m teeth genelde bıçkılarda kullanılan m şeklindeki testere ... · magnetic coolant separator...
TRANSCRIPT
m teeth genelde bıçkılarda kullanılan m şeklindeki testere dişi
m kütle sembolü
m moment sembolü
m.e.p. (medium effective pressure) ortalama effektif basınç
m.g. machine tek silindirli motor
MHN.(Meyer hardness number) meyer sertlik numarası
m.k.s. unit metre‐kilogram‐saniye birim sistemi
m.of i., (mass of inertia) m.i. atalet momenti
m.p.g. (miles per gallon) galon başına mil (kara mili, deniz mili vs, )olarak alınan yol
m.p.h. (miles per hour) saatte alınan mil (kara mil, deniz mili vs, ) olarak yol
m.p.s. (meters per second) metre/saniye
m.r. (moment of resistance) direnç momenti
m.s. (maximum stress) maksimum gerilme
mac value (see maximum allowable concentration) en fazla izin verilebilen konsantrasyon
macadam mıcır
macadam makadam, kırmataş
macadam makadam agregası (kaplama karışımlarına uygulandığı üzere, taşların, cürufların veya
çakılların kırılması ve yeknesak iri bir malzeme elde etmek için elenmesi suretiyle hazırlanmış
olan malzeme)
macadam asphalt makadam asfalt
macadam paving makadam kaplama, kırma taş kaplama
macadam, bitumen bkz. bitumen macadam
macadam, coated bkz. coated macadam
macadam, tar bkz. tar macadam
macadam, water‐bound bkz. water‐bound macadam
macerate sert cismi su içinde bırakarak yumuşatmak
macerative maserasyon gösteren, maserasyon’la belirgin
mach number mach sayısı
machinable makine ile işleneblir, makine ile işlemeye müsait
machine makina; bilgisayar
machine makine, torna etmek, torna veya freze ile işlemek
machine bolt makine cıvatası, başı altıgen ve somunsuz saplama cıvatası
machine boss konik dişlinin tepesindeki işlenmiş yüzey
machine centers oynak göbek
machine check makine arızası
machine code makine kodu
machine cycle bilgisayar çevrimi
machine dependent bilgisayar tipine bağlı
machine direction makina yönü, jeotekstillerde dokumanın ilerlediği yön, boyuna yön, örgülü
jeotekstillerde makine yönü, çözgü yönü
machine down time makinanın çalışmadığı süre
machine drawing makine çizimi
machine frame makine ayakları, makine şasisi, makine oturtulan şasi
machine independent bilgisayar tipinden bağımsız
machine instruction bilgisayar komutu
machine language makine dili
machine language bilgisayarın makina dili
machine moulding elle cekiçlemenin yerine mekanik bir araçla maçalama ve kalıp yapma prosesi
machine off tornada talaş alınması, tesviye etme
machine oil makina yağı
machine operation makina işlemi
machine operator makina operatörü
machine part makina parçası
machine positioning precision makina konumlama kesinliği
machine readable bilgisayarca okunur
machine riveting perçinleri hidrolik veya pünomatik perçinliyeciler ile sıkıştırmak pekiştirmek
machine room makina dairesi
machine screw makina vidası
machine shop atölye, tornahane, çarkhane
machine steel az karbonlu çelik, makinelerin oynayan parçalarında kullanılan çelik
machine tapper sondaj işlerinde deliği büyültme için klavuz salma işlemi, ters çalışma esnasında
kırılma ve boşalma olmaması için yaylı kilitleme sistemi mevcuttur
machine tool takım tezgahı
machine tools (a) bir çok makinada kesmek, delmek, frezelemek, planyalamak, zımbalamak
zıvanalamak, tornalamak vs, için kullanılan aletler, takımlar, (b) üretim alanında (c) şıkkndaki
işler için kullanılan aletler
machine vice (vice chuck) parçaları delme, planyalama ve şekillendirme masasının (tablasının)
üzerine tespit etmek için kullanılan parelei çeneli mengene
machine vision bilgisayarla görü
machine word bilgisayar sözcüğü
machine work shop makina atölyesi
machine working tap bkz. tap
machine, abrasion bkz. abrasion machine
machine, deval abrasion bkz. deval abrasion machine
machine, finishing bkz. finishing machine
machine, testing bkz. testing machine
machine, trimming bkz. trimming machine
machined tornada, frezede veya planyada işlenmiş
machine‐made makina yapımı
machinery ekipman, aksam, mekanizma
machines and methods makinalar ve yöntemler
machine‐tool kesici takım
machining işleme
machinist makinist, tornacı, frezeci
macr(o) (ön‐ek) büyük
macro büyük, iri
macro language makro dil
macro library makro kitaplığı
macro texture makro yüzey dokusu (agreganın boyutu ve dane dağılımından kaynaklanan
makro yüzey dokusu)
macrocosm evren
macroeconomics makro iktisat (iktisadın, ekonominin bütünü ile ilgilenerek, bunun işleyişini
açıklamayı amaçlayan kısmı)
macroeconomy makroekonomi
macroerythroblast bkz. macroblast
macrographic examination gözle tetkik, makrografik inceleme
macrophysics makro fizik
macroprocessor makroişlemci
macrostructure makro yapı
made yapılmış
made ground yapılmış zemin
made ground dolgu zemin (doldurulmak suretiyle seviyesi yükseltilmiş zemin)
made up ground dolgu arazi, dolgu zemin
made up infill dolgu toprağı
madescent hafif nemli
magazine magazin
magazine depo (silah, patlayıcı, mühimmat için)
magazine feed iş parçalarını teker teker sürerek veya dönen diskler yardımı ile otomatik
makinaya verme işlemi
magenta macenta
magenta macenta, erguvan kırmızısı
magma sıvı ya da hamur kıvamında, uçucu gazlarla doygun olarak yerin içinde bulunan eriyik
magma yumuşak macun halinde madeni veya nebati bir katışık
magma magma
magma chamber magma hücresi
magmatic differentiation magmanın, bulunduğu yerde ve dışarıdan yabancı bir madde
olmaksızın, kimyasal bakımdan ana magmadan ayrı bileşimde bölümlere ayrılması
magmatic minerals magmatik mineraller
magmatic ore deposit magmasal olaylarla ilgili olarak oluşan bütün maden ya da mineral
yatakları
magnaflux method madeni parçalardaki çatlak ve hataların tespitinde kullanılan bir metot
magnesia magnezyum oksit, magnezya (mgo)
magnesian magnezyuma ait
magnesic magnezyuma ait
magnesium Mg sembolü ile bilinen atom no: 12 ve atom ağırılğı: 24‐32 olan kimyasal element,
magnezyum
magnesium chloride magnezyum klorür
magnesium oxide magnezyum oksit
magnesium sulphate magnezyum sülfat
magnet mıknatıs
magnet bar çubuk mıknatıs
magnet coil elektro‐mıknatıs bobini
magnet core mıknatıs çekirdeği
magnet switch marş selenoidi, mıknatıslı anahtar
magnet switch marş solenoidi
magnet wire bobin teli
magnet yoke mıknatıslı boyunduruk
magnet/horse shoe mıknatıs/at nalı
magnet/permanent mıknatıs/sabit
magnet/temporary mıknatıs/geçici
magnetic manyetik, mıknatıslı, mıknatıs özelliği olan
magnetic amplifier manyetik yükselteç
magnetic attraction manyetik çekim
magnetic axis manyetik aks
magnetic azimuth manyetik azimut, manyetik açı aralığı
magnetic bar mıknatıs çubuğu, manyetik çubuk
magnetic barrier manyetik set
magnetic bearing manyetik yön
magnetic belting manyetik bir kasnak üzerinden geçerken kavramasını arttırmak için belirli
aralıklar ile üzerine demir şeritler yerleştirilmiş kayış
magnetic blocks manyetik kavramada (mengenede) kullanılan hareketli aralayıcı
magnetic brake manyetik fren
magnetic brake elektro manyetik ile çalıştırılan fren
magnetic card manyetik kart
magnetic card reader manyetik kart okuyucu (otoyol gişelerinde, girişte manyetik bileti
kodlamaya, çıkışta ise okumaya yarayan cihaz)
magnetic chuck manyetik ayna
magnetic chuck mıknatıslı torna aynası
magnetic chuck tabanına yerleştirilmiş devamlı mıtnatıslar içeren üst yüzeyden değişken sıralı
kondaktör, manyetik blok ve izolatör içeren hareketli aralayıcılar ile ayrılmış ve takım tezgahı
tablasında hafif işleri tutmak için kullanılan daimi mıtnatıslı ayna
magnetic circuit manyetik devre
magnetic clutch manyetik kavrama
magnetic coil manyetik bobin, mıknatıs bobini
magnetic compass pusula
magnetic coolant separator bileği taşı çamuru veya demir talaşını takım tezgahlarda kullanılan
soğutucu akışkandan ayıran mıtnatıslı cihaz
magnetic core manyetik çekirdek
magnetic core demirden elektro‐mıknatıs göbeği
magnetic damping manyetik sönüm
magnetic deviation magnetik sapma
magnetic disk manyetik teker
magnetic disk unit; mdu manyetik disk birimi
magnetic encoder manyetik kart kodlayıcı ve kod çözücü (otoyol gişelerinde, girişte manyetik
bileti kodlamaya, çıkışta ise okumaya yarayan cihaz)
magnetic equator manyetik ekvator
magnetic field manyetik alan
magnetic field configuratiın manyetik alan konfigürasyonu
magnetic field strength mıknatıslayan alan kuvveti
magnetic field vector manyetik alan vektörü
magnetic flux manyetik akım
magnetic focussing manyetik odaklama
magnetic force manyetik kuvvet
magnetic head manyetik kafa (otoyol gişelerinde, manyetik kart veya manyetik bilete bilgi
yazmaya veya bunları okumaya yarayan manyetik özellikli kafa)
magnetic ignition ateşleme/manyetik
magnetic induction manyetik endüksiyon
magnetic ink manyetik mürekkep
magnetic interference manyetik karışma
magnetic losses manyetik kayıplar
magnetic material manyetik malzeme
magnetic medium manyetik ortam
magnetic meridian manyetik meridyen
magnetic meridian mıknatıs meridyeni
magnetic mirror manyetik ayna
magnetic north manyetik kuzey
magnetic path manyetik yol
magnetic pole manyetik kutup
magnetic pumping manyetik pompalama
magnetic remanence kalıcı mıknatıslık
magnetic resistance manyetik direnç
magnetic return path manyetik dönüş yolu
magnetic saturation manyetik doyma
magnetic screening manyetik ekranlama
magnetic steel manyetik çelik
magnetic storage manyetik bellek
magnetic storm manyetik fırtına
magnetic stripe card manyetik şeritli kart
magnetic substance manyetik madde
magnetic susceptibility manyetik duygunluk
magnetic suspension bir cihaz veya ölçü aletindeki şaft ağırlığının bir kısmını mesnetleyerek
yataklara binen yükü azaltmak için kullanılan mıknatıslı mesnet
magnetic switch manyetik anahtar
magnetic tape library manyetik teyp kütüphanesi
magnetic ticket manyetik bilet (otoyol gişelerinde, girişte alınan ve çıkışta ödenecek ücretin
belirlenmesine yarayan, üzerine manyetik olarak giriş yapılan istasyon ve zaman bilgilerinin
kaydedilmiş olduğu geçiş bileti)
magnetic track manyetik iz
magnetic transmission bazı küçük arabalarda kullanılan kavrama, iki dönen uzuv arasında
elektromagnet (elektro mıtnatıs) ler ile çevresel bir boşluk oluşturulması durumunda devreye
giren ferromanyetik (demir mıtnatıslı) güç, magnetik iletim
magnetic valve manyetik valf, solenoid valf
magnetic variation manyetik değişim
magnetic well manyetik kuyu
magnetics mıknatıs fiziği
magnetism mıknatıslılık
magnetite magnetit (ametalik parıltıya sahip, kahverengimsi sarı renkte manyetik özellikte
demir minerali)
magnetizable mıknatıslanabilir
magnetization mıknatıslanma
magnetize (f) mıknatıslamak
magneto manyeto
magneto block manyeto bloğu, manyeto gövdesi
magneto breaker manyeto platin çekici
magneto breaker points manyeto distribütör platinleri
magneto brush manyeto kömürü
magneto coil manyeto bobini
magneto coil insulator manyeto bobini izolatörü
magneto coupling manyeto flanşı
magneto distributor manyeto ateşleme dağıtıcısı
magneto distributor block manyeto dağıtıcı bloku
magneto distributor gears manyeto dağıtıcı dişlileri
magneto drive coupling manyeto tahrik kavraması
magneto engaging pawl manyeto çakmağı
magneto ignition manyeto ile ateşleme
magneto ignition manyetolu ateşleme sistemi
magneto impulse coupling manyeto çakmağı tahrik başlığı
magneto line circuit manyeto hat devresi
magneto primary circuit manyeto primer devresi
magneto primary leadout manyeto primer devre ucu
magneto rotor manyeto distribütör bobini, tevzi makarası
magneto rotor shaft manyeto tevzi makarası mili
magneto series manyeto serisi
magneto spring manyeto çakmak yayı
magneto terminals manyeto devre çıkış uçları
magneto timing post manyeto ateşleme ayarı tertibatı
magnetoelectric manyetikelektrik
magnetoelectricity mıknatıs vasıtasıyle meydana getirilen elektrik
magnetogenerator manyeto
magnetohydrodynamic magnetohidrodinamik
magnetometer manyetometre
magnetometer/absolute manyetometre/ mutlak
magnetometer/relative manyetometre/ göreli, manyetometre/nısbi
magneto‐optic manyetooptik
magnetostatics duruk mıknatıslık
magneto‐striction demir, çelik, özellikle nikel gibi malzemelarin mıtnatislandıklan zaman
boyutlarında görülen değişiklikler
magnetotherapy mıknatıslı cereyanla yapılan tedavi
magnification büyültme (mikroskop)
magnification factor büyütme katsayısı, büyüme faktörü
magnification ratio büyütme oranı
magnifier büyütücü, büyütmeye yarayan, büyüteç
magnify büyütmek
magnifying glass büyüteç
magnifying power büyütme kuvveti
magnitude büyüklük, genlik
magnitude 1. değer, miktar, magnitüt, genlik; 2. büyüklük (bir depremde boşanan toplam güç
için aletsel olarak elde edilen ayırtman bir miktar)
magnitude of earthquake deprem magnitütü, deprem genliği
magnitude of force kuvvetin büyüklüğü
magnitude of heave kabarma büyüklüğü
magnitude of the pressure basıncın büyüklüğü, gerilmenin şiddeti
magnitude of the settlement oturma miktarı, oturma büyüklüğü
magnitude of velocity vektörün büyüklüğü
magnitudes of vectors vektörlerin büyüklükleri
magnum büyük veya geniş
magnus büyük
magrin marj, pay
magrin kenar
mail postalamak
mail log posta günlüğü
mail merge adres mektup birleştirme
mail server posta bilgisayarı
mail, to postalamak
mailbox posta kutusu
mailing address posta adresi
mailing labels posta etiketleri
mailing list posta listesi
main başlıca, ana, esas, ana parça, ana iletken, ana şebeke
main and tail madenlerde dolu vagonları çekmede kullanılan esas halat ve boş vagonları içeriye
sevk etmede kullanılan yedek halat ile yapılan çekme işi
main beam esas kiriş, ana kiriş
main bearing ana yatak, krank mili ana yatağı
main bearing journal ana yatak muylusu
main bearing seal ana yatak keçesi
main bearings makina krank mili yatağı
main body büyük kısım, ana kısım, esas gövde, ana gövde
main body of landslide heyelan gövdesi
main brace ana destek, tutucu, askı kayışı
main brush ana fırça, büyük kömür
main carriageway anayol
main carrier ana taşıyıcı
main characteristic ana özellik
main circuit ana devre, esas elektrik devresi
main circuit connection ana besleme hattı
main clutch ana kavrama
main coil ana bobin
main contact ana kontak
main control valve ana denetim valfi
main cylinder makinanın esas veya çalışan silindiri
main dimension ana boyutlar
main discharge ana boşaltma vanası veya kanalı
main discharge jet karbüratör ana memesi
main distributing frame ana dağıtım düzeni, ana dağıtım çerçevesi
main distribution center ana dağıtım merkezi
main distribution frame ana dağıtım çatısı
main drive ana tahrik
main drive gear ana tahrik dişlisi, prizdirek, daimi iştirak dişlisi
main drive shaft ana tahrik mili
main driving belt makinalan kayış kanak sistemi ile çalışan bir atelyede güç ünitesinden ana
tahrik kasnağına bağlantıyı sağlayan kayış
main driving pulley iletim hattındaki ana tahrik kasnağı
main duct ana kanal
main equipment ana ekipman
main feedback path ana geribesleme yolu
main file ana kütük
main flow temel akış
main frame ana şasi (şase)
main frame ana şasi çerçevesi
main frame arka şasi, ana şasi
main frames lokomotiflerde kazanı, silindirleri ve aks kutularını taşıyan iskelet, gövde
main fuel supply nozzle karbüratör benzin emiş memesi
main gear ana dişli
main girder ana kiriş
main jet ana meme
main journal ana milin ana yatak içinde kalan kısmı
main leaf makas ana yaprağı
main leaf eye makas başı
main leaf spring ana yaprak yay
main line ana hat, ana boru, ana elektrik devresi hattı
main memory, main storage ana bellek
main metal ana yatak
main nozzle ana meme
main oil gallery ana yağ galerisi
main panel ana pano
main pier orta ayak
main pipe ana boru
main program ana program
main reinforcement ana teçhizat
main relay ana role (düzenleyici)
main relief valve ana tahliye valfi
main road ana yol
main route ana güzergah
main scarp ana ayna, heyelanda esas ayna
main screw klavuz vida
main segment ana bölüt
main shaft ana mil, hız kutusu ana mili, kamalı mil, hız kutusu kamalı mili
main shaft bearing ana mil yatağı
main shaft pilot bearing ana mil uç yatağı (uç bilyası)
main span orta açıklık
main spool ana sürgü
main stage ana kademe
main storage ana bellek
main stream channel ana yatak, esas dere yatağı
main supply ana kaynak
main support payanda, ana destek
main switch ana anahtar, ana şalter
main tower ana kule
main transmission esas hız kutusu
main truss ana kafes kiriş
main valve ana valf
main valve istim kesme veya ayrı genleşme olduğu zaman kullanılan uygun kayar sübab, valf
main wall ana duvar
main wheel saatlerdeki ana çark
main, master, major ana
main/gas ana gaz borusu
main/riser ana düşey boru
mainboard ana çevrim kartı
maincase arka ana şasi
mainframe anabilgisayar
mainframe computer büyükboy bilgisayar, anaçatı bilgisayar
mainly başlıca
mains fluctuations şebeke gerilim dalgalanması
mains supply ana hat beslemesi
mains switch şebeke kesicisi
mainspring hook ana yayın kovana bağlanış şekli, ana yay kancası
mainspring winder ana yayı kasnağa sarma veya sarımdan çıkarma takımı
mainspring (a) mekanik saatlerde gücün ana
kaynağı, ayrıca bkz. maintaining spring ve batance spring, (b) mekanik daktiloda her bir harf
basıldıktan sonra kızağı sola hareket ettiren yay
mainstreaming anayola sokma
maintain bakmak, muhafaza etmek, korumak
maintainability bakılabilirlik
maintaining spring (maintaining power) esas yayın sarıldığı kapsül içersine tespit edilen
muhafaza mafsalı ile tutulan yardımcı yay, muhafaza yayı, anayay boşalırken saatin çalışmasını
sürdürmesini sağlar
maintenance bakım, genel olarak inşaa edilmiş yapının kalitesi veya elverişliliğinin korunması,
üstyapının orijinal yüzeyini ve yapısal kalitesini korumak için yürütülen çalışmalar
maintenance alarm bakım alarmı (ikazı)
maintenance control system bakım kontrol sistemi
maintenance cost bakım maliyeti
maintenance cost savings bakım maliyetlerinin azaltılmasıyla sağlanan tasarruf
maintenance depot bakım ambarı
maintenance free bakım gerektirmeyen
maintenance grader bakım greyderi
maintenance guarantee period bakım garanti süresi
maintenance instructions bakım talimatları
maintenance management system bakım yönetim sistemi
maintenance manual bakım el kitabı
maintenance park bakım parkı
maintenance period bakım periyodu (sözleşmeli işin bitiminden sonra müteahhidin bakım
yapması icap eden süre)
maintenance pool bakım parkı
maintenance schedule bakım programı
maintenance shop bakım atölyesi
maintenance standard bakım standardı
maintenance test bakım sınaması
maintenance vehicle seyyar bakım ve tamir arabası
maintenance, preventive bkz. preventive maintenance
maintenance bakım, onarım, tamir, koruma, muhafaza
maintenance/preventive koruyucu bakım
major büyük, majör
major esas, ana, büyük, asıl
major axis büyük eksen
major consumer büyük tüketici
major contour ana münhani, ana eşdeğer eğrisi
major direction esas yön, asıl hat
major directional desire line ana yön hattı, ana yön arzu hattı (halen kullanılan güzergah
gözönüne alınmaksızın aynı yöndeki basit arzu hatları grubunun grafik olarak gösterilişi)
major equipment ana ekipman
major highway esas yol, esas cadde, ana yol, ana cadde (geometrik özellikleri ve trafik kuralları
ile transit trafiğin emniyeti sağlanan, eşdüzey kavşakları olan ve komşu mülklere doğrudan giriş‐
çıkış hakkı verilen ana yol, ana cadde)
major principal plane ana asal düzlem
major principal plane of stress ana asal gerilme düzlemi
major principal stress ana asal gerilme
major repair büyük tamir, büyük revizyon
major road anayol, hakim yol, ön geçişli yol (üzerindeki trafiğin, diğer yollardakine göre, geçiş
üstünlüğü olan, trafiğin güvenle akışını kolaylaştıran geometrik standartı ve trafiğin kontrolunu
sağlayan araçların bulunduğu ana yol)
major weaving section şerit değiştiren trafiğin örüldüğü ana kesim, iki ya da daha fazla şeridi
olan, en az 3 giriş ve çıkış ayağı olan kavşak örgüsü
majority çoğunluk
majority carrier çoğunluk taşıyıcısı
majority operation çoğunluk işlevi
major (minör) crest truncation vida dişi esas ve dizayn biçimleri için kullanılan
üretici(jeneratör) silindir veya koniler arasındaki mesafe
majuscule büyük harf
make elektrik devresinin kapanması
make yapmak, yaptırmak
make a difference fark etmek, fark yapmak
make opening delik delmek
make tight sıkmak
make tight sızdırmaz yapmak
make up make up, takviye etmek
make up air ilave hava
make up air unit takviye hava ünitesi
make up air unit taze hava hazırlama cihazı
make up air unit ilave hava ünitesi, ilave hava tesisi
make up valve takviye valfı
make up water ilave su (katma suyu)
make waterproof sızdırmaz hale getirmek, geçirimsiz hale getirmek
maker imalatçı
make‐up valve tekviye valfı
making of concrete beton hazırlama
malabsorption absorpsiyonun az veya arızalı oluşu
malachite (biyokimya) bileşiminde bakır madeni bulunan vesomaki gibi güzel cila kabul eden
koyu ve açık damarlı yeşil bir taş [CuCo3Cu(OH)2]
malathion tarımsal alanda insektisid olarak kullanılan organik bir fosfor bileşiği
male erkek, erkek dişli, dış tarafı vida dişli
male and female erkek, dişi, birbiri ile birleşmek için biri diğerinin içine giren iç ve dış
elemanlara verilen mühendislik terimleri
male connection erkek bağlantı
male connector erkek rakor
male screw erkek vida
male thread erkek vida dişi
male thread dış vida (erkek)
maleficent zararlı
malfunction fena çalışma, tutukluk, tekleme
malfunction arıza, bozukluk
mall alışveriş merkezi
mall trafik ayırma şeridi
malleability işlenebilme kabiliyeti, dövülerek yassıltılma yeteneği
malleable dövülebilir, dövülerek işlenebilir
malleable cast iron temper döküm
malleable cast iron dövme demir
malleable cast iron fitting dövme fitting
malleable cast iron fittings temper döküm
malleable iron dövme demir
malleable iron dövülebilir demir, dövülmek suretiyle işlenebilir demir
mallet ağaç tokmak
malposition yer değiştirme, mutat (normal) yerinden çıkma
maltese cross mechanism (geneva wheel) malta haçı, ceneva çarkı, fotoğraf makinalarına aralıklı
olarak film besleyen mekanizma
maltha malta (çağdaş sınıflandırmalarda doğal asfaltın daha yumuşak türlerini belirtmekte
kullanılan terim)
malthenes maltenler (bitümlü maddelerin pentanda çözünebilen kısımları, hafif alifatik
hidrokarbon çözücülerde çözünebilen fraksiyon)
man kent çapında ağ
man adam, insan
man hour işçilik saati
man power insan gücü
man way adam giriş deliği
manage idare etmek, yönetmek
management sevk, idare, yönetim
management game yönetim oyunu
management information system yönetim bilişim sistemi
management program yönetim programı
management system yönetim sistemi
manager yönetici, yönetmen
manchester principle kutur, adım
mandatory zorunlu
mandatory sign zorunlu işaret
man‐day adam‐gün
mandrel fener mili
mandrel mandrel
mandrel 1. torna puntası veya matkap başlığı, mandrel, piyeto; 2. muhafaza borusu, kuyu
muhafaza borusu, muhafaza borusu kıskacı
mandrel (mandril) (a) döndürme ve frezeleme için üzerine kısmen iş parçasının mesnetlendiği
silindirik sabit veya değişken kesitli çubuk, (b) boru çekilirken
iç çapı oluşturmak için paftanın girişinde bulunan silindirik çubuk (c) torna aynası mili veya
tahrik mili, (d) saat
mandrel press mili (şaftı), iş parçası deliğine geçirmek için kullanılan pres(mil hafifçe koniktir)
mandrin sonda veya sonda şeklindeki araç içinden geçen metalden yapılı ince buji, mandren
manducation çiğneme
maneuver el aracılığıyla yapılan belli bir amaca yönelik özel hareket, herhangi bir olayı
kolaylaştırmak amacıyla el ile yapılan, belli bir usule dayalı girişim, manevra
maneuver manevra, manevra yapmak, dönüş, aracı döndürmek
maneuverability manevra yapma kabiliyeti, dönme yeteneği
manganate manganit, manganik asidin tuzu
manganese Mn sembolü ile bilinen, atom no: 25 ve atom ağırlığı: 54, 94 olan kimyasal element,
mangan, manganez
manganite bir manganez filizi
mangle wheel dişleri öyle ayarlanarak merkezi etrafında hiçbir tam dönü yapmadan ileri geri
salınımlı dönme hareketi yapan gidip gelmeli dişli çark, cendere çarkı, pimli tip cendere çarkı
manhole kanalizasyon bacası, rögar, giriş deliği
manhole adam deliği (bakım için)
manhole cover menhol kapağı, rogar kapağı
man‐hour adam‐saat
manifest 1. açıkça göstermek, belirtmek, aşikar, belli, açık; 2. beyanname
manifold dağıtıcı
manifold bağlantı bloğu, manifold
manifold 1. motor emme ve egzoz boru takımı, manifold; 2. birkaç ağızlı boru
manifold clamp manifold kelepçesi
manifold clamp washer manifold kelepçesi rondelası
manifold gasket emme ve egzoz boruları contası, manifold contası
manifold gasket set manifold conta takımı
manifold heat control emme ve egzoz boruları ısınma kontrol donanımı
manifold heat control valve emme ve egzoz boruları ısınma kontrol valfı
manifold heat control valve plate emme ve egzoz boruları ısınma kontrol valfı levhası
manifold heat control valve shaft emme ve egzoz boruları ısınma kontrol valfı mili
manifold heat control valve stop emme ve egzoz boruları ısınma kontrol valfı tahdit parçası
manifold heat control valve stop stud emme ve egzoz boruları ısınma kontrol valfı tahdit parçası
saplaması
manifold heat control valve thermostat emme ve egzoz boruları ısınma kontrol valfı termostatı
manifold heat control valve thermostat shield emme ve egzoz boruları ısınma kontrol valfı
termostat kalkanı
manifold heat control valve thermostat shield clamp bolt emme ve egzoz boruları ısınma kontrol
valfı termostat kalkanı sıkma cıvatası
manifold heat control valve thermostat spacer emme ve egzoz boruları ısınma kontrol valfı
termostat ara parçası
manifold pressure (boost pressure) aşırı doldurmasız pistonlu makinelerde emme manifoltu
içersindeki mutlak basınç, eğer motor aşırı doldurmalı ise bu durumda boost pressure adını alır
manifold stud emme ve egzoz boruları manifoldu saplaması
manifold, fuel bkz. fuel manifold
manifold/exhaust manifoldu/egzoz
manifold/intake manifoldu/emme
manifold/supply manifoldu/besleme
manila rope manila kenevirinden yapılmış halat
manipulate elle işletmek
manipulate (to) işlemek
manipulated variable ayarlanan değişken
manipulation el ile yapılan, elle işletme, manipulasyon
manipulative el hünerine dayanan, eli ustaca kullanarak yapılan
manjak manjak, bir asfaltit
man‐machine interface insan makina arabağı
man‐machine system insan makina sistemi
man‐made suni, yapay
man‐made noise endüstriyel gürültü
man‐month adam‐ay
manner şekil, tarz
mannitol manitol, [C6H8(OH)6]
manoeuver, maneuver 1. manevra; 2. tedbir
manometer sıvı basıncını ölçme aleti, manometre
manometer/bourdon‐tube type manometre/burdon tüp tipi
manometer/swinging vane type manometre/salıncak kanatlı
manometric manometrik
manometric delivery head manometrik basma yüksekliği
manometric head manometrik yük, statik yük, manometrik yükseklik
manometric pressure manometrik basınç
manpower insan gücü
mantissa mantis
mantissa onlu parça
mantle yer yuvarında 2920 m derinlikteki süreksizlik yüzeyinin üstünde bulunan ve deprem
yayınım hızının arttığı kesim
manual elle kumandalı, el kitabı
manual 1. elle işleyen, elle çalıştırılan; 2. el kitabı, kılavuz, küçük kitap
manual backup elle yedekleme
manual barrier elle kumanda kollu engel, elle kumanda edilen bariyer
manual control manuel kontrol
manual control elle kumanda (ışıklı işaret cihazlarına elle kumanda edilmesi gibi)
manual data input elle veri girişi
manual feed elle besleme
manual operation el ile çalıştırma
manual override el ile müdahale etmek
manual page break istenen sayfa sonu
manual patching elle bağlantılama (santral)
manual switch fişli santral
manual toll collection gişeci vasıtasıyla ücret toplama
manual toll lanes gişeci vasıtasıyla ücret toplama şeritleri
manually elle kumanda edilen
manually controlled traffic signal elle kumanda edilebilen cihaz, elle kumanda edilebilen ışıklı
trafik işaret cihazı
manually operated el ile kumandalı
manuel crane elle kumandalı kren
manufacture imal etmek
manufacture of imalatı, üretimi
manufactured imal edilmiş, üretilmiş, yapılmış
manufactured yapınsal, mamul
manufactured good mamul, mamul mal
manufacturer imalatçı, üretici
manufacturer’s certificate imalatçı sertifikası
manufacturer’s part number imalatçı parça numarası
manufacturer’s shop drawing imalatçı fabrikasyon resmi, imalatçı uygulama çizimi
manufacturing imalat, üretim
manufacturing cost üretim maliyeti
manufacturing, computer‐aided bilgisayar destekli üretim
manway bkz. manhole adam deliği (bakım için)
many çok
many valued logic çoklu değerli mantık
map harita, plan
map eşlem; harita
map haritasını yapmak
map and glove compartment torpido gözü
map and glove compartment light torpido gözü lambası
map code harita kodu, harita özel işareti
map compilation harita bütünleme
map coordinate system harita koordinat sistemi
map grid harita ağı, harita enlem boylam ağı
map light seyyar lamba
map making regulation for large scale maps büyük ölçekli haritaların yapım yönetmeliği
map plane harita düzlemi
map projection harita üzerinde güzergah çizmek, harita projeksiyonu
map scale harita ölçeği
map sheet pafta
map, base bkz. base map
map, basic bkz. basic map
map, cadastral bkz. cadastral map
map, compiled bkz. compiled map
map, continuos bkz. continuos map
map, contour bkz. contour map
map, large scale bkz. large scale map
map, medium scale bkz. medium scale map
map, ortho photo bkz. ortho photo map
map, photographic bkz. photographic map
map, planimetric bkz. planimetric map
map, property bkz. property map
map, reconnaissance bkz. reconnaissance map
map, scale of bkz. scale of map
map, scanning bkz. scanning map
map, sea bkz. sea map
map, site bkz. site map
map, sketch bkz. sketch map
map, small scale bkz. small scale map
map, thematic bkz. thematic map
map, time contour bkz. time contour map
map, to eşlemlemek, haritalamak
map, topographic bkz. topographic map
mapped buffer eşlenmiş yastık bellek
mapping haritacılık
mapping material harita bilgileri
marantic, marasmic marazma ait
marble mermer (basınç veya ısı altında yeniden kristalleşmiş genellikle fosilsiz kalker)
margin kenar, limbus
margin kenar, sınır, çevre, aralık, ara, ihtiyaçtan fazla (para, zaman vb), son hadde yakın hal,
maliyet fiyatı ile satış fiyatı farkı
margin kenar boşluğu
margin of safety güvenlik payı
margin of safety emniyetli çalışma yükü ile çalışma yükü arasındaki fark
margin pressure yük sinyaline destek basıncı
margin verge çim şeridi (yolun kenarında, çok kere ağaçlı, çim veya fundalık olarak yola paralel
uzanan, genel olarak yaya kaldırımına bitişik kaplamasız toprak parçası)
marginal 1. kenara ait; 2. kenarda meydana gelen, bilincin kenarında olan, belirsiz şekilde
hissolunan, marjinal, marginalis
marginal az değerli
marginal bars kenar çubuklar, yan demirleri
marginal materials alışılagelmiş standart malzemelerden farklı, çok yaygın olmayan doğal
malzemeler veya endüstriyel atıklar
marginal notes yazıda kenar çizgisinin ayırdığı boşluğa yazılan notlar
marginal probability marjinal olasılık
marginal probability density function bileşen olasılık yoğunluk işlevi
marginal strip kenar bant (platform kenarını belirtmek amacıyla çok zaman kontras bir
malzemeden yapılmış sürekli, dar şerit)
marina marina
marine denizcilik
marine deniz
marine denize ait
marine air conditioning gemi klima sistemi
marine borer 1. deniz tarak makinesi; 2. ahşap kurdu
marine chronometer bakınız chronometer
marine clay deniz kili
marine engine deniz tipi motor
marine engine gemi makinesi, deniz motoru, gemi pervanesinin döndürülmesıni sağlayan
buharlı veya içten yanmalı makine
marine gear deniz motoru şanzumanı
marine gear housing şanzuman kutusu
marine governor buhar girişi ile pervanenin dalgalarla deniz seviyesi üzerine çıkması
durumunda oluşacak ana şaft hızlanmasını kontrol etmek için kullanılan regülatör
marine insurance deniz sigortası
marine pattern connecting‐rod çubuğun kaba ucundaki genleşmeleri almak için yataklı ucunda
civatalanmış iki pirinç yatağa sahip olan çubuk
marine propulsion engine deniz sürüş motoru
marine radar deniz radarı
marine refrigeration gemi soğutması
marine screw propeller üzerinde iki üç veya dört helisel kanat taşıyan gemiyi itip hareket ettiren
uskur, pervane
marine sediments deniz çökelleri
marine telephone deniz telefonu
maritime commercial law deniz ticareti hukuku
maritime insurance deniz sigortası
maritime radio deniz radyosu
mark işaret, nişan, leke, yara yeri, iz, kusur, sakatlık, bozukluk
mark up düzeltmek
mark, bench bkz. bench mark
mark, fiducial bkz. fiducial mark
mark, floating bkz. floating mark
mark, high water bkz. high water mark
mark, land bkz. land mark
mark, low water bkz. low water mark
mark, luminous bkz. luminous mark
mark, marker, sign, signal, tick im
mark, measuring bkz. measuring mark
mark, point bkz. point mark
mark, test bkz. test mark
mark, tick imlemek
mark, to imlemek
marked işaretli, markalı, damgalı
marked difference belirgin fark
marked negotiable navlun havalesi kayıtlı
marked up drawing düzeltilmiş resim
marker belirteç; imleyici
marker post kenar taşı (yolun doğrultusunu ve sınırlarını göstermek üzere, yol kenarlarına
belirli aralıklarla yerleştirilen eleman)
marker price referans fiyatı
market pazar, piyasa
market satışa çıkartmak
market penetration model piyasaya girme modeli
market price rayiç bedel
market price piyasa fiyatı
market research pazar araştırması
market survey pazar araştırması
market value piyasa değeri, rayiç
market value piyasa rayici, piyasa değeri
marketing pazarlama
marketing price satış fiyatı
marking işaretleme, belirtme
marking işaret
marking buoy işaret şamandırası
marking date işaretleme tarihi
marking disc işaret plakası
marking of a survey point ölçü noktasının işaretlenmesi
marking of a trigonometric point nirengi noktasının işaretlenmesi
marking tag işaretleme etiketi
marking‐out parçaların işlenmesinden önce merkezlerinin ve boyutlarının işaretlenmesi işlemi,
markalama, işaretleme
markings yol işaretleri (trafiği kontrol etmek, tehlikeleri önceden haber vermek, yön vermek,
yolu kullananlara kolaylık sağlamak üzere yolun yüzeyine ve kaldırım taşları, kaldırım, banket
gibi tali kısımların üzerine konulan veya sürülen yol çizgileri, çiviler
markov chain markov zinciri
markov process markov süreci
markov random field markov rasgele alanı
markup language biçimleme dili
marl kireçli, kil, marn
marl marn (kalkerle kilin veya kalkerli siltli kilin doğal şekilde karışımından meydana gelen
litolojik oluşuk, sert kalkerli deniz kili)
marl clay, swelling bkz. swelling marl clay
marl, argillaceous and calcareous bkz. argillaceous and calcareous marl
marlborough wheel birbirlerine çok yakın farklı şaftlar üzerinde bulunan diğer dişlilerle eş
çalışabilmesini sağlayacak oldukça büyük genişliğe sahip dişli çark
marn bir çeşit kireçli kil, kil ile kalsit veya dolomit zerrelerinin veya genellikle kavkı parçalarının
doğal karışımından oluşan tortul kayaç
marquee kayar noktalı çerçeve
marsh bataklık (statik yeraltı suyu vasıtasıyla su ile doymuş hale getirilmiş bir toprak saha)
marsh gas metan
marshall asphalt karışım hazırlanışı marshall metodu ile yapılan yoğun gradasyonlu bitümlü
sıcak karışım
marshall method marshall metodu (maksimum boyu l inçi aşmayan agrega ile asfalt çimentosu
içeren asfalt kaplama karışımların hazırlanması ve arazideki kontrolleri için kullanılan marshall
deneyi metodu)
marshall stability value marshall stabilite değeri (numunenin marshall deney yöntemine göre
kırıldığı anda okunan ve dayanabildiği maksimum yükü gösteren değer)
Marshall test marshall deneyi
marshalling düzenleme
Marshall valve‐gear buhar dağılımındaki düzgünsüzlüğü ortadan kaldırmak için doğrusal
kanallar yerine eğrisel kanallara sahip hackworth tipi radyal mekanizma
marshy ground bataklık, batak arazi, batak zemin
mart ticaret merkezi
martensite martenzit
martensite structure martenzit yapı
martial demirli, demir ihtiva eden
mask 1. maske; 2. alçı veya balmumundan yapılmış yüz kalıbı
mask, to maskelemek
mask/gas maskesi/gaz
masked valve başı yuvasına oturmuş ve böylece dış çapı piston sübabı gibi hareket edip düşük
sübab ivmesine müsade eden dikme sübab, dikme valf
mason taş veya tuğla işçisi, ustası
masonry wall kargir duvar
masonry kargir, duvarcılık
masonry building kagir bina, kagir yapı
masonry cement duvar harcı için kullanılan çimento
masonry concrete kargir betonu
masonry dam kargir baraj
masonry lime duvarcı kireci
masonry mortar duvarcı harcı
masonry unit duvar elemanı
masonry unit, concrete bkz. concrete masonry unit
masonry unit, glazed bkz. glazed masonry unit
masonry, dry bkz. dry masonry
masonry, dry rubble bkz. dry rubble masonry
mass kitle, massa, herhangi bir cisimde bulunan madde miktarı
mass concrete kütle beton
mass controller ana kontrol
mass curve kümülatif grafik
mass data yığınsal veri
mass diagram bkz. mass haul diagram
mass excavation bucket kütle kazma kepçesi
mass flow rate debi
mass flow rate kütlesel debi
mass footing masif ayak
mass forces kütle kuvvetleri
mass haul curve yarmalar ve dolgularla ilgili toprak işleri projelendirilirken kullanılan bir eğri
(apsisi orta çizgi boyunca taşıma mesafesini, ordinatı da dolguda kullanılacaktan fazla olup
depoya taşınacak yarma malzemesini gösteren eğri)
mass memory yığınsal bellek
mass number kütle numarası
mass number kütle sayısı
mass of an electron elektronun kütlesi
mass of earth toprak kütlesi, zemin kütlesi
mass production seri üretim
mass spectroscopy kütle spektroskopisi
mass storage yığın bellek
mass transfer kütle transferi, kütle iletimi
mass transportation toplu taşım, toplu taşıma
mass yield ürün randımanı
mass kütle, cismin ağırlığının yerçekimi ivmesine bölünmüş değeri
massa (çoğ. massae)bkz. mass
mass‐balance weight kumanda tertibatı açısal hareketi ile uçağın diğer serbestlik dereceleri
(serbestlikleri) arasındaki akuplajı (bileşimi) ortadan kaldırmak veya azaltmak için uçak
kumanda yüzeyine tespit edilen kütle, topaklanmış veya kumanda yüzeyindeki bir aralığa yayı
mass‐haul diagram toprak taşıma diyagramı, brükner diyagramı
massif masif
massif bir dağ sisteminin parçasını oluşturan ya da tecrit edilmiş dağ kütlelerine verilen genel ad
massif footing masif ayak
massive 1. kütlesel, kütle halinde, tek parça, masif, kütlesel olarak homojen özellikler gösteren;
2. bir dağ sisteminin parçasını oluşturan ya da tecrit edilmiş dağ kütlelerine verilen genel ad
massive büyük, masif
massive som
massively parallel çok büyük ölçekte paralel
mast bumba, kule
mast direk
mast crane sütunlu kren
mast dikmeli krendeki düşey direk, ayrıca: direk, kule, dikme, kütük
master referans
master usta
master asıl
master ana
master bushing ana burç
master clock ana saat
master clock önceden belirlenen zaman aralıklarında diğer saatlere elektriksel uyan(impuls)
vererek birçok saati kontrol eden ana saat
master clutch ana debriyaj, motorla tahrik tertibatını bağlayan debriyaj
master connecting‐rod anabiyel kolu, uçak motorlarında kullanılan, özel kuvvetlendirilmiş tüm
diğer biyel kollarının mafsallandığı ve silindirlerdeki toplam itme kuvvetini ilettiği krank pinini
taşıyan biyel kolu
master controller ana (esas) kontrolör
master copy ana kopya
master cylinder fren ana hidrolik silindiri, merkez hidrolik silindiri, ana silindir, hidrolik fren
merkez pompası, merkez pompası
master cylinder fren merkezi
master cylinder (servo) merkez silindiri (servo)
master cylinder boot fren merkez hidrolik silindiri lastiği
master cylinder boot collar fren merkez hidrolik silindiri lastiği bagası
master cylinder end plug fren merkez hidrolik silindiri uç tapası
master cylinder end plug gasket fren merkez hidrolik silindiri uç tapası contası
master cylinder piston fren merkez hidrolik silindiri pistonu
master cylinder piston cup fren merkez hidrolik silindir pistonu kabı
master cylinder piston cup washer fren merkez hidrolik silindir pistonu kap rondelası
master cylinder piston push rod fren merkez hidrolik silindiri piston iticisi
master cylinder piston push rod end fren merkez hidrolik silindiri piston iticisi uç parçası
master cylinder piston push rod end bolt fren merkez hidrolik silindiri piston iticisi uç cıvatası
master cylinder piston push rod end pin fren merkez hidrolik silindiri piston iticisi uç pimi
master cylinder piston return spring fren merkez hidrolik silindiri piston geri çekme yayı
master cylinder piston secondary cup fren merkez silindiri pistonla itici arası kabı
master cylinder piston stop fren merkez silindiri piston tahdit parçası
master cylinder valve fren merkez hidrolik silindiri supabı
master cylinder valve spring fren merkez hidrolik silindiri supap yayı
master file, main file ana kütük
master gauge referans mastarı
master gauge ilgili her çeşit ürünün kontrolunda hassas limitler için son, nihai referans olarak
kullanılan standart mastar
master gear referans standart olarak kullanılan dişli, ana dişli
master key (ayrıca skeleton key) maymuncuk
master link ana bakla, palet ana baklası
master link bushing palet ana baklası burcu
master link pin palet ana baklası pimi
master list ana liste
master of arts edebiyat lisans üstü diploması
master of science fen lisans üstü diploması
master pin ana pim, kilit pimi
master plan ana plan
master point ana nokta
master power switch ana güç anahtarı
master slave flip‐flop usta‐yamak kapanı
master station ana istasyon
master switch ana şalter
master tap referans vida kılavuzu
master tap ana vida klavuzu çok büyük hassasiyet istendiği zaman kullanılan çok hassas klavuz
master track link palet ana baklası
master wheel ana dişli çark, diş açma için kullanılan bölme çarkı
master bu terim, özel mastar(geyç), takım, vb, veya bir sistemin kilit uzvu için kullanılır
masterly ustaca
masters degree lisans üstü derecesi
mastic yapıştırma macunu
mastic asphalt mastik asphalt (mineral agrega, göl asfaltı ve asphalt çimentosunun yüksek
sıcaklıkta karıştırılması ile elde edilen ve genellikle köprü kaplaması olarak kullanılan, mala ile
uygulanan, yüksek bitümlü ve düşük boşluklu, sıcak karışım kaplama türü)
mastic asphalt roofs mastik asfalt çatı yalıtımı (bitüm ve agregadan meydana gelmiş boşluksuz
karışımlardan ibaret kalın tabakalar)
mastic asphalt surfacing mastik asphalt kaplama (el malaları ile istenilen şekil ve kalınlıkta
serilen sıcak mastik asfalttan meydana gelmiş bir aşınma tabakası)
mastic cooker mastik pişirici (mastik yol malzemesini hazırlamak ve bu malzemeyi yola
uygulamak için uygun bir kıvamlılığa kadar
getirmekte kullanılan ve içerisindekileri ısıtıp mekanik olarak karıştıran aletlerle donanmış
kapalı bir tank)
mastic filler mastik filleri, mastik dolgusu
mastic joint filler macun dolgu, mastik derz dolgusu
mastic seal coat mastik örtme tabakası (mastik asfalt, mineral agrega ve mineral tozun yoğun, su
geçirmez boşluksuz soğuk veya sıcak bir karışımı)
masticate çiğnemek
mastication çiğneme
mat donuk, mat
mat 1. paspas, şoför mahalli tabanı keçe veya lastiği; 2. sıkıştırılmamış asfalt tabakası; 3. hasır
demir
mat foundation radye temel, temel radyesi, yayılı temel, radyejeneral
match eş
match kibrit
match eşleştirmek, eşlemek, karşılamak, uymak, uydurmak, uygun düşmek, denk
match box kibrit kutusu
match case büyük küçük harfe duyarlı
match line karşılama hattı
match mark hiza işareti
match mark montaj numarası vermek
match up uygun olanını bulmak, benzerini bulmak
match, to eşleştirmek, uyumlamak
match/safety güvenlikli kibrit
matched eş
matched engine/genset akuple motor/jeneratör grubu
matched filter uyumlu süzgeç
matched load uyumlanmış yük
matched set birbiri ile birlikte kullanılan takım, vantilatör kayışı vb çifti
matching eşleştirme
matching network uyumlama devresi
matching surface eş yüz
matching transformer uyumlama trafosu
match‐marking markalama, karşılık yerinin işaretlenmesi
mate eş
mate eşlemek
material cisim, madde, materyal
material cost malzeme maliyeti
material damage maddi hasar
material handling malzeme taşıma
material list malzeme listesi
material measure maddi ölçü
material of construction yapı (inşaat) malzemesi
material risk maddi risk
material security donanım güvenliği
material spreader mıcır yayıcı, malzeme yayıcı
material to be sieved elenecek malzeme
material, argillaceous bkz. argillaceous material
material, base course bkz. base course material
material, calcareous bkz. calcareous material
material, defective bkz. defective material
material, paving bkz. paving material
material, raw bkz. raw material
material, reference bkz. reference material
material, rejection of bkz. rejection of material
material, road bkz. road material
material malzeme, madde, mal, eşya, levazım
materialize maddeleşmek
materialize gerçekleştirmek
materials handling kaldırma makinaları
materials‐on‐hand ihzarat malzemesi
math matematik
math coprocessor matematik (yardımcı) işlemci(si)
mathematics matematik
mathematical matematiksel
mathematical description matematiksel tanım
mathematical expectation matematiksel beklenti
mathematical model matematiksel model
mathematical programming matematiksel programlama (matematiksel yöntemlerden
yararlanılarak karar alınması yöntemi)
mathematical sentence matematiksel cümle
mathematical system matematiksel sistem
mathematical system sayılar düzeni, sayılar sistemi
mathematically tractable matematiksel olarak çözümlenebilir
mathematics matematik
mathematics/abstract matematik/teorik
mathematics/applied matematik/ uygulamalı
mathematics/higher matematik/yüksek
mathematics/pure matematik/kuramsal
mating birbirine uyan, eş çalışan
mating coupling eşleme kaplini
mating parts eş parçalar
mating surfaces birbirine karşı gelen yüzler, birleşme yüzleri
mating iki yüzeyin temasta olduğunu, kenetlendiğini veya eş çalıştığını belirtmek için kullanılan
terim
matrices matrisler
matrix kalıp, matris, matriks (iri agregaların içine gömüldüğü veya içerisinde tutulduğu bir
bağlayıcı madde olarak veya bağlayıcı madde ile ince agregadan meydana gelmiş bir karışım)
matrix dörtgen dizey
matrix addition matris toplaması
matrix algebra matris cebir
matrix display mozayik gösterim
matrix inversion matris evirme
matrix multiplication matris çarpımı
matrix printer, dot matrix printer iğneli yazıcı
matrix printer; dot printer matris yazıcı
matrix product matris çarpımı
matrix/adjoint matris/ek
matrix/argumented matrisi/eklemeli katsayılar
matrix/coefficient matris/katsayı
matrix/column of matris sütunu
matrix/conjugate matris/eşlenik
matrix/determinant of matrisin determinantı
matrix/diagonal matris/köşegen
matrix/dimension of matrisin boyutları
matrix/echelon form of matrisin eşolon formu
matrix/echelon form of matrisin eşelon şekli
matrix/equality of matrisin eşitliği
matrix/product of matris toplamı
matrix/row of matris satırı
matrix/square matris/kare
matrix/transposed matris/transpozu alınmış
matted hasırla örülmüş
matted matlaştırılmış
matter madde, özdek
matter 1. cisim, madde; 2. konu
matter, insoluble bkz. insoluble matter
matter/printed matbua
matting hasır
matting matlaştırma
mattock çapa
mattress şilte
mattress insulation şilte yalıtım
maturate olgunlaşmak
maturation olgunlaşma
mature tam gelişmiş, yetişkin, olgunlaşmış, ergin, olgun
maturity olgunluk hali
maul tokmak
maul ağır çekiç
max. bucket breakout force maks, kepçe koparma gücü
max. dump clearance maks, kepçe boşaltma yüksekliği
max. ground level reach maks, yatay erişim
max. stick breakout force maks, stik koparma gücü
maxımum pressure azami basınç
maximal 1. azami, en büyük, en fazla; 2. akmeye ait
maximal maksimumlar
maximization problem enbüyütme problemi
maximize ekranı kaplamak
maximize en fazlaya çıkarmak
maximum en fazla, en çok, en yüksek, maksimum, azami
maximum allowable concentration kabul edilebilir maksimum yoğunluk
maximum axle load maksimum dingil yükü
maximum axle weight maksimum aks yükü
maximum compacted dry density sıkışmış haldeki maksimum kuru yoğunluk
maximum consolidation pressure in field arazideki maksimum konsoli‐dasyon basıncı
maximum daily precipitation günlük en çok yağış miktarı
maximum degree of curvature maksimum eğrilik derecesi (minimum yarıçap ve verilen proje
hızı için eğrilik değeri)
maximum demand maksimum talep
maximum driving speed en yüksek sürüş hızı
maximum dry density maksimum kuru birim hacim ağırlık, maksimum kuru yoğunluk (bir
toprağın, optimum su içeriğinde belirli bir enerjide sıkıştırılması suretiyle elde edilen kuru
yoğunluğu)
maximum dry density according to proctor proktor metoduna göre tayin edilen maksimum kuru
yoğunluk
maximum engine speed maksimum motor devri
maximum error en büyük hata
maximum force azami kuvvet
maximum f‐ratio en büyük f‐oranı
maximum fuel limiting yakıt ayar ve tahdidi
maximum gap en büyük aralık, maksimum açıklık
maximum gradeability maksimum eğim tırmanma kabiliyeti
maximum likelihood estimation en büyük olabilirlik kestirimi
maximum likelihood receiver en büyük olabilirlik alıcısı
maximum load azami yük, maksimum yük
maximum load point belirli zaman aralığında en yüksek yolcu talebine sahip olan transit hat
kesimi
maximum local pressure en yüksek yerel basınç
maximum material condition (MMC) o ürün için müsade edilen ebat, boyut ve toleranslarda
maksimum malzeme miktarını içeren imalatı edilmiş bir ürün olduğunu ifade eder
maximum moment maksimum moment
maximum no load speed azami yüksüz çalışma hızı
maximum output maksimum çıktı
maximum output azami verim, maksimum randıman
maximum performance maksimum performans
maximum permissible maksimum izin verilebilen
maximum power maksimum güç
maximum principal stress en büyük veya maksimum asal gerilme
maximum relative humidity en yüksek bağıl nem
maximum service flow rate maksimum servis akım oranı (saatte şerit başına düşen otomobil
sayısı olarak belirtilen belirli bir hizmet seviyesi için, işletme karakterlerinin sabit tutulması
süresince, karayollarında ideal durumlar altında en yüksek 15 dakikalık akış oranı)
maximum shearing stress maksimum kayma gerilmesi
maximum size en büyük boy, azami irilik
maximum snow cover en büyük kar örtüsü kalınlığı
maximum solid height tamamen sıkıştırılmış iken azami yükseklik
maximum speed azami sürat, azami devir, maksimum hız
maximum temperature maksimum sıcaklık
maximum undistorted power en büyük distorsiyonsuz güç, en büyük sinüzoidal güç
maximum usable frequency en yüksek kullanılabilir sıklık
maximum value azami değer, maksimum değer, periyodik olmayan bir büyüklüğün (örneğin
titreşim genliğinin) belirli bir zaman içersinde sıfır konumdan uzaklaştığı maksimum mesafe
maximum velocity maksimum hız
maximum voltage en büyük gerilim
maximum water level maksimum su seviyesi
maximum wind speed en yüksek rüzgar hızı
maxwell manyetik akım birimi (şiddeti l oersted olan düzgün bir alanda l cm_ lik bir yüzeyden
dik olarak geçen akımın değeri)
meagre clay yavan kil
mean orta, vasat, ortam
mean ortalama
mean coordinates ortalama koordinatlar
mean corrected flow düzeltilmiş ortalama debi
mean deviation ortalama sapma
mean effective pressure ortalama etken basınç
mean error ortalama hata
mean free path ortalama serbest yol
mean free time ortalama serbest süre
mean holding time ortalama meşguliyet süresi
mean life ortalama ömür
mean line ortalama hat, merkez çizgisi, merkez hattı
mean opinion score, mos ortalama yargı değeri
mean power ortalama güç
mean pressure ortalama basınç
mean proportional orta orantılı
mean radiant temperature ortalama ışıma sıcaklığı
mean radius ortalama yarıçap
mean sea level ortalama deniz seviyesi
mean size ortalama büyüklük
mean square convergence ortalama karesel yakınsaklık
mean square error ortalama karesel hata
mean temperature ortalama sıcaklık
mean temperature difference ortalama sıcaklık farkı
mean time ortalama güneş günü, ortalama zaman
mean time between failure arızasız geçen ortalama süre
mean time between failures arızalar arası ortalama zaman
mean time between maintenance, mtbm bakımlar arası ortalama süre
mean time to repair ortalama tamir (onarım) süresi
mean time/greenwich greenwich saati
mean value ortalama değer
mean value theorem ortalama değer teoremi
mean velocity ortalama hız
mean water line ortalama su seviyesi
mean year ortalama yıl
meandering crack kıvrımlı, zigzaglı çatlak
meaning anlam, mana
means araç, vasıta
mean‐square approximation ortalama karesel yaklaşıklama
meantime bu arada
measurable ölçülebilir
measurable quantity ölçülebilir büyüklük
measurand ölçülen büyüklük
measure 1. ölçmek, ölçü; 2. önlem
measure of precision doğruluk ölçüsü, hassaslık ölçüsü
measured quantity ölçülmüş miktar
measured signal, measurement signal ölçülen sinyal
measured value ölçü değeri
measured variable ölçülen değişken
measurement ölçü, ölçüm, ölçme
measurement error ölçme hatası, ölçü hatası
measurement of altitudes yükseklik ölçümü
measurement of angle açı ölçme
measurement of areas alan ölçme
measurement of azimuth semt ölçme, azimuth ölçme
measurement of basis baz ölçme
measurement of coordinates koordinat ölçme
measurement of direction doğrultu ölçme
measurement of earth works toprak işlerinin ölçümü
measurement of heights yükseklik ölçümü
measurement of penetration under last blow son darbedeki penetrasyonun ölçülmesi
measurement of tension çekme gerilmesi ölçümü
measurement of the curvature eğrilik ölçümü
measurement of the pore water pressure boşluk suyu basınç ölçümü
measurement procedure ölçüm yordamı
measurement process ölçüm süreci
measurement relay ölçme rölesi
measurement standard ölçüm standardı
measurement, dimensional bkz. dimensional measurement
measurement ölçüm, ölçü, büyüklük, boy, ölçme, ölçüş
measures of effectiveness etkinlik ölçümleri (sürücüler, yolcular ve yayalar için sağlanan servis
kalitesini belirten hız, gecikme, yoğunluk gibi parametrelerin ölçümü)
measuring ölçme, ölçü
measuring apparatus ölçme aleti
measuring bridge elektrik ölçü köprüsü
measuring chain ölçüm zinciri
measuring cup ölçülü büret, dereceli ölçme kabı
measuring device ölçme aleti, ölçme cihazı
measuring element ölçme öğesi
measuring equipment ölçme ekipmanı
measuring error ölçme hatası
measuring glass dereceli cam ölçü kabı, mezür
measuring instrument ölçü aleti
measuring jar ölçülü büret, dereceli ölçme kabı
measuring machine standart mastar (geyç) ile en hassas ölçümün yapıldığı makine, ölçme
makinası
measuring mark ölçü markası, ölçme işareti
measuring method ölçme metodu
measuring pin yakıt ayar iğnesi
measuring point ölçüm noktası, ölçümü yapılan nokta
measuring process ölçüm işlemi
measuring range ölçü sınırı, ölçü alanı
measuring scale ölçü ölçeği, ölçü skalası
measuring screw ölçüm vidası
measuring socket ölçme soketi
measuring spark gap ölçen tırnak aralığı
measuring system ölçme dizgesi
measuring technique ölçme tekniği
measuring transducer ölçme dönüştürücüsü
meato‐ (ön‐ek) geçit veya geçit ağzı anlamına önek
meatometer bir kanalın veya kanala açılan deliğin genişliğini ölçmede kullanılan alet,
meatometre
meatus kanal yol, kısa yol veya yolağzı, mea
mecanote mekanik asidin tuzu, mekanot
mech. eff. (mechanical efficiency) mekanik verim
mechanic teknisyen
mechanic 1. mekanik, çarklar ve miller; 2. makinist; 3. tamirci
mechanic properties mekanik özellikler, teknolojik özellikler
mechanical mekanik olan
mechanical mekanik, mekanik prensiplere dayanan
mechanical admittance (mobility) mekanik zahiri mukavemetin karşıtı, mekanik canlılık
mechanical advantage mekanik avantaj, bir
makinada yükün (veya direncin) uygulanan kuvvete oranı
mechanical analysis mekanik analiz, dane boyutu analizi (toprak ve agregaların dane boyutu
dağılımını belirlemek için yapılan elek analizi ve hidrometre deneyleri)
mechanical assistance mekanik yardım
mechanical atomizing burner fanlı brülör (püskürtmeli brülör)
mechanical axis mekanik eksen
mechanical brake çubuk fren, doğrudan doğruya pabuç‐kasnak sürtünmesine dayanan ve
hidrolik, hava, vb yardımcı mekanizmaları olmayan fren
mechanical draft cebri çekiş
mechanical draft water cooling tower cebri soğutma su kulesi
mechanical drawing mekanik teknik resim
mechanical efficiency mekanik verim, mekanik randıman
mechanical engineer makina mühendisi
mechanical engineering makina mühendisliği
mechanical equivalent of heat mekanik eşdeğeri/ısının
mechanical equivalent of heat ısıya dönüştürülen mekanik enerjinin üretilen ısı enerjisine oranı,
birimi joule olarak ifade edilir (1 j=1n, m)
mechanical feedback mekanik geri besleme
mechanical handling mekanik taşıma
mechanical handling device mekanik iletme cihazı, mekanik işleme cihazı, mekanik elden
geçirme cihazı
mechanical impedance belirlenmiş bir frekansta hareket doğrultusunda, etkiyen kuvvettin,
referans noktası veya düzleminin hızına oranı
mechanical integrators mekanik birleştirici, mekanik integratör
mechanical jack dişli kriko
mechanical load mekanik yük
mechanical power mekanik güç
mechanical problems makine arızaları ve aksaklıkları
mechanical property mekanik özellik
mechanical resonance mekanik rezonans
mechanical resonance mekanik rezonans, belirli bir frekansta bir mekanizma uzvunun veya
yapının sabit şiddetteki bir kuvvete karşı gittikçe artan genlik şeklinde oluşan titreşim davranışı
mechanical screen shakers mekanik elek sarsıcısı
mechanical seal mekanik salmastra
mechanical shovel mekanik kürek, dizel motoru ile, hidrolik kaldırma gücü elde etmek için
pompaları tahrik edilen harfıyat makinası, kovalı kaldırma makinası
mechanical sieve analysis elek analizi
mechanical soil stabilization mekanik toprak stabilizasyonu
mechanical spreader tekerlek üzerine oturtulmuş serme kutusu (damperli kamyonlara bağlanan
ve bu kamyonlar tarafından iletilen sericiler)
mechanical steering clutch mekanik dönüş kavraması
mechanical stoker (automatic stoker) mekanik stoker, sürekli katı yakıtı ocağa besleyen ve külü
dişan atan sonsuz dişlili mekanik besleyici
mechanical stroke adjustment mekanik strok ayarı
mechanical switching device mekanik anahtar
mechanical thedolite mekanik teodolit, yatay ve düşey açıları ölçen portatif alet
mechanical troubles makine arızaları ve aksaklıkları
mechanical use mekanik kullanım
mechanical ventilation cebri havalandırma
mechanical works mekanik işler
mechanical zero mekanik sıfır
mechanically mekanik olarak
mechanically bonded jeotekstillerde, lifleri mekanik olarak birleştirilmiş
mechanically driven makine kuvveti ile yürütülen
mechanically stabilized base mekanik stabilizasyon temel (malzemesi mekanik stabilizasyon
plentinde hazırlanıp mekanik yolla sıkıştırılmış temel)
mechanically stabilized earth wall donatılı toprak duvar
mechanically stabilized shoulder mekanik stabilizasyon banket
mechanician makinacı
mechanics kuvvetlerin cisimler üzerindeki etkisinden ve hareketinden bahseden bilim dalı,
mekanik
mechanics cisimler üzerine etkiyen kuvvetler ile bu kuvvetlerin meydana getirdiği hareketler
arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim kolu, statik; denge durumundaki kuvvetler ile ilgilenir,
dinamik; uygulanan kuvvetler ile bu dengesiz kuvvetlerin meydana getirdiği hareket a
mechanism mekanizma, tertibat, cihaz
mechanism 1. belli birişin başarılmasını temin eden yol, usul, teknik, mekanizma; 2. belli bir iş
gören makinada bu işi gerçekleştiren tertibat, makina düzeni
mechanism, setup düzenek
mechanism hareket aktarımı yapan birbirlerine mafsallarla bağlı katı cisimler topluluğu
mechanist makinacı
mechanistic design çok tabakalı üstyapıların performansa yönelik olarak, analitik yolla
hesaplanan gerilme, deformasyon veya defleksiyon hesaplamaları ile boyutlandırılması
mechanization makinalaştırma
mechanization (mechanisation) uıaşım(taşımzcılık) ve endüstride hayvan gücünden mekanik
güce değişim
mechanize makinalaştırmak
mechanize (mechanise) (a) mekanik hale dönüştürme (b) elle yapılan işleri makina ile yapılacak
hale dönüştürme (c) hayvan veya işçiler ile yapılan işleri makinalaştırma (d) askeri bir birimi
tanklarla, taşıtlarla donatmak
mechanized makinalaşmış
mechanology makina ilmi, mekanik bilim, mekanoloji
mechatronik mekatronik
medallion arma, taşıtların kaputu önündeki fors
media ortam; araçlar
media (medium sözcüğünün çoğulu) ortam
medial içyan, medial
medial ortalama
medial strip yolun eksen çizgisi boyunca uzayan ve karşılıklı trafik akımlarını ayıran kısmı
medialess ortamsız
median 1. ortada bulunan, orta; 2. medianus
median orta sayı, orta terim
median kenarortayı
median barrier orta refüj bariyeri, orta refüj engeli
median filter ortanca süzgeci
median island orta refüj
median lane refüj şeridi (sola dönüş yapacak taşıtların yavaşlamalarına olanak sağlayan ve orta
refüjün daraltılmasıyla yapılan belli bir uzunluktaki ek şerit)
median of a triangle üçgenin kenarortayı
median opening orta refüj aralığı (bölünmüş yollarda trafiğin bir platformdan diğerine
dönüşünü sağlamak için bırakılmış aralık)
median value ortalama değer
mediate 1. dolayısiyle; 2. mutavassıt
mediation dolayımlama, aracılık etme
mediator açıortay
mediator kenarortay
mediocre orta derecede, üstün bir özellik göstermeyen
mediocre orta derecede
mediolateral orta ve kenar kısımlarında her ikisine birden ait olan, hem ortayı, hem de kenarı
ilgilendiren
mediterranean climate akdeniz iklimi
medium (çoğ. media), 1. medyom: vasıta, araç; 2. orta, vasat; 3. ortada bulunan, orta
medium clay orta sıkılıkta kil, plastik kil
medium conversion ortam dönüşümü
medium curing cut‐back orta hızda kür olan katbek (kerosen tipi bir destilat ile inceltilmiş asfalt
çimentosu)
medium frequency, MF orta sıklık (300‐3000 khz)
medium lumped orta parçalı
medium pressure ortalama basınç
medium sand orta iri kum
medium scale integration orta çapta tümleşim
medium scale map orta ölçekli harita
medium size orta boy
medium sized orta boy
medium steel orta sertlikte çelik, orta kalite çelik
medium temperature orta sıcaklık
medium term orta dönem
medium‐curing asphalt asfalt çimentosu ile kerosen tipi bir çözücüden ibaret, orta hızda kür
olan sıvı asfalt
medius orta
meedle roller‐bearing bakınız roller‐bearing
meerschaum lüle taşı
meet refusal çakma kazıklarda refü almak, refü bulmak
meeting 1. toplantı; 2. karşılaşma (ayrı yönlerde hareket eden iki taşıtın her birinin kendi
yolunda aynı bir yerde karşılaşması)
mega‐ (ön‐ek) milyon anlamı veren ön ek
megabyte (measurement unit) megabyte, mb
megacycle bir milyon devir
megadont normalden çok büyük dişli
megadyne bir milyon din (dynes)’e eşit olan kuvvet birimi
megahertz megahertz
megal (ön‐ek) bkz. mega
megalo (ön‐ek) bkz. mega
megawatt megavat
melt erime, eritme
melt into eriyerek içine karışmak
meltage eriyik
melted erimiş
melting erime
melting furnace eritme fırını
melting heat erime sıcaklığı
melting hot erime derecesine kadar ısıtılmış
melting point erime noktası, ergime noktası
melting pot pota
melting temprature erime derecesi
member kol ve bacak gibi vücut parças
member parça, kısım, üye
member eleman, komple bir mekanizmanın bir tek organı
member of a set kümenin elemanı
member of an equation denklemin elemanı
member of an inequality eşitsizliğin elemanı
membership üyelik
membership sign öğelik imi
membrana (çoğ. membranae) bkz. membrane
membranaceous zara benzer, zar şeklinde, zar yapısında
membrane membran, diyafram, zar, keçe veya kanaviçe ile bitümlü malzemeden meydana
gelmiş esnek yapılı tabakada köprü döşemelerinin suya karşı yalıtımlarında kullanılan esnek
polimerik şilte şeklinde üretilen veya arazide kaplama veya püskürtme yoluyla oluşturulan
membrane expansion vessel membranlı genleşme tankı
membrane keyboard dokunma duyarlı klavye
membrane valve membranlı vana
membrane wall kazan duvarı/membran
membraniform zara benzeyen, zar şeklinde
membranous, membranoid zarsı, zar biçim, membranaceus (membranosus)
membrum organ
memo kısa not, memorandum
memorandum kısa not, memorandum
memorandum of understanding (mou) anlayış muhtırası
memorize ezberlemek
memory bellek, hafıza
memory address register bellek adres yazmacı
memory bank bellek yuvası
memory board bellek kartı
memory cache önbellek
memory capacity bellek sığası
memory cell bellek gözesi
memory compaction belleği derleyip toplama
memory cycle bellek çevrimi
memory dump bellek dökümü
memory interface bellek arayüzü
memory interleaving bellek serpiştirme
memory location bellek yeri
memory management unit; MMU bellek yönetim birimi
memory map bellek haritası
memory organization bellek örgütleşimi
memory page bellek sayfası
memory protection bellek korunumu
memory resident infector bellekte yerleşik virüs
memory resident program bellekte yerleşik program
mend, to onarmak, tamir etmek
mendacity yalan söyleme eğilimi, yalancılık
meno‐ (ön‐ek) 1. ay, aylık; 2. adet, aybaşı, menstruasyon
mensal ayda bir
mensural ölçüye ait
mensuration ölçme, mesaha
mensuration ölçme
mental akla ait, zihinsel
mention bahsetmek, ifade etmek
menu menü, seçenek çizelgesi (bilgisayarda)
menu driven menüyle güdülen
menu driven menülerle çalıştırılan
menu item menü öğesi
menu title menü başlığı
mercantile ticarete ait
merchandise ticari eşya, mal
merchandise ticaret yapmak
merchant tüccar
mercuric iki değerli civa atomu ihtiva eden
mercurochrome bir çeşit ant iciva atomu ihtiva eden
Mercury‐ Holmium cıva‐holmiyummercury Hg sembolü ile bilinen atom no:80 ve atom ağırlığı:
200, 6 olan kimyasal element, civa
mercury arc rectifier civalı ark red‐resörü
mercury barometer civalı barometre
mercury column civa sütunu
mercury switch cıvalı kontak (şalter)
mercury thermometer cıvalı termometre
mercury vapour rectifier cıva buharlı redresör
mercury vapour cıva buharı
mercury vapour lamp cıva buharı lambası
merge katmak, birleştirmek
merge birleştirmek, birleşmek (trafik işaretleri ya da diğer geçiş hakkı kontrolleri olmadan iki
ayrı şeridin, tek bir şerit oluşturmak üzere birleşmesi)
merge sort tümleştirerek ayıklama
merge, to birleştirmek, kaynaştırmak, tümletirme
merging 1. katılma, katılan; 2. birleşen trafik (aynı genel doğrultuda hareket eden ayrı iki trafik
akımı içindeki taşıtların tek bir akım oluşturmak üzere birleşmeleri)
meridian boylam, meridyen
meridian öğle vaktine ait
meridian circle meridyen dairesi
meridian curvature meridyen eğriliği
meridian distance meridyen uzaklığı
meridian of greenwich greenwich meridyeni
merotomy 1. parçalama; 2. parçalara ayırma
mesh birbirine geçme, uyma delik, gözenek
mesh ağ, ağ gözü
mesh dişlilerin kavraması
mesh 1. hasır tel, tel örgü, örme süzgeç, örgülü elek teli, kare açıklık (bir örgü elekte teller
arasındaki açıklık); 2. coğrafik ağ; 3. birbirine geçme, dişlilerin temas halinde olması, vitese
geçirme
mesh analysis göz yöntemi
mesh connected device çokgen bağlantılı devre
mesh current göz akımı
mesh matrix göz matrisi
mesh reinforcement tel hasır donatı
mesh width ağ gözü genişliği
mesh, opening of a bkz. opening of a mesh
mesh (a) dişlilerin eş çalışma durumu, (b) rende ve elemede delik büyüklüğü
mesh/fine ağ/ince
meshed dişlilerin birbiri ile temasta olup hareket
veya güç iletimine hazır olduğunu ifade eden bir terimdir
meshes of a sieve elek örgüsü
meshing iki dişlinin birleşmesi
mesh‐size elek ölçüsü
mesiad ortaya veya merkeze doğru, orta tarafta
mesial orta, ortada bulunan merkezde, ortaya ait
mesially (edat) orta çizgiye doğru
mess karışıklık
mess karmakarışık etmek
mess hall yemekhane
message ileti, mesaj
message format ileti (mesaj) yapısı
message handler ileti işleyici
message queue ileti (mesaj) kuyruğu
message switching ileti (mesaj) anahtarlaması
meta‐ (ön‐ek) 1. arasında ortasında (yer ve mevki); 2. sonra (zaman); 3. değişme
meta‐ (ön‐ek) değişmiş, ötesi anlamı veren ön ek
meta‐anthracite üst kalite antrasit
metabolic heat malzeme değişimi ısısı
metabolic heat metabolik ısı
metacentre batmama denge merkezi
metachronic 1. farklı zamanlarda aynı safhalardan geçme; 2. ayrı zamanlarda meydana gelen
metal maden, metal, yatak
metal madeni
metal alloy metal alaşımı
metal backed metal destekli, metal kaplanmış
metal backed seal arkası metalli (madeni) keçe
metal beam guard railing metal krişli oto korkuluk
metal bearing metal yatak
metal bellows metal körük
metal brace tespit demiri
metal case madeni zırh, madeni mahfaza
metal chips metal kırıntıları, torna talaşı
metal clad conductor metal kılıflı iletken
metal cover metal örtü
metal cribbing metal perde, madeni perde
metal crimp element saçtan prese edilmiş kutu
metal crystal metal kristali
metal face metal yüz, metal yüzlü
metal face oil seal metal yüzlü yağ keçesi
metal fatigue metal yorulması
metal filler metal dolgu
metal filter metal filtre
metal limit bkz. limite (metal)
metal part metalik kısım, metal kısım
metal railing madeni parmaklık
metal rectifier metalik doğrultucu
metal ring (seal) madeni segman (keçe)
metal road metal yol
metal sawing machine demir (metal) kesme testeresi, mengeye bağlanmış bir metali ileri geri
hareket ettirdiği testere ile kesen makina
metal shavings torna talaşı
metal slitting saw metal testere freze bıçağı
metal spinning ince metal, disk şeklindeki tabakaları torna yüzü plakasında yanal basınç
uygulayarak dairesel veya kalıp haline getiren makine
metal structure madeni yapı, metal yapı
metal tolerance bkz. tolerance
metal tube madeni boru
metal/alkaline metali/alkali
metal/alloy metal/alaşımlı
metal/transition metali/geçiş
metalanguage ötedil
metalic 1. madeni, madensel; 2. madene benzer, madenimsi; 3. madenden yapılmış; 4. maden
hasıl eden
metalize metale dönüştürmek
metallic metalik, madensel, madeni
metallic binding metalik bağ
metallic bond metalik bağ
metallic brake lining madeni örgülü fren balatası, telli balata
metallic cations madensel katyonlar
metallic circuit metalik devre
metallic diaphragm madeni diyafram
metallic element madensel element
metallic hose metalik hortum
metallic lining telli balata, madeni tabaka
metallic ore maden damarı
metallic packing bakınız packing
metallic paint metalik boya
metallic resistance metalik direnç
metallic soap madeni sabun, metalik sabun
metallic tape çelik şerit, çelik metre
metallic thread madeni iplikli
metallic thread tire madeni örgülü oto lastiği
metallic woven lining madeni örgülü balata
metalliferous maden hasıl eden
metalliform maden şeklinde
metalline 1. madeni 2. maden tuzu ile dolu
metallization madenleştirme
metallize maden haline koymak, maden özelliğini vermek
metallography maden ve maden karışımlarını mikroskopla araştırma, metalografi
metallography maden bilgisi, metalografi
metalloid 1. madene benzer, madenimsi 2. maden olmayan fakat madene benzer basit cisim,
metaloid
metalloid element maden benzeri element
metallurgic metalürjik
metallurgical engineering metalürji mühendisliği
metallurgy maden tasfiyeciliği bilgisi
metallurgy metalürji, izabecilik, maden işleme, madenleri eritme ayırma ilimi, metal ve alaşımlar
bilimi ve teknolojisi
metalwork metal eşya yapımı
metalwork metal eşyalar
metamer homolog bir serinin parçalarından biri
metameric metameri ile vasıflı
metamerism 1. iki bileşiğin yapı bakımından aynı olmasına rağmen farklı özellikler göstermeleri
hali, izomerizm, metamerizm; 2. benzer parçaların seri halinde diziliş göstermesi (omurların
dizilişi gibi)
metamorphic biçim değiştiren, şekil değiştirmiş, başkalaşan, başkalaşmış
metamorphic rocks başkalaşmış kayaçlar (tortul ya da magmatik kayaçların ısı, basınç ve
kimyasal etkiler yolu ile minerallerinin yapı ve dokusunun değişmesiyle farklı kimyasal ve
fiziksel yapı kazanmış kayaç)
metamorphism biçim değiştirme, şekil değiştirme (katı kayaların, sadece gömülme ve sonra da
üstte biriken yük sonucunda gelişen basınç, sıcaklık ve kimyasal madde katılımı ile bileşim, doku
ve iç yapılarını değişikliğe uğratan işlem)
metamorphology şekil değiştirme ilmi, metamorfoloji
metamorphopsia cisimlerin çarpık algılanması, bu nitelikle belirgin görme bozukluğu
metamorphose başkalaştırmak
metamorphosis başkalaşma (bir kayacın minerallerini, yapısını, dokusunu ya da her üçünü
birden değiştiren ve başkalaştıran olayların hepsine verilen ad)
metaphysial metafiz’le ilgili
metaphysic 1. tabiat üstü; 2. dünya ve tabiat hakkındaki pozitif bilgilerin ötesinde aleme ait
teorik bilgileri kapsayan felsefe dalı, metafizik
metaphysical metafizikle ilgili
metaphysics fizik ötesi, metafizik
mete sınır
meteorologic metereolojik
meteorological metereolojik
meteorological engineer meteoroloji mühendisi
meteorological inversions zıt metereolojik etkiler
meteorological report metereolojik rapor
meteorology 1. sıcaklık, soğuk, yağmur, fırtına v, s, gibi hava olayları bilgisi, meteoroloji; 2. belirli
bir yerin hava olayları
meteorotropic hava tesiri altında, hava tesiriyle
meter metre, sayaç, ölçer, ölçme aleti
meter, batch bkz. batch meter
meter, metre metre, yüz santimetre boyunda ölçü
meter, rotary piston bakınız rotary piston meter
meter, strain bkz. strain meter
meterage ölçüm
metered jet ölçülü püskürtme memesi
metered jet lubrication ölçülü püskürtme memesi ile yağlama
metered jet lubrication system ölçülü püskürtme memesi ile yağlama sistemi
metering ölçüm, miktar ayarı
metering slot ölçme çentiği
metering socket ölçme fiş yuvası
methane metan gazı (CH4)
methane terminal metan terminali
methanol berrak, renksiz, çabuk alevlenir bir sıvı olup, kendisine özgü bir kokusu vardır ve alkol,
eter ve su ile karıştırılabilir (CH3OH)
methanol metanol, metil alkol
method usul, tarz, şekil, yöntem, metod
method engineering metot mühendisliği
method of adjustment dengeleme yöntemi, ayarlama yöntemi
method of compaction sıkıştırma yöntemi
method of drainage drenaj yöntemi
method of investigation araştırma yöntemi, inceleme yöntemi
method of measurement ölçme yöntemi, ölçme tekniği
method of moments momentler yöntemi
method of observation gözlem yöntemi
method of partial substitution ikame yöntemi
method of sampling numune alma yöntemi
method of slices stabilite (duraylılık) analizinde dilim yöntemi
method specification imalat yöntemini tanımlayan şartname
method, methodology yöntem
method, rolling bkz. rolling method
method/quantitative metot/kantitatif
methodical metodik
methodize usule uygun yapmak
methodology yöntembilim, metodoloji
methyl metil 1. CH3 sembolü ile bilinen bir radikal, olan alkolünün esası, 2. birçok organik
katışıkların idrokarbonik esası
methyl alcohol bkz. methanol metil alkol
methylate metil alkol ile bir baz bileşimi, metilat
methylene metilen
methylene blue test metilen mavisi testi
meter (m) metre, kripton 86 atomunun 2 pıo ve sds seviyeleri arasındaki geçişe tekabül eden
radyasyon boşluğunda (vakumunda) 1 650 763 73 dalga boyuna eşit olan uzunluk
metre bkz. meter metre
metric metrik
metric expression metrik ifade
metric fasteners metrik bağlama elemanları
metric geometry metrik geometri
metric graduation metrik taksimat, metrik bölüm
metric prefixes metrik öntakılar
metric screw thread metrik vida dişi
metric screw thread bakınız screw thread
metric screw thread adım ve çapın milimetre olarak belirtildiği standart vida dişi
metric space metrik (ölçevli) uzay
metric system metrik sistem
metric wave metrelik dalga
metrify metrik sisteme uydurmak
metro metro
metro‐ (ön‐ek) ölçme anlamı veren birleştirici
metrology ölçme bilimi
metrology ölçüler veya tartılar bilgisi veya sistemi, metroloji
metronome kısa zaman aralıklarını kaydeden araç, metronom
metronome salınım peritodu sarkaç kol üzerinde kayan ağırlık ile ayarlanan ve müzik
çalışmalarındaki zamanı ölçmeye yarayan ters
sarkaçlı saat
metropolis metropol
metropolitan büyükşehire ait
metropolitan area şehir, şehir alanı, şehir bölgesi, metropolitan alan
metropolitan area network kent çapında ağ
metry‐ (ön‐ek) ölçme anlamı veren birleştirici
Meyer hardness number brinell sertlik testine benzer bir test olup uygulanan kuvvetin çentik
(kertik) izdüşüm alanına oranı olarak ifade edilir
mezzanine ara kat
mhz (megahertz) megahertz
MII bkz. Multiplexed Integrated Intelligence
MIMO (multiple input multiple output system) çok‐girdili çok‐çıktılı sistem
mips (million instructions per second) saniyede milyon komut
mis yönetim bilişim sistemi
MISO (multiple input single output system) çok‐girdili tek‐çıktılı sistem
mica glass gözlük
mica mika (demir, magnezyum, potasyum vbnin alüminyum silikatlar grubuna verilen genel
isim)
mica capacitor mikalı kapasitör
mica content mika içeriği
mica flakes mika pulları
micaceous mikalı
micaceous clay mikalı kil
micaceous sandy silt mikalı, kumlu silt
micaceous schist mikalı şist, mikaşist
mica‐schist mikaşist (mika‐kuvars oranına ve içindeki başka minerallere gore adlandırılan
kuvarslı ve mikalı kristal kayaç)
Michell bearing mafsallı yastıkları baskı bileziğini mesnetleyen relativ hareketten dolayı oluşan
yağın baskı etkisi ile hafif meyil eden yatak, bu hareket yağlama şartlarını iyileştirip düşük
sürtünme katsayısı ve düşük güç kaybı oluşmasını sağlar
micro küçük, milyonda bir
micro‐ (ön‐ek) çok küçük anlamı veren ön ek
micro channel architecture mikro kanal mimarisi
micro switch küçük anahtar
micro texture agrega yüzeyinin pürüzlülüğünden kaynaklanan mikro yüzey dokusu
microamper mikroamper
microcard mikrokart
microchemistry mikrokimya
microclimate mikro klima
microcomputer mikrobiilgisayar
micrometer mikrometre
micrometer gauge uzunluk mastarı, ebat ölçüsü
micrometer screw mikrometre vidası
micromethod damla büyüklüğünde sıvı ile çalışan kimyasal reaksiyonlar, mikrometod
micron bir milimetrenin binde biri, mikron
micronize çok küçük parçalara bölmek
microphone sesi yükselten alet, mikrofon
microprocessor mikroişlemci
microscope, electron bkz. electron microscope
microscope/compound mikroskop/bileşik
microscopic mikroskopik
microscopic examination mikroskopik inceleme, mikroskopla inceleme, mikroskopla araştırma
microscopic fraction mikroskopik dağılım
microvolt voltun milyonda biri, mikrovolt
microwave mikrodalga
microwave link mikrodalga iletişim
microwave relay system mikrodalga röle sistemi
mid (veya middle) gear buhar makinesi uzuv hareketi veya sübab mekanizması sübab
hareketinin minimum olduğu pozisyon, konum
mid panel orta göz, orta panel
mid span orta açıklık, açıklık ortası
midday öğle vakti
middle orta
middle bearing orta yatak
middle cross‐hair orta kıl (stadyalı aletlerde)
middle disc orta disk
middle oil orta yağ (kömür katranı destilasyonunda, yaklaşık olarak 200‐250° c da ayrılan
fraksiyon)
middle shaft orta mil
middle sweeper orta süpürge
middle third bkz. mid third
middlemost en orta
middling orta
middling kömür karışımı
midi orta
midmenstrual iki adet arası
midmost en orta
midpoint orta nokta
midpoint circle merkez noktası dairesi
midseason mevsim ortası
midsegment doğru parçasının ortası
midst ortasında
midsummer yaz ortası
midsummer day yaz dönümü günü
midwinter kış ortası
mighty güçlü, kuvvetli
migrate bir yerden diğer yere gitmek, bir yerden diğer yere geçmek, yer değiştirmek, göç etmek
migrate geçirmek
migrate, to göçürmek, geçirmek
migration bir yerden diğer yere gitme veya geçme, göç etme
mil inç’ in (inch) binde biri, halk arasında thou adı verilir
mild ılımlı, yumuşak
mild steel yumuşak çelik
mild steel electrode yumuşak çelik elektrot
mile mil, bir uzunluk ölçüsü (yaklaşık 16 km)
mile post mesafe levhası
mileage sayaçta okunan mesafe
mileage katedilen mesafe, gidilecek yol uzunluğu, mesafe sayacının gösterdiği miktar
mileage kilometre, mil hesabı ile mesafe
miles per galon herbir galon yakıt başına taşıtın yaptığı mil, yakıt ekonomi birimi
miles per liter litre başına yapılan mil
milestone kilometre taşı, miltaşı (yollar üzerinde mesafeleri gösteren işaret taşları)
milestone önemli olay
milestone kilometre taşı
milestones kilometre taşları
mili engine bazen kayış sistemi ile diğer makineleri çalıştırmak için kullanılan büyük , düşük
hızda çalışan yatay buhar makinesi
mili gearing dişli çarklar, kasnaklar, şaft yatakları ve kayıştan oluşan dişli mekanizması
mili rolls (mili train) haddehanede son işlemi yapan perdah merdaneleri kaba hadde, çekme
haddesi ve perdah merdanelerinden oluşur
mili steam‐engine bkz. mili engine
mili train bkz.mili rolls
mili (a) fabrika, imalathane, yağhane, tabakhane, basımhane, bükümhane, (b) öğütme maki nesi,
çubuk çekme makinesi, dövme, ezme makinesi, (c) değirmen, değirmen taşının ortadaki düşey
bir şaft etrafında dönen yatay bir kol etrafında dönerek öğütme işlemini yapmak
milieu etraf, civar, muhit, ortam
miligram(me) (mg) bir gramın binde biri, miligram
military askeri
mill demirhane, haddehane, fabrika, değirmen
mill öğütmek
mill pulverizatör
mill değirmen
mill çekmek, frezelemek, öğütmek
mill bastard dikdörtgen kesitli, uç kısmı konik, tek sıra dişli eğe
mill drying değirmende kurutma
mill, hammer bkz. hammer mill
milled edge frezelenmiş kenar
milled head (knurled head) tutulması, kavranabilmesi için yüzeyi pürüzlü veya birbiri arkası
tümsekler oluşturacak şekilde işlenmiş ayarlı vida başı
millennium bin yıl, milenyum
milli‐ (ön‐ek) 1/1000 anlamına gelen ön ek
milliard milyar (ingiltere)
milliliter, millilitre bir litrenin binde biri, mililitre
millimetric paper milimetrik kağıt
millimicron (mµ) bir milimetrenin milyonda biri
milling öğütme, freze yapma, çarklama, işleme
milling cutter freze bıçağı
milling cuttere freze bıçaklan, freze tezgahında bazende tornada kullanılan dönel kesiciler
milling drum kesici tambur
milling machine freze tezgahı, değişik şekilde çalışan tezgahlardır
milling wheel tırtıl, kertik, çentik açma takımı
millions instructions per second saniyede milyon komut
millivolt (mv) voltun binde biri
millstone değirmen taşı
milted drive gear konik tip tahrik dişlisi
mimeograph teksir makinesi, teksir baskısı
mince ufaltmak
mine 1. maden, maden ocağı, maden sahası; 2. mayın
mine kazıp çıkartmak, maden kazmak
mine pumping maden drenajı
mine maden, maden ocağı, maden kuyusu, mayın, torpil, lağım, maden ocağı açmak, maden
işletmek, maden çıkarmak, kaynak, atmak, havaya uçurmak, mayınlamak
miner madenci
mineral maden, mineral
mineral mineral (yer kabuğunda bulunan belirli kimyasal ve fiziksel özelliklere sahip homojen
malzemeler; yer kabuğundan çıkarılan ve kimyasal içerikleri nedeniyle kar amacı ile satılan
maddeler)
mineral aggregate madeni agrega, mineral agrega
mineral and fossil fuels mineral ve fosil yakıtlar
mineral crystals mineral kristalleri
mineral dust mineral toz (no200 elekten geçebilen her türlü mineral maddeden ibaret mineral
toz)
mineral fiber mineral lif
mineral fiber mineral elyaf
mineral filled asphalt mineral dolgulu asfalt (önemli derecede‐ genellikle ağırlıkça, %10‐50
arasında‐no200 elekten geçen çok ince öğütülmüş mineral madde içeren asfalt çimentosu)
mineral filler mineral filler (en az %65’i no200 elekten geçecek şekilde inceltilmiş mineral ürün)
mineral fuel mineral yakıt
mineral grains mineral taneleri
mineral granules mineral granüller (%50sinden fazlası 500 mikron eleğin üzerinde kalan taneli
inorganik malzeme)
mineral in aggregate agrega içerisindeki mineral
mineral oil mineral yağ, petrol ve petrolden elde edilen yağlar
mineral ore maden damarı
mineral particles mineral parçacıkları
mineral pigment madeni boya, mineral boya maddesi
mineral salt madensel tuz
mineral stabilizer dolgu maddesi (katı veya yarıkatı bitümlü malzemeler için katkı olarak
kullanılan, tamamı 140 mikron elekten geçen ve suda çözülmeyen ince inorganik mineral
malzeme)
mineral sulfide mineral kükürt
mineral surfaced roofing mineral malzeme ile doyurulmuş, bir veya iki yanı bitümlü bir örtü ile
kaplanmış ve havaya gelen yüzü mineral taneler ile örtülmüş keçe veya kanaviçe
mineral water maden suyu
mineral water spring maden suyu kaynağı
mineral wax mineral mum (bir bitüm türüne ve belirli pirojenik maddelere uygulanan terim)
mineral wool amyant, beyaz asbest
mineralization madenleştirme
mineralize mineralleştirmek
mineralogic analysis mineralojik analiz
mineralogic character mineralojik özellik
mineralogic composition mineralojik bileşim
mineralogical character of a particle bir parçacığın mineralojik özelliği
mineralogical composition of the soil zeminin mineralojik bileşimi
mineralogical investigation mineralojik araştırma
mineralogy mineraloji
minerals in aggregate agrega içerisindeki mineral
minerals, stable bkz. stable minerals
mingle karıştırmak
miniature küçük, minyatür
minibus minibüs
minicomputer minibilgisayar
minim 1. pek ufak şey; 2. en ufak sıvı ölçüsü, bir santimetre küpün yüzde altısı
minima minimumlar
minimal en az
minimax principle minimaks prensibi
minimax principle en küçük‐en büyük ilkesi
minimization problem enküçültme sorunu
minimize enküçültme
minimize minimum yapmak
minimum 1. en aşağı derece; 2. en az miktar; 3. asgari; 4. küçük (parvus’un süperlatif şekli)
minimum air quality minimum hava kalitesi
minimum air quantity minimum hava miktarı
minimum clearance asgari açıklık
minimum clearance minimum kle‐rans, asgari ara boşluğu, minimum gabari
minimum dimension en küçük boyut
minimum distance en küçük mesafe
minimum flow minimum akış
minimum flowrate asgari debi
minimum limit asgari limit, en düşük sınır
minimum limiting screw enjektör pompası minimuma ayarlama vidası (tork kontrol bölümü)
minimum load minimum yük
minimum local pressure en düşük yerel basınç
minimum moment minimum moment
minimum non‐passing sight distance bkz. stopping sight distance
minimum phase system enküçük evreli sistem
minimum pressure asgari basınç
minimum price minimum fiyat
minimum principal stress en küçük veya minimum asal gerilme
minimum qualifications minimum nitelik
minimum radius of curve minimum kurp yarıçapı
minimum relative humidity en düşük bağıl nem
minimum size en küçük boyut
minimum speed en düşük hız
minimum temperature en düşük sıcaklık
minimum ultimate strength en küçük nihai mukavemet
minimum value en düşük değer
minimum water level minimum su seviyesi
mining madencilik
mining kömür üretimi, maden üretimi
mining and metallurgy maden ve metalürji
mining engineering maden mühendisliği
mining subsidence maden kazısında zemin çökmesi
mining/auger işletme/delme
mining/continuous işletme/sürekli
mining/deep yer altı işletmesi
mining/deep opencast açık ocak işletmesi/derin
mining/drift işletme/eğimli
mining/hydraulic işletme/hidrolik
mining/long wall işletme/boyuna
mining/opencast açık ocak işletmesi
mining/open‐cut açık ocak işletmesi
mining/open‐pit açık ocak işletmesi
mining/room and pillar oda ve destekli işletme
mining/strip açık ocak işletmesi
miniscule küçük harf
ministry bakanlık
minitower ufak dikey şasi, ufak dikey çatı
minor küçük, daha küçük, ikinci derecede olan, önemi az
minor axis küçük eksen
minor contour ara münhaniler, ara eğriler
minor matrix küçümen matris
minor principal plane tali asal düzlem
minor principal stress tali asal gerilme, önemi az olan asal gerilme
minor road ikinci derece yol, tali yol (üzerindeki trafik bağlı olduğu anayoldaki trafikten daha az
ve genellikle daha düşük standartta olan ikinci derece yol)
minor scarp heyelanda tali ayna
minority carrier azınlık taşıyıcısı
minuend çıkartılan
minus eksi
minus lap sarsıntıyı önleme veya tambonlama yapmak için buhar valfi üzerindeki egzoz girişi
minus sign çıkartma işareti, eksi işareti
minus, negative eksi
minute tutanak tutmak
minute saat tutmak
minute 1. dakika; 2. küçük; 3. tutanak, zabıt
minutes of meeting toplantı tutanağı
minutiae önemsiz ayrıntı
miocene miyosen (tersiyer çağının dördüncü dönemi ve bu dönemde çökelen jeolojik birimlerin
oluşturduğu istifin genel adı)
miocene clay miyosen kili
miocene formations miyosen formasyonlar
miocene layers miyosen tabakalar
mirror ayna
mirror acorn nut ayna ayar somunu
mirror arm ayna kolu
mirror image ayna görüntüsü, ikiz görüntü
mirror inverted image ayna tersi görüntü
mirror printing ters baskı
mirror symmety ayna bakışımı, ayna simetrisi
mirroring ikizleme
mirroring ayna imgesi; disk ikizleme
mis‐ (ön‐ek) yanlışlık anlamı veren ön ek
misalign yanlış ayarlama
misalign yanlış hizalamak, yanlış yerleşim yapmak
misaligned yanlış ayarlanmış, aynı çizgide olmayan
misalignment yerleşimin bozulması, yanlış yerleştirme
misalignment eksenden kaçık olma
misapply yanlış uygulamak
miscalculate yanlış hesap etmek
miscellaneous çeşitli, değişik, muhtelif
miscellaneous details muhtelif detaylar
miscellaneous exercises çeşitli alıştırmalar
miscellaneous expenditures çeşitli masraflar
miscibility karıştırılabilirlik
miscible karışabilir, karışır
miscible karıştırılabilir
misclosure kapanma hatası
miscount yanlış saymak
misdate yanlış tarih vermek
misdo yanlış yapmak
misfire teklemek, motorun ateşlemede teklemesi, ateşleme sırasının tersliği dolayısıyla geri
tepme
misfiring tekleme
misinform yanlış bilgi vermek
mismatch uyumsuzluk
miss atlamak, kaçırmak, ateşlemede teklemek
miss error ikinci tür hata; ıskalama hatası
misshipment yanlış sevkiyat
missile tracking radar füze izleyen radar
missing eksik, noksan, kayıp
missing items eksik parçalar
misspelling yazım hatası
mist buğu, buhar, pus, sis
mist, to buhar ile kaplamak
mist separator buhar ayırıcı
mistake hata, yanlış
mistaken hatalı
mistura karışım
misty sisli, puslu
misty buğulu, buharlı, puslu, sisli
misunderstand yanlış anlamak
misusage yanlış kullanım
misuse kötü kullanım, yanlış kullanım
miter köşe pinyonu
mitigation azaltıcı, hafifletici
mitigation measure azaltıcı önlem, hafifletici önlem
mitis casting demir, alüminyum alaşım dökümü
mitre köşe
mitre gear şaft eksenleri bibirine dik olacak şekilde eşçalışan mahruti dişliler
mitre valve oturma yuvası 45 derece açı ile açılmış emniyet valfi
mitre wheel bkz. mitre gear, bevel gear
mitre şiv, şev, köşe, iki parçanın 45 derece mehil ile kesilen yüzeylerinin 90 derece oluşturacak
şekilde birleştirilesi
mitre‐cut piston‐ring birleşme yerindeki uçları kare veya keskin biçimde olma yerine sivli
biçimde olan piston segmanı
mix karışım, harman, karıştırmak, karışmak
mix design karışım dizaynı, karışım hesabı
mix proportions karışım oranları
mix, adustment of bkz. adjustment of mix
mix, ice in bkz. ice in mix
mix, lean bkz. lean mix
mix, overmortaring bkz. over‐mortaring mix
mix, wet bkz. wet mix
mixed karışık, karıştırılmış
mixed air karışım havası
mixed base crude karma kökenli petrol
mixed chart karma çizim
mixed cross section karışık kesit
mixed flow karışım akımı
mixed flow fan karışım havası (vantilatörü) fanı
mixed gas karışım gazı
mixed gas karışık gaz
mixed in place yerinde karıştırılmış, (mineral agrega ve sıvı asfaltın yürüyen karıştırıcılar,
greyderle, tırmıklar veya yolda karışım yapan özel aletlerle karıştırılması suretiyle elde edilen
asfalt tabakası)
mixed in place surface treatment yerinde karıştırma ile yapılan sathi kaplama (mineral agrega
ile sıvı asfaltın yürüyen karıştırıcılar, motorlu greyderler, sürgüler veya yolda karıştırma yapan
özel makinalarla karıştırılması suretiyle oluşturulan sathi kaplama)
mixed mode karma veri tipli
mixed model karma model
mixed node karma düğüm
mixed number tamsayılı kesir
mixed radix karma tabanlı
mixed‐flow (American) water turbine kavisli çark kanatlarına sahip suyun radyal yönde girip
eksenel yönde türbini terk ettiği iç yönde akışlı reaksiyon türbini
mixed‐grained karışık taneli
mixed‐pressure turbine uygun basınç kademelerinde farklı basınçlardaki iki veya daha fazla
kaynakdan
giren buhar ile çalışan buhar türbini
mixer karıştırıcı, mikser
mixer with stirrer pervaneli karıştırıcı
mixer, batch bkz. batch mixer
mixer, buttering bkz. buttering mixer
mixer, dualdrum bkz. dualdrum mixer
mixer, paving bkz. paving mixer
mixing karıştırma
mixing box karışım kutusu (hücresi)
mixing chamber hava karışım hücresi
mixing chamber ateşlemeden önce, özellikle
benzinli motorlarda olduğu gibi, hava ile yakıtın karıştığı oda
mixing circuit karışım çevrimi
mixing concrete betonun karıştırılması
mixing control karışım kontrolü
mixing duct karışım kanalı
mixing pump karışım pompası
mixing ratio karışım oranı
mixing valve karıştırma vanası
mixing, central bkz. central mixing
mixing, hand bkz. hand mixing
mixing, time of bkz. time of mixing
mixture karışım, karbüratörde meydana gelen yakıt‐hava karışımı
mixture control karışım kontrolü
mixture, concrete bkz. concrete mixture
phosphagenic fosfat meydana getiren, fosfat oluşturan
mnemic hafıza (bellek) ile ilgili
mnemonic anımsatıcı, bellenir
mnemonic hafıza, hatırlatıcı, ipucu
mnemonic 1. hafızaya yardımı olan, hafızayı kuvvetlendiren; 2. hafızaya ait; 3. (pl, ) hafızayı
kuvvetlendirme sanatı veya usulü, hafızayı terbiye bilimi
mnemonic symbol anımsatıcı simge
mnemonic, reminder anımsatıcı
mnfme hafıza, bellek
mobile devingen, gezgin, gezer, mobil
mobile seyyar, portatif, hareketli
mobile antenna gezgin anten
mobile cleaning system hareketli temizleme sistemi
mobile conveyor gezici konveyör
mobile crane mobil kren
mobile greasing unit seyyar yağlama ünitesi
mobile home seyyar ev, yürür ev, tekerlekli ev, hareketli ev
mobile lubricating equipment seyyar yağlama ekipmanı
mobile radio gezgin radyo, mobil radyo
mobile radio station gezgin radyo istasyonu
mobile source hareketli kaynak (otomobil, motosiklet, uçak, gemi gibi hareket halindeki hava
kirliliği oluşturucuları)
mobile unit seyyar birim
mobile unit seyyar makine, hareketli ünite
mobilised harekete geçmeye hazır, harekete geçmiş
mobility 1. taşınabilirlik, hareketlilik 2. nüfusun değişik ulaşım türlerini kullanarak hareket etme
kabiliyeti
mobilization harekete gelme veya getirme, müteharrik hale sokma
mobilization seferberlik, seferber olma, harekete hazırlık
mobilize harekete getirmek
modal matrix kipsel matris
modal split türel ayırım
mode mod
mode usul, yöntem, şekil, tür
mode kip; doruk (istatistik)
mode of operation kullanma usulü
mode of tendering teklif verme şekli
mode of transport seyahatlerin yapıldığı ve malların taşındığı herhangi bir ulaşım türü
mode selectlion durum seçme
mode biçim, şekil, özellikle mekanik titreşimlerde titreşim şeklini belirtmek için kullanılır
model model yapmak, örneğe göre yapmak
model model, örnek, şekil, plan
model displacement model kaydırma
model driven model güdümlü
model number model numarası
model of terrain arazi modeli
model plane model düzlemi
model reference control modele dayananan denetim
model test model deneyi, küçük ölçekli model deneyi
modeling model yapma
modeling kalıplama, şekillendirme, model yapma, örnek yapma model alma
modem modem
modem sinyal dönüştürücü
modem eliminator; null modem kukla modem
moderate ılımlı
moderate orta, yeterli
moderately ılımlı olarak
moderation ılımlama
moderator yavaşlatıcı madde
modernization modernizasyon, modernleştirme, çağdaşlaştırma
modernize yenileştirmek
modifiable değiştirilebilir
modification değişiklik, modifikasyon
modification geliştirme, iyileştirme, tadilat, modifikasyon (bütün bünyelerin dış koşulların
etkisiyle belirli sınırlar içinde kalmak suretiyle farklılaşması)
modification in mixing plant bitümlü sıcak karışımın özelliklerinin karışım plentinde çeşitli katkı
maddeleri ile iyileştirilmesi
modification level değişiklik düzeyi
modified değiştirilmiş, iyileştirilmiş
modified bid değiştirilmiş teklif, iyileştirilmiş teklif
modified bitumen modifiye bitüm, bitümün özelliklerinin çeşitli katkı maddeleri veya
yöntemlerle iyileştirilmesi
modified cement özellikleri kullanılış yerine göre değiştirilmiş çimento
modified miscibility test değiştirilmiş karışabilirlik deneyi
modified proctor bkz. modified proctor compaction test
modified proctor compaction test modifiye proktor sıkıştırma deneyi
modified proctor density modifiye proktor yöntemiyle bulunan yoğunluk
modifier değiştirici
modify değiştirmek, iyileştirmek
modular modüler
modular birimsel
modular air conditioning modüler iklimlendirme
modular air conditioning system paket tip klima sistemi
modular arithmetic modüler aritmetik
modular programming birimsel programlama
modular ratio modüler oran, modül oranı (bir malzeme tabakasının deformasyon modülünün
alttaki diğer malzeme tabakasının deformasyon modülüne oranı)
modular ratio effects modül oranı etkisi (modüler orandaki değişime göre, yol alt yapısına
transfer olan gerilmelerdeki azalma)
modular system modüler sistem
modularity modülerlik, birimsellik
modulate kiplemek
modulate modüle etmek, tadil etmek
modulated carrier kiplenmiş taşıyıcı
modulating (s) değiştirme, modulasyon, oransal
modulating gain oransal kazanç
modulating valve ayarlayıcı valf
modulating valve modülasyon valfi
modulating wave kipleyen dalga
modulation kipleme, kiplenim, modülasyon
modulation 1. uyma, intibak etme, hücrenin çevresel değişimlere kendini uydurması; 2.
düzenleme, düzenlenme (tedavi düzenlenmesi gibi)
modulation depth kiplenme derinliği
modulation meter kiplenimölçer
modulator kipleyici, modülatör
module ölçü esası
module modül, birim
module gear cutter for spur and helical gear düz ve helisel dişliler için modül dişli çark freze
bıçağı
module of elasticity esneklik modülü
modulo (modulo‐n) ölçke (n‐ölçkeli)
modulo computation ölçkeli hesaplama
modulo counter ölçkeli sayaç
modulus modül, katsayı
modulus of büyüklüğü, genliği
modulus of admittance geçiri büyüklüğü
modulus of compressibility sıkışma modülü
modulus of deformation deformasyon modülü (belli yükleme koşulları altında, bir malzemede
oluşan gerilmenin deformasyona oranı)
modulus of elastic compression elastik sıkışma modülü
modulus of elasticity elastisite modülü, elastisite katsayısı (bir malzeme için gerilmenin, birim
alana düşen kuvvetin birim uzunluktaki deformasyona oranı)
modulus of longitudinal elasticity boyuna elastisite modülü
modulus of plasticity plastisite modülü
modulus of resistance dayanım modülü, mukavemet modülü
modulus of rigidity rijitlik modülü (bir malzemede kesme gerilmesinin kesme deformasyonuna
oranı)
modulus of rupture kopma modülü (bükülmeye zorlanan bir malzeme numunesinde, kırılma
anında okunan maksimum gerilme direnci)
modulus of shear deformation kayma deformasyon modülü
modulus of subgrade reaction yatak katsayısı, yatak modülü (Westergaard’a göre)
modulus of torsion burulma modülü
modulus of transverse elasticity enine elastisite modülü
modulus of volume change hacimsel sıkışma modülü
modulus, shear bkz. shear modulus
modulus, Young’s bkz. Young’s modulus
modus usul
module, (a) dişli çarklarda birbiri ardı gelen iki diş arasındaki aralığın pi (3, 1416) sayısına
bölümü, (b) belirli standartta sınırlı sayıda imal edilmiş ve farklı şekillerde birleştirilerek değişik
emtialar (mal, eşya) oluşturulabilinen parçaların herbiri
Mohr’s circle gerilme dairesi, mohr dairesi (zeminde belli bir noktadaki değişik düzlemlere etki
eden gerilmelerin grafik olarak gösterimi)
Mohr’s circle of stress mohr gerilme dairesi
Mohr’s diagram mohr diyagramı
Mohr’s envelope mohr kırılma zarfı, mohr zarfı (zeminde bir malzemenin kırılma, göçme
anındaki gerilme koşullarını gösteren mohr dairelerinin ortak teğeti)
Mohr’s rupture diagram mohr kırılma diyagramı
Mohs’ scale bkz. hardness numbers
moiety yarım, pay
moiety parça/yarım
moil point sivri uçlu keski
moist nemli, rutubetli, ıslak
moist air rutubetli hava, nemli hava
moist curing rutubetli ortamda kür
moist rodding ıslak şişleme
moist sand rutubetli kum, ıslak kum
moist tamping ıslak tokmaklama
moisten,to nemlendirme, ıslatma
moisture content nem miktarı
moisture nem, rutubet, ıslaklık
moisture balance nem dengesi
moisture barrier nem engeli
moisture content nem miktarı
moisture content control su içeriği kontrolü
moisture distribution in the soil zeminde rutubet dağılışı
moisture holding capacity nem tutma kapasitesi
moisture index su içeriği indeksi
moisture measurement nem ölçümü
moisture proof neme dayanıklı
moisture protection nem koruma
moisture retarder nem önleyici teçhizat
moisture retarder nem geciktirici
moisture separator nem ayırıcı
moisture separator damla tutucu
moisture transfer nem transferi (aktarımı)
moisture transmission nemin taşınması
moisture, absorption of bkz. absorption of moisture
moisture, constant bkz. constant moisture
moisture, field bkz. field moisture
moisture, hydroscopic bkz. hydroscopic moisture
moisture, surface bkz. surface moisture
moisture ıslaklık, nem, yaşlılık, rutubet
moisture‐density curve su içeriği kuru birim ağırlık eğrisi, kompaksiyon eğrisi (su içeriği ve
yoğunluk arasındaki ilişkiyi gösteren eğri)
mol molekül ağırlığı
mole (mol) molekül gram, 0, 012 kg karbon içersindeki atom sayısı kadar temel şey içeren bir
sistemdeki madde miktarına bir mol denir
molar molar
mold kalıba dökmek
mold kalıp, araç lastiğinin pişirildiği kalıp, kalıplamak
mold board bıçak tablosu
mold cast iron kalıplı dökme demir
moldboard kalıp tahtası (bıçak arkası) grayder
molded dökülmüş, kalıp halinde dökülmüş
molded brake lining döküm fren balatası
molded brake lining roll rulo halinde döküm fren balatası
molded lining fiber balata
molder kalıpçı
molder çürümek, ufalanmak
moldiness küfle örtülü olma, küflülük
molding kalıplama, pervaz, kalıpta yapılmış herhangi bir şey
molding kalıpta dökme
molding machine kalıplama makinası
moldy 1. küf tabakası ile örtülü; 2. küflenmşi, küflü
mole molekül ağırlığı
mole orta ayak, iskele, dalga kıran
mole gram molekül
molecular moleküler, moleküle ait
molecular zerrevi, moleküle ait veya moleküllerden oluşan
molecular attraction moleküler çekim
molecular bond moleküler bağ
molecular chain action moleküler zincirleme etki
molecular current moleküler akım
molecular dispersion moleküler dağılım
molecular forces moleküler kuvvetler
molecular formula molekül formülü
molecular friction moleküler friksiyon, moleküler sürtünme
molecular interaction, direct bkz. direct molecular interaction
molecular mass moleküler kütle
molecular sieve process molekül eleği
molecular structure molekül yapısı
molecular theory moleküler teori
molecular weight molekül ağırlığı
molecule zerre, atom, molekül
molibdenium bkz. molybdenum
molimen gayret
mollier diagram molyer diyagramı
mollities anormal yumuşama
molten dökme
molten erimiş
molybdenum Mo sembolü ile bilinen atom no: 42 ve atom ağırlığı: 95, 95 olan ve demire
benzermadeni ağır bir element, molibden (mo=95, 95)
moment an, moment
moment arm moment kolu
moment at fixed end ankastrelik mo‐menti, sabit uç momenti
moment curve moment eğrisi
moment distribution moment dağılımı
moment distribution method moment dağılımı metodu
moment equlibrium moment dengesi
moment of a force , bir kuvvetin bir nokta etrafında döndürme etkisi, değeri (şiddeti), kuvvetin
değeri ile ilgili noktadan kuvvetin etki doğrusuna çizilen dik mesafenin çarpımına eşittir,
genellikle saat ibresi yönündeki momentler pozitif, saatin tersi yönündekler ise negati
moment of driving forces hareket ettirici kuvvetler momenti, hareket ettirici moment, aktif
kuvvetler momenti (kaymada)
moment of flection eğilme momenti
moment of flexion bkz. moment of flection
moment of inertia eylemsizlik momenti
moment of inertia kütle atalet momenti
katı cismi oluşturan kütleciklerin (partiküllerin) eksenden olan uzaklıklarının kareleri ile
arpımının toplamı kütle atalet momentini verir
moment of momentum (angutar momentum) momentumun momenti, açısal momentum
moment of resistance dayanım momenti, karşı koyucu kuvvetler momenti, tutucu moment
moment of rotation dönme momenti
moment of stability stabilite momenti
momental ellipse asal yarı eksenleri kesit dönme (jirasyon) yarıçaplarının maksimum ve
minimum değerine eşit olan elips, diğer bir
eksene göre jirasyon yarıçapı elips merkezinden ona karşılık gelen vektör doğrusu ile
bulunabilir
momentarily anlık
momentous önemli
momentum momentum
momentum 1. bir cismin hareket miktarı, moment; 2. kitlenin sürat ile çarpımı momentum
şiddeti cismin kütlesi ile kütle merkezinin hızının çarpımına eşit olup, yönü hızın vektörel
yönündedir
mon(o)‐ (ön‐ek) tek anlamı veren ön ek
monad atom
monadic birli
monadic operation birli işlem
monatomic tek atomlu
monde çevre
monde dünya
monetary paraya ait
monetary legislation para mevzuatı
money nakit, para
money equivalent para eşdeğeri
money order para havalesi
money worth para değeri
monger esnaf, satıcı
monger (son‐ek) satıcısı anlamı veren ek
monicker (ayrıca moniker) isim, mahlas
moniliform boncuklu, boncuksu
monition uyarı
monitor izleme tertibatı
monitor görüntü birimi, ekran
monitor 1. bir olayı veya durumu devamlı izlemek, devamlı kontrol altına almak; 2. bir olayı veya
durumu devamlı olarak izlemede kullanılan alet, izleme aracı, monitör
monitor program gözleme programı, monitör programı
monitoring gözetleme, gözleme
monitoring 1. izleme, gözlem; 2. zemin, yüzey
suyu, yer altı suyu, hava özellikleri veya
herhangi bir yapının davranışı hakkında veri toplamak ve kontrol etmek amacıyla kullanılan her
türlü sistematik ölçüm ve gözlem yöntemi;
3. üst yapının yapısal ve fonksiyonel kondü
monitoring denetleme
monitoring amplifier dinleme yükselteci
monitoring and diagnostics systems arıza teşhis ve takip sistemi
monitoring antenna dinleme anteni
monitoring program izleme programı (herhangi bir kirletici maddenin varlığının, etkisinin ya da
düzeyinin nicelik ya da nitelik yönünden saptanması ya da ölçülmesi amacıyla ölçüm
donanımının karmaşık bir sistemle devreye sokulması)
monitoring software gözleme yazılımı
monitoring station gözleme bilgisayarı
monitoring system display dijital gösterge ekranı
monitör kontrol sinyali yollayarak değişken bir büyüklüğü belirli sınırlar içersinde tutan cihaz
monkey şahmerdan, tokmak, çekiç
monkey wheel vinç makarası, palanga
monkey wrench ingiliz anahtarı
monkey wrench anahtar/ayarlı
monkey şahmerdan, şahmerdan başı, kazık çakmak için kullanılan düşer çekiç (cisim) ağırlığı
mono mono
mono tek
mono‐ tek anlamı veren ön ek
mono phase monofaz
mono, odd, single tek
monobloc tek gövdeli, yekpare gövdeli içten yanmalı motor bloğunun tek parka dökülmüş şekli
monobrom‐benzene mono brom benzen
monocable tek kablolu havai hat, hem vargelleri taşıyan hemde hareket ettiren sonsuz halat
monochorea tek taraflı kore
monochromatic tek renge ait, monokromatik
monochromatic filter tek renkli süzgeç
monochromatic light tek renkli ışık
monochromatic light monokromatik ışık
monochromatism 1. bir renk gösterme hali; 2. tüm renklerin gri olmak üzere tek renk halinde
algılanması hali
monochrome tekrenkli, siyah‐beyaz
monochrome display tekrenkli ekran, siyah‐beyaz ekran
monolith tektaş
monolith tekparça, yekpare
monolithic circuit tektaş devre
monolithic construction üst yapı ile alt yapının müşterek ankastre olarak çalıştığı inşaat
monolocular tek boşluklu, yalnız bir boşluğu olan
monometallism tek maden kullanma
monopolar tek kutuplu
monopolize tekel altına almak
monopoly tekel
monorail monoray (tek raylı)
monorail crane monoray kren
monorail hoist tek raylı vinç, ı kesitli kiriş üzerinde hareket eden vinç
monorail tekray, tek raylı demir yolu, havai demir ray üzerinde asılı olarak hareket eden
vagonları taşıyan tek ray
monostable tek durumlu
monostable relay tek durumlu röle
monotonic decreasing sequence monoton azalan dizi
monotonic function tekdüze işlev
monotonic increasing sequence monoton artan dizi
monotonic sequence monoton dizi
monotonous 1. değişiklik göstermeyen, yeknesak, monoton; 2. aynı tonda devam eden, alçalma
ve yükselme göstermeyen (ses hakkında)
monotony 1. değşiiklik göstermeden devam etme hali, yeknesaklık, monotonluk; 2. ses tonunun
devamlı olarak aynı kalışı, sesin yeknesaklığı
monovalent tek değerli, monovalan
monovalent cation bir değerli katyon
monovalent heat pump tek enerjili ısı pompası
monoxide monoksit, bir atom oksijeni havi bir oksit
monozygotic tek zigota ait
mons (çoğ. montes), dağ, tepe, yükseklik
montage kurmak, monte etmek
montage instructions montaj talimatı
montage line montaj hattı
montan wax montan mumu (linyit, turba veya kahverengi kömürün çözücü ile
ekstraksiyonundan elde edilen ve yüksek molekül ağırlıklı asitler, alkoller ve esterlerin
kompleks bir karışımından meydana gelmiş özel bir ürün)
monte carlo method monte carlo yöntemi
month ay
monthly aylık, ayda bir
monthly allowance aylık ödenti, aylık harçlık
monthly expenditure report aylık sarfiyat raporu
monthly report aylık rapor
monthly statements aylık hakediş raporları
monticulus (çoğ. monticuli), dağcık, tepecik
montmorillonite montmorilonit (aktif kil minerali)
montmorillonite clay montmorilonit kil
montmorillonite group mont‐morilonit grubu
montmorillonite series montmorilonit grubu (c ekseni boyunca son derece şişkin olan, 2/1
oranlı silikatların; iki silikon‐oksijen tabakası bir hidroksit tabakası ile kondens olmuş izomorf
serileri)
monument 1. anıt, abide; 2. sigorta betonu
moon 1. ay; 2. mehtap
moon beam ay ışını
moonlight ay ışığı
moor bataklık, batak zemin
mooring bağlama
moraine buzul kökenli zemin, moren
moral moral, ahlaki
morale moral
more daha çok
more than ‐den çok
moreover ek olarak, dahası
morgue morg
Morse alphabet bkz. Morse code
Morse code Mors alfabesi
morse taper mors, mors konik
morse taper shank mors konik saplı
morse taper twist drill mors konik matkap ucu
morse tapers morse konikliği, matkap ucunun matkap kafasına tutturulan kısmı
mortar harç
mortar havan, dibek
mortar harçla sıvamak
mortar cement harç, harç yapmakta kullanılan çimento
mortar grouting harç enjeksiyonu
mortar making properties harç yapma kabiliyeti
mortar mili or mixer karma makinası, beton karma makinası
mortar patch cement yama harcı yapmakta kullanılan çimento
mortar riprap harçlı pere
mortar rubble masonry harçlı moloz kargir
mortar strength harç gücü, harç kuvveti, harç dayanımı
mortar, masonry bkz. masonry mortar
mortar, pneumatically applied bkz. pneumatically applied mortar
mortared riprap harçlı ve muntazam şevli tahkimat, harçlı pere
mortgage ipotek
mortice zıvana
mortise zıvana ile birleştirmek
mortise zıvana, zıvana açmak
mortise (mortice) wheel döküm veya işlenerek oyuk veya zıvana şeklinde dişlere sahip olarak
imal edilen ve daha çok tahtadan imal edilmiş dişli ile eş çalışan dişli çark
mortise chain cutter bakınız chain cutter
mortise chisel zıvana keskisi
mortise joint zıvanalı geçme
mortise machine zıvana makinası
mortise teeth zıvana dişi, saplama çark dişi
mortising machine zıvana makinesi, lamba makinesi, delik makinesi, tahtaya kare veya
dikdörtgen seklinde delik açan makine
mosaic 1. küçük parçaların, serpme şeklinde bir araya gelmesiyle beliren şekil, mozaik; 2. aynı
dokuya ait hücrelerin birbirinden farklı kromozom dizisi göstermesi
mosaic mozaik
mosaic mozaik (hava fotoğraflarının yan yana getirilmesi)
most dangerous sliding surface kritik kayma yüzeyi, en tehlikeli kayma yüzeyi
most economic en ekonomik
most efficient en verimli
most efficient estimator en etkin kestirici
most powerful test en güçlü sınama
most significant bit en önemli bit
most significant character en soldaki damga, en önemli damga
most significant digit en soldaki basamak
mote zerre
mother wavelet ana dalgacık
motherboard ana kart
motile 1. kendiliğinden harekete muktedir; 2. hareket meydana getiren (kuvvet)
motility hareket kuvveti veya yeteneği, motilite
motion devinim, hareket
motion bar hareket kolu, yönlendirici kol
motion block buhar makinaları sübab mekanizmalarında, sübab koluna mafsallı ve üzerinde
eğrisel bir kanala sahip başka bir uzvun bu kanalı içersinde hareket etmeye zorlanan kayar
eleman
motion compensated devinim dengelemeli
motion detection devinim sezimi
motion disc hareket diski, kol plakası
motivate harekete geçirmek, motive etmek
motivation motivasyon
motivation güdü
motive harekete ait
motive force hareket ettirme kuvveti
motive power hareket ettirme gücü
motopaver kaplama makinesi, kaldırım döşeme makinesi
motor elektrik motoru, makina, motor
motor armature elektrik motorları göbek sarımı
motor base motorun kaidesi, sabit motor tespit kazığı
motor bed plate motor kaide plakası
motor drive motorlu tahrik
motor flywheel motor volanı, motor volan kasnağı
motor fuel motor yakıtı
motor fuel taxes akaryakıt vergisi
motor gasoline motor benzini
motor grader greyder
motor lubrication motor yağlaması
motor noise motor gürültüsü
motor park motor parkı, taşıt parkı
motor pool taşıt parkı
motor power motor gücü
motor rating motor gücü
motor scraper skreyper
motor scraper skreyper (motorlu)
motor shaft elektrik motoru mili
motor shovel motorlu kepçe
motor steptime motorun adım zamanı
motor support motor tespit kulağı, motor tespit ayakları
motor tachometer motor devrini ölçen saat, takometre
motor vehicle motorlu taşıt
motor vehicle taxes motorlu taşıtlar vergisi
motor winding motor sargısı
motor/enclosed kapalı motor
motor‐bed plate motor şasisi
motorbike motosiklet
motorboat deniz motoru
motorbus otobüs
motorcar otomobil
motor‐car (automobile) özel taşıt, otomobil
motorcycle motosiklet
motorcycle engine motosiklet motoru
motorcycle helmet motosiklet kaskı
motorcycle sidecar motosiklet sepeti
motorcyclist iki tekerlekli motorlu taşıt kullanan veya binen kişi
motorist sürücü
motorize motor takmak
motorized motorlu
motorized valve motor karışım vanası
motor‐pulley motor‐tambur
motor‐road motorlu taşıt yolu
motor‐vehicle (automobile) benzin veya mazotla çalışan kara taşıtı
motorway otoyol (yalnız motorlu taşıtların kullandığı tam erişme kontrollü ekspresyol)
MOU bkz. memorandum of understanding
moulage bir yapı veya lezyonun balmumundan yapılmış modeli, hastalıklı bir vücut parçasını
cismiyle ve renkleriyle olduğu gibi gösteren ve balmumu veya alçıdan yapılan kalıp, mulaj
mould kalıp
mould kalıba dökmek
mould dökme kalıp
moulding korniş
moulding pervaz
moulding kalıpta dökme
moulding kalıp
moulding kalıplama, kalıptan çıkarma, kalıpla yapılmış parça
moulding cutter şekil verme, model yapma , kesme takımı, ayarlanabilir, özel şekil verilmiş
genelde karşılıklı kenarda çift olarak kullanılan arzu edilen profili kesmeye yanyan kesici takım
moulding machine kalıp makinası
moulding machine (plastics) kalıplama makinesi, plastiğe pres yolu ile şekil veren kalıplama
makinesi
moulinet tahrik kasnağı
mound höyük (eski zamanlardan beri üstüste gelen şehir kalıntılarından oluşmuş tepe)
mount asmak, kurmak, takmak
mount monte etmek, yerine takmak, tespit etmek, kurmak, takmak, montaj
mountain dağ
mountain pass dağ geçidi
mountain road dağ yolu
mountain sickness deniz seviyesinden çok yüksek olan yerlerde, atmosferdeki okisjen
yoğunluğunun azalmasına bağlı olarak meydana gelen taşikardi ve dispne
mountainous terrain dağlık arazi, arızalı arazi (ağır vasıtaların uzun mesafelerle veya sık
aralıklarla çok düşük hızlarda seyretmesine neden olan yatay ya da düşey güzergah
kombinasyonu)
mounted monte
mounting dayanak
mounting makinaya çıkış, binme
mounting montaj, tespit, takma, yerleştirme
mounting adjustment kurma ayarı, montaj ayarı
mounting base montaj kaidesi
mounting bolt tespit cıvatası, bağlama cıvatası
mounting bracket motor kulağı, motoru tespit için çıkıntı, bağlama mesnedi, bağlama köşebendi
mounting component montaj elemanı
mounting flange bağlantı flanşı
mounting frame bağlantı şasisi
mounting hole montaj boşluğu, deliği
mounting instructions montaj talimatı
mounting kit montaj seti
mounting nut tespit somunu
mounting pad bağlantı mesnedi
mounting plate bağlantı plakası
mounting screw tespit vidası
mounting type bağlantı türü
mounting torna aynasına iş bağlama, montaj, donatım
mournful kederli, elemli, yaslı
mouse fare
mouse button fare düğmesi
mouse pad fare altlığı
mouse pointer fare imleci
mouth ağız
mouthwash ağız ve boğazı çalkalayarak yıkamada kullanılan antiseptik sıvı, gargara
movable (ayrıca moveable) hareketli, taşınabilir
movable breaker arm oynak çekiç (distribütörde)
movable coil oynar bobin, döner bobin
movable expansion buhar makinalarında ikinci kayar valf veya dişli yardımı ile ayarlamayı
(regülasyonu) sağlıyan genişleme, movement, (a) saatin minesi ve muhafazası dışında kalan
mekanizması (b) film çekme makinesi veya projektörün önemli kısımları
movable fork hareket ettirilebilir çatal
movable pulley hareketli makara
movable scaffolding system hareketli iskele sistemi (inşaat yöntemi)
move hareket etmek, hareket ettirmek, götürmek
move instruction taşıma komutu
move, transport taşımak
movement hareket
movement capacity durarak kontrollü kavşak yaklaşımında, hareketin ayrı bir şeritte
gerçekleştiği varsayımıyla, otomobil/saat cinsinden hareketin kapasitesi
movement of rotation about etrafında dönme hareketi, etrafında dönme
movie film
moving hareketli
moving average (ma) yürüyen ortalama
moving coil bkz. movable coil
moving coil galvanometer devinen sargılı miniakımölçer
moving element devinir öğe
moving landslide yayılan heyelan
moving live load hareket halinde yük, hareketli yük
moving load hareket halindeki yük
moving magnet instrument devinen mıknatıslı alet
moving parts hareketli parçalar
moving scale instrument devinen ölçekli alet
moving staircase hareketli merdiven
moving type coil hareketli tip bobin
moving‐iron instrument havalı söndürücülerde olduğu gibi mıknatısa göre relativ olarak hareket
eden yumuşak demir parçasının hareketine göre çalışan çekici tip cihaz
mtbf (mean time between failure) arızasız geçen ortalama süre
mttr (mean time to repair) ortalama tamir (onarım) süresi
much çok
muck çamur, kazı molozu, gübre, pislik, bataklık toprağı (çok yumuşak kıvamda organik bir
toprak)
mud çamur, batak toprak
mud and snow tire kar‐çamur tipi sırtı özel şekilli lastik
mud bucket çamur kovası, tarak kovası veya kepçesi
mud cap çamurdan muhafaza eden başlık
mud deflector taşıtın motor, vb kısımlarını çamurdan korumak için takılan koruyucu plaka
mud drum alt dram, çamur dramı
mud flap çamurluk perdesi
mud flaps çamurluk
mud flow çamur akması (değişik şekil ve kökende moloz içerikli malzemenin genellikle su ile
birlikte geliştirdiği oluşan akma hareketinin genel adı)
mud guard taşıtın motor, vb kısımlarına çamurdan korumak için takılan koruyucu plaka
mud jacking çamur fışkırması
mud rock flow çamur kaya akması, çamur akması, çamur seli
mud service çamurda kullanılır
mud shield taşıtın motor, vb kısımlarını çamurdan korumak için takılan koruyucu plaka
mud sill yastık kalası, taban kirişi (ahşap kolon altında)
muddle karıştırmak
muddy çamurlu
muddy soil batak zemin, çamurlu zemin
mudguard çamurluk
mudjacking çamur pompalayarak kaldırma, tasman yapan beton plakları çamur tulumbasıyla
yükseltme
muff örtü, radyatör örtüsü, manşon, bilezik, halka, kovan
muff manşon
muff muf
muff coupling manşon kuplaj
muff coupling kovanlı kavrama
muffle sesi boğmak
muffler susturucu, muflör, egzoz susturucusu
muffler heat shield muflör sıcaklık kalkanı, egzoz susturucusu sıcaklık kalkanı
muffler noise damper eksoz susturucu damperi
muffler tail pipe susturucu çıkış borusu
mult(i)‐ (ön‐ek) çok anlamı veren birleştirici, mülti
multangular çok açılı veya köşeli, çokgen
multi position cylinder çok konumlu silindir
multi criteria analysis çok yönlü seçenekli analiz
multi flament lifli
multi hose holder çoklu hortum tutucu
multi layer hose çok katlı hortum
multi level junction çok katlı kavşak
multi phase trifaze, üç fazlı
multi phase current üç fazlı akım
multi phase motor üç fazlı motor
multi spectral çok bantlı
multiaccess çoklu erişimli
multiaddress instruction çokadresli komut
multiangular çok açılı
multiblade çok kanatlı
multiblade damper bkz. multileaf damper çok kanatlı damper
multicarrier multichannel system çok‐taşıyıcılı çok‐kanallı sistem
multicarrier radio transmitter çok‐taşıyıcılı radyo verici
multicast çoğa gönderim
multicast message çoğa gönderilen ileti
multi‐cell box culvert çok gözlü kutu menfez
multi‐cell box girder çok gözlü kutu kiriş
multicollinearity çoklu bağlanımlı
multiconductor cable çok‐iletkenli kablo
multicore cable çok‐damarlı kablo
multicuspid 1. üzerinde çok sayıda sivri çıkıntı gösteren; 2. çok sayıda kapakçık gösteren, çok
kapakçıklı
multicuspidate çok zirveli
multidecision problem çoklu karar sorunu
multidrop line çok‐prizli hat
multifid çok yarıklı, çatlaklı, multifidus
multiform çok şekilli, muhtelf şekilde
multifrequency transmitter çok‐frekanslı verici
multifuel çok yakıtlı
multifuel boiler çok yakıtlı kazan
multifuel firing çok yakıtlı yakma
multifunction çok işlevli
multifunction board çok‐işlevli kart
multiglandular çok guddeli
multigrade oil çok mevsimli yağ
multigrade oil çok amaçlı yağ
multihop transmission çok‐sekmeli iletim
multijet burner çok püskürtmeli brülör (yakıcı)
multi‐lane çok şeritli
multilane highway her yönde en az iki şerit ile trafiğin sağlandığı, erişmenin kontrol edilmediği
ya da kısmen kontrolün sağlandığı, sinyalize edilmiş kavşaklarla trafik akışının periyodik olarak
kesintiye uğratılabildiği karayolu multi‐lane road çok şeritli yol (her iki yöndeki
trafik için ikişer veya daha fazla şeridi bulunan tek yönlü veya iki yönlü, bölünmüş veya
bölünmemiş yol)
multi‐lane undivided arterial çok şeritli bölünmemiş ana yol
multilateral çok yanlı, çok taraflı
multilayer çok tabakalı
multileaf çok kanatlı
multileaf damper çok kanatlı damper
multi‐leg intersection çok ayaklı kavşak (beş veya daha fazla yolun birleştiği eşyüzey kavşak)
multilevel security çok‐katlı güvenlik
multilouvre damper (see multileaf damper) çok kanatlı damper
multi‐material v slot alaşımdan mamul v kanallı (püskürtme memesinde)
multimedia çoklu ortamlı, çoğulortamlı çoklu ortamlılık, çoğulortamlılık
multimedia authoring çoklu ortamlı yazarlık
multimedia computer çoklu ortamlı bilgisayar
multimodal distribution çokdoruklu dağılım
multimode fiber çok‐kipli lif
multi‐mode spectral analysis çok modlu spektral analiz
multinational character set çok uluslu karakter kümesi
multinational corporations çok uluslu şirketler
multinode çok‐düğümlü
multinodular çok nodüllü
multinomial bkz. polynomial
multinomial distribution katlı terimli dağılım
multinominal katlı terim
multinuclear çok nüveli
multipartite çok parçaya bölünmüş
multiparty call çok‐aboneli arama
multiparty line çok‐aboneli hat
multipass boiler çok geçişli kazan
multipath çok yolluluk
multipath fading çok yollu sönümlenme
multipath reflection çok yollu yansıma
multipath transmission çok yollu iletim
multiple çarpım
multiple kat, katlı, çoklu, çok
multiple access çoklu erişimli, çoklu erişim
multiple access interference çoklu erişim karışması
multiple boring machine katmerli sondaj makinesi, aynı anda çok sayıda burgu (sondaj) yapma
multiple cell culverts with unequal spans açıklıkları eşit omayan çok gözlü menfezler
multiple column bent çok kolonlu ayak
multiple contact points çok platinli
multiple correlation coefficient çoklu ilinti katsayısı
multiple disc çok diskli
multiple expansion engine çoklu genleşmeli buhar makinası
multiple height curb kademeli bordür
multiple inheritance çoktan türeme
multiple input multiple output system çok girdili çok‐çıktılı sistem
multiple input single output system çok girdili tek‐çıktılı sistem
multiple integral çok katlı tümlev
multiple landslide çoklu heyelan
multiple lip çok dudaklı
multiple of a unit of measurement ölçüm biriminin üst katları
multiple disc clutch bakınız clutch
multiple order sampling örüntülü örnekleme
multiple plate clutch çok safhalı kavrama, metelikli kavrama
multiple pole katlı kutup
multiple pulley system ikiz palanga
multiple pump çoklu pompa
multiple rate sampling katlı örnekleme
multiple routing çoklu yolatama
multiple shank çok şanklı, çok kazmalı
multiple shank (ripper) çok uçlu (riper)
multiple shift çok vardiya
multiple size çok boyutlu
multiple solenoid valve çok bobinli valf
multiple spans çok açıklıklı
multiple structure bileşik yapı
multiple surface treatment çok tabakalı asfalt sathi kaplama (birbiri üzerine yapılmış iki veya
daha fazla sayıda asfalt sathi kaplama)
multiple time çok zamanlı
multiple way valve çok yollu valf
multiple‐choice çoktan seçim
multiple‐disc çok diskli
multiple‐expansion engine çalışan akışkanın gittikçe ebatları büyüyen farklı kademelerdeki
silindirlerde genleştiği makina
multiple‐flute çok ağızlı
multiple‐spindle drilling machine aynı anda aynı iş parçası üzerinde çok sayıda delme işlemi
yapma özelliğine sahip matkap
multiple‐stage drainage kademeli drenaj
multiple‐threaded screw (multi‐start thread) katmerli dişli vida
multiple‐tool lathe iki kalem tutacağına (dayanağına) sahip aynı iş parçasını aynı anda iki
tarafındanda işleyebilen torna
multiplex zaman multipleksi
multiplex channel çoğullamalı kanal
multiplexed integrated intelligence (mii) işlemleri birleştirilmiş akıllı sistem (aracın yol
tutuşunda beklenmedik bir şekilde yetersizlik hissedildiğinde sürücüyü uyararak elektronik
suspansiyon sistemi (ecs) ile elektronik dengeleme programını (esp) harekete geçiren ve motor,
frenler, suspansiyon
multiplexer çoklayıcı
multiplexer çoğullayıcı (iletişim), giriş yolseçici (mantık devresi)
multiplexing çoğullama
multiplicand çarpılan
multiplicate çarpım
multiplication çarpma
multiplication çoğalma
multiplication elements çarpmanın elemanları
multiplication inverse element çarpmanın ters elemanı
multiplication procedure çarpma yöntemi
multiplication property çarpma özelliği
multiplication property of one birin çarpma özelliği
multiplication property of zero sıfırın çarpma özelliği
multiplication sign çarpı işareti, çarpma işareti
multiplication table çarpım tablosu
multiplicative çarpılabilir
multiplicative identity element çarpılabilir etkisiz eleman
multiplicative inverse çarpmaya göre ters
multiplicative inverse element çarpılabilir ters eleman
multiplicative noise çarpımsal gürültü
multiplicity çeşitlilik
multiplicity katlılık, çokluk
multiplier çoğaltıcı, çarpıcı
multiplier çarpan
multiplier kollu hesap makinası
multiplier register kollu hesap makinasınde çarpma kolunun devir sayısını kaydeden kısım
multiplier, factor çarpan
multiply çarpmak, çoğalmak, çoğaltmak
multiply tyre çok katlı lastik
multipoint line çok‐noktalı hat
multipoint network çok‐noktalı ağ, çok‐uçlu ağ
multipolar çok kutuplu, multipolar
multiprecision çoklu duyarlı
multipro console control multipro kontrol paneli
multiprocessing çoklu işlem
multiprocessor çoklu işlemci
multiprogramming çokluprogramlama, çoklu iş düzeni
multipurpose çok amaçlı
multipurpose bucket çok maksatlı kepçe
multipurpose cold store çok amaçlı soğuk depo
multiresolution çoklu çözünürlük
multisensor fusion çok‐duyucu tümleştirme
multiserver network çok‐işgörenli ağ, çok‐sunuculu ağ
multishell condenser çok bölmeli kondenser
multistage çok kademeli
multi‐stage centrifugal pump çok kademeli santrifüj pompası
multistage compressor çok kademeli kompresör
multistage pump çok kademeli pompa
multi‐stage pump çok kademeli pompa, aynı mil üzerinde birden fazla çarkın monte edildiği
santrifüj pompa
multi‐start thread katmerli, çok dişli vida
multi‐start worm bakınız worm
multistep action çok basamaklı eylem
multitasking çoklu görev
multiterminal çok elektrodlu
multithreading çoklu kullanım
multitrack recording system çok izli (çok kanallı) kayıt dizgesi
multitude çokluk
multiuser çok kullanıcılı
multiuser (operating) system çok kullanıcılı işletim sistemi
multivalent cation çok değerli katyon
multivane rotary compressor çok hücreli aksiyel kompresör
multivane rotary compressor çok hücreli rotary kompresör
multivariant çok değişkenli
multivariate analysis çok değişkenli çözümleme
multivariate normal distribution çok değişkenli gauss dağılımı
multivariate statistic çok değişkenli istatistik
multi‐vehicle accident çok araçlı kaza
multi‐way intersection çok kollu kavşak (beş veya daha fazla sayıda kavşak ayağı olan kavşak)
multi‐wrap band brake çok sarımlı bantlı fren
multizone çok zonlu
multizone (s) çok (zonlu) bölgeli
municipal belediyeye ait
municipal roads şehiriçi yollar
municipality belediye
municipality road belediyeye ait yol
munition cephane
mural duvara ait
muriate hidroklorik asidin tuzu
muriatic tuzlu suya ait, hidroklorik
muriatic acid hidroklorik asit
muscovite mika
museum müze
mushroom valve mantar supap
mushroom valve mantar şeklindeki valf, dikme valf, düz yüzeyli
muskeg yosunlu bataklık
mutation değişme, mutasyon
mute sessiz
mute sesini kısmak
mutilated gears daire parçalı dişli düzeni
mutilation bozma, tahrip etme, sakat bırakma, özellikle önemli bir organı çıkarma veya bozma
sonucu kişiyi sakatlama
muting susturma
mutty‐start seren thread eksen boyunca eşit aralıklı iki veya daha fazla adet helisel oyuğun
(yivin) bileşiminden oluşan vida dişi tipi
mutual iki taraflı, karşılıklı, müşterek
mutual agreement iki taraflı anlaşma
mutual benefit karşılıklı fayda
mutual inductance karşılıklı doğuşturu (irgiti)
mutual inductance karşılıklı endüksiyon
mutual inductance coupling karşılıklı irgitil bağlaşım
mutual inductive coupling karşılıklı endüktanslı kuplaj
mutual interest karşılıklı fayda
mutual liability karşılıklı yükümlülük
mutual understanding müşterek anlayış
mutually karşılıklı olarak
mutually exclusive birbirini dışlayan
mutually exclusive karşılıklı dışarlayan
mutually exclusive events karşılıklı dışarlayan olaylar
myria‐ (ön‐ek) on bin anlamı veren birleştirici
myriad on bin
myriad sayısız
‐N‐
n birim zamandaki devir sayısı
N Newton’u belirten sembol
n.a. (neutral axis) tarafsız eksen, nötür eksen
N.E.L. (National Engineering Laboratory) İngiliz Milli Mühendislik Laboratuvarı, East Kilbride,
Glasgow
n.h.p. (nominal horse power) nominal beygir gücü, itibari beygir gücü
N.P.L. (National Physics Laboratıry) İngiliz Milli Fizik Laboratuvarı, Teddington and East
Kilbride, Glasgow
n.t.p. (normal temperature and pressure) normal sıcaklık ve basınç, (0° c ve 760 mm cıva
basıncı)
nacelle motor bölmesi
NACK (negative acknowledgement message) olumsuz alındı damgası