kalp ÖrsÜnde karanfİl - ali ziya Çamur

82
1 Emegin Sanati E-Yayinevi KALP ÖRSÜNDE KARANFİL Ali Ziya Çamur Şiirler

Upload: emegin-sanati-yayincilik

Post on 12-Feb-2016

251 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

2. Baskı Şiir Dizisi-37

TRANSCRIPT

Page 1: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

1Emegin Sanati E-Yayinevi

KALP ÖRSÜNDE KARANFİL

Ali Ziya Çamur

Şiirler

Page 2: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

2

Page 3: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

KALP ÖRSÜNDEKARANFİL

Şiirler

Ali Ziya Çamur

Emeginsanati e-yayineviEmeğin Sanatı E-Kitaplığı

Ocak / 2014Şiir Dizisi – 36

3

Page 4: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

KALP ÖRSÜNDE KARANFİLAli Ziya ÇAMUR(2. Baskı)

Kapak Resmi:Kapak Düzeni A.Z.Çamur

Emeğin Sanatı E-Yayınevi

48. E-KitapŞiir Dizisi-36Ocak 2014

Emeğin Sanatı E-YayınlarıEmeğin Sanatı E-Dergisinin yan kuruluşudur.

İlgili web adresleri:

http://emeginsanatie-yayinevi.blogspot.com

http://emeginsanati.blogspot.com

http://issuu.com/emeginsanati

Emeğin Sanatı E-Yayınları e-postaadresi: [email protected]

© Bu e-kitabın tüm hakları Ali Ziya Çamur’a aittir. Bu kitap ve kitabın özgün özellikleri Emeğin Sanatı kolektifine aittir. Ali Ziya Çamur'un izni olmadan hiçbir biçimde taklit edilemez, kopyalanamaz, çoğaltılamaz. Ancak kaynak belirtilerek alıntı yapılabilir.

4

Page 5: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Kimliğim

Ateşin gölgesindeDirenirim buzul çağrılara…Cebimde şiirlerim,Kilitlenmiş kapılara anahtar.Acıya borcum yok,Kuyudan yıldız çıkarmakDerdinde hiç değilim…Yıldızları ekerim şiirimin yakasına,Kederlerin köşebaşlarına Telgraf çekmem.Acılarıma ve mutluluğumaHalkın suretiDüşürülmüştür bir kez.

Ali Ziya Çamur

5

Page 6: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Manifestomuz

Biz, tılsımları kıran, şahlanan atların bukağısını çözen,kasırgaları arzumuza bent eden, aşkla kavgayı iç içe yaşayanbir şiirin, edebiyatın, sanatın yolları ve yolcularıyız.

Kayalık yüreklere kuşların taşıdığı tohumdan filizlenmez bizimşiirimiz, öykümüz… Biz, iğreti kristal ikonların değil, gökle yerarasında bilinci ve gücüyle var olanların kalıp kıranların, yolaçanların farklı renkler ve sesler dokuyan izcisiyiz.

Janjanlı mürekkeplerin gümüşlediği kalemlerin düğümlerinekonmadık. Söz girdabında kül simyalarına gül suyudoğrayanlara kuş uçurtmadık. Hükümlü hurufatın sökerekkurşun dizgisini, katratlara sığdırdık infazlı ufukları.

Pıhtılaşmış soyutların tenezzülünü tartarak, arşive kaldırarakyeni haritalarda yeni kıyılara koştuk biz, ustaların nişangâhınıbozmadan. Medcezir sarkacında bungunların suratınafırlatarak dizelerimizi, direnç senfonisiyle terlettik güzüntanklarını, bilinç rüzgârlarıyla sarsarak…

İşte, dünden bugüne, bugünden yarına tartarak seslerimiziustaların haritasında, kendi keşiflerimizi de ekleyerekilerliyoruz. Adım adım ama hızlı hızlı; sessiz sessiz amahaykırarak koşuyoruz. İltihapları patlatmaya, çürükleriayıklamaya…

6

Page 7: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

1 Mayıs

Delerken çiçekler _____________toprağın karanlığını Aydınlığın dudağında evren _____________uyandı uykusundan. Kuşlar kanatlarıyla _____________dağıtırken sisini karanlığın terkisinde güneşin ışığını _____________saçtı dört yana, ________________________dört nala atlar.

Bir mayıs sabahında ___aynı çarka asıldı binlerce yürek, ___aynı saza mızrap vurdu binlerce parmak, ___aynı sevdayı haykırdı binlerce ağız, ___aynı özlem için sıkıldı binlerce yumruk, __________________ baskıya, zulme, _________________________sömürüye karşı!

Öfkeli boğazlardan çıkan sesle _____gürledi ağızlarda Bir Mayıs Marşı. Bu ses, titretirken yürekleri, _____adımlar sarsarken kaldırımları Tüm yurtta yankılandı, __________________ köy köy, _________________________kent kent, ________________________________çarşı çarşı...

7

Page 8: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Asım Bezirci Mersiyesi

Söküldü zulmün ve nefretin toprağından Dikildi umut ormanın en derinine Döküldü aydınlığına ufkun Ekildi yüreğin kıvrımlarına Takıldı sevginin yakasına bir çiçek gibi Çekildi burkuk bakışların önünden Sokuldu aydınlığın en dar köşesine Eğildi onurun ve erdemin önünde Sıkıldı aymazlığın dar kafesinde Yıkıldı anlamsızlığın depremlerinde Yakıldı yüreği pusluların kuşatmasında Çakıldı özgürlüğün burçlarına

8

Page 9: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Dilek

Sınır Koysam Sonsuzluğa.

Kırsam Kapılarını Zamanın.

Evrenin Dönsem Başlangıcına.

Atlasam Bir başka Boyuta.

Üflesem Zamanın Alevini.

Çeksem İpini Son serüvenin.

9

Page 10: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Dost

Dalga Kırıyor Geceyi Uzaklarda. Sürüyor Zamanı Sabanı Yıldızların. Takılakalmış Aya Gözümde Tüllenen Bulut. Sesini Sesime Katan Dost, Git Gidebildiğin Yere Dek!

10

Page 11: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Yağmurlar Yıkasın Yüreğini. Kaygılarını As Duvarlarına Gecenin. Salınsın Uçurtmaların Uçurumlarda. Bakışı Nabzımda Vuran Dost, Çık Çıkabildiğin Yere Dek!

11

Page 12: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Bilmek

Bilmek, Zamanın burçlarında Sabrın hurcunu çözmek. Ezmek kuşkuların yedi başlı ifritini, Ay ışığında bulutları silmek.

Bilmek, Sevgilerin kavşağında Kaldırımları ezen gizleri çözmek. Gezmek yürek atlasında evreni Çiçek çiçek yüreklere ekilmek.

Bilmek, Beynin kıvrımlarındaki fayda Kitlelerin düşlerine sızmak. Bozmak oyununu Kiralık konaktaki Ali Cengiz’in, Kara kanlı zalimlerin tepesine dikilmek.

12

Page 13: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Bilmek, Vazgeçilemeyen sevdaların, Su katılmamış kıvamında Destanını yazmak. Kazmak düşünce ufkunun Yedi katlı höyüğünü, Aymazlık düşlerinden apansızın irkilmek.

Bilmek, Karanlığa sıkılan mermilerin Çekirdeklerini belleğe dizmek. Çizmek ölüm ormanında Dirilenlerin halayını, Boyun bükmektense kudurmuşun dizginine, Dara çekilmek.

13

Page 14: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Çözmek

Bir avuçluk nefesin parmaktaki izini görmek, Örmek gümüşlü sabahlara gecede yamalı ışıltıları. Kıvılcım suretinde gülde tutkuyu sezmek.

Ateşin azarında suyu yangına çekmek, Dökmek fenersiz gecelere devingen okyanusları. Aymazın tespihine direnci dizmek.

Gül zamana asılan sabrın kilidini kırmak, Haykırmak en yeğin bulutlara çelikten istemleri. Acıdan ve karadan fona top top karanfil çizmek.

Zulmün kara kaftanını yedi yerinden yarmak, Sarmak gökkuşağına en renkli umutları. Ağıt torbasının ağzını büzmek.

Nara vuran sancıyı güz aynasında duymak, Yaymak gökyüzü sofrasına nakışlı ezgileri. Ölümün köpüklü pıhtısından yaşamı süzmek.

14

Page 15: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Ay

Ay usulca eğilir de yer yüzüne, Üfler karanlığın kısık neyini, Her bir otu tek tek öper. Salar bir ardıç kuşu Sesini sessizliğe, Gül yaprağı dudağını açar Bir damla çiye. Eser savura savura samanyolunu Sıcacık bir yel, dünden. Ay, yavaşça çeker elini, eteğini Otların, çalıların üstünden.

15

Page 16: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Ezgiden Söze Sözden Yüreğe

Dudakta eriyen bir türkünün gümüşî dumanlarında dalgalanan gönüller, yakamozlaşan sesin pırıltılı ezgisinde bir top damlaya dönüştüler.

Rüzgârın çeliği titreştiren gücünde halkalanan ezgi çiçekleri, kulaktan kulağa şiirin, sevginin, tutkunun ve coşkunun ılık nefeslerini üflediler.

Asî dağların sabrı sarmalayan sert duruşlu, dost tavırlı sarp kayalarında yansıyan hoyrat, akıtıverdi dudaklara onurun, direncin ve kadim dostluğun şekersiz ama çok tatlı kekik çayını.

Yarınlara çatkılanan köknarların duruşunda erdeme, sabra ve onura dair söz demleyen ozan, açtı umutlu ve mutlu günlerin eylem kapısını.

16

Page 17: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Arzularımızda Köpüren Umut

Uzun zemheriler boğazında Düşlerimiz uçurumlu kanatlarda Estirdiğimiz umutlarımız.

Martı öfkesinde dalgalı Derin arzular burkuk serinlikteYaşanan hasretlerimiz.

Tüy ıslaklığında hafif Bulutsu özlemler aydınlığında Şavkıyan alnımız.

İnce süzgünlüklerin boy veren şafağında Yapraklanırken kıvılcımlar Yüzlerde ışıyan hüzünlerimizdi.

Günlerimizi köpürten ıssızlıklarda Yıldızlara astığımız İzdüşümü değil miydi düşlerimizin?

Özlemlerimizin aralık kapılarındanDevrim istasyonuna kalkan trenlereYüreğimizi harlandıran buhardır umutlarımız.

Kırdığımızdaİstencin çelik kabuğunuBencilliğin buzdan köprüsüyle bir,Gülüşlenen yarınlarımızaFışkıracak her ilkyazYoğurt çiçekleri.......

17

Page 18: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Gecenin Çıkrığında

Kanlı çığlıklarda gün Demirledi yaşamaya Sıcacık sessizlikteGüneşe tutkunları. Kuş maviliğinde Yüreklerden fışkıran ışıklı bahar, Filiz verdi dudaklarından, Öpüşler sardı geceyi...

Ay, mavi dağlarca Düş suskunu bulutlara mahpus. Kar, kıvrılırken evrenin ince kıvrımlarına, Ateşli güllerin Aldık kokusunu yıldızlardan. Gök dalında Gözlerimiz ışkın salarken aşklara, Başladı ışık serenatında Özlemler resmigeçidi.

Bir koşu tutturur Şaşı yokuşlarda güneş, Salınır çaprazında uykusuz gecelerin. Soğuk bir ev, Boğuk sokaklar sıkıntısında... Düş kokan duvarlarda, Dalga dalga arzular Tutsak düşmüş gölgelere.

Seslerin izlerini Boşaltıyor bir çıkrık, Gecenin gizlerine.

18

Page 19: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Gülüşlerin Gün Işığı

Ak boncuklu tezgâhlarda alın teri dokunuyor bıçak bıçak. Çıtırtılarla titriyor tezgâh. Mutluluk örülüyor kirtim kirtim,atkı ve çözgü arası tam seyirlik.

Gözlere şan olası hasret sofrasından düşüyor saçaklara hasetlik, kirli öfkeler tutsak kendi karasına.Bugünlük kızaklandı umutlar çekeklerine.

Engebeli sessizlikler yutkunuyor heyecanı.Dalgalar kırgın dönmede yalıyardan. Vaha körlüğünü asmak değil de nedir Van Gogh peyzajına?

Hüzün kustu tel kalburlar süzüldü tutkular art arda, kaçıverdi çelik kafesler ardına, beynimi oyadursun ayağımın altındaki kıpraşma.

Sağır dönemeçlerde, sarsıla sarsıla çıkıyoruz zor yokuşları; çözüyoruz dokusunu kanlı paranın Bir bir, belik belik....

Ereğimiz, ağır aksak ayak seslerinin kulaklara dokunuşunda, buluşmak gülüşlerin en durusunda yıkanan gün ışığıyla.

19

Page 20: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Dört Yönlü Hicran

Tıka basa bir caddede tarıyor Göğün aynasında rüzgâr Kentin beton saçlarını. Çığlıklar köpükleniyor Çelik duvarlar ardında, kafesli duldalarda. Acısında ergin yüzlerinKırgınlığı var reddedilmiş dalgaların. Deniz küskün iskeleye, Miskinlik yokuşunda tıkanmış insanlıklar.

Zaman deli taylar gibi boşaltsa da terini, Mendillerin ucu düğümlü… Çöküyor düşkünlüğün banklarına Yorgun mutsuzluklar. Beton blokları tekmeliyor dalgalar, İnsanların susuşundanKopuk kopuk eriyor deniz. Tercihsiz bir yolda Doludizgin akıyor hayat. Frenlenmiş isteklerin kelepçesi Dar boyunlarda, Her yan, Dört yönlü hicran...

Bir ihtimal daha varİSYAN!...

20

Page 21: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Çoban Türküsü

Kimsesiz ezgilerin suskun sarhoşuyum ben Boşanırken kamışın teri her soluğumdaÇalarım mutlulukların yitik muştusunuAkarım gamsız kavalıma göz yaşlarımla

Tetikte bekler önümü bugünsüz bir yarınDüşürürüm ardıma yankısı tutsak dünüKavalımdan yontabilseydim gizli kalemiÇizebilir miydim üstünü alın yazımın

Çimenlerde tasasız seker tarla kuşlarıBana düşer yapışmak iki seksen yerlereCebimde mutsuzluğun dişi kırık tarağı Kavalın deliğinde arıyorum ışığı

Sesinin anahtarı parmak ucumda gizliGezginiyim fırtına dindiren ezgilerinYola çıkarken yalnız mıydım acep bu denli 0 notaya kanat vurur hep konan güvercin

İçinden acıyı yıkayan bir sevgi uçarGizem, kamışında mı, soluğumda mı bilmemYüreğimde mi, yoksa ellerimde mi büyüKanatlanırım, ben benken, başkalaşır alem

21

Page 22: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Güz

Bir mevsim ki, yıkar şiirin köşe taşlarını, Gölgeler akar renksizliğe. Anımsatıp dursa da zaman geçmişimizi, Yaşanır sarı bir fonda Buluşmaların ve ayrılmaların en temizi.

İncir, dalında çatlar. Nar, kabuğunu yırtar. Van Gogh tablolarından çıkar da Sarının saltanatı dört yanı tutar.

Yaz esintileri hırçınlaşır birden, Eser kalmaz güllerden, karanfillerden. Yaseminlerin çıplak çatallı gövdelerinden Havalanır da gönlüm tarar gökleri.

Göçmen kuşlar, balıklar kadar Girecek yeni yörüngeler arar sevgiden.

22

Page 23: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Yadigâr

Artık bakma Boşanır güller dikenden Kısmetse bakmak Pusuya düşenlerin düşlerdeki seferine Boynuna dolanan nehirler Dökülür kulakçıklarına kalbinin

Suları saran yüzün Andırır eşkâlini hüzünbaz bir çiçeğin Düşlerine yağan kar Örse de ağlarını Geceyle aramıza Baharı uyandıran Sevgimizdeki alev Yetişir ikimize. Yediveren acılarla Sarsılsa da ufuklar Sarsılmaz Birbirine düğümlenmiş gözlerimizde Çaka duran ışıklar Gözlerimizin büyüsünde Tutuşan rüzgâr İlk bakışmamızdan yadigâr!

23

Page 24: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Hoyrat

Islanır yağmurda tükenmiş sessizlikler, Gökyüzüne serüvenler çizilir suskun. Taş keser arsız korkuları çöllerin, Bir tövbekâr eğilir gibi sevgiye Su uğuldar öksüz damarlarında yerin.

Bir rüzgâr, yalarken geçitlerini kimsesizliğin Apansız kuşlar dökülür yuvalarından, Deniz kapanır durur kendi göğsüne. Özlemlerin koyağından kopar hoyratlar, Geçer de nakışa gebe her iğne deliğinden, Mühürlü yüreklere sızmaz tek bir notası.

24

Page 25: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Iraktan Yakına

Yalımı akmış öfkelerin Ateşten ve baruttan bir yankıya. Gecenin kaçak soluğunda Dökülür musluğundan gömleğimizin Mor hışırtılar. Beyazı yırtmakta leke, Ekmek sessizliğinde.

İnce ince kumlanır rüzgârda çizgi, Çizer kirpiklere tanıksızlığı. Dokunur bıçağın kanlı ucuna Neft karası bulutlar. Çöker devşirme gölgeler Dicle’nin sazlarına, Kopan tellerde biriken ses, Sarsar çürümüşlüğün saltanatını.

Gecikmişliğin çılgın bağrında Tüylenir ağıtların kesik dizesi, Uğuldar üşüyen sıcaklığı Adsız ve bahtsız bir şiirin. Çileden damıtılan bu gizemli seste Yankılanır Irak’tan yakına Şataraban bir beste.

25

Page 26: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Ortadoğu’da Karışık İzler

kanıksamışlığın karnını çizmede sorular, çürüyen bir izin sivrileri törpülenmede. Taşı yaran çığlık uçurumlara gebe

neft ve kanın karıştığı toprakta yiterken izler uç vermede art arda tohumlardan filizler kimi kara kimi kızıl kimi ak kimi ot, kimi diken, kimi çiçek... her birinde özlemler iştahlanmada

kimi geceye, kimi aya, kimi şafağa... kimi dimdik bir ok karanlığın kalbine, kimi kırık mızrak, ucu kendi böğründe

kimi kiralık sapan, taşın yerinde başı kimi zalimle ortak, hedefinde kardaşı. Kimi perçinsiz uğru, mizan bilmeyen kasap, Kimi sapsız bir bıçak kimi bıçaksız bir sap.

26

Page 27: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Küllenen Güller

- Uğur Kaymaz, İman El-Hams ve diğer savaş yitiği çocuklara –

Ölüm geceden gebe, kesik rüzgârlardan sağılır zulüm. Bir çiçeğin kristal dişlerinde tuzlanmış düşler soğuk. Hazları yırtık, hızları sırma, günceleri gergin, günleri seyrek; İbretlik âlemlerin oturaksız deminde balatası sıyrık eller Hasırı solgun, hazırı soygun kombine çözülüşlerde.... Kıvrık masalların zarsız duvarları yankısız parmaklara hazır.

Beyaz bir niçin oldu çocuğun gözlerine yaslanan, Demir soğukluğunda aktı ellerine kara sükût ezberden. Talihsiz gelişlerin tarifsiz yitikleriydiler tarihsiz güncesinde Tanrı’nın...

Kuru düşleri gök yatağında ıslanırken, yağmursu paylaşımlarda Halkalanan suların merkezine düşmüş birer taştılar. Gözlerden sızan gölde yazısız bir tarihin sözsüz ağıtıydılar Düşürürlerken hayatın soğuk terlerine uçurumları Sessizliğine döküldü takvim, gün günü döllerken kısır döngüye. Payına düşen zaman kırıldı üşürken küllenen şafaklarda gül

27

Page 28: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Mızrak Çuvala Sığmamalıdır

Siliniyor sırlarından zamanın arsız yüzü, Doğuyor toprağın altından ölümün (g) öksüz güneşi. Eskiyen yazların artık gülleri kül rengidir, Alçalan gülüşlere karşı ağlamalar yükselen isyan...

Çoğalırken korkunçluğu, gecenin kara ellerinde, Düşleri dökülüyor çiçeklerin, melek öpüşlerinde. Paslanıyor tek tek dudaklarda Tanrı’nın izi, Evlerden ırak çağda eskiyor korkunun eksik gizi.

Nefretin gücü içinden büyür, ağır ıslaklığına. Doğrulurken gözler, kedere sorular doğurur, Geceyi boğan cinnet karanlık vadilere kaparken günü. Dil altında gül taşır, kılıfsız yüreklerin pırıltılı çizgileri.

Oyarken sus kapısını kuşkuların tahtakurusu, Yutar terleten bakışların girdabı sorgu gemilerini. Kanar da kırık dizelerin kesik uyakları açık kapanlara, Büyütür günün evhamında şairi, şiire gömülü sureti.

Huysuzluğunda dil yontarken boynuzunu yaldızlı günahların Yarasına eker kalemin tartımsız uçlarını Ezberini çeker de eğnine şair, yürür inadın son cephesine Yüzleşirken yüzsüzlüğün kırık aynasıyla, acıları dokur...

Artık mızrak çuvala sığmamalıdır! ...

28

Page 29: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Dünden Yarına

Dünlerdir kazıyor gözlerimi bir çığlık, Ezbere bir uğultu kaplıyor soluğumu Pıhtılaşıyor küllerde kaygının çıplak teri Yankısız içbükey mercek oluyor Kendi vuruşuna çakılan mermi...

Uzak müfrezelerin ıslığında tükeniyor İmzasız mektuplarda ürkek adresler, Büzgüsünden sızıyor gece yarısında ay Konserve bir kentin yarık duvarlarına...

Kırandan kıyıya vurgun çamın yazgısında Döküyor körlemeden yazanaklarını tanıklıklarım, Hasretin duldasına dadanmış yollarımda İlerliyor bir sustalı canevimin son sekisine.

Gene de yüreğimde susmak bilmez bir kuş, Öpüldüğü şafaklara ötmede hâlâ... İçimde öksüz kalmış bir coşku Elmasını dişliyor pas tutmuş bir umudun...

Seheri dikiyor dağlara terzi Kapanmaz bir diş izinde dönerken iğne, Sarılıyor yolların gizli ufkunda Gelincik ağzı işlek bir yara.

29

Page 30: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Yalnızlıklara Karşı

Dar kuyuların poyrazında özlem devinir, Tutuşan arzuların öncesiz yalnızlığında Taç yaprağa düşü/veren çiğler tamamlar birbirini Demler sevgiyi haykırışa dönüşmeden sesler. Buğulu çay bardağına dökülen sevgi Örgütler yalnızlıklara karşı direnci.

Görürüz ayrılık şarkılarının sinsi prangalarını Daralan yüreğin düşe/yazan gölgesinde. Sırrı atmış aynasında gizli duyarlıkların Sarar hüzün dilimlerini günün makarasına, Yakamızdan düşen lavların menzilinde Çığlık çığlığa kararır gamsızlığın katarı.

Turunç soluğumuz üflüyor son surunu tufanların, Mutların sarmaşık tünelinde kayıyor yalnızlıklar... Yörüngesinde turlarken, yılgınlık dokuyor acılar, Heves salıncağında destelenmiş yığın yığın sorular. Hangi tomurcukta sevdalı yıldızların mevsimi? Masal mı ansıma mı yelkensiz yokuşlarda savrulan?

Söylenceler kanıyor güzün soluk sığınağında, Gecenin öksesinde hercai bulutlar küskün, Çekeklere kızaklanmış öfkelerin uçları tuzlu... Engebeli sessizlikte yutkunur heyecansız rüzgârlar. Ayağımın altındaki kıpraşma törpülerken beynimi, Asarım Van Gogh peyzajına vahaların körlüğünü...

Ay, mavi dağlarca bulutlara mahpus, Bir rahvan koşu tutturur, şaşı yokuşlarda güneş, Zaman havuzunda halkalanan dalgalar Boyut atlatıyor her ivmede, esriyen suya. Fırlıyor kırık anların şeytan uçurtması, Takılıyor ebemkuşağının en mor ucuna.

30

Page 31: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Yürek Çalgını

-Sesin ve ezgilerin, hep kulaklarımızda çınlayacak Kâzım-

Acı poyrazın gücü yaslıyor dört bir yana Kemençenin sırtındaki seste sancıyı. Hangi linçin ilmeği değdi de sana uşak, Tekerlendi avucuna yitirilmiş gölgeler, Gecede rüzgâr ayıklıyor sarı yaprakları.,

Gözlerinin karasında tükendi uçurumlar Dalgalanan hüznün kırık teli artık çınlayan. Şimdi kara duvarda kan revan bir gitar Suskunluğa gizlenerek kanar kendi sesine Atarken içine senden kalan dalgaları

Sarkıtlara teğet geçen hilesiz sesin Çakıverirken şimşeğini bunaltılara Türkülerin, ımakları örgütlerdi ateşe “Yürek çalgunu mi yedun uşak! ” Tuttu da penasını batırdı düşlerimize

Bir el ateş topu yankılandı gecede. Mor ötesinde silme yıldız oldu gökyüzü. Kaynadı sabrın çıkrığında telâşlı sesler, Çıldırtılmış karanlıkta sersemledi sivriler. Bir yerlerin ya da birilerinin delinmişliğine…

Döküldü yorgun bir ağıt, düğmelendi gözler, Çatladı kemençenin bağrındaki çığlık Toprakta dağıldı bademin sert kabuğu Kımıldadı uzaklarda kuş sesinde bir yıldız Bir el sarsıyor derinden susamış türküleri

31

Page 32: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Gülüş yüklenirken dengini son çırpınışta Deniz silkeliyor pul pul çarşaflarını Kamaşınca maviden suya dökülmüş ağlar Bir ömrü siliyor kara bir el ufuklardan Kanıyor masalsı bulutların ebruli duvakları

Anmak zordur künyesiz yaraların izini koşar adım çekiyor küreğini hayatın eli yalnızlığın yazanakları mühürlüdür ağıtla yaşamak ve yaşamamak arasına gömülür hançer sessiz kanatlar değer geçer avuçlara

32

Page 33: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Kıl Heybemde Karanfil

Düşer gözelerime güz ikindisine sargın şehir Ayrışır bahçemde en ayrıksı rüzgârları hasretin Koşsam da yürüsem de yetişmek zor mu zor...

Bir sulu sepken dökümünde unutkanlıklar açar Kırık bir ezgi kırıtır, durur dudağımda Yüreğime burkuntusu düşer unutuşların.

Kıvamını yitirmiş zamana döllenmede hüzün Yüzümde solgun izbeler dökülüyor sokağa Andır yaşanan; gerisi, kıl heybemde saklı karanfil...

33

Page 34: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Damlaya Düşen Soru

EritirkenDamla damla hasretleri aceleci bulutlar,Doruklara takılıvermeden,Düşlerini camlara sermedenAkıtır damlara damlalarını.

Kırlangıç kokusunda erişilen yağmur oynaşırIşıklı camların buğulu yüzlerinde.Tutuşur suların yeşil gölgesi,Fırlar kırık anıların şeytan uçurtması,Ebemkuşağının en mor ucuna takılır.

Artık yanıtlarYeni soruları kopyalıyor düğümlü kıblemize.Çalınmış serüvenlerin bilinmez yokuşudurSallayan korkularımızı.Saydam sözcüklerinde çimiyor belleğimiz.

Derinliklerin pususunda dirilen sular,Bileyliyor dalgalarda sabrın yüzünü.Buğday mevsimine gebe efsaneÇözülürken toprağa, kimin bu cenaze?

34

Page 35: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Gülüşlerin

- İbrahim Kaypakkaya’ya -

Düşen tetikteki yitik parmaktaParamparça bir mevsimdir duruşun.Acılar geceyi ağulamakta,Ağıtları demliyor suskunluğun

Gülüşlerin dokunuşlardan uzak!

Tahammüllerin son durağındaTarıyor dipleri beklentilerim,Parçalanıyor al dudağındaKopmuş son yerinden ilintilerim.

Bakışlarım, gülüşlerinde tutsak!

Gölgesinde umut saklı dağlardaYarıyor havayı bungun nefesin.Buzlara kazınmış kıl bir ihbardaBedenine uzanıyor kanlı kin.

Gülüşlerin aldatıcı bir tuzak!

35

Page 36: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Fırsatlar yüzlerden dökülmüş kir kirDonduran kahırlar kusuyor gece.Beklentiler yorgun, umutlar bakirSusuşlarda yıldızlandı işkence.

Gülüşün zulamda bitimsiz erzak!

Kundaklanmış acılarda sarsıldımKıblemde sabrının fotoğrafları.Kararan şafakta gene asıldım,Kulaklar duymayacak itirafları.

Gülüşünden eksik bakışlar aksak!

36

Page 37: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Ağıtlama

Özümü yüzünde yudum Alımı bozunda buldum

Arı yüzde ak buğday ten Ala çiçek, püskürme ben Tırnağında diken çizik Parmağında altın yüzük Tütünleri döşek ettik Kıratları uşak ettik Gönenmedi körpe yüzü Kara kakül dönenmedi

Uğrattılar yolumuzu Dalımızı eğrelttiler Aşamadık kabuğunu Çabuğunu bilemedik Öfke atlı nefret yayan Zindan oldu sabahımız Halayına durak derken Girdik mezar alayına

Pamuğu verdik yazıya Sızıya gömdük kamayı Tütün tüttü gün öttü Yorgan örttü yıldızları Harmanı yel götürdü Ateşe vurduk samanı Talan oldu bağ bahçemiz Doğrumuz hep yalan oldu

37

Page 38: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

İbibikler çeker demi Pusularda yağdı mermi Bıyıkları batmış kana Yağlı kurşun gelmiş cana Köşe bucak kıyı kenar Ova bayır tutar yasın Bin atına çık dağlara Duyan arkandan ağlasın

Yaraya fitil işlemez Kızlar büründü karaya Çam büküldü mezarına Söz söküldü uzarına Ateşe değdi benzin Obayı sardı yangın Yiğidi solduran sebep İster yerin, ister övün!

Acıları sağılmazmış Dert ortaya yığılmazmış Zorun gahrını çektik Ter dökmedik kolayınan Mavzerine kar yağası Bu muydu yiğidin pahası Zulme komadan öcünü Çekti öteye göçünü

Güvercin kondu sekiye İnadım çıkmış ikiye Sıkılanmış hasretime Boşalttılar bir tarağı Sanırsın dağ yıkıldı Döküldü güne zifir Sebep n(e) 'ağa, ne efendi Bu bozuk düzenin fendi

38

Page 39: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Yüreği dağ, gönlü ova Yücelere kurdu otağ Ellemen yara derin Kendi gitti gölgesi sağ Dağdan kopardı şanını Canını verdi toprağa Göçün kalka kara hışım Yitiresin vatanını

Silkelendik özneyinen Eşelendik nesneyinen

39

Page 40: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Bir Halk Oyununa İzdüşüm

Yıldızların kavurduğu, topraklar üzerinde Tutunuyoruz direncimize okyanusun ritmiyle.

Şemmamme………………………. Şemmamme! ............................

Umut yağmurlarında şafaklanırken yüreklerimiz Mavi dağlarına ülkemin kızıl baharlar çalmada eller…

Şemmamme………………………. Şemmamme! ............................

Acımız haz verirken sürüngen öfkemize Kaşıyoruz sarkıt ve dikitini kararsızlığın.

Şemmamme………………………. Şemmamme! ............................

Azgınlaşmış çizgiler solluyor ufukları Salınıyor saydam kuşkulara soluklarımız.

Şemmamme………………………. Şemmamme! ............................

Yıldızların potasında eriyor kıl payı yanılgılar Tedirginliklerimizin çözüyoruz dar yakasını...

Şemmamme………………………. Şemmamme! ............................

40

Page 41: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Pusulamızda inat, çekeğimizde direnç ve istencimiz Adım adım ayıklıyoruz gölgelerin saltanatını.

Şemmamme………………………. Şemmamme! ............................

Şahan uçuruyor vuruşlarımız kavganın doruğuna Söküyor dağların kaşında karanfil duruşlu seher.

Şemmamme………………………. Şemmamme! ............................

Şimdi sürme zamanı ateşe sabrımızı Tokmağın davula indiği hengâmede.

Şemmamme……Şemmamme! ......... Şemmamme……Şemmamme! .........

41

Page 42: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Susarsa Uçurum

Kamçılıyor aydınlık yüzüngözlerimin ışığını.Masal varoşlarından kopup geliyorsuskun gülüşün.Sözcüklerin düşerken dudaklarından,parçalanıyor özlemlerim.Susarsa uçurum...

Kadife yalnızlığında zaman,bir usturadır geçmişin gizemini yaran.Yüreğimdeki kar eridiğinde,tutmaz vadileri gönlümün;akan ve gönle kayan sevgisini.

Ağır ırgatlığında,sevginin susuzluğunda çölleşirken arzular,yutar tutkularımızıgönlümüzü yalayan yakıcı yansımalarya da yanılsamalar.

42

Page 43: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Ne zaman sekmezseyüreğinden yüreğime fırlattığın taş,yıldızlarda dürülür ipek çarşafı sevgimin;kalır en sivri özlemlerin gecelerinde,sayılır eski günlerin borcuna.

Paldır küldür sevişmelerin çıplak gölgesinde,bakışları kederle sırlı ışıklarerirken tasalı karanlıklarda,kırağı yağar coşkulara...

Tel tel örerken umutlarınıkırpıntılı dalgalara,ayrılığın dağdağasında yadırganıruçuk ve üstü açık düşleri kadınların.

43

Page 44: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Umudum Süt Beyazı

Sancılı ebenin gebe baldırlarındakesildi göbeği kırmızı bereketin.Çatlamış bir toprak iniltiArpa yaydık, nen çaldık çatal düşlere.

Arlanmaz bir avuç taşladı gökyüzünü.Tuzladı siluetler bozkırda bakirliği.Yıldızlar korosuna sızdıaysız, arsız bir gölge,çizdi defter yapraklarında şiirlerin üstünü...

Mürekkebi bastılar kanadına hür kelebeğin,Türedi korkular tüketti kördüğüm örtüleri,Terledi duraksız rüzgârların alnı.Safrasını sarıverdi tepemize kör tarih

Kirler kinleri doğursun kendi karasında,Üre-dursun varsın yalancı mevsimlerkavruk diplerinde kepir toprağın.Sır destelerinde sığ ihanetlerzakkum uçlarından sırıtsın.İzmarit kokusunda kendine bunalsıngecenin poşetli köseleri.Biz reddi miras talep ettik Zeus'tan.

Gölge tutmaz umudum süt beyazı,bir ak kağıda sağıyorumkalemimden kanayanı,damla damla, harami ayazlara .

44

Page 45: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Sığınağında Kanar Umut

Avuçlarımdan düşerken sayrı yalnızlıklar,Gizlendi sevinçlerin sarmaşık tüneline.

Yörüngesinde dönerken acıların dökümü,Soluğunda yıprandı üşüyen yılgınlıklar.

Düşlerin salıncağında destelerken günleri,Hangi tomurcukta saklı yıldızların mevsimi?Hangi boşlukta yitik, ayrılığın çığlığı?

Masal mı, ansıma mıYelkensiz çiçekleri yokuşlarda savrulan bir şiirden?

Buğulanan yaşamın güz şarkısıydı,Üfürüğünde rüzgârın.

Sığınağında kanar umut

Söylenceleri sararken düşlerin masurasına,Sızdırır demlenmiş dostlukları gecenin öksesine.

45

Page 46: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Bergüzar

Önce demeli ve dinlemeli ki sevgi,Uçucu bir dilek mi gâhî toz, gâhî duman?Elle yoğrulan, dilde sunulan emek mi?Gülden gönle?Bir kavala aynı seste delik olabilmek mi?Mevzu derin, yüzmesini bilene,Eyyamcı baharlardan bana ne?Belkisiz ve keşkesiz, her püskülsüz sevgiyeYeşil dalda kızıl karanfil büyük insanlık.

Yol uzun, büklüm büklüm yenilgiler, Salkımsaçak ihanet.Misyonlar tuz yüklüdür, vizyonlar buzul,Sivriler çakıl çukul, çukurlar kösnül,Ufuklarda forsu sıyrık fosmodern vurdumduymazlıkArkalarda bardabaş isyan, En önlerde damıtık hüsranMermer yanıklarında devşirme küflerDüşüyor şerhini karamukların kararsızlığına..

Sığılmaz boşluklarda öküz boynuzu izler,Teslimiyet kokuyor çürük çarık kimlikler.Sorulara susamış suskun taş bloklara düştü,Blogcu paketinde briket yanıtlar.Pörsümüş akacından boşalır salgılar ki telvesizKusulur gözlere beyinler kitlenince egoya.

Hayret uçurumunda kara bir kusurdur burasıİki başlı kahır ihalesinde katarsız bir kör dumanKendine inmeyenlere inak, Nirvana'da inatsız çayTitrek ayaklı kırık masada ürkek görünmekten kolay

46

Page 47: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Kalemimden kara mürekkep dökülürcesineUzun aktı dizelere coğrafyamızdan sızılar.

Ey çamur! Ömrün, rüzgâr ve güneşin dostluğu kadar,Eser, tozar ömrümüze senden bergüzâr.

47

Page 48: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

İskele Alabanda

Güdük yalazlarda yadsınmalı kolay.Kordan avuntularda yürek karanlık.Acar güllere susamış da açar yediveren devrimler.Engeller soyut, sarplar derin,uyurgezer kapılarda kanlı yazıtlar.Yıldızlar karıncalı,avurdu kıvrakkasnak kafalar,dibi delik ampuldepatlak tungsten...

İnebahtı bahtsızlığıberisiz bir karşı geçe içinde.Araf atılganları dokuyoryoyuk itirafları.Her baklası bir yalanzincirlenmiş palavrayaşaftı yamuk bir kayık.

48

Page 49: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Ucu kırık kalemtersinden veriyor filiz.Üşenmişlik kışında hasatlar bakir.Uyurgezer bir tespih,yanar döner bir kalem,mızmızlığın külahındateneke saplı idarekaranlığı satıyor huzme huzme!

Bir sınık kolkusuyor alçılarını,kara duvarlarına gökyüzünün.Güvercinler fırlıyor parmak uçlarından,ağıyor novalara bir ufuk:Orion'da yıldızlar kınalandı!Kıvrımlar kılağıda, özlemede ekmeğiummusuk ala seher…

Emek kapısında buhar tütüyor,Çımacılar çözüyor kör düğümü,iskelede alargasız bir kavga !Sancakta ak kartal koynundakara karga,kara korsan burcundakara şahin.

Kızıl atmacaya kesmiş silme gökyüzü,yeryüzünde dingilli koç oyunu oynanmada:En üstteki en alta en alttaki en üste!

Bir şimşir taraktan geçiyor dünya,Sibernetik bir mıknatıs döküyor magmayatopladığı kıyım aletlerini toptan.Evrensel bir türkü dokuyorYüzlerdeki gülümseme.Tutuşuyor el ele dağla ova,Haydi haaaa!İskele alabandaaaa!

49

Page 50: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Teslimiyet

Teslimiyet ki,Yaşanmamış kimsesiz kimlik.Önü hazin yenilgi,Arkası yapayalnızlık...Eni sonu,Çürüyen umursamazlık.

Duyan kim, düşünen ne?Kendi anlağına küsülü nesne...Tutarsızlığın kırılgan yüzü,Palavraların en jan janlı sayfasındaKıçı çizik bir zeytin fotoğrafı!

Yağmur ağam, güneş paşam,Gökle yer arasındaBöyle tükürülmüş yaşam.Bir ah-ı figân,bir yandım allah hoyratı dağı deler.Nasırlı avuçlar dem gelendeahraz alkışlar olurküreklenmiş sineklere.

Anlama kan tadı katanların dilidüğümlü kırağının ucunda.Teller kırık,Ezberler pıhtılaşmış,tıkırında kemirilmiş çırılçıplak kasalar.

50

Page 51: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Anlaklarımız yağma Hasan böreği!Kapanın ağzında,kaçanın yutağında...Bak gör kav beklemede çakmağı,soyut inzivaların dürülmesiinakların yarılmasına dek.

Çıkışı buysa yolun,baykuş da olsa koyu karadanbiri uyandırsın uykudanKusun yanlışları gayya kuyularına.Çürük düşlere sıkılsın deterjan...

Sarkaç değil çıkrık sesiayıltsın aymaz kalabalığı,Göz bebeğimiz büyüsün,ne o yana ne bu yanadaha daha yukarıya!

51

Page 52: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Kan Oyuyor Mermeri

Sallantılı utkulara sallandı eller,Mülkiyet kafilesinde sustu susuzluk…Gölgeler okşandı, ışık dilceve,Çalıntı yenilgiler bizi küçülten.Nadan eli değmiş esrimelereZarf çıkarılmış göklere_______Mazruf çöpe…

Kolu çolak, topuğundan hançerli gerillanınHâl, kabzımal tezgahındaGidiş yollarında nüzullü surlarDijital intiharlar zamanı şimdiTedavülü kalkalı çok oldu romantizminHasret menzilimiz,______Maktül ile katil mesafesinde…

Bireyler türedi kendi kurağına yorgunDipsiz kahramanlar arıyorGöz yordamıyla ellerAkılların kırdılar iklimini iki kereHurdaya çıkardılar ufkuKarayel üstünde hazlar kayığı_____Göçüyor başka paralellere…

52

Page 53: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Delircim enlemlerde sırrı dağıldı aşklarınÖyle bir kumardayız…Aldığımız kendimiz, verdiğimiz kendimiz.Kendi içinden çıkan yollarAkmıyor başka mecralaraKirin röveşatasında eksiliyor ışıklarDerbeder darbeler düşüyor_____Us/l/anmaz potaya…

Kanserli tasarımlar çürütüyorYoluna basılan tüm imgeleriEngelli koşularda sıkışıyor belleklerAlanlardan düşürüldük dar kapılaraHalt etsin Hades,Şimdi ne kerberoslar türedi____Kan oyuyor mermeri

53

Page 54: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Sabırkıran

Firari günlerde düşsüz uykulardayımGün sınanıyor geceyle, biz izlerimizleYok rüzgarın kitabında tek çizgimEmanet kulaklarda sesim çınlamaz

Demir aldı iskelem sabırkırandanBilincim tarıyor sularda pusularıHayatın seyrelen sesini sıkıyor avuçlarımKararan raylarında geceninAsıyorum karabasanlara pankartımızı

Kabzası gölgesiz şiirler düşürüyorum suyaDönüyor erketeden kınındaki intikamKoşuyor hedefine palas pandıras Eriyor sol yanımın ağulu kini

Ellerimin gölgesinde yumruklaşıyorNanemolla uçurumlar Sesimin koyaklarını salıyorum özlemlerimeHarlı başkaldırılarda göveriyoryağmur boylu destanlar

İnançla açıyoruz Tuzlanan zamanın kilidini.Düğümlü yönlerin açılıyor kapılarıGün eyleme açıyor göğsünüHayatın tuzundan dökülüyor payTerli yüzlerimize

54

Page 55: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Ay Durumları

İndim ağzına karanlığın, Gülen bir alevdi gökyüzünde ayGecenin kara terkisindeKırık bir yay..

İndim balkonuna anaç bir evinYanan öfkeydi ocaklardaDamları kuşatmış kesikbaş’ın hançeriHer sokak susuz bir çay

İndim kıyısına bir intiharınKıvılcımından tutuştu sularSarkıttan dikite dönüşürken dalgalarTan yeri tutuştu başladı halay

55

Page 56: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Aşkla Birlik

Dokunsan taş kırılacakDaralacak suların yolu soluğunlaYaşam sığılamaz olacakÇizgisi değişecek sularınTüneği yitecek uykularınBakışın mermerde güllenecekKörelen kıvılcımlar yeniden dellenecekGün gelecek...Seninle günler paylaşılacak...

56

Page 57: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Kimin

Kimin ipi ilk çözülen denenmiş bakışlardaKimin ışığıdır izinli tünellerde gözü küllü saatKimin kentidir yanıtsız sorulara dökülenKimin aynasıdır silinmiş selâmlarda kalan yürek izi Kimin gülüdür, palas pandıras koyaklarda açan eğrelti Kimin payıdır duraksız bulvarların camlarında tükenmekKimin yüreğidir avuçlarında okyanusu taşıyan geceyi maytaplayan

57

Page 58: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Doğanın Kavalından

Duydum yanağımda yelini saklı ormanların Körpe filizler incecik çalılarda gülüşüyor tazecik

Sezdim varlığımın gözden göze üveyikleriniSaydam gökyüzünde ay sedefliyor geceyi

Düşürdüm yığınların kıraç yellerine utangaç gölgeleriHer coşkun telle tozlaşıyor arzularda çiçekler

Hissettim ürkek tomurcuklarda sessizlik çığlığınıIşkınlar, filizler, otlar doğada paylaşıyor gelgiti

Gördüm suyun ve toprağın kavalında salkımlar,hevenkler, taneler dinliyor birlikte sabahın türküsünü

58

Page 59: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Günlerin Çemberinde

Günlerin çemberinde boşalıyor sis geceyeAynada tutsak kandil boyun bükmüş yellere

Yollar bıçak sırtında yüzlerde mor çizgilerEngellenmiş sabırlar kör lekesi hayatın

Dokunuyor kokulara terli bir alnın iziAhşap pencerelerde özlemin gizi sıralı

Dökülen öpüşlerle yıkanıyor sevdalarKuma emiliyor zaman, tükeniyor anılar

59

Page 60: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Sıyrılmak Çoraklardan

Kumları eliyor rüzgâr, göçürüyor maskeleri,Turuncu çiçekler bitkin, acı sağan yürekte.

Eksik bir rüzgâr sarıyor sularda pusuları,Tapanlıyor denizi bulutlarda sarsak el

Garlardan biletsiz sekiyor hasretlereCam kenarı imgelerde, raylar akıyor.

Köpürüyor uçurum mavisine yeni yetme şiirlerArtık yeni yollar açıyor sıyırıp çoraklardan

Aldırmasa da şair dalacak içine kapkara bıçak Kuyruksuz dizecek imgeleri bulutsuz ufuklara

60

Page 61: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Su Çatlağını Bulur

—Hrant Dink’in Anısına—

Toprağın kuruyan teni topluyor sıyrılan göçü uzağa Issızlığın yazgısında köpüksüz dereler tükeniyor Boğuyor filizi, kırık dallardan kalma sızı Bir güvercin özleyişi rüzgârın çöllerden derdiği alev, Yarıyor narın bağrını…

Ezberimizden dökülüyor susuzluğun girdabına Pıhtılaşan küllerde kaygının çıplak teri. Saklanma çabasındayız arkasına borçlarımızın… Yankısız içbükey mercek oluyor her çığlık, Acıyı deşiyor tuzak.

İnançla görüyoruz acıda kilidini sabrın Tutuşan çizgilerin kavşağında dinginlik dört dönüyor.. Çıkışsız yönlerin köreliyor kapısı Gün açıyor söze göğsünü. Kardeş kanından pay, dökülüyor avuçlara Kilitlenen sığınaklarında hayat Çekiyor desteğini zamandan.

Kurşun erkenci güller açar tenin gizli ufkunda Susmak örtmez, ardınca yangınlarda can yoğrulur. Bir güvercin vurulur, ılıkça akar kanı Özlemlerin toprağında su çatlağını bulur…

61

Page 62: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Gerze Direnişine Selam

Her sabah bir kuşun kanadında evrenSarılıyor insana, çarparken şafağın yeliYüzsüzlerin yüzüne.

Duvarlarda kol geziyor yitikliğin uğultusu.Dağlanmış bir çift göz gibi daralıyor pencereler.Kısılan yüreklerde çırpınıyor korkusu yeşil yamaçların.Kapanmış kapılarda terliyor öfke!Derinliğin pususunda dirilen sular, Bileyliyor dalgalarda sabrın yüzünü.

Boşanıyor zincirinden şafakla bir demet ışık,Yürüyor üstüne üstüne, Karanlığı biçip geçiyor.Yatıyor bir yaralı aslan.Paslanmışsa da tutkuları, gözleri iki namluÇekiyor yivlerine özlemlerini.

Gözlerinin karasında ürüyor uçurumlar,Sarkıtlara teğet geçiyor resim.Duvarda kan revan bir saz,Taşıyor içine suskun gizini.Irmaklar barikat kuruyor sise, gazaDireniyor Gerze boğazındaki şiş’e.

Kıvrılan ve kıvırtılan hedeflerin izdüşümü Vururken borsa duvarlarına,Antenler kaşıyor umursamazlığı.Bir gidip bir geliyor umudu dokuyan mekik,Yürek sırçasından süzülen renkler,Veriyor çözgülere asi kimlik.

62

Page 63: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Bahar sıyrılıyor kınından,Tünellere sığınıyor geceler.Ağdıkça gün yüzüne umudun ışkınlarıÜşüyor kara yüzler.Emek bahçelerinde başlıyor yeşil halay,Küllere kapatıyor gökyüzünü umut ve direnç,Karanlıktan azat kuşlar koşuyor güllere…

Gerze taraflarında sezaryen bir gaz, duman…Tutuşan gün dönümünde ruhsatsız kazılar var.Ateşin emdiği kan haramiler sofrasında…Kara kefenler biçilirken halkın yüreğine,Dişlerinden geçen zulüm takılıyor boğazınaHortlatılan vampirin,Korkunun saltanatı dökülüyor burnundan.Ses sese zincirlenince kuruluyor köprülerYeni bir direnişe…

Baltaların yuvarlak ağzında aynı ipte iki cambaz,Ses esnemekte, göğün can alıcı teninde,Çürük maskelerin kulağından sarkmada karanlık yüzler.Kanına aç bir el gibi zulüm dökülüyor kendi gayyasına…

Koyu bir depremin merkez üssünde kuduruyor gergedanlar.Çöl ayazında insan sıcağının pankartı açılıyor alınlara,Biliyoruz, ışıldayan buzda ıslanmaz adım.Yangın kıvamında inancımız,Dökülüyor dolarlı saltanatın kendi çukurlarınaBükülüyor tek tek, kirli ellerin tırnaksız parmakları.

Korkulardan koparılmış bir takvim dayatıyor esnemeleri.Suskun vadilerin heybeti gölgesinden kaynarsa daİnsanoğlunun heybeti gölgesiz ışığından.Savaşlardan dökülen görüntülerdeÇarklardan sıyrılıyor birer birer nasırlı eller.Rahvan bir karanlığın kıyılarında,Direniyor güçlü halk akıntısı külle, kirle yaşamaya.Işıklar arasından süpürüyor tüm gölgeleri,Gölgelerle maskelenmiş lekeleri süpürüyor,Yeni bir çağın tan yeri oluyor Gerze!

63

Page 64: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Kalk

Ey dost!Sürüklediğin rüzgârın alnımızda çiçekleşen tozu,Nakşeylesin zakkum kokusuna gül sevdamızı.Susturulduğumuz ıslıklardan tornistanYazıver yeni baştan, yeniçağın kantosunu.Dökülsün karşımıza kara aynanın sırları,Yıkılsın teker teker de olsaKüresel rezaletin duvarları…

Senden bana esen rüzgârAçıyor dilimin barlanmış bağını.Ötelerin ürpertisinde saklı uçuk söylencelerSönmüş yanardağlarından akıyorlar beynime.Kuşkuş kanatlı illegal dizelerin;İnce bir günaydına açılan penceremdenApansız düşüyor sokaklara boydan boya…

Dost, atomları bırak âlimler parçalasın,Sen başla özden önce kırmayaÖnyargının altın tasını…Yadırgı sarkıntılar paslanadursunÇöz de palamarını kara geceninDemliğimizde tutsak ederken uykuyuİnce belli bardaklardaYudum yudum içelim yıldızları.

64

Page 65: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Varsın yakamıza yapışan eli olsun hayatınTer yaşamanın sırmalı izi,Simini hangi nehir yıkayabilir?Ensesiz bir akşama düşürürüz inadı,Sarmalarız sabaha düştaban ağrıları,Ökçesiz meydanlarda…

Simdi göremediğimiz düşülkemizdeSeller ve bentler şaşkın uyumdaYokuş ve inişler ayni tezgâhtaAtkılar ve çözgüler yıldızlara paralelDostlar ırmak, kardeş gölPişmiş aşka su katılmış sevdalardaSevenlerin karasevdası yıldızlara tutsak çölArtık cezri istenmeyen bir meddir dünya

Dost!Kulaklarımızda bir Balkan havası essin gürlesinSen Lorke'ye duranda ağırdan hızlı,Bizim düşlerimize hangi horon yetişsin?Sesin sesime el versin hele, dele dele karanlığı,Çıkrığımızda çıkmayacak ay mı var kuyulardan?Kan uykularda dımdızlak bağlanmışsak,Nasıl uyur, umudun mimarı şair.Kalk,Seninle söksün şafak!

65

Page 66: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Kara Perçin

Mahyalara döktüler mahsus martavallarıOkkasız ölçüp biçtiler omurgasız okuntularıNadasta zihinleri nalladılar narsis hezeyanlarlaGötürü gururlarına heder ederken hevesleriniDöküldüler arım dürüm sanat drenajına

Kosinüssüz hesaplar kornere düştüBilimden bihaber bisküvi korsanlarıBirdirbir oynaya dursun kendi bahçelerindeOrlon oktavlarda araya dursunlar kırkbirinci ada’yıKopçası kopuk konsomasyon aslanları,Bir sis sardı ağlarıyla özlemlerin şavkını

Ufka kar yağıyor donuyor çağrısız aşklarKısık sesli bahçelerde ıslıklar yasakHoyratça bellendi cehennemde belleklerimizAn geldi puhular dadandı gül bahçesineSloganlar silindi yaşlı taş duvarlardanYılan yastıkları doldurdu dört yanı dört köşeyiYüzler buruştu, yumruklar gevşedi zamanın iğlerindeÇöktü çökecekken kara geceden kara pusZımbalanırken ucun ucun tan yeriBilinir, alanlar ve dağlar barındırmaz ürküyüBu perçini söker dudaklarında marşlarla emekçilerSöyleriz bir ağızdan aynı türküyü

66

Page 67: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Kırmızı Karanlık

Art arda katran sürekleri Maviden cinayete boyuyor göğüYıldırımlara karşı çatal lastikte Fırlıyor sessizliğe nar tanesi bedenler

Ağır kanatlanıyor kan denizeGündüzü boyuyor kırmızı karanlıkPencerelerde donuk bakışlar asılı,Dinginlik kırık ayaklı sehpada,Şehla ağıtlar süzülüyor tellerden

Şimşek gölgelerinde keder uzun, gün kısaÖzlemler ha çatladı ha çatlayacak Göbeğinde sabrın,Elverişli bir özenti, sonsuzluğa uzananKoklanmış mecralarda diriliş susuzMatkap sessizliği çınlıyor beyinlerde

Cellât anlamsızlığında yüzler depreşikBahara kurulu saatten Düşüyor kaygının ayak sesleri Yıldız sıkışması varDamlıyor inat toprağa

Şairler yeni firavunlarla karşı karşıyaYırtıyorlar onların altın varaklı ciltleriniKarıştırıp alın terlerini gülün çiyiyle Şiirlerini yazıyorlar yeniden direnişlerin

67

Page 68: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Kan Damlıyor Ateşten

Çilesidir hayatın çoğalan kamburumuzYıldızların ırzına uzanmış çelişkilerKan damlıyor ateşten betonarme günlereTufanların şakağında çatlıyor uygarlıklar

Sızlanıyor cinayetler sokaksız bir telaşaAğlamalar birikmiş sızıyor afişlere Helâk pazarında zincirlenmiş sloganlarEkmekler sahte, bankalar ortak cemseyle Kırgın ormanlarda kanamalı dallarCoplanıyor sessizlikler tütüyor çığlıkları kentin

Gözlüklerin arkasında işleniyor sıyrık cinayetlerKaranfil sofralara düşüyor üç gözlü yıldırımlarİhbarlar birer mürekkep imzalanıyor kanlaUydularda geceleyin dönüp duruyor yalanlar

Haramdır çağın dokunuşları her bedeneHaramdır kösnül tükürükleri ekşimiş kentinKutsal lanet devşiriyor salyalarını ateşinYakıyor hadım tacirler frengili leşleriniKarnelerinde hazları kırık çıtkırıldım nazlar

Kederlere altın doğranıyor kasalardanKanlı suyu döndürüyor çarkını rezaletlerinYarasalar suskun, akrepler sessiz, çıyanlar dinginBir ustura dönüp duruyor primitif tanrıların elinde

68

Page 69: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Heybemdeki Rüzgârlar

Çöktüğümüz torlularda gül dizdikGezden göze…Omuzlarımızda sökedurduGeceye karşı şafak,Sırsız sabahlara ulamaya kalktık ufuklarıYa koptu ip, ya dolandı boynumuza…

Ne uzandık üçgüllerin üstüne, bulandık çiye,Ne dalgalarda atabildik takla.Ya ıslandık arzularda, ya ıslatıldık…Ne usandık tutkumuzda ne uslatıldık…

Şimdi heybemdeki rüzgârlardaSilerim tozlu nakışlarını yıldızlarınŞimdi gözlerim baştanbaşa samanyoluAyaklarım ırmak…

Diyorum ki,Yürüyüp şafakların doruğunaTitreyen bulutlara gölge olsak…Ayaklarımız altında terden sulansa toprak...

69

Page 70: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Diyorsun ki,Islak türkülerde çiçek gibi tozlaşsak;Dalmak değil mi sonu,Bir çift gözün ışığında evrene....

İkimiz de biliriz kiBu dalgalı salınımda durmak...boğulmak!..

70

Page 71: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Üç Mavi Uçurum

Yaslanırken gecenin demir kafesine Gövdemin siliniyor taşlanmış nakışları.Uyandığım göç dirliğinde kesiyorum kederlerin kurdelasını.Uzun yürüyüşlerde büyüler kırık düşüyor kaldırımlara,Çözüyorum ince sargısını titrek yaraların.

Düştü hayatın soğuk terlerine üç mavi uçurum,Nefretlerin baskın sessizliğine döküldü takvim.Gün günü döllerken kısır döngüye Paylarına düşen umut tükendi...

Uğurlanıyor bahçesiz üç gül konduğu kırık dallara,Uçuklamış tomurcuk uçlarında barut izleri,Erikler çıkmadan gömüldü içine kendi rahimlerinin.Elim açılıyor kutup boylarının ak yaylasına...

Şimşek gölgelerinde keder uzun gün kısa bu kış.Sılalardan dokunmuş yağmurlar saçaklarda,Anlık vuruşlarda sırt sırta üç damla...Anlaşılmaz ürpertiler kaldı o kayıp imgelerden,Dizelerimde kara delikler, adresi bucaksız zincir sessizlik...

İhanetler bozuyor kilitlerini ateşlerin,Bir katran süreği maviden cinayete boyuyor Bütün nehirleri...

71

Page 72: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Omuzlarımızda Sımsıcak Umut

Yükseliyor ateş, uzak paslı gecelerdenUmudumuz ıslıklıyor suları çığlık çığlığa…Adalet kovulmuş saraylardan, özgürce sokaklardaKaranlığın devranını söküyoruz çakıldığı yakamızdan.Sütsüzler çarşısında sarsılıyor teraziler.

Güneş kat kat beton pazarlardan uzak sokaklarda,Her bir ışın direnenlerin ellerinden gönüllere uzanıyor…Omuzlarımızda sımsıcak umut. Duvarlarda dostlardan yadigâr kurşun ve kan izleri…Sıkıntılı gözlerimiz gazlardan değil,Kan çanağıdır yitirdiğimiz dostlardan…Onlar, yüzümüzde ağaran izleri kavgamızın.Paldır küldür dökülüyor önümüzde hevesler ve tutkular.Ölçüsüz ufalanmada arsız tümsekler.

Fosseptiklerden yankılanıyor kibrin lanetli sesi…Yalan ve melânet rüzgârı karşımızdaki…İplikleri kopuyor tek tek en sağlam noktasından.Zurnasında tüm delikler tıkalı, biri hariç.Bir umarı zırtlayarak susturmak orkestraları…Bin başlı ejderhalarını salsa da üstümüze,Kapalı dehlizlerden taşıyor denizlerin kıpkızıl dalgaları…

72

Page 73: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Puştluğun ufkundan masmavi şiirler fışkırıyorDelerek huzme huzme sarımsı karanlığı…Bu mahşerî dalgalarda artık mendirekler çaresiz.Kitleler artık umudun dosdoğru rotasındaDirenişlerle akıyor yepyeni şafaklara…Mümkün sanıyorlar hâlâ durdurabilmek bu seli.Parçalıyor birer birer bu sel; Önüne katarak HESleri, mesleri Artık halka rağmen,Daha da zor olacakÖtmesi borazanların.

73

Page 74: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

POETİKA

74

Page 75: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Şiirleme

Öksüz bir yüreğin çözülüşüdür şiir.Yalnızlığına kapanan anın kör ışığı değil.

Çekili perdelerden süzülen gün ışığıdır ki,Yürek tayfından geçmeden vermez alını yeşilini.

Seslerin delip geçtiği kulaklara küpedirSözlerin köpüğünü süzen.

Suların çıplak elidir dar gelir de bulvarlar Kendi patikalarında yürür.

Dağıtır da düzyazının çarkını zembereğiniYaşamı değil salt izdüşümünü verir.

75

Page 76: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Şiir Saati

Baharın alnındaAyarsızdır şiir saati,Yazgıyı dinamitler deSusturur kasırgaları.Cemresiz bir gurbetinSaltanatsız sultanı!

76

Page 77: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Şiirin Işığı

Kuş sesi katmalı göz göz dizelere, Yıldızları indirmeliKatran kazanında dizilen şiirlere.Enlemler kapanmamalı boylamlara,Koygun ve girdaplı düşler,Yaşamın özü ve özlemleriBezensin her imgeye.Gecenin kara örtüsüneYıldızlardan sim-sırmalar işlensin.Şiirin kendi aynasına dönmesi,Sisli puslu havalarda Yorgan-döşek sızmasıİhanettir hem kendisine, hem şiire.

Ağlar, toplanmalı düşlerin sularından,Saray söylenceleri, gecekondu sevdalar,Uğramalı tek tek şafağın yağmasına.O zaman işte ozanın şiiri,Tek başına da olsa deniz feneri!

77

Page 78: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Şiir Rotamız

Göz yaşlarından fışkırmaz şiir, İmge avcılığı hiç değil.Aracıdır duygulara ses vermenin, Yüreklere seslenmenin.

İmgenin piçi değil, Sesle anlamın gayrımeşru çocuğudur; Dil içinde filizlenen, Dal ucu tomurcuğudur.

Esini pintice harcama ozan dost, Sok içine yığınların.Caf caflı sözler etmek yerineUfacık umutları yeşert!

78

Page 79: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

Var mı?

Var mıYazacakSoluğun,EnginDüşlerinDizelerini?

Var mıKazılacakİmgelerinTükenmişYüreklere?

Var mıAteşBöceğiŞavkındaGeceyeSuVerecekUmudun?

Var mıEvreniGözlerindenKuşatacakYürekAteşin?

SenŞairsin!

79

Page 80: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

İÇİNDEKİLER

5.Kimliğim6.Manifestomuz7.1 Mayıs8.Asım Bezirci Mersiyesi9.Dilek10.Dost12.Bilmek14.Çözmek15.Ay16.Ezgiden Söze Sözden Yüreğe17.Arzularımızda Köpüren Umut18.Gecenin Çıkrığında19.Gülüşlerin Gün Işığı20.Dört Yönlü Hicran21.Çoban Türküsü22.Güz23.Yadigâr24.Hoyrat 25.Iraktan Yakına26.Ortadoğu’da Karışık İzler27.Küllenen Güller28.Mızrak Çuvala Sığmamalıdır29.Dünden Yarına30.Yalnızlıklara Karşı31.Yürek Çalgını 33.Kıl Heybemde Karanfil34.Damlaya Düşen Soru35.Gülüşlerin

37.Ağıtlama40.Bir Halk Oyununa İzdüşüm42.Susarsa Uçurum44.Umudum Süt Beyazı45.Sığınağında Kanar Umut46.Bergüzar48.İskele Alabanda50.Teslimiyet52.Kan Oyuyor Mermeri54.Sabırkıran55.Ay Durumları56.Aşkla Birlik57.Kimin58.Doğanın Kavalından59.Günlerin Çemberinde60.Sıyrılmak Çoraklardan61.Su Çatlağını Bulur62.Gerze Direnişine Selam64.Kalk66.Kara Perçin67.Kırmızı Karanlık68.Kan Damlıyor Ateşten69.Heybemdeki Rüzgârlar71.Üç Mavi Uçurum72.Omuzlarımızda Sımsıcak Umut74.POETİKA75.Şiirleme76.Şiir Saati77.Şiirin Işığı78.Şiir Rotamız79.Var mı?80.İÇİNDEKİLER

80

Page 81: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

81

Şiir Dizisi:1- Kalp Örsünde Karanfil — ALİ ZİYA ÇAMUR2- Arsız Akrostiş— SERKAN ENGİN 3- Diplerin Zirvelere Uçurumlardır Yolu — ADNAN DURMAZ4- Acının Ucu — HAMZA İNCE5- Yıldızlı Gece Kanamaları — İRFAN SARİ6- Öfkeye Tutunmak — ERCAN CENGİZ7- Semahlar, Horonlar, Gowendler — YAŞAR DOĞAN8- Militan Bir Ağrı – MELİH COŞKUN9- Söylenmemiş Sözdeyim — ABDULLAH KARABAĞ10- Yaralı Ağaç — MEHMET RAYMAN 11- Bahara Gebe Düşlerim — SEVGİNAZ İNAL12- Dene Ve Yenil — UYSAL HİMMET ASLAN13- Mevsim Değirmeni — MEHMET GİRGİN 14- Seksen Kere Söyledim — ŞEREF ÖZTÜRK (Usta)15- Dilbaz Şiirler — SERKAN ENGİN16- Naif Buğday Tarlaları — MEHMET GİRGİN17- Yıldız Dalı Yasaklı Gönül — ABDULLAH KARABAĞ 18- Mavi İğne — MEHMET GİRGİN19- Her Şiirin Uyaksızı — SERKAN ENGİN20- Umut Her Şeydir — ABDULLAH ORAL21- Gölgemi Sildin Gölgenden — DURAN AYDIN22- Ah — GÖNÜL ÜLKÜ DİLEK23- Ceviz Düşü — MEHMET GİRGİN 24- Beynimdeki Meşale – ABDULLAH ORAL25- Lirik Liman – MEHMET GİRGİN26- Kalbim Irak-Gönlüm İsyan — ADNAN DURMAZ27- Kıssadır Hayat — M. Şehmus GÜZEL28- Erotik Şiirler Atlasım — SERKAN ENGİN29- Her Şiir Bir Aşka Temelli Gelir — BÜLENT AYDINEL30- Sen Yağmur Ol — ÖZER GENÇ31- Tartıya Kalan Düşler — ABDULLAH KARABAĞ32- Öfkeye Tutunmak (2. BASKI)— ERCAN CENGİZ33- Yıldızlı Gece Kanamaları (2. BASKI) – İRFAN SARİ34- Diplerin Zirvelere Uçurumlardır Yolu –(2. baskı) ADNAN DURMAZ35- Diren — ÖZER GENÇ37- Kalp Örsünde Karanfil — ALİ ZİYA ÇAMUR (2. Baskı)

Anlatı Dizisi:1-Ofir’e Yolculuk (Öykü) — MUHAMMET DEMİR2-Uysal Cinayetler (Roman) — SERKAN ENGİN 3-Hayatın Sesleri ve Yüzleri (Öykü) — ERDOĞAN TEZGİDEN4-Cumartesi Anneleri (Oyun) — ADİL OKAY5-Sessiz Bir Yolculuk (Öykü) YAVUZ AKÖZEL

Düşünce Dizisi: 1.Gölge Boksu — SERKAN ENGİN2.Umut Sarkacında Yaşam — ALİ ZİYA ÇAMUR3.Emeğin Sanatı Yazıları — ALİ ZİYA ÇAMUR4.Kapitalizmin Kalesi DOSTOYEVSKİ — YAVUZ AKÖZEL5. Gölge Boksu — SERKAN ENGİN (2. Baskı)

EMEĞİN SANATI KİTAPLIĞI

Page 82: KALP ÖRSÜNDE KARANFİL - Ali Ziya ÇAMUR

82

Biz, tılsımları kıran, şahlanan atların bukağısını çözen,kasırgaları arzumuza bent eden, aşkla kavgayı iç içe yaşayanbir şiirin, edebiyatın, sanatın yolları ve yolcularıyız.

Kayalık yüreklere kuşların taşıdığı tohumdan filizlenmez bizimşiirimiz, öykümüz… Biz, iğreti kristal ikonların değil, gökle yerarasında bilinci ve gücüyle var olanların kalıp kıranların, yolaçanların farklı renkler ve sesler dokuyan izcisiyiz.