parÇalanmiŞ bİr surİye kİmlİĞİ...bu iki slogan, suriye halkının derin duygu ve...

11
PARÇALANMIŞ BİR SURİYE KİMLİĞİ Suriye Halkı Ulusal Kimliğini Yeniden Kazanabilir mi? 3 Ağustos - 2016

Upload: others

Post on 26-Aug-2020

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: PARÇALANMIŞ BİR SURİYE KİMLİĞİ...Bu iki slogan, Suriye halkının derin duygu ve bilinçlerinin bir yansımasıdır. Söz konusu sloganlar, Suriye halkının yarım asra yakın

PARÇALANMIŞ BİR SURİYE KİMLİĞİSuriye Halkı Ulusal Kimliğini Yeniden Kazanabilir mi?

3 Ağustos - 2016

Page 2: PARÇALANMIŞ BİR SURİYE KİMLİĞİ...Bu iki slogan, Suriye halkının derin duygu ve bilinçlerinin bir yansımasıdır. Söz konusu sloganlar, Suriye halkının yarım asra yakın
Page 3: PARÇALANMIŞ BİR SURİYE KİMLİĞİ...Bu iki slogan, Suriye halkının derin duygu ve bilinçlerinin bir yansımasıdır. Söz konusu sloganlar, Suriye halkının yarım asra yakın

1

İÇİNDEKİLER Giriş: .................................................................................................................................................................... 2

Geçmişe Dönüş ................................................................................................................................................ 3

Esad Rejimi ........................................................................................................................................................ 4

Başarısız Politika Tecrübelerimiz .................................................................................................................. 5

Kimlik Hakkında .............................................................................................................................................. 5

Sonsöz ve Özetlemeler ................................................................................................................................... 6

Page 4: PARÇALANMIŞ BİR SURİYE KİMLİĞİ...Bu iki slogan, Suriye halkının derin duygu ve bilinçlerinin bir yansımasıdır. Söz konusu sloganlar, Suriye halkının yarım asra yakın

2

Günümüz Suriye’sinde, kimlik çatışması yaşanırken, Suriye ulusal kimliğinin varmış olduğu

nokta ve milliğini yitirmiş olması gösteriyor ki, Suriye kimliğinin millîliğini geri kazanması için

acilen yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyaç vardır.

Giriş: 2011 yılının Mart ayında başlayan Suriye devriminin, iki sloganı dikkatleri üzerine

çekmişti. Birincisi, "Suriye Halkı Birdir," ikincisi ise Suriye halkının devrimin başından bu yana

haykırarak tek ağızdan söylediği İbrahim Kaşuş’a ait "Suriye halkı özgürlük istiyor " sözleri,

meydanlara dolan özgürlük göstericilerinin hislerine tercüman olmuştur.

Bu iki slogan, Suriye halkının derin duygu ve bilinçlerinin bir yansımasıdır. Söz konusu

sloganlar, Suriye halkının yarım asra yakın bir süredir kendilerini, yiyip, içip, uyuyan ve cinsel

güdülerini karşılayan bir nesne haline getiren bir baskı mekanizması tarafından gördükleri zulüm

ve aşağılanmanın zincirini kırma isteğinin kesin bir kanıtıdır.

Söz konusu sloganlar, geniş iki politika programı oluşturmakta. Sloganlardan

birincisi(Suriye halkı birdir), mevcut rejim tarafından sabotaj edilip yitirilen ama her zaman hasret

duydukları gerçek birlik ve beraberliği tekrar canlandırmak isteğine işaret etmektedir.

Diğer tarafta ise, güvenlik güçleri göstericilerin meydanlarda atmış oldukları bu iki slogana

karşı dikkatleri üzerine çeken iki slogan attılar. Birincisi, " Ya Esad ya da hiç kimse". İkincisi, " Ya

Esad kalır ya da bu ülkeyi yakarız " cümleleri olmuştur.

Suriye halkı yakın bir zaman içerisinde özgürlüğünü kazanacağına inanıyordu. Ancak

Suriye halkı, Suriye rejiminin, Esad’ın bekası için Suriye halkına karşı öldürme, göçe zorlama ve

ülkeyi yakıp yıkma gibi her türlü vahşi yönteme başvuracağını hesaba katmamıştı.

Page 5: PARÇALANMIŞ BİR SURİYE KİMLİĞİ...Bu iki slogan, Suriye halkının derin duygu ve bilinçlerinin bir yansımasıdır. Söz konusu sloganlar, Suriye halkının yarım asra yakın

3

Geçmişe Dönüş Hızlı bir şekilde Suriye’nin geçmişine şöyle bir dönecek olursak, 1946 yılında Fransız

mandasından kurtulan Suriye halkının, ulusal kimlik adı altında, milli, demokratik toplum ve

ulusal bir Suriye devleti kurmaya büyük gayret göstermiş olduğunu net bir şekilde görmekteyiz.

Ama Suriye’nin bağımsızlığından üç yıl sonra (1948) meydana gelen " Filistin Nekabası" (Filistin

felaketi) ve ardından 1949 – 1954 yılları arasında yaşanan askeri darbeler sonucu, Suriye

halkının umutlarını yarıda bırakmıştı. Ancak 1954 Edip Çiçekli ’inin iktidardan düşmesiyle Suriye

halkının demokrasi yokunda milli ve egemen bir devlet kurma çabalarına yeniden başlamışlardır.

Araştırmacıların dikkatini çeken önemli konulardan birisi de Suriye halkının hem milli kimlik

hem de ulusal devlet kurma sürecini paralel olarak yürütmüş olmasıdır. O dönemde insanlar

etnik kökenleri, dini ve mezhepsel kimlikleriyle değil, siyasi kimlikleriyle tanımlanmaktaydılar.

Mesela insanlar "Baasi" "komünist", "Arap millet etçisi" veya " Suriye milliyetçisi" şeklinde

anılmaktaydılar.

Bu demektir ki, o dönem halk arsındaki bu sınıflandırmalar, toplumsal çıkarların ve

sorunların tartışma yarattığı sosyo-politik bir hadiseydi. Bu durumda, Suriye halkı arasında iç

savaşa yol açabilecek etnik köken, din ve mezhep tanımlamasından uzak bir şekilde milli

kaynaşmaya zemin hazırlıyordu.

Suriye halkı, modern, ulusal ve demokratik bir devlet anlayışı içerisinde Suriye milli

kimliğinin oluşturulması yolunda büyük bir yol kat etmişti. Ama bu süreç Suriye’nin dış(Batı)

baskılara maruz kalması, ardından da Mısır ve Suriye arasında 1958 yılında gerçekleşen birleşme

nedeniyle bir kez daha durmuştur.

Page 6: PARÇALANMIŞ BİR SURİYE KİMLİĞİ...Bu iki slogan, Suriye halkının derin duygu ve bilinçlerinin bir yansımasıdır. Söz konusu sloganlar, Suriye halkının yarım asra yakın

4

1961 yılında söz konusu birleşmenin son bulması, 1954 yılının aksine modern ulusal devlet

ve ulusal Suriye kimliği kurma çabalarında başarılı olamamışlardır. Bu dönemde birçok askeri

darbe olmasıyla beraber 8 Mart 1963 yılında yönetim Suriye Baas rejiminin eline geçmiştir. Bu

rejim, Suriye halkının siyasi ve sosyal haklarını elinden alarak devletin bütün kurumlarına

sızmaya başlamıştır. 1970’de ise, askeri bir darbe ile Suriye iktidarı tam anlamıyla Esad ailesinin

eline geçmiştir. O günden bu yana da aynı aile tarafından diktatörlükle yönetilmektedir.

Esad Rejimi Esad rejimi, Amerika-Sovyet (İsrail’in de desteğiyle) anlaşması ve uluslararası kamuyu

desteği altında 16 Kasım 1970 yılında, "Harekeyi Tashihiye" (Düzeltici Hareket) adı altından

Suriye yönetimine el koydu. Böylelikle rejim Suriye’yi ele geçirdikten sonra Irak, Lübnan, Filistin

ve Ürdün gibi ülkelerde de çıkarı yönünde(çıkarları doğrultusunda) hareket ederek bu ülkelerin

iç siyasetine de karışmaya başladı.

Suriye’ye hâkim olan Esad rejimi, Suriye halkının siyasi, sosyal ve kültürel haklarını ellerinden

almıştır. Bu rejim, demokrasi ve hukuk anlayışından uzak olan ve sadece Esad ailesini korumakla

yükümlü güvenlik sistemi üzerine kurulmuş bir devlet yaratmıştır. Kurmuş olduğu hükümet ve

"Halk meclisi" gibi kurumlar ise sadece şekli olarak mevcuttu. Gerçekte ise, sadece Esad ailesine

hizmet etmekteydi. Yani devlet hükümet, hükümet de devlet olmuştu. Vatan anlayışı, sivil toplum

kuruluşları ve vatandaşlık haklarından uzaklaştırılan insanlar, bir sığır Sürüsü gibi rejim

tarafından hangi yöne çevrilirlerse o yöne gidiyorlardı.

Esad rejiminin yaptığı en tehlikeli olaylardan birisi de, Suriye halkının arasına fitne

yerleştirerek, Suriye halkını, etnik, din ve mezhep çekişmeye sürüklemesi olmuştur. Çünkü bu gibi

çekişmeler rejimin işine yarıyordu. Bu olay, Suriye halkının milli kimliklerinden daha da

uzaklaşmasına yol açmıştır. Ulusal kimliği destekleyen siyasi ve sosyal tabanın hemen hemen yok

olduğu o günlerde milli kimlik meselesi bir soru şeklinde insanların zihinlerinde dolaşıp

durmuştur.

Page 7: PARÇALANMIŞ BİR SURİYE KİMLİĞİ...Bu iki slogan, Suriye halkının derin duygu ve bilinçlerinin bir yansımasıdır. Söz konusu sloganlar, Suriye halkının yarım asra yakın

5

Başarısız Politika Tecrübelerimiz Geçen son çeyrek asırda aydınların ve düşünürlerin, fikir ve siyaset alanlarında yazmış

oldukları en önemli mesellerden biri de "kimlik" meselesi olmuştur. O dönemin siyasi,

guruplarının düşünce ve siyaseti kendi ideolojilerine hapis ettiklerini görüyoruz. Her siyasi grup

kendini yanlış yapmayan, kusursuz ve mutlak hakikatin temsilcisi olarak görüyordu. Politika dili

ve toplum diyalogu ortadan kalkmış yerine ise dışlama politikası gelmiştir. Bütün bu gelişmeler

gerçeklikten kopmuş bir toplum oluşmuş ve onları milli değerlerden uzaklaştırmıştır.

Siyasi grupların dayatmış oldukları ideolojiler sonucunda milli ve milliyetçi kimlik düşüncesi

ortadan kalkmıştır. Bunun yerine millikten uzak ayrımcı ve dar görüşlü düzenlemeler ortaya

çıkmıştır. Gazeteci yazar Emin Maluf o dönemki kimlik meselesini " katil kimlik" olarak

tanımlamıştır. Söz konusu körleşmiş kimliği Arap coğrafyasında şimdiye kadar görmekte ve

yaşamaktayız. Devlet anlayışının yok olması ve milli kimliğin unutulması bu toplumda birlik ve

beraberliğin kaybolmasına neden olmuştur. Bütün bunlar ülkemizde, yarım asırdan bu yana

yaşanan kargaşa ve yıkımın en büyük müsebbibidir.

Çökmüş durumda olan ulusal devletin yeniden doğrulması için "devlet, toplum, kimlik,

vatandaş, vatandaşlık" kavramalarının yeniden hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Kimlik Hakkında Suriye devriminin ilke ve hedefleri doğrultusunda kurmaya çalıştığımız Suriye ulusal

kimliğini oluşması için, insanını evrenin merkezi ve var oluşun sebebi olduğu ön kabulünden yol

çımamız gerekmektedir. Özgürlük bir insanın kişiliğinin, kendi özünün ve kendi davranış

biçiminin etkili olmasıdır. Kişisel kimliğin oluşmasının ana kaynaklarından olan özgürlük,

toplumsal özgürlüğün de ana temasıdır. Diğer bir deyişle, özgürlük bir insanın kişiliğini oluşturan

en önemli özellik olduğuna için, bireylerden oluşan toplumun da ana kaynağı sayılmaktadır.

Page 8: PARÇALANMIŞ BİR SURİYE KİMLİĞİ...Bu iki slogan, Suriye halkının derin duygu ve bilinçlerinin bir yansımasıdır. Söz konusu sloganlar, Suriye halkının yarım asra yakın

6

Geçmişte inanmış inandığımız devrim, ilerleme ve yaşamış oldığını dünyanın gerçekte yalan

olduğunu görmekteyiz. Kendimizi avuttuğumuz bu yalanlar bizi, hem dış hem de iç otorite ve

tiranlığına köle etmiştir. Böylece var oluşun sebebi ve gayesi olan bireyin nasıl marjinal bir nesne

haline geldiği ve yeryüzünde yok olduğu görülmüştür.

Kimlik bir insanın kendini tanımlama ve konumlamasının ifadesidir. Daha açık bir deyişle

kimlik, insanın kendisini sosyal dünyasında nasıl tanımladığı ve nasıl konumladığını yansıtır;

onun kim olduğu ve nerede durduğuna ilişkin bir cevaptır. Bu noktadan hareketle, kimlik, bir

birey veya grubun kendini diğer birey veya gruplardan ayırt edici özelliklerinin bütünü olarak

tanımlanabilir.

Kişisel Kimlik meselesi sonuçta bireysel ve toplumsal bir seçimdir. Bireyin ve toplumun kişisel

kimliğinin oluşması için özgürlüğün var olması şarttır.

Öte yandan kimliğin bir birey ya da grup için söz konusu olmasına bağlı olarak bireysel veya

kişisel kimlikten ya da sosyal veya kolektif kimlikten söz edilmektedir. Kimlik arayışı, bireysel

kimliğin yanı sıra özel birey haklarına saygı modernite hareketine gönderme yamaktadır; bir grup

veya azınlık için talep edildiğinde ise komüneter bir yan taşımaktadır. Kimliğin bu iki yanı, çoğu

kez çatışmalı bir özellik göstermektedir.

Kişisel kimliğin dar görüşlü tarifi ise etnik, din ve mezhep gibi konulara dayatılan tanımdır.

Kimliğin bu gibi tanımlamaları, bireyin ve toplumun özgürlüğünü kısıtlamasına ve dışlamasına

yol açmıştır.

Sonsöz ve Özetlemeler Milliyetçi, Sosyalist ve İslamcı tecrübelerimizin başarısızlığı, dış düşmanlarımız karşısında

aldığımız ağır yenilgi ve köktenciliğin yükselişinden sonra, tanımı ve özelikleri ne olursa olsun,

"Liberalizm fikrinin" itibarını yeniden kazandırabilecek miyiz? Bu anlamda, bireysel özgürlüğünü

Page 9: PARÇALANMIŞ BİR SURİYE KİMLİĞİ...Bu iki slogan, Suriye halkının derin duygu ve bilinçlerinin bir yansımasıdır. Söz konusu sloganlar, Suriye halkının yarım asra yakın

7

yaşam ve hayat farklılığı bulunan toplumların doğal bir tanıtımı olarak görmede başarılı olabilir

miyiz? Bu bir bahis, eğer başarılı olmazsak, içinde bulunduğumuz karanlığa daha da gömüleceğiz.

Suriye halkının büyük çoğunluğu, savaşın durmasını istemekte, ülkelerinin birlik, beraberlik

ve bağımsızlığını sağlayacak yeni bir siyasi düzene ihtiyaç duymaktadırlar. Söz konusu düzen,

Suriye’nin kaybettiği itibarını geri kazandırmalı ve Suriye halkına güvenli bir gelecek vadetmelidir.

Bunun için:

1. Suriye halkının düşmüş olduğu durumdan kurtulabilmesi için, yeni bir ulusal ve demokratik

düzen kurulmalı, etnik ve mezhepsel yapılanmadan uzak durulmalıdır. Çünkü bu gibi

yapılanmalar savaşı körükleyebilir.

2. Suriye halkının kimlik meselesini çözmesi ve sosyal barışı sağlanması için "geçici döneme"

ihtiyaç duyulmaktadır.

3. Suriyelilerin söz konusu kimlik meselesini çözmeleri için, temel özgürlükleri (bireysel ve

toplumsal özgürlükleri) koruyan, vatandaşlık haklarını tanıyan, birey ve toplumun

itibarını geri kazandırabilecek ve etnik ve mezhepsel ayrımı etmeksizin, tüm Suriye

halkının, sivil ve sosyal haklarını koruyabilecek bir devlete kurmaya çaba göstermeleri

gerekmektedir.

4. Günümüz Suriye’sinde kimlik çatışması yaşanırken, Suriye kimliğini varmış olduğu nokta

ve milliğini yitirmiş olması gösteriyor ki, Suriye kimliğinin millîliğini geri kazanması için

acilen yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyaç duyulmaktadır. Söz konusu toplumsal

sözleşmenin gerçekleşmesi için, geniş katılımlı bir ulusal diyaloğa ve modern ulus devlet

ve demokratik çoğulcu bir toplum inşa edilmesi gerekmektedir.

5. Bu bağlamda, devletin laikliği meselesi büyük önem taşımaktadır. Söz konusu laikliği,

toplumun dini inanç ve mezheplerinin dokunulmadan uygulanmasına dikkat edilmelidir.

Page 10: PARÇALANMIŞ BİR SURİYE KİMLİĞİ...Bu iki slogan, Suriye halkının derin duygu ve bilinçlerinin bir yansımasıdır. Söz konusu sloganlar, Suriye halkının yarım asra yakın
Page 11: PARÇALANMIŞ BİR SURİYE KİMLİĞİ...Bu iki slogan, Suriye halkının derin duygu ve bilinçlerinin bir yansımasıdır. Söz konusu sloganlar, Suriye halkının yarım asra yakın