Soda Sanayi A.Ş veKromsan Fabrikası'na geçerek üyelerimizlesohbet edip bilgi alış verişinde bulundular.

Öztaşkın ve Kabaca'dan Soda Sanayi ve Kromsan'ı ziyaret

Sendikamız üyesi 98 Botaş işçisinin hak kaybını gidermek için toplantı yapıldı

Müteahhitlik işçiliğinden2002 yılında Botaş Cey-han Bölge Müdürlü-

ğü'nde daimi kadroya geçenPetrol-İş üyesi 98 Botaş işçisininhak kayıplarını gidermek için 13Ekim'de bir toplantı yapıldı. Adanaşubemiz öncülüğünde yapılan top-lantıya Avukat Ali Murat Bilgiç dekatılarak, üyelerimizi bilgilendirdi.Toplantıda müteahhitlik işçiliğinden2002 yılında Botaş'ta daimi kadroyageçen işçilerin kök ücretlerinin vekıdem teşvik ücretlerinin belirlen-mesi konuları değerlendirildi.

Bu konularda sendikamız üyesi iş-çilerin hak kaybına uğramamaları

için yapılması gerekenler tartışıldı.Petrol-İş üyesi Botaş işçilerinin hak

kaybına uğramamaları için davaaçılacak. Botaş işçileri davayla ilgiliolarak Av. Ali Murat Bilgiç'e veka-letlerini verdiler.

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 65

Page 68: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

T

petrol-iş66

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 66

Page 69: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

K

petrol-iş 67

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 67

Page 70: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş68

GAZETECİ GÖZÜYLE

FİLLER TEPİŞİRKEN EZİLENLER KİM OLACAK?

1960’larda Mcluhan, iletişim alanındaki baş

döndürücü gelişmeleri değerlendirirken, dünya-

nın küreselleşen bir köye dönüştüğünü söyle-

mişti. Artık o köyde yaşam öyle hale büründü ki,

bakıyorsunuz kıtalar ötesi toplumsal bir dalga-

lanma kıyılarınıza kadar hızla ulaşıvermiş. 

Sözü hiç uzatmadan kitabın ortasından giri-

yorum: Türkiye’yi kuşatan ateş çemberinin ucu,

dünyadaki enerji kaynaklarının hızla tükenişiyle

doğrudan bağlantılı. Bunu böyle söylediğinizde

başta Amerika olmak üzere gezegenimizin jan-

darmalığına soyunan ülkelerin kullandığı dille

pek uyum sağlayamıyorsunuz. 

Örneğin Irak’ta yüz binlerce sivilin öldürül-

mesiyle sonuçlanan katliamın aslında insan hak-

larının yaygınlaştırılması, demokrasinin

güçlendirilmesi amacıyla yapıldığını iddia

etmek, hakim dili kullananların mantığına daha

yakın, daha uygun.

Bu kepazeliği şimdi ‘‘Arap Baharı’’ adını

verdikleri son oyunlarında sergiliyorlar. Tunus,

Mısır ve Libya gibi yıllardır baskı ve şiddetle yö-

netilen ülkelerde her ne hikmetse halk ayaklandı,

başlarındaki diktatörleri devirdi, sıra demokrasi-

nin bütün kurum ve kuruluşlarıyla yerleştirilme-

sine geldi.

Nasıl da kışkırtıcı bir yaklaşım, kulağa ne

hoş geliyor.

Sırada iç karışıklığın sürdüğü Suriye var.

Bakın Amerika’nın emperyalist politikalarını

yakından izleyen Kanadalı Profesör Michel

Chossudovsky bir söyleşisinde durumu nasıl

özetlemiş:

‘‘Suriye, ABD’nin askeri müdahale gerekti-

ren haydut devletler listesinde yer almaktadır.

Eski Nato Komutanı General Wesley Clark tara-

fından dillendirildiği üzere, beş yıllık askeri ope-

rasyon planı Irak ile başlayarak Suriye, İran,

Lübnan, Libya, Somali ve Sudan’ı içermektedir.

Nihai amaç, BM desteğinde muhtemel

bir insani müdahaleye zemin hazırlamak-

tır. Bunun gerçekleşmesi başka gerginlik-

lere yol açacaktır. İsrail kaçınılmaz

olarak olaylara dahil olacaktır. Akde-

niz’den Çin- Afgan sınırına kadar bütün

Ortadoğu- Orta Asya bölgesi hızla alevler

içinde kalacaktır.’’ Sıcak gelişmelerin ya-

şandığı böyle bir aşamada Financial Times’da

çıkan ‘‘Türkiye Liderlik İstiyor’’ başlıklı yazıya

da değinmeden geçmeyelim. Gazetede, Bin-

gazi’ye giden Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun,

isyancıların Trablus’a girmesinden hemen sonra

muhaliflerin üssünü ziyaret eden ilk yabancı

devlet adamı sıfatı taşıdığına dikkat çekilerek,

Türkiye’nin kendi bölgesinde liderliğe oynadığı

belirtiliyor. Yazının devamında Davutoğlu’nun

‘İsyancılara 300 milyon dolar verdik.’ sözleri

anımsatılarak, Ankara’nın geniş bir Ortadoğu

coğrafyasındaki konumuna ısrarla vurgu yapılıyor.

Bu yakıştırmaların, gaz vermelerin altı ne

kadar boş ve dayanaktan yoksunsa, ABD Baş-

kanı Obama’nın aynı zamana denk düşen açık-

lamaları da o kadar boş ve saçma. Hani bazı

kavramlar vardır, kimilerinin ağzına hiç yakış-

maz, hatta o kavramın kapsadığı içeriği kirletir,

çirkinleştirir. Obama bunların başında geliyor.

Başkan, Kaddafi’nin devrilmesinden sonra

Libya halkına devrimin tadını çıkarmalarını öne-

rirken, asıl mutluluğunu şöyle dile getirmiş:

‘‘Libya’daki halk hareketi, oraya tek bir

Amerikan askeri yollanmadan gerçekleşmiştir.’’

Sanki Trablus’u haftalardır  bombalayan

Nato uçaklarının Amerika’yla hiç ilgisi yok.

Sanki bu süreçte kahramanlığa soyunanlar, kral-

dan çok kralcı kesilenler, kendi özgür iradele-

riyle girişimde bulunuyorlar.

Tüm dünyayı aptal yerine koyan inanılmaz,

trajikomik bir hikaye.

Ama biz şimdi asıl kendi hikayemize döne-

lim.

İtalya, İspanya ve Yunanistan’da ekonomi

çöktü.

Fransa, Almanya ekonomik krizi atlatmanın

yollarını arıyor.

İngiltere’ de sokaklar savaş alanı.

Bu kargaşada Türkiye nasıl oluyor da, ( üs-

Ferhan ŞaylımanYazar - Gazeteci

Haber Programcısı

Türkiye’yi kuşatan ateş çemberinin ucu, dünyadaki enerjikaynaklarının hızla tükenişiyle doğrudan bağlantılı. Bunuböyle söylediğinizde başta Amerika olmak üzere gezegenimi-zin jandarmalığına soyunan ülkelerin kullandığı dille pekuyum sağlayamıyorsunuz. 

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 68

Page 71: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

petrol-iş 69

telik güneydoğuda terör saldırıları birden

tırmanışa geçmişken, yani kendi canımız

yanarken) İsrail’le ‘‘Mavi Marmara’’ ger-

ginliği dahil, ucu açık, ateş hattını büyü-

tecek benzeri girişimleri ısrarla

sürdürüyor?

Sorunun yanıtı, Büyük Ortadoğu Pro-

jesi çerçevesinde, Amerika’nın Türkiye’ye

yüklediği görevde yatıyor. Yeraltı petrol

kaynaklarının yüzde 64’üne sahip bu böl-

genin yeniden düzenlenmesinde toprakla-

rımızı, askeri gücümüzü dilediğince

kullanmayı amaçlayan, son derece tehli-

keli bir oyun bu. Artık komşularımızla

sıfır sorun masalının bittiğini, ülkemizin

dipsiz bir bataklığa doğru sürüklenme ola-

sılığının giderek arttığını görmek için

uzman olmaya gerek yok.

Tam bu noktada sorulması gereken

soru şu olmalı:

Böyle bir maceranın bedelini öncelikle

kimler ödeyecek?

Geçmişe baktığımızda edindiğimiz de-

neyimler emeğiyle, alın teri dökerek çalı-

şan geniş kesimlerin öncelikle topun

ağzında olduklarını söylüyor bizlere.

Yani, Mcluhan’ın küreselleşen kö-

yünde filler tepişirken bunun faturası yine

emekçilere kesilecek. Bu, kıyılarımıza

kadar ulaşan kıtalar ötesi dalganın toplum-

dan gizlenen en somut yansıması.

Peki söylediklerimizin, iddialarımızın

dayanağı ne?

AKP iktidarının geride bıraktığımız

dönemde   ülkenin kaderine damgasını

vuran bazı temel uygulamaları var. Uygu-

lamaların önemli bir kısmını ‘‘Demokra-

sinin yaygınlaştırılması’’ başlığı altında

toplayabiliriz. Süreç içerisinde demokra-

simiz öylesine yaygınlaştırıldı ki örneğin

sivil toplum örgütleri adeta çö-

kertildi,  medya kendini askeri disiplin al-

tına aldı, yazanlar, çizenler, düşünenler

fişlendi, herkesin dinlendiği, izlendiği bir

korku imparatorluğu kuruldu. Ortaya es-

kisinden daha karanlık bir tablo çıktı. So-

nunda Amerika’nın başta Irak olmak üzere

hedefindeki diğer ülkelere aşıladığını, aşı-

layacağını ileri sürdüğü demokrasiyle

yakın akrabalığı olan bir anlayış tepeden

tırnağa kuşattı hayatımızı. Şimdi dilerse-

niz, kıtalar ötesinde kurgulanıp dalgaları

kıyılarımıza kadar ulaşan yeni dünya dü-

zenine ilişkin benzer politikaların kitleleri

ilgilendiren sonuçlarını önceden görerek

harekete geçenlerin seslerine kulak vere-

lim. İlginçtir, o ses Türk-İş’in içinden yük-

seldi.

Hani yakın tarihimizin en büyük işçi

hareketi olan Tekel direnişinde baskılara

boyun eğen Türk-İş’ten söz ediyorum.

Ülkemizin bu en büyük sendikal kuru-

luşu, iktidarın ateşle oynadığı süreçte,

kader niteliği taşıyan bir genel kurula gi-

diyor. Geçtiğimiz 1 Temmuz’da Türk-İş’e

bağlı 10 sendika, konfederasyonda değişi-

min, umudun önünü açmak amacıyla son

derece önemli bir girişimde bulundu.

Basın-İş, Belediye-İş, Deri-İş, Hava-İş,

Kristal-İş, Petrol-İş, Tek Gıda- İş,   Tez

Koop-İş, TGS ve Tümtis, ‘‘Demokratik,

mücadeleci, güçlü yeni bir sendikal hare-

ket için bir araya geldik, yola çıkıyoruz.’’

başlığıyla yaptıkları açıklamada hedefle-

rini, kaygılarını, beklentilerini somut bi-

çimde ortaya koydular. Ülkemizin nereye

doğru sürüklendiğini, emeğiyle ayakta

duran kitleleri hangi tehlikelerin bekledi-

ğini anlamak açısından bu metni iyi oku-

mak gerekiyor. Metin doğal olarak Türk İş

yönetimine uyarıyla başlıyor. ‘‘Yasal, si-

yasal kısıtlamalar ve işverenlerin sendika

karşıtı uygulamaları sendikal hareketi güç-

süz kılmıştır…Türkiye’nin en büyük

emek örgütü Türk İş’in yönetimi bu sorun-

ların çözümünde rol üstlenebilecek anla-

yıştan, enerjiden ve inançtan yoksundur.’’

Daha önceden defalarca altını çizdiğimiz

üzere başından beri iktidarın hedefi, Hak

İş gibi Türk İş’i de arka bahçesi haline çe-

virmekti. Bu büyük ölçüde başarıldı. Tekel

direnişinde işçilerin bütün kararlı tutu-

muna rağmen yönetimin pısırık, ürkek

tavrı, Erdoğan’ın ‘‘Eyleme son verin.’’

uyarısını yapmak üzere Başbakanlığa ça-

ğırdığı Türk İş Genel Başkanı Kumlu’nun

çıkıştaki şaşkın hali, sorunların çözü-

münde rol üstlenebilecek enerji ve inanç-

tan yoksunluğa en somut örnekti.

Tabi sözünü ettiğimiz açıklama met-

ninde özellikle ‘‘…güvencesiz istihdamın,

kuralsızlaştırmanın, esnek çalışma biçim-

lerinin, temel hizmet alanlarının ticarileş-

tirilmesinin ve özelleştirme politikalarının

emeğin hak ve kazanımlarına yönelik en

ciddi saldırılar olduğuna…’’ dikkat çeki-

lerek, ‘‘…iş yasasında yapılan değişiklik-

lerde, taşeronlaştırmanın yaygınlaş-

tırılmasında, sosyal güvenlik ve sağlık sis-

teminin dönüştürülmesi sürecinde…’’

Türk İş yönetiminin suya sabuna dokun-

mayan yaklaşımlarla iktidarın güdümü al-

tına girdiği vurgulanıyor. AKP’nin 9 yıl

boyunca kararlı biçimde sürdürdüğü uy-

gulamalarını adeta özetleyen bir dille ka-

leme alınmış metnin en çarpıcı bölümü,

Türkiye’nin içine düştüğü durumu ve yak-

laşan tehlikeyi şu tümceyle gözler önüne

seriyor: ‘‘Platformumuz baskıcı, otoriter,

anti-demokratik karakteri belirgin hale

gelen ‘yeni’ rejime karşı da demokrasiyi

savunmaktadır.’’ Bu noktadan hareketle

özellikle yeni rejim tanımının içini iyi dol-

durmak, gelişmeleri o perspektiften göz-

lemlemek kaçınılmaz sorumluluklar

yüklemeli herkese. Yeni rejim yüzde yir-

milere yaklaşan işsizliğin, bizzat hüküme-

tin en yetkili ağızlarının ifade ettiği

ekonomik kriz uyarılarının gölgesinde, ro-

tasını tehlikeli sulara doğru çevirmiş du-

rumda. Yeni rejim Amerika’nın Irak’ta

demokrasi adına yaptığı uygulamaların

çok uzağında değil. O nedenle sendikalar

platformunun ‘‘Yeni rejime karşı demok-

rasiyi savunma.’’ çağrısını hak ettiği bi-

çimde değerlendirmek son derece önemli.

Türkiye Amerika’nın kuşatması altında

zor bir döneme doğru ilerliyor. Bu süreç

toplumsal tarihimize demokrasinin tü-

müyle rafa kalktığı bir dönem olarak ge-

çecektir. Böyle bir aşamada emekten yana

kesimler güçlü, ilkeli sendikal örgütlere

her zamankinden fazla gereksinme duya-

caklardır. Türk İş şimdiki yönetim anlayı-

şıyla bunlara yanıt verecek kararlılığı

üstlenmekten uzak görünmektedir. Sendi-

kalar platformunun çizdiği hedefler, yap-

tığı uyarılar doğrultusunda konfe-

derasyondaki üst yapının genel kurulda

değişmesi yaklaşan tehlikeye karşı bir

umut ışığı doğuracaktır. Yalnızca sendikal

mücadeleye emek verenlerin değil ülke-

sini seven herkesin içerisinde Petrol İş’in

de yer aldığı sendikalar platformunun ça-

balarına destek olmaları tarihsel bir so-

rumluluktur.

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:58 PM Page 69

Page 72: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

FUTBOL TURNUVALARIMIZ

70

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:59 PM Page 70

Page 73: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

-

-

-

-

-

---

--

-

--

--

-------

-

----

-

-

-

--

71

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:59 PM Page 71

Page 74: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

-

--

---

----

--

---

----

-

72

matbaa_icin:Layout 1 11/4/11 12:59 PM Page 72

Page 75: Petrol-İş Dergisi Kasım 2011 sayısı

“Sen bensin ben de senim” … Mevlana

Bi tane daha...

bu Anadolu var ya bu Anadolu bu misli menendi görülmemiş cömert ana bu her yanı meme, bu her yanı dudak, bu her yanı gül bu zırnık almadan veren habire veren yediveren gül bu Anadolu var ya bu Anadolu bu üç yosma denizde üç defa ıslanan gürbüz ırmaklar ortasında susuzluktan çatlayan bu Anadolu var ya bu Anadolu bu sapsarı sıtma, bu masmavi gurur ne tosunlar doğurmuş ne tosunlar bak daha neler doğurur. Bedri Rahmi Eyüboğlu

Van depremi bizlere Anadolu duygusunun özel bir duygu olduğunu,

bütünleştirici olduğunu bir kez daha gösterdi.