İzmİr yÜksek teknolojİ enstİtÜsÜ

33
İZMİR İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİK DANIŞMA VE PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BİRİMİ REHBERLİK BİRİMİ

Upload: clayton-sims

Post on 30-Dec-2015

68 views

Category:

Documents


8 download

DESCRIPTION

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ. PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BİRİMİ. DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI -DEPRESYON. - PowerPoint PPT Presentation

TRANSCRIPT

Page 1: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

İZMİR İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ YÜKSEK TEKNOLOJİ

ENSTİTÜSÜENSTİTÜSÜ

PSİKOLOJİK DANIŞMA VE PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BİRİMİREHBERLİK BİRİMİ

Page 2: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

DUYGUDURUM DUYGUDURUM BOZUKLUKLARIBOZUKLUKLARI-DEPRESYON-DEPRESYON

Page 3: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

Duygulanım (affekt):Duygulanım (affekt): Bireyin Bireyin olaylara, anılara, düşüncelere; olaylara, anılara, düşüncelere; neşe, öfke, üzüntü, keder gibi neşe, öfke, üzüntü, keder gibi duygusal tepkiler vermesidir. duygusal tepkiler vermesidir. Duyguların, gözlenebilen olay Duyguların, gözlenebilen olay sırasındaki kısa süreli duygusal sırasındaki kısa süreli duygusal dışavurumudur. Yüz görünümü, dışavurumudur. Yüz görünümü, mimikler ve sözel olarak dışa mimikler ve sözel olarak dışa vurulur.vurulur.

Page 4: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

Duygudurum bozuklukları başlığı Duygudurum bozuklukları başlığı Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) ve Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından kullanılan bir başlıktır.Önceki kullanılan bir başlıktır.Önceki yıllarda;Duygulanım(Affektif) yıllarda;Duygulanım(Affektif) Bozuklukları başlığı ile Bozuklukları başlığı ile tanımlanmaktaydı. Ancak, duygulanım tanımlanmaktaydı. Ancak, duygulanım ve duygu durum sözcüklerinin tanımları ve duygu durum sözcüklerinin tanımları değiştikten sonra bu bozukluk grubu değiştikten sonra bu bozukluk grubu duygudurum bozuklukları başlığı olarak duygudurum bozuklukları başlığı olarak nitelendirilmektedir. nitelendirilmektedir.

Page 5: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

Duygulanım (affekt):Duygulanım (affekt): Bireyin olaylara, Bireyin olaylara, anılara, düşüncelere neşe, öfke, üzüntü, anılara, düşüncelere neşe, öfke, üzüntü, keder gibi duygusal tepkimelerle keder gibi duygusal tepkimelerle katılabilme yetisidir. Duyguların katılabilme yetisidir. Duyguların gözlenebilen, olay sırasındaki, kısa süreli gözlenebilen, olay sırasındaki, kısa süreli duygusal dışavurumudur. Yüz görünümü, duygusal dışavurumudur. Yüz görünümü, mimikler ve sözel olarak dışa vurulur.mimikler ve sözel olarak dışa vurulur.Duygudurum (mood):Duygudurum (mood): Bireyin bir süre Bireyin bir süre belli bir duygulanım içinde bulunuşudur. belli bir duygulanım içinde bulunuşudur. Kişinin iç duygusal durumudur. Kişinin iç duygusal durumudur. Başkalarınca gözlenebilir, kendi tarafından Başkalarınca gözlenebilir, kendi tarafından anlatılabilir, yaygın ve kalıcı bir durumdur. anlatılabilir, yaygın ve kalıcı bir durumdur. Kişinin dünyayı algıladığı renkler olarak da Kişinin dünyayı algıladığı renkler olarak da tanımlanabilir. tanımlanabilir.

Page 6: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

Duygudurum bozukluklarında ana Duygudurum bozukluklarında ana patoloji duygudurumdadır. patoloji duygudurumdadır.

Amerikan Psikiyatri Birliğinin 4. Amerikan Psikiyatri Birliğinin 4. Ruhsal Bozukluklar Tanı ve Ruhsal Bozukluklar Tanı ve İstatistiksel El kitabına göre İstatistiksel El kitabına göre

(DSM-IV); 2 ana duygudurum (DSM-IV); 2 ana duygudurum bozukluğu tanımlanmıştır.bozukluğu tanımlanmıştır.1. Major depresif bozukluk1. Major depresif bozukluk2. Bipolar I bozukluk2. Bipolar I bozukluk

Page 7: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

DEPRESİF BOZUKLUKLAR;DEPRESİF BOZUKLUKLAR;

--DEPRESYONDEPRESYONKişide kalıtımsal, çevresel yada hormonal Kişide kalıtımsal, çevresel yada hormonal bozukluklar sonrasında gelişen çökkünlük bozukluklar sonrasında gelişen çökkünlük halidir. Aşağıdaki belirtilerden en az beşinin halidir. Aşağıdaki belirtilerden en az beşinin (ilk iki belirtiden en az biri bulunmak (ilk iki belirtiden en az biri bulunmak üzere)üzere), en az iki hafta süresince var olması , en az iki hafta süresince var olması durumuna durumuna "major depresyon""major depresyon" denir. denir.

Page 8: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

BELİRTİLER BELİRTİLER

1-Hemen her gün ve günün büyük bir kısmında gözlenen 1-Hemen her gün ve günün büyük bir kısmında gözlenen çökkün bir duygu-durum hali ( kendini mutsuz,ağlamaklı, çökkün bir duygu-durum hali ( kendini mutsuz,ağlamaklı, kederli hissetme hali).kederli hissetme hali).

2-Hemen her gün yaklaşık gün boyu süren tüm yada çoğu 2-Hemen her gün yaklaşık gün boyu süren tüm yada çoğu etkinliğe karşı ilgi ve zevk almada azalma (daha önce keyif etkinliğe karşı ilgi ve zevk almada azalma (daha önce keyif alınan işler,hobiler ve alışkanlıklardan artık alınan işler,hobiler ve alışkanlıklardan artık hoşlanmama,mecburen yapma hali,(dünyayı verseler hoşlanmama,mecburen yapma hali,(dünyayı verseler umurumda değil şeklinde bıkkınlık hisleri,bazı kişilerde umurumda değil şeklinde bıkkınlık hisleri,bazı kişilerde cinsel isteksizlik ).cinsel isteksizlik ).

3-Diyet uygulanılmamasına karşın önemli derecede kilo 3-Diyet uygulanılmamasına karşın önemli derecede kilo kaybı yada alımı ( bir ay içinde vücut ağırlığının %5 'inden kaybı yada alımı ( bir ay içinde vücut ağırlığının %5 'inden fazlasının artması yada azalması) yada hemen her gün fazlasının artması yada azalması) yada hemen her gün iştahta artma yada azalmanın olması.iştahta artma yada azalmanın olması.

4-Hemen her gün uykusuzluk yada aşırır uyku hali.4-Hemen her gün uykusuzluk yada aşırır uyku hali.

Page 9: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

5-Hemen her gün olağan beyinsel ve vücutsal 5-Hemen her gün olağan beyinsel ve vücutsal işlevsellik,hareketlilik halinde azalma yada işlevsellik,hareketlilik halinde azalma yada huzursuzluk (oturmayı veya yatmayı tercih etme huzursuzluk (oturmayı veya yatmayı tercih etme yada sıkıntıdan yerinde duramama)yada sıkıntıdan yerinde duramama)

6-Hemen her gün halsizlik ,yorgunluk hisleri,daha 6-Hemen her gün halsizlik ,yorgunluk hisleri,daha önceki günler kadar enerjik hissetmeme.önceki günler kadar enerjik hissetmeme.

7-Hemen her gün kendini değersiz hissetme,küçük 7-Hemen her gün kendini değersiz hissetme,küçük görme,kendini beğenmeme,suçlu yada günahkar görme,kendini beğenmeme,suçlu yada günahkar hissetme hali.hissetme hali.

8-Hemen her gün düşünme yada konsantrasyon 8-Hemen her gün düşünme yada konsantrasyon yeteneğinde azalma olması (konuşulanlara,okunan yeteneğinde azalma olması (konuşulanlara,okunan şeylere,izlenilen tv programlarına dikkatini şeylere,izlenilen tv programlarına dikkatini verememe, söylenilenlerin bir kulaktan girip verememe, söylenilenlerin bir kulaktan girip diğerinden çıkması gibi) yada kararsızlık hali.diğerinden çıkması gibi) yada kararsızlık hali.

9-Tekrarlayan ölüm düşünceleri,intihar planları veya 9-Tekrarlayan ölüm düşünceleri,intihar planları veya eylemlerinin varlığı.eylemlerinin varlığı.

Page 10: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

DEPRESYONDA KLİNİK ÖZELLİKLERDEPRESYONDA KLİNİK ÖZELLİKLERDepresyonda ana belirti çökkün duygudurum ve ilgi-istek Depresyonda ana belirti çökkün duygudurum ve ilgi-istek azalmasıdır. Genel olarak depresyon tanımlandığında 4 azalmasıdır. Genel olarak depresyon tanımlandığında 4 alanda bozulma görülür. alanda bozulma görülür. 1. Duygudurum alanı:1. Duygudurum alanı: Çökkün, kederli, üzgün ve acı verici Çökkün, kederli, üzgün ve acı verici duygular baskındır. Bu duygular hastanın kendisi tarafından duygular baskındır. Bu duygular hastanın kendisi tarafından söze dökülebilir. Yüz görünümünden, ses tonundan ve söze dökülebilir. Yüz görünümünden, ses tonundan ve davranışlarından anlaşılabilir ya da yakınları üzgün ve davranışlarından anlaşılabilir ya da yakınları üzgün ve mutsuz olduğunu anlatır. İlgi ve istek azlığı, hoşlandığı mutsuz olduğunu anlatır. İlgi ve istek azlığı, hoşlandığı etkinliklerden ve yaşamdan zevk alamama (anhedoni) etkinliklerden ve yaşamdan zevk alamama (anhedoni) belirgindir.belirgindir.2. Psikomotor etkinlik:2. Psikomotor etkinlik: daha sıklıkla psikomotor yavaşlama daha sıklıkla psikomotor yavaşlama belirgindir. Devinimlerde yavaşlama, yorgunluk, bitkinlik, belirgindir. Devinimlerde yavaşlama, yorgunluk, bitkinlik, konuşmada yavaşlama, zamanın yavaş geçmesi görülür. konuşmada yavaşlama, zamanın yavaş geçmesi görülür. Psikomotor ajitasyon da olabilir.Psikomotor ajitasyon da olabilir.3. Bilişsel alan:3. Bilişsel alan: Düşünce içeriğinde kayıp düşünceleri, Düşünce içeriğinde kayıp düşünceleri, umutsuzluk, karamsarlık, yetersizlik, değersizlik, suçluluk ve umutsuzluk, karamsarlık, yetersizlik, değersizlik, suçluluk ve ölüm düşünceleri olur. Geçmiş hatalarla uğraşma, ölüm düşünceleri olur. Geçmiş hatalarla uğraşma, cezalandırılma düşünceleri ve depresif temalı sanrılar cezalandırılma düşünceleri ve depresif temalı sanrılar olabilir.olabilir.4. Vegetatif alan:4. Vegetatif alan: Uyku ve iştah bozuklukları, menstürel Uyku ve iştah bozuklukları, menstürel düzensizlik, cinsel isteksizlik gözlenir.düzensizlik, cinsel isteksizlik gözlenir.

Page 11: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

Ruhsal Durum:Ruhsal Durum:Genel görünüm:Genel görünüm: Dıştan bakıldığında Dıştan bakıldığında depresyondaki hastalarda psikomotor alanda depresyondaki hastalarda psikomotor alanda yavaşlama sıktır. Devinimlerde yavaşlama, belli yavaşlama sıktır. Devinimlerde yavaşlama, belli postürde kalma, kendiliğinden devinimlerde postürde kalma, kendiliğinden devinimlerde azalma ile kendini gösterir. Olguların dış azalma ile kendini gösterir. Olguların dış görünümü ağır çekimde bir filmi izliyormuş görünümü ağır çekimde bir filmi izliyormuş izlenimi verir. Katatonik davranış görülebilir. Yüz izlenimi verir. Katatonik davranış görülebilir. Yüz görünümlerinde kaşlar çatık, kederli bir görünüm görünümlerinde kaşlar çatık, kederli bir görünüm olabilir, buna “omega melankolika” denir. olabilir, buna “omega melankolika” denir. Özellikle yaşlılarda psikomotor ajitasyon görülür. Özellikle yaşlılarda psikomotor ajitasyon görülür. Huzursuzluk, sıkıntı, ellerini ovuşturma, giysilerini Huzursuzluk, sıkıntı, ellerini ovuşturma, giysilerini çekiştirme, saçlarını oynama gibi görünümlerle çekiştirme, saçlarını oynama gibi görünümlerle dışavurulur.dışavurulur.Konuşma ve ilişki kurmaKonuşma ve ilişki kurma:: Alçak ses tonu ve Alçak ses tonu ve yavaş ritimde konuşurlar. Sorulan sorulara geç ve yavaş ritimde konuşurlar. Sorulan sorulara geç ve güç yanıtlar verirler. Konuşma ve ilişki kurma ağır güç yanıtlar verirler. Konuşma ve ilişki kurma ağır durumlarda iyice bozulabilir, hiç konuşmayabilir. durumlarda iyice bozulabilir, hiç konuşmayabilir. Konuşmaya karşı ilgisiz ve isteksizdir.Konuşmaya karşı ilgisiz ve isteksizdir.

Page 12: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

Düşünce akışı:Düşünce akışı: Çağrışımlar belirgin olarak yavaşlamıştır. Çağrışımlar belirgin olarak yavaşlamıştır. Düşüncelerin birbirini izlemesi azalmıştır. Ağır durumlarda Düşüncelerin birbirini izlemesi azalmıştır. Ağır durumlarda çağrışımlar durabilir.çağrışımlar durabilir.Düşünce içeriği:Düşünce içeriği: Genel olarak dünyaya, kendine ve Genel olarak dünyaya, kendine ve geleceğe karşı olumsuz bir bakış vardır. Geçmişe geleceğe karşı olumsuz bir bakış vardır. Geçmişe pişmanlıkla, geleceğe umutsuz bakarlar. Yetersizlik, işe pişmanlıkla, geleceğe umutsuz bakarlar. Yetersizlik, işe yaramama, değersizlik düşünceleri yoğundur. Günlük iş ve yaramama, değersizlik düşünceleri yoğundur. Günlük iş ve sorumluluklarını yerine getiremediklerinden, işe sorumluluklarını yerine getiremediklerinden, işe yaramadıklarından yakınırlar. Karamsarlık ve umutsuzluk yaramadıklarından yakınırlar. Karamsarlık ve umutsuzluk vardır. Kendini suçlama ve cezalandırma eğilimi yoğun vardır. Kendini suçlama ve cezalandırma eğilimi yoğun yaşanır. İyileşmeyeceğini, iyileştirilmeye değmeyen biri yaşanır. İyileşmeyeceğini, iyileştirilmeye değmeyen biri olduğunu düşünür. Psikotik özellikli depresyonlarda bu olduğunu düşünür. Psikotik özellikli depresyonlarda bu temaları içeren sanrılar görülebilir. Ayrıca kötülük görme, temaları içeren sanrılar görülebilir. Ayrıca kötülük görme, nihilistik ve somatik sanrılar da olabilir. Depresyonların nihilistik ve somatik sanrılar da olabilir. Depresyonların 2/3’sinde ölüm düşünceleri, %15’inde özkıyım girişimleri 2/3’sinde ölüm düşünceleri, %15’inde özkıyım girişimleri görülür. Psikotik depresyonda bu oran 5-6 kat daha fazladır. görülür. Psikotik depresyonda bu oran 5-6 kat daha fazladır. Depresyonlarda görülen özkıyım girişimleri özellikle Depresyonlarda görülen özkıyım girişimleri özellikle yalnızken, başkalarının yardım ulaştıramayacağı ortamlarda yalnızken, başkalarının yardım ulaştıramayacağı ortamlarda (sabaha karşı, kapıları kitleyerek, gizli yerlerde), sonuca (sabaha karşı, kapıları kitleyerek, gizli yerlerde), sonuca kesin ulaşacak yöntemlerle (ası, ateşli silah, yüksekten kesin ulaşacak yöntemlerle (ası, ateşli silah, yüksekten atlama gibi) gerçekleştirilir. Çünkü hasta kesin olarak ölmeyi atlama gibi) gerçekleştirilir. Çünkü hasta kesin olarak ölmeyi istemektedir. Yaşam anlamsız ve gereksizdir, yaşamdan istemektedir. Yaşam anlamsız ve gereksizdir, yaşamdan zevk alınamamaktadır, böylece yaşamanın da bir anlamı zevk alınamamaktadır, böylece yaşamanın da bir anlamı yoktur.yoktur.

Page 13: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

Duygudurum:Duygudurum: Belirgin olarak çökkün Belirgin olarak çökkün duygudurum gözlenir. Elem, keder, üzüntü duygudurum gözlenir. Elem, keder, üzüntü belirgindir. Hasta bunları sözel olarak dile belirgindir. Hasta bunları sözel olarak dile getirebilir. Ya da yüz görünümünden, getirebilir. Ya da yüz görünümünden, mimiklerinden anlaşılabilir. Sık ağlamaya görülür. mimiklerinden anlaşılabilir. Sık ağlamaya görülür. Birlikte bunaltı olabilir. Özellikle sabaha karşı Birlikte bunaltı olabilir. Özellikle sabaha karşı yoğun bunaltı depresyon için tipik kabul edilir yoğun bunaltı depresyon için tipik kabul edilir (sabah bunaltısı). Belirtiler bu dönemde ağırlaşır. (sabah bunaltısı). Belirtiler bu dönemde ağırlaşır. Bilişsel yetiler:Bilişsel yetiler: Belirgin bir kayıp yoktur. Ancak Belirgin bir kayıp yoktur. Ancak ilgisizlik ve isteksizlik nedeniyle kayıp varmış gibi ilgisizlik ve isteksizlik nedeniyle kayıp varmış gibi görünebilir. Bu durum özellikle yaşlı hastalarda görünebilir. Bu durum özellikle yaşlı hastalarda demans açısından ayırıcı tanıda zorluk çıkarabilir. demans açısından ayırıcı tanıda zorluk çıkarabilir. Bu tabloya “depresif yalancı demans” denir. Bu tabloya “depresif yalancı demans” denir. Dikkat azlığı, dikkati yoğunlaştırmada güçlük, Dikkat azlığı, dikkati yoğunlaştırmada güçlük, düşünme güçlüğü görülebilir. Ağır durumlarda algı düşünme güçlüğü görülebilir. Ağır durumlarda algı bozuklukları görülebilir.bozuklukları görülebilir.

Page 14: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

Fizyolojik değişiklikler:Fizyolojik değişiklikler: Uyku Uyku bozuklukları (sıklıkla uykuya bozuklukları (sıklıkla uykuya dalmakta güçlük, gece sık uyanma, dalmakta güçlük, gece sık uyanma, sabah erken uyanma), iştah sabah erken uyanma), iştah bozuklukları (sıklıkla iştahta azalma bozuklukları (sıklıkla iştahta azalma ve kilo kaybı), cinsel isteksizlik, ve kilo kaybı), cinsel isteksizlik, menstürel düzensizlik, enerji kaybı ve menstürel düzensizlik, enerji kaybı ve çabuk yorulma görülür. Uzun süreli çabuk yorulma görülür. Uzun süreli ağrılar, kabızlık-ishal, bulantı kusma ağrılar, kabızlık-ishal, bulantı kusma gibi bedensel belirtiler görülebilir. Bu gibi bedensel belirtiler görülebilir. Bu tür depresyon “maskeli depresyon” tür depresyon “maskeli depresyon” olarak adlandırılır. olarak adlandırılır.

Page 15: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

Ayırıcı Tanı :Ayırıcı Tanı :

A. Tıbbi hastalıklarA. Tıbbi hastalıklar:: Pek çok tıbbi durum Pek çok tıbbi durum depresyon benzeri tablolarla gidebilir. Bu depresyon benzeri tablolarla gidebilir. Bu nedenle iyi bir öykü, fizik bakı ve gerekli nedenle iyi bir öykü, fizik bakı ve gerekli laboratuvar incelemeleri yapılmalıdır. laboratuvar incelemeleri yapılmalıdır. Ayrıntılı bir öykü bize yol gösterici olabilir. Ayrıntılı bir öykü bize yol gösterici olabilir. Örneğin aşırı kilo kaybı ya da alımı, Örneğin aşırı kilo kaybı ya da alımı, çarpıntı, terleme öyküsü varsa tiroid çarpıntı, terleme öyküsü varsa tiroid işlevleri değerlendirilmelidir. Hastanın işlevleri değerlendirilmelidir. Hastanın sürekli kullandığı ilaçlar önemlidir. Sadece sürekli kullandığı ilaçlar önemlidir. Sadece sürekli kullanılan ilaçlara bağlı olarak sürekli kullanılan ilaçlara bağlı olarak depresyon tablosu gelişmiş olabilir. depresyon tablosu gelişmiş olabilir.

Page 16: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

B. Diğer ruhsal durumlarB. Diğer ruhsal durumlar

1. Psikotik durumlar1. Psikotik durumlar

2. Yeme bozuklukları2. Yeme bozuklukları3. Anksiyete bozuklukları3. Anksiyete bozuklukları

4. Somatoform bozukluklar4. Somatoform bozukluklar

5. Uyum bozuklukları5. Uyum bozuklukları

6. Maddeye bağlı bozukluklarıdır. 6. Maddeye bağlı bozukluklarıdır.

Page 17: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

C. Yas:C. Yas: önemli ve sevilen yakın bir önemli ve sevilen yakın bir kişinin ölümü ile ortaya çıkan yas kişinin ölümü ile ortaya çıkan yas belirtileri depresyona çok benzer. belirtileri depresyona çok benzer. Birkaç haftadan birkaç aya dek Birkaç haftadan birkaç aya dek sürebilir. Yasta bireyin kendisine saygı sürebilir. Yasta bireyin kendisine saygı ve bağımlılığı kaybolmaz. Kişi kendini ve bağımlılığı kaybolmaz. Kişi kendini derin bir yitim içinde görse bile kendi derin bir yitim içinde görse bile kendi değerini küçülmüş yitirmiş hissetmez. değerini küçülmüş yitirmiş hissetmez. Uzadığı takdirde bir depresyon Uzadığı takdirde bir depresyon düşünülebilir. düşünülebilir.

Page 18: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

Depresyon ciddi bir hastalıktır. Kendi haline Depresyon ciddi bir hastalıktır. Kendi haline bırakıldığında zaman içinde düzelebileceği bırakıldığında zaman içinde düzelebileceği gibi genelde uzun süre devam eder veya gibi genelde uzun süre devam eder veya ağırlaşır. ağırlaşır.

Depresyon hastaları sıklıkla uyku Depresyon hastaları sıklıkla uyku bozukluğundan yakınırlar. Bu nedenle bozukluğundan yakınırlar. Bu nedenle uykusuzluk şikayeti varsa ve bir süredir uykusuzluk şikayeti varsa ve bir süredir devam ediyorsa, çevredeki insanların devam ediyorsa, çevredeki insanların önerdiği ilaçları veya kendi başına önerdiği ilaçları veya kendi başına eczaneden alınan uyku ilacını kullanmak eczaneden alınan uyku ilacını kullanmak yerine bir uzmana başvurarak, altta yatan yerine bir uzmana başvurarak, altta yatan nedenlerin araştırılmasında fayda vardır.nedenlerin araştırılmasında fayda vardır.

Page 19: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

Psikiyatriste başvurmama nedenlerinden Psikiyatriste başvurmama nedenlerinden bazıları bazıları şunlardır:şunlardır: hastalık bilinememekte, hastalık bilinememekte, hastalar çevresi tarafından zayıf oldukları hastalar çevresi tarafından zayıf oldukları gerekçesi ile suçlanmakta, hastalık dolayısı gerekçesi ile suçlanmakta, hastalık dolayısı ile iş güç yapamaz durumda olan hastalar ile iş güç yapamaz durumda olan hastalar yardım isteyecek enerjiyi kendilerinde yardım isteyecek enerjiyi kendilerinde bulamamakta bazen de yanlış tanı konup bulamamakta bazen de yanlış tanı konup tedavi yanlış uygulanmaktadır.tedavi yanlış uygulanmaktadır.Depresyon hastalarının yardım istemek için Depresyon hastalarının yardım istemek için genelde yardıma ihtiyacı vardır. genelde yardıma ihtiyacı vardır. Depresyonun doğası gereği hastalar Depresyonun doğası gereği hastalar genelde kendiliğinden yardım istemezler. genelde kendiliğinden yardım istemezler. Hastalar sıklıkla enerji, ilgi ve istek Hastalar sıklıkla enerji, ilgi ve istek azlığından yakınırlar. Bu nedenle azlığından yakınırlar. Bu nedenle depresyonu olan hastaların aileleri, depresyonu olan hastaların aileleri, arkadaşları veya diğer hekimleri tarafından arkadaşları veya diğer hekimleri tarafından psikiyatriste yönlendirilmeleri gerekir psikiyatriste yönlendirilmeleri gerekir

Page 20: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

DEPRESYONA YAKALANMA RİSKİNİZ NEDİR?DEPRESYONA YAKALANMA RİSKİNİZ NEDİR?

Yaşam boyu depresyon geçirme riski %15 Yaşam boyu depresyon geçirme riski %15 dolayındadır. Kadınlarda bu oran %25;e dolayındadır. Kadınlarda bu oran %25;e kadar çıkmaktadır. Hemen hemen tüm kadar çıkmaktadır. Hemen hemen tüm toplumlarda depresyon kadınlarda iki kat toplumlarda depresyon kadınlarda iki kat daha fazladır.Gebelikte, doğum sonrası daha fazladır.Gebelikte, doğum sonrası dönemde ve menopozda depresyon geçirme dönemde ve menopozda depresyon geçirme riski artar. Bunun nedeni tam olarak riski artar. Bunun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, kadınların hormanal bilinmemekle birlikte, kadınların hormanal yapılarının etkili olduğu düşünülebilir. Sürekli yapılarının etkili olduğu düşünülebilir. Sürekli bedensel hastalığı olanlarda daha fazla bedensel hastalığı olanlarda daha fazla görülür. Örneğin infertilite(kısırlık) tedavisi görülür. Örneğin infertilite(kısırlık) tedavisi gören kadınlarda normal kadınlara göre iki gören kadınlarda normal kadınlara göre iki üç kat fazla görülmektedir.üç kat fazla görülmektedir.

Page 21: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

Hastaların %7;si 20-50 yaş arasındadır. Hastaların %7;si 20-50 yaş arasındadır. Bununla birlikte çocuklarda ve yaşlılarda da Bununla birlikte çocuklarda ve yaşlılarda da depresyon görülür. Boşanmış, ayrı yaşayan depresyon görülür. Boşanmış, ayrı yaşayan veya yalnız yaşayanlarda evlilere göre daha veya yalnız yaşayanlarda evlilere göre daha sıktır.sıktır.

Sosyal çevre veya ekonomik seviye ile Sosyal çevre veya ekonomik seviye ile depresyon geçirme oranı arasında ilişki depresyon geçirme oranı arasında ilişki yoktur.yoktur.Kültürel etkenlerle depresyon arasında da Kültürel etkenlerle depresyon arasında da ilişki yoktur.ilişki yoktur.Yakın akrabalarda depresyon geçiren Yakın akrabalarda depresyon geçiren birilerinin olması depresyon geçirme riskini birilerinin olması depresyon geçirme riskini artırır. artırır. tercihiniz değildir ancak tedavi olup tercihiniz değildir ancak tedavi olup olmamak sizin elinizdedir.olmamak sizin elinizdedir.

Page 22: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

Türkiye’de de konu ile ilgili yapılmış araştırmalar vardır. Türkiye’deki epidemiyolojik çalışmaları gözden geçiren Küey ve Güleç (1993)'in tespit ettiğisonuçlara göre: a) Toplum içinde klinik düzeyde depresyon sıklığı%10 dolayındadır. b) Depresyonun somatik(bedensel) belirtileri yaklaşık %20, suçluluk duyguları gibi ruhsalbelirtileri ise daha düşük (yaklaşık %10)tür.

c) Kronik fizik hastalında seconder depresyonlar dikkat çekici düzeydedir (%4-8.8).d) hastaların yaklaşık üçte birinde depresyon kronikleşmiştir.

Page 23: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

Ayrıca ülkemizde Dünya Sağlık Ayrıca ülkemizde Dünya Sağlık Örgütü ile ortaklaşa yürütülen bir Örgütü ile ortaklaşa yürütülen bir çalışmada, sağlık ocağına başvuran çalışmada, sağlık ocağına başvuran hastalarda %11,6 oranında hastalarda %11,6 oranında depresyon saptanmış ve depresyon saptanmış ve depresyonun üst solunum yolu depresyonun üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra ikinci sırayı enfeksiyonlarından sonra ikinci sırayı aldığı bildirilmiştir (Rezaki, 1995a). aldığı bildirilmiştir (Rezaki, 1995a).

Page 24: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

CİNSİYET

Dünyanın neresinde yapılırsa yapılsın, bütün araştırmalarda depresyonun kadınlarda erkeklere göre iki kez daha fazla görüldüğü ortaya çıkmıştır. Cinsiyetler arasıfarklar her yaş grubunda mevcut olmakla birlikte gençlerde ve orta yaş grubunda bu farklılık çocuklar ve yaşlılar grubundan daha belirgindir.

Page 25: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

Cinsiyetler arasındaki bu farklılığın akla yatkın sebeplerinden biri de psiko-sosyal faktörlerdir.Özellikle günümüz koşullarında kadınlar maddi manevi büyük yük altındadır. Endüstrileşmiş ülkelerde kadın hem anne, hemiş kadını, hem eş hem de ev hanımı rollerinin hepsini birden yüklenmek zorunda kalmıştır.Bir de buna depresif kadınların profesyonel yardım alma konusunda erkeklerden daha istekli olduğu göz önüne alındığında, cinsler arasındaki farklılıkbu şekilde kısmen izah edilebilir. Bu durum özellikle ülkemiz için oldukça açıklayıcıdır. Kadınlar depresyonun bütün şiddetlerinde ve formlarındahekime gelirken; Erkekler daha çok ağır depresyonlarda -o da çoğu zamanailenin zoru ile- yardım aramaktadır.

Page 26: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

YAŞ

Depresyon için başlangıç yaşı ortalama 40'tır. Vakaların büyük çoğunluğunda başlangıç yaşı 20 ile 50 arasındadır.Araştırmaların çoğu çocuklarda ve yaşlılarda depresyonun görülme ihtimalinin düşük olduğunu ileri sürmüştür.Depresyon için 65 yaş üzerinde %1.7; 75 yaş üzerinde %3.2; 79 yaş üzerinde %0.5; primer depresyon için %1.8; sekonder depresyon için %1.9 gibi oldukça düşük hızlar bildirilmektedir. Ancak son yapılan araştırmalarda özellikle sosyokültürel yapının değişimine bağlı olarak yaşlılardaki depresyonun arttığı gözlenmektedir. Yine son zamanlarda, depresyonun 20 yaş altında eskiye göre daha sık görüldüğü gözlenmektedir. Depresyon kadınlarda 35-45 yaşlar arasında, erkeklerde 55-70 yaşlar arasında en yüksek orana çıkmaktadır.

Page 27: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

EVLİLİK DURUMUEVLİLİK DURUMU Kişiler arası ilişkiler depresyonun ortaya çıkmasında

veya tetiklenmesinde önemli bir role sahiptir.Zira depresyon da kişiler arası ilişkilerii bozabilir.Depresyon en çok boşanmış yada ayrılmış kişilerde görülür. Depresyonun mu boşanmaya sebep olduğu yoksa yalnız yaşamanın mı depresyonu ortaya çıkardığı tartışmalıdır. Evli erkekler en düşük risk grubunu oluştururlar. Sırasıyla,evlikadınlar; yalnız yaşayan ve dul kadınlar; yalnız, dul, boşanmış olanlar ile evli erkekler; ayrılmış veya boşanmış erkekler artan oranda risk içersindedirler. Fakat bir başka araştırma yalnız erkeklerin ve evli kadınların en büyük risk grubunu oluşturduğunu ileri sürmüştür.Ülkemizdeki araştırmalarda 65 yaşın üzerindeki yaşlılarda, kadın olmanın;dul olmanın;günlük yaşam aktivitelerinde başkalarına bağımlı olmanın depresyon riskini arttırdığı bulunmuştur.

Page 28: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

SOSYOEKONOMİK DURUMKesin bir bulgu olmamakla birlikte düşük sosyoekonomik durum ile depresyonarasında bir bağlantı kurulmuştur. Özellikle düşük sosyoekonomik sınıfta çalışan kadınlardaki depresyon oranı, daha yüksek sosyoekonomik sınıfta olan hemcinslerine göre daha yüksek bulunmuştur.Kırsal kesimde şehirlere oranla depresyonun daha fazla görüldüğü öne sürülmüştür.Bu konuda ülkemizdeki araştırmalar kesin bir sonuç vermemekle birlikte bu görüşü desteklemektedir.

Page 29: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

SOSYAL CEVRESosyal çevreye ait faktörler hem fiziksel hem de ruhsal rahatsızlıklara ait ait epidemiyolojik araştırmalarda önem kazanmıştır.Çevresinden tutarlı, anlamlı ve uygun destekler alan bireyler kendilerini yıkıcı çevresel streslere karşı dahaiyi korurlar. Sosyal desteğin psikiyatrik durumlardaki önemini ilk kavrayanlardan biri Emile Durkheim‘ dir. Durkheim "Toplum ile bütünleşemeyen bireyler intihar için büyük risk altındadırlar" demiştir. Sosyal destek ağı kalabalıkolan kişilerde psikiyatrik rahatsızlıkların görülme ihtimali azalmaktadır.Depresyonun sık görüldüğü bir başka durum da işsizliktir.İşsizlerde depresyonun işi olanlara göreüç kat daha fazla görüldüğü bildirilmiştir.Buradaişin anlamı ekonomik olmaktan ziyade kişinin bir işe yaradığı duygusunu hissetmesidir.

Page 30: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

DEPRESYONUN DEĞİŞEN YÜZÜMajör depresif bozukluk görülme oranı yıllar geçtikçe artmaktadır. Özellikle 1940 yılından sonra doğanlarda bu artış belirgindir. Hastaneye yatışlar kıyaslandığında: 1950-1970 arasında depresyon nedeniyle hastaneye yatan hasta sayısı daha önceki vakalarla kıyaslandığında üç kat fazla bulunmuştur.Hastalığın başlangıç yaşı aşağı çekilmiştir. Özellikle gençlerde depresyon görülme sıklığı artmıştır.Depresyon bütün yaş gruplarında artmakla birlikte özellikle 1960 ve 1975 yıllarda doğanlarda bu daha belirgindir. Depresyondaki artış cinsler arasındaki farkı kaldırmamıştır.Hala kadınlarda depresyon erkeklere göre iki ile üç kez daha fazla görülmektedir. Ancak bu farklılık yavaş yavaş ortadan kalkacak gibi görünmektedir. Çünkü özellikle genç erkeklerde depresyon görülme sıklığı çok artmıştır.Ailesinde depresyon hikayesi olan bireylerin depresyona yakalanma ihtimali normal populasyona göre iki ile üç kat fazladır.Bu genel eğilimler gelişmiş batı ülkelerinde yapılan çalışmalardan elde edilen verilerdir. Diğer ülkelerde yapılan araştırmalar bu verilerle uyumlu değildir. Ancak endüstrileşme arttıkça muhtemelen bu memleketlerdede durumun değişeceği düşünülmektedir.

Page 31: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

SONUCDepresyon sanılanın aksine yıkımla seyreden bir hastalıktır. Daha önceleri depresyonun ataklar şeklinde geldiği ve ara dönemlerde tam iyileşme ile seyreden bir hastalık olduğu sanılmaktaydı. Ancak bugün tedavi edilmeyen depresyonun kronikleştiği atak sayısı arttıkça yıkımın da arttığı bilinmektedir.Tedavi edilmeyen depresyon kişiye direkt yada indirekt zararlar vermektedir. Depresyon alkol ve madde kullanmaya eğilimi arttırmaktadır. Depresyona bağlı intiharlar ölüm sebepleri arasında üst sıralara tırmanmaktadır. Depresyon birçok medikal hastalığın oluşumuna katkıda bulunmakta yada mevcut bir hastalığı kötüleştirmektedir.

Page 32: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

İnsanlar arası ilişkilerin iyice azaldığı toplumsal ve ekonomik yapının kişileri yalnızlığa itecek şekilde dönüşüm gösterdiği günümüzde depresyon gelişmek için kendine uygun zemin bulmakta zorlanmamaktadır. Depresyonun kendisi de insanlar arası ilişkileri bozduğu için bir kısır döngü meydana gelmekte, durum daha da kötüye gitmektedir.Bir başka sorun kişilerin ve toplumun hastalara bakışı açısında yatmaktadır.Depresyon bir hastalık olarak görülmemekte, bir kişilik vasfı olarak kabul edilmektedir. Depresyonun başlangıç yaşının aşağılara inmesi, kişilerin hiçbir zaman normal bir hayat sürememeleri bu durumun kişinin doğası olduğu yanlış inancını körüklemektedir.Toplumun bu hastalara bakışı da depresyonun tedavi edilmeyerek kronik bir hal almasına sebep olmaktadır.Hala,antidepresan ilaçların uyuşturucu özelliği olduğu veya beyine zarar verdiği şeklindeki yanlış inançlarla yakınlarını hekime getirmemekte hatta tedavi altında olanların tedavilerini kesmeye zorlamaktadırlar. Bulgular gösteriyor ki,en azından bir süre daha depresyon görülme sıklığı daha da artacak ve ciddi bir halk sağlığı problemi olmaya devam edecektir.

Page 33: İZMİR  YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

KAYNAKLARKAYNAKLAR

●●Özdemir.H.-Rezaki.M.,Depresyon Özdemir.H.-Rezaki.M.,Depresyon Saptanmasında Genel Sağlık Anketi-12.Türk Saptanmasında Genel Sağlık Anketi-12.Türk Psikiyatri Dergisi.S.18(1).2007Psikiyatri Dergisi.S.18(1).2007

●● Rehberdogan.com,Duygudurum Bozuklukları-Rehberdogan.com,Duygudurum Bozuklukları-Psikolojik Danışma Ve Rehberlik.Psikolojik Danışma Ve Rehberlik.

●● Savran.B.M.,Depresyonun Tanımı Ve Savran.B.M.,Depresyonun Tanımı Ve Epidemiyolojisi.C.B.Ü.Tıp Fakültesi.Epidemiyolojisi.C.B.Ü.Tıp Fakültesi.

●● Mete. L.,Psikiyatride Laboratuvar Ve Tanısal Mete. L.,Psikiyatride Laboratuvar Ve Tanısal Testler Psikiyatrik Derecelendirme Ve Yan Testler Psikiyatrik Derecelendirme Ve Yan Etki Ölçekleri.Atatürk Eğ.Has.Psikyatri Etki Ölçekleri.Atatürk Eğ.Has.Psikyatri Kln.Seminerleri.1999-2000Kln.Seminerleri.1999-2000