kaybettÝklerÝmÝzle yaÞiyoruzarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İdol-27.pdf ·...

50

Upload: others

Post on 25-Jan-2020

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca
Page 2: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca
Page 3: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZ

Zaman hýzla akýp gidiyor, coþkun bir ýrmak misali, denize kavuþmak için hiç bir engel tanýmýyor. Vincisöylemiþ “akan suda ikinci defa yýkanamazsýnýz” o geçip gitmiþtir. Týpký zaman gibi, geri döndüre-mezsiniz. Ýnsan için en kötüsü, yaþamýna anlam verecek þeyleri yapabileceði güç ve þartlar oluþmuþkeno aný yaþayamamasýdýr. Bunun adý “piþmanlýk” der. Biz buna “treni kaçýrmak diyoruz”. Arkasýndanbakakalýrsýnýz.

Hayat mücadelesi hepimizi bir yerlere daðýtýyor. Bizi biz yapan bir çok parçamýzý serpiþtirip bir yerleregidiyoruz. Ama, benliðimizde bir bütün olarak nereye gidirsek gidelim, alarak yaþatýyor ve yanýmýzdataþýyoruz.

Yaþamýmýzýn ortak paydasý olan mesleðimizin hepimizi sürüklediði mekanlardaki karþýlaþmalarýmýz, ilgiodaðý olmalarý nedeniyle çoðu zaman kýsa sürerdi. Hal hatýr sormalar vakit bulursak ortak dostlardanhaberler veya ortak bir aný, hepsi bu kadar. Keþkelerin bir anlamý yok. Ayný hatalarý tekrarlýyoruz. Vefaduygularýmýz biraz zayýf herhalde. “Vefasýz insan dost, vefasýz toplum millet olamaz” özdeyiþi devam-lý yaþadýðýmýz sancýlý toplumsal olaylarýn en önemli sosyolojik nedenlerinden biri olsa gerek.

Baki Öðün, Ekrem Akurgal, Ümit Serdaroðlu ve Tahsin Özgüç hocalarýmýzý kaybettik. Onlar Türk ar-keolojisinin lokomotifi idiler. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk ve önder fakültelerinden biri olan Dil, Tarihve Coðrafya Fakültesi’nin ve Tarih Kurumu’nun büyüyüp geliþmesinde en aðýr yükü onlar taþýdý.Yüzlerce arkeolog yetiþtirdiler. Öðrencileri þimdi bir çok üniversitenin arkeoloji bölümlerini yönetmek-te, Anadolu’nun çeþitli yörelerindeki Arkeolojik Kazý Baþkanlýklarýný yürütmektedirler. Türk Arkeolojisibu önder hocalarýmýz sayesinde büyüyüp bu günkü ivmesini kazanmýþtýr. Onlara çok þey borçluyuz.Hepsini rahmetle anýyoruz, ruhlarý þad, topraklarý bol olsun. Onlarýn doldurulamayacak yerini elimiz-den geldiðince doldurmaya çalýþmalýyýz.

Bu gün biz emanet edilen bu cephede bizden sonra geleceklerin önünü açmak onlara yeni olanaklarsaðlayabilmek için mesleðimizin sorunlarý ile yakýndan ilglenmek zorundayýz. Arkeolog diplomasý ileekmeðini kazanan herkesin bu mesleðe ve mesleðin geleceðine karþý sorumluluklarý vardýr.

Yeni yasalarýn yaratacaðý yeni oluþumlarda arkeolojinin, müzeciliðin ve arkeologlarýn durumlarýnýn neolacaðý konusunda akýl aþýndýrmamýz gerekmiyor mu? Bizim dýþýmýzda mesleðimizin geleceðiniilgilendiren kararlar üretiliyor. Senelerin arkeoloji bölümleri kapatýldý, ihtisaslaþma, ancak yükseklisans yapabilme olanaðýný bulabilen kiþiler için mümkün olacak. Bakanlýk ve Genel Müdürlük idaremekanizmalarýnda yeterince temsil edilemememizin sýkýntýlarýný çekiyoruz. Bu müzelerimiz için de sözkonusu olacak, Müze Baþkaný, Ýdari Müdür, Dösim görevlileri derken müzelerin idaresinin de elden git-tiðini göreceðiz. Müzelerimizdeki eserlerin týpký Milli Saraylarda olduðu gibi makam odalarýnataþýndýðýný, yaðmalandýðýný görmemiz uzak deðil. Para getiren 19 müze ayrýldý, diðerleri YerelYönetimlere devrediliyor. Müzelerdeki putlarýn kýrýlmasý, çýplak heykellerin giydirilmesi veya depolara

SUNUÞ

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ 3

Page 4: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

kaldýrýlmasý yakýndýr. Belediye Mücavir sahalarýnda Kazý Baþkaný artýk Belediye Baþkaný, diðerlerindeise Vali olacak. Zaman zaman þahit olduðumuz kazý kapatma cezalarýna maruz kalmamýz daha da sýk-laþacak demektir. Zeugma’lar, Allionai’ler, Ýstanbul Tüp Geçitleri ve buna benzer tahribatlarýnýnçoðalacaðý kesin.

Rahmete kavuþanlarla birlikte arkeoloji mesleðinin de büyük kan kaybettiðinin farkýnda deðilmiyiz? Biraraya gelip ortak bir tavýr belirlememizin zamaný gelmedimi? Sayýn Bakanýmýz Atilla Koç ile görüþtük.Kýrýk kolunun engelleyemediði güleçliði ile yoðun iþ trafiði arasýnda bize haylý zaman ayýrdý. SayýnGenel Müdür Orhan Düzgün’ü de bu toplantýya çaðýrmýþ olmasý sorunlarý önemsediðinin bir gösterge-siydi. Tralles’li Bakanýmýzýn “Arkeolojinin Turizm’den çok alacaðý var” sözü, kazý çalýþmalarýnasaðladýðý büyük mali katký ve yaz mesaisini kazýlar ve müzelerde tespitler yaparak geçirmiþ olmasý ilearkeoloji camiasýna çok olumlu sinyaller vermiþtir.

Sayýn Genel Müdür Orhan Düzgün özlük taleplerinin hemen takipçisi olmuþ, kendisine yaptýðýmýzziyarette dökümanlarla açýk bir þekilde konuþarak arkeolog kadrolarý sorununun Ocak’ta açýlacak birsýnavla herkes için çözüleceðini, arazi tazminatlarýnýn ödenmesinin takipçisi olacaðýný ifade etmiþtir.

Mesleðimizin sorunlarýný daha geniþ tabanlý bir tartýþmaya açmak amacýyla Derneðimiz bir paneldüzenleyecektir. Meslektaþlarýmýzdan mesleki sorunlarýna sahip çýkmalarýný bir defa daha istiyor,katýlýmlarýný bekliyoruz. Saygýlarýmla

Ahmet Adil TIRPANArkeologlar Derneði

Genel Baþkaný

SUNUÞ

iDOL4

Page 5: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

Dicle Nehri üzerine kurulmasý planlanan Ilýsubarajý etki alaný içerisinde kalan Diyarbakýr ili

Bismil ilçesi ile Batman il merkezi arasýnda, DicleNehrine kuzeyden kavuþan Salat Çayý kýyýsýndayer alan Salat Tepe'de 2000-2002 yýllarýndaDiyarbakýr Müzesi baþkanlýðýnda kurtarmakazýlarý yapýlmýþtýr. Bunu izleyen iki yýl boyuncaödenek aktarýlamamasý nedeniyle çalýþýlamamýþ,2005 yýlýnda Devlet Su Ýþleri'nin desteði ile kazýlardevam etmiþtir. Ödeneklerin aktarýlmasýnýsaðlayan Kültür Varlýklarý ve Müzeler GenelMüdürlüðü'ne ve bizden ilgi ve yardýmlarýnýesirgemeyen Diyarbakýr Kültür Müdürü,Diyarbakýr Müze Müdürlüðü ve Yukarý SalatBelediyesi'ne þükranlarýmýzý sunarýz.

Önceki yýllarda kazýlan tabakalarýn bu yýlkazýlan devamlarý, Salat Tepe'nin stratigrafisininanlaþýlmasýný saðlamýþtýr. Buna göre tepedeki ilk

yerleþim katmanlarý Obeyd Dönemine aittir.Geçen yýllarda güney yamaçta açýlan basamaklýaçmanýn verdiði sonuçlara göre Obeyd höyüðüetek kesimdeki alüvyon dolgusu üzerinde 15-20 myükseklikte ve ortalama 120-150 m çapýnda yay-van bir tepe görünümündeydi. Bu höyüðün tepekýsmýndaki 8-10 m kalýnlýktaki üst tabakalar isetepenin yeniden iskan edilmesinden sonra oluþ-muþ görünmektedir.

MÖ 2. bin baþlarýnda tepenin üst kýsmý kildolgu ile düzleþtirilmiþ ve üzerine kerpiçdöþenerek bir platform oluþturulmuþtur.Platformun üzerine dere yataðýndan alýnan çakýltaþlarý ve kil ile taban döþenmiþ ve buraya iri kireç-taþý bloklardan temelleri olan kalýn kerpiç duvarlýbir yapý inþa edilmiþtir. Yapýnýn tepe üzerinin ortasýve güney kenarýnda yer alan yaklaþýk 600 m2 likbir bölümü kazýlmýþtýr. Duvarlar yassý ve kare

KAZI

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ 5

SALAT TEPE KAZISI 2005 YILI SONUÇLARI:STRATÝGRAFÝ VE ANITSAL ORTA TUNÇ ÇAÐI YAPISI

A. Tuba ÖKSE*

*Doç. Dr,. Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öðretim Üyesi

Resim 1:Orta Tunç Çaðý Yapýsýnýn Güneyden Görünümü

Page 6: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

standart kerpiçlerle inþa edilmiþtir ve kalýnlýklarý2.5 ile 3.5 kerpiç enindedir. Tepenin güneykenarýnda kýsmen 1.65 cm yükseklikte korunmuþduvarlarýn bazýlarý ikiz duvar biçiminde olduðun-dan, yapýnýn duvarlarý birbirine yaslanan birimler-den oluþtuðu anlaþýlmýþtýr. Yapýnýn güney kesimiaþýnma ve toprak kaymalarý nedeniyle tahripolmuþ, tahýl ambarlarýnýn yol açtýðý tahribat dayapýnýn planýnýn anlaþýlmasýný güçleþtirmiþtir.Bununla birlikte geniþ bir avluyu çevreleyendikdörtgen mekanlarýn varlýðý ve tabanlarýn incebeyaz sývalý olduklarý belirlenmiþtir.

Yangýn sonucu tahrip olmuþ bir mekanýnbatý duvarý önünde dairesel ahþap kayýtlarýnduvara geçirilmesi için iki girinti, bunlarýn arasýn-daki taban üzerinde onbir tezgah aðýrlýðý, bunlarýnaltýnda bir ve duvarýn dip kesiminde iki ahþapkayýt yuvasý bulunmuþtur. Bu bulgular burada bir

dokuma tezgahýnýn varlýðýný göstermektedir.Mekanýn hasýr serili tabaný üzerine yýðýlmýþ haldebulunan bir tütsü sunaðý, iki taþ kap ve on piþmiþtorak kap ile yapý yýkýntýsýndan toplanan seramiðinbüyük bölümü Orta Tunç Çaðýnda Mardin Daðlarýile Toros Daðlarý arasýnda kalan Yukarý DicleHavzasýnda yayýlým gösteren kýrmýzý-kahverengiboya astarlý kaplardan oluþmaktadýr. Bunun yanýsýra Kuzey Suriye Orta Tunç Çaðýnýn standartmonokrom seramiði ile az oranda Habur boyalýlarýve Yukarý Habur Bölgesi Erken Tunç Çaðý III-IViçin tipik koyu aðýzlý portakal rengi çanaklar ve sertpiþmiþ gri kaplar ele geçmiþtir.

Yapýnýn mekanlarý genellikle buluntu içer-mediðinden yapýnýn boþaltýlarak terk edildiði,geniþ mekanlarý dolduran kerpiç yýkýntýnýn niteliðide yapýnýn uzun süreçte eriyerek deðil de, belki birdeprem sonucu aniden yýkýldýðý izlenimini býrak-

KAZI

iDOL6

Resim 2: Orta Tunç Çaðý Yapýsýnýn Duvar Yýkýntýlarý

Page 7: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

maktadýr. Kerpiç duvarlarýn kalýnlýðý yapýnýn dýþ-tan korunaklý ve olasýlýkla birkaç katlý olabileceði-ni, kapladýðý alan da büyük bir yapý kompleksininsöz konusu olduðunu göstermektedir. Yapýnýngerek yapým tarzý ve anýtsallýðý ve gerekse kaprepertuarý bakýmýndan yakýn benzerleri YukarýDicle havzasýnda yer alan Üçtepe, Giricano,Kavuþan Höyük, Ziyaret Tepe, Kenan Tepe veHýrbo Merdan'dan bilinmektedir. Bu anýtsalyapýlarýn halka ait konutlar ya da kamusal yapýlarolmayýp, yerel idarecilerin ya da büyük topraksahiplerinin yüksek tepelere kurulmuþ konaklarýolmalýdýr.

Salat Tepede Mitanni ve Orta Asur dönem-lerine ait az sayýda seramik bulunmasý, Orta TunçÇaðý yapýsýnýn terk edilmesinden sonra tepeninGeç Tunç Çaðýnda iskan edilmediði izlenimi býrak-maktadýr.

Tepenin yeniden iskaný, Erken DemirÇaðýnda gerçekleþmiþ görünmektedir. DoðuAnadolu ve Yukarý Fýrat Havzasýndan bilinen elyapýmý yatay oluk bezekli kaba yapýmlý kaplar,kerpiç yapýnýn enkazýna açýlmýþ geniþ küllüçukurlardan elde edilmiþtir. Çaplarý ortalama 3-5m arasýnda deðiþen bu çukurlardan bazýlarýnýndiplerinde ocaklarýn bulunmasý, Erken Demir Çaðgruplarýnýn oturduðu çukur evleri akla getirmeklebirlikte, bu çukurlarýn bir duvar ya da sýva ileçevrelenmemesi, bunlarýn konut olarak kul-lanýlmýþ olabileceklerini kanýtlayamamaktadýr.Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine aitseramik veren çukurlar tepede sayýca az, Ortaçaðmalzemesi içeren çukurlar ise çok yoðundur.Bunlarýn içerisinde bulunan karbonlaþmýþ tahýl vesaman kalýntýlarý, sonraki dö-nemlerde tepe üzeri-ne tahýl ambarlarý kazýldýðýný göstermektedir. Bu

KAZI

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ 7

Resim 3: Ortaçað Tahýl Ambarlarý Arasýnda Kerpiç Duvar Kalýntýlarý

Page 8: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

ambarlar gerek Orta TunçÇaðý yapýsýný ve gerekseonun üzerindeki geç dönemduvarlarýný tahrip ettiðinden,üst yapý katlarý mimarisinintümlenmesi olanak-sýz halegelmiþtir. Bu mimari kalýntýlarküçük taþ duvar parçalarý veçok sayýda tandýr ve ocaktanoluþmaktadýr. Buna göre rüz-gar alan tepe üzerininOrtaçaðda ambarlarýn yanýsýra açýk mutfak alaný olarakkullanýldýðý, küçük duvarparçalarýnýn da hafif üst yapýlýkulübe tarzý barýnaklara aitolabileceði izlenimi edinil-miþtir.

KAZI

iDOL8

Resim 4: Orta Tunç Çaðý Yapýsý Mekanlarý

Resim 5: Orta Tunç Çaðý Yanmýþ Mekanýnda Kaplar ve Tezgah Aðýrlýklarý

Page 9: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

Tepe üzerinde saptanan en geç mimarikalýntý, pise ve kerpiç duvarlardan oluþan birim-lerdir. Yakýn zamana doðru tepenin kenar kesim-leri ile etek kesimleri mezarlýk olarak kullanýlmýþtýrve modern köy mezarlýðý da tepenin kuzeyeteðinde yer almaktadýr.

Kaynakça

Ökse, A. T. 1999. Salat Tepe 1998 Araþtýrmasý.Ilýsu ve Karkamýþ Baraj Gölleri Altýnda Kalacak

Arkeolojik Kültür Varlýklarýný Kurtarma Projesi1998 Yýlý Çalýþmalarý (ed. N. Tuna v.d.), Ankara,333-351.Ökse, A. T. v.d. 2001. Salat Tepe 1999 YüzeyAraþtýrmasý. Ilýsu ve Karkamýþ 1999, 593-642.Ökse, A. T. ve A. O. Alp 2002. Salat Tepe 2000Yýlý Kazý Çalýþmalarý. Ilýsu ve Karkamýþ 2000,645-670.Ökse, A. T. 2004. Salat Tepe 2001 Yýlý KurtarmaKazýsý. Ilýsu ve Karkamýþ 2001, 603-640.Ökse, A. T., A. O. Alp ve N. Ýnal 2004. Ilýsu Barajý-Salat Tepe 2000-2002 Yýlý Kazýlarý. 25. KazýSonuçlarý Toplantýsý I, 331-338.

Ökse, A. T. 2005. Yukarý Dicle Havzasýnda birObeid Çaðý Yerleþimi. Ýdol 24: 16-18.Ökse, A. T. ve A. O. Alp (baskýda). Salat Tepe2002 Yýlý Kurtarma Kazýsý. Ilýsu ve Karkamýþ2002.Ökse, A. T. (baskýda). Salat Tepe 2000-2002Kazýlarýnýn Stratigrafik Sonuçlarý. Belleten.Uysal, G. (baskýda). Salat Tepe PopülasyonununPaleoantropolojik Analizi. 27. Uluslararasý Kazý,Araþtýrma ve Arkeometri Sempozyumu,Arkeometri Sonuçlarý Toplantýsý, Antalya.

KAZI

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ 9

Resim 6: Boyalý Orta Tunç Çaðý Çömleði

Resim 7: Kýrmýzý-Kahverengi Boya Astarlý Orta Tunç Çaðý Çömleði

Resim 8: Erken Demir Çaðý Bardaðý

Page 10: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

Tetikom Höyük, Erzurum'un 15 km doðusunda,Pasinler'e baðlý Büyüktuy Köyü'nün yaklaþýk

2.5 km güneybatýsýnda, Erzurum-Kars karayolu-nun hemen kuzey kýyýsýnda yer almaktadýr.Erzurum Ovasý ile Pasinler Ovasý'ný birbirindenayýran 2100 m rakýmlý Deveboynu Geçidi'ninPasinler Ovasý'na inen eteðinde yer alan höyük(Resim: 1-2) jeostratejik açýdan oldukça önemli birkonuma sahiptir. Tetikom Höyük, 150 x 110 x 3 mboyutlarýnda oldukça küçük ve yayvan bir höyük-tür. Bilimsel sorumluluðum altýnda, BTC HamPetrol Boru Hattý Arkeolojik Kurtarma KazýlarýProjesi kapsamýnda 01 Temmuz-20 Ekim 2003tarihleri arasýnda yürütülen kurtarma kazýsýndaaçýða çýkarýlan Orta-Geç Demir Çaðý'na aitmezarlar bu çalýþmanýn konusunu oluþturmak-tadýr.

Tetikom Höyük'ün güney kýyýsýnda,oldukça sýnýrlý bir alanda gerçek-leþtirilen kurtarma kazýlarýndaKuzeydoðu Anadolu arkeolojisineönemli katkýlar saðlayacak veri-lere ulaþýlmýþtýr. Höyüðün güneyucundaki, A-12, A-13, Z-12 ve Z-13 açmalarýnda yapýlan çalýþ-malarda, sadece bir kýsým taþtemelleri korunmuþ yapý kalýntýlarýaçýða çýkarýlmýþtýr. Ana kayaüzerine kurulmuþ bu yapýlarýnoldukça az bir kýsmý korunduðuiçin genel planlarý tam olarakanlaþýlamamaktadýr. Buna rað-men, yapýlarýn taþ örgü tekniði veiç mimari düzenlemeleri Horom(Ermenistan) D alanýnda ortaya

çýkarýlmýþ Orta Demir Çaðý'nýn geç evresine tarih-lenen yapý kalýntýlarý1 ile karþýlaþtýrýlabilmektedir.

Höyüðün güneyinde açýða çýkarýlan yapýkalýntýlarýnýn yaklaþýk 30 m doðusunda, A-16, A-17, A-18, Z-16, Z-17, B-11 ve B-12 açmalarýnda,taþ örgülü oda mezar (M1, M2, M3, M4, M5, M6,M-10, M-11) ve çömlek mezar (M7, M8, M9)tipinde toplam onbir mezar açýða çýkartýlmýþtýr.Mezarlar dýþýnda yerleþime ait herhangi bir yapýkalýntýsýna rastlanmamýþ olmasýnýn yaný sýra, M-6dýþýndaki tüm mezarlarýn birbirine çok yakýnolmasý bu alanýn bir tür mezarlýk (Resim 3) olarakkullanýldýðýný göstermektedir. Daha batýdaki yapýkalýntýlarýnýn yaklaþýk 15 m güneybatýsýnda vemezarlýk alanýnýn yaklaþýk 40 m güneybatýsýndabulunan M-6 mezarý (Resim 4) bu konuda bir istis-na oluþturmaktadýr. Doðu-batý doðrultusunda,muhtemelen hoker tarzda yatýrýlmýþ ve aþýrý tahrip

KAZI

iDOL10

Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattý Projesi Tetikom Höyük (Erzurum)Kurtarma Kazýsýnda Açýða Çýkarýlan Orta-Geç Demir Çaðý Mezarlarý

S. Yücel Þenyurt*

* Yard.Doç. Dr. S. Yücel ÞENYURT, Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öðretim Üyesi. 06500 Beþevler Ankara/TÜRKÝYE.1 Badaljan et al. 1994: 6, 8-10, Fig.8; Toplama taþlardan yapýlmýþ duvarlarýn bazýsýnda iyi iþçilik gözlenirken bazýlarýnýnoldukça geliþi güzel yapýlmýþ olmasý bu paralelliðin önemli bir kanýtýdýr. Bkz. Badaljan et al. 1993: 21, Fig. 19.

Resim 1: Kuzeydoðudan Tetikom Höyük ve çevresi genel görünümü

Page 11: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

durumdaki iskelet dýþýnda mezara ait herhangi birbuluntuya rastlanamamýþtýr. Etrafýndaki korunmuþbirkaç taþ dizisi bu mezarýn diðerleri gibi taþörgülü bir oda mezar olabileceðini göstermektedir.

Güneye doðru eðimli anakaya üzerindeyer alan mezarlýk alanýnda yüzeyden yaklaþýk 25-30 cm derinlikteki mezarlarýn büyük ölçüde tahripedilmiþ olduðu tespit edilmiþtir. M-10 ve M-11mezarlarý içerisinde iskelet veya mezar eþyasýnarastlanmamýþ olmasý yüzeye çok yakýn olan bu ikimezarýn eski dönemlerde soyulmuþ olduðunugöstermektedir. Volkanik tüf ve irili ufaklý bazalttaþlarýyla kaplý bir alanda açýða çýkarýlanmezarlarýn antik çaðlar dýþýnda Ýran Doðal GazBoru Hattý çalýþmalarý esnasýnda da tahrip edildiði(Resim 5) anlaþýlmaktadýr. Bir kýsmý eksik iskeletkalýntýlarý, mezarlarýn çevresine daðýlmýþ mezareþyasý ve özellikle çömlekmezarlarýn neredeyse ezilmiþderecede kýrýlmýþ olmasý sözkonusu tahribatlarýn boyutlarýhakkýnda bilgi vermektedir.

Tetikom Höyük Orta-Geç Demir Çaðý mezarmimarisinin en belirgin özelliðietraflarýnýn genellikle orta veküçük boy taþlarla çevriliolmasýdýr. Herhangi birdüzeltme iþlemine rastlan-

mayan çevre taþlarýnýn, adeta alelacele yerleþti-rilmiþ izlenimi veren oldukça iri bir veya birkaçtaþla tamamlandýðý tespit edilmiþtir. Mezarlarýnetrafýnda, iskeletle neredeyse ayný seviyedeki taþdizilerinin mezar çevresini belirlemeye yönelik birdüzenleme olmadýðý, aksine, aþýrý tahribatnedeniyle üst kýsmý yok olmuþ mezar duvarörgüsünün en alt sýrasý olduðu anlaþýlmaktadýr.Nitekim, diðerlerine oranla daha derine yapýlmýþM-3 ve M-4 mezarlarýnýn (Resim 6-7) üst üstebirkaç sýrasý korunmuþ taþ örgüyle çevrili olmasýbu uygulamanýn bir çeþit oda mezar anlayýþýndankaynaklandýðýný göstermektedir. Mezarlarýn plan-larýnda ve özellikle yönlerinde belli bir kurala baðlýkalýnmadýðý gözlemlenmektedir. Genelde uzuncaoval bir plana sahip mezarlar yaklaþýk olarak 3.10-3.40 cm uzunluða ve 1.25-1.55 cm geniþliðe

KAZI

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ 11

Resim 2: Tetikom Höyük ve yakýn çevresindeki kazý merkezleri

Resim 3: Mezarlýk alaný

Page 12: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

sahiptir. Mezar boyutlarýnýn muhtemelen mezareþyasý koyma amacýyla daha uzun tutulduðuanlaþýlmaktadýr. Yetiþkin bireylere ait taþ örgülüoda mezarlardan, M-1, M-4 ve M-11 yaklaþýkkuzey-güney yönlü, M-3, M-5, M-6 ve M-10 iseyaklaþýk doðu-batý yönlüdür. Birbirine çok yakýnolmasýna raðmen mezarlarýn farklý yönlerde inþaedilmiþ olmasý bilinçli bir yön birliði kuralýnýn mev-cut olmadýðýný göstermektedir.

Mezarlýk alanýnda açýðaçýkarýlan M-7, M-8 ve M-9 mezarlarýçömlek mezar tipine (Resim 8-9)girmektedir. Yaklaþýk 30-40 cm yük-sekliðindeki, geniþçe karýnlý, kýsa vegeniþ boyunlu çömlekler çocukgömüsü için kullanýlmýþtýr. M-7 ve M-8'in aðýzlarý birer çanakla (Resim 10),M-9'un aðzý ise yassý bir taþla ka-patýlmýþtýr. Yerinde kýrýlmýþ durumdaaçýða çýkarýlan bu çömlek mezarlarýn,dik durmalarýný saðlamak amacýylaalt kýsýmlarýna iri taþlar yerleþtiril-miþtir. Çocuk mezarý olarak kullanýlan

bu çömlek ve mezar kapaðýolarak kullanýlmýþ tabaklarýnözellikle aðýz kýsýmlarýnýnkýrýk ve noksan olduðugörülmektedir. Bu uygula-madan, günlük kullaným dýþýkalan bu tür kaplarýn çocukmezarý olarak kullanýldýðý,bu amaçla özel kaplarüretilmediði anlaþýlmaktadýr.Tetikom Höyük çömlekmezarlarýnda, urne mezar-larda olduðu gibi, ölününçömlek içine yerleþtirilmesin-den sonra aðýz kýsmýnýnbüyük bir çanakla kapatýl-masý geleneðine Van Kalesi2kazýlarýnda da rastlanmýþtýr.

Tetikom Höyük Orta-GeçDemir Çaðý mezarlarýnda yetiþkin bireyleringömülü olduðu taþ örgülü basit oda mezarlar içeri-sine ölülerin hoker tarzda yatýrýldýklarý anlaþýlmak-tadýr. Gömü tarzýnda tespit edilen bu kurala rað-men ölünün mezar içerisindeki yatýrýlýþ yönününneredeyse tümüyle birbirinden farklý olduðugörülmektedir. Aþýrý tahribata baðlý olarak çoðumezarda mezar eþyasý bulunamamýþtýr. Mezarlýk

KAZI

iDOL12

Resim 4: Aþýrý tahrip edilmiþ M-6 Mezarý

Resim 5: Kazý öncesinde batýdan Tetikom Höyük ve önceki Ýran Doðal Gaz Boru Hattý tahribatý2 Bkz. Tarhan ve Sevin 1994: 849.

Page 13: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

alaný içerisinde daðýnýkolarak bulunmuþ boncuk v.b.süs eþyasýnýn bu tahribatnedeniyle etrafa daðýldýðýanlaþýlmýþtýr. Daha saðlamele geçen bazý mezarlardaise ölü gömme adetleri vetarihleme açýsýndan ipucusunan mezar eþyasýna rast-lanmýþtýr. Ýyi korunmuþmezarlardan biri olan M-3içerisinde iskeletin boyunkýsmýnda toplam 6 adet boncuk (Resim 11) elegeçirilmiþtir. Benzer boncuklar Kuzeybatý Ýran'da

Tepe Gilan ve Ghalekuti'dekiDemir Çaðý mezarlarýnda dabulunmuþtur.3 Yine nispeten dahaiyi korunmuþ M-4 mezarýndakafatasýna yakýn konumda min-yatür bir çömlek ve tahrip olmuþbronz iðne parçalarý ele geçmiþtir.Söz konusu minyatür kabýn formbenzerine Yoncatepe nekropol-ünde4 rastlanmýþtýr. En azýndandip kýsýmlarý ve içlerindeki çocukiskeletine ait bazý parçalarýn

tespit edildiði çömlek mezarlarda herhangi birbuluntu ele geçmemiþtir. M-1 ve M-2 mezarlarýesasen içinde aþýrý tahrip olmuþ iki ayrý bireyin

gömülü olduðu tek bir oda mezardýr.Bu yönüyle söz konusu iskeletlerTetikom'da çift gömü yapýlmýþ mezaranlayýþýnýn varlýðýný kanýtlamaktadýr.

Tetikom Höyük kurtarmakazýlarýnda birbirine oldukça yakýnkonumlarda açýða çýkarýlan ve buyönüyle bir mezarlýk anlayýþýnýçaðrýþtýran mezarlar içerisinde 6.10x 2.25 m ölçülerinde, etrafý bir ya dabirkaç taþ sýrsýyla çevrili, içi yassýtaþlarla döþeli geniþ bir mekan kul-laným amacý açýsýndan yeterinceanlaþýlamamýþ bir yapý durumun-dadýr. Ýçinde çanak çömlek parçalarýdýþýnda herhangi bir arkeolojikbuluntuya rastlanamayan dikdörtgenplanlý mekanýn konut amacýyla kul-

KAZI

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ 13

Resim 6: M-3 mezarý

Resim 8: M-8 çömlek mezarý

Resim 7: M-4 mezarý

3 Haerinck 1989: 457-459.4 Belli ve Konyar 2003: çiz. 53.

Page 14: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

lanýlmýþ olabileceðini gösteren, giriþ, banket v.b. içmimari düzenlemelere sahip olmadýðý görülmek-tedir. Diðer mezarlarýn boyutlarýyla karþýlaþtýrýl-dýðýnda bu mekanýn, oldukça büyük, duvarlarýnýndaha dikdörtgen görünümlü ve alt kýsmýnýn iritaþlarla özenli olarak döþenmiþ olmasý dikkat çeki-cidir. Eðer basit bir barakaya ait deðilse, ki biz dedaha çok böyle olmadýðýný düþünmekteyiz, sözkonusu mekan ya önemli bir þahsiyetin gömülüolduðu bir oda mezara veya hemen etrafýndakimezarlarla yakýn iliþki içerisindeki, ölü kültüyle ilgilibir düzenlemeye ait olmalýdýr.

Tetikom Höyük kurtarma kazýsýnda açýðaçýkarýlan az sayýdaki mimari kalýntýlar ve mezarlar-da bulunmuþ olan çanak çömlek parçalarýnýngenellikle Orta Demir Çaðý'nýn sonlarý ile GeçDemir Çaðý içerisine tarihlenebilecek formlarolduðu tespit edilmiþtir. Tetikom Demir Çaðý yer-leþmesi ve buna baðlý mezarlarý Urartu krallýðýnýnzayýflayýp yýkýldýðý ve sonrasýnda özellikle Medsiyasi gücü-nün hakim olduðu evreyle iliþkiliolmalýdýr. Göz motifli boncuklarýn Akamenit yer-

leþmelerindebol sayýdabulunmuþ ol-masýnýn yanýsýra mezarlýkalanýnda me-zar konteksidýþýna atýlmýþdurumda bu-

lunan bronz bilezikler de ayný dönem özel-likleri göstermektedir.

KaynakçaBadaljan et al. 1993: R. S. Badaljan, C. Edens, R.

Gorny, P. L. Kohl, D. Stronach, A. V. Tonikjan, S.

Hamyakjan, S. Mandrikjan, M. Zardarjan

"Preliminary Report on the 1992 Excavations at

Horom, Armenia", Iran 31: 1-24.

Badaljan et al. 1994: R. S. Badaljan, P. L.

Kohl, D. Stronach, A. V. Tonikjan, "Preliminary

Report on the 1993 Excavations at Horom, Armenia",

Iran 32: 1-29.

Belli ve Konyar 2003: O. Belli ve E. Konyar, DoðuAnadolu Bölgesi'nde Erken Demir Çaðý Kale ve Nekropolleri,Arkeoloji ve Sanat Yayýnlarý, Ýstanbul.

Haerinck 1989: E. Haerinck, "The Achaemenid (Iron Age IV)

Period in Gilan, Iran", E. Curaverunt, L. De Meyer, E.

Haerinck (Eds.), Archaeologia Iranica et Orientalis,Miscellanea in Honorem Louis Vanden Berghre I, 455-474.

Tarhan ve Sevin 1994: M. T. Tarhan ve V. Sevin, "Van Kalesi

ve Eski Van Þehri Kazýlarý 1990 Yýlý Çalýþmalarý", Belleten 62,

Sayý: 220: 843-861.

KAZI

iDOL14

Resim 9: M-9 çömlek mezarý restore edilmiþ durumda

Resim 11: M-3 mezarýnda bulunmuþ göz motifli boncuklar

Resim 10: M-8 çömlek mezarýnýn aðzýna kapatýlmýþ çanak

Page 15: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

Sualtý dünyasýnýn zengin gizemi binlerce yýldýrinsanlarýn ilgisini çekmektedir. Günümüz

teknolojik olanaklarý oldukça ilerlemesine raðmeninsanoðlu denizlerde ancak sýnýrlý derinlikleredalýþlar yapýlabilmektedir.

Sualtý dünyasýnýn insanlar tarafýndankeþfedilme istemi çeþitli mitolojilere konu olmuþtur.Mezapotomya mitoslarýnda; Sualtý derinliklerinedalan ilk kiþi, Gýlgameþ'tir. Gýlgameþ destanýnýnonuncu tabletinde Gýlgameþ'ýn nasýl daldýðýnýanlatýr.1 Antik çað Yunan mitolojisinde, Theseus ileGirit kralý Minos arasýnda bir tartýþma geçer.Theseus deniz tanrýsý Poseidon'un oðlu olduðunainanmayan krala, bunu ispatlamak için parmaðýnda-ki yüzüðü denize atar, sonra peþinden dalarakyüzüðü ve deniz tanrýçasý Amphitrite 'nin kendisinehediye ettiði altýn tacý su üstüne çýkarýr. Homeros,Ýlyada destanýnda, Hektor'un arabacýsý Kebriones'insavaþ arabasýndan vurularak düþüþünü, bir dalgýcabenzetir.2 Herodot kitabýnda Skylias adlý bir dalgýç-tan söz eder. söz eder.3 Eski çaðda birçok savaþta,

dalgýçlarýn kullanýldýðý bilinmektedir. TarihçiTukidides, Sirakuzai þehri kuþatmasýnda (M.Ö.415)Greklerin, þehrin denizle ilgisini kesmek için su altýn-da dalgýçlara, engeller yaptýrdýðýný anlatýr. Asurortostadlarýnda tulumlara tutunmuþ olarak denizsavaþlarýna katýlan askerlerin iþlenmiþ olduðunugörürüz (Resim-1). Büyük Ýskender'in Tiros kuþat-masýnda (M.Ö.332)da, dalgýçlar sualtý engellerinitahrip etmek için, keçi derisinden yapýlmýþ tulumlar-la denize dalmýþlar ve sualtý engellerini tahrip etmeyibaþarmýþlar. Büyük Ýskender'in de insaný kuru tutanayný zamanda ýþýk geçiren, Kolymhe adlý bir makineile dalýþ yaptýðý bilinmektedir. Aristo, insanlarýn belir-li bir zaman su altýnda kalmasýna yarayan gemi gibibir nesneden bahsetmektedir. Romalý tarihçi Luvius,Makedonya'nýn son kralý Perseus zamanýnda(M.Ö.179-168) zamanýnda, büyük miktarda hazi-nenin, denizden dalgýçlar tarafýndan çýkarýldýðýnýbildirmektedir. Eski çaðýn büyük denizcilik merkeziRodos'tur. Rodos yasalarýnda, dalgýçlýða ait hüküm-ler mevcuttu, bu yasalar dalgýçlarýn daldýklarý derin-

ARAÞTIRMA

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ 15

MÝTOLOJÝDE VE ESKÝÇAÐ TARÝHÝNDE SUALTI DÜNYASI

Resim1

Ahmet Adil TIRPAN*

*Prof. Dr. Konya Selçuk Üniversitesi Fen-edebiyat FakütesiDekaný, Arkeoloji Anabilim Dalý Öðretim Üyesi1 Ramazanoðlu,M., 1942

2 Ýlyada 1967.3 Herodot Tarihi,1973

Page 16: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

liklere göre, kurtardýklarý hazineninbelirli bir kýsmýnýn kendilerine veril-mesini öngörür.4

Tarihçi Plinius, (M.S. 1. yy.)bir tüp aracýlýðý ile nefes alýp veren,askeri dalgýçlardan söz etmektedir.Vegetius Renatus M.S. 385 de savaþtekniði üzerine yazdýðý bir eserinde,hava borusuyla donatýlmýþ bir dalgýçbaþlýðýnýn izahýný yapmaktadýr(Resim-2). Ünlü ressam ve heykel traþLeonardo da Vinci dalgýç donanýmýnýnve el paletlerinin resmini çizmiþtir.5

Bu çaðlarda dalgýçlarýn çokilkel cihazlarla sulara daldýklarý bilin-mektedir. Çoðu ortasý delik bir taþý,ayaklarýna veya kollarýna geçirereksuya atlýyorlar, taþýn aðýrlýðýndan hýzladibe dalýyorlardý (Resim-3). Diptenyukarýya rahat çýkmak için de, kullandýklarý taþý dibebýrakarak su üstüne çýkýyorlardý.

Fatih Sultan Mehmet Ýstanbul'un fethindedalgýçlardan da yararlanmýþtýr. Sultan Abdülazizdevrinde, Türk donanmasýndaki dalgýçlar sayý veyetenek bakýmýndan, diðer donanmalarýn dal-gýçlarýndan daha üstündür. Teknolojinin geliþmesi,insanlarýn sualtýný tanýma istekleri, deðiþik bilim dal-larýnýn su altý araþtýrmalarý ve spor amaçlý dalýþlarýn

yapýlmasý ülkemizde, sualtý faaliyetleri-ni geliþtirmiþtir.

Ülkemizde yapýlan sualtý arkeolojiçalýþmalarýnýn gerekliliði ve geliþiminebakýlacak olursa: Denizcilik tarihi, yak-laþýk dört bin yýl önce Akdeniz'debaþlamýþtý ve Anadolu Antikçaðdanbugüne önemli deniz yollarýnýn buluþ-ma noktasýydý. Bu yoðun trafik içindekýyýlarýmýz binlerce batýk gemiyledoldu.

Tümü arkeologlar tarafýndan kazýlanilk antik batýk Antalya'nýn Fenike ilçesiyakýnlarýndaki Gelidonya Burnundakeþfedilen ve yaklaþýk üç bin iki yüzyaþýndaki Tunç Çaðý gemisidir. Bukazýdan önce dünyada antik batýklarüzerine bir takým çalýþmalar mevcuttu.Ancak bu çalýþmalar arkeolojik anlam-

da yetersiz çalýþmalardý.1960 yýlýnda baþlayanGelidonya kazýsýnda, týpký karadaki arkeo-lojikkazýlar gibi bilimsel teknikler sualtýnda da uygulandý.Bu tarihten sonra sualtý kazýlarý arkeologlar tarafýn-dan yürütüldü. Türkiye böylece modern sualtý arkeo-lojisinin doðduðu yer oldu; keþfedilen her bir batýðýnkazýsýnda yeni yeni teknikler uygulandý. Tüm buçalýþmalar sayesinde geçmiþ zamanlarýn kalýntýlarýbozulmadan su üstüne taþýnabildi.6

Ülkemiz denizleri tarihin her döneminde hertürlü geminin battýðý bir mekân olmuþtur. Sualtýndakiarkeolojik zenginliklerimiz insanlýk geçmiþinin sýr-larýný ayrýntýsýyla göstermektedir.

Bizler sualtý arkeolojisine gereken önemiverirsek insanlýðýn denizlerdeki geçmiþi daha kolayanlaþýlýr hale gelecektir. Bunun içinde KültürBakanlýðýnýn konu üzerine eðilmesine, Üniversitele-rimizde bu konuda eðitim verilmesine ve eðitimlisualtý arkeologlarýnýn yetiþmesine çok ihtiyaç vardýr.

Kaynakçalar- Resimler Alpözen, O., "Sualtý Arkeolojisi", Ak YayýnlarýKültür Kitaplarý Serisi,1 (Ankara1975) den alýnmýþtýr.1-Alpözen, O., "Sualtý Arkeolojisi", Ak Yayýnlarý KültürKitaplarý Serisi,1 (Ankara1975),5-282-Alpözen, O., "Sualtý Arkeolojisi", Ak Yayýnlarý KültürKitaplarý Serisi,1 (Ankara1975),5-283- www.atlasmobidik.com (04.13.2004)4- Ramazanoðlu, M., Gýlgameþ Destaný , (Ýstanbul-1942)5- Herodotos- Herodot Tarihi, Çev. Perihan Kuturman (Ýstan-bul 1973)6- Homeros- Ýlyada, Çev. Azra Erhat- A. Kadir (Ýstanbul 1967)

ARAÞTIRMA

iDOL16

Resim 3

4 Alpözen 1975, 6 vd.5 Alpözen 1975, 6 vd.6 ww.atlasmobidik.com (25.11.2005)

Resim 2

Page 17: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

Tyraion antik kenti arkeoloji literatüründe,KONYA/Ilgýn ilçesinin Antik Dönemdeki adý

olarak kabul görmektedir. Strabon'un kayýtlarýnda veXenophon'un 'on binlerin dönüþünde' deðindiði bukent, Klasik Dönem ve sonrasýnda, Tyropoion veAntigous Hisarý olarak ta zikredilmiþtir.

Strabon, uðradýðý yerlerde çoðu zamanayrýntýlar verirken, tam bu noktada sadeliði tercihetmiþ, Xenophon da Tyraion'da geçirdikleri 3 günlüksüreyi ve Kyros'un ordusuna yaptýrdýðý tatbikatýanlatarak kent için sadece "büyük bir þehirdir"1

demekle yetinmiþ. Tyraion'a dair ipuçlarý vermeyenbu sadelik, araþtýrmacýlarý antik ticaret yollarýüzerinde antik ismi belirsiz kalan Ilgýn ilçesininTyraion olabileceði varsayýmýna götürmüþtür.Paroreia bölgesinde detaylý araþtýrmalar yapmýþolan Ramsay, Tyraion'un Ilgýn olabileceðinisöylerken, kentle birlikte anýlan kalenin yerini tespitedemeyince, Ilgýn'dan 17 Km. ilerideki Kaleköy'dekikaleyi iþaret ederek burasý olabilir2 tanýmlamasýnýyapmýþtýr. Gerçekte kalenin Kent merkezinden 17km. ileride olamayacaðý Ramsay tarafýndan dabiliniyor olmalýdýr ancak, geride eser býrakmamýþ birantik kent görünümünde olan Tyraion'un, baþka biryerde olabilirimi sorusunu da düþünmüþ olmalýdýr .

1932 Yýlýnda Ilgýn'da Lagenia'lýlardan sözeden bir yazýt bulan Calder, buranýn gerçekte birLageina kenti olduðu, Ilgýn isminin de buradangeldiði tezini ortaya koyunca, baþlangýçta Tyraion'unIlgýn olma olasýlýðýný araþtýran Ramsay dahi bugörüþe uymuþ, bir yazýsýnda Konya istikametinedoðru 37 km mesafede olan bu günkü KadýnhanýÝlçesine baðlý, eski ismi Dýraðan yeni ismi Söðütözüolan yeri önermiþtir.3 Ayný bölgede araþtýrmalaryapmýþ olan Honigmann da bu teze uymuþtur.W.Ruge ise, antik dönemdeki bu yerleþkenin ticaretyollarýndan bu kadar uzakta olamayacaðýný,Tyraion'da ordusuna tatbikat yaptýran Kyros'unarkasý yamaca bakan, önü ovaya benzeyen birdüzlüðü kullandýðýný, antik kaynaklarda Tyraion'un

Thymrion/Akþehir/Ulupýnar'a 1, Ýconium/Konya'ya 2birim oranýnda bir konumda gösterildiðini hatýr-latarak bu görüþe karþý çýkmýþ ve Tyraion'un neredeolacaðý konusunu açýklayamadan durumu yeni birbelirsizliðe sürüklemiþtir.

Strabon Tyraion'un, Thymbrion/bugünküAkþehir Ýlçesi Ulupýnar Köyü'ne 1, Ýconium/Konya'ya2 oranýnda yer aldýðýný, toplam mesafenin ise 1000stadion yani 180 km. olduðuna iþaret etmektedir.Ilgýn konumu gereði tam ortada kalýrken, bahsigeçen Dýraðan/Söðütözü ise Konya'ya daha yakýnkalmakta, her iki yer de ölçüye uymamaktadýr. Özel-likle bir kale ile birlikte anýlan Tyraion antik kentininIlgýn olduðu varsayýldýðýnda, kale yapmaya uygunbir arazisi bulunmamasý, antik kent kalýntýlarýnýnolmayýþý ortada bir boþluk býrakmaktadýr. O halde;antik kaynaklardaki ölçüye uymayan, Calder'in man-týklý bir þekilde bulduðu yazýt ile Ilgýn'ýn eski ismininbaþka olabileceðini söylemesine raðmen,

1) Tyraion neden burasý olarak kabuledilmektedir?

2) Eðer burasý deðilse neresidir?Daha doyurucu bir açýklama yapmadan

önce, Strabon'un þu tanýmlamasýný irdelemekgerekir. 'Paroreia'nýn baþlangýcýndaki Holmiy'egelinir ki, Karura'dan sonra burasý 920 stadiondur.Paroreia'nýn sonlarýna doðru Lykaonia'nýn yakýnýndaPhilomeliondan Tyraiona 500 den biraz fazladýr. 'Araþtýrmacýlarýn bu tanýmlamada Philomelion'danTyraion'a 500 stadion yani 90 km olarak düþünmeleriyanýlgýdýr. Kanýmca, biraz yuvarlak olan bu tanýmla-mada, Holmi/Afyon-Çay ile Tyraion arasý kaste-dilmektedir. 90 Km.lik bu mesafe Holmi/Çay ilebugünkü Konya/Doðanhisar arasý mesafenin ta ken-disidir. Burada, Tyraion'u Doðanhisar olarak varsay-dýðýmý da belirtmiþ oldum. Bir baþka ölçüm ilegörüþümü desteklemem gerekirse; Tyraion'unThymbrion-Ýconium arasýndaki konumunun 1'e 2olduðunu inceleyecek olursak, Holmi/Çay-Thymbrion/Akþehir Ulupýnar arasý mesafe olan 50km.yi çýkarmamýz gerekecek çünkü baþlangýcýThymbrion yapmamýz gerekmektedir. Gerçektenölçümü tam 50 km. olan bu mesafe çýkarýldýktan

ARAÞTIRMA

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ 17

TYRAIONOkay SÜTÇÜOÐLU*

*Ars. Gor. erdogan aslan Selcuk Universitesi Fen-Edebiyat FakultesiSualti Arkeolojisi A.B.D. Kampus. [email protected]&[email protected]@gmail.com

Page 18: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

sonra, Thymbrion/Ulupýnar-Tyraion/Doðanhisararasý 50 km. Tyraion/Doðanhisar-Ýconium/Konyaarasý 100 km ölçülebilmektedir. BöyleceTyraion'un 1'e 2 oranýný yakalanmaktadýr. Buinceleme Ilgýn'a uyarlandýðýnda ise Ilgýn her iki nok-taya 1'e 1 oranýnda kalmaktadýr.

Yukarýdaki sorularý yalýnca cevaplamakgerekirse;

1) Tyraion hala Ilgýn olarak kabul edilmekte-dir çünkü; Ramsay, Honigmann, Hamilton ve RugeDoðanhisar'da lokal araþtýrmalar yapmamýþlardýr.Onlarýn araþtýrmalarý esnasýnda virane bir yapýdaolan Doðanhisar nerede ise bir köydü. Yine buaraþtýrmacýlar antik ticaret yollarý ile ilgilenirken,ýsrarla bugünkü Çay-Akþehir-Ilgýn-Kadýnhaný-Konyayolunu vurgulamýþlardýr. Türk bilim adamlarý bölgeile ilgili araþtýrmalarýnda, baþvuru kaynaðý olarakonlarýn araþtýrmalarýný temel kabul etmiþler,Doðanhisar'da bir araþtýrma yapmamýþlardýr.Cumhuriyet döneminden sonra imar yapýsý ivmekazanan Doðanhisar'da, buna paralel olarak ortayaçýkan stel-lahit ve yazýtlar dikkat çekti ise de, kaydaalýnmanýn ötesinde bir araþtýrma gereksinimi doð-mamýþtýr.

2) Tyraion benim araþtýrmalarýma göreDoðanhisar'dýr. Kent ismindeki Hisar eki eski kaleyapýsýna iþaret ettiði gibi, arazide kendiliðinden oluþ-masý mümkün olmayan, yamaçlarýn tesfiye edilme-siyle oluþturulmuþ 3 kale alaný vardýr. Bunlardanortadaki Akrapol alanýdýr ki halk buraya Sarayyakademektedir. Akrapol varsaydýðým alanýn 1000 m.karþýsýnda 120 m. çapýnda tam daire planlý 5 m. tepeyüksekliði olan bir tümülüs vardýr. Benim 'karþýakrapol' diye isimlendirdiðim bu tümülüs aynýzamanda bir kavþak rolündedir). Akrapol alaný iletümülüs arasýndaki çizgi agorayý da çizmektedir. Bugün bu çizginin üzerinde oturan mahallenin 'PazarMahallesi' olarak isimlendirilmiþ olmasý dikkat çeki-cidir. Akrapolün eteklerinde yamacýn yontulmasý ileoluþturulmuþ olan ve muhtemelen Antik YunanDönemine uzanan 2 paradoslu bir Theatron vardýr.Bu alanda cumhuriyet dönemine kadar halk gösteri-leri yapýldýðý bilinmektedir. Yine þehir içinde RomaDönemi hamam kalýntýsý ve temel kalýntýlarý mevcut-tur. Tiyatro ile Akrapol alanýnýn arasý muhtemelNekropol alanýdýr.

Doðanhisar'ýn antik kent mimarisi bunlarlasýnýrlý deðildir. Yüzeyde mevcut çok sayýdaki mimariparçanýn büyük çoðunluðu þponyel malzeme olarakkullanýlmýþtýr. Halen sokaklarda duran steller, kaideve diðer mimari parçalar vardýr. Asýl kalýntýlar iseþehrin, özellikle Akrapol-Nekropol alanlarý ve DereözMahallesinin altýnda yatmaktadýr. Ýlçe halkýnýn ortayaçýkan parçalarý kimseye göstermeden yok edebilme-si, inþaatlarda çýkan parçalarýn ketumca tekrargizleniyor oluþu, ilçenin mülki sýnýrlarý içinde devameden sayýsýz kaçak kazýnýn sýr vermeden sürüyoroluþu (trajikomik olsa da) alkýþa layýktýr.

Doðanhisar ilçe merkezindeki antik kentmimarisi ve ögeleri baþlýbaþýna bir araþtýrmakonusudur. Etrafýndaki hüyüklerin durumlarý veticaret yolarýndaki konumu ise gerçek ticaret yolununbelirlenmesine yardýmcý olacaktýr. Netice olarakortaya konacak tez, Tyraion'un kimliðini belirleyeceðigibi Paroreia'dan geçen ticaret yollarýný gösterir ha-ritalarýn da deðiþmesine neden olacaktýr.

ARAÞTIRMA

iDOL18

Harita: 1. Doðanhisar'ýn Antik kent yapýsýnýn ve günümüzdurumlarýnýn haritaya uyarlanmasý.

1) Yüðtepe (Yüðdibi)2) Dereöz (Karmeios) Deresi3) Akrapol (Sarayyaka)4) Tiyatro (Mezarlýk)5) 1. Sur alaný (Lojman Yeri)6) 2. Yaþam alaný (A.ocatepe)7) Nekropol alaný

8) Eski Beyþehir Yolu9) Hamam Yeri (Belediye)10) Agora alaný (Pazar Mah.)11) Roma Dönemi TemelKalýntýsý)12) Akropol arasý (Boyun)

Page 19: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

Akþehir'den geçip Ilgýn'dan devam edengünümüz Konya-Afyon Karayolu makul ve cazip gibigörünse de, yolculuðu Klasik Dönem ve öncesi þart-larýný düþündüðümüzde tercih edilecek bir yol ola-mazdý. Her þeyden önce bu yolu ýlgýndan deðildeDoðanhisar'dan geçirdiðinizde 35 km. gibi bir günlükbir yürüyüþ kazancý saðlanmaktadýr. Ilgýn'dan geçenyol hem uzun hem de çöl sayýlabilecek, derecede sukaynaklarýndan yoksundur. Doðanhisar'dan geçenyol ise Konya'ya kadar akarsu kenarýndan devametmekte, ve doðal olarak yol üzerinde bir çok yer-leþim yerine ve hüyüðe rastlanýlmaktadýr. Daðlýk biralandan geçen bu yol vadi boyunca devam ettiðin-den eðim taþýmamaktadýr. Konya'ya kadar düzolarak devam eden bu yolun tek dezavantajý dar vesaldýrýya müsait oluþudur. Bu sorun ise þu þekilde

çözümlenmiþ olmalýdýr. Geniþ bir ilerleme miðferinegereksinim duyan ordularýn yürüyüþleri Ilgýn'dangeçen ova yolundan olurken, ticaret kervanlarý isegüvenli koþullarda Doðanhisar'dan geçerek zamankazanmakta olmalýdýr. Bu yolun aktif oluþu iseAnadolu topraklarýnýn huzur bulabildiði dönemboþluklarýnda gerçekleþmiþ olmalýdýr.

Dipnotlar :1 XENOPHON, Onbinlerin Ric'ati, çev:Hayrullah ÖRS, RemziKitabevi, Ýst., 1939, S: 1/82 RAMSAY W.M. Anadolu'nun Tarihi Coðrafyasý, Çev, MihriPEKTAÞ, 1960, Milli Eðitim Basýmevi, Ýst. s:394/133 UMAR Bilge, Türkiye'deki Tarihsel Adlar, Ýnkýlap Kitabevi,Ankara, 1993, s:806 4 Strabon, Antik Anadolu Coðrafyasý (Kitap:12-13-14), Çev:Prof.Adnan PEKMAN, Arkeoloji Ve Sanat Yayýnlarý, Ýst.,2000, s:241.

ARAÞTIRMA

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ 19

Harita 2: Frigya Paroreia bölgesine ait günümüz fiziksel haritasý. Not:Yollar belirginleþtirilmiþtir.

1-Holmi/Çay2-Midas Menba/Thymbrion/Ulupýnar3-Philomelion/Akþehir4-Aghayit/Üçhüyük5-Hadrianapolis?/Koçaþ6-Tyraion/Doðanhisar7-Ruus/Baþköy

8-Kaballa/Çiðil9-Derbent10-Argýthaný11-Kadýnhaný12-Lageina/Ilgýn13-Kaleköy

Page 20: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

Bu yazýda, Kültür ve Turizm Bakanlýðý, KültürVarlýklarý ve Müzeler Genel Müdürlüðü'nün, izin

verdiði yüzey araþtýrmalarýyla ilgili politikalarýna birgöz atmak, zaman zaman tartýþma konusu olan veçözüm bulunamayan bazý uygulamalarý burada dilegetirmek, týkanýklýk yaratan bu konularý tartýþmayaaçmak, amaçlanmýþtýr.

Her þeyden önce Yüzey araþtýrmalarýnýnöneminin vurgulanmasý gerekir. Paleolitik Çað'danOrta Çað'a kadar çeþitli medeniyetlerin kalýntýlarýylaher bölgesi dolu olan Ülkemizin, tam anlamýyla birkültür envanteri bile çýkarýlamamýþtýr. En sonteknolojiler de kullanýlarak sistemli bir þekilde yapýla-cak yüzey araþtýrmalarýna, yapýlan arkeolojikkazýlardan daha çok gereksinim vardýr. Bugünülkemizde kazýlarý yapýlan bir çok önemli merkezin,bu yüzey araþtýrmalarýyla saptanýp kazýldýðýný daunutmamak gerekir. Yine sýk sýk kiþi ve kurumlarcadile getirilen kültür varlýklarýyla ilgili yapýlan tahribat-larýn, kaçak kazýlarýn ve bu nedenlerden dolayý yokolup giden bir çok arkeolojik yerleþim yeri ve anýt-larýn denetlenmesi ya da saptanmasýnda da yüzeyaraþtýrmalarýnýn katkýsý yadsýnamaz.

Bu baðlamda, yüzey araþtýrmalarýyla ilgili ikikonu üzerinde durmakta yarar vardýr. Bunlardan bi-rincisi yüzey araþtýrmalarýnýn Genel Müdürlüðümüz-ce mali yönden desteklenip desteklenemeyeceði;diðeri ise yüzey araþtýrmalarýna izin vermek için,tekrar bazý kiþilerden izin alýnmasý konusudur.

Öncelikle birinci konuyu irdeleyelim. 2863Sayýlý Kültür ve Tabiat Varlýklarýný KorumaKanunu'nun 35. maddesi þöyle der: "Bilimsel ve maliyeterliði Kültür Bakanlýðý’nca takdir ve kabul olunanTürk ve yabancý heyet ve kurumlara araþtýrma izniKültür Bakanlýðý tarafýndan, sondaj ve kazý yapmaizni Kültür Bakanlýðý’nýn teklifi üzerine, BakanlarKurulu kararý ile verilir".

Demek ki bu maddeye göre KültürBakanlýðý’ndan maddi destek almadan, finans soru-nunu çözen kiþi ve kurumlar araþtýrma, sondaj vekazý yapabilirler. Ancak, madde böyle demesinekarþýn, Bakanlar Kurulu kararý ile Türk bilimadamlarý tarafýndan yapýlan arkeolojik kazýlarýntümü, az ya da çok Kültür ve Turizm Bakanlýðý'nýnbütçe olanaklarý ölçüsünde desteklenmektedir. Herne kadar Bakanlýkça birkaç tane araþtýrmanýn

desteklendiði biliniyorsa da, genel olarak yüzeyaraþtýrmalarýna maddi yönden destek verilmemesigelenek haline gelmiþtir. Buna karþýn GenelMüdürlüðümüzün 1990'lý yýllara kadar araþtýrmalara870 kaleminden belirli bir miktarda destekte bulun-duðu da unutulmamalýdýr. Yasanýn bu maddesinegöre "kazýlar desteklenir, yüzey araþtýrmalarý destek-lenmez" gibi bir anlam çýkarmak ise yanlýþtýr veyapýlan ise çifte standarttan baþka bir þey deðildir.Gerçi Kültür ve Turizm Bakanlýðý, Kültür Varlýklarý veMüzeler Genel Müdürlüðü'nün çok kýsýtlý olanbütçesini arkeoloji camiasýnda bilmeyen yoktur. Bunedenle Genel Müdürlüðümüzün bu uygulamasýanlayýþla karþýlanmakta ve yüzey araþtýrmalarý içinçoðu kiþi tarafýndan ödenek talep edilmemektedir.Ancak burada hemen baþka bir konuya açýklýkgetirmekte fayda vardýr.

Ülkemizde 1960 yýllardan itibaren yapýlanbaraj projeleri ve bu projeler kapsamýnda yapýlanyüzey araþtýrmalarý ve kurtarma kazýlarý, Türkiyearkeolojisine ve kültür envanterine büyük katkýlarsaðlamýþtýr ve halen de saðlamaktadýr. Bu projelerinyönetimi ya da organizasyonu, genelde üniversite-ler, üniversitelerin araþtýrma enstitüleri gibi diðerkurumlarý tarafýndan yapýla gelmiþtir. Baraj pro-jelerinin finansmaný ise D.S.Ý ve GAP gibi kurumlar-ca saðlanmaktadýr. "Yüzey araþtýrmalarý desteklen-mez" mantýðýyla baraj projelerinde yapýlan araþtýr-malarýn desteklenmemesi ise gerçekten anlaþýlýrdeðildir. Zira, Bakanlýðýn ya da Genel Müdürlüðünkendi bütçesinden bu araþtýrmalara ödenek aktar-masý diye bir durum söz konusu olamaz.

Bu durumu somut bir örnekle açýklamakbelki konunun daha iyi anlaþýlmasýna katkýda bulu-nacaktýr. Örneðin; Dicle Nehri üzerinde yapýlacakolan Ilýsu Barajý projesi kapsamýnda benim yaptýðým"Paleolitik Çað Yüzey Araþtýrmasý" 2000 ve 2001 yýl-larýnda, o zaman bu projeyi yürüten ODTÜ-TAÇDAMtarafýndan maddi açýdan desteklenmiþti. Daha sonrabir takým sorunlar nedeniyle söz konusu kurumdanbu proje yürütücülüðü alýnmýþ ve projeninyürütücülüðünü Kültür Varlýklarý ve Müzeler GenelMüdürlüðü almýþtýr. Bu arada 2 yýl yani 2003 ve 2004yýllarýnda proje kapsamýnda yapýlan çoðu araþtýrmave kazý sekteye uðramýþ ve 2 yýllýk bir süreç boþageçmiþtir. Bu süreç içinde proje kapsamýndaki çoðukazý ve araþtýrma yapýlmazken, söz konusu araþtýr-

GÖRÜÞ

iDOL20

YÜZEY ARAÞTIRMALARI POLÝTÝKALARI ÜZERÝNE…Doç. Dr. Harun TAÞKIRAN*

* Doç. Dr. Dil Tarih-Coðrafya Fakültesi öðretim üyesi

Page 21: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

ma Ankara Üniversitesi’nden alýnan çok az birödenekle ve çok büyük sýkýntýlarla, araþtýrmanýntamamlanmasý için yürütülmeye çalýþýlmýþtýr, ancaktamamlanamamýþtýr. Buna karþýn, 2005 yýlýnda D.S.ÝGenel Müdürlüðü tarafýndan aktarýlan ödeneklealandaki kazýlar Genel Müdürlüðün yönetiminde vemaddi desteðiyle yeniden baþlatýlýrken, alandayapýlan yüzey araþtýrmalarýna yine ayný mantýklamaddi destek verilmemiþtir. Dolayýsýyla GenelMüdürlüðümüzün yüzey araþtýrmalarýyla ilgili bupolitikasýný, en azýndan Ilýsu Barajý gibi kurtarmaprojelerinde yeniden gözden geçirmesinin, projekapsamýnda baþlatýlan kazý ve araþtýrmalarýntamamlanmasý açýsýndan zorunlu olduðunu düþün-mekteyiz.

Diðer bir konu ise araþtýrma izinlerinin veril-mesinde yaþanan sýkýntýlardýr. Araþtýrma izinleri2863 Sayýlý Yasanýn 35. maddesi ve "Kültür veTabiat Varlýklarýyla Ýlgili olarak Yapýlacak Araþtýrma,Sondaj ve Kazýlar Hakkýnda Yönetmelik" in 6. mad-desine göre Bakanlýkça verilir. Ayrýca, ayný yönet-meliðin 5. maddesine göre de araþtýrma yapacaklar-da aranan nitelikler belirtilir.

Buna karþýn araþtýrma izinleri verilirken, ne2863 Sayýlý Yasada ne de söz konusu Yönetmeliðinilgili maddelerinde hiçbir þekilde açýk bir ifade yeralmazken, araþtýrma yapýlacak alanlarda daha önceizin almýþ olan kiþi ve kurumlardan izin alýnmasýgerektiði konusu ortaya çýkmýþtýr. Bu bir anlamdaetik açýsýndan doðru gibi görülebilir. Ancak araþtýrmaizni için yasaya göre tüm istenenleri yerine getirmiþbir kiþinin, araþtýrma yapýlacak alanda daha önceizin almýþ kiþi ya da kiþilerin kiþisel kaprisleriyleaðzýndan çýkacak "hayýr" veya "olmaz" gibi sözcük-lere baðlý kalarak izin alamamasý, daha doðrusuGenel Müdürlüðümüzün iyice araþtýrma yapmadanbu ifadelere baðlý kalarak araþtýrma izni vermemesigerçekten üzerinde ciddiyetle durulmasý gerekenönemli bir konudur. Evet bir alanda daha önce izinalmýþ bir kiþinin araþtýrma yaptýðý ayný konuda, ikin-ci kez birisi izin istiyorsa bu etik açýdan doðrudeðildir ve izin verilmemesi gerekir. Ancak ayný alan-da baþka bir konu üzerine araþtýrma yapmak isteyenbir kiþiye, yukarýda deðindiðimiz nedenlerden dolayýizin verilmemesi de etik açýsýndan doðru deðildir.Konuyu çok çarpýcý bir örnekle açýklamakta yararvardýr.

Hatay Ýli ve çevresinde bugün kazý vearaþtýrmalar yapan çok deðerli bilim insanlarý vardýr.Bu alanda araþtýrma yapmak için defalarca Genel

Müdürlüðümüze baþvuruda bulunan bir diðeraraþtýrmacý da Yard. Doç. Dr. C. Merih EREK'tir.Sayýn Erek bu çevrede kendi uzmanlýk alaný olan"Paleolitik Dönem" üzerine bir yüzey araþtýrmasýyapmak istemektedir. Araþtýrma yapmak için yasa veyönetmeliklerde istenen tüm þartlara da haizdir.Ancak tüm baþvurularýna karþýn bir türlü araþtýrmaizni alamamaktadýr. Nedeni Bakanlýðýmýz, KültürVarlýklarý ve Müzeler Genel Müdürlüðü'nün Hatay Ýlive çevresinde kazý ve araþtýrmalar yapan üç kiþiyani Prof. Dr. Aslýhan Yener, Prof. Dr. Marie-Henriette Gates ve Prof. Dr. Erksin Güleç'ten, C.Merih Erek'in bu çevrede araþtýrma yapýp yapama-yacaðý konusunda izin istemesidir. Bu kiþilerdenSayýn Yener ve Sayýn Gates olumlu görüþbildirmiþlerdir. Sayýn Güleç'in nasýl bir gerekçe gös-terdiði bilinemez ama görüþü olumsuz olmuþtur veSayýn Erek'e yine araþtýrma izni verilmemiþtir. GenelMüdürlüðün iki olumlu görüþe raðmen yine de sözkonusu kiþiye araþtýrma izni vermemesi hangi man-týkla açýklanabilir. Üstelik Sayýn Erksin Güleç birPaleoantropologtur ve bu alanda (ki araþtýrma yap-mak için baþvurulan alan doðrudan Güleç'in araþtýr-ma yaptýðý alanla da birebir iliþkili deðildir) araþtýrmayapacak olan kiþi bir Prehistoryendir. Burada yapýlanyanlýþ, Araþtýrma, Sondaj ve Kazýlar HakkýndaYönetmeliðin 5. maddesinde de belirtildiði gibiuzmanlýk alaný olmamasýna karþýn, Sayýn ErksinGüleç'e, yaptýðý araþtýrmanýn ya da kazýnýn adý neolursa olsun, içerik açýsýndan prehistorya'yýilgilendiren bir araþtýrma ve kazý izni verilmesidir.Genel Müdürlüðümüz bu yanlýþý düzelteceði yerde,Sayýn Erek'e prehistorik araþtýrma izni vermeyipyaptýðý yanlýþa bir yanlýþlýk daha eklemektedir. Neyazýk ki, Sayýn Erek Hatay Ýlinde bulunan MustafaKemal Üniversitesi’nin bir öðretim üyesidir ve üniver-sitesinin olduðu bir alanda yüzey araþtýrmasý yapa-mamaktadýr. Ülkemizin il il hatta bölge bölge parsel-lenmesinin ve farklý konularda araþtýrma yapacakkiþilerin bu þekilde engellenmesinin, ülke arkeoloji-sine getireceði faydadan çok zararý vardýr.

Sonuç itibariyle, araþtýrma izni verme yetkisitamamen Bakanlýk ve dolayýsýyla Genel Müdürlükteise de, bu yetki Genel Müdürlüðümüzce doðru birþekilde kullanýlamamaktadýr. Araþtýrma izinleriyleilgili yukarýda deðindiðimiz bu iki önemli konuhakkýnda Bakanlýðýmýz Kültür Varlýklarý ve MüzelerGenel Müdürlüðü'nün uygulamalarýný yeniden göz-den geçirmesi ve kimsenin etkisinde kalmayarakdoðru bir þekilde karar vermesi gerekmektedir.

GÖRÜÞ

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ 21

Page 22: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

Prof. Þahinbaþ ve Prof. Bediz'in kendi derslerindeArkeoloji Bölümü burslu öðrenci alacak duyuru-

larý; hocamýz Prof. Akurgal'ýn kapýsý önünde sevgiliÜmit Serdaroðlu ile karþýlaþmamýz, yarým asrý aþa-cak arkadaþlýðýn-dostluðun çekingenliklerlebaþlayan ilk günleri oldu. O, kendince; 1950'li ve60'lý yýllarýn Ankara'sýnýn en büyük matbaasýnýnsahibinin oðlu olarak baba parasý almadan hoþ-landýðý bir tahsili yapacaðý hesabýný yapýyormuþ;ben de o günler için arkeolojiyi bir araç görerek bursalabileceðim akordeona sahip olabilme hayalleriiçindeydim. Rahmetli Akurgal Ümit'i yakýþýklý bul-duðu ve iyi dil bildiði, ayrýca ailesinin olanaklarýnýhesaba kattýðý için yaptýðý çeþitli sýnavlardan sonrahemen öðrenciliðine kabullenmiþ; beni ise zorlusýnavlardan sonra güçlükle ve klasik diller dýþýndaFransýzca mükemmel olmazsa, Almanca veÝngilizceyi de kývýramazsam, kendi tabiriyle "senikulaðýndan sallayarak atarým ve aileden de seninbursundan doðan yükümlülüðünü öder" tehdidi ilekabullenmiþti.

Ümit'le baþlayacak arkadaþlýk ve dostluðu-muz; dinleyicilerinin neredeyse tümünü o zamankiadýyla Müzeler Genel Müdürlüðü ile Ankara Müzesielemanlarýnýn oluþturduðu ve kendi asistanlarý iledoktora öðrencileri yaný sýra biri 3. sýnýfta asli öðren-ci, üçü diðer bölümlerden gelen yardýmcý öðrenciler-le yapýlan dersten sonra gerçekleþti. Tanýþma son-rasý dersle ilgili deðerlendirmemiz her ikimizi de birhayli ürkütmüþtü. Genel Müdürlük ile AnkaraMüzesi'nin tepede oturan kiþileri dýþýndaki arkeolog-mimar toplam 20 aþmayan personeli ile tartýþmalýgeçen derslerde nasýl baþarýlý olabileceðimiz endiþe-si bizi daha da yaklaþtýrdý ve onlara mesleki yöndenrakip olma azmimizi oluþturdu.

Günler hýzla ve yoðun bir þekilde geçtiði içindaha ilk birkaç ders sonrasý kýsa sürede hazýrla-mamýz gereken seminer ödevleriyle karþýlaþtýk. Ýlködevler Ümit için "Exekias" benim için ise "Lysippos"idi. O, ilk arkeoloji seminer ödevini baþarýyla, veril-diðinden üç hafta sonra rahmetli Akurgal'ýn masanýn

baþýnda yer aldýðý seminer kitaplýðýnda yine rahmetliolan Necati Arun, Prof. Dr. Kutlu Emre, Emel Candarve biz diðer iki arkeoloji öðrencisi Tanju Ertan(Sancaktar) ile benim bulunduðum toplantýda baþarýile sundu. Bir hafta sonraki seminerde her öðrenciyeher heykelin resmini gösteremediðim için semineriertesi hafta tekrarlamam ve eksikliklerimi tamamla-mam gerekti. Bu, dostluðumuza-arkadaþlýðýmýzahiçbir kötü etkisi olmayan yalnýzca bilimsel yönü aðýrbasan gizli bir rekabetin yerleþmesinde etken oldu.Artýk akademik kariyerin belli aþamalarýný atlamýþkiþiler olarak; her türlü yardýmý bir diðerinden esirge-meyen bir tutum içinde bu durum onun ölümüne deksürüp gitti.

Akurgal'dan kaçamak yaparak gerçek-leþtirdiðimiz evliliklerimiz; rahmetli hocamýzýn"doçent olmadan evlenmeyin; evlenmek durumundakalýrsanýz kýsa sürede çocuk sahibi olmayýn"uyarýlarýna raðmen evliliklerimiz her ikimizin de dok-toralarýmýzý vermemizden hemen sonra gerçekleþti.Balaylarýmýzý tüm itirazlarýna raðmen bek-lemediðimiz bir þekilde biz çiftlere "kazý üyesi" olarakÇandarlý'da saðladýðý süreç her ikimizi de çok mutlukaldý.

O'nun ilk evliliðinden olan oðlu Turgut'unokuyup evlenecek yaþa gelmesi ve çok analý-babalý,kayýnpederli-kayýnvalideli bir düðün sonrasý çok elimbir kazada balayý dönüþü ölümü Ümit'i pek fazla etki-ledi. Bu yüzden ikinci eþinden olma çocuklarý Burakve Buðra'nýn tahsillerine göz önünde ve en iyi yer-lerde, olanaklarýnýn azamisini kullanarak yapmalarýiçin inanýlmaz bir çabaya hatta zorlanmaya giriþti.Ümit; Ege Üniversitesi'ne gittikten sonra sorumlu birbaba olarak çocuklarýnýn tahsil giderlerini karþýlamakkadar, kendi egosunu da tatmin için; ta Ankara'dabaþlattýðý ve hem kendi canýna hem de mali durumu-na etki yapacak bir sürü giriþimde bulundu. Ümit'tekigiriþimci ve yeni bir þey yapma-üretme duygusuçoðu kiþi tarafýndan "zengin ailenin olmadýk istek-lerde bulunan hovarda meþrep oðlunun davranýþý"þeklinde yorumlandý-algýlandý. Fazla düþünülmeden

KAYBETTÝKLERÝMÝZ

iDOL22

ÜMÝT’ÝN ARDINDAN

Page 23: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

karar verildiðinde onun hakkýnda düþünenleri veyasöyleyenleri haklý çýkaracak þeyler yapmýþtý.Babasýnýn matbaa gelirlerinden en az yararlandýðýbir dönemde hurda bir Citroën -devrilmemeleriyleünlü tipten- satýn almýþ, kaporta-boya-motor içinyaptýðý harcamalar bir yana otomobilin tümgöstergelerinin bulunduðu "göðüslük" kýsmýný ken-disi çizmiþ ve ürettirmiþti. Citroën firmasýna dahigönderdiðini zannettiðim bu araca firma ilgi göster-meyince ondan soðumuþ ve yaptýðý masraflarhavaya gidercesine aldýðý fiyata elden çýkarmýþtý. Butür diðer bir yatýrýmý ise Torba'da beton tekne döktü-rerek yat yaptýrmasýdýr. Tekne veya yat denizeindirildiðinde; gittiði yerli veya yabancý ülkelerdekikentlerde denizcilik aksamý satan dükkânlardanözenle seçerek aldýðý birçok alet, edevat veya deko-ratif malzemeyi yata monte etti veya kullandý. Ümit'inyalnýz veya ailesiyle bu yatla yalnýz Bodrumçevresinde bile tur atmýþ olduðundan þüpheliyim.Yat evvela yalnýz Ümit'in iken sonra ortaklý kullanmadurumuna geldi ve en sonunda yaptýðý harca-malarýnda çoðuyla birlikte baþka kiþilerin mülkiyetinegeçti. Ayrýntýlarýný bilmediðim için, giderleri, ortaðý ileiliþkileri hakkýnda yazmayý abes addediyorum.Ancak Ümit'in mülkiyetinden henüz çýkamadýðý birsýrada Finike Limaný'nda gördüðümde çok güzelgörüntülü ve zevkli donanýmlý bir yat yaptýrttýðýnýsöylemeliyim.

Bu özel zevklerinin yanýnda baba mesleðinisürdürme azmi -amatörce de olsa- onda hiç eksilme-di. Burslu olarak gittiði ve doktora çalýþmalarýnýsürdürdüðü Heidelberg'de arkeolojinin yaný sýra"Heidelberg" ismi ile tanýnan rotatif makinenin "ustaehliyetini" aldýðýný belki eþi bile bilmeyebilir. Ama Oda arkeolojiye olan düþkünlüðünün yaný sýraebeveyn baskýsýna karþý olmanýn ceremesini ailenindiðer fertleriyle birlikte çekti. Matbaa yeni getirilenborçlarý ödendikten sonra neredeyse bedavayabaþka kiþilerin eline geçti.

Gönlü inanýlmayacak kadar zengin Ümit;sonradan mimar da olmasýna raðmen, asýl mesleðiiçin hareketsiz kalamazdý. Önce dokümantasyon içinelzem diyerek belki þu anda Türkiye'de sayýsý elliyi

aþmayan "Linhoff" fotoðraf makinesi setini aldý. Birfotoðraf makinesi ve aksesuarlarý için astronomik birmeblaðý, kazlarda iyi fotoðraf elde edebilme amacýy-la kesesinden karþýlamada hiç bir sakýnca görmedi.Keban kazýlarýna katýldýðý zaman da ekibini; botlarý,özel giysileri ve aletleriyle "Ümit'in komandolarý" þek-linde adlandýrdýklarýný yaþlarý 50 civarýnda veüstünde olan tüm meslektaþlar bilmektedir. Tabi iþyalnýz kiþisel giysi ve donanýmla bitmediði iþin sevgilidostum kardeþim Ümit, Jeep'in standart modelini dekendi istemi doðrultusunda kaporta ve þase dedeðiþiklikler yaparak geliþtirmiþti. Herhalde motorun-daki sýkýntýlar yüzünden veya onun beklediði kadaryararlý olamadýðýndan Jeep, Bodrum'da sahildehurda araç olarak birilerinin kaldýrýp onu çöplüðeatmasýný uzun yýllar bekledi.

Kazý; mimar olarak katýldýðý restorasyonihaleleri, dersler, seminerler vs. Ümit'i son 20 yýldýrtam bir gezgin kiþi kimliðine soktu. Seyahatlersýrasýnda "hemen uyuyorum" lafýnýn arkasýndananlatýlanlar onun tüm direniþine karþýn bedenen vezihnen ne kadar yorgun olduðunu göstermektedir.Gideceði yer için yola çýktýðýnda "baþýný koltuðadayar dayamaz uyuduðunu" söyleyen Ümit'i, gidilenyerde otobüs'ün muavini diðer yolcular gittiði içinaracýnýn içini dýþýný yýkamaya kalktýðýnda uyandýr-mak zorunda kalýyorsa bu yorgunluðunun ve hattabitkinliðinin boyutunu göstermektedir.

Zamanýnda koþarak, eskrim yaparak;arazide ise levazým subayý olduðunu unutup koman-doculuk yapan bir kiþinin; zaten bir sürü heyecan-dan, stresten yorulan kalbi bu yükü daha ne kadarçekebilirdi. Saðken de defalarca söylediðim içinkendime arkadan çekiþtiriyor gibi hissetmiyorum.Yazdýklarýmý okuma olanaðý olsa bana karþý heptekrarladýðý "dinime küfreden bari Müslüman olsa"sözlerini duyardým.

Fazla uzak olmayan bir zamanda görüþe-ceðiz. Sarýþýn melekleri fazla rahatsýz etme, azýcýkuslu ol.

Mekanýn cennet olsun. Nur içinde yat sevgilikardeþim.

Prof.Dr. Cevdet Bayburtluoðlu

KAYBETTÝKLERÝMÝZ

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ 23

Page 24: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

Hocalarýn hocasý, arkeolojinin "Nestor"u,hocamýz Prof. Dr. hc. multi Tahsin Özgüç'ü,

maalesef 27 Ekim 2005 tarihinde kaybettik. Kendisiiçin, 30 Ekim 2005 tarihinde öðrencisi, hocasý veDekaný olduðu Dil ve Tarih-Coðrafya Fakültesi'ndeyapýlan bir tören düzenlendi. Ailesi ve öðrencilerininkatýldýðý törende öðrencisi, DTCF Arkeoloji BölümüBaþkaný Prof.Dr Hayat Erkanal, DTCF FakültesiDekaný adýna Prof. Dr. Rahmi Er ve Ankara Üniver-sitesi Rektörü Prof.Dr. Nusret Aras ile Prof.Dr. CahitGünbattý ve Prof. Dr. Yusuf Boysal birer konuþmayaptýlar.

Törenin ardýndan hocamýz, yýllarca emekverdiði Fakültesinden sevenlerince sessizce uður-landý. Kocatepe Camii'de kýlýnan cenaze namazýnýnardýndan ebedi istirahatýný yapacaðý KarþýyakaMezarlýðýnda topraða verildi.

Geç yaþta toprak altýndaki tarihi zenginlikleriortaya çýkarmak için arkeoloji mesleðine baþlayandeðerli hocamýz; 1948 yýlýnda Kültepe'de baþlattýðýkazý çalýþmalarýný 58 yýl boyunca sürdürse de, neyazýk ki birçok arkeolog gibi o da kazýsýný sonlan-dýramadan hayata veda etti. Ancak, geriye býraktýk-larý onu unutturmayacak, adýný daima yaþatacaktýr.

Mekaný cennet olsun.Arkeologlar Derneði Yönetim Kurulu

Aþaðýda hocamýzýn özgeçmiþi ile seçkinyayýnlarýndan örnekler veriyoruz.

Prof. Dr. Tahsin Özgüç'ün özgeçmiþi:Prof. Dr. Tahsin Özgüç 1916 yýlýnda

Kýrcaali'de doðdu. 1940 yýlýnda Dil ve Tarih-

Coðrafya Fakültesi'nden mezun oldu. Ayný fakültede1942 yýlýnda doktor, 1945 yýlýnda asistan, 1946 yýlýn-da doçent, 1954 yýlýnda ise profesör ünvanýný aldý.1968-1969 yýllarý arasýnda Dil ve Tarih-CoðrafyaFakültesi dekaný, 1969-1980 yýllarý arasýnda AnkaraÜniversitesi rektörü olarak görev yaptý. 1981 yýlýndaemekliye ayrýldýktan sonra 1981-1988 yýllarý arasýn-da Yüksek Oðretim Kurulu baþkan vekili göreviniyerine getirdi.

Prof. Dr. Tahsin Özgüç yetiþtirdiði öðrenci-leri, çeþitli merkezlerde yaptýðý bilimsel kazýlar veyayýmladýðý 100'den fazla bilimsel makale ve kitapile ülkemiz arkeolojisine önemli katkýlarda bulundu.

1962-1963 yýllarý arasýnda The Institute forAdvanced Study, Princeton, 1964 yýlýnda Universitätdes Saarlandes ve 1975-1976 ve 1978-1979 yýllarýarasýnda Universitäät München'de konuk profesör-lük yaptý.

Anadolu tarihini aydýnlatan ve yaklaþýk 58yýldýr baþkanlýðýný yaptýðý Kültepe/Kaniþ kazýsýndanbaþka Ankara Anýtkabir Tümülüsleri, KarahöyükElbistan, Maltepe (Sivas) ve Sivas Kalesi, Horoztepe(Tokat), Altýntepe (Erzincan), Maþathöyük,Kazankaya ve Kululu kazýlarýný yönetti.

Yabancý bilim kurumlarý ve meslektaþlarýylasürdürdüðü iþbirliði nedeni ile, 1978 yýlýnda FederalAlmanya Cumhuriyeti Büyük Haç Niþaný, 1990 yýlýn-da Japonya, Doðan Güneþ Altýn-Gümüþ Niþaný,1991 yýlýnda Belçika Tacý Ulusal Niþaný ve 1992yýlýnda Türk Tanýtma Vakfý Ödülü ve 1996 yýlýnda ÝþBankasý Ödülü ile onurlandýrýldý. Prof. Dr. TahsinÖzgüç, Türk Tarih Kurumu, Alman ArkeolojiEnstitüsü, British Academy, Amerikan ArkeolojiEnstitüsü, Bavyera Bilimler Akademisi, Londra EskiEserler Kurumu ve Türkiye Eskiçað BilimleriEnstitüsü ve Türkiye Bilimler Akademisi'ne üyeydi.

Prof. Dr. Tahsin Ozgüç'e 2001 tarihindeBerlin'de Frei Universität'de düzenlenen bir törenle'Þeref Doktoru' unvaný verildi ve 'ÖnasyaArkeolojisi'nin Nestoru' ilan edildi. Prof. Dr. TahsinOzgüç'e daha önce de Arkeoloji bilimine yaptýðýkatkýlardan dolayý Münih (Almanya) ve Gent

KAYBETTÝKLERÝMÝZ

iDOL24

Prof. Dr. h.c.multi Tahsin ÖZGÜÇ’ün Ardýndan

Page 25: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

(Belçika) üniversiteleri tarafýndan 'Þeref Doktoru'unvaný verilmiþti.

Bugüne kadar yayýnladýðý yüzlercemakalesinin yanýsýra, yayýnladýðý kitaplarý þunlardýr:

1948 Die Bestattungsbraeuche imvorgeschichlichen Anatolien. Veroeffentlichungender Universitaet von Ankara, 14 WissenschaftlicheReihe:5/Ön Tarihte Anadolu'da Ölü Gömme Adetleri.Türk Tarih Kurumu Yayýnlarýndan VII. Seri, No. 17Ankara

1949 (Nimet Özgüç ile birlikte) Türk TarihKurumu Tarafýndan Yapýlan Karahöyük HafriyatýRaporu 1947/Ausgrabunfen in Karahöyük 1947.TTKY. V-7. Ankara.

1950 Kültepe Kazýsý 1948/Ausgrabungenin Kültepe 1948. TTKY. V-l0. Ankara.

1953 (Nimet Özgüç ile birlikte) Türk TarihKurumu Tarafýndan Yapýlan Kültepe Kazýsý Raporu1949/Ausgrabungen in Kültepe Bericht Über Die ImAuftrage der Türkischen Historischen Gesellschaft,1948 Durchgeführten Ausgrabungen. TTKY. V-12.Ankara.

1958 (M.Akok ile birlikte) Horoztepe: EskiTunç Devri Mezarlýðý ve Ýskan Yeri-An Early BronzeAge Settlement and Cemetery. TTKY. V/18, Ankara.

1959 Kültepe-Kaniþ. Asur TicaretKolonilerinin Merkezinde Yapýlan YeniAraþtýrmalar/New Researches at the Center of theAssyrian Trade Colonies, TTKY V-19. Türk TarihKurumu Basýmevi. Ankara

1966 Altýntepe I. Mimarlýk Anýtlarý veDuvar Resimleri/Architectural Monuments and WallPaintings. TTKY-V/24. TTK Basýmevi. Ankara

1969 Altýntepe II. Mezarlar, Depo Binasýve Fildiþi Eserler/Tombs, Storehouse and Ivories.TTKY-V/27. TTK Basýmevi. Ankara

1969 The Hittites. Ankara Turizmi, EskiEserleri ve Turizmi Sevenler Derneði Yayýnlarý 7.Ankara (1995 Baskýsý: Anadolu MedeniyetleriMüzesini Koruma ve Yaþatma Derneði)

1971 Demir Devrinde Kültepe veCivarý/Kültepe and Its Vicinity in the Iron Age. TTKY-V. no 29. Ankara

1978 Maþat Höyük Kazýlarý ve Çevresin-deki Araþtýrmalar/Axcavations at Maþathöyük andInvestigations in Its Vicinity. TTKY V/38, Ankara.

1982 Maþat Höyük II . Boðazköy'ünKuzeydoðusunda Bir Hitit Merkezi/ A Hittite CenterNortheast of Boðazköy. TTKY. V-38a. Ankara1986 Kültepe-Kaniþ II Eski Yakýndoðu'nun TicaretMerkezinde Yeni Araþtýrmalar/New Researches atthe Trading Center of the Ancient Near East. TTKY.V-41. Ankara

1988 Ýnandýktepe. Eski Hitit ÇaðýndaÖnemli Bir Kült Merkezi. An Important Cult Center InThe Old Hittite Period. Giriþ/Introduction by R.Temizer. TTKY. V-43. Ankara

1999 Kültepe-Kaniš/Neša Saraylarý veMabedleri/The Palaces and Temples of Kültepe-Kaniš/Neša. TTKY. V. 46. Ankara.

2003 Kültepe-Kaniš/Neša. The EarliestInternational Trade Center and The Oldest CapitalCity of the Hittites. Middle Eastern Culture Center inJapan. Ýstanbul.

2005 Kültepe-Kaniš/Neša. Yapý KrediYayýnlarý. Ýstanbul.

KAYBETTÝKLERÝMÝZ

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ 25

Page 26: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

Aþaðýdaki yazý, hocamýz Prof. Dr. TahsinÖzgüç'ün, Ankara'da düzenlenen IX. Türk

Tarih Kongresinde ve Atatürk'ün doðumunun 100.yýlý nedeniyle Vaþhington ve New York'ta tertiplen-miþ olan sempozyumda sunulan yazýsýdýr (Özgüç,T., 1982, Maþat Höyük II, TTK Yayýnlarý, s. IX-XIII).

Doðumunun 100. Yýlýnda Atatürk'e ArmaðanAtatürk vasiyetinden saðlanan mali imkan-

larla, Türk Tarih Kurumu adýna, yapýlan kazýlar vebunlar hakkýndaki yayýnlar arasýnda Kültepe/Kaniþ -Neþa ve Maþat Höyük'de sürdürmekte olduðumuzkazýlar ve daha önceki yýllarda Karahöyük - Elbistan,Horoztepe ve Altýntepe'de yaptýðýmýz çalýþmalar,önemli bir yer tutmaktadýr.

Atatürk ve Anadolu Arkeolojisi birbirindenayrýlmaz. Bu nedenle, Atatürk'ün doðumunun 100.yýlýnda, O'nun Ülkemizde arkeolojinin geliþmesi içinyaptýðý büyük katkýyý, bir kez daha, vurgulamayýuygun bulduk.*

Atatürk ve ArkeolojiTürkiye'de arkeolojinin bir bilim, öðretim ve

araþtýrma dalý olarak kurulmasýný, geliþmesini,kurumlaþmasýný saðlayan Atatürk'ün giriþim veuðraþýlan, onun açtýðý eðitim ve kültür seferberliðininözüne uygun bir harekettir. Atatürk'ün baþkanlýðýnýyaptýðý onbeþ yýllýk Cumhuriyet döneminde biliminçeþitli dallarýndaki aþamalar arasýnda, yakýndanilgilendiði arkeoloji de yeþerip filizlendi.

19. yüzyýlýn ikinci yarýsýnda Osmanlý Ýmpara-torluðunun büyük karýþýklýklar içinde var olma kav-galarý ile bunaldýðý görülür; bunun bilime, dolayýsýylaarkeolojimize etkisi büyük olmuþtur. Halbuki, budönemde, tarihi kalýntýlarýn zenginliði bakýmýndan,dikkat ve ilgiyi üstüne çeken büyük coðrafya kesi-minin sahibi Osmanlý Ýmparatorluðu idi. Ancak,çeþitli nedenlerle bu bilim dalýnýn geliþmesine birtürlü çare bulunamamýþtý. Buna raðmen, 19. yüzyýlýnikinci yarýsýndan itibaren, bir avuç insanýmýzýn bilinçliçabasý ile Ülkedeki eski eserlere karþý her yýl gittikçeartan bir ilginin baþlatýldýðýna tanýk oluyoruz. Bununsonucu olarak, ve özellikle l869'u izliyen yýllardaarkeolojinin yalnýz eski eser toplamakla ve Müze'iHümayun'un dar çerçevesi içinde geliþemiyeceðine

KAYBETTÝKLERÝMÝZ

iDOL26

* Aþaðýdaki metin Ankara'da toplanmýþ olan IX. Türk Tarih Kongresinde ve Atatürk'ün doðumunun 100. yýlý nedeniyleVaþhington ve New York'da tertiplenmiþ olan simpozyumda sunuldu

Page 27: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

inanýlmýþ olmasý, bu iþin de bir okulu olmasý gerek-tiði düþün cesi, yani Müzeye baðlý bir arkeoloji oku-lunun açýlmasýna gerek görülmesi çok önemli biranlayýþ ve aþamadýr. Bu plan gerçekleþmiþ olsa idi,o zaman Müze Müdürü Osman Hamdi Bey'in açmakistediði okul, Louvre'da açýlmýþ olan okuldan bir yýlsonra kurulmuþ olacaktý. Bu gecikme bizi Batý'dakigeliþme ve uygulamadan ayýran önemli bir talihsizlikolmuþtur.

Bu arada Ýmparatorluk içinde yapýlmaktaolan kazýlarý dikkatle izliyen Osman Hamdi Bey'inbizim de bu iþe baþlamamýz gerektiðine inandýðýnýgörüyoruz. Bu ilk çalýþmalarýn bir tür koruyucu/müdahale kazýlan anlamýnda alacaðý kuþkusuzdur.Arslantaþ-Hadatu, Finike kýyýlarýnda-lahidler böl-gesindeki kazýlarý yalnýz heyecaný arttýrmaklakalmamýþ, ünlü koleksiyonlarýn Müzeye getirilmesinisaðlamýþtýr. 19. yüzyýlýn son çeyreðindeki bu önemligiriþimler de müzelerimizin, arkeoloji iþlerimizinbütün Ülkeye yayýlmasýný, özellikle, millete maledilmesini ve hepsinin üstün de arkeolojinin bir bilimdisiplini olarak öðretim müesseselerinde yerinialmasýný saðlayamadý. Bu dönemde Osmanlý yöne-timine yapýlan siyasal müdahalelerin yoðunlaþmasý,

Anadolu'nun her bakýmdan ihmal edilmiþ olmasý neOsman Hamdi Bey'in ne de 19l0'da onun yerineMüzeler müdürü olan Halil Edhem Bey'in bukoþullarý deðiþtirmiye güçleri yetmedi. Her ikidönemde de bu iþlerin yabancýlarýn iþi olduðudüþüncesi, hiçbir zaman akýllardan çýkarýlmadý. Buiþlerden anlýyan uzmanlarýmýzýn yokluðu bir gerçek-ti; fakat insan yetiþtirme yollarýnýn hiç aranmadýðý,teþebbüse geçilmediði de görülüyordu. Buna rað-men, her ikisinin de bu eserlerin Istanbul'da toplan-masý gerektiði fikrinin yayýlmasýnda etkileri büyük veanlamlý oldu. Bunlara ilave olarak, bir güzel sanatlarokulunun açýlmasý düþüncesi, müzade Batý yayýn-larýnýn eksiksiz olarak toplanmasý kararý-zengin birkitaplýðýn oluþturulmasý, dýþ ülkelerden tanýnmýþyabancý uzmanlarýn müzelerde görevlendirilmesi vehatta 1910 ile 1. Dünya Savaþý arasýnda Müze'iHümayun'un Boðazköy'de kazýya baþlama kararýalmasý gibi olumlu giriþimler, 1910 yýlýndan sonrakidönemde de devam etti. Bu dönemin temsilcisi HalilEdhem Bey'in yeteneði, geniþ kültürü, müzecilikte -tarihçilikte, Türk - Ýslam yazýtlarýnýn derlenip yayýn-lanmasýndaki katkýsý uluslararasý bir deðer taþýr.Onun dönemi de siyasal olaylarýn olumsuz akýp git-

KAYBETTÝKLERÝMÝZ

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ 27

Page 28: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

tiði, Ýmparatorluðun çok kritik bir safhasýna rastlar.Her iki dönemde de bütün arkeoloji iþlerimiz, Ýstan-bul Arkeoloji Müzemiz, müzelerimizin geliþmesinebüyük katkýlarda bulunmuþ olan yabancý uzmanlarýndenetimindedir. Yayýnlar Türkçe yapýlmadýðýndanaydýnýmýz bunlarý okuyamamakta, geliþmeleriizleyememekte, öðrenip kendine mal edememekteve teknik terimler dilimize yerleþememekte idi. Bueksikliðin giderilememiþ olmasý, Müze'de görevlimemurlar dahi muhafazasýndan sorumlu olduklarýbu eserler hak kýnda yazýlanlan okumaktan, anla-maktan mahrum kalýyorlardý. Ayrýca, bu dönemdemüzeciliðimiz ve müzenin gölgesine sýðýnmýþ olanarkeolojimiz hiçbir zaman Ýstanbul þehrinin - Devletmerkezinin surlarý dýþýna çýkamamýþ, yurt düzeyindebir yayýlýþ alaný bulamamýþtýr. Bu koþullar, çabalarCumhuriyet'in ilanýna kadar sürdü.

Þimdi yeni döneme, Atatürk'ün konuyaverdiði deðere dönelim:

Baþlangýçta belirtmek gerekir ki, Atatürkarkeoloji iþlerimizin gereðini ve yapmak istediklerinikurucusu ve Koruyucu Baþkaný olarak, Türk TarihKurumu içinde olgunlaþtýrmýþtýr. Ancak, çok ihmale

uðramýþ, uzmanlarý yetiþtirilmemiþ, mali desteðeihtiyacý olan bir konunun bütün yönleri ile ele alýn-masý, yalnýz bir kuruluþtan beklenemiyeceði içinAtatürk, ayrýca, bu görevleri ilgili Bakanlýklarýn dayerine getirmeleri için gerekli önlemleri almýþtýr.Diðer bir deyiþle, bunun ayný zamanda Devletin birgörevi olduðunu vurgulamýþtýr. Ýlk etkin giriþimini 22Mart 1931'de Hükümet Baþkaný Ýsmet Inönü'yeKonya'dan çektiði telgrafta görüyoruz-"Memleketimizin hemen her tarafinda emsalsizdefineler halinde yatmakta olan kadim medeniyeteserlerinin ileride tarafýmýzdan meydana çýkarýlarakilmi bir surette muhafaza ve tasnifleri ve geçen devir-lerin sürekli ihmali yüzünden pek harap bir halegelmiþ olan abidelerin muhafazalarý için daha fazlaihtimam gösterilmesi, arkeoloji için daha fazla talebeyetiþtirilmesi" buyruðunun içeriði yerine getirilirken1,1935'te Prof. Afet Ýnan'a ve Türk Tarih Kurumu'nun ozamanki baþkaný Hasan Cemil Çambel'e, bu makaleiçin çok önemli olan, aþaðýdaki program tasarýsýnýFlorya'daki köþkünde dikte ettirmiþtir2 .1 - Her türlü tarihi vesika, malzeme ve abideleri bul-mak, toplamak, muhafaza ve restore etmek,

KAYBETTÝKLERÝMÝZ

iDOL28

1 Reþit Galib) Türk Tarih, Arkeologya ve Etnografya Dergisi 1, Istanbul 1933, s. 9.2 UIuð Ýðdemir, Yýllarýn Ýçinden (Türk Tarih Kurumu Yayýnlarý XVI. Dizi-sa. 31) Ankara 1976, s. 209 v.d..

Page 29: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

2 - Memleket içinde ve daðýnýk bir halde açýktaduran tarihi eserleri tahrip olunmak, çalýnmak, satýl-mak, ziya'a uðramak ve zamanla kendi kendineharap olmak tehlikelerinden masun bulundurmakiçin hükümetçe bütün tedbirler alýnmak,3 - Hükümet otoritelerinin ve belediyelerin yakýn ilgi,takip ve mes'uliyetleri altýnda Cumhuriyet HalkPartisinin Halk Evlerine ve Parti organlarýna açtýra-caðý sürekli ve usanmaz bir propaganda faaliyeti ileve Basýn Yayýn Umum Müdürlüðü nezareti ve takibialtýnda günlük gazete ve mecmualarda yaptýrýlacaksürekli, tesirli, popüler neþriyatla, bu milli tarih mal-larýný asýl sahibi olan Türk halkýna muhafazaettirmek,4 - Gerek içeride ve gerek dýþarýdaki müzeler vekütüphanelerde mevcut eski eserlerin ve tablolarýnkopyalarýndan koleksiyonlar vücuda getirmek,5 - Ankara, Ýstanbul, Bursa, Ýzmir, Edirne'demuayyen devirlere ve kültürlere ait eserleri topla-yarak bu þehirleri büyük üslupta birer "eski eserlerve abideler merkezi haline koymak",6 - Ecnebi tarih ekspedisyonlarýn büyük sermayeler-le baþardýklarý kazýlarý, ileride mali kudretimizinvüs'atlý zamanýnda yapmak üzere, þimdilik, küçükmikyasta kazýlar tertibi ile arkeolojik ve antropolojikaraþtýrmalar ve keþifler yapmak,7 - Memleket içinde ve dýþýndaki mühim kazý ve keþifyerlerine seyahatler tertip ederek, bulunan tarihieserler ve ahideler üzerinde ilmi tetkikler yapmak,8 - Hükümete düþen iþleri, bu projeleri uygulamaklagörevli komisyonlarýn Hükümet nezdinde takibetmeleri,9 - Yabancý bilim müesseseleriyle ve otoritelerle,mütehassýslarla iþbirliði kurmak,10 - Kültür Bakanlýðýnýn verimli yardýmýný, iþbirliðinisaðlamak.

Medeniyetler evrenseldir; onlar insanlýðýneseridir. Atatürkçü felsefeyi deðerlendirmede mev-cut en saðlam, deðiþmiyen ölçü ilim oduðuna göre,her þeyi incelemek zorundayýz. Bu memleketinsahipleri memleketlerinin tarihini, sanatýný, biliminmetodlarý ile, incelemek zorundadýr. Hangimedeniyet olursa olsun, hangi kavmin ismi ile tanýn-mýþ olursa olsun, bu topraklar üstünde yaþamýþ,geliþmiþ ve sonunda topraklar altýnda kalmýþ

medeniyetleri incelemek, Vatanýn sahipleri tarafýn-dan tanýnmalarý, korunmalarý demektir. Ýnsanlýðýnortak mirasý olan bu uygarlýk kalýntýlarýnýn sahipleriolarak, onlarý her kesimden önce korumak, incele-mek görevinin sorumlusu olduðumuzu unutmamakgerekir. Bunu, ayný zamanda, eðitim yolu ilepekiþtirmek zorundayýz. Atatürk bu görüþe sahipti.Bunun içindir ki, Atatürk arkeolojiyi tarihin yanýnda,ona paralel olarak ele almýþ ve arkeolojiyi tarihin la-boratuvarý olarak benimsemiþtir. Atatürk arkeolojiyiTürk Tarih Kurumu'nun tarih araþtýrmalarýndan ayýr-mamýþ, beraber yürümesinin saðlanmasý için daimairþatta bulunmuþtur. Bunun daha kuvvetli bir esasabaðlanmasý için Atatürk, Türk Tarih Kurumu'nuntüzüðüne, "Türk tarihini aydýnlatmaða yarayacakvesaik ve malzemeyi elde etmek için icab eden yer-lere taharri, hafr ve keþ heyetleri göndermek" hük-münü ilave ettirmiþtir. Bununla Türk Tarih Kurumu'natarih araþtýrmalarý yanýnda, kazý yapma görevi debizzat Atatürk tarafýndan verilmiþ oluyordu. Bununlada yetinmiyen Atatürk, Ýþ Bankasý'ndaki tasarrufu-nun önemli bir bölümünü arkeoloji ve tarih araþtýr-malarýna vasiyet etmiþtir. Yýllardan beri Türk TarihKurumu adýna yapýlmakta olan büyük kazýlarýn malikaynaðýný bu vasiyet oluþturmaktadýr.

Yurdumuzda Hititoloji ve Sümeroloji deAtatürk'ün öncülüðü ve desteði ile kurulmuþtur.Atatürk'ün bu konularda ne ölçüde ileri görüþlüolduðunu belgelendiren önemli bir kararý vardýr.Üniversitelerimizde, henüz, arkeoloji kürsüleriyokken, 1931 yýlýnda Hitit tarihi - Hitit dili - arkeolojisikonularýnda araþtýrmalarda bulunmak üzere,Fransa'da kurulmuþ olan bilim kurumunu (Hitit veAsianik Araþtýrmalar Derneði - Société des ÉtudesHittites et Asianiques) himayesine almýþ ve bu bilimdallarýndaki araþtýrmalarýn Fransa'da da yaygýnlaþ-masý için çaba harcamýþtýr3. Atatürk bu Fransýzkurumunun yayýn organý olan "Revue Hittite etAsianique"in neþredilmesi için mali katkýda bulun-muþ ve dünyaca tanýnmýþ bir bilim dergisinin kurulupyaþamasýný saðlamýþtýr.

Atatürk, ayrýca, kazý ve arkeoloji iþlerinigörecek uzmanlarýn yetiþtirilmesine büyük önemvermiþtir. Bu, Atatürk'ün arkeolojinin ve kazýlarýn bi-limsel olarak ve metodlu ölçüler içinde baþlatýlmasý

KAYBETTÝKLERÝMÝZ

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ 29

3 Revue Hittite et Asianique I, 1930-1932, Paris.

Page 30: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

arzusunun uygulanmýya konulmasý ile sonuçlandý. 0,bu iþlerin bir meslek haline dönüþebilmesini, bilimmüesseselerinin kurulmasýný zorunlu görmüþtür. Busorunu iki þekilde çözmüþtür1 - Arkeoloji öðrenimi için yurt dýþýna öðrenci gön-derilmiþtir.2 - Önce Ýstanbul Üniversitesinde, sonra Ankara'daDil ve Tarih-Coðrafya Fakültesi’nde bu bilim dallarý,bütün yan dallarý da hazýrlanmak suretiyle, kurul-muþtur. Bunlar, Batý'dan getirilen öðretim üyelerininyönetimine verilmiþ, özellikle, Nazi döneminde,Almanya'dan ayrýlmak zorunda býrakýlmýþ bilginlerinbu geliþmedeki katkýlarý çok büyük olmuþtur.

Atatürk'ü geçmiþten ayýran en önemli nokta,Anadolu'nun arkeoloji öðrenimi görmüþ meslekadamlarý tarafýndan araþtýrýlmasýný saðlayacakortamý hazýrlamýþ olmasýdýr. Bunda öncülüðü, kendi-sine verilen göreve sadýk kalan Türk Tarih Kurumuyapmýþtýr. Onu Üniversitelerimiz izledi. Atatürk,Anadolu'da araþtýrmalar, kazýlar yapmakta olanyabancý heyetlerle, bilginlerle ilgilenmiþ, kazýlarýnýgörmüþ, bu iþlerin uzmanlarýmýz tarafýndan dayürütülmesi özlemini yaþamýþtýr. AmerikalýlarýnAliþar Höyük'te, Fransýzlarýn Hashöyük veArslantepe'de, Almanlarýn Bergama ve Boðazköy'deki kazýlarýný yürüten heyetleriyle ilgilenmiþ,onlarý desteklemiþ ve ilgililere bu tecrübeli bilginler-den yararlanýlmasý fikrini telkin etmiþtir. Sonra, bubilginlerden bir kýsmýna Türk Üniversitelerinde öðre-tim üyeliði görevini vermiþtir. Bu giriþimlerGavurkale, Kýrklareli-Vize ve nihayet Alaca Höyükkazýlarýnýn baþlamasýný saðladý. Atatürk vasiyetiTürk Tarih Kurumu kazýlarýnýn, devamlý olarak,güven altýnda kalmasýný saðladý. Böylece, özleminiçektiði keþiflerin büyük payýna sahip çýktý.

Atatürk'ün arkeolojiye böylesine önem ver-mesinin nedeni, sadece, ilmi gayesine baðlanma-malý; onun vatanseverlik duygularýnda da aran-malýdýr. Bu gerçekler karþýsýnda, Türkiye'de arkeolo-jiyi Atatürk'ten ayýrmak mümkün deðildir.

Atatürk'e göre, Yurdun sahibi olmak, onutanýmakla mümkündür; orada ömrünü tamamlamýþuygarlýklarýn en eskisinden günümüze kadar sürege-len zincirin halkalarýný, birbirine baðlantýlý olarak,tetkik etmek gerekir. Bu berrak amaç eski Anadoluuygarlýklarýnýn, sürekli bir þekilde, tetkikine kaynaklýk

etmiþtir.20. yüzyýlýn baþýna kadar Ýstanbul Müzeleri

dýþýnda, yalnýz Ýzmir'de bir depo vardý. Diðerþehirlerimizden söz edilmiyordu. Bugün bunlarYurdun her tarafýna yayýlmýþ ve teþhire geçilmiþtir.Arkeoloji 59 sene gibi, insan hayatýnda çok kýsa sayýlan bir süre içinde Yurt düzeyine yayýlmýþtýr. Bu,Cumhuriyeti daha önceki devirden ayýran, onusimgeliyen bir geliþimdir. Sistemli kazýlar yýllardanberi devam etmekte, eski þehirler açýða çýkarýlmak-ta, arþivler keþfedilmekte, büyük merkezler restoreedilmekte ve bazýlarý açýk birer müze haline geti-rilmektedir. Eðer Atatürk'ün istediði ve baþlattýklarýgerçekleþtirilip sürdürülmemiþ olsa idi, yukarýdasözünü ettiklerimin üstünde durmak mümkünolmazdý, ve biz Yurdun tümü ile mazisini tetkikedemiyen kuþaklar durumuna düþmüþ olurduk.

Atatürk arkeolojinin, müzeciliðin omurgasýnýeðitime dayatmayý amaç edinmiþ olmasýna raðmen,eski eser sevgisini, güzel sanat eserini tanýtmayý yal-nýz üniversitenin tekeline býrakmamýþtýr. Biryöneticinin eski eseri sevmesi, korunmasý gerektiði-ni bilmesi þarttýr. Atatürk bu boþluðun doldurulmasýiçin aydýnlarýmýzý, yöneticilerimizi daima uyarmýþ,kontrolünde tutmuþ, hükümetin ilgi ve yardýmýnýsaðlamýþ; Devletin bu iþlerle de görevli olduðunuvurgulamýþtýr. Bu 15 yýllýk süre içinde, arkeolojininyalnýz bir bilim dalý olarak deðil, ayný zamanda, birmemleket konusu olarak Yurt ölçüsünde yayýlmasýnýsaðlayacak olanaklarý, koþullarý hazýrlamýþtýr. Onagöre, bunda baþarýsýzlýk 19. yüzyýlda olanlarýntekrarýný yaþatýr.

Türkiye'de arkeoloji, filoloji ve tarih araþtýr-malarý, onlara verilmiþ önem yeni bir eðitim sistemi-nin, Atatürkçü düþüncenin eseridir. Bu düþünce, akýlve bilim / kaynak larýnýn temel alýndýðý felsefi akým-larýn ulusal öze dayandýrýlan bir sentezi olmuþtur.

Büyük insan bütün yönleriyle, evrensel kiþi-liðiyle, kurumlarýyla her gün yaþayan kiþidir. Ülkenintarihini, arkeolojisini araþtýrmak, gerçeði bulmakAtatürk inkýlaplarýnýn kültürel özünü oluþturan temelögeler arasýnda yerini almaktadýr. Bu ögelerAtatürk'ün çaðdaþ düþünce yapýsýnýn bir ürünüdür.Onun geçmiþin/tarihin gelecek için bir ders olduðugerçeðini benimsemiþ olmasý, modern bir devlet kur-masýndaki baþarýsýnýn en etkin kaynaðý olmuþtur.

KAYBETTÝKLERÝMÝZ

iDOL30

Page 31: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

BAÞSAÐLIÐI

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ 31

Page 32: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

HABERLER

iDOL32

25.sayýmýzda Allianoi ile ilgili geliþmelerimeslektaþlarýmýza duyurmuþtuk. Allianoi

ile ilgili olarak yeni geliþmeler konusunda AllianoiKazý Baþkaný Dr. Ahmet YARAÞ’dan aldýðýmýz yenibilgilerin bazýlarýný özet olarak bilgilerinize sunu-yoruz.

- AB Geniþlemeden sorumlu üyesi Olli RehnBaþbakan Yardýmcýsý Sn. Abdullah Gül’e yazdýðýmektubdu; Türkiye’nin Kültürel Mirasýnýn bir parçasýolan Allianoi’nin Avrupa için de önemli olduðunu,ancak bu alanýn korunmasýnýn sulama barajý yapýmýnedeniyle risk altýnda olduðunun anlaþýldýðýnýbelirterek devamla “Her halukârda arkeologlarýnbuluntularý emniyetlibir koruma altýna alabimelerineimkan tanýnmalýdýr. Bu kalitedeki tarihsel hazinelerinkorunma altýna alýnmalarý için en uygun yer ise tabi-iki orijinal yeridir. Çeþitli uluslararasý anlaþmalar butemel prensibin altýný çizmiþtir. Bunun (yani bugerçeðin) ve alternatiflerin araþtýrýlmasýna yetersizzaman tanýnmasý, yalnýzTürkiye’nin kaybý veAvrupa’nýn kültürel anýlarýnýn yok olmasý deðil bun-larýn ötesinde önemli turizm potansiyeliningeliþmesinin de imkansýzlaþmasý demek olacaktýr.”diyerek Allianoi’nin korunmasýnýn önemini vurgu-lamýþtýr.

- Allianoi Giriþim Grubu Dönem Sözcüsü Av.Arif Ali Cangý; Koruma Kurulu’nun “Allianoi’ninkorunmasýna iliþkin çözüm bulunana kadar barajdasu tutulmamasýna karar verdiðini” ancak su tutulma-masý gereken göl alaný içindeki aðaçlarýn kesilme-siyle Koruma Kurulu kararýna uyulmadýðýný belirtti.DOÐAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARIN KORUN-MASINDAN YANA OLAN HERKESÝ, ALLIANOI’UNYOK OLMAMASI VE BARAJ GÖL ALANI ÝÇÝNDEKÝAÐAÇ KATLÝAMININ DURDURULMASI ÝÇÝN;ÝZMÝR VALÝLÝÐÝ, DSÝ GENEL MÜDÜRLÜÐÜ,KÜLTÜR VE TURÝZM BAKANLIÐI ÝLE ÇEVRE VEORMAN BAKANLIÐI’NA BAÞVURU YAPMALARI”çaðrýsýnda bulunmuþtur.

Allianoi Giriþim Grubu Dönem Sözcüsü Av.Arif Ali Cangý, aðaç kesme ve Koruma Kurulu kararý-na aykýrý olarak baraj gölünde su tutulmasý sonu-

cunu doðuracak her türlü iþlem ve eylemin durdurul-masý için Ýzmir Valiliði’ne baþvuruda bulunmuþ, ayrý-ca SÝT alanýndaki aðaç kesimi ile ilgili açýklamayapan DSÝ II. Bölge Müdür Yardýmcýsý’na da uyarýmektubu göndermiþtir.

- Yukarýdaki geliþmelerin yanýnda EUROPANOSTRA’nýn (Avrupa Kültür Miraslarý Federasyonu)yöneticisi Otto Von der Gablentz’de Baþbakan Sn.Recep Tayyip Erdoðan’a mktup göndererekAllianoi’u korumaya çaðýrmýþtýr.

EUROPA NOSTRA’nýn 14 Kasým 2005’dekonuyla ilgili olarak yapmýþ olduðu basýn açýkla-masýnýn Türkçe çevirisi ile Ýzmir II nolu Kültür veTabiat Varlýklarýný Koruma Bölge Kurulu Kararý’ný veYortanlý Barajý’nýn 18 aralýk 20052de BaþbakanErdoðan tarafýndan açýlýþýnýn yapýlacaðý duyumuüzerine Allianoi için Tarihsel Çaðrý adlý imza kam-panyasýnýn metnini de meslekaþlarýmýzýn bilgisinesunuyoruz.

MerhabaAllianoi ile ilgili son derece önemli geliþme-

ler yaþanýyor. Bunlarýn bir kýsmýný meslektaþlarýmlapaylaþmak istiyorum. Ayrýca her alanda desteðinizindevamýný diliyorum. Selamlar

Ahmet YARAÞ

Sayýn Bakan (Sevgili Abdullah)Size Bergama yakýnlarýndaki bir arkeolojik

alan olan Alliani'den söz etme amacýyla yazýyorum.Bu Hellenistik devirden kalma eþsiz ýlýca ve saðlýkmerkezi Türkiye'nin kültürel mirasýnýn çok önemli birparçasý olmaktan da öte Avrupa için de önemlidir.Bu alanýn korunmasýnýn þu anda bir sulama bara-jýnýn Allianoi'nin içinde bulunduðu vadiyi sular altýn-da býrakmasý söz konusu lduðundan risk altýndaolduðu anlaþýlýyor. Bu riskin önlenebilmesi içinAllianoi sular altýnda kalmadan sulama projesiniönünü açabilecek teknik alternatifler öneriliyor.

Ayrýca, baraj projesinin çevre etkilerikonusunda da kaygýlar olduðu anlaþýlýyor, bazýlarýbu olasý etkilerin yeterince araþtýrýlmadýðý kanýsýnda.

ALLIANOI ÝLE ÝLGÝLÝ GELÝÞMELER

Page 33: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

HABERLER

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ 33

Her halükarda arkeologlarýn buluntularý emniyetli birkoruma altýna alabilmelerine imkan tanýnmalýdýr. Bukalitedeki tarihsel hazinelerin korunma altýna alýn-malarý için en uygun yer ise tabii ki orijinal yerleridir.Çeþitli uluslararasý anlaþmalar bu temel prensibinaltýný çizmiþtir. Bunun (yani bu gerçeðin) ve alternat-iflerin araþtýrýlmasýna yetersiz zaman tanýnmasýyalnýz Türkiye'nin kaybý ve Avrupa'nýn kültürelanýlarýnýn yok olmasý deðil bunlarýn ötesinde önemliturizm potansiyelinin geliþmesinin de imkansýzlaþ-masý demek olacaktýr.

Türkiye'nin AB'ye üyelik görüþmelerinedeniyle Avrupa kamu oyu Türkiye ile ilgilenmekte-dir. Örneðin Allianoi konusunda AvrupaParlamentosu üyeleri dahil çeþitli kiþilerden sorularve yorumlar alýyoruz. Sivil Toplum Diyalogumuzaçýsýndan da halkýn Türkiye -AB iliþkileriyle ilgilen-mesinden, paylaþtýðýmýz mirasa ilgi göstermesindenmemnuniyet duyuyorum. Buna karþýn, Türkiye'ninAvrupa için önemli olan arkeolojik hazineleri yoketmesi olumsuz bir imaj yaratacaktýr.

Olli REHNAB Geniþlemeden Sorumlu Üyesi

Konu: Allianoi, aðaç katlimý, europa nostra'nýnmektubuGönderen: Arif Ali Cangý <[email protected]>Tarih: 22 Kasým 2005, Salý, 3:22 pmAlýcý: Undisclosed-Recipient:;

BARAJ GÖL ALANI ÝÇÝNDE AÐAÇKATLÝAMI BAÞLADI,

ALLIANOI ÝÇÝN, EUROPA NOSTRA'DANBAÞBAKAN'A MEKTUP,

1.) ALLIANOI ÝÇÝN VERÝLEN KORUMAKARARLARI DÝNLENMÝYOR!

KORUMA KURULU, ALLIANOI'UN KORUN-MASINA ÝLÝÞKÝN ÇÖZÜM BULUNANA KADARBARAJDA SU TUTULMAMASINA KARAR VERDÝ.

ÞÝMDÝ, SU TUTULMAMASI GEREKEN GÖLALANI ÝÇÝNDEKÝ AÐAÇLAR KESÝLÝYOR... Baraj gölalanýndaKÝ aðaç katliamý, koruma kurulu kararýnauyulmayacaðýný gösteriyor. Çünkü, koruma kararýdoðrultusunda, barajda su tutulmayacaksa,aðaçlarýn esilmesinin hiçbir mantýklý açýklamasý ola-

maz. Kaldý ki, su tutulmayacak baraj göl alanýndakibinlerce aðacýn kesilmesi, yörenin doðal dengesinide bozacaktýr. Agaç kesme ve koruam kurulukararýna aykýrý olara baraj gölünmde su tutulmasýsonucunu doðuracak her türlü iþlem ve eylemin dur-durulmasý için Ýzmir Valisi'ne baþvuruldu. Ayrocaaðaç kesimi için açýklama yapan DSÝ II.Bölge MüdürYardýmcýsýna uyarý mektubu gönderildi (EKLÝ).

DOÐAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARINKORUNMASINDAN YANA OLAN HERKESÝ,ALLIANOI'UN YOK OLMAMASI VE BARAJ GÖLALANI ÝÇÝNDEKÝ AÐAÇ KATLÝAMININ DURDU-RULMASI ÝÇÝN, ÝZMÝR VALÝLÝÐÝ, DSÝ GENELMÜDÜRLÜÐÜ, KÜLTÜR VE TURÝZM BAKANLIÐI,ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIÐI'NA BAÞVURUYAPMALARI ÇAÐRISINDA BULUNUYORUZ.

2.) EUROPA NOSTRA'DAN BAÞBAKAN'AMEKTUP VAR;EUROPA NOSTRA, (Avrupa Kültür MiraslarýFederasyonu) BAÞBAKAN SAYIN RECEP TAYYÝPERDOÐAN'I ALLIANOI’U KORUMAYA ÇAÐIRDI,Konuyla ilgili 14.11.2005 tarihli basýn açýklamasýmetni ve Türkçe çevirisi eklidir.

Av. Arif Ali Cangý Allianoi Giriþim Grubu Dönem Sözcüsü

Tel/Faks: 232-4256688

Konu: Allianoi için baþvuru-baraj inþaatýný durdurunGönderen: Arif Ali Cangý <[email protected]>Tarih: 31 Ekim 2005, Pazartesi, 12:16 pmAlýcý: Undisclosed-Recipient:;

YORTANLI BARAJINDA SU TUTULMASIN-DAN VAZGEÇÝLMELÝ, BARAJ ÝNÞAATI HEMENDURDURULMALIDIR.

ALLÝANOÝ ÝÇÝN, KORUMA KURULU,"KORUMAYA ÝLÝÞKÝN ÇÖZÜM BULUNUNCAYAKADAR, YORTANLI BARAJINDA SU TUTULMA-MASINA" KARAR VERDÝ.

DSÝ'NÝN BÝLDÝRDÝÐÝNE GÖR, YORTANLIBARAJI ÝÇÝN 2001 YILINDA ALINAN KORUMAKARARINDAN BU YANA YALNIZCA BARAJÝNÞAATI ÝÇÝN TOPLAM 11.792.160,56 YTL HAR-

Page 34: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

HABERLER

iDOL34

CAMA YAPILMIÞ. BU HARCAMANIN 8.918.780,34YTL.SÝ 2005 YILINDA YAPILMIÞ.

Yani bir yýldan bu yana Allianoi GiriþimiGrubu tarafýndan yapýlan tüm baþvurulara veuyarýlara raðmen dört yýlda yapýlan harcamanýn ikikatýndan fazla harcama yapýlmýþ.

Þimdi artýk, Allianoi’u yok edecek hiç biriþlem yapýlamaz, eylemde bulunulamaz. Bu neden-le, a.. Yortanlý Barajýnda 15 Kasým 2005 tarihinde“su tutulmasý kararý”nýn hemen geri alýnmasý b..Daha fazla kamu zararýna yol açýlmamasý için barajinþaatýnýn hemen durdurulmasý gerekmektedir.

Bu konuya iliþkin Enerji ve Tabii KaynaklarBakanlýðý ile Kültür ve Turizm Bakanlýðý'na gönde-rilen dilekçeler eklidir.

Ýlginize ve bilginize sunarýz.Av.Arif Ali Cangý

Allianoi Giriþimi Grubu Sözcüsü31.10.2005

T.C. Kimlik No: 47647260534 Adres: 858 Sokak No:9/705 Konak/ÝZMÝRTel/Faks: 232-4256688, 4256689E.posta: [email protected]

EUROPA NOSTRA TÜRKÝYE'NÝN BAÞBAKANINIEÞSÝZ ARKEOLOJÝK ÖREN YERÝ ALLIANOI'U

KORUMAYA ÇAÐIRIYORBASIN AÇIKLAMASI

14 Kasým 2005, HollandaEuropa Nostra - pan Avrupa Kültür Mirasý

Federasyonu - Bergama yakýnlarýndaki Allianoi örenyerinin korunmasý için kapsamlý bir plan ortaya çýkýn-caya kadar Yortanlý Barajinýn durdurulmasý için sonbir çaðrý yapmaktadýr. Sayýn Baþbakan RecepTayyip Erdoðan'a yazýlan Allianoi'deki RomaHamamý’nýn pek yakýnda yok olmasýný önlemesiniisteyen açýk mektup, Europa Nostra'nýn yöneticisiOtto von der Gablentz tarafýndan imzalanmýþtýr. Buçaðrý Allianoi'un sular altýnda kalmasýna karþý hemTürkiye'de hem de uluslararasý ortamda gittikçegüçlenen bir muhalefete dayanarak yapýlmýþtýr.

13 Ekimde Ýzmir Kültür Varlýklarýný KorumaKurulu daha önce Allianoi'un birinci derecede SÝTalaný olarak tanýndýpðýný ve sular altýnda býrakýl-

masýnýn yasa dýþý bir iþlem olacaðýný hatýrlattý. Kurulbu nedenle Kültür ve Turizm Bakanlýðý tarafýndanAlliani'un korunmasý için alýnýlabilecek yeterli önlem-ler konusunda bir raporunu beklemek üzere barajdasu tutulmasýnýn ertelenmesini istedi.

Otto von der Gablentz, Türk Baþbakanýnayazdýðý mektupta "Allianoi Avrupa tarihinin önemli birdöneminin þahidi olarak Avrupa kültür mirasýmýzýnönemli bir parçasýdýr. Türk Hükümetinin Allianoi'ýkoruma yolu bularak Avrupa kültür mirasýný korumave geliþtirme amacýna uyumlu öncelikler ve poli-tikalar izleme kararýnda olduðunu teyid edeceðiniiçtenlikle umud ediyoruz" vurgulamasýný yaptý.

Eylül ayýnda, Europa Nostra ICOMOS veAvrupa Arkeologlar Derneði ile birlikte TürkiyeAvrupa Birliði Ýliþkilerinden sorumlu Devlet BakanýAli Babacan'a ve hükümetteki Bakanlara bu konudabir mektup yazmýþtý ama bugüne kadar TürkHükümeti'nin bu konudaki tavrýný açýklayan bir yanýtalýnmadý. Ayný zamanda Europa Nostra geniþ birhalk desteði saðlama amacýyla Ýnternet üzerindenbir kampanya baþlattý(www.europanostraçorg/save_allianoi.html). Bukampanya yirmibeþ ülkeden gelen imzalarla ivmekazanmaya devam ediyor.

Europa Nostra Avrupa Birliði'nin Allianoi'ukurtarma konusunda gösterdiði ilgi'yi sevinçlekarþýlýyor. Birliðin Geniþlemeden sorumlu görevlisiBay Olli Rehn Türkiye'nin Dýþiþleri Bakaný AbdullahGül'e bu konuda bir mektup yazmýþtýr. MEP AvrupaParlamentosu Kültür ve Eðitim baþkaný BayNikolaos Sifunakis te Türkiye'nin Avrupa BirliðiBüyük Elçisine bir mektup yazmýþ ve Allianoikonusunu Avrupa Parlamentosunun Ekim GenelOturumunda dile getirmiþtir.

Milattan Sonra ikinci yy'da ÝmparatorHadrian zamanýnda inþa edilmiþ olan Allianoi'unbugünkü deðeri, yerleþim birimi dýþýnda yapýlmýþeþine az rastlanýr bir Roma Hamamý olmasýndan, veiki kat boyunca hala ayakta duran duvarlarý vesütunlarýyla, iyi korunmuþ olmasýndan kaynaklan-maktadýr. Hem tarih hem de sanat tarihi açýsýndanbugüne kadar çektiðinden çok daha büyük ve derinbir araþtýrma ve ilgiyi hak etmektedir.

Page 35: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

HABERLER

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ 35

Süregiden medya ilgisinin ve Allianoi'yuziyaret eden Türklerin 30 000 imza vermiþ olmasýn-dan anlaþýldýðý gibi Türkiye'de Allianoi'un korunmasýiçin geniþ destek vardýr. Ören yeri daha tamamiylekazýlmamýþ olduðu ve turistik altyapýnýn da daha çokgeliþtirilebileceði bir durumda olmasýna karþýn þimdi-

den ziyaretçilerin çik ilgisini çekmektedir. Ilýcayý butarihi ortamda kullanýlacak hale getirmek ve ziyaret-ciler için tesisler geliþtirmek yörenin turizm potan-siyalini geliþtirerek yorenin sürdürülebilir kalkýnmasý-na, bir sulama barajýný kýsa ömrünün ötesinde katký-da bulunabilir.

T.C.KÜLTÜR VE TURÝZM BAKANLIÐI

ÝZMÝR II NUMARALI KÜLTÜR VE TABÝAT VARLIKLARINIKORUMA BÖLGE KURULU

KARAR

TOPLANTI TARÝHÝ VE NO: 13.10.2005-53 35.02/184

KARAR TARÝHÝ VE NO : 13.10.2005-1453 Toplantý Yeri: BERGAMA

Ýzmir Ýli, Bergama Ýlçesi, Paþa Ilýcasý Mevkiinde bulunan, Ýzmir I Nolu Kültür ve Tabiat VarlýklarýnýKoruma Kurulu'nun 29.03.2001 gün ve 9229 sayýlý kararý ile tescilli I.(birinci) derece arkeolojik sit alanýiçinde kalan Allianoi Antik Kenti'nde Kurulumuzun 28.09.2005 gün ve 1361 sayýlý kararý gereði, 13.10.2005tarihinde Kurulumuz üyelerince yerinde inceleme yapýldý, Allianoi Kazýsý Bilimsel Baþkaný Ahmet Yaraþ veDSÝ yetkililerinin izahatlarý dinlendi, yapýlan görüþmeler sonunda;

Ýzmir Ýli, Bergama Ýlçesi, Paþa Ilýcasý Mevkiinde bulunan Allianoi (?) Antik Termal kalýntýlarýnýnkültürel deðer taþýdýðý, Dünya mirasý litaratürüne girebilecek nitelikte korunmasý gerekli Kültür Varlýðýolduðu, buna karþýn Yortanlý Barajý Baraj Gövdesinin tamamlanma aþamasýna olduðu, su tutma aþamasý-na çok yakýnda geleceði ve de Barajýn tamamlanmasý ile yörenin sosyo-ekonomik yapýsýnýn etkileneceðidkkate alýnarak bu konuda baraj gölet alaný içinde kalacak termal yerleþmenin korunmasýna yönelik nitelikve niceliklerin ve de teknik uygulamalarýn Kurulumuzun ihtisas alaný dýþýnda olduðu ortaya çýktýðýndan,Kurulumuzun 01.06.2005 gün ve 968 sayýlý kararý ile Genel Müdürlükten temini istenen teknik raporun koru-maya iliþkin gerekli ve yeterli öneri ve çözümleri içermediði de dikkate alýnarak konunun ve korumaya yöne-lik önlemlerin Bakanlýðýmýzca çözümlenmesine, çözüm üretilene kadar barajda su tutulmamasýna, kararverildi.

BAÞKAN BAÞKAN YARDIMCISIProf. Dr. Çýnar ATAY Refika ERKIZAN

ÜYE ÜYE ÜYEYrd. Doc. Dr.Akýn ERSOY Necati UYAR Yrd. Doç.Dr. Harun ÜRER

ÜYE ÜYE ÜYENeþdet BEÞBAÞ Firuzan ATAK Adnan Sarýoðlu

Ýzmir Bayýndýrlýk ve Ýskan Md. Bergama Müze Müdürlüðü

Page 36: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

HABERLER

iDOL36

ALLIANOI ÝÇÝN TARÝHSEL ÇAÐRI

Sayýn Recep Tayyip Erdoðan,T.C.Baþbakaný

Sayýn Baþbakan;Bergama'nýn 18 km. kuzeydoðusunda bulunan Allianoi, saptanabilmiþ 1800-2000 yýllýk tarihi ile

çaðlar boyu insanlara þifa daðýtan bir saðlýk yurdu olmuþtur.Koruma Kurulu tarafýndan 1.derece arkeolojik sit olarak tescilli bulunan ve insanlýðýn ortak kültür

mirasý niteliðindeki Allianoi; inþaatý hýzla sürdürülen Yortanlý Barajý’nýn sularýna gömülme tehlikesi ile karþýkarþýyadýr. Bu tehlike nedeniyle, Ýzmir II.Numaralý Kültür ve Tabiat Varlýklarýný Koruma Bölge Kurulu'nun13.10.2005 tarihli kararýyla; "…"…Allianoi'un Dünya mirasý literatürüne girebilecek nitelikte korunmasýgerekli Kültür Varlýðý olduðuna, Allianoi'un korunmasýna yönelik önlemlerin, Kültür ve Turizm Bakanlýðýtarafýndan çözümlenmesine, çözüm üretilene kadar barajda su tutulmamasýna…" karar verilmiþtir.

Bu koruma kararýna raðmen, Allianoi'u yok edecek Yortanlý Barajý'nýn açýlýþýnýn 18 Aralýk 2005 günütarafýnýzdan yapýlacaðý söylenmektedir.

Ülkemizin de taraf olduðu uluslararasý sözleþmeler ile T.C.Anayasasý ve Kültür ve Tabiat VarlýklarýnýKoruma Yasasý karþýsýnda Allianoi'un yok olmasýna göz yummanýn hukuksal sorumluluðu bilinmektedir.Bunun yaný sýra 1800-2000 yýllýk saðlýk yurdunun yok edilmesinin tarihsel sorumluluðu daha da aðýr ola-caktýr. Biz bu sorumluluða ortak olmak istemiyoruz.

Bu nedenlerle; Allianoi'u yok edecek Yortanlý Barajý'nýn açýlýþýna gelmemenizi, Koruma Kurulukararlarý doðrultusunda Allianoi'un yok olmasýný engellemenizi diliyoruz.

Saygýlarýmýzla.

2005 Yýlý Kazý Sezonunda Türkiye’de 18’ibaraj bölgelerinde, 33’ü kurtarma, Bakanlar KuruluKararlý 37 yabancý, 83 Türk Bilim Kurullarý tarafýndanolmak üzere toplam 151 arkeolojik kazý gerçekleþti-rilmiþtir.

Yabancý kazýlarýn ülkelere göre daðýlýmýþöyledir;

Ýngiltere 3ABD” 8Fransa 3Ýtalya 8

Avusturya 2Almanya 8Belçika 2Ýsveç 1Japonya 1Kanada 1

68’i Türk Bilim Kurullarý ve 31’i de YabancýBilim Kurullarý tarafýndan olmak üzere toplam 99Yüzey araþtýrmasý gerçekleþtirilmiþtir.

2005 YILI ÝÇÝNDE ÜLKEMÝZDE YAPILAN KAZI VE YÜZEY ARAÞTIRMALARI

Page 37: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

2004yýlýnda Konya Selçuk Üniversitesi,Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji

Bölümü ile Slovakya, Trnava Üniversitesi, ArkeolojiEnstitüsü arasýnda Avrupa Birliði Erasmus öðrencive öðretim üyesi deðiþim programý çerçevesinde biranlaþma imzalanmýþtýr. Bu anlaþmanýn ilk uygula-masý olarak 2004-2005 eðitim öðretim yýlý baharsömestrinde Selçuk Üniversitesi ArkeolojiBölümü'nden 10 öðrenci 5 ay süre ile öðrenimgörmek üzere Trnava'ya gönderildi. Bu oluþumundevamý olarak 2005-206 öðrenim yýlý güz sömestresinde bir öðrenci Slovakya'dan, Selçuk ÜniversitesiArkeoloji bölümüne eðitim için gelmiþ ve yine aynýsömestrde 4 Türk öðrenci Slovakya'ya eðitim veöðrenim amaçlý gönderilmiþtir.

Ayný anlaþma çerçevesinde 2004 - 2005öðrenim yýlý bahar sömestrsinde Prof. Dr. AhmetTýrpan, Prof. Dr. Christine Özgan, Prof. Dr. MustafaÞahin ve Yrd. Doç. Dr. Hakan Mert'ten oluþan öðre-tim üyeleri grubu Mayýs ayýnda iki hafta süre ile

Trnava Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nde ders vekonferanslar vermiþlerdir.

Slovakya ile olan bu arkeolojik bilimsel ortak-lýk çalýþmalarýnýn çok yönlü olarak kapsamlarýnýngeniþletilmesi her iki taraftan da arzulanmaktaolduðundan, deðiþim ve ortak projelerin baþkasahalara da taþýnmasý ön görüldü. Bu tür çalýþ-malarýn ilk örneði olarak 19 - 21 Kasým 2005 tarihleriarasýnda Slovakya'nýn Morda-Harmonia kongremerkezinde Selçuk Üniversitesi, Trnava Üniversite-si Arkeoloji Bölüm'lerinin ortaklaþa düzenledikleri veSlovak Arkeoloji Cemiyeti'nin de katkýda bulunduðuuluslararasý "Çaðlar Boyunca Silahlar ve Savun-maAraçlarý" konulu sempozyuma çeþitli ülkelerden birçok bilim adamý katýlmýþtýr. Türkiye, Almanya,Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Yunanistanve Ýtalya gibi ülkelerden katýlan araþtýrmacýlar sem-pozyumda iki gün boyunca 27 bildiri ile farklý dönem-lerden savunma araçlarýný tanýtmýþlar ve anlamlarýhakkýnda yorumlar getirmiþlerdir. Bronz Çaðý'ndan

HABERLER

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ 37

T. C. Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ile Slovakya Trnava Üniversitesitarafýndan ortaklaþa düzenlenen uluslararsý Sempozyum dizisinin ilki 19 - 21 Kasým

2005 tarihleri arasýnda Morda-Harmonia'da (Slovakya) gerçekleþtirildi.

Prof. Dr. Ahmet TIRPAN

Page 38: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

baþlayarak Geç Antik Dönem'e kadar kullanýlansilahlar sempozyumda sunulan bildirilerde deðiþikyorum ve bakýþ açýlarý ile ayrýntýlý olarak ele alýn-mýþtýr. Sempozyuma Selçuk Üniversitesi ArkeolojiBölümü'nden Prof. Dr. Ahmet TIRPAN, Yrd. Doç. Dr.Ahmet Asuman BALDIRAN ve Yrd. Doç. Dr. HakanMERT'te bildiri ile katýlmýþlardýr.

Morda-Harmonia'da gerçekleþtirilen bu etkinlik,planladýðýmýz sempozyum dizisinin ilk ayaðýný oluþ-turmaktadýr. Ýkinci sempozyum ise yine ayný üniver-sitelerin ortak çalýþmalarý ile 2006 sonbaharý'ndaKonya Selçuk Üniversitesi'nde gerçekleþti-rilecektir.Konya'da düzenlenecek 2. Sempozyum'un konusuise "Çaðlar Boyunca Kadýn" olarak kararlaþtýrýlmýþbulunmaktadýr.

Tüm bu deðiþiþim faaliyetleri kapsamýnda,Selçuk Üniversitesi ve Uludað Üniversitesi ArkeolojiBölümleri tarafýndan yürütülen bazý kazýlara(Örneðin Lagina ve Myndos kazýlarý) SlovakArkeoloji öðrencilerinin katýlýmlarý konusunda da giri-þimlerde bulunulmuþtur. Trnava ÜniversitesiArkeoloji Bölümü'nün 2006 Haziran ayýnda BatýAnadolu'daki önemli ören yerleri ve müzeleri kap-sayan bilimsel bir gezi düzenlemesi program-landýrýlmýþtýr.

HABERLER

iDOL38

III.Uluslararasý Likya Sempozyumu 80 bildirininsunulduðu geniþ bir katýlýmla Antalya Talya

Otel Konferans Salonunda yapýldý. Prof. Dr. AhmetTIRPAN derneðimiz baþkaný sýfatýyla bu sempozyu-ma özel olarak davet edildi. Kusursuz bir organiza-syonla aðýrlanan yerli ve yabancý davetliler bu orga-nizasyonu yüklenen AKMED mimarlarýna övgü veteþekkürlerini sundular. Sayýn Ýnanç KIRAÇ beye-fendi ve sayýn meslektaþýmýz Kayhan DÖRTLÜKsempozyum süresince her þeyle ve herkesleilgilendiler. Gönüllü bir kültür kuruluþunun AnadoluKültür tarihinin tanýtýmýna nasýl büyük bir katkýsaðladýðýnýn güzel bir örneðini verdiler.Türk Arkeolojisine katkýlarýndan dolayý AKMED kuru-cularýna, çalýþanlarýna ve sempozyumda emeðigeçenlere Derneðimiz yönetim kurulu olarakteþekkür ederiz. Yönetim Kurulu

III. ULUSLARARASI LÝKYA SEMPOZYUMU

Page 39: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

Avrupa Birliði tarafýndan finanse edilen"Küllerdeki Ekmek Projesi" Sempozyumu'na

Derneðimiz Baþkaný Ahmet A. Týrpan katýldý. Kazýiþçisi yetiþtirme amacý ile yürütülen bu projenin 50genci teorik ve uygulamalý olarak eðittiði ve bu aþa-madan sonra nasýl istihdam edilebilecekleri konusu-nun tartýþmaya açýldýðý bir sempozyumun yapýl-

masýnýn anlamsýzlýðý sadece 3 konuþmacýnýn katýl-masýndan da anlaþýlmaktadýr.

Sempozyum broþüründe açýklanan projeninanlam ve amacýndan anlaþýlacaðý üzere,mesleðimizin herkes tarafýndan kullanýldýðý ve pro-jede görev alan arkeologlarýn ise bu iþlere araçolduðu açýk bir þekilde görülmektedir.

HABERLER

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ 39

KÜLLERDEKÝ EKMEK SEMPOZYUMU

Page 40: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

HABERLER

iDOL40

1.Burdur sempozyumu 16-19 Kasým 2005 tarih-leri arasýnda Burdur Valiliði önderliðinde,

Burdur'da gerçekleþtirildi.Akdeniz bölgesinin "uyuyan güzeli"

Burdur'un geçmiþten günümüze;

1. Kültür-Dil ve Edebiyat2. Coðrafya Ormancýlýk Ekoloji Biyoloji3. ARKEOLOJÝ, TARÝH VE ANTROPOLOJÝ4. Ýnsan, Eðitim, Yaþam, Saðlýk, Spor5. Yer Bilimleri, Madencilik ve Deprem6. Ekonomi, Tarým ve Hayvancýlýk7. Müzik, Plastik Sanatlar8. Ticaret ve Sanayi9. Yerel Yönetimler, Belediyecilik, Þehir Planlamasý,

Mimarlýk ve Peyzaj10.Turizmkonularýnda, Burdur'a ait bilinen ve bilinmeyenbirçok deðerli çalýþmanýn ortaya konmasý yerelde veulusal boyutta tüm katýlýmcý ve dinleyiciler tarafýndanBurdur için bir "milat" olarak nitelendirildi.

Sempozyumun sunuþ kýsmýndan özetle; onbin yýllýk bir tarihe sahip olan Burdur; tarihi,coðrafyasý bünyesindebarýndýrdýðý kültürel vear-keolojik çevre deðer-lerindeki zenginlikleriyleönemli illerimizden biri-sidir. Burdur veçevresinin her yönüylearaþtýrýlarak, tartýþýlmasý,sorunlarýnýn bilimselzeminde çözülmesi içinbir tartýþma ortamý oluþ-turulmasýna, bu amaçdoðrultusunda merkezive yerel bürokratlarýn,siyaset ve sanatadamlarýnýn, iþ

adamlarýnýn, sivil toplum örgütlerinin ve nihayetindebilim adamlarýmýzýn kýsaca Burdur'a emeði geçmiþkiþi ve kuruluþlarýn dünden-bugüne burdur için kay-dettiði çalýþmalarý, geliþmeleri ve deðiþimleri tespitedebilmek için yapýlan bu sempozyum;

Düzenleme kurulu ve sponsor kamu ve özelkurumlar ile sivil toplum örgütlerinin el ele vererekbaþarýsý için gayret ve kararlýlýk gösterdikleri buçalýþmanýn sonucunda Burdur'un bilinmeyen pekçok yönü ortaya çýkartýlarak Burdur'un gelecektekivizyonunun ne olmasý gerektiði konusunda birbütünlük oluþturulmaya çalýþýlmýþtýr.

Burdur Ýlinin 21. yüzyýlýn ilk çeyreðinde yap-masý gereken en önemli hareketin kentleþme mod-elleri açýsýndan ne tür bir "Ýl" olacaðýna karar ver-ilmesidir. Sempozyum konu baþlýklarý olaraksýnýflandýrýlan ve þehirle özdeþ deðerlerin hangisininBurdur için bir itici güç olarak kullanýlmasý gerektiðikarara baðlanarak! Bir kültür turizm þehri mi? Birüniversite þehri mi? Bir tarým üretim ham maddeþehri mi? olmasý gerektiðine þehrin bütün uzuv-larýnýn katýlýmý saðlanarak karar verilmeyeçalýþýlmýþtýr.

BURDUR SEMPOZYUMUN DA "ARKEOLOJÝ"

Haber: Murat ARIK*

* Arkelog, Küktür ve Turizm Bakanlýðý Kültür Varlýklarý ve Müzeler Genel Müdürlüðü

Page 41: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

HABERLER

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ 41

Bu açýdan Burdur ve çevresi için çok önemliolan arkeolojik deðerlerin de sempozyum süresinceyoðunluklu olarak konuþulduðu ve tartýþýldýðý birortamda katýlýmlarýyla þehrimizi ve sempozyumu-muzu onurlandýran deðerli meslektaþlarým vehocalarýmýn verdikleri bildirileri sýrasýyla buradabelirtmek istiyorum.

Prof. Dr. Mehmet ÖZSAÝT (Ýstanbul Üniversitesi)Arkeolojik Veriler Iþýðý Altýnda Burdur

H. Ali EKÝNCÝ (Burdur Müzesi Müdürü)Burdur Ýli Sýnýrlarý Ýçinde Bugüne Kadar YapýlmýþOlan Arkeolojik Kazýlar Ve Araþtýrmalar

Yrd. Doç. Dr. Ýrfan ATEÞOÐLU (SüleymanDemirel Üniversitesi)Burdur Turizminin Geliþtirilmesinde SagalassosAntik Kentinin Yeri Ve Önemi

Dr. Þevki DUYMAZ (Süleyman Demirel Üniver-sitesi)

Anadolu Selçuklu Dönemi Ekonomi OrtamýndaBurdur-Bucaktan Mimari Bir Örnek:Susuz Han

Araþtýrma Görevlisi Ayça ÖZCAN (AnkaraÜniversitesi-DTCF)Antik Yazarlar Ve Modern Seyyahlarýn GözüyleBurdur Antik Kentleri

Uzman Orhan ALAV (Süleyman Demirel Üniver-sitesi)Kültürel Mirasýn Korunmasý: Müzelerde Ýki Ve ÜçBoyutlu Nesne Görüntüleme: Burdur Müzesi Örneði

Arkeolog Hüseyin KÖKER (Ýstanbul Üniversitesi)Sikkeler Iþýðýnda Kremna Antik Kenti Tanrýlarý VeKültleri

Arkeolog Murat ARIK (T.C. Kültür ve TurizmBakanlýðý)Sagalassos Antik Kenti; Kazý Ve AraþtýrmaProjesinin Burdur Ýçin Önemi Ve 2004 Yýlý RomaHamamý Kazý Çalýþmasýnýn Deðerlendirilmesi.

Page 42: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

DERNEÐÝMÝZDEN

iDOL42

Balgat'taki makam odasýnýn kapýsýnda sargýlýolan kýrýk omzuyla bizleri gülerek karþýlayan

Sayýn Bakanýmýz Atilla Koç'a arada geçmiþ olsundileklerimizi de ilettik. Kültür Varlýklarý ve MüzelerGenel Müdürü Sayýn Orhan Düzgün'ün de yer aldýðýkarþýlýklý sohbet içerisinde baþlayan toplantýda,Sayýn Bakanýmýz Atilla Koç; Türk arkeologlarýn çokiyi iþler yaptýðýný, yabancý arkeologlara kesinliklekarþý olmamakla beraber, istismara da göz yummay-acaðýný dile getirerek, buna örnek olarak Nemrut'ugösterdi. Kaman'daki Japon arkeologlardan veSagalassos'daki Belçikalý arkeologlardan iseövgüyle söz etti. Geçen kazý sezonu dönemindekazýlara 2 tirilyon ayrýlýrken kendisinin bunu bu yýl14 tirilyona çýkardýðýný, ancak kazý yapýlmasýndanziyade asýl üzerinde durulmasý gereken konununkorumacýlýk ve restorasyon olduðuna dikkat çeke-rek, gerek Ahlat'ta gerekse diðer kazý alanlarýndabunun çok çirkin örneklerini gördüðünü ifade ederek,150 yýldýr kazýsý devam eden Efes'in daha %10'ununkazýldýðýný; Efes'i ve Antalya'nýn bütün ören yerleriniakülü güneþ enerjisi ile aydýnlattýklarýný, bu iþin bir deturizm yönünün olduðunu, 2010 yýlýnda Ýstanbul'a 30milyon turist çekebileceðini, ama asýl sorunun, buturistleri havaalanýndan Taksim'e nasýl getirile-ceðinde yattýðý, bu seneÝstanbul'da 73 tane otelyapýldýðýný, biner yataklý100 tane daha otelin yapýl-masýnýn gerekli olduðunubelirterek, Türkiye'ninolaðanüstü güzellikleriyleolaðanüstü para kazan-manýn dinamik dengesininiyi kullanýlmasý gerektiðiyönünde uyarýda bulundu.

Derneðimiz Baþ-kaný Prof. Dr. Ahmet AdilTýrpan; Devlet PlanlamaTeþkilatý raporlarýna göre,Türkiye'de döviz girdisinin

%25'nin turizm hizmet sektöründen kaynaklandýðýný,Kültür Bakanlýklarýnýn bütün dünyada ikinci sýradabir bakanlýk olduðunu, ne yazýk ki Türkiye'de hala birTürk Arkeoloji Enstitüsü'nün kurulamadýðýný, TürkTarih Kurumu' nun amaçlarýndan birinin de buolmasý gerektiði, yabancý ülkelerin bu hususuönemsediklerini, her ülkenin bir arkeoloji enstitüsükurduðunu, burada elde ettikleri verilerle DýþiþleriBakanlýklarýna baðlý olarak politikalar geliþtirdiklerini,Afganistan'da, Türkü Cumhuriyetleri’nde arkeolojienstitüleri kurmayý amaçladýklarýný belirterek,Türkiye'de bir Arkeoloji Enstitüsü kurulmasýný saðla-malarý halinde adlarýnýn literatüre geçeceðini ifadeetti.

Sayýn Bakan ise; Türk entelektüellerinin din-darý, dinsizi, saðcýsý, solcusu muhafazakarlýkla geri-ciliði birbirine karýþtýrdýðýný, maalesef bir ülke, finanskapitali olacaksa gökdelenlerden kurtulamaya-caðýný, 15 sene önce Shanghay’a gittiðinde bir tanebile gökdelen olmadýðýný, ama üç hafta önce git-tiðinde 1500 tane gökdelenin yapýlmýþ olduðunugözlemlediðini, Ýstanbul'a 2 tane gökdelen yapýlmakistendiðinde, herkesin ayaða kalktýðýný kaydetti.Ayrýca, Mustafa Kemal Paþa'nýn öncülüðünde Dil veTarih Coðrafya Fakültesi'nde Arkeoloji Bölümü’nün

Derneðimiz Yönetim Kurulunun Kültür ve Turizm Bakaný Sayýn Atilla Koç ile Yaptýðý Görüþme

Page 43: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

DERNEÐÝMÝZDEN

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ 43

kurulduðunu, þimdi ise bu sayýnýn ondokuza çýk-týðýný, bununla beraber bir zihniyet deðiþiminin demeydana geldiðini, bu iþi benim bilim adamlarýmlayapabilirim diyen bir birikimin oluþtuðunu, halkýn dabu iþi bir deðer olarak algýlamaya baþladýðýný vurgu-layarak, 25 yýl önce elden çýkmasýn, korumaanlayýþýyla çýkarýlan kanunun hala devam ettirilmesihalinde vatandaþla karþý karþýya kalýnacaðýný, bunedenle koruma kurullarýndan çok sýkýntý çekildiðini,ama bunlarýn olmamasý halinde Türkiye'de bir tanebile eserin korunamayacaðýný, bundan dolayýkurullarýn sayýsýný 28'e çýkardýklarýný, KUDEB'lerin(Koruma, Uygulama ve Denetim Bürolarý) kurullarýniþlerinin %60 ný üstleneceklerini söyledi.

Yönetim Kurulu Üyemiz Emine Aynur ise,söz konusu kurullarý karalamak için büyük propa-ganda yapýldýðýný, oysa belediyelerin yapý, imar verestorasyon açýsýndan çok daha zorlayýcý kanunlarýolduðunu, usulüne uygun çalýþan kurullarýmýzdanbilakis memnun olunmasý gerektiðine dikkat çekti.

Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. FikriKulakoðlu, bu kurullar tarafýndan eserlerin tescillen-mesinin bile koruma açýsýndan önem arzettiðini,Baþkan Vekili Nurettin Çelem ise, Antalya'daki Kaleiçine 8-10 yýl önce gündüz dahi insanlarýn girmeyekorktuðu bir yer olduðunu, ama korunacak bir yerinayný zamanda para kazandýðýnýn da öðrenildiðinidile getirdi.

Bakanýmýz, bu arada asýl sýkýntýnýn þehirdeyapýlan kazý faaliyetlerinde olduðunu ifade ederekUlus'u örnek gösterdi: "Alttaki dokuyu biliyoruz. Yasiz göz yumacaksýnýz, yada orta yol bulunacak." 80metre derinliðe inilmesi gereken bir kazýnýn nasýlyapýlmasý yönünde ilim adamlarýnýn yol göstericiliðiyapmasý gerektiðini belirtti.

Prof. Dr. Ahmet Adil Týrpan, 1924-1925 yýl-larýnda Ankara Þehir Planýný yapan JANSEN'in"Ulus'a malayla gireceksiniz." sözünü hatýrlatarak,Ulus'un þimdiki haline dikkat çekerek, on katlýbinalarýn inþa edildiðini, Hacý Bayram'ýn höyük üzer-ine kurulduðunu, halen tescil edilmediðini, altta Frig,onun üzerinde ise, Agustos tapýnaðý ve içinde dekilisenin olduðunu, Kültür Varlýklarý ve MüzelerGenel Müdürlüðüne 100 m., Anadolu Medeniyetler

Müzesi’ne ise 500 m. Uzaklýkta bulunan böyleçekirdeklerin korumaya alýnarak, ticaret merkez-lerinin bu çekirdeklerin dýþýna çýkarýlmasý gerektiðini,buralarý turizm rekraasyon merkezleri olarak kullanýl-masýnýn daha uygun olacaðýný, bütün dünyadabunun böyle olduðunu, Eski Budapeþte, Eski Sofya-Yeni Sofya gibi yerleri örnekleyerek, kurullarýn arke-oloji ve þehir plancýlarý kurullarý olarak ayrý ayrýolmasý gerektiðini iþaret ederek, 1,5 senede, yada20 senede bir þehir planý yapýlmasý en az on taneþehir plancýsýnýn bir araya gelerek, arkeolojik vesanat verilerine dayanarak ortak karar üretmelerinindaha uygun bir yöntem olacaðýnýsöyledi.

Görüþmenin sonunda, Yönetim Kurulu ÜyesiÝsmail Sarýpýnar, arkeologlarýn bazý mesleki sorun-larý olduðuna dikkat çekerek, Genel Sekreter BinnurÇelebi de, kendisinin de içinde bulunduðu, memurkadrolarýnda bulunan ve mahkeme neticesindesýnavla unvan deðiþikliðini bekleyen, ancak sýnavaçýlmadýðý için maðdur durumda olan personelinarkeolog kadrolarýna atanmalarý konusunu gündemegetirerek sayýn Bakanýmýzýn bu husustaki görüþlerisorulduðunda ise, toplantýda yer alan KültürVarlýklarý ve Müzeler Genel Müdürü Sayýn OrhanDüzgün tarafýndan, bu hususta Personel DairesiBaþkanlýðýnda mevcut bir çalýþmanýn yürütüldüðükaydedildi. Tüm arkeologlarýmýz adýna YönetimKurulu olarak Sayýn Bakanýmýz Atilla Koç'tan bumaðduriyetin giderilmesi yolunda talepte bulunuldu.Arkeologlarýn mevcut sorunlarý ve taleplerine yönelikhazýrlanacak olan bir raporun ileride kendilerinesunulacaðý belirtilerek, ayrýca Sayýn Genel MüdürOrhan Düzgün'le yapýlacak olan görüþmedeaktarýlacak olan sorunlarýn, daha sonra taraflarýnailetileceði söylendi.

Bakanýmýzýn rahatsýzlýðýna raðmen oldukçaneþeli olmasýndan dolayý sýcak bir ortam içerisindegerçekleþen toplantýnýn sonunda, bizi güler yüzlükarþýladýklarý için teþekkür ederek, güler yüzünün hiçeksik olmamasý temennisinde bulunarak ve kendiler-ine Ýdol Dergimizi takdim ederek ziyaretimizi son-landýrdýk.

Arkologlar Derneði Yönetim Kurulu

Page 44: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

DERNEÐÝMÝZDEN

iDOL44

Derneðimiz Yönetim Kurulunun Kültür Varlýklarý ve Müzeler Genel MüdürüSayýn Orhan Düzgün ile Yaptýðý Görüþme

Genel müdürlük makam odasýnda samimi birortamda gerçekleþen toplantýda; Genel Müdür

Sayýn Orhan Düzgün'e, teknik hizmetler sýnýfýnadahil olan arkeologlarýn arazi tazminatlarýnýn kaldýrýl-masý, müze araþtýrmacýsý ve memur kadrosundaolup da arkeolog kadrosuna atanamayan arkeo-loglarýn mevcut sorunlarý dile getirilerek, bir çözümyolu bulunulmasý talep edilmiþ, çözüm yolu bulun-masý önerisinde bulunuldu.

Toplantý sýrasýnda odada bulunan GenelMüdür Yardýmcýsý Sayýn Nermin Beþbaþ'ýn da konuhakkýndaki görüþlerine baþvuruldu: Arkeologun açýkarazide çalýþmasý nedeniyle arazi tazminatýalmasýnýn doðal bir hak olduðu, geçen yýllar prog-ramýn 3 aylýk yapýlarak gönderildiði, ancak Martayýnda çýkan yönetmelik gereðince tazminatlarýnverilmediði, bu hususun açýklýða kavuþturulmasýhususunda iki defa Maliye Bakanlýðý’na itirazdabulunulduðu, ancak bugüne kadar herhangi birgörüþ bildirilmediði belirtildi.

Yönetim olarak arkeolog ve diðer teknik ele-manlarýn ellerinden alýnan bu haklarýnýn geri alýn-masý yönünde Sayýn Genel Müdür OrhanDüzgün'den yardýmcý olmasý istendi. Genel Müdür

ise, bu konunun her iki tarafça takip edilerek açýklýðakavuþturulmasý yönünde elinden gelen desteði vere-ceðini ve konuyu takip edeceðini ifade etti.

Müze araþtýrmacýsý ve memur kadrosundaolan arkeologlarýn arkeolog kadrolarýna atanmalarý-na iliþkin olarak da, Personel Dairesi Baþkanlýðýndabir çalýþmanýn yürütüldüðünü, ellerinde 91 tane boþarkeolog kadrosunun bulunduðunu, bu kadroyaatanmayý bekleyenlerin sayýsýnýn ise 43 olduðunu,Ocak ayýnda açýlmasý planlanan unvan sýnavýylamuhtemelen bütün arkeo-loglarýn yerleþtirileceðinivurgulayarak, bu konuda kadro bekleyen meslek-taþlarýmýza umutlu bir haber vermiþ oldu.

Genel Müdür Orhan Düzgün, ayný zamandaDerneðimizin yayýný olan Ýdol Dergisini beðendiðinibelirterek, derginin tüm meslektaþlara iletilmesigerektiði hususunda bizlere öneride bulundu.Ancak, posta masraflarýnýn yüksek oluþu yönündekiserzeniþimiz üzerine, bu hususta da yardýmcý ola-bileceklerini belirttiler.

Sayýn Genel Müdür Orhan Düzgün'e bizegöstermiþ olduðu yakýn ilgiden dolayý Arkeologlarderneði adýna teþekkür ediyoruz.

Arkologlar Derneði Yönetim Kurulu

Page 45: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

45

DERNEÐÝMÝZDEN

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ

Kültürel mirasýn korunmasý amacýyla Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol botu hattý güzergahýndaki müzelerindesteklenmesi projesi uygulama çalýþmalarý BTC Co. ile derneðimiz arasýnda imzalanan bir protokol ile

derneðimiz koordinatörlüðünde baþlatýldý.

BTC Co. tarafýndan finanse edilen "BTC HPBH Güzergahýndaki Bölgelerde Kültür Mirasýnýn Korunmasý içinMüzelerin Desteklenmesi" isimli proje kültürel mirasýn korunmasý ve toplumun dikkatinin bu konuya çek-ilmesini ve müzelerin, sosyal hayatýn önemli ve vazgeçilmez bir parçasý olduðunu vurgulamaktadýr.

Bu çerçeve içerisinde, BTC Projesi kapsamýnda gerçekleþtirilen kurtarma kazýlarýnda bulunan arkeolojikeserlerin sergilenmesi saðlanarak bölgeye uzun dönemli bir katkýda bulunulacaktýr.

Bu projeden BTC boru hattý güzergahýnda yer alan Kars, Erzurum, Sivas, Kahramanmaraþ ve Adanaillerindeki müzeler yararlanacaklardýr.

Projenin Amacý

Bu projenin amacý BTC boru hattý boyunda yer alan þehirlerdeki müzeleri buluntularýn uygun koþullardagüvenle sergilendiði mekanlar haline getirerek kültür mirasýnýn korunmasýnda daha etkin olmalarýna yardým-cý olmaktýr.

Bu amaca ulaþmak için söz konusu müzelerin kültürel mirasýn korunmasýna yönelik yürüttükleri faaliyetlerdesteklenecek ve BTC ham petrol boru hattý döþenmesi sýrasýnda ortaya çýkarýlan eserlerin sergilenmesisaðlanacaktýr. Ayný zamanda müzeler teknik ekipman açýsýndan da donatýlarak kültür mirasýnýn korunmasý-na katkýda bulunulacaktýr.Müzelerin mevcut koþullarýnýn iyileþtirilmesi ve faaliyetlerinde daha etkin kýlýnmalarý için gerekli acilihtiyaçlarýnýn karþýlanmasý, bölgelerinde kültürel mirasýn korunmasýnda daha aktif rol almalarýnýn saðlan-abilmesi projenin beklenen sonuçlarýdýr.

Ýlk adým olarak, boru hattýndaki kazý çalýþmalarý sýrasýnda ortaya çýkarýlan buluntular sergilenecektir.Daha sonra kültürel mirasýn korunmasý ve belgelenmesi konusundaki çalýþmalarýnda müzelere kolaylýksaðlamak için gerekli teknik ekipman (bilgisayarlar, donaným ürünleri, kameralar, GPS cihazlarý, ..vs.)desteði verilecektir.

Son olarak, müzelerin faaliyetleri hakkýnda halkýn bilgilendirilmesi saðlanacaktýr. Kültürel mirasýn korun-masýnda eðitimin öneminin yaný sýra eðitim kurumlarýnýn projeye katkýsý vurgulanacaktýr. Özellikle bölgeillerinde BTC Projesinin faaliyetleri yerel okullarda duyurularak tanýtýlacaktýr. Kültürel mirasýn korunmasýnayönelik olarak okullarda toplantýlar ve tanýtýcý faaliyetler düzenlenecektir.

FAALÝYETLERÝMÝZ

Kültürel mirasýn korunmasý amacýyla Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol botu hattýgüzergahýndaki müzelerin desteklenmesi projesi uygulama çalýþmalarý BTC Co. ile

derneðimiz arasýnda imzalanan bir protokol ile derneðimiz koordinatörlüðünde baþlatýldý.

Page 46: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

BASINDAN

iDOL46

Page 47: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

BASINDAN

ARKEOLOGLAR DERNEÐÝ DERGÝSÝ 47

Page 48: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca

BASINDAN

iDOL48

Page 49: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca
Page 50: KAYBETTÝKLERÝMÝZLE YAÞIYORUZarkeologlardernegi.org/wp-content/uploads/2014/02/İDOL-27.pdf · Yeni Asur ve Helenistik-Roma dönemlerine ait seramik veren çukurlar tepede sayýca