masal - abdulkadir Çevik
DESCRIPTION
Küçük Bey'den Seçmeler :)TRANSCRIPT
Abdulkadir Çevik Küçük Beyden Seçmeler
1
KÜÇÜK BEY’DEN
s e ç m e l e r
Abdulkadir Çevik
m a
s a
l
Abdulkadir Çevik Küçük Beyden Seçmeler
2
ONUR İLE EFE
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir çocuk varmış. Bu çocuğun adı
Onur’muş. Onur çok kötü bir çocukmuş. Herkes ondan gıcık alırmış. Onur
herkesin oyununu bozarmış. Arkadaşları ona hep “Kötü Onur” dermiş. Bir
çocuk daha varmış. O çocuğun adı ise Efe’ymiş. Efe Onur’un tam tersiymiş. Çok
akıllı, hiç kimsenin oyununu bozmaz, herkesle iyi arkadaşlık yaparmış. Herkes
Efe’yi çok severmiş. Onur ise herkes Efe’yi sevdiği için onu kıskanırmış.
Bir gün Efe arkadaşlarının yanına oyun oynamaya giderken, Onur onu görmüş.
Efe’yi sıkıştırıp ona demiş ki;
“Sen benim arkadaşlarımı çaldın. Onlar benim arkadaşlarım!”
Efe cevap vermiş;
“Ben senin arkadaşlarını çalmadım. Sadece onlarla oyun oynuyorum. Sen de
benim arkadaşımsın ama sen kötü kalplisin!”
Efe oradan ayrılarak doğrudan eve gitmiş.
Annesi;
- Sana kim karıştı oğlum, diye sormuş.
Abdulkadir Çevik Küçük Beyden Seçmeler
3
Efe;
- Anne, bizim komşu Ayfer ablanın oğlu Onur bana karıştı.” demiş.
Annesi, “tamam oğlum, ben annesiyle konuşurum, bir daha sana karışamaz”
demiş.
- Tamam benim canım annem.
Efe, arkadaşlarıyla oynamaya dönmüş. Annesi komşuları Ayfer Hanıma gitmiş.
- Merhaba Ayfer. Senin oğlun Onur, Efe’ye karışmış. Lütfen bir daha karışmasın.
Onur’un annesi;
- Öyle mi! Tamam, söylerim karışmaz bir daha. Ben onun adına özür dilerim.
Efe’nin annesi, “tamam, teşekkürler Ayfer. İşin yoksa biraz sonra gel çay
içelim” demiş.
- Tamam, birazdan gelirim, demiş Onur’un annesi ve ayrılmışlar.
***
Onur eve gelmiş. Annesi ona çok kızmış. Onur bir daha ne Efe’ye ne de başka
birilerine karışmamış. İyi kalpli bir çocuk olmuş. Artık Efe ve diğer arkadaşlarıyla
oyunlar oynamaya başlamış ve oyunlarını hiç bozmamış.
Abdulkadir Çevik Küçük Beyden Seçmeler
4
ATATÜRK
GÖSTERİSİ
Evvel zaman içinde kalbul saman içinde, cinler cirit oynarken bir okul varmış.
Bu okulun adı Sezai Karakoç Ortaokulu imiş ve bu okulda 19 Mayıs 1919’da bir
gösteri düzenlenmiş. Bu gösteriye sadece bu okuldaki öğrencilerin velileri
davetliymiş. Davetiye hazırlamak için herkes çalışmış.
Davetiyelerin içinde şöyle yazılıymış:
Sayın Velilerimiz, Okulumuzda düzenlediğimiz Atatürk’ü Anma törenine siz de davetlisiniz.
Yüksel Zorlu Sezai Karakoç Ortaokulu Müdürü
Abdulkadir Çevik Küçük Beyden Seçmeler
5
Böylece veliler davet edilmiş.
Bütün veliler törene gelmişler. Herkes oturup gösteriyi ilgiyle izlemiş.
Öğrenciler çok heyecanlılarmış.
Atatürk’ün bizim için savaştığı bu gösteride anlatılmış.
Gösterinin sonunda veliler çocuklarıyla gurur duyuyormuş.
Abdulkadir Çevik Küçük Beyden Seçmeler
6
KEDİ İLE KÖPEK
Bir varmış, bir yokmuş. Bir gün bir tane kedi bir tane de köpek varmış. Bu kedi
ile köpek birbirleriyle çok iyi dostlarmış. Sahiplerinden izinsiz bir gün evden
çıkmışlar. Sahipleri onları çok merak etmiş. Çıkıp onları aramaya başlamışlar.
Kedi ile köpek eve döndüklerinde evde hiç kimse yokmuş. Bu yüzden eve
girememişler. Bir ağacın üzerine çıkıp burada uyumuşlar. Sahipleri akşama
kadar aramış ama bir türlü kedisi ile köpeğini bulamamış. Eli boş eve geri
dönmüş.
Sabah olduğunda kedi ile köpek dışarıda ayakkabıları gördüklerinde hemen
sahipleri onları içeri almış. Kedi ile köpeği görünce çok sevinmiş. Ve onlara
tasma takmış, bir daha dışarıya çıkıp kaybolmasınlar diye.
Abdulkadir Çevik Küçük Beyden Seçmeler
7
ÖCÜK İLE BÖCÜK
Öcük ile Böcük bir evin mutfağında yaşarlarmış. Bir tane de Margarit adında
kötü kalpli bir böcek varmış. Margarit Öcük ile Böcük’ün düşmanıymış. Ne
zaman Öcük ile Böcük bir yiyecek bulsa, hemen onların elinden alır, kendisi
yermiş.
Öcük ile Böcük bir gün Margarit’e bir tuzak kurmuşlar. Margarit gelip yiyeceği
aldığında ipe takılmış ve onu pencereden dışarıya atmışlar.
Böylece Margarit’ten kurtulmuşlar. Oradaki yiyecekler sadece Öcük ile
Böcük’ün olmuş.
Abdulkadir Çevik Küçük Beyden Seçmeler
8
KELOĞLAN
Uzun uzun zaman önce Keloğlan adında bir çocuk varmış. Keloğlan’ın babası
yokmuş. Annesiyle yaşarmış.
Annesi bir gün Keloğlan’a,
“Git bahçeye bak, sebzeler zarar görmüş mü?” demiş.
Keloğlan bahçeye gitmemiş. Arkadaşlarıyla gezmiş, tozmuş ama sebzeler aklının
ucundan bile geçmemiş. Akşam olmuş, Keloğlan eve gelmiş. Annesi onu
görünce sormuş;
- Oğlum, sebzelere baktın mı?
Keloğlan,
- Yok, anne. Hiçbir zarar yok.
Keloğlan böylece annesine yalan söylemiş ama aslında sebzelerin hepsi
çalınmış.
Sabah olmuş, annesi kalkmış, bahçeye bakmış. Bir de ne görsün! Tarlada hiçbir
sebze yok!
Abdulkadir Çevik Küçük Beyden Seçmeler
9
Hemen Keloğlan’a bağırmış;
- Keloğlannnnnnn!
Keloğlan, hemen yatağından fırlamış. Kendi kendisine;
- Eyvah! Annem bahçeye gitmiş olmalı. Kesin sebzelere bir şey oldu. Şimdi
bittim ben, diye söylenmiş.
Annesi Keloğlan’a kızmış ve bir görev vermiş. Buna göre, Keloğlan bahçeye
giderek bütün sebzeleri yeniden ekecekmiş. Keloğlan annesinin söylediğini
yerine getirmiş ve “bir daha böyle bir ihmalde bulunmayacağına” söz vermiş.
Annesi;
- Bir daha olursa affetmem, diyerek oğluna tembihlemiş.
Keloğlan;
- Tamam, annecim. Bir daha olmaz. Özür dilerim, demiş .
Ve hemen gitmiş arkadaşlarıyla oynamaya. Bir daha da böyle bir hata
yapmamış ve hep sözünde durmuş.
Abdulkadir Çevik Küçük Beyden Seçmeler
10
ZENGİN İLE
FAKİR
Geçmiş devirlerde iki çocuk varmış.
Birisinin ailesi fakir, ötekinin ailesi ise çok zenginmiş.
Bu zengin ile fakir çocuk çok iyi arkadaşlarmış.
Fakir’in babasının işi yokmuş. Sadece küçük bir tarlaları varmış. Tarlalarında bir
şeyler ekip, geçimlerini böyle sağlarlarmış.
Bir gün Fakir’in babası ona “git, tarlayı sür” demiş.
Fakir tarlayı sürmeyi unutmuş. Aklına gelince de, “amaaan, boşver, bugün
tarlayı sürmezsem ne olur sanki” demiş.
Sabah olmuş. Kalkmış babasını uyandırmaya gitmiş. Babasına ne yaparsa
yapsın, babası uyanmamış. Korkmuş ve babasının telefonunu alarak bir doktoru
aramış. Doktor gelmiş, demiş ki;
- Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama çok üzgünüm, babanız vefat etmiş!
Çocuk hıçkıra hıçkıra ağlamış. Zengin olan çocuğun yanına gitmiş.
- Senin paran çok ama benim param yok. Benim babam öldü. Bana biraz para
verebilir misin?
Abdulkadir Çevik Küçük Beyden Seçmeler
11
Fakir çocuğun bir amcası varmış. Amcası ona hiç yardım etmezmiş. Zengin
çocuk, “al sana bir lira” diyerek parayı uzatmış.
Fakir çocuk parayı almış ama bu parayı harcamamış. Bir süre geçmiş. Bir de ne
görsün! Zengin çocuğun annesi ve babası ölmüş. Zengin çocuğun kalacak bir
yeri yokmuş. Fakir çocuğun yanında kalmaya başkamış ve böylece kardeş gibi
olmuşlar. Zengin çocuğun paraları ile geçinip, mutlu mesut yaşamışlar.
Abdulkadir Çevik Küçük Beyden Seçmeler
12
ÇORAP
Bir varmış bir yokmuş. Bir baba, bir de oğul varmış.
Bu çocuğun sadece babası varmış, annesi ve kardeşleri yokmuş. Çok
fakirlermiş. Babasının da kendisinin de yalnızca üzerlerindeki elbiseleri ve birer
tane de çorapları varmış.
Bir gün babası oğluna demiş ki;
- Oğlum! Eğer ben ölürsem benim mezarıma çorabımı da gömün.
Oğlu ağlayarak, “tamam babacım, sana söz veriyorum. Dediğini yapacağım.”
demiş.
Yalnızca bir gün sonra babasının kalbi durmuş ve hayatını kaybetmiş.
Çocuk, çok ağlamış, imamla beraber babasını gömerken, imama demiş ki;
- İmam amca! Benim babama bir sözüm vardı, babam eğer ölürse, yıllarca
kullandığı bu çorabını mezarına koymamı istemişti.
İmam;
Abdulkadir Çevik Küçük Beyden Seçmeler
13
- Oğlum, günah, hiç çorap koyulur mu mezara! Sakın a! Duymamış olayım,
demiş.
Çocuk beklemiş. İmam gittikten sonra çorabı gömmeye karar vermiş.
İşi bitince, imam çocuğa seslenmiş, “gel haydi gidelim” demiş.
Çocuk, “ben biraz burada kalmak istiyorum” deyince, imam “peki evladım,
başın sağ olsun” demiş ve oradan ayrılmış.
Çocuk, imam gittikten sonra çorabı mezara gömmüş ve orada saatlerce
ağlamış.
Bir zaman sonra halası oraya gelmiş. Çocuğu alıp evine götürmüş ve o günden
sonra ona halası bakmış.
Çocuk ise, ne babasını, ne de babasının son isteğini hiç unutmamış.
Abdulkadir Çevik Küçük Beyden Seçmeler
14
BERKAY’IN 23
NİSAN SEVİNCİ
Berkay okula yeni başlayan bir çocukmuş. Ana sınıfına gidiyormuş. İlk kez 23
Nisan kutlayacakmış. Bu yüzden çok sevinçliymiş.
Sabah saat 6’da kalkmış, üstünü giymiş ve annesini kaldırmış. Sonra, annesi
Berkay’ın saşlarını taramış. Berkay anneannesini ve dayısını da uyandırmış.
Kahvaltıyı annesi zar zor yaptırmış.
Komşularının Kadir isminde bir çocukları varmış ve Berkay onu çok severmiş.
Kadir abisini de çağırmış ve birlikte kutlamaya gitmişler.
Çünkü Berkay mutluluğun paylaştıkça artacağını düşünürmüş. Bu yüzden en
sevdiği arkadaşı ile ilk kez 23 Nisan kutlamasına gitmiş ve o günü hiç
unutmamış.
Abdulkadir Çevik Küçük Beyden Seçmeler
15
CESARET
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, Ayşe diye bir
kız varmış. Ayşe bir köyde yaşarmış. Köyden dedesinin yanına giderken 3 tane
kocaman köpek karşısına çıkmış. Ayşe köpekleri görünce çok korkmuş. Etrafına
bakmış hiç kimse yokmuş ve bağırmaya başlamış.
O anda aklına babasının söylediği bir söz gelmiş;
- Ayşe kızım! Eğer bir hayvan karşına çıkarsa korkma. Kaçma! Eğer kaçarsan
daha çok cesaretlenip seni kovalarlar. Üzerlerine doğru yürürsen sana zarar
vermezler. Yerde eğer bir taş varsa, o hayvana doğru at, korkup kaçar. Ama
dikkat et de taş hayvana zarar vermesin, demiş.
Ayşe cesaretlenip yerden bir taş almış ve köpeklere doğru atmış. Köpekler
korkup kaçmışlar.
Arkasına döndüğünde, Ali’nin ona doğru bağırarak geldiğini görmüş.
Ali;
- Ablacım, ne oldu sana, demiş.
Ayşe;
Abdulkadir Çevik Küçük Beyden Seçmeler
16
- 3 tane kocaman köpek karşıma çıktı. Korktum ama babamın dedikleri geldi
aklıma. Onlara bir taş attım ve korkup kaçtılar.
- Helal sana ablacım! Sen hayvanlardan çok korkardın, bu sefer nasıl
korkmadın, hayret!
Böyle konuşa konuşa dedelerinin yanına gitmişler. Olup biteni anlatmışlar.
Dedesi;
- Aferin Ayşe! Bundan sonra hayvanlardan korkma. Ne hayvanlara zarar ver, ne
de onlardan kork, demiş.
Böylece Ayşe o günden sonra hayvanlardan korkmamış. Köpekler ona zarar
vermek isterse ne yapacağını öğrenmiş. Hayvanlardan korkmak yerine onları
sevmeye karar vermiş.
Abdulkadir Çevik Küçük Beyden Seçmeler
17
İKİ DELİ
Bir deli hastanesi varmış. Bu hastanede bir sürü deli varmış. Ama iki deli varmış
ki, bu ikisi öteki delilerden daha akıllıymış. Bu ikisi hep beraber gezerlermiş.
Bir günü bu iki deli, hastaneden kaçmak için bir plan hazırlamışlar. Pencereyi
kırıp kaçmaya çalışmışlar ama pencerelerin önündeki demir şişler kaçmalarına
izin vermemiş. Vazçgeçmemişler. Penerenin kenarında kazma ile kürek
bulmuşlar. Orayı kazmaya başlamışlar ve dışarı çıkmayı başarmışlar.
Tam çıkarken, bir doktor bunları görmüş. Delilerden biri duvardan bir evin
bahçesine atlamış. Öteki ise bir direğe çıkmış. Doktor, direğe çıkanı görmüş ve
ne yapmışsa indirememiş. Deli, direğin tam tepesine çıkmış. Direği sallamışlar,
deli, bir doktorun kafasına düşmüş. Deliye bir şey olmamış ama doktorun beli
kırılmış. Doktorlar bu deliyi hastaneye geri götürmüşler. Diğer deli tam
bahçeden çıkıp kaçacakken, bir köpek onu görmüş. Havlayarak üstüne doğru
gelmiş. Deli taşa takılıp düşmüş. Köpek bu delinin kolunu ve bacağını ısırmış.
Doktorlar gelip bu köpeği uyuşturucu iğne vurarak uyutmuşlar. Deliyi ise
götürüp kolunu bacağını tedavi etmişler.
İki deli, hastaneden kaçmanın tam bir delilik olduğunu düşünerek bir daha
böyle bir işe kalkışmamışlar.
Abdulkadir Çevik Küçük Beyden Seçmeler
18
Benim adım Kadir. Ben 12 yaşındayım. 6. sınıfta okuyorum. Bu kitabı kendi
düşüncelerimle yazdım. Evet yaşım küçük olabilir ama herkes yazabilir, bunun
ayrımı yoktur.
Ben asıl kitap yazma hevesimi öğretmenim Cihat Albayrak’tan öğrendim. O
Hayal Bilgisi adlı kitabı yazmıştır.
Ben böyleyim.
Ben, Van’ın Erciş ilçesinde yaşıyorum. Ama babamın işi olmadığı için buradan
taşınıp Denizli’ye gideceğiz. Bu kitabı bütün öğretmenlerimin ve arkadaşlarımın
sevgiyle okumasını dilerim.
Küçük Bey’den Seçmeler
Abdulkadir Çevik
Sezai Karakoç Ortaokulu
Yayınları