mazİ Özlemİ veya dÜn-bugÜn abdülbaki gölpınarlı

Download MAZİ ÖZLEMİ VEYA DÜN-BUGÜN  Abdülbaki Gölpınarlı

If you can't read please download the document

Upload: imasith

Post on 29-Jun-2015

297 views

Category:

Documents


10 download

TRANSCRIPT

MAZ ZLEM VEYA DN-BUGN Bir eit yol tarifi vard.. Bir eit ev tarifi: "... oraya vardn m saa dn. Solda bir bostan greceksin... doruca git. Gene soldan, kede: nnde koca asrlk bir nar aac, cumbal, saray yavrusu bir konak... Sada az meyilli bir yoku... Vur o yokua! Aa-yukar yz adm tede, sada: bahesinde salkm st; kk, ku yuvas gibi ahap bir ev.. 14 numara! Karsnda kk bir bakkal var; Bakkal brahim Efendi... te o ev Selvinaz kalfa'nn evi..." Bir eit gidi vard.. Bir eit dosta gidi: Yanlar ak, tek yahut ift atl sayfiye arabasna kurulurdunuz. Yannzda torununuz., n tarafta damat bey.. Yaya bir saatte varlacak yola, sa-solu seyrede-ede yarm saatte varrdnz. Siz arabaya binerken arabac yerinden iner, yardma "mheyya" dururdu. Varacanz yere varnca "dur"' dediniz mi, gene hemen yerinden atlar, nne kavuturur, hizmete amade bir hal alr: grekirse tutunmanz iin elini deil "kolunu" uzatr: parasn alncada "teekkrler" eder, "hayrlar" dilerdi... Bir eit hitap vard... Bir eit sz syleyi: Kadna hanmefendi denirdi: Erkee beyefendi... Yalca ve sakall zata efendi hazretleri.. Erkee paam diyenler bulunurdu ve bunlar ekalliyetlerdi: yani aznlklar. Arabadan inen. "hayrl iler " arabacya... Arabadan inene "gle-gle" derdi arabac... Bir eit vapur yolcululuu vard... Bir eit dostluk: Ayn semtte oturanlar, ayn yola gidenler buluurlard vapurda. Hemen herkesin oturduu yer belliydi. Yerden temennalar... ten iltifatlar... Hal-hatr soru... Biraz belki "riya" da vard... Bir eit iltifat: Oul sorulurken, mahdum beyfefendi denirdi. Ouldan szedelirken, mahdum bendeniz... Babaya peder denirdi, anneye valide... kzdan kerime cariyeniz diye sz edilirdi. Peder duacnz denirdi babadan bahsedilirken... Ve muhatap her sz bir estafurullah'la karlard. Gidilirken babann eli plrd, annenin eli... Ve dualar alnrd. Kkler plrd. Yadalarla grlrd. Evde kalanlarn gnlleri ho olurdu... Gidenler kutlulukla, sevinle giderlerdi... "Esnaftan..." diye knayanlar yok deildi: Belkide oktu... Fakat "Biz esnafz, bizde yalan yok"demeyen esnaf yoktu. Seyyar satclarn sesleri besteliydi, szleri ezgili... rkten, can alan, uyuyan uyandran ses yoktu. Ezan, namaz klmayana bile bir "ruh skunu" ydu... Bir mzik vakfesi... Bir huu an... Sabah salas "dilke-i haveran'dan ezan "saba"dan... le, ikindi, yats ezanlar, nce hazrlanm makamlardand. Akam ezannn ise bambaka bir ahengi, bambaka bir dokunu tarz vardr... Mahalle kahvesi'nin bir eit vazifesi vard. Bir eit itimai toplant yeriydi oras. Her sabah iine giden oraya urard... Herkes birbirleriyle bir kere daha grrd. Hasta yoksulun iyaline, kimsesiz kadnn haline orda are aranr, bulunurdu. Doktor yollanrd... la alnrd... Kmr gnderilirdi., para toplanrd. Bunlar yollanr, gnderilirken de: yollayanlar, gnderenler sylenmez, yardm olduu bildirilmezdi: "Akrabanzdan biri gndermi..." denirdi, "...adn sylemedi*'... Bir eit klhanbeylik vard... Bir eit emniyet kolu: Mahallenin namusundan mesul sayard kendilerini bunlar. Mahallenin bekisine, karakoluna yardmcydlar. Bunlar yznden uykuda rkmezdi insan... Uyanan uyanaca zaman uyanrd. Geinirdi mahalleliden bunlar... Ellerinden bir kaza karsa hapishanede mahalleli yardmcyd bunlara... Ve zntl... Bir eit hizmeti kadn vard... Bir eit ev halkndan olanlar: htiyarlayan dad olurdu "ana yars"... Genci evlendirilirdi; kocasyla o eve bal kalrd. Varlklar birdi, yokluklar bir... Bir eit yaay vard... Bir eit huzur ve skn: Sabah ezannda kalklr... Kuluk'ta ie gidilir... Gn batarken ya meyhaneye uranr ya eve dnlr;fakat yatsdan sonra uyunurdu. Ge kalan gen, "terliksiz" kard odasna... Kimseyi uyandrmazd... Herkesi sayard. Geceleyin ne korna sesi vard ne vapur dd, ne rodyo haberi, ne mahalleler arasnda ocuklar uykularndan belirlendirilip sratan, sinirlileri de delirten otomobili iln yaygaras; ne mahalle arasnda kafeterya, ne algl gazino... Bir eit hayr dileyi vard... Bir eit gnl al: naatta alan, yol kazan, odun kesen, kol gcyle bir i gren kiiye raslannca, "kolay-gelsin"denirdi. Bu

sze muhatap olan, bir an iini brakr memnun olur, "eyvallah" der, yeni bir gle ie balard... Bir eit ainalk vard... Bir tarz kardelik: Yolda, kble ynnden gelen davranr.rasladna selm verirdi; sra onundu. Ve byk, ke; yal, gence: atl, yayaya "ilk selam veren" di. Selam; verilen tarzdan daha da gzel bir tarz alnr... Bu rastlant hayra yorulur... Her iki yolcuda ferahl, kutlu, yoluna devam ederdi... Bir eit yola k vard... Bir eit yola yneli: Evden, el-yz plerek ayrlann ardndan su dklrd... "Su gibi git, su gibi gel; engel tanma; rastlarsan su gibi a"demekti bu. Arabaya binen yolculara, ehrin snrlarn anca nce arabac "uurlar olsun" derdi. Bunu duyanlar, "uurun Hakka olsun" szyle karlk verirler, birbirlerine de "uurlar olsun" derlerdi. Yolculukta rahatszlanana yardm edilir, ocuklar elendirilir, ihtiyarlara yer verilir, Yol, karlkl saygyla srer gider, alr biterdi... Bir eit. nezaket vard... Bir eit insanlk: Lokantada bir masaya oturan, o masada evvelce oturmu olanlara mutlaka "msaadenizle" der, izin alr; yer varda oturursa, "afiyet olsun" demeyi ihmal etmez, "teekkrle karlanrd. Yemeyi nce bitiren, gene oturanlara "afiyet olsun"demeden gitmezai. Bir eit hatr saymak vard... Bir eit insanca sayg: Toplulukta gizli konuulmazd. Kimsenin sz kesilmezdi. Bara-bara konumak pek ayp saylrd. Herkes birbirinin szne riayet eder. zne sayg beslerdi ve bu sayg bilmeyenler pek ayplanrd. Kanlrd onlardan... "Meclis bozan"denird onlara ve pek nadir bulunurdu byle kiiler... Bir eit hogr vard: "nanc' inanlmasa bile hogr: ayplann aybn rt... nanc ayr olan sasa, gyabnda "Allah hidayet etsfn"diye anlrd. lmse "didince dinlensin" denirdi. Kr'n, sa'n yannda krlkten, sarlktan sz edilmezdi. Ayplann yannda o aybn hazrlatacak szden kanrd ve bylece bir meclisde herkesin ilk dncesi buydu... Yollar tertemizdi. Ayrca da;herkes sabahleyin kapsnn nn sular, sprrd. Naslsa yolda bir ta... Hemde kk bir ta gren giderken durur; bir ocuun srmesine, bir mnn dnmesine sebep olur diye hemen eilir alr, yolun kenarna kordu. Yolda birisinin drd kk bir ekmekparas, bir simit paras gren eilir onu alr. per, yahut per gibi azna doru gtrr, sonra ya bir duvar kovuuna ya bir aa yarna koydu "Nimet" ti ve nimette hrmet getirirdi. Mahalleli birbirini tanr, severdi. Uygunsuz kii hibir mahallede tutunamazd. Bir lm btn mahalleyi kapsard. Cenaze kalkar kalkmaz, o eve "nce kble komusundan" orbasyla, etlsiyle, tallsyla bir tepsi yemek gelirdi... Ertesi gn sa, sonra sol komudan. Ve btn bunlara br komular srayla katlrd, bir hafta yasl evde yemek piirmek zahmeti dnlmezdi. Sabahleyin evde ilk i "lambann iesini silmek'U Lamba iesine "hoffladktan sonra kk incecik bir sopaya sarl temiz bir bez ieye sokulur; dndrle dndrle, ie gcr-gcr silinir;stde silindikten sonra kenara konur;lambann gazna gaz eklenir; fitili temizlenir; hususi makasla kesilir; idare kandili de ayn tarzda hazrlanrd. Ne elektrik vard, ne elektrik kesilmesi! Ne kck bu gnn eri-br, krk-dkk mum istifi... ehrin yollarnda, iki yanda aalar vard... Pencerelerde fesleenler... Baheleri vard her evin... Bahelerde gller, eitli gller, karanfiller... Yol kenarnda gecesefalar... Bir meydan vard...Geni gzel: Ortasnda suyu prl-prl byk bir havuz Giriinde sada, iki gzel, temiz kahve: asrlk narlarla, kestane aalaryla glgeli... kinci kahvenin sonunda tertemiz bir lokanta... Buluulur, oturulur, sohbetler edilir. Yemek yenilir. Dinlenirdi, stadlar gelirler... iirler okunur... stekliler "baygn klar" gibi onlarn yzlerine, szlerine dalarlard. Kllk denmiti nedense vaktiyle... Sonradan Gllk olmutu ad. Uan kuun kanat sesi duyulurdu orda... Alman-verilen soluk, iitilebilirdi. ehzadeba'ndan, Beyazt'tan giderken sol yanda bir kahve vard. Ad, Feyziye'ydi... Haftada bir musiki lemi kurulurdu orada. Hoca'dan Byk Dede'ye, Byk Dede'den evki Bey'e

dek nameler calard, besteler dile gelirdi, gfteler duyulurdu gnlde. Ama ayr bir sz, bir fslt duyulmazd... Nefes alnmazd sanki. Birisi bir para drmt yere... Hemen ayan basmt stne. Sesi, bu ahengi bozmasn diye... Boaz, Gksu, Hali, Kathane.. Kylardaki yallar... Ordaki musiki lemleri... "Hamminesi" kayklar... Nameler, elemler, emeller... Btn bunlar ne sze sar, ne yazya gelir... Dostluk vard, vefa vard; Sz vard z vard; Skn vard, rahat vard, ruh vard, Huzur vard, feyiz vard, zevk vard,Ne'e vard, edeb vard,can vard; Canan vard, hicran vard... Ak vard... imdi "yol"u sormayn;bilen yok ki... Evler burunsuz... dmdz yzl. Hepside birbirinin ayn... tannmaz ki... ofr arkada, sakallya baba... Amca;gence abi diyor. Kadn'a artk "bayan"demeyi de unutmu... Teyze, yenge, abla diyor, Vapurda "bildik"yok... "Belli yer" kalmam.. Ezan artk inanana "Aziz Allah" dedirtmiyor... adam rktyor; "Lhavle"dedirtiyor. Seyyar satclarn sesleri canndan bezdiriyor herkesi.. Mahalle kahvesi hi kalmad. Klhanbeylik, "haralk" olmu. Geceyle gndz belli deil. Yollar, pislikle dolu mu dolu.Apartmanlarda oturanlar birbirlerini tanmyorlar... hepsi her gn bir olayla dertli... Elektrik muma, gaz lambasna muhta ediyor adam. Aalar kesilmekte... emeler musluksuz. Kalanlarn kitabeleri, aynalar, krlmay bekleyen boynu bkk zavalllar... Kllk; eri br merdivenli, yamr-yumru duvarl otomobil maheri... Seyyar satc pazar... i renkli kilim duvarlara aslm, Gzleri zedeliyor. Pislik birikintileri ayaklar kaydrmakta. Biber, et, soan kokular buram buram. Borazanl satclarn sesleri kulaklar trmalyor., ve bu "meydanlktan km" meydann sonunda, irfan merkezimiz niversite! alann hatr m sorulur... Tanyan m var onu? Selm, bir "gericilik ".. Hi byle ey olur mu? Ne ilkel tre!.. "Uurlar olsun" ne demek?.. Dense bile yok buna karlk veren... Masaya oturann "afiyet olsun" demesine aanlar bulunur... "Nereden tanyor ki bu bizi" diyor iinden ve cevap bile vermiyor... Be kii bir araya gelse, bei de bara bara konuuyor bu gn... Yahut "ee... iii...' uuTdiye inleye inleye, kesik konumak moda olmu... nanca, dine, imana sayg deil, "svg" var artk. Mzik pilemi...ne Doulu, ne Batl, fakat u muhakkak ki bizim deil, deil, deil.. Ve biraz deil ok pek ok zrdeli!... Ve biz, bu lkede artk garibiz: "Gh olur gurbet vatan ghi vatan gurbetlenir..." Abdlbki Glpnarl (1900-1982)