isimli t,seri tüzerine - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d00064/1999_2/1999_2_yekhlefh.pdfbu kitap...
TRANSCRIPT
KA TIP ÇELEBI'NIN SÜLLEMÜ'L-VUSÜL ISIMLI ESERI ÜZERINE
i 1 1(atip Çefe6i'nin Süllemü'f-o/usUi
isimli T,seri tüzerine
SUNUŞ
Türkler, müslüman oldukları tarihten itibaren lslam'a
önemli hizmetlerde bulunmuşlar ve yüzyıllar boyunca bu
dinin ve müslüman toplumların hamiliğini yapmışlardır. Düşünceleri ve eserleriyle Islam kültür ve medeniyetine
büyük katkılar sağlayan pek çok alim, dirayetli yönetici, kahraman asker ve değerli sanatkar yetiştirmişlerdir.
Seçkin Türk yazar ve alimlerinden biri de Katip Çe
lebi'dir.
Katip Çelebi, Osmanlılar döneminde yetişen meşhur
yazar ve ilim adamlarındandır. Türkçe, Arapça ve Farsça
olarak yazdığı eserleriyle Türk Islam kültürüne önemli hizmetlerde bulunmuş, dünya ilim çevrelerinin de be
ğenisini kazanmıştır. Birçok nadide eser veren Katip Çe
lebi ö.zellikle Keşfu'z-Zunün, Cihannüma ve Sül/emü'I
Vusül isimli eserleriyle ün kazanmışt ı r.
Ancak, çalışmamızın konusunu teşkil eden Sül/emü'/
Vusül\ın Türk Islam tarihinde istisnai bir yeri vard ır. Tek
nüshası olan ve hala el yazması halinde bulunan meşhur biyografik Arapça eser, es-Sem'anl, lbnü'I-Esir ve es
Suyuti'nin biyografi !üründeki eserlerinin karakteristiğini
taşı masının yanında, Keşfu'z-Zunün\ın temel vasıflarını da haizdir. Bize kadar müsvedde halinde gelen bu kültür hazinesini temel özellikleriyle tanıtmayı ve ilim aleminin
istifadesine sunmayı çok yararlı bir iş kabul ediyoruz.
SÜLLEMÜ'L-VUSÜL'UN ÖZELLIKLERI
Sül/emü'I-Vusül, Katip Çelebi'nin biyografi ve bibliyografi türterindeki eserlerinin en önemlilerindendir.
Keşfu'z-Zunün, Islam kültür medeniyetinin en değerli hazinelerinden olan birlerce eseri ihtiva ettiği gibi, Sü/
/emü'/-Vusü/' da görüş ve bilgileriyle yüzyı llar boyunca
müslüman toplumu aydınlatan, tarihi, dini ve edebi olaylara ışık tutan binlerce alim ve yazarın, şair ve
• Dr., Houria Yekhlef, Başbakanlık DevletLisan Okulu Öğretmeni
Houria YEKHLEF*
edeblyatçının kısa hal tercümelerini içermekle, yüzlerce kitabı tanıtmaktadır. Ayrıca ilim adamlarının ve çeşitli
meslek mensuplarının isim, künye, nisbet ve mah
laslarını , doğum ve ölüm tarihlerini belirtmekte, coğrafi bölgeler ve yerler hakkında güvenilir bilgiler sun
maktadır.
Bu sebeledir ki, Süllemüi-Vusül yazılışından bu yana
ilim dünyasının dikkatini çekmiş ve kaynak olarak kul'ıanı lmıştır. Bir çok araştırıcı ondan iktibaslarda bu
lunmuş ve istifade etmiştir. Katip Çelebi'nin biyografları da bu kıymetli eserin değerini vurgulamışlardır.
Katip Çelebi'nin başlıca biyografi yazarı durumundaki
Orhan Şaik Gökyay, Süllemü'/-Vusüfu şu ifadelerle tanıtmaktadır: "A/fabe strasına göre tertipfenmiş arapça bir
biyografi eseridir. Iki ana bölüme aynfmtşttr. Birinci bö
lümde, kendi isimleriyle tamnmtş meşhur adamlar, ikinci
ktstmda nesep, künye ve /akap/anyla bilineri kimseler st
ralanmakta olup, her harf bir bab teşkil etmektedir. Ka tip
Çelebi bu eserini, ktsmen Keşfu'z-Zunün'da geçen ki
tap/ann müe/liflerine ait bir indeks gibi meydana ge
tirmiştir. Eserinin ikinci ktsmınt daha büyük gören mü
e/lif. buna şiddetle ihtiyaç olduğunu söylemektedir. Esas
olarak, Suyüti'nin Tahrirü'/-Lübab adlt biyografik eserini
almtş, fakat buna kendi bulduk/armt ekfemek ve baz1
eksik bilgiferi tamamlamak suretiyle, ilaveler yapmtşttr.
Yine de Katip Çelebi'nin, bu eseri haztrfamak için fay
dalandiği ve yeri geldikçe kaydetfiği Kaynaklann saytsl,
yüzden fazladtr. 1058 ylf1 Zilhiccesi sonlannda (1649
Ocak ortalan) Istanbul'da tamamlanmiŞ olan bu eserin
yegane nüshas1, müsvedde halindedir. Baz1 sahifelerde
isimler yaztlmtş ve onlar öylece btraktlmtşttr. Son/ara
doğru, boşluklar artmaktadtr. Bazı sahifeler, muhtelif
maddelere ait fişlerin yaptştmlmasmdan meydana gel
miştir ki, bundanda Katip Çelebi'nin daha önce bu mad
delerin fişlerini ayr1ca haztrladtğl anlaşılmaktadir. Eser
de baz1 ktsaltmalar da kullamlmışttr. Mellifin çaltşma
ISLAMI ARAŞTIRMALAR DERGISI, CIL T : 12, SA YI 2, 1999 149
tarzı hakkında bilgi edinmek bakımından bunlar önem
lidir. Eserin sonuna bir de, fevaid-i müteferrika'yı havi bir
h§.time konmuştur. Burada, çok eser yazmış olanlar,
bazı garip ve nadir şeyler, hafızalardan çok yaşayanlar, gençlerden ve ihtiyarlardan zekalarıyla şöhret bulanlar,
alimiere ait /afife/er i/h. gibi merakit birtaktm notlar top
lanmıştır. Eserin çok mühim bir tarafı da Katip Çelebi'nin
otobiyoğrafisini vermesidir.
Katip Çelebi'nin, bazı e/kabı ilave ederek zamanma
kadar getirdiği, fakat tamamlayamadığı bu eseri, MOs
takimzade Sadüddin Efendi, onun bıraktığı yerden baş
liyarak, kitabına aldtğı kimselerin neseplerini, mah
laslarmı ve fakap/arınıda göstermek suretiyle, zamanma
kadar (1762) yürütmüştür. •1
Orhan Ş. Gökyay, burada, bu meşhur eseri üslup ve muhteva yönünden de~erlendirip tanıtmaktadır. Eserin, sadece bir takım meşhur insanları kısa biyografisinden
ibaret olmadı~ını, tarihi, dini, tasawufı konularda çok de~erli bilgiler ihtiva etti~ini de ifade etmektedir.
Burada, eserin teknik özelliklerini, muhtevasını, dilini ve bölümlerine göre konularını ayrıntılı şekilde ele ala
ca~ız ve değerlendireceğiz.
A. SÜLLEMÜ'L-VUSÜL'UN TEKNIK ÖZELLIKLERI
1 . Ad ı
Katip Çelebi, eserinin başında, adını şu şekilde yazmaktadır: Kitabu Sül/emi'/-Vusuf ila Tabakatı'I-Fuhul, li
katibihi'l-fakir ila inayeti Rabbi'I-Kadir Mustafa b. Ab
dullah ei-Kostantiniyyi'l-mevlüd ve'd-dar.
Süllemü'/-VusOiun tam adı böyledir ve müellif tarafından Arapça yazılmıştır. Biyografik kaynaklarda da aynı şekilde tam olarak yazılmış ve kullanılmıştır. Ancak, bazı yazarlar onun adını kısaltarak 'SOI/emü'l-V usul' diye kullanmışlardır. Biz de onun tam adını uzunca kullanmak yerine, aynı kısaltmayı yaptık ve kullandık.
Kapak sayfasının alt sol köşesinde, kanaatımızca
sonradan birisi eserin yaprak sayısını (577 yapraktır
diye) yazmış ve Süleymaniye Kütüphanesi'ndeki kayıt
numarasını (1877) belirtmiştir.
SOI/emü'/-Vusü/un y~ılış tarihi konusunda müellif şu
1. KAtip Çelebi'den Seçmeler, ı , s.43-44. A.Ü.IIahiyat Fakültesi ögretim elamanlanndan Ahmet Yılmaz, MüstakimzMe'nin bu eserini müstakil bir bölümde ele alarak "MüstakimzMe Süleyman Sadeddin Efendi Hayatı, Eserleri ve Mecelletii'n·Nisab'ı" baştıklı bir doklara çalışması yapmışlır. Mecelletu'n·Nisab\ çeşitli yön leri ve özellikleri itibariyle in· celeyen araştırıcı bu kıymetli eserin Süllemii'I-Vusü'la irtibatına da işaret etmiştir.
150
DR. HOURIA YEKHLEF
kaydı düşmektedir: " ... Bu kitap 1053 yılmm Kadir Ge
cesi (8 Ocak 1643) tamam oldu. • Müellif, bu ifadeleriyle, SOI/emü'I-Vusülun -Hatime kısmı dışında- 1053/1643 tarihinde tamamladığını belirtmektedir.
Yazarın, eserin "Hatime" kısmının sonunda, 1058/ 1648 yılında yazılıp tamamlandığına dair ifadesi ise.
bize göre, iki anlama gelmektedir:
a. Halime kısmının yazılıp tamamlanması,
b. Kitabın bazı eksikliklerinin giderilmesi ve Hatime
kısmının ilave edilmesiyle tamamlanması.
Süllemü'J-VusOiun adı, adının yazılışı ve okunuşu konularında herhangi bir tartışma bulunmamaktadır.
Bu durumda eserin kimliği şöyledir:
Adı: Kitabu Süllemi'I-Vusül ila Tabakati'I-Fuhul.
Yazarı: Mustafa b. Abdullah (Katip Çelebi).
Yazıldığı tarih: 1058
Yazıldı~ı yer: Istanbul
Kütüphanesi: Şehid Ali Paşa (Süleymaniye Kü-tüphanesi)
Numarası: 1887
Ölçüsü: 262.100 (b.b-b.b.)
Yaprak sayısı: 578.4.14
Şirazesi: sökülüp yeniden hazırlanmıştır.
2. Konusu
Genel biyografi türünde yazılmış olan bu eserin konusu künyeleri, nisbetleri, mahlasları, eserleri ve isimleri ile meşhur olan seçkin şahsiyetlerdir. Bir yandan müs
lüman ve gayri müslim alimleri, düşünürleri, devlet adamlarını, yazarları ve çeşitli meslek erbabının kısa hal tercümelerini ihtiva etmekte, bir yandan da birtakım müellifin meşhur eserlerini, yazarlarının adları ve ölüm tarihleriyle birlikte tanıtmaktadır. Birçok önemli şahsiyelin de künyelerini, lakablarını, nisbetlerini ve mahlaslarını vermektedir.
Ancak, O. Şaik Gökyay ve Şerafettin Yaltkaya gibi biyografları, müellifin bu eseri tamamlamadığını yaz
maktadır. 'Y' harfinde biten SOI/emü'I-Vusül'un noksan olduğunu söylemektedir. Oysa Katip Çelebi, eserinin 'hatime'sinde eserini tamamlaması sebebiyle Allah'a hamd ve şükretmekte ve şu ifadeleri kullanmaktadır: "el
hamdülillihi ale't-temam, ve's-selatü ve's-selamu ala
JOURNAL OF ISLAMIC RESEAACH VOL: 12, NO 2. 1999
ı
.1
KA TIP ÇELEBI'NIN SÜLLEMÜ'L-VUSÜL ISIMLI ESERI ÜZERINE
hayri'l-enam. Temme fi evahiri zilhicce sene semanin ve
hamsin ve üllife bi medine/i kontantiniyye ... "
Kanaalımız odur ki, biyograflarının eserin tamfmlanmamış olduğuna dair sözleri, 'y' harfine ait bazı rı:ıaddeler ile, eserde boş bırakılmış, fakat daha sonra doldurulmuş olan kısımları ifade etmektedir. Yoksa, Katip Çelebi, eserin maddelerini alfebatik olarak tamamiyle yazmış, 'y' harfinde bitirmiş, 'Mtime' başlığını
kullanmış ve burada eserin muhtevasını tamamlayıcı nitelikte birtakım faydalı malumat vermiştir.
Ayrıca, selefieri lbnu'I-Esir'in ei-Lübab ve esSuyüti'nin Tahrirü'I-Lübab isimlerindeki eserleriyle Sü/
lemü'I-Vusülun mukayese edildiğinde maddelerde bir eksiklik görülmemektedir. Tersine örnek alınan ve ihtisar
edilen bu iki eserde olanlara birtakım ilave ve istidrakte bulunulmuştur. Zaten eser, es-Suyüti'nin Lübbü'/
Lübaliının Zeyl'i vasfını haizdir.
Müellifimizin, eserin hatimesinde, Süllemü'I-VusU/ hakkındaki değerfendirmesi şöyledir: •es-Suyüti'nin ei
Lübab'mm tahriri üzere fakab/ar ve nesebler, ekieri ve il· haklanyla birlikte, bitti. Bil ki, Imam Sem'anii 8 cilt ha
linde çok büyük bir kitap yazdt; orada insanlarm ne
seblerini belli bir terlib üzere topladt. Daha sonra ei
Kamil'in yazan lbnu'I-Esir bu eseri 3 cilt halinde ihtisar
etti ve önceki eserlerde bulunmayanlan ona istidrak etti
ve onu e/-Lübab diye adlandtrdt. ... Sonra es-Suyüti
geldi ve e/-Lübab'm ensabtnt alfabetik olarak yazdt ve
lbnu'I-Esir ve es-Sem'anii'nin eserlerinde bulunmayan
birçok nesebi ona ekledi, çoğunluğu Mu'cemu'I
Buldan'dan almma birçok nesebi de ona istidrak etti.
Eserini de Tahrirü 'I-Lübab diye isimlendirdi.
Ben de, es-Suyüti'nin TahrirüHübab'mdaki terlib
üzere, nesepler ve /akaplan, hal tercümelerini yazdtm ve
d~ğerlendirdim. Sonra lbnu'I-Esir ve es-Suyüti'nin eser
lerindekilere ilavelerde bulundum ve bu iki kitaba yap
ltğtm ilavelerimi belirltim. Bu eser Ka dir Gecesi, 1 OSB yt
lmda tamamlandt'2 .
Yazarın bu açıklama ve değerlendirmeleri çerçevesinde Süllemü'/-VusOI'un konularını kaynakları itibariyle şöyle sıralayabiliriz:
a. lbnu'I-Esir'in Lübab ve es-Suyüti'nin Tahrirü'I
Lübab ismindeki eserlerinde yer alan bazı maddeler,
b. Keşfu'z-Zunun'da zikredilen eserlerin müellifleriyle alakalı malumat ve bu kitabdan aktarma bibliyografik ve biyografik maddeler,
2. Süllemü'I-Vusül, 563. yaprak.
c. Müellifin bu eserlerde bulunan bilgilere yaptığı ilaveler, ek bilgiler, istidrakler, ilhaklar, yeni bilgiler ve mad
deler.
d. ei-LübSb ve Tahrirü'/-Lübab'daki eksik bilgiler ve noksan bırakılan maddeleri tamamlayıcı maddeler.
e. Kutbuddin ei-Mekki'nin e/-A'Iam isimli eserinde ver
diği bilgileri aktaran, çok nadir ve garip konularda okuyucuyu bilgilendiren kısa açıklamaları ihtiva eden
halime.
Süllemü'/-Vusül'un konusu tamamiyle hal ter
cümeleridir. Ese~n 350. yaprağa kadarki bölümü gerek kendi isimleri gerekse lakap, künye ve nisbetleriyle meşhur olan müellifleri, alimleri, fakihleri, tarihçileri, şairleri,
edipleri, dilcileri, suıtanları, emirleri ve düşünurleri içerirken, 351. yapraktan başlayan ve 563. yaprağa kadar olan kısım nisbetleri, eserleri ve mahlasları ile tanınan kişiler ve eserleri hakkında bilgi vermektedir.
Bu bağlamda, eserin bablarında değişik vasıfları haiz
şahsiyetlerin kısa hal tercümelerinin harf sırasıyla verildiği, malumatın uzunluk ve kısalık bakımından farklı oldu!;ju görülmektedir.
Müstekimzade'nin Mecelletü'n-Nisab't, Süllemü'I
VusUI\.ın zeyli sayıhrken, Süllemü'/-VusU/ da Tahrirü'/
Lübab'ın zeyli mütalaa edilmektedir. Müellifin yukarıda aktardığımız ifadeleri de bu doğrultudadır.
3. Yazılış Sebebi ve Özellikl~ri
Katip Çelebi, Süllemü'I-Vusül\.ın telif sebebini açıklamamıştır. Bu eseri, herhangi bir devlet adamının isteği doğrultusunda yazmamıştır. Tarihe olan ilgisi, müellifleri musannıfları, şarihleri, ünlü devlet ve fikir adamlarını, mezhep ve meşreb erbabını, şeyhleri ve sulileri tanıma
ve tanıtma arzusu, bir ganimet olarak telakki ettiği tarih mirasını yeni nesillere ulaştırma düŞüncesi onu böyle bir müstakil teracim ve tabakat kitabı yazmaya sevketmiş olabilir.
Nitekim, Süllemü'I-Vusül\.ın Halime kısmında, eserini tamamlamış olmaktan dolayı Allah'a hamd, Resülü'ne selam ettikten sonra "Peygamberin varisieri olan ilim
adamianna ve salih/ere hizmet o/mast için (yazdtm)" ifadesini kullanmaktadır.
Bununla birlikte, onun, Keşfu'z-Zunün gibi geniş hacimli bibliyografik eser ile birtakım hal tercümesi kitabından sonra, yine hacimli bir biyografik eser yazma, böylece daha önce kullanarnayıp elinde kalan fişleri ve
)SLAMi ARAŞTIRMALAR DERGISI, ClLT: 12,.SAYI2, 1999 151
biyografi bilgisini değerlendirme ihtiyacı duymuş olması, bize bu eserin yazılışında başlıca sebep olarak görünmektedir.
Şerafetlin Yaltkaya, Keşfu'z-Zunun'a yazdığı "mu
kaddime"de, Süllemü'I-Vusulun Arapça telif edilmesine, mevzusunu sebep göstererek şöyle demektedir:
"Müelliflerin hal tercümelerini bildiren ve bunun da
yüzde doksan beşi arapça membalardan altnmiŞ olan
Süllemü'I-Vusu/'unu arapça yazmiŞ olmasi, aym sebebe
(r:nevzu) mebni olmakla beraber o zamanlarda arapçamn
ilim /isam olmasi da bu hususta müessir olmuştur'3.
Süllemü'l-V usul hece harflerine göre tertib edilmiş,
bablara ve fasıliara ayrılmıştır. Binlerce seçkin alim ve yazarın künyesi4, lakabı5, nisbeti6 ve mahlasını7 işte bu
uslub ve anlayışla tanıtılmaktadır.
Eser, yazarın da ifade ettiği gibi, es-Suyütl'nin Tah
rirü'I-Lübab,nın tertibi üzere telif edilmiştir. Ancak, hangi yılda telif işine başlandığı ve kaç yıl sürdüğü konusunda bilgi bulunmamaktadır. Keşfu'z-Zunun'dan sonra telif
edildiği kesin olan eserin, 1053-1058 yılları arasında telif edilmiş olabileceğini sanıyoruz. Halime kısmındaki farklı
"tamamlanma tar ihleri"ni de bu anlamda uzlaştırıyoruz.
Eser, büyük ölçüde derleme bilgilerden oluşmaktadır.
Tahrirü'I-Lübab'daki maddelerin önemli kısmı ile Keşfu'zZun'On'daki bibliyografik malumatın bir kısmı buraya ak
tanimıştır. Ayrıca eser, birçok yeni madde, yeni bilgi ve açıklama ihtiva etmektedir.
Yazar, bir maddeyi yazarken önce künye, lakab veya nisbeti zikretmekte, sonra ismi tam olarak vermekte,
daha sonra da ölüm tarihini belirtip kısa hal tercümesi sunmaktadır.
Eser müsvedde halindedir. Hattı okunakli ve güzel değildir. Birçok madde üzerinde silintiler, karalamalar ve eklemeler mevcuttur. Bazı maddeler ise fişlerden aynen alınıp yapıştırılmıştır. Bazı fişler de ters yapıştırılmıştır.
Bu sonuncu hususlar, eserin ihtiva ettiği ·maddelerin beyaz edilmeden, müsvedde olarak nasıl yazılmış ise
3. Keşfu'z-Zunün, Mukaddime kısmı , s.1 5. 4. Künye, kişinin asıl isminin yanında, bir başka isimle tanınmasını
sağlayan ısimlendirme şeklidir. Ebu lshak. Ommü Ayşe, lbn ömer gibi. Bu tür isimlendirmeıerde kişi, asıl adı ve lakabı ile değilde, bi· risinin babası, anası ve oğlu olmakla anılmakla ve tanınmaktadır.
5. Lakab, kişinin asıl isminden başka, tarif etmek, övmek ve yerrnek amaçıanyla, bir başka adla anılmasıdır. Topal Tımur, Uzun Hasan, Karakeçili, Seyfulluh, Kaimbiemrillah gibi.
6. Nisbet, akrabalık bağı, aidiyet Uadesldir. Kişinin soyu ile anılmasıdır. Bölge, yer ve mesleğe de nisbet edilebilir.
7. Mahlas, bir şairinasıl adından başka, edebiyatta ve şiir de kullandığı isimdir.
152
DR. HOURIA YEKHLEF
öylece derlenip tasnif edildiğini, üzerinde çal ışma yapılmadığını göstermektedir.
Ayrıca, telif yapılırken sadece, 1 ,2,3,4,5 diye numara verilmiş, yapraklar a ve b diye harflerle işa
retlenmemiştir. Ancak, mevcut nüsha üzerinde daha sonra, muhtemelen Şehid Ali Paşa Kütüphanesi yetkililerince, latince rakamlarla yeni bir sahife numaralaması yapılmıştır. Bu yeni numaralamaya göre, mesela, eski numaralamadaki yaprak 4, yaprak 5 olmakta, dolayısıyla numaralar bir ileri kaymaktadır.
Süllemü'I-Vusul\.m bazı yaprakları mükerrer numaralandığı gibi, mükerrer yazılan yapraklar da vardır.
27, 48, 136, 175, 224, 226, 230, 232, 242, 262 ve 503 nolu yapraklar iki defa yazılmıştır ve numaralanmıştır.
Numaralama ve telifteki bu aksaklık gözönünde bulundurulursa eserin toplam yaprak sayısı 589 olmaktadır.
Her yapraktaki satır sayısı 34, 22, 54, 47, 56, 62, 67 şeklinde farklı farkl ı olan eserin iç yapraklarının ölçüsü de farklıdır. Bunlar, 32.11, 32.11.5, 30.11.5, 31.5.1 0.5
şeklindedir.
Eserin yazılış özelliklerinden biri de, ilk ikiyüz yaprakta verilen bilgilerin ayrıntılı ve geniş hacimli oluşu,
daha sonraki kısımlardaki maddelerin ise çok kısa yazılışıdır. Öyle ki, bazı maddeler sadece isim ve künye zikredilerek geçilmiş, bazan da lakab veya mahlas ifade edilmekte yetinilmiştir. Bunu şu iki maddede örnerlendirelim:
a. Ebu lshak maddesi:
bab: 'elif' harfi,
künye: Ebulshak
lakab: Kulbeddin ei-Mısri
ismi: lbrahim b. Ali b. Muhammed eş-ŞafT'i
nisbet: es-Selmi
yaprak no: 5a
hal tercümesi: Mogol Fitnesi sırasında genç yaşta şehid edildi. Mağrib (Fas)'de yaşadı, sonra Mısır'a geçti. Burada bir müddet kaldıktan sonra Doğu'ya yolculuk etti. Imam Fahreddin'den ders aldı ve onun en seçkin tilmizlerinden biri oldu. Çeşitli ilimlerde alimdi ve çok sayıda .kitap tasnif etti. Şerhu Kül/iyan-Kanun onlardandır.
el-Mesih'i ve Imam Fahreddin'i Ali b. Sina'ya üstün tutardı. Çünkü bunların anlatım uslubu daha açıktır. Şam kadısı Şemseddin el-Hüli ondan (Ebu lshak) ilim tahsil etti. Es-Sübki ve es-SuyütT onu eserlerinde zikrettiler.
JOURNAL OF ISLAMI C RESEARCH VOL: 12, NO 2. 1999
KA TIP ÇELEBI'NIN SÜLLEMÜ'l-VUSÜLISIMU ESERI ÜZERINE
b. Muhammed maddesi
künye: ....
nisbet: et-Tahiri ei-Halidi
) isim: Muhammed b. Muhammed b. Hasan b. Ali
hal tercümesi: 0000000
yaprak no: 224
Süllemü'I-Vusütun yazı karakteri birtek değildir, farklı
şekillerde yazı lm ı ştır. Hatt ı okunakl ı değilse de, dili sade ve an laşılabilir niteliktedir.
4. Bölümleri ve Hacmi
Süllemü'I-Vusül, iki ana bölüm ve halime'den mey
dana gelmektedir. Birinci bölümde isimleri ve künyeleri ile meşhur olan kimselerin biyografileri yer almaktadır. Ikinci bölümde ise, nisbetleri ve lakaplarıyla meşhur olan
ilim ve fikir adamları, şairler, edebiyatçılar ve yazarlar
zikredilmektedir. Ancak, bölümler arasında tertip ve uslüp bütünlüğü görülmemektedir.
Birinci bölüm 271. yaprakta yazarın kendi kısa hal tercümesi ile "hatimetü'l-kJsmJ'/-evvel" kısmı ile son bul
maktadır. Ikinci bölüm 272. yapraktan başlayıp 563. yaprağa kadar olan kısmı kapsamaktadır. Yazar eserinin
ikinci bölümüne şu ifadelerle başlamaktadır. "el-ktsmu's
sani mine'I-kitabi fi tertibi'l-ensab ve'l-kuna ve'l-alkab. Ve
huve eydan ale'J-hurüf likü/li harfin bab. •
Yazar, 272. yaprağın başındaki bu ibarelerin yan ında, eserin ikinci bölümü için şöyle bir açıklama yapma ihtiyacı duymuştur:
"ve haza ktsmun azimun nefsuhu ve yeşteddü'J ha
cetü ileyhi"
Daha sonra bu bölümü de "harf düzeni"ne göre yaz
dığını ifade eden yazar, "babu'l-elif" başlığı ile ikinci bölümü telif etmeye başlar. Katip Çelebi'nin bu kısımda
yazdığı ilk madde "el-ibahati" maddesi olup, haramları mübah sayan bir topluluğa nisbetle böyle isimlendirildiği belirtilmektedir.
Eserde, harf sıralamasına göre har tercümeleri verilirken 'e/if' harfinden başlanmış, nesepler ile lakaplar esas alınmıştır. Birinci bölümdeki maddeler 272. yaprağa kadar devam etmektedir.
Sül/emü'I-Vusül, harf esasına göre bablara ayrılmış
ise de, künye, lakab, nisbet temelinde isimlendirilerek düzen lenmiş değildir. Bu yönden bakıldığında eser, hem Tahrirü'I-Lüb§b'dan hem de kendisinin zeyli du-
rumundakl Mecelletü'n-Nisab'dan tertib farkl ıl ığına sahiptir. Çünkü bu iki eser hem alfabetik olarak bablara ay
rılmış hem de künye, lakap ve nisbet temelinde tertip
edilmiştir.
Hacim itibariyle Keşfu'z-Zunün'dan çok büyük bir
eser olan Süllemü'I-Vusül, Osmanlı devleti tarihinde yazılan en hacimli biyografık eserdir diyebiliriz. Toplam 578
yapraktır, ama, yapraklar a ve b olarak hesap edilirse bu
sayı iki katına çıkmakta, 1146 yaprağa ulaşmaktadır.
Eserde zikredilen maddeler uzun ve kısa olarak her
yaprağa serpiştirilmişti r. Yapraklardaki satır ve m_adde
sayısı çok değişkendir. Yaprak satır sayıs ı bazan 70'e
ulaşmakta, bazan da 15, hatta 3 düşmektedir. Buna bağlı olarak yaprak başına düşen madde sayısı zaman
zaman 25'i bulmakta, bazan da 5,3,2 ve 1 'e kadar in
mektedir.
Maddelere ayrılan satır sayısının belli bir ölçüsü yok
tur. Bazı maddeler bir iki cümle ile geçişliril irken bazı
maddeler bir yaprak, yarım yaprak ya da dörttebir yap
rakta ele alınmaktadır. Bu geniş hacimli eserin ilk ikiyüz yaprağında yer alan maddeler genellikle uzun, daha
sonraki yapraklardakiler ise çoğunlukla kısadıfl.
Yazar, genelde yazdığı her maddenin sonunda onu
zikreden kaynaklara işaret etmektedir. "zekerrehu esSübki, zekerehu es- Suyüti, zekerehu Takiyyüddin,
zekerehu sahibu'ş-Şakaik ve gayruhuoo" gibi kaynak
bilgisini maddenin sonunda vermektedir. Bazen de "onu
ashab-ı tarih zikretti" (zekerehu ashabu't-tarih) şek
linde genel ifade kullanmaktadır.
Katip Çelebi, gerekli gördüğünde, hem zikredilen mü
ellifin eseri veya eserleri hem de kaynakları hakkında ayrıntılı bilgi vermekte, onlardan tanrtılması gerekenleri de
temel özellikleriyle kısaca tanıtmaktadır.
Aynı uslubu, mezkur alim, müellif, devlet adamı ve
herhangi bir meslek sahibi için de uygulamaktadır. Bu ki
şilerin genelde bildiği ilimler ile uzmanlık alanların ı be
lirttiği gibi, ilmi seyahatlerinden, tahsil düzeyine, hocalarının kimlik ve kişiliğine varıncaya kadar çok ayrıntı lı
bilgiler vermektedir. Bazı Osmanlı sultanları ile, Aristo,
Anaksogoros, Eflatun gibi yunan filozofları ve Şey
hulislam Lütfi gibi çok meşhur müslüman alimler, tarikat
şeyhleri ve mezhep imamlanna dair maddeler buna örnek teşkil etmektedir.
8. Uzun yıllar maddeler için mesela bkz: 3,5,6,7 ,8,11,27,33,44,124,167; kısa maddeler ve yaprak salır sayı sı az olanlar için de bkz: 222, 224, 234, 390, 504, 530, 534. yapraklar.
ISLAMi ARAŞTIRMALAR DERGISI, ClLT: 12. SAYI2, 1999 153
B. SÜLLEMÜ'L-VUSÜL'UN KAYNAKLARI
Süllemü'I-Vusul'un kaynakları esas ilirabiyle ikidir:
1. Müellifin kendi eserleri; yazar daha önceden yaz
mış olduğu Keşfu'z-Zunün ve benzeri eserlerini kaynak
olarak kullanmış ve zikretmiştir. Zaten eserin ikinci kıs
m ındaki maddelerin önemli bölümü Keşfu'z-Zunün'da
zikredilen eserlerin müelliflerine ait hal tercümeleridir ve
buralarda Keşfu'z-Zunün sıkça kaynak olarak zik
redilmişti r.
2. Selefierin tabakiH, ensab, teracim ve biyografi tür
lerinde yazmış oldukları eserleri ile klasik Islam tarihi ki
taplarıd ır. Yazar, Vefayat kitapları ile mahalli tarih ki
taplarından da yeterince istifade etmiştir. Çağdaşı olan
ilim ve fikir adamının, şai r ve edibin, yazar ve alimlerini
gözden geçirmeyi de ihmal etmemiştir.
Katip Çelebi'nin Sül/emü'I-Vusülda kaynak olarak
fayda landığ ı ve isimlerini zikrettiği kitap sayısı yüz do
layındadır. Ancak bunlardan en çok kullandığı ve zik
rettiği ise şu dört eserdir:
1. ei-Ensab; Ebu Sa'd Abdülkerim b. Muhammed b.
Mansur et-Temini es-Sem'ani (ö. 562)'nin telif ettiğ i bu
eser Abdullah Ömer ei-Barudi tarafından tahkik ve talik
edilerek 5 cil! halinde 1408-1988 tarihinde Beyrut'ta neş
redilmiştir. Arap harflerine göre bablara ayrılan eserin
her harfi de kendi içinde "babu'l-elif ve'/-ayn, babu'cim
ve'l-kaf" diye fasıliara bölündüğü, zikredilen maddeler ve
isimler üzerinde okunuş ve yazılış açı klamalarına geniş
yer verild iği, hal tercümelerinin kısa tutulduğu gö
rülmektedir.
es-Sem'ani'nin en meşhur eseri kabul edilen bu kitap
hakkinda Katip Çelebi'nin Keşfu'z-Zunün'daki de
ğerlendirmesi şöyledir: "E nsa b sahastnda büyük bir eser
dir. Tamam1 8 cilt olabilir ama, dünyada ondan az1 kal
miŞtir. Eser çok büyük hacim/i olduğu için lzzeddin Ebu'I
Hasan Ali b. Muhammed b. el-Esir ei-Cezeri (ö. 360)
onu k1safttl. Ve ona baz1 ilaveler ve istidrakler yaparak 3 cilt halinde ei-Lübab isimli eserini telif etti. •9 .
2. ei-Lübab; lbnu'I-Esir'in bu değerli eseri Sem'ani'nin
eserinin muhtasarı ve zeyli mahiyetindedir.
3. Lübbü'I-Lübab; Celaleddin Abdurrahman es-Seyüti
(ö. 911 ), lbnu'I-Esir'in zikredilen eserini kısailarak ve ona
zeyl yazarak bunu meydana getirmiştir. Katip Çelebi,
Lübbü'I-Lübab'ın ikinci kısmının muhtevasinı Sül/emü'I
Vusüla, selefierinin metodu üzere kısailarak aktarmış,
9. Keşfu'z·Zunün. ı. 179.
154
DR. HOUAIA YEKHLEF
buna birtakım ziyadelerde ve istidraklarda bulunmak su
retiyle eserini zamanına kadar getirmişti r. Katip Çelebi'nin değerlendirmesi de aynı doğrultudadır: "Katip
Çelebi,. bu eserini, k1smen Keşfu'z-Zunün'da geçen kitap/ann müelliflerine ait bir indeks gibi meydana getirmiştir. Eserinin ikinci k1smm1 daha büyük gören mü
elli!, buna şiddetle ihtiyaç olduğunu aç1kça söylemektedir. Esas olarak, Suyüti'nin Tahrirü'/-Lübab adli biyografik eserini alm1ş, fakat buna kendi bul
duklanm eklemek ve baz1 eksik bilgileri tamamlamak su
retiyle, ilaveler yapm1şt". Yine de Katip Çelebi'nin, bu eseri haz1rlamak için faydalandiği ve yeri geldikçe kay
dettiği kaynaklann say1S1 yüzden fazladir. Bunlann çoğu biyografik mahiyette eserlerdir. "10
Suyüti'nin bu meşhur eseri, Muhammed Ahmet Abdulaziz ve Eşref Ahmed Abdülaziz tarafından tahrik edi
lerek 141 1/1991 'de Beyrut'ta 3 ci lt halinde bası l mıştır.
4. el-lktisab; Kad ı Kudbeddin Muhammed b. Mu
hammed ei-Haydari (ö. 894)'nin telif ettiği bu eser. Sem'ani'nin ei-Ensab'ın ı n ihtisarı mahiyetinde olup, ona
lbnu'J-Esir, er-Reşati ve diğerlerinin eserlerinden yapılan derlemelerden meydana gelmiştir.
Katip Çelebi'nin Süllemü'l-V usul'un telifinde istifade ettiği ve maddelerin kaynakları olarak zikrettiği diğer
eserler de, tesbit edebildiğimiz kadarıyla , şunlardır:
1. eş-Şehristani, Tarihu'J-Hükema11
2. Muhyiddin b. Sarec en-Nevevi, Tehzibü'I-Esma ve'I-Lugat12
3. lbn Hallikan, Vefeyatu'I-Ayan ve Enbaü Ebnai'zZaman13
4. Abdulkadir, ei-Cevahir (Keşf'de , ei-Cevahir bir kaçtanedir, metinde yazar adı ya da kitap adı kontrol edil
melidir.)
5. Kadı Ebu'J-Hüseyn, Tabakatu'I-Hanbeliyye14
6. Zeylu'ş-Şakaik, 15
7. Takiyeddin ei-Makrizi, ei-Hitat el-Haber ani'/Beşer . .
8. Taşköprü-zade, Miftahu's-Saade ve Misb8.hu'sSiy8.de,16
10. Gökyay, Katip Çelebi'den Seçmeler ı, s. 43·44. 11. Keşfu'z·Zunün, ı, 291; ei-Variıi'nin aynı ismi taşıyan hir diğer eser
için bkz. Keşfu'z·Zunün, ı, 291 . 12. Keşfu'z·Zunün, ll, 514. 13. Kahire, 1957, 1961; Keşfu'z·Zunun. ıı , 2017. 14. Keşfu'z·Zunün, ll. 1097. 15. Bir kaçtane Şekaik zeyli vardır; bunlardan hangisidır? A.S. Levent.
Türk Edebiyatı Tarihi, 355 vd. 16. Keşfu'z·Zunün, ll. 1762.
JOURNAL OF ISLAMI C AESEARCH VOL: 12. NO 2. 1999
KA TIP ÇELEBI'NIN SÜLLEMÜ'L-VUSÜL ISIMLI ESERI ÜZERINE
9. Taşköprü-zade, Neva.dirü'I-Ahbar fi Menakibü'IAhyar17
1 O. Cemaleddin, ei-Menhal es-Safi ve'/-Müstevfi
Bt)'dei-Vefa18
· 11 . el-Cami, Nefahatü'I-Üns Min Hadarati'/-Kuds19. . 12. Yakut, Mu'cemü'/-Buldarf0
13. lbnu'I-Hatib, el-/hata fi Ahbari'I-Granata (Tarih-I
Granata, 1-ııı.f1 .
14. lbn. Hacer, Tehzibu't-Tehzitf2
15. lbn. Ebi Usaybia, Uyünu'I-Enba fi Tabakati'l
~tlbba23
16. ei-Kıfti, ei-Enba e/-Müstetabe fi Fedaili's-Sahabe
ve'/-Karabe24
17. Ali Şir Nevai, Meca/isu'n-Nefais25
18. Suyüti, Buğyetu'l-Vuat fi Tabakati'I-Lugaviyyin
ve'n-Nuhaf6
19. SuyCıti, Hüsnü'/ Muhadara fi Ahban M1sr ve'I-
Kahire'27
20. Suyüti, Tabakatu'/-Haffaz
21. ei-Yafiri,
22. lbn Reşik, en-Numüzec
23. Zehebi, Siyer-i 'Aiamu'n-Nubela
24. es-Sahavi, ed-Dava
25. lbn ei-Dıhne, ed-Dürrü'/-Müntehab ff Tarihi Ha/eb,
neşr. Yusuf llyas Serkis28
26. lbn Nedim, ei-Fihrisf9
27. Ecnedi,
28. Subki, Tabakatü'ş-Şafiiyyeti't-Kübra3°
17. Keşfu'z-Zunün,ll. 1978. 18. Keşfu'z-ZunıJn,ıı. 1884. 19. Anadoluda Lami Çelebi tercümesi ile tanınır. Bir yeni baskısı için,
Marifet yayınları, Isı. 1980'i zikredebiliriz. A.S. Levent age, 440 vd. 20. Leipzig, 1866; Tahran, 1965; Keşfu'z-Zunün, ll . 1733; A.S. Levent.
a.g.e. 195. 21. Keşfu'z-Zunün. 1. 299: bu kitab da, ünlü seyyah lbn Cübeyr, Rihletü
lbn Cübeyr, Leyden, 1852 hakkında bilgileriyle önem kazanmıştır, bkz. H. 1. Hasan, Siyasi-Dini-KıJ/türe/-Sosyallslam Tarihi, VI, 290.
22. Keşfu'z-Zunün. 1. 514. 23. Keşfu'z-Zunon, ll . 1185. 24. Keşfu'z-Zunün.l . 171. 25. Keşfu'z-Zunün. ll . 1591: A.S. Levent, age, 249 vd., H. lpekten, Türk
Edebiyatmda Şuara Tezkirefer. 26. Kahire, 1326; Kahlre, 1964-65. 27. Kahire, 1365/1946 Keşfu'z-Zunün, 1. 667; A.S. Levent, a.g.e, 195. 28. Beyrut, 1913. 29. Beyrut, 1980. 30. Mısır, 1324.
29. lbn Abdi-Rabbih, e/-lkdu'I-Ferid, I-IX,31
30. lbn Tulun,
32. el-ldrisi, Zikru'I-Endülüs (Nüzhetü'l-müştak'ın
muhtasarı)
33. lbn ei-Kaliinisi, Zey/ü Tarihi Dimeş~2
34. ei-Mecdi,
35. el-Burhan, ei-Muktefa
36. Ebu Ali Ahmed b. Ebu Fadl. ei-Fevaid.
37. Cemaleddin, Necümu'z-Zahire.
38. lbnu'I-Esir, Camiu'I-Usül.
39. lbn Bessam, ed-Dahran.
40. lbnu'l Adim, Tarihu'I-Haleb.
41 . Ebu'I-Hayr, Eş-Şakay1k.
42. Emin Ahmed, Men 'at-u Iklim.
43. ei-Beydavi, Nizamu't-Tevarih.
44. lbn Asakir, Tarih-i D1meşk.
· 45. Faslu'I-Hıtab ve'I-Cami.
46. Ruhu't Tevarih.
47.Kitab-l Muluki'I-Furs.
48. Kitabu'/-Mübtede.
49. et-Tae fi Tabakat.
50. EI-Emali ti Hadis.
51. Kurretu'I-Ayn.
52. Şerhu't-Teshil.
53. es-Si yer fi'l Farisiyye.
54. lnayetü'l Meram.
55. Ashabu'I-Edyan.
56. lbn Aeceb,
57. lbn Aiifii
58. ei-Mecdi.
59. lbn Hakim,
Katip Çelebi, bu listede zikredilen kaynaklara çeşitli
şekillerde atıfta bulunmaktadır. Bazan eseri tam adıyla
vermekte, bazanda, "el-lktisab onu zikretti veya o, el
lktisab'da zikredildi", şeklinde kısaltma yapmakta; bazan
31. Beyrul, 1983. 32. Nşr. H.F. Amedroz, Leyden-Bril, Beyrul, 1908.
ISLAMI ARAŞTIRMALAR DERGISI, ClLT: 12, SAYI2,1999 155
da eseri zikretmeyip, müellifinin adını belirtmekte, me-
sela • ... Kutbuddin onu zikreNi", "Subki ve Suyüti onu zik-
rettiler ... " ifadelerini kullanmaktadır. Ancak o, bazı mad-
delerde verdi~i malumatın, hal tercümesi bilgisinin
kaynağını belirtmemekte, doğrudan kendi bilgisi gibi vermektedir.
Katip Çelebi, tenkitçi ve tahkikçi bir yazar olarak, ge
rekti!;)inde eserinin kaynakları nı tenkit etmektedir. Ni
tekim o, zaman zaman maddelerin tesbitinde müracaat
ettiği bazı kaynakların ilmi nitelikleri hakkında okuyucuyu aydınlatmaktadır.
C. SÜLLEMÜ'L.VUSÜL'UN MUHTEVASI
Süllemü'/-Vusül ila Tabak<lti'I-Fuhül (Seçkinlerin Bi
yografisine Ulaşma Merdiveni) ismindeki bu eser, muh
teva itibariyle "tabakat" türünde yazılması düşünülmüş
bir eser görünümü vermektedir. Ancak, alfabetik olarak
tertib edilen ve bu usluba göre telif edilen eser, ihtiva et
tiği maddelerin genel mahiyetine bakılırsa, birçok madde
tamamlanamamış ve eldeki malzeme çerçevesinde oluş
muştur. Zira yazar, Hz. Adam'den başlayarak çeşitli alan
larda meşhur olmuş çok sayıda kişinin isim veya kün
yesini tesbit etmişse de bunları tamamlayamamış ve
vesikalandıramamıştır. Dana sonra· da birçok maddeyi
yazmaktan vazgeçerek üzerierini çizmiştir. Zaten kitabını
da, belki bu sebeple olsa gerek, mesleklere ve ilim dal
Iarına göre tertip ve tasnif etmemiş , biyografi veya ensab uslübu ile telif etmiştir.
Bununla birlikte eserin ihtiva maddeler sadece Islam
tarihi veye: Türk islam tarihi ile alakah dönemlerle sınırlı kalmamış, Hz. lbrahim'den, Hz. Muhammed'e, Aris
totales, Anaksagoras ve lbn Sina gibi düşünürlere, sa
habilerden islam alimleri ve evliyasına, amiriere ve sul
tanlara varıncaya kadar her tabakadaki meşhur
şahsiyetlerden sözetmiştir.
Süllemü'I-Vusü/'un muhtevası iki ana bölüm ile
halime kısmından meydana gelmektedir. Daha önce
ifade ettiğimiz üzere, birinci bölümde kendi isimleri ve
künyeleri ile meşhur olmuş şahsiyetler ele alınm ış , ikinci
bölümde ise eserleri, lakapları, neseb ve mahlasları ile tanınmış kişiler zikredilmiştir.
Eserin muhtevası , haberlerinin kaynağına göre, şu özellikleri taşımaktadır:
1. es-Suyüti'nin Tahrirü'I-Lübab'ında zikredilen mad
deler. Tertip bakımından bu eseri esas alan müellif, Süt-
156
DR. HOURiA YEKHLEF
temü'/-Vusül'un son maddesini de Tahrirü'l-LübBb'ın son
madesi olan 'ei-Yeysai' maddesiyle bitirmiştir.
2. Keşfu'z-Zunün'da zikredilen eserlerin müellifleri,
musannıfları ve şarihleri ile ilgili maddeler.
3. es-Subki, lbnu'I-Esir gibi selefi olan biyografi ya
zarlarının eserlerinden derlenen maddeler.
4. Katip Çelebi'nin bizzat bulup tesbit ettiği maddeler
ile, birtakım eksik maddeleri ve na tamam malumatı ta
mamlayıcı nitelikteki ilave maddeler.
5. Katip Çelebi'nin telif ettiği ve orijinal nitelikleri mad
deler. O, bazı lakabları ve nisbetleri tesbit edip yazarak
eseri zamanına kadar getirmiştir.
Müstakimzade Sadedin ise, Süllemü'/-Vusül'un zeyli
mahiyetindaki Mece/letü 'n-Nisatiında onun bıraktığı yer
den başlayarak, birtakım lakab, neseb ve mahlas ila
velerinde bulunarak eserini zamanına (1762) kadar ge
tirmiş, bir yüzyıla yakın bir dönemde ilgili biyografileri .. d k t . ı· 33 ıstı ra e mış ır.
Bu durumda, Süllemü'I-Vusül'un muhtevası , ya ya
zarın çeşitli kaynaklarda görüp tesbit etti!;)i künyeler ve
isimler ile LübBb, Tahrirü'I-Lübab gibi selefierince yazılan
Ensab ve Tabakat kitabiarından derlenen maddeler ve
isimler ya da doğrudan Katip Çelebi'nin çeşitli kay
naklardan yararlanarak telif edip bunlara ekiediği isimler
ve şahsiyetlerden teşekkül etmektedir.
Yazarın çeşitli seteriere katılması ve farklı coğrafi
bölgeleri gezip görmesi, çeşitli kütüphanelerde çalışma
imkanına sahip olması hem daha çok madde top
lamasına hem de ilmi araştırmalarını biyografi ve bib
liyografi alanlarına teksit etmesine önemli ölçüde etki et
miştir.
Katib Çelebi, eserine aldığı maddelerin mevsuk ve
mutemed olmasına özen göstermektedir. Bu sebeple,
her maddede değilse de, genellikle malumatının kay
naklarını vermektedir. Bu kaynakların başlıcaları ve en
önemlilerini Suyüti, Sübki, Takiyyuddin, lbnu'I-Esir,
Ebu'I-Hayr, lbn Hallikan, Sahavi, gibi tabakat ve teracim
türünde eser veren tarihçiler ve yazarlar teşkil et
mektedir.
Eserde, çeşitli maddelerin tesbitinde ve yazılışında
ufak tefek hatalara rastlanmakta, bazı maddelerin de
boş bırakıldı!;)ı veya silindiği görülmektedir. Bu yönden
bakıldığında, Sü/lemü'I-Vusül'daki maddelerin önemli bir
kısmının boş bırakılmış olduğu söylenebilir. Aynı şekilde,
bazı yapraklarda (mesela, 242 ve 401. yapraklarda birer
JOURNAL OF ISLAMI C RESEARCH VOL: 12, NO 2, 1999
KA TIP ÇELEBI'NIN SÜLLEMÜ'L·VUSÜL ISIMLI ESERI ÜZERINE
madde, 242. yaprakta 2 madde, 94, 183, 223 ve 230.
yapraklarda ise 3'er madde) çok az madde bu
lunmaktadır.
) Ancak bunlar eserin muhtevasının mevsuk ve mu
femed oluşuna zarar verici nitelikte d;ğildir. Zaten müellif
de, eserinin dikensiz gül bahçesine benzemediğini, ha
talardan korunmuş olmadığını belirtmektedir.
O, Süllemü'I·Vusül\.m muhtevasının özelliklerinin şu
ifadelerle ortaya koymaktadır: "AIIah'a hamd ü senalar
ve insanlarm en haytr/ISI olan Peygamberimize se/at ü
selam olsun. Eser 1058 y111 zi/hiccesinin sonunda (1648
ocak orta/an) Jstanbul'da, Peygamberlerin varisieri olan
bilgin/ere, salih/ere bir hizmet olsun diye yazl11p ta
mamlandi. Ve Allah'a hamd olsun, bu eserin şam büyük
oldu ve as1k suratli zamanm yüzünde bir çiçeğin gü
lümsememesi gibi içindeki bilgiler parladi. Buna başka
kitaplar gibi iyi, kötü ne varsa girmedi. Bununla birlikte
ben ne kendimi, ne de eserimi şüpheden ve tereddütten
annm1ş saymworum. Ve onu başkalarmm mallanm sa
tarkan söyledikleri gibi hiç kusursuz olarak ortaya Çl
karmworum. Zaten tabakat kelimesinin çoğu/u da salim
çoğul değildir. Bundan dolayi bu benim yazd1ğ1m tabakat
da tam doğruluk iddia edilemez. Bunun için sen ey zey
rek bilgin ve ey keskin zeka/i, erdemli kişi, bu kitapta bü
yük/erin hal tercümelerine dair sana verdiğim bilgileri de
benden başka bir yerde bulamazs1n. Onun için itirazdan
vazgeç, yazarm1 küçük görmeye kalklşma, büyük ve de
ğerli taraflarmdan yararlanmaya bak ve büyük fay
dalanm hor görme. Sen sade bu ganimetieri almaya
bak; zahmeti başkalanna ait, onu ben çektim. Eğer bu ki
tapta biri bir yanllŞ bulursa ve kendisi de doğrusunu bi
liyorsa bu yoldan sevap kazanmasi için ben onun bu
yanlış! düzelimesine izin verdim. Al/ah1m, günlerimizin
sonuncusunu en haytr/ı günümüz kll ve en hayırli iş
lerimiz de son yaptıklanmız olsun. Sana yaklaşttracak
olan şeyde bize başan ver. Huzuruna çıkt1ğ1m1z zaman
biri utandırma. Bize, anamıza, babam1za, ululanmtza ve
dostlanm1za ve bütün müslümanlara, ey tahmet eder
/erin en tahmet/isi olan Allahtm, mağfiret ihsan edip on
lan yarl1ga.a4
Katip Çelebi'nin, eserinin genel bir tanıtımı ve de-
33. MüstakimzAde Sadeddin Efendi'nin Mecel/erü'n·Nisab isimli bu zey· linin muhtevası hakkında geniş bilgi için bkz: Ahmet Yılmaz age, lll. Bölüm s. 174·250.
34. SOI/emO'I·Vusül', yaprak, 577, halimenin sonu.
ğertandirmesi mahiyetindaki bu açıklaması şu noktaları
kapsamaktadır:
1. Yazar hem mütevazi hem de kendini öven bir
kimse görüntüsü vermektedir. Eserini de, hem eksiksiz olmayan bir kitap, hem de başka hiçbir kitapta bulunmayan bilgileri ihtiva eden, sadece iyi olanları sunan bir eser şeklinde tanıtmaktadır. Nitekim o, eserin ikinci
bölümünün başında da "bu klSim büyük bir k1smıdtr ve
insanlarm ona şiddetle ihtiyaci vard1r" ifadesini kul
lanmaktadır.
2. Yazar, eserini büyük zahmetler çekerek meydana getirdiğini belirtmekte, okuyucuyu ondaki ganimetieri almaya ve başka yerlerde bulunmayan hal tercümeleri
malumatından istifade etmeye çağırmaktadır.
3. Eserde, yanlışlar ve eksik bilgiler bulunabileceğini
itiraf etmekte, doğrusunu bilenlerin bunları düzelimesini istemekte, böyle bir iş yapanın sevap kazanacağını ,
fakat aşırı tenkitlerde bulunmaması gerektiğini be
lirtmektedir.
4. Yüce Allah'tan kendisi ve yakınları, dostları ve bütün müslümanlar için hayırtar ve yargılama dilemekte, kitap okuyucularına da bazı önemli tavsiyelerde bu
lunmaktadır.
Sü/lemü'I-Vusü/\.ın muhteva özelliklerinden biri de,
isimlerin doğru, maddelerin de ilmi olarak yazılmasıdır. Belki de yazar, "başka bir yerde bulunmayan hal ter
cümesi bilgileri ... " ifadesiyle bu hususa işaret etmektedir. Eserin bu özelliği, önceki tabaka!, ensab ve biyografi eserlerinde zikredilen ve fakat okunması zor olan bir çok
ismin okunmasını kolaylaştırmaktadır. Ne var ki, yazarın hattı karışık ve farklı karakterde olduğu ve eser müsvedde halinde bırakılıp beyaz edilmediği için maddenin ve ismin okunuşu zorlaşmaktadır. Bizzat Katip Çelebi'nin
de .aynı sıkıntı ile karşılaştığı düşüncesindeyiz, çeşitli
maddeler üzerindeki silintiler ve genel ifadeler bunu gös
termektedir.
Ancak, Katip Çelebi, tıpkı selefieri gibi, bazı isimleri ve maddeleri harekelemek. harfleri ve okunuşlarını belirtmek suretiyle bu zortuğu aşmaya veya asgariye indirmeye gayret etmiştir. Bu amaçla, bazan da, birtakım
isimlerin manalarını açıklama yoluna gitmiş; "bu, farsça
bir kelimedir ve şu anlama gelmektedir, bu bir yer ismidir
ve manasi şudur ... " şeklinde açıklamalar getirmiştir. Bu
türden açıklamalara ve ilave bilgilere ikinci bölümde sıkca yer vermiştir.
Bu uslub, bize, yazarın ilmi ciddiyetini ve zihniyetini
ISLAMI ARAŞTIRMALAR DERGISI, ClLT: 12, SAYI2, 1999 157
sergilemektedir ki, biyografi ve bibliyografi türünde eser
meydana getiren kimseler için çok önemli bir vasıftır.
Tabakat türünde yazılan eserlenden biri olduğu bizzat müellifi tarafından ifade edilen Süllemü'l-V usul'un
muhtevası, daha önce belirttiğimiz gibi, önceden ha
zırlanan ve kısa notlar halinde fişlerde toplanan ma
lumattan meydana gelmektedir.
D. SÜLLEMÜ'L-VUSÜL'UN TÜRK-ISLAM
KÜL TÜ RÜNDEKI YERI
Süllemü'/-Vusü/, genel kaynak literatürümüz ve Türk Islam kültür tarihinde önemli ve hayranlık duygusu uyan
dıran bir eserdir. Çok sayıda meşhur adam ve yazar ile,
siret, vefayat, tezkire, velayet-name, menakıb-name, şiir, edebiyat, tarih, coğrafya ve riyazatla ilgili eserlerin kay
nağını teşkil etmektedir. Şairler, edipler, hatipler, alimler, arifler, fakihler, filozoflar, dilciler ve devlet adamları hak
kında mevsuk ve mutemed malumat ihtiva eden bu biyografik eser, araştırmacılar için de çok değerli bir kay
naktır. Yaşadığı döneme kadar bilim ve kültür tarihimize
ışık tutmuş ve katkıda bulunmuş şahsiyetler ve meslek
DR. HOURIA YEKHLEF
erbabı hakkında verdiği bilgiler araştırmacıya yeni ufuk
ve malzeme kazandırmaktadır. Bu özellikleri sebebiyle olacaktır ki, basılmamış olmasına rağmen birçok yazar ve araştırmacı ondan taydalanmış ve iktibasta bulunmuştur.
Süllemü'/-Vusül, uslubu ve muhtevası itibariyle de
ğerlendirildiğinde, hem ilmi bir kaynak hem de bir genel kültür ansiklopedisidir. Dolayısıyla hem ilim dünyasını hem de çeşitli toplum kesimlerini ilgilendirmektedir. Bu yönleriyle o, yazarının ifadesiyle, okuyucular için bir ga
nimettir, iyi bilgiler kaynağıdır. Araştırmacıların yakından ilgilendikleri ve başka kaynaklarda bulamadıkları pekçok isim, künye, lakap, mahlas, nisbet ve bibliyografik malumat eserde yer almakta ve alfabetik düzene göre su
nulmaktadır. Böylece, gerek Islam aleminin maddi ve manevi kalkınmasında hizmet eden seçkin insanlar,
bilim ve gönül adamları, ~erekse insanlık tarihini düşüncesi, eserleri ve faaliyetleri ile pariatan binlerce meşhur kişi bu eserde okuyucuya tanıtılmaktadır.
Belirtilen bu özellikleri onu hem XVII. yüzyıl Osmanlı
tarihinin en önemli eserlerinden hem de Türk Islam kültür tarihinin pek kıymetli hazinelerinden biri yapmaktadır.
islami Araşttrmalar. Dergisi'nin önceki saytlartna ulaşmak için bizi
arayabilirsiniz.
158
Tel: -0.312.363 7714 Fax : 0.312.363 77 15
e.mail : [email protected]
JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH VOL: 12, NO 2. 1999
. . { ....
.. . . .. ~ .
. -~;.i'F;:;;; ; , ..
....: