melisanur kevser - meb ankaracubuk.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2018_03/13115551_39_tomurc… ·...

4
1 Nagihan KÜÇÜK MUTLU BİR DÜNYA Bir dünya düşünüyorum Herkes birbirine saygılı ve sevgili davransa, Bir dünya düşünüyorum İnsanlar hep mutlu olsa. Bir dünya düşünüyorum Hep çocukların gözlerinden, Bakan bir dünya Hep saf temiz mutlu bir dünya. Çocuklar hep neşeli ilkbahar gibi yemyeşil Rengarenk cıvıl cıvıl bir dünya, İnsanların birbirini kırdığı değil Birbirini kucakladığı bir dünya. Bir dünya düşünüyorum Savaşların değil barış içinde bir dünya, Çocukların ağlamadığı Annelerin hep şefkatle kucakladığı bir dünya. Mert Hüseyin ACIELMA RESSAM ÇOCUK Çalışma masama kuruldum. Resim defterimi açtım. Kuru boyalarım, masamı gökkuşağına çevirdi. Daha tek çizgi çizmeden hepsi” Ben, ben!” diye atılmaya başladı .Bir ağaç çizdim, zeytin ağacı. Turuncu atıldı: -Benimle boyasana! - Turuncu zeytin ağacı olur mu hiç? Herkesi kendime mi güldüreyim? Kahverengi olsa anlarım, gövdesini boyarım. Turuncu vazgeçmiyor: -Sonbaharda çınar ağaçlarına bak. Turuncu ağaç olur muymuş gör. -Ama zeytin ağaçları hep yeşildir. Yapraklarını dökmez ki! -Yeşil gelmiş benle boya demiş -Hiç sonbaharda yeşil ağaç olur mu? -Niye olmasın senin dünyanda istediğin renge her şeyi boyayabilirsin. Ama olmaz ısrar etme. -Peki sen kazandın. Senle boyayacağım demiş. -Yeşil yaşasın benimle boyayacak Her şey yerinde güzel Bütün kainat düzen içerisinde . Resmi tamamladım. Boyalarımı kutuya doldurdum. Melisanur Kevser KARAKÜTÜK KALBİN GÜZELLİĞİ Temiz olmak, deyince aklınıza ne gelir ? Çoğumuzun aklına duş almak, tırnaklarımızı kesmek, elbiselerimizin temiz olması, yerlere çöp atmamak gelebilir. Temiz olmamız için bunlar yeterli değildir. Bunlar bizim beden, elbise ve çevre temizliğimiz için önemlidir. Ancak, temizlik sadece bunlardan ibaret değildir. Bir başka temizlik daha vardır. Bu bizim elle tutup, gözle görebileceğimiz bir temizlik anlayışı değildir. Bu yalnızca hissedilir. İçimizin temiz olması, kalbimizin güzelliği ya da manevi temizlik de denebilir. Bu temizlik anlayışı, diğerlerinden daha önemlidir. Her insanın bu temizliğe sahip olması gerekir. Dürüst olmak, yalan söylememek, güvenilir olmak ve verdiği sözde durmak bu gibi davranışlar manevi temizliğimiz için önemlidir. Temizliğin önemi sadece insanın dışında değil, içinde de önemlidir. Her anlam temiz olan insanlar, her zaman huzurlu ve mutlu yaşar. Böyle insanlar olmak için çalışmalıyız. Bengisu YANIK PRENSESİN HAYATI Bir varmış bir yokmuş. Bir kral kızını evlendirmek istermiş. Kızına sormuş: -Kızım,Belkıs evlenmek ister misin. -Evet isterim baba ama seveceğim biri olsun. Kral bir duyuru yaptırmış. Ülkesine güzel bir eser yapan kişilerin saraya gelmesini istemiş. Eser, yapıt, heykel yapanlar saraya gelmiş. Önce ozan gelmiş. -Kralım ben bir şiir yazdım. Kral çok beğenmiş. Filozof gelmiş : -Kralım size bir kitap göstereceğim. Kral bakmış ve kitabı beğenmiş. En son olarak Mimar gelmiş. Mimar ülkesine bir tiyatro sahnesi yapmış. Bu eseri çok beğenen Kral kızı Belkıs ile mimarı tanıştırmış. Ve mimar ile Belkıs mutlu bir hayat sürmüşler. Kardelen KÜTÜ Yıl: 2017-2018 Dönem: 1 Sayı: 1

Upload: others

Post on 13-Aug-2020

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Melisanur Kevser - MEB ANKARAcubuk.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2018_03/13115551_39_TOMURC… · Daha tek çizgiçizmedenhepsi”Ben, ... Her şeyyerinde güzel Bütün kainat düzeniçerisinde

1

Nagihan KÜÇÜK

MUTLU BİR DÜNYA

Bir dünya düşünüyorum

Herkes birbirine saygılı ve sevgili davransa,

Bir dünya düşünüyorum

İnsanlar hep mutlu olsa.

Bir dünya düşünüyorum

Hep çocukların gözlerinden,

Bakan bir dünya

Hep saf temiz mutlu bir dünya.

Çocuklar hep neşeli ilkbahar gibi yemyeşil

Rengarenk cıvıl cıvıl bir dünya,

İnsanların birbirini kırdığı değil

Birbirini kucakladığı bir dünya.

Bir dünya düşünüyorum

Savaşların değil barış içinde bir dünya,

Çocukların ağlamadığı

Annelerin hep şefkatle kucakladığı bir dünya.

Mert Hüseyin ACIELMA

RESSAM ÇOCUK

Çalışma masama kuruldum. Resim defterimi açtım. Kuru boyalarım,

masamı gökkuşağına çevirdi. Daha tek çizgi çizmeden hepsi” Ben, ben!”

diye atılmaya başladı .Bir ağaç çizdim, zeytin ağacı. Turuncu atıldı:

-Benimle boyasana!

- Turuncu zeytin ağacı olur mu hiç? Herkesi kendime mi güldüreyim?

Kahverengi olsa anlarım, gövdesini boyarım. Turuncu vazgeçmiyor:

-Sonbaharda çınar ağaçlarına bak. Turuncu ağaç olur muymuş gör.

-Ama zeytin ağaçları hep yeşildir. Yapraklarını dökmez ki!

-Yeşil gelmiş benle boya demiş

-Hiç sonbaharda yeşil ağaç olur mu?

-Niye olmasın senin dünyanda istediğin renge her şeyi boyayabilirsin.

Ama olmaz ısrar etme.

-Peki sen kazandın. Senle boyayacağım demiş.

-Yeşil yaşasın benimle boyayacak

Her şey yerinde güzel Bütün kainat düzen içerisinde . Resmi

tamamladım. Boyalarımı kutuya doldurdum.

Melisanur Kevser KARAKÜTÜK

KALBİN GÜZELLİĞİ

Temiz olmak, deyince aklınıza ne gelir ? Çoğumuzun aklına duş almak,

tırnaklarımızı kesmek, elbiselerimizin temiz olması, yerlere çöp atmamak

gelebilir. Temiz olmamız için bunlar yeterli değildir. Bunlar bizim beden,

elbise ve çevre temizliğimiz için önemlidir. Ancak, temizlik sadece

bunlardan ibaret değildir.

Bir başka temizlik daha vardır. Bu bizim elle tutup, gözle

görebileceğimiz bir temizlik anlayışı değildir. Bu yalnızca hissedilir.

İçimizin temiz olması, kalbimizin güzelliği ya da manevi temizlik de

denebilir. Bu temizlik anlayışı, diğerlerinden daha önemlidir. Her insanın

bu temizliğe sahip olması gerekir. Dürüst olmak, yalan söylememek,

güvenilir olmak ve verdiği sözde durmak bu gibi davranışlar manevi

temizliğimiz için önemlidir.

Temizliğin önemi sadece insanın dışında değil, içinde de önemlidir. Her

anlam temiz olan insanlar, her zaman huzurlu ve mutlu yaşar. Böyle

insanlar olmak için çalışmalıyız.

Bengisu YANIK

PRENSESİN HAYATI

Bir varmış bir yokmuş. Bir kral kızını evlendirmek

istermiş. Kızına sormuş:

-Kızım,Belkıs evlenmek ister misin.

-Evet isterim baba ama seveceğim biri olsun. Kral bir

duyuru yaptırmış. Ülkesine güzel bir eser yapan kişilerin

saraya gelmesini istemiş.

Eser, yapıt, heykel yapanlar saraya gelmiş. Önce ozan gelmiş.

-Kralım ben bir şiir yazdım.

Kral çok beğenmiş. Filozof gelmiş :

-Kralım size bir kitap göstereceğim.

Kral bakmış ve kitabı beğenmiş. En son olarak Mimar gelmiş. Mimar

ülkesine bir tiyatro sahnesi yapmış.

Bu eseri çok beğenen Kral kızı Belkıs ile mimarı tanıştırmış. Ve mimar

ile Belkıs mutlu bir hayat sürmüşler.

Kardelen KÜTÜ

Yıl: 2017-2018Dönem: 1Sayı: 1

Page 2: Melisanur Kevser - MEB ANKARAcubuk.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2018_03/13115551_39_TOMURC… · Daha tek çizgiçizmedenhepsi”Ben, ... Her şeyyerinde güzel Bütün kainat düzeniçerisinde

2

Safiye KODAL

ANNEM BENİM

Annem benim annem

Canım annem tatlı annem,

İlk canım ilk mutluluğum

Seni çok seviyorum annem.

Sen benim canımsın

Sen benim için önemlisin annem,

Sen beni doğuransın annem

Sen beni büyütensin annem.

Annem benim annem

Canım annen tatlı annem,

İlk canım ilk mutluluğum

Seni çok seviyorum annem.

Melike KIRIKÇI

YENİ ÖĞRENDİM

Trafikte nasıl güvenli olabiliriz?

Trafik kurallarını yeni öğrenen bir birey olarak aklıma bu soru

takıldı. Cevabını okuyorum pek çok kitaptan öğrendim. Bu bilgileri

öğrenmek kadar hayata geçirmenin de çok önemli olduğunu fark

ettim.

Trafikte en güvenli nokta sürücü ve yayalar çok dikkatli

olmalılar. Çünkü trafikte her an tehlike altındayız. Yayalar, yaya

kaldırımları, üst geçit, alt geçit gibi yerlerden gidebilirler. Onlar

için trafikte en güvenli yerler buralardır. Eğer yayalar bu güvenli

alanları tercih etmezlerse her an tehlike altındadır. Böylelikle can

ve mal güvenliğini de tehlikede bırakmış oluruz. Yayalar bu yolları

her zaman tercih etmelidirler. Peki sürücüler neler yapmalıdır?

Yayalar kadar onlar da çok dikkatli olmalıdırlar. Çok hızlı araç

kullanmamalıdırlar. Bu şekilde hem kendilerini , hem de yayaların

can ve mal güvenliğini korurlar. Sürücüler araç kullanırken

çoğunlukla yayaları pek düşünmez ve yaya geçitlerine yaklaşırken

araç hızını azaltmazlar. Bir insanla bir araç çarpıştığında insanın

hayatta kalması için araç hızının en fazla 30 km / saat olması

gerekir. Bu yeni öğrendiğim bilgilerden benim size önerim, trafiğin

yoğun olduğu caddelerde trafik ışıkları bulunan yaya geçitlerinden

geçmeliyiz. Güvende olmak için mutlaka trafik kurallarına

uymalıyız.

Kardelen KÜTÜ

KURNAZ TİLKİ

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde bir orman varmış. Bu

orman adı yağmur ormanıymış. Bu ormanda bir tilki varmış. Ama

bu öyle bir kurnazmış ki bir gün bir plan yapmış. Ormanda tatlı bir

tavşanı bir yere götürecek ve orada ağı ile yakalayıp yiyecekmiş.

Hemen ağını alıp yola çıkmış tatlı tavşanın yanına gitmiş. Tatlı

tavşana şöyle seslenmiş: Tatlı tavşan buraya gelebilir misin? Bunu

duyan tavşan hemen tilkinin yanına gelmiş. Tilki demiş ki: Tavşan

annen çok hasta hemen yanın git demiş. Bunu duyan tavşan

koşarak yola yönelmiş. Tilki şöyle demiş: Sen ormanda korkarsın

,seni ben götüreyim demiş. Tavşan da tamam demiş. Tilkinin

önünde yürüyen tavşana tilki ağını uzatmış ve üstüne atmış onu

yakalamış. Yakalanan tavşan imdattt! diye bağırmış. Bunu gören

kurt hemen tavşanın yanına gitmiş. Tilki kurdu görünce korkudan

kaçmış. Tavşan kurda kendisini kurtardığı için teşekkür etmiş. Bir

daha tilkiye inanmayacağını anlamış.

Safiye KODAL

AĞAÇLAR

Bir varmış bir yokmuş Bir ormanda meyve veren iki mutlu

ağaç varmış. Çok lezzetli elmaları olurmuş. Ama ormana kimse

elma toplamaya gelmediği için çok üzülürlermiş. Bir gün mutlu

bir aile ormana piknik yapmaya gelmişler. Ormana gelen aileyi

görünce ağaçlar çok mutlu olmuşlar. Ailenin piknik keyfini

izlemişler. Aile mangalı yaktıktan sonra ateşi söndürüp, çöpe attı.

Daha sonra ise etraftaki çöpleri toplayıp, ormanı tertemiz yaptılar.

Ailenin bu hareketleri arkadaş ağaçları çok mutlu etti. Daha sonra

aile ağaçtan elmaları topladılar. Ağaçlar çok mutlu oldu.Yıllar

sonra meyvelerini yiyenlerini görünce mutluluktan yapraklarını

salladılar. Aile teşekkür için ağaçlara su verdiler. Ağaçlar bu sefer

daha mutlu olup aileye güzel koku yaydılar.

Zeynep BADUR

GÜZEL BAHÇEMBenim adım Gül. Benim küçük bir bahçem var. Çok güzel

çiçeklerimin başına bir şey gelsin istemem . Akşam olmuştu

uyudum. Sabah oldu kahvaltımı yaptım ve dışarı bahçeme gittim.

Bir de baktım bahçemde çiçeklerim yok, çok üzüldüm. Sonra

aklıma bir plan geldi. Akşam yemeği yaptım ve dışarı çıktım.

Çiçeklerimi çalan hırsızı bekledim ve o hırsız tavşan çıktı. O

tavşan hayvanat bahçesinden kaçmış. Onun babamla beraber

hayvanat bahçesine götürdük. Ondan sonra bahçeme bir daha

çiçek ektim. Çiçeklerim çok güzel açtı. Bir daha hiç kaybolmadı.

Çok mutluydum. Çünkü zamanımı çiçeklerimle geçiriyordum.

Ayşenur KÜÇÜK

İNSANLARA SAYGIHer zaman büyüklerime saygılı olurum. Saygı, sadece

büyüklere karşı gösterilen bir davranış değildir.

İnsan, kendine ve başka insanlara karşı her zaman saygılı

olmalıdır. Çünkü, biz kendimize saygı göstermezsek başka

insanlar da göstermez.

Küçüğüm, büyüğüm, düşmanım da olsa insanlara hep saygılı

davranmalıyım. Bu beni diğer insanların gözünde iyi biri yapar.

Saygılı davranmayı daima kendi iyiliğim için yapmalıyım. Güzel

davranışlar her zaman önemlidir. Saygılı davranmak da güzel bir

davranıştır. Saygı duymaya ilk önce kendimizden başlamalıyız.

Ebubekir ONBAŞI

Page 3: Melisanur Kevser - MEB ANKARAcubuk.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2018_03/13115551_39_TOMURC… · Daha tek çizgiçizmedenhepsi”Ben, ... Her şeyyerinde güzel Bütün kainat düzeniçerisinde

3

Ecemnur YAMAN

ÇİÇEK

Çiçekler gibi güzel olanlar

Gül gibi çiçekler

Sen papatya gibisin

Sen de gül gibisin

Sen gülsün, sen papatyasın

Siz çok güzelsiniz.

Çok güzel kokarsınız.

Bahçede çiçekler

Sen çiçeksin, sen ağaçsın

Ne fark eder

Hepiniz çok güzelsiniz

Gül kırmızı, papatya beyaz

Kübranur GÖLCÜK

KEDİ YAVRUSU

Bir varmış bir yokmuş bir evde 3 kişi yaşarmış Burada anne , baba bir

de Filiz diye kızları varmış. Bu kızın bahçede yavru kedileri varmış. Tam 5

tane yavru kedi varmış. Filiz o kedileri annesi ve babasından saklıyormuş.

Bilirlerse anne ve babası onlara çok kızarmış. Bir gün annesi çiçekleri

sularken sesler duymuş. O kim diye seslenmiş? Onlar da miyav miyav diye

miyavlıyorlarmış. Filiz’ in anne ve babası kedilerin beslendiğini

öğrenmişler. Filiz okuldan gelince ona kızmışlar. Beslediğini niye bize

söylemedin diye kızmışlar. Annesi bir fikir bulmuş ve demiş ki : Bahçeye

tel çekelim ve kedilere bir yuva yapalım demiş. Bunu duyan Filiz çok

sevinmiş. Filiz kedilerine çok iyi bakmış.

Irmak TOZ

OKULUM

Ben okuldaki sorumluluklarıma uyacağım. Okulumu temiz tutacağım.

Sınıfımı ve bahçemizi temiz tutacağım. Okulumun içine çöp atmayacağım.

Tüm sorumluluklarımı yerine getireceğim. Öğretmenimi dinleyeceğim ve

dediklerini yapacağım. Derslerime çok çalışacağım. Öğretmenimi hiç

üzmeyeceğim. Devamsızlık yapmayacağım. Arkadaşlarımı ve öğretmenimi

hiç üzmeyeceğim Okulumda sorumlulukları yerine getiren bir öğrenci

olacağım. Canım Okulum.

Melisanur KARAKÜTÜK

ZEHRA’NIN PARKTA BİR GÜNÜ

Bir zamanlar Zehra adında bir kız varmış. O kız luna

parka gitmeyi severmiş. Annesi bir gün Zehra’ yı luna

parka götürmüş. Zehra annesinden habersiz dönme dolaba

binmiş. Zehra o dönme dolaba bindikten sonra düşmüş.

Annesi Zehra’ yı görüp hemen onun yanına gitmiş. Zehra

bacağını tutuyormuş. Hemen hastaneye gitmişler.

Zehra’nın bacağı kırılmış ve Zehra bir daha annesinden

izinsiz bir şeylere binmemiş.

Bengisu YANIK

BİZİMARAMIZDAKİ FARK

Bir gün arkadaşımla okuldaydık. Öğretmenim içeriye girdi. Biz de

ayağa kalktık. Öğretmenim, günaydın dedi. Biz de, sağol dedik ve

oturduk. Öğretmenim dedi ki : Hayat bilgisi kitaplarını çıkarım dedi ve

dersimize başladık. Öğretmenimiz Derya’ yı ve Cansu’ yu tahtaya çıkardı.

Öğretmenimiz, çocuklar Cansu’ yla Derya’nın arasındaki farkı nedir diye

sordu. Bir arkadaşım Derya çalışkan , bir arkadaşım da Cansu da

çalışmıyor dedi. Öbür arkadaşım da Derya’nın gözleri siyah, Cansu’nun

da mavi dedi. Yani aralarındaki farkı bence anlatamadılar. Bence

aralarında bir fark yoktu. Herkesin kendine göre bir özelliği vardır. Bu

yüzden ayrım yapmamalı ve sadece çalışmalıyız Çalışırsak herkes aynı

olur bence. Bu bizim elimizdedir. Çalışamazsan hiçbir şeyi başaramazsın

benim fikrim budur. Yani kimse arasında fark yoktur.

İlayda KUZUCU

BÜYÜKLERİMİZE SAYGI

Bütün büyüklerime saygılı olurum. Yaşlı teyzeleri

karşıdan karşıya geçiririm. Küçüğüm, büyüğüm kim olursa

olsun ona saygılı olmalaıyım. Tabiî ki hayvanlara da iyi

davranırım. İnsanların eksik özellikleri ile de dalga

geçmemeli tam tersine onlara yardım etmeliyiz. Her

bayram büyüklerime saygılı olurum. Onların ellerini

öperim. Küçüklerimi severim. Sorumluluklarımı yerine

getiririm. İşte bunlar saygıdır. Annemi be babamı hiç

üzmem. İşte bunların hepsi saygı….

Alime YANIK

İLKBAHAR VE SONBAHAR

Bir zamanlar ilin birinde çocuklar varmış ve bu

çocuklar ilkbahar ile sonbaharı çok severmişler .Hiç yaz

veya kış olmasını istemiyorlarmış. Çünkü yazın çok sıcak

oluyormuş. Sıcağa hiç dayanamıyorlarmış. Kışın da çok

soğuk oluyormuş, kar yağıyormuş. Soğukta üşeyeceğiz

diye kış olmasını istemiyorlarmış. Sonbahar ve ilkbahar ne

çok soğuk ne de çok sıcakmış, bu yüzden hep bu

mevsimlerin olmasını istiyorlarmış. Hep bu mevsimlerde

oyun oynamak ve okula gitmek isterlermiş. Bu

mevsimlerde çocuklar çok mutlu olurmuş.

Melike KIRIKÇI

Page 4: Melisanur Kevser - MEB ANKARAcubuk.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2018_03/13115551_39_TOMURC… · Daha tek çizgiçizmedenhepsi”Ben, ... Her şeyyerinde güzel Bütün kainat düzeniçerisinde

4

OKUL ADRES TELEFONÇUBUK AKKUZULU İLKOKULU

Akkuzulu Mahallesi 06760 Çubuk / Ankara TEL NO:03128254341

İMTİYAZ SAHİBİEmre KILIÇ

GENEL YAYIN YÖNETMENİLevent KARABULUT

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜİhsan TUNÇ

GÖRSEL DANIŞMANAyfer EMRECİK

YAYIN KURULUFiliz KARABULUITTürkan YILDIRIMFerhat KARADAYI

Muhammed MIHLI

ÇALIŞMAK

Çalışmak, yaşamak,

Ne güzel oh, ne iyi.

Gönül rahat alın ak,

Ne güzel oh, ne iyi.

Kemal KÜÇÜK

DÖRTMEVSİM

Bir varmış bir yokmuş. Bir yılda üç yüz altmış beş gün, on iki ay,

dört mevsim varmış. Günler, haftaların içinde; haftalar ayların içinde;

aylar mevsimlerin içinde büyüyüp giderken dört mevsim bir araya

gelmiş. Bir güzel hasret gidermişler. Havadan sudan konuşmuş;

aydan, güneşten ve yıldızlardan söz etmişler.

Söz dönmüş dolaşmış, mevsimlerin güzelliğine gelmiş. “En güzel

mevsim hangisi?” diye sormuşlar. Herkes kendi güzelliğini anlatmış.

Kimse kendisine toz kondurmamış. Özellikle de kış mevsimi,

güzellikleri ile övünüyormuş. Demiş ki:

Bu mevsimler bizi çok sıktı diye konuşurlarmış. Gitmişler ve ayla

yıldızı tekrar konuşmuşlar ama insanlar, kuşlar, böcekler tekrar tekrar

gittiler demişler. Biz başka bir yere taşınalım demişler. Onlar

taşındıkça güneş peşlerinden gelirmiş. Demişler ki güneşe, git bizim

yanımızdan. Güneş üzülmüş ve arkasına bakmadan gitmiş. Artık

güneş hiç geri gelmedi. Gelmediği için de her yer karanlık olmuş.

Gitmişler güneşler konuşmuş. Güneş kardeş gel bizim yanımıza, gel

yeniden arkadaş olalım, gel yeniden konuşalım, gel hadi ne olur diye

yalvarmışlar. Güneş gelince her yer aydınlık olmuş ama oradan aylar

yıldızlar güneşe küsmüş. Güneş bir ara yıldızla ayın evine gitmiş.

Güneş biz senle küstük bir daha benimle konuşma. Sen yeni

arkadaşla konuş. Benimle bir daha konuşursan ben bu ülkeden

giderim. Sen tabi güneşsin, ay ile yıldız sen her yeri aydınlatırsın.

Sümeyra Nur KÖKMEN

ESKİ BAYRAMLAR

Bayramlar herkesin evine nasıl gelirse bize de öyle gelir.

Tatlı bir telaş olur. Evler temizlenir; misafirler için yemekler

tatlılar yapılır. O tatlıların kenarından gizli gizli aşırırsınız

hani. Babanız suç ortağınızdır, birbirinizi ele vermezsiniz.

Anneniz bilir göz kırpmaların anlamını… Azalan tatlıları

görür. Tatlı tatlı söylenir: “Hmm! Bu tatlıyı kim tırtıklıyor

bakayım? Ah, bir geçirirsem elime!” Gülümsersiniz. Çünkü

annemizin söylenmesi tatlıdan daha tatlıdır.

Bayramlar bize bayramlaşmayı öğretir. Bayramda dediğiniz

gibi evler temizlenir, misafirler için yemekler, tatlılar

yapılırmış. O tatlının kenarından gizli gizli aşırırmışız. Hani

babamız suç ortağımızmış. Birbirimizi ele vermezmişiz.

Annemiz bilirmiş gizli göz kırpmaların anlamını. Azalan

tatlılardan görürmüş yani demek oluyormuş ki bayramlar

mutlu ve neşe içinde geçiyormuş. Bayramlarımız bizim için

mutlu bir günmüş. Akşam evli olan ablam Sema çok

uzaklardan gelmiş bizimle bayramlaşmak için. Bizimle

bayramlaşıp içeri geçti. Yemek yedik ve biraz sohbet ettik.

Ablam bizimle beş gün kalacağını söyledi. O beş gün çok

çabuk geçti ve ablamın gitme zamanı geldi. Gözleri dolu halde

valizini hazırlıyordu. Ama gidemedi. Dört gün daha kaldı. O

zaman ablam beni parka götürdü. Orda ablamla beraber

oynadım. Eve geldik. Ablamın gitme zamanı geldi. Gözyaşları

içinde gitti.

Melike KIRIKÇI

KUŞLAR

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir

kuş varmış. O kuş çok akıllıymış. Hem yalnız hem de açmış. O kuşun

bir zaman yavruları olmuş. 2 tane erkek 2 tane kız. Anneleri çok

sevinmiş. Onları büyütmüş büyütmüş ve bir yetişkin haline getirmiş.

Anneleri de çok yaşlanmış. Bir gün anneleri yiyecek aramaya gitmiş.

Yavruları annelerine bir şey olacak diye çok korkmuş, çok üzülmüşler.

Annelerinin peşinden gitmişler ve annelerini takip etmişler. Sonra

akşam olmuş. Yavrular eve dönmüş ama anneleri hala gelmemiş.

Sonra sabah olmuş. Yavrular bir bakmış ki anneleri yeni yuvalar

yapmış.

Yuvasının kuru ince çöplerini minik gagasıyla teker teker

uzaklara taşırken, uzun uzun baktım arkasından. Benden

ayrılıyordu gerçi, fakat ait olduğu yere dönüyordu. O

uzaklaşırken, “Ne olursa olsun yakınlarından ayrılıp bilmediği

yerlere gitmemeli kimse. Anneler, çocuklar, kuşlar,

kelebekler…” dedim kendi kendime. Ne de olsa herkesin yeri,

sevdiklerinin yanıydı. Yalnız başına neyin tadı vardı ki?

O gece hep yalnız güvercini düşündüm. Düşündüm,

düşündüm… Derken bir de baktım sabahın ilk ışıkları

bulunduğum caddeyi ışıtıyor. Ben de bir geceyi daha

aydınlatmış olmanın huzuruyla ışıklarımı kapattım ve kendimi

uykunun kollarına attım. Zaten ben karanlıkları aydınlatan

basit bir sokak lambasıydım.

Severek, isteyerek,

Başarırım diyerek.

Her zora göğüs germek.

Ne güzel oh, ne iyi.

Seller gibi taşarak,

Binbir engeli aşarak,

Kazanmak için uğraşarak

Ne güzel oh, ne iyi.

Bengisu YANIK