kepenk 36

48
degerlerimizlebuyuyoruz.com O, hem kendine hem de takımına güvenmenin değerini biliyor. Tıpkı bizim gibi. Çünkü biz hep buna inandık: Hayatta ne yaptığımız kadar nasıl yaptığımız da önemli. SA Ğ LAM BANKACILIK Türkiye’de 3 milyon KOBİ var. Ama sadece biri Fahri Bey.

Upload: murat-duran

Post on 20-Mar-2016

224 views

Category:

Documents


7 download

DESCRIPTION

kepenk dergisi 36. sayı

TRANSCRIPT

Page 1: kepenk 36

degerlerimizlebuyuyoruz.com

O, hem kendine hem de takımınagüvenmenin değerini biliyor.

Tıpkı bizim gibi.

Çünkü biz hep buna inandık:Hayatta ne yaptığımız kadar

nasıl yaptığımız da önemli.S AĞ L A M B A N K A C I L I K

Türkiye’de3 milyon KOBİ var.Ama sadece biriFahri Bey.

Page 2: kepenk 36
Page 3: kepenk 36
Page 4: kepenk 36

KEPENK 4 EYLÜL-EKİM 2011

İÇİNDEKİLER

KEPENKE S N A F I N G Ü R S E S İ

ESNAF VE SANATKARLAR DERNEĞİ YAYIN ORGANI

EYLÜL-EKİM 2011 / YIL: 7 SAYI: 36 / ISSN: 1306-2778

ÜCRETSİZDİR

TSE Başkanı Hulusi Şentürk; “TSE Olarak Helal GıdaBelgelendirmesine Başladık.”

Gazi ŞahinElmadağ Belediye Başkanı;“Ahilik, Kardeşliğin Temelidir.”

Abdurrahman Kaan;“Dünya’da Peynir Üretiminde İlk 5 Firmadan Biriyiz.”

TASAM, Balkan İletişim Ağı Yıllık Konferansı Ohri’de Yapıldı

2. Altın Kepenk Ödüllü Kısa Film Yarışması Başlıyor

Erhan Erken İTİCÜ Müt. Hey. Bşk.; “Altın Kepenk Kısa Film Yarışması Önemli Bir Projedir.”

Helal Gıda Cirosu2 Trilyon Dolara Ulaştı

Markalar “Helal”leşiyor

SAYI: 36 EYLÜL/EKİM 2011

ESDER (Esnaf ve Sanatkârlar Derneği) ADINAİMTİYAZ SAHİBİ:MAHMUT ÇELİKUS

GENEL YAYIN YÖNETMENİ & EDİTÖR: MUHAMMED ÇELİK

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: MEHMET ÇETİN

YAYIN KURULU: PROF. DR. OSMAN ALTUĞDOÇ. DR. OYA AKGÖNENÇMUSTAFA ÖZELMURAT DURANABDURRAHİM ÇELİKDENYUSUF YILMAZNECATİ DURANERDAL ÇAKIROĞLUMURAT KILIÇADIGÜZEL KUL

YÖNETİM ADRESİ:İSTANBUL CAD. SOYDAŞLAR SK. NO: 19/6KAT: 4 ULUS/ANKARATEL: (0312) 310 47 97FAKS: (0312) 310 47 [email protected]@hotmail.com

GRAFİK - TASARIM:İBRAHİM SAĞLAM - (0532) 460 96 41

BASKI: ANIL GRUP MATBAACILIKDİKMEN CADDESİ NO: 244/11-16 DİKMEN TEL: (0312) 483 63 53www.anilmatbaa.net

BASKI TARİHİ: 11.10.2011YAYIN TÜRÜ: SÜRELİ YAYINISSN: 1306-2778

KEPENK dergisine gelen yazıların yayınlanma hakkı dergiye, yayınlanan yazıların sorumluluğu ise yazarlara aittir. Yazı ve resimler kaynak gösterilerek iktibas edilebilir. Dergimiz basın ve meslek ilkelerine uyar.

ÜCRETSİZDİR

8

16

20

24

K A PA K KO N U S UHelal Gıda Pazarı İştah Kabartıyor

H E L A L Ü RÜ N S E R T İ F İ K A L I M A R K A L A RKahvaltılık Sektörünün Parlayan Yıldızı: KAANLAR

K Ü LT Ü R & S A NATALTINKEPENK KISA FiLM YARIŞMASI

AY I N KO N U Ğ UTSE Başkanı Hulusi Şentürk; “TSE Olarak Helal Gıda Belgelendirmesine Başladık”

Küresel helal gıda piyasasının değeri Dünya Helal Forumu tarafından

yapılan araştırmaya göre 2009’da 632 milyar dolardı. Helal endüstrisi uzman-ları, tüm helal gıdalar ve gıda harici ürün ve hizmetlerden oluşan küresel helal piyasasının hacminin yıllık 1,2 trilyon dolar ile 2 trilyon dolar arasında değiştiğini ifade ediyor. Bu sayılar göz...

KAANLAR GIDA SAN. VE TİC. A.Ş. olarak 1978 yılından beri faa-

liyet halinde olan bir firmayız, çalışma alanımız gıda sektöründe süt ürünleri ve zeytin üretimi olarak 2 başlıktadır. Sadece süt ürünleri üreten bir firma de-ğildir. Zeytinde de ciddi faaliyetleri olan 2 tane fabrikası bulunan bir grubuz...

Eğitim bir ülkenin geleceğini etkileyen en önemli müessesesi

olduğu için son derece ciddiyet ve hassasiyet gerektirir. Sosyal sorumluluk anlayışıyla Dünyaya örnek olan İstanbul Ticaret Odası’nın  o dönemki Yönetim Kurulunun teşebbüsü ve o tarihte Genel Sekreter olan merhum Prof. Dr. İsmail Özarslan’ın da gayretleriyle İstanbul...

1963 yılında İstanbul’da doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi Maltepe’de

tamamladım. 1987 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden İşletme Mühendisi olarak mezun oldum. 1996 yılına kadar ailemize ait mermer işlet-mesini idare ettim. Bunu takiben, 1996 yılından itibaren İstanbul’un endüstriyel merkezlerinden biri olan Pendik...

Page 5: kepenk 36

KEPENK 5 EYLÜL-EKİM 2011

REKLAM İNDEKSİ ÖN İÇ KAPAK ........... HALKBANKASI ARKA İÇ KAPAK ........... CANSUYU ARKA KAPAK ........... NEOVA SİGORTA 1 ........... KUVEYTTÜRK 2 ........... KAANLAR 3 ........... ANFA 6 ........... AZİZİYE EĞİTİM KURUMLARI 15 ........... BEYZA PİLİÇ 23 ........... BEYPAZARI SODA 29 ........... BUGSAŞ 41 ........... EMİN EVİM 46 ........... CNREXPO İSTANBUL 47 ........... HİCRET ŞEKERLEME 48 ........... KALDIRIMOĞLU GRUP

7........BAŞKANDAN

8........KAPAK KONUSU: .....HELAL GIDA PAZARI İŞTAH KABARTIYOR

16........KAHVALTILIK SEKTÖRÜNÜN PARLAYAN YILDIZI: KAANLAR

20........ALTINKEPENK KISA FİLM YARIŞMASI TÜRK SİNEMASI’NA TÜRK ESNAFINA VE TÜRK TİCARETİNE KATKIDA BULUNACAK

24........TSE BAŞKANI HULUSİ ŞENTÜRK; “TSE OLARAK HELAL GIDA BELGELENDİRMESİNE BAŞLADIK”

28........SARI TAKSİLER, SARI AMBULANS .....TAKSİCİLER DE KAHRAMAN OLDU

30........GELENEKTEN GELECEĞE MADO

34........ANADOLUNUN LEZZETLERİNİ DÜNYAYA TATTIRAN MARKA: SELVA

38........ESDER 24. AHİLİK KÜLTÜRÜ HAFTASI VE ESNAF BAYRAMI’NI ELMADAĞ BELEDİYESİ İLE ELMADAĞ’DA KUTLADI

42........PROF. DR. AHMET MARANKİ İLE .....HELAL GIDA&SAĞLIĞIMIZ

44........BALKAN İLETİŞİM AĞI YILLIK KONFERANSI OHRİ’DE YAPILDI

KEPENKE S N A F I N G Ü R S E S İ

30

34

38

44

H E L A L Ü RÜ N S E R T İ F İ K A L I M A R K A L A RGelenekten Geleceğe MADO

H E L A L Ü RÜ N S E R T İ F İ K A L I M A R K A L A RAnadolunun LezzetleriniDünyaya Tattıran Marka: SELVA

E T K İ N L İ KESDER 24. AHİLİK KÜLTÜRÜ HAFTASI ve Esnaf Bayramı’nı Elmadağ Belediyesi ile Elmadağ’da Kutladı

U LU S L A R A R A S I İ L İ Ş K İ L E RBalkan İletişim Ağı Yıllık Konferansı Ohri’de Yapıldı

Dondurma ile geçmişimiz 1850’ li yıllara babamızın dedesinin

dondurmacılık yaptığı zamanlara kadar uzanmaktadır. MADO olarak sektöre adım atışımız 18. yılına ulaşmıştır. 18 yıl önce Caddebostan’ da ilk Cafe’ nin açılmasıyla başlayan ve giderek yurdun dört bir yanına hızla yayılan MADO cafeler, 10 yıl içinde gerek Dünyada...

Selva Gıda 1988 yılında un ve irmik üretmek üzere, İttifak Holding’in ilk

işletmesi olarak kuruldu. 1998 yılında, kalite ve lezzetten ödün vermeyen tecrübesini makarnaya aktardı. Yıllar içerisinde, bulunduğu sektörlerde yaptı-ğı yenilikler ve ilklerle anıldı. Hep aynı lezzet, hep aynı kalite ve hep aynı estetik felsefesiyle bilindi. Her pakette...

3 Eylül 2011 Cuma günü namaz öncesi Esentepe Merkez Camii Şerifinde,

Ahi Evran Hz. İle Müteveffa Esnaf ve Sanatkârlarımızın Ruhuna Mevlid-i Şerif ve Kuran-ı Kerim Kıraati okutuldu. Ar-dından Cuma Namazı’ nın akabinde Ca-mii çıkışında Camii avlusunda Elmadağ Belediye Başkanı Gazi ŞAHİN ve Esder Genel Başkanı Mahmut ÇELİKUS...

Balkan İletişim Ağı Yıllık Konferansı  Türk Asya Stratejik Araştırma-

lar Merkezi TASAM ve Makedonya Bilimler Akademisi (MANU) Stratejik Araştırmalar Merkezi iş birliği ile Makedonya’nın Ohrid şehrinde gerçek-leştirildi. 15 – 17 Eylül 2011 tarihleri arasında altıncısı gerçekleştirilen toplantıda “Enerji, Güvenlik ve...

Page 6: kepenk 36
Page 7: kepenk 36

KEPENK 7 MART-NİSAN 2011

BAŞYAZI

Başkandan

İnsan bilinçli bir varlıktır ve yapıp ettiklerinden sorumludur. Bizler de yediklerimizden söylediklerimize aldığımızdan verdiğimize, her şeyden Rabbimize karşı sorumluyuz. Araştır-makla ve öğrenmekle mükellefiz. Bu nedenle de gıda üzerine tartışmalar arttıkça halkımız temiz, doğal ve sağlıklı olanı, başka bir deyişle helal olanı arıyor. Bu temiz ve sağlıklı gıda arayışı da bizi son yıllarda yükselen “Helal Gıda” ya götürüyor.

İkinci dünya savaşından sonra tüketi-min körüklenmesi ve tüketimle gele-cek olan özgürleşme - modernleşme söylemleriyle beraber kapitalist bir anlayışla “ucuz maliyet-çok kazanç” formülü uygulamaya geçirildi. Bu da dünya çapında bir gıda terörüne yol açtı. Bitki ve hayvanların genleriyle

oynandı. Hayvan leşleri, domuz eti bildiğimiz ete karıştırıldı. Çürümüş, eskimiş, bozulmuş, kokuşmuş, bayat-lamış her türlü ürün çeşitli işlemler-den geçirilerek ve güzelce ambalajla-narak yeniden evlerimize sokuldu.

Çağımızda, Helal Gıda arayışları, Müslümanların çoğunlukta yaşadığı ülkelerden ziyade azınlıkta kaldığı ülkelerde, kendilerine ve çocuklarına Helal yiyecek bulma gayretleriyle başladı. İslam dininin en önemli kıstaslarından olan helal için uzun süren çalışmalar yapıldı. Bu noktada özellikle Yahudiler oldukça dikkat çekiciydi. Yahudiler kendi dinlerinin kıstası olan kosher damgasını bir zorunluluk haline getirmişlerdi ve kosher için çok sayıda firma hummalı bir çalışma yürütmekteydi. Üstelik

Amerika başta olmak üzere pek çok ülkede temiz olduğu gerekçesiyle benimsenmişti.

Kepenk’ in bu sayısında özellikle He-lal Gıdayı seçtik. Çünkü bu bilinçsiz-lik sağlığımızı tehdit ettiği gibi gele-cek nesillerimizi de etkiliyor. Üstelik ekonomiye de zarar veriyor. Ancak yine de hiçbir şey için geç değil. Sağ-lıksız ve pis ortamlarda üretilen her türlü ürüne karşı Helal Gıda, gönül

rahatlığıyla damak tadımıza hitap ediyor. Şimdilik ülkemizde Helal damgalı ürünler pek göze çarpmasa da yurtdışında kolay bulunuyor. Bu-nunla birlikte ülkemizde üretilen pek çok ürün ihraç edilebilmek için bu sertifikayı almasına rağmen iç piyasa-daki ambalajında bunu kullanmıyor.

Müslüman için kazanılan para kadar paranın harcandığı yer ve boğazdan geçeninin Helal olması da hayati önem taşımaktadır. Elbette ki hal-kımızın talebi doğrultusunda bu eksiklik zamanla giderilecek ve Helal Sertifikalı ürünler ülkemizde de hızla yaygınlaşarak aranılan en önemli standard olacaktır.

AHİLİK; AHLAK İLE SANATIN UYUMLU BİR BİRLEŞİMİDİRAhilik, Anadolu’da 13. asırda ahlak-la sanatın uyumlu birleşimidir. Ahi Evren tarafından kurulmuştur. Bu anlayışın temelinde kardeşlik, birlik ve beraberlik vardır. Ahiliğin temel misyonunun ahlaklı fertler yetiştire-rek mükemmel topluluklara ulaşmak ve bu şekilde insanlara ve insanlığa hizmet etmek etmektir. Ecdadımız 7 asır önce bu kültürle tanışmıştır. Bizler de o neslin devamı olarak kendi öz kültürümüze sahip çıkma mecburiyetindeyiz. Bugünün Tür-kiye’sinde sorunlara köklü çözüm yolu bulmamız ancak bu şekilde mümkün olabilir” diye konuştu.

TÜRKİYE, HELAL SERTİFİKALI ÜRÜN SEKTÖRÜNDE MERKEZ ÜSSÜ OLABİLİR

MAHMUT ÇELİKUSESDER GENEL BAŞKANI

Page 8: kepenk 36

Dünya Helal Forumu tarafından yapılan araştırmaya göre yalnızca gıdada değil, kozmetik, tekstil, deri, turizm, lojistik, makine gibi birçok sektörde, insan sağlığına zarar vermeyen, sağlıklı hammaddelerle, sağlıklı, hijyenik koşullarda üretimi şart koşan helal pazarı iş hacmi yıllık 2 trilyon dolara ulaştı. Türkiye’nin de bu dev pazarda şansı çok yüksek.

KAPAK KONUSU

Helal Gıda Pazarı İştahKabartıyor

Helal Gıda Pazarı İştah Kabartıyor

KEPENK 8 EYLÜL-EKİM 2011

Küresel helal gıda piyasa-sının değeri Dünya Helal Forumu tarafından yapılan

araştırmaya göre 2009’da 632 milyar dolardı. Helal endüstrisi uzmanla-rı, tüm helal gıdalar ve gıda harici ürün ve hizmetlerden oluşan küre-sel helal piyasasının hacminin yıllık 1,2 trilyon dolar ile 2 trilyon dolar arasında değiştiğini ifade ediyor. Bu sayılar göz ününe alındığında, tüke-ticilerin de bilinçlenmesiyle birlikte Helal Sertifikası alan markaların

diğer markalara göre bir adım önde olacağı görülüyor.

Türkiye’de ise Helal Gıda Sertifikası alan firmaların sayısı her geçen gün artıyor. Bu firmaların en önemli ayağını gıda üreticileri oluşturuyor. Bu gıda sektörleri içerisinde; süt ve süt ürünleri, genetiği değişmiş ürünler ve sıvı içecek sektörleri en baştaki sırada yerlerini alıyor. Ayrı-ca Mayıs ayında Kamerun’da topla-nan 33 İslam ülkesinin helal gıdayla

Page 9: kepenk 36

KEPENK 9 EYLÜL-EKİM 2011

Page 10: kepenk 36

KEPENK 10 EYLÜL-EKİM 2011

Helal Gıda Pazarı İştah Kabartıyor

KAPAK KONUSU

ilgili standartları kabul etmesi ve TSE’nin helal gıda sertifikası ver-mesine onay vermesiyle yıldızı par-layan Türkiye, 26-28 Kasım günleri arasında Brüksel’de düzenlenecek “Euro Halal Market 2011”in de ‘onur konuğu’ olacak.

Bir markanın Helal Gıda Sertifikası alabilmesi için belirli şartları yerine getirmesi gerekiyor. Şartların yeri-ne getirilmesindeki temel ölçüt ise İslami şartlara uygunluk. Ürünün beslenme bakımından İslami öl-çütlere, sağlık ve temizlik şartlarına uygun vasıfları taşıması, Helal bel-gesinin alınabilmesinde en önemli unsuru oluşturuyor. Uzmanlar bir diğer önemli noktanın, ürünün

paketleme malzemelerinin ve depo-lama şartlarının insani gereklere ve İslami kriterlere uygunluk olduğu-nu söylüyor.

Türkiye helal gıda üssü oluyor Türkiye’de helal gıda belgelendir-mesinin merkezi haline getirilme-sine yönelik ilk adım bu yıl atıldı. Türk Standardları Enstitüsü’nün (TSE) İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) merkezinin İstanbul’da kurul-masını öngören uluslararası anlaşmanın yürürlüğe girmesi ile Türkiye’nin bu alanda ‘helal gıda üssü’ olacağı kaydediliyor. Öte yandan, 33 İslam ülkesinin TSE’nin helal gıda sertifikası ver-

mesine onay vermesi; Türkiye‘yi Malezya, Amerika ve İsrail’den sonra bu sertifikayı dünyada veren 4’üncü ülke konumuna getiriyor. TSE’nin bu yolla Türk şirketlerinin sertifika için ABD ve İsrail’e ödediği 100 milyon dola-rın yurtta kalmasını sağlayacağı, yabancılara verdiği belgeyle de yılda 200 milyon dolar gelir bek-lediği vurgulanıyor.

Helal Gıda Sertifikası nedir?Helal sertifikalama, muteber, ehil ve tarafsız bir kurumun, söz ko-nusu üretimi denetlemesini, helal standartlarla uygunluk içerisinde üretimin yapıldığını teyit etmesini ve buna bağlı olarak, onaylanmış bir belge vermesini kapsayan bir yöntem. Gıdalarda helal olma şartı ile birlikte, sağlığa uygunluk ve safiyet de olması gereken şartlar. Ayrıca Helal Sertifikalama, ülke yö-netiminin kontrol birimlerine gıda emniyeti konusunda destek hizmeti de sağlıyor.

Helal Gıda Sertifikası İçin Aranan Asgari Şartlar

•  Ürünün ham maddeden başlayarakmamül madde aşamasına kadar bütün proseslerinin, ürün bileşiminde bulunan bütün maddelerin ve katkı maddelerinin gerek menşei, gerek temin biçimi ve yol-ları gerekse temin kaynağı bakımından İslami kriterlere ve insani gereklere uy-gun olması,

• Ürününpaketlememalzemelerininvedepolama şartlarının insani gereklere ve İslami kriterlere uygun olması, - İyi üretim uygulamaları (GMP), iyi hijyen uygulamaları (GHP) ve HACCP şartlarını sağlıyor olması,

•Gerekürününüretimaşamalarında,ürünbileşimindeyeralanbütünunsur-larda gerekse ürün bileşimindeki her bir unsurun üründe bir araya gelmesiyle oluşabilecek etkilerinde İslami kriterlere, insani gereklere, sağlık ve temizlik şartlarına, beslenme bakımından gerekliliğe uygun vasıfları taşıması helal bel-gesinin tüm dünyada geçerli olması çok önemli. Malezya JAKIM tarafından akredite olan belgelendirme kuruluşlarından alınan helal belgeleri tüm dünyada geçerli. Kas Sertifikasyon, Malezya Helal Belgelendirme Kuruluşu JAKIM tara-fından akredite edilmiş ve belgelendirme yapıyor. Bu belgeler JAKIM tarafından da onaylı ve tüm dünyada geçerli olan helal belgesi.

Page 11: kepenk 36

KEPENK 11 EYLÜL-EKİM 2011

GİMDES Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Kâmi Büyüközer

“Türkiye, bu pazarın çok önemli ve aranan aktörü olacak”

Türkiye’de ’helal sertifikası’ veren ilk kurum olan Gıda ve İhtiyaç Mad-deleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİM-DES), bireyin ve toplumsal bütünlüğün gıda maddeleri, kozmetik,

ilaç ve temizlik ürünleri başta olmak üzere hayatında kullanabileceği bütün ihtiyaç maddeleri konularında bilinçlenmesini sağlamayı amaçlıyor. GİM-DES tarafından şimdiye kadar 150 firmaya Helal Gıda Sertifika verildi. 300 civarındaki müracatlar üzerindeki çalışmalar ise devam ediyor. Helal gıda ve sertifikalandırma konusunda merak ettiklerimizi GİMDES Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Kâmi Büyüközer’ e sorduk.

-Müslüman ülkelerde helal serti-fikalı ürün talebinin ve helal gıda üretiminin ulaştığı rakam nedir? -Bugün artık gerek BM bünyesin-deki The Codex Alimentarius Ko-misyonu, gerek İKÖ “Helal Sertifi-ka” konusunu gündemlerine almış

bulunuyor. Malezya, Endonezya ile birlikte birçok ülkede de halkları-nın talepleri istikametinde “Helal Sertifika”lı ürün talebi artıyor ve market raflarında yerlerini alıyor. Din ve sağlıkla ilgili yönlerinden başka, konunun ekonomik yönü de çok önemli. “Helal Sertifika”lı gıda talebinin 850 milyar dolar, kozme-tik, sağlık ürünleri ve hizmet sektö-rü ile birlikte toplam ürün talebinin 2 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Ürünlerin ülkemizde üre-tilir duruma gelmesi ile ülkemizin gıda ihracatında da önemli bir artış sağlanabilecek; Türkiye, küresel helal pazarın çok önemli ve aranan aktörü olabilecek. Başta Endonezya, Malezya, Singapur, Suudi Arabis-tan, Körfez ülkeleri Helal Sertifika talep ediyorlar. Diğer İslam ülkele-rinde ve Müslümanların azınlıkta oldukları ülkelerin tüccarlarının Müslüman toplumların talepleri doğrultusunda Helal Sertifikalı ürün tercihleri hızla artıyor.

-Sizden şu ana kadar toplam kaç firma sertifika aldı?-Kırmızı et ve kanatlı kesimha-neleri, süt ve süt ürünleri, helva reçel ürünleri, unlar, şekerleme ve çikolata, gıda katkı maddeleri, ileri et ürünleri, makarna, salça ve bal sektörlerini içine alan yaklaşık 150 firmaya Helal Sertifika verildi. 300 civarındaki müracatlar üzerindeki çalışmalar ise devam ediyor. -Etiket Yönetmeliği’ne göre Türkiye’de ürünlerin üzerine helal logosu koyma izni yok bil-diğim kadarıyla. Bu konuda bir çalışmanız var mı? Firmalar bu sertifikaya sahip olduklarını nasıl belirtiyorlar?-AB ülkelerinde üretilen ürünlerin etiketlerinde katkı maddelerinin E kod numaraları ve isimleri mutlaka yazılıyor. Maalesef ülkemizde bu uygulama 2002 yılında üreticilerin istekleri doğrultusunda Gıda Ko-deksi yönetmeliğinde bir değişiklik

Dr. Hüseyin Kâmi BüyüközerGİMDES Yönetim Kurulu Başkanı

Page 12: kepenk 36

KEPENK 12 EYLÜL-EKİM 2011

Helal Gıda Pazarı İştah Kabartıyor

KAPAK KONUSU

yapılarak E kodu veya isim alterna-tifinden birinin kullanılmasına izin verildi. O gün bu gündür çoğunluk katkı maddelerinin yabancı dildeki isimleri yazılır oldu, böylece tüke-ticilerin bilglenmeleri zorlaştırıldı. Bir diğer sorun, helal sertifikala-mada büyük bir engel teşkil ediyor. Etiket yönetmeliğinde Bakanlık etikette bulunacak bilgileri belirtti, firmanın bu bilgilerin dışında bir bilgi eklemesi yasaklandı. Bu yasağı çiğneyen firmaya para cezası kesi-liyor. Bu yasağın gerekçesi haksız rekabeti önlemek şeklinde bildi-riliyor. Ancak her nedense hiçbir kontrol ve denetim olmadan bazı ürünlerde “Bu üründe domuz yağı ve katkı maddesi yoktur” yazısına hiçbir cezai bir işlem yapılmıyor. Bütün dünyada insanların en temel haklarından biri inancını serbestçe yaşama hakkıdır. Bu hak, tüccarın haksız rekabet hakkından daha ön-celiklidir. Bu sebeple biz diyoruz ki, bu çağ dışı etiket yönetmeliği de-ğiştirilerek sadece müslümanların değil, musevilerin, vejeteryanların onların onay verdiği bir kurumun logosunun etiketlere konabilmesi-

nin önü açılsın. Bu engelin kaldı-rılması ülkemizin ekonomisine de önemli bir katkı sağlayacaktır. Bu konuda Tarım Bakanlığı’na gerekli müracaatlar yapıldı. -Yeni projeleriniz var mı? -WHC’in 2009 da Çin’de yapılan yıllık kongresinde GİMDES’in talebi üzerine 2010 kongresinin Türkiye’de yapılmasına ittifakla karar verilmişti. 30 Eylül-3 Ekim günleri arasında yapılan bu etkinliğin yanında ülke-mizde ilk defa uluslararası nitelikte ‘Helal ve Sağlıklı Ürün ve Finans’ konulu bir fuarın gerçekleştirilmesi de planlandı. Türk üretici ve ihracat-çılarımıza bu global helal pazarında önemli bir rol kazandıracağına inan-dığımız bu fuara olağanüstü bir ilgi gösteriliyor. Bu ilgiden cesaret alarak 13-14 Ekim günlerinde 4’üncü Helal Ürünler Konferansı ile birlikte 13-16 Ekim günlerinde CNR Fuarcılık’la birlikte 2’nci Uluslararası Helal ve Sağlıklı Ürünler Fuarı’nın gerçek-leştirilmesi için çalışmalar başlatıldı. GİMDES’in son kongresinde alınan önemli bir karardan da söz etmek istiyorum. Üyesi bulunduğumuz çatı kuruluşları ile yaptığımız görüşme-lerde uluslararası niteliğe sahip helal ürünler konularında uzman, danış-man, denetçi niteliklerinde teknik eleman yetiştirecek ve İngilizce tedrisat yapacak bir meslek yüksek okulunun Türkiye’de açılması teklifi de karara bağlandı.  “Sertifikası olan markalar bir adım öne çıkacak” Helal Gıda Denetim ve Sertifika-landırma Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Selahaddin Alıç, Helal Gıda Sertifikası olan markaların diğer markalara göre bir adım daha öne çıkacağını belirtiyor.

-Bir firmanın Helal Gıda Sertifi-kası alabilmesi için hangi şartları yerine getirmesi gerekiyor?-Helal Gıda Merkezi’ne sertifika için müracaat eden şirketlerden belirli evraklar istenir. Bunlar; şir-ket ticari faaliyet belgesi, şirket yet-kilisinin imza sirküleri, ticari sicil gazetesi, şirket yetkisinden onaylı ürün üretim izin belgesi, şirkete ait ISO ve HACCP Sertifikası’nın foto-kopisi, işyeri çalışma ruhsatı, müra-caat harcı ve ürünün özelliklerinin belirlenmesi için her çeşit laboratu-ar denetiminin yapılmasında Helal Gıda Merkezi’nin yetkili kılındığına dair şirket beyanıdır. Belirttiğimiz evrakların tamamlanmasının ardın-dan sertifikaya başvuran firmanın imalatını ve üretimini incelemek üzere, sertifikalı denetçiler tarafın-dan firma ziyaret edilerek gerekli denetimler yapılır. Denetim ve kontrollerde elde edilen bilgi ve bel-gelerle, ürün numuneleri üzerinde yapılan test ve tahlillerin sonuçları, Helal Gıda Merkezi‘nin ilgili de-netim kurullarında görüşüldükten sonra ürünün sertifika alıp almaya-cağına karar verilir. Bu süreçte Bi-lim ve Teknoloji Yüksek Kurulu ile İlahiyat ve Fıkıh Yüksek Kurulunun görüşüne de başvurulur. -Helal Gıda Denetim Sertifikası rekabet anlamında perakende sektörünü nasıl etkiler? -Yurt içi ve yurt dışı yeni pazarlar, yeni müşteri beklentilerinin art-

Page 13: kepenk 36

KEPENK 13 EYLÜL-EKİM 2011

masını sağlayacaktır. Bu da bera-berinde Helal Gıda Sertifikası olan işletmeleri bir adım öne çıkara-caktır. Aynı zamanda bu sertifika, markanın kurumsal kimliğini tü-keticinin gözünde ayrı bir yere ko-numlandırmasını sağlar. Ülkemiz-de, üreticilerin sunduğu ürünlerin içinde hangi katkı maddelerinin olduğunu, bu katkı maddelerinin inancımız bakımından nasıl bir önem arz ettiğini tüketici olarak öğrenmek en doğal hakkımızdır. İnanç değerlerimize uygun ürün üreten firmalar elbette ki daha çok rağbet ve ilgi görecek, dolayısıyla satışları daha çok artacaktır. -Kurumunuza Helal Gıda Dene-tim Sertifikası almak için başvu-ran sektörlerle ilgili genel bir bilgi paylaşabilir misiniz? -Bu sektör grubunun en önemli ayağını genel anlamda gıda sektörü oluşturuyor. Tabii ki gıda sektörünün birçok kolu var. Kurumumuza baş-vuran belli başlı gıda sektörleri; süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri, genetiği değişmiş ürünler ve sıvı içecek sek-törleri. Gıda sektörünün dışında sağ-lık ve kozmetik sektöründen de Helal Gıda Sertifikası’nı almak için başvu-ran firmalara yardımcı olabiliyoruz. Son olarak da tekstil ürünleri içinde bu sertifikayı verebiliyoruz.

-Helal ve Sağlıklı Ürünler Fuarı’na daha çok hangi sektörlerden katı-lımcı geliyor?-Aslında fuarın adından da anlaşı-lacağı üzere bu bir gıda fuarı değil. İslami kurallara uygun şekilde üretim yaptığını sertifika ile belgeleyebilen her türlü üreticinin katılarak ürünle-rini sergileyebileceği bir fuar. Geçen yıl fuara temizlik, kozmetik, gıda baş-ta olmak üzere pek çok firma katıldı.

İnananlar – inançlarının gereği Gıda ve İhtiyaç maddelerini arayıp bulma ve elde etme bi-lincine ulaştıklarında, bir takım üreticilerin haksız rekabet ve kazanç uğruna yapmış olduk-ları Gıda aldatmacasına elbette ki dur denilecektir. Bu ülkede, üreticilerin sunduğu ürünlerin içinde hangi katkı maddelerinin olduğunu, bu katkı maddeleri-nin inancımız bakımından nasıl bir mahiyet arz ettiğini araştır-mak sanırım hakkımızdır. İnanç

Helal Gıda Denetim ve Sertifikalandırma Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Selahaddin Alıç

“Helal Gıda Denetim Sertifikası rekabet açısından sektöre olumlu fayda sağlayacak”

değerlerimize uygun ürün imal edenler elbette ki daha çok rağbet ve ilgi görecek, dolayasıyla satış-ları daha çok artacaktır.

Ancak fuara katılan firmaların içinde en çok gıda sektöründeki üreticilerin ön plana çıktığını görüyoruz. 13-16 Ekim günleri arasında 2’ncisi gerçek-leştirilecek olan fuarda ise bir önceki fuarda olmayan sürpriz ürün grupla-rını da görmek mümkün olacak. An-cak bu sürpriz ürün gruplarının neler olduğunu sadece fuarı ziyaret edenler görebilecek.

-Bu yılki fuardan beklentileriniz nelerdir? -Bu yıl fuarın çok daha büyük ola-cağı ve daha çok firma ve alıcıyı bir araya getireceği aslında bir beklenti değil apaçık bir gerçek. Bununla birlikte fuar ile eş zamanlı yapılacak olan konferansların bu yıl ilk defa fuar alanının konferans salonla-rında gerçekleştirilecek olması bu

gerçeği destekliyor.

-Tüm dünyada hızla yaygınlaşarak büyük bir pazar haline gelen helal endüstrisinde Türkiye’nin rolü nedir? -Bugün tüm dünyada helal ürünler pazar büyüklüğü 635 milyar doları aştı. Ancak maalesef Türkiye bu konuda çok geri kaldı. Her ne ka-dar Malezya, Endonezya gibi helal sertifikasyon konusunda dikkat çeken ülkeler, konuyla ilgili olarak Türkiye’yi lider ülke konumunda görmek isteseler de, özellikle eti-ket yasası da dahil olmak üzere, Türkiye’nin bu pazardan en büyük dilimi alabilmesi yolunda bazı yasal engeller bulunuyor. Bir an önce tüm dünya tarafından akredite olan WHC’nin Türkiye temsilcisi

Page 14: kepenk 36

KEPENK 14 EYLÜL-EKİM 2011

Helal Gıda Pazarı İştah Kabartıyor

KAPAK KONUSU

GİMDES ve bu kurumun sertifi-kasyon süreçleri incelenerek dışa-rıdaki kadar içeride de tanınmalı ve Türkiye’nin helal gıda pazarına hızlıca girmesi sağlanmalı. Bu pa-zarın en çok hareket ettiği coğrafya tarafından Türkiye’nin lider ülke konumuna gelmesi yolundaki ta-

lepler ve ülkemizin pek çok pazarda olduğu gibi helal pazarı için de rahatlıkla lojistik bir üs olabilecek konuma sahip olması Türkiye’nin en önemli artısı.

Markalar helalleşiyor Helal Gıda Sertifikası almış olan fir-

malara bu sertifikaya neden ihtiyaç duyduklarını, bu adımın markaları-na iç ve dış piyasada ne gibi fayda-lar sağlayacağını, bu sertifikayla bir-likte özellikle hangi ülkelerde tercih ediliyor olmayı ve satışlarının hangi oranlarda artmasını beklediklerini sorduk.

Beyza Piliç Yönetim Kurulu Üyesi Necmettin Çalışkan

“Helal Gıda Sertifikası ülkemizde de en çok aranan belge olacak”

Türkiye’nin helal gıda sertifikası alan ilk iki entegre tavukçuluk firmasından biri olduklarını belirterek, insanlara güvenli, huzurlu ürün sunduklarını söyledi. Çalışkan, dünyanın pek çok yerinde

büyük ilgi ile karşılan helal gıda kavramının Türkiye’de yeterince değerinin bilinmediğini kaydetti.

Helal gıdanın her şeyden önce insan sağlığı anlamına geldiğini ifade eden Çalışkan, helalin sadece dini yönden değil, sağlık açısından da pek çok batılı tüketici tarafından önemse-nen bir kavram olduğunu ifade etti. Helâlın özünün sağlık ve temizlik olduğunu aktaran Çalışkan, “Helal gıdada temel şart; sağlık, hijyen ve kesimin İslami ölçülere uyumudur. Sağlıksız koşullarda kesilen ve depo-lanan ürünler ile zararlı katkı mad-deleri içeren ürünler, kansorejen maddeler içerdiğinden, helal belgesi verilmemektedir.” dedi.

Olumsuz propagandayla sanıldığı gibi, helal kesim için sadece besme-le ve elle kesimin yeterli olmadığına dikkat çeken Çalışkan, dini bir terim olarak helal gıdanın, İslam dinince konan şartlara haiz üretilen mamuller olduğunu aktardı. Bu konuda Türkiye’de kanuni düzen-lemenin henüz yapılmadığından,

bu belgeyi şimdilik ihraç ettikleri ürünlerde kullandıklarına işaret eden Çalışkan, “Ama yakın bir ge-lecekte, ülkemizde de CE ve TSE belgeleri gibi bunun da en çok ara-nan belge olacağını biliyoruz. Beyza Piliç helal kesimin şartına uygun olarak tavukları bayıltmadan ve elle keser.” diye konuştu. Tavuğu düzgün besleyip, usulüne uygun kestikten sonra, iyi şartlarda tüketiciye ulaştırılması gerektiğine dikkat çeken Çalışkan, “Çok iyi şartlarda ürettiğiniz bir ürünü, sağ-lıksız şartlarda tüketiciye sunmuş-sanız o ürün bozulur. Sağlıksız şart-larda sevkiyatı yapılan veya eski/bozuk buzdolabında satışa sunulan ürünler gibi.” şeklinde konuştu.

Adana merkezli olmak üzere, Konya’dan Van’a kadar doğu ve gü-neydoğuda günlük 30’a yakın ilde binlerce satış noktası ve bayi aracılı-

ğıyla insanlara ulaştıklarını aktaran Çalışkan şöyle devam etti: “Emin adımlarla ilerleyen ve hızla büyü-yen Beyza Piliç, faaliyet gösterdiği alanlarda getirdiği kalite ve güvenle yoluna devam ediyor. Yurtiçinde olduğu gibi yurtdışı pazarlarda da aranan bir marka olarak Beyza Piliç, Her gün on binlerce ailenin evine konuk olmanın sevincini ve sorumluluğunu yaşıyoruz. Ülkemi-zin en büyük ikinci beş yüz firması arasında yer almaktadır. Her zaman taze ve lezzetli piliçleri sofralarınıza sunabilmek için, gelişen yeni tekno-lojiyle birlikte her geçen gün tesisle-rimizi geliştiriyoruz.”

Page 15: kepenk 36
Page 16: kepenk 36

KEPENK 16 EYLÜL-EKİM 2011

HELAL ÜRÜN SERTİFİKALI MARKALAR

Kahvaltılık Sektörünün Parlayan Yıldızı: KAANLAR

Sn. Abdurrahman KAANKaanlar Gıda Grubu Yönetim Kurulu Üyesi

Kaanlar Gıda olarak Geleneksel Türk damak tadını Dünya mut-faklarındaki yerini aldırdınız. Bu başarıyı elde eden Sizi, Ekibinizi ve Kaanlar Gıda Grubu’ nu kısaca tanımak istiyoruz? KAANLAR GIDA SAN. VE TİC.

A.Ş. olarak 1978 yılından beri faa-liyet halinde olan bir firmayız, ça-lışma alanımız gıda sektöründe süt ürünleri ve zeytin üretimi olarak 2 başlıktadır. Sadece süt ürünleri üreten bir firma değildir. Zeytinde de ciddi faaliyetleri olan 2 tane fab-rikası bulunan bir grubuz. 35 sene içinde sektörümüzde birçok ilke atan teknoloji geliştiren ve yurt-

dışına da 20 Ülke’ ye ihracat eden bir firmayız. Kaanlar Süt ve Süt Ürünleri Sektörünün peynir üreten firmaları içerisinde ilk 5’ de olduğu-muzu söyleyebiliriz. Siyah zeytin ve yeşil zeytinin toplamında da ilk 10 firmadan bir tanesiyiz. Bu üretim-leri yaparken Türk damak tadına uygun ürünlerle birlikte Dünya mutfaklarından da peynir türlerin-den Mozzarella, Cheddar, Edam ve Gouda gibi ürünleri de üreten bir firmayız.

Kaanlar’ın günlük süt üretimi ve işleme kapasitesi ne kadar ve han-gi ülkelere ihracat yapmaktadır?Kaanlar Gıda 2011 yılı itibariyle günlük 350 ton/gün süt işlemekte ve % 100 kapasite ile çalışmaktadır. Yeni fabrikasını da tamamlamış 2 ay içinde de hizmete açarak kapasi-tesini artıracaktır. Yeni Süt üretim kapasitemiz yeni fabrikamızla bir-likte günlük 1.200 ton/gün süt işle-me kapasitesine ulaşacaktır. Dünya’ da 20 Ülke’ ye ihracat yapıyoruz.

Abdurrahman KaanKaanlar Gıda Grubu Yönetim Kurulu Üyesi

Page 17: kepenk 36

KEPENK 17 EYLÜL-EKİM 2011

yaparak direk köyden süt alımına başladığımız bir projedir. Dünya genelinde olmayışının bir nedeni de tabii Dünya’ da özellikle gelişmiş ülkelerde böyle bir çalışma yok. Ve biz soğutma tankımızla birlikte burada köyde sütü hemen toplayıp soğutup tesisimize getiriyoruz. Yeni fabrikamızdan bahsetmiştim Yeni fabrikamız da Türkiye’ nin En

büyük peynir tesisi oluyor. Beyaz peynir tesisimiz günlük ilk aşama-da 600 ton/gün süt işleyecek bir tesistir. Bu tesis Dünya’ da kapasite itibari ile İlk 5 arasına giriyor.

Kaanlar yenilikçi ürünler geliş-tiriyor mu, Geleceğe dair hedef ve amaçlarınız arasında neler yer alıyor?Kaanlar devamlı olarak Ar-Ge yapan özellikle zeytinde de süt ürünlerinde de yeni ambalajlar yeni ürünler geliştirerek proje üreterek satış yapan bir firmayız. Geleceğe dönük hedeflerimizde özellikle süt ürünlerinde yeni tesisle birlikte full otomasyon bir hat üzerinde, şekil-leri hatları düzgün üzerinde logolu olarak yeni ürünlerimizi çıkara-cağız, yeni ambalajlarımızla, yeni logolarımızla, logomuzu da değiş-tirerek 2012 yılına yeni dizaynlarla birlikte çıkacağız. 2012 yılında piya-sada söz sahibi olmak istiyoruz.

Kaanlar geleneksel perakende pa-zarında oldukça tercih edilen bir firma sizce bunun sebepleri neler olabilir?

Bunların ağırlıkla Ortadoğu olmak üzere Irak, Lübnan, Kuveyt, Ürdün, Türkî Cumhuriyetler’ de Azerbay-can, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Kuzey Afrika’ da Libya, Fas ve batıda da ABD’ dir.

Kaanlar olarak “Süt Evleri’’ projeniz uygulama ve tasarım olarak Dünya’ da ve Türkiye’ de bir ilk. Hem “Süt Evleri’’ hem de varsa yeni projeleri-nizi de öğrenmek isteriz?Süt Evleri projemiz Dünya’ da ve Türkiye’ de bir ilkti. Bu süt toplama aşamasındaki bir projemiz. Özellik-le alt yapısı olmayan yani süt alımı için kurulacak bir mekân bulamadı-ğımız köylerde yaptığımız bir pro-jedir. Bu projede köy meydanına veya köyün uygun bir yerine bir be-ton saha yapıp onun üzerine hazır konteynerimizi getiriyoruz. Kon-teynerimizda soğutma tankımız, so-ğutma tankındaki ısınan gazlardan elde edilen sıcak su sistemimiz, süt alım ünitelerimiz bulunmakta olup, sadece su ve elektrik bağlantısını

Kaanlar’ın Malkara/Tekirdağ fabrikasının ilk görüntüleri

Page 18: kepenk 36

KEPENK 18 EYLÜL-EKİM 2011

HELAL ÜRÜN SERTİFİKALI MARKALAR

Geleneksel Türk damak tadına uygun olarak ürünler üretiyoruz. 35 yıllık deneyimli bir firma oldu-ğumuz için de piyasamızda kaliteli ve dürüst çalışan firmalardan bir tanesiyiz. Manevi değerlere de sahip bir firmayız. Bu bağlamda kendi yemediğimiz ürünü piyasaya arz etmeyen, Helal Gıda Sertifikalı ürünler üreterek piyasaya arz eden bir firmayız. Ve % 99’ un üzerinde bir müşteri memnuniyeti sağlıyo-ruz. Bu ilkelerimizde tüketicilerimi-zin bizleri tercih sebepleridir.

Kaanlar “Helal Gıda Sertifikası’’ alan bir kuruluş, Kaanlar için He-lal Gıda Sertifikası’ nın Türkiye ve Dünya’ da ne gibi bir ivme kazan-dıracağını düşünüyorsunuz?Helal Gıda Sertifikası Süt ürünleri için olmazsa olmazlardan bir tanesi. Bu konuda ülkemizde Helal Gıda anlayışının gelişmesi yönünde çok ciddi çabalar veren bir firmayız. 1992’ den beri Helal Gıda konusun-da çalışmaları olan ve ürünlerini Helal Gıda Sertifikası olmadan önce de Helal Gıda’ ya uygun şe-kilde üreten bir firmayız. İhracat’

ta özellikle Ortadoğu’ da ve Dünya genelinde İslam Coğrafyası olsun ve diğer coğrafyalarda Türkiye için ve Kaanlar için de çok ciddi kazanım-lar olacağını düşünüyoruz. Çünkü gittikçe gelişen bir Helal Gıda paza-rı var. Pazar hacmi 1,5 Milyar Dola-rı geçtiği söyleniyor.

Helal Gıda Sertifikası’nın Sektö-re, Sizlere ve daha çok var olma sebebiniz Tüketicilerinize sağlık ve ekonomik yönünden katkıları nelerdir?Helal Sertifikalı ürünler aynı za-manda sağlığa uygun ürünlerde demektir. Ve sağlığa uygun ürünler demektir. Özellikle kanserojen etki-si olan ürünlere Helal Gıda Sertifi-kası verilmiyor. Bu yönde de Helal Gıda Sertifikası olan ürünler sağlık-lıdır manasına geliyor. Ekonomik yönünden katkısı Helal Gıda’ nın satışların artışına etkisi olmakla birlikte bu şekilde bir kazancı var. Bunu burada söyleyebilirim.

Kaanlar Gıda Geleneksel tadı ile beraberinde Kültürümüzü de Dünya pazarında bildiğimiz

Kahvaltılık Sektörünün Parlayan Yıldızı: KAANLAR

Page 19: kepenk 36

KEPENK 19 EYLÜL-EKİM 2011

kadarı ile ürünlerinizi fuarlarda sergiliyor ve tanıtıyorsunuz. Yeni dönemde değerinin daha da çok hissedildiği ve önemsendiği “Sos-yal Sorumluluk’’ alanında ne gibi faaliyetleriniz bulunmaktadır?Sosyal Sorumluluk olarak tabii ki Kaanlar firması büyüdükçe özellikle tanıtım noktasında hem ürünlerimizin halka dair tanıtım noktasında değişik sosyal projeleri-miz var. Bunlar okullar yaptırmak gibi, yurtlar yapmak gibi aynı za-manda çiftlik projemiz var. Çiftlik projemizde insanları hayvancılık alanında eğitiyoruz. Bunun yanı sıra süt alımı yaptığımız yerlerde hayvancılık konusunda yine eğitim-lerimiz var. Yaklaşık 8.000 kişiden süt alımı yaptığımızdan dolayı bu insanlara çok ciddi faaliyetlerimiz oluyor. Eğitimde’ de çok ciddi des-teklerimiz oluyor. Sosyal sorumlu-luk alanında faaliyetlerimiz şimdilik bunlardır.

Büyük Mağazacılık (Hiper Mar-ket) yasasının çıkmasıyla ilgili mücadelenizi yakından biliyoruz, Şu an son durum nedir?Büyük Mağazalar (Hiper Market) Kanunu yasa tasarısı ile ilgili olarak firmamız özellikle Sivil Toplum Kuruluşları’ na da üye olduğundan dolayı bu kuruluşlar aracılığıyla da çok ciddi çalışma yapmıştır. Bu çalışma ile ilgili her platformda bu yasanın bir an evvel çıkması konusunda lobicilik yapıyoruz. Çünkü bu yasada bir disipline edici piyasadaki sıkıntıları giderici bir ya-pılanma var. Bu yapılanmada tabii büyük mağazacılık caincout, disco-unt ve yerel zincirlerin yine birçok mağazalarında da bu konuda müca-delemiz var. Yani özellikle esnafın, üreticinin, sanayicinin birçok sıkın-

tısı var. Büyük marketleri finanse etmek istemiyoruz. Finansın artık üretici ve sanayicinin üzerinden yapılmasını istemiyoruz. Bu katılım bedellerini, bu haksız geri dönüş-leri, faturaları, uzun vadeleri artık bir üretici, sanayicinin karşılayacak gücü kalmadı. Hükümet bazında, Sivil Toplum Kuruluşları ile birlikte hareket ederek, bu anlamda Hiper Market yasasının bir an evvel çık-ması konusunda çalışma yapıyoruz.

Son olarak firmanızın hangi kalite belgelerine sahip ve kaç çalışanı vardır. Ayrıca tüketicilerinize ne gibi tavsiyeleriniz vardır?Firmamız “ISO 9001” belgesinin

yanı sıra “ISO 22000 HACCP” Gıda Güvenliği Kalite Yönetim Sistemine sahip. Ayrıca “Helal Gıda Sertifika-sı” na sahiptir. Kaanlar işletme ba-zında Amerikan (FTA) Free Trade Agreement onaylıdır. Yine birçok yurtiçi akreditasyon yani denetleme kuruluşlarından da 1.000 üzerinden çok ciddi oranlarda puanlamaya sahip bir firmayız. Bunun yanı sıra tabii ki ilk başta T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında tüm sertifikalarımızın hepsi mevcuttur. Son olarak tüketicilere tavsiyem He-lal Gıda Sertifikalı ürünleri manevi hassasiyetleri ile birlikte sağlıklı ve güvenilir olduğundan da tercih et-melerini tavsiye ederim.

Kaanlar’ın Malkara/Tekirdağ fabrikasının ilk görüntüleri

Page 20: kepenk 36

KEPENK 20 EYLÜL-EKİM 2011

Dünya’ nın en köklü Odaları arasında bulunan İTO ile İTO’ nun eğitimde prestij projesi olan üniversitemizin bu organizasyonda yer alması önemli bir husus. Çünkü her iki kurum da ticaret ve ticaret hayatında rol alanlarla iç içe. Esnafımızı desteklemek ve ona moral vermek gibi sosyal bir sorumluluğu da taşımaktayız.

KÜLTÜR & SANAT

ALTINKEPENKKISA FiLM YARIŞMASI Türk Sineması’na, Türk Esnafına ve Türk Ticaretine Katkıda BulunacakSayın Erhan Erken, İstanbul Tica-ret Üniversitesi (İTİCÜ) Mütevelli Heyeti Başkanlığını yürütüyor-sunuz. Ticaretin kalbinin attığı İstanbul’ da bir ticaret üniversitesi kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Bize üniversitenizden bahseder misiniz?Eğitim bir ülkenin geleceğini etki-leyen en önemli müessesesi olduğu için son derece ciddiyet ve hassa-siyet gerektirir. Sosyal sorumluluk anlayışıyla Dünyaya örnek olan İs-tanbul Ticaret Odası’nın  o dönem-ki Yönetim Kurulunun teşebbüsü ve o tarihte Genel Sekreter olan mer-hum Prof. Dr. İsmail Özarslan’ın da gayretleriyle İstanbul Ticaret Üniversitesi 2001 yılında faaliyete başlamıştır. İTO Eğitim ve Sosyal Hizmetler Vakfı Üniversitemizin Resmi kurucusudur ve bu önemli eğitim çalışması odamızın ve vakfı-mızın prestij  projelerinin en önde gelenlerindendir.

Nitelikli insan sayımızın artmasının ülkemizin sosyal, ekonomik ve kül-türel gelişmesinde önemli bir itici güç olduğununu bilincinde olan İTO, 10 yıllık süre içinde Üniversite ile ilgisini artarak sürdürmektedir.

Sayın Erken, 10. yılı geride bıra-kan üniversitenizde hangi fakülte-

ler ve bölümler var ve kaç öğrenci İTİCÜ’de öğrenim görüyor?İTİCÜ bünyesindeki fakülteler, Fen Edebiyat, Ticari Bilimler, Hukuk, İletişim, Mühendislik ve Tasarım Fakülteleridir.•  Fen Edebiyat Fakültesi; İstatistik, Matematik ve Psikoloji,• Ticari Bilimler Fakültesi; İşletme, Uluslararası Ticaret, Bankacılık ve

Finans, Turizm İşletmeciliği, Ulus-lararası İlişkiler,• Hukuk Fakültesi; Hukuk,• İletişim Fakültesi; Medya ve İletişim Sistemleri, Halkla İlişkiler ve Görsel İletişim Tasarımı,• Mühendislik ve Tasarım Fakültesi; Endüstri ve Bilgisayar Mühendisliği ile Moda ve Tekstil Tasarımı, İç Mi-marlık ve Çevre Tasarımı, Elektrik

Erhan Erkenİstanbul Ticaret Üniversitesi (İTİCÜ)Mütevelli Heyeti Başkanı

Page 21: kepenk 36

KEPENK 21 EYLÜL-EKİM 2011

Elektronik Mühendisliği, Mekat-ronik Mühendisliği ve Mücevherat Mühendisliği bölümlerini kapsamaktadır.• Fakültelerimiz haricinde Meslek Yüksekokulumuz, Sosyal Bilimler Enstitümüz ve Fen Bilimleri Ensti-tümüz bulunmaktadır.Üniversitemiz beş binden fazla öğrencimize eğitim imkanı sun-maktadır.

Lisans eğitiminin yanı sıra yüksek lisans ve doktora alanında da Sosyal ve Fen Bilimleri Enstitülerimizle araştırmacı gençlerimize imkan sağlanmaktadır

Öğrencilerinize sağladığınız imkânlar neler? Yurtdışında hangi ülkelerdeki üniversitelerle anlaşmalarınız bulunuyor? Mezunlarınızı ne gibi kolaylıklar bekliyor?Öğrencilerimiz 400.000 civarındaki üye sayısıyla Dünyanın en büyük odalarından olan İstanbul Ticaret Odası’nın, kayıtlardan sonra hediye ettiği diz üstü bilgisayarlardan başlamak üzere, mezun olana kadar çeşitli desteklerinden yararlanıyorlar. Bu destekler, çeşitli burslar, staj imkanları ile şu ana kadar değerlen-dirilmekle birlikte, bundan sonra da kariyer planlama noktasında bazı çalışmalarla geliştirilecektir.

Nitelikli bir şekilde eğitim alan gençlerimiz için iş hayatıyla yakın teması olan Üniversitemiz iyi bir iletişim zemini oluşturmakta ve mezuniyet sonrası iş bulabilmeleri kolaylaşmaktadır. Aynı zamanda gi-rişimci bir ruhla yetişen bu öğren-cilerimiz içinde kendi işlerini kuran ve yürütenlerin sayısı da zamanla bir hayli artmaktadır.

Ayrıca üniversitemiz Erasmus’la ça-lışan, öğrencisini dünyayla bağlantı-landıran bir üniversitedir. Bunların yanı sıra Meslek Yüksekokulumuz-da Bilgisayar Teknolojileri önlisans programımızda çift diploma hakkı sunmaktayız.

Sayın Erken, iletişim konusuna büyük önem veriyorsunuz. Üni-versitenizin eğitim amaçlı yayın yapan ve tüm öğrencilerin yarar-lanabildiği UHF 42. Band çıkışlı “İletişim TV” isminde televizyonu ile “101.8 İletişim FM» isminde bir radyosu bulunuyor. Ayrıca «İtalik» isimli dergisi ile bilimsel hakemli 2 dergisi de olduğu bili-niyor. Geleceğin iletişimcilerinin yetişmesi adına bu konularda yaptığınız çalışmalarla ilgili bilgi verir misiniz? Evet, yapılmakta olan TV ve Radyo yayınları gençlerimizin pratik ge-lişmeleri için çok önemli. Bunlara bir de yine İletişim Fakültemizce yayınlanan “Gazetem” isimli ga-zeteyi eklememiz gerekir.  İletişim Fakültemiz  artan bir ivme ve motivasyon ile öğrencilerini ve akademisyenlerini desteklemeye devam etmektedir. Öğrencilerimiz uluslararası yarışmalarda ve ulusal olarak da bazı geleneksel ödüllerde derecelere ve ödüllere layık görülü-

yorlar. Bu elbette bize büyük gurur veriyor. Fakat biz yönetim olarak üniversitemizin sunduğu imkanları her zaman artırma çabasıyla bu ko-nuya yaklaşıyoruz. Dolayısıyla, son zamanlarda genişleyen fiziki mekan alanımızla birlikte, öğrencilerimize sunacağımız hizmetlerin daha da artırılması yönünde gayretlerimizi birleştirmiş durumdayız.

İTİCÜ olarak geçen yıl Esnaf ve Sanatkârlar Derneği (ESDER) tarafından ilk kez düzenlenen Al-tınkepenk Kısa Film Yarışması’na destek verdiniz. Ticaretin bel kemiği ve Anadolu‘da ki Ahilik kültürünün günümüz temsilcileri Esnaf ile Üniversite gençliğini buluşturan bu projeyi nasıl değer-lendiriyorsunuz? Yüzyıllarca yaşatılmış olan Ahi-lik  geleneğinin önemli bir parçası sayılan , ticaretin bel kemiğini oluşturan esnafın değerini yeni-den hatırlatıcı önemli bir girişim olarak görüyorum bu çabayı. İstan-bul Ticaret Üniversitesi, İstanbul Ticaret Odası ve Esnaf ve Sanat-karlar Derneği, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın  işbirliğiyle geçen yıl ilk kez düzenlenen Altın Kepenk Yarışması’na 100’e yakın eserin gönderilmiş olması bu çabanın önemli bir yansıması oldu. Kıy-

Page 22: kepenk 36

KEPENK 22 EYLÜL-EKİM 2011

KÜLTÜR & SANATAltınkepenk Kısa Film Yarışması

metli kardeşimiz ESDER Başkanı Mahmut Çelikus, bu projeden ilk kez söz ettiğinde, kendilerine adres-lerin isabetli olduğunu söylemiştim. Koordinatlar doğru tespit edilmiş olacak ki, ilk adımda maya tuttu. Amatör olsun, profesyonel olsun esnaf ve zanaatkâra değer verenlerin aynı potada buluşması sevindirici bir gelişmeydi. Dereceye giren, girme-yen her projede bir alın teri vardı ve hepsinin ana hareket noktası esnaftı. 400 bine yaklaşan üye kapasitesiyle dünyanın en köklü Odaları arasında bulunan İTO ile İTO’nun eğitimde prestij projesi olan üniversitemizin bu organizasyonda yer alması önem-li bir husus. Çünkü her iki kurum da ticaret ve ticaret hayatında rol alan-larla iç içe. Esnafımızı desteklemek ve ona moral vermek gibi sosyal bir sorumluluğu da taşımaktayız.

Sayın Erken, Altınkepenk Kısa Film Yarışmasının düzenlenme nedenleri arasında ticari hayatla üniversite gençliği arasında bir köprü kurulması hedefleniyor. Sizce bu yıl ikincisi düzenlenecek Altınkepenk Kısa Film Yarışması, bu hedefe ulaşma doğrultusunda ilerliyor mu?Hazırlıklar şimdiden başladığına göre, elbette güzel bir sonuç alınma-lıdır. Bu yıl ilginin daha da artacağı kanaatindeyim. Sonuçta ortada tatlı bir rekabet ve akıtılacak alınteri var. Bir tarafta sinema sektöründeki ge-lişmeler, diğer tarafta gençlerimizin yeteneklerini ortaya koyma fırsatı yakaladıkları bir ortam , en önem-lisi de küreselleşen dünya düzenine rağbet ticaretin hamurunda rol alan esnafın varlığı.. Bu üç unsur da bir organizasyonda birleşince tabi ki or-taya güzel birşeyler çıkacaktır. Türk Sineması´na, Türk Esnafına ve Türk

Ticaretine katkıda bulunacak gele-ceğin sinemacılarının gayretlerinin perdeye yansımasını düşünmek bile heyecan verici…

Son zamanlarda canlanan kısa film sektörü, Altınkepenk Kısa Film Yarışması ile ticaret ve gençliğin olduğu farklı bir boyuta taşındı. Geleceğin yönetmenlerinin yetişmesinde önemli bir okul olan Altınkepenk Kısa Film Yarışması’na sanata ve gençliğe değer veren İTİCÜ olarak ne gibi katkı sağlamayı planlıyor-sunuz?Bu gibi projelerin, üniversitemiz bünyesinde bulunan ve güçlü aka-demik kadrosuyla tercihlerde üst sı-ralarda yer alan İletişim Fakültesin-deki öğrencilerimiz için büyük bir fırsat olacağını düşünüyorum. On-ların mevcut imkânları değerlendi-rip emeklerini ortaya koymaları ve dereceye girerek ödüllendirilmeleri bizleri de mutlu ediyor. Nitekim, geçen yıl dereceye giren 13 eser ara-sında üniversitemiz öğrencilerinin eserleri de yer aldı. Bu yıl da benzer başarıların sağlanmasına katkı da bulunacağız. Tüm üniversitelerin ilgili bölümlerinde okuyan gençler ve yöneticileri  bu tür organizasyon-lara ilgi göstermeli.

Sayın Erken, Altınkepenk Kısa Film Yarışması’nın Altın

Sponsoru olan İTİCÜ, bu konudaki desteğini gelecekte de sürdürecek mi?Bu türden organizasyonlarda za-man zaman dile getirdiğim bir husus olarak şunu ifade etmek istiyorum: Ahilik ne geçmişte ka-lan bir kültürel obje olarak, ne de bugün eski orjinal yapısı ıle uygu-lanabilecek bir organizasyon olarak değerlendirilmelidir. Kanaatimce Ahilik, bugüne ışık tutacak çok büyük bir birikimdir. O geleneğin özellikle felsefesinden ciddi oranda istifade edelmelidir. Bugünün yö-neticisi, çalışanı, esnafı, siyasetçisi ve akademisyeni olarak konuyu bu şekilde ele almalı, bu mese-leyi hem duygusallıktan hem de umarsızlıktan arındırarak, bugün bulunduğumuz yerden bakabil-meliyiz. Altınkepenk Kısa Film Yarışması’nı bu açıdan çok doğru bir yerde görüyorum. Dolayısıyla, yukarıda da ifade ettiğim, ticaretin kalbinin attığı kurum olarak tanımlayabileceğimiz İTO ve onun akademideki temsilcisi olan üniversitemizin bu organizasyonlara imkanları yetti-ğince destek olacağına dair inancı-mı ifade etmek istiyorum.

Geçen yıl olduğu gibi bu yılda özel-likle akademik açıdan verilebilecek tüm desteği seve seve vermeyi üze-rimize bir borç olarak bilmekteyiz

Page 23: kepenk 36

KEPENK 23 EYLÜL-EKİM 2011

Page 24: kepenk 36

KEPENK 24 EYLÜL-EKİM 2011

AYIN KONUĞU

Türk Standartları Enstitüsü Başkanı Hulusi Şentürk;

“TSE Olarak Helal Gıda Belgelendirmesine Başladık”

Sayın Başkan öncelikle bize ken-dinizden bahseder misiniz?1963 yılında İstanbul’da doğ-dum. İlk, orta ve lise eğitimi-mi Maltepe’de tamamladım. 1987 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden İşletme Mühen-disi olarak mezun oldum. 1996 yılı-na kadar ailemize ait mermer işlet-mesini idare ettim. Bunu takiben, 1996 yılından itibaren İstanbul’un endüstriyel merkezlerinden biri olan Pendik Belediyesinde Başkan Danışmanlığı, Belediye Şirketleri Genel Müdürlükleri görevlerinde bulundum. 2005 yılından bu yana biri stratejik yönetim, diğeri da-nışmanlıkla ilgili iki ayrı şirketin halen yöneticisiyim. Stratejik yö-netim, performans yönetimi, siyasi

konularda toplam 12 yayımlanmış kitabım bulunmaktadır. 2011 yılı Şubat ayından itibaren ise TSE’ de başkanlık görevini üstlenmiş bulu-nuyorum.

Türkiye’ de 57 yıldır Standardları belirleyen kurum TSE. Türk Stan-dardları Enstitüsü’ nün kuruluş amacı, görevleri, yapısı ve işleyişi hakkında bilgi verir misiniz? 1954 yılından bu yana her türlü madde ve mamuller ile usul ve hizmet standartlarını yapmak için kurulan TSE, Öncelikle Türkiye’de her türlü standardı hazırlamak ve hazırlatmakla yükümlüdür. Türkiye’nin bölgesel ve uluslararası bir güç olmasının yolu ekonomik alanda katma değeri yüksek mal ve

hizmet üretiminden geçmektedir. Türk Standardları Enstitüsü, sana-yicinin, KOBİ’lerin, yüksek katma değerli, uluslararası standart ve kaliteye sahip üretim yapabilmeleri için ihtiyaç duydukları, standar-dizasyon, sistem, ürün ve personel belgelendirme, metroloji-kalibras-yon ve laboratuar hizmetleri konu-larında hizmet sağlamaktadır.

Dünyadaki en büyük standardi-zasyon kuruluşu olan Uluslararası Standardizasyon Teşkilatı’nın 20 ülkeden oluşan ISO Konseyi’ne ‘en yüksek oyu’ alan ülke olarak se-çildik. Bu alanda ilk örnek (BASB) Bölgelerarası Standardizasyon Birliği’ dir. TSE’nin öncülüğünde kurulan, başkanlığını ve sekretar-yasını Enstitümüzün yürüttüğü BASB, 20 ülkeden oluşmaktadır. TSE Metroloji, kalibrasyon ve deney laboratuarları ile de dünya standartlarında hizmet vermekte-dir. Başka bir deyişle Türk sanayi-cisinin ihtiyaç duyduğu kritik bir görevi yerine getirmektedir.

TSE olarak 4 Temmuz 2011’ de Türkiye’ de Helal Gıda Belgelen-dirmesi işlemine resmen başla-dınız. TSE’ nin görüşü ile Helal Gıda Belgelendirmesi nasıl ele alındı detayları bizimle paylaşır mısınız? Yaşadığımız dünya ve çağ, geliş-miş teknolojilerin insan hayatını

Hulusi ŞentürkTSE Başkanı

Page 25: kepenk 36

KEPENK 25 EYLÜL-EKİM 2011

kolaylaştırdığı kadar karmaşıklığı da beraberinde getirmektedir. Tabii olandan uzaklaştıkça, bu karmaşıklık daha da artmakta hatta bazı hususlarda, hayatı zor-laştırabilmektedir. Gelişen ulaşım ve iletişim teknolojileri ise insan için dünyayı küçük bir köy mesa-fesine indirgemiştir. Mobilitenin çok ileri bir seviyeye ulaştığı günü-müzde, insanların tanımadıkları farklı kültürlere sahip mekânlarda bulunmalarını da bir mecburiyet haline getirmiştir.

Bunlardan en önemlisi de helal hassasiyeti olan insanların temel ihtiyaçlarını karşılamakta yaşadık-ları sıkıntılardır. Özellikle beslen-me ihtiyaçlarının karşılanmasında yaşanan problemler ön plana çıkmaktadır. Gıdaların, üretim, ambalajlama, nakil, depolama ve sunum zincirindeki modern çağın karmaşıklığı içinde helal hassa-siyeti taşıyan insanlara güvenilir beslenme imkânı sunulması son derece önemlidir. Gıda güvenliği konusu ise tüm insanlığın temel problemidir. Bu problemlerin çözümü olarak, uluslararası kuru-luşların mutabakatı ile ISO 22000 serisi standardlar oluşturulmuştur. Ancak bu standardlar helal şart-larını kapsamamaktadır. Helal şartlarının belirlenmesi maksadı

ile standard çalışmalarına ihtiyaç duyulmuştur.

İslam ülkeleri için her türlü stan-dardı hazırlamak ve onaylamakla yükümlü İslam Ülkeleri Standard-lar ve Metroloji Enstitüsü, SMIIC’ in kuruluşuna TSE öncülük et-

da kabul edilerek, yürürlüğe girdi. Böylece Enstitümüz ‘Helal Gıda Belgelendirmesi’ne 4 Temmuz 2011 tarihinden itibaren başladı. Helal Gıda Belgelendirmesi ile ülkemiz, dünyada Malezya ve ABD’den sonra ‘Helal Gıda’ sertifikası veren üçüncü ülke oldu. Türkiye için

miştir. 2010 yılında faaliyete geçen SMIIC, bu bir yıllık süreçte hayata geçirdiği Helal Gıda konusundaki çalışmalarıyla uluslararası alanda yetkinliğini ortaya koymuştur. TSE Metroloji, kalibrasyon ve deney la-boratuarları ile de dünya standart-larında hizmet vermektedir. Başka bir deyişle Türk sanayicisinin ihtiyaç duyduğu kritik bir görevi yerine getirmektedir.

İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) çatısı altında 3 yıldır yoğun bir şekilde sürdürülen çalışmalar so-nucunda, ‘Helal Gıda’ alanındaki 3 standard 16 – 17 Mayıs 2011 tarih-lerinde 33 İslam ülkesinin katılı-mıyla Kamerun’da gerçekleştirilen SMIIC Teknik Komite Toplantısın-

önemli bir gelir kaynağı olacak olan Helal Gıda Belgelendirmesi hizmetleri sayesinde Türk şirket-lerinin yabancı belgelendirme fir-malarına ödemek zorunda olduğu helal gıda denetim belgesi ücreti-nin de önüne geçilmiş oldu.

Gıda ürünlerinin İslami kurallara uygun olarak üretilmesi ve amba-lajlanmasını esas alarak yapılan ‘Helal Gıda’ belgelendirmesi süre-cinde Türk Standardları Enstitüsü, Diyanet İşleri Başkanlığı ile yakın bir işbirliği içerisinde çalışacak. Helal gıda arayışı içerisinde olan tüketiciler bundan böyle güvenle, gönül rahatlığıyla, helal olduğun-dan hiç tereddüt etmediği ürünleri satın alabilecek.

Page 26: kepenk 36

KEPENK 26 EYLÜL-EKİM 2011

Enstitümüzün vermiş olduğu Helal Gıda Belgelerine sahip kuruluşların ürünlerini satın alan ve Helal Gıda arayışı içerisinde olan tüketicilerin ihtiyaçlarını tam olarak karşılayabileceğine inanıyoruz. TSE’ nin vermiş olduğu Helal Gıda Belgeleri hem üreticiler hem de ürünleri satın alan Helal Gıda hassasiyeti olan tüketiciler için güvenli ve güvenilir bir vesikadır.

AYIN KONUĞUTSE Başkanı Hulu Şentürk: “TSE Olarak Helal Gıda Belgelendirmesine Başladık.”

Türk Standardları Enstitüsü tara-fından yürütülmekte olan Helal gıda belgelendirme çalışmalarında OIC SMIIC 1. 2011 GENERAL GUIDELINES ON HALAL FOOD (Helal Gıda Belgelendirme Stan-dardı) standardı ve Ürün Belge-lendirme Merkezi Başkanlığınca hazırlanmış olan Helal Gıda Belge-lendirme Yönergesi hükümleri esas alınmaktadır.

Bu Yönerge hükümlerine göre ih-racat yapan firmalar başta olmak üzere ve aşağıda belirtilen ürün gruplarında üretim yapan firmalar TSE’ ye Helal Gıda Belgelendirmesi için başvurmaktadır.

- Et ve Et Ürünleri / Süt ve Süt Ürünleri / Yumurta ve Yumurta Ürünleri / Tahıl ve Tahıl Ürünleri / - Bitkisel ve Hayvansal Kökenli Sıvı ve Katı Yağlar / Meyve, Sebze ve Mamulleri / Şeker ve Şekerleme Mamulleri- Alkolsüz İçecekler / Bal ve Yan Ürünleri / Gıda Katkı Maddeleri / Enzimler / Balık ve Balık Ürün-leri / Su

İki ay gibi kısa bir süre içinde Enstitümüze başvuran 10 firma-nın üretim yerinde incelemeler yapıldı ve tetkiklerle ilgili işlemler devam ediyor. Bunun yanı sıra şu anda 20 belgelendirme başvurusu

bulunuyor. Helal Gıda Sertifikası almak için TSE’ye yapılan başvuru sayısı sürekli bir artış göstermek-tedir. Belgelendirme süreci Türk Standardları Enstitüsü’nün web sayfasında (www.tse.org.tr.) Helal Belgelendirme ile ilgili yayınlan-mış dökümanların başvuru sahibi firma tarafından doldurulması ile başlamaktadır.

Resmi başvuru yapıldıktan son-ra; Diyanet İşleri Başkanlığı ve TSE’den konunun uzmanı en az iki kişiden oluşan İnceleme Heyeti tarafından üretim yerinde ilgili standarda göre gerçekleştirilen in-celeme neticesinde, belgelendirme çalışmasının ilk aşaması tamam-lanmaktadır. Daha sonra ürünler-den numune alınmakta ve labora-tuvarlarımızda test edilmektedir.

Gerek numune analiz raporları gerekse inceleme heyeti tarafından hazırlanan raporlar Diyanet İşle-ri Başkanlığından bir üyenin de bulunduğu 5 kişiden oluşan Helal Gıda Belgelendirme Komisyonu’na öneri niteliğinde sunulur. Nihai belgelendirme kararı ise bu komis-yon tarafından verilir. Komisyon çalışmalarında oy birliği esastır. Diyanet İşleri Başkanlığı mensubu üyenin katılmaması durumunda hiçbir karar alınamaz.

Page 27: kepenk 36

KEPENK 27 EYLÜL-EKİM 2011

TSE, Helal Gıda Belgelendirme faaliyetleri için, diğer belgelen-dirme faaliyetlerinde olduğu gibi yeterli sayıda ve kalifiye uzman personele sahiptir. Bu amaçla TSE olarak gerekli eğitim ve diğer alt yapı çalışmaları ikmal edilmiş-tir. Belge almaya hak kazanan kuruluş ile yapılan sözleşmeye istinaden geçerlilik süresi 1 yıl olan Helal Gıda Uygunluk Belge-si düzenlenmektedir. Kuruluşta yılda en az iki kez habersiz olmak üzere ara kontroller yapılır. Ay-rıca, gerektiğinde piyasadan da numune alınarak ürün üzerinde helal şartları kapsamında analiz ve incelemeler yapılmaktadır. Belgeli kuruluşun ara kontrolleri sonucunda sözleşme hükümlerine aykırılık tespit edildiği durum-larda diğer belgelendirme uygu-lamalarından farklı olarak, hiçbir uyarı yapılmaksızın belgesi iptal edilmektedir.

Enstitümüzün vermiş olduğu Helal Gıda Belgelerine sahip kuruluşla-rın ürünlerini satın alan ve Helal Gıda arayışı içerisinde olan tüke-ticilerin ihtiyaçlarını tam olarak karşılayabileceğine inanıyoruz. TSE’ nin vermiş olduğu Helal Gıda Belgeleri hem üreticiler hem de ürünleri satın alan Helal Gıda has-sasiyeti olan tüketiciler için güvenli ve güvenilir bir vesikadır.

Eylül ayında Esder ve Elmadağ Belediyesi olarak 24. Ahilik Kül-türü Haftası ve Esnaf Bayramı’ nı kutladık. Helal ürünlerle ve standardlarla doğrudan bağlan-tılı, 1000 Yıllık köklü bir geçmişe sahip olan geleneğimiz ve kültür birikimimiz Ahilik hakkında görüşleriniz nelerdir?

Osmanlı devletinde ürünlerin, standardları ihtisap ve Ahilik teş-kilatları gibi kurumlar vasıtasıyla denetlenen oldukça ciddi sertifi-kasyon uygulamasına tabi tutul-dukları bilinmektedir. Yaklaşık 500 Yıl önce Osmanlı sınırları içinde pek çok bölgenin yerel özelliklerine ve üretim çeşitlerine göre standart kuralları konulmuş ve ciddi olarak uygulanmıştır.

Günümüzde daha yeni yeni öne-mi anlaşılmaya başlanan toplam kalite, tüketicinin korunması, standart üretim gibi kavramların 15. yüzyılda Ahilik kültürü ve felsefesi ile topraklarımızda be-nimsendiğini görmek bizler için

gurur verici bir gerçektir. Ahilik kültürü ve felsefesinin korunması ve ilkelerinin gelecek nesillere taşınması ülkemizin geleceği için çok önemlidir. Bu vesileyle Türk Standardları Enstitüsü’nün Ahilik Kültürümüzün yaşatılması için yapılan çalışmaların her zaman yanında olacağını belirtmek iste-rim.

Page 28: kepenk 36

KEPENK 28 EYLÜL-EKİM 2011

ÖRNEK ESNAF

20 Eylül 2011’ de ANKARA’ nın kalbi Kızılay’ ın en kala-balık olduğu saatte bir araçta

saat 11.05’ te patlama oldu. Saldırı ile Kumrular Caddesi’ nde Çanka-ya Kaymakamlığı’ nın yakınında, Namık Kemal İlköğretim Okulu’ nun tam önü hedef seçildi. Başba-kanlık, Milli Savunma Bakanlığı ve daha birçok kamu kurumuna yaklaşık 200 metre mesafede olan bölgedeki patlama sonrası büyük panik yaşandı. Patlamanın olduğu yerde park halindeki 7 araçta yan-gın çıktı. İtfaiye yangını söndür-meye çalışırken, ikinci bir patlama ihtimali üzerine güvenlik çemberi genişletildi.

Yaşanan dehşetle ilgili bilgi veren üst düzey bir yetkili, otomobilin LPG tankının yanına yerleştirilen 15 kiloluk TNT’ nin patlatıldığını söyledi. Ayrıca araç, MOBESE ka-meraları tarafından görülmeyen bir yere bırakılmış.

Patlama sonrası olay yeri savaş ala-nına döndü. Olayın tanığı, yaşayanı ve kahramanlarından biri Sarmaşık Taksi Durağı Başkanı Adnan Demi-rel Kepenk’ e patlamayı anlattı. Saat 11.00’ e beş kala gibi taksi durağına geldim. Olay yerine 5 metre mesa-fede oturuyorduk. Benim yönümde tam o tarafaydı. Bakıyordum o anda oraya doğru sonra fıss diye bir ses geldi. Onun akabinde 10 saniye geçmeden büyük bir patlama oldu. Ardından kara bir duman çıktı. Her tarafı kapladı. Çıkan dumandan sonra yangın diğer arabalara sıçradı.

Patlamadan hemen sonra baktık yaşıyoruz, hiç tereddüt etmeden, so-ğukkanlılıkla ve hiçbir karşılık bek-lemeden yaralılara yardıma koştuk. Ambulanslar gelene kadar yaralıları taksilerimizle taşımayı Ahilik kültü-rümüzün bizlere yüklediği misyon gereği görevimiz olarak gördük. Aci-len yaralılardan öncelik durumu ağır olanları olmak üzere yaralı kardeş-lerimizi en yakın hastaneye taşıdık. O anda sadece sarmaşık taksi durağı değil vatandaşlar, esnaflar kısacası hepimiz yardıma koştuk. Çünkü biliyoruz ki biz Türkiye olarak bir aileyiz, beraberiz her zaman birbi-rimizin yanındayız. Terörü bir kez

daha yüksek sesle lanetliyoruz. Tür-kiye’ de terör odakları hiçbir zaman başarılı olamayacaklardır. Terör olayları bizi korkutmak, birbirimiz-den koparmak bir yana tam tersine bizleri birbirimize kenetlemekte, kültürümüze ve inancımıza daha fazla bağlanmamızı sağlamaktadır.

Patlamanın diğer bir görgü tanığı dehşet anlarını şöyle anlattı. Meh-met Şakir Ünaldı, “Çok şiddetli bir patlama meydana geldi. Apartmanın bütün camları kırıldı, hemen kendi-mizi dışarıya attık. Ortalık savaş alanı gibiydi. Yerde bir sürü yaralı vardı, araçlar yanıyordu. Bacağı kopanlar, ağır yaralı olanlar vardı. Onları ku-caklayarak olay yerinden uzaklaştır-dık. İtfaiye ve ambulans çok geç geldi, yaralılar yerde dakikalarca bekledi. Benim aracım da dâhil olmak üzere çok sayıda araç yandı” dedi.

Ankara Savcılığı: Patlama, bir terör eylemi olarak değerlendiriliyor. Bir araç içerisine yerleştirilen parça tesirli bir bombanın patlatılması sonucu biri bayan üç vatandaşımız öldü, üçü ağır 34 vatandaşımız yaralandı. Olay yerinde genç bir kadın, AŞTİ’ de Tunceli’ ye gitmek isteyen bir erkek ile bir kişi daha gözaltına alındı.

ADNAN DEMİRELSARMAŞIK TAKSİDURAK BAŞKANI

SARI TAKSİLER, SARI AMBULANSTAKSİCİLER DE KAHRAMAN OLDU

Page 29: kepenk 36
Page 30: kepenk 36

KEPENK 30 EYLÜL-EKİM 2011

HELAL ÜRÜN SERTİFİKALI MARKALAR

Mehmet Sait KANBUR Bey 4. Ku-şak olarak MADO nereden nereye geldi, nasıl geldi hangi değerlerle geldi ve bu tadı 150 yıldır nasıl korudu bize anlatır mısınız?Dondurma ile geçmişimiz 1850’ li yıllara babamızın dedesinin don-durmacılık yaptığı zamanlara kadar uzanmaktadır. MADO olarak sek-töre adım atışımız 18. yılına ulaş-mıştır. 18 yıl önce Caddebostan’ da ilk Cafe’ nin açılmasıyla başlayan ve giderek yurdun dört bir yanına hızla yayılan MADO cafeler, 10 yıl içinde gerek Dünyada gerek Türkiye’ de bir yaşam tarzına dönüştü. İlk ku-şak KANBUR ailesinin 150 yıl önce temellerini attığı küçük bir dondur-ma imalathanesinde başlayan bu serüven, 4. Kuşak temsilcilerinden Mehmet, Atilla ve Erdal KANBUR

kardeşlerle her geçen gün güçle-nerek devam ediyor. Bu başarının mimarları KANBUR kardeşlerin tüketiciyle kurdukları duygusal bağ 1985 yılında Yaşar Dondurma ve Gıda Maddeleri LTD. ŞTİ. olarak tüketicilerine hizmet verirken, 1991 yılında da Yaşar Dondurma ve Gıda Maddeleri A.Ş. olarak büyümenin temellerini atmıştır.

1993 kurumsallaşarak Yaşar Don-durma ve Gıda Maddeleri A.Ş. çatısında toplandı. MADO bugün 33.000 m2’lik alan üzerine kurul-muş dev bir fabrika ve en yaygın Franchising ağına sahip olan güçlü bir markadır.

Mehmet Bey 21. Yüzyılda her şeyin artık daha tatsız, yapay,

sağlıksız, doğallıktan uzaklaştığı ve kaliteden çokta bahsedemedi-ğimiz bugünlerde, MADO olarak 150 yıllık köklü bir markanın, geleneğin, birikimin ve kültürün sorumluluğunu taşıyorsunuz. Bu kültür ve birikimi yeni nesillerin de tanıyabilmesi için neler yap-maktasınız?Şubelerimizdeki ürünlerin tamamı kendimize aittir. Ürün çeşitliliği-mizde 300’ den fazla ürün ve bun-ların alt çeşitlerinden oluşan zengin bir ürün portföyümüz var. Üretim konusunda en çok özen gösterdi-ğimiz işlerin başında ise AR-GE geliyor. Ekibimiz bir yandan mev-cut ürün portföyümüzü gözden geçirirken, bir yandan da gerek yurt içinden, gerekse yurt dışında Brezilya’dan Japonya’ya kadar in-

Mehmet Sait KanburYaşar Dondurma ve Gıda Mad. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı

Helal Dondurma üreticisi olarak; sektörde bu konuda

öncü olmanın gururunu yaşarken, gıda firmalarının

daha bilinçli üretim yapmalarına örnek olmak

istiyoruz. Bilinçlenmiş olan tüketicilerimizin firmalarını bu yönde zorlamaları gerektiğini

düşünüyoruz.

GelenektenGeleceğe

Page 31: kepenk 36

celediğimiz her pazara ait özgün ve seçkin lezzetler üzerinde çalışma-larını sürdürüyorlar. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, ürün geliştirmek bizim sistemimizin ana dayanak-larından biri. Bu anlamda gerek teknoloji, gerek ise yeni lezzetler konusunda dünya literatürünü çok yakından izleyip, irdeliyoruz. Sektöre yön veren firmalarla yap-tığımız iş birliktelikleri, her yıl ka-tıldığımız fuarlar bize her gün yeni lezzetle tanışma fırsatı veriyor.

Keçi sütü, doğal meyve ve salep kullanımı bizim ürün kalitesi an-layışımızın temelini oluşturuyor. Bunlardan vazgeçmemiz ya da taviz vermemiz söz konusu olamaz. Pa-zara uygun ürün sunmak ile özün-den taviz vermeyi karıştırmayız. Biz gittiğimiz pazarda müşterinin ne istediğini çok iyi analiz eder, buna göre fırsat var ise ürün geliştirme çalışmalarımızı en üst standartlar-da yaparız. Müşterinin huzuruna çıkarken de hem ana ürünlerimizi, hem yöresel lezzetleri, aynı kalite ve standartlarla sunarız. Ayrıca Mado’ nun dondurma olarak en önemli özelliği hijyenik ve doğal olmasıdır. Ve en önemli özelliği doğallığının

yanı sıra yılların birikiminden oluşan ustalığı katmış olmamızdır. Kısaca Maraş dondurmasının içeri-ği; Süt, salep, doğal şeker ve ustalık birikiminden oluşmaktadır.

MADO günlük süt ve dondurma üretimi kapasitesi ne kadar ve hangi ülkelere ihracat yapmakta-dır?Kullandığımız süt miktarı dönem-sel olarak değişkendir. Saatte 5 ton üretim yapma kapasitesine sahibiz ortalama olarak günlük 25 ton süt kullanmaktayız. Günlük ortalama dondurma üretim miktarımız ise 20 ton’ dur.

Bugün başta Ortadoğu olmak üzere Birleşik Arap Emirlikleri, Umman, Cidde, Dubai, KKTC, Tunus, Romanya ve Bulgaristan’ a Mado dondurmaları ihraç ediliyor. Uzakdoğu’da da Güney Kore, Hong Kong, Singapur ve Avustralya’ da Mado cafelerimiz hizmet veriyor. Bulgaristan’ da açtığımız üretim te-sisine şimdi Bakü’ ye de bir yenisini ekledik. Kısa zaman zarfında ön çalışmalarla Asya-Pasifik tesisimizi de ekleyeceğiz. Şu an Yurtdışında 6 ülkede 11 şube ile faaliyette bulu-nuyoruz. Eylül ayında açacağımız, Malezya – Kuala Lumpur şubele-rimiz ile yılsonuna kadar ard arda

Page 32: kepenk 36

KEPENK 32 EYLÜL-EKİM 2011

HELAL ÜRÜN SERTİFİKALI MARKALAR

6 açılış yapıp 8 ülke ve 17 şubeye ulaşmayı hedefliyoruz.

MADO olarak “Ekspres” projeniz fikir, uygulama ve tasarım olarak bildiğimiz kadarı ile Türkiye’ de bir ilk. Hem “Ekspres’’ hem de varsa yeni projelerinizi de öğren-mek isteriz?Karavan tipi bu modelimizin pro-jesini yurt dışında hazırlattık. Mo-dern bir görüntüsü var ve özellikle yol güzergâhları ve tatil bölgeleri için planladık. İçerisinde fırın dahi birçok unsur bulunuyor. Başta dondurma, geleneksel ve mevsim-sel ürünler olacak. Türkiye’ yi 3’ e böldük. İlk olarak İstanbul’ da yola çıkıyoruz. Ardından Marmara ve Anadolu’ ya açılacağız. İlk etapta 200 ekspres Mado’ ya ve 5 yıl içe-risinde ise daha büyük hedeflere ulaşmayı düşünüyoruz. Franchising sistemiyle çalışacağız. Özellikle tatil yörelerinde girişimcilerle, öğrenci-lerle ve dönemsel iş yapacaklarla bu uygulamanın farklı sonuçlara ulaşa-bileceğini umut ediyoruz.

MADO hangi kalite belgelerine sahip, ne kadar personel istihdam ediyor?Helal Gıda Sertifikası, ISO 22000 ve ISO 9001 belgelerine sahip bir firmayız. Ortalama 850 kişiyi istih-dam etmekteyiz.

MADO yenilikçi ürünler geliştiri-yor mu, varsa bu ürünler nelerdir?Madoda ar-ge çalışmaları sürek-lilik gösterir ve ar-ge yeniliklerin izleyicisi ve uygulayıcısı olmayı düşünüyoruz. Yeni ve özgün ürün-lerimiz Yaban mersinli dondurma narlı dondurma, siyah çikolatalı fındıklı, fıstıklı, bademli, portakallı dondurma, beyaz çikolatalı üzümlü, portakallı brownili dondurmadır. Özel ürünümüz olan cam şişeli keçi sütü ve cam kavanozlu keçi peyniri ya da parmak peyniridir.

Geleceğe dönük hedef ve amaçla-rınız arasında neler var?Dondurmacılık okulu ve ilköğretim okulu için temellerimizi attık keçi çiftliğimizin daha ileri düzeyde

çalışması için ya da yeni bir ırk ge-liştirilmesi için ar-ge çalışmalarımız sürmektedir. Yeni fabrikamız ve su fabrikamızın inşaatını en kısa süre-de tamamlayarak faaliyete geçire-ceğiz. Yeni fabrikamızda üretim ve kaliteyi özlenen düzeylere çıkarma-yı ve tüm şubelerimize Ph’ ı ideal olan su pazarlamayı düşünüyoruz.

MADO dondurma pazarında özellikle ve bilinçli bir şekilde tercih edilen firma, Sizce bunun sebepleri neler?Mado’nun dondurma olarak en önemli özelliği sağlıklı ve doğal bileşenlerden oluşmasıdır. Don-durmamızın keçi sütü, salep orki-desinin kök yumruları kısmından imal ediliyor olmasıdır. Mado’ nun diğer dondurmalardan farklı bir özelliğe sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Ve en önemli özelliği doğallığının yanı sıra yılların biri-kiminden oluşan ustalığının don-durmaya değer olarak katılmasıdır. Kısaca Maraş dondurmasının içe-riği; keçi sütü, gerçek salep, doğal

Mehmet Sait KANBURKimdir?1947 yılında Kahramanmaraş’ta doğmuş 4 çocuklu bir ailenin ilk çocuğudur. İlk ve ortaöğ-renimini Kahramanmaraş’ ta tamamlamış olup, İtalya’da dondurmacılık Meslek Yüksek okulunu bitirmiştir. Evli ve 4 çocuk Babası olan Mehmet Kanbur Atalarından devraldığı dondurmacılık mesleğini yap-maya çok küçük yaşlarda başla-mıştır. Ve 150 yıllık bir geleneğe sahip olan, Yaşar Dondurma ve Gıda Mad. A. Ş.’nin de Yönetim Kurulu Başkanıdır.

Page 33: kepenk 36

KEPENK 33 EYLÜL-EKİM 2011

şeker ve ustalık birikimi olmasıdır. MADO’nun, tercih edilmesindeki en önemli sebepler, alınan değerle-rini kendine özgü kaliteye dönüş-türmesidir. Mado olarak bizim vaz-geçilmez sloganımız kalite satışına önem vermemizdir.

MADO Dondurma olarak “Ge-lenekten Geleceğe” sloganınızda olduğu gibi geleneksel tadımız ile beraberinde kültürümüzü de Dünya pazarında tanıtıyorsunuz. Bunun beraberinde yeni dönemde değerinin daha da çok hissedildiği ve önemsendiği “Sosyal Sorumlu-luk’’ alanında ne gibi faaliyetleri-niz bulunmaktadır? Sosyal sorumluluk projelerimiz içerisinde her yıl düzenli olarak yapmış olduğumuz resim yarışma-sı, bilgilendirme, orkide çalıştayı, dondurmacılık okulu, ilköğretim okulu, sağlık ocağı ve cami gibi tamamlanmış projelerimiz bu-lunmaktadır. MADO dondurma, sütlü tatlı ve pasta ve de diğer tatlı

çeşitlerine özgü projeleri de yayın-lardan sanal medyadan izleyerek destek vermeyi planlar bizim bu konudaki yaklaşımımız evrensel-dir. Çünkü MADO’ nun hedefi evrensel değerlerle birliktelik kur-maktır.

Dünya Dondurma pazarının devi MADO dondurma (ICRIC) Ulus-lararası İslami Araştırma Merkezi’ ne helal sertifikası almak için yap-tığı müracaat kabul edildi. Ünlü butik dondurma markası MADO, Sektördeki ilk ‘’Helal Dondurma Sertifikası’’ nı alan bir kuruluş, MADO olarak Helal Dondurma Sertifikası’ nın Türkiye ve Dünya’ da ne gibi bir ivme kazandıracağı-nı düşünüyorsunuz?Birçok İslam ülkesi Helal Ürün Sertifikası aramaya başladı. Bu is-tem bizim bu alanda belge sahibi olmamızı hızlandırdı ve bu belgeyi edinen firmamız belge şartlarını öne çıkaran ülkelere artık rahat ula-şabilecek ve MADO’ nun geniş bir

alanda etkin verimli olması belgeyle anlam kazanacaktır.

Helal Dondurma Sertifikası’ nın sektöre, sizlere ve daha çok var olma sebebiniz tüketicilerinize sağlık ve ekonomik yönlerinden katkıları neler olacaktır? Bizler Helal Ürün Belgesini aldık-tan sonra birçok müşterimizden kutlama mesajları aldık ve bunun-la birlikte dondurma sektöründe kullanılan katkı maddelerinden dolayı güvensiz olan insanların ’’artık güvenerek dondurma yiye-bileceğiz’’ söylemleri ile de doğru bir tercih yaptığımızı gördük ve ulusal medyada bu konudaki me-sajlarımızı tüm MADO severlerle paylaştık.

Son olarak MADO “Helal Don-durma” üreticisi olarak tüketi-cilerinize genel anlamda ne gibi tavsiyeleriniz olur?Sektörde bu konuda öncü olmanın gururunu yaşarken, gıda firmaları-nın daha bilinçli üretim yapmalarına örnek olmak istiyoruz. Bilinçlenmiş olan tüketicilerimizin firmalarını bu yönde zorlamaları gerektiğini dü-şünüyoruz. Bilinçli toplum bilinçli üretimin bizlere sağlayacağı avantaj-ları hiçbir zaman inkâr edemiyoruz. Müşterilerimizi her zaman önemsi-yoruz ve sorunlarına çözüm üretici bilgiler sağlıyoruz.

MADO müşteri ilişkilerinde görev alan özel bilgi birikimli personelle-rimiz “müşteri her zaman haklıdır’’ ilkeleriyle müşterilerin ürünleri-mizle ilgili sorunlarına eğilir. Sorun çözmede ortak akıl geliştirmeyi amaçlayan özverili çalışmalar yapar ve önerilerine bu doğruda anlam yüklemeyi amaçlarlar.

Page 34: kepenk 36

KEPENK 34 EYLÜL-EKİM 2011

HELAL ÜRÜN SERTİFİKALI MARKALAR

Anadolunun LezzetleriniDünyaya Tattıran Marka:

Türk mutfağındaki ge-leneksel lezzetleri yeni lezzetlerle harmanlayıp

yepyeni lezzetler sunuyorsunuz, Türk ve Dünya mutfaklarında yerinizi aldınız. Bu başarı öykü-sünün kahramanları olan Sizi, ekibinizi ve Selvayı kısaca tanı-mak istiyoruz? Selva Gıda 1988 yılında un ve irmik üretmek üzere, İttifak Holding’in ilk işletmesi olarak kuruldu. 1998 yılında, kalite ve lezzetten ödün vermeyen tecrü-besini makarnaya aktardı. Yıllar içerisinde, bulunduğu sektörlerde yaptığı yenilikler ve ilklerle anıldı. Hep aynı lezzet, hep aynı kalite ve hep aynı estetik felsefesiyle bilin-di. Her pakette aynı kalitede ürü-nü tüketicisine sunmayı kendisine misyon edinerek, sektöre girdiği ilk günden itibaren yenilikçi viz-yonuyla sektörünü dönüştürücü

bir rol üstlendi. Türkiye’de makar-nanın ana yemek olarak algılanması ve Türk mutfağına uygun makarna yemekleri konusunda çalışmalar yapan firma, geliştirdikleri yeni-likçi ürün ve fikirlerle bu amaca ulaşmayı hedefledi. Türk Mutfak Vakfı’ndan Türk damak tadına uy-gun makarna yemekleri konusunda destek alan Selva, “bilindik ve eşsiz Türk yemekleri ile makarnayı bu-luşturdu.

21. Yüzyılda hızlı yaşıyor ya da yaşatılıyoruz bu hızlı yaşamı ürün bazında Selva’ nın da ayak uydur-duğunu görüyoruz, Nedir bu şip-şak makarna?“ Ne eksik ne fazla 3 dakikada ta-baklarınızda. Selva Şipşak Makarna 3 dakikada herkesin işini kolaylaş-tırıyor. “Modern hayatın hızına ye-tişmekte zorlananlar ve dar zaman-ların telaşına yenik düşenler için

yepyeni bir çözüm aslında “Şipşak Makarna”. Şipşak makarna öğren-ciler, çalışan bayanlar, bekar veya yalnız yaşayanlar, vakit problemi yaşayan ve pratik lezzetler arayan herkesin makarnası. Ayrıca Lez-zeti ve kıvamı da oldukça yerinde. Çubuk, ince uzun, kalem, dirsek, burgu olarak 5 çeşidiyle tüketici-lerin beğenisine sunulan şipşak makarna; şekil ve kalıp özellikleri sayesinde daha hızlı pişiyor, lezzete hız katıyor.

Page 35: kepenk 36

KEPENK 35 EYLÜL-EKİM 2011

Selva’ nın günlük üretimi ne kadar ve hangi ülkelere ihracat yapıyor?Selva, şu an günlük 120 Ton kapasite ile çalışırken yakın bir zamanda bu rakamı %75 oranın-da artırarak 210 Ton civarlarına taşımayı planlıyor. Kurulumu tamamlanmakta olan uzun kesme (spagetti) hattı ile ihracat rakamla-rında büyümeler bekliyoruz. Selva Gıda makarna, irmik ve un olmak üzere 3 farklı ürün grubu ihracatı gerçekleştirmektedir. Kurulduğu günden bu yana 113 ülkeye ihracat yapan Selva, bugün itibariyle 70 ülke, 5 kıtaya ürünlerini gönder-mektedir. Şirket, sadece kendi markasıyla ihracat yapma strate-jisiyle, özellikle Japonya başta ol-mak üzere, Uzak Doğu pazarında kalıcı büyümeyi sağlamıştır. Selva 2007, 2008, 2009 ve 2010 yılında

Türkiye’nin makarna ihracat bi-rincisi olmuştur ve halen markalı makarna ihracat birinciliğini de-vam ettirmektedir. 2010 yılındaki ihracat hedeflerimiz daha çok Avrupa birliği ülkeleri oldu. Etnik pazarın hakim olduğu bu ülkelerde Selva ürünlerini tüketici ile buluş-turmak için start verdik. Çok kısa süre olmasına rağmen bu pazarda bir hayli hızlı ilerliyoruz. 2012 yılı için en büyük hedefimizi satış ra-kamları zaten iyi olan ihracat yap-tığımız ülkelerde bu rakamları %30 ila %40 oranında artırmak böylece atıl kapasitemizin de ortadan kalk-masını rahatlıkla sağlayabiliriz. Dünyadaki beslenme bilinci ve doğru tüketim makarna üretici ve ihracatçıları için önemli bir kapı açmaktadır. Bunları kanalları bu-larak satış gerçekleştirecek başarılı bir ekibe de sahibiz. Selva Gıda

Mehmet KARAKUŞKimdir?1970 yılında Konya’da doğan Mehmet Karakuş ilk, orta ve lise öğrenimini Konya’da ta-mamlamıştır. 1994 yılında S.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakül-tesi İşletme Bölümünden me-zun olduktan sonra yine aynı bölümde master programını tamamlamıştır. 1993’te evlenen ve şu an 3 çocuk babası olan Karakuş 12 yıldır Selva Gıda’da görev yapmaktadır. Stajyer olarak başladığı iş hayatına satış müdürü ve genel müdür yardımcılığı görevleri ile devam etmiştir. Mehmet Karakuş, 2008 Nisan ayından bu yana Selva Gıda Genel Müdürü ola-rak görevine devam etmektedir.

olarak yıllık ciromuzun %50’ye ya-kınını ihracattan sağlıyoruz. Uzun yıllardan beri bu ciro dengesini korumaya çalışıyoruz.

Yeni ürünler geliştiriyor musu-nuz, Uzun vadeli hedefleriniz ara-sında neler yer alıyor?

Selva Gıda olarak Yenilik Ruhumu-za işlemiş diyebiliriz. Ve bu doğrul-tuda piyasaya yeni sunduğumuz bir ürünümüz daha var. “Selva Meyveli İrmik” tamamen Selva kalitesi ve lezzetiyle tüketiciye sunuldu.

Revani ve helva gibi Türk tatlılarının temel malzemesi olan irmik, Selva ile birlikte yeniden hayat buldu bunu hepimiz biliyoruz. Vakumlu ambalaja yerleştirilen Selva irmik rahat taşınabilir ve 250 Gr’ lık boyla-rıyla kolay tüketilebilir hal aldı.

Mehmet KarakuşSelva Gıda Genel Müdürü

Page 36: kepenk 36

KEPENK 36 EYLÜL-EKİM 2011

HELAL ÜRÜN SERTİFİKALI MARKALARAnadolunun Lezzetlerini Dünyaya Tattıran Marka: SELVA

Ve Selva; tamamen doğal meyve tozundan ürettiği portakal, çilek, muz ve vanilyalı irmik çeşitleriyle dünyada bir ilke imza attı. Meyve bahçelerinden sofralara taşıdığı yeni ürünü olan meyveli irmik çeşitleriyle hafif ve bir o kadar da besleyici pratik ev tatlılarının şöle-nini başlattı. 2011’in 2. çeyreğinde raflarda yerini alan “Selva Meyveli İrmik” hızlı bir şekilde pazara pe-netra olmaya devam ediyor.

Daha öncesinde lezzete hız katarak

“Şipşak Makarna” ile tüketicisinin karşısına çıkan Selva, geleneksel tatlarımızı unutturmayacak ve yeni-den yaşatacak “Anadolu lezzetleri” grubu ile Mantı ve erişte yemenin keyfini sundu bizlere.

Selva Geleneksel perakende sektö-ründe tercih edilen bir firma sizce bunun nedenleri ne olabilir?Hepimizin de bildiği gibi önemli bir marka değerine sahip olması ve tüketicisinin ihtiyacına yeni ürünleriyle rahatlıkla cevap veriyor

olması geleneksel kanal için vazge-çilmez bir öğe. Geleneksel noktalar sık ziyaret edilen ve sadakat ilişkisi üzerine kurulu olan yerler olduğu için müşterileri hem kaliteli hem de çeşitli ürün sunanlar kazanıyor demek en doğrusu.

Selva Helal Gıda Sertifikası alan bir kuruluş, Selva için Helal Gıda Sertifikası’ nın Türkiye ve özellik-le Dünya pazarındaki satışlarınız da olumlu etkisi oldu mu?Hepimizin de bildiği gibi Helal

Bu sertifikanın Sektörün ihracat faaliyetlerini

ve bağlantılarını güçlendirmek adına

önemli bir belge olduğunu düşünüyoruz. Bu belgeyle

birlikte dünyada yer alan 2 trilyon dolar olarak ifade

edilen helal pazarından pay almak önemli bir

hedef olmalı.

Page 37: kepenk 36

KEPENK 37 EYLÜL-EKİM 2011

Gıda Pazarı Büyüyor. “Selva olarak bugüne kadar sunduğumuz kalite ve güveni İslami usullere uygun çalışma hassasiyetimizi en üst dü-zeyde tutarak gerçekleştirdik. Bu sertifika ile öncelikle bunu tescil ettirdik. Ayrıca ihracat faaliyetlerin-de elimizi güçlendiren bir belgeye kavuştuk. Bu belgenin zorunlu olmasını isteyen ülkelere karşı sa-mimiyetimizi bir kat daha artırarak ilişkilerimizi sürekli kılacağız. Orta Doğu ve Orta Asya bölgesi olmak üzere tüm dünya müslümanları ve

dini hassasiyeti olan tüketiciler için de tercih edilen markalardan biri olacağız. Özellikle Endenozya, Ma-lezya ve Singapur gibi ülkelere yap-tığımız satışın yüzde 50 oranında artmasını bekliyoruz. Sertifikamızı aynı zamanda Dünya

Sektörünüzün gelişimine ve gele-

ceğine Helal Gıda Sertifikalandı-rılmasının katkıları nelerdir?Bu sertifikanın Sektörün ihracat faaliyetlerini ve bağlantılarını güç-lendirmek adına önemli bir belge olduğunu düşünüyoruz. Bu belgeyle birlikte dünyada yer alan 2 trilyon dolar olarak ifade edilen helal paza-rından pay almak önemli bir hedef olmalı. Bu bağlamda Helal Gıda Sertifikası’nı duvarına asan sektör temsilcisi orta ve uzun vadede ih-racat hedeflerini hissedilir oranda artıracaktır.

Page 38: kepenk 36

KEPENK 38 EYLÜL-EKİM 2011

ETKİNLİK

ESDER 24. AHİLİK KÜLTÜRÜ HAFTASI ve Esnaf Bayramı’nı Elmadağ Belediyesi ile Elmadağ’da Kutladı

Ankara’ nın Elmadağ Belediyesi ve (ESDER) Esnaf ve Sanatkârlar Derneği Genel Merkezi’nin Organizasyonunda 24. Ahilik Kültürü Haftası ve Esnaf Bayramı Çeşitli Etkinliklerle Kutlandı.

24. Ahilik Kültürü Haftası ve Esnaf Bayramı kapsamında Esnaf

ve Sanatkârların Ahilik Haftası’ nı ve Esnaf Bayramını kutlayan

Elmadağ Belediye Başkanı Gazi Şahin, Ahilik’ in kardeşlik

demek olduğunu belirterek, “Ahilik kültürünün içerisinde her

şey var. Doğruluk, dürüstlük, kardeşlik, var. Kutlamaların

Ahilik Kültürü’ nü genç nesillere aktarılması bakımından liselerde yapılıyor olması da çok anlamlı. Öğrencilerimize tavsiyem Ahilik

ilkelerini benimsemeleridir. “ dedi.

Gazi ŞahinElmadağ Belediye Başkanı

Page 39: kepenk 36

KEPENK 39 EYLÜL-EKİM 2011

ve Esnaf Bayramı’nı Elmadağ Belediyesi ile Elmadağ’da Kutladı

23 Eylül 2011 Cuma günü namaz ön-cesi Esentepe Merkez Camii

Şerifinde, Ahi Evran Hz. İle Mü-teveffa Esnaf ve Sanatkârlarımızın Ruhuna Mevlid-i Şerif ve Kuran-ı

Kerim Kıraati okutuldu. Ardın-dan Cuma Namazı’ nın akabinde Camii çıkışında Camii avlusunda Elmadağ Belediye Başkanı Gazi ŞAHİN ve Esder Genel Başkanı Mahmut ÇELİKUS halka Ahi pilavı, Et kavurma, Ayran, Ahi

şekeri, Ahilik posteri, Tükenmez kalem dağıttı. Program Ankara Büyükşehir Belediyesi Mehteran Bölüğü ve Protokol Üyelerinin Esentepe Camii önünden Elmadağ Lisesi’ ne doğru yürüyüşü ile de-vam etti.

Page 40: kepenk 36

KEPENK 40 EYLÜL-EKİM 2011

ETKİNLİKESDER 24. Ahilik Kültürü Haftası ve Esnaf Bayramı’nı Elmadağ Belediyesi ile Elmadağ’da Kutladı

Elmadağ Belediyesi ve (ESDER) Esnaf ve Sanatkârlar Derneği Ge-nel Merkezi’ nin Organizasyonun-da, 24. Ahilik Kültürü Haftası ve Esnaf Bayramı büyük bir coşku ile kutlandı. Kutlamalar Elmadağ Lise-si öğrencilerinin, Öğretmenlerinin, Esnaf ve Sanatkârlarının ve Elma-dağ halkının da katılımıyla tam bir şölen havası içerisinde geçti. Kut-lamalar, Elmadağ Esentepe Mer-kez Camii’nde okunan Mevlit ve Kuran-ı Kerim ile başladı. Elmadağ

Lisesinde devam etti. Programa, Elmadağ Kaymakamı Kemal Kah-raman, Elmadağ Belediye Başkanı Gazi Şahin, Esder Genel Başkanı Mahmut Çelikus, Elmadağ İlçe Milli Eğitim Müdürü Saim Kuş, Belediye meclis üyeleri, Başkan yardımcıları ve birim müdürleri katıldı.

Daha sonra protokol mehter takı-mı eşliğinde Elmadağ Lisesi’ ne yürüdü. Açılış ve bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Mehteran’ ın yorumuyla İstiklal Marşımız okundu. Ardından Ankara Büyük-şehir Belediyesi Mehteran Bölüğü gösterileriyle izleyenleri coştur-du. Öğrenciler günün anlam ve

ne de destek vereceklerini ifade etti.

Elmadağ İlçe Milli Eğitim Mü-dürü Saim Kuş lise öğrencilerini ve davetlileri öncelikle hoş geldiniz diye, karşıladı. Ardından Ahilik’ te temel ilkeler ve bugüne nasıl yansıtılabileceğine dair konuşmalar yaptı. Kuş, konuşmasının sonunda Ahilik’ in kültür mirasımız olduğu-

önemine ilişkin temsiller sundu.

Ahi olabilmenin ve üretime katkı-da bulunmanın ülkemizin ileriye gitmesi için çok önemli olduğunu kaydeden Şahin, yerel yönetimler olarak kendilerinin her zaman esnaf ve sanatkârlara ve Ahilik Kültürü’

nu ve bugün her şeyden daha çok Ahilik’ in ‘’Kardeşlik’’ ilkesine ihtiyacımızın fazlası ile arttığını da belirtti.

Protokol konuşmaları’ nın ardından Ahilik’ te kalfalıktan ustalığa geçi-şi ‘’Ahi’’ olmayı temsil eden Şed Kuşanma Töreni yapıldı. Protokol üyeleri Ticaretleriyle Örnek olan Elmadağ Esnaf ve Sanatkârlarına Plaketlerini verdi. Günün sonunda topluca ödül alan Esnaflar ve Protokol Üyeleri fotoğraf çektirdi.

Program sonunda Elmadağ Lisesi öğrencilerine ve öğretmenlerine günün anısına Tükenmez Kalem ve Ahi Şekeri dağıtıldı.

ESDER Genel Başkanı Mahmut Çelikus da Ahilik’in Sevgi, Kardeşlik, Üretim ve Paylaşım Medeniyeti olduğunu bir kez daha dile getirdi. Tüm insanlığın

problemlerinin temel sebebinin paylaşamamak olduğuna dikkat çeken

Çelikus, Ahilik’in bunu yüzyıllar öncesinde hayata geçirdiğini vurguladı. Çelikus,

“Bugün burada Ahilik’in ilkeleri Üretimi, Paylaşımı hayata geçirmek için küçük

adımlar atıyoruz. Devir üretim çağı aynı zamanda da bilgi ve teknoloji çağıdır. Ve hedefe doğru yürüyoruz.” diye konuştu.

Page 41: kepenk 36

0216 444 0 132

Page 42: kepenk 36

KEPENK 42 EYLÜL-EKİM 2011

SAĞLIK

PROF. DR. AHMET MARANKİ ile HELAL GIDA&SAĞLIĞIMIZHocam, Helal Gıda ve Sağlıklı Beslenme konusundaki görüşleri-nizi alabilir miyiz?Bir Gıdanın Helal olması için onun sağlığa uygun olması çok önemli. Mesela tavuk ve inekler, çiftlik ba-lıkları kimyasal katkılı yemlerle bes-leniyorsa bu durum da Helal Gıda kadar önemli. Çünkü yemlerde de kullanılabilen hayvansal kökenli, kemik tozları ve etlerin nerelerden elde edildiği araştırılmalıdır. Bu tür hayvansal kökenli katkı maddeleri domuzdan da elde edilmiş olabilir. Yani sadece kesim koşulları düşü-nülmemelidir.

Avrupa ve Amerika’ da besi da-naları kesiminde sadece İslami kurallara uygun kesim yapılarak bir oyun oynanmaktadır. Sadece İslami kurallara uygun kesime bakılma-malı hayvanın tüm beslenme planı mutlaka araştırılmalıdır. Yine diğer gıdalarla aldığımız antibiyotik ve hormonlar bedenimize girmekte ve

en önemlisi de bedenimiz tarafın-dan tanınmadığı için bu maddeler belki de bugünkü hastalıkların çığ gibi artışına sebep olabileceği araş-tırılmalıdır.

Gıda katkı maddeleri olarak bilinen maddelerin pek çoğu İsveç, Norveç gibi Avrupa ülkelerinde kullanılma-maktadır. Buradan gıda sektörün-deki teröristlerin, bazı güç odakları-nın etkileriyle hem katkı maddeleri hem hormonlu gıdalar ve GDO’ lar tolere edilebilir değerler gibi gös-terilerek göz ardı edilebilmektedir. Maalesef ülkemizde de düne kadar bunun örneklerini azalarak da olsa görmekteyiz. Sonuç olarak biz He-lal belge yanında gıda ile ilgili diğer Avrupa Gıda Kodeksi, WHO, FAO ve FDI gibi kuruluşların istediği şartları da aramalıyız.

Gıda güvenliği özellikle nüfusun fazla olduğu, tarımla ilgili her-hangi bir üretimin yapılamadığı Büyükşehirlerde ve birçok kenti-mizde fazlaca önemli, peki nedir Gıda güvenliği?Gıda Güvenliği üstünde titizlik-le durmamız gereken önemli bir konu. Dünyada insan sayısı arttıkça ve tarım azaldıkça ya da sadece belli bir kesim tarafından üretim yapılınca gıda ile ilgili talep de günden güne artmış oluyor. Bu nedenle tarlada üretilen ürünlerin evlerimize gelene kadarki aşamaları sağlığımızın korunması açısından çok önemli.

Gıda güvenliği kavramına dar bir çerçeveden bakıldığında, gıdaların

Gıda üretimi yapan işletmelerde (restaurant, otel,

pastane, vs) kaliteli üretim sisteminin yanında öncelikli olarak gıdanın güvenliğini

tarladan çatala kadar garanti altına alan ISO 22000

sistemi uygulaması gıda güvenliği açısından çok etkin

bir yönetim sistemi haline gelmiştir.

Page 43: kepenk 36

KEPENK 43 EYLÜL-EKİM 2011

PROF. DR. AHMET MARANKİ ile HELAL GIDA&SAĞLIĞIMIZamaçlanan kullanımına uygun olarak hazırlanması ve tüketildi-ğinde tüketicilere zarar vermemesi anlamında kullanılan bir kavram olmakla beraber daha geniş anlam-da gıda kaynaklı hastalıklara neden olan fiziksel, biyolojik, kimyasal etkenleri önleyecek şekilde gıdala-rın işlenmesi, hazırlanması, depo-lanması ve son tüketiciye sunulma-sını tanımlayan bilimsel bir sistem döngüsüdür.

Güvenli gıda ise her türlü bozulma ve bulaşmaya yol açan etkenden arındırılarak tüketime uygun hale getirilmiş gıdadır.Gıda üretimi yapan işletmelerde (restaurant, otel, pastane, vs) kali-teli üretim sisteminin yanında ön-celikli olarak gıdanın güvenliğini tarladan çatala kadar garanti altı-na alan ISO 22000 sistemi uygula-ması gıda güvenliği açısından çok etkin bir yönetim sistemi haline gelmiştir.

Gıda kaynaklı hastalıklar, hem ge-lişmiş hem de gelişmekte olan ülke-lerde insan sağlığı üzerinde özellikle çocuklar, yaşlılar ve hamilelerde ciddi bir tehlike oluşturmaktadır. Bunun sonucunda insanların sağ-lığını ve hayatını kaybetmesi ya-nında, yapılan sağlık harcamaları büyük ekonomik kayıplara sebep olmaktadır.

Gıda güvenliği programlarının uy-gulanmasıyla bu tehlikeler en aza indirilerek meydana gelen hatanın nereden kaynaklandığı ve çözümü bulunabilmektedir.

Güvenli Gıdalar Hazırlamak İçin Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) Altın Kuralları:

Yiyecek ve içeceklerin önemi

1. Güvenli olması için işlenmiş gıdaları tercih edin 2. Gıdaları iyi pişirin 3. Pişirilmiş gıdaları derhal tüketin 4. Pişirilmiş gıdaları dikkatlice saklayın 5. Pişirilmiş gıdaları yeterince tekrar ısıtın 6. Pişirilmiş gıdalar ile çiğ gıdaların bir biri ile temasından kaçının 7. Ellerinizi tekrar tekrar yıkayın 8. Bütün mutfak yüzeylerini temiz tutun 9. Gıdalarınızı böceklerden, kemirgenlerden ve diğer hayvanlardan koruyun10. Güvenli su kullanın

• Meyvevesebzelervaktindeyenilmelidirvetabiiolmalıdır.

• Konsantreürünleryenmemelidir.(Ketçap,salça,şeker,tuz,unv.s)

• Sebzelerpişirilmedentıkırındayenmelidir.Suyuiçilmelidir.

• Yiyecekveiçeceklerbedeninilacıdır.Maddesiylevesuretiyletesireder.

• Su,biriçecekolupvazifesi;besinleriyumuşatmak,pişirmekvegıdalarındaryollardan geçirilmesini sağlamaktadır.

• Buğdayekmeği,koyuneti,kümeshayvanlarıilehafiftatlılar,küçüklokma-larla çok çiğneyerek ve meyvelerden incir veya kuru üzümle yenerek itidal sağlanabilir.

• Yazgünlerindesoğukyiyecekler,kışınsıcakbesinleralınmalı,yemekzama-nı kısa tutularak öğün aralarında zaman dilimleri açılmalı, hazım karışma-malıdır.

• Ekşiyiyeceklerbedenezararlı,ihtiyarlatıcı,uzuvlarıkurutucudur.

• Tatlıyemeklermideyirahatlatır,bedeniısıtır,safrayıtahrikeder.

Orijin

al dil: İn

gilizce

Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge ofisi

DSÖ Ülke Ofisi, Türkiye Birlik Mah. 2 Cadde No: 11

Çankaya, 06610Ankara, Türkiye

Tel.: +90 312 4541081-82. Fax: +90 312 4961488.

E-mail: [email protected] Web site: www.euro.who.int/Turkey

Özet

Birçok ülkede birinci basamak hizmetlerinin güçlendirilmesi sağlık reformlarının öncelikleri arasında yer almasına rağmen, merkez/doğu ve batı Avrupa’daki reformların arka planları ve nedenleri benzerlik göstermemektedir. Batı Avrupa’da birinci basamağa verilen önemin, artan maliyetler ve demografik ve epidemiyolojik trendlere bağlı olarak değişen taleplerle ilgili sorulara bir yanıt vermesi beklenmektedir. Eski Sovyetler Birliği’ndeki ülkelerin yanı sıra, Avrupa’nın merkezinde ve doğusunda yer alan ülkeler, tüm sağlık sistemlerinin performansını esas olarak geliştirmek amacıyla çaba göstermektedir. Bu ülkelerde çok zayıf veya hiç gelişmemiş olan birinci basamak, günümüzde yeterli ve ihtiyaca karşılık verebilen sağlık hizmetlerini topluma ulaştırmak için gelişmektedir.

Dönüşüm sürecinde olan birçok ülkede sağlık reformları, temel toplumsal işlevler ve değerlerde meydana gelen derin ve kapsamlı değişikliklerin birer parçası olmaktadır. (Temel) bakım reformları her zaman kanıta dayalı olarak gelişmemekte ve ilerleme doğru hizmetlerin değerlendirme sonuçları yerine, siyasi tartışmalar ve belirli meslek gruplarının men-faatleri doğrultusunda yönlendirilmektedir. Buna rağmen, günümüzde politika yapıcıları ve yöneticiler artan bir şekilde reformların ilerlemesi ve hizmetlerin ihtiyaca karşılık verebilirliğine dair kanıt talep etmektedirler.

Bu rapor, kapsamlı, erişilebilir, eşgüdümlü ve bütünleşmiş olan, sürekliliği sağlayan ve DSÖ çerçevesinde özetlenen bütün sağlık sistemi işlevlerinin sağlık sisteminin tümünün geliştirilmesi için eşit bir şekilde göz önüne alınacağını kabul eden iyi bir birinci basamak sistemini betimleyen bir yöntem kullanarak Türkiye’deki birinci basamağa dair gelişmeleri değerlendirmektedir. Bu, finansman ayarlamalarının, hizmet dağıtımının, insan kaynaklarının ve diğer kaynakların (uygun tesisler, araç gereçler ve ilaçlar gibi) ve son olarak da tüm gerekli yasal çerçevel-erin ve mevzuatın gerçekleştiği ve sistemin uygun bir lider tarafından yönlendirildiği anlamını taşır. Bu şekilde bu rapor, ilgili profesyonel-lerin ve hastaların görüşlerinin de dâhil olduğu, bir ülkenin birinci ba-samak hizmetleri kurumsal modelinin güçlü ve zayıf yönlerine dair yapılandırılmış bir genel bakışı ilgili politika yapıcıları ve paydaşlara sunmaktadır.

tÜR

KİYe

’de B

İRİN

Cİ B

ASAM

AK

KUR

UM

SAL M

OdeLİN

İN d

eĞeR

LeN

dİR

MeSİ

DSÖ Avrupa Bölgesi’nde birinci basamak

- Türkiye’nin iki ilinde gerçekleştirilen anket çalışmasına dayalı bir pilot proje -

tÜRKİYe’deBİRİNCİ BASAMAK KURUMSAL MODELİNİNDEĞERLENDİRMESİ

Page 44: kepenk 36

KEPENK 44 EYLÜL-EKİM 2011

ULUSLARARASI İLİŞKİLER

Balkan İletişim Ağı Yıllık Kon-feransı  Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TA-

SAM ve Makedonya Bilimler Akade-misi (MANU) Stratejik Araştırmalar Merkezi iş birliği ile Makedonya’nın Ohrid şehrinde gerçekleştirildi.

15 – 17 Eylül 2011 tarihleri arasında altıncısı gerçekleştirilen toplantıda “Enerji, Güvenlik ve Balkanlarda İn-sani Kalkınma” konuları konuşuldu. Konferansa Makedonya, Türkiye, Slovenya, Hırvatistan, Romanya, Sırbistan, Arnavutluk, Karadağ, Moldavya ve Kosova’dan düşünce kuruluşu temsilcileriyle birlikte yetmişin üzerinde bilim adamı, ga-zeteci, bürokrat, büyükelçi ve STK temsilcisi katıldı.

Balkan İletişim Ağı Yıllık Konferansı Ohri’de Yapıldı Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkan Yardımcısı (E) Büyükelçi Murat Bilhan’ın yanı sıra Türkiye’den katılan Prof. Dr. Şaban Kardaş, Mert Bilgin, Dr. Necmi Dayday, Prof. Dr. Sema Kalaycı-oğlu, Prof. Dr. Vural Altın ve Prof. Dr. Oktay Tanrısever konferansta bildirilerilerini sundular.

Açılış konuşmalarını TASAM Baş-kan Yardımcısı (E) Büyükelçi Mu-rat Bilhan, Makedonya Başbakan Yardımcısı aynı zamanda Ekonomi Bakanı Viladimir Peshevski, Manu Başkanlarından Jordan Jordanov, MANU Stratejik Araştırmalar Mer-kezi Başkanı Kladov Kambovski ve Ohri Belediye Başkanı Aleksandar Petrevski yaptı.

TASAM Başkan Yardımcısı (E)

Büyükelçi Murat Bilhan, yaptığı açıklamada Balkan İletişim Ağı’nın bölgede faaliyet gösteren düşünce kuruluşları arasında sıkı bir iş bir-liğine imkân sunan bir platform olarak kurulduğunu belirttikten sonra kuruluşundan itibaren yürüttüğü faaliyetlerle Balkan iletişim Ağı’nın sivil toplum kuru-luşları tarafından yürütülecek faa-liyetler aracılığıyla Balkan ülkeleri ve halkları arasında karşılıklı gü-ven ve anlayışın güçlendirilmesine katkıda bulunabilecek bir paralel diplomasi çerçevesi olarak değer-lendirilmesi gerektiğini dile getir-di. Bilhan konferansın amacının “Türkiye’nin Balkan ülkeleriyle ortak bir iletişim ağının geliştiril-mesi” olduğunu söyledi.

Makedonya Bilimler ve Sanatlar Akademisi temsilcisi Prof. Dr. Nu-man Aruç ise amaçlarının bu kon-feranslarla bilim adamlarının bü-rokratlarla karşılıklı olarak geleceğe yönelik bilimsel stratejilerin ortaya koymaları olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu da beşe-ri kalkınma sorunlarının her ülkede aynı olmakla birlikte çözümün ülke bazında gerçekleşmesi gerektiğini ve ortak çözümler üzerinde iş birli-ğin sağlanmasının neticeye ulaşmak bakımından önemini vurguladı.

Toplantıda Gligor Kanevce, Neven Duic, Jovez Kunic ve Jordan Jorda-nov da birer konuşma yaptılar.

Konferansa şu isimler katıldı; Akademisyen Georgi Stardelov

Page 45: kepenk 36

KEPENK 45 EYLÜL-EKİM 2011

TASAM Başkan Yardımcısı (E) Büyükelçi Murat Bilhan, yaptığı açıklamada Balkan İletişim Ağı’nın bölgede faaliyet gösteren düşünce kuruluşları arasında sıkı bir iş

birliğine imkân sunan bir platform olarak kurulduğunu belirttikten sonra kuruluşundan itibaren yürüttüğü faaliyetlerle Balkan iletişim Ağı’nın sivil toplum kuruluşları

tarafından yürütülecek faaliyetler aracılığıyla Balkan ülkeleri ve halkları arasında karşılıklı güven ve anlayışın güçlendirilmesine katkıda bulunabilecek bir paralel

diplomasi çerçevesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.

Balkan İletişim Ağı Yıllık Konferansı Ohri’de Yapıldı

(MANU- Macedonian Academy of Sciences and Arts), Vlado Kam-bovski (MANU Center for Strategic Research), Akademisyen Jordan Pop-Jordanov (MANU), Gligor Kanevce (MANU Center for Stra-tegic Research), Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu (Doğuş Üniversitesi), Prof. Dr. Neven Duic (University of Zagreb), Dr. Josef Kunic (Sloven-ya), Prof. Dr. Şaban Kardaş (TOBB Üniversitesi), Ivan Zaric (Uluslara-rası Siyaset ve Ekonomi Enstitüsü – Belgrad), Akademisyen Alajdin Abazi (MANU), Diplomat Iljas Ilja-si (Elektroteknik Faültesi Piriştina), Prof. Dr, Ahton Causevski (Elektrik Mühendisliği ve Bilgi Teknolojileri Fakültesi – Sofya), Akademisyen Tome Bosevski (MANU), Prof. Dr. Nikola Popov (MANU), Prof. Dr. Ljubica Kanevce (Teknik Bilimler Fakültesi – Bitola), Prof. Dr. Alain Servantie (AB Komisyonu), Prof. Dr. Oktay F. Tanrısever (ODTÜ),

Prof. Dr. NATASA Markovska (MANU), Dr. Teuta Dobi (Tiran Avrupa Üniversitesi Rektörü), Klo-diana Beshku (Tiran Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi), Doç. Dr. Enika Abazi (Tiran Avrupa Üniver-sitesi), Gjergj Buxhuku (Arnavut-luk Endüstri merkezi Direktörü), Safet Merovci (Public University of Prishtina), Dragana Markovic (YATA Başkanı – Karadağ), Ana Stojilovska (Enerji ve Altyapı Prog-ramı Araştırma Görevlisi – Ma-kedonya), Prof. Dr. Numan Aruç (MANU), Sonya Risteska (Make-donya), Dr. Necmi Dayday (UAEK (E) Müfettişi ve TASAM Yönetim Kurulu Üyesi), Prof. Dr. Vural Altın (TASAM Yönetim Kurulu Üyesi), Aydın Nezih Doğan (Konya Valisi), Mahmut Çelikus (Esnaf ve Sanatkarlar Derneği Genel Başka-nı), Ahmet Algan (Yurdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkan Yar-dımcısı), İbrahim Kaya (USAK),

Metin Özkan (E-İmza Bilişim ve İletişim Güvenliği Genel Müdürü), Fatih Mustafa Cerit (EPDK).

Toplantı sonunda bir sonraki konferansın konusunun “İnsani gelişim” olması yönünde karar alınıp “Balkanlarda insani gelişim” konusunda bir rapor hazırlanması ve yayımlanmasının gerekliliğine vurgu yapıldı.

Balkan İletişim Ağı (Balkan Net-work) 9-10 Haziran 2005 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilen Kurucu Konferans tarafından kurulmuş ve tüm  Balkan ülkelerinin önde gelen strateji ve araştırma merkezlerinden oluşan Balkan İletişim Ağı (Balkan Network) bugüne kadar sırasıyla 2005 Ankara (Kurucu Konferans), 2006 Sofya, 2007 Bükreş ve 2009 Tekirdağ ve 2010 yılında Edirne’de toplantılarını icra etmişti.

Page 46: kepenk 36
Page 47: kepenk 36
Page 48: kepenk 36