Öncel akademİ: popÜler makale

4
Deprem ve fay gibi jeofizik olay- ların farklı ölçeklerde benzer davra- nış (Fraktal) gösterdiği 1980’li yıllar- da anlaşılmıştır (Öncel ve Alptekin, 1995). Fraktal, depremlerin zaman, uzay ve büyüklük dağılımlarının farklı ölçeklerde aynı davranmasıdır. Sismoloji’de fraktal dağılımın en te- mel bilinen ilişkisi deprem oluş fre- kansı (N) ile büyüklük (M) arasında (Log N = a - bM) bilinen bağıntıdır. Bu bağıntıda frekans-büyüklük ara- sındaki ilişkiyi veren b parametresi, yerin zemin, gerilme ve deformasyon özelliklerini temsil eden, deprem büyüklüğüne göre değişmeyen bir fraktal parametredir. Depremleri kü- çük (0<M<3), orta (3<M<5.5) ve bü- yük (M>5.5) olarak kabaca tasnif edersek, b parametresi farklı büyük- lük aralıklarındaki deprem popülas- yonlarından aynı büyüklükte bir de- ğerle hesaplanır. Zaten, fraktal olarak yukarıda nitelediğimiz ölçekle değiş- mezlik (scale invariance) özelliğinin anlamı budur. Depremlerin büyük- lük-frekans düzeninin fraktal olma- sından hareketle, büyük depremle- rin zemin-gerilme koşulları küçük depremlerden belirlenebilmektedir. Olabilecek bir depremin büyük- lüğünü, yerin mekanik yapısıyla iliş- kili olan gerilme artışı belirler. Ge- nelde gerilmenin arttığı alanlara, ye- rin mekanik davranışı ile ilgili olarak gevrek (brittle) fakat malzeme daya- nımı açısından nisbeten sağlam ol- duğu alanlara asperite alanları denir. Gerilme birikiminin büyük (küçük b değeri) olduğu asperite alanlarında beklenen deprem büyüktür. Krip alanları olarak tanımlanan bölgeler- de ise malzeme mekanik olarak es- nek (ductile) bir davranış gösterir. Gerilme birikiminin düşük olduğu krip (büyük b değeri) alanlarında gözlenen ve beklenecek depremler çok küçüktür. Türkiye’deki Aktif Fay Kuşakları ve Marmara Bölgesi’nin Depremselliği Türkiye ve yakın çevresinin sis- motektoniği, Avrasya, Afrika ve Arap levhaları ve bunlar arasındaki Ege, Anadolu, Doğu Anadolu levhalarının göreceli hareketleriyle ilişkilidir. Av- rasya levhasına göre Arabistan levha- sının kuzeye doğru hareketi, Anado- lu ve Doğu Anadolu levhalarının sı- rasıyla batı ve doğuya doğru kaçışla- rına neden olarak, kuzeyde Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ), güney- doğuda Doğu Anadolu Fay Zonu (DAFZ) ve kuzeydoğuda Kuzey Doğu Anadolu Fay Zonu (KDAFZ) üzerinde yanal hareketlere neden olmaktadır (Şekil 1). Düşey hareket- lerin gözlendiği Batı Anadolu'da yer alan Ege levhası ise Anadolu levha- sından daha farklı bir tektonik dav- ranış özelliği göstererek GB yönün- de Afrika levhasına doğru hareket etmektedir (Taymaz ve diğ., 1991). Alpin Deprem Kuşağı'nın ve Türkiye'nin en önemli kırık zonunu oluşturan Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ)'nu, doğuda Karlıova'dan (K ile gösterilmiş, Şekil 1) başlayarak Adapazarı'nın batısına kadar uzanır. KAFZ, Marmara Denizi'nin kuze- yinden ve güneyinden geçerek Ku- zey Ege Denizi'ne kadar yanal ve düşey kırılma özelliği göstererek ve 90 Bilim ve Teknik Büyük Deprem Tahmininde Mikrodepremler Şekil 1: Türkiye’nin sismotektonik haritası. 1899-1999 yıllarında M> 4.5 ve daha yukarı olan ana şok depremler (Öncel ve Alptekin, 1999).

Upload: ali-osman-oencel

Post on 13-Jan-2017

81 views

Category:

Education


1 download

TRANSCRIPT

Page 1: ÖNCEL AKADEMİ: POPÜLER MAKALE

Deprem ve fay gibi jeofizik olay-ların farklı ölçeklerde benzer davra-nış (Fraktal) gösterdiği 1980’li yıllar-da anlaşılmıştır (Öncel ve Alptekin,1995). Fraktal, depremlerin zaman,uzay ve büyüklük dağılımlarınınfarklı ölçeklerde aynı davranmasıdır.Sismoloji’de fraktal dağılımın en te-mel bilinen ilişkisi deprem oluş fre-kansı (N) ile büyüklük (M) arasında(Log N = a - bM) bilinen bağıntıdır.Bu bağıntıda frekans-büyüklük ara-sındaki ilişkiyi veren b parametresi,yerin zemin, gerilme ve deformasyonözelliklerini temsil eden, deprembüyüklüğüne göre değişmeyen birfraktal parametredir. Depremleri kü-çük (0<M<3), orta (3<M<5.5) ve bü-yük (M>5.5) olarak kabaca tasnifedersek, b parametresi farklı büyük-lük aralıklarındaki deprem popülas-yonlarından aynı büyüklükte bir de-ğerle hesaplanır. Zaten, fraktal olarakyukarıda nitelediğimiz ölçekle değiş-mezlik (scale invariance) özelliğininanlamı budur. Depremlerin büyük-lük-frekans düzeninin fraktal olma-sından hareketle, büyük depremle-rin zemin-gerilme koşulları küçükdepremlerden belirlenebilmektedir.

Olabilecek bir depremin büyük-lüğünü, yerin mekanik yapısıyla iliş-kili olan gerilme artışı belirler. Ge-nelde gerilmenin arttığı alanlara, ye-rin mekanik davranışı ile ilgili olarakgevrek (brittle) fakat malzeme daya-nımı açısından nisbeten sağlam ol-duğu alanlara asperite alanları denir.Gerilme birikiminin büyük (küçükb değeri) olduğu asperite alanlarındabeklenen deprem büyüktür. Kripalanları olarak tanımlanan bölgeler-

de ise malzeme mekanik olarak es-nek (ductile) bir davranış gösterir.Gerilme birikiminin düşük olduğukrip (büyük b değeri) alanlarındagözlenen ve beklenecek depremlerçok küçüktür.

Türkiye’deki AktifFay Kuşakları veMarmara Bölgesi’ninDepremselliği

Türkiye ve yakın çevresinin sis-motektoniği, Avrasya, Afrika ve Araplevhaları ve bunlar arasındaki Ege,Anadolu, Doğu Anadolu levhalarınıngöreceli hareketleriyle ilişkilidir. Av-rasya levhasına göre Arabistan levha-sının kuzeye doğru hareketi, Anado-lu ve Doğu Anadolu levhalarının sı-rasıyla batı ve doğuya doğru kaçışla-

rına neden olarak, kuzeyde KuzeyAnadolu Fay Zonu (KAFZ), güney-doğuda Doğu Anadolu Fay Zonu(DAFZ) ve kuzeydoğuda KuzeyDoğu Anadolu Fay Zonu (KDAFZ)üzerinde yanal hareketlere nedenolmaktadır (Şekil 1). Düşey hareket-lerin gözlendiği Batı Anadolu'da yeralan Ege levhası ise Anadolu levha-sından daha farklı bir tektonik dav-ranış özelliği göstererek GB yönün-de Afrika levhasına doğru hareketetmektedir (Taymaz ve diğ., 1991).

Alpin Deprem Kuşağı'nın veTürkiye'nin en önemli kırık zonunuoluşturan Kuzey Anadolu Fay Zonu(KAFZ)'nu, doğuda Karlıova'dan (Kile gösterilmiş, Şekil 1) başlayarakAdapazarı'nın batısına kadar uzanır.KAFZ, Marmara Denizi'nin kuze-yinden ve güneyinden geçerek Ku-zey Ege Denizi'ne kadar yanal vedüşey kırılma özelliği göstererek ve

90 Bilim ve Teknik

Büyük DepremTahminindeMikrodepremler

Şekil 1: Türkiye’nin sismotektonik haritası. 1899-1999 yıllarında M> 4.5 ve daha yukarıolan ana şok depremler (Öncel ve Alptekin, 1999).

Page 2: ÖNCEL AKADEMİ: POPÜLER MAKALE

üç kola ayrılarak devam eder (Barkave Kadinsky-Cade,1988; Şekil 2).Fay zonu bu bölgede, özellikle Ada-pazarı'nın batısından itibaren Mar-mara Bölgesi’nde, doğudaki belirginmorfolojisini ve tek ana fay çizgisigörünümünü kaybederek dallanmaözelliği gösterir. Son 17 Ağustos İz-mit depremi de bu kollardan biriüzerinde olmuştur. Tarihsel geçmiş-ten günümüze bir çok depremin,Marmara Bölgesi’ndeki farklı kolla-rın hareketleriyle ilişkili olduğu, Şe-kil 2’deki tarihsel depremlerin farklıkollar üzerine düşmesinden de açık-ça görülmektedir.

Anaşok DepremKataloğu

Depremlerin oluş sayılarıyla bü-yüklükleri arasındaki Log-Lineerfraktal değişimden yararlanılarak,büyük depremlerin yer alabileceğipotansiyel alanların belirlenmesindeanaşok deprem kataloğu kullanılır.Anaşok deprem kataloğu, ham dep-rem kataloğunun işlenmesi ve artçı-şoklardan, kataloğun bilinen değişik(pencere ya da yığılma) yöntemle-rinden birisinin uygulanması ile te-mizlenmesinden sonra elde edilenjeofizik veridir. Ham verilerin hiç birişleme tabi tutulmadan kullanılma-sının jeofizik parametreler üzerindehatalara neden olduğu, belirlenmişbilinen bir olgudur (Öncel ve Alpte-kin, 1999). Deprem kataloglarında,istasyon sayısındaki artmaya ya dakullanılan algoritmaların değişiminebağlı olarak bozulmalar (büyüklükdeğerlerinde kayma gibi) meydanagelmektedir. Bu bozulmaların hemdüzeltilmesi hem de deprem katalo-ğunun rafine (declustering) edilerekuygun bir deprem kataloğu halinegetirilmesi, sonuçların güvenilirliğiaçısından önemlidir.

Öncel ve Alptekin (1999) Mar-mara Bölgesi’ndeki 1981-1999 yıllarıarasında toplanmış mikrodepremsel-lik verilerinde belirlenen deprembüyüklüklerindeki kaymayı (magni-tude shift) düzelterek bölge için ho-mojen bir ana şok karakterli mikro-depremsellik kataloğu hazırlamışlar-dır. Bölgeyle ilgili olarak yapılabile-cek diğer araştırmalarda kullanılabil-

mesine imkan sağlamak için, hazırla-nan katalog global bir web sitesinehttp://www.angelfire.com/al/geophy-sics/index.html yüklenmiştir.

Öncel ve Wyss’in (2000) Marma-ra Bölgesindeki potansiyel alanların,yani asperitelerin belirlenmesine yö-nelik çalışmasında, yukarıda belirti-len katalog kullanılmıştır. MarmaraBölgesi’ni 5 km aralıklarla dilimle-yerek, her bir dilim noktasından ge-çirilen 20 km çaplı dairelerden, içineen az 50 deprem düşen alanlar içingerilme (b-değeri) ve deprem etkin-liği (a-değeri) değişimleriyle ilişkiliparametrelerden hareketle, 17 Ağus-tos depremininkine (Mw=7.4) denkbüyüklükte bir depremin MarmaraBölgesi’nin hangi alanlarında vukubulabileceği konusunu incelemişler-dir. Bu incelemede yerel yinelenme(TL) parametresinden yararlanıl-mıştır. Bir sonraki paragrafta, kulla-nılan parametrelerin elde edilmesive yorumlanması ile ilgili bilgiler ve-rilecektir.

Büyük DepremlerinOlabileceği Alanların Kestirimi

Asperite fiziksel olarak depremioluşturacak gerilmeye karşı dayanı-mı en fazla olan alan demektir. Bualanlar gelecekte bir depremi oluş-turabilecek alanlar olduğu gibi, ola-bilecek bir depremi durduran alan-larda olabilir (Öncel ve Wyss, 2000).Evrendeki jeofizik fenomenlerinfraktal bir geometriye sahip olduğu-nun belirlenmesi, jeofizik yapılarınmodellenmesinde yeni bir dönemaçmıştır (Turcotte, 1997). Frekans-Büyüklük (FB) arasındaki ilişkiyiveren sismolojinin meşhur istatistikbağıntısı:

LogN=a-b (1) şeklindedir.Burada N, m büyüklüğünü aşan

depremlerin sayısıdır; a ve b para-

metreleri ise sabittirler. Gutenberg-Richter bağıntısı olarak bilinen bubağıntının bir fraktal dağılım oldu-ğu, Japon bilim adamı Aki (1981) ta-rafından gösterilmiştir.

Öncel ve Wyss’in (2000) Marma-ra Bölgesi’ndeki büyük depremleringelişebileceği potansiyel alanların,yani asperitelerin belirlenmesine yö-nelik çalışmasında anaşok deprem-leri kullanılmıştır. Marmara Bölge-si’ni 5 km aralıklarla dilimleyerek,her bir dilim noktasından geçirilen20 km çaplı dairelerden içine en az50 deprem düşen alanlar için geril-me (b değeri) ve deprem etkinliğin-deki (a değeri) değişimle yakındanilişkili olduğu ispatlanmış bulunanjeofiziğin fraktal değişkenlerindenhareketle, son 17 Ağustos depremi-nin büyüklüğüne (Mw=7.4) denk birdepremin yinelenme periyodları vemuhtemel yerleri aşağıdaki bağıntıkullanılarak belirlenmiştir:

TL(M) = dT/10(a-bM) (2) Öncel ve Wyss (2000), bölgede

7.4 büyüklügünde bir depreme ne-den olabilecek gerilme, etkinlik de-ğişimleri ve bunlara bağlı yinelenmezamanlarını gösteren haritayı yukarı-da verilen yöntemle ve daha sonrakiparagraflarda açıklanacak rafine edil-miş deprem verisinden hareketlebelirlemişlerdir. Uygulanan yöntem-de kullanılan fraktal değişkenlerinfiziksel anlamları ve belirlenen alan-ların deprem tehlike risklerine aşa-ğıda değinilecektir.

Marmara Denizi’nde Gerilme:İlk olarak 1960'lı yıllarda, Amerikalıbilim adamı Scholz, gerilmeyle, FBbağıntısındaki (1) b parametresininilişkili olduğunu belirlemiştir. Kırıl-malarda artan (düşük b) ve azalan(büyük b) gerilme alanlarının FMbağıntısından belirlenebileceği, buaraştırmacının yaptığı laboratuvardeneyleriyle ortaya konmuştur. Dep-remde açığa çıkan enerjinin, gerilmekadar kırılan malzemeyle ile de iliş-

Ekim 2000 91

Şekil 2: Marmara bölgesinin aktif fay ve büyük depremleri (Ambraseys ve Finkel, 1995).

Page 3: ÖNCEL AKADEMİ: POPÜLER MAKALE

kili oduğu, yine aynı yıllarda Japonbilim adamı Mogi tarafından labora-tuvar koşullarında ortaya çıkarılmışolan diğer önemli bir gelişmedir.

Laboratuar koşullarında belirle-nen açığa çıkan enerjinin biriken ge-rilme miktarı ve kırılan malzemeyleilişkili olduğunu belgeleyen ve yu-karıda değinilen deneysel sonuçlar,fay zonlarıyla ilgili olarak yapılan in-celemelerin fiziki dayanaklarınıoluşturmuşlardır. Özellikle, SanAndreas fay zonunda ve Japon'ya da-ki aktif faylarda, kalite ve kantitesiyüksek deprem verilerinden hare-ketle yapılan incelemelerde gerilmedeğişimlerinin belirlenebilmiş olma-sı bu yaklaşımın, kırık zonlarındabüyük depremlerin oluşamıyacağı(krip:büyük b değeri) ve oluşabile-ceği (asperite:düşük b değeri) alan-ların belirlenmesinde kullanılabile-ceğini göstermiştir (Wiemer veWyss, 1997, Öncel ve diğ., 2000).

Marmara Bölgesi’ndeki gerilmedeğişimleri ayrıntılı olarak verilmiş-tir (Şekil 3). Gerilmenin büyük ol-duğu yerler (kırmızı), büyük dep-remleri oluşturacak enerjinin depo-landığı alanları göstermektedir. Ben-zer çalışmalar dünyanın değişik yer-leri içinde yapılmış ve San Andreasfay zonunda gerilmenin küçük oldu-ğu (yüksek b değeriyle temsil edi-len) ve fayın plastik özellik gösterdi-ği alanlar (krip) ile (Amelung veKing, 1997; Wiemer ve Wyss, 1997);

San Jacinto fayındaki Anza sismikboşluğun (Wyss ve diğ., 2000) veMorgan Hill depreminin yer aldığıasperite alanları (küçük b değerleriile temsil edilen) belirlenmiştir.

Marmara Bölgesi’nde DepremEtkinliği: Laboratuar koşullarındagerilme şiddeti ile b değerinin doğ-rusal olarak değiştikleri, yani arala-rında pozitif bir korelasyona sahipoldukları belirlenmiştir (Main,1992). Kısaca, gerilme konsantrasyo-nunun büyük olduğu (düşük b) yük-sek dayanımlı alanlar, fayın kitlendi-ği asperite alanlarını, düşük daya-nımlı alanlar (büyük a) ise, kırılma-nın daha sık gözlendiği ya da bekle-nebileceği çatlak (crack) zonları sim-geler. Gerilme konsantrasyonununfazla olduğu alanların (düşük b) veyadaha yumuşak bölgelerin (büyük a),jeofiziğin fraktal değişkenleri ile be-lirlenebileceği yukarıda değinilençalışmalarla ortaya konmuştur.

Marmara Bölgesi’nde BüyükDepremlerin Oluşabileceği Alanlar:Düşük b ve a değerlerinden, yine-lenme periyodu en küçük bir TLanomali değerine karşılık gelir. Budeğer her iki parametrenin; hem da-ha büyük bir gerilme konsantrasyo-nuna, hem de daha yumuşak bir ala-n ya da fay parçasına karşı gelebile-cek olan büyüklüklerinden hesap-landığı ve fayın mekanik özellikleri-nin belirlenmesinde daha kuvvetlibir fiziksel temele dayanmakta oldu-

ğu için, yol açtığı sonuçlar da dahagüvenilirdir. Aşağıda verilen ve be-lirlenen alanlara ait olan yorumlar,basıma hazır son bir çalışmadan der-lenmiştir (Öncel ve Wyss, 2000).

Alan I: Kandilli Rasathanesi’n-den derlenen M>3 artçı şok dağılım-larından görülebileceği gibi, son 17Ağustos artçı şok zonunun uzunluğuyaklaşık 220 km’dir. Artçı şok dağılı-mının, 29°-31°D derece boylamlarıarasında kalan en batı ucunda büyükbir deprem yığılması görülmektedir.Bu yığılmanın, 17 Ağustos depremi-nin USGS tarafından verilen yerinindoğu ucuna, fakat kırığının tam orta-sına denk düştüğü gözlenmiştir (bakŞekil 1 ve 2). Bu sonuç asperite ola-rak belirlenen alanlardan biri olanAlan I’in kenarına denk düşmekteve TL anomalilerinden hareketleasperite alanlarının belirlenebilece-ğini göstermektedir.

Alan II: Bazı araştırmacılar tara-fından bu alana yakın bir yerde1963’de meydana gelmiş olan depre-min neden olduğu lokal gerilme artı-mı üzerinde durulmaktadır (bak Şe-kil 4d, Nalbant ve diğ., 1998). Bunailave olarak, 21 Ekim 1999 günündeyer alan ve İstanbul’da hissedilmişbulunan M=4.4 depremi ve beş artçışoku, bu alanda ki gerilmenin yük-sek olabileceğini göstermektedir.Kuzey Anadolu Fay Zonu boyuncagelebilecek bir kırığın, 28.8°D boy-lamındaki bu alandan başlayarak ba-

92 Bilim ve Teknik

Şekil 3: Marmara Böl-gesi’nde gerilme deği-şimleri (Öncel ve Wyss,2000). İzmit depremin-den önce gerilmeninnasıl arttığı ve benzergerilme birikimlerininMarmara bölgesindenerelerde olduğu görül-mektedir. Ayrıca dep-remden sonra artçı şok-ların nasıl dağıldığıgörülmektedir.

Şekil 4: Deprem etkinliğininMarmara Bölgesi’ndeki de-ğişimi. Deprem etkinliğininarttığı alanlar a parametre-sinin büyük olduğu yerlerekarşılık gelmektedir ve Şekil3 de verilen haritanın lejan-dı ile değişiktir. Geneldedaha düşük etkinliğin (kü-çük a değeri) daha büyükgerilme birikiminin (Şekil 3,küçük b değeri) alanlarakarşılık gelir.

Page 4: ÖNCEL AKADEMİ: POPÜLER MAKALE

tıya doğru hareket etmesi beklene-bilir. Aynı zamanda asperitenin ku-zey sınırının 1754 depremi ile ilişki-lendirilmesi (Hubert-Ferrari ve diğ.,2000, Şekil 3), bu bölgedeki asperi-tenin, yaklaşık 250 yıldan beri dep-rem enerjisinin depolandığı bir alanolduğuna işaret etmektedir.

Alan III: Bu alan, gelecekte yeralacak kırılmalar üzerinde önemli roloynayabilecek bir potansiyele sahip-tir. Şüphesiz, M>7 olan depremlerinyerleri birer nokta ile resmedildikle-ri için, haritalanmasına çalışılan as-perite alanlarının tarihsel geçmişteolmuş depremlerle ilişkilendirilme-leri zordur. Bu nedenle bu alanın,geçmişte olduğunu bildiğimiz dep-rem kırıklarının gelişimi üzerinde netür bir rol oynadığı konusunda birşey söylemek mümkün değildir.Hubert ve Ferrari ve diğerlerinin,(2000), tarihsel depremlerin bilinenkırıklarla ilişkilendirmesine yönelikçalışmalarını göz önüne alırsak, mev-cut asperitenin kuzey ucu 1766 dep-remi ile, güney ucu ise 1776 yılında-ki depremle sınırlanmaktadır. Bubilgilerin doğruluğu kabul edilecekolursa, var olan deprem potansiyeli-nin bu alanda da büyük olabileceğiortaya çıkmaktadır.

Alan IV: Kuzey Anadolu Fay Zo-nu’nun (KAFZ) güney kolu, depremtekrarlanma süresinin en düşük de-ğerle gözlendiği bir alandır. Bu alan-da gözlenen en büyük deprem 1983yılında vuku bulmuş olan M=5.5depremidir. Bu nedenle bu alan, is-tatistiksel açıdan sismik suskunluğasahiptir. Diğer taraftan, gözlenensuskunluk ve tekrarlanma süresinin(TL) küçük olması, orta büyüklük-teki 1983 depreminden kaynaklanı-yor olabilir. Bu kol bu depremdensonra, bir kaç yıl için deprem etkin-liğini arttırmış ve sonra, normal olandüşük deprem etkinliğine geri dön-

müş de olabilir. Bu nedenle AlanIV’ün civarındaki suskunluğun bü-yük olmasına karşın, gelecekte ola-bilecek bir ana şokun beklenebile-ceği bir alan olarak gösterilmesi te-reddütle karşılanmalıdır. Çünküdeprem etkinliğinde gözlenen sondeğişimler, 1983 yılındaki depreminsonucu olarak yorumlanabilir (Öncelve Wyss, 2000). Gene Hubert- Fer-rari ve diğ., (2000) çalışmasına görebu alana 1855 yılında bir deprem kı-rığı düşmüş olması bu bölgedekideprem potansiyelinin yüksek olabi-leceğini göstermektedir.

Sonuç Gerilme (b değeri) ve etkinlik (a

değeri) değişimlerine bağlı olarak veyerel yinelenme zamanı TL’nin ano-mali değerlerinden hareketle, potan-siyel deprem alanları (asperite) be-lirlenmiştir. Alan I, 17 Ağustos dep-rem kırığının daha batıya doğru iler-lemesini engelleyen engel (bariyer)tipi bir davranış göstermektedir.Alan II ve Alan III arasında depremetkinliğinin düşük olmuş ve dep-remlerin bir saçılma göstermiş olma-sından dolayı gelecekte depreminyeri olduğu ileri sürülen bölümdekihareket, KAFZ’nun diğer bölümle-rinde gözlenen asismik, yani depre-me bağlı olmayan bir davranışa kar-şılık geliyor da olabilir. Çünkü dahabüyük depremlerin izcisi olan birmikrodeprem aktivitesinin olmama-sı bu düşünceyi kuvvetlendirmekte-dir. Son çalışmaların ışığında, fay bo-yunca yer alan küçük ve büyük öl-çekteki depremlerin davranışlarınınbenzerlik gösterdiği görüşü yerbi-limlerinde ağırlık kazanmıştır (Ön-cel, 1995, 1996a,b, 2000). Yinelenmesürelerinin tehdit oluşturabilecekbüyüklükte bir deprem için incelen-mesi ve yerel değişimlerinden hare-

ketle bir sonraki depremi oluşturabi-lecek asperite alanların belirlenmesi,ülkemizde ilk defa uygulanan yenibir yaklaşımdır (Öncel ve Wyss,2000). Yöntemin yeterince sınanma-mış olduğu dikkate alındığında, ge-lecek depremlerin yerlerini belirle-mekle ilgili yapılan çalışmanın so-nuçlarına (Öncel ve Wyss, 2000)kuşku ile bakılması gerekeceğinden;depremin gelecekte Alan II, III veIV ile verilen asperitelerde olabile-ceğini kesin olarak söylemek müm-kün değildir.

Ali Osman ÖncelİÜ., Jeofizik Mühendisliği Bölümü

KaynaklarAki, K., 1981, A probabilistic synthesis of precursory phenomena: in

Earthquake Prediction: An International Review, Maurice EwingSer., vol. 4, edited by D. W. Simpson and P. G. Richards, p. 566-574. A

Ambraseys, N.N, Finkel, C. F.,1995, The Seismicity of Turkey and ad-jacent areas: Eren Press, 240p.

Barka ve Kadinsky-Cade,1988Hubert- Ferrari, A., Barka, A., Nalbant S., Meyer, B., Armijo, R.,

(2000), 17 Ağustos 1999 depremi sonrasında Marmara’da depremriski. Bilim ve Teknik, sayı: 389, sayfa: 54 – 58.

Main, I.G., P.G. Meredith & P.R. Sammonds (1992). Temporal variati-ons in seismic event rate and b-values from stress corrosion cons-titutive laws, Tectonophysics 211, 233-246.

Main, I.G. (1992). Damage mechanics with long-range interactions:correlation between the seismic b-value and the two point corre-lation dimension, Geophys. J. Int. 111, 531-541.

Mogi, K., 1962, Magnitude-frequency relation for elastic shocks ac-companying fractures of various materials and some related prob-lems in earthquakes, Bull. Earthquake Res. Inst. Tokyo Univ. 40,831-853.

Öncel ve Wyss (2000): The major asperities of the 1999 Mw7.4 Izmitearthquake, defined by the microseismicity of the two decadesbefore it, GJI, press.

Öncel, A.O., Wilson, T., Nishizawa, O.,2000. Size Scaling Relations inthe Active Fault Networks of Japan and their correlation withGutenberg-Richter b-Values, Revised for Journal of GeophysicalResearch, in press.

Öncel, A.O., Alptekin, Ö., 1999. Effect of aftershocks on estimation ofearthquake hazard parameters: An example from the north Ana-tolian fault zone, , Vol 19, 1-11, Natural Hazards.

Öncel ve Alptekin (1999): Marmara Bölgesi’nin Mikrodepremselliği veSismik Tehlike, Proje No: 1038/250897.15.

Öncel, A. O., Main, I., Alptekin, Ö., Cowie, P., 1996a. Spatial variati-ons of the fractal properties of seismicity in the Anatolian FaultZones, Tectonophysics 257, 189-202.

Öncel, A.O., Main, I., Alptekin, Ö., Cowie, P., 1996b. Temporal variati-ons of the fractal properties of seismicity in the North Anatolianfault zone between 31°E and 41°E, Vol.146, No.2, Pure and App-lied Geophysics.

Öncel, A.O., Alptekin, Ö., 1995. Fractal distribution and its applicationin Seismology, Jeofizik ,10, 11- 316, ISSN 0259-1472.12.

Öncel, A.O., Alptekin, Ö., Main, I., 1995.Temporal variations of thefractal properties of seismicity in the western part of the NorthAnatolian fault zone:possible artefacts due to improvements instation coverage, Vol.2,147-157, Nonlinear processes in Geophy-sics.

Turcotte, D. L, 1997, Fractals and chaos in geology and geophysics:Cambridge University Press, Cambridge, 2nd edition, 398p.

Taymaz, T., J.Jackson and D. McKenzie, 1991, Active tectonics of thenorth and central Aegean Sea, Geophys. J. Int. 106, 537-550.

Wiemer, S., and M. Wyss, 1997, Mapping the frequency-magnitudedistribution in asperities: An improved technique to calculate re-currence times?, J. Geophys. Res., 102, 15115-15128.

Ekim 2000 93

Şekil 5: MarmaraBölgesi’nde belirlenen asperite alanları.Son İzmit depre-minin yinelenmeperiyoduna ben-zer dört alan dep-remden öncederlenen ve dahasonra işlenendeprem verilerin-den belirlenmiştir.