ocak 2020 kişisel gelişim & yaşam 5 sedef sade değişen sadece rakamlar mı peki? her gün...

Kişisel Gelişim & YaşamOcak 2020

2020’ye yakışır bir başlangıç için ne yapmalıyız?

Kusursuz ebeveyn olmaya çalışırken çocuğunuzatutarsızlığı öğrettiğinizi biliyor muydunuz?

Bedeniniz size hangi mesajı veriyor?

”Atatürk bize seçme ve seçilme hakkımızı vermiş, evde mi otursaydık?” diyerek yola çıkan bir kadının başarı öyküsü

Ocak Ayında Burçlar ve Tutulmanın Burçlara Genel Etkileri

Hangi davranışlar ilişkilerimizi kolaylaştırıyor? Hangileri engelliyor?

Doğanın asıl sahibi olan hayvanları görmezden gelmeyin!

Değişime hazır mısınız? Kendinizi test edin!

2020’de hedeflerinizi belirleyin

Öğrenci Koçluğu / Kusursuz ebeveyn yoktur

Hayvanları neden korumalıyız?

Bioenerji - Bedeninden mesaj var!

Başarı öyküsü

Astroloji - Ocak ayı genel yorumlar

İlişkilerinizisağlamlaştırın

Değişimehazır mısınız?

(Sedef Sade)

(Gizem Kılıç)

(Aliye Önlen)

(Nurcan Topal)

YayıncıMor Beyaz Gelişim Koçluk Akademisi

Yayın Sahibi & Genel Yayın YönetmeniSedef Sade

Yazı İşleri Sorumlusu & Öğrenci Koçu Gizem Kılıç

Web Sayfa Sorumlusu Sezer Karadağ

Dergi Tasarım SorumlusuÜmmügül ÇİÇEK KÖSE

Aliye Önlen - Bioenerji uzmanı – [email protected]

Sedef Sade – Kuantum Yaşam Koçu/Yazar – [email protected]

Nurcan Topal – Karma/Okült/Klasik Astrolog – [email protected]

Gizem Kılıç - Öğrenci Koçu – [email protected]

KİŞİSEL GELİŞİM

& YAŞAM

w w w . m o r b e y a z a k a d e m i . c o m 5

Sedef Sade

Değişen sadece rakamlar mı peki? Her gün yenilenen

bir dünyada ihtiyaçlar, hedefler, ruhsal sorunlar, alışkanlıklar ve ikili ilişkile-re değinmek istiyorum. Hepsinden bir parça var hayatımızda. Günümüz-deki ihtiyaçlar, ihtiyaçların karşılanamaması durum-da yaşanan stres ve ardı arkası kesilmeyen ruhsal bunalımlarımız. Her geçen gün korkularımızın esiri oluyor, bu korku hallerini bütün hayatımıza yayıyo-ruz öyle değil mi? Haya-tımızı devam ettirmemiz için gereken durumdur yaşadığımız korkular. Evet, yanlış okumadınız haya-tımızı devam ettirmemiz için korkulara ihtiyacımız var. Yoksa nasıl anlaşılırdı hayatımızdaki iç huzur noktaları. Beyaz olmadan siyahı, yaz olmadan kışı

anlayamadığımız gibi, mutsuzluk olmadan mut-luluğu, özlem olmadan kavuşmayı bilemeyiz.

Korkular ileri boyutlara gittiğinde artık kaygı bo-zukluğu olur ve ruhsal has-talıklara yol açar. Gel sen yenilenen bu yılda şap-kanı önüne çıkart ve bir düşün. Mesela korkularını hayatının hangi alanlarına yayıyorsun? Önce bulman lazım ki sonra çözüme gidebilesin.

Hedef belirlemeden önce hedef belirleyip neden hedefine gideme-diğini ve seni bu yolda en-gelleyenlerin neler oldu-ğunu bulman gerekiyor.

Einstein’ın dediği gibi ‘sürekli aynı şeyi deneye-rek farklı sonuçlar aramak ahmaklıktır’ sözü tam burada devreye giriyor. Öncelikle duygularını ve korkularını değiştirmelisin

hedeflerine gitmek için. Örneğin, daha önce hedefine giden yolda hangi duyguyu taşıyor-dun zihninde? Hedefinin sonucunun ne olacağına inanıyordun? Şu an hangi duyguları hissediyorsun?

Örneğin; yeni iş yeri açan birisi “günlük 500 tl kazansam yeter” di-yerek işe girişiyorsa… Ve bu isteğin altında: ‘zaten piyasalar kötü, dükkânı döndürüp yiyeceğimi çıkartsam yeter, şu za-manda kendi işini yapmak çok zor baksana her yer kapatıyor, iflas ediyor ben şu kadar kazansam yeter’ diye düşüncelerle hedefini belirliyorsa bu kişi için iflas bayrağı çoktan çekilmiştir. İşte önemli olan hedef be-lirlerken kök inançlarımızı değiştirmektir. Bu küçücük bir hedef olsa dahi.

2020 çok önemli ener-

2020Hos geldin

jiler taşıyorken günümüz koşullarında hızlı ilerleyen teknoloji karşısında ve en önemlisi bilgelik çağında artık kendini keşfetmeli-sin. Evliliğinde/ilişkilerinde olumsuz inançların neler? Maddi konulara olan inançların neler? Hedef-lerini engelleyen olumsuz düşüncelerin neler?

Önce bunların listesini yapmanı istiyorum. Bu liste senin yol haritan olacak inan bana. Ve kendine bir daha bu inançları taşıma-man için sözler vermeni istiyorum. İnsanın vereceği en değerli söz kendisine verdiği sözdür.

Kendine verdiğin de-ğerli sözleri uygulamak ve

eski inanç kalıplarını değiş-tirerek hedeflerinin yolun-da ilerlemek senin elinde. İnanç kalıplarını değiştir-mek için başarı öykülerine odaklan. Başaranları izle, onları takip et. Unutma ki yapabilirim dediğinde de haklısın, yapamam dedi-ğinde de.

w w w . m o r b e y a z a k a d e m i . c o m w w w . m o r b e y a z a k a d e m i . c o m6 7

• Değişime olan direncini kır, teslimiyetini arttır.

• Kendine yapamayacağın konusunda hikâye uydurmayı bırak.

• Odağından başkalarının sana yaptığı haksızlıkları çıkart, odağına kendi gücünü al.

• Değerli olmayı öğren.

• Mağduru oynamayı bırak. Acılar sadece hedefine giden yolda sana basamak olacaktır, onlar için üzülmeyi bırak.

• Yaşandı ve bitti demeyi bil.

• Kendini geliştirmek için yaşam standartlarını belirle.

Karşılaşmaların hiç

biri tesadüf değildir,

tevafuktur.

Hedeflerine gerçekten ulaşmak istiyorsan,

Dergimizin 2. sayısın-da sizler için 2020 hoş geldin başlığı altında inanç sistemlerimizi nasıl değiştirebileceğimiz, hedeflerimizi nasıl belir-leyeceğimiz konusunda yol haritaları verdim. Bu teknikler ile hedeflerine ulaşan biri olarak sizlerin de bu önerileri mutlaka hayatınıza geçirmenizi tavsiye ederim.

Hedef dediğin nedir? Evden çıkıp, markete ev alışverişine gitmek bile bir hedeftir. İnsanın ihtiyaçları ve istekleri doğrultusunda hayal ettiği her şey birer hedeftir. Bir araba almak, bir ev almak, yeni bir kur-mak, kişinin evliliğindeki olumsuzlukları çözmek, iyi bir ilişki yaşamak, iç huzu-ra kavuşmak, aylık gelirin artışı vb. gibi durumların hepsi birer hedeftir.

İnanç sistemlerimizi değiştirme listemizden sonra gelelim şimdi he-deflerimizi belirlemeye. Hedef dediğimiz pozitif ifade edilir. Gerçekçi

ve nettir. Zamanı bellidir fakat buradaki önemli nokta şudur ki, illa belirle-diğimiz zamanda olacak diye bir şey yoktur. Esnek-lik ilkesini burada kullan-mamız gereklidir. Esneklik teslimiyet gücümüze ve inançlarımıza bağlıdır. 3 aylık 6 aylık ve 1 senelik olarak hedeflerinizi belir-lemelisiniz. Hazır tertemiz bir yıl gelmişken şimdiden listelerinizi hazırlamanızı öneririm. Örneğin; Mart 15 için hedef belirleye-ceğiz. Şöyle yazabilirsiniz; Kendimi daha iç huzurlu hissediyorum. Değerli olduğumun farkındayım.

Yaşam derslerimi ya-şadığım her olaydan kolaylıkla alıyorum. Her yeni güne hayallerimi gerçekleştirmek için uyanıyor ve enerjimi yükseltiyorum. Şu ara-bayı aldım. İşlerimden gelirimi şu kadar arttır-dım.

Hedefler hazır ve artık tek yapmanız

gereken hedefleriniz için gerekli enerjiyi, ge-rekli yolu bulabilmek. Unutmayın ki öğrenci hazır olduğunda hoca içeriye girecektir. Yani siz ne zaman “tamam artık hazırım.” derseniz hedeflerinize sizi ulaştır-mak için vesile olacak kişiler hayatınıza gel-meye başlayacaktır.


ve ailesi ile arasında gü-ven duygusu oluşur.

3. Olumlu Pekiştirme: Anne-babanın dikkati ve ilgisi çocuklar için önemli bir pekiştireçtir. Çocuk için takdir edilme bir ödüllen-dirmedir. Bu yüzden ço-cuğun çabaları görülmeli, kendisine geri bildirim verilmelidir. Böylece ço-cuk başarı duygusunu da tatmış olacaktır.

4. Sınırlar-Kurallar: Çocuklar bir yönden sınırsız bir özgürlük talep ediyormuş gibi görünürler ancak diğer yandan da kendilerini güvende his-sedebilmek için sınırlara, kurallara ve bunların ar-kasında güçlü ve istikrarlı bir şekilde duran ebevey-nlere ihtiyaç duyarlar. Sınırlar çocuğun güvende olduğunu hissetmesinde oldukça önemlidir. Sınırlar ve kurallar ebeveynlerin önderliğinde, mutlaka çocukla birlikte oluşturul-malıdır. Kuralların ne oldu-ğu, bu kurallara uyuldu-ğunda ve uyulmadığında

gelecek sonuçların neler olacağı önceden belirlen-meli ve bu, çocuk için net olmalıdır. Belirlenen sınır ve limitler içinde çocuk-lara seçim ve karar şansı vermek kişilik gelişimlerini olumlu yönde etkiler ve iş birliğini kolaylaştırır. Olabi-lecek her şeyin çocuk için öngörülebilir ve bilinebilir olması oldukça önemlidir.

5. Kaliteli Zaman ve Paylaşım: Çocukla geçirilen özel za-manlar ve paylaşımlar aile ile kurulan ilişki için olduk-ça önemlidir. Gün içinde sadece çocuk ile geçiri-len özel zamanların olması paylaşımların artmasını, anne-baba ve çocuk arasında sıcak, güvenli bir ilişkinin oluşmasını sağla-yacaktır. Gün içinde 20-30 dakikalık süreler bu payla-şım için yeterli olabilir. Baş başa geçireceğiniz bu süreyi kimsenin bölmeme-si, çocukla birlikte belirlen-mesi önemli etkenlerdir.

6. Uygun İfade ve Yön-lendirme:

Çocuklarla konuşurken kullandığımız kelimeler, sesimizin tonu, vurguları-mız oldukça önemlidir. Ne söylediğimiz yerine nasıl söylediğimiz daha dikkat çekicidir. Uygun ifade sağlıklı iletişimin başlangı-cı-dır. Ebeveynler sıklıkla çocukları uyarma, neyi yapıp neyi yapmamaları gerektiğini söyleme eğili-min-dedirler. Oysa yapılan uyarıların sıklığı azaldığın-da etkileri artacaktır. Ör-neğin: “Ödevlerini çabuk yap!” yerine “Akşam ye-meğine kadar ödevlerini yap sonra da beraberce keyifle yemek yiyelim.” İfadesi daha uygun ola-caktır. Aynı zamanda “... yapmazsan ...yapamaz-sın.” ifadesi yerine “...yaptığında ...yapabilirsin.” gibi cümleler daha olumlu olacaktır.

7. Önleyici Açıklamalar: Önleyici tutum, çocuğun bir davranışı yapmadan önce anne-babanın çocuğa o davranışı ne-den istemediğini ve bu davranışın kendilerinde

Sevgili Anne-Babalar;

Bu sayımızda bazı de-ğerler üzerinde duracağız. Bu değerler çocuğunuza öğreteceğiniz zaman de-ğil, henüz evlenemeye ka-rar vermeden konuşmuş olmanız gereken değerler. Politika, çevre, hoşgörü, din, vicdan, ahlak, saygı, nezaket, merhamet, rol modeller, inançlar, aile imajınız, sosyal sorumluluk vs. bunlar sizin sağlıklı bir çift olarak hayat yolunda yürümenizi sağlar önce-likle. Bu alanlarda benzer konumlara sahip değilse-niz, zaten bırakın çocuğu-nuza vermeyi, siz iki erişkin olarak doğru bir ilişki için-de değilsiniz demektir.

Elbette ki çocuk sahibi olmaya karar veren çift-ler için kurulabilecek en güzel hayal, çocuk yetiş-tirme konusunda benzer pencerelerden benzer yönlere bakıyor olmala-rı olacaktır. Ancak farklı bakış açılarının sadece bir ilişkiyi değil, bir çocu-ğu da zenginleştireceğini unutmayın. Bir ebeveynin

aksayan davranışı, di-ğer ebeveyn tarafından dengelenebilir. Çocuk aksaklıklara hoşgörü ile yaklaşılabileceğini öğre-nir. Birbirini seven, sayan, aksaklıkları hoşgörü ile karşılayan, dengeleyen ebeveynlerin çocukları hayatı daha gerçek ve doğru yaşarlar.

Anne-babalar, anlaş-mazlıklarınızda anne ve baba olduğunuzu aklı-nızdan hiç çıkartmayın. Unutmayın, önemli olan hanginizin sözünün geçtiği değil, çocuğunuz için en doğru ve sağlıklısının han-gisi olduğudur. Sizin için birkaç yöntem aktarımın-da bulunacağım. Doğru ve sağlıklı olanı seçmek de size düşen görev...

1. Kabul Gösterme: Kabul gösterme çocuğu koşulsuz, şartsız, yargı-lamadan kabul etmek-tir. Fakat çocuğun her davranışını onaylamak değildir. Çocuğun yapı-cı değişimini sağlama-da, sorununu çözmesini kolaylaştırmada daha

sağlıklı psikolojik duruma gelmesinde, öğrenmesini cesaretlendirmede kritik öge, kabul göstermedir. Çocukla ailesi arasında sağlıklı ilişki ve iletişimin başlangıcıdır. Çocuğun potansiyelini gerçekleştir-mesini sağlar.

2. Dinleme: Çocuğa kabul edildiğini göstermenin yollarından biri de dinlemedir. An-ne-babalar genellikle çocuklarını dinlediklerini düşünürler oysa çocuk konuşurken sürekli uyar-ma, hatırlatma, önerilerde bulunma, fikir yürütme gibi müdahalelerle çocuğu aslında dinlemezler. So-runu olan ve kendinden bir şey anlatmaya çalışan çocuğa uyarı, yargılama gibi müdahaleler çocu-ğun susmasına, kendisini duyulmamış gibi hissetme-sine neden olur. Bu durum çocuğun ilerideki sorunla-rını da anlatmamasına ve içine atmasına neden ola-bilir. Çocuk dinlenildiğinde önemsendiğini, kendisine değer verildiğini hisseder

Kusursuz Ebeveyn Yoktur, Denge Vardır! GizemKılıç


somut olarak neleri en-gellediğini belirtmesidir. Bu açıklamayı yaparken anne-babanın yaşadıkları duyguları da ifade etme-leri çocuğun onları anla-masını kolaylaştıracaktır. Örneğin her gördüğünü isteyen ve bunu ağlaya-rak ifade eden çocuğa “Bugün yine alışverişe çıkacağız, geçen seferki gibi her gördüğünü iste-menden hoşlanmıyorum. Gitmeden önce ne ala-cağımıza birlikte karar verelim.” diyerek önleyici bir açıklama yapabilirsiniz. Böylece olumsuz davranış-ların ortaya çıkması engel-lenecek ve çocuk olumlu davranışa yönlendirilecek-tir. Son olarak, her olum-suz davranışı önleyen ve olumlu davranışın oluşma-

sını sağlayan kesin reçete-ler yoktur. En önemli nokta kendinizi ve çocuğunuzu iyi tanımanız, ilişkilerinizi gözden geçirmeniz ve çocuğunuza kişiliği ile ilgili değil de davranışlarına yönelik geri bildirimler ver-menizdir.

Sonuç olarak, aile çocuğun ilk sosyal dene-yimlerini edindiği yerdir. Doğumdan sonraki ilk yıl-larda çocuğun çevresin-deki en yakın, en önemli ve gereksinimlerini birinci derecede karşılayan kişiler anne ve babasıdır. Anne ve baba, çocuğun çevre-siyle arasındaki önemli bir bağdır. Çocuk ilk yıllarda anne babanın yardımıyla gereksinimlerini giderir. Onlar yoluyla dış dünyayı öğrenmeye ve anlamaya

çalışır. Çocuğa yöneltilen davranış ve tutumlar, bu ilk yaşantılarında büyük önem taşır. Yine okul ön-cesi dönemde çocuğun sosyalleşmesi yönünde kendisine tanınan de-neyim fırsatlarının değeri büyüktür. Bu dönemde çocuğun, sosyal bir birey olmayı öğrenirken aynı za-manda en küçük ayrıntısı-na kadar kopya edeceği bir modele gereksinim duyduğu unutulmamalı-dır.

Doğru tutum sergilemek çocuğun özgüvenli, sosyal anlamda uyumlu, sağlıklı bağlar kurabilen bireye dönüşmesine katkıda bulunur.

Çocuk genellikle çe-kingen davranışlar sergi-liyorsa, duygusal olarak

hassas bir yapıya sahipse, uyumsuz ve saldırgan davranışlarda bulunuyor-sa, düşüncelerini ifade problemi yaşıyorsa muhte-melen çocuk olduğu gibi kabul edilmiyor, şartlı sevgi görüyor (anne-babanın is-teğini gerçekleştirdiğinde ödül olarak sevgi veriliyor), toplumsal yargılara göre davranması bekleniyor, hata yapma hakkı verilmi-yordur ve eğitimde ceza şart görülüyordur. Bu tür ailelerde otoriter bir tutum söz konusudur. Ve çocu-ğun karar verme meka-nizması gelişemez, yaşıtları ile iletişimini büyük ölçüde etkiler, gördüğü baskıcı tavrı çevresine uygulaya-caktır.

Çocuk benmerkez-ci ve asi davranışlarda bulunuyorsa, sabırsızlık gözleniyorsa, davranış ve tutumlarında bir sınır yoksa ailede izin verici bir tutum söz konusudur. Bu tutumla yaklaşan ebeveynler ço-cuğa karşı ilgili fakat kont-rolsüzdür. Çocuğa çok fazla özgürlük alanı tanır ve kontrol etmezler. Kural tanımayan bir tutumla büyüyen bir çocuk için hayata atılım süreci hayal kırıklığı ile geçecektir.

İlgisiz bir tutumla, boş-vermişlik ile hoşgörüyü karıştıran ebeveyn ile bü-yümek çocukta etrafına zarar verme isteği, iletişim yetersizliğinden dolayı ge-lişimde gecikme, anlık du-rumlarla yetinme, gelecek planlamasında bozukluk oluşabilir. Bu ihmalkar

tutumdur. Evde anne-ba-ba için çocuğun rahatsız etmediği sürece varlığı-nın önemsenmemesi, ev yaşamına ilgi duymaması, sadece şikayet için iletişim kurulması çocukta ‘ben sadece zarar verdiğimde varım’ algısını oluşturup, ilgi isterken zarar verme, saldırma yoluyla dikkat çekmeye çalışmasına sebep olacaktır. Okul çağına geldiğinde, sosyal çevresi genişlediğinde, özellikle de ergenlik döne-minde ciddi problemlere yol açabilir.

Çocuğu aşırı kontrol etmek, korumaya ça-lışmak, abartılı bir sevgi göstermek, ihtiyaçlarını kendi karşılamasına izin vermemek çocukta birey olduğu bilincinin oluş-masını engeller. Çocuk bağımsızlık duygusunu hiç tatmadığı için hayatı boyunca her işte başka-larına ihtiyaç duyacaktır, sosyal becerilerinde yaşıt-larından her zaman birkaç adım geride kalacak bu duygu da onu daha da geriye çekerek yalnızlaş-tıracaktır. İş hayatlarına atılırken girişimci yönleri çoktan köreltilmiş olduğu için ne kadar bilgi sahibi ve yetenekli olursa olsun varlık göstermekten kendi-ni çekecektir.

Anne-babanın yere, zamana ve duruma göre dengesiz davranışlar ser-gilemesi veya anne-ba-banın kendi aralarındaki

tutum farkını çocukta açıkça uygulaması çocu-ğun doğru-yanlış kavramı olmayacaktır. Anne sert davranış gösterdiğinde baba hoşgörülü davra-nırsa çocuk söylemlerinin, davranışlarının nerede na-sıl olması gerektiğine karar veremez ve hayatı boyun-ca git-gel yaşar. İç dün-yasında sürekli çatışmalar yaşar ve güven duygusu gelişmediğinden çevresi-ne de şüpheci ve denge-siz davranışlar sergiler.

İşte tam da bu yüzden anne baba olarak belir-lememiz gereken ilk kural “denge” olmalıdır…


“Doğanın Asıl Sahibi Olan HayvanlarıGörmezden Gelmeyin”

Hepimizin evinde her akşam yemek az ya da çok pişmekte.

Hepimiz bir şekilde yatağı-mızda sıcak yatmaktayız. Peki ya dışarıda kalan ve Allah’ın onlar benim dilsiz kullarımdır dediği canlılar?

Soğukta kediler 6 saat aç kalırsa, köpekler ise 17 saat aç kalırsa donarak ölürler. Zorlu kış şartları, her yerin karlar altında kal-ması nedeniyle dışarıdaki canlılar, yiyecek bulmakta zorlanırken, sıcak yata-cak yer bulmakta güçlük çekiyorlar. Ülkemizin bazı bölgelerinde kış şartları ağır ve sert geçmektedir. Her 10 evden çıkacak

birer kap yemek, kullanıl-mayan battaniyelerin ya da yorganların çatı altla-rında hayvanlara yapıla-cak yerlerle doğanın asıl sahiplerini güvence altına almayı başarırsak işte o zaman birlik ve bütünlüğü sağlayabiliriz.

Yüksek bölgelerde bulunan yerleşim yerle-rinde yiyecek ihtiyacını karşılayamayan hayvan-lar merkezlere gelmeye başlayacaktır. Bu durum da doğanın dengesinin bozulacağının altını çiz-mek isteriz.

Her bölgenin belediye yardımları bulunmakta hayvanlar için. Yaralı, ölü-

me terk edilmiş bir canlı için 153’ü arayarak destek ekiplerden yardım talep edebiliyorsunuz.

Bugün günümüzde bir-çoğumuz evimizde evcil hayvan besleyerek onların masumiyetlerini görüyoruz. “Ben bir hayvanın gözleri-ne baktığımda, orada bir vahşilik görmüyorum. Bir canlı görüyorum”

Duyarsız kalırsak, bu toplumda yok olup giden bir millet olmaya mahkûm bırakılacağımızı belirtmek isterim. Ağaçların üstlerine yapılacak kuş yuvaları, ka-pıların önlerine koyulacak yemek ve su kapları bir yaşam kurtaracaktır.


AliyeÖnlen

Bedeninden mesaj var!Bedenimiz, bize Allah’ın emanet ettiği, her şey-

den öncelikli tutmamız emredilen, ruhumuzun

yoldaşı, bedenimiz... Yaşamda varmak istediği-

miz yere giderken, benliğimizi bizimle dost etme

gayretinde olandır, düşüncelerimize aynalık

yapandır.

Bedenimiz bizimle daima ileti-şim halindedir. Yani hep konuşur hiç susmaz. Hep bir şeyleri bize fark ettirme derdindedir. İhti-yaçlarımızı fark ettirir her şeyden önce. Duygularımızı tanımamıza destek olur. Bir de zihnimizdeki-lerin dışa vurumundaki oluşları gösterir. Budur vazifesi. Kısacası çok şekilde konuşur bizimle ve biz bütün bu konuşma şekillerine “hastalık” diye adlandırarak tek kelime altında toplamışız. Oysa ağzımızdan çıkan her kelimeye, zihnimizden geçirdiğimiz her düşünceye ya da soruya, yüre-ğimizde barındırdığımız her duy-guya verdiği cevapları vardır onun. Biz görmek isteyelim yeter ki, fark edelim. Bu cevaplar ka-sılmalarla olur bazen, bazen de ağrı olur. “tutuldum”, “ halsizim” , “ağrım var”, “ dengemi kay-bettim”, “mutsuzum” gibi birçok ifadeyle aslında iç dünyamızı ve zihnimizde oluşturduklarımızı da göstermiş oluruz.

İnsan bedeninde hastalıklara neden olan duyguları ve düşün-

ce kalıplarını dönüştürmeye baş-layalım o halde. Ben bu yazım-da, kulak rahatsızlığından ve bu rahatsızlığa sebep olan duygu ve düşünce sistemimizden ve bu duygu ve düşünceleri nasıl dönüştüreceğimizi ve sağlığımızı oluşturma yollarından bahset-mek istiyorum.

Kulak, bilindiği gibi işitme organımızdır. Kulağımız iyiyi, doğruyu, güzeli işitmek ister. Peki duymak istemediğimiz şeyle-ri duymaya maruz kaldığımız zamanlar ne oluyor derseniz, kulaklarda sorunlar başlıyor.

• İç ve orta kulak iltihabı,• kulak çınlamaları,• kulak ağrıları,• meniere,• Duyma güçlüğü, sağırlıkgibi ciddi tedavi gerektiren has-talıklardan bahsediyorum.

Kulaklarımızda sorun başla-mışsa, hele ki ağrı varsa duyma-yı reddettigimiz durumları yaşa-dığımızın göstergesidir.

““

İç ve Orta Kulak İltihaplanması:Sürekli eleştirilmek, istenilmediğini sevilmediğini duymaya karşı duyulan korkudan ileri gelir.

Kulak Ağrıları:İltihaplanmayı müteakiben gerçekleşir genel olarak.

Evde kavga eden anne ve babası olan çocukların kulak hassasiyeti artar. Ağrılar baş gösterir zamanla. Sürekli azarlanan çocukların bedenleri, bir

süre sonra bu şekilde tepkiler vermeye başlar. Çeşitli ilaçlarla iltihap yok edilebilmesine rağ-men, aynı davranışlara maruz kalan çocuklarda sorun yenile-nebilmektedir. Bu da bize has-talıkların sebeplerinin tedavisinin önemini daha da iyi göstermek-tedir.

Kulak Çınlaması:Bazı düşüncelerde sabitleniriz bazı zamanlar. Çevremizden gelen uyarılar sözlerini dikkate almamakta kararlı duruşumuz, onları duymayı reddedişimiz çın-lama olarak oluşur bedenimiz-de. Duymamakta, dinlememek-te direnerek kulaklarımızın duyu sağlığını yavaş yavaş bozuyoruz.

Meniere:İç kulakta aşırı basınç nedeniyle

oluşan bir hastalık çeşididir. İç kulakta bulunan denge sıvısının, sıkışıp baskı-lanması ve görevini yerine getireme-mesi durumudur. Bu hastalık, atak sü-recinde vertigo (baş dönmesi, denge kaybı) kulak çınlaması ve en son işitme azalması şeklinde kendini gösterir.

Genel anlamda duyduklarından öfkelenme, kızgınlık duygularıdır ya da dinlemeyi duymayı reddetme halleri-dir sebebi. Bir de kendi iç sesine kulak vermekten kaçıştır, kendini dinleme-mekte inat etmektir başka bir sebebi. Oysa kişinin kendi yüreğini dinlemektir ilk görevi. Kendini sevip, kendisine ait olan her şeye değer vermektir.

Yaradanın bizden isteği de sev-mektir. Koşulsuz sevmek, hiç bir şekle sokmadan, sonrasını düşünmeden, sadece sevmek… Olanı olduğu gibi sevgiyle kabul etmek… Nedenine odaklanmadan, duymaktan dinle-mekten kaçmadan, yüreğini dinleye-rek sevmek… Yaşam bir oyunsa eğer, bu oyunun kurallarını hatırlatanlar mutlaka olacaktır. Oyunun gidişatını zaman zaman birilerinden dinlememiz oyunu mutlulukla oynayıp gülümse-yerek bitirmemize katkı sağlayacaktır. Bu durumda onları sevgiyle dinlemeyi kabul etmemiz, bizim kendi mutluluğu-muza yapacağımız en büyük katkıdır belki de.


Kars’ın Boztepe Kö-yü’nde yaşayan Zümran Ömür’ün toplumda kadınların

kendi ayakları üzerinde durması ve top-lumda daha fazla yer alması gerektiğini vurgulayarak herkese örnek bir başarı öyküsü bulunmaktadır.

46 yaşında 3 çocuk annesi ve ilkokul mezunu olan Zümran Ömür, Boztepe Çevre ve Yaşam Derneği’nin Başkanı.

Bu derneğin çalışma alanı tıbbi bitkiler üzerine. Zümran Ömür Boztepe Köyünde 650 bitki çeşitliliği olduğunu söylüyor. Bu bitkileri fark ettiğin de 2007 yılında derneği kurduğunu söylüyor.

Dernek, 15 erkek 45 kadın üyeden oluşmakta. Köylerinde yetişen 35 tür tıbbi bitkinin nasıl yetiştirilmesi gerektiğini öğ-renmişler. Bitki literatürünü iyi kavrayabil-mek içinse tam 1 sene boyunca Fransızca eğitimi almışlar. Fransızca dışında sağlık kursları, beslenme kursları almışlar.

Hindistan’dan gelen Vinot Kumar isimli bitki doktoru köylerinde misafir eden kadınlar, Doktor Vinot sayesinde köyle-rindeki endemik bitki türlerini öğrenmişler. Sonrasında bu bitkiler Türk uzman hekimler tarafından incelenmiş. Hekimler kadınları-

Odağı

mızı

bira

zcık d

eğiştirerek başarı öyküleri okumaya ne dersiniz.

BAŞARI ÖYKÜLERİ

Kaynak: CEOtudent

mıza bitkileri nasıl kurutma-ları gerektiğini öğretmişlerdir.

Tıbbi değeri olan kremler, yağlar üretmeyi öğrenmişler.

“Atatürk bize seçme ve seçilme hakkı-mızı vermiş evde mi otursaydık?” Kadınlar olarak üretime çok önem verdiğini söyleyen Zümran Ömür, “Üretmeyen toplum mahvolmaya mahkûmdur” diyor. Yaz aylarında 3-4 günlük bir programa dâhil olup, bitki türlerini, nasıl kuruttuklarını, hangisinin ne işe yaradığını dilerseniz sizlere anla-tıyor köyün kadınları ve sizi köy evlerin-de misafir ediyor. Büyük bir başarı hikâyesi olduğunu düşünmekteyim. Bir kadının çalışmasa dahi evde üretime geçmesi için o ka-dar çok fırsat varken, hala engellere takılmaya devam etmeli miyiz? Zihin engellerinden kurtulmak için harika fırsatları şimdi değerlendirmeye ne dersiniz?

Kars’ta Peynir Müzesi Açan,Güçlü Bir Kadın,Zümran Ömür

Kulak Sorunlarını Gider-

mekte Yapılması Önerilen

Olumlamalar:

• Kendimi seviyorum.• Çevremde olanları sev-giyle dinliyorum.• Çevremle uyum halin-deyim ve bu uyum duy-maktan hoşlanacağım şeyleri çoğaltıyor hayatım-da.• Geçmişte duymak ve dinlemekle ilgili zihnimde olan tüm olumsuz kayıtları iptal ediyorum.• Şu ana kadar duymam gereken her şeyi sevgiyle kabul ediyorum.• Dinlediğim ve duydu-ğum her şey tekâmül sürecinde, beni olmam gereken olgunluğa getir-mek için olduğunu kabul ediyorum ve bu şekilde zihnimi yeniden yapılandı-rıyorum.• Şu andan itibaren, ku-laklarımın bütünün hay-rına olacak bilgilere ve seslere açıyorum.• Evrendeki her sesi din-leyip duyabilecek dona-nımda yaratıldığım için mutluyum. Beni bu şekilde yaratan Allah’a şükürler olsun.• İç sesim bana verilmiş güzel bir yetenek. Bunun için Yaratanıma teşekkür ediyorum. Bunu bütünün hayrına kullanmak istiyo-rum. Şu andan itibaren, iç sesimi hayra kullanabile-ceğim yaşantıları hayatı-ma çekmeyi seçiyorum.• Geçmişten bugüne duy-mak istemediğim, Yara-tanımın bana gönderdiği

vesileleri dinlememekte direndiğim, kızdığım, duy-mayı reddettiğim her an için önce Allah’tan sonra kendimden özür diliyorum.• Duymaktan öfkelenip kendime zulüm ettiğim, doğruyu bildiklerim zanne-dip, buna sabitlenip gerisi-ni reddettiğim ve kendimi bu şekilde sınırlandırdığım her an için Yaratanımdan ve kendimden binlerce kez özür diliyorum.• Kendime yaptığım tüm haksızlıklara rağmen Yara-tanımın affına sığınıyorum.• Kendime yaptığım hak-sızlığa rağmen Kendimi affediyorum, onaylıyorum ve kabul ediyorum.• Aydınlanmam, şifalan-mam için bana vesile yol-layan Rabbime teşekkür ediyorum.• Kulaklarımda ağrıyla, çınlamayla belki denge ve işitme kaybıyla bana kendimi fark ettirdiği için kendime teşekkür ediyo-rum.• Ve yine beni yalnız bırakmayan, bana mer-hamet eden, koşulsuz sevgisiyle beni koruyan Rabbime büyük bir sevgi duyuyorum.• Kendimi olduğum gibi, her şeyimle, her halimle, her düşüncemle, her duy-gumla ve duyduklarımla seviyorum, onaylıyorum ve kabul ediyorum.

Bu olumlamaları derin nefes egzersizleriyle yapa-rak daha kısa zamanda, güzel sonuçlar elde edile-bilir.

Okuyamayacak kadar küçük çocuklar ya da bebeklerin adına, ebe-veynlerin okumasında hiç bir sakınca bulunmamak-tadır.

Okurken de tek bir düşünce içinde olunması gerekir. Yaratana tevek-kül ve tam teslimiyet… Allah’ın şifasına inana-rak, teslimiyet içerisinde okunmalıdır. Şifanın gele-ceğinden emin olunarak okunması önemli bir etken olduğu da hep hatırlan-ması gereken bir bilgidir.

Hastalıkların duygusal sebepleri ve tedavisi üze-rine, “Düşünce Gücüyle Tedavi” isimli Louise Hay’in yazarı olduğu kitapta, tüm hastalıklardan bahsedil-miş. Hastalık sebeplerine ve olumlamalara de-ğinmiş. Ben de o kitapta var olan bir olumlama ile bitirmek istiyorum bu ayki, yazımı.

Bedenimin verdiği mesajları sevgiyle kabul ediyorum.

Bir daha ki yazımda buluşmak üzere...

Allah’ın evreni donattığı sevgiyle ve sağlıkla kalın...

““

w w w . m o r b e y a z a k a d e m i . c o m18

Ocak Ayı BurçlarMerhaba Sevgili canlar;2020 yılı çok özel, zorlu ve bir o kadar mücadele ile geçecek bir yıl olacak. Öncelikle bunu belirterek başlamak iste-rim. Bol retrolu bir yıl bekliyor bizi. Retrolar yarım kalan işlerimizi, eksik yönlerimizi, düşünce şeklimizi tamamlayalım diye bize tanınan zamanlardır genel olarak. Bu yıl bir Venüs, bir Mars retrosu var ki iliş-ki kuruş şeklimizi, para kazanma yöntem-lerimizi, hareket geçiş ve eylem tarzımızı sorgulatacak olaylara gebe. Almakta geç kaldığımızı bir takım kararları canı-mızı acıtarak bize aldırtacak maalesef. Uyuyan ruhlara sert bir dokunuş yapa-cak. Sistem hata, eksiklik ve tembellik

kabul etmez. Bol bol bizi çalıştıracak canlar. Hazır olda ve kabulde olalım, yegâne tavsiyem budur. Yıllık burç yorumlarını yapmayı istemiyorum çün-kü şimdi okunup zamanla unutulacak yazılanlar. O yüzden ay ay gideceğim ki gündem taze taze önünüzde olsun. Ocak ayının en önemli hareketlerin-den biri 10 Ocakta olacak olan Ay tutulması. Yapacağım yorumların genel olduğunu unutmadan bu tutulmanın olası etkilerini aktaraca-ğım. Dip not: 2018 Temmuz ayın-da yaşadığınız, başlattığınız konu-ların sonuçları yaşanacak Ocak ayında. Sevgilerimle..

Yükselen Koç: 10 Ocakta Yengeç burcunda ay tutulmamız var. 26 Aralık-ta gerçekleşen tutulmanın konularını daha da gün yüzüne çıkaracak bir tutulmadır. 2018 Temmuz ayında kariyer hayatınızda, işinizde başlattığı-nız konuların sonuçlarını alacaksınız ya da artık yeter diyerek işten ayrılıp kendinize yeni bir rota çizeceksiniz. Aile ve iş yaşamınızda ki sorumluluk-lar artık çözülmesi gereken noktada. Yılın en güzel 1.5 ayı olacağı için almanız gereken kararları alıp harekete geçerseniz desteklenirsiniz. Aksi durumda yılın geri kalan kısımlarında yine bunlara yöneltileceksi-niz ve fakat mücadele enerjisi çalışacak Ve can sıkıcı şekilde gerçek-leşecek.16 Şubat Merkür retrosuna bırakmadan başlangıçlarınızı ve atmanız gereken adımları atın ve yapın.

Yükselen Boğa: Kendinizi tamamen yeniden yaratıyorsunuz bir süredir. Şimdiye kadar olmaz, yapamam dediğiniz şeyleri gerçek-leştirme özgüvenini içten içe hissediyorsunuz zaten. Vizyonunuz genişlemeye, hayata çok daha farklı bir perspektiften bakmaya devam edeceksiniz. Aralık tutulması ile başlattığınız ya da baş-latacağınız konular daha da belirginleşecek ve ilerlemenizi ve hayat görüşünüzü kısıtlayan yakın çevrenizle ilişkilerinizi ele ala-caksınız. Mahkemeleri olanlar sonuç alacaklar bu ay. Bazı Boğalar yerim dar diyerek uzak sulara açıl-mak isteyecek. Orijinal çıkışlarınızla herkesi şaşırtmaya devam edeceksiniz.

Yükselen İkizler: Başkalarına bel bağla-yarak hayata tutunma tavrınız zaten bir süredir sizi zorluyordu. Kendi kazançları-nızı yaratma ve bununla ilgili korkularınızı su yüzüne çıkaran bir takım olaylara maruz kalıyordunuz. Bilinçaltınızdaki tüm korkularınızın ortaya çıkarılacağı uzun bir döneme girdiniz zaten 2019 yılı itibariyle. Korkmayın; amaçlanan kendi değer-lerinizi kendiniz üretmeniz, öz saygınızı geliştirmeniz ve kimseye ihtiyaç duyma-dan ayakta kalacağınıza olan inancınızı geliştirmeniz. İlişkilerinizde biraz daha zorlanacağınız bir ay yaşayacaksınız ki kendinizi görebilin. Para kaynaklarınızda yeni gelişmeler yaşayacağınız bir tutul-ma olacak 10 Ocakta. Nafaka, miras, ortak gelirler konularında umutsuzluğa düşenler için hiç beklemedikleri sürpriz gelişmeler söz konusu.

Yükselen Yengeç: Sizler için özel za-manlar. Evli, ortaklı olan Yengeçler Aralık tutulmasında bu ilişkilere akıttıkları enerjileri sorguladıkları/ sorgulayacakları yeni durumlarla karşı karşıyalar. 10 Ocak tutulması bu konularla ilgili artık bir kara-ra varabilecekleri olayları önlerine geti-recek. Daha özgür daha farkındalıklı ya da amaç odaklı sosyal gruplar içerisinde olmak adına bir takım gelişmeler yaşa-yacaksınız. Şefkatinizi, ilginizi ve sevginizi daha çok kendinize yönelik çalıştıra-caksınız. Merkeze kendinizi koymanızı gerektirecek keyifli destekleri de aldığınız deneyimlere hazır olun.

Yükselen Aslan: Aldığınız sorumluluklar-dan yorulduğunuz ve sonu gelmeyecek bir silsilenin içine düştüğünüzü hissettiği-niz zamanlardan geçtiniz ve Aralık tutul-ması bunları daha da ortaya çıkardı ve size yeni kararlar aldırdı/aldıracak. Her şeyi kontrol edemeyeceğinizi ve sizden daha büyük bir planlayıcı olduğunu-zu öğreniyorsunuz. Kariyerinizdeki hiç beklemediğiniz hoş sürprizler size belki kontrolü elinizde hissettirebilir ve fakat 10 Ocak tutulması artık aslında çok da

böyle olmadığını size gösterecek. Şef-kat duygusunu, başkalarını gözetmeyi, inançlarınızı, değer yargılarınızı yeniden ele alacaksınız. Arkanızdan çevrilen işler önünüze serilecek. Asıl düşmanlarınızın kim olduğunu öğreneceksiniz. Belki eşi-niz, belki ortağınız?

Yükselen Başak: uzun zamandır hayat-tan pek keyif almıyorsunuz zaten daha da ne kadar sürecek bu durum? Bitti artık merak etmeyin. Aralık tutulması bunu iyice açığa çıkardı ve size insanlar içine karşımanız gerektiğini gösterdi/gös-terecek. Ocak tutulması sosyal alanınızla ilgili yeni değerlendirmeler yapmanıza neden olacak konuları önünüze getire-cek. İzole olduğunuz zamanlar boyunca keyif aldığınız gerçek şeyleri sorguladınız, yapmanız geren gerçekten nedir? in cevaplarınızı alıyorsunuz (çocuklarınız, sevgiliniz, yetenekleriniz). Sosyal bir canlı olarak kendinizi dışarıdan soyutlamayı bırakmanın zamanı geldi. Çünkü as-lında kendinizi nasıl parla-tacağınızı öğrenmiş olmalısı-nız.

w w w . m o r b e y a z a k a d e m i . c o m20

Yükselen Terazi: Aile mi? İş mi? gibi iki-lemde ve bir yığın sorunlara boğuştuğu-nuz zamanlardan geçiyorsunuz. İş de-sem ev ne olacak? Ev desem kariyer ne olacak? Bunları dengelemeye çalışırken yoruldunuz değil mi? Bir de üstüne üstelik eşinizle/ortağınızla sorun yaşıyorsunuz. Aralık tutulmasında ufaktan ufaktan size destek verenleri görmeye başladı-nız/başlayacaksınız. Hadi sen git çalış ben çocuğuna bakarım/ evi ben çekip çeviririm/ biz başımızın çaresine bakarız işine odaklan gibi gibi cümleler gelecek. Eşiyle ayrılık sürecinde olanlara maddi destekler gelecek ayrıca. Yalnız olanlara ise evlilik görünüyor ve fakat bu konuda bir takım mücadeleler söz konusu. Sevgili Teraziler kariyer hayatlarını düzenleme-leri gereken bir süreçten geçtiler. Şefkat ile mesafenin dengesini öğreniyorsunuz. 10 Ocak tutulması size kariyeri gerçekleş-tirirken ya da işinize yoğunlaşırken şefkati de nasıl ilişkilere dâhil etmeniz gerektiğini anlatacak.

Yükselen Akrep: Yakın çevrenizle, kar-deşlerinizle, her türlü iletişimle ve eğitim-lerle ilgili bol bol deneyimlerin yaşandığı zamanlardan geçiyorsunuz. Yeniden yapılandırıldığınızı artık biliyorsunuz. Evli ve evliliğinde sorun yaşayan akrepler için bu sayfayı kapama zamanı. 10 Ocak tutulması mahkemelere gideceği-

nizi gösteriyor zaten bazılarınız için. Bazı Akrepler ise evliliğine farklı bir form vere-cek ve bir de böyle deneyeyim diyecek. Ve fakat eğer kişiye katkısı olmayan bir enerjiye tutunuyorsa maalesef yıl boyun-ca olacak göksel zorlanmalar meseleyi kopartacak zaten. Bazı Akrepler yer değişikliğine gidecek. Tebdil-i mekânda ferahlık vardır diyerek adres değiştirenler olacak. Bazılarını ise hâlihazırda aldıkları eğitimin bir üst basamağına geçmek isteyecekler, vizyonları gelişecek. Tanınır-lıkları artacak. Yakın çevrelerinden onları ileri taşıyacak destekler alacaklar.

Yükselen Yay: Kendi kaynaklarınızın, kendi yeteneklerinizin ya da kendinize duyduğunuz güvenin hayat arenasında çok karşılık bulmadığını deneyimleyerek ortaklaşa işleri, projeleri ya da ortaklaşa kazançları yönetmenin ustalığını kazan-dığınız dönemlerden geçiyorsunuz. 10 Ocak tutulması size, birlikte iş yapma konusundaki becerilerinizi vurgulayacak yeni deneyimler için kendi kaynaklarınız-dan(öz kazançlar, öz değerler) vazge-çebileceğiniz konuları gösterecek. Bek-lemediğiniz sorumlulukları kendi üzerinize almanız gerekecek. Ocak ayında lütfen sağlığınıza dikkat edin zira kendinizi son derece enerjik hissedeceğiniz için “o iş bende” halleri sizi yorabilir.

Yükselen Oğlak: Aralık tutulması sizin için yeni bir dönemi işaret ediyordu. Kendinizle, yeteneklerinizle, sağlığınızla ilgili konular gündeme geldi/gelecek. Kendinize dair inanışlarınızla ilgili sınav-lardan geçiyorsunuz ve eksikliklerinizi, yetersizlik duygunuzu yapılandırıyor-dunuz. Bir süre daha bu konulara çalışmanız gerekiyor ki dediğim gibi Aralık tutulması artık yeter dediğiniz ve yeni yeni adımlara doğru ilerledi-ğiniz bir enerjiyi aktive etti. 10 Ocak tutulması yalnız kalmak zorunda değilsin, ben varım hayatında ve artık kendini merkeze koyma ve biz olalım diyen enerjiyi taşıya-cak size. Ortak işe girmek, hayatı ortaklaşmak gibi gibi konular gündeminizde. Bu konularla ilgili destekler alıyor olacaksınız.

Yükselen Kova: Kontrolünüz dışında gelişen olaylarla, beklemediğiniz kişilerin düş-manlıklarıyla, hastalıklarla ve bazılarınızın hapis tehditleriyle geçen bir zaman dilimindey-diniz. Korktuğunuz ne varsa önünüze geldi ve hayatı akışına, geldiği gibi yaşa-yan tavrınıza sert müdaha-leler yapıldı. Planlı, organi-ze ve sorumlukları almanız gerektiği tutumlara çe-kiliyorsunuz. Yapılması gereken, bitirilmesi gere-

ken, göz ardı edemeyeceğiniz konuları ele almalısınız. Sizden beklenen budur. 10 Ocak tutulmasında artık sorumlu-luklarımı kabuldeyim demeniz gereken deneyimler yaşayacaksınız. Sağlığınızla ilgili sorumsuzluğunuza son vermek ve konuyu ele almak zorunda kalacaksınız. Başkalarına hizmet edecek yetenekleri-nizi ortaya koymanız gerekecek.

Yükselen Balık: Kendi yeteneklerinize, kendi kendinizle baş başa kalarak keyif almanız ve bu konudaki potansiyelle-rinize gözünüzü çevirmeniz için sosyal platformlardan, arkadaş gruplarınızdan uzaklaştırıldığınız zamanlardan geçiyor-sunuz. Hayallerinizi şekillendirmeniz için kendi iç görünüzü kazanıp, kendi yete-neklerinizi ve bireysel kazanımlarınızı(sev-giliniz, çocuklarınız, hobileriniz) fark et-menizi sağlamaya çalışıyor sistem. Aralık tutulması ile birlikte kendi değerinizi geniş kitlelere de anlatacağınız/tanıtacağınız bir takım teşvikler aldınız/alacaksınız. 10 Ocak tutulması ile birlikte artık yola çıka-bilirim, kendime inancım tam, kazanım-larımı toplumla paylaşabilirim diyeceği-niz deneyimler yaşayacaksınız. Yolunuz açık olsun…


Peki, bu çözüm nasıl sağlanır? Gerçekten iletişim nedir? Hepimizin aklındaki asıl soru şimdilerde bu olmaya başlamışken bu sorulara yanıtlar vermeye çalışa-cağız. Gerçek bir ileti-şim, kişinin kendi algıla-rına, korkularına ya da

zihnindeki olaylara yönelik yapılarak karşı atağa geç-mek tabi ki değildir. Anlama ve paylaşım sürecinden geçer her bir iletişim. Önce kişinin kendisini tanıması daha sonra da karşısındaki kişiyi tanımasından geçer. ‘Gerçekten bu hareketi ile ne anlatmış olabilir’ diye-rek yaklaşmak yerine ‘senin bu hareketini anlayama-dım, bana anlatmak ister misin?’ ‘senin bu hareketin bana şöyle şöyle düşündürüyor, böyle düşünmek beni üzüyor, tam olarak ne istediğini bana anlatmak ister misin?’ gibi cümleler ile önce ne hissettiğinizi karşı tara-fa açık ve net olarak belirtmekte fayda var. Daha sonra onu anlamaya çalışmak ve onun yaşadıklarını anlamak için ona nazik sorular sormak ikili ilişkilerin temelini güçlendi-recektir.

İletişimi Engelleyici Unsurlar

-Ellerin kenetlenmesi, kolların kavuşturulması-Karşısındakinin yüzüne bakmadan, gözleri kaçırarak konuşmak -Karşı karşıya oturmak (rekabet belirtir) -Eleştirel ve yargılayıcı tutum sergilemek-Fikirlerde boşluk aramak-Karşıt fikirlerin vurgusu

Bu durumların yerine; İletişimi Kolaylaştırıcı Unsurlar

-Elleri açarak ve hafifçe öne eğilerek oturma-Göz teması-90 derece açı ile oturmak (işbirliği belirtir) -Anlaşılmak ihtiyacını karşılamak-Benzerliklerin dışa vurumu-Fikirleri geliştirmek-Uzlaşı ve kabul-Değişimin olağanlığını kabul

Seni anlıyorum, fakat ben de böyle düşü-nüyorum, sözlerinde haklı olabilirsin ama ben de bu bu duyguları yaşıyorum diyerek karşınızdaki kişiyle iletişimi doğru hale getirin.

Haklı ya da haksız aramak yerine çareler bulmak, ilişkilerde çözüm aramak gerekli-

dir. “Geçmişte bana bunu yapmıştın…” diye söze başladığınızda kendinizi

savaş alanına hazırlayın derim. Ka-ostan beslenmek hepimizin kök inançlarında mevcutken, iç huzur ve ilişkide birlik ve tamlık niyeti-ne girilmelidir. Nihayetinde hiç kimse huzursuz olacağı bir ilişkiyi istemez. Geçmişte yapılan bir hatayı kabul edip o günden sonra bu kişinin yanında kal-mayı tercih etmiş iseniz, sürekli de geçmişin adını anarak tabiri caizse ısıtıp ısıtıp önüne koymak hem sizi hem de karşı tarafı yo-racaktır.

Siz de ilişkilerinizde bir iletişim so-runu yaşıyor iseniz, önce kendinizi

tanıyın. Her durumu nasıl algılıyor, bilinçaltınızdan gelen hangi olumsuz

anılarla kendinizi üzüyorsunuz?

İlişkilerde İletişimin GücüToplum olarak ikili ilişkilerde ya-

şadığımız en büyük sorunumuz aslında iletişim sorunları. İletişim

kişinin algısına göre şekillenip, ce-vap olarak gelen her türlü cümle, beden dili olarak anlaşılmaktadır. Eşler arasında bir tarafın ilgi eksik-liğinden kaynaklanan durumlar-dan, algılardan dolayı partnerinin yaptığı her türlü hareketi şahsına münhasır anlaması ve zihninde bu durumu çığ gibi büyüterek ‘iletişim sorunu yaşıyoruz, eşim/sevgilim beni anlamıyor’ gibi yanılgılar-la çözüm aramaya başla-ma süreci.

w w w . m o r b e y a z a k a d e m i . c o m24 25M o r B e y a z A k a d e m i

MEYEKARARLI

DEĞİŞ-

MIYIM?

1- Para biriktirmek için harcamalarımı kısma-ya hazırım.

2- Daha fazla zama-nım, param ve ener-jimin olması için ha-yatımı sadeleştirmeye istekliyim.

3- Hedeflerime ulaş-mak için zamanımı kendimle harcama-ya, odağımı kendime yönlendirmeye kara-lıyım.

4- İnsanlarla olumlu şeyler paylaşmaya, sı-kıntılarımı ve olumsuz düşüncelerimi bırak-maya hazırım.

5- Her gün kendim için bir şeyler yapa-cağım. 6- Kendimi geliştirme sürecinde ilerlemek

istiyorum ve hayatım-daki, zihnimdeki kor-kuları yok etmek için çözüm arıyorum.

7- Her görüştüğüm kişiye dua, minnet, iltifat ya da somut bir hediye vereceğim.

8- İkili ilişkimde hırsla-rımdan uzak duracak ve koşulsuz sevgiye odaklanacağım.

9- Her sabah şükre-deceğim 10 şey bu-lacak ve uyanır uyan-maz sesli bir şekilde söyleyeceğim.

10- Hayatımın daha kaliteli olmasını sağ-lamak adına gerekli değişiklikleri yapma-ya istekliyim.

Eğer bu hazırlık cümlelerine verdiğiniz “evet” cevapları çoğunlukta ise değişime

hazırsınız demektir! Verdiğiniz cevapların çoğu “hayır” ise biraz daha zamanınız var,

acele etmeyin. Herkesin bir dönüm noktası vardır ve zamanı geldiğinde ne kadar

kaçarsak kaçalım değişim bizi bulur…

Kişisel Gelişim & YaşamOcak 2020

morbeyazkoclukakademisi /MorBeyazGelişimKoçlukAkademisi morbeyazgelisimkoclukakademisi

ocak 2020 kişisel gelişim & yaşam 5 sedef sade değişen sadece rakamlar mı peki? her gün...

Documents