mİsyonerlİk ve kadin mİsyonerlerisamveri.org/pdfdrg/d00130/2014_213/2014_213... · 4 Ôzgür...
TRANSCRIPT
Sayı: 213 Aralık 2014
SAİMBEYLİ (HAÇİN)'DE MİSYONERLİK VE KADIN MİSYONERLER
Yrd. Doç. Dr. Süleyman ÜNÜVAR* - Alper KÜÇÜKDURMAZ**
Öz
Osmanlı. Deuleti'nin hem SınıT hem de toplumsal çözülme dönemi ola
rak bilinen 19. yüzyıl, Avrupalı ve Amerikalı misyonerlerin de en etkili ol
duğu dönem olarak karşımıza çıkmıştır. Yüzyıllarca bir arada yaşayan
bu coğrafyanın insan.lan, misyonerlerin gelmesi ve sistemli çalışmalany
la, Anadolu Türk halkından uzaklaştınlarak birbirlerine düşman edilmiş·
lerdir. Saha çalışmalan sonu.c~ kendilerine hedef kitle olarak daha çok
Ermeni azınlığı seçen. misyonerler, bufcıa.1.iyetlerini Çukı.ıroua'nın en uzak
yerlerine kadar yaymayı başarmışlardır. Özellikle Saimbeyli (Haçin)'de
meucut Ermeni nüfusunun yoğunluğu ve denetimden uzak bir yer olmas4
buranın hedeflenen amaçlar için bir saha alanı olmasını sağltlittı$lır.
Saimbeyli, Adana'nın en uzak yerleşim yerlerinden biri olduğu için
sosyo-ekonomik gelişme yok denecek kadar azdır. Bü.tün bu olumsuzluk
lara karşılık, gönüllü olarak çalışan kadın ue erkek misyonerlerin faali
yetleri dikkat çekicidir. Buraya ilk gelen misyonerlerin. kend.i inançlarına
bağlılıklan ve fedakö.rlıklan sonucu, Saimbeyü'de çeşitli dılzeyde okul ve
ev kiliseleri açarak eğitim faaliyetlerini ue halla aynşıırma çalışmalarını
başlatmışlardır. Yıllar süren bufaaüyetler, Salimbeyü'deki talihsiz olayla
nn başlangıcını oluşturmuştur.
Anahtar k elimeler : Salimbeyli {Haçin}, Kadın Misyonerler, Misyo·
nerlik Faaliyetleri.
Abstrac t
Mlssionary Activities and Women Mission.aries In Saimbeyli (Hadji.n}
19"' century, which is known as the period of social disintegration
and regression of Ottoman Empire, has been the time when the European
' Gaziantep Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, unuvaı@gantep.edu.tr
- Adana Bilim ve Telaıoloji Üniversitesi, Okutman, akdurroaı@adanabtu.edu.tr
143
2
Giriş
TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI
and American missionarie~ were the most e.ffective. The 'people of this re
gion, who lived in harmony for centuries, were set against each other af
ter the arrival of the missionaries. with their systematic efforts. The missi
onaries chose the Armenian people as a result of their fı.eld stu.dy and
they were able to reach even to the far comers of Çukurova.. As the Arme
nian population density wa.5 high and being out of inspection, Saimbeyli - ·
(Had.jin) was an ideal place for their target aims.
As Saimbeyli is one of the most remote settlements of Adana, its so
cio-economic development was negligibly little. In spite of nll these negati
vity, the uoluntary actiuities of the men and women missionaries were
quite remarkable. ,The ]ırst missionaries coming to this place, as a result
of their sacrifice and commitment to their beliefs, were able to open home
churches and schools at uarious levels and they started their activities to
raise the awareness of the public. These activities, which lasted for years
created the initial cause ofthe urıfortunate incidents.
Key words: Saimbeyli (Hadjin], Women Missionaries, Missionary Actiui.tes.
İnsanlık tarihinin başlangıcından itibaren var olduğu kabul edilen inanç ve kutsallık anlayışı, insanlarda inandıldarı doğnıları yayma, anlatma ve kabul ettirme düşüncesini de beraberinde getirmiştir. Bu. düşünce ve meydana getirdiği hareketler, akımlar inançlara göre zamanla farklı şekil ve boyutlarda tarih sahnesinde yer aldı. Diğer insanlara, inandıkları hakikatleri götürme, onlarla paylaşma ve benimsetme düşüncesinin büyük kitlelere ulaştırılması özellikle semavi dinler olarak nitelendirilen Musevilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet ile farklı bir boyut kazandı.
Hazreti İsa'nın vefabndan ·sonra, Havarilerden Pavlus'un düşünceleriyle şekillenmeye başlayan bu akımların asıl olgwtlaşması ise İslam dininin ve peygamberinin gelmesiyle gerçekleşti. Çünkü luzla yayılan İslam inancı, Hıristiyan filemi için bir alternatif hatta İseviler'in etkinliklerinin ve güçlerinin azalması endişesi açısından bir tehdit oluşturmaktaydı. Ortaya çıkan bu durum, Hıristiyanlığa bağlı insanları daha organize bir şekilde hareket etmeye ve bu amaç etrafında örgütlenmelerine sebep oldu. Bu noktada misyônerlik artık şeklini, manasını ve hareket tarzını bulmuştU . .
Hıristiyan kiliselerinin, dini yaymak için kurdukları örgüte misyon, bunları idare eden ve faaliyet gösteren din adamlarına da misyoner denilmektedir.1 Ajnca kilise terminolojisinde bir vazife ifa etmek gayesiyle gönderilen delegasyonu yahut daha özel anlamıyla "İncil'i Hıristiyan olmayan halklara" yaymayı ifade etmek için de misyon kelimesi kullanılmıştır.~ ·
1 Necdet Sevinç, Osmanlıdan Günümüze Misyonerlik. Faaliyetleri, Milenyum Yayınlan, 3. Basla, Şubat, 2002, s. 178. 2 Yzb. Ahmet Hamdi Bey, Bir Misyoner Nasıl Yetiştiriliyor? İslam Alemi ve ingiliz Misyonerler, Yay. Haz. Ahmet Çınar, Yeditepe Yayınevi, 2. Basla, lstanbul, 2010, s. 7.
144
S. tlNüVAR • A. KUÇtiKDURMAZ / SAİMBEYLİ'DE MİSYONERLİK VE KADIN MİSYONERLER 3
Günümüz Hıristiyan misyonerleri, emperyalizmle ilişkisinin çağrıştırdığı olumsuz anlamdan dolayı misyonerlik yerine başka kelimeler kullanma eğilimindeclix. Bunlar arasında en sık rasj:lananlardan: biri evangelizm ve evangelizasyondur.3 Misyonerlik Hıristiyan olmayanların Hıristiyarilaşmasını öngörürken, Evangelizm aynı zamanda Hıristiyan olup da ondan uzaklaşanların yeniden Hıristiyanlaşmasını içermekteclix. Evangelizm kavramı özellikle Protestan misyonerlik faaliyetlerinde anahtar bir kavram olarak kullarulınaktadır.4
Tarihsel. süreçte misyonerliğin dini ve siyasi olmak üzere iki temel amaç güttüğü gönTunüştür. Dini amaç, öncelikli olarak Hıristiyanlığl yaymaktır. Siyasi amacı ise, Hıristiyanlık haricirıde ilahi ve batıl dirılerin egemen olduğu milletler ve topluluklarda eğitim ve kültürel s~alarda dejenerasyona yönelik faaliyetler yapmakbı-. Böylece ilgili milletlerde ihtilafa dayalı olarak, bilhassa etnik farklıiıklan göz önünde tutmak suretiyle, bünyesinde varlıklarını devam ettirdikleri devletlerden bu unsurlan ayırmaya yönelik tertipler içerisinde bulunmaktır.s Amaç Türkiye olduğunda ise üç hedef vardır. Türkleri Hıristiyanlaştınnak, Rum-Ermeni ittifakını sağla
mak ve bu iki cemaatin kiliselerindeki sapmalan düzeltmektir.6
1. Saimbeyli'de (Haçin) İlk Misyoner Faaliyetleri
Ortaçağln ortalarında çok etkili olmayan misyonerlik, coğrafi keşiflerden sonra ivme kazandı. Ancak bu faaliyet XIX. yüzyılda Osmanlı topraklarında hızla görülmeye başlandı. Alamın faaliyet alanlarının arasında, eski gücünü kaybetmeye başlayan ve birçok milleti bünyesinde barındıran Osmanlı Devleti de yer aldı. Osmanlı Devleti Tanzimat'a gelince
ye değin Hıristiyanlara ve Yahudilere din ve vicdan özgürlüğü tanımış bulunuyordu. Tanzimat döneminde ise devlet bu iki dinden olanlara karşı hemen hemen laik bir görürıüm kazanmıştır.7
İslam filemirıirı bir dönem itibariyle önderliğini yapması nedeniyle Hıristiyanlık dinirıin neredeyse tüın mezheplerinin akınına uğrayan Osmanlı topraklan, misyonerler için çok büyük öneme sahip olmakla bu'likte bu akım için geniş bir hareket alanı da sağlamaktaydı. Farklı mil-,
!etlerin ve kültürlerin Osmanlı coğrafyasında yer alması ise misyonerlerin işini aynca kolaylaştırmaktaydı. Bu noktada Ermeniler, Protestan
3 Şinasi Gündıiz, "Misyonerlik", Türkiye Diyanet Vakfı /silim Ansiklopedisi, Cilt: 30, lstan- · bul, 2005, s. 193. 4 Ôzgür Yıldız, Misyonerlik ue Amerikan Board Teşkilatı, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, lstan· bul, 2009. s. 20-2 ı. S Adnan Şişman, "Misyonerlik ve Osmanlı Devleti'nin Son Döneminde Kurulan Yabancı Sosyal ve Kültürel Müesseseler", Türkler, Yeni 1ürl<iye Yayınlan, Cilt 14, Ankara, 2002, s. 173-174. 6 Hasan Tahsin Fendoğlu, "Amerika Birleşik Devletleri'nin Misyonerleri ve Osmanlı Devleti", Türkler, Yeni 1ürl<iye Yayınlan, Cilt: 14, Ankara, 2002, s. 189.
7 Ahmet Gündüz, "XIX. Yüzyılda Gayrimüslimlerin Hukuki Statüleri", Türk Dünyası Araştırma/an Dergisi, Sayı: 175, Temmuz-Ağustos 2008, s. 119.
145
4 TÖRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI
misyonerler tarafından fark edildiklerinde, ne mezheplerini değiştireceklerini ne de yüzyıllardır kendilerine hayat hakkı tanıyan, millet-i sadıka ayncalığıru veren Osmanlı Devleti'ne }{arşı en acımasız şekilde kullanılacaklarından haberdar değillerdi.
Osmanlı Devleti'ndeki Ermenileri beş sınıfa ayırmak mümkündür. Bi- · rinci grubu, 19. yüzyılda oldukça etkili olan, yönetimde ve sivil hizmetlerde yer alan zengin ve etkili bir zümre; ikinci grubu, İstanbul ve Anadolu 'nun diğer şehir ve kasabalarında ticaret ve finans işleri ile uğraşan·
kesim; üçüncü grubu sayıları en çok olan köylüler, dördüncü grup ise daha çok yüksek dağlarda Sasun, Zeytun· (Süleymanlı) ve Saimbeyli gib1 korunaklı yerlerde kuralsız bir şekilde yaşayanlardı ki, bu grupların çıkarmış oldukları isyan hareketleri yüzyılın ikinci yansına damgasını vurmuştur. Beşinci grup da din adamlarıydı, bunlar imparatorluğun en müreffeh topluluklarından biriydi. Çünkü askeri muafiyetleri sayesinde ekonomik olarak önemli bir gelişme göstererek ayncalıklı bir mevki de kazanmışlardı. s
Belirtilen bu sıruflama içerisinde dördüncü grupta yer alan Saimbeyli; merkezi yerleşim yerlerine olan uzaklığı, arazisinin son derece q.ağlık olması, geçim şartlarının zorluğu ve nüfusunun yarıya yakınının Ermenilerden oluşması ile misyonerlerin dikkatini çekmişti. Bu yerin konumu ve şartlan, çalışmaları için uygundu. Aynca denetimden mümkün olduğunca uzak kalmalarını, yapacakları yardım ve eğitim gibi çalışmalar ile daha lasa sürede sonuç almalarını sağlayacak bir ortam da sunmaktaydı. Hedef kitle olarak seçilen, Çukurova'yı çevreleyen Torosların zirvesinde bulunan bu yerleşim yerlerinin durumu, Osm_anlı salnamelerinde şu şekilde geçmekteydi. 9
1308 1309 1312 SAİMBEYLİ Müslim 13.026 13.026 13.217 (HAÇİN) Ga · üslim Yil!ll - . -- 11 .031 10.937 ' 11.522 KOZAN Müslim 18.338 18.225 16.946 {SİS) Gayrimüslim_ 2.1_85 - _'.?;OŞ._5 2.296 KARS Müslim 14.109 14.109 13.842 ~KADİRLİ) _ G?-yrimüslim .. ----· 7;20 .. _ .120 . 759_' FEKE Müslim 9.796 9.796 10.000
Gayrimüslim 4.124 3 .123 3.218
Amerikalıların 1888 tarihinde yaptıkları binalar, şehirden ayn ve daha yüksek bir noktada olup, yanlarında başka binalar yoktu. Birçok lasımlara bölünen okulun bütün eşyaları Amerika'dan getirilmişti ve dil
8 Ôzgür Yılmaı:, "19. Yüzyılda Misyonerlik Faaliyetleri Çerçevesinde Trabzon Ernıenilerine Bir Salaş", OT/'.M, Sayı: 21, 2007, s. 193. 9 Alper Küçükdurmaz, Çukuroua-Hcu;itı 'de (Saimbeyli) Misyonerlik Faaliyetleri ( l 850-1920), Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, ~Gaziantep, 2013, s. 63-65.
146
..
S. ÜNUVAR • A. KÜÇÜKDURMAZ / SAİMBEYLİ'DE MİSYONERLiK VE KADIN MİSYONERLER 5
İngilizceydi. Burada Amerikalılardan başka İtalyan ve Alınan misyonerlerin kurumlan da bulunmaktaydı.10 Amerikalıların Kızlar Okulu, Yatılı Okul, Erk.ek Lisesi, Misyoner Evi, ·Kilise Konutu ~evcu.ttu. Aynca iki Katolik Okulu ve Gregoryen Manastırı ile misyonerlere ait evler bulunuyordu. ı ı
Özellikle Çukurova'daki Protestan Ermeni nüfusunun ABD için ne demek olduğunu ~syonerlerin yazdı.klan raporlarda ve mektuplarda görmek mümkündür. Osmanlı Devfeti'nin Zeytun'da çıkan Ermeni isyanı karşısında Ermenileri Maraş'a nakletmesi üzerine bölgedeki misyonerlerden John . E. Merill Halep'teki Amerikan Konsolosuna gönderdiği mektupta şu değerlendrrmeyi yapmıştır:
"Maraş bölgesinin okumuş ve _kabiliyetli Hıristiyan halkının göç ettirilmesi, Amerikan misyonerlerinin menfaatlerine direkt dar;bedir. Elli yıldan f aila süren bir çalışmanın ve binlerce dolar masrafın neticesi tehlikeye sokulmaktadır. "12
Buradan da anlaşılacağı üzere Osmarılı Devleti'nde yaşayan Ermenilere yönelik ABD'nin pek de masum olmayan planlan vardır. Hayalperest olarak değil, son derece sistemli bir şekilde hareket eden, çok iyi eğitilmiş ve mevcut dönemin insanları tarafından gıptayla yaşam tarzları takip edilen misyonerler, gerçe.kleştirdikleri gezileri, tuttukları günlükleri ve yapW<lan toplanWar ve sonucunda ortaya çıkan bilgi birikimleriyle, kendilerini takip edecek olan kişilere hatları belli bir yol haritası bırakmış oluyorlardı.
1. 1. Kadın Misyonerler
Yukarıda belirtilen sebeplerden dolayı Anadolu'ya gelen misyonerler arasında, kadın misyonerler de önemli bir yer tutmaktadır. Yaradılışları gereği nazik bir beden ve nıha sahip olan kadın misyonerler, zamanın şartlarına göre son derece iyi eğitilmelerine rağmen, gerek bekar gerekse evli olarak inandı.klan dava ve dinlerine olan hizmet anlayışlarından dolayı, vatanlarını, ailelerini ve sevdiklerini belki de hiç görememe olasılığına rağmen terk etmişlerdir. Bu duygu ve düşünce içinde aylarca süren yolculuktan sonra Anadolu'ya gelerek, toplum mühendisliğine yönelµ< öğrendikle.ri tüm incelikleri uygulamaya başlamışlardır. Anadolu'ya gelen bu kadın misyonerlerden Saimbeyli ve Everek bölgesine gelen Rose Lambert, Maria Anna Gerber, Norah Lambert, Anna R. Bowman, borinda Bowman, Katie Bredemus, Ida Tschumi, Rose L. Musselman, T. Ford Barker ve eşi Mrs. T. Ford Barker, D.C. Eby ve eşi Mrs. D.C. Eby, Lena Penner, D.J. Storms ve eşi Mrs. D.J. Storms, Edith Cold, Josephine Le-
10 Ahmet Şerif, Anadolu'da Tanin, Yay. Haz. Mehmed Çetin Börekçi, TIK Yayınlan, Cilt: 1, Ankara, 1999,s. 185. 11 Alper Küçükdurmaz, a.g. t, s. 103.
12 Yavuz Güler, "Osmanlı Devleti Dönemi '!ürk-Amerikan ilişkileri (1795-1914)", Gazi Üni· uersitesi Kırşehir Ebitim Fakıi.ltesi Dergis~ Cilt: 6, Sayı: 1, 2005, s. 238.
147
6 TÖRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI
mert C~ffing, Jackson G. Coffing, Minnie C. Brown, Virguua A. Billings, bunlardan bazılarıdır. 13
1.1.1. Mrs . Jos cphine Cofiıng
Mrs. Josephine Coffing, 1832 yılında Amerika'da doğdu. 185Tde Osmanlı Devleti'ne14 eşi Jackson Coffing ile birlikte geldi. Protestan inanc.ı
na bağlı Amerikalı bir Huistiyan olan Jackson Coffing, kendisine göre yüce ve kutsal bir amaç için Saiınbeyli'ye gelmişti. Burada sürdürdüğü araştırmalarından sonra Kozan (Sis) şehrine geldi. Ancak dönüş sırasında İskenderun-Payas yakınlarında 1862'de saldırıya uğrayarak hayatıru. kaybetti. Olay kısa sürede Avrupa'da ve ABD'de duyuldu.
Olaydan sonra bayan' Josephine Coffing, 11araş'a gelerek buradaki Amerikan misyoner okulunda görev yapmasına rağmen, kocasının hatırası ve amacını yaşatmak amacıyla Saimbeyli'de Protestan okulu açmayı kendisine hedef olarak seçmişti. 15 Ancak onun bu düşüncesi, o zamand.a Kozan bölgesine hakim durumdaki, Kozanoğlu'nun engellemesine takılınca ülkesine dönmek zorunda kalmıştır. Bir süre sonra tekrar bölgeye dönen bayan Coffing 1880'de Maraş Yatılı Kız Okulu'nu Saimbeyli'ye kolej olarak nakletti ve uzun yıllar burada müdür olarak çalıştıktan sonra, 1900 yılında Osmanlı Devleti'nden aynldı.16
1900 yılma kadar okulun müdürlüğünü yapan Josephine Coffing haklanda, yine bu okıılda görevli olan Amerikalı kadın misyoner, son.derece iyi 1ürkçe ve İngilizce bilen Ermeni asıllı bir öğretmenin aracılığı ile okulun kuruluşuyla alakalı şu bilgileri aktarmaktadır:
"Kozanoğlu buradan kalktıktan sonra Misis Coffing adında bir kadm,
kırk sene evve~ kocasıyla beraber, bu bölgeye geliyor ve lskende
run 'dan hareketten sonra, yolda, kocası öldürülüyor. Fakat cesur ve
müteşebbis misis, boyun eğmiyor, yüce gayesini ta'kipten vazgeçme
yerek, Haçin'e vanyorsa da, o vakit buralarm beyi olan .Kozanoğlu ile anlaşamadığmdan, memleketine geri dönmeye mecbur kalrruş'tı.r.
Daha sonra, beş-altı sene sonra, Kozanoğlu "kalktıktan sonra, tekrar
gelmiştir. Haçinlilerin alaylı ve küç~eyici gülümsemeleri arasmda,
bu yeri seçiyor ve birçok para sarf ederek, inşaata başlanıyor, 1888
yılında, Amerika-Protestan kuruluşu kesin olarak kurulmuştur: Misis
Coffing, daha birçok yıl çalıştıktan ue halkı kendine çektikten sonra,
yaşlılığı dolayısıyla, idareyi kendinden sonrakilere bırakarak memle
ketine çekiliyor ve hdlô, burada olmadığı hdlde, yardım ve uyanlan
na devam ederek yaşamaktadır. "ı 7
l3 Alper Küçükdunuaz, a.g.t., s. 61.
14 Ahmet Şerif, a.g.e., s. 186.
15 Cezmi Yurtsever, Haçin, Çukurovalı Yayınlan, Adana, 2010, s . 54-55.
16 Ahmet Şerif, a.g.e., s. 186.
17 Ahmet Şerif, a.g.e., s. 186.
148
,,
S. ÜNUVAR - A.. K1JÇÜKDURMAZ / SAİMBEYLİ'DE MİSYONERLİK VE KADIN MİSYONERLER 7
Beş-altı kadın öğretmenin yönetiminde bulunan okulda, Ermeni çocuklar değişime maruz kaldı. Çünkü okul, küçük ve büyük kızlarla, küçük çocuklara mahsustu. Bunlardan öksüzler ve fakirler ve özellikle köylüler yatılı olup, diğerleri gündüz eğitim almaktaydı. Ayrıca bunlar, ufak bir ücrette vermekteydiler . Okulun bütün kısımlarında, dershanelerde ve yemekhanelerinde temizlik ve düzene son derece dikkat edilirdi.ıs
1.1.2. Maria Anna Gerber
Anadolu'daki misyoner faaliyetlerinin en önemlilerinden birisi Hıristiyan çocuklar için yetimhane kurulmasıydı. Birçok misyoner kuruluş ise umut dağıtan yetimhane kurma işine girişmişti. Zion, İsviçreli ve İsveç misyonerler tarafından yetimhane kurmak için hedef seçilmişti. Onun kurucusu da İsveçli Maria Anna Gerber'di. On iki çocttlctan biri olarak 1858'de Bern kantonunda doğmuştu. Babasının çiftliğindeki işleri bırak
tı ve hemşirelik/ebelik okudu. İsviçre'deki eğitiminden sonra Amerika'daki Moody İncil Enstitüsü'ne katıldı. Mezun olduktan sonra, D.L. Moody'nin evanjelist grubuna solist olarak katıldı. Bir süre sonra, Anadolu'nun pek çok yerinde yetimhane olduğunu öğrendi. Anadolu'ya gitmeyi kararlaştırdı. Bu kararından sonra, diğer bir öğrenci Rose Lambert'ı da kendisine eşlik etmeye ikna etti. Herhangi bir misyoner kuruluşu ile bağlantılı değillerdi, Mennonite mezhebine bağlıydılar ve inariçlanna hizmet amacıyla yola çıktılar.
1898'de Mersin limarıında indiklerinde, asıl amaçları olan Çukurova'daki Salimbeyli'ye gideceklerdi ve burası 30.000 kişilik bir Ermeni şehriydi.19 Ermeni milliyetçiliğinin merkezi olduğundan, burası onlar için son derece uygun bir çalışma alanıydı. Maria ve Rose birılerce kişi için Tarırı'nın melekleri oldular. Maria onlara gıda temin etmek için çok çalıştı ve aynı zamanda İsa'nın mesajını iletmek için büyük gayret sarf etti. Ancak bu yoğun çalışma ortamına sağlığı çok fazla dayanamadı. Buradaki zor durumlardan ötürü, 1902'de sağlığı bozuldu. İşi Rose Lambert'ın ellerine bıraktı ve iyileşmek için Amerika'ya döndü.20
1.1.3. Rose Lambert
Mennonite Brethren Christ'in Başkanı George Lambert (1853-1928), Northampton, Pensilvanya'da 11 Mayıs 1853 tarihinde David ve Catherine Lambert'ın oğlu olarak dünyaya gelmiştir. 1872'de Pensilvanya'da
ı s Afunet Şerif, a.g.e., s. 185-186. ı9 Birçok misyoner ve Ermeni tarafından kaleme alınan kitap, makale ve mektuplarda, bulunduklan yerlerin Ermeni nüfustan, idclialannı desteklemek amacıyla, çok abartılı şekilde verilmektedir. Bu nedenle Haçin'in nüfusu 30.000 Ermeni olarak belirtilmesi gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü makalemizde s. 9'da yer alan nüfus şeması da, belirttiğim.iz durumu desteklemektedir. Aynca konuyla ilgili daha geniş bilgi için TIK Yayınlan'nda yer alan "Ermeniler: Sürgün ue Göç" isimli esere balolabilir. 20 http://www.armenianhiblechurch.org/ food%20comer/ anat.olia/ chapter5.htrn, (28.03.2013).
149
8 TtiRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI ·
William Gehman'ın kızı Amanda Gehman ile evlenmiştir: Sekiz çocukları olduğunda, bunlardan birisi de Rose'du.21
Burada bulunan okullarda görev almak üzere ülkesinden ayrılıp aylar süren gemi yolculuğu sonucu Anadolu'nun gürıey sahillerindeki Mersin'den karaya adım attığınd,a kendisini Tarsus'taki Amerika misyoner heyetine bağlı görevliler karşıladı. Adana'ya gelerek Çukurova'nın kuzey doğusuna doğru uzayıp giden kervan yolunu izleyerek öncelikle Kozan'a (Sis}, daha sonra vadileri izleyerek Saimbeyli Kasabası'na yeni görev yerine ulaştı.22
Amerika'nın öncülüğünde Mennonite Brethen in Christ tarafından desteklenen Rose Lambert 1898'de Saimbeyli'de ilk iş olarak kilise evleri açıp faaliyetlerine başladı. Kendisiyle beraber gelen misyonerlerin sayısı yirmiyi bulmuştu.23 O'nun faaliyetlerini engelleyen sağlık sorunlarırun çılaş tarihi olan 1910 yılına kadar da çalışmalarına devam etti ve bu tarihten so~a Amerika'ya döndü. Ancak ·sağlığının düzelmemesi nedeniyle, kendisine verilen vazifesinden bir yıl sonra, bağlı bulunduğu misyoner teşkilatına istifasını sundu. Vazifesine Amerika'nın çeşitli bölgelerinde ve Kanada'da konferanslar vererek devam etti.
Amerikalı misyoner olarak Saimbeyli'ye gelen Rose Lambert, buradaki Kızlar Yetimhanesi'nin Başhemşireliği görevinde bulunmaktaydı. Ermenilere olan yFırdım ve desteğinden dolayi, H. Poghosyan 1942'de yazdığı "Haı;in'in Genel Tarihi {The Generci.l History of Hadjin)" isimli kitabında "Kurtancı Melek"24 olarak anılmaktadır. Lambert Ermenilere olan bu desteğini biraz daha ileri götürmek içinde "Haçin ve Ermeni Katliamı {Hadjin, and the Annenian Massacres)" isimli kitabını kaleme almıştır. Kitabın
önsöz bölümünde İstanbul Başpapazı Elisha B. Tourian tarafından Rose Lambert'e yazılan mektup yer alır. Başpapaz, görevine bağlılığını takdir ettiği Lambert'e övgülerini kalemiyle şu şekilde ifade etmiştir:2S
"Sayın Rose Lambert Asilzadeleri, selam ve şük-ranlarımı sunarım
Piskopos Prelate vasıtasıyla o vahşi katliam günlerinde siziri yardım
ve feraha ihtiyaç duyanları rahatlatmak ve yardım etmek için ne ka
dar telaşlandığınızı öğrendim ve bu beni çok rahatlattı. Kendi canuu-
• zı bile tehlikeye atarak bana öyle yardım ettiniz ki, böyle yaparak
binlerce makas talihli insanlan o zor ve acı günlerde rahatlatmış ol
dunuz. ·Cesur çalışmalannız ve yardımseverliğiniz için size olan gö
nülden minnettarlığımı ifade etmeyi bir borç biliyorum. Adınız ve asil
liğiniz yıllıklann1;ızda asla unutulmayacaktı.r. Dualarım Tann'nın size
21 http://www.gameo.org/ ımcyclopedia/ contents/lnmht>rt_george_l853 1928. (03.08.2012)
22 Cezmi Yurtsever, a.g.e., s. ll L
23 http://www.gameo.org/ encyclopedia/ contents/hadjin,_adana_turkey, {29.07.2012).
24 http://amıenianhouse.org/lambert/index.html, (12.08.2012). 25 Alper Küçükdurmaz, a.g.t, s. 70.
150
S. tlNOVAR • 1'- KÜÇtlKDURMAZ / SAİMBEYLİ'DE MİSYONERLİK VE KADIN MİSYONERLER 9
ue evinize sonsuz lütuflannı bahşetmesidir ki fakir ue mazlumlara
yardun etmeye deuam edin.
. Dualanm sizirt i.çin.
(İmza) Elisha B. Tourian,
İstanbul Başpapazı. "26
. Görüldüğü gibi misyonerler arasındaki yardımlaşma ve iletişime çok önem verilmekte, her zaman için birbirlerinin manevi destekçisi olduklarını belirtmektedirler. Ne var ki Ermeni olaylan yine tek taraflı olarak aktarılmakta, bu şekilde de Avrupa kamuoyuna duywulmaktaydı. Halbuki yüzyıllarca soruns~ bir şekilde aynı coğrafyada yaşayan bu insanların neden ve hangi olaylar sonucunda birbirlerine düşman edildiklerine değinilmemektedir. Bu tür olumsuz gelişmelerin, rnisyoner~erin bölgeye gelişleriyle birlikte aynı döneme denk gelmesirıin bir tesadüf olmadığı tarihsel bir gerçektir. 1911 yılında basılan kitabın devamında Rose Lambert, Sai.mbeyli'ye gelişindeki ilk izlenimlerini şu şekilde ifade etmiştir:
"Haçin 20 bin nüfusu olan bir Ermeni kasabasıdır. Türk nüfusu sa·
dece 60 aile, resmi görevliler ue askerlerden oluşmaktadır. Bu, Erme·
ni nüfusunun çok oluşu, birkaç kasaba dışında istisnai bir durumdu.
İki ulus genellikle şehir, kasaba ue köylerde kanşık halde yaşamak·
tadır. (Osmanlı Deulet Salnamelerirıde Saimbeyli nüfusu, Müslüman·
lar yaklaşık 13. 000 iken Gayrimüslimler 11. 000 ciuanndadır. Halbu·
ki Rose Lambert kitabında Ermeni nüfusunu çok abartılı göstermiştir.
Bu durum, nüfusu kullanarak hak iddia etme düşüncesi nedeniyle
Ermeni din adamlan tarafından da sıklıkla kullanılmıştır.)
Haçin bir dağ yamacında denizden yaklaşık 1050 metre yükseklikte
kurulmuştur. Haçin dağın zirvesinde ue etrafında kurulduğunda, bir
bakış noktasından tamamen görülemiyordu.
Vadi boyunca iki yoldan, biri güneybatıdan diğeri kuzeybatıdan ka·
sabaya gidilebiliyordu. Ve üçüncü yol dağlann üzerinden doğuya
doğru geliyordu.
Küçük dar uadi ekili id~ küçük bostanlar uardL En yakın ekili plato·
!ar bir ueya iki saat uzaklıktaydL Ve bazı çiftlikler bir günlük yolcu·
luk uzaklığındaydL
Şehre girilince dikkati çeken ilk şey sokakta görülen pek çok kız ue
erkek çocuğu olması idi. "27
Yazar Saimbeyli ile ilgili olarak evlerin çok küçük sokakların ise çok dik olduğunu belirtmiştir. Evlerin, adeta merdiven ev şeklinde yapıldığını, bir evin çabsının diğer evin avlusu olduğunu ifade ede~ek, yer darlı-
26 Miss Rose Lanıbert, Hadjin and the Amıenian Massacres, New York Chicago Toronto Fle· ming H. Revell Company London and Edinburgh, Fleming H. ReveU Company, 191 l, s. 7. 27 Miss Rose Lanıbert, a.g.e., s. 24.
151
10 TÜRK D0NYASI ARAŞTİRMALARI-
ğından dolayı damlarda çocuklan, tavukları, kedileri inekleri ve köpeklerin bir arada göıülebileceğini yaimıştır.
"Neredeyse tüm evler küçüktü ve avlu olarak kullanı.lan terasları uar
dL Evler birbiriyle bitişik olarak inşa ediliyordu ve sadece pencereler
için duvarlarda açıklı.k vardL Bu evler ardı ardına dağa doğru yükse
liyordu. Aşağıda olan ev, bir üstteki evin avlusunu ve giriş bölümünü
oluşturuyordu. Çatılarda erkek, kadın ve çocuklar, beşiklerde bebek
ler, tavu.klar, kediler, köpekler, inekler, eşekler görmek sıra dışı bir
durum değildi. Dik sokaklardan bazılan tamir edilmişti ve merdiven
yapılarak düzenlenmişti."
Yazar Saimbeyli'yi anı'atmaya devamla şöyle demektedir:
"Dağın zirvesinde ve orta bölümünde kızlar yetimhanesini görebilir
sin ve bir blok ötede de erkek yetimhanesi. Amerikan heyetinin bina
ları kasabanın sını.rlannın ötesindeydi.
Karavan şehre girince kadınlar, çocuklar ve erkekler çatılardan ve
sokaktaki in,sanlar en son gelenin kim olduğuna bakıyorlardL Bu aşı
n derecedeki yoksulluğu görünce, sorulacak ilk soru "Neden insanlar
böyle bir yerde yaşarlar" oluyordu. Ve cevabı güvende /çalmak için
aranan bir yer oluyordu. Tann, doğa ile koruyordu sadece üç giri.ş
yolu bırakarak. Fakirlik, hastalık ve kirliliğe rnğmen, köylülerin kasa
balarına olan bağlılıklarını. görmek çok şaşırtıcı oluyordu ve yaşamak
için ideal bir nokta olduğunu söylüyorlardL Sadece fakirlik ve açlık
onları başka yerler aramaya yönlendirebilirdi. Sıcak yaz aylarından
sonra, insan seli, Adana'daki ovalara doğru akıyordu kışı geçirmek
için. Dokumacılar, ayakkabıcılar, çilingirler her türlü ticaret yapan ki
şiler ovadaki. Türk köylerine dağılıyorlardı, bazılannın ise meslekleri
yoktu ue zenginlerin kölesi olarak tarlalarda çalı.şıyorlardL Bazen
tüm aileler kış için ovaya göç ediyorlardı, bazıları da eş ve ço_cukla.n
nı. Hadjin'de bırakıyorlardı bir dahaki yaza kadar.
Doğudaki bir aileyi, Amerikan veya Avrupalı bir aile gibi düşünme
meliyiz, çünkü orada (Doğuda) erkekler eşlerini babalannı.n evlerine
• getirirler, kızlar ise eşlerinin ailelerinin yanı.na giderler. Sonuç olarak
bir aile üç ya da dört nesilden oluşur, büyük büyük anne ya da ba
baanne ev halkından kadınlar arasında en yüksek otoriteye sahiptir.
Bu yazının yazıldığı yıldaki ürün sıkıntısından dolayı çok sayıda
Hadjinü iş bulmak için ovaya inmişti "'lB
Rose Lambert'in kaleme aldığı bu ilk izlenimlere ait yazıda, 'l'ürk tarihinde hiç rastlanmayan, ancak Avrupa tarihinin özellikle coğrafi keşifler sonucu bir geçim kolu haline gelen kölelikten söz etmesi, gerçekte 1ürk
28 Miss Rose Lambert, a.g.e., s. 25-27_.
152
S. tlNtJVAR - A. KUÇOKl>URMAZ / SAİMBEYLİ'DE MİSYONERLİK VE KADIN MİSYONERLER 11
toplumuna, yaşam tarzına ve kültürüne ne kadar yabancı kaldığını söylemek gerçekçi olmayacaktır. Zira Lambert'de tıpkı diğer misyonerler gibi
· özenle eğitilmiş ve görev alacakları yerlerle alakalı mükemmel denilecek düzeyde yetiştirilmişti. Gerçekte böyle· iken, Osmanlı yönetiminin Ermenilere vermiş olduğu "Millet-i Sadıka" unvanını ve beraberinde gelen ayrıcalıkları görmezlikten gelerek, normal bir şekilde her toplumda karşılaşılacak olan, para kazanma amaçlı geçici göçü, mev~imlik işçiliği "kölelik" olarak nitelendirmektedir. Kaldı ki bu iddiasına, hiçbir getiri elde edilemeyen kölelik için Ermenilerin niçin her sene yeniden gönüllü olarak gerçekleştirdiğine •yönelik herhangi açıklamada da bulunamamıştır. Çünkü kitabını yazmaktaki amacı yine misyonunun gereklerini yerine getirmekle ancak açıklanabilir.
2. Saimbeyli'de Sosyal Kurumlar
2 . 1. Birleşik Kimsesizler Yurdu ve Kurulu
Misyonerlerin görev teşkilatının dış devletler ve oluşumlar tarafından desteklendiğine bir örnek olarak Birleşik Kimsesizler Yurdu ve Kurulu (United Orphanage and Mission) gösterilebilir. Çünkü bu dernek Saimöeyli misyoner kurumlarında görev yapan misyonerlerce kurulmuştur. Birleşik Kimsesizler Yurdu ve Kurulu Ohio'dan Arına Gerber ve Indiana'dan Rose Lambert tarafından 1898'de Türkiye'de Ermeniler arasında başlatılan kimsesizler çalışmasını desteklemek ve daha ileri bir seviyeye taşımak amacıyla 1901'de organize edildi. 190l'de pek çok Ermeni kimsesiz Amerika ve Avrupa'daki misyonerler tarafından ~estekleniyorlardı. 1911 'de iki kimsesizler kurumu vardı. Biri erkekler için Everek'te, diğeri de kızlar için Saimbeyli'deydi ve bu kurumlarda, kimsesiz 306 kişi vardı.
I. Dünya Savaşı'nda, kimsesizler binaları zarar görmesine rağmen sonradan gelen misyonerler 1938'e kadar görevlerine devam etti ve geriye kalan Ermenilerden Suriye'ye göç edenlere yardım etmişlerdi. Güney Amerika, Amerika Birleşik: Devletleri, Kıbrıs ve Afrika'yı da içine alan .çeşitli ülkelere dağılan gruplar, Beyrut, Lübnan, Halep ve Suriye'deki merkezleri ile başkanlığını Abraham Seferian'ın yaptığı yerli Ermeni kurulı:ışu, Ermeniler için faaliyet gösteren kurumlardan geriye kalandı. Bu hareket gerçekten de mezhepler arası bir hareket idi, ama kurul üyeleri ve misyonerler genel olarak Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki United Missionary Kilisesi'ndendi. 1932'de United Orphanage dağıldı ve çalışmalar United Missionary topluluğuna aktanldı .29
2.2. İncil Kardeşliği Kilisesi
İncil Kardeşliği Kilisesi'nin (The Bible Fellowship Church) 12 Ekim 1905'de Pensilvanya Allentown'da Cedar Crest İncil kardeşliği toplantı-
29 http://www.gameo.org/ encycwpedia/ contents/ U5677.html, (28.07 .2012)
153
12 TÜRK DÜNYASI ARAşTIRMAı.ARı-
sında gerçekleşen yıllık toplantısında, Dış Görevler Kunılu'na CF Snyder tarafından sunulan raporda Rose Lambert'da bulunmaktaydı. Çünkü buradaki bu toplantıya Berne, Hindistan'daki Işık ve Umut Misyonerlik Topluluğu'ndan Rahibe Marianne Getber ve Rose Lanıbe!"L beraberindeki
Garabed ve Hagobian -Anadolu'da yaşayan bir Ermeni- Ermenistan görevi için bu kampta bulunmuşlar, birkaç gün geçirmişlerdi. Aynca An!3-dolu'dan gelen bu kişilere toplantıya katılanlar tarafından tam bir gece ayrılmıştı. Mesajları ve konuşmaları önemli ölçüde takdirle karşılanmış ve toplantının sonunda topluluk tarafından kendilerine 70 dolarlık yardım verilmişti. Bir sonraki gün misyonerlik kurulu Rahibe Rose Lam-· bert'ı Ermenistan'daki temsilcisi olarak kabul etmiş ve ilk yıl içih· kendisine 200 doların avans olarak üç ayda bir verilmesi kararlaştırıldı.
Bu toplantıya katılımından sonra Rose Lambert yetimler için Avrupa'ya bir seyahatte bulundu. Bu sayede Avrupalıların Anadolu'daki misyonerlik çalışmalarına meraklarının uyanmasını ve bu işin daha ileriye doğru devam edebilmesi için destek arayışlarını artırdı. Buradaki toplantı ve görüşmeler sayesinde, bu doktrinlere beş yıl önce karşı çıkan genç Ermeni erkek ve kadınlar başkalaı:ına yol gösterme ruhu ile, diğer bir üadeyle de kendi misyonları yönünde, yapılanlara sahip çıkmaya başlamışlardı. Çünkü Lambert'e göre "üzerimizdeki en ağır şey yaptığımız iş değil, bu işin hiçbir şey yapılmamış gibi kalmasıdır."
İncil Kardeşliği Kilisesi, Türkiye'de tek misyonerleri olarak Saimbeyli'deki Yetimhane Müdiresi Rahibe Rose Lambert'i görmekteydi. Lambert bölgesini Mayıs'ta terk etti ve izinli olarak Haziran'da New York'a geldi. Ermenilerin ve Saimbeyli'deki yetimhanenin ihtiyaçlarının sunulduğu kamp toplantısını ziyaret etti. Daha sonra ise ABD'nin batısına seyahatte bulunarak, evlerinde 300'den fazla yetimin varlığından, sağlıklarının iyi durumda olduğundan, yetimhanedeki işlerinin yanı sıra hemşirelik vazifesi de yaptığından ve işçi eksikliğinden ötüıü, işlerin çoğunun yapılamadığından bahsediyordu.
Yaklaşık iki yıl önce Saimbeyli'den bozuk bir sağlık durumu ile dönen Rahibe Lambert, Misyonerlik Kurulu'ndan istifa etti. Çünkü bu görevi daha fazla devam ettiremeyeceğini düşünüyordu. Döndüğünden beri sağlık durumu izin verdiği müddetçe, Amerika ve Kanada'da b4'çok yerde Türkiye'deki misyonerlik faaliyetleri konusunda seminer vermek ve bu konuda yazı yazmak ile meşguldü. Talebi üzerine de görevine ara verildi.
İncil Kardeşliği Kilisesi ve Hıristiyan ve Misyonerlik İttifakı neredeyse ayru yaştaydı. inci! Kardeşliği Kilisesi ve Hıristiyan ve Misyonerlik İttifakı Gospel'i (dört İncil'den biri) bütün dünyaya yaymak için kurulmuştu. Dr. A.B. Simpson, A.E. Funk, Paul Rader, William T. Christie vb. gibi inci! Kardeşliği Kilisesi ve Hıristiyan ve Misyonerlik İttifakı'run öncüleri kamp toplantılarında, insarılan bilgilendirici ve teşvik edici konuşmalar yapıyorlardı.30
30 http://www.bfchistory.org/misscass.htm~ (22.07.2012).
154
s. ÜNtlVAR - A. KÜÇÜKDURMAZ / SAİMBEYLİ'DE MİSYONERLİK VE KADIN MİSYONERLER 13
3. Saimbeyli'de Eğitim Faaliyetleri
Misyonerlerin amaçlanna ulaşmak için kullandıkları en önemli araç eğitimdir. Eğitim yoluyla öğrencileri Hıristiyanlaştırmak esas gayedir. Henry Jessup isimli bir misyonere göre okullar misyonerliğin başarısı için temel şart olarak görülmüş ve "Hıristiyan misyonerleri okulunda eğitim, yalnız gaye içinde bir vasıtadır. Bu gayede, in.sanlan İsa'ya götürmek, fertler ve milletler Hıristiyan oluncaya kadar o~lan eğitmek. .. " olarak ifade edilmiştir. Bu yüzdendir ki misyonerler gittikleri her ülkede dini kurumlarının yanında okullarını da kurmuşlardır.3ı
Osmanlı Devleti yıkılıp yerine kurulan 1ürkiye Cumhuriyeti döneminde bile yabancı eğitim kurumlarında, anlayış olarak pek fazla bir değişiklik .meydana gelmemiştir. Çünkü İstanbul Alınan Mektebi Müdürü Richard Preuser kendisinin de yöneticiliğini yaptığı bu okullardaki eğitimden maksadı, yaklaşımı ve amaca ulaşmak için derslerin içeriğinde uygulanan yöntemleri şu şekilde dile getirmektedir:
"Memleketin lisanı bile bile ihmal ediliyor, çocuğun gözü, mektebin
mensup olduğu memlekete çeurüerek oranın körü körüne pürseteşka
n (taparcasına seuen) olmasına çalışılıyordu. Türkiye'nin o felaketli
zamanlaroıda beni pek ziyade hayrette bırakan bir cihetde, bazı ec
nebi mekteplerinin hudkam hedeflerine uasıl olmak için pedagojik
esaslann en ibtidai eycabenini bile ihmal etmeleri idL Buna bir misal
olmak üzere coğrafya dersini zikir edebiliriz. Bu derste yalandan
uzağa, mağlumdan (bilinenden) meçhule doğru kitabın gaidesi pek
nadir olarak tatbik ediliyordu. Mesela coğrafya dersinde ilk başlayan
çocuklara uerümesi lazım olan yurt bilgisi derslerinde, dershaneden
mektep binasına, mektep binasından daire-i belediyeye buradan da
bütün şehre geçmek ue bu arada köy, şehir, köprü, dere, ırmak, ne
hir, deniz, oua, tepe, dağ, sahra, dağ, ilh. gibi esas coğrafi mejhumla
n müşahedeye istinad ederek göstermek icab ederken birçok ecnebi
mektepleri bu derslere tabi oldu klan devletin coğrafyasından başlı
yorlardı. Bunun netii:esi olarak da çocuklar, ecnebi bir memleketin
coğrafyasını okudu.klan halde kendi uatanlanna dair hiçbir şey bil
miyorlardı.
Buna inzimam (eklenen) eden ikinci bir fenalıkta {kötıl.lükte) bu mek
teplerde Türk çocuklanna yapılan dini .tesirdt ue telkina~ idL Bu tesi
_rat, ehemmiyeti küçültülemeyecek derecede muzır ve tehlikeli idL Bu
mekteplerin bazılannda Türk çocukları, Hıristiyan ibddet ve· dudlan
na dini merasimlerine iştirak ettiriliyordu. Hatta bazen, kabahatlerini
affettirmek maksadıyla salibi (Haçı) bile ôptrirüyorlardı. Fakat garibi
31 Ayten Sezer, "Osmanlı'dan Cu.ınhuriyet'e Misyonerlerin Türkiye'deki Eğitim ve Öğretim Faaliyetleri", Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakıi.lıesi Dergis~ ôzel Sayı., 1999, s. 171.
155
14 TÜRK DÜNYASI ARAŞiIRMALARI-
şu ki, çocuk ebeveynleri bu ·hallere uti.kıf oldu/Clan halde ·hiçbir itiraz
da bulunmuyorlardL "32
Saimbeyli'deki misyoner yapılanmasında da eğitime büyük önem verilmiştir. Açtıkları okul, yetimhane, kilise ve ev kiliselerinde Ermenilere _
milliyetçilik duygulanru dersle birlikte sindirmelerini sağlama ve bu yön
de Ermeni tarihi üzerinden yoğun bir şekilde Türk-Ermeni çatışmasiru ortaya çıkaracak bilgilerin verilmesine yönelik çalışmalar yapılmıştır. Bu
amaçla da Saimbeyli'ye giden iki Amerikalı misyonerin eşyaları arasında bazı kitaplar ve ruhsatsız matbaa makinesi çıkması33, amaçlanan hedef~
ler için yapılan çalışmaların bir göstergesidir.
3. 1. Misyoner Evler
Ev kiliselerine bir örnekte Saimbeyli'deki yapılanmadır. Saimbeyli Adana'dan 162 km içerde Toros Dağları'nda konumlanrmş bir yerleşim
yeridir. Hıristiyanlık misyonerliği burada 1850 yılında Amerikan Board
tarafından başlatıldı. Önemli ölçüde Mennonite Brethen in Christ tarafından desteklenen Birleşik Kimsesizler Yurdu ve Kurulu (United Orphanage and Mission) olarak bilinen -daha küçük ama öne çıkan bir misyo
nerlik çalışması- 1898'de başlamıştır. Rose Lambert ve Maria Arına Gerber bölgeye varınca, bir yıl içerisinde 175 tane kimsesizi· bir araya getirdiler ve ilci tane ev açtılar. Birisi kızlar birisi de erkekler için. Geniş .çapta
mesleki eğitim ve Hıristiyarılığı yayma çalışmaları sayesinde bu sayı
1905 'te 305 kimsesize ulaştı. Ev kiliseleri şeklirıde gerçekleşen bu mis
yonerlik çalışmaları için Saimbeyli'ye toplamda 20 misyoner gönderildi ama bazıları bozulan sağlık durumları veya vefat ettikleri için çok lasa süre hizmet edebildiler.34
Misyonerlerin Saimbeyli'de gerçekleştirdiği bu ev kilise yapılanması sayesinde, okul dışında ulaşamadıkları kişilerle daha kolay ilgileniyor ve kendilerini ifade edebiliyorlardı. Bu sayede Saimbeyli Kaymakamlığı vekaletinde bulunan mı,ı.avin Hüseyin Faik Efendi'nin eşinin Latin cemaatine bağlı olduğu, kendisinin de gizli olarak bu mezhebi kabul ettiği, iki oğlunun da anneleriyle birlikte kiliseye 'gittiği3s, yine Adana'ya bağlı İncirpınarı ahalisinden Mustafa'nın askerde olduğu sırada, Havva isimli
eşinin Ermeni milletinden bir kadın tarafından kandırılarak Saimbeyli kasabasından Kirkor'la evlenmesi36 gibi durumların gerçekleşmesinde ev
kiliseleri önemli bir yer tutmuştur. Aynca Şiir Ocağı ya da Muhabbet Şir-
32 Richard Preuser, "Ecnebi Mekteplerinde Türkçe Tedrisatı", Muallimler Mecmuası., Hakkı Tank Us Koleksiyonu, Sene: 5, Sayı: 46, Kanunievvel 1926, s. 1920-1921. 33 BOA, DH. ŞFR., Dosya No: 156, Gömlek No: 46.
34 Alper Küçükdurınaz, a.g.t, s. 58-59.
35 BOA, DH. M.KT., Dosya No: 1069, Gömlek No: 20. 36 BOA, BEO., Dosya No: 40, Gömlek No: 2954.
156
S. tiNtlvAR • A. KÜÇÜKDURMAZ / SAi:MBEYLİ'DE MİSYONERLİK VE KADIN MİSYONERLER 15
keti adıyla bilinen cemiyetler kurarak, Ermeni milletinden Sara adlı kadın ile dört erkek rüfekası tarafından37 idare edilen bu yerler, Ermeni gençlere ulaşmada önemli bir yer teşkil etmiştir. Ancak bu cemiyetin zararlı faaliyetlerinin tespit edilmesi üzerine, Muhabbet Şirketi isimli fesat cemiyet derdest edildiği gibi bir cemiyet daha ortaya çıkanl.mıştır.38
. 4. Saimbeyli ve Alexander Grah;ım Beli
Misyoner mektupları Ameri.ka'daki Congregationalist, New York Times, Tribune, Sun, Mail and · Express, Evangalist, World, Bostan Herald39, Missionary Herald, Evelining, Star, Times, Bostan Journal, Christian Herald gibi gazetelerde çoğu zaman isimsiz olarak yayınlanmaktaydı. Mektupların isimsiz olarak yayınlanmasının nedeni i;.e Osmanlı hüküıİıetirıin takibatından ve diplomatik girişimlerinden kurtulmaktı. 40
Misyonerler ve onların yetiştirdiği Ermenilerin meydana getirdiği bilgi kirliliği ve olwnsuz 1ürk imajına yönelik haberleri Saimbeyli konusunda da kendini göste~. Nitekim bu amaçla burada bulunan Amerikalı misyoner Edith Colt, şayet Saimbeyli'ye Fransızlar yardım etmez ise, Adanalı Ermenilerin silahlı olarak harekete geçeceklerinden bahsetmektedir.41
Yine aynı şekilde, Ermenilerin 'Iüı:kler tarafından kuşatıldığını ve katliamla karşı karşıya kaldıklarını bildiren bir haberde The New York Times'da yayınlanmıştır.42 Fakat yüzyıl.İardır bir arada yaşayan bu ilci milletin nasıl birbirlerine düşman edildiklerini ve bu durumun ortaya çıkmasında ne ülke, ne mezhep, ne de kültür bağları bile bulunmayan misyonerlerin etkisinden hiç bahsedilmemektedir.
Misyonerlerin özellikle kendi gazete ve dergileri ile İngiltere'deki libe
ral gazetelerde yaptıkları yayınlar, sorunu Hıristiyan-Müslüman çatışması şeklinde ele almış, Ermenileri umağdur" ve «mazlum", Osmanlı Hükümeti ye Müslümanları "cani" ve ubarba.r" ilan etmiştir. Misyonerlerin bu tür yayınları, imparatorluğun sonuna kadar "Doğu Sorunu"nun önemli bir konusu olarak sözü edilen gazete ve dergilerde yer almış, çoğu zaman Osmanlı Devleti'nin ilgili devletlerle diplomatik ilişkilerini belirl~yen bir unsur haline gelmiştir.43 Bunu destekleyen bir haberde Rusya'da Ermeni Kilisesi başkanının hükü.mete olan talebi, Rus elçi vasıtasıyla iletildiğini, bu talep ile bildirilen Erineni soykınmlarıyla ilgili alınan ilk res-
37 BOA, DH. ŞFR., Dosya No: 146, Gömlek No: 12.
38 BOA, DH. MKT., Dosya No: 1809, Gömlek No: 57.
39 Mithat Aydın, Bulgarlar ue Ennenüer Arasında Amerikan Misyonerleri, Yeditepe Yayınevi, l. Baskı, lstanbul, 2008, s. 225. 40 Mithat Aydın, "Amerikan Protestan Misyonerlerinin Ermeniler Arasındaki Faaliyetleri ve Bunun Osmanlı-Amerikan llişkilerine Etkisi", OTAM, Sayı: 19, s. l13. 4ı 11ıeNewYorkTimes,March 17, 1920.
42 The New York Times, ApriJ 16, 1920.
43 Mit.bat Aydın, a.g.e., s. 210.
157
16 TÜRK Dt>NYASI ARAŞTIRMALARI
mi ilan olduğundan ve bu hareketlerinin, insanlık konusu olarak ele alındığından bahsedilmektedir. Bu konuyu Türk Hükümeti'ne sunmak için Bay Morgenthau'nun kabul ed~diği belirtilmektedir.44 Buna benzer bir haber Pittsburgh Gazetesi'nde yayınlanmıştı. Yayınlanan haberde Amerika'nın İstanbul Büyükelçisi Morgenthau'nun, Türkiye Dış İşleri ·
Bakanı'nı Amerika'da kamuoyunun Ermeni zulmü hakkındaki gelen haberlerle karıştığı ve katliamlar durmadıkça, Amerika ile Türkiye halkları arasındaki ilişkiler tehdit altında kalacağı konusunda bilgilendirmek için talimat aldığından bahsedilmekteydi. 45
Misyonerlerin yazmış olduğu mektuplar arasında belki de en ilginci, Saimbeyli'de görevli Am~rikalı misyonerlerden birisi olan J.T. Barker'in, sağırların sessizliğini ortadan kaldırmaya çalışırken yaptığı çalışmalar sonucu telefonu icat eden Alexander Graham Bell'e, Saimbeyli'den 27 Aralık 1909'da yazdığı mektuptur. Beli, işitme engelliler için uğraşırken, aynca öğrencilere kullanılması için burs vaadinde de bulunmuş ve vermek istediği bu burs, J.T. Barker'in işitme engelli kızı Elizabeth Barker'a, Miss Reindhart tarafından uygun görülmüştü. Barker mektubunun içeriğinde; bulundukları sılaşık ve zor durumun kızlarına teklif edilen burs sayesinde hafiflediğinden ve bunun Tann'nın bir lütfu olduğundan, Saimbeyli'deki görevlerinin kutsallığından, içinde bulundukları zorluklardan ve tehlikelerden, Miss Rose Lambert'dan ve tabii ki her misyonerin görev addettiği, Türkleri ve Müslümanları karalayıcı cümlelerle kendi misyonunu haklı gösterecek cümlelere özenle yer vererek, mektubunu şu sözlerle kaleme almıştır:
"Sayın Efendim,
İşitme engelli kızımız Elizabeth Barkerı, Kensington'da Miss Reind
hart'rn evine bıraktığımızdan beri size derin teşekkürlerimizi iletmek
istiyorduk
Türkiye'deki pozisyonumuza geri gitmenin bizim görevimiz o~uğunu
düşününce, özürlü kızı= bırakacak yer problemi ile karşıla.ştık.
Onu bir süreliğine herhangi bir avantajının olmayacağı Hadjin'deki
yaşamırıa geri götürmek pek doğra gönlnmüyordu. Belleuielle Ensti-
• tüsil'ne gönderilemeyecek kadar küçüktü ue akrabalanmızdan da hiç
biri onun bakımını üstlenmeye uygun değildi. Bizim misyonerler ola
rak aldığımız ödenek kızımızı çok ideal bir yere yerleştirmeye yetecek
durumda değildi ue biz zaman zaman keşke Amerika'da kalabilsey
dik ve onun bakımı ile ilgilenseydik dedik.
Öte yandan görev sahamızdaki ihtiyaç bizi çağırdL Görev yerimiz
olan Adana'daki katliam. burada çok az sayıda çalı.şanlTTUZl bırak
mıştı. ve sadece çok yorgun birkaç misyoner kalmıştı. Onlar da burayı
44 Baston Euenüıg, April 28, 1915, Page 4 . 45 The Pittsburgh Press, October 5, 1915, Page 5.
158
S. ÜNOVAR • A. KÜÇÜKDURMAZ / SAİMBEYLİ'DE MİSYONERLİK VE KADIN MİSYONERLER 17
tutuyorlardı, ama bizim varışımızı zar zar bekleyebilirlerdi. Ve geçen
bu zor günlerden sonra, sadece biz mi burada kaldık diye hissettiler.
Tek erkek misyoner olan Mr. Maurer öldürülen .~ Amerikalı'dan bi·
riydi. En iyi yerli beş işçimizden ikisi öldürüldü. Hadjin'de katliam
yapılmadan önce, iki hafta. boyunca kuşatma altındaydL Burada ya
şayanlar ne zaman teslim olmalan gerektiğini bilmiyorlardı ve hatta
ilk grup asker bile onlan korumak için gönderilmi.ş.ti. Üç farklı kuru
ma dağılmış olan, yalnız bayanlardan oluşan beş Amerikalı, oranın
yerlileri ile birlikte baskılara rağmen, baskıların aksine bulunduklan
pozisyonda kalmaya karar verdiler. Onlar yabancılan öldürmekten
korkuyorlardı, bu da zavallı Ermenileri kana susamışların ellerine bı
rakmak anlamına geliyordu. Şehirlerden biri yangına verildi. Ama
yangın yayılmadL Söndükten sonra kimse söndünnek fçin yangına yaklaşmaya cesaret edemedi. Tam da teslim olmaktan başka çare
kalmadığı anda yardım geldi.
Yaptıklarından ötılrü tüm şehir kendilerini misyonerlere borçlu bildi.
Ve farkındaydılar ki eğer misyonerler onların güvenliğini sağlamasa
lardı, tılm şehir küller altında kalacak, onlar doğranacak, eş ve kızla
n Türk haremlerine götılrülecekti. Adana'.da 200 kişiye yapılmıştı bu.
Daha az yorucu olmayan haftalar bunu takip etti, misyonerler dur
maksızın yardım için veya yaralarının sanlması için gelenlerin anlat
tığı acı hikayeleri dinlemek zorunda kalıyorlardL Biz Hadjin'e vardı
ğımızda, yetimhanenin amiri Miss Lambert ruhen yıkılmış durumday
dı ve yakalandığı tifo hastalığında durumu iyiye gidiyordu. Şu anda
Mısır'da ve iyileşmeye çalışıyor.
Bütün bunlardan sonra, sadece kendimizi düşünmenin çok büyük
bencillik demek olduğunu anlayabilirsiniz. Bu yüzden, üç çocuğu
muzla birlikte dönmek için hazırlıklara başladık. Ondan sonra, Miss
Reindhart'ın sizin okula bağışladığınız bursu bizim kıztmız için öner
diğine dair mektubunu aldık. Biz ne planlar yaparken, Tann aslında
bizim ·için her şeyi ayarlamış meğerse ve kızımız sağır biri için dün
yada sahip olunabilecek en iyi imkcinlara kavuşuyordu.
Kensington'dan gelen mektuplar çok rahatlatıcı idi. Eylül'de gelişi
mizden beri, Toronto'da doğa~ bizim 16 aylık oğlumuz kızamığa ya
kalanmıştı ve bizi, 6 yaşındaki kız kardeşini, çok yalnız bırakmıştı. .
Kızamık salgını haftalardır sürüyordu ve çok ciddi bir boyut almıştL
Yüzlerce çocuk ölmüştü. Hepimiz çok meşguldük. Normal işimin yanı
sıra gönüllü olarak da yardıma muhtaçlarla ilgileniyordum.
Burada çok az haber alabiliyoruz ve son başannız ile yakından ilgile·
niyoruz.
1909'da en büyük umutlannızın gerçekleşeceğine inanıyoruz. "46
. 46 Library of Congress, Manuscript Division, Washington, D.C. 205-İO, Series: Subject File, MSS51268: box 169, foldcr: The Deaf, Correspondencc, A-C, 1883-1917.
159
18 TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARr
Sonuç
Hıristiyanlık inancına göre, Hıristiyanlığın dünya üzerine yayılabilmesi için bütün insanların misyon içinde olması gerekir. Hz. İsa'nın havari
lerinden olan' Pavlus'la başlayan bu düşünce, 19. yüzyıldan itibaren . planlı bir şekilde, farklı mezhepten Hıristiyanlan ve Hıristiyan olmay~ unsurları hedef kitlesi olarak seçmiştir. Artık misyonerlik için faaliyet alanlan, misyon örgütlerince belirlenmeye başlanmıştır. Yapılan bu hedef seçiminde Osmanlı Devleti toprakları da vardır. Çünkü 19. yüzyılda Osmanlı'nın içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik durnm, bünyesinde yüzyıllardır barındırdığı çok farklı etnik gruplar, sahip olduğu geniş coğrafya, misyonerler için b'ulunmaz bir ortam ve geniş bir ilgilenme ve hareket sahası sağlamaktadır.
Anadolu'ya gelen ilk misyonerler, gerçekleştirdikleri geziler sonucu, ilk misyon raporlarını oluşturdular. Yaptıkları tespitler sonucunda Müslümanları dinlerinden döndüremeyeceklerini, kapalı bir yapıya sahip olan Yahudileri ise Hıristiyan yapamayacaklarını kısa zamanda anladılar. Bunun üzerine Anadolu coğrafyasınd?t dağınık halde yaşayan, toplumsal bir birliktelik sergilemeyen ve Millet-i Sadıka ayrıcalığıyla Osmanlı yönetiminde önemli görevler edinen Ermenileri hedef kitle olarak belirlediler.
Misyonerlerin bu tespit ve yaklaşımları sonrasında, Anadolu'nun en ücra köşelerinden biri olan Saimbeyli, öncelikli ilgi alanlarından bir yer olmuştur. Çünkü buranın uzaklığı nedeniyle denetiminin zor olması, yeryüzü şekillerinin doğal koruma sağlaması, ekonomik zayrllık ve eğitim yetersizliği nedeniyle halka ulaşmanın kolay olması, idari ve demografik yapısı misyonerler için adeta bir laboratuvar olmuş, bir örnek teşkil etmiştir. Bu nedenle çoğu yerleşim yerlerinde rastlanamayacak 'yoğunlukta misyoner okulları, kolej ve yurtlar, ev kiliseleri tesis edilmiştir. Hayata geçirilen bu kurumlarda . çalışanların kendi ülkeleri ile bağlantıları ise hiçbir zaman kesilmemiştir. Hastalandıklarında ülkelerine gönderilmiş ve sonrasında tekrar görev yerlerine dönmüşlerdir. Aynca faaliyet gösterdikleri yerdeki yerli halktan seçtiklerini de beraberlerinde götürerek, misyôn toplantılarına katılmalarını sağlamışlardır. Aynca Hıristiyanlığın farklı mezheplerinden oldukları için rakipmiş gibi görünseler de, özelde amaçlarına ulaşmak için birbirlerini desteklemişler ve bunu Osmanlı Devleti karşısındaki tutumlarıyla da hissettirmişlerdir.
Bu olumsuz şartlara gelen Amerikalı misyonerlerin, kendi ülkelerindeki lüks yaşamı bırakarak, Saimbeyli'de faaliyet göstermeleri, kendi ideallerine bağlılıklarının bir sonucudur ve zannediyonız ki büyıik devlet politikası da bunu gerektirmektedir.
Ele aldığımız bu dönemlerde Çukurova'da ve yoğun olarak da Saimbeyli'de gerçekleşen misyonerlik faaliyetleri hedeflendiği gibi gerçekleş-
160
S. ÜNÜVAR - A. KÜÇtlKDURMAZ / SAİMBEYLİ'DE MİSYONERLİK VE KADIN MİSYONERLER 19
miştir. Çünkü yüzyıllardır bir arada yaşayan Türkler ve Ermeniler karşı karşıya getirilerek, Osmanlı Devleti'nin en güvendiği azınlık olan Ermeniler, başta Adana olaylan olmak üzere, bölgede ve yurt genelinde Müslümanlara karşı kin ve nefret beslemeye başlamıŞlardır. Bu kin ve nefr.et, 1. Dünya Savaşı sonrasında da devam etmiş, Ermenilerin yaptıkları eziyet ve katliamlar insanlığı utandıracak boyutlara ulaşmıştır.
- Osmanlı coğrafyasında 19. yüzyılın tamamında \(e 20. yüzyılın ilk yıllarında zirveye çıkan misyonerlik faaliyetleri amacına ulaşmıştı. Çünkü üzerinden bir asır geçmesirıe rağmen Türk ve Ermeni ilişkileri, misyonerlerce yapılan bu tahribatın etkisinden hala kurtulamamıştır.
Kaynaklar
' AYDIN, Mithat: Bulgarlar ve Ermeniler Arasında Amerikan Misyonerle-ri., Yeditepe Yayıiıevi, l. Baskı, İstanbul, Şubat, 2008.
AYDIN, Mithat: "Amerikan Protestan Misyonerlerinin Ermeniler Arasındaki Faaliyetleri ve Bunun Osmanlı-Amerikan İlişkilerine Etkisi", OTAM, Sayı: 19.
BOA, DH. ŞFR., Dosya No: 156, Gömlek No: 46. BOA, DH. MKT., Dosya No: 1069, Gömlek No: 20. BOA, BEO., Dosya No: 4 0, Gömlek No: 2954. BOA, DH. ŞFR., Dosya No: 146, Gömlek No: 12. BOA, DH. MKT., Dosya No: 1809, Gömlek No: 57. BostonEvening, April 28, Page 4, 1915. FENDOGLU, Hasan Tahsin: "Amerika Birleşik Devletleri'nin Misyo
nerleri ve Osmanlı Devletin, Türkler, Yeni Türkiye Yayınları, Cilt: 14, An
kara, 2002. GÜLER, Yavuz: "Osmanlı Devleti Dönemi Türk-Amerikan İlişkileri
(1795-1914)", Gazi Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergis~ Cilt: 6, Sayı: 1, 2005.
GÜNDÜZ, Ahmet: "XIX. Yüzyılda Gayrimüslimlerin Hukuki Statüle~", Türk Dünyası Araştırmalan Dergis~ Sayı: 175, Temmuz-Ağııstos 2008.
GÜNDÜZ, Şinasi, "Misyonerlik", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedis~ Cilt: 30, İstanbul, 2005.
KÜÇÜKDURMAZ, Alper: Çukurova-Haçin'de (Saimbeyli) Misyonerlik
Faaliyetleri ( 1850-1920), Yayınlarımamış Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep, 2013.
LAMBERT, Miss Rose: Hadjin, and the Armenian Massacres, New York Chicago Toronto, Fleming H. Revell Company London and Edin-burgh, Fleming H. Revell Company, 1991. ·
Library of Congress, Manuscript Division, Washington, D.C. 20540, Series: Subject File, MSS51268: box 169, folder: The Deaf, Correspondence, A-C, 1883-1917.
161
20 TÜRK DtlNYASI ARAŞTIRMALARI
PREVSER, Richard: "Ecnebi Mekteplerinde Türkçe -Tedrisaq", Muallimler Mecmuası., Hakkı Tank Us Koleksiyonu, Sene: 5, Sayı: 46, Kanunievvel 1926.
SEVİNÇ, ~ecdet: Osmanlıdan Güiıümaze Misyoner Faaliyetleri, Milen)'U!Il Yayınlan, 3. Basla, Şubat, 2002.
SEZER, Ayten: "Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Misyonerlerin Türkiye'~eki Eğitim ve Öğretim Faaliyetleri", Ha.cettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergis~ Özel Sayı., 1999.
ŞİŞMAN, Adnan, "Misyonerlik ve Osmanlı Devleti'nin Son Döneminde Kurulan Yabancı Sosyal ve Kültürel Müesseseler", Türkler, Yeni Türkiye Yayınlan, Cilt: 14, Ankara, 2002.
ŞERİF, Ahmet: Anadolu.'da Tanin, Yay. Haz. Mehmed Çetin Börekçi, TTK Yayınları, Cilt: 1 1 Ankara, 1999.
The New York Times, March 17, 1920. The New York Times, April 16, 1920. T~e Pittsbu.rgh Press, October 5, Page 5, 1915. YILDIZ, Özgür: Misyonerlik ve Amerikan Board Teşkilatı, IQ Kültür Sa
nat Yayıncılık, İstanbul, Ekim, 2009. YILMAZ, Özgür: "19. Yüzyılda Misyonerlik Faaliyetleri Çerçevesinde
Trabzon Ermenilerine Bir Bakış", OTAM, Sayı: 21, 2007. YURTSEVER, Cezmi: Haçin, Çukurovalı Yayınlan, Adana, 2010. Yzb. Ahmet Hamdi Bey: İslam Alemi ve İngiliz Misyonerler, Yay. Haz.
Zafer Çınar, Yeditepe Yayınevi, 2. Basla, İstanbul, Temmuz, 2010.
İnternet Siteleri
http://www.armenianbiblechu.rch.org/ food%20comer/ anatoiia/ chapte r5.html, 28.03.2013.
http://annenianhou.se.org/ lambert/ index.htm4 12.08.2012. http://www.bfchistory.org/misscass.htm4 22.07.2012. http://www.gameo.org/ encyclopedia/ contents/ hadjin_adana_tu.rkey,
29.07.2012. http://www. gameo. org/ encyclopedia/ contents/ lambert_george_l 853_
1928, 03.08.2012. ltttp://www.gameo.org/ encyclopedia/ contents/ U5677.html; 28.07.2012.
162