namik kemal’in intibah romani

15
. Nam›k Kemal’in ‹ntibah Roman›nda Mekân Olarak Çaml›ca-Üsküdar AHMET KOÇAK Kocaeli Üniversitesi Türk Dili Bölümü Okutman› Seni Beylerbeyi, Çengelköyü, Göksu’da bulsunlar Gören üftâdeler Kandilli’de gökkandil olsunlar Civar› vuslata saf saf görenler bâri gelsünler Cemâlin seyrini Çaml›ca semti üzre bilsünler Sana Ba¤larbafl› mesken bana hicrin medâr olsun Bu yaz ey servi kamet öz makam›n Üsküdar olsun Gedâî 1 Tanzimat Dönemi Türk edebiyat›n›n önde gelen flâir ve yazarlar›ndan birisi Nâ- m›k Kemâl’dir. De¤iflik edebî türlerde eserler vermifl olan Nâm›k Kemâl’in önem- li özelliklerinden birisi de, fiemseddin Sâmi’nin Taaflfluk-› Talat ve F›tnat’›n› (1875) hariç tutarsak, Bat›l› anlamda ilk modern roman say›lan ‹ntibah’› (1876) yazm›fl olmas›d›r. ‹ntibah roman›n›n konusu kadar, zaman, flah›s kadrosu, dil ve üslup gibi roman sanat›n›n unsurlar› aras›nda yer alan mekân› da önemlidir. Bu çal›flmada ‹ntibah roman›, konu, olay örgüsü, kifliler ve zaman gibi roman›n özelliklerine göre de- ¤erlendirmeyecektir. Sadece Tanzimat dönemi romanlar›ndan Araba Sevdas› ve k›smen Zehra’da oldu¤u gibi 2 bunlar›n bafl›nda yer alan ve Çaml›ca’da bafllay›p Üsküdar’da bir ba¤ evinde biten ‹ntibah roman›na mekân aç›s›ndan bak›lacakt›r.

Upload: ueskuedar-belediyesi

Post on 07-Mar-2016

315 views

Category:

Documents


16 download

DESCRIPTION

Namik Kemal’in İntibah Romaninda Mekân Olarak Çamlica-Üsküdar AHMET KOÇAK Kocaeli Üniversitesi Türk Dili Bölümü Okutmani

TRANSCRIPT

Page 1: Namik Kemal’in intibah Romani

.

Nam›k Kemal’in‹ntibah Roman›nda Mekân OlarakÇaml›ca-Üsküdar

A H M E T K O Ç A KKocaeli Üniversitesi Türk Dili Bölümü Okutman›

Seni Beylerbeyi, Çengelköyü, Göksu’da bulsunlar

Gören üftâdeler Kandilli’de gökkandil olsunlar

Civar› vuslata saf saf görenler bâri gelsünlerCemâlin seyrini Çaml›ca semti üzre bilsünler

Sana Ba¤larbafl› mesken bana hicrin medâr olsun

Bu yaz ey servi kamet öz makam›n Üsküdar olsun

Gedâî1

Tanzimat Dönemi Türk edebiyat›n›n önde gelen flâir ve yazarlar›ndan birisi Nâ-m›k Kemâl’dir. De¤iflik edebî türlerde eserler vermifl olan Nâm›k Kemâl’in önem-li özelliklerinden birisi de, fiemseddin Sâmi’nin Taaflfluk-› Talat ve F›tnat’›n›(1875) hariç tutarsak, Bat›l› anlamda ilk modern roman say›lan ‹ntibah’› (1876)yazm›fl olmas›d›r.‹ntibah roman›n›n konusu kadar, zaman, flah›s kadrosu, dil ve üslup gibi romansanat›n›n unsurlar› aras›nda yer alan mekân› da önemlidir. Bu çal›flmada ‹ntibahroman›, konu, olay örgüsü, kifliler ve zaman gibi roman›n özelliklerine göre de-¤erlendirmeyecektir. Sadece Tanzimat dönemi romanlar›ndan Araba Sevdas› vek›smen Zehra’da oldu¤u gibi2 bunlar›n bafl›nda yer alan ve Çaml›ca’da bafllay›pÜsküdar’da bir ba¤ evinde biten ‹ntibah roman›na mekân aç›s›ndan bak›lacakt›r.

Page 2: Namik Kemal’in intibah Romani

528

.

Girifl

Edebî bir tür olarak roman, edebiyat›m›za Tanzimat döneminde girer. Bu dönem-de Bat› edebiyat›ndan yap›lan çevirilerle tan›nan roman, zamanla bu tercüme ro-manlar›n benzerlerinin Türk edebiyat›nda da yaz›lmaya bafllanmas›yla yeni bir türolarak ortaya ç›kar. Ancak edebî anlamda ilk romanlar›n ortaya ç›k›ncaya kadar kisürede, bu türün geliflimine katk›da bulunacak Aziz Efendi’nin eski hikâye ve ma-sal türü ile roman özelliklerinin kar›flt›¤› M u h a y y e l â t’› (1797), Keçeçizâde ‹zzetMolla’n›n Mihnet-i Keflan’ ›3 (1852) gibi örnekler görülür. Daha sonra bunu AhmedMidhat Efendi’nin (1870-1876) y›llar› aras›nda yazm›fl oldu¤u, otuza yak›n hika-ye/roman› kapsayan Letâif-i Rivayât serisi ile Emin Nihat Bey’in Binbir Gece Ma-sallar›n› hat›rlatan Müsâmeretnâmesi (1872-1875) takip eder.4 fiemseddin Sami deTaaflfluk-› Talat ve F›tnat (1875) roman›yla dönemin romanc›lar› aras›na kat›l›r.Bu haz›rl›k aflamas›ndan sonra Nam›k Kemal’in “Son Piflmanl›k” ad›yla 1873-1875 y›llar› aras›nda Magosa’da yazm›fl oldu¤u ‹ntibah roman›, o günkü ismiyleMaarif Nezareti taraf›ndan “‹ntibah Sergüzeflt-i Ali Bey” fleklinde de¤ifltirildiktensonra 1876 y›l›nda yay›mlan›r. Nam›k Kemal’in ‹ntibah ad›yla yay›mlam›fl oldu-¤u bu eseri Türk edebiyat›nda ilk edebî roman say›l›r.5

Ahmet Hamdi Tanp›nar, XIX. As›r Türk Edebiyat›’nda roman sahas›nda Bat›’danyap›lan tercümeleri de verdikten sonra Thibaudet’den roman türünün ortayaç›kmas› için bir “roman okuyucusu” çevresinin oluflmas› gerekti¤i düflüncesininakleder. ‹ntibah roman›na kadar bu okuyucu kitlesinin yavafl yavafl var olmayabafllad›¤›n› söylemek mümkündür.6 Çünkü ‹ntibah roman›n›n devri içerisindearka arkaya dört defa bas›lm›fl olmas› Tanp›nar’›n aktard›¤› düflünce ortam›n›nolufltu¤unu göstermektedir.7

Nam›k Kemal roman›, “Romandan maksat güzerân etmemiflse bile güzerân› im-kan dahilinde olan bir vak’ay›, ahlâk ve âdet ve hissiyat ve ihtimalâta mütealliktürlü tafsilat›yla beraber tasvir etmektir.”8 fleklinde tarif eder.Düflmüfl bir kad›na âfl›k olan Ali Bey’in k›skançl›¤›na ma¤lup olarak sevdi¤indenayr›lmas› ve cariyesine dönmesiyle, terk edilen Mehpeyker’in intikam sevdas›nakap›lmas› ve yaflad›¤› macera ile Ali Bey’in de¤iflimini hikâye eden ‹ntibah,9

Türk edebiyat›nda ilk edebî roman say›l›r. Çünkü ‹ntibah, eski hikâye gelene¤iy-le Avrupaî tarz roman aras›nda ilk edebî metindir.10

Roman›n esas karakteri itibariyle bir terkip oldu¤unu belirten Mehmet Tekin, ro-man› meydana getiren önemli unsurlardan birinin de mekân oldu¤unu belirtir.Çünkü terkipte as›l unsur konumunda bulunan vakan›n “gerçek” veya “muhay-yel” mutlaka bir mekâna ihtiyac› vard›r ve mekân unsuru kahramanlar›n çizi-minde de önemli bir role sahiptirEserin bünyesinde yer alan mekân tablosunda, bir dönemin gelenekleri, eflyazenginli¤i, mobilya ve mefruflat tarz›, giyinme ve e¤lenceye dönük al›flkanl›klar,modalar, argo ve günlük konuflmalar vs. yer al›r ve bunlar, kuflkusuz toplumutoplum yapan temel dinamiklerdir.11

Page 3: Namik Kemal’in intibah Romani

529

.

Roman türünde mekâna dönük klasik uygulama flöyledir: Anlat›lacak bir olayvard›r ve ilk önce bu olay›n geçti¤i yer tan›t›l›r. Bu durum herhangi bir filminbafl›nda verilen fon müzi¤ine benzer. ‹zleyici, bu müzi¤in rehberli¤inde gösteri-lecek filme haz›rlan›r, ›s›nd›r›l›r. Romanlar›n genellikle bafllar›nda yap›lan me-kân tasvirleriyle de okuyucu, izleyen sayfalarda anlat›lacak olay›n havas›na so-kulur.12 Nam›k Kemal’in ‹ntibah roman›n›n bafl›nda da önce bir bahar tasviri çi-zilir ve roman örgüsünün geçti¤i Çaml›ca’ya haz›rl›k yap›l›r.

Çaml›ca

Tanzimat Dönemi Türk edebiyat› romanlar›nda mekân olarak önemli bir yer edi-nen Çaml›ca, Anadolu yakas›ndad›r. Üsküdar sahilinin dört kilometre do¤usun-da, ‹stanbul’un iki ünlü tepesinin bulundu¤u semtin ad›d›r Çaml›ca.Çaml›ca tepelerinin ilk kullan›m› IV. Murad zaman›nda (1623-1640) olmufltur.Eski ve Yeni Çaml›ca adlar›yla bahsedilen iki mesire yerinde baz› köflklerin veBüyük Çaml›ca’da Ba¤-› Cihan adl› bir ahflap kasr›n yapt›r›lmas›yla XVII. yüzy›l-da bu mekânlar sayfiye olarak gidilip gelinen yerlerdir.IV. Mehmed (Avc›) de (1648-1687) ayn› yüzy›lda, Çaml›ca’ya bir ahflap saray ile1660’da tepelerdeki do¤al su kaynaklar›n›n ak›t›ld›¤› -Büyük ve Küçük Çaml›casular› diye bilinen- çeflmeleri yapt›r›r.III. Selim (1789-1807) ve II. Mahmut (1808-1839) zaman›nda Çaml›ca ve çevre-si köflklerle donat›lmaya bafllanm›flt›r. II. Mahmut’un Çaml›ca’y› sevdi¤i, s›k s›kburaya ziyarete geldi¤i, niflan talimi yapt›¤›, bir kas›r infla ettirdi¤i de bilinmek-tedir.Çaml›ca, fiirket-i Hayriyye’nin kuruluflundan sonra XIX. yüzy›l›n ikinci yar›s›n-da, Abdülaziz döneminde (1861-1876) çok canlanm›fl, bu canl›l›k II. Abdülha-mid’in son y›llar›na kadar da devam etmifltir. Osmanl› yönetiminde ilk “maske-li balo” ve “garden parti” Abdülaziz döneminde Çaml›ca’da M›s›rl› Mustafa Fa-z›l Pafla’n›n köflkünde yap›lm›flt›r.1867-1870 y›llar› aras›nda K›s›kl› yolu üzerinde Ba¤larbafl› civar›ndaki yeflil alan“Çaml›ca Bahçesi”, flimdiki ad›yla Millet Park›, belediye bahçesi olarak düzenle-nir ve buras› ‹stanbul halk›n›n hizmetine sunulan ilk bahçelerden birisi olur.13

Bundan sonra dinlenme ve gezinti maksad›yla cuma ve pazar günleri Beylerbe-yi, Üsküdar, Kad›köyü gibi Çaml›ca’ya yak›n yerlerle, ‹stanbul’un daha uzak, de-¤iflik semtlerinden kad›nl› erkekli insanlar buraya gelir.14

Çaml›ca Tepeleri, ‹stanbul’un gözde mesire yerlerinden birisi olmas›n›n yan›nda,on dokuzuncu asr›n ikinci yar›s›nda Genç Türkler’in bulufltuklar›, topland›klar›da bir mekând›r. Bu toplant›lar M›s›rl› Mustafa Faz›l Pafla, Sami ve Suphi Pafla-lar›n köflklerinde gerçekleflir ve Nam›k Kemal, Ziya, Reflad ve Nuri Beyler de za-man zaman bu topland›klara kat›l›r.1 5 Dolay›s›yla Çaml›ca tepeleri sadece ‹stan-bul’a hâkim bir konumda olmalar›yla de¤il, modernleflmenin ve yeni fikirlerin

Page 4: Namik Kemal’in intibah Romani

530

.

tart›fl›lmas›na ev sahipli¤i yapm›fl mekânlar olarak da edebiyat tarihinde yerinial›r.‹flte XIX. yüzy›l ‹stanbul halk› için önemli bir mesire yeri olan Çaml›ca, Tanzi-mat dönemi romanlar›nda olay örgüsünün cereyan etti¤i yer olarak geçer. Yah-ya Kemal “Üç Tepe” adl› makalesinde bu durumu:“Türk edebiyat› yeni ünvan›n› tak›nd›¤› elli seneden beri iki tepeden aleme bak-t›. Bu tepelerin biri Çaml›ca Tepesi, öteki de Tepebafl›’d›r.” diyerek aç›klar. Da-ha sonra bu iki tepeye Milli edebiyat› temsilen Metris Tepe’yi de ekler. Çaml›-ca’y› “Nam›k Kemal ve genç arkadafllar› Hamid, Ekrem ve Sezai ve ötekilerininelli sene evvel aleme bakt›klar› tepe” olarak anar.16

Türk roman›n›n ilk dönem büyük ölçüde ‹stanbul ve çevresiyle ilgilendi¤inedikkat çeken R. Finn de, Nam›k Kemal’in ‹ntibah roman›n›n bu yönelmeye ör-nek teflkil etti¤ini belirtir.17

‹talyan edibi Edmondo de Amicis (1846-1908) ise, yirmi sekiz yafl›nda –‹ntibahroman›n›n yaz›ld›¤› y›llard›r- ‹stanbul’a yapt›¤› seyahatle XIX. yüzy›l ‹stan-bul’unu canl› ve renkli üslubuyla anlat›r. ‹talyan seyyah, gün do¤arken ve bulut-lu bir havada Çaml›ca tepesine ç›kar. Yavafl yavafl sis perdesinin ortadan kalk-maya bafllamas›yla ‹stanbul’un buradan nas›l göründü¤ünü: “Üsküdar afla¤›daoldu¤u gibi görünüyordu, karfl›da hemen hemen bütün ‹stanbul, Haliç’in öteki

Ü S K Ü D A R S E M P O Z Y U M U I V

Çaml›ca'dan bahar görüntüsü

Page 5: Namik Kemal’in intibah Romani

531

.

sahilinde, Galata’dan derelere uzanan bütün semtlerin en yüksek k›sm›, Bo¤az’›nRumeli yakas›nda Tophaneli, F›nd›kl›, Dolmabahçe, Befliktafl, daha uzakta, gözalabildi¤ine, baflka köylerin yak›n›ndaki köyler, kat kat binalar ve sadece tatl› birmercan k›rm›z›l›¤›ndaki seherle boyanm›fl cephelerini gösteren daha uzak köy-ler”18 cümleleriyle anlat›r ve Çaml›ca’n›n ‹stanbul’u seyretmek için en iyi mekân-lardan birisi oldu¤una dikkat çeker.Bu özellikleriyle Çaml›ca, ‹stanbul’un sonradan Türk edebiyat›nda yer edinmifl,Adalar ve Beyo¤lu gibi semtlerinden çok önce ‹ntibah’la romana girer.‹ntibah roman›na Nam›k Kemal Divan edebiyat›ndaki kasidelerin nesib bölümü-nü hat›rlatan bir beyitle ve bahar19 tasviriyle bafllar. Roman›n ilk bölümünün ba-fl›na Nedim’den bir beyitin seçilmesi de dikkate de¤erdir.

“Gel ey fasl-› bahâran mâye-i arâm ü hâb›ms›nEnis-i hât›r›m, kâm-› dil-i pür-›zt›rab›ms›n”20

Roman›n ilk bölümünde bahar mevsimi epey anlat›ld›ktan sonra “Biz galiba sa-dedden ç›kt›k. Murad›m›z Çaml›ca’n›n tasvirine evsâf-› bahardan bir girizgahbulmak idi. Fakat yaz›n mev’id-i telakkisini ararken yolda çiçek toplamaktankendini alamayan havâdarân-› muhabbet gibi piflgâh-› tasavvura rast gelen bir-kaç taze hayali çi¤neyip geçme¤e gönlümüz kâil olmad›. ‹flte maksada flurû’ edi-yoruz.”21 diyerek

“Ey âlem-i misâlin seyyâh-› huflyâr›Hiç kasr suretinde gördün mü nevbahar›”

beyitiyle roman›n olay örgüsünün bafllad›¤› ve geliflti¤i Çaml›ca’ya girifl yap›l›r.Nam›k Kemal’e göre Çaml›ca Tepesi, ‹stanbul’un en müstesna yerlerinden biri-sidir. fiehrin bütün noktalar›n›n görülebildi¤i hâkim bir konumdad›r ve tam birçiçek bahçesidir. Romanda Çaml›ca flu cümlelerle anlat›l›r:“‹stanbul’u görenlere malumdur ki Çaml›ca köflkü, ruhperverlikte nevbahardanafla¤› kal›r bedâyi-i rüzgardan de¤ildir. Binas› bir tarafa dursun, yaln›z bulundu¤umevki ‹stanbul’un en müstesna bir noktas› oldu¤u gibi, ‹stanbul bir mâlike-i der-ya-y› letâfettir ki yaln›z hazin hazin sahillerine yüz sürerek piflgâh›ndan ak›p gi-den deryan›n safas› mevkiin bütün cihan içinde akrans›zl›¤›n› isbata kifayet eder.‹stanbul denilen mecmua-i bedâyiin hâvi oldu¤u her türlü nevâdiri bir bak›fllagösterecek bir nokta ise Çaml›ca’d›r. Bo¤aziçi’nde bir büyük orman veya bir kü-çük körfez yoktur ki Çaml›ca’n›n pâmâl-i nezareti olmas›n. Payitaht›m›z›n Be-yo¤lu gibi, Galata gibi, Bâb›ali civarlar› gibi Sultan Bayezid gibi hangi mamurciheti görülür ki, Çaml›ca’n›n nazar-› temas›ndan kendisini saklayabilsin. ‹stan-bul’da tesisat-› atîka ve ebniye-i meflhûreden hiçbiri var m›d›r ki Çaml›ca tasvi-rini almak mümkün olmas›n.

N A M I K K E M A L ’ ‹ N ‹ N T ‹ B A H R O M A N I N D A M E K Â N O L A R A KÇ A M L I C A - Ü S K Ü D A R

Page 6: Namik Kemal’in intibah Romani

532

.

Çaml›ca o nazargâh-› ibrettir ki bahar içinde insan çeflmesinin yan›na ç›kar dabafl›n› kald›r›r etraf›na bak›n›r ise gözünün önünde tabii, s›nâi, fenni nice yüzbin türlü bedâyiden mürekkep bir baflka âlem görür. Baya¤› hadaka-i basar oâlem-i bedâyii bir maharet-i fevkalade ile nokta-i vâhideye s›¤›flt›r›lm›fl haritas›-na döner. Bir de gözünü afla¤› meylettirmek isteyince nûr-› nazar› cihan›n hertürlü ezhâr›n› câmi flükûfezâra düflmüfl zenbûr gibi –dakikada bir çiçe¤e iflleye-rek, saniyede bir meyve ile oyalanarak âheste âheste sahil-i deryaya gidinceyekadar tâb ü tuvândan kesilir.”22

Nam›k Kemal’in “Çaml›ca’ya Firdevs-i âlân›n yere inmifl bir k›t’as› denilse flâyes-tedir.” ifadesini kulland›¤› Çaml›ca Tepesinden ‹stanbul’a bak›fl.Burada Çaml›ca pitoresk bir görüntüyle tasvir edilmifltir. Çaml›ca’y› çiçek vemeyve bahçelerinin iz düflümüyle görmek mümkündür. Nam›k Kemal’in Çaml›-ca için söyledikleri bu kadar de¤ildir. T›pk› kendisinden yaklafl›k bir as›r önceyaflam›fl olan Nedim’in (ö.1730) ‹stanbul’u övmek için yazd›¤›:Alt›nda m› üstünde midir cennet-i a’lâEl-hak bu ne hâlet bu ne hofl âb u havâd›r.23

m›sralar›na benzer, Nam›k Kemal de yüz y›l sonra ‹ntibah roman›nda bunu da-ha özele indirerek, ‹stanbul’un gözde mekânlar›ndan Çaml›ca için:“Çaml›ca’ya Firdevs-i âlân›n yere inmifl bir k›t’as› denilse flâyestedir. Feyyâz-›kudret âlemde âb-› hayat icad›n› irade etmifl olsayd› o hasiyyeti Çaml›ca suyunaverirdi.”24 der. Bu yönüyle Çaml›ca cennet bahçelerinden bir bahçe, suyu da in-sanlara “âb-› hayat” bahfleden bir özelli¤e sahiptir.Nam›k Kemal’in ‹ntibah roman›nda “Feyyâz-› kudret âlemde âb-› hayat icad›n›irade etmifl olsayd› o hasiyeti Çaml›ca suyuna verirdi.” dedi¤i çeflme K›s›kl› Bü-yük Çaml›ca yolu üzerindedir. ‹ntibah roman›n›n kahramanlar›ndan Ali Bey’insergüzeflti de bu çeflme bafl›nda bafllar.25

Nam›k Kemal’in ‹stanbul flairi olarak bilinen, özellikle ‹stanbul’un mesire yerle-rini, sadabatlar›n› anlatmas›yla ünlü Nedim’den, hem bahar tasvirinin yap›ld›¤›birinci bölümün bafl›na, hem de ‹stanbul halk› için çok önemli bir gezinti yeriolan Çaml›ca tasvirinin yap›ld›¤› ikinci bölümün bafl›na, örnek beyitler koyma-s› roman tekni¤i aç›s›ndan farkl› bir özelliktir.26

Bölümlerin bafllar›na konulan beyitler o bölümde anlat›lacak konular› özetleyecekmahiyette olmas›, eski edebiyat al›flkanl›¤›n›n devam› fleklinde de¤erlendirilir.‹ntibahla Türk edebiyat›na d›fl âlemi tasvir etmenin girdi¤inin alt›n› çizen Kap-lan, bu tasvirlerin “henüz reel olmad›¤›n›”27 ancak roman›n di¤er k›s›mlar›ndayer yer “gerçe¤e yak›n tasvirlere”28 yer verildi¤ini belirtir.“Seyir yerleri zevkim de¤ildir. Tatil günleri her türlü beflâretten beri bir kuru in-flirah için -boyanm›fl cellat kemendi denilmeye lây›k- bir s›k› boyunba¤› takarakve -süslü tomruk vasf›na flayan- bir çift dar potin giyerek sabahtan akflama kadararaba arkas›nda devr ile f›sk u h›rmâni cem’ etmek ve akflamdan sabaha kadarhanak eziyeti ve nas›r cefas›yla yatakta inlemek gibi fleylerde bir safa göre-m e m . ”2 9 diyen Nam›k Kemal’in konu Çaml›ca olunca, “Cuman›n, pazar›n gayri

Ü S K Ü D A R S E M P O Z Y U M U I V

Page 7: Namik Kemal’in intibah Romani

533

.

bir aç›k veya sümbülî haval› günde Bo¤aziçi seyirlerinin hemen kâffesini ve hu-susiyle baharda Çaml›ca’y› severim.” dedi¤i görülür. Nam›k Kemal, Çaml›ca’y›hayali olarak anlatmaz. Çünkü “Bundan takriben sekiz sene evvel orada bir tulû’seyretmifl idim. Semâdan zemine nur yerine ruh ya¤›yor k›yas ettim.”3 0 fl e k l i n d e-ki ifadelerden onun daha önce buray› ziyaret etti¤i ve çok hoflland›¤› anlafl›l›r.Nam›k Kemal’e göre Çaml›ca gibi mesire yerleri, flehrin “ufunetli havas›ndan,uygunsuz manzaras›ndan kaçarak” s›¤›n›lacak, nefes al›nacak yerlerdir.Romana bahar tasviriyle bafllan›lmas› bofluna de¤ildir. Baharla roman›n bafl ka-rakteri Ali Bey aras›nda bir ilgi kurulmufltur. Nas›l ki baharla beraber toprak can-lanmaya, çiçekler tomurcuk açmaya bafllarsa, Ali Bey de hayat›n›n bahar›ndad›rve yeni yeni etrafa aç›lmaya ç›kmaya bafllam›flt›r. Çünkü bahar mevsimi insan›cezbeden manzaras›yla bir uyan›fl›n (intibah›n) ifadesidir.31

‹ntibah roman›ndan on üç y›l sonra (1889) yay›mlanan Recaizade Mahmut Ekrem’in(1847-1913) Araba Sevdas› roman›nda Millet bahçesi’nden flu flekilde bahsedilir:“Ba¤larbafl› yolu ile Çaml›ca’ya giderken Tophanelio¤lu’ndaki dört yol a¤z›ndanafla¤› yukar› yüz ad›m ileriye bak›lacak olursa o genifl flosenin sonunda ve tam or-tas›nda, etraf› bir buçuk arfl›n kadar yüksek duvarlarla çevrili bir a¤açl›k görü-lür…” park›n üst kap›s› önündeki “meydanc›¤›n otuz ad›m kadar ötesinde, epey-ce genifl ve yüksek bir set üzerinde, eski zaman ifli binalar› taklit suretiyle yap›l-m›fl, en saçakl›, tek katl› bir bina ile bunun etraf›nda baz› büyücek a¤açlar vard›.”32

N A M I K K E M A L ’ ‹ N ‹ N T ‹ B A H R O M A N I N D A M E K Â N O L A R A KÇ A M L I C A - Ü S K Ü D A R

Çaml›ca eteklerinde erguvanl› zamanlar

Page 8: Namik Kemal’in intibah Romani

534

.

Araba Sevdas› roman›nda çizilen Çaml›ca tasvirinin ‹ntibah’ta anlat›lan Çaml›-ca’ya göre daha edebî, daha gerçekçi oldu¤u görülür. ‹ntibah’ta Çaml›ca çiçek vemeyve bahçeleriyle anlat›l›rken, Araba Sevdas›’ndaki Çaml›ca ile çevrenin de¤ifl-meye bafllad›¤› fark edilir.33

Roman›n bafl kahramanlar›ndan birisi olan Ali Bey, hali vakti yerinde, yirmi ya-fl›na kadar dikkatli bir baba ve o¤lu üzerine titreyen bir annenin gözetiminde bü-yür. Ali Bey yirmi yafl›nda babas›n› kaybeder. Bu kay›p onda derin ›zd›raplarayol açar. Çaml›ca’ya yak›n oturduklar› için annesi o¤lunun bu üzüntüden bura-larda gezerek kurtulabilece¤ini düflünür. Bunun için o¤lunu Çaml›ca’ya ç›kmas›konusunda teflvik eder.Bafllarda çekingen davranan Ali Bey bir süre sonra Çaml›ca’ya ç›kmay› adet ha-line getirir. Romanda Ali Bey’in bu durumu:“Seyre ilk gitti¤i gün oralar› çocu¤a pek bigane görünmüfltü. Hatta ikinci, üçün-cü defa dahi çocu¤u sahraya temenniyle icbarla ç›kard›lar. Ancak gide gide BeyÇaml›ca ile gere¤i gibi istinasa bafllad›. Birkaç gün birbiri üzerine k›ra ç›kmasaadeta s›k›l›rd›.”34 fleklinde ifade edilir. Bu gezmeler daha çok tabiat› ve Çaml›-ca’n›n güzelliklerini seyretmek içindir.Bu hal kalem arkadafllar›n›n seyir gününde -tatil günleri olan cuma veya pazar-Çaml›ca gezisi düzenlemesi istemelerine kadar devam eder. Bu gezide Ali Bey,Çaml›ca’n›n kalabal›k halini, gençlerin kad›nlara laf atmalar›n›, iflaretleflmeleri-

Ü S K Ü D A R S E M P O Z Y U M U I V

Büyük Çaml›ca Kona¤›’ndan bir kesit

Page 9: Namik Kemal’in intibah Romani

535

.

ni görür ve flafl›r›r. Bir aral›k kendisi de araban›n birine iflaret eder ve karfl›l›k gö-rür. Ali Bey’in karfl›l›k gördü¤ü ve daha sonra âfl›k oldu¤u kad›n ‹stanbul’un ta-n›nm›fl afluftelerinden Mehpeyker’dir. Ali Bey toy ve acemi oldu¤u için Mehpey-ker’in bu durumunu fark etmez ve her geçen gün kad›na daha çok ba¤lan›r. Çam-l›ca’da s›k s›k buluflurlar. Bundan sonra da Ali Bey’in sergüzeflti bafllar.

Kuzguncuk

Romanda Çaml›ca’dan sonra ikinci mekân Kuzguncuk’tur. Ali Bey’in âfl›k oldu-¤u Mehpeyker burada bir yal›da yaflar.Kuzguncuk, Bogaziçi’nin Anadolu k›y›s›nda, Üsküdar, Paflaliman› ile Beylerbe-yi aras›ndaki yerleflimin ad›d›r. Kuzguncuk XVII. yüzy›lda bir Musevi köyü ola-rak an›lmaktad›r. Hatta Avrupal› Museviler taraf›ndan “kutsal topraklara varma-dan önceki son durak” olarak kabul edildi¤i de nakledilmektedir. Burada Muse-vilerin d›fl›nda Rumlar›n da ikamet ettikleri hatta XVIII. yüzy›ldan itibaren Er-menilerin de buraya yerleflmeye bafllad›klar› bilinmektedir. Dolay›s›yla XIX.yüzy›lda Kuzguncuk farkl› dine ve kültüre mensup insanlar›n bir arada yaflad›-¤› bir semt olmufltur.35

N A M I K K E M A L ’ ‹ N ‹ N T ‹ B A H R O M A N I N D A M E K Â N O L A R A KÇ A M L I C A - Ü S K Ü D A R

Büyük Çaml›ca yürüme yolu

Page 10: Namik Kemal’in intibah Romani

536

.

Romanda Nam›k Kemal Mehpeyker’in yal›s›n› anlatmadan önce, Ali Bey’in gazi-noda yal›ya gitme zaman›n› bekleyiflini tasvir eder. Ali Bey’in dostunun evine gi-difli gece mehtaba karfl› gerçekleflir. “Ak›bet saat-› intizar Bo¤aziçi’nin rakîd su-lar› kadar a¤›r a¤›r güzâr etmekle bey, önüne tesadüf eden bir piyadeye binerekmev’id-i mülakata do¤ru azîmet eyledi. Kendi kay›¤a girdi¤i s›rada mehtab dahiufuktan zuhûr etmiflti. Tarih cemâziyelevvelin on yedisine tesadüf etmekle…”36

diyerek devam eder.Bundan sonra Nam›k Kemal, divan flairlerinin üslubunu hat›rlatacak bir flekildeyal›n›n d›fl tasvirini yapar. Bu tasvir roman›n bafl›ndaki Çaml›ca tasviri kadarsüslüdür.“Güya ki bir tendürüst dilberin reng-i vücudu gibi gayet aç›k penbeye boyanm›flolan bu köflkü Örfîler,37 fievketler38 görselerdi, sahile kurulmufl bir mâlike-i der-yaya ve önünde olan körfezci¤in suyunu, kenar› beline sar›lm›fl da sairleri hiffe-ti cihetiyle sath-aba yay›lm›fl bir ipek pefltemala benzedirlerdi. O halde ise sevk-i nesîm ile kasr›n ete¤inde peyda olan ufak ufak habablar o pefltamalin etraf›naifllenmifl inciler, cevherler hükmünde tutulabilirdi. Kasr›n ortas›na tesadüf edenbüyük pencereyi bir nuranî sineye, kenar›nda flehniflinvari harice u¤ram›fl olaniki ufak revzeni ise ay parças› gibi iki memeye teflbih etseler, hayal biraz Acema-ne olursa da bütün bütün letafetten beri say›lmazd›. Hele köflkü kucaklayacakgibi üzerine müstevli olan salk›msö¤üt ile yapraklar›n›n aras›ndan geçmekteolan envâr-› mehtab yâr-› hasretle beli bükülmüfl sevdazededir ki, yârinin karfl›-s›nda ya ber-câ-y› k›yam olarak periflan saçlar›yla cemâlini nigâh-› istirkâbdansaklama¤a çal›fl›yor, leyâl-i visâlde meflflâta-i hüsn ü ân olan mâh-› münîr ise oâfl›k-› mafluk-edân›n gîsû-y› târ ü mâr›n› flâne-i elmas ile tar›yor tahayyülüylevasfolunsa lay›k idi.”39

Asl›nda Nam›k Kemal, Ali Bey’in içinde bulundu¤u durum ile d›fl âlem aras›n-daki münasebeti tasvir etmek istemektedir. “Köflkü kad›na benzeten Ali Bey ol-sayd›, durum normal olurdu. Zira ruh hali bak›lan eflyay› de¤ifltirir. ‹ç ile d›fl bir-birine kar›fl›r.”40 diyen Kaplan, Mehpeyker’in evi ile Ali Bey’in ruh dünyas› ara-s›ndaki ilgiye dikkat çeker.Bundan sonra gelen paragraflarda Nam›k Kemal Mehpeyker’in yaflad›¤› evin içi-ni bir tablo gibi önümüze koyar:“Odan›n sandalye tak›mlar› beyaz zemin üzerine penbe çiçekler iflleme canfes-ten yap›lm›fl, hal›s› da döflemesinin renginde olarak yaln›z üzerine çiçek yerineötekinin penbesinden daha koyuca birtak›m iri dallar nakflolunmufl duvardakika¤›d›n bilaks zemini penbe, çiçekleri yald›zla kar›fl›k beyaz olarak, tavan› ise al-ç›dan doldurma gayet musanna gül desteler, papa¤anlarla tezyin edilmiflti. Karataraf›na olan duvar›n vasat›na ve binaenaleyh büyük pencerenin karfl›s›na tesa-düf eden kap›dan girildi¤i gibi pencereden hali olan duvar›n bahçe taraf›ndakiköflesinde ince beyaz tül ile örtülmüfl yatakl›k, yatakl›kla denize naz›r olan pen-cerenin aras›nda birkaç sandalye, büyük pencerenin önünde endam aynas›ylaçifte fanuslu çalar saatiyle bir muntazam çiçeklik, sola düflen ve bahçeye naz›riki penceresi olan duvar›n deniz cânibindeki köflesinde bir kanepe ve beriye do¤-

Ü S K Ü D A R S E M P O Z Y U M U I V

Page 11: Namik Kemal’in intibah Romani

537

.

ru yine birkaç sandalye ile kap› taraf›ndaki köflesinde bir aynal› dolap, kap›n›niki taraf›nda dahi bahçenin sokak kap›s› taraf›ndaki cihetine naz›r iki penceregörünürdü. Pencerelerin beyaz bürümcük perdeleri yar› yerlerinden merbut vebinaenaleyh alt taraflar› aç›k oldu¤undan endam aynas›yla mestur olan büyükpencereden baflka hem denize hem de bahçeye nezaret olunur. Kap›n›n önündemükellef bir iflret tak›m› kurulmufl ve üzerine bahçeye naz›r olan penceredenal›nma bir dal henüz aç›lm›fl beyaz gülleriyle saye-sâz-› letafet olmufltu.”41

Mehpeyker’in evinin içinin tasvir edildi¤i bu bölümle ilgili olarak Kaplan, “bu-rada Tanzimat devri evlerinden birinin içini görmüfl gibi oluyoruz” der.42

“Mekân tasvirleri eserlerde kahramanlar›n baz› hususiyetlerini dikkatlere sun-maya yard›m eder. Bir odan›n tefrifl tarz› orada günlerini geçiren insan hakk›n-da bilgi verir.”43 ifadelerini Mehpeyker’in romandaki karakteri ve hayata bak›fl›y-la beraber düflünüldü¤ünde daha iyi anlafl›l›r.

Üsküdar Ba¤ Evi

‹ntibah roman›nda geçen üçüncü mekân, Mehpeyker’in dostu Suriyeli AbdullahEfendi taraf›ndan Ali Bey’i öldürmek üzere tuzak haz›rland›¤› Üsküdar Ba¤lar-bafl›’ndaki ba¤ evidir.Romanda bu ev:

N A M I K K E M A L ’ ‹ N ‹ N T ‹ B A H R O M A N I N D A M E K Â N O L A R A KÇ A M L I C A - Ü S K Ü D A R

Kuzguncuk (Bir Ulu Rüyay› Görenler fiehri Üsküdar, s. 117)

Page 12: Namik Kemal’in intibah Romani

538

.

“Vürûdlar› s›ras›nda günefl gurub etmifl ve etraf› a¤lar –matem eder gibi bir gam-l› zulmet kaplama¤a bafllam›fl idi. Ba¤ köflkü ise sefahat ve cinayet için tertibolundu¤undan ebniyesi bas›k, duvarlar› mürtefa’, yap›l›fl› zindans› bir fley olarakbey içeri girince “Bu batakhane k›l›kl› yeri nereden buldun? Benim yerimde birÇelebi olsa korkusundan saralara u¤rard›.”4 4 cümleleriyle kötü, tavan› bas›k, du-varlar› nemli bir yer olarak çizilir. Burada seçilen mekân daha sonra ifllenecek ci-nayetlere uygun bir zemindir. Çünkü Ali Bey’in evin durumuyla ilgili tepkisine“böyle ›ss›z yer olmal› ki insan bask›ndan emin olsun.” fleklinde cevap verilir.Cinayetlerin ifllendi¤i bu köflk oldukça so¤uk karanl›k ve kötü bir mekând›r.Tanzimat romanc›lar› gibi Nam›k Kemal de iyi mekân iyi insan, kötü mekân kö-tü insan aras›ndaki ilgiyi bu flekilde kurmaya çal›fl›r.45

Roman trajik olarak flu flekilde biter: Dilaflup’un yard›m›yla ba¤ evinde düzenle-nen tuza¤› ö¤renen Ali Bey, en yak›n polis karakoluna gider. Bu arada Ali Beyzannedilerek Dilaflup, tutulan H›rvat taraf›ndan hançerlenir, Ali Bey hançeri birflekilde kapt›¤› gibi “Mehpeyker’in “can›n› cehenneme” gönderir. H›rvat yakala-n›r, tuza¤› planlayanlardan Abdullah Efendi de a¤›r bir felç ile cezas›n› bulur.Ali Bey ise tutuklanarak hapse at›l›r. Ara s›ra hapishane müdürünün izniyle Di-laflup’un ve annesinin mezarlar›n› ziyaret eder, gözyafl› döker. Ancak son pifl-manl›k fayda vermez. Toylu¤unun kurban› olan Ali Bey de alt› ay içinde kede-rinden ölür.

Ü S K Ü D A R S E M P O Z Y U M U I V

K›s›kl› (Üsküdar Hat›ras›, s. 155)

Page 13: Namik Kemal’in intibah Romani

539

.

Bafllang›çta son derece saf olan Ali Bey, bafl›ndan bin bir türlü macera geçtiktensonra olgunlaflm›flt›r. Fakat sadece kendi hayat›na de¤il, baflkalar›n›n hayat›nada mal olan bu olgunluk hiçbir ifle yaramaz. Roman, “Meflhurdur ki son piflman-l›k faide vermez.” uyar›s›yla biter.Konu bak›m›ndan çok basit olan ‹ntibah roman›, Türk roman›n›n Bat›l› anlam-da ilerlemesi noktas›nda önemli bir ad›md›r. Tasvirlerde eski edebiyat›m›z›n,klasik fliirimizin etkisi kendini kuvvetle hissettirmekle birlikte; konuflmalar, dilve üslup oldukça canl›d›r.

Sonuç

II. Mahmud döneminden itibaren ‹stanbul halk› için mesire yeri olarak kullan›l-maya bafllanan Çaml›ca tepeleri, 1870’li y›llarda bugünkü ad›yla “Millet Par-k›”n›n aç›lmas›yla cuma ve pazar günleri uzak ve yak›n ‹stanbul’un de¤ifliksemtlerinden insanlar›n ak›n etti¤i yerlerdir. Çaml›ca, mesire yeri oldu¤u kadar,Türk edebiyat› için de önemli bir yerdir. Yahya Kemal’in ifadesiyle Tanzimatedebiyat› dünyaya Çaml›ca tepesinden bakar.Türk edebiyat›n›n ilk edebî roman› say›lan ‹ntibah’ta olay örgüsü Çaml›ca’dabafllar ve yine Üsküdar içinde yer alan Ba¤larbafl›’nda son bulur. ‹ntibah’la Türkroman›na mekân olarak giren Çaml›ca, daha sonra Araba Sevdas› ile devam ede-rek, bugüne kadar birçok romanda yer al›r.Nam›k Kemal’in ‹ntibah roman›nda yapm›fl oldu¤u Çaml›ca tasviri, XIX. yüzy›-l›n sonlar›ndaki ‹stanbul’u ve Üsküdar’› anlamak için önemlidir.Çaml›ca sadece havas›, suyu gibi özellikleriyle s›radan bir gezi ve piknik yeri de-¤il, ‹stanbul’un her noktas›n› seyretmek için en uygun konumdur.Osmanl›’n›n son yüzy›l›nda Bat›’ya aç›lan ilk kap› konumundad›r Çaml›ca tepe-leri.Çaml›ca mesireleri sadece geçen yüzy›lda de¤il, bu yüzy›lda ve bundan sonra da‹stanbul halk›n›n, özellikle bahar ve yaz aylar›nda en çok geziye ç›kt›¤› yerler-den birisi olmaya devam edecektir. Bu tepelerin ‹stanbul’un fethini gören Üskü-dar’da olmas›n›n ayr› bir yeri vard›r. Dile¤imiz ‹stanbul’da say›lar› çok fazla ol-mayan bu gibi yerlerin çevresiyle beraber özenle korunmas›d›r.

D‹PNOTLAR

1 Reflat Ekrem Koçu, ‹stanbul Ansiklopedisi, ‹stanbul 1965, VII, 3713.2 ‹nci Enginün, Tanzimat’tan Cumhuriyete Yeni Türk Edebiyat›, ‹stanbul 2006, s.168-169.3 ‹nci Enginün, Tanzimat’tan Cumhuriyete Yeni Türk Edebiyat›, s.168-169.4 Emin Nihat Bey, Müsameretnâme Gece Hikayeleri (haz. M. ‹smet Uzun), Tercüman 1001 Temel Eser, t.s., 291 s.5 Ahmet Hamdi Tanp›nar, Edebiyat Üzerine Makaleler, ‹stanbul 1977, s. 56.6 a.mlf., XIX. As›r Türk Edebiyat› Tarihi, ‹stanbul 1988, s.262-263.

N A M I K K E M A L ’ ‹ N ‹ N T ‹ B A H R O M A N I N D A M E K Â N O L A R A KÇ A M L I C A - Ü S K Ü D A R

Page 14: Namik Kemal’in intibah Romani

540

.

7 Orhan Okay, “‹ntibah Roman› Etraf›nda”, Ölümünün 100. Y›l›nda Nam›k Kemal, ‹stanbul 1988, s.128;a.mlf., Bat›l›laflma Devri Türk Edebiyat›, ‹stanbul 2005, s.17-18.

8 Mukaddime-i Celal, ‹stanbul 1309, s.17-18 ; Cevdet Kudret, Türk edebiyat›nda Hikaye ve Roman 1, ‹stan-bul 1965, s.78.

9 Nam›k Kemal, ‹ntibah Ali Bey’in Sergüzefltini Havidir, t.s. 222 s. Buraya al›nan metinler roman›n bu bas-k›s›ndan yap›lm›flt›r. M. N. Özön, esere bir “Önsöz” yazarak bugünkü harflerle yay›nlam›flt›r. ‹ntibahSergüzeflt-i Ali Bey, (haz. Mustafa Nihat Özön), Ankara 1971; M. Kaplan’n›n da “‹ntibah Hakk›nda Bir-kaç Söz” de¤erlendirme yaz›s›yla eserin sadelefltirilmifl flekli ‹ntibah, (haz. Mehmet Kaplan), ‹stanbul1972 ve daha sonra Kültür Bakanl›¤› Yay›nlar› aras›ndan ‹ntibah Ali Bey’in Sergüzeflti ad›yla 1984 ve1988 y›llar›nda yay›nlanm›flt›r.

10 O. Okay, “‹ntibah Roman› Etraf›nda”, Ölümünün 100. Y›l›nda Nam›k Kemal, s.127.11 Mehmet Tekin, Roman Sanat› Roman›n Unsurlar›, ‹stanbul 2001, s. 129 -131.12 a.g.e., s.142.13 Çi¤dem Aysu, “Çaml›ca”, Dünden Bugüne ‹stanbul Ansiklopedisi, ‹stanbul 1994, II, 464 - 465.14 Mehmet Nermi Haskan, Yüzy›llar Boyunca Üsküdar, ‹stanbul 2001, III, 1293-1294.15 R. E. Koçu, ‹stanbul Ansiklopedisi, VII, 3709-3717.16 Yahya Kemal, E¤il Da¤lar, ‹stanbul 1975, s.296-301.17 Robert P. Finn, Türk Roman› (‹lk Dönem 1872-1900), ‹stanbul 1984, s. 52.18 Edmondo De Amicis, ‹stanbul (çev. Beynun Yavafl), Ankara 1986, s.417-418.19 Kaz›m Yetifl, “Bahariye” D‹A, IV, 473-474.20 Hasibe Maz›o¤lu, Nedim, Ankara 1988, s. 94.21 Nam›k Kemal, ‹ntibah Ali Bey’in Sergüzefltini Havidir, t.s., s.1.22 “‹stanbul’u görenler bilirler ki Çaml›ca köflkü, ruhu okflamada ilkbahardan afla¤› kal›r bir güzelli¤i haiz

de¤ildir. Binas› bir yana dursun, yaln›z bulundu¤u yer ‹stanbul’un en müstesna bir noktas› oldu¤u gibi‹stanbul, bir güzellik denizi kraliçesidir ki yaln›z hazin hazin k›y›lar›na yüz sürerek önünden ak›p gidendenizin safas›, bulundu¤u yerin bütün cihan içinde eflsizli¤ini ispata kifayet eder.

‹stanbul denilen güzellikler toplulu¤unun içinde bulunan her türlü nadir fleyleri, bir bak›flta gösterecekbir nokta ise Çaml›ca’d›r. Bo¤aziçi’nde bir büyük orman veya küçük bir körfez yoktur ki Çaml›ca’n›n aya-¤› alt›nda olmas›n. Pay›taht›m›z›n Beyo¤lu gibi, Galata gibi, Bâb›ali civarlar› gibi, Sultan Beyazit gibihangi bay›nd›r yerleri görülür ki, Çaml›ca’n›n seyirci bak›fl›ndan kendisini gizleyebilsin. ‹stanbul’da es-ki yap›larla ünlü binalardan hiçbiri var m›d›r ki Çaml›ca resmini almak mümkün olmas›n.

Çaml›ca öyle bir ibretli bak›fl yeridir ki, bahar içinde insan, çeflmesinin yan›na ç›kar da bafl›n› kald›r›retraf›na bak›n›rsa, gözünün önünde tabiî, s›naî, fennî nice yüz bin türlü güzellikten mürekkep bir bafl-ka alem görür. Baya¤›, gözbebe¤i o güzellik aleminin çok üstün bir ustal›kla tek bir noktaya s›¤d›r›lm›flharitas›na döner. Bir de gözünü afla¤›lara indirmek isteyince, bak›fl›n›n nuru dünyan›n her türlü çiçe¤i-ni toplayan çiçek bahçesine düflmüfl bal ar›s› gibi dakikada bir çiçe¤e iliflerek saniyede bir meyve ile oya-lanarak, yavafl yavafl deniz k›y›s›na gidinceye kadar takatten kesilir.” Okuyucuya kolayl›k sa¤lamas› aç›-s›ndan sadece Çaml›ca tasvirinin yap›ld›¤› bu bölümün sadelefltirilmifl flekli verilmifltir. ‹ntibah, s.8-9.

23 bk. Maz›o¤lu, Nedim, s.104-105.24 “Çaml›ca’ya yüce cennetin yere inmifl bir parças› denilse yeridir. Tanr›’n›n feyzi dünyada bir ebedî ha-

yat suyu icad›n› istese idi, o güzelli¤i Çaml›ca suyuna verirdi.” ‹ntibah, s. 9.25 Büyük Çaml›ca Çeflmesi veya Sultan IV. Mehmet Çeflmesi olarak bilen bu çeflmenin yap›m› ve kitabesi

için bk. Mehmet Nermi Haskan, Yüzy›llar Boyunca Üsküdar, ‹stanbul 2001, III, 1151-1153.26 Robert P. Finn, Türk Roman› (‹lk Dönem 1872-1900), ‹stanbul 1984, s.52.27 Mehmet Kaplan, Nam›k Kemal Hayat› ve Eserleri, ‹stanbul 1948, s.204.28 a.mlf., Türk Edebiyat› Üzerine Araflt›rmalar› 2, ‹stanbul 1997, s.48.29 ‹ntibah, s. 10.30 a.g.e., s. 9-10.31 Bu konudaki de¤erlendirme için bk. Ali ‹hsan Kolcu, Tanzimat Edebiyat› 2 Hikaye ve Roman, Ankara

2005, s.176.32 Recaizade Mahmut Ekrem, Araba Sevdas› (haz. Faz›l Yenisey), ‹stanbul 1963, s. 11-12.33 Selim ‹leri, “Edebiyatta Çaml›ca”, Dünden Bugüne ‹stanbul Ansiklopedisi, II, 465.

Ü S K Ü D A R S E M P O Z Y U M U I V

Page 15: Namik Kemal’in intibah Romani

541

.

34 ‹ntibah, s.16.35 Nur Ak›n, “Kuzguncuk”, Dünden Bugüne ‹stanbul Ansiklopedisi, ‹stanbul 1994, V, 145-146.36 ‹ntibah, s.84.37 Örfî (155-1591) fiirazl› bir ‹ran flairi. Gazel ve kasidelerinde çok canl› benzetmeler kullanmas›yla ün sal-

m›flt›r.38 fievket (ö.1695), Buhara emirinin o¤ludur. Canl› benzetmeleriyle ün salm›flt›r.39 ‹ntibah, s. 86-87. Ayr›ca Bo¤aziçi’ndeki yal›lar›n özellikleri ve burada yaflan›lan hayatlarla ilgili olarak

daha genifl bilgi için bk. Abdülhak fiinasi Hisar, Bo¤aziçi Yal›lar›, ‹stanbul 1954.40 M. Kaplan, Türk Edebiyat› Üzerine Araflt›rmalar 2, s.134.41 ‹ntibah, s. 87-88.42 M. Kaplan, Türk Edebiyat› Üzerine Araflt›rmalar 2, s.136.43 fierif Aktafl, Roman Sanat› ve Roman ‹ncelemesine Girifl, Ankara 1991, s.145.44 ‹ntibah, s. 197.45 Haluk Harun Duman, Metin Çözümleme Yöntemleri Tanzimat Dönemi, ‹stanbul 2005, s.224-225.

N A M I K K E M A L ’ ‹ N ‹ N T ‹ B A H R O M A N I N D A M E K Â N O L A R A KÇ A M L I C A - Ü S K Ü D A R