kiyamet alametleri
TRANSCRIPT
O k u y u c u y a
● Bu kitapta ve di¤er çal›flmalar›m›zda evrim teorisinin çöküflüne özel bir yer ayr›lmas›n›n
nedeni, bu teorinin her türlü din aleyhtar› felsefenin temelini oluflturmas›d›r. Yarat›l›fl› ve do-
lay›s›yla Allah'›n varl›¤›n› inkar eden Darwinizm, 140 y›ld›r pek çok insan›n iman›n› kaybet-
mesine ya da kuflkuya düflmesine neden olmufltur. Dolay›s›yla bu teorinin bir aldatmaca ol-
du¤unu gözler önüne sermek çok önemli bir imani görevdir. Bu önemli hizmetin tüm insan-
lar›m›za ulaflt›r›labilmesi ise zorunludur. Kimi okuyucular›m›z belki tek bir kitab›m›z› oku-
ma imkan› bulabilir. Bu nedenle her kitab›m›zda bu konuya özet de olsa bir bölüm ayr›lma-
s› uygun görülmüfltür.
● Belirtilmesi gereken bir di¤er husus, bu kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Yazar›n tüm kitapla-
r›nda imani konular, Kuran ayetleri do¤rultusunda anlat›lmakta, insanlar Allah'›n ayetlerini
ö¤renmeye ve yaflamaya davet edilmektedirler. Allah'›n ayetleri ile ilgili tüm konular, oku-
yan›n akl›nda hiçbir flüphe veya soru iflareti b›rakmayacak flekilde aç›klanmaktad›r.
● Bu anlat›m s›ras›nda kullan›lan samimi, sade ve ak›c› üslup ise kitaplar›n yediden yetmi-
fle herkes taraf›ndan rahatça anlafl›lmas›n› sa¤lamaktad›r. Bu etkili ve yal›n anlat›m sayesin-
de, kitaplar "bir solukta okunan kitaplar" deyimine tam olarak uymaktad›r. Dini reddetme ko-
nusunda kesin bir tav›r sergileyen insanlar dahi, bu kitaplarda anlat›lan gerçeklerden etki-
lenmekte ve anlat›lanlar›n do¤rulu¤unu inkar edememektedirler.
● Bu kitap ve yazar›n di¤er eserleri, okuyucular taraf›ndan bizzat okunabilece¤i gibi, karfl›-
l›kl› bir sohbet ortam› fleklinde de okunabilir. Bu kitaplardan istifade etmek isteyen bir grup
okuyucunun kitaplar› birarada okumalar›, konuyla ilgili kendi tefekkür ve tecrübelerini de
birbirlerine aktarmalar› aç›s›ndan yararl› olacakt›r.
● Bunun yan›nda, sadece Allah'›n r›zas› için yaz›lm›fl olan bu kitaplar›n tan›nmas›na ve
okunmas›na katk›da bulunmak da büyük bir hizmet olacakt›r. Çünkü yazar›n tüm kitaplar›n-
da ispat ve ikna edici yön son derece güçlüdür. Bu sebeple dini anlatmak isteyenler için en
etkili yöntem, bu kitaplar›n di¤er insanlar taraf›ndan da okunmas›n›n teflvik edilmesidir.
● Kitaplar›n arkas›na yazar›n di¤er eserlerinin tan›t›mlar›n›n eklenmesinin ise önemli sebep-
leri vard›r. Bu sayede kitab› eline alan kifli, yukar›da söz etti¤imiz özellikleri tafl›yan ve oku-
maktan hoflland›¤›n› umdu¤umuz bu kitapla ayn› vas›flara sahip daha birçok eser oldu¤unu
görecektir. ‹mani ve siyasi konularda yararlanabilece¤i zengin bir kaynak birikiminin bulun-
du¤una flahit olacakt›r.
● Bu eserlerde, di¤er baz› eserlerde görülen, yazar›n flahsi kanaatlerine, flüpheli kaynaklara
dayal› izahlara, mukaddesata karfl› gereken adaba ve sayg›ya dikkat edilmeyen üsluplara,
burkuntu veren ümitsiz, flüpheci ve ye'se sürükleyen anlat›mlara rastlayamazs›n›z.
K › y a m e tA l a m e t l e r i
H a r u n Y a h y aE k i m , 2 0 0 5
Art›k onlar, k›yamet-saatinin
kendilerine apans›z gelmesinden
baflkas›n› m› gözlüyorlar?
‹flte onun iflaretleri gelmifltir…
(Muhammed Suresi, 18)
Y a z a r v e E s e r l e r i H a k k › n d a
Harun Yahya müstear ismini kullanan yazar Adnan Oktar, 1956 y›l›nda Anka-
ra'da do¤du. ‹lk, orta ve lise ö¤renimini Ankara'da tamamlad›. Daha sonra ‹stan-
bul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ve ‹stanbul Üniversi-
tesi Felsefe Bölümü'nde ö¤renim gördü. 1980'li y›llardan bu yana, imani, bilimsel
ve siyasi konularda pek çok eser haz›rlad›. Bunlar›n yan› s›ra, yazar›n evrimcile-
rin sahtekarl›klar›n›, iddialar›n›n geçersizli¤ini ve Darwinizm'in kanl› ideolojiler-
le olan karanl›k ba¤lant›lar›n› ortaya koyan çok önemli eserleri bulunmaktad›r.
Harun Yahya'n›n eserleri yaklafl›k 30.000 resmin yer ald›¤› toplam 45.000 say-
fal›k bir külliyatt›r ve bu külliyat 41 farkl› dile çevrilmifltir.
Yazar›n müstear ismi, inkarc› düflünceye karfl› mücadele eden iki peygamberin
hat›ralar›na hürmeten, isimlerini yad etmek için Harun ve Yahya isimlerinden olufl-
turulmufltur. Yazar taraf›ndan kitaplar›n kapa¤›nda Resulullah'›n mührünün kulla-
n›lm›fl olmas›n›n sembolik anlam› ise, kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Bu mühür, Ku-
ran-› Kerim'in Allah'›n son kitab› ve son sözü, Peygamberimiz (sav)'in de hatem-ül
enbiya olmas›n› remzetmektedir. Yazar da, yay›nlad›¤› tüm çal›flmalar›nda, Kuran'›
ve Resulullah'›n sünnetini kendine rehber edinmifltir. Bu suretle, inkarc› düflünce
sistemlerinin tüm temel iddialar›n› tek tek çürütmeyi ve dine karfl› yöneltilen itiraz-
lar› tam olarak susturacak "son söz"ü söylemeyi hedeflemektedir. Çok büyük bir
hikmet ve kemal sahibi olan Resulullah'›n mührü, bu son sözü söyleme niyetinin bir
duas› olarak kullan›lm›flt›r.
Yazar›n tüm çal›flmalar›ndaki ortak hedef, Kuran'›n tebli¤ini dünyaya ulaflt›r-
mak, böylelikle insanlar› Allah'›n varl›¤›, birli¤i ve ahiret gibi temel imani konu-
lar üzerinde düflünmeye sevk etmek ve inkarc› sistemlerin çürük temellerini ve
sapk›n uygulamalar›n› gözler önüne sermektir.
Nitekim Harun Yahya'n›n eserleri Hindistan'dan
Amerika'ya, ‹ngiltere'den Endonezya'ya, Polon-
ya'dan Bosna Hersek'e, ‹spanya'dan Brezilya'ya,
Malezya'dan ‹talya'ya, Fransa'dan Bulgaristan'a ve
Rusya'ya kadar dünyan›n daha pek çok ülkesinde
be¤eniyle okunmaktad›r. ‹ngilizce, Frans›zca, Al-
manca, ‹talyanca, ‹spanyolca, Portekizce, Urduca,
Arapça, Arnavutça, Rusça, Boflnakça, Uygurca,
Endonezyaca, Malayca, Bengoli, S›rpça, Bul-
garca, Çince, Kishwahili (Tanzanya'da kul-
lan›l›yor), Hausa (Afrika'da yayg›n ola-
rak kullan›l›yor), Dhivelhi
(Mauritus'ta kulla-
n›l›yor), Dani-
markaca ve ‹sveçce gibi pek çok dile çevrilen eserler, yurt d›fl›nda genifl bir oku-
yucu kitlesi taraf›ndan takip edilmektedir.
Dünyan›n dört bir yan›nda ola¤anüstü takdir toplayan bu eserler pek çok in-
san›n iman etmesine, pek ço¤unun da iman›nda derinleflmesine vesile olmakta-
d›r. Kitaplar› okuyan, inceleyen her kifli, bu eserlerdeki hikmetli, özlü, kolay an-
lafl›l›r ve samimi üslubun, ak›lc› ve ilmi yaklafl›m›n fark›na varmaktad›r. Bu eser-
ler süratli etki etme, kesin netice verme, itiraz edilemezlik, çürütülemezlik özel-
likleri tafl›maktad›r. Bu eserleri okuyan ve üzerinde ciddi biçimde düflünen insan-
lar›n, art›k materyalist felsefeyi, ateizmi ve di¤er sapk›n görüfl ve felsefelerin hiç-
birini samimi olarak savunabilmeleri mümkün de¤ildir. Bundan sonra savunsa-
lar da ancak duygusal bir inatla savunacaklard›r, çünkü fikri dayanaklar› çürü-
tülmüfltür. Ça¤›m›zdaki tüm inkarc› ak›mlar, Harun Yahya külliyat› karfl›s›nda
fikren ma¤lup olmufllard›r.
Kuflkusuz bu özellikler, Kuran'›n hikmet ve anlat›m çarp›c›l›¤›ndan kaynak-
lanmaktad›r. Yazar›n kendisi bu eserlerden dolay› bir övünme içinde de¤ildir,
yaln›zca Allah'›n hidayetine vesile olmaya niyet etmifltir. Ayr›ca bu eserlerin ba-
s›m›nda ve yay›nlanmas›nda herhangi bir maddi kazanç hedeflenmemektedir.
Bu gerçekler göz önünde bulunduruldu¤unda, insanlar›n görmediklerini
görmelerini sa¤layan, hidayetlerine vesile olan bu eserlerin okunmas›n› teflvik
etmenin de, çok önemli bir hizmet oldu¤u ortaya ç›kmaktad›r.
Bu de¤erli eserleri tan›tmak yerine, insanlar›n zihinlerini buland›ran, fikri
karmafla meydana getiren, kuflku ve tereddütleri da¤›tmada, iman› kurtarmada
güçlü ve keskin bir etkisi olmad›¤› genel tecrübe ile sabit olan kitaplar› yaymak
ise, emek ve zaman kayb›na neden olacakt›r. ‹man› kurtarma amac›ndan ziyade,
yazar›n›n edebi gücünü vurgulamaya yönelik eserlerde bu etkinin elde edileme-
yece¤i aç›kt›r. Bu konuda kuflkusu olanlar varsa, Harun Yahya'n›n eserlerinin
tek amac›n›n dinsizli¤i çürütmek ve Kuran ahlak›n› yaymak oldu¤unu, bu hiz-
metteki etki, baflar› ve samimiyetin aç›kça görüldü¤ünü okuyucular›n genel ka-
naatinden anlayabilirler.
Bilinmelidir ki, dünya üzerindeki zulüm ve karmaflalar›n, Müslümanlar›n
çektikleri eziyetlerin temel sebebi dinsizli¤in fikri hakimiyetidir. Bunlardan
kurtulman›n yolu ise, dinsizli¤in fikren ma¤lup edilmesi, iman hakikatlerinin
ortaya konmas› ve Kuran ahlak›n›n, insanlar›n kavray›p yaflayabilecekleri fle-
kilde anlat›lmas›d›r. Dünyan›n günden güne daha fazla içine çekilmek istendi-
¤i zulüm, fesat ve kargafla ortam› dikkate al›nd›¤›nda bu hizmetin elden geldi-
¤ince h›zl› ve etkili bir biçimde yap›lmas› gerekti¤i aç›kt›r. Aksi halde çok geç
kal›nabilir.
Bu önemli hizmette öncü rolü üstlenmifl olan Harun Yahya külliyat›, Allah'›n
izniyle, 21. yüzy›lda dünya insanlar›n› Kuran'da tarif edilen huzur ve bar›fla,
do¤ruluk ve adalete, güzellik ve mutlulu¤a tafl›maya bir vesile olacakt›r.
Bu kitapta kullan›lan ayetler, Ali Bulaç'›n haz›rlad›¤›
"Kur'an-› Kerim ve Türkçe Anlam›" isimli mealden al›nm›flt›r.
Birinci Bask›: A¤ustos 2001
‹kinci Bask›: Kas›m 2002
Üçüncü Bask›: Ekim 2005
ARAfiTIRMAYAYINCILIK
Kartaltepe Mahallesi Belediye Caddesi
Limano¤lu ‹fl Merkezi No: 3/64
Sefaköy/‹stanbul
Bask›: Seçil Ofset
Yüzy›l Mahallesi MAS-S‹T Matbaac›lar Sitesi
4. Cadde No: 77 Ba¤c›lar ‹stanbul
Tel: 0 212 629 06 15
w w w. h a r u n y a h y a . o r g - w w w. h a r u n y a h y a . n e t
Girifl . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .8
Kuran'da K›yamet Alametleri . . . . . . . . . . . . . . .13K›yamet Saati Yak›nd›r . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .14
Kuran Ahlak›n›n Tüm Dünyaya Anlat›lmas› . . . . . . . .16
Elçiler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .18
‹slam Ahlak›n›n Dünyaya Egemen Olmas› . . . . . . . . . . .19
Hz. ‹sa'n›n Yeryüzüne Dönüflü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .22
Ay'›n Yar›lmas› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .28
Hadislerde K›yamet Alametleri . . . . . . . . . . . . . . .32
Savafllar ve Anarfli . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .36
Büyük fiehirlerin Yok Olmas›: Savafllar ve Afetler . . . . .46
Depremler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .51
Fakirlik . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .55
Ahlaki Çöküfl . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .60
Hak Dinin ve Kuran Ahlak›n›n Terk Edilmesi . . . . . . . .65
Sosyal Bozulma . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .74
Bilim ve Teknoloji . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .84
Hz. ‹sa ve Sahte Peygamberler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .97
Alt›nça¤ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .105
Alt›nça¤ Sonras› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .109
Sonuç . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .111
Ek Bölüm: Evrim Yan›lg›s› . . . . . . . . . . . . . . . . . . .114
‹çindekiler
9
arih boyunca pek çok insan da¤lar›n heybetli yap›la-
r›n›, y›ld›zlar›n ve Günefl'in büyüklüklerini kendi il-
kel anlay›fllar›na göre yorumlam›fl; evrenin sonsuza
kadar var olaca¤›n› zannetmifllerdir. Bu inan›fl çok tanr›l› ve mad-
deci Yunan felsefelerinin, Sümer ve M›s›r dinlerinin bel kemi¤ini
oluflturmufltur.
Böyle bir inanca sahip insanlar›n büyük bir yan›lg› içinde ol-
duklar› bizlere Kuran'da bildirilmifltir. Allah'›n Kuran'da verdi¤i
haberlerden biri evrenin yarat›ld›¤› ve bir sonunun oldu¤u gerçe-
¤idir. Tüm insanlar ve canl›lar gibi evrenin de bir ölümü vard›r.
Milyarlarca senedir iflleyen kusursuz düzen herfleyi yaratan Rab-
bimizin eseridir ve bu düzen O'nun emriyle ve O'nun belirledi¤i
bir zamanda görkemli bir flekilde son bulacakt›r.
Kainat›n, mikroorganizmalardan insanlara kadar içindeki
tüm canl›lar, y›ld›zlar ve galaksilerle birlikte ortadan kald›r›laca¤›
zaman ayetlerde "saat" olarak ifade edilir. Bu "saat" herhangi bir
saat de¤ildir; Kuran'da "k›yamet vakti" anlam›nda kullan›lan be-
lirli ve özel bir saattir.
Kuran'da "k›yamet saati"nin gelece¤i haberinin yan› s›ra, o
zaman yaflanacak olaylar da tüm aflamalar›yla ayr›nt›l› olarak tas-
vir edilmifltir: "Gök yar›l›p-parçaland›¤› zaman", "Denizler tu-
tuflturuldu¤u zaman", "Da¤lar kökünden sökülüp savruldu¤u
zaman", "Günefl köreltildi¤i zaman"… ‹nsanlar›n bu dehflet veri-
ci felaket karfl›s›ndaki korkular›, panikleri ve flaflk›nl›klar› da ayet-
lerde detayl› olarak anlat›lm›fl, kaçacak veya saklanacak herhangi
bir yer bulamayacaklar› vurgulanm›flt›r. Bunlardan ç›karaca¤›m›z
sonuç, hiç flüphesiz k›yametin kainat›n tarihinde benzeri yaflan-
mayan çok büyük bir felaket olaca¤›d›r. K›yamet günü hakk›nda-
ki detayl› çal›flmalar›m›z "K›yamet Günü" ve "Ölüm K›yamet Cehen-
Girifl
T
nem" adl› kitaplar›m›zda bulunmaktad›r. Elinizdeki kitap ise k›ya-
metin yaklaflmas›na do¤ru gerçekleflece¤i bildirilen olaylar› konu
almaktad›r.
Öncelikle flunu belirtmeliyiz ki kainat› bekleyen kaç›n›lmaz
sonun, her dönemde merak uyand›ran bir konu oldu¤u ayetler-
den anlafl›lmaktad›r. Ayetlerde, insanlar›n Peygamberimiz (sav)'e
k›yamet saatinin ne zaman gelece¤ini sordu¤unu Allah flöyle bil-
dirmektedir:
Saatin (k›yametin) ne zaman demir ataca¤›n› (gerçekleflece-
¤ini) sorarlar. (Araf Suresi, 187)
"O ne zaman demir atacak?" diye sana k›yamet-saatini soru-
yorlar. (Naziat Suresi, 42)
Peygamberimiz (sav)'e bu soruya "Onun ilmi yaln›zca Rab-
bimin kat›ndad›r." (Araf Suresi, 187) fleklinde cevap vermesini
Allah emretmifl, böylece k›yametin zaman›n› sadece Kendisinin
bildi¤ini ifade etmifltir. Bu ayetten, k›yametin ne zaman gerçekle-
flece¤inin bilgisinin insanlardan sakland›¤› anlafl›lmaktad›r.
Kuflkusuz sonsuz ilim sahibi olan Rabbimizin k›yamet saati-
ni gizli tutmas›n›n hikmetleri vard›r. Örne¤in böylece her yüzy›l-
da yaflayan insanlar›n "k›yamet-saatinden içleri titremekte olan-
lar" (Enbiya Suresi, 49) gibi hareket etmeleri istenmektedir. Yine
insanlar›n, k›yamet gününün azab› ve dehfleti apans›z gelmeden
önce, Allah'›n azametini ve s›n›rs›z kudretini düflünmeleri ve
O'nun d›fl›nda s›¤›n›lacak bir yer olmad›¤›n› anlamalar› istenmek-
tedir. E¤er kainat›n ölüm vakti tam olarak bilinseydi, bu dönem-
den önce yaflayanlar k›yameti derin bir flekilde düflünme gere¤i
hissetmeyecekler, ayetlerde tasvir edilen k›yamet olaylar›na du-
yars›z yaklaflacaklard›.
Ancak belirtmek gerekir ki, k›yamet saati hakk›nda bilgi ve-
K›yamet Alametleri
10
11
ren birçok ayet bulunmaktad›r. Konuyla ilgili di¤er ayetleri incele-
di¤imizde önemli bir gerçekle karfl›lafl›r›z. Kuran'da k›yamet için
bir tarih aç›klanmaz, fakat k›yamet öncesinde ortaya ç›kacak ala-
metler haber verilir. Bir ayette k›yametin birçok iflaretinin bulun-
du¤unu Allah bize flöyle bildirir:
Art›k onlar, k›yamet-saatinin kendilerine apans›z gelme-
sinden baflkas›n› m› gözlüyorlar? ‹flte onun iflaretleri gel-
mifltir. Fakat kendilerine geldikten sonra ö¤üt al›p-düflün-
meleri onlara neyi sa¤lar? (Muhammed Suresi, 18)
Bu ayette, öncelikle, gelece¤i bildirilen k›yametin alametleri-
nin Kuran'da yer ald›¤› anlafl›lmaktad›r. Bu "büyük haber"in ifla-
retlerini anlamak için yapmam›z gereken ayetler üzerinde düflün-
mektir. Aksi takdirde, ayette bildirildi¤i gibi, k›yamet an› geldik-
ten sonra düflünmenin bir faydas› olmayacakt›r.
Peygamberimiz (sav)'in günümüze ulaflan sözlerinin, yani
hadislerinin bir bölümü k›yamet alametleri hakk›ndad›r. Peygam-
berimiz (sav) hadislerinde hem k›yamet iflaretlerini haber vermifl,
hem de k›yametin hemen öncesindeki dönem ile ilgili detayl› aç›k-
lamalarda bulunmufltur. K›yamet alametlerinin ortaya ç›kaca¤› bu
devir ‹slami kaynaklarda "Ahir Zaman" (Son Zaman) fleklinde
isimlendirilmifltir. Ahir Zaman ve k›yamet alametleri konular› ‹s-
lam tarihi boyunca oldukça dikkat çekmifl, ‹slam alimlerinin ve
araflt›rmac›lar›n eserlerine s›k s›k konu olmufltur.
Tüm bilgiler biraraya getirildi¤inde ortaya önemli bir sonuç
ç›kmaktad›r. Ayet ve hadisler Ahir Zaman'›n iki safhal› oldu¤unu
göstermektedir. Birinci devre dünyan›n maddi ve manevi sorun-
larla dolu oldu¤u bir dönem; bunun ard›ndan gelecek ikinci dev-
re ise "Alt›nça¤" olarak adland›r›lan, Kuran ahlak›n›n ve her alan-
da üstün bir refah›n yaflanaca¤› bir ça¤d›r. Dünyan›n, Alt›nça¤'›n
Girifl
sona ermesiyle birlikte çok h›zl› bir sosyal çöküfl içine girmesiyle
de k›yamet saatinin gelifli beklenmektedir.
Okudu¤unuz kitab›n amac› da k›yamet alametlerini ayet ve
hadisler do¤rultusunda incelemek; bu iflaretlerin birbiri ard›nca,
birebir tasvir edildi¤i flekilde, içinde yaflad›¤›m›z ça¤da ortaya ç›k-
maya bafllad›¤›n› gözler önüne sermektir. On dört as›r öncesinden
bildirilen alametlerin ç›k›fl›, inananlar›n Allah'a olan iman ve ba¤-
l›l›klar›n› art›ran son derece büyük olaylard›r. ‹lerleyen sayfalarda-
ki çal›flmam›z da Rabbimizin "Ve de ki: Allah'a hamdolsun. O si-
ze ayetlerini gösterecektir, siz de onlar› bilip tan›yacaks›n›z."
(Neml Suresi, 93) vaadi do¤rultusunda haz›rlanm›flt›r.
Özellikle belirtmek istedi¤imiz önemli bir husus da fludur ki,
herfleyin en do¤rusunu Allah bilir. Her konuda oldu¤u gibi k›ya-
met hakk›nda da O'nun bize ö¤retti¤inden baflka hiçbir bilgimiz
yoktur.
K›yamet Alametleri
12
1. Bölüm
K›yamet Saati Yak›nd›r‹nsanlar›n büyük bir bölümü k›yamet günü hakk›nda bilgi
sahibidir. Hemen hemen herkes k›yamet saatinin dehfletinden az
veya çok haberdard›r. Buna ra¤men, insanlar›n böylesine hayati
bir konuda gösterdikleri ortak bir tepki vard›r; k›yamet üzerine
düflünmek veya konuflmak istemezler. K›yamet saati geldi¤inde
yaflanacak korkuyu ak›llar›na getirmemek için yo¤un bir çaba sarf
ederler. Gazetede okuduklar› bir afet haberinin veya bir felaketi
gösteren bir filmin kendilerine k›yameti hat›rlatmas›na dahi ta-
hammül edemezler. Bu günün mutlaka karfl›lafl›lacak olan büyük
bir gerçek oldu¤unu düflünmekten kaç›n›rlar. Bu konudan bahse-
den kiflileri dinlemek, bu büyük günü anlatan yaz›lar› okumak is-
temezler. Bunlar, k›yamet düflüncesinin neden oldu¤u korkudan
kaçmak amac›yla gelifltirdikleri yöntemlerden baz›lar›d›r.
Ço¤u insan da k›yamet saatinin gerçekleflece¤ine ciddi an-
lamda ihtimal vermez. Bunun bir örne¤ini Kehf Suresi'nde anlat›-
lan zengin ba¤ sahibinin ifadelerinde de görmekteyiz:
K›yamet-saatinin kopaca¤›n› da sanm›yorum. Buna ra¤men
Rabbime döndürülecek olursam, flüphesiz bundan daha
hay›rl› bir sonuç bulaca¤›m. (Kehf Suresi, 36)
Bu ifadelerde Allah'a inand›¤›n› söyleyen, fakat k›yamet ger-
çe¤ini düflünmeyen, üstelik ayetlere z›t iddialar ileri sürenlerin
gerçek zihniyetleri gözler önüne serilmektedir.
Baflka bir ayette de k›yamet saati ile ilgili olarak kuflkuya ka-
p›lan, flüpheye düflen inkarc›lardan Allah flöyle söz eder:
"Gerçekten Allah'›n vaadi hakt›r, k›yamet-saatinde hiçbir
kuflku yoktur." denildi¤i zaman siz: "k›yamet-saati de ney-
mifl, biz bilmiyoruz; biz yaln›zca bir zanda (ve tahmin) bu-
K›yamet Alametleri
14
15
lunup zannediyoruz; biz kesin bir bilgiyle inanmakta olan-
lar de¤iliz." demifltiniz. (Casiye Suresi, 32)
Bir k›s›m insanlar da k›yamet saatini bütünüyle inkar ederler.
Böyle bir tav›r gösterenleri ise Allah Kuran'da flöyle bildirmifltir:
Hay›r, onlar k›yamet-saatini yalanlad›lar; Biz k›yamet-sa-
atini yalan sayanlara ç›lg›nca yanan bir atefl haz›rlad›k.
(Furkan Suresi, 11)
Gerçe¤i ö¤renmek amac›yla, bizlere yol gösterecek kayna¤›-
m›z olan Kuran'a bakt›¤›m›zda apaç›k bir gerçekle karfl›lafl›r›z. K›-
yamet hakk›nda kendini kand›ran insanlar büyük bir hata yap-
maktad›rlar. Çünkü Allah ayetlerinde, k›yamet saatinin yak›n ol-
du¤unu ve bu konuda hiçbir flüpheye yer olmad›¤›n› haber ver-
mektedir:
Gerçek flu ki k›yamet-saati yaklaflarak gelmektedir, onda
flüphe yoktur... (Hac Suresi, 7)
Biz gökleri, yeri ve her ikisinin aras›ndakileri hakk›n d›fl›n-
da (herhangi bir amaçla) yaratmad›k. Hiç flüphesiz o k›ya-
met-saati de yaklaflarak-gelmektedir... (Hicr Suresi, 85)
fiüphesiz k›yamet-saati yaklaflarak gelmektedir, bunda hiç-
bir kuflku yok... (Mümin Suresi, 59)
Kuran'›n k›yamet ile ilgili mesaj›n›n üzerinden 1400 sene ka-
dar uzun süre geçti¤ini, bu sürenin de bir insan›n hayat›na k›yas-
la uzun oldu¤unu düflünenler olabilir. Ancak burada söz konusu
olan, Dünya'n›n, Günefl'in, y›ld›zlar›n, k›sacas› tüm kainat›n sonu-
dur. Evrenin milyarlarca senelik geçmifli göz önüne al›nd›¤›nda,
on dört yüzy›ll›k bir zaman diliminin çok k›sa oldu¤u kesindir.
Yak›n tarihimizin büyük ‹slam alimi Bediüzzaman Said Nursi
de benzer bir soruya hikmetli bir teflbih ile flöyle cevap vermifltir:
Kuran'da K›yamet Alametleri
Kuran, "k›yamet yak›nd›r" ferman ediyor. Bu kadar sene geç-
tikten sonra gelmemesi, yak›nl›¤›na zarar vermez. Zira k›ya-
met dünyan›n ecelidir. Dünyan›n ömrüne nispeten bin veya
iki bin sene, bir seneye nispetle bir iki gün veya bir iki daki-
ka gibidir. K›yamet saati yaln›z insaniyetin eceli de¤il ki onun
ömrüne nispet edilip uzak görülsün.1
Kuran Ahlak›n›n Tüm Dünyaya Anlat›lmas›
Kuran ayetlerinde, "Allah'›n sünneti" fleklinde bir ifade ile kar-
fl›lafl›r›z. Bu ifade Kuran'da "Allah'›n kanunlar›" anlam›nda kulla-
n›lmaktad›r. Ayetlerde, bu kanunlar›n daima geçerlili¤ini korudu-
¤u haber verilmifltir. Bu konudaki bir ayette Allah flöyle buyurur:
(Bu,) Daha önceden gelip-geçenler hakk›nda (uygulanan)
Allah'›n sünnetidir. Allah'›n sünnetinde kesin olarak bir
de¤ifliklik bulamazs›n. (Ahzab Suresi, 62)
‹flte de¤iflmeyen bu ‹lahi kurallardan birisi toplumlar›n helak
edilmeden önce peygamberler kanal›yla, kutsal bir kitap gönderi-
lerek uyar›lmas›d›r. Bu gerçe¤i bildiren bir ayet flöyledir:
Biz, kendisi için bilinen (takdir edilmifl) bir Kitap olmaks›-
z›n hiçbir ülkeyi y›k›ma u¤ratmad›k. (Hicr Suresi, 4)
Tarih boyunca Allah, y›k›ma u¤rayan her topluma önce, on-
lar› do¤ru yola davet eden bir kitap indirmifltir. Buna ra¤men is-
yan ve azg›nl›¤a devam edenler, kendileri için belirlenmifl sürele-
ri doldu¤unda helak edilmifl, gelecek nesiller için ibret konusu ol-
mufllard›r. Allah'›n bu kanununu düflündü¤ümüzde baz› önemli
s›rlar ortaya ç›kmaktad›r.
K›yamet Alametleri
16
17
K›yamet, dünya üzerindeki tüm toplumlar›n bafl›na gelecek
son felakettir. Kuran insanlar›n ö¤üt al›p düflünmesi için indirilen
‹lahi kitaplar›n sonuncusudur ve k›yamete kadar tek yol gösterici
olarak kalacakt›r. Ayetlerdeki ifadeyle; "...O (Kuran) alemlere bir
ö¤üt ve hat›rlatmadan baflkas› de¤ildir." (Enam Suresi, 90) Ku-
ran'›n sadece belirli bir zamana ve mekana hitap etti¤ini zanneden
insanlar ise derin bir gaflet içindedir, çünkü Kuran, tüm "alemler"
için ortak bir ça¤r›d›r.
Peygamberimiz (sav) döneminden beri Kuran hakikatleri
tüm dünyaya tebli¤ edilmektedir. Özellikle içinde yaflad›¤›m›z ça¤
tarihte benzeri görülmedik teknolojik geliflmeler sayesinde, Ku-
ran'›n emirlerinin tüm insanl›¤a duyurulabildi¤i bir dönemdir.
Bugün bilim, e¤itim, ulafl›m ve iletiflim alanlar›ndaki geliflmeler en
uç noktaya varmak üzeredir. Özellikle bilgisayar ve internet tek-
nolojileri sayesinde dünyan›n dört bir yan›ndaki insanlar saniye-
ler içinde birbirleriyle konuflabilmekte, bilgilerini paylaflabilmekte
ve iletiflim kurabilmektedir. Bilim ve teknoloji devrimi tüm dünya
ülkelerini birlefltirmekte; "küreselleflme", "dünya vatandafll›¤›" gi-
bi ifadeleri söz da¤arc›¤›m›za kazand›rmaktad›r. K›sacas› tüm
dünyadaki insanlar› birbirinden ay›ran bütün engeller h›zla orta-
dan kalkmaktad›r.
Bu gerçekler ›fl›¤›nda rahatl›kla flunu söylemek mümkündür:
Yaflad›¤›m›z "Bilgi Ça¤›"nda Allah, her türlü teknolojik geliflmeyi
hizmetimize vermifltir. Müslümanlar›n üzerine düflen sorumluluk
da, Allah'›n sundu¤u bu imkanlar› en güzel ve faydal› flekilde kul-
lanmak, dünyan›n ayak bas›lan her noktas›nda insanlar› Kuran
ahlak›na davet etmektir.
Kuran'da K›yamet Alametleri
ElçilerAllah'›n kainat›n yarat›l›fl›ndan günümüze kadar var olan de-
¤iflmeyen kanunlar›ndan önceki bölümde bahsetmifltik. Bu ‹lahi
kanunlardan birisi de elçi gönderilmeyen topluma Allah kat›ndan
bir azap gelmemesidir. Allah bu vaadini afla¤›daki ayetlerde flöyle
haber vermektedir:
Senin Rabbin, 'ana yerleflim merkezlerine' onlara ayetleri-
mizi okuyan bir elçi göndermedikçe flehirleri y›k›ma u¤ra-
t›c› de¤ildir. Ve Biz, halk› zulmeden flehirlerden baflkas›n›
da y›k›ma u¤rat›c› de¤iliz. (Kasas Suresi, 59)
...Biz bir elçi gönderinceye kadar (hiçbir topluma) azap ede-
cek de¤iliz. (‹sra Suresi, 15)
Kendisi için bir uyar›c› olmaks›z›n, Biz hiçbir ülkeyi y›k›-
ma u¤ratm›fl de¤iliz. (Onlara) Hat›rlatma (yap›lm›flt›r). Biz
zulmedici de¤iliz. (fiuara Suresi, 208-209)
Ayetlerde bildirildi¤i gibi, Allah toplumlar›n merkezi yerle-
flim birimlerine uyar›c›-korkutucu olarak elçilerini gönderir. Bu el-
çiler de insanlara Allah'›n emirlerini bildirirler. Ancak inkarc› top-
lumlar her dönemde kendilerini uyaran elçileri alayla karfl›lar, ya-
lanc›l›k, ç›karc›l›k, delilik gibi çeflitli iftiralarla onlar› suçlarlar. Ah-
laks›zl›k ve azg›nl›klar›na devam eden bu toplumlar› Allah hiç
beklemedikleri bir anda büyük bir felaket ile helak etmektedir.
Nuh, Lut, Ad, Semud halklar›n›n ve Kuran'da bahsi geçen di¤er
kavimlerin ibret verici y›k›mlar› söz konusu helaka birer örnektir.
Allah bize Kuran'da elçilerini flu sebeplerle gönderdi¤ini be-
lirtmifltir: Toplumu müjdelemek, insanlara sapk›n inançlar›n› b›ra-
k›p Allah'›n dinini ve güzel ahlak› yaflamalar› için önemli bir f›rsat
tan›mak, elçilerin davetinden sonra insanlar›n k›yamet günü ileri
K›yamet Alametleri
18
19
sürecek mazeret ve bahanelerinin kalmamas› için onlar› uyarmak;
‹flte bu amaçlar› Allah bir ayette flöyle haber verir:
Elçiler, müjdeciler ve uyar›c›lar olarak (gönderildi). Öyle
ki, elçilerden sonra insanlar›n Allah'a karfl› (savunacak) de-
lilleri olmas›n... (Nisa Suresi, 165)
Ahzab Suresi'nin 40. ayetinde haber verildi¤i gibi, Peygambe-
rimiz (sav) son peygamberdir. Hz. Muhammed (sav), "...Allah'›n
Resulü (elçisi) ve peygamberlerin (nebilerin) sonuncusudur."
(Ahzap Suresi, 40) Baflka bir ifadeyle, Hz. Muhammed (sav) ile
Allah'›n insanl›¤a gönderdi¤i vahiyler tamamlanm›flt›r. Buna kar-
fl›n Peygamberimiz (sav)'in tebli¤ etti¤i Kuran'›n anlat›lmas› ve
hat›rlat›lmas› anlam›ndaki sorumluluk, k›yamete kadar tüm Müs-
lümanlar için sürmektedir.
‹slam Ahlak›n›n Dünyaya Egemen Olmas›
Kuran'da s›k s›k vurgulanan hususlardan biri azg›nl›klar› ve
isyanlar› nedeniyle Allah'›n helak etti¤i kavimler ve bunlardan ç›-
kar›lmas› gereken ibretlerdir. Sözü edilen geçmifl toplumlar ile gü-
nümüz toplumlar› aras›nda büyük benzerlikler oldu¤u tart›flma
götürmez bir gerçektir. Hatta günümüzde, cinsel sapk›nl›klar›yla
tan›nan Lut kavmi, doland›r›c› ve sahtekar Medyen halk›, alayc›
ve kendini be¤enmifl Nuh kavmi, isyankar ve azg›n Semud halk›,
nankör ‹rem halk› ve helak edilen di¤er toplumlar›n tutumlar›n›
bile aflm›fl flekilde hayat sürdüren insanlar yaflamaktad›r. Aç›kt›r
ki, tüm bu ahlaki dejenerasyonun arkas›nda insan›n Allah'› ve ya-
rat›l›fl amac›n› unutmas› yatmaktad›r.
‹çinde bulundu¤umuz dönemdeki cinayet, sosyal adaletsizlik,
Kuran'da K›yamet Alametleri
doland›r›c›l›k ve h›rs›zl›k vakalar›, ahlaki yozlaflma gibi olumsuz-
luklar insanlar›n bir k›sm›n› umutsuzlu¤a düflürmektedir. Ancak
unutulmamal›d›r ki, Allah Kuran'da "rahmetinden umut kesilme-
mesini" emretmifltir. Ümitsizlik, y›lg›nl›k müminlere özgü özellik-
ler de¤ildir. Allah, flirk koflmadan kat›ks›z olarak Kendisine kulluk
eden, O'nun r›zas›n› kazanmaya yönelik hay›rl› ifller yapan mü-
minleri "güç ve iktidar sahibi" yapaca¤›n› müjdelemektedir:
Allah içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunan-
lara vaat etmifltir. Hiç flüphesiz onlardan öncekileri nas›l
'güç ve iktidar sahibi' k›ld›ysa, onlar› da yeryüzünde 'güç
ve iktidar sahibi' k›lacak; kendileri için seçip be¤endi¤i
dinlerini kendilerine yerleflik k›l›p sa¤lamlaflt›racak ve on-
lar› korkular›ndan sonra güvenli¤e çevirecektir. Onlar yal-
n›zca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir fleyi ortak koflmaz-
lar. Kim bundan sonra inkar ederse, iflte onlar fas›kt›r. (Nur
Suresi, 55)
Hak dini içtenlikle yaflayan salih kullar›n yeryüzüne mirasç›
k›l›nmas›n›n ‹lahi bir kanun oldu¤unu Allah flöyle bildirir:
Andolsun, Biz Zikir'den sonra Zebur'da da "fiüphesiz Arz'a
salih kullar›m varis olacakt›r" diye yazd›k. (Enbiya Suresi,
105)
"Ve onlardan sonra sizi o arza mutlaka yerlefltirece¤iz. ‹flte
bu, makam›mdan korkana ve tehdidimden korkana ait (bir
ayr›cal›kt›r)." (‹brahim Suresi, 14)
Andolsun, sizden önceki nesilleri, resulleri kendilerine
apaç›k deliller getirdi¤i halde, zulmettikleri ve iman etme-
yecek olduklar› için y›k›ma u¤ratt›k. ‹flte Biz, suçlu-günah-
kar olan bir toplulu¤u böyle cezaland›r›r›z. Sonra, nas›l ya-
K›yamet Alametleri
20
21
p›p-davranacaks›n›z diye gözlemek için, onlar›n ard›ndan
sizi yeryüzünde halifeler k›ld›k. (Yunus Suresi, 13-14)
Musa kavmine: "Allah'tan yard›m dileyin ve sabredin. Ger-
çek flu ki arz Allah'›nd›r; ona kullar›ndan diledi¤ini miras-
ç› k›lar. En güzel sonuç muttakiler içindir." dedi. Dediler ki:
"Sen bize gelmeden önce de geldikten sonra da eziyete u¤-
rat›ld›k." (Musa) "Umulur ki Rabbiniz düflman›n›z› helak
edecek ve sizleri yeryüzünde halifeler (egemenler) k›lacak,
böylece nas›l davranaca¤›n›z› gözleyecek." dedi. (Araf Su-
resi, 128-129)
Allah yazm›flt›r: "Andolsun, Ben galip gelece¤im ve elçile-
rim de." Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü
ve üstün oland›r. (Mücadele Suresi, 21)
Yukar›daki ayetlerde verilen müjde ile birlikte Allah, mümin-
lere çok önemli bir vaatte daha bulunmaktad›r. ‹slam dini bütün
dinlere üstün k›l›nmak için insanl›¤a gönderilmifltir. Allah Ku-
ran'da flöyle buyurmaktad›r:
A¤›zlar›yla Allah'›n nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa ka-
firler istemese de Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan
baflkas›n› istemiyor. Müflrikler istemese de O dini (‹slam'›)
bütün dinlere üstün k›lmak için elçisini hidayetle ve hak
dinle gönderen O'dur. (Tevbe Suresi, 32-33)
Onlar, Allah'›n nurunu a¤›zlar›yla söndürmek istiyorlar.
Oysa Allah, Kendi nurunu tamamlay›c›d›r; kafirler hofl
görmese bile. Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen
O'dur. Öyle ki onu (hak din olan ‹slam'›) bütün dinlere
karfl› üstün k›lacakt›r; müflrikler hofl görmese bile. (Saf Su-
resi, 8-9)
Kuran'da K›yamet Alametleri
Hiç kuflkusuz Allah, vaadinin gerçekleflece¤inde flüphe ol-
mayan ve vaadinden dönmeyendir. Sapk›n felsefeleri, çarp›k ide-
olojileri ve bat›l din anlay›fllar›n› ortadan kald›racak, insanlar› ka-
ranl›klardan ayd›nl›¤a ç›karacak olan güzel ahlak ‹slam ahlak›d›r.
Yukar›daki ayetlerde vurguland›¤› gibi, inkarc›lar›n ve müflrikle-
rin bu büyük olay› engelleyebilmesi ise söz konusu de¤ildir. (Bu
konudaki kapsaml› çal›flmam›z› "Alt›nça¤" isimli kitab›m›zda bu-
labilirsiniz.)
‹slam ahlak›n›n tam anlam›yla yaflanaca¤› bu dönem sevgi-
nin, fedakarl›¤›n, yard›mlaflman›n, dürüstlü¤ün, sosyal adaletin,
güven ve huzurun hakim olaca¤› bir zaman olacakt›r. Cennet ben-
zeri özellikleri nedeniyle Alt›nça¤ olarak adland›r›lan böyle bir
dönem bugüne kadar yaflanmam›flt›r. Bu kutlu dönem k›yamet
öncesinde yaflanacakt›r; flu an Allah'›n takdir etti¤i zaman› bekle-
mektedir.
Hz. ‹sa'n›n Yeryüzüne DönüflüHz. ‹sa, Allah'›n seçkin k›ld›¤› bir peygamberdir; dünya tari-
hinde hakk›nda en çok konuflulan elçilerden de birisidir. Allah'a
flükürler olsun ki konuflulanlardan neyin do¤ru neyin yanl›fl oldu-
¤unu seçmemize yarayacak bir kaynak elimizde bulunmaktad›r, o
da Allah'›n korumas› alt›nda bulunan tek ‹lahi kitap olan Ku-
ran'd›r.
‹sa Peygamber ile ilgili gerçek bilgilere ulaflmak için Kuran'a
baflvurdu¤umuzda flunlar› görürüz:
� Hz. ‹sa Allah'›n elçisi ve kelimesidir. (Nisa Suresi, 171)
� Allah kendisine "‹sa Mesih" ismini vermifltir. (Al-i ‹mran
Suresi, 45)
� ‹nsanl›¤a bir ayet, bir iflaret k›l›nm›flt›r. (Enbiya Suresi, 91)
K›yamet Alametleri
22
23
� Hz. ‹sa daha beflikteyken insanlarla konuflmufl (Al-i ‹mran
Suresi, 46), birçok mucize göstermifltir. Bir baflka mucizesi, yetifl-
kinli¤inde yeryüzüne geri dönmesi ve insanlarla konuflmas›d›r.
(Al-i ‹mran Suresi, 49; Maide Suresi, 110)
� ‹sa Peygamber ‹ncil'i tebli¤ etmifltir. (Hadid Suresi, 27)
� Onu tanr›laflt›ranlar do¤ru yoldan sapm›fl, küfre düflmüfl-
lerdir. (Maide Suresi, 72)
� ‹nkarc›lar onu öldürmek için tuzak kurmufllard›r, ama
Allah bu tuza¤› bozmufltur. (Al-i ‹mran Suresi, 54)
Allah, inkarc›lar›n Hz. ‹sa'y› öldürmelerine izin vermemifl,
onu Kendi kat›na yükseltmifltir. Ve tekrar yeryüzüne dönece¤ini
insanlara müjdelemifltir. Hz. ‹sa'n›n yeryüzüne dönüflü ile ilgili
olarak da Kuran'da flu haberler verilir:
� ‹sa Peygamberi öldürmek için tuzak kuran inkarc›lar›n
onu kesinlikle öldüremediklerini Allah flöyle haber verir:
Ve : "Biz, Allah'›n Resulü Meryem o¤lu Mesih ‹sa'y› gerçek-
ten öldürdük" demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza
verdik) Oysa onu öldürmediler ve onu asmad›lar. Ama on-
lara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakk›nda
anlaflmazl›¤a düflenler, kesin bir flüphe içindedirler. Onla-
r›n bir zanna uymaktan baflka buna iliflkin hiçbir bilgileri
yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler. (Nisa Suresi, 157)
� Hz. ‹sa'n›n ölmedi¤i insanlar›n yaflad›¤› boyuttan al›na-
rak, Allah kat›na yükseltildi¤ini haber veren ayet flöyledir:
Hay›r; Allah onu Kendine yükseltti. Allah üstün ve güçlü-
dür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nisa Suresi, 158)
�Al-i ‹mran Suresi'nin 55. ayetinde, Hz. ‹sa'ya uyanlar›n k›-
yamete kadar inkara sapanlar›n üstüne geçirilece¤i haber veril-
mektedir. Günümüzden 2000 y›l kadar önce Hz. ‹sa'ya tabi olan
Kuran'da K›yamet Alametleri
havarilerin hiçbir siyasi güce sahip olmad›klar› tarihi bir gerçektir.
Bu dönem ile günümüz aras›nda yaflayan ve kendilerini H›risti-
yan olarak adland›ranlar›n ise baflta teslis (üçleme) olmak üzere
pek çok sapk›n inanc› savunduklar›, dolay›s›yla gerçek anlamda
‹sevi olarak tabir edilemeyecekleri de aç›kt›r. Çünkü Kuran'›n bir-
çok ayetinde teslise inananlar›n inkara sapt›klar› ifade edilir. O
halde k›yamet saati öncesindeki bir dönemde, inkarc›lara üstün
gelecek gerçek ‹seviler ortaya ç›kacak Al-i ‹mran Suresi'ndeki ‹la-
hi vaat de böylece tecelli edecektir. Kuflkusuz müjdelenmifl bu top-
luluk, Hz. ‹sa'n›n yeryüzüne dönüflüyle kendini gösterecektir.
� Kuran'da verilen bir di¤er bilgi de Hz. ‹sa'n›n Allah'›n ka-
t›na al›nmas›ndan önce tüm Ehli Kitap'›n kendisine iman edece¤i
fleklindedir:
Andolsun, Kitap Ehlinden, ölmeden önce ona (Hz. ‹sa'ya)
inanmayacak kimse yoktur. K›yamet günü, o (Hz. ‹sa) da on-
lar›n aleyhine flahit olacakt›r. (Nisa Suresi, 159)
Bu ayetten aç›kça anlafl›lmaktad›r ki, Hz. ‹sa ile ilgili olarak
henüz gerçekleflmemifl olan üç ‹lahi vaat vard›r. ‹lk olarak, ‹sa Pey-
gamberin her insan gibi yaflad›ktan sonra ölece¤i bildirilmektedir.
‹kinci vaat, tüm Ehli Kitap'›n onu cismani olarak görece¤i ve ona
yaflarken itaat edece¤idir. fiüphesiz söz konusu bu iki haber de Hz.
‹sa'n›n k›yamet öncesindeki geliflinde gerçekleflecek olaylard›r.
Ayetteki üçüncü haber olan Hz. ‹sa'n›n Ehli Kitap hakk›ndaki fla-
hitli¤i de k›yamet gününde gerçekleflecektir.
� Kuran'da Hz. ‹sa'n›n Allah kat›na al›nmas›n› aç›klayan bir
di¤er ayet ise Meryem Suresi'nde geçmektedir.
"Selam üzerimedir; do¤du¤um gün, ölece¤im gün ve diri
olarak yeniden-kald›r›laca¤›m gün de." (Meryem Suresi, 33)
Bu ayet Al-i ‹mran Suresi'nin 55. ayetiyle birlikte incelendi-
K›yamet Alametleri
24
25
¤inde çok önemli bir gerçe¤e iflaret etmektedir. Al-i ‹mran Sure-
si'ndeki ayette Hz. ‹sa'n›n Allah kat›na yükseltildi¤i ifade edil-
mektedir. Bu ayette ölme ya da öldürülme ile ilgili bir bilgi veril-
memektedir. Ancak Meryem Suresi'nin 33. ayetinde Hz. ‹sa'n›n
ölece¤i günden bahsedilmektedir. Bu ikinci ölüm ise ancak Hz.
‹sa'n›n ikinci kez dünyaya gelifli ve bir süre yaflad›ktan sonra, ve-
fat etmesiyle mümkün olabilir. (En do¤rusunu Allah bilir)
�Hz. ‹sa'n›n yeryüzüne dönüflüne iflaret eden bir di¤er ayet
flöyledir:
Ona (Hz. ‹sa'ya) kitab›, hikmeti, Tevrat'› ve ‹ncil'i ö¤rete-
cek. (Al-i ‹mran Suresi, 48)
Bu ayette geçen "kitap" kelimesinin neyi ifade etti¤ini anla-
mak için konuyla ilgili di¤er Kuran ayetlerine bakt›¤›m›zda flunu
görürüz: Tevrat ve ‹ncil ile birlikte ayn› ayette kullan›lmas› halin-
de kitap, Kuran anlam›n› ifade etmektedir; Al-i ‹mran Suresi'nin 3.
ayeti buna bir örnek olarak verilebilir. Bu durumda, 48. ayetteki
Hz. ‹sa'n›n ö¤renece¤i bildirilen kitap da ancak Kuran olabilir. ‹sa
Peygamberin bundan yaklafl›k 2000 sene önceki yaflam›nda, Tev-
rat ve ‹ncil üzerine bilgi sahibi oldu¤u bilinmektedir. Kuran'› ö¤-
renmesinin ise yeryüzüne yeniden geliflinde gerçekleflece¤i aç›kt›r.
� Al-i ‹mran Suresi'nin 59. ayetindeki "flüphesiz, Allah ka-
t›nda ‹sa'n›n durumu, Adem'in durumu gibidir" ifadesi de olduk-
ça dikkat çekicidir. Bu ayette iki peygamber aras›ndaki baz› ben-
zerliklere dikkat çekilmifl olabilir. Bilindi¤i gibi, hem Hz. Adem
hem de Hz. ‹sa babas›zd›r. Ayr›ca yukar›daki ayette, Hz. Adem'in
cennetten yeryüzüne indirilmesi Hz. ‹sa'n›n Ahir Zaman'da Allah
kat›ndan yeryüzüne indirilmesine de benzetilmifl olabilir.
� Kuran'da Hz. ‹sa ile ilgili flöyle bir bilgi de verilmektedir:
fiüphesiz o (Hz. ‹sa) k›yamet-saati için bir ilimdir. Öyleyse
Kuran'da K›yamet Alametleri
ondan (k›yametten) yana hiçbir kuflkuya kap›lmay›n ve ba-
na uyun. Dosdo¤ru yol budur. (Zuhruf Suresi, 61)
Hz. ‹sa'n›n Kuran'›n indiriliflinden alt› yüzy›l önce yaflad›¤›n›
biliyoruz. O halde yukar›daki ayette bildirilen, onun ilk hayat›n›n
de¤il Ahir Zaman'daki dönüflünün k›yamet için bir bilgi kayna¤›
olaca¤›d›r. Hz. ‹sa'n›n ikinci gelifli hem H›ristiyan hem de ‹slam
dünyas›nda sab›rs›zl›kla beklenmektedir. Bu kutlu misafirin yer-
yüzünü flereflendirmesiyle de çok önemli bir k›yamet alameti da-
ha tecelli etmifl olacakt›r.
� Hz. ‹sa'n›n tekrar dünyaya gelece¤i ile ilgili bir baflka de-
lil ise Maide Suresi 110. ayette ve Al-i ‹mran Suresi 46. ayette ge-
çen "kehlen" kelimesidir. Ayetlerde Allah flu flekilde buyurur:
Allah flöyle diyecek: "Ey Meryemo¤lu ‹sa, sana ve annene
olan nimetimi hat›rla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekle-
dim, beflikte iken de, yetiflkin (kehlen) iken de insanlarla
konufluyordun…" (Maide Suresi, 110)
"Beflikte de, yetiflkinli¤inde (kehlen) de insanlarla konufla-
cakt›r. Ve O salihlerdendir." (Al-i ‹mran Suresi, 46)
Bu kelime Kuran'da sadece yukar›daki iki ayette ve sadece Hz.
‹sa için kullan›lmaktad›r. Hz. ‹sa'n›n yetiflkin halini ifade etmek için
kullan›lan "kehlen" kelimesinin anlam› "otuz ile elli yafllar› aras›nda,
gençlik devresini bitirip ihtiyarl›¤a ayak basan, yafl› kemale ermifl
kimse" fleklindedir. Bu kelime ‹slam alimleri aras›nda ittifakla "35
yafl sonras› döneme iflaret ediyor" fleklinde çevrilmektedir.
Hz. ‹sa'n›n genç bir yafl olan otuz yafl›n›n bafllar›nda gö¤e
yükseldi¤ini, yeryüzüne indikten sonra k›rk y›l kalaca¤›n› ifade
eden ve ‹bn Abbas'tan rivayet edilen hadise dayanan ‹slam alimle-
ri, Hz. ‹sa'n›n yafll›l›k döneminin, tekrar dünyaya geliflinden sonra
K›yamet Alametleri
26
27
olaca¤›n›, dolay›s›yla bu ayetin, Hz. ‹sa'n›n nüzulüne (yeniden
yeryüzüne gelifline) dair bir delil oldu¤unu söylemektedirler. (Fas-
lu'l-Makal fi Ref'I ‹sa Hayyen ve Nüzulihi ve Katlihi'd-Deccal, s. 20)
Kuran ayetlerine bak›ld›¤›nda bu ifadenin bir tek Hz. ‹sa için
kullan›ld›¤›n› görürüz. Tüm peygamberler insanlarla konuflup, on-
lar› dine davet etmifllerdir. Hepsi de yetiflkin olduklar› dönemde
tebli¤ görevini yerine getirmifllerdir. Ancak Kuran'da hiçbir pey-
gamber için bu flekilde bir ifade kullan›lmam›flt›r. Bu ifade sadece
Hz. ‹sa için ve mucizevi bir durumu ifade etmek amac›yla kullan›l-
m›flt›r. Çünkü ayetlerde birbiri ard›ndan gelen "beflikte" ve "yetifl-
kin iken" kelimeleri iki büyük mucizevi zamana dikkat çeker.
Hz. ‹sa'n›n beflikteyken konuflmas› bir mucizedir. Bu görül-
müfl bir olay de¤ildir ve ayetlerde bu mucizevi olay birçok kez an-
lat›lmaktad›r. Bu kelimenin hemen ard›ndan gelen "yetiflkin iken
de insanlarla konuflmas›" fleklindeki ifadenin de bir mucize oldu-
¤u anlafl›lmaktad›r. E¤er "yetiflkin iken" ifadesi, Hz. ‹sa'n›n Allah
kat›na al›nmadan önceki hayat›na iflaret ediyor olsayd›, o zaman
Hz. ‹sa'n›n konufluyor olmas› bir mucize olmayacakt›. Bir mucize
olmad›¤› için de beflikteyken konuflmas›n›n ard›ndan ve bu muci-
zevi durumla eflde¤er bir anlamda kullan›lmazd›. O zaman "beflik-
ten yetiflkin oluncaya kadar" fleklinde bir ifade kullan›l›rd› ki, bu
da, Hz. ‹sa'n›n beflikte konuflmaya bafllamas›ndan gö¤e yükseltil-
mesine kadar süren tebli¤ini anlatm›fl olurdu. Ancak ayette iki bü-
yük mucizevi zamana dikkat çekilmektedir. Bunlardan birincisi
beflikteyken konuflmas›, ikincisi ise yetiflkin iken konuflmas›d›r.
Dolay›s›yla mucizevi bir döneme iflaret eden "yetiflkin iken" ifade-
si, Hz. ‹sa'n›n mucizevi bir flekilde tekrar yeryüzüne döndükten
sonraki dönemde, yetiflkin iken insanlarla konuflmas›d›r. (En do¤-
rusunu Allah bilir)
Kuran'da K›yamet Alametleri
Hz. ‹sa'n›n yeryüzüne ikinci kez gelifli hakk›ndaki bilgiler Pey-
gamber Efendimizin hadislerinde de mevcuttur. Peygamberimiz
(sav)'in birçok hadisinde bu müjdenin yan› s›ra Hz. ‹sa'n›n dünyada
yapacaklar› ile ilgili haberler de bulunmaktad›r. Bu konu hadisler
do¤rultusunda, elinizdeki kitab›n "Hz. ‹sa ve Sahte Peygamberler"
bölümünde incelenmektedir. (Daha genifl bilgi edinmek isteyenler
"Hz. ‹sa Gelecek" isimli kitab›m›zdan faydalanabilir.)
Burada önemli bir konuyu daha hat›rlatmakta yarar vard›r: Hz.
Muhammed (sav) Allah'›n insanlara gönderdi¤i son peygamberdir.
Allah Peygamberimiz (sav)'e Kuran'› vahyetmifl ve k›yamete kadar
tüm insanlar› Kuran'a uymaktan sorumlu tutmufltur. Hz. ‹sa da Ahir
Zaman'da bir mucize olarak dünyaya gelecek, ancak Peygamberi-
miz (sav)'in de bildirdi¤i gibi, yeni bir din getirmeyecektir. Peygam-
berimiz (sav) taraf›ndan insanl›¤a ö¤retilen hak din Kuran'da bildi-
rilen ‹slam dinidir ve Hz. ‹sa da yeryüzüne ikinci geliflinde Kuran'a
tabi olacakt›r.
Ay'›n Yar›lmas›Kuran'›n 54. Suresi'nin ad› olan "Kamer"in Türkçe karfl›l›¤›
"Ay"d›r. Bu surenin büyük bir bölümünde, kendilerine gönderilen
peygamberlerin "uyar›lar›n› yalanlayan" Nuh, Ad, Semud ve Lut
halk›n›n, Firavun ve çevresinin bafllar›na gelen y›k›mlar anlat›l›r.
Ayn› zamanda birinci ayette k›yamet vakti ile ilgili çok önemli bir
mesaj verilir:
Saat (k›yamet saati) yak›nlaflt› ve Ay yar›ld›. (Kamer Suresi, 1)
Ayette kullan›lan "yarmak" fiilinin Arapça karfl›l›¤› "flakka"d›r.
Bu kelimenin Arapçada farkl› anlamlar› bulunmaktad›r. Baz› Kuran
tefsirlerinde "ikiye yar›lmak" manas› tercih edilmektedir. Bununla
birlikte, "flakka" kelimesi Arapçada "topra¤› sürme, topra¤› kazma"
K›yamet Alametleri
28
29
anlamlar›nda kullan›lmaktad›r.
‹kinci anlam›na örnek olarak, Abe-
se Suresi'nin 26. ayetinde geçen kullan›-
m›n› verebiliriz:
Biz, flüphesiz, suyu ak›tt›kça ak›t-
t›k. Sonra yeri yard›kça yard›k. Böy-
lece onda taneler bitirdik, üzümler,
yoncalar, zeytinler, hurmalar. (Abese
Suresi, 25-29)
Aç›kça görüldü¤ü gibi, bu ayetteki "flak-
ka" ifadesi "yerin ikiye yar›lmas›" manas›nda
de¤il, "çeflitli bitkilerin yetiflmesi için topra¤›n sü-
rülerek yar›lmas›" anlam›nda kullan›lm›flt›r.
‹flte tam bu noktada, 1969 y›l›na geri döndü¤ümüzde Ku-
ran'›n çok büyük bir mucizesiyle karfl›laflmaktay›z. Kamer Sure-
si'nde on dört yüzy›l öncesinden haber verilen ayet, 20 Temmuz
1969'da Ay yüzeyinde yap›lan çal›flmalar ile gerçekleflmifltir. Ame-
rikal› astronotlar›n Ay'a ayak basarak, Ay topra¤› üzerinde bilim-
sel araflt›rmalar yapmalar›, tafl ve toprak örnekleri toplamalar›
ay›n yar›lmas› ayetindeki ifadelere tam olarak uymaktad›r.
Astronotlar Ay yüzeyinde bulunduklar› süre boyunca bilim-
sel çal›flma ve deneyler yapm›fllar, 22 kilogram a¤›rl›¤›nda tafl ve
toprak örne¤i toplam›fllard›r. Bu numuneler daha sonra büyük bir
ilgi oda¤› olmufltur. NASA'n›n raporlar›nda halk›n örneklere gös-
terdi¤i alakan›n, muhtemelen 20. yüzy›ldaki di¤er uzay araflt›rma-
lar›n›n toplad›¤› ilginin üstünde oldu¤u belirtilmifltir.2
Ay'›n keflfi, "Bir insan için küçük bir ad›m, insanl›k için büyük
bir at›l›m" slogan›yla özdeflleflmifltir. Bu tarihi gezi uzay araflt›rma-
lar›nda bir dönüm noktas›d›r; kameralar arac›l›¤›yla belgelenmifl
Kuran'da K›yamet Alametleri
31
ve o tarihten bu yana yaflayan insanlar›n seyrettikleri bir olay ol-
mufltur. Kamer Suresi'nin ilk ayetinde Allah'›n bildirdi¤i gibi, bu
büyük olay ayn› zamanda bir k›yamet alametidir; dünyan›n k›ya-
met öncesi son zaman diliminde oldu¤unun bir belirtisidir. (En
do¤rusunu Allah bilir.)
Son olarak flunu da belirtelim ki, sözü edilen alameti haber
veren ayetlerin devam›nda çok önemli bir ihtar vard›r. Bu ayetler-
de, Allah kat›ndan gelen iflaretlerin insanlar› gaflet ve hatalar›n-
dan döndürecek büyük f›rsatlar oldu¤u, bu uyar›lar› gördükleri
halde yalanlayanlar›n "ne tan›nm›fl-ne görülmüfl" bir gün olarak
tan›t›lan k›yamet günü diriltildiklerinde piflman olacaklar› hat›rla-
t›lmaktad›r:
Saat (k›yamet saati) yak›nlaflt› ve Ay yar›ld›.
Onlar bir ayet (mucize) görseler, s›rt çevirirler ve "(Bu) sü-
regelen bir büyüdür" derler.
Yalanlad›lar ve kendi hevalar›na (istek ve tutkular›na) uy-
dular; oysa her ifl 'sonunda kendi amac›na var›p karar k›la-
cakt›r.'
Andolsun, onlara (kendilerini flirkten ve bozulmalardan)
cayd›r›p vazgeçirtecek nice haberler geldi.
(Ki her biri) Doru¤unda-olgunlaflm›fl hikmettir. Fakat uyar-
malar bir yarar sa¤lam›yor.
Öyleyse sen onlardan yüz çevir. O ça¤r›c›n›n 'ne tan›nm›fl,
ne görülmüfl' bir fleye ça¤›raca¤› gün…
Gözleri 'zillet ve dehfletten düflmüfl olarak', sanki yay›lan
çekirgeler gibi kabirlerinden ç›karlar.
Boyunlar›n› ça¤›rana do¤ru uzatm›fl olarak koflarlarken, ka-
firler derler ki: "Bu, zorlu bir gün". (Kamer Suresi, 1-8)
Kuran'da K›yamet Alametleri
2. Bölüm
33
n dört yüzy›l önce Peygamberimiz Hz. Muhammed
(sav), k›yamet ile ilgili baz› gaybi bilgileri ve bunlara
dayal› düflüncelerini kendisiyle birlikte olan Müslü-
manlara aktarm›flt›r. Bu de¤erli sözler nesilden nesile geçmifl, ha-
dis kitaplar› ve ‹slam alimlerinin eserleriyle günümüze ulaflm›flt›r.
Elinizdeki kitab›n ilerleyen bölümlerinde kullan›lan hadisler de
Peygamberimiz (sav) taraf›ndan iflte bu anlamda söylenmifl haber-
leri içermektedir.
Bu aflamada, k›yamet alametleri hakk›ndaki hadislerin do¤-
rulu¤u ve güvenilirli¤ine iliflkin baz› flüpheler akla gelebilir. Tarih-
te Peygamberimiz (sav)'e atfen baz› sahte hadisler uyduruldu¤u
bilinen bir gerçektir. Fakat araflt›rmam›za konu olan hadislerin
Peygamberimiz (sav) taraf›ndan söylenmifl sözler oldu¤u kolay-
l›kla anlafl›labilir. Elimizde do¤ruyu yanl›fltan ay›rmaya yarayan
bir yöntem bilgisi bulunmaktad›r. Bilindi¤i gibi, k›yamet ile ilgili
hadisler gelece¤e yönelik olaylar› ihtiva etmektedir. Bu nedenle
zaman içerisinde, hadisin birebir gerçekleflmesi sözlerin kayna¤›
konusundaki tüm kuflkular› ortadan kald›rmaktad›r.
Söz konusu k›stas Ahir Zaman ve k›yamet alametleri üzerine
araflt›rma yapan birçok ‹slam alimi taraf›ndan da kullan›lm›flt›r.
Konunun uzmanlar›ndan Bediüzzaman Said Nursi de Ahir Za-
man hakk›ndaki hadislerin günümüzde meydana gelen ve gözle
görülen olaylara tam mutab›k ç›kmas›n›n hadislerin hakikat oldu-
¤unu gösterdi¤ini ifade etmifltir.3
Hadislerde bildirilen iflaretlerin bir k›sm› 1400 y›ll›k ‹slam tari-
hinin herhangi bir döneminde, dünyan›n belirli bir bölgesinde, be-
lirli bir oranda görülmüfl olabilir. Böyle bir durum o dönemin Ahir
Zaman oldu¤unu göstermez. Zira bir devrin Ahir Zaman olarak ni-
telendirilmesi için k›yamet alametlerinin tümünün ayn› ça¤da,
Hadislerde K›yamet Alametleri
O
birbirlerini izleyerek gerçekleflmesi gerekmektedir. Bu durum bir
hadiste flöyle ifade edilmifltir:
Yukar›daki bilgi ›fl›¤›nda Ahir Zaman hadisleri incelendi¤in-
de hayret verici bir sonuç meydana ç›kmaktad›r. Peygamberimiz
(sav)'in yüzy›llar önce ayr›nt›lar›yla aç›klad›¤› iflaretler yeryüzü-
nün hemen hemen her köflesinde, birbiri ard›nca ve tam anlam›y-
la belirtildi¤i biçimde içinde bulundu¤umuz ça¤da yaflanmakta-
d›r. Hadisler sanki zaman›m›z›n eksiksiz bir portresini çizmekte-
dir. Elbette bu, derin düflünülmesi gereken son derece mucizevi
bir olayd›r. Gerçekleflen her alamet insanlara, Allah'›n huzurunda
hesap verecekleri k›yamet gününün çok yaklaflm›fl oldu¤unu ve
bir an önce Kuran ahlak›n› hayata geçirmelerinin önemini bir kez
daha hat›rlatmaktad›r.
K›yamet Alametleri
34
KK›yamet alametleri birbirini takiben meydana gelir.Bir dizideki boncuklar›n art arda kopmas› gibi.
Ramuz-El Ehadis, 277/6; Camiü's-Sagir, 3/167
Savafllar ve AnarfliPeygamberimiz (sav) Ahir Zaman'›n özelliklerini anlatt›¤› bir
hadisinde flunlar› haber vermifltir:
"Hercü merc" kelimesinin sözlüklerdeki karfl›l›¤› "darmada¤›-
n›kl›k, karmakar›fl›kl›k" anlamlar›d›r ve hadiste bu durumun be-
lirli bir bölge ile s›n›rl› kalmay›p, dünyan›n her taraf›na yay›laca¤›
belirtilmektedir. Yollar›n kesilmesi ve bir k›s›m insanlar›n di¤erle-
rine sald›rmalar› da hadiste iflaret edilen ça¤›n belirtileri aras›nda
say›lmaktad›r.
Baflka bir hadiste de yukar›daki olay benzer flekilde yer almak-
tad›r. "k›yamet yaklafl›r… herc ço¤al›r" diyen Peygamberimiz
(sav)'e "herc"in ne oldu¤u sorulmufl, O da "herc öldürmelerdir" ya-
n›t›n› vermifltir. (Kur'an ve Sünnette K›yamet ve Ahiret, s.172 )
Peygamberimiz (sav)'den bu konu hakk›nda bizlere ulaflan
di¤er hadisler de flunlard›r:
Yukar›daki hadislerin incelenmesi bizleri önemli bir sonuca
götürmektedir. Peygamberimiz (sav), sözünü etti¤i çarp›flmalar,
K›yamet Alametleri
36
fifiu hadiseler meydana gelmedikçe k›yamet kopmaya-cakt›r… Ölümler ve katliamlar yayg›n hale gelecek…
DDünya hercü merc içinde kald›¤›nda, fitneler zuhuretti¤inde, yollar kesildi¤inde, baz›lar› baz›lar›nna
hücum etti¤inde…K›yamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 454
KK›yametin hemen yak›n›nda anarfli ve kargaflagünleri vard›r.
Suyuti, Cami'üs Sagir, 3/211; Ahmed bin Hanbel, Müsned, 2/492
Camiü's-Sagir, 3:211, Müsned, 2:492, 4:391, 392
kargafla ve katliamlar ile tüm yeryüzünü kaplayan savafllar› ve te-
rör eylemlerini tasvir etmekte, bu olaylar›n da bir k›yamet alame-
ti oldu¤unu belirtmektedir.
Geride kalan on dört as›rl›k döneme bakt›¤›m›zda görürüz
ki, 20. yüzy›ldan önceki savafllar bölgesel kalm›fllard›r. Tüm dün-
ya halklar›n›, siyasi mekanizmalar›n›, ekonomilerini, sosyal yap›-
lar›n› etkileyen savafllar ise yak›n geçmiflte yaflanan iki dünya sa-
vafl› olmufltur. I. Dünya Savafl›'nda 20 milyondan, II. Dünya Sava-
fl›'nda da 50 milyondan fazla insan ölmüfltür. II. Dünya Savafl›'n›n
ayn› zamanda, tarihin en kanl›, en büyük ve en y›k›c› savafl› oldu-
¤u bilinen bir gerçektir.
Ça¤›m›z›n modern savafl teknolojisi, nükleer, biyolojik ve kim-
yasal silahlar› savafllar›n etkilerini tarihte görülmemifl boyutlara
tafl›m›flt›r. Hatta gelifltirilen kitle imha silahlar› nedeniyle dünya-
n›n üçüncü bir dünya savafl›n› kald›ramayaca¤› da genel kabul
görmüfltür.
II. Dünya Savafl› sonras›ndaki So¤uk Savafl, Kore Savafl›, Vi-
etnam Savafl›, Arap-‹srail Savafllar›, ‹ran-Irak Savafl› ve Körfez Sa-
vafl› ça¤›m›z›n en önemli olaylar› aras›ndad›r. Bölgesel savafllar,
çat›flmalar ve iç savafllar ayn› anda dünyan›n birçok bölgesinde y›-
k›c› sonuçlara neden olmaktad›r. Bosna, Filistin, Çeçenistan, Afga-
nistan, Keflmir ve daha pek çok yerde yaflanan sorunlar insanl›¤›
etkilemeye devam etmektedir.
Savafllar kadar tüm dünya insanlar›n› ilgilendiren di¤er bir
"kargafla" konusu da uluslararas› ve organize terör olaylar›d›r.
Boston Üniversitesi'nden Prof. Vojtech Mastny'nin belirtti¤i gibi,
terör olaylar› 20. yüzy›l›n ortalar›ndan sonra kat kat artm›flt›r.4
Milli Gazete, 28 May›s 2001
Gözcü, 12 Mart 2001
Radi
kal,
29 M
art 2
001
Aksiy
on, 6
May
›s 20
01
Gerç
ek H
ayat
, 2-8
fiub
at 2
001
Akit,
2 M
art 2
001
Yen
i fiaf
ak, 1
5 A¤
ustos
200
1
Mag, Ocak 2000
Cumhuriyet, 27 Ocak 2001
Peygamberimiz (sav) hadislerinde yeryüzünü kaplayan savafllar› ve terör eylemlerini tas-vir etmekte ve bu olaylar›n da k›yamet alameti oldu¤unu belirtmektedir. Nitekim dünyan›ndört bir yan›nda çat›flmalar, bölgesel ve iç savafllar durmak bilmeksizin devam etmektedir.
Bir yanda dünyan›n pek çok ülkesi kendivatandafllar›n›n sebep oldu¤u terör ileu¤rafl›yor. Öte yanda Çeçenistan'da ol-du¤u gibi toplu mezarlar bulunuyor (yan-da), yafll›lar, bebekler, çocuklar, kad›nlareziyet görüyor. Tüm dünyay› ilgilendirenterör ve kargafla ortam› her insan›n dü-flünmesi gereken ve içinde bulundu¤u-muz ça¤da tam anlam›yla yaflanan k›ya-met iflaretlerindendir. Hadislerde haberverilen bu olaylar tüm insanlar›n düflün-mesi ve ibret almas› için birer vesiledir.
Peygamber Efendimizin hadislerinde yer alan ve günümüz içiniflaret olan haberlerin gerçeklefliyor olmas›, tüm dünyada ya-flanan bu gibi görüntüler insanlar›n bir an önce Kuran ahlak›n›yaflamalar› için yap›lan önemli birer uyar›d›r.
Gerçekte terörizmin 20. yüzy›la has bir olgu oldu¤unu söylemek
bile mümkündür. Irkç›l›k, komünizm ve benzeri ideolojik amaç-
larla ya da etnik iddialarla ortaya ç›kan örgütler, geliflen teknoloji-
nin de yard›m›yla kanl› eylemler yapm›fllard›r.
Dünyam›z›n yak›n tarihindeki terör eylemleri zaman zaman
büyük kaos ortamlar›na zemin haz›rlam›flt›r. Bu üzücü vakalarda
çok kan dökülmüfl, say›s›z insan ölmüfl veya sakat kalm›flt›r. An-
cak insanl›k hala bu trajik olaylardan hissesine düflen dersi alm›fl
de¤ildir. Terör dünyan›n birçok bölgesinde, öldürücü anarflik
olaylara neden olmaya devam etmektedir.
Konuyla ilgili ayetlerde de ç›karmam›z istenen dersler yer al-
maktad›r. Rum Suresi'nde insanlar›n yapt›klar› fleyler dolay›s›yla
yeryüzünde kar›fl›kl›klar›n ortaya ç›kt›¤› flöyle bildirilmektedir:
Cumhuriyet, 9 Temmuz 2001
Cum
huriy
et, 1
6 Te
mm
uz 2
001
Milli
Gaz
ete, 1
4 Te
mm
uz 2
001
Cumhuriyet, 16 Temmuz 2001
Allah ayetlerinde insanlar›n kendi ellerinin önden sunduklar› nedeniyle kötülüklerinç›kt›¤›n› haber vermifltir. Bugün dünyan›n içinde bulundu¤u durum ayetin tecellisidir.
Rusya
Kazakistan
Amerika
Kanada
Çin
Hindistan
Bangladefl
KamboçyaFilipinler
Japonya
Malezya
Pakistan
Keflmir
Mo¤olistan
Sudan
Mozambik
Bat› Sahra
Endonezya
Sri LankaKenyaEtiyopya
Zaire
Angola
Namibya
‹talya
Cezayir
Fransa
‹ngiltere‹rlanda
‹spanya
Zimbabwe
Portekiz
Almanya
Brezilya
ArjantinUruguay
Bolivya
Kolombiya
fiili
Peru
HondurasNikaraguaEl Salvador
GüneyAfrika
Meksika
20. yüzy›lda görülenterörist olaylar
marksist terör
marksist-terörist ayaklanmalar
di¤er terörist gruplar
Tüm insanlar›n flu an dünyan›n içinde bulun-du¤u durumu, yaflanan kargaflalar› düflünme-si ve ibret almas› hatalardan dönülmesi içinönemli bir aflama olacakt›r.
‹nsanlar›n kendi ellerinin kazand›¤› dolay›s›yla, karada ve
denizde fesad (kar›fl›kl›k, kötülük) ortaya ç›kt›. Umulur ki
dönerler diye (Allah) onlara yapt›klar›n›n bir k›sm›n› ken-
dilerine tadd›rmaktad›r. (Rum Suresi, 41)
fiunu da eklemek gerekir ki, ayette önemli bir hat›rlatma ya-
p›lmaktad›r. ‹nsanlar›n yapt›klar› yanl›fllardan kaynaklanan ac› ve
üzüntüler, onlar› hatalar›ndan döndürmesi için birer f›rsat mahi-
yetindedir.
K›sacas›, "dünyan›n hercü merc içinde kald›¤›" dönem içinde
bulundu¤umuz ça¤da tam anlam›yla yaflanm›fl ve neticede bir k›-
yamet iflareti daha bu flekilde tecelli etmifltir. Ayn› zamanda bu ifla-
ret, insanlara bir an önce Kuran ahlak›n› yaflamalar› için yap›lan
önemli bir uyar› olmufltur.
Büyük fiehirlerin Yok Olmas›: Savafllar ve Afetler
Peygamberimiz (sav)'in Ahir Zaman'la ilgili verdi¤i haberler-
den birisi de flu flekildedir:
Hadiste belirtilen büyük flehirlerin helak oluflu, savafllar ve
çeflitli do¤al afetler sonucunda meydana gelen y›k›mlar› akla ge-
tirmektedir. Yak›n geçmiflte gelifltirilen nükleer silahlar, uçaklar,
bombalar, füzeler ve benzeri ça¤dafl silahlar›n savafllarda kullan›l-
mas› büyük tahribata neden olmufltur. Bu korkunç silahlar tarihte-
ki benzerleriyle k›yaslanmayacak düzeyde y›k›mlara yol açm›flt›r.
Elbette hedef konumundaki "büyük flehirler" de bu y›k›mlardan
45
Hadislerde K›yamet Alametleri
BBüyük flehirler dün sanki yokmufl gibi helak olur.
Kitabül Burhan Fi Alametil Mehdiyyil Ahir Zaman, s. 38
birinci derecede etkilenen yerler olmufltur. II. Dünya Savafl›'n›n
benzersiz sonuçlar› buna bir örnek olarak verilebilir. Dünya tarihi-
nin en büyük savafl›nda, atom bombas›n›n kullan›lmas›yla Hirofli-
ma ve Nagasaki tamamen yerle bir olmufltur. Avrupa'n›n baflkent-
leri ve önemli flehirleri de a¤›r bombard›manlar neticesinde büyük
ölçüde y›k›lm›flt›r. Britannica Ansiklopedisi II. Dünya Savafl›'n›n Av-
rupa flehirlerinde neden oldu¤u hasar› flöyle anlat›r:
Meydana gelen tahribat Avrupa'n›n büyük bölümünü ay›n
yüzeyine dönüfltürmüfltü: fiehirler bombard›manlar sonu-
cunda harap oldu, sayfiye yerleri kavruldu ve simsiyah oldu,
yollar bombalar›n açt›¤› çukurlarla kapland›, demiryollar›
kullan›lamaz hale geldi, köprüler y›k›ld›, limanlar bat›k ge-
milerle doldu. Savafl sonras› Almanya'n›n Amerikan Bölgesi
askeri valisi General Lucius D. Clay'in dedi¤i gibi, "Berlin
sanki ölülerin flehri gibiydi."5
K›sacas›, II. Dünya Savafl›'n›n tarihte benzeri görülmeyen ge-
nifllikteki tahribat› hadisin iflaret etti¤i olayla birebir uyuflmaktad›r.
"fiehirlerin yok olmas›na" neden olan bir di¤er etken de do¤al
afetlerdir. Do¤al afetlerin içinde bulundu¤umuz ça¤da hem say›-
sal hem de büyüklük olarak artt›¤› istatistiksel bir gerçektir. Son
K›yamet Alametleri
46
Hadislerde Ahir Zaman'da büyük flehirlerin dün yokmufl gi-bi olacaklar› haber verilir. Geçti¤imiz yüzy›l yok olan flehir-lerle doludur. Atom bombas›ndan sonra Hiroflima (üstte) veÇeçen flehirleri (yanda) buna sadece iki örnektir.
20. yüzy›l için en çok kullan›lan tan›mlama "felaketler yüzy›l›"d›r. Gerek depremler, ka-s›rgalar ya da seller gibi do¤al afetler, gerek iç savafllar ve çat›flmalar, gerekse de bü-yük deniz ya da uçak kazalar› çok say›da insan›n ölümüne yol açm›flt›r. Yok olan fle-hirler, tarihten silinen halklar k›yametin hadislerde haber verilen alametlerindendir.
Cumhuriyet, 11 fiubat 2001
Uzmanlar 1998'dekiMitch Kas›rgas›'n›nOrta Amerika'da flim-diye kadar yaflananen kötü felaket oldu-¤unu belirtmifllerdir.
49
on y›lda bafl gösteren iklim de¤iflikliklerinin yol açt›¤› felaketler
bir dönüm noktas› olarak kabul edilmektedir. Sanayi, zararl› ve is-
tenmeyen bir yan ürün olan küresel ›s›nmaya sebep olmakta, gide-
rek ›s›nan dünya atmosferindeki dengeler bozulmakta ve böylece
iklim de¤ifliklikleri meydana gelmektedir. 1998 y›l› flimdiye kadar
kaydedilen en s›cak y›l olmufltur.6 Amerika Ulusal ‹klimsel Veri
Merkezi'nin kay›tlar›na göre de en fazla iklimsel afet 1998'de mey-
dana gelmifltir.7 Örne¤in gözlemciler, 1998'deki Mitch Kas›rga-
s›'n›n Orta Amerika'n›n tarihinde meydana gelen en kötü felaket
oldu¤unu belirtmifllerdir.8
Son y›llardaki kas›rga, f›rt›na, tayfun ve hortum gibi felaketler
baflta Amerika k›tas› olmak üzere dünyan›n birçok yerinde y›k›c›
zarara neden olmufltur. Bunlara ek olarak seller de baz› yerleflim
merkezlerinin sular ve çamur alt›nda kalmas›na yol açm›flt›r. Ayr›-
ca depremler, volkanlar ve tsunami dalgalar›n›n yapt›¤› büyük tah-
ribatlar da unutulmam›flt›r. Sonuç olarak, tüm bu afetlerin "büyük
flehirlerde" sebep oldu¤u y›k›mlar önemli birer iflaret olmufllard›r.
Hadislerde K›yamet Alametleri
Sabah, 20 fiubat 2001
Geçti¤imiz as›r dün-yaya say›s›z felaketgetirmifltir. Pek çokülkede y›k›c› olaylarbafl göstermifl, mil-yonlarca insan bu fe-laketlerde yaflam›n›yitirmifltir. Bu olaylar,hadislerde dikkat çe-kilen Ahir Zamanolaylar›yla büyük birparalellik göstermek-tedir. ‹nsanlar›n art›kbu durumdan ibretalarak Kuran ahlak›nayönelmeleri flartt›r.
Teknolojik imkanlara ya daal›nan tedbirlere ra¤menengellenemeyen do¤al afet-ler insano¤lunun gerçektene kadar aciz oldu¤unugöstermektedir. Depremler,çamur selleri, yanarda¤patlamalar›, sel felaketlerigibi afetlerin özellikle bü-yük flehirlerdeki y›k›mlar›önemli birer iflarettir.
Türk
iye,
24 T
emm
uz 2
001
DepremlerHiç flüphesiz tarih boyunca çok az do¤a olay› depremler ka-
dar insanl›¤› etkilemifltir. Her an, her yerde meydana gelebilen
depremler yüzy›llar boyunca çok say›da kiflinin ölümüne ve astro-
nomik boyutlarda maddi zarara yol açm›fl, bu özellikleri nedeniy-
le insanlar için korku kayna¤› olmufltur. 20. ve 21. yüzy›l›n tekno-
lojik koflullar› bile depremlerin verdi¤i hasar› ancak belirli ölçüler-
de engelleyebilmifltir.
Teknolojinin, kendilerine do¤aya hükmetme olana¤› sa¤laya-
ca¤› hayaline kap›lan baz› insanlara ise 1995 Kobe depremi anlam-
l› bir ders vermifltir. Hat›rlanaca¤› gibi, Japonya'n›n büyük endüst-
ri ve ulafl›m merkezinde yaflanan deprem hiç beklen-
medik bir anda meydana gelmifltir.
Bu deprem sadece 20 saniye sürme-
sine ra¤men, Time dergisinde belir-
tildi¤ine göre, 100 milyar dolar civa-
r›nda zarara neden olmufltur.9
Son birkaç y›l içinde meydana ge-
len büyük ve sürekli depremler, dünya
kamuoyunun gündeminde devaml›
olarak ilk s›ralarda yer almaktad›r.
Amerikan Ulusal Deprem Enformas-
yon Merkezi verilerine bak›l›rsa
1999 y›l›nda, yeryüzünde 20.832
deprem meydana gelmifltir. Bu
depremlerde tahmini olarak 22.711
insan hayat›n› kaybetmifltir.10
Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Ahir Za-man'da vuku bulacak depremlerin çoklu¤una
da dikkat çekilmifltir. Son y›llarda s›k s›kmeydana gelen depremler, dünya kamuoyu-
nun gündeminde ilk s›ralarda yer almaktad›r.
1995 Kobe depremi.
53
Tüm bu vakalar Peygamberimiz (sav)'in 1400 y›l önce söyle-
di¤i flu sözleri ak›llara getirmektedir:
Kuran'da da deprem ile k›yamet aras›ndaki iliflkiyi iflaret
eden ayetler bulunmaktad›r. Kuran'›n 99. Suresi'nin ad› Zelzele
(büyük sars›nt›, deprem) Suresi'dir. Sekiz ayetten oluflan bu sure-
de yerin fliddetli sars›nt›s› tasvir edilmekte, bunun ard›ndan da k›-
yamet günü insanlar›n diriltilecekleri ve Allah'›n huzurunda he-
sap verecekleri, zerre a¤›rl›¤›nca da olsa yapt›klar› ifllerin karfl›l›¤›-
n› alacaklar› anlat›lmaktad›r:
Hadislerde K›yamet Alametleri
K›yametten önce iki büyük hadise vard›r… ve sonrada zelzeleli y›llar.
fiu hadiseler meydana gelmedikkçe k›yamet kopmaya-cakt›r… depremler ço¤alacak…
Ramuz-El Ehadis, 476/11
Ramuz-El Ehadis, 187/2
Sabah, 25 Haziran 2001
Depremler -hadislerde haber verildi¤i üzere- önemli k›yametalametlerindendir.
Yer, o fliddetli sars›nt›yla sars›ld›¤›,
Yer, a¤›rl›klar›n› d›fla at›p-ç›kard›¤›,
Ve insan: "Buna ne oluyor?" dedi¤i zaman,
O gün (yer) haberlerini anlatacakt›r.
Çünkü senin Rabbin ona vahyetmifltir.
O gün insanlar, amelleri kendilerine gösterilsin diye bölük
bölük f›rlay›p-ç›karlar.
Art›k kim zerre a¤›rl›¤›nca hay›r ifllerse, onu görür. Art›k
kim zerre a¤›rl›¤›nca bir fler (kötülük) ifllerse, onu görür.
(Zelzele Suresi, 1-8)
K›yamet Alametleri
54
Sabah, 28 Ocak 2001
Felaketler tüm dünyada etkili olmaktad›r. Yap›lmas›gereken ise ibret almak ve Allah'a yönelmektir.
FakirlikBilindi¤i gibi, fakirlik, düflük gelir düzeyi nedeniyle insan›n
beslenme, bar›nma, k›yafet, sa¤l›k hizmetleri gibi temel ihtiyaçla-
r›ndan yoksun kalmas›d›r. ‹leri teknolojik olanaklara ra¤men fa-
kirlik, günümüz dünyas›n›n önündeki bafll›ca sorunlardan biridir.
Halen Afrika, Asya, Güney Amerika ve Do¤u Avrupa'da pek çok
insan her gün açl›kla içiçe yaflamaktad›r. Sömürgecilik ve vahfli ka-
pitalizm dünyadaki gelir da¤›l›m›n›n geri kalm›fl ve geliflmekte
olan ülkeler aleyhine bozulmas›na neden olmufltur. Dünyada az
say›daki mutlu az›nl›k ihtiyaçlar›ndan fazlas›na sahip iken fakirlik
ve yoksullu¤un getirdi¤i sorunlarla mücadele eden önemli say›da
insan bulunmaktad›r.
Günümüzde dünya genelinde fakirlik çok ciddi boyutlara
Günümüzün ileri teknolojik ola-naklar›na ra¤men fakirlik hala dün-yan›n en büyük sorunlar›ndan biri-dir. Birleflmifl Milletler G›da ve Ta-r›m Örgütü'nün (FAO) 2000 y›l› ra-poruna göre, 826 milyon insan ye-tersiz beslenmektedir.
57
ulaflm›fl durumdad›r. UNICEF'in son raporlar› göz önünde tutu-
lursa, dünya nüfusunun dörtte biri "tasavvur edilemez s›k›nt› ve
yokluk koflullar›nda" yaflamaktad›r.11 Bir milyar üç yüz milyon ki-
fli günde 1 dolar, üç milyar kifli de günde 2 dolar ile geçinmekte-
dir.12 Yaklafl›k bir milyar üç yüz milyon insan temiz sudan, iki mil-
yar alt› yüz milyon insan temel sa¤l›k hizmetlerinden yoksundur.13
Birleflmifl Milletler G›da ve Tar›m Örgütü'nün (FAO) 2000 y›-
l› raporuna göre, 826 milyon insan yetersiz beslenmektedir. Di¤er
bir ifadeyle her alt› kifliden biri açl›k çekmektedir.14
Gelir da¤›l›m›ndaki adaletsizlik de son birkaç on y›l içinde afl›-
r› derecede, düflünülenin çok ötesinde büyümüfltür. Birleflmifl Mil-
letler kaynaklar› göstermektedir ki 1960'da dünya nüfusunun en
Hadislerde K›yamet Alametleri
Akit, 22 fiubat 2000
Yen
i Bin
y›l,
23 H
azira
n 20
00
Yeni Mesaj, 10 Kas›m 2000
Hür
ses,
Say›
: 781
0
Yen
i Bin
y›l,
21 T
emm
uz 2
000
Ortado¤u, 12 Nisan 2001
Fakir-zengin ayr›m›nayol açan sosyal ada-
letsizli¤in temel nede-ni elbette Kuran ahla-
k›n›n yaflanmamas›d›r.
fakir %20'si ile en zengin %20'si aras›ndaki ge-
lir oran› 1'e 30 iken, 1995'te 1'e 82 olmufltur.15
Sosyal adaletteki çöküfle bir örnek de dünya-
n›n en zengin 225 flahs›n›n servetinin dünya
nüfusunun %47'sinin senelik gelirine eflit hale
gelmesidir.16
‹statistiklerin ortaya koydu¤u bu güncel
veriler ayn› zamanda, Peygamberimiz (sav)'in
sözünü etti¤i fakirli¤in artaca¤› haberinin de
SSizden, faziletli veSizden, faziletli vevarl›kl› olanlar,varl›kl› olanlar,
yak›nlara, yoksullarayyak›nlara, yoksullarave Allah yolundave Allah yolundahicret edenlere verhicret edenlere ver --
mekte eksiltmemekte eksiltmeyapmas›nlar,yapmas›nlar,affetsinler veaffetsinler vehoflgörsünler.hooflgörsünler.Allah'›n siziAllah'›n sizi
ba¤›fllamas›n› sevmezba¤›fllamas›n› sevmezmisiniz? Allah,miisiniz? Allah,ba¤›fllayand›r,ba¤›fllayand›r,esirgeyendir. esirgeyendir.
(Nur Suresi, 22)(Nur Sureesi, 22)
59
göstergeleridir. Ahir Zaman'›n ilk döneminin belirtileri olan fakir-
lik ve açl›k hadislerde flöyle bildirilmifltir:
Peygamberimiz (sav)'in iflaret etti¤i dönemin günümüz ko-
flullar›n› tasvir etti¤i aç›kt›r. Geçmifl yüzy›llara bak›ld›¤›nda ku-
rakl›k, savafllar veya felaketler gibi nedenlerle zorluk ve s›k›nt›lar
yafland›¤› fakat bunlar›n geçici ve bölgesel boyutlarda kald›¤› gö-
rülmektedir. Oysa içinde bulundu¤umuz ça¤da yaflanan fakirlik
Hadislerde K›yamet Alametleri
AAçl›k ve hayat pahal›l›¤› alabildi¤ine yay›lacak.
Fakirler ço¤alacak. Ölüm-K›yamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 455
Ölüm-K›yamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 440
Fakirli¤in artmas› ve insanlar aras›ndaki sosyal uçurumun giderekbüyümesi Ahir Zaman'›n ilk döneminin belirtilerindendir.
Rusya
Amerika
Kanada
Çin
Hindistan‹ran
M›s›r
Sudan
Tanzanya
Madagaskar
Endonezya
Kenya
Çad
‹talya
NijeryaMali
Cezayir
‹spanya
Fransa
‹ngiltere
Brezilya
Arjantin
Peru
GüneyAfrika
Libya
Türkiye
SuudiArabistan
Zengin-FakirKifli bafl›na düflen gelir miktar›
1.250 $'dan az1.250-5.500 $
5.500-22.000 $22.000-35.500 $35.500 $ üstüBilgi yok
Meksika
ve geçim zorluklar› kal›c›, düzenli ve büyük ölçekli bir yap› tafl›-
maktad›r.
fiüphesiz Rabbimiz sonsuz flefkat ve merhamet sahibidir; in-
sanlara zulmedici de¤ildir. Ancak insanlar yapt›klar› kötülük ve
nankörlükler nedeniyle yoksulluk ve s›k›nt›lara zemin haz›rla-
maktad›rlar. Elbette böyle haks›z ve üzücü durumlar dini, ahlaki
ve vicdani de¤erlerden yoksun, bencillik ve ç›kar iliflkileri üzerine
kurulu bir dünya düzeninin kaç›n›lmaz sonucudur.
Ahlaki Çöküfl‹çinde bulundu¤umuz zamanda dünya toplumlar›n›n sosyal
yap›lar›n› tehdit eden çok büyük bir tehlike söz konusudur. Bu
tehlike insan bedenini ölüme götüren virüslere benzer flekilde sin-
si bir faaliyet göstererek toplumu y›k›ma sürüklemektedir. ‹flte bu
tehlike bir insan toplulu¤unu ayakta tutan ahlaki de¤erlerin yoz-
laflmas›d›r. Eflcinselli¤in, fuhufl ticaretinin, evlilik d›fl› cinselli¤in,
cinsel suçlar›n, pornografinin, tecavüz vakalar›n›n ve cinsel hasta-
l›klar›n art›fl› ahlaki çöküflün baz› önemli göstergeleridir.
Bahsi geçen konular sürekli olarak dünya kamuoyunun gün-
demindedir. Pek çok insan çevresinde olup bitenlerin, tehlikenin
fark›nda de¤ildir veya bu olaylar› sosyal hayat›n bir parças› olarak
de¤erlendirme gafletine düflmektedir. Ancak istatistikler tehlike-
nin boyutlar›n›n görülmemifl bir art›flla her geçen gün büyüdü¤ü-
nü göstermektedir.
Cinsel hastal›k oranlar› insanl›¤›n önündeki sorunlar›n büyük-
lü¤ünü gözler önüne seren önemli bir kriterdir. Dünya Sa¤l›k Örgü-
tü'nün (WHO) kay›tlar›na göre, cinsel yoldan bulaflan hastal›klar en
çok rastlanan hastal›k gruplar›ndan birini oluflturmaktad›r; raporlar
her y›l tahmini olarak 333 milyon yeni vakan›n meydana geldi¤ini
K›yamet Alametleri
60
Hür
riyet,
26
Haz
iran
2001
Hürriyet, 26 Haziran 2001
Akit,
2 M
art 2
001
Akit,
1 A
ral›k
200
0
Dini ve ahlaki de¤erlerdenyoksun toplumlar için AIDSh›zla yay›lan ve bafla ç›k›la-
mayan bir bela olmufltur.
göstermektedir.17 Bunlara ek olarak, AIDS büyük bir sorun olma ko-
numunu korumaktad›r. WHO istatistikleri bugüne kadar 18.8 mil-
yon insan›n bu hastal›ktan hayat›n› kaybetti¤i gerçe¤ini ortaya koy-
maktad›r.18 Dünya Sa¤l›k Örgütü'nün
AIDS ile ilgili 2000 y›l› raporundaki flu
ifadeler konuyu çok iyi özetlemekte-
dir: "AIDS sosyal, ekonomik ve de-
mografik yap›lar üzerindeki y›k›c›
etkisiyle benzersizdir." 19
Ürkütücü geliflmeler aras›nda
eflcinselli¤in yay›l›fl› da oldukça dik-
kat çekicidir. Eflcinsellerin baz› ülke-
Son y›llarda eflcinselli¤in kaydetti¤i h›zl›art›fl ürkütücü geliflmelerden biridir. Bugeliflmeler 14 as›r önce Peygamberimiz
(sav)'in hadislerinde yer alm›flt›r.
lerde resmi olarak evlenebilmeleri, evlili¤in getirmifl oldu¤u sosyal
haklardan istifade edebilmeleri, dernek ve partiler kurmalar›, dün-
ya çap›nda yap›lanmalar›, kutsal inançlara karfl› gelmeleri, dini de-
¤erlere savafl açmalar›, Peygamberimiz (sav)'in döneminden bu ya-
na geçen on dört yüzy›ll›k süre zarf›nda sadece ça¤›m›za mahsus
olaylard›r.
Günümüzdeki eflcinsellerin bu cüret ve pervas›zl›klar› eflcin-
selli¤i ile tan›nm›fl Lut halk›n›n bafl›na gelenleri düflündürmektedir.
Kuran'da anlat›ld›¤› gibi, Allah Hz. Lut'un do¤ru yola davetine az-
g›nl›kla karfl›l›k veren Lut flehri ve halk›n› büyük bir felaketle helak
etmifltir. Bu sap›k toplumdan geri kalanlar halen bir ibret belgesi
olarak Lut Gölü'nün sular› alt›nda durmaktad›r.
Ahir Zaman toplumlar›ndaki ahlaki dejenerasyonu tasvir
eden hadislerin bugünün dünyas›nda tam anlam›yla ortaya ç›kt›-
¤› aç›k bir gerçektir.
� Fuhflun utanma ve gizlemeye gerek duyulmaks›z›n, aç›k-
ça yap›lmas›n›n bir k›yamet alameti oldu¤u hadiste flöyle belirtil-
mifltir:
� Toplumda evlilik d›fl› cinsel iliflkilerin yayg›nlaflmas›n›n
bir iflaret oldu¤u da Peygamberimiz (sav) taraf›ndan flu flekilde di-
le getirilmifltir:
63
Hadislerde K›yamet Alametleri
FFuhufl aç›k olmadan… k›yamet kopmaz.
Ramuz-El Ehadis, 91/7
ZZinan›n ço¤almas› k›yamet alametlerindendir.
Buhari, Tecrid'i 1/16
Milliyet, 14 Eylül 2000
Yen
i Bin
y›l,
22 O
cak
2000
Saba
h, 2
2 O
cak
2001
Milli
yet,
13 M
ay›s
2001
Sabah, 30 Ocak 2000
Milliyet, 16 Ekim 2000
Toplumlardaki ahlaki çöküntünün birer delili olan benzer haberler her gün gazetesayfalar›nda yer almakta ve pek çok insan taraf›ndan normal karfl›lanmaktad›r.
Hürriyet, 27 Temmuz 2001
65
�Ahlaki de¤erlerin, utanma duygusunun zay›flamas› flöyle
tasvir edilmifltir:
Çok ilginçtir son dönemde TV kanallar›nda gizli kamerayla
çekilmifl fuhufl görüntüleri yay›nlanmaktad›r. Yollarda insanlarla
pazarl›k yapan hayat kad›nlar› herkesin gözü önünde aç›kça yol
ortalar›nda fuhufl yapmaktad›rlar. Burada, hadiste k›yamet alame-
ti olarak belirtilen bir olay daha tam dikkat çekildi¤i flekilde orta-
ya ç›km›fl ve milyonlarca insana bu olay gösterilmifltir. Hadisler
göstermektedir ki eflcinselli¤in normal bir yaflam biçimi olarak ka-
bul edilmesi k›yamet öncesindeki dönemin önemli bir belirtisidir:
Hak Dinin ve Kuran Ahlak›n›n Terk Edilmesi
K›yamet alametleri ile ilgili hadisler bizlere söz konusu ifla-
retlerin bafl gösterece¤i dönemin ayr›nt›l› bir tasvirini sunmakta-
d›r. Peygamberimiz (sav)'in sözlerinden anlafl›lmaktad›r ki, Ahir
Hadislerde K›yamet Alametleri
KK›yamet yaklafl›nca… kad›nla yolun ortas›nda cinselmünasebette bulunacak kadar haya ortadan kalkar.
EErkekler erkeklerle, kad›nlar kad›nlarla yetindikle-rinde… k›yamet yaklaflm›fl olacakt›r.
Son Zamanlarla ‹lgili Hadisler, s. 97
EErkekler kad›nlara benzeyecek, kad›nlar erkeklerebenzeyecek.
Ölüm-K›yamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 451
Ramuz-El Ehadis, 448/8; Ölüm K›yamet ve Dirilifl, s. 480
Zaman'›n birinci safhas› dinin görünüflte uyguland›¤›, fakat ger-
çekte Allah'›n dininin ve Kuran ahlak›n›n neredeyse tamamen terk
edildi¤i bir dönemdir. Apaç›k olan Kuran ayetlerinin görmezlik-
ten gelindi¤i, Allah ad›na hükümler öne sürüldü¤ü, dinde ayr›l›-
¤a düflüldü¤ü, ibadetlerin gösterifl amaçl› yap›ld›¤›, dinin ç›kar ve
menfaat sa¤lamak için araç olarak kullan›ld›¤› bir zamand›r. ‹ma-
n›n bilgi ve araflt›rmaya de¤il de taklitçili¤e dayal› olmas› da bu
dönemin bir özelli¤idir. Bu devirde sözde Müslümanlar ço¤unluk-
ta, hakiki alimler ve samimi Müslümanlar ise az›nl›ktad›r.
Peygamberimiz (sav) taraf›ndan günümüzden on dört yüzy›l
önce bildirilen ve tamam› içinde bulundu¤umuz ça¤da eksiksiz
yaflanan alametler flunlard›r:
� Kuran'da bildirildi¤ine göre, Peygamberimiz (sav) ahiret
günü kendi kavminin "Kuran'› terk edilmifl (bir kitap) olarak b›-
rakt›¤›n›" (Furkan Suresi, 30) ifade edecektir. Hadislerde de Ahir
Zaman'da Kuran'›n yol gösterici vasf›n›n göz ard› edilece¤i, Ku-
ran'dan uzaklafl›laca¤› flöyle bildirilmifltir:
K›yamet Alametleri
66
‹‹nsanlara bir zaman gelir ki Kuran-› Kerim bir va-dide, insanlar baflka bir vadide olurlar.
‹nsanlarra bir zaman gelecektir ki Kuran-› Kerim'inyaln›z resmi, ‹slam'›n yaln›z ismi kalacakt›r. Onlar‹slaam'dan en uzak insanlar olduklar› halde ‹slamiisimlerle isimlenecekler, mescitleri görünüflte mamuroldu¤u halde hidayet yönünden harap olacakt›r.
Son Zamanlarla ‹lgili Hadisler, s. 23
Son Zamanlarla ‹lgili Hadisler, s. 24
67
� Cuma Suresi'nin 5. ayetinde, "Kendilerine Tevrat yükleti-
lip de sonra onu (içindeki derin anlamlar›, hikmet ve hükümle-
riyle gere¤i gibi) yüklenmemifl olanlar›n durumu, koskoca kitap
yükü tafl›yan efle¤in durumu gibidir." benzetmesi yap›lm›flt›r.
Kuflkusuz bu ayette Müslümanlar uyar›lmakta, ayn› vahim hata-
ya düflmemek için dikkatli olmalar› gerekti¤i hat›rlat›lmaktad›r.
Zira Kuran ö¤üt al›nmas› ve üzerinde düflünülmesi için indirilmifl
bir Kitap't›r.
Peygamberimiz (sav) Kuran'›n okunmas›na ra¤men içerdi¤i
bilgi ve hikmet üzerine düflünülmemesinin Ahir Zaman'›n bir
özelli¤i oldu¤unu flöyle ifade etmifltir:
� Baz› Müslümanlar›n, Yahudi ve H›ristiyanlar›n sapk›n
yönlerini kendilerine rehber edinmeleri, onlar› körü körüne taklit
etmeleri de Ahir Zaman'›n bir özelli¤idir:
Hadislerde K›yamet Alametleri
PPeygamber flöyle dedi: "‹lim insanlardan al›nacak."
Ziyad flöyle dedi: "Ey Allah'›n Resulü, biz Kuran''›okuduk ve okuyoruz, han›mlar›m›za ve çocuklar›m›za
da okutuyoruz. Bu ilim bizden nas›l al›nacak?"
Peygamber flöyle buyurdu: "Yahudilerin Tevrat'› veH›ristiyanlar›n ‹ncil'i hakk›nda bilgin yok mudurr?
Onlar o kadar Tevrat ve ‹ncil okudular, hani onlar-da bundan birfley kald› m›?"
Bundan sonra birttak›m, Kuran okuyan fakat oku-duklar› dillerinde kalan, kalplerine inmeyen insan-
lar›n türeyece¤i bbir zaman gelecektir.
Ölüm K›yamet ve Dirilifl, s. 483
Son Zamanlarla ‹lgili Hadisler, s. 61
� Enam Suresi'nin 26. ayetinde insanlar› "Kuran'dan al›ko-
yanlara" dikkat çekilmektedir. Hadislerden de sapk›n fikir ak›mla-
r›n›n, hak ve hakikatten uzak sistemlerin k›yamet öncesinde, in-
sanlar› Allah'›n yolundan sapt›racak büyük fitneler meydana geti-
rece¤i anlafl›lmaktad›r.
� Haram ve helal fiilleri Allah Kuran'da eksiksiz olarak bil-
dirmiflken, dinde asl›nda olmayan kurallar›n ve hükümlerin orta-
ya ç›kmas› bir k›yamet alametidir:
� Ahir Zaman'da alim olarak kabul edilen baz› insanlar›n
gerçekte ikiyüzlü ve sahtekar olduklar›n›, Peygamberimiz Hz.
Muhammed (sav) flöyle haber vermifltir:
K›yamet Alametleri
68
((Ahir Zaman'da) Sizden önceki milletleri kar›fl ka-r›fl, arfl›n arfl›n izleyeceksiniz, hatta onlar (Yahhudive H›ristiyanlar) kertenkele deli¤ine girseler, siz de
pefllerinden gireceksiniz.
K›yamete yak›n karanl›k gecelerin parçalar› gibi ka-r›fl›kl›klar olacakt›r. Bu kar›fl›kl›klar içinde kifli mümin
olarrak sabahlay›p kafir olarak akflamlayacak, mü-min olarak akflamlay›p kafir olarak sabahlayacakt›r.
Harram olan fleylerin helal say›lmas›… k›yamet ala-metlerindendir.
Ölüm K›yamet ve Dirilifl, s. 470
Ramuz-El Ehadis, 121/5
KK›yamet önü s›ra karanl›k geceler gibi fitneler vard›r.
Kur'an ve Sünnette Kiyamet ve Ahiret, s. 155
Ölüm-K›yamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 454
69
� ‹slam'›n kurallar›na gereken sayg› ve özeni göstermeyen,
dini, kendi menfaatleri do¤rultusunda araç olarak kullanmaktan
çekinmeyen insanlar›n durumu da flu flekilde anlat›lm›flt›r:
Hadislerde K›yamet Alametleri
AAhir Zaman'da kurt okuyucular olacak. Kim o zama-na yetiflirse, flerlerinden Allah'a s›¤›ns›n. Onlar çokkokmufl insanlard›r. Riyakarl›k (ikiyüzlülük) hakim
olacak, riya (ikiyüzlülük) ve gösteriflten utaan›lmayacak.
Alimler ilmi s›rf para kazanmak için ö¤rendi¤inde…dini dünyal›k karfl›l›¤›nda satt›klar››nda… hükmü sat-
t›klar›nda… k›yamet yaklaflm›fl olacakt›r.
Ahir Zaman'da öyle adamlar ç›kacak ki, dinllerinidünya menfaatleri karfl›l›¤›nda satacaklard›r.
Bunlar yumuflak görünmek için koyun postuna bü-rünecekler, dilleri flekerden tatl›, fakat kalpleri kurt
kalbi gibi kat› olacakt›r.
Ümmetimin son zamannlar›nda mescitlerini süsleyipkalplerini harap b›rakan, elbisesini sak›n›p korudu-¤u kadar dinini ssak›n›p korumayan, dünya ifllerininyolunda gitmesi u¤runda dinini vas›ta yapma¤a al-
d›r›fl etmeyen biirtak›m insanlar türeyecektir.
Ölüm K›yamet ve Dirilifl, s. 470
Ölüm K›yamet ve Dirilifl, s. 480
Tirmizi, Zühd, 60
Son Zamanlarla ‹lgili Hadisler, s. 25
� ‹yili¤in tavsiye edilmesi ve kötülü¤ün önlenmesinin
Allah'›n önemli bir emri oldu¤u bilindi¤i halde yap›lmamas› da
k›yametin yaklaflt›¤›n›n bir göstergesidir:
� Samimi Müslümanlar›n günahkarlar›n bask›s› alt›nda za-
y›f duruma düflmelerinin bir k›yamet alameti oldu¤u hadiste flöy-
le bildirilmifltir:
‹yilik terk edilip emredilmedi¤inde, kötülük ifllenip al›-konulmad›¤›nda… k›yamet yaklaflm›fl olacakt››r.
(K›yametin bir alameti) Mescitler içerisinde günah-karlar›n seslerinin yükselmesi ve günahkarlaar›n di-nin emrettiklerini yerine getiren samimi müminlerüzerine galip gelip onlara tahakküm etmeleeridir.
K›yamet yaklafl›r, hay›rl› ifller azal›r.Ölüm K›yamet ve Dirilifl, s. 480
K›yamet Alametleri, s. 264
Ölüm-K›yamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 450
Dünyan›n dört biryan›nda s›rf iman et-tikleri için öldürüleninsanlar›n olaca¤›1400 y›l önce hadis-lerde zikredilmifltir.
Dünyan›n dört biryan›nda s›rf iman et-tikleri için öldürüleninsanlar›n olaca¤›1400 y›l önce hadis-lerde zikredilmifltir.
71
� Peygamberimiz (sav)'in verdi¤i bir haber de Ahir Za-
man'da gerçek müminlerin neredeyse yok denecek kadar az say›-
da olmas›d›r:
� Samimi müminlerin inançlar›n› saklamalar› ve ibadetleri-
ni gizli sürdürmelerinin hadisteki tasviri flöyledir:
� Cami ve mescitlerin sadece yol olarak kullan›lan mekanla-
ra dönüflmesinin bir iflaret oldu¤u afla¤›daki hadiste haber veril-
mektedir:
�Ahir Zaman'da Kuran'› Allah'›n r›zas›n› kazanmak için de-
¤il de kazanç elde etmek için okuyan insanlar›n da ortaya ç›kaca-
¤› hadiste flöyle dile getirilmifltir:
Hadislerde K›yamet Alametleri
‹‹nsanlara bir zaman gelir ki camilerinde toplan›pnamaz k›larlar. Fakat aralar›nda mümin bulunmaz.
Bu gün sizin aran›zda münaf›klar›n gizli yaflad›kla-r› gibi bir zaman gelir ki mümin olanlar da di¤erlleri-nin aras›nda gizli olarak dini hayatlar›n› sürdürme-
ye çal›fl›rlar.
Mescitler namaz k›l›nmay›p gelip geçilen bir yol ha-line geldi¤i… bir zaman gelmedikçe k›yamet kopmaz.
Son Zamanlarla ‹lgili Hadisler, s. 17
Son Zamanlarla ‹lgili Hadisler, s. 9
Son Zamanlarla ‹lgili Hadisler, s. 87
� Kuran'›n sadece haz almak için adeta bir flark› gibi okun-
mas› da bir iflarettir:
�Müslüman olarak tan›nan baz› flah›slar›n çarp›k bir kader
anlay›fl›na sahip olmalar›, baz›lar›n›n da y›ld›zlar›n gelece¤e dair
haber verdi¤ine inanmalar› Ahir Zaman'›n göstergelerindendir:
K›yamet Alametleri
72
KKim Kuran okursa (mükafat›n›) Allah'tan istesin.Zira son zamanlarda Kuran okuyup (mükafat›n›)insannlardan isteyen birtak›m insanlar türeyecektir.
Kuran-› Kerim'in flark› söylercesine okunup haz du-yuuldu¤u, hatta kifli alim olmad›¤› halde bu okuyuflun-
dan dolay› itibar gördü¤ü zaman…
Ahir zamanda ümmmetim hakk›nda en çok endifle duy-du¤um: y›ld›zlara (inanmak), kaderi yalanlamak…
Son Zamanlarla ‹lgili Hadisler, s. 9
Son Zamanlarla ‹lgili Hadisler, s. 31
Ramuz-El Ehadis, 1/1540
Y›ld›zlarla gelece¤e dair ha-berler almaya çal›flmak dak›yamet alameti olarak ha-dislerde haber verilmifltir.
73
� Faizin, Allah'›n haram k›ld›¤› bir fiil olmas›na ra¤men ale-
nen uygulanmas›n›n bir alamet oldu¤u hadiste flöyle belirtilmifltir:
� Hac ibadetinin yap›l›fl amac›n›n gezmek, ticaret yapmak,
gösterifl yapmak veya dilenmek olmas› Ahir Zaman'›n bir di¤er
belirtisidir:
Hadislerde K›yamet Alametleri
‹‹nsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki, faiz yeme-yen adam kalmaz. Onu yemese bile kendisine tozuu
isabet eder.
‹nsanlar üzerine bir zaman gelir ki zenginler tenez-züh (seyahat) için, orta hallileer ticaret için, onlar›nkurralar› (alimleri) riya ve gösterifl için, fakirleri ise
dilenmek için hac ederler.
K›yamet alametlerindendir:.. faizin aflikar olmas›.Ramuz-El Ehadis, 448/8
Ramuz-El Ehadis, 360/8, 503/7
Ramuz-El Ehadis, 503/8
Yeni Mesaj, 1 Kas›m 1999
Yeni fiafak, 3 Aral›k 1999
Star, 20 A¤ustos 1999
Ortado¤u, 21 Temmuz 2001
Allah'›n ayetlerde kesin olarak haram k›ld›¤› faiz günlük yaflam›n bir parças› haline gelmifltir.
Sosyal BozulmaGünümüz insanlar›n›n karfl› karfl›ya oldu¤u önemli bir sorun
toplumun temelini oluflturan sosyal yap›lardaki bozulmad›r. Top-
lumsal çöküfl de¤iflik flekillerde kendini göstermektedir. Da¤›lm›fl
aileler, boflanmalardaki art›fl ve gayrimeflru çocuklar aile kuru-
mundaki tahribat›n do¤al sonucudur. Stres, huzursuzluk, mutsuz-
luk, endifle ve kaos pek çok insan›n hayat›n› adeta bir kabusa dö-
nüfltürmektedir. Manevi boflluk içindeki insanlar bunal›mlar›na
çare ararken alkol ve uyuflturucu batakl›¤›na düflmekte veya ka-
ranl›k yollara girmektedir. Çözüm yolu kalmad›¤›n› düflünen ba-
z›lar› da intihar› bir kurtulufl zannetmektedirler.
Toplumsal yozlaflman›n en çarp›c› göstergelerinden birisi de
yasalara ayk›r› davran›fllardaki büyük art›flt›r. Suç oranlar›ndaki
art›fl konunun uzmanlar›n› dahi hayrete düflüren boyutlara ulafl-
m›flt›r. Birleflmifl Milletler Uluslararas› Suç Önleme Merkezi'nin
haz›rlad›¤› "Evrensel Suç ve Adalet Raporu" tüm dünya ülkelerini
kapsayan flu genellemeleri içermektedir:
Ortalama olarak, suç oranlar› 1980'lerde oldu¤u gibi, 1990'lar-
da da yükselmeye devam etmektedir.
Dünyan›n neresi olursa olsun, befl
y›ll›k bir periyotta, büyük flehirle-
rin sakinlerinin üçte ikisi en az bir
kere suç say›lan fiillerin hedefi ol-
maktad›r.
Evrensel olarak ciddi suçlara he-
def olma olas›l›¤› (soygun, cinsel suçlar, sald›r›) beflte birdir.
Bölge ayr›m› olmaks›z›n, gençler kategorisindeki mülkiyete
yönelik suçlar ve fliddet suçlar›n›n her ikisi de ekonomik
problemler ile ilgilidir.
Son y›llarda yasad›fl› uyuflturucu madde türleri say›ca artm›fl
ve nitelik olarak da çeflitlenmifltir.20
Asl›nda söz konusu olaylarda flafl›lacak bir durum yoktur.
Böyle bir sosyolojik geliflmenin nedenleri Kuran'daki geçmifl top-
lumlar›n k›ssalar›nda aç›kça anlat›lmaktad›r. Sosyal dejenerasyon
ve buna ba¤l› olarak ortaya ç›kan her türlü sorun insanlar›n
Allah'› ve yarat›l›fl amaçlar›n› unutmalar›n›n, hak dinden ve ma-
nevi de¤erlerden uzaklaflmalar›n›n kaç›n›lmaz bir sonucudur.
Toplumsal bozulman›n unsurlar› ayn› zamanda Peygamberi-
miz (sav)'in on dört yüzy›l önce haber verdi¤i, günümüzde de ek-
siksiz olarak ortaya ç›kan geliflmelerdir. Hz. Muhammed (sav)'in
"insanlar›n ihtilaf ve içtimai (sosyal) sars›nt›lar içinde bulun-
duklar› zaman" (Ramuz-El Ehadis, 7/7) olarak tan›mlad›¤› Ahir Za-
man'›n ilk devresi ile ilgili hadisler flöyledir:
75
Hadislerde K›yamet Alametleri
"Ahir Zaman" olarak adland›r›lan dönem,toplumsal yozlaflman›n en ileri boyutlara
ulaflt›¤› dönemdir. Toplumun temelini olufl-turan sosyal yap›larda büyük bir bozulma
gözlemlenmektedir. Peygamberimiz (sav)'inhadislerinde bugün yaflanan toplumsal çö-
küflle ilgili çok aç›k iflaretler yer almaktad›r.
Asabi, 10 Ocak 2000
Akit, 4 Nisan 2001
Akit,
17
Mar
t 200
1Ak
it, 1
9 Ek
im 2
000
Radi
kal,
21 fi
ubat
200
1
Yeni Yüzy›l, 27 Haziran 1997
Yen
i Mes
aj, 3
0 N
isan
2000
Akflam, 22 Ocak 2001
Milli Gazete, 13 Haziran 2000
Gazetelerde yer alan ve toplumdaki ahlaks›zl›klar›n dolay›s›yla kötü insanlar›n say›s›n›nartt›¤›n› kan›tlayan bu gibi haberler Ahir Zaman'›n da habercisidirler.
77
� Hadislerden anlafl›lmaktad›r ki, toplumda kötü insanlar›n
ço¤almas›, güvenilir kabul edilen baz› insanlar›n gerçekte yalanc›,
yalanc› olarak tan›nan baz›lar›n›n da gerçekte güvenilir kifliler ol-
mas› Ahir Zaman'›n bir özelli¤idir:
� Dinimizin kurallar›na ve kanunlara uygun elde edilmifl
kazanç ile güvenilir insanlar›n az bulunaca¤› hadiste flöyle belirtil-
mifltir:
� Gerçek flahitli¤in gizlenmesi, yalanc› flahitli¤in ve iftiran›n
ise yayg›nlaflmas› bir alamettir:
Hadislerde K›yamet Alametleri
KKötülerin ço¤ald›kça ço¤almas›, yalanc›lar›n do¤-ru kabul edilip do¤rular›n yalanc› say›lmas›, hainnle-rin güvenilir, güvenilir kimselerin hain say›lmas›… k›-
yamet alametlerindendir.
Dünyada alçak oo¤lu alçak kimseler insanlar›n enmutlusu oluncaya kadar k›yamet kopmayacakt›r.
Ahir Zaman'da ümmetimm içerisinde en az bulunacakfley helal para ve kendisine güvenilir arkadaflt›r.
‹nsanlar üzerine aldatt›c› seneler gelecek. O seneler-de… haine itimat edilecek, do¤ru kifli hain say›lacak.
Ölüm K›yamet ve Dirilifl, s. 476
Son Zamanlarla ‹lgili Hadisler, s. 92
Tirmizi, Fiten, 37
Suyuti, Camiü's-Sagir, 2/71
� Toplumdaki tek üstünlük kriterinin zenginlik olmas›, say-
g›n›n kiflinin zenginli¤ine endeksli olmas›n›n bir k›yamet alameti
oldu¤u flöyle bildirilmifltir:
� ‹nsanlar aras›ndaki sosyal iliflkilerin bozulmas›n›n da bir
iflaret oldu¤u hadislerdeki tasvirlerden anlafl›lmaktad›r:
� Sorumlulu¤un iflin ehli olmayanlara verilmesinin sonuç-
lar› da afla¤›daki hadiste flöyle vurgulanmaktad›r:
K›yamet Alametleri
78
‹‹ftiran›n yayg›nlaflmas› k›yamet alametlerindendir.
Zengine itibar edilip kendinden daha üstün kiflillerona aya¤a kalkt›klar›nda ve ona selam verdiklerin-
de… k›yamet yaklaflm›fl demektir.
Kiflinin yaln›zz tan›d›klar›na selam vermesi… k›ya-met alametlerindendir.
‹fl ehil olmayana verilince, art›k k›yametti bekle!
K›yametten hemen önce… yalanc› flahitlik yayg›nla-fl›r, hakka flahitlik ise gizlenir.
Ramuz-El Ehadis, 1/121
Ölüm-K›yamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 450
Ölüm K›yamet ve Dirilifl, s. 480-481
SSelam halka de¤il de özel insanlara verilinceye…kadar k›yamet kopmaz.
Ölüm-K›yamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 470
Ramuz-El Ehadis, 121/4
Zebidi, Tecridi Sarih, 12/201
79
� Aile, akraba ve komfluluk iliflkilerinin bozulmas›, fertler
aras›ndaki sosyal ve manevi de¤erlerin kaybolmas› bu dönemin
baflka bir özelli¤idir:
Hadislerde K›yamet Alametleri
KKiflinin annesine isyan etmesi, babas›na s›k›nt› vermesi…
Komflular aras›nda geçimsizli¤in yayg›n hale gelmesik›yamet alametlerindendir.
K›yametten hemen öncce… akraba ile iliflkiler kesilir.Tirmizi, Fiten, 38
Ramuz-El Ehadis, 448/7
Son Zamanlarla ‹lgili Hadisler, s. 86
Posta, 16 fiubat 2001 Türkiye, 24 May›s 2001
Ahir Zaman'›n en önemli özellikle-rinden biri de insanlar aras›nda sev-gi ve sayg›n›n kalmamas›d›r. Sokak-ta yere y›¤›lm›fl hasta bir kifliye kim-senin yard›m etmemesi günümüzdes›k rastlan›labilen bir durumdur.
� Gençlerin sinirli olmalar›, çocuklar ile yetiflkin insanlar
aras›ndaki sevgi ve sayg› iliflkilerinin bozulmas› hadislerde flöyle
anlat›lm›flt›r:
� Hadisler göstermektedir ki, aile kurumundaki bozulmaya
ba¤l› olarak boflanmalar›n ve evlilik d›fl› çocuklar›n ço¤almas›
Ahir Zaman toplumlar›n›n bir niteli¤idir.
K›yamet Alametleri
80
BBüyükler küçüklere merhamet etmediklerinde, küçüklerde büyüklerine sayg› göstermediklerinde… çocuk öfkeli
oldu¤unda… k›yamet yaklaflm›fl olacakt›r.
Ölüm K›yamet ve Dirilifl, s. 480
Milli Gazete, 5 Ocak 2001Sabah, 23 Mart 2001
Akfla
m, 2
6 H
azira
n 19
99
Akit, 19 Ekim 2000
Son dönemdeki ahlaki çöküflü belgeleyen küpürler.
81
� Materyalist felsefe ve dünya görüfllerinin etkisiyle insan-
lar›n ahireti unutmalar›, dünyaya büyük bir h›rsla ba¤lanmalar›
k›yamet öncesindeki dönemin bir vasf›d›r:
Hadislerde K›yamet Alametleri
KK›yamet yaklafl›nca… gayri meflru çocuklar ço¤al›r.
K›yamet yaklaflt›. Halbuki insanlar dünyayakarfl› ancak h›rslar›n› artt›r›yorlar, Allah'tan da
uzaklaafl›yorlar.
Boflanmalar›n ço¤almas›… k›yamet alametlerindendir.
Ölüm-K›yamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 455
Ramuz-El Ehadis, 33/7
‹‹nsanlarda cimrilik ve h›rs artacak.Müslim, ‹mare, 176; ‹bni Mace, Fiten, 24
Suyuti, Camiü's-Sagir, 2/57
Akit, 16 fiubat 2001
Aile yap›s›ndaki bozul-ma, insanlar aras›nda-ki iletiflimsizlik, iliflkile-rin sevgi ve sayg›yade¤il de ç›kara ayarl›olmas›, yaln›z insanla-r›n artmas› gibi sorun-lar Ahir Zaman toplum-lar›n›n ortak özellikle-rindendir. Hadislerdehaber verilen bu bo-zulmalar k›yametinyaklaflt›¤›n›n anlafl›l-mas› ve Allah'a yöne-lip dönülmesi için bi-rer ibret vesilesidir.
� Birbirlerine kaba sövgü ve küfürlerle hitap eden insanla-
r›n durumu hadiste flöyle ifade edilmifltir:
� Bu dönemin baflka bir özelli¤i de dedikodu ve alay›n bü-
yük ra¤bet görmesidir:
� Dalkavuklar›n toplum içinde itibar görmeleri de flöyle ha-
ber verilmifltir:
Son zamanlarda türeyen, birbirleriyle karfl›laflt›klar›zaman selamlar› lanetleflmeden ibaret olan sarhhofl
ve asi bir nesil (ortaya ç›kmad›kça)…
Dedikoducular›n, g›ybetçilerin ve alayc›lar›n art-mas› k››yamet alametlerindendir.
S›¤›rlar›n dilleriyle yalayarak yedi¤i gibi, dilleriylegeçimlerini temin eden birtak›m insanlar ortaaya ç›k-
mad›kça k›yamet kopmaz.
Son Zamanlarla ‹lgili Hadisler, s. 54
Son Zamanlarla ‹lgili Hadisler, s. 93
KK›yamet yaklafl›nca… o devrin en itibarl›lar› yaltak-l›k ve dalkavukluk yapanlard›r.
Son Zamanlarla ‹lgili Hadisler, s. 97
Son Zamanlarla ‹lgili Hadisler, s. 101
Baz› dedikodudergileri
� Ahir Zaman'da s›k karfl›lafl›lan bir durum da ticaret haya-
t›nda sahtekarl›¤›n ve rüflvetin ola¤an hale gelmesidir:
� Peygamberimiz (sav) Ahir Zaman'da cinayetlerin art›fl›n›
flöyle bildirmifltir:
Rüflvetlerin al›nmas›… k›yamet alametlerindendir.
Cinayetler artmad›kça… k›yamet kopmaz.
K›yamet yakklafl›nca… ölçü ve tart›larda hile yap›l›r. Ramuz-El Ehadis, 33/7
Ölüm-K›yamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 454
Ölüm K›yamet ve Dirilifl, s. 468
Asabi, 16 May›s 2001
Takv
im, 1
3 O
cak
2001
Yeni Mesaj, 17 Haziran 2001Hürriyet, 27 Mart 2001
Hürriyet, 21 Haziran 2001
Günefl, 22 Ocak 2000
Milli Gazete, 30 Temmuz 2001
Cinayetlerdeki dikkat çekici art›fl da hadislerde haber verilen alametlerdendir.
Bilim ve TeknolojiPeygamberimiz Hz. Muhammed (sav) bilindi¤i gibi, günü-
müzden on dört yüzy›l önce yaflam›flt›r. Tarihi kaynaklar Arap
toplumunun, Kuran'›n tebli¤ edildi¤i dönemde, evren ve do¤a
üzerine herhangi bir inceleme yapabilecek teknolojiye sahip olma-
d›¤›n› göstermektedir. Bu tespit flu anlama gelmektedir ki, Pey-
gamberimiz (sav)'in yaflad›¤› dönem ile günümüzün bilim ve tek-
noloji düzeyi aras›nda k›yas kabul etmez bir farkl›l›k vard›r. Asl›n-
da bu ayr›l›k 20. yüzy›l›n bafl› ile 21. yüzy›l›n bafl› aras›nda bile ol-
dukça büyüktür. Bundan birkaç on sene önce isimleri bile telaffuz
edilmeyen baz› teknolojik yeniliklerin bugünün vazgeçilmez un-
surlar› olmas› buna canl› bir delildir.
Bu devasa farkl›l›klara ra¤men Peygamberimiz (sav) 7. yüz-
y›lda, gelece¤e yönelik baz› haberler vermifltir. ‹lerleyen sayfalar-
da da Ahir Zaman'daki bilim ve teknoloji ortam›n› tasvir eden söz
konusu hadisler incelenecek, Peygamberimiz (sav)'in on dört yüz-
y›l önce verdi¤i haberlerin günümüzde ayn› flekilde gerçekleflti¤i
gözler önüne serilecektir.
TT›p Teknolojisi:
Uzun yaflamak ça¤lar boyunca insanlar›n belli bafll› hedefleri
aras›nda yer alm›flt›r. Bu u¤urda büyük bir çaba harcanm›flt›r. Ko-
nuyla ilgili olarak, Hz. Muhammed (sav) de Ahir Zaman'daki ge-
liflmeleri haber verdi¤i bir hadisinde flunlar› söylemifltir:
K›yamet Alametleri
84
OOnun zaman›nda… ömürler uzayacakt›r.
El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyyil Muntazar, s. 43
Peygamberimiz (sav)'in verdi¤i bu haberin üzerinden on dört
as›r geçmifltir. Kay›tlar geçen bu zaman aral›¤›nda, ortalama yaflam
süresinin içinde bulundu¤umuz ça¤da di¤er tüm dönemlerden da-
ha fazla oldu¤unu aç›kça ortaya koymaktad›r. Hatta 20. yüzy›l›n
bafllar› ile sonlar› aras›nda dahi büyük bir fark vard›r. Örne¤in 1995
y›l›nda do¤mufl olan bir çocu¤un 1900'lerde do¤mufl birisine göre
ortalama 35 y›l daha uzun yaflayaca¤› tahmin edilmektedir.21 Bu ko-
nudaki çarp›c› bir baflka örnek de geçmiflte 100 seneden fazla yafla-
yan insanlar›n oldukça nadir, günümüzde ise çok say›da olmas›d›r.
Birleflmifl Milletler Nüfus Departman› kaynaklar›na göre, son
birkaç y›lda dünya nüfusu yüksek ölüm oranlar›ndan düflük ölüm
oranlar›na do¤ru dikkate de¤er bir geçifl devresindedir. Demogra-
fik devrim olarak nitelenen bu geliflmenin merkezinde de yafll›lar›n
Göz
cü, 1
9 M
ay›s
2001
Radi
kal,
1 Ey
lül 2
000
Radi
kal,
3 M
ay›s
2000
Sabah, 10 fiubat 2001
Hürriyet, 4 Kas›m 1999
Bu küpürlerde yer alan bilimselgeliflmeleri Peygamber Efendimiz
1400 y›l öncesinde Ahir Zamanalameti olarak haber vermifltir.
say›ca ve oranca art›fl› yer almaktad›r. Böylesine h›zl› ve genifl öl-
çekli bir geliflmenin uygarl›k tarihinin hiçbir döneminde görülme-
di¤i de ayn› kaynakta vurgulanmaktad›r.22
fiüphesiz yaflam süresindeki bu art›fl sebepsiz de¤ildir. T›p
teknolojisinin ilerlemesine ba¤l› olarak sa¤l›k hizmetlerindeki ge-
liflme insanlar›n böyle bir nimete kavuflmas›na olanak sa¤lam›flt›r.
Bunlara ek olarak, genetik bilimindeki geliflmeler ve halen büyük
bir h›zla ilerlemekte olan ‹nsan Genomu Projesi sa¤l›k alan›nda
yepyeni bir dönem bafllatmak üzeredir. Bu ilerlemeler geçmifl za-
manlarda yaflayan insanlar›n hayal bile edemeyece¤i bir boyutta-
d›r. Tüm bu geliflmelere dayanarak flunu söylemek mümkündür:
Yaflad›¤›m›z ça¤›n insanlar› yukar›daki hadisin haber verdi¤i
uzun ve sa¤l›kl› hayat standard›n› yakalam›fllard›r.
EE¤itim:
20. ve 21. yüzy›l› geçmifl yüzy›llardan ay›ran önemli bir özel-
lik de okuryazarl›k oranlar›nda kaydedilen ilerlemedir. Geçmifl
dönemlerde okuryazarl›k toplumun belirli bir kesiminin sahip ol-
du¤u bir imtiyaz statüsünde kalm›flt›r. 20. yüzy›l›n sonlar›na do¤-
ru ise baflta UNESCO olmak üzere, hükümetler ve sivil toplum ör-
gütleri dünya genelinde kampanyalar düzenlemifllerdir. Bu e¤itim
seferberli¤i, teknolojik yeniliklerin de insanl›¤›n hizmetinde kulla-
n›lmas›yla birlikte günümüzde meyvelerini vermektedir. UNES-
CO'nun 1997 y›l›nda yay›nlanan raporuna göre, dünya nüfusunun
%77.4'ü okur-yazar konumundad›r.23
Bu rakam kuflkusuz, geçen on dört yüzy›l içindeki en yüksek
orand›r. Ayn› zamanda da Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde
haber verdi¤i Ahir Zaman toplumlar›n›n bir niteli¤idir:
K›yamet Alametleri
86
87
‹‹nflaat Teknolojisi:
Peygamberimiz (sav)'in haber verdi¤i, içinde bulundu¤umuz
dönemin ileri teknolojik koflullar›n› tasvir eden bir iflaret de yük-
sek binalar›n infla edilmesidir.
Hadislerde K›yamet Alametleri
KK›yametin yaklaflmas›na do¤ru… okuryazar ço¤al›r.
Yüksek yüksek binalar infla edilmedikçe… k›yamet kopmaz.
Son Zamanlarla ‹lgili Hadisler, s. 93; Ramuz-El Ehadis, 1/121
fifiu hadiseler meydana gelmedikçe k›yamet kopmaya-cakt›r… Yüksek binalar yapmada insanlar birbirleriyy-
le yar›flacak.
Ölüm K›yamet ve Dirilifl, s. 468
Buhari, Fiten, 25; Ahmed bin Hanbel, Müsned, 2/313
Teknolojik imkanlardan faydalan›larakyürütülen çal›flmalar ile okur-yazar oran›günümüzde %80'lere ulaflm›flt›r.
Mimarl›k ve mühendislik tarihine bakt›¤›m›zda görürüz ki,
yüksek katl› binalar 19. yüzy›l›n sonlar›nda infla edilmeye bafllan-
m›flt›r. Teknolojinin ilerlemesi, çeli¤in yayg›nlaflmas› ve elektrikli
asansörlerin kullan›lmas› gökdelen olarak tabir edilen yap›lar›n
inflaat›na h›z kazand›rm›flt›r. Gökdelenler 20. ve 21. yüzy›l mima-
risinin önemli bir parças› olmufl, günümüzde de birer prestij sem-
bolü haline gelmifltir. Hadiste belirtilen, insanlar›n yüksek binalar
yapma yar›fl› da ülkelerin daha yüksek gökdelenler yapabilmek
için büyük bir rekabet ve yar›fl içerisine girmeleriyle tam olarak
gerçekleflmifltir.
K›yamet Alametleri
88
Yüksek binalar ve inflaat teknolojisindeki yar›fl, içinde bulundu¤umuz döne-mi tasvir eden hadislerde 14 as›r önce haber verilmifltir.
UUlafl›m Teknolojisi:
Tarih boyunca uluslar›n zenginlikleri ve güçleri, sahip olduk-
lar› ulafl›m teknikleri ile do¤rudan do¤ruya ba¤lant›l› olmufltur.
Etkili ulafl›m sistemlerini kuran toplumlar kalk›nma at›l›mlar›n›
gerçeklefltirmifllerdir.
Peygamberimiz (sav) de Ahir Zaman'›n özelliklerini anlat›r-
ken, ulafl›m›n geliflece¤ini flöyle ifade etmifltir:
Yukar›daki hadisin son bölümündeki mesaj oldukça aç›kt›r.
Ahir Zaman'da yeni araçlarla uzak mesafelerin k›sa hale gelece¤i
fiu hadiseler meydana gelmedikçe k›yamet kopma-yacakt›r… Zaman k›salacak ve vas›talarla mesafe-
ler k›salacak.
Buhari, Fiten, 25; Ahmed bin Hanbel, Müsned, 2/313
20. ve21. yüzy›lda
teknoloji oldukçayüksek bir seviyeye
ulaflm›flt›r. Özellikle ulafl›mteknolojisi, mimarl›k ve di¤er
mühendislik kollar›nda mükemmelsonuçlara ulafl›lm›flt›r.
bildirilmifltir. Yaflad›¤›m›z
yüzy›l›n sesten h›zl› uçak-
lar›, trenleri ve di¤er gelifl-
mifl ulafl›m araçlar›yla, es-
ki dönemlerde aylar süren
yolculuklar flimdi birkaç
saat içinde, üstelik çok daha güvenli,
rahat ve konforlu bir biçimde yap›-
labilmektedir. Hadisin iflareti de bu
flekilde gerçekleflmektedir.
Günümüzün ileri teknoloji ürünü ulafl›m araçlar›na Allah
Kuran'da flu flekilde iflaret etmifltir:
Onlara binmeniz ve süs için atlar›, kat›rlar› ve merkepleri
(yaratt›). Ve daha sizlerin bilmedi¤iniz neleri yaratmakta-
d›r. (Nahl Suresi, 8)
Yukar›da verdi¤imiz hadisin birinci bölü-
mündeki "zaman k›salacak" ifadesine de
bu de¤erlendirme ›fl›¤›nda bakmak yerin-
de olacakt›r. Aç›kt›r ki, Peygamberimiz
(sav) Ahir Zaman'da ifllerin di¤er dö-
nemlere oranla daha k›sa zaman dilimle-
rinde tamamlanaca¤›n› bu flekilde ifade
etmifltir. Gerçekten de bilimin ilerlemesi
her iflin çok daha k›sa sürelerde yap›lma-
s›na ve çok daha mükemmel sonuçlar el-
de edilmesine imkan tan›maktad›r. Ben-
zer baflka bir hadis
de bu görüflümüzü
do¤rulamaktad›r:
Son teknolojik ürün-lerden h›zl› otomobil.
91
Örne¤in as›rlar önce k›talar aras›nda haftalar alan haberleflme
flu anda internet ve iletiflim teknolojileriyle saniyeler içerisinde ta-
mamlanmaktad›r. Geçmiflin kervanlar› ile aylar süren seyahatler
sonucu ulafl›labilen eflyalar›, günümüzde an›nda temin etmek
mümkündür. Çok de¤il, daha birkaç yüzy›l önce tek bir kitab›n ya-
z›lmas› için geçen sürede bugün milyarlarca kitap bas›labilmekte-
dir. Temizlik, yemek piflirme, çocuk bak›m› gibi gündelik ifller, "tek-
noloji harikas›" aletlerin yard›m›yla vakit almaktan ç›km›flt›r.
Hadislerde K›yamet Alametleri
ZZaman k›sal›p sene ay, ay hafta, hafta gün, günsaat, saat de atefl tutuflturacak kadar az bir za-
man olmad›kça k›yamet kopmaz. Son Zamanlarla ‹lgili Hadisler, s. 95
Hürriyet, 9 Ekim 1999
Hürriyet, 3 May›s 2001
Her iflin daha k›sa sürede yap›lmas›n›sa¤layan baz› teknolojik aletler.
Bu örnekler rahatl›kla ço¤alt›labilir. Elbette burada üzerinde
durulmas› gereken Peygamberimiz (sav)'in 7. yüzy›lda haber ver-
di¤i k›yamet iflaretlerinin günümüzde aynen gerçekleflmesidir.
Hadislerde bildirilen di¤er bir alamet olan Ahir Zaman'da "ti-
caretin yayg›nlaflmas›" (Ölüm K›yamet ve Dirilifl, s. 473) da ulafl›m-
daki ilerlemelere paralel olarak tam anlam›yla gerçekleflmifl du-
rumdad›r. Geliflmifl ulafl›m araçlar› tüm dünya ülkelerinin kendi
aralar›nda yo¤un ticari iliflkiler kurmalar›na ortam haz›rlam›flt›r.
HHaberleflme Teknolojisi:
Peygamberimiz (sav)'in verdi¤i haberler aras›nda oldukça
dikkat çeken bir bilgi de günümüzün iletiflim teknolojisine iflaret
eden hadislerdir. Mucize niteli¤ine sahip bu haberlerden birisi
flöyledir:
Bu hadis dikkatli bir flekilde de¤erlendirildi¤inde, içinde giz-
lenen hakikatler anlafl›labilir. Kamç› bilindi¤i gibi, eski ça¤larda
özellikle at, deve gibi binek hayvanlar›n› sürerken yayg›n olarak
kullan›lm›fl bir araçt›r; hadis incelendi¤inde Peygamberimiz
(sav)'in bir benzetme yapt›¤› ortaya ç›kmaktad›r.
Günümüzde yaflayan insanlara yönelik flöyle bir soru haz›r-
layal›m: "Kamç›n›n flekline benzetebilece¤imiz ve konuflan nesne
nedir?"
Bu sorunun en mant›kl› cevab› telsiz, cep telefonu veya ben-
zeri iletiflim araçlar› olacakt›r.
Cep telefonu veya uydu telefonu gibi kablosuz iletiflim araç-
K›yamet Alametleri
92
KKifliye kamç›s›n›n ucu konuflmad›kça… k›yametkopmaz.
Ölüm K›yamet ve Dirilifl, s. 471
93
lar›n›n çok k›sa bir geçmifli oldu¤unu göz önünde bulundurursak,
Peygamber Efendimizin 1400 y›l önce yapt›¤› tasvirin de ne kadar
hikmetli oldu¤u anlafl›lacakt›r.
K›yamet öncesi zaman diliminin içinde bulundu¤umuza da-
ir bir haber daha böylece tecelli etmifltir.
Peygamberimiz (sav)'e ait baflka bir rivayette de haberleflme
teknolojisinin geliflimine flöyle iflaret edilmektedir:
Hadisteki mesaj oldukça aç›kt›r: Kiflinin kendi sesini duyma-
s›n›n Ahir Zaman'›n bir özelli¤i oldu¤u belirtilmektedir. fiüphesiz
insan›n kendi sesini iflitebilmesi için öncelikle sesini kay›t etmesi
ve sonra da dinlemesi gerekmektedir. Ses kay›t ve reprodüksiyon
teknolojisi de 20. yüzy›l›n bir ürünüdür; bu geliflme bilimsel bir
dönüm noktas› olmufl, haberleflme ve medya sektörlerinin do¤ma-
s›na yol açm›flt›r. Ses kayd› özellikle bilgisayar ve lazer teknoloji-
lerindeki son geliflmelerle mükemmele ulaflm›fl durumdad›r.
K›sacas›, günümüzün elektronik aletleri, mikrofonlar› ve ho-
parlörleri sesin kaydedilmesi ve dinlenmesine imkan sa¤lamakta
ve bizlere yukar›daki hadisin verdi¤i haberin tecelli etti¤ini gös-
termektedir.
Hadislerde K›yamet Alametleri
KKifliye (kendi) sesi konuflmad›kça… k›yamet kopmaz.
Ölüm K›yamet ve Dirilifl, s. 471
Tek bir tufl ile binlerce kilometre öteye sesi ve görüntüyü tafl›yan teknolojirivayetlerle flafl›rt›c› bir flekilde paralellik göstermektedir.
Ahir Zaman'› tasvir eden hadislerdeki haberleflme teknolojisi-
ne iflaret eden haberler yukar›dakilerle s›n›rl› de¤ildir. Konuyla ilgi-
li di¤er hadislerde de oldukça dikkat çekici iflaretler yer almaktad›r:
Yukar›daki hadislerde belirtilen "el"in mecazi bir anlam› ol-
du¤u aç›kt›r.
‹nsanlar›n bakt›klar›nda görebilecekleri bir nesne geçmifl dö-
nemler için fazla bir anlam tafl›mamaktad›r. Ancak bugünün dün-
yas›n›n vazgeçilmez bir parças› olan televizyon, kamera ve bilgi-
sayar gibi cihazlar hadislerde tarif edilen olaya tam olarak aç›kl›k
K›yamet Alametleri
94
OO günün alameti semada (gökyüzünde) uzat›lm›flve insanlar›n kendisine bak›p durdu¤u bir el'dir.
O ggünün alameti: Semadan (gökyüzünden) bir eluzanacak ve insanlar ona bakacak ve göreceklerdir.
El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyyil Muntazar, s. 53
Kitabül Burhan Fi Alametil Mehdiyyil Ahir Zaman, s. 69
14 as›r önce, "kifliye kendi sesinin konuflmas›" olarak tarif edilen ses kayd›ve sesin dinlenmesine imkan tan›yan teknoloji hadislerde haber verilen ala-metlerden biridir. Yukar›da günümüz teknolojisinin ürünlerinden bir müziksistemi görülüyor.
Hadislerde K›yamet Alametleri
getirmektedir. Yani bu hadiste geçen "el" ifadesi, güç anlam›nda
kullan›lm›flt›r. Ve gökten dalgalar halinde gelen görüntülere yani
televizyona iflaret etti¤i anlafl›lmaktad›r.
Konuyla ilgili di¤er rivayetler de oldukça ilgi çekicidir:
Semadan (gökyüzünden) bir ses onu ismiyle ça¤›ra-cak ve do¤uda, bat›da… olan bile bu sesi duyacak…
El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyyil Muntazar, s. 54-55
BBu ses bütün yeryüzüne yay›lacakt›r, her kavimkendi dilinden duyacakt›r.
Kitabül Burhan Fi Alametil Mehdiyyil Ahir Zaman, s. 51
Son y›llarda keflfedilen tüm iletiflim araçlar›Ahir Zaman'da yaflad›¤›m›z gerçe¤ini birkez daha akla getirmektedir.
95
Bu hadisler bütün yeryüzünde duyulacak ve her toplumun
kendi lisanlar›nda iflitecekleri bir sesten bahsetmektedir; bu flekil-
de radyo, televizyon ve benzeri haberleflme vas›talar›na iflaret
edildi¤i aç›kt›r. Daha yüz y›l önce hayal edilemeyen bir geliflmeyi
Peygamberimiz (sav)'in 1400 sene önce haber vermesi de bir mu-
cizedir.
Bediüzzaman Said Nursi de sözü edilen hadisleri yorumla-
m›fl; bunlar›n radyo, telefon gibi haberleflme vas›talar›n› mucizevi
bir flekilde haber verdi¤ini belirtmifltir.24
K›yamet Alametleri
96
SSemadan (gökyüzünden) bir ses ki herkes bunukendi lisan›nda iflitir.
Kitabül Burhan Fi Alametil Mehdiyyil Ahir Zaman, s. 37
Uydular ile her türlü yay›n, an›nda istenilen yere ulaflt›r›labilmektedir.Bu ola¤anüstü olay da Peygamber Efendimizin 1400 y›l önceden bildir-di¤i alametlerdendir.
97
Hz. ‹sa ve Sahte PeygamberlerTarih boyunca baz› yalanc› ve sahtekarlar›n peygamberlik id-
dias›yla ortaya ç›kt›klar› bilinen bir durumdur. Bu nevi sahtekar-
lar ç›kar elde etmek için insanlar›n temiz inançlar›n› sömürmüfl ve
her türlü düzenbazl›¤a baflvurmufllard›r. Ayr›ca hadislerde, k›ya-
met öncesinde sahte peygamberlerin ortaya ç›kaca¤›na da dikkat
çekilmektedir.
Yukar›daki hadis bizlere günümüz dünyas›ndaki geliflmeleri
an›msatmaktad›r. Baz› sahtekarlar Müslümanlar›n ve H›ristiyan-
lar›n beklentilerini suistimal ederek peygamberlik iddialar›yla or-
taya ç›kmakta ve bazen de büyük felaketlere neden olmaktad›rlar.
Uzmanlar sözde mesih ak›mlar›n›n 1970'li y›llarda ortaya ç›k-
maya bafllad›¤›n›, o tarihten bu yana da h›zl› bir art›fl içinde olduk-
lar›n› ifade etmektedir. Uzmanlara göre, bu art›fla neden olan bafl-
l›ca iki temel husus bulunmaktad›r. Bunlardan birisi komünizmin
y›k›lmas›, di¤eriyse internet teknolojisinin sa¤lad›¤› imkanlard›r.25
Konuyla ilgili afla¤›daki al›nt›lar haf›zalar›m›z› canland›rma-
ya yard›mc› olmak için seçilmifl birkaç örnektir:
(Britannica Ansiklopedisi'nden) Federal ajanlar ve mezhep
üyeleri aras›ndaki 51 günlük gerginlik trajediyle sonuçland›.
Mezhebin Waco, Texas yak›nlar›ndaki tesisleri tamamen yan-
d›. 33 yafl›ndaki, "Branch Davidians" hareketinin lideri ve söz-
de Mesihi David Koresh de di¤er 74 kifliyle birlikte öldü.26
Hadislerde K›yamet Alametleri
HHer biri Allah'›n Resulü oldu¤unu iddia edenotuza yak›n yalanc› gönderilmedikçe k›yamet
kopmayacaktt›r.
Tirmizi, Fiten 43; Ebu Davud, Melahim 16
(Time'dan) Geçen hafta ‹sviçre ve Kanada'da, sözde Mesih
Luc Jouret'in taraftarlar›ndan ve onlar›n çocuklar›ndan olu-
flan 53 kifli öldü. Bu iki ülkenin polisleri ölümlerin nedeninin
toplu intihar, toplu katliam veya ikisinin bir kar›fl›m› olup ol-
mad›¤›n› araflt›r›yor.27
(Encarta Ansiklopedisi'nden) Sun Myung, Moon Unification
(Birlefltirme) Kilisesi'nin kurucusudur. 16 yafl›ndayken bir rü-
ya gördü¤ünü; bu rüyas›nda da ‹sa Mesih'in, Tanr›n›n yeryü-
zündeki krall›¤›n› kurmak için, Moon'un Tanr› taraf›ndan se-
çildi¤ini ilan etti¤ini iddia etmifltir. Bu kilise 1990'lar›n ortala-
r›nda 2 milyondan fazla üyesi oldu¤unu ve 100'den fazla ül-
kede örgütlendi¤ini ileri sürmüfltür; günümüzde aç›kça Mo-
on'u ‹sa'n›n halefi olarak kabul etmektedir.28
(The Guardian'dan) En kötü mezhep katliam›n›n korkunç de-
lili… Uganda'da yeni mezarlar bulundukça, liderleri taraf›n-
dan kand›r›lan fanatik bir mezhebin 1000'e yak›n taraftar›n›n
öldü¤ünden endifle ediliyor…29
(CNN'den) Öyle bir olayd› ki, yol açt›¤› flok dalgalar› dünya-
n›n her yan›na yay›ld›: Ça¤dafl tarihin en kötü toplu intihar›.
Bir mezhebin üyeleri olan 900'den fazla insan Güney Ameri-
ka ormanlar›nda bulundu. Ölüler Jim Jones'un taraftarlar›y-
d›.30
Gündemden düflmeyen sahte peygamberlere Kuran ayetle-
rinde de dikkat çekilmifltir. Bu konudaki bir ayet flöyledir:
Allah'a karfl› yalan uydurup iftira düzenden veya kendisi-
ne hiçbir fley vahyolunmam›flken "Bana da vahy geldi"
diyen ve "Allah'›n indirdi¤inin bir benzerini de ben indire-
ce¤im" diyenden daha zalim kimdir? Sen bu zalimleri,
ölümün 'fliddetli sars›nt›lar›' s›ras›nda meleklerin ellerini
K›yamet Alametleri
98
‹çinde bulundu¤umuz dönemde arka arkaya pek çok sahte peygamber ortaya ç›k-m›fl, her biri kendini mesih ilan etmifltir. Ahir Zaman alametlerinin art arda gerçek-lefliyor olmas› her insan›n mutlaka düflünmesi gereken ola¤anüstü bir durumdur.
Sahte Mesih DavidKoresh ve yanan evi
(yanda)
Dünya çap›nda örgütlenmeye sahipolan Moon tarikat›n›n kurucusu SunMyung tören esnas›nda. (yukar›da)
Kendilerini Mesih ilan eden kifli-lerin ard›ndan binlerce insanölüme gidebilmektedir. Üstte
Uganda'da bulunan toplu mezarve sa¤da Jim Jones taraflar-lar›n›n intihar› görülmektedir.
uzatarak onlara: "Canlar›n›z› (bu k›sk›vrak yakalan›fltan)
ç›kar›n, bugün Allah'a karfl› haks›z olan› söyledi¤iniz ve
O'nun ayetlerinden büyüklenerek (yüz çevirmeniz) dolay›-
s›yla alçalt›c› bir azabla karfl›l›k göreceksiniz" (dediklerin-
de) bir görsen... (Enam Suresi, 93)
Ayetin devam›nda haber verildi¤i gibi, bu insanlar uydur-
duklar› yalan›n karfl›l›¤›n› mutlaka göreceklerdir.
fiüphesiz, tüm düzmece peygamberlerin yalanlar›n›n tümüy-
le ortaya ç›kaca¤› günler yak›nd›r. Çünkü Peygamberimiz (sav)
yalanc›lar›n ard›ndan Hz. ‹sa'n›n geri dönüflünü de müjdelemifltir.
Hz. ‹sa'n›n yeryüzüne dönüflünün Kuran'da haber verildi¤in-
den, gerek Müslümanlar gerekse H›ristiyanlar taraf›ndan büyük
bir özlemle beklendi¤inden bundan önceki bölümlerde söz etmifl-
tik. Hz. ‹sa'n›n dünyaya tekrar gelifli ile ilgili Peygamberimiz
(sav)'in de birçok hadisi bulunmaktad›r. ‹slam alimlerinden fiev-
kani, Hz. ‹sa'n›n dönüflüne dair 29 hadis oldu¤unu, bu hadislerin
içerdi¤i bilgilerin de yanl›fl olma ihtimalinin bulunmad›¤›n› belirt-
mifltir. (Sünen-i ‹bn-i Mace, 10/338)
Sözü edilen hadisler ile bizlere ulaflan önemli bir haber da-
ha vard›r. Hz. ‹sa'n›n dönüflü Ahir Zaman'›n ikinci devresi ve k›-
yametin büyük bir alameti olacakt›r. Bu konudaki baz› hadisler
flöyledir:
K›yamet Alametleri
100
OOn büyük alamet vuku bulmad›kça k›yamet kop-mayacakt›r… ‹sa bin Meryem'in ç›kmas›…
Sünen-i ‹bn-i Mace, 10/293
101
Peygamber Efendimiz Hz. ‹sa'n›n geldi¤inde, yapacaklar›n›
da flöyle ifade etmifltir:
Hadislerde K›yamet Alametleri
HHayat›m elinde olan Allah'a yemin ederim kiMeryem o¤lu (‹sa Aleyhisselam)'›n adil bir hakim
olarak sizin içinize inmesi muhakkak yak›nd›r.Sahihi Müslim, 6/532
‹‹sa bin Meryem adil bir hakim ve adaletli birimam (devlet baflkan›) olarak inmedikçe k›yamet
kopmayaacakt›r.Sünen-i ‹bn-i Mace, 10/340
‹‹sa adil bir imam ve hakim olarak yeryüzündek›rk y›l kal›r.
Kur'an ve Sünnette K›yamet ve Ahiret, s.134
‹‹sa bin Meryem iner, k›rk y›l Allah'›n kitab› vebenim sünnetimle hükmeder, vefat eder.
Ahir Zaman Mehdi'sinin Alametleri, s. 92
‹‹sa bin Meryem benim ümmetim içinde; adaletli birhakim ve (yönetimde) adil bir imam olacak, haç› k››-r›p ezecek ve domuzu öldürecektir… Kap su ile dol-du¤u gibi yeryüzü bar›flla dolacakt›r. Din birlii¤i deolacak, art›k Allah'tan baflkas›na tap›lmayacakt›r.
Sünen-i ‹bn-i Mace, 10/334
Öyle anlafl›lmaktad›r ki Hz. ‹sa, gelifliyle birlikte, teslis (üçle-
me) gibi putperest inançlar›, haç, ruhbanl›k gibi bat›l uygulamala-
r›, domuz eti yemek gibi haram fiilleri ortadan kald›racak, H›risti-
yan dünyas›n› içinde bulundu¤u çarp›k durumdan kurtaracak,
tüm insanlar› Kuran'da bildirilen hak dini ve üstün ahlak modeli-
ni yaflamaya ça¤›racakt›r.
Bu aflamada, üstünde önemle durulmas› gereken bir nokta
bulunmaktad›r. Ayet ve hadislerde, Hz. ‹sa'n›n Ahir Zaman'da,
yeryüzüne dönece¤i hiçbir flüpheye yer verilmeyecek flekilde müj-
delenmifltir. Di¤er taraftan, günümüzde baz› Müslümanlar konuy-
la ilgili apaç›k delilleri göz ard› etmekte baz›lar› da Hz. ‹sa'n›n Hz.
Muhammed (sav)'den sonra gelmesinin mümkün olmad›¤›n› ileri
sürmektedir. Böyle bir düflünceye sahip olan Müslümanlar›n ön-
celikle konuyla ilgili ayet ve hadisleri samimi ve ön yarg›s›z olarak
incelemeleri yerinde olacakt›r. ‹kinci olarak da Hz. Muhammed
(sav)'in son peygamber olmas› gerçe¤i ile Hz. ‹sa'n›n yeryüzüne
dönüflü gerçe¤i aras›nda herhangi bir çeliflki yoktur. Çünkü Hz.
‹sa ikinci geliflinde yeni bir din getirmeyecek, Kuran'›n ve Pey-
gamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in tebli¤ etti¤i hak dinin hü-
kümlerine tabi olacakt›r.
Büyük ‹slam alimlerinden ‹mam Rabbani "Hz. ‹sa'n›n Pey-
gamber Efendimizin yoluna tabi olaca¤›n›" (Mektubat-› Rabbani,
2/1309) belirtmifl ; ‹mam Nevevi "...Hz. Muhammed (sav)'in yolu-
K›yamet Alametleri
102
OO (Hz. ‹sa) haç› k›racak, domuzu öldürecek,cizyeyi kald›racak, mal (o kadar) ço¤alacak
ki, kimse onnu kabul etmeyecektir.
Sünen-i Tirmizi, 4/93; Kur'an ve Sünnette K›yamet ve Ahiret, s. 133
103
nu tatbik etmek için gelece¤ini" (El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil
Mehdiyyil Muntazar, s. 64) ifade etmifltir. Bu konuda Kad› ‹yaz da
"Hz. ‹sa'n›n ‹slam'›n hükümleriyle hükmedece¤ini ve halk›n terk
etti¤i dini uygulamalar› yeniden canland›raca¤›n›" (Sünen-i ‹bn-i
Mace, 10/338) söylemifltir. Berzenci’nin kitab›nda ise bu gerçek
flöyle haber verilmektedir: "Hazreti Muhammed (sav)'in fleriat› üz-
erine hüküm verecek, kendisi Peygamber oldu¤u halde
Peygamber'e tabi olacak ve Muhammed (as)'in ümmetinden ola-
cak…" (K›yamet Alametleri, s. 243)
Geçti¤imiz yüzy›l›n en büyük alimlerinden Bediüzzaman Sa-
id Nursi de Risale-i Nur Külliyat›'nda, bu konuyla ilgili dikkat çe-
kici aç›klamalar yapm›flt›r. Bediüzzaman'›n tahlillerine göre, Hz.
‹sa Ahir Zaman'da cismani olarak yeryüzüne dönecek, maddeci
ve tabiatç› felsefe ak›mlar›ndan do¤an inkarc› odaklar ile mücade-
le edecektir. Onun liderli¤inde ‹sevilik ve Müslümanl›k birleflerek
güçlü dinsizlik ak›m›n› tamamen ortadan kald›racakt›r. H›risti-
yanl›¤› bofl inançlardan, sapk›nl›klardan, hurafelerden temizleye-
cektir. H›ristiyanlar›n Kuran'a tabi olmalar›n› sa¤layacakt›r. Bedi-
üzzaman, Peygamberimiz (sav)'in, bu müjdeleri herfleye gücü ye-
ten Allah'›n sözüne dayanarak verdi¤ini, bu nedenle de gerçekle-
flece¤inin kesin oldu¤unu belirtmifltir.31
Bu noktada, akla gelen önemli bir soru da Hz. ‹sa'y› nas›l
tan›yaca¤›m›zd›r. Elbette, Kuran'da anlat›lan peygamberlerin or-
tak özelliklerine sahip olmas› onun en belirgin alameti olacakt›r.
Bunun yan›nda onun gerçek ‹sa Mesih oldu¤unun önemli bir
fiziki alameti daha vard›r. Hz. ‹sa ikinci geliflinde, onu daha önce
gördü¤ünü, tan›d›¤›n›, geçmiflini bildi¤ini söyleyebilecek hiç
kimse ç›kmayacakt›r. Onun fiziksel özelliklerini, simas›n› ya da
ses tonunu bilen tek bir kifli dahi olmayacakt›r. Dünya üzerinde
tek bir kifli "ben onu daha önceden tan›yorum, filanca zaman gör-
Hadislerde K›yamet Alametleri
müfltüm, onun ailesi ve yak›nlar› flu kimselerdir" gibi bir iddiada
bulunamayacakt›r. Çünkü onu tan›yan tüm insanlar bundan yak-
lafl›k olarak 2000 sene kadar önce yaflam›fl ve ölmüfllerdir. Annesi
Hz. Meryem, Hz. Zekeriya, onunla y›llar›n› geçirmifl olan havari-
leri, dönemin Yahudi önde gelenleri ve bizzat Hz. ‹sa'dan tebli¤ al-
m›fl olan insanlar vefat etmifllerdir. Dolay›s›yla ikinci kez yeryüzü-
ne geliflinde, onun do¤umuna, çocuklu¤una, gençli¤ine ve yetifl-
kinli¤ine flahit olmufl tek bir kimse olmayacak ve onun hakk›nda
hiç kimse hiçbir fley bilmeyecektir.
Kitab›n önceki bölümlerinde de aç›klad›¤›m›z gibi, Hz. ‹sa
Allah'›n "Ol" emriyle babas›z olarak dünyaya gelmifltir. Aradan
yüzy›llar geçtikten sonra ise bilinen hiçbir akrabas› olmamas› çok
do¤ald›r. Allah, Hz. ‹sa'n›n bu durumunu Kuran'da Hz. Adem'in
yarat›l›fl›na benzetmifl ve flöyle demifltir:
fiüphesiz, Allah kat›nda ‹sa'n›n durumu Adem'in durumu
gibidir. Onu topraktan yaratt›, sonra ona "ol" demesiyle o
da hemen oluverdi. (Al-i ‹mran Suresi, 59)
Ayette de belirtildi¤i gibi, Allah Hz. Adem'e "Ol" demifltir ve
Hz. Adem yarat›lm›flt›r. ‹flte Hz. ‹sa'n›n ilk yarat›l›fl› da Allah'›n
"Ol" demesiyle gerçekleflmifltir. Hz. Adem'in anne ve babas› yok-
tur; Hz. ‹sa'n›n ilk dünyaya geliflinde ise sadece annesi Hz. Mer-
yem vard›r, fakat yeryüzüne yeniden gelece¤i ikinci seferde onun
annesi de hayatta olmayacakt›r.
Kuflkusuz bu durum, dönem dönem ortaya ç›kan "sahte Me-
sih" tehlikesini de tamamen ortadan kald›rmaktad›r. Hz. ‹sa'n›n
yeryüzüne yeniden geliflinde, onun Hz. ‹sa oldu¤undan flüphe
edilebilecek bir durum oluflmayacakt›r. Hiç kimse "bu kifli Hz. ‹sa
olamaz" diyecek geçerli bir sebep bulamayacakt›r. Çünkü Hz. ‹sa,
dünyadaki tüm di¤er insanlardan ayr›labilecek bu çok önemli
özellikle, yani yeryüzünde kendisini tan›yan tek bir kifli bile olma-
K›yamet Alametleri
104
105
mas›yla hemen tan›nabilecektir.
Sonuç olarak, buraya kadar ortaya konulan bilgiler
Hz. ‹sa'n›n gelifline ve yapacaklar›na iliflkin ‹lahi vaatlerin vakti-
nin çok yak›n oldu¤unu düflündürmektedir. fiüphesiz bizlere dü-
flen görev, yüzy›llard›r beklenen bu mübarek kifliyi en güzel flekil-
de karfl›lamak için haz›rl›k yapmakt›r.
Alt›nça¤Hz. Muhammed (sav)'in tüm detaylar›yla tasvir etti¤i Alt›n-
ça¤ ve bu dönemin özellikleri de k›yametin önemli alametleri ara-
s›ndad›r. ‹slam alimleri bu döneme cennet benzeri özellikleri ne-
deniyle Alt›nça¤ ismini vermifllerdir. Hadislerden anlafl›ld›¤›na
göre, Alt›nça¤ Ahir Zaman'›n ikinci döneminde yaflanacakt›r.
Bu müjdelenmifl haberin gerçekleflece¤i dönemin önemli
özelliklerinden birisi bolluk ve zenginliktir. Sözü edilen bollu¤un
tarihte bir eflinin olmad›¤› da hadislerde bilhassa vurgulanm›flt›r:
Ad› geçen dönemdeki zenginlik, baflka bir hadiste de flöyle
tasvir edilmifltir:
Hadislerde K›yamet Alametleri
BBenim ümmetim o devirde öyle bir refah bulacak ki,o güne dek onun benzerini kesinlikle bulmam›flt›r……
Sünen-i ‹bn-i Mace, 10/347
OO zaman ümmetim iyisi, kötüsü, hepsi de benzerinigörmedikleri nimetlerle nimetlenir.
Kitabül Burhan Fi Alametil Mehdiyyil Ahir Zaman, s. 16
OOnun zaman›nda yeryüzü içindeki hazineleri d›-flar›ya f›rlatacakt›r.
El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyyil Muntazar, s. 43
Peygamberimiz (sav) hadislerinde,Ahir Zaman'›n ikinci bir döneminin
olaca¤›ndan ve bu dönemde tarihteefli görülmemifl bir zenginli¤in yafla-naca¤›ndan bahsetmifltir. ‹slam alim-leri bu döneme cennet benzeri özel-
likleri nedeniyle "Alt›nça¤" isminivermifllerdir.
Kuran ahlak›n›n yaflanaca¤› bir dönemolan Alt›nça¤'da, ayetlerdeki cennettasvirlerine benzeyen bir bolluk, bere-ket, zenginlik ve ihtiflam yaflanacakt›r.Öyle ki bu dönem hadislerde "sadakaverilecek fakirin bulunamayaca¤›" birdönem olarak tasvir edilmektedir.
Bu konudaki di¤er hadislerde de s›k›nt› ve darl›k y›llar›n›n
bitece¤i, ihtiyaç içinde olan kimsenin kalmayaca¤›, hatta insanla-
r›n sadaka verecek fakir bulamayacaklar› belirtilmifltir:
Alt›nça¤'›n dikkat çeken bir niteli¤i de do¤ruluk ve adaletin
yerleflmesi olacakt›r. S›k›nt›, haks›zl›k ve zorluklar yerini adalet ve
hukukun geçerli olaca¤› günlere b›rakacakt›r. Hadislerdeki ifadey-
le, "Yeryüzü zulüm ve iflkence yerine adaletle dolacakt›r." (Ramuz-
El Ehadis,7/7) Silahlar›n susmas›, düflmanl›¤›n, kavgalar›n, sosyal
çöküflün son bulmas›, insanlar aras›nda dostluk ve sevgi ba¤›n›n
kurulmas› da bu devrin belli bafll› özellikleri aras›ndad›r. Savafl
endüstrisine harcanan ola¤anüstü mebla¤lardaki para, g›da, sa¤-
l›k, imar, kültür gereksinimlerine ve bütün insanlar›n mutlulu¤u-
nu sa¤lamaya yönelik yat›r›mlara kayacakt›r.
Bu müjdelenmifl dönemin karakteristik özelliklerinden biri
de dinin özüne dönülmesi, Peygamberimiz (sav) zaman›ndaki
flekliyle yaflanmas› olacakt›r. ‹slam dininde asl›nda olmayan, son-
radan uydurulmufl adetler, hükümler, hurafeler ortadan kald›r›la-
K›yamet Alametleri
108
ÖÖyle bir zaman gelecek ki kifli (ay›rd›¤›) alt›n sada-kas›yla (taraf taraf) dolaflacak da sonra elindden
sadakas›n› alacak hiçbir (fakir) kimse bulamayacak.Ölüm-K›yamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 462
MMuhakkak o zamanda mal ço¤al›p su gibi akacakda onu hiçbir kimse (tenezzül edip) kabul etmeyecektirr.
Ölüm-K›yamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 464
109
cakt›r. Gerçek dinin uygulanmas›yla Müslümanlar aras›ndaki ay-
r›l›klar son bulacakt›r.
K›sacas› Alt›nça¤, bolluk, huzur, bar›fl, mutluluk, zenginlik ve
rahatl›k ortam›n›n hakim olaca¤›, sanat, t›p, haberleflme, üretim,
ulafl›m ve bunun gibi hayat›n tüm alanlar›nda dünya tarihinde ya-
flanmam›fl geliflmelerin görülece¤i, Kuran ahlak›n›n yaflanaca¤› bir
ça¤ olacakt›r.
(Konuyla ilgili detayl› çal›flmam›z "Alt›nça¤" isimli kitab›m›z-
da yer almaktad›r.)
Alt›nça¤ Sonras›Kuran'daki k›ssalar› okudu¤umuzda önemli bir ‹lahi kural›n
her dönemde geçerli oldu¤unu görürüz. Allah'›n gönderdi¤i elçi-
yi yalanlayan ve ona karfl› savafl açan toplumlar helak edilmifl, el-
çiye tabi olan insanlar ise hak dinin getirdi¤i maddi bolluk ve ma-
nevi huzuru yaflam›fllard›r. Elçinin ard›ndan gelen dönemde ise
baz› toplumlar kendilerine aç›kça tebli¤ edilmifl olan hak dini he-
men terk ederek flirke ve inkara sapm›fllar, fitne ve fesat ç›kararak
adeta kendi elleriyle kendi sonlar›n› haz›rlam›fllard›r.
Söz konusu kural elbette Ahir Zaman için de geçerli olacak-
t›r. Peygamberimiz (sav), Hz. ‹sa'n›n ölümü ve Alt›nça¤'›n ard›n-
dan k›yamet saatinin gelece¤ini flöyle belirtmifltir:
Hadislerde K›yamet Alametleri
OOndan (Hz. ‹sa'dan) sonra k›yametin kopmas›an meselesi olacakt›r.
Ramuz-El Ehadis, 1/1336
fiüphesiz Ahir Zaman ve Alt›nça¤ insanl›¤a son uyar›n›n tam
anlam›yla yap›laca¤› dönemdir. Baz› hadislerde bu dönemden
sonra art›k "dünyada hay›rl› bir fley" kalmayaca¤› vurgulan›r. Öy-
le anlafl›lmaktad›r ki, Hz. ‹sa'n›n ölümünden çok k›sa bir süre son-
ra, tüm dünya halklar› Alt›nça¤'›n getirmifl oldu¤u maddi refah
ortam›nda fl›mar›p azg›nlaflacak, hak dini tamamen terk edecek-
lerdir. k›yamet saatinin de iflte böyle bir ortamda, ans›z›n gelmesi
söz konusu olabilir. Elbette, en do¤rusunu Allah bilir.
K›yamet Alametleri
110
OOndan (Hz. ‹sa'dan) sonra k›yamet kopacak.
Ramuz-El Ehadis, 28/5948
üphesiz Allah zamandan ve mekandan münezzehtir.
‹nsan ise zamana ve mekana tabidir. Bu apaç›k gerçek
flu anlama gelir ki, bizim için geçmifl, flu an ve gelecek
olan Allah kat›nda sadece bir and›r; herfley O'nun Ka-
t›’nda tek bir anda olup bitmifltir. Dünyan›n yarat›l›fl›ndan k›ya-
mete kadar herfleyi Allah en ince ayr›nt›s›na kadar düzenlemifl, en
küçü¤ünden en büyü¤üne her olay "Levh-i Mahfuz" isimli kitapta
kaydedilmifltir.
Allah'›n yaratt›¤› kader içerisinde her olay›n tüm detaylar›y-
la yeri ve zaman› belirlenmifltir. Ayette bu gerçek "Her bir haber
için kararlaflt›r›lm›fl bir zaman (müstakar) vard›r. Siz de bilecek-
siniz." (Enam Suresi, 67) fleklinde ifade edilir. Bu süre öylesine ke-
sin ölçülerle belirlenmifltir ki, "ne bir an ertelenebilir, ne de bir an
öne al›nabilir."
Elbette k›yamet alametleri ve Ahir Zaman ile ilgili olaylar›n
gerçekleflece¤i zamanlar da saniyesi saniyesine Allah kat›nda tes-
pit edilmifltir. Allah'a samimiyetle iman eden müminler kaderi iz-
lediklerinin bilincinde olarak as›rlar boyunca k›yamet alametleri-
nin ç›k›fl›n› büyük bir merak ve heyecanla gözlemifllerdir. Ayet ve
hadislerdeki iflaretler üzerine derin derin düflünmüfller, Ahir Za-
man'›n ilk dönemindeki fitne ve belalara karfl› haz›rl›kl› olmaya
gayret göstermifller, bununla birlikte müjdelendikleri Alt›nça¤'da
yaflamay› da yürekten arzu etmifllerdir.
Elinizdeki kitap boyunca incelenen ayet ve hadisler de sözü
edilen ‹lahi vaatler ile ilgili baz› gerçekleri aç›kça ortaya koymak-
tad›r. ‹çinde bulundu¤umuz ça¤ k›yamet alametlerinin büyük bir
k›sm›n›n tam anlam›yla meydana geldi¤i bir dönemdir. Günümüz
dünyas› söz konusu ‹lahi iflaretlerin art arda ve tam tasvir edildi¤i
flekilde ortaya ç›kmaya bafllad›¤›na, dünya tarihinde benzeri gö-
K›yamet Alametleri
112
fi
113
rülmeyen geliflmelerin ilk defa yafland›¤›na flahit olmaktad›r. Hiç
flüphesiz bunlar Peygamberimiz (sav)'in döneminden sonra yafla-
nan en önemli geliflmelerdir. Bu ‹lahi iflaretlerin ön yarg›yla de¤er-
lendirilmesi, görmezlikten gelinmesi veya yalanlanmas› ise böyle
düflünenler için büyük bir kay›pt›r.
Öyle anlafl›lmaktad›r ki, 21. yüzy›l dünya tarihinde yepyeni
bir dönemin bafllang›c› olmaktad›r.
Allah'›n vaadi kesin bir gerçektir. O'nun vaatlerini de¤ifltire-
bilecek veya engelleyebilecek hiçbir kimse yoktur.
Her konuda oldu¤u gibi, bu noktada da en hikmetli ve en gü-
zel son söz Kuran'dad›r. Allah flöyle buyurmaktad›r:
Ve de ki: "Allah'a hamdolsun. O size ayetlerini gösterecek-
tir, siz de onlar› bilip tan›yacaks›n›z..." (Neml Suresi, 93)
Sonuç
Ek Bölüm
115
arwinizm, yani evrim teorisi, yaratılıfl gerçe¤ini red-
detmek amacıyla ortaya atılmıfl, ancak baflarılı olama-
mıfl bilim dıflı bir safsatadan baflka bir fley de¤ildir.
Canlılı¤ın, cansız maddelerden tesadüfen olufltu¤unu
iddia eden bu teori, evrende ve canlılarda çok mucizevi bir düzen
bulundu¤unun bilim tarafından ispat edilmesiyle çürümüfltür.
Böylece Allah'ın tüm evreni ve canlıları yaratmıfl oldu¤u gerçe¤i,
bilim tarafından da kanıtlanmıfltır. Bugün evrim teorisini ayakta
tutmak için dünya çapında yürütülen propaganda, sadece bilim-
sel gerçeklerin çarpıtılmasına, taraflı yorumlanmasına, bilim gö-
rüntüsü altında söylenen yalanlara ve yapılan sahtekarlıklara da-
yalıdır.
Ancak bu propaganda gerçe¤i gizleyememektedir. Evrim te-
orisinin bilim tarihindeki en büyük yanılgı oldu¤u, son 20-30 yıl-
dır bilim dünyasında giderek daha yüksek sesle dile getirilmekte-
dir. Özellikle 1980'lerden sonra yapılan arafltırmalar, Darwinist id-
diaların tamamen yanlıfl oldu¤unu ortaya koymufl ve bu gerçek
pek çok bilim adamı tarafından dile getirilmifltir. Özellikle
ABD'de, biyoloji, biyokimya, paleontoloji gibi farkl› alanlardan ge-
len çok say›da bilim adam›, Darwinizm'in geçersizli¤ini görmekte,
canl›lar›n kökenini art›k yarat›l›fl gerçe¤iyle aç›klamaktad›rlar. Bu-
gün bilimsel geliflmeler, evreni ve tüm canl›lar› Allah’›n yaratm›fl
oldu¤u gerçe¤ini gözler önüne sermektedir.
Evrim teorisinin çöküflünü ve yaratılıflın delillerini di¤er pek
çok çalıflmamızda bütün bilimsel detaylarıyla ele aldık ve almaya
devam ediyoruz. Ancak konuyu, taflıdı¤ı büyük önem nedeniyle,
burada da özetlemekte yarar vardır.
Evrim Yan›lg›s›
D
Darwin'i Y›kan ZorluklarEvrim teorisi, tarihi eski Yunan'a kadar uzanan bir ö¤reti ol-
masına karflın, kapsamlı olarak 19. yüzyılda ortaya atıldı. Teoriyi
bilim dünyasının gündemine sokan en önemli geliflme, Charles
Darwin'in 1859 yılında yayınlanan Türlerin Kökeni adlı kitabıydı.
Darwin bu kitapta dünya üzerindeki farklı canlı türlerini Allah'ın
ayrı ayrı yarattı¤ı gerçe¤ine karflı çıkıyordu. Darwin'e göre, tüm
türler ortak bir atadan geliyorlardı ve zaman içinde küçük de¤i-
flimlerle farklılaflmıfllardı.
Darwin'in teorisi, hiçbir somut bilimsel bulguya dayanmıyor-
du; kendisinin de kabul etti¤i gibi sadece bir "mantık yürütme"
idi. Hatta Darwin'in kitabındaki "Teorinin Zorlukları" bafllıklı
uzun bölümde itiraf etti¤i gibi, teori pek çok önemli soru karflısın-
da açık veriyordu.
Darwin, teorisinin önündeki zorlukların geliflen bilim tarafın-
dan aflılaca¤ını, yeni bilimsel bulguların teorisini güçlendirece¤ini
umuyordu. Bunu kitabında sık sık belirtmiflti. Ancak geliflen bilim,
Darwin'in umutlarının tam aksine, teorinin temel iddialarını birer
birer dayanaksız bırakmıfltır.
Darwinizm'in bilim karflısındaki yenilgisi, üç temel bafllıkta
incelenebilir:
1) Teori, hayatın yeryüzünde ilk kez nasıl ortaya çıktı¤ını as-
la açıklayamamaktadır.
2) Teorinin öne sürdü¤ü "evrim mekanizmaları"nın, gerçekte
evrimlefltirici bir etkiye sahip oldu¤unu gösteren hiçbir bilimsel
bulgu yoktur.
3) Fosil kayıtları, evrim teorisinin öngörülerinin tam aksine
bir tablo ortaya koymaktadır.
Bu bölümde, bu üç temel bafllı¤ı ana hatları ile inceleyece¤iz.
K›yamet Alametleri
116
117
Afl›lamayan ‹lk Basamak: Hayat›n Kökeni
Evrim teorisi, tüm canlı türlerinin, bundan yaklaflık 3.8 milyar
yıl önce ilkel dünyada ortaya çıkan tek bir canlı hücreden geldikle-
rini iddia etmektedir. Tek bir hücrenin nasıl olup da milyonlarca
kompleks canlı türünü oluflturdu¤u ve e¤er gerçekten bu tür bir
evrim gerçekleflmiflse neden bunun izlerinin fosil kayıtlarında bu-
lunamadı¤ı, teorinin açıklayamadı¤ı sorulardandır. Ancak tüm
bunlardan önce, iddia edilen evrim sürecinin ilk basama¤ı üzerin-
de durmak gerekir. Sözü edilen o "ilk hücre" nasıl ortaya çıkmıfltır?
Evrim teorisi, yaratılıflı reddetti¤i, hiçbir do¤aüstü müdahale-
yi kabul etmedi¤i için, o "ilk hücre"nin, hiçbir tasarım, plan ve dü-
zenleme olmadan, do¤a kanunları içinde rastlantısal olarak mey-
dana geldi¤ini iddia eder. Yani teoriye göre, cansız madde tesadüf-
ler sonucunda ortaya canlı bir hücre çıkarmıfl olmalıdır. Ancak bu,
bilinen en temel biyoloji kanunlarına aykırı bir iddiadır.
'Hayat Hayattan Gelir'Darwin, kitabında hayatın kökeni konusundan hiç söz etme-
miflti. Çünkü onun dönemindeki ilkel bilim anlayıflı, canlıların çok
basit bir yapıya sahip olduklarını varsayıyordu. Ortaça¤'dan beri
inanılan "spontane jenerasyon" adlı teoriye göre, cansız maddele-
rin tesadüfen biraraya gelip, canlı bir varlık oluflturabileceklerine
inanılıyordu. Bu dönemde böceklerin yemek artıklarından, farele-
rin de bu¤daydan olufltu¤u yaygın bir düflünceydi. Bunu ispatla-
mak için de ilginç deneyler yapılmıfltı. Kirli bir paçavranın üzeri-
ne biraz bu¤day konmufl ve biraz beklendi¤inde bu karıflımdan
farelerin oluflaca¤ı sanılmıfltı.
Evrim Yan›lg›s›
Etlerin kurtlanması da hayatın cansız maddelerden türeyebil-
di¤ine bir delil sayılıyordu. Oysa daha sonra anlaflılacaktı ki, etle-
rin üzerindeki kurtlar kendiliklerinden oluflmuyorlar, sineklerin
getirip bıraktıkları gözle görülmeyen larvalardan çıkıyorlardı.
Darwin'in Türlerin Kökeni adlı kitabını yazdı¤ı dönemde ise,
bakterilerin cansız maddeden oluflabildikleri inancı, bilim dünya-
sında yaygın bir kabul görüyordu. Oysa Darwin'in kitabının ya-
yınlanmasından befl yıl sonra, ünlü Fransız biyolog Louis Pasteur,
evrime temel oluflturan bu inancı kesin olarak çürüttü. Pasteur
yaptı¤ı uzun çalıflma ve deneyler sonucunda vardı¤ı sonucu flöy-
le özetlemiflti:
"Cansız maddelerin hayat oluflturabilece¤i iddiası artık kesin olarak
tarihe gömülmüfltür." 32
Evrim teorisinin savunucuları, Pasteur'ün bulgularına karflı
uzun süre direndiler. Ancak geliflen bilim, canlı hücresinin karma-
flık yapısını ortaya çıkardıkça, hayatın kendili¤inden oluflabilece¤i
iddiasının geçersizli¤i daha da açık hale geldi.
20. Yüzy›ldaki Sonuçsuz Çabalar20. yüzy›lda hayat›n kökeni konusunu ele alan ilk evrimci,
ünlü Rus biyolog Alexander Oparin oldu. Oparin, 1930'lu y›llarda
ortaya att›¤› birtak›m tezlerle, canl› hücresinin tesadüfen meydana
gelebilece¤ini ispat etmeye çal›flt›. Ancak bu çal›flmalar baflar›s›z-
l›kla sonuçlanacak ve Oparin flu itiraf› yapmak zorunda kalacakt›:
"Maalesef hücrenin kökeni, evrim teorisinin tümünü içine alan
en karanl›k noktay› oluflturmaktad›r." 33
Oparin'in yolunu izleyen evrimciler, hayat›n kökeni konusu-
nu çözüme kavuflturacak deneyler yapmaya çal›flt›lar. Bu deneyle-
rin en ünlüsü, Amerikal› kimyac› Stanley Miller taraf›ndan 1953
K›yamet Alametleri
118
119
y›l›nda düzenlendi. Miller, ilkel dün-
ya atmosferinde oldu¤unu iddia
etti¤i gazlar› bir deney düzene-
¤inde birlefltirerek ve bu kar›fl›-
ma enerji ekleyerek, proteinle-
rin yap›s›nda kullan›lan bir-
kaç organik molekül (amino-
asit) sentezledi.
O y›llarda evrim ad›na
önemli bir aflama gibi tan›t›lan bu
deneyin geçerli olmad›¤› ve
deneyde kullan›lan atmosfe-
rin gerçek dünya koflullar›n-
dan çok farkl› oldu¤u, ilerleyen y›llarda ortaya ç›kacakt›.34
Uzun süren bir sessizlikten sonra Miller'in kendisi de kullan-
d›¤› atmosfer ortam›n›n gerçekçi olmad›¤›n› itiraf etti.35
Hayat›n kökeni sorununu aç›klamak için 20. yüzy›l boyunca
yürütülen tüm evrimci çabalar hep baflar›s›zl›kla sonuçland›. San
Diego Scripps Enstitüsü'nden ünlü jeokimyac› Jeffrey Bada, ev-
rimci Earth dergisinde 1998 y›l›nda yay›nlanan bir makalede bu
gerçe¤i flöyle kabul eder:
Bugün, 20. yüzy›l› geride b›rak›rken, hala, 20. yüzy›la girdi¤imizde
sahip oldu¤umuz en büyük çözülmemifl problemle karfl› karfl›yay›z:
Hayat yeryüzünde nas›l bafllad›? 36
Hayat›n Kompleks Yap›s› Evrim teorisinin hayat›n kökeni konusunda bu denli büyük
bir açmaza girmesinin bafll›ca nedeni, en basit san›lan canl› yap›-
lar›n bile inan›lmaz derecede karmafl›k yap›lara sahip olmas›d›r.
Evrim Yan›lg›s›
Rus biyolog Alexander Oparin
Canl› hücresi, insano¤lunun yapt›¤› bütün teknolojik ürünlerden
daha karmafl›kt›r. Öyle ki bugün dünyan›n en geliflmifl laboratu-
varlar›nda bile cans›z maddeler biraraya getirilerek canl› bir hüc-
re üretilememektedir.
Bir hücrenin meydana gelmesi için gereken flartlar, asla rast-
lant›larla aç›klanamayacak kadar fazlad›r. Hücrenin en temel ya-
p› tafl› olan proteinlerin rastlant›sal olarak sentezlenme ihtimali;
500 aminoasitlik ortalama bir protein için, 10950'de 1'dir. Ancak ma-
tematikte 1050'de 1'den küçük olas›l›klar pratik olarak "imkans›z"
say›l›rlar. Hücrenin çekirde¤inde yer alan ve genetik bilgiyi sakla-
yan DNA molekülü ise, inan›lmaz bir bilgi bankas›d›r. ‹nsan
DNA's›n›n içerdi¤i bilginin, e¤er ka¤›da dökülmeye kalk›lsa,
500'er sayfadan oluflan 900 ciltlik bir kütüphane oluflturaca¤› he-
saplanmaktad›r.
Bu noktada çok ilginç bir ikilem daha vard›r: DNA, yaln›z
birtak›m özelleflmifl proteinlerin (enzimlerin) yard›m› ile efllenebi-
lir. Ama bu enzimlerin sentezi de ancak DNA'daki bilgiler do¤rul-
tusunda gerçekleflir. Birbirine ba¤›ml› olduklar›ndan, efllemenin
meydana gelebilmesi için ikisinin de ayn› anda var olmalar› gere-
kir. Bu ise, hayat›n kendili¤inden olufltu¤u senaryosunu ç›kmaza
sokmaktad›r. San Diego California Üniversitesi'nden ünlü evrimci
Prof. Leslie Orgel, Scientific American dergisinin Ekim 1994 tarihli
say›s›nda bu gerçe¤i flöyle itiraf eder:
Son derece kompleks yap›lara sahip olan proteinlerin ve nükleik asit-
lerin (RNA ve DNA) ayn› yerde ve ayn› zamanda rastlant›sal olarak
oluflmalar› afl›r› derecede ihtimal d›fl›d›r. Ama bunlar›n birisi olma-
dan di¤erini elde etmek de mümkün de¤ildir. Dolay›s›yla insan, ya-
flam›n kimyasal yollarla ortaya ç›kmas›n›n asla mümkün olmad›¤› so-
nucuna varmak zorunda kalmaktad›r. 37
K›yamet Alametleri
120
121
Kuflkusuz e¤er hayat›n do¤al etkenlerle ortaya ç›kmas› im-
kans›z ise, bu durumda hayat›n do¤aüstü bir biçimde "yarat›ld›¤›-
n›" kabul etmek gerekir. Bu gerçek, en temel amac› yarat›l›fl› red-
detmek olan evrim teorisini aç›kça geçersiz k›lmaktad›r.
Evrimin Hayali Mekanizmalar›Darwin'in teorisini geçersiz k›lan ikinci büyük nokta, teorinin
"evrim mekanizmalar›" olarak öne sürdü¤ü iki kavram›n da ger-
çekte hiçbir evrimlefltirici güce sahip olmad›¤›n›n anlafl›lm›fl olma-
s›d›r. Darwin, ortaya att›¤› evrim iddias›n› tamamen "do¤al selek-
siyon" mekanizmas›na ba¤lam›flt›. Bu mekanizmaya verdi¤i
önem, kitab›n›n isminden de aç›kça anlafl›l›yordu: Türlerin Kökeni,
Do¤al Seleksiyon Yoluyla...
Do¤al seleksiyon, do¤al seçme demektir. Do¤adaki yaflam
mücadelesi içinde, do¤al flartlara uygun ve güçlü canl›lar›n hayat-
ta kalaca¤› düflüncesine dayan›r. Örne¤in y›rt›c› hayvanlar taraf›n-
dan tehdit edilen bir geyik sürüsünde, daha h›zl› koflabilen geyik-
ler hayatta kalacakt›r. Böylece geyik sürüsü, h›zl› ve güçlü birey-
lerden oluflacakt›r. Ama elbette bu mekanizma, geyikleri evrimlefl-
tirmez, onlar› baflka bir canl› türüne, örne¤in atlara dönüfltürmez.
Dolay›s›yla do¤al seleksiyon mekanizmas› hiçbir evrimlefltiri-
ci güce sahip de¤ildir. Darwin de bu gerçe¤in fark›ndayd› ve Tür-
lerin Kökeni adl› kitab›nda "Faydal› de¤ifliklikler oluflmad›¤› sürece
do¤al seleksiyon hiçbir fley yapamaz" demek zorunda kalm›flt›.38
Lamarck'›n EtkisiPeki bu "faydal› de¤ifliklikler" nas›l oluflabilirdi? Darwin,
kendi döneminin ilkel bilim anlay›fl› içinde, bu soruyu Lamarck'a
dayanarak cevaplamaya çal›flm›flt›. Darwin'den önce yaflam›fl olan
Evrim Yan›lg›s›
Frans›z biyolog Lamarck'a göre, canl›lar yaflamlar› s›ras›nda geçir-
dikleri fiziksel de¤ifliklikleri sonraki nesle aktar›yorlar, nesilden
nesile biriken bu özellikler sonucunda yeni türler ortaya ç›k›yor-
du. Örne¤in Lamarck'a göre zürafalar ceylanlardan türemifllerdi,
yüksek a¤açlar›n yapraklar›n› yemek için çabalarken nesilden ne-
sile boyunlar› uzam›flt›.
Darwin de benzeri örnekler vermifl, örne¤in Türlerin Kökeni
adl› kitab›nda, yiyecek bulmak için suya giren baz› ay›lar›n za-
manla balinalara dönüfltü¤ünü iddia etmiflti.39
Ama Mendel'in keflfetti¤i ve 20. yüzy›lda geliflen genetik bili-
miyle kesinleflen kal›t›m kanunlar›, kazan›lm›fl özelliklerin sonra-
ki nesillere aktar›lmas› efsanesini kesin olarak y›kt›. Böylece do¤al
seleksiyon "tek bafl›na" ve dolay›s›yla tümüyle etkisiz bir mekaniz-
ma olarak kalm›fl oluyordu.
Neo-Darwinizm ve MutasyonlarDarwinistler ise bu duruma bir çözüm bulabilmek için
1930'lar›n sonlar›nda, "Modern Sentetik Teori"yi, ya da daha yay-
g›n ismiyle Neo-Darwinizm'i ortaya att›lar. Neo-Darwinizm, do-
¤al seleksiyonun yan›na "faydal› de¤ifliklik sebebi" olarak mutas-
yonlar›, yani canl›lar›n genlerinde radyasyon gibi d›fl etkiler ya da
kopyalama hatalar› sonucunda oluflan bozulmalar› ekledi.
Bugün de hala dünyada evrim ad›na geçerlili¤ini koruyan
model Neo-Darwinizm'dir. Teori, yeryüzünde bulunan milyonlar-
ca canl› türünün, bu canl›lar›n, kulak, göz, akci¤er, kanat gibi say›-
s›z kompleks organlar›n›n "mutasyonlara", yani genetik bozukluk-
lara dayal› bir süreç sonucunda olufltu¤unu iddia etmektedir. Ama
teoriyi çaresiz b›rakan aç›k bir bilimsel gerçek vard›r: Mutasyon-
lar canl›lar› gelifltirmezler, aksine her zaman için canl›lara zarar
K›yamet Alametleri
122
123
verirler. Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düze-
ne sahiptir. Bu molekül üzerinde oluflan herhangi rastgele bir etki
ancak zarar verir. Amerikal› genetikçi B. G. Ranganathan bunu
flöyle aç›klar:
Mutasyonlar küçük, rasgele ve zararl›d›rlar. Çok ender olarak mey-
dana gelirler ve en iyi ihtimalle etkisizdirler. Bu üç özellik, mutas-
yonlar›n evrimsel bir geliflme meydana getiremeyece¤ini gösterir.
Zaten yüksek derecede özelleflmifl bir organizmada meydana gele-
bilecek rastlant›sal bir de¤iflim, ya etkisiz olacakt›r ya da zararl›. Bir
kol saatinde meydana gelecek rasgele bir de¤iflim kol saatini gelifl-
tirmeyecektir. Ona büyük ihtimalle zarar verecek veya en iyi ihti-
malle etkisiz olacakt›r. Bir deprem bir flehri gelifltirmez, ona y›k›m
getirir.40
Nitekim bugüne kadar hiçbir yararl›, yani genetik bilgiyi ge-
lifltiren mutasyon örne¤i gözlemlenmedi. Tüm mutasyonlar›n za-
rarl› oldu¤u görüldü. Anlafl›ld› ki, evrim teorisinin "evrim meka-
nizmas›" olarak gösterdi¤i mutasyonlar, gerçekte canl›lar› sadece
tahrip eden, sakat b›rakan bir ge-
netik olayd›r. (‹nsanlarda mutas-
yonun en s›k görülen etkisi de
kanserdir.) Elbette tahrip edici bir
mekanizma "evrim mekanizmas›"
olamaz. Do¤al seleksiyon ise, Dar-
win'in de kabul etti¤i gibi, "tek ba-
fl›na hiçbir fley yapamaz." Bu ger-
çek bizlere do¤ada hiçbir "evrim
mekanizmas›" olmad›¤›n› göster-
mektedir. Evrim mekanizmas› ol-
mad›¤›na göre de, evrim denen
hayali süreç yaflanm›fl olamaz.
Evrim Yan›lg›s›
Rastgele mutasyonlar insanlara vedi¤er tüm canl›lara her zaman zararverirler. Resimde mutasyona u¤rad›-¤› için iki bafll› olarak do¤mufl birbuza¤› görülüyor.
Acer monspessu-lanum cinsibitkinin yaflayanörne¤i ve 30 mily-on y›ll›k fosili.
100-150 milyony›ll›k karidesfosili (L.Creta-ceous dönem)
YAfiAYAN FOS‹LLER EVR‹M‹ÇÜRÜTÜYOR
Ordovikyen de-vrine ait 450 mily-on y›ll›k "at t›rna¤›yengeci" fosili
150-200 milyony›ll›k yusufçuk fo-sili (Jurassic-Re-cent dönem)
Resimlerde de görüldü¤ü gibi, ekolojik kaz›lar sonucu bulunan tüm fosil örnekleri,günümüzde yaflayan örneklerinden farks›zd›r.
125
Fosil Kay›tlar›: Ara FormlardanEser Yok
Evrim teorisinin iddia etti¤i senaryonun yaflanm›fl olmad›¤›-
n›n en aç›k göstergesi ise fosil kay›tlar›d›r. Evrim teorisine göre bü-
tün canl›lar birbirlerinden türemifllerdir. Önceden var olan bir can-
l› türü, zamanla bir di¤erine dönüflmüfl ve bütün türler bu flekilde
ortaya ç›km›fllard›r. Teoriye göre bu dönüflüm yüz milyonlarca se-
nelik uzun bir zaman dilimini kapsam›fl ve kademe kademe ilerle-
mifltir. Bu durumda, iddia edilen uzun dönüflüm süreci içinde sa-
y›s›z "ara türler"in oluflmufl ve yaflam›fl olmalar› gerekir.
Örne¤in geçmiflte, bal›k özelliklerini hala tafl›malar›na ra¤-
men, bir yandan da baz› sürüngen özellikleri kazanm›fl olan yar›
bal›k-yar› sürüngen canl›lar yaflam›fl olmal›d›r. Ya da sürüngen
özelliklerini tafl›rken, bir yandan da baz› kufl özellikleri kazanm›fl
sürüngen-kufllar ortaya ç›km›fl olmal›d›r. Bunlar, bir geçifl sürecin-
de olduklar› için de, sakat, eksik, kusurlu canl›lar olmal›d›r. Ev-
rimciler geçmiflte yaflam›fl olduklar›na inand›klar› bu teorik yara-
t›klara "ara-geçifl formu" ad›n› verirler. E¤er gerçekten bu tür can-
l›lar geçmiflte yaflam›fllarsa bunlar›n say›lar›n›n ve çeflitlerinin mil-
yonlarca hatta milyarlarca olmas› gerekir. Ve bu ucube canl›lar›n
kal›nt›lar›na mutlaka fosil kay›tlar›nda rastlanmas› gerekir. Dar-
win, Türlerin Kökeni'nde bunu flöyle aç›klam›flt›r:
E¤er teorim do¤ruysa, türleri birbirine ba¤layan say›s›z ara-geçifl
çeflitleri mutlaka yaflam›fl olmal›d›r... Bunlar›n yaflam›fl olduklar›n›n
kan›tlar› da sadece fosil kal›nt›lar› aras›nda bulunabilir.41
Darwin'in Y›k›lan Umutlar›Ancak 19. yüzy›l›n ortas›ndan bu yana dünyan›n dört bir ya-
n›nda hummal› fosil araflt›rmalar› yap›ld›¤› halde bu ara geçifl
formlar›na rastlanamam›flt›r. Yap›lan kaz›larda ve araflt›rmalarda
Evrim Yan›lg›s›
elde edilen bütün bulgular, evrimcilerin beklediklerinin aksine,
canl›lar›n yeryüzünde birdenbire, eksiksiz ve kusursuz bir biçim-
de ortaya ç›kt›klar›n› göstermifltir.
Ünlü ‹ngiliz paleontolog (fosil bilimci) Derek W. Ager, bir ev-
rimci olmas›na karfl›n bu gerçe¤i flöyle itiraf eder:
Sorunumuz fludur: Fosil kay›tlar›n› detayl› olarak inceledi¤imizde,
türler ya da s›n›flar seviyesinde olsun, sürekli olarak ayn› gerçekle
karfl›lafl›r›z; kademeli evrimle geliflen de¤il, aniden yeryüzünde olu-
flan gruplar görürüz.42
Yani fosil kay›tlar›nda, tüm canl› türleri, aralar›nda hiçbir ge-
çifl formu olmadan eksiksiz biçimleriyle aniden ortaya ç›kmakta-
d›rlar. Bu, Darwin'in öngörülerinin tam aksidir. Dahas›, bu canl›
türlerinin yarat›ld›klar›n› gösteren çok güçlü bir delildir. Çünkü
bir canl› türünün, kendisinden evrimleflti¤i hiçbir atas› olmadan,
bir anda ve kusursuz olarak ortaya ç›kmas›n›n tek aç›klamas›, o
türün yarat›lm›fl olmas›d›r. Bu gerçek, ünlü evrimci biyolog Doug-
K›yamet Alametleri
126
Büyük resimde 100 milyon y›ll›k Nautilus fosili görülüyor. Solda ise günümüzde ya-flayan Nautilus. Fosil ile günümüzdeki Nautilus (sa¤da hayvan›n kabu¤unun kesitiyer al›yor) karfl›laflt›r›ld›¤›nda her ikisinin de birebir ayn› özelliklere sahip oldu¤ugörülmektedir.
127
las Futuyma taraf›ndan da kabul edilir:
Yarat›l›fl ve evrim, yaflayan canl›lar›n kökeni hakk›nda yap›labilecek
yegane iki aç›klamad›r. Canl›lar dünya üzerinde ya tamamen mü-
kemmel ve eksiksiz bir biçimde ortaya ç›km›fllard›r ya da böyle ol-
mam›flt›r. E¤er böyle olmad›ysa, bir de¤iflim süreci sayesinde kendi-
lerinden önce var olan baz› canl› türlerinden evrimleflerek meydana
gelmifl olmal›d›rlar. Ama e¤er eksiksiz ve mükemmel bir biçimde
ortaya ç›km›fllarsa, o halde sonsuz güç sahibi bir ak›l taraf›ndan ya-
rat›lm›fl olmalar› gerekir.43
Fosiller ise, canl›lar›n yeryüzünde eksiksiz ve mükemmel bir
biçimde ortaya ç›kt›klar›n› göstermektedir. Yani "türlerin kökeni",
Darwin'in sand›¤›n›n aksine, evrim de¤il yarat›l›flt›r.
‹nsan›n Evrimi Masal›Evrim teorisini savunanlar›n en çok gündeme getirdikleri ko-
nu, insan›n kökeni konusudur. Bu konudaki Darwinist iddia, bu-
gün yaflayan modern insan›n maymunsu birtak›m yarat›klardan
geldi¤ini varsayar. 4-5 milyon y›l önce bafllad›¤› varsay›lan bu sü-
reçte, modern insan ile atalar› aras›nda baz› "ara form"lar›n yafla-
d›¤› iddia edilir. Gerçekte tümüyle hayali olan bu senaryoda dört
temel "kategori" say›l›r:
1— Australopithecus
2— Homo habilis
3— Homo erectus
4— Homo sapiens
Evrimciler, insanlar›n sözde ilk maymunsu atalar›na "güney
maymunu" anlam›na gelen "Australopithecus" ismini verirler. Bu
canl›lar gerçekte soyu tükenmifl bir maymun türünden baflka bir
fley de¤ildir. Lord Solly Zuckerman ve Prof. Charles Oxnard gibi
Evrim Yan›lg›s›
‹ngiltere ve ABD'den dünyaca
ünlü iki anatomistin Australo-
pithecus örnekleri üzerinde
yapt›klar› çok genifl kapsaml›
çal›flmalar, bu canl›lar›n sade-
ce soyu tükenmifl bir maymun
türüne ait olduklar›n› ve in-
sanlarla hiçbir benzerlik tafl›-
mad›klar›n› göstermifltir.44
‹nsan evriminin bir sonraki safhas›n› da evrimciler, "homo"
yani insan olarak s›n›fland›r›rlar. ‹ddiaya göre homo serisindeki
canl›lar, Australopithecuslar'dan daha geliflmifllerdir. Evrimciler,
bu farkl› canl›lara ait fosilleri ard› ard›na dizerek hayali bir evrim
flemas› olufltururlar. Bu flema hayalidir, çünkü gerçekte bu farkl›
s›n›flar›n aras›nda evrimsel bir iliflki oldu¤u asla ispatlanamam›fl-
t›r. Evrim teorisinin 20. yüzy›ldaki en önemli savunucular›ndan
biri olan Ernst Mayr, "Homo sapiens'e uzanan zincir gerçekte ka-
y›pt›r" diyerek bunu kabul eder.45
Evrimciler "Australopithecus > Homo habilis > Homo erec-
tus > Homo sapiens" s›ralamas›n› yazarken, bu türlerin her biri-
nin, bir sonrakinin atas› oldu¤u izlenimini verirler. Oysa paleoant-
ropologlar›n son bulgular›, Australopithecus, Homo habilis ve
Homo erectus'un dünya'n›n farkl› bölgelerinde ayn› dönemlerde
yaflad›klar›n› göstermektedir.46
K›yamet Alametleri
128
SAHTESAHTE
Evrim yanl›s› gazete ve dergilerde ç›kanhaberlerde yandakine benzer hayali "il-kel" insanlar›n resimleri s›kl›kla kullan›l›r.Bu hayali resimlere dayanarak oluflturu-lan haberlerdeki tek kaynak, yazan kiflile-rin hayal gücüdür. Ancak evrim bilim kar-fl›s›nda o kadar çok yenilgi alm›flt›r ki ar-t›k bilimsel dergilerde evrimle ilgilihaberlere daha az rastlan›r olmufltur.
129
Dahas› Homo erectus s›n›flamas›na ait insanlar›n bir bölümü
çok modern zamanlara kadar yaflam›fllar, Homo sapiens neander-
talensis ve Homo sapiens sapiens (modern insan) ile ayn› ortamda
yan yana bulunmufllard›r.47
Bu ise elbette bu s›n›flar›n birbirlerinin atalar› olduklar› iddi-
as›n›n geçersizli¤ini aç›kça ortaya koymaktad›r. Harvard Üniver-
sitesi paleontologlar›ndan Stephen Jay Gould, kendisi de bir ev-
rimci olmas›na karfl›n, Darwinist teorinin içine girdi¤i bu ç›kmaz›
flöyle aç›klar:
E¤er birbiri ile paralel bir biçimde yaflayan üç farkl› hominid (insa-
n›ms›) çizgisi varsa, o halde bizim soy a¤ac›m›za ne oldu? Aç›kt›r ki
bunlar›n biri di¤erinden gelmifl olamaz. Dahas›, biri di¤eriyle karfl›-
laflt›r›ld›¤›nda evrimsel bir geliflme trendi göstermemektedirler.48
K›sacas›, medyada ya da ders kitaplar›nda yer alan hayali
birtak›m "yar› maymun, yar› insan" canl›lar›n çizimleriyle, yani
s›rf propaganda yoluyla ayakta tutulmaya çal›fl›lan insan›n evrimi
senaryosu, hiçbir bilimsel temeli olmayan bir masaldan ibarettir.
Bu konuyu uzun y›llar inceleyen, özellikle Australopithecus
fosilleri üzerinde 15 y›l araflt›rma yapan ‹ngiltere'nin en ünlü ve
sayg›n bilim adamlar›ndan Lord Solly Zuckerman, bir evrimci ol-
mas›na ra¤men, ortada maymunsu canl›lardan insana uzanan ger-
çek bir soy a¤ac› olmad›¤› sonucuna varm›flt›r.
Zuckerman bir de ilginç bir "bilim skalas›" yapm›flt›r. Bilimsel
olarak kabul etti¤i bilgi dallar›ndan, bilim d›fl› olarak kabul etti¤i
bilgi dallar›na kadar bir yelpaze oluflturmufltur. Zuckerman'›n bu
tablosuna göre en "bilimsel" -yani somut verilere dayanan- bilgi
dallar› kimya ve fiziktir. Yelpazede bunlardan sonra biyoloji bilim-
leri, sonra da sosyal bilimler gelir. Yelpazenin en ucunda, yani en
"bilim d›fl›" say›lan k›s›mda ise, Zuckerman'a göre, telepati, alt›nc›
Evrim Yan›lg›s›
his gibi "duyum ötesi alg›lama" kavramlar› ve bir de "insan›n ev-
rimi" vard›r! Zuckerman, yelpazenin bu ucunu flöyle aç›klar:
Objektif gerçekli¤in alan›ndan ç›k›p da, biyolojik bilim olarak var-
say›lan bu alanlara -yani duyum ötesi alg›lamaya ve insan›n fosil ta-
rihinin yorumlanmas›na- girdi¤imizde, evrim teorisine inanan bir
kimse için herfleyin mümkün oldu¤unu görürüz. Öyle ki teorilerine
kesinlikle inanan bu kimselerin çeliflkili baz› yarg›lar› ayn› anda ka-
bul etmeleri bile mümkündür.49
‹flte insan›n evrimi masal› da, teorilerine körü körüne inanan
birtak›m insanlar›n bulduklar› baz› fosilleri ön yarg›l› bir biçimde
yorumlamalar›ndan ibarettir.
Darwin Formülüfiimdiye kadar ele aldı¤ımız tüm teknik delillerin yanında, is-
terseniz evrimcilerin nasıl saçma bir inanıfla sahip olduklarını bir de
çocukların bile anlayabilece¤i kadar açık bir örnekle özetleyelim.
Evrim teorisi canlılı¤ın tesadüfen olufltu¤unu iddia etmekte-
dir. Dolayısıyla bu iddiaya göre cansız ve fluursuz atomlar biraraya
gelerek önce hücreyi oluflturmufllardır ve sonrasında aynı atomlar
bir flekilde di¤er canlıları ve insanı meydana getirmifllerdir. flimdi
düflünelim; canlılı¤ın yapıtaflı olan karbon, fosfor, azot, potasyum
gibi elementleri biraraya getirdi¤imizde bir yı¤ın oluflur. Bu atom
yı¤ını, hangi ifllemden geçirilirse geçirilsin, tek bir canlı olufltura-
maz. ‹sterseniz bu konuda bir "deney" tasarlayalım ve evrimcilerin
aslında savundukları, ama yüksek sesle dile getiremedikleri iddiayı
onlar adına "Darwin Formülü" adıyla inceleyelim:
Evrimciler, çok sayıda büyük varilin içine canlılı¤ın yapısın-
da bulunan fosfor, azot, karbon, oksijen, demir, magnezyum gibi
elementlerden bol miktarda koysunlar. Hatta normal flartlarda bu-
K›yamet Alametleri
130
131
lunmayan ancak bu karıflımın içinde bulunmasını gerekli gördük-
leri malzemeleri de bu varillere eklesinler. Karıflımların içine, iste-
dikleri kadar amino asit, istedikleri kadar da (bir tekinin bile rast-
lantısal oluflma ihtimali 10950 olan) protein doldursunlar. Bu karı-
flımlara istedikleri oranda ısı ve nem versinler. Bunları istedikleri
geliflmifl cihazlarla karıfltırsınlar. Varillerin baflına da dünyanın ön-
de gelen bilim adamlarını koysunlar. Bu uzmanlar babadan o¤ula,
kuflaktan kufla¤a aktararak nöbetlefle milyarlarca, hatta trilyonlar-
ca sene sürekli varillerin baflında beklesinler. Bir canlının oluflma-
sı için hangi flartların var olması gerekti¤ine inanılıyorsa hepsini
kullanmak serbest olsun. Ancak, ne yaparlarsa yapsınlar o varil-
lerden kesinlikle bir canlı çıkartamazlar. Zürafaları, aslanları, arı-
ları, kanaryaları, bülbülleri, papa¤anları, atları, yunusları, gülleri,
orkideleri, zambakları, karanfilleri, muzları, portakalları, elmaları,
hurmaları, domatesleri, kavunları, karpuzları, incirleri, zeytinleri,
üzümleri, fleftalileri, tavus kufllarını, sülünleri, renk renk kelebek-
leri ve bunlar gibi milyonlarca canlı türünden hiçbirini olufltura-
mazlar. De¤il burada birkaçını saydı¤ımız bu canlı varlıkları, bun-
ların tek bir hücresini bile elde edemezler.
Kısacası, bilinçsiz atomlar biraraya gelerek hücreyi olufltura-
mazlar. Sonra yeni bir karar vererek bir hücreyi ikiye bölüp, sonra
art arda baflka kararlar alıp, elektron mikroskobunu bulan, sonra
kendi hücre yapısını bu mikroskop altında izleyen profesörleri
oluflturamazlar. Madde, ancak Allah'ın üstün yaratmasıyla hayat
bulur. Bunun aksini iddia eden evrim teorisi ise, akla tamamen ay-
kırı bir safsatadır. Evrimcilerin ortaya attı¤ı iddialar üzerinde bi-
raz bile düflünmek, üstteki örnekte oldu¤u gibi, bu gerçe¤i açıkça
gösterir.
Evrim Yan›lg›s›
Göz ve Kulaktaki TeknolojiEvrim teorisinin kesinlikle aç›klama getiremeyece¤i bir di¤er
konu ise göz ve kulaktaki üstün alg›lama kalitesidir.
Gözle ilgili konuya geçmeden önce "nas›l görürüz" sorusuna
k›saca cevap verelim. Bir cisimden gelen ›fl›nlar gözde retinaya
ters olarak düflerler. Bu ›fl›nlar, buradaki hücreler taraf›ndan elekt-
rik sinyallerine dönüfltürülür ve beynin arka k›sm›ndaki görme
merkezi denilen küçücük bir noktaya ulafl›rlar. Bu elektrik sinyal-
leri bir dizi ifllemden sonra beyindeki bu merkezde görüntü olarak
alg›lan›r. Bu bilgiden sonra flimdi düflünelim:
Beyin ›fl›¤a kapal›d›r. Yani beynin içi kapkaranl›kt›r, ›fl›k bey-
nin bulundu¤u yere kadar giremez. Görüntü merkezi denilen yer
kapkaranl›k, ›fl›¤›n asla ulaflmad›¤›, belki de hiç karfl›laflmad›¤›n›z
kadar karanl›k bir yerdir. Ancak siz bu zifiri karanl›kta ›fl›kl›, p›r›l
p›r›l bir dünyay› seyretmektesiniz.
Üstelik bu o kadar net ve kaliteli bir görüntüdür ki 21. yüzy›l
teknolojisi bile bu netli¤i her türlü imkana ra¤men sa¤layamam›fl-
t›r. Örne¤in flu anda okudu¤unuz kitaba, kitab› tutan ellerinize ba-
k›n, sonra bafl›n›z› kald›r›n ve çevrenize bak›n. Bu gördü¤ünüz
netlikte ve kalitedeki bir görüntüyü baflka bir yerde gördünüz
mü? Bu kadar net bir görüntüyü size dünyan›n bir numaral› tele-
vizyon flirketinin üretti¤i en geliflmifl televizyon ekran› dahi vere-
mez. 100 y›ld›r binlerce mühendis bu netli¤e ulaflmaya çal›flmak-
tad›r. Bunun için fabrikalar, dev tesisler kurulmakta, araflt›rmalar
yap›lmakta, planlar ve tasar›mlar gelifltirilmektedir. Yine bir TV
ekran›na bak›n, bir de flu anda elinizde tuttu¤unuz bu kitaba. Ara-
da büyük bir netlik ve kalite fark› oldu¤unu göreceksiniz. Üstelik,
TV ekran› size iki boyutlu bir görüntü gösterir, oysa siz üç boyut-
lu, derinlikli bir perspektifi izlemektesiniz.
Uzun y›llard›r, on binlerce mühendis üç boyutlu TV yapma-
K›yamet Alametleri
132
133
ya, gözün görme kalitesine ulaflmaya çal›flmaktalar. Evet üç boyut-
lu bir televizyon sistemi yapabildiler ama onu da gözlük takma-
dan üç boyutlu görmek mümkün de¤il, kald› ki bu suni bir üç bo-
yuttur. Arka taraf daha bulan›k, ön taraf ise ka¤›ttan dekor gibi
durur. Hiçbir zaman gözün gördü¤ü kadar net ve kaliteli bir gö-
rüntü oluflmaz. Kamerada da, televizyonda da mutlaka görüntü
kayb› meydana gelir.
‹flte evrimciler, bu kaliteli ve net görüntüyü oluflturan meka-
nizman›n tesadüfen olufltu¤unu iddia etmektedirler. fiimdi biri si-
ze, odan›zda duran televizyon tesadüfler sonucunda olufltu, atom-
lar biraraya geldiler ve bu görüntü oluflturan aleti meydana getir-
diler dese ne düflünürsünüz? Binlerce kiflinin biraraya gelip yapa-
mad›¤›n› fluursuz atomlar nas›l yaps›n?
Gözün gördü¤ünden daha ilkel olan bir görüntüyü oluflturan
alet tesadüfen oluflam›yorsa, gözün ve gözün gördü¤ü görüntü-
nün de tesadüfen oluflamayaca¤› çok aç›kt›r. Ayn› durum kulak
Evrim Yan›lg›s›
Gözü ve kula¤›, kamera ve ses kay›t cihazlar› ile k›yaslad›¤›m›zda, bu or-ganlar›m›z›n söz konusu teknoloji ürünlerinden çok daha kompleks, çokdaha baflar›l›, çok daha kusursuz tasar›mlar oldu¤unu görürüz.
için de geçerlidir. D›fl kulak, çevredeki sesleri kulak kepçesi vas›ta-
s›yla toplay›p orta kula¤a iletir; orta kulak ald›¤› ses titreflimlerini
güçlendirerek iç kula¤a aktar›r; iç kulak da bu titreflimleri elektrik
sinyallerine dönüfltürerek beyne gönderir. Aynen görmede oldu¤u
gibi duyma ifllemi de beyindeki duyma merkezinde gerçekleflir.
Gözdeki durum kulak için de geçerlidir, yani beyin ›fl›k gibi
sese de kapal›d›r, ses geçirmez. Dolay›s›yla d›flar›s› ne kadar gü-
rültülü de olsa beynin içi tamamen sessizdir. Buna ra¤men en net
sesler beyinde alg›lan›r. Ses geçirmeyen beyninizde bir orkestra-
n›n senfonilerini dinlersiniz, kalabal›k bir ortam›n tüm gürültüsü-
nü duyars›n›z. Ama o anda hassas bir cihazla beyninizin içindeki
ses düzeyi ölçülse, burada keskin bir sessizli¤in hakim oldu¤u gö-
rülecektir.
Net bir görüntü elde edebilmek ümidiyle teknoloji nas›l kul-
lan›l›yorsa, ses için de ayn› çabalar onlarca y›ld›r sürdürülmekte-
dir. Ses kay›t cihazlar›, müzik setleri, birçok elektronik alet, sesi al-
g›layan müzik sistemleri bu çal›flmalardan baz›lar›d›r. Ancak, tüm
teknolojiye, bu teknolojide çal›flan binlerce mühendise ve uzmana
ra¤men kula¤›n oluflturdu¤u netlik ve kalitede bir sese ulafl›lama-
m›flt›r. En büyük müzik sistemi flirketinin üretti¤i en kaliteli müzik
setini düflünün. Sesi kaydetti¤inde mutlaka sesin bir k›sm› kaybo-
lur veya az da olsa mutlaka parazit oluflur veya müzik setini açt›-
¤›n›zda daha müzik bafllamadan bir c›z›rt› mutlaka duyars›n›z.
Ancak insan vücudundaki teknolojinin ürünü olan sesler son de-
rece net ve kusursuzdur. Bir insan kula¤›, hiçbir zaman müzik se-
tinde oldu¤u gibi c›z›rt›l› veya parazitli alg›lamaz; ses ne ise tam
ve net bir biçimde onu alg›lar. Bu durum, insan yarat›ld›¤› günden
bu yana böyledir. fiimdiye kadar insano¤lunun yapt›¤› hiçbir gö-
rüntü ve ses cihaz›, göz ve kulak kadar hassas ve baflar›l› birer al-
g›lay›c› olamam›flt›r. Ancak görme ve iflitme olay›nda, tüm bunla-
r›n ötesinde çok daha büyük bir gerçek daha vard›r.
K›yamet Alametleri
134
135
Beynin ‹çinde Gören ve Duyan fiuur Kime Aittir?
Beynin içinde, ›fl›l ›fl›l renkli bir dünyay› seyreden, senfonile-
ri, kufllar›n c›v›lt›lar›n› dinleyen, gülü koklayan kimdir?
‹nsan›n gözlerinden, kulaklar›ndan, burnundan gelen uyar›-
lar, elektrik sinyali olarak beyne gider. Biyoloji, fizyoloji veya biyo-
kimya kitaplar›nda bu görüntünün beyinde nas›l olufltu¤una dair
birçok detay okursunuz. Ancak, bu konu hakk›ndaki en önemli
gerçe¤e hiçbir yerde rastlayamazs›n›z: Beyinde, bu elektrik sinyal-
lerini görüntü, ses, koku ve his olarak alg›layan kimdir? Beynin
içinde göze, kula¤a, burna ihtiyaç duymadan tüm bunlar› alg›la-
yan bir fluur bulunmaktad›r. Bu fluur kime aittir?
Elbette bu fluur beyni oluflturan sinirler, ya¤ tabakas› ve sinir
hücrelerine ait de¤ildir. ‹flte bu yüzden, herfleyin maddeden ibaret
oldu¤unu zanneden Darwinist-materyalistler bu sorulara hiçbir
cevap verememektedirler. Çünkü bu fluur, Allah'›n yaratm›fl oldu-
¤u ruhtur. Ruh, görüntüyü seyretmek için göze, sesi duymak için
kula¤a ihtiyaç duymaz. Bunlar›n da ötesinde düflünmek için bey-
ne ihtiyaç duymaz. Bu aç›k ve ilmi gerçe¤i okuyan her insan›n,
beynin içindeki birkaç santimetreküplük, kapkaranl›k mekana
tüm kainat› üç boyutlu, renkli, gölgeli ve ›fl›kl› olarak s›¤d›ran Yü-
ce Allah'› düflünüp, O'ndan korkup, O'na s›¤›nmas› gerekir.
Materyalist Bir ‹nançBuraya kadar incelediklerimiz, evrim teorisinin bilimsel bul-
gularla aç›kça çeliflen bir iddia oldu¤unu göstermektedir. Teorinin
hayat›n kökeni hakk›ndaki iddias› bilime ayk›r›d›r, öne sürdü¤ü
evrim mekanizmalar›n›n hiçbir evrimlefltirici etkisi yoktur ve fosil-
ler teorinin gerektirdi¤i ara formlar›n yaflamad›klar›n› göstermekte-
dir. Bu durumda, elbette, evrim teorisinin bilime ayk›r› bir düflünce
Evrim Yan›lg›s›
K›yamet Alametleri
136
Bütün hayat›m›z› beynimizin içinde yaflar›z. Gördü¤ümüz insanlar, koklad›¤›-m›z çiçekler, dinledi¤imiz müzik, tatt›¤›m›z meyveler, elimizde hissetti¤imiz›slakl›k... Bunlar›n hepsi beynimizde oluflur. Gerçekte ise beynimizde, nerenkler, ne sesler, ne de görüntüler vard›r. Beyinde bulunabilecek tek fleyelektrik sinyalleridir. K›sacas› biz, beynimizdeki elektrik sinyallerinin olufltur-du¤u bir dünyada yaflar›z. Bu bir görüfl veya varsay›m de¤il, dünyay› nas›lalg›lad›¤›m›zla ilgili bilimsel bir aç›klamad›r.
Hareket
Düflünme Dokunma
KonuflmaGörme
Tat alma
Koku almaiflitme
137
Evrim Yan›lg›s›
olarak bir kenara at›lmas› gerekir. Nitekim tarih boyunca dünya
merkezli evren modeli gibi pek çok düflünce, bilimin gündeminden
ç›kar›lm›flt›r. Ama evrim teorisi ›srarla bilimin gündeminde tutul-
maktad›r. Hatta baz› insanlar teorinin elefltirilmesini "bilime sald›r›"
olarak göstermeye bile çal›flmaktad›rlar. Peki neden?...
Bu durumun nedeni, evrim teorisinin baz› çevreler için, ken-
disinden asla vazgeçilemeyecek dogmatik bir inan›fl olufludur. Bu
çevreler, materyalist felsefeye körü körüne ba¤l›d›rlar ve Darwi-
nizm'i de do¤aya getirilebilecek yegane materyalist aç›klama ol-
du¤u için benimsemektedirler. Bazen bunu aç›kça itiraf da ederler.
Harvard Üniversitesi'nden ünlü bir genetikçi ve ayn› zamanda ön-
de gelen bir evrimci olan Richard Lewontin, "önce materyalist,
sonra bilim adam›" oldu¤unu flöyle itiraf etmektedir:
Bizim materyalizme bir inanc›m›z var, 'a priori' (önceden kabul edil-
mifl, do¤ru varsay›lm›fl) bir inanç bu. Bizi dünyaya materyalist bir
aç›klama getirmeye zorlayan fley, bilimin yöntemleri ve kurallar›
de¤il. Aksine, materyalizme olan 'a priori' ba¤l›l›¤›m›z nedeniyle,
dünyaya materyalist bir aç›klama getiren araflt›rma yöntemlerini ve
kavramlar› kurguluyoruz. Materyalizm mutlak do¤ru oldu¤una gö-
re de, ‹lahi bir aç›klaman›n sahneye girmesine izin veremeyiz.50
Bu sözler, Darwinizm'in, materyalist felsefeye ba¤l›l›k u¤ru-
na yaflat›lan bir dogma oldu¤unun aç›k ifadeleridir. Bu dogma,
maddeden baflka hiçbir varl›k olmad›¤›n› varsayar. Bu nedenle de
cans›z, bilinçsiz maddenin, hayat› yaratt›¤›na inan›r. Milyonlarca
farkl› canl› türünün; örne¤in kufllar›n, bal›klar›n, zürafalar›n, kap-
lanlar›n, böceklerin, a¤açlar›n, çiçeklerin, balinalar›n ve insanlar›n
maddenin kendi içindeki etkileflimlerle, yani ya¤an ya¤murla, ça-
kan flimflekle, cans›z maddenin içinden olufltu¤unu kabul eder.
Gerçekte ise bu, hem akla hem bilime ayk›r› bir kabuldür. Ama
Darwinistler, "‹lahi bir aç›klaman›n sahneye girmemesi" için, bu
kabulü savunmaya devam etmektedirler.
Canl›lar›n kökenine materyalist bir ön yarg› ile bakmayan
herkes ise, flu aç›k gerçe¤i görecektir: Tüm canl›lar, üstün bir güç,
bilgi ve akla sahip olan bir Yarat›c›n›n eseridirler. Yarat›c›, tüm ev-
reni yoktan var eden, en kusursuz biçimde düzenleyen ve tüm
canl›lar› da yarat›p flekillendiren Allah't›r.
Evrim Teorisi Dünya Tarihinin En Etkili Büyüsüdür
Burada flunu da belirtmek gerekir ki, ön yargısız, hiçbir ide-
olojinin etkisi altında kalmadan, sadece aklını ve mantı¤ını kulla-
nan her insan, bilim ve medeniyetten uzak toplumların hurafele-
rini andıran evrim teorisinin inanılması imkansız bir iddia oldu-
¤unu kolaylıkla anlayacaktır.
Yukarıda da belirtildi¤i gibi, evrim teorisine inananlar, büyük
bir varilin içine birçok atomu, molekülü, cansız maddeyi dolduran
ve bunların karıflımından zaman içinde düflünen, akleden, bulufl-
lar yapan profesörlerin, üniversite ö¤rencilerinin, Einstein, Hubb-
le gibi bilim adamlarının, Frank Sinatra, Charlton Heston gibi sa-
natçıların, bunun yanı sıra ceylanların, limon a¤açlarının, karanfil-
lerin çıkaca¤ına inanmaktadırlar. Üstelik, bu saçma iddiaya ina-
nanlar bilim adamları, profesörler, kültürlü, e¤itimli insanlardır.
Bu nedenle evrim teorisi için "dünya tarihinin en büyük ve en et-
kili büyüsü" ifadesini kullanmak yerinde olacaktır. Çünkü, dünya
tarihinde insanların bu derece aklını baflından alan, akıl ve man-
tıkla düflünmelerine imkan tanımayan, gözlerinin önüne sanki bir
perde çekip çok açık olan gerçekleri görmelerine engel olan bir
baflka inanç veya iddia daha yoktur. Bu, eski Mısırlıların Günefl
Tanrısı Ra'ya, Afrikalı bazı kabilelerin totemlere, Sebe halkının Gü-
nefl'e tapmasından, Hz. ‹brahim'in kavminin elleri ile yaptıkları
K›yamet Alametleri
138
139
putlara, Hz. Musa'nın kavminin altından yaptıkları buza¤ıya tap-
malarından çok daha vahim ve akıl almaz bir körlüktür. Gerçekte
bu durum, Allah'ın Kuran'da iflaret etti¤i bir akılsızlıktır. Allah, ba-
zı insanların anlayıfllarının kapanaca¤ını ve gerçekleri görmekten
aciz duruma düfleceklerini birçok ayetinde bildirmektedir. Bu
ayetlerden bazıları flöyledir:
fiüphesiz, inkar edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için
fark etmez; inanmazlar. Allah, onların kalplerini ve kulakla-
rını mühürlemifltir; gözlerinin üzerinde perdeler vardır. Ve
büyük azap onlaradır. (Bakara Suresi, 6-7)
…Kalpleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır
bununla görmezler, kulakları vardır bununla iflitmezler. Bun-
lar hayvanlar gibidir, hatta daha afla¤ılıktırlar. ‹flte bunlar ga-
fil olanlardır. (Araf Suresi, 179)
Allah Hicr Suresi'nde ise, bu insanlar›n mucizeler görseler
bile inanmayacak kadar büyülendiklerini flöyle bildirmektedir:
Onların üzerlerine gökyüzünden bir kapı açsak, ordan yukarı
yükselseler de, mutlaka: "Gözlerimiz döndürüldü, belki biz
büyülenmifl bir toplulu¤uz" diyeceklerdir. (Hicr Suresi, 14-15)
Bu kadar genifl bir kitlenin üzerinde bu büyünün etkili olma-
sı, insanların gerçeklerden bu kadar uzak tutulmaları ve 150 yıldır
bu büyünün bozulmaması ise, kelimelerle anlatılamayacak kadar
hayret verici bir durumdur. Çünkü, bir veya birkaç insanın imkan-
sız senaryolara, saçmalık ve mantıksızlıklarla dolu iddialara inan-
maları anlaflılabilir. Ancak dünyanın dört bir yanındaki insanların,
fluursuz ve cansız atomların ani bir kararla biraraya gelip; ola¤a-
nüstü bir organizasyon, disiplin, akıl ve fluur gösterip kusursuz
bir sistemle iflleyen evreni, canlılık için uygun olan her türlü özel-
li¤e sahip olan Dünya gezegenini ve sayısız kompleks sistemle do-
natılmıfl canlıları meydana getirdi¤ine inanmasının, "büyü"den
baflka bir açıklaması yoktur.
Evrim Yan›lg›s›
Nitekim, Allah Kuran'da, inkarcı felsefenin savunucusu olan
bazı kimselerin, yaptıkları büyülerle insanları etkilediklerini Hz.
Musa ve Firavun arasında geçen bir olayla bizlere bildirmektedir.
Hz. Musa, Firavun'a hak dini anlattı¤ında, Firavun Hz. Musa'ya,
kendi "bilgin büyücüleri" ile insanların toplandı¤ı bir yerde karflı-
laflmasını söyler. Hz. Musa, büyücülerle karflılafltı¤ında, büyücüle-
re önce onların marifetlerini sergilemelerini emreder. Bu olayın
anlatıldı¤ı ayet flöyledir:
(Musa:) "Siz atın" dedi. (Asalarını) atıverince, insanların göz-
lerini büyüleyiverdiler, onları dehflete düflürdüler ve (ortaya)
büyük bir sihir getirmifl oldular. (Araf Suresi, 116)
Görüldü¤ü gibi Firavun'un büyücüleri yaptıkları "aldatmaca-
lar"la -Hz. Musa ve ona inananlar dıflında- insanların hepsini bü-
yüleyebilmifllerdir. Ancak, onların attıklarına karflılık Hz. Mu-
sa'nın ortaya koydu¤u delil, onların bu büyüsünü, Kuran'daki ifa-
deyle "uydurduklarını yutmufl" yani etkisiz kılmıfltır:
Biz de Musa'ya: "Asanı fırlatıver" diye vahyettik. (O da fırlatı-
verince) bir de baktılar ki, o bütün uydurduklarını derleyip-to-
parlayıp yutuyor. Böylece hak yerini buldu, onların bütün yap-
K›yamet Alametleri
140
Geçmifl zamanlarda timsaha tapan insanlar›n inan›fllar› ne derece garip ve ak›l almazsa günü-müzde Darwinistlerin inan›fllar› da ayn› derecede ak›l almazd›r. Darwinistler tesadüfleri ve can-s›z fluursuz atomlar› yarat›c› güç olarak kabul ederler hatta bu inanca bir dine ba¤lan›r gibiba¤lan›rlar.
makta oldukları geçersiz kaldı. Orada yenilmifl oldular ve kü-
çük düflmüfller olarak tersyüz çevrildiler. (Araf Suresi, 117-119)
Ayetlerde de bildirildi¤i gibi, daha önce insanları büyüleye-
rek etkileyen bu kiflilerin yaptıklarının bir sahtekarlık oldu¤unun
anlaflılması ile, söz konusu insanlar küçük düflmüfllerdir. Günü-
müzde de bir büyünün etkisiyle, bilimsellik kılıfı altında son dere-
ce saçma iddialara inanan ve bunları savunmaya hayatlarını ada-
yanlar, e¤er bu iddialardan vazgeçmezlerse gerçekler tam anla-
mıyla açı¤a çıktı¤ında ve "büyü bozuldu¤unda" küçük duruma
düfleceklerdir. Nitekim yaklafl›k 60 yafl›na kadar evrimi savunan
ve ateist bir felsefeci olan, ancak daha sonra gerçekleri gören Mal-
colm Muggeridge evrim teorisinin yak›n gelecekte düflece¤i duru-
mu flöyle aç›klamaktad›r:
Ben kendim, evrim teorisinin, özellikle uygulandı¤ı alanlarda, gele-
ce¤in tarih kitaplarındaki en büyük espri malzemelerinden biri ola-
ca¤ına ikna oldum. Gelecek kuflak, bu kadar çürük ve belirsiz bir hi-
potezin inanılmaz bir saflıkla kabul edilmesini hayretle karflılaya-
caktır.51
Bu gelecek, uzakta de¤ildir aksine çok yakın bir gelecekte in-
sanlar "tesadüfler"in ilah olamayacaklarını anlayacaklar ve evrim
teorisi dünya tarihinin en büyük aldatmacası ve en fliddetli büyü-
sü olarak tanımlanacaktır. Bu fliddetli büyü, büyük bir hızla dün-
yanın dört bir yanında insanların üzerinden kalkmaya bafllamıfltır.
Art›k evrim aldatmacasının sırrını ö¤renen birçok insan, bu aldat-
macaya nasıl kandı¤ını hayret ve flaflkınlıkla düflünmektedir.
...Sen yücesin, bize ö¤retti¤indenbaflka bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten Sen, herfleyi bilen, hü-küm ve hikmet sahibi olans›n.
(Bakara Suresi, 32)
K›yamet Alametleri
142
1 Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Ye-
ni Asya Neflriyat, 1990, s.318, ‹smail
Mutlu, K›yamet Alametleri, Mutlu Ya-
y›nc›l›k, ‹stanbul, 1996, s.214
2 NASA, "Primary Mission Accomplis-
hed:1969, Scientific Work Begins",
h t tp ://www.hq.nasa .gov/off i -
ce/pao/History/SP-4214/ch9-6.html
3 Bediüzzaman Said Nursi, fiualar, s.
360, fiaban Dö¤en, Mehdi ve Deccal,Gençlik Yay›nlar›, ‹stanbul, 1998, s.15
4 M. Encarta Encyclopedia 2000, "Terro-
rism"
5 Britannica Encyclopedia 2000, "The
blast of World War II"
6 BBC News Online, "The first horse-
man: Environmental disaster", Aral›k
1999, http://news.bbc.co.uk/hi/eng-
lish/sci/tech/newsid_563000/
563127.stm
7 National Climatic Data Center, "Billion
Dollar U.S. Weather Disasters", Ekim
2000,
http://www.ncdc.noaa.gov/ol/re-
ports/billionz.html
8 M. Encarta Encyclopedia 2000, "Cent-
ral America"
9 Time, 6 fiubat 1995, "Economic Af-
tershock"
10 US Geological Survey NationalEarthquake Information Center, “Earth-
quake Facts and Statistics”, 2000,
http://wwwneic.cr.usgs.gov/ne-
is/eqlists/eqstats.html
http://wwwneic.cr.usgs.gov/ne-
is/bulletin/1999_stats.html
11 UNICEF, "Children and Poverty:
Key Facts", 2000, http://www.uni-
cef.org/
copenhagen5/factsheets.htm
12 Manufacturing Dissent, “World Sta-
tistics – The Rich and the Poor”, 1999,
http://www.reagan.com/
HotTopics.main/HotMike/docu-
ment-8.13.1999.6.html
13 UNICEF, "Children and Poverty:
Key Facts", 2000, http://www.uni-
cef.org/
copenhagen5/factsheets.htm
14 FAO, "The state of food insecurity
in the world", 2000,
http://www.fao.org/FOCUS/E/SO-
FI00/sofi001-e.htm
15 Human Development Report 1998,United Nations Development Program-me, New York, Eylül 1998- www.one-
world.org/ni/issue310/facts.htm
16 Manufacturing Dissent, “World Sta-
tistics – The Rich and the Poor”, 1999,
http://www.reagan.com/HotTo-
pics.main/HotMike/document-
8.13.1999.6.html
17 WHO, “Young People and Sexually
Transmitted Diseases”, Fact sheet no:
186, Aral›k 1997,
http://www.who.int/inf-fs/en/
fact186.html
18 WHO, "Report on the Global
HIV/AIDS Epidemic", Haziran 2000,
http://www.unaids.org/epide-
m i c _ u p d a t e / r e p o r t / E p i _ r e -
port.htm#aids
19 WHO, "Report on the Global
HIV/AIDS Epidemic", Haziran 2000,
http://www.unaids.org/epide-
mic_update/report/Epi_report.
htm#aids
20 United Nations Office for Drug Cont-rol and Crime Prevention, Global Report
on Crime and Justice, 1999,
http://www.uncjin.org/Special/Glo-
balReport.html
21 M. Encarta Encyclopedia 2000,"Aging"
22 United Nations Population Division,Department of Economic and Social Affa-irs, The Ageing of the World's Popula-
tion, 2000,
h t t p : / / w w w. u n . o r g / e s a / s o c -
dev/ageing/agewpop.htm
N o t l a r
143
Notlar
23 UNESCO Statistical Yearbook, 1997- ek-
le- http://www.education.nic.in/
htmlweb/arhrne.htm
24 Bediüzzaman Said Nursi, fiualar, 5.
fiua, 17. Mesele; ‹smail Mutlu, K›yametAlametleri, Mutlu Yay›nc›l›k, ‹stanbul,
1996, s.214
25 Time, 7 Nisan 1997, "The lure of the
cult"
26 Britannica CD 2000, "From Year in Re-
view 1993: Chronology"
27 Time, 17 Ekim 1994, "In The Reign Of
Fire"
28 M. Encarta Encyclopedia 2000, "Moon,
Sun Myung", "Unification Church"
29 The Guardian, 29 Mart 2000, "Grim evi-
dence of worst cult slaughter"
30 CNN, "Jonestown, 1978",
h t t p : / / w w w. c n n . c o m / S P E C I -
ALS/1999/century/episodes/08/timeli-
nes/headlines/infoboxes/jonestown.html
31 Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat,Enver Neflriyat, ‹stanbul, 1996, s.57-58
32 Sidney Fox, Klaus Dose, MolecularEvolution and The Origin of Life, New
York: Marcel Dekker, 1977, s. 2
33 Alexander I. Oparin, Origin of Life,
(1936) New York, Dover Publications,
1953 (Reprint), s.196
34 New Evidence on Evolution of Early
Atmosphere and Life, Bulletin of the Ame-rican Meteorological Society, cilt 74, Kas›m
1982, s. 1328-1330.
35 Stanley Miller, Molecular Evolution ofLife: Current Status of the Prebiotic Synthe-sis of Small Molecules, 1986, s. 7
36 Jeffrey Bada, Earth, fiubat 1998, s. 40
37 Leslie E. Orgel, "The Origin of Life on
Earth", Scientific American, cilt 271, Ekim
1994, s. 78
38 Charles Darwin, The Origin of Species:A Facsimile of the First Edition, Harvard
University Press, 1964, s. 189
39 Charles Darwin, The Origin of Species:A Facsimile of the First Edition, s. 184.
40 B. G. Ranganathan, Origins?, Pennsyl-
vania: The Banner Of Truth Trust, 1988.
41 Charles Darwin, The Origin of Species:A Facsimile of the First Edition, Harvard
University Press, 1964, s. 179
42 Derek A. Ager, "The Nature of the Fos-sil Record", Proceedings of the British
Geological Association, cilt 87, 1976,
s.133
43 Douglas J. Futuyma, Science on Trial,New York: Pantheon Books, 1983. s. 197
44 Solly Zuckerman, Beyond The Ivory To-wer, New York: Toplinger Publications,
1970, s. 75-94; Charles E. Oxnard, "ThePlace of Australopithecines in Human Evo-lution: Grounds for Doubt", Nature, cilt
258, s. 389
45 J. Rennie, "Darwin's Current Bulldog:
Ernst Mayr", Scientific American, Aral›k
1992
46 Alan Walker, Science, cilt 207, 1980, s.
1103; A. J. Kelso, Physical Antropology, 1.
bask›, New York: J. B. Lipincott Co.,
1970, s. 221; M. D. Leakey, Olduvai Gor-
ge, cilt 3, Cambridge: Cambridge Uni-
versity Press, 1971, s. 272
47 Time, Kas›m 1996
48 S. J. Gould, Natural History, cilt 85,
1976, s. 30
49 Solly Zuckerman, Beyond The Ivory To-wer, New York: Toplinger Publications,
1970, s. 19
50 Richard Lewontin, "The Demon-Haun-ted World", The New York Review of Bo-
oks, 9 Ocak, 1997, s. 28
51 Tim Jacob, "Olfaction", 2001,
http://www.cf.ac.uk/biosi/staff/jacob/teac-
hing/sensory/olfact1.html.
K›yamet Alametleri
144
-Ahmed Faiz, Kur'an ve Sünnette K›yamet ve Ahiret, Uysal Kitabevi, Konya, 1998
-Ali bin Hüsamüddin, Kitabül Burhan Fi Alametil Mehdiyyil Ahir Zaman (Ahir Za-
man Mehdi'sinin Alametleri), Gonca Yay›nevi, ‹stanbul, 1986
-Abdülkadir el-Hac Mutlaku'r-Rahbavi, Ahiret Günü, Güven Matbaas›, Ankara,
1970
-Burhan Bozgeyik, Ölüm Sonras› Hayat, TÜRDAV, ‹stanbul, 1999
-‹smail Mutlu, K›yamet Alametleri, Mutlu Yay›nc›l›k, ‹stanbul, 1999
-G. Ahmed Ziyaüddin, Ramuz- El Ehadis, cilt 1-2, Gonca Yay›nevi, ‹stanbul,
1997
-H. Akda¤ – M. Sevgili, Son Zamanlarla ‹lgili Hadisler, Tekin Kitabevi, 1986
-Haydar Hatipo¤lu, Sünen-i ‹bni Mace Tercemesi ve fierhi , Kahraman Yay›nlar›,
‹stanbul, 1983
-Heytemi Ahmet ‹bn-i Hacer-i Mekki, El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyyil
Muntazar (Beklenen Mehdi'nin Alametleri), fiafak Yay›nevi, Manisa, 1985
-‹mam Rabani, Mektubat-› Rabbani, Çev. Abdulkadir Akçiçek, Cilt 2, ‹stanbul
Da¤›t›m A.fi., ‹stanbul
-‹mam-› fia'rani, Ölüm K›yamet ve Dirilifl, Pamuk Yay›nlar›, ‹stanbul, 1998
-Prof. Dr. ‹brahim Canan, Kütüb-i Sitte Muhtasar› Tercüme ve fierhi, Cilt 14, Ak-
ça¤ Bas›mevi, Ankara, 1992
-fiaban Dö¤en, Mehdi ve Deccal, Gençlik Yay›nlar›, ‹stanbul, 1998, s.60
-Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, Enver Neflriyat, ‹stanbul, 1996
-Ömer Faruk Yavuz, Kur'an ve K›yamet, Marifet Yay›nlar›, ‹stanbul
-Sidney Fox, Klaus Dose, Molecular Evolution and The Origin of Life, New York:
Marcel Dekker, 1977
-Alexander I. Oparin, Origin of Life, (1936) New York, Dover Publications, 1953
(Reprint)
-Stanley Miller, Molecular Evolution of Life: Current Status of the Prebiotic Synthe-
sis of Small Molecules, 1986
-Charles Darwin, The Origin of Species: A Facsimile of the First Edition, Harvard
University Press, 1964
-B. G. Ranganathan, Origins?, Pennsylvania: The Banner Of Truth Trust, 1988
-Douglas J. Futuyma, Science on Trial, New York: Pantheon Books, 1983
-Solly Zuckerman, Beyond The Ivory Tower, New York: Toplinger Publications,
1970
-A. J. Kelso, Physical Antropology, 1. bask›, New York: J. B. Lipincott Co., 1970
K a y n a k ç a