romantikbirortaçağrüyasınahazır

mısınız?

Gezginlerimizle Atatürk Havalimanı’ndan THY’nin tarifeli seferi ile Frankfurt’a varmak üzere buluşuyoruz.

ROMANTİK BİR ORTAÇAĞ RÜYASINA HAZIR MISINIZ?Main Nehri’nin iki yakasına kurulu Frankfurt ile tanışıyor ardından bir brunch molası veriyoruz. Burada Avrupa Birliği Merkez Bankası binası ve Alte Oper gerçekten görülmeye değer. Ve Romantik Yol’ un ilk şehri Würzburg a geçiyoruz. Füssen’e kadar 27 köyü kapsayan rota boyunca özgünlüğü bozulmadan yaşamını sürdüren kasabalar, efsanelere sahne olan şatolar ve Bavyera’nın gelenekleriyle büyüleniyoruz. Prens Piskopos’un evine uğrayıp St. Mary Şapeli’nden Rhein nehri üzerindeki eski köprüye doğru ilerliyor, dört bir yandaki üzüm bağları arasında dolaşmak bilmediğimiz bir hayatta yolculuğa çıkartıyor bizleri. Kendimize geldiğimiz kahve molasının ardından zamanında Avrupa’nın en güçlü şövalyelerinden Teutonik Şövalyeleri’nin ikamet ettiği yerlerden birine, Bad Mergentheim kasabasına uğruyoruz. Kasabadaki mimarinin atmosferi Rönesans Almanyası’na götürüyor bizleri. Kırmızı çatılar ve yemyeşil doğa bir tabloya bakıyormuşcasına görünüyor. Bahçeleriyle ünlü Weikersheim’den bir göz ziyafeti çekerek geçiyor Tauber Vadisi’ne varıyoruz.Ortaçağ’ın donup kaldığı Rothenburg’ta Bavyera’nın özel tatlarıyla randevumuz var.

Enfes bir kahvaltının ardından Rothenburg’u keşfe koyuluyoruz. Romantizm masalsı kale duvarlarından üzerimize doğru esiyor. Yirmi dakika mesafede Feuchtwangen kasabasına uğruyoruz. Bavyera geleneklerinin yaşatıldığı bu küçük yerdeki yaşam tarzı bizi yüzyıllar öncesine götürüyor. Bugüne dek varlığını sürdüren ayakkabıcı, şekerlemeci, çömlekçi atölyelerini dolaşıyoruz. Şehrin havasını solumak için kahve molası veriyor hemen ardından da kendini dört yüz yıl boyunca muhafaza edebilmiş Dinkelsbühl kasabasına geçiyoruz. Almanlar güzel kasabalarını “7 dakika uzunluğunda 5 dakika geçişliğinde” diye betimliyorlar. Şimdi de en enteresan yerleşimlerden birine Nördlingen’e misafir oluyoruz. Nördlingen, kraterin içerisine kurulmuş daire biçiminde bir kasaba ve etrafı hala ayakta olan kale surları ile çevrilmiş. Geceleme Nördlingen’de butik otelimizde.

Yedi tepeli şehirden Alplerin eteklerine doğru

yola çıkıyor, yeni bir seyahat keyfine başlıyoruz.

Ortaçağ Avrupası’na yolculuk ediyor, rüya gibi

şatolarda Rönesans’ı keşfetmeye koyuluyoruz.

Romantik Yol1.G

ün2.

Gün

Dingin bir gecenin ardından enerjik bir şekilde rotamıza devam ediyoruz. İlk durağımız iki bin yıl yaşındaki Augsburg. Roma İmparatoru Augustus tarafından kurulan ve 15-16. yy’da önemli bir ticaret merkezi olan şehir Almanya’nın en eski yerleşimlerinden.

Romantik yol her ne kadar 2. Dünya Savaşı sonrasında Almanya’nın bozulan imajını düzeltmek için tarihi değerlerini göstermeyi amaçlayan bir destinasyon olsa da Hitler’in 1924’te hapis yatarken Kavgam kitabını yazdığı ve en büyük Yahudi toplama kamplarından birinin bulunduğu Landsberg Am Lech’ten geçiyoruz. Rokoko süslemeleriyle ünlü Wieskirche Klisesi’ni ziyaret etmek için Steingaden’e uğruyoruz. Bu muhteşem eserin UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde olduğunu öğrendikten sonra turumuza Hallblech ile devam ediyoruz.

BİR SÜRPRİZİMİZ VAR!Yol boyunca eteklerinde gezindiğimiz Alpler’e telesiyejle tırmanıyor adeta bizim için orda olan ahşap restoranda bir keyif molası veriyoruz. Yeşilin bu tonu Alpler’e özel!

Ardından kulaklarımızda Kuğu Gölü Balesi’nin çalacağı Schwangau’dayız. Kimilerine göre Çaykovski eserini buraya adamış. Siz de gerçekliğinden şüphe edeceksiniz!Konaklamamız göl kenarındaki butik otelimizde.

3.G

ün

Romantik Yol

Nördlingen’in etkileyici manzarasını Daniel Çan Kulesinden izleyin.Alpler’deki ahşap restorantta lattenizi yudumlarken manzaranın tadını çıkarın.Münih’in enfes biralarının mutlaka tadına bakın.

MASALSI ŞATOLAR DİYARI...Bavyera’nın romantik kralı 2. Ludwig’in başarısız politik kariyeri sonrasında kendini kral gibi hissedebilmek için yaptırdığı Neuschwanstein Şatosu’nu görmeye gidiyoruz. Bu gerçek üstü ihtişam Walt Disney’in masallarına ilham kaynağı olmuş. Şatonun muhteşem manzarasını en iyi açıdan görebilmek için Mairen Köprüsü’ne çıkıyoruz. Sonrasında sanatı savaşa tercih eden 2. Ludwig’in tüm kişisel servetini harcayarak yaptırdığı şatonun ayrıntılarını keşfetmek için içerisine giriyoruz. İkinci durağımız Hohenschwangau Şatosu enfes manzarasının tadını çıkarttıktan sonra Romantik Yol’un son kasabası olan Füssen’de Yüksek Kale ve Maira Manastırı evlerinin manzarasında harika bir öğle yemeğinin ardından hayaller ve düşünceler ile birlikte gerçek hayata Münih’e dönüyoruz. Gece, konaklamamız Münih’te.

“Biranın Başkenti” Münih’te, BMW’nin yarım küre şeklindeki müzesini görüyor, sanatın ve mimarinin gövde gösterisi yaptığı Marienplatz’ı dolaşıyoruz. Eski şehir merkezinde turistlerin arasına karışarak geçirdiğimiz serbest zamanın ardından yuvaya dönüş için hava limanına hareket ediyoruz.

4.G

ün5.

Gün