metalnisan2015

8
“Sınıfa karşı sınıf” “Sınıfa karşı sınıf” METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ İşçi Bülteni Özel Sayı No:1244 Nisan 2015 1 Mayıs işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günüdür. Bu büyük günde emeğine, onuruna ve geleceğine sahip çıkan her işçi mücadele alanlarında yerini almalıdır. Çünkü 1 Mayıs tatil günü değil mücadele günüdür. Emeğin sermayeyle boy ölçüştüğü, gücünü gösterdiği gündür. Metal işçileri dünyanın dört köşesinden 1 Mayıs alanlarına çıkacak milyonlarca işçiyle el ele verip birliğini, dayanışmasını ve gücünü gösterecektir. Metal işçileri 1 Mayıs’ta düşük ücretlere hayır diyecek, insanca yaşamaya yeterli ücret isteyecek. Toplu sözleşme ve grev hakkına sahip çıkacak. 1 Mayıs alanlarında grev hakkını çalan sermaye ve iktidarına karşı tepkisini gösterip “Grev hakkıma dokunma!” diyecek. Kıdem hakkına yönelik sinsi planlara geçit vermeyeceğini gösterecek. Soma’da ve ülkenin dört köşesinde sayısız kardeşinin sermayenin kar hırsı için katledilmesine karşı isyan çığlığını yükseltecek! Bütün metal işçisi arkadaşlarımızı 1 Mayıs’ta onurlu ve bilinçli her işçinin yapması gerektiği gibi alanlara çıkmaya, Metal İşçileri Birliği saflarında yerini almaya çağırıyoruz. Haydi 1 Mayıs’a! Haydi birliğe, mücadeleye ve dayanışmaya! Metal İşçileri Birliği - MİB Düşük ücretlere, kölelik koşullarında çalışmaya, hak gasplarına ve grev yasaklarına karşı, 1 Mayıs’ta alanlara!

Upload: metal-iscileri-birligi

Post on 21-Jul-2016

216 views

Category:

Documents


1 download

DESCRIPTION

"Sınıfa karşı sınıf" sloganıyla yayınlanan Metal İşçileri Bülteni'nin Nisan sayısı...

TRANSCRIPT

Page 1: Metalnisan2015

“Sınıfa karşı sınıf”“Sınıfa karşı sınıf”

METAL İŞÇİLERİBÜLTENİİş

çi B

ülte

ni Ö

zel Sa

yı N

o:1

24

4 N

isan

20

15

1Mayıs işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günüdür. Bu büyükgünde emeğine, onuruna ve geleceğine sahip çıkan her işçi mücadelealanlarında yerini almalıdır. Çünkü 1 Mayıs tatil günü değil mücadele

günüdür. Emeğin sermayeyle boy ölçüştüğü, gücünü gösterdiği gündür.Metal işçileri dünyanın dört köşesinden 1 Mayıs alanlarına çıkacak milyonlarca

işçiyle el ele verip birliğini, dayanışmasını ve gücünü gösterecektir.Metal işçileri 1 Mayıs’ta düşük ücretlere hayır

diyecek, insanca yaşamaya yeterli ücretisteyecek. Toplu sözleşme ve grev hakkınasahip çıkacak. 1 Mayıs alanlarında grevhakkını çalan sermaye ve iktidarına karşıtepkisini gösterip “Grev hakkımadokunma!” diyecek. Kıdem hakkınayönelik sinsi planlara geçit vermeyeceğinigösterecek. Soma’da ve ülkenin dörtköşesinde sayısız kardeşininsermayenin kar hırsı içinkatledilmesine karşı isyan çığlığınıyükseltecek!

Bütün metal işçisi arkadaşlarımızı 1Mayıs’ta onurlu ve bilinçli her işçininyapması gerektiği gibi alanlaraçıkmaya, Metal İşçileri Birliği saflarındayerini almaya çağırıyoruz.

Haydi 1 Mayıs’a!Haydi birliğe, mücadeleye ve dayanışmaya!

Metal İşçileri Birliği - MİB

Düşük ücretlere,kölelik koşullarında çalışmaya,

hak gasplarına ve grev yasaklarına karşı,

1 Mayıs’ta alanlara!

Page 2: Metalnisan2015

Çerkezköy Arçelik işçisi:

Bu sene 1 Mayıs’ta taleplerimizin en başında, “İşten çıkartılmalardurdurulsun! İş güvencesi için mücadeleye, 1 Mayıs’a!” olmalı diye

düşünüyorum. Çünkü özellikle keyfi işten çıkartılmalar oldu ve olmaya dadevam ediyor.

Bir de sendika sorunumuz var tabii. Fakat var olan sendikaların durumuortada. Türk Metal malum patron sendikası. Artık bence kötünün iyisi de yok.Eskiden alternatif olarak gördüğümüz Birleşik Metal-İş Sendikası yönetimişimdilerde işçinin derdine değil kendi dertlerine düşmüş durumda. Böyleolunca yasaklanan greve de sessiz kalırlar, üçyıllık sözleşmeye de imza atarlar. İşçikardeşlerim sorunlarımıza karşı birliktekavgamızı büyütmeye, 1 Mayıs’ta alanlaradiyorum.

Kabel işçisi

Kabel Kablo çok büyük bir sermaye grubu. Busermayenin büyümesinde her fabrikada olduğu

gibi işçinin alınteri var. Taşeron çalışmanın yoğun olduğuKabel’de patron sendikası Türk Metal var. Haftanın 6 günü12 saat çalışmamıza rağmen aldığımız ücretlegeçinemiyoruz. Aşağılanmanın ve baskının yoğun olduğuKabel’de ancak taban örgütlülüğünün gerçekleştirilmesi veörgütlü mücadele ile sorunlar çözülecektir. Haklarımız veçıkarlarımız için 1 Mayıs’ta alanlara!

EGO işçisi:

İşçi sınıfının birlik ve mücadele günü 1 Mayıs hakları içinalana gündür gündür. 1 Mayıs’ta iki sınıf karşı karşıyagelmektedir. Biz işçiler sermaye devletine karşı işten

atma saldırılarına karşı mücadele alanlarına çıkmalıyız. Devletkıdem hakkımızı gasp etmeye çalışıyor. Bu saldırıya karşı 1Mayıs’ta alanlarda olmak gerekiyor. Sermaye bize saldırırkenbiz işçilerin öz örgütlülüğü olan sendikalar tarafından yalnızbırakılmaktayız. Bu 1 Mayıs’ta sendikal bürokrasiye karşımücadele alanlarında olmamız gerekiyor. Sendikaların asılsahipleri biz işçiler bizin tek yapmamız gereken bu sendikalbürokrasiye karşı gelmek ve onları oturdukları koltuklardanindirmek.

Bu aralar krizin faturasını biz işçi sınıfına ödetmeyeçalışıyorlar. Krizi biz yaratmadık faturasını biz ödemeyeceğiz.

Legrand işçisi

Kadın işçilerin çoğunlukta olduğu Legrand fabrikasında 3 vardiyaçalışıyoruz. Legrand’da kadın işçilerin tercih edilmesinin nedeni

yapılacak işlerin küçük parçalardan oluşması ve incelikli yapılmasıgerektiğinden, bu işler için kadınların küçük ellerine ihtiyaç duyduklarınısöylemekteler. Kadın ellerinin adeta bir makineye dönüşmesini istiyorlar.Bizlerden bir vardiyada 5800-6000 adet parça isteniyor. Bu da en az 2saniyede 1 parça çıkarmak demektir. Bizler günde 7,5 saat çalışıyoruz.Çalıştığımız birçok makine kıvılcım çıkarıyor. Ellerimiz yanıyor, bozukgelen ürünler yüzünden elektrik akımına kapılıyoruz.

İstenilen rakamın üzerine çıkıldığında prim vereceklerini söyleyenfabrika yönetimi sayıları işçilere bu şekilde çıkarmaya çalışıyor. Ancak6500 ürün çıkartıldığında vereceği prim 10 TL.

Zorunlu mesainin olmadığı söylenmekte fakat vardiya amiritarafından ‘gelmeyeni unutmam’ denilerek üstü kapalı tehdit ediliyoruz.

İşçilerin Legrand’da olduğu gibi sorunları çokken ve artarken birliği vedayanışmayı güçlendirmesi gerekiyor. Tüm Legrand işçilerini, işçilerinbirlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ta talepleri etrafındabir araya gelmeye, sömürüye dur demeye çağırıyorum.

B/S/H işçisi:

Yoğun, sefalet ücretlerine, kuralsız çalışma koşullarına karşıbu yıl 1 Mayıs’ta alanları doldurmalıyız. Sermaye vehükümeti İç güvenlik yasasıyla biz işçi ve emekçilerin hak ve

özgürlüklerine faşizmin kılıcını sallarken hemen ardından “İşgüvenliği” yasasıyla da kırıntı haklarımızı da elimizden almak istiyor.Sendikal bürokrasinin ise yasalcı, icazetçi anlayış içinde ne sermayeile ne de onun hükümeti ile dişe diş mücadelede etmekten çok uzakolduğunu gördük. Sendika bürokratlarının biz işçilerin haklı davasınainançları kalmamış. Sermayenin karşısında durmaktan aciz olan busendikacı takımını alaşağı etmenin zamanı geldi de geçiyor.

Bu sendika bürokratları biz işçilerin özlemlerini karşılayamaz.Onların dünyası bizim dünyamızdan çok farklı.

Geleceğimiz ve daha iyi çalışma şartları için sömürü çarkınıdurduracak güç kendi kollarımızdır kardeşler. Bu yüzdendir ki bu 1Mayıs’ta öncelikle sermayenin sömürü düzenine ve sendikalbürokrasiye karşı mücadele için 1 Mayıs’ta alanlara diyorum.

Metal İşçileri Birliği saflarına çağırıyorum.

METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

“İşçi kardeşlerimizi 1 Mayıs’a çağrıyoruz!”

2

Page 3: Metalnisan2015

3METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

1 Mayıs işçilerin birlikdayanışma ve mücadele

günü yaklaşıyor. 1 Mayıs1886’da Amerikalı işçilerin 12

saat çalışırken çalışma sürelerinin 8saat olması için sokağa çıktığı veardından 4 öncü işçinin asılarakkatledildiği bir gün. Ardından bir çokülkede 8 saat çalışmanınyasallaşmasını sağlayan bir mücadelegünü. Tüm ülkelerde işçilerin,emekçilerin, kadınların, gençlerin veçocukların sokağa çıktığı ve taleplerinihaykırdıkları bir gün.

Biz işçiler ise bu seneki 1 Mayıs’ıgrevlerin yasaklandığı,

taşeronlaşmanın alıp başını gittiği,özelleştirmelerin arttığı, işcinayetlerinin arttığı, kıdemtazminatının kaldırılmasının gündemdeolduğu günlerde karşılıyoruz. Sermayedüzeninin sınıfa dönük saldırılarınıarttırdığı bir dönemde karşılıyoruz 1Mayıs’ı. Ama aynı zamanda biz işçilercephesinden işgallerin, grevlerin vedirenişlerin de yoğun olduğu birdönemde karşılıyoruz bu 1 Mayıs’ı.

1 Mayıs iki sınıfın karşı karşıyageldiği bir gündür: Ezen ve ezilen sınıf.Biz ezilen sınıfın temsilcisi olan işçilerbu 1 Mayıs’ta da alanlarda olup kenditaleplerimizi haykıracağız.

İlk kez 1856′da Avustralya’nın Melbournekentinde taş ve inşaat işçileri günde sekizsaatlik iş günü için bir yürüyüş

düzenlediler. 1 Mayıs 1886′da Amerika İşçiSendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçilergünde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışmatakvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyleiş bıraktılar. Chicago (Şikago)’da yapılangösterilere yarım milyon işçi katıldı.

Bu gösteriler 1Mayıs’ı izleyen günlerde tümharareti ile devam etti ve 4 Mayıs’ta kanlıHymarket Olayı’na yol açtı. Bu olayın ardından 4işçi önderi idam edilerek katledildi. 1889`datoplanan İkinci Enternasyonal’de Fransız bir işçitemsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs’ın tüm dünyada“Birlik, mücadele ve dayanışma günü ” olarakkutlanmasına karar verildi. Böylece ikinci gösteri1890 yılında yapılabildi.

Türkiye’de 1 Mayıs Osmanlı Devletidöneminde işçi örgütlenmesinin en gelişmişolduğu yer Selanik'te kutlandı. 1911 yılındaburada tütün, liman ve pamuk işçileri, 1 Mayısgösterisi düzenlediler.

1912 yılında İstanbul`da ilk defa 1 Mayıskutlaması gerçekleşti.

1923 yılında 1 Mayıs günü yasal olarak "İşçiBayramı" ilan edildi.

1924`te hükümet kitlesel 1 Mayıskutlamalarını yasakladı.

1925`te çıkan Takrir-i Sükun Yasası, İşçibayramını kutlamayı yasakladı ve uzun yıllar bu

yasak geçerliliğini korudu. 1935 yılında 1 Mayıs`a "Bahar ve Çiçek

Bayramı" adı verildi ve ücretsiz tatil günü ilanedildi.

Türkiye Cumhuriyeti döneminde işçihareketleri yüzyılın ikinci yarısından itibarenivme kazandı.

1976 yılında uzun yıllar sonra ilk defa genişkatılımlı 1 Mayıs kutlaması Taksim`de DİSK’inçağrısıyla gerçekleşti.

1977 yılında İstanbul Taksim Meydanı'ndayaklaşık 500 bin kişiyle en geniş katılımlı 1 Mayıstoplantısı düzenlendi. Ancak, göstericilerinüzerine ateş açıldı ve göstericilerden 34'ü,yaralanarak ve üstlerine ateş açılması sonucuçıkan izdihamda ezilerek öldü. 1977 yılının 1Mayıs günü, tarihe Kanlı 1 Mayıs olarak geçti.

1 Mayıs 1978'de yüzbinlerce kişi tarafındanTaksim Meydanı'nda kutlandı.

1979`da Sıkıyönetim Komutanlığı İstanbul`damiting yapılmasına izin vermedi, sokağa çıkmayasağı ilan etti. Buna rağmen İstanbulsokaklarında yüzbinlere ulaşan rakamlarla korsan1 Mayıs kutlandı.

1981`de Milli Güvenlik Konseyi 1 Mayıs`ıresmi tatil günü olmaktan çıkardı.

1989`da trafik polisinin açtığı ateş sonucu işçiMehmet Akif Dalcı yaşamını yitirdi.

1996`da Taksim Meydanı'nın yasaklı olduğugerekçesiyle Kadıköy`de düzenlenen 1 Mayıskutlamalarına yaklaşık 150 bin kişi katıldı.

Eylemin ilk dakikalarında polisin silahsızgöstericilere açtığı ateş sonucu 3 kişi hayatınıkaybedince, Kadıköy`de büyük bir kitlesel direnişgerçekleşti. Bu olaydan sonra Kadıköy 2005 yılınakadar 1 Mayıs kutlamalarına yasaklı kaldı

Daha sonra yıllarca Çağlayan’da yalıtılmış biralanda kutlanan 1 Mayıs, yasakları aşmakararlılığıyla 2004 yılında Saraçhane’de, 2005 ve2006 yılında ise Kadıköy’de kutlandı.

2007’de 1977 1 Mayıs’ının 30. Yılında yenidenTaksim’de kutlanmak istenmesi üzerine polisİstanbul’u ablukaya aldı.Fakat yine de Taksim’de1 Mayıs’ın kutlanmasına engel olamadı. İzleyenyıllarda yine Taksim iradesi gösterildi ve 2010yılından nihayet sert çatışmalarla Taksim’in kilidiaçıldı. 2010, 11 ve 12 yıllarında Taksim’deyüzbinlerin katılıdığı görkemli 1 Mayıskutlamaları yapıldı. Bu arada 1 Mayıs’ın yenidenresmi tatil günü olarak yasalara girmesi sağlandı.

2013 yılında sermaye iktidarı yenidenTaksim’e yasak koydu. Yasağa karşı onbinlerceinsan Taksim Meydanı’na çıkan yollarda çatıştı.Taksim konusunda ortaya çıkan bu çarpışma biray sonra gerçekleşecek olan büyük HaziranDirenişi ile yeni bir boyut kazandı.

2014 yılında Taksim yasağı sürerken Taksim’de1 Mayıs kararlılığı da sürdürüldü.

Bu arada Taksim’de bunlar olurken ülkenindört köşesinde yüzbinlerce insan 1 Mayısalanlarında yerini aldı. Dünyada da görkemli 1Mayıs kutlamaları yapılmaya devam edildi.

Merhaba yoldaşlar! Ben Bursa’dan bir metal İşçisiyim. Arkadaşlar

bayramımız 1 Mayıs yaklaşıyor. İçimizi bir heyecankaplamaya başladı. Sermaye ve devletine karşı tüm tepkimizigöstereceğimiz o büyük gün yaklaşıyor. 1886’da kapitalizmdenemperyalizme evrilme aşamasındaki düzen kendisini durduracakolan işçi sınıfının 1886’nın 1 Mayısı’nda 8 saatlik çalışma günü içinbaşlattığı hareketi Haymarket olayıyla kanla bastırdı ve işçiönderlerini idam etti. Ama ne olursa olsun işçi sınıfı bir asırı aşkınsüredir inatla bütün ülkelerde sermaye ve devletine karşıdireniyor.

Biz Bursalı işçiler de Türkiye ve dünya işçi sınıfı ile kalplerimizinbir atacağı bu büyük güne hazırlanıyoruz. Biz işçiler bu gününanlam ve önemini iliklerimizde yaşamalıyız ki ileriki güzel günleriyaratabilelim. Bu dünyayı emeğimizle yaratan bizleriz ve budünyada payımıza düşen neredeyse bir hiç.

Arkadaşlar ben artık bu bize rağmen işleyen düzen içindesünepece yaşamaktan bıktım ve artık sınıf devrimcileri ile nice 1Mayıslara yelken açtım.

1 Mayıs bizlerin kaynaşacağı, tanış olacağı, sınıfa ulaşacağımızbayramımız. Bizim ve bizden olan herşey orada. Orada olmak birtavır bir duruş ve bir onur. Ne güzel söylemiş Marks: “BÜTÜNÜLKELERİN İŞÇİLERİ BİRLEŞİN” diyerek. Evet arkadaşlar veyoldaşlar 1 Mayıs’ta alanları dolduralım diyor, nice kitlesel 1Mayıslar’da buluşmak üzere sizleri en içten devrimci duygularlaselamlıyorum.

Bursa’dan metal işçileri:

“Kalplerimizin bir atacağı o güne hazırlanıyoruz”

1 Mayıs’ın kısa tahriçesi

Page 4: Metalnisan2015

4

Üç yıl önce işbirlikçi-dayatmacı sözleşme düzenindenkurtulmak için başlattıkları mücadeleleri zorbalıklabastırılan Bosch işçileri pes etmiyor. Türk Metal’e geri

dönmek zorunda kalan işçiler, burada da hakları için bastırıyorlar. Bunedenle 2012-14 dönemine ait sözleşme süreci devam ederken,Bosch işçisinin kararlılığı sonuç veriyor.

Halihazırda grev kararı alınan fabrikada Bosch işçisi greveçıkmaktan çekinmiyor. Mücadeleyi sürdürüyor, böylelikle neredeolurlarsa olsunlar hiçbir gücün haklarının arkasında duran kararlıişçiler karşısında duramayacağını kanıtlıyorlar.

Bosch işçilerinin kararlı tutumusonuç veriyor, MESS geriliyor.

2012 yılında toplu istifaların yaşandığıBosch’ta toplu sözleşme sürecinde sonaşamaya gelindi. MESS’in en son yaptığıtekliften de görüleceği üzere aynı dönemdeimzalanan grup toplu sözleşmesi delik deşikedilmiş durumda. Standartların dışınaçıkmayan tüm sendikalara aynı rakamı verenMESS, Bosch işçisinin 2012’den bu yanaortaya koyduğu irade ve grev çanlarınınçalmasıyla geri adım atmak zorunda kalıyor.

Öyle ki Tofaş ve Renault gibi Türk Metal’inörgütlü olduğu fabrikalarda 4-5 yıllık işçilerinsaat ücreti 7.10 iken MESS’in Bosch için dünverdiği teklifte ücretler 8.50-8.60 bandınaçekiliyor.

Elbette bu bizim için yeterli değil.Ayrıca geçim şartları düşünüldüğünde birhiç ve bugün önümüze çıkan fırsatıdeğerlendirirsek büyük kazanımlar eldeedebileceğimizi biliyoruz.

Vardığımız bu sonuç Tofaş, Renault veMako’daki işçi kardeşlerimize de örnekolsun.

Şunu bilelim ki işçi dik durur ve sendikada ona uyarsa, üstesinden gelinemeyecekhiçbir güçlük yok.

Ama işçi arkadaşlara da bir uyarım var:Her şeye hazırlıklı olmalıyız. Bugün geriadım atan yarın kaşıkla verdiğini kepçeylealabilir. Özellikle de bunu kitlesel işçikıyımlarına başvurabilir. O Yüzden dikdurmaya devam edelim, birliğimizden veberaberliğimizden ödün vermeyelim.

Bosch işçisi kararlı

METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

Fabrikanın astığı yazıyı okumadan önce lütfen hafızanızı birazzorlayınız. Geçtiğimiz Eylül ayında Sahte Mutluluk projesininduyurusunun yapıldığı bilgilendirme toplantısında bizimle

vedalaşan ticari genel müdürümüz Didier Wolfart ın sözlerini iyi hatırlayın.Demişti ki; “3 yıl önce bu göreve geldiğimde RBTR Bursa fabrikalarının yıllıkkarı 1.5 milyar TL idi. Görev yaptığım 3 yıl sonunda bu kar 2.5 milyar TL’yeulaştı.”

Gururla kurduğu bu cümleyi bir inceleyelim. Yani diyor ki 3 yılda size birkuruş fazla para vermeden karımızı yüzde 66 artırdım.

Biraz daha açalım…Bu parayı çalışan sayısına böldüğümüzde 500 bin TLgibi bir rakam çıkıyor. Yani bir işçi bir yılda fabrikaya 500 bin TL kazandırmış.Karşılığında ne kadar para kazanmış? Ortalama 20 bin TL. Yani 1 alıp, 25

kazandırmışız. Şimdi utanmadan size zam yaparsak batarız diye ağlıyorlar. Biraz daha geriye gidelim. Bizzat Türk Metal sendikası tarafından

panolara asılan bir haberi hatırlayın. “Bir Alman maliyetine 7 Türkçalıştırıyoruz”

Kimdi bunu diyen? Almanyada bir Bosch yetkilisi. Yıllar geçince değişenoldu mu peki? Biz hala Almanlardan çok az kazanıyoruz. Hatta Çin’den,Hindistan’dan bile ucuza üretiyoruz. Fabrika tarihine adını işçi dostu olarakyazdıran müdürlerimizden (kendisini mumla arıyoruz) İrfan Bayrak’ın birsözünü hatırlayın. “Bu fabrikanın KIRTASİYE masrafı işçi masrafından dahafazla.”

Bunları söylemişken yöneticilere verilen yıl sonu primlerini, her haftayaptıkları happy hour denen eğlencelerini saymıyoruz bile.

Bosch işçisi zam vermeye yanaşmayan yöneticilere kızgın:

“ARTIK BİRAZ DA SİZ FEDAKARLIK YAPIN

Bir işçi arkadaşımız gelinen aşamayı değerlendirdi:

MÜCADELEMİZ SONUÇ VERİYOR, PES ETMEK YOK!

Page 5: Metalnisan2015

5METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

“BURSA BOSCHİŞÇİLERİNİN TALEPLERİNİNTAKİPÇİSİYİZ!”

Uluslarası kapitalist tekel BOSCH'un Bursa işletmesinde,toplu sözleşme sürecinde arabulucu aşamasınınbitmesinden sonrada yaşanan gelişmeleri basından,

Metal İşçileri Birliği/MİB ve değişik kanallardan edindiğimizbilgilerden öğrenmiş bulunuyoruz.

Bursa Bosch işçilerinin sesini, Almanya'daki Bosch işçilerininbülteni olan 'Hochdruck & ZÜNDSTOFF'un Türkiye redaksiyonuolarak Bursa Bosch işçileriyle sağladığımız dayanışma çalışmasıylaAlmanya daki Bosch işletmlerinde çalışan işçi arkadaşlarımızaduyurarak kurduğumuz dayanışma ağını büyütmeye çalışıyoruz.

Bursa Bosch işçilerinin sefalet ücretine ve kötü çalışmakoşullarına karşı ortaya koyduğu tepki ve iradeyi Almanya'dakiişletmelere taşıyarak, olası bir sendikal ihanetide teşhir ediyoruz.Bursa Bosch işçileri olarak sizlerin başlatacağınız her türlümücadelenin Almanya’daki sınıf kardeşlerinizden gerekli desteğigöreceğini sizlere iletmek istiyoruz. Bursa'nın Bosch işçilerininmücadelesinin etkisi sınırları aşarak uluslararsı alanda güçlü birdestek bulacaktır.

Bursa işletmesindeki gelişmeleri dikkatle izliyor, toplantılaryaparak bilgilendirme çalışmaları yaparak süreci hazırlıklı olarakkarşılamayı hedefliyoruz. Sizlerden, fabrika içerisinden, üretimbantlarından daha çok haber ve bilgi bekliyoruz.....

'Hochdruck & ZÜNDSTOFF'un Türkiye redaksiyonu olarak sizinlehep dayanışma içerisinde olacağımız bilmenizi istiyoruz. Bu kavgaortak kavgamızdır, 'Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz içindir'diyoruz....

Tüm sendikal süreçlerin muhasebesinin yapıldığı bir sürece girdik.Temsilcilik, delege, şube ve genel merkez seçimleri yaklaşıyor.

Temsilcilik seçimleri ile başlayan ve delege seçimleri ile devam edecek sürecehazırlık yapmak metal işçilerinin güncel acil görevlerinden biridir.

Metal işçilerinin sorunları, çalışma koşulları, ücretleri gün geçtikçe daha kötüyegiderken bu duruma “dur” diyebilmek için çıktığımız grevin yankıları hala devamediyor. Grev döneminde gerçekleşen uyanış her ne kadar baltalanmış olsa dadağınıklığımıza son vermek, sınıf sendikacılığını bayrak yapmak zorundayız.

Eğriyi ve doğruyu ortaya koyabilmek ve bunlarla mücadele etmek için bu sürecisağlıklı bir şekilde işletmemiz gerekiyor. Lafa gelince mangalda külbırakmayanların, işçilerin çıkarlarını değil kendi kişisel ya da grupsal çıkarlarınımerkeze alarak koltuk koruma-kazanma yolunda ilkesizce yürümesine izinvermeyelim. “Sendika biziz” diyerek sınıf sendikacılığı bakışı ile yol yürümeliyiz,sorumluluk almalıyız.

Niyet önemli değil “sınıfa karşı sınıf” bilinciyle hareket etmedikçe yollarteslimiyete çıkacaktır.

Deneyimler orta yerde duruyor. Sözleşme veya diğer sendikal süreçlere tümişçileri ortak edilmedi. Binlerce işçi adına bir avuç yönetici karar aldı. Koltukkapmak adına görevlerden kaçınıldı, boyun eğildi. Bunlar genel olarakkarşılaştığımız egemen anlayışın örnekleridir. Toplu sözleşme döneminde grevyasağını hesap etmemek grevin ne kadar ciddi ele alındığının göstergesidir. Grevyasağı karşısında işçileri bin parçaya bölmek, işçilerin iradesini bu dönemdetanımamakta metal işçilerinin mücadelesini ne kadar ileri götürebilecekleriningöstergesidir.

Bu kısır döngüden çıkışın anahtarı söz, yetki ve kararın işçilerde olduğu, fiili-meşru mücadele çizgisini bayrak yapan bir anlayışı sendikamıza egemen kılmaktır.

Metal İşçileri Birliği olarak metal işçilerine çağrımızdır: Bu mücadelede yalnız değilsiniz. MİB’in devrimci mücadele programı etrafında

birleşelim. Sendikalarımızı kendi tekkeleri zannedenlere karşı devrimci sınıfsendikacılığı bayrağı altında mücadelemizi yürütelim.

Birleşik Metal’i devrimci sınıf sendikacılığızemininde güçlü bir şekilde yeniden inşa edelim.

* Fabrika ve bölüm komiteleri ile tüm işçiler süreçlerin bir parçası yapılmalı.Söz, yetki ve karar işçilerde olmalı. Böylece hak alma mücadele süreçleri dahagüçlü olacaktır.

* Fabrikada yetkili olan temel organ seçilmiş fabrika komitesi olmalı ve işyeritemsilcileri buraya bağlı olmalı. Böylece keyfi hareketlerin önüne geçilebilir.

* İşçilerin sınıf bilinci düzenli olarak yapılan eğitim çalışmaları ile geliştirilmeli.Böylece kavga anlarında ve fabrikada gündelik süreçlerde yaşanan ayrılıklarınönüne geçilecektir.

* Mücadelenin taleplerini ve sınırlarını yasa(k)lar değil, tarihsel haklılığımızınsağladığı fiili meşru mücadele anlayışıyla davranılmalı. Patronların verebileceğideğil, hakkımız olanı istemeliyiz.

* Sendika yöneticilerinin maaşı ortalama işçi maaşları kadar olmalı. Sendikalaratam bir şeffaflık hakim olmalı.

* Görevini ve sorumluluklarını yerine getirmeyen sendikacıları, işçilerin geriçağırma hakkı olmalı.

Söz, yetki, kararişçilere!

MÜKEMMEL İŞEMÜKEMMEL ÜCRET NİYEOLMASIN?

Bursa'daki Bosch fabrikası, başta iş mükemmelliğiolmak üzere, pek çok alanda birbirinden değerli ödülelayık görüldü. Son dönemde ise, Avrupa'da kalite

yönetimi alanında en iyilerin layık görüldüğü EFQM Ödülü’nünsahibi oldu. İlk EFQM Ödülü’nü 2003 yılında alan Bosch, buödülü 2 kez alan ilk Türk şirketi olmanın sevincini yaşadı."

Peki bu başarıyı sağlayan, iş mükemmeliği dalında ödüllerelayık görülen, bu nedenle öve öve bitiremediğiniz fabrikanın 6bine yakın işçisinin taleplerini neden kabul etmiyorsunuz da,"mali dengelerimiz bozulur" diye atar yapıyorsunuz. Onlarıyoksulluk ücretinin altında bir ücrete çalıştırmakta ısrarediyorsunuz?

Almanya Bosch fabrikalarında yayınlanan'Hochdruck & ZÜNDSTOFF bülteninin

redaksiyonundan mesaj:

Page 6: Metalnisan2015

6 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

Hassas boru'dasendikasızlaştırmak için

"kapattım" oyunu

Kocaeli Başiskele'de kurulu Hassas

Boru Fabrikası patronu zarar ettiğini

gerekçe göstererek 75 işçiyi işten

çıkartttığını açıkladı.

İşten çıkartıldıklarını öğrenen

işçiler ise sabah saatlerinden itibaren

fabrika önüne gelerek beklemeye

başladı. İşçiler 18 Mart’ta Çelik İş

Sendikası’na üye oldukları gerekçesiyle

işten çıkarıldıklarını belirterek

fabrikanın tabelaları inene kadar

fabrika önünde bekleyeceklerini

Hassas Boru'da"kapattım" oyunu

Kocaeli Başiskele'de kurulu HassasBoru Fabrikası patronu zarar ettiğinigerekçe göstererek 75 işçiyi iştençıkartttığını açıkladı.

şten çıkartıldıklarını öğrenen işçilerise sabah saatlerinden itibaren fabrikaönüne gelerek beklemeye başladı. İşçiler18 Mart’ta Çelik İş Sendikası’na üyeoldukları gerekçesiyle işten çıkarıldıklarınıbelirterek fabrikanın tabelaları inenekadar fabrika önünde bekleyeceklerinisöyledi.

İzmir'in sanayi bölgelerinden ve Manisa'danmetal işçilerin katıldığı meclisin gündemi MİBadına yapılan açılış konuşmasıyla başladı.

Gündemin açılması ile birlikte metal işçileri degörüşlerini açıklayarak tartışmaları zenginleştirdiler.

Tartışmalar ışığında şu kararlar alındı;

• Örgütsüz fabrikalarda somut sorunlar üzerindenMİB çağrısının güçlendirilmesi,

• Birleşik Metal İş Sendikasının yetkili olduğufabrikalarda delege ve şube seçimlerine etkinmüdahale,

• Türk Metal'in yetkili olduğu fabrikalardaihanetle tamamlanan sözleşme sürecinin ardındanbiriken öfkenin MİB programı etrafındaörgütlenmesi,

• Birleşik Metal İş sendikası, Türk Metal sendikası,örgütsüz fabrika ayrımı yapmadan MİB fabrikameclisleri ve yerel meclislerin güçlendirilmesi,

• 1 Mayıs'a dönük olarak fabrikalara dayananpiknik örgütlenmesi, pankart ve pul hazırlanması,

• Son olarak ise 10 Mayıs'ta daha güçlü MİB EgeMeclisi’nin toplanması karar altına alınarak meclistoplantısı bitirildi.

Arçelik’e büyük umutlarla girmiştim. İyi birücret, sendika, çalışma koşullarının iyiolduğu, sorunların olduğu kadar

çözümlerinin de olduğu söylendi. Sözleşmeli olarakgirdiğim Arçelik’te 5 ayı zor getireceğim, en azındanöyle görünüyor. Başta çok sorun yok gibi görünse degün geçtikçe çözümsüz sorunlar artıyor. Soyunmaodasından tutun da çalışma saatlerine kadar.Yemeklerimiz de bir o kadar ‘muhteşem’ tabi. Her günmenüde ya pirinç pilavı ya da makarna(makarnadediysem öyle evde yaptığımız gibi değil ne kadar kötüyapılabiliyorsa o kadar kötü.)

Zaten zamanımız da kısıtlı öyle rahat rahat yemeğiniyiyip de biraz dinleneyim diyemiyorsunuz. 20 dakika dayemeğinizi hızla yiyip çıkabilirseniz çay veya sigara içiptekrar içeri giriyorsunuz. 1 veya 2 dakika öncemasalarınızda olmanız gerekiyor. Bunlar bir yanaasansör hattında çalışıyorsanız amirleriniz sizden iki katdaha fazla performans bekliyor. Eğer istediğiperformansı göstermediğinizde uyarı alıyorsunuz. 20

dakikada yapılacak işi 10 dakikada yaptırmakistiyorlar. Azar yediğinizde uyarılar arka arkayageliyor.

Sendika hiç bir şey yapmıyor. Sadece başınızadikilip ne yapıp yapmadığınıza bakıyor. Odasındanhiç çıkmıyor. Amirimizden yediğimiz laflar yanımızakar kalıyor. En ufak bir şekilde sendika sorunlarımızlailgilenmiyor. Sizi başından savuyor. Sizin için değilmüdürle, amirle bile karşı karşıya gelmiyor.

Bizler işçiler olarak bunların farkındayız. Amasendikanın sindirilmişliği üzerimizde bir hayalet gibigeziyor. Açlık sınırının altında çalışıyoruz. Bu konudatam bir sömürü cehennemi. Bu sömürücehennemine son vermenin tek yolu işçilerinbirliğidir. Modern kölelik sistemine boyun eğmedenekmeğin, adaletin, kardeşliğin, emeğin iktidarolduğu bir düzen için mücadele etmekten başkayolumuz yok. Bunu bir kez de ben tekrarlamakistedim. Kurtuluş, işçilerin birliğinde, hakları içinvereceği onurlu mücadelededir.

Ben Autoliv’de çalışan bir işçiyim. Herşeyin dört dörtlük olduğunu söyleyenpatronlar ve yaşanılan hiçbir sorunun

kendisini ilgilendirmediğini söyleyen patronyandaşı sendika temsilcilerine artan birhoşnutsuzluk var. Bir taraftan bize diyorlar kihızlı olun, seri olun sayıyı çıkarın, mesaiye kalın.Ama mesai paraları yeri geliyor eksik yatıyordediğimizde temsilcilerimiz patrondan daha çokücretlerin tam yattığını savunuyor. Sözleşmenin3 yıla çıkarıp bizi satanlara soru sorduğumuzdayapacak bir şey yok deyip geçiştiriyorlar.Sözleşme döneminde üretimi etkileyen eylemleryapalım dediğimizde baş temsilci dönüp bizezararı kim ödeyecek diyebiliyor.

Sendikanın yaptığı kurullara örgütlü olduğufabrikanın çelenk yollaması nerde görülmüş.Türk Metal’in dergisini fabrika girişine masa açıpalmamız için koyuyorlar birkaç yalakası dışındakimse almıyor. Artık temsilciyi muhatap görüpgidip bir şey bile demiyoruz. Bordrolarımızıpatrondan değil sendikadan alıyoruz. Geçen gün

temsilcilerden biri fabrikada isim listesi çıkartıpişçileri gösteriş olsun diye şubeye getirip çayiçirdi. Dağıttıkları dergiden görmüşler. AmaGüzeller OSB’de bulunan fabrikada yemeklerinkötü çıktığını söyleyen 3 arkadaşımız patron vesendika baskısıyla karşılaştı.

Tabi biz kadın işçiler için bu sorunlar iki katdaha fazla yaşanıyor. Yüzlerce kadın olmamızarağmen kreş yok. Yoğun mesailer ve gecevardiyası bizi zorlamasına rağmen bir o hatta birbu hatta çalışmaya devam ediyoruz. Şimdi deİŞKUR’la anlaşmışlar. Gördüğümüz kadarıylaçoğu kadın işçiyi 1 aylık kursiyer olarak gösterip600 liraya çalıştırıyorlar. Ücretini de devletödüyor. Bu sayede hem patron ücretiniödemediği ucuz işçiyle işini yapıyor hem devletpatronun üzerindeki yükünü bir kat dahaazaltıyor. Şimdi devlet bu süreyi 6 aya çıkartarakyasalaştırıyor. Ama bizde de suç var. Bu kadarsoruna rağmen, çoğunluğumuz aynı şeyidüşünüp aynı şeyi söylememize rağmen yanyana gelmemek bu sorunlarımızın artarak

devam etmesine neden oluyor. Bu dağınıklıkhem patronun işine geliyor hem patronsendikasının. Ama artık bu böyle gitmeyecek.“Birlik olmak şart!” dedik ve dediğimiz laftakalmayacak! Birlik olalım, MİB’li olalım, güçlüolalım!

Autoliv’den bir işçi

AUTOLİV’de birlik olmak şart!

Arçelik-LG işçisi yazdı:

Arçelik’te yoğun sömürü

Metal İşçileri Birliği Ege Meclisi toplandı!

Page 7: Metalnisan2015

7METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

İşçi Bülteni Özel Sayı: 1244 * Fiyatı: 25 Kr * Nisan 2015 * Sahibi veS. Yazı İşleri Md.: Tayfun Altıntaş * Yayın Türü: Yerel, süreli, siyasi,ayda bir, Türkçe * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Meşrutiyet Cd.

Kodaman Sk. No: 111/15 Şişli / İstanbul Tel/Fax: 0 (212) 621 74 52* Baskı: Özdemir Mat. Davutpaşa Cd. Güven Sanayi Sitesi C Blok

No: 242 Topkapı / İstanbul Tel: (212) 577 54 92

Mail adresi:[email protected]

İstanbul - Esenyurt İşçi Kültür EviYenikent Mah. Şehit Serkan Temeloğlu Sokak(666 sokak), No:25/2 tel: 0506 146 40 75e-mail: [email protected]İstanbul - Kartal Üç Fidan Gençlik EviKordonboyu Mah. Hamam sok. Özdemir İşhanıKat:2 No:29 Kartal tel:0551 411 99 14İstanbul - Ümraniye İşçilerin Birliği Derneğitel: 0535 257 70 [email protected]İstanbul - Sefaköy İşçilerin Birliği DerneğiHalkalı Cad. No:113 Kat: 4 Daire 7 tel: 0212 690 71 53 - 0536 714 62 06İstanbul - Gaziosmanpaşa - tel: 0535 915 32 45Gebze İşçilerin Birliği Derneği Hacı Halil Mah. Orhangazi Cad. Karalar İşhanıKat 3 Gencallar Yanıtel: 542 843 16 01Ankara - Mamak İşçi Kültür EviTuzluçayır Mah. 285 Sok. 21/C Mamak tel: 0312 368 06 90e-mail: [email protected]İzmir - Çiğli İşçi Kültür Sanat EviDere Cad. 8072 Sok. No: 48 ÇiğliTel: 0537 496 18 45Manisa İşçi Kültür Sanat Derneği:1. Anafartalar Mh. G. Osman Paşa Cd. No: 35/4Tel: 0.533 054 90 67 - 0534 721 13 27Adana - Sanayi İşçileri DerneğiKuru Köprü Mah. No 14 Sok. No: 15 SeyhanTel: 0538 970 64 95Bursa - İşçilerin Birliği DerneğiBaşaran İşhanı, Kat: 4, No: 14 - Heykel (Kent Müzesi Karşısı)Tel: 0553 409 16 18Kayseri İşçilerin Birliği DerneğiSahabiye Mh. Mersin Sk Sim İşhanı No: 403 Kat: 4 Kocasinantel: 0352 222 00 07Trakya - Metal İşçileri BirliğiKazimiye Mh. Omurtak Cad. Gür Pasajı No:66Çorlutel: 0534 976 45 81

İletişim adres vetelefonları...

Seçim dönemi yaklaşıyor. Bin bir çeşit yalan vaatleriyle televizyonlarısüsleyenler, utanmadan oy istiyorlar. Bizlerin fabrikalarda düşük ücretlerleçalıştırılması, sendikasızlaştırma ya da Türk Metal gibi patron sendikalarının

ellerine bırakılması, milyonlarca işçi ve emekçinin taşeron köleliğe mahkûm edilmesininortağı olanlar çıkmışlar bizlerden oy istiyorlar. Çok duyduk, dinledik ama hizmet ettikleripatronlar sınıfı olunca bizlere düşen alınterimizin üstüne basılıp geçilmesi oldu, olmayada devam ediyor.

Autoliv’de kaderimiz patron ve patron sendikası Türk Metal’in iki dudağı arasınabırakılarak çalışıyoruz. Yoğun mesailer, düşük ücretlerle kölelik koşullarındayız. Bizeçözüm sunanların hiç birisi bizim yaşam ve çalışma koşullarımızda çalışıp, yaşamıyor…

Bizler fabrikalarımızda yan yana gelip ortak sorunlarımıza ortak çözüm bulmadığımızsürece onlar bizleri sandıklarıyla, seçimleriyle meclisleriyle kandırmaya devamedecekler. Alınterimizin sömürüsüne son verecek olan düzen partileri değildir… Çözümbirlik olmaktan geçiyor. Çözüm örgütlenmekten, mücadele etmekten, kendi sınıfbayrağımız altında kararlıca yol yürümekten geçiyor.

Ben bir kadın işçi olarak kadınıyla, erkeğiyle tüm işçi ve emekçileri onlarınsandıklarından daha güçlü olduğumuzu söyleyerek birlik olmaya, mücadele etmeyeçağırıyorum…

Patronlar bizi yazılı veya sözlü gerekçeli veya hiçbir gerekçe göstermeden iştençıkarabilir. Nasıl çıkarmış olursa olsun, eğer biz patronun bizi işten çıkarmanedenini kabul etmiyor ve haksız buluyorsak ‘İşe İade Davası’ açabiliriz. Ancak

işe iade davası açabilmek için aşağıdaki koşulların bulunması gerekmektedir :

a. Öncelikle iş sözleşmemizin ‘Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi’ olması gerekmektedir.Belirli süreli iş sözleşmesine göre çalışıyor olsak dahi şayet çalıştığımız iş niteliğiitibariyle belirli süreli değilse veya belirli süreli iş sözlememizin süresi dolmasınarağmen biz çalışmaya devam ediyorsak bu durumlarda bizim sözleşmemiz artık belirsizsüreli olacak ve işe iade davasının koşulları oluşacaktır.

b. En az 6 aylık kıdemimizin olması gerekmektedir. Ancak bu, muhatap işverenyanında fiilen çalıştığımız süreyi ifade etmektedir. Örneğin girdi-çıktı yapılmak suretiyleson sigorta kaydından sonra kıdemimizin 6 ayın altında olması dava açmamıza engeldeğildir.

c. İşe iade davası iş sözleşmesinin feshinden itibaren 1 aylık süre içerisindeaçılmalıdır. İş akdimiz feshedildikten sonra ihbar süresi nedeniyle çalışmaya devametsek dahi davayı derhal bu bir aylık süre içerisinde açmalıyız. Örneğin 6 yıllık bir işçinin8 hafta yani 2 ay ihbar süresi vardır. Patron bizi işten çıkardıktan sonra işe iade davasıiçin o 2 aylık ihbar süresinin dolmasını beklemeyeceğiz. Fesih bildirimi tarafımızaulaştığı anda bir aylık süre içerisinde davamızı açmalıyız.

Autoliv’den bir kadın işçi arkadaşımız yazdı:

Seçim, meclis, sandıkyalanları onların olsun...

İşe iade davları nasıl açılır?

Page 8: Metalnisan2015

AKP MESSpatronlarınınçıkarı için

grevimize yasak koydu.Danıştay da tüm hukukiprosedürleri çiğneyerekuzun bir oyalamayla 60günlük sürenin ardındankararını resmen açıkladı,hükümetin metal işçisinekoyduğu grev yasağınaarka çıktı.

Peki bu neyi gösterir?İlk olarak bu ülkede hukukun olmadığını gösterir. Hükümet de yargı da tümüyle keyfi bir siyasal

karar vererek MESS’ten yana saf tutmuştur. Konu 12 Eylül darbesiyle yaratılmış sömürü rejimiolduğu ölçüde, metal işçisi karşısında örgütlü bir sınıfın yasa tanımaz ve sınır tanımaz şiddetinibulmuştur. Çünkü MESS demek sermaye demek, sermaye demek ülkenin gerçek patronudemektir. Onun sömürü düzeni sözkonusu olduğunda yasanın da hukukun da hiçbir önemi yoktur.

İkinci olarak sendikalarımıza hakim yasalcı-icazetçi anlayışın iflasını gösterir. Çünkü grevyasağını bile bile herhangi bir hazırlık yapmayıp, grev yasağının ardından da fiili-mücadeledençark edip soluğu Danıştay’ın önünde almıştı bu anlayışın sahipleri. Ama bu arada tutup tek tekfabrikalarda ek protokollerle olduğu kadar direnişleri de bitirdiler. Danıştay olumlu bir kararverseydi dahi onlar grevi zaten bitirmişlerdi. Grev yasağının ardından “Yaşasın cehennem!”diyerek savaş naraları atanlar, mücadele ateşini söndürdükleri fabrikalarda geri sözleşmelereimza atarken, fiili-meşru mücadelede ısrar edenleri de kendi kaderleriyle baş başa bırakmışlardı.

Peki bu gerçeklerin ışığında metal işçisi ne yapmalı? Metal işçileri ilk olarak bu düzenin gerçekleri konusunda artık daha net bir bilince olmalıdır.

Demek ki emeğimizi asalakça sömüren MESS’i yenmek için fiili-meşru mücadele yolundan başkabir yol yoktur. Bu da demektir ki grev süreci boyunca sıklıkla attığımız “İşgal, grev, direniş!”sloganını lafta bırakmayacak gereğini yapacağız. Öyle bir adım atıp iki adım geriye giderek değil,iyi bir hazırlıkla sonuna kadar...

İkinci olarak ise böyle bir mücadelenin yükünü taşımaktan uzak sendikal anlayışlahesaplaşacağız. Onu aşmak üzere fabrikalarımızdan başlayarak yan yana gelecek söz-yetki vekarar hakkını ellerimize alacağız.

İşte bu gerçeklerin bilinciyle donanır, teslim olmak yerine daha büyük bir azimle mücadeleyedevam edersek bugün altında ezildiğimiz bu kavgada yarın kazanırız.

Metal İşçileri Birliği6 Nisan 2015

AKP yasak dedİ, Danıştay onayladı... Hukukun bİttİğİ yerde...

Tek yol “İşgal, grev, dİrenİş!”