kentsel dÖnÜġÜm sÜrecĠne dÖnÜġÜm alanlarindan …tez.sdu.edu.tr/tezler/ts00873.pdf ·...

380
T.C. SÜLEYMAN DEMĠREL ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ KAMU YÖNETĠMĠ ANABĠLĠM DALI KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN BAKMAK: ĠSTANBUL MALTEPE (BAġIBÜYÜK VE GÜLSUYU MAHALLESĠ) ÖRNEĞĠ DOKTORA TEZĠ Cem ERGUN Tez DanıĢmanı Prof. Dr. HÜSEYĠN GÜL ISPARTA-2011

Upload: others

Post on 08-Sep-2019

14 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

T.C.

SÜLEYMAN DEMĠREL ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

KAMU YÖNETĠMĠ ANABĠLĠM DALI

KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM

ALANLARINDAN BAKMAK: ĠSTANBUL

MALTEPE (BAġIBÜYÜK VE GÜLSUYU

MAHALLESĠ) ÖRNEĞĠ

DOKTORA TEZĠ

Cem ERGUN

Tez DanıĢmanı

Prof. Dr. HÜSEYĠN GÜL

ISPARTA-2011

Page 2: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet
Page 3: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

i

ÖNSÖZ

Bu çalıĢmada yakın dönemin en yaygın kentsel/kamu politikası olan kentsel

dönüĢüm projelerinin dönüĢüm alanlarında yaĢamakta olan kesimler tarafından nasıl

algılandığı ve bu kesimleri nasıl etkilediği ortaya konmaya çalıĢılmıĢtır. Bu

çerçevede Ġstanbul Maltepe Ġlçesi BaĢıbüyük ve Gülsuyu Mahalleleri‟nde mahalle

sakinlerinin kentsel dönüĢüm sürecini nasıl değerlendirdikleri, projeye iliĢkin görüĢ,

beklenti ve önerileri ile yaĢam alanları kentsel dönüĢüm alanı ilan edildikten sonraki

süreçte neler yaĢadıkları saptanmaya çalıĢılmıĢtır.

Bu çalıĢmanın ortaya çıkması ve olgunlaĢmasında verdiği destek kadar hayatın

her alanında ve her konuda zaman-mekan gözetmeksizin her Ģeyi danıĢabilme

olanağı sağlayan değerli hocam Prof. Dr. Hüseyin Gül‟e öncelikle teĢekkür etmek

isterim. Lisans eğitimimden bugüne kadar desteğini eksik etmeyen ve akademik

düzeyin ötesinde hayata dair de yol göstericilik yapan değerli hocam Prof. Dr.

Songül Sallan Gül‟e de teĢekkürü bir borç bilirim. ÇalıĢmaya baĢladığım dönemden

itibaren yapıcı eleĢtirileri ve önerileri ile yol gösteren Prof. Dr. ġaban

SitembölükbaĢı‟na, Yrd. Doç. Dr. Pervin ġenol‟a ve Yrd. Doç Dr. Ġsmail Gökdayı‟ya

ve yoğun çalıĢma temposu içinde zaman ayıran ve Isparta‟ya gelen Prof. Dr. YeĢim

Edis ġahin‟e ve Doç. Dr. Firdevs GümüĢoğlu‟na buradan teĢekkürlerimi sunmak

isterim.

ÇalıĢma boyunca mekanları yakın kılan ve her türlü desteği sağlayan baĢta

çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

Ģahsında ĠMECE‟ye, Özgür ġahsında DayanıĢmacı Atölye‟ye, Erbatur ÇavuĢoğlu‟na,

ġükrü Aslan‟a, Murat Cemal Yalçıntan‟a, Erdoğan ve Adem ağabeylere, Nurten

ablaya, Sinan Danacı‟ya, Erdem ve Kayhan Geyik‟e, her çalıĢmamda olduğu gibi

yine kahrımı çeken ve desteğini esirgemeyen Ozan ġulha‟ya, Arbak Demirdağ ve

Hande Ersöz Demirdağ‟a, AyĢe Alican ve Fatih Kahraman‟a, beni her zaman

destekleyen ve motive eden aileme ve bu çalıĢmada desteği olan herkese çok

teĢekkür ederim. Gerek yüksek lisans gerekse doktora eğitimim boyunca sabırla

yardımcı olan üniversitemiz Sosyal Bilimler Enstitüsü ve Bilimsel AraĢtırma

Projeleri Koordinasyon Birimi çalıĢanlarına da teĢekkürlerimi sunmak isterim.

Page 4: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

ii

En büyük teĢekkürü ise hayatıma girdiğinden beri yaĢamın her alanında

karanlığı aydınlığa, umutsuzluğu umuda ve inançsızlığı inanca çeviren;

beraberliğimiz boyunca geçen sürenin büyük kısmını Ġstanbul‟da ve baĢka kentlerde

tezimle ilgili çalıĢmalarla geçirmeme ses çıkarmayan, en büyük destekçim olan can

yoldaĢım AyĢe‟ye çok teĢekkür ederim. Son olarak da aramıza yeni katılan kızım

Eylül‟e insan onuruna yakıĢan bir hayatı olması dileklerimi sunmak isterim.

Cem Ergun

Page 5: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

iii

ÖZET

KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN

BAKMAK: ĠSTANBUL MALTEPE (BAġIBÜYÜK VE GÜLSUYU

MAHALLESĠ) ÖRNEĞĠ

Cem ERGUN

Süleyman Demirel Üniversitesi, Kamu Yönetimi Bölümü Doktora Tezi,

369 sayfa, Ocak 2011

DanıĢman: Prof. Dr. Hüseyin GÜL

Bu çalıĢmada öncelikle kent, kentleĢme, kentlileĢme, kent yoksulluğu,

enformel sektör, gecekondu ve kentsel dönüĢüm kavramlarına açıklık

getirilmektedir. Ardından kentsel mekanların ele alınıĢ biçimlerinin, sosyal devlet

anlayıĢının hakim olduğu 1940‟lı yıllardan günümüzün küreselleĢme sürecine kadar

geçen dönemde nasıl değiĢtiğine değinilmektedir. Türkiye‟de kentsel dönüĢümün

yasalar çerçevesinde geliĢimi, uygulama biçimleri ve toplumsal yansımaları

tartıĢılmakta; Ġstanbul özelinde kentsel dönüĢümün genel seyri ele alınmaktadır.

Genel olarak çalıĢma; bir kamu politikası olarak kentsel dönüĢüm projelerinin neden

ve sonuçlarından çok, uygulama sürecine, bir bütün olarak uygulamadan doğrudan

etkilenen kesimlerin yaĢam süreçlerine ve bu iki sürecin etkileĢimine

odaklanmaktadır. ÇalıĢmada ayrıca 1980 sonrası dönemde sermayenin yatırım alanı

haline gelen kentlerde nasıl bir değiĢim/dönüĢüm yaĢandığı, bu

değiĢim/dönüĢümlerin kentlilere nasıl yansıdığı ortaya konmaya çalıĢılmaktadır.

ÇalıĢmanın alan uygulaması Ġstanbul Maltepe Ġlçesi BaĢıbüyük ve Gülsuyu

Mahallelerinde yürütülmüĢtür. Her iki mahalleden 50 ve toplamda 100 kiĢiyle

derinlemesine mülakat yapılmıĢtır. Mülakatlar ses kayıt cihazı ile kayıt altına

alınmıĢtır. Aynı zamanda, mülakat sürecinde araĢtırmacı tarafından notlar da

alınmıĢtır. Her iki mahallede alan araĢtırması sürecinde fotoğraf çekimi yapılarak

görsel malzeme de toplanmıĢtır. BaĢıbüyük ve Gülsuyu‟nda yaĢamakta olan

kesimlerin kentsel dönüĢüm süreçlerinde ne ölçüde söz sahibi oldukları ve

katıldıkları; kentsel dönüĢüm projelerine iliĢkin algıları, değerlendirmeleri,

beklentileri ve önerileri saptanmıĢ; bu saptamalardan hareketle mahallelinin de içinde

yer aldığı bir projenin nasıl Ģekillendirilebileceği ortaya konmaya çalıĢılmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: Kent, kentleĢme, kentsel dönüĢüm, katılım, kent politikaları,

metakent, küresel kent, gecekondu, soylulaĢtırma

Page 6: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

iv

ABSTRACT

A LOOK AT URBAN REGENERATĠON PROCESS FROM

REGENERATĠON AREAS: THE CASES OF BAġIBÜYÜK and

GÜLSUYU NEĠGHBORHOODS ĠN MALTEPE DĠSTRĠCT, ĠSTANBUL

Cem ERGUN

Süleyman Demirel University, Department Of Public Administration Ph. D.,

369 pages, January 2011

Supervising Professor: Prof. Dr. Hüseyin GÜL

In this paper first, concepts such as city, urbanization, urban poverty,

informal sector, squatter housing and urban regeneration are defined. Second, it

deals with the change in the meaning of urban space in retrospect since the

1940‟s when welfare state became dominant form of the state until today, the

era of globalization. Thirdly, the development of urban regeneration in Turkey

within the framework of the regulations, implementation process and social

consequences are discussed and the general situation of urban regeneration in

Istanbul is presented. In general, this study focuses on implementation process

and the direct influence of this process on the process of dwellers‟ social life in

the regeneration neighborhoods, and interaction between these two processes.

Finally, in this study it is also attempted to reveal what sorts of transformations

have taken place during the period after 1980 in cities that have become the

major investment areas for capitalists and how this regeneration has affected

citizens.

This study‟s field research is conducted in Basibuyuk and Gulsuyu

Neighborhoods in Maltepe District in Istanbul. Detailed interviews are carried

out with 50 people in each districts, and 100 people in total. These interviews

are also recorded. At the same time, notes are taken by researcher. Photos of

the neighborhoods are also taken as a visional material in both districts in the

period of field study. During the field research, one of the main goals was to

determine the level of participation of citizens in the process of urban

regeneration. Besides, the feelings, evaluations, expectations and suggestions

of the settlers living in Basibuyuk and Gulsuyu districts with regard to

regeneration are determined; then depending on the views and opinions of the

neighborhood dwellers, how can a regeneration project could be formed with

the involvement of the settlers of the regeneration area is attempted to

determine.

Keywords: City, urbanization, urban regeneration, participation, urban policy,

meta-city, global city, squatter housing, gentrification.

Page 7: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

v

ĠÇĠNDEKĠLER

ÖNSÖZ .................................................................................................................................... Ġ

ÖZET .................................................................................................................................... ĠĠĠ

ABSTRACT .......................................................................................................................... ĠV

ĠÇĠNDEKĠLER ...................................................................................................................... V

KISALTMALAR DĠZĠNĠ ................................................................................................ VĠĠĠ

TABLOLAR DĠZĠNĠ ........................................................................................................... ĠX

GĠRĠġ ...................................................................................................................................... 1

BĠRĠNCĠ BÖLÜM

ARAġTIRMA KONUSU VE YÖNTEMĠ ............................................................................ 7

1.1. ARAġTIRMANIN KONUSU........................................................................................ 7

1.2. ARAġTIRMA SORUSU .............................................................................................. 9

1.3. ARAġTIRMANIN AMACI VE ÖNEMĠ ...................................................................... 10

1.4. ARAġTIRMANIN KAVRAMSAL VE KURAMSAL ÇERÇEVESĠ ................................ 11

1.5. ARAġTIRMA YÖNTEMĠ .......................................................................................... 13 1.5.1. Araştırmanın Varsayımları ............................................................................ 13

1.5.2. Araştırmanın Bağımlı-Bağımsız Değişkenleri ............................................... 14

1.5.3. Araştırma Örneklemi ve Kapsamı .................................................................. 14

1.5.4. Veri Kaynakları ve Veri Toplama Teknikleri ................................................. 14

1.5.5. Araştırmanın Metodolojisi ............................................................................. 15

1.6. ÇALIġMANIN ĠÇERĠĞĠ ........................................................................................... 17

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

TEMEL KAVRAM VE TARTIġMALAR ........................................................................ 19

2.1. KENT ...................................................................................................................... 21

2.2. KENTLEġME .......................................................................................................... 23

2.3. KENTLĠLEġME ....................................................................................................... 24

2.4. TÜRKĠYE’DE KENTLEġME VE KENTLEġMEYE EKLEMLĠ SORUNLAR................ 26 2.4.1. Yoksulluk ve Kent Yoksulluğu ........................................................................ 28

2.4.1.1. Yoksulluk Kültürü......................................................................................... 30

2.4.1.2. Yapısal Yoksulluk ......................................................................................... 32

2.4.2. Enformel Sektör.............................................................................................. 35

2.4.3. Gecekondu Olgusu ......................................................................................... 37

2.4.3.1.Gecekondu Olgusuna YaklaĢımlar ................................................................. 38

2.4.3.2.Kullanım Değerinden DeğiĢim Değerine Gecekondu .................................... 42

2.5. 1980 SONRASINDA KENT EKONOMĠSĠNDE YAġANAN DEĞĠġĠM VE GECEKONDU

OLGUSUNA YANSIMALARI ............................................................................................... 44

2.6. YENĠ KENTSEL YATIRIM ALANI OLARAK GECEKONDU BÖLGELERĠ ............... 48

2.7. KENTSEL DÖNÜġÜM ............................................................................................. 54 2.7.1. Kentsel Yeniden Canlandırma ....................................................................... 55

2.7.2. Kentsel Koruma.............................................................................................. 55

2.7.3. Kentsel Yeniden Geliştirme ............................................................................ 56

2.7.4. Kentsel Yeniden Üretim ................................................................................. 57

2.7.5. Kentsel Yenileme ............................................................................................ 57

2.7.6. Kentsel Soylulaştırma .................................................................................... 61

Page 8: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

vi

2.7.7. Kentsel Dönüşüm ........................................................................................... 65

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

KURAMSAL ÇERÇEVE .................................................................................................... 70

SOSYAL DEVLET ANLAYIġINDAN KÜRESELLEġMEYE KENTLER .................. 70

3.1. SOSYAL DEVLET ................................................................................................... 72

3.2. KÜRESELLEġME .................................................................................................... 75

3.3. KÜRESELLEġME SÜRECĠNDE SOSYAL DEVLET ANLAYIġINDA ORTAYA ÇIKAN

DÖNÜġÜM .......................................................................................................................... 80 3.3.1. Vatandaş Odaklı Devletten Piyasa Dostu Devlete ......................................... 84

3.3.2. Sosyal Devlet Çözülürken Yükselen Yerellikler ............................................. 88

3.4. KÜRESELLEġME SÜRECĠNDE KENTLER: SERMAYENĠN KENTLERĠ YENĠDEN

KEġFĠ 91

3.5. KÜRESEL KENTLER ............................................................................................ 100

3.6. YARIġAN KENTLER ............................................................................................. 106

3.7. KÜRESEL YARIġTA PAZARLANAN MEKÂNLAR: META KENTLER .................. 110 3.7.1. Metalaşan Kentlerde Sosyo-Mekânsal Ayrışma ........................................... 116

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

TÜRKĠYE’DE KENTSEL DÖNÜġÜMÜN YASALAR ÇERÇEVESĠNDE GELĠġĠMĠ

............................................................................................................................................. 124

4.1. 5104 SAYILI KUZEY ANKARA GĠRĠġĠ KENTSEL DÖNÜġÜM PROJESĠ KANUNU

126

4.2. 5366 SAYILI YIPRANAN TARĠHĠ VE KÜLTÜREL TAġINMAZ VARLIKLARIN

YENĠLENEREK KORUNMASI VE YAġATILMASI HAKKINDA KANUN ........................... 127

4.3. 5393 SAYILI BELEDĠYE KANUNU ...................................................................... 133 4.3.1. Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ....................... 136

4.4. 5216 SAYILI BÜYÜKġEHĠR BELEDĠYESĠ KANUNU ............................................ 141

4.5. DÖNÜġÜM ALANLARI HAKKINDA KANUN TASARISI ....................................... 142

4.6. TOKĠ’NĠN YENĠDEN YAPILANDIRILMASI VE KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNDE

TOKĠ 148

4.7. YASAL ÇERÇEVENĠN GENEL DEĞERLENDĠRMESĠ ............................................ 152

BEġĠNCĠ BÖLÜM

TÜRKĠYE’DE KENTSEL DÖNÜġÜM BĠÇĠMLERĠ VE YANSIMALARI ............... 153

5.1. KENTSEL DÖNÜġÜM UYGULAMA ALANLARI .................................................... 154 5.1.1. Konut Alanlarında Kentsel Dönüşüm .......................................................... 155

5.1.2. Kent Merkezlerinde Kentsel Dönüşüm ......................................................... 157

5.1.3. Afet Zararlarını ve Kentsel Riskleri Azaltmak Amaçlı Kentsel Dönüşüm .... 158

5.1.4. Sanayi Alanlarında Kentsel Dönüşüm ......................................................... 160

5.1.5. Liman ve Dok Alanlarında Kentsel Dönüşüm .............................................. 162

5.2. TÜRKĠYE’DE KENTSEL DÖNÜġÜM PROJELERĠNĠN YER SEÇĠM SÜREÇLERĠ ... 163

5.3. KENTSEL PAZARDA YER EDĠNME ARACI OLARAK KENTSEL DÖNÜġÜM

PROJELERĠ ...................................................................................................................... 169

5.4. KENTSEL DÖNÜġÜM UYGULAMALARINDA SOYLULAġTIRMANIN ĠZLERĠ:

MEKAN KULLANICILARININ DEĞĠġĠMĠ ......................................................................... 177

5.5. TASFĠYE ETME VE DIġLAMA ARACI OLARAK KENTSEL DÖNÜġÜM ............... 184

5.6. KENTSEL DÖNÜġÜM OLGUSUNA GENEL BĠR BAKIġ ........................................ 192

Page 9: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

vii

ALTINCI BÖLÜM

KÜRESELLEġME SÜRECĠNDE ĠSTANBUL............................................................... 196

6.1. 1980 SONRASI DÖNEMDE TÜRKĠYE’DE YAġANAN DÖNÜġÜM VE KENTLER ... 198

6.2. ĠSTANBUL’UN KÜREDEKĠ KONUMU: KÜRESEL KENT-ULUSLARARASI KENT

TARTIġMALARI ............................................................................................................... 209

6.3. TÜRKĠYE’NĠN KÜRESELLEġME ANAHTARI OLARAK ĠSTANBUL...................... 213

6.4. ĠSTANBUL’DA KENTSEL DÖNÜġÜM.................................................................... 220

YEDĠNCĠ BÖLÜM

ARAġTIRMA BULGULARI: .......................................................................................... 232

BAġIBÜYÜK VE GÜLSUYU MAHALLELERĠNDE KENTSEL DÖNÜġÜM ......... 232

7.1. ARAġTIRMA SAHASININ ÖZELLĠKLERĠ ............................................................. 232

7.2. BULGULAR........................................................................................................... 235 7.2.1. Görüşülen Kişilerin Demografik Özellikleri ................................................ 235

7.2.2. Konut Özellikleri ve Mülkiyet Durumu ........................................................ 237

7.2.3. İstihdam Süreçleri ........................................................................................ 243

7.2.4. Mahallede Yaşam Süreçleri ......................................................................... 254

7.2.5. Kentsel Dönüşüm Süreci .............................................................................. 264

7.2.6. Araştırma Sürecinin Genel Değerlendirmesi ............................................... 288

SEKĠZĠNCĠ BÖLÜM

SONUÇ VE ÖNERĠLER ................................................................................................... 291

KAYNAKÇA ...................................................................................................................... 307

EKLER ............................................................................................................................... 347

ÖZGEÇMĠġ ....................................................................................................................... 364

Page 10: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

viii

KISALTMALAR DĠZĠNĠ

TOKĠ T.C. BaĢbakanlık Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığı

ĠBB Ġstanbul BüyükĢehir Belediyesi

STK Sivil Toplum KuruluĢu

YÖK Yüksek Öğretim Kurumu

ġPO ġehir Plancıları Odası

TMMOB Türk Mühendis Ve Mimarlar Odaları Birliği

TÜSĠAD Türk Sanayicileri Ve ĠĢ Adamları Derneği

DPT T.C. BaĢbakanlık Devlet Planlama TeĢkilatı

MüsteĢarlığı

DĠE Devlet Ġstatistik Enstitüsü

MSÜ ġPB Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ġehir Ve

Bölge Planlama Bölümü

IMF Uluslararası Para Fonu

DTÖ Dünya Ticaret Örgütü

ABD Amerika BirleĢik Devletleri

AEP Acil Eylem Planı

TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi

YAYED Yerel Yönetim AraĢtırma Yardım Ve Eğitim Derneği

ÇMO Çevre Mühendisleri Odası

AB Avrupa Birliği

DPA DayanıĢmacı Planlama Atölyesi

ĠETT Ġstanbul Elektrik Tramvay Ve Tünel ĠĢletmeleri

TÜRK-Ġġ Türkiye ĠĢçi Sendikaları Konfederasyonu

TMMOB PMO Türkiye Mühendis Ve Mimarlar Odaları Birliği Peyzaj

Mimarlığı Odası

TMMOB JMO Türkiye Mühendis Ve Mimarlar Odaları Birliği Jeoloji

Mühendisleri Odası

Page 11: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

ix

TABLOLAR DĠZĠNĠ

TABLO 1 KÜRESELLEġME SÜRECĠNE FARKLI EKLEMLENME BĠÇĠMLERĠ VE FARKLI

KENT TĠPLERĠ .......................................................................................................................... 96

TABLO 2. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN DOĞUM YERĠ ....................................................................... 236

TABLO 3. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN KONUTUNUN MÜLKĠYET DURUMU ............................... 237

TABLO 4. GÖRÜġÜLEN KĠġĠ MÜLK SAHĠBĠ ĠSE MÜLKÜ EDĠNME BĠÇĠMĠ ......................... 239

TABLO 5. GÖRÜġÜLEN KĠġĠ KĠRACI ĠSE AYLIK KĠRA BEDELĠ ............................................ 240

TABLO 6. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN KONUT KULLANIM ALANI ............................................... 241

TABLO 7. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN KONUT ODA SAYISI ........................................................... 242

TABLO 8. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN NE Ġġ YAPTIĞI ...................................................................... 243

TABLO 9. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN DAHA ÖNCE ÇALIġTIĞI/ġU AN ÇALIġMAKTA OLDUĞU

ĠġĠ NASIL BULDUĞU ............................................................................................................. 244

TABLO 10. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN KENDĠSĠ DIġINDA HANE HALKINDAN VARSA GELĠR

SAĞLAYAN KĠġĠNĠN YAPTIĞI Ġġ ........................................................................................ 245

TABLO 11. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN TOPLAM HANE GELĠRĠ .................................................... 247

TABLO 12. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN VE EVDE VARSA DĠĞER ÇALIġANLARIN ĠġE NASIL

GĠDĠP GELDĠĞĠ ....................................................................................................................... 249

TABLO 13. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN VE EVDE VARSA DĠĞER ÇALIġANLARIN ĠġE NE

KADAR ZAMANDA GĠDĠP GELDĠĞĠ ................................................................................... 250

TABLO 14. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN VE EVDE VARSA DĠĞER ÇALIġANLARIN ĠġE GĠDĠġ

GELĠġ TOPLAM MASRAFLARI ............................................................................................ 252

TABLO 15. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN BU MAHALLEDEN ÖNCE ĠKAMET ETTĠĞĠ YER .......... 254

TABLO 16. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN DAHA ÖNCE ĠKAMET ETTĠĞĠ YERDEN AYRILMA

SEBEBĠ ..................................................................................................................................... 255

TABLO 17. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN KAÇ YILDIR GÖRÜġMENĠN YAPILDIĞI MAHALLEDE

OTURDUĞU............................................................................................................................. 256

TABLO 18. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN BU MAHALLEYĠ SEÇME NEDENĠ .................................. 257

TABLO 19. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN ġU ANDA OTURDUĞU KONUTTAN MEMNUN OLUP

OLMAMA NEDENĠ ................................................................................................................. 258

TABLO 20. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN YAġADIĞI ÇEVREDEN MEMNUN OLUP OLMAMA

NEDENĠ .................................................................................................................................... 259

TABLO 21. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN KOMġULARIYLA NE SIKLIKLA BĠR ARAYA GELDĠĞĠ

................................................................................................................................................... 260

TABLO 22. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN KOMġULARIYLA EN ÇOK YARDIMLAġTIĞI KONU . 261

TABLO 23. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN AKRABALARIYLA GÖRÜġME SIKLIĞI ......................... 262

TABLO 24. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN EV ALIġVERĠġĠNĠ NEREDEN YAPTIĞI .......................... 263

TABLO 25. GÖRÜġÜLEN KĠġĠYE KENTSEL DÖNÜġÜM PROJESĠ HAKKINDA RESMĠ

KURUMLAR TARAFINDAN BĠLGĠ VERĠLĠP VERĠLMEDĠĞĠ........................................... 264

TABLO 26. GÖRÜġÜLEN KĠġĠYE KENTSEL DÖNÜġÜM PROJESĠNE ĠLĠġKĠN PROJE

HAZIRLANIRKEN FĠKRĠNĠN SORULUP SORULMADIĞI ................................................ 264

TABLO 27. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN PROJE SÜRECĠNDE SÖZ SAHĠBĠ OLUP OLMADIĞI .... 265

TABLO 28. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN KENTSEL DÖNÜġÜM PROJESĠ HAKKINDA NASIL BĠLGĠ

EDĠNDĠĞĠ ................................................................................................................................. 266

TABLO 29. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN KENTSEL DÖNÜġÜM PROJESĠ HAKKINDAKĠ

BĠLGĠSĠNĠN ĠÇERĠĞĠ .............................................................................................................. 267

TABLO 30. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN KENTSEL DÖNÜġÜM PROJESĠNDEN NE KADAR

ZAMANDIR HABERĠ OLDUĞU ............................................................................................ 268

TABLO 31. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN KENTSEL DÖNÜġÜM PROJESĠ HAKKINDA NE

DÜġÜNDÜĞÜ .......................................................................................................................... 269

Page 12: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

x

TABLO 32. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN KENTSEL DÖNÜġÜM PROJESĠ DOĞRULTUSUNDA NE

YAPMAYI DÜġÜNDÜĞÜ ...................................................................................................... 271

TABLO 33. GÖRÜġÜLEN KĠġĠYE GÖRE OTURDUĞU MAHALLEDE YAġAYANLARIN

KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNDEN NASIL ETKĠLENECEKLERĠ ................................ 272

TABLO 34. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN OTURDUĞU MAHALLEDE YAġAYANLARIN KENTSEL

DÖNÜġÜME YÖNELĠK TUTUMLARI HAKKINDA NE DÜġÜNDÜĞÜ ........................... 274

TABLO 35. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNDE NELER YAġADIĞI

.................................................................................................................................................. .275

TABLO 36. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN OTURDUĞU MAHALLEDE KENTSEL DÖNÜġÜM

SÜRECĠNDE NELER YAġANDIĞI ........................................................................................ 276

TABLO 37. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN ġU AN OTURDUĞU EVĠN BULUNDUĞU ALANIN

KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNDE DEĞER KAZANIP KAZANMAYACAĞI

HAKKINDAKĠ GÖRÜġÜ ........................................................................................................ 277

TABLO 38. GÖRÜġÜLEN KĠġĠYE KENTSEL DÖNÜġÜM PROJESĠ KAPSAMINDA NASIL BĠR

TEKLĠF YAPILDIĞI ................................................................................................................ 278

TABLO 39. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN KENTSEL DÖNÜġÜM PROJESĠ KAPSAMINDA YAPILAN

TEKLĠF HAKKINDA NE DÜġÜNDÜĞÜ .............................................................................. 279

TABLO 40. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN KENDĠSĠNE YAPILAN TEKLĠFLE MEVCUT

KOġULLARINI KARġILAġTIRDIĞINDA NE DÜġÜNDÜĞÜ ............................................ 280

TABLO 41. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN KENTSEL DÖNÜġÜM PROJESĠNĠN BAġ AKTÖRÜ

OLARAK KĠMĠ GÖRDÜĞÜ ................................................................................................... 281

TABLO 42. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN KENTSEL DÖNÜġÜM PROJESĠNĠ HAZIRLAMIġ OLAN

BELEDĠYE BAġKANINA OY VERĠP VERMEDĠĞĠ ............................................................. 282

TABLO 43. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN SÖZ HAKKI OLSA MAHALLESĠNE YÖNELĠK NASIL BĠR

UYGULAMA YAPILMASINI ĠSTEDĠĞĠ ............................................................................... 283

TABLO 44. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN HANGĠ KOġULLARDA KENTSEL DÖNÜġÜM PROJESĠNĠ

KABUL EDECEĞĠ ................................................................................................................... 284

TABLO 45. GÖRÜġÜLEN KĠġĠNĠN KENTSEL DÖNÜġÜM PROJESĠ ĠLE OTURDUĞU

MAHALLENĠN NASIL DÖNÜġECEĞĠNĠ DÜġÜNDÜĞÜ ................................................... 286

Page 13: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

1

GĠRĠġ

Nüfusun belirli bir mekânsal ölçekte yoğunlaĢmasına yol açan Tarım Devrimi

ile birlikte insanın yerleĢikleĢmesinin de temelleri atılmıĢ ve böylelikle insanlık tarihi

de kentlerin tarihi ile birlikte anılmaya baĢlanmıĢtır. Kentlerin varlığı ve geliĢimi

toplumların geliĢmiĢlik ölçütü olarak algılanmıĢ ve medeniyet tarihi kentler

çerçevesinde ele alınmıĢtır.

YerleĢik yaĢama geçilmesiyle birlikte toplumsal yaĢantıda en önemli

mekânsal ölçek haline gelen kentler, toplumların üretim ve yönetim tarzlarındaki

değiĢimlere paralel olarak tarihsel süreç içinde dönüĢümler geçirerek günümüze

kadar gelmiĢlerdir. Ortaya çıkıĢından günümüze kadar ekonomik, politik, sosyal ve

fiziksel niteliklerinde değiĢikliğe uğrayan kentlerin günümüzdeki anlamıyla

tartıĢılması süreci ise Sanayi Devrimi‟nden sonra baĢlamıĢtır. Bu dönemde üretim

tarzının köklü bir değiĢime uğraması ve sanayinin kentlerde yoğunlaĢmasına paralel

olarak kentli nüfus da önemli oranda artmıĢtır. Tarımsal faaliyetlerden kopan oldukça

geniĢ bir nüfus, sanayiye dayalı üretimin yoğunlaĢtığı kentlere yönelmiĢ ve kentler

üretimin örgütlendiği mekânsal ölçekler haline gelmiĢlerdir. Kapitalist sistemin

kendini var ettiği ve yenileme/geliĢme aracı olarak gördüğü kentler, Sanayi Devrimi

ile birlikte metaların akıĢ sistemlerinde yer alma biçimlerine göre tanımlanmaya

baĢlamıĢlardır. UlaĢım akslarına, su, enerji ve hammadde kaynaklarına

ulaĢılabilirlikleri doğrultusunda değer kazanan ve üretim merkezi olan kentlerde,

üretimin örgütlenmesi için emek ve hammadde/enerji yoğunluğunun bulunması

gerekli/yeterli temel kriter olarak görülmüĢtür. Bu kritere sahip kentler sermayenin

yöneldiği ve yeniden üretilerek yönetildiği mekânlar olarak önem kazanmıĢlardır. Bir

diğer ifade ile Sanayi Devrimi sonrasında kentleri biçimlendiren ve kentlere önem

kazandıran etkenler, sanayinin yani sermayenin yer seçim kriterleri olmuĢtur.

Kent üzerine yapılan çalıĢmalarda üzerinde durulan noktalar tarihsel süreç

içinde farklılıklar göstermiĢtir. Ġçinde bulunduğu dönemin özelliklerine göre ticaret,

üretim, yönetim, din hiyerarĢisi gibi etkenler ve bu etkenlere yön veren güçlerin

(sermaye, kral-derebeyi-imparator, papa-halife) konumlanıĢına göre önem kazanan

Page 14: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

2

kentler, günümüzde ise küresel sermayenin etkisi doğrultusunda ortaya çıkan dünya

kenti, küresel kent, yarıĢmacı kent vb tanım ve geliĢmeler doğrultusunda ele

alınmaktadır.

Sermayenin geliĢim ve varlığını sürdürebileceği mekân olarak keĢfettiği

kentler, bu özelliğini günümüzde de korumakla birlikte değiĢime de uğramaktadırlar.

Günümüzde üretim biçimlerinde, üretilen ürünlerde ve hizmetlerde, bunların akıĢ

biçimlerinde ortaya çıkan dönüĢüme, yani kapitalizmin dönüĢümüne paralel olarak,

kentlerin konumları ve görevleri de değiĢmektedir. Tarihsel süreç içinde dönemsel

olarak yaĢadığı derin krizlerden kendisini sürekli yenileyerek çıkan kapitalist sistem,

1980 sonrası dönemde de 1970‟lerde yaĢadığı krizlerin etkisini silmek adına

kendisini yeniden yapılandırmıĢ ve bu dönemde kapitalist sistemin yeni biçimi

küreselleĢme söylemiyle karĢımıza çıkmıĢtır. Neoliberal anlayıĢtan beslenen

küreselleĢme; ulaĢım, haberleĢme, taĢımacılık gibi alanlarda yaĢanan geliĢmeler

sayesinde sermayenin sınır tanımaksızın dolanımının önünün açılmasını

hedeflemektedir. Günümüzün hâkim görüĢü olan neoliberal küreselleĢme söylemi,

ulus devletin artık egemenliğini yitirdiğini ve küresel ekonominin ulus devlet

sınırları içinde değil yeni bir mekânsal mantıkla organize edildiğini ileri sürmektedir.

Önceleri ulus-devletler aracılığı ile gerçekleĢtirilen sermaye, mal, hizmet ve bilgi

akıĢları artık kentler aracılığı ile gerçekleĢtirilmeye baĢlamıĢtır. Etkinliğini günden

güne arttıran neoliberal küreselleĢme politikalarının etkisiyle kentsel mekân,

günümüzde sermaye birikiminin kaynağı olarak öne çıkmaktadır. Sermaye ve

aktörlerinin sınır tanımaksızın serbestçe hareket edebildiği ve ulus devletin

etkinliğinin azaldığı söyleminin egemen olduğu günümüzde, küresel ya da bölgesel

ölçekte ekonomik etkinliğin ve karar verme mekanizmalarının merkezi olarak

karĢımıza kentler çıkmakta ve bu kentler; küresel kent olarak adlandırılmaktadır.

Sermaye açısından her dönem önem taĢıyan kentler, günümüzde üretimin

örgütlendiği mekânlar olmalarının ötesinde küresel ekonominin kalbinin attığı,

kontrol edildiği ve yönetildiği mekânlar haline gelmektedirler. Bir diğer ifade ile

belli sayıdaki kent, küresel kent niteliğine bürünerek, dünya ölçeğinde karar alma ve

uygulama süreçlerine yön verir duruma gelmiĢtir.

Günümüzde kentler ve kent yöneticileri yaĢanan sosyo-ekonomik

değiĢimlerle birlikte, ulusal ekonomileri de aĢarak küresel ekonominin birer aktörü

Page 15: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

3

haline gelmiĢler ve konumlarına/etkinliklerine göre kentler hiyerarĢisinde yer edinme

çabasına girmiĢlerdir. Dünya genelinde küresel kent olarak adlandırılan az sayıda

kentin ortak özelliği olarak, geliĢmiĢ ülkelerde yer almaları ve tarihsel geçmiĢlerinde

kapitalist sermayenin birikim mekânları olmaları karĢımıza çıkmaktadır. Bir kentin

küresel kentler arasındaki konumunu sermayenin o kentte konuĢlanma biçim ve

yoğunluğu belirlemektedir. Kentin küresel sermayeye sunduğu olanaklar ve küresel

ekonomide oynadığı rol, küresel kentler hiyerarĢisinde kente yer açmaktadır.

Sermayeye sunulan olanakların baĢında gerekli altyapının varlığı, yeni yatırım

alanlarının ve kentsel arazilerin oluĢturulması, küresel sermaye için çalıĢan aktörlere

yeterli derecede iĢ, alıĢveriĢ merkezleri, kültürel faaliyet alanları sağlanması ve lüks

konutların varlığı gibi özelliklere sahip olunması vurgulanmaktadır. Ekonominin

küreselleĢtiği günümüz dünyasında her ne kadar belli baĢlı kentler küresel kent

olarak adlandırılsa da özellikle azgeliĢmiĢ ülkelere sermayeye gerekli kolaylıklar,

altyapı hizmetleri, yatırım ve yaĢam alanları sunan kentlere sahip olmaları

durumunda küresel süreçlerde yer alabilecekleri ve bu kentlerin küresel kent

kategorisine dâhil olabilecekleri doktrine edilmektedir.

AzgeliĢmiĢ ülke hükümetleri ve kent yöneticileri, küresel süreçlere dâhil

olabilmek adına küresel sermaye açısından en cazip olduğu düĢünülen kentlerine

yönelik politikalar geliĢtirmekte ve belli baĢlı kentlerini sermaye açısından tercih

edilir kılma çabalarına yönelmektedirler. Küresel sermayeyi çekebilmek ve kalıcı

kılabilmek adına hayata geçirilen uygulamalar ve harcanan yoğun çabalar küresel

kent olma adına kentler arasında bir yarıĢa neden olmaktadır. Kentleri bu yarıĢta öne

geçirmek adına ulusaĢırı iĢ merkezleri, alıĢveriĢ merkezleri, lüks konut alanları,

uluslararası havaalanı, fuar alanları, teknoparklar, oteller vb yapılar ardı ardına inĢa

edilmekte ve kentler pazarlanabilir birer meta oldukları anlayıĢı çerçevesinde sosyal,

kültürel, toplumsal tüm kazanımları ve birikimleri göz ardı edilerek yeniden

yapılandırılmaktadırlar. Küresel kent olabilme yarıĢında kentler; tarihi, kültürel,

sosyal, doğal, çevresel vb. değerlerinden ve varlıklarından dahi ödün vermeye razı

olmaktadırlar.

Türkiye‟de de küresel süreçlere eklemlenmenin aracı ve küresel kent

potansiyeli taĢıyan kent olarak Ġstanbul görülmektedir. Tarihsel süreçte uluslararası

anlamda her zaman gözde bir kent olan Ġstanbul, önüne küresel kent olma hedefi

Page 16: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

4

konularak son yıllarda adeta yeniden yapılandırılmaktadır. Kentin küresel kent

yapılma vizyonu doğrultusunda iĢ ve alıĢveriĢ merkezleri, lüks oteller ve konut

alanları vb inĢa edilmekte ve bu alanların inĢa edilebilmesi için yeterli kentsel arsa

stoku bulunmadığından, arsa talebini karĢılayacak yeni politikalar geliĢtirilmektedir.

Bu politikaların günümüz pratiğine yansımaları ise kentsel dönüĢüm projeleri

olmaktadır. Özellikle TOKĠ ve ĠBB bu doğrultuda Ġstanbul‟un küresel kent olma

hedefinin gerçekleĢtirilmesi ve kente yeni bir imaj kazandırılarak küresel sermaye

açısından cazip bir yatırım alanı olabilmesi için kentsel dönüĢüm projelerinin temel

anahtar olduğunu sıklıkla vurgulamaktadırlar. Ġstanbul genelinde hazırlanan ve

uygulamaya konulan kentsel dönüĢüm projelerinin, dönüĢüm alanı olarak kent içi

eski yerleĢim merkezlerinin yanı sıra yoğun olarak gecekondu bölgelerini kapsadığı

görülmektedir.

Türkiye gibi ülkelerde kentleĢme, modernleĢme ve kalkınma açılarından

oldukça önemli bir yere sahiptir. KentleĢme, geliĢme ile eĢdeğer kabul

edilebilmektedir. Öyle ki, kentleĢme hızlı, çarpık ve gecekondulaĢma Ģeklinde

gerçekleĢmesine karĢın 1990‟lara kadar olumlu görülmüĢtür. Türkiye‟de kentleĢme

geliĢmiĢ Batı ülkelerindekilerden farklı bir biçimde gerçekleĢmiĢtir. Batıda

sanayileĢmeyle paralel biçimde gerçekleĢirken, Türkiye vb azgeliĢmiĢ/geliĢmekte

olan ülkelerde kentleĢme, sanayileĢmeden bağımsız bir biçimde ilerlemiĢtir. II.

Dünya SavaĢı sonrası kentleĢme oranı hızla artarken, sanayinin dolayısıyla istihdam

olanaklarının yetersizliği iĢ süreçlerinde, konut sayısının düĢüklüğü ise yerleĢme

süreçlerinde kente yeni gelen kesimlerin sıkıntılar yaĢamasına neden olmuĢ ve kötü

yaĢam koĢullarıyla karĢı karĢıya kalmalarına yol açmıĢtır. Bu süreçte kentle formel

yollardan bütünleĢemeyen yeni kentliler, sorunlarına formel olmayan yollardan

çözüm aramıĢlardır. Konut sorununu yasal olmayan yollardan, gecekondular inĢa

ederek çözen bu kesim, iĢ sorununu da enformel/türedi iĢlere yönelerek ya da yeni iĢ

alanları yaratarak çözmeye çalıĢmıĢlardır. Emek yoğun üretimin olduğu bu dönemde,

gerek konut gerekse istihdam sorununu devlete ek bir yük getirmeden çözen bu

kesimin dönem dönem çıkarılan imar afları ve yapılan yasal düzenlemelerle

desteklendiği bile ifade edilebilir.

Küresel kentler ya da küresel kent olma çabasındaki kentler, sanayinin kent

merkezlerinin dıĢına itilmesi sonucunda finans, bankacılık, hukuki ve idari hizmetler,

Page 17: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

5

reklâmcılık, turizm, ticaret, biliĢim vb farklı hizmet sektörlerinde geliĢme

gösterirlerken, bu kentlerde talep edilen emekte de farklı nitelikler aranmaktadır. Bu

sektörlerde yüksek nitelikli profesyonel emeğe olan talep hızla artarken, hizmetler

sektöründe düĢük ücretle çalıĢacak kesim dıĢındaki emek çok da

önemsenmemektedir. Küresel kent olma/yapılma çabasındaki Ġstanbul‟da da bir

yandan üretim biçimleri değiĢirken bir yandan da değiĢen iĢgücüne yönelik yeni iĢ ve

yaĢam alanları oluĢturulmaya çalıĢılmaktadır. Bu çabalar beraberinde iĢ ve ofis

merkezlerinin, alıĢveriĢ ve eğlence merkezlerinin, bu merkezleri kullanan ve

buralarda çalıĢanların barınma ihtiyacını karĢılamaya yönelik lüks konut alanlarının

ve otellerin yapımı için kentsel dönüĢümü gerekli kılmaktadır. Kentlere göçün ilk

baĢladığı 1950‟li yıllarda kentleri çevreleyen gecekondu bölgeleri, süreç içinde

kentlerin dıĢa doğru büyümesiyle kent merkezine yakın alanlar konumuna

gelmiĢlerdir. Bir yandan emek yoğun sanayinin kent dıĢına çıkarılmasıyla bu

sektörde çalıĢan kesimlere ihtiyacın kalmaması diğer yandan da küresel sermaye ve

aktörleri için yeni iĢ ve yaĢam alanları oluĢturmak için kentsel alanlara ihtiyaç

duyulması nedeniyle günümüzde gecekondu bölgeleri hedef haline gelmiĢ

durumdadır.

Ülkemizde yakın dönemde hemen her kentte uygulanan ve sıklıkla duymaya

baĢladığımız bir kentsel politika olan kentsel dönüĢüm projeleri, dünyada özellikle

iĢlev yitiren alanlara ve yerleĢim yerlerine yeniden iĢlev kazandırma kaygısıyla

hayata geçirilmiĢtir. Özellikle Batı Avrupa‟da II. Dünya SavaĢı‟nın izlerini silmek ve

yıkılan alanları yeniden kazandırmak amacıyla kentlere müdahaleyi içeren bu

uygulamalar, temelde kentlileri göz önünde bulundurarak yaĢam alanlarında

iyileĢtirme yapma kaygısıyla oluĢturulmuĢtur. Yakın dönemde Türkiye‟de hayata

geçirilen kentsel dönüĢüm projeleri ise kentsel alanlara yeni iĢlevler kazandırma

çabalarının izlerini taĢırken, kentlerde yaĢayanların da değiĢmesine neden

olmaktadır. Ülkemizde hemen her kentte hayata geçirilen kentsel dönüĢüm projeleri

özellikle plansız ve kontrolsüz biçimlenmiĢ kentler söz konusu olduğunda

baĢlangıçta olumlu anlamlarla yüklü olarak karĢımıza çıkmaktadır. Plansız ve

kontrolsüz mekansal geliĢmenin özellikle kentli yoksul kesimler açısından ortaya

çıkardığı kötü yaĢam ve barınma koĢullarının dönüĢüm projeleriyle iyileĢtirileceği

söylemi yaygın bir biçimde kullanılmaktadır. Ancak bu çalıĢma kapsamında ele

Page 18: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

6

alınan BaĢıbüyük ve Gülsuyu Mahalleri de dâhil olmak üzere, ülke genelinde

hazırlanan ve uygulanan kentsel dönüĢüm projelerinde kentlerin fiziksel ve

ekonomik özelliklerinin ön plana çıktığı ve sosyal-kültürel dokunun göz ardı

edilebildiği görülmektedir. Kentsel alanlardaki ekonomik, kültürel, sosyal, fiziksel ve

toplumsal boyutları bir bütün dâhilinde ele alması gereken kentsel dönüĢüm projeleri,

aynı zamanda kentteki tüm aktörleri de paydaĢ kılmalıdır. Bu bağlamda kentsel

dönüĢüm projelerinin kamu-özel sektör birimleri, sivil toplum kuruluĢları, farklı

meslek grupları ve dönüĢüm alanı ilan edilen mekânsal ölçeklerde yaĢayan yerel

halkı da içerecek ve tüm bu aktörleri projenin hazırlanması, uygulanması ve

sonlandırılması sürecinde etkin kılacak biçimde hazırlanması gerekmektedir.

Ancak özelde Ġstanbul genelde ise tüm ülkede hayata geçirilen kentsel

dönüĢüm projelerinin ortak özelliklerinin yoksul ve iĢçi kesimlerin yaĢam alanı olan

gecekondu bölgelerini hedef alan olarak seçmelerinin yanı sıra; dönüĢüm alanlarında

yaĢayan kesimlerin görüĢ, talep ve önerileri dikkate alınmaksızın ve bu kesimler

hazırlama ve uygulama süreçlerine dahil edilmeksizin uygulanması olduğu

görülmektedir. Çoğu kez yerel yönetim-TOKĠ iĢbirliğinde hazırlanan ve uygulamaya

geçileceği aĢamada kamuoyu ile paylaĢılan kentsel dönüĢüm projeleri bu özellikleri

nedeniyle eksik kalmaktadır. Bu çalıĢmada halk katılımını sağlamayan proje

örneklerinden biri olan Ġstanbul Maltepe Ġlçesi‟ndeki BaĢıbüyük ve Gülsuyu

Mahallerini bu mahallelerde gerçekleĢtirilen kentsel dönüĢüm projelerini konu

edinmektedir. Yakın dönemin en yaygın kentsel politikası olan kentsel dönüĢüm

projelerinin ortaya çıkıĢ süreci ve olası sonuçlarının yanı sıra, projelerin uygulama

süreçlerinin mahalle sakinlerinin yaĢamını nasıl etkileyebileceği, sosyo-kültürel

hayatın yanı sıra yerleĢim ve istihdam süreçlerine iliĢkin olası etkileri ve sonuçları

incelenmektedir. Her iki mahallede yaĢayan kesimlerin kentsel dönüĢüm projelerine

iliĢkin algıları, görüĢleri, değerlendirmeleri, önerileri ve beklentileri ele alınmaktadır.

Genel olarak çalıĢma bir kamu politikası olarak kentsel dönüĢüm projelerinin neden

ve sonuçlarından çok, politikanın uygulama sürecine ve bir bütün olarak

uygulamadan doğrudan etkilenen kesimlerin yaĢam süreçlerine ve kentsel

dönüĢümün bu süreçlere etkileri üzerine odaklanmaktadır.

Page 19: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

7

BĠRĠNCĠ BÖLÜM

ARAġTIRMA KONUSU VE YÖNTEMĠ

Bu bölümde araĢtırmanın konusu, sorusu, amacı, yararı ve önemine yer

verilmekte; çalıĢmanın diğer çalıĢmalardan farklı yönleri üzerinde durulmakta ve

çalıĢmanın temel amacı ifade edilmektedir. Ayrıca çalıĢmada ortaya konulan

kavramsal ve kuramsal çerçeve genel özellikleri kapsamında tanımlanmaktadır.

AraĢtırma sürecinde nasıl bir yol izlendiğine yer verilen araĢtırma yöntemi alt

baĢlığında araĢtırmanın varsayımları belirlenmekte ve bağımlı-bağımsız değiĢkenler

belirtilmektedir. Aynı alt baĢlıkta araĢtırmanın kapsam ve örneklemi, veri toplama

teknikleri, kaynakları ve elde edilen verilerin değerlendirme yöntemi ortaya

konmaktadır.

1.1. AraĢtırmanın Konusu

AraĢtırmanın konusunu Ġstanbul Maltepe ilçesinde kentsel dönüĢüm alanı ilan

edilen BaĢıbüyük ve Gülsuyu mahallelerinde uygulanan kentsel dönüĢüm projeleri

ile kentsel dönüĢümün etkileri ve mahalle sakinlerinin süreci algılama ve

değerlendirme biçimleri oluĢturmaktadır.

1980 sonrası dönemde üretim biçimlerinde yaĢanan dönüĢüm ve sermayenin

yeni yatırım alanı olarak kentlere yönelmesiyle birlikte gecekondular ve gecekondulu

nüfusa yaklaĢım da değiĢmeye baĢlamıĢtır. 1980‟lerden itibaren giderek yaygınlaĢan

ve hâkim ideoloji haline gelen küreselleĢme ve yeni sağ liberal politikalar kentleri de

etkisi altına almıĢtır. Bu süreçte özellikle küresel sermayenin hedefi haline gelmiĢ

olan kentlerde (küresel kent, dünya kenti vb ifadelerle de anılan kentler), devletlerin

ve sermayenin küresel çıkar ve politikalarını korumak adına yeniden iskân projeleri

üretilmiĢ, tabiri yerindeyse sermayeye yer açmak için yerel olanın yerinden edilmesi

konusunda giriĢimler hız kazanmıĢtır. Sermaye kesimi için 1970‟li yıllara kadar en

karlı yatırım alanı iç pazara dönük sanayi üretimiyken, 1980‟li ve 1990‟lı yıllar sahip

olunan arsaların üzerine lüks konutlar, oteller, iĢ merkezleri vb inĢa ederek,

tarihi/kültürel mekânların restorasyonuyla paraya para katma ve daha büyük karlar

elde etmek için yeni arsalar elde etme zamanı haline gelmiĢtir. Bu dönemde sanayi

Page 20: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

8

hizmetleri yavaĢ yavaĢ kent dıĢına taĢınırken, kent merkezlerinde kalan eski

fabrikaların arsaları kadar onları çevreleyen gecekondular ve arsaları ile yoksul ve

marjinal kesimlerin yaĢadığı kent içi eski alanlar çok değerli hale gelmiĢtir (Sönmez,

1996: 76–77, 84). Kentlere göçün ilk baĢladığı 1950‟li yıllarda kentleri çevreleyen

gecekondu bölgeleri, süreç içinde kentlerin dıĢa doğru büyümesiyle kent merkezine

yakın alanlar konumuna gelmiĢlerdir. Günümüzde ise kent merkezinde yer edinmek

isteyen sermayenin temel hedefi ve öncelikle elde edilmek istenen alanlar

halindedirler. Gerek Türkiye‟de gerekse aynı toplumsal tecrübelere sahip olan ve

kentleĢme açısından benzer süreçlerden geçmiĢ ülkelerde yakın dönemde yapılan

kentsel dönüĢüm tartıĢmalarının odak noktasını da yoksul kesimlerin yaĢadığı

gecekondu bölgeleri oluĢturmaktadır.

Önceleri gecekonduya yönelik çözüm arayıcı ya da affedici özellikler taĢıyan

politik tutum ve tercihler, günümüzde yıkma ve yok etme tutumu çerçevesinde

değerlendirilmektedir. Günümüz gecekondu politikalarında önceki dönemlerden bir

kopuĢ ve bir kırılma olduğu, gecekonduları ve gecekonduluları dıĢlayan bir anlayıĢın

hâkim hale geldiği görülmektedir. Günümüz politikalarına damgasını vuran dıĢlayıcı

söylemin temel nedeni gecekondu alanlarının sermaye açısından yeni yatırım alanları

olarak önem kazanmıĢ olmasıdır. Sermaye birikim süreçleri açısından kentin önemli

ve merkezi noktalarına yakın olan gecekondu mahallelerinin değiĢim değeri önem

kazanmaya baĢlamıĢtır. Bir yandan barınma ihtiyacını karĢılayan yapılar olma

özelliğini kaybeden diğer yandan da sanayi açısından ucuz iĢgücü sağlama iĢlevini

yitiren gecekondular gözden çıkarılırken; gecekondu bölgeleri de küresel sermayenin

çekim alanları olarak yeniden yapılandırılmaya çalıĢılmaktadır. Bu yeniden

yapılandırma sürecinde, gecekondulu nüfusun yaĢanabilir kıldıkları yaĢam alanlarını

terk etmeleri ve kentlere yeni bir görünüm kazandırılması söylemi yoğun bir biçimde

vurgulanmaya baĢlamıĢtır (Aslan, 2007a: 129).

Tarihsel süreçte sorunlu bir yapıya sahip olduğu gerçeği göz ardı edilemeyecek

Türkiye kentlerinde, çarpık yapılaĢma ve sağlıksız kentleĢmeye çözüm olarak son

yıllarda kentsel dönüĢüm projeleri gösterilmektedir. Bu doğrultuda yerel yönetimler

ve TOKĠ iĢbirliği ile kentsel dönüĢüm projeleri hazırlanmakta ve hızla uygulamaya

konulmaktadır. DönüĢüm alanı ilan edilen yerler ise genellikle yoksul ve marjinal

kesimlerin yaĢamakta olduğu gecekondu bölgeleri ve eski kent merkezleri

Page 21: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

9

olmaktadır. Kentsel dönüĢüm projelerinin dikkat çeken en önemli özelliği ise

dönüĢüm alanında yaĢayan kesimlerin proje hazırlandıktan ve uygulama kararı

alındıktan sonra sürece dahil edilmeleridir. Bir diğer ifade ile dönüĢüm alanlarında

yaĢamakta olan kiĢilerin yaĢam alanlarını doğrudan etkileyecek uygulamalara iliĢkin

görüĢ, beklenti ve önerileri alınmamakta yani mahalle sakinlerine söz hakkı

tanınmamaktadır. Bu çalıĢmada da yukarıda sayılan süreçleri yaĢayan BaĢıbüyük ve

Gülsuyu mahallelerinde yaĢamakta olan kesimlerin kentsel dönüĢüm uygulamalarına

iliĢkin görüĢ, beklenti, öneri ve talepleri saptanmaya çalıĢılmaktadır. ÇalıĢma aynı

zamanda kentsel dönüĢüm projelerinin mahalle sakinlerinin yaĢamını nasıl

etkileyebileceği, sosyo-kültürel hayatın yanı sıra yerleĢim ve istihdam süreçlerine

iliĢkin olası etkileri ve sonuçlarını da ortaya koymaya çalıĢmaktadır. Kentsel

dönüĢüme iliĢkin çalıĢmalara bakıldığında genellikle projelerin tamamlandığı ya da

tamamlanmak üzere olduğu alanlarda yoğunlaĢıldığı, sürecin hemen baĢında

dönüĢüm alanlarında yaĢamakta olan kesimlerin görüĢlerini saptamaya yönelik

çalıĢmaların oldukça az olduğu görülmektedir. Bir diğer ifade ile konuya iliĢkin

çalıĢmalar genellikle neden ve sonuçlara odaklanmakta ve sürece iliĢkin

değerlendirmeler yapılamamaktadır. Genel olarak çalıĢma bir kamu politikası olarak

kentsel dönüĢüm projelerinin neden ve sonuçlarından çok, politikanın uygulama

sürecine ve bir bütün olarak uygulamadan doğrudan etkilenen kesimlerin yaĢam

süreçlerine odaklanmaktadır. Bu nedenle bir kamu politikasından doğrudan etkilenen

kesimlerin süreç hakkındaki görüĢlerine ve beklentilerine odaklanmıĢ olan bu

çalıĢmanın kentleĢme literatürü açısından önem taĢıdığı düĢünülmektedir.

1.2. AraĢtırma Sorusu

Yukarıda belirtilen konu çerçevesinde çalıĢmanın araĢtırma soruları aĢağıdaki

gibi belirlenmiĢtir.

Ana Soru: Küresel piyasalarla görece eklemlenmiş bir kent olan ve bu

konumu güçlendirilmek istenen İstanbul’da (Maltepe İlçesi Başıbüyük ve Gülsuyu

Mahalleleri) gerçekleştirilen kentsel dönüşüm projeleri, İstanbul’u daha cazip hale

getirme amacını toplumsal açıdan sorunlara yol açmadan ve katılımcı bir biçimde

gerçekleştirebilmekte midir?

Alt Soru 1: Kentsel Dönüşüm Projelerinin uygulanması katılımcı yöntemlerle

gerçekleştirilmekte midir?

Page 22: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

10

Alt Soru 2: Kentsel Dönüşüm Projeleri sadece fiziksel dönüşüm projeleri

olarak mı algılanmaktadır?

Alt Soru 3: Kentsel Dönüşüm Projeleri yönetsel ve sosyo-ekonomik açılardan

dışlayıcı ve ayrıştırıcı sonuçlar ortaya koymakta mıdır?

1.3. AraĢtırmanın Amacı ve Önemi

AraĢtırmanın en önemli özelliği kentsel dönüĢüm kavramını kamu yönetimi

ve kamu politikası oluĢturma süreci açısından ele alacak olmasıdır. GeliĢmiĢ

ülkelerde özellikle Batı Avrupa ve Amerika‟da kentsel dönüĢüm/yeniden

yapılandırma süreçleri 1950‟li yıllardan beri yaĢanmaktadır. Bu anlamda bu ülkeler

farklı aktörlerin katılımıyla kentlerini yeniden yapılandırmakta ve dönüĢtürmektedir.

Ülkemizde ise kentleĢme uzun yıllardır sorunlu bir alan olmasına karĢın, kentlere ve

kentleĢmeye yönelik politikalar ya hiç geliĢtirilmemiĢ ya da siyasi kaygı taĢıyan af

vb uygulamalarla geçici müdahaleler söz konusu olmuĢtur. Kentbilim yazınında

1950‟li yıllardan itibaren sorunlu bir yapıya sahip olduğu vurgulanan Türkiye

kentleĢmesinin baĢta gecekondu olmak üzere tüm sorunlarına yönelik çözüm olarak

yakın dönemde kentsel dönüĢüm projeleri öne sürülmektedir. Kentsel dönüĢüm tüm

kent aktörlerinin katılımıyla gerçekleĢmesi (merkezi ve yerel yöneticiler, dönüĢüm

alanında yaĢayanlar, sivil toplum kuruluĢları, akademik çevre) gereken bir

demokratik karar alma ve siyasa oluĢturma sürecidir. Uygulama örneklerine

bakıldığında ise kentsel dönüĢüm projelerinin; oluĢturma ve uygulama süreçlerinde o

alanda yaĢayanların ve projelere muhalefet eden/alternatif yaratan sivil toplum

kuruluĢları ve akademik çevrelerin görüĢ ve önerilerinin dikkate alınmadığı, yerinden

değil yerine yönetim anlayıĢı çerçevesinde oldu-bittilerle hazırlandığı görülmektedir.

Bir diğer ifade ile dönüĢüm alanlarında yaĢayanlar, yaĢam alanlarına iliĢkin sorunları

en iyi bilen kesim olmasına karĢın sürecin en baĢında söz sahibi kılınmamakta, yerel

yönetimler-sermaye-TOKĠ iĢbirliğinde projeler hazırlanmakta ve sonuçlar bu

alanlarda yaĢayan kesimlere dayatılmaktadır.

Kentsel dönüĢüme iliĢkin kapsamlı bir literatür bulunmakla birlikte, bu

literatürde yer alan çalıĢmaların daha çok teknik alanlarda (çevre mühendisliği, inĢaat

mühendisliği, mimarlık, Ģehir bölge planlama vb) yapıldığı görülmektedir. Sosyal

bilimler (ekonomi, sosyoloji, kamu yönetimi, hukuk vb) alanında yapılan çalıĢmalar

Page 23: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

11

ise daha çok tek bir boyut açısından gerçekleĢtirilmekte ve kendi disiplinleri

çerçevesinde sorun ele alınmaktadır. BaĢıbüyük ve Gülsuyu mahalleleri için

hazırlanan Kentsel DönüĢüm Projeleri‟nin ele alınacağı bu çalıĢma; proje kapsamına

alınan mahalle sakinlerinin kentsel dönüĢüme bakıĢlarını kamu yönetimi

perspektifinden ve kamu politikası oluĢturma ve analiz etme açısından inceleyecek

bir alan araĢtırması olması nedeniyle bir ilk niteliği taĢıyacaktır.

ÇalıĢmanın amacı: Bu çalıĢmanın temel amacı yaĢam alanları kentsel

dönüĢüm kapsamına alınan kesimlerin kentsel dönüĢüm projelerine iliĢkin görüĢ,

düĢünce, öneri ve beklentilerinin saptanması ve ortaya konulmasıdır. ÇalıĢmada

ayrıca 1980 sonrası dönemde sermayenin yatırım alanı haline gelen kentlerde nasıl

bir değiĢim/dönüĢüm yaĢandığı, bu değiĢim/dönüĢümlerin kentlilere nasıl yansıdığı

ortaya konmaya çalıĢılmaktadır. Yakın dönemin en yaygın kentsel politikası olan

kentsel dönüĢüm projelerinin ortaya çıkıĢ süreci ve olası sonuçlarının yanı sıra,

projelerin uygulama süreçlerinin mahalle sakinlerinin yaĢamını nasıl

etkileyebileceği, sosyo-kültürel hayatın yanı sıra yerleĢim ve istihdam süreçlerine

iliĢkin olası etkileri ve sonuçları incelenmektedir. Her iki mahallede yaĢayan

kesimlerin kentsel dönüĢüm projelerine iliĢkin algıları, değerlendirmeleri ve önerileri

ele alınmaktadır. Genel olarak çalıĢma bir kamu politikası olarak kentsel dönüĢüm

projelerinin neden ve sonuçlarından çok, politikanın uygulama sürecine ve bir bütün

olarak uygulamadan doğrudan etkilenen kesimlerin yaĢam süreçlerine

odaklanmaktadır.

1.4. AraĢtırmanın Kavramsal ve Kuramsal Çerçevesi

Ülkemizde yakın dönemde hemen her kentte uygulanan bir kentsel politika

olan kentsel dönüĢüm projeleri, dünyada ilk uygulanmaya konulduklarında özellikle

iĢlev yitiren alanlara ve yerleĢim yerlerine yeniden iĢlev kazandırma kaygısıyla

hayata geçirilmiĢtir. Kentsel dönüĢüm genel olarak kentsel alanlarda ortaya çıkan

sorunlara çözüm olarak ekonomik, fiziksel, sosyal ve çevresel koĢulları gözeterek

kentsel alana yönelik geliĢtirilen uygulama olarak tanımlanabilir. Tarihsel süreçte

gerek yöntem gerekse uygulama amacı açısından değiĢiklikler yaĢanan kentsel

dönüĢüm olgusu ülkeden ülkeye de farklılıklar gösterebilmektedir. Özellikle Batı

Avrupa‟da II. Dünya SavaĢı‟nın izlerini silmek ve yıkılan alanları yeniden

Page 24: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

12

kazandırmak amacıyla kentlere müdahaleyi içeren bu uygulamalar, günümüzde farklı

dinamiklere sahiptir.

Kentsel dönüĢüm uygulamaları günümüzde küreselleĢme sürecinde kentlerin

ulusal ekonomilerin önüne geçmesiyle birlikte kentler arasında ortaya çıkan küresel

ağlarına dahil olmak isteyen ülke kentlerinde ortaya çıkan yeniden yapılandırmanın

aracı olarak karĢımıza çıkmaktadır. Türkiye‟de dâhil olmak üzere birçok ülkede

küresel süreçlere eklemlenme çabasındaki merkezi-yerel yönetimler, küresel kent

olma potansiyeli taĢıdığını düĢündükleri kentlerine yönelik yatırımlara ağırlık

vermekte ve politika/projeler geliĢtirmektedirler. Günümüzde en yaygın kentsel

politika olarak da kentsel dönüĢüm uygulamaları karĢımıza çıkmaktadır. Ancak ilk

ortaya çıktığı dönemden farklı olarak günümüz kentsel dönüĢüm projeleri kentsel

alanlara yeniden iĢlev kazandırmaktan çok yeni iĢlevler kazandırma kaygısıyla

hayata geçirilmektedir. Bir diğer ifadeyle kentsel mekânın mevcut kullanım özelliği

(iĢ, konut, kültür, sanayi, orman alanları, su havzaları vb) göz önünde

bulundurulmaksızın kentsel dönüĢüm projeleri ile küresel-ulusal-yerel sermayeye

yeni yatırım alanları yaratılmaya çalıĢılmaktadır.

Kentleri çağdaĢ ve yaĢanabilir kılma söyleminden hareketle hayata geçirilen

kentsel dönüĢüm projeleri ile altyapısı olan çağdaĢ konut alanları, imarlı düzgün

alanlar, geniĢ caddeler, dinlence ve eğlence yerleri, iĢ ve alıĢveriĢ merkezleri

yaratılmaya çalıĢılmaktadır. Ancak günümüzde uygulanan kentsel dönüĢüm projeleri

yukarıda sayılan kentsel mekânları yaratma kaygısıyla uygulamaya konulurken ve

etkin bir kamusal araç olarak kullanılırken sonuçları itibariyle bir kamusal hizmet

yaratırken yeni kamusal sorunlara da yol açabilmektedir. Ülke örnekleri ele

alındığında kent içi eski yerleĢim alanları ve gecekondu bölgelerinin kentsel

dönüĢüm kapsamına alındığı görülmektedir. Sağlıklı yaĢam alanları oluĢturma

kaygısıyla bu alanlarda hayata geçirilen kentsel dönüĢüm projeleri sonuçları

itibariyle bu alanlarda yaĢayan kesimlerin (konut, sosyo-kültürel ağlar, istihdam

süreçleri vb) zorluklarla karĢılaĢmasına neden olabilmektedir. Bunun nedeni kentsel

dönüĢüm sürecinde kentsel mekânların sadece fiziksel boyutlarının göz önüne

alınması ve ekonomik, sosyal, kültürel, çevresel boyutlarının göz ardı edilmesidir.

Özellikle de dönüĢüm alanlarında yaĢayan kesimlerin yaĢam alanlarına iliĢkin

sorunları en iyi bilen kesimler olmalarına karĢın proje süreçlerinde paydaĢ

Page 25: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

13

kılınmaması sorunlar yaĢanmasına neden olmaktadır. Bu çalıĢmada kentsel dönüĢüm

projelerinden doğrudan etkilenen BaĢıbüyük ve Gülsuyu mahallelerinde yaĢamakta

olan kesimlerin kentsel dönüĢüm projelerine iliĢkin algıları, değerlendirmeleri,

beklentileri ve önerileri saptanmaya çalıĢılarak; mahallelinin de içinde yer aldığı bir

projenin nasıl Ģekillendirilebileceği ortaya konmaya çalıĢılmaktadır.

1.5. AraĢtırma Yöntemi

ÇalıĢma temel araĢtırma sorusuna, ikincil kaynak taramaları ve belediye

dokümanları yanında, kiĢi ve kuruluĢlarla yapılan derinlemesine görüĢmelerden elde

edilen bulgularla yanıt aramaktadır. Bu bağlamda çalıĢmanın kurgusu aĢağıda detaylı

olarak sunulmaktadır.

1.5.1. AraĢtırmanın Varsayımları

Kentsel dönüĢüm kavramı özellikle plansız ve kontrolsüz biçimlenmiĢ kentler

söz konusu olduğunda, baĢlangıçta olumlu anlamlarla yüklü olarak karĢımıza

çıkmaktadır. Plansız ve kontrolsüz mekânsal geliĢmenin özellikle kentli yoksul

kesimler açısından ortaya çıkardığı kötü yaĢam ve barınma koĢullarının dönüĢüm

projeleriyle iyileĢtirileceği söylemi oldukça yaygındır. Ancak bu söylemlerin arka

planında, küreselleĢme ve liberal anlayıĢın belirleyiciliğinde oluĢan uygulamaların

yer aldığı görülmektedir. Bu doğrultuda kentsel alanlar metalaĢtırılmakta ve pazar

aktörlerinin güç-rekabet iliĢkilerine teslim edilmektedir. Kentsel dönüĢüm projelerine

bu açıdan bakıldığında ekonomik yönden güçsüz, yoksul ve dıĢlanmıĢ grupların

yerleĢim yerlerinden ayrılmak zorunda kalmaları ya da uzaklaĢtırılma çabaları da

gözle görülür hale gelmektedir. Bu çerçeveden hareketle çalıĢmanın temel

varsayımları Ģu Ģekilde sıralanabilir:

Varsayım 1: Kentsel dönüĢüm projelerinde dönüĢüm alanlarında yaĢayan

kesimlerin katılımı sağlanmamaktadır.

Varsayım 2: Kamu politikası oluĢturucu ve uygulayıcıları kentsel dönüĢüm

projeleri ile mekanların yalnızca fiziksel olarak dönüĢümüne öncelik vermekte,

sosyal dokuyu yok saymaktadırlar.

Varsayım 3: Kentsel dönüĢüm projeleri ile kentlerde özellikle dezavantajlı

grupları dıĢlayıcı ikili (zengin-yoksul, merkez-çevre) bir toplumsal yapı ortaya

çıkmaktadır.

Page 26: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

14

1.5.2. AraĢtırmanın Bağımlı-Bağımsız DeğiĢkenleri

ÇalıĢmada Ġstanbul Maltepe ilçesinde uygulanmak üzere hazırlanan Kentsel

DönüĢüm Projesinin etkileri/boyutları bağımlı değiĢken, kentsel dönüĢüm sürecinde

yer alan aktörler (belediye, TOKĠ, STK‟lar, mahalle sakinleri, muhtarlar vb) ve

faktörler (küreselleĢme, piyasa, yoksulluk, kentsel dönüĢüm projeleri, yasa, mevzuat

vb) bağımsız değiĢken olarak ele alınmaktadır.

1.5.3. AraĢtırma Örneklemi ve Kapsamı

AraĢtırma evreni Ġstanbul olup, Ġstanbul ili Maltepe ilçesinde kentsel

dönüĢüm projesi kapsamına alınan BaĢıbüyük ve Gülsuyu mahallesi sakinleri

örneklem grubunu oluĢturmaktadır. Kentsel dönüĢüm projelerinin en yoğun

uygulandığı kent olan Ġstanbul‟da bir baĢka ilçe seçilerek araĢtırma konusu

yapılabilecek olsa da, kamu politikalarının oluĢum ve geliĢim sürecinde bu

politikalardan etkilenen vatandaĢların görüĢ ve beklentilerinin saptanması açısından

kentsel dönüĢüm projesinin yeni uygulanmaya baĢladığı Maltepe ilçesi BaĢıbüyük ve

Gülsuyu mahalleleri seçilmiĢtir.

1.5.4.Veri Kaynakları ve Veri Toplama Teknikleri

ÇalıĢmanın kuramsal ve kavramsal çerçevesinin oluĢturulması aĢamasında

farklı bilgi ve veri toplama yöntemleri kullanılarak nitel ve nicel verilere ulaĢılması

hedeflenmiĢtir.

Üniversite ve kurum kütüphanelerinde çalıĢma konusuna iliĢkin daha önce

yapılmıĢ çalıĢmaları kapsayan literatür taranmıĢ ve çalıĢmada yararlanılabilecek

eserler saptanmıĢtır. Ayrıca YÖK veri tabanı taranmıĢ ve bu çalıĢmaya yararlı

olabilecek tezler belirlenmiĢ ve elde edilmiĢtir1. ġPO (ġehir Plancıları Odası),

TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) ve TOKĠ (Toplu Konut Ġdaresi)

yetkilileri ile görüĢmeler yapılmıĢ ve kaynak temin edilmiĢtir. Ayrıca kentsel

dönüĢüm ve kent sorunlarına iliĢkin çalıĢmalar yapan ĠMECE Toplumun ġehircilik

Hareketi ve DayanıĢmacı Atölye gibi sivil toplum kuruluĢları ile görüĢülmüĢ,

kendilerinden yazılı materyaller temin edilmiĢtir. ÇalıĢma kapsamında saha

1 ÇalıĢma kapsamında incelenen tezlere kaynakça bölümünde yer verilmiĢtir.

Page 27: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

15

araĢtırması yapılan mahalleri kapsayan kentsel dönüĢüm projesinin temel aktörü olan

Maltepe Belediyesi‟nden sınırlı sayıda da olsa kaynak ve bilgi alınmıĢtır.

Konuya iliĢkin bilimsel toplantı ve etkinlikler izlenmiĢ, notlar almak ya da

bildirilere ulaĢmak suretiyle ikincil veriler elde edilmiĢtir.

Kentsel dönüĢüm kapsamında olan her iki mahallede projeden ilk olarak

etkilenmesi beklenen alanlarda her mahalleden 50 ve toplamda 100 kiĢiyle

derinlemesine mülakat yapılmıĢtır. Mülakatlar ses kayıt cihazı ile kayıt altına alınmıĢ

aynı zamanda mülakat sürecinde araĢtırmacı tarafından notlar alınmıĢtır. Her iki

mahallede alan araĢtırması sürecinde fotoğraf çekimi yapılarak görsel malzeme de

toplanmıĢtır.

1.5.5. AraĢtırmanın Metodolojisi

ÇalıĢmada nitel araĢtırma tekniği kullanılmıĢtır. Nitel araĢtırma, doğası gereği

esnektir ve bu esneklik araĢtırma sürecinin her aĢaması için söz konusudur.

AraĢtırmacılar nitel araĢtırmaların bu özelliğini bir artı olarak kullanabilirler.

AraĢtırmada örneklemeye iliĢkin kararlarını verirken, birden fazla örnekleme

yöntemini aynı anda kullanabilirler. Ya da araĢtırmanın herhangi bir aĢamasında,

gerek duyuyorlarsa, baĢlangıç aĢamasında olmadığı halde yeni örnekleme

yöntemlerini her an uygulamaya koyabilirler. Bütün bunları yapmanın amacı,

çalıĢtıkları durum veya durumlarla ilgili daha zengin, betimsel ve derinlemesine

bilgiye dayalı bir veri seti oluĢturmaktır (Yıldırım ve ġimĢek, 2006: 114; Baydar vd,

2007: 128). Nitel araĢtırma insanların gerçekliğe yükledikleri anlamı, olayları,

süreçleri, kavrayıĢ ve anlayıĢlarını ortaya koymak için yapılan bir eylemdir. Nitel

araĢtırmada bilgi veya veri toplamaktan çok bilgiyi oluĢturma kaygısı ön plandadır.

AraĢtırma sürecinde bireylerle konuĢarak, gözlem yaparak, fotoğraf elde ederek

anlamlı, ayrıntılı ve bütüncül bir resim ortaya çıkarılmaya çalıĢılmaktadır. Bireyin

içinde yer aldığı koĢullara, sosyal olguların bağlamsal özelliklerine, tarihsel, sosyal,

mekansal varoluĢlara ve simgesel anlam dünyasına duyarlı, esnek bir yöntem anlayıĢı

ile oluĢturulan nitel veri; bilimsel kanunlara ulaĢmak amacına hizmet etmekten çok

araĢtırılanların iç dünyasına girebilme olanağı sunmaktadır (Kümbetoğlu, 2005: 47,

45).

Page 28: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

16

Örneklemin belirlenmesinde “amaçlı örnekleme (purposive sample)”

yöntemleri içinde yer alan ölçüt örnekleme ve kartopu-zincir örnekleme modelleri

temel alınmıĢtır. Amaçlı örnekleme yöntemi zengin bilgiye sahip olduğu düĢünülen

durumların derinlemesine çalıĢılmasına olanak vermektedir. Olasılık temelli

örnekleme yöntemlerinin tersine amaçlı örnekleme yöntemleri, tam anlamıyla nitel

araĢtırma geleneği içinde ortaya çıkmıĢtır. Patton‟a göre, olasılık temeli örnekleme

temsiliyeti sağlama yoluyla evrene geçerli genellemeler yapma konusunda önemli

yararlar sağlarken, amaçlı örnekleme zengin bilgiye sahip olduğu düĢünülen

durumların çalıĢılmasına olanak vermektedir. Bu anlamda, amaçlı örnekleme

yöntemleri birçok durumda, olgu ve olayların ortaya çıkarılmasında ve

açıklanmasında yararlı olur (Kümbetoğlu, 2005: 98; Yıldırım ve ġimĢek, 2006: 107).

Kartopu-zincir örnekleme modeli araĢtırmacının problemine iliĢkin olarak

zengin bilgi kaynağı olabilecek birey veya durumların saptanmasında özellikle

etkilidir. AraĢtırma çerçevesinde ele alınan temel soruna iliĢkin en kapsamlı

bilgilerin edinilebileceği kiĢilere ulaĢma konusunda anahtar rol oynayan bu model

sayesinde araĢtırmacının görüĢmesi gereken birey veya ilgilenmesi gereken durum

sayısının net bir biçimde sınırlandırılabilmesine olanak sağlamaktadır (Yıldırım ve

ġimĢek, 2006: 111). Kartopu örnekleme özellikle gözlem ve görüĢme (mülakat)

tekniğinin kullanıldığı araĢtırmalarda kullanılan bir yöntemdir. Önce istenen

özellikleri taĢıyan birimlerle görüĢme yapılır ve onlardan yola çıkarak ilk görüĢülen

birimler referans alınarak ikinci birimlerle görüĢülür, ikinci birimlerden yola

çıkılarak üçüncü birimlerle vb görüĢmeler sürdürülür (Kümbetoğlu, 2005: 98;

Baydar vd, 2007: 138). ÇalıĢma kapsamında kentsel dönüĢüm projesi kapsamında ilk

müdahale edilecek alanlar saptanmıĢ ve modelde de tanımlandığı gibi görüĢülen

haneler referans alınarak kentsel dönüĢümden etkilenecek diğer haneler saptanarak

mülakatlar gerçekleĢtirilmiĢtir.

AraĢtırmada kullanılan bir diğer model ise ölçüt örnekleme modelidir. Bu

örnekleme modelindeki temel anlayıĢ önceden belirlenmiĢ bir dizi ölçütü karĢılayan

bütün durumların çalıĢılmasıdır. Burada sözü edilen ölçüt veya ölçütler araĢtırmacı

tarafından oluĢturulabilir ya da daha önceden hazırlanmıĢ bir ölçüt listesi

kullanılabilir (Yıldırım ve ġimĢek, 2006: 112). ÇalıĢmada kullanılan temel ölçüt

Page 29: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

17

kentsel dönüĢüm projesinden doğrudan etkilenme olarak belirlenmiĢ ve bu ölçüt

temel alınarak mülakatlar gerçekleĢtirilmiĢtir.

Mülakat (görüĢme) en az iki kiĢi arasında yüz yüze, önceden belirlenmiĢ bir

konu üzerinde belirli sorular çerçevesinde gerçekleĢtirilen ve yanıtların araĢtırmacı

tarafından kaydedildiği bir veri toplama tekniğidir. Bu teknik anket tekniğine göre

daha kapsamlı ve çok boyutlu veri elde edilmesine olanak sağlamaktadır. Mülakatlar

yapılandırılmıĢ görüĢme Ģeklinde gerçekleĢtirilmiĢtir. Alan araĢtırmasından önce

gerçekleĢtirilen pilot araĢtırma sürecinde son hali verilen ve standart hale getirilmiĢ

sorular çerçevesinde hazırlanan, hangi verilerin toplanacağını en ayrıntılı biçimde

saptayan görüĢme planı doğrultusunda (Baydar vd, 2007: 149-150; Bal, 2001: 142;

Bal, 2009: 124; Karasar, 1999: 165-167) görüĢmeler yapılmıĢtır. GörüĢme sırasında

hem soru sorup hem de kayıt yapmanın zor olacağı ve veri kaybına yol açabileceği

(Baydar vd, 2007: 151) öngörüsünden hareketle ses kayıt cihazı hazır

bulundurulmuĢ; ilk görüĢmelerde görüĢülen kiĢilerden bazılarının ses kaydına sıcak

bakmaması nedeniyle sonraki görüĢmelerde veri kaybını en aza indirmek için

yardımcı görüĢmeci2 desteği alınmıĢtır.

AraĢtırma sürecinde elde edilen veriler, görüĢme ve gözlemlerden elde edilen

verilerin belli süreçlerden geçirilerek sayılara dökülmesi yoluyla (Yıldırım ve

ġimĢek, 2006: 242) analiz edilmiĢtir. Bu süreçte araĢtırma sürecinde görüĢmelere

yön vermesi için kullanılan görüĢme formunda yer alan sorulara verilen cevaplar,

verilerin incelenmesi sonucunda oluĢturulan kategoriler altına yerleĢtirilerek

sınıflanmıĢ ve kodlanmıĢtır (Yıldırım ve ġimĢek, 2006: 246). GörüĢme formunda yer

alan açık uçlu sorulara verilen cevaplar çerçevesinde birbirine benzer ve anlam

açısından yakın olan ifadelerden belirli seçenekler oluĢturularak (Gökçe, 2007: 125;

Kümbetoğlu, 2005: 156) kodlama yapılmıĢtır. Kodlama ile edilen veriler SPSS 15.00

programı kullanılarak analiz edilmiĢ ve tablolaĢtırılmıĢtır.

1.6. ÇalıĢmanın Ġçeriği

ÇalıĢmanın ikinci bölümünde kavramsal çerçeveye yer verilmektedir. Bu

doğrultuda kent, kentleĢme, kentlileĢme, kent yoksulluğu, enformel sektör,

2 ÇalıĢmanın saha araĢtırma kısmında desteklerini esirgemeyen Kayhan Geyik ve Sinan Danacı‟ya

teĢekkürü bir borç bilirim.

Page 30: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

18

gecekondu, kentsel dönüĢüm vb kavramların Türkiye‟deki geliĢim süreçleri ve süreç

içinde yaĢanan değiĢimler ele alınmaktadır.

ÇalıĢmanın üçüncü bölümünde kuramsal çerçeve ortaya konmakta ve

tartıĢılmaktadır. Tarihsel süreçte kentlerin değiĢimi birçok etkene bağlı olarak ortaya

çıkarken 1950‟li yıllardan günümüze bu değiĢim ekonomik etkenlere daha bağımlı

olarak gerçekleĢmektedir. Bu bağlamda çalıĢmanın bu bölümünde sosyal devlet

anlayıĢının hâkim olduğu dönemdeki kentler ve bu anlayıĢın terk edildiği 1980

sonrası küreselleĢme dönemindeki kentler ele alınmaktadır. Bu dönemde ortaya

çıkan küresel kent tartıĢmaları ekseninde kentlerde yaĢanan geliĢmeler ve

küreselleĢmenin kentlere etkileri tartıĢılmaktadır. KüreselleĢme ve onun ideolojik

boyutu olan neoliberal anlayıĢın kentleri salt ekonomik değeri olan fiziksel nesne

konumuna indirgediği, bir diğer ifadeyle alınıp satılabilen birer öğe durumuna

getirerek metakent formuna soktuğu süreç değerlendirilmektedir.

Dördüncü bölümde Türkiye‟de kentsel dönüĢümün yasalar çerçevesinde

geliĢimi, yasa metinleri ve ilgili metinler üzerinden ele alınmaktadır.

BeĢinci bölümde birer meta haline gelen kentleri pazarlamanın temel aracı olan

kentsel dönüĢüm kavramı ele alınmakta ve Türkiye‟de kentsel dönüĢüm projelerinin

uygulama biçimleri ve bunların toplumsal yansımaları tartıĢılmaktadır.

Altıncı bölümde Türkiye açısından küresel süreçlere eklemlenmenin anahtarı

olarak görülen Ġstanbul özelinde küresel kent tartıĢmalarına ve kenti küresel kentler

hiyerarĢisinde üst sıralara taĢıyacağı ileri sürülen kentsel dönüĢüm projelerinin genel

özelliklerine yer verilmektedir.

ÇalıĢmanın yedinci bölümünde Ġstanbul ili Maltepe ilçesinde kentsel dönüĢüm

kapsamına alınan BaĢıbüyük ve Gülsuyu mahallelerinde yaĢayan kesimlerin kentsel

dönüĢüm projelerine iliĢkin görüĢ, beklenti, talep ve değerlendirmelerini saptamaya

yönelik olarak gerçekleĢtirilen saha araĢtırmasında elde edilen veriler

paylaĢılmaktadır.

Sonuç ve önerilere yer verilen sekizinci bölümde ise çalıĢmada cevap aranan

sorulara karĢılık olarak elde edilen cevaplar, varsayımlar çerçevesinde elde edilen

sonuçlar ve yakın dönemde hemen her kentte uygulanmakta olan kentsel dönüĢüm

projelerine iliĢkin öneriler yer almaktadır.

Page 31: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

19

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

TEMEL KAVRAM VE TARTIġMALAR

Ġnsanlık tarihi ya da medeniyet tarihi genel anlamda kentlerin tarihi ile

anılagelmiĢtir. Ġnsan yerleĢimlerinin geliĢmesi ve zaman içinde aldıkları biçim

konusu farklı disiplinler tarafından sorunsallaĢtırılmıĢ ve konu edinilmiĢtir. Bütün bu

disiplinler, kent ve insan kavramlarını bir arada ele almıĢ, tek bir kavram formunda

değerlendirmiĢlerdir. Bir diğer ifadeyle mekânsal bir anlama iĢaret eden kent olgusu,

insanın kendisini var ettiği alan olarak da nitelendirilmiĢtir. Yapısal değiĢiklikler aynı

zamanda insan iliĢkilerinin de yeniden biçimlenmesini ve değiĢmesini içermektedir.

KiĢilerin çevre koĢulları kadar davranıĢları, düĢünceleri, yaĢam biçimleri de

değiĢmektedir. Toplumsal yapının nitelikleriyle kentlerin özellikleri arasındaki

uyumu her çağın kentinde görmek bu yargıyı doğrulamaktadır. Toplumsal alt yapıyı

oluĢturan üretim biçiminin tüm üst yapı kurumlarını kendisine uyumlu olmaya

zorlamasıyla, toplumların tarihsel geliĢim süreçleri içinde toplumsal-ekonomik

yapılar doğmuĢ, kentler de her ayrı toplumsal yapıda o yapının gerektirdiği iĢlevlere

sahip olmuĢlardır. Kısaca kentler, ekonomik-toplumsal yaĢamla birlikte zorunlu

olarak doğmuĢlardır (Özer, 2004: 5). GeçmiĢten günümüze kendini sürekli olarak

mekânlarda inĢa etmiĢ olan insan, ihtiyaçlarına göre farklı biçimlerde yerleĢikleĢmiĢ,

süreç içinde de yerleĢim modelleri değiĢkenlik göstermiĢtir.

Ġnsanlık tarihinin hemen her aĢamasında, özellikle de Sanayi Devrimi

sonrasında kentler, kentleĢme ve kentli nüfus oranı geliĢmiĢliğin ve kalkınmıĢlığın

yansıması olarak görülmüĢtür. Bu doğrultuda daha çok azgeliĢmiĢ ülkelerde

görülmekle birlikte, neredeyse tüm ülkelerde hızlı bir kentleĢme süreci yaĢanmıĢ;

hızlı kentleĢmenin ortaya çıkardığı olumsuzluklar ise göz ardı edilmiĢtir. KentleĢme

oranının yüksekliğinin ülkelerin geliĢmiĢlik/kalkınmıĢlık düzeyini gösterdiği

savından hareketle oluĢan yanlıĢ algı, kentlerde ortaya çıkan çarpık yapılaĢma,

iĢsizlik, yoksulluk vb sorunların büyüyerek artmasına yol açmıĢtır.

Günümüzde de bir yandan kentlerin sermaye açısından tercih edilen yatırım

alanları olması bir yandan da küreselleĢme sürecinde küresel aktörlere hitap eden

Page 32: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

20

kentlerin varlığının ön planda tutulması, kentleri genel anlamda geliĢmiĢlik ölçütü

haline getirmektedir. Özellikle azgeliĢmiĢ ve geliĢmekte olan ülke kentlerinin

sermayenin talep ve beklentilerine karĢılık vermekten uzak olmaları yeni arayıĢları

ortaya çıkarmıĢ ve bu arayıĢlar günümüz kent ve kamu politikalarında karĢılığını ise

kentsel dönüĢüm projelerinde bulmuĢtur. Kentlerin yeniden yapılandırılması ve

kentsel alanlara yeni iĢlevler kazandırılmasının temel aracı olarak görülen kentsel

dönüĢüm projeleri ile; sermayeye yeni alanlar yaratılarak kentlerin tercih edilebilir

kılınmasının ve böylelikle de küresel anlamda ülke ekonomilerine katkıda

bulunmasının öngörüldüğü sıklıkla dile getirilmektedir. Bir diğer ifade ile küresel

sermayeye sağladığı olanaklar ve sermayeyi çekebilme/tutabilme kapasitelerine göre

konumlandırılan kentlerin ülkeler açısından da küresel anlamda yer edinme aracı

olarak görülmesi günümüzde ardı ardına hayata geçirilen kentsel dönüĢüm

uygulamalarının tetikleyicisi olmaktadır. Bu doğrultuda merkezi ve yerel yönetimler,

kentsel dönüĢümü etkili bir araç olarak görmekte ve fiziksel yeniden yapılanmayı

ortaya çıkaran projeleri hayata geçirmektedirler.

Toplumsal ve ekonomik yaĢamdaki dönüĢüm kent, kentleĢme, kent

ekonomisi, yoksulluk, gecekondu gibi olguların da anlam ve algılanıĢını

dönüĢtürmüĢtür. Türkiye gibi geliĢmekte olan ülkelerde kent kavramına iliĢkin

tartıĢmalar genellikle gecekondu, yoksulluk ve enformel sektör üzerinden

geliĢtirilmektedir. Ulusal kalkınmacılık ve sanayiye dayalı büyüme anlayıĢının hakim

olduğu dönemden itibaren var olan gecekondu ve ona eklemli sorunlar dönemden

döneme farklı biçimlerde ele alınmıĢ; kimi zaman desteklenmiĢ kimi zaman göz

yumulmuĢ kimi zamansa engellenmeye çalıĢılmıĢtır. Bir diğer ifadeyle ülke

kentlerine iliĢkin hemen hemen her çalıĢmada ve uygulamada baĢ aktör olan

gecekondu olgusu ve olguyu ele alıĢ biçimi süreç içinde önemli değiĢimler

yaĢamıĢtır. Günümüzde de kentsel tartıĢmaların temelinde yer alan gecekondu

olgusuna yönelik politika ve uygulamalar kentsel dönüĢüm tartıĢmaları ekseninde

yürütülmektedir. Bu bölümde temel kavramlar tanımlanmakta, sosyo-ekonomik

dönüĢümün gecekondu kavramı ekseninde bu kavramlara yansıması ve kentsel

dönüĢüm olgusu ortaya konmaktadır.

Page 33: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

21

2.1. Kent

Kent, sürekli toplumsal geliĢme içinde bulunan ve toplumun yerleĢme,

barınma, gidiĢ-geliĢ, çalıĢma, dinlenme ve eğlenme gibi gereksinimlerinin

karĢılandığı, çok az sayıda kiĢinin tarımsal uğraĢılarda bulunduğu, köylere oranla

nüfus yönünden daha yoğun olan ve küçük komĢuluk birimlerinden oluĢan yerleĢme

birimi olarak tanımlanmaktadır (KeleĢ, 1998: 75; Toprak Karaman, 1998: 8).

Bir baĢka tanımda ise kent Ģu Ģekilde ifade edilmektedir: “Sanayi, ticaret,

hizmet gibi ekonomik etkinliği olan, tarımsal ürünler de dâhil olmak üzere her türlü

ürünün dağıtıldığı, sınırları belirlenmiĢ bir alanda yoğunlaĢmıĢ nüfusun sosyal

bakımdan tabakalaĢtığı, mesleksel rollerin artarak farklılaĢtığı, dikey ve yatay

hareketliliğin yaygın olduğu, çeĢitli sosyal grupları barındıran, sivil toplum

örgütlerinin etkinliğinin gittikçe arttığı, merkezi ve yerel yönetimi temsil eden

yönetsel kurumların bulunduğu, yerel, bölgesel ya da uluslararası iliĢki ağlarına sahip

heterojen bir toplumdur” (Bal, 2008: 31).

Genel olarak bir kentte bulunan özellikler Ģu Ģekilde sıralanmaktadır:

- Kent heterojen bir sosyal gruptur.

- Büyük nüfusuna rağmen yerleĢim alanının sınırlılığı sonucu nüfus

yoğunluğu vardır.

- Ġnsanlar mekân bakımından yakın olmalarına rağmen sosyal mesafe

bakımından birbirlerine uzaktırlar.

- Kent Ģahsiyetin, ferdiyetin ve özgürlüğün geliĢmiĢ olduğu bir çevredir.

- Kentte insanlar arasındaki iliĢkiler geleneklerin hâkim olduğu enformel

yollarla değil, formel ve rasyonel kanunlarla düzenlenir.

- UzmanlaĢmaya dayalı, farklılaĢmıĢ formel iĢ organizasyonları

yaygınlaĢmıĢtır.

- Yol ve ulaĢım imkânları ile sosyal unsurların mekânsal hareketliliği ve

sınıflar arasında sosyal hareketlilik ileri düzeydedir.

- Kent kültürü dinamik bir yapıya sahiptir. Kentler; sosyal iliĢkilere açık,

sosyal ve kültürel değiĢimin yoğun yaĢandığı yerlerdir.

Page 34: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

22

- Kent, ekonomik imkânlar, sağlık, eğitim, bilim, sanat vb bakımdan

geliĢmiĢtir (Yörükan, 2006: 49-56; Gül, 2006: 1222; Bal, 2008: 45).

Kent bir yerleĢme türü olarak; yerel yönetime sahip yasal bir birim, çevresine

bakarak bir merkez ve aynı zamanda toplama ve dağıtma merkezi, tarım dıĢı

faaliyetler olan sanayi ve hizmet sektörünün yoğunlaĢtığı, tarımsal ve tarım dıĢı

faaliyetlerin kontrol edildiği mekândır (Suher, 1995: 27). Kent, genellikle arazi

üzerine inĢa edilmiĢ yapılardan oluĢan yerleĢik bir mekân gibi anlamlandırılıyor olsa

bile aslında üzerinde yaĢayan nüfusla bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Kent

üzerinde yaĢayan nüfusun kültürel yapısını yansıtmakta ve tekrar üretmektedir.

Durağan bir doğa ya da çevre olarak görünse de özünde kent mekânı tarafsız

değildir. Ġnsanlar mekânları, insan iliĢkileri de değer ve sembolleri toplumsal ve

politik olarak yeniden üretmektedir (Gül vd., 2008: 357).

Wirth‟e göre kentlerin toplumsal yaĢam ya da birey üzerinde oldukça önemli

etkileri bulunmaktadır. Kent, yalnızca bireylere daha büyük oranda iĢ ve yerleĢim

olanakları sunan bir yer değildir. Aynı zamanda dünyanın en uzak yerlerini kendine

çeken, çeĢitli bölgeleri, insanları ve etkinlikleri bir düzene göre biçimlendiren,

ekonomik, siyasal ve kültürel yaĢamın öncüsü ve denetleyicisi konumunda olan bir

merkezdir (Wirth, 2002: 78).

Kentler, insanın yaĢamını sürdürdüğü ve yeryüzünden yararlandığı odak

noktalardır. Kentler, çevresindeki bölgelerin bir ürünüdür ve buraları etkilerken

ekonomik ve toplumsal ihtiyaçlara cevap verecek biçimde geliĢmektedirler (Harris

ve Ullman, 2002: 55).

Kente iliĢkin tanım yapma çabalarında genellikle kentten; nüfus birikiminin,

uzmanlaĢmanın, iĢbölümünün, sanayileĢmenin, ikincil iliĢkilerin yoğun biçimde

yaĢandığı mekânsal ölçek olarak söz edilmektedir. Ayrıca; “uygarlığın doğduğu ve

beslendiği, her türlü toplumsal, bilimsel, siyasal ve ekonomik iliĢkilerin

sürdürüldüğü, bunun sonucunda insanlığın uğraĢmak zorunda kaldığı sorunların

ortaya çıktığı ve bu sorunlara çözüm bulmak üzere her türlü yenilik ve geliĢmelerin

kaynaklandığı yerler” olma nitelikleri de kentlerin tanımlarda çok da yer verilmeyen

diğer özellikleri olarak ifade edilmektedir (Duru ve Alkan, 2002: 7).

Page 35: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

23

2.2. KentleĢme

KentleĢme; “mekânda bir yerleĢme, bir nüfus toplanması ve nüfus yoğunluğu,

yerel örgütlenme, sosyal tabakalaĢma, kurumlaĢma, üretimde farklılaĢma,

uzmanlaĢma, yeni bir yerleĢme biçimlenmesi ve sosyo-ekonomik ve kültürel

değiĢime yol açan bir nüfus toplanması süreci” olarak tanımlanmaktadır (Suher,

1995: 10-11).

KentleĢme, yalnızca insanları kent olarak adlandırılan yere çekme sürecini

belirtmekle kalmamakta, insanların kentin yaĢam biçimini benimsemesi anlamına da

gelmektedir (Wirth, 2002: 81). Bir diğer ifadeyle, nüfus hareketine bağlı bir olay gibi

görünen kentleĢme, toplum yapısında ve ekonomide yaĢanan geliĢmelerle yakından

iliĢkilidir. Bu nedenle kentleĢmeyi tanımlarken nüfus hareketini ortaya çıkaran

ekonomik ve toplumsal değiĢmeler de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu doğrultuda

kentleĢme; “sanayileĢmeye ve ekonomik geliĢmeye bağlı olarak kent sayısının

artması ve bugünkü kentlerin büyümesi sonucunu ortaya çıkaran, toplum yapısında

artan oranda örgütleĢme, iĢbölümü ve uzmanlaĢma yaratan, insan davranıĢ ve

iliĢkilerinde kentlere özgü değiĢikliklere neden olan nüfus birikimi” Ģeklinde ifade

edilebilir (KeleĢ, 1982: 67; KeleĢ, 2000: 19; Gül, 2006: 1227; Kartal, 1982: 123-

125).

Tekeli‟ye göre kentleĢme; yapısal değiĢmeyi de iĢaret eden bir iç göç

hareketidir. Bu iç göçle hayatlarını kırsal alanlarda sürdüren kiĢilerin bu yaĢam

alanlarından koparak kentlerde tarım dıĢı sektörlerde geçimlerini sağlayarak

yaĢamaya baĢlamaları anlatılmaktadır. KentleĢme kavramı ile bu tür tek yönlü bir yer

değiĢtirme ve aynı zamanda toplumsal anlamda yaĢanan bir dönüĢüme vurgu

yapılmaktadır (Tekeli, 2008: 49). Dolayısıyla kentleĢme, toplumsal yapılarda ortaya

çıkan değiĢmelerin en net biçimde görüldüğü süreçtir. KentleĢme öncelikle, nüfusun

büyük bir oranının tarımdan ve topraktan kopup tarım dıĢı alanlarda, sanayide,

karmaĢık örgütlerde ve köy dıĢı alanlarda yani kentlerde geçimlerini sağlamaya ve

hayatlarını sürdürmeye baĢlamaları anlamına gelmektedir (Kıray, 1982: 57; Güçlü,

2002: 13).

KentleĢmenin nedenleri dört ana kategoride toplanabilir: Ġtici nedenler, çekici

nedenler, iletici nedenler ve sosyo-psikolojik nedenlerdir. Ġtici nedenler, kırsal alanın

Page 36: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

24

mahrumiyetliklerinden kaynaklanan nedenlerdir. Örneğin, bir yerde okul, hastane

veya kültürel imkânların bulunmaması gibi. Bu neden, Türkiye kırsalı için ve hatta

küçük ölçekli kentleri için bile söz konusu edilebilir. Ancak, tek baĢına itici

nedenlerden kaynaklanan bir göç ve ona bağlı bir kentleĢme olgusundan bahsetmek

güçtür. KentleĢme nedenleri arasında gösterilen bir ikincisi, çekici nedenlerdir. Buna

göre kentin sağladığı çeĢitli hizmetlerden dolayı kırsal nüfusu kendisine çektiği, bir

cazibe merkezi olduğu söylenmektedir. Öteden beri, kırsal alandaki nüfuzlu ailelerin

çocuklarını okutmak için ve benzeri gerekçelerle büyük kentlere göç ettikleri

bilinmektedir. Çünkü bu tarz bir sosyal hareketlilik belli bir varsıllık düzeyini gerekli

kılmaktadır. Türkiye‟de kentleĢmenin hız kazandığı dönemin kırsal ekonomisi göz

önüne alındığında, bunun ne denli güç olduğu kendiliğinden ortaya çıkar. Özellikle

az geliĢmiĢ ülkelerde, tarımın verimliliği ve kiĢi baĢına düĢen tarımsal gelir, köylüyü

köyünde tutmaya yetmeyecek kadar düĢüktür. Sosyo-psikolojik nedenler ise, kentlere

atfedilen olumlu bir takım nitelemelerle ilgilidir. “Kentin taĢının toprağının altın

olması”, “kentlerin özgür havası”, “kente göçün aĢağılık duygusunu ortadan kaldıran

bir yükseliĢ olarak görülmesi”, “kente ait olmanın gururu” vb. gibi her zaman

gerçekliği yansıtmayan sosyo-psikolojik nedenler de kentleĢmede önemli bir etken

olabilmektedir. Ġletici nedenler ise, çekici, itici ve sosyo-psikolojik nedenlerle göç

etmek isteyenlere hareket olanağı sağlayan araç, gereç ve teknolojilerin geliĢmesidir.

Özellikle ulaĢım sisteminin ve araçlarının geliĢmesi, insanları mekâna aĢırı

bağımlılıktan kurtarmıĢ ve hareketliliklerini kolaylaĢtırmıĢtır (KeleĢ, 2000: 47-52;

Sallan Gül, 2009; Toprak Karaman, 1998: 15-22).

2.3. KentlileĢme

KentlileĢme; kırdan kente göç eden kiĢinin kente özgü iĢlerde çalıĢması,

kente özgü davranıĢ kalıplarını benimsemesi ve kentin sunduğu fırsat ve

olanaklardan yararlanması yönünde ortaya çıkan bir değiĢim sürecidir (Suher, 1995:

28).

KentlileĢme sürecinin temelini ekonomik süreçler oluĢturmakta ve sonrasında

sosyal süreçler devreye girmektedir. Göç sonucunda kente gelmiĢ olan kiĢiler zaman

içinde ekonomik ve sosyal bakımdan kentlileĢmektedirler. Ekonomik bakımdan

kentlileĢme, kiĢinin geçimini tamamen kentte veya kente özgü istihdam ve çalıĢma

Page 37: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

25

biçimleriyle sağlıyor duruma gelmesiyle gerçekleĢmektedir. Sosyal bakımdan

kentlileĢme ise, kır kökenli insanların kente özgü tavır ve davranıĢ biçimlerini, sosyal

ve tinsel değer yargılarını benimsemesiyle oluĢmaktadır (Kartal, 1982: 228,

50).Kentsel yaĢam biçiminin belirgin özellikleri olarak genellikle; birincil iliĢkilerin

yerini ikincil iliĢkilerin alması, akrabalık bağlarının zayıflaması, ailenin toplumsal

açıdan öneminin zayıflaması, komĢuluğun kaybolmaya baĢlaması ve toplumsal

dayanıĢmanın geleneksel temelinin zayıflaması gösterilmektedir (Wirth, 2002: 101).

KentlileĢme sürecinin açıklanmasında „ekonomik mekân‟ ve „sosyal mekân‟

kavramları birer araç olarak kullanılabilmektedir. Ekonomik mekân; kiĢinin

altyapısını oluĢturan tüm ekonomik iliĢki ve faaliyetleri kapsayan, ekonomik değer

üretme, elde etme ve bunları kullanma biçimlerini içeren soyut bir mekân anlamında

kullanılmaktadır. Ekonomik mekânın içeriğini sırasıyla; “a) Yapılan iĢlerin türleri, b)

Gelir türleri ve miktarları, c) Geliri kullanma biçimleri, d) Varlıklanma biçimleri, e)

Sahip olunan varlık türleri ve miktarları ve f) Varlıkları kullanma biçimleri”

oluĢturmaktadır. Sosyal mekân ise kiĢinin üstyapısını oluĢturan tüm sosyal ve tinsel

değerlerini, tavır ve davranıĢlarını kapsayan soyut bir mekâna karĢılık gelmektedir.

Sosyal mekânın içeriğini; “a) Siyasal tutum ve davranıĢlar, b) DayanıĢma ve

yardımlaĢma konusunda benimsenen değerler, c) Örgütlenme biçimleri ve tutumları,

d) Benimsenen ve benimsenmeyen gelenek ve görenekler, e) Eğitim ve öğretim

konusundaki görüĢ, tutum ve davranıĢlar, f) Bilgilenme biçimleri, g) Dini tutum ve

davranıĢlar, h) Hak arama yöntemleri, ı) Toplumdaki farklılıkları açıklama biçimleri

ve gerekçeleri” oluĢturmaktadır (Kartal, 1982: 50-51).

KentlileĢme, bir diğer ifade ile kentli olmak, birey ölçeğindeki bir değiĢim

sürecidir. Bu süreç, toplum ölçeğindeki kentleĢme sürecinin birey ölçeğindeki

yansımasıdır ve sosyal psikolojik yönü ağırlıklı olan bir süreçtir. KentlileĢme,

kentleĢme akımı sonucunda, toplumsal değiĢmenin insanların davranıĢlarında ve

iliĢkilerinde, değer yargılarında, tinsel ve özdeksel yaĢam biçimlerinde değiĢiklikler

yaratması sürecidir. KentlileĢme süreci kırdan kente göç sonucu kiĢinin kente özgü

iĢlerde çalıĢması, hem kente özgü davranıĢ kalıplarını benimsemesi hem de kentin

sunduğu tüm olanaklardan yararlanması yönünde bir değiĢimdir (Erkut, 1995: 60).

Page 38: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

26

2.4. Türkiye’de KentleĢme ve KentleĢmeye Eklemli Sorunlar

Kentler, içinde bulundukları toplumsal yapı ve büyüklükleri ne olursa olsun,

tarihsel süreçte bünyesinde sorunları barındıran yerleĢim birimleri olmuĢlardır.

Kentler her zaman birbirinden farklı iĢlevleri olan tabakalaĢmıĢ ve farklılaĢmıĢ

gruplardan oluĢmuĢtur (Kıray, 1982: 59).

Kentler, bünyelerinde barındırdıkları imkân ve olanakların da etkisiyle

toplumsal yapılarda ortaya çıkan sosyo-ekonomik değiĢikliklere paralel bir biçimde

artan kentleĢme sonucunda, kırsal alanlarda yaĢayanlar açısından çekim merkezleri

haline gelmiĢlerdir. Türkiye‟de de II. Dünya SavaĢı sonrasında kentleĢme olgusu

ivme kazanmıĢ ve kırsal alanlardan kentlere doğru hızlı bir nüfus akıĢı baĢlamıĢtır

(Ciğeroğlu, 2008: 211). Bu dönemde özellikle tarımda makineleĢme sonucu kırsal

yapıda süregelen geleneksel üretim iliĢkilerinin çözülmesi ile birlikte kırsal

alanlardan kentlere doğru yoğun bir nüfus hareketi yaĢanmıĢtır. Kırsal yapıdaki

değiĢimle birlikte; kentlerin eğitim, sağlık ve istihdam olanaklarının yanı sıra daha

kaliteli bir yaĢam sunması da kırdan kente göçü hızlandırmıĢtır (TÜSĠAD, 2001:

210).

Toplumsal ve ekonomik yapıda ortaya çıkan değiĢmelerle yakın iliĢkili olan

kentleĢme, ülkemizde özellikle II. Dünya SavaĢı‟ndan sonra hızlanmıĢtır. KentleĢme,

bir yandan kentlerin sayısını arttırırken bir yandan da kentlerin nüfus ve alanca

büyümesine ve bu süreçte içyapılarında ve örgütlenmelerinde önemli değiĢikliklerin

yaĢanmasına yol açmaktadır. Kentlerin çekici, kırsal alanların itici güçlerinin etkisi

altında nüfus, kent özekleri doğrultusunda sürekli bir devinim içine girmiĢtir. UlaĢım

araç ve kolaylıklarındaki geliĢmenin iletici rolü de eklenince nüfusun kentlere

yönelme oranı günden güne artmıĢtır (KeleĢ, 1998: 251; Aral, 2000: 56; Tekeli,

1977: 11).

II. Dünya SavaĢı‟nı izleyen yıllarda geliĢmiĢ ülkelerde devletler aĢırı

birikimin yarattığı sermayeyi yönlendirme görevini üstlenirken, Türkiye gibi

azgeliĢmiĢ ülke devletleri, sınırlı bir sermaye birikimi ile geliĢmeyi gerçekleĢtirme

çabasına giriĢmiĢlerdir. AĢırı birikim, geliĢmiĢ ülkelerde üretimi içeren birinci

çevrimden, kentsel yatırımları da içeren doğrudan üretken olmayan ikinci çevrime

kaynak aktarımını olanaklı kılmıĢtır. Refah devletinin geniĢ ölçekli uygulamaları

Page 39: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

27

ikinci çevrime kaynak aktarılması ile mümkün olmuĢ, kentler de bu kaynak

aktarımının ve refah devleti uygulamalarının merkezinde yer almıĢtır. Türkiye gibi

azgeliĢmiĢ ülkelerde ise; yetersiz sermaye birikimi nedeniyle, devlet kentsel alanlara

yapılan yatırımları önemli ölçüde sınırlama yoluna gitmiĢtir. Kaynakların öncelikli

olarak sanayileĢmeye yönlendirilmesi, kentsel altyapı ile birlikte tüketime ayrılan

kaynakların oldukça sınırlı kalmasına yol açmıĢtır. Buna rağmen bu dönem, kentlerin

kırsal kökenli göçleri yoğun bir biçimde yaĢamaya baĢladığı dönem olmuĢtur. Yoğun

göçler beraberinde kentsel altyapı ve hizmetler konusunda aĢırı bir talebin de

oluĢmasına neden olmuĢtur. Kentsel alanlara yapılan yatırımlara getirilen

sınırlamalar nedeniyle kentleĢme sürecinde ortaya çıkan talepler karĢılanmamıĢtır.

Bunun yerine, bu sürecin gerektirdiği çözümlerin bulunması yerel toplulukların

inisiyatifine bırakılmıĢtır. Kentsel hizmetleri sağlamada devletin herhangi bir

giriĢimde bulunmaması, özellikle kente yeni gelenlerin ve kent yoksullarının

sorunlarını kendi olanakları ile çözmeye yönelmelerine neden olmuĢtur. Bu

doğrultuda gecekondu, enformel sektör vb türden oluĢumlar, yerel topluluk temelli

çözümler olarak ortaya çıkmıĢtır (ġengül, 2000a: 254-255; ġengül, 2005: 124;

ġengül, 2004: 69-70; Ġsbir, 1986: 14-19; Khan, 1994: 114-115; Kongar, 2000: 559;

Tekeli, 2008: 49; Genç, 2003: 445; Ġçduygu ve Sirkeci, 1999: 252; Gül, 2006: 1252).

Türkiye‟de yapılan kent çalıĢmaları da temelini, kente yeni gelenlerin konut edinme

ve kendilerine yer sağlama çabalarının ortaya çıkardığı gecekondular ve kente yeni

gelen kesimlerin formel iĢgücü piyasalarında yer edinemeyiĢleri sonucunda ortaya

çıkardıkları enformel istihdam biçimleri üzerine kurmaktadır.

Ülkemizde kentleĢme, özellikle büyük kentlerde, yaĢam ve kültür düzeyleri

ile tüketim kalıpları birbirinden oldukça farklı bireylerden oluĢan bir toplumsal

yapıyı da ortaya çıkarmaktadır. KentleĢmenin bu niteliğini; kentleĢmenin

sanayileĢmeden daha hızlı olması karĢısında kentlere göçün kentlerde yaratılan iĢ

olanaklarıyla koĢut gitmemesi ve kentlerdeki iĢsizliğin kentsel yoksulluğu da ortaya

çıkarması oluĢturmaktadır (KeleĢ, 1998: 252; KeleĢ, 1982: 69; Okutan, 1995: 20;

Güçhan, 1992: 33-34). Kente yeni gelen kitleler, kentleĢmenin sanayileĢmeden daha

hızlı olması nedeniyle yani göç ile kentte yaratılan iĢ olanaklarının koĢut

gitmemesinden dolayı istihdam konusunda sıkıntı yaĢamaktadırlar. Ġstihdam

Page 40: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

28

sorununun yanı sıra barınma, sağlık, eğitim vb ihtiyaçların karĢılanması da yeni

kentliler için bir sorun yumağı oluĢturmaktadır (KeleĢ, 1982: 69-70).

Türkiye‟de kentleĢme denilince salt kentli nüfusun artması ya da kentlerin

planlı olarak büyümesi değil, bir arada ya da birbirine eklemlenmiĢ biçimde

yoksulluk, gecekondu ve enformel sektör gibi sorunlar akla gelmektedir (Ekinci,

1995:19). Bir diğer ifade ile kent çalıĢmaları daha çok kır-kent göçü,

gecekondulaĢma ve kent yoksulluğu bağlamında yapılmaktadır (Erder, 1996: 17).

Kırdan kente göç eden kitlelerin barınma ve geçinme stratejileri özünde

enformel özellikler taĢımaktadır. Gecekondu, formel olarak adlandırılan ekonomik

ve toplumsal iliĢkilerin dıĢında enformel süreçlerde doğar, geliĢir ve sakinlerine

kentte bir yaĢam sunar. Bu süreçler, hem kent hukuku dıĢında kural dıĢı bir biçimde

yapılan enformel konut piyasasının hem de yaĢamı devam ettirebilmek için elde

edilmesi gereken gelirin kazanılmasını sağlayan enformel iĢgücü piyasasının

oluĢması ile gerçekleĢmektedir. Enformel süreçler, azgeliĢmiĢ ülkelerin dengesiz

toplumsal yapısının ortaya çıkardığı kendi özgül koĢullarının ürünü olarak

görülmektedir. Bu görüĢe göre; enformel konut ve istihdam piyasaları, formel pazar

mekanizması içinde kalkınma çabası gösteren geri kalmıĢ ülkelerin bağımlı

ekonomilerinin bir sonucudur. Tarımsal teknoloji ithalatının kırda açığa çıkardığı atıl

iĢgücü kentlere yönelmekte; kentlere göç edenlerin barınma ve istihdam süreçlerinde

gösterdikleri çabalar da enformel bir piyasanın ortaya çıkmasına yol açmaktadır (IĢık

ve Pınarcıoğlu, 2003: 50-51).

2.4.1. Yoksulluk ve Kent Yoksulluğu

ÇağdaĢ anlamını 18. yüzyıl sonlarında kazanan yoksulluk olgusu o dönemde

anlamını iĢsiz olma durumundan almaktayken; günümüzdeki anlamını esas olarak

yeterince tüketemiyor olma durumundan almaktadır (Bauman, 1999: 10). Tüm

toplumlarda olduğu gibi tüketim toplumundaki yoksullar da normal-standart yaĢama

ulaĢamayan insanlardır. Tüketim toplumunda normal bir yaĢama eriĢememek

baĢarısız ya da yeterince tüketemeyen tüketici olmak anlamına gelmekte ve kentle

bütünleĢememe olarak nitelendirilmektedir. Bu yüzden tüketim toplumu yoksulları;

sakat, arızalı, kusurlu ve noksan diğer bir ifadeyle yetersiz olarak tanımlanmaktadır

(Bauman, 1999: 59-60).

Page 41: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

29

Yoksulluğun giderek artması ve yoksulluk çalıĢmalarının önem kazanmasına

rağmen; üzerinde görüĢ birliğine varılmıĢ bir yoksulluk tanımı olduğu söylenemez.

Yoksulluğa iliĢkin birçok kavram ve bunlara bağlı olarak da birçok değiĢik tanım

bulunmaktadır. Yoksulluk tanım ve ölçümünde en baĢta üzerinde durulması gereken

nokta, yoksulluk göstergesi olarak salt ekonomik kıstasların mı dikkate alınacağı

sorusuyla ilgilidir. Yoksulluk araĢtırmalarında yakın bir geçmiĢe kadar iktisat

ağırlıklı bir geliĢmenin bir yansıması olarak ekonomik göstergelerin ön plana çıktığı

görülmektedir (ġenses, 2001: 62). Ekonomik göstergeler çerçevesinde yoksulluk, bir

toplum ya da topluluğun üretmiĢ oldukları toplumsal değerlerin azlığı ve çokluğu ile

değil, o değerin topluluğu oluĢturan bireyler arasındaki eĢitsiz dağılımı halinde söz

konusu edilmektedir. Bu da çoğu kez yoksulluk kavramının gelir dağılımının

eĢitsizliğiyle özdeĢ görülmesine neden olmaktadır (DPT, 2001: 103).

Yoksulluğun tanım ve ölçümlerindeki farklılıklara karĢın, yoksulluğu kabaca

tanımlamak gerekirse yoksulluk; insanların kabul edilebilir yaĢam koĢullarına özgür

ve insana yakıĢır, kendine ve baĢkalarına saygılı, uzun, sağlıklı ve yaratıcı bir hayat

sürebilmeleri için gerekli insani, en temel öğe olan fırsat ve olanaklara sahip

olamamaları durumudur (Gül v.d., 2007: 248; Erdoğan, 2000: 4). Bir diğer ifade ile

yoksulluk, insanların en temel ihtiyaçlarının karĢılanmasına yönelik gelir

yoksunluğundan, yoksulların insani ve kapasite geliĢimleri ile dıĢlanma süreçlerine

kadar farklı açılardan yeniden tanımlanmakta ve farklı sınıflamalara konu olmaktadır

(ġenses, 2001: 63; Gül ve Sallan Gül, 2008: 59).

Yoksulluk üzerine yapılan çalıĢmalarda, yoksulluğun nedenleri ve çözümleri

bağlamında farklı tanımlamalar ve yaklaĢımlar kullanılmaktadır. Modern kapitalist

toplum ve piyasa iliĢkilerinin belirleyiciliği çerçevesinde, 18. yüzyıldan 1960‟lara

kadar, yoksulluğun kavramsallaĢtırması ağırlıkla ekonomik temelli olarak

yapılmıĢtır. Ancak, 1960‟lardan itibaren yoksulluğun bireysel mi yoksa kapitalist

piyasa iliĢkilerinin bir ürünü mü olduğu ya da kültürel mi yoksa yapısal bir sorun mu

olduğu tartıĢmaları hız kazanmıĢtır. Kapitalizmin yapısal ve kültürel dinamikleri

arasında, hangisinin yoksullukta belirleyici etken olduğu sorusu, yoksulluğa bakıĢta

yeni tanım ve sınıflamaların yapılmasına da öncülük etmiĢtir. Bu temelde yoksulluk

tartıĢmalarında, yoksulları ve onların yaĢam biçimlerini ve / veya farklılaĢan kültürel

özelliklerini temel alan yaklaĢımlar öne çıkmıĢtır. Günümüzde yoksullukla ilgili

Page 42: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

30

yazına bakıldığında yoksulluk olgusunun; bireysel refah ve sorumluluk, sosyal ve

kültürel bütünleĢememe, sosyal dıĢlanma, sınıf-alt sınıf-sınıf altı, yoksulluk kültürü,

ayrımcılık, sosyal patoloji, toplumsal cinsiyet, ırk, etniklik, mekânsal ayrıĢmıĢlık,

çalıĢma refahı gibi kavramlar çerçevesinde ele alındığı görülmektedir. Bu da

yoksulluğun tanımlanmasında, ekonomik etkenler kadar kültür olgusunun da önemli

bir öğe olduğunu ortaya koymaktadır. Yoksulluğu açıklama çabalarının, yoksulları ve

onların kültürel örüntülerini temel alan sosyo-kültürel yaklaĢımlar ile yoksulların

karĢılaĢtıkları çevresel ve yapısal unsurları temel alan yaklaĢımlar olarak iki karĢıt

kutupta yoğunlaĢtığı gözlenmektedir (Gül ve Sallan Gül, 2008: 57-58).

2.4.1.1. Yoksulluk Kültürü

Yoksulluk kültürüne iliĢkin ilk çalıĢma olarak, Oscar Lewis‟in Meksikalı bir

ailenin otobiyografisini anlattığı “Sanchez‟in Çocukları” isimli eser gösterilmektedir.

Lewis‟e göre, yoksulluk kültürü; yapısı, ana ilkeleri ve savunma mekanizmalarıyla

yoksulların sürdükleri hayata dayanabilmelerini sağlayan pozitif bir olgudur. (Lewis,

1971: XXIII).

Yoksulluk kültürü çalıĢmalarında yoksulluk; sosyal değiĢme sürecinde

geleneksellik ve modernliğin birbirine zıt ikilemleri çerçevesinde değerlendirilmekte

ve sosyal öğrenme sürecinin bir parçası olarak görülmektedir. Yoksulluk kültürü

çalıĢmalarında ayrıca, yoksulluğun sosyalleĢme sürecinde belirli gelir gruplarının

içinde yaĢadıkları toplumsal çevreyi de içerdiği belirtilmekte, çoğunlukla kent içi

yoksul mahalleler ve göçmenlerin yaĢadığı bölgeler ele alınmaktadır. Türkiye‟de

yapılan araĢtırmalarda ise yoksulluk kültürü, genellikle gecekondu olgusuyla beraber

incelenmekte ve modernleĢme sürecinde sanayileĢmesiz kentleĢmenin bir sonucu

olarak görülmektedir (Türkdoğan, 1974: 6; 1996a: 64). Bu noktada, yoksulluk

kültürünün büyük Ģehir merkezlerindeki en yoksul kesimlerin yaĢayıĢ biçimlerini

ortaya koyduğu ileri sürülmektedir (Türkdoğan, 1996b: 116-117). Bazı yazarlara

göre ise yoksulluk kültürü, yoksulluğu üreten ve sürekli kılan temel öğedir

(TaĢdelen, 1997: 115; Hayek, 1993: 126).

Yoksulluk kültürünü benimseyenler, gelir dağılımındaki yetersizlikler ya da

baĢka ekonomik sebepler yoksulluğa neden olsa bile temel sorunun bireylerin tutum

ve davranıĢlarından ortaya çıktığına vurgu yapmaktadırlar. Yoksulların dıĢlanmıĢlık

Page 43: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

31

ve vurdumduymazlık gibi duyguları, isteksizlik ve özgüven eksikliği gibi olumsuz

tutum ve davranıĢları üzerinde durmaktadırlar. Yoksulluk kültüründe yoksullar,

ekonomik anlamda yararsız ve tembel, ahlaki açıdan zayıf, psikolojik olarak kendine

güvensiz ve sosyolojik olarak da sapma3 davranıĢlarını sergileyen kiĢiler olarak ele

alınmaktadır. Yoksulluğu yoksulluk kültürü çerçevesinde ele almak, yoksulların

çalıĢmama yanlısı oldukları yönündeki olumsuz yaklaĢımlara iliĢkin kalıp tipleri öne

çıkarmak, gerçeklikle birebir örtüĢmemektedir. Böyle bir yaklaĢımla, toplum içinde

belli kesimlere yönelik ön yargılar pekiĢtirilmekte ve toplumsal dıĢlanmalara neden

olmaktadır. Yoksulların büyük bir kısmı tembellikten, çalıĢmama yanlısı

olduklarından ya da psikolojik nedenlerden ötürü değil, yaĢları çalıĢmaya uygun

olmadığından, hasta/özürlü olduklarından, kendi niteliklerine uygun iĢ

bulamadıklarından ya da iyi koĢullarda istihdam edilebilecekleri iĢlerin piyasada

mevcut olmamasından dolayı yoksuldurlar. Kapitalizmin krizlerinin, adaletsiz gelir

dağılımının, piyasanın yoksulu ve gücü olmayanı dıĢlamasının, iĢsizliğin ve

toplumsal Ģartların bir sonucu/ürünü olan yoksulluğu, sapma-patolojik gibi sıra dıĢı

davranıĢ kalıplarına, yoksulların çalıĢmama yanlısı olmalarına ve çalıĢma kültürünün

zayıflığına bağlamak neden sonuç iliĢkilerini yeterince sorgulamadan, bilimsel

verilerle desteklemeden ileri sürmek anlamına gelmektedir (Sallan Gül, 2001: 31, 35-

40). SanayileĢmiĢ toplumlarda sapma ya da anomi olarak değerlendirilen davranıĢlar,

ekonomik eĢitsizliklerin bir yan ürünüdür. Giddens bu durumu Ģu Ģekilde

açıklamaktadır:

“Amerikan toplumunda (ve bir ölçüye kadar diğer sanayi

toplumlarında) genel olarak benimsenen değerler maddi baĢarıyı

vurgulamaktadır ve baĢarıya ulaĢma araçlarının disiplinle çok çalıĢmak

olduğu varsayılmaktadır... Ancak bu düĢünce doğru değildir... Sapkınlıklar

ekonomik eĢitsizliklerin yan ürünüdür (Giddens, 2000: 187-188).

3 Patoloji, anomi, sapma gibi kavramlar için “Margaret M.Poloma ÇağdaĢ Sosyoloji Kuramları,

Gündoğan Yayınları, Ankara, 1993. Sezgin Kızılçelik, Sosyoloji Teorileri 1, Emre Yayınları, Konya,

1994. Emile Durkheim, Toplumbilimsel Yöntemin Kuralları, Engin Yayıncılık, Ġstanbul, 1995.

Anthony Giddens, Sosyoloji, Ayraç Yayınevi, Ankara, 2000. Tom Bottomore-Robert Nisbet,

Sosyolojik Çözümlemenin Tarihi, Ayraç Yayınevi, Ġstanbul, 1997. Raymond Aron, Sosyolojik

DüĢüncenin Evreleri, Türkiye ĠĢ Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1986 vb” bakılabilir.

Page 44: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

32

Genel olarak ifade etmek gerekirse; yoksulluk kültürü yaklaĢımı,

modernleĢme kuramları bağlamında yoksulluğu, “modernleĢememenin ve kentle

bütünleĢememenin bir sonucu olarak ortaya çıkan alt kültürde geliĢen ve anomik bir

olgu ve sosyal bir sorun” olarak ele almaktadır. Bu yaklaĢım, 1950 ve 1960‟larda

Amerika‟da geliĢtirilmiĢ, ama 1980‟lerden itibaren yeniden güncellik kazanmaya

baĢlamıĢtır. KüreselleĢmenin artan etkisiyle ekonomik liberalizmin en az devlet

ilkesi etrafında biçimlendirilmeye çalıĢılan sosyal politikalarda yoksulluk kültürü

tezleri, hem söylemsel düzlemde hem de ulusal ve uluslararası siyasalarda giderek

artan bir etkiye sahip olmuĢtur (Sallan Gül vd., 2003). Lewis‟in yoksulların yaĢam

süreçlerine iliĢkin değerlendirme yapma amacıyla geliĢtirdiği yoksulluk kültürü

kavramı, günümüzde yoksulları dıĢlama amaçlı olarak kullanılmaktadır.

2.4.1.2. Yapısal Yoksulluk

Yapısal yoksulluk yaklaĢımı, yoksulluğu yoksulluk kültüründen farklı bir

biçimde ele almaktadır. Özünde yoksulluğu bireysel bir kusur ve olumsuz

sosyalleĢmenin bir sonucu olarak değerlendirmemektedir. Bu yaklaĢımda yoksulluk,

kapitalist sistem içinde yapısal ve tarihsel koĢulların bir sonucu olarak ele alınmakta

ve yoksulluğun sınıfa, etnikliğe, dine ya da cinsiyete dayalı ayrımcılıklar, mekânsal

ve ekonomik ayrıĢmalar sonucu ortaya çıktığına vurgu yapılmaktadır. Bir diğer

ifadeyle sosyal ve ekonomik engellemeler ve yetersizliklerden dolayı yoksul olan

bireyler, eğitim ve istihdam olanaklarının yokluğu veya yetersizliği, konut türü ve

konutun bulunduğu bölgenin olumsuzlukları, düĢük gelir gibi nedenlerle yoksul

kalmaktadırlar (Sallan Gül, 2001: 40-41). Yoksulluğa neden olan faktörlerin bu

kadar ayrıntılı biçimde ele alınması, yoksulluğun asıl nedeninin; bireysel eksiklikler

ya da çalıĢmama eğilimi değil, toplumsal yapıdaki olumsuz koĢullarla ekonomik ve

yapısal faktörlerden kaynaklandığını ortaya koymaktadır (Marshall, 1999: 827; Gül

ve Sallan Gül, 2004: 307; Sallan Gül, 2004: 123; Rawls, 1993: 327).

Yapısal yoksulluk yaklaĢımı, yoksulluğu kapitalist sistemdeki eĢitsiz iliĢkiler

ve piyasadaki adaletsizliklerin bir sonucu olarak görürken iki temel öğeye vurgu

yapmaktadır. Bu öğelerden ilki, yoksulların bireysel yetersizlikleridir. Bu yaklaĢıma

göre, yoksulluğun temel nedenlerinden biri olan yoksulların insan sermayelerinin

yetersizlikleri sorunu çözülür ve yoksullar yaĢamlarını sürdürebilecekleri geliri elde

Page 45: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

33

edebilecekleri bir iĢte istihdam edilebilirlerse, devletin sosyal programlarının da

yardımıyla yoksulluklarından kurtulabileceklerdir. Burada temel hedef, yoksulların

piyasa sürecinde yer edinmelerini sağlamak ve devlete bağımlılıklarını azaltmaktır.

Yapısal yaklaĢımın bir diğer vurgusu ise yoksulluğa iĢgücü piyasalarındaki ikili

yapının neden olduğu yönündedir (Sallan Gül, 2001: 46). ĠĢgücü piyasaları birincil-

ikincil veya formel-enformel piyasalar Ģeklinde ikili bir yapıya sahiptir.4 Birincil-

formel piyasalarda yer alan iĢler; sosyal güvenceli, iyi ücretli, çalıĢma koĢulları

düzenli ve geliĢmeye olanaklı iken, ikinci sektör iĢler düzensiz zamanlı, düĢük

ücretli, güvencesiz ve geliĢmeye uygun olmayan iĢlerdir (Castells, 1989: 203-205).

Özellikle 1980‟li yıllardan sonra uygulanmaya baĢlayan yeni liberal politikalar

sonucu tarım dıĢı kentsel faaliyetlerde enformel/türedi faaliyetler önemli bir artıĢ

göstermiĢtir. Konut sorununu gecekondular inĢa ederek gidermeye, iĢgal arazi ve

evlerde oturarak çözmeye çalıĢan yeni kentliler, istihdam alanında ise formel ve

enformel süreçlere yönelmektedirler. ĠĢ piyasalarında ya asgari ücret veya altı

ücretlerle ucuz iĢgücü olarak istihdam olanağı bulabilmekte ya da bu soruna da

çözüm olarak normal olmayan bir yol olarak kabul edilen; marjinal iĢlere yönelerek

ya da yeni enformel piyasalar içinde yer alarak yeni bireysel stratejiler üretmeye

çalıĢmaktadırlar. Ancak iĢsizliğe geçici bir çözüm olabilen enformel iĢler, zamanla

kalıcı sorunlara yol açmaktadır. DüĢük ücretler, sosyal hak ve güvenceden

yoksunluk, kötü iĢ ve yaĢam koĢulları; belirsiz ve güvencesiz bir yaĢamda iĢsizlik ve

dolayısıyla yoksulluk nedeniyle kente gelenler daha da yoksullaĢmaktadır.

Son dönemlerde yapılan kent araĢtırmalarının ortaya koyduğu en önemli

geliĢmelerden biri, yoksulluğun ve kentsel yoksulların hızla artmakta olduğudur.

Toplumsal hayatta ve bu hayatın dönüĢümünde önemli bir yeri olan kentler

günümüzde; bir yandan kendilerini günün koĢullarına göre yenilemeye, olanakları ve

yetenekleri ölçüsünde çağı yakalamaya ve bir yerel olarak kendilerini cazip kılmaya

çalıĢırken, aynı zamanda geçmiĢten daha farklı ve daha derin biçimde hissedilen kent

yoksullarını da bünyelerinde arttırmaktadır (Göktürk, 2002: 218). Bu anlamda yeni

kentsel yoksulluk, azgeliĢmiĢ ülkelerin yanı sıra geliĢmiĢ ülkeleri de kapsayacak bir

biçimde, sadece toplumsal bir kategori olarak yedek emek ordusunun parçası olan

4

Ġkili piyasalara ve enformel sektöre iliĢkin ayrıntılı bilgi, bu çalıĢmanın devamında 2.4.2.

altbaĢlığında verilmektedir.

Page 46: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

34

kent yoksulları kategorisinin değil, son yıllarda göreli olarak yoksullaĢan daha geniĢ

toplum kesimlerinin yaĢam koĢullarını anlatmak üzere kullanılmaktadır (Kaygalak,

2001b: 126-127; Erder, 2002: 37). 19. yüzyılın büyük endüstri kentlerindeki iĢçilerin

yoksulluğunun yerini günümüzde iĢçi olmayan kent içi yoksul sınıflar almıĢtır. Genel

olarak bakıldığında kent içi yoksul sınıflar, belirli bir iĢi olmayan, enformel sektörle

bağlantılı bir Ģekilde hayatını idame ettiren ve yaĢamlarını dönüĢtürme

olanaklarından yoksun bir kesimdir. Bu yeni yoksulluk deneyimi, ekonomik

yoksulluğun yanında kendini Ģiddetle hissettiren bir toplumsal dıĢlanmayı da içinde

barındırmaktadır (AltuntaĢ, 2008: 33; Akçar, 1998: 198, 202; Bauman, 2005: 143).

Gerek geliĢmiĢ ülkelerde gerekse azgeliĢmiĢ ülkelerde kentsel yoksulları nitelemek

için çeĢitli kavramlara baĢvurulmaktadır. Toplumsal dıĢlanma, marjinalleĢme bu

kavramlar arasında yer almaktadır. Toplumsal dıĢlanma, mahrumiyeti üreten veya

sürdüren oluĢumlara vurgu yapmaktadır. DıĢlanma; bir bireyin hayatının sadece

birkaç yönünü değil, az çok tümünü etkileyen koĢulları ifade etmektedir. DıĢlanma,

birkaç yönden yoksul veya düĢük gelirli olmaktan farklı özellikler taĢımaktadır.

DıĢlanma, toplumun diğer kesimlerinden derece bakımından farklı olma-daha az

kaynağa sahip olma- meselesi değil, çoğunluğun sahip olduğu fırsatlara

ulaĢamama/sahip olamama meselesidir. ġehrin en kötü alanlarında veya

mahallelerinde dıĢlanma, toplumun geri kalan kesimlerinden fiziksel anlamda bir

ayrılma Ģeklini almaktadır. Ġstihdam süreçlerinde ise, normal iĢgücü piyasası

fırsatlarına ulaĢmaktan mahrum kalma anlamına gelmektedir (Giddens, 2001: 97-98).

Bireylerin toplumsal yaĢam içinde, gıda, konut, sağlık hizmeti, eğitim, toplumsal

çevre ve hizmet, tüketim malları, boĢ zamanların değerlendirilmesi olanakları, ulaĢım

vb alt yapı hizmetleri gibi ihtiyaçlarını karĢılayamaması durumunda kente

eklemlenme süreçlerinde de sıkıntılar yaĢanmaktadır (Harvey, 2003: 98). Bu

sıkıntıların temelinde de dıĢlanma ve marjinalleĢtirilmeye yol açan iĢsizlik ve

yoksulluk yatmaktadır. Kentsel olanaklara ulaĢmada yaĢanan dengesizlik, varlıklı ve

kentle bütünleĢmiĢ kesimin daha fazla olanağa sahip olmasına karĢın yoksul ve

dıĢlanmıĢ kesimin sınırlı kaynaklara sahip olması ile net bir biçimde görülmektedir.

Günümüzün eĢitsiz ve tüketime dayalı toplumsal yapılarında da piyasa aktörleri bir

yandan daha fazla tüketim yapılmasını körükleyerek küresel kültürün sözcülüğünü

yapmakta diğer yandan ise yoksul ve marjinal grupları yani tüketemeyenleri kendine

Page 47: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

35

tüketim alanları yaratabilmek uğruna sert bir biçimde dıĢlamaktadır (IĢık ve

Pınarcıoğlu, 2003: 140). Sosyal dıĢlanma; kasıtlı ya da kasıtsız biçimde bireyleri,

sosyal grupları ya da tüm toplulukları normal olarak görülen kazanç ve haklardan

dıĢlamaya hizmet eden süreçlere göndermede bulunmaktadır. Sosyal dıĢlanma;

insanlar için eğitim, iĢ, konut, hizmet ve uygun kazanımlara imkân sağlayan destek

ve enformasyon ağlarına eriĢim yokluğudur (Bilton vd., 2008: 79-80). Bir diğer ifade

ile dıĢlanma; bazı kesimlerin sosyal yaĢama katılımlarının engellenmesi, giderek

dıĢarı ve hatta yok olmaya itilmesi olgusunu nitelemektedir (ġengül, 2001: 203).

Özellikle büyük kentlerde belirginleĢen dıĢlanma, yoksul kesimleri ekonomik

sömürünün öznesi haline getirmektedir. ĠĢgücü piyasasının kutuplaĢmıĢ yapısı ve

formel iĢ olanaklarının azalması, onlara genellikle enformel iĢlerde çalıĢmaktan

baĢka çare bırakmamıĢtır. (AltuntaĢ, 2008: 34; Ergun, 2005: 3).

2.4.2. Enformel Sektör

Enformel sektör kavramı, 1970‟lerden itibaren farklı ülkelerde farklı

açılardan tartıĢılan bir olgu olmuĢtur. Özellikle 1980‟lerden itibaren dünya genelinde

hızlanan ekonomik yeniden yapılanma süreci ile birlikte rekabette üstünlük

sağlamaya çalıĢan bir çok iĢletme, enformel üretim kanallarına yönelmiĢtir. Bir diğer

ifade ile bu dönemde formel sektör, enformel sektörde faaliyet gösteren aktörleri,

üretimde esnekliğin yaĢanmasına paralel olarak ucuz emek ve mal sağlaması

açısından kullanma yoluna gitmiĢtir. Böylelikle, iĢ yasalarının uygulanmadığı, sosyal

güvenlikten yoksun ve düzensiz sürelerle çalıĢtırılabilen yani ucuza malolan iĢgücü

sunabilme potansiyelinin, enformel sektörün en önemli varlık nedenlerini

oluĢturduğu söylenebilir (Lordoğlu ve Özar, 1998: 5; Khan, 1994: 119-120).

Enformel sektörün nitelikleri; “örgütsüzlük ya da gevĢek bir örgüt biçimi

olan, güvencesiz, deneyim-uzmanlaĢma-eğitim aranmayan, iyi tanımlanmamıĢ,

yasalarla düzenlenmemiĢ, güvence altına alınmamıĢ, çalıĢma koĢulları ağır, yeterli

gelir getirmeyen, iĢçi devinimi yüksek iĢ türleri” olarak sıralanmaktadır (ġenyapılı,

1981: 74).

Kentlerde formel kesimin dıĢında ve bu kesim tarafından emilemeyen bir

grup bulunmaktadır. Bu grup; kentin modern kesimlerine hizmet ederek, yeni iĢ

imkânları bularak, daha çok kendi emeklerine dayanan, düzensiz, örgütleĢmemiĢ iĢ

Page 48: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

36

imkânlarını kullanarak geçimini sağlamaya çalıĢmaktadır. Bu grup, marjinal sektör

olarak da adlandırılan enformel sektörü oluĢturmaktadır. Enformel sektörü ortaya

çıkaran temel koĢul; formel istihdam olanakları tarafından emilemeyen ve kentte

yaĢamak durumunda olan iĢgücünde bir artıĢ olmasıdır (Tekeli, 1977: 54-60; Gedikli,

2003: 71; Bircan, 1998: 40).

Enformel sektörün ortaya çıkmasında ve yaygınlaĢmasında etkili olan çeĢitli

nedenlerden ilki, azgeliĢmiĢ ülkelerin demografik ve sosyoekonomik özelliklerine

bağlı olup yapısal niteliktedir. Özellikle kırdan kente göç sonucu büyük bir kentsel

iĢgücü fazlasına sahip olan ülkelerde, formel sektörün yeterli istihdam alanı

yaratmaması sonucunda kendi hesabına çalıĢma ve mikro iĢletmeler önemli bir

ekonomik faaliyet ve istihdam kaynağı oluĢturmaktadır. Yine bu ülkelerde yasal

düzenlemelerin katılığı ve küçük üreticilerin bunlara uymada karĢılaĢtığı güçlükler,

ekonomik faaliyetlerin enformel olarak yürütülmesinde etkili olmaktadır. Bir diğer

faktör, küreselleĢmeyle bağlantılı yapısal uyum politikaları ve ihracata dayalı

sanayileĢme modeli bağlamında uluslararası pazarlarda rekabeti arttırmak için,

iĢgücü maliyetlerinin düĢürülmesi amacıyla üretim sürecinde ortaya çıkan

değiĢiklikler ve taĢeronlaĢmanın yaygınlaĢmasıdır. KuĢkusuz bununla bağlantılı

olarak, 1970‟lere kadar geliĢmiĢ ülkelerde izlenen sosyal refah devleti politikalarının

emeği koruyan düzenlemelerinin geliĢmekte olan ülkelere olan yansımalarına

sermaye çevrelerinin duyduğu tepkinin de ele alınması gerekmektedir. Ġstihdam

güvencesi, gelir güvencesi, sosyal güvenlik, örgütlenme ve toplu pazarlık haklarına

bağlı olarak iĢgücü piyasasını düzenleyen yasa, kurallar ve politikalarda yapılan

köklü değiĢiklikler ve kuralsızlaĢtırma enformel sektörün yaygınlaĢmasında etkili

olmuĢtur (Türcan ÖzĢuca ve Toksöz, 2003: 5-6). Enformel sektörün geliĢmesi ve

büyümesi ile yaĢam değerleri ve normlar arasında çok önemli paralellikler vardır.

YaĢam Ģartları ağırlaĢtıkça uyum sağlamaya çalıĢan birey, ekonomik durumunu

iyileĢtirmeye çalıĢacaktır. Bunu gerçekleĢtirmenin bir yolu, yapılan harcamalarda

kısıtlamalara gidilmesiyken, diğer yol ise elde edilen gelirin arttırılmasına

çalıĢılmasıdır. Tüketim ekonomisinde kısıtlama yapmanın zorluğundan dolayı birey

kazancını arttırmanın yollarını arar ve enformel sektörün en önemli alanlarından biri

olan kaçak çalıĢma için uygun ortam yaratılmıĢ olur. Kaçak çalıĢma; bir yandan

emeklilik ya da sigortasız çalıĢma Ģeklinde gerçekleĢirken, diğer yandan ek iĢ yapma

Page 49: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

37

ya da ev içi hizmet ya da mal üretilmesi Ģeklinde de olabilmektedir (Özsoylu, 1996:

95-96).

Enformel sektörün ortaya çıkmasında genel olarak iki eğilimin varlığından

söz edilebilir; geçim stratejisi olarak enformelleĢme ve birikim stratejisi olarak

enformelleĢme. Geçim stratejisi olarak enformelleĢme, enformelleĢme sürecinde

ailenin etkinliğine iĢaret etmektedir. Aile emeğin yeniden üretiminde önemli bir yer

tutmaktadır. Aile bireylerinin yaĢamlarını devam ettirebilmeleri için yeni faaliyetler

üretmektedir. Bir diğer ifadeyle; iĢsizliğe, gelir azalmalarına, ekonomik koĢulların

bozulmasına karĢı ya da yaĢam koĢullarını düzeltmek için aile yeni stratejiler

geliĢtirir. Enformel/türedi faaliyetlere yönelme de üretilen bu stratejilerin önemli bir

parçasını oluĢturur. Birikim stratejisi olarak enformelleĢme sürecinde ise büyük

Ģirketlerin ve güçlü sermayenin etkin olduğu görülmektedir. Genel olarak tüm üretim

süreçlerinde ama özellikle ekonomik kriz yaĢanan dönemlerde, bu kesim karları

arttırmak, riskleri azaltmak, sendikalarla muhatap olmamak, uluslararası piyasalarda

rekabet gücüne sahip olabilmek için üretimi enformelleĢtirmeye yönelmektedirler.

Örneğin 1970‟lerde yaĢanan ekonomik krizde hem geliĢmiĢ hem de geliĢmekte olan

ve azgeliĢmiĢ ülkelerde, çeĢitli sektörlerde faaliyet gösteren Ģirketler fason

bağlantılar kurma yoluna gitmiĢler ya da küçük iĢletmelerde olduğu gibi doğrudan

fason üretime baĢlamıĢlardır. Dolayısıyla Ģirketlerin sermaye birikimine yönelik

olarak uyguladıkları bu stratejiler de enformel sektör faaliyetlerinin ve enformel

ekonominin boyutlarının geniĢlemesine neden olmuĢtur (Demir, 1993: 39-40; Tabak,

1999: 15; Tatlıcan, 1996: 112-113; Lordoğlu vd., 1999: 76; Tunalı, 2000: 29).

2.4.3. Gecekondu Olgusu

Farklı Ģekillerde ele alınabilmekle birlikte genel olarak gecekondu olgusunu;

“sanayileĢmeyle kentleĢmenin paralel bir seyir izlemediği, kentlerin yoğun göçü

emebilecek kapasitede olmadığı ülke kentlerinde göç sonucu kente gelen kesimin

kendi imkânlarıyla yaptığı ve yoksulların yoğun olarak yaĢadığı mekânsal ölçek”

olarak tanımlamak mümkündür. Bir diğer ifadeyle gecekondu; “kırsal alanlardan

kentlere göç eden kesimin formel yollardan ihtiyaçlarını karĢılayamaması sonucu,

kentlere eklemlenme sürecinde konut sorununa enformel yollardan bulduğu çözüm”

olarak da tanımlanabilir.

Page 50: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

38

Nüfusu olanaklarından çok daha hızlı artan bir kentte, en önemli sorunlardan

biri olarak karĢımıza barınma çıkmaktadır. Göç sonucu kente gelen kiĢiler

belediyenin, devletin ya da üçüncü kiĢilerin arsaları üzerine kendi konutlarını

yaparak bu sorunu çözmeye çalıĢmıĢlardır. Gecekondu olgusu genel olarak Türkiye

gibi kentleĢme hızının sanayileĢme hızından daha yüksek olduğu ülkelerde, kente

yeni gelenlerin (göç edenlerin) kente tutunma çabalarının bir aracı olarak karĢımıza

çıkmaktadır (Kongar, 2000: 562; Arslan, 2007: 85).

Gecekondu olgusuna genellikle kentleĢme sorunu olarak bakılsa da aslında

gecekondu, ülkemizin ekonomik ve sosyal yapısındaki değiĢimin bir sonucu olarak

ele alınmalıdır. II. Dünya SavaĢı sonrasında hızını ve yoğunluğunu giderek arttıran

bir biçimde kentlere yönelen nüfus, yönlendirici bir arazi ve yeterli destekleyici bir

konut politikası olmayıĢından dolayı barınma sorununu kendi olanaklarıyla çözmeye

çalıĢmıĢtır. (Güçhan, 1992: 35,45; Toprak Karaman, 1998: 189; TÜSĠAD, 2001:

212). Gecekondu, 1950‟lerde sanayileĢmeye baĢlayan Türkiye‟nin büyük kent

merkezlerinde, günlük iĢ olanaklarına yakın ve yaĢam kalitesi düĢük konutlar olarak

ortaya çıkmıĢtır (Ekinci, 1995: 15-16; Özden, 2008: 279). Bu anlamda gecekondunun

adını aldığı süreçten de anlaĢılabileceği gibi yeni kentliler, barınma sorununu

çözmek için oldukça kısa sürelerde konutlarını yapmıĢlar ve süreç içinde

konutlarının yaĢam kalitesini yükseltmiĢlerdir (Kongar, 2000; 565; Yörükan, 2006:

55-57).

2.4.3.1.Gecekondu Olgusuna YaklaĢımlar

1940‟lı yıllardan sonra konuĢma dilimize giren gecekondu genel olarak;

“bayındırlık ve yapı kurallarına aykırı olarak, gerçek ya da tüzel, kamusal ve özel

kiĢilerin toprakları üzerine, toprak sahibinin istenç ve bilgisi dıĢında yapılan, barınma

gereksinmeleri devletçe, kent yönetimlerince karĢılanamayan yoksul ya da dar gelirli

ailelerin yaĢadığı barınak türü” olarak tanımlanmaktadır (KeleĢ, 2000: 385).

Gecekondu olgusuna yönelik olarak literatürde üç önemli yaklaĢım yer almaktadır.

Bunlar sırasıyla; “tampon kurumlar”, “marjinal sektör” ve “merkez-çevre”

yaklaĢımlarıdır (Gökçe vd.,1993: 15).

Tampon kurumlar yaklaĢımı açısından gecekondu; göç sonucu kente gelmiĢ

olanların barınma sorununa bir çözüm olarak ortaya çıkarken aynı zamanda bu

Page 51: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

39

kesimlerin kentle bütünleĢmesi açısından kolaylaĢtırıcı mekanizmaları da

içermektedir (Gökçe vd., 1993: 15). Bir diğer ifade ile gecekondular, kente uyum

sağlamada aracı kurum olarak iĢlev görmektedirler (Özer, 2004: 78). Türkiye‟de

kentleĢme üzerine yapılan araĢtırmalar, kır-kent göçü, gecekondulaĢma, kentte

kurulan enformel iliĢkilerin niteliği ve son zamanlarda da kent yoksulluğu

bağlamında ele alınmıĢtır. Bu araĢtırmaların sonuçları, kentlerde formel piyasaların

kente yeni gelenleri istihdam etmede yetersiz kaldığını ve yeni kentlilerin

yaĢamlarını sürdürebilmek için daha çok enformel iliĢki kanallarını (akrabalık,

hemĢerilik vb) kullanarak enformel piyasalara dâhil olduklarını/türedi iĢler

oluĢturduklarını ortaya çıkarmıĢtır. Genel olarak gecekondu araĢtırmaları olarak

adlandırılan bu çalıĢmalar yeni kentliler açısından öncelikli sorunun konut edinme ve

kente eklemlenebilme-kentte tutunabilme olduğunu ortaya çıkarmıĢtır (Erder, 1996:

17-18). KentleĢme sürecinde özellikle yoksullar, gerek göç sırasında gerekse göçten

sonra yerleĢme, iĢ bulma ve gündelik hayatta karĢılaĢtıkları sorunları çözebilmek için

aile, akrabalık ve giderek hemĢerilik gibi kökene dayalı dayanıĢma iliĢkilerini yaygın

olarak kullanmıĢlardır (Gökçe vd., 1993: 257-266 ). Kıray ise tampon kurum

kavramını sosyal değiĢmeyi açıklarken kullanmaktadır. Kıray‟a göre her sosyal yapı,

bu yapıyı meydana getiren sosyal kurumların, insan iliĢkilerinin ve bunların karĢılıklı

etkileĢimlerinden doğan sosyal değerlerin birbirlerini karĢılıklı olarak etkiledikleri

bir bütündür. Bu bütün, her zaman aynı olmayan bir hız ve tempoyla değiĢmektedir.

Toplumsal yapıda yaĢanan değiĢim sürecinin bunalımsız geçmesini sağlayan ve

çatıĢmaları önleyen kurumları Kıray; “tampon mekanizma” olarak adlandırmaktadır.

Bu mekanizmalar sayesinde toplumun değiĢme sürecinde bir denge halinde kalması

sağlanabilmektedir (Kıray, 2000: 19-20). Türkiye‟nin kentleĢme sürecinde de

gecekondu ve etrafında ortaya çıkan iliĢki ağlarının kentle bütünleĢmede tampon

kurum iĢlevi gördüğü söylenebilir. Tarımda makineleĢme ve toprağın küçük

birimlere bölünmesi sonucunda açığa çıkan iĢgücü; kentsel alanlardaki hizmetler ve

ücretler bakımından kentlere çekildikleri fakat mevcut sanayi ve hizmetler yapısı

içinde emilemediklerinde, konut ihtiyacını karĢılamak için gecekondular inĢa

etmiĢlerdir. Sonrasında ise bu yerleĢme bir yaĢam biçimi halini almıĢtır. Hızla

değiĢen ve dıĢa bağımlı bir toplumsal-ekonomik yapıya sahip ülkelerde ortaya çıkma

eğilimi, gecekondunun tam bir tampon kurum olarak ele alınmasına olanak

Page 52: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

40

sağlamaktadır. Bir tampon kurum olarak gecekondu, bireyin kente adaptasyonu ve

kentle bütünleĢmesi sürecinde oldukça önemli bir rol oynamaktadır (Kongar, 1982:

31).

Gecekondu olgusunu ele alan bir diğer yaklaĢım olan “marjinal sektör”

yaklaĢımı ise; gecekonduların genel olarak toplumun ekonomik, sosyal ve değer

sistemiyle bütünleĢememiĢ kiĢi ve grupları kapsadığına vurgu yapmaktadır. Bu

yaklaĢım çerçevesinde gecekondu sorunu ekonomik ve toplumsal boyutlarıyla ele

alınmakta, marjinal etkinlikler ve marjinal yaĢam biçimi çerçevesinde

tanımlanmaktadır (Gökçe vd., 1993: 15). Marjinal etkinlikler ve yaĢam biçimi,

egemen ya da geleneksel olarak adlandırılabilecek süreçlerin dıĢında kalan

kavramlara iĢaret etmektedir. Bir diğer ifadeyle formel yollardan kentle

bütünleĢemeyen yeni kentlilerin mevcut kurallar çerçevesinde yer almayan yollardan

çözüm üretmeleri bu yaklaĢım çerçevesinde ele alınmaktadır. Özellikle 1980‟li

yıllardan sonra uygulanmaya baĢlayan yeni liberal politikalar sonucu, tarım dıĢı

kentsel faaliyetlerde enformel/türedi faaliyetler önemli bir artıĢ göstermiĢtir. Konut

sorununu gecekondular inĢa ederek gidermeye, iĢgal arazi ve evlerde oturarak

çözmeye çalıĢan yeni kentliler, istihdam alanında ise formel ve enformel süreçlere

yönelmektedirler. ĠĢ piyasalarında ya asgari ücret veya altı ücretlerle ucuz iĢgücü

olarak istihdam olanağı bulabilmekte ya da bu soruna da çözüm olarak normal

olmayan bir yol olarak kabul edilen; marjinal iĢlere yönelerek ya da yeni enformel

piyasalar içinde yer alarak yeni bireysel stratejiler üretmeye çalıĢmaktadırlar.

Marjinallik kavramı özellikle yakın dönemde kent yoksullarını nitelemede kullanılan

kavramların baĢında gelmektedir. MarjinalleĢmenin genellikle dört temel çeĢidi

vardır: Toplumsal marjinalleşme, gecekondularda yaĢayanların kent yaĢamından

soyutlandıkları anlamına gelmektedir. Kültürel marjinalleşme, bu insanların

kültüründe kırsal ve geleneksel kültürel kuralların egemenliklerini sürdürdüğü

anlamına gelir. Siyasal marjinalleşme aynı insanların siyasal yaĢama doyurucu

biçimde katılmadıklarını ifade etmektedir. Bunun bir tehlikeli sonucu her türlü

Ģiddete baĢvurulmasıdır. İktisadi marjinalleşme ise söz konusu kiĢilerin genellikle

güvenli olmayan iĢlerde çalıĢtıkları anlamına gelmektedir (Bulutay, 2000: XIV).

“Bağımlı kentleĢme” yaklaĢımı olarak da adlandırılan “merkez-çevre”

yaklaĢımına göre ise azgeliĢmiĢ (çevre) toplumların tüm yapıları geliĢmiĢ (metropol)

Page 53: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

41

toplumlar tarafından belirlenmektedir. Buna göre; gecekondu olgusu, çağdaĢ

kapitalist kesimle gelenekçi feodal kesimin kentleĢme sürecine fiziksel yansıması

olarak değerlendirilmektedir (Gökçe vd., 1993: 15-16). Bu anlayıĢa göre, dünya

kapitalist sisteminin bir parçası olan tüm azgeliĢmiĢ ülkeler, metropol ülkelerinin

uzantısı ve taĢralarıdır. Bu tür ülkelerde çağdaĢ-kapitalist kesim ile geleneksel-feodal

kesim bir arada yaĢamaktadır. Geleneksel-feodal kesim, ülkenin kendi tarihinden ve

özbenliğinden gelen nitelikleri yansıtmaktadır. ÇağdaĢ-kapitalist kesim ise dıĢa

bağımlı geliĢmenin ve metropoller tarafından denetlenen ekonomik yapının bir

sonucu olarak bağımlılığı vurgulamaktadır. Bu görüĢe göre bir çevre ülkesi olan

Türkiye‟deki kentleĢme süreci, dıĢa bağımlı bir nitelik taĢır ve Batı toplumlarında

görülen kentleĢme olgusundan çok farklı niteliklere sahiptir. GeliĢmiĢ metropol

ülkelerinin ekonomik çıkarlarına göre örgütlenen bir yapıda, kentli iĢgücünün önemli

bir bölümü çağdaĢ kesimlerle bütünleĢememektedir. Aslında bütün kentlerde görülen

bu durum Türkiye gibi çevre ülkelerde daha belirgindir (Kongar, 1982: 26-27).

Kısaca belirtmek gerekirse gecekondu olgusu, merkez ülkelerinin ekonomilerine

bağımlı bir kapitalistleĢme süreci içinde bulunan azgeliĢmiĢ çevre ülkelerindeki

kentleĢmenin görünümüdür (ġenyapılı, 1981: 17-19; Kaygalak, 2008: 15; Özer,

2004: 81). KentleĢme ile modernleĢme arasında çok sıkı bir iliĢki bulunduğu ve

kentleĢmenin evrensel bir olgu olduğu ileri sürülmektedir. GeliĢmekte olan ya da

azgeliĢmiĢ ülke kentlerinin de geliĢmiĢ ülke kentlerinin geliĢme çizgisini izleyerek

geliĢecekleri ifade edilmektedir. Yüzyılın baĢından beri merkez ülkeler ile çevre

ülkeler arasındaki iliĢkiler, bağımlılık iliĢkileri nedeniyle çevre ülkeler aleyhine

geliĢmektedir. Merkezdeki kentler, bağımlı ülkelerdeki kentlerin kaynaklarını

merkez ülkelere aktarma iĢlevini görmektedirler. Bu iĢlevleriyle sosyal dengeyi

bozmakta ve geliĢmekte olan ülke kentleri sömürü zincirinin birer halkasına

dönüĢmektedirler. Bu durum, kendi iç dinamiklerine dayalı bağımsız geliĢmeyi

ortadan kaldırmaktadır. Bu süreçte ortaya çıkan bağımlı kentler, temelde küresel

sermaye tarafından Ģekillendirilmektedir. Bu kentler; yoksullukla zenginliği,

gökdelenle gecekonduyu, formel ve enformel ekonomiyi bir arada barındırmakta ve

toplumsal ayrımlaĢma ve eĢitsizliği net bir biçimde yansıtmaktadırlar (Aslan, 2004:

33-34; Kaygalak, 2008: 15-16).

Page 54: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

42

2.4.3.2.Kullanım Değerinden DeğiĢim Değerine Gecekondu

Gecekondu olgusunun tarihsel süreç içinde geliĢimi, kullanım değeri/değiĢim

değeri tartıĢmaları çerçevesinde örüntülendirilmektedir. Gecekonduya ve

gecekonduluya bakıĢın bu çerçevede nasıl dönüĢtüğü ise kimi çalıĢmalarda farklı

zaman dilimleri kullanılsa da 1980 öncesi ve sonrası Ģeklinde ele alınarak net bir

biçimde ortaya konabilir. (Kongar, 2000: 567; Okutan, 1995: 38-40; Torlak, 2003:

64-66; Gedikli, 2003: 71-72; ġenyapılı, 2006: 84-122; ġenyapılı, 1981: 43-49; KeleĢ,

2000: 393-394).

Gecekonduların kullanım değerinden değiĢim değerine sahip olgulara

dönüĢmesi süreci “ilk kuĢak gecekondular” ve “ikinci kuĢak gecekondular” Ģeklinde

incelenebilir. Buna göre; ilk kuĢak gecekonduların temel özellikleri Ģu Ģekilde

sıralanabilir:

- Kamu arazilerinin iĢgal edilmesi,

- Konut sahibi, yapımcı ve kullanıcının genelde aynı kiĢi olması,

- Gecekondunun ticari bir meta olarak görülmemesi ve kullanım amaçlı

yapılması,

- Kullanıcının ihtiyacına göre zaman içinde eklemeler yapılması,

- Kentle bütünleĢme iĢlevinin olması, Ģeklinde sıralanabilir.

Ġkinci kuĢak gecekonduların temel özellikleri ise Ģu Ģekildedir:

- ĠĢgal yoluyla arsa elde etmenin yanı sıra kent çevresindeki arsaların

sahipleri tarafından parsellenerek satılması,

- Gecekonduların artan oranlarda baĢka gruplar tarafından inĢa edilmesi ve

satılması,

- Gecekondulara özgü bir inĢaat piyasasının geliĢmesi, bu piyasaya giriĢ ve

çıkıĢların denetlenmesi,

- Kiracılığın geliĢmesi,

- Af ve ıslah imar planlarıyla gecekonduların çok katlı apartmanlara

dönüĢmesi (Bal, 2008: 119; Erder, 1996: 18-20; IĢık ve Pınarcıoğlu,

2003:112-114, 164-167; IĢık, 1999: 282-288).

Page 55: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

43

1940‟lı yıllardan itibaren, geçimini tarımdan sağlayan oldukça geniĢ bir

kesim tarımda makineleĢme süreci nedeniyle iĢsiz kalmıĢtır. Aynı dönemde

sanayileĢmeye baĢlayan kentler, iĢ ve sosyal hayatın merkezi konumuna gelmeye

baĢlamıĢtır. Bu geliĢmeler kırdan kente göçün temel nedenlerini oluĢturmuĢtur.

Kentlerde yeterli konut stoku bulunmadığından ve göç edenlerin gelir/birikim

seviyeleri kentsel konut pazarındaki fiyatlar karĢısında düĢük kaldığından, kente göç

eden kesim kendi evini kendisi yapma yoluna gitmiĢ ve bunun için de ağırlıklı olarak

kamu arazilerini seçmiĢlerdir. Bu süreçte (1940-1960) yapılan gecekondular, sadece

barınma ihtiyacına yönelik masum birer olgu Ģeklinde görülmüĢtür (Gedikli, 2003:

71; Özer, 2000: 47).

Türkiye‟nin sanayileĢme sürecinde gecekondular, emeğin ucuzlaması iĢlevini

görmesi ve kaynakların konuta aktarılmamasını sağladığı için kabul edilmiĢtir. Bir

diğer ifadeyle kentlerde sürekli artan gecekondulu nüfus, emek piyasasında değerin

düĢük kalmasını ve gecekondu da kapitalin konut alanına akmayıp üretim alanında

kalmasını sağlamıĢtır. Burada kullanılan emeğin değerinin düĢük kalması yani ucuz

olması ifadesi yalnızca emeğin ücretini kapsamamakta, sorunlarını iĢverene ve

devlete mali yük getirmeden çözebilen iĢgücüne de iĢaret etmektedir. Bu anlamdaki

“ucuz” iĢgücünü ise gecekondulu nüfus sağlamaktadır. Böylelikle sermaye,

kendisinin sağlaması gereken iĢçi barınma ihtiyacını çözmüĢ, iktidarlar da

gecekonduya göz yummuĢtur (ġenyapılı, 1981: 45; Torlak, 2003: 65).

1960-1980 arası dönemde gecekondunun ticari bir mal niteliği kazanmaya

baĢladığına vurgu yapılmaktadır. Artık gecekondular alınıp satılmakta, kiralanmakta

ve arsa rantlarına el koyulabilmektedir. Bu dönemde ayrıca kente yeni gelenlere arsa

ve ekipman sağlayan, gecekondu yapıp satan Ģirketler de ortaya çıkmıĢtır. Bir diğer

ifade ile yeterli konut ve ucuz arsa olmayıĢından kaynaklanan aĢırı talep, gecekondu

yapımını ticarileĢtirmiĢ ve kendi patronlarını/tüccarlarını üretmiĢtir (Torlak, 2003:

66; Gedikli, 2003: 72). Ancak gecekondular üzerinde söz sahibi kesim, halen asıl

sahipleridir.

1980 sonrası dönemde ise gecekondunun değiĢim değeri kullanım değerinin

önüne geçmiĢtir. Gecekondu bölgelerini düzeltmek için piyasa mekanizması içinde

çözümler getirilmiĢ, ancak bu doğrultuda elde edilen rant, gecekonduludan çok arsa

Page 56: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

44

spekülatörleri ve piyasa aktörlerince paylaĢılmıĢtır. Gecekondu bölgeleri piyasa

mekanizması içinde önemli rant kaynağı olmuĢ ve müteahhitlerin girdiği alanlar

apartmanlaĢmıĢtır. Bu süreçte gecekondulu belki sahip olduğu evin dıĢında bir eve

daha sahip olurken, arta kalan rant piyasa aktörlerince paylaĢılmıĢtır. Gecekondu

sahipleri bu süreçte konutunu çok katlı yapıya dönüĢtürecek olanaklara sahipse

kendisi kat çıkmıĢ (çalıĢma koĢulları ve gelirleri göz önünde bulundurulursa bu oran

oldukça azdır), bu olanaklara sahip değilse müteahhitle anlaĢma yoluna gitmiĢtir.

Tek katlı gecekondulardan çok katlı apartmanlara geçiĢ; genel olarak

gecekondulunun tercihi değil, kentsel arsa talebinin artmasına paralel olarak

gecekondu bölgelerinin hedef haline gelmesi nedeniyle olmuĢtur. Kendi

olanaklarıyla kat çıkan ya da ek yapan gecekondulular daha çok bunları aile

bireylerinin kullanımı için yaparlarken, müteahhitler rant kaygısı ile bu alanlara

yönelmiĢlerdir. (Gedikli, 2003: 72; ġenyapılı, 1981: 48-49; Torlak, 2003: 66). Bu

dönemde çıkarılan af yasaları ve ıslah planlarıyla gecekondu bölgeleri, piyasa

aktörleri açısından önemli rant kaynağı haline gelmiĢtir. Af yasaları ve ıslah imar

planlarında temel amaç, gecekondu bölgelerindeki mülkiyet sorunlarını çözerek bu

alanlara hızla yasal statü kazandırmak ve gecekonduların düzenli apartman türü

konut stokuna dönüĢtürülmesini sağlamaktır. Beklenen dönüĢüm, kent içinde en

avantajlı ve çekim gücüne sahip alanlarda gerçekleĢmiĢtir. Gerek yerel yönetimler

gerekse özel sektör kent merkezlerine yakın gecekondu alanlarında ya da arsa

boyutları ve sağlanan olanakların büyük giriĢimciyi tatmin edecek ölçüde olduğu

alanlarda dönüĢümün gerçekleĢmesi için çaba sarf etmiĢlerdir. Mekânsal konumu

avantajlı olmayan gecekondu bölgelerinde ise dönüĢüm genellikle orada yaĢayanlara

bırakılmıĢ, bu alanlarda yaĢayanların gerek mülkiyet sorunlarından kaynaklı gerekse

ekonomik yetersizliklerinden kaynaklı sorunlar nedeniyle af ve planlarda öngörülen

dönüĢüm gerçekleĢtirilememiĢtir. (ġenyapılı, 1998: 311-312; Çopuroğlu, 2006: 148;

Özdemir Sönmez, 2006: 122).

2.5. 1980 Sonrasında Kent Ekonomisinde YaĢanan DeğiĢim ve Gecekondu

Olgusuna Yansımaları

Sanayi Devrimi sonrası süreçte üretim biçiminin yabancılaĢtırıcı etkisi ve

kurumsal yapısının karmaĢıklığı nedeniyle kentlerde önceki dönem kentlerinden

Page 57: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

45

farklılıklar görülmeye baĢlamıĢtır. Bu dönemde kent; ekonomik, toplumsal ve

kültürel bir bütün olarak algılanmaya baĢlamıĢtır. Bu bütünlüğün temel nedeni,

kentin ekonomik geliĢmesine katkıda bulunma çabasından kaynaklanmaktadır.

Sanayi Devrimiyle ortaya çıkan yeni birikim tarzının bir sonucu olan bu durum, toplu

tüketim hizmetleri ve kent planlaması gibi anlayıĢları da ortaya çıkarmıĢtır. Kentleri

ekonomik geliĢme ve toplumsal modernleĢmenin merkezi olarak gören bu yeni

durum, kentin ekonomik büyümesine katkı sunarken, toplumsal refahın ve

bütünleĢmenin oluĢumuna da hizmet etmiĢtir (Kaygalak, 2009: 45). Bu dönemde

kentler sanayinin, emeğin ve sermayenin hızla yoğunlaĢtığı yerler olmuĢ ve üretim

sisteminin merkezi haline gelmiĢtir (Kaygalak, 2008: 50). Sanayi ve üretim merkezli

kent kurgusu 1960‟lı yılların ikinci yarısından itibaren zayıflamaya baĢlamıĢ

(DayanıĢmacı Atölye, 2007: 143) ve kentler üretimin örgütlendiği kentlerden

tüketimin örgütlendiği kentlere dönüĢmüĢ ve bizzat tüketilen birer olgu haline

gelmeye baĢlamıĢlardır.

1980 sonrası dönemde ise fordist üretim biçimi önemini yitirmiĢ ve esnek

uzmanlaĢmaya dayalı esnek üretim biçimleri ön plana çıkmıĢtır. Bu doğrultuda

sermaye ve emek yoğun sanayi ekonomilerinin yerini bilgi ve teknoloji yoğun

ekonomiler almıĢtır. Bilgi ve teknoloji yoğun ekonomi dönemi, mekânsal anlamda

yeni bir düzenlemeyi de beraberinde getirmektedir. Bu süreçte kentsel ekonomi bir

ağ ekonomisine dönüĢmekte ve ulaĢım, taĢıma, iletiĢim, ticaret, hizmet, teknolojik

yenilik, bilgi ve enformasyon ağlarından oluĢan bir kentsel ekonomik sistem ortaya

çıkmaktadır (BaĢer, 2005: 496).

1980 sonrasında küresel anlamda ortaya çıkan ekonomik yeniden yapılanma,

ulus devletlerin değiĢen rolleri, kentler arasında artan rekabet gibi faktörler kentleri

ve kent ekonomisinin yeniden ortaya çıkıĢını yönlendirmektedir. Bunlar arasında

kentleri en çok etkileyen faktör, küresel yeniden yapılanma sonucunda ekonomide ve

üretim sistemlerinde ortaya çıkan dönüĢümdür. Bu süreçte sanayi kent

merkezlerinden uzaklaĢtırılırken, hizmet ve finans sektörleri kent merkezlerinde

yoğunlaĢmıĢtır. Üretim sistemlerindeki dönüĢümler, ekonomik altyapıda ve yerleĢim

örüntüsünde değiĢimlere yol açarken toplumsal anlamda da değiĢimlere neden

olmuĢtur. Hizmetler ve finans sektörünün öneminin artmasına paralel olarak

profesyonel meslek grupları, üst düzey yöneticiler, teknik personel ön plana çıkarken

Page 58: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

46

üretim sektöründe çalıĢan kesimler gözden düĢmüĢtür. Buna paralel olarak üretimin

kent dıĢına taĢınmasıyla kent merkezleri hizmetler ve finans merkezlerinin yöneldiği

alanlar olmuĢtur (Kayasu ve YaĢar, 2003: 23). Sermayenin yer seçimi ve üretim

biçimleri kentsel alanlarda mekânsal organizasyonları da etkilemektedir. 1980

sonrasında üretim biçimlerinin değiĢmesi, kent merkezlerindeki sanayinin kent dıĢına

itilmesi ve kent merkezlerinde yeni iĢ alanlarının yaratılması kentsel mekânı da

etkilemiĢtir (Osmay, 1998: 139). Sanayinin boĢalttığı alanlar, kentsel

yenilemenin/dönüĢümün konusu olurken imalat ağırlıklı üretimin yerini alan dağıtım,

sigortacılık, iletiĢim, turizm, bankacılık, kültürel etkinlikler, finansal hizmetler,

yöneticilik hizmetleri, reklamcılık, pazarlama, araĢtırma ve benzeri sektörler kent

merkezinde yoğunlaĢmıĢ ve kent ekonomilerinde ağırlık kazanmaya baĢlamıĢtır

(BaĢer, 2005: 495; Bayraktar, 2007: 128; Kalkan vd., 2005: 796-797). Kentlerde

hizmetler sektörünün geliĢimine paralel olarak, kent merkezlerinde yaĢanan yığılma

(gerek iĢyeri gerekse bu sektörlerde çalıĢanların konut vb talepleri) kentsel arsa rant

değerlerinin yükselmesine neden olmuĢtur (Ayten, 2005: 691).

Kent ekonomisinde ve üretim biçimlerinde yaĢanan değiĢmeler kent içi

alanların rantını yükseltmiĢ; bu geliĢmeler bir yandan sanayinin desantralizasyonuna

neden olurken (Demirer vd., 1999: 319) bir yandan da kentsel arsa talebine olan artıĢ,

eski kent merkezleri ve gecekondu alanlarının da sakinlerinden boĢaltılmasını

gündeme getirmiĢtir.

Yoğunluk, arsa değerleri, kira bedeli, eriĢebilirlik, sağlıklılık, saygınlık,

estetik, gürültü vb sıkıntıların olmaması gibi etkenler farklı nüfus kesimlerinden

insanların kentin değiĢik alanlarını yerleĢim yeri olarak seçmesinde etkili olmaktadır.

ÇalıĢılan yer ve yapılan iĢin niteliği, gelir, ırksal ve etnik özellikler, toplumsal statü,

gelenekler, alıĢkanlıklar, zevkler, tercihler ve önyargılar kentsel nüfusun farklı

yerleĢim yerlerine seçilip dağıtılmasında önemli yer tutmaktadır. Yoğun bir yerleĢim

yerinde oturan farklı nüfus öğeleri böylece, gereksinimlerinin ve yaĢam biçimlerinin

birbirleriyle uyumlu olup olmamasına göre birbirlerinden ayrılmaktadırlar. Benzer

bir biçimde, aynı konumda bulunan ve benzer gereksinimlere sahip bireyler, bilinçli

olarak ya da içinde bulundukları koĢulların sonucunda farkında olmadan aynı

yerlerde yaĢamayı tercih edebilmektedirler (Wirth, 2002: 94). Mekânsal farklılaĢma;

kapitalist üretim sürecinden doğan güçlerce üretilir, insanların özerk ve

Page 59: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

47

kendiliğinden yeğlemelerinin ürünü olarak yorumlanmamalıdır (Harvey, 2002: 169).

Günümüz kentlerindeki mekânsal farklılaĢma, pazar donanımına ulaĢabilmek için

gerekli kıt kaynaklara eriĢim olanaklarında farklılaĢma anlamına gelmektedir.

Örneğin eğitim fırsatlarına eriĢim olanaklarındaki farklılıklar pazar donanımının bir

kuĢaktan ötekine taĢınmasını kolaylaĢtırır ve devingenlik olanaklarının belirgin bir

biçimde kısıtlanmasına yol açar. Fırsatlar öyle yapılanmıĢ olabilir ki, beyaz yakalı

iĢgücü beyaz yakalı bir komĢuluk biriminde, mavi yakalı iĢgücü mavi yakalı

komĢuluk biriminde vb yeniden üretilir. Topluluğun yaĢadığı mekân, üretim yeri için

uygun iĢgücünün yeniden üretildiği mekândır. Bir diğer ifade ile mekânsal yerleĢim,

sınıfsal boyutlu özellikler taĢımakta ve üretim biçim ve iliĢkileri de bu süreçte etkili

olmaktadır. Yani kentlerde genel olarak herkes kendi gelir düzeyine uygun düĢen bir

konut alanında oturmakta, sınıfsal ayrımlar mekâna ve konut alanlarına doğrudan

yansımaktadır. Sermayenin yoğun baskı ve talebi altındaki kentsel alanlarda,

mekânsal farklılaĢma zaten büyük ölçüde üretilmiĢ durumdadır ve kentli bireyler

tercihlerini buna uydurmak durumundadır. Pazar düzeneği kentlilerin seçim

yelpazesini daraltmaktadır. Bu süreçte varsıl grupların ve sermayenin tercihlerinin

biçimleniĢi ortaya keskin mekânsal farklılaĢmalar çıkarmaktadır. Mekân seçiminde

yoksulların hiçbir tercih hakları bulunmamaktadır ve varsıl gruplar seçimde

bulunduktan sonra geriye kalanla yetinmek durumundadırlar (Harvey, 2002: 161-

162, 166-167; Peet, 1987: 40; Özer, 2004: 10; Harris ve Ullman, 2002: 55; Kartal,

1982: 229; Sert vd., 2005: 109; Erder, 1996: 20-21).

Ülke kentlerinde ilk ortaya çıkıĢından itibaren gecekondulara iliĢkin

politikalar geliĢtirilmiĢ, yasa ve yönetmelikler hazırlanmıĢtır. Hazırlanan yasa ve

yönetmelikler temelde; “belli bir tarihe kadar meydana gelen yapılaĢma çerçevesinde

durum ve konum itibariyle yasada belirtilen koĢullara uygun olanların ya da uygun

hale getirilenlerin affedilmesi ve o dönemki yasadan sonra yapılanların önlenmesi”

Ģeklinde pratiğe yansımıĢtır. Tüm yasaların gecekondulaĢmayı ülke genelinde bir

konut sorunuymuĢçasına ele alıp, sosyo-ekonomik nedenlerden ortaya çıktığını

görmezden gelmesi sorunun kaynağına inilmesini engellemiĢtir (KızıltaĢ, 2002: 615).

Sorunu yaratan nedenlerin ortadan kaldırılmasına yönelik hiçbir giriĢimde

bulunulmaması, çıkarılan yasa ve yönetmeliklerin temelde gecekonduyu

Page 60: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

48

yasallaĢtırma çabasında olması; tüm bu giriĢimlerin günü kurtarma anlayıĢıyla ortaya

çıktığını göstermektedir (Görgülü, 1997: 21, 23).

Gecekonduya iliĢkin tanım ve kavramsallaĢtırmaların temelinde mülkiyet,

imar planı ve mevzuatına aykırılık yer almaktadır. Oysa gecekondu; çok yönlü

sosyo-ekonomik ve fiziksel mekân faktörlerinin oluĢturduğu, barınma sorunu

ekseninde tartıĢılmakla birlikte bünyesinde gelir dağılımı, sınıfsal yapı ve sosyal

güvenlik sorunlarını da barındıran bir olgudur (Turgut, 2002: 387). Ülkemizde II.

Dünya SavaĢı sonrasında hızını günden güne arttırarak geliĢen iç göç olgusunun ve

kentleĢmenin simgesi olarak görülen gecekondu olgusu, aynı zamanda kentsel

sorunların da kaynağı olarak lanse edilmektedir (Görgülü, 1997: 19). Oysa göç ve

ona bağlı bir kavram olarak ortaya çıkan gecekondu, bir neden değil sonuçtur.

Siyasal ve ekonomik anlamda oluĢturulan politikaların yetersizliğinin hatta

çarpıklığının bir sonucudur. Bu nedenle formel olmayan yöntem ve iliĢkilerle

oluĢturulan gecekondu alanlarına çarpık kentleĢme değil çarpık ekonomik geliĢme

denmesi daha gerçekçi bir yaklaĢımdır (Toker, 1997: 36).

2.6. Yeni Kentsel Yatırım Alanı Olarak Gecekondu Bölgeleri

1980 sonrası dönemde kar getirecek yatırım alanı arayan ve sanayi

yatırımlarını tercih etmeyen özel sektör, büyük çaplı ve lüks konut projeleriyle konut

sektörüne girmiĢtir. Bu yaklaĢım, kentin bazı alanlarındaki gecekonduları özel sektör

için rant kaynağına çeviren af ve ıslah imar planları ile güçlenmiĢtir. Diğer sektörlere

göre daha yüksek kar sağlayan bir sektör olarak konut sektörü, giderek sermayenin

ilk tercihi konumuna gelirken, gecekondu bölgeleri de bu dönemde ticarileĢmiĢ ve

bir konut türü olarak temel özelliklerini yitirmeye baĢlamıĢtır (ġenyapılı, 2006: 112).

Gecekondu nüfusu yeni sanayileĢen ülkemizde uzun yıllar boyunca

ekonominin ve kentsel yapının geliĢmesinde önemli rol oynamıĢtır. Gecekondu

nüfusunun ekonomiye katmıĢ olduğu ucuz emek gücü sanayileĢmenin geliĢmesinde

katkıda bulunmuĢtur. Bu emek gücü aynı zamanda fabrikalar ya da ticaret ve hizmet

sektörlerinin mekândaki yerlerine en yakın alanlara yerleĢerek iĢverenin ödediği

ücrete eklenebilecek bir ulaĢım maliyetinin önüne geçmiĢtir. Aynı Ģekilde konut

sorununa kendiliğinden bir alternatif geliĢtirerek yapım maliyetini iĢveren ve kamuya

yüklemeden barınma sorununu çözmüĢtür (ġenyapılı, 2004: 272). Bahsedilen olumlu

Page 61: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

49

katkılarından dolayı da ülkemizde uzunca bir dönem gecekonduya ve gecekonduluya

göz yumulmuĢ ya da bu enformel konut edinme biçimi bir Ģekilde af ve ıslah imar

planlarıyla formelleĢtirilmeye çalıĢılmıĢtır. Bir diğer ifade ile sanayileĢme yoğun

kalkınma döneminde kentlerde iĢgücüne yönelik ihtiyacı karĢıladığı için gecekondu

ve gecekondulu nüfus, genel anlamda bir sorun olarak görülmemiĢtir. Ancak son

yıllarda kentlerin kimlik değiĢtirmesi, üretici vasfıyla birlikte birer idari merkez ve

denetim merkezi olarak iĢlerlik kazanmaları istihdamın biçimini (kalifiye elemana

duyulan ihtiyacın artmasıyla, vasıfsız iĢgücü/gecekondulu nüfus üretimin ve kentsel

yaĢamın dıĢına itilmiĢtir) değiĢtirmiĢtir. Dolayısıyla kent içerisinde bu gruplara

duyulan ihtiyaç geçerliliğini yitirmiĢ ve kentlerin bu kesimlerden arındırılması bir

zorunluluk halini almıĢtır (Demirer vd., 1999: 333-335).

Günümüzde neoliberal politikaların belirleyici olduğu yeni kentsel politikalar

gereği, sanayi kentin dıĢına kaymaktadır. Böylelikle gecekondu alanlarının,

sanayinin iĢgücü ihtiyacını karĢılayan nüfusun konut sorununu çözme bağlamında

gördüğü iĢlev de geçerliliğini yitirmektedir. Yoksul kesimlerin mekânı olmak ve

sanayi için iĢgücü sağlamak gibi iĢlevleri geçersizleĢen gecekondu bölgeleri,

günümüzde sermayenin yeni yatırım alanları olmak gibi yeni bir iĢlev

kazanmıĢlardır. Bir konut türü olarak iĢlevini dolduran ve artık sanayi için iĢgücü

ihtiyacıyla ilgisi kalmayan gecekondular gözden çıkarılırken, gecekondu mahalleleri

sermayenin çekim alanları olarak yeniden örgütlenmek istenmektedir. Bu süreçte

gecekondulu nüfusun yerleĢim alanlarını terk etmesi ve kentin yeni bir görünüme

kavuĢturulması söylemi daha fazla vurgulanmaya baĢlanmıĢtır (Aslan, 2006: 105-

106). Bu vurgu beraberinde gecekonduya ve gecekonduluya bakıĢın da değiĢmesi ve

bu değiĢimin söylemlere de yansıması sonucunu getirmiĢtir.

Bu söylemlerin en çarpıcı örneğini Ġstanbul Karanfilköy yıkımları sırasında

medyadaki yansımalar oluĢturmaktadır:

“Yıkımlar medyanın da dolayımıyla toplumsal meĢruiyet kazanıyor.

Karanfilköy‟de yaĢayanlar kentsel rantların peĢinde olan, kentin kısıtlı

olanaklarını hak etmeden paylaĢan, asıl kentlilerin ve onların çocuklarının

geleceğini tehdit eden, kaçak yapılaĢmanın, kentsel Ģiddetin, siyasi

huzursuzluğun sorumlusu olarak görülüyor. Hatta bu insanlar mezbelelerde

yaĢayan, rant uğruna çocuklarını öldürmeye kalkan hayvanlar olarak

Page 62: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

50

adlandırılıyor” (Arıkanlı Özdemir, 2005: 189-190, 205, 207, 230;

Erder, 2002: 89).

Özellikle 1990‟lardan sonra gecekondu kavramı yerine varoĢ kavramı

kullanılmaya baĢlamıĢtır. Kentlerin çevrelerinde kurulmuĢ olan ve çevre alanlar,

gecekondu mahalleleri vb söylemler yerini kentlerin varoĢları söylemine bırakmıĢtır.

Bu durum sadece bir terim değiĢikliğine değil; kente göç eden kesime yönelik farklı

bir tutumun ortaya çıkmasına da iĢaret etmektedir. Bu tutum, aslında gecekondu

nüfusuna bakıĢın nasıl değiĢtiğini ve kavramın bir dıĢlama/ötekileĢtirme anlamında

kullanıldığını da ortaya koymaktadır (Aksoy, 2001: 39-40; Kongar, 2000: 563; IĢık,

1999: 290).

1950‟lerden itibaren ülke içinde büyük kentlere, özellikle de Ġstanbul‟a doğru

yaĢanan yoğun göçle birlikte, kentlerde kültürel çeĢitlenme de ortaya çıkmıĢtır. Süreç

içinde bu kültürel çeĢitlenme, farklılıkların kabulüne dayalı bir kentli kültürü ortaya

çıkarmak yerine dıĢlanmaya yol açan bir eğilimin ortaya çıkmasına yol açmıĢtır.

VaroĢ kavramı da bu dıĢlanmaya vurgu yapmakta ve neredeyse kente göçle gelen

tüm kesimleri ve gecekondulu nüfusu bu dıĢlanmanın içine yerleĢtirmektedir. Bir

diğer ifade ile önceleri bütünleĢtirici olarak ifade edilen kentleĢme süreci yerini

dıĢlayıcı kentleĢme söylemine bırakmıĢtır (Aksoy, 2001: 40; Bal, 2008: 120; Aslan,

2007: 55; IĢık, 1999: 284, 289).

1980‟li yıllara kadar, kente göç eden kiĢilerin kente entegre olma sürecindeki

yaĢam alanları olarak görülen ve müsamaha edilen gecekondu bölgeleri 1980‟lerden

sonra kaçak yapılaĢma (Gürel, 1997: 26) rant terörü/kent suçu (Ekinci, 1995: 15) ya

da yağma/talan (Erman, 1998: 317) alanları olarak anılmaya baĢlanmıĢtır. Önceleri

yeni kentlilerin barınma sorununun çözümünde geçici bir araç olarak görülen

gecekondu, daha sonraları barındırdığı nüfusla birlikte yok edilmesi/dıĢa itilmesi

gereken bir olguya dönüĢmüĢtür (Aksoy, 2001: 42-43).

Önceleri gecekonduya yönelik çözüm arayıcı ya da affedici özellikler taĢıyan

politik tutum ve tercihler, günümüzde yerini net bir Ģekilde yıkma ve yok etme

tutumuna bırakmıĢtır. Günümüz gecekondu politikalarında önceki dönemlerden bir

kopuĢ ve bir kırılma olduğu, gecekonduları ve gecekonduluları dıĢlayan bir anlayıĢın

hâkim hale geldiği görülmektedir. Günümüz politikalarına damgasını vuran dıĢlayıcı

Page 63: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

51

söylemin temel nedeni; gecekondu alanlarının sermaye açısından yeni yatırım

alanları olarak önem kazanmıĢ olmasıdır. Sermaye birikim süreçleri açısından kentin

önemli ve merkezi noktalarına yakın olan gecekondu mahallelerinin değiĢim değeri

önem kazanmaya baĢlamıĢtır. Bir yandan barınma ihtiyacını karĢılayan yapılar olma

özelliğini kaybeden diğer yandan da sanayi açısından ucuz iĢgücü sağlama iĢlevini

yitiren gecekondular gözden çıkarılırken; gecekondu bölgeleri de küresel sermayenin

çekim alanları olarak yeniden yapılandırılmaya çalıĢılmaktadır. Bu yeniden

yapılandırma sürecinde, gecekondulu nüfusun yaĢanabilir kıldıkları yaĢam alanlarını

terk etmeleri ve kentlere yeni bir görünüm kazandırılması söylemi yoğun bir biçimde

vurgulanmaya baĢlamıĢtır (Aslan, 2007a: 129).

1980 sonrası dönem neoliberal politikalardaki geliĢmelere paralel olarak

kentsel alanların sermaye birikim aracı olarak görüldüğü dönemdir (Gedikli, 2003:

73). Bu dönemde kentsel arsa pazarı neoliberal anlayıĢ doğrultusunda değiĢmeye

baĢlamıĢ, gecekondu alanları da bu pazara çekilmeye çalıĢılmıĢtır (Lök ve Selek,

2003: 112). Sermayenin en karlı yatırım alanı olarak gördüğü kentsel alanlara

yönelmesi beraberinde kentsel yeniden yapılanmayı da getirmiĢtir. Bu süreçte,

özellikle kent merkezinde bulunan eski yerleĢim alanları ile gecekondu bölgeleri

tasfiye edilmekte ve yerlerine sermaye açısından cazip yatırım alanları

yaratılmaktadır. Kentsel alanların rant kaynağına dönüĢmesi ile birlikte, kentlerin

çekim gücü artarken, özellikle yoksul ve emekçi kesim açısından sıkıntılar ortaya

çıkmaktadır. Sermaye aktörleri, müteahhitler, yapsatçılar ve küresel elitler kentin

rantını paylaĢırken, kentliler yaĢam alanlarından edilmektedir (Bıçkı, 2006: 489).

Gecekondu, Türkiye‟de özellikle 1950‟li yıllardan sonra üretim süreçlerinde

yaĢanan yapısal dönüĢümün sonucunda kentlere doğru yaĢanan yoğun göçlerin

ortaya çıkardığı çok boyutlu bir olgudur. Özellikle sanayi yatırımlarının yoğun

olduğu büyük kentlerde ortaya çıkan gecekondu bölgeleri, ilk kuruluĢ aĢamalarında

kentlerin çevrelerinde yer almıĢ olmakla birlikte; kentler geliĢtikçe kentlerin merkezi

konumuna gelmiĢlerdir (Bal, 2008: 117) 5 Yoksul kesimlerin yoğun olarak yaĢadığı

gecekondu alanları, önceleri kentsel üst ve orta kesim için yeterince uzak,

uğranmaması gereken ve hatta bir ölçüde çekinilen alanlar olma özelliği

5 Bu ifadeyi kapsamlı bir biçimde ortaya koyan bir örnek için bkz. Erder 1996.

Page 64: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

52

taĢımaktaydı. Ancak süreç içinde kentlerin merkezi ve rant getiren bölgeleri

konumuna gelen bu alanlar, yakın zamanda sermayenin de göz koymasıyla etkin

müdahalelerle karĢı karĢıya kalmıĢlardır. Bu alanları ele geçirmek isteyen sermaye,

bir yandan da bu alanlarda yaĢayan kesimleri burada istemediğinden adına kentsel

dönüĢüm denilen uygulamalarla bu alanların asıl/eski sahiplerini kentlerin uzak

alanlarına itme yoluna gitmiĢtir. Sermaye kesimi için 1970‟li yıllara kadar en karlı

yatırım alanı iç pazara dönük sanayi üretimiyken, 1980‟li 1990‟lı yıllar sahip olunan

arsaların üzerine lüks konutlar, oteller, iĢ merkezleri vb inĢa ederek, tarihi/kültürel

mekânların restorasyonuyla paraya para katma ve daha büyük karlar elde etmek için

yeni arsalar elde etme zamanı haline gelmiĢtir. Bu dönemde sanayi hizmetleri yavaĢ

yavaĢ kent dıĢına taĢınırken, kent merkezlerinde kalan eski fabrikaların arsaları kadar

onları çevreleyen gecekondular ve arsaları ile yoksul ve marjinal kesimlerin yaĢadığı

kent içi eski alanlar çok değerli hale gelmiĢtir (Sönmez, 1996: 76-77,84). Öyle ki bu

alanlar, artık gerçek sahiplerine bırakılamayacak kadar değerlidir ve bir an önce

sermayenin kullanımına açılabilmesi için boĢaltılması gerekmektedir. Bu doğrultuda

yakın dönemde özellikle büyük kentlerde gecekondu alanlarına yönelik kentsel

dönüĢüm projeleri hayata geçirilmektedir. Türkiye‟de gecekondu alanlarının

yenilenerek kentsel arsa pazarına kazandırılmasına iliĢkin ilk çözüm ıslah imar

planları olmuĢtur. Islah imar planları ile var olan tüm gecekondu alanlarının

dönüĢtürülememesi ve dönüĢümü sağlanan alanlarda da yeni problemlerle

karĢılaĢılması yerel otoriteleri farklı çözüm önerileri geliĢtirme yoluna itmiĢtir

(Dündar, 2003: 66-67). Bu çözüm önerileri de günümüzde kentsel dönüĢüm projeleri

ile vücut bulmaktadır. Bu çalıĢmanın ilerleyen bölümlerinde detaylı olarak

incelenecek olan kentsel dönüĢüm projeleri; kentleri yaĢanabilir kılma söyleminden

hareketle hayata geçirilmektedir. Dikkat çeken en temel vurgu ise, yoksul kesimlerin

yaĢam alanlarının fiziksel olarak çok kötü olduğu ve kentsel dönüĢüm projeleri ile bu

kötü yaĢam koĢullarının yok edileceği söylemidir.

Türkiye kentlerinin en önemli sorunu olarak gösterilen gecekondulaĢmaya

çözüm olarak günümüzde kentsel dönüĢüm projeleri gösterilmektedir. Aslında

yapılması gereken gecekondulaĢmaya neden olan Ģartları engellemek, toplumsal

ihtiyacı dikkate alan kamusal projeler geliĢtirmek, bütün kent projelerinin ve kente

iliĢkin her türlü giriĢimin sınırlarını belirleyen hukuksal bir çerçevenin geçerliliğini

Page 65: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

53

sağlamaktır. Kentlere iliĢkin hukuksal çerçeve için iki temel koĢul aciliyetini

günümüzde iyiden iyiye hissettirmektedir. Bunlardan birincisi kentin tarihsel,

kültürel ve çevre dokusunun korunmasıdır. Diğeri de mekân baĢta olmak üzere tüm

tüketim alanlarının (ulaĢım, iletiĢim, sağlık, konut, eğitim vb) kamusal yarar

amacıyla toplumsal adalet anlayıĢı gözetilerek planlanması ve düzenlenmesidir

(Aslan, 2004: 195).

Kentsel dönüĢüm alanı olarak belirlenen yerlerde yaĢayanlar kentlerin yoksul

kesimleri ise ve bu yoksulluk ve yoksunlukla uygun bir biçimde yaĢamak

durumundaysa; en büyüleyici ve yaratıcı projeler bile baĢarısız olacaktır.

Uygulamaya konan yeni projeler, kentlilerin bölünmüĢlüğünü sürdürüyor ve

mekânsal ayrımları yoksulların aleyhine körüklüyorsa yeni yaĢam alanları

yaratmanın çok da anlamlı olduğu söylenemez. Kentlerin yaĢanabilir kılınması adına

yeni uygulamaların geliĢtirilmesi ve hayata geçirilmesi kuĢkusuz büyük önem

taĢımaktadır, ancak bu uygulamalar toplumsal yaĢantıda gerçek bir adalet ve ussallık

barındırmıyorsa çok da anlamlı değillerdir (Fishman, 2002: 108).

Günümüz kentleĢmesinin temel özelliğini sermayenin daha önce görülmemiĢ

ölçüde kent mekânına kendisini dayattığı bir süreç oluĢturmaktadır. Bu süreçte

yaĢanan sosyo-mekânsal çeliĢkilerle birlikte kentsel yoksulluk, dıĢlanma ve ezilme

oldukça çarpıcı bir içerik kazanmıĢtır (ġengül, 2001: 94). Önceleri dıĢlanma

dendiğinde gecekondu alanlarında ve kentlerin çeperlerinde yaĢayan kesim akla

gelirken; günümüzde kent merkezlerindeki çöküntü alanlarında ve terk edilmiĢ tarihi-

eski evlerde yaĢayan kesimler de dıĢlanmıĢ gruplarla birlikte anılmaktadır. DıĢlanma

ve yoksulluk bir yandan yoksulluğu süreklileĢtirirken (Özbek Sönmez, 2002: 253) bir

yandan görünür kılmaktadır.

1980‟lerden itibaren egemen doktrin haline gelen neoliberal söylem ve

politikalar, tüm ülkelerde belli kesimlerin yaĢam standartlarında düĢüĢe neden

olmuĢtur. Sosyal devletten kopuĢun hızlanması ve piyasa süreçlerinin

etkinleĢmesiyle birlikte yaĢanan değiĢimlerle birlikte zaten hassas bir yapıya sahip

olan yoksul ve düĢük gelirli haneler, kadınlar, çocuklar ve yaĢlıların durumu daha da

kötüleĢmiĢtir. Neoliberal politikaların refah devletine karĢı giriĢtiği saldırının

toplumsal sonuçları da en fazla kentlerde hissedilmiĢtir. ĠĢsizlik, konut sorunu,

Page 66: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

54

dıĢlanma vb sorunlar kentlerde odaklanmıĢtır (ġengül, 2001: 170). Ġstihdam

olanaklarının azaldığı gözlenen bir dünyada, özellikle geliĢmekte olan ülkelerin

büyüyen kentlerinde, iĢgücü piyasası ile iliĢkisi giderek zayıflayan yoksul bir

kesimin ortaya çıktığı sıkça ifade edilen bir gözlemdir (Buğra Kavala ve Keyder,

2008:5 ). Türkiye‟de giderek toplumsal olarak dıĢlanan, yeni, ne formel ne de

enformel tarafından tanımlanabilen bir kesim oluĢmaya baĢlamaktadır. Sistem dıĢına

atılmıĢ, kronik bir yoksulluğa mahkûm, mücadele yeteneğini kaybetmiĢ, kent

içerisinde tecrit edilmeye çalıĢılan bu yeni yoksullar, en acımasız kentsel Ģiddetin

mağdurları olmaya aday görünmektedirler. KuĢkusuz bu dıĢlanmıĢlar grubu,

(sistemde siyasal, sosyal ve ekonomik olarak) bugün ne tüketici olarak ne de üretici

olarak sistem açısından önemlidir. Önemli olmamak bir yana, bu kesimler artık

sistem için bir yük olarak görülmekte, hatta görünmez kılınmaya ve kentten itilmeye

çalıĢılmaktadır (Akkaya, 2002: 212). Bu itme sürecinin en önemli aracı olarak ise

kentsel dönüĢüm projeleri karĢımıza çıkmaktadır. Ülkemizde dönüĢüm alanı olarak

belirlenen yerler, çoğunlukla kent yoksullarının yaĢadığı, kent çeperlerinde yer alan

gecekondu alanları, kent merkezlerinde sıkıĢmıĢ eski mahalleler ve çöküntü

alanlarıdır. Büyük kentlerde son dönemlerde, gecekondudan dönüĢüm adı altında

gündeme gelen yeni bir yap sat süreci ve kent yoksullarını yaĢadıkları alanlardan

farklı alanlara taĢınmak durumunda bırakan uygulamalar giderek hız kazanmaktadır

(Torunoğlu, 2007:385).

2.7. Kentsel DönüĢüm

Kentsel dönüĢüm karĢılığında daha önce kullanılmıĢ ve çoğu günümüzde de

kullanılmakta olan birçok kavram vardır. Kentsel yenileme, kentsel yeniden

canlandırma, kentsel koruma, kentsel yeniden geliĢtirme, kentsel yeniden üretim,

kentsel soylulaĢtırma bu kavramlardan en yaygın olarak kullanılanlarıdır (KeleĢ,

2004: 73, Gül, 1997; Gül, 2006: 1255; Tekeli, 2003: 5-6; ġahin, 2007: 179; Özden,

2008: 159-180; Polat ve Dostoğlu, 2007: 63; ġahin, 2003: 91; Uzun, 2006: 41).

Bütün bu kavramlar farklı içeriklere sahip olmakla birlikte, kentin farklı ölçeklerde

ve içerikte dönüĢen parçalarına iĢaret etmektedirler. Kentsel dönüĢüm ise, mevcut

kent yapısının yenilenmesi için yapılan uygulamaları içinde toplayan genel bir

kavramdır. Bir diğer ifade ile kentsel yenileme, kentsel yeniden canlandırma, kentsel

Page 67: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

55

koruma, kentsel yeniden geliĢtirme, kentsel yeniden üretim, kentsel soylulaĢtırma

gibi kavramlar kentlerde yaĢanan dönüĢümün bir boyutuna karĢılık gelirken, kentsel

dönüĢüm tüm bu süreçleri kapsamaktadır. Bu nedenle bu çalıĢmada da kente yönelik

tüm müdahale biçimlerini içermesi nedeniyle kentsel dönüĢüm kavramı

kullanılmaktadır. ÇalıĢmanın bu bölümünde kentsel dönüĢümle birlikte anılan

kavramlar ve kentsel dönüĢüm olgusu ele alınmaktadır.

2.7.1. Kentsel Yeniden Canlandırma

Kentsel yeniden canlandırma; yapıların özgün iĢlevlerini yitirdikleri, yapı

olarak sağlam olmalarına karĢın değerlerinin farklı nedenlerden dolayı azaldığı

durumlarda ortaya çıkan bir gereksinimdir (KeleĢ, 2000: 297-298).

Özden‟e göre yeniden canlandırma kavramı; “ekonomik, sosyal veya fiziksel

açılardan bir çöküntü sürecine girmiĢ ya da çöküntü nedeniyle terk edilmiĢ kentsel

alanların, çöküntüye neden olan etkenlerin ortadan kaldırılmasıyla tekrar hayata

döndürülmesi” anlamına gelmektedir (2008: 167, 179-180).

Bir diğer yaklaĢıma göre yeniden canlandırma; sanayinin desantralizasyonu

ile birlikte kullanım dıĢı kalan endüstri alanlarının küresel sermayeye ve küresel

kültüre pazarlanması sürecidir. Yeniden canlandırma; yerel sorunların varlığından

hareket etmekte, ancak uygulama sonuçları açısından ortaya çıkardığı ürünlerle

yerelden çok küreye hizmet vermektedir. Yani mekân pazarlama sürecinde

sermayeyi çekmek için bir araç olarak kullanılmaktadır (Özkan, 2005: 283)

2.7.2. Kentsel Koruma

Kentsel koruma; “genellikle iĢlevlerini yerine getirebilmekte olan yapıların,

büyük tarihsel mimari ve kültürel değerler taĢıyan bölgeler içinde korunmasını

sağlamak için plansızlığın denetlenmesi ve aĢırı nüfus birikiminin önlenmesi” olarak

ifade edilmektedir (KeleĢ, 2000: 298).

Kentsel koruma, kentsel yenileme ile sıkı bağlantısı olan bir dinamiktir.

Zaman içinde bozulan, tahrip olan ve çöküntüye uğrayan eski kent merkezlerinin

yenilenmesi, kentsel koruma ilkeleriyle birlikte gerçekleĢtirilmelidir. Bu çerçevede

kültür mirası niteliği taĢıyan eski kent merkezlerinin bir yandan günün koĢullarına

göre değiĢerek eskimeye karĢı durmaya çalıĢırken özgün kimliklerini de korumak

Page 68: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

56

zorunda olmaları gerçeği, koruyarak yenilemeyi gerekli kılmaktadır (Özden, 2008:

46-47).

2.7.3. Kentsel Yeniden GeliĢtirme

Yeniden geliĢtirme kavramı ile mevcut yapıların yıkılması ve bu süreçte elde

edilen kentsel alanın yeni kullanımlara ayrılması kastedilmektedir. Yeniden

geliĢtirme sürecinde temel amaç; sınırları önceden belirlenen kentsel alanlarda hem

yapıların hem de alanın bir bütün olarak yitirmiĢ oldukları ekonomik ve toplumsal

değerleriyle fiziksel ölçünlerine kavuĢturulmasıdır (KeleĢ, 2000: 298). Yeniden

geliĢtirme sürecinde eskiyen sorunlu kentsel alanlardaki tüm yapılar yıkılıp baĢka bir

yere taĢınır ve boĢalan alana yeni bir kentsel iĢlev (yeĢil alan, ticaret merkezi, konut

alanları vb) kazandırılır (Gül, 2006: 1255). Bir kentsel alanın yıkılıp yeniden

yapılandırılmasını içeren bu uygulamada temel neden, sosyal ve fiziksel olmaktan

çok arsa değeridir. Ekonomik açıdan değerli olduğu düĢünülen kentsel alanlar, yeni

ihtiyaç ve taleplere göre yeniden yaratılmaktadır. Uygulama sürecinde alanın

muhtemel kullanıcıları da düĢünülerek lüks ve üst gelir grubuna hitap eden bir

yapılaĢmaya gidilmektedir. Böylelikle arsa değerini fiziksel durumuyla da karĢılayan

prestij mekânlarına dönüĢmüĢ kent mekânlarının elde edilmesi hedeflenmektedir

(Eke ve Uğurlar, 2005: 382).

Bu süreçte öncelikli olarak ele alınan kentsel alanlar, ekonomik ve yapısal

özellikleri iyileĢtirilemeyecek kadar kötüleĢmiĢ olan yoksul mahalleleri olmakta ve

yoksul konutlarının yıkılarak yerlerine yeni yapılar inĢa edilmesi söz konusu

olmaktadır (Özden, 2008: 176). Yerel yönetimler için bu yaklaĢım, arazinin

maksimum kullanımı, daha yüksek zemin alanı ve Ģehir merkezine daha yüksek gelir

grupları ve bunların aktivitelerinin gelmesi ile avantajlı görünmektedir. Yeniden

geliĢtirme yaklaĢımı, genellikle müdahale edilen kentsel alanda yaĢamakta olan

kesimin kentin baĢka bir kısmına yerleĢtirilmesine neden olmaktadır. Bu durum ağır

sosyal ve çevresel maliyetleri ortaya çıkarmaktadır. Kiracılar, mal sahipleri ve iĢ

sahipleri için mahallenin yıkımı, sosyal ve psikolojik kayıplara neden olurken,

sadece eski binalar değil, iĢlevsel bir sosyal sistem de harap edilmektedir (Karadağ,

2008).

Page 69: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

57

2.7.4. Kentsel Yeniden Üretim

Kentsel yeniden üretim yok olmuĢ, bozulmuĢ, çöküntüye uğramıĢ alanlarda

yeni bir kentsel doku yaratılması sürecidir. Yeni kentsel dokunun yaratılması

sürecinde ıslah edilebilecek ya da çöküntüye uğramıĢ olduğu düĢünülen alanların

iyileĢtirilerek sürece dâhil edilmesi de söz konusudur. Kentsel dönüĢüm olarak ifade

edilen sürece tam karĢılık olarak bu kavram kullanılabilmektedir (Özden, 2008: 177).

Kentsel yeniden üretim sürecinde kentsel (alansal) temizleme söz konusudur.

Yani çöküntüye uğramıĢ olan bir kentsel alanda yer alan fiziksel dokunun tümüyle

yıkılıp yerine yeni bir kentsel doku getirilmektedir. Temizleme yönteminde genel

olarak baĢvurulan yasal yöntem, kentsel arazinin ve yapıların kamulaĢtırılması

olmaktadır. KamulaĢtırma toplum yararına olan yol, yeĢil alan, eğitim alanı vb

ihtiyaçları karĢılamak ve kamunun yararına belli fonksiyonları gerçekleĢtirmek için

yapılır. Kentsel dönüĢüm projelerinde ise bu kavramsallaĢtırmadan uzak bir anlayıĢ

söz konusudur (Tapan, 2008: 23).

2.7.5. Kentsel Yenileme

Kentler tüm canlı varlıklar gibi doğan, büyüyen ve yapıları sürekli olarak

değiĢen birimlerdir. Kentlerin eskiyen bölgeleri, gerek geliĢmiĢ gerekse geliĢmekte

olan tüm ülkelerde süreç içinde bir yenileme ihtiyacını/zorunluluğunu ortaya

çıkarmaktadır. Kentsel yenileme ihtiyacı/zorunluluğu; kentteki yapıların fiziksel ve

toplumsal açıdan eskimesi sonucu ortaya çıkabildiği gibi belli bir kentsel alanın

değerini yitirmesi sonucunda da oluĢabilmektedir. Bu süreçte, yapı sahipleri

kendiliklerinden ya da dıĢsal aktörlerin (arsa spekülatörleri, yerel ya da merkezi

yönetimler vb) etkisi ile konutlarının yıkılmasına ve yerlerine yüksek kat yoğunluklu

binaların yapılmasına karar verebilirler (KeleĢ, 2000: 296-297; 2004: 73).

Genel anlamda kentsel yenileme; “zaman süreci içinde eskiyen, köhneyen,

yıpranan, sağlıksız/yasadıĢı geliĢen ya da potansiyel arsa değeri üstyapı değerinin

üzerinde seyrederek değerlendirilmeyi bekleyen ve yaygın bir yoksunluğun hüküm

sürdüğü kent dokusunun, kamu giriĢimi ya da yardımıyla altyapısının sosyal ve

ekonomik programlar ile oluĢturulup beslendiği bir stratejik yaklaĢım içinde, günün

sosyo-ekonomik ve fiziksel Ģartlarına uygun olarak değiĢtirilmesi, geliĢtirilmesi,

yeniden canlandırılması ve bazen de yeniden üretilmesi göre daha iyi bir çevre

Page 70: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

58

verebilecek duruma getirilmesi eylemi” Ģeklinde tanımlamaktadır (Özden, 2008: 44;

2006: 217; Ünal vd, 1998: 103; Yiğitcanlar, 2001: 55).

Kentsel yenilemeye yukarıdaki tanıma paralel biçimde yaklaĢan KeleĢ;

kentsel yenilemenin baĢlıca üç amaca hizmet eder biçimde kullanıldığını ifade

etmektedir. Bu amaçlardan biri yoksul yuvalarının temizlenmesi, ikincisi kent

özeklerinin kentin diğer kesimleri ile olan ekonomik canlılık ayrımlarını gidermek

üzere yenilenmesi ve üçüncüsü de yerel yönetimlerin akçal olanaklarının

arttırılmasıdır ( 2000: 297).

Kentsel yenileme sürecinin kentli bireyler açısından bünyesinde barındırdığı

belli baĢlı hedefler bulunmaktadır. Bu hedefler doğrultusunda kentsel yenileme

sürecinde;

- YaĢam alanları iyileĢtirilerek ve daha iyi bir yaĢam kalitesi sunularak alanda

yaĢayanlara fayda sağlanmalıdır,

- Gelir seviyesi düĢük evsahiplerine daha iyi konut olanaklarına

kavuĢabilmeleri için konut yardımları verilmelidir,

- Kentsel alanlara sahip çıkma, daha iyi bakım ve kullanım güdüsü yaratma

adına, mülk sahipliğinin önemi göz önünde bulundurularak kiracıların da

evsahibi yapılması hedeflenmelidir (Aaen 1999‟dan aktaran Özden, 2008:

47-48).

Kentsel yenileme; bir kentsel alandaki binaların, sokakların, kanalizasyon

sisteminin düzeltilmesi, onarımı ya da yeni baĢtan yapılanmasından sorumlu

planlamacının kenti tümüyle sağlıklı bir yapıya kavuĢturabilmesinin temel aracıdır.

Yenileme sürecinde plancının tek sorunu, fiziksel anlamda iyileĢtirmeler/düzeltmeler

yapmak değildir. Kentsel yenileme; değiĢim içinde olan bir kentsel alanın

sorunlarının çözümüne yönelik olarak ekonomik, fiziksel, sosyal ve çevresel koĢullar

göz önünde bulundurularak alana yönelik geliĢtirilen proje Ģeklinde ele alınmalıdır.

Plancı kentsel yenileme ile aynı zamanda değer kaybına uğramıĢ kentsel alanlarda

ortaya çıkan toplumsal sorunların önüne geçmeye çalıĢmalıdır. Bu nedenle kentsel

yenileme, sadece teknik bir süreç olmayıp aynı zamanda toplumsal bir olgu özelliği

de taĢımaktadır ve her kent kendi fiziksel, sosyal, politik ve ekonomik koĢuları

Page 71: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

59

çerçevesinde ele alınmalı ve politikalar geliĢtirilmelidir (Küntay, 1997: 132-133;

Erden Erbey, 2004: 80).

Yenileme politikaları önceleri dar kapsamlı hedeflerle geliĢtirilmiĢ ve

standardın altında kalan konut alanlarını yok etmenin bir aracı olarak görülmüĢlerdir.

Sosyal ve ekonomik açıdan çöküntü içinde olan alanların problemlerine çok boyutlu

yaklaĢılmaya baĢlandıkça yenileme eyleminin çöküntü mahallelerinde kapsamlı bir

dönüĢümün gerçekleĢtirilmesini sağlayacağı öne sürülmüĢtür (Bailey, 2005: 171).

Günümüzde uygulanan projelerde bu kapsamın konut alanlarıyla birlikte kentlileri de

kapsadığı ve mekânlarla birlikte kullanıcılarının da dönüĢtürüldüğü görülmektedir.

Kentsel yenileme kavramı, kentsel yerleĢim alanlarının kalitesini yükseltmek

amacına dayalı fiziksel bir müdahaleye karĢılık gelmektedir. Bir diğer ifade ile

yenileme sürecinde, eylem türü olarak yıkma ve yeniden yapma söz konusudur. Bu

tarz bir yaklaĢım sonucunda kentsel dokuda eskiye iliĢkin herhangi bir referans

bulmak olanaksızlaĢmaktadır (Tekeli, 2003: 5; Yılmaz, 2005: 580; Bilsel vd, 2003:

55; Özden, 2008:176).

Günümüzdeki kentsel dönüĢüm yaklaĢımı, daha çok fiziksel planlama

temeline dayanmaktadır. Oysa kentsel dönüĢüm, toplumsal bir proje olarak

algılanmalı ve fiziksel planlama bunun araçlarından biri olarak ele alınmalıdır.

Kentsel dönüĢüm sürecinde dönüĢüm alanı ilan edilen alanlarda yapılan mekânsal

değiĢikliklerin yanı sıra, o alanlarda yaĢayan kesimlerin yaĢamları da kaçınılmaz

olarak değiĢmektedir (Çakılcıoğlu ve Cebeci, 2003: 298). Kentlerin yenilenmesi ve

canlandırılması sürecinde hayata geçirilen projelerin baĢarılı olabilmesi için;

projelerin alanın kendi yerel özellikleri dikkate alınarak üretilen modeller

doğrultusunda uygulanması, görsel ve mekânsal nitelikler kadar sosyal boyutun da

göz önünde bulundurulması, dönüĢüm alanında yaĢayan sakinlerin sürece dâhil

edilmesi ve projeler tamamlandığında orada ikametinin garanti edilmesi

gerekmektedir (Özden, 2008: 105; ġahin, 2008: 79; Dülger Türkoğlu; 2007: 260;

Gürler, 2005: 644; +Ġvme, 2007: 43, 52; Cömertler, 2003: 223; Atkinson, 2005: 91;

+Ġvme, 2007: 52, 55; ġen, 2006: 73; Yılmaz, 2005: 595). DönüĢüm alanında yaĢayan

kesimlerin katılımının sağlanmasının en önemli katkısı; halkın yaĢadığı çevreye dair

sorunları biliyor olmasıdır. Bu nedenle gerek projenin baĢında sorun tanımlanırken

Page 72: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

60

gerekse uygulama aĢamasında o alanda yaĢayanların sürece dâhil olması oldukça

önemlidir (Hague, 2005: 185; Aksu Kaya vd., 2007: 156; Tapan, 2008: 13; Atkinson,

2005: 88). Ancak kentsel dönüĢüm süreçlerinde katılım genellikle bir nakarat gibi

sürekli tekrarlanan, ancak ihmal edilen ve yeterince üzerinde durulmayan bir konu

olmaktadır (Özdemir, 2003: 395). Oysa bir kararın meĢruiyet kazanması için yasa ve

yönetmelik çıkarmak yeterli değildir. Karar, geniĢ kitlelerce benimsenip kabul ve

destek gördüğü oranda meĢruiyet kazanabilir (Gül, 2006: 1254; Çakılcıoğlu ve

Cebeci, 2003: 296). Aksi durumda yönetsel ve ekonomik erki elinde bulunduranlar

tarafından hazırlanan ve hayata geçirilen, bir diğer ifade ile yukarıdan yerele empoze

edilen bir dönüĢümün dönüĢüm alanlarında yaĢayan kesimleri yerinden etme ihtimali

oldukça yüksek olacaktır (Hague, 2005:186).

Kentsel dönüĢüm/yenileme, bir stratejiler bütünü dâhilinde

gerçekleĢtirilebilecek bir süreçtir. Bu sürecin kültürel ve toplumsal boyutları da

olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Bu stratejileri oluĢturup uygulamada yerel

yönetimlere önemli görevler düĢmektedir. Yerel yönetimler, bu görevlerini, alanın

sosyo-kültürel, ekonomik ve fizik-mekânsal niteliklerine göre, farklı kurum ve

kuruluĢlarla paylaĢarak, bir iĢ bölümü yaparak gerçekleĢtirmelidirler (Özden,

2000/2001: 265). Kentsel dönüĢümün çok boyutlu, birden çok disiplini içine alan bir

uygulama alanı oluĢturmasından dolayı, kent yenileme kararları ve uygulamaları,

kamu yönetimi birimlerinin yanında (merkezi yönetim bazında bakanlıklar, yerel

yönetim birimleri, kent yöneticileri) farklı meslek gruplarının (Ģehir ve bölge

plancısı, mimar, hukukçu, sosyolog vb) da katılımını gerektirmektedir. Bu iki grup

yanında, dönüĢüm uygulamalarının yerellik özelliğini ön plana çıkaran ise yerel

halktır (sivil toplum örgütleri, mal sahipleri, kiracılar, baskı grupları) (ġahingür ve

Müderrisoğlu, 2005: 513; Genç, 2003:442).

Kent yalnızca yapı yığınlarıyla sınırlı, isimsiz sakinlerine mal ve hizmet

sağlamak için tasarlanmıĢ bir yerleĢim yeri değildir. Tam tersine yurttaĢların gönüllü

etik birliğine, katılımına, ortak bir kentli kültürüne ve topluluk bilincine dayanan bir

araya gelmiĢliğin adıdır (Duru, 2001: 357; Bookchin, 1999: 15). Bir diğer ifade ile

kent, semt, mahalle gibi ölçekler ya da en genel anlamıyla mekânlar; sadece fiziksel

ve demografik olarak ölçülebilen sayısal büyüklükler değil, belli bir tarihsel

dönemde, belirli toplumsal sınıflar tarafından belirli maliyetler ödenerek sosyal

Page 73: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

61

olarak kurulmuĢ ölçeklerdir (ÇavuĢoğlu, 2004: 33-34; Çizmeci ve Çınar; 2007: 275;

KurtuluĢ, 2006: 9). Bu özelliğinden dolayı da kentler öncelikle kentlilerin konusu

olarak ele alınmalıdır. Kenti kurmak, düzenlemek, yenilemek, değiĢik alanların

uzmanlarından önce kentlilerin iĢidir. Ġnsanlar kentleri üzerine karar verme yetkisini

ne merkezi iktidara ne yerel yönetimlere ne de kent konusunda evrensel bir

bilimselliğin taĢıyıcısı olduğunu iddia eden uzmanlara bırakmalıdırlar. Kentlilerin

etkin katılımı olmadan onlar için iyi bir kent kurulamaz (Bumin, 1990: 18,20)

Kentsel mekâna iliĢkin en acil ihtiyaçları, talep ve öncelikleri en iyi

tanımlayabilecek olanların o alanlarda yaĢayan yerleĢimciler olduğu gerçeği göz

önünde bulundurulmalıdır. DönüĢümün gerekli olduğu düĢünülen kentsel alanlarda o

alanda yaĢayan kesimler, sürece ne kadar etkin katılırlarsa öncelikleri de o kadar çok

karĢılanabilir. Bu nedenle hiçbir kentsel uygulama ondan doğrudan etkilenecek olan

kesimlerin görüĢ ve önerileri alınmadan yapılmamalıdır (Robert, 1999: 61). Bu

ifadeler Bumin‟den yapılan Ģu alıntıyla kısa bir biçimde özetlenebilir:

“Bir ülkedeki merkezi-yerel iktidarların konut politikasını ve kent

planlamasını kendi istedikleri gibi yönlendirmeleri „despot‟luktur. Ġnsanlar

bir kenti doldurmak için değil, kentler insanları barındırmak için varsa;

değiĢik kültürden insanlar oturacakları konutlar ve yaĢayacakları kentler

üzerinde söz sahibi olmalıdırlar. Kentliler istek ve gereksinimlerini

tartıĢabilecekleri, bunların karĢılanması için çözümler önerebilecekleri bir

ortam bulduklarında, belki daha iĢin baĢından kentsel dönüĢümü

istemeyecek (Bumin burada sosyal konutlar demektedir, vurgu

değiĢtirilmiĢtir), ulaĢım, dinlenme, kültür, sağlık, eğitim vb sorunlarının

çözümü için hayat biçimlerine çok daha uygun ve pratik çözümler

bulabilecektir” (1990: 148-149).

2.7.6. Kentsel SoylulaĢtırma

Kentsel mekânda ortaya çıkan herhangi bir fiziksel dönüĢümün soylulaĢtırma

olarak ifade edilebilmesi için üzerinde uzlaĢılmıĢ bazı koĢullar bulunmaktadır. Bu

koĢullar genel olarak Ģu Ģekilde ifade edilmektedir;

- DüĢük gelir grubunda yer alan kesimlerin yerinden edilmesi ve bu

kesimlerin yerine yüksek gelir gruplarının yerleĢmesiyle yeni bir sosyal

ayrıĢma yapısının ortaya çıkması,

Page 74: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

62

- Yapılı çevrede gözle görülür biçimde fiziksel dönüĢümün yaĢanması ve yeni

yapıların inĢasından çok tarihi yapıların dönüĢtürülmesi,

- Kentin değer kaybetmiĢ konut alanlarında baĢlaması,

- Sosyal statü ve yaĢam standardı açısından birbirine benzer kesimlerin bir

arada yaĢadığı konut alanlarının yaratılması,

- Arsa ve konut piyasasında değerlerin yeniden tanımlanarak inĢaat

sektöründe yeni fırsatların yaratılması,

- Eski sahiplerinin gönüllü ya da gönülsüz olarak yerinden edilmesi (Warde

1991‟den aktaran Özdemir Sönmez, 2006: 122; Uysal, 2006: 81).

Ġlk kez 1963 yılında Ruth Glass tarafından kavramsallaĢtırılan soylulaĢtırma,

1980‟li yıllara kadar iĢçi sınıflarının ya da dar gelirlilerin yaĢamakta olduğu Ģehir

merkezindeki tarihi binalara, orta ve üst sınıfların bu grupları yerlerinden ederek

yerleĢmesi ve buradaki yapıları rehabilite etmesi sürecini ifade etmek için

kullanılmıĢtır. 1980‟li yıllarla birlikte ise sürecin anlamı ve kapsamı önemli ölçüde

değiĢmiĢtir. Önceleri değer kaybına uğramıĢ tarihi yapıların üst-orta sınıflarca ele

geçirilip rehabilite edilmesi ve sakinlerinin bu alanları terk etmesi söz konusuyken;

günümüzde yüksek gelir gruplarının yoksul/marjinal kesimleri yerlerinden etme

özelliğini korumakla birlikte yapıların değer kaybı ve restorasyonundan öte, rant

aracı olarak görülen tüm yerleĢmelerin (gecekondu bölgeleri, sosyal konutlar vb)

yıkılarak yerlerine lüks konut ve tüketim alanlarının inĢa edilmesi Ģeklinde

yaĢanmaktadır (Ġslam, 2003: 160-161).

Kentlerin birbiriyle kıyasıya bir yarıĢa girmesi ve yarıĢan kentler

ekonomisinin ortaya çıkmasına paralel olarak soylulaĢtırma, bir kentsel birikim

stratejisi haline gelmiĢtir (Smith, 2006: 26). Etkinliğini günden güne arttıran

neoliberal küreselleĢme politikalarının etkisiyle kentsel mekân, günümüzde sermaye

birikiminin kaynağı olarak öne çıkmaktadır. Bu durum kente yönelik geliĢtirilen her

türlü uygulamanın sermayenin beklenti ve kurallarına göre oluĢturulmasına neden

olmaktadır. Burada rantı maksimum düzeye çıkarma çabaları söz konusu olmakta ve

rant artıĢını karĢılayamayacak kesimlerin yerinden edilmesi sonucu karĢımıza

çıkmaktadır. Piyasa mekanizmasının belirleyici olduğu bu süreçte, bazı kesimler

Page 75: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

63

(sermaye kesimi ve varsıl gruplar) daha avantajlı olurken sınıfsal ve mekânsal

ayrıĢma da artmaktadır. Çünkü bu alanlardan elde edilen rant, burada yaĢayanlara

kalmamaktadır. Bu nedenle de eski kent merkezlerinde gerçekleĢen soylulaĢtırma,

sorunları çözmek yerine adeta bu alanlarda yaĢayan yoksul/marjinal kesimlerin

sırtına yüklemekte ve yerlerinden olmalarına neden olmaktadır (ġen, 2007a: 184,

192-193).

SoylulaĢtırma, kent merkezinde yer alan fiziksel ve sosyal köhnemenin

yaĢandığı konut alanlarının rehabilitasyonu sonucunda, rehabilite edilen alan

genelinde sosyal sınıfın ve mülkiyet değiĢiminin gerçekleĢmesi olarak

tanımlanmaktadır. Mülkiyet değiĢimi sürecinde, düĢük gelirli kiĢilerin yerini yüksek

gelirli kiĢiler almaktadır. Kentsel alanın asıl sahipleri ve kullanıcıları farklı sosyal

sınıf, kültür, gelir düzeyi ve yaĢam tarzı olan kiĢilerle yer değiĢtirmekte daha doğrusu

yerlerini bu kiĢilere bırakmaktadır (Ergün, 2006: 15).

Genel olarak ifade edilecek olursa soylulaĢtırmanın temelinde yüksek gelirli

kesimlerin düĢük gelirli kesimlerin yerini alması yatmaktadır (Andersen, 2005: 156).

Bir diğer ifade ile soylulaĢtırma, eski kent merkezleri ile tarihi kent içindeki alanların

mekânsal ve sınıfsal değiĢimini ifade etmektedir. Bu alanlarda yer alan yapıların

yenilenmesi veya yıkılıp yeniden yapılması ile birlikte kentsel mekânın mülkiyet

değerlerinde bir artıĢa yol açarak piyasadaki el değiĢtirmelerin dayatıldığı bir süreç

Ģeklinde yaĢanmaktadır. El değiĢtirmeler, mekânda yaĢamakta olan sosyal sınıfların

yerine yeni bir sınıfın gelmesini de olanaklı kılmaktadır (ġen, 2007b: 60; 2006: 66).

SoylulaĢtırma süreci genel olarak üç aĢamada gerçekleĢmektedir. Çok küçük

bir yer değiĢtirmeyle baĢlayan birinci aĢamada; yeni gelenler bazı konutları satın alır

ve yenilerler. Ġkinci aĢamada bahsedilen semt ya da mahalledeki mülk fiyatları -

kiralar artmaya baĢlar ve kira farkı hissedilir oranlara ulaĢır. Bunun sonucunda

bölgenin-semtin düĢük gelirli eski sakinleri yer değiĢtirmeye ve baĢka daha ucuz

bölgelere taĢınmaya baĢlarlar. Son aĢamada ise; fiyatlar büyük oranlarda yükselir ve

alanın eski sakinleriyle yeni sakinleri arasında yer değiĢtirme zorla oluĢmaya baĢlar

ve süreç eski sakinlerin yerini hemen hemen tamamen yeni sakinlerin alması ile

tamamlanır (Ergün; 2006: 20).

Page 76: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

64

Üst-orta sınıflardan bireylerin kentlerin belli semtlerine yerleĢmesi anlamına

gelen soylulaĢtırma sürecinde, fiziksel çevrenin iyileĢtirilmesi ve dönüĢtürülmesi

kadar nüfus dönüĢümleri de ön plana çıkmaktadır. Türkçede mutenalaĢtırma,

nezihleĢtirme, seçkinleĢtirme gibi kavramlarla da ifade edilen soylulaĢtırma, genel

anlamda sosyo-ekonomik yenileme olarak ifade edilebilir (Özden, 2008: 169). Bu

süreçte kentsel mekâna yeni gelen grup açısından bakıldığında mekânın kalitesinin

arttığı izlenimi oluĢsa da alanı terk etmek zorunda kalanlar açısından yerinden

edilme, belirsizlik, sosyal anlamda dıĢlanmıĢlık gibi sonuçlar ortaya çıkabilmektedir

(Özden, 2008: 174). Glass‟ın aĢağıdaki ifadeleri soylulaĢtırma sürecinin genel

hatlarını net bir biçimde ortaya koymaktadır:

“Teker teker Londra‟nın birçok iĢçi sınıfı mahallesi orta sınıflar (üst-orta

ve alt-orta) tarafından istila edildi. Eski püskü, sade (alt ve üst katlarda

ikiĢer odası bulunan) küçük kulübemsi evler, kira sözleĢmeleri sona

erdiğinde el geçirildi ve zarif ve pahalı konutlar haline geldi… Bir

mahallede bu soylulaĢtırma süreci bir kere baĢladı mı, orada yaĢamakta

olan iĢçi-sınıfı sakinlerin hepsi ya da büyük bir çoğunluğu yerlerinden

edilene ve mahallenin tüm sosyal dokusu değiĢene kadar hızla devam eder”

(Glass 1963‟ten aktaran Ġslam, 2003: 160; Smith, 2006: 20).

SoylulaĢtırma, kentsel dönüĢüm sürecinde oluĢan konut pazarının etkisiyle,

daha önce düĢük gelirli kesimlerin oturduğu kent içi bölgelerine, mahallelerine orta

ve yüksek kesimlerce yerleĢilmeye baĢlaması sonucu oluĢan kentsel dinamik olarak

tanımlanabilir (Karaman, 2006: 71). Kentsel yeniden yapılanmanın bir parçası olan

soylulaĢtırma, gerilemiĢ eski kent içi alanların gerek mekânsal gerekse sınıfsal

değiĢiminin çarpıcı bir örneğidir. SoylulaĢtırma, yeni orta sınıf ve iĢçi sınıfı olmak

üzere iki farklı sınıfın karĢılaĢması biçiminde baĢlayıp, iĢçi sınıfının yerinden

edilmesi ile sonuçlanmaktadır. Dolayısıyla neden ve sonuçları itibariyle politik bir

alana da iĢaret etmektedir. Çünkü soylulaĢtırma gerçekleĢme koĢulları ve sonuçları

itibariyle mekânsal ve toplumsal ayrıĢma ile toplumsal eĢitsizlik yaratan bir etkiye

sahiptir. Günümüzde ise uluslararası ölçekte yaygın olarak uygulanan neoliberal

politikalar, bu olumsuz etkileri arttırmaktadır. Gerek genel politikalarda gerekse

kentsel politikalarda oldukça etkili olan neoliberal politikalar, kentsel yeniden

yapılanmanın bir boyutu olan soylulaĢtırmanın yol açtığı olumsuz sonuçlara dair

Page 77: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

65

politikalar üretmede yetersiz ve kayıtsız kalmaktadır. YaĢam koĢulları iyice gerilemiĢ

olan iĢçi sınıfı ve gelir düzeyi gerilemiĢ diğer marjinal grupların kent içindeki konut

seçenekleri, uygulanan bu politikaların etkisiyle sınırlanmakta hatta kentsel yaĢamın

olanaklarından mahrum bırakılmaktadırlar. Bir baĢka boyutuyla ise soylulaĢtırma ile

eski kent içi alanlarında mülkiyet ve arazi değerleri üzerinden kentsel rantlar

yaratılarak yine belirli sınıflar ayrıcalıklı konuma gelmektedirler. Bu durum

kaynakların bölüĢümü açısından da eĢitsiz bir ortam yaratmaktadır (ġen, 2005: 128).

SoylulaĢtırmaya özellikle yerinden etme meselesi üzerinden bakıldığında,

soylulaĢtırmanın gerilemiĢ bir semtin veya mahallenin iyileĢtirilmesinden öte bir

süreç olduğu görülmektedir. GerilemiĢ eski kent içi alanlarının yoksul ve marjinal

gruplardan kurtarılması biçiminde destek gören soylulaĢtırma; var olan sorunlara

yönelik bir politika önerisinden yoksun oluĢu ile aslında marjinalleĢmeyi arttıran bir

etkiye sahiptir. SoylulaĢtırılan alanlarda ise kentsel hizmetlerin iyileĢtirilmesi ve

yenileĢtirilmesi sonucu ortaya çıkan dıĢsallıklardan sadece belirli bir kesim

faydalanmıĢ olmakta ve toplumsal eĢitsizlik artmaktadır (ġen, 2005:156).

2.7.7. Kentsel DönüĢüm

Genel bir ifade ile kentsel dönüĢüm; bütün yenileme kavramlarını eĢzamanlı

olarak kapsayan, sürekliliği olması gereken ve her aĢamada toplumun bütün

katmanlarını içermesi gereken çok boyutlu bir süreç olarak tanımlanabilir (ġahingür

ve Müderrisoğlu, 2005: 512).

Kentsel dönüĢüm, birçok etmene bağlı olarak yaĢamın her anında ve alanında

gerçekleĢen, sürekli bir değiĢim özelliğine sahip bir süreç olarak ifade edilebilir.

DönüĢüm; sosyal, psikolojik, kültürel, politik, ekonomik vb birçok faktörü bir arada

barındıran ve makro ölçekten mikro ölçeğe uzanan bir süreçtir. Süreçte kent

yaĢamını paylaĢan ve belirli biçimlerde yeniden üreten tüm aktörler, önemli roller

almaktadırlar. Kavram bu açıdan değerlendirildiğinde, gerek kentlilerin kendi

içlerinde oluĢturacakları gerekse yönetim birimleriyle sağlanacak iletiĢim ortamları

ve iliĢkilerin taĢıdığı önem de ortaya çıkmaktadır (Ġncedayı, 2004: 60-61).

Kentsel dönüĢüm; kentin tümünün ya da bir bölümünün mevcut Ģekil ve

görüntüsünden baĢka bir Ģekil veya görüntüye geçmesi/geçirilmesi olarak ele

alınmaktadır (Aydın, 2008: 5). Kentlerde yaĢanan dönüĢümler kimi zaman mekân ve

Page 78: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

66

yaĢam kalitesini arttırma Ģeklinde ortaya çıkarken; kimi zaman da mekânın

ekonomik, sosyal, çevresel ve fiziksel bozulması olarak yaĢanmaktadır. Ancak

kentsel dönüĢüm her halükarda belli bir zaman aralığında sürekli gerçekleĢen bir

olgudur. Kent planlaması açısından kentsel dönüĢüm; kentsel alanlardaki belirli bir

zaman aralığında ekonomik, sosyal fiziksel ve çevresel çökme ve bozulmaya çözüm

arayan/getiren bir müdahale biçimi olarak görülmektedir (Akkar, 2006: 29).

Turgut ve Ceylan kentsel dönüĢümü; farklı nedenlerle sorun yaĢanan ve

giderek hastalıklı bir dokuya dönüĢen kentsel alanlarda ortaya çıkan mekânsal

sorunların sosyal, ekonomik, çevresel, ekolojik ve yasal tabanlı bir bütünsellik

çerçevesinde ele alınarak sorunların giderilmesine yönelik strateji ve eylemleri

hazırlama/uygulama süreci olarak ifade etmektedir (2010: 44).

Kentsel dönüĢüm projeleri; kent içinde yenileĢtirme, koruma, sağlamlaĢtırma

ve sağlıklaĢtırma amaçları ile belli bir program dâhilinde yeniden düzenlenmesi

gereken alanları kapsayan ve temelde konut sorununu çözerek sorunlu alanları kente

kazandırmayı hedefleyen uygulamalardır (Bayraktar, 2007: 44).

Kentsel dönüĢüm projelerinin genel olarak kentlerde ortaya çıkan dört

olumsuz geliĢmeye karĢı hazırlandığı ve uygulandığı ileri sürülmektedir. Bu

doğrultuda kentsel dönüĢüm projelerinin; göç ve nüfus artıĢı gibi nedenlere bağlı

olarak sağlıksız ve plansız geliĢen kentlerin sağlıklı ve çağdaĢ yapıya

kavuĢturulması; eskimiĢ ve iĢlevini yitirmiĢ sanayi alanlarının yeni iĢlevlerle kente

kazandırılması; tarihi değeri olan alanların restore edilmesi ve deprem vb doğal

afetlerden dolayı yıpranan/yıkılan kentsel alanların yenilenmesi ya da yeniden

yapılandırılması amacıyla hayata geçirildiği ifade edilebilir (Aydın, 2008: 6).

Kentsel dönüĢüm bozulma, çökme, köhneme olan kentsel alanın ekonomik,

sosyal, fiziksel, çevresel ve kültürel koĢullarının kapsamlı ve bütüncül bir anlayıĢa

iyileĢtirilmesine yönelik olarak hayata geçirilen strateji ve eylemler bütünü olarak

tanımlanabilir (ġahin, 2008: 76; Roberts ve Sykes, 2000: 17; Lang, 2005: 8; Göz,

2008: 8; Gül, 2006: 1254; KocabaĢ, 2006: 10). Bu kapsamda; kentsel bozulma

süreçlerinin anlaĢılması ve üzerinde uzlaĢılması, düĢük yaĢam koĢullarının

iyileĢtirilerek fiziksel ve sosyal altyapı eksikliklerinin giderilmesi, sorunların

eĢgüdümlü ve sürekli bir biçimde çözümlenmesi, yeni alanlar yaratmak yerine

Page 79: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

67

mevcut kentsel alanların planlanması ve kentsel dokuda yitirilmiĢ değerlerin yeniden

sağlanması, gibi vurgular kentsel dönüĢümde sıklıkla dile getirilmektedir (Yıldırım,

2006: 8; Akkar, 2006: 29).

KocabaĢ kentsel dönüĢümü; “toplum tabanlı yenileştirme aracılığı ile en

yoksul mahallelerde yaşayan vatandaşların koşullarının iyileştirilmesi ve aynı

zamanda doğal ve yapılaştırılmış tarihi çevrenin korunması ve kentsel alanların

çevresel performanslarının iyileştirilmesine ilişkin ölçüler aracılığı ile kentsel

yapılaşmanın/gelişmenin olumsuz çevresel etkisini azaltan, kent ve kasabaların

ekonomik yarışabilirliğini desteleyen ortaklık tabanlı eylem programlarını

uygulamayı hedefleyen, bütünleştirilmiş kamu sektörü öncülüğünde yürütülen bir

süreç” olarak tanımlamaktadır ( 2006: 10).

Turok, kentsel dönüĢümün üç ayırt edici özelliği belirlenerek

tanımlanabileceğini ifade etmektedir. Buna göre kentsel dönüĢüm;

- Bir mekânın doğasını değiĢtirmeyi ve mekânda yaĢayan halk ile mekânın

geleceğinde söz hakkı bulunan tüm aktörleri sürece dâhil etmeyi amaçlar,

- Bölgenin sorunlarına ve potansiyellerine bağlı olarak devletin temel iĢlevsel

sorumlulukları ile kesiĢen hedef ve faaliyetleri içerir,

- Ortaklığın kurumsal yapısı değiĢkenlik gösterse de genellikle farklı

paydaĢlar arasında iĢleyen bir ortaklık yapısı içerir (Turok, 2005: 25).

Kentsel dönüĢümün temel amaçları Ģu Ģekilde sıralanabilir:

- Toplumsal bozulma ve çatıĢmaların nedenlerinin araĢtırılarak, bu durumun

ortadan kaldırılmasına yönelik uygulamaları hayata geçirerek kentsel

alanların çöküntü bölgesi haline gelmesini önlemek,

- Kentin hızla büyüyen, değiĢen ve bozulan dokusunda ortaya çıkan yeni

fiziksel, ekonomik, çevresel ve altyapısal ihtiyaçlara göre kentsel alanların

yeniden geliĢtirilmesini sağlamak,

- Kentsel refah ve yaĢam kalitesini arttırıcı bir ekonomik kalkınma modeli

ortaya koymak,

Page 80: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

68

- Kentsel alanların etkin bir Ģekilde kullanımını sağlayan ve gereksiz kentsel

yayılmayı önleyen stratejiler belirlemek,

- Sivil toplumun, yerel halkın, yöneticilerin, meslek odalarının,

akademisyenlerin vb katılımını sağlayan yaklaĢımlar geliĢtirmek,

- DönüĢüm alanı ilan edilen kentsel alanların kentin geneli ile

bütünleĢtirilmesi (Yıldırım, 2006: 8; Akkar, 2006: 30; ġahin, 2008: 77;

Friesecke; 2007: 6, 9; Gül ve Dulupçu, 2010: 159; Dickinson, 2005: 225;

Hemphill vd., 2002: 353-354; Kuzu, 2005: 253; Karadağ, 2008; Erden,

2006: 76).

Kentsel dönüĢüm kavramını net olarak ortaya koyabilmenin önemli bir yolu

da dört temel boyutu (ekonomik, sosyal, fiziksel ve yönetsel) incelemektir.

Ekonomik bakıĢ açısı, her Ģeyden önce iĢ imkânları ve gelirle ilgilenir. Öncelikli

alanın içinde veya çevresinde istihdam olanaklarının nitelik veya niceliğini

arttırmaya çalıĢır ve/veya daha geniĢ yerel emek piyasasında rekabet edebilmeleri

için yerel halkın becerilerini ve iĢe kabul edilebilirliğini arttırmaya çalıĢır. Sosyal

boyut daha çeĢitlidir ve bir bölgedeki yaĢam kalitesi ve sosyal iliĢkiler ile ilgilenir.

Sağlık, eğitim, suç, konut ve kamu hizmetlerine eriĢimle ilgili koĢulları içerebilir.

Fiziksel boyut; temel altyapı, konut stoku ve çevre ile ilgilenir. Ayrıca, bölgenin

içinde bulunduğu kent ile arasındaki ulaĢım ve elektronik bağlantılarını da içerir.

Yönetsel boyut; yerel karar verme mekanizmasının yapısı, yerel halkla iliĢkiler, diğer

grupların katılımı ve liderliğin özelliği ve türü ile ilgilenir (Turok, 2005: 26).

Kentsel dönüĢüm uygulamalarının baĢarılı olup olmadıklarına iliĢkin farklı

görüĢler bulunmaktadır. Bu görüĢlerden biri dönüĢüm alanı ilan edilen yere

odaklanmakta ve alanın fiziksel anlamda iyileĢtirilmesiyle ilgilenmektedir. Bu görüĢe

göre, sorun alanları standardın altında kalan konutların yoğun olarak bulunduğu

bölgelerdir ve bu konutların ıslah edilmesi ya da ortadan kaldırılması dönüĢüm

projesinin baĢarı kriteri olmaktadır. Kentsel dönüĢüme iliĢkin bir diğer görüĢ,

dönüĢüm alanlarında yaĢayan insanlar üzerinde odaklanmaktadır. Bu bakıĢ açısından

bakıldığında kentsel dönüĢümün amacı, bu insanların yaĢam koĢullarının

iyileĢtirilmesidir. DönüĢüm bu alanlarda yaĢayan grupların sosyal ağlarını ya da

düzenlerini bozmamalıdır. Bu görüĢe göre kentsel dönüĢüm projelerinin temel baĢarı

Page 81: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

69

kriteri, dönüĢüm alanında yaĢayan kesimlerin o alanda kalmalarını sağlamaktır.

Kentsel dönüĢüm sürecinde konutların ıslahı söz konusu olabilse de mülkiyet hakkı,

o alanda yaĢayan kesimlere ait olmalıdır (Bailey, 2005: 173). Her iki görüĢ bir arada

ele alındığında ilk anlayıĢın günümüz kentsel dönüĢüm süreçleri ile örtüĢtüğü, ikinci

anlayıĢın ise kentsel dönüĢüm eğer bir zorunluluk ise nasıl olması gerektiğini

gösterdiği görülmektedir.

Günümüzde kentlerin sermaye tarafından cazip yatırım alanı olarak görülmesi

ve küresel süreçlere eklemlenebilmenin yolunun küresel sermayeye hitap eden

kentlerin varlığına bağlı olduğu anlayıĢı dünya genelinde kentleri ön plana

çıkarmıĢtır. Bu doğrultuda küresel ağlara dahil olma kaygısındaki (geliĢmekte olan

ülkeler baĢta olmak üzere) tüm ülkelerde kentsel politikalar ve projeler ön plana

çıkmaktadır. Kentlerin tarihsel süreçte olduğu gibi günümüzde de kalkınmıĢlığın ve

geliĢmiĢliğin göstergesi olarak görülmesi, merkezi ve yerel yönetimleri kentlerin

yeniden yapılandırılması konusunda hummalı çalıĢmalar yapmaya itmiĢ ve bu

doğrultuda kentler, kentsel dönüĢüm projeleri ile adeta baĢtan yaratılır hale gelmiĢtir.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de özellikle Ġstanbul gibi büyük kentler kentsel

dönüĢüm projeleri ile yeniden yapılandırılmakta ve küreselleĢme sürecinde ön plana

çıkarılmaya/cazip hale getirilmeye çalıĢılmaktadır.

Page 82: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

70

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

KURAMSAL ÇERÇEVE

SOSYAL DEVLET ANLAYIġINDAN KÜRESELLEġMEYE KENTLER

Tarihsel süreç içinde kentler, toplumsal eĢitsizliklerin ve bu eĢitsizliklere

paralel olarak mekânsal ayrıĢmaların mekânı olmuĢlardır (Sert vd, 2005: 109).

Ortaya çıkıĢından günümüze değin yoksulluk, ayrıcalık, güç ve çıkar sorunlarını

bünyesinde barındıran bir kavram olan kent; hem bir yaĢam çevresini hem de sürekli

akıĢ içinde bulunan bir toplumsal pratiği anlatmaktadır. Bu ifadeden hareketle,

insanlık tarihi içinde kentin; yöneten-yönetilen, egemen-bastırılan, sömüren-

sömürülen çeliĢkilerini ve toplumsal mücadeleleri içinde barındıran bir kavram

olduğu söylenebilir (Doğan, 2001: 97).

Sanayi Devrimi sonrasında kentler, kapitalizm açısından emeğin yeniden

üretiminin mekânı olarak algılanmıĢtır. Bu dönem kentlerini sanayi faaliyetleri

biçimlendirmiĢ ve kentler sanayinin öncelikli yer seçimine göre oluĢmuĢlardır (Sert

vd, 2005: 102). Bu dönemde kent; ekonomik, toplumsal ve kültürel bir bütün olarak

algılanmaya baĢlamıĢtır. Bu bütünlüğün temel nedeni, kentin ekonomik geliĢmesine

katkıda bulunma çabasından kaynaklanmaktadır. Sanayi Devrimiyle ortaya çıkan

yeni birikim tarzının bir sonucu olan bu durum, toplu tüketim hizmetleri ve kent

planlaması gibi anlayıĢları da ortaya çıkarmıĢtır. Kentleri ekonomik geliĢme ve

toplumsal modernleĢmenin merkezi olarak gören bu yeni durum, kentin ekonomik

büyümesine katkı sunarken, toplumsal refahın ve bütünleĢmenin oluĢumuna da

hizmet etmiĢtir (Kaygalak, 2009: 45). Bu dönemde kentler; sanayinin, emeğin ve

sermayenin hızla yoğunlaĢtığı yerler olmuĢ ve üretim sisteminin merkezi haline

gelmiĢtir (Kaygalak, 2008: 50).

Sanayi Devrimi‟nin ürünü olan kentler materyal akıĢ sistemlerindeki

konumlarıyla tanımlanmaktadırlar. Bu kentler, deniz limanları kıyısında, suyolları

üzerinde, demiryolu ve karayolu kenarlarında, enerji kaynaklarının kolay ulaĢılır

olduğu alanlarda, maden yatakları civarlarında vb. kurulmuĢlardır. Kentler;

materyale yeni biçimler vererek iĢleyen materyal iĢleme ve üretim merkezleri olarak

faaliyet göstermektedirler. Bu dönemde üretim, emek ve enerji yoğun özellik

Page 83: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

71

taĢımaktadır ve bu ikisini elde etmek üretim için yeterlidir. Günümüzde ise, asıl

olarak küreselleĢme olarak adlandırılan ve halen devam eden süreçte ilk olarak,

Sanayi Devrimi‟nin ürünü olan klasik kentler köklü bir değiĢime uğramaktadırlar

(Laçiner, 1996: 10). 1980‟lerden sonra, küreselleĢme sürecinin ve kamusal yaĢam

alanlarında ciddi bir daralmanın sonucu olarak, kent mekânının kullanımı ve bu

mekâna yüklenen anlam yeni biçimler almıĢtır. Kentin dönüĢümünü biçimlendiren

sermaye, mal, insan, bilgi vb göstergelerin ulus aĢırı akıĢının yoğunlaĢması,

ekonominin serbestleĢmesi ve devlet müdahalesinin kısıtlanması sonucu kentler,

gerek anlam gerekse iĢlev yönünden farklılaĢmıĢlardır (Gül vd, 2008: 360).

Kent tarihsel süreçte uygarlığın geliĢiminde ve ilerlemesinde odak noktası

olmuĢ bir yerleĢim birimidir. Günümüz kentleri ise önceki dönemlerle

karĢılaĢtırılamayacak ölçüde ekonomik, toplumsal, kültürel ve teknolojik oluĢumların

bileĢkesinde yer almaktadırlar (Bayram, 2001: 251). Sermayenin sürekli büyüyen bir

ölçekte birikimi, hızla ivme kazanan bir kentleĢme süreci içinde gerçekleĢmiĢtir

(Harvey, 2002: 160). Bir diğer ifade ile kent tarihsel süreçte sermaye tarafından

birikimin mekânı ve aracı olarak görüĢmüĢ ve geliĢmiĢtir. KüreselleĢme olarak

adlandırılan yeni ekonomik düzende kentler yine ön plana çıkmıĢ, bu süreçte önceki

dönemlerden farklı kriterler geliĢtirilerek kent tanımları oluĢturulmuĢtur (Kılınç,

2005: 417).

Kent çalıĢmalarına iliĢkin literatür incelendiğinde gerek yapısal gerekse

iĢlevsel özellikler göz önünde bulundurularak; megapol (büyük kent), metropol (ana

kent-odak kent) ve cosmopol (dünya kenti-evrensel kent) gibi kavramların

kullanıldığı görülmektedir (Erkün, 1998: 39). Günümüzde kente iliĢkin

tanımlamalarda kentin; ekonomik, sosyal, kültürel, ruhani ve bilimsel ilerlemeyi

sağlayan uygarlık merkezi olduğuna iliĢkin vurgular yapılmaktadır. Genel kent

tanımlarından farklı olarak bu tanımda dikkat çeken nokta; tarım dıĢı ekonomi,

sanayi vb gibi kenti tanımlamada sıklıkla kullanılan özelliklerin kullanılmamasıdır.

Bu ifade özünde kentin üretim merkezi olmaktan çıkıp tüketim merkezi olmaya

baĢlaması sürecini barındırmaktadır (MSÜ ġPB, 1998: 345-346). Yakın dönem kent

çalıĢmalarının temelini ise; küresel sermayenin kentlere etkisi ve bu doğrultuda

ortaya çıkan dünya kenti, küresel kent, yarıĢmacı kent vb tanımlamalar ve geliĢmeler

oluĢturmaktadır. Günümüzde kentler ve kent yöneticileri yaĢanan sosyo-ekonomik

Page 84: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

72

değiĢimlerle birlikte, ulusal ekonomileri de aĢarak küresel ekonominin birer aktörü

haline gelmiĢler ve konumlarına/etkinliklerine göre kentler hiyerarĢisinde yer edinme

çabasına girmiĢlerdir.

Kent, günümüzde küresel kapitalist geliĢmenin mekânsal ve toplumsal etkiler

yaratan eĢitsiz doğası temelinde ele alınmalıdır. KüreselleĢme açısından kent,

kapitalist üretim tarzının çeliĢki ve gerilimlerinin ve bunlardan kaynaklanan

çatıĢmaların hem bir ürünü hem de mekânsal örgütlenmesidir. Küresel kapitalizmde

kentsel mekâna iliĢkin temel ideoloji, mekânı sadece ekonomik değeri olan bir

metaya indirgemektir (Keskinok, 2007: 247, 249-250).

Ġktisadi üretimin yapısal olarak değiĢmesi, dolayısıyla sınıfsal iliĢkilerin

yeniden yapılanması ve bu değiĢimin günümüzde neoliberal küreselleĢmenin

etkileriyle devam etmesi, küreselleĢme sürecinde kentleĢmenin tartıĢılmasını önemli

kılmaktadır (ġen, 2007a: 184). KüreselleĢme sürecinde bir yandan kentsel mekânın

kendisi metalaĢtırılırken, bir yandan da kentsel hizmetler piyasa aktörlerine

açılmaktadır. Sosyal devletin temel etkinlik alanı olan eğitim, sağlık, konut vb

hizmetlerin kentsel alanlarda daha yoğun talep edilmesi ve bu hizmetlerin sermaye

açısından en karlı alanlar olarak görülmeye baĢlaması, kentleri bir bütün olarak

sermayenin yöneldiği alanlar haline getirmiĢtir. ÇalıĢmanın kuramsal çerçevesinin

ele alındığı bu bölümde küresel kent olgusu ve küreselleĢmenin kentler üzerindeki

etkisi üzerinde durulmaktadır. Bu bağlamda öncelikle sosyal devlet olgusu ve

dönüĢümü ele alınmakta, küreselleĢme sürecinde kent mekânına yüklenen anlam

tartıĢılmakta ve kentlerdeki ve kent algısındaki dönüĢüm ortaya konmaktadır.

3.1. Sosyal Devlet

En genel tanımıyla sosyal devlet; ekonomik ve toplumsal yaĢama kamusal

araçlarla doğrudan ve dolaylı olarak müdahale etme yetkisiyle donatılmıĢ devlettir.

Sosyal devlet anlayıĢında; eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, barınma, istihdam vb

haklar toplumun tüm kesimlerine açık ve tüm toplumun eĢit biçimde ulaĢabildiği

olanaklar halinde devletçe güvence altına alınan temel haklar olarak görülmektedir

(Ayman Güler, 2004: 33).

Günümüzdeki anlam ve içeriğini 1929 Dünya Ekonomik Bunalımından sonra

geliĢtirilen devletçi ya da Keynesci politikaların bir ürünü olarak kazanan (Sallan

Page 85: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

73

Gül, 2004: 144) ve yirminci yüzyıl Avrupa siyasal hayatının temel özelliği olan refah

devletini MacGregor, Asa Briggs‟ten (1961) yaptığı alıntıda Ģu Ģekilde ifade

etmektedir:

“Refah devleti, piyasa kuvvetlerinin oyununu en azından üç yönde

değiĢtirmek amacıyla örgütlü gücün (siyaset ve idare aracılığıyla) bilinçli

olarak kullanıldığı bir devlettir: Birincisi, yaptığı iĢin ya da sahip olduğu

malın mülkün piyasa değerine bakılmaksızın bireylere ve ailelere asgari bir

gelir güvencesi sağlayarak; ikincisi, bireysel ve ailevi krizlere yol

açabilecek hastalık, yaĢlılık ya da iĢsizlik gibi toplumsal belirsizliklerin

kapsamını daraltarak; üçüncüsü, toplumsal ya da sınıfsal konuma göre

hiçbir ayrım yapmaksızın, üzerinde mutabık kalınmıĢ sosyal hizmet

çeĢitleriyle ilgili en iyi standartların bütün yurttaĢlara sunulmasını

sağlayarak” (MacGregor, 2007: 236).

SanayileĢmiĢ Batı Avrupa ülkelerinde devlet, bir yandan çalıĢma ve yaĢam

koĢullarının iyileĢtirilmesine iliĢkin düzenlemeler yapmıĢ, diğer yandan da özellikle

yaĢanılan konutların kalitesi ve kamu sağlığının korunması gibi alanlarda sosyal

güvenlik hizmetlerine öncülük etmiĢtir. Sosyal devlet, serbest piyasa ekonomisinin

baĢarısız olduğu alanlardaki üretim eksikliğini gidermeyi serbest piyasa sürecinin

doğurduğu eĢitsizlikleri ve adaletsizlikleri hafifletmeyi temel amaç edinmiĢtir (Sallan

Gül, 2004: 145-148).

Sosyal devletin temel özelliği, serbest piyasa ekonomisinin tek baĢına

ekonomik geliĢmeyi sağlamada yeterli olmadığı ve bu nedenle devlet müdahalesinin

gerekli olduğu görüĢüdür. Sosyal devlet, üç alanı kapsayarak geliĢmiĢtir. Birincisi,

bireylere ve ailelere minimum bir düzeyde gelir garantisi sağlamak; ikincisi, kiĢilerin

belirli sosyal risklerin (hastalık, yaĢlılık, iĢsizlik) üstesinden gelmelerinde onlara

yardımcı olmak; üçüncüsü de sosyal refah hizmetleri aracılığıyla, tüm vatandaĢlara

en iyi yaĢam standartlarını sunmaktır. Bu doğrultuda devletin olmazsa olmaz bir

niteliği de mal ve hizmetlerin adil, eĢitlikçi bir biçimde paylaĢılması olmuĢtur

(ġaylan, 2003: 93; Sallan Gül, 2009: 67,70).

II. Dünya SavaĢı‟ndan sonra, oldukça geniĢ bir uygulama alanı bulan sosyal

devlet, kamunun sosyoekonomik yaĢama yoğun müdahalesini içermektedir. Sosyal

devletin temel iĢlevi ya da bir baĢka deyiĢle olmazsa olmaz niteliği, mal ve

Page 86: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

74

hizmetlerin adil, eĢitlikçi bir biçimde paylaĢılmasını sağlamaktır. Bunun sağlanması

adına da birçok ülkede hazırlanan yeni anayasalarda sosyal haklara ayrıntılı olarak

yer verilmiĢtir (Göze, 2005: 150; Sallan Gül, 2004; ġaylan, 2003: 93-94, 100-101;

Kara, 2004: 21).

Siyasi, sosyokültürel ve ekonomik pratikler bütününe iĢaret eden sosyal

devlet anlayıĢı çerçevesinde (Özkazanç, 2007: 16); kalıcı gelir, sağlık, eğitim, sosyal

güvenlik vb. konular, bireyler için hak, devlet için yükümlülük kavramları etrafında

ele alınabilmiĢtir. (Kara, 2004: 23; Sallan Gül, 2004). Bireyler açısından hak, devlet

adına ise yükümlülük olarak ifade edilen çerçevede; herkesin beden ve ruh sağlığı

içinde yaĢama hakkı olduğu öncelikli olarak kabul edilmiĢ ve devlet tüm yurttaĢların

beden ve ruh sağlığı içinde ve insan onuruna yaraĢır biçimde yaĢamalarını

sağlamakla yükümlü kılınmıĢtır (Sallan Gül, 2004). Aynı Ģekilde herkesin sağlık

koĢullarına uygun meskenlerde barınma hakkı olduğu kabulünden hareketle devlete

vatandaĢların sağlık koĢullarına uygun meskenlerde barınmalarını sağlama

yükümlülüğü getirilmiĢtir. Ayrıca herkesin gelecek ve yoksulluk korkusundan

kurtulma hakkına sahip olduğu, kiĢileri gelecek korkusundan kurtarma, bunun için de

sosyal güvenliği sağlama görevinin devlete ait olduğu ifade edilmiĢtir (Göze, 2005:

150-151; Sallan Gül, 2004).

Ulusal ve uluslararası düzeylerde; refah devleti (Ġngiltere), liberal refah

devleti (ABD), sosyal demokrat refah devleti (Avrupa), devletçi/ulusal kalkınmacı

devlet ya da sosyal devlet (azgeliĢmiĢ ülkeler) Ģeklinde farklı ifadelerle anılan refah

devletinde (Roche, 1992: 78; Sallan Gül, 2004: 149-150; Tokatlıoğlu, 2005: 40-43),

refahın sağlanmasında devletin belirleyici iĢlevleri kısaca Ģu Ģekilde

değerlendirilebilir:

- Devletin ekonomik kalkınmayı ve tam istihdamı sağlaması,

- Sosyal refah programları aracılığıyla iĢçi-iĢveren iliĢkilerinin yumuĢatılması

ve emek piyasasının kontrol altına alınması,

- Altyapı yatırımlarının gerçekleĢtirilmesi, konut ve ulaĢtırma yatırımlarına

hız verilmesi,

- Temel toplumsal hizmetlerin tüm topluma sunulmaya çalıĢılması,

Page 87: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

75

- Devletin temel sanayi dallarını (enerji, haberleĢme, ulaĢım ve altyapı)

millileĢtirmesi,

- Devletin serbest piyasanın ürünü olan gelir dağılımındaki eĢitsizlikleri,

adaletli bir gelir dağılımına göre vergilendirmesi ve sosyal sigortacılık

sistemini tüm vatandaĢlara sunarak risklere karĢı koruması,

- Devletin kiĢi refahındaki rolü göz önüne alınarak, eğitim ve sağlığı da refah

kapsamına alması,

- Devletin yoksullara ve bakıma muhtaç olanlara yönelik yardımları doğrudan

yürütmesi,

- Devletin kadınlar, azınlıklar, göçmenler gibi toplumda dezavantajlı durumda

olan gruplara yönelik pozitif ayrımcılık programları geliĢtirip uygulaması

(Sallan Gül, 2009: 73; Müftüoğlu, 2006: 42; Karabulut Uçar, 2007: 410-

411).

Kısacası refah devleti uygulamaları; ekonomik ve sosyal risklere karĢı kiĢiyi

koruma amacı yanında, tam istihdamın sağlanması, konut edindirme ya da

yerleĢtirme, mesleki ve genel eğitim, meslek seçmede yardım, ekonomide

verimliliğin arttırılması ve sağlık hizmetlerinin sunulması yoluyla toplumun tüm

üyelerinin refahının belirli bir seviyenin altına düĢmesinin engellenmesi gibi alanları

da kapsamaktadır (ġaylan, 2003: 101; Arın, 2004: 69; Sallan Gül, 2004: 151, 186).

II. Dünya SavaĢı sonrasından 1970‟lerin sonlarına kadarki süreçte etkin

anlayıĢ olan refah devleti anlayıĢı, 1980‟li yıllarla birlikte eleĢtirilmeye baĢlamıĢ ve

bu eleĢtiriler neoliberal anlayıĢ doğrultusunda temellenen küreselleĢme kavramı

çerçevesinde geliĢmiĢtir. Sosyo-ekonomik yaĢamda devletin etkin ve hakim güç

olmasının sermayenin dolanımının önünde bir engel olduğu savından hareketle

geliĢen neoliberal küreselleĢme; devletin etkinlik alanlarının daraltılması ve

sermayenin serbestçe hareket edebilmesini sağlayacak uygulamaların hayata

geçirilmesini savunmaktadır.

3.2. KüreselleĢme

KüreselleĢme; üretim ve mekân organizasyonunun ötesinde güç iliĢkilerinin

tanımlandığı ve sınırların sistemin geniĢleme kapasitesi ile belirlendiği düzlem

Page 88: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

76

Ģeklinde ortaya çıkmaktadır. KüreselleĢme kavramı bir yapıyı değil, iliĢkiler düzenini

tanımlamaktadır (Eraydın, 1992: 187). KüreselleĢme; teknoloji, finans, ticaret ve

enformasyonun küresel ölçekte birleĢerek dünya genelinde farklı biçimlerde olsa da

tüm sosyal, ekonomik, kültürel, siyasal vb alanlarda etkide bulunan bir sistem olarak

tanımlanmaktadır (Friedman, 2000: 49).

Held vd. (2008: 89) küreselleĢmeyi Ģu Ģekilde ele almaktadır: “Kıtalar ve

bölgeler arası etkinlik, etkileĢim ve yetke kullanımıyla, akıĢ ve Ģebekeler yaratan,

toplumsal iliĢkilerin ve iĢlemlerin mekânsal örgütlenmesindeki dönüĢümün

cisimleĢtiği bir süreç veya süreçler kümesi”. Bu bağlamda akıĢlar; mal, insan,

sermaye, bilgi, simge ve haberlerin zaman ve mekândaki hareketlerini

kapsamaktadır. ġebekeler ise; bağımsız failler, etkinliklerin kesiĢim noktaları veya

güç merkezleri arasındaki düzenlenmiĢ ve kalıplaĢmıĢ etkileĢimlere iĢaret etmektedir.

KüreselleĢme uluslararası bütünleĢme olarak da ifade edilen bir oluĢuma karĢılık

gelmektedir. Özellikle iletiĢim ve ulaĢım alanında yaĢanan teknolojik geliĢmeler,

uluslararası iĢbirliğini kolaylaĢtırmakta ve dünyayı tek bir pazar haline getirmektedir

(Aren, 1997: 98).

KüreselleĢme kavramı ile kısaca “kapitalizmin ortak bir yaĢam biçimi olarak

yaygınlık kazanması ve dünya genelinde egemenliğini daha da güçlendirmesi”

anlatılmak istenmektedir (KeleĢ, 2001: 563). En genel anlamıyla küreselleĢmenin;

“kapitalizmin yeni görünümü olduğu, kutuplu ve çıkar çatıĢmasına dayalı bir sistem

olan kapitalizme ideolojik” bir temel sağladığı, “dünya ekonomisini kendi

amaçlarına göre Ģekillendirme çabasının devamı olduğu” (Somel, 2002: 207) ifade

edilebilir. Bir diğer ifadeyle küreselleĢme; mal ve hizmetlerin, üretim araçlarının,

teknolojinin ve finans kaynaklarının serbestçe dolaĢabildiği ve piyasaların giderek

bütünleĢtiği bir süreç” anlamını taĢımaktadır (ġenses, 2004: 13). Doğal olarak

emeğin ve teknolojinin kullanımında geliĢmiĢ ülkelerin kendi yararlarına koyduğu

ama diğer ülkelerin yararına görünmeyen kısıtları da unutmamak gerekir. Bu

çerçeveden bakıldığında küreselleĢmenin, sermayenin ülke sınırlarını aĢan

hareketlerini devlet denetiminden arındırarak serbestleĢtirmeyi kapsadığı

söylenmektedir (Kazgan, 2000: 161). KüreselleĢme öncelikli olarak sermayenin

özgürlüğünü ve serbestçe hareket edebilmesini sağlamakta ve garanti altına

almaktadır. Bu açıdan bakıldığında küreselleĢme; kapitalizmin yeni bir versiyonu,

Page 89: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

77

vahĢi kapitalizmin yeniden ortaya çıkıĢı ve sermaye diktası gibi uç ifadelerle

tanımlanabilmektedir (Uslu, 1997: 30; Yıldırım, 1997: 66; Çetin, 1997: 57; Barkurt,

1997: 84).

KüreselleĢme süreci neoliberal görüĢler çerçevesinde geliĢmiĢ ve kendisini

hem ulusal hem de uluslararası süreçlerde devletlerin rolünün azaltılarak piyasa

aktörlerinin etkin kılınması yönünde uygulamaların hayata geçirilmesi olarak ifade

etmiĢtir (Panitch, 2000: 205). Piyasa aktörlerinin dolaĢımını kolaylaĢtırma ve

etkinliğini arttırma çabalarını içeren küreselleĢme süreci, ulus-devletlere yönelik

müdahale ve dayatmaları nedeniyle ekonomik olduğu kadar politik bir süreç olarak

da ele alınmalıdır. Tamamen küreselleĢmiĢ bir ekonomi, bağımsız ulusal

ekonomilerin ve bunun sonucunda yerel ulusal ekonomik yönetim stratejilerinin

artan bir Ģekilde önemsizleĢtiği bir sistemdir (Hirst ve Thompson 1996‟dan aktaran

SubaĢat, 2004: 60). Tamamen küreselleĢmiĢ bir dünya, ulus-devletin belirleyici bir

rolünün ya da otoritesinin olmadığı bir dünyadır. Bu ifadeden hareketle

küreselleĢme, ulus-devletin ulusal politikaların yürütülmesindeki rolünün ve etkinlik

alanlarının daraldığı bir süreç olarak tanımlanabilir. Bir diğer ifadeyle küreselleĢme;

sermayenin serbest dolaĢımına eĢlik eden ulus-devletin ortadan kalktığı/yok edildiği

bir son değil, uluslararası aktörlerin ve piyasanın bir aracı olarak yeniden

yapılandırıldığı bir süreçtir (BaĢkaya, 1999: 21; SubaĢat, 2004: 60). Bir diğer ifade

ile güçlü kapitalist ülkelerde olgunlaĢmıĢ ve birikmiĢ sermaye kar oranlarının

sıkıĢmasını engellemek ve arttırabilmek adına kendi koĢul ve kuralları çerçevesinde,

gerek üretim faktörü gerekse ürün piyasalarını geniĢletmek amacıyla ulus ötesi

ekonomik faaliyetlere açılmaya ve çevre ekonomilere yayılmaya baĢlamıĢtır. Bu

yayılma süreci dünya genelinde kabul görmüĢ ifadesiyle “küreselleĢme” olarak

adlandırılmaktadır. KüreselleĢme yukarıdaki ifadelerden hareketle; “geçmiĢ

dönemlerin emek-yoğun sömürgeleĢtirme politikasının yerine günümüzde sermaye-

yoğun sömürgeleĢtirme politikalarının ikame edilmesi” Ģeklinde ifade edilebilir

(Önder, 2007: 41-42).

Küresel neoliberalizm özünde, dünya genelinde sermayenin önünde

düzenlemeci engellerin olmadığı ve malların, hizmetlerin, sermayenin ve bilginin

sınır ötesi hareketinin devletler tarafından kısıtlanmadığı bir sistem hedeflemektedir

(Scholte, 2008: 107). KüreselleĢme politikalarının üç ana öğesi bulunmaktadır.

Page 90: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

78

Bunlardan ilki kamu kesiminin daraltılması, ikincisi devletin rolünün yeniden

tanımlanması ve sonuncusu da kamu kesiminin etken hale getirilmesidir. Bu

hedeflere ulaĢmada değiĢik stratejiler öngörülmektedir. Ġlk hedefe ulaĢmak için kamu

giderlerini ve kamu personelinin sayısını azaltmak, özelleĢtirme ve mali reformları

yaymak gerekirken, ikinci hedef için hukuki düzenlemelerin azaltılması ve refah

devletinin kurumsallaĢmaktan çıkarılması gerekmektedir. Üçüncü hedef için ise

özelleĢtirme, kamuda özel sektörün iĢletmecilik yöntemlerinin kabulü ve bütçe

reformlarının gerçekleĢtirilmesi gerekmektedir (Tan, 1988: 73).

KüreselleĢmeyi bir süreç olarak ele almak gerektiğini ifade eden Harvey;

böylelikle hem küreselleĢmenin nasıl oluĢtuğunun daha kolay anlaĢılabileceğini, hem

de kapitalizmin tarihi içinde küreselleĢmeye benzer bir olgunun oldukça uzun süredir

var olduğunun anlaĢılabileceğini vurgulamaktadır. Kapitalizm tarihsel süreç içinde

krizlerine ve çıkmazlarına çözüm bulabilmek adına, dönemsel olarak yeni coğrafi

düzenlemelere gitmiĢtir. Bu süreçte hem geniĢlemiĢ hem de faaliyetlerini

yoğunlaĢtırmıĢtır. Bu ifadeden hareketle, kapitalizmin kendi imajına uygun bir

coğrafyayı sürekli olarak yeniden inĢa ettiğini söylemek mümkün olmaktadır.

Kapitalizm; tarihinin belirli aĢamalarında sermaye birikimini kolaylaĢtırmak adına

belirli coğrafi profiller, ulaĢım ve iletiĢim için üretilmiĢ alanlar, altyapısal ve uzamsal

örgütler üretmektedir. Ardından daha yoğun bir birikim sağlayabilmek adına bu

ürettiği örgütleri yıkmakta ve yeniden düzenlemektedir. Harvey; bu ifadelerden

hareketle günümüzde, küreselleĢme olarak adlandırılan sürecin de kapitalist uzam

üretim (hatta yıkıp yeniden düzenleme) süreci ile aynı özellikleri taĢıdığını ifade

etmektedir (2008a: 75).

KüreselleĢme neredeyse tüm toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel

süreçlere etkide bulunmakta ve bu süreçleri yönlendirmektedir. KüreselleĢmenin

ekonomik boyutu da bu bağlamda temel olmaktadır. Ekonominin küreselleĢmesi

ulusal ekonomileri ve ulusal ekonomi stratejilerini anlamsızlaĢtırmaktadır.

Ekonominin en temel dinamikleri küreselleĢmiĢ, denetlenemez piyasa aktörlerinin

hâkimiyeti altına girmiĢtir. Küresel sermaye ve aktörleri; hangi yerel kendilerine

avantaj sağlıyorsa oraya yönelmekte, her tür denetim ve kontrolden bağımsız bir

Ģekilde dünya ekonomisine yön vermektedir (Hirst ve Thompson, 2008: 123).

Page 91: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

79

KüreselleĢmenin ekonomik temelli bir süreç olduğu kabulü bir yana, bu

ifadenin dünya ekonomisinin küreselleĢmesi anlamına gelmediği dikkatlerden

kaçmamalıdır. Sermaye küreselleĢmekle beraber, ticaret, yatırım ve mali akıĢlara yön

veren merkezler belli baĢlı bölgelerde (Kuzey yarımkürede Avrupa, Kuzey Amerika

ve Doğu Asya) kalmakta ve yoğunlaĢmaktadır. Dünya ticaret hacminin %85‟i, ileri

düzey sektörlerin %90‟ından fazlası bu bölgelerde gerçekleĢmektedir ve en büyük

100 küresel Ģirket ve bankanın merkezleri bu bölgelerdedir. Bu ifadeden hareketle

kapitalizmin küreselleĢtiği, kuzeyin zengin güneyin yoksul olduğu ve her iki tarafın

birbirine küresel etkileĢim Ģebekeleriyle kenetlenmiĢ olduğu söylenebilir (Hirst ve

Thompson, 2008: 124; Mann, 2008: 167-168; Dicken, 2008: 359). Günümüzde

dünya, ulusötesi Ģirketlerin egemenliği ve kontrolü altındadır. Bu Ģirketler, küresel

anlamda söz sahibi konumundadır ve ucuz iĢgücü, ucuz hammadde ve karlı pazarlar

peĢindedirler (Meral, 1997: 20). Merkezleri bir ülkede olsa bile, küresel Ģirketler pek

çok yerde yatırım yapabilmekte ve bu durum küresel Ģirketlerin etkinlik alanlarının

geniĢ ve büyük ölçekli olmasına yol açmaktadır (Giddens, 2008: 84).

Toplumsal-ekonomik-coğrafi bir sistem olan kapitalizmin, küreselleĢme adı

altında yeniden yapılandırılma sürecinde ortaya çıkan temel özellikleri Ģu Ģekilde

özetlenebilir:

- KüreselleĢmeye çalıĢan bir sermaye hareketliliğinin ortaya çıkması,

- HiyerarĢik olarak bir dünya kentleri sistemi kurulması,

- Kurulan hiyerarĢik kentler sisteminde, küresel kentin finans kapitalin

yığıldığı ve akıĢkanlığının kontrol ve yönetiminin sağlandığı finans

merkezlerine dönüĢmesi,

- Tüm karar verme süreçlerinde yeni iktidarlar olarak, büyük ve aĢırı

uzmanlaĢmıĢ birimlere sahip küresel Ģirketlerin ulus içi, uluslararası ve

ulusüstü kurumlarıyla inĢa edilmesi,

- Yoksulluğun, evsizliğin, iĢsizliğin, ayrıĢma ve kutuplaĢmanın artması,

- Kamusal mekânın bir tüketim mekânı olarak yeniden tariflenmesi,

- Rekabetin kentler arasında ön plana çıkarılması,

- YarıĢan, geçici, sürekli değiĢime ve belirsizliğe konu edilen bir kentsel

Page 92: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

80

mekân tasavvurunun yerleĢtirilmesi (Kılıçkaya, 2007: 126-127).

Mekânsal ölçeklerin en büyüğü olan küresel ölçek, günümüzde yoğun

biçimde gündeme gelmekle birlikte yeni bir ölçek değildir. Bugün için yeni olan Ģey,

iletiĢim ve ulaĢım baĢta olmak üzere teknolojide yaĢanan hızlı geliĢmelere paralel

olarak zaman-mekân sıkıĢması sürecinin hızlanmasıdır. Bir diğer ifade ile

günümüzde insanların, metaların, sermayenin ve bilginin, dünyanın bir noktasından

diğer bir noktasına ulaĢım süreci mesafe tanımaksızın kısalmakta ve mekânın

yarattığı engeller azalmaktadır (ġengül, 2000b: 128). KüreselleĢme sürecinde

kapitalist sistemin temelinde bir değiĢim olmamakla birlikte, üretim ve birikim

sisteminde ve mekanizmalarında köklü dönüĢümler yaĢanmaktadır. KüreselleĢme

sürecinde üretim ve birikim iliĢkileri yalnızca uluslararası değil, tüm dünyayı içine

alacak Ģekilde ancak ondan bağımsızlaĢarak ve mekân/zaman sınırlarını aĢarak

ulusüstüleĢmiĢ durumdadır. Para, mal ve hizmetlerin akıĢı küresel ağlar üzerinden ve

biliĢim yoluyla zamana ve mekâna bağımlı kalmaksızın gerçekleĢmektedir (Özgen,

2007: 166).

3.3. KüreselleĢme Sürecinde Sosyal Devlet AnlayıĢında Ortaya Çıkan DönüĢüm

1980‟lerle birlikte etkinliğini arttıran neoliberal ideoloji devletin ekonomiye

aĢırı müdahalesinin krizlere yol açtığını ileri sürmektedir. Neoliberal ideolojiye göre;

büyük bir esneklik ve hareketlilik kazanan sermayenin önünde ekonomi bürokrasisi,

planlı ekonomi, emek-sermaye uzlaĢması gibi engeller bulunmamalı, devlet

bürokrasisi geliĢmelere uyum sağlayarak esnekleĢmeli ve devletin etkinlik alanları

daraltılmalıdır (Edis ġahin, 2001: 662). Bir diğer ifadeyle devletin ekonomik ve

toplumsal yaĢamdaki rol ve etkinliğinin azaltılması salık verilmektedir (KeleĢ, 2001:

564).

Son yıllarda, devletin ekonomik faaliyetlerinde, özellikle sunduğu kamu

hizmetlerinde, 1980‟lerden beri dünya ekonomisini Ģekillendiren ve liberalleĢme

eğilimlerinin artmasıyla hızlanan küreselleĢme sürecinin de etkisiyle önemli değiĢim

ve dönüĢümler yaĢanmaktadır. KüreselleĢme; sermayenin ulus-devlet ölçeğinden

sıyrılıp, uluslararası alanda serbestçe dolaĢıp, en yüksek kar getirecek alanlara daha

kolay yönelme olanağını elde etmesiyle, kapitalizmin yeni bir aĢamasına karĢılık

gelmektedir (Tokatlıoğlu, 2005: 155-156). BaĢka bir ifadeyle küreselleĢme; mal ve

Page 93: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

81

hizmetlerin, üretim faktörlerinin, teknolojik birikimin ve finansal kaynakların ülkeler

arasında serbestçe dolaĢabildiği ve faktör, mal, hizmet ve finans piyasalarının

giderek bütünleĢtiği bir süreçtir (ġenses, 2004: 13). KüreselleĢme olgusunun ortaya

çıkardığı süreç içinde Keynesyen politikaların gözden düĢmesiyle birlikte yeni liberal

politikalar üstünlük kazanmıĢtır. Yeni liberalizm; bir yandan ekonominin ve

sermayenin küreselleĢmesi, yenidünya düzeniyle bütünleĢme ve özelleĢtirme gibi

ekonomik söylemlerle; diğer yandan da devletin ve politik alanın geri çekilmesi,

serbest piyasa sisteminin tam egemenliğini kurması, sivil toplumculuk ve yerel

topluluklara dönüĢ gibi politik söylemlerle hem ulusal hem de uluslar arası alanda

baĢat bir ideoloji haline gelmiĢtir (Sallan Gül, 2004: 1). Her türlü kamusal önlem ve

denetimden bağımsız bir biçimde dolanımını sürdüren küresel sermaye, üretmeyen

ve iĢ alanları yaratmayan ancak sınırsız kar elde etme olanağına kavuĢmuĢ bir

sermaye türü olarak karĢımıza çıkmaktadır. Faiz, repo, borsa ve döviz ticareti gibi

değiĢik biçimlerde faaliyet gösteren küresel sermaye, sınır tanımaksızın

hareketliliğini sürdürmekte ve ulusal ekonomileri de etkilemektedir (IĢıklı, 2001:

489).

KüreselleĢme kavramı adı altında sunulan neoliberal politikalar; serbest pazar

ekonomisini, özel giriĢimciliği ve sermayenin dünya ölçeğindeki sınırsız

egemenliğini ön plana çıkarırken sosyal haklara, kamu giriĢimciliğine, toplumsal

çıkar ve fayda kavramlarına dolayısıyla da sosyal devlete karĢı çıkmaktadırlar.

KüreselleĢmenin teorik altyapısını oluĢturan neoliberalizm, temel ihtiyacın daha çok

pazar ve daha az demokrasi olduğunu ileri sürmektedir. Neoliberal anlayıĢa göre;

sermaye ve mal dolaĢımının küresel ölçekte serbestçe iĢlediği pazarlar olmadıkça

artı-değerin üretilmesi ve sermaye birikim sürecinin tamamlanması mümkün

değildir. Sosyal devlet, kamu giriĢimciliği, sendikalar, ulus devlet ve demokrasi

küresel ölçekte serbest pazar ekonomisinin oluĢturulmasına engel teĢkil etmektedir

(Önal, 1997: 43-44).

KüreselleĢme siyasal, ekonomik ve kültürel geliĢmelere dayalı bir süreç

olarak ele alınmaktadır. Bu sürecin temel belirleyicileri olarak teknoloji ve iletiĢim

alanlarında yaĢanan hızlı geliĢmeler gösterilmektedir. Bu geliĢmeler, ekonomik,

siyasi ve kültürel oluĢumları etkileyerek hemen her alanda olduğu gibi devlet

yapılarında da değiĢimler yaĢanmasına yol açmaktadır. Sınır tanımaksızın yaĢanan

Page 94: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

82

finans ve para akıĢları, teknolojik yenilikler, bilgi ve haber akıĢları ekonomik, siyasi

ve kültürel alanlarda değiĢimler yaĢanması sonucunu karĢımıza çıkarmaktadır. Bu

değiĢimler doğrultusunda devlet yapıları da tartıĢılmakta ve devletin yeniden

yapılandırılması tartıĢmaları yaĢanmaktadır. Özellikle küresel sermaye ve aktörleri

devletin etkinlik alanlarının daraltılması gerekliliğini sürekli gündeme

getirmektedirler (Karabağ, 2006: 214-215). 1980‟lerle birlikte üretimin yapısında,

ekonomik ve politik süreçlerde ortaya çıkan değiĢimlerle birlikte devletin rolü,

konumu ve iĢlevleri de yeniden tanımlanmaktadır. KüreselleĢme olarak anılan bu

süreçte; küresel sermayenin teknolojide yaĢanan geliĢmelere de dayanarak ulusal

ekonomilerin, sınırların ve kültürlerin üzerinde bir hareket serbestîsine kavuĢtuğuna

vurgu yapılmakta ve bu bağlamda ulus devletlerin ekonomi alanında etki ve

öneminin azaldığına dikkat çekilmektedir. Bu ifadeden hareketle küreselleĢme

savunucularının temel hedefi; “serbestleĢme ve özelleĢtirme araçları ile ulus devletin

etkinlik alanının daraltılması ve küçültülmesi, sosyo-ekonomik alanda

belirleyiciliğinin ve müdahaleciliğinin azaltılması, piyasa aktörlerinin önünün

açılması” olarak ifade edilebilmektedir (Göktürk, 2001: 417).

Özellikle 1980‟li yıllardan itibaren devleti yeniden yapılandırma politikaları

geliĢtirilmiĢtir. Bu doğrultuda devletin ekonomik alandaki müdahaleciliğinin

azaltılması, özelleĢtirme, serbestleĢtirme ve katı kuralların kaldırılması gibi

uygulamalar yeniden yapılanma sürecinde devletlere doktrine edilmiĢtir (Karabağ,

2006: 199). 1980‟lerin baĢından itibaren gerek devleti yönetenler gerekse sermaye

kesimi; sosyal devletin etkin olduğu dönemdeki büyüme modelinin istikrarının

temelindeki sermaye ile emek arasındaki toplumsal sözleĢmeyi bozma, deregülasyon

ve özelleĢtirme yönünde bir yeniden yapılanmanın temelini atmıĢlardır. Bu yeniden

yapılanma doğrultusunda hayata geçirilen bir dizi uygulamanın dört temel amacı

bulunduğu söylenebilir: “Sermaye-emek iliĢkilerinde kar arayan kapitalist mantığı

derinleĢtirmek; emek ve sermayenin üretkenliğini arttırmak; ürünü, dolaĢımı ve

pazarı küreselleĢtirerek her yerde en avantajlı koĢullarda kar elde etme fırsatından

yararlanmak; kamu çıkarına yönelik düzenlemeler aleyhine devletin desteğini

sağlamak” (Castells, 2005: 22-23).

Neoliberallerin kastettikleri devletin ekonomiden ve piyasadan elini çekmesi

deyimi; devletin geniĢ halk kitlelerinin yararına olacak Ģekilde giriĢtiği ekonomik,

Page 95: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

83

sosyal ve kültürel etkinliklerden uzaklaĢmasıdır. Sermaye sınıfının çıkarları söz

konusu olduğunda devlet müdahaleciliğinden kaynaklanan bir Ģikâyetleri yoktur.

Neoliberal anlayıĢın hedeflediği tek Ģey; devleti ve kamu olanaklarını sadece

sermayenin taleplerine tabi kılmak ve bununla sınırlamaktır. Bu doğrultuda

küçültülmek istenen Ģey devletin sosyal niteliğidir (Önal, 1997: 50-51). Bu

çerçevede eğitim, sağlık, konut, ulaĢım, iletiĢim, haberleĢme vb sosyal devletin

hâkim ve yeniden dağıtıcı olduğu alanların kamusal niteliğinin içi boĢaltılarak

metalaĢtırıldığı ve piyasa aktörlerine açılmasının sağlandığı düzenlemeler destek

görmektedir.

KüreselleĢme sürecinde sınırların ortadan kalkması olarak nitelenen ulus üstü

(ulus ötesi) Ģirketler ortaya çıkmıĢtır. Bir yandan esnek üretim alanında diğer yandan

iletiĢim alanında yaĢanan teknolojik geliĢmeler küresel Ģirketlerin pazar arayıĢlarında

dünya geneline yayılmalarına neden olmuĢtur. Ucuz pazar arayıĢları iĢgücü

piyasalarında eĢitsizliklerin ortaya çıkmasına neden olmuĢ ve küresel sermayenin

yatırımlarının uluslar üstü hukuka tabi olması, ulus devletin vatandaĢların hak ve

çıkarlarını koruyan niteliğini olumsuz etkilemiĢtir. Bu süreçte küresel pazarda yer

edinmek isteyen devletler, merkezi ve yerel anlamda sermayeye taviz üstüne taviz

verir duruma gelmiĢtir (Firidin, 2004: 45). 1980‟lerle birlikte neoliberal görüĢ IMF

ve Dünya Bankası gibi küresel sermayenin aktörleri tarafından benimsenip

desteklenen bir yaklaĢım niteliği kazanmıĢtır. Bu yaklaĢıma göre azgeliĢmiĢ ülkeler;

doğal kaynaklar, sermaye ve iĢgücü gibi üretim faktörleri bakımından karĢılaĢtırmalı

üstünlüğe sahip oldukları alanlarda uzmanlaĢtıkları, gerçekçi fiyat politikaları

izledikleri, serbest ve özgür bir rekabet düzeni kurdukları, kısacası sermayenin

serbestçe geliĢip serpilebileceği uygun bir ortam sağladıkları takdirde küresel

süreçlere eklemlenebileceklerdir (Yüksel, 2001: 856).

KüreselleĢme ve onun neoliberal anlayıĢını dünya geneline yaymanın iki yolu

bulunduğu ileri sürülmektedir: Ya doğrudan hükümetlerin uygulamalarıyla ya da

IMF, Dünya Bankası ve DTÖ gibi sermayenin ulusüstü aktörlerinin dayatmalarıyla

oluĢturulan siyasi baskı aracılığıyla (Castells, 2005: 175). Küresel kapitalizmin

varlığını sürdürmek, sermayenin dolaĢımını ve birikimini sonsuz kılmak için

yararlandığı araçlar günümüzde uluslararası politikaya yön veren Dünya Bankası,

IMF, DTÖ vb. küresel aktörlerce oluĢturulmaktadır. Bu aktörler kapitalist yeniden

Page 96: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

84

yapılanma çerçevesinde azgeliĢmiĢ ülkelere yapısal uyum programı adı altında

dayatmalarda bulunmaktadır. GeliĢmekte olan ülkelerin küresel ekonomiye

eklemlenmesini sağlamak adına dayatılan bu programlarda bazı tasarruf tedbirlerinin

alınması önerilmektedir. Bu doğrultuda eğitim, sağlık, sosyal güvenlik vb

harcamaların düĢürülmesi önemli yer tutmaktadır. Benzer biçimde, küresel

sermayenin yayılma sürecinde kendisine engel olarak gördüğü toplumsal içerikli

yasa ve düzenlemelerin de kaldırılması ya da esnekleĢtirilmesi gerektiği ileri

sürülmektedir. Bu doğrultuda merkezi ve yerel yönetimler, küresel sermayeyi kendi

yerelliklerine çekebilmek ve kalıcı kılabilmek adına yasal/yönetsel düzenlemelere

gitmektedirler (Duru, 2008: 115, 105). Böylelikle küresel ölçekte ticaret, finans ve

sermayenin dolaĢımı açısından tam bir serbestleĢtirme ve kuralsızlaĢtırma süreci hem

yasal hem de uygulamalı olarak gerçekleĢtirilmeye çalıĢılmaktadır. Parasal

sermayeye dayanan ve tüm dünyada yükseliĢe geçen yeni sermaye birikim sürecinde

sermaye; nerede daha fazla getiri elde ediyorsa oraya yönelmekte, sürekli ve hızlı bir

biçimde küresel dolanımını sürdürmektedir (BakırtaĢ ve Köktürk, 2007: 73).

Küresel ekonomi; ticaretin ve finansın uluslararasılaĢması, sermaye birikim

sürecinin de uluslararası piyasa odaklı geliĢmesini savunan liberal ekonomi

politikalarına dayanmaktadır. Küresel sürecin ekonomi politikaları, devlete ve kamu

politikalarına olan bakıĢın da değiĢmesine neden olmaktadır. GeliĢmiĢ Batı

ülkelerinde II. Dünya SavaĢı sonrasında yükselen sosyal refah devletini ve onun

politikalarını ortadan kaldırmaya yönelik piyasa odaklı politikalar ortaya çıkarken;

azgeliĢmiĢ ülkelerde de sosyal refah devletine paralel gelir dağıtıcı iktisat politikaları

yerini uluslararası piyasa odaklı politikalara bırakmaktadır (BakırtaĢ ve Köktürk,

2007: 73). Küresel sermaye kendisi açısından en karlı olan ve serbest hareket

edebileceği yerelliklere yönelmektedir. Bu nedenle devletler sermaye yatırımları için

çekici hale gelebilmek amacıyla tüm olanaklarını seferber etmektedirler. Bu süreçte

devletler, mekândaki tekelci güçlerini bu güçlerden yarar sağlayabilecek olanlara

tekelci ayrıcalıklar biçiminde tahsis etmektedirler (Harvey, 2008b: 90).

3.3.1.VatandaĢ Odaklı Devletten Piyasa Dostu Devlete

Ulus devletler küreselleĢme denilen dönemden önce baĢarılı bir Ģekilde

yürüttükleri, refah devleti uygulamaları olarak da adlandırılan yeniden dağıtım

Page 97: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

85

mekanizmalarını günümüzde terk etmektedirler. KüreselleĢme ile birlikte ortaya

çıkan geliĢmelerden en çok bahsedileni; ulus devletin zayıflaması ve hareket

kapasitesini yitirmesidir. Devlet küresel süreçlere eklemlenebilmek için havlu

atmakta ve bu uğurda toplumu korumaktan vazgeçmektedir (Keyder, 2002: 50, 54).

KüreselleĢme sürecini empoze eden neoliberal politikalar, devleti sermayenin yeni

gereksinimleri doğrultusunda yeniden yapılandırmayı hedefleyerek kamu

hizmetlerini de yeniden düzenlemektedir. Kamu hizmetlerinin metalaĢtırılması ve

sermayenin değerlenme alanları olarak iĢlev kazandırılmasıyla sonuçlanan bu eğilim,

kamu hizmetlerinin örgütlenme ilkelerini de köklü bir biçimde değiĢtirmekte;

sonuçta, toplumsal yaĢamın bütün alanları sermayenin kar maksimizasyonu amacı

doğrultusunda yeniden yapılandırılmaktadır (Ataay, 2006: 73). Neoliberalizm,

krizler Ģeklinde kendini gösteren sermaye birikimi sorunlarını yine sermaye lehine

çözecek politikaları gündeme getirmektedir. Bu doğrultuda, yeniden üretim yoluyla

sermaye birikiminin sağlanamadığı durumlarda birikimin sürdürülebilmesi için kamu

hizmetinin ortadan kaldırılması ve mülkiyet transferlerinin mümkün hale getirilmesi,

böylelikle de sermayenin karlılığını sağlayacak yeni kaynaklar yaratılması

öngörülmektedir. Sermayenin daha fazla kar elde edebileceği yeni yatırım alanlarının

oluĢabilmesi için ise kamusal hizmetlerin yani sosyal hayatın kolektif tasarruftan

temizlenmesi ve metalaĢması gerekmektedir. Bu bağlamda ulus devlete biçilen rol

ise; süreci sağlıklı bir biçimde iĢletebilecek yönetsel mekanizmaları oluĢturmak ve

hayata geçirmek olmaktadır (Sabuktay, 2009: 174).

Yeni liberalizmin öngördüğü politikalar, 1980 yılından itibaren geliĢmiĢ ve

geliĢmekte olan ülkelerde yaygın bir biçimde uygulanmaya baĢlanmıĢtır. Bunun

sonucu olarak devletler, refah devleti olma hedeflerinden vazgeçmiĢler ve kamusal

hizmet veren uygulamalardan hızla uzaklaĢmaya baĢlamıĢlardır. Öte yandan,

geliĢmekte olan ülkelerde uygulanan ithal ikameci kalkınma politikaları, yerini

ihracata dayalı dıĢa açık büyüme politikalarına bırakmıĢ ve bu ülkelerdeki koruma

duvarları kaldırılmıĢtır (Müftüoğlu, 2001: 265).

KüreselleĢmenin en önemli sonuçlarından biri, merkez ülkeler odaklı

sermayenin çevre ülkelere kendi politikalarını dayatmasıdır. Neoliberal anlayıĢı

yansıtan bu politikaların yapısal uyum programları adı altında doktrine edilmesi

süreci, bir diğer ifade ile sermayenin yayılma harekâtı, küreselleĢme yerine

Page 98: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

86

merkezden çevreye dayatılan bir politika olarak “küreselleĢtirme” Ģeklinde ifade

edilirse daha net anlaĢılabilir (Önder, 2007: 42).

Serbest piyasanın iĢleyebilmesi (sermayenin sınırsızca dolaĢımını

sürdürebilmesi) için yalnızca devlet gücüne benzer bir Ģeyle garanti altına

alınabilecek ve uygulanabilir kılınabilecek bir takım kurumsal düzenleme ve ihtiyacı

bulunmaktadır. Bir diğer ifadeyle serbest piyasa iĢleyebilmek için devlet ve türdeĢ

kurumlara ihtiyaç duymaktadır (Harvey, 2008a: 88, 219; 1999: 195). KüreselleĢme

süreci, kendisini ilk olarak gerek ulusal gerekse uluslararası piyasalarla iliĢkilerde

devletin rolünün azaltılmasıyla ifade etmiĢtir. Bu süreçte devletler, küreselleĢme

sürecinin bir parçası haline gelerek oyunun yeni kurallarını koymuĢlar ve sınıf

güçlerinin dengesini değiĢtirmiĢlerdir. Devletler sınıf iliĢkilerinin alanı olduklarından

sermayenin uluslararasılaĢması, yabancı sermayenin yalnızca verili bir alana dâhil

edilmesine değil, aynı zamanda devletin alanı içerisinde bir aktör haline gelmesine

karĢılık gelmektedir. Aynı zamanda devletler kendi sınırları içinde piyasalar, özel

mülkiyet ve özel anlaĢmalar için gereken altyapı ve yasal mevzuatı

oluĢturmaktadırlar. Benzer Ģekilde yeni bir küresel birikim aĢamasının ortaya

çıkmasına izin veren sermaye hareketleri, yatırımlar, döviz kurları ve ticaretin

yönetildiği kurallardaki değiĢiklikleri de devletler yapmaktadırlar (Panitch, 2000:

205-206). Günümüzde devletler küresel sermayenin önünü açacak düzenlemeleri

hayata geçirmekte, ortaya çıkan eĢitsizlikleri sermaye lehine arttırmaktan

kaçınmamakta ve sermaye birikim sürecinde baĢrolü kendi yerellikleri aleyhine olsa

da üstlenmektedir (Harvey, 2008b: 111).

Sermaye birikimi; hukuk, özel mülkiyet, sözleĢme özgürlüğü gibi bazı

kurumsal yapılarla para güvenliğinin sağlandığı bir ortamda sağlanır. Günümüzde

devletler küresel sermayeye tam da bu ortamı sağlamak üzere yoğun çaba

göstermekte ve yasal yönetsel uygulamalarla kendi yerelliklerini sermaye açısından

kolay eriĢilebilir ve karlı kılmaya çalıĢmaktadırlar. Piyasa kurumlarının ve sözleĢme

kurallarının güvence altına alındığı, sınıf mücadelelerini önlemeye ve farklı sermaye

kesimleri arasındaki çıkarları uzlaĢtırmaya yönelik düzenlemeleri yapan, kısaca

sermaye önündeki tüm engel ve kısıtlamaları kaldırarak sermayeye serbest hareket

edebilme olanağı sağlayan devlet, küresel sermaye açısından en uygun aygıttır

(Harvey, 2008b: 76-77). Güvenli çevre ve bu çevrenin gerekli kıldığı her Ģey üzerine

Page 99: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

87

yerel olarak yoğunlaĢmak, küresel piyasa aktörlerinin ulus devletlerden yapmasını

bekledikleri ve istedikleri tek Ģeydir. Küresel finans dünyasında devletlere

sermayenin yatırım ve çıkarlarını koruyacak birer polis karakolu olmaktan baĢka rol

biçilmemektedir. Küresel ve akıĢkan sermayeyi kendi yerelliğine yatırım yapması

için ikna etmenin tek yolu, sermayenin güvenliğini sağlamaktır (Bauman, 2006:

135).

1980 sonrası dönemde devletin rolünün değiĢmesi, yapısal uyum programları

adı altında kamusal alana müdahale gücünün azaltılması ve finans-sermayenin

etkinlik ve gücünün artmasına paralel olarak devlet, bir ölçüde piyasa aktörleri için

uygun iĢ ortamı yaratmanın yollarını bulan bir kurum haline gelmiĢtir (Harvey,

2008a: 87). Neoliberal küreselleĢme sürecinde devlet oldukça sorunlu bir

konumdadır. Bir yandan ulusal çıkar adına büyük sermayenin faaliyetlerini

düzenlemesi ve kolaylaĢtırması talep edilmekte; diğer yandan yine ulusal çıkar adına

küresel sermayeyi cezp etmek, daha çekici ve karlı alanlara kaçmasını önlemek ve

çekilen sermayeyi kalıcı kılabilmek adına sermaye açısından çekici bir ortam

yaratmaya zorlanmaktadır (Harvey, 1999: 195). Bauman'ın ifadesiyle küreselleĢme

sahnesine çıktığında devlet striptiz yapmaya baĢlar, gösterisinin sonunda üzerinde

yalnızca çıplak acil ihtiyaçları yani baskı güçleri kalır. Ekonomik anlamda küresel

aktörlere bağımlı, egemenlik ve etkinlik alanları daraltılmıĢ ulus devlet mega

Ģirketlerin basit bir güvenlik birimi haline gelir. Dünyanın yeni efendilerinin

doğrudan yönetmeye ihtiyacı yoktur. Ulusal hükümetler onlar adına iĢleri yoluna

koyma görevini üstlenmiĢlerdir (Bauman, 2006: 77).

Sosyal devlet anlayıĢının terk edilmesi ve neoliberal öğretilerin dünya

geneline yayılmasına paralel olarak devlet anlayıĢı da değiĢmektedir. Neoliberal

anlayıĢ çerçevesinde devlet; ekonomik ve toplumsal yaĢamın müdahale edicisi değil,

kapitalist üretim iliĢkilerinin düzen ve güven içinde kurulmasını sağlayacak genel

gözeticisi olarak ifade edilmektedir. Bir diğer ifade ile sosyal devletin yerine

düzenleyici devlet anlayıĢı getirilmekte, devlet halkın ihtiyaçlarını kamu kaynak ve

mekanizmalarıyla karĢılama sorumluluğunu üzerinden atmakta, piyasa talep ve

ihtiyaçlarına göre hareket eden bir yönetim anlayıĢı yerleĢikleĢmektedir (Ayman

Güler, 2004: 35-36). KüreselleĢme olgusu etkilediği diğer tüm süreçler bir yana, asıl

olarak ekonomi alanında baskın konumdadır. Küresel ekonomiye yön veren küresel

Page 100: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

88

sermayenin tek bir mantığı bulunmaktadır: Kendisi için en uygun koĢulları sunan ve

hareket serbestliği sağlayan ortama yönelmek. Küresel sermayenin mantığına göre

çalıĢan bir ekonomide ise büyüme, yatırımların nasıl ve nerede yapılacağı,

teknolojinin ve ürün bileĢiminin niteliği sermayenin küresel düzeyde iĢleyiĢine bağlı

olmaktadır. Bu nedenle hemen hemen tüm dünya ülkelerinde yönetimlerin temel

hedefi; sermayeyi çekebilmek, kalıcı kılabilmek ve ürkütmemektir. Bu nedenle de

eĢitlikçi, adaletçi, yeniden dağıtıcı politikalar birçok ülkede rafa kaldırılmıĢ

durumdadır. Bir diğer ifadeyle ulus-devlet anlayıĢı terk edilmekte ve tüm toplumsal

süreçler piyasa tercih ve koĢullarına göre Ģekillendirilmekte, devlet düzenleyici ve

dağıtıcı rolünü yani kamuyu, sermaye aktörlerine terk etmektedir (Keyder, 2004:

102; 1992: 82).

Sermaye aktörlerinin toplumsal yaĢantıda etkin hale gelmesine paralel olarak

vatandaĢ ve kenttaĢ algısı da değiĢime uğramıĢ ve yerini müĢteri odaklı bir anlayıĢa

bırakmıĢtır. Bir diğer ifade ile piyasa aktörlerinin hâkim olduğu toplumsal yapılarda,

temel haklar çerçevesinde değil müĢteri yani tüketen konumunda olan kentliler,

kentsel olanaklardan yararlanırken müĢteri/tüketen olmanın gereklerini yerine

getiremeyen kesimler bu olanaklardan mahrum kalmaktadırlar.

3.3.2.Sosyal Devlet Çözülürken Yükselen Yerellikler

Yirminci yüzyıl Avrupa siyasetinin temel özelliği olan sosyal devlet anlayıĢı,

1970‟lerden sonra terk edilmeye baĢlamıĢ, hükümet harcamalarında kesintiye

gidilmesi, giderek daha fazla Ģeyin bireye ve piyasaya terk edilmesi egemen fikir

haline gelmiĢtir (MacGregor, 2008: 236-237). KüreselleĢmenin bu süreci hızlandıran

bir etkisi olmuĢtur. Çünkü ulusal sınırların azalan belirleyiciliği karĢısında sosyal

devlet harcamalarının sürdürülebilirliği ve etkisi azalmıĢtır.

1980‟li yıllarla birlikte kaçınılmaz son geliĢme olarak ilan edilen

küreselleĢme çerçevesinde, öncelikli hedef olarak sosyal ve ulus-devletten kurtulmak

gösterilmiĢ; bunun sağlanabilmesi için de özelleĢtirme politikalarına hız verilmesi

gerektiği vurgulanmıĢtır. Özellikle 1989 sonrasında hızlanan küreselleĢme,

kaçınılmaz bir geliĢme olarak ilan edilmiĢ ve küreselleĢmenin nimetlerinden

yararlanmak isteyen geri kalmıĢ ya da geliĢmekte olan ülkelere öncelikli hedef

olarak, sosyal devletin bürokrasisinden, haklar anlayıĢından ve ulus-devletin

Page 101: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

89

vatandaĢ ve ulus temelli politikalarından kurtulmak gösterilmiĢtir (Ayman Güler,

2005: 207). KüreselleĢmenin önünü açacak özelleĢtirmelerin tanımlayıcı özü; kamu

malları ve hizmetlerinin devredileceği özel sektörün yerli-yabancı ayrımını

tanımamasıdır. Sosyal ve ulusal devlete karĢı özelleĢtirme (buna paralel olarak

yabancılaĢtırmanın önünün açılması) politikaları ile ilerleyen küreselleĢme; geriye

kalanları da tamamen ele geçirebilmek açısından ikinci hedef olarak yerelleĢmeyi

göstermiĢtir. KüreselleĢme sürecinde yerel kavramı giderek önem kazanmaktadır. Bu

kavram ile devletin iĢlevleri ve etkinlik alanları kısıtlanırken, merkezi yönetimlerin

yerini yerel ölçekteki karar mekanizmalarının alması önerilmektedir (Göktürk, 2001:

419). KüreselleĢme ve yerelleĢme süreçleri iç içe geçmiĢ biçimde

değerlendirilmektedir. Bu çerçevede, küreselleĢme sürecinin ulus-devletleri

aĢındırırken, ulus-devletlerin kontrolü altındaki yerel birimlere özerklik kazandırdığı

ileri sürülmektedir. Böylece ulus-devletler önemini yitirirken yerellikler önem

kazanmaktadır (ġengül, 2000b: 113; Shatkin, 2000: 2360).

1990‟lı yılların sonlarından itibaren Dünya Bankası baĢta olmak üzere tüm

uluslararası aktörler, küreselleĢme gibi yerelleĢmeyi de kaçınılmaz bir süreç olarak

ifade etmiĢlerdir. Bir diğer ifade ile küreselleĢme çağında yerelleĢtirme, sosyal devlet

ve ulus-devlet kavramlarından geriye kalanları ortadan kaldırmak üzere formüle

edilmiĢtir (Ayman Güler, 2005: 207). Yerellikler üzerinden kalkınma söyleminin

ardında neoliberal anlayıĢ ve onu dünya çapında yaymaya çalıĢan küreselleĢme

eğilimi yer almaktadır. Bu eğilimlerin gölgesinde yerelleĢme, devletin sosyo-

ekonomik boyutunun daraltılarak küçültülmesinin, kamusal hizmetlerin

özelleĢtirilmesi ve piyasalaĢtırılmasının aracı olarak kullanılmaktadır. YerelleĢme ve

yerellikler üzerinden kalkınma, küresel sermaye ve kapitalist devletler tarafından

tercih edilen bir süreçtir. Bu süreçte ulus-devletten beklenen; yerelin önünü açarak

küresel yarıĢta baĢarılı olmasını sağlayacak yasal ve kurumsal desteği sağlamaktır

(Doğan, 2007: 57-58). YerelleĢme ve bölgeselleĢme gibi süreçlerin küresel neoliberal

ideolojinin yayılmasını ve derinleĢmesini tamamlayıp kolaylaĢtıracak gerekli

ekonomik, toplumsal ve fiziksel altyapıları yaratacağı düĢünülmektedir (Held vd,

2008: 89). YerelleĢme, kendi kapasitelerini etkin bir biçimde kullanan ve uluslararası

düzlemdeki iliĢkileri dünya ticaret sistemine eklemlenebilen birimlerin oluĢması

anlamına gelmektedir (Eraydın, 2001: 369; ġener, 2003: 7).

Page 102: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

90

Neoliberal yaklaĢım yerelleĢmeyi gerekçelendirirken “ekonomik etkinlik” ve

“katılımcı demokrasi” amaçlarını ortaya koymaktadır. Ancak, gerçekte,

yerelleĢmenin ne ekonomik geliĢmeyi ne de demokratikleĢmeyi güçlendirme olasılığı

vardır. YerelleĢme projesi asıl olarak, yerel halkın değil uluslararasılaĢmıĢ finansal

sermayenin beklentilerini karĢılamak üzere geliĢtirilmiĢ görünmektedir. YerelleĢme

projesi bu haliyle devleti küçültme projesinin bir unsuru olmaktan, neoliberalizm de

bu süreci meĢrulaĢtırmaktan öte bir anlam taĢımamaktadır (Ataay, 2006: 182). Ulus

devletin küçültülmesi ya da etkinlik alanlarının daraltılması, özellikle devletin sosyal

refaha yönelik iĢlevlerinin ve kamu hizmeti üretme yeteneklerinin ortadan

kaldırılması çabalarının bir sonucudur.

Devletin sosyo-ekonomik yaĢama yoğun müdahalesinin söz konusu olduğu

sosyal devlet anlayıĢı, 1970‟lerde ardı ardına yaĢanan ekonomik krizlerin nedeni

olarak sorgulanmaya ve tartıĢılmaya baĢlanmıĢtır. 1980‟li yıllarla birlikte de sosyal

devlet anlayıĢı yerini neoliberal küreselleĢme anlayıĢına bırakmıĢtır. Neoliberal

küreselleĢme ile birlikte ulus-devletler yeniden yapılanma sürecine girmiĢlerdir.

Ġstihdam, sosyal güvenlik, eğitim, sağlık, konut, çevre vb alanlardaki korumacılığın

kaldırılması, finans ve ticaretin liberalizasyonu, yerelleĢme, kentsel alanların

sermaye gruplarına pazarlanması, özelleĢtirme ve kamu hizmetlerinin

metalaĢtırılması bu yeniden yapılanma sürecinin temel unsurları olarak karĢımıza

çıkmaktadır. Gerek devlet merkezli uygulamaların, gerekse de etkinliğini günden

güne arttırarak devam eden neoliberal küreselleĢmenin en önemli mekânsal odağının

kentler olduğu görülmektedir. Sosyal devleti tanımlayan ve sonrasında neoliberal

söylemlerin Ģiddetle karĢı çıktığı genel hizmetlerin büyük bir bölümü kentsel nitelik

taĢımaktadır. YerelleĢtirme söylemleriyle ve yapısal uyum programlarıyla merkezin

etkinliğinin yok denecek kadar azaltıldığı günümüzde yerel yönetimlerin yanı sıra

eğitim, sağlık ve konut politikaları gibi sosyal devlet uygulamaları da

neoliberalizmin hedefi konumuna gelmiĢtir (ġengül, 2000a: 236). Kentsel alanlardaki

eğitim, sağlık, ulaĢım, altyapı, konut vb kamu hizmetleri yüksek kar getiren

hizmetler olarak görüldüğünden, devletin bu alanlardan çekilmesi ve bu alanların

sermayenin yeni birikim alanları olmasının önünün açılması hedeflenmektedir

(BeĢiktepe, 2007: 51).

Page 103: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

91

KüreselleĢme süreci; uluslararası sermayenin zaman ve mekân

kısıtlamalarından kurtulma, ulus devleti küçültme ve kimi kurumsallaĢmıĢ birimlerini

tasfiye etme istemi üzerine temellenmektedir. Bu çerçevede kentlerin öne

çıkarılmasının, ulus devlet çatısı altında yerelin güçlendirilmesi projesi olmaktan öte;

küresel sermayenin hareket alanını zaman ve mekân kısıtlamalarından bir diğer

ifadeyle devletin politik mekânının kısıtlamalarından kurtarma giriĢimi haline geldiği

ileri sürülmektedir (Keskinok, 2000: 87, 90; Keskinok, 2006: 77).

3.4. KüreselleĢme Sürecinde Kentler: Sermayenin Kentleri Yeniden KeĢfi

1980 sonrası dönemde fordist üretim biçimi önemini yitirmiĢ ve esnek

uzmanlaĢmaya dayalı esnek üretim biçimleri ön plana çıkmıĢtır. Bu doğrultuda

sermaye ve emek yoğun sanayi ekonomilerinin yerini bilgi ve teknoloji yoğun

ekonomiler almıĢtır. Bilgi ve teknoloji yoğun ekonomi dönemi, mekânsal anlamda

yeni bir düzenlemeyi de beraberinde getirmektedir. Bu süreçte kentsel ekonomi bir

ağ ekonomisine dönüĢmekte ve ulaĢım, taĢıma, iletiĢim, ticaret, hizmet, teknolojik

yenilik, bilgi ve enformasyon ağlarından oluĢan bir kentsel ekonomik sistem ortaya

çıkmaktadır (BaĢer, 2005: 496). 1980 öncesi dönemde etkin olan ulusal

kalkınmacılık ve beraberinde gelen devletin ekonomiyi/ekonomik kalkınmayı

yönlendirmesi anlayıĢı bu dönemde önemini kaybetmiĢtir. Ulusal kalkınmacılığın

terki, 1970‟lerdeki krizin derin ve uzun süreli etkileri, dünya ekonomisinin yeni bir

büyüme evresine girememesi, üretim sürecinin parçalanması ve bazı kısımlarının

ucuz emek ve hammaddeye sahip azgeliĢmiĢ ülkelere kaydırılması gibi geliĢmeler,

yerellikler üzerinden kalkınmanın büyük ölçekli sermayenin talepleriyle örtüĢtüğünü

göstermektedir. Yani ekonomi politikaları artık ülke baĢkentlerinden ve merkezi

hükümetlerden sorulmamakta, aksine merkezi hükümetler ekonominin gidiĢatına

göre tedbir almakta ve politikalar geliĢtirmektedirler. Bu süreçte ülke sınırları içinde

baĢkentler değil, küresel süreçlere eklemlenme potansiyeli olan kentler ön plana

çıkmaktadırlar (Keyder, 2004: 100; 1992: 82). Bu doğrultuda Dünya Bankası vb

ulusüstü aktörler kalkınma açısından kentlerin motor güç konumunda olduğuna

vurgu yapmaktadır. Aynı Ģekilde bu vurgu, sermaye açısından kentlerin yatırım aracı

olarak cazip bir tercih mekanizması olduğuna da iĢaret etmektedir (Doğan, 2005a:

82).

Page 104: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

92

KüreselleĢme olarak ifade edilen süreç, kentlerde ekonomik, sosyo-kültürel,

mekânsal ve politik değiĢimleri beraberinde getirmiĢtir (Uzun, 2002: 37). Bu

değiĢimler; sermaye birikim sürecine katkısı olabileceği düĢünülen ve sermayenin

yeni/en karlı yatırım alanı olarak gördüğü kentlerin, sermayenin talepleri

doğrultusunda biçimlendirilmesini kolaylaĢtırmıĢtır. Bu süreç beraberinde yerellikler

olarak kent ve bölgelerin yeniden tanımlanmasını, sosyal devletin metasızlaĢtırılmıĢ

toplumsal yeniden üretim alanlarının ve kamu mülkiyetindeki iĢletmelerin piyasa

süreçlerine dâhil edilmesini getirmiĢtir. Yerelin sermaye lehine yeniden tanımlandığı

bu süreçte, yerellikler ve bazı toplumsal aktörler (yönetimler, piyasa aktörleri vb)

küresel aktörlerin iĢbirlikçisi olarak; var olan sermayeyi kalıcı kılmak ve yeni

sermaye çekebilmek için tüm sosyal ve fiziksel altyapılarını sermayenin talep ve

beklentileri doğrultusunda düzenlemiĢlerdir (Doğan, 2005b: 24). Bu süreçte

yönetim ölçeği küçültülerek karar verme mekanizmasının yerele indirgenmesi

sermayenin küreselleĢmesi ile eĢzamanlı olarak gerçekleĢmiĢtir. Ekonominin

küreselleĢmesi yerelin önemini azaltmaktan çok, yereli uygulamada çok daha önemli

duruma getirmiĢtir. Merkezi hükümetin etkinliğinin ve müdahaleciliğinin de

azalmasına paralel olarak kentler sermayeyi çekebilme yarıĢına girmiĢtir (Cihangir

Çamur, 2002: 674-675).

KüreselleĢme sürecinde ön plana çıkan kentlerin temel iĢlevleri; üretimden

çok üretimin örgütlenmesi, yönetimi, kontrolü, tasarımı, finanse edilmesi,

bütçelenmesi, pazarlanması olarak görülmektedir. Bu iĢlevleri yerine getirebilecek

vasıflı ve eğitimli iĢgücünün bulunduğu kentler, sermaye açısından çekici olmaktadır

ve sermaye bu kentlerde odaklanmaktadır (Keyder, 2004: 54).

Sermaye aĢırı birikim sorununa temel çözüm olarak baĢka yerlerde yeni

pazarlar, yeni üretim kapasiteleri, yeni kaynaklar, yeni iĢgücü olanakları yaratmayı,

yani mekânsal yer değiĢtirmeyi görmektedir (Harvey, 2008b: 91-93). Küresel

sermaye devamlılığını ve geliĢimini sağlamak adına sürekli olarak yeni tüketim

maddeleri, üretim ve ulaĢım yolları ile en önemlisi pazarlar yaratmak durumundadır

(Schumpeter, 2007: 103). Bu doğrultuda neoliberal yeniden yapılanma sürecinde

sermayenin yeni ve en karlı bulduğu alanların kentler olduğu görülmektedir. Üretim,

meta ve kar kavramları çerçevesinde sistematikleĢtirilen küresel kapitalizm kendisine

sahne olarak kent mekânını seçmiĢtir ve geçirdiği tüm evrimsel süreçlerle birlikte

Page 105: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

93

kentleri de tüm bileĢenleriyle birlikte dönüĢtürmektedir. Sanayi üretimi ve idari

iliĢkiler ağının merkezi olarak medeniyetleĢmenin sahnesi Ģeklinde tanımlanan kent,

küreselleĢme sürecinde karlılık ve metalaĢtırma faaliyetleri içinde sadece sahne

olarak değil, sürecin bir parçası olan obje durumundadır (Akbalık, 2007: 167-168).

Günümüz kentlerinde küreselleĢmenin ve küresel sermayenin etkileri önemli

ölçüde hissedilmektedir. Hangi piyasa oyuncusunun, hangi nedenlerle olduğu dahi

bilinmeyen tercihlerle aldığı dıĢsal kararlar kentlerin geleceğini etkileyebilmektedir.

Merkezi ve yerel yönetimler; tüm dünyanın küresel sermayeyi yatırım yapmak ve

kalıcı kılmak için büyük bir yarıĢ içinde olduğu günümüz dünyasında sermayenin

taleplerine karĢı koyamamakta (Ersoy, 2007: 164) aksine sermayenin önünü açacak

uygulamaları hayata geçirmektedirler.

Küresel sermayenin en önemli özelliği olan sınır tanımayan hareketlilik,

mekânsal süreçlere de yansımaktadır. KüreselleĢme sürecinden en çok etkilenen

mekânsal ölçek olarak karĢımıza kentler çıkmaktadır. Sermaye birikimi yeni

mekânsal oluĢumların ortaya çıkmasına etkide bulunmaktadır. Sınır tanımaksızın

dolaĢan sermayenin yatırıma yöneliĢi ulusal sınırları zayıflatmakta, ulusal sınırlar

içinde kentler doğrudan küresel yatırım alanı haline gelmektedir. Bu süreçte kentler

ulus-devleti aĢarak uluslararası düzeyde iliĢki ve yapılanmalara dahil olmaktadırlar

(Karabağ, 2006: 194-195). Bir diğer ifade ile küreselleĢme olarak adlandırılan

çağımızda kentler, ulus devletleri aĢan bir önem taĢımaktadırlar (BaĢer, 2005: 495).

KüreselleĢme sürecinde sermayenin sınır tanımaksızın dolanımının yanı sıra esnek

sanayi bölgelerinin, giriĢimci kentlerin ve küresel kentlerin yeniden keĢfi söz konusu

olmaktadır (Jessop, 2005: 367; Koch, 2003: 7). 1980 sonrasında sıklıkla dile

getirilen yeniden yapılandırma ve yapısal uyum süreçleri; kapitalizmin

küreselleĢmeye çalıĢtığı ekonomik ve siyasal alanın çeĢitli ölçeklerinde, farklı

coğrafyalarda aynı olmayan ama benzerliklere ve içiçeliklere sahip bir nitelik

taĢımaktadır. Bu süreçte kentler, pasif ve yalnızca üzerinde sürece dair aktivitelerin

gerçekleĢtiği mekânlar olmanın ötesinde aktif öznelere dönüĢtürülmektedir

(Kılıçkaya, 2007: 127).

Küresel ekonomik yeniden yapılanma, üretimin uzamsal ve zamansal

dağılımını köklü biçimde değiĢtirmiĢtir. Yerel eski anlamını yitirmiĢ ve küresel

Page 106: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

94

sermaye hareketlerine bağımlı bir değiĢken haline gelmeye baĢlamıĢtır. Esnek üretim

sistemi ve ekonominin küreselleĢmesi yereli ekonomik bir öğe olarak küresel

sermayeye eklemlenebilmenin bir aracı haline getirmiĢtir (ġahin, 2001: 663).

Günümüzde ekonomik ve siyasal müdahale, ulusal sınır ve bütünlükleri aĢarak

kentleri muhatap almaktadır (Erkal, 2005: 599). Kentleri ülkelerden çok daha önemli

bulan neoliberal anlayıĢ ve küresel sermaye; metropolleĢme düĢüncesinden hareketle

spekülasyon ve ranta dayalı bir giriĢimi desteklemektedir (Yarar vd., 1998: 173).

KüreselleĢme sürecinde kentlerin; insan, mal, sermaye, bilgi ve teknolojinin

akıĢkanlığını kolaylaĢtırdığı ve bu akıĢkanlığın önündeki engelleri kaldırdığı ölçüde

önem kazanacağı ileri sürülmektedir (Öğdül, 2005: 310). Günümüzde en gözde

yerellikler aynı zamanda küreselleĢmenin yol açtığı ayrıĢma ve çatıĢmaların en

yoğun yaĢandığı kentler olmaktadır. Küresel ya da küreselleĢmeye çalıĢan kentler;

küreselleĢmenin kendilerine biçtiği ya da kendiliklerinden üstlendikleri yeni roller

çerçevesinde çok yönlü ve hızlı bir dönüĢüm yaĢamaktadırlar (Yalçıntan, 2007: 115).

KüreselleĢmenin mekân organizasyonuna en önemli etkisi, mekânın niteliğini

değiĢtirmesidir. KüreselleĢme sürecinde mekân bir iliĢkiler ağına dönüĢmüĢtür. Bu

iliĢkiler ağına dâhil olamamak beraberinde dıĢlanma sonucunu getirmekte ve zaten

küresel anlamda var olan eĢitsizliğe yeni bir eĢitsizlik boyutu eklenmektedir (Tekeli,

1999: 221). KüreselleĢmeye bağlı olarak kentler ve ulusal ekonomiler farklı ulus altı

parçalara ayrılmaktadırlar. Bunların bazıları küresel ekonomiye bağlanıp

eklemlenirken bazıları ise bu sürecin dıĢında kalmaktadırlar. Küresel ekonomiye

eklemlenebilen kent ve bölgelerin önemi artarken, diğer mekânsal ölçekler gözden

düĢmektedirler (Kesgin, 2007: 201-202). 1980 sonrası dünya ekonomisinin iĢleyiĢi,

ulusal ekonomilerin kendi baĢlarına büyümelerini ve sermayenin mantığından

kaçınmalarını neredeyse imkânsız hale getirmiĢtir. Bu anlamda temel sorun, küresel

ekonomik süreçlere eklemlenebilmenin yollarını aramak Ģeklinde formüle

edilmektedir. Bu süreçte hangi bölge ya da kent sermayeye daha avantajlı ve cazip

olanaklar sunarsa, o oranda kaynak sahibi olacağı ileri sürülmektedir. Küresel

süreçlere eklemlenememenin maliyetinin oldukça yüksek olduğu ve dünya genelinde

birçok alanın dıĢlanma ve marjinalizasyon riskiyle karĢı karĢıya olduğu da bu

bağlamda geliĢtirilen bir söylem olarak karĢımıza çıkmaktadır (Keyder, 2004: 108-

109; 1992: 85). Bu ifadelerden hareketle günümüz küreselleĢme ortamında kentlerin

Page 107: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

95

küresel süreçlere farklı biçimlerde eklemlendiği dile getirilebilir. Eraydın kentlerin

küreselleĢme süreçlerine eklemlenme biçimlerini Ģu Ģekilde ele almaktadır:

Page 108: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

96

Tablo 1 KüreselleĢme Sürecine Farklı Eklemlenme Biçimleri ve Farklı Kent

Tipleri

KüreselleĢme Sürecine

Farklı ġekilde

Eklemlenmeler

Eklemlenmede Önemli Olan Ġç ve DıĢ

Dinamikler

Eklemlenmede Önemli Olan

Yerel Düzenlemeler

I.Küresel Sistemin Odağı Olarak Dünyaya Eklemlenme

Dünya Kentleri/ Küresel

Kentler

Çok sayıda üretim ve iletiĢim ağının

kesiĢme noktası. Ekonomik sistemin iĢleyiĢinde ve denetiminde söz sahibi

firmalar

Küresel firmaların mekânsal

taleplerini karĢılamaya yönelik fiziksel düzenlemeler ve mevcut

düzenlemelerin gevĢetilmesi

II.Bilgi Kapasitesi Ġle Dünyaya Eklemlenme

Öğrenen Bölgeler Bilgi üretme ve öğrenme sürecinde odak

noktalar. Bilgi depolama, fikir ve

yaratıcılığın akımını kolaylaĢtıran altyapı

-Bilgiye dayalı örgütlenmeye

destek ve teĢvik

-Bilginin varlık olarak

değerlendirilmesi -Bilgi yoğun firmalara kredi ve

sermaye sağlanması

Bilgi Kentleri Bilginin toplandığı ve aktarıldığı, yalnızca çevresindeki alanlarla değil, uluslararası

ağlar yardımıyla tüm dünya ile iletiĢimleri

olan merkezler

-Bilginin üretilmesine destek -Bilginin kolaylaĢtırılmasına

kolaylık ve altyapı

-Kentlerin çekiciliklerini arttıracak mekân kalitesi

III.Yaratıcı Kapasiteleri ve Yerel ĠliĢkilerindeki BütünselleĢmenin Rekabet Gücü Ġle Eklemlenme

Geleneksel Sanayi

Odakları

Bireysel firmalar tarafından

üretilemeyecek nitelikteki ve rekabet gücünü arttıracak çözümlerin o yöredeki

aktörlerin bir araya gelerek üretilmesi

-Yerel geliĢmeyi destekleyen

yerel kurumlar ve aktörlerin bir arada sağladıkları yaratıcılıklar

-Yerel teĢvik ve sivil toplum

örgütlerinin sağladıkları olanaklar

Yeni GeliĢme Odakları:

Ġleri Teknoloji Bölgeleri

Ġleri teknolojiye sahip firmalar tarafından

sağlanan üretim ağlarının varlığı

-DayanıĢma ağları

-Yüksek nitelikli insan gücü kaynakları

-BuluĢçuluğun lider firmalar

tarafından desteklenmesi

IV.Teknolojik Birikimleri Ġle Eklemlenme

Teknoloji Merkezleri,

Teknoparklar,

Teknopolisler

Bilgi ve teknoloji üretimini sağlayan yerel

iletiĢim ağları. Ġleri düzeyde teknoloji

sunumunu gerçekleĢtiren firmalar ve araĢtırma kurumları

BuluĢ ve teknolojik geliĢmeyi

sağlamaya yönelik kamu

kaynakları (altyapı ve parasal destekler)

V.Yapısal DönüĢüm GerçekleĢtirerek Dünya Ġle Eklemlenen Metropoller

Teknolojik ve Kurumsal

DönüĢüm Gösteren

Ulusal Metropoller

Mevcut üretim yapısının değiĢtiği esnek

ve düĢey ayrımlaĢmıĢ ve tam zamanında üretimin benimsendiği bir ortam. Yeni

hizmet alanları ve yeni iĢgücü talebinin

ortaya çıkması

Ulusal ekonomik kuralların,

finansman biçimlerinin ve ticaretin yeniden düzenlenmesi

Belirli Konularda

UzmanlaĢmıĢ Kentler

Belirli konularda deneyim ve yaratıcılık

potansiyeli. Bazı buluĢlar yaparak dünya

sisteminde yer alma çabası

-Teknolojik dönüĢümü

destekleyen politikalar

-Yeni buluĢların desteklenmesi

VI.KüreselleĢme Sürecine Bazı Kesimlerin Özverisi Ġle Eklemlenenler

Ucuz Emek Alanları

Olarak Eklemlenen

Kentler

Geleneksel malları ucuza üreterek rekabet

gücü sağlamak

Emeğin ucuz olmasını sağlayan

düzenlemeler (emeği koruyan

mevcut kuralların ve yasaların uygulanmaması)

VII.Eklenemeyenler

Geleneksel Sanayi

Yapısını

DeğiĢtiremeyenler

Geleneksel birikimleri ile rekabet gücünü

yakalayamayanlar

Düzenleme biçimlerinin değiĢen

koĢullara uyum sağlayamaması ĠĢlevsel Olarak Sınırlı

Kalanlar

Olanakları sınırlı olduğu için dünya

sisteminin dıĢında kalanlar

Kentsel ÇöküĢ

YaĢayanlar

KüreselleĢme sürecinin dıĢında kalarak eski canlılıklarını yitirenler

Kaynak: Eraydın, 2001: 374.

Page 109: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

97

1980 sonrası dönemde Batı‟nın geliĢmiĢ kapitalist toplumlarında yerel ve

bölgesel ekonomik stratejinin temel biçimleri, iĢlevleri ve siyasa mekanizmaları

büyük değiĢikliklere uğramıĢtır. KüreselleĢen dünya ekonomisinde kentler bir güç ve

rant aracı olarak görülmektedir. Bu süreçte kentlerin, ekonomik yeniden yapılanma

ve yapısal rekabetçiliği koruma konularında aktif birer özne olarak aldıkları rollerde

büyük sıçramalar yaĢanmıĢtır. Bu sıçramalar beraberinde giriĢimci kente dair ilgi ve

vurgunun da artmasına neden olmuĢtur. GiriĢimci kentlerin en önemli özelliği; yoğun

rekabet karĢısında kendi ekonomik alanlarının rekabetçiliğinin arttırılmasında aktif

özne konumunda olmaları olarak belirtilmiĢtir (Jessop, 2005: 379). Son dönemde

kentler birbirleri ile yarıĢan birer iĢletme gibi örgütlenmekte, kent iĢlevi bir iĢletme

olarak verimlilik ve kar sağlamaya dönüĢmektedir (Ulu ve Karakoç, 2004: 63).

KüreselleĢme olarak ifade edilen sürecin temel bileĢeni, sermayenin küresel

ölçekte yeniden yapılanmasıdır. Sermayenin yeniden yapılanma süreci küresel

ölçekte farklı mekânlar üzerinde gerçekleĢirken, sermayenin yöneldiği mekânsal

sınırları tanımlayan devlet günümüzde bu özelliğini yitirmiĢtir. Sermaye artık yatırım

kararlarını alırken tüm dünyayı tek bir mekân olarak görmeye ve kendisi açısından

en cazip/avantajlı koĢulları sunan alanlara yönelmeye baĢlamıĢtır. Önceleri devletler

arasında gerçekleĢen mal, sermaye, bilgi ve hizmet akıĢları günümüzde kentler ve

bölgeler arasında gerçekleĢmeye baĢlamıĢtır. Bu durum; bazı kentlerin konum ve

önemini arttırırken, bazı kentlerin de düĢüĢe geçmelerine neden olmaktadır (Tekel ve

Ayten, 1998: 118). Kentler ulus ötesi ağ sistemine bağlanma yeterlilik ve baĢarıları

ölçüsünde küreselleĢmekte ve bu durum kentler arasında bir eĢitsizlik ve hiyerarĢinin

ortaya çıkmasına neden olmaktadır. KüreselleĢme, küresel kentler ağına

eklemlenemeyen kentlerin gözden düĢtüğü ve kendi kaderlerine bırakıldığı bir

sistemdir. Çünkü küreselleĢme, kapitalizmin kentleri kullanma üzerine kurmuĢ

olduğu bir tedavidir ve kentler/kentliler kapitalizmin kendi kendini tedavisine (talep

ve beklentilerine) cevap verdikleri ölçüde küreselleĢmenin metası ve sermayenin

yöneldiği alanlardır (Özkan, 2005: 279).

Küresel sermaye, kapitalizmin her aĢamasında revize ettiği birikim açısından

yer seçim kriterlerini günümüzde büyük ölçüde değiĢtirmiĢtir. OluĢmuĢ ya da

oluĢmaya yakın bir pazar, yatırımcı açısından yatırılan sermayenin en kolay ve

maksimum oranda karla geri dönüĢünü ifade ettiğinden artık ön koĢul haline

Page 110: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

98

gelmiĢtir. Ayrıca, yatırım coğrafyasının dünya ölçeğinde geniĢlemesi, ucuz iĢgücü

kriterini çok ucuz iĢgücü kriterine çevirmiĢ ve iĢgücü açısından sosyal hakların

minimum seviyede olması önemli hale gelmiĢtir. Sermayenin bir diğer yer seçim

kriterini de, yerleĢeceği alanda çevre bilincinin geliĢmemiĢ (ya da önemsenmiyor) ve

ilgili yasal ve toplumsal yaptırımların oluĢmamıĢ olması belirlemektedir. Böylelikle

sermaye çevre kirliliğini kendi ülkesinden uzaklaĢtırdığı gibi, kendi ülkesinde yasalar

gereği yükümlü olacağı ek maliyetlerden de (arıtma tesisi, kirletme vergisi vb)

kurtulmuĢ olmaktadır. Küresel sermaye girdiği ülkede hiçbir sorumluluk ve

yükümlülük üstlenmek istememekte ve en çok taviz alabildiği alanlara

yönelmektedir. Sermayenin yer seçim kriterleri, küresel ekonomik coğrafyanın

giderek geniĢlemesiyle keskinleĢmekte, devletlerin/kentlerin sermayeden pay

kapmak için giriĢtikleri yarıĢta, sermayeye en geniĢ avantajları sağlayan

ülkeler/kentler öne geçmektedirler (Yalçıntan, 2000a: 62).

Neoliberal anlayıĢta; ekonomik faaliyetlerin ulusal sınırları aĢtığı, günümüzde

ulusal sınırlar içinde yerel birimlerin de etkin aktörler haline geldiği ve bu doğrultuda

kentlerin ulusal ekonomi ile mekânsal bölünme içinde birbirini tamamlayan birimler

olduğu ileri sürülmektedir. Bu çerçevede kent yönetimlerinin temel görevi ise

sermayeyi kendi yerelliklerine çekecek uygulamaları hayata geçirmek olarak

görülmektedir (Güler, 2007: 239-240). Günümüz dünyasında sermayenin kendi

yapılanması küresel bir hiyerarĢi içindeyken, sermayenin gerektirdiği hizmetler de

orantılı olarak karmaĢık ve hiyerarĢik bir yapıdadır. Bu hizmetlerin neler olacağını

hâkim teknoloji belirlemektedir. Ġçinde bulunduğumuz dönemde sermayeye yönelik

olarak hızla büyüyen hizmetler sektörü içinde; “iletiĢim-telekomünikasyon, bilgi

bankaları ve bilgi iĢlem, küresel fon akımlarını sağlayan ve denetleyen finans

kurumları, bankalar, sigorta Ģirketleri, küresel pazara adaptasyonu sağlayan medya,

pazar araĢtırma ve reklamcılık Ģirketleri, hukuk, muhasebe, müĢavirlik ve yönetim

danıĢmanlığı” kurumları ön plana çıkmaktadır (Keyder, 2004: 103; 1992: 83).

Günümüzde dünya ekonomisinin gerçek anlamda metropolleĢmesine tanık

olunmaktadır. Bu bağlamda, büyük kentler büyümenin, zenginliğin ve gücün oldukça

önemli bir kısmını kendilerine doğru çekmektedir. Dünya ekonomisi günümüzde

uluslararası olduğu kadar metropollerarası bir nitelik de kazanmıĢ durumdadır.

Metropol dinamikleri yeni dünya kapitalizminin sadece fiziksel çevresini değil, itici

Page 111: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

99

gücünü ve özünü de oluĢturmaktadır. Metropol ekonomileri geleneksel nüfuz

alanlarında yaĢanan geliĢmelerden giderek kopmaktadırlar. Kentleri hinterlantlarına

bağlayan dikey yakınlaĢma ağları giderek gerilerken, megakentler arasındaki yatay

ağlar güçlenmektedir. Bir diğer ifadeyle bu kentler; küresel ağlarla bağlantılı iken,

yerel düzeyde ise toplumsal ya da fiziksel bağlantıya sahip değillerdir. Bu durum ise,

ekonomik ya da teknolojik etkinlik alanlarında etkinlikleri ve ticari iliĢkileri

tekelleĢtiren bir takımada ekonomisinin doğmasına yol açmaktadır (TÜSĠAD, 2001:

59; Castells, 2005: 540). Bir diğer ifade ile belli sayıdaki kent dünya ölçeğinde karar

alma ve uygulama süreçlerine yön verir duruma gelmektedir.

1980 sonrası dönem bir yandan uygulanan ekonomi politikalarının

farklılaĢtığı ve neoliberal izler taĢıdığı bir süreç olma niteliği taĢırken, aynı zamanda

kentlerin yeni iĢlevler kazandığı bir dönem olarak da tanımlanabilir. Bu dönemde

metropolitan merkezler artan dıĢ iliĢkiler ve dıĢ ticaret gelirleri ile sermayenin

yaratılmasında ve denetlenmesinde etkili olmaya baĢlamıĢlardır (Eraydın, 1992:

114). Önemli değiĢim, dönüĢüm ve etkileĢimlerin yaĢandığı küreselleĢme sürecinde

ekonomik, politik, sosyal ve mekânsal dönüĢümleri kavramsallaĢtırmak üzere yeni

düĢünsel denemeler ortaya konulmuĢtur. “Post”, “de” ve “neo” önekli bu düĢünsel

akımların “parça, parçalama ve bileĢenlerine ayırma” ya vurguları mekânla ilgili

coğrafya, kent planlama ve mimarlık disiplinlerinde köklü değiĢimlerin ortaya

çıkmasına neden olmuĢtur. “Yerel, yerelleĢme, yetki dağılımı, parçacı planlama ve

kentsel tasarım vb” kavramlar ile ifade edilen bu akımlar; kentsel mekân üzerinden

sermaye birikimini olanaklı kılmıĢlardır. Kentsel mekân değiĢen anlamıyla spekülatif

bir iĢlev kazanarak sermayeye yeniden üretimin olanaklarını sunmuĢtur (Cihangir

Çamur, 2002: 662).

Kentlerin sermaye birikim mekanı haline gelerek ulusal ekonomilerin önüne

geçmesi hatta ulusal ekonomilerin yönlendiricisi/etkin gücü haline gelmesi

küreselleĢme sürecinde kentleri ön plana çıkarmıĢtır. KüreselleĢme sürecinde etkin

olan ve süreci yönlendiren kentler, küresel kent olarak adlandırılmıĢlardır. Küresel

kentler; önceleri ülkeler arasında gerçekleĢen iliĢkilerin temel belirleyeni haline

gelmiĢler ve ülkeleri aĢan bir biçimde kendi aralarında iliĢkileri örgütler ve yönetir

konuma gelmiĢlerdir.

Page 112: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

100

3.5. Küresel Kentler

1980 sonrası dönemde dünya genelinde belli noktalar yeni bir dünya haritası

oluĢturacak Ģekilde öne çıkmaktadır (ÇavuĢoğlu, 2000: 122). Üretim, dağıtım ve

pazarlama biçimlerinin yeniden yapılandırıldığı neoliberal küreselleĢme sürecinde

karĢımıza çıkan ekonomik coğrafya da karmaĢıktır. ĠletiĢim ve ulaĢım

olanaklarındaki ilerlemeler, neoliberal ideolojinin ve kapitalizmin egemenliğini tüm

dünyaya kabul ettirmesi ve küreselleĢmesi, çok uluslu Ģirketlerin artan önemi ve

egemenlikleri, yeni pazar ve doğal kaynak havzası arayıĢları, ulus devlet anlayıĢının

zayıflaması, ulus üstü ve ulus altı bölgesel ve yerel birimlerin ya da unsurların öne

çıkması, bilgi toplumunun elit ve dar bir çevreye sıkıĢmasına karĢın tüketim toplumu

anlayıĢının olabildiğince yaygınlaĢtırılması gibi geliĢmeler, kentlerin yapılarında da

önemli dönüĢümlere neden olmuĢtur. Bu süreçte, ulus devletler çok uluslu Ģirketlerin

pazarlık edebilmesi açısından aĢırı güçlü olduğundan, neoliberal küresel ekonomik

sistemin temel birimleri olarak kentler ön plana çıkmaktadır (Topal ve Akyazı, 1997:

13). KüreselleĢme; modernleĢme sürecini, yani sanayileĢmesini tamamlamıĢ, Kuzey

Amerika ve Batı Avrupa kentlerinin 1970‟lerde içine düĢtüğü ekonomik darboğazdan

yeni kentsel ekonomiler yaratarak kurtulma sürecidir. Süreç; kapitalizmin yeni

boyutlar çerçevesinde yeniden paketlenmesidir ve küresel kent kapitalizmin tarih

boyunca gördüğü rüyanın vücut bulmuĢ halidir. KüreselleĢme sürecinde kent

mekânında; kapitalizmin bu süreçte gerçekleĢtirmeye çalıĢtığı ekonomik yayılmacılık

anlayıĢı ve bu amaca dönük uygun ortam sağlayan (sağlamaya çalıĢan ve sermayeyi

çekmek için birbiriyle yarıĢan) mekân parçaları ortaya çıkmaktadır (Özkan, 2005:

275). Yüksek kar arayıĢında olan küresel sermayenin farklı mekânlarla kurduğu

ekonomik temelli iliĢki; yerele özgü mekânsal değerlerin ve farklılıkların

aĢındırılmasına neden olmakta ve farklılıkların ekonomik determinist bir tavırla

yeniden kurulmasını içermektedir. Küresel sermaye mekânı, kendi koĢullarına ve

örgütlenmesine zemin hazırlayan, bu nedenle de emek ya da makine gibi bir üretim

aracından farklı görülmeyen ve karını maksimize etmesine imkân sağlayan bir araç

olarak görmektedir (Yırtıcı, 2005: 127).

KüreselleĢme; malların, hizmetlerin, sermayenin ve insanların serbest bir

biçimde hızlı ve büyük hacimlerle dolaĢabildiği sınır aĢan faaliyetlerin sayısının

arttığı ve sınır aĢan ticari, politik, kültürel ve bilimsel ağların yaygınlaĢtığı bir

Page 113: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

101

duruma iĢaret etmektedir. KüreselleĢmenin bir baĢka belirgin özelliği de iletiĢim

hızının ve hacminin, ulaĢım altyapısının ve ulaĢım ağlarının kapsamının, ulaĢım

hızının bugüne kadar görülmemiĢ oranda artmıĢ olmasıdır. Bu ağda küresel kentler,

küresel sistemin iĢleyiĢini sağlayan önemli bağlantı noktalarıdır. KüreselleĢen bir

dünyada kentlerin bu konumu, onları ulus devletlerin önüne geçirmiĢ ya da onlardan

daha etkin ve iĢlevsel bir rol oynar duruma getirmiĢtir (Doğan, 2009: 227).

Neoliberal küreselleĢme ile birlikte hareket serbestîsi kazanan sermaye, günümüzde

merkezi-yerel yönetimlerle ortak hareket ederek karına kar katabileceği mekânlara

yerleĢebilmek için yasal zemin kurmaya çalıĢmaktadır. Kentlere yoğun müdahaleyi

içeren yeni yasa ve yönetmeliklere bakıldığında da, her ne pahasına olursa olsun

küresel sermayeye eklemlenmeye çalıĢan devlet politikaları karĢımıza çıkmaktadır

(Altınörs Çırak ve Yörür, 2006: 80). Kentler arasında ortaya çıkan rekabette,

sermaye açısından bir kentin sağladığı küçük avantajlar bile oldukça önemli bir yer

tutmaktadır (Tekeli, 1999: 221). Sermayenin kentlere yönelmesi ve kalıcı olması

açısından merkezi ve yerel yönetimler de kentleri sermaye açısından cazip kılmak

adına uygulamaları hayata geçirmektedirler (Akgün ve Karademir, 2007: 175).

Günümüzde ekonominin coğrafyası, büyük metropoller ile bu metropollerin

bulundukları bölgeler etrafında örgütlenmektedir. Teknolojik güç, son derece

uzmanlaĢmıĢ hizmetler, zenginlikler ve insanlar 20-25 metropolden oluĢan ve dünya

çapında bir ağ meydana getiren sınırlı sayıda merkezde toplanmaktadır.

KüreselleĢme bu metropoller arasındaki iliĢkileri o kadar yoğunlaĢtırmıĢtır ki,

günümüzde dünya ekonomisine yön veren büyük bir kentsel sistemden bahsetmek

mümkün hale gelmiĢtir (TÜSĠAD, 2001: 58). Küresel kentlerin ortaya çıkıĢı yeni bir

küresel ekonominin ortaya çıkıĢıyla açıklanmaktadır. KüreselleĢmenin, dünya

ekonomisinin karĢı konulamaz piyasa güçleri tarafından yeniden yapılandırılması ve

teknolojideki geliĢmelere bağlı olarak gerçekleĢtiği ve bu küreselleĢmenin yeni,

kaçınılmaz ve karĢı konulamaz olduğu varsayılmaktadır. Küresel ekonominin yeni

organizasyonu, sanayinin özellikle geliĢmiĢ ülkelerden geliĢmekte olan ülkelere

desantralizasyonu, finansal aktiviteler ile hizmet sektörünün küresel ölçekte

geniĢlemesini sağlamaktadır. Buna paralel olarak, üretimin ve finansal piyasaların

küresel ölçekte geniĢleyen ağının kontrol ve yönetim ihtiyacının, küresel kentleri

oluĢturduğu ileri sürülmektedir (Öktem, 2006: 54). Günümüzün hâkim görüĢü olan

Page 114: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

102

neoliberal küreselleĢme söylemi, ulus devletin artık egemenliğini yitirdiğini ve

küresel ekonominin, ulus devlet sınırları içinde değil yeni bir mekânsal mantıkla

organize edildiğini ileri sürmektedir. Bu anlayıĢa göre; küresel ekonominin kalbinin

attığı, küresel ekonominin kontrol edildiği yönetim ve organizasyon merkezleri artık

küresel kentlerdir. Uluslararası sermayenin ve küresel ekonominin yönetim, kontrol

ve organizasyon merkezleri olarak küresel kentler tanımlanırken, bu tanıma paralel

olarak küresel kent söylemi, küresel kapitalizm sahnesinde yer almak isteyen kentler

için etkili bir politik söylem ve kentsel politika olarak benimsenmektedir (Öktem,

2006: 57; MocoĢ, 2009: 33).

Küresel kent kavramı, dünya kentlerinin 1980‟li yıllarla birlikte yeni

uluslararası iĢbölümü içinde değiĢen rolünü ifade etmek için geliĢtirilmiĢtir. Küresel

kentler; sermaye, para, mal, iĢgücü ve bilgi akıĢının örgütlenmiĢ kavĢakları olarak,

küresel sermayenin üs ve kontrol merkezi durumundadırlar (Wedel, 2001: 66;

Eraydın, 2001: 375; Scott, 2004: 26; Tekeli, 1999: 224; Harvey, 2008a: 87). Bu

kentler aynı zamanda telekomünikasyon merkezleri, hava limanları ve sabit iletiĢim

link sistemleri ile donatılmıĢ, geniĢ bir finansal, hukuki, ticari ve altyapı hizmetleri

ağına sahip merkezlerdir (Harvey, 1999: 329). Küresel kentler; bütünsel kapitalist

iliĢkilerin, güç iliĢkilerinin ve buna bağlı olarak ekonomik, politik ve kültürel

iliĢkilerin kontrol edildiği merkezler olarak da tanımlanabilmektedir (Ercan, 1996:

68-69). Küresel kentler; hızlı, akıĢkan ve hacimli sermayenin karar ve kontrol

merkezi durumundadırlar. Mümkün olduğunca üretim etkinliklerinden uzaklaĢmakta,

üst düzey hizmet sektörünün yoğunlaĢtığı mekânlar haline gelmekte ve etkilenen

değil etkileyen merkezler olarak kentlerarası kademelenmede ayrıcalıklı konum elde

etmektedirler. Ayrıca mal, para ve imaj döngüsünü küresel düzeyde denetlemekte,

yönetmekte ve yönlendirmektedirler (Hacısalihoğlu, 2001: 88). Önceleri ulus-

devletler aracılığı ile gerçekleĢtirilen sermaye, mal, hizmet ve bilgi akıĢları artık

kentler aracılığı ile gerçekleĢtirilmektedir. Günümüzde dünyada sermaye, mal ve

bilgi akıĢına yön veren belirli büyük kentler (Tokyo, Londra, New York, Rotterdam,

Frankfurt vb.) söz konusudur. Bu kentlerde verilen kararlar, dünya ekonomisine ve

dolaylı olarak siyasal yapısına yön vermektedirler (Pustu, 2006: 146).

Küresel kenti ele alan çalıĢmalar incelendiğinde genel olarak Ģu özelliklerin

öne çıktığı görülmektedir:

Page 115: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

103

- Küresel kentler, dünya ölçeğinde süregelen finansal iĢlemlerin, ticari ve

ekonomik değiĢimlerin yoğunlaĢtığı merkezlerdir.

- Küresel kentler, küresel ekonominin komuta merkezleridir.

- Küresel kentler, hizmet sektörü ağırlıklı, esnek, kolay hareket edebilir ve

akıĢkan bir ekonomiye sahiptirler.

- Mülkiyet, ticaret, sermaye ve emek hareketleri küreselleĢmiĢtir.

- Küresel kentlerde, küresel ekonomi açısından önemli kabul edilen mal ve

hizmet üretimleri yoğun bir biçimde gerçekleĢtirilmektedir.

- Küresel sermayenin, küresel kentlerin, özellikle New York, Londra, Paris,

Tokyo gibi merkez kapitalist ülke kentleriyle ve birbirleriyle bağını

sağlamadaki rolü büyüktür.

- Küresel kentlerde çok uluslu Ģirketlerin ve uluslararası kurumların yönetim

merkezleri yoğunlaĢmıĢtır.

- Küresel sermaye çevrelerinin kentin mekânsal dönüĢümünde çok önemli

etkileri vardır.

- Kentsel hizmetlerin sunumu küresel rekabete açıktır.

- Küresel kent çok daha geniĢ bir mekâna yayıldığı için otomobil bağımlılığı

artmıĢtır. Bu süreç en önemli küresel ekonomik güçler arasında yer alan

petro-kimya ve otomobil üretici ve dağıtıcılarınca da desteklenmektedir.

- Küresel kent ekonomisinde bilgi ve teknoloji yoğun, yüksek ücretli sektörler

ile bu sektörlere hizmet üreten düĢük ücretli (tezgâhtarlık, garsonluk,

temizlikçilik vb.) iĢler arasında, sosyokültürel yapıya ve mekânsal yerleĢime

de yansıyan bir ikili yapılanma vardır.

- Küresel kentler, küresel ulaĢım açısından çok önemli bir konuma sahiptirler

ve küresel ulaĢım ağı merkezidirler.

- Ġnsan ve aile iliĢkilerinde ve biçimlerinde, sanal mekânın egemen hale

geldiği ve bu iliĢkileri dönüĢtürdüğü görülmektedir. Görüntülü iletiĢim,

“facebook”, e-mail ve görsel medya programları gibi yöntemler, insan ve

aile iliĢkilerini de dönüĢtürmüĢtür.

Page 116: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

104

- Sınıflar arası mekânsal, toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel ayrıĢmıĢlık

ve kutuplaĢmalar belirginleĢmiĢtir.

- Kamusal alan kullanımında, küresel kentlerin artan tüketim toplumu

özellikleri nedeniyle, ticari mekânlar ve alıĢveriĢ merkezleri öne

çıkmaktadır. Parklar, kent sokakları gibi klasik kent mekânları sistem dıĢına

itilmiĢlerle ya da düĢmüĢlerle suçluların yaĢam alanına dönüĢmüĢtür. Bu

nedenle, güvenlik hizmetlerinin önemi artmıĢtır. (Gül, 2006: 1225;

Friedman 1986‟dan aktaran Ercan, 1996: 68; Short, 1996: 68-71; Sassen,

1996: 23; Sassen, 1998: 478).

Küresel kent kavramını kullananlar kentlerde sunulan hizmetlerin boyutlarını

araĢtırıp, bu hizmetlere göre kentlerin düzeyini saptamaktadırlar. Örneğin New York,

Londra ve Tokyo‟nun küresellikleri tartıĢma konusu bile yapılmamakta ve

hiyerarĢinin en üstünde bu kentler yer almaktadır. Bu kentlerin ardından Frankfurt,

Paris, Seul, Hong Kong, Chicago, San Francisco, Sao Paolo gibi kentler

sıralanmaktadır. Genel olarak tüm dünya göz önünde bulundurulduğunda ise en fazla

20-25 küresel kent sayılabileceği görülmektedir (Keyder, 2004: 105; 1992: 84).

Dünya kenti kategorisinde sayılan kent sayısı çok fazla olmamakla birlikte, sözü

edilen bu kentlerin ortak özelliklerinin, arkalarında güçlü bir emperyalist geçmiĢ ve

aĢırı sermaye birikiminin bulunması (Doğan, 2005b: 25) olduğu ifade edilmektedir.

Günümüzde küresel sermaye, ticari mal ve ürünlerde, döviz kurları, borçlar vb

üzerinde spekülasyon yaparak, paradan para kazanmaya yönelik üretim dıĢı

etkinlikleri gerçekleĢtirmektedir. Bu doğrultuda dıĢa açık sermaye piyasaları

spekülatif etkinliğin araçları olmaktadır. Küresel sermaye bir ülkeye girdiğinde

geçici bir refah ortaya çıkmakta ancak ülkeden çekildiğinde yıkımlara neden

olmaktadır. Sermayenin üretime yönelik etkinliklerden çok bu tarz giriĢimlere

yönelmesi, sermaye birikiminin genel dinamikleri üzerinde etkili olmaktadır. Bu

süreçte siyasi-ekonomik güç, sermaye fazlalıklarına sahip olan ABD ve diğer Batılı

kapitalist ülke kentlerinde toplanmaktadır. Bu kentler (New York, Tokyo, Londra,

Paris, Frankfurt vb) küresel mali piyasalara yön vermekte ve küresel kentler

hiyerarĢisinin en üstünde konumlanmaktadırlar (Hacısalihoğlu, 2000: 118-119;

Harvey, 2008b: 110-111,112).

Page 117: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

105

Kentler özellikle de dünya kentleri, küresel dönüĢümler ile toplumların

görece durağan özellikleri arasında oluĢan çatıĢmaların en yoğun görüldüğü

alanlardır. Kentler küreselleĢmenin kendileri için tanımladığı yeni roller

doğrultusunda çok yönlü ve hızlı bir biçimde dönüĢmektedir. Bu dönüĢümü oluĢturan

ve hızlandıran faktörler de küresel akıĢlar olmaktadır. Sermaye, insan, bilgi, imaj,

mal ve teknoloji akıĢlarının tamamının ya da bir kısmının bir kente yönelmesi farklı

sonuçları ortaya çıkarabilmektedir. Ancak bu akıĢların temel etkisi öncelikle yeni

birikim rejimi çerçevesinde ekonomi ve yönetim alanlarında yeniden yapılanmaların

ortaya çıkması Ģeklinde olmaktadır (Yalçıntan, 2000b: 217-218).

Neoliberal küreselleĢmenin etkisini arttırdığı ve bilgi toplumuna geçiĢin hız

kazandığı günümüz dünyasında insan-mekân iliĢkisi de değiĢmektedir. Sanayi

toplumunda yerler mekânı söz konusuyken, günümüz toplumlarında akımlar mekânı

söz konusudur. Akımlardan kast edilen bilgi, semboller, mal, kapital, teknoloji vb

alanlarda yaĢanan hareketliliklerdir ve günümüz mekân örgütlenmesi de bu akımların

mantığına göre Ģekillenmektedir (Tekeli, 2008: 182). KüreselleĢen dünyada mekân

örgütlenmeleri akımlara göre Ģekillenirken, kentsel mekânların önemi ve bu

mekânlara yönelik talepler de yine bu akımların yönelimlerine bağlı olarak

oluĢmaktadır. Yani akımların bir kentsel mekâna yönelim hız ve yoğunluğu,

kentlerin diğer kentlere göre konumunu da Ģekillendirmektedir. Günümüzde akımlar

mekânı içinde yer alan kentler siyasal, ekonomik, sosyal, askeri vb tüm alanlarda

dünyaya etkide bulunurken, yerler mekânı halindeki sanayi ve tarım toplumu

özelliklerini taĢıyan kentsel mekânlar, bu süreçte edilgen bir konumda

bulunmaktadırlar. KüreselleĢen dünyada yeni bir yerleĢme yapısı da ortaya

çıkmaktadır. ĠletiĢim araçlarının geliĢmesi ve üretim teknolojisi, üretim

faaliyetlerinin sanayi toplumuna göre desantralizasyonuna olanak sağlarken, karar ve

denetim faaliyetleri daha da merkezileĢmektedir. KüreselleĢen dünyanın karar ve

denetim fonksiyonları uluslaraĢırı bir mekânı ortaya çıkarmaktadır. Bu mekânı

birbirleriyle iletiĢim ve diğer iliĢki ağlarıyla sıkı sıkıya bağlanarak, genel anlamda

dünya kenti ya da küresel kent Ģeklinde adlandırılabilecek kentler oluĢturmaktadır.

Bu bir akımlar mekânıdır ve dünyanın göreli olarak küçük bir kısmını kapsamaktadır

(Tekeli, 2008: 184). Dünya genelinde oldukça az sayıda kent küresel olarak

Page 118: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

106

nitelendirilirken; diğer kentlerin de gerekli yatırımlar yapılarak küresel kentler ağına

dahil olabilecekleri ifade edilmektedir.

Küresel kentlerin en önemli özelliği; çokuluslu sermayenin toplandığı,

düĢünce, karar ve örgütlenme üreten merkezler olmaları ve küresel sermaye ve

aktörlerine hitap eden iĢ ve yaĢam alanlarıyla gerekli altyapıya sahip olmaları

Ģeklinde ifade edilmektedir. Günümüzde az sayıda kent küresel kent statüsünde yer

alırken; henüz bu gruba dâhil edilmeyen kentlerin de sermaye açısından gerekli

olduğu düĢünülen yatırım ve iĢ alanlarını yaratması ve altyapı hizmetlerini sunması

durumunda, küresel kentler ağına dâhil olabilecekleri vurgulanmaktadır. Yakın

dönemde birçok ülkede merkezi ve yerel yönetimler, küresel süreçlere

eklemlenebilmek ve etkin birer aktör olabilmek adına sermaye açısından cazip

olacağını düĢündükleri kentlerini küresel kent yapmak adına politikalar üretmekte ve

projeler geliĢtirmektedirler. Bu doğrultuda kentleri yönetenler ve hatta kentler

arasında sermayeyi çekmek, küresel anlamda bir finans, kültür, turizm, ticaret

merkezi olabilmek adına bir rekabet söz konusu olmaktadır. Bu rekabet çerçevesinde

kentler yeniden yapılandırılmakta ve küresel anlamda cazip birer iĢ ve yaĢam

merkezi olabilmek adına, yarıĢan kentler konumuna gelmektedirler. YarıĢan

kentlerin en önemli aracı olarak da; küresel aktörlere hitap edecek iĢ ve yaĢam

alanlarını oluĢturma odaklı olarak geliĢtirilen kentsel dönüĢüm projeleri

gösterilmektedir. Bir diğer ifade ile kentsel dönüĢüm uygulamaları ve bu

uygulamalardan elde edilecek baĢarılar, kentler arası rekabette avantaj sağlayan

faktörler olarak değerlendirilmektedir. Ekonomik, siyasal, teknolojik, kültürel ve

yönetsel anlamda etkin bir güç olmak ve bu alanlara yön veren küresel kentler ağına

dahil olabilmek için gerekli iĢ ve yaĢam alanlarının yaratılmasını sağlayacak adım

olarak görülen kentsel dönüĢüm projeleri, günümüzde geliĢmiĢ ya da geliĢmekte olan

tüm ülkelerde hakim kentsel politika olarak hayata geçirilmekte ve kentler arası

yarıĢta bu projelere büyük önem atfedilmektedir.

3.6. YarıĢan Kentler

1980‟li yıllardan önce ekonomik rekabetin mekânsal ekseni, ulusal ve

bölgesel ekonomileri birbirine düĢürürken; 1990‟lara gelindiğinde rekabetin coğrafi

ekseni küresel ekonomi içinde kentleri birbiriyle yarıĢır hale getirmiĢtir. Bu yarıĢ

Page 119: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

107

sadece sanayi yatırımını çekmek ve tutmak açısından değil; küresel sermayeyi

çekmek, kentleri ikamet ve turizm merkezi yapmak açısından da gerçekleĢmektedir

(Smith, 2006: 26). Yönetim sisteminin, yarıĢmacı bir geliĢme anlayıĢı doğrultusunda

yeni politika arayıĢlarına girmesi ve yeniden yapılandırılması sürecinde, küresel

yarıĢta en yüksek avantajları sağlayabilecek yerel ölçeğin belirlenmesinin oldukça

önemli olduğu ileri sürülmektedir. Küresel yarıĢın temel yerel birimi olarak da kendi

kaderini belirleyen kentler ön plana çıkarılmaktadır (Sökmen, 2002: 600).

KüreselleĢme sürecinde ulus devletin etkinlik alanlarının daraltılması ve

neoliberal politikaların yaygınlık kazanmasıyla birlikte, kent kavramı da değiĢime

uğramıĢ ve sermayenin yeniden üretiminin mekânı haline gelmiĢtir. Bu dönemde

kentler; sermayenin yeni çekim alanı olmuĢ, kentler ve kent yöneticileri yerelliklerini

sermaye açısından çekici kılabilme çabasına giriĢmiĢlerdir. Bu çabalar, kentlerin

özgün ve çekici kılınması adına yeni düzenlemelere gidilmesi, üretken sanayinin

kentlerden uzaklaĢtırılarak kentlerin finans ve hizmet merkezi durumuna getirilmesi

Ģeklinde hayata geçirilmiĢ; bu süreçte sermayenin akıĢ noktaları olan küresel kentler

yükseliĢe geçmiĢ ve kentler arasında küresel anlamda bir yarıĢ baĢlamıĢtır (Sert vd,

2005: 102).

Günümüzde kentler finansal sermaye akıĢları ile karĢı karĢıyadırlar. Dünya

genelinde sürekli dolanan akıĢkan sermaye, kar beklentileriyle belirli mekânlarda

belirli sürelerde kalarak kentin mekânsal, sosyal ve ekonomik yapısında değiĢimler

yaĢanmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla kentler ve kent yönetimleri, akıĢkan

sermayeyi çekebilmek ve kalıcı kılabilmek adına, bir yandan diğer kentlerle rekabete

giriĢirken bir yandan da sermaye lehine uygulamalara yönelmektedirler (Akın, 2000:

142). KüreselleĢme sürecinin mekân örgütlenmesini ġengül Ģu Ģekilde ele

almaktadır: Üretimin giderek küreselleĢmesi karĢısında ulus devletlerin etkinliği

giderek azalmakta ve sermaye yatırıma yöneleceği mekân seçimlerinde yerel

birimlerle temasa geçmektedir. Bu süreçte sermaye kendisi için en düĢük maliyetleri

sağlayan yerel birime yatırım yapmaktadır. Bu nedenle yerel birimler, en düĢük

iĢgücü maliyeti, altyapı vb tüm özendirici mekanizmaları devreye sokarak, sermayeyi

kendi yerelliklerine çekmeye çalıĢmaktadırlar (ġengül, 2000c: 76). Yerel birimler

açısından bunun anlamı birbirleriyle yarıĢmak olmaktadır. Bir diğer ifade ile

küreselleĢme sürecinde kentler, kendi genel çıkarları için etkinliklere giren aktörler

Page 120: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

108

durumuna getirilmekte ve küresel sermayeyi çekebilmek için bir yarıĢma ortamına

sürüklenmektedirler (ġengül, 2000c: 76; 2000a: 134-135; Keskinok, 2000: 90,93;

Sökmen, 2000: 96; Göçer, 2000: 120; Hacısalihoğlu, 2000: 101-102; Cihangir

Çamur, 2002: 662).

Kentlerin sermayeyi çekmede kendi adlarına giriĢimci olarak yarıĢmaları için

genel olarak dört neden ileri sürülmektedir:

- Kentler, küresel iĢbölümünde belirli fonksiyonlara sahip olmak için

yarıĢmaktadır. Pazarları harekete geçirmede kentlerin sunabildiği olanaklar,

kentlerden talep edilenlerden daha önemli konumdadır. Bu nedenle, yere ve

kaynaklara dayalı üstünlükler dıĢında yeniliklere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu

doğrultuda kentler; sermaye açısından çekici olabilmek için fiziksel, sosyal

ve altyapı yatırımları yoluyla üstünlükler elde etmeye çalıĢmaktadır.

- Kentler arasında maksimum tüketiciyi çekme konusunda bir yarıĢ

yaĢanmaktadır. Bu doğrultuda yapılan yatırımlar, kentlerin yaĢam kalitesini

arttırmaya odaklanmaktadır. Kentlere yeni bir imaj kazandırılmaya

çalıĢılmakta, alıĢveriĢ merkezleri, marinalar, eğlence merkezleri, lüks konut

alanları vb yerler yaratılarak kentler yenilikçi, yaratıcı ve heyecan verici

hale getirilmeye çalıĢılmaktadır.

- Finans, yönetim, bilgi toplama ve iĢleme faaliyetlerinin kumanda ve kontrol

iĢlevleri için kentler arasında bir rekabet yaĢanmaktadır.

- Kentler arasında giderek artan rekabet; kent yöneticilerini, kenti fiziksel ve

sosyal çekim merkezleri haline getirme ve sermaye açısından daha iyi iĢ ve

yatırım olanakları yaratma konusunda çaba göstermeye yöneltmektedir

(Harvey 1989‟dan aktaran Çıracı, 1993: 57-58).

Kent yöneticileri günümüzde olumlu ve yüksek kaliteli bir yer imgesi

yaratmaya çalıĢmakta ve bu doğrultuda kentsel projeler geliĢtirmektedirler.

1970‟lerden sonra, geliĢmiĢ kapitalist ülke kentlerinde yaĢanan sanayisizleĢme ve

yeniden yapılanma sonrasında ortaya çıkan finans, tüketim ve eğlence merkezi

konumundaki kentlerin birbirleriyle yarıĢması süreci, günümüzde geliĢmekte olan

ülke kentlerinde de yaĢanmaktadır. Kentler arası rekabet ve kentsel giriĢimcilik

Page 121: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

109

sürecinde, kente sermaye ve yatırım çekebilmek, imaj kazandırmak ve kentleri

küresel anlamda cazip birer mekânsal ölçek konumuna getirebilmek için kentleri

yönetenler yoğun çaba sarf etmektedirler (Harvey, 1999: 115-116). Bu doğrultuda;

emek denetimi, iĢgücü vasfını arttırma, altyapı sağlama, vergi politikası, devlet

düzenlemesi, kentsel alanların yeniden yapılandırılması gibi stratejiler, kentlerin

sermayeye pazarlanmasına olanak sağlayacak uygulamalar olarak görülmektedir

(Harvey, 1999: 329).

1980 sonrası dönemde neoliberal anlayıĢ doğrultusunda oluĢturulan kentsel

politikalar; yarıĢmacılığın güçlendirilmesi, kentlerin pazarlanması ve birer ekonomik

birim olarak ele alınması üzerine kurgulanmıĢtır. Sermayenin küreselleĢtiği bu

dönemde, yatırımcı sermayenin mekânsal sınırlamalar istemediği, merkezi ve yerel

yönetimlerin bu süreçte temel görevinin sermayeye engel olabileceği düĢünülen tüm

oluĢumları ortadan kaldırmak olduğu görüĢü, kentsel politikaları etkileyen bir

geliĢme olmuĢtur (Öktem, 2007: 84). Kentler hiyerarĢisinde üst konumda bulunan

kentlerde küresel ölçekte iĢlev gören hizmetler sektörü ön plana çıkmaktadır. Bu

sektörlerin müĢterileri, sadece yerel ya da ulusal ekonomi kökenli olmadığı gibi;

çalıĢanları da kalifiye ve küresel standartlarda bilgi ve formasyonu olan

elemanlardan oluĢmaktadır. Bunlara bağlı olarak o kıstaslarda hizmet veren ticaret,

eğlence, dinlenme ve konut sektörleri geliĢmektedir. Dünyaya yönelikliğin ve küresel

düzeyde hizmet vermenin bir parçası olarak, tüm iletiĢim ağları, havaalanları ve

telekomünikasyon ileri standartlardan oluĢturulmakta, beĢ yıldızlı oteller

kurulmaktadır. Bu hizmetler baĢarıyla yerine getirildiği takdirde küresel Ģirketler,

bankalar, sigorta Ģirketleri, hukuk ve muhasebe firmaları, reklamcılar ve

araĢtırmacıların buralarda Ģube açacağı, sermayenin ihtiyaçlarının karĢılanacağı ve

kentlerin cazip hale geleceği öngörülmekte (Keyder, 2004: 104-105; 1992: 84) ve bu

yönde yatırımlar yapılmaktadır.

Günümüz kentlerinde bu yatırımların yapılabilmesine olanak sağlayacak

kentsel mekânların yaratılabilmesi açısından kentsel dönüĢüm projeleri

hazırlanmakta ve uygulanmaktadır. YarıĢmacı yerellikler söylemi ve ulusal

kalkınmanın yolunun yerel üzerinden gerçekleĢebileceği anlayıĢıyla, önlerine küresel

kent olma hedefi konmuĢ olan kentlerde finans, iletiĢim ve ulaĢıma iliĢkin altyapı ile

uluslararası standartta barınma, konaklama ve eğlence altyapısını geliĢtirmeye

Page 122: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

110

çalıĢan projeler birbiri ardına hayata geçirilmeye baĢlamıĢtır. Küresel kentler ağına

dahil olabilmek adına, birbirleriyle kıyasıya bir rekabet halinde olan küresel kent

olma adayı kentler; gökdelenler, plazalar, iĢ ve alıĢveriĢ merkezleri, lüks konut

alanları, kongre ve sergi sarayları vb yapılarla doldurulmaya baĢlanmıĢtır. Tüm bu

yapıların inĢa edilebilmesi için gerekli kentsel arsa stoku bulunmayan kentlerde,

yatırım alanlarını yaratabilmenin temel aracı olarak kentsel dönüĢüm projeleri

geliĢtirilmektedir. Bir diğer ifade ile, kentleri küresel kent statüsüne kavuĢturabilme

adına gerekli yatırımların önünü açacak etken, kentsel dönüĢüm projeleri olmakta ve

kentsel dönüĢüm projeleri ile kentler makyajlanarak, küresel sermaye açısından cazip

kılınmaya çalıĢılmaktadır. Kentlerin küresel sermaye ve aktörlerini çekebilecek yeni

formlara sokulması ve adeta baĢtan yaratılması ise; kentleri pazarlanabilen birer olgu

konumuna getirmektedir. Bu pazarlamanın temel kaynağını da kentsel dönüĢüm

projeleri oluĢturmaktadır.

3.7.Küresel YarıĢta Pazarlanan Mekânlar: Meta Kentler

Kapitalizm; temel hedefi olan sonsuz sermaye birikimini gerçekleĢtirebilmek

ve bu birikimin devamlılığını sağlayabilmek için geniĢlemek zorunda olan bir

sistemdir. Bu sistemde dünya ekonomisi, sermaye sınırsızca birikebilsin diye her Ģeyi

metalaĢtırma yoluna girmiĢtir (Wallerstein, 2000: 90-91). KüreselleĢme sürecinde

sıklıkla dile getirilen yerelleĢme eğilimiyle; yerellikler, mekânsal farklılıklarını ve

olanaklarını kullanarak, ulusal/küresel sermayeyi kendisine çekmeye çalıĢan salt bir

ekonomik birim olarak görülmektedir (Doğan, 2005b: 24).

KüreselleĢme sürecinin ulus devletleri zayıflattığı ve sermayenin sınır

tanımaksızın hızla yayıldığı günümüzde kentler, anlamlı birer ekonomik birim olarak

yeni kimlikler kazanmaktadır. Sermayeyi çekebilmek ve kalıcı kılabilmek, küresel

kentler arasında yer edinebilmek için adeta yarıĢılan bir ortamda, kentlerin

kendilerine yer bulabilmelerinin temel Ģartı, tüm kaynaklarını harekete

geçirebilmeleridir (ġengül, 2004: 76; ġengül, 2000a: 245). Her dönemde hem

ekonomik hem de politik nitelik taĢıyan mekân, küreselleĢme sürecinde daha da

metalaĢmıĢ ve politize olmuĢtur. Günümüzün küreselleĢme sürecine eklemlenmek

isteyen kenti, tüketim toplumunun mekânı olma özelliği taĢımaktadır. Binlerce yıldır

değiĢen ancak sürekliliği de olan kent, günümüzde benzeri görülmemiĢ biçimde

Page 123: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

111

dönüĢmekte, insancıllaĢtırılmaktan çok makineleĢtirilmekte ve metalaĢtırılmaktadır

(ÇavuĢoğlu, 2000: 123).

Küresel sermayeyi çekebilmek, bir ülkede yatırım ve üretim yapmasını

dolayısıyla da istihdam yaratmasını sağlamak için, yeni politikalar geliĢtirilmesi

gerektiği ve bu politikaların temel amacının da sermayeyi cezp etmek olması

gerektiği ileri sürülmektedir. Bu anlayıĢa göre; her an her istediği yere gidebilen

sermaye, kendisine cazip koĢulları sunabilen seçenekleri tercih edecektir (Keyder,

2004: 52-53). UlaĢım, iletiĢim ve üretim teknolojilerindeki geliĢmeler, sermayenin

yer seçim tercihlerini geniĢletmiĢtir. AzgeliĢmiĢ ülkeler küresel pazara entegre

olabilmek ve sermayeyi çekebilmek için girdikleri yarıĢta baĢarılı olmak için altyapı

ve lojistik olanaklar sağlama çabasına giriĢmiĢlerdir. Bu çabanın kentsel mekândaki

karĢılığı; özellikle küresel pazarla bağlantılı olan alanlarda iyi bir telekomünikasyon

ağı, geliĢmiĢ bir ulaĢım sistemi, havaalanı ve limanlar, sanayi bölgeleri, serbest

ticaret bölgeleri, çok merkezli ofisler, alıĢveriĢ merkezleri lüks oteller ve konut

alanlarının oluĢturulmasıdır (IĢık, 1993: 32; Kaygalak, 2009: 58-59; Öğdül, 2005:

310; MocoĢ, 2009: 33-34).

Neoliberal küreselleĢme ile birlikte sermaye yeniden yapılandırılırken,

kentlerde de benzer bir yeniden yapılanma söz konusu olmaktadır. Bu yeniden

yapılanma sürecinde kent; kendi rekabetçiliğini arttırabilmek için giriĢimci

faaliyetler üstlenmeyi gerektirecek biçimde, ekonomik, siyasi ve kültürel bir varlık

olarak yeniden yapılandırılmaktadır (Jessop, 2005: 399-400). Bu doğrultuda kent

yöneticileri, küresel sermaye, turist ve hizmet akıĢını kentlerine çekebilmek için

yasal ve yönetsel anlamda sermaye açısından kentleri cazip kılacak uygulamaları

hayata geçirmektedirler (Bıçkı, 2006: 483). 1980‟lerle birlikte sermayenin küresel

hareketliliğinin artmasına paralel olarak, yereli cazip hale getirmek ve bu amaca

hizmet edecek Ģekilde altyapı, iĢgücü iliĢkileri, çevre kontrolü ve vergi politikalarının

düzenlenmesi önemli hale gelmiĢtir. Bilgi, para, mal ve insan akımlarında mekânsal

engellerin azalması, yerelin kalitesinin önemini arttırmıĢ ve kentler arasında bir

rekabet yaĢanmaya baĢlamıĢtır. Sermayenin yer seçim kararlarında pazara ve

hammaddeye uzaklık önemsizleĢirken, küresel sermayeyi çekme açısından yereldeki

kurumsal, fiziksel ve altyapısal özellikler ön plana çıkmaya baĢlamıĢtır (Çıracı, 1993:

57). Günümüzde, her bir yerel birimin kendi kaynak ve potansiyellerini sermayeye

Page 124: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

112

sunacağı, birbirleriyle yarıĢan kentlerin ortaya çıktığı bir yerel dünya kurulmaktadır.

Bu süreçte kendisini en iyi pazarlayan kentler ön plana çıkmaktadır (BeĢiktepe,

2007: 51). KüreselleĢmeye uyum sağlayan yerlerin geliĢecekleri, diğerlerinin ise

taĢralaĢacakları söylemleri yaygınlık kazanmaktadır. GeliĢmekte olan ülkelerin

küresel süreçlere eklemlenebilmesinin de bir yandan ekonomik ve teknolojik geliĢme

ağlarına, diğer yandan da kentsel ağlara bağımlı olarak gerçekleĢeceği ileri

sürülmektedir. Böylece, yaratılan yarıĢma ortamında küresel sermayeye en iyi

yatırım olanaklarını, mekânsal ve sosyo-ekonomik faktörleri sunmak, en iyi altyapı,

ulaĢım ve iletiĢim imkânlarını sağlayabilmek adına, kentlerin birer meta gibi

pazarlanmaları söz konusu olmaktadır (Akıncı vd, 2004: 94).

KüreselleĢme sürecinde önem kazanan kentlerin, küreselleĢen ekonomik

iliĢkilere paralel olarak ortaya çıktığı varsayılan küresel kentler ağına nasıl

eklemlenebileceği önemli bir tartıĢma yaratmaktadır (ġengül, 2000b: 113). Yerelin

ekonomik kalkınmanın temel dinamiği ve itici gücü olarak tanımlandığı ve

yerelleĢmenin özendirildiği 1980 sonrası dönemde kent yöneticileri; kentlerini

küresel sermaye açısından cazip hale getirmek adına altyapı yatırımlarına

yönelmiĢler, sermayenin önündeki tüm engelleri kaldırmıĢlar ve yereldeki ucuz

emeği küresel yatırımları çekmek için bir araç olarak kullanmıĢlardır (ġahin, 2001:

663). Kentler, küresel sahnede yer alabilmek adına, kendilerini farklı kılacak bir imaj

oluĢturma, gerek sermayeye gerekse zengin ziyaretçilere cazip gelecek bir mekân

olabilmek adına maliyetli (ekonomik olmaktan çok sosyal yönü daha ağır basan

maliyet) bir yarıĢa girmiĢlerdir. Bu doğrultuda kimi kentler üretim ve teknoloji, kimi

kentler tüketim, finans, eğlence ve kültür merkezleri olarak öne çıkmıĢlardır

(Kaygalak, 2001a: 545). Yeni ekonomik sistemin finans, reklamcılık, yazılım vb

gibi yükte ağır pahada hafif sektörlerini ve bu sektörlerde çalıĢan yüksek kalifiyeli iĢ

gücünü çekmek için kentler arasında bir rekabet ortamı oluĢmuĢtur. Bu rekabet

sürecinde kent merkezleri sosyal ve kültürel çeĢitliliğin, çeĢitlenmiĢ bir eğlence ve

kültür hayatının, iĢ ve alıĢveriĢ merkezlerinin, gökdelenler ve lüks konut alanlarının

kaynağı olarak yeniden yapılandırılmaya baĢlamıĢtır (Gönlügür, 2008: 78).

Günümüzde kentsel sistem üretimden çok; ticaret, finans, eğlence, turizm vb

etkinliklere odaklı bir biçimde örgütlenmektedir. Bu süreçte, bu etkinliklerin düzenli

bir biçimde iĢlemesini sağlayacak bir denetim mekanizması olarak, tüketim ön plana

Page 125: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

113

geçmektedir. Yerel yönetimlerin kentlerde yaptığı altyapı yatırımları, hazırladığı

projeler ve ürettiği hizmetler de kente daha fazla sermaye çekebilmek, bu sermayeyi

kalıcı kılabilmek ve kentin bir sermaye birikim aracı olarak korunması iĢlevine

hizmet etmek amaçlı olarak değerlendirilmektedir (Doğan, 2007: 66).

Küresel kentler hiyerarĢisinde kentlerin yerini belirleyen temel unsur, kentin

gösterdiği inisiyatif olmaktadır. Günümüz kentleri bu anlamda daha özerk ve kendi

kaderlerini tayin edebilecek durumdadır. Kentler hiyerarĢisinde üst sıralarda yer

alabilmek için, kentlerin belli bir vizyon oluĢturmaları gerekmekte ve kentler,

kendilerine reklam Ģirketleri tutup vizyonlarını dünyaya duyurmaya çalıĢmaktadırlar.

Küresel faaliyetleri çekebilmek için gerekli altyapıyı, iĢ ve alıĢveriĢ merkezlerini,

konut ve eğlence sektörlerini, havaalanlarını, telekomünikasyon ağlarını

kurmaktadırlar. Bir diğer ifadeyle günümüz kentleri, küresel yarıĢta etkin olabilmek

için dünya pazarına çıkmıĢ birer Ģirket gibi hareket etmektedirler (Keyder, 2004:

106; 1992: 84).

KüreselleĢme sürecinde çeĢitli kentler ve bölgeler, küresel sermayeyi

çekebilmek için yerel özelliklerini ve avantajlarını kullanma çabası içine girmektedir.

Bu avantajlar; ucuz iĢgücü, hammadde, üretim Ģatları, teĢvikler, enerji ve vergi

indirimleri gibi pasif araçlar olabildiği gibi esnek üretim olanakları, vasıflı iĢgücü

potansiyeli, yerel özgünlükler, sosyal kapital ve örtük bilgi de olabilmektedir.

Sermayeyi kente çekebilmek ve kalıcı olmasını sağlayabilmek için, uygun üretim ve

istihdam koĢullarının sağlanması ve buna yönelik altyapının sağlanması kadar, özgün

bir kent kimliğinin pazarlanması da önem taĢımaktadır (Sert vd, 2005: 103).

Kentlerin yaĢanabilirliğini sağlayan en önemli etken olarak altyapı

gösterilmektedir. Kent altyapısı kısaca belirtmek gerekirse; “kentlilerin yaĢamlarını

sürdürebilmeleri için gerekli sosyal, kültürel, ekonomik, barınma ve yaĢama

ihtiyaçlarına cevap veren kuruluĢlar ve mühendislik yapılar” Ģeklinde ifade

edilmektedir. Kentin, kentlilere olabilecek en iyi yaĢam kalitesini hangi faktörlerin

nasıl sağlayacağı konusu günümüzde yoğun biçimde tartıĢılmakta, bu doğrultuda

modeller ve sistemler oluĢturularak uygulamalar yapılmaktadır. Bu süreçte kentler,

dünya genelinde yaĢam kalitesi ve diğer benzeri ölçütlere göre incelenip sıraya

konmaktadır. Kentleri yönetenler de bu sıralamada yukarılarda yer alabilmek için

Page 126: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

114

uğraĢmakta ve kentlerini pazarlama adına altyapılarını geliĢtirmeye çalıĢmaktadırlar

(Sağlam, 2007: 59). Bu doğrultuda günümüz kentsel projelerinin, kentli için değil

küresel yarıĢta çekici olabilmek için yapıldığı ve kenti pazarlamanın etkin aracı

olduğunu söylemek çok da yanlıĢ olmayacaktır.

Sermaye için istikrarlı bir ortam yaratılması arayıĢı 1990‟ların sonlarına

doğru iyice hız kazanmıĢtır. Bu yöndeki çabalar; reel yatırım için daha istikrarlı,

hukuk açısından daha güvenli, ekonomik açıdan sendika güvencesi ve sosyal

güvenlikten yoksun düĢük ücretli iĢçi gibi kapitalizme elveriĢli ortam yaratmaya

yöneliktir. Bu doğrultuda küresel sermaye serbestçe dolaĢabileceği ortam yaratmaya

çalıĢırken, azgeliĢmiĢ ülkeler de akıĢkan sermayeden pay kapmak için birbirleriyle

yarıĢmaktadırlar (Fincancıoğlu, 2000: 178). Küresel finans ve sermaye hareketlerinin

ortaya çıkardığı yeni sermaye birikim süreci, azgeliĢmiĢ ülkelerde de küresel

kentlerin, daha doğrusu küresel sermayenin aktörlerinin yaĢamlarını sürdürebilecek

olanakları sağlayabilecek kentlerin oluĢmasını gerekli görmektedir (BakırtaĢ ve

Köktürk, 2007: 104). YaklaĢık 30 yıldır dünya genelinde yaĢanan değiĢimlere ve

geliĢmelere öncelikle ekonomik alanla ilgili etkenler yol açmaktadır. Ekonomik

anlamda dünya genelinde karĢılıklı bağımlılığın artması, ekonomik güç dengelerinde

ve sermaye birikim süreçlerinde yaĢanan değiĢmeler, sermeyenin yatırım faaliyetleri

ve yer seçim süreçlerinin farklılaĢması geliĢme anlayıĢını da etkilemektedir.

KarĢılıklı bağımlılığın ve küresel bütünleĢmenin giderek arttığı günümüz

dünyasında, küresel süreçlere eklemlenerek onun yarıĢmacı ortamına uygun

yaklaĢımlar sergilemek kaçınılmaz görülmektedir (Sökmen, 2002: 597). Bu

bağlamda gerek merkezi gerekse yerel yönetim aktörleri, küresel süreçlere

eklemlenmeyi kolaylaĢtıracak ve küresel sermayeyi çekecek politikalar

geliĢtirmektedirler.

Neoliberal anlayıĢ doğrultusunda kentler, birer rekabet birimine

dönüĢtürülerek sermayenin talep ve beklentilerine göre yeniden yapılandırılmakta,

piyasa aktörlerine hizmet edecek Ģekilde dönüĢtürülmekte ve sermayeye sundukları

olanaklara göre hiyerarĢik biçimde sıralanmaktadırlar (TümtaĢ, 2008: 60). Bu

hiyerarĢinin üst sıralarında yer edinebilmek adına, kentlerin tüm olanakları seferber

edilmekte, merkezi ve yerel yönetimler kentler arası yarıĢta baĢarılı olabilmek için

ardı ardına projeler geliĢtirmektedirler. KüreselleĢme sürecinde küresel kent

Page 127: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

115

statüsünü elde edememiĢ olan kentler; küresel kent olmak için gereken ekonomik

kriterlere sahip olamamıĢtır ve kent mekânı yerel ekonomiyi seferber etmek suretiyle

küresel sermayeyi çağırma amaçlı olarak kullanılmaktadır. Kent kullanıcısı olmayan

gökdelenler, iĢ ve alıĢveriĢ merkezleri, üst gelir grubuna hitap eden binlerce sahipsiz

konut, eğlence merkezleri vb donatılarak sermaye açısından cazip hale getirilmeye

çalıĢılmaktadır (Özkan, 2005: 286).

1980 sonrası dönemde neoliberal anlayıĢın hâkim hale gelmesi ve ithal

ikameci sanayileĢmenin yerini dıĢa açık ihracatı teĢvik eden sanayileĢmenin

almasıyla birlikte, üretime dönmeyen önemli miktarda sermayenin finans

piyasalarından sonra yöneldiği alan kentsel rant ve tüketim alanları olmuĢtur. Bu

döneme damgasını vuran neoliberal yeniden yapılanma ve dıĢa açılma gibi yeni

birikim tarzı, sermayeyi kentleĢmeden doğan rantlardan pay almaya yönlendirince,

ortaya kentlerin sermaye birikiminin sömürülme aracı ve meta olarak görüldüğü bir

kentleĢme çıkmıĢtır (Doğan, 2007: 54-55). Bu süreçte büyük sermayenin birikim

güdülerine ve faaliyet alanlarına göre (iletiĢim, finans, biliĢim, hizmetler) bir kentsel

değiĢim süreci yaĢanmaya baĢlamıĢtır. Bu değiĢimin sayılabilecek ilk örnekleri ise;

toplu konut projeleri, altyapı projeleri, gökdelenler, uluslararası ticaret merkezleri,

lüks konut alanları, iĢ, alıĢveriĢ ve eğlence merkezlerinin inĢa edilmesi olmaktadır

(Kaygalak, 2009: 94-95).

Günümüzde pazarlanacak birer meta olarak görülen kentler, sermaye egemen

anlayıĢlı yaĢam alanlarına dönüĢmüĢtür. Bir diğer ifade ile kentler, zaten var olan

rant merkezli geliĢmenin iyice belirginleĢtiği mekânlar haline gelmiĢtir. Her Ģeyin

alınıp satılabilen meta olarak görüldüğü neoliberal küreselleĢme doğrultusunda

kentler, tamamen sermayeye teslim edilmiĢtir (BeĢiktepe, 2007: 52-53). Kent

mekânının metalaĢması ve sermaye birikim süreçleri açısından önemli hale gelmesi

günümüzde oldukça yoğun yaĢanan bir geliĢmedir. Ulus devletin etkin olduğu

dönemde sermayenin kente giriĢinde belli sınırlamalar söz konusuyken, günümüzde

özelleĢtirme vb uygulamalarla sermaye kentsel alanlarda giderek etkinliğini

arttırmaktadır (ġengül, 2000c: 83).

Kapitalist sistemin toprak ve kent rantına dayanan geliĢmesi hızlandıkça,

insan-mekân iliĢkisi de darmadağın olmuĢ ve kentsel mekân da diğer tüm mallar gibi

Page 128: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

116

metalaĢtırılmıĢtır. DeğiĢim değeri kullanım değerinin yerini almıĢ ve tüm kentsel

süreçlere hâkim olmuĢtur (Koçgil, 1996: 32). Kentler günümüz ekonomisinin

merkezinde yer almaktadır, ancak ekonomik birimler olarak firmaların (sermaye ve

aktörlerinin) yaĢamasını ve baĢarılı olmasını sağlayan faktörler kentlerin var olması

için gerekli olanlardan farklılık göstermektedir. Firmaların baĢarısı için gerekli olan

ulaĢım, iletiĢim, mekân, teknoloji, altyapı, eğitim ve araĢtırma kurumları vb faktörler

büyük oranda kentseldir. Bu nedenle sermayeyi çekebilmek ve kalıcı kılabilmek

adına kentler, ihtiyaç duyulan faktörleri bünyesinde barındırmalı ve günün

koĢullarına göre yenilenmelidir (Kayasu ve YaĢar, 2003: 21).

Plan yerine piyasa anlayıĢının getirildiği küreselleĢme sürecinde plan

kavramının içeriği boĢaltılmakta; planlı kalkınmanın ve kamu yararının reddedildiği,

sosyal devletin zayıflatıldığı bir ortamda yapılan parçacıl planların, kentin sağlıklı

geliĢmesinin aracı değil pazarlanmasının en etkili yöntemi haline geldiği ifade

edilmektedir (Uysal, 2007: 46-47). KüreselleĢme sürecinde, serbest piyasa ekonomisi

her Ģeyi olduğu gibi kentsel mekânı da metalaĢtırmaktadır. Bu süreçte kentsel mekânı

piyasa değeri olan bir olguya dönüĢtüren imar (parçacıl) plancılığı, bütüncül

planlamanın yerini almaktadır. Planlama anlayıĢında yaĢanan bu değiĢimle birlikte

sadece kentsel araziler değil, kentin tarihi, kültürel ve coğrafi mekânsal sermayesi,

eski yerleĢim alanları vb de kentli nüfusun büyük bir kısmını dıĢarıda bırakacak

Ģekilde varsıl grupların kullanımına açılmaktadır (KurtuluĢ, 2006: 11). Bütüncül

planlamayı terk eden günümüz kentsel politikalarının, gelir düzeyi yüksek grupları

tatmin ettiği (Sevinç, 1999: 58), yoksul kesimleri sağlıksız yaĢam koĢullarından

kurtarma ve çağdaĢ yaĢam alanlarına kavuĢturma vurgusundan hareketle kentsel

yaĢamdan dıĢladığı ve sosyo-mekânsal ayrımı derinleĢtirdiği ileri sürülmektedir. Bu

çerçevede hemen hemen tüm ülkelerde hakim kentsel politika olan kentsel dönüĢüm

projelerinin, bir yandan kentleri daha çağdaĢ ve modern hale getirme kaygısı

taĢırken; bir yandan da toplumun güçsüz ve yoksul kesimlerini kentsel alanlardan

uzaklaĢtırdığı ve mekansal ayrıĢmalara yol açtığı da vurgulanmaktadır.

3.7.1. MetalaĢan Kentlerde Sosyo-Mekânsal AyrıĢma

KüreselleĢmenin yükseliĢi, ekonomik geliĢme, az geliĢme, toplumsal

dıĢlanma ve toplumsal dâhil etme ile eĢ zamanlı gerçekleĢmektedir. Bu süreçte

Page 129: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

117

küresel ölçekte gerçekleĢen bir sermaye bölüĢüm kutuplaĢması ve ülke içi-kent içi

gelir eĢitsizliğinin artması da söz konusudur (Castells, 2008a: 518). KüreselleĢme;

sermayenin üretim organizasyonunu ve pazar olanaklarını, ulusal sınırların ötesine

taĢıma ve tüm faaliyetlerini küresel ölçekte yayma süreci olarak da ifade edilebilir.

Bu doğrultuda küreselleĢmenin, sermayenin yer seçiminde esnekleĢmesi olduğu da

söylenebilir. Yani küreselleĢme sürecinde sermaye bir yerellikten bir baĢkasına

serbestçe geçebilmekte, bir mekânı üs olarak kullanırken kendisi için daha avantajlı

bir mekân bulduğunda öncekini hemen terk edebilmekte, kısaca dünya genelinde tüm

mekânsal ölçekleri kendi yararına kullanabilmektedir (Aksoy, 1998: 194). Bu

doğrultuda kentler; dolaĢım ölçek ve hızını arttırmıĢ olan sermayeyi kendilerine

çekebilmek adına yarıĢmaktadırlar. Bu yarıĢın bir tarafında, sanayi altyapısını

hinterlandına yayarak sanayisizleĢen, küresel sermaye ve aktörleri için geliĢkin

finans ve hizmet altyapısı sunarak yeni sermaye çekmeye çalıĢan kentler bulunurken;

diğer tarafında da ağır çalıĢma koĢulları, düĢük ücret, çocuk emeği, çalıĢan kesimleri

yoksullaĢtırma gibi geliĢmeler bulunmaktadır (Doğan, 2005a: 82-83).

Aslında küreselleĢme bir para paradokstur. Dünya genelinde çok küçük bir

azınlığa çok büyük fayda sağlarken, dünya nüfusunun büyük bir kısmını dıĢarıda

bırakmakta ya da kenara itmektedir (Bells ve Jenkins 1996‟dan aktaran Bauman,

2006: 83). KüreselleĢme kavramsal düzeyde dünyanın tek toplum olması gibi iyimser

bir duruma iĢaret etmesine karĢın; küreselleĢmenin pratik sonuçları dünyayı

bütünleĢtirmekten çok, alan ve nüfus açısından büyük bir kesimin dıĢlanması

sonucunu doğurmaktadır. KüreselleĢme aslında dünyanın geliĢmiĢ kesimleri arasında

gerçekleĢmekte ve bu sürecin dıĢında kalan kesimler sürekli olarak

kaybetmektedirler (Tekeli, 1999: 195, 220). 1980‟lerle birlikte dünya genelinde yeni

bir sermaye birikim süreci, üretim biçimi ve düzenleme mekanizmaları ortaya

çıkmıĢtır. Bu süreçte, kitlesel üretim düzenindeki birikim rejiminin dayandığı

ulus/sosyal devlet politikaları gözden düĢmekte ve devletten üretim-tüketim iliĢkisi

çerçevesinde daha az iĢe karıĢması beklenmektedir. Ulus devletin ana iĢlevlerinden

biri sermaye hareketlerini denetlemek olarak görülürken, yeni üretim ve birikim

süreci bu konuda esnekliği zorunlu hale getirmektedir. KüreselleĢmenin mantığında,

ulus devletin ve kitlesel üretimin tanımladığı üretim ve birikim rejiminden farklı

olarak, tüm vatandaĢları kapsamak ve eĢit olanaklar sunmak bulunmamaktadır

Page 130: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

118

(Eraydın, 2000: 42-43, 47). Bu ifadeden hareketle küreselleĢme sürecine

eklemlenmenin her kesim için avantaj sağlamadığı söylenebilir. Yani küreselleĢme

sürecinin kazananları olduğu kadar kaybedenleri de bulunmaktadır.

Devletin etkinlik alanlarının daraltıldığı ve sosyo-ekonomik yaĢama

müdahalesinin kısıtlandığı, yani neoliberal anlayıĢ doğrultusunda piyasa aktörlerinin

önünün açıldığı ülkelerde, gelir eĢitsizliği baĢta olmak üzere toplumsal eĢitsizlikler

giderek artmakta ve toplumsal yapıda alt-üst gelir grupları görünür hale gelmektedir.

Gelir eĢitsizliğinin ortaya çıkardığı bu kutuplaĢmanın mekânsal yansımaları da

bulunmaktadır. Bölgeler arası eĢitsizliklerin yanı sıra varlıklı mahalleler ile yoksul

varoĢlar, zenginlerin oturduğu lüks konut alanları ile yoksul kentsel mekânlar, bu

eĢitsizliğin mekânsal yansıması olarak ortaya çıkmaktadır (Firidin, 2004: 45; Harvey,

2008a: 217-218).

KüreselleĢme sürecinde kentlerin kimlikleri, tarihsel ve sosyo-ekonomik

birikimleri ve imgeleri hızla yok edilmektedir (Ulu ve Karakoç, 2004: 65). Kentlerin

geleceğini kendi çıkarları doğrultusunda Ģekillendiren küresel sermaye ve aktörleri,

planlama, mimari vb anlayıĢları yok saymakta ve sermayenin serbestliğine bir engel

olarak görmektedirler. Mimarlık ilkelerini ve planlamayı gözetmeyen bir kentleĢme,

küresel yatırım piyasasının iĢine gelmektedir. Kentlerin plan ve mimarlık

ilkelerinden soyut bir biçimde Ģekillendirilmesi, kent kültürünün yozlaĢmasına neden

olmaktadır. Bu yozlaĢma sürecinde ekonominin üretim yerine ranta ve talana

dayandırılması, kentlerin kimliksizleĢmesine, kültür ve çevre değerlerini

yitirmelerine, kentlilerin olmadığı fiziksel mekânlar Ģeklinde algılanmasına yol

açmaktadır (Ekinci, 2005: 53-54). Rant temelli yaklaĢım doğrultusunda içi boĢ birer

meta konumuna indirgenen kentler, sermaye birikim süreçlerine katkı sağlamak

adına yeniden yapılandırılmaktadır. Bu yeniden yapılandırılma sürecini Harvey

“yaratıcı yıkım” olarak adlandırmaktadır (Harvey, 2009: 193). Yaratıcı yıkımın

kazananı sermaye ve varsıl gruplar olurken; kaybedenleri ve olumsuz etkilerini en

çok hisseden kesim ise yoksullar, marjinal gruplar ve siyasal iktidarın nimetlerinden

uzak tutulanlar olmaktadır (Erder, 1998: 109-110; Keyder, 2002: 50; Harvey, 2009:

194).

Page 131: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

119

KüreselleĢme; dünya pazarlarının ve kaynaklarının paylaĢılması temeline

dayandığı ve kıran kırana bir rekabeti içinde barındırdığı için, sadece emek-sermaye

çeliĢkisini değil, sermaye aktörleri arasındaki çatıĢmayı da derinleĢtirmektedir (Önal,

1997: 49-50). Bu çatıĢmadan en çok etkilenen ise kentler ve kentliler olmaktadır.

Sermayeyi çekebilmek adına kentler birbirleriyle yarıĢırken, kentliler de bu süreçte

yaĢam alanlarında ortaya çıkan dönüĢümlerden etkilenmekte, çoğu kez sermayenin

kullanımına açılan kentsel mekânlardan dıĢlanmaktadırlar.

Sermayenin küreselleĢmesi sürecinde ortaya çıkan zenginliğin paylaĢımı

sorun olmaktadır. Dünya genelinde zenginlik ve üretim günden güne artmakla

birlikte, zengin-yoksul ayrımı da giderek derinleĢmektedir. Elde edilen gelirden

yoksul kesimlere düĢen pay da oldukça düĢük olmaktadır (Uslu, 1997: 31).

KüreselleĢme; tüm dünyayı kapsayan, eĢit katkı ve katılımı gerçekleĢtiren bir

bütünleĢme süreci değil, kapitalist metropollerin ekonomi alanlarını bütünleĢtiren,

uluslararası iĢletmeler ve çok uluslu Ģirketlerin içiçeliğini hızlandıran bir süreçtir.

Kar ve egemenlik kriterleri dıĢında hiçbir ölçütü olmayan küreselleĢme sürecinde,

insanların ve toplumların kazanan-kaybeden, bütünleĢen-dıĢlanan, fayda sağlayan-

zarar gören biçiminde bölünmeleri de kaçınılmaz bir sonuçtur (Karahasan, 1997: 76).

KüreselleĢme sürecinde sermaye kendi çıkar ve talepleri doğrultusunda,

ulusal politika ve ekonomiye müdahale ederek kentsel mekânı ve kentliyi yeniden

biçimlendirmektedir. DemokratikleĢme, yerelleĢme, etkinlik, etkililik vb söylemlerle

kurgulanan, yönetim erkini ve denetimini parçalayan yasal ve yönetsel düzenlemeler,

sermayenin yeniden üretilmesine uygun kentleri rantın odağı konumuna

getirmektedir. Bu bağlamda sermaye, küresel kent olma iddiasındaki kentlerle

birlikte, tüketim potansiyeli olan tüm kentleri hedef alan olarak seçmekte, kentsel

mekânın aktörlerini değiĢtirmekte, kentsel alanlara yaptığı müdahaleler ile fiziki

değiĢimlere neden olmanın ötesinde, toplumun sosyo-ekonomik yapısını da olumsuz

etkilemektedir. Kısaca sermaye kentleri kendi çıkarları doğrultusunda eĢitsizlikleri ve

çarpıklıkları arttırıcı biçimde dönüĢtürmektedir (Cihangir Çamur, 2002: 676).

Küresel sermayenin talepleri doğrultusunda kimi kentler dünya kenti

konumuna getirilebilmek için beĢ yıldızlı oteller ve gökdelenlerle doldurulmakta,

yasal ve yönetsel açıdan sermayenin devingenliğini sağlayacak önlemler

Page 132: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

120

alınmaktadır. Bu tarz bir yaklaĢım kentlerin kentlilerin olmaktan çıkmasına yol

açmakta ve kentleri kentlilerden baĢka güçler Ģekillendirmektedir (KeleĢ, 2001: 567).

Günümüzde kentsel dönüĢüm projeleri baĢta olmak üzere kentlere müdahaleyi içeren

uygulamalar iki temel vurgu ekseninde tartıĢılmaktadır: Ulus-ötesi sermayenin

ihtiyaçlarını karĢılamaya ya da dünya kenti olmanın getirdiği gereksinimleri

karĢılamaya yönelik olmak. Her iki vurgu farklı görüĢlerce kabul edilebilir olmakla

birlikte, ikisi de özünde bu projelerin kentlileri kapsamadığı gerçeğini gözden

kaçırmaktadır (ġengül, 2007: 85).

Günümüz kentleri, toplumsal eĢitsizliklerin en yoğun biçimde yaĢandığı ve

günden güne arttığı mekânlardır. Yoksulluğun gözden uzak tutulmaya çalıĢılan

mekânları ile zenginliğin dıĢavurumcu mekânları arasındaki çeliĢki, günümüz

kentlerinin ortak özelliği olarak karĢımıza çıkmaktadır (ġengül, 2000c: 69). Bu

doğrultuda kentler büyük alıĢveriĢ merkezlerinin ve lüks mağazaların asli tüketicileri

ile, buralara uzak yoksul kesimlerin birbirleriyle hiç karĢılaĢmayacakları bir yapıda

örgütlenmeye ve yeniden yapılandırılmaya çalıĢılmaktadır (Kaygalak, 2009: 99).

Günümüzde kentler üretimden çok hizmetler kenti özelliği taĢımakta ve kentlerde

ticaret ön plana çıkmaktadır. AlıĢveriĢ mekânları da kent içinde farklı sosyo-

ekonomik gruplara hizmet eden farklı nicelik ve nitelikte mekânlar olarak

geliĢmektedir. Büyük kentlerde yeni alıĢveriĢ ve eğlence merkezleri ortaya çıkmakta,

kentlerin giderek tüketim merkezi olmasına paralel olarak, tüketim kalıpları kentleri

etkilemekte ve kentlerin geleceğini biçimlendirmektedir (Berkmen Yakar, 2000:

178).

Küresel kentler; finans ve küresel hizmetlerde çalıĢanların yaĢadıkları yerler

olduklarından zengin kesimin oturduğu kentler olarak da anılmaktadırlar. Ancak bir

yandan üretim biçiminin değiĢmesiyle finans ve biliĢim gibi sektörler baĢat konuma

gelirken, imalat sektörü zayıfladığından, zenginleĢme beraberinde nicelik olarak

daha yoğun bir yoksul grubun ortaya çıkmasına neden olmaktadır (Giddens, 2000:

522). Küresel kent kavramının uzantılarına göre, küresel kentlerde oturanlar gelir,

tüketim kalıpları ve yaĢam biçimleri açısından ayrıĢmaya ve kutuplaĢmaya en çok

maruz kalan gruplardır. Bunun nedeni küresel kentlerin, kendi ulusallıklarının

ötesinde küresel süreçlerin etkisinde kalmaları, nüfusun bir bölümünün dünyadaki

benzerleri gibi sektörlerde çalıĢıp, benzer düzeylerde gelir elde ederek, yine dünya

Page 133: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

121

kentlerindeki mekân biçimlerine ve tüketim kalıplarına ayak uydurmalarıdır.

Nüfusun oldukça az bir kesimini oluĢturan bu grup dıĢında kalan çoğunluk ise gelir

düzeyi, mekân kullanımı ve tüketim alıĢkanlıklarında eski yapıyı devam

ettirmektedirler (Buğra ve Keyder, 2003: 7).

Yeni üretim biçimleri ve hizmetler sektörünün yeniden organizasyonuyla

birlikte, gelir gruplarında ve bu gelir gruplarının konut, çalıĢma, eğlenme, dinlenme

gibi yaĢam alanlarında önemli ayrıĢmalar ortaya çıkmaktadır. Özellikle yakın

dönemde kente eklenen plazalar, iĢ/alıĢveriĢ merkezleri ve konut alanları ile birlikte

kent bütününden ayrıĢtırılmıĢ alanlar ortaya çıkmaktadır (Akın, 2000: 154).

Toplumların sınıfsal yapısına göre yeniden üretim biçimleri tüketim biçimleri ile

örtüĢmekte ve buna göre sınıflar arasında tüketim pratikleri açısından ayrımlar

oluĢmaktadır. Böylece toplumsal yaĢantıda bireylerin statüleri ve sınıfsal

kategorilerine iliĢkin göstergeler, boĢ zaman değerlendirme, konut edinme vb

tüketim alıĢkanlıkları ile belirgin hale gelmektedir (Firidin Özgür, 2006: 81).

KüreselleĢme sürecinde kentler; sadece birbirleriyle ve küresel sermaye ile iliĢki

halindeki gökdelenlere, iĢ ve alıĢveriĢ merkezlerine, küreselleĢmeye diğerlerinden

farklılaĢarak eklenen korunaklı adacıklarla konut alanlarına ve diğerlerini öteleyip

kent mekânını farklılaĢtırarak eklenen soylulaĢtırılan alanlara sahip olmaktadırlar

(Özkan, 2005: 286).

Toplumsal sınıfların mekânsal farklılaĢmalar yoluyla ayrıĢtıkları ve belirli

mekânlarda yoğunlaĢtıkları kabul edildiğinde, mekânsal dönüĢüm ve kentsel

ayrıĢmaların çok boyutlu yapısıyla karĢı karĢıya olduğumuz net bir biçimde

görülmektedir. Bu dönüĢüm ve ayrıĢma sadece fiziksel bir süreç olarak değil;

ekonomik, politik, sosyal, kültürel ve ideolojik boyutları olan bir olgu olarak ele

alınmalıdır. Mekânsal ayrıĢma, sadece mekânların ve mekândakilerin sınıfsal olarak

ayrıĢmasından ibaret kalmamakta, maliyetini tüm kentlilerin ödediği bir geliĢme

biçiminden sadece belli sınıfların yararlanmasının önünü açarak bir sosyal adalet

sorununu ortaya çıkarmaktadır. Kentlerin yeniden üretim ve sermaye birikim

sürecinde, toplumsal artığı ortaya çıkaran sınıflar, bu artık sayesinde oluĢan yeni kent

mekânlarından itilmekte ve uzaklaĢtırılmaktadırlar (KurtuluĢ, 2007: 31-32).

Page 134: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

122

Küresel sermayenin sınır tanımaksızın büyüme eğiliminde olması,

sermayenin girdiği mekânsal ölçeklerde ve buralarda yaĢayan kesimler üzerinde de

etkilerde bulunmaktadır. Bilim, sanat, sağlık, mimari, ekonomi, kültür vb tüm

alanlarda küresel bir tekdüzeliğe gidilmektedir (Duru, 2008: 111). Dünya genelinde

üretimden çok tüketime konsantre olmuĢ bir kent düzlemi bulunmaktadır (Dinçer,

2008: 17). Bu bağlamda günümüz toplumu da üyelerini en baĢta tüketici rolünü

oynama görevine göre biçimlendirmektedir (Bauman, 2006: 92). Günümüz

toplumlarında bireylerin kimliklerini tüketim güç ve biçimleri belirlemekte, tüketim

gücü olmayanların söz sahibi olmaları güçleĢmekte hatta bu kesimler yok

sayılmaktadır (Berkmen Yakar, 2000: 180). Tüketim ya da meta temelli bir

toplumsal yaĢantıya uyum sağlayamayanlar ise büyük bir tehdit altında kalmaktadır.

Tüketim toplumunun etkin müĢterileri olamayan, artık kendilerine gereksinim de

duyulmayan gecekondulu, yoksul ve dar gelirli kesimlerin dâhil olmadıkları tüketim

merkezlerinde yaĢamlarını sürdürebilme Ģans ve olanakları da azalmaktadır.

KüreselleĢme sürecinde kentlerde bir yerinden edilme süreci yaĢanmaktadır

ve bu durum, sermayenin kentlere yönelmesiyle birlikte, sermaye tarafından karlı

yatırım alanı olarak görülen kentsel alanların, bu bölgelerde yıllardır yaĢamakta olan

yoksul/marjinal gruplardan gasp edilmesi Ģeklinde karĢımıza çıkmaktadır (Harvey,

2009: 195). Kentsel nüfus, özellikle de kentlerdeki alt gelir grupları ve yoksul

kesimler, küresel kentlerde yaĢanan kutuplaĢma ve ayrıĢmanın ortaya çıkardığı

maliyetleri, yani küreselleĢmenin sosyal bedelini ödemek zorunda kalmaktadır. Bu

kesimlerin yaĢadıkları eski kent merkezleri ve gecekondu alanları, kentsel rant

peĢinde koĢan yerli ve yabancı sermayenin hedefi haline gelmekte, bu kesimler

yaĢadıkları alanları terke zorlanmakta ve yaĢam alanlarına lüks konut alanları,

iĢ/alıĢveriĢ merkezleri, plazalar vb inĢa edilmektedir (Dinçer, 2000: 132-133). Bu

inĢa sürecinin temel aracı kentsel dönüĢüm projeleri olmakta, bu uygulamalar ile

kentler küresel aktörler açısından yaĢanabilir ve yatırım yapılabilir hale getirilmeye

çalıĢılırken; temel hedef olsun ya da olmasın, kentsel dönüĢüm projeleri nedeniyle

toplumun geniĢ kesimlerinin yaĢam alanlarına müdahale söz konusu olmaktadır. Bir

diğer ifadeyle kentlerin küreselleĢtirilme çabaları yoksul/marjinal grupları görünmez

kılma anlayıĢını da beraberinde getirmekte, sermayenin kullanımına sunulan

Page 135: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

123

kentlerde bu gruplar kentsel dönüĢüm uygulamaları nedeniyle yerlerinden

edilebilmekte ve yaĢam alanlarını değiĢtirmek durumunda kalabilmektedirler.

Page 136: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

124

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

TÜRKĠYE’DE KENTSEL DÖNÜġÜMÜN YASALAR ÇERÇEVESĠNDE

GELĠġĠMĠ

KüreselleĢme toplumsal refah ideallerinin gerçekleĢmesini engelleyen bir

unsur olarak karĢımıza çıkmakta ve temel sav olarak bu idealleri gerçekleĢtiren ana

aktör olan ulus devletin küçültülmesini ileri sürmektedir. Türkiye‟de de son dönemde

küreselleĢme dinamikleri doğrultusunda bir yeniden yapılanma söz konusudur. Bu

yeniden yapılanma doğrultusunda gerek duyulan yasa ve yönetmelikler hızla

çıkarılmaktadır. Yakın dönemde çıkarılan kamu yönetimine, yerel yönetimlere, kamu

görevlilerine, imar uygulamaları ve yapılaĢmaya, ülke arazilerinin satıĢına vb yönelik

yasalar, yasa tasarıları ve yönetmelikler bu çerçevede değerlendirilebilir (Yıldırım,

2006: 16).

1980 sonrası dönemde dünya genelinde benimsenen neoliberal politikalar bir

yandan kentleri ekonomik-politik bir birim olarak öne çıkarırken; bir yandan da

derinleĢtirdiği toplumsal eĢitsizlikleri kentsel mekânda dıĢa vurmaktadır. Neoliberal

dönemde kentler, toplumsal aktörlerin farklılaĢan düzenleme taleplerine sahne

olmaktadırlar. Son yıllarda ülkemizde de somut bir durum haline gelen süreçte

kentlerin yeniden üretimine yönelik yasal giriĢimler hız kazanmıĢtır (ġPO, 2006a:

58).

58. Hükümet döneminde hazırlanan Acil Eylem Planı‟nda Sosyal Politikalar

bölümünde yer alan KentleĢme ve YerleĢme baĢlığı altında (SP Madde 44) Ģu

ifadelere yer verilmiĢtir: “Kentlerde gecekondulaşmanın önlenmesi ve mevcut

gecekonduların kaldırılarak modern bir kent görünümünün oluşturulması için

gecekondu sahiplerinin de desteğini alacak şekilde alternatifler sunan bir yapıda

belediyelerin yetkileri arttırılacaktır. Bu çerçevede öncelikle arsa üretimi ve arzı

arttırılarak planlı şehirleşme sağlanacaktır. Mevcut gecekondu alanlarında arazi

değerlerine göre ev verilmek suretiyle yenileme çalışmaları yapılacaktır” (AEP,

2003: 105).

Kısaca gecekondu affı yasaları olarak ifade edilebilecek yasal düzenlemeler;

1966 tarih ve 775 sayılı Gecekondu Kanunu, 1983 tarih ve 2805 sayılı Kanun, 1984

Page 137: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

125

tarih ve 2981 sayılı Kanun ve 1987 yılında çıkarılan 3290 sayılı Kanundur. Genel

olarak bu kanunların ortak noktası, gecekonduların yapılmıĢ olduğu kamu

arazilerinin mülkiyetinin gecekondu sahiplerine devrini sağlamıĢ olmasıdır. Bir diğer

ifadeyle kamu arazilerinin özel mülkiyete dönüĢtürülmesine olanak sağlanmasıdır.

Bu yasaların yol açtığı geliĢmeler, kimilerince kentsel dönüĢüm olarak adlandırılsa

da günümüzdeki kentsel dönüĢüm uygulamaları bu yasalardan önemli ölçüde

farklılaĢmaktadır. Devlet eliyle ve yerel yönetimler aracılığıyla kentlerin

dönüĢtürülmesi yakın dönemde yoğunluk kazanan uygulamalardır.

Kentsel dönüĢüm 2000‟li yıllarla birlikte merkezi hükümetin uyguladığı

kuralsızlaĢtırma, yerelleĢme ve özelleĢtirme siyasalarının bir arada uygulandığı ve

meĢru bir zemine oturtulmaya çalıĢıldığı bir araç haline gelmiĢtir. Bu süreçte her

ölçekteki yerleĢim biriminde kısa vadeli amaçlar adına tek tip dönüĢüm ve geliĢim

projelerinin hayata geçirilmesi yaygın bir anlayıĢ olmuĢ; dönüĢüm ve geliĢim

projeleri planlamanın ciddi bir alternatifi olmuĢ hatta yerini almıĢtır (ġahin, 2006:

114, 119).

Kentsel dönüĢüme dönük yasal giriĢimlerin yakın dönemdeki seyri

incelendiğinde, kent mekânına dönük düzenlemelerin kentsel sorunları bütüncül bir

planlama faaliyetinin konusu yapmaktan özenle kaçındığı ve parçacı çözümler

önerdiğine iliĢkin eleĢtiriler yapılmaktadır. DönüĢümün kavramsallaĢtırılmasının

bütünlüklü bir planlama anlayıĢının ürünü olmaktan çok parçacıl bir anlayıĢla ele

alındığı ve her sorunun kendi baĢına ele alınarak bu kapsamda çözüm üretildiğine

değinilmektedir. Ayrıca parçacıl planlama anlayıĢıyla üretilen politikaların ise bir

alan için çözüm üretirken kentin baĢka bir alanı için sorun yaratabileceğine dikkat

çekilmektedir (ġPO, 2006b: 58).

3194 sayılı Ġmar Kanunu, 775 sayılı Gecekondu Kanunu ve 2985 sayılı Toplu

Konut Kanunu gibi yasal düzenlemeler ve imar affı uygulamaları kentsel dönüĢüm

projelerine dayanak teĢkil edebilse de günümüzdeki anlamıyla Türkiye‟de kentsel

dönüĢüme dair yasal süreç, 5104 sayılı ve 04.03.2004 tarihli “Kuzey Ankara GiriĢi

Kentsel DönüĢüm Projesi Kanunu” ile baĢlamıĢtır (Üstün, 2009: 57).

Page 138: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

126

4.1. 5104 Sayılı Kuzey Ankara GiriĢi Kentsel DönüĢüm Projesi Kanunu 6

Belediye yetkilileri tarafından sıklıkla Ankara‟ya gelen misafirlere kötü

izlenim bırakıyor Ģeklinde eleĢtirilen gecekondu bölgesini yeniden yapılandırmak

adına çıkarılan kanun, bir anlamda günümüzde uygulanan ve uygulanması planlanan

projelerin önünü açan uygulama olmuĢtur. Kanunun sipariĢ yasa olduğu ve uygulama

alanı için özel olarak çıkartıldığı yönünde yoğun eleĢtiriler bulunmaktadır.

Ankara BüyükĢehir Belediyesi‟nin „prestij‟ projesi olarak görülen ve

„Havaalanı-Protokol Yolu KDP‟si‟ olarak da bahsedilen bu projede çok katlı lüks

konutlara ve villalara ek olarak 5,000 kiĢilik bir kongre merkezi, 1 adet beĢ yıldızlı

otel, 2 adet açık anfi, 5 adet lüks restoran ve basketbol, futbol, tenis ve mini golf

sahalarına yer verilmiĢtir. Proje kapsamında yaklaĢık 7,000 gecekondu yıkılmıĢtır.

DönüĢüm alanında yaĢamakta olan kiĢiler imar tapusuna sahip iseler 200

metrekarelik arsalarına karĢılık 80 metrekare ev alma hakkına kavuĢmuĢlar, arsa

öngörülenden küçükse borçlandırılmıĢlar, büyükse üzerine para almıĢlardır. Aynı

alanda tapusu olmayan ev sahiplerine ise Karacaören‟de TOKĠ tarafından yapılan

sosyal konutlardan 15 yıl süreyle ödeme yapmak üzere borçlandırılarak konut

edinme hakkı verilmiĢtir. Kiracılara ise hiçbir hak tanınmamıĢtır (Erman, 2009: 2).

Kanun metninde amaç ve kapsam aĢağıda yer alan ifadelerle belirtilmiĢtir

Amaç: Madde 1- Bu kanunun amacı kuzey Ankara girişi ve çevresini kapsayan

alanlarda kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde fiziksel durumun ve çevre görüntüsünün

geliştirilmesi, güzelleştirilmesi ve daha sağlıklı bir yerleşim düzeni sağlanması ile kentsel

yaşam düzeyinin yükseltilmesidir.

Kapsam: Madde 2- Bu Kanun, ekli "Protokol Yolu Sınır Krokisi"nde gösterilen

Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi alan sınırları içindeki her tür ve ölçekteki

plânlar, inşa edilecek resmî ve özel her türlü yapı, alt yapı ve sosyal donatı düzenlemeleri ve

kamulaştırma işlemleri ile Projenin amacına uygun gerçekleştirilmesine yönelik usul ve

esasları kapsar.

Kanunun 4. maddesinde yetkinin kimde olduğu hükme bağlanmıĢtır. Buna

göre, Kuzey Ankara GiriĢi Kentsel DönüĢüm Projesi alan sınırları içinde kalan

6 12.03.2004 Tarih ve 25400 Sayılı Resmi Gazete, http://www.mevzuat.gov.tr.

Page 139: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

127

bölgede Altındağ ve Keçiören Belediyeleri ile diğer kamu kuruluĢlarına ait olan, her

ölçek ve nitelikteki imar plânları, parselasyon plânları ve benzeri imar

uygulamalarına dair izin ve yetkiler ile proje onayı, yapı izni, yapım sürecindeki yapı

denetimi, yapı kullanma izni ve benzeri inĢaata dair izin ve yetkiler Ankara

BüyükĢehir Belediyesi‟ne verilmiĢtir. Aynı maddede; proje alanı içindeki her

ölçekteki imar planlarının Ankara BüyükĢehir Belediyesi tarafından yapılacağı,

yaptırılacağı ve onanacağı ifade edilmiĢtir.

Kanunun 6. Maddesinde projedeki iĢlerin nasıl yürütüleceği ve yönetileceği

belirtilmiĢtir. Buna göre; Proje alan sınırlarındaki kentsel tasarım projeleri ile konut,

sosyal donatı, çevre düzenlemesi, teknik altyapı projeleri, müĢavirlik ve kontrollük

hizmetleri ile yapım dâhil diğer iĢlerin Ankara BüyükĢehir Belediyesi ve TOKĠ

tarafından, Bakanlıkça tespit edilecek görev dağılımına göre yapılacağı veya

yaptırılacağı ifade edilmiĢtir. Aynı maddede proje, müĢavirlik ve kontrollük

hizmetlerinin Ankara BüyükĢehir Belediyesi ve TOKĠ tarafından özel hukuk

hükümlerine göre kurulacak veya iĢtirak edilecek Ģirkete bedeli karĢılığında

yaptırılabileceği ifadesi de yer almıĢtır.

4.2. 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel TaĢınmaz Varlıkların Yenilenerek

Korunması ve YaĢatılması Hakkında Kanun 7

27 Ocak 2004 tarihli Kentsel DönüĢüm ve GeliĢim Kanun Tasarısı planlama

yaklaĢımındaki katılımcı, çok boyutluluk ve eyleme dönüklük gibi ilkeleri

benimseyen ve kentsel dönüĢüm olgusunun yasallaĢması yönünde atılan önemli bir

adım olarak değerlendirilirken kentsel dönüĢüm olgusunun yeterince kapsamlı

tanımlanmadığı, yenilenecek alanların belirlenmesinde, uygulamaların yürütülmesi

konularında sivil toplum kuruluĢlarının katılımının sağlanmadığı ve denetim

süresince çeĢitli uzman aktörlerle iĢbirliği sağlanmaması bakımından eksik

bulunduğu için eleĢtirilmiĢtir (Kentsel DönüĢüm ve GeliĢim Kanun Tasarısı Alt

Komisyon Raporu, 2005).

Bunun üzerine 1 Mart 2005 tarihinde Kentsel DönüĢüm ve GeliĢim Kanun

Tasarısı, salt sit alanları ile sınırlı tutularak Yıpranan Kent Dokularının Yenilenerek

7 05.07.2005 Tarih ve 25866 Sayılı Resmi Gazete, http://www.mevzuat.gov.tr.

Page 140: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

128

Korunması ve YaĢatılarak Kullanılması Hakkında Kanun Tasarısı olarak

çıkartılmıĢtır. Tasarının genel gerekçesi ve amaç maddesi, “...Ģehrin yıpranan ve

özelliğini kaybetmeye yüz tutmuĢ, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma

Kurullarınca sit alanı olarak tescil ve ilan edilen kent bölgeleri ile bu bölgelere ait

koruma alanlarının, kentin geliĢimine uygun olarak yeniden inĢa ve restore edilerek

bu bölgelerde konut, ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı alanları oluĢturulması,

tabii afet risklerine karĢı tedbirler alınması, kentin tarihi ve kültürel dokusunun

yenilenerek korunması ve yaĢatılarak kullanılması” olarak belirtilmiĢtir. Bu yasa

kentsel dönüĢümü, birbiriyle çeliĢkili iki strateji altında tanımlamıĢtır. Kentin tarihi

ve kültürel dokusunun yenilenerek korunması, bir yandan yenileme öte yandan ise

koruma stratejisini içermektedir. Dolayısıyla bu iki stratejinin aynı zamanda

uygulanabilmesi mümkün değildir. Ayrıca yenilemenin ve korunmanın hangi Ģartlar

altında olacağı yeterli bir Ģekilde tanımlanmamıĢtır (Ataöy ve Osmay, 2007: 70-71).

Ancak Kanun Tasarısı meclise geldiği haliyle kabul edilmemiĢ ve

Bayındırlık, Ġmar, UlaĢtırma ve Turizm Komisyonu tarafından değiĢtirilerek

“Eskiyen Kent Dokularının Yenilenmesi, Korunması ve Kullanılması Hakkında

Kanun Tasarısı” adını almıĢtır. Tasarı ĠçiĢleri Komisyonu Tarafından incelendikten

sonra “ Yıpranan Tarihi ve Kültürel TaĢınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve

YaĢatılması Hakkında Kanun” adını alarak 16.06. 2005 tarihinde kabul edilmiĢtir

(Üstün, 2009: 84-85).

5366 sayılı Kanun hükümleri ile Ģehir merkezlerinin eskiyen dokularının ve

yerleĢim alanlarının, kültürel miras değerlerinin korunması, restore edilerek

kullanılması, otopark sorununun çözüme kavuĢturulması, sosyal donatı alanlarının

büyütülmesi, konut, ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı alanları oluĢturulması ve

bu alanların kentsel dönüĢüm ve geliĢim alanı olarak ilan edilmesi kabul edilmiĢtir

(Gülen, 2008: 8).

5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel TaĢınmaz Varlıkların Yenilenerek

Korunması ve YaĢatılması Hakkında Kanun'un amacı madde 1'de “... büyükĢehir

belediyeleri, büyükĢehir belediyeleri sınırları içindeki ilçe ve ilk kademe belediyeleri,

il, ilçe belediyeleri ve nüfusu 50.000'in üzerindeki belediyelerce ve bu belediyelerin

yetki alanı dıĢında il özel idarelerince, yıpranan ve özelliğini kaybetmeye yüz

Page 141: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

129

tutmuĢ; kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurullarınca sit alanı olarak tescil ve ilan

edilen bölgeler ile bu bölgelere ait koruma alanlarının, bölgenin geliĢimine uygun

olarak yeniden inĢa ve restore edilerek, bu bölgelerde konut, ticaret, kültür, turizm ve

sosyal donatı alanları oluĢturulması, tabii afet risklerine karĢı tedbirler alınması,

tarihi ve kültürel taĢınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaĢatılarak

kullanılmasıdır” Ģeklinde ifade edilmiĢtir.

Ancak bu maddede yer alan “kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurullarınca

sit alanı olarak tescil ve ilan edilen bölgeler” ifadesinin genel bir ifade olduğu ve bu

ifadenin özelleĢtirilmesi gerektiği yönünde eleĢtiriler bulunmaktadır. Kültür ve

Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu tarafından alınan ilke kararlarında,

arkeolojik sitler ile ilgili kararlarda yer almaktadır ve 2005 yılında Yüksek Kurul

tarafından kentsel arkeolojik sit tanımı yapılarak kentsel sit kavramı oluĢturulmuĢtur.

Yani sit kavramı; arkeolojik sit, doğal sit, tarihsel sit, kültürel sit ve kentsel sit olmak

üzere beĢe ayrılmaktadır. Ancak kanunda bahsi geçen sit kavramının hangisi olduğu

belirsizlik taĢımaktadır (Aykul, 2008).

Ayrıca 5366 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği'nin 4. maddesinde 8 “

Yenileme alanı, sit ve koruma alanı olarak tescil ve ilan edilen bölgeler ile bu

bölgelere ait koruma alanlarının içinde, sınırları yetkili idarenin teklifi üzerine

Bakanlar Kurulu'nca kabul edilerek belirlenen alanlar” Ģeklinde tanımlanmıĢtır.

Dolayısıyla bir bölgenin 5366 sayılı Kanun uyarınca yenileme alanı olarak

saptanabilmesi için bölgenin sadece sit alanı ve koruma alanlarını içermesi yeterli

olmayıp, aynı zamanda bu özellikteki alanın yıpranmıĢ ve özelliğini kaybetmeye yüz

tutmuĢ olduğunun da ortaya konulması gerekmektedir

Aykul aynı Ģekilde 5366 sayılı Kanunda yer alan “yeniden inĢa ve restore

edilerek, bu bölgelerde konut, ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı alanları

oluĢturulması” ifadesine yönelik Ģu eleĢtirilerde bulunmaktadır: “Yenileme

kapsamına alınan sit alanının içerisinde ticaret var ise “ticaret alanı”, turizm var ise

“turizm alanı” oluĢturabilirsiniz. Orası yerleĢim alanı değilse siz oraya yerleĢim

alanları yapamazsınız ya da yerleĢim alanı ise oraya sosyal donatı alanı

8 14.12.2005 Tarih ve 26023 Sayılı Resmi Gazete, http://www.mevzuat.gov.tr.

Page 142: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

130

yapamazsınız. Fakat Kanun her yere her Ģeyin yapılabileceğini söylüyor” (Aykul,

2008).

5366 sayılı Kanunun 2. maddesinde yenileme alanlarının tespitinin il özel

idarelerinde il genel meclisi, belediyelerde belediye meclisi üye tam sayısının salt

çoğunluğunun kararı ile belirleneceği belirtilmiĢtir. Ayrıca “Ġl özel idaresinde il genel

meclisince, büyükĢehirler dıĢındaki belediyelerde belediye meclisince alınan kararlar

Bakanlar Kuruluna sunulur.... Bakanlar Kurulu projenin uygulanıp uygulanmamasına

üç ay içinde karar verir” ifadesi yer almaktadır. Ancak görüldüğü üzere Kanunda

dönüĢüm alanlarını belirleme kriterleri tanımlanmamıĢtır ve bu süreçte il özel

idareleri ve belediyelerin proje uygulama, denetim gibi süreçlerdeki yetki ve

sorumlulukları detaylı bir biçimde ele alınmıĢtır. Ancak bu durum, uygulamada bu

birimler arasında yetki karmaĢasının ortaya çıkmasına neden olabilecektir (Genç,

2008: 124).

5366 sayılı Kanunun 3. maddesinde “ yenileme alanları olarak belirlenen

bölgelerde il özel idaresi ve belediye tarafından hazırlanan veya hazırlatılan yenileme

projeleri ve uygulamaları ilgili il özel idareleri ve belediyeler eliyle yapılır veya

kamu kurum ve kuruluĢları veya gerçek ve özel hukuk tüzel kiĢilerine yaptırılarak

uygulanır... uygulama esnasında her türlü kontrol, denetim ve takip iĢlemleri ilgili il

özel idaresi ve belediyece yapılır veya yaptırılarak sonuçlandırılır. Bu iĢlemler,

projenin özelliğine göre konuyla ilgili uzman kiĢi, kurum ve ekiplere yaptırılır”

ifadesi yer almaktadır. Buradan da anlaĢıldığı üzere kanun, uzmanların, sivil toplum

kuruluĢlarının ve halkın baĢlangıçta yenileme projelerinin planlaması ve

uygulanması aĢamalarına katılımını engellemekte ve uzmanların sadece denetim

aĢamasında katılımına olanak vermektedir.

Aslan'ın 5366 sayılı Kanun'a iliĢkin değerlendirmesi ise; “yenileme alanlarını

belirlemenin ölçütünün ne olduğu, bu alanlarda yapılacak projelerin hangi plan ve

sistem dâhilinde yapılacağı belli değildir. Bu kanun tarihi ve kültürel alanların

korunmasını düzenlemektedir. Ancak kanunda bu alanlarda konut, ticaret, turizm ve

sosyal donatı vb. alanların yapılmasından da bahsedilmektedir. Niyetin tarihi ve

kültürel alanları korumak değil, bu alanları pazarlamak olduğu açıktır. Kanunda

ayrıca projenin uygulama ve kontrolünü özel hukuk tüzel kiĢilere de yaptırabileceği

Page 143: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

131

vurgusu yer almaktadır. Burada açıkça iĢaret edilen özel hukuk tüzel kiĢileri

muhtemelen ünlü inĢaat Ģirketleri, gayrimenkul yatırım ortaklıkları ve gayrimenkul

yatırım sektöründeki Ģirketler olacaktır” Ģeklindedir (Aslan, 2007: 58-59).

Bayram' a göre 5366 sayılı Kanun; hiçbir uzman desteği alınmadan, ilgili

meslek odaları ve üniversitelerin görüĢlerine ihtiyaç duyulmadan ve görüĢleri talep

edilmeden meclis komisyonlarında Ģekillendirilen ve toprak rantını arttırarak yeniden

paylaĢtırmayı hedefleyen bir düzenlemedir. Yasa ile sit alanlarında ortaya çıkmıĢ

olan sorunlar, ekonomik ve sosyal sorunlar ile kent planlamasının genel

sorunlarından bağımsız olarak ele alınmakta, bazı idari iĢlemleri hızlandırarak bu

sorunların çözülebileceğini varsaymakta ve keyfiliğe yol açmaktadır (2005: 25).

5366 sayılı Kanun kentsel dönüĢümü gerçekleĢtirmede en önemli yasal

araçlardan biri olarak yürürlüğe girmiĢtir. Çerçeve kanun niteliğinde olan ve

uygulaması yönetmeliğe bırakılan bu kanun, hiç kuĢkusuz beraberinde bazı temel

sakıncaları da getirmiĢtir. Bütüncül bir planlama anlayıĢından kopuk oluĢu,

yenileme ve dönüĢümü sosyal ve ekonomik boyutlarından bağımsız olarak ele alıĢı,

planlama sürecinin doğal bir parçası olmayı reddeden yaklaĢımı, parçacıl/ noktasal

çözümleri teĢvik ediĢi, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile çok

yakından ilgili olduğu halde bu kanuna referans vermeyiĢi, kentsel yenilenme alanı

ilanının bilimsel kriterlere dayanmayıĢı ve kolaylıkla istismar edilmeye açık oluĢu,

bu alanlara yönelik olarak önceden alınmıĢ kentsel sit alanı kararlarının ve koruma

amaçlı imar planlarının göz ardı edilerek yapı adası temelinde projelendirme ve

planlama anlayıĢının hâkim kılınması yoluyla yenilenmesi ve bunlara uygun yapılmıĢ

koruma amaçlı imar planlarının bütünlüğünün bozulması, bölgeler özelinde koruma

kurullarının oluĢturulması, uygulama için gerekli araçları tanımlamaması söz konusu

kanunun sakıncaları arasında sayılabilir. Kanunun soru iĢaretlerine neden olan bir

baĢka noktası ise, yenileme alanlarının yalnızca kentsel sit alanları ile

sınırlanmamasından kaynaklanmakta; bu alanlarda bulunan yasa dıĢı yapıların

yasallaĢtırılmasına olanak tanıyacağı endiĢesi ortaya çıkmaktadır. Buna karĢın,

yenileme alanlarındaki uygulamaları her türlü vergi, resim, harç ve ücretlerden muaf

tutan maddesi, bu alanlardaki uygulamaları teĢvik etme açısından olumlu

bulunmaktadır (Özden, 2006: 224-225).

Page 144: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

132

Ayrıca 5366 sayılı Kanunun tarihi kent merkezlerinin belediyeler tarafından

sermayeleĢtirilmesi, bölgenin demografik, sosyal ve ekonomik yapısının

değiĢtirilmesi amacıyla yürütüldüğüne iliĢkin eleĢtirilerde bulunmaktadır. Yenileme

alanlarında sadece o alana özgü karar almak için kurulması öngörülen koruma bölge

kurullarının oluĢum gerekçesi ise, diğer koruma kurullarının iĢ yükünden dolayı ivedi

karar gerektiren yenileme projelerine yeterince zaman ayıramayacakları olarak

belirlenmiĢtir. Ancak aslında amacın belediyelerin bu alanlarda diledikleri gibi

uygulama yapmalarına olanak sağlamak olduğuna iliĢkin görüĢler bulunmaktadır

(Mimarlar Odası, 2008).

Amacı yıpranmıĢ olarak nitelendirdiği sit alanlarının yeniden inĢa ve restore

edilmesi ve bu alanlarda konut, ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı alanlarının

oluĢturulması olarak tanımlanan yasa, ilgili idareye yıpranmıĢ kentsel sit

alanlarındaki uygulamalar konusunda çok geniĢ yetki ve kolaylıklar tanımaktadır.

Kanunun özellikle kamulaĢtırma ve finansman konusunda taĢıdığı imtiyazlar önem

taĢımaktadır. Bir diğer yandan yasanın yıpranmıĢlık olarak kabul ettiği sorunların

çözümüne yalnızca fiziki mekânsal ve ekonomik bağlamda yaklaĢtığı görülmektedir.

Ġlgili yerel yönetimlerin tespit ettikleri yıpranma- eskime vb sorunlarını kamu yararı

ilkesi temelinde, probleme bütünsel açıdan yaklaĢarak çözmeleri gerekirken

uygulamalarda sürecin yalnızca rant yönünün öne çıktığı görülmektedir. Üstelik bu

kanun, koruma alanında iki ayrı yasal düzenlemenin birden var olmasına yol açmakta

ve her ne kadar koruma mevzuatının belirleyiciliği söz konusu ise de zaman zaman

kafaların karıĢmasına, sürecin bulanıklaĢmasına ve böylelikle sermaye için bir fırsat

niteliğindeki belirsiz alanların yaratılmasına neden olmaktadır.

Günümüzde tarihsel ve arkeolojik açıdan zengin büyük kentlerimizin tarihi

merkezleri, Bakanlar Kurulu kararıyla 5366 sayılı yasa kapsamına alınmakta ve

korumadan çok dönüĢüm ve soylulaĢtırma politikalarını içeren çalıĢmalara konu

edilmektedir. Bu çalıĢmalarda alanda uzun yıllardır yaĢayan ve tarihsel bölgenin

onlar için ev, yer, mahalle anlamına geldiği, alanla aidiyet ve kültür bağları kurmuĢ

olan düĢük gelirli gruplar yerinden edilmektedir. Bu sürecin en canlı örneklerinden

birisi bugün Ġstanbul Sulukule örneğinde ve Tarihi Yarımada‟nın pek çok bölgesinde

yaĢanmaktadır. Türkiye tarihi kentlerinin sosyal yapısını çeĢitli içsel ve dıĢsal

nedenlerle genel anlamda koruyamamıĢ; mülk sahiplerinin tarihi konutlarında

Page 145: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

133

yaĢamalarını bir politika olarak desteklememiĢtir. Ancak bir tarihsel gerçeklik

sonucu buralara yerleĢen yeni toplumsal sınıflar da bu alanlarda yeni kimlikler, yeni

aidiyetler, yeni temsil biçimleri kurmuĢlardır. Koruma çerçevesi altındaki

uygulamaların her türlü kimlik ve kültüre saygılı olması gerekirken; uygulamalarda

varlığı hiçe sayılan alan kullanıcıları, rant beklentisi dolayısıyla proje sürecine

katılmamakta, istek, fikir, gereksinimleri sorulmamakta, projeye hep bir ağızdan

direnseler dahi, direniĢleri görmezden gelinerek yerinden edilmektedirler. Bu; bir

tarihsel durumun da ortadan kaldırılması, bir grubun kendini temsil biçiminin,

varoluĢ biçiminin hiçe sayılması demektir. Oysa tarihsel mekânlar kamunun değil,

bir tüketim malı olarak bedelini ödeyebilen üst gelir gruplarının alanı haline

dönüĢmektedir. Kamusal, eğitimsel, kültürel fonksiyonlarla zenginleĢtirilmesi

gereken tarihsel merkezler inĢaat, ticaret ve turizm sektörlerine konu edilmek

istenmektedirler (Altınörs Çırak, 2010: 35-36).

4.3. 5393 Sayılı Belediye Kanunu 9

03.07.2005 tarihinde kabul edilen kanunun 73. maddesinde belediyelerin

kentsel dönüĢüm konusunda yetkili olduğuna dair genel bir düzenlemeye verilmiĢtir.

Maddeye göre belediyeler bu yetkilerini ancak, kentin geliĢimine uygun olarak

eskiyen kent kısımlarını yeniden inĢa ve restore etmek; konut alanları, sanayi ve

ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal donatılar oluĢturmak, deprem riskine

karĢı tedbirler almak veya kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak amacıyla

kullanabileceklerdir (Aydın, 2008: 122; Üstün, 2009: 63).

Adı geçen madde Ģu Ģekildedir:

“Belediye, kentin gelişimine uygun olarak eskiyen kent kısımlarını yeniden

inşa ve restore etmek; konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji parkları ve

sosyal donatılar oluşturmak, deprem riskine karşı tedbirler almak veya kentin tarihî

ve kültürel dokusunu korumak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri

uygulayabilir. Kentsel dönüşüm ve gelişim projelerine konu olacak alanlar, meclis

üye tam sayısının salt çoğunluğunun kararı ile ilân edilir. Kentsel dönüşüm ve

gelişim proje alanlarında yıkılarak yeniden yapılacak münferit yapılarda ilgili resim

9 13.07.2005 Tarih ve 25874 Sayılı Resmi Gazete, http://www.mevzuat.gov.tr.

Page 146: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

134

ve harçların dörtte biri alınır. Bir yerin kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı

olarak ilân edilebilmesi için; o yerin belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde

bulunması ve en az elli bin metrekare olması şarttır”. Aynı maddenin devamında ise

“kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında bulunan yapıların boşaltılması,

yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolu esastır” ifadesi yer almaktadır.

Kanunun 69. maddesi belediyelere gerektiğinde arsa ve konut üretimi yetkisi

vermiĢtir. Buna göre;

“Belediye; düzenli kentleşmeyi sağlamak, beldenin konut, sanayi ve ticaret

alanı ihtiyacını karşılamak amacıyla belediye ve mücavir alan sınırları içinde, özel

kanunlarına göre korunması gerekli yerler ile tarım arazileri hariç imarlı ve alt

yapılı arsalar üretmek; konut, toplu konut yapmak, satmak, kiralamak ve bu

amaçlarla arazi satın almak, kamulaştırma yapmak, bu arsaları trampa etmek, bu

konuda ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşları ve bankalarla iş birliği yapmak ve

gerektiğinde onlarla ortak projeler gerçekleştirmek yetkisine sahiptir. Belediye, bu

amaçla bütçesinden gerekli parayı ayırmak suretiyle işletme tesis edebilir”.

DönüĢüm Alanları Hakkında Kanun Tasarısı‟nın yasalaĢmamıĢ olması

nedeniyle günümüzde birçok belediye 5393 sayılı Belediye Kanunu‟nun 73.

maddesine dayanarak kentsel dönüĢüm projelerini hayata geçirmektedir. Ancak bu

yolla uygulamaya konan kentsel dönüĢüm projeleri, yasal dayanaktan yoksun olarak

değerlendirilmektedir.

Kentsel dönüĢüm projelerinin uygulanmakta olduğu alanlar, ağırlıklı olarak

24.02.1984 tarih ve 2981 sayılı imar affı yasası ve 23.02.2003 tarih ve 5609 sayılı

yasayla değiĢtirilmiĢ 775 sayılı Gecekondu Kanununa göre iĢlem yapılması gereken

gecekondular ile ruhsatsız yapıların bulunduğu alanlardır. Kentsel dönüĢüm

uygulamalarına dayanak olarak gösterilen 5393 sayılı kanun, bu iki yasayı

yürürlükten kaldırmamaktadır. Bu nedenle gecekondular ve ruhsatsız yapılar için

uygulanması gereken yasa; bu kanunun 73. maddesi değil, yapıların yapılıĢ tarihi ve

yasal durumlarına uygun olarak 2981 sayılı yasa veya 775 sayılı yasa olmalıdır. Bir

diğer ifadeyle 2981 ve 775 sayılı yasayla kazanılan hakların 5393 sayılı yasanın 73.

maddesi referans gösterilerek kaldırılması mümkün değildir (Bayram, 2008: 46-47).

Page 147: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

135

5393 sayılı kanunun 73. Maddesi niyet yönünden incelendiğinde de yoğun

eleĢtirilere uğramaktadır. Maddede belirtilen konut, sanayi, ticari alanları yaratmak

ve sosyal donatılar oluĢturmak gibi faaliyetler, belediyenin Belediye Kanunu‟yla

tanımlanmıĢ görev, yetki ve sorumluluklarından olan imar, ulaĢım, kentsel altyapı,

çevre düzenlemesi, sosyal hizmet ve yardım, kent tarihi gibi önem taĢıyan yerlerin

korunması gibi hizmetlerinin görülmesi amacıyla değil; belediyenin gelir elde

etmesini sağlayan iktisadi giriĢim niteliğindeki yetkilerinin kullanım alanını

geniĢletmeyi amaçlayan bir kanun maddesi olarak ele alınmaktadır (Aslan, 2007:

58).

73. maddede yer alan “kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında bulunan

yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolu esastır” ifadesi

gecekondu bölgeleri açısından düĢünüldüğünde yasa maddesindeki ifade daha net

ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda kentin eskidiği düĢünülen yerleri (kentlerin dıĢında

kurulmuĢ ancak süreç içinde kentlerin içinde kalan gecekondu bölgeleri)

boĢaltılacak, kamulaĢtırılacak ve sonrasında bu alanlarda lüks konutlar, iĢ ve alıĢveriĢ

merkezleri yapılacaktır (+Ġvme, 2007: 20).

Bayram, 5393 sayılı kanunun 73. maddesine iliĢkin görüĢlerini Ģu Ģekilde

sıralamaktadır:

- Kamunun müdahale imkânı arttırılmamakta ve ucuzlaĢtırılmamaktadır.

Maddede yer alan kamulaĢtırmaya iliĢkin hükümler sadece yıkıp yapma

konusunda yasal sürecin hızlandırılması ile sınırlıdır.

- Konusu ve gerçekleĢtirme yöntem ve süreçleri birbirinden ayrı olması

gereken kentsel sorunlar, kestirmeci bir Ģekilde yık-yap yöntemi ile

çözülmeye çalıĢılmaktadır.

- KamulaĢtırmalarda en önemli kavram olan kamu yararı kavramına, özel

çıkarları da kapsayabilecek Ģekilde muğlâk ifadelerle yer verilmektedir.

Kamu kaynağı kamu yararıyla ilgisi olmayan birçok konuda keyfi olarak

kullanılabilecektir.

- Eskiyen kent kısımlarının hangi kıstaslar çerçevesinde tanımlanacağı belli

değildir. Bu nedenle düzenleme rant amaçlı ve bunun da ötesinde tamamen

Page 148: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

136

sübjektif kriterler çerçevesinde dönüĢüm alanı ilan yerlerde yaĢayan

kesimleri yaĢam alanlarından uzaklaĢtırma odaklı olarak kullanılabilme riski

bulunmaktadır (2005: 24).

“Kentsel DönüĢüm ve GeliĢim Yasa Tasarısı” toplumun farklı kesimlerinde

olumsuz tepkiler alınca ona koĢut olarak 5393 sayılı Belediye Yasası‟nın 73.

Maddesinde (Kentsel dönüĢüm ve geliĢim alanı ile ilgili madde) kentsel dönüĢüme

iliĢkin Ģu ifadelere yer verilmiĢtir: “Büyükşehir belediyeleri, büyükşehir belediye

sınırları içindeki ilçe ve ilk kademe belediyeleri ve il belediyeleri ile nüfusu 50000’in

üzerindeki belediyeler, kentin gelişimine uygun olarak eskiyen kent kısımlarını

yeniden inşa ve restore etmek; konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji

parkları ve sosyal donatılar oluşturmak, deprem riskine karşı tedbirler almak veya

kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim

projeleri uygulayabilir”. Günümüzde birçok belediye bu maddeye göndermede

bulunarak kentsel dönüĢüm projeleri hazırlamakta ve uygulamaktadır. Aynı

maddenin devamında ise “kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında bulunan

yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolu esastır” ifadesi

yer almaktadır. Gecekondu bölgeleri açısından düĢünüldüğünde yasa maddesindeki

ifade daha net ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda kentin eskidiği düĢünülen yerleri

(kentlerin dıĢında kurulmuĢ ancak süreç içinde kentlerin içinde kalan gecekondu

bölgeleri) boĢaltılacak, kamulaĢtırılacak ve sonrasında bu alanlarda lüks konutlar, iĢ

ve alıĢveriĢ merkezleri yapılacaktır (+Ġvme, 2007: 20).

4.3.1.Belediye Kanununda DeğiĢiklik Yapılmasına ĠliĢkin Kanun 10

Belediyelerin kentsel dönüĢüm uygulamalarında temel dayanağı olan 5393

sayılı yasanın 73. maddesinde değiĢiklik yapılmıĢ ve bu değiĢikliği içeren 5998 sayılı

Belediye Kanununda DeğiĢiklik Yapılmasına ĠliĢkin Kanun; 17 Haziran 2010

tarihinde Mecliste kabul edilmiĢ ve 23 Haziran 2010 tarih ve 27621 sayılı Resmi

Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiĢtir. Böylelikle büyükĢehir belediyelerinin

konut, sanayi ve ticaret alanlarında, kentsel dönüĢüm ve geliĢim projeleri

uygulayabilmesinin önü iyice açılmıĢ ve kentsel dönüĢüm ve geliĢim projeleri

uygulayacağı alanlar geniĢletilmiĢtir.

10

http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5998.html.

Page 149: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

137

BüyükĢehir belediye ve mücavir alan sınırları içinde kentsel dönüĢüm ve

geliĢim projesi alanı ilan etmeye büyükĢehir belediyeleri yetkilidir. BüyükĢehir

belediye meclisince uygun görülmesi halinde ilçe belediyeleri kendi sınırları içinde

kentsel dönüĢüm ve geliĢim projeleri uygulayabilir. BüyükĢehir belediyeleri

tarafından yapılacak kentsel dönüĢüm ve geliĢim projelerine iliĢkin her ölçekteki

imar planı, parselasyon planı, bina inĢaat ruhsatı, yapı kullanma izni ve benzeri tüm

imar iĢlemleri ve 3.5.1985 tarihli ve 3194 sayılı Ġmar Kanununda belediyelere verilen

yetkileri kullanmaya büyükĢehir belediyeleri yetkilidir.

03.07.2005 tarih ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 73. maddesindeki

yapılan değiĢiklikle, büyükĢehir belediyeleri, konut, sanayi, ticaret alanları, teknoloji

parkları, kamu hizmeti alanlarında rekreasyon ve sosyal donatı alanları oluĢturmak,

eskiyen kent kısımlarını yeniden inĢa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel

dokusunu korumak veya deprem riskine karĢı tedbirler almak amacıyla kentsel

dönüĢüm ve geliĢim projeleri uygulayabilme yetkisine kavuĢmuĢtur. Belediye

Kanunu 73. maddesi kentin eskiyen ve yıpranan alanları üzerinde dönüĢümün

tariflendiği bir madde iken söz konusu madde değiĢikliği ile bu gün imarlı -imarsız,

üzerinde yapı olan veya olmayan olarak değiĢtirilmesi kentlerin çevresindeki

alanların kentsel geliĢme için bütünsel biçimde planlama yapılmadan önce, kentsel

dönüĢüme konu edilebilecektir. Bu değiĢiklikle kent çeperindeki neredeyse tüm boĢ

alanların kentsel dönüĢüm alanı ilan edildiği Ġstanbul, Ankara, Ġzmir vb gibi büyük

kentlerdeki plansız tüm kentsel dönüĢüm alanları yasallaĢtırılmıĢ ve meĢrulaĢtırılmıĢ

olacaktır.

Yasada yapılan değiĢiklikte; “BüyükĢehir belediye ve mücavir alan sınırları

içinde kentsel dönüĢüm ve geliĢim projesi alanı ilan etmeye büyükĢehir belediyeleri

yetkilidir. BüyükĢehir belediye meclisince uygun görülmesi halinde ilçe belediyeleri

kendi sınırları içinde kentsel dönüĢüm ve geliĢim projeleri uygulayabilir” ifadesine

yer verilmiĢtir. Düzenleme ile her türlü sınırsız yetki büyükĢehir belediyelerine

verilmektedir. Düzenlemeye göre; BüyükĢehir belediyesi izin verirse ilçe belediyeleri

de kendi sınırları içerisinde kentsel dönüĢüm projeleri uygulayabileceklerdir. Bunun

anlamı Ģudur: BüyükĢehir belediyeleri hiçbir sınırlama olmadan, hiçbir yasal engelle

karĢılaĢmadan, hiçbir denetim ve izne tabi olmadan, her hangi bir sorumluluk

almadan, her istediği yerde kentsel dönüĢüm ve geliĢim alanı belirleyerek, kentsel

Page 150: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

138

dönüĢüm projeleri uygulayabilecek, her türlü uygulamayı yapabilecek, ancak Ġlçe

belediye baĢkanları, istedikleri zaman istedikleri gibi, kentsel dönüĢüm projesi

uygulaması yapamayacak, büyükĢehir belediyesi izin verirse yapabileceklerdir.

Kabul edilebilir yasal gerekçesi konmadan, ilçe belediyelerine ait yasalarla verilmiĢ

birçok yetki, o yetkileri veren yasalarda herhangi bir değiĢiklik yapılmadan, o

yasalarla çeliĢen ve o yasalarla Anayasa‟ya aykırı olarak ellerinden alınırken, ilçe

belediyelerinin bu yetkilerini kullanması, büyükĢehir belediye meclisinin iznine

bağlanmıĢtır. Yani ilçe belediyeleri büyükĢehir belediyelerinin vesayeti altına

sokulmuĢtur.

Düzenlenen 73. maddenin ikinci fıkrası ile kentsel dönüĢüm ve geliĢim proje

alanı olarak ilan edilecek alanın; üzerinde yapı olan veya olmayan imarlı veya

imarsız alanlar olması, yapı yükseklik ve yoğunluğunun belirlenmesi, alanın

büyüklüğünün en az 5 en çok 500 hektar arasında olması, etaplar halinde

yapılabilmesi hususlarının takdirinin münhasıran belediye meclisinin yetkisinde

olduğu, toplamı 5 hektardan az olmamak kaydı ile proje alanı ile iliĢkili birden fazla

yerin tek bir dönüĢüm alanı olarak belirlenebileceği hükmü getirilmiĢtir. Bu fıkra ile

kentler hiçbir kayıt ve koĢula bağlı kalmaksızın kentsel dönüĢüm ve geliĢim alanı

olarak belirlenebilecektir. Belediye meclislerine; TOKĠ uygulamalarında olduğu gibi,

kentin belirli bir bölgesi, (üzerinde yapı olan veya olmayan imarlı veya imarsız

alanlar) herhangi bir bilimsel ve teknik çalıĢma yapılmadan, üst ölçekli planlara

bakılmaksızın, nazım plan ana kararlarını ve plan bütünlüğünü bozacak Ģekilde,

yoğunluk ve yapı yüksekliği belirleme yetkisi verilmektedir. Kentsel dönüĢüm alanı

olarak belirlenecek alan büyüklüğünün en az 5 en çok 500 hektar arasında olması

öngörülmektedir. Kentsel dönüĢüm alanları, imar planı bütünlüğü içerisinde planın

bir parçası olarak değil, proje bazında ele alınmakta, proje alanı olarak

değerlendirilmektedir. Yapı yüksekliklerinin ve yoğunluklarının proje bazında

belirlenmesi kentlerin çarpık geliĢmesine neden olacaktır. Çünkü kent planları üst

ölçekli planlardan baĢlamak üzere alt ölçekli uygulama planlarına kadar hatta kentsel

tasarım ölçeğine kadar hiyerarĢik bir düzen içerisinde bir bütün olarak planlanırlar.

Sosyal donatı ve teknik altyapı gereksinimlerinin dengeli dağılımı ve plan kararları

da, arazi kullanım kararlarının yer seçimine uygun olarak üst ölçekli planlardan

baĢlayarak her ölçekteki planda, bir bütünlük içerisinde belirlenir. Belediyelere

Page 151: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

139

verilen bu yetki ile belediyelerin "kentsel dönüĢüm" adı altında keyfi olarak

yapacakları proje bazlı kentsel dönüĢüm proje uygulama alanlarında, rant amaçlı,

yapı yüksekliği ve yapı yoğunluğu belirlemesine yönelik uygulamalar, plan ana

karalarını, plan bütünlüğünü ve planın sürekliliğini, en önemlisi sosyal donatı ve

teknik altyapı dengesini bozacak, kentlerin çarpık geliĢmesine neden olacaktır. Yine

TOKĠ uygulama örneklerinde ve büyükĢehir belediyeleri battı-çıktı uygulama

örneklerinde olduğu gibi tek tip kentsel dönüĢüm projeleri uygulanacak, kimliksiz,

herhangi bir mimari özelliği olmayan, birbirinin kopyası yapılar ve kentler

oluĢacaktır. Belediyelerin uygulamaları da TOKĠ uygulamaları gibi, sadece ranta

yönelik uygulamalar olacağından, bu keyfî belirleme yetkisi sonucunda kentlerimiz

daha da içinden çıkılmaz sorunlarla karĢı karĢıya gelecektir. Bu yönüyle de teklifin

bu fıkrası kamu yararına aykırıdır. Yine uygulamanın etaplar halinde yapılabileceği

hüküm altına alınmıĢtır. Bu hüküm gereği kentlerin bütünü 500‟er hektarlık parçalara

ayrılmak ve etaplanmak suretiyle kentsel dönüĢüm alanı ilan edilebilecektir. Fıkra

hükmü gereği, plansız alanlar ve özellikle tarım alanları ve 2B alanları da kentsel

dönüĢüm alanı olarak belirlenmek suretiyle, konut veya ticari alan olarak proje alanı

kapsamına alınabilecektir (Antalya Mimarlar Odası, 2010).

Yeniden düzenlenen yasa maddesinde yapılan değiĢiklikle; büyükĢehir

belediyeleri tarafından yapılacak kentsel dönüĢüm ve geliĢim projelerine iliĢkin her

ölçekteki imar planı, parselasyon planı, bina inĢaat ruhsatı, yapı kullanma izni ve

benzeri tüm imar iĢlemleri ve 3.5.1985 tarihli ve 3194 sayılı Ġmar Kanununda

belediyelere verilen yetkileri kullanmaya büyükĢehir belediyeleri yetkilenmiĢtir. Bu

fıkra ile kentsel dönüĢüm alanlarındaki her ölçekteki imar planları yapma yetkisi

büyükĢehir belediyelerine verilmektedir. 3194 sayılı Ġmar Kanunu„nuna bağlı

kalmaksızın yapılan düzenleme ile gerçekte planlamadan ve planlama ilkelerinden ne

kadar rahatsız olduklarının da açık göstergesidir. ÇağdaĢ planlama; plansız alanlarda

kentin parçacıl ve noktasal planlamasına iliĢkin uygulamaları reddetmektedir. Bu tür

uygulamalar, kent bütünü stratejik hedeflerini olumsuz yönde etkilemekte ve

kentlerin doğal, kültürel, ekonomik ve ekolojik değerlerine, geri dönüĢü olmayan

büyük zararlar vermekte, kent plan bütünlüğünü, sürekliliğini, sosyal ve teknik

altyapısını olumsuz etkilemektedir. Bu düzenleme ile açıklanan olumsuzlukların önü

açılacak, kentlerimiz giderek daha plansız, çarpık ve kimliksiz geliĢecek, içinden

Page 152: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

140

çıkılmaz sorunlarla karĢı karĢıya gelecektir. Yine bu düzenleme ile ilçe

belediyelerine ait olan parselasyon planlarını yapma yaptırma, bina inĢaat ruhsatı,

yapı kullanma izni ve benzeri imar ile ilgili tüm iĢlemleri yapma ve 3.5.1985 tarihli

ve 3194 sayılı Ġmar Kanunu ile ilçe belediyelerine verilen tüm yetkiler, büyükĢehir

belediyelerine verilmektedir. Diğer bir deyiĢle, ilçe belediyelerine ait olan ve imar

kanunu ile ilçe belediyelerine verilmiĢ tüm yetkiler, BüyükĢehir Belediyelerine

devredilerek, yerel krallıklar oluĢturulmaktadır. Bu yetki ile büyükĢehir belediyeleri,

kendi siyasi görüĢünde olmayan ya da anlaĢamadıkları ilçe belediyelerinin bütününü,

500‟er hektar parçalara ayırarak kentsel dönüĢüm ve geliĢim alanı ilan edebilecek,

ilçe belediyelerine ait olan birçok yetkiyi ilçe belediyelerinden alacak, ilçe

belediyelerinin elini kolunu bağlayabilecektir (Peyzaj Mimarları Odası, 2010;

Antalya Mimarlar Odası, 2010; ġehir Plancıları Odası, 2010 ).

73. maddedeki değiĢiklikle; “Kentsel dönüĢüm ve geliĢim proje alanlarında

yapılacak alt yapı ve rekreasyon harcamaları, proje ortak gideri sayılır. Belediyelere

ait inĢaatların proje ortak giderleri belediyeler tarafından karĢılanır. Kendilerine ayrı

ada veya parsel tahsis edilen gayrimenkul sahipleri ile kamulaĢtırma dıĢı kalan

gayrimenkul sahipleri, sahip oldukları inĢaatın toplam metrekaresi oranında proje

ortak giderlerine katılmak zorundadır. Proje ortak gideri ödenmeden inĢaat ruhsatı,

yapılan binalara yapı kullanma izni verilemez; su, doğalgaz ve elektrik bağlanamaz”

ifadesine yer verilmiĢtir. Bu ifade belediyelerin alt yapı giderlerini halktan alma

talebi ve talep karĢılanmadığı takdirde halkın zorunlu ihtiyaçlarının

karĢılanmamasını içerdiğinden; demokratik, adil ve sosyal anlayıĢa son derece aykırı

bir tutumun göstergesidir (Peyzaj Mimarları Odası, 2010).

Kentsel dönüĢüm ve geliĢim proje alanlarında bulunan yapıların boĢaltılması,

yıkımı ve kamulaĢtırılmasında anlaĢma yolu esastır. Kentsel dönüĢüm ve geliĢim

projesi kapsamında bulunan gayrimenkul sahipleri ve belediye tarafından açılacak

davalar, mahkemelerde öncelikle görüĢülür ve karara bağlanır. Bu güne kadar

yapılan kentsel dönüĢüm ve geliĢim uygulamaları incelendiğinde görülecektir ki,

büyük bir çoğunluğu yasa ve yönetmeliklere aykırı olduğu, sosyal donatı dengesini

bozduğu, Ģehircilik ilkeleri ve planlama esasları ile kamu yararına aykırı uygulamalar

olduğu için, ya yürütmenin durdurulmasına ya da iptaline karar verilmiĢtir. Bu

düzenlemeye belediyelerin kentsel dönüĢüm alanları belirlenmesine iliĢkin yeni

Page 153: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

141

uygulamalarında, açılabilecek yeni davaların önüne geçmek amacıyla yer verildiği

söylenebilir.Yasa değiĢikliği ile bir yandan büyükĢehir belediye baĢkanları kent

içinde istedikleri her alanda tek söz sahibi haline getirilirken, kentsel dönüĢüm alanı

ilan edilen yerlerde yaĢayanlar ise yasa eliyle mağdur edilmekte, ezilmektedir.

Kentsel dönüĢüm mağdurlarının yargıya baĢvurma hakları da Anayasa‟ya aykırı

biçimde kısıtlanmakta ya da ortadan kaldırılmaktadır. Yasa değiĢikliğiyle, kentsel

dönüĢüm alanı ilan edilen alanlarda yaĢayan halkın yargıya baĢvurma haklarının

kısıtlanmasının yanı sıra, kamulaĢtırma iĢlemlerinde büyükĢehir belediye

meclislerine acele kamulaĢtırma yetkisi veren düzenlemeler ve kamulaĢtırmada proje

ilan tarihindeki rayiç değerlerin esas alınmasına iliĢkin düzenlemeler de önemli

mağduriyetlere neden olacak, hukuka açıkça aykırı düzenlemelerdir (ġPO, 2010).

Genel olarak ifade etmek gerekirse; Belediyeler Yasası‟nın 73. maddesinde

yapılan değiĢik ile kent içerisinde kalan çok değerli kamu arazileri, gecekondu

arazileri, açık alanlar, büyük ölçekli kentsel yeĢil alanlar, tarım alanları ve askeri

alanlar ile askerlerin ağaçlandırdıkları açık alanlar yargısal denetim dâhil tüm

engeller kaldırılarak, büyükĢehir belediyelerine verilen yetkilerle, kentsel dönüĢüm

projesi uygulaması adı altında, lüks konutların ve rant tesislerinin yapımına olanak

tanınmaktadır. Belediyeler; TOKĠ yetkilerinden daha fazla yetkilerle donatılarak,

yargısal denetime tabi olmadan, bu projeleri kendileri uygulayabileceklerdir. Ancak

TOKĠ‟ye, ya da yandaĢ müteahhitlere ve yatırımcılara da her hangi bir engelle

karĢılaĢmadan yaptırabileceklerdir. Çünkü yasa değiĢikliği ile yargısal denetimde

dâhil, tüm engeller de kaldırıldığından, pürüzsüz bir Ģekilde verebilmelerinin önü de

açılmıĢtır (Antalya Mimarlar Odası, 2010; Peyzaj Mimarları Odası, 2010).

4.4. 5216 Sayılı BüyükĢehir Belediyesi Kanunu 11

Kentsel dönüĢüme yönelik doğrudan bir kanun olmamakla birlikte 5216 sayılı

kanun büyükĢehir belediyelerinin kentsel dönüĢüm projesi hazırlama ve uygulama

yetkilerini kazanması açısından önemli bir adım olma özelliği taĢımaktadır.

10.07 2004 tarihli kanunda kentsel dönüĢüme iliĢkin bir vurgu olmamakla

birlikte kanunun 1. Fıkrasının (e) bendinde Belediye Kanunu‟nun 73. Maddesinde

11

23.07.2004 Tarih ve 24431 Sayılı Resmi Gazete, www.tbmm.gov.tr.

Page 154: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

142

belediyelere tanınan yetkilerin kullanılması sayılmıĢtır. Böylelikle büyükĢehir

belediyelerinin de kentsel dönüĢüm ve geliĢim projesi hazırlama ve uygulama hakkı

doğmuĢtur (Aydın, 2008: 123; Üstün, 2009: 69).

4.5. DönüĢüm Alanları Hakkında Kanun Tasarısı 12

DönüĢüm Alanları Hakkında Yasa Tasarısı'nın tarihi 2004 yılına kadar

götürülebilir. 2004 Mayıs ayında Ġstanbul'da gayrimenkul yatırımcıları tarafından

“kentsel dönüĢüm yasa taslağı yasalaĢırsa iĢler düzelecek” mesajının verilmesi ile

baĢlayan süreç 03.07.2005 tarihinde yeni Belediye Kanunu'nun çıkarılması ile ilk

zaferini kazanmıĢtır. 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesi “Kentsel

DönüĢüm ve GeliĢim Alanı” baĢlığını taĢımaktadır. Ancak bu baĢlık ayrı bir yasa

tasarısı olarak, 01.03.2005 tarihinde TBMM BaĢkanlığına sunulmuĢtur. Tasarı, 16

Haziran 2005 tarihinde “Yıpranan Tarihi ve Kültürel TaĢınmaz Varlıkların

Yenilenerek Korunması ve YaĢatılarak Kullanılması Hakkında Kanun” adıyla kabul

edilmiĢtir. 2004 yılında Kentsel DönüĢüm ve GeliĢim Kanunu adını taĢıyan bir

metin, Bayındırlık ve Ġskân Bakanlığı internet sayfasına konmuĢtur. Söz konusu

metin önce Ġmar Yasası Taslağı adıyla daha sonra da Planlama ve Ġmar Yasası

Taslağı ile sitede yer almıĢtır. Bayındırlık ve Ġskân Bakanlığı'nın hazırladığı

Planlama ve Ġmar Yasası Taslağı, 24.02.2006 tarihinde Yabancı Sermaye Derneği

tarafından düzenlenen Yeni Ġmar Yasa Tasarısı Paneli'nde tanıtılmıĢtır. Bakan Faruk

Nafiz Özak, taslağın Temmuz'a kadar çıkması için çalıĢacaklarını, olmazsa Ekim

2006'da mutlaka çıkarılacağını vurgulamıĢ ve çalıĢmanın özünü Ģu Ģekilde dile

getirmiĢtir: “ Ġmar kanunu yatırımcının önünü açacak” (Teknik Güç, 2006: 4).

Yabancı sermayenin önünü açmak için çıkarılmaya çalıĢıldığı üst düzey yetkililerce

ortaya konulan kentsel dönüĢüm, 22.06.2006'da hükümetin Meclise yeni bir taslak

sunması ile yeni bir aĢamaya geçmiĢtir.

22.06.2006 tarihinde DönüĢüm Alanları Hakkında Kanun Tasarısı, Meclise

sunulmuĢtur. O dönemde seçimler nedeniyle kadük kalan tasarı, 2010 ġubat ayında

Bayındırlık ve Ġskân Bakanlığı tarafından tekrar BaĢbakanlığa sunulmuĢtur. Halen

yasalaĢmamıĢ olan tasarı, kentsel dönüĢüm konusunu en kapsamlı biçimde ele alan

yasal metin olma özelliği taĢımaktadır.

12

www.basbakanlik.gov.tr/docs/.../kanuntasarilari/101-1054%20son.doc.

Page 155: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

143

Kanun Tasarısı'nın amacı; “...imar planı bulunsun veya bulunmasın kentsel ve

kırsal tüm alanlarda bilim, teknik, sanat ve sağlık kurallarına uygun olarak, afetlere

ve kentsel risklere duyarlı yaĢam çevrelerinin oluĢturulması için veya fiziki köhneme

ve sosyal ve teknik alt yapının yetersiz ve niteliksiz olduğu alanların iyileĢtirme,

tasfiye, yenileme ve geliĢimini sağlamak üzere dönüĢüm alanlarının tespitine ve

dönüĢümün gerçekleĢtirilmesine dair her türlü iĢ ve iĢlemler ile ilke ve esasları

belirlemek” olarak ifade edilmiĢtir. Bu maddeden de anlaĢıldığı üzere tasarı ile

sadece plansız değil, planlı alanlarda da tasfiye açıkça amaçlanmakta, yüksek rant

alanları yaratmak için göz konulan her yerde dönüĢüm yapabilmenin önü

açılmaktadır (Mimarlar Odası, 2010).

Ayrıca tasarının 2.maddesinde “ dönüĢüm alanı olarak belirlenen alanlarda

Hazine, Ġl Özel Ġdareleri, kamu kurum ve kuruluĢları, belediyeler ve vakıflar

tarafından idare edilenler de dâhil her türlü arsa ve arazilerin ve bunların üzerinde

bulunan bütün yapıların bu kanun uyarınca hazırlanan dönüĢüm amaçlı imar planına

uygun olarak...” ifadesi ile tasarının, sadece kentsel alanları yani belediye sınırları

içindeki toprakları değil, ülkenin tüm topraklarını kapsadığını gözler önüne

sermektedir. Dolayısıyla bu tasarı ile ülkenin herhangi bir yerindeki herhangi bir

parçası yeniden planlanıp yapılaĢtırılabilecektir. Hazine arazilerine ek olarak “

devletin hükmü ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz Ģeyler” konumundaki dağlar,

nehirler, göller de bu tasarı kapsamında dönüĢüm alanları içerisinde sayılmaktadır.

Parçacı bir anlayıĢ ile yapılaĢma sürecini Ģekillendirmeyi hedefleyen bu tasarı,

bütüncül imar anlayıĢından uzaklaĢmanın ve ülke topraklarını belirli kesimlerin

çıkarları doğrultusunda parça parça imara açmanın yolunu açmaktadır. Bu durum ise

bölgeler arası dengesizlik, çevre ve doğal kaynakların tahribi gibi sorunların ortaya

çıkmasına neden olabilecektir (Teknik Güç, 2006: 5). Adı geçen maddede yer alan

“.... konut, ticaret, sanayi, rekreasyon, teknik alt yapı, sosyal donatı alanları ve diğer

yatırım araçları için ...” ifadesinden de anlaĢıldığı üzere, dönüĢtürülecek alanların

(doğal kaynaklar da dâhil olmak üzere) kontrolsüz bir biçimde sermayeye sunulacağı

görülmektedir.

Tasarının 1.maddesinde yer alan “...fiziki köhneme ve sosyal teknik alt

yapının yetersiz ve niteliksiz olduğu alanların iyileĢtirme, tasfiye...” ve 2.

maddesinde yer alan “...Ģahsi hakların tesis ve devri, trampa ve mülkiyetinin el

Page 156: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

144

değiĢtirilmesi de dâhil” ifadeleri ile dönüĢüm alanı ilan edilen yerlerde yaĢayanları

kısmen veya tamamen baĢka yerlere gönderilerek iskân etmelerini, dönüĢüm

alanlarına satıĢ yoluyla baĢka nüfus kesimlerini yerleĢtirme yetkisi vermektedir. Bu

da homojen bir nüfus grubunun piyasa kuralları içerisinde yerleĢmesinin önünün

açılması, yeni homojen mahallelerin kurulması yani kurtarılmıĢ bölgelerin

oluĢumuna olanak sağlamaktadır. Dolayısıyla toplumun bir kesimine ayrıcalıklar

sağlanırken, diğer bir kesiminin kamu yararı adı altında yaĢam alanlarına müdahale

edilmekte, proje alanlarından dıĢarı çıkartılmaktadır. Bu durum ise Anayasa'nın 10.

maddesinde yer alan “eĢitlik ilkesi” ne ve “mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum

yararına aykırı olamayacağına” iliĢkin 35. maddesine aykırıdır.

Tasarının 3. maddesinde tanımlanmıĢ olan “proje ortaklığı” terimi ise çok

tartıĢılan bir konudur. Bu tanıma göre proje ortaklığı; “idare dâhil, kamu kurum ve

kuruluĢlarının iĢtirakleri ile proje alanında taĢınmaz sahibi olsun veya olmasın gerçek

veya tüzel kiĢilerin, dönüĢüm amaçlı imar planı kararlarına uygun olarak hazırlanan

projeleri gerçekleĢtirmek üzere ayrı ayrı veya birlikte oluĢturdukları adi ortaklık

temelli hukuki iĢlemlerle bir araya gelmiĢ bir veya birden fazla ortaklığıdır” Ģeklinde

tanımlanmıĢtır. Bu tanımda “ orada taĢınmazı olmayan gerçek ya da tüzel kiĢiler” in

de proje ortaklığına dâhil edilmesi ve bu ortaklıkta yer alan aktörlerin tamamına eĢit

düzeyde yetki verilmesi çoğu zaman kamu yararı ilkesinin göz ardı edilmesine ve

ortaklıktaki temel aktörlerin; yerel kamu gücü yerine özel sektör (Banka, inĢaat vb.)

temsilcileri haline gelmesine neden olacaktır (YAYED, 2006). Ancak görüldüğü

üzere dönüĢümden asıl etkilenecek yöre sakinleri, proje ortaklarının içerisinde

sayılmamıĢtır.

Tasarının 5.maddesinin birinci fıkrasında dönüĢüm alanı sınırı; “... toplamı

beĢ hektardan küçük olmamak üzere, belediye ...belediye meclisi, ...il genel

meclisi,....büyükĢehir belediye meclisi tarafından üye tam sayısının salt

çoğunluğunun kararı ile” belirleneceği ifadesi yer almaktadır. DönüĢüm alan

sınırlarının bilimsel kriterlere dayalı yürütülecek iĢlemler sonucu belirlenmesi

gerekirken, tasarıda bu süreçte kararlara dayanak olabilecek bilimsel araĢtırmalara ve

raporlara iliĢkin herhangi bir tanımlama yapılmamıĢtır. Bugün Ankara BüyükĢehir

Belediyesince gerçekleĢtirilen Kuzey Ankara Protokol Yolu, Ulus Tarihi ve Kültürel

Alan, Ġmrahor Vadisi vb koruma veya dönüĢüm projelerinde de sınırların benzeri

Page 157: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

145

yöntemle, bilimsel dayanakları olmadan, sadece Belediye Meclis kararlarıyla

belirlenmesi sonucu değiĢik sorunlarla karĢılaĢılmıĢtır. Örneğin Kuzey Ankara

Protokol Yolu DönüĢüm Proje alanında çok sayıda “Afete Maruz Bölge” kararı

alınmıĢ sahayla karĢılaĢılmıĢtır (TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, 2006). Ayrıca

bu maddede yer alan “ dönüĢüm alanı sınırı toplam beĢ hektardan küçük olmamak

üzere” ifadesiyle dönüĢüm yapılacak alana iliĢkin alt sınır verilirken, üst sınıra iliĢkin

bir tanımlama yapılmamıĢtır.

Tasarıya göre büyükĢehir belediyelerinde dönüĢüm alanının tespiti ve

kesinleĢtirilmesi yetkisi tamamen büyükĢehir belediyelerinindir. BüyükĢehir

belediyeleri, dönüĢüm alanı ilan edecekleri yerler hangi belediyeye ait ise onun

görüĢünü almakla yetinecektir. Böylece büyükĢehirlerde üst belediye, alt belediyenin

kendi sınırlarını düzenleme iradesini fiilen ve çok güçlü bir biçimde ortadan

kaldırmıĢ olacaktır. Görüldüğü üzere tasarı ile büyükĢehir belediyelerine kentin

belirli alanlarını dönüĢüm alanı olarak tanımlama ve bu alanlarda konut, ticaret,

rekreasyon projeleri geliĢtirme ve uygulama konusunda geniĢ yetkiler verilmektedir.

Ancak tasarının Türkiye'nin sorunlu kentleĢme pratiğine çözüm getiremeyeceği

yönünde eleĢtiriler bulunmaktadır. Hazırlanan tasarıda kentsel dönüĢüm alanlarının

belirsiz olduğu, tasarı ile planlamanın bütünselliğinden kopuk proje oluĢturmaya

yönelindiği ve toplumsal sonuçlarını önemsemeyen bir planlama pratiği

oluĢturulduğuna dikkat çekilmektedir (ġPO, 2006a: 59).

5.maddenin 2. fıkrasında; “DönüĢüm alanı sınırları, idarece tespit edilen ilan

yerlerinde karar tarihinden itibaren otuz gün süre ile ilan edilir. Bu süre içinde

dönüĢüm alanlarına itiraz edilebilir. Ġtiraz edilmez ise, ilan süresi sonunda dönüĢüm

alanı sınırları ayrıca bir meclis kararı alınmaksızın idarenin onayı ile kesinleĢerek

yürürlüğe girer. Ġtirazlar, ilan süresini müteakip ilk meclis toplantısında incelenerek en

geç otuz gün içinde karara bağlanır ve askıya çıkarılmaksızın idarenin onayı ile

kesinleĢerek yürürlüğe girer...” ifadesi yer almaktadır. Bu madde ile dönüĢüm alanının

sınırlarının tespitine yönelik itirazlar anlamını yitirmektedir. Çünkü yapılan itirazın

incelenmesi, tespite karar veren kurum tarafından yapılmakta ve karara

bağlanmaktadır. Dolayısıyla bu incelemenin ne kadar tarafsız olacağı tartıĢmalı bir

durumdur. Ayrıca “..... kesinleĢerek yürürlüğe giren dönüĢüm alanları idarece usulüne

göre ilan edilir” ifadesiyle dönüĢüm alanı sınırlarının tespitine iliĢkin kararın nerede

Page 158: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

146

ilan edileceği idarenin tespitine bırakılmıĢtır. Ġdarenin böyle bir yetkisinin bulunması,

dönüĢüm alanı sınırlarının tespitine iliĢkin karara karĢı hak sahiplerinin itirazlarını ve

yargı yoluna girmelerini engelleyecek Ģekilde kararın kesinleĢmesine imkân

verebilecektir (YAYED, 2006: 55)

Tasarının 6. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ; “dönüĢüm alanları sınırları

içinde, 12.10.2004 tarihinden önce yapıldığını belgeleyen gecekondu sahiplerine,

ruhsatsız yapı sahiplerine ve ikamet edenlere, bedelini yirmi yılı aĢmamak üzere

borçlandırılmak kaydıyla yapılacak sosyal konutlardan veya yapılardan bağımsız

bölüm verilebilir” ifadesi de oldukça yoğun eleĢtiri almıĢtır. EleĢtirilerin temelini ise

bu düzenleme ile gecekondu bölgelerinin tamamen tasfiye edilebilecek olması

Ģeklindeki görüĢ oluĢturmaktadır. Gecekondu sahiplerine ise borçlandırma yöntemiyle

barınma sorunlarının çözüleceği ifade edilmektedir. “Verilebilir” ifadesi ile biten

madde, yapı sahiplerinin mağduriyetlerini giderecek imkânın sağlanmama olasılığını

da bünyesinde barındırmaktadır. Bir diğer ifadeyle yapı sahiplerinin mağduriyetlerinin

nasıl giderileceği tamamen idarenin iyi niyetine bağlı olmaktadır (Aslan, 2007: 62).

Tasarının 7.maddesinin 3.fıkrasında yer alan “...idarece, dönüĢüm amaçlı imar

planında değerleme esaslı yöntem uygulanacağının belirtilmesi halinde, dönüĢüm

alanlarındaki mülkiyet düzenlemelerinde düzenleme alanı içindeki gayrimenkullerin

düzenleme öncesi ve sonrası değerleri gayrimenkul değerleme kuruluĢlarına

yaptırılarak re‟sen belirlenir. Düzenlemeden sonra mülkiyet dağıtımı, düzenleme

öncesi ve sonrası değer temel alınarak idarenin yatırım ve katkı payları düĢüldükten

sonra değerleme esaslı yöntem çerçevesinde yapılır” ifadesi taĢınmaz değerleme

konusunun net bir biçimde ele alınmadığını göstermektedir. Bu konudaki belirsizlikler,

uygulama esnasında karmaĢıklıkların yaĢanmasına neden olabilecektir. Aynı maddenin,

son cümlesinde, “değerleme esaslı yöntemin belirlenmesine ve uygulanmasına dair

usul ve esaslar idarece çıkarılacak yönetmelikle belirlenir” ifadesi yer almaktadır.

Tasarıda öngörülen değerleme yöntemi ve içeriğinin bilimsel ölçütlere ve verilere göre

belirlenmesi esastır. Ġdarelerin (yerel yönetimlerin), birçoğunun, bu yönetmeliği

hazırlayacak, bilgi, donanım ve araçlara sahip olmadığı bilinmektedir. Ancak tasarıya

göre, “dönüĢüm yasası” nı uygulayacak her yerel yönetimin (her ilin özel idaresi ve

belediyeleri) kendi anlayıĢları çerçevesinde ve farklı farklı yönetmelikle ortaya çıkması

söz konusu olacaktır. Bu durum, ülkede, hukuk kargaĢasına ve toplumsal ve sosyal

Page 159: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

147

patlamalara da neden olabilme riskini taĢımaktadır (TMMOB Jeoloji Mühendisleri

Odası, 2006).

7.maddenin altıncı fıkrasında; “dönüĢüm alanlarında, mevzuata uygun yapıların

boĢaltılması ve yıkılarak kaldırılmasında plan bütününe iliĢkin değerleme ve fiziki

durum temel alınarak anlaĢma yolu esastır... AnlaĢma sağlanamadığı takdirde bu

taĢınmazlar hakkında kamulaĢtırma iĢlemi yapılır. Ġtiraz sadece kamulaĢtırma bedeline

yapılabilir...” ifadesi yer almaktadır. DönüĢüm alanlarında gerçekleĢtirilecek projede

kamu yararı tartıĢmalı bir konudur. Anayasanın 57. maddesine göre devlet, kiĢilerin

konut ihtiyaçlarını karĢılayacak tedbirleri almak zorundadır. Ancak anlaĢma

sağlanamayan ve kamulaĢtırma kapsamına alınan konut sahiplerinin konut ihtiyacı

giderilmemektedir. Ġdare, kamu yararı altında zorlama, baskı ve her türlü geçici ve

kalıcı kısıtlayıcı yöntemlerle, anayasanın mülkiyet hakkı ve temel hak ve

özgürlüklerine aykırı bir uygulama içine sokulmaktadır (TMMOB Jeoloji

Mühendisleri Odası, 2006).

Görüldüğü üzere DönüĢüm Alanları Hakkında Kanun Tasarısı ile sadece

kentsel alanlar değil, ülkenin tüm toprakları (ormanlar, milli parklar, meralar vb.)

kentsel dönüĢüm uygulamalarının kapsamına alınmıĢtır (Bayram, 2008: 46). Bir

diğer ifade ile bu kanunda daha önce çıkartılan düzenlemelerden farklı olarak,

dönüĢüm alanları gayet geniĢ tutulmuĢtur (Aslan, 2007: 59). Mevcut kentsel

dönüĢüm uygulamalarında içine düĢülen yasal zorlukları aĢmak amacıyla gündeme

getirilen kanun tasarısı, toplumdan, meslek odalarından ve ana muhalefet partisinin

yoğun tepkileri sonucu halen yasalaĢamamıĢtır. Yasa tasarısının kentsel yenilemeye

yönelik mevcut hukuksal çerçeveyi geliĢtirmeyi değil, tüm hukuksal bağlardan

kurtulmayı temel amaç edindiğine dair yoğun eleĢtiriler bulunmaktadır. Kentsel

dönüĢüm alanı ilan edilen yerlere iliĢkin olarak yürürlükteki imar mevzuatını

bütünüyle devreden çıkarmayı öngören tasarının yasalaĢmaması, Belediye Kanunu'nun

73. maddesine dayanılarak uygulanmakta olan kentsel dönüĢüm projelerinin

birçoğunun, yasal açıdan dayanaksız kalmasına neden olmuĢtur.

Ayrıca tasarı yenileme ihtiyacı bulunan kentsel mekânları sosyal, ekonomik

yönlerinden soyutlayarak kentsel yenilemeyi piyasanın iĢleyiĢine terk etmektedir.

GeniĢ ve olağanüstü yetkilerle donatılmıĢ tasarı, halkın katılımını tamamen

Page 160: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

148

dıĢlamaktadır. Belediye meclis kararıyla belirlenecek herhangi bir alanda istenildiği

Ģekilde yeniden yapılaĢmaya olanak sağlamaktadır. Tasarıya göre olası plan kararlarına

iliĢkin hak sahiplerinin itiraz etme hakkı bulunmamakta, hak sahipleri sadece

kamulaĢtırma bedeline itiraz edebilmektedir. Kiracı ya da ev sahibi olarak yaĢayan

yoksul halkın barınma hakkının sağlanmasına yönelik hiçbir bağlayıcı hüküm

içermemektedir.

Kısacası söz konusu tasarı, sadece kent merkezlerinde değil kent çeperlerinde

de yasal ya da yasa dıĢı oluĢmuĢ her türlü yerleĢilmiĢ veya yerleĢilebilir kabul edilen

alanlarda, Ģehirciliğin genel ilkelerine ve kentsel bütünlüğü gözetmesi gereken

planlama hiyerarĢisine uyulmadan, mevzii ve keyfi imar uygulamalarına; dahası

insanların yaĢadıkları semtlerden adeta zorla çıkartılarak aynı yerlerde dönüĢüm adına

yeni emlak pazarlama alanları yaratmaya yasal kolaylık sağlamaktadır.

4.6. TOKĠ’nin Yeniden Yapılandırılması 13

ve Kentsel DönüĢüm Sürecinde

TOKĠ

Ġncelenen yasalarda da görüldüğü üzere, sosyal konutlar inĢa etme amacıyla

kurulmuĢ olan TOKĠ günümüzde neredeyse sınırsız denilebilecek yetkilerle

donatılmıĢ ve kentsel dönüĢüm sürecinin baĢ aktörü durumuna getirilmiĢtir.

6 Ağustos 2003 tarih ve 4966 sayılı Kanunla, Konut MüsteĢarlığı

kaldırılırken bazı görevleri TOKĠ‟ye devredilmiĢtir. 2985 sayılı Toplu Konut

Kanunu‟nda bazı değiĢiklikler yapan düzenlemeyle TOKĠ‟ye yeni görevler

verilmiĢtir. Bu çerçevede TOKĠ;

- Konut sektörüyle ilgili Ģirketler kurmak veya kurulmuĢ Ģirketlere iĢtirak

etmek (madde 4/e),

- Ferdi ve toplu konut kredisi vermenin yanı sıra köy mimarisinin

geliĢtirilmesine, gecekondu alanlarının dönüĢümüne, tarihi doku ve yöresel

mimarinin korunup yenilenmesine yönelik uygulamalar yapmak ve bu

konudaki projeleri kredilendirmek; gerektiğinde tüm bu kredilerde faiz

sübvansiyonu yapmak (madde 4/ı);

13

TOKĠ‟ nin Yeniden Yapılandırılması baĢlıklı bu bölüm genel olarak kurumun baĢkanı olan

Bayraktar‟ın (2007: 20-23) çalıĢmasından aktarılmıĢ ve kanun metinleriyle beslenmiĢtir.

Page 161: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

149

- Yurt içi ve yurt dıĢında doğrudan veya iĢtirakleri aracılığıyla proje

geliĢtirmek; konut, alt yapı ve sosyal donatı uygulamaları yapmak veya

yaptırmak (madde 4/j),

- Ġdareye kaynak sağlanmasını teminen kâr amaçlı projelerle uygulamalar

yapmak veya yaptırmak (madde 4/k),

- Doğal afet meydana gelen bölgelerde gerek görüldüğü takdirde konut ve

sosyal donatıları, alt yapıları ile birlikte inĢa etmek, teĢvik etmek ve

desteklemek (madde 4/l),

- Hazineye ait arazileri, Maliye ile Bayındırlık ve Ġskân Bakanlıklarının teklifi

ve BaĢbakan‟ın onayıyla bedelsiz olarak devralma yetkisine sahip olmuĢtur.

TOKĠ, 2004 yılının Ocak ayında kuruluĢ kanununa uygun olarak yeniden

BaĢbakanlığa bağlanmıĢtır.

Ulusal ve uluslararası düzeyde bir giriĢ kapısı niteliğinde olan Ankara

Esenboğa Protokol Yolu‟ndaki gecekondu olgusu yıllardır üzerinde tartıĢılan bir

sorun; bölgenin Ankara‟nın prestijine yakıĢır bir görüntüye kavuĢturulması yine

yıllardır hayal edilen bir konu olmuĢtur. Gecekondu dönüĢüm projesi kapsamında

hazırlanan “Kuzey Ankara GiriĢi Kentsel DönüĢüm Projesi Kanun Tasarısı”, 2004

yılının Mart ayında, TBMM‟de kabul edilerek yasalaĢmıĢtır. Merkezi idare ile yerel

yönetimlerin beraberce çözüm üretmesi tarzında Ģekillendirilen yasa doğrultusunda,

TOKĠ ile Ankara BüyükĢehir Belediye‟sinin iĢbirliği gerçekleĢmiĢtir. Böylece,

büyük bir gecekondu dönüĢüm projesinin önü açılmıĢtır.

Gecekondu dönüĢüm çalıĢmaları kapsamında 12 Mayıs 2004 tarihinde

yürürlüğe giren 5162 sayılı kanunla 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu‟na eklenen

madde ile gecekondu dönüĢümlerini kolaylaĢtıracak düzenlemeler yapılmıĢtır. Bu

çerçevede;

- TOKĠ, gecekondu bölgelerinin tasfiyesine veya iyileĢtirilerek yeniden

kazanımına yönelik gecekondu dönüĢüm projeleri geliĢtirme, inĢaat

uygulamaları ve finansman düzenlemeleri yapma konularında

yetkilendirilmiĢtir. Aynı madde idareye, bu amaçla gecekondu bölgelerinde

hak sahibi olan kiĢilerin haklarına konu gayrimenkullerin değerlerini tespit

Page 162: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

150

etmek, bu kiĢilerle proje çerçevesinde anlaĢmalar yapmak ve bu

anlaĢmaların usul ve esaslarını belirlemek konularında inisiyatif

kazandırmıĢtır (Ek Madde 6),

- Bağlı bulunduğu bakandan olur almak Ģartıyla idareye, geliĢtirilen

gecekondu dönüĢüm projelerindeki konut bedellerini; uygulama yapılan

illerdeki mevcut ekonomik durum, doğal afetler, konut rayiç bedelleri ve

gecekondu bölgelerindeki kiĢilerin gelir durumunu göz önünde

bulundurarak, yapım maliyetlerinin altında tespit etme yetkisi de tanınmıĢtır

(Ek madde 6),

- Kanun‟un 4. maddesi ile TOKĠ‟ye kısmen imar planı yapabilme yetkisi

verilmiĢtir: BaĢkanlık, gecekondu dönüĢüm projesi uygulayacağı alanlarda

veya mülkiyeti kendisine ait arsa ve arazilerden konut uygulama alanı

olarak belirlediği alanlarda veya valiliklerce toplu konut iskân sahası olarak

belirlenen alanlarda çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak Ģekilde her tür

ve ölçekteki imar plânlarını yapmaya, yaptırmaya ve tadil etmeye yetkilidir.

Bu plânlar, büyükĢehir belediye sınırları içerisinde kalan alanlar için

büyükĢehir belediye meclisi tarafından, il ve ilçe belediye sınırları ile

mücavir alanları içerisinde kalan alanlar için ilgili belediye meclisleri

tarafından, beldelerde ve diğer yerlerde ilgili valilik tarafından, plânların

belediyelere veya valiliğe intikal ettiği tarihten itibaren üç ay içerisinde

aynen veya değiĢtirilerek onaylanması suretiyle yürürlüğe girer. Üç ay

içerisinde onaylanmayan plânlar BaĢkanlık tarafından re‟sen yürürlüğe

konur. BaĢkanlık kanundaki görevleri çerçevesinde gerçek ve tüzel kiĢilere

ait arazi ve arsaları ve bunların içerisinde veya üzerinde bulunan her türlü

eklenti ve yapıları kamulaĢtırmaya yetkilidir.

TMMB‟ye 01.03.2005 tarihinde “Kentsel DönüĢüm ve GeliĢim Kanun

Tasarısı” adıyla gelen ve komisyonlarda yapılan değiĢikliklerin ardından Genel

Kurul‟da “Yıpranan Tarihi ve Kültürel TaĢınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması

ve YaĢatılarak Kullanılması Hakkında Kanun” olarak 16.06.2006 tarihinde kabul

edilen 5366 sayılı kanunun 3. maddesi; “kentlerdeki yenileme alanlarının tespiti ile

teknik altyapı ve yapısal standartların belirlenmesi, projelerin oluĢturulması,

Page 163: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

151

uygulama, örgütleme, yönetim, denetim, katılım ve kullanımına iliĢkin usul ve

esasları” düzenleyerek, “yenileme alanında TOKĠ ile ortak uygulama yapılabileceği

gibi, TOKĠ‟ye de uygulama yaptırılabileceği” hükme bağlanmıĢtır.

21.02.2007 tarihinde kabul edilen 5582 sayılı “Konut Finansmanı Sistemine

ĠliĢkin ÇeĢitli Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile TOKĠ‟ye

gayrimenkul satıĢlarından kaynaklanan alacaklarını teminat göstererek menkul

kıymet ihraç etme olanağı sağlanmıĢtır.

28.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5609 sayılı kanunla 775 sayılı

Gecekondu Kanunu‟nda yapılan değiĢiklikle Bayındırlık ve Ġskân Bakanlığı‟nın bu

kanun kapsamındaki yetki ve görevleri TOKĠ‟ye devredilmiĢtir. Planlı arsa ve konut

üretimine yönelik faaliyetler ile gecekondulaĢmanın önlenmesine yönelik

faaliyetlerin tek merkezden ve hizmet bütünlüğünü sağlayacak Ģekilde yürütülmesini

sağlamayı amaçlayan yasa değiĢikliği ile 775 sayılı Gecekondu Kanunu kapsamında

kullanılacak hazineye ait taĢınmazların, TOKĠ‟nin talebi ve Maliye Bakanlığı‟nın

onayı ile TOKĠ‟ye bedelsiz olarak devri ve tescili hükme bağlanmıĢtır.

Yasa ve yönetmeliklerle belediyelerin yetkilerinin önemli ölçüde arttırıldığı

görülmektedir. Ancak daha da dikkat çekici olan nokta, TOKĠ‟nin neredeyse bütün

yönetimlerin ve kurumların üstünde bir güçle donatılması ve davranmasıdır. Bu

sonuç Bayraktar‟ın sözlerinden çıkarılabilmektedir: “2008 yılında İstanbul’da her

bölgeye gireceğiz. İstanbul’un %60’ı yıkılacak. Belediye yapmak istiyorsa belediyeye

yetki verilecek, TOKİ yapmak istiyorsa belediyeler TOKİ’nin önünü kesemeyecek”.

Bu ifadeler TOKĠ yetkilerinin belediyelerin yetkilerinden özerk ve ayrı bir güçle de

uygulanabileceğini göstermektedir (ġen, 2008: 403). Son yıllarda yerel yönetimlerin

ve TOKĠ‟nin artan yetkileri çerçevesinde Ġstanbul baĢta olmak üzere tüm kentlerde,

kentsel dönüĢüm projeleri hazırladıkları ve uyguladıkları görülmektedir. Seçilen

alanların da gecekondu bölgeleri ya da yoksul/marjinal kesimlerin yaĢadığı alanlar

olması, kentsel dönüĢümün algılanıĢ biçimini ortaya koymaktadır. Yoksul/marjinal

gruplar ve onların yaĢam alanları kentlere yakıĢmamaktadır ve yapılması gereken

kentlerin tüm siluetini bozan çok katlı sitelere, gökdelenlere, alıĢveriĢ merkezlerine

yer açmak için bu kesimlerin görünmez kılınmasıdır. Bu görünmez kılma/yerinden

etme stratejileri sermayeyi çekme odaklı kent yöneticilerinin en önemli aracı olan

Page 164: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

152

kentsel dönüĢümün özünde soylulaĢtırmayı da barındırdığını gözler önüne

sermektedir (Gül ve Ergun, 2009: 770).

4.7. Yasal Çerçevenin Genel Değerlendirmesi

Gecekondu olgusu Türkiye kentleri açısından hem bir sorun hem de temel

tartıĢma konusu olma özelliğini geçmiĢten günümüze değin taĢımıĢtır. Süreç içinde

gecekondu olgusuna bakıĢ değiĢse de kentsel bir sorun olarak ele alınma özelliği

süregelmiĢtir.

Türkiye‟de gecekondulaĢmanın baĢlamasından itibaren gecekondularla ilgili

çıkarılan af ve ıslah imar planlarının temel aldığı ilke, hep aynı özelliğe sahip

olmuĢtur: “O güne kadar yapılanları yasallaĢtırmak yani affetmek, ancak ondan

sonrakilere kesinlikle izin vermemek” (Ekinci, 1995: 13-14). Ancak özellikle 2000‟li

yıllarla birlikte bu anlayıĢ değiĢmiĢ ve gecekondu sorununa çözüm olarak kentsel

dönüĢüm uygulamaları gösterilerek yasa ve yönetmelikler hazırlanmıĢtır.

Kentsel dönüĢüm sürecini belirleyen ve yönlendiren yasalar genel olarak ele

alındığında; her yasanın bir önceki yasaya göre yerel yönetimlere ve TOKĠ‟ye,

kentin dönüĢümü konusunda daha geniĢ yetkilerle daha hızlı hareket etme imkânı

sunduğu ifade edilmektedir (Aslan, 2007: 57). Birbiri ardına uygulamaya konulan

yasa ve yönetmeliklerle günümüzde büyükĢehir belediyeleri ve TOKĠ kentsel

dönüĢüm projelerinin hakim gücü haline gelmiĢlerdir. Kuzey Ankara GiriĢi Kentsel

DönüĢüm Projesi için çıkarılan kanunla baĢlayan kentsel dönüĢüm sürecinde ilk

eleĢtiriler; kentin belli bir alanı için kanun çıkarılmasının parçacıl planlamanın önünü

açtığı Ģeklindeyken günümüzde kentsel dönüĢüm projeleri, kentsel alanı fiziksel ve

ekonomik bir nesne olarak ele aldığı, mekanın sosyo-kültürel boyutlarını ve halk

katılımını yok saydığı için eleĢtirilmektedir. Yasa metinleri bir bütün olarak

incelendiğinde her bir yasanın kendisinden bir önceki yasa/yönetmelikte yer alan

boĢlukları doldurduğu ve kentsel dönüĢüm projelerine muhalif olabilecek ya da

alternatif sunabilecek tüm kesimlerin önünü kestiği görülmektedir.

Page 165: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

153

BEġĠNCĠ BÖLÜM

TÜRKĠYE’DE KENTSEL DÖNÜġÜM BĠÇĠMLERĠ VE YANSIMALARI

Günümüzde yaygın bir Ģekilde kullanılan kentsel dönüĢüm kavramının ortaya

çıkıĢı II. Dünya SavaĢı‟nı izleyen yıllara dayanmaktadır. SavaĢ sonrası dönemde ülke

ekonomilerinin bozulması ve ortaya çıkan toplumsal sorunlar, kentlerde de çöküĢ

derecesine varan sorunların yaĢanmasına neden olmuĢtur. Kentsel dönüĢüm

kavramının ortaya çıkıĢı da bu sürece denk gelmektedir. Dünyada ilk kentsel

dönüĢüm projeleri, Ġkinci Dünya SavaĢı‟nın ardından yıkılan kentlerin yenilenmesi

ve iĢlevlerini yitiren kentsel alanların yeniden iĢlevlendirilmeleri amacıyla

uygulanmıĢtır (Gökbulut, 1996: 35; DayanıĢmacı Atölye, 2007: 143-144). Bir diğer

ifade ile, kamusallığın yitirildiği vurgusundan hareketle eleĢtirilebilecek olsa da ilk

kentsel dönüĢüm projeleri, önceleri çalıĢma alanı ya da kamusal alan olarak

kullanılan liman, tren istasyonu vb alanların yarı kamusal ya da özel kongre merkezi,

otel, fuar alanı ya da alıĢveriĢ merkezi gibi yapılara dönüĢtürülmesini sağlamaya

yönelik olarak hayata geçirilmiĢtir (Aksümer ve Temiz, 2007: 162). Bu süreçte

hayata geçirilen uygulamalar doğrultusunda kentsel dönüĢüm; “mevcut kentleri ve

merkezleri günün koĢullarına uygun biçimde düzenlemek amacıyla yeniden planlama

ve bu planı uygulama” Ģeklinde tanımlanmaktadır (Özden ve Kubat, 2003: 78).

1980 sonrası dönemde serbest ve esnek sermaye hareketleri ile gündeme

gelen küreselleĢme-yerelleĢme gibi süreçlerin, tüm kent yaĢamına olduğu gibi

kentsel mekânlara ve politikalara da önemli etkileri olduğu ifade edilmektedir.

Neoliberal anlayıĢın egemen olduğu bu dönemde planlamaya bakıĢ da değiĢmiĢ;

bütüncül planlamanın yerini parçacıl ve piyasa odaklı planlama yaklaĢımı almıĢtır.

Küresel sermayenin aktörleri de bu yöndeki değiĢimlere finansal destek

sağlamaktadır. Örneğin Dünya Bankasının “Planı Bırak Piyasaya Bak” baĢlıklı bir

çalıĢma yapmıĢ olması, kent planlamasında kamu yararı ve toplumsal kaygılar

yerine, piyasanın talep ve ihtiyaçlarının ön plana geçirilmesini açıklar niteliktedir

(KeleĢ, 2001: 565). Bu dönemde piyasaya engel olan planlama kavramının yerini,

piyasanın önündeki engelleri kaldıran, piyasanın hizmetinde olan bir planlama

anlayıĢı almıĢ ve bu anlayıĢ günümüze değin etkinliğini arttırarak gelmiĢtir.

Page 166: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

154

1980‟lerle birlikte kentleri pazar ekonomisi doğrultusunda, kamu ve özel sektör

katılımlarıyla, fiziksel, sosyal ve ekonomik açıdan tekrar canlandırma çabaları

gündeme gelmiĢtir. Kentlerin pazar ekonomisine dayalı geliĢimini ön plana çıkaran

bu yaklaĢımla kentlerin yenilenmesinde ekonomik iĢlevleri içeren kullanımların

önem kazandığı görülmektedir (Yiğitcanlar, 2001: 56-57).

Günümüz planlarında ve kentsel politikalarında planlamanın temel ilkeleri

olan kamu yararı ve kamu hizmeti gibi ilkeler göz ardı edilmektedir. Bütüncül

planlamanın terk edildiği ve parçacıl plan anlayıĢının yerleĢikleĢtiği günümüzde

yapılan planlar günlük talepler doğrultusunda değiĢtirilmekte veya revize

edilmektedir. Yakın dönemde uygulanan kentsel dönüĢüm uygulamaları kapsamında,

kentin belli parçalarının kent bütünü gözetilmeksizin değiĢtirilmesi hatta parsel

düzeyinde planlar yapılması bu ifadeyi destekler niteliktedir (Özden ve Kubat, 2003:

78; ġahin, 2003: 91-92; Turan, 2008: 64). Bir diğer ifadeyle günümüz kentsel

dönüĢüm uygulamaları, ilk ortaya çıktıkları dönemdeki kentleri yeniden

iĢlevlendirme özelliklerinden uzaklaĢmıĢ ve iĢlev değiĢtirmekten çok yaĢam ve

yaĢayan değiĢtirmeye yönelik uygulamalar haline gelmiĢlerdir. Kentler finans,

iletiĢim, biliĢim ve üretici hizmetler ağırlıklı yeni iĢlevlerle donatılırken, bu iĢlevlere

uygun iĢgücünün kentsel mekânlardaki etki ve talepleri de artmaktadır. Sanayi ve

üretim odaklı sektörlerin kent merkezlerinden uzaklaĢtırılması ile çalıĢma-yaĢama

koĢullarını kaybeden kesimler kentin çeperlerine kayarken (kaymak zorunda

bırakılırken) hizmetler sektörü çalıĢanları kent merkezlerine yönelmekte (iĢ, barınma,

eğlenme amaçlı) ve yerleĢmektedirler (DayanıĢmacı Atölye, 2007: 143-144;

Aksümer ve Temiz, 2007: 162). Kentlerde yaĢanan bu hareketlilik doğrultusunda

günümüzde hayata geçirilen kentsel dönüĢüm uygulamaları da kentlerin yeni

kullanıcılarına ve sermayeye yaĢam alanı yaratma amaçlı projelere dönüĢmektedirler.

5.1. Kentsel DönüĢüm Uygulama Alanları

Kentler doğal geliĢme seyirleri içinde göç, sanayileĢme, eskime, doğal afetler

vb. gibi sosyal, ekonomik, kültürel sonuçları olan olaylarla dönüĢüme

uğramaktadırlar. Bunların beraberlerinde getirdikleri olumsuzluklar, zaman içinde

kent toprağının aĢırı kullanılma, boĢ bırakılma, amacına uygun olmayan biçimde

kullanılma gibi nedenlerle tahrip olmasına/bozulmasına neden olmaktadır. Diğer

Page 167: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

155

yandan, kentlerin belli bölgelerinde yaĢanan iĢlev farklılaĢmaları ile, iĢlevlerin kent

içinde mekân bazlı hareketi de, kent içinde bazı bölgelerin iĢlevsel önemlerinin

kaybolmasına neden olabilmekte ve bu bölgeler için bir çöküntü sürecini

baĢlatabilmektedir. Kent toprağının ekonomik, sosyal ve çevresel kalitesindeki

azalma kent planlaması alanında yeniden düzenleme ve onarma çabalarını gerekli

kılmaktadır. Kentlerin zaman içinde hem fiziksel, hem de sosyal anlamda eskimesi,

yıpranması ve bazı bölgelerinin eski önemlerini kaybetmesi, yeni iĢlevler

yüklenmesi, kentlerin yeniden ele alınarak bu olumsuz gidiĢin önlenmesi amacıyla

düzenlenmesini gerektirmektedir. Bu yeniden düzenleme ile kentsel dönüĢüm

kastedilmektedir (Genç, 2003: 413-414).

Kentsel dönüĢüm uygulama alanları; yaĢanabilir sağlıklı ve (sosyoekonomik

ve çevresel bileĢenler uyarınca) sürdürülebilir kentsel alanlar yaratmak genel

hedefine koĢut olarak, nitelik ve iĢlev kaybına uğramıĢ atıl durumdaki çalıĢma ve

sanayi alanlarının, kaçak yapılaĢmıĢ konut alanlarının, kimliğini yitirmiĢ tarihi

mekânların, yapılaĢma standartları bağlamında doğal veya yapay riskleri olan alt

bölgelerin dönüĢtürülmesini kapsamaktadır. Diğer bir ifadeyle içerik ayrımı

yapılmaksızın kent üzerindeki bütün sorunlu alanların ve/veya kentsel çöküntü

alanlarının farklı model, strateji ve farklı mekânsal politikalarla kente-kentsel yaĢama

geri kazanımı, kentsel dönüĢüm uygulamalarının kapsamını tarif etmektedir (Alp,

2005: 27).

5.1.1.Konut Alanlarında Kentsel DönüĢüm

21. yüzyılda kentsel dönüĢüm pratiğinin tanımladığı yeni içerikler

bağlamında, konut alanlarında da çok yönlü ve çok boyutlu yeniden yapılanma,

değiĢim ve dönüĢüm süreçleri gündeme gelmektedir. BaĢta büyük kentler ve

metropoliten alanlar olmak üzere, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kırdan kente

göç olgusunun yol açtığı kentsel mekândaki nüfus yığılmaları, dar gelirli grupların

konut talebinin ağırlıklı olarak yasa dıĢı sunum biçimleri ile (gecekondu ve kaçak

yapılaĢma) karĢılanması sonucunu doğurmuĢtur (Alp, 2005: 28; ÖztaĢ, 2005: 20).

SanayileĢme ile birlikte mekânsal olarak geliĢen Ģehirler, zaman içinde kendi alt

bölgelerini oluĢturarak bu alt bölgelere doğru göçün baĢlamasına neden olmuĢtur

(Erez, Seyrek ve Balkanay, 2004).

Page 168: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

156

GeliĢmekte olan ülkelerde devlet kaynakları sınırlı ve yasal mekanizmalar

genel olarak vatandaĢların gereksinimlerini karĢılayamaz durumda olduğundan ya da

bu gereksinimler öncelikli bulunmadığından, yasal olmayan mekanizmalar yasal

mekanizmaların yerini almaktadır. Yasal olmayan kentsel konut ve arsa

geliĢmelerinin yasalaĢtırılması süreci ise kentsel popülizmin en önemli sonuçları

olarak ortaya çıkmaktadır (TaĢan, 1996: 20-26).

1980‟li yıllara değin kent yoksullarının tekil uğraĢları ile yapılan

gecekondular, değer artıĢından yararlanmak isteyen çok örgütlü güçlerce iĢgal edilen

kamuya ait arazilerde toplu olarak inĢa edilen apartmanlar haline gelmiĢtir. Bu

süreçte kamu arazileri üzerinde nüfusu yüz binlerle ifade edilen ve tümüyle

gecekonduculardan oluĢan yeni kent parçaları, ilçeler ve belediyeler ortaya çıkmıĢtır

(Türksoy, 1996: 9-14). Dolayısıyla gecekondu olgusu, bu dönemde “barınma”

amacının ötesine geçmiĢ, Ģehirsel rant aracı haline gelmiĢtir.

GecekondulaĢmanın yarattığı niteliksiz ve altyapı olanaklarından yoksun,

sağlıksız, çöküntü alanları kentsel dönüĢüm yaklaĢımlarının baĢlıca uygulama alanı

haline gelmiĢtir. Öte yandan diğer uygulama alanlarında olduğu gibi, konut

alanlarındaki kentsel dönüĢüm senaryolarında da kamu sektörü, özel sektör ve sivil

toplum kuruluĢlarının içinde aktif bir Ģekilde yer alabileceği ortaklık modelleri de her

geçen gün daha yoğun kabul görmektedir. Bu bağlamda kentsel dönüĢüm

uygulamalarının finansmanı ve istikrarı için kamu-özel sektör ortaklıklarının (yere

özgü açılımlarla) geliĢtirilmesinin; yalnızca konut alanlarının dönüĢümü için değil,

diğer uygulama alanları için de en realist ve optimum çözümleri içinde barındırdığı

ileri sürülmektedir. Konut alanlarının kentsel dönüĢüme konu olması, kentleĢme

süreci veya kentleĢme pratiği bağlamında değerlendirilecek olursa; hızla tüketilen

kentsel arsa potansiyellerine ve kentlerin iĢlevsel harmonik iliĢkilerini bozan

mekânsal yayılma eğilimlerine bağlı olarak kentsel çöküntü alanlarının ya da kaçak

yapılaĢmıĢ düĢük nitelikli konut alanlarının dönüĢüm projeleri ile yeniden

yorumlanması gündeme gelmiĢtir. Bu bağlamda kentsel dönüĢümün konut alanlarına

yönelik uygulamalarındaki öncelikli hedefinin, konut ihtiyacının karĢılanması için

kent çeperlerinde uydu yerleĢkeler yaratmaktan ziyade, kamu-özel sektör iĢbirliği

paralelinde kentsel çöküntü alanlarına yapılacak kararlı müdahalelerle ihtiyaç ve hak

Page 169: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

157

sahiplerinin mağduriyetini giderirken, kentsel mekân kalitesini de yükseltmek olduğu

ifade edilmektedir (Alp, 2005: 28-29).

5.1.2. Kent Merkezlerinde Kentsel DönüĢüm

Kent merkezleri; kentlerde yönetsel, iĢlevsel ve kültürel rolleri olan,

toplumsal, mekânsal ve tarihsel öneme sahip dinamik mekânsal alanlardır. Kent

merkezleri çeĢitli etkenlere bağlı olarak sürekli bir değiĢim içerisindedir. Günümüzde

kent merkezlerinde trafik tıkanıklığı ve çevre kirliliği gibi sebepler, kent

merkezlerinin ekonomik, sosyal ve fiziksel bakımdan giderek çekiciliklerini

kaybetmelerine neden olmaktadır. Nüfusun ve iĢ fonksiyonlarının desantralizasyonu

sonucu çevrede yeni merkezler geliĢmekte ve bu merkezler kent merkezlerine olan

ilgiyi azaltmaktadır. Sonuç olarak bütün bu değiĢiklikler kent merkezlerinin

görünümü ve canlılığı üzerinde olumsuz etki yapmakta ve çöküntü yaratmaktadır.

Kent merkezleri üzerindeki zorlama ve baskıların tarihsel çevreler üzerindeki etkileri

de yıkıcı ve yozlaĢtırıcı olmaktadır (ÖztaĢ, 2005: 22-23). Kent merkezlerindeki

değiĢim; fonksiyonların değiĢimi; merkezin geleneksel dokusunda değiĢim; nüfus ve

iĢ alanların desantralizasyonu olarak sıralanabilmektedir (Aygün, 1990: 16-18).

Kentsel dönüĢüm giriĢimleri kent merkezlerinde yaĢanan olumsuzlukların

giderilmesi, kent merkezlerinde yaĢanan dönüĢümün yönlendirilmesi, geleneksel

kent dokusunun korunması, trafik problemlerinin çözümü, kent merkezlerinde

yetersiz olan donatı alanlarının sağlanması gibi sebeplerden dolayı uygulanmaktadır.

Ayrıca kent merkezlerine estetik bir görünüm kazandırmak için kentsel dönüĢüm

uygulamalarının hayat geçirildiği de ifade edilmektedir (ÖztaĢ, 2005: 23).

Günümüzde kent merkezlerinin de diğer yenileme ve dönüĢüm alanlarıyla benzer

özellikler gösteren nedenselliklerin yanı sıra (ekonomik, fonksiyonel, fiziksel değer

kayıpları vb), bir yandan yerel ekonomik kalkınma hedefleri veya küresel rekabet

amacına koĢut olarak, diğer yandan ekonomik etkinlik ve finansal geri dönüĢüm

dengeleri açısından kentsel dönüĢüm uygulama alanları bağlamında da yeniden ele

alınması, oldukça sık rastlanan mekânsal dönüĢüm deneyimleri arasında yer

almaktadır (Alp, 2005: 31).

Planlama ve kentsel tasarım faaliyetlerinin hedef aldığı kentsel dönüĢüme

yönelik çözümlemeler, üretim süreçlerinde değiĢen önceliklere bağlı olarak mekânsal

Page 170: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

158

organizasyonlarını değiĢtiren üretim alanları ile toplumsal katmanlardaki

parçalanmalar ve kutuplaĢmalara koĢut olarak yeniden yapılanan konut alanları

üzerinde yoğunlaĢmaktadır. Kentin iĢlevlerinin yeniden tanımlanmasında rol

oynayan önemli bir kamusal alan olarak kent merkezleri üzerindeki tartıĢma da hızla

geliĢerek, kentin yeni içerikleri üzerindeki tartıĢmaya katkı yapmaktadır (Kayasu ve

YaĢar, 2003: 21).

Merkezi alanlar iç ve dıĢ etkenlere bağlı olarak sürekli bir içerik, fonksiyon

ve biçim devinimine sahiptir. Özellikle kentlerin geliĢigüzel ve kontrolsüz geliĢimi,

kent merkezleri ile iliĢkileri zayıflayan banliyölerin ortaya çıkmasına ve bu

desantralizasyona bağlı olarak kent merkezlerinin boĢalmasına, önce ekonomik

sonrasında ise fizik-mekân açısından çöküntüye uğramasına neden olmaktadır. (Alp,

2005: 32).

Ġçerik bakımından çok fonksiyonlu ve dinamik bir sosyo-ekonomik ve

mekânsal karakteristiği olan merkezi alanlar, kentsel geliĢim sürecinin ve kentlerin

büyümesinin olağan bir sonucu olarak farklı ölçek ve boyutlarda nitelik kaybına

uğrayabilmektedirler. Bu noktada yukarıda sözü edilen parametrelerin yanı sıra,

gerekli alt ve üst yapı donatılarını sağlamak (sosyokültürel mekânlar, park, yeĢil

alan, meydan vb), yaĢanan trafik problemlerinin aĢılabilmesi, dıĢ mekân estetiği ve

standartlarının kullanıcı beğeni ve gereksinimlerini karĢılayabilmesi amacıyla kent

merkezlerinde kentsel dönüĢüm uygulamaları gündeme gelebilmektedir (Alp, 2005:

32). Diğer yandan yaĢamakta olduğumuz dönem itibariyle baĢta Avrupa ve

Amerika‟da olmak üzere birçok geliĢmiĢ ülke kentinde, merkezi alanlara yönelik

yenilikçi mekân konseptleri oluĢturmaya dönük kentsel dönüĢüm giriĢimleri söz

konusudur. Ancak farklı metodolojik örgütlenme ve uygulama açınımları olan her

değiĢik örneğin, kendi “yerine özgü” kimlik ve sosyo-ekonomik değiĢkenleri

uyarınca ele alınmasının gerektiği, sürdürülebilir kentleĢme ve kentsel dönüĢüm

stratejilerinin oluĢturulabilmesi bağlamında göz ardı edilmemesi gereken bir konudur

(Alp, 2005: 32).

5.1.3. Afet Zararlarını ve Kentsel Riskleri Azaltmak Amaçlı Kentsel DönüĢüm

Dünya nüfusunun neredeyse yarısı artık kentlerde yaĢamaktadır. Özellikle

geliĢmekte olan ülkelerdeki çarpık kentleĢme, bunun sonucu olarak kentlerdeki baĢta

Page 171: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

159

deprem olmak üzere doğal afetler daha fazla yıkıma yol açmaktadır. Kentlerdeki

depremin yıkıcı etkileri, nüfus artıĢı, arazi kullanımı ve yapılardaki hatalar,

altyapının ve hizmetlerin yetersizliği, çevresel bozukluklar gibi hızlı kentleĢme

sorunları nedeniyle derinleĢmektedir (ÖztaĢ, 2005: 23-24)

Tüm dünyada yaĢanan nüfus hareketlerindeki geliĢme, afet yönetim anlayıĢını

da değiĢtirmiĢtir. Önceleri afetle mücadelede yerleĢik anlayıĢ; afet sonrası kurtarma

çalıĢmalarına ağırlık verilmesi Ģeklindedir. Bu yaklaĢım deprem öncesi yapılacak

harcamaların topluma çok fazla yük getireceği anlayıĢına dayanmaktadır. Oysa son

yıllarda yaĢanan acı gerçekler, Ģiddetli bir afet karĢısında afet öncesi yapılacak

yatırımların afet sonrası masrafların yanında çok düĢük kaldığını göstermektedir.

Ġnsan kayıplarının sayısal boyutunu belirlemek ise imkânsızdır (Yum ve Ertür, 2004:

32).

Kentsel dönüĢümün öncelikli eylem alanlarından bir diğeri de, savaĢlar

ve/veya çeĢitli doğal afetler sonrasında ciddi fiziksel ve sosyoekonomik yıkım ve

tahribatlara uğramıĢ kentsel alanların yenilenmesidir. Bu bağlamda deprem, yangın,

sel gibi afetlerden etkilenen, zarar gören veya tehdit altında olan alanlara yönelik

çeĢitli müdahaleler gerekebilmektedir. Ayrıca bu baĢlık altında, özellikle yasa dıĢı

yapılaĢmıĢ alanların taĢıdığı potansiyel riskler, kentsel dönüĢümü söz konusu

alanların yeniden yapılandırılmasında ve/veya kentsel mekânın yeniden

üretilmesinde etkin bir araç olarak ön plana çıkarmaktadır. Bu alt baĢlık kapsamında,

ülkemizde de deprem baskısının bir sonucu olarak, Ģehir yenilemenin ve dönüĢümün

bir zorunluluk olduğu konusunda ilgili çevreler ve özellikle yerel ve merkezi idareler

aynı ortak noktada buluĢmaktadır. Kentsel dönüĢümü yalnızca deprem açısından

riskli alanlar için düĢünmek çok doğru bir yaklaĢım olmamakla birlikte, öncelikler

bakımından konu ele alındığında yapılabilecek etaplaĢma çalıĢmaları, bu tür alanların

hassasiyetini de gündeme getirmektedir (Özden, 2001: 148).

Afet sorunu yalnızca yer seçimi ve sağlıklı yapı yapma boyutlarına

indirgenemeyecek kadar çok boyutlu ve kapsamlı bir konudur. Afet riski yüksek

alanlarda yürütülecek çalıĢmaların da bazı yenilik ve gereklilikler üzerine

biçimlendirilmesi gerekmektedir. Kente yönelik bütüncül bir risk analizi-mikro

bölgeleme ve tüm bunların üzerinden, hazırlanması gereken "Sakınım Planları" ve

Page 172: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

160

"Stratejik Planlar" ile afet riski bulunan alanların planlanması uygundur. Böylesi bir

yaklaĢım yerine, yalnızca zemin özellikleri açısından uygun yer seçimleri yapılması

ya da dayanım gücü yüksek yapılar inĢa edilmesi tek baĢına deprem-afet sorununu

çözümleyemeyecektir. Özellikle deprem riskleri, hem kent çeperlerindeki hem de

yerleĢik alanlardaki geliĢmeleri yönlendirmekte, risklerin azaltılması/giderilmesi

erekli etkinlik eylem planlamaya yönelik kentsel dönüĢüm projelerinin

hazırlanmasını ve uygulamasını gerektirmektedir (ÖztaĢ, 2005: 25).

Afet bölgelerinde kentsel dönüĢüm kapsamında yapılacak çalıĢmalar; alanın

genel sosyo-ekonomik ve kültürel profilinin tanımlanması, uygun yeniden geliĢim

hedeflerinin tespiti, hedeflere ulaĢmayı sağlayacak yenileme veya dönüĢüm

projelerinin oluĢturulması, yeni yapılaĢma kriterlerinin saptanması, alt yapı

Ģebekelerinin ıslahı ve güçlendirilmesi, mevcut yapılaĢmanın analizinin yapılması

(sağlıklılaĢtırılacak, korunacak, yeniden yapılacak yapıların tespit edilmesi) ve bu

amaçları gerçekleĢtirmek üzere, gerektiğinde kamulaĢtırma, satın alma, kiralama gibi

uygulama araçlarının kullanılması Ģeklinde özetlenebilir (Özden, 2001: 151; Özden,

2008: 266).

Genel olarak ifade etmek gerekirse deprem, sel, yangın vb doğal afetlerin

kentsel dönüĢüme ihtiyacı ortaya çıkaran faktörler olduğu söylenebilir (Özden, 2008:

259). Ülkemizde de 1999 depreminden sonra kentsel dönüĢümün bir ihtiyaç olduğu

söylemi yaygınlık kazanmakla birlikte, deprem riskinin gecekondu alanlarının ya da

kent merkezlerindeki eski yapıların yıkılması Ģeklinde gerçekleĢtirilen kentsel

dönüĢüm projelerinde bir bahane olarak kullanıldığı da görülebilmektedir.

5.1.4. Sanayi Alanlarında Kentsel DönüĢüm

Ġkinci Dünya SavaĢı sonrasında yaĢanan periyot, üretim rejimlerindeki köklü

değiĢimlerin yanı sıra (fordizmden postfordizme geçiĢ), teknolojik yeniliklere bağlı

açınımlar paralelinde, uluslararası arenada sanayi kentlerinde de sanayi alanlarının

desantralizasyonunu veya yeniden yapılandırılmalarını gündeme getirmiĢtir. Sanayi

Ģehirlerinin, üstlendiği sanayi iĢlevinin zaman içerisinde öneminin azalması ve

değerini kaybetmesine bağlı olarak çöküntüye uğramaları, ciddi boyutlarda sosyal ve

ekonomik sorunları da beraberinde getirmektedir. Genellikle 19. yüzyılın Sanayi

Devrimi ürünleri olarak ortaya çıkan bu Ģehirlerin bir kısmı, teknolojideki hızlı

Page 173: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

161

geliĢme ve dönüĢüm nedeniyle, 20. yüzyılın ortalarına gelindiğinde eski iĢlevlerini

büyük ölçüde kaybetmiĢlerdir (Özden, 2002: 142; Alp, 2005: 33).

Türkiye‟de de sanayinin yoğun olarak bulunduğu büyük kentlerde yapılan

imar planlarına göre sanayi bölgeleri, kentleri diğer kentlere bağlayan ve beslenen

ana ulaĢım arterleri üzerinde geliĢmiĢtir. Amaç; üretilen malların en kestirme

biçimde dağıtımlarının yapılması, kenti sanayi pisliğinden ve dağınıklığından

koruyabilmek olmuĢtur. Ancak süreç içerisinde sanayi kentlerinde yaĢanan ve bu

denli hızlı olacağı umulmayan büyüme ve geliĢmeler, sanayi bölgelerini kent

giriĢlerini oluĢturur hale getirmiĢ, hatta bu alanlar kentin merkezi ticaret ve iĢ

alanlarında kalmıĢtır. Sanayi sektöründeki büyüme ve bunun paralelindeki organize

olma eğilimleri giderek üretim yapılarını bulundukları bu olumsuz konumdan

kurtarma yoluna girmiĢtir. Kentlerin merkezi alanlarında kalan küçük ve orta ölçekli

sanayi kuruluĢları, ya imar planları kararları sonucunda ya da verimliliğin giderek

düĢmesi paralelinde kent dıĢında oluĢturulan yeni sanayi alanlarına taĢınmaktadırlar

(ÖztaĢ, 2005: 26).

Kent merkezlerinde arazi değerlerinin çok yüksek olması sanayinin terk ettiği

alanların yeniden kullanılmasını gündeme getirmektedir. Bu durumda kentin o

parçalarında bir dönüĢüm yaĢanmakta ve kentsel mekânda fonksiyon değiĢmektedir.

Bu noktada dönüĢüm içine giren bölgelerde burayı terk eden sanayi faaliyetlerinin

yerine hangi faaliyetin getirileceği sorusu önem kazanmaktadır. Dünya üzerinde

endüstri dönemi yapılarının hemen hepsi yeniden ele alınarak değiĢtirilmekte ve bu

alanlar fonksiyon dönüĢümü yaĢamaktadır. Bu değiĢim ve dönüĢüm bir anlamda

yapıların varoluĢ sürelerini uzatmakta, bir dönemin belgesi niteliğinde kent içindeki

yaĢamlarını kente uygun farklı bir fonksiyonla sürdürmeleri sağlanmaktadır

(Görgülü, 1997: 34).

Günümüzde de devam eden örneklerine rastlanmakta olan bu süreç

çerçevesinde, çoğu zaman kentsel alanın merkezinde yer alan, iĢlev kaybına

uğramasıyla nitelik ve nicelik olarak çöküntüye uğramıĢ sanayi alanlarının kentsel

dönüĢüm projeleri ile yeniden yorumlanması, kaçınılmaz bir kentsel yönetim ve

planlama sorunsalı olarak vurgulanmaktadır. Bu bağlamda söz konusu alanlar, kent

içindeki konumları dolayısıyla sahip oldukları eriĢilebilirlik ve rant potansiyelleri,

Page 174: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

162

mevcut alt yapı Ģebekeleri uyarınca sahip oldukları kaynaklar ve yarattıkları çevresel

olumsuzluklar uyarınca kentsel dönüĢüm stratejilerinin uygulama alanlarından birini

tanımlamaktadır. Dolayısıyla bünyesinde bu tür alanlar barındıran sanayi kentleri

veya köhnemiĢ sanayi alanları, kentlere geri kazandırılmak amacıyla uygun program

ve stratejilerle yeniden yorumlanmalı, dönüĢtürülmeli veya yeniden oluĢturulmalıdır

(Alp, 2005: 33).

Söz konusu programlar genel olarak; sanayi alanlarının yeniden

iĢlevlendirilmesi, alanda iĢ ve üretim olanaklarının ve alternatiflerinin yeniden

tanımlanması ve çeĢitlendirilmesi, gerektiğinde endüstriyel mirasın korunması ve

sürdürülebilirliğinin sağlanması, alanın iĢlevinin rekreasyon ve turizm unsurları ile

güçlendirilip zenginleĢtirilmesi, donatı alanlarının mekânın yeni profilini

vurgulayacak Ģekilde ve miktarda arttırılması, alanın niteliğine bağlı olarak gerekirse

canlılığına katkıda bulunmak üzere konut kullanımının desteklenmesi, bu yenileĢme

veya dönüĢümü vurgulayacak Ģekilde kentsel tasarım ilkelerinin ortaya konması gibi

konuları kapsamakta ve finansal uygulanabilirliği de somut olarak ortaya

koymaktadır (Özden, 2001: 143).

5.1.5. Liman ve Dok Alanlarında Kentsel DönüĢüm

Ġkinci Dünya SavaĢı yıllarında yük gemicilik endüstrisinin değiĢen niteliği

tüm dünyada eski liman ve dokların terk ediliĢini hızlandırmıĢtır. Söz konusu

alanların fazlasıyla kalabalık oluĢunun yanı sıra iskele kapasitelerinin de yük akıĢı

için yetersiz olması, okyanus gemiciliğini, Ģehrin baĢlangıç yeri ve imajlarının

yaratıldığı yer olan eski liman alanlarını terk ederek Ģehir merkezinden uzaklaĢmaya

yönlendirmiĢtir (Özden, 2001: 137). Diğer yandan atıl durumda kalan ve iĢlev kaybı

nedeniyle köhneleĢmeye baĢlayan eski liman ve dokların da zamanla kentin

bünyesinde birer çöküntü alanına dönüĢtüğü gözlenmektedir.

Bu geliĢmeler, kentsel mekânda yeni mekânsal açınımlar veya yeniden

yapılanmalar için ciddi potansiyellerin ve fırsatların gündeme gelmesine neden

olmuĢtur. Süreç bağlamında ortaya çıkan boĢalan kentsel mekânların, rekreatif

amaçlı kamusal kullanımlardan, ticari faaliyet alanlarına veya hizmet sektörüne

yönelik mekânsal oluĢumlardan, yeni konut alanı sunumuna kadar oldukça geniĢ bir

yelpazede değerlendirilmesi, günümüz Avrupa ve Amerika‟sında kentsel ekonomik

Page 175: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

163

kalkınma politikaları açısından da belirleyici olmuĢtur. Çoğunlukla kent merkezleri

ile eriĢebilirlik bağlamında güçlü iliĢkileri olan söz konusu potansiyel alanların;

ulusal veya uluslararası sermayeyi kente çekmek, ekonomik ve ekolojik içeriğine

bağlı olarak yerel kullanıcıların günü birlik kullanımlarına uygun düzenlemek veya

turizm için bir kaynak olarak değerlendirmek gibi farklı önceliklere bağlı farklı

mekânsal tercihlerle kente yeniden kazandırılması mümkün olabilmektedir (Alp,

2005: 34-35).

Kıyı alanları, limanlar ya da dokların sanayiden boĢ vakit değerlendirmeye,

konut alanı gibi kullanımlara yönlendirilmesi yerel ekonomik kalkınmanın köĢe taĢı

olarak gösterilmektedir. Ancak burada özellikle belirtilmesi gereken nokta bu

alanların iĢlev yitirmesi durumunda dönüĢtürülmesi gerektiğidir. Türkiye‟de de yakın

dönemde HaydarpaĢa Garı ve Limanı‟nın bulunduğu alan ile KuĢadası limanı

dönüĢüm kapsamına alınmaya çalıĢılmaktadır. Ancak gerek gar gerekse liman

iĢlevini yitirmiĢ olmamakla birlikte dönüĢümün temel kaygısının rant oranı yüksek

olan bu alanların sermayenin kullanımına açılmasının sağlanması olduğu yönünde

yoğun eleĢtiriler yapılmıĢtır.

Türkiye‟de en çok ses getiren ve karĢı çıkılan uygulama Galataport adıyla

anılan ve Karaköy limanı, kentsel SĠT alanı ve Salı Pazarını da kapsayan Beyoğlu-

Galata Projesi olmuĢtur. Proje ile sahil Ģeridine içinde alıĢveriĢ merkezleri, oteller ve

eğlence alanları olan bir liman (kruvaziyer) yapılması hedeflenmiĢtir. Mimarlar

Odası, ġPO ve muhalefet partilerinin giriĢimleriyle DanıĢtay 6. Daire alana yönelik

planların iptali ve yürürlüğünün durdurulması için açılmıĢ davaları birleĢtirerek 28

Ocak 2006 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı vermiĢtir. (ġen, 2006: 72; Turan,

2009: 222; ġPO, 2008: 8). Ġstanbul‟a turist ve sermaye çekmek açısından en önemli

uygulamalardan biri olarak görülen Galataport projesinin yasal boĢluklar

doldurularak ve engeller kaldırılarak 2010 yılı sonunda yeniden gündeme getirilmesi

planlanmaktadır.

5.2. Türkiye’de Kentsel DönüĢüm Projelerinin Yer Seçim Süreçleri

Kentsel dönüĢüm, kentsel alan içinde yer alan farklı alanlarda farklı müdahale

türlerini gerektirmektedir (Özden, 2008: 234). Türkiye‟de hayata geçirilen kentsel

dönüĢüm projeleri genel olarak kamu mülkiyetindeki boĢ alanlarda, yine kamu

Page 176: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

164

mülkiyetindeki değiĢik fonksiyonları olan tesislerde (okul, hastane, tren garı, depolar

vb), turizm potansiyeli olan alanlarda ve eski sanayi bölgelerinde yer seçilerek

hayata geçirilirken; en yoğun müdahaleye maruz kalan alanlar yoksul/marjinal

kesimlerin yaĢam alanı olan gecekondu bölgeleri ve kent içi eski yerleĢim alanları

olmaktadır. Kent merkezinde yer alan ve dönüĢümleriyle birlikte kentte önemli

merkezler haline geleceği düĢünülen bu alanlar, kamusal fayda sağlanması yerine

sermaye aktörlerine ve varsıl gruplara yaĢam alanları oluĢturma kaygısıyla

pazarlanabilecek mekânlara dönüĢtürülmeye çalıĢılmaktadır. Günümüzde gündemde

olan tüm projelerin genel ve ortak özelliği yerleĢimci profilini değiĢtirme amaçlı

olmaları (Kahraman, 2006: 98-100) ya da temel amaç bu olmasa da projelerin

sonuçları itibariyle, dönüĢüm alanlarında yaĢayanların yaĢam alanlarını terk etmek

zorunda kalarak yerlerine üst orta gelir gruplarının ya da sermaye aktörlerinin

gelmesini içermeleri olmaktadır. 1980‟lerle yerleĢen neoliberal öğreti çerçevesinde

Türkiye‟de de kent yönetimleri kamusal mekânları kamusal amaçlarla kullanmaya

dönük karar, irade ve uygulamalardan günden güne uzaklaĢmıĢlardır. Bununla

birlikte, kentsel kamusal alanların piyasa aktörleri ve bazı çıkar grupları tarafından

parsellenmesine çoğu zaman sessiz kalmıĢlar, hatta bu sürecin iĢlemesine vesile

olmuĢlardır (Aslan; 2004: 194) Sermayenin önünü açacak uygulamalarda bulunan

merkezi ve yerel yönetimlerin bu anlamda son uygulamaları kentsel dönüĢüm

projeleri olmuĢtur.

Türkiye‟de konut açığının olmadığı hatta konut fazlası bulunduğu ve bu

bağlamda ülke kentlerinin temel sorununun sağlıksız-niteliksiz-yenilenecek konutlar

olduğu, Ġstanbul baĢta olmak üzere tüm büyük kentlerin çarpık kentleĢmenin ve

taĢıdığı çok boyutlu risklerin baskısı altında bulunduğu ileri sürülmektedir. Kentlerin

artık doğal büyüme eĢiklerinin sınırına geldiği ve yeni konut alanları için gerekli arsa

ve altyapı üretiminin çok yüksek maliyetlere neden olmasından ötürü, yerleĢik

alanlarda kentsel dönüĢümün sağlanması gerektiği vurgulanmaktadır. Kentsel

dönüĢüm projeleri ile eskime sürecine girmiĢ mevcut yapı stokunun, kentsel mekâna

aktif Ģekilde kazandırılması ve konut arzına önemli ölçüde katkı sağlanacağı ifade

edilmektedir (ĠBB YerleĢmeler ve Kentsel DönüĢüm Müdürlüğü, 2003: 345). Avrupa

ülkelerinde ekonomik ömrünü tüketmiĢ çöküntü alanlarında uygulanan kentsel

Page 177: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

165

dönüĢüm projelerinin ülkemizdeki uygulama alanları genelde gecekondu bölgeleri

olmaktadır (Bayraktar, 2007: 44).

Türkiye gibi geliĢmekte olan ülkelerde kentsel dönüĢüm; göçle oluĢan

yasadıĢı konut alanlarının dönüĢtürülmesi, alt gelir gruplarına ait konut alanlarının

sağlıklılaĢtırılması ve eski kent merkezlerinin yeniden iĢlevlendirilerek korunması

Ģeklinde dar kapsamlı ve noktasal bir düzeyde hayata geçirilmektedir. (Polat, 2008:

54; ġahin, 2008: 77; Sökmen, 2003: 49; Eke ve Uğurlar, 2005: 383).

Kentsel dönüĢüm projelerinin baĢ aktörü konumundaki TOKĠ‟nin BaĢkanı

Bayraktar kentsel dönüĢüm projelerinin temel amaçlarını Ģu Ģekilde sıralamaktadır:

- TOKĠ‟nin giriĢimi ve desteğiyle kentlerdeki yoksul yerleĢimleri yenilemek,

- Daha iyi barınma koĢulları ve kentsel çevre sağlamak amacıyla kentlerin ve kent

merkezlerinin tümünü ya da bir bölümünü, günün değiĢen koĢul ve ihtiyaçlarına

daha iyi yanıt verebilecek bir duruma getirmek,

- Ekonomik ve yapısal özellikleri, iyileĢtirilmesine olanak vermeyecek ölçüde

kötüleĢmiĢ konutların yıkılması ve bunların oluĢturduğu alanların yeni bir planlama

düzeni içinde sağlıklı yapılaĢması için yerel yönetimlerle iĢbirliği yapmak

(Bayraktar, 2007: 45).

Kentsel dönüĢümde dünya uygulamaları; üretim tarzlarının yeniden

yapılandırılması ve kentlerin küresel düzlemde yeniden tanımlanmasının mekânsal

gerekliliklerinin oluĢturulmasında öncelikle kent merkezlerinde ve terk edilen sanayi

alanlarında hızlı ve toplu yenileme ile kentsel cazibe alanları oluĢturulması fikrine

dayanan büyük ölçekli kentsel yeniden yaratma projeleri ile Ģekillenmektedir. Bu

uygulamalar aynı zamanda özel sektör-kamu ortaklıkları, kent iĢletmeciliği, proje

ortaklığı vb. yeni kavramlarla da tanımlanmakta, böylece kentsel mekânın yeniden

yaratılmasında kentsel arazi rantının kazanımı yolları aranmaktadır. Bu nedenledir ki

müdahale rant alanlarına yönelirken, dönüĢüm yerel otoritelerin desteği ile özel

sektör elinde çöküntü alanlarından ofis ve prestijli konut alanlarına doğru

Ģekillenmektedir. Amaç dönüĢümü sağlanacak alanda yaĢayan nüfusun

problemlerine çözüm bulmak ya da bu alanı ıslah etmek değil, kentsel arazi rantını

en iyi Ģekilde kullanarak bundan pay almaktır. Bu bağlamda kentsel yeniden yaratma

projeleri hem yerel otoriteler hem de büyük inĢaat firmaları ve hatta bunlara kredi

Page 178: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

166

sağlayan finansman kurumları tarafından da desteklenmektedir. Dünya kentlerinde

izlenen bu geliĢmeler Türk yerel otoritelerine, ıslah imar planları ile çözüm

getirilemeyen gecekondu alanları için yeni bir model sunmaktadır. Böylece

1980‟lerle birlikte kentsel dönüĢüm projeleri, dönüĢümü sağlanamamıĢ gecekondu

alanlarında tek çözüm olarak sunulmaktadır. Ancak dönüĢüm projeleri, geliĢmiĢ ülke

örneklerinin uygulama biçimleri ulusal ve yerel ölçekte hiç sorgulanmaksızın Türk

planlama sistemine adeta eklenmiĢ projeler görünümündedir. Bu tarz bir uygulama

küreselleĢmeye uygundur, ancak böylesi bir ele alıĢ, kavramsal içeriği boĢaltılmıĢ,

eleĢtirel sorgulamalardan yalıtılmıĢ, tamamıyla uygulamaya yönelik örgütlenme

modelleri ile iĢleyen, bu nedenle olası toplumsal sonuçları göz ardı edilmiĢ bir

mekânsal dönüĢüm biçimi ile sonlanmaktadır (Dündar, 2003: 66-68).

TOKĠ BaĢkanı Bayraktar; kentsel yenileme projelerinin bir devlet politikası

olduğunu ve bu politikanın aynı kararlılıkla sürdürülmesinin baĢarıya ulaĢmada ön

koĢul olduğunu ifade etmektedir (Bayraktar, 2007: 42). Gecekondu alanları tüm

kentsel sorunların kaynağı gibi görülmekte ve hatta bu alanlar dönüĢtürülür ve

ortadan kaldırılırsa kentlerin tüm sorunlarının çözüleceği Ģeklinde bir algı ortaya

konmaktadır. Bu çerçeveden bakılınca, gecekondu olgusunun salt bir fiziksel öğe

olarak görüldüğü, gecekonduyu ortaya çıkaran toplumsal ve ekonomik süreçlerin göz

ardı edildiği ve ülke kalkınmasının/geliĢmesinin yolunun bu alanların yok

edilmesinden geçtiği düĢüncesinin kabul edildiği söylenebilir. Ancak bu noktada

gecekondulu nüfus açısından ortaya çıkabilecek yeni sorunların göz önüne bile

getirilmediği görülmektedir. Gecekondu yok edilmesi gereken ve kentlerin imajını

zedeleyen bir sorun kaynağı olarak değerlendirilmektedir. Bayraktar‟a göre;

“Gecekondu ve kaçak yapılaĢma Türkiye‟nin mutlaka ve hızla

çözmesi gereken bir sorunudur. Gecekondu sorununun çözümü ülke

prestiji açısından oldukça önemlidir. Gecekondu dönüĢüm/kentsel

yenileme projeleri; doğal afetlerle mücadele, çevresel risklerin

azaltılması, yaĢam kalitesinin yükseltilmesi, tarihi ve kültürel mirasın

korunması, sosyal uyumsuzluklara yol açan ayrıĢmaların önlenmesi

gibi sorunların çözümüne en büyük katkıyı sağlayacaktır” (Bayraktar,

2007: 41).

Page 179: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

167

Soyak; kentsel dönüĢümün, çarpık yapılaĢmalara olanak tanıyan eksik ve

yanlıĢ sosyo-ekonomik politikalarla bozulan kentlerimizi tekrar yaĢanabilir hale

getirmek için ülke gündemine getirildiğini ifade etmektedir. Aynı Ģekilde bir yandan

deprem tehdidi bir yandan da birçok açıdan sorunlar sarmalı olduğunu iddia ettiği

gecekondulaĢmanın kentsel dönüĢümü zorunlu kıldığını vurgulamaktadır (2005:

257). Bu bakıĢ açısı günümüz kentsel dönüĢüm projelerinin hedef alanını da gözler

önüne sermekte ve sanki tüm kentsel sorunların kaynağı gecekondu

olgusuymuĢçasına bir tavır ortaya konmaktadır. Bu noktada gecekondular ortadan

kaldırılırsa bu olguyu ortaya çıkaran tüm yapısal sorunların da ortadan kalkacağı gibi

bir safdilliliğin olduğu söylenebilir.

Günümüzde kentlerini sermaye açısından cazip kılmak adına birbirleriyle

yarıĢan yerel yönetimler kentsel dönüĢüme sihirli bir değnekmiĢçesine sarılmıĢlardır.

Kentsel dönüĢüm planlamanın yerini almaya baĢlamıĢtır. Bir diğer ifade ile planlama

gündemden düĢerken kentsel dönüĢüm yükselen bir değer haline gelmiĢtir. Yerel

yönetimler de planlama uygulaması yerine kentsel dönüĢüm projesi yapar hale

gelmiĢlerdir. Bu noktada ise bazı tehlikeler ortaya çıkmaktadır:

- Kentsel dönüĢüm yalnızca fiziksel bir uygulama olarak ele alınmaktadır ve

kentsel dönüĢüm uygulamaları fiziki imar uygulamalarının ötesine

geçememektedir,

- Kentsel dönüĢüm ile elde edilecek kazanımların kamuya dönüĢü konusu göz

ardı edilmektedir. Kentsel dönüĢüm projelerinde toprak rantının maksimum

düzeye çıkarılması hedeflense de ne bölge halkı ne de genel olarak toplum

bu ranttan yararlanamamaktadır,

- Yerel yönetimlerin zamanı kısıtlı olduğundan kaynak, araçlar, yöntem ve

stratejiler belirlenmeden uygulamaya geçilmektedir,

- Kentsel dönüĢüm projelerinde kentin bütünü dikkate alınmamakta, bütüncül

planlama anlayıĢı neredeyse tamamen terk edilmekte ve parçacıl

uygulamalar hayata geçirilmektedir,

Page 180: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

168

- Kentsel dönüĢüm alanı ilan edilen yerlerde bölge halkı kararlarda söz sahibi

olamamaktadır. Yerel yönetimler bölge halkına danıĢma gereği bile

duymadan projeler geliĢtirip uygulamaya koymaktadır,

- Kentsel dönüĢüm sürecinde dönüĢüm alanındaki sosyal yapı yok

edilmektedir ve bölgede uzun süredir yaĢayanlar (hatta bölgeyi yaĢanır hale

getirenler) buraları terk etmeye zorlanmaktadır,

- Kentsel dönüĢümün ilkeleri, mantığı, gerekçeleri ve ölçütleri gibi konularda

bir uzlaĢma sağlanmamıĢ olduğundan kavram içi doldurulmamıĢ haldedir

(Özdemir vd., 2005: 14; Birkan, 2008: 14).

Yeni bir kentsel politika anlayıĢı olarak Batı‟da baĢlayıp tüm dünyada sıklıkla

hayata geçirilen bir uygulama haline kentsel dönüĢüm projelerine özellikle

geliĢmekte olan ve azgeliĢmiĢ ülkelerde yoğun tepkiler yükselmektedir. Türkiye‟de

de gerek siyasal gerekse toplumsal anlamda bir muhalefet söz konusudur. Kentsel

dönüĢüm projelerine karĢı çıkıĢın temel nedeni; bu projeler ile ulaĢılması hedeflenen

fiziksel, ekonomik, sosyal ve kültürel geliĢmenin bir kenara itilerek kentlerde

tamamen sermayeye yönelik yeni alanlar açma kaygısı ile hareket edilmesinden

kaynaklanmaktadır (Göz, 2008: 11-12).

Genel olarak ifade edilecek olursa kentsel dönüĢüm sürecinde barınma ve

mülkiyet hakkına geniĢ bir saldırı yöneltilmektedir. Kenti dönüĢtürmek niyetinde

olan kesimler kentte yaĢayanları dıĢlamakta ve onları karar alma süreçlerine dâhil

etmeyerek adeta yok saymaktadırlar. Doğal olarak sağlıksız yapılaĢma alanlarında

yaĢayan insanlar yaĢam koĢullarından memnun değillerdir. Sağlıklı mekânlarda

yaĢamak her insanın temel hakkıdır. Bu nedenle süreç içinde eskiyen, doğal afetlerle

yıpranan/yıkılan ve değiĢik nedenlerle tahrip olan bir kent dokusunun yenilenerek

yapılanması bir ihtiyaçtır. Ancak mevcut yasa ve düzenlemeler kentsel dönüĢüm

projelerinin; kentleri yaĢanır hale getirmek ve bu özelliklerini süreklileĢtirmekten

çok, kent sakinlerini de değiĢtirmek, yoksul/marjinal grupları kentlerin dıĢında

yaĢamaya zorlayarak bu grupların yaĢam alanlarında üst-orta sınıfa ve sermayeye

yeni yerleĢim alanları açmak kaygısında oldukları görülmektedir. Bu süreçte

yerlerinden edilen kesimlere bir tercih ya da talep hakkı tanınmamaktadır (ÇMO,

2006: 57; Aslan, 2007: 65). Ana söylemi sağlıksız koĢullarda barınma ihtiyacını

Page 181: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

169

gideren, dar gelirli kesimlerin güvenli ve çağdaĢ konut sahibi yapılması olan kentsel

dönüĢüm projelerinin ortak özelliği; gündeme getirilen projelerin ister konut isterse

ticaret alanı olsun orta ve üst gelir grubuna yönelik olmalarıdır (Bayram, 2008: 45).

Yakın dönemde sıklıkla gündemde olan, üzerine yazılan, yoğun tartıĢmalar

yapılan kentsel dönüĢüm olgusu; Batı‟da kent ekonomisine katkı veya onun yeniden

canlandırılarak yeni istihdam alanlarının yaratılması, kentsel yaĢam kalitesinin

arttırılması amacını gütmektedir. Ülkemizde ise kentsel dönüĢüm olgusu yasadıĢı

yollarla oluĢturulmuĢ gecekonduların ve kaçak yapıların yoğun olduğu alanların

dönüĢtürülmesi olarak algılanmakta ve bu yönde projeler oluĢturulmaktadır. Genel

olarak ülkemizin büyük kentlerinde hayata geçirilmeye çalıĢılan kentsel dönüĢüm

projelerinde seçilen alanlar kent merkezinde ya da civarındaki atıl ya da köhnemiĢ

alanlar ile yoksul-gecekondulu nüfusun yoğun olduğu alanlardır. Bu projelerle

yoksullar kent dıĢına itilirken, sermayeye kentte yeni ticaret ve rant alanları açılmaya

çalıĢılmaktadır (Ergun ve Gül, 2009: 484).

5.3. Kentsel Pazarda Yer Edinme Aracı Olarak Kentsel DönüĢüm Projeleri

KüreselleĢme sürecinin ulus devletleri zayıflattığı ve sermayenin sınır

tanımaksızın hızla yayıldığı günümüzde, kentler anlamlı birer ekonomik birim olarak

yeni kimlikler kazanmaktadır. Sermayeyi çekebilmek ve kalıcı kılabilmek, küresel

kentler arasında yer edinebilmek için adeta yarıĢılan bir ortamda kentlerin

kendilerine yer bulabilmelerinin temel Ģartı tüm kaynaklarını harekete

geçirebilmeleri olmaktadır (ġengül, 2004: 76). Ulus devletin zayıfladığı/çözüldüğü

günümüz dünyasında bir yanda küresel ölçekte gezinen ve kendisi için en karlı/çekici

kenti bulmaya çalıĢan yatırımcılar; diğer yanda ise, yatırımcıları kendisine çekmeye

çalıĢan yerel birimler bulunmaktadır. Sermayeyi çekebilmek ve yatırımlardan daha

fazla pay alabilmek adına kentler ya da yerel yönetimler birbirleriyle

yarıĢmaktadırlar. Vergi indirimleri ya da muafiyetleri, teĢvik paketleri,

özelleĢtirmeler, yatırımcılara ücretsiz/düĢük ücretli arsa tahsisleri, düĢük fiyatlı enerji

sunumu vb uygulamalar; tamamen doğrudan doğruya en yüksek kar arayıĢında olan,

bir piyasadan diğerine bir dövizden ötekine gün içinde sanal ortamda ve ıĢık hızıyla

defalarca gidip gelen finansal sermayeleri kendi ülkelerinde tutma ya da kendi

ülkelerine çekme kaygısında olan ulus devletlerin (ve aynı zamanda kentlerin)

Page 182: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

170

yarıĢma stratejileri olarak karĢımıza çıkmaktadır (Gorz, 2001: 26-33; Harvey, 1999:

329). Bir diğer ifadeyle merkezi ve yerel yönetimler sermaye hareketleri için en iyi

ortamı yaratmayı öncelikli hale getirerek rol ve iĢleyiĢlerini küreselleĢmeyle uyumlu

hale getirmektedirler (Falk, 2002: 210).

1980 sonrasında küresel anlamda ortaya çıkan ekonomik yeniden yapılanma,

ulus devletlerin değiĢen rolleri, kentler arasında artan rekabet gibi faktörler kentleri

ve kent ekonomisinin yeniden ortaya çıkıĢını yönlendirmektedir. Bunlar arasında

kentleri en çok etkileyen faktör, küresel yeniden yapılanma sonucunda ekonomide ve

üretim sistemlerinde ortaya çıkan dönüĢümdür. Bu süreçte sanayi kent

merkezlerinden uzaklaĢtırılırken dağıtım, finans, iletiĢim, turizm, bankacılık,

sigortacılık ve üretici hizmetler kent ekonomilerinde ağırlık kazanmaya ve kent

merkezlerinde yoğunlaĢmaya baĢlamıĢtır. Üretim sistemlerindeki dönüĢümler

ekonomik altyapıda ve yerleĢim örüntüsünde değiĢimlere yol açarken toplumsal

anlamda da değiĢimlere neden olmaktadır. Hizmetler ve finans sektörünün öneminin

artmasına paralel olarak profesyonel meslek grupları, üst düzey yöneticiler, teknik

personel ön plana çıkarken, üretim sektöründe çalıĢan kesimler gözden düĢmüĢtür.

Buna paralel olarak üretimin kent dıĢına taĢınmasıyla kent merkezleri hizmetler ve

finans merkezlerinin yöneldiği alanlar olmuĢtur (Bayraktar, 2007: 128; Kalkan vd,

2005: 796-797; Kayasu ve YaĢar, 2003: 23; Osmay, 1998: 148; Harvey, 2003: 61).

Bu sektörlerde çalıĢan kesimler de çalıĢma hayatının yanı sıra konut, alıĢveriĢ,

eğlence vb ihtiyaçlarını karĢılamak üzere kentlerin merkezi alanlarına yönelmiĢlerdir.

Hizmetler sektörünün fiziki mekândaki yatırım ve yerleĢim ölçeği sanayi sektörü ile

karĢılaĢtırılamayacak kadar küçük ve akıĢkandır. Bu ifadeden hareketle hizmetler

sektörünün, çok hızlı bir Ģekilde yer değiĢtirebildiği ve kentin daha avantajlı

bölgelerine ya da daha avantajlı kentlere kolaylıkla taĢınabildiği söylenebilir. Bu

hareketlilik yerel yönetimleri, kenti hızla ve çekici biçimlerle donatmaya, sektör

(sermaye) açısından cazip kılma çabalarına yönlendirmektedir (Özkan, 2005: 283).

Gerek sermayenin gerekse ona hizmet edenlerin kentlerine yönelmesini sağlamak ve

onları kalıcı kılmak adına, kent yönetimleri yerelliklerini çekici kılma, sermayenin

talep ve istekleri doğrultusunda steril mekânlar (Sert vd, 2005: 104) oluĢturma

çabasına girmiĢlerdir. Bu çekici kılma çabası ise günümüzde kentleri pazarlama

sürecine dönüĢmüĢtür.

Page 183: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

171

Bir yerel birimin çekici hale gelmesi, coğrafi konumu ve doğal kaynaklarının

yanı sıra, sunduğu teknik ve sosyal altyapı ile de iliĢkilidir. Nitelikli ve mümkün

olduğunca düĢük ücretli iĢgücünün varlığı, geliĢmiĢ fiziksel ve teknik altyapının

bulunması, düĢük vergi oranları gibi özendiricilerin sağlanması, bir kenti küresel

kent olma yarıĢında avantajlı konuma getirebilir (Ersoy, 2001: 41). Kentler küresel

ekonominin bir parçası olmak istiyorlarsa, kaynaklarını kullanmaktan çekinmemeleri

ve sermayeye her türlü kolaylığı sağlamaları gerekmektedir (ġentürk, 2009: 36).

Sermayenin sınır tanımaksızın akıĢkanlaĢtığı ve küreselleĢtiği günümüzde,

devletin etkinliğinin günden güne azalması karĢısında, küresel ya da bölgesel ölçekte

ekonomik etkinliğin ve karar verme mekanizmalarının merkezi olarak karĢımıza

kentler çıkmaktadır. Bu süreçte kentler küresel eklemlenme sürecinin etkin aktörleri

konumuna yerleĢmiĢ bulunmaktadır. Sermayenin ve serbest piyasa ekonomisinin

Ģekillendirdiği rekabet ortamında, kent yönetimleri büyük ölçekli kentsel projeler

yoluyla kentlerin sermaye açısından cazip kılabilecek Ģekilde dönüĢtürmekte ve

sermayeyi çekebilmek/kentlerini pazarlayabilmek için birbirleriyle kıyasıya bir

yarıĢa girmektedirler (Kiper, 2006:150; Özden, 2008: 157; IĢık ve Pınarcıoğlu, 2003:

52-63; Bilsel, 2005: 22). Sermayeyi çekebilmek adına giriĢilen bu pazarlama yarıĢı,

kentleri değiĢim değerine sahip, her Ģeyin parasal değer ya da yatırım değeri

üzerinden değerlendirildiği meta kentler haline getirmektedir. Günümüzde neoliberal

küreselleĢmenin de etkisiyle kentler artan bir biçimde malların ve hizmetlerin

karĢılaĢtırıldığı, değerlendirildiği, satın alındığı ve kullanıldığı tüketim merkezleri

olarak yeniden yapılandırılmaktadır. Bu yeniden yapılandırma çerçevesinde kentler,

tüketim merkezi haline gelirken bir yandan da kelimenin gerçek anlamında

tüketilmektedirler. Sermayeye yeni rant alanları yaratmak kaygısından hareketle

sanayi bölgeleri, tarihi alanlar, çevre ve eski yerleĢim alanları dönüĢtürülmekte ve

dolayısıyla tüketilmektedirler (Urry, 1999: 11).

KüreselleĢme sürecinde kent mekânı, sermayenin sermayesi haline gelmiĢtir.

Kapitalist kent, doğası gereği değiĢim değerini ön plana alan çıkar gruplarının etkin

olduğu bir iliĢkiler ağı sistemine dayanmaktadır. Kentsel giriĢimciler, müteahhitler,

arsa spekülatörleri, büyük Ģirketler ve bankalar, kent mekânını değiĢim değeri

çerçevesinde ele almaktadırlar (Aslan, 2004: 51; Ayten, 2005: 680). Bu anlayıĢ

çerçevesinde kent ve genel olarak mekân bir meta olarak algılanmaktayken, sosyo-

Page 184: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

172

kültürel kullanım değeri olan bir yaĢam alanı olduğu göz ardı edilmektedir. Kenti

değiĢim değeri açısından ele alanlar; kentsel rantları arttırıcı, kenti sermaye açısından

çekici kılacak ve kent mekânına yapılacak yatırımları arttıracak uygulamaları talep

etmektedirler. Kenti kullanım değerine göre değerlendirenler ise; sağlıklı barınma ve

çalıĢma koĢullarına sahip, toplumsal geliĢmelerini sağlayacak ve kültürel

gereksinimlerini karĢılayacak mekânlar talep etmektedirler (ġengül, 2000a: 53-55;

Doğan, 2007: 18). Küresel sermayeyi çekebilmek ve dolayısıyla küresel sermaye

aktörleri açısından kendi yerelliklerini cazip kılabilmek adına kent yönetimleri yoğun

çaba göstermekte, birbiri ardına kentsel projeler hazırlamakta ve uygulamakta, birer

meta olarak gördükleri kentlerini pazarda en iyi Ģekilde sunmaya çalıĢmaktadırlar.

Her kentin kendini daha iyi pazarlayabilmek için, diğer kentlerden farkını

ortaya koyabilmesi ve kendini öne çıkarması gerekmektedir. Bu farklılık kentin

tarihsel, sosyal, kültürel, doğal vb. özelliklerinden kaynaklanabileceği gibi özelikle

son dönemde küresel ekonomiye sağladığı olanaklarla da oluĢturulmaktadır.

Tarihsel, sosyal, kültürel, doğal vb. özelliklerle kentlerin pazarlanması “değer

pazarlaması” olarak adlandırılırken, küresel ekonomiye sağlanan olanaklarla

pazarlama ise “altyapı pazarlaması” olarak adlandırılmaktadır. Değer pazarlaması

tarihsel, kültürel ve doğal değerlerin, varoluĢ biçimlerinin doğasından

uzaklaĢtırılarak metalaĢtırılması ve turizm eylemiyle pazarlanması Ģeklinde

gerçekleĢtirilmektedir. Altyapı pazarlaması ise kentlerin küresel sermayeye

sundukları fiziksel altyapı (Ocak, 1996: 37) ve çalıĢma-alıĢveriĢ-eğlence mekânlarını

kapsayan yumuĢak altyapı (Mulgan, 1995: 212) olanaklarıyla gerçekleĢtirilmektedir.

Kentlerde var olan fiziksel altyapının geliĢmiĢlik düzeyi kentlerin yaĢanabilirlik

düzeyine de etki etmektedir. Son dönemde kentlerde iletiĢime yönelik altyapı

oldukça önem kazanmıĢtır. ĠletiĢim ve bilgi iĢlem alanında görülen geliĢmeler ve

küresel sermayenin bu araçlardan yararlanarak yayılması ve akıĢkanlığını

hızlandırabilmesi, bu fiziksel altyapı bileĢenini öne çıkarmıĢtır. Küresel sermayeyi

kendine çekmeye çalıĢan kentlerin kendilerini pazarlama araçlarından en

önemlilerinden biri bu altyapı bileĢenine yaptıkları yatırım düzeyleri olmaktadır

(Ocak, 1996: 37).

Küresel kent kategorisinin kentin küresel ekonomide oynadığı rol ile

açıklanması ve gerekli politikalar uygulanır ve altyapı hazırlıkları yapılırsa bu

Page 185: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

173

statünün elde edilebileceğine dair vurguların yaygınlaĢması, kentler arasında bir

rekabet ortamını doğurmuĢtur. Bu süreçte ulusaĢırı iĢ merkezleri, alıĢveriĢ

merkezleri, lüks konut alanları, uluslararası havaalanı, fuar alanları, teknoparklar,

oteller vb kentin küresel yatırımları ve diğer küresel akıĢları çekmesi için gerekli

altyapı yatırımları olarak önerilmiĢtir (Kiper, 2004: 16; Öktem, 2006: 55). Kentler

arasında ortaya çıkan rekabette, sermaye açısından bir kentin sağladığı küçük

avantajlar bile oldukça önemli bir yer tutmaktadır (Tekeli, 1999: 221). Mulgan‟ın

ifadesiyle yumuĢak altyapının geliĢmiĢliği kentleri ön plana çıkarmaktadır. Eğlence,

çalıĢma ve alıĢveriĢ mekânlarının çeĢitliliği ve kalitesi kentlerin küresel anlamda

yerinin belirlenmesinde etkili olabilmektedir. Bir diğer ifade ile kentler hemen

hemen bütün dünyada yaĢanabilirlik ölçütlerine göre de yarıĢmaktadırlar (Mulgan,

1995: 213). Bu doğrultuda günümüz kentlerinde yaĢanabilirlik ölçütünü sağlamak

adına lüks konut ve tüketim alanları, iĢ ve alıĢveriĢ merkezleri, gökdelenler, plazalar,

eğlence alanları gibi mekânlar yaratılmakta/inĢa edilmekte, yasal ve yönetsel açıdan

sermayenin devingenliğini sağlayacak önlemler alınmakta; sermaye ve sermaye için

çalıĢanlar açısından kentler cazip/yaĢanabilir kılınmaya çalıĢılmaktadır. Sayılan bu

mekânların yapılabilmesi için kentlerde bir plana bağlı kalmaksızın, sermayenin ve

giriĢimcinin yönlendirmeleri doğrultusunda yer seçilmekte ve böylelikle kentte yeni

rant alanları yaratılmaktadır. Bu yapıların nerede yapılacağı, kentin mekânsal-

toplumsal-ekonomik geliĢimini hangi boyutlarda etkileyeceği göz önünde

bulundurulmaksızın giriĢimci ve yatırımcıların tercihleri doğrultusunda, sermayenin

çıkarına en uygun alanlar seçilmektedir (Kiper, 2006: 167; KeleĢ, 2001: 567). Daha

çok vasıflı ya da beyaz yakalı çalıĢanlara yönelik olan bu mekânların varlığı ve

sağladıkları olanaklar kentler arası rekabette etkili olmaktadır. Kentleri yaĢanabilir

kılan (kim için olduğu tartıĢmalı olmakla birlikte) yumuĢak! altyapı ne kadar

geliĢmiĢse kent o kadar öne çıkmaktadır. Adı geçen bu alanların inĢa edilebilmesi

için yeterli kentsel arsa stoku bulunmadığından, kentlerde yer açabilmek adına

kentsel dönüĢüm projeleri hayata geçirilmektedir. Bir diğer ifade ile kentsel dönüĢüm

projeleri, kentlere yapılan makyajın ve pazarlama sürecinin temel argümanı

olmaktadır.

KüreselleĢmenin rekabet gerektiren süreçleri içinde kentlerin, dünya kentleri

arasındaki konumlarını sürdürmek için ekonomik, sosyal, kültürel ve politik güçlerle

Page 186: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

174

birlikte varlıklarını sürdürmek zorunda oldukları, yani kalitelerini korumaları

gerektiği ifade edilmektedir. Bu süreçte kentlerin çöküntüye uğrayarak fiziksel ve

ekonomik değerini yitirmiĢ olan bölgeleri ile yasadıĢı yapılaĢmıĢ ya da doğal

afetlerle yıpranmıĢ alanlarının dönüĢtürülmesi gerektiği de vurgulanmaktadır. Bir

diğer ifadeyle kentler açısından; ulusal/küresel sermayeyi çekebilmek ve dünya kenti

olabilmek adına kentsel dönüĢümün bir zorunluluk olduğu dile getirilmektedir

(Cömertler, 2003: 216).

Türkiye‟de kentsel yaĢamda yeni bir uygulama özelliği gösteren kentsel

dönüĢüm projeleri, kentsel rant paylaĢımının yeni bir türü olarak 1980‟lerin

sonlarında ortaya çıkmaya baĢlamıĢtır (Günlü, 2001: 472). KüreselleĢme

dinamiklerinin etkisiyle, özellikle 1980‟lerden sonra toplumsal yaĢamın hemen her

alanında yapısal değiĢimler yaĢanmaya baĢlamıĢ ve bu değiĢimlerin mekânsal

yansımaları kentlerde net bir biçimde gözlemlenirken, kent merkezleri ve merkeze

yakın kentsel alanlar değiĢimin etkilerinin en yoğun yaĢandığı mekânsal ölçekler

olmuĢlardır (Özus vd, 2005: 98). Bu süreçte sıklıkla uygulama alanı bulan kentsel

dönüĢüm de yeniden üretim sürecinde sermaye birikiminin geniĢletilmiĢ ölçekli bir

kentsel sabit sermaye yatırımı olarak değerlendirilmesinin aracı ve rantı arttıran bir

uygulama olmaktadır (Gündoğan, 2006: 40, 46). Genel olarak Türkiye‟deki kentsel

dönüĢüm uygulamaları, kent planlarında değiĢiklikler, gecekondu yıkımları, kültürel

ve tarihi alanların zenginlikleri yok sayılarak tahrip edilmesi, orman alanlarının ve su

havzalarının talanı Ģeklinde uygulamaya konmakta ve bu alanlar rant odaklı

beklentiler içinde olan sermaye gruplarına pazarlanmaya çalıĢılmaktadır (Aksu Kaya

vd, 2007: 157).

1980 sonrasında günden güne geniĢleyen biçimde hayata geçirilen neoliberal

uygulamalarla birlikte, kentsel arsa ve yapılı çevrede sermayenin her yöneldiği alanın

imara açılabileceği anlayıĢı ortaya çıkmıĢtır. Günümüzde yaĢanan geliĢmeler bu

görüĢü destekler niteliktedir. Ġstanbul baĢta olmak üzere büyük kentlerde kamusal

alan olarak yaratılmıĢ her değer, üretimleri sona erdirilmiĢ kamu kuruluĢlarına ait

arsa ve araziler, 50-60 yıllık geçmiĢleri olan gecekondu bölgeleri ve eski tarihi

yerleĢim alanları küresel sermayeye rant alanı olarak sunulmaktadır (Keskinok,

2006: 17).

Page 187: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

175

Kentlerde hizmetler sektörünün geliĢimine paralel olarak kent merkezlerinde

yaĢanan yığılma (gerek iĢyeri gerekse bu sektörlerde çalıĢanların konut, eğlence,

dinlenme alıĢveriĢ vb talepleri) kentsel arsa rant değerlerinin yükselmesine neden

olmuĢtur (Ayten, 2005: 691). Özellikle gecekondu bölgelerini hedef alan kentsel

dönüĢüm projeleri; merkezi alanda sıkıĢmıĢ ve arsa değeri yüksek gecekondu

bölgelerinin kentsel arsa pazarına kazandırılması amacına yönelik bir biçimde

hazırlanmaktadır. Projelerde dönüĢümün temel amacı gecekondu nüfusuna iliĢkin

sosyal kaygılardan değil, gecekonduların bulunduğu alandan elde edilecek rantın

paylaĢılmasından kaynaklanmaktadır (Dündar, 2003: 72). Günümüz kentlerinde de

kent arazisi, talep hızla arttığı için, o güne kadar görülmedik ölçüde değer

kazanmakta; öte yandan, piyasadaki arazi fiyatlarını ve ev kiralarını karĢılayamayan

insan sayısı giderek artmaktadır. Bu insanların büyük bir kısmını, yeni ekonomik

fırsatlardan yararlanmak için kente göç edenler oluĢturmaktadır. Gerek arazi ve ev

fiyatlarındaki büyük artıĢ, gerekse de kentteki ekonomik yeniden yapılanma

yüzünden, çok sayıda insan taĢınmak zorunda kalmakta; bunların çoğu da zorla

tahliye edilmektedir (Berner, 2007: 139). Yerinden etmenin ya da tahliye sürecinin

en önemli aracı olarak günümüzde kentsel dönüĢüm projeleri hazırlanmakta ve

uygulanmaktadır. DönüĢüm alanı olarak ise daha çok yoksul/marjinal kesimlerin ya

da iĢçi nüfusunun yaĢadığı, kent merkezlerindeki ya da yerleĢimin yoğun olduğu

alanlar seçilmektedir. Üretim biçimlerinin değiĢmesi ve küresel sermayenin kent

merkezlerini yatırım alanı olarak yeniden keĢfetmesi ile birlikte; bir yandan küresel

sermaye için çok katlı iĢ merkezleri, diğer yandan buralarda çalıĢanlar için lüks

konutlar, alıĢveriĢ ve dinlenme amaçlı merkezlerin yapılması gerekmektedir. Tüm bu

yapıların inĢası için, özellikle kent merkezlerinde boĢ arazi bulmak neredeyse

imkânsız olduğundan; enformel sektörlerde, geçici nitelikte iĢlerde, sendikasız ve

sosyal güvenceden yoksun olarak çalıĢanların, yoksulların ya da marjinal grupların

yoğun olduğu, kentlerin merkezinde kalan ya da rantı yüksek olan yaĢam alanları

hedef seçilmektedir. Böylelikle hem bir yandan genellikle sorun üreten gruplar

olarak görülen bu kesimler kentlerden uzaklaĢtırılmakta hem de sermaye için yeni

alanlar yaratılmaktadır.

Uygulanmakta olan ya da uygulanması planlanan kentsel dönüĢüm

projelerinde sabit olan gerçeklik; toplumun dar gelirli kesimlerinin yerlerinden

Page 188: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

176

edilmesi ve bu kesimlerin yaĢam alanlarında fiyatların artması sonucu dönüĢtürülen

alanların toplumun varsıl kesimlerine ve sermaye gruplarının kullanımına açılmasıdır

(Türkün, 2007: 224).

1980‟lere kadar Türkiye kentlerindeki planlama sorunları göç sonucu kente

gelenlerin kurduğu mahalleler bağlamında düĢünülmekte ve ele alınmaktayken; 1980

sonrasında kentlerin sermaye birikim ve rant aracı olarak görülmeye baĢlamasıyla

büyük kentsel projeler planlama sisteminde köklü değiĢikliklere neden olmuĢtur.

1980 sonrası dönemde kentsel planlama ve koruma gözden düĢmeye baĢlamıĢ,

parçacıl/stratejik planlama ve dönüĢüm projeleri gündeme gelmiĢtir (ÇavuĢoğlu,

2004: 110). Parçacıl/stratejik planlama ve dönüĢüm projeleri kentlerin neoliberal

anlayıĢ doğrultusunda belli kesimler lehine yeniden yapılandırılmasının aracı

olmaktadır. Günümüze değin güçlenerek gelen bu anlayıĢ doğrultusunda Ġstanbul‟un

stratejik planlaması da kentler arası yarıĢın ve küreselleĢmenin kaçınılmaz olduğu

üzerinden kurgulanmaktadır. Bu kurguda sosyal adalet ve kaynakların eĢitlikçi

dağılımına iliĢkin vurguya yer verilmemektedir. Öncelik kentlerin yarıĢması ve bu

yarıĢ için gerekli olan altyapının sağlanması ve kentin yeniden biçimlendirilmesi

olduğundan kentte yaĢayan yoksul kesimlerin ve alt sınıfların talep ve beklentileri

göz ardı edilmektedir. Stratejik mekânsal planlamanın temel vurguları olan katılım

ve uzlaĢma süreçleri ise; kentte zaten sosyo-ekonomik açıdan güçlü olan grupların

katılımının sağlanması Ģeklinde yaĢanmaktadır (Öktem, 2007: 86).

Günümüzde Ġstanbul baĢta olmak üzere hemen her kentte hazırlanan ve

uygulanan kentsel dönüĢüm projeleri; kentlerin sorunlarını çözebilecek sosyal

içerikli projeler olmanın ötesinde, var olan sorunları arttıran ve yeni sorunlar yaratan

projeler olarak değerlendirilmektedir. Mekânları insansız birer meta olarak algılayan

bir anlayıĢ çerçevesinde hazırlanan kentsel dönüĢüm projeleri, insanları yaĢam

alanlarından uzaklaĢtırarak (iterek) kentsel mekânları sadece “kar ve spekülasyon”

amaçlı kullanımlara dönüĢtürerek sermayenin kullanımına açmayı hedefler

niteliktedir (Uysal, 2007: 47). Sermayenin kentsel yer seçiminde en etkili faktör rant

olmaktadır. Demirer vd‟ nin “beleş gelir” olarak ifade ettikleri rant; “sahibinin hiçbir

emeği olmaksızın bir malın kendiliğinden getirdiği gelir” Ģeklinde tanımlanmaktadır.

Burada sözü edilen malın yani rantın günümüzdeki karĢılığı gayrimenkul ve kentsel

arsa olmaktadır (1999: 317). Rantların en yüksek seviyede bulunduğu kent

Page 189: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

177

merkezleri, bu rantların değerlendirildiği ve aynı zamanda sermaye birikiminin

arttırıldığı bölgelerdir. Kentsel arsanın oldukça kıt ve bir o kadar da değerli olduğu

kent merkezlerinde eski konutların ve gecekonduların yıkılarak yeniden yapılması

tamamen kentsel rant için gerçekleĢtirilmektedir (Ayten, 2005: 680). Sermaye

neoliberal dönüĢüm içinde kentleri yeniden keĢfederken, hiçbir değer ve kural

tanımadan yıkıcı bir güç olarak ilerlemektedir. Bu yıkıcılık kimi zaman bir kamu

arazisini/iĢletmesini otel ya da alıĢveriĢ merkezine çevirirken kimi zaman da bir

gecekondu bölgesini lüks konut alanına dönüĢtürmektedir (Halkevleri, 2008: 283).

5.4. Kentsel DönüĢüm Uygulamalarında SoylulaĢtırmanın Ġzleri: Mekan

Kullanıcılarının DeğiĢimi

Kentsel dönüĢüm yeni bir olgu değildir ve kentler kendi iç dinamikleriyle

sürekli bir dönüĢüm halindedir. Kentlerin dönüĢümü doğal, fiziki, sosyal, ekonomik

ve kültürel etkenlerle bir süreklilik arz etmektedir (Yapıcı, 2008: 18). Ancak

günümüzde kentsel dönüĢüm kentlerin iç dinamikleri çerçevesinde değil dıĢarıdan

tanımlanmıĢ dinamikler çerçevesinde tartıĢılmaktadır. Bu çerçevede tanımlanan bir

dönüĢüm aktörlerin bir kısmını dıĢarıda bırakmakta, katılım boyutunu göz ardı

etmekte ve dönüĢümün soylulaĢtırmanın izlerini taĢımasına neden olmaktadır

(Köksal, 2008: 17).

Özünde varsıl kesimler için yeni yaĢam ve yatırım alanları yaratmaya yönelik

bir uygulama olan soylulaĢtırma; 1990‟lardan sonra kentleri yeniden keĢfeden

neoliberalizmin küresel kentsel stratejisi olarak karĢımıza çıkmaktadır.

SoylulaĢtırma, üretken sermaye yatırımının geliĢen sektörleri olarak kent

merkezlerindeki gayrimenkul piyasasına hizmet etmektedir. Küresel kentsel strateji

olarak soylulaĢtırma, bazı ekonomik ve sosyal grupların diğerleri üzerindeki

tahakkümünü pekiĢtiren bir nitelik taĢımaktadır (Smith, 2006: 25). Kentlerin

küreselleĢmesi sürecinde bir yandan “soylu” sermayeye hizmet eden güvenlikli

siteler, iĢ ve alıĢveriĢ merkezleri, lüks oteller, gökdelenler inĢa edilirken; geniĢ halk

kesimleri küreselleĢme adına kentlerin iĢgalini kaygıyla seyretmekte (ġengül,

2000b: 142), hatta bu kesimler kentsel dönüĢüm projelerinde olduğu gibi, kentlerin

akıbetine seyirci olmalarına bile izin verilmeyerek yerlerinden edilmekte ve kentlerin

dıĢına itilmektedir. Kentin asıl sakinlerinin kent dıĢına itilmeleri bir diğer ifade ile

Page 190: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

178

sosyal dıĢlanmaya maruz bırakılmalarının en önemli aracı olan kentsel dönüĢüm

projeleri; daha iyi yaĢam alanları yaratmak, yıpranmıĢ/köhnemiĢ alanları geri

kazanmak, sağlıklı kentler oluĢturmak vb birçok olumlu söylemle ortaya

atılmaktadır. Uygulamalara bakıldığında ise; sosyal iyileĢtirmenin kamuoyunda

kentsel dönüĢüm projelerine meĢrulaĢtırıcı bir araç olarak kullanıldığı görülmektedir.

Büyük rantlar yaratan kentsel dönüĢüm projeleri ile kentsel alanlar altın tepsi içinde

sermayeye ve onun aktörlerine sunulmakta, kamu yararı ve planlama mantığı

dıĢında, sosyal duyarlılığı zayıf uygulamalar hayata geçirilmektedir. (Özden, 2008:

152). Kentsel dönüĢüm, parasal ticari iliĢkiler üzerine inĢa edilen meta kentleĢme

sürecini perçinlemekte ve kentler, sosyal, kültürel, tarihi ve hatta insani yönleri göz

ardı edilen ticari mekânlar haline gelmektedir.

Kentsel dönüĢüm taĢınmazın yeniden üretimi anlamına gelmektedir. Yani

dönüĢüm sürecinde sabit sermayenin yeniden üretimi söz konusudur. Bu yeniden

üretim, kendiliğinden ve bilinçli Ģekilde olabilir. Bir mahallenin çöküntü bölgesine

dönüĢmesi, ticari faaliyetlerin konut alanlarının iĢlevlerini değiĢtirmesi ya da kaçak

kat artırımı vb kendiliğinden dönüĢümlerdir. Bilinçli dönüĢüm ise planlama kararları

ve projelerle mümkündür. Günümüzde kentsel dönüĢüm kavramı bilinçli

dönüĢümden hareketle tanımlanmaktadır. Ancak bilinçli kentsel dönüĢüm de arsa

üzerinde bir yapının olup olmaması, yapı varsa ömrünü tamamlamıĢ olup olmaması,

ömrünü tamamlamamıĢ ise bakım-onarım ya da iĢlev değiĢikliği anlamında mı yoksa

yıkıp yerine yenisinin yapılıp yapılmayacağına göre farklılaĢabilmektedir

(Gündoğan, 2006: 41). Kentsel dönüĢüm bu sayılanların hepsini içerse bile, ülkemiz

koĢulları ve kentsel dönüĢüm süreçleri dikkate alındığında, en geçerli karĢılığını yık-

yap ile bulduğu sonucu karĢımıza çıkmaktadır. Bir diğer ifade ile kentsel dönüĢüm

kavramsal olarak yıkımla eĢ anlamlı tutulmaktadır. Kentsel dönüĢümün ideolojisine

göre, dönüĢümün sosyal, siyasal, kültürel, doğal, tarihsel alanlardaki sonuçları ve

maliyetleri dönüĢümün kendisinin gerçekleĢtirilmesi yanında çok da önem

taĢımamaktadır. DönüĢümün kendisine engel olabilecek her Ģey, planlama baĢta

olmak üzere aĢılması gereken engellerdir ve fiziksel dönüĢümün gerçekleĢebilmesi

adına bu engeller aĢılmalıdır (ġahin, 2006: 111). Yakın dönemde yerel yönetimlere

dönüĢüm alanlarının belirlenmesi, projelerin hazırlanması ve uygulanması

konusunda verilen geniĢ yetkiler, bu anlamda kentsel dönüĢümün özünde

Page 191: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

179

barındırdığı engel tanımazlığın önünü açmaktadır. Kentsel dönüĢüm projelerinde

kamusal mekândaki geniĢ mülkiyet ve kullanım hakları daha sınırlı belli bir sınıfa

transfer edilerek, kentsel toprağın özelleĢtirilmesi ile kamusal mekân

daraltılmaktadır. Bu durumda sosyal sınıflar mekânda açık olarak ayrıĢmakta ve

kamusal mekânda bir arada bulunabilme ve iliĢki kurabilme olanağı ortadan

kalkmaktadır. Sadece kentsel araziler değil, kentin tarihsel, kültürel ve coğrafi

mekânsal sermayesi de kentsel dönüĢüm projeleri aracılığıyla kentli nüfusun büyük

bir kısmını dıĢarıda bırakacak ve yerinden edecek biçimde yeni varsıl sınıfların

kullanımına uygun hale getirilmektedir (KurtuluĢ, 2006: 10–11).

Türkiye‟de yoksul/marjinal kesimlerin yaĢam alanları olan gecekondu

bölgelerinde ve eski kent yerleĢmelerinde yoğun biçimde uygulanmakta olan kentsel

dönüĢüm projelerinin temel amaçlarının; bu alanlarda yaĢayan insanları çağdaĢ

konutlara kavuĢturmak ve bu bölgeleri kaliteli yaĢam standartlarına ulaĢtırmak ve

yoksul kesimler ile kentin geri kalan kesimleri arasındaki sosyo-ekonomik

farklılıkların azaltılmasının olduğu ifade edilmektedir (Kayıkçı, 2007: 647; Keskin

vd, 2003: 412). Türkiye‟deki uygulama sonuçlarına bakıldığında bu amaçlara

ulaĢmak için yoğun bir biçimde çalıĢıldığı söylenebilir. Gecekondu alanlarını ve eski

kent merkezlerini hedef alan kentsel dönüĢüm projeleri ile bu alanlarda yaĢayan

yoksul/marjinal kesimler kent dıĢında yeniden yerleĢtirilmeye çalıĢılmaktadır. Bu

kesimlerin kent dıĢına gitmeleri halinde, kentler varsıl grupların ve sermayenin

kullanım alanı haline geleceğinden derin sosyo-ekonomik ayrım da ortadan

kaybolacaktır. Gecekondu bölgelerinin ve eski kent merkezlerinin kentsel dönüĢüm

uygulamalarıyla daha kaliteli yaĢam standartlarına kavuĢturulduğu söylenebilir.

Ancak yaĢam standartları yükselen bu alanların kullanıcıları da değiĢmekte ve

dönüĢüm öncesinde yaĢamakta olan yoksul/marjinal kesimler alanın değiĢen

niteliğiyle birlikte yaĢam alanlarını terk etmektedir.

Kentsel dönüĢüm projelerinin temel hedefi bütüncül bir kent planına uygun

olmak ve kentlerdeki farklı gelir grupları arasında eĢitsizliğe neden olmamak

olmalıdır. Kentsel dönüĢümde hedef grupların seçiminde de dikkatli olmak

gerekmektedir. Türkiye‟de hedef kitlesi alt gelir grubu kiĢiler olarak açıklanan pek

çok kentsel dönüĢüm projesinin, uygulama sürecinde orta ve üst gelir grubuna hizmet

eder hale geldiği görülmektedir (Gökbulut, 1996: 36). Daha doğrusu yaĢam alanları

Page 192: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

180

kentsel dönüĢüm kapsamına alınan yoksul/marjinal kesim, dönüĢümle ortaya çıkan

maliyetleri karĢılayacak durumda olmadıklarından, projeler kapsamında elde ettikleri

hakları üst-orta sınıflara devretmektedirler.

Kentsel dönüĢüm, kent mekânının kullanımına yönelik bir müdahale olarak

ortaya çıkarken kentlilerin yaĢamlarına da etkide bulunmaktadır. Neoliberal

küreselleĢmeyle birlikte üretimden ve sanayiden uzaklaĢan günümüz kentlerinde,

ülke kentleĢmesinin kendine özgü dinamikleri çerçevesinde ortaya çıkan gecekondu

bölgelerinin tarihsel birikimi, yaĢam biçimleri, kamusal konumları, kültürel değerleri

yok sayılmakta ve rayiç bedeller üzerinden yapılan hesaplar doğrultusunda yıkımlar

yaĢanmaktadır (Akgün ve Karademir, 2007: 171).

Smith kentsel yoksulluğun ve mekânsal çöküntülerin bilerek yaratıldığını ve

kentsel yenileme eylemiyle yine bilerek bir rant sağlama aracına dönüĢtürüldüğünü

ifade etmektedir. Çöküntü alanı olarak görülen kentsel mekânlarda yaĢayan

kesimlerin soylulaĢtırma yöntemiyle bu alanlardan dıĢlandıklarını vurgulamaktadır

(Özden, 2008: 151). Bir diğer ifadeyle kentsel dönüĢümün yaĢamsal pratiğe yansıyan

anlamı; yoksulların hak ettikleri kent merkezine uzak alanlara gönderilmesi, varsıl

kesimlerin ve sermaye aktörlerinin ise merkezi bölgelere yerleĢtirilmesi olmaktadır

(+Ġvme, 2007: 77). Günümüzde uygulanmakta olan kentsel dönüĢüm projeleri

dönüĢtürülen alanın artan prestiji ile soylulaĢtırmaya ivme kazandırmaktadır.

Türkiye‟de uygulanmakta olan kentsel dönüĢüm projeleri, hangi hedef öne sürülürse

sürülsün, yaklaĢım biçimi ve uygulanan dönüĢüm model ve süreci ile soylulaĢtırmaya

zemin hazırlamaktadır (Dündar, 2003: 71).

Kentsel dönüĢüm projelerinde devlet kentsel mekânda mülkiyetin yeniden

dağıtılması sürecinde sermaye ve varsıl kesimler lehine bir rol üstlenmektedir. Bu

süreçte devlet gecekondu bölgeleri baĢta olmak üzere kentsel arazideki güvenli

olmayan mülkiyet haklarını, arazilerdeki illegal yerleĢim geçmiĢini ve imar

sorunlarını bahane ederek yeni yasal düzenlemeler yapmak yoluyla, yoksul

kesimlerden sermaye kesimine ve üst-orta sınıflara aktarmanın meĢru zeminini

oluĢturmaktadır (KurtuluĢ, 2007: 77; KurtuluĢ, 2008: 319; Altınçekiç ve Göksu,

1995b: 67; TümtaĢ, 2008: 58).

Page 193: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

181

Son yıllarda ülkemizde de sıklıkla kullanılmaya baĢlayan soylulaĢtırma

kavramı özellikle yerel yönetimlerin kentsel dönüĢüm projelerinde temel

politikalarından biri durumundadır (Özden, 2008: 168). SoylulaĢtırma genel olarak

“kent merkezinde yer alan, fiziksel ve sosyal köhnemenin ortaya çıktığı konut

alanlarının yenilenmesi sonucunda bu alanlarda sosyal sınıfın ve mülkiyet

değiĢiminin gerçekleĢmesi” Ģeklinde ifade edilebilir. SoylulaĢtırma/yenileme

(dönüĢtürme) sürecinde, konutların sahiplerinin değiĢmesiyle, düĢük gelirli/yoksul

kiĢilerin yerini orta/üst sınıftan kiĢiler almaktadır. Bir diğer ifadeyle dönüĢüm

alanlarında yaĢamakta olan kesim farklı sosyal sınıf, kültür, gelir düzeyi ve yaĢam

biçimi olan kiĢilerle yer değiĢtirmektedir. Bu değiĢim kent merkezlerindeki eski

yerleĢim alanlarında olabildiği gibi, kentlerin çevresinde yer alan yerleĢim

alanlarında da gerçekleĢebilmektedir (Ergün, 2006: 15-16).

Ġslam, klasik biçimiyle; iĢçi sınıfı ve alt gelir gruplarının yaĢadığı, Ģehir

içindeki ve merkezindeki tarihi konutlara orta sınıfların yerleĢtiği ve konutları

yenilediği rehabilitasyon süreci olarak tanımlanan soylulaĢtırmanın, toplumsal sınıf

ve mahalle yapısındaki değiĢimleri açıklamakta yetersiz kaldığını ifade etmektedir.

Bu nedenle toplumsal değiĢimi temel değiĢken olarak ele alan daha geniĢ bir

soylulaĢtırma tanımı yapılması gerektiğini vurgulayan yazar bu tarz bir tanımın; hem

kent içinde hem de kırsal alanlardaki konutsal ve ticari birimlerin yenilenmesi kadar

yeniden inĢa sürecini de ele alması gerektiğine dikkat çekmektedir (2006: 44). Bu

tarz bir tanıma Türkiye‟de yaĢanan kentsel dönüĢüm süreçlerini ifade edebilmek

açısından da ihtiyaç duyulmaktadır. Kentsel dönüĢüm projeleri, yoksul/marjinal

kesimleri yerinden ederek sermaye gruplarına ve üst-orta sınıflara yeni yaĢam

alanları açma çabasıyla hayata geçirildiğinden, soylulaĢtırma ile benzer özellikler

taĢımaktadır.

Kentsel dönüĢüm projelerinin soylulaĢtırmaya etkileri üzerine iki farklı

yaklaĢım bulunmaktadır: SoylulaĢtırmayı bir kentsel dönüĢüm politikası olarak ele

alan yaklaĢım ve kentsel projelerin bir yan etkisi olarak ele alan yaklaĢım.

SoylulaĢtırmayı bir kentsel politika olarak ele alan yaklaĢıma göre; yarıĢan kent

ekonomileri içinde, soylulaĢtırma kentsel dönüĢüm kavramı ile meĢru kılınmaya

çalıĢılmaktadır. Bu süreçte, kent merkezlerinin iyileĢtirilmesi için kentsel projeler

geliĢtirilerek, alanın asıl/eski kullanıcıları olan yoksul ve marjinal kesimler

Page 194: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

182

yerlerinden edilmekte ve bu grupların yerine orta ve üst sınıflar yerleĢmektedir.

SoylulaĢtırmayı kentsel politikaların yan etkisi olarak gören yaklaĢıma göre ise,

projelerin temel hedefi; kentsel mekânın fiziksel ve ekonomik iyileĢmesini

sağlamaktır. Ancak bu hedef mekân kullanıcılarının tüm yaĢamını değiĢtiren

etkilerde bulunmaktadır. Kentsel projelerin mekânın sosyal yapısını etkileyen ve

değiĢtiren sonuçları, proje ile hedeflenmemekle birlikte süreç içinde ortaya

çıkabilmektedir (Erden, 2006: 77).

Ülke genelinde hayata geçirilen kentsel dönüĢüm projeleri incelendiğinde, bu

uygulamaların kamu eliyle yapılan bir soylulaĢtırma giriĢimi olduğunu söylemek

mümkün gözükmektedir. Projeler sonucunda ortaya çıkan rant, farklı kesimlerce

eĢitsiz biçimde bölüĢülerek, kentte zaten var olan sosyo-mekânsal eĢitsizliklerin daha

da derinleĢmesine neden olabildiği gibi; kent yoksullarının kentte barınma ve ucuz

konut edinebilme hakkı ellerinden alınmakta, kentsel hizmet ve kaynaklara ulaĢım

yollarının kentsel dönüĢüm adı altında yapılan kurumsal müdahalelerle iyice

kapanmasına da yol açmaktadır (Sakızlıoğlu, 2006: 41).

Günümüzde uygulamaya konan kentsel dönüĢüm projeleri sosyal adalet ve

barınma hakkı gibi değerleri değil; karlılık ve rant paylaĢımını destekler niteliktedir.

DönüĢüm projeleri yoksul/marjinal grupları yerinden etmeninin bir aracı olmakta,

soylulaĢtırma ve barınma hakkından mahrumiyet gibi sosyal sorunları yaratmaktadır

(ġahin, 2006: 120).

SoylulaĢtırma günümüz kentlerinde bir yatırım aracı olarak görülmektedir.

Gecekondu bölgeleri, eski kent merkezleri ile tarihi kent içindeki alanlarda yaĢanan

bu ekonomik süreç sınıfsal bir değiĢimle toplumsal yaĢamı da etkisi altına

almaktadır. Yerinden edilen yoksul/marjinal kesimlerin yerine yeni ve üst-orta sınıf

merkezli bir yaĢam kurulmaktadır (ġen, 2007b: 62).

Kentsel dönüĢümün soylulaĢtırmayı çağrıĢtıran genel karakterini Engels‟ten

yapılan Ģu alıntı net bir biçimde ortaya koymaktadır:

“Büyük modern kentlerin geniĢlemesi, bu kentlerin belirli

kesimlerine, özellikle merkezi konumlu bölgelere yapay ve çoğu

kez büyük ölçüde artan bir değer vermiĢtir; bu bölgelerde

yükselen binalar, bu değeri artıracak yerde düĢürmektedirler,

Page 195: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

183

çünkü artık değiĢen koĢulları karĢılayamamaktadırlar. Bunlar

yıkılmakta ve yerlerini baĢkaları almaktadır. Bu, hepsinden çok,

en büyük sıkıĢıklık ile dahi, kiraların belli bir azaminin üstüne

hiçbir zaman yükselmediği ya da ancak çok yavaĢ yükselebildiği

merkezi konumlu iĢçi evleri için geçerlidir. Bunlar yıkılmakta ve

yerlerine dükkânlar, depolar ve resmi binalar dikilmektedir.

Sonuç olarak, iĢçiler kentlerin merkezinden dıĢarı sürülmektedir”

(Engels, 1992: 21).

1990 sonrası dönemde Ġstanbul baĢta olmak üzere kentlerin yeniden

yapılandırılmasında etkili bir yöntem olarak; eski kentsel alanların mekânsal ve

sosyal olarak yeniden yapılandırılması Ģeklinde ifade edilen soylulaĢtırma

kullanılmaya baĢlamıĢtır. Üst ve orta sınıfın yoksulların yoğun yaĢadığı eski kentsel

alanlara yönelmesi ve bu kesimleri yerinden etmesi Ģeklinde yaĢanan soylulaĢtırma

kentsel çeliĢkileri arttıran bir süreç olma özelliği taĢımaktadır. Günümüz Türkiye

kentleri de (en somut yansımalarını Ġstanbul‟da gördüğümüz Ģekliyle) neoliberal

küresel ekonominin yeni mekân ve sınıf politikalarının ihtiyaçlarını karĢılayacak

biçimde yeniden yapılandırılmaktadır (ġen, 2007a: 183). 1980‟lerle birlikte

toplumsal eĢitsizliği arttıran kentsel politikalar da üretilmeye baĢlatılmıĢtır. Yakın

dönemde yoğun biçimde tartıĢılan ve uygulanan kentsel dönüĢüm projeleri bu

politikaların en önemli uygulama araçlarından biridir. Kentsel dönüĢüm ülkeden

ülkeye farklı anlamlara gelebilmekle birlikte temelde; kentsel mekânda mülkiyet ve

kullanım hakkını alt gelir gruplarından üst gelir gruplarına transfer eden bir

uygulama özelliği taĢımaktadır. Kentsel dönüĢüm projelerinin bu özelliği Türkiye‟de

kentsel mekânda mekânsal ayrıĢmaya ve alt gelir gruplarının kentlerde tutunma

olasılığını ortadan kaldırarak dıĢlanmalarına neden olmaktadır (Kayıkçı, 2007: 652).

Eski kent merkezlerinde ve gecekondu alanlarında yaĢayan kesimlerin yaĢam

alanlarının iyileĢtirilmesi ve sağlıklılaĢtırılması adına gerçekleĢtirildiği ileri sürülen

projeler; bu mekânların soylulaĢtırılması ile sonuçlanmakta, bu mekânları yaratmıĢ

ve yaĢanabilir kılmıĢ kesimlerin buralardan ayrılmasına, dolayısıyla da mekânın

sadece fiziksel değil sosyo-kültürel yapısının ve kullanıcılarının da değiĢmesine yol

açmaktadır (Dinçer, 2000: 134).

Page 196: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

184

5.5. Tasfiye Etme ve DıĢlama Aracı Olarak Kentsel DönüĢüm

KüreselleĢme adı altında uluslararası dolaĢımını meĢrulaĢtıran sermaye,

günümüzde mekân kısıtını hızla aĢmakta ve kendi çıkarları doğrultusunda farklı

mekânlara özgü olanakları tüketmektedir (Ercan, 2001: 154). Sermayenin, daha geniĢ

bir ifadeyle kapitalizmin, geliĢebilmek ve ayakta kalabilmek için mekânı

dönüĢtürmesi, mekânı yeniden yeni iliĢkiler dolayında tanımlaması gerekir. Erken

dönem toplumlarda, üretim ve yeniden üretim iliĢkilerinde siyasal/dinsel güç

iliĢkilerinin belirleyiciliği etrafında organize olan sosyal iliĢkilerin mekânsal

görünümü, mutlak mekân olarak karĢımıza çıkmaktadır. Üretim iliĢkileri ile

denetleme iliĢkilerinin değiĢtiği günümüz kapitalist toplumlarında üretim ve yeniden

üretim farklılaĢmıĢ, kentler kırsal yapılar üzerinde belirleyici güç olarak ortaya

çıkarken, kapitalist iliĢkilerin daha hızlı bir tempoda gerçekleĢmesi mekânların

kullanım biçimini de değiĢtirmiĢtir. GeliĢen yeni kapitalist iliĢkiler, daha önceki

toplumsal iliĢkilerden farklı olarak, toplumsal iliĢkilerin, hızla diğer mekânlarla

iliĢkiye geçmenin yeni biçimlerine ve diğer mekânlar üzerinde bir dizi etkide

bulunarak dönüĢmesine neden olmuĢtur. Kapitalist toplumsal iliĢkiler, diğer

mekânlarla iliĢkiye girdikçe diğer mekânlar bir yandan homojenleĢirken, diğer

yandan mekânlar arasında hiyerarĢik bir iliĢkinin oluĢmasına neden olmuĢtur.

HomojenleĢtirme ve hiyerarĢik yapılanma, mekânların eĢitsiz kullanımına da neden

olmaktadır. Toplumsal kesimler arasında süren ve giderek artan farklılıklar,

mekânsal açıdan da desteklenmekte ya da bu iliĢkiler en iyi Ģekilde mekânsal

farklılıklar biçiminde açığa çıkmaktadır (Ercan, 2001: 153). Harvey‟in (2002: 166-

167) ifadesiyle mekânsal farklılaĢmanın yoğun olması durumunda bireyler

tercihlerini buna uydurmak zorundadırlar. Piyasa sistemi, seçim yelpazesini daraltır.

En yoksulların hiçbir seçim olanağı yoktur, çünkü daha varsıl gruplar seçimde

bulunduktan sonra geriye kalanla yetinmek durumundadırlar. Günümüzde bireylerin

ulaĢabildikleri metalar ya da sosyal olarak belirlenen hakları büyük oranda bölüĢüm

alanında belirlenmektedir (Buğra, 2000: 44). BölüĢüm alanlarının belirleyenleri olan

varsıl grupların tercihlerinin biçimleniĢi çok önemli toplumsal sorunları da

beraberinde getirebilmektedir. Günümüzde kentsel dönüĢüm adı altında, yoksul ve

marjinal kesimlerin yaĢadığı kent merkezlerine yakın alanlar ve gecekondu bölgeleri,

sermayenin bu alanlara göz koyması sonucunda bu bölgelerde yaĢayanlardan

Page 197: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

185

boĢaltılmakta ve piyasanın/varsıl grupların hizmetine sunulmaktadır. Burada

yaĢamakta olan ve kentsel (rantsal) dönüĢüm projeleri ile yerinden olan kiĢilere de

piyasanın en azından günümüz koĢullarında rağbet etmediği kent dıĢı alanlarda

yapılan kalitesiz çok katlı bloklara taĢınmak ya da yine çalıĢma ve tüketme

olanaklarının var olmadığı kent dıĢı alanlarda yeni yaĢam alanları oluĢturmak

mecburiyeti kalmaktadır. ġen‟in ifadesiyle (2008a: 37); “bir türlü çözülemeyen

evsizlik, iĢsizlik, sağlıklı ve güvenlikten yoksun bir çevrede yaĢayan, giderek

marjinalize olmuĢ toplumsal kesimler için estetiği ve ekonomik değeri kentsel

dönüĢüm projeleriyle arttırılmıĢ mekânların anlamı, yerinden edilmenin karĢılığı

olabilmektedir”.

Kentbilim yazınında 1950‟li yıllardan itibaren sorunlu bir yapıya sahip

olduğu vurgulanan Türkiye kentleĢmesinin sorunlarına yönelik çözüm olarak yakın

dönemde kentsel dönüĢüm projeleri öne sürülmektedir. Ancak gündelik hayata

yansımalarıyla kentsel dönüĢüm projeleri; yerel nitelikteki sorunlara çözüm

getirmekten çok, Türkiye kentlerinin kapılarını ulusal ve uluslararası sermayeye

açmaktadır (GüneĢ, 2004: 205). Ülkemiz kentsel dönüĢüm projeleri ele alındığında;

dönüĢüm projelerinin hedef seçtiği alanlar içinde gecekonduların yoğun olduğu

bölgelerin özel bir yere sahip olduğu görülmektedir. “Gecekondu tarih oluyor,

Ģehirler gecekondulardan temizlenecek, gecekondu devri bitiyor” Ģeklindeki

gecekonduyu dıĢlayan özellikle iktidar ve ona yakın kaynakların kullandığı

söylemler, gecekondu alanlarının ve sakinlerinin gözden çıkarıldığına iĢaret

etmektedir (Aslan, 2006: 103). Bir baĢka ifadeyle ülkemizde kentsel dönüĢüm

yalnızca fiziksel ve ekonomik bir süreç olarak değerlendirilmekte, toplumsal yönü

göz ardı edilmektedir (Ergun ve Gül, 2009: 484). Türkiye‟de yerel yönetimler, çarpık

kentleĢmenin ve gecekondulaĢmanın yol açtığı ileri sürülen toplumsal sorunların

ortadan kaldırılması için yeni bir çözüm önerisi olarak, birbirinin peĢi sıra kentsel

dönüĢüm projelerini uygulamaya koymaktadırlar (Güngör Ergan ve ġahin, 2007: 84).

Kentsel dönüĢüm uygulamaları Ġstanbul baĢta olmak üzere pek çok kentimizde yeni

kent politikası olarak gündeme gelmiĢ ve mekânsal dönüĢümde önemli bir rol

üstlenmiĢtir. Kentsel dönüĢüm projeleri; proje uygulayıcıları ve hazırlayıcıları

tarafından kamu yararına dayandırılmaktaysa da uygulamalar dikkatle

incelendiğinde, projelerin kentsel rantları arttırmanın aracı olarak iĢlev gördükleri

Page 198: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

186

ortaya çıkmaktadır. Bir yandan ulusal/uluslararası sermayeyi kentlere çekecek yeni

yatırımlar ve farklı gelir grupları için, konut ve yaĢam çevresi çeĢitliliği sunan planlı

konut alanları yaratmak amacıyla, kentlerin çeperlerini büyük ölçekli projeler için

imara açmak, diğer yandan da tarihi kent yaĢamına dâhil etmek ve çökmeye terk

edilmiĢ alanları yeniden kazanmak türü söylemler, bu rant artıĢlarını

meĢrulaĢtırmaktadır. Bu tarz uygulamalar özünde belirli mekânları üst gelir

gruplarına ve sermayeye açma kaygısı taĢımakta, sonuçta da karĢımıza kent

yoksullarının ve marjinal grupların dıĢlanabildiği/görünmez kılınabildiği kentsel

alanlar yaratılması çıkmaktadır (Türkün ve KurtuluĢ, 2005: 16).

Yakın dönemde çarpık kentleĢmeden kaynaklanan sorunların kentsel

dönüĢüm projeleri aracılığıyla çözülebileceğine iliĢkin görüĢ gerek merkezi gerekse

yerel yönetim aygıtlarınca yaygınlaĢtırılmaya ve kabul ettirilmeye çalıĢılmaktadır.

Ancak uygulama süreçlerine bakıldığında kentlilerin bu projelerde göz önünde

bulundurulmadığı ve kentlerin sadece fiziki-coğrafi görünümünün düzenlenmesine

çalıĢıldığı görülmektedir. Söylemsel düzeyde kentleri geliĢtirmek ve daha

sağlıklı/yaĢanabilir kılmak gibi argümanlar sıklıkla kullanılsa da kentsel dönüĢüm

özünde; egemen sınıfların rant arayıĢlarına hizmet eden, kentin sermaye ve onun

yerel/küresel aktörlerince talan edilmesine izin veren; yoksul kesimlerin evlerinin

yıkılarak kentlerin dıĢına itilmelerinin bir aracı olarak kullanılmaktadır (Aksu Kaya

vd., 2007: 157-158).

Türkiye‟de kentsel dönüĢüm en baĢından itibaren kentler üzerinde yaratılan

yeni bir çatıĢma ve gerilim alanını çağrıĢtıran bir kavram olarak ortaya çıkmıĢtır. Bu

gerilimin mekânsal merkezi olarak da yoksul ve marjinal kesimlerin yoğun olarak

yaĢadığı gecekondu bölgeleri ve eski kent içi alanlar gösterilmiĢtir (ġen, 2008b: 399).

Günümüzde insan nüfusunun büyük bir kısmının yaĢadığı kentler; tüketim

toplumunun, sürekli kar peĢinde koĢan sermayenin ve onun ortaya çıkardığı

geliĢmelerin, talan ve yağmanın sonucunda insana yabancılaĢan mekânlar haline

gelmiĢtir. Günümüz kentlerinin en önemli sorunları olarak gösterilen yoksulluk, göç,

konut sorunu, altyapı yetersizlikleri, çevre kirliliği vb sorunlar, merkezinde insan

yaĢamının ihtiyaçlarının değil sermayenin ihtiyaçlarının bulunduğu kapitalist

sistemden kaynaklanmaktadır (Demirer, 1999: 9-10). Kentlerin en büyük sorunu

Page 199: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

187

olduğu ileri sürülen ve kentsel dönüĢüm projelerine konu edilen gecekondu bölgeleri,

sermayenin ucuz emek ihtiyacı duyduğu dönemde barınma sorununu çözdüğü için

görmezden gelinmiĢ hatta desteklenmiĢ, ancak günümüzde üretimin yeniden

yapılandırılması ve kentsel mekânın artan değeri karĢısında yaĢayanlarıyla birlikte

gözden çıkarılmıĢlardır.

KentleĢmenin ilk evrelerinde kentlerin geliĢme alanlarında kurulan

gecekondu bölgeleri süreç içinde kentlerin merkezlerinde kalmıĢlardır. Bu nedenle

gecekondu bölgelerinin arsa değerleri artmıĢtır (Uzun ve Çete, 2005: 16). Bir yandan

da hızla büyüyen kentlerde kentsel arsa stoku azaldığından ve yeni alanlar

yaratılamadığından gecekondu bölgeleri yeni yapılaĢmalar için en uygun alanlar

olarak görülmeye baĢlanmıĢtır. Bu durum günümüzde yoğun biçimde karĢılaĢılan

kentsel dönüĢüm olgusunu ortaya çıkarmıĢtır. 1980‟lerle birlikte kent ekonomisinin

yapısal anlamda değiĢmesi ve üretim ekonomisinden rant ekonomisine geçilmesi ile

birlikte, önceleri üretim ekonomisinde ucuz iĢgücü olarak talep edilen gecekondulu

nüfusun evleri rant ekonomisinde talep edilir hale gelmiĢtir (Halkevleri, 2008: 284).

Ülkemizde dönüĢüm alanı olarak belirlenen yerler çoğunlukla kent

yoksullarının yaĢadığı, kent çeperlerinde yer alan gecekondu alanları, kent

merkezlerinde sıkıĢmıĢ eski mahalleler ve çöküntü alanlarıdır. Büyük kentlerde, son

dönemlerde, gecekondudan dönüĢüm adı altında gündeme gelen yeni bir yap sat

süreci ve kent yoksullarını yaĢadıkları alanlardan sürerek baĢka yerlere göçe zorlama

uygulamaları giderek hız kazanmaktadır (Torunoğlu, 2007:385).

Bayraktar‟ın Ġstanbul‟a iliĢkin kenti parası pulu olmayandan arındırmakla

ilgili sözleri kentsel dönüĢüme bakıĢı net bir biçimde ortaya koymaktadır:

“Göçü yasaklayamayız ama parası pulu olmayan insanların Ġstanbul‟da

yoğunlaĢmasının engellenmesi için bir takım tedbirlerin alınması

gerekiyor. Ġstanbul‟un güvenlik sorununu halletmek suretiyle yasal

olmayan yolları hedefleyen insanların Ġstanbul‟da barınmasını

engelleyerek, kentsel dönüĢümü yapabiliriz” (ġen, 2008b: 402).

Bayraktar‟ın yasal olmayan yolları hedeflemekten kastının gecekondu

yapımı olduğu varsayılırsa; kamuyu temsil eden bir kiĢinin en temel haklardan olan

barınma ve dolaĢım haklarını hiçe saydığı ifade edilebilir. Gecekondu ve kente göç

Page 200: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

188

vb sorunların yapısal nedenlerden kaynaklandığı göz önünde bulundurularak çözüm

aranması gerekirken, kestirmeci ve bu sorunları yaĢayanları yok sayan çözümler

önerilmesi, uzun vadede daha büyük sorunlara yol açabilecektir.

Kentsel dönüĢüm projeleri yerel yönetimler açısından oldukça önemli bir araç

durumundadır. Kentlerin çöküntü alanlarının iyileĢtirilmesi ve gecekondu

bölgelerinin yerine daha sağlıklı yaĢam alanları inĢa etme sürecinde kentsel dönüĢüm

büyük önem taĢımaktadır. Sosyal ve ekonomik maliyeti yoksul kesimler tarafından

ödenerek kentsel araziye dönüĢmüĢ bu alanların yine bu kesimler için sağlıklı yaĢam

alanlarına dönüĢtürülmesi de desteklenebilecek bir süreçtir. Ancak günümüzde

uygulamaya konulan projeler; dönüĢüm alanlarının ekonomik, sosyal, fiziksel ve

çevresel ölçütler bakımından uzun vadeli olarak iyileĢtirilmesini hedefleyen

uygulamalar olmaktan çok, yerel yönetimler baĢta olmak üzere farklı çıkar

gruplarının gelir, birikim ve rant aracı haline gelmiĢlerdir (Uzun, 2006: 50; KurtuluĢ,

2006: 7).Yakın dönemde birbiri ardına çıkarılan yasa ve yönetmeliklerle hayata

geçirilmeye çalıĢılan kentsel dönüĢüm projeleri; kentsel mekânları sosyal, ekonomik

ve kültürel açılardan soyut bir biçimde ele almakta ve dönüĢümü fiziksel bir boyuta

indirgeyerek kentleri piyasa iĢleyiĢine terk etmektedir. Günümüz kentsel dönüĢüm

projeleri ne halkın sosyal, ekonomik ve kültürel koĢullarına değinmekte ne de halkın

katılım ve taleplerini dikkate almaktadır (Akkar, 2006: 35; ġPO, 2006: 4).

Kentler, farklı özelliklere sahip olan ve farklı toplumsal grupların yaĢadığı

alanlara bölünmüĢlerdir. Farklı ihtiyaçlara ve ekonomik kaynaklara sahip bireyler,

kentsel mekânın sunduğu özellikleri ekonomik olarak karĢılayabilme beceri,

kapasite, istek ve tercihleri doğrultusunda kentsel alanın farklı kesimlerine

yerleĢmektedirler. Bu ifadeden hareketle kentlerdeki mekânlar arasındaki

farklılıkların/eĢitsizliklerin toplumun farklı kesimleri arasındaki sosyo-ekonomik

eĢitsizliklerden kaynaklandığı söylenebilir (Andersen, 2005: 152). Önceleri kentsel

mekâna kendi sosyo-ekonomik düzeyleri ve tercihlerine bağlı olarak dağılan kentliler

günümüzde sermayenin ve varsıl grupların yer seçim kararlarına bağlı olarak

yerleĢmektedirler. Günümüzde kentsel dönüĢüm uygulamalarında da bu ifadeyi

destekleyen sonuçlarla karĢılaĢılmaktadır. Önceleri rağbet edilmeyen ve

yoksul/marjinal kesimlerin yaĢadığı alanlar, kentsel rant alanlarına dönüĢünce kentsel

dönüĢüm kapsamına alınmakta; bu alanlarda yaĢayan kesim ise yaĢam alanlarını terk

Page 201: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

189

etmekte/terke zorlanmaktadırlar. Günümüzde kentsel dönüĢüm gerilemiĢ kentsel

alanlarda yaĢayanları yerinden etme tehdidiyle gündemdedir (Smith, 2006: 21; ġen,

2008b: 392). Mahalle-semt ölçeğinde hazırlanan kentsel dönüĢüm projeleri mevcut

toplumsal ve yapılı dokuyu ortadan kaldırma amacına hizmet etmekte yani

soylulaĢtırmaya neden olmaktadır. Kentsel dönüĢüm sürecinde sadece mevcut

kentsel dokunun yıkılıp yeniden yapılması değil dezavantajlı sosyal gruplar açısından

yer değiĢtirme ile sonuçlanan bir yeniden yerleĢtirme yaĢanmaktadır (Aydın, 2008:

69). Gerek arazi ve ev fiyatlarındaki büyük artıĢ, gerekse de kentteki ekonomik

yeniden yapılanma yüzünden, çok sayıda insan taĢınmak zorunda kalmakta; bunların

çoğu da zorla tahliye edilmektedir (Berner, 2007:139). Yerinden edilen bu kesimler,

Ģehir içindeki merkezi konumlarının sağladığı ekonomik ve sembolik sermayelerinin

önemli bir bölümünü kaybetmektedirler. Kentsel dönüĢüm, bu kesimlerin enformel

ekonomilerinin büyük bir kısmını ortadan kaldırmakta, pek çok ucuz mal ve hizmete

ulaĢmalarını engellemekte, sosyal iliĢkilerini bozmakta ve kiĢisel hayatlarını yeniden

düzenleme zorunluluğu getirmektedir (Gannam, 2007:171-172).

Günümüzde uygulanan kentsel politikalarda ve dönüĢüm projelerinde

neoliberalizmin etkileri görülmektedir. Neoliberal anlayıĢın kentsel programı olarak

Ģekillenen kentsel dönüĢüm projeleri; mekânın ekonomik değerini arttırarak kentsel

sınıfların (özellikle de dar gelirlilerin) kentsel alandaki konumlarını da değiĢtiren bir

etki ve amacı bünyesinde barındırmaktadır. Mekânın ekonomik bir anlam yüklenerek

değer kazanması ve piyasaya açılması, mekânda yerleĢik sınıfların ekonomik gücünü

piyasa içinde elemekte ve bu eleme kentin gözden çıkarılan yoksul/marjinal

kesimlerinin, kentin yeniden yapılanmasının ve geleceğinin dıĢında bırakılmasına yol

açmaktadır (ġen, 2008b: 392, 396).

Sermayenin yatırım yapmak için yeni mekânlar araması yeni bir durum

değildir. Ancak, neoliberal ideolojinin dönüĢtürücü bir araç olarak kentler üzerindeki

etkisi kentsel dönüĢümle keĢfedilmiĢtir (ġen, 2008a: 36). Neoliberalizmle gündeme

gelen kentsel dönüĢüm yüzünden, yoksul gecekondu mahallelerinin sakinleri

Keynesyen dönemde kendi yaptıkları evlerinden, sermayenin yeniden üretimini

kentlerde gerçekleĢtirdiği neoliberal dönemde kovulmaktadırlar. Toprak rantının

yüksek olduğu kent merkezlerinde, sağlam zeminli, manzaralı ve temiz havası olan

alanlarda yer alan gecekondular günümüz meta kentlerine uygun değillerdir.

Page 202: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

190

Yoksulların evleri kentlerin değerini düĢürmektedir ve o evlerin bulunduğu araziler

artık çok değerlidir ve sermaye arasında paylaĢılacak bir toprak rantı vardır

(Servetoğlu, 2009). Bu rantı paylaĢtırma amacıyla oluĢturulan ve uygulamaya

konulan, her nasıl oluyorsa katılım odaklılığı (yerel yönetimler, sivil toplum

kuruluĢları, yerel halk, akademik çevre vb) temel aldığı vurgulanan kentsel dönüĢüm

projelerinde dönüĢüm alanlarında yaĢamakta olanların katılımı bu alanları

sorunsuzca terk etmekle sınırlı kalmaktadır.

Kentsel dönüĢüm yoksul/marjinal kesimlerin yaĢam alanlarını piyasa

sistemine entegre etme yöntemi olarak karĢımıza çıkmaktadır. Yeni yapılanmalar

için boĢ alanın neredeyse kalmadığı kentlerde, ranta konu edilebilecek yeni

mekânları üretme aracı kentsel dönüĢüm projeleri olmaktadır (ÇMO, 2006: 56).

Kentsel dönüĢüm sürecinde mekâna dair yenileme, yıkıp yeniden yapma

biçimindeki müdahaleler, mekân öncelikli giriĢimler olarak kentte yaĢanan sosyal

sorunları arka plana atmaktadır. Son dönemin temizleme niteliği taĢıyan projeleri

kentin sosyal sorunlarını kentin bir bölgesinden bir baĢka bölgesine taĢımaktan ibaret

olmaktadır (ġen, 2006: 75). Kentsel dönüĢüm hiç var olmayan bir kentsel alanın

yaratılması ya da kentsel planlama yapılması değildir. Mevcut kentsel alanları baĢka

bir Ģekle sokmak, o alanda yaĢayanları gerekirse baĢka yerlere göndermek, kısaca var

olan kentsel dokuyu ve insan profilini değiĢtirmektir (+ Ġvme, 2007: 73).

Bir mekânın yalnızca fiziksel olarak dönüĢtürülmesi bir Ģey ifade

etmemektedir. DönüĢüm sosyal ve kültürel boyutlar çerçevesinde de düĢünülmelidir.

Günümüzde kentsel dönüĢüm projeleri çerçevesinde eskimiĢ, yıpranmıĢ, sağlıksız

kentsel mekânların sağlıklılaĢtırılmasının hedeflendiği ifade edilse de, dönüĢüm

projeleri bu bölgelerde yaĢayan vatandaĢların yerlerinden edilmesi sürecini ortaya

çıkarmaktadır (Tapan, 2008: 13).

Kentsel dönüĢüm yoksul ve marjinal kesimlerin yaĢam alanlarının ekonomik

değerini arttırmayı hedefleyen bir yeniden inĢa süreci olarak karĢımıza çıkmaktadır.

Bu nedenle de kentsel dönüĢüm projeleri artan değeri ödeyebilecek durumda olan üst

ve orta sınıfların talep ve beklentilerini karĢılamaya dönük özellikler taĢımaktadır.

Sürecin kaybedenleri olan kentsel mekânların asıl sahipleri ise kentin güvenliğini ve

toplumsal ahlakı bozan, iĢgalci, çapulcu, rantiyeci, terörist vb ifadelerle

Page 203: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

191

damgalanmakta ve tarihsel/toplumsal kazanımları hiçe sayılmaktadır (ġen, 2008b:

405).

Kentsel dönüĢüm projeleri ile sosyal adalet, barınma hakkı, kamu yararı ve

kent planlama bütünselliği hiçe sayılmaktadır. Bu çerçevede yoksul/marjinal

kesimlerin ve emekçilerin yaĢam alanları kentsel rantın yeniden üretimi ve paylaĢımı

sürecinin bir parçası olarak yeni bir yapılaĢmaya açılmaktadır. Kentsel dönüĢüm

uygulamaları, bu alanlarda yaĢayan kesimlere hiçbir söz hakkı tanınmadan, yaĢam

alanlarından çıkarılan kentlilerin sosyo-ekonomik koĢulları göz önünde

bulundurulmadan hayata geçirilmekte ve sosyal/fiziki yıkım projelerine

dönüĢmektedir (Halkevleri, 2008: 283).

Tekeli, her dönüĢümün toplumdaki insanların yaĢadığı yerleri değiĢtirmesine

neden olduğuna, genellikle de toplumun ezilen kesimlerinin daha kötü koĢullardaki

bir yaĢama itildiğine iĢaret etmektedir. Kentlerde uygulanan her dönüĢüm projesi

kentsel mekânda rant yüzeylerinin yeniden biçimlenmesine neden olmakta ve bu

yeniden biçimlenmede kaybedenler genellikle toplumun güçsüz kesimleri olmaktadır

(2003: 6-7). Günümüz toplumlarında pek çok kent oldukça hızlı bir biçimde

küreselleĢme sürecine eklemlenme kaygıları ile dönüĢtürülmekte ve bu dönüĢüm

sürecinde oldukça dar bir kesimi oluĢturan sermaye karĢısında toplumun geniĢ

kesimlerini barındıran kaybedenler, yerinden edilenler ve mekânsızlaĢan aileler ve

bireyler ortaya çıkmakta; toplumsal eĢitsizlikler keskinleĢerek mekânsal ayrıĢma ve

dıĢlanma eğilimleri artmaktadır (ġengül, 2000b: 129; Urry, 1999: 103; Enlil, 2003:

84).

Günümüzde kentlere yönelik geliĢtirilen plan ve uygulamalar tüm kent

toplumunun değil, küçük bir kentsel topluluğun çıkar ve taleplerine yönelik olarak

geliĢtirilmektedir. Bu durum ise kentlerde mekânsal ve toplumsal ayrıĢmaları

körüklemektedir (ġahin, 2001: 667). Kentsel nüfus özellikle de kentlerdeki alt gelir

grupları ve yoksul kesimler, küresel kentlerde yaĢanan kutuplaĢma ve ayrıĢmanın

ortaya çıkardığı maliyetleri yani küreselleĢmenin sosyal bedelini ödemek zorunda

kalmaktadır. Bu kesimlerin yaĢadıkları eski kent merkezleri ve gecekondu alanları

kentsel rant peĢinde koĢan yerli ve yabancı sermayenin hedefi haline gelmekte, bu

kesimler yaĢadıkları alanları terke zorlanmakta ve yaĢam alanlarına lüks konut

Page 204: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

192

alanları, iĢ/alıĢveriĢ merkezleri, plazalar vb inĢa edilmektedir (Dinçer, 2000: 132-

133). Kentsel alanlara piyasa ve toprak rantı odaklı müdahaleler kentlerde mekânsal

farklılaĢmalara ve kutuplaĢmalara yol açmaktadır. Üst ve orta sınıflar etrafı çevrili

lüks konut alanlarına ve korunaklı alıĢveriĢ merkezlerine yerleĢirken; yoksul ve

marjinal gruplar ise evsiz barksızlığın yeni boyutlarıyla baĢ baĢa kalmaktadır

(Harvey, 1999: 96).

5.6. Kentsel DönüĢüm Olgusuna Genel Bir BakıĢ

Kentsel dönüĢüm projelerinin her ne kadar demokratik, hakçalığı ve

katılımcılığı temel aldıkları iddia edilen projeler oldukları iddia edilse de bu projeler

bünyesinde önemli çeliĢkiler barındırmaktadır. Bu çeliĢkilerden en önemlisi hak

sahipliği konusundadır. Projelerle vatandaĢların barınma sorunu mülkiyet temeline

indirgenmekte, yaĢam alanlarına ve biçimlerine yapılan müdahale göz ardı

edilmektedir. Diğer taraftan kimlerin hak sahibi olduğu bir baĢka sorundur.

Ġfadelerden tapu sahibi kesimlerin hak sahibi olarak değerlendirildikleri anlaĢılırken;

kiracılar ve alanda ticaretle uğraĢan kesimden, okul, hastane vb kamusal hizmet

sunulan birimlerden hiç bahsedilmemektedir. Bu alanlarda iĢ yaparak geçimlerini

sağlayan kesimlerin mağduriyetleri ve kiracı olarak ikamet edenlere yönelik herhangi

bir açıklama yapılmamaktadır. KuruluĢ süreci itibariyle hemĢehrilik, akrabalık gibi

“tanıĢ olma” etkenleriyle geliĢen bu alanlar, bu yapıları itibariyle ya çok düĢük kira

bedelleri ile barınma olanağı sağlamakta çoğu kez de bir tanıĢın evinde bedelsiz

oturma olanağı sunmaktadır. Bu kesimlerin kentin herhangi bir alanında yakın

koĢullarla dahi barınmaları neredeyse imkânsızdır. Ancak bu kesimlere yönelik

herhangi bir uygulama söz konusu değildir. Kentsel dönüĢüm projeleri zaten var olan

bir hakkı vatandaĢın elinden almakta, sürecin meĢruiyetini ise yeni konutlar verme

söylemiyle sağlamaktadır. Her ne kadar yeni konutların küçük taksitlerle uzun vadeli

olarak ödeneceği ifade edilse de dönüĢüm alanlarında yaĢamakta olan kesimlerin bu

taksitleri ödeyecek sosyo-ekonomik koĢullarının olup olmadığı dikkate

alınmamaktadır. DönüĢüm sürecinde kullanılan baĢka bir alana taĢıma yöntemi

kentlileri kentin dıĢına itmektedir. Diğer yandan yerinde dönüĢüm yöntemi

uygulanabilse de, uzun vadede alanın sosyo-ekonomik yapısında ortaya çıkabilecek

değiĢim nedeniyle vatandaĢların bölgeyi terk etmeleri söz konusu olabilecektir.

Page 205: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

193

Kısaca ifade etmek gerekirse her iki yöntem de sonuçları itibariyle soylulaĢtırmaya

yol açabilecekken, bu riske karĢı herhangi bir önlem alındığı görülmemektedir.

Projelere yönelik yasal metinlerde belki de en önemlisi olan ancak bir iki cümleyle

geçiĢtirilen kamulaĢtırma yöntemi ile vatandaĢlara kısaca ya anlaĢ ya anlaĢ

denilmektedir. Yürütmeye her ne pahasına olursa olsun alanı boĢaltma yetkisi veren

bu yöntem vatandaĢları tedirgin etmekte ve tüm haklarını kaybetme korkusu ile

anlaĢmak zorunda kalmalarına yol açmaktadır. Bu süreçte küçük taksitlerle uzun

vadeli Ģekilde borçlandırılacak olan vatandaĢların büyük bir çoğunluğu bu taksitleri

ödeyemeyecekleri gerçeğinden hareketle anlaĢma sırasında evlerine biçilen değer

karĢılığı nakit bedeli almaktadırlar. Yeni konutlardan edinemeyen, eski ve sahibi

oldukları konutlar da dönüĢüm kapsamında ellerinden alınan vatandaĢlar ciddi bir

barınma sorunuyla karĢı karĢıya kalmaktadırlar. Bunun da ötesinde yaĢanabilir,

sağlıklı, çağdaĢ konut sahibi yapma hedefiyle ortaya çıkan TOKĠ varsaydığı

hedeflere ulaĢamamıĢ olmaktadır. Evlerinden olan vatandaĢların yine/yeni

gecekondular inĢa etmesi oldukça olası bir durumdur ve kimilerince sorun olarak

görülen gecekondu bölgeleri yok edilmemekte, gecekondu alanları yer değiĢtirmiĢ

olmaktadır.

AĢağıdaki alıntı kentsel dönüĢüm/yenileme projelerinin genel karakterini

ortaya koyar niteliktedir:

“Sözde yerini alacakları yoksul mahallelerinden daha kötü birer

suç, vandalizm ve genel toplumsal umutsuzluk odağı haline gelen sosyal

konut projeleri. Gerçek birer sıkıcılık ve toplumsal kontrol harikası olan,

kent yaĢamının her tür canlılığına ve hayatiyetine karĢı titizlikle korumuĢ

orta gelirliler için konut projeleri. Ahmaklıklarını yavan bir vülgerlikle

hafifleten ya da hafifletmeye çalıĢan lüks konut projeleri. Ġyi bir kitabevine

tahammül edemeyen kültür merkezleri. Gezinecek baĢka yer bulamayan

serseriler dıĢında herkesin gitmekten kaçındığı kamusal merkezler.

Altkentlerin standartlaĢmıĢ mağaza zinciri alıĢveriĢinin donuk taklitleri

olan alıĢveriĢ merkezleri. Hiçbir yerden baĢlayıp herhangi bir yere

gitmeyen ve kimsenin gezmeye çıkmadığı gezinti yerleri. Kentlerin

bağırsaklarını deĢen çevre yolları. Bu, kentleri yeniden inĢa etmek olamaz.

Bu kentlerin yağmalanmasıdır” (Jacobs 1961‟den aktaran Harvey,

1999: 93).

Page 206: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

194

Kentlerin ortaya çıkıĢında ekonomik etkenler belirleyici olsa da kentlerin esas

olarak insanların yaĢam alanı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Bu nedenle kentlere

yönelik alınacak her karar ve hayata geçirilecek her uygulamada yaĢam alanları ve

bu alanların sakinleri gözetilmek durumundadır. Sistem kendi geliĢim sürecine

zamanında yaptığı katkılar ve sağladığı avantajlar nedeniyle, bir bakıma kendi

oluĢturduğu gecekondu bölgelerini yıkma, sakinlerini kentin dıĢına itme ve bu

alanları sermayenin rant kaynağına dönüĢtürme hakkına sahip değildir (Aksu Kaya

vd., 2007: 156). Nasıl ki gecekonduların zaman içinde dönüĢüme uğramıĢ oldukları

ve gecekondu bölgelerinde artık gecekondu sayılamayacak yapıların yoğunlaĢmıĢ

olduğu bir gerçekse; gecekondu mahallelerinin kendi geliĢim süreçlerinde ortaya

çıkan sosyo-mekânsal iliĢkilere sahip olduğu da tartıĢılmaz bir gerçekliktir. Kentsel

dönüĢüm projeleri ile konutlarına müdahale edilecek olan insanların aynı zamanda

hayatlarına da müdahale edilecek ve bu insanlar yaĢamlarını farklı alanlarda yeniden

kurmak zorunda kalacaklardır (Akgün ve Karademir, 2007: 179). Günümüz

kentlerinde en çok ihtiyaç duyulan Ģey; kamu yararını merkeze alan ve buna göre

katılım sürecini örgütleyen yeni bir düĢünme biçimidir. Aksi takdirde kentsel

mekânlar kamunun değil çeĢitli çıkar gruplarının lehine olacak Ģekilde sürekli

yıkılacak ve yeniden inĢa edilecektir (Aslan, 2007b: 206). Sermayenin talep ve

beklentilerine göre Ģekillendirilen kentsel mekânlar küçük bir azınlığın karĢısında

büyük kalabalıkların kaybı pahasına ve göz göre göre müdahalelere uğruyorlarsa

günümüz kent politikaları tekrar gözden geçirilmelidir. Kentsel mekânı ekonomik bir

öğe ve meta olarak değerlendiren ve kentlileri yok sayan anlayıĢ devam ederse ne

yazık ki Engels‟in yıllar önce dile getirdiği vurgu uzun yıllar güncelliğini

koruyacaktır:

“Bir insan, bir baĢkasına ölüme yol açan bedensel bir zarar verdiği

zaman buna adam öldürme diyoruz; saldırgan vereceği zararın öldürücü

olduğunu önceden biliyorsa o zaman buna cinayet diyoruz. Ama toplum,

yüzlerce proleteri, çok erken yaĢta doğal olmayan bir ölümle yani kılıç ya

da kurĢunla ölüm gibi zorba yollardan ölümle karĢı karĢıya geleceği bir

konuma koyduğu zaman, toplumun o yaptığı bir bireyin yaptığı gibi ve

aynı kesinlikle cinayettir; toplum binlerce insanı yaĢamın gereklerinden

yoksun bıraktığı, içinde yaĢayamayacakları konumlara soktuğu- kaçınılmaz

sonuç olan ölüm gelinceye dek o koĢullarda kalmaya yasanın güçlü

Page 207: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

195

elleriyle zorladığı- bu binlerce mağdurun yok olacağını bildiği ve gene de

bu koĢulların sürmesine izin verdiği zaman, toplumun o yaptığı, bir bireyin

yapığı gibi ve aynı kesinlikle cinayettir; örgütlü, kasıtlı cinayettir; hiç

kimsenin kendisini savunamadığı bir cinayettir; kimse katili görmediği için

cinayet gibi cinayettir, çünkü suç bir Ģeyi yapmaktan çok yapmamanın

sonucudur. Ama cinayettir” (Engels, 1997: 152-153).

Page 208: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

196

ALTINCI BÖLÜM

KÜRESELLEġME SÜRECĠNDE ĠSTANBUL

Ekonomik yapı kentlerin mekânsal biçimlenmesinde en temel etkendir ve

ekonomik yapıda ortaya çıkan değiĢimler, kentlerin geçirdiği mekânsal dönüĢümlerin

temel belirleyeni olmaktadır. Sanayi Devrimi sonrasında önemli ölçüde bir büyüme

yaĢayan kentler, 20. yüzyılda özellikle de II. Dünya SavaĢı sonrasında yaĢanan

yapısal dönüĢümlerden de etkilenmiĢlerdir. Hâkim ekonomik sistemin, küreselleĢme

adı altında dünyaya damgasını vurmaya baĢladığı 1980‟li yıllarla birlikte ise,

özellikle büyük kentlerde küreselleĢme sürecine paralel mekânsal yansımalar ortaya

çıkmıĢtır (Uysal, 2003: 68). Ulus devlet sınırlarını aĢan iliĢki ağlarının ortaya

çıkması, kentlerin konumlarında da önemli değiĢikliklerin yaĢanmasına neden

olmaktadır. Önceleri ulus devletler arasında gerçekleĢen sermaye, mal, hizmet ve

bilgi akımlarının çoğu günümüzde kentler arasında gerçekleĢmektedir. KüreselleĢme

ile birlikte kentlerin konumlarını belirleyen iliĢkiler hızla değiĢmiĢ, bazı kentler hızla

yükselirken bazıları da hızlı bir düĢüĢ sürecine girmiĢtir. Bu süreç kentleri

tanımlayan temel niteliklerin değiĢmesine yol açmıĢ ve bu nitelikler; kentlerin

sundukları servis, iletiĢim, haberleĢme vb olanaklar çerçevesinde tanımlanır hale

gelmiĢtir. Diğer yandan küreselleĢme, kentler arasında yarıĢı hızlandırmıĢ ve kentlere

yeni ekonomik, politik ve kültürel roller yüklemiĢtir (IĢık, 1999: 280).

1980‟li yıllarla birlikte dünya genelinde hızla yayılan neoliberal küreselleĢme

sürecinde Türkiye‟de ithal ikamesine dayalı üretim modeli yerine piyasa aktörlerinin

öncülüğünde ihracatı destekleyen bir ekonomi modeli benimsenmiĢ ve küresel

pazarla etkileĢim artmıĢtır. Ekonomik yapıda yaĢanan bu değiĢimden en çok

etkilenen kent Ġstanbul olmuĢtur. Ülkenin en önemli kenti konumundaki Ġstanbul

küresel sermaye için çekici bir kent haline gelmiĢtir. Bu süreçte emek yoğun sanayi

kentin dıĢına çıkarılırken (itilirken), teknoloji yoğun hizmetler sektörü kent

merkezine yerleĢmeye baĢlamıĢtır (Uzun, 2002: 40). Türkiye‟nin 1980 sonrası

kentleĢme sürecinde yaĢanan değiĢim “küçük sermayenin kentinden büyük

sermayenin kentine geçiĢ” olarak ifade edilmektedir. Bu ifade, büyük sermaye

Page 209: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

197

kesimlerinin kentsel alanlara olan ilgisindeki artıĢı ortaya koymaktadır (IĢık ve

Pınarcıoğlu, 2003: 128).

1980 sonrası dönemde neoliberal anlayıĢın hâkim hale gelmesi ve ithal

ikameci sanayileĢmenin yerini dıĢa açık ihracatı teĢvik eden sanayileĢmenin

almasıyla birlikte, üretime dönmeyen önemli miktarda sermayenin finans

piyasalarından sonra yöneldiği alan kentsel rant ve tüketim alanları olmuĢtur. Bu

döneme damgasını vuran neoliberal yeniden yapılanma ve dıĢa açılma gibi yeni

birikim tarzı, sermayeyi kentleĢmeden doğan rantlardan pay almaya yönlendirince,

ortaya kentlerin sermaye birikiminin sömürülme aracı ve meta olarak görüldüğü bir

kentleĢme çıkmıĢtır (Doğan, 2007: 54-55).

Gerek geliĢmiĢ gerekse geliĢmekte olan ülkelerin kentlerinde kentleri

yönetenler küreselleĢme söyleminin iĢaret ettiği ekonomik baĢarıyı yakalamak,

sermayeyi çekmek, uluslararası bir turizm, ticaret, kültür, değiĢim ya da finans

merkezi olabilmek için gerekli yapısal çevreyi ve altyapıyı oluĢturmak adına ardı

ardına kentsel projeler geliĢtirmektedirler. Kentlerin pazarlanması, bir ülkenin

küresel ekonomide yarıĢmacılık kapasitesini arttırmak adına önemli addedilmektedir.

Kentler kapitalist toplumdaki herhangi bir diğer meta gibi paketlenen, reklâmı

yapılan ve pazarlanan bir meta haline gelmektedir (Öktem, 2006: 56). Kentlerin

metalaĢtırılması doğrultusunda, dünya genelinde birçok kentte, devletin küçültülmesi

ve piyasa süreçlerinin egemen hale gelmesine paralel olarak, kentsel kamusal

yatırımların da azaldığı ve kentlerin piyasa süreçlerine dâhil edildiği görülmektedir

(KurtuluĢ, 2005: 742).

KüreselleĢme sürecinde Türkiye‟de de hemen hemen tüm dünya ülkelerinde

olduğu gibi neoliberal uygulamalar hayata geçirilmiĢtir. Bu doğrultuda

kentsel/kamusal hizmetlerde devlet sorumluluğu azaltılmaya çalıĢılmıĢ, merkezden

yerele yetki devrini içeren uygulamalar hayata geçirilmiĢtir. Küresel sistemde

devletten çok kentlerin aktif özneler haline gelmesine paralel olarak, Türkiye‟de de

küresel arenada söz sahibi olabilmek adına Ġstanbul ön plana çıkarılarak, kenti

küresel sermaye açısından cazip kılma çabaları günümüzde de devam eden bir

biçimde yoğunluk kazanmıĢtır.

Page 210: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

198

6.1. 1980 Sonrası Dönemde Türkiye’de YaĢanan DönüĢüm ve Kentler

Türkiye, büyüme ve bölüĢüm politikaları açısından 1980‟li yıllar itibariyle

önemli bir dönüĢüm geçirmiĢtir. Küresel süreçlere eklemlenme çabaları çerçevesinde

benimsenen, IMF ve Dünya Bankası‟nın öncülüğünde yürütülen ve denetlenen iktisat

politikaları bu dönemde hayata geçirilmiĢtir. (Ergun, 2005: 1). 1970‟lerde yaĢanan

kriz ve küresel anlamda artan rekabet karĢısında, kapitalist ülkelerde baĢlayan üretim

sürecinin küreselleĢmesi eğilimi dünya genelinde dıĢa dönük rekabetçi büyüme

stratejisini ortaya çıkarmıĢtır. Bu süreçte ulus devletler kapitalist toplumsal iliĢkileri

yeniden düzenleyici bir rol üstlenmiĢler ve dönüĢen sermaye birikim süreçleriyle

etkileĢim içinde coğrafi örgütlenmelerini yeniden yapılandırmaya baĢlamıĢlardır.

Türkiye‟de hayata geçirilen yapısal uyum programları ve kamu yönetimi reformu

gibi düzenlemeler de kaynak ve kararların yerelleĢmesi ve toplumsal iliĢkilerin bu

ölçekte biçimlenmesi konusunda önemli adımlar olmuĢlardır (Gülöksüz, 2005: 432).

1980 sonrası dönem küreselleĢmenin de etkisiyle merkezi yönetimlerin ve

ulus devletlerin sorgulandığı ve yönetim yapılarının yeniden gözden geçirildiği bir

süreç olagelmiĢtir. 1970‟li yıllarda sosyal devletin iĢlevselliği ve etkinliği

tartıĢılmaya baĢlanmıĢ, 1980‟lerden itibaren de merkeziyetçi ulus devlet modelleri,

kamu yararını sağlama ve kamu hizmetlerini sunma yöntemleri ve sistemleri

konusunda ciddi biçimde sorgulanmıĢ ve önemli dönüĢümler geçirmiĢlerdir. Gerek

ülkemizde gerekse dünya genelinde ardı ardına baĢlatılan yönetimde reform

çalıĢmaları; “merkezi hükümeti aĢırı yüklenmiĢlikten ve borçlanmıĢlıktan kurtarmak,

kaliteli, hızlı ve verimli hizmet üretmek, yerel yönetimleri daha güçlü hale getirmek

ve mal ve hizmet üretiminde piyasanın daha fazla kullanılabilmesini sağlamak”

kaygılarını taĢımaktadır. Ülkemizde de Özal döneminden itibaren piyasa aktörlerinin

önünü açma çabalarında en kapsamlı giriĢim mevcut hükümetin iktidara gelmesiyle

birlikte gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu dönemde merkezi yönetimin görev alanları ve ölçeği

yeniden belirlenmiĢ ve merkezi-yerel yönetim iliĢkileri yeniden düzenlenmiĢtir (Gül,

2005: 39).

1980 sonrası dönemde küreselleĢmenin etkisiyle kamu yönetimi anlayıĢında

önemli değiĢimler yaĢanmıĢtır. Bu dönemde yaĢanan değiĢim temelde; “devletin

küçültülmesi ve etkinleĢtirilmesi ile merkeziyetçilikten uzaklaĢma eğilimi” ni

Page 211: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

199

taĢımaktadır. Özellikle merkeziyetçilikten uzaklaĢma yönündeki eğilimler, kamusal

mekanizmalardaki değiĢimin en belirgin çizgisini temsil etmektedir. Dolayısıyla

kamu yönetimi sistemlerinde görülen değiĢimin temelinde yer alan desantralizasyon

olgusunun üzerinde önemle durulması gerekmektedir (Parlak, 2003: 373).

Desantralizasyonun temelinde verimlilik ve etkinlik sağlama arayıĢlarının yanında,

hizmeti halka yaklaĢtırma ve demokratik yönetime ulaĢma düĢüncesi bulunmaktadır

(Özer, 2005: 213). Ġngilizce kökenli bir kavram olan desantralizasyona karĢılık

Türkçede âdem-i merkeziyetçilik kullanılmaktadır. Kavram özünde merkeziyetçilik

kavramının karĢıtı bir anlama sahiptir. Merkeziyetçiliğin karĢıtı olmak, merkezde

örgütlenmiĢ devlet ya da hükümetten bir biçimde değiĢen ölçütlerde özerk olmayı

içermektedir. Bu özerk olma, hükümet örgütlenmesinin kendi hiyerarĢik yapısı içinde

olabileceği gibi, devlet örgütlenmesi içinde kalarak ama merkezi hükümet

örgütlenmesinin dıĢında, yerinden yönetim ilkesine göre, yerel ve ortak

gereksinimleri karĢılamak için örgütlenme biçiminde de olabilmektedir. Ayrıca,

devletin, merkezi yönetimin ya da yerel yönetim birimlerinin tamamen dıĢında,

serbest piyasa mekanizması içinde ya da anayasal hak ve özgürlükler çerçevesinde

kurulan iktisadi iĢletmeler, dernekler, hükümet dıĢı örgütler, sivil toplum kuruluĢları

vb. Ģeklinde de gerçekleĢebilmektedir. Genel olarak âdemi merkeziyetçilik, gücün ve

kaynakların yönetim yapısı içinde veya kamusal yönetiĢim alanında dağıtımı ya da

yeniden dağıtımı olarak ifade edilmektedir (Gül ve Özgür, 2004: 163-164). 1990‟lı

yıllarda hız kazanan yönetimde yeniden yapılanma çabaları, 3 Kasım 2002‟de göreve

gelen güçlü tek parti hükümeti ile birlikte yeni bir ivme kazanmıĢtır. Yeni hükümet

yaptığı ve yapmayı öngördüğü düzenlemelerle, kamu yönetiminin ve devletin rolünü

özel ve sivil sektör lehine, merkezi yönetimin gücünü de yerel yönetimler lehine

değiĢtirme çabasına giriĢmiĢtir (Gül ve Özgür, 2004: 191-192).

Kamu yönetimi reformu ile merkezi yönetim piyasayı düzenleme ve büyütme

iĢlevini, yerel yönetimler de sermayenin ve emeğin yeniden üretimi iĢlevlerini

üstlenmektedirler. Bu doğrultuda yerel yönetimin düzenlediği yerel ekonomik

kalkınma ön plana çıkmaktadır. Yönetsel alt birimlerin küçülmesi ve kamu yatırım

ve hizmetlerinin yerelleĢmesinde somutlaĢan yerel kalkınma paradigması, her

bölgenin rekabetçi bir çerçevede kendi büyüme potansiyelini harekete geçirmesi savı

üzerine temellenmektedir. Böylelikle farklı birikim ve potansiyellere sahip yerel

Page 212: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

200

birimlerin, yerel kalkınma paradigması doğrultusunda ulusal ölçekteki politikalarla

sınırlanmaktan kurtulacakları ileri sürülmektedir. Bu dönüĢüm yerel yönetimlerin

piyasa mantığıyla hareket etmesini öngören anlayıĢla birleĢince, yerelleĢme sürecinin

sermaye birikimi önündeki kamusal engelleri azaltması ya da ortadan kaldırması

sonucunun ortaya çıkacağı ifade edilmektedir. Kamu hizmetlerinin piyasalaĢması ve

kamunun elindeki varlıkların özelleĢtirilmesine yönelik düzenlemeler; özel sektörün

yatırım alanlarını geniĢletirken, yönetiĢimle ilgili düzenlemeler sermayenin yerel

yönetimlerle pazarlık yapabilmeleri için formel bir zemin yaratmaktadır (Gülöksüz,

2005: 431-432).

Türkiye‟de devletin ve kamu yönetiminin yeniden yapılandırılması çabaları,

ağırlıklı olarak devletin piyasadaki ve toplumdaki rolünün sınırlandırılması

niteliğindedir. Bu sınırlandırma devletin görev, yetki ve sorumluluklarının yerele,

sivil topluma, piyasaya ve ulus üstü kuruluĢlara devri Ģeklinde neoliberal anlayıĢ

çerçevesinde gerçekleĢtirilmeye çalıĢılmaktadır (Sallan Gül ve Gül, 2004: 108).

1980‟li yıllarla birlikte gerek siyasal gerekse ekonomik alanda önemli

dönüĢümler yaĢanmıĢtır. Bu dönemde ulus devlet merkezli geliĢme stratejilerinin

yerini küresel ölçekte tanımlanan ve desteklenen dıĢa açık büyüme stratejileri almaya

baĢlamıĢtır. Kentsel sorunların merkezinde yer alan emeğin yeniden üretiminin,

yerini yerel ekonomik büyümeye bırakması kentsel alanda ortaya çıkan en önemli

değiĢimlerden biri olmuĢtur. Sosyal devlet harcamalarının kısılmaya ve devletin

etkinlik alanlarının daraltılmaya baĢlandığı bu dönemde; devlet kentsel alandan

çekilmese bile, önceliklerini kentsel ekonomik büyümeye yönelik olarak sermaye

grupları lehine müdahaleye vermiĢtir. Bu geliĢmelere paralel olarak, yerel

yönetimlerin güçlendirilmesi ve merkezin yetkilerinin önemli ölçüde yerele

devredilmesi/yerinden yönetim anlayıĢı benimsenmiĢtir (ġengül, 2005: 125). Bu

doğrultuda yerinden yönetim anlayıĢının; kentsel merkezlere yeniden canlılık

kazandıracak kentsel politikalara zemin oluĢturacak yeniden yapılandırma

stratejilerinin en önemli bileĢeni olduğu ileri sürülmüĢtür (Eliçin, 2005: 224).

1980 sonrası dönemde Türkiye‟de, sermaye hareketini hızlandırmaya çalıĢan

kurumlara yapısal uyumu amaçlayan uygulamalar hayata geçirilmiĢtir. Bu dönemde

devletin küçültülmesi söylemiyle birlikte devlet eğitim, sağlık, barınma, sosyal

Page 213: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

201

güvenlik gibi toplumsal yeniden üretime ait temel kamu hizmetlerini piyasa

aktörlerine bırakmaya baĢlamıĢtır (Erder, 1998: 110). Yeniden üretime ait

hizmetlerin piyasaya bırakılmasına paralel olarak kentsel yenileme/dönüĢüm

politikaları da piyasa süreçlerinde Ģekillenmeye baĢlamıĢtır. Bu süreçte kent

planlamanın rolü ekonomik verimliliğin arttırılmasına odaklanmıĢ ve kentlerin

sermayenin taleplerini karĢılayacak biçimde yeniden yapılanması ve

yarıĢabilirliklerinin arttırılması temel hedef haline gelmiĢtir. Kentlerin sermayeyi

çekebilmeleri için gerekli uygulamaları içeren politika ve projeler bu dönemde

öncelikli hale gelmiĢtir (Kalkan vd, 2005: 797). Yakın dönemde hayata geçirilen

yasal düzenlemelerin yerel yönetimler, sosyal güvenlik ve iĢ hukuku alanlarında

yoğunlaĢması, toplumsal anlamda nasıl bir değiĢim yaĢanacağını net bir biçimde

gözler önüne sermektedir. Ardı ardına hayata geçirilen bu düzenlemeler ile neoliberal

politikaların önündeki engeller bütünüyle kaldırılmaya çalıĢılmaktadır. Sağlık,

eğitim, istihdam, barınma, kentsel altyapı ve sosyal güvenlik gibi toplumsal

hizmetler aynı zamanda sosyal devletin temel hizmetleridir. Kentsel alanlarda daha

yoğun ihtiyaç duyulan bu hizmetler, ülkemizde tüm sosyal sınıfları kapsayacak kadar

geliĢtirilememiĢ iken, günümüzde piyasalaĢtırılarak kamusal-toplumsal niteliğini de

yitirmektedir (ġen, 2007b: 61-62). Kamu yönetiminde ve yerel yönetim anlayıĢında

yapılan reform çalıĢmaları, ulus devletin çatısı altında bir yerelleĢme ya da yerel

yönetimlerin güçlendirilmesini amaçlamaktan çok, devlet aygıtının ve kurallarının

tasfiye edilmesini hedeflemektedir. Bu süreçte, sözde özerk ve özgür yerel

yönetimlerin, küresel sermayeyi çekebilmek adına bir yarıĢa dâhil olmaktan baĢka

seçenekleri kalmamaktadır (Keskinok, 2006: 19).

Sermayenin kentsel alanlara yönelmesi karĢısında ulus devletlerin yöneldiği

politika, ihtiyaç duyulan altyapıyı geliĢtirmek ve sermayeye hareket serbestliği

sağlayacak yasal/yönetsel boĢlukları doldurmak olmuĢtur. Bu süreçte yarıĢan

yerellikler ve yerellikler üzerinden kalkınmayı temel alan mekâna iliĢkin stratejiler

geliĢtirilmiĢtir. Bu doğrultuda hizmette yerellik ve yerel özerkliğin sınırlarının

geniĢletilmesine iliĢkin tartıĢma ve uygulamalar kamu politikasının gündeminde

yoğun biçimde yer almaya baĢlamıĢtır (Doğan, 2005: 24).

1980‟li yılların ortalarından itibaren gerçekleĢtirilen yerel yönetim

reformlarının en önemlilerinden biri kent planlama yetkilerinin neredeyse bütünüyle

Page 214: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

202

yerel yönetimlere devredilmesi olmuĢtur. Ancak günümüzde yerel yönetimlerin artan

yetkilerine bağlı olarak ortaya koydukları planlama ve uygulama pratikleri; hukuki

olsa bile meĢruiyetten yoksun, haksız, kamu yararını ikinci plana atan (çoğu kez hiç

gözetmeyen), sivil toplumu ve halkı dikkate almayan, piyasa odaklı ve sermayeyi

kayırıcı müdahaleler olma özelliği taĢımaktadır (Eliçin, 2005: 223).

Türkiye‟de kent planlamasına iliĢkin yetkilerin yerel yönetimlere devri

anlayıĢı, neoliberal ekonomi politikalarının hayata geçirildiği ve dıĢa bağımlı geliĢme

stratejilerinin benimsendiği dönemde ortaya çıkmıĢtır. Bu dönemde hayata geçirilen

reform ve uygulamaların en önemli sonuçlarından biri, kentsel alanların/hizmetlerin

sermaye ve aktörlerine açılması ile ulaĢılabilirliğinin kolaylaĢtırılması olmuĢtur

(Erkip 2000‟den aktaran Eliçin, 2005: 229).

1980 sonrası dönemde baĢlayan ve yakın dönemde somut karĢılığını

fazlasıyla bulan ülke yönetiminde yerinden yönetimin ağırlığının arttırılması fikri,

sermaye çevrelerince de ısrarla vurgulanmaktadır. YerelleĢme bu doğrultuda;

merkezi devlet aygıtının ekonomik-toplumsal etkinlik alanlarının daraltılarak

küçültülmesi çabası olarak değerlendirilebilir (Doğan, 2005: 78). Devletin etkinlik

alanlarının daraltılmasına ve ulusal kalkınmacılığın yerine yerellikler üzerinden

kalkınma anlayıĢının getirilmesine çalıĢılmaktadır. Bu anlayıĢ ise; yerelliklerin

geliĢmek için toprak, emek, sermaye açısından sahip oldukları avantaj ve

potansiyellerini harekete geçirerek, ulusal-küresel sermayeyi kendi yerelliklerine

çekme çabasının ortaya çıkmasına neden olmaktadır (Doğan, 2005: 81).

Türkiye‟de de kamu yönetiminin yeniden yapılandırılması 1980 sonrasında

hız kazanmıĢ ve “merkezi yönetimi aĢırı yüklenmiĢlikten ve borçlanmıĢlıktan

kurtarmak, kaliteli, hızlı ve verimli hizmet üretmek, yerel yönetimleri daha güçlü

hale getirmek ve mal ve hizmet üretiminde piyasanın daha fazla kullanılabilmesini

sağlamak” gibi amaçlarla 2002 yılında iktidara gelen AKP hükümeti döneminde

yeniden yapılanma adına uygulamalar ardı ardına hayata geçirilmiĢtir. Bu

uygulamalarda temel hedefin, devletin sosyal devlet ve kamusal hizmetler alanındaki

sorumluluklarının azaltılarak, merkezi yönetimin yerel yönetim, sivil toplum ve

piyasa lehine küçültülmesi olduğu görülmektedir (Gül, 2005: 39-40, 49; Gül, 2008:

114).

Page 215: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

203

Özellikle 2000 sonrasında hızlanan yerel yönetimlerde reform yapma

çabalarında sıklıkla kullanılan demokratiklik ve etkinlik gibi kavramlar; baĢta Dünya

Bankası ve IMF olmak üzere uluslararası örgüt ve mali kuruluĢların, yerel ve küresel

sermaye ile onların yereldeki sivil toplum örgütlerinin ve devletin bürokratik

kurumlarının reforma iliĢkin olarak yayınlamıĢ oldukları tüm metinlerdeki hâkim

küresel dilin özünü ifade etmektedir (Alada, 2008: 291). Bir diğer ifadeyle sıklıkla

kullanılan bu kavramların içi boĢaltılmakta ve sermayenin serbestçe dolaĢımına

olanak sağlanması amaçlanmaktadır (BeĢiktepe, 2007: 51).

1970‟lerin sonlarından itibaren, özellikle de 80‟li yıllarla birlikte neoliberal

politikaların egemen hale gelmesiyle birlikte ulus-devlet ve onun tüm uygulamaları-

araçları yoğun eleĢtiri ve baskı altında kalmıĢ, ulus-devletin ve dolayısıyla

merkezden yönetimin halkın ihtiyaçlarını karĢılamaktan uzak olduğu ve devlet

yapılanmalarında değiĢiklikler yapılması gerektiği, özellikle geliĢmiĢ ülkeler ve

Dünya Bankası, IMF, AB vb kuruluĢlarca dikte edilmeye baĢlamıĢtır (Ergun, 2009:

817). Özellikle 1980 sonrası dönemde IMF ve Dünya Bankası tarafından azgeliĢmiĢ

ülkelere yapısal uyum programı adı altında sunulan (boyun eğdirilen) ekonomi

politikaları kentsel mekânları dönüĢtürürken kent yoksullarının sayısının da

artmasına neden olmuĢtur. Yapısal uyum programlarının uygulanması sürecinde ilk

olarak kamu harcamaları kısılmakta ya da farklı alanlara yönlendirilmektedir. Bu

uygulama tek baĢına kentsel yaĢam standartlarının belirlenmesinden, kamu hizmeti

ve kamu yararının anlamına kadar birçok olguyu derinden etkilemektedir (Ülkenli,

2005: 160).

Ulus devletin etkinlik alanlarını daraltmaya yönelik neoliberal anlayıĢ

özünde, devletin refaha yönelik iĢlevlerinin ve kamu hizmeti üretme yeteneklerinin

ortadan kaldırılmasını hedeflemektedir. YerelleĢme, yerelin güçlendirilmesi ve yerel

yönetimlerin yeniden yapılandırılması gibi söylem ve uygulamalar; yerel

yönetimlerin hizmet üretme kapasitesini arttırma projesi olmaktan çok, küresel

sermayenin hareketini kolaylaĢtıran, zaman ve mekân kısıtlarını ortadan kaldırma

giriĢimidir. Küresel sermayenin zaman/mekân kısıtlarından kurtulup serbestçe

dolaĢması karĢısında yerele düĢen ise akıĢkan sermayeyi kendisine çekme çabasına

yönelmesidir. Bu durum ortaya yarıĢan kentleri çıkartmaktadır. YarıĢan kentler;

sermayeyi çekebilmek adına sahip oldukları doğal, tarihi, kültürel ve toplumsal

Page 216: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

204

değerlerden ekonomik gereklilik uğruna vazgeçme noktasına gelebilmektedir

(Keskinok, 2000: 93; 2006: 65-66).

BaĢta Dünya Bankası olmak üzere küresel sermayenin aktörleri arsa ve konut

piyasalarını canlandırmayan projeleri eleĢtirmekte ve planlama etkinliklerinin

sınırlandırılması gerektiğini ileri sürmektedirler. Bu çerçevede barınma, kentsel

yoksulluk, çevre, altyapı vb sorunlar insan yaĢamını etkileyen sorunlar olmaktan çok;

sermaye birikimini engelleyen problemler olarak görülmektedir (Keskinok, 2006:

21). 1980 sonrası dönemde devlet aygıtında ortaya çıkan değiĢimlere paralel olarak

kentlerin Ģekillenmesinde de değiĢiklikler ortaya çıkmıĢtır. Bu süreçte piyasa

aktörlerinin talep ve beklentilerine göre Ģekillenen tüm yapılarda olduğu gibi,

kentlere yönelik politikalarda da anlayıĢ/yaklaĢım değiĢikliği söz konusu olmuĢ;

bütüncül planlama yerine lokal çözümler ve rantı temel alan projeler hayata

geçirilmiĢtir (ÖzsavaĢçı, 2005: 21). Bu doğrultuda kentleri inĢaat ve rant piyasasına

terk eden, kısa vadeli ekonomik kazançlar uğruna toplumsal değerleri gözetmeyen

bir siyaset anlayıĢı yerleĢikleĢmiĢtir. Ülke ekonomisi üretim yerine arsa ve arazi

spekülasyonlarından elde edilen rantlara bağımlı hale gelmiĢ; devlet aygıtının temel

görevi de bu rantları korumak ve yeni rant alanları yaratmak olmuĢtur (Ekinci, 2005:

53).

1980 sonrasının keskinleĢen rekabet koĢulları içinde kentsel mekân küresel

sermaye ve aktörlerinin talepleri doğrultusunda yeniden Ģekillendirilemeye

baĢlamıĢtır. Bu doğrultuda yeni merkezi iĢ alanları, kongre merkezleri, prestijli konut

alanları, lüks oteller, alıĢveriĢ merkezleri ve altyapı yatırımlarına ağırlık verilmiĢtir.

Bu dönemde yaĢanan ekonomik yeniden yapılanma sürecinde; küresel ölçekte artan

rekabet, merkezi-yerel yönetim iliĢkilerinin yeniden yapılandırılması, refah devleti

anlayıĢının terk edilerek piyasa aktörlerinin etkin hale getirilmesi ve emlak eksenli

yeniden canlandırma projelerine yönelinmesi ile birlikte, bütüncül planlama anlayıĢı

yerini parçacı uygulamalara bırakmıĢ ve kentler küçük ölçekli yeni kentsel

ekonomilerin mekân talepleri doğrultusunda Ģekillendirilmeye baĢlamıĢtır (Özdemir,

2003: 388-389).

KüreselleĢme sürecinde kentler ekonomik birikim iliĢki ağları içinde bir

Ģekilde yer edinebilmek adına dünya kenti standartlarına gelebilmek adına

Page 217: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

205

dönüĢtürülmektedir. Bu süreçte planlama anlayıĢı terk edilmekte, kentsel mekân

yeniden yapılandırılmakta ve sermayenin talep/tercih ettiği iĢ ve alıĢveriĢ merkezleri,

plazalar, oteller, eğlence merkezleri vb inĢa edilmektedir (Gökçen Dündar, 2003:

210, 213).

1970‟lerden itibaren özellikle de 1980 sonrasında neoliberal politikalar, gerek

geliĢmiĢ gerekse de geliĢmekte olan ülkelerin kentsel alanlarında önemli dönüĢümler

yaratmaya baĢlamıĢtır. Türkiye‟de de 1983 yılında neoliberal politikaları muhalefetin

olmadığı bir ortamda serbestçe uygulayabilecek bir siyasi otorite iktidara gelmiĢtir.

Ulusal kalkınma stratejisi açısından ithal ikameci stratejiden ihracata dayalı stratejiye

geçiĢ olarak adlandırılan bu dönemde, yeni stratejinin kısa dönemde baĢarısız olması,

kentsel alanların bir geliĢme sektörü olarak piyasa aktörlerine açılmasına neden

olmuĢtur. Bu dönemde kentsel alanların tamamını metalaĢtıracak ve piyasa

aktörlerine sunacak yasal/yönetsel düzenlemeler hayata geçirilmiĢtir. Buna paralel

olarak yerel yönetimler imar planlaması konusunda geniĢ yetkilerle donatılmıĢ ve bu

yetki geniĢliği, kayırmacılık iliĢkilerinin egemen olduğu bir siyasal düzlemde belli

sınıfların lehine bir kentsel dönüĢüm sürecini baĢlatmıĢtır (KurtuluĢ, 2008: 316-317).

Türkiye‟de 1980‟li yıllarda baĢlayan, 1990‟larda açıkça izlenen ve 2000‟lerde

hâkim kentleĢme modeli olarak yerleĢen neoliberal kentsel yeniden yapılanma süreci

yaĢanmaktadır. Dünya genelinde üretimin ve mekânsal yapıların yeniden

biçimlendirildiği bu süreçte, Türkiye‟de kentsel mekân ve kentleĢme süreci,

sermayenin doğrudan müdahaleleri ile yeni bir boyuta evrilmektedir. Bu yeni birikim

sürecinde kentsel mekân devlet tarafından doğrudan düzenlemeler ve teĢviklerle

sermayenin birikim alanı haline getirilmektedir (KurtuluĢ, 2008: 318).

Türkiye‟de 1980 sonrası dönemde ekonomik yapıda yaĢanan neoliberal

dönüĢüm, kentsel alanda kendini yansıtmıĢ değil, bizzat kentsel mekânın neoliberal

birikim modeli içinde üretilmesiyle kendisini kurmuĢtur. Modern kentin, sanayi

kapitalizminin kurucu unsurlarından biri olarak mekânın yeniden üretilmesi yoluyla

ortaya çıkması gibi, neoliberal dönemde de kentsel mekân neoliberal anlayıĢ

doğrultusunda kurucu bir öğe olarak yeniden üretilmektedir. Bu yeniden üretim

sürecinde kentler hızla sanayi hizmetlerinden arındırılmakta ve üretim

mekânlarından tüketim mekânlarına dönüĢtürülmektedir. Kentsel mekân bir yandan

Page 218: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

206

sermaye açısından çekici kılınabilmek için yeniden üretilmekte ve tarihi, kültürel,

coğrafi özellikleri de devreye sokularak pazarlanmaktadır. Diğer yandan ise yerel ve

küresel emlak pazarına sunulmak üzere yeni orta ve üst sınıflar için iĢ ve alıĢveriĢ

merkezleri, lüks konut alanları inĢa edilmektedir. Kentlerin yeniden üretimi

sürecindeki tüm bu giriĢimler merkezi ve yerel yönetimlerce hızlıca hayata

geçirilmekte ve bu yönetimler kentsel mekânlarının yarıĢan kentler arasında üst

sıralara yer alması için yoğun çaba sarf etmektedirler (KurtuluĢ, 2007: 28-29) .

KüreselleĢmenin etkileri en belirgin biçimde kentler ve kentliler üzerinde

hissedilmektedir. Günümüzde kent yönetim sisteminde, kent fiziksel mekânında,

kentlilerin yaĢam tarzları ve tüketim alıĢkanlıklarında, ekonomik ve toplumsal yapı

üzerinde yaĢanan değiĢimlerin çoğu küreselleĢme ile ortaya çıkan uygulamaların

izlerini taĢımaktadır. Küresel tüketim kültürü anlayıĢından kentsel mekânlar da

payını almakta; barınma, dinlenme, eğlenme ve çalıĢma mekânları günden güne

tüketim ile özdeĢleĢtirilmektedir. 1980 sonrası dönemde Türkiye kentleri de küresel

neoliberalizmden nasibini almıĢ ve tüketim odaklı mekânlara evrilmeye

baĢlamıĢlardır (Kiper, 2004: 14-15).

1980 sonrası dönem, Türkiye‟nin dünya ekonomik sistemi ile bütünleĢme

çabalarına girdiği, dıĢ iliĢkiler ve dıĢ kaynak transferlerinin gündem geldiği bir

dönem olmakla birlikte ülkede yeni bir kentleĢme evresinin de yaĢandığı bir süreçtir.

Bu dönemde sermaye, kentlere yeni iĢlevler yüklerken kent mekânında da yeni

zorlamalar yaratmaktadır. 1980 sonrasında özellikle dıĢ ticaret iliĢkilerinin yoğun

olduğu kentlerde yaĢanan geliĢmeler, kentlerin uluslararası bağlantı noktaları olarak

yeni iĢlevler kazandığını göstermektedir. Bu süreçte dünya sistemi ile iliĢkilerin

kurulduğu merkezler en çekici odaklar konumundadır (Eraydın, 1992: 112). Bu

odakların en üstünde ise Ġstanbul yer almaktadır.

1980‟li yıllarla birlikte ancak özellikle de 1990‟lardan sonra Türkiye‟de

devlet politikası olarak sanayileĢme hedefi terk edilmiĢ, kaynaklar üretken alanlardan

çok spekülatif alanlara yönelmiĢ ve mali sermaye ekonomiye hâkim olmaya

baĢlamıĢtır. Döviz, altın, hisse senedi ve para piyasalarındaki spekülatif kazanç

oranının yükselmesi nedeniyle tasarruflar üretimden çok bu alanlara yönelmiĢtir.

(Budak, 1997: 17; Yıldırım, 1997: 67; Önal, 1997: 53).

Page 219: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

207

Ulus-devletlerin küresel ekonomiye dâhil olabilmelerinin tek yolunun küresel

kentlere sahip olmaktan geçtiği sıklıkla vurgulanmaktadır (Öktem, 2006: 55).

GeliĢmekte olan ülkeler de küresel süreçlere dâhil olabilmek için uluslararası boyutta

etkili olacağını düĢündükleri kentleri ön plana çıkarmakta ve tüm kaynaklarını bu

yönde seferber etmektedirler.

Türkiye kentlerinde ortaya çıkan değiĢimler küreselleĢme sürecinde ortaya

çıkan özelleĢtirme, serbest piyasa ve devletin küçültülmesi söylemlerine koĢut olarak

ortaya çıkmıĢ ve geliĢmiĢtir (Oral, 2005: 767). Türkiye‟de 1980 sonrası dönemde

hayata geçirilmeye baĢlayan neoliberal anlayıĢ güdümlü politikalar, 1990‟lı yıllardan

itibaren yerellikler üzerinden kalkınma stratejisine dönüĢmüĢtür. Küresel sermayeyi

ülkeye çekmek adına Ġstanbul baĢta olmak üzere geliĢme potansiyeli taĢıyan

kentlerin dıĢarıyla olan iliĢkilerini kolaylaĢtırmak adına özerkleĢtirilmesi ve yerelin

farklılıkları pazarlanan birer meta haline getirilmesi, bu dönemde merkezi yönetimin

temel politikası, yerel yönetimlerin ise temel anlayıĢı ve yönetim biçimi haline

gelmiĢtir (MocoĢ, 2009: 34). Öncü‟nün Ġstanbul Haliç üzerinden aktardığı süreç,

kentte 1980‟lerden günümüze kadar uygulanan ve uygulanmakta olan politikaları

özetler niteliktedir:

“1980‟li yılların siyasi-iktisadi konjonktüründe, geçmiĢin görkemli

Ġstanbul‟unu geleceğe taĢımak tasavvuru, geniĢ kapsamlı bir dizi yıkma-

yenileme projesine ivme kattı. Sur-içi yarımada, bir açık hava müzesi

olarak tasarımlanıp, gözü rahatsız edici her türlü küçük üretim faaliyeti ve

çalıĢanlarından arındırıldı. Yüzyıllardır eski cami ve kiliselerin etrafına

birikmiĢ olan yakıĢıksız binalar yıkılarak, çevreleri yeĢil çim alanlar ve

çiçek tarhları ile donatıldı. Haliç‟in efsanevi güzelliğini yeniden yaratmak

için kıyılarını çevreleyen yaklaĢık 30000 bina yok edilip, sahil Ģeridi

ağaçlandırıldı, otoyol ile eriĢilebilir hale getirildi. Bu hummalı çalıĢmalar

sonucunda geçmiĢte hiçbir zaman var olmamıĢ tarihi mekânlar oluĢturuldu.

Bundan böyle, Haliç‟in kuzeyinde yükselmekte olan beĢ yıldızlı oteller ve

cam kaplı gökdelenler, uluslararası iĢ muhitine, kongrelere, turistlere ev

sahipliği yapacak, havaalanına inen yolcular, yeni inĢa edilen otoyol ve alt-

üst geçitler sayesinde Ģehrin yoksul mahallelerini, fakir halkını hiç

görmeden otellerine ulaĢabilecek, boğaz kıyılarını gezebilecek, açık hava

müzesine dönüĢtürülen tarihi yarımadayı ziyaret edebilecekti. Ġstanbul‟u

Page 220: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

208

devasa bir Ģantiyeye dönüĢtüren ve kentin 19. yüzyıl dokusunda büyük

çaplı yıkımlara yol açan bu yenileĢtirme faaliyetleri beĢ yıl gibi kısa bir

sürede tamamlandı. 1990‟lar baĢına gelindiğinde, Ġstanbul kenti, dıĢa açılan

Türk ekonomisine yaraĢan bir vitrine kavuĢmuĢ, Ģehrin 2000 yıllık

ihtiĢamlı tarihi, küresel turizm endüstrisine sunulmak üzere yeniden dekore

edilmiĢti” (1999: 26-27; 2007: 86-87).

Türkiye‟de son dönemde baĢta Ġstanbul olmak üzere büyük sermayenin

kentsel alanlara girmesi sonucu ortaya çıkan dinamiklere uygun olarak; finans,

iletiĢim ve ulaĢım altyapısının geliĢtirilmesi, lüks konut, otel ve eğlence

merkezlerinin kurulmasına yönelik faaliyetler artmıĢ ve yabancı yatırımları çekmeye

yönelik giriĢimler ön plana çıkmıĢtır. Bu süreçte kentler, yerel ve merkezi

yönetimlerle sermayenin kar amaçlı dürtülerine teslim olmuĢtur (Yapıcı, 2009: 29).

Türkiye‟de son yıllarda gündeme gelen yönetimi yeniden düzenleme

çalıĢmalarında kentler ağırlıklı olarak ekonomik açıdan değerlendirilmekte ve

kentleri küresel ekonomiye eklemleyecek uygulamalar hayata geçirilmektedir.

Devletin küçültülmesi, kamu hizmetlerinin pazar düzenekleri içinde piyasa

aktörlerine bırakılması, yerel yönetimlerde özelleĢtirme uygulamalarının

hızlandırılması, yurtiçi ve yurtdıĢından borçlanmanın kolaylaĢtırılması ve kamunun

özel sektör yönetim biçimlerini kullanmaya baĢlaması vb uygulamalar, sermayenin

büyüme gereksinimine cevap vermeye yönelik giriĢimlerdir. Bu çerçevede kentsel

alanlarda sermayenin önünü açan bu uygulamalara ek olarak hayata geçirilen kentsel

dönüĢüm projeleri ile sermayenin fiziksel mekân ihtiyacı da giderilmektedir (Duru,

2005: 73).

1980‟lerde baĢlayan Ġstanbul‟u küresel aktörlerin yöneldiği bir dünya kenti

yapma kaygılı çabalar artarak devam etmiĢ ve günümüze kadar gelmiĢtir. Haliç

bölgesinin yıkılıp yeniden yapılandırılmasıyla baĢlayan süreç, günümüzde kentin

sorunlu olduğu düĢünülen tüm alanlarında hayata geçirilen ve kenti adeta yeniden

yapılandıracak bir biçimde uygulanan kentsel dönüĢüm projeleri ile devam

etmektedir.

Page 221: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

209

6.2. Ġstanbul’un Küredeki Konumu: Küresel Kent-Uluslararası Kent

TartıĢmaları

Neoliberal anlayıĢın etkinleĢtiği tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye‟de de

1980 sonrasında belirgin hale gelen küreselleĢme olgusunun gerektirdiği değiĢim ve

geliĢmeler yaĢanmıĢtır. Türkiye‟nin küresel süreçlere eklemlenme sürecinin en

önemli aktörü olarak görülen Ġstanbul, bu süreçte küresel anlamda ortaya çıkan

taleplere uygun ancak kendi ulusal değerlerinden ödün vermeyen bir planlama

anlayıĢıyla geliĢmesi gerekirken; küresel sermayenin talep ve beklentilerine endeksli

uygulamalara sahne olmuĢtur (ġahingür ve Müderrisoğlu, 2005: 508).

1980 sonrası dönemde Türkiye‟nin stratejik tercihi küreselleĢen dünyaya

eklemlenmek olmuĢtur. Bu süreç eĢ zamanlı olarak büyük kentler baĢta olmak üzere

ülke kentlerinin yeni sorunlarla karĢı karĢıya kalması sonucunu doğurmuĢtur. Dünya

genelinde dönüĢüm ve yeniden yapılanma hareketleri bu dönemde hız kazanırken;

Türkiye‟de hukuksal ve kurumsal bazlı yaĢanan dönüĢümler kentleĢme süreçlerinde

etkili olmuĢtur. KentleĢme sürecinde ortaya çıkan toplumsal ve fiziki sorunları

çözememiĢ Türkiye, küreselleĢme sürecinden etkilenmeye baĢlamıĢ ve Ġstanbul baĢta

olmak üzere büyük kentler küresel ağlara dâhil olma çabasına giriĢmiĢtir. Ġstanbul

kenti; “Dünya Kenti Ġstanbul”, “Kıtaların BuluĢtuğu Kent”, “Dinlerin BuluĢtuğu

Kent”, “Kültürlerin KaynaĢtığı Kent” gibi söylemlerle küresel pazara sürülmeye

çalıĢılmıĢtır. Bu süreçte kent; küresel konjonktürde yer edinebilmek adına küresel

sermayenin yaptırımlarına ve taleplerine, kent ve kentli haklarına rağmen teslim

olmuĢtur (Turgut ve Erkan Biçer, 2000: 283-284).

Küresel kentler ya da küresel kent olma çabasındaki kentler, sanayi odaklı

kentlerden finans ve hizmet odaklı kentlere dönüĢtükleri için, kendi ülkelerine hizmet

etmekten çok uluslararası aktörlere ve küresel sermayeye hizmet sunan kentlere

dönüĢmektedirler (Hacısalihoğlu, 2000: 223; BakırtaĢ ve Köktürk, 2007: 84). Bu

süreçte kentlerin yapısında ortaya çıkan değiĢimlerin, sermayenin ve küresel

aktörlerin talepleri doğrultusunda oluĢtuğu söylenebilir.

1990‟larla birlikte yarıĢmacı yerellikler ve yerellikler üzerinden kalkınma

söylemlerinin ulusal kalkınmacı anlayıĢın yerini almasıyla birlikte, Ġstanbul‟un önüne

dünya kenti olma hedefi konmuĢ ve kent küresel sermaye açısından çekici hale

Page 222: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

210

getirilmeye çalıĢılmıĢtır. Dünya kenti olma hedefinin Ġstanbul için en önemli

sonuçlarından biri bütüncül planlama anlayıĢının terk edilmesi olmuĢtur. Bütüncül

planlama anlayıĢının yerini parçacı bir kentsel geliĢme stratejisi almıĢ ve kent

sermayeyi çekme hedefiyle hazırlanmıĢ projelere maruz kalmıĢtır. Bu doğrultuda

küresel sermayenin kentlere girmesi ile ortaya çıkan dinamiklere uygun, finans,

iletiĢim ve ulaĢıma iliĢkin altyapı ile uluslararası standartta barınma, konaklama ve

eğlence altyapısını geliĢtirmeye çalıĢan projeler; kentlerde sosyo-ekonomik

eĢitsizlikler ve mekânsal ayrıĢmalar ortaya çıkarması pahasına geliĢtirilmiĢ ve hayata

geçirilmiĢtir (Doğan, 2005: 26; Görgülü vd, 1993: 13; Kaygalak, 2009: 97-98).

GeliĢmiĢ ülkelerde 1970‟lerde baĢlayan sanayi ve çevreyi rahatsız eden

etkinliklerin kentlerin dıĢına taĢınması süreci, 1980‟lerden itibaren Türkiye kentleri

için de bir strateji haline gelmiĢtir. Bu süreçte özellikle Ġstanbul gibi büyük kentlerde

kent merkezleri ticaret, finans, eğlence ve turizm gibi hizmet sektörüne ait

faaliyetlere kalmıĢtır. Bir diğer ifade ile denetim, eĢgüdüm ve yönetimle ilgili/iliĢkili

faaliyetler kent merkezinde yoğunlaĢırken, fiili üretim yani imalat sanayi kent dıĢı

alanlara taĢınmaya baĢlanmıĢtır (Doğan, 2007: 65; Kaygalak, 2009: 37). Ġstanbul‟u

küresel kent yapma adına bir yandan kentsel yenileme projeleri hayata geçirilirken

bir yandan da kent gökdelenler, plazalar, iĢ ve alıĢveriĢ merkezleri, lüks konut

alanları vb yapılarla doldurulmuĢtur. Bu uygulamalarla birlikte kenti dünyaya

pazarlamak adına vitrin oluĢturulurken, vitrini yerine koyabilmek adına

yoksul/marjinal grupların yaĢam alanlarına doğrudan müdahale edilmesi, kentte

eĢitsizliklerin iyice artmasına yol açmıĢtır (Kaygalak, 2001: 550; Gönlügür, 2008:

73-74).

Kentlerde değiĢen üretim yapısına paralel olarak üretimin organizasyonu ve

finansmanı ile uğraĢan gruplar önem kazanmaktadır. Kent merkezleri, hem yeni

üretim hem de yönetim ve finans sektörlerinde çalıĢanlar için çekici odaklar haline

gelmektedir. Bu durum bazı kentlerin karar ve düzenleme merkezleri olarak değil,

üretim ve hizmet merkezleri olarak sisteme eklemlenmesi anlamına gelmektedir

(Eraydın, 2001: 381). Uluslararası piyasalarla etkileĢimi giderek artan, bu piyasalara

giderek daha fazla hizmet sunan ve uluslararası firmaların ilgi gösterdiği

merkezlerden biri olan Ġstanbul‟un küresel sistemin bir parçası durumuna geldiği

söylenebilir. Ancak küresel sisteme eklemlenen bu metropolitan alanın ancak bir

Page 223: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

211

parçasıdır. Kent küresel ağ içinde etkin ve kararların alındığı, süreçlerin

yönlendirildiği bir mekân olmaktan öte üretim ve hizmet sunan bir merkez

konumundadır (Eraydın, 2001: 385). Küresellik ile uluslararasılık birbirinden

oldukça farklıdır. Uluslararası iliĢkiler alanlararası iken küresel iliĢkiler alan üstüdür.

Uluslararası iliĢkiler mesafeler arasında sınır ötesi mübadelelerken, küresel iliĢkiler

mesafesiz nakli mübadelelerdir. Kısaca ifade etmek gerekirse uluslararasılık alansal

mekâna gömülüyken küresellik coğrafyayı aĢmaktadır (Scholte, 2008: 111).

Nüfusu 10 milyonu aĢan ve bunun yanı sıra hem kendi ülkelerinde hem de

küresel ölçekte emek ve sermayenin yoğunlaĢtığı kentler mega kentler olarak

adlandırılmaktadır (Bal, 2008: 62). Castells; günümüzde yaĢanan süreci enformasyon

çağı olarak adlandırmakta ve bu çağın yeni bir kent formunun habercisi olduğuna

vurgu yapmaktadır (Castells, 2005: 532). Bu yeni kent formunu mega kent olarak

ifade eden Castells‟e göre mega kentler; küresel ekonominin ve ortaya çıkmakta olan

enformasyon toplumunun, çeĢitli toplumsal ve coğrafi bağlamlarda kendini

gerçekleĢtirdiği mekânlardır. Mega kentler insanların çok geniĢ çaptaki ve yoğun

nüfus barındıran (2010 yılında 20 milyonu aĢması beklenen) birliktelikleridir. Ancak

mega kentlerin baĢlıca niteliği büyüklükleri değil, küresel ekonominin merkezleri

olmasıdır. Yani mega kentler; “dünya çapında üst düzey yönetim, yönlendirme ve

üretim iĢlevlerinin; medyanın kontrolünün; gerçek iktidar siyasetinin; mesajlar

yaratıp dağıtma yönündeki sembolik kapasitenin yoğunlaĢtığı” yerlerdir (Castells,

2005: 538).

Günümüzün yaygın dünya ekonomisi içinde küresel kentler, önemli iĢlemler

için merkezi kontrolü sağlamaktadırlar. Ekonomik faaliyetlerin günden güne

küreselleĢmesi karĢısında, ekonominin yönetimi de birkaç merkezde

yoğunlaĢmaktadır. Küresel kentler koordinasyon merkezi olmanın ötesinde üretimin

de merkezi konumundadırlar. Bu ifade ile malların üretimi değil, sermayenin küresel

ölçekte yayılmıĢ olan ofis ve fabrikalarını yönetecek uzmanlaĢmıĢ hizmetlerin

üretimi kastedilmektedir (Giddens, 2000: 522). Küresel kentler; küresel ölçekte

üretim, biliĢim ve iletiĢim ağlarının kesiĢtiği, bu ağların niteliklerinin

belirlenmesinde etken olan, bilgi ve sermayenin dolaĢımına yön veren ve dünyadaki

düzenleme mekanizmalarını belirleyen kentlerdir (Eraydın, 2001: 375). Bu ifadeden

hareketle küresel kentlerin; sermayenin küresel ölçekte yoğunlaĢan trafiğinin kontrol

Page 224: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

212

edildiği merkezler olduğu ileri sürülebilir (Ercan, 1996: 67). Küresel sermaye

trafiğinin yoğunlaĢarak içinden geçtiği mekânlar/kentler ise uluslararasılaĢmıĢ kent

olarak tanımlanmaktadır. UluslararasılaĢmıĢ kentler, küresel sermaye trafiğinin alt

birimlere (kentlere) iletilmesini kolaylaĢtıran mekânlardır (Ercan, 1996: 67, 80). Bir

diğer ifade uluslararasılaĢmıĢ kentler, küresel kentlerin altında yer almakta ve bir

anlamda onlara ve dolayısıyla küresel sermayeye aracılık hizmeti sunmaktadır. Bu

kentler uluslararası sermayenin etkinlik gösterdiği ve buna bağlı olarak küresel

ekonomik ağın içinde yer alan mekânsal ölçeklerdir (Hacısalihoğlu, 2000: 226-227,

120).

Kentlerin bir küresel ağ hiyerarĢisi içinde yer alması, bazı denetim

fonksiyonlarının merkezi hale gelmesine ve küresel denetim fonksiyonları olan

dünya kentlerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Dünya kentleri küresel

süreçleri koordine eden merkezler olmalarının yanı sıra, üretimin gerektirdiği

karmaĢık hizmetleri üreten merkezlerdir. Bu kentler finansman ve yeniliklerin mal ve

teknoloji pazarı konumundadır (Tekeli, 1999: 224). Küresel kent ile uluslar arası kent

arasındaki ayrım bu ifade ile net bir biçimde görülmektedir. Uluslararası kentler

küresel ekonomik sistem içinde karar ve kontrol merkezi iĢlevi taĢımamaktadır

(Hacısalihoğlu, 2000: 121).

Türkiye‟nin küresel süreçlere eklemlenmesinde en etkili kent olduğu ifade

edilen Ġstanbul zaten tarihsel süreçte ekonomik, sosyal ve kültürel bir merkez

konumunda yer almıĢ ve dünya kapitalizmi ile bağlantı aracı olmuĢtur. (Uzun, 2002:

40). Ġstanbul önceden de yürütmekte olduğu uluslararası iliĢkileri ülke içine taĢıma

iĢlevini küreselleĢme sürecinde geliĢtirmiĢtir. Bir diğer ifade ile Ġstanbul küresel

sermayenin ürettiği trafiğin yoğunlaĢtığı ve içinden geçtiği bir kent haline gelmiĢtir.

Küresel sermaye trafiğinin Türkiye açısında ilk durağı Ġstanbul olmakta ve daha

sonra bu trafik ülke içine dağılmaktadır. Bu doğrultuda Ġstanbul‟un küresel sermaye

ile iliĢkisinin tek yönlü olduğu ve küresel kapitalizmin eĢitsiz iĢbölümü içinde bir

dizi iĢlevin üreticisi, yönlendiricisi ve kontrol merkezi olmadığı için etkileyen değil

etkilenen kent olduğu vurgulanmaktadır (Ercan, 1996: 84-85).

Dünya ekonomisinin örgütlenme biçiminin belirlendiği, uzmanlaĢmıĢ

hizmetlerin finanse edildiği, yeni buluĢlarla üretimin yapıldığı ve bu buluĢ ve

Page 225: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

213

ürünlerin pazarlandığı odaklar dünya kenti olarak tanımlanmaktadır. Bunun dıĢında

kalan ve ulusal ekonomilerin küresel ekonomilerle bağlantısını sağlayan kentler ise

uluslararası kent olarak ifade edilmektedir (Eraydın, 2001: 375). Bu bağlamda

Ġstanbul‟un dünya kentinden çok uluslararası kent olduğu ifade edilebilir.

Kentsel alan büyüklüğü ve barındırdığı nüfus açısından dünya kentlerinin

birçok fiziksel ve sosyal özelliğini gösterse de, Ġstanbul gibi dünya kenti ile klasik

sömürgecilik döneminin ikili kentleri arasında bir yapıya sahip kentlerin, dünya kenti

olabilmeleri mümkün gözükmemektedir. Küresel kapitalizmin bölgesel bağlantı

noktası ve küresel sermayenin bir kısmını çeken bir kent olsa da sermayenin yatağı

ve küresel sermaye/bilgi akıĢlarının kontrol merkezi konumunda olmayan (olması

çok da olası gözükmeyen) Ġstanbul dünya kenti hiyerarĢisinde üst sıralarda yer

bulamayacaktır (Doğan, 2005: 25-26). Benzer ifadeleri kullanan Ercan da;

Ġstanbul‟un dünya kenti olma gibi bir potansiyeli taĢımadığını vurgulamaktadır.

Yazara göre Ġstanbul dünya kapitalizmi içinde sisteme yön veren süreçlerin

belirlendiği ve yaĢandığı bir kent olmaktan öte, küresel kapitalizmin artan

dinamikleri karĢısında uluslararasılaĢan bir kent olma eğilimindedir (1996: 84).

6.3.Türkiye’nin KüreselleĢme Anahtarı Olarak Ġstanbul

Günümüzde kentlerin önemi büyük bir hızla artmaktadır. KüreselleĢmenin

yaygınlaĢması, bilgi toplumuna geçiĢ ve üretimin esnek biçimler altında

örgütlenmesi sonucunda kentler; geçmiĢtekinden çok daha geniĢ ve yoğun iliĢki

ağlarının ortasına yerleĢmektedir. Kentler, özellikle de büyük kentler bulundukları

ülkelerin en önemli kozları durumundadır. Amsterdam Hollanda‟nın, Seul Kore‟nin,

Kahire Mısır‟ın bugünün ve geleceğin dünyasındaki rolünü belirler konumdadır

(Silier, 2007: 2-3). Türkiye açısından da Ġstanbul küreselleĢme sürecinde en önemli

koz olarak görülmektedir.

1980 sonrasında iktidara gelen Özal hükümetinin uygulamaya koyduğu

neoliberal politikalar ile Türkiye, özellikle de Ġstanbul, sermayenin çeĢitli tüketim

mallarının, imajların ve küresel sermayenin odak noktası haline gelmiĢtir. Bu

dönemde Ġstanbul, beĢ yıldızlı otelleri, iĢ ve alıĢveriĢ merkezleriyle ülkede yaĢanan

dönüĢümün vitrini haline gelmiĢtir (Bartu, 2001: 146). 1980 darbesini izleyen

dönemde ortaya çıkan neoliberalleĢme ve dıĢa açık ekonomi yönündeki yapı

Page 226: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

214

değiĢiklikleri dünya ekonomileriyle bağlantıları güçlü olan Ġstanbul‟u ön olana

çıkarmıĢtır (Wedel, 2001: 66). Ġstanbul; eĢsiz tarih ve kültür hazinesi ile geçmiĢte

olduğu gibi gelecekte de, bilgi toplumu çağında dünyanın lider kentleri arasında

yerini alacak eĢsiz bir kent olarak ele alınmaktadır. Kentin; ulusça bilgi toplumuna

ulaĢma sürecinde hayati ve stratejik bir role sahip olduğu ifade edilmektedir (ĠBB

YerleĢmeler ve Kentsel DönüĢüm Müdürlüğü, 2003: 343).

Türkiye‟nin küresel sisteme entegrasyonunu sağlayabilecek kentin Ġstanbul

olduğu ileri sürülmektedir. Bu bağlamda Ġstanbul açısından küresel kent

çerçevesinde bir entegrasyonun, kaynak yaratacağı ve yeniden dağıtılabilecek

kaynakları arttıracağı için tercih edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Ġstanbul‟un

belirli bir iĢlevi üstlenerek küreselleĢmesinin, ülkeye yönelik sermaye akımlarını

güçlendireceği de bu vurgunun içinde yer almaktadır. Ġstanbul‟u küresel kentler

ağına dâhil etmek için yapılacak yatırımların ve aktarılacak kaynakların, Türkiye‟nin

geleceğini de yakından etkileyeceği öne sürülmektedir (Keyder, 2004: 108-110;

1992: 85).

1980 sonrası dönemde küresel ekonomi dünya ölçeğinde geliĢmiĢtir.

Ekonominin küreselleĢmesi sürecinde dünya üzerindeki bazı kentler teknoloji, bilgi

ve hizmetlerin üretildiği sanayi sonrası üretim merkezlerine dönüĢmüĢlerdir. Küresel

anlamdaki ekonomik iliĢki ağları ile dönüĢüm ve bilgi-haberleĢme-ulaĢım

teknolojilerindeki geliĢmeler kent merkezlerinin dokusunu da değiĢtirmiĢtir. Bu

süreçte kent merkezlerinde iĢ ve alıĢveriĢ merkezleri yoğunlaĢmıĢ ve bu alanlarda

kentsel arsa değerleri önemli ölçüde artmıĢtır. 1980 sonrasında hayata geçirilen

neoliberal politikalar ve küresel süreçlere uyum sağlama çabaları Ġstanbul‟da da

etkisini göstermiĢtir. Bu çerçevede Ġstanbul kent merkezi ve merkeze yakın alanlar,

kent içinde üstlendikleri iĢlevler ve kullanıcı profili açısından önemli değiĢimlere

uğramıĢtır (ErcoĢkun ve Yalçıner ErcoĢkun, 2005: 651, 660).

Demokrasi ve yerel yönetim reformu söylemleriyle küreselleĢme sürecinin

gereklerini hızla uygulamaya koyan, yapısal uyum politikaları çerçevesinde serbest

piyasa kurallarını yaygınlaĢtıran ve özelleĢtirmelerle devletin ekonomik

faaliyetlerden çekilmesini sağlamaya çalıĢan Türkiye‟de; ulus devletin refah

politikalarını hızla terk etmeye çalıĢan bir yönetim anlayıĢı hâkim hale gelmiĢtir. Bu

Page 227: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

215

çerçevede, küreselleĢme ile bütünleĢen bir yaklaĢım içinde yerel tek baĢına

bırakılmakta, toplumsal/mekânsal dengesizlikleri giderme konusunda hiçbir

giriĢimde bulunulmamakta, aksine eĢitsizlikler ve dengesizlikler arttırılmaktadır

(Göktürk, 2001: 432).

Büyüyen ticaret sermayesi büyük ticaret ve iĢ merkezleri inĢa edilmesini

gündeme getirirken, kentlerde yüksek nitelikli konaklama tesisleri ve konut yapımı

baĢlamıĢ ve kentlerin görünümleri değiĢmiĢtir. Bu süreçte ortaya farklı gelir

gruplarının yoğunlaĢtığı konut alanları çıkmıĢ ve mekânsal ayrıĢma açıkça

görülmeye baĢlanmıĢtır (Eraydın, 1992: 117-118). 1980 sonrası dönemde neoliberal

politikalar doğrultusunda gerçekleĢtirilen ekonomik yeniden yapılanma sürecinde

Türkiye kentleri; bir yandan uzun yıllardır var olan gecekondu ve enformel sektör

gibi sorunlarla uğraĢıldığı, bir yandan da son yıllarda giderek artan kentsel yoksulluk,

mekânsal ayrıĢma, toplumsal dıĢlanma ve kutuplaĢma gibi yeni sorunların yaĢandığı

mekânsal birimler olmuĢlardır (Kaygalak, 2009: 103).

Sermayenin yer seçimi ve üretim biçimleri kentsel alanlarda mekânsal

organizasyonları da etkilemektedir. 1980 sonrasında üretim biçimlerinin değiĢmesi,

kent merkezlerindeki sanayinin kent dıĢına itilmesi ve kent merkezlerinde yeni iĢ

alanlarının yaratılması kentsel mekânı da etkilemiĢtir (Osmay, 1998: 139). Sanayi

sektörünün kentlerin dıĢına çıkması/çıkarılmasına koĢut olarak sigortacılık, kültürel

etkinlikler, finansal hizmetler, yöneticilik hizmetleri, reklamcılık, pazarlama,

araĢtırma ve benzeri sektörler kent merkezinde yoğunlaĢmaktadır (BaĢer, 2005: 495).

Hizmetler sektörünün fiziki mekândaki yatırım ve yerleĢim ölçeği sanayi

sektörü ile karĢılaĢtırılamayacak kadar küçük ve akıĢkandır. Bu ifadeden hareketle

hizmetler sektörünün, çok hızlı bir Ģekilde yer değiĢtirebildiği ve kentin daha

avantajlı bölgelerine ya da daha avantajlı kentlere kolaylıkla taĢınabildiği

söylenebilir. Bu hareketlilik yerel yönetimleri, kenti hızla ve çekici biçimlerle

donatmaya, sektör (sermaye) açısından cazip kılma çabalarına yönlendirmektedir

(Özkan, 2005: 283).

Dünya ekonomisine eklemlenebilmek adına ülkeler ve kentler kıyasıya bir

yarıĢa girmiĢ durumdadırlar. Üretimin esnekleĢmesi, finans sektörünün geliĢmesi ve

sermayenin teknolojik geliĢmelerin de katkısıyla hızlı bir akıĢkanlık içinde olması ile

Page 228: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

216

birlikte, ülkelerin bu yarıĢta söz sahibi olabilmelerinin yolunun en geliĢmiĢ

kentlerinden geçtiği ifade edilmektedir. Türkiye‟nin bu yarıĢa ancak Ġstanbul ile dâhil

olabileceği ileri sürülmektedir (Suvakçı, 2007: 142). Türkiye‟nin küresel dinamiklere

eklemlenme arayıĢlarında Ġstanbul önemli bir aktör olarak görülmektedir. Çünkü

Ġstanbul; Türkiye‟de üretim, ticaret ve karar merkezi olan, tarihsel süreç içinde

günümüze değin her dönemde bir çekim merkezi olmuĢ ve küresel pazarda bir vitrin

rolü biçilmiĢ bir kenttir (Aksoy, 1998: 194).

Ġstanbul‟un küresel süreçlere eklemlenmesi çabalarının temeli 1980‟li yılların

baĢında atılmıĢtır. Özal ve Dalan döneminde kentin bölgesinde bir merkez haline

gelmesi, bir finans ve karar merkezi olması açısından kongre merkezleri, altyapı

çalıĢmaları vb uygulamalar hayata geçirilmiĢtir (Aksoy, 1998: 195).

Metropoller devletin ekonomik ve toplumsal politikalarının sonucu olarak

ortaya çıkan yerleĢme alanlarıdır (Tekel, 2001: 702). Yerellikler üzerinden kalkınma

azgeliĢmiĢ ülke metropollerinin oluĢma sürecine benzer özellikler göstermektedir.

Bir kentin ülkenin diğer kentleri aleyhine ölçüsüz derecede büyük bir geliĢme

sürecine girmesi ve ülkenin tek büyük kenti durumuna gelmesini KeleĢ azgeliĢmiĢ

ülkelerdeki metropolleĢme sürecinin temel özellikleri arasında göstermektedir

(KeleĢ, 2000: 35). Küresel süreçlere eklemlenme çabasındaki Türkiye‟de Ġstanbul

kenti bu tanıma uyan özellikler taĢımaktadır.

Türkiye‟nin dıĢ ticaretinde, sanayi faaliyeti ve finans hareketleri konusunda,

hizmet sektörünün geniĢliği ve nitelikli iĢgücüne sahip olma özellikleri bakımından

geleneksel bir merkez olan Ġstanbul, özellikle 1990‟lı yıllardan itibaren dünya kenti

olma iddiasıyla küresel pazara hâkim olan süreç ve dinamiklerin doğrudan etkisine

girmiĢtir (Kaygalak, 2001: 550).

Ġstanbul uluslararası arenadaki rolü ve kendi bünyesinde yaĢamakta olduğu

hızlı dönüĢüm süreci içinde ikili yapılara ve büyük çeliĢkilere sahne olmaktadır.

Sanayi kenti olmaktan hızla çıkan kent, küresel platformda yer alacak Ģekilde ticaret,

turizm, finans ve kültür merkezi haline getirilmeye çalıĢılmaktadır (Görgülü vd,

1993: 12).

1980 sonrası dönemde neoliberal politikaların Türkiye‟de de uygulama alanı

bulması ve etkinliğini günden güne arttırarak günümüze kadar uzanmasıyla birlikte,

Page 229: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

217

yerel yönetimlere dair söylem ve uygulamalarda da değiĢimler yaĢanmıĢ ve reformlar

yapılmıĢtır. Yerel reform yasalarının tümünün demokratiklik ve etkinlik kavramları

üzerine inĢa edildiği görülmektedir. Örneğin 5393 sayılı Belediye Yasası‟nda

demokratiklik; „vatandaĢ odaklı anlayıĢ‟, „katılım‟, „kent konseyleri‟ ve „hizmetlere

gönüllü katılım‟ mekanizmalarıyla desteklenirken, etkinlik, verimlilik ve rekabet

edilebilirlik hedefleri, hizmetlerin; „yaptırma veya iĢlettirmede piyasa gereklerine

uygun yöntemleri kullanmaya‟ yetkili olmakla açıklanmaktadır. 5216 sayılı

BüyükĢehir Belediye Yasası‟nda da etkinlik potansiyeli daha da geniĢletilmiĢ,

„küresel ekonomi, pazar-ticaret merkezi, ulusal ekonominin motoru‟ gibi ifadelerle

„rekabet edebilirlik gücü, hizmet kalitesi ve ölçek etkinliği yüksek‟ küresel kent

ifadelerine yer verilmiĢtir (Alada, 2008: 289-291).

Benzer ifadelere 1/100.000 Ölçekli Ġstanbul Ġl Çevre Düzeni Planı‟nda da

rastlanmaktadır. Kentin küresel sermayenin kullanımına açık bir mekân haline

gelmesi yönündeki çabaların bir yansıması olan planın açıklama raporunda yer alan

ifadeler, planın kenti bir meta olarak pazarlamak kaygısı taĢıdığı ve toplumsal

süreçleri/aktörleri göz ardı ettiğini gözler önüne sermektedir. “Kentin rekabetçi

üstünlüklerini ön plana çıkarmak, yatırımcılar için çekim merkezi olmasını sağlamak,

yüksek bir rekabet gücüne sahip olmak için gerekli mekânsal ve altyapı projeleri

geliĢtirmek, firmaların kurulmaları, büyümeler, ve yarıĢabilmelerinin önündeki

engelleri kaldırmak” gibi hedefler, planın geniĢ bir toplumsal uzlaĢmayı aramadığını

göstermektedir. Planın temel amacı kenti her ne pahasına olursa olsun pazarlamak,

yerli ve yabancı sermayenin kullanımına sunmak ve kenti bir yatırım alanına

dönüĢtürmektir (Demirdizen, 2007: 15; ÇavuĢoğlu, 2000: 126; BeĢiktepe, 2007: 54-

55; BakırtaĢ ve Köktürk, 2007: 93).

Ġstanbul Çevre Düzeni Planı‟nı değerlendiren Sönmez kentsel toprakların

ticarileĢmesi/metalaĢması sürecinin Ġstanbul‟da nasıl yaĢandığını Ģu Ģekilde ifade

etmektedir:

“…Sanayi, Ġstanbul‟dan iyice desantralize edilecek, boĢalan arsalara

da büyük plazalar, villa siteleri, alıĢveriĢ merkezleri, eğlence merkezleri,

turizm, kültür endüstrisi yatırımları yapılacaktı. Bu yatırımlar, daha çok

küresel sermayeye hizmet verecek, küresel sermaye Akdeniz, Balkanlar, Orta

Doğu, Kafkasya‟yı Ġstanbul‟daki üslerinden kontrol edecekti. Ġstanbul ise bu

Page 230: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

218

küresel sermayeye gayrimenkulleri, üst düzey hizmet sunumları, turizm ve

kültür endüstrisi ürünleri ile hizmet verecek, artık 1980 öncesi sanayiden

sağlanan birikim, yeni dönemde hizmet üretiminden elde edilecekti. Bu

Ġstanbul‟un taĢı toprağının daha çok önem kazanmaya baĢlaması, kent

arsasının rantının daha yükselmesi demekti.” (Sönmez 2007‟den aktaran

Ergüder ve Ercan, 2008: 91).

Ġstanbul Ġl Çevre Düzeni Planı‟nın temel hedefi; “Ġstanbul‟un küresel

düzeydeki metropoller arası yarıĢta hak ettiği yeri alması ve uluslararası pazarda

daha rekabetçi olabilmesi” olarak tanımlanmaktadır. Bu ifade Ġstanbul planlamasının

temel hedefinin insan değil yatırımcı olduğunu göstermektedir (Gökçe, 2007: 140).

KüreselleĢen kentlerde mekâna yönelik müdahaleler kamu yararı kavramını

ve kentlileri göz önünde bulundurmaksızın, sermayenin talep ve yaptırımları

doğrultusunda hayata geçirilmektedir (Turgut ve Erkan Biçer, 2000: 289). Hazırlanan

nazım imar planlarında temel hedef olarak yer verilen Ġstanbul‟u küresel kent haline

getirmek anlayıĢından hareketle, küresel akıĢların geçici cazibelerinin tuzağına

düĢülmekte ve kalıcı olabilecek Ģekilde ortaya çıkan sorunlar göz ardı edilmektedir

(Yalçıntan, 2000: 211). Türkiye‟de 1980 sonrasında ağırlık kazanan üretim dıĢı

gelirler ve sermaye birikim olanakları, dıĢa açılma, artan dıĢ ticaret ve turizm

gelirleri yeni mekânsal öncelikler yaratmıĢtır. Bu çerçevede büyük kentlerde kentsel

rantlar hızla artmıĢ ve farklı sermaye gruplarını tanımlayan, büyük Ģirket gruplarına

ait iĢ merkezleri, lüks konut alanları, alıĢveriĢ merkezleri, toplu konut alanları vb.

gibi mekânsal geliĢmeler ortaya çıkmıĢtır. 1980‟lerin baĢından itibaren, kentsel

alanları en karlı yatırım aracı olarak gören sermayenin gayrimenkul alanında

yatırıma yönelmesi, yüksek gelir gruplarına yönelik konut, turizm, iĢ, alıĢveriĢ ve

eğlence merkezlerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıĢtır (Eraydın, 1992: 127,

118; KurtuluĢ, 2005: 737,739; Dökmeci ve Berköz Akkal, 1993: 28).

Neoliberal politikaların hayata geçirilmeye baĢladığı 1980‟li yıllardan bu

yana Ġstanbul, kapitalizmin yükselen değeri olan küresel kentler arasına

yerleĢtirilmeye çalıĢılan bir kent durumundadır. Ġstanbul, 1980 öncesinde ülke

ekonomisine sanayinin ve ticaretin motor gücü olarak hizmet ederken; 1980

sonrasında özellikle de 1990‟lı yıllarla birlikte küresel sermayenin ve ticaretin baĢat

gücü olarak hizmet etmeye baĢlamıĢtır. Bu bağlamda sektörel öncelikleri farklılaĢan

Page 231: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

219

kentin mekân kullanım hedefleri de yeniden yapılandırılmıĢtır. Ġç sanayi kentinden

küresel sermaye kentine dönüĢüm süreciyle birlikte kent merkezindeki arsaların

anlamı da değiĢmiĢtir. Yeniden keĢfedilen bu arsalara büyük alıĢveriĢ, eğlence ve iĢ

merkezleri, lüks yerleĢim alanları, plazalar ve gökdelenler gibi sermaye açısından

kenti cazip kılacak yapıların inĢası hız kazanmıĢtır (BakırtaĢ ve Köktürk, 2007: 92,

107; Berkmen Yakar, 2000: 183; Akın, 2000: 164; Yalçıntan, 2000: 224).

KüreselleĢmenin etkileri hemen her alanda olduğu gibi kentlerde de yoğun

biçimde hissedilmektedir. Bu bağlamda, kentlerin 1980 sonrası yaĢadığı dönüĢümler

küreselleĢme çerçevesinde değerlendirilmelidir. Türkiye‟nin küreselleĢme deneyimi

(çabaları) kentlerin giderek meta haline getirilmesine Ģahitlik etmektedir. Bu

çerçevede 1980 sonrası dönemde Ġstanbul‟da büyük projelerin belirleyici olduğu bir

kent geliĢme modeli ortaya çıkmıĢ ve planlama düzenini piyasa koĢullarına uyarlama

giriĢimleri ağırlık kazanmıĢtır. Kenti piyasa aktör ve süreçlerine açma çabaları süreç

içinde artarak devam etmiĢ ve günümüzde iyice kanıksanan “dünya kenti”, “küresel

kent” ve “marka” gibi söylemlerle getirilen yeni yatırım kararları, yeni plan ve

projeler ile kentsel dönüĢüm uygulamaları kenti bir meta formuna sokmuĢtur (Uysal,

2007: 45-46).

Günümüzde kentler; yeni ekonomileri, yeni toplumsal yapıları ve yeni

mekânları kucaklamaktadırlar. KüreselleĢme olarak ifade edilen bu süreçte kentlerin

ve kent yöneticilerinin temel amacı küresel kent olabilmektir. Ancak küresel kent

olmak küreselleĢme sürecinin mutlak sonucu olarak görülmemelidir. Küresel ile

yerelin karĢılaĢması ortaya farklı sentezler çıkarabilmektedir. Bu sentezler sonucu

ortaya çıkması muhtemel kentsel mekân“Olmayan Kent” olarak ifade edilmektedir.

Kavram; küresel kent olabilme kaygısıyla yola çıkan kentlerin sosyo-mekânsal

örüntüsünü ifade etmektedir. Olmayan kent; küresel kent olma yarıĢında sosyo-

mekânsal olarak kaybetme noktasının bir adım öncesine denk gelmektedir. Ya tutarsa

mantığıyla “kentsel mekâna küreselleşme çalmak”, kenti küresel kent olacağı

meçhul bir süreçte, sermayenin kentlerinden biri haline getirmektedir (Özkan, 2005:

284-286).

Türkiye‟de küresel kent kategorisinde konut, kontrol, servis ve finansal

iĢlevlerin odağında yer alan ve küresel kentler ligine girme potansiyeli olduğu ileri

Page 232: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

220

sürülen kent Ġstanbul‟dur. Gürler‟in hâkim Ģehirler tanımında vurguladığı gibi

Ġstanbul; küresel kentler hiyerarĢisinde yer edinebilmek için kentsel yeniden

yapılandırma müdahalelerinin yoğun yaĢandığı bir küresel arenadır (Gürler, 2005:

613). 1980‟li yıllarla birlikte dünya ölçeğinde yaĢanan geliĢmeler göz önünde

bulundurulduğunda ulusal ekonomilerin kentleri değil kentlerin ulusal ekonomileri

yönlendirdiği ileri sürülmektedir. Kentlerin küresel ekonomik hareketlerden aldıkları

paya bağlı olarak ülke ekonomilerini hızlandırdıkları ve bu nedenle küresel süreçlere

eklemlenme potansiyeli olan kentlere verilecek desteğin, ülke adına atılmıĢ olumlu

bir adım olacağı vurgusu sıklıkla yapılmaktadır. Türkiye özelinde küresel

eklemlenme bağlantısı olan kentin de Ġstanbul olduğu ifade edilmektedir. Bu

bağlamda Ġstanbul‟un hemen her ilçesinde hazırlanan ve uygulanan kentsel dönüĢüm

projelerinin de Ġstanbul‟un küreselleĢme potansiyeline destek sağlayacağı iddia

edilmektedir (ĠBB YerleĢmeler ve Kentsel DönüĢüm Müdürlüğü, 2003: 344; Altun,

2005: 228).

6.4. Ġstanbul’da Kentsel DönüĢüm

1980 sonrasında tüm dünyayı saran neoliberal küreselleĢmenin etkileri

Türkiye‟de özellikle de Ġstanbul‟da yoğun biçimde hissedilmeye baĢlamıĢtır. Bu

dönemde içe dönük ithal ikameci anlayıĢtan dıĢa açık serbest ithalata dayalı bir

kalkınma modeline geçilmesi; altyapıda telekomünikasyon yatırımlarına öncelik

verilmesi ve küresel ekonominin gerektirdiği sermaye piyasaları, serbest ticaret ve

üretim bölgelerinin kurulması, bankacılık reformları gibi uygulamaların hayata

geçirilmesiyle, Türkiye ve Ġstanbul küreselleĢmeye eklemlenme sürecine girmiĢtir.

Bu süreçte Ġstanbul kent merkezi üretimin karar ve kontrol iĢlevi ile finans sektörü

baĢta olmak üzere yönetim, muhasebe, sigortacılık, bankacılık, halkla iliĢkiler,

danıĢmanlık, medya, araĢtırma, reklam ve pazarlama gibi hizmet sektörünün

hâkimiyeti altına girmiĢtir. Böylelikle kent merkezi ve çevresinde yeni orta sınıfa

hitap eden hizmetler sektörünün oluĢumu hız kazanmıĢtır. (Tekeli, 1998: 20-21;

Ġslam, 2003: 164; ġen, 2006: 68-69; Osmay, 1998: 147, 149). Ulusal ekonominin

dünya piyasalarına Ġstanbul üzerinden entegre edilmesini hedefleyen 1980 sonrasının

neoliberal politikaları, Ġstanbul‟u küresel düzlemdeki eğilimlerin (toplumsal

eĢitsizlikler ve mekânsal ayrıĢma) en belirgin biçimde görülebildiği kent haline

Page 233: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

221

getirmiĢtir. 1980 sonrası izlenen politikalarla birlikte bir yandan toplumdaki mevcut

sermaye birikim süreçleri ve ittifak biçimleri değiĢmiĢ, beklenmedik bir hızla

zenginleĢerek sınıf atlayan kesimler ortaya çıkmıĢtır. Diğer yandan ise kentte

doğrudan sermaye yatırımları artmıĢ, finans ve hizmetler sektörü değiĢmiĢtir. Bu da

uluslararası iĢ çevreleriyle bütünleĢmiĢ, yüksek ücretlerle çalıĢan üst düzey

yöneticiler ve ileri derecede uzmanlaĢmıĢ profesyonellerden oluĢan (yeni orta sınıf

olarak da adlandırılan) bir kesimin ortaya çıkmasına neden olmuĢtur (Enlil, 2003:

84).

Tarihsel süreçte coğrafi konumu itibariyle yerli/yabancı sermayenin ve ticaret

hareketlerinin odağı olan Ġstanbul, neoliberal küreselleĢme döneminde de gerek

ulusal gerekse küresel sermayenin en önemli çekim alanlarından biri durumundadır.

Kent, kültür ve turizm merkezi olmasının yanı sıra, küresel sermayenin finans,

yönetim ve denetim iĢlevlerinin yürütülebildiği bir konumda olmasından dolayı,

uluslararası yatırımların ve yatırımcıların ilgisini çekmektedir. Bu yatırımlar,

uluslararası üretim iliĢkilerinin ve sermaye hareketlerinin yarattığı talep sonucunda,

oteller, kongre ve kültür merkezleri ile çalıĢma ofislerinin yer aldığı gökdelenler

biçiminde ortaya çıkmakta, benzer biçimde orta ve üst gelir gruplarına yönelik konut

alanları, alıĢveriĢ ve eğlence merkezleri olarak da fiziksel mekânda yansımasını

bulmaktadır (Türkün, 2007: 221). Tüm yatırımların gerçekleĢtirilebilmesi için

gereken kentsel arsa ihtiyacı ise kentsel dönüĢüm projeleriyle karĢılanmaya

çalıĢılmaktadır.

Kentsel dönüĢüm projelerinin ortaya koyduğu mega projelerin kentin

gelecekteki yapısını etkileyecek ve belirleyecek baĢlıca araçlar olduğu

vurgulanmaktadır (ĠBB YerleĢmeler ve Kentsel DönüĢüm Müdürlüğü, 2003: 346).

Belediye yetkilileri Ġstanbul‟u turizm, kültür ve finans merkezi olarak yapılandırma

amacının temel aracı olarak uygulamaya koydukları kentsel dönüĢüm projeleri ile,

zaman içinde derinleĢen kentsel sorunlara çözüm aradıklarını ileri sürmektedirler.

Ancak Ġstanbul‟u geleceğe taĢıyacağı söylenen bu projelerle geleceğe taĢınacak

mahallelerde yaĢayan kesimlerin geleceğinin belirsizliğe sürükleniyor olması;

geleceğin küresel Ġstanbul‟unda herkese yer olmadığına ve sosyo-mekânsal

eĢitsizliklerin daha da derinleĢeceğine iĢaret etmektedir (Sakızlıoğlu, 2006: 43).

Kentsel alanı kullanıcıları adına düzenleyen merkezi-yerel yönetim ve iĢbirlikçisi

Page 234: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

222

TOKĠ; “rekabet” ve “küresel kent” gibi söylemlerle ulusal/küresel sermayeyi yatırım

yapmak için Ġstanbul‟ a çekmeye çalıĢmakta ve böylece kente değer biçmektedir.

DeğiĢim değeri lehine kentin asıl sahipleri ve kullanıcıları yerlerinden edilmekte,

kentsel toprağın ticarileĢtirilmesinde “finans merkezi”, “Avrupa baĢkenti”, “küresel

kent” ve “dünya kenti” söylemleri, gecekondular ve eski kent merkezindeki konutlar

üzerinde yükseltilmektedir. Her geçen gün toplumsal olarak yeniden üretilen

yoksullaĢtırıcı/mülksüzleĢtirici sürecin günden güne daha geniĢ kitleleri içermesi

kentsel dönüĢümün mantığını açıklar niteliktedir (Ergüder ve Ercan, 2008: 86).

Ġstanbul açısından kentleĢmenin doğal fiziki eĢiklere dayandığı ve kenti

taĢıyacak boĢ alanın kalmadığı ileri sürülmektedir. Birinci sınıf tarım topraklarını,

orman ve su havzalarını, ekolojik dengeyi geri dönülemez Ģekilde tehdit eden

geniĢleme ve büyümeler yerine, öncelikle yerleĢik alanlarda kentsel dönüĢüm

projelerinin uygulanması gerektiği ifade edilmektedir. Böylelikle eski kentsel

mekânların aktif bir Ģekilde kente kazandırılacağı ve konut stokuna büyük katkı

sağlanacağı vurgulanmaktadır (Altun, 2005: 230). Tek baĢına bu vurgu bile,

ülkemizde uygulanan ya da uygulanması planlanan kentsel dönüĢüm projelerinin

mantığını ortaya koymaktadır. Dikkat edilirse kentliye iliĢkin hiçbir ibare söylemde

yer almamaktadır. Öyle ki kentsel mekân fiziksel ve ekonomik bir olgu gibi

değerlendirilmekte, içi boĢ yapılarla dolu mekânsal ölçek konumuna

indirgenmektedir.

1995 yılında onanan Ġstanbul Metropoliten Alan Alt Bölge Nazım Planı ile

Ġstanbul bütününde yeni sanayi alanları belirlenmiĢtir. Bu plan ile birlikte Ģehir

içinde bulunan ve artık bir sorun olduğu düĢünülen küçük ve orta ölçekli sanayilerin

yeni belirlenen alanlara taĢınması öngörülmüĢtür. Planın; mevcut sanayiden boĢalan

alanları çöküntü alanı olmaktan kurtarmayı; kirletici niteliğe sahip, Ġstanbul‟a

sağladığı katma değeri az, çok fazla elektrik ve su kullanan ve Ģehir içinde bulunan

sanayi alanlarını kent dıĢına çıkarmayı ve Ġstanbul‟u bir tarih, bilim, kültür, ticaret,

hizmet ve sanat kenti yapmayı hedeflediği vurgulanmaktadır. Bu çerçevede Tuzla,

Maltepe, Kartal, Bakırköy, Bahçelievler, BayrampaĢa, Zeytinburnu ve Bakırköy gibi

alanlar sanayi sektöründen hizmet sektörüne dönüĢüm alanları olarak belirlenmiĢtir

(Yüzer, 2003: 352-353). Kent merkezinde kalan sanayi alanlarının arsa değerlerinin

artması bu alanlardaki sanayi yatırımlarının merkezlerden desantralizasyonunu

Page 235: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

223

zorunlu kılmıĢtır (Yüzer, 2003: 358). Bu alanların yakın dönemde emekçileri,

yoksulları ve marjinal grupları yaĢam alanlarını değiĢtirme eğilimine sokan/yerinden

eden kentsel dönüĢüm alanı ilan edilmesi de dikkat çekicidir. Denilebilir ki

günümüzde yıkım ve yeniden yapım halinde hayata geçirilen projelerin temeli yıllar

öncesinden atılmaya baĢlanmıĢtır.

Ġstanbul‟un kentsel alanlarının büyük ölçekli yatırımları çekecek düzeyde

hızla değerlenmesi kentsel dönüĢüm projelerini de tetiklemektedir. 1980‟lerde

baĢlayan ve kentin belli bir kısmını etkileyen büyük sermayeye açılma süreci

günümüzde tüm kenti sarmalamıĢ durumdadır. Tarihi yerleĢim alanları, sanayinin

terk ettiği (etmek zorunda kaldığı) alanlar, düĢük maliyet ve yoğunluklu

konut/gecekondu alanları günümüzde büyük yatırımlar peĢinde koĢan sermayenin

hedefi durumundadır. Neoliberal küreselleĢme doğrultusunda kent mekânlarının

yeniden üretilerek sermayenin kullanımına açılması sağlanmaya çalıĢılmaktadır. Bu

yeniden üretimin aracı olarak da kentsel dönüĢüm projeleri hazırlanmakta ve

uygulanmaktadır (BakırtaĢ ve Köktürk, 2007: 102).

Yakın dönemde kentsel sorunların çözümünde en etkili aracın kentsel

dönüĢüm olduğu ileri sürülmeye baĢlanmıĢtır. Aynı Ģekilde Ġstanbul‟un küresel kent

olması gerektiği vurgusu da sıklıkla yapılmaktadır. Bu iki ifade bir arada

okunduğunda aslında kentsel dönüĢüm projeleriyle asıl hedefin ne olduğu da açığa

çıkmaktadır (Kayıkçı, 2007: 652). Kent küresel sermaye ve aktörleri açısından çekici

kılınmaya çalıĢılmakta, bu doğrultuda yeniden yapılandırılmakta ve bu yeniden

yapılandırmanın aracı birçok kentliyi mağdur etme pahasına hazırlanan kentsel

dönüĢüm projeleri olmaktadır.

Küresel kent sistemi hiyerarĢisinde yer edinmek ve konumlarını yükseltmek

isteyen kentler arasında bir rekabet bulunmaktadır. Bu süreçte kent yönetimleri

küresel sermayeyi kendi yerelliklerine çekmek adına uygun kentsel ortamları

yaratma çabasındadır. Nitelikli kentsel çevreler yaratarak kent imajını değiĢtirme ve

kenti çekici kılma kaygısıyla hayata geçirilen kentsel dönüĢüm projeleri bu

doğrultuda en çok baĢvurulan araç olmaktadır (Ergen, 2005: 258; Yılmaz, 2005:

579). Türkiye‟nin küresel anahtarı olarak görülen Ġstanbul‟un, kentin hemen her

kesiminde yakın dönemde hayata geçirilen kentsel dönüĢüm projeleriyle küresel

Page 236: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

224

sermaye ve aktörleri açısından çekici kılınacağı ileri sürülmektedir. Bu doğrultuda

kent beĢ yıldızlı oteller, lüks konut alanları, iĢ ve alıĢveriĢ merkezleri ile

donatılmaktadır. Ancak adı geçen bu yapıların oluĢturulması için kentsel arsa stoku

yeterli olmadığından kent merkezindeki eski mahalleler ve merkeze yakın gecekondu

alanları dönüĢüme konu edilmektedir. Bu tarz uygulamalar ise dönüĢüm alanlarında

yaĢayan yoksul/marjinal kesimlerin yaĢam alanlarından uzaklaĢtırılmalarına neden

olmakta ve kentte mekânsal ayrıĢmayı ortaya çıkarmaktadır.

KüreselleĢmeyle birlikte gündeme gelen yarıĢan kentler, küresel kent, kültür

baĢkenti vb yapılanmalar kent merkezlerinin stratejik önemini arttırmıĢtır. Bu süreçte

eski kent merkezleri ve merkeze yakın alanlar konut, iĢ ve alıĢveriĢ merkezleri olarak

yenilenmekte veya yeniden yapılandırılmakta ve sermaye yatırımlarının bir parçası

haline getirilmektedir (ġen, 2006: 24). Küresel kentler sistemine

eklemlenebilmesinin daha kolay olduğu düĢünülen büyük kentlerde, biliĢim

sektörünün geliĢmesine paralel olarak insan, bilgi, mal ve sermaye akıĢının da

hızlanması, ucuz iĢgücünden çok, üst düzey hizmet sektöründe çalıĢabilecek

nitelikteki iĢgücüne ve bu iĢgücüne hitap edecek iĢ ve yaĢam alanlarına olan ihtiyacı

oldukça arttırmıĢtır. Kentsel arsa stokunun oldukça daraldığı günümüz kentlerinde bu

ihtiyaca cevap verebilecek alanlar olarak yoksul/marjinal grupların yoğun olarak

yaĢadığı eski kent merkezleri ve gecekondu bölgeleri ilk sırada gösterilmektedir

(Aksümer ve Temiz, 2007: 161-162).

Küresel süreçlere eklemlenme açısından anahtar rolü yüklenen Ġstanbul 1980

sonrası dönemde ciddi bir yeniden yapılanma sürecini yaĢamaya baĢlamıĢtır.

Günümüzde halen devam eden kentsel yeniden yapılanma süreci gerek kentin

çevresinde gerekse merkezinde yeni bir sınıfsal ve mekânsal ayrıĢmayı

yaratmaktadır. Ġstanbul‟un kentsel coğrafyasında yerleĢim yerleri ve iĢ merkezleri

hızla değiĢmekte ve bu değiĢime paralel olarak kent içinde ortaya çıkan nüfus

hareketiyle kentin sosyal yaĢamı da belirlenmektedir. Kentteki eski gecekondu

alanları günümüzde hızla kapalı lüks konut alanları ile çevrelenmekte ve kentsel

dönüĢüm projeleri ile gündeme gelmektedirler (ġen, 2006: 61-62). Ġstanbul özelinde

kentsel dönüĢümden bahsetmek birçok projeden ve kentin hemen her yerinde süren

plan çalıĢmalarından bahsetmek anlamına gelmektedir. Bir diğer ifade ile Ġstanbul

açısından kentsel dönüĢüm tüm kenti içine alan bir yeniden yapılanma anlamına

Page 237: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

225

gelmektedir. Yeniden yapılanma süreci, kentin birçok alanında yeni mağduriyetler

yaratırken birçok alanı da yeni rant odağı haline getirmektedir (Kahraman, 2006: 93).

1980‟lerden itibaren Ġstanbul‟un hem konut haritasında hem de konut

piyasasında önemli değiĢimler ortaya çıkmaya baĢlamıĢ ve bu değiĢimler günümüzde

iyice hızlanmıĢtır. Günümüz Ġstanbul‟unda bir yandan üst ve orta sınıflara yönelik

konut seçenekleri artarken bir yandan da önceki dönemlerden farklı olarak kent

yoksullarının yoğun yaĢadığı kent çeperlerindeki gecekondu bölgelerinin yerine,

kamu aktörlerinin ve özel sektörün öncülüğünde üst ve orta sınıfa yönelik konut

alanları yükselmektedir. Bu süreçte ortaya çıkan değiĢimler farklı grupların sürekli

yer değiĢtirmesine (değiĢtirmek zorunda kalmasına) neden olmaktadır. Gerek kent

merkezindeki eski alanlarda bulunan yoksul mahallelerinde yaĢayanlar; gerekse

gecekondu bölgelerinde yaĢayan kesimler yeni kent dinamikleri doğrultusunda

yerlerinden edilmektedirler (GeniĢ, 2009: 127).

Genel olarak Ġstanbul‟a bakıldığında; bir tarafta yıllarca yatırım yapılmamıĢ

altyapı, ulaĢım, sağlık ve konut sorunlarını barındıran ve kendi oluruna bırakılmıĢ bir

kent karĢımıza çıkmaktadır. Diğer tarafta ise, küresel sermayenin aktörlerinin tecrit

edilmiĢ bir Ģekilde yaĢayabilecekleri, küresel süreçlere eklemlenme çabasıyla

yapılandırılan ve kentsel çevreyle iliĢkisi görselliğe indirgenmiĢ küresel Ġstanbul yer

almaktadır (BakırtaĢ ve Köktürk, 2007: 96-97). Kente yönelik geliĢtirilen günümüz

politikalarında küresel Ġstanbullu olmayan geniĢ kesimler kentin dıĢına itilmeye

çalıĢılmakta, kentte sermayeye ve aktörlerine yeni yatırım yapabilecekleri alanlar

yaratma kaygısı güdülmektedir.

Ġstanbul bütününde kentsel dönüĢümün mekânsal dağılımına bakıldığında

belli baĢlıklar altında bir mekânsal dağılım olduğu görülmektedir. Kente biçilen

küresel kent rolü ıĢığında kentsel dönüĢüm projeleri kent üzerinde farklı anlamlar

barındırırken; projelerin birbirinden bağımsız ancak rastlantısal olmadığı

görülmektedir. Ġstanbul‟un kıyıları ve tarihi merkezleri bir sterilizasyon sürecine

sokularak kentin vitrini haline getirilirken; diğer alanlar da küresel kent vizyonunun

ihtiyaç duyduğu konut alanlarına dönüĢtürülmektedir (Kahraman, 2006: 95). Bir

diğer ifadeyle kent merkezindeki alanlar yaĢayanlarından arındırılarak yenilenmekte;

Page 238: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

226

gecekondu bölgeleri ise dönüĢüm adı altında yeni konut alanlarına yer açma

kaygısıyla boĢaltılmaya çalıĢılmaktadır.

Ġstanbul‟da kentsel dönüĢüm projeleri iki farklı faaliyet alanında

gerçekleĢtirilmektedir. Bu alanlardan biri küresel sermayenin talep ve beklenti

baskısının yüksek olduğu ve aynı zamanda küresel yarıĢta etkin olabilecek

potansiyellere sahip kent merkezi; diğeri ise sağlıklı ve modern koĢullara

ulaĢtırılması hedeflendiği söylenen gecekondu bölgeleridir (Keskin vd, 2003: 412;

ġahin, 2003: 97). Her iki alanın da ortak özelliği yoksul/marjinal kesimlerin ve

emekçi sınıfın yoğun olarak bulunduğu yaĢam alanları olmasıdır. Bu ifadeden

hareketle kentsel dönüĢümün öncelikle bu kesimlerin yaĢam alanlarını hedef aldığı

ve tehdit ettiği söylenebilir.

Kentin iki önemli aksı olan TEM ve E-5 karayolları arasında kalan konut

alanları gecekondu yoğun bölgelerdir. Bu alanların sağlıklı bir konut altyapısı

sunamadığı için kentsel dönüĢüm kapsamına alınması gerektiği sıklıkla

vurgulanmaktadır. Ancak, bu bölgeler için hazırlanan kentsel dönüĢüm projelerinin

neredeyse tamamının bu alanda yaĢayanları da değiĢtirme amacında olduğu ve

yerleĢimcilerin taĢınmasını öngördüğü görülmektedir. Ġstanbul‟un küresel kent

vizyonu doğrultusunda, sanayinin desantralizasyonu ile birlikte, mavi yakalı ve

vasıfsız iĢgücünün yaĢamakta olduğu bu alanlarda bir sosyal değiĢim hedeflenmekte

ve konut alanlarında bu doğrultuda bir yenilenme sağlanmasına çaba sarf

edilmektedir (Kahraman, 2006: 98).

Ġstanbul‟un merkezi alanları küresel ekonominin mekânsal örgütlenmesine

uygun olarak kongre merkezleri, sergi salonları, oteller ve eğlence merkezleri, iĢ ve

alıĢveriĢ merkezleri gibi yapılarla yeniden Ģekillendirilmektedir. Bu yapıların

artmasına paralel olarak hizmetler sektörünün büyümesi, kentin ekonomisi için

olumlu bir dinamik olarak ele alınmaktadır. Uluslararası ticaret, mali sermaye ve

buna bağlı olarak bankacılık, sigortacılık, mali yatırım ve danıĢmanlık kurumları,

halkla iliĢkiler ve reklam-pazarlama alanında artan yeni istihdam olanakları, yeni orta

sınıfın oluĢumunda ve ekonomik yönden güçlenmesinde etkili olmuĢtur. Kent

merkezlerinde genel anlamda kentsel rantların artması yönündeki bu ekonomik

baskılar, yoksul/marjinal kesimlerin kentlerdeki varlık koĢullarını da yok eden bir

Page 239: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

227

etken olarak karĢımıza çıkmaktadır. Bu kesimler için ucuz konut ve istihdam

olanakları sağlayan koĢullar değiĢmekte, kent merkezlerine daha yüksek gelirli kesim

çekilmektedir. Bu süreç sosyo-kültürel bir değiĢim de beraberinde getirmektedir

(ġen, 2007a: 185).

Küresel kentlerin karakteristik özelliklerinden biri de toplumsal ve mekânsal

kutuplaĢmadır. Yoksul kesimlerin varsıl kesimler tarafından yerinden edilmesi

Ģeklinde özetlenen soylulaĢtırmanın yoğun yaĢandığı küresel kentlerin; ekonomik,

mekânsal, sosyal yeniden yapılanma, parçalara ayırma, kutuplaĢma vb özellikleri

Ġstanbul‟da da görülmektedir (Wedel, 2001: 66-67). Küresel kentlerin bu olumsuz

özelliklerinin kazandırılması sürecinde kentsel dönüĢüm projelerinin ayrı ve önemli

bir yeri bulunmaktadır. Yakın dönemde hayata geçirilen kentsel dönüĢüm

projelerinin yarattığı mekânsal ayrıĢma ve kutuplaĢma, kentin yeniden

yapılandırılması adına dezavantajlı grupların yerinden edilme süreçleri, küresel

kentin tüm bu olumsuz niteliklerini kentler adına üretmekte ve pekiĢtirmektedir.

Kentsel dönüĢüm projeleri ile kent içi boĢ fiziksel bir olgu gibi ele alınmakta ve

ekonomik değeri olan bir meta gibi pazarlanırken sosyal dinamikler göz ardı

edilmektedir. Günümüzde Ġstanbul‟un her köĢesi yaĢanmıĢlıkların biçimlendirdiği bir

gerçeklikten, sermayenin yapısallaĢmıĢ mantığının biçimlendirdiği ve Ģimdinin

geçmiĢ üzerindeki egemenliğini ilan ettiği bir gerçekliğe geçmektedir (Ergüder ve

Ercan, 2008: 86).

KüreselleĢme sürecinde kent mekânının ele alınıĢ ve örgütlenme biçiminin

değiĢmesi en çok kent yoksullarını etkilemektedir. Kentsel mekânının yeniden

örgütlenmesi sürecinde; yoksulların yaĢam alanları olan gecekondu bölgeleri ve kent

içi eski yerleĢim alanları yıkılmakta ve bu mekânların yerini lüks konut, alıĢveriĢ ve

iĢ merkezleri gibi kentleri sermaye açısından cazip kılacağı düĢünülen yapılar

almaktadır. Bu tür yapıların inĢa edilmesi kentler açısından zenginlik yaratsa da, bu

zenginlik kentin tüm kullanıcılarına aynı oranda yansımamaktadır. Hatta bu yapılar

için kentsel alan yaratmak adına, gecekondu bölgelerinin ve eski kent merkezlerinin

yıkılması, büyük oranda yoksul olan bu alanların sakinlerinin yerlerinden

edilmelerine ve genel olarak kentlerin dıĢına itilmelerine yol açmaktadır. Bu süreç;

yerlerinden edilen kesimin istihdam, barınma, ulaĢım vb açılardan daha da kötü

koĢullarla karĢı karĢıya kalmalarına yol açmaktadır (Bıçkı, 2006: 482). Kentsel

Page 240: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

228

dönüĢüm söylemiyle hazırlanan projelerde uzun yıllar itibariyle sosyal iliĢkilerle

örülen mahallelerin yaĢamı görmezden gelinmekte ve hesaba katılmayan dıĢsal

maliyetlerle uzun süreli bir yoksullaĢmanın temelleri atılmaktadır (Akgün ve

Karademir, 2007: 177). Gecekondulu ya da alt gelir grubu evlerini kaybetmelerinin

yanı sıra kent merkezine yakın olmanın sağladığı kamusal hizmetlere kolay eriĢim, iĢ

yerlerine tek vasıta ile hatta yürüyerek ulaĢım gibi avantajlarını da yitirmektedirler.

Küresel kentler ya da küresel kent olma çabasındaki kentler, sanayinin kent

merkezlerinin dıĢına itilmesi sonucunda finans, bankacılık, hukuki ve idari hizmetler,

reklâmcılık, turizm, ticaret, biliĢim vb farklı hizmet sektörlerinde geliĢme

gösterirlerken, bu kentlerde talep edilen emekte de farklı nitelikler aranmaktadır. Bu

sektörlerde yüksek nitelikli profesyonel emeğe olan talep hızla artarken, hizmetler

sektöründe düĢük ücretle çalıĢacak kesim dıĢındaki emek çok da

önemsenmemektedir. Günümüzde uygulamaya konulan kentsel dönüĢüm projeleri ile

çalıĢan sınıfların barınma, geçinme ve insanca yaĢama gereksinimleri yok sayılmakta

ve mekânsal politikalarla kentlerin dıĢına itilen bu kesim ciddi bir toplumsal

dıĢlanmaya maruz bırakılmaktadır (Türkün, 2007: 226-227).

Ġstanbul‟da kentsel dönüĢüm projeleri ağırlıklı olarak gecekondu bölgeleri

üzerinde geliĢtirilmektedir. Ġstanbul‟da ve tüm ülkede dönüĢüm alanı ilan edilen

bölgelerin, farklı dinamiklere, kültürel ve sosyo-ekonomik açıdan farklı özelliklere

sahip oldukları göz önünde bulundurulmakla beraber, ortak özellikleri Ģu Ģekilde

sıralanabilir:

- DönüĢüm alanı ilan edilen bölgeler çoğunlukla kent merkezinde kalan eski

gecekondu mahalleleri ya da iĢlevlerini yitirmiĢ olan sanayi ve ulaĢım

merkezleridir.

- DönüĢüm alanı ilan edilen bölgelerde sanayi büyük oranda kent dıĢına

taĢınmıĢ ve dolayısıyla bu alanlarda ucuz iĢgücü talebi azalmıĢtır.

- DönüĢüm alanı ilan edilen bölgeler, deprem riskine karĢı sağlam zeminlere

sahiptir.

- DönüĢüm alanı ilan edilen bölgeler, kentin yeni oluĢan ulaĢım akslarına ve

gözde mekânlarına yakındır.

Page 241: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

229

- DönüĢüm alanı ilan edilen bölgelerde yaĢamakta olan hatta bu alanları

yaĢanabilir kılan kesimlerin görüĢ ve önerileri alınmadan projeler

hazırlanmıĢtır.

- DönüĢüm alanı ilan edilen bölgelerin seçkinleĢtirilmesi amaçlanmaktadır.

Bu doğrultuda süreç içinde yoksul kesimin emeği ve mülkü zengin

kesimlere aktarılacaktır.

- DönüĢüm alanı ilan edilen bölgelerde yer alan mahallelerin 40-50 yıllık

geçmiĢi ve birikimi göz önünde bulundurulmamaktadır.

- DönüĢüm alanı ilan edilen bölgelerde gözetilen tek öncelik sermayenin

talep, öncelik, ihtiyaç ve baskılarıdır (Aksümer ve Temiz, 2007: 162-163).

1980 sonrası egemen anlayıĢ haline gelen neoliberal politikalar nedeniyle

geliĢmiĢ ülkelerde olduğu kadar azgeliĢmiĢ ülke kentlerinde de dönüĢümler

yaĢanmaya baĢlamıĢtır. Bu dönemin baĢında Türkiye‟de neoliberal politikaları hayata

geçiren bir siyasi otorite iktidara gelmiĢ ve ithal ikameci strateji terk edilerek ihracata

dayalı bir kalkınma stratejisi benimsenmiĢtir. Bu stratejinin kısa dönemdeki

baĢarısızlığı kentsel alanların bir geliĢme sektörü olarak hızla piyasa mekanizmasına

açılmasına yol açmıĢtır. Bu süreçte kentsel alanları metalaĢtırarak serbest piyasa

ekonomisine sunacak yasal düzenlemeler gerçekleĢtirilmiĢ ve yerel yönetimler imar

planlaması baĢta olmak üzere geniĢ yetkilerle donatılmaya baĢlamıĢtır. Ġmar

konusunda yetkilendirilen yerel yönetimler hızlı bir biçimde belli sınıfların lehine

kentsel dönüĢüm sürecini baĢlatmıĢlardır. Bu süreçte kentlerde yeni bir arazi ve

emlak pazarı ortaya çıkmıĢtır. Kent merkezlerindeki iĢ alanlarının mülkiyet hakları

büyük sermaye grupları ve Ģirketlerin ofislerinin yer aldığı gökdelenler, lüks alıĢveriĢ

merkezleri, otel ve konutların yapılabilmesi için el değiĢtirmiĢtir. Diğer yandan

kentlerin çeperinde yer alan araziler, toplu konut projeleri, alıĢveriĢ merkezleri ve

sanayi baĢta olmak üzere bazı kentsel fonksiyonların desantralizasyonu projeleri için

hızla imara açılmaya baĢlamıĢtır. GeliĢen/geniĢleyen arsa ve emlak pazarında

gecekondu bölgeleri de yaĢayanları en kolay gözden çıkarılabilecek kentliler

olduğundan sermaye açısından çekici alanlar haline gelmiĢtir (KurtuluĢ, 2007: 75-

76). Günümüzde Ġstanbul baĢta olmak üzere hemen her kentte hazırlanan ve

uygulanan kentsel dönüĢüm projeleri; kentlerin sorunlarını çözebilecek sosyal

Page 242: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

230

içerikli projeler olmanın ötesinde var olan sorunları arttıran ve yeni sorunlar yaratan

projeler durumundadır. Mekânları insansız birer meta olarak algılayan bir anlayıĢ

çerçevesinde hazırlanan kentsel dönüĢüm projeleri insanları yaĢam alanlarından

uzaklaĢtırarak (iterek) kentsel mekânları sadece “kar ve spekülasyon” amaçlı

kullanımlara dönüĢtürmeyi hedefler niteliktedir (Uysal, 2007: 47). Günümüzde

kentin ve kentlilerin geleceğine yönelik kararlar genelde merkezi ve yerel

yönetimler, sermaye grupları, profesyoneller ve yatırımcılardan oluĢan bir grup

tarafından alınmaktadır. Tepeden inme bir Ģekilde alınan bu kararlar doğrultusunda

kentliler, kendileri için oldukça büyük önem taĢıyan kararların alınma süreçlerinden

dıĢlanmıĢ ve bu kararların edilgen kurbanlarına dönüĢmüĢ olmaktadırlar (Türkün,

2007: 225). Kentsel dönüĢüm projelerinin oluĢturma ve uygulama süreçlerinde

paydaĢ kılınmayan, görüĢ, öneri ve beklentileri sorulmayan kentliler, yaĢam

alanlarına dönük yerinden etme mantığındaki projelere karĢı çıkmaktadırlar. Bu karĢı

çıkıĢın tek nedeni evlerini kaybedecek olmaları değil, sosyal ve kültürel açılardan da

kayıplarının önüne geçmek istemelerinden kaynaklanmaktadır.

Aksoy ve Robins‟in Ġstanbul Esenyurt üzerinden yaptıkları vurgu, kentsel

dönüĢüm alanı ilan edilen bölgelerde yaĢayan kesimlerin projelere karĢı çıkma

nedenlerini net bir biçimde özetlemekte ve günümüz kentsel dönüĢüm projelerinde

de yaĢanan süreci gözler önüne sermektedir. Yazarların vurgusu Ģu Ģekildedir:

“…Yeni bir düzen ve vatandaĢlık tesis etmeyi amaçlayan proje

belediye yetkililerinin beklediği Ģekilde geliĢmedi. Beklenmedik geliĢme

adına ağır iĢlere kalkıĢılan Esenyurt halkının yeni yerleĢim yerine

taĢınmamasıydı. Esenkent ve Boğazköy‟deki kooperatiflerin yeni apartman

dairelerini taksitle satmalarına rağmen, bunun bedeli Esenyurtlular‟ın

ödeyemeyeceği kadar yüksekti. Fakat daha can alıcısı, halkın Esenyurt‟ta

kalmayı ve buradaki mülkleriyle hayatlarını sürdürmeyi tercih ediyor gibi

görünüyor olmasıydı. Çünkü buradaki evlerde, duruma göre her an gerekli

uyarlamalar veya eklemeler yapabilecekleri için, bu mülkler onlara

hayatlarını idare etmede çok daha fazla esneklik sağlıyordu. Ayrıca, sadece

kendileri için değil, geniĢ aileleri ve onlara bağımlı yaĢayanlar için de

gerekli ihtiyaçları tedarik etmek zorundaydılar. Onlar için bir ev, sadece

„içinde yaĢanılacak bir makine değil‟ onun ötesinde çok karmaĢık bir

toplumsal iliĢkiler ve yükümlülükler ağının odak noktasıydı. Doğal olarak

Page 243: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

231

kendi kurdukları ve kendilerini bir parçası hissettikleri Esenyurt civarında,

hayatlarının kendi kontrolleri altında olduğunu hissedebiliyorlardı.

Esenkent‟e taĢınarak ve Çapan‟ın modern kent ve vatandaĢlık tasarılarına

kapılırlarsa çok Ģey kaybedebileceklerdi” (1999: 59-60).

Page 244: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

232

YEDĠNCĠ BÖLÜM

ARAġTIRMA BULGULARI:

BAġIBÜYÜK VE GÜLSUYU MAHALLELERĠNDE KENTSEL DÖNÜġÜM

Bu bölümde Nisan 2009-Haziran 2010 tarihleri arasında BaĢıbüyük ve

Gülsuyu Mahallelerinde her mahalleden 50 ve toplamda 100 kiĢiyle yapılan

derinlemesine mülakatlardan elde edilen veriler ele alınmaktadır. Bu bağlamda

öncelikle araĢtırma sahasının özelliklerine değinilmekte, ardından görüĢülen kiĢilerin

demografik ve sosyo-ekonomik özellikleri, yaĢadıkları mahallelerin ve konutların

nitelikleri ile görüĢülen kiĢilerin kentsel dönüĢüm sürecine iliĢkin görüĢ ve

deneyimlerine iliĢkin elde edilen veriler sunulmaktadır.

7.1. AraĢtırma Sahasının Özellikleri

Tarihi, mahalle mezarlığındaki mezar taĢlarından anlaĢıldığı kadarıyla 750 yıl

öncesine kadar giden BaĢıbüyük (ĠĢeri, 2010: 115), 1940‟larda Kartal‟a bağlı bir

köydür. Mahallenin, yanında Süreyya PaĢa Hastanesi‟nin kurulması ile hastanenin

ihtiyaç duyduğu emek gücü ihtiyacı ve buranın yeni bir iĢ alanı olarak görülmesi

nedeniyle dıĢarıdan göç alıĢı yoğunlaĢmıĢtır (ġen, 2010: 327). Nüfusu esas olarak

1960-1980 arasında artmıĢtır. Anadolu‟nun çeĢitli yerlerinden oldukça büyük oranda

göç almıĢtır. Gecekondu yerleĢiminin baĢlangıcında yolu, suyu, elektriği, okulu vb.

hiçbir kentsel hizmeti olmayan mahalleye kentsel hizmetler mahallelinin çabasıyla

gelmiĢtir. Mahalleli gerektiği zaman kendisi yapımda çalıĢmıĢ gerektiğinde de

hizmetlerin gelmesi için gereken parayı ödemiĢtir. 12 Eylül darbesi ile birlikte

mahalle muhtarı asker kökenli olduğu için BaĢıbüyük mahalle statüsüne

kavuĢmuĢtur. 1984-85‟te de Özal hükümeti mahalleye gelerek tapu tahsis belgelerini

dağıtmıĢtır. Süreç içinde de altyapı hizmetleri sağlanmıĢ; elektrik, su ve 2005 yılında

doğalgaz bağlanmıĢ; okul, camiler, sağlık ocağı, ĠETT otobüs seferleri vb tüm temel

hizmetler mahalleye sağlanmıĢtır (Kuyucu ve Atayurt, 2008a: 36; ġenyüksel, 2009:

6-7).

16 Temmuz 2004‟te Maltepe Belediyesi, BüyükĢehir Belediyesi ve TOKĠ ile

üçlü protokol imzalamaya karar vererek BaĢıbüyük Mahallesi‟nin tamamını TOKĠ‟ye

tahsis etmiĢtir. Ġlçe Belediyesi 9 Ekim 2006‟da üçlü protokole yapılan eklerle yıkım

Page 245: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

233

alanını geniĢletmiĢ ve mahalleyi kağıt üzerinde ortadan kaldırmıĢtır (Atayurt, 2008:

19). Maltepe Belediye Meclisi tarafından 09.10.2006 tarih ve 2006/56 sayılı kararı ile

kabul edilen ve Ġstanbul BüyükĢehir Belediye Meclisi tarafından 11.01.2007 tarih ve

123 sayılı kararı ile onanan BaĢıbüyük Mahallesi Kentsel Yenileme Alanı (Gecekondu

DönüĢüm) 1/1000 ölçekli Uygulama Ġmar planı ile, mahalle halkının yıllardır yeĢil alan

olarak koruduğu, belediye mülkiyetindeki 165 pafta 1391 ada 42 sayılı parselde proje

uygulaması baĢlamıĢtır (Ġmece, 2009: 20).

Ġstanbul 5. Ġdare mahkemesinin 05.11.2008 tarihli kararıyla 1/5000 TEM

kuzeyi Nazım Ġmar Planı, 1/1000 ölçekli BaĢıbüyük Mahallesi Kentsel Yenileme

Alanı Uygulama Ġmar Planı ve üçlü Protokolün yürütmesinin durdurulmasına karar

vermiĢtir. Kentsel dönüĢümün yalnızca fiziki mekan düzenlemesi olarak ele alındığı

ve uygulama imar planının üst ölçek yoğunluk kararlarıyla uyumsuz olduğu

gerekçesiyle alınan yürütmeyi durdurma kararına rağmen, proje kapsamında TOKĠ

konutları tamamlanmıĢtır (Ġmece, 2009: 21).

Gülsuyu, Ġstanbul Maltepe Ġlçesi sınırlarında kalan ve kuruluĢu 1950‟li yıllara

kadar uzanan bir mahalledir. Mahalleye yerleĢim 1953-54 yıllarında baĢlamıĢ ve

mahalle 1956 yılında muhtarlık statüsü kazanmıĢtır. Mahallenin adını üst tarafında

bulunan su kaynağından aldığı ifade edilmektedir. Gülsuyu mahallesi büyük ölçüde

sanayi için gerekli iĢgücünün tetiklediği göçlerle oluĢmuĢtur. Çevredeki fabrikalarda

(Kartal ve Tuzla) çalıĢan iĢçilerin bir bölümü buraya gelerek yaptıkları

gecekondulara yerleĢmiĢlerdir. Bir diğer ifade ile mahalle, çevredeki fabrikalara

yakınlığı nedeniyle iĢçilerin konut ihtiyacına uygun bir yerleĢim yeri olarak, Anadolu

yakasının yerleĢime açılan ilk hazine arazilerinden biri olmuĢtur (Bozkulak, 2005:

250). Süreç içinde geniĢleyen mahalle 1965‟te 3.500 nüfuslu bir yerleĢim yeri haline

gelmiĢtir. Elektrik kaçak olarak anayoldaki bağlantıdan sağlanmıĢ, su sorunu ise

taĢıma suretiyle çözülmüĢtür. 1980 yılında Türkiye Elektrik Kurumu‟na yapılan

baĢvuru kabul edilmiĢ ve mahalleye elektrik bağlanmıĢ, askeri darbeden sonra

mahalleye su verilmiĢtir. 1979 yılı sonunda konutlar için ilk emlak vergileri

toplanmıĢ ve böylelikle konutlar yasal boyut kazanmıĢtır (Aslan; 2008: 24-27). 1960

ve 1970‟li yıllarda toplumsal mücadele ve emeklerle yol, su, elektrik gibi çeĢitli

kentsel hizmetlere ve okul, sağlık ocağı gibi kentsel donatılara kavuĢmaya baĢlayan

mahalle, 1980 yılına gelindiğinde artık bireysel ve kolektif gecekondu üretimi ile

Page 246: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

234

kurulmuĢ bir yaĢam alanı ve kent parçası haline gelmiĢtir. Ġmar afları ve ıslah

planları ile düzenlenmeye çalıĢılmıĢ bu yasa dıĢı yapılaĢmıĢ alanın 1989 yılındaki

ıslah planıyla yaklaĢık %60‟ı yasalaĢmıĢ, küçük bir kesim arsa tapusuna kavuĢmuĢ,

çok miktara tapu alamamıĢ hak sahipleri ortaya çıkmıĢ ve dolayısıyla toprak

mülkiyeti sorunları tam olarak çözülememiĢtir. Sonuçta da 2004 yılı Temmuz ayında

onaylanan Maltepe E-5 Kuzeyi Nazım Ġmar Planı‟yla mahalle kentsel dönüĢüm

kapsamına alınmıĢtır. Söz konusu plan, Maltepe‟de E-5‟in kuzeyindeki 2.544

hektarlık alanda, farklı demografik bileĢimlere ve farklı tarihlere sahip, toplam 200-

300 bin kiĢiyi barındıran dokuz mahalleyi kapsamaktadır. Planın uygulanması ile

nüfusun 140 bin ile sınırlandırılması öngörülmektedir ve plan bu nüfusun önemli bir

bölümünün bölgeden ayrılması anlamına gelmektedir. Mahalleli belediye tarafından

hazırlanan 1/5000‟lik Nazım Ġmar Planı‟na itiraz etmiĢ ve kentsel dönüĢüme karĢı

verilen en geniĢ katılımlı (yedi bin itiraz dilekçesi toplanmıĢ ve 32 plan iptal davası

açılmıĢtır) yerel tepki olarak önemli bir muhalefet süreci olmuĢtur. (ÇavuĢoğlu;

2008: 28-29; DPA, 2007: 149; Kuyucu ve Atayurt, 2008b: 37; ġen, 2010: 330;

Ġmece, 2009: 20). Yoğun itirazlar ve muhalefet sonucu 2005 yılında, BüyükĢehir

Belediyesi, yapılan itirazları göz önünde bulundurarak, E-5‟in kuzeyine yönelik yeni

bir 5000‟lik plan çıkarmıĢtır. Yeni planda BaĢıbüyük, Gülensu ve Gülsuyu

Mahallelerini kapsayan alan “Kentsel Yenileme” bölgesi ilân edilmiĢtir (DPA, 2007:

154-155). BaĢıbüyük Mahallesinde uygulamanın diğer mahallere göre daha olanaklı

olduğu düĢünüldüğünden ilk olarak bu mahallede çalıĢmalar baĢlatılmıĢtır (Maltepe

Belediyesi, t.y.: 71).

Ġlçede Yeditepe ve Maltepe Üniversitelerinin bulunması, TEM Karayoluna E-

5 Karayolunu bağlayan bağlantı yolundaki KayıĢdağı Geçidi‟nin ilçe sınırlarında yer

alması, mahallelerin Sabiha Gökçen Havalimanı‟na, Kartal – Kadıköy raylı

sistemine, büyük alıĢveriĢ merkezlerine yakınlıkları, jeolojik açıdan zeminlerinin

yerleĢime uygun olması, yüksek rakımlı ve temiz havalı olmaları ve panaromik

Marmara ve Adalar manzarasına sahip olmaları kentsel dönüĢüm projeleri açısından

önemli etkenler olarak gösterilmektedir. (Kahraman, 2006: 99; DPA, 2007: 149).

Benzer bir vurguya Ġlmen‟in 1913 yılında yayımlanmıĢ bir dergiden yaptığı alıntıda

da rastlanmaktadır. Maltepe‟yi tanıtan ve tarihçesinden bahsettiği kitabında Ġlmen Ģu

vurguya dikkat çekmektedir: “İstanbul’umuzun en güzel yerlerinden birisi olan

Page 247: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

235

Adalar’ın karşısında ve onlara en yakın bir uzaklıkta yerleşim alanının bulunması

köyümüzü ayrıca değerli kılmaktadır” (Ġlmen, 2001: 66).

7.2. Bulgular

7.2.1. GörüĢülen KiĢilerin Demografik Özellikleri

ÇalıĢma kapsamında her iki mahallede yapılan görüĢmeler gönüllülük

üzerinden gerçekleĢtirilmiĢ ve görüĢmeyi kabul eden evlerde hane halkından bir kiĢi

ile görüĢülmüĢtür. Bu kapsamda BaĢıbüyük Mahallesi‟nde 43 kadın ve 7 erkek ile

görüĢme gerçekleĢtirilirken; Gülsuyu Mahallesi‟nde 18 kadın ve 32 erkek ile

görüĢülmüĢtür. GörüĢme yapılan 100 kiĢiden kadınların oranı %61 iken, erkeklerin

oranı ise %39‟dur.

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilerin yaĢ dağılımlarına bakıldığında 1

kiĢinin (%1) 20 yaĢın altında, 4 kiĢinin (%4) 20-25 yaĢ arasında, 12 kiĢinin 26-30 yaĢ

arasında ve 14‟er kiĢinin de (% 28) 31-35 ve 36-40 yaĢ arasında olduğu

görülmektedir. GörüĢülen kiĢiler arasında yoğunluğun en fazla olduğu 41-45 yaĢ

aralığında 21 kiĢi (%21) yer alırken; 46-50 yaĢ arasında olanlar 13 kiĢi (%13), 51-55

yaĢ aralığında olanlar 10 kiĢi (%10) ve 56 yaĢ üzerinde olanlar da 11 kiĢi (%11)

olarak karĢımıza çıkmaktadır.

BaĢıbüyük ve Gülsuyu Mahallelerinde görüĢülen kiĢilerin eğitim durumlarına

bakıldığında büyük bir çoğunluğun ilkokul mezunu olduğu görülmektedir.

BaĢıbüyük Mahallesinde 33 kiĢi, Gülsuyu Mahallesinde ise 26 kiĢi ilkokul mezunu

olduğunu belirtmiĢ ve ilkokul mezunları toplamda %59‟luk bir oran oluĢturmuĢtur.

Ġlkokul mezunlarının ardından en yüksek pay lise mezunlarına aittir. GörüĢülen

kiĢiler arasında %16‟lık bir yer tutan lise mezunlarının sayısı BaĢıbüyük

Mahallesinde 2 iken Gülsuyu Mahallesinde ise 14‟tür. Her iki mahallede 5‟er ve

toplamda 10 kiĢi (%10) ortaokul mezunu olduğunu ifade ederken; BaĢıbüyük

Mahallesinde 4 kiĢi ilkokul terk olduğunu belirtmiĢtir. BaĢıbüyük mahallesinde 6

kiĢi, Gülsuyu Mahallesinde ise 1 kiĢi (toplamda 7 kiĢi ve %7) okuma-yazma

bilmediğini dile getirmiĢtir. Gülsuyu Mahallesinden 1 kiĢi Halk Eğitim Merkezinde

okuma yazma öğrenmiĢ, 3 kiĢi üniversite eğitimini tamamlamıĢtır. GörüĢmeler

sırasında mahalle sakinleri özellikle kendilerinin eğitimlerine devam etmektense

Page 248: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

236

çalıĢma hayatına katılmak zorunda kaldıklarını, bir kısmı da çocuklarının aile

bütçesine katkı sağlamak için ya da maddi imkânsızlıklar nedeniyle eğitimlerine

devam edemediklerini ifade etmiĢlerdir.

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilerin medeni durumları incelendiğinde

BaĢıbüyük Mahallesinden 46, Gülsuyu Mahallesinden ise 40 kiĢinin (toplamda 86

kiĢi ve %86) evli olduğu sonucu ile karĢılaĢılmıĢtır. GörüĢülen kiĢilerden bekâr

olanların sayısı BaĢıbüyük Mahallesinde 2, Gülsuyu Mahallesinde 9 iken toplam

bekâr kiĢi sayısı 11 kiĢidir ve %11‟lik bir orana sahiptir. BaĢıbüyük Mahallesinde 2

kiĢi, Gülsuyu Mahallesinde 1 kiĢi toplamda ise 3 kiĢi (%3) eĢinin vefat ettiğini

belirtmiĢtir.

Tablo 2. GörüĢülen KiĢinin Doğum Yeri

GörüĢülen KiĢinin Doğum Yeri Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Karadeniz Bölgesi Sayı 27 20 47

Toplam % 54,0% 40,0% 47,0%

Ġç Anadolu Bölgesi Sayı 11 6 17

Toplam % 22,0% 12,0% 17,0%

Doğu Anadolu Bölgesi Sayı 9 21 30

Toplam % 18,0% 42,0% 30,0%

Güneydoğu Anadolu Bölgesi Sayı 1 1 2

Toplam % 2,0% 2,0% 2,0%

Ege Bölgesi Sayı 1 0 1

Toplam % 2,0% 0,0% 1,0%

Marmara Bölgesi Sayı 1 2 3

Toplam % 2,0% 4,0% 3,0%

Toplam Sayı 50 50 100

Toplam % 100,0% 100,0% 100,0%

GörüĢülen kiĢilerin doğum yerlerinin dağılımı ele alındığında doğum yeri

Karadeniz Bölgesi‟ndeki iller olan kiĢi sayısı her iki mahallede toplam 47 kiĢi (%47)

olarak karĢımıza çıkmaktadır. BaĢıbüyük Mahallesi‟nden 27 ve Gülsuyu

Mahallesinden 20 kiĢi doğum yerinin Karadeniz Bölgesi sınırlarındaki illerden biri

olduğunu dile getirmiĢtir. Her iki mahallede toplam 20 kiĢi Çorum, 7 kiĢi Samsun,

12 kiĢi Tokat, 6 kiĢi Sinop ve 2 kiĢi de Samsun ilinin doğum yeri olduğunu ifade

etmiĢtir. Doğum yerlerindeki yoğunluk açısından Karadeniz Bölgesi‟ni Doğu

Page 249: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

237

Anadolu Bölgesi‟nin izlediği görülmektedir. BaĢıbüyük Mahallesi‟nden 9 kiĢi,

Gülsuyu Mahallesinden 21 kiĢi ve toplamda 30 kiĢi (%30) doğum yerinin Doğu

Anadolu Bölgesi‟nde yer alan bir il olduğunu vurgulamıĢtır. Ġller bazında bu bölge

ele alındığında dağılımın Ardahan (1 kiĢi), Kars (9 kiĢi), Erzurum (4 kiĢi), Tunceli (8

kiĢi), Erzincan (5 kiĢi) ve Malatya (3 kiĢi) Ģeklinde olduğu sonucu ile karĢılaĢılmıĢtır.

Ġç Anadolu Bölgesi‟nde yer alan illerin doğum yeri olduğunu ifade eden kiĢi sayısı

her iki mahallede toplam 17‟dir (%17). Ġç Anadolu Bölgesi‟nde doğduğunu belirten

kiĢi sayısı BaĢıbüyük Mahallesi‟nde 11 ve Gülsuyu Mahallesi‟nde 6‟dır. GörüĢülen

kiĢiye doğum yeri olan il sorulduğunda toplamda 2 kiĢi Ankara, 4 kiĢi Çankırı, 10

kiĢi Sivas ve 1 kiĢi de Yozgat cevabını vermiĢtir. GörüĢülen tüm kiĢilerin doğum

yerleri açısından Karadeniz, Doğu Anadolu ve Ġç Anadolu Bölgeleri‟nin önemli bir

orana (94 kiĢi ve %94) sahip olduğu görülmektedir. GörüĢülen kiĢiler arasında cevap

olarak Akdeniz Bölgesi‟ndeki illerden birini ifade eden kimseye rastlanmazken; 2

kiĢi (%2) Diyarbakır yani Güneydoğu Anadolu, 1 kiĢi (%1) UĢak yani Ege ve 3 kiĢi

(%3) de Ġstanbul yani Marmara Bölgesi‟nde doğduğunu dile getirmiĢtir.

7.2.2. Konut Özellikleri ve Mülkiyet Durumu

Tablo 3. GörüĢülen KiĢinin Konutunun Mülkiyet Durumu

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Kendi Evi Herhangi Bir Belge

Yok

Sayı 5 0 5

Toplam % 10,0% 0% 5,0%

Kendi Evi Tapu Tahsis Belgesi

Var

Sayı 38 20 58

Toplam % 76,0% 40,0% 58,0%

Kendi Evi Tapusu Var Sayı 0 11 11

Toplam % 0% 22,0% 11,0%

Kiracı Sayı 5 14 19

Toplam % 10,0% 28,0% 19,0%

Ailesinin Evi Tapu Tahsis Belgesi

Var

Sayı 2 5 7

Toplam % 4,0% 10,0% 7,0%

Toplam

Sayı 50 50 100

Toplam

% 100,0% 100,0% 100,0%

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilere oturmakta oldukları konutların

mülkiyet durumu sorulduğunda, BaĢıbüyük Mahallesinden 5 kiĢi konutun kendisine

Page 250: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

238

ait olduğunu ancak herhangi bir belgesi olmadığını dile getirmiĢtir. GörüĢülen

kiĢilerden Gülsuyu Mahallesinde oturan 11 kiĢi, oturmakta olduğu evin kendisine ait

olduğunu ve evin tapusunun bulunduğunu vurgulamıĢtır. GörüĢülen kiĢilerden 19‟u

kiracı olduğunu ifade etmiĢtir ve kiracıların oranı %19 olarak karĢımıza çıkmaktadır.

BaĢıbüyük Mahallesinde 5 ve Gülsuyu Mahallesinde 14 kiĢi oturduğu konuta kira

ödemektedir. GörüĢülen kiĢilerden büyük çoğunluğunun kendisine ait bir evde

oturduğu ve tapu tahsis belgesine sahip olduğu görülmektedir. Tapu tahsis belgesine

sahip kiĢi sayısı; BaĢıbüyük Mahallesinde 38 ve Gülsuyu Mahallesinde 20 iken,

toplamda 58 (%58) kiĢidir. BaĢıbüyük Mahallesinden 2 ve Gülsuyu Mahallesinden 5

kiĢi (toplamda 7 kiĢi ve %7) oturmakta olduğu evin tapu tahsis belgesi ile birlikte

ailesine ait olduğunu dile getirmiĢtir. Bu veri de dikkate alındığında, her iki

mahallede toplam 65 (%65) konutun tapu tahsisli olduğu görülmektedir. Tapu tahsis

belgesi bulunan kiĢiler yıllardır emlak ve çevre vergilerini ödediklerini ancak

belgelerini tapuya çeviremediklerini ifade etmiĢlerdir. Her seçim döneminde baĢkan

adaylarının tapu kozunu ileri sürerek oy istediğini belirten mahalle sakinleri,

seçimlerden sonra ise bu sözlerin unutulduğunu dile getirmiĢlerdir. Kentsel dönüĢüm

projesini hazırlayan bir önceki belediye baĢkanının da aynı sözü verdiğini

vurgulayan mahalleliler, özellikle kentsel dönüĢüm sürecine girince dönemin

baĢkanının da tapularını vermediğini ifade etmiĢlerdir. Mevcut belediye baĢkanının

da temel vaadinin tapu olduğunu vurgulayan mahalle sakinleri, henüz bir geliĢme

yaĢanmadığını ve kendilerine sürekli bahaneler üretildiğini dile getirmiĢlerdir.

Page 251: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

239

Tablo 4. GörüĢülen KiĢi Mülk Sahibi Ġse Mülkü Edinme Biçimi

GörüĢmenin Yapıldığı Mahalle Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Kendisi Yaptı Sayı 37 25 62

Toplam % 74% 50% 62%

Ailesinin Evi Sayı 2 5 7

Toplam % 4% 10% 7%

Satın Aldı Sayı 6 5 11

Toplam % 12% 10% 11%

Miras Kaldı Sayı 0 1 1

Toplam % 0% 2% 2%

Mülk Sahibi Değil Sayı 5 14 19

Toplam % 10% 28% 19%

Toplam Sayı 50 50 100

Toplam % 100% 100% 100,0%

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilere oturmakta oldukları konutların

mülkiyeti kendilerine ait ise nasıl mülk sahibi oldukları sorulduğunda, her iki

mahallede görüĢülen kiĢilerden 11‟i (%11) oturduğu konutu satın aldığını ifade

ederken; bu kiĢilerden 6‟sı ile BaĢıbüyük Mahallesinde ve 5‟i ile Gülsuyu

Mahallesinde görüĢme gerçekleĢtirilmiĢtir. BaĢıbüyük Mahallesinden 5, Gülsuyu

Mahallesinden 14 ve toplamda 19 kiĢi (%19) mülk sahibi olmadığını bir diğer

ifadeyle kiracı olduğunu dile getirmiĢtir. Gülsuyu Mahallesinden 1 kiĢi oturmakta

olduğu konutun kendisine miras kaldığını belirtmiĢtir. GörüĢmenin yapıldığı konutun

ailesine ait olduğunu ve herhangi bir ödeme yapmadan konutta oturduğunu dile

getiren kiĢi sayısı; BaĢıbüyük Mahallesinde 2 kiĢi, Gülsuyu Mahallesinde 5 kiĢi ve

toplamda 7 (%7) kiĢidir. YaĢamakta olduğu konutu kendisinin yaptığını (aile

bireyleri ve hatta akraba-komĢuların yardımıyla) vurgulayan toplam 62 (%62) kiĢi ile

görüĢülmüĢtür. Bu kiĢilerden 37‟si BaĢıbüyük Mahallesinde, 25‟i ise Gülsuyu

Mahallesinde görüĢme yapılan kiĢilerden oluĢmaktadır. Evini kendisi yaptığını ifade

edenler genel olarak benzer ifadeleri kullanmıĢlardır. Önce ev yapılacak arsa

bulunmuĢ ardından tek odalı da olsa ev yapılmıĢ. Zaman geçtikçe ve ufak tefek

birikim yapıldıkça da evin diğer bölümleri tamamlanmıĢ. Bu süreçte de birçok temel

ihtiyaç evin bitirilmesi uğruna ikincil plana itilmiĢtir. Evlerin yapım sürecini

görüĢmecilerden birinin Ģu ifadeleri oldukça net ifade etmektedir:

Page 252: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

240

“Biz bu evleri yaparken çocuklarımıza ayakkabı almadık, hiçbir Ģeyin

kalitelisini almadık, boğazımızdan kıstık evi bitirmek için.”

Tablo 5. GörüĢülen KiĢi Kiracı Ġse Aylık Kira Bedeli

GörüĢmenin Yapıldığı Mahalle Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

150 TL Sayı 1 0 1

Toplam % 5,3% 0% 5,3%

200 TL Sayı 2 0 2

Toplam % 10,5% 0% 10,5%

250 TL Sayı 1 5 6

Toplam % 5,3% 26,3% 31,6%

300 TL Sayı 1 3 4

Toplam % 5,3% 15,8% 21,1%

350 TL Sayı 0 2 2

Toplam % 0% 10,5% 10,5%

400 TL Sayı 0 4 4

Toplam % 0% 21,1% 21,1%

Toplam Sayı 5 14 19

Toplam % 26,3% 73,7% 100,0%

Her iki mahallede toplam 19 kiracı olduğu ve aylık kira bedellerinin 150 ile

400 TL arasında değiĢtiği görülmektedir. BaĢıbüyük mahallesinde kiracı olarak

ikamet eden toplamda 5 kiĢiden 1‟er kiĢi 150 TL, 250 TL ve 300 TL kira ödediğini

ifade ederken ve 2 kiĢi 200 TL kira bedeli olduğunu dile getirmiĢtir. Gülsuyu

Mahallesinde 14 kiĢi kiracı olduğunu vurgulamıĢ ve 5 kiĢi 250 TL, 3 kiĢi 300 TL, 2

kiĢi 350 TL ve 4 kiĢi de 400 TL aylık kira bedeli bulunduğunu ifade etmiĢtir.

GörüĢmelerin yapıldığı mahallelerin kiracılar açısından da oldukça uygun koĢullara

sahip olduğu görülmektedir. Her ne kadar hane gelirleri içinde önemli bir orana sahip

olsa da, Ġstanbul gibi bir metropolde 150 ila 400 TL arasında bedelle kiralık konut

bulabilmek oldukça önemlidir. GörüĢmeler sırasında kiracı olduğunu ifade eden

kiĢiler de kentsel dönüĢüm projeleri kapsamında en çok kendilerinin zor duruma

düĢeceğini, evsahiplerinin bir Ģekilde de olsa anlaĢarak konut sahibi olma Ģansları

bulunmasına karĢın, kiracılara yönelik bir uygulamanın bulunmadığını ifade

etmiĢlerdir. GörüĢmeler sırasında kiracıların birçoğu iĢyerine yakın ve ucuz olduğu

için mahalleye taĢındığını, oturmakta oldukları konutlardan çıkarılmaları durumunda

aynı koĢullarda kiralık ev bulamayacaklarını ve yaĢam süreçlerinin olumsuz

Page 253: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

241

etkileneceğini ifade etmiĢlerdir.

Tablo 6. GörüĢülen KiĢinin Konut Kullanım Alanı

GörüĢmenin Yapıldığı Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

51-75 Metrekare Sayı 4 1 5

Toplam % 8,0% 2,0% 5,0%

76-100 Metrekare Sayı 22 25 47

Toplam % 44,0% 50,0% 47,0%

101-125 Metrekare Sayı 16 22 38

Toplam % 32,0% 44,0% 38,0%

126-150 Metrekare Sayı 8 2 10

Toplam % 16,0% 4,0% 10,0%

Toplam Sayı 50 50 100

Toplam % 100,0% 100,0% 100,0%

GörüĢülen kiĢilere oturmakta oldukları konutların kullanım alanının

büyüklüğü sorulduğunda 47 kiĢinin (%47) 76-100 metrekare (BaĢıbüyük

Mahallesinde 22 ve Gülsuyu Mahallesinde 25 kiĢi); 38 kiĢinin ise (%38) 101-125

metrekare (BaĢıbüyük Mahallesinde 16 ve Gülsuyu Mahallesinde 22 kiĢi)

büyüklüğünde konutlarda yaĢadıkları cevabını vermiĢlerdir. BaĢıbüyük

Mahallesinden 4 kiĢi ve Gülsuyu Mahallesinden 1 kiĢi (toplamda 5 kiĢi ve %5)

oturmakta olduğu konutun 51-75 metrekare büyüklüğünde olduğunu ifade etmiĢtir.

Konut kullanım alanı 126-150 metrekare aralığında olan kiĢi sayısı her iki mahallede

toplam 10 (%10) iken; bu sayı BaĢıbüyük Mahallesi için 8 ve Gülsuyu Mahallesi için

2 olarak karĢımıza çıkmaktadır.

Page 254: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

242

Tablo 7. GörüĢülen KiĢinin Konut Oda Sayısı

GörüĢmenin Yapıldığı Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

2 Oda+Salon Sayı 23 22 45

Toplam % 46,0% 44,0% 45,0%

3 Oda+Salon Sayı 16 25 41

Toplam % 32,0% 50,0% 41,0%

4 Oda+Salon Sayı 11 3 14

Toplam % 22,0% 6,0% 14,0%

Toplam Sayı 50 50 100

Toplam % 100,0% 100,0% 100,0%

GörüĢülen kiĢilere yaĢamakta oldukları konutta yer alan oda sayısı

sorulduğunda BaĢıbüyük Mahallesinden 23 ve Gülsuyu Mahallesinde 22 kiĢinin

(toplamda 45 kiĢi ve %45) konutlarında 2 oda ve 1 salon bulunduğunu dile

getirdikleri görülmektedir. Oturdukları konutun 3 oda ve 1 salona sahip olduğunu

söyleyenlerin sayısı toplamda 41 kiĢi (%41) iken; bu sayı BaĢıbüyük Mahallesinde

16 ve Gülsuyu Mahallesinde 25 kiĢidir. GörüĢülen kiĢiler arasında %14‟lük orana

sahip 14 kiĢi (BaĢıbüyük Mahallesinde 11 ve Gülsuyu Mahallesinde 3 kiĢi)

konutunda 4 oda ve 1 salonun yer aldığını vurgulamıĢtır.

Tablo 6 ve tablo 7 birlikte incelendiğinde kentsel dönüĢüm projelerinin mülk

sahiplerine yeni konutlar sunarken mevcut konutlarına oranla daha küçük konutlar

sunduğu görülmektedir. Kentsel dönüĢüm projesi doğrultusunda tüm mülk

sahiplerine TOKĠ‟nin yaptığı 2+1 ve ortalama 82 metrekare konut edinme hakkı

verilmektedir. Mahalle sakinleri bu duruma, ya zaten 2+1 konutta yaĢadığı (45 kiĢi)

ya da daha büyük konutta (41 kiĢi 3+1 ve 14 kiĢi 4+1) oturmakta iken daha küçük bir

konutu kabul etmeyeceği tepkisini vermektedirler. Aynı Ģekilde 48 kiĢi konutunun

100 metrekareden büyük olduğunu, 47 kiĢi ise 76-100 metrekare arasında bir

büyüklüğe sahip konutta oturduğunu ve daha küçük bir konutu kabul etmeyeceğini

hatta küçük konuta sığamayacağını ifade etmiĢtir. Genel olarak TOKĠ‟den verilmesi

öngörülen konutlara iliĢkin tepki ise, kendilerine sunulan alternatifin sadece çok katlı

binalara taĢınmak olduğu, ancak bu alternatifin de mevcut konutlarından daha küçük

konutları içerdiği Ģeklindedir.

Page 255: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

243

7.2.3.Ġstihdam Süreçleri

Tablo 8. GörüĢülen KiĢinin Ne ĠĢ Yaptığı

GörüĢmenin Yapıldığı Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Evhanımı

Sayı 36 12 48

Toplam % 72,0% 24,0% 48,0%

Ev Temizliği Sayı 4 0 4

Toplam % 8,0% 0% 4,0%

Esnaf Sayı 2 5 7

Toplam % 4,0% 10,0% 7,0%

ĠĢçi Sayı 5 21 26

Toplam % 10,0% 42,0% 26,0%

Emekli ĠĢçi Sayı 2 8 10

Toplam % 4,0% 16,0% 10,0%

Memur Sayı 1 2 3

Toplam % 2,0% 4,0% 3,0%

ĠĢsiz Sayı 0 2 2

Toplam % 0% 4,0% 2,0%

Toplam Sayı 50 50 100

Toplam % 100,0% 100,0% 100,0%

Her iki mahallede görüĢme yapılan kiĢilerden 48‟i (%48) ev hanımı olduğunu

dile getirirken, mahalle bazında bakıldığında bu cevabı verenlerin BaĢıbüyük

Mahallesinde 36, Gülsuyu Mahallesinde ise 12 kiĢi olduğu görülmektedir. BaĢıbüyük

Mahallesinden 4 kiĢi ev temizliğine gittiğini ifade etmiĢtir. Esnaflık yaptığını belirten

kiĢi sayısı BaĢıbüyük Mahallesinde 2 ve Gülsuyu Mahallesinde 5 iken, görüĢülen

tüm kiĢiler arasındaki toplam esnaf sayısı 7‟dir ve %7‟lik bir orana sahiptir.

GörüĢülen kiĢilerden 26‟sı (%26) iĢçi olarak çalıĢtığını vurgulamıĢtır. ĠĢçi olarak

çalıĢan kiĢi sayısı BaĢıbüyük Mahallesinde 5, Gülsuyu Mahallesinde ise 21‟dir. Her

iki mahallede emekli iĢçi olduğunu dile getiren kiĢi sayısı 10 (%10) iken, bu cevabı

verenlerin sayısı BaĢıbüyük Mahallesinde 2, Gülsuyu Mahallesinde 8 olarak

karĢımıza çıkmaktadır. Gülsuyu Mahallesinden 2 kiĢi görüĢmenin yapıldığı süreçte

iĢsiz olduğunu vurgularken; BaĢıbüyük Mahallesinde 1, Gülsuyu Mahallesinde 2 ve

toplamda 3 kiĢi (%3) memur olduğunu ifade etmiĢtir.

Page 256: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

244

Tablo 9. GörüĢülen KiĢinin Daha Önce ÇalıĢtığı/ġu An ÇalıĢmakta Olduğu ĠĢi

Nasıl Bulduğu

GörüĢmenin Yapıldığı Mahalle Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

KomĢuları Aracılığıyla Sayı 5 1 6

Toplam % 10,0% 2,0% 6,0%

Kendi Çabalarıyla Buldu Sayı 5 12 17

Toplam % 10,0% 24,0% 17,0%

ArkadaĢları Aracılığıyla Buldu

Sayı 13 24 37

Toplam % 26,0% 48,0% 37,0%

Kendisi Dükkân Açtı Sayı 2 5 7

Toplam % 4,0% 10,0% 7,0%

Sınavla Girdi Sayı 1 2 3

Toplam % 2,0% 4,0% 3,0%

Hiç ÇalıĢmadı Sayı 24 6 30

Toplam % 48,0% 12,0% 30,0%

Toplam Sayı 50 50 100

Toplam % 100,0% 100,0% 100,0%

GörüĢülen kiĢilere görüĢmenin yapıldığı süreçte çalıĢmakta oldukları ya da

daha önce yaptıkları iĢi nasıl buldukları sorulduğunda, BaĢıbüyük‟te yaĢayanlardan

24‟ü ve Gülsuyu Mahallesinde yaĢayanlardan 6‟sı (toplamda 30 kiĢi ve %30) hiç

çalıĢmadığını ifade etmiĢtir. ĠĢ bulma süreçlerinde enformel iliĢki ağlarının oldukça

etkili olduğu görülmektedir. GörüĢmeler sırasında daha önce çalıĢtığı ya da Ģu an

çalıĢmakta olduğu iĢi nasıl bulduğu sorusuna, hiç çalıĢmamıĢ olan kiĢiler bir yana

bırakılırsa, 43 kiĢi arkadaĢ ve komĢuları aracılığıyla iĢ bulduğunu ifade etmiĢtir.

KomĢuları aracılığıyla iĢ bulduğunu ifade eden toplamda 6 kiĢi (%6)

bulunmaktayken, bu kiĢilerden 5‟i ile BaĢıbüyük Mahallesinde, 1‟i ile de Gülsuyu

Mahallesinde görüĢülmüĢtür. BaĢıbüyük Mahallesinden 5, Gülsuyu Mahallesinden

12 ve toplamda 17 kiĢi (%17) kendi çabalarıyla iĢ bulduğunu dile getirmiĢtir. ĠĢ

bulması konusunda arkadaĢlarının aracılık yaptığını belirten 37 kiĢiden (%37) 13‟ü

BaĢıbüyük Mahallesinde, 24‟ü ise Gülsuyu Mahallesinde görüĢülen kiĢilerden

oluĢmaktadır. BaĢıbüyük Mahallesinde 2 ve Gülsuyu Mahallesinde 5 kiĢi (toplamda

7 kiĢi ve %7) esnaflık yaptığını ve kendi dükkânını açtığını dile getirmiĢtir.

Sınavlarda baĢarılı olarak iĢ sahibi olduğunu belirten 3 kiĢi olmuĢtur. Bu kiĢilerden

1‟i ile BaĢıbüyük Mahallesinde, 2‟si ile de Gülsuyu Mahallesinde görüĢülmüĢtür. ĠĢ

Page 257: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

245

bulma süreçlerinde enformel iliĢki ağlarının yoğunluğu kadar formel yolların azlığı

da dikkat çekicidir. Tüm görüĢülen kiĢiler arasından sadece 3 kiĢinin kurumların

açtığı sınavlarda baĢarılı olarak iĢ sahibi olduğu görülmektedir.

Tablo 10. GörüĢülen KiĢinin Kendisi DıĢında Hane Halkından Varsa Gelir

Sağlayan KiĢinin Yaptığı ĠĢ

GörüĢmenin Yapıldığı Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

ĠĢçi Emeklisi Sayı 11 10 21

Toplam % 22,0% 20,0% 21,0%

Memur Emeklisi Sayı 3 2 5

Toplam % 6,0% 4,0% 5,0%

ĠĢçi Sayı 22 21 43

Toplam % 44,0% 42,0% 43,0%

Emekli+ĠĢçilik Yapıyor Sayı 5 0 5

Toplam % 10,0% 0% 5,0%

Seyyar Satıcı Sayı 1 0 1

Toplam % 2,0% 0% 1,0%

BaĢka ÇalıĢan Yok Sayı 6 14 20

Toplam % 12,0% 28,0% 20,0%

Esnaf Sayı 2 3 5

Toplam % 4,0% 6,0% 5,0%

Toplam Sayı 50 50 100

Toplam % 100,0% 100,0% 100,0%

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilere kendisi dıĢında hanehalkından varsa,

haneye gelir getiren kiĢinin yaptığı iĢ sorulduğunda toplamda 20 kiĢi (%20) evde

baĢka çalıĢan kiĢi olmadığı cevabını vermiĢtir. Bu cevabı veren kiĢi sayısı BaĢıbüyük

Mahallesinde 6, Gülsuyu Mahallesinde ise 14‟tür. BaĢıbüyük Mahallesinden 11 ve

Gülsuyu Mahallesinden 10 kiĢi (toplamda 21 kiĢi ve %21) kendisi dıĢında eve gelir

sağlayan kiĢinin iĢçi emeklisi olduğunu ifade ederken; BaĢıbüyük Mahallesinde 3,

Gülsuyu Mahallesinde 2 ve toplamda 5 kiĢi (%5) memur emeklisi cevabını vermiĢtir.

BaĢıbüyük Mahallesinden 5 kiĢi kendisi dıĢında eve gelir sağlayan kiĢinin emekli

olmasına karĢın halen iĢçi olarak çalıĢtığını; 1 kiĢi de seyyar satıcılık yaptığını

vurgulamıĢtır. BaĢıbüyük Mahallesinde 2, Gülsuyu Mahallesinde ise 3 kiĢi (toplamda

5 kiĢi ve %5) görüĢülen kiĢi dıĢında eve gelir sağlayan kiĢinin esnaf olduğunu dile

getirmiĢtir. GörüĢülen kiĢi dıĢında eve gelir sağlayan kiĢinin ne iĢ yaptığı sorusuna en

yoğun olarak iĢçi cevabı verildiği görülmektedir. GörüĢmenin gerçekleĢtirildiği

Page 258: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

246

kiĢilerden toplamda 43 kiĢi (%43) bu cevabı verirken mahalle bazında bakıldığında

BaĢıbüyük Mahallesinde 22, Gülsuyu Mahallesinde ise 21 kiĢi kendisi dıĢında eve

gelir sağlayan kiĢinin iĢçi olduğunu vurgulamıĢtır. Genel olarak bakıldığında

görüĢülen kiĢilerin hanehalkı gelirine katkıda bulunanların emek yoğun iĢlerde

çalıĢtıkları görülmektedir. Toplamda 43 kiĢi haneye gelir sağlayan kiĢinin iĢçi olarak

çalıĢtığını vurgularken emekliler ve emekli olup halen çalıĢanlar da dahil edildiğinde

bu sayı 69‟a yükselmektedir. ĠĢçi kategorisinde yer verilen kiĢiler genel anlamda

ücretli olarak bir baĢkasının yanında çalıĢan kiĢilerden oluĢmaktadır. Bu

gruptakilerin önemli bir bölümü dönemsel olarak iĢsiz kaldıklarını, geçici ya da

mevsimlik iĢlerde ve farklı sektörlerde iĢ buldukça çalıĢtıklarını ifade etmiĢlerdir.

Page 259: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

247

Tablo 11. GörüĢülen KiĢinin Toplam Hane Geliri

GörüĢmenin Yapıldığı Mahalle Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

500 TL ve Altı Sayı 1 0 1

Toplam % 2,0% 0% 1,0%

501-750 TL Sayı 17 2 19

Toplam % 34,0% 4,0% 19,0%

751-1000 TL Sayı 12 16 28

Toplam % 24,0% 32,0% 28,0%

1001-1250 TL Sayı 8 7 15

Toplam % 16,0% 14,0% 15,0%

1251-1500 TL Sayı 5 8 13

Toplam % 10,0% 16,0% 13,0%

1501-1750 TL Sayı 2 5 7

Toplam % 4,0% 10,0% 7,0%

1751-2000 TL Sayı 1 3 4

Toplam % 2,0% 6,0% 4,0%

2001-2250 TL Sayı 4 9 13

Toplam % 8,0% 18,0% 13,0%

Toplam Sayı 50 50 100

Toplam % 100,0% 100,0% 100,0%

GörüĢülen kiĢilere aylık toplam hane gelirleri sorulduğunda BaĢıbüyük

Mahallesinden 1 kiĢi 500 TL‟nin altında gelire sahip olduğunu ifade etmiĢtir. Aylık

hane gelirinin 501-750 TL arasında olduğunu belirten kiĢi sayısı toplam 19 (%19)

iken; gelir seviyesi bu düzeyde olan kiĢi sayısı BaĢıbüyük Mahallesinde 17 ve

Gülsuyu Mahallesinde 2‟dir. BaĢıbüyük Mahallesinden 12, Gülsuyu Mahallesinden

ise 16 kiĢi (Toplamda 28 kiĢi ve %28) aylık hane gelirinin 751-1000 TL aralığında

olduğunu dile getirmiĢtir. GörüĢülen kiĢiler arasında gelir dağılımında %13‟lük orana

sahip 13 kiĢi (BaĢıbüyük Mahallesinde 5 ve Gülsuyu Mahallesinde 8 kiĢi) aylık hane

gelirinin 1251-1500 TL arasında olduğunu belirtmiĢtir. Aylık hane geliri 1501-1750

TL arasında olan kiĢi sayısı toplamda 7 kiĢi ile %7‟lik bir orandayken, bu sayı

BaĢıbüyük Mahallesi için 2, Gülsuyu Mahallesi içinse 5 kiĢi olarak karĢımıza

çıkmaktadır. BaĢıbüyük Mahallesinden 1 ve Gülsuyu Mahallesinden 3 kiĢi (toplamda

4 kiĢi ve %4) aylık hane gelirinin 1751-2000 TL olduğunu ifade ederken; toplamda

13 kiĢi (%13) aylık hane gelirinin 2001-2250 TL arasında olduğunu dile getirmiĢ ve

bu gelire sahip kiĢi sayısı BaĢıbüyük Mahallesi için 4, Gülsuyu Mahallesi içinse 9

Page 260: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

248

olmuĢtur.

ÇalıĢma kapsamında her iki mahallede görüĢülen 100 kiĢinin tamamının

gerek 2009 yılı genel ortalamasının gerekse 2010 yılı Ocak-Temmuz ayları ve 2010

yılının ilk altı aylık ortalama yoksulluk sınırının altında gelire sahip olduğu

görülmektedir. Türkiye‟de 2009 yılı ortalama yoksulluk sınırı 2.441,33 TL olarak

açıklanırken; 2010 yılı Ocak ayında 2.644,38 TL, Temmuz ayında 2.676,42 TL ve

2010 yılının ilk altı ay ortalamasında ise 2.707,43 TL olarak açıklanmıĢtır (Türk-ĠĢ,

2010). GörüĢülen kiĢilerin toplam hane gelirleri açlık sınırı açısından ele alındığında

ise aylık geliri 750 TL‟nin altında olan toplam 20 hane (BaĢıbüyük Mahallesinde 18

ve Gülsuyu Mahallesinde 2) olduğu ve bu %20‟lik kesimin açlık sınırının altında

yaĢadığı sonucu karĢımıza çıkmaktadır. Ülke genelinde 2009 yılında açlık sınırı

ortalama 749,49 TL; 2010 yılı Ocak ayında 811,83 TL, 2010 yılı Temmuz ayında

821,66 TL ve 2010 yılı ilk ay ortalaması ise 831,18 TL olarak açıklanmıĢtır (Türk-ĠĢ,

2010).

Page 261: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

249

Tablo 12. GörüĢülen KiĢinin ve Evde Varsa Diğer ÇalıĢanların ĠĢe Nasıl Gidip

Geldiği

GörüĢmenin Yapıldığı Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

ÇalıĢtığı Yerin Servisi Var Sayı 4 6 10

Toplam % 8,0% 12,0% 10,0%

Kendi Aracı Ġle Gidiyor Sayı 5 4 9

Toplam % 10,0% 8,0% 9,0%

Evde ÇalıĢan Yok Sayı 8 6 14

Toplam % 16,0% 12,0% 14,0%

Akrabasının Aracı Ġle Gidiyor Sayı 1 0 1

Toplam % 2,0% 0% 1,0%

Yaya Olarak Gidiyor Sayı 3 6 9

Toplam % 6,0% 12,0% 9,0%

Minibüs Sayı 22 16 38

Toplam % 44,0% 32,0% 38,0%

Belediye Otobüsü Sayı 7 12 19

Toplam % 14,0% 24,0% 19,0%

Toplam Sayı 50 50 100

Toplam % 100,0% 100,0% 100,0%

GörüĢülen kiĢilere evde çalıĢan kiĢilerin iĢe nasıl gidip geldikleri

sorulduğunda 14 kiĢi (%14) evde çalıĢan kimse olmadığını ifade etmiĢtir. BaĢıbüyük

Mahallesinde 8 kiĢi, Gülsuyu Mahallesinde ise 6 kiĢi evde çalıĢan kimse olmadığını

dile getirmiĢtir. GörüĢülen kiĢilerden 10‟u (%10) evde çalıĢan kiĢinin çalıĢtığı yerin

servisi ile iĢe gidip geldiğini söylerken, bu kiĢilerden 4‟üyle BaĢıbüyük

Mahallesinde, 6‟sı ile de Gülsuyu Mahallesinde görüĢülmüĢtür. BaĢıbüyük

Mahallesinden 5, Gülsuyu Mahallesinden 4 ve toplamda 9 kiĢi (%9) evde çalıĢan

kiĢinin kendi aracını kullandığını ifade etmiĢtir. BaĢıbüyük Mahallesinde 1 kiĢi ise

iĢe akrabasının aracı ile gitmektedir. Her iki mahallede toplam 9 kiĢinin (% 9) evde

çalıĢan kiĢinin iĢyerine yaya olarak gittiğini dile getirdiği görülmektedir. GörüĢmeler

sırasında BaĢıbüyük Mahallesinde 3 kiĢi, Gülsuyu Mahallesinde ise 6 kiĢi, evde

çalıĢan kiĢinin herhangi bir ulaĢım aracı kullanmadan, yaya olarak iĢyerine gittiği

ifadesini kullanmıĢtır. GörüĢülen kiĢilerin hanesinde çalıĢan kiĢilerin iĢe gidiĢ-geliĢte

en çok kullandığı aracın minibüs (38 kiĢi ve %38) ; en çok kullandığı ikinci aracın

ise belediye otobüsü (19 kiĢi ve %19) olduğu görülmektedir. BaĢıbüyük

Mahallesinde görüĢülen kiĢilerden 22‟si evde çalıĢan kiĢilerin iĢyerine ulaĢmada

Page 262: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

250

kullandıkları aracın minibüs olduğunu ifade ederken, aynı mahallede belediye

otobüsü kullanıldığını vurgulayan kiĢi sayısı 7‟dir. Gülsuyu mahallesinde yapılan

görüĢmelerde ise aynı soruya 16 kiĢi minibüs, 12 kiĢi ise belediye otobüsü cevabını

vermiĢtir.

Tablo 13. GörüĢülen KiĢinin ve Evde Varsa Diğer ÇalıĢanların ĠĢe Ne Kadar

Zamanda Gidip Geldiği

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Yarım Saat Sayı 15 12 27

Toplam % 30,0% 24,0% 27,0%

1 Saat Sayı 11 14 25

Toplam % 22,0% 28,0% 25,0%

Seyyar ÇalıĢtığından Belli Bir

Süre Yok

Sayı 1 0 1

Toplam % 2,0% 0% 1,0%

ĠĢin Olduğu Yere Göre DeğiĢiyor Sayı 8 4 12

Toplam % 16,0% 8,0% 12,0%

45 Dakika Sayı 3 0 3

Toplam % 6,0% 0% 6,0%

1.5 Saat Sayı 2 4 6

Toplam % 4,0% 8,0% 6,0%

10 Dakika Sayı 2 7 9

Toplam % 4,0% 14,0% 9,0%

2 Saat Sayı 0 3 3

Toplam % 0% 6,0% 3,0%

Evde ÇalıĢan Yok Sayı 8 6 14

Toplam % 16,0% 12,0% 14,0%

Toplam

Sayı 50 50 100

Toplam

% 100,0% 100,0% 100,0%

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilere evde çalıĢan kiĢinin iĢyerine gidiĢ-

geliĢ ortalama süresi sorulduğunda, en çok alınan cevabın (toplamda 27 kiĢi ve %27)

yarım saat olduğu görülmektedir. BaĢıbüyük Mahallesinde 15 ve Gülsuyu

Mahallesinde 12 kiĢi evde çalıĢan kiĢinin iĢyerine gidiĢ-geliĢ süresinin yarım saat

olduğunu ifade ettiği görülmektedir. BaĢıbüyük Mahallesinde 11, Gülsuyu

Mahallesinde 14 ve toplamda 25 kiĢi (%25) evde çalıĢan kiĢinin iĢyerine gidiĢ-geliĢ

ortalama süresinin 1 saat olduğunu dile getirmiĢtir. GörüĢülen kiĢilerden 6‟sının

Page 263: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

251

(%6) evde çalıĢan kiĢinin iĢe gidiĢ-geliĢ süresinin 1,5 saat olduğunu ifade ettiği

görülürken; bu kiĢilerden 2‟si ile BaĢıbüyük Mahallesinde, 4‟ü ile de Gülsuyu

Mahallesinde görüĢülmüĢtür. BaĢıbüyük Mahallesinde 2 ve Gülsuyu Mahallesinde de

7 kiĢi (toplamda 9 kiĢi ve %9) iĢe gidiĢ-geliĢ süresi olarak 10 dakika cevabını

vermiĢtir. BaĢıbüyük Mahallesinden 1 kiĢi evde çalıĢan kiĢi seyyar olarak

çalıĢtığından belli bir iĢe gidiĢ-geliĢ süresi olmadığını ifade ederken; aynı mahalleden

3 kiĢi bu sürenin 45 dakika olduğunu vurgulamıĢtır. Gülsuyu Mahallesinde görüĢülen

3 kiĢinin ise, evde çalıĢan kiĢinin iĢyerine gidiĢ geliĢ toplam süresinin yaklaĢık 2 saat

olduğunu dile getirdiği görülmektedir. Evde çalıĢan kiĢi serbest çalıĢtığı için, iĢin

olduğu yere göre iĢe-gidiĢ geliĢ süresinin değiĢtiğini ifade eden toplam 12 kiĢi (%12)

bulunmaktayken; bu kiĢilerden 8‟i ile BaĢıbüyük Mahallesinde ve 4‟ü ile de Gülsuyu

Mahallesinde görüĢme gerçekleĢtirilmiĢtir. Görüldüğü gibi görüĢülen hanelerde

çalıĢan kiĢilerin iĢe gidiĢ-geliĢ süreleri 10 dakika ile 2 saat arasında değiĢmektedir.

Ġstanbul bir kentte var olan ulaĢım ve trafik yoğunluğu göz önünde alındığında, bu

sürelerin oldukça kısa olduğu ve görüĢülen kiĢilerin konutlarının bulunduğu alanların

bu anlamda avantaj sağladığı ileri sürülebilir.

Page 264: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

252

Tablo 14. GörüĢülen KiĢinin ve Evde Varsa Diğer ÇalıĢanların ĠĢe GidiĢ GeliĢ

Toplam Masrafları

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Servisle Gittiğinden Yol Masrafı

Yok

Sayı 4 6 10

Toplam

% 8,0% 12,0% 10,0%

150 TL Civarı

Sayı 14 11 25

Toplam

% 28,0% 22,0% 25,0%

Akrabasının Aracı Ġle Gittiğinden

Yol Masrafı Yok

Sayı 1 0 1

Toplam

% 2,0% 0% 1,0%

Yaya Olarak Gittiğinden Yol

Masrafı Yok

Sayı 3 6 9

Toplam

% 6,0% 12,0% 9,0%

100 TL Civarı

Sayı 11 11 22

Toplam

% 22,0% 22,0% 22,0%

ĠĢin Olduğu Yere Göre DeğiĢiyor

Sayı 8 3 11

Toplam

% 16,0% 6,0% 11,0%

250 TL Civarı

Sayı 1 7 8

Toplam

% 2,0% 14,0% 8,0%

Evde ÇalıĢan Yok

Sayı 8 6 14

Toplam

% 16,0% 12,0% 14,0%

Toplam

Sayı 50 50 100,0

Toplam

% 100,0% 100,0% 100,0%

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilere evde çalıĢan kiĢilerin iĢyerine gidiĢ-

geliĢ masraflarının ne kadar olduğu sorulduğunda BaĢıbüyük Mahallesinden 4 ve

Gülsuyu Mahallesinden 6 kiĢi (toplamda 10 kiĢi ve %10) çalıĢan kiĢinin çalıĢtığı

yerin servisi ile iĢyerine gittiğinden yol masrafı olmadığını belirtmiĢtir. Her iki

mahallede görüĢülen kiĢilerden toplam 9‟u (%9) çalıĢan kiĢinin iĢyerine yaya olarak

gittiğini ve yol masrafı olmadığını dile getirirken; bu kiĢilerden 3‟ü ile BaĢıbüyük

Mahallesinde ve 6‟sı ile de Gülsuyu Mahallesinde görüĢme gerçekleĢtirilmiĢtir.

BaĢıbüyük Mahallesinden 1 kiĢi ise yine evde çalıĢan kiĢinin yol masrafı olmadığını

ve iĢyerine akrabasının aracı ile gittiğini vurgulamıĢtır. ÇalıĢan kiĢinin aylık iĢyerine

Page 265: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

253

ulaĢım masrafının 150 TL olduğunu ifade eden, BaĢıbüyük Mahallesinde 14,

Gülsuyu Mahallesinde 11 ve toplamda 25 kiĢi (%25) bulunmaktadır. Her iki

mahalleden 11‟er kiĢi (toplamda 22 kiĢi ve %22) çalıĢan kiĢinin iĢyerine ulaĢım

giderinin aylık ortalama 100 TL olduğunu dile getirirken; BaĢıbüyük Mahallesinden

1 ve Gülsuyu Mahallesinden 7 kiĢi olmak üzere toplamda 8 kiĢi (%8) bu giderin

aylık 250 TL civarında olduğunu belirtmiĢtir. Evde çalıĢan kiĢi serbest çalıĢan

olduğundan iĢyerine ulaĢım masrafının değiĢken olduğunu ifade eden toplam 11 kiĢi

(%11) ile görüĢme gerçekleĢtirilirken; bu kiĢilerden 8‟ile BaĢıbüyük Mahallesinde ve

3‟ü ile de Gülsuyu Mahallesinde görüĢülmüĢtür. Tablo 24‟te ulaĢım sürelerinin

kısalığının vurgulandığı gibi ulaĢım maliyetlerinin azlığına da dikkat edilmelidir. Yol

masrafı hiç olmayan kiĢiler bir kenara bırakıldığında iĢyerine ulaĢım için ödenen

bedellerin 100 TL ile 250 TL arasında olduğu görülmektedir. Bu durum da iĢyeri-

konut yakınlığının, az vasıta kullanılarak ve dolayısıyla az ücret ödeyerek iĢyerine

ulaĢmada kolaylık sağladığını göstermektedir.

Page 266: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

254

7.2.4. Mahallede YaĢam Süreçleri

Tablo 15. GörüĢülen KiĢinin Bu Mahalleden Önce Ġkamet Ettiği Yer

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Ġstanbul'da BaĢka Bir

Mahalle

Sayı 21 17 38

Toplam % 42,0% 34,0% 38,0%

BaĢka Bir Ġl Sayı 28 28 56

Toplam % 56,0% 56,0% 56,0%

Bu Mahallede Doğdu Sayı 1 5 6

Toplam % 2,0% 10,0% 6,0%

Toplam

Sayı 50 50 100

Toplam

% 100,0% 100,0% 100,0%

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilere görüĢme esnasında yaĢamakta

oldukları mahalleden önce nerede ikamet ettikleri sorulduğunda, gerek kent içi

gerekse ülke içi göç hareketinin söz konusu olduğu görülmektedir. Göç sonucu

mahalleye geldiğini vurgulayan kiĢiler arasında büyük çoğunluğu baĢka bir ilden

gelenler oluĢturmaktadır. Her iki mahalleden 28‟er kiĢi (toplamda 56 kiĢi ve %56)

baĢka bir ilden bu mahalleye ve dolayısıyla Ġstanbul‟a geldiklerini ifade etmiĢlerdir.

Toplamda 38 kiĢi (%38) görüĢme esnasında oturduğu mahalleye gelmeden önce

Ġstanbul‟da bir baĢka mahallede ikamet ettiğini vurgulamıĢtır. BaĢıbüyük

Mahallesinden önce Ġstanbul‟da bir baĢka mahallede oturan kiĢi sayısı 21 iken, bu

sayı Gülsuyu Mahallesi için 17‟dir. YaĢamakta olduğu mahallede doğduğunu dile

getiren kiĢi sayısı BaĢıbüyük Mahallesinde 1 ve Gülsuyu Mahallesinde 5 kiĢi iken,

bu oran toplamda 6 kiĢi ile %6 Ģeklinde karĢımıza çıkmaktadır.

Page 267: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

255

Tablo 16. GörüĢülen KiĢinin Daha Önce Ġkamet Ettiği Yerden Ayrılma Sebebi

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Bu Mahallede Ev Yaptı Sayı 19 15 34

Toplam % 38,0% 30,0% 34,0%

Kirası Uygun Ev Bulmak Ġçin Sayı 4 1 5

Toplam % 8,0% 2,0% 5,0%

Aile Göçü Sayı 18 22 40

Toplam % 36,0% 44,0% 40,0%

Evlilik Sayı 8 7 15

Toplam % 16,0% 14,0% 15,0%

Doğduğundan Beri Bu

Mahallede

Sayı 1 5 6

Toplam % 2,0% 10,0% 6,0%

Toplam

Sayı 50 50 100

Toplam

% 100,0% 100,0% 100,0%

Her iki mahallede görüĢülen kiĢilere daha önce yaĢamakta oldukları yerden

ayrılma nedenleri sorulduğunda, BaĢıbüyük Mahallesinde 19 ve Gülsuyu

Mahallesinde 15 kiĢi (toplamda 34 kiĢi ve %34), görüĢmenin yapıldığı mahallede ev

yaptığı için daha önce yaĢamakta olduğu yerden ayrıldığını ifade etmiĢtir. Kirası

uygun ev bulmak için daha önce yaĢadığı yerden ayrıldığını dile getiren 5 kiĢiden

(%5) 4‟ü BaĢıbüyük Mahallesinde ikamet ederken, 1‟i de Gülsuyu Mahallesinde

yaĢamaktadır. GörüĢülen kiĢilerin daha önce yaĢamakta olduğu yeri terk etmesinin en

önemli nedeni olarak karĢımıza aile göçü çıkmaktadır. Aile göçü nedeniyle daha

önce yaĢadığı yeri terk eden kiĢilerin sayısı toplamda 40 (%40) iken, bu sayının

BaĢıbüyük Mahallesinde 18 ve Gülsuyu Mahallesinde 22 kiĢi olduğu görülmektedir.

Evlilik nedeniyle daha önce yaĢadığı yerden ayrıldığını ve görüĢmenin yapıldığı

mahalleye geldiğini belirten kiĢi sayısı, BaĢıbüyük Mahallesinde 8, Gülsuyu

Mahallesinde 7 kiĢi iken, toplamda 15 kiĢi (%15) bu cevabı vermiĢtir. BaĢıbüyük

Mahallesinden 1 ve Gülsuyu Mahallesinden 5 kiĢi (toplamda 6 kiĢi ve %6) ise

doğduğundan beri aynı mahallede ikamet ettiğini belirtmiĢtir.

Page 268: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

256

Tablo 17. GörüĢülen KiĢinin Kaç Yıldır GörüĢmenin Yapıldığı Mahallede

Oturduğu

GörüĢmenin Yapıldığı Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

1-5 Yıl Sayı 4 4 8

Toplam % 8,0% 8,0% 8,0%

6-10 Yıl Sayı 6 5 11

Toplam % 12,0% 10,0% 11,0%

11-15 Yıl Sayı 10 4 14

Toplam % 20,0% 8,0% 14,0%

16-20 Yıl Sayı 10 14 24

Toplam % 20,0% 28,0% 24,0%

21-25 Yıl Sayı 6 2 8

Toplam % 12,0% 4,0% 8,0%

26 Yıl ve Üzeri Sayı 14 21 35

Toplam % 28,0% 42,0% 35,0%

Toplam Sayı 50 50 100

Toplam % 100,0% 100,0% 100,0%

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilere görüĢmenin yapıldığı mahallede kaç

yıldır oturdukları sorulduğunda en yüksek oranın, 35 kiĢi ve %35 ile 26 yıldan fazla

süredir aynı mahallede oturduğunu söyleyenlere ait olduğu görülmektedir. BaĢıbüyük

Mahallesinde 14 ve Gülsuyu Mahallesinde 21 kiĢi 26 yılı aĢkın süredir aynı

mahallede yaĢadığını ifade etmiĢtir. Mahallede oturma süresi açısından en yoğun

verilen ikinci cevap, görüĢülen kiĢilerin 16-20 yıldır görüĢmenin yapıldığı mahallede

oturduğu Ģeklindedir. Toplamda 24 kiĢi (%24) 16-20 yıldır aynı mahallede

oturduğunu dile getirirken, bu sayı BaĢıbüyük Mahallesinde 10 ve Gülsuyu

Mahallesinde 14 kiĢi olarak karĢımıza çıkmaktadır. BaĢıbüyük Mahallesinde 10 ve

Gülsuyu Mahallesinde 4 kiĢi (toplamda 14 kiĢi ve %14), 11-15 yıldır görüĢmenin

yapıldığı mahallede yaĢadığını vurgulamıĢtır. 6-10 yıldır aynı mahallede oturduğunu

söyleyenlerin sayısı BaĢıbüyük Mahallesinde 6, Gülsuyu Mahallesinde 5 kiĢi iken

toplamda 11 kiĢi (%11)‟dir. GörüĢülen kiĢilerden 8‟i (%8) 21-25 yıldır görüĢmenin

yapıldığı mahallede ikamet ettiğini dile getirmiĢtir. 21-25 yıldır aynı mahallede

oturanların sayısı BaĢıbüyük Mahallesinde 6 iken, Gülsuyu Mahallesinde 2 kiĢidir.

GörüĢülen diğer kiĢilere oranla görüĢmenin yapıldığı mahallede daha kısa süredir

yaĢayanlar (1-5 yıl) her iki mahallede de 4‟er kiĢiyken, toplamda 8 kiĢi ile %8‟lik bir

orana sahiptir.

Page 269: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

257

Tablo 18. GörüĢülen KiĢinin Bu Mahalleyi Seçme Nedeni

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Akrabaları Olduğu Ġçin Bu

Mahalleye Geldi

Sayı 20 8 28

Toplam % 40,0% 16,0% 28,0%

Bu Mahallede Uygun Arsa Buldu Sayı 17 8 25

Toplam % 34,0% 16,0% 25,0%

HemĢerileri Olduğu Ġçin Bu

Mahalleye Geldi

Sayı 3 20 23

Toplam % 6,0% 40,0% 23,0%

Evlendiği KiĢi Bu Mahallede

Oturuyor

Sayı 8 7 15

Toplam % 16,0% 14,0% 15,0%

Bu Mahallede Doğdu Sayı 1 5 6

Toplam % 2,0% 10,0% 6,0%

ĠĢyerine Yakın Evde Oturmak Ġçin Sayı 1 2 3

Toplam % 2,0% 4,0% 3,0%

Toplam

Sayı 50 50 100

Toplam

% 100,0% 100,0% 100,0%

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilere neden görüĢmenin yapıldığı

mahalleyi seçtikleri sorulduğunda; BaĢıbüyük Mahallesinden 20 ve Gülsuyu

Mahallesinden 8 kiĢi (toplamda 28 kiĢi ve %28) akrabaları olduğu için bu mahalleye

yerleĢtiklerini ifade etmiĢlerdir. BaĢıbüyük Mahallesinden 3 ve Gülsuyu

Mahallesinden 20 kiĢi (toplamda 23 kiĢi ve %23), hemĢerilerinin mahallede yaĢıyor

olmasının bu mahalleyi seçmelerinde etkili olduğunu dile getirmiĢlerdir. Evlendiği

kiĢinin görüĢmenin yapıldığı mahallede yaĢıyor olması nedeniyle görüĢmenin

yapıldığı mahalleye geldiğini söyleyen 15 kiĢi (%15) bulunmaktayken; bu kiĢilerden

8‟i ile BaĢıbüyük Mahallesinde ve 7‟si ile de Gülsuyu Mahallesinde görüĢülmüĢtür.

Doğum yerinin görüĢmenin gerçekleĢtirildiği mahalle olduğunu ifade eden 6 kiĢi

(%6) bulunmaktadır ve bu kiĢilerin mahallelere göre dağılımı BaĢıbüyük

Mahallesinde 1 kiĢi ve Gülsuyu Mahallesinde 5 kiĢi Ģeklindedir. BaĢıbüyük

Mahallesinde 1 ve Gülsuyu Mahallesinde 2 kiĢi (toplamda 3 ve %3), görüĢmenin

yapıldığı mahalleyi iĢyerine yakın olduğu için seçtiğini dile getirmiĢtir. Mahalleyi

seçme gerekçesi olarak görüĢmenin yapıldığı mahallede uygun arsa bulduğunu

belirten kiĢi sayısı toplamda 25 kiĢi (%25) iken, bu ifadeyi kullananların mahallelere

göre dağılımı BaĢıbüyük Mahallesinde 17 ve Gülsuyu Mahallesinde 8 kiĢidir.

Page 270: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

258

GörüĢülen kiĢilerin ifadelerinden de anlaĢılabileceği gibi, akrabalık ve hemĢerilik

gibi enformel iliĢki ağları kentsel mekânda yer edinme anlamında oldukça etkili bir

faktör olmuĢtur. Bunun yanı sıra kentsel arsa stokunun azlığı karĢısında mahallede ev

yapacak uygun arsa bulunması da önemli bir etken olarak karĢımıza çıkmaktadır.

Tablo 19. GörüĢülen KiĢinin ġu Anda Oturduğu Konuttan Memnun Olup

Olmama Nedeni

GörüĢmenin Yapıldığı Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Kendi Evinde Oturuyor Sayı 34 31 65

Toplam % 68,0% 62,0% 65,0%

ĠĢyerine Yakın Sayı 1 1 2

Toplam % 2,0% 2,0% 2,0%

Kirası Uygun Sayı 5 14 19

Toplam % 10,0% 28,0% 19,0%

Ev GeniĢ Sayı 8 3 11

Toplam % 16,0% 6,0% 11,0%

Bahçesi Var Sayı 2 1 3

Toplam % 4,0% 2,0% 3,0%

Toplam Sayı 50 50 100

Toplam % 100,0% 100,0% 100,0%

GörüĢülen kiĢilere görüĢmenin yapıldığı ve halen oturmakta oldukları

konuttan memnun olup olmadıkları sorulduğunda her iki mahallede görüĢülen

kiĢilerin tamamı (100 kiĢi ve %100) konutlarından memnun olduklarını ifade

etmiĢlerdir.

GörüĢülen kiĢilere oturmakta oldukları konuttan neden memnun oldukları

sorulduğunda en çok alınan cevap (BaĢıbüyük Mahallesinden 34, Gülsuyu

Mahallesinden 31 kiĢi ve toplamda 65 kiĢi/ %65) kendi evinde oturuyor olmalarıdır.

Bu kadar yoğun verilen cevabın konutların konforu vb olmamasının temel nedeni,

görüĢülen kiĢilerin konutlarının yıllarca emek harcanarak, süreç içinde düzenlenerek-

eklemeler yapılarak ve ağır bedeller ödenerek yapılmıĢ olması ve kendi evinde

yaĢıyor olmanın verdiği güvenle açıklanabilir. Her iki mahallede görüĢülen

kiĢilerden kiracı olan 19 kiĢinin (%19) (BaĢıbüyük Mahallesinde 5 ve Gülsuyu

Mahallesinde 14 kiĢi) tamamının oturmakta olduğu konuttan memnun olma

sebebinin, kira miktarının uygunluğu olduğu görülmektedir. BaĢıbüyük

Mahallesinden 8 ve Gülsuyu Mahallesinden 3 kiĢi (toplamda 11 kiĢi ve %11),

Page 271: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

259

oturmakta olduğu konutun geniĢ olmasının memnuniyet verdiğini dile getirirken; her

iki mahallede toplam 3 kiĢi (%3) evinin bahçesi olmasının kendisini memnun ettiğini

vurgulamıĢtır. Konutundan memnun olma sebebi olarak bahçe sahibi olmayı

gösteren kiĢi sayısı BaĢıbüyük Mahallesinde 2 ve Gülsuyu Mahallesinde 1 kiĢidir.

Tablo 20. GörüĢülen KiĢinin YaĢadığı Çevreden Memnun Olup Olmama Nedeni

GörüĢmenin Yapıldığı Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

KomĢuluk ĠliĢkileri Ġyi Sayı 32 25 57

Toplam % 64,0% 50,0% 57,0%

Akrabaları Var Sayı 11 1 12

Toplam % 22,0% 2,0% 12,0%

Kimsenin Kimseye Zararı Yok

Sayı 7 17 24

Toplam % 14,0% 34,0% 24,0%

HemĢerileri Var Sayı 0 7 7

Toplam % 0% 14,0% 7,0%

Toplam Sayı 50 50 100

Toplam % 100,0% 100,0% 100,0%

GörüĢülen kiĢilere yaĢamakta oldukları çevreden memnun olup olmadıkları

sorulduğunda görüĢme yapılan 100 kiĢinin tamamının (%100) çevresinden memnun

olduğunu vurguladığı görülmektedir.

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilere yaĢamakta oldukları çevreden neden

memnun oldukları sorulduğunda, görüĢülen tüm kiĢilerin, yaĢam çevrelerinin sosyal

yönüne ve iliĢkilere vurgu yaptığı görülmektedir. Bu vurgudan hareketle fiziksel

çevreden çok, sosyal çevrenin yaĢam alanına yüklenen anlamı oluĢturduğu

söylenebilir. BaĢıbüyük Mahallesinden 32 ve Gülsuyu Mahallesinden 25 kiĢi

(toplamda 57 kiĢi ve %57) yaĢadığı çevreden memnun olma nedeni olarak, komĢuluk

iliĢkilerinin iyi olmasını göstermektedir. Mahalleyi seçme nedeninde olduğu kadar

yoğun olmasa da akraba ve hemĢerilerin yaĢanılan çevrede bulunması da önem

taĢımaktadır. Toplamda 12 kiĢi (%12) yaĢam çevresinden memnun olma nedeni

olarak akrabalarının bulunmasını gösterirken, BaĢıbüyük Mahallesinde 11 kiĢi bu

ifadeyi kullanmıĢtır. Gülsuyu Mahallesinde bu sayı 1 kiĢi ile sınırlıdır. Gülsuyu

Mahallesinden 7 kiĢi, hemĢerilerinin yakın çevresinde yaĢıyor olması nedeniyle

memnun olduğunu dile getirmiĢtir. GörüĢülen kiĢilerden 24‟ü (%24) komĢuluk

Page 272: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

260

iliĢkilerinin iyiliği kapsamında da ele alınabilecek bir ifade olan “kimsenin kimseye

zararı yok” ifadesine vurgu yapmıĢlardır. BaĢıbüyük Mahallesinden 7 ve Gülsuyu

Mahallesinden 17 kiĢi yaĢadığı çevreden memnuniyet nedeni olarak bu ifadeyi

kullanmıĢlardır.

Tablo 21. GörüĢülen KiĢinin KomĢularıyla Ne Sıklıkla Bir Araya Geldiği

GörüĢmenin Yapıldığı Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Hergün Sayı 38 23 61

Toplam % 76,0% 46,0% 61,0%

Haftada 2-3 Kez Sayı 9 5 14

Toplam % 18,0% 10,0% 14,0%

Haftada 1 Sayı 1 16 17

Toplam % 2,0% 32,0% 17,0%

Ayda Bir Sayı 2 6 8

Toplam % 4,0% 12,0% 8,0%

Toplam Sayı 50 50 100

Toplam % 100,0% 100,0% 100,0%

GörüĢülen kiĢilere komĢularıyla ne sıklıkla bir araya geldiği sorulduğunda

BaĢıbüyük Mahallesinde 38 kiĢi ve Gülsuyu Mahallesinde 23 kiĢi olmak üzere,

toplamda 61 kiĢi (%61) komĢularıyla her gün görüĢtüğünü dile getirmiĢtir.

KomĢularıyla haftada 2-3 kez görüĢtüğünü ifade eden 14 kiĢi (%14) bulunmaktadır

ve bu kiĢilerden 9‟u ile BaĢıbüyük Mahallesinde 5‟i ile de Gülsuyu Mahallesinde

görüĢülmüĢtür. GörüĢme yapılan kiĢilerin %17‟si (17 kiĢi) komĢularıyla görüĢme

sıklığının haftada bir olduğunu söylerken, bu 17 kiĢinin 1‟i BaĢıbüyük Mahallesinde,

16‟sı ise Gülsuyu Mahallesinde ikamet etmektedir. BaĢıbüyük Mahallesinde

komĢularıyla ayda bir görüĢen 2 kiĢi varken Gülsuyu Mahallesinde 6 kiĢi bu ifadeyi

kullanmıĢtır. Tüm görüĢülen kiĢiler içinde komĢularıyla ayda bir görüĢtüğünü dile

getiren toplam 8 kiĢinin %8‟lik bir orana sahip olduğu görülmektedir.

Page 273: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

261

Tablo 22. GörüĢülen KiĢinin KomĢularıyla En Çok YardımlaĢtığı Konu

GörüĢmenin Yapıldığı Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Gıda+ Borç Para Alıp Verme Sayı 27 17 44

Toplam % 54,0% 34,0% 44,0%

Erzak Hazırlama Sayı 2 1 3

Toplam % 4,0% 2,0% 3,0%

Ne Lazım Olursa Sayı 21 32 53

Toplam % 42,0% 64,0% 53,0%

Toplam Sayı 50 50 100

Toplam % 100,0% 100,0% 100,0%

GörüĢülen kiĢilere komĢularıyla en çok yardımlaĢtıkları konunun ne olduğu

sorulduğunda, BaĢıbüyük Mahallesinden 27 ve Gülsuyu Mahallesinden 17 kiĢi

(toplamda 44 kiĢi ve %44), komĢularıyla gıda ve borç para alıp verme konusunda

yardımlaĢtıklarını ifade etmiĢtir. KomĢularıyla yardımlaĢtığı konunun erzak

hazırlama olduğunu dile getiren 3 kiĢi (%3) bulunmaktadır ve bu kiĢilerden 2‟si ile

BaĢıbüyük Mahallesinde, 1‟i ile de Gülsuyu Mahallesinde görüĢülmüĢtür.

KomĢularıyla en çok yardımlaĢtığı konuyu oldukça genel bir cevap olan “ne lazım

olursa” ifadesiyle vurgulayan kiĢi sayısı BaĢıbüyük Mahallesinde 21, Gülsuyu

Mahallesinde 32 ve toplamda da 53 (%53) kiĢidir. KomĢularla ne lazım olursa

yardımlaĢıyoruz diyenler; yardımlaĢtıkları konular arasında gıda, borç para, erzak

hazırlama, düğün, cenaze vb konuları saymıĢlardır. Görüldüğü gibi her iki mahallede

de komĢuluk iliĢkileri oldukça güçlüdür ve yoğun bir dayanıĢma söz konusudur.

Page 274: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

262

Tablo 23. GörüĢülen KiĢinin Akrabalarıyla GörüĢme Sıklığı

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Ayda 2-3 Kez Sayı 6 10 16

Toplam % 12,0% 20,0% 16,0%

Aynı Mahallede Olduğundan

Hergün

Sayı 7 15 22

Toplam % 14,0% 30,0% 22,0%

Haftada 2-3 Kez Sayı 8 2 10

Toplam % 16,0% 4,0% 10,0 %

Senede 1-2 Kez Sayı 18 13 31

Toplam % 36,0% 26,0% 31,0%

Ayda 1 Kez Sayı 8 7 15

Toplam % 16,0% 14,0% 30,0%

Ġstanbul’da Akrabası Yok Sayı 3 3 6

Toplam % 6,0% 6,0% 6,0%

Toplam

Sayı 50 50 100

Toplam

% 100,0% 100,0% 100,0%

GörüĢülen kiĢilerden her iki mahallede de 47‟Ģer (toplamda 94 kiĢi ve %94)

kiĢi Ġstanbul‟da akrabaları olduğunu ifade etmiĢtir. GörüĢülen kiĢiler arasında

Ġstanbul‟da akrabası olmadığını söyleyen kiĢilerin toplam sayısı 6 (%6) iken; her iki

mahallede de 3‟er kiĢinin Ġstanbul‟da akrabasının bulunmadığı görülmektedir.

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilerin komĢularıyla görüĢme sıklığına

oranla, akrabalarıyla daha seyrek görüĢtükleri saptanmıĢtır. GörüĢülen kiĢiler

akrabalarıyla çok sık görüĢememe nedeninin, uzaklık ve yol parası masrafı olduğunu

ifade etmiĢlerdir. Akrabalarıyla senede 1-2 kez görüĢebildiğini ifade eden toplam 31

kiĢi (%31) bulunmaktayken, bu kiĢilerin 18‟i BaĢıbüyük Mahallesinde, 13‟ü ise

Gülsuyu Mahallesinde görüĢülen kiĢilerden oluĢmaktadır. Bunun yanı sıra

akrabalarıyla ayda bir görüĢtüğünü dile getiren kiĢi sayısı BaĢıbüyük Mahallesinde

8, Gülsuyu Mahallesinde 7 kiĢi iken, toplamda 15 (%15 kiĢidir). BaĢıbüyük

Mahallesinden 6 ve Gülsuyu Mahallesinden 10 kiĢi olmak üzere toplamda 16 kiĢi

(%16) ayda 2-3 kez akrabalarıyla bir araya geldiğini belirtmiĢtir. Her iki mahallede

haftada 2-3 kez akrabaları ile görüĢme fırsatı olduğunu ifade eden toplamda 10 kiĢi

(%10) bulunmaktayken, bu kiĢilerden 8‟i ile BaĢıbüyük Mahallesinde, 2‟si ile de

Gülsuyu Mahallesinde görüĢme gerçekleĢtirilmiĢtir. BaĢıbüyük Mahallesinde 7 ve

Page 275: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

263

Gülsuyu Mahallesinde 15 kiĢi (toplamda 22 kiĢi ve %22), görüĢmenin yapıldığı

mahallede akrabaları bulunduğunu ve bu nedenle akrabalarıyla hemen her gün

görüĢme Ģansı bulunduğunu dile getirmiĢtir.

Tablo 24. GörüĢülen KiĢinin Ev AlıĢveriĢini Nereden Yaptığı

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Mahalle Bakkalı Sayı 1 1 2

Toplam % 2,0% 2,0% 2,0%

Mahalle Bakkalı+Seyyar Satıcılar Sayı 3 0 3

Toplam % 6,0% 0% 3,0%

Mahalle Bakkalı+Seyyar

Satıcılar+Pazar

Sayı 13 1 14

Toplam % 26,0% 2,0% 14,0%

Mahalle Bakkalı+Pazar Sayı 26 42 68

Toplam % 52,0% 84,0% 68,0%

Büyük Marketler Sayı 7 6 13

Toplam % 14,0% 12,0% 13,0%

Toplam

Sayı 50 50 100

Toplam

% 100,0% 100,0% 100,0%

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilere yöneltilen ev alıĢveriĢini nereden

yaptıkları sorusuna verilen cevaplar arasında, mahalle bakkallarının önemli bir yere

sahip olduğu görülmektedir. Bunun nedeni yakınlık, tanıĢıklık vb olabildiği gibi

veresiye olanağının da bulunmasından kaynaklanabilmektedir. Mahalle bakkalı gibi

semt pazarı da ev alıĢveriĢlerinde önemli bir yere sahiptir. ÇalıĢma kapsamında

görüĢülen kiĢilerden BaĢıbüyük Mahallesinde yaĢayan 26, Gülsuyu Mahallesinde

yaĢayan 42 ve toplamda 68 (%68) kiĢi ev alıĢveriĢlerini mahalle bakkalı ve pazardan

yaptığını ifade etmiĢtir. Ev alıĢveriĢlerini mahalle bakkalı, seyyar satıcılar ve

pazardan yaptığını dile getiren toplamda 14 kiĢi (%14) bulunmaktadır ve bu

kiĢilerden 13‟ü ile BaĢıbüyük Mahallesinde, 1‟iyle de Gülsuyu Mahallesinde

görüĢülmüĢtür. BaĢıbüyük Mahallesinde görüĢülen kiĢilerden 3‟ü alıĢveriĢini mahalle

bakkalı ve seyyar satıcılardan yaptığını ifade ederken; her iki mahalleden 1‟er kiĢi

(toplamda 2 kiĢi ve %2) sadece mahalle bakkalından alıĢveriĢ yaptığını dile

getirmiĢtir. AlıĢveriĢ ihtiyacını büyük marketlerden karĢıladığını vurgulayan toplam

13 kiĢi (%13) ile görüĢülmüĢtür ve bu görüĢmelerin 7‟si BaĢıbüyük Mahallesinde,

6‟sı ise Gülsuyu Mahallesinde gerçekleĢtirilmiĢtir.

Page 276: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

264

7.2.5. Kentsel DönüĢüm Süreci

Tablo 25. GörüĢülen KiĢiye Kentsel DönüĢüm Projesi Hakkında Resmi

Kurumlar Tarafından Bilgi Verilip Verilmediği

GörüĢmenin Yapıldığı Mahalle Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Herhangi Bir Bilgi Verilmedi Sayı 42 50 92

Toplam % 84,0% 100,0% 92,0%

Verildi Sayı 8 0 8

Toplam % 16,0% 0% 8,0%

Toplam Sayı 50 50 100

Toplam % 100,0% 50,0% 100,0%

Maltepe Belediyesi tarafından kentsel dönüĢüm alanı ilanı edilen BaĢıbüyük

ve Gülsuyu Mahallesi sakinleriyle yapılan görüĢmelerde, görüĢülen kiĢilere yaĢam

alanlarını tamamıyla değiĢtirecek ve etkileyecek bu proje konusunda proje sürecinin

baĢında resmi kurumlar tarafından bilgilendirilip bilgilendirilmedikleri sorulduğunda,

BaĢıbüyük Mahallesinden 42, Gülsuyu Mahallesinden 50 ve toplamda 92 kiĢi (%92)

herhangi bir bilgilendirme yapılmadığını ifade etmiĢtir. BaĢıbüyük Mahallesinden 8

kiĢi ise, proje hazırlandıktan ve onaylandıktan sonra belediyenin bilgilendirme

yaptığını dile getirmiĢtir.

Tablo 26. GörüĢülen KiĢiye Kentsel DönüĢüm Projesine ĠliĢkin Fikrinin Proje

Hazırlanırken Sorulup Sorulmadığı

GörüĢmenin Yapıldığı Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Hayır Sorulmadı

Sayı 50 50 100

Toplam % 100,0% 100,0% 100,0%

Evet Soruldu Sayı 0 0 0

Toplam % 0% 0% 0%

Toplam Sayı 50 50 100

Toplam % 100,0% 100,0% 100,0%

GörüĢülen kiĢiler belediye ya da herhangi bir resmi kurum tarafından

mahallelerinde hayata geçirilecek bir müdahale ve uygulama konusunda

bilgilendirilmediklerini ifade ettikleri gibi; kentsel dönüĢüm projesi hazırlanırken

görüĢ ve fikirlerinin sorulmadığını dile getirmiĢlerdir. Her iki mahallede görüĢülen

100 kiĢinin (%100) tamamı hiçbir Ģekilde kendilerine danıĢılmadığını

vurgulamıĢlardır.

Page 277: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

265

Tablo 27. GörüĢülen KiĢinin Proje Sürecinde Söz Sahibi Olup Olmadığı

GörüĢmenin Yapıldığı Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Hayır, Söz Sahibi Değil Sayı 50 50 100

Toplam % 100,0% 100,0% 100,0%

Evet, Söz Sahibi Sayı 0 0 0

Toplam % 0% 0% 0%

Toplam Sayı 50 50 100

Toplam % 100,0% 100,0% 100,0%

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilere kentsel dönüĢüm projesi

onaylandıktan sonraki süreçte projeye iliĢkin söz sahibi olup olmadıkları

sorulduğunda; her iki mahallede görüĢülen tüm kiĢiler (100 kiĢi ve %100) söz sahibi

olmadıklarını ifade etmiĢlerdir. Bir diğer ifadeyle mahalle sakinleri kendi

mahallelerinde gerçekleĢtirilen/gerçekleĢtirilmesi planlanan dönüĢümün herhangi bir

aĢamasında sürece dâhil edilmemiĢlerdir.

Son üç tablo birlikte incelendiğinde kentsel dönüĢüm projelerinin en önemli

ve etkin aktörü olan TOKĠ‟nin baĢkanı Erdoğan Bayraktar‟ın kentsel dönüĢüm

projelerinde sistemin iĢleyiĢine iliĢkin dile getirdiği aĢağıdaki ifadeler akıllarda soru

iĢareti yaratmaktadır.

“Yürütülen projelerde, dönüĢüm yapılan bölgelerdeki bütün sosyal

aktörlerin rol almasına, vatandaĢın ikna edilmesine ve projeye gönüllü

katılımına önem verilmektedir” (Bayraktar, 2007: 54).

“TOKĠ ve belediye, dönüĢüm yapılacak alandaki hak sahiplerini

belirlemekte, kurulan ortak bir komisyon, çoğulcu katılımın sağlanması

amacıyla hak sahipleriyle tek tek görüĢerek proje ile ilgili bilgi vermektedir”

(Bayraktar, 2007: 47).

Kentsel dönüĢüm projelerini hayata geçiren TOKĠ BaĢkanı bu ifadeleri

kullanırken tablolarda da görüldüğü üzere sadece 8 kiĢi (%8) proje onaylandıktan

sonra bilgilendirildiklerini ifade ederken; görüĢülen kiĢilerin tümü projeye iliĢkin

fikirlerinin sorulmadığını ve proje sürecinde söz sahibi kılınmadıklarını

vurgulamıĢlardır. Bu nedenle de dönüĢüm alanlarında yaĢamakta olan kesimlerin

katılımını sağlama söyleminin “bu kesimlerin kendi yaĢamlarına yönelik alınan

Page 278: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

266

kararları onaylama ve kararlara uymak zorunda kalma” beklentisi ile geliĢtirildiği

görülmektedir.

Tablo 28. GörüĢülen KiĢinin Kentsel DönüĢüm Projesi Hakkında Nasıl Bilgi

Edindiği

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Herhangi Bir Bilgisi Yok

Sayı 4 0 4

Toplam

% 8,0% 0% 4,0%

KomĢular Sayesinde Bilgi Sahibi

Oldu

Sayı 31 16 47

Toplam

% 62,0% 32,0% 47,0%

Belediye Düğün Salonunda

Toplayarak Anlattı ve BroĢür Verdi

Sayı 8 0 8

Toplam

% 16,0% 0% 8,0%

Polisle KarĢılaĢınca Öğrendi

Sayı 5 0 5

Toplam

% 10,0% 0% 5,0%

Belediyeye Giderek Kendisi Öğrendi

Sayı 2 0 2

Toplam

% 4,0% 0% 2,0%

Mahalle Derneği Sayesinde Bilgi

Sahibi Oldu

Sayı 0 12 12

Toplam

% 0% 24,0% 12,0%

Mahalle Derneği ve Muhtar

Sayesinde Bilgi Sahibi Oldu

Sayı 0 22 22

Toplam

% 0% 44,0% 22,0%

Toplam

Sayı 50 50 100

Toplam

% 100,0% 100,0% 100,0%

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilere belediye tarafından hazırlanan ve

yaĢam alanlarına yönelik kapsamlı bir müdahaleyi içeren kentsel dönüĢüm projesi

hakkında nasıl bilgi edindiği sorulduğunda, enformel iliĢki ağlarının oldukça önem

taĢıdığı görülmektedir. BaĢıbüyük Mahallesinden 31, Gülsuyu Mahallesinden 16 ve

toplamda 47 kiĢi (%47), komĢuları sayesinde kentsel dönüĢüm projesinden haberdar

olduğunu ifade etmiĢtir. BaĢıbüyük Mahallesinden 4 kiĢi ise görüĢmenin yapıldığı

süreçte projeye iliĢkin herhangi bir bilgisi olmadığını ifade etmiĢtir. Yine sadece

BaĢıbüyük Mahallesinden 8 kiĢi belediyenin ilçe merkezindeki bir düğün salonunda

projeyi anlattığını ve kendilerine projeye iliĢkin broĢür dağıttığını dile getirmiĢtir.

Page 279: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

267

Polisin mahalleyi abluka altına alarak sert müdahalede bulunması üzerine

mahallesine yönelik projeden haberdar olduğunu ifade eden 5 kiĢi bulunmaktadır ve

bu kiĢilerle BaĢıbüyük Mahallesinde görüĢülmüĢtür. Kentsel dönüĢüm projesinin

mahallede konuĢulmaya baĢlaması ve TOKĠ‟nin mahallede Ģantiye kurması üzerine,

Maltepe Belediyesi‟ne giderek bilgi edindiğini söyleyen 2 kiĢi BaĢıbüyük

Mahallesinde ikamet etmektedir. Bu arada BaĢıbüyük Mahallesinde görüĢülen kiĢiler

özellikle TOKĠ Ģantiyesi kurulduktan sonra mahalle derneğinin aktif bir biçimde

çalıĢtığını ve insanlara yol gösterdiğini ifade ederlerken, mahalle muhtarının belediye

ile iĢbirliği yaptığını ve mahalleliye hiçbir Ģekilde bilgi vermediğini dile

getirmiĢlerdir. Gülsuyu Mahallesinden 12 kiĢi mahallesinin kentsel dönüĢüm alanı

ilan edildiğini mahalle muhtarı sayesinde öğrendiğini dile getirirken; 22 kiĢi de

mahalle derneği ve muhtar sayesinde bilgi sahibi olduğunu vurgulamıĢtır.

Tablo 29. GörüĢülen KiĢinin Kentsel DönüĢüm Projesi Hakkındaki Bilgisinin

Ġçeriği

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Evleri Yıkılarak Çok Katlı Binalar

Yapılacak

Sayı 29 38 67

Toplam

% 58,0% 76,0% 67,0%

Evlerine KarĢılık Borçlandırarak

Ev Verilecek

Sayı 10 12 22

Toplam

% 20,0% 24,0% 22,0%

Net Bir Bilgisi Yok Sadece Duydu

Sayı 7 0 7

Toplam

% 14,0% 0% 7,0%

Evleri Kesinlikle Yıkılmayacak

Sayı 4 0 4

Toplam

% 8,0% 0% 4,0%

Toplam

Sayı 50 50 100

Toplam

% 100,0% 100,0% 100,0%

GörüĢülen kiĢilere kentsel dönüĢüm projesi hakkında edindikleri bilginin ne

olduğu sorulduğunda, 67 kiĢinin (%67) oturmakta olduğu evlerin yıkılarak yerine

çok katlı binalar yapılacağı Ģeklinde bilgisi olduğu görülmektedir. Bu kiĢilerden 29‟u

ile BaĢıbüyük Mahallesinde, 38‟i ile Gülsuyu Mahallesinde görüĢülmüĢtür.

BaĢıbüyük Mahallesinden 10, Gülsuyu Mahallesinden 12 ve toplamda 22 kiĢi (%22),

Page 280: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

268

evlerinin alınacağı ve karĢılığında borçlandırılarak ev verileceği Ģeklinde bilgisi

olduğunu ifade etmiĢtir. BaĢıbüyük Mahallesinden 7 kiĢi kentsel dönüĢüm projesini

sadece duyduğunu ve ne gibi etkileri/sonuçları olacağını bilmediğini dile getirirken;

aynı mahalleden 4 kiĢi evlerinin kesinlikle yıkılmayacağı bilgisine sahip olduğunun

vurgulamıĢtır.

Tablo 30. GörüĢülen KiĢinin Kentsel DönüĢüm Projesinden Ne Kadar

Zamandır Haberi Olduğu

GörüĢmenin Yapıldığı Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

2 Yıl Sayı 34 0 34

Toplam % 68,0% 0% 34,0%

3 Yıl Sayı 15 7 22

Toplam % 30,0% 14,0% 22,0%

4 Yıl Sayı 1 19 20

Toplam % 2,0% 38,0% 20,0%

5 Yıl Sayı 0 24 24

Toplam % 0% 48,0% 24,0%

Toplam Sayı 50 50 100

Toplam % 100,0% 100,0% 100,0%

GörüĢülen kiĢilere mahallesinde kentsel dönüĢüm projesi

gerçekleĢtirileceğinden ne kadar zamandır haberi olduğu sorulduğunda, BaĢıbüyük

Mahallesinden 34 kiĢi iki yıldır projeden haberdar olduğunu dile getirmiĢtir. Kentsel

dönüĢüm projesinden 3 yıldır haberi olan kiĢi sayısı her iki mahallede toplam 22 kiĢi

(%22) iken; bu kiĢilerden 15‟i ile BaĢıbüyük Mahallesinde, 7‟si ile Gülsuyu

Mahallesinden görüĢülmüĢtür. BaĢıbüyük Mahallesinden sadece 1 kiĢi ve Gülsuyu

Mahallesinden 19 kiĢi (toplamda 20 kiĢi ve %20), 4 yıldır mahallesine yönelik bir

proje gerçekleĢtirileceğini bildiğini ifade etmiĢtir. Gülsuyu Mahallesinde görüĢülen

24 kiĢi ise, mahallesinde kentsel dönüĢüm adı altında yeniden yapılandırma

gerçekleĢtirileceğinden 5 yıldır haberdar olduğunu vurgulamıĢtır. Her iki mahallede

görüĢmeler 2009 yılında yapılmaya baĢlamıĢ ve 2010 yılının Haziran ayında

sonlandırılmıĢtır. BaĢıbüyük Mahallesinde yapılan görüĢmelerin büyük kısmı 2009

yılında gerçekleĢtirilirken, Gülsuyu Mahallesinde 2010 yılında daha çok görüĢme

yapma Ģansı bulunmuĢtur. Bu ifadeden hareketle BaĢıbüyük Mahallesinde yaĢayan

kesimlerin 2006 ve 2007 yılından itibaren projeden haberdar olduğu sonucuna

Page 281: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

269

varılabilirken; Gülsuyu Mahallesi sakinlerinin 2005 ve 2006 yılından beri

mahallelerine yönelik bir müdahale olacağını bildikleri söylenebilir. GörüĢmeler

sırasında Gülsuyu Mahallesinde yaĢamakta olan kiĢiler, belediye mahallelerini

kentsel dönüĢüm alanı ilan etmeden önce 2005 yılında yapılan Nazım Ġmar Planı ile

mahallelerine müdahalenin söz konusu edildiğini bildiklerini ve karĢı durduklarını

vurgulamıĢlardır. BaĢıbüyük Mahallesi sakinlerinin büyük çoğunluğu ise, kentsel

dönüĢüm projesi belediye tarafından onaylandıktan ve TOKĠ Ģantiyesi kurulduktan

sonra mahallelerinin dönüĢüm alanı olarak ilan edildiğini öğrendiklerini ifade

etmiĢlerdir.

Tablo 31. GörüĢülen KiĢinin Kentsel DönüĢüm Projesi Hakkında Ne

DüĢündüğü

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Yıkım

Sayı 21 18 39

Toplam

% 42,0% 36,0% 39,0%

Mahalleyi Zenginlere Açma Amaçlı

Bir Uygulama

Sayı 15 18 33

Toplam

% 30,0% 36,0% 33,0%

GerçekleĢirse Kiracılar PeriĢan

Olur

Sayı 5 9 14

Toplam

% 10,0% 18,0% 14,0%

Ġnsanlar Mağdur Edilmeden

Yapılırsa Ġyi

Sayı 9 4 13

Toplam

% 18,0% 8,0% 13,0%

Evleri Ellerinden Alınacak

Sayı 0 1 1

Toplam

% 0% 2,0% 1,0%

Toplam

Sayı 50 50 100

Toplam

% 100,0% 100,0% 100,0%

ÇalıĢma kapsamında her iki mahallede görüĢülen kiĢilere kentsel dönüĢüm

projesi hakkında ne düĢündükleri sorulduğunda, toplamda 39 kiĢinin (%39) projenin

yıkım anlamına geldiğini vurguladığı görülmektedir. BaĢıbüyük Mahallesinde 21,

Gülsuyu Mahallesinde ise 18 kiĢinin kentsel dönüĢüm projesinin hayata geçirilmesi

halinde yıkımlar yaĢanacağını düĢündüğü sonucu karĢımıza çıkmaktadır. BaĢıbüyük

Mahallesinden 15, Gülsuyu Mahallesinden 18 kiĢi (toplamda 33 kiĢi ve %33),

Page 282: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

270

kentsel dönüĢüm projesinin yaĢam alanlarını ve oturmakta oldukları mahalleleri, üst

gelir gruplarının yaĢam alanı haline getirme amaçlı bir uygulama olduğunu

düĢündüğünü ifade etmiĢtir. Her iki mahallede kiracı olarak ikamet eden kiĢilerden

14‟ü (%14) kentsel dönüĢüm projesi uygulanırsa kiracıların oldukça zor duruma

düĢeceğini dile getirmiĢtir. Bu kiĢilerin 5‟i BaĢıbüyük Mahallesinde, 9‟u ise Gülsuyu

Mahallesinde yaĢamaktadır. Mahallelerde kiracı olarak oturmakta olan kiĢiler (aylık

kira bedelleri 150 ile 400 TL arasında değiĢmektedir) ödedikleri kira bedellerinin

oldukça düĢük olduğunu ve Ġstanbul‟da bu bedellerde ev bulamayacaklarını

vurgulamıĢlardır.

GörüĢüme yapılan kiĢilerin kentsel dönüĢüm projeleri hakkında

söylediklerinden bazılarını aynen aktarmak, kentsel dönüĢüm geçiren mahalle

sakinlerinin neler hissettiklerini ve düĢündüklerini anlamak açısından yararlı

olacaktır.

“Mahalle yıkılacak ve parası olanlar gelip buralara yerleşecekler. Biz bu evleri

yaparken çocuklarımıza ayakkabı almadık, hiçbir şeyin kalitelisini almadık, boğazımızdan

kıstık evi bitirmek için. O zaman niye evleri yaptırdılar? Yıkacaklar buraları bizi de sokağa

atacaklar. 4 çocuğumun eğitiminden çaldım ben bu evi yapmak için. Daha ekmeği yeni

tanıdık, rahata erdik yıkım çıktı başımıza. Dünya artık zenginlerin, fakirlere yaşam hakkı

yok. Neymiş kaçakmış, deprem varmış. Tamam, beni atmadan yap ne yapacaksan. Ama

dertleri o değil ki biz gidelim ağalar, paşalar yerleşsin buralara istiyorlar. Telefon,

doğalgaz, köprüler, elektrik ne varsa sattı bunlar. Şimdi de garibanların evlerine göz

diktiler.”

“Bizi kutu gibi evlere tıkmak istiyorlar. Yaptıkları evler nerede? Su kuyularının

üzerinde. Toplu konut değil toplu mezar olacak o binalar. Üstüne de bir sürü borç. Yıllara

bölecekmiş borcu, o kadar yaşayacağımız ne malum? Çocuklarımıza zor bakıyoruz bir de

borç mu bırakalım?”

“Bizi buradan atmak için yapıyorlar. İnsanlar senelerce emeğini vermiş, yememiş

içmemiş ev yapmış. Belgeleri verilmiş şimdi kaçak diyorlar. Kaçaksa bu mahalle yol, su,

elektrik niye getirildi? Belediye her şeyi kendi çıkarına göre yapıyor. Tapu tahsis belge

paralarını aldı, vergi alıyor. Elektrik, su, doğalgaz bağladı planlarda boş gösteriyor

buraları. Sahte noter bile getirir bunlar, bir gecede kanun çıkarırlar.”

“Mahalleyi zenginlere vermek için yapıyorlar. TOKİ ve belediyenin de cepleri güzel

dolacak. 1968’den beri harç, kum, briket taşıyarak yoktan var ettik biz bu mahalleyi. Yeni mi

fark ettiler burayı? İstanbul’da yer kalmadı buralara göz koydular.”

“Dönüşüm mü sürgün mü bilemedik. Polis zoruyla yapıyorlar. İnsanları sürgüne

gönderiyorlar, ranta hizmet ediyorlar. Amaç mahalleyi yapılandırmak değil mahalleliyi

dağıtmak. Buradaki insanlar dar gelirli, kıyı-köşeye sürülmek isteniyorlar. Zemini sağlam,

manzarası güzel yer bulmuşsun garibana mı bırakacaksın? Emekçileri, yoksulları

İstanbul’dan sürmenin yolu olarak buldular kentsel dönüşümü. Bizi çıkartacaklar

mahalleden zenginlere peşkeş çekecekler.”

Page 283: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

271

“Rantsal bölüşümdür. Yoksul mahallelerini bitirip insanları kendine bağlıyor. Evimi

alıyor, bilmem kaç yıl taksitle ev veriyor. Ömür boyu bana çalış diyorYılların emeğini

elimden alacaklar. Yıkıp birilerine yaşam alanı açacaklar. Bana da TOKİ ev verecekmiş.

Emeğimin karşılığını veremezler. Vermesinler de zaten ama yıkmasınlar da.”

“Bizi düşünen yok ki. Evsahibine bağlıyız. Verirse evini başka kiralık bakarız, söz

hakkı tanıyan mı var? Evsahipleri en kötüsü anlaşır TOKİ’den ev alır. Biz ne yapacağız?

Bize de kiralık verecekler mi?”

“Kentsel dönüşüm emekçi mahallelerinin lüks villalara, 70 katlı binalara

dönüştürülme projesidir. Sermayenin ve zenginlerin çıkarına hizmet eden bir rant projesidir. Parası olmayana yaşama, barınma hakkı tanımayan bir projedir. Gerçekleşmemesi gereken

bir yıkım projesidir. Sadece evlerin yıkılması anlamında söylemiyorum; yaşamların ve

insanların da yıkımı projesidir.”

Tablo 32. GörüĢülen KiĢinin Kentsel DönüĢüm Projesi Doğrultusunda Ne

Yapmayı DüĢündüğü

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Sonuna Kadar Direnecek ve Evini

Terk Etmeyecek

Sayı 36 34 70

Toplam

% 72,0% 68,0% 70,0%

Tek BaĢına Hiçbir ġeye Gücü

Yetmez

Sayı 4 4 8

Toplam

% 8,0% 8,0% 8,0%

Kiracı Olduğu Ġçin Evsahibine Bağlı

Sayı 4 9 13

Toplam

% 8,0% 18,0% 13,0%

TOKĠ’den Uygun Kirayla Ev

Verirlerse TaĢınır

Sayı 1 0 1

Toplam

% 2,0% 0% 1,0%

Hakkını Verirlerse Evini Verecek

Sayı 5 3 8

Toplam

% 10,0% 6,0% 8,0%

Toplam

Sayı 50 50 100

Toplam

% 100,0% 100,0% 100,0%

GörüĢülen kiĢilere kentsel dönüĢüm projesi doğrultusunda ve bu süreçte ne

yapmayı düĢündükleri sorulduğunda, BaĢıbüyük Mahallesinden 36, Gülsuyu

Mahallesinden 34 ve toplamda 70 kiĢi (%70) kentsel dönüĢüm projesine karĢı sonuna

kadar direneceğini ve evini terk etmeyeceğini vurgulamıĢtır. Kentsel dönüĢüm

projesine karĢı ve yaĢam alanlarına sahip çıkma adına tek baĢına hiçbir Ģey

yapamayacağını ve mahallelinin birlik olması gerektiğini ifade eden toplam 8 kiĢi

(%8) bulunmaktadır. Her iki mahallede bu ifadeyi kullanan 4‟er kiĢi ile görüĢme

gerçekleĢtirilmiĢtir. Kiracı olduğu için söz hakkı olmadığını ve ev sahibinin vereceği

Page 284: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

272

karara bağlı olduğunu ifade eden 13 kiĢi (%13) bulunmaktadır ve bu kiĢilerden 4‟ü

BaĢıbüyük Mahallesinde, 9‟u ise Gülsuyu Mahallesinde yaĢamaktadır. Yine kiracı

olan ve BaĢıbüyük Mahallesinde ikamet eden 1 kiĢi kentsel dönüĢüm projesi

sonucunda TOKĠ konutlarından uygun kira bedeli karĢılığında ev verilirse bu konuta

taĢınacağını dile getirmiĢtir. Sahip olduğu konut karĢılığında hak ettiği bedeli (nakit

ya da konut) verilirse belediye ile anlaĢacağını söyleyen kiĢi sayısı BaĢıbüyük

Mahallesinde 5 ve Gülsuyu Mahallesinde 3 kiĢidir. Bu ifadeyi kullanan kiĢi sayısı

toplamda 8 kiĢidir ve görüĢülen tüm kiĢiler içinde %8‟lik bir orana karĢılık

gelmektedir.

Tablo 33. GörüĢülen KiĢiye Göre Oturduğu Mahallede YaĢayanların Kentsel

DönüĢüm Sürecinden Nasıl Etkilenecekleri

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Herkesin Düzeni Bozulacak Sayı 10 5 15

Toplam % 20,0% 10,0% 15,0%

Mahalleli Yerinden Edilecek Sayı 30 27 57

Toplam % 60,0% 54,0% 57,0%

Evlerini Kaybedecekler Sayı 10 4 14

Toplam % 20,0% 8,0% 14,0%

Kentsel DönüĢüm

GerçekleĢtirilemez

Sayı 0 14 14

Toplam % 0% 28,0% 14,0%

Toplam

Sayı 50 50 100

Toplam

% 100,0% 100,0% 100,0%

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilere mahalle sakinlerinin kentsel dönüĢüm

sürecinden nasıl etkileneceklerini düĢündükleri sorulduğunda, BaĢıbüyük

Mahallesinden 30, Gülsuyu Mahallesinden 27 ve toplamda 57 kiĢi (%57) kentsel

dönüĢüm projesi gerçekleĢtirilirse mahalle sakinlerinin yerinden edileceğini yani

yaĢam alanlarını terk etmek zorunda kalacağını düĢündüğünü vurgulamıĢtır. Her iki

mahalleden 15 kiĢi (%15) kentsel dönüĢüm projesinin mahalle halkının düzenini

bozacağını düĢündüğü görülmektedir. Bu Ģekilde düĢünen kiĢi sayısı BaĢıbüyük

Mahallesinde 10 iken, Gülsuyu Mahallesinde 5‟tir. Bu düĢünceyi paylaĢan kiĢiler

genel olarak kentsel dönüĢüm projesinin gerçekleĢtirilmesi durumunda mahalle

sakinlerinin yaĢama alıĢkanlıkları baĢta olmak üzere; iĢ, ulaĢım, tüketim, sosyal

Page 285: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

273

iliĢkiler vb konularda alıĢkanlıklarını devam ettiremeyeceklerini vurgulamıĢlardır.

BaĢıbüyük Mahallesinden 10 ve Gülsuyu Mahallesinden 4 kiĢi olmak üzere, her iki

mahalleden toplamda 14 kiĢi (%14) kentsel dönüĢüm projesi ile birlikte mahalle

sakinlerinin evlerini kaybedeceklerini düĢündüğünü ifade etmiĢtir. Tamamı Gülsuyu

Mahallesinden olmak üzere 14 kiĢi net bir biçimde mahallelerinde kentsel dönüĢüm

uygulamasının hayata geçirilemeyeceğini, bu yönde bir adım atılırsa Ģiddetli

olayların yaĢanacağını ve mahallelinin hiçbir biçimde yaĢam alanına müdahale

edilmesine izin vermeyeceğini düĢündüklerini dile getirmiĢlerdir.

GörüĢmeler kapsamında mahalle sakinlerinin bu soruya iliĢkin kullandıkları

ifadelerden bazı alıntılar Ģu Ģekildedir:

“Apartmana alışamayız biz. Şimdi benim gibi yaşlılara o binalarda ev verseler nasıl

yaparız? Asansöre binmeyi bilmem, aşağı insem yukarı çıkamam yukarı çıksam aşağı

inemem. 15. katta dışarı çıkayım desen nasıl çıkacaksın elektrik falan kesilse. Komşunla

nasıl oturacaksın? Biz şimdi kim kapısının önündeyse yanına oturuveriyoruz.”

“O binalarda yaşayamayız biz. Çık diyor bloklara yerleş. Bir kere bahçeye alışkınız

biz, dört duvar arasında ne yaparız? Hadi çıktık diyelim TOKİ’ye, borcu ödesen aidatı vb

nasıl ödeyeceksin? Evine ev veriyorum diyor. Komşumu, bahçemi, rahatımı da verebilecek

mi? Evimizi elimizden alacak, borçla ev verecek. Hadi ödeyemedin borcu durduk yere niye

evinden olayım ki?”

“Gülsuyunda sıkıntılı olur süreç. Mahalle örgütlü bir yer, bu yüzden en sona

bıraktılar. En büyük direnişle burada karşılaşırlar. 3. dünya savaşı çıkar burayı yıkmaya

kalkarlarsa.”

“Maddi/manevi dayanışma çok yoğun burada. İnsanlar başka yerde bunu

sağlayamaz.”

“Gülsuyu zaten mücadele geleneğinden gelen bir yer. Burada bu şekliyle projeyi

yapmaya kalkarlarsa hoş şeyler yaşanmaz.”

“İnsanların ne olacağı muamma. Yıllarca çalış uğraş ev yap, birileri gelsin hadi git

desin. Olacak iş mi? Darmadağın olur buralar. Kimi memlekete döner, kimi kiraya çıkar. Ev

yapacak yer mi bıraktılar? Bu yaştan sonra yer bulup da evi kim yapacak? Yapsak onu da

yıkarlar. Çok katlılar canlı mezar. Apartmanda kiminle oturacağımız belli değil. Hiç

sevmediğin kişi gelip karşı dairene yerleşecek, ömür boyu işkence.”

“Mahalle karışır ama onların istediği gibi bir dönüşüm olmaz, olamaz. Yıkıma izin

vermeyiz. Dayanışma ile yaptığımız evleri dayanışma ile koruruz.”

Page 286: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

274

Tablo 34. GörüĢülen KiĢinin Oturduğu Mahallede YaĢayanların Kentsel

DönüĢüme Yönelik Tutumları Hakkında Ne DüĢündüğü

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Herkes KarĢı Sayı 41 43 84

Toplam % 82,0% 86,0% 84,0%

KarĢı Çıkanlar da Var AnlaĢmak

Ġsteyenler de

Sayı 8 7 15

Toplam % 16,0% 14,0% 15,0%

Birlik Olmak ġart Ama Ġnsanlar

Korkuyor

Sayı 1 0 1

Toplam % 2,0% 0% 1,0%

Toplam

Sayı 50 50 100

Toplam

% 100,0% 100,0% 100,0%

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilere oturmakta oldukları mahallede

yaĢayanların kentsel dönüĢüm projesine yönelik tutumları hakkında ne düĢündüğü

sorulduğunda, BaĢıbüyük Mahallesinden 41 ve Gülsuyu Mahallesinden 43 kiĢinin

(%84) mahalle sakinlerinin projeye karĢı olduğunu düĢündükleri görülmektedir.

Mahalle sakinlerinin bir kısmının karĢı çıktığını, bir kısmının ise belediye ile

anlaĢmak istediğini vurgulayan toplamda 15 kiĢi bulunmaktadır. Bu kiĢilerden 8‟i ile

BaĢıbüyük Mahallesinde, 7‟si ile de Gülsuyu Mahallesinde görüĢme

gerçekleĢtirilmiĢtir. BaĢıbüyük Mahallesinden 1 kiĢi (%1) kentsel dönüĢüm projesine

yönelik olarak mahallelinin bir arada durması ve ortak hareket etmesi gerektiğini,

ancak mahalle sakinlerinin korku taĢıdıklarını düĢündüğünü ifade etmiĢtir.

Page 287: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

275

Tablo 35. GörüĢülen KiĢinin Kentsel DönüĢüm Sürecinde Neler YaĢadığı

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Polisin Sert Müdahalesi

Sayı 25 0 25

Toplam

% 50,0% 0% 25,0%

Psikolojisi Bozuldu ve Ne Zaman

Müdahale Olacak Diye Tetikte

Bekliyor

Sayı 13 0 13

Toplam

% 26,0% 0% 13,0%

Gözaltına Alındı

Sayı 11 0 11

Toplam

% 22,0% 0% 11,0%

Geçici Felç Oldu

Sayı 1 0 1

Toplam

% 2,0% 0% 1,0%

Henüz Mahallesine Yönelik Bir

Müdahale Yok

Sayı 0 50 50

Toplam

% 0% 100,0% 50,0%

Toplam

Sayı 50 50 100

Toplam

% 100,0% 100,0% 100,0%

BaĢıbüyük ve Gülsuyu Mahallelerinde yapılan görüĢmelerde mahalle

sakinlerine kentsel dönüĢüm projesinin baĢlamasıyla birlikte neler yaĢadığı

sorulduğunda, Gülsuyu Mahallesinde görüĢülen kiĢilerin tamamı (50 kiĢi ve %50)

henüz mahallesine yönelik bir müdahale olmadığını dile getirmiĢtir. Maltepe Ġlçe

Belediyesi her iki mahalleyi aynı süreçte kentsel dönüĢüm alanı ilan etmesine karĢın,

öncelikle BaĢıbüyük Mahallesinde uygulamayı baĢlatmıĢtır. Gülsuyu Mahallesi

sakinleri bu durumun kendi mahallelerinin örgütlü olmasından ve politik yapısından

kaynaklandığını, hatta belediyenin ve TOKĠ‟nin mahallelerinde karĢılaĢacakları

tepkiyi bildiklerini ve kendilerinden çekindiklerini ifade etmiĢlerdir. BaĢıbüyük

Mahallesi sakinleri ise TOKĠ konutlarını inĢa etmek üzere Ģantiye kurulması ile

birlikte mahallelerinde kentsel dönüĢüm projesinin temellerinin atıldığını dile

getirmiĢlerdir. Mahalle sakinlerinin Ģantiyenin kurulmasını engelleme çabaları

karĢılığında polisin sert müdahalesi ile karĢılaĢtığını ifade eden kiĢi sayısı 25‟tir.

Aynı mahalleden 11 kiĢi polisin sert müdahalesi sonrasında gözaltına alındığını dile

getirmiĢtir. BaĢıbüyük Mahallesinde görüĢülen 13 kiĢi de mahallelerine yönelik

müdahalenin baĢlamasıyla birlikte psikolojisinin bozulduğunu ve her an yıkım

Page 288: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

276

olabilir endiĢesiyle tetikte beklediğini vurgulamıĢtır. Yine BaĢıbüyük Mahallesinde

görüĢülen 1 kiĢi mahallesinde kentsel dönüĢüm projesinin baĢlaması ve yaĢanan

olaylar sırasında geçici felç olduğunu ifade etmiĢtir.

Tablo 36. GörüĢülen KiĢinin Oturduğu Mahallede Kentsel DönüĢüm Sürecinde

Neler YaĢandığı

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Polisle ÇatıĢmalar Ve Gözaltına

Almalar YaĢandı

Sayı 41 0 41

Toplam

% 82,0% 0% 41,0%

TOKI Konutları Yükseldikçe

Ġnsanların Psikolojisi Bozuldu

Sayı 4 0 4

Toplam

% 8,0% 0% 4,0%

AnlaĢmak Ġsteyenlerle Ġstemeyenler

Arasında Gerginlikler Çıktı

Sayı 2 0 2

Toplam

% 4,0% 0% 2,0%

Hastaneye Kaldırılanlar Oldu

Sayı 3 0 3

Toplam

% 6,0% 0% 3,0%

Ġmza Toplandı ve Dava Açıldı

Sayı 0 37 37

Toplam

% 0% 74,0% 37,0%

Seminer-Panel-Toplantı Düzenlendi

Sayı 0 13 13

Toplam

% 0% 26,0% 13,0%

Toplam

Sayı 50 50 100

Toplam

% 100,0% 100,0% 100,0%

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilere yaĢamakta olduğu mahallenin kentsel

dönüĢüm projesi kapsamına alınmasıyla birlikte mahallesinde neler yaĢandığı

sorulduğunda, her iki mahalledeki görüĢmelerde farklı cevaplar alındığı

görülmektedir. BaĢıbüyük Mahallesinde görüĢülen kiĢilerden 41‟i polisle çatıĢmalar

yaĢandığı ve mahalle sakinlerinden gözaltına alınanlar olduğunu dile getirmiĢtir.

Yine aynı mahalleden 4 kiĢi TOKĠ konutları yükseldikçe mahalle sakinlerinin

psikolojisinin bozulduğunu vurgularken; 2 kiĢi belediye ile anlaĢmak isteyenlerle

projeye karĢı çıkanlar arasında gerginlikler yaĢandığını dile getirmiĢ ve 3 kiĢi de

mahalle sakinlerinden rahatsızlanarak hastaneye kaldırılanlar olduğunu ifade

etmiĢtir. Kentsel dönüĢüm alanı içinde yer almasına karĢın görüĢmeler yapılırken

Page 289: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

277

henüz bir adımın atılmamıĢ olduğu Gülsuyu Mahallesinde ise 37 kiĢi mahalle

sakinlerinin projeye karĢı imza toplayarak iptal davası açtığını; 13 kiĢi de mahallede

kentsel dönüĢüme iliĢkin seminer-panel ve toplantıların düzenlendiğini dile

getirmiĢtir. Tabloya bakıldığında Gülsuyu Mahallesi sakinlerinin projeden önceden

haberdar olmaları sayesinde, haklarını arama konusunda daha Ģanslı oldukları

görülmektedir. Bu durumun ortaya çıkmasında BaĢıbüyük Mahallesi‟ndeki

uygulamanın önceden baĢlamıĢ olmasının farkındalık yaratması kadar, mahalle

muhtarı ve derneğinin halkı bilgilendirmesinin de etkili olduğu söylenebilir.

Tablo 37. GörüĢülen KiĢinin ġu An Oturduğu Evin Bulunduğu Alanın Kentsel

DönüĢüm Sürecinde Değer Kazanıp Kazanmayacağı Hakkındaki GörüĢü

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Değer Kazanır Ama Mahalleliye Bir

Yararı Olmaz

Sayı 37 26 63

Toplam

% 74,0% 52,0% 63,0%

Kesinlikle Kazanır

Sayı 10 14 24

Toplam

% 20,0% 28,0% 24,0%

Kazanacak ki Göz Koydular

Sayı 3 10 13

Toplam

% 6,0% 20,0% 13,0%

Toplam

Sayı 50 50 100

Toplam

% 100,0% 100,0% 100,0%

GörüĢülen kiĢilere görüĢmenin yapıldığı konutun bulunduğu alanın kentsel

dönüĢüm sürecinde değer kazanıp kazanmayacağı hakkındaki görüĢleri

sorulduğunda, BaĢıbüyük Mahallesinden 37, Gülsuyu Mahallesinden 26 ve toplamda

63 kiĢi (%63), oturmakta olduğu konutun bulunduğu alanın değer kazanacağını

ancak bu kazanımın mahalle sakinlerine bir yararı olmayacağını vurgulamıĢtır. Her

iki mahalleden toplamda 24 kiĢi (%24) konutunun bulunduğu alanın kesinlikle değer

kazanacağını düĢündüğünü ifade etmiĢtir. Bu kiĢilerden 10‟u ile BaĢıbüyük

Mahallesinde görüĢülürken; 14‟ü ile Gülsuyu Mahallesinde görüĢme

gerçekleĢtirilmiĢtir. Mahallerinin oldukça eski yerleĢim alanları olmasına karĢın

mahallelerine yakın dönemde müdahale edilmesinin bu alanların değer kazanacak

Page 290: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

278

olmasından kaynaklandığını dile getiren BaĢıbüyük Mahallesinde 3, Gülsuyu

Mahallesinde 10 ve toplamda 13 (%13) kiĢi bulunmaktadır.

GörüĢülen kiĢilerin mahallesinin değer kazanıp kazanmayacağına iliĢkin

kullandığı ifadelerden yapılan alıntılar aĢağıda verilmektedir:

“Biz evleri yaparken dağ taştı buralar. Biz kurduk mahalleyi, ceremesini biz çektik.

3 kez imar affı yaşandı burada. Elektrik, su, doğalgaz, kablo TV getirdiler hala boş arazi

diyorlar. İstanbul’da yer kalmadı şimdi buralara göz diktiler. Şimdi fark ettiler buraları.

Zemin sağlam, manzara iyi, depremde yıkılan ev yok. Zaten değerli buralar iyice

değerlenecek ama bize bırakmayacaklar.”

“Çoktan birilerine satılmıştır bile buralar. İstanbul’da var mı böyle başka yer?

Değer kazanacak olmasa sermeye saldırır mı? Kentsel dönüşümün altında büyük bir vurgun

yatıyor. “TOKİ değer kazanmayacak bir yere göz diker mi? Sıraya koymuşlar İstanbul’un

semtlerini, neresi değerliyse orayı yıkıyorlar.”

“Değerli ama tapuları vermiyor ki belediye. Verse bize yarar, ama malı kendileri

götürmek için bizi atmaya çalışıyorlar.”

“İstanbul’un balkonu burası, en değerli toprağı. Zaten değerli baksana şu

manzaraya nerede var? Millet yarışır burada ev almak için.”

“Manzara-zemin yüzünden buralar çoktan zenginlere parsellendi. Çoktan satıldı çok

büyük rakamlara. Üniversite geldi, Carre Four geldi değer kazandı buralar. Şimdi elimizden

almak istiyorlar. Bu kadar değerli olmasa gelirler mi?”

“Değer illa ki artacak ama kim için? İlla bu evler yıkılacaksa bıraksınlar biz

müteahhitle anlaşalım yıkıp apartmanlar yaptıralım. Ama işlerine gelmez böylesi. Rantı

götürecek başkaları var mahalleliyi düşünen kim?”

Tablo 38. GörüĢülen KiĢiye Kentsel DönüĢüm Projesi Kapsamında Nasıl Bir

Teklif Yapıldığı

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Evi Yıkılacak+Borçlandırılarak TOKI

Konutu Verilecek

Sayı 32 0 32

Toplam % 64,0% 0% 32,0%

Hiçbir Teklif/GörüĢme Yapılmadı Sayı 18 50 68

Toplam % 36,0% 100,0% 68,0%

Toplam Sayı 50 50 100

Toplam% 100,0% 100,0% 100,0%

GörüĢülen kiĢilere kentsel dönüĢüm projesi kapsamında süreç içinde bir teklif

yapıldıysa bu teklifin içeriğinin ne olduğu sorulduğunda; BaĢıbüyük Mahallesinden

32 kiĢi sahip olduğu konuta bir değer biçileceği, konutunun yıkılacağı, konutuna

biçilen değer düĢülerek TOKĠ konutlarından borçlandırma karĢılığında ev verileceği

Page 291: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

279

Ģeklinde bir teklif yapıldığını ifade etmiĢtir. Mevcut konutlarına karĢılık TOKĠ

konutlarından ev verileceği söylenen kiĢilere böyle bir teklife nasıl baktıkları

sorulmadığı gibi; borçlanacakları miktarı ödeyip ödeyemeyecekleri, ekonomik

durumları ve çalıĢıyor olup olmadıkları, teklif edilen konutun hane halkı için yeterli

olup olmadığı vb hiçbir Ģey sorulmamıĢtır. Gülsuyu Mahallesinde görüĢülen kiĢilerin

tamamı (50 kiĢi), BaĢıbüyük Mahallesinden 18 kiĢi ve toplamda 68 kiĢi (%68)

kendisine hiçbir teklif yapılmadığını ifade etmiĢtir.

Tablo 39. GörüĢülen KiĢinin Kentsel DönüĢüm Projesi Kapsamında Yapılan

Teklif Hakkında Ne DüĢündüğü

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Yükleneceği Borcu Ödeyemez Sayı 20 0 20

Toplam % 40,0% 0% 20,0%

Hiçbir ġekilde Kabul Edilemez Sayı 12 0 12

Toplam % 24,0% 0% 12,0%

Hiçbir Teklif/GörüĢme

Yapılmadı

Sayı 18 50 68

Toplam % 36,0% 100,0% 68,0%

Toplam

Sayı 50 50 100

Toplam

% 100,0% 100,0% 100,0%

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilere kentsel dönüĢüm projesi kapsamında

kendilerine yapılan bir teklif varsa bu teklif hakkında ne düĢündükleri sorulduğunda,

BaĢıbüyük Mahallesinden 18, Gülsuyu Mahallesinden 50 ve toplamda 68 kiĢi (%68)

kendisine yapılan bir teklif olmadığını dile getirmiĢtir. Sahip olduğu konutuna bir

değer biçilerek, bu değer TOKĠ konutlarının değerinden düĢülerek borçlandırma

yoluyla ev verilmesi teklif edilen BaĢıbüyük Mahallesindeki 32 kiĢiden 20‟si bu

borcu ödeyecek durumunun olmadığını ifade ederken; 12 kiĢi ise bu teklifin hiçbir

Ģekilde kabul edilemeyeceğini vurgulamıĢtır. TOKĠ konutları BaĢıbüyük

Mahallesinde su kuyularının bulunduğu bir alana inĢa edilmiĢ ve mahalleliden

belediye ile anlaĢarak bu konutlara taĢınmaları ve evlerini devretmeleri talep

edilmiĢtir. Mahalleli projeye tüm karĢı çıkıĢ nedenleri bir yana bu konutların

zemininin sağlam olmaması nedeniyle TOKĠ konutlarına taĢınmayı reddetmektedir.

Page 292: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

280

Tablo 40. GörüĢülen KiĢinin Kendisine Yapılan Teklifle Mevcut KoĢullarını

KarĢılaĢtırdığında Ne DüĢündüğü

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Zaten Zor Olan KoĢullar Ġyice

ZorlaĢacak

Sayı 18 0 18

Toplam

% 36,0% 0% 18,0%

Apartmana Tıkılmaktansa Müstakil

Ev Daha Ġyi

Sayı 14 0 14

Toplam

% 28,0% 0% 14,0%

Hiçbir Teklif/GörüĢme Yapılmadı

Sayı 18 50 68

Toplam

% 36,0% 50,0% 68,0%

Toplam

Sayı 50 50 100

Toplam

% 50,0% 50,0% 100,0%

GörüĢülen kiĢilere kentsel dönüĢüm projesi kapsamında kendilerine yapılan

teklifle mevcut koĢullarını karĢılaĢtırdıklarında ne düĢündükleri sorulduğunda,

BaĢıbüyük Mahallesinde görüĢülen 18 kiĢi, zaten zor olan hayat koĢullarının iyice

zorlaĢacağını ifade etmiĢtir. Bu kiĢiler teklifi kabul etmeleri durumunda

yüklenecekleri borcun dıĢında aidat, yakıt vb harcama kalemlerinin de ortaya

çıkacağını, komĢuluk iliĢkilerinin ve dolayısıyla yardımlaĢmanın eskisi gibi

olmayacağını, yaĢam biçimlerini ve alıĢkanlıklarını değiĢtirmek zorunda

kalacaklarını, genel olarak hayatlarının olumsuz etkileneceğini düĢündüklerini dile

getirmiĢlerdir. Yine BaĢıbüyük Mahallesinden 14 kiĢi müstakil evde oturmaktan

mutlu olduğunu ve oturdukları konutların apartman dairelerine kıyasla daha

yaĢanabilir olduğunu belirtmiĢlerdir. Gülsuyu Mahallesinden 50 ve BaĢıbüyük

Mahallesinden 18 kiĢi (toplamda 68 kiĢi ve %68) hiçbir teklif almadığını ifade

etmiĢtir.

Page 293: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

281

Tablo 41. GörüĢülen KiĢinin Kentsel DönüĢüm Projesinin BaĢ Aktörü Olarak

Kimi Gördüğü

GörüĢmenin Yapıldığı Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

AKP Sayı 14 25 39

Toplam % 28,0% 50,0% 39,0%

AKP+Belediye Sayı 8 10 18

Toplam % 16,0% 20,0% 18,0%

TOKI+Belediye Sayı 9 5 14

Toplam % 18,0% 10,0% 14,0%

Sermaye Sayı 1 7 8

Toplam % 2,0% 14,0% 8,0%

Belediye+TOKI+Muhtar

Sayı 6 0 6

Toplam % 12,0% 0% 6,0%

Belediye+Muhtar Sayı 8 0 8

Toplam % 16,0% 0% 8,0%

AKP+TOKI Sayı 4 3 7

Toplam % 8,0% 6,0% 7,0%

Toplam Sayı 50 50 100

Toplam % 100,0% 100,0% 100,0%

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilere kentsel dönüĢüm projelerinin baĢ

aktörü olarak kimi gördükleri sorulduğunda, AKP‟yi yani mevcut hükümeti kentsel

dönüĢüm konusunda en etkili aktör olarak gösteren kiĢi sayısı her iki mahallede

%39‟luk bir oranla toplam 39 kiĢidir. Kentsel dönüĢümden AKP‟yi sorumlu tutan

kiĢilerin 14‟ü ile BaĢıbüyük Mahallesinde ve 25‟i ile Gülsuyu Mahallesinde görüĢme

gerçekleĢtirilmiĢtir. Kentsel dönüĢüm projelerinin ortaya çıkması ve uygulanmasında

AKP ile birlikte belediyenin de etkili olduğunu söyleyen kiĢi sayısı BaĢıbüyük

Mahallesinde 8 ve Gülsuyu Mahallesinde 10 iken (toplamda 18 kiĢi ve %18); AKP

ve TOKĠ iĢbirliğinin kentsel dönüĢüm uygulamalarının önünü açtığını dile getiren 7

kiĢi (%7) bulunmaktadır ve bu kiĢilerden 4‟ü BaĢıbüyük Mahallesi, 3‟ü de Gülsuyu

Mahallesi sakinidir. Belediye ve TOKĠ ile iĢbirliği içinde kentsel dönüĢüm

projelerinin önünü açan yapının AKP olduğunu ifade edenler de dikkate alındığında,

toplamda 64 kiĢinin (görüĢülen tüm kiĢilerin %64‟ü) kentsel dönüĢümün en etkili

aktörü olarak hükümeti gösterdikleri görülmektedir. GörüĢülen kiĢilerden 14‟ü (%14)

kentsel dönüĢüm sürecinin baĢ aktörlerinin TOKĠ ve belediye olduğunu dile

getirirken bu cevabı verenlerin mahallelere göre dağılımının BaĢıbüyük Mahallesi

Page 294: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

282

için 9 kiĢi ve Gülsuyu Mahallesi için 5 kiĢi Ģeklinde olduğu görülmektedir.

BaĢıbüyük Mahallesinden 1 kiĢi ve Gülsuyu Mahallesinden 7 kiĢi (toplamda 8 kiĢi ve

%8), sermaye kesiminin kentsel alanlarda kendine yer bulmak için kentsel dönüĢüm

projelerine önayak olduğunu düĢündüğünü vurgulamıĢtır. BaĢıbüyük Mahallesinden

6 kiĢi kentsel dönüĢüm projesinin belediye, TOKĠ ve muhtar iĢbirliğiyle

hazırlandığını ifade ederken aynı mahalleden 8 kiĢi belediye ve muhtarı en etkili

aktör olarak göstermiĢtir.

Tablo 42. GörüĢülen KiĢinin Kentsel DönüĢüm Projesini HazırlamıĢ Olan

Belediye BaĢkanına Oy Verip Vermediği

GörüĢmenin Yapıldığı Mahalle Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Hayır Vermedi

Sayı 47 46 93

Toplam % 94,0% 92,0% 93,0%

Evet Verdi Sayı 3 4 7

Toplam % 6,0% 8,0% 7,0%

Toplam Sayı 50 50 100

Toplam % 100,0% 100,0% 100,0%

GörüĢülen kiĢilere kentsel dönüĢüm projesini hazırlayan ve mahallelerini

kentsel dönüĢüm kapsamına alan belediye baĢkanına oy verip vermedikleri

sorulduğunda, BaĢıbüyük Mahallesinden 47, Gülsuyu Mahallesinden 46 ve toplamda

93 kiĢi (%93) oy vermediğini ifade etmiĢtir. Kentsel dönüĢüm projesini hazırlayan

belediye baĢkanına oy verdiğini dile getiren toplam 7 kiĢi bulunmaktayken; bu

kiĢilerden 3‟ü ile BaĢıbüyük Mahallesinde 4‟ü ile de Gülsuyu Mahallesinde

görüĢülmüĢtür.

Page 295: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

283

Tablo 43. GörüĢülen KiĢinin Söz Hakkı Olsa Mahallesine Yönelik Nasıl Bir

Uygulama Yapılmasını Ġstediği

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Evlerimizin Tapusu Verilsin ve Ne

Yapacağımıza Kendimiz Karar

Verelim

Sayı 16 3 19

Toplam

% 32,0% 6,0% 19,0%

Evler Yıkılmasın

Sayı 12 5 17

Toplam

% 24,0% 10,0% 17,0%

Yıkım Olmadan ĠyileĢtirme Yapılsın

Sayı 22 14 36

Toplam

% 44,0% 28,0% 36,0%

Altyapı Sorunları Giderilsin

Sayı 0 28 28

Toplam

% 0% 56,0% 28,0%

Toplam

Sayı 50 50 100

Toplam

% 100,0% 100,0% 100,0%

GörüĢülen kiĢilere kendilerine söz hakkı tanınsa yaĢamakta olduğu mahalleye

yönelik nasıl bir uygulama yapılmasını istedikleri sorulduğunda, alınan cevapların

ortak özelliğinin, mahalle sakinlerinin yaĢamlarını mahallelerinde sürdürmek istediği

Ģeklinde olduğu görülmektedir. Her iki mahallede de görüĢülen kiĢilerin

mahallelerini terk etmelerine yol açmayacak uygulamaları talep ettikleri

görülmektedir. Bu doğrultuda en çok karĢılaĢılan cevabın, 36 kiĢinin (%36) dile

getirdiği “yıkım olmadan iyileĢtirme yapılması” olduğu görülmektedir. BaĢıbüyük

Mahallesinden 22 ve Gülsuyu Mahallesinden 14 kiĢinin konutlarında iyileĢtirme

yapılmasını istediği, ancak bu sürecin herhangi bir yıkıma yol açmadan

gerçekleĢtirilmesi gerektiğini vurguladığı görülmektedir. Bu vurguyu yapan kiĢiler

genel olarak konutlarına iliĢkin eksiklik ve sorunların bildirilmesi halinde gerekli

görülen çalıĢmaları yapabileceğini ve bu konuda belediyenin yol gösterici

olabileceğini ifade etmiĢlerdir. BaĢıbüyük Mahallesinden 16 ve Gülsuyu

Mahallesinden 3 kiĢi (toplamda 19 kiĢi ve %19) tapu belgelerinin verilmesini ve

konutlarının geleceğine yönelik kararlarda hak ve söz sahibi kılınmak istediğini dile

getirmiĢtir. Temel istek ve beklentisinin evinin yıkılmaması olduğunu ifade eden

toplam 17 kiĢi (%17) ile görüĢülürken; bu görüĢmelerin 12‟si BaĢıbüyük

Page 296: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

284

Mahallesinde 5‟i ise Gülsuyu Mahallesinde gerçekleĢtirilmiĢtir. Gülsuyu

mahallesinde görüĢülen kiĢilerden 28‟i (%28) ise mahallelerinde konutlarından çok

altyapı anlamında sorunlar yaĢandığını ve mahallelerine yönelik bir uygulama

yapılmak isteniyorsa önceliğin bu konuya verilmesi gerektiğini belirtmiĢlerdir.

Tablo 44. GörüĢülen KiĢinin Hangi KoĢullarda Kentsel DönüĢüm Projesini

Kabul Edeceği

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Mahalleli Ġsterse Arsa Değeri

Üzerinden Müteahhitle AnlaĢarak Ev

Yapsın

Sayı 5 0 5

Toplam

% 10,0% 0% 5,0%

Borçlandırmadan Ev Verilirse

Sayı 12 5 17

Toplam

% 24,0% 10,0% 17,0%

Aynı KoĢullarda Kiralık Ev Verirlerse

Sayı 3 1 4

Toplam

% 6,0% 2,0% 4,0%

Mahalleli Yerinden Edilmeden

Yapılırsa

Sayı 13 14 27

Toplam

% 26,0% 28,0% 27,0%

Hiçbir KoĢulda Kabul Etmez

Sayı 17 18 35

Toplam

% 34,0% 36,0% 35,0%

Mahallelinin de Karar Süreçlerinde

Yer Alması KoĢuluyla

Sayı 0 12 12

Toplam

% 0% 24,0% 12,0%

Toplam

Sayı 50 50 100

Toplam

% 100,0% 100,0% 100,0%

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilere belediye ve TOKĠ tarafından

hazırlanan kentsel dönüĢüm projesini hangi koĢullarda kabul edebilecekleri

sorulduğunda, BaĢıbüyük Mahallesinden 17 ve Gülsuyu Mahallesinden 18 kiĢi

(toplamda 35 kiĢi ve %35), kentsel dönüĢüm projesini hiçbir koĢulda kabul

etmeyeceğini dile getirmiĢtir. Kentsel dönüĢüm projesini kabul etmeyeceğini ancak,

mahalle sakinlerinin kendi istekleri doğrultusunda evlerini yıkıp apartman yapma

yolunu seçmeleri durumunda, müteahhitle kendilerinin anlaĢması Ģeklinde

gerçekleĢen bir dönüĢümü kabul edebileceğini ifade eden 5 kiĢi bulunmaktadır ve bu

kiĢilerin tamamıyla BaĢıbüyük Mahallesinde görüĢülmüĢtür. Sahip oldukları

Page 297: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

285

konutlara bir değer biçilmesi ve bu değerin TOKĠ konutlarının fiyatlarından

düĢülerek kalan kısmı borçlanmaları yoluyla ev verilmesi fikrine sıcak bakmadığını

ve ancak konutuna karĢılık borçlandırmadan konut verilmesi durumunda projeyi

kabul edebileceğini belirten toplam 17 kiĢi (%17) ile görüĢülmüĢtür. Bu kiĢilerden

12‟si ile BaĢıbüyük Mahallesinde görüĢülürken 5 kiĢi ile de Gülsuyu Mahallesinde

görüĢme gerçekleĢtirilmiĢtir. BaĢıbüyük Mahallesinden 3 ve Gülsuyu Mahallesinden

1 kiĢi (toplamda 4 kiĢi ve %4) oturmakta oldukları konutlara ödedikleri kira bedeli

seviyesinde kiralık ev verilmesi durumunda kentsel dönüĢüm projesinin kabul

edilebilir hale geleceğini ifade etmiĢtir. Kentsel dönüĢüm projesine karĢı olduğunu

çünkü proje hayata geçirilirse mahalle sakinlerinin yerlerinden edilebileceği

endiĢesini taĢıdığını belirten ve ancak mahalle sakinlerinin yaĢam alanlarını terk

etmelerine neden olmayacak/yerlerinde kalmalarını sağlayacak bir proje hazırlanması

durumunda kentsel dönüĢümü kabullenebileceğini vurgulayan toplam 27 kiĢi (%27)

ile görüĢme gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu görüĢmelerin 13‟ü BaĢıbüyük Mahallesinde,

14‟ü ise Gülsuyu Mahallesinde yapılmıĢtır. Gülsuyu Mahallesinden 12 kiĢi kentsel

dönüĢüm projesi hazırlanırken mahalle sakinlerinin görüĢ, öneri ve beklentilerinin

sorulmadığını; yaĢam alanlarına dair alınacak kararlarda kendilerinin paydaĢ

kılınmadığını ve söz hakları bulunmadığını ifade ederek, mahalleliyi karar alma

süreçlerine dâhil etmeyen hiçbir projeyi kabul etmeyeceklerini vurgulamıĢlardır.

Gülsuyu Mahallesinde görüĢülen bu 12 kiĢi eğer kentsel dönüĢüm projesi mahalle

sakinlerinin de içinde bulunduğu bir platformda tekrar tartıĢılır ve yeniden

oluĢturulursa projenin kabul edilebilir olacağını belirtmiĢlerdir.

Tablo 43 ve 44‟e bir arada bakıldığında genel olarak her iki mahalle

sakinlerinin de kentsel dönüĢüm projesinden çok, projenin uygulama biçimine karĢı

oldukları görülmektedir. Yapılan görüĢmelerde hiçbir koĢulda projeyi kabul

etmeyeceğini ifade edenler de dahil olmak üzere mahalle sakinleri, kendilerini

sürecin dıĢında bırakan ve yaĢam alanlarından uzaklaĢmalarına yol açacak

uygulamalara karĢı olduklarını ifade etmiĢlerdir. Büyük çoğunluk açısından yıkımla

eĢdeğer görülen kentsel dönüĢüm uygulaması değil de yerinde dönüĢümü sağlayacak

uygulamaların hayata geçirilmesi durumunda, yaĢam alanlarına dair sorunları en iyi

bilen mahalle sakinleri ile uzlaĢılması çok da zor görünmemektedir. Bu çerçevede

kentsel alanları fiziksel, sosyal, kültürel, ekonomik ve çevresel boyutlarını gözeten

Page 298: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

286

bir biçimde hazırlanan ve halk katılımını önceliği haline getiren projeler hazırlanması

durumunda, sağlıklı ve yaĢanabilir kent hedefine ulaĢılması daha kolay

görünmektedir.

Tablo 45. GörüĢülen KiĢinin Kentsel DönüĢüm Projesi Ġle Oturduğu Mahallenin

Nasıl DönüĢeceğini DüĢündüğü

GörüĢmenin Yapıldığı

Mahalle

Toplam

BaĢıbüyük Gülsuyu

Ġnsanları Kutu Gibi Evlere

Tıkacaklar ve KomĢuluğu Bitirecekler

Sayı 10 2 12

Toplam

% 20,0% 4,0% 12,0%

Zenginlere Villalar Yapacak ve

Mahalleli Gitmek Zorunda Kalacak

Sayı 30 25 55

Toplam

% 60,0% 50,0% 55,0%

Mahalleli Tamamen Dağılır

Sayı 8 9 17

Toplam

% 16,0% 18,0% 17,0%

Parası Olanlar Yeni Evsahibi Olur

Sayı 1 8 9

Toplam

% 2,0% 16,0% 9,0%

Mahallede YaĢayanlar DeğiĢir

Sayı 1 6 7

Toplam

% 2,0% 12,0% 7,0%

Toplam

Sayı 50 50 100

Toplam

% 100,0% 100,0% 100,0%

GörüĢülen kiĢilere yaĢamakta oldukları mahalleleri doğrudan etkilemesi

beklenen kentsel dönüĢüm projesinin, mahallesini nasıl dönüĢtüreceğini düĢündükleri

sorulduğunda, 55 kiĢiden (%55) oluĢan büyük çoğunluk; proje ile birlikte

mahallesine lüks konut alanlarının inĢa edileceğini, yüksek gelir grubuna yönelik

villa vb benzeri yapıları bünyesinde barındıran yaĢam alanları oluĢturulacağını ve

mahalle sakinlerinin de mahalleyi terk etmek zorunda kalacaklarını düĢündüğünü

vurgulamıĢtır. Bu ifadeyi kullanan kiĢilerden 30‟u ile BaĢıbüyük Mahallesinde

görüĢülürken, 25‟i ile de Gülsuyu Mahallesinde görüĢme gerçekleĢtirilmiĢtir.

BaĢıbüyük Mahallesinden 8 ve Gülsuyu Mahallesinden 9 kiĢi (toplamda 17 kiĢi ve

%17), kentsel dönüĢüm projesinin uygulanması durumunda, mahalle sakinlerinin

farklı yerleĢim alanlarına dağılmak zorunda kalacaklarını düĢündüğünü dile

getirmiĢtir. Kentsel dönüĢüm sisteminin iĢleyiĢ koĢulları arasında yer alan hak

Page 299: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

287

sahiplerinin borçlandırılarak TOKĠ konutlarından ev sahibi yapılması uygulaması

sonucunda yüklendiği borcu ödeyebilecek durumda olan kiĢilerin yeni ev sahibi

olacaklarını; borcu ödeyecek durumda olmayanların ise evlerini kaybedeceklerini

düĢündüğünü ifade eden 9 kiĢi (%9) bulunmaktayken; bu kiĢilerden 1‟i BaĢıbüyük

Mahallesinde, 8‟i ise Gülsuyu Mahallesinde ikamet etmektedir. BaĢıbüyük

Mahallesinden 1 ve Gülsuyu Mahallesinden 6 kiĢi olmak üzere toplamda 7 kiĢi (%7),

kentsel dönüĢüm projesinin en önemli sonucunun mahalleli profilini değiĢtirmek

olacağını vurgulamıĢtır. Ġnsanları, yaĢam alıĢkanlıklarını ve kültürlerini yok ederek

bahçeli-müstakil evlerden çok katlı apartmanlara taĢımayı hedefleyen kentsel

dönüĢüm projeleri nedeniyle komĢuluk iliĢkilerinin sekteye uğrayacağı hatta biteceği

endiĢesini taĢıyan toplam 12 kiĢi ile görüĢülmüĢtür. BaĢıbüyük Mahallesinde 10 ve

Gülsuyu Mahallesinde 2 kiĢinin “insanları kutu gibi evlere tıkacaklar ve komĢuluğu

bitirecekler” ifadesini kullandığı görülmektedir.

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilerin mahallesinde kentsel dönüĢüm

projesi ile birlikte nasıl bir dönüĢüm yaĢanacağına iliĢkin görüĢlerinin bir kısmı Ģu

Ģekildedir:

“İnsanları kutu gibi evlere tıkacaklar. Apartmanda kimse kimseye bir bardak su

vermez, komşuluk biter. Bir yere gitsem çocuklar aklıma bile gelmez, komşular nasılsa

bakar. Biz bir komşuyu bir gün görmesek hemen gider bakarız. TOKİ’lerde ölsek kokumuz

çıkınca anlaşılır. Biz şimdi komşularla her şeyi paylaşıyoruz. Komşudan selam alamazsın

TOKİ’de.”

“Yaptıkları çok katlılara mahalleliyi dolduracak kalan yerlere villalar yapacaklar.

Manzarasıyla havasıyla Başıbüyük Başıbüyüklülerden alınacak.”

“Villalar yapacaklar, zenginlere peşkeş çekecekler mahalleyi. Bizi de fare gibi

küçücük evlere tıkacak, buradaki TOKİ evlerinden vereceğiz diyorlar ama ondan da

şüpheliyim. Bu manzarayı, güzelliği bize bırakmazlar, mahalleyi sürecekler buradan.”

“Zenginler gelince mahalleli duramaz ki burada. Zaten onu istiyorlar. Bizi

gönderecekler zenginleri yerleştirecekler. Yabancı ülkelerden gelenleri koruyor da devlet

bizi niye korumuyor? Kimlikleri mi değiştirelim insanca yaşamak için?”

“Villalar yapacaklar bizi buralardan atacaklar. Ödeyemeyiz bize söylediği borcu

bilmiyorlar mı? Biliyorlar ama doğrudan atamıyor, borçlandırırım nasılsa ödeyemezler

giderler diyorlar. Zamanında Özal varken İmren Aykut geldi buralarda ayılar yaşamaz siz

nasıl yaşıyorsunuz dedi. Şimdi hangi ayılar için yerimizden ediyorlar bizi?”

“İnsanlara 50 yaşından sonra yeni yaşam kur diyorlar. Mahalleli gitmek zorunda

kalacak buradan. Zaten kendi belirlediği alanlara taşının diyor. Amaç biz değiliz, yerinde

dönüşüm değil. Buradakileri evsahibi yapacak olsalar başka türlü davranırlardı. Evlerimizi

yıkıp yerine yapacakları evleri biz alamayız, alsak da ödeyemeyiz. Şu anda yaşayanlar

gitmek zorunda kalır, yerlerine de yeni evlere parası yetenler gelir.”

Page 300: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

288

“Amaçları farklı. Uzun yıllardır uğraşıyorlar, mahalleliyi dağıtmak istiyorlar.

Gülsuyunda alevi ve sol kesim çok. Birilerini rahatsız ediyor mahallenin yapısı. Mahalleyi

hiçbir şekilde dağıtamadılar yıkım yaparak dağıtmak istiyorlar. Bir taşla iki kuş, hem

insanları yerinden yurdundan edip dağıtacaklar hem de kodamanlara yer açacaklar.”

“Birilerine satmak için yıkacaklar evleri. Zamanında Bulgarlara ev yaptı verdi şimdi

yıllardır burada yaşayanları yerinden etmeye çalışıyor. Mahalleyi zenginlere nasıl satarımın

derdindeler. Yaparlar lüks evleri, villaları mahalleliyi de sağa sola uyduruk evlerine

gönderirler.”

7.2.6. AraĢtırma Sürecinin Genel Değerlendirmesi

Kentsel dönüĢümün çok boyutlu, birden çok disiplini içine alan bir uygulama

alanı oluĢturmasından dolayı, kent yenileme kararları ve uygulamaları, kamu

yönetimi birimlerinin yanında (merkezi yönetim bazında bakanlıklar, yerel yönetim

birimleri, kent yöneticileri) farklı meslek gruplarının (Ģehir ve bölge plancısı, mimar,

hukukçu, sosyolog vb) da katılımını gerektirmektedir. Bu iki grup yanında, dönüĢüm

uygulamalarının yerellik özelliğini ön plana çıkaran ise yerel halktır (sivil toplum

örgütleri, mal sahipleri, kiracılar, baskı grupları) (Genç, 2003:442). Sayılan tüm bu

aktörlerin katılımı ile hazırlanan ve uygulamaya konulan bir kentsel dönüĢüm

projesinin yönetiĢim ilkelerini bünyesinde barındırdığını söylemek çok da yanlıĢ

olmayacaktır.

En genel ifadeyle yönetiĢim; merkezi ve yerel yönetimler, özel sektör, sivil

toplum örgütleri gibi aktörleri de kapsayan ve bu aktörleri de yönetim/karar alma

süreçlerinde vazgeçilmez paydaĢlar olarak tanımlayan, çok aktörlü bir sistem olarak

tanımlanabilir (Eryılmaz; 2002: 28). Çok aktörlü yönetim olarak da adlandırılan

yönetiĢim, toplumla devletin yeni bir iliĢki kurma biçimi olarak önerilmekte ve çok

aktörlü bir sistemin birlikte yönlendirme sürecine iĢaret etmektedir (Tekeli;1996:

21). BaĢarılı olarak ifadelendirilebilecek yönetiĢim uygulamalarının en önemli

özelliği, karar alma ve uygulama süreçlerine katılımın sağlanarak yönetimde

etkinlikle birlikte yerel demokrasinin de güçlendirilmesidir. Yerel yönetimler için iyi

yönetiĢim, o bölgede yaĢayan halk ve toplumsal aktörlerle birlikte yer alacakları bir

süreçte karar alma, uygulama ve denetleme fonksiyonlarını birlikte yürütmelerinin

sağlanmasıyla söz konusu olabilir (Palabıyık, 2003: 269-270).

Ancak yakın dönemde hemen hemen her ilde uygulamaya konan projelerde,

özellikle dönüĢüm alanlarında yaĢayanların proje uygulamaya konacağı zaman

haberdar edilmeleri ve yaĢam alanlarına iliĢkin kararlar alınırken sürece dâhil

Page 301: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

289

edilmemeleri katılım ilkesiyle çeliĢmektedir. Katılım anlayıĢını ön plana alan

yönetiĢim uygulaması doğru uygulanırsa demokratik özellikler taĢıdığı söylenebilir.

Ancak yönetiĢim Türkiye özelinde kentsel dönüĢüm projeleri üzerinden

değerlendirildiğinde uygulamaların yönetiĢimden çok “yönetirim” anlayıĢını içerdiği

görülmektedir. Bir diğer ifade ile yerinden yönetimi içeren yönetiĢim, bu

uygulamalarda “yerine yönetim” olarak karĢımıza çıkmaktadır (Ergun, 2009: 824,

827).

Kentsel alanlara yönelik geliĢtirilecek tüm projelerde ve alınacak kararlarda

kentliler de yaĢam alanlarına iliĢkin sorunları en yakından bilen ve yaĢayan kiĢiler

olarak söz sahibi kılınmalıdır. Bumin‟in aĢağıda yer alan ifadeleri kentsel mekânlara

yönelik politikaların neden kentlilerle birlikte geliĢtirilmesi gerektiğini net bir

biçimde ortaya koymaktadır.

“Bir ülkedeki merkezi-yerel iktidarların konut politikasını ve kent

planlamasını kendi istedikleri gibi yönlendirmeleri „despot‟luktur. Ġnsanlar

bir kenti doldurmak için değil, kentler insanları barındırmak için varsa;

değiĢik kültürden insanlar oturacakları konutlar ve yaĢayacakları kentler

üzerinde söz sahibi olmalıdırlar. Kentliler istek ve gereksinimlerini

tartıĢabilecekleri, bunların karĢılanması için çözümler önerebilecekleri bir

ortam bulduklarında, belki daha iĢin baĢından kentsel dönüĢümü

istemeyecek (Bumin burada sosyal konutlar demektedir, vurgu

değiĢtirilmiĢtir), ulaĢım, dinlenme, kültür, sağlık, eğitim vb sorunlarının

çözümü için hayat biçimlerine çok daha uygun ve pratik çözümler

bulabilecektir” (Bumin, 1990: 148-149).

AraĢtırma sürecinde Bumin‟in yukarıda yer alan ifadelerini doğrulayan

ifadelerle sıklıkla karĢılaĢılmıĢtır. Gerek BaĢıbüyük gerekse Gülsuyu Mahallesinde

yaĢayan kiĢiler temelde kentsel dönüĢüm projelerinden çok projelerin uygulama

biçimlerine karĢı çıkmaktadırlar. YaĢam alanlarına iliĢkin alınan kararların,

kendilerine danıĢılmadan ya da bilgi verilmeden alınması mahalle sakinlerini rahatsız

etmektedir. Hatta bunun da ötesinde, mahalleliler sürece dahil edilmeden ve paydaĢ

kılınmadan projelerin hazırlanmasının ve uygulanmaya çalıĢılmasının, mahalleliyi

yaĢam alanlarından uzaklaĢtırma çabasına hizmet ettiği düĢünülmektedir. Genel

olarak bakıldığında her iki mahallede de görüĢülen kiĢiler kentsel dönüĢümü yıkım

Page 302: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

290

ve yerinden etme olarak değerlendirmektedirler. AraĢtırma sürecinde mahalle

sakinlerinin görüĢ ve önerilerinin alındığı, paydaĢ kılındığı ve yerinde dönüĢümü

içeren projelerin daha sağlıklı uygulanabileceği ve baĢarılı olabileceği görülmüĢtür.

GörüĢülen kiĢiler mevcut sosyal dokuyu bozmayacak ve mahalle sakinlerinin yaĢam

alanlarını değiĢtirmelerine yol açmayacak Ģekilde hayata geçirilecek iyileĢtirme ve

altyapı çalıĢmalarına sıcak bakmaktadırlar. Bu nedenle hazırlanacak ve uygulanacak

projelerde amaç hakim söylemlerde olduğu gibi kentsel alanları yaĢanabilir kılmaksa,

yaĢam alanlarındaki sorunları en iyi bilen kiĢiler olarak dönüĢüm alanlarında yaĢayan

kesimlerin görüĢ, beklenti ve önerilerini dikkate alan uygulamalara yönelinmelidir.

Page 303: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

291

SEKĠZĠNCĠ BÖLÜM

SONUÇ VE ÖNERĠLER

Günümüz kentlerinde, sosyo-ekonomik farklılıklara ve kentlere yüklenen

yeni rol ve iĢlevlere bağlı olarak yeni mekânsal ayrıĢmalar yaĢanmaktadır.

Kapitalizmin, kendini yeniden yapılandırabileceği ve sermaye birikim süreçlerini

devam ettirebileceği mekânlar olarak gördüğü kentlere yüklenen anlam, günümüzde

küresel neoliberalizmin de etkisiyle yeni biçimler kazanmaktadır. Kentlere yüklenen

anlamı günümüzde sermaye, mal, insan, bilgi vb göstergelerin ulus aĢırı akıĢının

yoğunlaĢması, ekonominin serbestleĢmesi ve devlet müdahalesinin kısıtlanması gibi

etkenler belirlemektedir. Neoliberal küreselleĢme döneminde ortaya çıkan ekonomik

yeniden yapılanma, sosyal devlet anlayıĢının zayıflatılması ve piyasa aktörlerinin

önünü açacak uygulamaların hayata geçirilmesi, birçok alanda olduğu gibi kentler

üzerinde de önemli etkiler bırakmaktadır. Bir diğer ifade ile, kentlerin de yaĢanmakta

olan yeni liberal küreselleĢme süreçlerine uyumlulaĢması, eklemlenmesi ve hatta bu

sürecin lokomotifi olması istenmekte ve beklenmektedir. Kapitalizmin yeni

görünümü olarak da adlandırılabilecek olan küreselleĢme sürecinde kentler,

sermayenin en önemli hedefleri durumuna gelmiĢlerdir. Bir diğer ifade ile kentler,

yerel-ulusal-uluslararası aktörlerce küresel pazarların ve bilgi teknolojilerinin

stratejik önemdeki mekânları olarak dönüĢtürülmeye ve yeniden yapılandırılmaya

çalıĢılmaktadırlar. Bu noktada da karĢımıza küresel kent olarak adlandırılan, ancak

özü itibariyle yarışan kent olarak adlandırılması daha uygun olan kentler

çıkmaktadır. Bu çalıĢma da, küreselleĢme sürecinin kentleri nasıl etkilediği,

günümüz kapitalizminin kentlerden beklentilerinin hayata nasıl geçirildiği ve bu

sürecin sosyo-ekonomik etki ve sonuçlarını anlama çabasını taĢımaktadır.

Neoliberal küreselleĢme ile birlikte ulus devletin öneminin azalması ve

yeniden yapılanan ekonomik sistemde, devletler arası iliĢkilerin yerini kentler

arasında gerçekleĢen iliĢkilerin alması, kentleri ön plana çıkarmıĢtır.

KüreselleĢmenin hâkim olduğu günümüz dünyasında kentler, ekonomilere yön

vermekte ve küresel süreçlere eklemlenme çabasındaki ülkelerin en önemli aktörü

olarak algılanmaktadırlar. Kentlerin ön plana çıkmasına paralel olarak ortaya atılan

küresel kent olgusu ve küresel anlamda kentler arasında oluĢan hiyerarĢi, az sayıda

Page 304: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

292

geliĢmiĢ ülke kentini küresel kent statüsüne kavuĢtururken; geliĢmekte olan ülke

kentlerini de bu statüye kavuĢmak adına birbirleriyle rekabete sokmaktadır. Küresel

kentlerin en önemli özelliği; çokuluslu sermayenin toplandığı, düĢünce, karar ve

örgütlenme üreten merkezler olmaları ve küresel sermaye ve aktörlerine hitap eden iĢ

ve yaĢam alanlarıyla gerekli altyapıya sahip olmaları Ģeklinde ifade edilmektedir.

Küresel kent olma çabasındaki kentlerin de, sermaye açısından gerekli olduğu

düĢünülen yatırım ve iĢ alanlarını yaratması ve altyapı hizmetlerini sunması

durumunda, kentler arası yarıĢta öne geçecekleri salık verilmektedir.

Kentlere doğru hızlı bir göç hareketi yaĢanmasıyla birlikte, kentsel nüfusun

hızla artması, talep artıĢlarını karĢılama ve sorunları çözme konusunda devlet

müdahalelerinin yetersiz/eksik kalmasını beraberinde getirmiĢtir. Yeni kentliler,

barınma sorununu gecekondular inĢa ederek, istihdam sorununu ise enformel/türedi

iĢlere yönelerek çözmek zorunda kalmıĢtır. Bu süreç özellikle kentleĢmenin en yoğun

yaĢandığı 1980‟li ve 1990‟lı yıllarda daha belirgin olarak yaĢanmıĢ ve kentsel krize

dönüĢmüĢtür.

Üretimin ve yeniden üretimin gerek ekonomik gerekse toplumsal anlamda

gerçekleĢtirildiği mekânlar olan kentler, 1980‟lere kadar kullanım değeri olan

ölçekler olarak görülmüĢtür. 1980 sonrası dönemde ise küresel sermayenin kentleri

yeniden keĢfi sonrasında rant ekonomisinin geliĢmesiyle birlikte kent merkezleri ve

merkeze yakın alanlar yerel, ulusal ve küresel sermaye tarafından karlı birer yatırım

alanı olarak görülmüĢ ve hızla dönüĢmeye baĢlamıĢtır. Bir diğer ifade ile

küreselleĢme sürecinde kentler, kullanım değerinden çok değiĢim değeri olan metalar

olarak algılanmaya baĢlamıĢ ve kent algısı da değiĢime uğramıĢtır. Bu süreçte, zaman

içinde oluĢmuĢ olan gecekondu alanları, kent merkezlerinde eskiyen mahalleler gibi

alanlar sermaye ve yatırımcı için çekici hale gelmiĢtir.

Küresel olma yarıĢında merkezi ve yerel yönetimler, küresel sermaye

açısından en çekici olduğunu düĢündükleri kentlerine yatırımları

yoğunlaĢtırmaktadırlar. Bu doğrultuda altyapısı olan çağdaĢ konut alanları, imarlı

düzgün alanlar, geniĢ caddeler, dinlence ve eğlence yerleri, iĢ ve alıĢveriĢ merkezleri

yaratılmaya çalıĢılmaktadır. Kentleri sermaye açısından çekici kılma çabaları,

kentlerin pazarlanabilir birer meta olarak görülmesine yol açmakta ve kullanım

değerinden çok değiĢim değerinin ön plana çıkmasına neden olmaktadır.

Page 305: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

293

Kentlerin değiĢim değerinin ön plana çıkması ve meta olarak algılanmasının

günümüz kent politikalarına yansıması ise; “kentlerin allanıp pullanarak sermayenin

kullanabileceği/tercih edeceği mekânlar haline getirilmesi, bu süreçte ardı ardına

kentsel dönüşüm projeleri oluşturularak ve uygulamaya koyularak kentler cazibe

merkezi haline getirilirken kentlilerin gözden çıkarılması” Ģeklinde karĢımıza

çıkmaktadır. En kolay gözden çıkarılabilecek kentsel gruplar ise, emek yoğun üretim

döneminde ucuz iĢgücü sağlayan ve etkin devlet politikasının olmadığı konut

alanında enformel yollardan gecekondular inĢa eden, süreç içinde aflarla ve yasalarla

meĢruiyet kazandırılan gecekondulu nüfus olmaktadır. Günümüzde emek yoğun

sanayiye gerek duyulmaması ve sanayinin kent merkezlerinin dıĢına taĢınması ve

kuruluĢları aĢamasında kentlerin çeperindeyken zamanla kentlerin büyümesi sonucu

kent merkezlerinde kalan köhnemiĢ ve yoksul alanlarla gecekondu bölgeleri

yaĢayanları ile birlikte kentlerden temizlenmek istenmektedir. Bu temizlik

harekâtının en etkili silahı ise kentsel dönüĢüm projeleridir. Tüketim toplumunun

etkin müĢterileri olamayan, artık kendilerine gereksinim de duyulmayan gecekondulu

yoksul ve dar gelirli kesimlerin, dâhil olmadıkları tüketim merkezlerinde yerleri de

yoktur. Bu kesimlerin yaĢam alanları süratle boĢaltılmalı ve yerlerini alıĢveriĢ

merkezleri, korunaklı siteler ve iĢ merkezleri almalıdır. Sermayenin akıĢkanlık hızı

kent yöneticilerini acilen harekete geçmek zorunda bırakmakta, kentleri yönetenler

de oldu-bittilerle kentsel dönüĢüm projeleri hazırlamakta, uygulamakta ve sermayeye

daha geniĢ alanlar yaratabilmek adına, kentlileri yok sayan uygulamalara

yönelmektedirler.

Dünya genelinde neoliberal anlayıĢın hâkimiyetini günden güne arttırmasıyla

birlikte, neredeyse tüm ülkeler küresel süreçlere eklemlenme çabasına girmiĢlerdir.

Bu çaba doğrultusunda da ülkelerin en geliĢmiĢ kentleri küresel rekabet ortamına

dâhil edilmeye çalıĢılmaktadır. Küresel süreçlere eklemlenme çabaları herkesçe

malum olan Türkiye‟de ise, küreselleĢmenin anahtarı olarak Ġstanbul görülmektedir.

Türkiye açısından küresel sermayeyi çekebilecek ve küresel kentler ağına dâhil

olabilecek kent olarak görülen Ġstanbul‟da, bir yandan sanayi sektörü kent dıĢına

itilirken bir yandan da hizmetler ve finans sektörü ön plana çıkarılmakta ve

sermayenin talep ve istekleri doğrultusunda yeni mekânlar oluĢturulmaktadır.

Ġstanbul‟un merkezi alanları küresel ekonominin mekânsal örgütlenmesine uygun

Page 306: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

294

olarak, kongre merkezleri, sergi salonları, oteller ve eğlence merkezleri, iĢ ve

alıĢveriĢ merkezleri gibi yapılarla yeniden Ģekillendirilmektedir. Ancak sözü edilen

bu yapıların inĢası için yeterli kentsel arsa stoku bulunmadığından, merkezi ve yerel

yönetimler yeni arayıĢlara girmiĢler ve çözüm olarak da ulusal kalkınmacılık

anlayıĢının olduğu dönemde göz yumdukları hatta meĢrulaĢtırdıkları, iĢçilerin yoğun

olarak oturduğu gecekondu bölgelerini ve yoksul/marjinal kesimlerin yaĢadığı kent

içi eski yerleĢim alanlarını yaĢayanlarından arındırarak sermayenin kullanımına

açacak kentsel dönüĢüm projelerini bulmuĢlardır. Bir diğer ifade Ġstanbul‟u küresel

pazarda cazip kılmanın temel aracı olarak, kentsel dönüĢüm projeleri görülmeye

baĢlanmıĢ ve bu projeler kente yapılacak makyajın temel aracı haline getirilmiĢtir.

Yoksul ve marjinal kesimlerle sanayi sektöründe çalıĢan kesimlerin yaĢam alanlarını

hedef alan kentsel dönüĢüm projeleri, kamu vicdanını hafifletmek ve meĢru kılmak

adına çarpık kentleĢmeden doğan sorunların çözümü olarak lanse edilmektedir.

Gerek merkezi ve yerel yönetimler gerekse de TOKĠ tarafından kentleri geliĢtirmek

ve daha sağlıklı/yaĢanabilir kılmak gibi söylemler sıklıkla dile getirilse de uygulama

süreçlerine bakıldığında seçilen alanların gecekondu bölgeleri ya da yoksul/marjinal

kesimlerin yaĢadığı alanlar olması, kentsel dönüĢümün algılanıĢ biçimini ortaya

koymaktadır. Yoksul/marjinal grupların yaĢam alanları kentlere yakıĢmamaktadır ve

kentlerin tüm siluetini bozan çok katlı sitelere, gökdelenlere, alıĢveriĢ merkezlerine

yer açmak için dönüĢtürülmelidir. Bu yerinden etme stratejileri, sermayeyi çekme

odaklı kent yöneticilerinin en önemli aracı olan kentsel dönüĢümün, özünde

soylulaĢtırmayı da barındırdığını göstermektedir.

Tarihsel süreçte sorunlu bir yapıya sahip olduğu gerçeği göz ardı

edilemeyecek Türkiye kentlerinde, çarpık yapılaĢma ve sağlıksız kentleĢmeye çözüm

olarak son yıllarda kentsel dönüĢüm projeleri ön plana çıkmıĢtır. Bu doğrultuda yerel

yönetimler ve TOKĠ iĢbirliği ile kentsel dönüĢüm projeleri hazırlanmakta ve hızla

uygulamaya konulmaktadır. DönüĢüm alanı ilan edilen yerler ise genellikle yoksul ve

marjinal kesimlerin yaĢamakta olduğu gecekondu bölgeleri ve eski kent merkezleri

olmaktadır. Kentsel dönüĢüm projelerinin dikkat çeken en önemli özelliği ise,

dönüĢüm alanında yaĢayan kesimlerin proje hazırlandıktan ve uygulama kararı

alındıktan sonra sürece dâhil edilmeleridir. Bir diğer ifade ile dönüĢüm alanlarında

yaĢamakta olanlara yaĢam alanlarına iliĢkin söz hakkı tanınmamaktadır. Bu

Page 307: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

295

çalıĢmada da yukarıda sayılan süreçleri yaĢayan BaĢıbüyük ve Gülsuyu

mahallelerinde yaĢamakta olan kesimlerin kentsel dönüĢüm uygulamalarına iliĢkin

görüĢ, beklenti ve talepleri saptanmaya çalıĢılmıĢtır. Kentsel dönüĢüme iliĢkin

çalıĢmalara bakıldığında genellikle projelerin tamamlandığı ya da tamamlanmak

üzere olduğu alanlarda yoğunlaĢıldığı, sürecin hemen baĢında dönüĢüm alanlarında

yaĢamakta olan kesimlerin görüĢlerini saptamaya yönelik çalıĢmaların oldukça az

olduğu görülmektedir. Bu doğrultuda çalıĢma kapsamında yerel yönetimler ve TOKĠ

iĢbirliği çerçevesinde kentsel dönüĢüm alanı ilan edilen, ancak sakinleri sürece dâhil

edilmeyen BaĢıbüyük ve Gülsuyu mahallelerinde yaĢamakta olan kesimlerin,

mahallesi ve kentsel dönüĢüm sürecine iliĢkin görüĢ, beklenti ve önerilerinin ne

olduğuna iliĢkin yüz yüze görüĢmelerle gerçekleĢtirilen bir saha araĢtırması

yapılmıĢtır. Yakın dönemin en yaygın kentsel politikası olan kentsel dönüĢüm

projelerinin ortaya çıkıĢ süreci ve olası sonuçlarının yanı sıra, projelerin uygulama

süreçlerinin mahalle sakinlerinin yaĢamını nasıl etkileyebileceği, sosyo-kültürel

hayatın yanı sıra yerleĢim ve istihdam süreçlerine iliĢkin olası etkileri ve sonuçları

araĢtırılmıĢtır.

Bölümün bundan sonraki kısmında çalıĢmanın temel varsayımlarından

hareketle bir değerlendirme yapılacak ve önerilere yer verilecektir.

Varsayım 1: Kentsel dönüĢüm projelerinde dönüĢüm alanlarında

yaĢayan kesimlerin katılımı sağlanmamaktadır.

Kentsel mekânları sosyal, ekonomik, kültürel ve fiziksel boyutlarıyla ele

alması gereken kentsel dönüĢüm projeleri, aynı zamanda kentsel tüm aktörlerin söz

sahibi ve paydaĢ olduğu uygulamalar olmaları durumunda, daha sağlıklı sonuçlara

ulaĢılabilecektir. Ancak ülke pratiğinde kentsel dönüĢüm projelerinin yerel

yönetimler ve TOKĠ iĢbirliği çerçevesinde hazırlandığı ve uygulandığı, baĢta

dönüĢüm alanlarında yaĢamakta olanlar olmak üzere sivil toplum kuruluĢları, meslek

odaları ve projeye muhalif olup alternatifler üretebilecek kesimlerin sürece dâhil

edilmedikleri görülmektedir. Özellikle yaĢam alanlarına iliĢkin sorunları en yakından

bilen ve çözüm üretebilecek olan mahalle sakinlerinin kentsel dönüĢüm süreçlerinde

yer alması, projeler ile niyetlenen Ģey gerçekten sağlıklı ve yaĢanabilir mekânlar

oluĢturmaksa, büyük önem taĢımaktadır. Ancak uygulayıcılar kentsel dönüĢüm

Page 308: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

296

olgusunu salt konutlar ve arsa bazında ele almaktadır. Oysa kentler salt binaların

olduğu fiziksel ölçekler değil, sosyal, kültürel, toplumsal iliĢkilerin örüldüğü ve

geliĢtirildiği mekânlardır ve kentlere yönelik her türlü uygulamada bu özellikler

dikkate alınmalıdır. Kentsel dönüĢüm projelerini hazırlayan ve uygulayanların dile

getirdiği konutlara karĢılık (genellikle kentlerin dıĢında) konut verildiği ve barınma

hakkının tanındığı söylemi, kentlerin sadece fiziksel mekânlar olarak ele alındığının

göstergesi olmaktadır. Yapılması gereken ise yaĢam alanlarının bir bütün olarak ele

alınması ve her türlü uygulamada kentlilerin de söz sahibi kılınmasıdır.

Kentsel dönüĢüm projelerinin uygulama ve sonuçlarına bakıldığında katılım

boyutunun eksik kaldığı görülmektedir. Kamu aktörleri ve sermaye, süreçlerde etkin

rol oynarken dönüĢüm alanlarında yaĢayanların katılımı projenin sonuçlarını kabul

etmek zorunda kalmakla sınırlanmaktadır. ÇalıĢma kapsamında görüĢülen BaĢıbüyük

ve Gülsuyu Mahallesi sakinlerine kentsel dönüĢüm süreçlerine dâhil edilip

edilmedikleri sorulduğunda çarpıcı sonuçlarla karĢılaĢılmıĢ ve her iki mahallede

yaĢayanların proje onaylandıktan ve uygulama aĢamasına gelindikten sonra haberdar

oldukları görülmüĢtür.

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilere kentsel dönüĢüm projesi hakkında

resmi kurumlar tarafından bilgilendirilip bilgilendirilmedikleri sorulduğunda, 92 kiĢi

(%92) herhangi bir bilgi verilmediğini ifade etmiĢtir. 8 kiĢi (%8) ise proje

hazırlandıktan ve onaylandıktan sonra belediyenin bilgilendirme yaptığını dile

getirmiĢtir.

GörüĢülen kiĢilere proje hazırlanırken fikirlerinin alınıp alınmadığı

sorulduğunda, her iki mahallede görüĢülen 100 kiĢinin tamamı fikirlerinin

alınmadığını belirtmiĢlerdir. Proje sürecinde söz sahibi olup olmadıkları

sorulduğunda alınan cevap ise, görüĢülen kiĢilerden hiçbirinin söz sahibi kılınmadığı

yönünde olmuĢtur.

GörüĢülen kiĢilerin kentsel dönüĢüm projesi hakkında bilgi edinme

kaynakları da oldukça ilginçtir. GörüĢülen kiĢilerden 47‟si (%47) komĢuları, 12‟si

(%12) mahalle derneği, 22‟si (%22) mahalle derneği ve muhtar sayesinde bilgi

sahibi olduğunu ifade etmiĢtir. Proje uygulamaya konulduktan sonra bir düğün

salonunda belediye tarafından bilgilendirme toplantısı yapıldığını ifade eden 8 kiĢi

Page 309: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

297

(%8) bulunmaktayken, 2 kiĢi de (%2) kendi çabalarıyla belediyeden bilgi edindiğini

vurgulamıĢtır. 5 kiĢi (%5) mahallesine polis geldiğinde (TOKĠ Ģantiyesinin açıldığı

süreçte iĢçi ve araçları korumak için), kentsel dönüĢüm projesinden haberdar

olduğunu ifade etmiĢtir. GörüĢmenin yapıldığı süreçte henüz kentsel dönüĢüm

konusunda bilgi sahibi olmadığını dile getiren 4 kiĢi (%4) de dâhil edildiğinde,

yaĢam alanlarına yıkımla sonlanacak bir müdahaleyi içeren kentsel dönüĢüm projesi

konusunda, mahalle sakinlerinin proje hazırlayıcı ve uygulayıcıları tarafından

muhatap alınmadıkları ve sürece dâhil etme kaygısı güdülmediği görülmektedir.

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilere mahallesine yönelik nasıl bir

uygulama talep ettikleri sorulduğunda, büyük çoğunluğun yıkım yerine iyileĢtirme

(36 kiĢi ve %36) yapılmasını istediği ve 28 (%28) kiĢinin de altyapı sorunlarının

çözümüne yönelik beklentisi olduğu görülmektedir. Sahip olduğu evin tapusunun

kendisine verilmesini ve evinin geleceğine kendisinin karar vermesini isteyen 19 kiĢi

(%19) bulunmaktayken, 17 kiĢi (%17) ise evlerinin yıkılmamasını talep ettiğini dile

getirmiĢtir. Bu ifadelerden hareketle, görüĢülen kiĢilerin ortak beklentilerinin

yaĢamlarını mahallelerinde sürdürmek olduğu görülmektedir. Görüldüğü üzere

dönüĢüm alanlarında yaĢayan kesim, proje sürecine dâhil edilse farklı çözümler de

bulunabilecektir. DönüĢüm alanlarında yer alan konutlar yıkılarak yerlerine çok katlı

binalar ya da lüks konut alanları yapılması gibi tek çözümlü bir yaklaĢım yerine

iyileĢtirme, yıkmadan yenileme, yerinde dönüĢüm, altyapı sorunlarının çözümü gibi

alternatifler de geliĢtirilebilecek ve böylelikle sosyal dokunun zarar görmesinin de

önüne geçilebilecektir. GörüĢmeler sırasında sorulmamasına karĢın görüĢülen

kiĢilerden bazıları Marmara Depremi‟nde mahallelerinde yıkılan ev olmadığını, bu

nedenle deprem önlemi olarak kentsel dönüĢümün ileri sürülmesinin gereksiz

olduğunu dile getirmiĢlerdir. Gecekondu mahallesi olarak kurulmasına karĢın tapu ve

tapu tahsis belgeleri verilerek yasal boyut kazandırılan yaĢam alanlarının temel

sorununun evlerin dayanıksızlığı olmasından çok dar sokaklar, yetersiz altyapı vb

olduğunu ve bu konuda çalıĢmalar yapılması gerektiğini ifade eden mahalle sakinleri,

yaĢam alanlarına müdahale eden projeler hazırlanırken söz sahibi kılınsalar, mahalle

sorunlarını en yakından yaĢayan kiĢiler olarak daha sağlıklı çözümler

üretilebileceğini göstermiĢlerdir.

Page 310: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

298

Varsayım 2: Kamu politikası oluĢturucu ve uygulayıcıları kentsel

dönüĢüm projeleri ile mekânların yalnızca fiziksel olarak dönüĢümüne öncelik

vermekte, sosyal dokuyu yok saymaktadırlar.

Kentlerde var olan ve gelecekte ortaya çıkabileceği öngörülen sorunlara

çözüm üretmek kaygısıyla, kentsel dönüĢüm ya da yenileme projelerinin hayata

geçirilmesi kabul edilebilir bir durumdur. Ancak kentlilerin yaĢam alanlarına

müdahaleyi içeren bu projelerin, kentlileri ve kamu yararını gözeten bir biçimde

hazırlanması ve uygulanması gerekmektedir. 1980 sonrasında hemen hemen tüm

dünyayı etkisi altına alan neoliberal küreselleĢme, sermayenin sınır tanımaksızın

akıĢkanlaĢmasını hedeflemekte ve sermayenin önündeki tüm engellerin

kaldırılmasını ve sermayeye hareket kolaylığı sağlanmasını salık vermektedir.

Türkiye‟de de bu dönemde devletin etkinlik alanlarının daraltıldığı, yeniden üretime

konu olan konut, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik vb hizmetler piyasalaĢtırılırken,

kentsel mekâna yönelik uygulamalarda da kentlilerden çok piyasa aktörlerinin ve

varsıl kesimlerin gözetildiği görülmektedir.

Sermayenin kentsel mekânı birikim ve yatırım aracı olarak yeniden

keĢfetmesiyle birlikte, kentsel alanlar hiç görülmedik biçimde sermayenin talep ve

baskılarına maruz kalmıĢtır. 1980 sonrasında hemen her alanda olduğu gibi kentsel

politikalarda da neoliberal politikaların etkin olmasıyla birlikte, bütüncül planlama

anlayıĢı terk edilmiĢtir. Bunun yerine getirilen parçacıl/stratejik planlama ise,

kentlerin neoliberal anlayıĢ doğrultusunda belli kesimler lehine yeniden

yapılandırılmasının aracı olmaktadır. Günümüze değin güçlenerek gelen bu anlayıĢ

doğrultusunda Ġstanbul‟un stratejik planlaması da kentler arası yarıĢın ve

küreselleĢmenin kaçınılmaz olduğu üzerinden kurgulanmaktadır. Ġstanbul‟un küresel

kentler hiyerarĢisinde üst sıralarda bir konum elde edebilmesi için kent adeta yeniden

yapılandırılmakta; iĢ ve alıĢveriĢ merkezleri, rezidanslar, lüks konut alanları ve

oteller, kültür merkezleri ve fuar alanları inĢa edilmekte ve kent küresel sermaye

açısından cazip kılınmak amacıyla makyajlanmaktadır. Bu makyajın temel aracı ise

kentsel dönüĢüm projeleri olmaktadır. Sermayenin talep ve beklentileri

doğrultusunda yeniden inĢa edilen merkezi alanlar ve bu alanlara yakın bölgeler,

kentsel dönüĢüm kapsamına alınmaktadır. Ġstanbul açısından kentsel dönüĢüm ele

alındığında dönüĢüm alanı ilan edilen bölgeler gecekondu mahalleleri (BaĢıbüyük,

Page 311: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

299

Gülsuyu, Ayazma vb), kent içi tarihi alanlar (Sulukule, Fener, Balat, Ayvansaray vb)

ve sosyal konutların olduğu (Tozkoparan) bölgeler olmaktadır. Kentsel dönüĢüm

projelerinin en dikkat çekici özelliği; yoksul/marjinal kesimlerin yaĢadığı alanları

hedef olarak belirlemesi ve dönüĢüm alanlarında yaĢayanları sürece dâhil

etmemesinin yanı sıra yerlerinden etmesidir. Bu alanların kentsel dönüĢüm

kapsamına alınmasıyla birlikte ya sakinlerine kentin dıĢında yapılan TOKĠ

konutlarından ev teklif edilmekte ya da bu alanlarda yaĢamakta olan kesimler

ödeyemeyecekleri bedellerle ve yaĢam koĢullarıyla karĢı karĢıya bırakılarak yaĢam

alanlarını terk etmek durumunda bırakılmaktadırlar.

Kentsel dönüĢüm, yoksul ve marjinal kesimlerin yaĢam alanlarının ekonomik

değerini arttırmayı hedefleyen bir yeniden inĢa süreci olarak karĢımıza çıkmaktadır.

Bu nedenle de kentsel dönüĢüm projeleri, artan değeri ödeyebilecek durumda olan

üst ve orta sınıfların talep ve beklentilerini karĢılamaya dönük özellikler

taĢımaktadır. Kentsel mekânının yeniden örgütlenmesi sürecinde, yoksulların yaĢam

alanları olan gecekondu bölgeleri ve kent içi eski yerleĢim alanları yıkılmakta ve bu

mekânların yerini lüks konut, alıĢveriĢ ve iĢ merkezleri gibi kentleri sermaye

açısından cazip kılacağı düĢünülen yapılar almaktadır. Genellikle yoksul kesimlerin

yaĢam alanlarını hedef alan kentsel dönüĢüm projeleri sonucunda, bu alanlarda

yaĢayan gerek mülk sahibi gerekse kiracıların, yeni yapılacak konutlarda kendilerine

yer edinmeleri çok da mümkün görünmemektedir. Gelir seviyeleri oldukça düĢük

olan bu insanların yeni konutları elde etmek için gereken bedeli sağlama olanakları

bulunmamaktadır. Bu nedenle temel hedef olmasa da ya projenin hemen baĢında ya

da süreç içinde, kentsel dönüĢüm kapsamında müdahale edilen yaĢam alanlarını terk

etmek zorunda kalabilmektedirler. DönüĢtürülen ve sakinlerinden arındırılan

alanlara, lüks konut alanları ya da iĢ ve alıĢveriĢ merkezleri inĢa edilmekte ve kentsel

mekânlarla birlikte kentliler de dönüĢtürülmektedir.

Yakın dönemde ardı ardına hazırlanan ve hayata geçirilen kentsel dönüĢüm

projelerinin temel söylemi, çarpık kentleĢmeden kaynaklanan sorunların çözüleceği

ve modern konutların inĢa edileceği ifadelerinden hareketle oluĢturulmaktadır. Hatta

söylemsel düzeyde, dönüĢüm alanı ilan edilen kentsel mekânlarda yer alan yapıların

kentlere yakıĢmadığı, sağlıksız oldukları, risk taĢıdıkları vb ifadeler de

kullanılmaktadır. BaĢıbüyük ve Gülsuyu gibi alanlarda ise, gecekondu gibi kaçak

Page 312: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

300

yapıların yıkılması ve yerlerine modern konutların yapılmasının hedeflendiği ileri

sürülmektedir. Günümüzde uygulanan kentsel dönüĢüm projelerinde kentsel

mekânının ada parsel düzeni, fiziksel yapısındaki yenilik ve gösteriĢli mimari yapı

vurgulanmakta ve projelerin sosyal kimliği yok sayılmaktadır Bu tarz yaklaĢımlar,

kentlerin binalarla dolu fiziksel mekânlar olarak ele alındığını göstermektedir. Temel

vurgu, dönüĢtürülmesi planlanan alandaki yapılar üzerinden kurgulanmakta ve

alanda yaĢayanlara dair herhangi bir ibareye rastlanmazken özellikle gecekondu

bölgelerinde yaĢayan kesime yönelik dıĢlayıcı söylemler geliĢtirilmektedir. Oysa

günümüzde dönüĢtürülmeye çalıĢılan gecekondu mahalleleri ortalama 50-60 yıllık

geçmiĢleri olan, mahallede oturanlar tarafından yıllar içinde yaĢanabilir hale

getirilmiĢ ve sistem tarafından gerek yasalarla gerekse aflarla tapu/tapu tahsis

belgeleri verilerek meĢrulaĢtırılmıĢ, gerekli altyapıları tamamlanmıĢ alanlardır.

Kurulma aĢamalarında kentlerin çeperinde yer alan bu alanlar, kentlerin büyümesine

paralel olarak kent merkezlerine yakın mekânlara dönüĢmüĢlerdir.

Sosyal ve ekonomik maliyeti yoksul kesimler tarafından ödenerek kentsel

araziye dönüĢmüĢ gecekondu mahalleleri, konut ve barınma sorununun çözüldüğü

mekânlar olmasının ötesinde, sosyal iliĢkilerin örüldüğü ve yaĢayanlarına mekânsal

özellikleri sayesinde farklı avantajlar da sağlayan alanlardır. Kentsel dönüĢüm

projelerini hazırlayanlar ve uygulayanlar gerek kendi vicdanlarını gerekse de kamu

vicdanını rahatlatmak açısından gecekondu sahiplerine kira öder gibi evsahibi olma

Ģansı tanındığını, TOKĠ‟nin yaptığı konutlardan edinme fırsatını sıklıkla dile

getirseler de, sorunu konut ve mülkiyet çerçevesine indirgemekte ve yaĢam

alanlarına bir bütün olarak müdahale edildiğini göz ardı etmektedirler. Oysa

uygulanması planlanan projelerden sosyal iliĢkiler, iĢ yaĢamı, yaĢam biçimleri ve

hayat tarzı gibi birçok süreç de etkilenmektedir. ÇalıĢma kapsamında görüĢülen

kiĢilere yaĢadığı çevreden memnun olup olmadıkları sorulduğunda, tamamı memnun

olduğunu ifade etmiĢtir. Memnuniyet sebebi olarak da görüĢülen tüm kiĢiler yaĢam

çevrelerinin sosyal yönüne ve iliĢkilere (komĢuluk, akrabalık, hemĢerilik) vurgu

yapmıĢlardır. Bu vurgudan hareketle fiziksel çevreden çok, sosyal çevrenin yaĢam

alanına yüklenen anlamı oluĢturduğu söylenebilir. Aynı Ģekilde komĢular arasında

yardımlaĢma da üst seviyededir. GörüĢülen kiĢiler kentsel dönüĢüm projesi ile

gecekonduları (daha doğrusu müstakil evleri) yıkılır ve çok katlı binalara taĢınmak

Page 313: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

301

durumunda kalırlarsa, komĢuluk iliĢkilerinin bitebileceğini, mahallelinin apartman

hayatına alıĢamayacağını, Ģu anki konutlarında çevresinde oturan herkesi tanıyor

olmalarına karĢın apartmanlarda kimsenin kimseyi tanımadığını belirtmiĢlerdir.

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢilerin, kentsel dönüĢüm projeleri ile mahallelerin

sosyal dokusunun bozulacağı endiĢesi taĢıdıkları görülmektedir. Bu doğrultuda

kentsel dönüĢüm projesi ile oturduğu mahallenin nasıl dönüĢeceğini düĢündüğü

sorulduğunda; görüĢülen kiĢilerden 12‟si (%12) “Ġnsanları Kutu Gibi Evlere

Tıkacaklar ve KomĢuluğu Bitirecekler” ifadesini kullanırken; 55‟i (%55) “Zenginlere

Villalar Yapacak ve Mahalleli Gitmek Zorunda Kalacak” cevabını vermiĢtir. Aynı

soruya 9 kiĢi (%9) “Parası Olanlar Yeni Ev Sahibi Olur” cevabını verirken; 17 kiĢi

(%17) “Mahalleli Tamamen Dağılır” ve 7 kiĢi (%7) “Mahallede YaĢayanlar DeğiĢir”

ifadesini kullanmıĢtır. Toplamda 88 kiĢi (%88) genel olarak kentsel dönüĢüm

projesinin mahalleliyi yerinden edeceğini vurgulamıĢtır.

GörüĢülen kiĢilere mahalle sakinlerinin kentsel dönüĢüm sürecinden nasıl

etkileneceklerini düĢündükleri sorulduğunda 57 kiĢi (%57) proje ile birlikte

mahallelinin yerinden edileceğini,15 kiĢi (%15) insanlarının düzeninin bozulacağını

ve 14 (%14) kiĢi de mahalle sakinlerinin evlerini kaybedeceklerini düĢündüğünü

ifade etmiĢtir. Kentsel dönüĢüm projesinin gerçekleĢtirilemeyeceğini (karĢı

konulacağı anlamında) dile getiren 14 kiĢi bir yana bırakılırsa genel olarak görüĢülen

kiĢilerin (86 kiĢi), kentsel dönüĢüm projesi ile mahalle sakinlerinin mağdur olacağını

ve barınma haklarının zarar göreceğini düĢündükleri görülmektedir.

Varsayım 3: Kentsel dönüĢüm projeleri ile kentlerde özellikle

dezavantajlı grupları dıĢlayıcı ikili (zengin-yoksul, merkez-çevre) bir toplumsal

yapı ortaya çıkmaktadır.

Küresel kentlerin karakteristik özelliği, toplumsal ve mekânsal

kutuplaĢmadır. Kentsel nüfus özellikle de kentlerdeki alt gelir grupları ve yoksul

kesimler, küresel kentlerde yaĢanan kutuplaĢma ve ayrıĢmanın ortaya çıkardığı

maliyetleri, yani küreselleĢmenin sosyal bedelini ödemek zorunda kalmaktadır.

Yoksul kesimlerin varsıl kesimler tarafından yerinden edilmesi Ģeklinde özetlenen

soylulaĢtırmanın yoğun yaĢandığı küresel kentlerin; ekonomik, mekânsal, sosyal

yeniden yapılanma, parçalara ayırma, kutuplaĢma vb özellikleri Ġstanbul‟da da

görülmektedir. Küresel kentlerin bu olumsuz özelliklerinin kazandırılması sürecinde,

Page 314: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

302

kentsel dönüĢüm projelerinin ayrı ve önemli bir yeri bulunmaktadır. Yakın dönemde

hayata geçirilen kentsel dönüĢüm projelerinin yarattığı mekânsal ayrıĢma ve

kutuplaĢma, kentin yeniden yapılandırılması adına dezavantajlı grupların yerinden

edilme süreçleri, küresel kentin tüm bu olumsuz niteliklerini kentler adına üretmekte

ve pekiĢtirmektedir. Genellikle yoksul kesimlerin yaĢam alanlarını hedef alan kentsel

dönüĢüm projeleri sonucunda, bu alanlarda yaĢayan gerek mülk sahibi gerekse

kiracıların yeni yapılacak konutlarda kendilerine yer edinmeleri çok da mümkün

görünmemektedir. YaĢam alanları kentsel dönüĢüm kapsamına alınan oldukça geniĢ

bir kesim, TOKĠ‟nin kendilerine uygun gördüğü konutlara sahip olabilecek

ekonomik olanaklara sahip olmadıklarından, hak ettikleri bu evleri de satmak

zorunda kalabilmekte; kentsel dönüĢüm ile hem sahibi oldukları konutu hem de

TOKĠ‟nin sunduğu evleri kaybetmekte riskini taĢımaktadırlar.

Kentsel dönüĢüm tüm kent aktörlerinin katılımıyla gerçekleĢmesi (merkezi ve

yerel yöneticiler, dönüĢüm alanında yaĢayanlar, sivil toplum kuruluĢları, akademik

çevre) gereken bir demokratik karar alma ve siyasa oluĢturma sürecidir. Uygulama

örneklerine bakıldığında ise kentsel dönüĢüm projelerinin; oluĢturma ve uygulama

süreçlerinde o alanda yaĢayanların ve projelere muhalefet eden/alternatif yaratan sivil

toplum kuruluĢları ve akademik çevrelerin görüĢ ve önerilerinin dikkate alınmadığı,

yerinden değil yerine yönetim anlayıĢı çerçevesinde, oldu-bittilerle hazırlandığı

görülmektedir. Bir diğer ifade ile dönüĢüm alanlarında yaĢayanlar, yaĢam alanlarına

iliĢkin sorunları en iyi bilen kesim olmasına karĢın sürecin en baĢında söz sahibi

kılınmamakta, yerel yönetimler-sermaye-TOKĠ iĢbirliğinde projeler hazırlanmakta ve

sonuçlar bu alanlarda yaĢayan kesimlere dayatılmaktadır. DönüĢüm alanlarında

yaĢayanların projelere dâhil olma süreçleri ise kendilerine dayatılan yeni yaĢam

koĢullarını kabullenmekle sınırlı kalmaktadır.

Neoliberal küreselleĢme ile birlikte yeni bir kavram olarak kentleĢme

literatürüne eklenen küresel kent kavramı, yakın dönemde hemen hemen tüm kentleri

ve kentsel politikaları etkisi altına almıĢtır. Dünya genelinde az sayıda kent, küresel

kent olarak anılırken, küreselleĢme süreçlerine ve küresel ekonomiye eklemlenme

çabasındaki az geliĢmiĢ ülkeler de, belli baĢlı kentlerini küresel sermaye açısından

cazip olabilecek hale getirmeye çalıĢmaktadırlar. Gerek merkezi gerekse yerel

yönetimler, bir yandan sermayenin önündeki tüm engel ve kısıtlamaları ortadan

Page 315: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

303

kaldıracak düzenlemeleri yaparken, bir yandan da kentlerde sermaye için yeni

yatırım alanları yaratmaya çalıĢmaktadırlar. Küresel ekonominin temel taĢları olan

hizmetler ve finans sektörünün kent merkezlerine yönelmesiyle birlikte, gerek bu

sektörlerde faaliyet gösteren sermayeye iĢ ve yatırım alanı, gerekse de bu sektörlerde

çalıĢanlara konut, eğlence ve alıĢveriĢ mekânları yaratma çabası güden kent

yöneticileri bu mekânları yaratabilmek adına kentsel projeler geliĢtirmektedirler. Bu

projeler çerçevesinde kentlerin merkezi alanları ve sermaye açısından cazip olacağı

düĢünülen alanlar, içi boĢ birer fiziksel ve ekonomik olgu Ģeklinde ele alınmakta ve

yaĢayanlarından arındırılmaya çalıĢılmaktadır. Yakın dönemde ülkemizde, özellikle

de Ġstanbul gibi büyük kentlerde hayata geçirilen kentsel dönüĢüm projeleri, tam da

bu çabalara hizmet eder nitelik taĢımaktadırlar. DönüĢüm alanı ilan edilen yerler ya

kent içi eski yerleĢim alanları ya da konumları itibariyle cazip olan gecekondu

mahalleleri olmaktadır. Bu alanlar yerel yönetimlere ve TOKĠ‟ye verilen geniĢ

yetkiler çerçevesinde dönüĢüm kapsamına alınmakta, mevcut dokuda yer alan konut

ve iĢyerleri yıkılarak yerlerine iĢ ve alıĢveriĢ merkezleri, lüks oteller ve konut alanları

inĢa edilmektedir. DönüĢüm ile ortaya çıkan ranttan kaynaklanan değer artıĢını

karĢılayamayacak durumda olan eski yerleĢimciler ise, ya projenin hemen baĢında ya

da süreç içinde yaĢam alanlarını terk etmek durumunda kalmaktadırlar.

SoylulaĢtırma olarak da ifade edilebilen bu süreçte, eski yerleĢimcilerin yerini

sermaye ve varsıl gruplar almaktadırlar. Bir diğer ifade ile sermayenin ve varsıl

grupların yer seçim tercihleri, tüm kentlilerin kentsel mekândaki dağılımını ve

yeniden dağılımını Ģekillendirmektedir.

ÇalıĢma kapsamında görüĢülen kiĢiler, kentsel dönüĢüm projelerinin

sermayeye ve varsıl gruplara yer açma amaçlı olduğunu düĢündüklerini

belirtmiĢlerdir. Genel olarak yaĢam alanlarının kentsel dönüĢüm ile birlikte değer

kazanacağını düĢündüğünü ifade eden mahalle sakinlerinden 63‟ünün (%63) proje ile

ortaya çıkacak değer artıĢının mahalleliye bir faydası olmayacağını dile getirdikleri

görülmektedir. 24 kiĢi (%24) yaĢamakta olduğu alanın kesinlikle değer kazanacağını

ifade ederken; 13 kiĢi (%13) yıllardır kimsenin ilgilenmediği mahallesine yönelik

politikalar geliĢtirilmesinin nedeni olarak, yaĢam alanının değer kazanacak olmasını

göstermektedir. GörüĢülen kiĢilerden 33‟ü kentsel dönüĢüm projesinin mahalleyi

varsıl gruplara açma amacı taĢıyan bir uygulama olduğunu dile getirirken, bir baĢka

Page 316: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

304

soruya verilen cevaplarda 55 kiĢinin (%55) “zenginlere villalar yapacak ve mahalleli

gitmek zorunda kalacak” ifadesini kullandığı görülmektedir. Bu ifadeler kentsel

dönüĢüm projelerinin sosyo-ekonomik süreçler açısından dıĢlayıcılığını ortaya

koymaktadır. Kentsel dönüĢüm sürecinin devam ettiği her iki mahallede de sosyo-

ekonomik açıdan bir ayrıĢma ve dıĢlanmanın yaĢanması büyük bir olasılık olarak

karĢımıza çıkmaktadır. Karar alma süreçlerinden projelerin en baĢında dıĢlanmıĢ olan

mahalle sakinleri; yaĢam alanlarının dönüĢmesi durumunda ortaya çıkacak yeni

sosyo-ekonomik yapıya adapte olmalarının zor olduğunu, kentsel dönüĢüm

projelerinin yalnızca konut anlamında değil; sosyal iliĢkiler, istihdam süreçleri,

yaĢam ve tüketim alıĢkanlıkları açısından da kendilerini olumsuz yönde

etkileyeceğini ve kentin baĢka alanlarına hatta memleketlerine ya da baĢka kentlere

gitmek durumunda kalacaklarını ifade etmiĢlerdir.

Kentsel dönüĢüm mağduru 23 mahallenin sakinleri kentsel dönüĢüm

projelerine iliĢkin görüĢ ve düĢüncelerini Ġstanbul Kent Sempozyumu‟nda Ģu Ģekilde

sıralamıĢlardır:

- “Bizler, ister imar planı revizyonu-tadilatı yoluyla, ister çeĢitli yasalara dayanarak

olsun, kamu kurumlarının mevcut „Kentsel DönüĢüm‟ proje ve uygulamalarının,

sermayenin küresel vitrin yaratma amaçlı „Rantsal BölüĢüm‟ proje ve uygulamaları

olduğunu biliyoruz.

- Bizler, bu ülkenin oy ve vergi veren, askere giden ve çeĢitli yurttaĢlık vecibelerini

yerine getiren yurttaĢları olduğumuz halde, mevcut projeler aracılığı ile yok

sayılmak ve yaĢadığımız yerleĢimlerden sürgün edilmek istemiyoruz ve bu durumu

kabul etmiyoruz.

- Bizler, yarım asırlık emek ve çabayla barınmak için kurduğumuz mahallelerimizin

ve dost yaĢamlarımızın alt üst edilerek, geleceğimizin borçlandırılmasını

kabullenemiyoruz. Doğup büyüdüğümüz yerlerde, torunlarımızla yaĢlanabilmeyi

istiyoruz.

- Bizler, mevcut mahallelerimizi terk etmeden toplu kentsel hizmetlere (barınma,

altyapı, ulaĢım, sağlık ve eğitim) eĢit ve yeterli bir biçimde sahip olmayı istiyor;

kentsel haklarımızın, „ne zaman ne olacak‟ endiĢesi yaĢamamak üzere artık hukuki

güvenceye kavuĢturulmasını talep ediyoruz.

- Bizler, demokrasinin bir iletiĢim, tanınma ve söze kıymet verme zemini olduğunu

düĢünüyoruz. YaĢamlarımıza bu denli etki eden emrivaki proje ve uygulamaları,

bizleri yok saydığı için antidemokratik buluyoruz.

- Bizler, mahallelerimizde kiracı olan komĢularımızın barınma ve yaĢam haklarının da

güvenceye kavuĢturulması için kamu kurumlarını gerekli projeleri üretmeye ve

sosyal devlet olmanın gereklerini yerine getirmeye davet ediyoruz.

- Bizler, yaĢam alanlarımızın tarihi, sosyal, kültürel ve ekolojik değerlerini koruyan ve

mekânsal kalitesini yükselten bir planlamadan yanayız. Bu yönde „Yerinde Çözüm‟ü

Page 317: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

305

esas alan, ihtiyaçlarımıza ve düĢüncelerimize değer veren, bizim de katılabileceğimiz

plan çalıĢmaları istiyoruz.” (2007: 187-188).

Ġstanbul‟da kentsel dönüĢüm kapsamına alınmıĢ olan 23 mahallenin

sakinlerinin eleĢtiri ve beklentileri ile, BaĢıbüyük ve Gülsuyu Mahallelerinde de

karĢılaĢılmıĢtır. Her iki mahallenin de kentin ulaĢım akslarına yakın olması, sağlam

zeminde yer alması ve Marmara Denizine bakan manzarasının varlığı nedeniyle,

günümüzde oldukça cazip bir yaĢam alanı olduğunu vurgulayan mahalle sakinleri, bu

özellikler nedeniyle hedef alan seçilen mahallelerinde, sermaye ve varsıl gruplara iĢ

ve yaĢam alanı yaratma kaygısıyla, kendilerinin uzaklaĢtırılmak istendiğini

vurgulamıĢlardır. YaĢam alanlarını yeniden yapılandırmayı hedefleyen kentsel

dönüĢüm projelerinin mevcut haliyle kabul edilemez olduğunu vurgulayan mahalle

sakinleri; kendilerini de paydaĢ kılan ve söz sahibi oldukları, yıkıp yeniden

yapmaktan çok yerinde dönüĢümü ve iyileĢtirmeyi, altyapıyı güçlendirmeyi

hedefleyen uygulamaları destekleyeceklerini ifade etmiĢlerdir. Burada karĢımıza,

mahalle sakinlerinin projelere değil, projelerin uygulama biçimlerine karĢı oldukları

sonucu çıkmaktadır. Mahalle sakinleri hali hazırda uygulanmaya çalıĢılan projelerin

sadece konut anlamında değil, sosyo-ekonomik anlamda da kayıplara yol açacağını

vurgulamıĢlardır. Mahallenin mevcut fiziksel dokusunun değiĢtirilerek çok katlı

binalarla doldurulmasının mahallelinin yaĢama biçimleri ve alıĢkanlıkları kadar

sosyal iliĢkilerini de değiĢtireceğini ve olumsuz etkileyeceğini dile getirmiĢlerdir.

Mahalle sakinlerinin baĢka yerlere taĢınmak durumunda kalmalarının da aynı Ģekilde

sosyal iliĢkilere zarar verebileceği gibi, mahallelinin iĢ süreçlerini de olumsuz

etkileyebileceği endiĢesini taĢıdıklarını ifade etmiĢlerdir.

Kentsel dönüĢüm kavramı özellikle plansız ve kontrolsüz biçimlenmiĢ kentler

söz konusu olduğunda baĢlangıçta olumlu anlamlarla yüklü olarak karĢımıza

çıkmaktadır. Plansız ve kontrolsüz mekânsal geliĢmenin özellikle kentli yoksul

kesimler açısından ortaya çıkardığı kötü yaĢam ve barınma koĢullarının dönüĢüm

projeleriyle iyileĢtirileceği söylemi oldukça yaygındır. Kentlerin zamanla farklı

nedenlere bağlı olarak eskidiği, yıprandığı ve yenilemeye ihtiyaç duyduğu kabul

edilebilir bir gerçekliktir. Bu nedenle günümüzde uygulamaya konulan kentsel

dönüĢüm projeleri de, temel amaç ve hedefleri olduğu iddia edilen kentleri daha

yaĢanır kılma çabası doğrultusunda desteklenebilir. Ancak ister gecekondu alanı,

Page 318: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

306

ister tarihi alanlar ve isterse sosyal konut alanları olsun, dönüĢüm alanı olarak

belirlenen kentsel mekânlarda yaĢayan kesimleri gözetmeyen ve paydaĢ kılmayan

hatta bu alanlarda yaĢayan kentlileri yerinden etme sonuçlarını ortaya çıkaran

projeleri uygulamaya niyetlenmek bile abesle iĢtigaldir. Yapılması gereken; kentsel

dönüĢüm politikalarının, kentleri kentlilerle birlikte daha yaĢanır kılacak yerinde

dönüĢüm felsefesine dayandırılmasıdır. Bu bağlamda dönüĢüm alanlarında yaĢayan

kentlilerin yerleĢim, mülkiyet ve barınma hakları korunmalı, kentleri içi boĢ fiziksel

birer olgu ve rant kaynağı olarak gören anlayıĢ terk edilerek; sosyal, kültürel,

ekonomik, toplumsal bir bütün olarak ele alan ve kentlileri de söz sahibi kılan

projeler geliĢtirilmelidir. Genel olarak bakıldığında kentsel dönüĢüm projelerindeki

temel sıkıntının, dönüĢüm alanlarında yaĢayan kesimleri sürece dâhil etmemesi ve bu

kesimleri yerinden etme riski taĢıması olduğu söylenebilir. Ayrıca kentsel dönüĢüm

süreçlerinde, uygulamalar küresel yeni liberal ideolojiden beslenmesine rağmen,

mahalle sakinlerinin mülkiyet haklarını ihlal edici uygulamaları da içermektedir. Bu

ve benzeri nedenler, dönüĢüm alanı ilan edilen yerlerde yaĢayanların kentsel

dönüĢüm projelerine karĢı çıkmalarının temel nedenleri arasındadır. AraĢtırma

kapsamında görüĢülen kiĢiler de projelerden çok projelerin uygulama biçimlerine

karĢı olduklarını dile getirmiĢlerdir. Mahalle sakinlerinin talep ve beklentilerini göz

önünde bulunduran ve iyileĢtirmeyi hedefleyen yerinde dönüĢüm projelerinin kabul

edilebileceğini vurgulayan görüĢmecilerin temel ortak vurgusu yaĢamlarına aynı

alanlarda devam etme isteği Ģeklinde karĢımıza çıkmaktadır. Bu doğrultuda kentsel

dönüĢüm ile birlikte yaĢam alanlarına iliĢkin görüĢ, beklenti, öneri ve talepleri

dikkate alınmadan, yerlerinden edilme tehlikesiyle karĢı karĢıya kalacak olan

kentlileri de kapsayan, barınma ve yaĢam hakkını ihlal etmeyen projeler hayata

geçirilmelidir. Temel hedefi yaĢanabilir ve sağlıklı kentsel mekânlar oluĢturmak

olduğu söylenen kentsel dönüĢüm projeleri, uygulama süreç ve sonuçları açısından

yerinden etme ve toplumsal ayrıĢmalara neden olduğundan, katılımcılığı barındıran

bir anlayıĢla hazırlanmalı ve kamu yararı sağlayacak biçimde uygulanmalıdır.

Page 319: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

307

KAYNAKÇA

Kitaplar

ARAL, N., Su Medeniyet ve Teknoloji, BirleĢik Yayıncılık, Ġstanbul, 2000.

ARON, R., Sosyolojik DüĢüncenin Evreleri, Türkiye ĠĢ Bankası Kültür Yayınları,

Ankara, 1986.

ARSLAN, Ġ., Konut Ekonomisi, Sakarya Yayıncılık, Adapazarı, 2007.

ASLAN, ġ., 1 Mayıs Mahallesi, 1980 Öncesi Toplumsal Mücadeleler ve Kent,

ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul, 2004.

ATAAY, F., Neoliberalizm ve Devletin Yeniden Yapılandırılması, De Ki Basım

Yayın, Ankara, 2006.

AYDIN, M., Sosyal Politika ve Yerel Yönetimler, Yedirenk Yayıncılık, Ġstanbul,

2008.

AYMAN GÜLER, B., Devlette Reform Yazıları, Paragraf Yayınevi, Ankara, 2005.

BAL, H., Bilimsel AraĢtırma Yöntem ve Teknikleri, Süleyman Demirel

Üniversitesi Yayınları, Yayın No: 20, Isparta, 2001.

BAL, H., Kent Sosyolojisi, Fakülte Kitabevi Yayınları, Isparta, 2008.

, Sosyal Bilimlerde Nicel AraĢtırma Yöntem ve Teknikleri, Fakülte

Kitabevi, Isparta, 2009.

BAUMAN, Z., ÇalıĢma, Tüketicilik ve Yeni Yoksullar, Sarmal Yayınevi, Ġstanbul,

1999.

, BireyselleĢmiĢ Toplum, Ayrıntı Yayınları, Ġstanbul, 2005.

, KüreselleĢme, Toplumsal Sonuçları, Ayrıntı Yayınları, Ġstanbul, 2006.

BAYDAR, M.L., GÜL, H. ve AKÇIL, A., Bilimsel AraĢtırmanın Temel Ġlkeleri,

Süleyman Demirel Üniversitesi Yayınları, Yayın No: 79, Isparta, 2007.

BAYRAKTAR, E., Gecekondu ve Kentsel Yenileme, Ekonomik AraĢtırmalar

Merkezi Yayınları, Ankara, 2006.

, Bir Ġnsanlık Hakkı Konut, TOKĠ’nin Planlı KentleĢme ve Konut Üretim

Seferberliği, Boyut Yayıncılık, Ġstanbul, 2007.

BILTON, T., BONNET,K., JONES,P., LAWSON,T., SKINNER D.,

STANWORTH,M. ve WEBSTER,A., Sosyoloji, K. ĠNAL (çev.), Siyasal

Kitabevi, Ankara, 2008.

BĠRCAN, Ġ., “Toplantı Sonuç Raporu”, içinde Enformel Sektör ve Sosyal

Güvenlik: Sorunlar ve Perspektifler , Friedrich Ebert Vakfı, Ġstanbul, 1998.

BOOKCHIN, M., Kentsiz KentleĢme, YurttaĢlığın YükseliĢi ve ÇöküĢü,

B.ÖZYALÇIN (çev.), Ayrıntı Yayınları, Ġstanbul, 1999.

BOTTOMORE, T. ve NISBET,R., Sosyolojik Çözümlemenin Tarihi, Ayraç

Yayınevi, Ġstanbul, 1997.

Page 320: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

308

BUĞRA KAVALA, A. ve KEYDER, Ç., Kent Nüfusunun En Yoksul Kesiminin

Ġstihdam Yapısı ve Geçinme Yöntemleri (TUBĠTAK tarafından

desteklenen proje), Ġstanbul, 2008.

BUĞRA, A. ve KEYDER, Ç., Yeni Yoksulluk ve Türkiye’nin DeğiĢen Refah

Rejimi, BirleĢmiĢ Milletler Kalkınma Programı Ġçin Hazırlanan Proje

Raporu., 2003.

BUĞRA, A., Devlet-Piyasa KarĢıtlığının Ötesinde, ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul,

2000.

BUMĠN, K., Demokrasi ArayıĢında Kent, Ayrıntı Yayınevi, Ġstanbul, 1990.

CASTELLS, M., The Informational City: Information Technology, Economic

Restructuring and the Urban-Regional Process, Basil Blackwell, Oxford,

1989.

, Kent, Sınıf, Ġktidar, Bilim ve Sanat Yayınları, Ankara, 1997.

, Enformasyon Çağı: Ekonomi, Toplum ve Kültür I. Cilt Ağ Toplumunun

YükseliĢi, E. KILIÇ (çev.), Ġstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Ġstanbul,

2005.

DEMĠRER, G.N., DEMĠRER, T., DOĞMUġ, O.E., DURAN, M., GÖRGÜN, T.,

HÜNLER,K., ÖZBOLAT,N.K., ÖZBUDUN,S., ORHANGAZĠ,Ö. ve

YAPICI,K., “YDD” Kıskacında Çevre ve Kent, Ütopya Yayınevi,

Ankara,1999.

DĠE, Küçük ve ġirketleĢmemiĢ ĠĢyerlerinde Ġstihdam, DĠE Matbaası, Ankara,

2003.

DOĞAN, A. E., Birikimin Hamalları Kriz, Neo-Liberalizm ve Kent, DonkiĢot

Yayınları, Ġstanbul, 2002.

, Eğreti Kamusallık Kayseri Örneğinde Ġslamcı Belediyecilik, ĠletiĢim

Yayınları, Ġstanbul, 2007.

DPT, Gelir Dağılımının ĠyileĢtirilmesi ve Yoksullukla Mücadele, Özel Ġhtisas

Komisyonu Raporu, DPT Yayınları, 2001.

DURKHEIM, E., Toplumbilimsel Yöntemin Kuralları, Engin Yayıncılık, Ġstanbul,

1995.

EKĠNCĠ, O., Dünden Bugüne Ġstanbul Dosyaları, Anahtar Kitaplar Yayınevi,

Ġstanbul, 1995.

ENGELS, F., Konut Sorunu, G. ÖZDURAL (çev.), Sol Yayınları, Ankara, 1992.

, Ġngiltere’de Emekçi Sınıfın Durumu, Sol Yayınları, Ankara, 1997.

ERAYDIN, A., Post-Fordizm ve DeğiĢen Mekansal Öncelikler, ODTÜ Mimarlık

Fakültesi Matbaası, Ankara, 1992.

ERCAN, F., Toplumlar ve Ekonomiler, Bağlam Yayınları, Ġstanbul, 2001.

ERDER, S., Ġstanbul’a Bir Kent Kondu: Ümraniye, ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul,

1996.

, Kentsel Gerilim, um:ag Vakfı Yayınları, Ankara, 2002.

Page 321: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

309

ERYILMAZ, B., Kamu Yönetimi, Erkam Matbaası, Ġstanbul, 2002.

FALK, R., Yırtıcı KüreselleĢme, A. ÇAKSU (çev.), Küre Yayınları, Ġstanbul, 2002.

FRIEDMAN, T., Lexus ve Zeytin Ağacı, KüreselleĢmenin Geleceği, E.

ÖZSAYAR (çev.), Boyner Holding Yayınları, Ġstanbul, 2000.

GIDDENS, A., Sosyoloji, Ayraç Yayınları, Ankara, 2000.

, Üçüncü Yol ve EleĢtirileri, Phoenix Yayınevi, Ankara, 2001.

GORZ, A., YaĢadığımız Sefalet, KurtuluĢ Çareleri, N. TUTUL (çev.), Ayrıntı

Yayınları, Ġstanbul, 2001.

GÖKÇE,B., ACAR, F., GÜNEġ AYATA, A., KASAPOĞLU,A., ÖZER, Ġ. ve

UYGUN, H., Gecekondularda Ailelerarası DayanıĢmanın ÇağdaĢ

Organizasyonlara DönüĢümü, T.C. BaĢbakanlık Kadın ve Sosyal Hizmetler

MüsteĢarlığı Yayınları, Ankara, 1993.

GÖKÇE, B., Toplumsal Bilimlerde AraĢtırma, SavaĢ Yayınevi, Ankara, 2007.

GÖZE, A., Liberal, Marxiste, FaĢist, Nasyonal Sosyalist ve Sosyal Devlet, Beta

Basım Yayım, Ġstanbul, 2005.

GÜÇHAN, G., Toplumsal DeğiĢme Ve Türk Sineması, Ġmge Kitabevi Yayınları,

Ankara, 1992.

GÜÇLÜ, S., KentlileĢme ve Göç Sürecinde Antalya’da Kent Kültürü ve

Kentlilik Bilinci, T. C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2002.

HACISALĠHOĞLU, Y., KüreselleĢme Mekansal Etkileri ve Ġstanbul, Akademik

Düzey Yayınları, Ġstanbul, 2000.

HARVEY, D., Postmodernliğin Durumu, S. SAVRAN (çev.), Metis Yayınları,

Ġstanbul, 1999.

, Sosyal Adalet ve ġehir, M. MORALI (çev.), Metis Yayınları, Ġstanbul, 2003.

, Umut Mekanları, Z.GAMBETTĠ (çev.), Metsi Yayınları, Ġstanbul, 2008a.

, Yeni Emperyalizm, H. GÜLDÜ (çev.), Everest Yayınları, Ġstanbul, 2008b.

HAYEK, F.A.V., Kanun, Yasama Faaliyeti ve Özgürlük: Sosyal Adalet Serabı,

Türkiye ĠĢ Bankası Yayınları, Ankara, 1993.

IġIK, O. ve PINARCIOĞLU, M.M., NöbetleĢe Yoksulluk, GecekondulaĢma ve

Kent Yoksulları: Sultanbeyli Örneği, ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul, 2003.

ĠLMEN, S., Süreyya PaĢa’nın Anıları, TeĢebbüslerim, Reisliklerim, Kadıköy

Belediyesi Sağlık ve Sosyal DayanıĢma Vakfı Yayınları, Ġstanbul, 2001.

ĠSBĠR, E.G., ġehirleĢme ve Meseleleri, Ocak Yayınları, Ankara, 1986.

ĠġERĠ, G., Metropol Sürgünleri, Su Yayınları, Ġstanbul, 2010.

JESSOP, B., Hegemonya, Post-Fordizm ve KüreselleĢme Ekseninde Kapitalist

Devlet, B. YARAR ve A. ÖZKAZANÇ (der ve çev), ĠletiĢim Yayınları,

Ġstanbul, 2005.

Page 322: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

310

KARA, U., Sosyal Devletin YükseliĢi ve DüĢüĢü, Özgür Üniversite Kitaplığı: 52,

Maki Basın Yayın, Ankara, 2004.

KARABAĞ, S., Mekanın SiyasallaĢması, Gazi Kitabevi, Ankara, 2006.

KARASAR, N., Bilimsel AraĢtırma Yöntemi, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 1999.

KARTAL, K.S., Ekonomik ve Sosyal Yönleriyle Türkiye’de KentlileĢme, Adım

Yayıncılık, Ankara, 1982.

KAYGALAK, S., Kapitalizmin TaĢrası, 16. Yüzyıldan 19. Yüzyıla Bursa’da

Toplumsal Süreçler ve Mekansal DeğiĢim, ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul,

2008.

, Kentin Mültecileri, Neoliberalizm KoĢullarına Zorunlu Göç ve KentleĢme,

Dipnot Yayınları, Ankara, 2009.

KAZGAN, G. KüreselleĢme ve Ulus-Devlet, Ġstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları,

Ġstanbul, 2000.

KELEġ, R., Yerinden Yönetim ve Siyaset, Cem Yayınevi, Ġstanbul, 1998.

, Kentbilim Terimleri Sözlüğü, Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara, 1998.

, KentleĢme Politikası, Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara, 2000.

KESKĠNOK, H.Ç., KentleĢme Siyasaları, Kaynak Yayınları, Ġstanbul, 2006.

KEYDER, Ç., Ulusal Kalkınmacılığın Ġflası, Metis Yayınları, Ġstanbul, 2004.

KIRAY, M., Ereğli, Ağır Sanayiden Önce Bir Sahil Kasabası, Bağlam Yayınları,

Ġstanbul, 2000.

KIZILÇELĠK, S., Sosyoloji Teorileri 1, Emre Yayınları, Konya, 1994.

KĠPER, H. P., KüreselleĢme Sürecinde Kentlerin Tarihsel-Kültürel Değerlerinin

Korunması, Türkiye-Bodrum Örneği, SAV Yayınları, Ġstanbul, 2006.

KOCABAġ, A., Kentsel DönüĢüm (/YenileĢ(tir)me): Ġngiltere Deneyimi ve

Türkiye’den Beklentiler, Literatür Yayınları, Ġstanbul, 2006.

KONGAR, E., 21. Yüzyılda Türkiye, Remzi Kitabevi Yayınları, Ġstanbul, 2000.

KÜMBETOĞLU, B., Sosyolojide ve Antropolojide Niteliksel Yöntem ve

AraĢtırma, Bağlam Yayınları, Ġstanbul, 2005.

LANG, T., Insights in the British Debate about Urban Decline and Urban

Regeneration Working Paper, Erkner, Leibniz-Institute for Regional

Development and Structural Planning, 2005.

LEWIS, O., Sanchez’in Çocukları, L. RAGIP (çev.), e Yayınları, Ġstanbul, 1971.

LORDOĞLU, K. ve ÖZAR, ġ., Enformel Sektör ve Sosyal Güvenlik: Sorunlar ve

Perspektifler, Ġ. BĠRCAN (haz.), Friedrich Ebert Vakfı, Ġstanbul, 1998.

LORDOĞLU, K., ÖZKAPLAN, N. ve TÖRÜNER, M., ÇalıĢma Ġktisadı, Beta

Yayınları, Ġstanbul, 1999.

MALTEPE BELEDĠYESĠ (t.y.) 2007 Faaliyet Raporu.

Page 323: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

311

MATTELART, A., Gezegensel Ütopya Tarihi, Kehanetsel Kentten Küresel

Topluma, ġ. ÇĠLTAġ (çev), Ayrıntı Yayınları, Ġstanbul, 2005.

OKUTAN, A., Türkiye’de KentleĢme ve Siyasal Yapı, Türk Demokrasi Vakfı,

Ankara, 1995.

ÖZDEN, P. P., Kentsel Yenileme, Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara, 2008.

ÖZER, A., KentleĢme ve Yerel Yönetimler, Ürün Yayınları, Ankara, 2000.

ÖZER, Ġ., KentleĢme, KentlileĢme ve Kentsel DeğiĢme, Ekin Kitabevi, Bursa,

2004.

ÖZER, M.A. Yeni Kamu Yönetimi Teoriden Uygulamaya, Platin Yayınları,

Ankara, 2005.

ÖZKAZANÇ, A., Siyaset Sosyolojisi Yazıları, Yeni Sağ ve Sonrası, Dipnot

Yayınları, Ankara, 2007.

ÖZSOYLU, A.F., Türkiye’de Kayıt DıĢı Ekonomi, Bağlam Yayınları, Ġstanbul,

1996.

POLOMA, M.M., ÇağdaĢ Sosyoloji Kuramları, Gündoğan Yayınları, Ankara,

1993.

RAWLS, J., Political Liberalism, Colombia Universty Press, New York, 1993.

ROBERT, J., Kent ve Halk, Kent Üzerine Alternatif DüĢünceler, Ö.

ORHANGAZĠ (çev.), Ütopya Yayınevi, Ankara, 1999.

ROBERTS, P. ve SYKES, H., Urban Regeneration: A Hand Book, SAGE

Publications, London, 2000.

ROCHE, M., Rethinking Citizenship: Welfare, Ideology and Change in Modern

Society, Polity Press, Cambridge, 1992.

SABUKTAY, A., 2000’lerde Türkiye’de Devlet ve Kamu Yönetimi,

MülksüzleĢtirmenin Yönetimi, TODAĠE Yayınları, Ankara, 2009.

SALLAN GÜL, S., Sosyal Devlet Bitti, YaĢasın Piyasa, Etik Yayınları, Ġstanbul,

2004.

, Sosyolojide Kuramlar ve Kent Sosyolojisinde Kuramlar, YayımlanmamıĢ

ÇalıĢma, Isparta, 2009.

SCHUMPETER, J. A., Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi, H. Ġlhan (çev), Alter

Yayıncılık, Ankara, 2007.

SHORT, J. R., The Urban Order: An Introduction to Cities, Culture and Power,

Blackwell Publishers Inc., London, 1996.

SĠLĠER, O., Kent Müzeleri ve Türkiye’de Kent Müzelerine Duyulan Ġhtiyaç,

Tarih Vakfı Yayınları, Ġstanbul, 2007.

SÖNMEZ, M., Ġstanbul’un Ġki Yüzü, 1980’den 2000’e DeğiĢim, ArkadaĢ

Yayınevi, Ankara, 1996.

ġAYLAN, G., DeğiĢim, KüreselleĢme ve Devletin Yeni ĠĢlevi, Ġmge Kitabevi,

Ankara, 2003.

Page 324: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

312

ġENGÜL, T., Kentsel ÇeliĢki ve Siyaset, Kapitalist KentleĢme Süreçleri Üzerine

Yazılar, Demokrasi Kitaplığı, Ġstanbul, 2001.

ġENSES, F., KüreselleĢmenin Öteki Yüzü: Yoksulluk, ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul,

2001.

ġENYAPILI, T., Gecekondu: Çevre ĠĢçilerin Mekanı, ODTÜ Mimarlık Fakültesi

Yayınları, Ankara, 1981.

, Barakadan Gecekonduya Ankara’da Kentsel Mekanın DönüĢümü: 1923-

1960, ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul, 2004.

ġPO, Eğrisiyle Doğrusuyla Galataport, P. P. ÖZDEN ve D. AĞAR (der.) TMMOB

ġPO Yayınları, Ġstanbul, 2008.

TAġDELEN, M.H., Göçerlerin ġehirleĢmesi (Beritanlı AĢireti Örneği), Turan

Yayıncılık, Ġstanbul, 1997.

TEKELĠ, Ġ., Bağımlı KentleĢme, Mimarlar Odası Yayınları, Ankara, 1977.

, Modernite AĢılırken Siyaset, Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara, 1999.

, Göç ve Ötesi, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, Ġstanbul, 2008.

TOKATLIOĞLU, M.Y., KüreselleĢme ve Kamu Hizmetleri, Alfa Akademi,

Ġstanbul, 2005.

TOPRAK KARAMAN, Z., Kent Yönetimi ve Politikası, Ġzmir, 1998.

TURAN, M. Türkiye’de Kentsel Rant, Devlet Mülkiyetinden Özel Mülkiyete,

Tan Kitabevi Yayınları, Ankara, 2009.

TURGUT, S. ve CEYLAN, E. Ç. Bir Yerel Yönetim Deneyiminin Ardından…,

Alfa Basım Yayım, Ġstanbul, 2010.

TUSĠAD, Coğrafya 2001, TÜSĠAD Yayınları, Yayın No: TÜSĠAD-T/2001/06-302,

Ġstanbul, 2001.

TÜRCAN ÖZġUCA, ġ. ve TOKSÖZ, G., Sosyal Koruma Yoksunluğu, Enformel

Sektör ve Küçük ĠĢletmeler, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi

Yayınları, Ankara, 2003.

TÜRKDOĞAN, O., Yoksulluk Kültürü, Gecekonduların Toplumsal Yapısı,

Atatürk Üniversitesi Basımevi, Erzurum, 1974.

, Aydınlıktakiler ve Karanlıktakiler, TimaĢ Yayınları, Ġstanbul, 1996a.

, DeğiĢme, Kültür ve Sosyal Çözülme, BirleĢik Yayıncılık, Ġstanbul, 1996b.

URRY, J., Mekânları Tüketmek, Ayrıntı Yayınları, Ġstanbul, 1999.

ÜSTÜN, G., Kentsel DönüĢümün Hukuki Boyutu, On Ġki Levha Yayıncılık,

Ġstanbul, 2009.

WALLERSTEIN, I., Bildiğimiz Dünyanın Sonu Yirmi Birinci Yüzyıl Ġçin Sosyal

Bilim, T. BĠRKAN (çev.), Metis Yayınları, Ġstanbul, 2000.

WEDEL, H., Siyaset ve Cinsiyet, Ġstanbul Gecekondularında Kadınların Siyasal

Katılımı, C.KURULTAY (çev.), Metis Yayınları, Ġstanbul, 2001.

Page 325: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

313

YILDIRIM, A. ve ġĠMġEK, H., Sosyal Bilimlerde Nitel AraĢtırma Yöntemleri,

Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2006.

YIRTICI, H. ÇağdaĢ Kapitalizmin Mekânsal Örgütlenmesi, Ġstanbul Bilgi

Üniversitesi Yayınları, Ġstanbul, 2005.

YÖRÜKAN, A., ġehir Sosyolojisinin ve Ġnsan Ekolojisinin Teorik Temelleri,

Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2006.

YÖRÜKAN, T., Gecekondular ve Gecekondu Bölgelerinin Sosyo-Kültürel

Özellikleri, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2006.

Makaleler

+ĠVME, “ Yaldızlı ambalajlı Rant Projesi Kentsel DönüĢüm”, Mühendislik,

Mimarlık ve Planlamada +Ġvme, Sayı 4, s. 18-20, 2007.

, “Kent Planlaması”, Mühendislik, Mimarlık ve Planlamada +Ġvme, Sayı 4,

s. 42-43, 2007.

, “Kentsel DönüĢüm”, Mühendislik, Mimarlık ve Planlamada +Ġvme, Sayı 4,

s. 50-55, 2007.

, “Kentten Kentsel DönüĢüme”, Mühendislik, Mimarlık ve Planlamada

+Ġvme, Sayı 4, s. 70-81, 2007.

AKBALIK, E., “Mağaza Vitrininden Satılık Kent Seyri ve Biz Kimliksiz

MüĢteriler”, Ölçü, Sayı Mart 2007, s.167-168, 2007.

AKÇAR, ġ., “Yoksulluğu Önleme Stratejileri”, içinde Sivil Toplum KuruluĢları

Diyaloğu , Boyut Kitapları, Ġstanbul, s. 197-202, 1998.

AKGÜN, G. ve KARADEMĠR, H., “Kentsel DönüĢümde Yeni Sermaye Hareketleri

ve ĠliĢki Biçimleri”, içinde Ġstanbul Kent Sempozyumu Bildiriler Kitabı,

13-15 Eylül, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Ġstanbul, s. 170-181,

2007.

AKIN, O.,“KüreselleĢme Olgusu ve Kent Mekanı Üzerindeki Etkileri: Ġstanbul

Metropolitan Alanı”, içinde 3. Bin Yılda ġehirler: KüreselleĢme Mekan-

Planlama, Dünya ġehircilik Günü 23. Kolokyumu Bildiriler Kitabı,

Ġ.DĠNÇER (der.), 8-9-10 Kasım 1999, Yıldız Teknik Üniversitesi, Ġstanbul,

s. 141-165, 2000.

AKINCI, B., YIKICI, A. ve YĠĞĠT, E.,“DeğiĢen Kent ve Anladıklarımız”,

Planlama, Sayı 4, s. 90-95, 2004.

AKKAR, Z.M., “Kentsel DönüĢüm Üzerine Batı‟daki Kavramlar, Tanımlar, Süreçler

ve Türkiye”, Planlama, Sayı 36, s. 29-38, 2006.

AKKAYA, Y., “Göç, Yoksulluk ve Kentsel ġiddet”, içinde Yoksulluk, ġiddet ve

Ġnsan Hakları Konferansı, Y.ÖZDEK (ed.), 6-7 Aralık 2001, TODAĠE

Yayınları, Ankara, s. 203-215, 2002.

AKSOY, A., “Toplumsal Uyum Ġçin Sosyal ArayıĢlar Paneli”, içinde Türkiye’de

20. Dünya ġehircilik Günü Kolokyumu Bildiriler Kitabı , M.ÇUBUK

(ed.), 6-8 Kasım 1996, Mimar Sinan Üniversitesi, Ġstanbul, s.193-198, 1998.

Page 326: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

314

AKSOY, A. ve ROBINS, K., “Modernizm ve Binyıl: Ġstanbul‟da Mekânla Ġmtihan”,

Birikim, A. D. DANIġ (çev.), Sayı 123, s.53-62, 1999.

AKSOY, A., “Gecekondudan VaroĢa DönüĢüm: 1990‟larda „Biz‟ ve „Öteki‟

Kurgusu”, içinde DıĢarıda Kalanlar/Bırakılanlar, N. AVCI, D.DERMAN,

S.KIRCA ve A.YUMUL (der.), Bağlam Yayınları, Ġstanbul, s. 39-52, 2001.

AKSU KAYA, E., ÜSTÜNALAN, S., ARAL, M., GÖÇEBE, M., KAYA, K. ve

ÖZTÜRK, T., “Gecekondulardan VaroĢlara Kentsel DönüĢüme KarĢı Kentsel

ĠyileĢtirme”, içinde Ġstanbul Kent Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 13-15

Eylül, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Ġstanbul, s. 151-160, 2007.

AKSÜMER, G. ve TEMĠZ, Ö., “Kentsel DönüĢümde Alternatif ArayıĢı,” içinde

Ġstanbul Kent Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 13-15 Eylül, Mimar Sinan

Güzel Sanatlar Üniversitesi, Ġstanbul, s. 161-169, 2007.

ALADA, B. A., “Yerel Yönetim AnlayıĢındaki DeğiĢimler ve Türkiye‟deki

Yansımaları”, içinde Devlet ve Sermayenin Yeni Biçimleri, R. GÜNLÜ

(der.), Dipnot Yayınları, Ankara, s. 269-301, 2008.

ALTINÇEKĠÇ, F. ve GÖKSU, S., “Kentsel Mekanın Üretimini Anlamada

Toplumsal Ekonomi Kuramı Merkezli Sermaye Birikim Süreci YaklaĢımının

Sağladığı Olanaklar-1”, Planlama, Sayı 1-2, s. 5-8, 1995a.

ALTINÇEKĠÇ, F. ve GÖKSU, S., “Kentsel Mekanın Üretimini Anlamada

Toplumsal Ekonomi Kuramı Merkezli Sermaye Birikim Süreci YaklaĢımının

Sağladığı Olanaklar-2”, Planlama, Sayı 3-4, s. 62-67, 1995b.

ALTINÖRS ÇIRAK, A. ve YÖRÜR, N., “Ġzmir Onur Mahallesi Örneğinde Farklı

Söylemler ve Taraflar Açısından Kentsel DönüĢümün Ġki Yüzü”, Planlama,

Sayı 3, s. 79-88, 2006.

ALTINÖRS ÇIRAK, A., “Korumanın Toplumsal ve Kültürel Boyutu Neden

Önemli? Biz Nasıl Bakıyoruz?”, Planlama, 2010/1, s. 29-37, 2010.

ALTUN, L., “Süreci, Uygarlık Atağına DönüĢtürmek”, içinde Uluslararası Kentsel

DönüĢüm Uygulamaları Sempozyumu, D.ÖZDEMĠR, P.P.ÖZDEN VE

S.R.TURGUT (der.), 27-30 Kasım 2004, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı

Küçükçekmece Belediyesi Yayını, Ġstanbul, s. 227-231, 2005.

ALTUNTAġ, B., “Enformel Bir Emek Biçimi Olarak Sokak Toplayıcılığı, Ankara

Örneğinde Sektöre ve ÇalıĢanlara ĠliĢkin Bir Bilgi ve Deneyim PaylaĢımı”,

Toplum ve Bilim, Sayı 112, s.31-59, 2008.

ANDERSEN, H.S., “Konut Alanlarında Bozulma ve Konut Alanları Yenileme

Stratejilerinde Avrupa ve Amerika Deneyimleri”, içinde Uluslararası

Kentsel DönüĢüm Uygulamaları Sempozyumu, D.ÖZDEMĠR, P.P.ÖZDEN

VE S.R.TURGUT (der.), 27-30 Kasım 2004, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi

Sarayı, Küçükçekmece Belediyesi Yayını, Ġstanbul, s. 151-164, 2005.

AREN, S., “Sosyalizm, Sömürünün, Sınıfın ve Tahakkümün Olmadığı Bir

Düzendir”, içinde Yeni Sağ Yeni Aldatmaca, I. KANSU (der.), Ġmge

Kitabevi Yayınları, Ankara, s. 97-110, 1997.

Page 327: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

315

ARIKANLI ÖZDEMĠR, M., “Kentsel DönüĢüm Sürecinde Eski Bir Gecekondu

Mahallesi: Karanfilköy Kentlere Vurulan „NeĢter‟ler”, içinde Ġstanbul’da

Kentsel AyrıĢma, H.KURTULUġ (der.), Bağlam Yayınları, Ġstanbul, s. 187-

238, 2005.

ARIN, T., “Refah Devleti: Sosyal Güvenliğin Yoksulluğu”, içinde Neoliberalizmin

Tahribatı, N. BALKAN ve S. SAVRAN (der), Metis Yayınları, Ġstanbul, s.

68-93, 2004.

ASLAN, O., “ Hukuki BakıĢ”, Mühendislik, Mimarlık ve Planlamada +Ġvme,

Sayı4, s. 54-67, 2007.

ASLAN, ġ., “Yıkılmayı Bekleyen Gecekondular: Eyüp Ġlçesi Güzeltepe

Mahallesinde Bir Konut Bölgesi”, Planlama, Sayı 36, s.103-109, 2006.

, “Kentsel DönüĢüm Projeleriyle Resmi Söylemde Yeniden ĠnĢa Edilen

“Gecekondu” ve “Gecekondulu Ġmgesi”, içinde Ġstanbul Kent Sempozyumu

Bildiriler Kitabı, 13-15 Eylül, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi,

Ġstanbul, s.122-131, 2007a.

, “Kent, Planlama ve Konut, Ġstanbul‟da Enformel YerleĢme Deneyimleri:

Güzeltepe Mahallesi Örneği”, içinde Planlama, Siyaset, Siyasalar: 6.

Türkiye ġehircilik Kongresi Bildiriler Kitabı, 6-7-8 Kasım 2006, Dokuz

Eylül Üniversitesi, Ġzmir, s. 197-208, 2007b.

, “Kentlerin Öteki Mekanlarında Özgünlükler ve Kırılmalar: 1 Mayıs Mahallesi

Örneği”, Ölçü, s. 54-59, Mart 2007c.

, “Gülsuyu Mahallesi‟nin Öyküsü”, Ġstanbul, Sayı 62, s. 24-27, 2008

ATAÖV, A. ve OSMAY, S., “Türkiye'de Kentsel DönüĢüme Yöntemsel Bir

YaklaĢım”, METU Journal Of The Faculty Of Architecture, Vol 24, No

2, p. 57-82, 2007.

ATAYURT, U., “Maltepe-BaĢıbüyük Mahallesinin Hukuk SavaĢı, Küçük Ama

Önemli Bir Zafer”, Express, Sayı 91, s. 19, 2008.

ATKINSON, R., “Kentsel DönüĢüm, Ortaklıklar ve Yerel Katılım Ġngiltere

Deneyimi”, içinde Uluslararası Kentsel DönüĢüm Uygulamaları

Sempozyumu, D.ÖZDEMĠR, P.P.ÖZDEN VE S.R.TURGUT (der.), 27-30

Kasım 2004, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı, Küçükçekmece Belediyesi

Yayını, Ġstanbul, s. 87-98, 2005.

AYDIN, A.H., “Kentsel DönüĢüm Projeleri Ve KahramanmaraĢ”, Yerel Siyaset,

Sayı 31, s. 5-7, 2008.

AYDIN, S., “AKP Dönemi Konut ve KentleĢme Politikalarına TOKĠ ve Yerel

Yönetimler Üzerinden Bakmak”, Ġktisat, Sayı 500, s.67-73, 2008.

AYMAN GÜLER, B., “Kamu Yönetimi Temel Kanunu Üzerine”, Hukuk ve

Adalet, Sayı 2, s. 26-61, 2004.

AYTEN, A.M., “Konuttan-ĠĢyerine DönüĢüm Sürecinin Ankara, Kızılay Örneği‟nde

AraĢtırılması”, içinde DeğiĢen-DönüĢen Kent ve Bölge, 8 Kasım Dünya

ġehircilik Günü 28. Kolokyumu Bildiriler Kitabı, 8-10 Kasım 2004,

Page 328: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

316

ODTÜ, ODTÜ Mimarlık Fakültesi ve TMMOB ġPO Ortak Yayını, Cilt 2,

Ankara, s. 677-699, 2005.

BAILEY, N., “Konuta Yönelik DönüĢüm Glasgow Deneyimi”, içinde Uluslararası

Kentsel DönüĢüm Uygulamaları Sempozyumu, D.ÖZDEMĠR, P.P.ÖZDEN

VE S.R.TURGUT (der.), 27-30 Kasım 2004, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi

Sarayı, Küçükçekmece Belediyesi Yayını, Ġstanbul, s. 171-177, 2005.

BAKIRTAġ, T. ve KÖKTÜRK, E., “Küresel Modelin Yeni YoksullaĢma Süreci ve

Türkiye‟nin Ġstanbul Özelinde Bu Süreçteki Konumu”,içinde Ġstanbul Kent

Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 13-15 Eylül, Mimar Sinan Güzel Sanatlar

Üniversitesi, Ġstanbul, s.71-110, 2007.

BARKURT, M. Y., “KüreselleĢmenin Türkiye‟deki Etkileri”, içinde Yeni Sağ Yeni

Aldatmaca, I. KANSU (der.), Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara, s.83-86,

1997.

BARTU, A., “Kentsel Ayrı(Ģı)m: Ġstanbul‟daki Yeni YerleĢimler ve Kemer Country

Örneği”, içinde 21. Yüzyıl KarĢısında Kent ve Ġnsan, F. GÜMÜġOĞLU

(ed.), Bağlam Yayınları, Ġstanbul, s.145-149, 2001.

BAġER, N. E., “Küresel-YerelleĢme Sürecinde Kentsel Kalkınmanın Önemi ve

Sürdürülebilirliği: Kentsel Dinamikler ve Katılımcılık Açısından Genel Bir

BakıĢ”, içinde DeğiĢen-DönüĢen Kent ve Bölge, 8 Kasım Dünya ġehircilik

Günü 28. Kolokyumu Bildiriler Kitabı, 8-10 Kasım 2004, ODTÜ, ODTÜ

Mimarlık Fakültesi ve TMMOB ġPO Ortak Yayını, Cilt 1, Ankara, s.489-

506, 2005.

BAYRAM, A.M., “5366 Sayılı „Yıpranan Tarihi ve Kültürel TaĢınmaz Varlıkların

Yenilenerek Korunması ve YaĢatılarak Kullanılması‟ Hakkında Kanun ve

5393 Sayılı „Belediye Kanununun 73. Maddesi” Hakkında Bir

Değerlendirme”, Memleket-Mevzuat, Sayı 2, s. 23-25, 2005.

, “Kentsel DönüĢüm Uygulamaları Yasal mı?”, Memleket-Mevzuat, Sayı 35,

s.45-48, 2008.

BAYRAM, F., “Sürdürülebilir Kentsel GeliĢme: Araçlar, YaklaĢımlar ve Türkiye”,

içinde Cevat Geray’a Armağan, Mülkiyeliler Birliği Yayınları, Ankara, s.

251-264., 2001.

BERKMEN YAKAR, H., “Ġstanbul Metropoliten Alanında Sermaye Birikim

Biçimlerinin AlıĢveriĢ Mekanlarına Etkileri”, içinde 3. Bin Yılda ġehirler:

KüreselleĢme Mekan-Planlama, Dünya ġehircilik Günü 23. Kolokyumu

Bildiriler Kitabı, Ġ. DĠNÇER (der.), 8-9-10 Kasım 1999, Yıldız Teknik

Üniversitesi, Ġstanbul, s.167-183, 2000.

BERNER, E., “Metropol Ġkilemi: Küresel Toplum, Yerellikler ve Manila‟da Kent

Arazisi Ġçin Yürütülen Mücadele”, içinde Mekân, Kültür, Ġktidar

KüreselleĢen Kentlerde Yeni Kimlikler, A. ÖNCÜ ve P. WEYLAND

(der.), L.ġĠMġEK ve N. UYGUN (çev.), ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul, s. 137-

161, 2007.

Page 329: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

317

BEġĠKTEPE, C., “KüreselleĢme Sürecinde Kentler ve Ġstanbul”, içinde Ġstanbul

Kent Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 13-15 Eylül, Mimar Sinan Güzel

Sanatlar Üniversitesi, Ġstanbul, s.46-56, 2007.

BIÇKI, D., “Kentsel Yeniden Yapılanma Çerçevesinde Mekânsal Yarılma, Kentsel

Yoksulluk ve Türkiye”, içinde Dünden Bugüne Türkiye’nin Toplumsal

Yapısı, M. ZENCĠRKIRAN (der.), Nova Basın Yayın Dağıtım, Ankara, s.

479-496, 2006.

BĠLSEL, S.G., POLAT, E. ve YILMAZ, N., “DeğiĢim-DönüĢüm Sürecinde „Kimlik

ArayıĢları‟ ve „Kentsel YenileĢme‟ Kavramı”, içinde Kentsel DönüĢüm

Sempozyumu Bildiriler Kitabı, P.P. ÖZDEN, Ġ.KARAKAġ, S.TURGUT,

H.YAKAR, D.ERDEM ve N.PALAOĞLU (der.), 11-13 Haziran, YTÜ

Oditoryumu, Ġstanbul, s.53-64, 2003.

BĠLSEL, C., “Çözülen Kentler ve Kentsel Tasarımda „Kamusal Alan‟ Paradigması

Çerçevesinde Yeni Kent Tanımlarına Doğru”, içinde DeğiĢimde Kentsel

Tasarım-Kentsel Tasarımda DeğiĢim, Uluslararası 15. Kentsel Tasarım

ve Uygulamalar Sempozyumu Bildiriler Kitabı , A. KARAMAN (der.),

26-28 Mayıs 2004,MSGSÜ Yayınları, Ġstanbul, s. 22-28, 2005.

BĠRKAN, G., “Yuvarlak Masa SöyleĢisi, Ġstanbul‟da Kentsel DönüĢüm”, Mimar.ist,

Sayı 30, s. 13-24, 2008.

BOZKULAK, S., “Gecekondudan VaroĢa: Gülsuyu Mahallesi” ,içinde Ġstanbul’da

Kentsel AyrıĢma, H. KURTULUġ (der.), Bağlam Yayıncılık, Ġstanbul, s.

239-266, 2005.

BUDAK, R., “Sermaye Örgütsüzlüğü TeĢvik Ediyor”, içinde Yeni Sağ Yeni

Aldatmaca, I. KANSU (der.), Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara, s. 11-18,

1997.

BULUTAY, T. ve DUMANLI, R., “Türkiye‟de Yoksulluk ve Azörgütlü Kesim”,

içinde Enformel Kesim II, T.BULUTAY (der. ), DĠE Matbaası, Ankara, s.

9-45, 2000.

BULUTAY, T., “GiriĢ”, içinde Enformel Kesim II, T. BULUTAY (der.), DĠE

Matbaası, Ankara, s.XIII-XL, 2000.

CASTELLS, M., “Dördüncü Dünyanın YükseliĢi”, içinde Küresel DönüĢümler,

Büyük KüreselleĢme TartıĢması, D. HELD ve A. MCGREW (der.), A.S.

MERCAN (çev.), Phoenix Yayınevi, Ankara, s.510-520, 2008a.

CASTELLS, M., “Küresel Enformasyon Kapitalizmi”, içinde Küresel DönüĢümler,

Büyük KüreselleĢme TartıĢması, D.HELD ve A. MCGREW (der.),

E.SARITAġ (çev.), Phoenix Yayınevi, Ankara, s. 367-395, 2008b.

CĠĞEROĞLU, M., “Denizli Kentsel Alanının Tanımı, Özellikleri ve DönüĢümü”,

içinde DönüĢen Kentler ve DeğiĢen Yerel Yönetimler, F.N.GENÇ,

A.YILMAZ ve H.ÖZGÜR (der.), Gazi Kitabevi Yayınları, Ankara, s.211-

237, 2008.

CĠHANGĠR ÇAMUR, K., “KüreselleĢme Sürecinin Kentsel Mekan Üzerine Etkileri:

Yabancı Sermaye Yatırımları”, içinde Yerel Yönetimler Sempozyumu

Page 330: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

318

Bildiriler Kitabı , B.AYMAN GÜLER ve A. SABUKTAY (der.), 1-2 Kasım

2000, TODAĠE, Ankara, s. 661-676, 2002.

CÖMERTLER, S., “Kentsel DönüĢümde Bir Araç Olarak Kullanılan Kentsel

Tasarım YarıĢmaları Üzerine Bir TartıĢma”, içinde Kentsel DönüĢüm

Sempozyumu Bildiriler Kitabı, P.P.ÖZDEN, Ġ.KARAKAġ, S.TURGUT,

H.YAKAR, D.ERDEM ve N.PALAOĞLU (der.), 11-13 Haziran, YTÜ

Oditoryumu, Ġstanbul, s.216-227, 2003.

ÇAKILCIOĞLU, M. ve CEBECĠ, Ö.F., “Kentin Çöküntü Alanlarında Uygulamada

Yetersiz Kalan Ġmar Planlarının Yerine Alternatif Planlama Süreçleri”,

içinde Kentsel DönüĢüm Sempozyumu Bildiriler Kitabı, P.P.ÖZDEN,

Ġ.KARAKAġ, S.TURGUT, H.YAKAR, D.ERDEM ve N.PALAOĞLU (der.),

11-13 Haziran, YTÜ Oditoryumu, Ġstanbul, s. 295-300, 2003.

ÇAVUġOĞLU, E., “Küresel Mekanın Ekonomi-Politiği: KüreselleĢme Döneminde

Mekan Kavramına Kentbilimsel Bir BakıĢ”, içinde 3. Bin Yılda ġehirler:

KüreselleĢme Mekan-Planlama, Dünya ġehircilik Günü 23. Kolokyumu

Bildiriler Kitabı, Ġ. DĠNÇER (der.), 8-9-10 Kasım 1999, Yıldız Teknik

Üniversitesi, Ġstanbul, s.121-126, 2000.

, “Bir Kentsel Toplumsal Hareket”, Ġstanbul, Sayı 62, s.28-31, 2008.

ÇETĠN, Ġ., “Sendikal Hareket Varolma SavaĢı Veriyor”, içinde Yeni Sağ Yeni

Aldatmaca, I. KANSU (der.), Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara, s. 56-64,

1997.

ÇETĠNER, A., “Kentbilimci Gözüyle Çevre”, içinde Ġnsan Çevre Toplum, R.

KELEġ (der.), Ġmge Kitabevi Yayınları, s. 142-148, 1997.

ÇIRACI, H., “Planlamada Yeni Eğilimler ve ġehir Plancısının DeğiĢen Rolü ve

Konumu Üzerine”, Planlama, Sayı 1-4, s.57-58, 1993.

ÇĠZMECĠ, F. ve ÇINAR, C., “Ġstanbul Konut Piyasasında Kitlesel Tüketimin

ġekillendirdiği Yeni Konut YerleĢimleri”, içinde Ġstanbul Kent

Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 13-15 Eylül, Mimar Sinan Güzel Sanatlar

Üniversitesi, Ġstanbul, s. 274-284, 2007.

ÇMO,“Türkiye‟de Çarpık KentleĢme ve Kentsel DönüĢüm”, Memleket-Mevzuat,

Sayı 16, s. 56-57, 2006.

ÇOPUROĞLU, M.A., “Kentsel DönüĢüm Projeleri: Adana‟daki Uygulamalar”,

Planlama, Sayı 36, s. 147-153, 2006.

DAYANIġMACI ATÖLYE, “Gülsuyu ve Gülensu Mahallelerinde Alternatif Bir

Planlama Deneyimi”, Ölçü, Sayı Mart 2007, s. 143-158, 2007.

DEDE, O. ve ÇALGÜNER, T., “Bilgi Toplumunda Kent Modeli ve Bilgi

Toplumuna GeçiĢte Kent Kültürünün Uyum Sorunları”, içinde Türkiye’de

20. Dünya ġehircilik Günü Kolokyumu Bildiriler Kitabı, M.ÇUBUK

(ed.), 6-8 Kasım 1996, Mimar Sinan Üniversitesi, Ġstanbul, s. 89-110, 1998.

DEMĠR, E., “ĠĢgücü Piyasası ve Kent Emekçi Sınıfının Yeniden

KavramsallaĢtırılması”, Birikim, Sayı: 53, s. 35-45, 1993.

Page 331: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

319

DEMĠRDĠZEN, E., “Ġstanbul Çevre Düzeni Planı: Artılar, Eksiler”, içinde Ġstanbul

Kent Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 13-15 Eylül, Mimar Sinan Güzel

Sanatlar Üniversitesi, Ġstanbul, s. 12-17, 2007.

DEMĠRER, G., “Önsöz”, içinde Kent ve Halk, Kent Üzerine Alternatif

DüĢünceler , Ö. ORHANGAZĠ (çev.), Ütopya Yayınevi, Ankara, s. 9-11,

1999.

DICKEN, P., “Yeni Bir Jeo-Ekonomi”, içinde Küresel DönüĢümler, Büyük

KüreselleĢme TartıĢması, D. Held ve A. Mcgrew (der), E. SarıtaĢ (çev),

Phoenix Yayınevi, Ankara, s. 358-366, 2008.

DICKINCON, S., “Urban Regeneration in an Era of Well-Being‟”, Local Economy,

20, (2), p.224–229, 2005.

DĠNÇER, Ġ., “Yuvarlak Masa SöyleĢisi, Ġstanbul‟da Kentsel DönüĢüm”, Mimar.ist,

Sayı 30, s. 13-24, 2008.

DĠNÇER, Y., “Yeni Mekanlar, Yeni Üretim Biçimleri”, içinde 3. Bin Yılda

ġehirler: KüreselleĢme Mekan-Planlama, Dünya ġehircilik Günü 23.

Kolokyumu Bildiriler Kitabı, Ġ. DĠNÇER (der.), 8-9-10 Kasım 1999, Yıldız

Teknik Üniversitesi, Ġstanbul, s. 131-138, 2000.

, “Ġkili Yapıların Gerçek Yüzü; ModernleĢmiĢ Gecekondular”, Mimar.ist, Sayı

8, s. 90-93, 2003.

DOĞAN, A.E., “Türkiye Kentlerinde Yirmi Yılın Bilançosu”, Praksis, Sayı 2, s.

97-123, 2001.

, “Neo-Liberal Belediyeciliğin Çelik Zırhı: Yerel Kalkınma”, Mülkiye, Cilt

XXIX, Sayı: 246, s.77-88, 2005a.

, “Dünya Kenti-„Mega Kondu‟ Arasında Ġstanbul”, Mimar.ist, Sayı 16, s.24-

28, 2005b.

DOĞAN, E., “UlusaĢırı Mekânda Ġnsan Hareketliliği: Vize ve Küresel EĢitsizlik”,

içinde Özneler, Durumlar ve Mekanlar, Toplum ve Mekan: Mekanları

Kurgulamak, Ġ. E. IġIK ve Y. ġENTÜRK (der.), Bağlam Yayınları, Ġstanbul,

s. 227-244, 2009.

DÖKMECĠ, V. ve BERKÖZ AKKAL, L., “Ġstanbul ġehir Merkezinin Dinamizmi”,

Planlama, Sayı 1-4, s.26-28, 1993.

DURU, B. ve ALKAN, A., “ GiriĢ: 20. Yüzyılda Kent ve Kentsel DüĢünce”, içinde

20. Yüzyıl Kenti , B.DURU ve A. ALKAN (der.), Ġmge Kitabevi Yayınları,

Ankara, s.7-25, 2002.

DURU, B., “Gökdelenler ve Kent”, içinde Cevat Geray’a Armağan, Mülkiyeliler

Birliği Yayınları, Ankara, s. 331-362, 2001.

,“AB Kentsel Politikası ve Türkiye Kentleri Üzerine”, Mülkiye, Cilt XXIX,

Sayı 246, s. 59-75, 2005.

, “Küresel Sermaye Birikimi ve Ekolojik Bunalım”, içinde Devlet ve

Sermayenin Yeni Biçimleri, R. GÜNLÜ (der.), Dipnot Yayınları, Ankara, s.

97-118, 2008.

Page 332: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

320

DÜLGER TÜRKOĞLU, H., “Konut Alanlarının Yenilenmesinde Kooperatif

Modeli”, içinde Kent ve Planlama GeçmiĢi Korumak Geleceği

Tasarlamak, A. MENGĠ (ed), Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara, s. 259-265,

2007.

DÜNDAR, Ö., “Kentsel DönüĢüm Uygulamalarının Sonuçları Üzerine Kavramsal

Bir TartıĢma”, içinde Kentsel DönüĢüm Sempozyumu Bildiriler Kitabı,

P.P.ÖZDEN, Ġ.KARAKAġ, S.TURGUT, H.YAKAR, D.ERDEM ve

N.PALAOĞLU (der.), 11-13 Haziran , YTÜ Oditoryumu, Ġstanbul, s. 65-74,

2003.

EKE, F. ve UĞURLAR, A., “Kentsel DönüĢüm: BaĢarı mı? Hata mı?”, içinde

DeğiĢen-DönüĢen Kent ve Bölge, 8 Kasım Dünya ġehircilik Günü 28.

Kolokyumu Bildiriler Kitabı, 8-10 Kasım 2004, ODTÜ, ODTÜ Mimarlık

Fakültesi ve TMMOB ġPO Ortak Yayını, Cilt 1, Ankara, s. 381-399, 2005.

EKĠNCĠ, O., “Beijing‟den Ġstanbul‟a Anımsatmalar…”, Mimar.ist, Sayı 16, s.53-55,

2005.

ELĠÇĠN, Y., “Hangi Planlama? KüreselleĢen Kentler, YerelleĢen Planlama”, içinde

DeğiĢen-DönüĢen Kent ve Bölge, 8 Kasım Dünya ġehircilik Günü 28.

Kolokyumu Bildiriler Kitabı, 8-10 Kasım 2004, ODTÜ, ODTÜ Mimarlık

Fakültesi ve TMMOB ġPO Ortak Yayını, Cilt 1,Ankara, s. 223-235, 2005

ENLĠL, Z. M., “1980 Sonrası Ġstanbul‟da Toplumsal AyrıĢmanın Mekânsal

ĠzdüĢümleri”, Mimar.ist, Sayı 8, s. 84-89, 2003.

ERAYDIN, A., “KüreselleĢme-YerelleĢme ve ĠĢlevleri FarklılaĢan Kentler”, içinde

Cevat Geray’a Armağan, Mülkiyeliler Birliği Yayınları, Ankara, s.363-392,

2001.

, “KüreselleĢmeye Farklı BakıĢ: Küresel Ortak Malların Sürdürülebilmesi Ġçin

Küresel YönetiĢim Gereksinimi”, içinde 3. Bin Yılda ġehirler:

KüreselleĢme Mekan-Planlama, Dünya ġehircilik Günü 23. Kolokyumu

Bildiriler Kitabı, Ġ. DĠNÇER (der.), 8-9-10 Kasım 1999, Yıldız Teknik

Üniversitesi, Ġstanbul, s.41-58, 2000.

ERCAN, F., “Kriz ve Yeniden Yapılanma Sürecinde Dünya Kentleri ve Uluslararası

Kentler: Ġstanbul”, Toplum ve Bilim, Sayı 71, s.61-95, 1996.

ERCOġKUN, C. ve YALÇINER ERCOġKUN, Ö., “Ġstanbul Kent Merkezinin

DönüĢümü ve Finans Merkezlerindeki Ofis Alanlarının GeliĢimi: Maslak-

Büyükdere Aksı”, içinde DeğiĢen-DönüĢen Kent ve Bölge, 8 Kasım Dünya

ġehircilik Günü 28. Kolokyumu Bildiriler Kitabı, 8-10 Kasım 2004,

ODTÜ, ODTÜ Mimarlık Fakültesi ve TMMOB ġPO Ortak Yayını, Cilt 2,

Ankara, s. 651-661, 2005.

ERDEN ERBEY, D., “Kentsel Koruma Ve YenileĢmede DönüĢüm Projeleri-Eyüp

Rehabilitasyon Projeleri”, Planlama, Sayı 4, s. 79-89, 2004.

ERDEN, D., “Kentsel YenileĢme Projelerinin Gentrification Hedefleri ve Etkileri”,

içinde Ġstanbul’da SoylulaĢtırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, D.BEHAR

ve T. ĠSLAM (der.), Ġstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Ġstanbul, s.75-79,

2006.

Page 333: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

321

ERDER, S.,“Kentlerdeki Enformel Örgütlenmeler, „Yeni‟ Eğilimler ve Kent

Yoksulları Ya da Eski Hamamdaki Yeni Taslar”, içinde 75 Yılda DeğiĢen

Kent ve Mimarlık , Y.SEY (der.), Tarih Vakfı Yayınları, Ġstanbul, s. 107-

113, 1998.

ERDOĞAN, G., “Türkiye‟de ve Dünyada Yoksulluk Ölçümleri Üzerine

Değerlendirmeler”, içinde DĠE ĠĢgücü Piyasası Analizleri, DĠE Matbaası,

Ankara, 2000.

ERGEN, M., “Avrupa ġehirlerinin Kentsel DönüĢüm Sorunları ve Türkiye‟de

OluĢacak Olan Sorunlara Genel BakıĢ”, içinde DeğiĢen-DönüĢen Kent ve

Bölge, 8 Kasım Dünya ġehircilik Günü 28. Kolokyumu Bildiriler Kitabı,

8-10 Kasım 2004, ODTÜ, ODTÜ Mimarlık Fakültesi ve TMMOB ġPO Ortak

Yayını, Cilt 1, Ankara, s. 251-259, 2005.

ERGUN, C., “Kentsel DönüĢüm ve Sulukule Çocuk Atölyesi”, Toplum ve

Demokrasi, Sayı 3, s. 255-260, 2008.

ERGUN, C. ve GÜL, H., “Yerel Yönetimlerin DeğiĢen ĠĢlevleri ve Kentsel

DönüĢüm Üzerine Kavramsal-Kuramsal Bir TartıĢma”, içinde 18. Yüzyıldan

21. Yüzyıla Kamu Yönetiminde Reform: VI. Kamu Yönetimi Forumu

Bildiriler 2008, N. AKYILDIZ, S. AYDIN, A. ERENÇĠN, S. GÜZELSARI

ve N. AYTEMUR SAĞIROĞLU (der.), TODAĠE Yayınları, Ankara, s.483-

496, 2009.

ERGUN, C., “Kentsel DönüĢüm Uygulamalarında YönetiĢimin Uygulanabilirliği”,

içinde Ulusal Kalkınma ve Yerel Yönetimler, 4. Ulusal Yerel Yönetimler

Sempozyum Bildiriler Kitabı , Cilt 2, 19-20 Ekim, TODAĠE, Ankara, s.

817-829, 2009.

ERGÜDER, B. ve ERCAN, F., “Ġstanbul Üzerine DüĢünürken-Hissederken”,

Ġktisat, Sayı 500, s. 83-96, 2008.

ERGÜN, N., “Gentrification Kuramlarının Ġstanbul‟da Uygulanabilirliği”, içinde

Ġstanbul’da SoylulaĢtırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, D. BEHAR ve

T.ĠSLAM (der.), Ġstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Ġstanbul, s. 15-30,

2006.

ERKAL, F., “Travmatik KentleĢme Siyasetinin Yeni Kentli Kabulleri ve Olası Kent

Kültürü Kurgusu”, içinde DeğiĢen-DönüĢen Kent ve Bölge, 8 Kasım

Dünya ġehircilik Günü 28. Kolokyumu Bildiriler Kitabı, 8-10 Kasım

2004, ODTÜ, ODTÜ Mimarlık Fakültesi ve TMMOB ġPO Ortak Yayını,Cilt

1 Ankara, s. 599-609, 2005.

ERKUT, G., “KentlileĢme Sürecinin Sosyolojik Boyutu”, içinde Türkiye’de

KentleĢme, Yeni Yüzyıl Kitaplığı, Ġstanbul, s.57-80, 1995.

ERKÜN, S., “Güzelliğine Doyum Olmayan Toplumunda Uyum Olmayan Dünya

Kenti: Ġstanbul”, içinde Türkiye’de 20. Dünya ġehircilik Günü

Kolokyumu Bildiriler Kitabı, M. ÇUBUK (ed.), 6-8 Kasım 1996, Mimar

Sinan Üniversitesi, Ġstanbul, s. 39-47, 1998.

Page 334: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

322

ERMAN, T., “Kentteki Kırsal Kökenli Göçmenlerin YaĢamında Gecekondu ve

Apartman”, içinde 75 Yılda DeğiĢen Kent ve Mimarlık, Y.SEY (ed.), Tarih

Vakfı Yayınları, Ġstanbul, s. 317-324, 1998.

, “Kuzey Ankara GiriĢi Kentsel DönüĢüm Projesi ve Yerinden Edilme:

Deneyimler, Söylemler, Uygulamalar”, VI. Ulusal Sosyoloji Kongresi:

“Toplumsal DönüĢümler ve Sosyolojik YaklaĢımlar” sunulan bildiri, 1-3

Ekim 2009, Adnan Menderes Üniversitesi, Didim YerleĢkesi, Aydın, 2009.

ERSOY, M., “SanayisizleĢme Süreci ve Kentler”, Praksis, Sayı 2, s. 32-52, 2001.

, “Kapsamlı Planlama Kavramının Tarihsel GeliĢimi ve Bugünü”, içinde Kent

ve Planlama GeçmiĢi Korumak Geleceği Tasarlamak, A. MENGĠ (ed.),

Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara, s. 129-164, 2007.

FISHMAN, R., “ Yirminci Yüzyılda Kent Ütopyaları: Ebenezer Howard, Frank

Lloyd Wright ve Le Corbusier”, içinde 20. Yüzyıl Kenti, B.DURU ve

A.ALKAN (der.), Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara, s. 107-126, 2002.

FĠNCANCIOĞLU, Y., “KüreselleĢme Olgusu, Yeni Evrensel Sermaye ve Üçüncü

Yol Doktrini”, içinde Üçüncü Yol ArayıĢları ve Türkiye, M.C.

YALÇINTAN (der.), Büke Yayınları, Ġstanbul, s. 165-202, 2000.

FĠRĠDĠN ÖZGÜR, E., “DeğiĢen Paradigmalar Ekseninde Kent Planlamaya Yeni

YaklaĢımlar”, Planlanma, Sayı 2, s. 44-50, 2004.

, “Sosyal ve Mekansal AyrıĢma Çerçevesinde Yeni KonutlaĢma Eğilimleri:

Kapalı Siteler, Ġstanbul, Çekmeköy Örneği”, Planlama, Sayı 4, s. 79-95,

2006.

FRIESECKE, F., “The Role of Partnerships in Urban Regeneration- Similarities and

Differences Between Germany and United Kingdom”, Strategic Integration

of Surveying Services Konferansında Sunulan Bildiri, 13-17 Mayıs, FIG,

Hong Kong, s. 1-18, 2007,

GANNAM, F., “Küreseli Yeniden Tahayyül Etmek: Kahire‟de Yeniden Ġskan ve

Yerel Kimlikler”, içinde Mekan, Kültür, Ġktidar KüreselleĢen Kentlerde

Yeni Kimlikler, A.ÖNCÜ ve P. WEYLAND (der.), L. ġĠMġEK ve N.

UYGUN (çev.), ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul, s.165-191, 2007.

GEDĠKLĠ, B., “Türkiye‟de Ruhsatsız YapılaĢma ve Ġmar Afları Üzerine Bir

Değerlendirme”, Planlama, 2003/2, s.71-78, 2003.

GENÇ, F.N., “ Kent Yenileme ve Yerel Yönetimler: Kamu Yönetimi Perspektifi”,

içinde Yerel ve Kentsel Politikalar, M.A.ÇUKURÇAYIR ve A.TEKEL

(der.), Çizgi Kitabevi Yayınları, Konya, s. 413-462, 2003.

, “Türkiye'de Kentsel DönüĢüm: Mevzuat ve Uygulamaların Genel Görünümü”,

Yönetim ve Ekonomi, Cilt 15, Sayı 1, s. 115-130, 2008..

GENĠġ, ġ.,“Neo-liberal KentleĢmenin Mekânda Yansımaları: Ġstanbul‟da Güvenlikli

Siteler”, Toplum ve Bilim, Sayı 116, s. 121-156, 2009.

GERAY, C., “Toplumsal Konut Yöneltisi ve TOKĠ‟nin Tutum ve Yöneltilerindeki

Son DeğiĢiklikler”, içinde Kent ve Planlama GeçmiĢi Korumak Geleceği

Page 335: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

323

Tasarlamak, A. MENGĠ (ed), Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara, s. 283-341,

2007.

GIDDENS, A., “Modernliğin KüreselleĢmesi”, içinde Küresel DönüĢümler, Büyük

KüreselleĢme TartıĢması, D. HELD ve A. MCGREW (der.), M. C. ÇELEBĠ

(çev.), Phoenix Yayınevi, Ankara, s.81-87, 2008.

GÖÇER, K., “KüreselleĢen Dünyada Sanayi Teknoloji ve Bilgi Üretim Biçimindeki

DönüĢüm-Mekan Organizasyonu ĠliĢkisi”, içinde 3. Bin Yılda ġehirler:

KüreselleĢme Mekan-Planlama, Dünya ġehircilik Günü 23. Kolokyumu

Bildiriler Kitabı, Ġ. DĠNÇER (der.), 8-9-10 Kasım 1999, Yıldız Teknik

Üniversitesi, Ġstanbul, s.117-120, 2000.

GÖKBULUT, Ö., “Kentsel Yenilemenin DeğiĢen Anlam ve Boyutları”, Planlama,

Sayı 1-4, s. 34-38, 1996.

GÖKÇE, C., “ Ġstanbul'a Vize Uygulansın mı? Otomobil Plakası Sınırlandırılsın

mı?”, Ölçü, Sayı Mart 2007, s. 135-142, 2007.

GÖKÇEN DÜNDAR, ġ., “ 'Kamusal Alan'dan 'Kamusal Mekan'a Kentsel Tasarımın

DeğiĢ(tir)en Rolü: Küresel/ Yerel Parçalar Üzerinden Kent Temsilleri

Üzerine Bir TartıĢma”, içinde Kentsel DönüĢüm Sempozyumu Bildiriler

Kitabı, P.P.ÖZDEN, Ġ. KARAKAġ, S. TURGUT, H.YAKAR, D.ERDEM ve

N.PALAOĞLU (der.), 11-13 Haziran, YTÜ Oditoryumu, Ġstanbul, s. 203-

215, 2003.

GÖKSU, S., “KüreselleĢme ve Planlamanın Sonu”, içinde 3. Bin Yılda ġehirler:

KüreselleĢme Mekan-Planlama, Dünya ġehircilik Günü 23. Kolokyumu

Bildiriler Kitabı, Ġ. DĠNÇER (der.), 8-9-10 Kasım 1999, Yıldız Teknik

Üniversitesi, Ġstanbul, s. 59-67, 2000.

GÖKTÜRK, A., “Bugünden Yarına Planlama ve Bölgesel GeliĢme”, içinde Cevat

Geray’a Armağan, Mülkiyeliler Birliği Yayınları, Ankara, s. 417-432, 2001.

, “Kentsel Haklar Kent Yoksullarını Kapsar Ġse...”, içinde Yoksulluk, ġiddet ve

Ġnsan Hakları, Y.ÖZDEK (ed.) TODAĠE Yayınları, Ankara, 2002.

GÖNLÜGÜR, E., “Kentsel AyrıĢmanın Yeni Alamet-i Farikası Kapalı Cemaatler”,

Birikim, Sayı 232-233, s. 73-86, 2008.

GÖRGÜLÜ, Z., GÖRGÜLÜ, T. ve RAMAZANOĞULLARI, S., “Bir Dünya Kenti

Olarak Ġstanbul‟un DeğiĢen Kimliği”, Planlama, Sayı 1-4, s. 12-14, 1993.

GÖRGÜLÜ, Z., “ Gecekonduda DeğiĢen Nitelikler”, Kent Gündemi, Sayı 1, s. 19-

23, 1997.

GÖRGÜLÜ, T., “Sanayi Yapılarında YaĢanan DeğiĢimler, DönüĢümler”, Kent

Gündemi, Sayı 3, s. 34-37, 1997.

GÖZ, A. C., “Kentsel DönüĢümün Esasları ve Ġskoçya „Whitfield Örneği”, Yerel

Siyaset, Sayı 31, s. 8-12, 2008.

GÜL, H. ve ÖZGÜR, H., “Ademi Merkeziyetçilik ve Merkezi Yönetim-Yerel

Yönetim ĠliĢkileri”, içinde ÇağdaĢ Kamu Yönetimi II, M. ACAR ve H.

ÖZGÜR (ed.), Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, s. 161-204, 2004.

Page 336: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

324

GÜL, H. ve SALLAN GÜL, S., “Türkiye‟de Yoksulluğun Bölgesel ve Kentsel

Boyutları”, içinde IV.Ġzmir Ġktisat Kongresi Sosyal Sektörlerde GeliĢme

Stratejileri Tebliğ Metinleri, 5-9 Mayıs, Ġzmir, s. 303-326, 2004.

GÜL, H., “Kamu Yönetimi Temel Kanun Tasarısına Âdemi MerkezileĢme-

KüreselleĢme Dinamikleri ve Yönetimi GeliĢtirme Açılarından BakıĢ”,

içinde Yerel Yönetimler Üzerine Güncel Yazılar-I, H. ÖZGÜR ve M.

KÖSECĠK (der.), Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, s.39-55, 2005.

, “ KentleĢme ve Kent Politikası “, içinde Tek Kitap, Alan Bilgisi 2, C.

BALTACI (ed.), Gökçe Kitabevi, Ankara, s. 1222-1262, 2006.

GÜL, H., SALLAN GÜL, S. ve MEMĠġOĞLU D., “ Türkiye'de Yoksullukla

Mücadele Politikaları, Kentsel Yoksulluk ve Yerel YönetiĢim”, içinde Yerel

Yönetimler Üzerine Güncel Yazılar–II: Uygulama, H.ÖZGÜR ve

M.KÖSECĠK (der.), Nobel Yayınları, Ankara, s.246-283, 2007.

GÜL, H., “Yerinden Yönetim Kavramının GeliĢimi, Tanımı, Türleri ve Özellikleri”,

içinde Türkiye’de Yerel Yönetimler, R. BOZLAĞAN ve Y.

DEMĠRKAYA (der.), Nobel Yayınları, Ankara, s.85-118, 2008.

GÜL, H., TAġDAN, N. ve KĠRĠġ, H. M., “Kentsel Büyüme Yönetimi ve Isparta‟da

KomĢu (Mücavir) Alan Uygulamaları”, içinde DönüĢen Kentler ve DeğiĢen

Yerel Yönetimler, F. N. GENÇ, A. YILMAZ ve H. ÖZGÜR (der.), Gazi

Kitabevi Yayınları, Ankara, s. 355-377, 2008.

GÜL,H. Ve SALLAN GÜL, S., “Yoksulluk ve Yoksulluk Kültürü TartıĢmaları”,

içinde Türkiye’de Yoksulluk ÇalıĢmaları, N. OKTĠK (der.), Yakın

Kitabevi Yayınları, Ġzmir, s. 57-96, 2008.

GÜL, H. ve ERGUN, C., “KüreselleĢme, Kentler, Kentsel DönüĢüm ve Mekandan

Koparılan Ademler”, içinde VII. Kamu Yönetimi Forumu: KüreselleĢme

KarĢısında Kamu Yönetimi Bildiriler Kitabı, 8-10 Ekim 2009, KSÜ, ed.

H. ALTINTAġ (der.), KSÜ Yayınları, KahramanmaraĢ, s. 762-774, 2009.

GÜL, H., VE DULUPÇU, M.A., “Local Economic Development, Urban Change and

Regeneration in Turkey Possibilities for Transcending Beyond Modernism”,

içinde Urban Regeneration Management International Perspectives,

J.DIAMOND, J.LIDDLE, A.SOUTHERN ve P.OSEI(ed.), Routledge Taylor

& Francis Groups, New York, s. 154-171, 2010.

GÜLER, M., “Kentsel Toplumsal Hareketler Ġçinde Yerel Yönetimlerin Rolü”,

içinde Yerellik ve Politika, KüreselleĢme Sürecinde Yerel Demokrasi, A.

MENGĠ (ed.), Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara, s. 235-243, 2007.

GÜLÖKSÜZ, E., “Kamu Yönetimi ve Mahalli Ġdareler Reformlarında Yasa Yapım

Süreci ve Güç ĠliĢkileri”, içinde DeğiĢen-DönüĢen Kent ve Bölge, 8 Kasım

Dünya ġehircilik Günü 28. Kolokyumu Bildiriler Kitabı, 8-10 Kasım

2004, ODTÜ, ODTÜ Mimarlık Fakültesi ve TMMOB ġPO Ortak Yayını,

Ankara, Cilt: 1, s. 429-438, 2005.

GÜNDOĞAN, Ö., “Kentsel DönüĢüm, Tarihsel ve Güncel Bir Kırılma Noktası mı?”,

Planlama, Sayı 36, s. 39-47, 2006.

Page 337: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

325

GÜNEġ, M., “Dayatmacı Çözüm Yerine Yerinden Çözüm, Bir Sorun Bir Çözüm

Önerisi „BütünleĢik Kent Yönetimi‟”, içinde KüreselleĢme Kıskacında Kent

ve Politika, M. GÜNEġ (der.), Detay Yayıncılık, Ankara, s. 205-223, 2004.

GÜNGÖR ERGAN, N. ve ġAHĠN, B., “Kentsel DönüĢüm Projesi Kapsamındaki

Hacılar Mahallesinde YaĢayanların Bu Projeye BakıĢları”, Hacettepe

Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, Cilt 24, Sayı 1, s. 83-106, 2007.

GÜNLÜ, R., “Kentsel Hareketler ve Halk Eğitimi: OluĢum, Görünüm, TipleĢtirme”,

içinde Cevat Geray’a Armağan, Mülkiyeliler Birliği Yayınları, Ankara, s.

465-480, 2001.

GÜREL, S., “ Gecekondudan Kaçak Kente”, Kent Gündemi, Sayı. 1, s.24-26, 1997.

GÜRLER, E., “Kentsel Yeniden Üretim Sürecinde KarĢılaĢtırmalı ÇalıĢma: Ġstanbul

Örneği”, içinde Kentsel DönüĢüm Sempozyumu Bildiriler Kitabı, P. P.

ÖZDEN, Ġ. KARAKAġ, S. TURGUT, H. YAKAR, D. ERDEM, ve N.

PALAOĞLU (der.), 11-13 Haziran, YTÜ Oditoryumu, Ġstanbul, s.113-158,

2003.

, “1980 Sonrası Kentsel DönüĢüm Sürecinde Küresel Perspektiften Ġstanbul

Örneği: Kent Ġçi Tarihi Alanların Yeniden Üretim Modelleri”, içinde

DeğiĢen-DönüĢen Kent ve Bölge, 8 Kasım Dünya ġehircilik Günü 28.

Kolokyumu Bildiriler Kitabı, 8-10 Kasım 2004, ODTÜ, ODTÜ Mimarlık

Fakültesi ve TMMOB ġPO Ortak Yayını, Cilt 2, Ankara,s. 613-649, 2005.

HACISALĠHOĞLU, Ġ. Y. “KüreselleĢmenin Gerçek Yüzü ve Ġstanbul”, Mimar.Ġst,

Sayı 3, s. 86-89, 2001.

HAGUE, C., “Konut Alanlarının DönüĢümü ve Yenileme Projelerinde BaĢarı”,

içinde Uluslararası Kentsel DönüĢüm Uygulamaları Sempozyumu, D.

ÖZDEMĠR, P. P. ÖZDEN ve S. R.TURGUT (der), 27-30 Kasım 2004, Lütfi

Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı, Küçükçekmece Belediyesi Yayını, Ġstanbul, s.

178-186, 2005.

HALKEVLERĠ, “Halkın Hakları Forumu Barınma Hakkı Atölyesi Sonuç Metni”,

içinde Halkın Hakları Forumu, Halkevleri Derneği Ġstanbul ġubesi Ġktisadi

ĠĢletmesi Yayını, Baskı: Pelit Ofset, Ankara, s. 279-287, 2008.

HARRIS, C.D. ve ULLMAN, E.L., “Kentin Doğası”, içinde 20. Yüzyıl Kenti,

B.DURU ve A.ALKAN (der.), Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara, s. 55-75,

2002.

HARVEY, D., “Sınıfsal Yapı ve Mekansal FarklılaĢma Kuramı”, içinde 20. Yüzyıl

Kenti, B. DURU ve A. ALKAN (der.), Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara,

s.147-172, 2002.

, “Kapitalist Kent”, içinde New Left Rewiew 2008 Türkiye Seçkisi, E. KILIÇ

(çev.), Agora Kitaplığı, Ġstanbul, 2009.

HELD, D., MCGREW,A., GOLDBLATT, D. ve PERRATON, J., “KüreselleĢmeyi

Yeniden DüĢünmek”, içinde Küresel DönüĢümler, Büyük KüreselleĢme

TartıĢması, D. HELD ve A. MCGREW (der.), M.C. ÇELEBĠ (çev.), Phoenix

Yayınevi, Ankara, s.88-96, 2008.

Page 338: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

326

HEMPHILL, L., McGREAL, WS. VE BERRY, J., “an Aggregated Weighting

System for Evaluating Sustainable Urban Reganeration”, Journal of

Property Research, 19 (4), p. 353-373, 2002.

HIRST, P. ve THOMPSON, G., “KüreselleĢme-Gerekli Bir Mit mi?”, içinde

Küresel DönüĢümler, Büyük KüreselleĢme TartıĢması, D.HELD ve

A.MCGREW (der.), M. C. ÇELEBĠ (çev.), Phoenix Yayınevi, Ankara, s.

123-132, 2008.

IġIK, O., “Modernizmin Kenti/Postmodernizmin Kenti”, Birikim, Sayı 53, s. 27-34,

1993.

, “1980‟lerden 2000‟lere Türkiye‟de Kentsel GeliĢme: Yeni Dengeler-Yeni

Sorunlar”, içinde Sivil Toplum Ġçin “Kent, Yerel Siyaset ve Demokrasi”

Seminerleri, WALD Yayınları, Ġstanbul, s. 279-292, 1999.

IġIKLI, A., “Yeni Dünya Düzeninde Emek-Sermaye ÇeliĢkisi”, içinde Cevat

Geray’a Armağan, Mülkiyeliler Birliği Yayınları, Ankara, s. 481-502, 2001.

ĠBB YERLEġMELER ve KENTSEL DÖNÜġÜM MÜDÜRLÜĞÜ, “ Türkiye'nin

Bilgi Toplumuna UlaĢması Sürecinde Ġstanbul'un Stratejik Önemi ve Büyük

Kentsel DönüĢüm Vizyonu”, içinde Kentsel DönüĢüm Sempozyumu

Bildiriler Kitabı, P. P.ÖZDEN, Ġ. KARAKAġ, S. TURGUT, H.YAKAR, D.

ERDEM ve N.PALAOĞLU (der.), 11-13 Haziran, YTÜ Oditoryumu,

Ġstanbul, s. 343-348, 2003.

ĠÇDUYGU, A. ve SĠRKECĠ, Ġ., “Cumhuriyet Dönemi Türkiye‟sinde Göç

Hareketleri”, içinde 75. Yılda Köylerden ġehirlere, O. BAYDAR (der.),

Tarih Vakfı Yayınları, Ġstanbul, s. 249-259, 1999.

ĠMECE, Ġstanbul Kent Raporu, 2009.

ĠNCEDAYI, D., “Kentsel DönüĢüm Kavramı Üzerine”, Mimar.ist, Sayı 12, s. 60-

61, 2004.

ĠSLAM, T., “Galata‟da SoylulaĢtırma: SoylulaĢtırıcıların Demografik ve Kültürel

Özellikleri Üzerine Bir ÇalıĢma”, içinde Kentsel DönüĢüm Sempozyumu

Bildiriler Kitabı , P. P. ÖZDEN, Ġ.KARAKAġ, S. TURGUT, H. YAKAR,

D. ERDEM ve N. PALAOĞLU, 11-13 Haziran, YTÜ Oditoryumu, Ġstanbul,

s. 159-172, 2003.

KAHRAMAN, T. ve AKGÜN, G., “Bir YaĢam Sorunsalı Yoksulluk ve Kent

Mekanına Yansımaları”, Planlama, Sayı 1, s. 94-101, 2003.

KAHRAMAN, T., “Ġstanbul Kentinde Kentsel DönüĢüm Projeleri ve Planlama

Süreçleri”, Planlama, Sayı 36, s. 93-101, 2006.

KALAYCIOĞLU, S. ve RITTERSBERGER TILIÇ, H., “ Yapısal Uyum

Programlarıyla Ortaya Çıkan Yoksullukla BaĢetme Stratejileri”, içinde

KentleĢme, Göç ve Yoksulluk, 7. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi, Ġmaj

Yayıncılık, Ankara, s.197-246, 2002.

KALKAN, S., ÇETĠZ, S. ve AKAY, Z., “Ġstanbul Metropoliten Alanı ve Bu Alanda

YaĢanan Yapısal DeğiĢim”, içinde DeğiĢen-DönüĢen Kent ve Bölge, 8

Kasım Dünya ġehircilik Günü 28. Kolokyumu Bildiriler Kitabı, 8-10

Page 339: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

327

Kasım 2004, ODTÜ, ODTÜ Mimarlık Fakültesi ve TMMOB ġPO Ortak

Yayını, Cilt 2, Ankara, s. 795-811, 2005.

KARABULUT UÇAR, E., “Kamu Hizmeti Kavramının DönüĢümü”, içinde Kamu

Yönetimi Forumu (KAYFOR) IV, Kuramdan Uygulamaya (Yönetim ve

Reform) Bildiriler Kitabı, 8-10 Kasım 2006, Muğla Üniversitesi, A.

GÖKTÜRK, M. ÖZFĠDANER ve G. ÜNLÜ (der), Muğla Belediyesi

Yayınları, Muğla, s. 403-422, 2007.

KARAHASAN, Y., “KüreselleĢme ve Avrupa Sendikaları”, içinde Yeni Sağ Yeni

Aldatmaca, I. KANSU (der.), Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara, s.75-79,

1997.

KARAMAN, A., “SoylulaĢtırmanın Kent Planlama Dinamiklerine Etkileri”,

Ġstanbul‟da “SoylulaĢtırma”, içinde Eski Kentin Yeni Sahipleri, D. BEHAR

ve T. ĠSLAM (der), Ġstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları,Ġstanbul, s.71-74,

2006.

KARTAL, F., “KüreselleĢen Sermayeye KarĢı KüreselleĢen Muhalefet”, içinde

Yerel Yönetimler Sempozyumu Bildiriler Kitabı, B. AYMAN GÜLER ve

A. SABUKTAY (der.), 1-2 Kasım 2000, TODAĠE, Ankara, s. 637-641,

2002.

KARTAL, K., “KentleĢme Sürecinde Toplumsal DeğiĢme Odağı Olarak Ankara”,

içinde Kentsel BütünleĢme, Türk Sosyal Bilimler Derneği ve Türkiye

GeliĢme AraĢtırmaları Vakfı Ortak Semineri, T.ERDER (der.), Türkiye

GeliĢme AraĢtırmaları Vakfı Yayınları, Ankara, s. 123-163, 1982.

KAYA, Ö., “DönüĢen Ġstanbul”, Ölçü, Sayı Mart 2007, s. 164-166, 2007.

KAYASU, S. ve YAġAR, S. S., “Kentsel DönüĢüm Üzerine Bir Değerlendirme:

Kavramlar, Gözlemler”, içinde Kentsel DönüĢüm Sempozyumu Bildiriler

Kitabı, P.P.ÖZDEN, Ġ.KARAKAġ, S. TURGUT, H. YAKAR, D. ERDEM

ve N. PALAOĞLU, 11-13 Haziran , YTÜ Oditoryumu, Ġstanbul, s. 20-28,

2003.

KAYGALAK, S., “Sembolik Sermaye, Yoksulluk ve Kent”, içinde Cevat Geray’a

Armağan , Mülkiyeliler Birliği Yayınları, Ankara, s.543-554, 2001a.

, “Yeni Kentsel Yoksulluk, Göç ve Yoksulluğun Mekansal YoğunlaĢması:

Mersin/DemirtaĢ Mahallesi Örneği”, Praksis, Sayı 2, s.124-172, 2001b.

KAYIKÇI, M., “Türkiye‟de Kentsel DönüĢüm: Amaçlar, Uygulama ve Sorunlar”,

içinde Almanak-2006 Analizleri, SAV Yayınları, Ġstanbul,s.639-654, 2007.

KELEġ, R., “Kentsel DönüĢümün Tüzel Altyapısı”, mimar.ist, Sayı 12, s.73-75,

2004.

,“Türkiye'de KentleĢme ve Kentsel GeliĢme Politikaları”, içinde Kentsel

BütünleĢme, Türk Sosyal Bilimler Derneği ve Türkiye GeliĢme

AraĢtırmaları Vakfı Ortak Semineri, T.Erder (der.), Türkiye GeliĢme

AraĢtırmaları Vakfı Yayınları, Ankara, s. 67-78, 1982.

, “KüreselleĢme ve Yerel Yönetimler”, içinde Cevat Geray’a Armağan,

Mülkiyeliler Birliği Yayınları, Ankara, s. 563-574, 2001.

Page 340: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

328

, “Kent ve Kültür Üzerine”, Mülkiye, Cilt XXIX, Sayı 246, s. 9-18, 2005.

KENTSEL DÖNÜġÜM MAĞDURU MAHALLELER, içinde Ġstanbul Kent

Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 13-15 Eylül, Mimar Sinan Güzel Sanatlar

Üniversitesi, Ġstanbul, s. 187-189. 2007.

KESGĠN, B., “KüreselleĢme Sürecinde Göç AkıĢlarının KavĢak Yeri Eminönü”,

içinde Ġstanbul Kent Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 13-15 Eylül, Mimar

Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Ġstanbul, s.199-206, 2007.

KESKĠN, D., SÜRAT, Ö. ve YILDIRIM, D., “Londra‟nın Sürdürülebilir Kentsel

YenileĢme Deneyiminden, Türkiye ve Ġstanbul Özelinde YenileĢme

ÇalıĢmalarında Nasıl Faydalanılabilir?”, içinde Kentsel DönüĢüm

Sempozyumu Bildiriler Kitabı, P.P. ÖZDEN, Ġ.KARAKAġ, S. TURGUT,

H. YAKAR, D. ERDEM ve N. PALAOĞLU (der.), 11-13 Haziran , YTÜ

Oditoryumu, Ġstanbul, s. 398-413, 2003.

KESKĠNOK, H. Ç., “Mekana, Sermaye Mantıklı ve Teknolojik Belirlenimci

YaklaĢımın, Planlama BakıĢ Açımızda Yarattığı Yıkım”, içinde 3. Bin Yılda

ġehirler: KüreselleĢme Mekan-Planlama, Dünya ġehircilik Günü 23.

Kolokyumu Bildiriler Kitabı, Ġ. DĠNÇER (der.), 8-9-10 Kasım 1999, Yıldız

Teknik Üniversitesi, Ġstanbul, s. 87-94, 2000.

, “Planlama ve Siyaset ĠliĢkisi Üzerine: Kimin Ġçin Siyaset, Kimin Ġçin

Planlama?”, içinde Planlama, Siyaset, Siyasalar: 6. Türkiye ġehircilik

Kongresi Bildiriler Kitabı, 6-7-8 Kasım 2006, Dokuz Eylül Üniversitesi,

Ġzmir, s.97-100, 2007.

, “ Kentsel Toplumsal Hareketler Üzerine Bir TartıĢma”, içinde Yerellik ve

Politika, KüreselleĢme Sürecinde Yerel Demokrasi, A. MENGĠ (ed.), Ġmge

Kitabevi Yayınları, Ankara, s.245-254, 2007.

KEYDER, Ç., “GloballeĢme Ekseninde STK‟lar Bir Alternatif Olabilir Mi?”,

Ġstanbul, Sayı 42, s. 50-55, 2002.

, “Ġstanbul‟u Nasıl Satmalı?”, Ġstanbul, Sayı 3, s. 81-85, 1992.

KHAN, A., “ Göç, KentleĢme ve Yerel Yönetimler; Gençliğin Konumu”, içinde

Gençlik ve Kent Yönetimi, F. BAYRAMOĞLU YILDIRIM (der.), WALD

Yayınları, Ġstanbul, s. 113-125, 1994.

KILIÇKAYA, U.ġ., “Kapitalist Yeniden Yapılan(dır)ma Süreçlerinde Planlama-

Siyaset-Mekan ĠliĢkilerini Ġzmir ve Bölgesinde Aramak”, içinde Planlama,

Siyaset, Siyasalar: 6. Türkiye ġehircilik Kongresi Bildiriler Kitabı, 6-7-8

Kasım 2006, Dokuz Eylül Üniversitesi, Ġzmir, s. 125-131, 2007.

KILINÇ, G., “DeğiĢen Dünya Düzeni Ġçinde Kent KentleĢme Kriterlerinin

Belirlenmesi”, içinde DeğiĢen-DönüĢen Kent ve Bölge, 8 Kasım Dünya

ġehircilik Günü 28. Kolokyumu Bildiriler Kitabı, 8-10 Kasım 2004,

ODTÜ, ODTÜ Mimarlık Fakültesi ve TMMOB ġPO Ortak Yayını, Cilt 1,

Ankara, s. 417-428, 2005.

KIRAY, M., “ Toplumsal DeğiĢme ve KentleĢme, Kentle BütünleĢme Sorunu”,

içinde Kentsel BütünleĢme, Türk Sosyal Bilimler Derneği ve Türkiye

Page 341: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

329

GeliĢme AraĢtırmaları Vakfı Ortak Semineri, T. ERDER (der.), Türkiye

GeliĢme AraĢtırmaları Vakfı Yayınları, Ankara, s. 57-66, 1982.

KIZILTAġ, M. Ġ., “GecekondulaĢma Sürecinde 2981”, içinde TMMOB Konut

Kurultayı Bildiriler Kitabı, 22-24 Mayıs, Yıldız Teknik Üniversitesi,

Ġstanbul, s. 615-630, 2002.

KĠPER, P., “KüreselleĢme Sürecinde Kentlerimize Giren Yeni Tüketim Mekanları ve

Yitirilen Kent Kimlikleri”, Planlama, Sayı 4, s.14-18, 2004.

KOÇGĠL, O.D., “Ekonomik Rasyonalitenin Biçimlendirdiği Mekanlar”, Planlama,

Sayı 1-4, s.31-33, 1996.

KONGAR, E., “KentleĢen Gecekondu GecekondulaĢan Kent”, içinde Kentsel

BütünleĢme, Türk Sosyal Bilimler Derneği ve Türkiye GeliĢme

AraĢtırmaları Vakfı Ortak Semineri, T. ERDER (der.), Türkiye GeliĢme

AraĢtırmaları Vakfı Yayınları, Ankara, s. 23-54, 1982.

KÖKSAL, A., “Yuvarlak Masa SöyleĢisi, Ġstanbul‟da Kentsel DönüĢüm”,

Mimar.ist, Sayı 30, s. 13-24, 2008.

KÖSEOĞLU, S. ve GÜREL, S., “Kent ve Kültür”, içinde Ġstanbul Kent

Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 13-15 Eylül, Mimar Sinan Güzel Sanatlar

Üniversitesi, Ġstanbul, s. 315-334, 2007.

KURTULUġ, H., “Yeni Kentsel AyrıĢmalar, Kapalı YerleĢmeler ve ÖzelleĢtirilen

Kentsel Kamusal Mekân: Ġstanbul Örneği”, içinde DeğiĢen-DönüĢen Kent ve

Bölge, 8 Kasım Dünya ġehircilik Günü 28. Kolokyumu Bildiriler Kitabı,

8-10 Kasım 2004, ODTÜ, ODTÜ Mimarlık Fakültesi ve TMMOB ġPO Ortak

Yayını, Cilt 2, Ankara, s. 737-742, 2005.

, “Kentsel DönüĢüme Modern Kent Mitinin ÇöküĢü Çerçevesinden Bakmak”,

Planlama, Sayı 36, s. 7-11, 2006.

, “Devlet, Sermaye ve Kentsel Arazi Bağları Çerçevesinde Kentsel DönüĢüm”,

Ölçü, Sayı Mart 2007, s. 72-77, 2007.

, “Metropolitan Çeperdeki Arazi-Mülkiyet Bağlantıları ve Ġstanbul‟un Makro

Formu”, içinde Ġstanbul Kent Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 13-15 Eylül,

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Ġstanbul, s.18-32, 2007.

, “Türkiye‟nin KentleĢme Deneyiminde Devlet, Sınıflar ve Kentsel Arazi

Bağlantıları”, içinde Devlet ve Sermayenin Yeni Biçimleri, R. GÜNLÜ

(der.), Dipnot Yayınları, Ankara, s.303-321, 2008.

KUYUCU, T. ve ATAYURT, U., “Belediye Sattı, TOKĠ Yıkmak Ġstiyor…

BaĢıbüyük Direniyor”, Express, Sayı 83, s.36-41, 2008a.

KUYUCU, T. ve ATAYURT, U., “Cilalı Yıkım Devrinin DireniĢ Mahalleri, Ne

Yapılacaksa Bizimle Yapılacak”, Express, Sayı 82, s. 37-39, 2008b.

KUZU, S., “Özel Sektör Perspektifinden Kentsel DönüĢüm”, içinde Uluslararası

Kentsel DönüĢüm Uygulamaları Sempozyumu, D. ÖZDEMĠR, P. P.

ÖZDEN ve S.R. TURGUT (der.), 27-30 Kasım 2004, Lütfi Kırdar Kongre

ve Sergi Sarayı, Küçükçekmece Belediyesi Yayını, Ġstanbul, s. 253-255,

2005.

Page 342: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

330

KÜNTAY, E.,“KentleĢmenin Neden Olduğu Fiziksel ve Toplumsal Çürüme

KarĢısında Kentsel Yenileme Uygulamaları”, içinde Toplum ve Göç, II:

Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiriler Kitabı, 20-22 Kasım 1996, Mersin

Üniversitesi, DĠE ve Sosyoloji Derneği Yayını, Ankara, s. 131-136, 1997.

LAÇĠNER, Ö., “Kentlerin DönüĢümü”, Birikim, Sayı 86-87, s. 10-16., 1996.

LÖK, S. ve SELEK, T., “ Kentsel Yoksulluk”, Planlama, 2003/2, s. 110-114, 2003.

MACGREGOR, S. “Refah Devleti ve Neoliberalizm”, içinde Neoliberalizm

Muhalif Bir Seçki , A. SAAD-FĠLHO ve D. JOHNSTON (der.), ġ. BAġLI

ve T. ÖNCEL (çev.), Yordam Kitap, Ġstanbul, s. 236-247, 2008.

MANN, M., “KüreselleĢme Ulus-Devletin YükseliĢine Son mu Verdi?”, içinde

Küresel DönüĢümler, Büyük KüreselleĢme TartıĢması, D.HELD ve A.

MCGREW (der.), C. BOYRAZ (çev.), Phoenix Yayınevi, Ankara, s.164-177,

2008.

MARSHALL, G., “Yoksulluk Maddesi”, Sosyoloji Sözlüğü, Bilim ve Sanat

Yayınları, Ankara, s..825-828, 1999.

MERAL, B., “KüreselleĢme Tüm Dünyada Sendikaları Zayıflattı”, içinde Yeni Sağ

Yeni Aldatmaca, I. KANSU (der.), Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara, s.19-

26, 1997.

MEREY ENLĠL, Z. ve DĠNÇER, Ġ., “Ġstanbul‟un Kültürel Peyzajı: UzlaĢma ve

ÇatıĢma Mekanları”, içinde 3. Bin Yılda ġehirler: KüreselleĢme Mekan-

Planlama, Dünya ġehircilik Günü 23. Kolokyumu Bildiriler Kitabı, Ġ.

DĠNÇER (der.), 8-9-10 Kasım 1999, Yıldız Teknik Üniversitesi, Ġstanbul, s.

203-210, 2000.

MĠMAR SĠNAN ÜNĠVERSĠTESĠ ġEHĠR PLANLAMA BÖLÜMÜ, “Habitat II

Değerlendirme Paneli”, içinde Türkiye’de 20. Dünya ġehircilik Günü

Kolokyumu Bildiriler Kitabı, M. ÇUBUK (ed.), 6-8 Kasım 1996, Mimar

Sinan Üniversitesi, Ġstanbul, s. 345-350, 1998.

MOCOġ, E.,“„Ġstanbul‟u Nasıl Satmalı‟ Projesi: 2010”, Evrensel Kültür, Sayı 205,

s. 33-34, 2009.

MULGAN, G., “Kentin DeğiĢen Yüzü”, içinde Yeni Zamanlar, S. HALL ve M.

JACQUES (der.), A. YILMAZ (çev.), Ayrıntı Yayınları, Ġstanbul, s. 204-222,

1995.

MÜFTÜOĞLU, Ö. “Kapitalizmde DönüĢüm Dinamikleri ve Sendikal Kriz”,

TMMOB KüreselleĢme ve SanayileĢme Kongresi Bildiriler Kitabı, Ġstanbul,

2001.

MÜFTÜOĞLU, B.G. “Küresel ve Yerel Aktörlerin Sosyal Güvenlik Sisteminin

DönüĢümüne Etkileri”, Ġktisat Dergisi, Sayı 478, s. 42-47, 2006.

OCAK, E., “Kentin DeğiĢen Anlamı”, Birikim, Sayı 86-87, s.32-41, 1996.

ORAL, M.Y., “Ġzmir‟de Yerel Mekânsal DönüĢümlerin Küresel Parametreleri”,

içinde DeğiĢen-DönüĢen Kent ve Bölge, 8 Kasım Dünya ġehircilik Günü

28. Kolokyumu Bildiriler Kitabı, 8-10 Kasım 2004, ODTÜ, ODTÜ

Page 343: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

331

Mimarlık Fakültesi ve TMMOB ġPO Ortak Yayını, Cilt 2, Ankara, s. 757-

772, 2005.

OSMAY, S., “1923‟ten Bugüne Kent Merkezlerinin DönüĢümü”, içinde 75 Yılda

DeğiĢen Kent ve Mimarlık, Y. SEY (der.), Tarih Vakfı Yayınları, Ġstanbul,

s.139-154, 1998.

ÖĞDÜL, H., “Ġstanbul‟da Konut GeliĢme Dinamikleri”, içinde Ġstanbul Kent

Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 13-15 Eylül, Mimar Sinan Güzel Sanatlar

Üniversitesi, Ġstanbul, s. 305-314, 2007.

, “Desakota; Kentsel Bölge Ġçinde Gri Bölgeler”, içinde DeğiĢen-DönüĢen

Kent ve Bölge, 8 Kasım Dünya ġehircilik Günü 28. Kolokyumu Bildiriler

Kitabı, 8-10 Kasım 2004, ODTÜ, ODTÜ Mimarlık Fakültesi ve TMMOB

ġPO Ortak Yayını, Cilt 1, Ankara,s. 309-320, 2005.

ÖKTEM, B., “Neoliberal KüreselleĢmenin Kentlerde ĠnĢası: AKP‟nin Küresel Kent

Söylemi ve Ġstanbul‟un Kentsel DönüĢüm Projeleri”, Planlama, Sayı 36, s.

53-63, 2006.

, “Stratejik Mekansal Planlama ve Büyük Kentsel Projeler”, Ölçü, Sayı Mart

2007, s. 83-87, 2007.

ÖNAL, Ġ. H., “ĠĢçi Sınıfı ÇıkıĢ Yolunu Bulacaktır”, içinde Yeni Sağ Yeni

Aldatmaca, I. KANSU (der), Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara, s. 41-55,

1997.

ÖNCÜ, A., “„Ġdealinizdeki Ev‟ Mitolojisi Kültürel Sınırları AĢarak Ġstanbul‟a

UlaĢtı”, Birikim, Sayı 123, s. 26-34., 1999.

ÖNCÜ, A. ve WEYLAND, P., “GiriĢ: KüreselleĢen Kentlerde YaĢam Alanı ve

Toplumsal Kimlik Mücadeleleri”, içinde Mekan, Kültür, Ġktidar

KüreselleĢen Kentlerde Yeni Kimlikler , A.ÖNCÜ ve P. WEYLAND

(der.), L. ġĠMġEK ve N. UYGUN (çev.), ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul, s.9-

39, 2007.

ÖNCÜ, A., “„Ġdealinizdeki Ev‟ Mitolojisi Kültürel Sınırları AĢarak Ġstanbul‟a

UlaĢtı”, içinde Mekân, Kültür, Ġktidar KüreselleĢen Kentlerde Yeni

Kimlikler, A.Öncü ve P.Weyland (der.), L. ġimĢek ve N. Uygun (çev.),

ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul, s. 85-103, 2007.

ÖNDER, Ġ., “Yeni Dünya Düzeninde OluĢumlar”, Ölçü, Sayı Mart 2007, s. 41-44,

2007.

ÖZBEK SÖNMEZ, Ġ., “Yoksulluğu Sürekli Kılan Faktörler Üzerine Gözlemler,

Ġzmir Kent Merkezi Tarihi Konut Alanı Örneği”, içinde KentleĢme, Göç ve

Yoksulluk, 7. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi, Ġmaj Yayıncılık, Ankara, s.

247-268, 2002.

ÖZDEMĠR SÖNMEZ, N., “Düzensiz Konut Alanlarında Kentsel DönüĢüm

Modelleri Üzerine Bir Değerlendirme”, Planlama, Sayı. 36, s.121-127, 2006.

ÖZDEMĠR, D., “Yeniden Canlandırma Projelerinde Kültür, Turizm ve Emlak

Piyasaları Üzerine Kurulu Stratejilerin BaĢarı(sızlık) KoĢullarının

Ġncelenmesi”, içinde Kentsel DönüĢüm Sempozyumu Bildiriler Kitabı,

Page 344: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

332

P.P. ÖZDEN, Ġ. KARAKAġ, S. TURGUT, H. YAKAR,D. ERDEM ve N.

PALAOĞLU (der.), 11-13 Haziran,YTÜ Oditoryumu, Ġstanbul, s. 384-397,

2003.

ÖZDEMĠR, D., ÖZDEN, P. P. ve TURGUT, S. R., “Uluslararası Kentsel DönüĢüm

Sempozyumu Uygulamaları Küçükçekmece Belediyesi Atölye ÇalıĢmaları”,

içinde Uluslararası Kentsel DönüĢüm Uygulamaları Sempozyumu, D.

ÖZDEMĠR,P.P.ÖZDEN ve S.R.TURGUT (der.), 27-30 Kasım 2004, Lütfi

Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı, Küçükçekmece Belediyesi Yayını, Ġstanbul,

s. 13-15, 2005.

ÖZDEN, P.P., “Kentsel Yenileme Uygulamalarında Yerel Yönetimlerin Rolü

Üzerine DüĢünceler ve Ġstanbul Örneği, Ġstanbul Üniversitesi Siyasal

Bilgiler Fakültesi Dergisi, Sayı 23-24, s. 255-269, 2000-2001.

ÖZDEN, P.P. ve KUBAT, A.S., “Türkiye‟de ġehir Yenilemenin Uygulanabilirliği

Üzerine DüĢünceler”, ĠTÜ Dergisi/a Mimarlık, Planlama, Tasarım, Cilt 2,

Sayı 1, s.77-88., 2003.

ÖZDEN, P. P., “Türkiye‟de Kentsel DönüĢümün Uygulanabilirliği Üzerine

DüĢünceler”, Ġstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Sayı

35, s. 215-233, 2006.

ÖZER, A., “YerelleĢme ve KentleĢme Bağlamında Bir Kent: Mersin”, içinde

DeğiĢen-DönüĢen Kent ve Bölge, 8 Kasım Dünya ġehircilik Günü 28.

Kolokyumu Bildiriler Kitabı, 8-10 Kasım 2004, ODTÜ, ODTÜ Mimarlık

Fakültesi ve TMMOB ġPO Ortak Yayını, Cilt 2, Ankara, s. 745-755, 2005.

ÖZGEN, L., “KüreselleĢmiĢ Dünyada Planlama, Devlet ve Hükümet Üzerine:

Türkiye Örneği”, içinde Planlama, Siyaset, Siyasalar: 6. Türkiye ġehircilik

Kongresi Bildiriler Kitabı, 6-7-8 Kasım 2006, Dokuz Eylül Üniversitesi,

Ġzmir, s. 161-174, 2007.

ÖZKAN, E., “KüreselleĢme-YerelleĢme Diyalektiğinde „Olmayan Kent‟, içinde

DeğiĢen-DönüĢen Kent ve Bölge, 8 Kasım Dünya ġehircilik Günü 28.

Kolokyumu Bildiriler Kitabı, 8-10 Kasım 2004, ODTÜ, ODTÜ Mimarlık

Fakültesi ve TMMOB ġPO Ortak Yayını, Cilt 1, Ankara, s. 275-293, 2005.

ÖZSAVAġÇI, A., “II No‟lu Park, Habitat Vadisi, Kongre Vadisi…Kentsel DeğiĢim

ve DönüĢüm Sürecinde Taksim-Maçka YeĢil Alanı”, Mimar.ist, Sayı 16, s.

16-23, 2005.

ÖZUS, E., KIROĞLU, G. ve DÖKMECĠ, V., “Beyoğlu‟nda DönüĢüm ve Ekonomik

Etkisinin Analizi”, Mimar.ist, Sayı 18, s. 98-103, 1998.

PALABIYIK, H., “Yönetimden YönetiĢime: YönetiĢim, Kentsel YönetiĢim ve

Uygulamaları Ġle YönetiĢimde Ölçülebilirlik Üzerine Açıklamalar”, içinde

Yerel ve Kentsel Politikalar, ÇUKURÇAYIR, M. A. ve TEKEL, A. (der),

Çizgi Kitabevi Yayınları, Konya, s. 225-277, 2003.

PANITCH, L., “DeğiĢen Dünyada Devlet: Küresel Kapitalizmi Sosyal

DemokratlaĢtırmak?”, içinde Üçüncü Yol ArayıĢları ve Türkiye, M.C.

YALÇINTAN (ed.), Büke Yayınları, Ġstanbul, s. 203-215, 2000.

Page 345: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

333

PARLAK, B. “KüreselleĢme Sürecinde Modern Ulus-Devlet ve Kamu Yönetimi”,

içinde ÇağdaĢ Kamu Yönetimi I, M. ACAR ve H. ÖZGÜR (der), Nobel

Yayın Dağıtım, Ankara, s. 347-391, 2003.

PEET, R., “The Geography of Class Struggle and the Relocation of United States

Manufacturing Industry”, içinde International Capitalism and Industrial

Restructuring , R.Peet (der.), Allen ve Unwin, Boston, 1987.

POLAT, S. ve DOSTOĞLU, N., “Kentsel DönüĢüm Kavramı Üzerine: Bursa‟da

Kükürtlü ve Mudanya Örnekleri”, Uludağ Üniversitesi Mühendislik-

Mimarlık Fakültesi Dergisi, Cit 12, Sayı 1, s. 61-76, 2007.

POLAT, S., “Kentsel DönüĢüm: Tanımlar, Nedenler, Uygulamalar”, Bursa Defteri,

Sayı 31-32, s. 53-61, 2008.

PUSTU, Y., “KüreselleĢme Sürecinde Kent: Antik Siteden Dünya Kentine”,

SayıĢtay Dergisi, Sayı 60, s. 129-151, 2006.

SAĞLAM, M.R., “Megakentler: Dünü, Bugünü, Geleceği ve Ġstanbul”, içinde

Ġstanbul Kent Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 13-15 Eylül, Mimar Sinan

Güzel Sanatlar Üniversitesi, Ġstanbul, s. 57-70, 2007.

SAKIZLIOĞLU, B., “Bir Semti Geleceğe TaĢımak Ya Da Sulukule‟de Neler

Oluyor?”, Ġstanbul, Sayı 57, s. 40-43, 2006.

SALLAN GÜL, S., GÜL, H. ve ERGUN, C., “Türkiye'de Yoksulluk Kültürü

Tezlerine Bir BakıĢ: Ankara Örneği”, içinde Yoksulluk ve Sosyal

Hizmetler, Sosyal Hizmet Sempozyumu, 9-11 Ekim, Hacettepe

Üniversitesi, Sosyal Hizmetler Yüksek Okulu ve Akdeniz Üniversitesi

Sosyal Hizmetler Eğitim AraĢtırma ve Uygulama Merkezi, Antalya, s. 208-

219, 2003.

SALLAN GÜL, S. ve GÜL, H., “Sosyal Devlet Çözülürken Kamu Yönetimi ve

Sosyal Güvenlik Reformu”, Hukuk ve Adalet, Sayı 2, s. 96-111, 2004.

SALLAN GÜL, S. ve GÜL, H., “Türkiye‟de Yoksulluk, Yoksulluk Yardımları ve

Ġstihdam”, içinde Türkiye’de Yoksulluk ÇalıĢmaları, N. OKTĠK (der.),

Yakın Kitabevi Yayınları, Ġzmir, s. 361-396, 2008.

SALLAN GÜL, S., “Sosyal Devlet Ya da Refah Devleti Nedir?”, içinde Yerel

Yönetimlerde Sosyal Demokrasi, Toplumcu Belediyecilik, Teorik

YaklaĢımlar, Türkiye Uygulamaları, Ġ. KAMALAK ve H. GÜL (der.)

Kalkedon Yayıncılık, Ġstanbul, s. 65-97, 2009.

SASSEN, S., “Rebuilding the Global City: Economy, Ethnicity and Space”, içinde

Representing the City: Ethnicity, Capital and Culture in the 21st.

Century Metropolis, A.D. KING (der.), MacMillan Press, London, p. 23-

42, 1996.

,“Swirling that Old Wine Around in the Wrong Bottle”, Urban Affairs

Review, Vol 33, Issue 4, p. 478-481, 1998

SCHOLTE, J. A., “KüreselleĢmede Küresel Olan Ne?”, içinde Küresel

DönüĢümler, Büyük KüreselleĢme TartıĢması, D. HELD ve A. MCGREW

(der.), M.C. ÇELEBĠ (çev.), Phoenix Yayınevi, Ankara, s.107-115, 2008.

Page 346: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

334

SCOTT, A.J., “KüreselleĢme ve Kent-Bölgelerin YükseliĢi”, Planlama, K. C.

ÇAMUR (çev.) Sayı 3, s. 26-32, 2004.

SERT, E., KARPUZ, H. ve AKGÜN, G., “KüreselleĢme Sürecinde DeğiĢen Kent

Kavramı; Mekan ve PolitikleĢme Üzerine Bir Okuma ÇalıĢması”, Planlama,

Sayı 2, s. 101-111, 2005.

SEVĠNÇ, M., “Postmodernizm ve Kent”, Birikim, Sayı 124, s. 54-59, 1999.

SHATKIN, G., “Obstacles to Empowernent: Local Politics and Civil Wsociety in

Metropolitan Manila, the Philippines”, Urban Studies, Vol 37, No 12, p.

2357-2375, 2000.

SJOBERG, G., “Sanayi Öncesi Kenti”, içinde 20. Yüzyıl Kenti, B.DURU ve

A.ALKAN (der.), Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara, s. 37-54, 2002.

SMITH, N., “Yeni Küresellik, Yeni ġehircilik: Küresel Kentsel Strateji Olarak

SoylulaĢtırma”, Planlama, Ġ.URKUN-BOWE ve Ġ.GÜNDOĞDU (çev.), Sayı

36, s.13-27, 2006.

SOMEL, C. “AzgeliĢmiĢlik Perspektifinden KüreselleĢme”, Doğu Batı, Sayı 18, s.

199-208, 2002.

SOYAK, T., “Özel Sektör ve Kentsel DönüĢüm”, içinde Uluslararası Kentsel

DönüĢüm Uygulamaları Sempozyumu, D.ÖZDEMĠR, P.P.ÖZDEN ve

S.R.TURGUT (der.), 27-30 Kasım 2004, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi

Sarayı, Küçükçekmece Belediyesi Yayını, Ġstanbul, s. 257-259, 2005.

SÖKMEN, P., “Dünya Sistemine Eklemlenme Çağında Yeni GeliĢme AnlayıĢları,

Yeni Yönetim Biçimleri”, içinde Yerel Yönetimler Sempozyumu Bildiriler

Kitabı, B. AYMAN GÜLER ve A. SABUKTAY (der.), 1-2 Kasım 2000,

TODAĠE, Ankara, s. 597-609, 2002.

, “Kentsel DönüĢüm Ġçin Kaynak Yaratıcı Sürdürülebilir Bir Planlama

Çerçevesi”, içinde Kentsel DönüĢüm Sempozyumu Bildiriler Kitabı, P.P.

ÖZDEN, Ġ.KARAKAġ, S.TURGUT, H.YAKAR, D. ERDEM ve

N.PALAOĞLU (der.), 11-13 Haziran, YTÜ Oditoryumu, Ġstanbul, s.47-51,

2003.

, “KüreselleĢme Çağında Planlama ve Türkiye”, içinde 3. Bin Yılda ġehirler:

KüreselleĢme Mekan-Planlama, Dünya ġehircilik Günü 23. Kolokyumu

Bildiriler Kitabı, Ġ. DĠNÇER (der.), 8-9-10 Kasım 1999, Yıldız Teknik

Üniversitesi, Ġstanbul, s. 95-115, 2000.

SUHER, H., “KentleĢme ve KentlileĢme Politikaları”, içinde Türkiye’de

KentleĢme, Yeni Yüzyıl Kitaplığı, Ġstanbul, s. 5-29, 1995.

SUBAġAT, T. “KüreselleĢme ve Devletin Rolü”, içinde Kalkınma ve

KüreselleĢme, S. DEDEOĞLU ve T. SUBAġAT (der.), Bağlam Yayınları,

Ġstanbul, s. 55-86, 2004.

SUVAKÇI, A., “Türkiye, Ġstanbul ve Kentsel DönüĢüm”, içinde Ġstanbul Kent

Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 13-15 Eylül, Mimar Sinan Güzel Sanatlar

Üniversitesi, Ġstanbul, s.141-150, 2007.

Page 347: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

335

ġAHĠN, Y. E., “Postmodern Durum ve Planlama”, içinde Cevat Geray’a Armağan,

Mülkiyeliler Birliği Yayınları, Ankara, s. 653-668, 2001.

ġAHĠN, N., “Kentsel DönüĢüm”, Bursa Defteri, Sayı 31-32, s. 76-79, 2008.

ġAHĠN, S. Z., “Ġmar Planı DeğiĢiklikleri ve Ġmar Hakları Aracılığıyla Yanıltıcı

(Pseudo) Kentsel DönüĢüm Senaryoları: Ankara Altındağ Ġlçesi Örneği”,

içinde Kentsel DönüĢüm Sempozyumu Bildiriler Kitabı, P.P.ÖZDEN, Ġ.

KARAKAġ, S. TURGUT, H.YAKAR, D.ERDEM ve N.PALAOĞLU (der.),

11-13 Haziran, YTÜ Oditoryumu, Ġstanbul, s. 89-101, 2003.

,“Kentsel DönüĢümün Kentsel Planlamadan BağımsızlaĢtırılması/Ayrılması

Sürecinde Ankara”, Planlama, Sayı 36, s.111-120, 2006.

,“Ġdeolojik Bir Araç Haline Gelen Kentsel DönüĢüm Kavramının Planlama

Paradigmaları Ġle ĠliĢkisine Tarihsel Bir BakıĢ: Ankara Örneği”, içinde

Planlama, Siyaset, Siyasalar: 6. Türkiye ġehircilik Kongresi Bildiriler

Kitabı, 6-7-8 Kasım 2006, Dokuz Eylül Üniversitesi, Ġzmir, s. 177-182,

2007.

ġAHĠNGÜR, A. ve MÜDERRĠSOĞLU, B., “AB‟nin Toplum Tabanlı Kentsel

DönüĢüme YaklaĢımı ve Türkiye‟deki Kentsel DönüĢüm Uygulamalarının

Etkinliği: Ġstanbul Özelinde Türkiye”, içinde DeğiĢen-DönüĢen Kent ve

Bölge, 8 Kasım Dünya ġehircilik Günü 28. Kolokyumu Bildiriler Kitabı,

8-10 Kasım 2004, ODTÜ, ODTÜ Mimarlık Fakültesi ve TMMOB ġPO Ortak

Yayını, Cilt 1, Ankara, s. 507-519, 2005.

ġEN, B., “SoylulaĢtırma: Kentsel Mekânda Yeni Bir AyrıĢma Biçimi”, içinde

Ġstanbul’da Kentsel AyrıĢma, Mekânsal DönüĢümde Farklı Boyutlar, H.

KURTULUġ (haz.), Bağlam Yayıncılık, Ġstanbul, s.127-160, 2005.

,“Ekonomik GeliĢmenin Kültürel Stratejileri: Ġstanbul Kent Merkezleri ve

Tarihi Kentsel Alanların Yeniden Yapılandırılması”, Planlama, Sayı 36, s.

65-76, 2006.

, “SoylulaĢtırma ve Konut Sorunu: Kente Dair Ġyimser Beklentilerin

KarĢılanamaması”, içinde Planlama, Siyaset, Siyasalar: 6. Türkiye

ġehircilik Kongresi Bildiriler Kitabı, 6-7-8 Kasım 2006, Dokuz Eylül

Üniversitesi, Ġzmir, s. 183-195, 2007a.

, “SoylulaĢtırma: Tarihi Kentsel Alanların DönüĢümünde Artan Sınıfsal

ÇeliĢkiler”, Ölçü, Sayı Mart 2007, s. 60-66, 2007b.

, “Ġstanbul‟da Konut Sorununun Çözüm Önerileri Neden Radikal Olmalıdır?”,

içinde Ġstanbul Kent Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 13-15 Eylül, Mimar

Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Ġstanbul, s.285-294, 2007c.

, “Kentsel DönüĢüm: Kavramsal KarmaĢa ve Neoliberalizm”, Ġktisat Dergisi,

Sayı 499, s. 34-41, 2008a.

, “Kentsel DönüĢüm ve Yasal Sürecin Anlamı”, içinde Almanak 2007

Analizleri, S. KURT (der.), Sosyal AraĢtırmalar Vakfı Yayınları, Ġstanbul, s.

391-405, 2008b.

Page 348: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

336

,“Kentsel DönüĢüm ve Kaybetmeden Mücadele Etme ArayıĢı, Gülsuyu-Gülensu

ve BaĢıbüyük Deneyimleri”, içinde Tarih, Sınıflar ve Kent, B.ġEN ve A.E.

DOĞAN (der.), Dipnot Yayınları, Ankara, s. 309-353, 2010.

ġENER, H.E., “Yeni Sağ'ın Yerellik Söylemindeki DeğiĢimi Anlamlandırmak”,

Kamu Yönetimi Dünyası Dergisi, Yıl 4, Sayı 16, s. 2-11, Ekim- Aralık

2003.

ġENGÜL, T., “Üçüncü Yol, Kent Mekanı ve Yerel Topluluklar”, içinde Üçüncü

Yol ArayıĢları ve Türkiye, M.C.YALÇINTAN (der.), Büke Yayınları,

Ġstanbul, s.235-256, 2000a.

, “Siyaset ve Mekânsal Ölçek Sorunu: Yerelci Stratejilerin Bir EleĢtirisi”,

içinde KüreselleĢme Emperyalizm Yerelcilik ĠĢçi Sınıfı, E. A. TONAK

(der.), Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara, s. 111-158, 2000b.

, “Sosyal Adalet, Kent Mekanı ve KüreselleĢme”, içinde 3. Bin Yılda ġehirler:

KüreselleĢme Mekan-Planlama, Dünya ġehircilik Günü 23. Kolokyumu

Bildiriler Kitabı, Ġ. DĠNÇER (der.), 8-9-10 Kasım 1999, Yıldız Teknik

Üniversitesi, Ġstanbul, s. 69-84, 2000c.

, “Devlet ve Kent Mekanı”, Ġktisat, Sayı 404, s. 45-56, 2000d.

, “ Ġkinci Dünya SavaĢı Sonrasında Kentsel GeliĢme ve Yönetim

Paradigmalarında YaĢanan DönüĢüm Üzerine Bir Değerlendirme”, Toplum

ve Hekim, Cilt 19, Sayı 1, s. 69-78, 2004.

, “BölüĢüm Siyasetinden Kimlik Siyasetine: Türkiye‟de Yerel Katılım

Süreçlerinin DönüĢümü”, içinde DeğiĢen-DönüĢen Kent ve Bölge, 8 Kasım

Dünya ġehircilik Günü 28. Kolokyumu Bildiriler Kitabı, 8-10 Kasım

2004, ODTÜ, ODTÜ Mimarlık Fakültesi ve TMMOB ġPO Ortak Yayını,

Cilt 1, Ankara, s. 123-139, 2005.

, “Planlama Aygıtından Planlama Alanına: Planlama-Siyaset ĠliĢkisini Yeniden

DüĢünmek”, içinde Planlama, Siyaset, Siyasalar: 6. Türkiye ġehircilik

Kongresi Bildiriler Kitabı, 6-7-8 Kasım 2006, Dokuz Eylül Üniversitesi,

Ġzmir, s. 83-95, 2007.

ġENSES, F., “Neoliberal KüreselleĢme Kalkınma Ġçin Bir Fırsat mı Engel mi?”,

içinde Kalkınma ve KüreselleĢme, S. DEDEOĞLU ve T. SUBAġAT (der.),

Bağlam Yayınları, Ġstanbul, s.13-54, 2004.

ġENTÜRK, Y., “KüreselleĢmeye Ġstanbul‟dan Bakmak: Küresel Reçetelerin

Gölgesinde „Küçük Manhattan‟ın YükseliĢi”, içinde Özneler, Durumlar ve

Mekanlar, Toplum ve Mekan: Mekanları Kurgulamak, Ġ. E. IġIK VE Y.

ġENTÜRK (der.), Bağlam Yayınları, Ġstanbul, s. 24-63, 2009.

ġENYAPILI, T., “Gecekondu Olgusuna Dönemsel YaklaĢımlar”, içinde DeğiĢen

Mekan, Mekansal Süreçlere ĠliĢkin TartıĢma ve AraĢtırmalara Toplu

BakıĢ: 1923-2003, A. Eraydın (der.) Dost Kitabevi Yayınları, Ankara, s. 84-

122, 2006.

Page 349: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

337

, “ Cumhuriyet'in 75. Yılı Gecekondunun 50. Yılı”, içinde 75 Yılda DeğiĢen

Kent ve Mimarlık, Y.SEY (ed.), Tarih Vakfı Yayınları, Ġstanbul, s. 301-316,

1998.

ġPO, “Kentsel DönüĢüm Yasa Tasarıları”, Memleket-Mevzuat, Sayı 16, s. 58-59,

2006a.

, “Kentsel DönüĢüm Değil Rant Amaçlı Tasfiye Yasası”, Planlama, Sayı 36, s.

4-5, 2006b.

TABAK, F., “ Dünya Ekonomisi ve EnformelleĢme Süreci”, Defter, Sayı 35, s. 1-30,

1999.

TAN, T. “Kamu Hizmeti, ÖzelleĢtirme ve Bürokrasinin Azaltılması Üzerine”, Türk

Ġdare Dergisi, Sayı 378, s.73-90, 1988.

TAPAN, M., “Yuvarlak Masa SöyleĢisi, Ġstanbul‟da Kentsel DönüĢüm”, Mimar.ist,

Sayı 30, s. 13-24, 2008.

TAġAN, T., “ Islah Ġmar Planları Ġle Kentsel Arsa Rantlarının Yeniden Dağıtılması

Kentte Refah Aktarımları YaratmıĢ Olabilir Mi? Ankara Örneğinde bir

Analiz ÇalıĢması”, Planlama, Sayı 14, s. 20-26, 1996.

TEKEL, A. ve AYTEN, A. M., “Kültürel ve Demokratik Yapılanmanın Planlama

Politikalarının OluĢturulmasındaki Belirleyiciliğinin KüreselleĢme (Yeni

Dünya Düzeni) Çerçevesinde Değerlendirilmesi”, içinde Türkiye’de 20.

Dünya ġehircilik Günü Kolokyumu Bildiriler Kitabı, M. ÇUBUK (ed.), 6-

8 Kasım 1996, Mimar Sinan Üniversitesi, Ġstanbul, s. 117-127, 1998.

TEKEL, A., “Türkiye‟de Metropoliten Planlama ve Yönetimi”, içinde Cevat

Geray’a Armağan, Mülkiyeliler Birliği Yayınları, Ankara, s. 701-728,

2001.

TEKELĠ, Ġ., “Ġnsan Haklarının YerleĢmeye ve Mekâna ĠliĢkin Boyutları Üzerine”,

içinde Ġnsan Çevre Kent, BAYRAMOĞLU YILDIRIM, F. (der), WALD

Yayınları, Ġstanbul, s. 15-26, 1996.

, “Türkiye‟de Cumhuriyet Döneminde Kentsel GeliĢme ve Kent Planlaması”,

içinde 75 Yılda DeğiĢen Kent ve Mimarlık , Y. SEY (der.), Tarih Vakfı

Yayınları, Ġstanbul, s.1-24, 1998.

, “Kentleri DönüĢüm Mekânı Olarak DüĢünmek”, içinde Kentsel DönüĢüm

Sempozyumu Bildiriler Kitabı, P.P. ÖZDEN, Ġ. KARAKAġ, S.TURGUT,

H. YAKAR, D. ERDEM ve N. PALAOĞLU (der.), 11-13 Haziran, YTÜ

Oditoryumu, Ġstanbul, s. 2-7, 2003.

TOKER, B., “Adaletsiz Gelir Dağılımına ve Kapitalist Sömürüye KarĢı Bir

ÖzgürleĢme ve DemokratikleĢme Süreci Olarak Ġstanbul'a Göç Ya Da

Katılımcı Demokrasi Yolunda Bir Özyönetim Modeli”, Kent Gündemi, Sayı

1, s. 32-36, 1997.

TOPAL, K. ve AKYAZI, H. “Yeni Küresel Ekonomik Sistem ve Ulusal Kalkınmada

Kentlerin Önemi”, ÇağdaĢ Yerel Yönetimler Dergisi, Cilt 6, Sayı 4, s. 12-

18, 1997.

Page 350: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

338

TORLAK, S.E., “GecekondulaĢmanın GeliĢimi, Ġmar Afları ve Islah Ġmar Planları”,

ÇağdaĢ Yerel Yönetimler, Cilt 12, Sayı 1, s.64-73, 2003.

TORUNOĞLU, E., “Kentsel DönüĢüm: Pazarlamanın Dayanılmaz Hafifliği”, içinde

Kent ve Planlama GeçmiĢi Korumak Geleceği Tasarlamak, A. MENGĠ

(ed), Ġmge Kitabevi Yayınları,Ankara, s.375-388, 2007.

TUNALI, Ġ., “Enformel Sektör Analizlerinde Temel Kavramsal Sorunlar”, içinde

Enformel Kesim (I), T. BULUTAY (ed.), DĠE Matbaası, Ankara, s.23-

47,,2000.

TURAN, M., “Türkiye‟de Yerel Yönetimler, Sermaye Birikim ve Kentsel Rantlar”,

Ġktisat, Sayı 500, s. 62-66, 2008.

TURGUT, H., “KentlileĢme Süreci Ġçinde Sosyo-Kültürel ve Mekansal DeğiĢimler:

Gecekondu- Konut Örüntüsü”, içinde TMMOB Konut Kurultayı Bildiriler

Kitabı, 22-24 Mayıs, Yıldız Teknik Üniversitesi, Ġstanbul, s.386-398, 2002.

TURGUT, S. ve ERKAN BĠÇER, N. Ç., “Bugünkü Kent Yönetimi ve Planlama

Sistemi Türkiye Kentlerini Üçüncü Bin Yıla TaĢıyabilecek mi?”, içinde 3.

Bin Yılda ġehirler: KüreselleĢme Mekan-Planlama, Dünya ġehircilik

Günü 23. Kolokyumu Bildiriler Kitabı, Ġ. DĠNÇER (der.), 8-9-10 Kasım

1999, Yıldız Teknik Üniversitesi, Ġstanbul, s. 283-292, 2000.

TUROK, I., “Kentsel DönüĢümde Yeni Eğilimler ve YönetiĢim, Kentsel DönüĢüm:

Neler Yapılabilir ve Nelerden Kaçınmalı?”, içinde Uluslararası Kentsel

DönüĢüm Uygulamaları Sempozyumu, D. ÖZDEMĠR, P.P. ÖZDEN ve

S.R.TURGUT (der.), 27-30 Kasım 2004, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi

Sarayı, Küçükçekmece Belediyesi Yayını, Ġstanbul, s. 25-30, 2005.

TÜMTAġ, M. S., “Yeni Dönem Kentsel Politika Önerisi Kentsel DönüĢüm”, Ġktisat,

Sayı 500, s. 56-61, 2008.

TÜRKSOY, C., “Ġmar Affı mı?”, Planlama, Sayı 14, s. 9-14, 1996.

TÜRKÜN, A. ve KURTULUġ, H., “GiriĢ”, içinde Ġstanbul’da Kentsel AyrıĢma,

H. KURTULUġ (der.), Bağlam Yayınları, Ġstanbul, s. 9-24, 2005.

TÜRKÜN, A., “ Kentsel Turizmin GeliĢmiĢ ve AzgeliĢmiĢ Ülkelerdeki

Yansımaları”, içinde Ġstanbul Kent Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 13-15

Eylül, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Ġstanbul, s.215-229, 2007.

ULU, A. ve KARAKOÇ,Ġ., “Kentsel DeğiĢimin Kent Kimliğine Etkisi”, Planlama,

Sayı 3, s. 59-66, 2004.

USLU, S., “Refah Zenginlerce PaylaĢılıyor”, içinde Yeni Sağ Yeni Aldatmaca,

I.KANSU (der.), Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara, s.27-38, 1997.

UYSAL, E. Ü., “SoylulaĢtırma Kuramlarının Ġstanbul‟da Uygulanabilirliği: Cihangir

Örneği”, Planlama, Sayı 36, s. 77-92, 2006.

UYSAL, Y., “Yeni KüreselleĢmenin Kıskacında Kent ve Planlama”, Mimar.Ġst,

Sayı 3, s.64-78, 2001.

, “Parçalanan Kent-Parçalanan YaĢamlar”, Mimar.ist, Sayı 8, s. 66-68, 2003.

, “Ġstanbul Nereye Gidiyor?”, Ölçü, Sayı Mart 2007, s. 45-53, 2007.

Page 351: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

339

UZUN, B. ve ÇETE, M., “GeliĢmekte Olan Ülkelerdeki YasadıĢı YerleĢim

Sorunlarının Çözümü Ġçin Bir Model YaklaĢımı Önerisi”, HKM Jeodezi,

Jeoinformasyon ve Arazi Yönetimi Dergisi, Sayı 93, s.14-19, 2005.

UZUN, C. N., “Kentte Yeni Bir DönüĢüm Süreci ve Yasal Düzenlemeler”,

Planlama, Sayı 1, s. 37-44, 2002.

UZUN, N. C., “Yeni Yasal Düzenlemeler ve Kentsel DönüĢüme Etkileri”,

Planlama, Sayı 36, s. 49-52, 2006.

UZUN, N., “Ġstanbul‟da SeçkinleĢtirme (Gentrification): Örnekler ve SeçkinleĢtirme

Kuramları Çerçevesinde Bir Değerlendirme”, içinde Ġstanbul’da

SoylulaĢtırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, D.BEHAR ve T. ĠSLAM (der.),

Ġstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Ġstanbul, s.31-42, 2006.

ÜLKENLĠ, Z. K.,“KüreselleĢme Etkisi Ġle Metropoliten Alanların Bölgesel ġehir

Alanlarına Olası Kimlik DönüĢümü, Planlama ve Araçları Üzerine”, içinde

DeğiĢen-DönüĢen Kent ve Bölge, 8 Kasım Dünya ġehircilik Günü 28.

Kolokyumu Bildiriler Kitabı, 8-10 Kasım 2004, ODTÜ, ODTÜ Mimarlık

Fakültesi ve TMMOB ġPO Ortak Yayını, Cilt 1, Ankara, s. 159-171, 2005.

ÜNAL, E., DUYGULUER, F. VE BOLAT, Z. E.,“ġehir Yenileme”, Ġmar

Terimleri, TODAĠE Yerel Yönetimler AraĢtırma ve Eğitim Merkezi

Yayınları, Ankara, s.103,1998.

WIRTH, L., “Bir YaĢam Bçimi Olarak KentlileĢme”, içinde 20. Yüzyıl Kenti, B.

DURU ve A. ALKAN (der.), Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara, s. 77-106,

2002.

YALÇINTAN, M. C., “ Üçüncü Yol: Küresel Çağın Evrensel Ġdeolojisi Olabilir

mi?”, içinde Üçüncü Yol ArayıĢları ve Türkiye, M.C.YALÇINTAN (der.),

Büke Yayınları, Ġstanbul, s. 45-80, 2000a.

, “Küresel AkıĢlar, ÇatıĢma Kültürü ve Alternatifsizlik”, içinde 3. Bin Yılda

ġehirler: KüreselleĢme Mekan-Planlama, Dünya ġehircilik Günü 23.

Kolokyumu Bildiriler Kitabı, Ġ. DĠNÇER (der.), 8-9-10 Kasım 1999, Yıldız

Teknik Üniversitesi, Ġstanbul, s. 211-228, 2000b.

, “Radikal Planlama”, içinde Planlama, Siyaset, Siyasalar: 6. Türkiye

ġehircilik Kongresi Bildiriler Kitabı, 6-7-8 Kasım 2006, Dokuz Eylül

Üniversitesi, Ġzmir, s. 113-121, 2007.

YAPICI, M., “Yuvarlak Masa SöyleĢisi, Ġstanbul‟da Kentsel DönüĢüm”, Mimar.ist,

Sayı 30, s.13-24, 2008.

, “Neoliberalizmin Kent ve Mekana Etkisi”, TMMOB Mimarlar Odası

Ankara ġubesi Bülteni, No: 72, s. 28-29, 2009.

YARAR, L., KAYA, Ġ. Ve GÖKGÜR, P., “Hukuki ve Ekonomik YaĢantının

DeğiĢimi ile Kentsel Mekanda Ortaya Çıkan Sosyo-Kültürel Sorunlar”, içinde

Türkiye’de 20. Dünya ġehircilik Günü Kolokyumu Bildiriler Kitabı, M.

ÇUBUK (ed.), 6-8 Kasım 1996, Mimar Sinan Üniversitesi, Ġstanbul, s.169-

174, 1998.

Page 352: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

340

YAYED, “DönüĢüm Alanları Hakkında Kanun Tasarısında Mülkiyet Hakkı ve

KamulaĢtırma”, Memleket-Mevzuat, Sayı 16, s. 53-55, 2006.

YERASĠMOS, S., “Habitat II‟den Ġki Sözcük”, Ġstanbul, Sayı 19, s.53-55, 1996.

YILDIRIM, A. E., “Güncel Bir Kent Sorunu: Kentsel DönüĢüm”, Planlama, Sayı

35, s. 7-24, 2006.

YILDIRIM, B., “Sendikalar Uluslararası Saldırıyla KarĢı KarĢıya”, içinde Yeni Sağ

Yeni Aldatmaca, I. KANSU (der), Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara, s. 65-

74, 1997.

YILMAZ, Z., “Kentsel Yenileme-Canlandırma Projesinde Katılımın

Değerlendirmesi ve Trabzon Örneği”, içinde DeğiĢen-DönüĢen Kent ve

Bölge, 8 Kasım Dünya ġehircilik Günü 28. Kolokyumu Bildiriler Kitabı,

8-10 Kasım 2004, ODTÜ, ODTÜ Mimarlık Fakültesi ve TMMOB ġPO Ortak

Yayını, Cilt 1Ankara, s. 579-597, 2005.

YĠĞĠTCANLAR, T., “Kentsel Yenileme Olgusu ve GeliĢim Süreci”, Planlama, Sayı

4, s. 55-58, 2001.

YUM, A. ve ERTÜR, G., “Ġstanbul Ġçin Deprem Master Planı (DMP)-2”, Ġstanbul,

Sayı 48, s. 32-35, 2004.

YÜKSEL, M., “YönetiĢim (Governance) Kavramı Üzerine”, içinde Cevat Geray’a

Armağan, Mülkiyeliler Birliği Yayınları, Ankara, s. 849-862, 2001.

YÜZER, A.ġ., “ Ġstanbul Merkez ve Alt Merkezlerinde Sanayi Alanları DönüĢümü”,

içinde Kentsel DönüĢüm Sempozyumu Bildiriler Kitabı, P.P.ÖZDEN, Ġ.

KARAKAġ, S. TURGUT, H.YAKAR, D.ERDEM ve N.PALAOĞLU (der.),

11-13 Haziran, YTÜ Oditoryumu, Ġstanbul, s. 349-358, 2003.

Diğer Kaynaklar

Tezler

AĞAN YALÇINTAġ, H., Evaluating The Impact of Urban Competitive

Advantages on Economic Revitalization of Deprived Inner Cities

Through a Case Atudy Held in Istanbul, YayımlanmamıĢ Doktora Tezi,

Ġzmir Ġleri Teknoloji Enstitüsü, Mühendislik ve Fen Bilimleri Enstitüsü,

Ġzmir, 2008.

AKÇAKAYA, Ġ., Measuring the Impact of Culture on Urban Regeneration

Towards Prospects for Istanbul ECOC 2010: The Case of Zeytinburnu

Culture Valley Project, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul

Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul, 2008.

AKKOYUNLU, N., Kentsel DönüĢüm ve Sarıgöl Örneği, YayımlanmamıĢ

Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fen Bilimleri

Enstitüsü, Ġstanbul, 2007.

ALP, Ġ. “Kentsel DönüĢüm- Kentsel Mekanın Yeniden Üretilmesi Sürecinde

YönetiĢim ve Uygulama Araçları”, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi,

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul,

2005.

Page 353: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

341

AġIK, R., Kentsel DönüĢüme Aktörlerin BakıĢı: Zeytinburnu Pilot Projesi

Örneği, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul Teknik Üniversitesi,

Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul, 2007.

AYGÜN, T. “Kent Merkezlerinin Yenilenmesi”, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans

Tezi, Ġstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul, 1990.

BAL, Ö. H., Ġzmir'de Kentsel DönüĢüm Sürecinin Ġzmir- CennetçeĢme

Mahallesi Üzerinden Ġrdelenmesi, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi,

Dokuz Eylül Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġzmir, 2008.

BARKA, Ġ., Kentsel DönüĢüm Dinamikleri Bağlamında Yeni Konut Alanları,

YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen

Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul, 2006.

BOGENÇ, Ç., Trabzon Zağnos Vadisi Kentsel dönüĢüm Örneğinin Kentsel

Peyzaj Planlama Açısından Değerlendirilmesi, YayımlanmamıĢ Yüksek

Lisans Tezi, Bartın Üniversitesi ,Fen Bilimleri Enstitüsü, Bartın, 2009.

BURKAY, H.Ö., Social Policy of Urban Transformation: Social Housing

Policies Ġn Turkey From the 1980s To Present, YayımlanmamıĢ Yüksek

Lisans Tezi, Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Ġlkeleri ve Ġnkılap Tarihi

Enstitüsü, Ġstanbul, 2006.

ÇAĞLA, H., Kentsel DönüĢüm ÇalıĢmalarının Mülkiyet Kullanımına Olan

Etkisi Üzerine Bir AraĢtırma ve Konya Örneği, YayımlanmamıĢ Yüksek

Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Konya, 2007.

ÇAKIR, N., Günümüz Kent Dinamiklerinin Kentsel DönüĢüme Etkileri,

YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul Teknik Üniversitesi, Fen

Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul, 2006.

ÇAVUġOĞLU, E., Hegemonik Bir Süreç Olarak Türkiye KentleĢmesi, Mimar

Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, YayımlanmamıĢ

Doktora Tezi, Ġstanbul, 2004.

ÇELĠK, Ö., The Pattern and Process of Urban Social Exclusion in Istanbul,

YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, ODTÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Ankara, 2008.

DEĞĠRMENCĠ, Ġ., Tarihi Mekanlarda Kentsel DönüĢüm Uygulamaları: Balat

Örneği, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisan Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi,

Fen Bilimleri Enstitüsü, Isparta, 2009.

DEMĠRSOY, M.S., Kentsel DönüĢüm Projelerinin Kent Kimliği Üzerindeki

Etkisi (Lübnan-Beyrut-Solidere Kentsel DönüĢüm Projesi Örnek Alan

Ġncelemesi), YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan Güzel

Sanatlar Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul, 2006.

DOYDUK, U., An Urban Renewal Story in Ankara Metropolitan Area: Case

Study Cevizlidere, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, ODTÜ, Fen

Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 2008.

Page 354: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

342

DUZCU, S., The assessment Criteria of Urban Regeneration Projects: The Case

of The Fener-Balat Districts In Istanbul, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans

Tezi, ODTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 2006.

ELGĠN, F.C., Kentsel DönüĢüm Projelerinde Kullanıcı Katılımının Önemi:

Pangaltı Örneği, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik

Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü , Ġstanbul, 2008.

ERARSLAN, Ġ.G., Yönetim Mekanizmalarının Kentsel DönüĢüm Algısı ve

Uygulamaları Üzerindeki Etkisi, Ġngiltere, Almanya ve Türkiye

Örnekleri, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi,

Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul, 2007.

EREN, F., Kentsel DönüĢümlerde Kamu- Özel Ortaklıkları ve Özel GiriĢimin

DönüĢümdeki Varlığı: Konya Örneği, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans

Tezi, Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Konya, 2006.

ERGUN, C., “Yoksulluk ve Enformel Sektör: Çöp Toplayıcıları Örneği (Isparta-

Ġzmir KarĢılaĢtırması)”, Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Enstitüsü, YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Isparta. 2005.

ERĠÇ, D.N., Urban Transformation of a Socialist City: A CaseSstudy of East

Berlin-Alexanderplatz, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, ODTÜ, Fen

Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 2008.

ERTÜRK, F., NesliĢah ve Hatice Sultan (Sulukule) Mahalleleri Kentsel

DönüĢüm Projesi, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul Teknik

Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul, 2009.

ESENTÜRK, M., Ġstanbul Ġli Örneğinde Kentsel DönüĢüm Uygulamaları,

YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen

Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul, 2009.

GÜMÜġBOĞA, B., Katılım Ekseninde Kentsel DönüĢüm: Altındağ AktaĢ

Mahallesi Örneği, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ankara

Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2009.

KAHRAMAN, Z.E., The Relationship Between Squatter Housing

Transformation and Social Integration of Rural Migrants into Urban

Life: A Case Study in Dikmen, YayımlanmamıĢ Doktora Tezi, ODTÜ, Fen

Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 2008.

KÖMÜRCÜOĞLU, N., Türkiye'de Konut Eksenli Kentsel DönüĢüm

Projelerinde Özel Sektörün Rolü: Ġstanbul Örneği, YayımlanmamıĢ

Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü,

Ġstanbul, 2008.

KÜTÜK ĠNCE, E., Kentsel DönüĢümde Yeni Politika, Yasa ve Eğilimlerin

Değerlendirilmesi, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi,

Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 2006.

NĠKSAROĞLU, A., Kültür Eksenli Kentsel DönüĢüm: 2010 Avrupa Kültür

BaĢkenti Olarak Ġstanbul, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul

Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul, 2007.

Page 355: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

343

NURENGĠN KOCAMEMĠ, G., Kentsel DönüĢüm Süreci: KazlıçeĢme Örneği,

YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar

Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul, 2006.

OCAK, E., Gayrimenkul Yatırım Aracı Olarak Kentsel DönüĢüm: Beyoğlu

Bölgesinde Kamondo Han Örneği, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi,

Ġstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul, 2006.

OSMANÇAVUġOĞLU, A., Urban Transformation Process: Ulus Historical City

Center Planning Project, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, ODTÜ, Fen

Bilimleri Enstitüsü,Ankara, 2006.

ÖNER, ġ., Kentsel Yenileme Kapsamında Kentsel DönüĢüm Projelerinin

Ġstanbul Küçükçekmece Kentsel DönüĢüm Projesi Örneğinde

Ġrdelenmesi, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Zonguldak Karaelmas

Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Zonguldak, 2007.

ÖZDAġ, G., ModernleĢme Sürecinde Niğde'de Mimari Çevre ve Kentsel

DönüĢümler, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi, Fen

Bilimleri Enstitüsü, Kayseri, 2007.

ÖZDEN, P.P. “Yasal ve Yönetsel Çerçevesiyle ġehir Yenileme Planlaması ve

Uygulaması: Türkiye Örneği”, YayımlanmamıĢ Doktora Tezi, Ġstanbul

Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul, 2002.

ÖZTAġ, N., Türkiye'de Kentsel DönüĢüm ve Haliç Örneklemesi,

YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar

Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul, 2005.

SAKIZLIOĞLU, N.B., Impacts of Urban Renewal Policies: The Case of

TarlabaĢı-Ġstanbul, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, ODTÜ, Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2007.

SALLAN GÜL, S.,Türkiye’de Yoksulluk ve Yoksulluğun Sosyolojik

Değerlendirmesi, YayımlanmamıĢ Doçentlik Tezi, Ankara, 2001.

SEKMEN, S., Kentsel DönüĢüm Üzerine Bir Model Önerisi: Ġzmir Ferahlı

Mahallesi Örneği, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül

Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġzmir, 2007.

ġEN, B., Kentsel Gerilemeyi AĢmada ÇeliĢkili Bir Süreç Olarak SoylulaĢtırma:

Galata Örneği, YayımlanmamıĢ Doktora Tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar

Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul, 2006.

ġENYÜKSEL, M., Neoliberalizmin Kentsel Taarruzuna KarĢı Bir DireniĢ

Öyküsü: Başıbüyük Mahallesi, YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Mimar

Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġstanbul, 2009.

TATLICAN, Ü., Mühendisler ve Toplumsal Hareketlilik, Ġzmir ve Hinterlandı,

YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Ġzmir, 1996.

TUÇALTAN, G., Dynamics of Urban Transformation Via Improvement Plans

for Ankara City, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, ODTÜ, Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2008.

Page 356: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

344

UÇAR, C., Kentsel DönüĢümün Uygulama Bölgesi Dinamiklerine ve TaĢınmaz

Değerine Etkileri, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul Teknik

Üniversitesi ,Fen Bilimleri Enstitüsü , Ġstanbul,2009.

URKUN BOWE, Ġ., Comparative Analysis of Post Industrial Dockland

TransformationIinitiatives: Guidance for Policy for the HaydarpaĢa Port

and Surroundings, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, ODTÜ, Fen

Bilimleri Enstitüsü Ankara, 2008.

UYAN, A., Kent Merkezlerindeki Konut Alanlarında ÇöküntüleĢme ve

DönüĢüm: Bursa Doğanbey Kentsel DönüĢüm Projesi Örneği,

YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri

Enstitüsü, Ankara, 2008.

YEREBASMAZ, H., Gerze Kentsel DönüĢüm Örneğinin Ġncelenmesi Üzerine

Bir AraĢtırma, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi,

Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 2006.

YILMAZ, G. I., Haliç Kıyı ġeridinde SanayileĢme Ġle Ortaya Çıkan Kentsel

DönüĢüm, YayımlanmamıĢ Doktora Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen

Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul, 2008.

YÜKSEL, Ö., Kentsel DönüĢümün Fiziksel ve Sosyal Mekana Etkisi: Kuzey

Ankara GiriĢi Kentsel DönüĢüm Projesi, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans

Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 2007.

ZEYBEKOĞLU SADRĠ, S., Kentsel DönüĢüm ve Kent Hakkı: Fener- Balat

Rehabilitasyon Programı ve Santral Ġstanbul Projesi Örnekleri,

YayımlanmamıĢ Doktora Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri

Enstitüsü, Ġstanbul, 2008.

ZEYDANLI, H., Kentsel DönüĢüm Projeleri ve Kuzey Ankara Kent GiriĢi

Projesi, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul Teknik Üniversitesi,

Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul, 2007.

Ġnternet Kaynakları

AEP (58. Hükümet Acil Eylem Planı) (2003) http://ekutup.dpt.gov.tr/plan/aep.pdf

(e.t. 17.03. 2009).

A.M. O. http://antmimod.org.tr/gundem.asp?blm=2&serid=152&page=1

(e.t. 19.07.2009).

AYKUL, Ö.,“5366 Ssayılı Kanunun Ġsmi Bile Hatalı”, 05.02.2008

http://www.mimarizm.com/KentinTozu/Makale.aspx?id=330&sid=328

(e.t. 19.07.2009).

EREZ, H., SEYREK, O., BALKANAY, Ö. “Karanfilköy Gecekondu YerleĢmesinde

YaĢayan Çocukların Sosyal Kopma- Segregasyon Düzeylerinin Ġrdelenmesi”,

www.kentli.org/makale/karanfilkoy.htm. (e.t. 19.07.2010).

GÜLEN, F. “Yerel Yönetimlerde Yasal DeğiĢiklikler”,

http://www.yayed.org.tr/resimler/ekler/50cf8b51c773f3f_ek.pdf?tipi=7&turu

=X&sube=0 (e.t. 19.07.2009).

Page 357: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

345

KARADAĞ, D., “Kentsel DönüĢüm Yöntemleri”, http://www.arkitera.com/g67-

kentsel-donusum.html?year=&aID=793 (e.t. 13.04.2010).

KOCH, M., “Social Inclusion and Crisis after Fordism” The 6th Conference of the

European Sociological Association: “Aging Societies, New Sociology”,

September 23th to 26th, 2003 Murcia, Spain, s.1-23 (Çevrimiçi),

http://www2.cddc.vt.edu/digitalfordism/fordism_materials/Koch_III_Revised

.pdf. (e.t. 19.07.2009).

M. O. “Mimarlar Odası Ana Muhalefet Partisine ve Ġlgili TBMM Komisyon

Üyelerine Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu‟nda Yapılması

Öngörülen DeğiĢiklikler ile Ġlgili GörüĢlerini Ġletti”, 29.07.2008.

www.mimarlarodasi.org.tr. (e.t. 19.07.2009).

M. O., Belediyelere Kentsel DönüĢüm Yetkileri Tanımlayan Yasal Düzenlemeler

Hakkında Rapor,08.03.2010.

www.mimarlaodasi.org.tr/index.cfm?sayfa=Belge&Sub=detail&RecID=2435

(e.t. 16.07.2010).

SERVETOĞLU, B. “Yoksullar Kente YakıĢmıyor!” www.sendika.org

(e.t.27.07.2009).

ġ.P.O.http://www.tmmob.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=6085&tipi=9(e.t.

10.07.2010).

TMMOB P. M. O.

http://www.tmmob.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=6100&tipi=9 (e.t.

10.07.2010).

TMMOB J. M. O., “ DönüĢüm Alanları Hakkında Kanun Tasarısı Üzerine TMMOB

Jeoloji Mühendisleri Odası'nın GörüĢ ve Önerileri”, 26.09.2006.

www.jmo.org.tr/calismalar/raporlar.php (e.t. 16.07.2010).

TEKNĠK GÜÇ “Yeni Bir Talan Hikayesi: Kentsel DönüĢüm”, 15.12.2006. http://e-

imo.imo.org.tr/DosyaDizin/WPX/Portal/Yayın/tg/tg-164.pdf e.t. (e.t.

16.06.2010).

YAYED, “DönüĢüm Alanları Yasa Tasarısı Üzerine YAYED GörüĢü”, 02.10.2006.

http://www.yayed.org/genel/bizden_detay.php?kod=241&tipi=9&sube=0

(e.t. 19.07.2009).

Kanun Metinleri

Kentsel DönüĢüm ve GeliĢim Kanun Tasarısı Alt Komisyon Raporu (2005) Türkiye

Büyük Millet Meclisi ĠçiĢleri Komisyonu, 3.05.2005, Esas No: 1/984, Karar

No: 2.

5998 Sayılı ve 17.06.2010 tarihli “Belediye Kanununda DeğiĢiklik Yapılmasına

ĠliĢkin Kanun” http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5998.html (e.t.

30.06.2010)

4966 Sayılı ve 31.07.2003 tarihli “Bazı Kanunlarda ve Bayındırlık ve Ġskân

Bakanlığının TeĢkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede

DeğiĢiklik Yapılmasına Dair” Kanun,

http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k4966.html, (e.t. 17.03.2009).

Page 358: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

346

5104 Sayılı ve 04.03.2004 tarihli “Kuzey Ankara GiriĢi Kentsel DönüĢüm Projesi

Kanunu”, Resmi Gazete (12.04.2004/25400). http://www.mevzuat.gov.tr. (e.t.

17.03.2009).

5162 Sayılı 05.05.2004 tarihli “Toplu Konut Kanununda ve Genel Kadro ve Usulü

Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerin Toplu Konut

Ġdaresi BaĢkanlığına Ait Bölümünde DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanun”,

http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5162.html, (e.t. 17.03.2009).

5582 Sayılı ve 21.02.2007 Tarihli “Konut Finansmanı Sistemine ĠliĢkin ÇeĢitli

Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanun”,

http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5582.html, (e.t. 17.03.2009).

775 Sayılı ve 20.07.1966 tarihli “Gecekondu Kanunu” http://www.mevzuat.gov.tr

(e.t. 12.02.2009).

2981 Sayılı ve 24.02.1984 tarihli “Ġmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara

Uygulanacak Bazı ĠĢlemler ve 6785 Sayılı Ġmar Kanununun Bir Maddesinin

DeğiĢtirilmesi Hakkında Kanun”,

http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/669.html (e.t. 12.02.2009).

3290 Sayılı ve 07.06.1986 tarihli “Ġmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara

Uygulanacak ĠĢlemler Hakkında 2981 Sayılı Kanun`un Bazı Maddelerinde

DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanun ” http://www.anayasa.gen.tr/kanun-

liste-tam.htm (e.t. 12.02.2009).

2985 Sayılı ve 02.03.1984 tarihli “Toplu Konut Kanunu”,

http://www.spo.org.tr/mevzuat/mevzuat_detay.php?kod=32&tipi=MES&turu

=KA (e.t. 12.02.2009).

5366 Sayılı ve 05.07.2005 tarihli “Yıpranan Tarihi ve Kültürel TaĢınmaz Varlıkların

Yenilenerek Korunması ve YaĢatılarak Kullanılması Hakkında Kanun”,

http://www.anayasa.gen.tr (e.t. 12.02.2009).

5393 Sayılı ve 13.07.2005 tarihli “Belediye Kanunu”, http://www.anayasa.gen.tr (e.t.

12.02.2009).

5216 Sayılı ve 23.07.2004 tarihli “BüyükĢehir Belediyesi Kanunu”,

http://www.anayasa.gen.tr (e.t. 12.02.2009).

3194 Sayılı ve 03.05.1985 tarihli “Ġmar Kanunu”,

www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/711.html (e.t. 12.02.2009).

5609 Sayılı ve 22.03.2007 tarihli “Gecekondu Kanununda DeğiĢiklik Yapılmasına

Dair Kanun”, http://www.tbmm.gov.tr (e.t. 12.02.2009).

Page 359: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

347

EKLER

Ek-1. Haritalar

Page 360: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

348

Page 361: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

349

Ek-2. Fotoğraflar

BaĢıbüyük Mahallesi‟nden Görüntüler

(Fotoğraf: Cem Ergun)

(Fotoğraf: Cem Ergun)

Page 362: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

350

(Fotoğraf: Cem Ergun)

(Fotoğraf: Cem Ergun)

Page 363: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

351

BaĢıbüyük Mahallesi‟nin TOKĠ Blokları Olmayan Görünümü (Fotoğraf: Hade

Türkmen)

BaĢıbüyük Mahallesi‟nin TOKĠ Blokları Ġle Görünümü (Fotoğraf: Hade Türkmen)

Page 364: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

352

BaĢıbüyük Mahallesi‟nin TOKĠ Blokları Ġle Görünümü (Fotoğraf: Hade Türkmen)

BaĢıbüyük Mahallesi‟nin TOKĠ Blokları Ġle Görünümü (Fotoğraf: Cem Ergun)

Page 365: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

353

BaĢıbüyük Mahallesi‟nin TOKĠ Blokları Ġle Görünümü (Fotoğraf: Cem Ergun)

BaĢıbüyük Mahallesi‟nin TOKĠ Blokları Ġle Görünümü (Fotoğraf: Cem Ergun)

Page 366: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

354

BaĢıbüyük Mahallesi‟nin TOKĠ Blokları Ġle Görünümü (Fotoğraf: Cem Ergun)

BaĢıbüyük Mahallesi‟nin TOKĠ Blokları Ġle Görünümü (Fotoğraf: Cem Ergun)

Page 367: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

355

(Fotoğraf: Deniz Ersoy)

(Fotoğraf: Deniz Ersoy)

Page 368: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

356

Gülsuyu Mahallesinden Görüntüler

(Fotoğraf: Cem Ergun)

(Fotoğraf: Cem Ergun)

Page 369: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

357

(Fotoğraf: Cem Ergun)

(Fotoğraf: Cem Ergun)

Page 370: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

358

(Fotoğraf: Cem Ergun)

(Fotoğraf: Cem Ergun)

Page 371: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

359

(Fotoğraf: Sinan Danacı)

(Fotoğraf: Sinan Danacı)

Page 372: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

360

(Fotoğraf: Sinan Danacı)

(Fotoğraf: Cem Ergun)

Page 373: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

361

Ek-3. GörüĢme Formu

- GörüĢülen kiĢinin cinsiyeti

- GörüĢülen kiĢinin yaĢı

- GörüĢülen kiĢinin doğum yeri

- GörüĢülen kiĢinin öğrenim durumu

- GörüĢülen kiĢinin medeni durumu

- GörüĢülen kiĢinin hane halkı sayısı ve kimlerle oturduğu

- GörüĢülen kiĢinin hane halkının öğrenim durumu

- GörüĢülen kiĢinin ne iĢ yaptığı ve daha önce yaptığı son 3 iĢ

- GörüĢülen kiĢinin bu iĢi nasıl bulduğu

- GörüĢülen kiĢinin hane halkındakilerin ne iĢ yaptıkları ve daha önce

yaptıkları son 3 iĢ

- GörüĢülen kiĢinin aylık toplam hane geliri

- GörüĢülen kiĢinin konut mülkiyet durumu

- GörüĢülen kiĢinin evi kira ise aylık kira bedeli

- GörüĢülen kiĢi mülk sahibi ise nasıl mülk sahibi olduğu

- GörüĢülen kiĢinin konut kullanım alanı ve konut bölümleri

- GörüĢülen kiĢinin daha önce nerede ikamet ettiği

- GörüĢülen kiĢinin bu mahalleye ne zaman geldiği

- GörüĢülen kiĢinin daha önce oturduğu yerden neden ayrıldığı

- GörüĢülen kiĢinin bu mahalleyi seçme nedeni

- GörüĢülen kiĢinin daha önce oturduğu konut türü

- GörüĢülen kiĢinin Ģu an oturduğu konuttan memnun olup olmadığı ve nedeni

- GörüĢülen kiĢinin yaĢadığı çevreden memnun olup olmadığı ve nedeni

Page 374: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

362

- GörüĢülen kiĢinin mahallede yaĢayanların % kaçını tanıdığı

- GörüĢülen kiĢinin komĢularıyla ne sıklıkla bir araya geldiği

- GörüĢülen kiĢinin komĢularıyla bir araya gelme nedeni

- GörüĢülen kiĢinin komĢularıyla hangi konularda yardımlaĢtığı

- GörüĢülen kiĢinin Ġstanbul‟da akrabaları olup olmadığı

- GörüĢülen kiĢinin akrabalarıyla görüĢme sıklığı

- GörüĢülen kiĢinin akrabalarıyla görüĢme nedenleri

- GörüĢülen kiĢinin ev alıĢveriĢini nereden yaptığı

- GörüĢülen kiĢinin ve evde varsa diğer çalıĢanların iĢe nasıl gidip geldiği

- GörüĢülen kiĢinin ve evde varsa diğer çalıĢanların iĢe ne kadar zamanda gidip

geldiği

- GörüĢülen kiĢinin ve diğer hane halkı çalıĢanlarının iĢe gidiĢ geliĢ toplam

masrafları

- GörüĢülen kiĢiye kentsel dönüĢüm projesi hakkında bilgi verilip verilmediği

- GörüĢülen kiĢiye kentsel dönüĢüm projesi hakkında kimin bilgi verdiği

- GörüĢülen kiĢiye kentsel dönüĢüm projesi hakkında verilen bilginin içeriği

- GörüĢülen kiĢinin kentsel dönüĢüm projesinden ne kadar zamandır haberi

olduğu

- GörüĢülen kiĢinin kentsel dönüĢüm projesine iliĢkin en baĢından fikrinin

sorulup sorulmadığı

- GörüĢülen kiĢinin proje sürecinde söz sahibi olup olmadığı

- GörüĢülen kiĢinin kentsel dönüĢüm projesi hakkında ne düĢündüğü

- GörüĢülen kiĢinin kentsel dönüĢüm projesi sürecinde ne yapmayı düĢündüğü

Page 375: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

363

- GörüĢülen kiĢinin oturduğu mahallenin/mahallelinin kentsel dönüĢüm

sürecinden nasıl etkileneceğini düĢündüğü

- GörüĢülen kiĢinin oturduğu mahallede kentsel dönüĢüme yönelik ortak bir

hareket olup olmadığı

- GörüĢülen kiĢinin oturduğu mahalle sakinlerinin kentsel dönüĢüme yönelik

tutumları hakkında ne düĢündüğü

- GörüĢülen kiĢinin kentsel dönüĢüm projesi sürecinde neler yaĢadığı

- GörüĢülen kiĢinin oturduğu mahallede kentsel dönüĢüm sürecinde neler

yaĢandığı

- GörüĢülen kiĢinin Ģu an oturduğu evin kentsel dönüĢüm sürecinde değer

kazanıp kazanmayacağı hakkında ne düĢündüğü

- GörüĢülen kiĢiye kentsel dönüĢüm sürecinde nasıl bir teklif yapıldığı

- GörüĢülen kiĢinin yapılan teklif hakkında ne düĢündüğü

- GörüĢülen kiĢinin kendisine yapılan teklifle mevcut koĢullarını

karĢılaĢtırdığında ne düĢündüğü

- GörüĢülen kiĢinin kentsel dönüĢüm projesinin baĢ aktörü olarak kimi gördüğü

- GörüĢülen kiĢinin olası bir yerel seçimde mevcut belediye baĢkanına oy verip

vermeyeceği

- GörüĢülen kiĢinin söz hakkı olsa mahallesine yönelik olarak nasıl bir

uygulama yapılmasını istediği

- GörüĢülen kiĢinin hangi koĢullarda kentsel dönüĢüm projesini kabulleneceği

Page 376: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

364

ÖZGEÇMĠġ

KiĢisel Bilgiler:

Adı Soyadı : Cem Ergun

Doğum Yeri : Ġzmir

Doğum Tarihi : 17.03.1975

Medeni Hali: Evli

Eğitim-Öğretim Yaptığı Kurumlar

Öğrenim Durumu Okulun Adı BitiĢ Yılı

Ġlkokul Hakimiyet-i Milliye Ġlkokulu 1986

Ortaokul-Lise A.Ö.D. Ġzmir Özel Tevfik Fikret Lisesi 1993

Üniversite Lisans Ankara Üniversitesi DTCF Sosyoloji 2002

Yüksek Lisans Süleyman Demirel Üniversitesi SBE

Sosyoloji Anabilim Dalı 2005

Yabancı Diller:

Fransızca (ÜDS 61.25)

Ġngilizce Orta

Bilgisayar:

Microsoft Office (Word, Excel, PowerPoint)

SPSS (Tüm Versiyonlar)

ĠĢ Deneyimi:

Görkem AraĢtırma ve Reklamcılık ġirketi (Ankara) bünyesinde saha

araĢtırmalarında süpervizör olarak görev alma (2002).

Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü‟nde AraĢtırma Görevlisi

(2004- ).

Yayınlar ve Faaliyetler

1.Alanında Yurtiçinde Yayımlanan Kitap

AyĢe Dericioğulları Ergun ve Cem Ergun, "Geleceğin Güvensiz ĠnĢası ve Sosyal

Güven(siz)lik Reformu", Bağlam Yayınları, Ġstanbul, 2009.

2.Alanında Yurtiçinde Yayımlanan Kitapta Bölüm ve Ünite Yazarlığı

Sallan Gül, S., Gül, H. ve Ergun, C. "Çıkar ve Çıkar Grupları", Felsefe

Ansiklopedisi, Cilt III, ss: 625-632, Babil Yayıncılık, Ankara, 2005.

Cem Ergun ve Hüseyin Gül "Toplumcu Belediyecilik ve Kent Kapılarını Sermayeye

Açan Anahtar Olarak Kentsel DönüĢüm", Yerel Yönetimlerde Sosyal Demokrasi, Toplumcu

Belediyecilik, Teorik YaklaĢımlar, Türkiye Uygulamaları (içinde), Ġhsan Kamalak ve

Hüseyin Gül (der.), ss: 295-332, Kalkedon Yayıncılık, Ġstanbul, 2009.

3.Uluslararası Toplantıda Sunularak Tam Metin Olarak Yayımlanan Bildiri

Cem Ergun ve Songül Sallan Gül, "Kentsel Yoksulluk ve Kadın Yoksulluğuna Çöp

Alanlarından BakıĢ", Sakarya Üniversitesi Disiplinlerarası Kadın ÇalıĢmaları Kongresi,

Sakarya, 5-7 Mart 2009.

AyĢe Dericioğulları Ergun ve Cem Ergun, "Türkiye'de Aile Hekimliği Uygulaması

ve Kadınlara Etkileri", Sakarya Üniversitesi Disiplinlerarası Kadın ÇalıĢmaları Kongresi,

Sakarya, 5-7 Mart 2009.

Page 377: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

365

4. Uluslararası Toplantıda Sunularak Özet Metin Olarak Yayımlanan Bildiri

Cem Ergun "Kent Yoksullarının Yoksullukla Mücadele Stratejisi: Enformel ĠĢ

Alanları, Isparta-Ġzmir Çöp Toplayıcılarına Yönelik Bir Alan AraĢtırması", Uluslararası Kent

ve Sağlık Sempozyumu, Bursa, 7-9 Haziran 2006.

Cem Ergun ve Songül Sallan Gül, "Kentsel Yoksulluk ve Kadın Yoksulluğuna Çöp

Alanlarından BakıĢ", Sakarya Üniversitesi Disiplinlerarası Kadın ÇalıĢmaları Kongresi,

Sakarya, 5-7 Mart 2009.

AyĢe Dericioğulları Ergun ve Cem Ergun, "Türkiye'de Aile Hekimliği Uygulaması

ve Kadınlara Etkileri", Sakarya Üniversitesi Disiplinlerarası Kadın ÇalıĢmaları Kongresi,

Sakarya, 5-7 Mart 2009.

5. Ulusal Toplantıda Sunularak Tam Metin Olarak Yayımlanan Bildiri

Hüseyin Gül ve Cem Ergun, "Mutlak Yoksulluk ve Nedenleri:Ankara

Örneği",Yoksulluk Sempozyumu, Deniz Feneri YardımlaĢma ve DayanıĢma Derneği,

Ġstanbul, 31 Mayıs-1 Haziran 2003.

Sallan Gül, S., Gül, H. ve Ergun, C. 2004, "Kentsel Yoksulluk ve Aile ", IV. Aile

ġurası, Aile AraĢtırma Kurumu, Ankara, 18-20 Mayıs 2004.

Cem Ergun, "Yerel Yönetimlerde Çöp ve Yoksulluk Sorunu", Dünden Bugüne Yerel

Yönetimlerde Yeniden Yapılanma, Yerel Yönetimler Kongresi, Çanakkale Onsekiz Mart

Üniversitesi, Biga Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi, 3-4 Aralık 2004.

Cem Ergun, "Yoksulluk ve Çöp Toplayıcıları Örneği Temelinde Enformel Sektöre

Yönelik Bir Sosyal Politika Önerisi", Türkiye'de Sosyal Hizmet Uygulamaları-Ġhtiyaçlar ve

Sorunlar, Sosyal Hizmet Sempozyumu, BaĢkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi

Sosyal Hizmetler Bölümü, Alanya, 4-6 Kasım 2004.

Sallan Gül, S., Yılmaz, C., Ergun, C. ve Alican, A. "Bir Ġkon Olarak Gül: Kentsel

Kimliğin Üretilmesinin Sembolik Anlamları", I. Ulusal Isparta Gül Sempozyumu, Isparta, 2-

3 Haziran 2005.

Cem Ergun. "Kentsel Bir Sorun Olarak Yoksulluk ve Yeni Enformel Alanlar",

KEAS'05: Kentsel Ekonomik AraĢtırmalar Sempozyumu-II, Pamukkale Üniversitesi ve

Devlet Planlama TeĢkilatı, Denizli, 13-16 Haziran 2005.

Sallan Gül, S., Dulupçu, M. A., Gül, H., Ergun, C., KiriĢ, H. M. ve Alican, A.

"YerelleĢme ve PiyasalaĢma Kent Yoksulluğuna Çare mi? Ġki Kent Temelinde

KarĢılaĢtırmalı Bir Değerlendirme", KEAS'05: Kentsel Ekonomik AraĢtırmalar

Sempozyumu-II, Pamukkale Üniversitesi ve Devlet Planlama TeĢkilatı, Denizli, 13-16

Haziran 2005.

Sallan Gül, S., Dericioğulları, A., Ergun, C. ve Gül, H. "Sosyal Devletin Tasfiyesi ve

Sağlıkta DönüĢüm Programı Çerçevesinde Aile Hekimliği Uygulaması", VI. Kamu Yönetimi

Forumu, Abant Ġzzet Baysal Üniversitesi, Bolu, 9-11 Ekim 2008.

Cem Ergun ve Hüseyin Gül, "Yerel Yönetimlerin DeğiĢen ĠĢlevleri ve Kentsel

DönüĢüm", VI. Kamu Yönetimi Forumu, Abant Ġzzet Baysal Üniversitesi, Bolu, 9-11 Ekim

2008.

Hüseyin Gül ve Cem Ergun, “KüreselleĢme, Kentler, Kentsel DönüĢüm ve

Mekandan Koparılan Ademler”, VII. Kamu Yönetimi Forumu: KüreselleĢme KarĢısında

Kamu Yönetimi Bildiriler Kitabı, ed: Hakan AltıntaĢ, KSÜ Yayınları, Sütçü Ġmam

Üniversitesi, KahramanmaraĢ, 08-10 Ekim 2009.

Page 378: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

366

Cem Ergun, "Kentsel DönüĢüm Uygulamalarında YönetiĢimin Uygulanabilirliği"

Ulusal Kalkınma ve Yerel Yönetimler, 4.Ulusal Yerel Yönetimler Sempozyumu, TODAĠE,

Ankara, 19-20 Ekim 2009.

Cem Ergun ve Hüseyin Gül, “Barınma Hakkının Ġhlal Edilme Sürecinde Kentsel

DönüĢüm Projeleri”, Sosyal Haklar Ulusal Sempozyumu II Bildiriler Kitabı, Pamukkale

Üniversitesi, Denizli, 4-6 Kasım 2010, Petrol-ĠĢ Yayını, Ġstanbul.

6.Ulusal Toplantıda Sunularak Özet Metin Olarak Yayımlanan Bildiri

Sallan Gül, S., Gül, H., ve Ergun, C. "Türkiye'de Yoksulluk Kültürü Tezlerine BakıĢ:

Ankara Örneği", Yoksulluk ve Sosyal Hizmetler, Sosyal Hizmet Sempozyumu, Hacettepe

Üniversitesi, Sosyal Hizmetler Yüksek Okulu ve Akdeniz Üniversitesi Sosyal Hizmetler

Eğitim AraĢtırma ve Uygulama Merkezi, Antalya, 9-11 Ekim 2003.

Cem Ergun, "Yoksulluk ve Çöp Toplayıcıları Örneği Temelinde Enformel Sektöre

Yönelik Bir Sosyal Politika Önerisi", Türkiye'de Sosyal Hizmet Uygulamaları-Ġhtiyaçlar ve

Sorunlar, Sosyal Hizmet Sempozyumu, BaĢkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi

Sosyal Hizmetler Bölümü, Alanya, 4-6 Kasım 2004.

Cem Ergun, “DeğiĢen Ekonomik Konjonktürde Yeni Enformel Alanlar: Ġzmir Çöp

Toplayıcıları”, Türkiye'nin Toplumsal, Siyasal ve Ekonomik DönüĢümü Konferansı, ODTÜ,

Ankara, 21-22 Ekim 2005.

Cem Ergun. "Kentsel Bir Sorun Olarak Yoksulluk ve Yeni Enformel Alanlar",

KEAS'05: Kentsel Ekonomik AraĢtırmalar Sempozyumu-II, Pamukkale Üniversitesi ve

Devlet Planlama TeĢkilatı, Denizli, 13-16 Haziran 2005.

Sallan Gül, S., Dulupçu, M. A., Gül, H., Ergun, C., KiriĢ, H. M. ve Alican, A.

"YerelleĢme ve PiyasalaĢma Kent Yoksulluğuna Çare mi? Ġki Kent Temelinde

KarĢılaĢtırmalı Bir Değerlendirme", KEAS'05: Kentsel Ekonomik AraĢtırmalar

Sempozyumu-II, Pamukkale Üniversitesi ve Devlet Planlama TeĢkilatı, Denizli, 13-16

Haziran 2005.

Sallan Gül, S., Dericioğulları, A., Ergun, C. ve Gül, H. "Sosyal Devletin Tasfiyesi

ve Sağlıkta DönüĢüm Programı Çerçevesinde Aile Hekimliği Uygulaması", VI. Kamu

Yönetimi Forumu, Abant Ġzzet Baysal Üniversitesi, Bolu, 9-11 Ekim 2008.

Cem Ergun ve Hüseyin Gül, "Yerel Yönetimlerin DeğiĢen ĠĢlevleri ve Kentsel

DönüĢüm", VI. Kamu Yönetimi Forumu, Abant Ġzzet Baysal Üniversitesi, Bolu, 9-11 Ekim

2008.

7.Hakemli Dergide Yayımlanan Teknik Not, Vaka Takdimi, TartıĢma ve Özet

Türünden Yayın

Cem Ergun, Kitap Ġncelemesi: Rosanvallon, P. 2004. "Refah Devletinin Krizi", Çev:

B. ġahin. Dost Kitabevi Yayınları, Ankara. Toplum ve Demokrasi Dergisi, Sayı:1, Eylül-

Aralık 2007.

Cem Ergun, Kitap Ġncelemesi: Ahmad, F. 2006, "Bir Kimlik PeĢinde Türkiye", çev:

Karadeli, S.C. Ġstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Ġstanbul. Toplum ve Demokrasi Dergisi,

Sayı: 2, Ocak-Nisan 2008.

Cem Ergun. Kitap Ġncelemesi: Tanyol, C. 2007, "Çankaya Dramı: Silahlı Ordu

Silahsız Ordu", Altın Kitaplar Yayınevi, Ġstanbul. Toplum ve Demokrasi Dergisi, Sayı: 3,

Mayıs-Ağustos 2008.

Cem Ergun. "Kentsel DönüĢüm ve Sulukule Çocuk Atölyesi", Toplum ve Demokrasi

Dergisi, Sayı: 3, Mayıs-Ağustos 2008.

Page 379: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

367

Cem Ergun. “Engels Konutu Günümüzde Sorun Edinseydi…”, Toplum ve

Demokrasi Dergisi, Sayı: 5, Ocak-Nisan 2009.

8.Uluslararası KuruluĢlarca Desteklenen Projede Görev Almak

UNDP ve T.C. BaĢbakanlık Sosyal YardımlaĢma ve DayanıĢma Genel Müdürlüğü

tarafından desteklenen, Songül Sallan Gül ve Hüseyin Gül yöneticiliğinde tamamlanmıĢ olan

"Sosyal Yardımlar ve ÇalıĢma Durumu: Yoksulluk Yardımları ve ĠĢgücüne Katılım ĠliĢkisi

(Poverty Assistance And Employment Study: Relations Between Social Assistance And

Labor Force Participation)" adlı Uluslararası Proje'de Asistanlık, (2006).

9. Ulusal KuruluĢlarca Desteklenen Projede Görev Almak

Süleyman Demirel Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi

Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Gül yöneticiliğinde yürütülmekte olan 1691-D-08

nolu “Kentsel DönüĢüm Sürecine DönüĢüm Alanlarından Bakmak: Ġstanbul Maltepe

(BaĢıbüyük Ve Gülsuyu Mahallesi) Örneği” baĢlıklı projede proje yardımcılığı.

Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim

Üyesi Doç. Dr. Songül Sallan Gül'ün yöneticiliğinde tamamlanmıĢ olan "Anakent-Anadolu

Kenti Yoksulluğu: Ankara-Isparta Örnekleri" projesinde proje yardımcılığı (2005).

Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim

Üyesi Doç. Dr. Songül Sallan Gül'ün baĢkanlığında tamamlanmıĢ olan 940-YL- 04 nolu ve

Yoksulluk Ve Enformel Sektör: Çöp Toplayıcıları Örneği (Isparta-Ġzmir KarĢılaĢtırması)

baĢlıklı projede proje yardımcılığı (2005).

10. Ulusal Sempozyum, Kongre, Kurs Düzenlenmesi Gibi Etkinliklerde Görev

Almak

“Türkiye'de ve Dünya'da Güncel Sosyolojik TartıĢmalar" konulu Bilgi ġöleni'nde

"Sosyolojik DüĢünmek" baĢlıklı panelde oturum baĢkanlığı, S.D.Ü. Isparta, 8-10 Mayıs

2008.

11. Alanında Bilimsel AraĢtırma ve ÇalıĢmalar Ġçin Ulusal Burs Almak

Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politikalar Merkezi Yüksek Lisans Tezi Destek

Bursu (2004).

12. Alanında Ulusal Bilimsel Nitelikli Ödül Almak

Cem Ergun ve AyĢe Dericioğulları Ergun, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler

Fakültesi Kamu Yönetimi AraĢtırma ve Uygulama Merkezi'nin düzenlediği 2008 Cahit Emre

Kamu Yönetimi AraĢtırması YarıĢması'nda "Geleceğin Güvensiz ĠnĢası ve Sosyal

Güven(siz)lik Reformu" baĢlıklı çalıĢmayla birincilik ödülü (2008).

13. Alanı Ġle Ġlgili Olarak Panel, Konferans, Seminer, Açık Oturum ve SöyleĢi

Gibi Etkinliklerde KonuĢmacı ya da Panelist Olarak Görev Yapmak

Ġzmir Yerel Yönetimler Bilgi ġöleni'nde "Kent ve Kentsel DönüĢüm" BaĢlıklı

Oturumda konuĢmacı, 17.01.2009.

Ġzmir Yerel Yönetimler Bilgi ġöleni'nde "Kent ve Katılım" BaĢlıklı Oturumda

konuĢmacı, 18.01.2009.

14. Yüksek Lisans Tezi

Yoksulluk Ve Enformel Sektör: Çöp Toplayıcıları Örneği (Isparta-Ġzmir

KarĢılaĢtırması), (Tez DanıĢmanı: Doç. Dr. Songül Sallan Gül), Süleyman Demirel

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı, 2005.

Page 380: KENTSEL DÖNÜġÜM SÜRECĠNE DÖNÜġÜM ALANLARINDAN …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00873.pdf · çalıĢmanın yapıldığı mahallelerde yaĢayan dostlar olmak üzere Hade ve Mehmet

368

15. Ġlgi Alanları

Sosyal hizmetler, sosyal politika, yoksulluk, yoksunluk, kent yoksulluğu, toplumsal

dıĢlanma, sosyal güvenlik, enformel sektör, kentleĢme, kentsel dönüĢüm, çevre sorunları.