imam .. ı rabbanİ sİrrİndi'nİnisamveri.org/pdfdrg/d02420/2004_4_3/2004_3_simsekhi.pdf ·...

11
marife, 4, 3, 2004, s. 199 - 209 iMAM .. AHMED (ö. l034 / 1624) VE EHL .. i BEYT'E Halil · THE SHI'A AND THE AHL AL- BAYT IN THE VIEW OF IMAM AL-RABBANI AHMAD ( 0.1034/ 1624) This paper examlnes Shi'a and Ahi ai-Bayt in the view of Ahmad Faruqr Si rhindT who is one of the most eminent sufrs of Naqshbandi-Mujaddidi Order. It has been written a treatise and some apostles by him concerning the Shi'a/Rafida views. According to him, the Shi'a denies some followers of the Prophet and curses some of them such as Abu Bakr, Umar, Uthman and the Prophet's wife Aishe. Sirhindi emphasizes that their thoughts and daims about them have never been accepted and moreover they must have been totally refuted. His view and attitude to the Ahi ai-Bayt is ditferent from Shi'a. All of the descendants of Prophet Muhammed that are known as Ahi ai-Bayt aren't Shi'a and at the same time they must have been respected by the Sufis and Sunni Muslims. Tasavvufi Ehl-i beyt'e 1 sevgi ve önemli bir yer tu- tar. Özellikle bu olan pek hem Ehl-i beyt'e, hem de soyundan gelen seyyid veya ve sevgi Bu sevgi ve zaman herhangi bir beklenti içinde olmadan Bununla birlikte kendini Ehl-i beyt'e nispet etme meselesi tasavvufl ekallerin tarihi seyrinde istismar konusu Mesela Sünni tarikat bir temsilcisi ve ailesine ilgisini veya kendi tarikat silsilesini veya Yard. Doç. Dr., Gazi Üniversitesi Çorum Fakültesi. [email protected] 1 Ehl-i beyt'in kimlerden ve neler konusu oldukça bir meseledir. Kimine göre Hz.Peygamber'in ve göre ise Hz.Aii ve aile fertleridir. Bu konudaki özeti ve için bkz. Sönmez Kutlu, "Ehl-i beyt Sembolik Kapitalinin Tarihi Süreç Semerelendirilmesi", Ankara 2000, c. lll, 3, ss. 99-120

Upload: others

Post on 23-Jul-2020

14 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: iMAM .. ı RABBANİ SİRRİNDI'NİNisamveri.org/pdfdrg/D02420/2004_4_3/2004_3_SIMSEKHI.pdf · ı RABBANİ AHMED FARÜKİ SİRRİNDI'NİN (ö.l034/1624) ŞİA VE EHL .. i BEYT'E BAKIŞI

marife, yıl. 4, sayı. 3, kış 2004, s. 199 - 209

iMAM .. ı RABBANİ AHMED FARÜKİ SİRRİNDI'NİN (ö.l034/1624) ŞİA VE EHL .. i

BEYT'E BAKIŞI

Halil İbrahim ŞiMŞEK ·

THE SHI'A AND THE AHL AL- BAYT IN THE VIEW OF IMAM AL-RABBANI AHMAD FARÜQİ SIRHINDİ (0.1034/ 1624)

This paper examlnes tııe Shi'a and tııe Ahi ai-Bayt in the view of Ahmad Faruqr SirhindT who is one of the most eminent sufrs of Naqshbandi-Mujaddidi Order. It has been written a treatise and some apostles by him concerning the Shi'a/Rafida views. According to him, the Shi'a denies some followers of the Prophet and curses some of them such as Abu Bakr, Umar, Uthman and the Prophet's wife Aishe. Sirhindi emphasizes that their thoughts and daims about them have never been accepted and moreover they must have been totally refuted. His view and attitude to the Ahi ai-Bayt is ditferent from tııe Shi'a. All of the descendants of Prophet Muhammed that are known as Ahi ai-Bayt aren't Shi'a and at the same time they must have been respected by the Sufis and Sunni Muslims.

GİRİŞ

Tasavvufi düşünce geleneğinde Ehl-i beyt'e1 sevgi ve bağWık önemli bir yer tu­tar. Özellikle bu geleneğin müesseseleşmiş şekilleri olan tarikatların pek çoğunda hem Ehl-i beyt'e, hem de onların soyundan gelen seyyid veya şeriflere saygı ve sevgi gösterilmiştir. Bu sevgi ve bağlılık çoğu zaman herhangi bir beklenti içinde olmadan gelişmiştir. Bununla birlikte kendini Ehl-i beyt'e nispet etme meselesi tasavvufl ekallerin bazısının tarihi seyrinde istismar konusu edilmiştir. Mesela Sünni tarikat şeyhlerinden bir kısmı, temsilcisi olduğu tarikatına ve ailesine halkın ilgisini veya kendi şahsi saygınlığını artırmak amacıyla bağlı bulunduğu tarikat silsilesini veya

Yard. Doç. Dr., Gazi Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi. [email protected] 1 Ehl-i beyt'in kimlerden teşekkül ettiği ve kaynaklarının neler olduğu konusu oldukça tartışmalı bir

meseledir. Kimine göre Hz.Peygamber'in eşleri ve çocukları, diğer baz.ısına göre ise Hz.Aii ve aile fertleridir. Bu konudaki tartışmaların özeti ve değerlendirmesi için bkz. Sönmez Kutlu, "Ehl-i beyt Sembolik Kapitalinin Tarihi Süreç İçinde Semerelendirilmesi", İsl4miy4t, Ankara 2000, c. lll, sayı: 3, ss. 99-120

Page 2: iMAM .. ı RABBANİ SİRRİNDI'NİNisamveri.org/pdfdrg/D02420/2004_4_3/2004_3_SIMSEKHI.pdf · ı RABBANİ AHMED FARÜKİ SİRRİNDI'NİN (ö.l034/1624) ŞİA VE EHL .. i BEYT'E BAKIŞI

200 Halil İbrahim Şimşek

kendi soy şeceresini Ehl-i beyt'e dayandırma gayreti içinde olmuşlardır. Özellikle ülkemizin Güneydoğu Anadolu bölgesinde bu tarz yaklaşımların olduğu bilinmekte­dir. ı Sebebi her ne olursa olsun safi tarikatlardaki Ehl-i beyt'e karşı ilgi dikkat çekicidir. Bu durum o kadar belirgindir ki, bazı tarikatlar silsiJelerini 12 imarola başlatır.3 Sünru anlayışa bağlılıkta tavizsiz tutumlarıyla tanınan Nakşbendller bile, Hz.Ebu Bekir'e (ö.13/634) dayanan silsilenin yanısıra, ikinci koldan silsileyi Hz.Ali'ye (ö.40/661) dayandırmışlardır.4 Tarikatların Hz.Ali'ye dayandırılan bu silsilelerinin oluşturulmasında farklı amaçların olduğuna dair yorumlar yapılsa da Ehl-i beyt'e yakınlık kurma veya kendilerini onlara yakın gösterme gayretlerinin bulunduğu da bir gerçektir. ·

Sünni sufilerin yukarıda değinildiği şekilde Ehl-i beyt'e karşı olumlu ilgileri ile Ehl-i beyt taraftarları olduklarını ifade eden Şiiler'e bakışlan aynı çizgide gelişmemiş­tir. Mesela Kadirilik'in silsilesi 12 imama dayandınlmasına rağmen, tarikatın piri Abdülkadir-i Ceylan! (ö.562/1 166) Şu muhalifi bir sufldir.5 Bazı safller din! veya siyast nedenlerle Şi!Jer'e mesafeli durmakla kalmamışlar, çeşitli zamanlarda onlara karşı çıkmışlardır. Sünni tarikatlar arasında Şlller'e karşı çıkrnada en açık tavırlı olanı ise Nakşbendilik'tir. 6 Ancak bu tavırlarına rağmen Nakşbendiler'in silsilelerine Cafer-i Sadık'ı (ö.148/765) yerleştirmelerini, onların Şi'a'ya muhalefetle birlikte Ehl-i beyt sevgisini devam ettirdiklerinin kanıtı olarak zikredebiliriz.l

Bu çalışmada Sünni sufilerin tamamından ziyade XVII. {h.XI) Yüzyıl Nakşi­Müceddidt şeyhi İmam-ı Rabbarıi Ahmed Faruki Sirhindl'nin5 (971-1034/1564-1624) Şi'a ve Ehl-i beyt'e bakışını incelemek istiyoruz. Öncelikle İmam-ı Rabbarıi'nin hayatına kısaca değineceğiz ve daha sonra kendi eserlerinden hareketle konuyu ele alışını tahlil edeceğiz. Bilindiği gibi İmam-ı Rabbant yaşadığı dönemde ve kendinden

2 Necdet Suba~ı, 'Şeyh, Seyyid ve Molla: Doğu ve Güneydoğu Anadolu Örneğinde Dinsel İtibarın Kategorileri", İsldmiydt, Ankara 1999, c. ll, sayı: 3, s. 125; Kutlu, agm, s. 100.

3 Silsilesini 12 imama veya Hz.Ali soyundan gelenlere dayandıran tarikat sayısı azımsanamayacak kadar çoktur. Mesela bu tarikatlardan biri olan Kadirilik'in silsilesi 12 imamla ba§larnaktadır. (Sadık Vicdani, Tomar-ı Turuk-i Aliye: Tarikatlar ve Si/si/e/eri, haz.: İrfan Gündüz, Enderun Yay., İstanbul 1995, s. 96; Dilaver Gürer, Abdülkadir Cey/aııt: Hayatı, Eserleri, Görüşleri, İnsan Yay., İstanbul 1999, ss. 65-67). Silsilesini HzAli'ye dayandıran tarikatlarda imamiyye'nin 12 imamının vetayet makamına yapılan vurgu Şi'f ulemayı oldukça rahatsız etmi§tir. Esasen mutasavvıfların ve Şi'ller'in Hz.Ali'nin velayetine bakışlan da farklıhk arz etmektedir. Mazlum Uyar, Şi'1 Ulemaıım Otoriıesiıtiıı Temelleri, I<aknüs Yay., istanbul2004, s. 147.

4 Kasım Kufralı, Nakşbendfliğitı Kuruluş ve Yayı/ışı, (Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü, İstanbul 1949, no: 337, ss. 24-25; Necdet Tosun, Btıht!iuldiıı Nakşbeııd: Hayatı, Görüşleri, Tar11uıtı, İnsan Yay., İstanbul 2002, s. 37.

5 Mustafa Kara, Tasawuf ve Tarikatlar tarihi, 6.bs., Dergah Yay., İstanbul 2003, s. 189. 6 Tosun, Balrlieddin Nakşbeııd, ss. 36-37. · 7 Aynı eser, s. 37 8 Sirhindi'nin hayatı ve eserleri hakkında geniş bilgi için bkz. Muhammed Ha~im Ki§mi, Berekdt: İmdm-ı

Rabbdııi ve Yolundaki/er, çev.: A. Faruk Meyan, Berekat Yay., 5.bs., İstanbul 1980, ss. 10-99; Abdulhay b. Fahruddin el-Haseni, Nüzheıü'l-lıavdtır ve behcttü'l-mesdmi· ve'ıı-nevdzir, 2. bs., Dairetü'l-Me•arifi'l­Osmaniyye, India 1976, c. V, ss. 43-55; Muhammed Murad el-Kazant, Tercemetü ahvdli'I-İın4mi'r-Rabbdnf, (MektObdt'ın Arapça tercümesinin birinci cildinin kenarında), İstanbul, ts., c. I, ss. 4-64; Muhammed Halim Şarkpuri, İkiııci Biıı Yı/111 Yenileyicisi: İmt1m-ı Rabbdn1: Alımed Faruk Serlıilıdi, Hayatı, Eserleri, Çocukları ve Halife/eri, çev.: Ali Genceli, İslami Neşriyat Yay., Konya 1978, ss. 10-99. Sirhindi biyografisine ait bibliyografya için bkz. Hamid Algar, "İmam-ı Rabbani", DlA, lstanbul2000, c. XXII, ss. 194-199; Halil İbrahim Şim~k, Osmaıılı'da Müceddidrlik: X.VIll!Xll. Yüzytl, S Of Yay., İstanbul 2004, ss. 16-19.

Page 3: iMAM .. ı RABBANİ SİRRİNDI'NİNisamveri.org/pdfdrg/D02420/2004_4_3/2004_3_SIMSEKHI.pdf · ı RABBANİ AHMED FARÜKİ SİRRİNDI'NİN (ö.l034/1624) ŞİA VE EHL .. i BEYT'E BAKIŞI

İm§m-ı Rabbani'nin Şia ve Ehl-i Beyt'e Bakışı 201

sonra müntesibi bulunduğu tarikatın seyrinde önemli etkileri olmu§ bir suftdir. Nakşt şeyhi Muhammed Baki Billah'tan (ö.1012/1603) sülukünü tamamlayarak irşad icazeti alan Sirhindt, savunduğu bazı diru, tasavvufl ve siyasi görüşleriyle öne çıkmış; bu sayede genelde Müslüman toplum, özelde ise tasavvuft hareketler üzerinde derin izler bırakmıştır. Özellikle Celaleddin Ekber Şah'ın9 (ö.l014/1605) Dfn-i İlahf10 fikrini 989/1581'de resmen ilan etmesinden sonra, Sirhindl'nin Timurlu yönetiminin İslam'a ve Müslümanlara yönelik uygulamalarına karşı kapsamlı mücadele başlatması geniş kesimlerde yankı bulmuştur. 11

Sirhindi, yukarıda bir yönüyle kısaca işaret ettiğimiz yoğun dini tartışmaların ve siyasi karışıklıkların olduğu bir ortamda, bazı dinl ve tasavvufl meseleleri yeniden yorumlama ve asıl kaynağa döndüerne çabası göstermiştir. Bu bağlamda din alimleri­ne, farklı tarikatlardan şeyhlere, yöneticilere ve diğer pek çok kişiye uyarıcı mektuplar göndermiş tir. ıl Dinl anlayışta öze dönme ve yenilenme konusundaki gayretleri sebebiyle Sirbindi'ye "Müceddid-i Elf-i Sani/İkinci Bin Yılın Müceddidin lakabı verilmiştir. ıa Onun Nakşbendilik içinde o kadar belirgin bir yeri vardır ki, bu çığır açan yorumlarını takip eden sOfiler Nakşbendllik'in ondan sonraki dönemini içeren silsileyi Müceddidflik olarak isimlendirmişlerdir.ı4 Sirhindl, zamanla Müceddidilik'in yayıldığı hemen her bölgede tasavvuft görüşleriyle Müslümanlar üzerinde etkili olmuştur.ıs Bugün bile onun Mektiibdt'ı pek çok kişi tarafından hala okunmakta ve geniş bir kesim üzerinde etkisini sürdürmekte olduğu gözlenmektedir.

XVII. (h.XII) Yüzyıldaki diru yapılanmaya ilişkin değerlendirmeler yapılırken Sirbindi'nin Şi'a'ya ve Ehl-i beyt'e bakışının gözardı edilemeyecek kadar önemli olduğu kanaatindeyiz. Burada Sirhindi'ye atfen ortaya koyduğumuz görüşler bugün ülkemizde veya dünyanın diğer bölgelerinde yaşayan Şiller'i doğrudan hedef almadığı­nı açıkça belirtmek isteriz. Bizim amacımız XVII. (h.XI) Yüzyılın tarihi şartları

9 Timurlu hükümdan Celaleddin Ekber Şah, babası Nasıruddin Humayun'un (ö.962-3/1556) ölümü üzerine, 963/1556'de ondört ya§ındayken bo§alan tahta çıkmı§tır. Ekber, 963-1013/1556-1605 yılları arasında iktidarı elinde tu tm u§ ve 1013/1605'te ölmü§tür. T. H., "Ekber•, İA, MEB, İstanbul1969, c. IV, s. 215.

ıo Bu din anlayı§ı, genel olarak aklı esas alıp, §ehvet dü§künlüğünü, hırsı, yalancılığı, iftirayı, güveni kötüye kullanmayı ve baskıyı yasaklamayı içermektedir. Din-i iıaht bu görünü§üyle, İslam, Yahudilik, Hıristiyan­lık, Zerdüştlük, Jainizm, Hinduizm ve Budizm dinlerinin kurallarından seçmelerle oluşturulmuş bir ahlaki anlayışıdır. Din-i İlahi anlayışının olu§umu ve esaslan hakkında daha geniş bilgi için bkz. Mahhan La! Roy Choudhury, The Dilı-i Ila/ı i or Tlıt Religioıı of Akbar, 3.rp., Oringeton Reprint, New Delhi 1985, ss. 177-197; Khaliq Ahmad Nizami, Akbar and Religion, İdaraha-i Adabiyyat-ı Delhi, Delhi 1989, ss. 100-303.

11 Şimşek, Osnıaıılr'da Müceddidtlik, ss. 59-65. 12 İmam-ı Rabbant'nin Farsça olarak yazdığı bu mektuplar, bir araya getirilerek üç cilt halinde basılmıştır.

Bu eserin birinci cildinde 313, ikinci ciltte 99 ve üçüncü ciltte 122 mektup yer almaktadır. Sirhindt'nin bu eserindeki mektuplarını kimlere yazdığı ve konularının neler olduğu hususunda geni§ bilgi için bkz. Ethem Cebecioğlu, i milm-ı Rabb4nl Hareklti ve Tesirlerı; Erkarn Yay., İstanbul1999, ss. 136-158; Abu Bakr Sıddıque, "MaktObat-ı ImAm Rabbanf: An Assessment", !slamic Studies, Islamabad 1989, vol.: XXVIII/2, ss. 150-156.

u Sirhindi'ye Müceddid-i Elfi Sanı ünvanı ilk defa Abcluthakim Siyalkotf (ö.1067/1656) tarafından verilmiştir. Cavit Sunar, İmam-ı Rabbi/ni-İb11 Arabf: Valıdtt-i Vücud-Valıdtt-i Şülıfid Meselesi, Resimli Posta Matbaası, Ankara 1960, s. 15; Şimşek, Osma11/ı'da Müceddidflilt, ss. 53-54.

ı4 Şimşek, Osma11lı'da Miiceddid1/ik, s. 53. 15 Hamid. Algar, "A Brief History of The Naqshbandr Order", Naqslıba11dis: Hisıorical Deve/opments and

Preselli Siıuatio11 of a Muslim Mysıical Ordu, edit.: Jv'ıarc Gaborieu, Alexandre Popovic, Thierry Zarcone, !sis, İstanbui199Q s. 24; Şimşek, Osmanlı'da Müctddidilik, s. 71.

Page 4: iMAM .. ı RABBANİ SİRRİNDI'NİNisamveri.org/pdfdrg/D02420/2004_4_3/2004_3_SIMSEKHI.pdf · ı RABBANİ AHMED FARÜKİ SİRRİNDI'NİN (ö.l034/1624) ŞİA VE EHL .. i BEYT'E BAKIŞI

202 Halil İbrahim Şimşek

doğrultusunda Sirhindt'nin Şitler'e karşı ortaya koyduğu tavrı ve onun bu konuya ilişkin görüşlerini tespit etmektir. Böyle bir konuyu çalışmamızın nedeni, sufller açısından itikadt ve fıkh! mezhepterin konumunu ve bu mesele etrafında ortaya çıkan yaklaşımları tespit etmede yardımcı olacağı düşüncesinde olmamızdır .

••• Burada Sirhindt'nin Şi' a ve Ehl-i beyt hakkındaki görüşlerini tespit ederken

Redd-i Revd{tz16 ve Mektubdt17ad1ı eserlerini esas aldığımız belirtmemiz gerekir. Bu eserlerden Redd-i Revafı~ Sirbindi'nin bazı dini ve siyasi sebeplerden dolayı Şitler'in kimi görüşlerini reddetme18 gereği hissettiği dönemde yazı1mıştır. 19 İş~ siyasi doğası gereği sözkonusu eserde Şitler'e karşı kullandığı üslup oldukça seı:ttir. Onun bu risalede kullandığı sert üslubun nedeni aşağıda alıntıladığımız giri~ paragrafından açıkça anlaşılmaktadır:

"Abdullah Han'ın20 Meşhed muhasarası sırasında Maveraünnehir alimlerinden bazılarının Şiiler'i tekfir eden, onların mal ve kanlarını mubah gören iddialarına karşı çıkan Şii alimleri tarafından yazılmış bir risale elime geçti. 21 Bu risalede ilk üç halifeyi tekfir eden ve müminlerin annesi Hz.Aişe'yi yeren akıl almaz iddialar ve itharnlar yer almaktaydı. İlim tahsili için buraya (Hindistan'a) gelen bazı Şif talebeler bu iddialara değer veriyorlar ve bulundukları çeşitli ortamlarda onlarla övünüyorlardı. Yöneticilerle bir araya geldikleri zaman onlara bu risaleyi gösteriyorlar ve onların aklını çelmeye gayret ediyorlardı. Bu fakir bulunduğum ortarnlarda böyle iddialan akü ve nakü delillerle reddediyar ve onların tutarsız olduklannı anlatıyorsam da red ve ilzamın bu kadarı yetmedi ve gönlümü ferahlatmadı. Onların amaçları engellenmedikçe ve kötülükleri ortaya çıkarılıp yazılınaclıkça tam ve genel bir faydanın sağlanamayacağını düşünerek bu eseri kaleme almaya karar verdim.n22

Yukarıdaki parageaftan da anlaşıldığı üzere Şiiler tarafından ortaya atılan ve

16 Ahmed FarOki Sirhindi, Redd-i Rev4{tz, (Tıpkı Basım, Arapça Metin), Hakikat Kitabevi, İstanbul1993. 17 Ahmet Faruki Sirhindt/İmam-ı Rabbani, Mek.tabdt-ı İm4m-ı Rabbdıı?, çev.: Müstakimzade Süleyman

Sadeddin, Litoğrafya Matbaası, I-ili, İstanbul 1270/1853. 18 Sünniler tarafından Şi'ilerin bazı anlayı§larına ve iddialarına kar§ı pek çok reddiye yazılmı~tu. Bunlardan

bir kısmının künyeleri şöyledir: Ebü'l-Abbas Şehabeddin Ahmed İbn Hacer el-Heytemi (ö.974/1567), es­Savaiku'l-muhrlka {rr-red a/4 ehli'l-bid'a ve'z-zendeluı: Tatlıirü'l-unan ve'l-lisaıı anN-Iıuzur ve't-ıefewüh, tahkik Kamil Muhammed Harrat, Abdurrahman b. Abdullah Türki. Müessesetü'r-Risale, Beyrut 1997/1417; en­Seyyid Şerif Cürcani, Nev4ktd a14't-Revafiz, Süleymaniye Ktp. Esad Efendi, no: 1293; Ahmed Feyzi Çorum!, ei-Feyzu'r-Rabbdn1 fl eb4tıli'I-İraııf,l-il, Çorum Hasan Paşa Ktp., no: 3931-3932.

19 Yohanan Friedmann, Sirayk/ı Alımad Sirhindi: An Outline of His Tlıought anda Study of His Image in the Eyes of Posterity, McGill Oueen's University Press, London 1971, s. 51; M. Abdul Haq Ansari, "The üfe and Mission of Shaykh Ahmad Sirhindr, ls/4mic Culture, Hyderabad, April1985, c. UX, no: 2, ss. 102.

ıo Abdullah Han, Şeybani hanedaruna mensup bir ÖZbek hükümdandu. 1583-1598 yılları arasında hükümdarlık yapmıştır. 1588'de oğlu Abdülmümin komutasındaki orduyu İran'a göndermiştir ve Meşhed'i Safevilerden almıştır. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, Tü.rk Tarih Kurumu Yay., Ankara 1982, c. III/2, ss. 254-255; Mehmet Saray, "Abdullah Han•, DİA, İstanbul1988, c. I, s. 104.

11 Şiiler'e reddiye yazan Osmanlı dönemi müelliflerinden biri olan Ahmed Feyz.i Çorumf de (ö.1327/1909) ei-Feyzu'r-Rabb4ni adlı eserini, Şi'iler tarafından derlenen ve Hüs11iye (Türkçe ne~ri için bkz. Hüsniye, Ak Kitabevi, İstanbul 1958) adıyla yayımlanan esere kar~ı yazmıştır. Çorumfnin reddiye yazdığı eserle, Sirhindi'nin reddiyesinde muhatap aldığı risale aynı mıdır? Bu konuda elimizde yeterli bilgi bulunma­maktadır. Ancak eserlerin muhtevasını yansıtan ifadelere bakıldığında, her ikisinin de aynı iddiaları içerdiği anlaşılmaktadır. Çorumi'nin reddiyesinin muhtevasını tahkik için bkz. Sayı Dalkıran, Osma11lı Devleti'11de Ehl-i sümıet'in Şi'f Akidesiue Tenkidleri, Osav, İstanbul 2000, ss. 19-252.

ll Sirhindi, Redd-i Revtf{tz, ss. 50-51.

Page 5: iMAM .. ı RABBANİ SİRRİNDI'NİNisamveri.org/pdfdrg/D02420/2004_4_3/2004_3_SIMSEKHI.pdf · ı RABBANİ AHMED FARÜKİ SİRRİNDI'NİN (ö.l034/1624) ŞİA VE EHL .. i BEYT'E BAKIŞI

İmam-ı Rabbani'nin Şia ve EhH Beyt'e Bakışı 203

haddi aşan iddialar, Sirbindi'nin savunma amaçlı ileri sürdüğü görüşlerinin sertleşme­sinde etkili olmuştur.

Sirbindi'nin Şilierin iddialarına ilişkin meseleler hakkındaki kendi görüşlerini açıkladığı bazı mektuplarının herbiri neredeyse Redd-i Revdfız eseri boyutundadır.23

Şiiler'e karşı Mektubaı'taki üslubu Redd-i Revdfız'a nazaran biraz daha toleranslı olmasına rağmen, her iki eserde de ortak tema, Şiı1er'in bazı görüşlerinin eleştirilmesi ve sahip olduklan bu yanlış anlayışları bırakmaya çağrılmasıdır. Ancak Sirbindi'nin her iki eseri arasındaki bu üslup farklılığının belki en önemli sebeplerinden biri; özellikle bazı mektuplarında Ehl-i beyt ve Şi'a mezhebi alimlerini Timurlu yönetirni­nin Müslüman halka yönelik yaptığı haksız uygulamalarına karşı Sünni ulemayla birlikte hareket etmeğe ve mücadele yapınağa davet etmesidir.2' Dolayısıyla Sirbindi'nin Şiiler'i kendisiyle birlikte hareket etmeğe davet ettiği ve onları küstürüp kendinden uzaklaşmalarını arzulamadığı için Mektubdt'ındaki üslubunu yumuşatmış olabileceğini gözardı etmemek gerekir.

Şiller'i genel olarak rafızller adıyla tanımlayan Sirhindi, onları böyle İsimlen­dirmesinin sebebini, "Şiller'in sahabilere dil uzatmaları ve onlardan teberri etmeleri (sevmeyip yüz çevirmeleri) nedeniyle rafızller diye anıldıklarını ve kendisinin de aynı amaçla böyle bir tercih te bulunduğunu". ifade ederek açıklamıştır. 25 Ona göre, her ne kadar Şiiler'in çoğu kendilerine rafızi denmesini kabul etmezlerse de onların anlayışia­rına bağlı olarak ortaya çıkan gerçek durum bundan ibarettir.26

Sirhindi, Şiller'i hedef alan yazılarında onların bazı fikirlerini ve anlayışlarını çürütmeğe yönelik fikirler ortaya koymuştur. Redd-i Revafız'da Şiiler'i temsil eden gruplan Sebeiyye, Kamiliyye, Beyaniyye, Muğiriyye, Cenahiyye, MansOriyye, Hattabiyye, Gurabiyye, Zemrniyye, YunOsiyye, Mufevvıda, İsmailiyye, Zeydiyye ve İmamiyye şeklinde 14 grupta değerlendirmiştirY Burada ismi zikredilen her bir grubu İslam Mezhepleri Tarihi'nin temel kaynaklarında geçtiği gibi nispet edildiği şahısların adlarını ve temel anlayışlarını kısaca vererek sıralarnıştır.28

Öncelikle Şiller'in Hz.Peygamber'in vefatının ardından halife olan Hz.Ebu Be­kir, Hz.Ömer (ö.23/643) ile Hz.Osman tarafından (ö.35/656) Hz.Ali'ye (ö.40/661) haksızlık yapıldığı ve gerçekte hilafetin/imametin Hz.Ali'nin hakkı olduğu şeklindeki iddialarını ele alan Sirhindi, bu anlayışı şiddetle eleştirmiş ve reddetmiştir.29 Ona göre bu iddiada bulunan Şiiler'in durumunu "İşte onlar öyle kimselerdir ki, hidayet karşılığında

l3 Bkz. Sirhindt, MekıOMı, c. 1, 251; mno: c. lll, m no: 36, 96. Z4 Bu dönemde Sirhindf, bazı Şi'!ler'in Moğol yönetimiyle işbirliğine girerek, Sirhindl'nin karşı çıktığı siyasi

uygulamalara bir anlamda onların onay vermiş kabul edilmesine sebep olabileceği endişesini ta§ımaktadır. 25 Sirhindi, MekıOMı, c. III, mno: 36. Klasik kaynaklarda da rafızi isminin bu nedenle kullanıldığı

belirtilmektedir. l<r§. el-E§ari, Ebu'I-Hasan Ali b. İsmail, Makttlt1tü'f-İsldmiyyiıı ve ihtildfii'l-musal!in, tahk.: Hellmut Ritter, 3.bs., Wiesbaden 1980, s. 65.

26 Sirhindt, Mekı0b4ı, c. lll, mno: 36. 17 Sirhindt, Redd-i Rev4fız, ss. 51-55. İmam-ı Rabhani bu sıralanan fukaların bazı alt gruplarından da

bahsetmiştir. Mesela İsmailiyye'nin öne çıkan kollarından biri olan Sabb§hiyye ve Zeydiyye'nin Süleymaniyye kolu bunlardandır (Redd-i Revdfız, s. 54). Burada Sirhindfnin yaptığı tasnif klasik Mezhepler Tarihi müelliflerinden alınmıştır.

28 Krş. Abdulkahir el-Bağdadi, el-Far/e beylle'l-fırak, tahk.: Muhammed Muhyiddin Abdulhamid, el-Mektebetü'l-Asriyye, Beyrut 1990, ss. 202, 233-256.

19 Sirhindt, Redd-i Rev4fiz, s. 51.

Page 6: iMAM .. ı RABBANİ SİRRİNDI'NİNisamveri.org/pdfdrg/D02420/2004_4_3/2004_3_SIMSEKHI.pdf · ı RABBANİ AHMED FARÜKİ SİRRİNDI'NİN (ö.l034/1624) ŞİA VE EHL .. i BEYT'E BAKIŞI

204 Halil İbrahim Şimşek

saptklrğt sat tn aldtlar da ticaretleri kar etmedi, doğru yolu da bulamadılar. '130 ayet-i kerimesi açıkça anlatmaktadır.31 O, Şiiler 'den bazılarının kendi zevklerine ve isteklerine uygun delillerle ilk üç halifeyi küfürle itharn ettiğini söyleyerek,32 Müslü­man oldukları hususunda ümmet arasında hiçbir §üphe olmayan ve Hz.Peygamber'in övgüsüne mazhar olup, cennetle müjdelerren bu büyük zevatı küfürle itharn edenlerin kafir sayılacağını söylemektedir. Ona göre küfür ile iman bir ki§ide aynı anda bulunamaz:33 Bu sebeple eğer küfürle itharn edilen kafir değilse, söz sahibine döner.il-4 Yani bu durum Hz.Peygamber'in (s) bu güzide sahabllerini küfürle itharn edenlerin kendilerini kafir hale getirmektedir.35

Sirhindi'ye göre Şiiler'in tekfir konusu saydıkları 11imamet" tartışması dinin as­lma ait bir konu değil, ayrıntı sayılabilecek bir meseledir.36 Burada ~iiler'in 11imamet" konusunda "Hz.Ali'ye haksızlık edildi" ve 110nun hakkı olan imamlık gasp edildi" gibi ifadelerle öne sürdükleri iddialarıyla sadece ilk üç halifeye değil, Hz.Ali'ye de haksızlık yapılmış ve iftira atılmış olur. Eğer Hz.Ali kendinden önceki halifelerin konumurıa razı değil ve onlara dü§man idiyse, o zaman onlara tepki gösterıneyerek takiyye mi yapmıştır? Bilindiği üzere "kendini gizleyerek olduğundan farklı görünme" şeklinde açıklanabilen takiyye korkakların ve kendini ifade etmekten aciz olanların tavrıdır. Sünrıllerin de kahramanlığına işaretle "Allah'ın aslanı" diye adlandırdıkları ve "fütüvvetin önderi" saydıkları bu büyük kahramana böyle bir davranışı yakıştırmak, en hafif ifadesiyle insafsızlık olacaktır.37 Hz.Ali, Şiller'in iddia ettiği gibi halifelik hakkını kendinde görseydi, o zaman Hz.Ebu Bekir, Hz.Ömer ve Hz.Osman'dan bu hakkını almak için talepte bulunur ve biat etmemek için mücadele ederdi. Fakat böyle bir isteğinin olduğuna dair herhangi bir sağlam rivayet nakledilmemiş tir. Buna 'rağmen Hz.Abbas ve diğer bazı sahabilerin "hilafet başkaları kadar senin de hakkın" diyerek kışkırtmalarına rağmen, Hz.Ali onları dinlememiş, etrafındakilere halife olarak atanmış olan sahabllere itaat edilmesini istemekle kalmamış kendisi de biat etmiştir. Bunun yanısıra kendisinden bir talepleri olduğu zaman yardımcı olmayı da ihmal etmerniştir.38 Daha ötesi Hz.Ali, Hz.Ömer'in halife tayin etmek için önerdiği altı kişi arasında olmasına rağmen kendisi için halifelik talebinde bulunmamıştır.39

*** Sirhindi'nin Şiller'i eleştirdiği diğer bir nokta, onların Hz.Ali'den önceki halife­

ler ve Hz.Peygamber'in (s) temiz eşierine karşı lanete müsaade etmeleridir. Şiiler'in bu tutumunun kendilerini küfre sokacak derecede çirkin ve kabul edilemez bir anlayış olduğunu40 ifade eden Sirhindi, Hz.Ali'nin «Kardeşlerimiz bize karşı geldi. Ancak onlar

30 Bakara, 2/16. 31 Sirhindi, Redd-i Revdfız, s. 51; Sir hi ndi, Mekttibttt, c. I, mno: 213. 32 Sirhindi, Redd-i Revdfız, ss 56, 61. 33 Sirhindi, MektObdt, c. I, m no: 163; c. II, mno: 96. 3-4 Sirhindi, Redd-i Revdfız, s. 78. 35 Sirhindi, Redd-i Revdfız, s. 78. 36 Sirhindi, Mekıubdı, c. II, mno: 60. 37 Sirhindi, Mekıtibdı, c. lll, mno: 36; Sirhindi, Redd-i Rev4fız, ss. 51, 74-75. 38 Sirhindi, Redd-i Revdfız, s. 73; Kutlu, "Ehl-i beyt Sembolik Kapitali", s. 109. 39 Sirhindr, Redd-i Revd{tz, s. 63. 40 Sirhind!, Redd-i Revdfız, s. 51, 77-78; Sirhindi,Mtktübdt, c. III, mno: 36.

Page 7: iMAM .. ı RABBANİ SİRRİNDI'NİNisamveri.org/pdfdrg/D02420/2004_4_3/2004_3_SIMSEKHI.pdf · ı RABBANİ AHMED FARÜKİ SİRRİNDI'NİN (ö.l034/1624) ŞİA VE EHL .. i BEYT'E BAKIŞI

imam-ı Rabbani'nin Şia ve EhH Beyt'e Bakışı 205

ne kafir ve ne de fasık idiler. Çürıkü onlar için tevil yolu açıktır."4 ı sözünü nakleder. Ona göre Hz.Ali'nin bu sözü bile tek başına Şiiler'in sahabilere ve Hz. Peygamber'in (s) temiz zevcesine dil uzatmalarının yanlış olduğunu gösterrneğe yeterlidir.42 Şiiler'in

Hz.Aişe ile Hz.Fatıma'yı karşılaştırmaları anlamsız temellere dayanmaktadır. Bu konuda söz söyleyen pek çok ilim adamından biri olan Abdülkadir-i Geylani'nin (ö.562/1166) de kabul ettiği gibi Hz.Aişe ilim ve ictihad bakımından Hz.Fatıma'dan daha ileridedir. Ancak Hz.Fatıma takva ve dünyevf işlerden elini çekip kendini Allah'a teslim etme konusunda Hz.Aişe'den daha faziletli görülmüştür. Sonuç olarak bu değerlendirmeler, onlar arasında tercih sebebi olacak nitelikte şeyler değildir.43

Sirhindi, Şuler'in Hz.Ali'ye gösterdikleri aşırı sevgiyi Hıristiyanların Hz.İsa'ya (s) karşı tuturnlarına benzetir. Çünkü Hıristiyanlar Hz.İsa'yı (s) o kadar aşırı sevdiler ki, ona ilahlık atfedecek derecede yücelttiler. 44 Hz.Ali'nin "beni sevenler, bende olmayanı bana yakıştırdılar. Diğerleri ise bana düşman oldular ve bu düşmanlıklanyla bana iftira ettiler" sözünü naklederek, bu cümleyle Haridier'in Yahudiler'e ve Şiller'in de Hıristiyanlar'a benzetildiğini ifade eder.45 Şüphesiz aşırı sevgi zaman zaman insanı sevdiğini övme gayretinde gözükara davranmaya sürükler. Bu sebeple Sirhindi, Şit ulemasının yazdığı pek çok kitabın yanlı olduğunu ve maksatlı bir şekilde değişticilmiş bilgiler içerdiğini iddia etmektedir.46 Ona göre sahabileri reddeden bu tavır, esasında Kur'an'a dil uzatmaktır. Çürıkü onun bize kadar ulaşmasını sağlayan Şiller'in küfürle itharn ettikleri sahabilerin ta kendileridir. Hatta Şitler iddialarını o kadar ileri götürmüşlerdir ki, Kur'an'dan eksiitme ve ona ekleme yapıldığını bile iddia ederek Kur'an hakkında şüpheli bir durum oluşturmuşlardır. Bu tutumu akil ve vicdanla izah etmek mümkün değildir.47

Bilindiği gibi Hz. Osman ve Hz.Ali'nin hilafetini kapsayan dönemlerde fitne or­taya çıkmış ve insanların birbirine güveni sarsılacak bazı karışıklıklar meydana gelmiştir. Bu karışıklıkların neticesinde Müslümanlar arasında bazı hadiseler cereyan ettiği48 için daha sonraki dönemde Hz.Osman ve Hz.Ali'yi sevmek kişinirı Ehl-i sünnet'ten oluşunun şartı sayılmıştır. Sirhindl'ye göre her kimde bu iki güzide sahabtye muhabbet yoksa o şahsın Ehl-i sünnet'ten değil, Harid olduğu ortaya çıkar.49

Çürıkü Hz.Peygamber'in (s) Ehl-i beyt'ini sevenler Ehl-i sünnet ve'l-cemaat'tendir ve gerçek Ehl-i beyt Şi'a'sı bunlardır. so Hz.Ali'ye sevgisinde aşırıya kaçıp, galeyana gelerek sahabilere dil uzatan ve onların yolunu terk edenler ise rafıZıdir. Yoksa rafıztlik Ehl-i beyt'i sevmek değildir. Çünkü rafızllik'te bazı büyük sahabilerden teberd edi­lip/sevrneyerek yüz çevirilip, sevgide bir kısmının diğerine tercih edilmesi veya

4 ı Sirhindt, MekıObtlı, c. I, mno: 266; Sirhindt, MekıfiMı, c. III, mno: 36.

•ı Sirhindt,MekıliMı, c. III, mno: 36. 43 Aynı eser, c. ll, m no: 67. 44 Sirhindi, Redd-i Revdfız, s. 55. 45 Sirhindi, MekıObdt, c. nı, mno: 36. 46 Sirhindt, Redd-i Revd{tz, s. 61. 47 Sirhindi, Melutıbdı, c. II, m no: 36 48 Hz. Osman ve Hz.Ali döneminde meydana gelen karışıklıklar ve daha sonra bu tartışmaların neticesinde

ortaya çıkan geli§meler için bkz. Osman Aydrnlı, İs/dm Düşüncesinde Aldlleşme Süreci: Mutezile'nill Oluşumu ve Ebu'I-l-l uzey/ Al/d{, Ankara Okulu Yay., Ankara 2001, ss. 43-50.

49 Sirhindi, MektObdt, c. III, mno: 36. Cuma hutbesinde ilk dört halifeyi birlikte saymak da Sirhindi tarafından Ehl-i sünnet olmanın bir işareti olarak değerlendirilmi~tir. Sirhindf, Mtkıfibdı, c. ll, mno: 15.

so Sirhindi, Mektub&ı, c. lll, m no: 36.

Page 8: iMAM .. ı RABBANİ SİRRİNDI'NİNisamveri.org/pdfdrg/D02420/2004_4_3/2004_3_SIMSEKHI.pdf · ı RABBANİ AHMED FARÜKİ SİRRİNDI'NİN (ö.l034/1624) ŞİA VE EHL .. i BEYT'E BAKIŞI

206 Halil İbrahim Şimşek

. . .. ..1 · sözkonusudur.'' Sirhindi'ye göre Ehl-i beyt'e muhabbeti Yerilmesı ve sovu mesı A f A h bN d h . anlar Haric'ı', sahabilerden tebern edenler ra ızı ve sa a uer arasın a erhangı olmay .. n1 · Ehl · - ' · 52 bir ayınm yapmadan hepsine saygı gostere er ıse -ı sunnet tır.

Sünnılerin Ehl-i beyt sevgisinde ifrat ve tefrite yer olmadığına dikkat çeken Sirhindt, onların bu konuda orta yolu takip ettiklerini ve itidal üzere olduklannı ifade etmektedir.53 Eğer rafıztlerin arzusu Hz.Ali'nin kendisine karşı çıkanlara muamelesin­de yaptığı tercihin haklı olduğunu söylemekse, Sünnüer de zaten böyle demişlerdir.54

Ancak gerçekte rafızilerin talebinin bu olmadığı ve onların diğer sahabilerin tekfir edilmesini istediği açıktır.55 Yoksa hem Ehl-i sünnet alirnleri, hem de onların takipçileri Ehl-i beyt'e düşmanlık besleyenleri reddetmiş ve ayıplamışlardır.56 Bugün bile Sünniler arasında bu durumu açıkça gözlemlemek mümkündür . .. ,.

Sirbindi'nin Şiiler' e yönelik ifadelerinin tamamı bu kadar sert 'ç!eğildir. Nitekim onun adı geçen kesime karşı tutumunu yansıtan daha toleranslı ve uyan merkezli açıklamalarında doğrudan küfürle itharn bulunmamaktadır.57 Aksine Moğollar'ın haksız uygulamalarına karşı Sünni ulemayla birlikte hareket etmeleri gerektiğini açıkça vurgulayarak onları İslam ümmetinin ayrılmaz bir parçası olarak görmektedir. Böylece onlara çağrı yapmakta ve haksız uygulamalara ortak olma·malarıru istemekte­dir.58 Ehl-i beyt'te mensup olanlara daha bir değer vermekte ve kendilerine soylanndan geldikleri atalarının haksızlıklara karşı sürekli mücadele ettiklerini belirtilmektedir. Bu sebeple Sihrindi, haksızlıklara karşı mücadele etmek ve insanları bu anlamda uyarmak, atalarından kalan manevi mirasın onlara yüklediği kaçınılmaz bir görev olduğunu ifade etmektedir.59 Ehl-i beyt'e atalannın yüklediği görevi devralmaya çağıran Sirhindi, bununla da yetinmeyerek Ehl-i beyt'in velayet derecesinin sOfi büyüklerinin bazıla­rından daha yüksek olduğunu açıklamaktadır. Şeyhi Baki Billah'a (ö.1Ö12/1603) yazdığı ve tasavvuft tecrübelerini aktardığı bir mektubunda Ehl-i beyt'in manevi makamının Necmüddin-i Kübra (ö.618/1221) ve Alaüddevle es-Simnani'den (ö.736/1335) daha yüksek olduğunu açıklamaktadır.60 Ehl-i beyt'ten olan Seyyid Ferid'e yazdığı diğer bir mektubunda onun soyu için şu övgü dolu ifadelere yer vermektedir:

"Bugün kimsesiz kalan Müslümanların, bu dalalet girdabından kurtuluş ümidi, ancak insanların en iyisinin eviadının gemisindedir. Bir hadis-i şerlfte: Ehl-i beytim, Nuh aleyhisselamın gemisi gibidir. Bu gemiye binen kurtulur, bin me yen he/dk olur, buyruldu. Bu büyük mutluluğu elde etmek için, çok gayret etmek gerekir. Çok §ükür, Allah size mevki, güç ve etkili söz nimetlerini vermiştir. Zatıruzın şerefi de bunlara katıldığında

51 Aynı eser, c. III, mno: 36. 52 Aynı yer. 53 Aynı yer. 54 Aynı eser, c. I, mno: 120; c. ll, mno: 116, 123. 55 Aynı eser, c. lll, mno: 36. 56 Aynı yer. 57 Friedmann, Shayklı Ahmad Sirhirıdf, ss. 52-53. 58 Sirhindi, Mtktıib4ı, c. I, m no: 193. 59 Sirhindi, Mdeılib4ı, c. I, m no: 193. 60 Aynı eser, c.l, mno: 1.

Page 9: iMAM .. ı RABBANİ SİRRİNDI'NİNisamveri.org/pdfdrg/D02420/2004_4_3/2004_3_SIMSEKHI.pdf · ı RABBANİ AHMED FARÜKİ SİRRİNDI'NİN (ö.l034/1624) ŞİA VE EHL .. i BEYT'E BAKIŞI

İmam-ı Rabbani'nin Şia ve Ehl-i Beyt'e Bakışı 207

mutluluk meydanında bütün akranlarınızdan ileri gitmeniz pek kolaydır.»61

Yukarıdaki övgü dolu cümlelere bakıldığında Sirbindi'nin en azından seyyid ve şerif olduğu bilinen Şiiler'den bir kısmına karşı diğerlerine oranla daha hoşgörülü tutum sergilediği anlaşılmaktadır. Ona göre İslam'a ve Müslümanlara şiddetli hücumların yapıldığı zamarılarda Ehl-i beyt'in temsilcileri feyiz akışını sağlayarak mazlum ve garip duruma düşen dindarları korumuşlardır. İşte yine içinde bulunulan böyle bir durumda takva sahibi insanların batınlarını/iç dünyalarını Allah Teala'dan başka hiçbir şeye bağlamaması gerektiği gibi, toplumsal alanda gerçekleştirecekleri faydalı eylemlerini de birleştirmeleri ve bu anlamda yardımlaşmaları kaçınılmazdır.62

Hz.Peygamber'in (s) "Ehl-i beytim, Nuh'un (s) gemisi gibidir. Ona binen kurtulur, binmeyen ise boğulur" hadis-i şerifine atıf yapan Sirhind1, bu hadisle sahabilerin yıldızlara benzetildiği "Ashabrm yrldızlar gibidir. Onların hangisine uyarsanız kurtulursu­nuz"63 hadis-i şerifini birbiriyle irtibatlandırmaktadır. Yön arayan bir kişi yıldıza uyduğu zaman, yolu bulur. Ehl-i beyt'in gemiye benzetilmesinin anlamı ise, gemide olanların yönlerini tayin edebilmeleri için yıldızlara göre yol alması gerekir. Yıldızların durumuna göre hareket edilmezse, gemi sahile kavuşamaz. Buradan da anlaşılıyor ki, boğulmamak için, hem gemi, hem de yıldız lazımdır. Bu sebeple sahabiler arasında ayırım yapmamak ve hem onların bütününü hem de Ehl-i beyt'in hepsini sevmek ve onlara saygı göstermek gerekir. Bu iki topluluktan birini sevmemek, diğerini de sevmemek anlamına gelir.64

••• Sirhindi, dört büyük halifenin velayet durumlarını ve derecelerini ele aldığı bir

bölümde Hz.Ebu Bekir, Hz.Ömer, Hz.Osman ve Hz.Ali'nin üstünlüklerinden bahsetmektedir. Ona göre Hz.Ebu Bekir ve Hz.Ömer, Hz.Muhammed'in (s) dostlu­ğunun yüksek makarnlanna kavuştukları gibi, onlar velayet bakımından Hz.İbrahim'e (s) ve insanlan dine çağırmak/davet bakımından da Hz.Musa'ya (s) nisbet edilrnişler­dir.65 Hz.Ali ise, her iki açıdan hazret-i Hz.İsa'ya (s) bağlıdır. Hz.İsa (s) ROhullah ve Kelimetullah'dır. Bunun için kendisinde velayet yönü, nübüvvet yönünden daha kuvvetlidir.66 Bu sebeple Hz Ali velayet yönünden Hz.isa'ya (s) nisbet edildiği ve velayeti güçlü olduğu için Hz.Peygamber'in (s) velayet görevini üstlenmiştir.67 Hz.Ebu Bekir ve Hz.Ömer, Hz.Muhammed'in (s) nübüvvet görevini üstlenmişlerdir. Hz.Osman ise ortada olduğu için hem nübüvvet, hem de vetayet görevini üstlenmiş­tir. Bu sebeple Hz.Osman'ın manen Hz.Musa'ya (s) bağlılığı daha çoktur.68 Sirhind!ye

61 Aynı eser, c. ı, mno: 51. 62 Aynı eser, c. 1, mno: 45. 63 Ebu Abdullah el-Hakim et-Tirmizi, Nevlldirü'l-usul {1 alu2disi'r-ras0/, tahk.: AbdurrahmAn Umeyre, Daru'l­

Cil, Beyrut 1992, c. III, s. S. 62; Şemsüddin Muhammed ez-Zehebi, MfzAnü'l-i'tidt!l {i 11altdi'r-ricdl, tahk.: Adil ahmed el-MevcOd, Daru'l-Kütübi'l-İlıniye, Beyrut 1995, c. 1, s. 214.

64 Sirhindi, MelttObt!t, c. 1, mno: 59, 120. 65 İmam-ı Rabhani'nin tasavvuf anlayışında yerini bulan velayet dereceleri/makamlarından her birinin bir

ulu'l-azm peygambere nisbeti vardır. Bu velilyet derecelerinden birincisi HzAdem'e (s) ikincisi Hz.İbrahim (s) ve Hz.Nuh'a (s), üçüncüsü Hz.Musa'ya (s), dördüneoso Hz.İsa'ya (s) be§incisi ise Hz.Muhammed'e (s) nisbet edilir. (Sirhindt, MekıObdt, c. I, mno: 260; kr§. c. ll, mno: 6, 97). Burada zikredilen nispetler ve bağlılık durumlan da bu velayet makamianna i§aret.le kullanılmı§ olmalıdır.

66 Sirhindt, MektOMı, c. ı, mno: 260. 67 Aynı eser, c. ı, mno: 251. 68 Aynı yer.

Page 10: iMAM .. ı RABBANİ SİRRİNDI'NİNisamveri.org/pdfdrg/D02420/2004_4_3/2004_3_SIMSEKHI.pdf · ı RABBANİ AHMED FARÜKİ SİRRİNDI'NİN (ö.l034/1624) ŞİA VE EHL .. i BEYT'E BAKIŞI

208 Halil İbrahim Şimşek

göre peygamberlik/nübüvvet, velayetten üstündür. Velayet, ancak nübüvvet için bir basamaktır.69 Burada verdiğimiz açıklamalarıyla Sirhindi, ilk dört halifenin görev sıralamasının velayet derecelerine uygun olarak gerçekleştiğini ima etmektedir .

••• Şiiler'in Hz.Ömer'i eleştirip suçlayarak küfürle itharn ettikleri bir konu da,

Hz.Peygamber'in hastalığının ağırlaştığı bir esnada bir şeyler yazmak için kağıt ve kalem istemesi (kırtas) üzerine Hz.Ömer'in de aralannda bulunduğu bir grubun bunu engellemiş olmasıdır. Sirbindi bazı mektuplarında bu konuyu ele alır ve delilleriyle tartışır. 70 Ona göre Hz.Ömer'in bu davranışı red ve inkar için değildir. O, Hz.Peygamber'in (s) tam olarak ne yapmak istediğini öğrenmek is.temiştir. Çünkü Hz.Peygamber'in (s) hastalığı ağırlaşmış ve Hz.Ömer böyle bir andtı onun rahatsız edilmesini istememiştir. Zaten Hz.Peygamber (s) kağıdı eğer çok <;>nemli bir mesele veya vahiy için istemiş olsaydı bu talebini tekrar ederdi. Faka.t tekrarlamanın gerçekleşmediği bilinmektedir. Bu durumda mevzunun o kadar da önemli olmadığı ortaya çıkmaktadır.71

Sirbindi'ye göre Hz.Peygamber'in (s) her sözü ve uygulaması sadece vahiy ile belirlenmiş değildir. Onun bazı kararları ictihada dayanmaktadır.n İctihada dayalı kararlarda isabet etmek kadar, etmemek de mümkündür. Kur'an'ın bir kısım ayetlerinde Hz.Peygamber'in İstişare ile veya tek başına verdiği bazı kararların hatalı olduğuna dair uyarılar yer almaktadır.73 Şiiler'in Necm suresi 3. ayet-i kerimeye74

dayanarak iddia ettikleri gibi Hz.Peygamber'in (s) her kararı vahye dayansaydı, o zaman Kur'an'da böyle uyarıların bulunmaması gerekirdi. Çünkü vahiy kendi içinde çelişmemelidir.75 Hz.Peygamber'in (s) istişare ile ictihad ettiği ve kendisinin de katıldığı bazı hususlarda daha sonra gelen vahiy sahabllerden diğer bir kısmının ileri sürdüğü görüşe uygun olmuştur. Mesela Bedir esirlerine yapılacak muamele hususun­da Hz.Peygamber'in (s) ve bir grup sahabinin kararı "diyet talebi" yönündeydi. Hz.Ömer ve onun görüşüne katılan bir grup sahabi ise "öldürme" cezasının uygulan­masını istemişlerdi. Aynı konuda gelen vahiy Hz.Ömer'in görüşünü isabetli olduğunu göstermekte ve "diyet talebi"nde bulunmayı şiddetli bir şekilde olumsuzlamaktadır.76

69 Aynı eser, c. 1, mno: 251, 260. 70 Sirhindi, Mefuübt1t, c. ll, m no: 96; Sirhindi, Redd-i Revdfız, s. 56. 71 Sirhindr, Mektfibdt, c. Il, mno: 96. n Sirhindi, Redd-i Rev4ftz, s. 57; Sirhindi, Mektübdt, c. H, mn o: 96. 73 Kur'an'da Hz.Peygaber'e (s) yönelik ilahi uyanların yer aldığı ayetlerin bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

"Aflalı'tı ve alıiret gü u üne ilıantııılar, mallarıyla ve can/arıyla cihad etmeyi görev bildiklerinden (zaten geri kalmak için) smdeu izin istemezler. Allalı o muttakileriu kinı/er olduğunu bilir. N Tevbe, 9/44. "Ey Peygamber! Eşlerinin rızasını gözeterek Allalı'ın sana hel&/ kıldığı şeyi niçin kendine lıaram ediyorsun? Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir." Tahrim, 66/1. "Surat asn ve döndü; Kör geldi diye. Ne bilirsin belki o armacak? Yahut {iğüı diuleı•ecek de öğüt, kendisine yarayacak. Kendisini zeugin görüp teuezzül ermeyene gelince; Sen ona yöneliyorsun. Onutt amımamasından sana ne? Fakat koşaralı saııa gelen, Saygılr olarak gefmişkw, Seu oııuula

i/gilenmiyorsuıı. N Abese, 80/1-10. 74 "O /ıev4dan konuşmaz. " Necm, 53/3. Sirhindi'ye göre bu Ayet Kur'~n'a mahsustur ve onun vahiyle indiğini

teyid etmektedir. Sirhindi, Redd-i Rev4(ız, s. 57. 75 Sirhindi, Redd-i Rev4fız, s. 57. 76 Sirhindi, Mektubdt, c. ll, m no: 96. Bedir esirlerine muamele konusunda Hz.Peygamber'i (s) uyaran ayetler

§öyledir: • Hiçbir peygamberin, yeryıizüııde ağ tr basmadıkttı (kafirlere karşı ezici bir üstünlük sağlanıadıkça), esirlerinin olması doğru değildir. Siz düııya varlığını istiyorsunuz, Allah ise ahireti kazanınanızı istiyor. Alla/ı, güçlüdür, lıikmet sa/ıibidir. Eğer Allafı'ıan, (yanı/ma ile verileli hükümlerden ötürü azap eınıemtk hakkında) bir

-+-+

Page 11: iMAM .. ı RABBANİ SİRRİNDI'NİNisamveri.org/pdfdrg/D02420/2004_4_3/2004_3_SIMSEKHI.pdf · ı RABBANİ AHMED FARÜKİ SİRRİNDI'NİN (ö.l034/1624) ŞİA VE EHL .. i BEYT'E BAKIŞI

İmam-ı Rabbiini'nin Şia ve Ehl-i Beyt'e Bakışı 209

Eğer Hz.Peygamber'in her uygulaması vahye dayansaydı, o zaman bu ayetlerde sahabllerin değil, Hz.Peygamber'in (s) haklı çıkarılması gerekirdi.77

Şiiler'in Hz.Ebu Bekir ve Hz.Ömer'i küfürle itharn ettikleri diğer bir mesele, Hz.Peygamber'in Hz.Üsame koroutasında bir ordu kurdurtması ve adı geçen halifelerin bu orduya katılmamasıdır. Şiller'e göre onların bu tutumu vahye ve dolayısıyla emre itaatsizliktir. Sihrind!, Hz.Peygamber'in (s) Hz.Üsame koroutasında ordu hazırlatmasının da vahye dayanan bir uygulama olmadığını ifade etmektedi.r.78

Yine Hz.Osman'ın Şiiler tarafından küfürle itharn edilmesine sebep gösterilen olaylardan biri olan Mervan b. Hakem ve babası Hakem b. Ebi'I-As'ın Medine'den sürgüne gönderilmesi ve Hz.Osman'ın kendi bilafeti döneminde onun Medine'ye girmesine izin vermesidir. Halbuki Hz.Peygamber'in (s) bu uygulaması da yukarıda bahsedilenler gibi ictihada dayalı kararla gerçekle§mi§tir. Burada değinilen her iki olayda Sirbindi'ye göre vahiyle belirlenmi§ hususlar değildir. Bu sebeple sözü edilen kararlara katılmadığını belirtenler küfürle itharn edilmemeli ve onlara kafir denmeme­lidir. 79

SONUÇ

Sonuç olarak Sirbindi'nin Şi'a ve Ehl-i beyt konusundaki görü§lerirıin ya§adığı coğrafyadaki siyasi yapılanmaya, müntesibi bulunduğu ekolün görü§lerine ve Moğol yönetiminin bazı politikalarına kar§ı giri§tiği hak arama mücadelesine dayandığı veya onun bunlardan ciddi bir §ekilde etkilendiği görülmektedir. Onun yazı hayatına ba§ladığı ilk dönemlerde Şiller'i tekfire varan değerlendirmelerinin -ki bu sonuca önemli ölçüde Şiiler'in Sünnller'e kar§ı ağır itharnlarda bulunmalarının neden olduğu anla§ılmaktadır- sonraki dönemde daha ılımlı ve Şiller'i yanına çekrneğe yönelen bir hale geldiği, dolayısıyla önemli ölçüde ifadelerini yumu§attığı gözlenmektedir. Buna rağmen Sihrindi, doğru bildiklerini savunmaktan vazgeçmemi§, Şiiler'in bazı görü§lerinin yanlı§ olduğunu ve onların reddedilmesi gerektiğini ifade etmekten, bu yanlı§ anlayı§lan benimseyenlerin onlardan vazgeçmeleri gerektiğini açıkça vurgula­maktan geri durmamı§tır.

--yazı geçmemiş olsaydı, aldığınız fidyeden dolayı size mutlaka büyük bir azap dokunurdu. H Enfal, 8/67-68. Beydavt, bu Ayetlerin Hz. Ömer'in Bedir esirlerinin öldürülmesi konusundaki ictihadında isabet ettiğinin teyidi olarak kaydetmektedir. Nasıruddin Ebi'l-Hayr Abdullah b. Ömer el-Beydavi, Envdru't-tenzll ve esrdru'ı-ıe'vfl, 2.bs., Mektebetü Mustafa el-Babi el-Hale bi, Mısır 1968, c. 1, ss. 401-402.

77 Sirhindi, Redd-i Revd(ız, s. 57. 78 Sirhindi, Redd-i Revdfız, s. 58;; Sirhindi, MektObdt, c. II, mno: 96. 79 Aynı yerler.