miilolma ve vahşi hayvanları itaat altına al ma gibi motifleri yansıtması bakımından...

2
KARABÜ K da Bir Ankara 1959; E. Winkler. Die Wirtschaft von Zongul da k Türkei ( Eine geog- rap hische Untersuchung), Wi en 1961 , s. 98- 99; Z. Fahri XX V. Karabük, 1962 ; a.mlf .. "Ka ra- bük' ün ve De mogra fi k ve sadi Mese leler ", 19EO -J 961 Ders Sosy alo- j i 1962 , s. 1-1O; a.mlf., "Kara bük'te iktisadi ve içtimal Tesirleri", 196 1-1 962 Ders Sosyo/oj i Konfe- 1962, s. 1-37; Me hmet Eröz, "Kara k iki Vesika", a.e ., s. 126- 132 ; Tekin Anadolu 'da insan Top luluk- ve ilkeleri Üzerinde Bir Deneme, s. 159-160; Kara bük -Safra nbo- lu A na litik Etüdler ve Teklif Projel er, Ankara 19 6 7-68 (ill er Metin Tuncel, "Tarih Boyun ca Türki ye'de Kent I 00. A ta türk' e 198 1, s. 348 Hulu si - Mus- tafa Al, Safranbol u, Safranbo lu-Kar abü k-Ulus- Efla ni, Karabük 1982, s. 38; Safa Erkün, "Tür- kiye'de ilk Sanayi Kara k' ün Dönem i", Et- Kolo kyumu (6 -8 1985), 1985, s. 35-44; Ya- Safr a nb olu -Kara bük ikil emi (d okto ra tezi. Sosya l Bilimler Enstitüsü; Mehmet Ardos. "8 197 4 En s titüs ü D erg i s i, sy. 23, 1980 , s. 47-56 ; "Filyos Havza- (Ka rabük - Filyos Etüdü Il : özellikle ri ", Dergisi, s y. 7, 1999, s. 274-2 77; a.mlf., "Fily os (Kara k-Fil yo s fi Etüdü III: Ekonomik özellikle ri ", a.e., s. 300- 30 1. Miil METiN Tu NCEL KARACA AHMED Rum zümr e sine mensup L Türkmen ve halk h ekimi. _j Orhan Gazi devrinde za de, S. 200 ; All Must afa . S. 62 ). Rivayete göre Acem (Hoca Sadeddin, V, 9) Süleyman el-Hora- sanl' nin I, 19). 374 ta zevk ve safa içinde bir hayat sürerken bir vesileyle Anado- lu'ya gelerek s. 1 2; Mecd!, s. 33) Geyve fethine fetihten sonra da buraya ( Mehmed Efendi, s. 28 1 ). Vil ayetnam esi'nde Ka- raca Ahmed'in Anadolu erenlerinin göz- cüsü ve NGreddin'in - ridi ifade edilmektedir. Vilayetna- meye göre Veli Anadolu'ya Ahmed Anadolu'da bu- lunuyordu ve Fatma Sulucakarahöyük'te oldu- kera- metierini gördükten sonra gide- rek kendisine intisap eden Ka raca Ah- med'in ile olaylar, Orta Asya an gelene- yer alan üstü güçlere sahip olma ve itaat al- ma gibi motifleri önemlidir (Ocak, Alevi Öncesi Temell er i, s. 41 vd. ). ait bir vakfiyede Ka- raca Ahmed'in 1371 hayatta oldu- kaydedilmektedir (Uiu çay, 39). Bu durumda onun si pek mümkün görünmemektedir. ca 1240'ta Baballer ile birlikte Ana- dolu'ya de, s. 204 ; Oca k, Babail er s. 28) Karaca Ahmed'in ondan önce Anadolu'ya gelip Anadolu'ya haber dair rivayetlere bakmak ortaya Orhan Gazi döneminde ya- Palekanon sonra Üskü- dar'a gelerek bugün kendi türbe ve bölgeye Karaca Ahmed burada tekkede çok mürid K araca Ahmed Türbes i- o' sküdar 1 istanbu l tekkesi Bizans bir tam- pon bölge görevini Dönemin önemli birinin gözlerini tedavi ve birçok arazi- nin mülk olarak kendisine ri- vayet edilmektedir. da büyük ve tarihçi All ifadesiyle Rum haline gelen Karaca Ah- med ( Künhü 'l-ah bti r, s. 55) Balkanlar' da çok defa Aziz George ile bunun sonucunda halk onu ve islamiyet'i kolayca benimse- Karaca Ahmed, Rumeli'deki fetihlere sonra Anadolu' nun pek çok yöresini hem tedavi hem de tekkeler Anadolu'nun toprakla- bir mürid kit lesiyle birlikte sonra ilk olarak Afyon'da bu- gün kendi bölgede Karaca Ahmed'e, bu faaliyetleri da Göyn ük'te türbesi bulunan Yargeldi Sultan ve Hasan Basri gibi re- fakat Bu bölgede beylerden birinin tedavi etmesi onun daha da ve bu- r ada kendisine araziler tir (Bayar, s. 67) . Ancak kendisi bir süre sonra Afyon'dan hüküm Manisa bölgesine Karaca Ahmed Manisa'ya Saruhan Bey'in Manisa ve Ak- fethiyle Karaca Ah- med'in elli yedi bin müridiyle birlikte bu fethe rivayet ediliyorsa da (a.g.e., s. 7 bu bilgi Tarihi dan. onun bu son hükümdan Bey za- Akhi- sar muhtemelen Karaca Ahmed 'in son (Köprülü, s. 259; Üner, Il li 2 1 9741. s. 9), bundan sonra bir yere gitmeyip tekkesin- de hem ruh hem de mürid vakfiyelerinde 1371 RevakSultan'a bir tahs isinde Karaca Ah- med'in olarak geçmekte, 1390'- da Mescidi ve Yengi'deki Ka- raca Ahmed Karaca Ahmed Tekkesi'ne vakfedilmesine dair belgede ise (Ulu- çay, I, 39 vd.). Bu durumda onun 1371 - 1390 vefat söylene- bilir. Mecdl, Akhisar'da kendi köyde kayde- der ( Tercümesi, i 3 3). Kara ca Ah-

Upload: others

Post on 01-Jan-2021

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Miilolma ve vahşi hayvanları itaat altına al ma gibi motifleri yansıtması bakımından önemlidir (Ocak, Alevi Bektaşi İnançları nın İslam Öncesi Temelleri, s. ı 41 vd.)

KARABÜK

da Bir Araştırma, Ankara 1959; E. Winkler. Die Wirtschaft von Zonguldak Türkei (Eine geog­raphische Untersuchung) , Wien 1961 , s. 98-99; Z. Fahri Fındıkoğlu. Kuruluşunun XXV. Yı­

lında Karabük, İ stanbul 1962; a.mlf .. "Ka ra­bük'ün Teşekkülü ve Bazı Demografik ve İkti­sadi Meseleler", 19EO-J 961 Ders Yılı Sosy alo­j i Konferans/arı, İ stanbul 1962, s . 1-1 O; a.mlf., "Karabük'te Sanayileşmen i n iktisadi ve içtimal Tesirleri", 1961-1 962 Ders Yılı Sosyo/oj i Konfe­rans /arı, İ stanbul 1962, s. 1-37; Mehmet Eröz, "Karabük Hakkında iki Vesika ", a.e., s . 126-132; Tekin Aydın , Anadolu 'da insan Top luluk­ları ve Yerleşme ilkeleri Üzerinde Bir Deneme, İ stanbul1964 , s. 159-160; Karabük -Safranbo­lu A nalitik Etüd ler ve Teklif Projeler, Ankara 1967-68 (ill e r Bankası yay ı n ı ): Metin Tuncel , "Tarih Boyunca Türkiye'de Kent Kuruluşları", Doğumunun I 00. Yılında A tatürk'e Armağan,

İ stanbul 198 1, s. 348;· Hulusi Yazıcıoğlu - Mus­tafa Al, Safranbol u, Safranbolu-Karabük-Ulus­Eflani, Karabük 1982, s. 38; Safa Erkün , "Tür­kiye'de ilk Ağır Sanayi Yerleşimi : Karabük'ün Kuruluş Dönemi", Kentleşme - Sanay ileşme Et­kileşimi : Eskişehir Örneği Kolokyumu (6-8 Kasım 1985), Eskişehir 1985, s. 35-44; İlhan Ya­şar Hacısalihoğlu. Şehir Coğrafyası Açısından

Safranbolu -Karabük ikilemi (dokto ra tez i. ı 995), İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü; Mehmet Ardos. "8 Şubat 1974 KarabükHeyela nı " , iü Coğrafya Enstitüs ü Derg is i, sy. 23, İsta nbul 1980, s. 47-56 ; SedatAvcı. "Filyos Çayı Havza­s ının (Ka rabük- Filyos Ara s ı ) Coğra fi Etüdü Il : Beşeri Coğrafya özellikleri ", Coğrafya Dergisi, sy. 7, İ stanbul 1999, s. 274-277; a.mlf., "Filyos Çayı Havzas mın (Karabü k- Fil yos Aras ı) Coğra­

fi Etüdü III: Eko nomik Coğrafya ö zellikleri", a .e., s. 300-301.

Miil METiN TuNCEL

KARACA AHMED

Abdalan-ı Rum zümresine mensup L Türkmen dervişi ve halk hekimi. _j

Orhan Gazi devrinde yaşadı (Aş ı kpaşa­zade, S. 200; All Mustafa . S. 62 ). Rivayete göre Acem diyarında hükümdarlıkyapan (Hoca Sadeddin , V, 9) Süleyman el-Hora­sanl'nin oğludur ( Uluçay, I, 19). Başlangıç-

374

ta zevk ve safa içinde bir hayat sürerken bir vesileyle dervişliğe yönelmiş , Anado­lu'ya gelerek (Taş köprizade, s. 12; M ecd!, s. 3 3) Geyve Akhisarı' nın fethine katılmış .

fetihten sonra da buraya yerleşmiştir ( Baldırzade Mehmed Efendi, s. 28 1 ).

Hacı Bektaş Vilayetnamesi'nde Ka­raca Ahmed'in Anadolu erenlerinin göz­cüsü ve Sivrihisarlı Şeyh NGreddin'in mü­ridi olduğu ifade edilmektedir. Vilayetna­meye göre Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu'ya geldiğindeKaraca Ahmed Anadolu'da bu­lunuyordu ve Fatma Bacı 'nın uyarısıyla

Hacı Bektaş'ın Sulucakarahöyük'te oldu­ğunu yanındakilere bildirmişti. Bazı kera­metierini gördükten sonra yanına gide­rek kendisine intisap eden Karaca Ah­med'in Hacı Bektaş ile karşılaşması sıra­sındaki olaylar, Orta Asya şam an gelene­ğinde yer alan olağan üstü güçlere sahip olma ve vahşi hayvanları itaat altına al­ma gibi motifleri yansıtması bakımından önemlidir (Ocak, Alevi Bektaşi İnançları­nın İslam Öncesi Temelleri, s. ı 4 1 vd. ).

Saruhanoğulları'na ait bir vakfiyede Ka­raca Ahmed'in 1371 yılında hayatta oldu­ğu kaydedilmektedir (Uiuçay, ı. ı 39). Bu durumda onun Hacı Bektaş'la görüşme­

si pek mümkün görünmemektedir. Ayrı­ca Hacı Bektaş'ın 1240'ta Baballer isyanı sırasında kardeşi Menteş ile birlikte Ana­dolu'ya geldiği düşünülürse (Aşı kpaşaza­de, s. 204; Ocak, Babailer İsyanı, s. ı 28) Karaca Ahmed'in ondan önce Anadolu'ya gelip Hacı Bektaş ' ın Anadolu 'ya gelişini haber verdiğine dair rivayetlere şüpheyle bakmak gerektiği ortaya çıkar.

Orhan Gazi döneminde Bizanslılar'la ya­pılan Palekanon savaşından sonra Üskü­dar'a gelerek bugün kendi adıyla anılan türbe ve mezarlığın bulunduğu bölgeye yerleşen Karaca Ahmed burada kurduğu tekkede çok sayıda mürid yetiştirmiş .

Karaca Ahmed Türbesi ­o'sküdar 1 istanbul

tekkesi Osmanlı - Bizans sınırında bir tam­pon bölge görevini üstlenmiştir. Dönemin önemli şahsiyetlerinden birinin gözlerini tedavi ettiği ve karşılığında birçok arazi­nin mülk olarak kendisine vakfedildiği ri­vayet edilmektedir. Osmanlı toprakların­da büyük şöhrete kavuşan ve tarihçi All Mustafa'nın ifadesiyle Rum abdallarının "kutb-ı namdar"ı haline gelen Karaca Ah­med (Künhü 'l-ahbtir, s. 55) Balkanlar'da çok defa Aziz George ile özdeşleştirilmiş. bunun sonucunda hıristiyan halk onu ve dolayısıyla islamiyet'i kolayca benimse­miştir.

Karaca Ahmed, Rumeli'deki fetihlere katıldıktan sonra Anadolu'nun pek çok yöresini dolaşarak hem hastaları tedavi etmiş . hem de kurmuş olduğu tekkeler vasıtasıyla Anadolu'nun İslamiaşma'sına katkıda bulunmuştur. Osmanlı toprakla­rından geniş bir mürid kitlesiyle birlikte ayrıldıktan sonra ilk olarak Afyon'da bu­gün kendi adıyla anı lan bölgede yerleşen Karaca Ahmed' e, bu faaliyetleri esnasın­da Göynük'te türbesi bulunan Yargeldi Sultan ve Hasan Basri gibi arkadaşları re­fakat etmişlerdir. Bu bölgede beylerden birinin akıl hastası kızını tedavi etmesi onun şöhretini daha da arttırmış ve bu­rada kendisine geniş araziler vakfedilmiş­

tir (Bayar, s. 67) . Ancak kendisi bir süre sonra Afyon'dan ayrılıp Saruhanoğulları'­nın hüküm sü rdüğü Manisa bölgesine yerleşmiştir. Karaca Ahmed Manisa'ya geldiğinde Saruhan Bey'in Manisa ve Ak­hisar ' ın fethiyle uğraştığı, Karaca Ah­med'in elli yedi bin müridiyle birlikte bu fethe katıldığı rivayet ediliyorsa da (a.g.e., s. 7 ı) bu bilgi şüphelidir. Tarihi kayıtlar­dan. onun Saruhanoğulları topraklarında bu beyliğin son hükümdan İshak Bey za­manında yaşadığı anlaşılmaktadır. Akhi­sar muhtemelen Karaca Ahmed'in son durağı olmuş (Köprülü , s. 259; Üner, Il li ı 2 1 ı 9741. s. ı 9), bundan sonra başka bir yere gitmeyip kurmuş olduğu tekkesin­de hem ruh hekimliği yapmış hem de mürid yetiştirmiştir. Saruhanoğulları'nın

vakfiyelerinde 1371 yılında RevakSultan'a yapılan bir vakıf tahsisinde Karaca Ah­med'in şahit olarak adı geçmekte, 1390'­da Hoşkadem Mescidi ve Yengi'deki Ka­raca Ahmed evkafının Karaca Ahmed Tekkesi'ne vakfedilmesine dair belgede ise artıkyaşamadığı anlaşılmaktadır (Ulu­çay, I, ı 39 vd .). Bu durumda onun 1371 -1390 yılları arasında vefat ettiği söylene­bilir. Mecdl, mezarının Akhisar'da kendi adıyla anılan köyde bulunduğunu kayde­der ( Şekaik Tercümesi, i 3 3). Kara ca Ah-

Page 2: Miilolma ve vahşi hayvanları itaat altına al ma gibi motifleri yansıtması bakımından önemlidir (Ocak, Alevi Bektaşi İnançları nın İslam Öncesi Temelleri, s. ı 41 vd.)

Karaca Ahmed'in sand ukas ı

med'in ölümünden sonra şeyhlik ve ruh hekimliği vazifesini oğlu Eşref devam et­tirmiştir. Ayrıca HızırAbdal adında bir oğlunun daha olduğu bilinmektedir.

Karaca Ahmed'in Bektaşlliğe intisabı ve daha sonra bu tarikatın en önemli şahsi­yetlerinden biri haline gelmesi Hacı Bek­taş'tan ziyade Abdal Musa ile ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Karaca Ahmed'in Os­manlı topraklarında bulunduğu sırada

bölgede yoğun bir şekilde Bektaşilik pro­pagandası yapan Abdal Musa kendisiyle Hacı Bektaş ocağının postnişini olması

sıfatıyla görüşmüş olmalıdır.

Onun İstanbul, Afyon. Manisa. Aydın. Sivrihisar. Göynük, Makedonya'da yedi türbesi; Akhisar Karaköy, Eşme-Karaca Ahmed ve Manisa Horoz köylerinde üç makamı bulunmaktadır. Üsküdar'daki türbenin yanında Karaca Ahmed'in Ho­rasan'da binerek Anadolu'ya geldiğine inanılan atının bulunduğu bir mezar daha vardır. Karacaahmet Mezarlığı da onun adına izafe edilmiştir.

Karaca Ahmed'in ruh hastalarını teda­vi eden bir hekim olduğu inancı. "Karaca Ahmed ulu veli 1 Uslu olur gelen deli" bey­tiyle günümüzde de devam etmektedir.

Karaca Ahmed'in atının

mezarı

olduğuna

inanılan

aç ı k türbe­üsküdar 1 istanbul

Türbelerinde hasta tedavilerinin yapıl­makta olması halkın ona karşı sevgisini ve Türk tıp folklorundaki yerini göster­mesi bakımından önemlidir.

BİBLİYOGRAFYA :

Aşıkpaşazade, Tarih, s. 199-200, 204; Vila­yetname (haz. Abdülbaki Gölpınarlı). istanbul 1958, s. 18-19; Ebülhayr RCıml. Saltukname (haz. Şükrü Haluk Akalın). Ankara 1988, ll, 45; Taşköprizade. eş-Şeka'ik, s. 12-13; Mecdi. Şe· ka ik Tercüm esi, s. 33; Hoca Sadeddin. Tacü ' t­tevarlh (haz. İ smet Parmaksızoğ lu) . Ankara 1999, V, 9; Ali Mustafa, Künhü '1-ahbar, istan­bul 1271, s. 55, 62; Baldırzade Mehmed Efen­di. Ravza-i Evliya (haz. Mefail H ı zlı - Murat Yurt­sever). istanbul 2000, s. 281; M. Fuad Köprülü, Türk Edebiyatında ilk Mutasavvı{lar, istanbul 1994 (istanbul 1919). s. 259; M. Çağatay Uluçay. Saruhan Oğulları ve Eserlerine Dair Vesikalar, istanbul1940,1, 19, 25, 139-140; EdibAii Baki, Karaca Ahmed ve Delileri Tedavi Yurdu, istan­bul1947, s. 5 vd.; Nezihe Araz. Anadolu Evliya­ları , istanbul 1958, s. 417 -420; Aysel Okan , is­tanbul Evliyaları, istanbul 1968, s. 78 vd.; Meh­met Yaman. Karaca A hmed Sultan Hazretleri, istanbul1974, s. 70 vd .; Muharrem Bayar, "Af­yon'da Yaşamış Büyük Velilerden Karaca Ah­med Sultan", ll. Afyon Araştırmaları Sempoz­y um u Bildirile ri , Afyon 1991, s. 67-71; Iren e Melikoff. Uyur idi k Uyardılar: Alevflik-Bekta­şflik Araştırmaları (tre. Turan Alptekin). istanbul 1993, s. 159; Ahmet Yaşar Ocak, Baballer isya­n ı, istanbul 1996, s. 128 vd.; a.mlf., Alevl ve Bektaşi inançlannın islam Önces i Tem elleri, istanbul 2000, s. 141 vd.; Şükrü HalCık Akalın , "Akhisar'daki Karaca Ahmed Türbesi ve Bu Türbe ile ilgili inançlar", V Milletlerarası Türk Ha lk Kültürü Kongresi, ,1\nkara 1997, s. 21; Bedri Noyan (Dedebaba). Bütün Yönleriyle Bek­taşflik ve Alevflik, Ankara 1998, I, 273-274 ; Selim Çapar. Göynük, Ankara 1998, s. 48; Naci Kum. "Karaca Ahmed' ler Hakkında inceleme­ler, Düşüncele r" , TFA , IV/94 (1957) . s. 1500-1501; Ragıp Üner. "XIII. Yüzyılda Yaşayan Bir Ruh Hekim i Kara ca Ahmed Sultan" , Hayat Ta­rih Mecmuası, 111/12, istanbul 1974, s. 19; Ba­ha Tanınan , "Karaca Ahmed Türbesi ve Tek-kesi", DBist.A , IV, 442~ t:;i;l

(!lll!! HAŞİM ŞAHİN

L

KARACABEY (ö . 754/1353)

Dulkadıroğulları Beyliği'nin kurucusu (bk. DULKADIROGULLARI).

~

1 KARACAAHMET MEZARLIGI -,

İstanbul Üsküdar'da şehrin en eski ve en büyük mezarlığı.

L ~

Orha~ Gazi tarafından 753 ( 1352) yı­lında fethedilen Üsküdar'da müslüman mezarlığı 1. Murad devrinde oluşmaya başlamış. İstanbul'un fethinden sonra gi­derek genişlemiştir. Mezarlığa adı verilen Karaca Ahmed , Anadolu'nun İslamlaş-

KARACAAHMET MEZARLIGI

masında önemli katkıları olan abdalan-ı ROm zümresinden menkıbevi bir şahsi­yettir. Bu kimliğinden dolayı çeşitli yerler­de yedi ayrı türbesi bulunmaktadır. Üs­küdar'da kabristan içindeki türbesi de bunlardan biridir. Evliya Çelebi'nin, "Ka­raca Ahmed Sultan Tekkesi mezaristan içindedir" şeklindeki ifadesinden burası­nın o dönemde bir türbe-tekke olduğu anlaşılmaktadır. Resmi olarak 111 O ( 1698) yılından itibaren Karacaahmet Sultan Me­zarlığı olarak adlandırılan mezarlığın bir diğer adı da Üsküdar Mekabir-i Müslimi­ni'dir.

Şehireilik tarihi açısından da önem ta­şıyan Karacaahmet Mezarlığı'nın başlan­gıç noktası Menzilhane Yokuşu'nun (gü­nümüzde Gündoğumu caddesi) başı idi. Cumhuriyet döneminde yapılan imar fa­aliyetleri sonucunda kuzeydeki Tunusba­ğı caddesinin nihayeti ve burada halen mevcut olan 1092 (1681) tarihli Hacı Fa­ik Bey Çeşmesi mezarlığın başlangıcı ol­muştur. Karacaahmet Mezarlığı'nı, Men-

. zilhane Yokuşu başından başlamak üzere hepsi eski birer yerleşim yeri olan İnadi­ye. Tunusbağı , Çiçekçi. Talimhane, Hay­darpaşa. İbrahimağa. Seyitahmet dere­si, Harmanlık. Nuhkuyusu ve Aşçıbaşı mahalleleri ve semtleri çevreler. Günü­müzde içinde bulunan yollarla birlikte yaklaşık 750.000 m2 'lik bir araziyi kapla­yan mezarlık Miskinler, Saraçlar Çeşme­si, Şehitlik, Musaila ve Duvardibi adlı beş büyük bölgeye ayrılır. Mezarlık kuzeyde Tunusbağı'ndan güneyde İbrahimağa ça­yırına doğru eğimli bir arazi yapısına sa­hiptir. Seyitahmet deresi vadisi mezarlı­ğın en çukur kısmını teşkil eder. Güneyin­de İbrahimağa çayırının devamında Kara­caahmet Mezarlığı'ndan ayrı kabul edi­len Ayrılık Çeşmesi Mezarlığı yer almak­tadır.

Karacaahmet Mezarlığı . eskiden Ayrı­lık Çeşmesi'nden sonra Acıbadem cadde­sini aşarakyamaçtan aşağıya Söğütlüçeş­me'ye inmekte, buradan itibaren mezar­lığa Mahmutbaba Mezarlığı adı verilmek­teydi. Bu mezarlığın karşısında Söğütlü­çeşme Tren İstasyonu önünde bir bölüm daha vardı. Burada dereyi aşan Taşköp­rü 'den sonra mezarlık Fenerbahçe Stad­yumu arkasında devam ederdi. Karaca­ahmet'in son ucu. şimdi Ankara yolu sa­pağı başındaki Kalyonlar başhalifesi ve ailesinin sofasıyla az ilerideki Kızıltoprak Camii yanındaki hazire idi.

Menzilhane'den başlayarak Karacaah­met Türbesi 'nin önünden geçen ve me-

375