klasik neo klasik-iktisat

75
Dr. Aylin ABUK DUYGULU 1 Klasik-NeoKlasik İktisat ve Keynesyen İktisat

Upload: ferhat-goekce

Post on 27-May-2015

4.540 views

Category:

Education


11 download

TRANSCRIPT

Page 1: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 1

Klasik-NeoKlasik İktisatve

Keynesyen İktisat

Page 2: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 2

Klasik-NeoKlasik İktisat

Klasik Yaklaşımı geçerli kılan dört teori: Mahreçler Yasası Faiz Teorisi Ücret Teorisi Fiyat Teorisi

Page 3: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 3

Klasik-NeoKlasik İktisatMahreçler Yasası (Say Yasası)• Serbestçe işleyen bir ekonomide talep

yetersizliğinden ya da aşırı üretimden dolayı yaygın bir gayrî iradî işsizliğin ortaya çıkması mümkün değildir.

• Bu yasaya göre, bir mal alabilmek için karşılığında başka bir mal vermekteyiz. Burada para, değişimi kolaylaştıran bir araçtır. Satışlar, para sayesinde değil, diğer mallar sayesinde yapılmaktadır.

Page 4: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 4

Klasik-NeoKlasik İktisat

• Bir mal üretip piyasaya arz eden bir kişinin amacı,mal verip karşılığında başka bir mal almaktır.

• O halde, mal ve hizmetlere mahreç sağlayan para değil, diğer mal ve hizmetlerdir.

• Bu durumda, bir mal üretilip piyasaya sürüldüğünde sadece bir arz yapılmış olmaz, fakat aynı zamanda piyasada bu mal miktarı kadar da talep yaratılmış olur.

Page 5: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 5

Klasik-NeoKlasik İktisat

• Yani, arzda meydana gelen her artış, kendisi kadar bir talep artışına yol açar.

• Mahreçler Yasası şu cümle ile özetlenebilir:

Her arz, kendi talebini yaratır.• Sonuçta, her arz kendisi kadar talep

yaratacağına göre, ekonomide toplam talep toplam arza eşit olacak ve elde hiçbir satılamayan mal kalmayacaktır.

Page 6: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 6

Klasik-NeoKlasik İktisat

Bunun sonuçları nelerdir?

Hiçbir üretim faktörü boşta kalmaz. İşsizlik olmaz. Sürüm tıkanıklığı olmaz. Boşta üretim faktörü kalmayacağından,

ekonomi tam istihdama ulaşmış olur.

Page 7: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 7

Klasik-NeoKlasik İktisat

Eleştiriler: Bu yasa, malın malla değiştirildiği bir

sistemde geçerli olabilir. Ancak bu yasanın ele alındığı ekonomiler, paralı ekonomilerdir. Paralı ekonomilerde, bu yasanın geçerli olabilmesi için, kişiler elde ettikleri geliri anında harcamalıdırlar.

Elde edilen gelirin harcanmaması, tasarruf edilmesi durumunda, toplam talep toplam arza eşit olmaz.

Page 8: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 8

Klasik-NeoKlasik İktisat

Bir başka ifade ile, satılmak istenen malların miktarı, satın alınmak istenen malların miktarından fazla olur. Böylece talep yetersizliği ve buna bağlı olarak da işsizlik ortaya çıkar. Bu da ekonominin tam istihdamda olmadığını gösterir.

Page 9: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 9

Klasik-NeoKlasik İktisat

Faiz Teorisi• Klasik iktisatçılar, mahreçler yasasına

yöneltilen eleştirilere, geliştirdikleri faiz teorisi ile yanıt vermişlerdir.

• Klasik iktisatçılara göre faiz, sermayenin fiyatıdır. Bu fiyat, tasarruf eden tüketimden vazgeçtiği için ödenmektedir.

• Faiz oranları, tasarruf arzı ile sermaye talebinin kesişmesi sonucu oluşur.

Page 10: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 10

Klasik-NeoKlasik İktisat• Faiz oranı, ekonomideki tasarruf arzı ile

sermaye talebini belli bir düzeyde eşitler.

i

Sermaye Talebi (I)

Tasarruf Arzı (S)

S,I

i

S=I

Page 11: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 11

• Tasarruf arzı eğrisinin eğimi pozitiftir ve tasarruf arzı, faiz oranlarının artan bir fonksiyonudur (S=f(i)).

• Sermaye talebi (tasarruf talebi), girişimciler tarafından talep edilir. Amaç, yatırım yapmaktır. Eğimi negatiftir ve sermaye talebi, faiz oranlarının azalan bir fonksiyonudur (I=f(i)).

Klasik-NeoKlasik İktisat

Page 12: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 12

Klasik-NeoKlasik İktisat• Klasik iktisatçılar, faiz oranlarının tasarruflarla

yatırımları eşitleyen bir güce sahip olduklarına inanmaktadırlar.

• Klasik teori, tasarrufa giderek harcanmayan paraların,girişimcilere faiz karşılığı ödünç verilerek, girişimciler tarafından yatırım mallarına harcandığını ve bu yolla ekonomide hiçbir zaman harcama azlığı olmayacağını söylerler.

• Onlara göre, faiz oranları otomatik olarak, gerçekleşen tasarruflarla gerçekleşen yatırımları birbirine eşitler (I=S).

Page 13: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 13

Klasik-NeoKlasik İktisat

Ücret Teorisi• Klasiklere göre, emek arzı ve emek talebi

eğrilerinin kesiştiği yer, hem ücret miktarını hem de ekonominin istihdam düzeyini belirler. Ayrıca teori gereği, emek arzı ile emek talebi eğrilerinin kesiştiği yerde, ekonomi tam istihdamdadır.

Page 14: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 14

Klasik-NeoKlasik İktisat

• Klasiklere göre, emek arz ve talebini belirleyen faktörler birbirinden farklıdır.

• Emek arzıÇalışmanın marjinal zahmeti ile, çalışma sonucu elde edilen gelirin marjinal faydası tarafından belirlenir.

• Çalışmanın marjinal zahmeti, çalışılan her saatin verdiği zahmettir ve çalışma süresi arttıkça artar.

Page 15: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 15

Klasik-NeoKlasik İktisat

• Elde edilen gelirin marjinal faydası ise, çalışma saatleri uzadıkça azalmaktadır. Çünkü, örneğin saat başına ücretle çalışan bir işçi, ilk bir saatlik çalışması ile zorunlu ihtiyacını giderecek, her yeni çalışma saati ile elde ettiği geliri, bir öncekinden daha az şiddetli ve dolayısıyla daha az faydalı bir ihtiyacını karşılamak için kullanacaktır. Sonuçta, elde ettiği gelirin marjinal faydası giderek azalacaktır.

Page 16: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 16

Klasik-NeoKlasik İktisat

Çal

ışm

anın

Mar

jinal

Z

ahm

eti v

e F

ayda

Marjinal Zahmet

Marjinal Fayda

Çalışma Süresi

P

S

Page 17: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 17

• Birbirine ters yönde gelişen bu iki değişkenin etkisinin birbirine eşit olduğu, diğer bir ifadeyle bu iki eğrinin birbirini kestiği nokta, bir işçinin veri ücret düzeyinde, günde kaç saat çalışmaya razı olacağını yani emek arzının ne kadar olacağını göstermektedir.

Klasik-NeoKlasik İktisat

Page 18: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 18

Klasik-NeoKlasik İktisat

• Analiz veri ücret düzeyi yerine, ücretlerin değişebileceği dikkate alınarak genişletilirse, Klasiklere göre, toplam emek arzı doğrudan doğruya reel ücretin artan bir fonksiyonudur (LS=f(W/P)) ve reel ücret, nominal ücretin satın alma gücüdür.

• Emek talebinin belirlenmesinde ise, emek talebinin ne kadar olacağı, işçinin marjinal fiziki verimliliğine (sonuncu işçinin üretime yaptığı katkı) bağlıdır.

Page 19: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 19

Klasik-NeoKlasik İktisat

• Girişimci, azalan verimler yasası nedeniyle,ilave bir işçi daha istihdam ederken, bu sonuncu işçiye ödediği nominal ücretle (W), o işçinin üretime yaptığı katkı nedeniyle meydana gelecek hasılat artışını karşılaştıracaktır.

• Sonuncu işçinin üretime yaptığı katkı, marjinal fiziki ürün (MP) olarak adlandırılır.

Page 20: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 20

Klasik-NeoKlasik İktisat

• Marjinal fiziki ürünün parasal değeri, marjinal hasılattır (veya marjinal ürün geliri) ve (MP*P) ile ifade edilir (PFiyat)

• Girişimci, yeni bir işçi işe alırken (W) ile (MP*P)’yi karşılaştıracaktır.

• Eğer;

W < MP*P ise, girişimci elde edeceği kârı kaçırmamak için işçi alımına devam eder.

Page 21: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 21

Klasik-NeoKlasik İktisat

W > MP*P ise, zarardan kurtulmak için işçi çıkaracaktır.

W=MP*P durumu ise, denge durumudur ve bu noktada ne işçi çıkarılmakta ne de işçi alınmaktadır.

Page 22: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 22

Klasik-NeoKlasik İktisat• Denge oluştuktan sonra girişimci, dengeyi

oluşturan değişkenlerde bir değişiklik olmadıkça, ne yeni işçi alacak ne de işçi çıkaracaktır.

• Dengeyi oluşturan değişkenlerden, marjinal verimliliğin (MP), kısa dönemde değişmediği kabul edilir. Bu durumda, dengeye gelmiş firmaların yeni bir işçi daha alabilmeleri ya nominal ücrette (W), ya da fiyatlar genel düzeyinde (P) meydana gelen değişmelere bağlı olacaktır.

Page 23: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 23

Klasik-NeoKlasik İktisat• Eğer (W) sabitken (P) yükselirse, ya da

(P) sabitken (W) düşerse, bu reel ücretlerin düşmesi anlamına gelir. Bu durumda girişimci, yeni işçi alma yoluna gidecektir.

• Tersi durumda ise, girişimci işçi çıkarma yoluna gidecektir.

• Sonuçta, girişimcilerin ne kadar işçi istihdam edecekleri, reel ücretlerdeki değişmelere bağlı olmaktadır.

Page 24: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 24

Klasik-NeoKlasik İktisat

• Ekonominin geneli açısından benzer bir durum, bizi şu sonuca ulaştıracaktır: Ekonomide daha fazla işçi çalıştırılması için reel ücretlerin azalması gerekmektedir.

• Sonuçta, ekonomide toplam emek talebi, reel ücretlerin azalan bir fonksiyonudur (LD=(W/P)).

Page 25: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 25

Klasik-NeoKlasik İktisat

(W/P)0

(W/P)1

W/P

Emek Arz ve Talebi

LS

LD

L0L1 L2

İşsizlik (LS>LD)

0

Page 26: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 26

Klasik-NeoKlasik İktisat

• Klasik teoriye göre denge ücreti, emek arz ve talep eğrilerinin kesiştiği noktada oluşacaktır((W/P)0).

• Örneğin ücret düzeyinin (W/P)1’de oluşması durumunda, bu ücretten emek arzı OL2 kadarken, emek talebi sadece OL1 kadar olmaktadır. Bu durumda L1L2 kadar işgücü işsiz kalacaktır. İşgücü arzındaki bu fazlalık, reel ücretlerin (W/P)0 düzeyine doğru inmesine yol açacaktır.

Page 27: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 27

Klasik-NeoKlasik İktisat

• Bu, klasiklere göre ücretlerin aşağıya doğru esnek olduğunu göstermektedir.

• Denge ücret düzeyinde ise, istihdam edilen işgücü OL0 kadar olacaktır. Bu istihdam düzeyinin tam istihdam olması, klasik teorinin zorunlu bir sonucudur.

• Bu ücret düzeyinde çalışmak isteyen herkes iş bulmaktadır.

Page 28: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 28

Klasik-NeoKlasik İktisat

Fiyat Teorisi• Bu teori, genel fiyat düzeyinin nasıl belirlendiğini klasik düşünce çerçevesinde ortaya koymaya çalışmaktadır.• Klasikler ekonomi ile ilgili açıklamalarını ve yorumlarını, reel büyüklükleri esas alarak yapmışlardır.

Page 29: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 29

Klasik-NeoKlasik İktisat

• Klasik fiyat teorisi,reel gelirle parasal gelir arasında dengenin nasıl oluştuğunu ortaya koymak için, Miktar Teorisi’nden yararlanmıştır.

• Miktar Teorisi, mübadele (değişim) denkleminden yararlanır. Mübadele denklemi, bir özdeşliktir ve tanım gereği eşitlikten söz eder.

Page 30: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 30

Klasik-NeoKlasik İktisat

• Buna göre;

M:Para miktarını, V:Paranın dolanım hızını, P: Fiyatlar genel düzeyini ve T:Ticaret (Alış veriş) hacmini ifade etmek üzere;

MV Ξ PT

Mübadele Denklemini göstermektedir.

Page 31: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 31

Klasik-NeoKlasik İktisat• Bu özdeşliğin, teorik bir içerik kazanması

için belli varsayımlar gereklidir. Söz konusu varsayımlar, kısa dönemde paranın dolanım hızının ve işlem hacminin değişmeyeceğidir (Yani V ve T, kısa dönemde sabittir).

• Bu durumda, söz konusu özdeşlik, artık bir eşitlik haline gelir ve V ile T sabitken, para miktarı ile fiyatlar genel düzeyi arasında aynı yönlü olmak üzere, bir fonksiyonel ilişki bulunduğunu ifade eder.

Page 32: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 32

Klasik-NeoKlasik İktisatMV=PT

Burada, V ile T sabitse, M P• Mübadele denklemindeki T’nin, reel geliri,

yani mal ve hizmet miktarı olarak milli geliri ifade ettiği dikkate alınırsa, söz konusu eşitlik, para miktarı ile paranın dolanım hızının çarpımının, o dönemde üretilen mal ve hizmet miktarı ile fiyatlar genel düzeyinin çarpımına eşit olduğunu gösterecektir (MV=Py)

Page 33: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 33

Klasik-NeoKlasik İktisat• Kısa dönemde, paranın dolanım hızının ve

reel gelirin değişmeyeceği varsayıldığında, biraz önce elde edilen sonuç değişmeyecek, para miktarındaki artışlar, aynı yönde ve aynı miktarda fiyat artışlarına yol açacaktır.

• Klasik teoriye göre, para arzında bir artış olduğunda, harcamalar artacak, ekonomi daima tam istihdam durumunda olduğundan, üretim artışı olamayacağı için fiyatlar genel düzeyi yükselecektir.

Page 34: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 34

Klasik-NeoKlasik İktisat

Reel Gelir

Fiyatlar

Yt

P P1

MV

M1V

Para Arzı artışı

PP1 : Fiyatlar Genel Düzeyindeki artış

Page 35: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 35

Klasik-NeoKlasik İktisat

• Yt tam istihdam düzeyindeki gelir ve M de ekonomideki para miktarı ise, fiyatlar genel düzeyi P’de oluşacaktır. Paranın dolanım hızı sabitken, para miktarı M’den M1’e arttırılırsa, tam istihdamda bulunan ekonominin reel gelirinde bir artış olmayacak, fakat fiyatlar genel düzeyi P’den P1’e yükselecektir.

Page 36: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 36

Klasik-NeoKlasik İktisat

• Özetle; klasik iktisatçıların iddiası, ekonominin her defasında kendiliğinden ve bir müdahaleye gerek kalmadan tam istihdamda dengeye geleceğidir.

• Klasik sistemde, ekonomiyi kendiliğinden tam istihdamda dengeye getiren mekanizmanın hareket noktası ve temeli, emek teorisidir.

Page 37: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 37

Klasik-NeoKlasik İktisat

• Emek arz ve talep eğrilerinin kesiştikleri noktada reel ücret oluşmakta, bu reel ücret düzeyi de, o dönemde o ekonomide ne miktar işçi istihdam edileceğini belirlemektedir.

• Bu istihdam miktarı ise, o dönemde ekonomide mevcut üretim kapasitesinin ne miktarının kullanılacağını, yani ne kadar mal ve hizmet üretilebileceğini ortaya koyacaktır.

Page 38: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 38

Klasik-NeoKlasik İktisat• Klasik model, piyasaların sürekli

temizlendiği, esnek fiyatlı modellere dayanır.

• Serbest piyasa mekanizması,kendiliğinden emeğin tam kullanımını (tam istihdam) sürekli olarak sağlar.

• Gayrî iradî işsizlik söz konusu olmadığından, hükümetin işsizlikle mücadele etmek için, piyasa mekanizmasının işleyişine müdahale etmesine gerek yoktur.

Page 39: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 39

Klasik-NeoKlasik İktisat

• İşçilerin fayda maksimizasyonu davranışlarından türetilen emek arz eğrisi ile firmaların kâr maksizmizasyonu davranışlarından türetilen emek talep eğrisinin kesiştiği noktanın temsil ettiği ücret haddinde, emek piyasasında denge sağlanır (emek arzı, emek talebine eşitlenir).

Page 40: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 40

Klasik-NeoKlasik İktisat

• Klasik modelde, hasıla ve fiyat düzeyi, toplam talep eğrisi ile klasik toplam arz eğrisi birlikte ele alınarak belirlenebilir.

• Klasik modelde toplam arz eğrisi, tam istihdam hasıla düzeyi üzerinden dik bir eğri görünümündedir.

• Bunun ardında, klasik modelde ekonominin daima tam istihdamda olduğu (işsizlik oranının geçici ve doğal işsizlik oranına eşit olduğu) varsayımı yatar.

Page 41: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 41

Klasik-NeoKlasik İktisat

P

Y

AS

AD

P1

YF 0

Klasik Modelde Hasıla ve Fiyat Düzeyi

Page 42: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 42

Klasik-NeoKlasik İktisat• Bu aynı zamanda, klasik modelde toplam

hasıla düzeyinin toplam arz tarafından, fiyat düzeyinin ise toplam talep tarafından belirlendiği anlamına gelir.

• Klasik modelde ekonominin daima tam istihdam hasıla düzeyinde dengede olması, genişletici maliye politikası gibi genişletici para politikası izleyerek de hasılayı arttırmanın mümkün olmadığını ifade eder.

Page 43: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 43

Klasik-NeoKlasik İktisat

• Klasik modelde, paranın yansızlığı yani parasal bir değişikliğin reel bir değişiklik yaratmaması varsayımı söz konusudur.

• Aşağıdaki şekilde, ekonomi başlangıçta YN

doğal hasıla düzeyi üzerinden P1 fiyat düzeyinde dengededir.

• Genişletici para politikası sonucu (yani nominal para stoku arttırılmış); toplam talep eğrisi AD(M1)AD(M2)

Page 44: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 44

Klasik-NeoKlasik İktisat

P

Y

AS

AD(M1)

P1

YN 0

P2

E1 E2

E3

AD(M2)

Klasik Modelde Genişletici Para Politikası:Sonuç Fiyatlar Genel Düzeyi , Hasıla Etkilenmemiştir.

Page 45: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 45

Klasik-NeoKlasik İktisat

• P1 başlangıç fiyat düzeyinde, parasal genişleme sonrası E1E2 kadar bir mal talep fazlası

• Firmalar, talep fazlasını karşılamak için, daha yüksek bir nominal ücret karşılığında daha fazla işçi çalıştırmak isterler.

Page 46: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 46

Klasik-NeoKlasik İktisat

• Ancak, emek piyasası tam istihdam düzeyinde dengede olduğundan, firmalar işçilere daha fazla ücret ödeyince, istihdam ve dolayısıyla da hasıla düzeyi başlangıç düzeyinde kalırken, firmaların maliyetleri ve dolayısıyla da fiyat düzeyi yükselir.

• Fiyat düzeyinin yükselerek P2 düzeyine gelmesi sonucunda, talep fazlası azalır.

Page 47: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 47

Klasik-NeoKlasik İktisat

• Yeni denge noktası, E3.Bu noktada, AS ve AD(M2) eğrileri kesişmiştir ve ekonomi, E1 noktasında olduğu gibi, doğal (tam istihdam) hasıla düzeyinde faaliyettedir.

• Bu analizden çıkan sonuç, nominal para arzı artınca, fiyatlar genel düzeyinin de aynı yönde artmasıdır.Klasik modelde, fiyat artışlarının (enflasyonun) tek nedeni, para arzındaki sürekli artışlardır.

Page 48: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 48

Klasik-NeoKlasik İktisat

P

Y

AS

AD(G1)

P1

YF(YN) 0

P2

E1 E2

E3

AD(G2)

Klasik Modelde Genişletici Maliye Politikası

Page 49: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 49

Klasik-NeoKlasik İktisat

• Başlangıç noktası: YN doğal hasıla düzeyinde, P1 fiyat düzeyinde denge (E1).

• Genişletici maliye politikası sonucu, toplam talep eğrisi sağa kayar:

(AD(G1)AD(G2))

• P1 başlangıç fiyat düzeyinde, parasal genişleme sonrası E1E2 kadar bir mal talep fazlası

Page 50: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 50

Klasik-NeoKlasik İktisat• Firmalar, talep fazlasını karşılamak için,

daha yüksek bir nominal ücret karşılığında daha fazla işçi çalıştırmak isterler.

• Ancak, emek piyasası tam istihdam düzeyinde dengede olduğundan, firmalar işçilere daha fazla ücret ödeyince, istihdam ve dolayısıyla da hasıla düzeyi başlangıç düzeyinde kalırken, firmaların maliyetleri ve dolayısıyla da fiyat düzeyi yükselir.

Page 51: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 51

Klasik-NeoKlasik İktisat• Fiyat düzeyinin yükselerek, P2 düzeyine

çıkması, reel para arzının (M/P) azalmasına, faiz oranının yükselmesine ve buna bağlı olarak özel sektör yatırım harcamasının ve böylece toplam talebin azalmasına neden olur.

• Yeni denge noktası, E3.Bu noktada, AS ve AD(G2) eğrileri kesişmiştir ve ekonomi, E1 noktasında olduğu gibi, doğal (tam istihdam) hasıla düzeyinde faaliyettedir.

Page 52: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 52

Klasik-NeoKlasik İktisat

• Sonuçta,Klasik modelin ikinci temel önermesi gereğince, genişletici maliye politikası, özel sektör yatırım harcamasını azaltmaktadır.

• Bu süreç, tam dışlama (crowding-out) olarak adlandırılır.

Page 53: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 53

Keynesyen Model

• Keynes’e göre, ekonominin tam istihdamda dengeye gelmesi, özel bir haldir.

• Serbest işleyen bir ekonomide, ekonominin tam istihdamda dengeye gelmesi, her zaman ulaşılabilecek bir sonuç değildir.

Page 54: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 54

Keynesyen Model

• Fiyat mekanizması, tam istihdamı otomatik olarak gerçekleştiremediğine göre, devlet ekonomiye müdahale etmelidir.

• Yani devletin bir iktisat politikası olmalıdır.• Ekonominin eksik istihdamda da dengeye

gelebileceği görüşü, Keynes’in en temel katkılarından biridir.

Page 55: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 55

Keynesyen Model

• İşçiler cari ücrete razı oldukları halde, işsiz kaldıklarına ve sanayi kuruluşları da talep yetersizliği yüzünden boş kapasite ile çalıştıklarına göre, bu bir eksik istihdam dengesidir.

• Eksik istihdamda, ekonomi potansiyelinin tümünü kullanamadığı halde, toplam talep toplam arza eşit olmaktadır.

• Bu eşitlik kurulmuşsa, denge var demektir.

Page 56: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 56

Keynesyen Model• Keynes, klasiklerin aksine, ekonomiyi talep

cephesinden açıklamaya çalışmış ve talebin arzı yarattığını ileri sürmüştür.

• Keynes, faizin tasarruf arzı ile sermaye talebine göre değil, para arz ve talebine göre oluştuğunu kabul etmiştir.

• Keynes’e göre, yatırım ve tasarruf kararları birbirinden bağımsız olarak verildiği için, planlanan tasarruflar, planlanan yatırımlara her zaman eşit olamayacaktır.

Page 57: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 57

Keynesyen Model

• Tasarruflar, faiz oranına değil, gelir düzeyine bağlıdır. Faiz oranı ne olursa olsun, geliri yetersiz olan kimse tasarruf yapamaz.

• Bu bakımdan faiz, tasarruflarla yatırımları birbirine eşitleyen bir unsur değildir.

• Tasarruf ve yatırım kararları birbirinden bağımsız olduğu için, tasarruflar yatırımlardan fazla olabilir.

Page 58: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 58

Keynesyen Model

• Bu durumda, gelirlerin tamamı harcanmamış demektir, yani harcamalar gelire eşit değildir.

• Bu, bir kısım malların talep bulmadığını, talep yetersizliği nedeniyle bir kısım üretim faktörlerinin boşta kalacağını ifade etmektedir.

Page 59: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 59

Keynesyen Model

• Keynes’e göre, bir ekonominin istihdam düzeyi, tamamen o ekonomideki gelir ve harcama düzeyine bağlıdır.

• Gelirler yüksek olursa, harcamalar yüksek olacak, harcamalar yüksek olunca da, ekonomideki toplam talep de yüksek olacaktır.

Page 60: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 60

Keynesyen Model• Bu durumda, gerek özel kesim ve gerekse

devlet tarafından yapılan tüketim ve yatırım harcamaları, o ekonomideki gelir ve dolayısıyla istihdam düzeyini belirlemiş olacaktır.

• Keynes’in istihdam teorisine göre, bir ekonomide milli gelirin hangi düzeyde olacağı, o ülkenin sahip olduğu üretim kapasitesinin ne kadarının kullanıldığına bağlıdır.

Page 61: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 61

Keynesyen Model

• Ekonomide istihdam düzeyi arttıkça, mevcut üretim kapasitesi daha çok kullanılacak ve böylece daha fazla mal ve hizmet üretilecektir. Daha fazla mal ve hizmet üretilmesi ise, milli gelirin artması demektir.

Page 62: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 62

Keynesyen Model

• Keynes’e göre, bir ülkede istihdam düzeyinin az veya çok olmasını belirleyen, girişimcilerin piyasaya ilişkin beklentileridir.

• Eğer girişimciler, ekonomide tüm mal ve hizmetlere olan talebin (toplam talep), üretecekleri mal ve hizmetin tümünü (toplam arz) satın alabilecek kadar çok olduğuna inanırlarsa, o kadar çok üretim yapacaklardır (İstihdam düzeyi artar).

Page 63: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 63

Keynesyen Model

• Keynes, bir ekonominin eksik veya tam istihdamda dengeye gelmesini belirleyen etkenleri açıklarken, efektif talep kavramını ortaya atmıştır.

• Efektif talep, toplam arzın toplam talebe eşit olduğu yerdeki talep hacmidir.

• Keynes’e göre efektif talep, girişimcilerin ürettikleri mallara, gelecekte yapılacak tüketim ve yatırım harcamaları toplamıdır.

Page 64: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 64

Keynesyen Model

• Ekonominin tam istihdamda veya eksik istihdamda dengeye gelmesi durumunda, her iki halde de ekonominin ulaştığı gelir düzeyine denge geliri ya da denge milli geliri denir.

• Daha önce de değinildiği gibi, denge milli geliri, toplam talep ve toplam arz eğrilerinin kesiştiği yerde oluşan gelirdir ve denge gelirinin oluştuğu yerdeki istihdam düzeyi de denge istihdam düzeyidir.

Page 65: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 65

Keynesyen Model• Keynes’e göre, kısa dönemde, toplam arz

sabit kabul edilirse, bir ekonomide kısa dönemde milli gelirin ve istihdam düzeyinin hangi noktada (düzeyde) oluşacağını, toplam talep belirlemektedir.

• Denge geliri ve istihdam düzeyi, reel faktörleri dikkate alan toplam arz-toplam talep yöntemi ya da parasal faktörleri dikkate alan, tasarruf-yatırım eşitliği yöntemi kullanılarak belirlenebilir.

Page 66: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 66

Keynesyen Model

• Keynesyen modelde toplam arz eğrisi (AS),ücretlerin katı olduğu varsayımı gereği, tam istihdam hasıla düzeyine kadar pozitif eğimli, daha sonra dik bir eğridir.

• AS eğrisi, tam istihdam düzeyine kadar pozitif eğimli olduğundan, ekonominin daima tam istihdam hasıla düzeyinde faaliyette bulunması mümkün değildir.

Page 67: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 67

Keynesyen Model

• Keynesyen modelde, emek piyasasında geçerli olan veri nominal ücret haddi üzerinden ekonominin hangi hasıla düzeyinde faaliyet göstereceği, toplam talep eğrisinin (AD) konumuna bağlıdır.

Page 68: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 68

Keynesyen Model

P

P2

YFY1

AD1

AD2

AS

P1

0

Keynesyen Modelde Fiyat-Hasıla Düzeyinin Belirlenmesi

Page 69: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 69

Keynesyen Model

• Eğer toplam talep eğrisi AD2 konumunda ise, ekonomi YF doğal hasıla düzeyinde dengeye gelir.

• Buna karşılık toplam talep, ekonominin doğal hasıla düzeyinde olmasını sağlayan toplam talepten küçükse (AD1), ekonomi Y1 gibi, YF doğal hasıla düzeyinden daha düşük bir hasıla düzeyinde dengeye gelir.

Page 70: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 70

Keynesyen Model

• Keynesyen modelde, ekonominin doğal hasıla düzeyinde olması, ancak tesadüfen ortaya çıkabilecek bir durum olduğundan, Keynesyen modelde hasıla düzeyi (klasik modelin aksine) toplam talep tarafından belirlenir.

• Sonuçta Keynesyen model, ekonomiyi tam istihdam düzeyine götürebilmek için, aktif iktisat politikası (talep kaydırıcı politikalar) önerir.

Page 71: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 71

Keynesyen Model

W

A

LS1LD1

W1

W2 W=W2

LF

B

L

LD(P1)

LS(P1)

Nominal Ücret Katılığı

Page 72: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 72

Keynesyen Model

• Emek piyasası başlangıçta, değeri mal piyasasında belirlenen P1 fiyatı üzerinden, W1 nominal ücret düzeyinde tam istihdamdadır.

W1/P1=wE

Page 73: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 73

Keynesyen Model

• Buna karşılık, sendikaların sendikal güçlerini kullanarak veya hükümetin sosyal gerekçelerle minimum ücret haddi uygulaması başlatarak, ücret haddini W2 düzeyinde belirlemesi halinde (W2/P1 > W1/P1 =wE ), W2/P1 cari reel ücret haddinde çalışmak isteyen kişi sayısı LS1, firmaların çalıştırmak istedikleri kişi sayısı ise LD1’dir.

Page 74: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 74

Keynesyen Model

• Dolayısıyla ekonomide, LS1-LD1=AB kadar gayrî iradî işsiz vardır.

• Bu durumda Keynes’e göre, hükümetlerin işsizliği azaltmak için, piyasa mekanizmasının işleyişine müdahale etmeleri, kısaca işsizlik merkezli aktif bir iktisat politikası izlemeleri gerekir.

Page 75: Klasik neo klasik-iktisat

Dr. Aylin ABUK DUYGULU 75

Yararlanılan Kaynaklar:

Tevfik PEKİN(2000), Makro Ekonomi

Erdal ÜNSAL(2004), Makro İktisada Giriş