madde ve yapısı

26

Click here to load reader

Upload: ruemeysa-elzeren

Post on 15-Apr-2017

132 views

Category:

Education


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Madde ve yapısı

MADDENİN YAPISI VE

ÖZELLİKLERİ

Page 2: Madde ve yapısı

A.PERİYODİK SİSTEM

ELEMENTLERİ SINIFLANDIRALIM

Elementlerin fiziksel ve kimyasal özelliklerindeki benzerliklerin fark edilmesi, periyodik tablonun oluşturulmasına yol açmıştır. İlk olarak Mendelyev ve Meyer birbirinden habersiz olarak elementleri benzer özelliklerine göre sınıflandırmışlardır.Periyodik çizelge, benzer kimyasal ve fiziksel özellikleri olan elementlerin birlikte gruplandırıldıkları bir çizelgedir. Elementler gruplandırılırken oda şartlarındaki fiziksel hâl, sertlik-yumuşaklık, iletkenlik, kararlılık, iyon yükü gibi özellikleri dikkate alınır. Periyodik tablo yatay ve düşey sıralardan oluşmaktadır. Yatay sıralara periyot, düşey sıralara ise grup adı verilir. Elementler atom numaralarına göre yatay periyotlarda, kimyasal özelliklerindeki benzerliklere göre ise dikey gruplarda sıralanmışlardır. Elementler fiziksel ve kimyasal özelliklerine göre metal, yarı metal ve ametal olmak üzere üç gruba ayrılır. Bilinen elementlerin çoğu metaldir. Sadece 17 element ametal, 8 element ise yarı metaldir.

Luther Meyer Dimitri Mendelyev

Page 3: Madde ve yapısı
Page 4: Madde ve yapısı

Metaller Ametaller Yarı metaller• Normal koşullarda katı hâlde bulunur. Yalnız cıva sıvıdır. • Parlak olduklarından ışığı yansıtır. • Sert veya yumuşak olabilir. • Tel, levha ve toz hâline gelebilir. • Esnektir ve eğilip bükülebilir. • Elektrik ve ısıyı iletir.

• Parlak değildir. • Işığı iyi yansıtmaz. • Çoğu yalıtkandır, ısıyı ve elektriği iyi iletmez. • Esnek değildir. • Tel ve levha hâline getirilemez.

• Normal şartlarda katı hâlde bulunur. • Yüzeyleri parlak veya mat olabilir. • Dövülerek işlenebilir. • Metaller kadar iyi olmasa da elektriği iletebilir

Elementler çoğu zaman toplu olarak periyodik tablodaki grup numaraları ile anılırlar. Ancak kolaylık olması açısından bazı element gruplarına özel isimler verilmiştir.

Page 5: Madde ve yapısı

Alkali Metaller Periyodik tablonun 1A grubunda yer alan elementler alkali metaller olarak adlandırılır. Alkali metallerin son yörüngelerinde birer elektron bulunur. Bu nedenle alkali metaller yaptıkları bileşiklerde +1 yüklü iyonlar (katyonlar) oluşturur. Doğada saf hâlde bulunmazlar. 1A grubunda yer almasına rağmen hidrojen bir ametal olup alkali metal değildir. Ancak alkali metaller gibi hidrojen de +1 değerliklidir.

Page 6: Madde ve yapısı
Page 7: Madde ve yapısı

Toprak Alkali Metaller Periyodik tablonun 2A grubunda yer alan elementlere toprak alkali metaller adı verilir. Magnezyum, kalsiyum ve baryum sıkça karşılaşılan toprak alkali metallerdir. Toprak alkali metallerin son yörüngelerinde ikişer elektronları bulunur. Bu nedenle toprak alkali metaller yaptıkları bileşiklerde +2 yüklü katyonlar oluşturur.Halojenler Periyodik tablonun 7A grubunda yer alan elementlere halojenler adı verilir. Halojenlerin tümü ametaldir. Son yörüngelerinde yedişer elektronları bulunur. Bu nedenle yaptıkları bileşiklerde -1 yüklü anyonlar oluştururlar. Doğada, iki atomlu moleküller şeklinde bulunur. Halojen molekülleri; F2, Cl2, Br2, I2 şeklinde gösterilir. Soy Gazlar (Asal Gazlar) Periyodik tablonun 8A grubunda yer alan elementler soy gaz ya da asal gaz olarak bilinir. Soy gazların tamamı tek atomlu hâlde bulunur. Soy gazlardan helyumun 2 elektronu olduğu için dublet tamamlamıştır. Diğer soy gazların tamamının son yörüngesinde 8 elektronları bulunur. Yani soy gazların tamamı oktet tamamlamış durumdadır. Bu nedenle soy gazlar başka elementlerle etkileşemez, yani elektron alıp veremez.

Page 8: Madde ve yapısı

Bazı Elementlerin Kullanım Alanları

Page 9: Madde ve yapısı

B. KİMYASAL BAĞLAR

Elementlerin daima dublet veya oktet tamamlama eğilimindeydiler. Bunun için atomların birbirleriyle etkileşmeleri yani aralarında kimyasal bağ oluşturmaları gerekir. Kimyasal bağ oluşumu, atomlar arasında elektron alışverişi ya da bazı elektronların ortak kullanılması ile gerçekleşir. Son katmanlarında 2 ya da 8 elektron bulunan asal gazlar dublet veya oktet tamamlamış olduklarından kimyasal bağ oluşturamazlar. Ama metal, ametal ve yarı metallerin son yörüngelerinde 1 ve 7 arasında değişen sayıda elektron bulunduğu için onlar son katmanlarını dublet veya oktete tamamlamak için elektron alışverişi yaparak kimyasal bağ yaparlar.

Page 10: Madde ve yapısı

Örneğin bazı metal atomları: Örneğin bazı ametal atomları:

Yukarıda atomların elektron dizilimleri verilmiştir. Ametal atomlarının elektron dizilimi metal atomları için de gösterilebileceği gibi metal atomlarının diziliş şeklide ametal atomları için gösterilebilir. Sadece metal atomlarının gösterim şekli daha pratiktir. Yukarıda da görüldüğü gibi metallerin son katmanların da (1,2,3 gibi) az sayıda elektron bulunurken ametallerin son katmanında (5,6,7 gibi) daha fazla sayıda elektron bulunur.

Page 11: Madde ve yapısı

Kimyasal bağ oluşumu sırasında atomların elektron alma veya verme eğilimleri son katmanlarındaki elektron sayısı ile ilişkilidir. Buna göre son katmanlarındaki elektron sayısı az olan atomlar elektron verme eğiliminde, elektron sayısı fazla olan atomlar ise elektron alma eğiliminde olurlar.

Elektron sayısı proton sayısına eşit olan atoma nötr atom adı verilir. Bir nötr atom elektron alır veya verirse iyon oluşur. Nötr atomun elektron alması durumunda negatif iyon (anyon), elektron vermesi durumunda ise pozitif iyon (katyon) oluşur. Bir iyonun yükü, verdiği veya aldığı elektron sayısına göre belirlenir. Örneğin son yörüngesinde 2 elektron bulunan kalsiyum atomu oktet oluşturmak için 2 elektron verir ve artı iki değerlikli (2+) iyon oluşturur. Buna karşılık son yörüngesinde 7 elektron bulunan klor atomu 1 elektron alarak son yörüngesindeki elektron sayısını 8’e tamamlar ve eksi bir değerlikli (1-) iyon oluşturur.

Page 12: Madde ve yapısı

Metaller elektron vermeye, ametaller ise elektron almaya yatkın olduklarından metal ve ametal atomları arasında kimyasal bağ oluşumu elektron alışverişi ile gerçekleşir.

Sodyum ve flor elementleri bileşik oluştururken sodyum atomu son katmanındaki 1 elektronu flor atomuna verir ve böylece her iki atomun da son katmanındaki elektron sayısı 8 olur.Yukarıdaki örnekte olduğu gibi metal ve ametal atomları arasında elektron alışverişi sonucunda oluşan kimyasal bağa iyonik bağ denir.

Page 13: Madde ve yapısı

Ametallerin elektron alma eğiliminde olduğunu hatırlayınız. Oksijen, hidrojen ve azot gibi elementler doğada H2, O2, N2 şeklinde moleküller hâlinde bulunur. Aynı cins atomlardan oluşan bu element molekülleri ve H2O, NH3, CH4 gibi yapılarında farklı cins atomlar bulunan bileşik molekülleri, iki veya daha fazla ametal atomunun birbirine bağlanması ile oluşur. Ametaller elektron alma eğiliminde olduklarından aralarında iyonik bağ oluşmaz. Bu durumda atomlar bazı elektronlarını ortaklaşa kullanarak dublet veya oktet tamamlarlar. Atomlar arasında bazı elektronların ortaklaşa kullanılması ile oluşan kimyasal bağa kovalent bağ adı verilir.

Page 14: Madde ve yapısı

Hidrojen atomunun son katmanında 1 elektron bulunur. Hidrojenin dublet oluşturabilmesi için 1 elektron alması gerekir. Hidrojen molekülünü (H2) oluşturan atomlar aralarında elektron alışverişi yapamaz. Bu durumda atomlar karşılıklı birer atomlarını ortaklaşa kullanarak elektron sayılarını 2’ye tamamlamış olurlar. Oksijen atomuda 2 elektronunu ortak kullanarak kovalent bağ yapar.

Page 15: Madde ve yapısı

Bazı atomların elektron alma veya verme durumları

Page 16: Madde ve yapısı

C. KİMYASAL TEPKİMELER

Kimyasal Tepkime Nedir?Maddenin kimlik değiştirmesine neden olan değişimlerle kimyasal değişme adı verilir. Renk, şekil, hâl değiştirme gibi değişimler ise fiziksel değişme adını alır. Kimyasal değişme sırasında maddenin esas yapısı bozularak yeni bir madde meydana gelir. Hidrojen ve oksijenin birleşerek suyu oluşturması bir kimyasal tepkimedir.

Page 17: Madde ve yapısı

Su, oksijen ve hidrojenin kimyasal tepkimesi sonucunda oluşur. Kimyasal tepkime sırasında hidrojen ve oksijen moleküllerini oluşturan atomlar arasındaki bağlar bozulur. Bir oksijen atomu ve iki hidrojen atomu arasında yeni bağların oluşması sonucunda su molekülü meydana gelir. Oksijen ve hidrojenin suyu oluşturmasında olduğu gibi maddenin kimlik değiştirmesine neden olan kimyasal tepkimeler aynı zamanda atomlar arası bağların kopması ve yeni bağların oluşması olaylarıdır.

Page 18: Madde ve yapısı

Kimyasal tepkime sırasında atomlar yok olmaz veya yeni atomlar oluşamaz. Buna göre tepkimeye giren madde miktarı ile tepkime sonucunda oluşan ürünlerin miktarı birbirine eşittir. Bu ilkeye kütlenin korunması ilkesi adı verilir. Kimyasal tepkime denklemleri kütlenin korunması ilkesine göre denkleştirilir.1

2

Denklemin tepkimeye giren maddeler tarafında 2 hidrojen ve 2 oksijen atomu bulunduğu hâlde ürünler tarafındaki suyun yapısında 2 hidrojen ve 1 oksijen atomu bulunmaktadır. Bu durum kütlenin korunumu ilkesine uymadığından denklemin denkleştirilmesi gerekir.

Denklemin her iki tarafındaki oksijen atomu sayılarını eşitlemek için H2O bileşiğinin katsayısı 2 yapılır. Bu durumda hidrojen atomu sayısı 4 olacağından tepkimeye giren hidrojenin katsayısı da 2 yapılarak hidrojen atomu sayısı 4’e eşitlenir ve denklem denkleştirilmiş olur.

Page 19: Madde ve yapısı

Basit kimyasal tepkime denklemlerinin denkleştirilmesi suyun oluşması denkleminde yapılanlara benzer şekilde, sayma yöntemi ile yapılabilir. Bunun için tepkimeye giren maddeler ve ürünler tarafındaki element, molekül ya da bileşiklerin katsayıları uygun rakamlarla değiştirilir. Denkleştirme sırasında molekül ya da bileşik formüllerinde değişiklik yapılamaz.

Örnek: Na ve Cl elementleri arasındaki kimyasal tepkime

Page 20: Madde ve yapısı

Yanma Tepkimeleri

Karbon ve hidrojen gibi elementlerin oksijenle birleşmesi sırasında ısı meydana gelmesiyle oluşan tepkimeler birer yanma olayıdır. Maddelerin ısı vermesi yandıklarını gösterir. Kimyasal tepkimelerin, ısı çıkışından başka renk değiştirme, çökelme, gaz çıkışı gibi belirtileri de olabilir.

Page 21: Madde ve yapısı

D. ASİT-BAZ TEPKİMELERİAsitler ve Bazlar Çevremizdeki maddeler kimyasal özelliklerine göre asitler ve bazlar olmak üzere iki gruba ayrılarak incelenebilir. Asitler ve bazlarda fenolftalein ve turnusol gibi farklı ayraçlarla ayırt edilebilir. Fenolftalein, soluk sarı renkte, toz hâlinde bir bileşiktir. Bazların ayıracıdır. Nötral ortamda ve asitli ortamda renksiz olan fenolftalein bazik ortamda pembe renklidir. Turnusol, suda çözünen bir boyadır. Çözelti olarak veya bir filtre kâğıdına emdirilerek kullanılır. Bu kâğıda pH belirteci denir ve maddelerin asitliğini ölçmek için kullanılır. Mavi turnusol kâğıdı asidik ortamlarda kırmızıya, kırmızı turnusol kâğıdı bazik ortamlarda maviye döner. Bir çözeltinin ne kadar asidik veya ne kadar bazik olduğunun ölçüsü pH değeri ile ifade edilir. Saf suyun asitlik veya bazlık özelliği yoktur. Bu nedenle pH’ı 7’dir. pH’ı 0-7 arasında olan maddeler asidik, pH’ı 7-14 arasında olan maddeler ise bazik olarak sınıflandırılır.

Page 22: Madde ve yapısı

Sulu çözeltilerinde H+ iyonu veren maddelere asit, (OH)- iyonu veren maddelere de baz adı verilir. Bir maddenin formülüne bakarak asit ya da baz olduğuna karar verilebilir. Genellikle asitlerin formül yapısında hidrojen atomu (H) bulunurken bazların yapısında hidroksit (OH) iyonu bulunur. Ancak, yapılarında H bulunmadığı hâlde CO2, NO2 ve SO2 asit; yapısında OH bulunmayan amonyak (NH3) ise bazdır. Bazı kimyasal maddeler sanayide ve halk arasında sistematik adlarından farklı adlarla bilinirler. Örneğin HCI (Hidroklorik asit) tuz ruhu, HNO3 ( Nitrik asit) kezzap olarak bilinir.

Page 23: Madde ve yapısı

Asitlerin Genel Özellikleri

Bazların Genel Özellikleri

• Tatları ekşidir. Her asidin tadına bakılmaz. • Yakıcı özelliğe sahiptir. • Suda çözündüğünde H+ iyonu verebilir. • Mavi turnusol kâğıdını kırmızıya dönüştürür. • Bazlarla birleşerek tuz ve su oluşturur.

• Suda çözündüğünde OH- iyonu verebilir. • Kırmızı turnusol kâğıdını maviye dönüştürür. • Tatları acıdır. • Çözeltileri ele kayganlık verir. • Asitlerle tuz ve su oluşturur.

Page 24: Madde ve yapısı

Günlük Hayatımızdaki Asit ve Bazlar

Maddeler Yapısında bulunan asit

Üzüm Tartarik asit Portakal , mandalina vs.

Folik asit

Gazoz Karbonik asitKarınca Formik asitElma, armut vs. Malik asitZeytinyağı Oleik asitSirke Asetik asitYoğurt Laktik asitTereyağı Butrik asit

Sanayide ve endüstride yaygın olarak kullanılan bazı asitler ve bazlar ise şunlardır: Fosforik asit: Gübrelerde ve ilaç yapımında kullanılır. Nitrik asit: Patlayıcı ve gübre yapımında kullanılır. Sodyum hidroksit: Beyaz renkte ve nem çekici bir maddedir. Suda kolaylıkla çözünür; yumuşak, kaygan ve sabun hissi veren bir çözelti oluşturur. Sodyum hidroksit, endüstride birçok kimyasal maddenin yapımında; yapay ipek, sabun, kâğıt, tekstil, boya ve deterjan endüstrisinde kullanılır. Potasyum hidroksit: Arap sabunu gibi bazı temizlik ürünlerinin yapımında kullanılır. Kalsiyum hidroksit: Beyaz bir toz olup suda hamurumsu bir görünüş alır. Sönmemiş kirece su ilavesiyle elde edilir. Kireç ve çimento yapımında kullanılır.

Page 25: Madde ve yapısı

Asit- Baz Tepkimeleri

Asit ve bazın karışması sırasında kimyasal tepkime meydana gelir. Bu tepkimenin denklemi şu şekilde yazılır:

Örn: HCI+NAOH NACI+H2OAsitler ile bazların etkileşimine nötralleşme, asitlerle bazlar

arasındaki tepkimelere de nötralleşme tepkimesi adı verilir. Nötralleşme tepkimesinin başlıca ürünleri tuz ve sudur.

Page 26: Madde ve yapısı

Su sertliği, suda bulunan katyonlarla ilgili bir kavramdır. Suyun sertliğini etkileyen en önemli katyonlar Ca2+ ve Mg2+ katyonlarıdır. İçme sularında içim zevkini (suyun lezzetli olup olmadığını) belirleyen etken suyun sertliğidir. Sudaki Ca2+ ve Mg2+ katyonlarının miktarı arttıkça sertlik miktarı da artar. Sertliğin sağlık açısından fazla önemi yoktur. Ancak bu sular içim zevki, temizleme gücü ve zaman içerisinde iletim borularında görülebilecek olumsuzluklar nedeniyle tercih edilmez. Sabun ve deterjan gibi temizlik ürünlerinin köpürmesini ve temizleme gücünü bunun yanında makinelerin suyla temas eden parçalarında kireçlenme veya tıkanmalara neden olabilir. Bu nedenlerden dolayı sert suyun yumuşatılması gerekebilir. Suya sertlik veren maddeleri uzaklaştırmak içinde kaynatma yöntemi ve arıtma cihazlarından yararlanılır.

E. SU KİMYASI VE SU ARITIMI