kadın programlarına bir bakış: kadının sesi ve sizin...

33
Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de Tür, Anlatı ve Format Emel Baştürk Akça Hasan Akbulut Öztt 199O'lı yıllardan itibaren medyanın dönüşüm geçirmesiyle birlikte yeni televizyon tür ve formadan ortaya çıkmıştır. Başlangıçta kadınlara pratik bilgiler vermeyi amaçlayan, sonralarıysa çeşitli nedenlerle kadınların yaşadıkları mağduriyetleri konu edinen kadın programları da bu çerçevede yeni bir format olarak karşımıza çıkar. Bu yazı. 2005 yılında Kanal ffde yayımlanan. Kadının Sesim 2007'de Flash 7Vde yayımlanan Sizin Sesiniz isimli programları, yeni televizyon formatları/türleri ve bu format içinde kadının temsili açısından incelemeyi amaçlamaktadır. Kadının Sesim Sizin Sesinizformatı itibariyle yeni bir tür {genre) olsa da, programın ve sunucunun kurduğu anlatı açısından, oldukça geleneksel bir içeriğe sahiptir. Programlar, "kadınların seslerini duyurmayı" ve sorunlarına çözüm bulmayı amaçlasa da programların bütününde, sorunlara net bir çözüm önerilmekten çok. bu sorunların dillendirilmesinin önemli olduğu vurgulanmaktadır. Kurulan anlatı, sorunlarını "paylaşan" kadınlara, hâkim ideolojik kabulleri dönüştürmeyi hedefleyen "çözümler" önermediği gibi, kadının kamusal alanda temsilini de yalnızca bir mağduriyet ya da acı çekme koşuluna bağlar. Two Women Programmes "Kadının Sesi" (The Voice OfWoman) and "Sizin Sesiniz" (Your Oıvn Voice): An Evaluation Of The Genre, Narration and New Format OfTelevision Programmes Abstrsct By the 1990's new television genres and formats have been appeared on occasion of media convergency. At the beginning, women programmes were the ones giving some practical information about managıng a house, being a skilfull housewife.etc.only. Hovıever, nowadays, ttıese programmes have brought about the situations revealing the grievances of womankind experienced by themselves. This study aims to show the reprensation of vvoman in this new genres of television programmes, within their narration and tormats. One of ttıese women programmes is Kadının Sesi (The Woice of Woman) broadcasted in Channel D in 2005, and the other is Sizin Sesiniz (Your Om Voice). broadcasted in Flash T\l in in 2007. As a conclusion. this study has proved out that neither of these programmes provides any solution to the cases indicated as "women grievance". Additionally these women programmes give place to vvomen in public sphare, unless they are treated unjustly. iletişim: araştırmaları • © 2005 • 3(1-2): 41-73

Upload: others

Post on 20-Jan-2020

17 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

Kadın Programlarına Bir Bakış:Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

Tür, Anlatı ve Format

Emel Baştürk AkçaHasan Akbulut

Ö z t t

199O'lı yıllardan itibaren medyanın dönüşüm geçirmesiyle birlikte yeni televizyon tür ve formadan ortaya çıkmıştır.Başlangıçta kadınlara pratik bilgiler vermeyi amaçlayan, sonralarıysa çeşitli nedenlerle kadınların yaşadıkları mağduriyetlerikonu edinen kadın programları da bu çerçevede yeni bir format olarak karşımıza çıkar. Bu yazı. 2005 yılında Kanal ffdeyayımlanan. Kadının Sesim 2007'de Flash 7Vde yayımlanan Sizin Sesiniz isimli programları, yeni televizyon formatları/türlerive bu format içinde kadının temsili açısından incelemeyi amaçlamaktadır. Kadının Sesim Sizin Sesinizformatı itibariyle yenibir tür {genre) olsa da, programın ve sunucunun kurduğu anlatı açısından, oldukça geleneksel bir içeriğe sahiptir. Programlar,"kadınların seslerini duyurmayı" ve sorunlarına çözüm bulmayı amaçlasa da programların bütününde, sorunlara net birçözüm önerilmekten çok. bu sorunların dillendirilmesinin önemli olduğu vurgulanmaktadır. Kurulan anlatı, sorunlarını"paylaşan" kadınlara, hâkim ideolojik kabulleri dönüştürmeyi hedefleyen "çözümler" önermediği gibi, kadının kamusal alandatemsilini de yalnızca bir mağduriyet ya da acı çekme koşuluna bağlar.

Two Women Programmes "Kadının Sesi" (The Voice OfWoman)and "Sizin Sesiniz" (Your Oıvn Voice): An Evaluation Of The Genre,Narration and New Format OfTelevision Programmes

A b s t r s c t

By the 1990's new television genres and formats have been appeared on occasion of media convergency. At the beginning,women programmes were the ones giving some practical information about managıng a house, being a skilfullhousewife.etc.only. Hovıever, nowadays, ttıese programmes have brought about the situations revealing the grievances ofwomankind experienced by themselves. This study aims to show the reprensation of vvoman in this new genres of televisionprogrammes, within their narration and tormats. One of ttıese women programmes is Kadının Sesi (The Woice of Woman)broadcasted in Channel D in 2005, and the other is Sizin Sesiniz (Your Om Voice). broadcasted in Flash T\l in in 2007. As aconclusion. this study has proved out that neither of these programmes provides any solution to the cases indicated as"women grievance". Additionally these women programmes give place to vvomen in public sphare, unless they are treatedunjustly.

iletişim: araştırmaları • © 2005 • 3(1-2): 41-73

Page 2: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

42 • iletişim: araştırmaları

Kadın Programlarına Bir Bakış:"Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

Tür, Anlatı ve Format

199O'lı yıllardan itibaren medyanın dönüşüm geçirmesiyle birlikte yeni

televizyon tür ve formatlarının ortaya çıktığı ve bunların yaşamımızda önem-

li bir yer tuttuğu bilinen bir gerçektir. Türkiye'de 2000'li yıllarda tecimsel te-

levizyon kanallarında ortaya çıkan televizyon formatlanndan biri de "kadın

programlan"dır. Televizyon formatlanndaki değişimin kadın programlarına

yansımasının en popüler ve tartışmalı örneklerinden biri ise, Yasemin Boz-

kurt'un sunduğu Kadının Sesi programıdır. Kadınların sorunlarını ekranda

paylaşarak çözüm önerileri sunma/üretme iddiası taşıyan program -Kanal

D'nin kendi web sayfasında verdiği izlenme oranlarına göre- gündüz kuşa-

ğında yer almasına rağmen, en çok izlenen on program arasında yer alır. Bu

yüksek izlenme oranlan, diğer televizyon kanallannda da Kadının Sesine

benzer formatlarda başka "kadın programlan"nın yayma girmesine neden

olur. Yasemin Bozkurt'un Kadının Sesi programı, 2005 yılı Nisan aymda prog-

rama katılan bir ailenin içinde bulunduğu otomobile İzmir'de ateş açılması ve

aileden bir kişinin hayatını yitirmesi, Mayıs ayında da, programa katılan bir

kadının, memleketi Elazığ'a dönüşünde 14 yaşındaki oğlu tarafından vurul-

masının ardından yayından kaldınlır. Programın yayından kaldınlmasınm

ardından bu yeni formata ilişkin tartışmalar da görünür hale gelir.

Ancak bu tartışmalar, medyaya yönelik en kaba yaklaşımlardan biri

olan etki çerçevesinde kalır. Farklı kanallarda aynı türün örneklerini sunan

diğer programcılarla yapılan röportajlarda da programın kendine ya da for-

mata ilişkin bir eleştiri değil, doğrudan sunucuya yönelik eleştiriler dikkat

çeker. Sunucu Bozkurt, "sorumlu" bir yayıncılık yapmamakla ve "riskli" ko-

nulan ekrana taşımakla suçlanır. Söz konusu program, önce bir süre yayın-

dan kaldmlır, kısa süre sonra bir başka kanalda, Flash TVde, tekrar yayın ha-

Page 3: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

Akça ve Akbulut *... "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de Tür, Anlatı ve Format • 43

yatma döner. Bu tür programların nasıl bir söylem ürettiği sorunsalı ise tar-

tışma dışı kalır. Flash TV, 2007 yılında, yine aynı formatm örneklerinden biri

olan İnci Ertuğrul'un Sizin Sesiniz programını TGRTden transfer eder. Bu ça-

lışmanın genel amacı ise, 2005 yılında Kanal D'de yayınlanan, Yasemin Boz-

kurt'un sunduğu Kadının Sesi ve 2007 yılında Flash TVde yayınlanan İnci Er-

tuğrul'un sunduğu Sizin Sesiniz isimli programlan, yeni TV formatlan/türle-

ri ve bu format içinde kadının temsili açısından incelemektir. Bu genel amaç

doğrultusunda şu sorulara yarat aranmıştır:

1. Türkiye'de son dönemde karşımıza çıkan kadın programlannın

türsel/formatsal özellikleri nelerdir?

2. Kadın programlarındaki yeni tür ve format, nasıl bir anlatı ve

söylemin kurulmasına aracılık etmektedir?

Çalışmada format aracılığıyla kurulan söylem, eleştirel söylem analizi-

nin bize sunduğu kavramlar ışığında açıklanmaya çalışılmıştır. İnceleme için

Kadının Sesi'nin seçilme nedeni, programın bu formatın ilk örneği olarak or-

taya çıkması, sunucusu Yasemin Bozkurt'la tanınması ve yaygınlaşması, iz-

lenme oranının yüksek olması, bu programın çeşitli kereler kamuoyunda tar-

tışılması ve formanyla diğer kadm programlarını da etkilemesi olarak sırala-

nabilir. Sizin Sesiniz'in seçilme gerekçesi ise, bu programın Kadının Sesi'nin

olaylı biçimde yayından kaldmlmasmdan sonra yayma başlaması nedeniyle

ilk formatla aralanndaki benzerlikleri ve farklılıkları vurgulamak ve varsa

değişimi saptamaktır. Programla ilgili bazı genellemeler yapmaya imkân ta-

nımak amacıyla 1 Mart 2005 tarihinden itibaren Kadının Sesi takip edilmeye

başlanmış ve anneler gününden önceki son program olan 6 Mayıs 2005 tarih-

Page 4: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

44 • iletişim: araştırmaları

li programın analizi yapılmıştır. Anneler günü rastlantısının, söz konusu bö-

lümü incelemeyi daha anlamlı hale getirdiği düşünülmüştür. Flash TVde ya-

yımlanan Sizin Sesiniz programı ise TGRTden Flash TV ekranlarına transfer

olduğu 2 Nisan 2007 pazartesi gününden itibaren takip edilmeye başlanmış

ve 3 Temmuz 2007 tarihli programın analizi yapılmıştır. Söz konusu prog-

ramlar, farklı dönemlerde yayında olduğu için incelenen tarihlerin birbirle-

riyle örtüşmesi mümkün olmamıştır. Yukarıda da belirtildiği gibi Yasemin

Bozkurt'un programı, 2005 yılı Mayıs ayında yaşanan cinayetin ardından Ka-

nal D' de yayından kaldırılmıştır. Aynı tarihlerde ATVde yer alan Yalnız De-

ğilsiniz programı da yayından kaldırılır. Medya Takip Merkezi'nin (MTM)

yaptığı araştırmaya göre bu tarihlerde RTÜK'e kadın programlan ile ilgili

olarak yapılan şikâyet sayısı, önceki yıla (2004) oranla yüzde yüz artış göster-

miştir. Bu gelişmeler, programların sorgulanmasına ve bazı değişikliklere gi-

dilmesine neden olmuştur. Bozkurt'un programı kısa süre sonra Flash TVde

yeniden yayma girmiş, Yasemin Bozkurt'un ardmdan aynı kanal bu kez İnci

Ertuğrul'la kadın programlarındaki bu yeni formata devam etmiştir.

Yukarıda belirtilen sorulara yanıt arayabilmek için, çalışmada öncelikli

olarak sosyo-ekonomik, tarihsel ve politik değişimler ışığında Türkiye'de

medyanın değişimi ve buna bağlı olarak ortaya çıkan yeni türler /formatlann

açımlanması yoluna gidilmiştir. Ardından kadın programlarının türsel özel-

likleri ve formadan belirtilmiş ve son olarak da Kadının Sesi ve Sizin Sesiniz

programlan hem türsel özellikler, hem de programda kurulan söylem açısın-

dan analiz edilmiştir.

Yeni Türler, Yeni Formatlar

1980'li yıllar, gerek dünya, gerekse Türkiye açısından siyasal ve ekono-

mik dengelerin yeniden düzenlendiği, serbest piyasa ekonomisinin yayıldığı

yıllardır. Bu dönem, televizyon yayınalığmda da dönüşümlere sahne olmuş-

tur. Devletin /hükümetlerin kontrolündeki kamu tekellerinin yıkılarak, te-

rimsel televizyonculuk anlayışının yerleşmeye başladığı yıllar, Türkiye'de ol-

duğu gibi dünyada da bu ekonomik/siyasal dönüşümden ayn düşünüle-

mez.1 "Kamu hizmeti kurumlarının mali sıkıntılar2 yaşamalan", ama daha

önemli olarak "teknolojik gelişmelerin kullanıma sokulması", kamu hizmeti

Page 5: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

Akça ve Akbulut •... "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de Tür, Anlatı ve Format • 45

yayıncılığını krize sokan nedenler olarak gösterilmektedir (Kejanlıoğlu, 2003:

23). Kejanlıoğlu'na göre (25) "doksanlı yıllara taşman tartışma konularından

biri de, seksenli yıllarda bütün dünyaya yayılmaya başlayan deregülasyon3

ve özelleştirme politikaları ve doksanlı yılların ilk yansında bu politikaların

gitgide belirginleşen sonuçlan olmuştur". Söz konusu süreç, Türkiye'de de

Türkiye'nin kendi ekonomik, siyasi ve askeri dinamikleri üzerinden dene-

yimlenmiş ve pek çok yasal düzenlemeden uzak biçimde günümüzdeki ya-

yıncılık anlayışına gelinmiştir. Terimsel televizyon kanallannın açılması ise,

biri bu çalışmada incelenen yeni televizyon türlerini /formatlannı ortaya çı-

karmıştır.

Mutlu (1999a: 219) Türkiye'de televizyonun yayına başlaması yönünde

kamuoyu oluşturan planlan şekillendiren etmenin, büyük ölçüde kalkınma-

cı fikirler olduğunu söyler. Türkiye'de planlı kalkınma dönemine geçildiği

196O'lı yıllarda bu kalkınmacı fikirler, medyanın eğitim işlevini öne çıkanyor-

du. Bu çerçevede bir "devlet kurumu" olarak TRT'den beklenen de, sosyal ve

ekonomik sahada yürütülen kalkınma hamlesini, daha geniş kitlelere yay-

maktı. Çünkü televizyon, görüntü unsurunun taşıdığı etkililikle, "büyük bir

bölümü zaten okumaz yazmaz olan bir nüfusun, dolayısıyla açıkça beyan

edilmese bile bu zihniyetin gerisinde yatan bir değerlendirmeyle 'kara cahil'

bir kitlenin öğrenme, eğitilme ve aydınlanma suretindeki problemlerinin bir

kısmını daha giderme" (220) potansiyeli taşımaktadır. Devletin kamusal ya-

yın organı olarak konumlandırılan TRT'ye düşen görev, bu çerçevede halkı

eğitmek, aydınlatmaktır. Bu nedenle 194O'lı yıllarda radyonun üstlendiği hal-

kı eğitme görevi, televizyon yaymlannın başlaması ve yaygınlaşmasıyla bir-

likte televizyonun da desteğini alarak ilerler. Radyonun, nüfusunun büyük

çoğunluğu kırsal kesimde, tarımla uğraşarak geçimini sağlamaya çalışan bir

topluma yönelik ilk eğitici programlanndan olan Ziraat Takvimi Saati, bu kez

GAP TV gibi kırsal kesimi hedef alan kanal ve programlara evrilir.

• • • • •ıSöz konusu dönemle ilgili daha geniş ve sistematik bilgi için Kejanlıoğlu'nun Türkiye'de MedyanınDönüşümü (2003) adlı kitabına bakılabilir.2Vurgu özgündür.3Deregülasyon "pazarların daha serbest işleyebilmelerine izin vermek üzere bir dizi iktisadi etkinlikleilgili önceki düzenlemelerin gevşetilmesi ya da kaldırılması"™ (Cerney'den aktaran Kejanlıoğlu, 2003:82) öngören bir liberal ekonomi politikası. Kejanlıoğlu, "eski kuralların kaldırılması, ama yeni pazar-yönelimli kuralların getirilmesi" olarak düşünülebileceğini belirtir (82).

Page 6: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

46 • iletişim : araştırmaları

Diğer yandan tıpkı ilk ortaya çıktığında yazılı basının gördüğü işlev gi-

bi, radyo ve televizyonlara da "ulusu kültürel olarak birleştirme" işlevi yük-

lenmiş olduğu gözden kaçırılmamalıdır (Vivian'dan aktaran Eryılmaz, 2003:

88). TRT'nin, finansmanı büyük ölçüde devlet tarafından karşılanan "özerk"

bir kurum olması, bu kültürel birleştiricilik rolünü istekle oynamasını sağlar.

Özetle söylemek gerekirse, TRT tarafından yapılan radyo ve televizyon ya-

yınlan, hem resmi ideolojinin "ideal vatandaşlık" özelliklerini halka tanıt-

mak/öğretmek, hem de daha dar anlamda halkı bazı konularda pratik bilgi-

lerle donatmak yoluyla çift yönlü bir eğitim işlevi görmüştür. TRT'nin şahsın-

da kitle iletişim araçlarına halkın eğitilmesi konusunda atfedilen rol, 1990'h

yılarda özel radyo ve televizyonların yayın hayatına girmesi sonucu yayıncı-

lık alanında yaşanan değişimin etkisiyle, farklı bir biçim alır.

Türkiye'de 1990'larda fiili olarak başlayan ve daha sonra yasallaşan özel

radyo ve televizyon yayıncılığı, 1980'li yıllardan itibaren başlayan ekonomik

ve siyasi değişimin ürünüdür. 1980 darbesinin ardından uygulamaya konan

24 Ocak Kararlan ile ithal ikameci, devletçi ekonomik yapı sona ermiş, özel-

leştirmeler aracılığıyla, özel sektör ve yabana yatınmcılann başrolü oynadı-

ğı yeni bir ekonomik yapıya doğru gidilmiştir. Bu ekonomi politikalan Tür-

kiye'deki sosyal yaşamı da derinden etkiler. Başından beri adaletsiz olan ge-

lir dağılımı, gittikçe daha da bozularak zengin bir azınlığa karşılık, yoksullaş-

mış, yaşam standartları oldukça düşük bir çoğunluk ortaya çıkarır.41970'li

yıllardan 1980'lere geçiş ve sonrasında yaşanan önemli sosyal, siyasal ve kül-

türel değişimler sonucu yeni popüler kültür ürünleri ortaya çıkmış (Tann-

över, 2003: 54) ancak bu ürünler devlet denetimindeki radyo ve televizyon

yayinlannda kendilerine yer bulamamıştır. TRT, popüler kültür ürünlerini

dışlayarak, halkı "yüksek kültür" ürünleriyle buluşturmak amacıyla da "eği-

tici" bir işlevi benimsemiştir. Değişen ekonomik ve sosyal yapının bir uzantı-

sı olarak ortaya çıkan özel televizyon yayıncılığı, medya ürünlerinde de bir

değişmeyi beraberinde getirmiştir. Kamu yayıncılığının dışanda bıraktığı ha-

lihazırdaki popüler kültür ürünleri, özel radyo televizyonlarda kendine yer

1980 sonrası Türkiye'de yaşanan ekonomik değişim ve 24 Ocak Kararlan ile ilgili olarak bakınız Şiriner,tsmail ve Yılmaz Doğru (2006). Türkiye'de Büyümenin Ekonomi Politiği 1980 Sonrası Türkiye EkonomisiÜzerine Bir İnceleme. İstanbul: Dipnot Yayınları ve Feroz, Ahmad (2006). Bir Kimlik Peşinde Türkiye. Çev.,Sedat Cem Karadeli. istanbul: istanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.

Page 7: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

Akça ve Akbulut •... "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de Tür, Anlatı ve Format »47

bulmuş ve dahası, bunlara yeni ürünler eklenmiştir. Bu süreçte yaşanan

önemli değişimlerden biri de 1990'lardan itibaren yeni televizyon türleri ve

televizyon formatlannın ortaya çıkmasıdır.

199O'lı yıllardan itibaren ortaya çıkan yeni türlerin /formatlann en temel

özelliği, -bu televizyonların terimsel özelliğinin etkisiyle- eğitmekten çok eğ-

lenceye ağırlık vermeleridir. Türkiye'nin ilk özel televizyon kanalı olan Star 1,

"TRT'ye karşı alternatif bir yayıncılık anlayışıyla" ortaya çıkar ve haber bül-

tenlerinden eğlence programlarına kadar tüm formatlarda değişiklik yaratır.

Star l'le birlikte "çeşitli popüler alanlardan 'isim'lerin neredeyse dönüşümlü

olarak hazırladığı ve katıldığı programlar", 199O'lı yıllara damgasını vuran

eğlence programı formatını oluşturur (Çaplı ve Dündar, 1996:1377). Eğlence

programlannm diğer özel kanallarda da yaygınlaşmasıyla, popüler "isim'le-

rin yanı sıra sıradan halkın da medya aracılığıyla popülerleşmesine tanık olu-

nur. Bu eğlence formatıyla birlikte "şöhretler" ve "şöhretimsiler" televizyon

programlan için vazgeçilmez unsurlar haline gelir.

Kâr amaçlı özel yayıncılık, starlar, büyük stüdyolar ve pahalı dekorlar

gerektirmeyen, ancak izleyicinin merak ve acıma duygulanna hitap eden, bu

nedenle daha çok rating yapabilen yeni formatlar geliştirir. Adaklı-Aksop'un

vurguladığı gibi bu yeni formatlar arasında "gizli kamera şakalan, talk-

shovvlar, forum tipi tartışma programlan, haber magazinler gibi geleneksel

kurmaca programlan kategorisinde değerlendirilemeyen ancak, anlatı yapısı

itibanyla kurmacayı andıran biçimlerin yer aldığı 'reality programlan'nın

özel bir yeri vardır" (239). Daha çok kar mantığına dayanan bu tür program-

lar, şu üç temel nedenden dolayı tercih edilirler: "1) Çoğunlukla metin yaza-

n gerektirmezler, 2) Masrafsızdırlar, 3) Çok çeşitli konulan gündeme getire-

bilir ve/veya çok yüzeysel biçimde ele alabilirler" (Gitlin'den aktaran Adak-

lı-Aksop, 1999: 240).

Türkiye'de ana akım yayın yapan ticari televizyon kanallarından biri

olan -ve Kadının Sesi programının yayınlandığı- Kanal D'nin müdürü Murat

Saygı'nın, Milliyet gazetesine yaptığı şu açıklamaya dayanarak, "reality" türü

programların yukanda belirtilen nedenlere ek olarak, yapımcılan "star kap-

risi" türünden bir sorunla baş etmekten kurtardıklan için tercih edildikleri de

söylenebilir. Bu formatm temel özelliği, "gerçek" yaşam öyküleri ya da kesit-

lerini ekrana taşırken halkın içinden "geçici" starlar yaratılmasıdır. Yalnızca

Page 8: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

48 • iletişim: arattırmaları

medyada görünebilmek adına bu tür programlarda yer almak, özel yaşamla-

rını ekranlara taşımak isteyen gönüllüler bulmak da hiç zor olmamıştır. Say-

gın, reality showlann televizyon kanatlan ve yapımcılar için nasıl bir kolay-

lık sağladığını şöyle anlatır;

...Leonard Mogel'in Amerika'da çıkan This Business of Broadcasting kitabınıokudum. Kitap, reality shoıvların televizyonların hayatını kurtardığını anlatı-yor. İnsanlar, oyuncu kaprisleriyle uğraşmaktan kurtulmuşlar. Çok daha düşükmaliyetle uzun uzun programlar yapmış. Reality slunvların bir maliyeti var,ama oyuncuları gerçek halk olduğu için, üç gün sonra gelip "Ben daha çok pa-ra istiyorum" demiyor. Bu şovlarda şöhret olanlar da sabun köpüğü gibi gidi-yorlar5 (Milliyet Pazar, 16 Ocak 2005: 8).

Reality programların bu özelliği, hem kar beklentisi içinde olan özel te-

levizyon kanallarına çeşitli kolaylıklar sağlamış, hem de izleyicilerde şöhret

için duyulan arzuyu kamçılamıştır. Ancak vurgulanması gereken nokta, Ro-

jek'in de belirttiği gibi şöhretin, "modern bir olgu olarak, geniş kitlelere ula-

şan bir gazete, televizyon, radyo ve film olgusu olarak anlaşılması" gereğidir

(19). Bu durumda şöhret, başkalarınca atfedilmiş olur ve çoğu kez medyanın

manipüle ettiği sansasyondan kaynaklanır (21). Reality gibi yeni televizyon

türleri aracılığıyla yaratılan "şöhretimsi"ler, bir süre sonra unutulmuşlardır.6

Unutulmamanın koşulu ise daima "görünür" olmaktır. Yeni televizyon türle-

ri, Rojek'in belirttiği anlamda bir şöhret sağlamanın yanı sıra, sıradan insan-

ların sorunlarını, yaşam biçimlerini kamusal bir alan olarak ekrana taşımala-

rına imkân vermiştir.

Kellner'a (2006) göre "bu gerçeklik televizyonu dizileri ve onların web

siteleri, etkileşimli seyirlik toplumda derin biçimde yerleşmiş gözetlemecili-

ğe ve narsizme işaret ederek oldukça çekici olmaya başlamıştır. Bireyler, bu

seyirliğin bir parçası olmak, kendilerini ona daha yakınlaştırmak ve başkala-

• • • • •5Med Yapım'ın ortağı Fatih Aksoy da şöhret konusunda benzer şeyleri söylüyor: " 'Reality'lerin biravantajı şudur yapım şirketleri için: Çok geçici, ama star yaratıyorsun. Yani hızlı üretilince hızlıtüketiliyor. Bundan daha normal bir şey olamaz. Televizyon çok çabuk star yaratır ve çok çabuktüketir" (Milliyet Pazar, 16 Ocak 2005:9).6Türkiye'deki gerek Biri Bizi Gözetliyor gibi ilk "reality"Ierin Melih ve Edi'si, gerekse son yılların gelin-kaynanalı "reality"lerinin üretmiş olduğu Semra Hanım'ı gibi "şöhretimsi"leri bu parıltıların örnekleriolarak okumak gerekir. Bu "gözetleme evleri"nin ardından, yine birbirinin benzeri ve tekrarı pek çokörneğiyle karşılaştığımız şarkı, dans ve yetenek yarışmaları da Bayhan, Firdevs, Abidin gibi"şöhretimsi"ler yaratmıştır.

Page 9: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

Akça ve Akbulut •... "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de Tür, Anlatı ve Format • 49

nnın özel yaşamlannı gözetlemek için kararsız bir arzu duyarlar".7 Çalışma-

ya konu olan kadın programlan ise, programa katılan kadınları, yaşadıkları-

nı kamusal bir platformda anlatmaya teşvik ederek, hem onların kötü şöhret

olmalarına yol açar, hem de bu anlatılarla izleyicileri gözetlemedliğe sevk

eder. Gözetleme evleri tarzındaki realitylerden farklı olarak kadın program-

larında, sorunlarını, özel yaşamlannı stüdyoda anlatmaya teşvik edilen katı-

lımcılara bir şöhret vaat edilmez. Ancak vaat edilen şey, program jeneriklerin-

de belirtilen ifadelerle "kayıplan bulmak", "yuvalan kurtarmak", "işsizlere

iş, sorunlara çözüm bulmak"tır. Televizyon türlerindeki dönüşümün ürünü

olan kadın programlan, diğer türlerle benzerlik ve farklılıklar içermekte ve

bu açıdan ayn bir başlık alfanda ele alınmayı gerektirmektedir.

Son Dönem Kadın Programlarının Türsel Yapısı

199O'h yıllarda başlayan televizyon türlerindeki dönüşüm, kadın prog-

ramlan üzerinden de gözlenmektedir. Türkiye'de bu yıllardan itibaren ye-

mek yapmayı, artık malzemeleri işlevsel bir ev araana dönüştürmeyi, çocuk

bakmayı, ev idaresindeki bazı "püf noktalan" öğretmeyi amaçlayan "kamu-

sal" amaçlı televizyon programlanndan, kadının sorunlannı daha "açık" ve

sansasyonel bir boyutta duyurmayı amaçlayan bir televizyonculuk anlayışı-

na kayılmıştır. Bu çalışmada incelenen Kadının Sesi ve Sizin Sesiniz, böylesi bir

dönüşümü örnekleyen formata uygun televizyon programlandır. Programla-

ra verilen isimler de sıradan insanların "konuşma"lannı, sorunlannı dillen-

dirmelerini "ses"le eğretilemekte ve halkın ya da kadının "sesi" olduklannı

iddia etmektedir.

Bu tür programlar, çoğunlukla hafta içi her gün gündüz kuşağında yer

alır. Bu çalışmada incelenen Kadının Sesi ve Sizin Sesiniz programlan, hafta içi

her gün saat 16:00 civarında başlayıp yaklaşık olarak iki saat sürer. "Günlük,

haftalık televizyon yayınlannı düzenleme ve sıraya dizme mantiğı"nı (Kap-

lan, 1992: 27) ya da "öykü ve söylemi etkileyen anlatının konumlandınldığı

yer ve zamanını" (Kozloff, 1992) tanımlayan televizyondaki bu düzenleme

mantığı, televizyonun cinsiyetlendirilmiş doğasına işaret eder. "Kadın prog-• • • • •7http://www.gseis.ucla.edu/faculty/keHner/papers/mediaspectacleintro.htm. Erişim tarihi: 28 Şubat2006.

Page 10: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

50 • iletişim: araştırmaları

ramları" olarak adlandırılan programlar, genellikle sabah saat 10:00 ile öğle-

den sonra 18:00'e kadar olan zaman diliminde karşımıza çıkar. Kadın prog-

ramlarının bu saatlere yerleştirilmesi, kadınların hakim olarak çalışma yaşa-

mında değil, ev hayatında konumlandığı ön kabulüne dayanır. Televizyonda

saat 10:00'dan öncesi, iş yaşamında yer alanların -ki çoğunluğu erkeklerdir-

işlerine varmadan önce günlük gelişmelere dair bilgi edinmesi amacıyla gün-

demdeki haberleri, gazete manşetlerini içeren programlara ayrılır. Akşam ku-

şağı ise ana haber bültenleri ile başlayıp, kadın-erkek tüm aileye hitap edebi-

lecek programlarla (diziler, filmler, yarışma programları, tartışma programla-

rı) devam eder.

Televizyonun cinsiyetlendirilmiş olması, yeni bir olgu değildir. Mellen-

camp (aktaran Fiske, 1992:179) erkekler için spor ve haber programlan, ka-

dınlar içinse çocuk bakımı, yemek pişirme ve moda gibi konularla ilişkilen-

dirilerek televizyonun dnsiyetlendirilmesi olgusunun köklerini 1950'lere dek

götürür. Fiske'e göre günümüzde televizyonun dnsiyetlendirme teknikleri,

çeşitlenmiş ve daha "incelmiştir". Bu açıdan bakıldığında Kadının Sesi ve Si-

zin Sesiniz'in uygun izleyidleri (nishe audiences),* kadınlardır. Bu programlara

verilen reklamlar da televizyonun cinsiyetlendirilmiş yapısını yansıtan gös-

tergelerden birisidir. 1 Eylül 2004-31 Mayıs 2005 tarihleri arasında kadın

programlarına verilen reklamları ölçümleyen Medya Takip Merkezi, bu prog-

ramların yaklaşık 674 saat boyunca reklam yayınladığını ortaya koyar. En çok

reklamı yapılan ürünler ise gıda, kozmetik ve temizlik malzemeleridir.9 Bu

yapı içinde programların öncelikli hedef kitlesi kadınlardır. Programda ele

alman sorunların çözümü konusunda söz sahibi olduğu düşünülen valilik ve

emniyet birimleri gibi resmi kuruluşlara seslenilmesi, sözü edilen "devlet ku-

rumlan" nın da programın hedef kitlesi içinde tasarlandığını gösterir.

Gündüz kuşağındaki kadın programlarını da iki kategoride ele almak

mümkündür. Sabah saatlerinde, genellikle yemek tariflerinin yanı sıra, "uz-

man" konuklar eşliğinde sağlık, çocuk gelişimi, dengeli beslenme gibi konu-

larda bilgiler veren "bilgilendiriri" programlar yer almaktadır. Söz konusu

8"Niş izleyici, bir programın hedef kitlesi olan, yaş, cinsiyet ya da ekonomik düzey gibi özellikleriyletanımlanan izleyici grupları" (Bignell, 2004:123) olarak tanımlanabilir.9www.dorduncukuvvetmedya.com/arastirma/kadinprogramlari.doc. Erişim tarihi: 22.06.2007

Page 11: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

Akça ve Akbulut *... "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz'de Tür, Anlatı ve Format • 51

programlar, bu yapısıyla klasik/geleneksel kadın programlarının devamı

olarak değerlendirilebilir. Ancak bu programların da, temelde kadınlara pra-

tik bilgiler vermeyi amaçlayan yapısını korumakla birlikte, biçim olarak ol-

dukça değiştiğini, daha popüler bir söyleme eklemlendiğini belirtmek gere-

kir. Bir diğer kategori ise televizyon kanallarının program akışında "(kadın)

tartışma" programı adı altında kategorize edilen programlardır. Bu program-

lar, "bilgilendirici" programların ardından, genellikle öğleden sonraları yayı-

na girer. Bu tür programlar, -büyük çoğunluğu kadınlardan oluşan- stüdyo-

daki konukların kendi yaşam öykülerini, yaşadıkları sorunları dile getirmesi

ve program sunucusunun yol göstericiliğiyle, sorunlarına "çözüm" aradıkla-

rı bir platform olarak karşımıza çıkar.

199O'lı yılarda ortaya çıkan bu tür programlar, TRT'nin tek düze prog-

ram akışıyla kıyaslandığında oldukça canlı ve hareketliydi. Bu nedenle de kı-

sa sürede geniş izlenme oranlarına ulaştı. 2000'li yıllarda ise ticari yayıncılı-

ğın bir özelliği olarak, yüksek izlenme oranlarına ulaşan bu programların

benzerleri tüm kanalları kapladı. Neredeyse tüm kanallarda, aşağı yukarı ay-

nı saatlerde benzer program türleri yer almaktadır. Hatta kimi zaman prog-

ramlar kanallar arasında gidip gelmekte, televizyon kanalları yeni bir prog-

ram üretmek yerine popülerleşmiş programlan kendi kanallarına transfer et-

meyi tercih etmektedir. Aşağıda, tematik kanallar dışında Türkiye'deki belli

başlı televizyon kanallarının gündüz kuşağında yer alan kadın programları-

nın listesi verilmiştir. Bu tablo, kadın programlarının ulaştığı yaygınlığı ve

program akışının cinsiyetlendirilmiş niteliğini göstermesi açısından önemli-

dir.

Söz konusu kadın programlarının, televizyon kanallarının vveb sayfasın-

da yer alan tanıtımları da neredeyse birbirinin aynısıdır. Programlar, izleyici-

lerine, "işsizlere iş bulmayı", "parçalanmış aileleri birleştirmeyi" kısacası so-

runlarına "çözüm" olmayı vaat eder. Kanal 7'de yayımlanan Şebnem Kısapar-

mak'ın sunduğu Paylaştıkça programı "İşsizlere iş bulan, sorunlara çözüm

üreten Şebnem Kısaparmak, acılan, umutlan, sevinçleri, hayatı paylaşmaya

devam ediyor..." sözleriyle tanıtılırken,10 İnci Ertuğrul'un sunduğu Sizin Se-

siniz programı ise "2 yılda 527 kayıbı bulan, 248 yuvayı kurtaran, 183 aileyi

yaşama sevincine kavuşturan İnci ErtuğruFun "Sizin Sesiniz?' olacağı iddi-

asındadır."

Page 12: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

52 • iletişim: araştırmaları

GÜNDÜZ KUŞAĞI KADIN PROGRAMLARI*

Kanal Adı

Kanal D

Kanal D

ATV

ATV

Kanal 7

Kanal 7

Kanal 7

Star TV

Star TV

Show TV

Show TV

TRT-1

TRT-1

TV8

TV8

Samanyolu TV*

Samanyolu TV

Flash TV

Flash TV

Program Adı

Sabahların Sultanı

A'dan Z'ye (Tartışma)

Tatlım Benim

itirazım Var (Tartışma)

Nur Ertürk'le Her Sabah

Afiyet Şeker Olsun

Paylaştıkça (Tartışma)

Yemek Saati

Lütfen Bu Konuya Girmeyelim

(Tartışma)

Serap Ezgü ile Biz Bize (Tartışma)

Deryalı Günler

iyi Sabahlar

Ademler ve Havvalar

Hafta içi Her Gün Nilgün Belgün

Ellerine Sağlık

Yeşil Elma

Hayatın Neşesi (Tartışma)

Uzman Gözüyle

Sizin Sesiniz (Tartışma)

Y. Saati

10:30

15:15

10:00

13:20

09:20

12:00

16:00

09:40

16:00

13:30

15:30

10:00

13:30

08:30

11:30

13:15

14:40

13:30

16:00

Sunucusu

Seda Sayan

Esra Ceyhan

Oya Aydoğan, Tarık Pabuçcuoğlu

Asuman Dabak

Nur Ertürk

Fatoş Kabasakal

Şebnem Kısaparmak

Aydın

Saba Tümer, Pakize Suda

Serap Ezgü

Derya Baykal

Sabiha Akdemir

Ayşenur Yazıcı

Nilgün Belgün

Elif Karlı

Oktay Aymelek

Ebru Gediz

Nasibe Erdoğmuş

inci Ertuğrul

Tablo 1: Gündüz Kuşağı Kadın Programları

* Bu tablo, televizyon kanallarının web sayfalannda 15 Nisan 2007 tarihinde yer alan yayın akışlannagöre oluşturulmuştur.* Samanyolu TV'de "Kadın Programlan" ismiyle bir kategori yer almamakta, yukarıdaki tablodagörünen programlar "magazin" adı altında sınıflandınlmaktadır. Ancak bu programların, içerik vehedef kitle açısından bu çalışmada tanımlanan "kadın programlan" kategorisinde yer aldığıdüşünülmektedir.10http:/ /www.kanal7.com/content.php?id=115. Erişim tarihi: 19. 07. 2007.11http:/ /www.flashtv.com.tr/default.aspx?p=4&prgid=8. Erişim tarihi: 19. 07. 2007.

Page 13: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

Akça ve Akbulut •... "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de Tür, Anlatı ve Format • 53

Bu formatın bir başka örneği olan Serap Ezgü'nün Biz Bize programının

tanıtımı da Sizin Sesiniz'le neredeyse aynıdır; "bugüne kadar birçok kaybı ya-

kınlarına kavuşturan, birçok aileyi barıştıran, kaçan kızların eve dönmesini

sağlayan, yulardır birbirlerini bulamayanları kavuşturan Serap Ezgü ile Biz Bi-

ze, Shoıv TV ekranlarında...".12 Programların tanıtımları, hem kendilerine biç-

tikleri rolü, hem de izleyicilerine seslenme biçimlerini gösterir. Televizyon

programlan, devletin kapatamadığı boşlukları doldurmaya çalışmakta, bir

anlamda sosyal devleti ikame etmeye çalışmaktadır. Ancak bunu yapmaya

çalışırken devlet anlayışı ve kurumlarına karşı eleştirel bir tavır geliştirme-

mekte ve bu boşluğun medya gibi kurumlar aracılığıyla kapatılma çabasmı

da meşrulaştırmaktadır.

a- Türlerarası Geçişkenlik ve Program Sunucusunun Rolü

Çalışmada yeni televizyon tür ve formatlannın bir parçası olarak ele alı-

nan kadın programlan, "acılı" öykülerin, mağduriyetlerin, olayların "kur-

banları" ve olayın taraflan tarafından -kimi zaman bizzat stüdyoya gelerek,

kimi zaman da telefonla programa katılarak- anlatılması üzerine kurulmuş-

tur. İlk bakışta herhangi bir senaryoya bağlı görünmediği, bir başka deyişle

tümüyle kurmaca olmadığı için bu tür bir anlatısal yapı, izleyicileri dramanm

bildik çatışmalarından, olaylann gelişimine odaklayan, sürekli bir merak

duygusundan alıkoyar. Ne var ki çatışma ve merak, programların süreklili-

ğinden çok, her programın birbirinden ayrı olan tek tek öykülerindedir. Bu

nedenle senaryo, her yeni bölümde, her yeni öyküde baştan yazılır. Program-

lar, sorunları ele alınan konukların, yeniden başka bir bölümde konuk olma-

larını sağlayacak biçimde tasarlanmıştır. Yeniden konuk olma, programlara,

önceki bölümlerde "çözümsüz" bırakılan sorunların peşinin bırakılmadığı

anlamında devamlılık sağlar; izleyiciyi de merak öğesiyle programa bağlar.

Önceki bölümleri anımsatmak için kullanılan "vtr"ler,13 orada kurulan öykü-

ye de bir "gerçeklik", "doğruluk" atfeder.

Özellikle Kadının Sesi programında, sunulan "gerçek öyküler", "profes-yonel" bir yayın/yazım ekibi tarafından, içerik ve biçim olarak bir dramaya• • • • •12http:/ /www.showtvnet.com/programlar/bizbize.shtml. Erişim tarihi: 18.07.2007.13Video-tape-recording sözcüğünün karşılığı olarak kullanılan vtr, yaygın biçimde, devam eden biryayında, bu yayını desteklemek için kullanılan, araya giren dolgu görüntüler anlamında dakullanılmaktadır.

Page 14: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

54 • iletişim: araştırmaları

dönüştürülmektedir. Program neredeyse tümüyle, izleyicilerin "aa" barındı-

ran anlatılan üzerine inşa edildiği için, bu acılı anlatıların profesyonel bir mü-

dahale ile olabildiğince dramatik bir biçimde canlandırılması doğal görün-

mektedir. Anlatılara bir "düzen" vermeyi ve bu sayede izleyicileri etkilemeyi

amaçlayan söz konusu editoryal müdahale ise, birbirinden bağımsız görünen

bölümlere, bir benzerlik, bir elden çıkmışlık hissi verir. Editoryal müdahale-

nin gücü, izleyicilerin anlatılanndaki "acılı" atmosferi genişleterek, onlarda-

ki dramatik daha doğru bir kullanımla trajik boyutları öne çıkan bir kurma-

ca olduğu duygusunu örten "gerçeklik", "yaşamın içindenlik" duygusu sağ-

lamasından gelir. Bu durum, Kadının Sesi sunucusunun "işte hayat böyle bir

şey" cümlesinde somutlaşnnlır. Başka bir deyişle, bu programlar, Kilborn'un

yaptığı "reality programlar" kategorisinden şu ikisine girer: "1) Çeşitli form-

larda dramatize edilmiş canlandırmalar aracılığıyla gerçek yaşamdaki olayla-

rın taklit edilmesi, 2) Bu materyallerin, gerçeklik etkisini artıracak biçimde bir

araya getirilmesi, albenili bir biçimde paketlenmiş bir televizyon programına

dönüştürülmesi" (Kilborn'dan aktaran Adaklı-Aksop, 1999: 244).14

Ele alınan her iki program da bu yönleriyle, 80'lerden sonra televizyon

yayıncılığının karakteristiklerinden biri olan "türlerarası geçişken" bir nitelik

gösterir. Hem canlı yayında stüdyoda konuklar "ağırlanır", hem vtr'lerden

onlarla ilgili eski program görüntülerine yer verilir, hem de konukların anla-

tılarının dramatize edildiği kurmacalar gösterilir. Bütün bunlar arasındaki

geçişler, oldukça hızlı biçimde sunucu tarafından yapılır. Bu programlarda

sunucunun özel bir yeri ve önemi vardır. Denilebilir ki bir televizyon anlatı-

sı olarak ele alındığında incelenen her iki programda da programın en önem-

li öğesi sunuculardır. Programların hepsi, programın isminden çok sunucula-

rının isimleriyle anılır. Sunucular, aslında programın sahibidir; kimin konuk

olarak katılacağına sorunlarını nasıl aktaracağına karar verir. Programda dil-

lendirilen sorunlara çözüm getirebilecek olan kişi, uzmanlar ve yetkililerden

çok sunucudur. Kadının Sesi programına konuk olan bir kişinin yaşamını yi-

tirmesi olayında sorumluluğun sunucu Yasemin Bozkurt'a yüklenmesi de su-

nucunun baskın rolünün onaylanmasıdır. Kadın programlarında sunucular,

örgütlenme, kolektif hak arama ve kurtuluş çabalannın yok olduğu postmo-

14Aynı kaynakta diğer kategori şöyle belirtilmiş: "Hafif video cihazlarının yardımıyla bireylerin ya dagrupların içinde bulundukları olayların çekimi (on the uring)" (Adaklı-Aksop, 1999: 244).

Page 15: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

Akça ve Akbulut •... "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de Tür, Anlatı ve Format • 55

dern çağda, televizyon aracılığıyla "süper" kahramanlar yaratılmasının yeni

örneğini oluştururlar.

Kadın programlarının bu yapısı, Feuer'un (111) çoğu televizyon anlatısı-

nın, olay örgüsünden çok, karaktere odaklandığı saptamasını destekler. An-

cak anlatıyı sürükleyen şey, karakterin bölümler boyunca yapıp ettikleri, ge-

lişimi değil, bu karakterin, programda dillendirilen öykülere nasıl müdahale

ettiğidir. Sunucu, "türlerarası geçişkenlik" özelliğine sahip olan programın

bütünlüğünü sağlama görevini üstlenmiştir. Bölümler arasındaki geçişleri

ustalıkla yapmak, konuklar arasındaki gerilimi yatıştırmak ve konuşmaların

seyrini belirlemek gibi bir işi vardır. Programda sunulan, "gerçek" öyküler

sık sık verilen reklam aralanyla da bölünür ve bu aralar, sunucunun (İnci Er-

tuğrul) "Bakalım Nazire nerede bulunacak? Kısa bir aradan sonra bu soru-

nun yanıtını bulacağız" gibi ifadeleri aracılığıyla merak ve heyecanı canlı tut-

manın araçlarına dönüştürülür.

Kadının Sesi ve onu ikame eden Sizin Sesiniz, tümüyle realiry olmasa da,

onun temel türsel özelliklerini kullanır. Bunlar sansasyonellik, gizemleştirme

ve geciktirim, kurbanlaştırma, kişiselleştirme ve duygusallaştırmadır (Adak-

h-Aksop, 1999: 244-246). Gürbilek'in (54) belirttiği gibi, "daha önce mahrem

sayılan, bu yüzden de kamuoyunda açığa çıkartıldığında sansasyon yaratan

ya da skandal konusu olmaktan kurtulamayan özel hayat, Türkiye'de ilk de-

fa 1980'lerde kamuoyunda açıkça konuşulabilir bir alana, bir itiraf ya da iç

dökme nesnesine dönüşmüştür". "Özel olan", "kamusal olan"da patlak ver-

miştir adeta. Bu taşkınlık, yalnızca şatafatlı yaşamların, sonradan görme zen-

ginliğin teşhiri biçiminde değil, aynı zamanda sansasyonel içerikli olayların

teşhiri biçiminde de yaşanmıştır. Aile içi cinsel taciz, yaşlı ana-babayı sokağa

terk etme gibi "özel" sorunlar, artık kamusal niteliği değişmiş bir kamuya

mal edilebilir konulara dönüşmüştür.

Kadının Sesi, "gerçekte yaşanmış olayları, senaryolaştırılmış diyalogları

canlandıran aktörler kullanarak yeniden-kurma amacında (reconstructed)

olan" (Bignell, 2004:184) bir forman barındırır. Bir gerçeklik televizyonu ola-

rak tanımlandığında Kadının Sesi, "marjinal grupların ve bireylerin kurban-

laştınlmasırun, yaygın olarak basmakalıplaştırma ve toplumsal etiketleme

üzerinden işlediği popülist metinler" (Binark ve Kılıçbay, 2004a: 141) forma-

tmdadır. "İzleyiciler, televizyon belgesel biçimlerinin dolayımı aracılığıyla,

Page 16: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

56 • iletişim: araştırmaları

diğerlerinin (ötekilerin) yaşamlarını deneyimlemeye davet edilir" (Bignell,

2004:185).

Kadının Sesi ve Sizin Sesiniz, yukarıda anlatılan biçimiyle yeni televizyon

türlerinin tipik örneklerini oluştururlar. Ancak programlar, formadan itiba-

riyle yeni bir tür olsa da, programın ve sunucunun kurduğu anlatı açısından,

oldukça geleneksel bir içeriğe sahiptir. Programların türsel özelliklerine iliş-

kin bu saptamalardan sonra, söylem analizi yoluyla programlarda bu türsel

özelliklerin katkısıyla nasıl bir söylemin kurulduğuna bakılacaktır.

Sizin Sesiniz programında ise canlandırmalara yer verilmez, acılı öykü-

ler doğrudan mağdur ya da tarafların ağzından aktarılır. Kadının Sesi progra-

mının yayından kaldırılmasından sonra, bu formattaki diğer programlarda

da canlandırmaların en aza indirilmesi eğilimi gözlenmektedir. Böylece prog-

ram kurmaca boyutundan biraz daha uzaklaştığı, gerçek öykülerin doğrudan

tarafların ağzından anlatılan bir belgesel niteliğine dönüştürülmeye çalışıldı-

ğı söylenebilir. Görsellik, söz konusu kişilerin ekrana yansıyan fotoğrafları ve

alt yazılarla sağlanır. Bir programa sığdırılmaya çalışılan öyküler de Kadının

Sesi'ne göre daha azdır. Her programda, üç ya da dört öyküye yer verilir ve

konuklar, kimi zaman birkaç gün üst üste programda yer alırlar. Hatta kayıp

yakınlarını arayanlar, kayıplar bulununcaya dek stüdyodaki izleyiciler ara-

sında yer almaya devam eder. Bu olayla ilgili bir gelişme yaşandığında, izle-

yiciler arasında bulunan kişi tekrar ekrana gelir, olayla ilgili hatırlatmalar,

açıklamalar yapar. Kimi zaman da geçmiş programların vtr'leri hatırlatma iş-

levini üstlenir. Ancak bu stüdyoda bulunma, olayları taraf ya da mağdurların

ağzından dinleme, programda aktarılan olayların yeniden kurulduğu gerçe-

ğini ortadan kaldırmaz. Bu kez, sunucu ve stüdyoda bulunan izleyicilerin yo-

rumları, hatta kimi zaman sorgulamaya varan tavırları ile yaşanan olaylar ye-

niden yazılır. Program sonunda ortaya çıkan tablo, en başta sunulandan ol-

dukça farklılaşır.

b- Anlatılar ve Söylem

Medya metinlerinin oluşturulması, gerçekliğin temsilcisi olduğu iddia

edilen haber metinleri de dahil olmak üzere, bir anlam üretimi, anlam inşası

sürecidir. Anlam metnin oluşmasını sağlayan tüm aşamalarda ve bağlamsal

biçimde ortaya çıkar. Medya yalnızca sözcükleri kullanarak değil, görüntüler,

sayfa yapısı, kullanılan puntoların büyüklüğü-küçüklüğü, -televizyon için-

Page 17: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

Akça veAkbulut«... "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de Tür, Anlatı ve Format • 57

sunucunun vurgulan, araya giren vtr'ler bir bütün olarak mesaj iletir. Bu un-

surlar, bizi, kodlanan mesajları nasıl okumamız, anlamlandırmamız gerekti-

ği konusunda da yönlendirir. Bu nedenle kadın programlan üzerinden çö-

zümlemeye çalıştığımız yeni televizyon türleri, bu programlarda karşımıza

çıkan söylemi de biçimlendirmektedir. Bu programlar kadına ilişkin bir tem-

sil, bir anlatı oluşturur. Bu anlatı, kadını güçsüz, çaresiz, erkeğe ve/veya baş-

ka bir otoriteye bağımlı; acı çekmek ve fedakarlıkla yücelen/varolabilen bir

özne olarak konumlandıran erkek egemen söylemin içinde üretilir. Toplum-

da var olan egemen ideolojiler, dil içinde temsil edilir ve aynı zamanda dili

biçimlendirir. Van Dijk (2), ideolojinin "söylemsel boyutu"ndan söz eder ve

bu boyutun, ideolojinin "günlük metinlerimizi ve konuşmalanmızı nasıl et-

kilediği...ve söylemin, toplumdaki ideolojinin yeniden üretimini nasıl içerdi-

ğini" anlamamıza yardıma olduğunu söyler.15 İdeolojinin görünür kılınması

açısından bu söylemsel boyut oldukça önemlidir.

Ryan ve Kellner, televizyon türleri, formatlannın, diğer filmsel kurma-

calarda olduğu gibi, "herhangi bir durumu yansıtmaktan çok, o durumun ta-

sarlanan belli biçimlerini oluşturmak üzere seçilmiş ve birleştirilmiş temsili

öğeler yoluyla bir takım tezler" ileri sürdüklerini, "bunu yaparken de seyir-

ciye belli bir konumu ya da bakış açısını benimsetmeye" çalıştıklarını söyler

(18). Yani, televizyon formatlan, yalnızca biçimsel bir özellik değil, oluşan an-

lamı da etkileyecek şekilde içeriğe de ilişkin bir durumdur. Bu nedenle yazın-

sal metinleri, filmleri, kurmaca ve haber formu gibi televizyon türlerini içe-

ren "kültürel temsiller, yalnızca psikolojik duruşlan şekillendirmekle kalmaz,

toplumsal gerçekliğin nasıl inşa edileceğine ilişkin olarak da, yani, toplumsal

yaşamın ve toplumsal kurumların şekillendirilmesinde hangi figür ve sınır-

ların baskın çıkacağı konusunda da çok önemli bir rol oynar" (37). Bu sapta-

malar, kadın programlarında ortaya çıkan yeni formatlann nasıl bir söylem

ve anlatı ürettiğini de sorgulamayı zorunlu hale getirmektedir.

Kadının Sesi ve onu takip eden programlar, öncelikle kadınlann sorunla-

rını kamusal alana taşıyarak dillendirmeye başlamalan açısından dikkate de-

• • • • •15Van Dijk'e göre, "ideolojiler tarafından biçimlenen en önemli sosyal pratiklerden biri de dil kullanımıve söylemdir... İdeolojik düşüncelerimizin büyük bölümünü, anne-babalanmız ve eşlerimiz baştaolmak üzere, diğer grup üyelerini dinleyerek ve okuyarak öğreniriz. Daha sonra ise ideolojiyi,televizyon izleme, okulda ders kitapları okuma, reklamlar, romanlar ya da çevremizdekilerleyaptığımız günlük konuşmalar gibi konuşma ve metnin çeşitli formları aracılığıyla 'öğreniriz' " (5).

Page 18: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

58 • iletişim: araştırmaları

gerdir. Ancak program, kadınları konuşturmak, sorunlarını kendi dillerinden

dinlemek ya da aktarmak gibi bir iddia taşımakla birlikte, gerçekte, konuk

olan kadınların öykülerini editoryal bir müdahaleyle yeniden anlanlaştır-

maktadır.'6 Başka bir ifadeyle Kadının Sesz'nde duyulan şey, sorunların mağ-

durlarının kendi seslerinden çok, "yapımcının" sesidir. Programa katılan ka-

dınların anlatılan, Chatman'm belirttiği gibi (19; Stam vd., 1993: 93-94) anla-

tının içeriği, öykü evreni (diegesis) olan öyküyü (story), bu içeriğin, kadın ka-

tılımcının varlığına ve anlatışına karşın aynı zamanda kendisini bir anlatıcı

olarak konumlandıran sunucunun öyküyü yeniden anlatmasıyla söyleme

(discourse) dönüştürülür. Burada kadınların öykülerini, söyleme dönüştüren

şey, sunucunun müdahalesidir.

Kadının Sesi'nde ele alınan konular, temalar, aile içi şiddet, cinsel taciz,

parçalanmış aileler gibi mahrem konular olmaları nedeniyle sansasyoneldir.

Her iki program da yaygın bir sansasyonelleşme türü olan "gerçek yaşam öy-

küleri" ne (Mutlu, 1999b: 152) dayanır. Kadının Sesi'nde bir programa olabildi-

ğince çok öykü yerleştirilmeye çalışılmış ve bir öykü sonlandınlmadan diğe-

rine geçerek merak unsurunu da canlı tutmak amaçlanmıştır. Sizin Sesiniz'de

ise bir program içerisinde daha az sayıda öyküye yer verilir. Ancak bu yaşam

öyküleri daha detaylı ve uzun bir zamana yayılarak ele alınır. Taraflar ve/ve-

ya mağdurların uzun açıklamalar yapmalarına izin verilir. Söz konusu olay-

lar, sunucu ve stüdyoda yer alan izleyicilerin sorgulamalanyla açılır, "ger-

çek"lere ulaşılmaya çalışılır. Kadının Sesi'nde sansasyonduk, programın iler-

leyen dakikalarında yer alacak olan "hapishaneden mektup var" gibi alt bö-

lümlerin "az sonra" yayımlanacağının duyurulması, acılı bir öyküsü olan ko-

nuğun "içler acısı" durumunu özetleyen alt yazılarla görselleştirilir. Bourdi-

eu'ye göre televizyon, iki anlamıyla da dramatikleştirmeye (canlandırma)

başvurur; "bir olayı sahneye koyar, görüntülendirir ve bu olayın önemini, va-

hametini, dramatik ve trajik niteliğini abartır" (24). Kadının Sesi, bu iki anla-

mıyla da dramatikleştirmeye başvurur.

16Çalışma kapsamında "öykü" ve "anlatı" sözcükleri, birbirinden ayn, fakat birbirleriyle ilişkili olarakkullanılmıştır. "Öykü" (story) ile kişilerin, sunucunun müdahalesi olmaksızın anlattıklarını, "anlatı"(narrative) ile ise sunucunun ve program formatının yeniden öyküleştirmesiyle ortaya çıkan metnikastediyoruz.

Page 19: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

Akça ve Akbulut •... "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de Tür, Anlatı ve Format • 59

Sizin Sesiniz ise, canlandırmalara daha az yer vermekte ve olaylar, daha

çok programa konuk olan "mağdur" ya da taraflar aracılığıyla anlatılmakta-

dır. Bu anlatımlar sırasında adı geçen bazı kişiler de programa telefonla bağ-

lanmaya davet edilir. Konuşmaya davet, hem programa eşitlikçi, adil bir gö-

rünüm kazandırılmasını sağlamakta, hem de merak unsurunu arttırmakta-

dır. Ancak, programda yapılan konuşma davetine uymayanlar zan altında bı-

rakılmakta ve kimi zaman gerçekleri kamuoyundan sakladıktan ima edil-

mektedir. Komşusunun kızıyla birlikte evinden kaçan 17 yaşındaki Nazi-

re'nin öyküsünde olduğu gibi, komşu aile programa bağlanmaya davet edi-

lir. Ancak, komşu kızın yakınlarından herhangi bir yanıt alınamaması üzeri-

ne Ertuğrul, "Demek ki diğer kızın ailesi onlann nerede olduklarını biliyor.

Yoksa programa bağlanır yardım isterlerdi. Bu kadar rahat olduklanna göre

onlann her şeyden haberi var" der. Aynı şekilde Nazire'nin 16 yaşındaki kız

kardeşinin de stüdyoda konuşmak istememesi üzerine "Bir kız kardeş, abla-

sının bulunması için nasıl çaba göstermez? Ben bunu anlayamıyorum. Üni-

versite sınavlanna hazırlanan, aklı başında bir genç kız nasıl telefonla konu-

şamayacağını söyler!" diyerek kız kardeşi stüdyoya bağlanmaya mecbur

eder.

Programlarda gizemlileştirme ve geciktirim, sunucunun, programda so-

rununu anlatan konuğun anlatısını keserek araya girmesiyle gerçekleştirilir.

Sunucuya ek olarak stüdyodaki izleyiciler de konuklara sorular sorar, ekrana

taşınan sorun, çift taraflı sorularla detaylandınlır. Sunucular, konuğun anla-

tısına dramatik yapıya uygun düğümler atarak, izleyiciyi meraklandınr. Ay-

nı zamanda sunucunun bu araya girişi, anlatıcıyı "kurbanlaşhrarak" etiket-

ler. Sunucu, kadının anlatısından seçerek bazı tekrarlar yapar; "Gerçekten ne-

ler oldu?", "Bu nasıl bir şeydir?", "İnanılır gibi değil!", "Sen nasıl katlandın

bunlara?" gibi cümlelerle hem durumun vahametini abartır, hem de kadını

bir kurbana dönüştürür. Kadının ağlamaklı yüzünün yakın çekimi de, kur-

banlaştırma sürecini görsel kodlarla destekler. Duygusallaşürma ise bu süreç-

le iç içe işler. Aalı anlatı, yavaşlatılmış canlandırmalarla, ağlamalarla görsel-

leştirilir.

SKIM Sesiniz'in Kadının Sesı'nden bir başka farkı ise, aile içi şiddet, aldat-

ma, boşanma, cinsiyet değiştirme gibi Türk toplumunda dile getirilmesi zor

olan konulan ele alırken daha "temkinli" davranması, hatta bu konulan di-

Page 20: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

60 • iletişim: araştırmaları

şanda bırakmayı tercih etmesidir. Yukarıda da belirtildiği gibi Kadının Se-

si'nin yayından kaldırılma sürecinde yaşanan tartışmalarda program sunucu-

su, bu tarz "riskli" konulan ele aldığı için eleştirilmiştir. Sizin Sesiniz, özellik-

le evden kaçan kızlar ve kayıplar, başka bir ifadeyle parçalanmış aileler üze-

rinde durur. Programın web sitesinde "kanunlara bağlı, örf ve adetlere saygı-

lı bir çizgide yayın" yapıldığı belirtilir.17 Program, kayıplar ve ekonomik so-

runlar nedeniyle tedavi edilemeyen hastalara yönelirken, mahrem olanın ka-

musala taşınmasına "sınırlama" getirerek daha sorumlu bir yayıncılık yapma

iddiasındadır. Ancak, aile içi şiddet ve cinsel istismar gibi konular bu "sınır-

lama" ile gündem dışı bırakılmakta ve böylece bu konulann "konuşulamaya-

cağı" düşüncesi yeniden üretilmektedir.

Programlarda dikkat çeken önemli bir eğilim de kişiselleştirmedir.

Programlarda anlatılan olaylar ve bunların anlatılma biçimi, yaşananlan kişi-

sel nedenlere, sorumluluklara ve nihayetinde kadere bağlar. Üstelik kadının

başına gelen acılı olaylar, onun ilahi bir güç tarafından sınanması biçiminde

yorumlandığında ortaya çıkan sonuç, tümüyle kadının acı çekme ve bu acıla-

ra katlanma, sabretme, dayanma gibi kodlarla tanımlanmasıdır. Kişiselleştir-

me, sorunun yalnızca "özel alan" içinde yaşanmasına, "kamusal alan"la iliş-

kilendirilmemesine yol açar. Bu durum, sosyal devlet anlayışının yıkıldığı bir

süreci sorgulatmaksızın, izleyicileri kaderciliğe sürükler.

c- "Kadının Sesf' ve "Sizin Sesinifûe Kadının Temsili

Kadının Sesi ve Sizin Sesiniz'de biçimsel olarak bazı farklılıklar görülmek-

le birlikte söylemsel yapı büyük ölçüde aynıdır. Her iki programda da sıra-

dan halkın acılan ve gözyaşlan ön plana çıkartılmakta, feryatlar ve ağıtlar,

çözüm arama çabalanın öncelemektedir. Kadının Sesı'nin 6 Mayıs 2005 tarihli

programı, anneler gününe ithafen, bir şiir klibiyle başlar. Yaym ekibinden

Uğur Bayram'ın birkaç yıl önce kaybetmiş olduğu annesine yazdığı şiirin

sözleri oldukça "dokunaklıdır". Şiirin bir yerinde şöyle denilmektedir: "Se-

nin en mahrem güzelliğin, en beyaz gelinliğin, şimdi kefenin". Yitirilen anne-

ye duyulan özlemi vurgulayan bu sözler üzerine, "Kaybetmeden kıymetleri-

ni bilemeyiz" yazısı ekranda belirir. Bu söylem, "annelik"e övgüler düzerken

17http://www.sizinsesiniz.tv/7k-2. Erişim tarihi: 16.07.2007.

Page 21: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

Akça ve Akbulut'... "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de Tür, Anlatı ve Format • 61

bile, onu, "anne"nin yokluğu, eksikliğinde ortaya çıkan bir "değer" olarak

kurar. Yasemin Bozkurt, duygulanan "şair"e, "Ağlayabilirsin Uğur" diyerek,

bir anlamda ağlamaya davet eder. Bu davet, izleyiciyedir. Ağlamaya davet,

temel kodlardan biri olarak programın başında yerini alır.

Her iki programda da kameralar stüdyodaki konukların ve izleyicilerin

gözyaşlarına odaklanır. Konukların konuşmalarını sıklıkla kesen, onları öz-

gür bir anlatımdan çok, kendi aradıkları yanıtlan vermeye zorlayan program

sunucuları, yüksek sesli ağlamalan, ağıtlan, yakanşlan kesmeden, sabırla

dinlemekte, kamera ise hem yakanşlann sahiplerinin, hem de bundan etkile-

nen, duygulanan izleyicilerin gözyaşlanna odaklanmaktadır. Özellikle kadın

olmak, annelik, -kendinden vazgeçercesine- fedakarlık, acı ve yoksunluk üze-

rine kurulur. Bozkurt ve Ertuğrul'un, "Ana yüreği yufkadır, dayanmaz", "Ev-

latların için her şeyden vaz mı geçtin?", "Bu yüreği yaralı anayı yavrusuna

kavuşturalım" şeklindeki ifadeleri, kadını yalnızca anne/eş olarak konum-

landıran ve ona kendini var edebileceği başka bir alan bırakmayan erkek ege-

men bakışı da açık eder.

Sizin Sesiniz'in 3 Temmuz 2007 tarihli programında ise üç ayn öyküye

yer verilmiştir. "Kocasından kaçan" 23 yaşındaki Özlem, "evinden kaçan" 15

yaşındaki Pınar ve "evliliği 15 gün süren" 55 yaşındaki Kadir Bey, programın

üç ana öyküsünü oluşturur. Özlem'in kocası Ulaş, Pınar'm ise annesi ve baba-

annesi programın konuklandır. Özlem'in evden kaçış öyküsü ve bu olaya

"ışık tutmak" adına, aile ilişkileri ve Özlem'in kişiliğine dair pek çok detay iz-

leyicilerle paylaşılır. Sunucu ve izleyicilerin "sorgulaması" sonucu kocanın,

eşini dövdüğü ve Özlem'in zeka düzeyinde bir gerilik olduğu ortaya çıkar.

Stüdyodaki izleyiciler ve sunucu, önce kocayı, kansını dövdüğü için, sonra

da babayı, böyle bir kızı evlendirdiği için suçlarlar.

Kadının Sesz'ndeki ilk öykü, kızı ve damadı tarafından evden atılan 65

yaşındaki Yaşar Kars'ın öyküsüdür. Kars, evden atıldığında aklına gelen ilk

şeyin, Kadının Sesi programına katılmak olduğunu söyler. Araya giren vtr'de,

onun stüdyoya ilk gelişi izlenir. Sunucu, "İçim yanıyo!" diye feryat eden ka-

dının elinde tuttuğu, içinde çeşitli resmi evraklann olduğu poşeti işaret ede-

rek, "Bir ömrün bu poşete sığdığını" söyler ve ardından "İşte hayat bu!" der.

Seçtiği sözcüklerle hem durumu trajikleştirir, hem de doğallaştınr.

Page 22: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

62 • iletişim: araştırmaları

Her iki programda da sunucu, kimi zaman temsil edilen olaylara dahil

kişilerle, kimi zaman da izleyici kitlesi ile birlikte konumlandırılmaktadır.

"Bu konumlandırma anlatıcıya, çok çeşitli yorumlama stratejilerine başvur-

ma olanağı sağlamakta, anlatıcı sadece bir sunucu olmaktan öteye geçerek bir

arabulucu /dolayımlayıcı rolüne kavuşmaktadır" (Binark ve Kılıçbay, 2004b:

74). Bu aracılık, "kadının sesi"ni duyurmayı amaçladığını iddia eden bu tür

programlarda, sunucunun sesini, "kadının sesi"ne başat kılar.

Yasemin Bozkurt'un, 65 yaşındaki kadın katılımcıya ısrarla, kızlarıyla

barışmasını önermesi, her iki programda da gözlenen statükocu tavrın gös-

tergesidir. Yaşlı kadın, kızları tarafından sokağa terk edilmiş olmasına ve bu-

nu tekrar yaşayabilmesi olasılığına rağmen, kendisine sunulan çözüm aynı

eve geri dönmesidir. Ancak sunucunun ısrarları sonuçsuz kalır; "öfkeli" ve

"kırgın" kadın, kızlarıyla "barışmayı" asla düşünmez. Program aracılığıyla

kadın sığınma evine yerleştirilen kadın, "kadınlık onurunun geri verildiğini"

söyleyerek sunucuya defalarca teşekkür eder. Yaşar Kars'tan bu kez kadın sı-

ğınma evindeki izlenimlerini, orada nasıl yaşadığını anlatması istenir. Bu an-

latılanlar, izleyicileri "şükretmeye" davet eder: Yaşar Kars'ın "orada benden

daha kötüleri var" cümlesi ise, daha iyi bir çözüm arayışını gereksizleştirir.

Üstelik onun sokağa atıldıktan sonra yaşadıklarını kendisinin "tanrı tarafın-

dan kollanmasına" atfetmesi de, anlatıyı farklı bir niteliğe büründürür. Kadı-

nın Sır Kapısı programında18 olduğu gibi, kendisine kurtuluş için "bir kapı

açıldığını" söylemesi, Kadının Sesi'nde sıkça tekrarlanan "kaderci" söylemin

örneklerinden biridir. Programın tümünde öne çıkan bu söylem, sorunlara

getirilen anlık ve hatta geçici çözümleri birer "kurtuluş" olarak sunabilmenin

öncüllerinden birini oluşturur. Bu söylem içinde daha kalıcı ve köklü çözüm

arayışlarının ve yapısal bir sorgulamanın önü de başından tıkanır. Söz konu-

su tıkanma, Kadının Sesı'nin", bir televizyon formatı olarak ideolojik işlevine

bağlanır. Bu ideolojik işlev, formata "çökelmiştir". Çökelme ise, "dibe yerle-

şen, deyim yerindeyse kendini gömülü bir ideoloji olarak depolayan söylem-

dir. Bu, öncelikle sorunları, yalnızca belli biçimlerde yanıtlamaya izin veren

• • • • •

18Sır Kayısı, Samanyolu TVde yayınlanan ve yine gerçek yaşam öykülerini, editoryal bir müdahale ilekurmacalaşünp "bilinmez" ve doğa-üstü kılan mistik bir programdır. Programda anlatılan öyküler,gerçeküstüdür ve nihayetinde tecelli eden ilahi adalet anlayışı ile, bu dünyadaki adalet arayışınıengelleyerek kaderciliği pekiştirir. Mistik tv programlan açısından temel bir örnek olan program,formabyla diğer tv kanallarını da etkilemiştir.

Page 23: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

Akça ve Akbulut •... "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de Tür, Anlatı ve Format • 63

bir süreçtir" (Sholle, 1994:291). David Sholle, "çökelmiş ideolojilerin" televiz-

yon formatlan yoluyla işlev gördüğünü belirtir:

Format, çeşitli olay örüntülerinin, öykülerin ve haberlerin yerleştirilebilmesineolanak sağlayan sabit bir yapı olarak iş görür. Ancak formattn düzenleme man-tığı, belli söylem tarzlarını dışlayan bir gelenekten alır köklerini. Örneğin TheJefferson gibi bir program, Ali in the Family geleneğinden, toplumsal içerikli birkomedi olduğu havasını verir. Ne var ki, yapısına göz atıldığında, yalnızca ola-sı anlatıları değil, aynı zamanda olası çözümleri de sınırlandıran sabit bir yapı-sı olduğu görülebilir. Sorunların çözümünün teknik, kişisel ve ekonomik (ürün)olanlarla sınırlandırılması türün (genre) tipik bir özelliğidir (292).

İnci Ertuğrul'un sunduğu Sizin Sesiniz'de programa katılmanın amacı,

yalnızca sorunları paylaşmak değil, medyanın geniş kitlelere ulaşabilme gü-

cünden yararlanarak kayıp lan ve/veya maddi yardımda bulunacak hayırse-

verleri bulmaktır. Program, aile içi şiddet, cinsel taciz gibi konulan dışanda

bıraktığı için, Kadının Sesinde olduğu gibi yalnızca bir "iç dökme" alanı gö-

rünümünde değildir. Ancak -ileride örnekler üzeriden detaylandınlacağı gi-

bi- burada da kalıcı, köklü çözüm arayışlan, yapısal bir sorgulama söz konu-

su değildir. Sunucunun, olaylan yeniden anlatımı sorunlan kişiselleştirir,

farklı çözüm arayışlannın önünü keser. Programdaki bu kapanma, konukla-

rın da beklentilerini kişisel ve anlık çözümlerle sınırlamıştır. Konuklar, eşleri

tarafından kendilerine gösterilmeyen çocuklannın "sesini bir kez olsun du-

yabilmek", "onun iyi/hayatta olduğunu öğrenmek" ya da yalnızca ameliyat

olabilecek para bulmak için programa gelirler.

Kadının Sesi de, sorunlann tanımlanması gibi, "olası çözümleri" de sınır-

layarak böylesi bir işlevi yerine getirir. Sonuçta "çözüm" olarak önerilen se-

çeneğin -kimi örnekte seçenek bile sunulmaz- "çözüm" olmadığı, var olan

durumun yeniden üretildiği görülür. Programa telefonla katılarak sorunlan

"paylaşma" da çözümsüzlüğün bir başka biçimi olarak karşımıza çıkar. Su-

nucu gibi, programa telefonla katılan izleyicilerin de "gerçek bir çözüm" ara-

dığı söylenemez. Örneğin ismini gizli tutan bir kadın izleyici, telefonda,

imam nikâhlı yaşadığı kocasının, kaynanasının da desteğiyle, genç bir kadın-

la evlenip kendisini terk ettiğini anlatır. Kadın, imam nikâhlı kocasının ken-

disine kuma olarak getirdiği kadının on dört yaşında bir genç olmasına rağ-

men, ne kendi adına ne de bu genç kadın adına bir hak arayışı içine girmiş-

tir. Yine programa katılma nedeni de mağduriyetini giderecek bir çözüm ara-

Page 24: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

64 • iletişim: araştırmaları

yışı değil, yalnızca yaşadıklarını "paylaşmak"tır. Sunucunun önerisi ise du-

rumu adli mercilere bildirerek hukuki bir mücadele başlatması olur. Ancak

bu öneriye karşın, hem kadının "yüzünün aynaya bakılamayacak" durumda

olduğunu söyleyerek "güzelleşmek" için yardım talep etmesi, hem de bu is-

teğe yanıt olarak sunucunun söylediği "sen önce kocanı bul, ona sahip çık,

sonra seni hallederiz" sözleri, sorunun kaynağı olarak yine kadına işaret

eder. Bu söylemin açılımı, kadının kocasını "elinde tutmayı" bilmesi gerekti-

ğidir.

Medyada görünür olabilmeyi ve sorunlarını dillendirebilmeyi tek başı-

na kamuoyunun özgür, demokratik ve katılımcı biçimde oluşmasına imkan

tanıyan gelişim olarak değerlendiren yazarlar da vardır. Livingston, Lunt ve

Munson gibi yazarlar, medyanın "farklı kimliklerin ve toplumsal temsillerin

kaynağı" olduğunu, "izleyicilerin belli bir sorunu tartışmalarına dayanan

programlar(ın), insanların tartıştığı, demokratik bir forum" olarak işlev gör-

düğünü savunurlar (aktaran Keskin, 2001: 98). Ancak başlı başına medyada

var olmak demokratik ve eşitlikçi bir temsil için yeterli değildir. Eleştirel

perspektifin vurguladığı gibi medya, aykırı sesleri ya tamamen temsil dışı bı-

rakır ya da çarpıtılmış bir biçimde temsil eder. Medyada kimliklerin temsili-

ni talk shovvlar üzerinden inceleyen Keskin, çarpıtma işlevinin, "medyanın

temsil pratikleri içinde işleyen talk showlarda, sağduyunun ve ortak kanının

sesi olarak görev yapan ev sahibi ve uzman görüşleri aracılığıyla" gerçekleş-

tirildiğini söyler (99). Kadın programlarında ise yukarıda da tartışıldığı gibi

sunucunun müdahalesi ve öykülerin anlatılaştıniması süreci "gerçek" bir

temsili tartışmalı hale getirir.

İncelenen kadın programlan, kadınların kendi kimliklerini, herhangi bir

müdahale olmaksızın kurabildikleri bir alan olmadığı gibi, onların sorunları-

nı siyasal bir alanla ilişkilendirmez. Başka bir ifadeyle programlarda sorunla-

ra net bir çözüm önerilmekten çok, bu sorunların dillendirilmesinin önemli

olduğu vurgulanır. Köker bu programlarda, "kadınların içinde yaşadıkları ik-

tidar örgütlenmesi hakkında aktarılan enformasyonun" sınırlılığına dikkat

çeker. "İzleyici olarak kadın yurttaş", hukuk sistemi ve siyasal düzenin işle-

yişi hakkında temel bilgilerden yoksun bırakılmaktadır (145). Programlar bu

anlamda bir bilgilendirmeyi tam olarak yerine getirmedikleri, yaşanan mağ-

duriyeti kişisel bir sorundan çok, toplumsal bir sorun olarak ele almadıktan

Page 25: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

Akça ve Aktuılut •... "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de Tür, Anlatı ve Format • 65

için bu programlar aracılığıyla kadınların sorunlarına çözüm bulma iddiası-

nın gerçekçi olmadığı düşünülmektedir.

Öyle ki Kadının Sesi'nde, aile içi cinsel taciz yaşadığını anlatan kadın ka-

tılımcıya sunucunun tepkisi, "Bu kadar cesur olduğun için tebrik ediyorum.

Evli ve çocuklu olduğun halde, bir yıl önce yaşanan bu olayı bizimle paylaş-

tın. Omuzlarındaki bu yükü attın" demekle sınırlı kalır. Öncelikle sunucun

seçtiği "cesur" sözcüğü, bu tür "mahrem" olayların, ancak "özel" alanda ka-

lacağı, "kamusal" bir alana taşınamayacağı kabulünü de tekrarlamış olur.

Oysaki bu olayda kadın, cinsel tacize maruz kalmış olduğu için "mağdur"

konumundadır ve yaşadığı mağduriyeti anlatması "cesaret"ten çok bir hak

olarak tanımlanmalıdır. Yaşanan olayın dillendirilmesini "cesaret" olarak ta-

nımlamak, ilk bakışta kadını konuşmaya, sorununu anlatmaya teşvik eden

bir söylem gibi görünse de, gerçekte konuşmanın her zaman bir "tehlikeyi"

de barındırdığını vurgular. Kadının "evli ve çocuklu" olmasına yapılan vur-

gu, kadını ilgilendiren sorunların aile içinde çözülmesi gerektiği düşüncesini

pekiştirir. Sunucunun söylemi, çözümü, sorunun yalnızca dile getirilmiş ol-

masıyla sınırlayarak, hem sorunu hem de çözümü farklı biçimlerde tanımlar.

Sorun, kadının onu dile getirmesi, ifade etmesi olarak kodlanınca, çözüm de,

anlatma edimiyle sonuçlandırılmış olur. Sunucunun, "eşinle mutlu olmaya

bak" önerisi de, sorunun ve çözümün nasıl tanımlandığını açık eder. Ayrıca

sunucunun, olayı açıklamak adına kadın katılımcıya sorduğu sorular, taciz ve

tecavüz vakalarında kadının cesaretlendirici rolünü sorgulayan egemen bakı-

şı yansıtır niteliktedir. Kadın, söz konusu akrabasının evine yatılı olarak git-

miş ve o gece, -yakınlık derecesi açıkça belirtilmeyen- akrabası tarafından ta-

cize uğramıştır. Sunucu, kadına, "o sırada yengesinin evde olup olmadığı",

"uyumak için odaya girdiğinde kapıyı kilitleyip kilitlemediği" gibi, olayda

kadının "ihmali"ni sorgulayan sorular yöneltir. Kadının Sesi'nde, Sizin Sesi-

m'z'den farklı olarak, programın diğer öykülerine kıyasla daha "sansasyonel"

öyküler içeren "İtiraf Köşesi" ile "Hapishaneden Mektup Var" köşeleri de yer

almaktadır.

Kadının Sesi, yaşam öyküsü izleyicilerle paylaşılan konuklan kimi za-

man bir kapının, kimi zaman da bir perdenin ardına gizleyerek merak ve he-

yecan duygusunu arttırmaktadır. Stüdyodaki kapı, sunucunun olaya dair an-

latısının ardından açılır ve olayın "kahramanı" sahneye gelir. Bu kez öykü bir

Page 26: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

66 • iletişim: araştırmaları

kez de onun ağzından -ama sunucunun yönlendirme ve müdahaleleriyle^

dinlenir. İncelenen programda kapı, yılın annesi seçilen dört çocuk annesi

Ayşe Başarır için açılır ve Ayşe Hanım'ın, çocuklarıyla verdiği yaşam müca-

delesi, acılardan beslenen bir "basan" öyküsü olarak çıkar karşımıza. Ayşe

Hanım, 2003 yılında on bir yıllık eşini bir trafik kazasında kaybetmiş ve su-

nucunun ifadesiyle "dört çocuğuyla ortada kalmış"tır. Öykü, sunucunun

yaptığı girişin ardından, bir erkek anlatıcının ağzından, kadın katılımcıyı

"kurbanlaşhran" bir söylemle vtr'den izleyiciye aktarılır. Söz konusu kazada,

kadın da yaralanmış ve bir yıl tedavi görmüş, bu süre içinde yakınlarının yar-

dımıyla geçimini sağlamaya çalışmıştır. Ailenin bir sosyal güvencesi yoktur,

dolayısıyla eşinin ölümünden sonra kendilerine bir maaş bağlanamamıştır.

"Basan" öyküsü, annenin sağlığına kavuştuktan sonra temizlik işçisi olarak

asgari ücretle iş bulması ve çocuklanna tek başına bakabilecek duruma gel-

mesi biçiminde kurulur. Anne, bu işi bulduktan sonra, kazanın ardından bir

valiliğin vermiş olduğu 180 milyon liralık yardım parasını iade etmiştir. Ay-

şe Hanım'ı yılın annesi yapan şey de dört çocuğuna tek başına bakmaya ça-

lışması ve aldığı ücret çok düşük olduğu halde, kendisinden daha zor du-

rumda olanlan düşünerek bu yardımı iade etmesidir. Sunucu, annenin aldığı

ücretin ve yardım parasının bir ailenin geçimi için yeterli olamayacak kadar

düşük bir ücret olduğunun altını çizer ve ısrarla tekrarlar.

Kapı bir kez daha açılır ve Ayşe Hanım'ın dört kızı stüdyoya girerler. An-

nenin kızlarını görünce duygulanması üzerine sunucunun, "Ayşe Hanım ağ-

layın, ama gururla ağlayın. Ben de tutamayacağım kendimi" sözleri, progra-

mın tümünde görülen "ağlamaya davetin" bir tekrandır. "Gururla ağlamaya"

vurgu yapan bu davet, acılara sessizce göğüs germenin onuriandınldığı, kadı-

nın çektiği acılarla kimliklendirildiği bir söylemin yansımasıdır. Diğer öykü-

ler kadın kanlımdan "mağdur" olarak konumlandmrken, Ayşe Hanım'ın öy-

küsünün sunucu araalığıyla yeniden anlatılaştınlması, onu mağduriyeti üze-

rinden "kahraman" olarak kurar. Sunucu, alınan yardım parasının iade edil-

me nedeni üzerinde de durur ve bu nedeni anneye birkaç kez sorar. Annenin,

aranan yanıt olan "Benden daha kötü durumda olanlar var. Onlar varken ben

bu parayı alamam" yanıtını vermesi, izleyiciler tarafından da alkışlanır. Alkış-

lar, istenen yanıtın bu olduğunu da bize gösterir. Sunucunun kazayı anlatmak

için seçtiği "Ayşe Hanım o gece eşini kaybetti. Eşiyle birlikte hayatı çöktü" ifa-

desi de dikkate değerdir. Bu söylemin kendisi, kadının toplumsal varlığını

Page 27: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

Akça ¥e Akbulut •... "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de Tür, Anlatı ve Format ' 6 7

destekleyen sosyal güvenlik sistemlerinin yokluğunu gizleyerek, önemsizleş-

tirerek, "kişisel trajedi" olarak etiketler. Anlatıyı trajik kılan şey, öykünün ken-

disiyle birlikte, yüzeye çıkmayan yoksulluk söylemidir. Ancak, bu anlatı, yok-

sulluğun kendisine yönelik yapısal bir sorgulamaya olanak vermez. Bignell,

"gerçek (factual) programlarının, onların tanıdığı yaşam olayları ya da 'tanı-

madık' olarak imlediği görünümleri hakkında izleyicileri bilgilendirdiğini,

eğittiğini ve toplumu anlattığını" ifade eder. Yazara göre "bu tür programlar,

'öteki'ni tanıdıklaştınr, tanıdık olanı, tanıdık olmayan biçimlerde anlatarak

'öteki' kılar" (193). Kadının Sesi de yoksulluk gibi tanıdık olan bir mefhumun

üzerini örtmeye çalışır.

Sizin Sesiniz de farklı konular/öyküler üzerinden aynı söylemi üretmek-

tedir. "Evden kaçan" karısını arayan Ulaş, ertesi gün de programa konuk

olur. Ulaş'm karısının kaybolmasıyla ilgili olarak kayınpederi ve kayınvalide-

sini suçlaması üzerine sunucu, bu kişileri programa telefonla katılmaya da-

vet eder. Ulaş'm konuşması, kayınpederin hatta olduğu haberiyle kesilir. Su-

nucu ve izleyiciler de beklenen konuğun gelişiyle heyecanlanırlar. Kayınpe-

der ve Ulaş arasında geçen uzun konuşmalardan sonra, tarafların aslında

Ulaş'ın karısı Özlem'in nerede olduğunu bildikleri ortaya çıkar. Özlem, An-

talya'da bir evde zorla "çalıştırılmak"tadır. Baba, kızına zorla fuhuş yaptırıl-

dığını ima eder ve durumu savcılığa bildirdikleri halde bir şey yapılmadığı-

nı söyler. Sunucu, "Yaparlar, öyle söylemeyelim efendim. Emniyet güçlerimiz

de üzerlerine düşeni yaparlar" diyerek, devlet kurumlarına yönelik her han-

gi bir sorgulamanın önünü kapaür ve Kadının Sesi'nde olduğu gibi yetişkin

bir kadının zorla alıkonulmasına ilişkin hukuki sisteme dair bir bilgilendir-

meye gidilmez. Kurulan anlatı, Özlem'in zekâ düzeyi, tek başına Antalya'ya

gidebilecek yeteneği sahip olup olmaması ve kocasıyla olan ilişkisine odakla-

nır. Kocanın, zaman zaman karısına vurduğunu itiraf etmesiyle de hem stüd-

yodaki izleyiciler, hem de sunucu, kocayı, olayın sorumlusu olarak işaret

eder. Sunucunun, "Sen kayınpederinle, Özlem'in ailesiyle iyi bir diyalog ku-

rabilseydin, karma daha anlayışlı davransaydın bunlar belki de hiç yaşan-

mazdı" sözleriyle olay, bir kez daha kişiselleştirilir. Ayrıca, kadını, eşi ve aile-

si tarafından korunmaya, bakıma muhtaç bir varlık olarak kurarken, bu ko-

rumadan yoksun kalan kadınların fuhuşa sürüklenmesi de doğallaşnnlır.

Özlem'in Antalya'ya nasıl götürüldüğü, kimler tarafından, nerede tutulduğu

gibi sorular ise hiç dillendirilmez.

Page 28: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

68 • iletişim: araştırmaları

Son olarak Özlem'in kocası Ulaş, gözyaşları içinde karısını evine dönme-

ye çağırır. Ulaş'ın bu çağrıda kullandığı "Sen ne yapmış olursan ol, ben seni

yine de kabul edeceğim. Bu benim kanmdır deyip, annemin babamın elini

öptüreceğim. Kucağında bir çocukla bile gelse ben onu kabul ederim" sözle-

ri ve buna karşılık kayınpederin "Aferin oğlum, sen benim evladımsm. Eli,

ayağı öpülecek adamsın" şeklindeki yanıtı ise bu olayın asıl mağduru olan

kadını, suçlu konuma düşürür. Töre cinayetlerinin önlenemediği Türkiye'de,

kadının öncelikli olarak koruması gereken şeyin "namusu" olduğu ve "na-

musu"nu koruyamayan kadının affedilmez bir suç işlediği düşüncesi yeni-

den üretilir. Böyle bir "suç"a rağmen karısını evine çağıran koca ise büyük-

lük göstermekte, "eli, ayağı öpülecek adam" olarak yüceltilmektedir.

Her iki programda da kayıpları bulmaya çalışırken kadınların, "evden

kaçan kız/kadın/eş", erkekler ise "kayıp" olarak adlandınldıklan dikkati

çeker. Bu adlandırma biçimi, kadınların eve/özel alana ait olduğu, buranın

dışına çıkmanın ancak "kaçma" gibi bir eylemle gerçekleşebileceği düşün-

cesini yansıtır. Yalnızca bu tanımlama biçimi bile her iki programın da

bütününe içselleşmiş olan ayrıma söylemi açık eder. Mills, cinsiyet ayrım-

cılığının, "cinsiyet alanında insanlar arasında gereksiz ve ayrım gözeten fark-

lar yaratan altta yatan inançları ve bu anlatımları içerdiğini" söyler. Bu

durum, "kadınların daha güçsüz konumlarını onaylayan, aslında erkeklerle

eşit şekilde, güçlü konumda oldukları zaman bile, cinsiyet ayrımcılığının or-

tak bir stratejisidir" (126).

Kadının Ses/'ndeki yeni öykünün "kahramanı", evlatlık olarak

büyütülen, ancak henüz bir "kimliği" olmayan ve "gerçek" annesi genelevde

çalışan, şimdi ise "gerçek" babasını arayan Emrah adlı bir ergendir.

Sunucunun, Emrah'ı "Bir masal kahramanı gibisin" diye tanımlaması, her

masal gibi, bu masalın da nasıl biteceği merakını körükler: "Acaba gerçek

babasına ulaşabilecek midir?" Senaryonun devamı, stüdyoda "yazılır".

Sunucu, babanın "bulunduğu" müjdesiyle, o an telefon bağlantısı kurulan

babaya da senaryoda bir rol verir.

"Adaletin, hakkaniyetin" vekili olarak kendini konumlandıran sunucu,

babayı, "o güne dek çocuğunu aramamakla" suçlayarak senaryoya bir

gerilim katar. Sorudan rahatsız olduğunu ve kendisinin de bir "karizma"sı

olduğunu söyleyen baba, bu kez daha sertçe suçlanır: "Acaba siz yıllarca gör-

Page 29: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

Akça ve Akbulut •... "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de Tür, Anlatı ve Format • 69

mediğiniz eşinizin genelevde çalışmasından mı, oğlunuzu terk etmenizden

mi utanıyorsunuz? Ne karizması?" Sunucu, gerek stüdyodaki gerekse ev-

lerinde programı izleyen izleyicilerin "vicdanı" olarak babayı sorgulama

hakkını kendinde bulur.

Evlatlık olarak büyütülen ve gerçek annesinin "genelevde çalıştığı"

duyurulan Emrah, sunucu tarafından, kendisini yıllar önce terk etmiş olan

"gerçek" babasına telefonda ısrarla "baba" demeye çağrılır. Zorlamaya

dönüşen bu çağrı, o an stüdyoda hazır bulundurulan psikiyatrisin "uzman-

lık" desteğini alarak yinelenir. Ancak uzman destekli bu çağrı, Emrah'a uy-

gulanan simgesel şiddeti gizlemez. Bourdieu simgesel şiddeti, "ona maruz

kalanların ve aynı zamanda da, çoğu kez, onu uygulayanların sessiz suç or-

taklığıyla ve her iki tarafın da onu uyguladıkları ya da ona maruz kaldık-

larının bilincinde olmadıklan ölçüde uygulanan bir şiddet" olarak tanımlar

(22). Emrah'a yönelik simgesel şiddet, psikolojik bir baskı biçimindedir. Em-

rah, şimdi başka bir kadınla evlenmiş ve bir çocuk sahibi daha olmuş "ger-

çek" babaya, "baba" diye seslenerek, ona "neden kendisini attığını" sorar.

Senaryo, babanın sıraladığı kimi gerekçelerle durmadan yazılır.

Emrah, birkaç gün önce de programa konuk olmuş ve yıllardır gör-

mediğini söylediği annesiyle konuşturulmuştur. Aynı programda anne de,

stüdyodaki öfkeli izleyicinin desteğini almış olan sunucunun simgesel şid-

detine maruz kalmıştır. Anne, bunca yıldır çocuğunu aramamakla, ona sahip

çıkmamakla ve "genelevde çalışmaya devam etmiş olmakla" suçlanır. Prog-

ramın başında annenin genelevde çalışıyor olması, "mutlaka onu oraya iten

sebepler olduğu" gerekçesiyle mazur görülürken, Emrah'ın genelevi bırak-

ması halinde annesine "bakabileceği"ni belirtmesiyle birlikte "kabul

edilemez" bir şeye dönüşür. Sunucunun söylemine göre, "çocuklanna bak-

mak için, gerekirse tuvalet de temizlenebilir, ama öyle bir iş asla yapılmaz".

Sonuçta kadına sunulan seçenekler, -tıpkı Sizin Sesiniz'de olduğu gibi- tuvalet

temizleyiciliği, "hayat kadınlığı" ve bir erkek tarafından "bakılmak" üç-

genine hapsedilir.

Sizin Sesiniz'in bir sonraki öyküsü ise, bir süredir haber alınamayan 15

yaşındaki Pınar'ın. Pmar'm annesi ve babaannesi programın konuklandır ve

Pınar'ın kayboluşunu anlatırlar. Burada da öykü stüdyoda yazılır. Pınarın

"hiperaktif' olduğu, bu nedenle doktor kontrolünde bulunduğu, derslerinde

Page 30: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

70 • iletişim: araştırmaları

başarılı olamadığı için okuldan alındığı anlatılır. Ancak anne ve babaannenin

çelişkili sözleri sunucuyu kızdırır; "Bakın, burada gerçekleri bizimle paylaş-

mayacaksanız kızınızı bulamayız. 'Aman akrabalar ne der, konu-komşu ne

der?' diye gerçekleri gizleyecekseniz kızınızı bulamazsınız" sözleriyle taraf-

lar, "gerçekleri" söylemeye çağrılır. Böylece, Pınar'm daha önce de evden kaç-

tığı ve derslerinde başansız olduğu için değil, bir erkek arkadaşı olduğu için

okuldan alındığı "gerçek"lerine ulaşılır. Sizin Sesiniz'de stüdyoda bulunan

uzman, bir psikiyatr değil, avukattır. Ancak, aileye okul yönetimiyle

konuşup, kızlannm arkadaşlan hakkında bilgi almalarını tavsiye eder. Anne

ve babaanne gözyaşlarıyla kızlarını eve dönmeye çağırırlar. Annenin,

"Pınarım beni ara. Sevdiğin bir erkek varsa seni ona vereceğiz. Babandan,

amcalarından korkma. Halanı, dayını ara. Dayın her zaman seni korur" söz-

leri, kızın aile içinde şiddet gördüğünü ya da en azmdan ailesinden kork-

tuğunu açık eder. Ancak sunucu tartışmanın odağına bu korku ya da şiddeti

değil, -bir önceki olayda olduğu gibi- Pınar'm gördüğü tedavi ya da okuldaki

başarısı gibi konulan yerleştirir.

Sonuç ve Değerlendirme

Türkiye'de özel radyo ve televizyon yayıncılığının başlamasıyla ortaya

çıkan kitle iletişim araçlarının ticarileşmesi, daha sansasyonel ve düşük

maliyetli yeni tür ve formatlan karşımıza çıkarmıştır. Kadının Sesi ve Sizin

Sesiniz, yukarıda anlatılan biçimiyle 199O'lı yıllarda karşımıza çıkan yeni

televizyon türlerinin tipik örneklerini oluşturur. Kadmlara ev işleriyle ilgili

pratik bilgiler vermeyi amaçlayan kadın programlanndan, kadın sorunlarını

sansasyonel biçimde ekrana taşıyan programlara kayılmıştır. İki programın

türsel özelliklerine bakıldığında ilgi çekiciliği de arttırmak amacıyla çeşitli

türlere özgü özelliklerin bir araya toplanmış olduğu görülür. Bir yanda talk-

shovvlar, tartışma programlannı andırır biçimde stüdyoya davet edilen

konuklar ve onlann uzun anlatımlarına yer verilirken, araya vtr'ler girmekte,

hatta konuklar arasında yer alan sanatçıların söyledikleri şarkılarla tartışılan

konulara bir süre ara verilmektedir. Programlarda türün bir özelliği olarak

sunucunun oldukça baskın bir konumda olduğu ve programa konu olan öy-

külerin sunucunun müdahalesiyle anlatılaştırıldığı görülür. Programlann

türsel özellikleri kadınların sorunlannın gerçekten dillendirildiği ve çözüm

Page 31: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

Akça ve Akbulut •... "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de Tür, Anlatı ve Format • 71

arandığı yanılsamasının oluşmasına hizmet etmektedir. Gerçekliği temsilen

kullanılan vtr'ler, stüdyoda yer alan "uzman"lar, mağdurların stüdyoda

bulunmaları, programın stüdyodaki izleyicilere de açık olması gibi yukarıda

detaylı biçimde incelenen özellikler, programların bütününde ortaya çıkan

kadını ikincilleştiren, çektiği acı ve sıkıntıları doğallaştıran bir söylemin or-

taya çıkmasına katkıda bulunur.

Çalışmada medya metinleri aracılığıyla anlam üretildiği, tür ve format-

lann da bu anlam üretiminin bir parçası olduğu düşüncesiyle bu format için-

de ortaya çıkan söylem ve anlatılar da analiz edilmiştir. Her iki programın da

formatı itibariyle yeni bir tür olsa da, programın ve sunucunun kurduğu an-

latı açısından, oldukça geleneksel bir içeriğe sahip olduğu görülür. Sunucu

Yasemin Bozkurt'un söylemiyle program, çeşitli sorunlarla mücadele etmeye

çalışarak "kadınların seslerini duyurmayı" ve sorunlarına çözüm bulmayı

amaçlamaktadır. Fakat programda karşımıza çıkan "çözümler", kayıpların

bulunması, bekarların evlendirilmesi, küslerin banştınlması ya da "deforme"

olmuş bedenlerin "güzelleştirilmesi" nden öteye gitmemektedir. Programın

bütününde, sorunlara net bir çözüm önerilmekten çok, bu sorunların dillen-

dirilmesinin önemli olduğu vurgulanır. Kurulan anlatı, sorunlarını "pay-

laşan" kadınlara, hâkim ideolojik kabulleri dönüştürmeyi hedefleyen

"çözümler" önermediği gibi, kadının kamusal alanda temsilini de yalnızca

bir mağduriyet ya da acı çekme koşuluna bağladığı için, medyada da hâkim

olan "erkek" söylemin bir parçası olarak karşımıza çıkar.

Her iki programda da erkek egemen söylem yeniden üretilmekte,

kadının sorunlarını dile getirmek adına, sorunlar kişiselleştirilmekte ve

doğallaştırılmaktadır. Mor Çaü'nın 2005 yıb Mayıs ayında kadın programları

ile ilgili olarak yaptığı şu açıklamada vurguladığı gibi bu programlar, kadın-

ların "başka kadınlarla ortaklıklarını görmesine, dayanışma hissetmesine,

seçeneklerini bütünüyle değerlendirebilmesine, kendisi için en uygun olanı

yine kendisinin bulabilmesine olanak"1' tanımamaktadır. Sonuçta ortaya

çıkan sonuç, gündüz kuşağı "kadın programlan" nın hemen hemen aynı kur-

gu ve söylem içinde biçimlenmiş, yalnızca program sunucusunun programın

konusu olan yaşam öykülerini sunma ve yorumlama biçimi açısından fark-

lılık gösteren programlar biçiminde yapılandırıldığı gerçeğidir.

• • • • •19http://www.bianet.org/diger/arsiv.htm. Erişim tarihi: 10.07. 2007.

Page 32: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

72 »iletişim: araştırımla

Bu çalışmada bir etki analizi yapılmamış olmakla birlikte kadın prog-

ramlarında dillendirilen, ele alınan konuların aile içi şiddet, yoksulluk, evden

atılma gibi konular olduğu, bu konu ve sorunların sunucuların

müdahaleleriyle kadına dair toplumda var olan cinsiyet ayrımcı söylemin

yeniden ürettildiği ve kadınların acı çekme ve bu acılara katlanan fedakar

kurbanlar olarak kodlandığı, sorunların çözülmesinden çok, onları dile getir-

menin cesaretlendirildiği ya da anlık "çözüm" önerileriyle geçiştirildiği, böy-

lelikle de sorunların toplumsal, ekonomik, tarihsel ve politik bağlamından

koparılarak var olan sistemin meşrulaştınldığı sonucuna varılmıştır.

Kaynakça

Adaklı Aksop, Gülseren (1999). "Televizyon Türlerinde Dönüşüm." İletişim Yıllık Özel Sayı: 229-253.

Bignell, Jonathan (2004). Atı Introduction To Television Studies. London: Routledge.

Binark, Mutlu ve Barış, Kıhçbay (2004a). "Media Monkeys: Intertextuality, Fandom and Big BrotherTurkey." Big Brother International: Formats, Critics and Publics. Ernest Mathijs ve Janet Jones (der.).London: Wallflower Press. 140-150.

Binark, Mutlu ve Barış, Kıhçbay (2004b). "Türkiye'de Gerçek Televizyonu ve Telegörsel Kimlikler: BiriBizi Gözetliyor Örneği." İletişim Araştırmaları 2 (1): 71-90.

Bourdieu, Pierre (2000). Televizyon Üzerine. Çev., Turhan İlgaz. İstanbul: YKY.

Chatman, Seymour (1978). Story and Discourse: Narrative Structure in Fiction and Film. Ithaca: Cornell UP.

Çaplı, Bülent ve Can, Dündar (1996). "80'den 2000'lere Televizyon." Cumhuriyet Dönemi TürkiyeAnsiklopedisi -Yüzyıl Biterken, Cilt:15, İstanbul: İletişim Yayınları

Eryılmaz, Tuğrul (2003). "Radyo ve Radyoculuk." Radyo ve Radyoculuk. Sevda Alankuş (der.). İstanbul:IPS İletişim Vakfı Yayınları. 79-103.

Feuer, Jane (1986). "Narrative Form in American Netvrork Television." High Theorylhom Culture. ColinMacCabe (der). New York: St. Martin's. 101-104.

Fiske, John (1992). Television Culture. London: Routledge.

Gürbilek, Nurdan (2001). Vitrinde Yaşamak: 1980'lerin Külttinl İklimi. İstanbul: Metis.

Kaplan, Yusuf (1992). Öykü-Anlatma ve Mit-Üretme Aracı Olarak Televizyon. Çev., Gökçen Kaplan.İstanbul: Ağaç.

Kejanlıoğlu, D. Beybin (2003). Türkiye'de Medyanın Dönüşümü. Ankara: İmge.

Kellner, Douglas (2006). "Media Spectade."http:/ / www.gseis.ucla.edu/faculty/kellner/papers/mediaspectacleintroiitm. Erişim Tarihi: 28.02.2006.

Keskin Ertan, Zerrin (2001). "Gündüz Kuşağı Talk Showlannda Kültürel Kimliklerin Temsiliyeti: AyşeÖzgün Talk Show." İletişim Yıllık (2001): 93-118.

Kozlotf, Sarah (1992). "Narrative Theory and Television." Channels of Discourse. Reassembled. Robert C.Ailen (der.). Chapel Hill: University of North Carolina. 67-100

Page 33: Kadın Programlarına Bir Bakış: Kadının Sesi ve Sizin ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3736/5681.pdf · Kadın Programlarına Bir Bakış: "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz"de

Akça veAkbıriut*.- "Kadının Sesi" ve "Sizin Sesiniz'de Tür, Anlatı veFormat • 73

Köker, Eser (2007). "Kadınların Medyadaki Hak thlalleriyle Baş Etme Stratejileri." Kadın OdaktıHabercilik. Sevda Alankuş (der.). İstanbul: IFS İletişim Vakfı. 117-148

Mutlu, Erol (1999a). Televizyon ve Toplum. Ankara: TRT Eğitim Dairesi Yayınları.

Mutlu, Erol (1999b). "Televizyonu Düşünmek." İletişim Yıllık Özel Sayı: 219-226.

Rojek, Chris (2003). Şöhret. Çev., Semra Kunt Akbaş ve Kürşat Kızıltuğ. İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

Ryan, Michael ve Douglas, Kellner (1997). Politik Kamera: Çağdaş Hollyıvood Sinemasının İdeolojisi vePolitikası. Çev., E. Özsayar. İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

Sholle, David (1994). "Eleştirel Çalışmalar: İdeoloji Teorisinden İktidar/Bilgiye." Medya, İktidar, İdeoloji.Mehmet Küçük (der.). Ankara: Ark. 211-250.

Stam, Robert vd. (1993). New Vocabularies in Film Semiotics: Structuralism, Post-Structuralism and Beyond.London: Routledge.

Tannöver, Hülya Uğur (2003). "Türkiye'de Televizyon Kültürü ve Kadınlar." Kadın Yaşantıları. AyşegülYaraman (der.). İstanbul: Bağlam. 51-74.

Van Dijk, Teun. (2002). İdeology and Discourse; A Multidisciplinary Introduction.http://www.hum.uva.nl/teun/ideo-dis2.htm. Erişim tarihi: 07.11. 2003

http://www.bianet.org/diger/arsivjitm. Erişim tarihi: 10. 07. 2007.

http://www.dorduncukuwermedya.com/arastirma/kadinprogramlari.doc. Erişim tarihi: 22. 06. 2007.

http://www.sizinsesiniz.tv/?k=2. Erişim tarihi: 16.07. 2007.

http://www.kanal7.eom/contentphp?id=115. Erişim tarihi: 18.07.2007.

http://www.flashtv.com.tr/defaultaspx?p=4&prgid=8. Erişim tarihi: 18. 07.2007.

http://www.showtvnetcom/programlar/bizbize.shtml. Erişim tarihi: 18.07.2007.