İnovasyon / ar- ge / İhracat ve endÜstrİ haber dergİsİ ... · incelenmesi lazım. bir...

BAŞARI

DİNAMİKLERİ

O, Türkiye’ninBill Gates’i

DOĞA’nın kalbindeki huzur!

GTO, yeni yıldızlarıyla büyüyor

Yemek Sektörü, Aş-San Akademi ile ilkleri yaşıyor!

FİYATI: 75 KRŞ(KDV DAHİL)

27 MART 2017PAZARTESİ

YIL: 33SAYI: 9827

gazetegebze.com.trwww.gazetegebze.com.tr

0 532 451 25 11

ÜCRETSİZ EKİDİR OCAK 2018 / YIL:1 / SAYI 1

İNOVASYON / AR- GE / İHRACAT ve ENDÜSTRİ HABER DERGİSİ

GEBZE MERKEZ BURSA SUBE IZMIR SUBE ANKARA SUBE İSTANBUL SUBE TEKİRDAG SUBE ESKISEHIR SUBE BOZÜYÜK SUBE , ,. , , , , , , 0262 600 00 34 0224 254 83 57 0232 436 36 90 0312 386 00 34 0212 488 66 08 0282 725 15 61 0222 228 05 38 0546 518 75 72

www.fatihvinc.com.tr

Görsel Yönetmen Kamil UZUNMEHMET

Baskı ve Hazırlık

Grafik Tasarım Evren KIZILTAŞ

Adres Sultan Orhan Mahallesi 1113 Sok.

No 15 Gebze / KocaeliTEL: 0(262) 641 49 99FAX: 0(262) 641 46 05

E-MAİL:[email protected]@gazetegebze.com.trwww.gazetegebze.com.tr

İÇİNDEKİLER

4 - Başarı Dinamikleri

O, Türkiye’nin Bill Gates’i

Sabır, başarı ve özverinin adresi

Assan Alüminyum Geleceği

Tüketmeden Üretiyor

Enerji sektörünün genç aktörü;

DETSA ÇELİK

8

18

12 14

İmtiyaz SahibiÖzel Gebze Eğit.Mat.Gaz.Tur.

Hiz.San. Tic.Ltd.Şti. adınaYunus KAHRAMAN

Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir.

Reklamların sorumluluğu ise reklam verene aittir.

Dergide yayınlanan yazı ve resimler kaynak gösterilmek

süretiyle iktibas edebilir.

Reklam ve İçerik Kamil UZUNMEHMET

Selvi GEÇAL


27 MART 2017PAZARTESİ

YIL: 33SAYI: 9827


0 532 451 25 11

BAŞARI

DİNAMİKLERİ


DOĞA’nın kalbindeki huzur!

GTO, yeni yıldızlarıyla büyüyor

Yemek Sektörü, Aş-San Akademi ile ilkleri yaşıyor!


27 MART 2017PAZARTESİYIL: 33

SAYI: 9827


0 532 451 25 11

ÜCRETSİZ EKİDİR OCAK 2018 / YIL:1 / SAYI 1

İNOVASYON / AR- GE / İHRACAT ve ENDÜSTRİ HABER DERGİSİ

İÇİNDEKİLER

Başarı Dinamikleri - 5

Gebze Ticaret Odası

Her yerde

Yerli Markada Global çözüm;Coşkun Arıtma

Holsan’ın asırlık çınarı

Fatih Vinç kendini aştı

Bir liseden daha fazlası

DOĞA’nın kalbindeki huzur

Şekerpınar’da fark yaratıyor!

Küresel bir robot markası

Gözü hep yükseklerde

Dündar Makina

Sektör, ‘Aş-San Akademi’ ile

ilkleri yaşıyor!

24

32

44 47 48

36 38

26 30

21

Makaleler

Nail ÇİLERGebze Ticaret Odası BaşkanıSayfa 17’de

Haluk GÖRGÜNGebze Teknik Üniversitesi Rektörü

Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü

KOSGEB Kocaeli OSB Müdürü

Sayfa 29’da

Sayfa 35’de

Sayfa 41’de

ilhanAYHAN

HakanDEMİRCİ

www.detsa.com.tr

40 yıldır bitmeyen enerjimizle...

ELEKTRONIK Yüksek Mühendisi olan Tekbulut, hayırsever bir işadamı olarak son yılların ve

geleceğin gözde mesleği bilişim sektörüne yönelik bir okulu da Gebze’de eğitim ve öğretime kazandıran bir eğitim gönüllüsü. Halen 50 öğrenci ile eğitim ve öğretime başlayan Mehmet Tuğrul Tekbulut Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi için tüm imkânlarını seferber eden işadamımızla GOSB’daki teknoloji harikası üretim tesislerinde görüştük. Tekbulut’un başlı başına bir başarı hikâyesi olan öyküsünü dinledik, sektörle ilgili kendisinden bilgiler aldık. İşte o röportaj...

MUHASEBE PAKET YAZILIMLARI İLE BAŞLADIK1984 yılında Kadıköy’de, elektronikçiler çarşısı olarak da bilinen, kendisine göre de “Türkiye’nin ilk Teknoparkı” olan Yazıcıoğlu İş Hanı’ndaki küçük bir dükkânda sektöre adım attığını belirten Mehmet Tuğrul Tekbulut, “O dönemler çok zor yıllardı. Sermayemiz yoktu, sadece aklımıza ve bilgimize güvenirdik. Kimse, o yıllarda yazılımdan para kazanılacağına inanmıyordu. Yazılımın ne olduğunu bile anlatmakta güçlük çekiyor, bilgisayarın ruhudur gibi tanımlamalar yapıyorduk. Daha çok kendimizi plak, kaset sanayisine benzetmeye çalışarak anlatıyorduk. İlk 5 yılı ne yaptığımızı anlatmakla geçirdik diyebilirim.

Başlangıçta lokal pazarda orta boy ve büyük işletmelere yönelik muhasebe paket yazılımları hizmetleri vererek bu sektöre giriş yaptık. Şu anda, Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan merkezimiz haricinde, Ankara Bilkent Üniversitesi ve İzmir Urla’da bulunan İzmir İleri Teknoloji Enstitüsü teknoparkında olmak üzere 3 merkezimiz var. Toplamda 600’e yakın çalışanımızla projeler geliştiriyor ve bunu tüm dünyaya pazarlıyoruz. Geçtiğimiz yıl Romanya’nın kendi alanındaki en büyük firması TotalSoft’u bünyemize kattık. Şu anda gelirlerimizin üçte birini yurtdışından elde ediyoruz. Toplam çalışan sayımız da 1.000’e ulaştı.” dedi.

Mehmet Tuğrul Tekbulut’un Gebze’de kurduğu Logo, 33 yıldır işletmelerin katma değerini ve verimliliğini artıracak çözümler sunuyor.

33 yıl önce Kadıköy’de Yazıcıoğlu Elektronikçiler Çarşısı’nda küçük bir

dükkânda işe başlayan Mehmet Tuğrul Tekbulut’un bugün devasa bir

dünya markası haline gelen Logo Yazılım’a kadar uzanan

başarı dolu serüvenini “Başarı Dinamikleri” olarak siz değerli

okurlarımıza anlatmak istedik.



85 BİNİ AŞKIN FİRMADA YAZILIMLARIMIZ VARLogo olarak, 33 yılda gelinen noktanın bir başarı mı yoksa bir şans mı olduğu sorularına muhatap kaldığını söyleyen Tekbulut, “Şans olmadığı yaptıklarımızdan belli. Bugün ülkemizde, bilgisayar sistemlerinde yazılım ihtiyaçlarının karşılanması için hizmet veren, 45 ülkede faaliyeti olan, geniş dağıtım ağıyla 800’ü aşkın bayisi bulunan, 85 bini aşkın firmada yazılımları kullanılan bir marka haline geldik. Türkiye’de borsaya açık olan ilk bilişim firmasıyız. Romanya’dan Hindistan’a kadar birçok ülkede 800 iş ortağı ile ERP hizmetlerinden CRM’ye, tedarik zincirinden, iş zekası çözümlerine kadar birçok çözümü uçtan uca sunabilen bir şirketiz. Yazılımlarımız taklit ediliyor. Ciromuzun % 5’ini yazılım ihracatından elde ediyoruz. Ar-Ge’ye büyük önem veriyoruz. Toplam gelirlerimizin %30’u Ar-Ge yatırımlarına ayrılmakta. Gelirlerimiz son 5 yılda 6 katına çıktı ve kârlılığımız da arttı. Bu başarıyı, uyum içinde çalışan birimlerimizle, kullanıcılarımızın ihtiyaçlarını doğru tespit ederek inovatif çözümler üretmemize borçluyuz. Bu bakımdan, Logo Yazılım üretim ve inovasyon hizmetlerinin gerçekleştirilmesinde ülkemizde öncü bir yazılım firmasıdır. Kendi alanında özgün ve üretken çalışmalarıyla binlerce firmanın tercihi haline gelmiştir.” dedi.

ÜÇÜNCÜ ÇEYREKTE % 83 BÜYÜDÜK2017 yılının 9 aylık dönemine ilişkin finansal sonuçlarda tüm zamanların en yüksek büyüme oranlarından birini yakalayan Logo Yazılım’ın fatura bazındaki 9 aylık net satış gelirlerinin, bir

önceki yıla göre % 87 arttığını belirten Tekbulut, “Firmamızın üçüncü çeyrek büyüme oranı %83 seviyesinde gerçekleşti. Bu büyümeyi Türkiye pazarında gösterdiğimiz %35 büyümenin yanında Romanya’da faaliyet gösteren TotalSoft satışlarının ilk kez Logo satışlarına konsolide olmasına borçluyuz.” dedi.

BÖLGESEL BİR GÜÇ OLMAK İSTİYORUZLogo Yazılım’ın başarılı büyüme performansıyla art arda, Türkiye’nin en hızlı büyüyen 50 teknoloji firmasını belirleyen “Deloitte Teknoloji Fast 50” listesinde yer almayı başardığını söyleyen Mehmet Tuğrul Tekbulut, “Logo olarak, 2014 yılından bu yana bu listede yer alıyoruz. Biz bölgesel bir dev olma yolunda çalışıyoruz. Bölgemizdeki gelişmekte olan pazarlara hitap ederek, Türkiye’nin büyümesinden de destek alarak büyümeye sıcak bakıyoruz. Hibrit

altyapı üzerinde çalışan yeni nesil ürünlerimiz, Ar-Ge ve inovasyon stratejimizin bir parçası olarak kullanıma sunuldu. Satın alınan yeni ürünlerin geliştirilmesi ve Logo ekosistemine entegre edilmesi için, Ar-Ge yatırımlarını hızla hayata geçirdik. CRM, iş akışı, tedarik zinciri yönetimi gibi tamamlayıcı ürünlerimizin, önümüzdeki yıllarda yoğun talep göreceğine inanıyoruz.”

KOBİ’LERİMİZE DEĞER KATIYORUZ“Biz, ülkemizin başarılı büyüme modeli ile orantılı olarak ürünlerimizi o ülkelere ihraç edebileceğimizi düşünüyoruz. Bu amaçla oluşturulan hareket planında satın almalara sıcak bakıyoruz. Hem organik hem inorganik büyüyeceğiz. KOBİ’lere değer yaratacak yan hizmetler sağlıyoruz. Gerektiğinde işbirliğiyle, gerektiğinde kendimiz o hizmet ve ürünleri yaparak bu alanda güçleneceğiz. Sonra bilgi birikimi olan ama yeterince büyüyememiş yazılım evlerini bünyemize katıp dünya pazarlarına ulaştıracağız.” dedi. Türkiye’nin bir KOBİ ülkesi olduğunu, bu yüzden KOBİ’lerin büyümesine önem verdiklerini belirten Tekbulut, “Orta segment KOBİ’lerin kurumsallaşmasını bire bir gözlemledik. Biz, Logo olarak KOBİ’lerin başarısı için ne yapabiliriz, teknoloji ile onların sorunlarını nasıl çözebiliriz diye baktık. Biz çok esneğiz ve Türkiye’nin en büyük rekabet avantajının esneklik olduğunu düşünüyoruz. Bugün, Çin’le bu maliyetlerle rekabet edebilen KOBİ’lerimiz varsa, bu esneklikleri sayesindedir. Biz sadece bunu formüle ettik. KOBİ’lerimiz bu şartlarda ayakta kalabildiyse, işi biliyor diyebiliriz.


KÜÇÜK GİRİŞİMCİLERİ DESTEKLİYORUZBizim şirkette çalışan ve daha sonra ayrılanların kurduğu, çoğunluğu KOBİ olan 100’ü aşkın şirket bulunuyor. Biz onlarla çok gurur duyuyoruz ve ilişkilerimizi hep sıcak tutuyoruz. “Sizinle birlikte ne yapabiliriz?” diye sorup birlikte proje geliştiriyoruz. Artık zaman böyle bir zaman, network ekonomisi zamanı.” dedi.Logo çözümleri üzerinden yeni ürün geliştiren küçük girişimcilerin ürünlerinin Logo platformundan satıldığını, böylece şirketin kendisi kadar imkanı olmayan küçük girişimcilere de destek sağladığını belirten Tuğrul Tekbulut, firmanın birçok tedarik ihtiyaçlarını Gebze ve bölge esnafından karşılamayı şirket politikası olarak uyguladıklarını da sözlerine ekleyerek “Bu desteği çok önemsiyorum. Bir dönem destek görmemenin acısını yaşamış biri olarak bu alandaki girişimlere destek olmak için yeni modeller geliştiriyoruz.” dedi.

BİLİŞİM VADİSİ’Nİ ÇOK ÖNEMSİYORUMTuğrul Tekbulut, “Gebze Bilişim Vadisi çok güzel, stratejik bir bölge. Bir cazibe bölgesi haline gelecektir. Sabiha Gökçen Havalimanı bu stratejik konumu pekiştiriyor, metro götürülmesi de

gündemde. Körfez geçişi köprüsünün hemen yanında. İstanbul, Bursa, Sakarya’nın ortasında çok merkezi bir alan. Bilişim Vadisi’nin, bir vaka olarak incelenmesi lazım. Bir teknopark bölgesi kurulurken çalışanların orada yaşayıp yaşamayacağı incelenmeli.Gebze’nin, bu projeye ev sahipliği yapma hedefi için de, yaşam kalitesini artırması, cazibe merkezi olması lazım. İşgücünü İstanbul’dan taşıyarak Gebze’de Bilişim Vadisi’ni var edemeyiz. Bu sektörde çalışanların büyük çoğunluğu yüksekokul mezunudur ve nispeten yüksek ücret alır. Bu kesimin talep ettiği yaşam kalitesini, çevre, ulaşım, alışveriş merkezleri, nitelikli konut alanları ve kaliteli eğitim kuruluşları oluşturarak karşılamamız lazım. Bilişim Vadisi Gebze’nin kentsel dönüşümü için çok büyük bir fırsattır ancak bunun yeteri kadar farkında olunduğunu düşünmüyorum. Bu süreç Gebze’nin kalkınması açısından bulunmaz bir fırsattır. Bilişim Vadisi’nde çalışacak kişileri Gebze’de yaşatamazsak, yerel ekonomiye katkısı az olur. Osman Gazi Köprüsü’nün Bilişim Vadisi’nin hemen yanında yer alması bir avantaj olduğu gibi körfezin güneyini bir cazibe merkezi haline de getirebilir. Bu konuda güçlü bir farkındalığa acilen ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.” diye ekledi.


Doğa Çiftlik Et-Balık Restaurant Mollafenari Köyü Istanbul C. No: 35 Gebze- Kocaeli Tel 0262 727 36 68 Faks 0262 727 36 49 Gsm 0 532 674 83 69 [email protected] – www.dogaciftlik.com

Doğa Çiftlik Kır Düğün Alanı Mollafenari Köyü Istanbul C. No: 35 Gebze- Kocaeli Tel 0262 727 36 68 Faks 0262 727 36 49 Gsm 0 532 674 83 69 [email protected] – www.dogaciftlik.com

Doğa Çiftlik Şara Butik Otel Mollafenari Köyü Istanbul C. No: 35 Gebze- Kocaeli Tel 0262 727 36 68 Faks 0262 727 36 49Gsm 0 553 416 72 96 [email protected] – www.dogaciftlik.com

dogaciftlikevi dogaciftlikevi

Assan A l ü mi nyu m Geleceği Tüketmeden Üretiyor

Türkiye’nin önde gelen sanayi gruplarından Kibar Holding bünyesinde faaliyet gösteren yassı

alüminyum sektörünün lider kuruluşu Assan Alüminyum sürdürülebilirlik konusunda ciddi adımlar atıyor. Assan Alüminyum Genel Müdürü Göksal Güngör “Geleceği tüketmeden üretiy-oruz” sloganı ile öncelikle yatırımlarda dünyadaki kaynakların hızla tükendiğini göz önünde bulundurarak çevreye verdiği önemi her zaman ön planda tuttuklarını söyledi. Alüminyumun yüzde 100 geri dönüştürülebilirliği sayesinde doğası gereği çevre dostu bir ürün olduğuna dikkat çeken Göksal Güngör, “Assan Alüminyum bünyesinde hali hazırda faaliyet gösteren geri dönüşüm tesisimizde, geri dönüşümün en etkili biçimde yapılması sağlanıyor. Bunun yanı sıra 2016 senesinde bünyemize bir de yenilenebilir enerji üretim tesisi dahil ederek sürdürülebilirliği sağlamak için bir önemli adım daha atmış olduk” dedi.

AR-GE’DE İNOVATİF ÇÖZÜMLER GELİŞTİRİYORUZŞirket Türkiye’de yassı alüminyum üret-icileri arasında sürekli döküm teknolojis-inin öncüleri arasında yer alıyor. Müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmanın, markayı güçlendiren ve bağlılık yaratan en temel ilke olduğuna inandıklarını be-lirten Göksal Güngör, “2016 yılında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından tescillenen Ar-Ge merkezimiz ile tüm müşterilerimiz ve paydaşlarımız için değer yaratan inovatif çözümler geliştiriy-oruz. Yenilikçilik ilkemizden yola çıkarak, tecrübe ve uzmanlığımızı kullanarak ürün ve süreçlerimizin her boyutunda faydalı yenilikler yapıyoruz. Aynı zamanda yapılan Ar-Ge çalışmalarımızın meyvel-erini de hızla alıyoruz. Bu çalışmalarımız sonucunda, dünyada farklı üretim tekno-lojileriyle üretimi mümkün olduğu kabul edilmiş ve sürekli döküm teknolojisi ile üretiminin mümkün olmadığı düşünülen birçok ürünü üretebiliyoruz” dedi.

Türkiye’de yassı

alüminyum sektörünün

lider kuruluşu

Assan Alüminyum,

yatırımlarında

çevre duyarlılığı ile

hareket ediyor.

Assan Alüminyum

Genel Müdürü

Göksal Güngör

sürdürülebilirlik odaklı

faaliyetlerini ve

gelecek planlarını

anlattı.


GÜVENİLİR, ESNEK VE YENİLİKÇİ OLDUKDünyanın sayılı kuruluşları ile yürütülen uzun soluklu ürün geliştirme faali-yetlerinden elde edilen deneyimlerin, uluslararası kongre ve sempozyumlar-da da makale olarak sunulduğunu ve tüm dünya ile paylaşıldığını söyleyen Güngör, “Bu sayede Assan Alüminyum dünya devlerinin tedarikçi listelerinde yer almaya, Ar-Ge başarılarına yenil-erini eklemeye devam ediyor. Assan Alüminyum’un temel marka değerleri güvenilirlik, esneklik ve yenilikçilik ana başlıkları altında toplanıyor. Yenilikçilik ilkemiz gereği ürün ve süreçlerimizde sürekli inovatif çözümler üretiyoruz. Daha kaliteli ve daha verimli çıktılar elde etme amacıyla sürekli iyileştirme çalışmalarını sürdürüyoruz. Proses inovasyonları sayesinde sektöre ve müşterilerimize özel geliştirdiğimiz ürünler, müşterilerimizin nihai üretim-lerinden ve ürünlerinden daha iyi per-formans almalarına olanak sağlıyor. Bu sayede müşterilerimizin gözünde Assan Alüminyum hem hızlı değişen rekabet koşullarına göre esnek çözümler sunan, hem de uzun süreli ve güvene dayalı ilişkilere önem veren bir iş ortağı olarak konumlanıyor” dedi. ENDÜSTRİ 4.0’ I ÖNEMSİYORUZEndüstri 4.0 devriminin, Assan Alüminyumun ajandasında da önemli bir yere sahip olduğuna dikkat çeken Gök-sal Güngör, “Müşteri memnuniyetinin ve kurumsal performansın maksimize edilmesinde günümüz dünyasında dijital dönüşümün büyük rolü bulunuyor. Biz de bu konuda önemli bir yatırım yaparak tüm süreçlerimizi entegre eden ERP sistemimize geçişle ilgili önemli bir süreci tamamladık. Endüstri 4.0 sanayi devrimi Assan Alüminyum için çok önemli bir kavram. Sene başında devreye aldığımız ERP sistemimiz ile Endüstri 4.0 çalışmalarımız önem-li bir baz oluşturarak avantaj elde

edebiliyoruz. Bununla beraber süreç verimliliğimizi daha da artıracak ve paydaşlarımızın memnuniyetini daha da üst seviyelere taşıyacak. Tedarik Zinciri Optimizasyonu projemiz de 2017 se-nesinin en önemli çalışmalarından biri olacak” dedi.DİLOVASI’NDA İKİ YENİ DÖKÜM HATTI DEVREDEÖte yandan katma değeri yüksek alanlarda yatırım yapmayı hedefledikler-ini belirten Göksal Güngör, “Küresel pazarlarda söz sahibi bir oyuncu olma hedefiyle önemli kararlara imza attık. Ülkemizde pazar lideriyiz ve konu-mumuzu daha da güçlendireceğiz. Bu sene içinde döküm ve folyo üretim kapasitelerimizi artırmaya yönelik önemli yatırımlara imza attık. Yatırım-ların ilk aşaması kapsamında sene ortası itibarıyla Dilovası’nda iki yeni döküm hattımızı devreye aldık. Ayrıca yüksek hızlı ve ileri seviye otomasyon sistemli yeni folyo hadde yatırımımız da Kasım ayı itibariyle devreye alındı.” dedi.

TURQUALITY PROGRAMINA KATILAN İLK ÜRETİCİAssan Alüminyum, Avrupa’nın en önemli üreticilerinden biri olarak, her yıl birçok müşterisi tarafından yılın tedar-ikçisi unvanına layık görülüyor. 2017 yılı başında Ekonomi Bakanlığı tarafından yürütülen ve şirketlerin marka gücünü ve kurumsal altyapısını güçlendirmeyi hedefleyen Turquality programına katılan ilk yassı alüminyum üreticisi olan şirket bu program ile uluslararası arena-da da küresel marka gücünü arttırmayı hedefliyor. Bu hedefler hakkında açıklamalarda bulunan Göksal Güngör, “Daha önce de belirttiğim gibi ülkemizdeki liderliğimizi daha da kuvvetlendirerek sürdürürken, Almanya, İngiltere, Fransa, Hol-landa gibi Batı Avrupa pazarlarına önem vermeye; Kuzey Amerika’daki faaliyetlerimizi ise geliştirmeye ve büyütmeye yönelik önemli adımlar atmaya devam edeceğiz” dedi.


Enerji sektörününgenç aktörü;

Küçük bir aile şirketini alıp, bugün enerji sektörünün en önemli aktörlerinden biri haline getirin Detsa Çelik Konstrüksiyon ve Karasör San ve Dış Ticaret

Ltd.Şti, bugün İMES OSB ve Köseler OSB’de iki ayrı fabrikasında100’ün üzerinde istihdamı ile fark yaratıyor.

FIRMA yönetim kurulu başkanı, genç işadamlarımızdan Serhat Öz’e Detsa’yı , üretimlerini,

ihracatı ve sektörün durumunu sorduk. İşte Öz’ün çarpıcı cevapları ve söyleşisi;

Detsa’yı okurlarımıza tanıtırmısınız? Üretimleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Enerji sektörüne küçük bir aile şirketi olarak ilk adımını 1977 yılında merhum Ragıp YILMAZ ile atan Detsa Trafo, geçmişten günümüze gerçekleştirdiği yatırımlarla bir-likte istikrarlı biçimde büyümesini sürdürmektedir. Öyle ki, metal işleme ve montaj konusunda uzman-laşan kadromuz, uzun yıllardan beri piyasanın önde gelen Transformatör

üreticilerince tercih edilen bir firma haline gelmiştir.Büyüme sürecinde ilk dönemlerde imalatını yaptığımız teknoloji yoğun olmayan konstrüksiyon ürünlerinin yerini son yıllarda, son teknoloji test

ve kalibrasyon kontrollerine tabi, çok hassas imalat prosedürlerinden geçen ve Transformatör sektörünün önemli bir tamamlayıcı üretim aşamasını teşkil eden trafo kazan ve aksesuarları almıştır.

ÇELİKDETSA


Sektördeki yerinizi anlatır mısınız?Enerji sektörü ya da metal sektöründe mi yer alıyorsunuz? Uzun yıllar boyunca metal konstrüksiyon taleplerini karşıladığımız Enerji sek-törüyle aynı dili konuşabiliyor olmanın verdiği güven ile bu sektörün ihtiyaç duyduğu kalite ve nitelikte ürettiğimiz metal komponentlerin imalatında, ham metallerin ön işlemlerinden başlayarak, talaşlı imalat, montaj, kaynak, kumlama, boyama, demontaj ve yeniden montaj aşamaları için ayrı üretim hatlarında, sektörümüz ortalamasının üzerinde kapasitelerle hizmet vermekteyiz. Tüm dünyada her geçen gün yenilenen üretim teknolojisi ile çok dinamik bir yapıya sahip olan enerji sektörünü, eş zamanlı gelişim hamleleri ile takip ederek ihtiyaçlarına cevap vermekteyiz. Öyle ki, 2014 yılından bu yana firmamız bünyesinde faaliyetlerini sürdürmekte olan AR-GE birimimiz, MARKA, TÜBİ-TAK ve KOSGEB işbirlikleri ve uzman kadrosunun desteği ile metal işleme al-anında kaynak takibi, hassas torna, CNC programlama gibi alanlarda firmamız imalat süreçlerine çok ciddi katkılarda bulunmuştur.Oldukça yüksek oranda know-how gerektiren üretim sürecinde yakaladığımız kalite; teknik ve yönetim kadromuzun uzun dönemler boyunca yürüttükleri özverili çalışmalar ve takdire şayan fedakârlıkları neticesinde bu sevi-yeleri yakalayabilmiştir. Tedarik sürecin-den sevk sürecine kadar taviz vermeden uyguladığımız kalite süreçlerimiz her türlü trafo kazan ve komponentlerinin imalatında firmamızın rekabet üstün-lüğünü ortaya çıkarmaktadır.

İstihdam durumunuzu anlatırmısınız? Üretim tesislerinizde kaç kişi

çalışıyor? Farklı sektörlere yönelmeyi düşünüyormusunuz? Şu an 2 fabrikamız ve bir de yeni açmış olduğumuz atölyemiz mevcut. DETSA ailesi olarak, firma ortaklarımız, yönet-icilerimiz, çalışanlarımız ve müşterile-rimizle kurduğumuz sıcak ve samimi ilişkilerimizin, profesyonel bakış açısıyla birleşmesi suretiyle elde ettiğimiz sinerjiyi, 100 den fazla kişinin istih-dam edildiği, yaklaşık 6.000 m2 kapalı alanda üretim yapan, yıllık 25.000.000 TL satış cirosuna ulaşan, gerekli tüm ISO Kalite Belgelerine sahip DETSA Trafo’nun bugünlere gelmesinde değerlendirmiş bulunmaktayız.İmalat potansiyelimiz sayesinde özel ve nitelikli imalat prosedürleri gerektiren Enerji sektörüne hitap etmekteyiz. Bunun

yanında, makine imalatçısı firmaların ihtiyaçlarına cevap vermekteyiz. Enerji sektörüne ilave olarak son dönemlerde piyasadaki ihtiyaç doğrultusunda Ulaşım Sektöründe yer alan öncü firmalarla görüşmelerimiz devam etmektedir.

Firmanızın sektöründeki ilkleri nelerdir?İmalatını gerçekleştirdiğimiz ürünler sipariş usulü olduğundan bu alanda ilklerden bahsedemeyeceğiz. Ancak, AR-GE birimimizin TUBİTAK desteği ile geliştirme aşamasını tamamlamak üzere oldukları bir çok hassas özelliğe sahip Lazer CNC makinesini yakında tescil edip üretime almayı planlamak-tayız. Bu alanda yerli üretim olarak bir ilki gerçekleştirmek istiyoruz.


2017 Yılını firmanız açısından değerlendirebilir misiniz? Hedeflediğiniz yerdemisiniz?2017 yılı, malumunuz olduğu üzere 2016 yılında yaşanan olumsuzluklar nedeni ile kötümser beklentilerle yola çıktığımız bir yıl oldu. Ancak, işinizi doğru ve zamanında yapıyor olmanın verdiği güvenle, ciromuzda %20 sevi-yesinde bir artış ile 2017 yılının nered-eyse üçüncü çeyreğini geride bıraktık. Temkinli adımlarla gelecek çeyrekleri karşılamayı sürdürüyoruz.2017 yılının kalanı için olumlu beklentilerimizi ko-ruyoruz. Hammadde alanında yaşanan yukarı maliyet hareketliliğinin yılın geriye kalan dönemlerinde bir nebze olsun gerileyeceğini beklemekteyiz. Sadece hammadde maliyeti alanında bir iyileşme değil aynı zamanda sektörün genelinde de büyüme bekliyoruz. Bu nedenle adımlarımızı hep ileri doğru at-maya devam ediyoruz. İstihdam sefer-berliğine katkı mahiyetinde işe alım-larımızı da bu güne kadar sürdürdük. Personel yapımızı sürekli eğitim ve kurumsal yönetim ile geliştirmeye devam ediyor ve kariyer hedefi bulunan personeller için oluşturduğumuz uygun ortamımızı bu sayede her geçen gün daha iyiye doğru geliştiriyoruz.

Sektörünüzdeki rekabet ve karlılığı değerlendirir misiniz? Sektörünüzde ve piyasalarda gözlemlediğiniz temel sorunlar nelerdir?Faaliyette bulunduğumuz sektör ken-dine has özellikleri bulunan bir rekabet ortamına sahip. Nitelikli teknik eleman ve yönetim kadrosu ve yine firma imalat kültüründe kendini bulan know-how birikimi bu sektördeki en önemli

rekabet avantajlarını teşkil etmektedir. Bizim sektörümüzde, müşterilerimiz için de rakiplerimiz için de fiyat avan-tajı hep ikinci sırada rekabet unsuru olmuştur. Sektörde yukarıda belirttiğim rekabet unsurlarından da anlaşılabi-leceği gibi en önemli sorunların başında nitelikli teknik eleman ve yöneticilerin temini gelmektedir. Firmamız kendi

bünyesinde oluşturduğu iş başı eğitim ve yetiştirme süreçlerini özveriyle sürdürerek bu sorunları minimize etm-eye çalışmaktadır. Ayrıca, hammadde fiyatlarında son dönemde yaşadığımız dış piyasa kaynaklı hareketlilik fiyatlama-larımızın efektifliğini olumsuz yönde etkilemektedir.


ENDÜSTRİ 4.0’IN YANSIMALARI

BUHAR gücüyle çalışan mekanik sistemlerin kullanımı ile başlayan

endüstri devrimi, elektriğin icadı, elektronikleşme ve bilgi teknolojilerinin endüstriye entegrasyonu ile günümüzdeki halini almıştır. Endüstri, hızla gelişen te-knoloji olanakları sayesinde şimdilerde yeni bir sanayi devrimi olan Sanayi 4.0’ın başlangıcındadır. Endüstri 4.0 sayesinde akıllı fabrika-larda, nesnelerin birbirleri-yle ve insanlarla iletişime geçmesi sağlanarak, üre-timde insan emeğinin en aza indirilmesi, bu yolla üretimdeki hataların or-tadan kaldırılması, özel ürün yapabilme imkânının elde edilmesi ve üretimin hızlandırılması amaçlanmaktadır. Endüstri 4.0’ın an-lamı insandan arındırılmış bir fabrika değil, daha çok

bilgi teknolojileri kabili-yetlerinin kullanımıyla insan odaklı, bütün paydaşlara katma değeri yüksek orga-nizasyonlar oluşturmaktır. Endüstri 4.0 ile üretim or-tamlarımızı daha akıllı hale getirecek, karmaşık ürünleri daha kısa sürelerde ve en yüksek kalitede üretmemiz hedeflenmektedir. Değişen dinamiklere uyum sağlamak ve ayakta kalmak için Türk sanayicisi ve üreticisinin bu gelişmel-eri bir an önce yakalaması ve geç olmadan, bugün adım atması gerekiyor. Çünkü geleceğin lider firma-ları, zamanı doğru değer-lendiren firmalar olacaktır. Yani çok yakın bir gelece-kte işletmeler, akıllı sistem-lerin hep birlikte ahenkle çalışmasını sağlayacak yazılım uzmanlarından oluşan bir ekipten ibaret olacaktır. Özellikle Alman-ya, ABD, Çin gibi büyük ekonomi ve sanayiye sa-hip devletlerin bulunduğu coğrafyalarda yer alan büyük üreticilerin yaptığı yatırımlar düşünüldüğünde, Türk sanayicileri bu devrimi, ancak ellerindeki bütün kaynakları ve imkanları zorlayıp, teknolojiye gerekli yatırımı yaparak yakalama şansına sahiptir. Belirsiz bir yolda kaybolmak yerine, adımları doğru belirleyip doğru zamanda atmak, rekabette de firmaları bir adım öne taşıyacaktır. Kısaca “akıllı dijital fabrikalar” olarak özetleyebileceğimiz bu yeni yapı, fiziksel üretim ile dijital çözümleri birleştirmeyi hedeflemektedir. Örnek vermek gerekirse, araştır-

malara göre, önümüzdeki 10 yıl içerisinde 5 trilyonu geçmesi beklenen dünya otomotiv pazarının yaklaşık %30’unun dijital üretimle gerçekleşmesi planlanıyor. Türkiye’nin bu pazardaki gücünü arttırarak sürdürme-si, Endüstri 4.0’ın altını çizdiği teknolojik gelişmel-eri yakından takip etmesi ve tasarımdan üretime tüm aşamalara dâhil etmesine bağlıdır. Bizim ülke olarak görevimiz Endüstri 4.0’ı devlet politikası haline getirerek, firmaların yetişmiş insan gücü, olgunlaşmış teknoloji altyapılarına ve teknolojileri kullanan servis ve uygulama firmalarına ulaşımını kolaylaştırmaktır. Endüstri 4.0’ı sadece teknolojik bir devrim olarak görmemekte fayda vardır. Bu değişim, sağlık-tan eğitime, ekonomiden sanata bütün alanların dönüşümünü de zorunlukılmaktadır. Bu devrime uyum sağlayacak ya da yön verecek bireylerin ve kurumların gelişiminin düşünülmesi ve planlanması ise hayati bir konudur. Herkes için sadece bilmenin yetmeyeceği, düşünmenin zorunlu hale geleceği bu döneme en hazır bölgelerden biri olan Gebze’nin ve bölgemizin Endüstri 4.0 devriminde de “öncü” olacağı düşüncesi-yle, tüm dinamikleri, potan-siyeli, vermli insan kaynağı ile ülkemiz sanayisinin, üre-tim çevrelerinin artık zorun-lu hale gelen bu değişime uyum sağlama zorunluluğu, üzerinde durmamız gereken en temel konudur.


30 yıl önce Gebze Köşklüçeşme’de boya sektörünün ilk yerli firmalarından birini açan Kartallar Boya’ya konuk olduk.

Firmanın ortaklarından ve bugünlere gelmesinde büyük katkısı olan , görevlerini yeni kuşaklara teslim

etmek için hazırlık yapan sanayici İhsan Kartal, boya sektöründe zor dönem-lerden çıkıp bugünlere kadar uzanan Kartallar Boya’nın serüvenini Başarı Dinamikleri’ne anlattı. Samimi , içten ve dobra bir söyleşi oldu. İşte İhsan Kartal’ın ağzından Kartallar Boya’nın hikayesi.

Kartallar Boya Nasıl Kuruldu ? O dönemlerden bugünlere nasıl geldi ? Kısaca anlatır mısınız ?1975 yılında İstanbul’da inşaat ve taahhüt işleri ile başladık iş hayatımı-za. 1979 yılında yapmış olduğumuz binanın tüm boyalarını üreterek boya sanayisine geçiş yaptık. 1979-1986 yılları arasında İstanbul Güngören’de faaliyet gösterdik. 1986 yılında şu an

hala bulunduğumuz Gebze tesislerim-izin kurulumunu gerçekleştirdik. O günden beri aynı yerde , bu tesisi ilk kurduğumuz gün ki heyecan ve azimle hizmet vermekteyiz. Azimle diyorum çünkü o günlerden bugünlere gelmek o kadar kolay değildi. Sektöre adım attığımızda ülkenin durumu ve şartları göz önüne alınırsa nasıl sıkıntılı süreçle-rden geçtiğimiz daha kolay anlaşılır. Fikrimiz ve vizyonumuz her zaman büyümek üzerine olmuştur. Bunu çok büyük adımlar atarak değil küçükte olsa sağlam adımlar atarak , ürünlerimize güvenerek ve arkasında durarak , daha iyisini nasıl yapabiliriz düşüncesiyle bugünlere kadar geldik. İsteğimiz bi-zden sonraki kuşaklarında aynı hassasi-yet çerçevesinde ilerlemesi. Hedefimiz büyümek , kalıcı ve sağlam bir firma olmak bunun için kazandığımızın çoğunu yine işimize yatırıyoruz. İşimizle

ilgili daha ne yapabiliriz derdindeyiz. 4.000 m2 alan üzerinde kurulu işlet-memizin 1.200 m2 si kapalı alandır. Bugün sektörde öncü olan büyük firmaların adeta bir küçük numunesi ve prototipi gibiyiz. Kendi ölçümüz nispetinde ürünlerimizin kalitesinden ve müşteri memnuniyeti odaklı çalışma düşüncemizden vazgeçmeden ilerliy-oruz. Gebze tesisimizi kurduktan sonra sektördeki büyük firmalara fason işler yapıyorduk daha sonra tamamen kendi markamız ve adımızla üretime devam etme kararı aldık. 1998 yılında üreti-mini yaptığımız tüm ürünlerle ilgili TSE belgelerini aldık, 2001 yılından itibaren de ISO 9001 :2000 ( güncel versiyon ISO 9001 :2008) kalite yönetim sistemi gereksinimlerini karşılayarak müşteri memnuniyetine verdiğimiz yüksek önemi belgelendirdik.

Sabır, başarı ve özverinin adresi;

KARTALLAR BOYA


Gebze’de olmaktan memnun musunuz ? Kartallar olarak başka hangi sektörlerde faaliyet gösteri-yorsunuz ? işinizi yaparken ne gibi engellerle karşılaşıyorsunuz ? Gebze’de olmaktan memnunuz , 30 yılı aşkın süredir buradayız ve kendimizi artık buralı hissediyoruz. Evimiz , işimiz hatta mezar yerlerim-iz bile burada. Gebze sürekli gelişiyor ve büyüyor bu gelişime ayak uydur-maya çalışıyoruz. Isıtma, soğutma, doğalgaz ve mekanik tesisatlar üzerine faaliyet gösteren bir firmamız daha mev-cut.1996 yılından beri Doğalgaz sektöründe malzeme satışı , taahhüt işleri , proje bazlı işler yapıyoruz. Bunun yanı sıra bazı markaların bayiliğini de yapmaktayız. Yasal ya da bürokratik engeller olmuyor değil ancak çok büyük sıkıntılar yaşamıyoruz. Kurallar ve kanunlar hepimizin iyiliği için. Sektör olarak kimya sektöründeyiz , sektörün hem mali ( ötv vb) hem de çevresel yükümlülükleri diğer sektörlere göre daha ağır. Biz elim-izden geldiğince ve kanunlara uygun şekilde hareket etmeye çalışıyoruz. İleride çıkabilecek sorunlara şimdiden tedbirler almaya çalışıyoruz. Ama her şey bizim istediğimiz gibi olmuyor. Mesela şu an işletmemizin bulunduğu alan giderek ticari konut alanı olarak yapılaşıyor. Biz bu durumu daha önce fark edip Gebze’nin köylerinde OSB’lere yakın yerlerde araziler aldık. İşletmemizi oraya taşıma düşüncemiz vardı ancak bizim araz-imizin olduğu alanın sağı solu sanayi alanı ilan edilirken bizim arazilerimiz ne sanayi bölgesi ne de konut bölgesi ilan edildi. Bazı keyfi uygulamalar var sanki ama sonuç olarak kanunlara saygılı kanunun hükmettiğini tanıyan bir aileyiz. Hakkımızı hukuki olarak arıyoruz bu da burada ince bir sitem olarak dursun madem samimi ve içten bir sohbet.

Pazarda durumunuz nedir ? iş yapacağınız firmaları nasıl buluyorsunuz ? Kartallar boya’nın bundan sonraki hedefleri nelerdir ? Kurulduğumuz gün de bugün de hep şuna inandık, siz kaliteli bir ürün üretip bunu sunarsanız sizi gelip mutlaka bulurlar. Kalitemizi duyup gelip bulanlar var ama bu şu demek değil biz iyi bir ürün yaptık gelin bizi bulun çünkü artık böyle bir piyasa or-tamı yok . bizde gidiyoruz teklifler ,

numuneler getiriyoruz. Siparişlerimizi arttırmak için pazarda araştırmalar yapıyoruz. İnternet artık hepimizin hayatının bir parçası bu alanda yer almaya ve bilinirliğimizi arttırmaya çalışıyoruz. Pazardaki durumumuz firmamızın ölçeği durumunda uygun ama neden daha fazlası olmasın diyoruz çünkü yola çıkarken hedefimiz büyümek ve kalıcı olmak. Piyasanın , ticari ortamın durumuna göre konum alıyoruz sağlam ve itidalli gitmeye çalışıyoruz. Kredibilitemizi yüksek tutmanın yolu sağlam yürümek , sağlam adımlar atamazsan düşersin ve kimse niye düştün demez maalesef ticaretin böylede bir yüzü var.

Çalıştığınız alanlar hangileridir ? son dönemde ticaret odasının ihra-cat eğitimlerinden de yararlandınız bunun bir artısı oldu mu ? Kartallar boya olarak ; dekoratif boy-alar, deniz boyaları, sanayi boyaları , yol çizgi boyaları , su bazlı endüstri-yel boyalar daha toplu söyleyecek olursak su ve solvent bazlı tüm boya gruplarını ve incelticilerini üreti-yoruz. Bu boyalara ihtiyaç duyan herkes bizim çalışma alanımıza giriyor ama ağırlıklı olarak gemi sanayi , çelik konstrüksiyon işleri yapan firmalar

, daimi boya kullanan firmalar daha çok çalıştığımız gruplar.Söylediğimiz gibi aile şirketiyiz ve şu an birinci kuşaktan ziyade ikinci kuşak daha aktif şirket içinde, bizler artık onlara tecrübe ve birikimlerim-izi aktaran misafirler konumundayız. 2010 yılından beri ufak çaplı ihracat-larımız oluyor. Her firma gibi ihracatı bizi büyütecek ve hedefimize ulaştıracak yol olarak görüyoruz. Bu minval üzere ihracatla ilgili her bilgiye her tecrübeye açığız. Gebze Ticaret Odası’nın son dönem verdiği eğitimlerden faydalandık. Bu eğitim-ler şirket olarak, çalışanlar olarak ufkumuzu açtı. Bu eğitimler sonrası Ukrayna’da bir firma ile çalışma-

ya başladık. Bu eğitimler neticesi yaptığımız ihracatlardan sonra ticaret bakanlığı bünyesinde “Gebze’de ihracatın yükselen yıldızları” arasına girerek ödül almaya hak kazandık. Bu ödül bizim için yeni ihracatlar noktasında teşvik oldu. Firma olarak kurulduğumuz günden beri kredi kul-lanmadık, kendi sermayemizle ilerle-meye çalışıyoruz. Yaptığımız ihracat miktarınca kendimizi büyütüyoruz. Hem ülkemize hem kendimize faydası dokunacak şekilde ihracatlara devam etme düşüncesindeyiz.


Sektörü değerlendirir misiniz ? Rekabet iyice zorlaştı, nasıl ayakta kalıyorsunuz ?Kimya ve boya sektöründe rekabet her zaman zordu. Bunun en büyük nedeni ise rakiplerin çokluğu, farklı fiyat politikaları.Biz aile şirketiyiz, ayakta kalmamızın en önemli etkenlerinden biri bu .İdari kısımda çalışanların çoğu aileden, teknik ekipler ise uzun yıllardır bizimle ve onları da ailemizin bir parçası olarak görüyoruz. Herkes işine sahip çıkıyor ve özverili çalışıyor.Kurulduğumuz günden beri kendi sermayemiz dışında kaynak kullan-mıyoruz. Ticari borçlarımız dışında kredi borçlarımız yok. Bu da rekabet konusunda elimizi güçlendiriyor. Pi-yasa çok acımasız, eski ticaret kültürü, yardımlaşma, birbirini destekleme şim-diler de ne yazık ki yok. Herkes en çok

ben kazanayım sadece ben kazanayım derdinde. Biz hazmederek ilerlemeyi tercih ediyoruz. etrafımızda olanlardan dersler çıkarıyoruz. Fazla açılmadan sağlam adımlarla ilerlemeye çalışıyoruz.

Köklü bir firmasınız. Üretim kapasiteniz nedir ? Yabancı firmalardan birleşme teklifleri geliyor mu ? İhracat ve Ar-Ge çalışmalarınızdan bahseder misiniz ? Biz siparişe göre üretim yapan bir firmayız. Yıllık 1.500 ton civarında değişim gösteriyor. Genelde varil ya da büyük kovalarla üretim yapıyoruz. Küçük ambalaj ve paketleme işine girmiyoruz. Bu bizim gibi firmalar için büyük maliyet gerektirir. Bu tarz mali-yetlerden kaçınıyoruz. Yabancı firmalar sektörümüzde var. Birleşme teklifi yok ama satın alma talepleri oluyor. Bu konuda tavrımız net , böyle taleplere

kesinlikle karşıyız. Kendi yağımızla kavrulan , banka kredilerine uzak duran kendi öz sermayesi ile çalışan bir fir-mayız. Teşvik , hibe gibi desteklere baş-vuruyoruz. Ar-Ge konusunda çalışma-larımız var. Kendi üretmiş olduğumuz bir ürün ya da piyasada bulunan bir ürünü daha nasıl iyiye götürürüz şeklinde çalışmalarımız oluyor. Yurt dışında renk yapımı ile ilgili bir makine ile ilgileniyoruz. Bunu bünyemize katmak için KOSGEB aracılığıyla çalışmalar yapıyoruz.

Kartallar Boya’nın geldiği nokta yeterli midir ? İşleri ikinci kuşağa devrediyorsunuz. Bunu biraz anlatır mısınız ?Gelinen hiçbir nokta yeterli değildir. Zaten yeterlidir dediğiniz zaman kendi ayağınıza sıkarsınız. Bu sektör her zaman yeniliğe ve gelişime aç , hedefi büyümek olan bir firmanın tamam bu kadar yeter demesi de uygun değil. Biz sürekli ilerlemek ve kendimizi geliştirmek için uğraşıyoruz. Ancak bunu yaparken piyasa şartlarını göz önünde bulundurmanız lazım. Bir sele kapılıp boğulmak istemiyoruz. Daha önce de belirttiğim gibi temkinli adım-larla ilerliyoruz. Birinci kuşak olarak sıfırdan kurduğumuz ve tırnaklarımıza kazıya kazıya bu günlere getirdiğimiz bir firmamız var. Kartallar olarak piyasada bir adı, kredisi ve marka değeri var. İkinci kuşağında bunu daha ileriye götürmesini ve mevcut mantali-temizde ilerlemelerini istiyoruz. İkinci kuşaktan gördüğümüz şimdilik bu yolda yürüdükleri ve umarım böyle devam ederler. Biz bayrağı bu şekilde teslim edelim de gerisi onlara kalsın. Allah kolaylık versin.

1948 yılında Rize İyidere’de doğdum. İlk, orta ve lise tahsilimi memleketimde

tamamladım. 1973 yılında makine mühendisi oldum. O yıldan beri mesleğimle ilgi çalışıyorum. 1985 yılında Kartallar Boya’yı kurduk ve hala devam ediyoruz. Evliyim ve 4 çocuk babasıyım.

İhsan Kartal kimdir?


Gebze Ticaret Odasıher yerde!

Katma değer yaratan projeleriyle sürekli gündem oluşturan Gebze Ticaret Odası, bölgesini ulusal ve uluslararası alanlarda hak ettiği yere

taşıma ilkesiyle çalışmalarına son hızla devam ediyor.

KATILDIĞI uluslararası et-kinlikler ve yürüttüğü ihracat projesiyle uluslararası pazara

açılmak isteyen KOBİ’leri ve işletmel-eri destekleyen Gebze Ticaret Odası , imza attığı “Kardeş Oda” protokolleri-yle üyelerinin yeni iş hacimleri oluştur-malarına imkan sağlıyor.KOBİ’lere Nefes Kredisi ile üyel-erine nefes aldıran Gebze Ticaret Odası, KOSGEB işbirliğiyle yürüttüğü Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri ile bölgesine yeni girişimciler kazandırıl-masına öncülük ediyor. Bölge sanayisi ve ticaretini destekleyen çalışmalarıy-la Gebze Ticaret Odası, üyelerinin nitelikli ara eleman ihtiyacına yönelik eğitim projelerine de imza atıyor.HANNOVER MESSE’YE ÇIKARTMA YAPTIKHer fırsatta Gebze’nin üniversite-sanayi işbirliğinde öncü, Sanayi 4.0’a

koşan bir bölge olduğunu belirten Gebze Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nail Çiler, “Biz artık koşma-ya başladık. Koşarken de toplumun mutlu olmasını isteyen bir ‘Oda’yız” diyor. NAİL ÇİLER, yürüttükleri uluslararası faaliyetlerden söz etti. GTO, Nisan ayında Almanya’nın Hannover kentinde her yıl düzen-lenen ve dünyanın en önemli ve büyük fuarlarından birisi olarak gösterilen Hannover Sanayi ve Endüstri Fuarı’na katıldı. Özellikle makine teknolojileri, endüstriyel otomasyon, çevre ve enerji tekno-lojileri konusunda yeni teknolojilerin sergilendiği, firmalar arası işbirliği ve yatırım görüşmelerinin yapıldığı dünyanın önde gelen fuarların-dan Hannover Sanayi ve Endüstri Fuarı’nda, stant açan Gebze Ticaret Odası’nın standı fuarı ziyaret eden

çok sayıda ziyaretçi tarafından ilgi ile takip edildi. Çiler fuarla ilgili şunları söyledi; “Türkiye’den 185 firma olmak üzere toplam 6665 firma katıldı. 2008 yılından bu yana, her yıl farklı biçimde fuara katılıyoruz. Geçen yıl Meclis ve Meslek Komiteleri Üyelerimizle, bir önceki yıl ise bölgemizdeki Organize Sanayi Bölgesi (OSB) temsilcileri ve üyelerimizle katıldığımız fuara, bu yıl Kocaeli Vali Yardımcısı, Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü, Gebze’deki OSB’lerin Yönetim Kurulu Başkanları ve temsilcileri, Üyelerimiz, GOSB Teknopark Genel Müdürü, Marmara Teknokent (TÜBİTAK Martek) Genel Müdürü’nün de yer aldığı bir heyetle katılarak, OSB’lerimizin ve bölgemizin turizminin tanıtılması için çalıştık.


İLLE DE BİLİŞİM VADİSİGebze’de GTO üyesi 80 civarında Alman firması bulunuyor. Bu nedenle Almanya’daki yatırımcılar ve STK’lar ile görüşmeler yaptık. Türk Alman Ticaret Odaları ve Hamburg Ticaret Odası yetkilileri ile görüştük. Toplamda 60 metrekare alan ile katılım sağladığımız fuarda, 30 metrekarelik alanda da Bilişim Vadisi’nin tanıtımını yaptık. Kiosklarımızdan yüzlerce mail gönder-ilirken, standımızı ziyaret eden binlerce kişi, 16.500’ün üzerinde üyemizin firma bilgilerine saniyeler içinde ulaşılabilen kiosklarımız sayesinde aradıkları firma detaylarına erişim sağladı ve firmalarla bağlantıya geçme imkanı buldu. 2008 yılından beri katılım sağladığımız bu fuarda edindiğimiz bilgi ve deneyimler doğrultusunda 2018 yılında yapılacak olan Hannover Sanayi ve Endüstri Fuarı, OSB’lerimizin, bölgemizin ve Bilişim Vadisi’nin tanıtımını daha farklı şekilde yapmaya çalışacağız. Sanayisi ile ön plana çıkan bölgemizin tarihi dokusu ve kültürel yapısını da ön plana çıkarmaya devam edeceğiz.KARDEŞ ODALARIMIZA ÖNEM VERİYORUZAyrıca, düzenli ihracat yapmamış KOBİ’lerin küreselleşme sürecinde ayakta kalabilmelerine yardımcı olmak ve uluslararası pazarlara açılarak düzenli birer ihracatçı haline gelmelerini sağlamak amacıyla İhracat Projesi’ni hayata geçirdik. İtalya Ticaret Odası ile imzalanan ‘Kardeş Oda’ protokolünün geçerlilik süresini uzattık. Yeni bir kardeşlik protokolüne imza atarak, ‘Medine Sanayi ve Ticaret Odası’ ile ‘Kardeş Oda’ protokolünü imzaladık. 4 Nisan 2017 tarihinde Kardeş Odamız Medine Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı öncülüğünde odamızda gerçekleştirilen ziyaret programı dahilindeki ikili iş görüşmelerinde de üyelerimiz 70’in üzerinde görüşme yapma imkanı buldu, 15 ön protokol, 3 tane de anlaşma imzalandı.”dedi. KÜÇÜK ESNAFIMIZA VE SİTELERE DOĞALGAZ GETİRDİK“KOBİ’lere ‘Nefes Kredisi’ kapsamında, yıllık yüzde 9.90 faizle üyelerimize kredi kullanma fırsatı yarattıklarını belirten Başkan Çiler, “Gebze Ticaret Odası olarak bu projeye 127 milyon TL’lik kredi desteği sağladık, Gebze Hasköy Sanayi Sitesi ve Gebze Oto Sanayi Sitesi ile bu sanayi sitelerinin etrafındaki sanayi sitelerine, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Gebze Ticaret Odası’nın destekleriyle doğalgaz getirilecek pro-jenin ortağı olduklarını, projenin tama-

mlandığını ve bölgenin kısa zamanda doğalgaza kavuşacağını aktaran Başkan Nail Çiler, ticaret sicil işlemlerine ilişkin harç ödemelerinin, artık vergi dairesine veya bankaya gidilmeden Gebze Ticar-et Odası’ndan yapılabildiğini müjdeliyor. KOSGEB İLE GİRİŞİMCİLİK İŞ BİRLİĞİİş dünyası olarak “Biz bu ülkeyi dünya 35’nciliğinden dünya 17’nciliğine getird-ik. Türkiye’yi dünyanın ilk 10 ekonomisi içinde görme hedefimiz var. Bu nedenle sanayi-üniversite işbirliği konuları ciddi-yetle ele alınmalı, inovasyon ve girişim-cilik ruhu gençlerimize aşılanmalıdır” diyen Nail Çiler , bölgede girişimcilik bilincini desteklemek ve ülkeye yeni girişimciler kazandırmak amacıyla KOS-GEB işbirliğiyle Uygulamalı Girişim-cilik Eğitimleri verdiklerini anlatıyor: “Sürdürmekte olduğumuz ‘Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri’nde TOBB’a bağlı odalar arasında birinci olduk. Bu eğitimlerde açılan 163 sınıfta, 4675 katılımcı ile buluşuldu, katılımcıların 4207 tanesi sertifika almaya hak kazadı. Bu eğitimler sonucu kendi işletmelerini açan girişimciler, 1500 kişiye istihdam sağlar hale geldi.”MESLEKİ OKULLARDA GTO FARKI Gebze Ticaret Odası olarak eğitime verdikleri önemi vurgulayan Başkan Çiler, GOSB’da faaliyette olan Logo Yazılım firması ile birlikte tamamlanan ‘Mehmet Tuğrul Tekbulut Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin 2017-2018 döneminde eğitim ve öğretime

başladığını söyleyerek, “Temeli 2 yıl önce TOKİ tarafından Kirazpınar’da atılan okulun donanımını değerli hayırsever eğitim gönüllüsü dostumuz Mehmet Tuğrul Tekbulut tamamladı. Ağustos ayında Milli Eğitim İl Müdürlüğü ile imzalanan protokolle ,Logo Te-knoloji ve Yatırım firmasının üstlendiği okulun tüm eksikleri tamamlanarak eğitime açıldı. Okulda 16 derslik ve tam donanımlı 4 bilgisayar atölyesi, bir elektronik atölyesi ve tam donanımlı bir Z-kütüphane olan bir okul; Amacımız, geleceğin yazılımcılarını yetiştirmek. Girişimcilik ve kodlama eğitimlerinin de verildiği, mezun olanların iş garantile-rinin olacağı okulumuz (öğrencileriyle) eğitim ve öğretime başlamıştır.İnşaatı ve tefrişi Gebze Ticaret Odası tarafından yapılan Gebze Ticaret Odası Vakfı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Milli Eğitim Bakanlığı’na teslim edildi. 2011-2012 eğitim ve öğretim yılında hizmete açılan okulda 6 laboratuvar ve 34 derslikte, 1100 öğrenci eğitim görüyor.GTO & GOSB Anadolu Teknik ve Mesleki Eğitim Lisesi Projesi’nin inşaat çalışmalarına yakın zamanda başlanılcak. 21 bin metrekare kapalı alana sahip, içinde kapalı spor salonu ve atölyeleri ile birlikte modern bir teknik lise olacak. Bu okul projesi, bölge sanayisinin ihtiyaç duyduğu bölümlerde eğitim vererek, nitelikli ara eleman sorununa çözüm bulacak.”


SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİNDE DE GTOTürkiye’de 1999 yılında yaşanan depremi anımsatan Başkan Nail Çiler, bölgede bu nedenle engelli vatandaş sayısının çok arttığına dikkat çekiyor. Bölgedeki bir çok insanın ilkyardım müdahalesinin zamanında yapılama-ması sonucu engelli hale geldiğini be-lirten Çiler, bu nedenle olası yeni bir felakete karşı daha hazırlıklı ve bilinçli olabilmek amacıyla AFAD Gönüllüleri’nin kurulmasına destek vereceklerini açıklıyor: “Sivil savun-maya gönül vermiş insanlar topluluğu kuruyoruz. Projeyi Gebze Teknik Üniversitesi ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile birlikte hayata geçirmek istiyoruz. Büyükşehir Belediyemiz, ek-ipmanlar konusunda destek verecek. Eğitim konusunda ise Gebze Teknik Üniversitesi’nden destek alacağız. AFAD Gönüllüleri deprem, sel, yangın gibi olası felaketlerde ilk yardım müdahalesi yapabilecek. ”GTO Başkanı Çiler, yürüttükleri diğer sosyal sorumluluk projelerine de değiniy-or: “Halk Eğitim ve Toplum Sağlık Merkezi, Dilovası ilçemizde, Gebze Ticaret Odası tarafından 856.42 m2 alan üzerine yapılıyor. İnşaatı bitmek üzere. Bizim hayata geçirdiğimiz Dilo-vası’nda, Beylikbağı Mahallesi, Mevlana Mahallesi ve Barış Mahallesi’nde toplam 4 tane 112 Acil Sağlık Merkezi bölgemize hizmet veriyor. Beşinci 112 Acil Sağlık Merkezi’ni ise Gebze Teknik Üniversitesi içerisinde bu ay

hayata geçiriyoruz. Çayırova’ya da bir Kızılay binası yapıyoruz. Darıca Belediyesi ve Darıca Kaymakamlığı’nın destek sağlaması halinde 2018 yılında Darıca’da yaşlılara bir huzurevi yap-mayı düşünüyoruz.Ayrıca her ay 450 üniver-site öğrencisine burs desteği ve ihtiyaç sahibi öğrencilere kırtasiye yardımı sağlıyoruz.17 Mayıs 2017 tarihinde protokol anlaşmasını imzaladığımız ülkemizde bir ilçede kurulacak olan ilk E-SINAV MERKEZİ olma özelliğini taşıyan merkezi tamamladık. Sadece sanayi ya da üretim alanında değil, hizmet sek-töründe bölgemizin nitelikli eleman eksiğine çözüm üretmek amacıyla Muallimköy’de bulunan Öğretme-nevi’nin, TURİZM MESLEK LİSESİ (MUALLİMKÖY MESLEKİ ve TEKNİK ANADOLU LİSESİ) dönüştürülmesi için çabalarımız sonuç verdi. Ülke-mizin bilim ve AR-GE çalışmalarına ışık tutacak, Gebze’mizde yükselen BİLİŞİM VADİSİ içerisine, nitelikli eleman ihtiyacını karşılamak üzere bir BİLİŞİM LİSESİ kurulmasını istiyoruz.MEYDANLAR BİZİ İYİ TANIYOR 15 Temmuz Darbe Girişimi ardından, halkla birlikte Gebze Ticaret Odası olarak Demokrasi Nöbetleri tuttuklarını, meydanlardaki vatan-daşlara ikramlarda bulunup Türk bayrağı dağıttıklarını belirten başkan Çiler, “ Demokrasi vazgeçilmezimiz, milli irade gücümüz, kardeşliğimiz, geleceğimiz bilinci ile halkımızın Demokrasi nöbetlerinde ilk günden

itibaren yanlarında yer aldık. Mey-danlar bizi iyi tanır. Duruşumuzu ve sergilediğimiz tavrı da başta oda üyelerimiz olmak üzere tüm bölge iyi bilir. “15 TEMMUZ DAYANIŞMA KAMPANYASI”na gerçekleştirilen bağışla, tek ilçe Odası olarak 7.sırada yer aldık. “ dedi. Gebze Ticaret Odası olarak, ülkem-izde ve dünyada yaşanan doğal afetler sonrası anında yardımları hayata geçir-diklerini söyleyen GTO Başkanı Nail Çiler, “ 2010’daki Pakistan de¬premi ve Elazığ depremi, 2011’deki Van de-premi, 2014’teki Soma maden faciası ve 2015’teki Hopa sel felaketi sonrası bağış yardımları, 2009’da Gazze, 2011’de Somali’deki savaş mağdurları-na da insani yardım yapıldı. Mardin’de ihtiyacı olan çocuklara GTÜ işbirliğiyle yardım götürmenin, Sn. Cumhur-başkanlığımız himayelerinde başlatılan “Halep”te İnsanlık Ölmesin’’ kam-panyasına yardım sağlamanın manevi hazzını hep beraber paylaştık.Bölgemizin tarihi ve turistik yönleri-yle de tanınması için Darıca Turizm Birliği’ne destek veriyor, dini bayram-ların arefe günlerinde Gebze’ye has bir lezzet olan Gebze Çöreği’ni bölge sakinleri ile buluşturarak gelenekler-imizi yaşatmaya ve canlı tutmaya çalışıyoruz. Bunların yanısıra ayrıca bölgemize “Deprem simülasyon merkezi” ve “toplanma merkezi” kazandırılması içinde faaliyetler yürütüyoruz.


Tuna Coşkun Gümüşhane’li bir memleket sevdalısı işadamlarımızdan. 1993 yılından bu yana Çayırova’da yaşıyor. 2004 yılında kurduğu Coşkun Arıtma adlı

şirketle sektöre giriş yapmış, o gün bugün başarılı projeleri hayata geçirerek sektörde öncü firmalar arasına girmiş . Kendisi ile

Gebze Sultanorhan Mahallesi’nde Gebze Oto Sanayisi karşısında yer alan işyerinde konuştuk. Tuna Coşkun, sektörü, Coşkun Arıtma’nın gelişimini,

ihracatlarını ve projelerini Gazete Gebze için anlattı. Sayın Coşkun, kendinizi ve firmanızı kısaca tanıtırmısınız?

GÜMÜŞHANE merkezi doğumluyum. 1993 senesinden beri Gebze’deyim. O tarihte

Çayırova’da bulunan Kale Radyatör’de ilk iş hayatıma başladım. Daha sonra askerlik görevimi yapmak için ayrıldım. Askerlik sonrası ağabeyimle birlikte çelik konstrüksiyon işleri yapmaya başladık. Ağabeyimin vefatından sonra da, 2004 yılında arıtma sektörüne giriş yaptım. Çayırova’da ikamet ediyorum,

iş yerimiz Gebze, Sultanorhan Mahallesi 1181 sokakta. Endüstri meslek lisesi ve halen meslek yüksek okulu makine bölümünde öğrenim görmekteyim. Coşkun Arıtma, özellikle hükümetimiz-in son dönemde Çevre konusundaki doğru politikaları ve yaptırımları sonrası firmaların arıtma tesisleri kurma zorun-luluğundan dolayı bir ihtiyaçtan doğdu. Firmalardan talepler geldi. Çevremizde arıtma firmaları vardı. Bizim çalıştığımız firmalardan da talepler vardı. Bir or-tağımla beraber proje bazlı işler yaptık.

YerliMarkadaGlobal Çözüm;COŞKUN ARITMA


Bir aile şirketiyiz. Yurt içi ve yurt dışında önemli projeler gerçekleştiriyoruz. Son dönemde özellikle Gebze Ticaret Odası’nın da başlatmış olduğu İhracat eğitimlerinden de faydalanarak ihracat yapıyoruz. Arıtmaya dair hemen hemen her şeyi yapıyoruz. Komple imalat, yerel yönetimlerin firmalarından alıp taşeron olarak alıyoruz. Halen 15 ülkeye ihracat yapıyoruz. Firmamız sektöründe önemli bir yerde. Her şey dahil 25 çalışanımız var. Yurt dışı işlerimizin imalatını burada yapıyoruz, götürüp montaj yapıyoruz. Ürün gamımızda paket arıtmalar, endüstriyel atık su arıtma sistemleri, arıtma tesisleri için mekanik ekipmanlar ve içme suyu arıtma tesisleri var.İhracat çalışmalarınızı ve şu anki durumunuzu değerlendirirmisiniz? sektörünüzün zorlukları nelerdir? Hedefleriniz var mı? Bahsedermisiniz?İhracatta iyi bir durumdayız diyebilirim. Irak pazarında iyi sayılabilecek bir durumdayız. Kuzey Afrika’da Fas, Cezayir ve Nijerya gibi ülkelerle yeni yeni, ticari anlaşmalar yapıyoruz. Irak’taki bu pazarımızı Avrupa’ya kaydırmaya çalışıyorlar. Kuzey Irak, ciddi ihracat yapıyoruz. Ancak Kuzey Irak’la son dönemde yaşanan ülkelerarası sıkıntı, bu pazarı bir belirsizliğe itmiş durumda. Ama öncelik ülkemizin çıkarları. Ülke çıkar-ları varsa, gerekirse biz ihracatımızdan vazgeçer yeni Pazar alanları buluruz. Afrika pazarında yeni yerler, pazarlar bulabiliriz. İhracat konusunda yeterince bir destek bulamıyoruz. Kendi başımıza ve Gebze Ticaret Odasının katkılarıyla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Özel-likle Başkanımız Nail Çiler’ e teşekkür etmek istiyorum. Arıtmacılara ve ihracat yapmak isteyen bizim gibi KOBİ’le-re destek oluyor. Zor bir pazarımız olduğunu söyleyebilirim. BU sektörde hele hele ihracat yapacaksanız sağlam bir ekip ve partnerinizin olması lazım. Paranızı alma konusunda zaman zaman sıkıntılar oluyor. Riskler var ama risk olmadan ticaret olmuyor. Müşterilerim-iz internet üzerinden herkes herkese ulaşıyor. Sıkıntı yaşamıyoruz, yaptığımız işler, referanslar belli, Özel bir ağımız yok

bu anlamda. Yurt dışını takip ediyoruz, fuarlara gidiyoruz, fuarları takip ediyoruz. Önümüzdeki seneye bir fuara da katılımcı olacağız. Ziyaretçi olarak yer aldığımız fuarlar da var. Bu fuarlar bizler adına çok önemli. Sektörümüzü, yeni gelişmeleri, yöntemleri tanıma fırsatımız oluyor. Konferanslara da gidiyoruz. E-Ticaret ağına geçmeyi başarmalıyız, bu Dünya pazarında da bizler için önemli. İnternet ortamı artık her yerde var. Bir adım önde oluyorsunuz. Hedeflerimiz elbette var. Ama daha çok ihracat ağırlıklı. Öncelikle kurumsallaşma ve markalaşma çalışma-larımıza devam edip bizlere güvenenleri mahcup etmeyeceğiz. Bu seviyede daha da başarılı olmaya devam edeceğiz. Afrika pazarını önemsiyoruz , burada kendimizi kalıcı yapmak istiyoruz. Hedefimiz her geçen zaman biraz daha üzerine koyarak çıtamızı tepelere doğru yükseltmek. Eleman bulma konusunda sıkıntı yaşıyormusunuz? Sektörünüzde ara eleman ihtiyacı oluyor mu?İstihdam konusu herkes gibi bizim de derdimiz. Halen Coşkun Arıtma olarak 25 kişilik bir personelemiz var. Hüküme-timizin, istihdam arttırma konusunda şu anda yaptığı çalışmalar var. Teknik liseler , istihdam arttırıcı tedbirler, mesleki kurslar v.s. BU okullar mezun verdikçe bu sıkıntılar azalacaktır. Çalışan anlamında özellikle açık liselerden gelenler sıkıntı. İşi kavrama, adapte olma zorluğu yaşıyorlar. Bu anlamda ciddi önlemler alınmalı. Üre-tim olmazsa olmaz. Nüfus yüksek, gençlik var, ama gençlerimiz maalesef tembeller.

İşsizlik olduğuna inanmıyorum, işsizlik yok bence, iş beğenmiyoruz. Sokak temizley-en de helalinden para kazanıyor, iş var, yeter ki çalışmak iste. Biz, az kadroyla büyük işler yapmak amacındayız. Sek-törümüzde sorunlar elbette var. Herkes kendi sektörüyle, ilişkisi olduğu işleriyle maalesef ilgilenmiyor. Rekabet ortamı yok. Pazara yeni giren firmalar, henüz bu sektörü tanımadan, piyasaya girmekte ve rekabet ortamını olumsuz etkilemektedir. Bizim gibi firmaların, büyük ölçekli firma-lar ile rekabet edebilmemiz için özellikle yerli malı ve marka noktasında desteklen-melidir. Yerli malların desteklemesi öne çıkarılması şart. Destek olunması halinde Avrupa ile rekabet edebiliriz.Sizce Türk girişimcileri ile Avrupalılar arasında belirgin bir fark varmı? Sizin gibi genç ve başarılı olmak isteyen girişimcilere neler söylemek istersiniz?Yıllardır Dünya ve Avrupa pazarlarını gerek ihracatımız gerekse katıldığım fuarlarda takip etme imkanım oldu. Bana göre biz Türkler onlardan bir çok konuda daha iyiyiz. Onlar sadece işlerini ve ürünlerini iyi pazarlıyorlar. Lobileri kendi aralarında birbirlerine çok bağlı. Bizim bu arenada olabilmemiz için Türk mallarını ve Türk firmalarını öne çıkarmamız lazım. Bu desteklenmeyi gerçekleştirmeliyiz. Türk firmalarının Avrupa’dan farkı ya da aşağı kalır yanı yok yeter ki fırsat bulunsun. Sektöre yeni girenler ya da başka iş kollarında üretim yapmak isteyenlere öncelikle ülkesine güvensinler derim. Kendilerine güvensinler ve kimselerden aşağı kalır bir yönümüz olmadığına inansınlar. Bugün üretim sektöründe KOBİ’lerimize şöyle bir baksınlar. Çin’le dahi rekabet ede-bilen KOBİ’lerimiz var. Üreten, buluş yapan, Ar-Ge ve İnovasyon alanlarında Dünya’nın gıpta ettiği girişimcilerimiz var. Neden onlardan biri olmayasınız. Bizim insanımız her anlamda başarılıdır. Her sektörde sloganımız “Türk insanı başarır” olmalıdır. Belki bu işler zaman-la çok daha iyi olacak.


Makine ve vinç sektöründe sektörün en önemli yerli firmaları arasında yer alan Dündar Makina ve Vinç, çıraklıktan gelip, tek bir tezgahla başlayan serüvenini Gazete Gebze’ye anlattı. Şerafettin Dündar’la sektörü, sektörün sorunlarını ,

firmanın yatırımlarını ve ihracat hamlelerini konuştuk. Dündar Makine ve Dündar Vinç’i anlatırmısınız?

DÜNDAR Makine ve Vinç olarak, 1999 yılından bu yana kaldırma ve taşıma sistem-leri konusunda Gebze’de

hizmet vermekte. Gebze Sultanorhan Mahallesi’nde 2.000 m2’lik üretim tesisimizde en yeni imalat teknolojil-erine sahip makine parkıyla çalışma-larına devam etmektedir. Neler imal ediyoruz? Ceraskal, halatlı ve zincirli vinçler, tek kirişli gezer köprülü vinç, portal vinç, pergel vinç, monoray vinç, ex- prof vinçler, tekne taşıma vinci, vinç kaldırma atışmanlar, özel uygulamalar ve çelik yapı imalatı konusunda yaptığı çalışmaların yani sıra bu ürünlerin ihra-catını da yapmaktadır. Sahip olduğumuz kalite belgeleri ve imalat sertifikalarına uygun şekilde, ürettiğimiz dünya stan-dartlarındaki vinç sistemlerini Türkiye ve dünyanın farklı ülkelerine ihraç

etmekteyiz. 20 yıldır bu sektörde devam ediyoruz. Bir tezgahla başladığımız sektörde, bugün bilinen ve aranan bir firma haline geldik. Talaşlı imalatla yola çıktık. Ma-kine imal etmeye başladık. Daha sonra vinç işine girdik. İşletmelere ağır sanayi tesislerine vinç imal ettik. Halen bu işi yapıyoruz. İhracat ağırlıklı işler yap-maktayız. Halen 4 ülkeye ihracatımız devam ediyor. Azerbaycan ilk ihracat yaptığımız ülke. Halen bu ülkeyle çalış-maya devam ediyoruz. Bunun yanı sırı Cezayir, Togo ve Avrupa’da Fransa ve Almanya’ya da ihracat yapmaktayız.

İhracat hedefleriniz var. İhracat yapma fikri nereden geldi? Sektördeki rekabet ortamı nasıl?Gebze Ticaret Odası’nın başlatmış olduğu İhracat eğitimlerinin bize çok faydası oldu. Bu eğitimler sonrasında bizim de ufkumuz açıldı. Yerli üre-

timden aldığımız tecrübe ve deney-imli kadromuzu şirket kültürümüzle birleştirdik ve ihracat yapabileceğimizi anladık. Bu kurslar ve elde ettiğimiz bilgi birikim bize diğer ülkelere mal satmada önemli bir katkı sağladı. İhracat uzun zamandır düşündüğümüz bir hedefti. GTO’da aldığımız kurslar sektörde nerede olduğumuz, nasıl bir süreç geliştirmemiz konusunda bize ışık oldu. Pazarlama alanında da bizi yönlendir-di. Bizi zaman zaman kontrol ettiler. Seminerler ve eğitimler bizi geliştirdi, bizim ihracat yapan bir firma olmamıza ön ayak oldu. GTO’nu projesinde firma olarak önemli kazanımlar elde ettik. Biz de buradaki eğitimlerden sonra ihracat hedefimize kilitlendik. Bizi cesaretlendirdiler. Yurt içi piyasasın-da zor günler yaşamış bir firma olarak, alacaklarını tahsil edememiş bir firma olarak İhracattan, özgüven ve yeterlilik konusunda büyük katkılar sağladık.

Dündar MakinaGözü hep yükseklerde;


Fuarlar hakkında neler düşünüyorsunuz? Sektörde ilerlemenize faydası oluyor mu? Biz sürekli fuarlara katılaın bir firmayız. Ürettiğimizi anlatma, pazarlama ya da sunma sıkıntımız yoktu. Sadece bu ürün-lerimizi daha farklı ülkelere nasıl taşıyabili-riz? Oralarda hangi riskler var? O risklerle nasıl baş edebiliriz onu tecrübe ediyoruz. Mümkün olduğu kadar sektörel bazda fuarları kaçırmamaya çalışıyoruz.Geçtiğimiz günlerde Kocaeli’nde düzen-lenen SANTEK 2017 fuarına da katıldık. Burada gördüğümüz ilgi doğru yolda olduğumuzu bize gösterdi. Bağlantılar yaptık. Yerli ve yabanca ziyaretçilerimize kendimizi ve işlerimizi anlattık. Fuarlarda ihracat fırsatları olduğuna inanan biriyim. Bir tarihte Çin’e fuar için gitmiştim. Orada ziyaret sırasında bir sanayiciyle tanıştık. Azerbaycan’lı bir sanayi firmasıy-dı. Bize Bakü’de istediği özellikte bir vinç kurup kuramayacağımızı sordu. Daha önce Türkiye’de bu işin altına girecek firma bulamadığını söyledi, umutsuz olduğunu da belirtti. Ben de bunu yap-abilecek gücümüz olduğunu ve gerekli anlaşma sağlanırsa bunu yapabileceğimi söyledim. Akabinde Azerbaycan’a gittim ve yeri gördüm. Yapılacak projeyi inceledik ve oraya ilk vincimizi kurduk. Bu şekilde, ihracat yapacak ilk ülkemize girmiş olduk. Bugün hala aynı ülkede, aynı insanlarla ihracatımıza devam etmekteyiz.

Gerek üretim aşamasında gerekse İhracat aşamasında kurum ve kuruluşlardan destek alıyormusunuz? Sektörünüzün sorunları kısaca nelerdir? KOSGEB’den zaman zaman finan-sal kredi desteği almaktayız. GTO Başkanımız Nail Çiler’in bizim gibi KO-Bİ’lere olan desteği unutulmaz. Başkan Çiler, Azerbaycan’da ikili ilişkilerini kullanarak bizim önümüzü açmıştır. Bugün ihracat yapan bir KOBİ durumu-na gelmişsek sayın başkanın ve ticaret

odasının katkılarını unutamam. Bizim sektörün sıkıntısı ürün satarken ortaya çıkan fiyatlar. Maalesef fiyatları çok aşağıya çeken unsurlar var. Bizim dışımızda, kullandıkları malzemeyi bile bilmeyen üstelik bu sektörde yıllarca olan firmalar fiyatları düşürmekte. Standartlara da uymayan firmalar bun-lar. Kontrol yok, denetim yok, herkes istediği gibi at koşturabiliyor. Çeliğin kalınlığı, mukavementi, kullanılan parçaların standartı bunlara bakılmıyor bile. İşi yaptıracak firmada bakmıyor, bu işleri denetlemesi gereken Bakanlık nezdindeki kurumlar bile yapmıyor. Makine Mühendisleri Odası bile bu konuda yeterli değil. Gereken denetim ve kontroller yapılamıyor. Sonuçta senin alman gereken işler sırf bu haksız rekabet yüzünden işi senden daha iyi yapmayacak olan fir-malara gidiyor. Bu da bizim piyasada yapacağımız işleri engelliyor. Bizim yaptığımız vinçler tonaj taşıyan ve tehlikeli makineler. Ürettiğimiz vinçlerin DIN normları , statik hesap-ları ve taşıyabilecek yük oranında çelik hesapları var. Bu hesaplar şaşsa, bir kaza meydana gelse sonuçları çok ağır olur. Tonajlı ürün taşıyorken çalışan sağlığına ya da iş güvenliğine uygun onaylı makineler olmalı. Ama maalesef bu konuları araştırıp olur verecek kurumlar yetersiz. İstihdam konusunda sıkıntılarımız var.

Başarı Dinamikleri -27

Dündar Makina olarak istihdam durumunuz nedir? Yetişmiş eleman bulmada sorun yaşıyormusunuz? Dündar Makine sektörde köklü bir firma. Hak ettiği yerde diyemeyiz. Biz talaşlı imalat da yapıyoruz, vinç işleri de yapıyoruz. Halen bünyemizde 3 makine mühendisi, 3 tane de teknik öğretmen çalışmakta. Dış ticarette 2 uzmanımız çalışmakta. Kadro olarak eksiğimiz yok diyebilirim. Türkiye’de bu işi devam et-tirecek sanatkarlar gelmiyor. Çırak ye-tişmiyor. Bugün belki CNS tezgahlarını çalıştıracak eleman bulunabiliyor ama manuel tornada çalışacak insan bulmak zor. Çünkü yetişmiyor. Çalışmak isteyen insanımız kolay işi seçiyor. Artık ezberci teknik eleman var. Fikir yürüte-meyen, projeyi makinaya yükleyip işi yapan montörler var. Herkes üniversite mezunu, işe gelince iş yapamıyor ya da iş beğenmiyorlar. Çıraklık ve ara eleman yetiştirme bu ülkede teşvik edilmeli. Cazip hale getirilmeli. Bizi annemiz babamız “bir sanat öğren. Elinde altın bilezik olsun” anlayışı ile iş hayatına sevk etti. Başlarda bizde gençtik, heyecanlıydık. İstemedik, zorlandık. Ama çalışmak zorundaydık da. Sonraları mesleğin içinde piştikçe anladık ki gerçekten meslek öğrenmek gerçekten altın bir bilezikmiş. Şimdiki gençlere, sanayide çalışacak çıraklara bunu aşılamak lazım.

Şirket kültürünüzden bahsedermisiniz? Yeni yatırımlarınız var mı? Gelecekteki hedefiniz nedir? Dündar Makine sektörde köklü bir firma. Hak ettiği yerde diyemeyiz. Biz talaşlı imalat da yapıyoruz, vinç işleri de yapıyoruz. Halen bünyemizde 3 makine mühendisi, 3 tane de teknik öğretmen çalışmakta. Dış ticarette 2 uzmanımız çalışmakta. Kadro olarak eksiğimiz yok diyebilirim. Sadece para kazanmak için kalitemizden taviz vermedik, vermeyiz. Bir iş neyi öngörüyorsa onun dışına çıkmayız. Fiyatını da kalitemize göre tesbit ederiz. Sırf ucuz olsun diye uygun olmayan parçaları kullanmam, kul-landırtmam. Bundan sonraki hedefimiz bu sek-törde büyümek. İhracat ağırlıklı olarak büyümek. Şu an 2 bin m2’lik bir alanda üretim yapmaya çalışıyoruz. Yerimiz yetmiyor. Burayı taşımak durumunda kalacağız. Yalova İMES OSB’de bir yer aldık. Halen inşaatlar başlamadı. Buraya bir tesis kuracağız ve işlerimizin büyük bir bölümünü oraya taşıyacağız. Daha büyük ve teknolojik donanımlı bir büyüme düşünüyoruz. Amacımız bugün yaptığımız gibi 3-5 tonluk vinçler değil. Daha büyük kapasiteli, endüstriyel yenilikleri beraberinde getiren vinçler yapmak. Bunu da önümüzdeki süreçte yapacak azimde ve güçte bir firmayız.


GTÜ AR-GE VE TEKNOLOJİ EKOSİSTEMİNİN EN GÜÇLÜ PAYDAŞI

GEBZE Teknik Üniversite-si(GTÜ) güçlü araştırma altyapısı ile sanayinin

ihtiyaçlarına cevap vermek için önemli çalışmalar sürdürüyor. Geçtiğimiz aylarda Cumhur-başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan araştır-ma statüsündeki 10 üniversite arasında yer alan GTÜ, ar-ge ve teknoloji çalışmalarında sanay-iye desteğini daha da artıracak. Böylece ülkemizin ar-ge ve teknoloji potansiyelinin artması için güçlü araştırma altyapımız ile alanında uzman ve deneyimli aka-demik kadromuzla gayretlerimizi devam ettireceğiz.Ülkemizin teknolojik bağımsı-zlığını kazanması için, birbiri-ni tekrar eden değil, var olan güçlerin etkileşimli ve siner-jik bir şekilde, ülke vizyonu çerçevesinde, ürünlerin ve insan kaynağının geliştirilmesi için gayret gösterilmesi ve üniversite sanayi işbirliğinin yaygınlaşması gerektiğine inanıyoruz. Her hafta bölgemizde yer alan firma-

lara yapılan ziyaretler, karşılıklı çalışılacak konuların saptanıp bu konular üzerinde yoğunlaşılması; sanayicilerimizin üniversitem-izden beklentilerinin belirlenip bu yönde çalışmalar yapılması GTÜ’ yü bu konuda örnek alınacak bir üniversite haline getiren uygulamalardan sadece birisidir. GTÜ Teknoloji Transfer Merkezimiz bölgemizde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının ortaya koyduğu Ar-Ge merke-zlerinin geliştirilmesi ve artırılması konusunda ciddi gayretler içinde çalışmalarını sürdürüyor. Gebze OSB’de her ay farklı bir firmada sektörlerinin konularına yönelik öğretim görevlilerimizle sanayici sohbetlerine katılıyoruz. Firma-larla olan bu diyaloglarımızın güzel sonuçları ortaya çıkmaya başladı. Ar-Ge merkezi kapsamı-na kattığımız şimdiden 8 firma var. Üniversite olarak üniver-site- sanayi işbirliği sürecine çok inanıyoruz. Bu toplantıların bu konuda motive edici ola-cağını düşünüyoruz. Dolayısıyla şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki: “GTÜ sanayinin merkezinde ve hizmetindedir.Sanayinin ihtiyaçlarına yönelik hizmet amacı ile kurulan Geb-ze Teknik Üniversitesi Tekno-loji Transfer Merkezimiz(TTM) , kurulduğu günden bu yana 200’ye yakın firmaya destek verdi. Sanayicimizi, üniversitem-ize davet ediyor ve birlikte proje geliştirmeyi öneriyoruz. Alanında deneyimli bir ekip ile üniversi-te-sanayi iş birlikleri için etkili bir ekosistem oluşturmayı başardık. Gebze TTM, devlet tarafından KOBİ’lere ve işletmelere verilen hibe destekleri için 7/24 hizmet veriyor. TÜBİTAK, KOSGEB, HORİZON, COSME, Ekonomi Bakanlığı vb… destekler hakkın-da bilgi ve proje danışmanlığı yaparken, fikri, sınai mülkiyet hakları noktasında da işletmelere destek sunuyor. Güçlü akademik kadrosu bulunan ile birlikte hazır-lanan Ar-Ge ve teknoloji tabanlı projeler, işletmelere prestij ve

değer katıyor. İşletmelerin üretim potansiyelini yükseltmek ve yeni ürün/hizmet geliştirmek adına Ar-Ge faaliyetleri önem arz etme-ktedir. Gebze Teknik Üniversitesi TTM, Ar-Ge projeleri kapsamında akademik bilgi birikiminin yanın-da hibe destekleri için de destek sunuyor. GTÜ TTM, Ar-Ge ve Tasarım Merkezi kurulum desteği, TÜBİTAK, KOSGEB sanayi destekleri ve Fikri, Sınai Mülkiyet hakları alanında da sanayiye kali-teli hizmet sunuyor.Türkiye’de üniversite sanayi işbirliğinin gelişmesinde, Ar-Ge ve İnovasyon noktasında sanayicilere de önemli görevler ve sorumlu-luklar düşmektedir. Üniversitelerin sanayinin ihtiyaç ve beklentile-rini karşılayabilmesi için iletişim ve koordinasyon eksikliğinden kaynaklı sorunların çözümü sağlanmalıdır. Sanayi üniversiteye güvenmeli; beklenti ve taleplerini akademisyenlerle paylaşmalıdır. Üniversitelerde sanayiyle işbirliği-ni geliştirecek yapılanmaların yaygınlaştırılması gerektiği gibi sanayimiz de bu yapılanmalarla sürekli diyalog halinde olmalıdır. Sanayimizde kendi bünyesinde bir birim oluşturarak bu yapılan-maları takip etmelidir. Destek programları geliştirilmeli, süreçler kolaylaştırılmalıdır. Üniversite sanayi işbirliği mekanizmalarına kamu süreçlerinde yeterince yer verilmesi için talep ve istekler ilgili makamlara bildirilmelidir. Sanayi kesimi öğretim üyelerine kendilerini iyi tanıtmalı, işbirliğine konu olan problemi sanayici bakış açısıyla değerlendirilmesi için gerekli çalışmaları başlatmalıdır. Sanayinin ihtiyaçlarına cevap verecek akademik kadronun çoğalması için sanayicilerimiz üniversiteleri desteklemelidir. Akademi ile sanayinin iş yapma biçimleri ve performans kriterler-inin birbirinden farklı olduğu göz önünde bulundurulmalı; sanayicil-erimiz üniversitelerimizin imkan ve olanakları ile öğretim üyesi kadrosunu yakından tanımaya çalışmalıdır.


Gebze’de 30 yıldır yemek sektörünün içerisinde olan ve sektörün duayen firmalarından biri olan Aş-San Catering, şimdi de yemek sektöründeki

eğitim konseptini öne çıkartıyor. Tecrübeli firma, kendi içerisinde oluşturduğu bir sosyal sorumluluk projesi anlamında ‘Aş-San Akademi” ile hem eğitim

vermekte, hem de sektöre yeni meslek ustaları kazandırmakta. Aş-San Akademi Genel Müdürü Yüksel Güven’le

Aş-San’ı, yeni oluşturdukları sosyal sorumluluk projesi olan akademiyi konuştuk;

1987 yılından bu yana yemek sek-törünün içinde bolmuş, bugüne kadar sektör için, bölge için hep

ilkleri yapan bir firma durumunda olan Aş-San Cetering, yemek üretim ve dağıtım işinin yanı sıra özellikle hanımların çok ilgi duyduğu bir sosyal sorumluluk projesi ile öne çıkıyor. Halen Gebze ve İstinye’de yemek üretim tesisleri olan firmanın genel müdürü Yüksel Güven, Aş-San ve Aş-San Akademi’yi özetlerken , “ Ortak noktamızda dürüstlük var. Buna “yiyemeyeceğini yedirme” anlayışı da diyebiliriz. Müşterile-rimize, kaliteli hizmet kadar şeffalık da sunuyor ve onlara her zaman yanında olduğumuzu hissettiriyoruz.

Satıcılarımız ve tedarikçilerimizle ilişkilerimizde de aynı prensip geçer-li. Personelimiz, eğitimli, hakları ödenen, ışini düzgün yapan, hijyen ve temizliğe önem veren insanlardır. Onların, Aş-San’ı kendi işyerleri gibi benimsemelerini istedik ve çok şükür ki bunu sağladık . Bugüne kadar da bu çizgiden şaşmadık.”

AŞ-SAN AKADEMİ’DE BİZLER BİLE ÖĞRENİYORUZ Aş-San Akademi fikride bu şekilde çıktı. Firma bünyesinde bir sosyal oluşum kurduk. Burada, kurum, marka veya şirketlere özel etkinlik, toplantı ve workshoplar organize ediyoruz. Kurumsal müşterilerine

her ay farklı içeriklerle hazırladığı amatör mutfak atölyelerinde, farklı dünya mutfaklarını, yeni tarifleri ve pişirme tekniklerini öğrenmek isteyen mutfak meraklılarını ağırla-maktadır. Özel bir ekip oluşturduk bu konuda. O ekibimizle beraber burada kurslarımız da bilgi edini-yor, uygulama yapabiliyorlar. Biz bile halen çok şeyleri bilmediğimizi, eksiğimizin olduğunu bu kurslar-da anlıyoruz. Ayrıca Bölgemizde, yakın ilçelerde bazı Turizm Otelcilik okulları ile anlaştık. Onların mutfak oluşumlarına katkı veriyoruz.

Yemek

‘Aş-San Akademi’ ileilkleri yaşıyor!

sektörü


AMATÖR MUTFAK MERAKLILARINI AĞIRLIYORUZCatering sektöründe , sosyal sorum-luluk projesi olarak bir ilktir. Kurumsal marka ve şirketlere verdiği workshop hizmetlerinde, eğitici olduğu kadar, departmanlar arasında oluşturduğu sinerji ile olumlu sonuçlar oluşturmak-tadır. Kurumsal ve bireysel workshop hizmetleri, amatör mutfak meraklılarını ağırlıyor, aynı zamanda sektör pro-fesyonelleri de “etkinlik artırma” work-shoplarında, tecrübe ettikleri veya daha önce denemedikleri alanlarda eğitim programlarına katılıyor. Katılımcılarımız, özel önlükleri, kıyafetleri, executive şe-fler ve eğitimcilerin katkıları ile mutfağa adapte olmaktan hiç zorluk yaşamıyor ve keyifle zaman geçiriyorlar.Aş-San Akademi, özel bir eğitmen oluşuyor. Pasta-Kurabiye- Ekmekçi-lik-Geleneksel yemekler-Osmanlı Mutfağı vb, woksoplarda, her biri kendi alanında çok iyi olan usta eğitmenler ile ayrılıp, sevdiklerine tattırabiliyor.

SEKTÖRE YENİ USTALAR KAZANDIRIYORUZTurizm Otelcilik ve aşçılık alanın-da eğitim veren okullar ve çıraklık okulları ile yaptığımız işbirlikleri ile, okullarda teorik eğitim alan öğren-

cilerin, iş hayatında olduğu gibi gerçek mutfaklarda pratik yapma-larına da fırsat vermiş oluyoruz. Mezun aşçılara kadromuzda fırsat verebiliyor, sunumlarımızda görev-ler verip, tecrübeli kadromuzla çalışma fırsatı veriyoruz. Turizm ve Otelcilik meslek lisesi ya da yüksek okul mezunlarını sektöre adapte ediyoruz. Önümüzdeki yıllarda, aş-San Akademi, çok daha aktif çalışmalar ile sektöre ivme kazan-dırmaya devam edecek.

NEREDEN NEREYE GELDİĞİMİZ UNUTMADIKBu sektörde ayrıcalıklı bir yerdeyiz. Her biri çok önemli firmalarla çalışıyoruz. Bir kısmına kendi mutfaklarında hizmet veriyoruz. Çoğunluğuna da taşıma sistemi ile yemek tedariği sağlıyoruz. Sağlam gövdeli bir ağaç olan Aşsan, köklerine hiç uzak kalmadı. Dünden aldığımız güç ve güvenle, bugünü çok iyi analiz eden ve yarına projeleriyle çoktan hazır olan bir firma olarak, planlarımızı yapmaktayız. Kendimizi iyi bildiğimiz için yarın nerede olacağımızı da şimdiden öngörebiliyoruz.


SANAYİNİN DUAYEN İSMİ ÇETİN GÖKÇEATAM 90 YAŞINDA OLMASINA RAĞMEN HALA İŞİNİN BAŞINDA

O, 90 yaşında hala işinin başında bir meslek duayeni. Çetin Gökçeatam 51 yıl önce Ankara’da kurduğu ve 37 yıl önce Gebze’ye naklettiği tarımsal ilaçlama

makineleri üretimi yapan fabrikası Holsan Tarım Alet ve Makinaları Sanayi A.Ş ile rakibi dünya devleri ile rakabet ediyor. Gebze E5 yanyolundaki üretimini Mayıs 2017’den beri

Gebze Güzeller OSB’de ki yeni tesisine taşıyarak üretimine devam etmektedir. Holsan, Özbekistan’dan Meksika’ya kadar bir çok ülkeye ihracat yapmakta.

TÜRKIYE’nin ilk profesyonel fotoğrafçılarından ve ilk renkli turistik kartpostallarının da mi-

marı olan Gökçeatam’la, Holsan’ı, türk tarımını ve sorunlarını, renkli kartpost-alları ve üyesi olduğu Rotary Kulüpleri de içine alan geniş bir söyleşi yaptık;

Sayın Gökçeatam çok renkli bir kişiliğe sahip bir iş adamısınız. Holsan’ın hikayesini okurlarımıza anlatabilirmisiniz?1945 yılında babam Sadi Gökçeatam’a Ankara Üniversitesi Ziraat Fakülte-si’nde hocalık yapan ve harp esnasında Almanya’dan Türkiye’ye iltica etmiş bir Yahudi profesör, Türkiye’de tarımsal ilaçlamanın ileri yıllarda çok önem kazanacağını belirterek , Almanya’da bu konuda otorite olan Holder fabri-kasının Türkiye Mümessilliğini almasını önermiş. Babamda bu öneriye sıcak bakarak Holder fabrikasının mümessil-liğini alarak Tarımsal İlaçlama makine sektörüne adım atmış.Ben bu yıllarda Amerika İktisadi Yardım Grubu’nda makine müşaviri olarak görev yaparken hem teknik

konularda babama yardımcı oluyor, hem de idealim olan Türkiye’nin renkli turistik kartpostallarının yapımını sürdürüyordum.Babamın 1962 yılında vefatı üzerine, meşgalelerimi bir yana iterek ken-dimi ilaçlama makinelerinin içinde buldum.1962-1966 yılları arası Hold-er’den makine ithalatına devam ettim. Giderek gelişen bu sektörün ithalat ile

ikamesinin mümkün olamayacağını ve yurt dışına giden dövizlerin büyük bir bölümünün Türkiye’de kalması ger-ektiğine inanarak 1966 yılında Holsan Tarım Alet ve Makineleri Sanayi AŞ’yi aile şirketi olarak kurdum. Ankara’da Rüzgarlı sokaktaki Çatal Han’ın altında 3000 m2 Atölyenin yanı sıra Balgat ve Siteler’de iki ayrı işyeri kiralayarak fabrikayı faaliyete geçirdim.

Holsan’ınAsırlık Çınarı


Gebze’ye nasıl geldiniz? Ne ka-dar süredir burada faaliyetlerinizi sürdürüyorsunuz?

Holsan 1966 yılında kurulan ancak her geçen gün büyüyerek gelişen sektörünün önemli kuruluşlarından biri. Bir aile şirketi. Şirketin 400 bin TL ödenmiş sermayesi var. 1962 yılından 1980 yılında Ankara Rüzgarlı’da bulunan Çatal Han’ın alt katında üretime devam ediyorduk.. O tarihlerde bizim üretim yaptığımız Çatal Han satıldı. Bize de fabrikamızı taşıyacak yeni bir yeri bulmak kaldı. Bir tesadüf eseri Gebze’deki yerimizi buldum ve burayı satın alarak üretim tesisini buraya taşıdım. 1933 yılında ayrıldığım güzel İstanbul’uma kesin dönüşle tekrar kavuşmak ve Hol-san fabrikasını bu vesile Gebze’de kurmuş olduk.

1966 yılında 57 işçi ile üretime başladık. Şu anda bizim için çalışan yan sanayilerle birlikte 200’ün üzerinde istihdamımız var. Türki-ye’de 50 ye yakın satış bayimiz ve servis istasyonlarımız var. 50 yıldır ürettiğimiz ilaçlama makinelerinin bi-lumum yedek parçaları stoklarımızda çiftçilerimizin hizmetindedir.Halen yılda 600-700 arası traktörle çekilen tipte büyük ilaçlama makinesi üretiyoruz. Özellikle bağ ve meyve bahçelerini ilaçlayan tam otomatik Turbo Atomizerler imalatımızın ağırlığını teşkil etmektedir. 2017 yılı içinde 30 değişik tip ilaçlama makinesi ile hizmet vermeye devam ediyoruz. Uçak ile ilaçlamanın yasaklanması üzerine uçak yerine kullanılacak ve tarlaya girmeden 50 metre ilaç atma

özelliği olan, süne mücadelesinde kullanılan Canon tipi makinelerin üretiminde de öncüyüz.

Yeni bir modeli piyasaya nasıl sürüyorsunuz? Bunun için nasıl bir çalışma yapıyorsunuz?Holsan olarak bir modeli üretmeden önce piyasa araştırması yapıyor, ihti-yaç miktarının ne olabileceğini tespite çalışıyoruz. Dünyada ve ülkemizde tarım sektörü her geçen gün gelişiyor. Sektörümüzdeki gelişmeleri bütün dünyada yakından takip ediyor. Türki-ye’de faydalı olacağını düşündüğümüz yenilikleri üretim planlamamız içine dahil ediyoruz. Örneğin İtalya bu konuda başı çeken ülkeler arasında. Fiyatlarını minimum düzeyde tut-abilmek için yan sanayilerinin gelişme-sine çok önem veriyorlar. Üniversite, Sanayi ve Yan sanayi problemlerini

çözmekte büyük bir işbirliği içindel-er. Biz de Holsan olarak, ülkemizde Avrupa standartlarında parça üreten yan sanayicilerimizle çalışmaktan mutluluk duyuyoruz.

İlaçsız bir tarımı düşünemeye-ceğimize göre Holsan’ın geleceğini ve sektörün devamını nasıl görüyorsunuz?Alışverişte AVM’lerin kurulması gibi Tarım sektöründe de AVM’lerin benzeri bir yapılaşmanın oluştuğunu görmekteyiz. Artık bölünmüş küçük tarım alanlarının yerine, 3-4 çiftlik ya da toprak sahibinin birleşerek büyük üretim çiftliklerine, ya da üretim merkezlerine dönüştüklerini görüyoruz. Bunda Devletin tarım sektörüne sağladığı önemli teşviklerin de büyük payı olduğunu düşünüyorum.

Eskiden 1-2 makine satabildiğimiz çiftçiler, bugün birleşip büyüyerek bu sayıları 10’lara, 20’lere çıkartmaktadır-lar. Bu da üretimlerini de aynı oranda arttırmalarına, üretim kalitesi ve rekol-telerinin artmasına etki etmektedir .

Holsan’ın bundan sonraki hedefleri nelerdir?Ben 90 yaşındayım. Artık görevi ikinci kuşağa devretmenin zamanı geldi ve geçiyor. ABD’de yüksek eğitimini tamamlayan oğlum Can Gökçeatam bilgi ve birikimini bizlerle paylaş-mak ve Holsan’ı daha dinamik bir yapıya kavuşturmak için işin başına geçecek. Yakın bir gelecekte oğlum Can’ın da katkısı ile ihracatımızın çok gelişeceğine olan inancım tamdır.Bugün Tarım ekipmanları sektöründe, makine üretenlere verilen finansal kaynaklar çok kısıtlı olup ufak tefek KOBİ kredileri dışında kredi bulmak çok zordur.Bütün bu olumsuzluklara rağmen Holsan, hedeflerini büyük tutarak bugün Avrupa’da eşi olmayan ve yalnız ABD’de üretilen tamamı paslanmaz çelik ilaçlama makineleri üreterek çiftçilerimizin beğenisini kazanmıştır. Tornado-Çet model makinelerimiz , katıldığımız Tarım Fuarlarında takdir toplamış ve çiftçil-erimizin önceliği olmuştur. Holsan olarak hedefimiz iyiyi çok daha iyi yapabilmektir.

Çetin Gökçeatam’ın işadamlığının yanı sıra cemiyetçilik özelliği de var. Biraz da bu yönünüzden bahsedebilirmisiniz?Yıllar önce Trafik Kazalarını Önleme Derneği’nde üyeliğim vardı. 1954 yılında Ankara’da kurulan Türkiye’nin ilk Rotary Kulübü, Ankara Rotary Kulübü’ne üye oldum. 57 yıldır da Ro-tary çalışmalarıma devam ediyorum. “Kendinden önce hizmet” parolası ile ülkemizde birçok sosyal projeye imza attık. Türkiye’nin ilk Guvernörlerin-denim (1978-1981). Benim de görev yaptığım dönemlerde, projelerimiz dahilinde yurdumuza bir çok okul ka-zandırdık. Bunlardan bir tanesi Geb-ze’ye çok yakın Tuzla İçmeler’de yapılan İşitme Engelliler İ.Ö.O’dur. Bugüne kadar bunca işin arasında bunlara nasıl vakit bulabildim diye bazen düşünmüyor değilim. San-ayinin içinde olmaktan ve insanlara faydalı bir şeyler yapmaya çalışmak-tan oldukça mutluyum.


Sizin sanayiciliğinizin dışında Türkiye’ye ilk renkli kartpostalı ge-tiren isim olarak biliniyorsunuz. Bu hobinizin ülkenin kültürel bir gelişmesi olacağını tahmin etmişmiydiniz? Türkiye’de, bayramlar ve özel gün-lerde herkesin birbirine kartpostal gönderdiği, renkli kartpostalların olmadığı yıllarda gönüllü olarak ülke-min tanıtımına katkı yapmak istedim. 1955 yılında Amerika İktisadi Yardım Grubu’nda görevliyken Türkiye’nin

tarihi ve turistik yerlerinin fo-toğraflarını çekip kartpostal olarak bastırdım. ABD’de okurken Tür-kiye’den siyah-beyaz kötü çekilmiş kartpostallar geliyordu. Onları ark-adaşlarıma utanarak gösteriyordum. Neden bizim de ABD’deki gibi renkli kartpostallarımız yok diye iç geçiriy-ordum. Türkiye’ye döndükten sonra bu işle uğraşmaya karar verdim. Ankara’da Türkiye’nin ilk modern renkli fotoğraf stüdyosunu açtım. Ar-dından Nikon firmasının temsilciliğini

alarak Türkiye’ye ilk kez bu fotoğraf makinelerini getirdim. Bir dönemin çok moda makinası Polaroid Maki-nasını Türkiye’ye yine ben getirdim. Uzun zaman ülkemin her yöresinin resimlerini çektim ve renkli kartpost-al olarak basılmasını sağladım. Bugün o dönemlerde yaşayanlar İstanbul’un ve Türkiye’nin güzelliklerini kart-postal olarak hafızlarına kazırken o fotoğrafların altında Çetin Gökçeat-am ismini rahatlıkla görebilir.”

1927 YILINDA İstanbul-Beyler-beyi’nde doğdu. 6 yaşında ba-basının işi dolayısı ile Ankara’ya taşındı. Ankara’da ilk, orta ve lise tahsilini yaptı.1945 yılında İstan-bul’da Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu’na girerek yüksek tahsilini yaptı.1949 yılında ABD’deki Mich-igan State Üniversitesinde Tarım Makinaları bölümünde yüksek lisans yaptı.1953 yılında Türkiye’ye döndü. Genelkurmay içinde NATO İrtibat Bürosu’nun Türk irtibat

subayı olarak askerlik görevini yaptı. Terhis sonrası ABD’nin Amerikan İktisadi Yardım Heyeti (AID) Tarım Grubu’nda, Tarım Makineleri müşaviri olarak 7 yıl görev aldı. 1945 yılında babası Sadi Gökçeatam, Tarım Alet ve Mak-ineleri sektöründe Alman Holder Tarımsal İlaçlama Makineleri’nin Türkiye mümessilliğini aldıktan sonra, babası ile birlikte çalışmaya başladı. 1962 yılında babasının ve-fatı sonrası işin başına geçti. 1966

yılında Holsan fabrikasını kurarak yerli üretime başladı.1981 yılında Gebze’de E5 yan yolda Holsan olarak üretim tesisinde faaliyetlerine başladı.Türkiye’nin tanınmış turistik kart-postal fotoğrafçılarından olan ve Profesyonel olarak fotoğrafçılıkla da uğraşan Gökçeatam, Ankara Rotary Kulübünün ilk üyelerinden olup Türkiye’nin ilk Rotary Gu-vernörüdür.

Çetin Gökçeatam Kimdir?


AR-GE’DE %10’LUK PAY KOCAELİ’NİN

DÜNYA genelinde Ar-Ge harcaması değer-leri, ülkelerin teknoloji

geliştirmeye ve üretmeye ayırdıkları payların incelen-mesi bakımından önemli bir gösterge olarak kabul edilme-ktedir. Bu durum ülkemiz için de geçerlidir. Ülkemiz son yıllarda teknoloji ve Ar-Ge ye yaptığı yatırımlar artmaktadır.Türkiye’de Ar-Ge faaliyetler-inin desteklenmesi, 2008 yılında kabul edilen 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile kamu politikası olarak uygulanmaya başlamış bulunmaktadır. Geride kalan 10 yıllık bir süreçte yürütülen destekleme faaliyetlerin sonuçları ve etkilerini ince-lersek, ilgili Kanunun ver-imli sonuç verip vermediği değerlendirilmeler sonucunda Bu güncellemeler; Bakan-lığımız koordinasyonunda gerçekleştirilen, sektörde Ar-Ge faaliyeti olan veya Ar-Ge faaliyeti yürütecek

işletmeler, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları, bakanlığımız yetkililerinin ve konuyla ilgili diğer pay-daşların katılım gösterdiği çalıştaylarda ortaya çık-maktadır. Ar-Ge ve Tasarım merkezlerinde çalıştırılan tam zamanlı eşdeğer personel sayısının 15’e indirilmesinin sanayi şirketlerini Ar-Ge merkezi kurmaya teşvik et-tiğini ve özellikle orta ölçekli sanayi kuruluşlarındaki Ar-Ge merkezi sayısında önemli oranda artış sağladığını hep birlikte tecrübe ettik. İlimizde; yönetmelikte bazı maddeler-in iyileştirmesi ile birlikte 38 olan Ar-Ge Merkezi sayısı 38 iken, bu sayı 76 e yükselmiş, Tasarım Merkezi ilimizde bu-lunmuyorken günümüzde 5 Adet Tasarım Merkezi Bakan-lığımız tarafından onaylan-mıştır. Aynı zamanda başvuru değerlendirme durumunda olan işletmeler de Ar-Ge ve Tasarım Merkezi olma yolun-da ilerlemekte, Türkiye gene-linde ise % 10 luk bir paya sahiptir.Türkiye’de bilim ve tekno-lojinin belirli bir politika çerçevesinde ele alınışı Planlı Dönem’le birlikte başlamış, 1963 yılında TÜBİTAK’ın ku-rulmasıyla bu konuda ilk kez üniversiteler dışında kurum-sal bir yapı oluşturulmuş-tur. 1960’lı yılların TÜBİTAK kanalıyla yürütülen politikası temel ve uygulamalı bilimsel araştırmanın destWeklen-mesi ve araştırmacı insan gücü yetiştirilmesi şeklinde özetlenebilir. Kocaeli’de 1972 yılında TÜBİTAK-Marmara Araştırma Merkezi’nin kurul-masıyla, ülkenin ekonomik kalkınma hedefleri doğrul-tusunda stratejik araştırmalar gündeme gelmiş, üçüncü ve dördüncü Beş Yıllık Plan’larda ise, teknoloji transferi ve te-knoloji politikaları bağlamında teknolojik gelişme kavramları işlenmeye başlanmıştır. Tubi-

tak MAM’ın yanısıra ilimizde 4 adet Teknoloji Geliştirme Bölgesi(TGB) bulunması ve TGB’ler arasında en büyük yatırım olan Bilişim Vadisi projesi de ilimizde bulun-maktadır. Ar-Ge faaliyetleri genel olarak birer kümelenme örneği olan TGB ve OSB lerde yürütüldüğünden TGB ve OSB bakımından ülke ortala-ması üzerinde olan ilimizde verimli çalışmaların yapılması beklenen bir durumdur.AR-GE faaliyetleri sonucu ortaya çıkan teknoloji ürünleri Bakanlığımız tarafından Te-knolojik Ürün Yatırım Destek Programı ile desteklenmek-tedir. Tekno yatırım Destek programı ile teknolojik ürün-ler seri üretime geçip ticar-ileşmesi amaçlanmaktadır. Ticarileşen katma değeri yüksek yeni ürün hem iç pi-yasaya hem de dış piyasa arz edilerek ülkemiz ekonomisine önemli katkı sağlamaktadır. Buradaki dikkat edilecek hu-sus; teknoloji yoğun ürün ve yenilikler en çok ihracat üze-rinde etkili olmasıdır. İhracat, ülkemizde üretilecek ürün ve hizmetlerin dış piyasaya arz edilmesi olarak düşünürsek, teknolojik ürün ülkemiz tem-sili ve marka değerini artırıcı etki yapacağı kaçınılmazdır.Ülkemizin 2023 hedefler-ine ulaşması ve ekonominin büyümesi için AR-GE –İhracat denklemine dikkat çekmek gerekmektedir. İhracatın te-knolojik ürün yönünde art-ması, içi piyasada rekabeti ve kaliteyi artırıcı bir etki yap-acaktır. Dış ticarette ihracat, ülkeye giren döviz miktarını artırır. Sonuç olarak; ihracat gelirlerinin ithalat gelirlerin-den daha fazla olması ülkem-izin dış ticaret açığını ortadan kaldıracak yönde katkı sağlar. Başarmak için de Ar-Ge faa-liyeti sonucu ortaya çıkan te-knolojik ürünün ticarileşip dış piyasa arz edilmesi gerekir.


Hilton Garden Inn, Şekerpınar’da

fark yaratıyorHilton’un orta ölçekli pazarda hizmet veren ödüllü markası Hilton Garden Inn,

Türkiye’deki yeni konsept oteli Çayırova-Şekerpınar’da hizmet veriyor.ÇAYIROVA Şekerpınar Cumhuriyet Mah. Muhsin Yazıcıoğlu Cad No: 117 ‘de daha önce Otel Şekerpınar olarak hizmet veren oteli kiralayarak Hilton Garden olarak düzenleyen Orbay Grup Kuyumculuk Turizm İnşaat Ticaret Lim-ited Şirketi 88 odalı otelde misafirlerini konuk ediyor.Otel müdürü Sezgin Dönmez ile, Hilton Garden’in geliş hikayesi ve hedeflerini konuştuk. Daha önce başka bir isimle hizmet veren oteli Hilton olarak plan-ladıklarını ve farklı bir konsept oluştur-mak için yoğun çaba harcadıklarını be-lirten Dönmez ”Misafirlerimize Hilton Garden Inn markasından bekledikleri sıcak ve kusursuz hizmeti sunmayı hedeflemiştik. Hilton olarak bölgede henüz yeniyiz. Henüz resmi açılışımızı da yapmadık. Buna rağmen gösterilen

ilgiden ve misafir tercihlerinden son derece memnunuz” dedi. Hilton’un tüm otellerinde aranan özelliklerin ve konforun burada da olduğunu belirten

otel müdürü Dönmez, otel olarak personel eğitimlerini ve kadro yapısını güncellediklerini, yangın ve güvenlik tes-tlerinden bir defada geçen tek otel old-uklarını, bunda da ekip arkadaşlarının ve burada uyguladıkları yöntemlerin büyük payı olduğunu söyledi. Dönmez, Hilton Garden İnn olarak bu bölgeye bir heye-can ve marka değeri olarak bir farklılık getirdiklerini de sözlerine ekledi. Yeni otelde ayrıca açık büfe kahvaltı, öğle ye-meği, akşam yemeği ve akşam yemeği-nin yanı sıra bir restoran bulunmaktadır. Bir yemeği kaçıranlar için, Pavilion Pantry marketinde atıştırmalıklar yer alıyor. Şekerpınar’daki toplantılar ve sosyal etkinlikler için toplantı odaları ve 250 kişilik yeterli balo salonu sağlıyoruz. İş seyahati, fitness merkezimiz ve kapalı yüzme havuzumuzdan memnun.


GARDEN GRİLLE RESTAURANT FARKIHilton Garden Inn Şekerpınar, misa-firlerine tek çatı altında tüm ihtiyaçlarını karşılama imkanı sunuyor. Otel bünyesinde yer alan Garden Grille Restaurant’ta Türk mutfağının eşsiz lezzetlerini sunuluyor. Misafirlere açık olan ve yemekleri takip etme imkanı veren mutfak, değişik bir konsepti ile otelcilik anlamında farklı bir uygulama sunmakta. Bu konuda bilgi veren otel müdürü Sezgin Dönmez, “ Mutfağımıza yemeklerimize ve hijyen anlayışımıza güvendiğimiz için mutfağımızı misa-firlerimize açık bir konseptte tasarladık. Otele gelen misafirlerimiz dilerse yemeğin yapılıp, kendilerine sunula-na kadar geçtiği evreleri çıplak gözle izleyebiliyor. Hiç bir şey gizli saklı değil burada.” dedi. SPA MERKEZİ GÖZ KAMAŞTIRIYOR Otelde konaklama ve yemek dışında, günün yorgunluğunu atacak aktiviteleri de sunduklarını söyleyen Dönmez, “ seyahatleri sırasında rahatlamak isteyen konuklar, teknolojinin son imkanları kullanılarak inşa edilen Fitness Center’ı ve SPA’yı ziyaret etme şansına sahip. SPA içerisinde kapalı yüzme havuzu-nun yanı sıra Türk hamamı ile özel tuz masajı seçeneğini de sunan masaj odaları da bulunuyor. SPA merkezi, dışarıdan gelecek misafirler için de hizmet vermekte. Oteli iş seyahatleri için tercih eden misafirler ise 120 kişilik kapasiteye sahip iki toplantı salonunun yanı sıra ücretsiz WiFi hizmetinden, 24 saat hizmet veren ‘business center’dan

ve zengin ikramlardan yararlanabiliyor. Misfafirler, Hilton kalitesi ile yerel spesi-yaliteler ve uluslararası mutfakları servis eden Garden Grille restoran, kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeği için sürekli açık. Hilton Garden Inn ‘de kon-aklayan konuklar, ayrıca kapalı yüzme havuzu, sauna ve fitness merkezinden de yararlanabilirler. Otel’de internet ve yazıcı bulunan ofis sistemi, sürekli wiless ve 180 araç kapasiteli kapalı otopark da ayrıntılar arasında yer alıyor. HİLTON’UN SADAKAT KART AVANTAJIŞekerpınar Hilton Garden’da, tüm Hilton otellerinde uygulanan misafir sadakat programı da uygulanmakta. Dünya’da 62 milyon üyesi bulunan ,

üyelerini heyecan verici, otantik ve sıra dışı olanaklarla ödüllendirmeye yönelik bu programda, misafirler 3 ayrı sınıfta karta sahip oluyorlar. Blue, Gold ve Diomand Kart olarak uygulama yapıl-makta. Otelde konakladıkça bu kart içerisinde puanlar birikiyor ve müşteri burada biriken puanları Dünyanın bütün Hilton otellerinde bu puanları kulla-nabiliyor. Bu puanlarla, gold ve diamond kart sahibi otel müşterileri yiyecek içeceklerde yüzde elli indirim alabiliyor, ücretsiz oda yükseltmeleri, şişeli su , kahvaltı , uçak biletleri alabiliyor, araç kiralayabiliyorlar. Hilton’un , Dünya’nın 103 ülkesinde yaklaşık 5.000 tesis, 14 farklı Hilton markası ile her bütçeye ve etkinliğe uygun bir oteli bulunmakta.


ATAK Robot’la BİR ANDA ROBOT SEKTÖRÜNDE HEYECAN UYANDIRAN HAMLE MÜHENDİSLİK;

KÜRESEL BİR ROBOT MARKASI ORTAYA ÇIKARTMAK İÇİN GELİYOR!

Kocaeli Bilişim Fuarı’nda görücüye çıkan ve tüm ziyaretçilerin büyük ilgisini çeken ATAK Robot’un mimarları ile bir araya geldik.

ATAK Robot Hamle Mühendislik Ar-GE ekibi tarafından geliştiril-di, bu ekip Murat Akkaya’nın

2002 yılında şahıs işletmesi ile başlat-tığı ticari faaliyetleri ile yola çıkan ve zamanla Kontrol sistemleri, mekanik tasarım ve Programlama gibi farklı disiplinlerde uzmanları bünyesine katarak genişleyen bir ekip.Akkaya Kardeşler 2007 yılında şahıs işletmesini Tüzel kişiliğe çevirirken bunun bir Hamle olduğunun farkın-dalardı ve şirketlerine HAMLE MÜHENDİSLİK ismini verdiler ve bundan 10 yıl sonra Robot üretirken bunun ülkemiz için de bir ATAK old-uğunun da farkındalar, Firma kuruluş dönemde ağırlıklı olarak Dünyada gelişen teknolojiyi takip ederek Türk sanayicisinin istifadesine sunma misyonu ile çalışmaktadır Fabrika otomasyon sistemleri, verimliliği artırmaya yönelik projeler geliştirmenin yanında Dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen otomasyon malzeme üreticilerinin bayiliklerini ve sistem entegratörlüklerini yürütme-ktedir. 2013 yılı bu ekip için dönüm noktasıdır, bu yıl içerisinde firma AR-GE odaklı çalışmaya karar vererek “teknoloji üreterek takip edilen olma” vizyonunu benimsemiştir. Firma bu vizyon ile 2015 yılında Robot tasarımına başlar ve 2 yıllık yoğun bir çalışmanın ardından bu emeğin meyvesi Atak Ro-

bot’la sektörde bir anda adlarından söz ettirdiler, bir anda ülkenin ve Gebze’nin gururu oldular. Başarı Dinamikleri ekibi olarak, Atak Robot’un hikayesini ve Hamle Mühendislik’in küresel bir marka ortaya çıkartma serüvenini, Türk girişimciliğinin geldiği noktayı, sektörde var olmanın zorluklarını konuştuk.Bilişim Vadisi’nde yer tahsisi alan ilk firmalardan olan Hamle Mühendislik, geliştirdiği Atak robotla, bu sektörde kalıcı olacağını ortaya koydu. Ar-Ge ve imalat süresi 2 yıl süren robotun, önümüzdeki yıl üretim hatlarında yerini alması planlanırken yeni modellerin

tasarımına şimdiden başlanmış. YENİ TEKNOJİLER İNCELENDİAkkaya, Atak’a uzanan serüveni şu şekilde anlatıyor; “Türkiye 90’lı yıllarda robot yapmış bir ülke. Bundan sonra da pek çok robot üretim denemesi oldu ama yerli robotta farklı modelle-rde üretime geçerek markalaşmış bir ürünümüz maalesef yok, Biz ekip olarak 2002den beri otomasyon sektöründe uygulamalar yapıyoruz her yıl sektör fuarlarında, yeni ürünlerde yeni tekno-lojileri incelemeye, fuarlardan sonra bu ürünleri uygulamalarımızda kullanmaya ve insanları bu teknolojilerle tanıştırma-ya alışmışken 2008-2009 lardan sonra sektörde teknolojik uygulamaların yavaşladığını farkettik bu durumun net-icesi olarak uygulanan projelerde muha-tap seviyeleri düşüyor, kişisel elektronik ürünlerinin gelişmesi ile çeşitlenen müşteri talepleri, endüstriyel kontrol cihazlarının kabiliyetlerini aşıyordu. “Gelişen teknolojiyi takip ederek öncü olma” vizyonu ile çalışan ekibimiz, gelişmeyen teknoloji ile öncü olma vasfını kaybederken kafayı kaşımaya başladık, ya öncü olmaktan vazgeçerek işleri zamanın akışına bırakacak yada bu duruma bir çare bulacaktık. Gerçekten de kul sıkışmayınca Hızır yetişmezmiş öncü olmanın teknolojiyi takip eder-ek değil, teknoloji üreterek olacağını böylece keşfetmiş olduk.


DİJİTAL DEVRİM ERKEN FARKEDİLDİAtak robotun Ekip liderleri tekno-loji üretme işini fazlası ile ciddiye almışlar. Genelde “Yeni bir mal bulup getirelim” merakıyla gidilen yurtdışı fuarlarını “Yeni teknolojileri inceleyip dünyanın gidişatını anlayalım” niyeti ile gezmeye başlamışlar. Şangay’dan Stuttgart’a, Şikago’dan Atlanta’ya sektörün önemli fuarlarında tekno-lojinin yönünü anlamaya çalışmışlar. Bu incelemelerinde Dünya’da esen “Dijital Devrim” rüzgarını erkenden farkedildi ve karar verildi; Madem bir adım atılacak, bu adım bölge-sel değil küresel olmalıydı, madem Dünya üretim süreçlerine dayalı yeni bir devrim yaşamaya hazırlanıyor, 20 yıla yakın süredir bir arada olan bu ekip bu devrime ortak olacak yeni bir hamle yapmalıydı. Yaklaşan devrimin en önemli ayağının robotik üretim olduğunu tespit eden ekip liderleri, kendilerine Robot Geliştirme ve Türkiye’den dünya çapında kalitesi ile anılan bir Robot markası ortaya çıkartma hedefi koydular.ROBOTLARIMIZ NEDEN HENÜZ TİCARİLEŞEMEDİ?Türkiye 90’lı yıllarda robot yaptığı-na göre neden bu robotlar bugüne kadar ticarileşemedi? Neden ülke-miz bu sektörde yerinde saydı? Bize göre bunun iki sebebi var, öncelikle markalaşmaya yeterince

önem verilmediğini düşünüyoruz biz markalaşma çalışmalarımızı projem-izin bütünlüğü içerisinde ele alıyoruz klasik reklamların yanında robotik otomasyon konusunda uyguladığımız eğitim programları ve seminerler ile de hem sektör paydaşlarımıza hem de gelecekte sektöre girecek öğren-cilere ulaşıyor markamızı tanıtırken Türk insanının beşeri sermayesine

de katkı vermeye çalışıyoruz. Bizim tespit ettiğimiz İkincisi problem ise pek çok projede eksik teknoloji ile piyasaya girilmesidir. Projemizi başlatmadan önce teknoloji geliştirme yolunda yönümüzü belirlemek için gezdiğimiz yurtdışı fuarlara projemize başladıktan sonra AR-Ge ekibimiz ile katılmaya devam ettik, Ürün AR-Ge

sinde çalışan arkadaşların dünyadaki örnekleri yerinde incelemesine azami önem verdik. Bu ziyaretlerde elde ettiğimiz bilgi, birikimin projemiz-in başarısında büyük katkısı oldu. Çalışmalarımız ile ülkemize de hizmet ettiğimizi düşünüyor bunun için ayrıca heyecan duyuyoruz, Bundan sonra daha çok çalışacağız ve bugüne kadar ülkemizdeki örnekleri aşarak yeni

kapasite ve modellerde robotlarımızı piyasaya süreceğiz ayrıca dünya kalitesini yakalayıp, bu alanda marka-laşmış kendi teknolojisi ile robot üre-ten ve bu robotları sanayide kullanan bir ülke olma yolunda sağladığımız katkı ile Milli Teknoloji Hamlesi için memleketimize hizmet edeceğiz

2014 - SANGAY 2014 STUTTGART

2015 HANNOVER 2015 KARLSRUHE 2015 ŞİKAGO


2016 ATLANTA 2016 HANNOVER 2016 HANNOVER

YENİ ATAK MODELLERİ BİLİŞİM VADİSİ’NDE GELİŞTİRİLECEKBizim projemiz ile eş zamanlı olarak hizmete giren, Türkiye’nin Ar-Ge merkezi Bilişim Vadisi nin Gebze’de olmasını büyük bir imkan olarak gördük burada olmamız gerektiğini düşünerek tereddütsüz başvurduk. Sağ olsunlar onlarda projemizin önemine inanarak bize yer tahsisinde bulundular. SANTEK Sanayi fuarı ve ardından Kocaeli Bilişim Fuarı’nda aldığımız güzel tepkilerin yanında pek çok sanayicimiz ile görüşmeler-imiz oldu. Bunlardan bazıları ile artık projelendirme aşamasına geçtik. Bundan böyle bizden ilk robotu-muzun işe giriştiğine dair haberler alacaksınız. Ayrıca Palletizer ve Delta Robotlarımızı da geliştirerek bunları da endüstriyel uygulamalarda kullanacak ve 2018 deki fuarlarda sergileyeceğiz. Dünyada uzun zamandır üretilen standart tip robotların yanında yeni tiplerde hatta alışılmadık denilecek örnekler ile uygulamalar gözlemli-yoruz. Uluslararası fuarlara Ar-Ge ekibimizle beraber katılmaya ,bu uluslararası fuarlarda katılımcı olarak kendi geliştirdiğimiz robotlarımızı tanıtacağız. Yeni uygulamalarımızla, robot teknolojisinde Dünyaya yön

vereceğiz. Yani ekibimizin iddiası bir robot geliştirmekten çok daha ileridir. Kısaca ifade etmek gerekirse bu robotu tüm endüstriyel robot çeşit ve kapasiteleri ile tamamlayarak küresel bir robot markası ortaya çıkarmayı hedefliyoruz.ATAK ROBOT BİREKİP BAŞARISIDIRHamle Mühendislik olarak endüstriyel otomasyon alanında 20 yıla yak-laşan bir deneyime sahibiz . Robot kullanıcılarının ihtiyaçlarını çok iyi biliyoruz. Ar-Ge ekibimiz kariyerler-ini firmamızda geliştirmiş, kontrol sistemi- mekanik tasarım- yazılım di-siplinlerinde uzmanlardan oluşmakta. Global bir robot markası ortaya çıkar-maya odaklanmış ekibimiz en büyük gücümüz. Elbette bugün yaşadığımız başarının merkezinde de bu ekip çalışması bulunmakta, Bu ekiple gerek üretimde gerekse satış sonrası hizmetlere getireceğimiz farklılıkla öncelikle Türk sanayicisini daha sonra tüm Dünyadaki robot kullanıcılarını küresel standartlara uygun, kalitesini ispatlamış, etkin uygulama desteği veren, güçlü eğitim programları ve sorunsuz satış sonrası servis hizmeti sağlayan küresel bir robot markası ile tanıştırmayı planlıyoruz.


KOSGEB ve KOBİ’ler

ÜLKEMIZDE işletmelerin sınıflandırılmasına yönelik olarak değişik zamanlarda

ve farklı kurumlar tarafından çeşitli tanımlar yapılmış ve uygulanmıştır. Bu çerçevede 2005 yılına kadar KO-Bİ’lere destek veren her kurum kendi amaçlarına uygun bir KOBİ tanımı kullanmıştır. Bu durum, KOBİ’lere yönelik belirlenen politikalarda kar-maşıklığa yol açmış ve bir kurumun KOBİ statüsünde kabul edip destek verdiği bir işletmeye diğer bir kurum KOBİ tanımına uymadığı gerekçesi-yle destek vermemiştir. İlerleyen süreçte Avrupa Birliği’nde (AB) ortak bir KOBİ tanımına geçilmesi ve üye-aday ülkelere yöne-lik tavsiye niteliğinde yayınlanmasın-dan sonra, ülkemizde tüm kuruluşlar için geçerli ortak bir KOBİ tanımı, 18 Kasım 2005 tarihli ve 25997 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 18 Mayıs 2006 tarihinde yürürlüğe giren “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sını-flandırılması Hakkında Yönetmelik” ile belirlenmiştir. Bu yönetmelik 4 Kasım 2012 tarih ve 28457 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak günün şartlarına uygun hale getirilmiş KOBİ Tanımı Bakanlar Kurulu Kararıyla şu şekilde belirlenmiştir ;

TÜİK İş Kayıtlarına Göre Gi-rişim Sayıları Çalışması sonuçları kapsamındaki en güncel ver-iler 2016 yılına ait olup, ilgili yıl içerisinde ülkemizde 3.652.521 işlet-menin faaliyet gösterdiği görülme-ktedir. Sadece çalışan sayısı kıstası dikkate alındığında, bu işletmel-erin 3.420.580’i Mikro (%93,6), 193.304’ü Küçük (%5,3) ve 32.585’i Orta (%0,9) ölçekli olmak üzere toplam 3.646.469’unun (%99,83) KOBİ olduğu görülmektedir.

KOBİ’lerin ihracat verilerine bak-tığımızda; 2015 yılında dış ticar-et değeri bakımından, ihracatın %55,1’ini KOBİ’lerin gerçekleştirmiş olduğunu görüyoruz.

Buna göre, ihracat yapan KOBİ sayısı her yıl düzenli olarak artmaktayken, KOBİ’ler tarafından yapılan toplam ihracatın ise 2012 yılından itibaren azaldığı görülmektedir.

Ülkemizde KOBİ’lerin desteklen-mesinden sorumlu Kuruluş olarak KOSGEB ;KOBİGEL-KOBİ Gelişim Destek Programı, TEKNOPAZAR-Teknolojik Ürün Tanıtım ve Pazarlama Destek Programı, Kredi Faiz Desteği ve Stratejik Ürün Destek Programı adı altında 5 farklı destek programı ile KOBİ’leri desteklemektedir.

KOSGEB Kocaeli OSB Müdürlüğü olarak TAYSAD Organize San-ayi Bölgesi içerisinde yer alan Müdürlüğümüzde faaliyetlerimizi sürdürmekte olup KOSGEB’in Türki-ye Genelindeki 92 Müdürlüğünden biriyiz.

KOSGEB’in yenilenen ve artan desteklerinden Gebze,Çayırova,Di-lovası,Darıca bölgesinde yer alan KOBİ’lerimizin faydalanabilmesi için Kamu,Üniversite, Sivil Toplum Kuruluşları ile işbirliği içerisinde çalışıyoruz.

11 Eylül-20 Ekim 2017 tarihleri arasında “KOBİ’lerin ihracat kapasitelerinin arttırılması ve yeni pazarlara açılım” başlığını da içeren 8 farklı konu başlığında KOBİGEL-KOBİ Gelişim Destek Programı çağrısına çıktık ve 184 adet proje başvurusu yapıldı. Bu çağrının duyurulması aşamasında Organize Sanayi Bölgeleri Yöne-timleri, Gebze Ticaret Odası ve Sivil Toplum Kuruluşları ile ortak toplantılar düzenleyerek kısa sürede KOBİ’lerimize ulaştık. Pro-jelerin değerlendirme aşamasın-da ise Gebze Teknik Üniversitesi ile yapmış olduğumuz Protokol kapsamında bölgemizdeki Öğretim Elemanlarından destek alacağız.

Bölgemizde Patentli ürünü olan , Ar-Ge aşaması KOSGEB veya diğer kamu kuruluşları ile tamamlanmış ürünü olan veya Teknolojik Ürün (TÜR) Deneyim Belgesine sahip işletmelerim-ize bu ürünlerini seri imalata geçirebilmeleri için KOBİ Te-knoyatırım-KOBİ Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programı kapsamında 10 Milyon Türk Lirasına kadar destek veriyoruz. Ayrıca bu ürünlerin tanıtımı ve pazarlanması için TEKNOPA-ZAR-Teknolojik Ürün Tanıtım ve Pazarlama Destek Programı kapsamında yurtiçi ve yurtdışı tanıtım giderlerine 150.000 TL’ye kadar %100 oranında destek veriyoruz.

KOBİ’lerimiz Ar-Ge projeleri ile ürünlerinin değerini arttırmak-ta ayrıca uluslar arası pazarda rekabet güçlerini arttırmaktadır-lar. Bu kapsamda KOBİ’lerimizin en büyük destekçisi KOSGEB olmaktadır. Tüm KOBİ’lerimizi özellikle KOSGEB’in proje bazlı desteklerinden faydalanmaya davet ediyorum,


GEBZE, İHRACATIN YENİ YILDIZLARI ÖDÜL TÖRENİNDE BAKAN TÜFENÇİ’Yİ AĞIRLADI

GTO,

büyüyor

yeni yıldızlarıyla

Gebze Ticaret Odası ‘İhracatın Yeni Yıldızları’ Ödül Töreni Temmuz ayında görkemli bir törenle gerçekleşti.

ŞEKERPINAR Ramada Plaza İstanbul Asia Airport Otel’de gerçekleşen ve Gebze Ticaret Odası’nın ihracat ve dış ticaret eğitimlerini tamamlayıp, sertifika alan ve ilk kez ihracat yapmaya başlayan firmaların ödüllendirildiği törene ; Güm-rük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Kocaeli Valisi Hüseyin Aksoy, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu ,TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Kaymakamlar, Belediye Başkanları, Oda, Borsa ve OSB’lerin Başkanları, bölge müdürleri ve çok sayıda davetli katıldı. TÜFENKCİ : ODALAR SİZLERLE BİZİM ARAMIZDA KÖPRÜDÜR Törende konuşma yapan Gümrük

ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, “Gebze Ticaret Odamızın sertifika programını tamamlayan ve ihracatın yıldızları olan arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. Ekonomide bazen sadece rakamlara bakıyoruz. Ama rakamların ötesine de bakmalıyız. Türkiye’de ekonominin başarısı iş adamlarının başarısıdır. Gebze bir ilçe olmasına rağmen ülkemiz ekonomisinin önemli merkezlerinden biri. Bölgemizin, Türkiye imalat sanayine sağladığı katkı % 13’ün üzerindedir. Odalarınızı üyeler olarak aktif şekilde kullanıp harekete geçirin.” şeklinde konuştu. Hükümet olarak işadamlarını önünü açmak ve sorunları çözmek için her

türlü desteği vermeye hazır olduk-larını kaydeden Tüfenkçi ,Ar-Ge yasasını hayata geçirdiklerini ifade etti. Tüfenkçi,”Türkiye’nin dünyanın en büyük 10 ekonomisi olması demek teknoloji üretmek demektir. OSB’le-rin yapılarını daha aktif hale getirdik. Sizler bize sorunları iletirseniz o so-runa çözüm buluruz. Odalar sizlerle bizim aramızda bir köprü kuruyor-lar. Türkiye’ye daha fazla yabancı sermaye gelmesi için çalışıyoruz. Tüm firmalara başarılar diliyorum. Bu programı düzenleyen herkese teşekkür ediyorum”diye konuştu.


ÇİLER : SANAYİNİN BAŞKENTİ KOCAELİ’DİR GTO Yönetim Kurulu Başkanı Nail Çiler,”Ödül töreninde sizlerle beraber olmanın onur ve gururunu yaşıyorum. Bizleri bayraksız, vatansız ve Devletsiz bırakma girişiminin üzerinden bir yıl geçti. Milletimiz hain darbe girişimine canı pahasına karşı durdu. Bu olum-suzlukların üstesinden geldik. Alınan önlem ve reformlar sayesinde 2023 hedefleri doğrultusunda ilerlemeye devam ediyoruz.Cumhurbaşkanımızın talimatı ile başlayan milli istihdam seferberliğinde bir rekora imza atıldı”dedi. Milli istihdam seferberliği ile 1 Milyon 200 bin kişiye istihdam sağlandığını ifade eden Çiler,”Bugün buraya firmalarımızı ödüllendirmek için geldik. Tüm firma-larımızı tebrik ediyorum. Bölgemizde

10 adet OSB var. Türkiye’de ilk kurulan teknopark bu bölgededir. Gebze’de toplam 3 tane vergi dairemiz var. Türkiye’nin sanayi başkentinin Anka-ra’dır; sanayinin başkenti ise Kocaeli’dir; Kocaeli’nin de kalbi Gebze’dir”şeklinde konuştu. HİSARCIKLIOĞLU : “GTO DAHA NE YAPSIN?” TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, yaptığı konuşmada ülkelerin hat-ta şehirlerin gücünün kaynağının müteşebbisler olduğunu söyledi. Gebze Ticaret Odası’nı kutladığını ifade eden Hisarcıklıoğlu,”Odamız çok doğru iş yapıyor. Başarılı girişimleri tebrik edeceğiz ki müteşebbis yetişsin. Kadınlarımızı, çocuklarımızı girişimci olması için teşvik etmeliyiz. Sizler gibi müteşebbisler oldukça bu ülkenin sırtı yere gelmez. Bakanımız her konuda

istişare ederek adım atıyor” şeklinde konuştu. “Gebze Ticaret Odası beş yıldızlı bir oda”ifadesini kullanan Hisarcıklıoğlu , “Paris ve Londra Ticaret Odaları’ndaki hizmetin aynısını veriyor. Odamız 15 Temmuz hain darbe girişiminde tavrını ilk gösteren odalardan biri. Şehit yakınları ile bağış kampanyasında en çok destek veren yedi odadan biri oldu. Girişimcilik eğitimlerde 633 kişi işini kurdu. Gebze Teknik Üniversite ile işbirliği başarılı öğrencilere burs veriyorlar. 5 tane 112 acil servis merkezi açtılar. Halk Eğitim Merkezi ve Kızılay binası yapıyorlar. Gebze Ticaret Odası daha ne yapsın. Gebze’ye değer katmaya devam ediyor. Şimdi sizlere soruyorum Gebze Ticaret Odası daha ne yapsın?”dedi.

ÖDÜL ALAN İHRACATÇI 15 FİRMA

4Günsan Çelik Mamülleri Pazarlama ve Ticaret Anonim Şirketi 4Politeks Ambalaj ve İnşaat Sanayi Ticaret Anonim Şirketi 4Vektör Kontrol Sistemleri Müşavirlik Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi 4Kartallar Boya ve Kimya Sanayi Ticaret Limited Şirketi 4Ekol Kalıpçılık Poliüretan İmalat Nakliye Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi 4Hürmak Plastik Otomotiv Makine İmalat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi 4Ertuğ Mühendislik İnşaat Turizm Taşıt Araçları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi 4Tekiş Teknik Erozyon Kalıp Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi 4 Coşkun Arıtma Sistemleri İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirk eti 4Dündar Metal Nakliyat İnşaat ve Makine Sanayi Ticaret Limited Ş irketi 4Patent Makine Mühendislik 4Adam Temiz Enerji Teknolojileri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi 4Umut Tayan-Tayan Safsu Üretim ve Toptan Satış 4Detsa Trafo Kazan İmalatı ve Çelik Konstrüksiyon Sanayi Ticaret Anonim Şirketi 4Zetplast Plastik Ürünleri Sanayi ve Ticaret anonim Şirketi


PERSONEL KALDIRICILAR VE VİNÇ SEKTÖRÜNÜN GEBZE’DE DOĞAN PARLAYAN YILDIZI;

Fatih Vinç, kendini aştıTemelleri 1985 yılında Gebze’nin sevilen işadamlarımızdan Ali Aydın tarafından

Bursa’da Aydın Vinç olarak Fatih Vinç, 1989 yılında Gebze’ deki faaliyetlerine başladı.

27 yıl önce küçük bir kiralama şirke-ti olarak başlayan Fatih Endüstriyel Vinç İşletmeciliği A.Ş, bugün de

yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Başarılı firma 13 Eylül 2017 tarihinde unvan değişikliği yaparak ismini Fatih Vinç İşletmeciliği Nakliyat İnşaat Otomotiv Sanayi Ticaret A.Ş olarak değiştirdi. Geniş ve kapsamlı, zengin araç ve ekipman parkıyla Türkiye’nin en büyükleri arasında gösterilen firma, sektör için stratejik öneme sahip bölge-lerde yaptığı servis ve şube yatırımları sayesinde çözüm ortaklarına kesintisiz şekilde hizmet vermekte. Başta Gebze olmak üzere, Bursa, İzmir, Ankara, Tekirdağ ve Eskişehir de şubeleri bulunan Fatih Vinç, istikrarlı büyüme trendini sürekli geliştirmekte. Fatin Vinç Genel Müdürü ve PLAT-FORMDER Yönetim kurulu üyesi Kenan Aydın, Sektörün Dinamikleri

dergimiz için , firmanın geldiği yeri, sek-tördeki durumunu, 2018 yılı hedeflerini , platform ve vinç sektörünün gelişimini değerlendirdi;

Fatih Vinç olarak makine yatırımlarıyla dolu bir yılı yaşadınız? Makine parkınızın durumu nedir? Hedeflerinize ulaşabildiniz mi? 2011’den itibaren daha mütevazı stratejiler çizdik. Bu planlar yüzde 100 tutmakla birlikte ötesine geçtiğimiz durumlar oldu. Ülkemizde dalgalanmalar olmasına rağmen öngörülerimiz tuttu. 2016 yılı için 20-41 metre arası büyük bom makinelerin piyasaya gireceğini söylüyorduk. Bu makinelere birçok firma rağbet gösterince kâr marjları düştü. Fatih Vinç olarak Türkiye’nin tüm bölgel-erine Makaslı Platform, eklemli platform, dikey ve teleskopik platform, sepetli platform, forklift, Vinç, telehandler ve

konteyner satışları yapıyoruz. Makine parkımızı sürekli geliştiriyoruz. Makaslı platformlara ağırlık verdik, 2 yıl önce ciddi platform yatırımlarıyla kapattık. Ge-nie’lerin yanı sıra 6 adet HMF Airo , 18 adet de Dingli marka makaslı platformu ve 12 ila 14 metre kapasiteli Genie akülü makaslı platformları makine parkımıza kattık. Ağustos ayında 35 adet Snorkel, 1 adet Dino Lift makinesi, Cela Marka DT25 DT30 Model Örümcek Platfor-mun yanı sıra Haulotte HA41 RTJ PRO Model Eklemli Platformu araç parkımıza ekleyerek toplam makine sayımızı 900’e yaklaştırdık. Adet ve ürün çeşitliliğinde ilk sırada bulunuyoruz. Makine parkımızda kalitesiyle kendini ispatlamış 12 farklı markının ekipmanları bulunuyor.Yatırımlarımıza bu yılda da devam etmeyi düşünüyoruz.


Sektörde kullanılan makinelerin teknolojik gelişmesi sizce yeterli mi? Neler öngörülebilir? Sektörde yer alan makinelerde bazı yenlikler görülüyor. Ancak yeterli old-uğunu düşünmüyoruz. Bölgesel olarak daha farklı taleplerimiz olabiliyor. Bun-ları üretici firmalarla istişare ediyoruz.2017 yılının sonuna geldiğimizde bizim için güzel bir yıl geçti diyebil-irim. 2018’in de çok iyi geçeceğine inanıyorum. Dünya çapındaki en önemli projeler Türkiye’de gerçekleştiriliyor. Üçüncü hava limanı, hizmete giren köprüler, Avrasya geçişi, akabinde başlayacak olan Kanal İstanbul Projesi. Bu projeler sektörümüze de olumlu yansıyacak diye düşünüyorum. Karam-sarlığa kapılmıyoruz. Yatırımlarda hız kesmeyeceğiz. Makine sayımızı 1.000’e çıkarmayı hedefliyoruz. Kurduğumuz sistem ve mevcut kadromuz 1.500 makineyi sevk ve idare edebilecek seviyededir.

Piyasada Fatih Vinç’i sürdürebilir kılan hususlar neler?Yatırımlarımızı bölgelerdeki mak-ine taleplerini doğru analiz ederek yapıyoruz. Şu anda Gebze’deki merkezimizle birlikte Eskişehir, Ankara, Bursa, İzmir, Tekirdağ olmak üzere 6 şubemiz bulunuyor. Türkiye’nin en geniş hizmet ağına sahip platform kiralama firmasıyız. Bünyemizde çalışan 85 kişiyle 40 ayrı şehirde faaliyet

gösteriyoruz. Marmara Bölgesi’ndeki hâkimiyetimiz yüzde 30, Güneydoğu Bölgesi’nde ise bu oran yüzde 80’lere yükseliyor. Hizmet vermenin zor olduğu bölgelerde de oldukça etkin bir hizmet sağlıyoruz. Sektörde iyi bir yerdeyiz. Hatta Uluslararası sektör temsilcilerinin de dikkatini çeken bir kuruluşuz. Dünyaca ünlü sektör dergisi Access International Dergisi, Dünyanın en büyük 50 ve 100 Kiralama Firmasının listesini açıkladı. Bu listede Fatih Vinç; 67. sıradan kendisine yer edindi. Bu sadece bizim değil ülkemizin gururudur, Gebze’nin iş yaptığımız bölgelerin gururudur.

Müşteri Fatih Vinç’ten makine kiraladığında hangi avantajlara sahip oluyor?Sözleşmelerimizde açıkça yazdığımız müşteri lehine olan bazı maddeler bu-lunuyor. Şantiyenin uzaklık veya yakınlık derecesine göre müdahale taahhüdü, vb. Türkiye’nin en uzak bölgesine dahi 1 günlük servis müdahale süresi veriy-oruz. Buna rağmen servis konusunda geliştirmemiz gereken hususlar old-uğunu biliyor ve bu alandaki geliştirme çalışmalarımıza devam ediyoruz.

2013 yılında devreye aldığınız Liftser’den kısaca bahseder misiniz?2013 yılında sektörün gelişimine bağlı olarak servis, bakım ve revizyon alanlarında sektörde ciddi bir ihtiyaç doğacağını düşünerek Liftser firmasını kurduk. Bu firma 20 araç ve 30 kişilik bir ekiple Türkiye çapında, şubelerim-izin bulunduğu İl’lerde, Fatih Vinç ile birlikte bütün kiralama firmalarına ve son kullanıcılara servis bakım hizmeti vermekteyiz. Hizmetlerimiz arasında Akülü ve dizel platformlar, forkliftler ve mobil vinçlerin 7/24 servis bakımlarını yapıyoruz. Mekanik, elektrik, elektronik aksamları boya kaporta işlerini ve lastik tedariklerini sağlıyoruz. Aynı zamanda çeşitli markaların yetkili servis hizmetler-ini, parça tedariklerini ve aylık yıllık periyodik bakımlarını da sağlamaktayız.


Bir liseden daha fazlası!Gebze Ticaret Odası ve Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ortak katkıları ile Logo Teknoloji ve

Yatırım A.Ş. tarafından yaptırılan ve bilişim eğitimi konusunda faaliyet gösterecek olan Mehmet Tuğrul Tekbulut Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, yeni eğitim ve öğretim yılına 50 öğrencisiyle başladı.

GEBZE Ticaret Odası ve Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ortak katkıları ile Logo Teknoloji ve

Yatırım A.Ş. tarafından yaptırılan ve bilişim eğitimi konusunda faaliyet gösterecek olan Mehmet Tuğrul Tekbulut Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, yeni eğitim ve öğretim yılına 50 öğrencisiyle başladı. Temeli 2 yıl önce TOKİ tarafından Kirazpınar’da atılan ve inşaatı devam ederken Ağustos ayında Milli Eğitim İl Müdürlüğü ile imzalanan protokolle yapımını Logo Teknoloji ve Yatırım firmasının üstlendiği okulun tüm eksikleri tamamlanarak eğitime açıldı. Tekbulut, okulu 2017-2018 eğitim ve öğretim yılına yetiştirdiklerini, ilk başvuran herkesi de okula kaydettiklerini belirtirken okulun tam kapasiteye eriştiğinde öğrenci sayısının 600’e ulaşabileceğini söyledi. 3,5 MİLYON TL HARCANDIOkul Müdürü Halil Erdal ve Okul Aile Birliği’nin çalışmalarını özveriyle sürdürdüğünü belirten Tekbulut, önümüzdeki öğretim yılında liseyi bilişim konusunda tematik liseye dönüştürmek üzere çalışmalarına devam ettiklerini, liseyi en modern cihazlarla donatırken uzun yıllardır hayalini kurduğu bir idealini gerçekleştirmiş olmanın mutluluk ve gururunu yaşadığını söyledi. Okulda 16 derslik ve tam donanımlı 4 bilgisayar atölyesi, bir elektronik atölyesi ve tam donanımlı bir Z-kütüphane olduğunu

belirten Tekbulut, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızla gelişen bilişim sektöründe çalışacak eleman bulma konusunda büyük bir darlık olduğunu, Gebze’de bunun üst düzeyde yaşandığını ifade etti. “Bilişim Vadisi’ne ev sahipliği yapan Gebze’de yıllardır bu eksiği görüyor ve ihtiyacı belirtiyorduk. 3,5 milyon TL’lik bir yatırımla, gerekli donanımları da sağlayarak okulu tamamladık ve eğitim öğretim dönemine yetiştirdik. Okulu bu konuda en iyi okullardan biri yapmak üzere yatırım ve desteklerimiz devam edecek. Bu anlamda, katkılarından dolayı Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Fehmi Rasim Çelik’e ve Gebze Ticaret Odası Başkanımız Sayın Nail Çiler’e ayrı ayrı teşekkür ediyorum.” dedi.İŞ GARANTİLERİ OLACAKBuradan mezun olan öğrencilerin iş bulma konusunda sıkıntı yaşamayacağını düşünen Tekbulut, mezunların bilgisayar mühendisliği bölümlerinde üniversiteye devam edebilecekleri gibi, Logo Yazılım’da, diğer bilişim firmalarında ve artık sanayi 4.0’a geçiş sürecinde olan tüm sanayi firmalarında istihdam edileceğini belirtti. Mehmet Tuğrul Tekbulut, “Mezunlarımızın, İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzle imzaladığımız protokolün bir diğer tarafı olan Gebze Teknik Üniversitesi’nde öğrenimine devam etmesi konusunda da sevgili rektörümüzle bir ön

anlaşma yaptık. Geleceğin bilişim ve yazılımda olduğunu iyi bilen ve bunun için yatırımlar yapıp, projeler geliştiren bir sanayici olarak bu okuldan yetişecek gençlerin Türkiye’nin geleceğinde önemli söz sahibi olacaklarını biliyorum. Lise düzeyindeki okulumuzda öğrencilerimizin kodlamayı, ağ ve veri tabanı teknolojilerini, mobil ve robot programlamayı öğrenerek okulumuzdan mezun olmalarını hedefliyoruz. Bunun için bir bilişimci olarak üzerime ne düşüyorsa yapıyorum, yapmaya da devam edeceğim” dedi.BİLİŞİM VADİSİNE HAZIR ELEMAN YETİŞECEKBilişim Vadisi’nin Gebze’de kurulduğunu ve burada çalışacak olan yeni neslin yazılımı, bilgisayarı ve programcılığı bilen gençler olacağını öngördüğünü belirten Tekbulut, “Burada yetişecek olan öğrencilerimiz vadideki istihdama doğru eleman olarak önemli katkı sağlayacaklar. İlk mezunlarımız zannediyorum ki 4 yıl sonunda burada sorunsuz iş bulabilecek bir donanıma ulaşmış olacaklar.” dedi.TEMATİK LİSE OLARAK DİZAYN EDİLDİBölgede bu özellikte bir okulun olmadığına dikkat çeken Mehmet Tuğrul Tekbulut, okulun bilgisayar donanımlarını ve laboratuvarlarına alınan cihazları tek tek kendisinin görerek aldığını, donanım olarak eksik bir şeyin kalmadığını belirterek “Lisemiz önümüzdeki öğretim döneminde bilişim alanında tematik bir lise olacak. Bu yıl 50 öğrenci alabildik. Ancak tam kapasiteye geçtiğimizde 400-500 civarında öğrenci ile eğitime devam edeceğiz. Veliler okulu-muzu yeni yeni tanıyor. Biraz geç kaldık ama görenler okulumuzda öğrenimlerine devam etmek istiyorlar. Çocuklarına daha iyi bir gelecek sağlamak isteyen velilerimiz en büyük destekçilerimiz. Eminim gelecek dönemlerde talebi karşılayamayacak bir hale geleceğiz.” dedi.


DOĞA ÇİFTLİĞİ YENİ KONSEPTİYLE SANAYİNİN YANI BAŞINDA LEZZET KEYFİ YAŞATIYOR;

DOĞA’nınkalbindeki

huzur!Sivas’lı işadamlarımızdan İbrahim Aktürk’ün girişimleri ile Gebze, Mollafenari köyü girişinde Akviran Ağil Korusu Mevkii, İstanbul Cad. No:35 adresinde 20 yıl önce küçük bir çiftlik evi ile başlayan hizmet serüveni, bugün 70 bin metrekare alana yayılmış bir tatil ve eğlence kompleksine dönüşmüş durumda.

İSTANBUL’A 45 dakika uzaklık-taki gizli bir cennet olan Mol-lafenari Köyü’nde, huzur, neşe

ve mutluluğu bir arada sunan Doğa Çiftliği konsept bahçeleri, kır düğün alanları, şelale başı düğün ve davet alanı, açık ve kapalı ve restaurant-ları, butik oteli ile geniş bir kesime hitap etmekte. Tesis, Şelale bahçesi , Yemyeşil ve özel tasarlanmış pey-zajı 2000 kişiye kadar davetlerde

hizmet verecek şekilde tasarlanan Kır bahçesi ile açık alan etkinlikleri için hizmet vermekte. Doğa ile baş başa bir günün sonunda Nargile Cafe’ de ister minderlere ayaklarını uzatıp açık havada nargile keyfini çıkarabildikleri gibi ; isterlerse kapalı mekanda şark köşesinde Osmanlı tadında anlar geçirip, nefis Türk kahvesini yudumlayabilecekler.


DOĞA’DA KONAKLAMANIN AYRICALIĞIDoğa çiftliğinde uzun ve günübirlik kon-aklamalar için de her şey düşünülmüş durumda. Doğa Şara Butik Hotel’de ,Standart ve Lüks ev olmak üzere iki ayrı tip ev yer almakta. Lux evler iki kişilik frenchbad, tv, minibar, klima, wireless, telefon, saç kurutma makinesi, güneş enerjisi ve banyo mevcut. Apart tipi evlerde ise; mutfak, yaşam odası, iki adet tv, minibar, iki adet klima, wireless, telefon, saç kurutma makinesi, banyo ( küvetli) ve evde kullanılan mut-fak araç ve gereçleri bulunmakta.Doğa Çiftliği, Butik Hotel’in yanı sıra, her biri titizlikle ve konforla hazırlanmış olan bungalow tipi çok özel 29 adet konaklama odalarıyla misafirlerine kali-teli hizmet anlayışı sunmakta.Bir aile işletmesi olan Doğa Çiftliği’ni ziyaret edenler, bir aile sıcaklığını da beraberinde getirmekte. Başta İstanbul olmak üzere Kocaeli , Sakarya ve Yalo-va’dan çok kısa bir yolculukla , şehrin karmaşasından, stresinden kurtulup bir cennetin kucağına adım atmış oluyorlar. ÖZEL GÜNLERİN ARANAN MEKANIMollafenari yolu üzerinde uzun yıllardır geniş bir kesimin uğrak yeri olan Doğa Çiftlik’te özel günler ve etkinliklerin de keyfi bir başka. Açık ve kapalı düğün salonları, kır düğünleri, nişan, doğum günleri, işyeri toplantıları, kongreler ve iş yemekleri için bulunmaz bir mekan. Her sabah köy usulü serpme kahvaltı, ocak başı kebap çeşitleri, her türlü balık ve deniz mahsulleri ile doyumsuz yemeklerin de en doğru adresi olarak öne çıkmakta.

TARİHİ DEĞİRMENE ZİYARETÇİ AKINITarihi geçmişine de sahip çıkan Doğa Çiftliği, tarihi un değirmeni ile yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmekte. Tesis içerisinde yer alan tarihi değir-meni restore edip kültür ve turizmin hizmetine sunan tesisin işletmecisi İbrahim Aktürk, tarihini seven herkesin gezip görebileceği bu mirası Doğa Çift-lik ‘te başta öğrenciler olmak üzere , gelecek nesillere bu güzel yapıyı anlatıp, tanıtarak tarihine sahip çıkmakta. Tarihi su değirmeninde dileyen ziyaretçilere de değirmende öğütülen organik un satışı da yapılmakta. HAYVANAT BAHÇESİ ÇOCUKLARIN HİZMETİNDEDoğa Çiftliği kurulduğu günden bu yana

bir çok hayvanı barındıran bir hayvanat bahçesine sahip bir mekan. Hiçbir ticari kaygı gütmeden hayvan- doğa- bitki- insan bütünlüğünün bilincinde en iyi şartlarda bakılan çeşitli evcil hayvanlar, hayvan dostları ve özellikle çocukların en çok tercih ettikleri mekanlar arasın-da yer alıyor. OKULLARA ÖZEL TARİFE DOĞA’DADoğa Çiftliği, okul dönemlerde yapılan okul gezmelerinde, etkinliklerinde de hizmet veren bir tesis. Öğretmenler ve Okul Aile Birlikleri’nin de tercih ettiği bir mekan. Grup yemekleri, iş yerleri-nin çalışanlarına verecekleri motivasyon organizasyonlar, baby showerları, açık mekan etkinlikleri, ve okullar için alter-natif bahçeleri ile geniş bir yelpazede hizmet vermekte.

Başarı Dinamikleri -49

İnovasyon / ar- ge / İhracat ve endÜstrİ haber dergİsİ ... · incelenmesi lazım. bir...

Documents