nejat bozkurt · 2015-02-10 · nejat bozkurt 10 ekim 1945 yılında ankara'da dünyaya...

16
NEJAT BOZKURT 10 Ekim 1945 yılında Ankara'da dünyaya geldim. İlk ve ortaokulu Keçiören'de, liseyi Ankara Gazi Lisesi'nde okudum. Yükseköğrenimimi Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Felse- fe Bölümü'nde yaptım. Burada Ord.Prof.Dr.Aydın Sayılı'dan Bilim Tarihi, Prof.Dr.Nusret Hızır'dan Sembolik Mantık, Felsefe Tarihi ve Bilim Felsefesi; Prof.Dr. Necati Akder'den Metafizik ve Genel Felsefe, Prof. Dr. Alexandre Wexliard'dan Psikoloji, Doç.Dr.Teo Grünberg'den Modern Mantık; ayrı- ca yardımcı disiplin olarak Prof. Dr. Samim Sinanoğlu ve Prof.Dr. Ayşe Sarıgöllü'den Latince ve Doç. Dr. Doğan Aksan'dan Dilbilim derslerini aldım. Yüksek Lisansımı Hacettepe Üniversitesi, Beşeri Bi- limler Fakültesi, Felsefe Bölümü'nde Doç. Dr. İoanna Kuçuradi yönetiminde hazırladığım, "Çağımız- da Bazı Hümanism Anlayışları: William James (Pragmatism), Jean-Paul Sartre (Varoluşçuluk), Adam Schaff (Marksism)" adlı tezle tamamladım. Yine burada Ord.Prof.Dr. Suut Kemal Yetkin'den Sanat Sorunları, Prof. Dr. Bozkurt Güvenç'ten Kültürel Antropoloji, Prof.Dr. Takiyettin Mengüşoğlu'ndan Tarih Felsefesi ile Felsefi Antropoloji ve İoanna Kuçuradi'den Ahlak Felsefesi, Felsefe Problemle- ri ve Felsefede Araştırma derslerini aldım. Aynı zamanda Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı TCDD'nda mütercim-tercüman olarak çalıştım. 1976 yılında İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü'ne girdim ve Prof. Dr. İsmail Tunalı'nın yönettiği, "Hegel Estetiğinde Şiir Kuramı" konulu tezle 1981 yılında pekiyi dereceyle doktoramı tamamladım. 1983 yılında yardımcı doçent, 1987'de doçent oldum. Aynı fakültenin Sistematik Felsefe ve Felsefe Tarihi kürsülerinde Sanat Felsefesi ve Estetik, 17. ve 18.Yüzyıl Felsefeleri, Çağdaş Düşünce Akımları, Felsefenin Temel Kavramları, Özel Öğretim Yöntemleri derslerini lisans düzeyinde, Tarih Felsefesi ve Sanat Teorileri derslerini de yük- sek lisans ve doktora düzeyinde verdim. Yine aynı dönemde Mimar Sinan ve Marmara Üniversiteleri Güzel Sanatlar Fakültelerinde misafir öğretim üyesi olarak uzun süre Sanat Sosyolojisi, Mitolojiler ve Sanatlar, Düşünce Tarihi ve Sanat Kuramları dersleri yaptım. 1996 yılında Kocaeli Üniversitesi, Fen- Edebiyat Fakültesi'ne kurucu profesör olarak katıldım ve burada içinde Felsefe Bölümü de olmak üzere Türkdili ve Edebiyatı, İngilizdili ve Edebiyatı, Almandili ve Edebiyatı, Eğitim Bilimleri gibi bazı bölümlerin açılmasını sağladım ve çeşitli üniversitelerden bu bölümlere hocalar getirilmesinde katkıda bulundum. Kocaeli Üniversitesi'nin Mühendislik, Eğitim, Fizik gibi farklı bölümlerinde Bi- limler Tarihi ve Felsefesi, Düşünce Tarihi, Eğitim Felsefesi, Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri başlıklı dersler verdim. 2002 yılında Kocaeli Üniversitesi'nden emekli oldum ve aynı yıl İstanbul Ti- caret Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi'ne geçtim. Burada çeşitli bölümlerde İnsan Felsefesi, Dil ve Kültür Felsefesi, Bilimler Tarihi, Bilim Etiği gibi dersler yaptım. 2005 yılından bu yana çalışmalarımı evimde yürütmekte ve yayınlar yapmaktayım; çeşitli üniversitelerin davetlerine uyarak konferanslar vermekte, tartışmalara katılmaktayım. TELİF VE ÇEVİRİ YAYINLARIM: – G.W.F.Hegel, Estetik (Seçmeler), Say Yayınları, 1982 – I. Kant, Seçilmiş Metinler, Remzi Kitebevi, 1984; Say Yayınları, 2005 – G.W.F.Hegel, Seçilmiş Parçalar, Remzi Kitabevi, 1985; Say Yayınları, 2005 – F. Nietzsche, Tarih Üzerine, Say Yayınları, 1986 (5 baskı) – Nejat Bozkurt, Çağdaş Felsefelerden Kesitler, Sosyal Yayınları, 1990 – Nejat Bozkurt, Sanat ve Estetik Kuramları, Ara Yayınları, 1992; Sarmal Yayınları, 1995; Asa Yayın- ları, 2000 (10 baskı ) – Nejat Bozkurt, Eleştiri ve Aydınlanma, Say Yayınları, 1994 – Nejat Bozkurt, 20. Yüzyıl Düşünce Akımları, Sarmal Yayınları, 1995; Morpa Kültür Yayınları, 2000 (5 baskı) – Nejat Bozkurt, Bilimler Tarihi ve Felsefesi, Sarmal Yayınları, 1996; Morpa Kültür Yayınları, 2002 (5 baskı) – Nejat Bozkurt, Sorularla Felsefe ve Tarihi, Morpa Kültür Yayınları, 2003 – Nejat Bozkurt, Felsefeyle Yaşamak, Yorum Yayınları, 2004 – Platon, Sokrates'in Savunması, Serhat Yayınları, 2005 – A. Einstein, Fizik ve Felsefe Yazıları, Say Yayınları, 2006 (5 baskı) – Nejat Bozkurt, Kavramların Evrimi, Say Yayınları, 2008 (5 baskı) – Nejat Bozkurt, Felsefe Işığıyla Arayışlar, Ayrıntı Yayınları, 2012 Ayrıca Felsefe Arkivi, Yazko Felsefe, Felsefe Dergisi, Cogito, Felsefelogos ve ITICU dergilerinde telif ve çeviri olmak üzere felsefenin çeşitli konularında çalışmalarım yayımlanmıştır.

Upload: others

Post on 05-Jan-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: NEJAT BOZKURT · 2015-02-10 · NEJAT BOZKURT 10 Ekim 1945 yılında Ankara'da dünyaya geldim. İlk ve ortaokulu Keçiören'de, liseyi Ankara Gazi Lisesi'nde okudum. Yükseköğrenimimi

NEJAT BOZKURT10 Ekim 1945 yılında Ankara'da dünyaya geldim. İlk ve ortaokulu Keçiören'de, liseyi Ankara Gazi Lisesi'nde okudum. Yükseköğrenimimi Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Felse-fe Bölümü'nde yaptım. Burada Ord.Prof.Dr.Aydın Sayılı'dan Bilim Tarihi, Prof.Dr.Nusret Hızır'dan Sembolik Mantık, Felsefe Tarihi ve Bilim Felsefesi; Prof.Dr. Necati Akder'den Metafizik ve Genel Felsefe, Prof. Dr. Alexandre Wexliard'dan Psikoloji, Doç.Dr.Teo Grünberg'den Modern Mantık; ayrı-ca yardımcı disiplin olarak Prof. Dr. Samim Sinanoğlu ve Prof.Dr. Ayşe Sarıgöllü'den Latince ve Doç.Dr. Doğan Aksan'dan Dilbilim derslerini aldım. Yüksek Lisansımı Hacettepe Üniversitesi, Beşeri Bi-limler Fakültesi, Felsefe Bölümü'nde Doç. Dr. İoanna Kuçuradi yönetiminde hazırladığım, "Çağımız-da Bazı Hümanism Anlayışları: William James (Pragmatism), Jean-Paul Sartre (Varoluşçuluk), Adam Schaff (Marksism)" adlı tezle tamamladım. Yine burada Ord.Prof.Dr. Suut Kemal Yetkin'den Sanat Sorunları, Prof. Dr. Bozkurt Güvenç'ten Kültürel Antropoloji, Prof.Dr. Takiyettin Mengüşoğlu'ndan Tarih Felsefesi ile Felsefi Antropoloji ve İoanna Kuçuradi'den Ahlak Felsefesi, Felsefe Problemle-ri ve Felsefede Araştırma derslerini aldım. Aynı zamanda Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı TCDD'nda mütercim-tercüman olarak çalıştım. 1976 yılında İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü'ne girdim ve Prof. Dr. İsmail Tunalı'nın yönettiği, "Hegel Estetiğinde Şiir Kuramı" konulu tezle 1981 yılında pekiyi dereceyle doktoramı tamamladım. 1983 yılında yardımcı doçent, 1987'de doçent oldum. Aynı fakültenin Sistematik Felsefe ve Felsefe Tarihi kürsülerinde Sanat Felsefesi ve Estetik, 17. ve 18.Yüzyıl Felsefeleri, Çağdaş Düşünce Akımları, Felsefenin Temel Kavramları, Özel Öğretim Yöntemleri derslerini lisans düzeyinde, Tarih Felsefesi ve Sanat Teorileri derslerini de yük-sek lisans ve doktora düzeyinde verdim. Yine aynı dönemde Mimar Sinan ve Marmara Üniversiteleri Güzel Sanatlar Fakültelerinde misafir öğretim üyesi olarak uzun süre Sanat Sosyolojisi, Mitolojiler ve Sanatlar, Düşünce Tarihi ve Sanat Kuramları dersleri yaptım. 1996 yılında Kocaeli Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi'ne kurucu profesör olarak katıldım ve burada içinde Felsefe Bölümü de olmak üzere Türkdili ve Edebiyatı, İngilizdili ve Edebiyatı, Almandili ve Edebiyatı, Eğitim Bilimleri gibi bazı bölümlerin açılmasını sağladım ve çeşitli üniversitelerden bu bölümlere hocalar getirilmesinde katkıda bulundum. Kocaeli Üniversitesi'nin Mühendislik, Eğitim, Fizik gibi farklı bölümlerinde Bi-limler Tarihi ve Felsefesi, Düşünce Tarihi, Eğitim Felsefesi, Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri başlıklı dersler verdim. 2002 yılında Kocaeli Üniversitesi'nden emekli oldum ve aynı yıl İstanbul Ti-caret Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi'ne geçtim. Burada çeşitli bölümlerde İnsan Felsefesi, Dil ve Kültür Felsefesi, Bilimler Tarihi, Bilim Etiği gibi dersler yaptım. 2005 yılından bu yana çalışmalarımı evimde yürütmekte ve yayınlar yapmaktayım; çeşitli üniversitelerin davetlerine uyarak konferanslar vermekte, tartışmalara katılmaktayım.

TELİF VE ÇEVİRİ YAYINLARIM:– G.W.F.Hegel, Estetik (Seçmeler), Say Yayınları, 1982– I. Kant, Seçilmiş Metinler, Remzi Kitebevi, 1984; Say Yayınları, 2005– G.W.F.Hegel, Seçilmiş Parçalar, Remzi Kitabevi, 1985; Say Yayınları, 2005– F. Nietzsche, Tarih Üzerine, Say Yayınları, 1986 (5 baskı)– Nejat Bozkurt, Çağdaş Felsefelerden Kesitler, Sosyal Yayınları, 1990– Nejat Bozkurt, Sanat ve Estetik Kuramları, Ara Yayınları, 1992; Sarmal Yayınları, 1995; Asa Yayın-ları, 2000 (10 baskı )– Nejat Bozkurt, Eleştiri ve Aydınlanma, Say Yayınları, 1994– Nejat Bozkurt, 20. Yüzyıl Düşünce Akımları, Sarmal Yayınları, 1995; Morpa Kültür Yayınları, 2000 (5 baskı)– Nejat Bozkurt, Bilimler Tarihi ve Felsefesi, Sarmal Yayınları, 1996; Morpa Kültür Yayınları, 2002 (5 baskı)– Nejat Bozkurt, Sorularla Felsefe ve Tarihi, Morpa Kültür Yayınları, 2003– Nejat Bozkurt, Felsefeyle Yaşamak, Yorum Yayınları, 2004– Platon, Sokrates'in Savunması, Serhat Yayınları, 2005– A. Einstein, Fizik ve Felsefe Yazıları, Say Yayınları, 2006 (5 baskı)– Nejat Bozkurt, Kavramların Evrimi, Say Yayınları, 2008 (5 baskı)– Nejat Bozkurt, Felsefe Işığıyla Arayışlar, Ayrıntı Yayınları, 2012

Ayrıca Felsefe Arkivi, Yazko Felsefe, Felsefe Dergisi, Cogito, Felsefelogos ve ITICU dergilerinde telif ve çeviri olmak üzere felsefenin çeşitli konularında çalışmalarım yayımlanmıştır.

Page 2: NEJAT BOZKURT · 2015-02-10 · NEJAT BOZKURT 10 Ekim 1945 yılında Ankara'da dünyaya geldim. İlk ve ortaokulu Keçiören'de, liseyi Ankara Gazi Lisesi'nde okudum. Yükseköğrenimimi

Ayrıntı: 669Felsefe Dizisi: 1

Felsefe Işığıyla ArayışlarProf. Dr. Nejat Bozkurt

DüzeltiMehmet Celep

© 2012, Nejat Bozkurt

Bu kitabın Türkçe yayım haklarıAyrıntı Yayınları'na aittir.

Kapak TasarımıGökçe Alper

Kapak ResmiLeemage/Universal Images Group/Getty Images Turkey

DizgiEsin Tapan Yetiş

BaskıKayhan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.

Davutpaşa Cad. Güven San. Sit. C Blok No.:244 Topkapı/İstanbulTel.: (0212) 612 31 85Sertifika No.: 12156

Birinci basım 2012

ISBN 978-975-539-700-9Sertifika No.: 10704

AYRINTI YAYINLARIHobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No.: 3 Cağaloğlu – İstanbul

Tel.: (0212) 512 15 00 Faks: (0212) 512 15 11www.ayrintiyayinlari.com.tr & [email protected]

Page 3: NEJAT BOZKURT · 2015-02-10 · NEJAT BOZKURT 10 Ekim 1945 yılında Ankara'da dünyaya geldim. İlk ve ortaokulu Keçiören'de, liseyi Ankara Gazi Lisesi'nde okudum. Yükseköğrenimimi

Felsefe Işığıyla Arayışlar

Prof. Dr. Nejat Bozkurt

Page 4: NEJAT BOZKURT · 2015-02-10 · NEJAT BOZKURT 10 Ekim 1945 yılında Ankara'da dünyaya geldim. İlk ve ortaokulu Keçiören'de, liseyi Ankara Gazi Lisesi'nde okudum. Yükseköğrenimimi
Page 5: NEJAT BOZKURT · 2015-02-10 · NEJAT BOZKURT 10 Ekim 1945 yılında Ankara'da dünyaya geldim. İlk ve ortaokulu Keçiören'de, liseyi Ankara Gazi Lisesi'nde okudum. Yükseköğrenimimi

Anneme ve Babama, artan özlemle…

Page 6: NEJAT BOZKURT · 2015-02-10 · NEJAT BOZKURT 10 Ekim 1945 yılında Ankara'da dünyaya geldim. İlk ve ortaokulu Keçiören'de, liseyi Ankara Gazi Lisesi'nde okudum. Yükseköğrenimimi
Page 7: NEJAT BOZKURT · 2015-02-10 · NEJAT BOZKURT 10 Ekim 1945 yılında Ankara'da dünyaya geldim. İlk ve ortaokulu Keçiören'de, liseyi Ankara Gazi Lisesi'nde okudum. Yükseköğrenimimi

İçindekiler

— Önsöz ............................................................................................................ 9Felsefe Anlayışım .............................................................................................. 27Bir Türk Felsefesi Var mı? ................................................................................ 45 I - GİRİŞ .......................................................................................................... 45 II - İSLAMİYET ÖNCESİ KAMCI (ŞAMANCI) TÜRK DÜŞÜNCESİ ........... 58 III- İSLAMİYET DÖNEMİ TÜRK DÜŞÜNCESİ ............................................ 69 IV- CUMHURİYET DÖNEMİ MODERN TÜRK DÜŞÜNCESİ .................... 88 V- SONUÇ ...................................................................................................... 99

Diyalektik Mantık - Formel Mantık Bağlamı ya da İkideğerli Mantıktan Çokdeğerli Mantığa ..................................................... 112G.W.F.Hegel'in Tarih Yorumu ......................................................................... 138Tarih, Sanat ve Bilimde İlerleme Sorunu ....................................................... 166Müziğin Felsefesi ya da Müzik Üzerine Düşünceler .................................... 18320. Yüzyılın Sanat Akımlarından "Fluxus" .................................................... 215Demokrasi Paradoksu ve Hoşgörü ................................................................. 226Karl Marx'ın Düşünceleri Gözardı Edilebilir mi? ........................................ 240Kendimizi Eleştirebiliyor muyuz? .................................................................. 270Uygarlıkların Beşiği ve Çıkar Çatışmalarının Kavşağı: Anadolu ............... 284Troya'dan Çanakkale'ye ................................................................................... 292Bilimadamları ile Siyasetçiler .......................................................................... 300

Page 8: NEJAT BOZKURT · 2015-02-10 · NEJAT BOZKURT 10 Ekim 1945 yılında Ankara'da dünyaya geldim. İlk ve ortaokulu Keçiören'de, liseyi Ankara Gazi Lisesi'nde okudum. Yükseköğrenimimi

Karikatür Sanatının Gücü ............................................................................... 306Aydınlanma Ruhu İnsanlık Varoldukça Yaşayacaktır .................................. 315Aydınlanma'nın Felsefesi ve Türkiye'deki Yansımaları................................ 335Cumhuriyet Türkiye'sinde Felsefenin Gelişme Evreleri .............................. 346Kendisini Her Zaman Yeniden Yaratabilen Kuşak: Gençlik ....................... 363İslam Uygarlığında Bilim ve Felsefenin Yeri ................................................. 374 I- GİRİŞ ........................................................................................................... 374 II- ORTAÇAĞ İSLAM DÜNYASINDA BİLİM İLE FELSEFENİN YÜKSELİŞİ .......................................................................... 386 III– İMAM GAZALÎ'NİN BİLİM İLE FELSEFE KARŞITI TUTUMU ............ 413 IV- BİLİMSEL DEVRİM İSLAM DÜNYASINDA NEDEN GERÇEKLEŞMEDİ? ................................................................... 427 V- SONUÇ ...................................................................................................... 444

İslam Uygarlığı Neden Geri Kaldı? ................................................................ 459Yeni Bir İnsanhakları ve Demokrasi Etiği Olanaklı mı?.............................. 496Sanatçılar Toplumları Dönüştürebilirler mi? ................................................ 509Temiz Çevre İnsanın Varolabilme Koşuludur .............................................. 529Akla Dayalı Bir Din Olanaklı mı? .................................................................. 543Küresel Sorunların Çözümünde Ekonomi Etiğinin Gerekliliği ve Önemi .................................................................... 566Felsefe Açısından Ahlak ile Ticaret Etkileşimine İlişkin Bazı Düşünce ve Saptamalar ..................................................................... 582 I- GİRİŞ .......................................................................................................... 582 II- DÜNYA TİCARETİNİN SERÜVENİ ......................................................... 585 III– TİCARET AÇISINDAN SERMAYE, REKABET VE KÂR ........................ 594 IV- TİCARET İLE ETİK ARASINDA KURULMASI GEREKEN ZORUNLU BAĞ .............................................. 601 V- SONUÇ ...................................................................................................... 607Kaliteli Yaşamın Felsefesi ............................................................................... 612

Page 9: NEJAT BOZKURT · 2015-02-10 · NEJAT BOZKURT 10 Ekim 1945 yılında Ankara'da dünyaya geldim. İlk ve ortaokulu Keçiören'de, liseyi Ankara Gazi Lisesi'nde okudum. Yükseköğrenimimi

9

Önsöz

Felsefe Işığıyla Arayışlar başlığını taşıyan bu kitap bir felsefe araştır-masıdır. Nedir önce şu felsefe? İlk anlamı bilgelik sevgisi demektir.

Bilgelik de bilgi peşine düşme, her türlü bilgiyi eldeetmeyi amaçlama, tüm bilgiye sahipolma yolunda olma anlamına gelir. Bilge de bu yolda olan demektir. Peki, felsefe araştırması nedir? Genel olarak bilgi, varlık, insan ve değer konularında toplu ve tutarlı bir görüş eldeetme ve bunu yaşama yansıtma çabasıdır. Felsefeyle uğraşan öncü filozoflar, İonya düşünürleri, insanın içinde yaşadığı doğayı anlama çabasını ve evre-ne odaklanmayı kendilerine kaygı edindiler; "Arkhe nedir?" , "Varlığın kurucu ilkesi, temel nedeni ya da anamaddesi nedir?" sorusunu ortaya attılar; varlığın anamaddesini, en eski ve ilk yapısını, ilke ve özünü bul-mak suretiyle onu bilebileceklerini sandılar. Daha sonra felsefe, insanın kendisine ve toplumsal yaşamına dönük sorgulamalara yöneldi. Orta-çağda ise dinin başat durumu, düşüncenin dine koşut bir anlam kazan-masına nedenoldu. Rönesans'la birlikte de bilimsel anlayış öneçıktı ve sanatsal düşünme ve yapılanma önemkazandı. 18. ve 19. yüzyıllarda ise felsefe bilimin rehberliğinde yolalarak bazen onun açtığı yolda ilerledi, bazen de ona yolgösterdi. Günümüzde felsefe, karşımıza çıkan ya da bi-zim kendimizin yarattığı problemler üzerinde yine çözümlemeler, yo-rumlar yaparak onları anlamaya ve halletmeye çalışmaktadır. Araştırma herşeyden önce bir eleyip seçme, bir eliminasyon işidir. Bilindiği üze-re felsefeyi ilgilendiren oluşumlar, döneminin koşullarından bağımsız değildir ve her toplumda felsefe, farklı yaklaşım ve istekleri canlı tut-muştur. Bu nedenle felsefe bilgisi, giderek genişleyen bir yığılımın, bir birikimin ürünü olmuş, bunu, din ve mitolojiden bağımsızlaşarak sağla-mıştır. Felsefenin kendini varetmesi, her türlü etkiden bağımsızlaşması ve özgürdüşünmeye adımatmasıyla başlar ve koşulları soyutlayarak en genel bilgiye ulaşmak suretiyle felsefe kendisini varkılmayı sürdürür.

Page 10: NEJAT BOZKURT · 2015-02-10 · NEJAT BOZKURT 10 Ekim 1945 yılında Ankara'da dünyaya geldim. İlk ve ortaokulu Keçiören'de, liseyi Ankara Gazi Lisesi'nde okudum. Yükseköğrenimimi

10

Nejat Bozkurt

Böylece insanın takıldığı her konuyu özgür aklın sorgulamasıyla elea-lan felsefe karşısına çıkan bütün problemleri eleştirelaklın süzgecinden geçirerek yaratıcıaklın çözüm üreten sentezine ulaştırır. Çünkü insana özgü olan herşey felsefenin konusudur; insanın ilgilendiği her konu fel-sefeyi de ilgilendirir. Aslında felsefe, önyargıları, sabit fikirleri ortadan kaldırmak, kafalarımızda oluşan duvarları yıkmak ve bir beyin fırtına-sı yaratmaktan başka birşey değildir; ama herkese gereklidir. Felsefe, sorunlar karmaşası karşısında düşünceden düşünce üretmektir. Hayat da bir problemler yumağı ve bir problemden ötekine geçiş değil midir? Bu nedenle bilim, sanat ve felsefede bir sona varmadan sözedemeyiz; ancak bir hedeften ötekine geçiş olabilir. Bu cümleden olarak örnekle A.Einstein'ın ışığın hızının geçilemeyeceğine ilişkin kesin inancı bence sadece bir inançtır ve bir zaman geldiğinde araştırmalar sonucunda ışık hızından daha hızlı atomaltı parçacıkların varlığını deneylerle kanıtla-mak pekâlâ mümkün olabilir.

Bir kültürün bilgelerinden doğup akmaya başlayan küçük felsefe ırmaklarının nehirlere dönüşmesi ve dünya felsefesinin akışına karış-ması için, başka kültürlerin de bu oluşu hızlandırması gerekmektedir. Ortaya konacak her damlanın, büyük denizin dolmasında katkısı ola-caktır. Böylece felsefe, tükenmez bir düşünsel çabanın ürünü olarak, birikimin ve evrimin esas sayıldığı, kültürlerarası etkileşimle zengin-leşen, gelişmesinde bilim ve sanatın önemli katkılarının bulunduğu ve tüm insanlığın katılımına açık olan bir düşünme süreci olarak karşı-mıza çıkacaktır. Düşünme edimi (acte), yalın bilinçli eylemiyle insanı betimleyen ve belirleyen ögelerin başında gelir. Sonra daha karmaşık olan düşünmek üzerine düşünmek eylemini gerçekleştirir insan, buna "Düşünleme" (refleksiyon) diyoruz; son olarak da düşünmenin en üst karmaşık biçimi sayılan, düşünmek üzerine düşünmek üzerine düşün-me diyebileceğimiz eylemi gelir ki burada artık insanın dil, matematik, felsefe, şiir ve müzik gibi üstdeğerler ürettiğini söyleyebiliriz. "Düşüntü-leme" (spekülasyon), "düşünselseyir" (kontemplasyon), "düşünseldalınç" (meditasyon),"odaklanma/yoğunlaşma" (konsantrasyon) gibi düşünme edimleri bu etkinliklerimize katılır. Diğer duyusal etkinliklerimiz (gül-me, ağlama, oynama, hazarama, acıkma, beslenme, üreme, barınma) öteki canlılarla az çok benzeşse bile, düşünme türlerinin etkinliğinin sadece insansoyunda bulunduğunu söyleyebiliyoruz. Başka canlılarda ne bir dil ve ileri düzeyde konuşma becerisinin, ne matematik yapma-nın ne de felsefi düşünmenin izlerini saptayabiliyoruz. İnsan düşüne-bildiği oranda ve düzeyde insan olma becerisini sağlıyor; dili sayesinde yarattığı kültürü ve kültürleri sentezleyerek oluşturduğu uygarlıkları ile

Page 11: NEJAT BOZKURT · 2015-02-10 · NEJAT BOZKURT 10 Ekim 1945 yılında Ankara'da dünyaya geldim. İlk ve ortaokulu Keçiören'de, liseyi Ankara Gazi Lisesi'nde okudum. Yükseköğrenimimi

11

Felsefe Işığıyla Arayışlar

de varlığını sürdürüyor. İnsan doğumuyla birlikte eğer herşeye baştan başlamış olsaydı, ne kültürlerden ne de uygarlıklardan sözedebilecektik. Kendisinden önce gelenlerin edindiklerini dil aracılığıyla daha sonra-kilere aktarmak suretiyle bilginin ve düşünmenin hem birikimi hem de sürdürülmesi sağlanarak insanın yükselişi ve ilerlemesi gerçekleştiril-miş oluyor. Sahip olduklarımızı bizden öncekilerden devraldığımız gibi, bunlara birşeyler katarak, bizden sonrakilere devrediyoruz. Biz nasıl bir bakıma ölülerimizin hayatlarını yaşıyorsak, gelecek kuşaklar da bizim hayatımızı yaşayacak. İnsan önce kendini, sonra da öteki insanları, do-ğayı, evreni, toplumu ve başka pekçok konuyu merakeden ve sorgula-yan bir varlıktır. Bir soruşturma yetisi olan felsefe, en temelde yeralan bu kışkırtıcı konuları akıl yoluyla anlama girişimi, sorunları kavrama ve çözme arayışıdır. Bunları irdeleyip sorgulamak amacıyla da, "Felsefe nedir, ne işe yarar?", "Birşey gerçekten bilinebilir mi?", "Eğer bilinebilirse neler bilinebilir?", "Bilinenlerin bilindiğinden nasıl eminolabiliriz?", "Bil-gilenmeyle iyi ve doğru davranışlara ulaşabilir miyiz?", "Bilgi bizi ahlaklı kılar mı?", "Niçin ahlaklı olmalıyım?", "Özneden ayrı bir varlık alanı var mıdır?", "Varlık ile varoluş nasıl bir yapıya sahiptir?", "Hakikate ulaşmak mümkün müdür?", "Nesnelerden ayrı ideal varlıklar var mıdır?", "İnsan deneyimi varlığın tümünü kavrayabilir mi?", "Olgular mı kurama uymalı, yoksa kuram mı olgulara?", "İyiliği ve kötülüğü belirleyen eylemler midir, yoksa başka birşey mi?", "Erdemli olmak ahlaksal karara mı bağlıdır?", "Ahlaksal karar mı, ahlaksal eylem mi önce gelir?", "Doğru davranmak, erdemli olmak anlamına gelir mi?", "Niyetin iyi olması, eylemin de iyi olmasını sağlar mı?", "Bir eylemin diğerinden daha akıllıca olduğundan eminolmak için asla yeterince bilgiye sahipolamayacağımı düşünerek ey-lemsiz kalabilir miyim?", "Görecilik (relativizm) ile görelilik (relativite) arasında ne gibi bir fark vardır?", "Ölümden sonra bir yaşam var mı?", "Sanatçının işlevi, elindeki sınırlı malzemeyle, hayalgücünün sınırlarını zorlayarak yeni bir form yaratmak ve ideale uygun sanateseri ortaya koy-mak için sanatsal etkinlikte bulunmak mıdır?", "Her sanatyapıtının toplu-ma vereceği bir iletisi olmalı mıdır?", "Estetik yargılar güzelin bilgisinden çok alınan hazza mı bağlıdır?", "Sanat güzelliği doğa güzelliğinin taklidi midir?", "En az bir kişi hazalıyorsa ona sanateseri diyebilir miyiz?" gibi sorduğu daha pekçok ve çeşitli sorularla felsefe işlevini yerine getirir.

Felsefe bilgisinin özellikleri nedir? Bilginin çeşitli ve farklı türle-ri vardır; bunlar arasında günlük hayatın bilgisi, bilimsel bilgi, sanat bilgisi, din bilgisi ve felsefi bilgi sayılabilir. Örnekle gündelik bilgiden, hiçbir temellendirme, kanıtlama gerekmeden görgüleme (görüp işitme) ve duyumlamaya dayalı bilgi anlaşılır. Yani burada gözlem ve deney, ku-

Page 12: NEJAT BOZKURT · 2015-02-10 · NEJAT BOZKURT 10 Ekim 1945 yılında Ankara'da dünyaya geldim. İlk ve ortaokulu Keçiören'de, liseyi Ankara Gazi Lisesi'nde okudum. Yükseköğrenimimi

12

Nejat Bozkurt

ramsal doğrulama ve matematiksel temellendirme yoktur. Din bilgisi ise inanmaya dayanır; burada kuşkuya, tartışmaya, hatta sorusormaya yer yoktur; temellendirme ve kanıtlamaya ihtiyaç duyulmaz… Çünkü herşey önceden edinilmiş dogmalara uygun biçimde yürütülür ve bun-lara kayıtsız şartsız inanmak esastır. Bilimsel bilgide ise önce araştırı-lacak konu ve alan belirlenir, problem saptanır, varsayım oluşturulur. Sonra kuram, gözlem ve deneylerle denetlenir; olgularla varsayımla-rımızın tutarlı biçimde uyuşup uyuşmadıkları tespit edilir; eğer bunlar doğrulanır, kanıtlanabilir ise buradan yasalara, doğa kanunlarına va-rılır. Bilimsel bilgide deney ve gözlem verileri matematikle pekiştirilir, kuramlarımız sayısal temellendirmelere dayandırılır. Galilei'nin dediği gibi, ölçülemeyen hiçbir şeyin bilimi yapılamaz. Tabii bu kanunlar da zamanla karşılaştığımız yeni sorunlara cevapveremez hale gelince, yeni doğayasalarının peşine düşülür. Bilimde genel olarak sürekli, birbirine dayalı, zincirlenme bir ilerlemeden sözedilir. Felsefi bilginin özelliğine gelince o herşeyden önce elealdığı konuyu, varlık, bilgi, değer, her ney-se, parçalara ayırmadan, kısımlarına bölmeden bütünlüğü içinde işler. Çünkü felsefi bilgi, irdelediği konuyu bölük pörçük, parçalara ayrılmış olarak değil, bir bütün olarak kavramak, tümüyle anlamak ve bilmek ister; üzerinde düşünlediği, refleksiyonda bulunduğu konu hakkında tümel bir açıklama yapmak ister. Buna ulaşmak için de felsefe, bilimle-rin belirli ve sınırlı konularını, bölünüp parçalanmış alanlarını bir varlık bütünlüğü içinde birleştirir ve bilgilerin toplu çerçevesinden tümel bir görüş ortaya koymaya çalışır. Onun asıl hedefi elealdığı konuyu soyut, yani düşünsel planda bütünüyle anlamaktır. Oysa sanat bilgisi hayal-gücünün, imgelemin yardımıyla özgün bir yaratma sürecinde ortaya çıkar; sanat bilgisi varolmayanı yaratmada oynadığı rolle gerçek ile ger-çeküstünü birleştirir, bizdeki beğeni duygusunu geliştirir. Sanat bilgisi duyumlanabilir olandan imgelenebilir ve düşünülebilir olana uzanan bir sürecin bilgisidir.

Bilimlerde evrene ilişkin tek tek bölünmüş ve sınırlanmış, yani uz-manlaşmış olarak karşımıza çıkan bilgiler, felsefede tümel bir varlık gö-rüşünün bütünlüğü içinde birleşir. Felsefe bilgisi ile düşüncesi, birleşti-rici ve bütünleştirici bir bilgi ve düşüncedir. Felsefenin temel sorusu, "O şey genellikle nedir?", "O şey tümüyle ne hakkındadır?" şeklindedir. Böy-lece felsefe, bilmek istediği konunun, fazla soyut olsa ve kanıtlanamasa da, genel ve tümel bir açıklanışına varmak ister. Felsefe, böyle genel ve tümel bir bilgiye ve açıklamaya varmak için bilimlerin sonuçlarından en yüksek ölçüde yararlanır. Felsefi bilginin, başta bilimsel bilgi olmak üzere bütün bilgileri toparlayan ve bunların üzerine çıkan bir özelliği

Page 13: NEJAT BOZKURT · 2015-02-10 · NEJAT BOZKURT 10 Ekim 1945 yılında Ankara'da dünyaya geldim. İlk ve ortaokulu Keçiören'de, liseyi Ankara Gazi Lisesi'nde okudum. Yükseköğrenimimi

13

Felsefe Işığıyla Arayışlar

vardır. Örnekle, "Bilgi nedir?" sorusunu felsefe, "Bilgi, özne (süje) ile nes-ne (obje) arasındaki ilişkinin ürünüdür" şeklinde yanıtlar; "Doğruluğun ölçütü nedir?" sorusuna da, "Doğruluk, bilgi ile nesnesi arasındaki uygun-luktur" biçiminde cevapverir. Burada soru kadar yanıt da soyut, genel ve tümel olup bütün somut bilgilerin üstündedir. Felsefe, biraraya geti-rip birleştirdiği bilimlerin toplu bilgilerinin üzerinde yükselerek, kendi genel, evrensel bilgisini oluşturur. Felsefi düşünme bu yüzden birleşti-ricidir, sentezcidir ve birleştirilmiş felsefe bilgisine de "dizge" (sistem) denir. Felsefe sistemi demek, elealdığı konuyu bütünlüğü içinde açıkla-maya çalışan, birleştirilmiş, kendi içinde mantıkça tutarlı olan bir görüş demektir. Felsefetarihi bu bakımdan bir sistemler tarihidir. Bu sistem-lerin herbiri kendine özgü belli bir varlık veya değer ya da bilgi anlayı-şını, bu konulardaki kendi görüşünü açıklar. Ancak felsefe bir sisteme doğru giderken diğer bilgi alanlarıyla, özellikle de bilimlerle yakın bir ilişki içinde bulunmalıdır. Varlığın genel görünümünü, bilgi ve değerin sistemli bir tablosunu vermeyi ereklerken felsefenin, öteki insan başarı-larından kopması sözkonusu olamaz. Real dünyadan ideal dünyaya uza-nan, gerçek yaşamdan spekülasyon ve metafiziğe dek her alanı kapsayan düşünsel bir etkinlik olarak felsefe insandan ayrı düşünülemez. Çünkü "düşünen varlık" olarak tanımlanan insan, aynı zamanda "felsefe yapan varlık" demektir. Felsefe de bütünlüğü gözden kaçırmadan her türlü oluşumu anlamaya ve sorunu çözmeye çalışan düşünsel bir etkinliktir.

Felsefe bilgisinin özellikleri arasında onun "yığılan" (kümülatif) ama kendine özgü bir bilgi türü olması da yeralır. Yapılan akılyürütmeler, usavurmalar, varılan sonuçlar birbirlerine eklenerek bütünsel bir bilgiye varılmaya çalışılsa da her felsefe sistemi kendi başına tekil bir bütün-lüktür. Felsefe bilgisi, titiz ve atlama yapılmaksızın sürdürülen bir zihin çabası olduğundan ulaştığı görüşlerin "sistemli ve düzenli" olması gerek-liliği sözkonusudur. Elealınan bütün konular, mantık ilkelerine dayanı-larak işlenir; kavramsal örüntülendirmelerde çelişkili yargılara ve kendi aralarında tutarsız görüşlere yerverilmez. Aralarında sistemli ve tutarlı bir bütünlük oluşturmayan hiçbir düşünce ya da görüşü felsefe dizgesi olarak benimseyemeyiz. Felsefi bilginin "ilerleme" özelliğinin olup ol-madığı tartışılagelmiştir; felsefenin konuları ve problemleri değiştikçe, bunlara ilişkin bilgiler de değişmekte, felsefe bilgisinde bir evrimleşme olduğu görülmektedir. Felsefede sözcüklerin, teknik terimlerin tarihi toplumlarınkinden de ilginçtir; aynı ses ve harf görüntüsünün geri-sinde kavramların ve değerlerin evrimi yatar. Platon'un varlıkanlayışı, Aristoteles'in ahlak görüşü; Kant'ın bilgi, Marx'ın toplum kuramı hak-kında söyledikleri problem konusu olarak aynı kalmakla birlikte, tarih-

Page 14: NEJAT BOZKURT · 2015-02-10 · NEJAT BOZKURT 10 Ekim 1945 yılında Ankara'da dünyaya geldim. İlk ve ortaokulu Keçiören'de, liseyi Ankara Gazi Lisesi'nde okudum. Yükseköğrenimimi

14

Nejat Bozkurt

sel süreç içinde bu problemlere yeni yorum ve çözümler getirilmekte, sorular değişmese de yanıtlar değişmektedir. Bilgi aynı kaldığı sürece, yani değişmedikçe bilgi olmaktan çıkar, dogma olur. Felsefe bilgisi, yön-temli ve sistemli sorgulayarak sürekli ilerleyen ve gelişen bir sürecin ürünüdür. Ancak en son ortaya çıkan felsefi görüşün en doğru felsefe olduğunu söylemek doğru olmaz. Kültür, bilim ve sanattaki değişimler, felsefe problemlerinin tartışılmasında bazı yeni yaklaşımlar sağlamakla kalmaz, aynı zamanda felsefenin kendisinde de bazı değişim ve dönü-şümlerin meydana gelmesine yolaçar. Felsefe problemleri tarihlerinden soyutlanarak kavranamaz; bu problemler her ne kadar değişmeseler de, onlara yenileri eklenir ve hepsine yaklaşım ve yorum biçimleri değişir, farklı çözüm önerileri getirilir. Felsefe bilgisi, bilimsel bilgi gibi, doğru-sal ve zincirleme bir bağlılık ile ilerleme göstermediği için, onda gelişme olmadığı düşünülür. Yine felsefi bilginin doğruluğu ya da yanlışlığı bi-limlerde olduğu gibi "doğrulama" (verification) ya da "yanlışlama" (fal-sification) konusu yapılamadığından, başka deyişle, "tahkik" edileme-diğinden, herkes için ortak ve bütün zamanlar için geçerli bir doğruluk değerini herhangi bir felsefe sistemi için düşünmek sözkonusu değil-dir. Bireysel ve göreceli (relativist) bir yaklaşımla da olsa bütün felse-fe temellendirmeleri amaçları nedeniyle geneli ve bütünü kucaklamak durumunda olduklarından felsefe, evrensel bir bilgi niteliğine sahiptir. Kavramlarla yürütülen felsefe etkinliği, tıpkı matematik ve müzikte ol-duğu gibi, soyut, bütünsel ve özsel olmak durumundadır; bu yüzden de bilimsel, dinsel, sanatsal bilgiden ayrılır. O halde felsefe, anlama ve anlamlandırma temelinde, "düşünce üstüne düşünme" (refleksiyon = dü-şünleme) (Bir felsefi problemi çözümleme veya bir matematik problemini çözme gibi) ya da "bilgi üzerine bilgi oluşturma" olarak da tanımlanabilir. Başka deyişle eleştirel yorumlama sanatı olan felsefe, öteki pekçok şe-yin (doğa, insan, bilim, din, sanat, değer, evren, varlık) yanında ölümü anlamamızı ve tanımamızı, ölmeyi öğrenmemizi sağlayan düşünme sa-natıdır da. Ölümün yararı ise apaçık ortadadır; yalnız ölüm sayesinde biyosfer, genişlemeyen bir gezegende kendine yer bulabilir; biyolojik ev-rim ancak ölüm yoluyla sağlanabilir. Bütün canlıların hayatta kaldıkları, insanların hiç ölmedikleri bir dünya acaba nasıl olurdu?

Felsefe araştırması nedir ve nasıl yapılır? Araştırma, öncelikle belli bir alanda ve konuda bilinmeyen yeni bir bilgiyi ortaya çıkarmak ya da belli bir bilgiyi geliştirmek veya bir problemi çözmek amacıyla bir uz-man, bir bilimadamı, bir sanatçı, bir felsefeci vb tarafından sürdürülen yöntemli çalışma ve incelemeler bütünü olarak tanımlanabilir. Araştır-ma günümüzde hemen her alanda yapılabilmektedir; bilim, tıp, tekno-

Page 15: NEJAT BOZKURT · 2015-02-10 · NEJAT BOZKURT 10 Ekim 1945 yılında Ankara'da dünyaya geldim. İlk ve ortaokulu Keçiören'de, liseyi Ankara Gazi Lisesi'nde okudum. Yükseköğrenimimi

15

Felsefe Işığıyla Arayışlar

loji, sanat, sanayi konularında olduğu gibi felsefe, hukuk, tarih, yazın ve adalet alanlarında da araştırmalar yürütülmektedir. Örnekle adalet ala-nında araştırma hakikati, doğru olanı bulup ortaya çıkarmaktır. Bunun için de kanıtları, yani ipuçlarını ve doğru verileri eldeetmek amacıyla yapılan hazırlık soruşturması hukukta büyük önem taşır. Filozofların ortaya koydukları sistemler de bir tür araştırma ya da araştırma sonuç-larıdır. Araştırma kavramı bilim kadar eski olup insanın doğaya soru yöneltmesiyle başlamıştır ve onun varoluşuyla yaşıt sayılabilir. İnsanoğ-lunun beslenme ve barınma gereksinimi sonucunda çevresini tanıma merakıyla giriştiği araştırma, soruşturma ve onu izleyen geliştirme ara-sındaki çok sıkı bağ, 20. yüzyılın ortalarına değin pek iyi anlaşılama-mıştır. Temel ve uygulamalı araştırma arasındaki ayrım yüzyılımızın ilkyarısında yapıldı. Temel araştırma, bilimadamlarının doğanın gizle-rini çözmek isteği dışında belirli bir amaca yönelmeksizin yürüttükleri çalışmadır. Burada doğanın bağlı olduğu yasalar araştırılır, doğa daha yakından tanınmaya çalışılır. Uygulamalı araştırma ise temel bilimlerin ortaya koydukları bilgilerin teknoloji alanındaki kullanımına yönelik-tir; burada insanın daha rahat yaşamasına hizmet amaçlanır. Günümüz-de araştırma çabaları genelde yöneldikleri amaca göre üç büyük dala ayrılır: Temel Araştırma; sonuçların özel uygulanışlarını gözönünde bulundurmaksızın temel bilimlerde bilginin sınırlarını genişletmeyi amaçlar. Uygulamalı Araştırma, belli uygulamalı hedeflerin gerektirdiği yeni bilgileri bulmaya çalışır; altmışlı yıllardan beri büyük bir ilerleme gösteren Araştırma-Geliştirme, yeni gereçler, ürünler ya da süreçler yaratmak için, uygulamalı araştırma sonuçlarının sistemli bir biçimde kullanımına ya da değerlendirilmesine yöneliktir. Günümüz dünyasın-daki ekonomi alanında piyasa araştırması, reklam araştırması, tüketici araştırması, ürün araştırması, yöneylem araştırması gibi dallar büyük bir öneme sahip oldukları gibi, iletişim bilimleri ile işletme yönetiminde de araştırma büyük bir yer tutmaktadır. Bilim ve teknoloji alanların-daki bu araştırmaların yanında sosyal bilimlerde, arkeolojide, felsefede ve öteki alanlarda yapılan araştırmalar yöntem bakımından farklılıklar gösterse de kendi paylarına yeni bilgilere ulaşmaları bakımından bir de-ğere sahiptir.

Felsefe araştırması, deney ve gözlemden uzak, tümüyle kuramsal bir araştırma olarak karşımıza çıkar. Bilimin verilerinden yararlansa da fel-sefe araştırması bilimüstü bir spekülasyon gerektirir. Araştırma yapılan varlık, değer, bilgi, tarih, toplum, insan, doğa, kültür gibi pekçok alandan biridir bunlar. Soru yöneltmek suretiyle problemin saptanması ve ortaya konması felsefe araştırmasının ilk adımını teşkileder. Buna problemin

Page 16: NEJAT BOZKURT · 2015-02-10 · NEJAT BOZKURT 10 Ekim 1945 yılında Ankara'da dünyaya geldim. İlk ve ortaokulu Keçiören'de, liseyi Ankara Gazi Lisesi'nde okudum. Yükseköğrenimimi

16

Nejat Bozkurt

vazı ya da ortaya konulması denir. Problemsiz bir felsefe düşünülemez. Sonra bu problemin analizi, yani çözümlenmesi gelir. Temel ögelerine, başlıca bileşenlerine ayrılan problem artık iyice tanınmış, anahatlarıy-la öğrenilmiş sayılır. Bu aşamadan sonra çözümlenen ögeler değişik ve başka bir yoldan yeniden sentezlenerek, yani temellendirme yapmak amacıyla bireşim yoluna gidilerek sözkonusu felsefe probleminin yeni ve farklı bir yorumu, başka deyişle, problemin çözümü sağlanmış olur. Bütün bu işlemler doğal olarak kavramsal bir düzlemde olupbiter. Genel anlamda araştırma, bilinmeyeni bulup ortaya çıkarmak ya da az bilineni belirleyip geliştirmek, bilinmeyeni bilinir kılmaya ve öğrenmeye, nede-nini, nasılını anlamaya çalışmak, incelemek ve tetkik etmektir. Bilme-yi istemek, merak, tecessüs insanın en temel güdüsüdür; işte bu güdü bizi araştırma yapmaya yöneltir. Araştırmanın tarihi insanın varlığıyla koşuttur; insan kendisini ve varlığını, araştırması sonucunda eldeettiği, ortaya koyduğu bilgilerle anlamlandırır ve değerlendirir. Felsefe alanın-da insan bazı problemlerle karşılaşır ya da evrene, kendisine, yaşamına ve hemcinsine dair sorular sorar; yönelttiği bu sorular ve bu sorulara verdiği yanıtlar, her ne kadar araştırma sonucunda ulaşılmış yanıtlar da olsa, bir yorum, bir değerlendirme niteliğindedir. Bilimsel araştırma sonucunda, bilimadamı, doğanın olgusal-nedensel ilişkilerine dair bir doğayasasına ulaşırken, sanat araştırması sonucunda sanatçı kendi ha-yalgücü ve yaratıcılığı ile bilgi birikimi düzeyinde kendi sanatyapıtını ortaya koyar; felsefe araştırması ise bunların hiçbirine benzemez; ku-ramsal ve kavramsal yanıyla o bütün bilgileri toparlayan soyut, ussal ve kendine özgü bir aktivitedir. İmdi bir üstbakışa (supervision) sahipolan felsefeci cangözüyle bakmasını ve görmesini bilendir. O, aklın ve duyu-mun dengesini kurar; gözlemin ve kurmanın (construction) uyumunu sağlar. Filozof, kavramlar dünyasında sıkça ufuk turu (tour d'horizon) yapabilen kimsedir; bunu topluma ve tarihe de yayabilir, geçmişe oldu-ğu gibi geleceğe de yönelebilir.

"Bilgelik sevgisi" (philosophia), yani "bilgi edinme yoluna düşme" an-lamına gelen felsefe, varlığın ve nesnelerin temel ilkeleri, insanın evren-deki yeri ve rolü, Tanrı, yaşam, toplum, tarih ve genel olarak metafiziğin tüm büyük sorunlarıyla ilgili görüşlerin toplamı olarak karşımıza çıkar. Bilge diye bilgiyi sevene, onu arayana ve edinme peşinde olana denir. Felsefe araştırmasında, bir problemin neden ve sonuçlarını bulup or-taya koymak önem ve öncelik taşır. Bu yüzden felsefe araştırmasının temelinde yatan şey, insanda varolan soru sorabilme ayrıcalığıdır. Bu üstünlüğü sayesinde insan, evreni tanıyabilme yeteneğine, değerlere yönelebilme gücüne, bilgi, değer ve varlığı anlamayetisine ve özgür-