İl olayi - sonpeygambercocuksonpeygambercocuk.info/uploadfiles/siyer.pdf · 2018. 3. 26. ·...

16
FİL OLAYI Peygamberimizin doğmasına daha elli gün vardı. O günler, dünyanın en karanlık günleriydi. Dünyayı, insanların çirkin davranışları böyle karanlık bir hale getirmişti. Hele de Arap yarımadasında durum oldukça vahimdi. Güçlüler zayıfları ezerdi. Yoksullara kimse değer vermezdi. İnsanlar pazar yerindeki sebze meyveler gibi, köle pazarlarında satılırdı. Güzel davranışlar horlanır, ahlaksızlık alkışlanırdı. İnsanlar onları yaratan yüce Allah’ı unutmuş, kendi elleriyle yaptıkları putlara tapar olmuştu. Kız çocuklarının varlığı utanılacak bir şeymiş gibi, diri diri gömülüyordu. Yeryüzünün önemli merkezlerinden biriydi. Ne de olsa dünyada Allah adına yapılan ilk mâbed ondaydı. İlk kez Hazreti Adem’in inşa ettiği, Hazreti İbrahim’in yeniden yaptığı Kâbe, Arapların hayatında hâlâ büyük bir öneme sahipti. Her yıl farklı yerlerden gelen insanlar Kâbe’yi ziyaret ederdi. Bu ziyaretler bölgenin ticarî hayatını da olumlu etkilemekte, Kureyşlilerin kazançlarını arttırmaktaydı. Mekke’nin bu durumunu kıskanan bir vali vardı. Habeş Krallığı’nın Yemen Valisi Ebrehe, Kâbe’den daha gösterişli bir kilise yaptırdı. Böylece insanların yönünü San'a’ya ve Hristiyanlığa çevirebileceğini sanıyordu. Ama yanıldığını kısa süre sonra anladı. Bu durum onu çok öfkelendirdi. Kâbe’yi yıkmaya karar verdi. Ebrehe Kâbe’yi yerle bir etmek için, büyük bir fil ordusu hazırladı. Güçlü bir ordu kurduğunu düşünüyordu. Kendinden emindi. Mekke’nin yakınlarına gelip konakladığında, Kureyş kabilesinin Hâşimoğulları kolu reisi Abdülmuttalib yanına geldi. Ebrehe onun şehri teslim etmek için geldiğini sanıyordu. Oysa Abdülmuttalib: “Sen ve askerlerin koyun ve develerime zarar verdiniz. Onları bana geri veriniz.” dedi. Ebrehe alaycı bir tavırla: “Ben de seni büyük bir adam sanırdım. Biz Kâbe’yi yıkmaya geldik. Sen ondan söz etmiyor da, develerinin hesabını soruyorsun.” dedi. Abdülmuttalib:

Upload: others

Post on 27-Jan-2021

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • FİL OLAYI

    Peygamber im iz in doğmas ına daha el l i gün vard ı . O günler , dünyan ın en karanl ık günler iyd i . Dünyayı , insanlar ın ç irkin davran ış lar ı böyle karanl ık bir hale getirmişti . Hele de Arap yar ımadas ında durum oldukça vah imdi . Güçlüler zay ıflar ı ezerdi . Yoksul lara k imse değer vermezdi . İnsanlar pazar yer indeki sebze meyveler g ib i , köle pazarlar ında satı l ırd ı . Güzel davran ış lar horlan ır , ahlaks ızl ık alkış lan ırd ı . İnsanlar on lar ı yaratan yüce Al lah ’ ı unutmuş , kendi e l ler iyle yapt ıklar ı putlara tapar olmuştu . K ız çocuklar ı n ın varl ığ ı utan ı l acak b ir şeymiş g ib i , d ir i d ir i gömülüyordu.

    Yeryüzünün öneml i merkezler inden bir iyd i . Ne de olsa dünyada Al lah ad ına yap ı lan i lk mâbed ondaydı . İlk kez Hazret i Adem ’ in inşa ettiğ i , Hazret i İbrahim ’ in yen iden yapt ığ ı Kâbe , Araplar ın hayat ında hâlâ büyük bir öneme sahipt i . Her y ı l farkl ı yerlerden gelen insanlar Kâbe ’y i ziyaret ederdi . Bu ziyaretler bölgen in ticar î hayat ın ı da olumlu etki lemekte, Kureyşl i ler in kazançlar ın ı arttırmaktayd ı .

    Mekke’n in bu durumunu kıskanan b ir val i vard ı . Habeş Kral l ığ ı ’n ın Yemen Val is i Ebrehe, Kâbe ’den daha göster iş l i b ir ki l ise yapt ırd ı . Böylece insanlar ın yönünü San 'a ’ya ve Hristiyanl ığa çevirebi leceğin i san ıyordu . Ama yan ı ld ığ ın ı k ısa süre sonra anlad ı . Bu durum onu çok öfkelendird i . Kâbe’y i y ıkmaya karar verdi .

    Ebrehe Kâbe ’y i yerle bir etmek iç in , büyük bir fi l ordusu haz ır lad ı . Güçlü bir ordu kurduğunu düşünüyordu. Kend inden emind i . Mekke ’n in yakın lar ına ge l ip konaklad ığ ında , Kureyş kabi les in in Hâş imoğul lar ı kolu re is i Abdülmuttal ib yan ına geld i . Ebrehe onun şehr i tesl im etmek iç in geld iğ in i san ıyordu . Oysa Abdülmuttal i b:

    “Sen ve askerler in koyun ve develer ime zarar verdin iz . Onlar ı bana ger i ver in iz . ” ded i .

    Ebrehe alayc ı bir tav ır la :

    “Ben de sen i büyük bir adam san ırd ım . B iz Kâbe’y i y ıkmaya geld ik. Sen ondan söz etmiyor da, develer in in hesabın ı soruyorsun . ” dedi .

    Abdülmuttal ib:

  • “Ben develer in sahib iy im . Kâbe ’n in de b ir sah ib i ve koruyucusu var . O elbette onu koruyacaktır ! ” d i ye karş ı l ık ver ince Ebrehe o kadar öfkelendi k i :

    “K imse Kâbe ’y i ben im orduma karş ı koruyamaz!” d iye haykırd ı .

    Ertes i günün sabah ı Mekke’n in üzer ine yürüyüp Kâbe ’y i y ıkmak iç in Ebrehe’n in ordusu tüm haz ır l ıklar ın ı tamamlamışt ı . Güçlü fi l ler , m ızrakl ı askerler Ebrehe’n in hücum emr iyle harekete geçmişken hiç beklenmedik bir şey oldu . Ordunun önündeki büyük fi l Mahmud b irden b ire durdu. Ebrehe ona Kâbe ’ye doğru i ler lemes in i emretti . Ama f i l onu d in lemeyerek yere çöktü . D iğer fi l ler de onu takl it etti . İşte tam o s ırada gökyüzünde bir kuş sürüsü bel ird i . A l lah tarafından gönder i len Eb âb i l kuşlar ın ın attığ ı taşlar i le Ebrehe ve ordusu darmadağın oldu. Kâbe ’n in koruyucusu Al lah, kutsal mâbedin yıkı lmas ına iz in vermedi . Tar ihte bu s ırad ış ı olaya F i l Vakas ı , o layın meydan geld iğ i y ı l a da F i l Y ı l ı den ir .

    Rahmân ve Rahîm olan Al lah ´ ın ad ıyla

    Rabbin fi l sahip ler ine neler etti , görmedin mi? (1) Onlar ın kötü planlar ın ı boşa ç ıkarmad ı mı? (2) Onlar ın üstüne sürü sürü kuşlar gönderdi (3) O kuşlar , onlar ın üzerler ine p işkin tuğladan yap ı lm ış taşlar at ıyordu . (4) Böylece Al lah onlar ı yen i l ip ç iğnenm iş ekine çevird i . (5) Fil Sûres i

    BİR BEBEK DOĞDU

    Peygamber im iz in (s .a .v .) ad ın ı annes i vermiştir . Rüyas ında ona “Sen in b ir oğlun olacak, ad ın ı Muhammed koyacaks ın ! ” den i lm iş . Dedes i m in ik torununu kucağ ına a l ıp Al lah ’ ın evi Kâbe’ye götürdüğünde, bebeğin ism in i soranlar , daha önce hiç duymad ıklar ı bu ad ı şaşk ın l ıkla karş ı l am ış lar . Abdülmuttal ib ’e “Niç in Muhammed adın ı koydun?” d iye sormuşlar . “İnsan lar ve Al lah onu övsün d iye . . . ” cevaplam ış dedes i .

    Mekke çok s ıcak b ir yerdi . Bebekler in sağl ıkl ı b ir şeki lde orada büyümeler i geçmişte pek de mümkün deği ldi . Bu yüzden de Mekkel i a i le ler , yen i doğan bebekler in i havas ı daha güzel olan köylerdeki süt annelere ver ir lerd i . Hiçbir anne çocuğundan ayr ı lmak i stemez . Ama çocuğunun sağl ığ ı ve mutluluğu iç in Peygamber im iz in annes i ondan ayr ı lmaya razı o ldu . Oğlunu en güzel şek i lde büyütecek bir süt anne aramaya başlad ı . Ne var ki , para kazan ıp geçim in i sağlamak iç in süt annel ik yapan köylü kad ın lar , yet im bir çocuk almak istemiyordu . Çünkü onlar , bekledikler i ücreti dul bir kad ın ın veremeyeceğ in i düşünüyordu. Neyse ki Hal ime ad ındaki kad ın ve kocas ı bu görev i kabul etti . Onlar , Al lah ’ ın kıymetl i kulunu en güzel şeki lde koruyup gözetecek, mutlulukla büyütecek bir yuvaya sah ipti . Kucaklar ına al ıp , köyler ine götürdüler min ik Muhammed ’ i (s .a .v .) . . .

  • Peygamber im iz in Şeyma ve Abdul lah ism inde süt kardeşler i vard ı . Her bebek, her çocuk gib i , o da kardeşler i i le , arkadaş lar ı i le oynuyordu . Hatta bir l ikte koyun bi le güdüyorlard ı . Bütün peygamberler g ib i , o da bir süre çobanl ık yapm ıştı .

    Süt annes i ve kardeşler i peygamber im iz i çok sevmiş lerd i . Zaten onun evler ine gel iş i i le bir l ikte neşeler i , sofralar ın ın bereketi artmış tı . Eskis inden çok daha rahat ve bol luk iç inde yaşam ış lard ı . Beş yaş ına gel ip de , onu a i les in in yan ına ger i götürdükler inde , bu kez de on lar ayr ı l ığa dayanamay ıp ağlam ış lar d ı .

    Peygamber im iz in annes i Âmine uzun geçen ayr ı l ık yı l lar ından sonra oğluna kavuştuğu iç in çok mutluydu. Sevinc in i paylaşmak iç in güzel oğlunu al ıp , Medine ’de yaşayan kardeşler in in yan ına götürmüş ve orada çok güzel günler geçirm iş lerdi . Ancak dönüş yolunda Küçük Muhammed ’ in (s .a .v) annes i hastalanm ışt ı . Ebva köyünde hastalanan Âmine Han ım , son nefes in i ver irken oğlunun çok özel bir çocuk olduğunu b i l iyordu. Onu Al lah ’ ın en güzel şeki lde büyüteceğine , yet iştireceğ ine ve koruyacağına inan ıyordu . Öyle de oldu . Mekke'n in en güven i l ir , en güçlü adamı olan dedes i Abdülmuttal ib , kucağ ın ı açmış son peygamber i bekl iyordu. Dedes i öldükten sonra amcas ı Ebû Tâ l ib ald ı bu görevi . Al lah onu destekleyecek kul lar ın ı , resulünden (a .s .) hiç es irgemedi .

    AMCA İLE YOLCULUK

    Peygamber im iz (a .s .) amcas ı i le yolcu luk yapmayı çok severdi .

    B ir l ikte i lk yolculuklar ı Şam ’a oldu . Çocuk Muhammed amcas ı Ebû Tâ l ib ' in Şam’a g ideceğin i duymuştu. Bu onun iç in aylarca sürecek yen i b ir ayr ı l ık demekti . Küçük yüreğ i bunu kald ıracak g ib i deği ld i . Amcas ın ın deves in in yular ın ı tuttu ve ağlamaya başlad ı . “Sen g idersen ben kim in le kalacağ ım ! ” dedi . Bu uzun ve yorucu yolcu luk çocuklar iç in pek de uygun say ı lmazdı . Ama amca yüreği dayanamad ı . Yeğen ine s ıms ıkı sar ı ld ı ve onu yan ında götüreceğin i söyled i . “Sen ve ben birbir im izden ayr ı lmayacağız .” d iye söz verdi .

    Hicretten sonra annesi Âmine’nin kabrini ziyaret eden güzel Peygamberimiz (s.a.v.),

    gözyaşlarını tutamayıp ağlamış. Kendisine niçin ağladığı sorulunca da “Anne özlemi beni

    ağlattı.” demiş. Ama merak etme, Ebû Tâlib’in karısı Fâtıma, Peygamberimize (s.a.v.)

    kendi çocuklarından bile daha iyi bakmış. Hatta Hazreti Muhammed onun için “O benim

    için annem gibiydi. Kendi çocukları dururken önce benim karnımı doyurur, saçlarımı

    tarardı.” demiş.

  • PEYGAMBERİMİZİN GENÇLİĞİ

    Peygamber im iz gençl iğ inde kendis i g ib i güzel ahlak sahib i arkadaşlar ı i le b ir l ikte b ir topluluk kurmuştu . Hilfu ’ l Fudûl Cemiyeti (Erdeml i ler B ir l iğ i ) adı ver i len bu toplulukta ez i lenler i , haklar ı ç iğnenenler i , fak ir ler i , güçsüzler i korumak ve toplumdaki ç irkin davran ış lara dur demek iç in b ir araya gelmiş lerd i . Peygamber im iz yı l l ar sonra bu bir l ikten övgüyle söz etmiştir .

    Peygamber im iz gençl iğ inde Kâbe Hakeml iğ i de yapmışt ı . 605 y ı l ında Kureyşl i ler , yangın , sel ve bask ın lardan zarar gören Kâbe ’ y i onarmak iç in bir l ikte çal ışt ı l ar . Peygamber im iz de amcas ı Abbas i le bir l ikte Kâbe’ n in onar ı lmas ında çal ışt ı . S ıra Hacerü lesved taş ın ın yer ine yerleşt ir i lmes ine gel ince anlaşmazl ık ç ıktı . Hiçb ir kabi le bu şerefl i görevi başkas ına b ırakmak istemiyordu . Kureyş ’ in i ler i gelen ler inden bir i şu tekl ifte bulundu :

    “Benî Şeybe kap ıs ından Kâbe’ye i lk g iren k iş in in vereceği karar a uyal ım . ”

    Kureyşl i ler bu tekl if i ben imseyip beklemeye başlad ı lar . Bu s ırada kap ıdan Peygamber im iz in g ird iğ in i gördüler . “İşte el -Emin (güven i l ir kiş i ) , İşte Muhammed geld i ! ” d iyerek sev inçler in i d i le getird i ler .

    Peygamber im iz henüz 35 yaşlar ında id i . B ir örtü getirerek Hacerü lesved taş ın ı onun üzer ine koydu . Bütün kabi le re i s ler in i çağırd ı . Herkes örtünün bir ucundan tutarak taş ı kald ırd ı . Taş yeterl i seviyeye gel ince de taş ı kendi el ler iy le kald ır ıp yer ine koydu . Kab i le ler in aras ındaki anlaşmazl ık bu şeki lde güzelce çözüme kavuşmuştu.

    Peygamber im iz i lk evl i l iğ in i Hz. Hatice (r .anha) i le yaptı . Hz. Hat ice soylu ve güzel bir kadınd ı . Hayat ın ı t icaret yaparak sürdürüyordu . B ir tavs iye üzer in e , çevres inde güven i l ir bir genç olarak tan ınan Hz. Muhammed (s . a .v .) i le ortakl ık anlaşmas ı yaptı . Peygamber im iz i yard ımc ıs ı Meysere i le bir l ikte Şam ’a g idecek kervan ın sorumlusu yapt ı . Genç Muhammed (s .a .v .) ahlakl ı olduğu kadar akı l l ı ve çal ışkand ı da. Götürdüğü mal lar ı büyük bir kazançla satt ı . Yen i mal lar alarak Mekke'ye döndü . Hazret i Hat ice ’n in yard ımc ıs ı Meysere , yolculuk boyunca onu yakından izlem iş , davran ış lar ından çok etki lenmişt i . Onun anlattıklar ı Hazreti Hatice ’yi de etki led i .

    Hz. Hat ice Peygamber efendim ize haberci yol layarak ona evl i l ik tekl if inde bulundu . Bu s ırada Peygamber im iz yirm ibeş yaşlar ında id i . Peygamber im iz i le Hz. Hat ice ’n in evl i l iğ inden Kas ım , Zeynep , Rukiyye , Ümmügülsüm, F ât ıma ve Abdul lah is imler inde alt ı çocuğu dünyaya geld i .

    Hilfu’l Fudûl Cemiyeti (Erdemliler Birliği) Yemini:

    “Allah’a yemin ederiz ki hepimiz zulme uğrayanın yanında zalime karşı, zalim gasp ettiği

    hakkı verinceye kadar tek yumruk gibi olacağız. Bu birlikteliğimiz denizin bir yün

    parçasını öğütüp yok edebileceği zamana kadar, Hira ve Sebir dağları yeryüzünde dikili

    durduğu müddetçe devam edip gidecektir.”

  • İLK VAHİY

    Peygamber im iz Mekke ’de büyümes ine rağmen putlara hiçbir zaman tapmamışt ı . Tek Tanr ı inanc ına sahip olan “Han ifler” g ib i Peygamber im iz de Al lah hakkında düşünür ve s ık s ık Nur Dağ ı ’ndaki Hira mağaras ına g iderdi . Yiyeceği tüken ince şehre inerd i . Fak ir lere yardımda bulunup Kâbe’y i tavaf eder ve evden yiyecek alarak tekrar mağaraya dönerdi .

    6 10 y ı l ında Ramazan ay ın ın son günler iyd i . Peygamber im iz y ine Hira mağaras ında yaln ız baş ınayd ı . Vahiy meleğ i Cebrai l Al lah ’ ın ona gönderdiğ i i lk vahiy i le “Oku !” d iye seslendi . Peygamber im iz heyecandan tir tir t itredi .

    “Ben okuma bi lmem !” dedi .

    Cebrai l peygamber im iz i kuvvetl ice s ıktıktan sonra yen iden “Oku! ” dedi . Bu durum üç kez tekrar etti .

    Ardından Cebrai l şu âyetler i okudu:

    “Yaratan rabbin in ad ıy la oku ! O, insan ı alaktan yarattı . Oku, çünkü sen in rabbin , çok cömerttir . O insana yazmayı ve b i lmediğ in i öğretendir . ” (Alak Sûres i 96/ 1 -5)

    Cebrai l i le i lk kez karş ı laşan peygamber im iz çok korktu. Hatta kendin i mağaran ın d ış ına atıp , kaçmak istedi . Dağdan koşarak in ip evine g itt i , uyumak isted i . Eş i Hz. Hat ice ’den (r .anha) kendis in i s ık ıca örtmes in i isted i .

    Peygamber im iz kalktıktan sonra yaşadıklar ın ı sevg i l i eş i Hz. Hat ice ’ye (r .anha) anlattı .

    Hazret i Hat ice , eş i Muhammed ’e (s .a .v .) inand ı . “Korkma ! Al lah’a yemin eder im ki o, hic ̧bir zaman sen i utand ırmaz. C ̧u ̈nku ̈ sen akraba hakk ın ı go ̈zetirs in . Doğru konuşursun , gu ̈c ̧su ̈z olanlara yard ım eders in . Fakir i doyurur , m isaf ir i ağırlar , iht iyac ı olan ı kol lay ıp go ̈zetir ve haks ızl ığa uğrayanlara arka c ̧ ıkars ın . ” ded i .

    Ardından da Hz. Peygamber ’ i amcas ın ın oğlu olan Varaka b . Nevfel ’e götürdü . Hazret i Hat ice ’ n in b i lg i l i ve tecrübe sahib i akrabas ı Varaka b . Nevfel Hazreti Muhammed ’ in (a .s . ) baş ına ge lenler i d in led ikten sonra “Sen in go ̈rdu ̈ğu ̈n , Al lah ’ ın Mûsâ peygambere de go ̈nderdiğ i Cebra i l adl ı melekt ir . Keşke genc ̧ olsayd ım, keşke insanlar ın sen i zorla yurdundan c ̧ ıkaracağı o gu ̈nlerde yan ında olab i lseydim . ” ded i . Varaka bi l iyordu ki , kötü lükler i le yaşamaya al ışm ış insanlar , yeryüzüne iy i l iğ i yaymakla görevl i peygamberlere pek de iy i davranmam ış lar , çoğu kez onlar ı göç etmek zorunda bırakmış lard ı . Resû lu l lah efendim iz (s .a .v .) yaşadıklar ın ın Al lah taraf ından gerçekleştir i len şeyler olduğuna em in olunca, rahatlad ı . Ş imd iye kadar hiç puta

    Hz. Fâtıma dışında tüm çocukları Peygamberimiz hayattayken vefat etmişlerdir.

    Peygamberimiz onları kendi elleriyle toprağa vermiştir.

    Peygamberimiz (a.s.) torunu kucağında can verirken “Bu gözyaşı, Allah'ın insanların

    gönüllerine koyduğu merhamettir. Allah merhametli insanları sever.” diye buyurmuştur.

  • tapmamışt ı . Tek ve üstün bir yaratıc ın ın var l ığ ından emind i . Ve ş imd i O yüce yarat ıc ı , ona peygamber i olma görevin i vermişt i .

    İyi de ona kim inan ırd ı ki? Eş i Hat ice ’ye, Cebrai l ’ i n ona vahyettiğ i âyetler i tekrarlad ı . “K imse inanmazsa, ben inan ır ım ! ” dedi Hatice annemiz.

    Peygamber im ize i lk inanan k iş i Hz. Hatice (r .anha) id i .

    DAVET BAŞLIYOR

    Peygamber im iz en yakın ından başlayarak, insanlara İsl âm ’ ın güzel çağr ıs ın ı ulaştırma emr i üzer ine , bütün akrabalar ın ı evinde yemeğe davet etti . Yemek sonras ında onlara İslâm ’ ı an latt ı . Al lah ’ ın var ve bir olduğunu, kendis in in O ’nun peygamber i oluşunu , bu yüce görev in i kusursuz bir şeki lde yer ine get irmek isteğin i söyled i . . . En sert tepki Peygamber im iz in amcalar ından bir i olan Ebû Leheb ’den geld i . “Akrabas ın ı böyle kötü b ir şeye davet eden başka kimse görmedim ! ” d iyerek evi terk etti . Ama Resû lu l l ah (s .a .v .) efendim iz vazgeçecek değ i ld i . Ertes i gün y ine b ir davet verdi . Y ine

    anlattı doğru b i ld ikler in i . Sonra çağr ıs ın ı Mekke halkına da duyurdu. Meydan ın orta yer inde , yüksekçe bir kayan ın üzer inde durdu. “Ey Kureyşl i ler ! ” d iye seslendi . “Şu dağın arkas ında düşman var ve ş imdi s ize sald ıracak dersem, bana inan ır m ıs ın ız?” Herkes hep bir ağ ızdan , “Evet ! B iz sen in yalan söylediğ in i daha önce h iç duymad ık! ” dedi . Bunun üzer ine Peygamber im iz “Al lah’a yemin eder im ki bir gu ̈n o ̈ leceks in iz ve yine bir gu ̈n d ir i l ip bu ̈tu ̈n yapt ıklar ın ız ın hesab ın ı vereceks in iz . İyi ler ic ̧ in cennet, ko ̈tu ̈ ler ic ̧ in de cehennem vard ır . Ben s iz i k ıyamet gu ̈nu ̈nu ̈n zorluklar ına karş ı uyarmakla go ̈revlendir i ld im . Al lah ’ ın bir l iğ ine ve ben im peygamber olduğuma inananlar bu gu ̈nu ̈n zorluklar ından kurtulacak, inanmayanlar ise bu ̈yu ̈k b ir s ık ınt ı c ̧ekecektir . Bu c ̧ağr ıda bana yard ım etmeye haz ır m ıs ın ız? ” d iye sordu .

  • BENİM ADIM ÖMER!

    İslâm’ ın yay ı lmaya başlad ığ ı o i lk günlerde , Hazreti Muhammed ’ i n peygamberl iğ in i i l an ettiğ in i duyan Ömer , karar ın ı vermişti , Muhammed ’ i (a .s . ) öldürecekti . Onun bu n iyetin i duyanlar “Sen onu bırak da en işten ve kız kardeş ine bak! Onlar da mu ̈slu ̈man oldular . ” dey ince iy ice hiddetlendi . Hış ım la kardeş in in ev ine yöneld i . Kap ın ın önünde bir ses duydu. Kardeş i ve eş i Kur ’ân- ı Ker im okuyordu. İlk önce on lar ın can ın ı alacaktı . Ama k ız kardeş i de en az Ömer kadar cesurdu. Ne dayaktan ne de ölümden korktu. Ab is i kı l ıc ın ı çekmiş karş ıs ında dururken söylediğ i söz “O ̈mer , A l lah’tan kork! Sen de duy ki , b iz mu ̈slu ̈man olduk. Ne yaparsan yap , biz i d in im izden vazgec ̧ i remezsin . B iz asla d in im izden do ̈nmeyeceğ iz . ” oldu.

    Bu kararl ı l ık şaş ırtm ıştı Ömer ' i . El ler i titredi . Dur up biraz bekled i . Öfkes i azal ınca , kardeş i ve eş in in ne okuduklar ın ı görmek istedi . Kur ’an âyetler i onun çel ik g ib i kalb in i del ip geçm işti sanki . Bambaşka b ir duygu iç indeydi . D ışar ı ç ıktı , Erkam ’ ın evine yöneld i . Erkam, i lk iman eden sahab i lerden bir iyd i . . . Han i şu , “Za l ime karş ı , mazlumla b ir l ikte hareket edeceğ iz . ” d iye and içen Erdeml i ler Topluluğu vard ı ya , Erkam da o topluluktaki kiş i lerdendi işte . Gözlerden uzak b ir evdi Erkam ’ ınk i . Hazreti Muhammed (s .a .v .) ve ona iman edenler , d ikkat çekmeden bir araya gelmek iç in orayı seçmişti . Ömer ’ in Hazreti Muhammed ’ i (s .a .v .) öldürmek istediğ in i duymuşlard ı . İşte ş imd i Erkam ’ ın evine doğru gel iyordu. Peygamberler in i canlar ı pahas ına korumak iç in k ı l ıç lar ın ı çekti ler . Al lah ’ ın resulünün ise korkusu yoktu . Yan ına g irmes ine iz in verd i Ömer ’ in . Herkes tetikte beklerken , Ömer d iz çöktü . Dudaklar ından şu sözler döküldü: “La ̂ i l a ̂he i l la l lah, Muhammedu ̈n Resû lu l lah ” yan i “Al lah ’tan başka tanr ı yoktur , Muhammed onun elc ̧ i s id ir . ” onun g ib i güçlü , kuvvetl i , adaletl i ve cesaretl i b ir in in İs lâm ' ı kabul etmes i , inananlar ın gücüne güç katmıştı . O müslüman olduktan sonra , bir daha k imse saklamadı inanc ın ı , herkes cesurca “ben müslüman ım ” d iyebi ld i . Hatta bir l ikte Kâbe ’ye g id ip , namaz bi le kı ld ı l ar . Hazreti Ömer , müslümanlar iç in işte bu yüzden çok öneml i yd i .

    Müslümanlar ın g iderek çoğalmas ı , putlara tapan ve her türlü kötü al ışkanl ığ ı d i led iğ i g ib i yaşayanlar ı kayg ı land ır ıyordu. İslâm ' ın getireceğ i yen i düzen, müşr ik ler in iş ine gelmiyordu. Onlar adalet, eş itl ik ve kardeşl iğ i istemiyordu . B i l â l - i Habeş î den i len köleye hür müslümanlar ın “kardeş im ” demes in i yadırg ıyorlard ı . D in inden dönmediğ i iç in sah ib in in işkence ettiğ i bu değers iz köley i , Hazreti Eb û Bekir ’ i n kurtar ış ı da ayr ı bir sorundu . Ya ş imdiye kadar ezdikler i , kendi menfaatler i iç in kul land ıklar ı , haklar ın ı gas p ettikler i köleler müslüman olup eş itl ik idd ias ında bulunursa , müşr ikler ne yaparlard ı? Hazreti Muhammed ’ i n (s .a .v .) getird iğ i d in le mücadele etmek zorundaydı lar . Müslümanlar inançlar ından vazgeçene kadar , e l ler inden ne gel irse yapacaktı l ar .

  • İLK MÜSLÜMAN ŞEHİTLER

    Müşr ikler in en büyük düşman ı Al lah ’ ın peygamber i i d i . Gördükler i yerde kim i ona tükürüyor , k im i baş ına toprak atıyor , k im i de kötü sözler söylüyordu . Kız ı Zeynep gözler inden yaşlar akarak el inde b ir tas su i le koşuyordu babas ın ın yan ına . Babas ı el in i , yüzünü y ıkad ıktan sonra şöyle d iyordu : “K ız ım ağlama ! Kuşkusuz Al lah baban ı koruyacaktır ! ”

    Yas ir ve eş i Sümeyye de müslüman olmuştu . Fakir ve güçsüzdüler . Bu yüzden onlara daha kolay işkence edebi l i rd i müşr ikler . Ebû Cehi l , insanl ık d ış ı işkencelerle bu kar ı kocay ı d in ler inden caydırmaya çal ıştı . Ama onl ar dönmedi ler sözler inden . Çi leden çıkan Ebû Cehi l , d iğer fakir ve güçsüzler i korkutmak, İslâm 'a yönelmekten cayd ırmak iç in mızrağ ın ı kald ırd ı . Onlar ın canlar ın ı alarak, d iğerler in in gözünü korkutmaktı muradı . Ama Al lah, yolunda öldürülenlere “Şehit ! ” ad ın ı vermişti . Üstel ik bir de “Onlara ölü demeyin ! ” d iye uyarmıştı . Şehit olmak, “Al lah iç in can ın ı ver irken , Al lah ’tan

    ölümsüz cenneti yurt edinen ebedi bir can satın a lmaktı . ” Müşr ikler müslümanlara türlü işkenceler yaparken , Peygamber im iz in (a .s .) amcas ı Ebû Tâ l ib 'e g id ip , onu davas ından vazgeç irmes i gerektiğ in i söylemiş lerd i . Peygamber im iz (s .a .v .) ise “Güneş i sağ el ime , ayı sol e l ime verseler bi le , ölünceye kadar mücadelemden vazgeçmeyeceğim. ” demişti . Ebû Tâ l ib , yeğenin in getird iğ i d ine iman etmemişti , ama yeğen in i çok severdi . O na küçücükken b ir söz vermişti . Her zaman yan ında olacaktı . İşte o sözü hep tuttu. “Üzülme ! ” dedi yeğen ine . “Ben sağ oldukça on lar sana bir şey yapamaz! ”

    BOYKOT

    Peygamber im iz (a .s .) İslâm davas ından vazgeçmeyince , müşr ikler kendi aralar ında bir anlaşma imzalay ıp , Kâbe ’ n in duvar ına astı lar . Bu anlaşmada, müslümanlar la tüm i l işki ler in i kestikler i yaz ıyordu . Peygamber im iz in akrabalar ı ve müslümanlar i le a l ış ver iş yapmay ı , evlenmeyi ve konuşmay ı yasaklam ış lard ı . Açl ık ve yoksul luk dayan ı lmaz bir hal al m ıştı . Bu durum tam üç yı l sürdü. Bu üç y ı l ın sonunda Peygamber im iz in (a .s . ) akrabalar ın ın da iç inde bulunduğu insaf sahib i b irkaç Mekkel i , Kâbe ’n in duvar ındaki anlaşmay ı yırtarak, boykotu sonra erdird i .

    HÜZÜN YILI

    Müslümanlar tam rahat b ir nefes alacaklard ı k i , boykotun bitim inden b irkaç ay sonra Peygamber im iz in (s .a .v .) amcas ı Ebû Tâ l ib i le can yoldaş ı ve eş i Hz. Hatice arka arkaya vefat etti . En zor zaman lar ında ona destek olan bu ik i insan ın g id iş i onu çok üzdü . O y ı l Peygamber im iz (a .s .) iç in hüzün senes iyd i .

  • HABEŞİSTAN’A HİCRET

    Mekke ’deki müslüman lar eziyet çekmekten çok bunalm ış lard ı . Peygamber im iz (a .s .) onlar ın hal ine çok üzülüyordu . B ir l ikte daha rahat edecekler i , müşr ikler in işkenceler inden kurtulacaklar ı yen i bir yurt aramaya koyuldu. Onbeş kiş i l ik bir g rubu Habeş istan ’a gönderd i . Ertes i y ı l , yüz kiş i daha onlar ın peş inden gitti . Mekkel i müşr ikler , müslümanlar ın başka bir yerde bi le yaşamas ına tahammül edemiyordu . Pahal ı hed iyeler i i le bir l ikte Habeş istan Kral ı Necaş i ’ye g itti ler . Müslümanlar ı kendi ler ine iade etmes in i istedi ler . Necaş i , ülkes ine s ığ ınan müslüman lara , Mekke ’den neden ayr ı ld ıklar ın ı sordu . Ebû Tâ l ib ’ i n oğlu Cafer , iy i l iğ i emredip , kötülüğü yasaklayan b ir peygambere iman ettikler i iç in , bu yüzden putlara tapan kabi le ler in in on lara işkence ettiğ in i anlattı . Necaş i Al lah ’tan gelen âyetler i duymak istiyordu . Cafer (r .a . ) , Meryem sûres inden bir bölüm okudu. Ad i l hükümdar müşr ik elç i lere hediyeler in i ger i vererek, müslümanlar ı kendi ler ine asla tes l im etmeyeceğin i ve ülkes inde rahat ve huzur iç inde , d i led ikler i g ib i yaşayab i lecekler in i söyled i .

    TAİF

    Müslümanlar ın tek derdi rahat ve huzur iç inde yaşamak deği ld i . Onlar İslâm ’ ın güzel l iğ in i tüm insan l ığa yaymak n iyetindeydi . İşte bu yüzden Peygamber im iz (s .a .) de evlatl ığ ı Zeyd i le bir l ikte, Mekke ’n in yakın ındaki Taif ’e g itti . Ama Taifl i ler Habeş istan kral ı g ib i davranmad ı onlara . Taşlad ı l ar , hakaret etti ler . Peygamber im iz i ve Zeyd ’ i yaralad ı l ar .

    GECE YOLCULUĞU

    B ir gece vakti Cebrai l gel ip , Mekke ’den a lm ış , Kudüs ’teki Mescid- i Aksa ’ya götürmüştü Peygamber im iz i . Buradan da bir l ikte semaya yükselm iş lerd i . Müslümanlara beş vakit namazın emredi ld iğ i bu gece, müslüman lar iç in çok öneml i yd i ve günümüzde de Miraç kandi l i olarak kutlan ı lmaktad ır . Peygamber im iz in bu yolcu luğu gönül lerde yaşatı lmaktadır .

    MEDİNE’YE DAVET

    İslâm ’ ı yaşamaya ve yaymaya çal ışan Peygamber im iz (s .a .v .) i le ashab ı , Mekke ’de büyük s ık ıntı lar iç indeydi . İnançlar ın ı özgürce yaşayabi lecekler i b ir yurt arayış lar ı sürmekteydi . B ir gün Medine ’den gelen dört kiş i , İslâm ' ın davetinden etki lene rek müslüman oldu . Gelecek y ı l Hac mevs im inde y ine Mekke ’ye gelecekler ine söz verd i ler . Yanlar ında altı kiş i daha vardı . Sayı lar ı artmıştı . Peygamber im ize (a .s .) “Al lah ’a hic ̧ bir şeyi ortak koşmayacaklar ına , hırs ızl ık yapmayacaklar ına ve ahlaks ız i l işki lerden uzak duracaklar ına , kız c ̧ocuklar ın ı o ̈ ldu ̈rmeyecekler ine , başkalar ına iftira etmeyecekler ine ” dair so ̈z verd i ler . Ertes i y ı l y ine ayn ı yerde buluştular . Üstel ik bu kez tam yetmiş kiş iyd i ler . Peygamber im ize (a .s .) b ir de tekl ifler i vard ı . Mekkel i müslümanl ar ı Med ine ’ye

  • çağ ır ıyorlard ı . Müslümanlar ın Med ine ’ye g itme haz ır l ığ ı , bölgede İslâm ’ ın yay ı lmas ından endişelenen müşr ikler i harekete geçird i . Bu iş i sadece Peygamber im iz i (a .s . ) öldürürlerse çözebi lecekler in i düşünüyorlard ı . Yaptıkla r ı su ikast plan ına her kab i leden bir kiş i katı lacak, böylel ikle c inayet tek bir kabi len in üzer ine atı lamayacaktı . Elbette ki Al lah bu plandan resulünü haberdar etti . Peygamber im iz dostu Hazreti Eb û Bekir i le b ir l ikte, onlar gelmeden önce evden ayr ı ld ı lar . Yer ine de , kendis indeki emanetler i sah ip ler ine tesl im etmes i iç in Hazreti Al i ’ y i b ırakmıştı . Hazreti Muhammed ’ in (a .s . ) yatağ ında onu bulunca müşr ikler iy ice öfkelendi ler . Hazreti Al i ’ ye kötü davran ıp hapsederek, Peygamber im iz in nerede olduğunu öğrenmeye çal ıştı lar . Boşa çabalad ıklar ın ı anlay ınca da “Kim Muhammed ’ i (a .s . ) ölü ya da d ir i getir irse , ona yüz deve ödül var . ” d iye etrafa yaydı lar .

    ÖRÜMCEK ve GÜVERCİN

    Medine ’ye hicret yolunda, Peygamber im iz , Ebû Bekir (r .a .) i le b ir l ikte bir mağarada g izlen iyordu . Fedai lerden bir i mağaran ın kap ıs ına kadar geld i . Mağaran ın g ir iş inde bir örümcek ağ örmüş , iç ine de b ir güvercin yuva yapmıştı . Al lah ’ ın son peygamber i Hazreti Muhammed , bu küçücük iki asker tarafından müşr iklerden korundu, g izlendi . Feda i , buraya yakın zamanda bir is i ge lm iş olsa , güvercin in yuvas ı , örümceğin ağ ı bozulurdu diye düşünüp , oradan ayr ı ld ı .

    AY DOĞDU ÜZERİMİZE

    Tam üç gün sürmüştü Peygamber im iz ve sevgi l i dostu Eb û Bekir ’ i n mağaradaki bekleyiş i . Sonra Üraykıt oğlu Abdul lah ’ ın getird iğ i develer in üzer inde , Med ine yolculuğu başlad ı . Hazreti Hatice ’ n in akrabas ı Varaka ’n ın ded iğ i g ib i , Peygamber im iz (s .a .v .) el l i üç yaş ında yurdundan ayr ı lmak zorundayd ı . Elbette k i doğup büyüdüğü, evlen ip a i le kurduğu bir şehirden ayr ı lmak zordu Hz. Peygamber iç in . Mekke ’ye dönüp uzun uzun baktı . “Mekke, sen ben im ic ̧ in yeryu ̈zu ̈nu ̈n en gu ̈zel şehr is in . Eğer ben i senden ayırmasalard ı , ben asla senden ayr ı lmazdım . B ir gu ̈n sana tekrar do ̈neceğ im . ” d iye buyurdu .

    PEYGAMBERİMİZİN EV SAHİBİ

    Peygamber im iz Medine ’ye h icret edince , Medinel i ler onu m isafir etmek iç in birbir ler iyle yar ışa g ird i ler . Herkes Al lah ’ ın resulünün kendi evinde kalmas ın ı istiyordu. Peygamber im iz ise kimseyi üzmek istemezdi . Seçim i deves i Kusva ’ya b ıraktı . Deve kim in evin in önünde durursa Peygamber im iz onun ev inde kalacaktı . Kusva yavaş yavaş yürüdü. Sonra Ebû Eyyûb el-Ensâr î (r .anha) ’n in evin in önüne çöktü . Resû lu l l ah Efendim iz (a .s .) yedi ay kadar Eyüp Sultan Hazretler i ’n in ev inde konuk oldu . İstanbul ’da Eyüp Sultan semti ism in i Peygamber im iz i evinde konuk eden bu sahabeden almaktadır . Çünkü Hazreti Eyyûb el -Ensâr î yetmiş yaş ından sonra İstanbul ’u fethetmek iç in yola ç ıkan İslâm ordusu i le bir l ikte ta Arap yar ımadas ından İstanbul ’a gelmişti . O asl ında Med inel i b ir sahabeydi .

  • İLK CAMİ

    İslâm ’ ın i lk cam i i , Mekke ’den Med ine ’ye h icret s ıras ında , Medine yakın lar ında namaz kı lmak isteyen Peygamber im iz in isteği i le , Kuba den i len yerde yap ı ld ı . Kuba Mescid i ’nden sonra , Medine 'de de i lk iş olarak müslümanlar bir cam i yaptı . Bugün Peygamber im iz in (s .a .v . ) kabr in i de iç ine alan bu yer in ad ı Mescid - i Nebev î id i . Müslümanlar burada bir araya gel iyor , sohbet ediyor , k imses iz ve yoksul lar ı bar ınd ır ıyor ve öneml i karar lar al ıyorlard ı . Mescid in yan ına “Suffe ” adı ver i len b ir de bölüm yap ı lm ıştı . Suffe ’de müslümanlar Kur ’an öğren iyor , Hazreti Peygamber ’ i n öğretmenl iğ inde , her konuda yetiştir i l iyordu . Yatı l ı b ir okul olan Suffe öğrenci ler ine Ashâb- ı Suffe den i l iyordu. İlk cam in in i lk ezan ın ı da , Hazreti B i lâ l - i Habeşî okumuştu .

    MEDİNELİ ENSAR i l e MEKKELİ MUHACİRLERİN KARDEŞLİĞİ

    Mekkel i müslümanlar Medine ’ye h icret ederken tüm değerl i eşyalar ın ı Mekke ’de bırakmış lard ı . Medine ’ye geld ikler inde yanlar ında getird ikler i hiçb ir şey yoktu . Her Medinel i müslüman Mekke ’den gelen bir muhacir i kendis ine kardeş seçmişti . Evler , arazi ler , eşyalar , kısacas ı her şey, bu kardeş ler aras ında pay edi ld i . Bu bir zorlamayla da olmam ıştı üstel ik . Kardeş kardeşe severek yardım eder , onunla severek paylaş ırd ı her şeyin i . İslâm , bir l ikte yaşadığ ım ız insan lar la iy i geçinmem izi , b izden güçsüz, zay ıf olanlara yard ım etmemiz i , b irb ir im iz i affetmemizi istiyordu . Sahabe İslâm ’ ı en güzel şeki lde yaş ıyordu.

    MEDİNE BARIŞ YURDU!

    Müslümanl ık sadece a i les iyle , sevdikler iyle , ayn ı i nanc ı paylaştıklar ı i le iy i geçinmek demek deği ld i . Meselâ Medine ’de yaln ızca müslümanlar yoktu . Yahudi ler ve müslüman olmayan Araplar da bir hayl i çoktu. Peygamber im iz bu topluluklar ın heps i i le görüşüp , bir l ikte bar ış iç inde yaşamak iç in bir anlaşma y apm ıştı . Bu anlaşmaya göre , müslümanlar i le yahudi ler eş it haklara sah ip olacaktı . Hang i taraftan olursa olsun , kim bir haks ızl ığa uğrarsa , ona yardım edi lecek, d ışar ıdan gelen sald ır ı lara karş ı Medine bir l ikte savunulacaktı .

  • KADİR GECESİ

    Hicretten bir buçuk sene sonra müslümanlara farz kı l ınan oruç, Peygamber im iz in (a .s .) en önem verd iğ i ibadetlerden bir iyd i . Ramazan boyunca k imses izlere ve yoksul lara yardım çal ışmalar ın ı daha da arttıran Hz. Muhammed (a .s .) , yats ı namazından sonra terav ih namazı kı l ard ı . Onun örnek ald ığ ım ız tüm davran ış lar ı g ib i , bu namaz da yaygın bir sünnet olarak bu günlere ulaşmıştı r . Üstel ik Kur ’an da bu ayda Kadir Geces i ’ nde ind ir i lm iştir .

    BEDİR'E DOĞRU

    İslâm tar ih in in i lk öneml i savaş ı olan Bed ir ’di konu . Müslüman lar Medine ’de bar ış ve güven iç inde yaşarken , Mekkel i müşr ikler onlar la savaşa hazır lan ıyorlard ı .

    Peygamber im iz (a .s .) üçyüz beş arkadaş ı i le bir l ikte Bed ir ’e i ler led i . Müşr ikler in ordusu onlar ın üç katıydı . Asl ında İslâm ordusuna katı lmak iç in ge len başka müslüman lar da vard ı . Ama yolda müşr iklere yakalanm ış ve savaşta Hz. Peygamber ’ i n (s .a .v .) yan ında yer almamalar ı şartıyla serbest bırak ı lm ış lard ı . R esûlul lah (s .a .v .) yardıma ihtiyac ı olduğu halde , onlar ı orduya almadı . B ir söz ve rmiş lerd i ve bu sözler inde durmalar ı gerekird i . “Al lah ’ ım işte Kureyş ! Onlar kib ir ve gururla gel iyor , sana karş ı c ̧ ık ıyor , sen in Peygamber in i yalanl ıyorlar . Al lah ’ ım , bize yard ım et! Eğer şu bir avuc ̧ mu ̈slu ̈man ın yok olmas ına raz ı olursan sonra sana ibadet edecek kimse kalmayacak ! ” diye dua etti .

    BEDİR SAVAŞI

    Peygamber im iz , İslâm ordusunu Bed ir ’de kumluk bir yerde düzene sokmuştu. Sahabeden Hazreti Hubab, buran ın Al lah ’ ın emr i i le mi , yoksa Peygamber in kendi karar ı i le m i seçi ld iğ in i merak ediyordu . Peygamber im iz , kendi karar ı i le bu yer i seçtiğ in i söyley ince , buran ın savaş iç in uygun olmadığ ın ı söyled i . Bedir kuyusunun yakın ına yerleşmek savaş tekn ikler i aç ıs ından daha elver iş l iyd i . Peygamber im iz her konuda, bi lg iye ve deneyime büyük önem ver ird i . Ashab ın ın sözünü d in ler , b ir l ikte değerlendir ip , ortak karar al ınmas ın ı i sterdi . Hubab ’ ın bu görüşüne kıymet vermes i , savaş ı müslümanlar ın kazanmas ında öneml i b ir etken oldu . Ebû Cehi l ’ i n de aralar ında olduğu yetmiş müşr ik bu savaşta öldürüldü . Müslümanlar ın ise on dört şeh id i vard ı .

    MÜNAFIKLAR UHUD YOLUNDA

    Bedir Savaş ı ’ndan b ir yı l sonra yap ı l an bir meydan savaş ıyd ı Uhud. Bed ir yen i lg is in i hazmedemeyen Mekkel i ler , tam donan ıml ı üçbin askerle gelm iş lerd i Uhud Dağ ı etekler ine . Müslümanlar ise b in kiş i ç ıkmıştı yola . Ancak yolda üç yüz kiş i vazgeçerek, ordudan ayr ı lm ıştı . Görünüşte müslüman gib i görünen bu k iş i ler , gerçekte inanmayan münafıklard ı . Hazreti Peygamber ve müslümanlar ı korkutarak, umutlar ın ı y ıkmaktı amaçlar ı .

  • Uhud Savaş ı iç in mevzi len irken , Peygamber im iz en iy i el l i okçuyu, sol taraftaki öneml i bir noktaya yer leştir ip :

    “Oklar ın ızla biz i mu ̈şr ikler in atl ı lar ından koruyun . Onlar ın arkam ızdan dolaş ıp b ize sald ırmas ına iz in vermeyin . Savaş ı kazansak da kaybetsek de asla yer in izden ayr ı lmayın . O ̈ ldu ̈ru ̈ ldu ̈ğu ̈mu ̈zu ̈ bi le go ̈rsen iz yard ıma gelmeyin . ” buyurmuştu.

    Fakat okçular , savaşta üstün olduklar ın ı düşündükler i bir an , sözler in i unutup yerler inden ayr ı ld ı lar . İşte bu yüzden Uhud Savaş ı ’nda Hazreti Hamza ’ n ın da iç inde bulunduğu yetmişe yakın müslüman şehit düştü . Al lah ’ ın resulü (sav) de yaraland ı . Dudağı yar ı ld ı , d iş i k ır ı ld ı . Savaş ı kaybeden mümin ler o kadar üzü ldüler ki , Peygamber im izden (a .s .) müşr iklere beddua etmes in i istedi ler . O ise :

    “Ben , beddua etmek ic ̧ in go ̈nder i lmedim. Ben , insanlar ı doğru yola davet etmek u ̈zere rahmet elc ̧ i s i olarak go ̈nder i ld im . ” dedi . Duas ı ise ; “Al lah ’ ım onlara doğru yolu go ̈ster , onlar gerc ̧eğ i b i lm iyorlar . ” oldu.

    AYAĞINA DİKEN BİLE BATMASIN

    Daha Uhud Savaş ı ’n ın yaralar ı tam olarak sar ı lmam ışken , Hazreti Muhammed ’ in (a .s . ) Suffe okulunda yetişmiş , en iy i arkadaş lar ına nas ı l su ikastlar düzenlenmiş , pusuya düşürülüp , ha ince şeh it ed i lm iş lerd i . İçler inden Hazreti Zeyd ’e şehit etmeden önce müşr ikler : “Sen in yer inde Muhammed' in olmas ın ı ister m iyd in? ” d iye sormuştu . O ise “Yem in eder im k i , b ırakın burada olmas ın ı , onun ayağ ına bir d iken in batmas ına bi le dayanamam. ” demişti .

    HENDEK SAVAŞI’NA HAZIRLIK

    Uhud Savaş ı ’ndan ik i y ı l sonra , müşr ikler on bin kiş i l ik bir ordu i le yola çıktı . Bu haber i duyan Peygamber im iz (a .s .) mümin ler i cam ide toplad ı . İranl ı Selman , ü lkes inde bu g ib i durumlarda, şehr in etrafına hendekler kaz ı ld ığ ın ı anlattı . Bu fikir herkes in akl ına yatmıştı . Hemen işe koyuldular . Düşman atl ı l ar ın ı hücumdan cayd ıracak gen iş l ikte, bir atın iç ine düştüğünde ç ıkamayacağ ı der in l ikte hende klerle Medine ’ n in etrafın ı çepeçevre kazdı lar .

    ve SAVAŞ!

    Hendek kazmak o kadar da kolay bir iş değ i ld i . Gece gündüz taş lara kayalara balyoz ind iren müm in ler , on lar la b ir l ikte h iç durmadan çal ışan Peygamber im iz yanlar ında olmasaydı , yorgunluklar ın ın daha da farkında o lur lard ı belki de . Tabi bir de açl ıklar ın ın . Üç gündür aç olduklar ı halde , açl ığ ı hissetmemek iç in kar ın lar ına taş bağl ıyorlard ı .

    Kazma iş lem i bittikten sonra üçbin kiş i şehr in çeş itl i yerler ine yerleştir i ld i . Hendeği görünce müşr ikler in akı l lar ı kar ıştı . İslâm ordusunun güçlü savunmas ı , onlar ın sayıca üstünlüğünü hiçe saym ıştı . Yirmi yed i gün süren savaş , müşr ik ordusunun yen i lg iyle son bulmuş , müslüman lar büyük bir zafer kazanm ıştı .

    Peygamber im iz ve arkadaşlar ı hicretten sonra tam altı sene boyunca Kâbe ’y i hiç görmemiş lerd i . Kâbe ’y i ziyaret amac ıyla yaptıklar ı i lk yolculukta da müşr ikler Mekke ’ye girmeler ine iz in vermemişti . Ertes i y ı l gel ir lerse onlara kap ı l ar ın ı açacaklar ın ı söyleyip , bu konuda bir de an laşma imzalad ı l ar . Med ine ’ye ger i dönen müslümanlar Kâbe ' y i göremedikler i iç in üzgündü ama on lar ı sev ind iren b ir şey vard ı . O da, bu an laşma

  • sayes inde , Mekkel i müşr ikler , müslümanlar ı resmen tan ım ış olmas ıyd ı .

    PEYGAMBERİMİZDEN (s .a .v .) MEKTUP VAR!

    O bir sene boyunca, savaş endişes i yaşamadan , müslümanlar dünyan ın çeş itl i yerler ine elç i ler gönder ip , İslâm ’ ı yaymaya çal ıştı l ar . Mese la B izans İmparatoru ’na şöyle bir mektup yol lam ıştı Peygamber im iz (a .s .) :

    “B ismi l l a ̂hirrahman irrah im . Al lah ’ ın kulu ve Peygamber i Muhammed ’ den B izans İmparatoru Herakl iyus ’a. H idayete uyanlara sela ̂m olsun . Sen i İslâm ’a c ̧ağ ır ıyorum. İslâm ’ ı kabul et ki kurtuluşa eres in . A l lah da sana mu ̈ka ̂fat ın ı ik i kat vers in . Eğer kabul etmezsen halk ın gu ̈nah ın ı sen c ̧ekers in . Ey Ehl i K itap ! S iz in le b iz im aram ızda ortak olan so ̈ze gel in iz . Sadece Al lah ’a kul luk edel im ve ona hic ̧bir şeyi ortak koşmayal ım. Al lah ’ ı b ırak ıp da kim im iz k im im iz i i la ̂hlaştırmas ın . Eğer yu ̈z c ̧evir ir lerse , şah it olun biz mu ̈slu ̈man ız, deyin iz . ”

    MEKKE ’NİN FETHİ

    Müslümanlar onlara çok zor geld iğ i halde an laşma kural lar ına uymuştu . Ama müşr ikler , üzer inden ik i y ı l geçtiğ i halde , şartlar ı yer ine getirmiyorlard ı . Peygamber im iz on bin k iş i l ik b ir ordu toplad ı . Mekke ’ ye doğru yola çıktı . Savaş olmadan Mekke fethed i ld i . Kâbe putlardan ar ınd ır ı ld ı . Hazreti Muhammed tam altmış bir yaş ındayd ı . Öğle namazı vaktinde Hazreti B i lâ l , Kâbe ’n in üzer ine ç ıkarak, ezan okudu . Resû lu l l ah efendim iz namaz kı ld ırd ı . Müslümanlar sabretmiş lerd i ve bu zafer sab ır lar ın ın karş ı l ığ ıyd ı .

    GENEL AF

    Mekkel i ler şaşkın bakış lar la müslümanlar ı izl iyordu . Al lah ’ ın resulü on lara “Ş imdi s ize ne yapacağım ı düşünüyorsunuz? ” d iye sordu . “İyi l ik umuyoruz. Sen as i l b ir kardeş ve as i l b ir kiş in in oğlusun . ” dedi müşr ikler . Peygamber im iz de onlara “Ben s ize Yusuf peygamber in , kendis ine ko ̈tu ̈ lu ̈k yapan kardeş ler in i affederken so ̈ylediğ in i so ̈ylu ̈yorum. Bugu ̈n s iz i k ınamak yok. Al lah s iz i affets in . O merhametl i ler in en merhametl is id ir . ” dedi ve gene l af i l a ̂n etti .

    Mekke ’n in fethiyle İslâm büyük bir h ızla yay ı ld ı . Tüm Arabistan yar ımadas ı müslümanlar ın egemenl iğ ine g ird i . Mekke ’n in fethinden sonra , müslümanlardan imk ân ı olan lara hac ibadeti emredi ld i . Peygamber im iz in (a .s .) 22 Şubat 632 günü Mekke ’ye doğru yola ç ıktı . . . Hac ibadetin in olmazsa olmaz kural lar ından b ir i de , Arafat den i len s ın ır lar ı bel ir lenm iş bölgede bulunmaktı . 6 Mart 632 ’de , Peygamber im iz müslümanlara

  • buradan son kez seslendi . Onlara vas iyetin i b i ld ird i . İslâm d in in in i lkeler in i son kez hatır lattı .

    VEDA HUTBESİ

    Veda hutbes in i d in leyen insan lar hüzünlüydü, çünkü Peygamberler i bu konuşmayla , onlar ın aras ından ayr ı l acağın ın işaretin i ver iyordu . “B i lm iyorum, be lk i bu seneden sonra s iz in le burada bir daha buluşamayacağım. ” diyordu .

    “K im in yan ında b ir emanet varsa , onu hemen sah ib ine vers in . ”

    “S ize ik i emanet bırakıyorum, onlara sar ı l ıp uydukça yolunuzu hiç şaş ırmazs ın ız . O emanetler , Al lah ’ ın k itabı Kur ’ân- ı Ker im ve Peygamber in sünnetid ir . ”

    “Arab ın Arap olmayana, Arap olmayan ın da Arap üzer ine üstünlüğü olmadığ ı g ib i ; kırm ız ı tenl in in s iyah üzer ine , s iyah ın da kırm ız ı tenl i üzer inde bir üstünlüğü yoktur . Üstünlük ancak takvadad ır . Al lah yan ında en kıymetl i olan ın ız O ’na karş ı gelmekten en çok sak ınan ızd ır . ”

    “D ikkat ed in iz ! Şu dört şeyi kes in l ikle yapmayacaks ın ız :

    -Al lah ’ a hiçb ir şeyi ortak koşmayacaks ın ız .

    -Al lah ’ ın haram ve dokunulmaz kı ld ığ ı can ı , haks ız yere öldürmeyeceks in iz .

    -Z ina etmeyeceks in iz .

    -Hırs ızl ık yapmayacaks ın ız .” buyuruyordu.

    CENNETTE BULUŞMAK

    Sevgi l i Peygamber im iz , mayıs ayın ın son gün ler inde hastalanm ıştı . Mescide g idemiyordu. Namazlar ı dostu Hz. Ebû Bekir ’ i n k ı ld ırmas ın ı istem işti .

    8 Haziran 632 Pazartes i günü , sağ el in in işaret parmağ ın ı kald ırd ı . Dudaklar ından dökülen sözler şunlard ı : “Yüce rabbim le beraber olmaya . . . Al lah ’ ım , cennette buluşmak üzere!”

    Peygamber im iz tam altm ış üç yaş ındaydı . Onun vefatın ı duyan mümin ler ağl ıyordu. Hazreti Ebû Bekir sevgi l i dostunun odas ına g ird i . Yüzündeki örtüyü kald ır ıp , Peygamber im iz in aln ından öptü .

    -Anam babam sana feda olsun ey Al lah ’ ın Peygamber i ! Sen in hayatın da güzel , ölümün de , dedi . . .

  • HAZRETİ EBÛ BEKİR ’İN VEDASI

    Hz. Ebû Bekir , Peygamber im iz in (a .s .) odas ından d ışar ı ç ık ıp :

    “Muhammed ancak b ir elç id ir . Ondan önce de birçok e lç i gel ip , geçmişt ir . O ölür veya öldürülürse ger iye m i döneceks in iz? K im ger iye dönerse , A l lah ’a bir zarar veremez, ama Al lah şükredenler i ödül lend irecektir . ” an lam ındak i  l - i İmrân sûres in in 144. âyetin i okudu. Peygamber im iz in vefatın ı sahabeye bu şeki lde duyurmuştu . Hazret i Peygamber ’ in (a .s . ) mübarek beden in i , babas ın ın gömüldüğü şehr in toprağ ı saracakt ı . Medine ’de, Mesc id- i Nebev î ’n in Cennet Bahçes i ’ne defnedi ld i . Müminler k ıyamete kadar onun kabr in i nas ı l ziyaret edecekse , onun güzel ruhu da k ıyamete kadar müm in ler in kalbin i z iyaret edecekti r .