imam kurtubi tefsiri el camiu li ahkamil kuran 2
TRANSCRIPT
el-Cainiu li-Ahkami'l-Kurāan
Imam Kurtubi
ā Mil
buruc yayinlari: 32 - 20
015j})S\ iLJi UJ t J'
el-Camiu Li Ahkamiāl-Kurāan Veāl-Miibeyyinu A
Lima Tedammenchu Mineās-Sunneti Ve Ayiāl-Furkan Fihristi
Ā© Her hakki mahfuzdur.
Kaynak gosterilmeden alinti yapilamaz.
()i/gl
Tush I h Mizanpaj Baski
20. Clld Hlrlnd haski
Buruc Yayinlari
Buruc Yayinlari
Buruc Yayinlari
Enes BasinYayin
Aralik 2006
Aralik 2006
IMAM KURTUBI
EL-CAMIU LI AHKAMiāL-KURāAN
FiHRiSTi
I In/irluynnlar
KSzim SAfiLAM
Ramazan TUG
20. CILD
BURUC VPViniRRI
BURUC YAYINLARI Buyiikkaraman Cad. No: 21 / A Fatih - 1ST Tel: (0212) 631 10 98 - Fax: (0212) 534 87 82
liisni illicit 1 imh manirrahim
SUNUĀ§
Alhihāa hamd u senalar, Rasuliine sonsuz salat u selamlar olsun. Uzun
vc yorucu bir yahgna ve gayret sonucu imam Kurtubi nin āel-Camiu li AhĀ¬
kamiāil- Kurāanā Tefsirini tamamlamiĀ§ olduk.
AHaliāin, biz insanlar iyin, nezdinden indirdigi Kitabim okumak, anla-
mak vc geregince amel etmck elbette Kitabi anlamalarina baglidir.
Kilabin Arapya dili ile indirilmiĀ§ olmasi, Arapya konuĀ§amayan kavimler
i<,in bir cngci vc sikinti oluĀ§turur.
Hu cngcii a$mak ign tereiime faaliyctlcri ba$lamiĀ§ vc zamanla islamāin
ana kaynaklan Tiirkveyc yevrilmi$tir.
Meal yali$malanna yillarca direnilmiĀ§ olsa da bugun artik kabul gormuĀ§
bir vukindir.
Kur'an Tcfshleri igin de aym yol izlenmiĀ§ ve hatin sayilir Tefsirler Turk-
Vcye kazandirilmiĀ§ ve Tiirkge konuĀ§anIann istifadcsine sunulmuĀ§tur.
Tereiime faaliyetleriyle fikir hayatimiza buyiik bir canhlik getirilmiĀ§ ve
insanimiz Yaraticinin bize neler emir ettigini daha iyi anlamak iyin gayret-
ler gostermiĀ§tir. Boylece Kurāanāi anlamak ve yaĀ§amak iyin gereken bilgi ve
Ā§uura ulaĀ§ma daha kolay hale gelmigtir.
Her Tefsirin kendisine has ozelligi vardir, bir yonuyle tebariiz eder.
imam Kurtubiānin āel-Camiu li Ahkamiāil- Kurāanā Tefsiri de ayn ozellikle-
ri olan bir Tefsirdir.
Adindan da anlaĀ§ilacagi gibi genel itibanyla āAhkamā Tefsiridir diye bi-
liriz. Fakat āel-Camiu li Ahkamiāil- Kurāanā sadece fikihla sinirh kalmiĀ§ bir
tefsir degildir.
Kurāanāi anlamak ve yaĀ§amak igin lazim olan turn bilgi tefsirde meveut-
tur. Kendi devrine kadar Kurāanāla alakah ne yazilmiĀ§sa Kurtubi ondan ya-
rarlanmiĀ§ ve degerlendirmiĀ§tir.
6 IMAM KURTUBl FlMRlBT
islam ilim tarihinin hir luilasasidir.
Kiaraata dair gokga malumal toplami$, degerlendirmijj ve kiraat I'arkli-
liklarindan dogan mana zenginligini bize rahat hir Ā§ckildc sunmutjtur.
Dil ile alakali geniĀ§ geniĀ§ agiklamalarda bulunmuĀ§, adcte kclimelerlc
akraba olmuĀ§tur. Tefsiri okuyan, Kurāan kavramlariyla ve Kurāan diliyle gok
rahat iilfet peyda edebilir ve Kurāanāin her bir kelimeye yukledigi manayi
c anli bir varlik gibi his eder.
Ayetten hukiim gikarirken bile dile daniĀ§ir ve miimkiin mertebe dil ile
ahkam arasinda bir bag kurar. Okuyucu, ahkann dile dayandirdigtm go-
riince ferahhk duyar. Bunu incelerken Arap Ā§iirine, orf adet ve gelenekle-
re, eski medeniyetlere, Hadise ve diger mezhep mensuplann gbriiĀ§lerine
ozenlice egilir. Onlari degerlendirir, belli suzgegten gegirir, uzunca muha-
kemesini yapar sonunda kendi kanaatlerini beyan eder.
Ele aldigi herhangi bir konuyu, once lehte ve aleyhte delilleri serd eder,
mezheplerin goriiĀ§lerini zikreder, aralanndaki farkhliklari belirtir, daha
kuwetli gordugii goruĀ§ii bagli bulundugu mezhebin hilafina da olsa tercih
eder. Bazen kendi gbriiĀ§lerini ifade eder ve ictihadda bulunur. Derim ki;
diye baĀ§layan paragraflarda Kurtubi mutlaka farkli bir goruĀ§ beyan eder ve
o giine kadar sbylenmemiĀ§ bir goriiĀ§ ortaya atar. Nigin boyle bir kanaate
vardigini da uzun uzun izah eder.
Bdyle bir eserin Thrkgeyt* terciime edilmemiĀ§ olmasi Kurāanāin anlaĀ§il-
inasinda ve ya$anilmasmda bir nakisa olurdu, bir boĀ§luk olu^tururuydu.
Biz bu boglugu doldurmak igin
Kurtubl'nin "cl-Camki li AhkAiniāil- Kurāanā Tefsirini terciime etmeye ka-
rar verdik, Muhlcrcm MiUercim M. Besir ERYARSOYāla bu iĀ§in altindan kal-
kubllcccftlmizc kunaut getirdik.
M. Besir ERYAKSOY'un terdlmedeki deneyimi ve Kurāan ilimlerine ve
diftcr Islam! Illmlere vukulālyeti de bizi ccsaretlendirdi.
Birdcn gok mGtercimle de bu i$i yapabilirdik. Tecrubelerimiz bize gos-
terdi ki; heyet halinde yapilan terciimeler beraberinde birgok sikinti geti-
rir.
Her bir mtltercimin; kullandigi dili, zevki, iislubu, kelime segimi, kav-
ramlari segme ve kullanmalari farkli farklidir. Boylesi ciddi bir eserde bu
tOr farkhliklar esere golge duĀ§uriirdu, buna musaade etmedik, Onun igin
IMAM KURTUBl FlHRlST 7
zaman uzasa da Ini esere yaki^ir olanin lek olden ve yet kin bir elden yik
masiydi. Biz de Ininu yaptik.
Aynca M. He$ir EKYARSOYāun, Tefsir terciimesinden once Miiellil
āimam Kurtubiānin Mayati, Escrleri, Tefsiri ve Tefsiriā adli <;aliĀ§masi da ese
re hir zenginlik katmiĀ§.
193 saliifelik bu ^aliĀ§mayla beraber terciimenin teknikleri ile ilgili geni.s
malnmat vermiĀ§tir.
Eserde ge^en; Ā§iir, yer, kitap, muellif gibi konularla ilgili Miitercim ayn
hir f;ali$ma yapmtĀ§ ve tahriderde bnlunmuĀ§tiir
irab, kelime tahlili, kiraat ilmiyle ilgili konulari da ehil bir Ā§ekildc* izah
etmiĀ§tir.
Tinkle konuĀ§anlari ilgilendirmez diye Ā§iir terciimelerini ve Arap^aya
has bazi konulari es ge^medik. Genellikle Ā§iirlerin asillanni da verdik. Ter-
cumelcriylc karĀ§ilaĀ§tirmak isteyenlerc boyle bir imkan da sunduk.
Eserin hazirlanmasinda emegi ge^en herkese ayn ayn to$ekkilr ederiz.
Teknik ekibe hassetsen teĀ§ekkiir ederiz, tiim isteklerimize eevap verdller
ve <;okga denemelerden sonra bu Ā§ekli sunmayi uygun gordiik.
Tashihinde bize katki saglayan arkadaĀ§lara da teĀ§ekkiiru borg biliriz.
Bilhassa turn ciltleri titiz bir Ā§ekilde okuyup gozden ka^irdiklarnnizi da
tamamlayan ve kismen duzelten BaĀ§bakanlik arĀ§iv gorevlisi Ramazan TUG
Bey efendiye teĀ§ekkiir ederiz.
Allahāa hamd olsun eser noksansiz tamamlandi.
Boyle bir eseri gikarmakla hayirli bir amel iĀ§ledigimize inaniyomz.
islamāa ve Miislumanlara yonelik turn baski ve karalamalara ragmen
esere olan ilgi bizi hem sevindirdi hem de cesaretlendirdi.
Kurtubi Tefsiriānin Terctimesi, islam! duĀ§unceye ve Islam! hayata katki
saglamasini umuyor, bize bu eseri Tiirk^eye kazandirmasina vesile ettigi
igin Allahāa sonsuz hamd u sena ediyoruz.
Editor
c;ikiĀ§
Kurtuhiānin āel-Camiu li Ahkamiāil- Kurāanā Tefsirine yazdigi āMukadcli-
meāsinde; nasil bir Tefsir yazmak istedigini ve bu Tefsiri yazarken nasil bir
yol takip ettigini, Tefsir, usul, Kiraat, Siinnet. Benzeri konularda ncler
duĀ§undugunii ve bu konularda diiĀ§iincesinin ne oldugunu belirmektedir.
Bazi ozet ahntilar yaparak okuyucuya sunuyoruz. Daha geniĀ§ bilgi
igin Birinci cilt 197-325 sahifelere bakabilirler.
Kurtubinin Hayati ve tefsiri ile alakali malumati da baĀ§ taraftaki Mi'iter-
cimin āimam Kurtubiānin Hayati, Escrlcri, Tefsiri ve Tefsiriā adli Ā£ahĀ§masi-
na bakilabilinir.
Kurāan Tarihi, anlaĀ§ilmasi ve tefsir ilgili Kurtubinin goruĀ§lerinin ozeti
agagida verilecektir.
Allahāa hamdolsun. Ā§ehadet ederim ki, Allahātan baĀ§ka higbir ilah yok-
tur, birdir, tektir, ortagi yoktur. O, samed clan Rabbimizdir, eĀ§i ve benzeri
yoktur. Olumsiiz, hayy ve kayyumdur, celal ve ikram sahibidir. Biziere bib
yuk ve sonsuz bagiĀ§larda bulunmuĀ§tur. Kurāan-i Kerim Oānun yiice kelami-
dir. tnsanlan yaratandir, yiice nimetini bagiĀ§layandir. Yiice Peygamberāi Mu-
hammedāi a^ik beyan ile gonderendir, biitiin bunlan bize ihsan eden Rab-
bimize gece ve giindiiz araliksiz olarak hamd u sena ederiz. Yiice Peygam-
bcri ile herĀ§eyi agik se^ik beyan eden, Ā§iipheyi ve kesin bilgiyi birbirinden
ayirdeden Kitabāi gondermiĀ§tir. Fasih ve belig konuĀ§anlar, onun gibi bir ki-
tap getirmekten acze duĀ§miiĀ§ler, iistiin akil sahipleri onu giiriitmek imkani-
ni bulamamiĀ§lar, iistiin edipler ona benzer bir soz soylemekten acze diiĀ§-
miiĀ§lerdir. Birbirlerine yardimci olsalar dahi onun benzerini getiremezler.
Yiice Rabbimiz, Kurāan-i Kerimāin misallerini diiĀ§iinen kimseler igin ib-
retler, emirlerini basiretini kullanarak gorenler igin bir hidayet kilmiĀ§tir. Ki-
tabinda farz olan hukiimleri agiklamiĀ§, helal ile harami birbirinden ayirt et-
10 Imam kuriijbI ā fIhrist
miij, akillann anlayip kavrayabilmesi lyin bgiii ve kissalan U-kr:nā rimi$, mi-
sailer vermi$tir. Gaybin haberlerinden kissalar anlalmt.siir. C) bakimdan yti-
ce Allah, Ā§oyle buyurmaktadir: āBiz Kitabda higbir Ā§cyi eksik birakmachk. ā
(el-Knāam, 6/38)
Yiice Allah, Kitab-i Kerimāiyle ger$ek dostlarina hitap etmiĀ§tir. Onlar da
hti hitabi anlayip kavrarmĀ§lardir. Bu kitabinda kendilerine maksadini be-
yan ctmiĀ§, onlar da bu maksadi ogrenmiĀ§lerdir. Kurāanāi okuyup belleyen
kimseler, Allahāin gizli sirnni ogrenmiĀ§, Oānun hazinelere sigmayan ilmini
korumaya almiĀ§ kimselerdir. Peygamberlerinin halifeleri ve onun guvendi-
gi emin kimselerdir. Kurāanāi okuyup belleyenler, Allahāin Ozel, hayirli ve
se^kin kullandir. Rasulullah (s.a) Ā§oyle buyurmuĀ§tur: āĀ§uphesiz Allahāin
bizden (insanlardan) se^kin yakinlari vardir.ā Ashab-i Kiram: Ey Allahāin
Peygamberi, onlar kimlerdir? diye sorunca Ā§u cevabi vermiĀ§tir: āOnlar
Kurāan ehlidir. i$te onlar Allahāin yakinlari ve segkinleridir.ā Bu hadisi ibn
Mace SUnen āincle, Ebu Bekiā el-Bezzar da Musnedāinde rivayet etmiĀ§tir. (l)
Allahāin Kitabiām bilen kimseler, o kitabin nehiylerine riayet etmeye, o
kitapta kendilerine yapilan a^iklamalar geregince ogiit almaya, korkarak
ve onun gbzetimi altinda olduklanni bilerek Allahādan gerektigi gibi haya
etmeye ne kadar da layiktirlar?! Ā£iinku boylelerine peygamberlerin yiikii
vcrilmi# ve Kiyamet guniinde islamāa, Kurāanāa aykin hareket eden diger
din ve inane,' sahiplcrine kar$i $chadet edecek konuma yiikselmiĀ§lerdir. Ni-
tekim yiice Allah $Oyle buyurmaktadir: "Boylece sizi vasat bir ummet kil-
dik. fid bin Insanlara karĀ§i Ā§ahitler olasimz diye." (el-Bakara, 2/143)
Ā§unu bilmek gerekir ki, Kurāanāi ogrenip durdugu halde, Kurāanādan ga-
fll olan klmsenin sorumlulugu, geregi gibi ogrenemeyen, bilemeyen kim-
senin sorumlulugundan daha buyuktiir. Kurāan ilmini elde ettigi haldc,
Kur'flnādan yararlanamayan, yasak kildigi Ā§eylerden uzak durmayip $ekin-
meyen, firkin giinahlari i$leyen, yiizkizartici suglar iĀ§leyen bir kimseye kar-
Kurāan bir delil ve onun karĀ§isma dikilecek bir davaci olacaktir. Nitekim
Rasulullah (s.a) Ā§oyle buyurmuĀ§tur: āKurāan, ya lehine veya aleyhine bir
delildir.ā Hadisi Muslim rivayet etmiĀ§tir.(2>
O halde yiice Allahāin Kitabiām ezberleyip bellemekle, ozel imtiyaz taĀ¬
il) Ibn MAce, Mukaddime 16; hd. no: 215; Miisned, III, 127-128; Hakim, Miistedrek, I, 556 (2) MUslim, Vasiyyet 14; Miisned, II, 372
Imam kurtub! fIhrIst 11
mdigi l>ir kimso, Allahāin Kitahi'm hakkiyla okumakla, iladelcrinin gergck
manasini dikkatle diitjiinmekle, akillara durgunluk veren nianalanni kavra-
maya gahĀ§makla, onun anlaĀ§ilmakta giigliik gekilen yerlcrini iyice kavra-
makla gorevlidir. Yuce Allah bu konuda Ā§oyle buyurmaktadir: "Ayetlerini
duĀ§iinsunler, akil sahipleri ogiit alsinlar diye sana indirdigimiz $ok nniha-
rek bir Kitaptirā (Sad, 38/29). Yine yiice Rabbimiz, bir baĀ§ka yerde $<>yle
buyurmaktadir: āOnlar Kurāanāi duĀ§unmezler mi, yoksa kalplerinin iizc
rinde kilitler mi var?ā (Muhammed, 47/24).
Yiice Allah, Kurāan-i Kerimāin miicmel boliimlerini beyan etmeyi, mii$-
kil olanlariru agmayi, ihtimalli olanin asil anlamini agiklamayi yiice Ra.siilu
Muhammed (s.a)āe birakmiĀ§tir. Boylelikle Peygamber (s.a), risaleti teblig
etmek goreviyle birlikte Kurāanāi anlama ve Kurāanāin anlaĀ§ilmast konusun-
da da baĀ§vurulacak makamda olmak iistiinliigunii haiz olmu$tur. Yiice AlĀ¬
lah, bu konuda Ā§oyle buyurmaktadir: āBiz, sana bu zikri (Kurāanāi) indir-
dik ki, insanlara kendilerine ne indirildigini a$ik$a anlatasin". (en-Nahl,
16/44).
Diger taraftan Rasulullah (s.a)ādan sonra Kurāanāin dikkat yektigi nnlnm-
lan yikartmak, iĀ§aret ettigi esaslari tesbit etmek yetkisi miitehassi.s Him
adamlanna verilmiĀ§tir. Onlar, Kurāan iizerinde ictihad ederek neyin anlatil-
mak istendigi ilmine ulaĀ§irlar. Bununla da baĀ§kalanndan ayn ve farkli bir
konuma yiikselirler ve ictihad etmeleri sebebiyle ozel bir ecir alirlar. Bu
konuda da yiice Allah Ā§oyle buyurmaktadir: āAllah, sizden iman edenleri
ve (ozellikle de) kendilerine ilim verilenleri dereceler ile yukseltsinā. (el-
Miicadele, 38/11).
Buna gore Kitap, asildir. Sunnet-i seniyye onun bir agiklamasi (beya-
ni)dir. ilim adamlarinin Kurāanādan gikardiklari hiikiimler (istinbatlar)
Kurāan igin bir agiklama, bir beyandir.
Allahāin Kitabi, Ā§eriatin biitiin ilimlerini ihtiva eden, farzi ve siinneti, ba-
gimsiz olarak beyan eden, semanin giivenilir Ā§ahsiyeti aracihgiyla yeryuzii-
niin giivenilir Ā§ahsiyetine indirilen Kitap oldugundan dolayi, hayatta kaldi-
gim siirece onunla ugraĀ§mayi, biitiin giiciimii bu yolda harcamayi uygun
gordiim. Bunun igin Kurāanāa dair ozlii bir agiklama yazmak istedim. Bu
agiklamada tefsire, dile, iārab ve kiraatlere dair niikteler yer alsin, istedim.
Sapik ve dalalet igerisinde olanlarin kanaatlerini red edeyim dedim. Bu ki-
sa ve ozlii agiklamamda zikredecegimiz hiikiimlere ayetlerin nuzulune da-
Imam kurtub! ā fIhrIst i if
ir pek g>k liadisi beige olarak ortaya koymak; Ix">ylc*likk* hukiimlerin ve
ayellerin anlamlarim bir arada ifade edip bunlann anlaglmasinda zorluk
yekilen ycrlerini beyan etmek istedim. Bu agklamalarimi da selefin ve son-
radan gelip onlara uyan haleflerinin de sozleriyle desteklemeye yaliĀ§tim.
Ben, bu kitabi kendime bir ogiit, oliim giinum igin bir azik, olumiimden
sonrasi igin salih bir amel olsun diye yazdim. Yuce Allah Ā§oyle buyurmak-
ladir: āO gunde insana onden yolladigiyeyler de, geriye biraktigi Ā§eyler de
ha her verilirā (el-Kiyame, 75/13); āHer bir nefs, onden neyi yollamiĀ§, geriĀ¬
ye neyi birakliysa, hepsini bilmiĀ§ olacaktirā (el-infitar, 82/5). Rasulullah
(s.a) da Ā§6yle buyurmuĀ§tur: āInsanoglu oldu mu Ā§u uy Ā§ey diĀ§inda ameli
kesilir: Kalici ve faydali bir sadaka (sadaka-i cariye) yahut kendisi ile ya-
rarlanilan bir ilim veya kendisine dua edecek salih bir evlat (birakmiĀ§ ise
amel defteri kapanmaz, sevap yazilmasina devam edilir.)ā (1>
Bu kitabi yazarken uymayi taahhut ettigim bazi Ā§artlar var: GoruĀ§lerin sa-
hiplerini belirtmek, hadislerin yer aldiklari kaynaklan zikretmek. Denildigi-
ne gore bir sozun sahibine izafe edilmesi ilmin bereketindendir. Qogu za-
man fikih kitaplartnda ve tefsirlerde hadisler muphem bir Ā§ekilde birakil-
makladir. Bu hadisin, hadis kitaplarmi yakindan taniyan kimseler diĀ§inda ki-
min taral'indan rivayet edildigini bilen olmaz. Bunun sonucunda konu ile il-
gili yelerli bilgiye sahip olmayan ki$i $aĀ§irir kalir. Sahih olani olmayanindan
ayird edemez. Bunn bilmek ise biiyiik bir ilmi gerektirir. O bakimdan bir
hadisin ileri gelen hadis imamlarindan ve Islam dininin guvenilir ve iinlii
Onderlerinden kimin taral'indan rivayet edildigi agklanmadikya delil diye
gbsiei'ilmesi ve oiulan luikiim gkanlmasi kabul edilemez. Bizler bu kitabi-
mizda buna da birtakim agklamalarda, iĀ§aretlerde bulunacagiz.
Dlfter larai'tan nuil'essirlerin zikrettikleri pek yok kissayi, tarihyilerin ver-
dikleri pek yok haberi zikretmeden geyecegim. Gerekli ayiklamalar iyin,
mullaka ihtiyay duyulacak olanlan ise, bundan mustesna olacaktir. Bu ko-
nuda ahkam ayetlerinin gereken Ā§ekilde ayiklanmalari iyin anlamlarina
agklik getirecek ve hukiimlerini ogrenmek isteyen kimseyi ayetlerin muk-
lezasina iletecek kadar ayiklamalarda bulunacagim. O bakimdan bir iki veĀ¬
ya daha fazla hiikum ihtiva eden her bir ayet-i kerimeyle ilgili birtakim
mesāeleler ( biz terciimede birinci ikinci., mesele diye mtiellif tarafindan
(I) Muslim, Vasiyyet 14; Miisnecl, 11, 372
Imam kurtub! fihrist 13
belirtilen konulara uygun ba$liklar koyduk) etc aklim. Hu mescleleidc nii
/ul schcplcri, garip (anla$ilmasinda giiyluk ^ekilcn) kclimclcrin vc hukiim-
Icrin tefsiri ycr alacaktir. Eger ayet-i kerime herhangi bir hukum ihliva cl-
iniyor ise, bunun ile ilgili tefsir ve teāvile dair agiklamalari zikretmekle yc-
tindim. Bu, kitabin sonuna kadar boylece suriip gitti.
Ben bu kitabima:
āel-Caimiāu li Ahkamiāl-Kurāan veāI-Mubeyyinu lima tedammene-
hu mineās-Siinneti ve Ayiāl-Furkanā āKuranāin Ahkami ve ihliva el(iti>i
Slinnet ve Furk.an ayet.leri.ni heyan edip aqtklayan ā ā achni verdim. Alla I*
bunu kendisi i^in halis kilsin. Onunla beni, anne ve babami ve onun dile-
yecegi kimseleri lutfii ile faydalandirsin. Ā§iiphesiz ki O, dualan i$itendir,
yakindir, dualan kabul edendir.
Kurāanāin faziletine dair geniĀ§ a^iklamalarda bulunan nuifessirimiz simĀ¬
ian zikreder;
Ā§unu bil ki bu, olduk^a geniĀ§ ve kapsamli bir konudur. ilim adamlan,
bu konuda bir^ok eser yazmiĀ§lardir. Biz bunlardan Kurāanām Iāazilelinl,
Kurāanāi Allah nzasi igin ogrenmeye talip olduklan ve gcrcgincc amel el-
tikleri takdirde Allahāin, Kurāan ehli igin neler hazirlamtĀ§ oldugunu gbste-
recek bazi hususlan zikredecegiz.
Kur'an-i Kerimāin faziletine dair muāminin ilk bilmesi gereken husus, buĀ¬
nun alemlerin Rabbi olan Allahāin halkedilmemiĀ§ sozii, e$i ve benzeri bu-
lunmayanin kelami, dengi ve benzeri olmayanin sifati oldugunu bilmesidir.
Kurāan, aziz ve celil olan Allahāin zatinin nurundandir. Kiraati (Kurāanāin
okunmasi) ise, Kurāan okuyanlann sesleri ve nagmeleridir. Bu ise, onlarin
bazi ibadetlerde farz olarak ve gogu vakitlerde de mendub olarak yerine
getirmekle emr olunduklan kendi kesbleri (kazanglan) olan bir iĀ§tir. Cii-
nub olma hallerinde ise, Kurāan okumalan yasaklanir. Kiraatleri sebebiyle
ecir alirlar, onu terkettikleri i^in de cezalandinlirlar.
Bu konuda varid olmuĀ§ pek <jok haber bunu gostermektedir. Sevap ve
ikap (ecir ve miikafat) ancak kullann kesbi olan fiiller hakkinda soz konu-
su olur. Ā§ayet yiice Allah, bu Kurāan-i Kerimāi gcregi gibi duĀ§unmek, on-
dan ibret aimak, Kurāan-i Kerimāde yer alan ve Oāna itaat ve ibadet ile ilĀ¬
gili buyruklan ibretle du$unmek, haklanni ve farzlanni geregi gibi yerine
getirmek igin kullarinin kalplerine biitun bunlan taĀ§iyacak kuweti verme-
14 IMAM KlJRTUBl FlHRlST
1111$ olsaydi, kalpler buna kallanamaz, onim agirligi altinda czilir giclerdi.
Yahut alabildigine bir sarsinti geqāirir ve buna hi^bir gekildc tahammul ede-
mezdi. Nitekim sozii hakkin ta kendisi olan Ā§ani yiice Rabbimiz $6yle bu-
yurmaktadir: āEger Biz, bu Kurādnāi bir dagin uzerine indirseydik, muhak-
hak hi o dagi Allah korkusundan baĀ§im egmiĀ§, dagilip parga parga olmuĀ§
gorurdunā(el-HaĀ§r, 59/21) Ā§imdi sorarim: Daglarin giicii karĀ§isinda kalp-
lerin giicii nedir ki? Fakat yiice Allah kullanna kendi katindan bir liituf ve
bir merhamet olmak iizere bu Kurāanāi yiiklenebilmeleri igin diledigi kadar
guy ihsan etmi$tir.
Bu Konuda Varid Olmug Rivayetler:
Bunlarin baĀ§inda Tirmizi tarafindan Ebu Said el-Hudri (r.a)āden gelen
rivayet yer almaktadir. Rasulullah (s.a) buyurdu ki: āĀ§ani yiice ve miibarek
olan Rabbimiz buyuruyor ki: ... Allahāin kelaminin diger sozlere olan us-
riinlugu Allahāin yaratiklanna olan iistiinliigii gibidir.ā Tirmizi der ki: Bu,
hasen, garib bir hadistir. (1)
Darimi aynca senedini kaydederek, el-Harisāten, o da Ali (r.a)ādan -TirĀ¬
mizi taralindan da rivayet edilen- Ā§u hadis-i Ā§erifi kaydetmektedir: Hz. Ali
dedi ki: Rasulullah (s.a)āi $byle buyururken dinledim:
- Karanhk geceden paryalar gibi fitneler olacaktir. Ben:
- Ey Allah'in Rasflld, bundan kurtulu$ nasil olur? diye sordum. Ā§oyle bu-
yurdu:
- (Kui'tulu$) $ani yiice ve miibarek olan Allahāin Kitabiāndadir. Orada
slzdcn dncekilere dair bilgiler, sonrakilere dair haberler vardir. Aramzdaki
anla$mazhklann hiikmii ordadir. O (hakki batildan, hakliyi haksizdan) ayirt
cden f'asildir. Oyun ve eglence degildir. Onu zorbalik dolayisiyla terk ede-
nin Allah belini kirar. Her kim ondan baĀ§ka bir kaynakta hidayeti ararsa
Allah, onu saptinr, o Allahāin sapasaglam ipidir, apayik nurudur, hikmeti
sonsuz bgudiidiir. O, dosdogru yoldur. O, hevalann saga sola saptirama-
digi buyruklardir. Diller onun ile kan$maz, onunla birlikte farkh farkli go-
ru$ler ortaya yikmaz. ilim adamlari ondan doymaz, takva sahipleri ondan
usanmaz. (^okya miiracaat edildigi iyin eskimez, yipranmaz. Akillara dur-
(1) Tirmizi, Fedailuāl-Kurāan, 25
IMAM KURTUBl FlHRlST 15
gunluk voren bzellikleri bitip tiikenmez. O, ijjittiklcri zaman cinlerin: Hi/
gei\vkien $a$irtici, liayret verici bir Kurāan i$ittik, demekten kendilerini ali-
koyamadiklari sozdiir. Onun ilmini ogrenen ileri gider. Ona dayanarak soz
sdyleyen dogru soyler. Onun gercgince hukmeden adalet yapar. Geregin-
cc a me! eden ecir kazanir. Ona gagiran dosdogru yola iletilerek hidayel
luilur. Lste sen bunu benden ogreniver ey AVer!ā (1>
Naliiv ve liigat bilgini Ebu Bekr Muhammed b. el-Kasim I). Bc$$ar b.
Muhammed el-Enbari āer-Recldu ala men halefe Mush afe Us mane" (Hz.
Osmanāin Mushafina Muhaiefet Edenlere Reddiye) adli eserinde Abdullah
b. Mesāudādan Ā§oyle dedigini rivayet etmektedir: Rasulullah (s.a) buyurdu
ki: ā$uphesiz bu Kurāan-i Kerim, Allah Tealaānin bir ziyafetidir. Oānun bu
ziyafetinden gucuniiz yettigi kadanni ogrenin. Muhakkak bu Kurāan-i KeĀ¬
rim, Allahāin ipidir. Apagk nur odur, faydali Ā§ifa kaynagidir, ona simsikt sa-
nlanin koruyucu siginagidir. Ona uyanlarin kurtuluĀ§udur. O, egilip bvikCil-
mez ki dogruItulsun. Sapip egrilmez ki hoĀ§lanilacak hale getirilsin. Onun
hayret verici ozellikleri bitip tiikenmez. Qoki'u miiracaaHan dolayi eskiyip
yipranmaz. Onu okuyunuz. (^iinkii Allah, onu okumamz scbcbiyle her bir
harf kar^iliginda size on hasene verir. Ben sizlere elif, lam, mim tek harl-
tir demiyorum. [Fakat elif bir harf, lam bir harf mim bir harftirj.1 (2) 3 4 Sakin ha,
sizden herhangi bir kimsenin bacak bacak iistune koyarak Bakara Suresi-
ni okumayi terkettigini gormeyeyim. (^unkii Ā§eytan Bakara Suresinin okun-
dugu evden kagar. Hayirdan eser bulunmayan ev Allahāin Kitabiāndan eser
bulunmayan evdir.ā
Buhari, Osman b. Affan (r.a)ādan rivayet ediyor: Peygamber (s.a) buĀ¬
yurdu ki: āSizin en hayirli olanimz Kurāanāi ogrenen ve ogretendir.ā*^
Muslim, Ebu Musa (ra)'dan rivayet ediyor: Rasulullah (s.a) buyurdu ki:
āKurāan okuyan muāminin misali, utrucc (aga^ kavunu) gibidir. Kokusu da
hoĀ§tur, tadi da hoĀ§tur. Kurāan okumayan muāminin misali ise hurmaya ben-
zer. Tatli olmakla birlikte kokusu yoktur. Kurāan okuyan miinafigin misali
ise kokusu hoĀ§, tadi aci olan reyhana benzer. Kurāanāi okumayan munafi-
(1) AVer, Hadisi Hz. Aliāden rivayet eden el-Harisāin lakabidir. Hadisi, Tirmizx, Fedailul-Kurāan, 14; DA- rimi, Fedailuāl-Kurāan 1; hd. no: 3335āde rivayet etmi$lerdir. (2) TirmizVnin rivayetinde bu fazlalik vardir.
(3) Hakim, Miistedrek, I, 555; Darimx, Fedailuāl-Kurāan 1, hd. no: 3318 - kismen -. (4) Buhari\ Fedailuāl-Kurāan 21; Ebu Davud, Vitr 14; Tirmizt, Fedailuāl-Kurāan 15
16 IMAM KlJHIlJHl ā FlHRlRT
Am ini.suIi iso, Kbu cehil karpuzuna benz.er. Kokusu yoking l;uii aeidir.ā Bir
diAcr rivayette āiminatigm misaliā yorino āfadrin misali" demlmi*tir.< >>
Kurāanāi ezberleyip ogrenmek.
Miislimāin ibn Omerāden rivayetine gore Rasulullah (s.a) Ā§6yle buyur-
mu$tur: ''Kurāanāi ezberlemiĀ§ olan kimsenin durumu, bagli deve sahibinin
durumuna benzer. Eger onu gozunden uzak tutmaz ve kontrol ederse elin-
de tutar. Eger bagim yozerse ceker gider. Kurāan hifzetmiĀ§ kimse de gece-
leyin ve gunduziin namaz kilip Kurāan okur ise Kurāanāi hatirlar, unutmaz.
Eger (yokya) namaz kilip okumazsa onu unutur.ā <1 2>
Kurāanāi hifzetmiĀ§ olan bir kimsenin Allahāa hamdeden bir kul olmasi
gerekir. Oānun nimetlerine Ā§iikredcn, Allahāi zikreden, Allahāa tevekkiil
eden, Allahātan yardim i.steyen, Oāna yonelme arzusunu taĀ§iyan, Oāna siki
siki baglanan, oliimu hatirindan yikarmayan ve oliime hazir bir kimse ol-
mahdir.
Yine Kurāan hafizmin giinahlarindan korkmasi, Rabbinin affini uman bir
kimse olmasi gerekir.
Kurāan hafizmin, yaginin insanlanni iyi bilen birisi olmasi gerekir. Yone-
tim ve ynneticilerin zararlarina karsi kendisini korumaya yahĀ§mahdir. Nefsi-
ni kurtarmaya, canini tehlikelerden uzak tutmaya gayret etmelidir. Diinya-
Iifimdan gOeil yetliĀ£i kadarini nniindcn gbndermeli (tasadduk etmeli) ve
lĀ»i)liin Ini luisuslarda nefsine kar$i giicii yettigi kadar mucahede etmelidir.
Kur'An'i htfxodon bir kimsenin en yok onem verdigi Ā§ey, dininde veraā
sahibi olmak, Allahāin kendisine emrettigi ve nehyettigi butiin hususlarda
Allah a karjji takvali olmak, O'nun gozetiminde oldugunu unutmamak ol-
malidir.
Abdullah b. Amr der ki: Kurāanāi hifzetmiĀ§ bir kimsenin, lafa dalanlarla
birlikte dalmamasi, cahillik edenlere karĀ§i cahillik etmcmesi gerekir. Aksi-
ne o, Kuran hatin iyin affedip bagiĀ§layabilmclidir. (^iinkii onun gogsiinde
yuce Allahāin kelami vardir.
(1) Muslim, Salatuāl-Musafirin 243
(2) Huhari, Fedailu 1-Kurāan 23 (āKurāan hifzetmiĀ§ kimse de...ā boliimunden sonrasi yok); Mtlslim, Salatuāl-Musafirin, 226, 227
IMAM KURTUBtFlHRIST 17
Yine Kur'fin hahzinin $iipheli yollarchin kcntlisini korumasi gerekir.
Kurāan meelislerinde ve ba$ka meclislcrdc, gulmesini ve faydasiz konuĀ§-
masmi a/altmalidir. Ba$kasinin kotiiluklerine karĀ§i tahammi'il etineyc ve
vakar sahibi olmaya kendisini zorlamalidir.
Kurāan hafizi, fakirlere karĀ§i al^akgoni'illu olmali. Buyuklenmekten, ken-
clisini begcnmi$likten uzak durmalidir. Eger fitneye duĀ§mekten korkar.sa,
diinyadan ve diinyalik peĀ§inde koĀ§anlardan uzak durmah, gereksiz tart i.>-
ma ve iddialaĀ§malan terk etmelidir. Kendisini yumuĀ§ak davranmaya ve
ecleb sinirlan i^inde kalmaya zorlamalidir.
Kotiiluk etmeyeceginden emin olunan, hayn umulan, zararindan uzak
kahnan, laf gotiirup getiren dedikoduculara kulak asmayan, onlari dinle-
meyen, hayirda kendisine yardimci olacak, kendisine dogruyu, giizel ahla-
ki gdsterecek olanlarla ve hayn kendisine giizel gosterecek, firkin gosler-
meyecek kimselerle arkadaĀ§lik yapmalidir.
Kurāanāin hukumlerini ogrenmelidir. Allahāin cmrindcn neyi mural elti-
gini, kendisine neyi farz kildigini anlamahdir. Bbylelikle okudugundan lay-
dalansin ve okudugu hiikumlerin gercgince amel clsin. Kurāan-i Kerim'in
farz ve hukumlerini ezbere okudugu halde, okudugunun ne anlama gcldi-
gini bilmeyen kimsenin bu durumundan daha girkin ne olabilir!? Boyle bir
kimse, anlamini bilmedigi Ā§ey ile nasil amel edebilecektir? Okudugu
Kurāanāin incelikleri hakkinda kendisine soru soruldugu halde bunlari bil-
memesi ne kadar girkindir? Bu durumda olan kimse, olsa olsa koca koca
kitaplar yiiklenmiĀ§ merkebe benzer.
Kurāan hafizinin Allahāin, islamāin ilk donemlerinde kullarina ne Ā§ekilde
hitap ettigini, Kurāanāin sonraki niizul donemlerinde de onlari neye teĀ§vik
ettigini, islamāin ilk donemlerinde Allahāin neleri farz kildigini, daha sonraĀ¬
ki donemlerde ise bu farzlara neleri ekledigini bilip biribirinden ayirt ede-
bilmesi igin Kurāanāin Mekki olanim MedenT olanindan ayirt etmesi gerekir.
Qiinki'i Kurāan-i Kerimāin gogu yerinde, Medeni olan buyruklar Mekki olan-
lan nesheder. Mekkinin Medeni ayetleri neshetmesine ise imkan yoktur.
Hafizin, iārabi ve Kurāan-i Kerimādeki garib lafizlan bilmesi de onun iyin
bir kemal sebebidir. CJunkii bunlari bilmesi, okudugunu iyice anlamasina,
ogrenmesine kolaylik saglar, okudugu buyruklar ile ilgili Ā§iiphelerini orta-
dan kaldirir.
10 Imam kuriubI-ā-fIhrIst
ibn Atiyyc dor ki: Kurāan-i Kerimāin i'rabi serial I u asiklir. C^imkii ancak
bun uni a Ā§eriatin kendisi olan Kurāanāin anlamlan dogru diimsl ogrenilebi-
lir.
ibniiāl-Enbari dedi ki: Peygamber (s.a)āin ashabindan ve onlara tabi
olanlardan (Allah onlardan razi olsun) Kurāanāin garip ve muĀ§kiil lafizlari-
na dair ciil bilgisi kaideleri ve Ā§iir ile delil gosterdiklerine dair o kadar yok
rivayetler gelmiĀ§ bulunuyor ki, bunlar bu konuda nahiv bilginlerinin izle-
digi yolun dogrulugunu agik^a ortaya koymaktadir. Bu yolu izleyenlere
it'pki gosterenlerin tutumlarinin yanliĀ§ oldugunu agiklamaktadir.
el-Hasen der ki: Allahāa yemin ederim, Allah, indirdigi her bir ayetin ne
hakkinda indirilmiĀ§ oldugunu ve onunla neyi kastettiginin bilinmesini ister.
Kurādn Okuyamn ve Kurādn Hamilinin Kurādn a KarĀ§i
Gtistermesi Gereken Tazim ve Saygi
et-TirmizI el-Hakim Ebu Abdullah, Nevddiruāl-Usul adli eserinde Ā§unla-
ri soylemektedir: (1)
Ajjagidaki hususlara riayet etmek Kurāan-i Kerimāe saygi gostermenin
iladesidir.
1- Kurāan-i Kerimāe abdestsiz dokunmamak ve ancak abdestli olarak
Kurāanāi okumak.
2- Misvak kullanmak, diĀ§lerinin arasmdaki kinntilari ayiklayip agzinin
ho$ olmayan kokusunu gidermek. giinku agiz Kurāanāin gegtigi yoldur.
3- Bir hukumdann huzuruna girmek i^in elbise giyildigi gibi elbise gi-
yilsin. giinku o kendisi ile Rabbi arasinda ozel bir Ā§ekilde konuĀ§acaktir.
4- Kurāan okumak igin kibleye yonelmek. Ebuāl-Aliye Kurāan okuyacagi
vakit sank sarar, elbiselerini giyinir ve kibleye yonelirdi.
5- Balgam gikardigi her seferinde agzini (jalkalamak. Ā§uābe, Ebu HamĀ¬
za'dan onun da ibn Abbasātan rivayetine gore, ibn Abbasāin oniinde bir
bardak bulunurdu. Balgam gikardi mi agzini ^alkalardi. Sonra da zikre
(Kurāan okumaya) devam ederdi. Balgam gikardigi her seferinde agzini gal-
kalardi.
(1) et-Tirmizi el-Hakun, Nevadirul-Usul, Kahire, 1408/1988, 11, 391-397
IMAM KURTUBf FlHRlST 19
6- Ksnemesi geldigi /aman Kurāfin okumayi kesmek. Qiinkii Kurāan oku-
dugu vakit, o Rabbine hitap etmekte ona seslenmektedir. Ksnemek isc Ā§ey-
tandan gelir. Miicahid der ki: Kurāan okurken esneyecek olursan, esnemen
gcyinceye kadar Kurāanāi taāzim etmek iizere, Kurāan okumayi kes.
7- Kurāan okumaya baĀ§ladigi sirada Ā§eytan-i racimāden (kovulnui$ ;<ey-
tandan) Allahāa siginmak ve eger surenin baĀ§indan yahut daha onc e oku-
yup da durdugu yerden okumaya baĀ§layacak olursa ābismillahirrahmanir-
rahimā demek.
8- Kurāan okumaya baĀ§ladigi takdirde, zorunlu olmaksizin arada bir in-
san kelami ile okuyuĀ§unu kesmemek.
9- Kurāan okurken yalniz baĀ§ina bir yere gekilmek. Boylelikle birisi ge-
lip onunla konuĀ§arak okumasim kesmez ve okumasi ile cevabim birbirine
kariĀ§tirmaz. Qunkii boyle yapacak olur ise, baĀ§langiĀ£ta gektigi istiazenin hi-
mayesi son bulur.
10- Kurāan-i Kerimāi sukunetle, agir agir ve tertil ile okumak.
11- Kendisine yapilan hitabi iyice kavramak iizere zihnini ve I nil On kav-
rayiĀ§ guciinii toplamak.
12- Allahāin vaādinin dile getirildigi ayette durmak ve yiice Allahātan bu-
nu arzulayip lutfundan bu vaāde nail olmasini dilemek. Tehdidin sozkonu-
su edildigi ayet uzerinde durup o tehditten Allahāa siginmak.
13- Kurāanāin verdigi misaller uzerinde durmak ve bu misalleri geregi gi-
bi anlamak.
14- Kurāanāin garip lafizlanm (anlamini bilmedigi kelimelerini) araĀ§tir-
mak.
15- Sozler tamamiyle agik ve segik bir Ā§ekilde ortaya gikincaya kadar
her bir harfin hakkini eksiksiz olarak vermek. Qunkii her bir harf karĀ§ih-
ginda onun i$in on hasene vardir.
16- Okumasim bitirdiginde Rabbini tasdik etmek, Rasuluntin teblig etti-
gine dair Ā§ahitlik etmek, bunun hak olduguna dair taniklik yapmak. Bu-
nun i<;in Ā§oyle der:
ā(Sadakallahulazim) Dogru soyledin Rabbimiz. Peygamberlerin teblig et-
miĀ§tir. Biz buna taniklik edenlerdeniz. Allahāim, bizi hakka taniklik eden Ā§a-
hitlerden ve adaleti uygulayan kimselerden kil.ā Sonra da bazi dualar yapar.
IMAM KURTUBl ā- FlHHlST ZU
17- Kui'fin okudugu vakil, her bir sureden birkav ayei sc\ip okumamak.
giinkii Rasulullah (s.a)ādan bize kadar ula^an rivayete gore o, birgiin her
hir sureden az hir miktar okuyan Hz. Bilalāin yamndan geyer. Ona hir su-
reyi tamamiyla okumasini emreder. Rivayet boyledir ya da buna benzer bir
$ekildedir.
18- Mushafi koydugu zaman ayik birakmamak, onun ustiine herhangi
hir kitahi koymamak
19- Kurāanāi okudugu vakit onu gogsune yakin tutmak veya onundeki
herhangi hir Ā§cyin iistiine koymak, yere koymamak.
20- Tahtaya yazdigi vakit, tukuriikle silmemek, su ile yikamak.
21- Su ile yikadigi vakit, necasetin bulundugu yerlerde ve yignenip ge-
Vilcn yerlerde yikamaktan korunmak. giinkii Kurāanāin yazismin yikandigi
hir suyun da kendine gore bir hurmeti vardir.
22- Hir sahife yiprandigt veya okunmaz hale geldigi vakit, baĀ§ka kitap-
lan korumak iyin kullanmamak. giinkii boylesi Kurāanāa biiyiik bir saygi-
sizliktir
23- Mushafāa bir defa olsun bakmaksizin hiybir gun geyirmemek. Ebu
Musa $oyle derdi: Her gun Rabbimin fermanina bir defa olsun bakmamak-
lan haya ederim.
2/i- Gozlerinin de ondan pay almasini saglamak. giinkii gozler ruha go-
tiiriir. Ruh ile gogiis arasinda bir perde vardir. Kurāan ise gogiistedir. KiĀ§i
ezberden okudugu vakit, kulagina iĀ§ittirir ve bu ruhuna ulaĀ§tirir. Hattina da
baktigi takdirde bu sefer bu iĀ§in geryekleĀ§mesinde goz ve kulak ortaklaĀ§a
hareket ederler.
Zeyd b. Eslemāin Ata b. Yesarādan rivayetine gore, Ebu Said el-Hudri
.?oyle demiĀ§; Rasulullah (s.a) buyurdu ki: āGozlerinize de ibadetteki payla-
nni veriniz.ā Ashab: Ey Allahāin Rasulu, gozlerin ibadetteki payi nedir, di-
ye sorunca, Ā§oyle buyurdu: āMushafa bakmalari, Kurāan iizerinde tefekkur
ve hayret verici geryeklerden soz ettigi vakit de gereken ibreti aimak.ā
25- Diinya iĀ§lerinde herhangi bir durum ile karĀ§i karĀ§iya kaldiginda
onu teāvil etmemek. Burada teāvilin ne anlama geldigi biraz sonra ayikla-
nacuktir..
Bize Amr b. Ziyad el-Hanzali anlatti: Bize HuĀ§eym b. Be$ir Mugireāden,
o ihrahimāden rivayetle dedi ki: Diinya iĀ§lerinden herhangi bir husus ariz
oldugunda Kurāan-i Kerimāden herhangi bir buyrugun (ona dair) teāvil edil-
IMAM KURTURl-āā¢ FlHRlST 21
mesi kerih gbmluyor idi. Teāvil isc, mescla ynnina gelen bir Idsiyc: "/Hr
takdir tizeregeldin ey Musa"CW\U:\, 20/40) demek.
Yemck ve benzerlerinin hazir oldugu bir sirada: āGegmig gunlcrdc i$le-
dikleriniz sebebiyle qfiyetleyiyin igin.ā(e 1-Hakka, 69/24) demck gibi.
26- Ne kadar becerikli ve maharetli oldugunu gostermek gayesiyk* go-
cuk ogreticilerinin yaptigi gibi kafasim egerek Kurāan okumamak. (,'iinku
bu $ekilde hareket etmek, aykin bir harekeitir.
27- $u bidāatgi, olmadik hemzeleri kiraate ilave eden, kelimeleri gikarl-
makta a$iriltga giden, kendilerini zorlaya zoriaya okuyan, kokinu$, pis
agizli kimselerin yaptigi gibi kiraatinde aĀ§iriya kagmamak. Qankii boyle bir
okuyuĀ§ sonradan bidāat olarak ortaya gikmiĀ§tir.
28- Kurāan-i Kerimāi fasiklann nagmeleri gibi Ā§arki nagmeleriyle, Hiristi-
yanlann nagmeleriyle veya rahiplerin figan ve inilti nagmeleriyle okumaĀ¬
mak. Ā£iinku butiin bunlar bir sapikhktir.
29- Kurāanāi yazdigi takdirde, agik ve segik yazmak. Kbu I lukcymeāden
rivayete gore Kufeāde mushaf yazarmi$. Ali (r.a) yanindan gegviken, onun
yazdigina bakmiĀ§ ve: Kalemini incelt, demi$. llunun iizerine kalemimi alip
yaninda giizelce yonttum. Sonra ayakta durmuĀ§ yazima bakan Hz. Aliānin
oniinde yazdim. Bu sefer Ā§oyle dedi: iĀ§te boyle, onu nurlandir. Aziz ve c e-
lil olan Allahāin onu nurlandirdigi gibi.
30- Kurāan okuma esnasinda bir kimsenin sesini otekinden yiikseltme-
mesi. Qunkii boyle yaparsa okudugu anlaĀ§ilmaz olur, sonunda iĀ§ittiginden
hoĀ§lanmaz hale gelir. Ve bu bir geĀ§it anlamsiz bir yanĀ§ Ā§eklini ahr.
31- Pazarlarda, guriiltii olan yerlerde, boĀ§ iĀ§lerle ugraĀ§ilan yerlerie ayak
takinn kimselerin toplanti yerlerinde Kurāan okumamak.
32- Mushafa yaslanmamak, dayanmamak. ArkadaĀ§ina vermek istedigi
takdirde onu uzaktan atmamak.
33- Mushafi oldukga kugiik yazmamak. el-AāmeĀ§āin ibrahimāden, onun
Ali (r.a)ādan rivayetine gore Hz. Ali: āMushaf kiigultulmesinā demiĀ§tir.
Ben (Kurtubi) derim ki: Rivayete gore Omer b. el-Hattab (r.a), birisinin
elinde kiigiik bir mushaf gorur. Bunu kim yazdi? diye sorar. Adam: Ben,
deyince elindeki sopa ile ona vurur ve: āKurāanāi taāzim edinā der. Rasulul-
lah (s.a)ādan rivayet edildigine gore o, āmescidcik vcya mushafcikā denil-
mesini nehy etmiĀ§.
34- Kurāanādan olmayan birĀ§eyi mushaf iginde yazmamak.
22 IMAM KURTUBlFlHRlST
35- Altin ilc niushaf i siislememek ve all in ilc yazismi yazmamak. Qiin-
kii o takdirde dunya siisu ona kari$mi$ olur.
Kbuād-Derdaādan rivayete gore RasuluIIah (s.a) Ā§oyle buyurur: āMescid-
Icrinizi siislemeye baĀ§ladigimz, mushaflarmizi tezyin ettiginiz zaman, helak
yakaruza yapiĀ§ti demektir.ā 0)
ibn Abbas da gumuĀ§ ile suslenmiĀ§ bir mushaf gori'ince Ā§unlari soyler:
Siz bunu galsin diye hirsizi teĀ§vik ediyorsunuz. Halbuki bu Kurāanāin zine-
li kendi igindedir.
36- Yere ve sonradan yapilmiĀ§ mescidlerde oldugu gibi duvara yazma-
mak. Bize Muhammed b. Ali eĀ§-Ā§akiki, babasindan rivayetle anlatti. AbdulĀ¬
lah b. el-Mubarek, Sufyanādan, o Muhammed b. ez-Zubeyrāden dedi ki:
Ben Omer b. Abdiilazizāi Ā§oyle derken dinledim: RasuluIIah (s.a) yolda ge-
gerken yerde bir yazi goriir. Huzeyllilerden bir gence: āBu ne?ā diye sorar.
Allahāin Kitabi'ndan bir boliim. Onu bir yahudi yazdi, der. Hz. Peygamber
S?oyle buyurdu; āBunu yapana Allah Janet eylesin. Allahāin Kitabi'm korun-
masi gereken yerden baĀ§ka yere koymayin.ā
Muhammed b. ez-Ziibeyr der ki: Omer b. Abdiilaziz, ogullanndan biri-
sinin duvar iizerine Kurāan-i Kerimāi yazdigini gordu ve bu sebepten dola-
yi onu dovdu.
37- Kurāanāi hatmettigi her seferinde tekrar Fatihaādan baĀ§lamak.
Ibn Abbasāin rivayetine gore, bir adam gelip: Ey Allahāin peygamberi,
hangi amel daha faziletlidir? diye sormuĀ§. Hz. Peygamber ona Ā§u cevabi
vermiĀ§: āSana konup gogen gibi olmam tavsiye ederim.ā Adam: Konup go-
gen ne demektir, diye sorunca Hz. Peygamber Ā§u cevabi verir: āKurāan
okuyan kiĀ§i, baĀ§indan baĀ§lar, sonuna gelince tekrar baĀ§ina geger. Her kon-
dugunda hemen goger.ā
Ben derim ki: Kurāanāi hatmettigi vakit, ailesini bir arada toplamasi mus-
tehaptir. Ebu Bekr el-Enbari anlatiyor: Bize idris habcr verdi: Bize Ilalef
anlatti: Bize Vekiā Misāarādan, o Katadeāden naklederek dedi ki: Enes b. MaĀ¬
lik Kurāan'i hatmettiginde aile halkim toplar ve dua ederdi.
(1) el-Azizi, es-Siracuāl-Munir, I, 127āde: Hadis zayiftir, denilmektedir.
(DTirmizi\ Kiraat 11. hadisin akabinde TirmizT der ki: Bu, hasen-garib bir hadistir. Senedi
pek kuvvetli degildir. ibnuāl-Esir, Garibuāl-Hadis't (1, 430) bu hadisi zikrettikten sonra,
Mekke'lilerin de bu uygulamayi surdurdiiklerini kaydetmektedir.
IMAM KURTUBl ā ā rlHRlST
3H- Teaviz(|) ya/arak bunlarla birlikte luvalele girmemek. Aneak bii
deri, yaluit giiimi$ vcya buna benzcr bir kap i^erisinde olinasi bali mtis-
lesna.
39- Ben derim ki: Ki'ujuk sure denmemesi de Kurāanāa hiirmetin geregi-
dir. Hbuāl-Aliye kugiik veya biiyiik sure denilmesinden hoĀ§laninazdi. Bby-
le bir soz soyledigini duydugu kimseye: Sen ondan da kii^uksun. Kuran
ise hepsi buyiiktur, diye $ikiĀ§miĀ§tir. Bunu Mekk! (Allahāin rahmeti iizerine
olsun) te-yid etmiĀ§tir.
Reāye Dayanarak Kurādnāt TefsirEtmek.
Tirmizmin ibn Abbasātan rivayet ettigine gore, Peygamber (s.a) Ā§oyle
buyurmuĀ§tur: āBildikleriniz diĀ§inda bana bir soz isnad etmekten sakininiz.
giinkii kasdi olarak bana yalan isnad eden kiĀ§i cehennemdeki yerine ha-
zirlansin.ā ^
Derim ki: ... Ilim adamlanndan bir^ok kiĀ§inin tercih ettigi gbru$ de bu-
dur. Kurāan-i Kerimāe dair kendi vehmine ve hatirma gddigi $ekikk\ llgill
esaslara uygun istidlalde bulunmaksizin goruĀ§ bclirtcn bir kimse hata eder.
Anlami uzerinde ittifak edilen muhkem esaslara gore a^iklamalarda bulu-
narak onun anlamini gikartmaya <^aliĀ§an kimse ise 6vulmiiĀ§tur.
GoriiĀ§e dayanarak Kurāan-i Kerimāi agiklamanm yasaklanmasi Ā§u iki an-
lamdan birisi hakkinda kabul edilir:
1- Herhangi bir Ā§eye dair bir goruĀ§u olur, tabiati ve hevasi da ona mey-
letmekte oldugu iyin kalkar, Kurāan-i Kerimāi goruĀ§ ve hevasina uygun bir
Ā§ekilde teāvil eder ve maksadinin dogruluguna delil gostermeye ?ahĀ§ir. Ā§a-
yet boyle bir goriiĀ§ ya da hevasi olmamiĀ§ olsaydi, Kurāan-i Kerimāden boy-
le bir anlami ^lkartmasi sozkonusu olmazdi. Bu Ā§ekilde bir agiklama, kimi
zaman bilerek yapilir. Kurāan-i Kerimāin birtakim ayetlerini bidāat goruĀ§ ve
kanaatlerinin dogruluguna delil gosteren kimsenin yaptigi gibi.
Kimi zaman da saglikli ve dogru bir maksada sahip olur. O bakimdan
Kurāan-i Kerimāden ona uygun bir delil araĀ§tirir. O ayet ile kendisinin kas-
(1) Birtakim kotiiluklerden korunmak maksadiyla Allahāa sigmmayi ifade eden ayetler ve
meĀ§ru dualar.
(2) Tirmizi, Tefsir, 2951. hadis
IMAM KUMIURI FIHRIST
letmck i.stediginin anlatilmadigim bile bile delil gbslerir. Meseki, katila.s
,,1,S kādi)e karĀ§i bir miicahede vermeye duvet eden bir kimsenin kalkip:
Yiice Allah:
āFir'avnāa git, gunku o azmiĀ§tir" (Taha, 20/24) deyip bu esnada kal-
bine i$arct etmesi ve burada gegen āFirāavnā lafzi ilc boyle bir kalbin kas-
tedildigini hissettirmeye galiĀ§masi gibi. Bu tur bir a^iklama Ā§ekli sozleri-
ne giizellik katmak, dinleyenleri teĀ§vik etmek iizere dogru maksatlar igin
birtakim vaizler tarafindan da kullamlir. Ancak boyle bir Ā§ey yasaktir.
Ciinkii bu tur bir agildama lugattc bir kiyastir. Bu da caiz degildir. Bazen
Batimler, fasid maksatlari ugruna bu tur agiklama Ā§eklini kullanirlar.
2- ikinci Ā§ekil ise, Kurāan-i Kerimāin garip lafizlan ile ilgili nakil ve ku-
laktan kulaga aktanlarak gelen rivayetleri tesbit etmeye kalkiĀ§maksizin,
Kurāanāda bulunan miiphem (iistii kapali) ve miibeddel lafizlara bakmak-
sizm, Kur'anādaki ihtisar, (kisaltma) hazf, (anlami bozmayacak Ā§ekilde ke-
limeyi/kelimeleri agktan zikretmeme), izmar (anlami tamamlayan kelirne
takdir etme), takdim ve teāhirlere dikkat etmeksizin, sadece Arapganm za-
hiri kurallanni goz oniinde bulundurarak Kurāanāin tefsirine kalkiĀ§mak vc
gereken teenniyi gostermemek.
I t*fsirin zahirini saglam tutmayan ve sadece Arapgayi anlayarak anlam-
lan (.ikartmaya kalkrsan bir kimsenin yanliĀ§hklan qok olur ve g6riiĀ§une
dayanarak Kurāan-i Kerimāi a^iklamaya Ā£ah$anlar ztimresine gircr. YanliĀ§-
liklardan korunabilmek iyin tefsirin zahirinde nakil ve semaānin (kulaktan
rivsiyet dinleme) kayinilmaz oldugu bilinmelidir. Artik bundan sonra kav-
rama ve istinbat alani oniinde gentler. Ancak sema yoluyla anlaĀ§ilabile-
t Ā«.*k gaiib ifadeler pek yoktur. Zahirin saglamlaĀ§tinlmasindan once batinin
(derin anlamlarin) anlaĀ§ilabilmesini ummamak gerekir.
(Siinnete ve Madise dayanmayan tefsirlerde her zaman kayma ihtimali
vardir. Onun iyin sik sik rivayetlere baĀ§ vurmak gerekir.yayinci)
Daha sonra yiice Allahāin Kitabiānin tefsirini, sonradan gelenlerin en
adil olanlan taĀ§idi. Nitekim Peygamber (s.a) da Ā§oyle buyurmuĀ§tur:
āSonradan gelen her bir neslin arasindan bu ilmi adaletli olanlan yiikle-
nip ta$ir.
Bunlar aĀ§in gidenlerin tahriflerini, batilcilarin hirsizliklanm ve cahillerin
yanliĀ§ teāvillerini bertaraf ederler.ā (1)
(1) Uk. Ibn Abdiāl-Berr, et-Temhid, Dar el-Beyan el-Arabt, I, 59-60.
Imam kurturI āā fIhrIst 25
Kilabin Siinnel ile A^iklanmast
Yiice Allah Ā§oylc huyurmaktadir: "Biz, sana da bu Zikri (Kurāanāi), in
sanlara kendilerine ne indirildigini a$ikga an la las in diye indirdik." (ai
Nahl, 16/44)
Bir baĀ§ka yerde de Ā§oyle huyurmaktadir āOnun emrinc ay km ha rebel
edenler, kendilerine bir mihnet veya acikli bir azabin gel ip galmastndan
gekinsinler. ā (en-Nur, 24/63)
Yine yiice Allah Ā§oyle huyurmaktadir: "Muhakkak ki sen dosdogrn yo/a
ulaĀ§tnrstn. ā (cĀ§-Ā§ura, 42/52)
Yiice Allah, hirden gok ayet-i kerimede Peygamberine itaati farz kilmrs
ve kendi zatina itaat ile birlikte onu da soz konusu etmiĀ§tir. $byle huyurĀ¬
maktadir: āPeygamber size ne verdiyse onu aim ve neyiyasak etiiyse ondau
sakimn. ā (el-Ha$r, 59/7)
ihn Alxliāl-Berr; āKitabuāl-ilmāde Abdurrahman b. Yczidādcn sbyle de
digini kaydetmektedir: Abdurrahman hacc K'in ihrama gitmis bir kimsenin
elbiselerini giymiĀ§ oldugunu goriir. Hlbiselerini vikarmasim sbyleyince
adam: Allahāin Kitabiāndan elbisemi gikartmami bngbren bir a yet glister I JaĀ¬
na. Abdurrahman ona: "Peygamber size ne verdiyse onu aim ve neyi yasak
ettiyse ondan sakimnā(el-HaĀ§r, 59/7) ayetini okur.
Aslinda Peygamber (s.a)āin beyani iki turludiir:
Birinci beyan Ā§ekli: Kitapta miicmel olarak gelen ifadeyi ayiklamaktir.
BeĀ§ vakit namazi, vakitlerini, secdelerini, riikularim ve diger hiikumlcrini
agiklamasi, zekatin miktarim, vaktini, hangi mallardan alinacagina dair
agiklamalan, haccin menasikini agiklamasi gibi.
Nitekim Rasulullah (s.a) haccim eda ettiginde insanlara Ā§oyle soylemiĀ§-
tir: āHacc ibadetinizin Ā§eklini benden ogreniniz.ā (1) 2 Yine Hz. Peygam-
berāin: āBenim nasil namaz kildigimi gorduyseniz, siz de oyle namaz kili-
niz.ā^ diye buyurdugu Buhariāde rivayet edilmektedir.
ikinci beyan Ā§ekli: Allahāin Kitabiāmn hiikmunden baĀ§ka hiikiim ortaya
koymaktir. Kadimn halasi ve teyzesi ile birlikte nikahlanmasinin haram ki-
(1) Muslim, Hacc 310; Ebu Davucl, Menasik 77; Miisnecl, III, 318, 337...
(2) Buhan, F.zan 18; Miisnecl, V, 53-
IMAM KURTUBl -Ā»ā ' FlHRlST 26
limnasi, evoil c$cklcrin ve pai\alayio azi di$i ohm yirlici hayvanlann yen-
mesinin haram kihnmasi, $ahid ile birliktc bir yeminle hiikiim vermek ve
buna benzer, diger hiikiimler buna ornektir.
Sure, Ayet, Kelime ve Harf ilgili G6riiĀ§leri:
Sure; ustunliik, yiicelik anlamlarina gelir. Bu ybniiyle, onu bir diger sii-
reden a^ikga ayirdetmek ve ondan ayri olmasi anlamindadir. Sureye bu
adin veriliĀ§ sebebi orada bir mevkiden bir baĀ§ka mevkie yiikselme olduĀ¬
gu ndan dolayidir.
Sureye bu adin veriliĀ§ sebebi, Ā§eref ve ytiksekligin oldugu da soylen-
miĀ§tir. Yerin yliksekge olan kismina āsurā denildigi gibi.
Sureye bu adin veriliĀ§ sebebinin, o sureyi okuyan (ezbere bilen) kim-
senin bu sureyi okuyamayana gore daha Ā§erefli olmasindan dolayi oldugu
da soylenmiĀ§tir. Binanin ^evresini saran sur gibi.
Ayet: Alamet demektir. Yani kendisinden once gelen soz ile daha son-
ra gelecek olan sozun birbirinden ayri oldugunu belirten alamet demektir.
Nahivciler, āayetā kelimesinin aslinin ne oldugu hakkinda farkli goruĀ§-
lere sahiptir.
Kelime: Yapisina kanĀ§an biitiin unsurlariyla birlikte ortaya gikan Ā§ekil
demektir.
āKelimeā ; kendi baĀ§ina anlam ifade eden soz ve tarn bir ayet de olabi-
lir. Ytice Allahāin Ā§u buyrugunda oldug gibi: āRabbinin Israilogullarina
olan opekgiizel kelimesi (vaādi, sozii) sabretmeleri sebebiyle tamamlandi. ā
(el-Aāraf, 7/137). Burada yer alan ākelimeā ile yiice Allahāin Ā§u buymgun-
daki vaādin kastedildigi soylenmiĀ§tir: āBiz ise, o yerde mustazāaf kihnanla-
ra liituftu bulunmak.... istiyorduk... Ve onlara... korkageldiklerinigostere-
lim. ā (el-Kasas, 28/5-6). Yiice Allah bir baĀ§ka yerde de: āOnlara takva keĀ¬
limesi uzerinde sebat verdi. ā (el-Feth, 48/26) diye buyurmaktadir. MQcahid
der ki: Buradaki takva kelimesinden kasit āla ilahe illellahā soziidur.
Kufelilerin goruĀ§iine gore tarn bir ayet ve birer kelimedirler. Bunlar ise
surelerin baĀ§ taraflannda bulunurlar.
Harf, kelimenin tek baĀ§ina var olan bir pargasidir. Mecaz ve kelimenin
anlamim geniĀ§letmek kabilinden, harfe kelime, kelimeye de harf denildigi
de olur. Ebu Amr ed-Dani der ki: Surelerin baĀ§larinda tek bir harf halinde
IMAM KURTUBl FlHRlST 27
Helen Sad, Kaf ve Nun gibi hear harlleriāne nasil harf veya kclime adi ve-
rilebilir? diye sorulursa, cevabimiz $u olur: Buna kelime denilir, barf denil-
mez. Qiinkii harf soylenilerek susulmaz. Ve Ā§ekil itibariyle tek bu$mu bu-
lunmaz, onunla birlikte kariĀ§ik halde bulunan diger harflerden ayn yazil-
maz. Bu tur harfler ise, soylenilip susulur ve bunlar tek baĀ§lanna vc* ayn
bulunurlar. Tipki kelimenin tek baĀ§ina ve ayn olmasi gibi. O bakimdan
bunlara kelime adi verilmiĀ§, harf denilmemiĀ§tir.
Kurāan-i Kerimāde Arap Dilinden BaĀ§ka Kelimeler Var nttdir?
Kurāan-i Kerimāde Araplann anlatim uslubuna gore dizilmemiĀ§ soz dizi-
sinin olmadigi, bununla birlikte Kurāan-i Kerimāde israil, Cibril, imran, Nuh
ve Lut gibi Arap dili ile konuĀ§mayan kimselere ait ozel isimlerin bulundu-
gu hususunda imamlar arasinda goriiĀ§ ayriligi yoktur.
Ancak tek tek ozel isimlerin diĀ§inda Arapga olmayan, birtakun lafr/lann
kullamhp kullanilmadigi hususunda goruĀ§ ayriligi varchr.
Mesela;
el-Gassak, Tiirkgede kokuĀ§muĀ§ ve soguk anlamindadir. el-Kistas Rum-
cada mizan, terazi demektir. Siccil, Fars^ada taĀ§li gamur (seng-kil) anlamin-
dadir. Tur, dag anlamindadir. el-Yemm, Siiryanice deniz anlamindadir. et-
Tennur ise Acemcede yeryiizii anlamindadir.
Kur dnām iācazma Dair Bazi Niikteler ve Muācizede Aranan Ā§artlar:
Mucizenin gergek mahiyeti;
Mucize; yiice Peygamberlerin (peygamberlik iddialannin) dogruluklari-
ni ortaya koyan her bir belgenin adidir. Ona āmucizeā denilmesinin nede-
ni, insanlarin benzerini meydana getirmekten aciz olmalandir. Mucizenin
beĀ§ Ā§arti vardir. Bunlardan bir tanesi olmadi mi mucize olmaz.
Birinci Ā§art: Ancak yiice Allahāin gug yetirebilecegi bir Ā§ey olmahdir, inĀ¬
sanlarin gug yetiremeyecegi Ā§eyler ttiriinden olmalari gerekir.
Ikinci Ā§art: Mucizenin olaganiistu (harikulade) olmasi gerekir.
Uguncii Ā§art: Yiice Allahāin peygamberi oldugu iddiasinda bulunan ki-
Ā§inin bu mucizeyi (Allahāin peygamberi olduguna) delil gostermesidir. MeĀ¬
sela: Benim peygamber oluĀ§umun delili yiice Allahāin Ā§u suyu zeytinyagt-
28 imam kurtubI fIhrIst
i1a dbni'gjtiirmesi yahul benim ona "sarsil" dcmem csnasmcla yeri sarsma-
siclir, diyerek bunu risalet iddiasina delil gostermesidir. Jjam yiice Allah
bunu yapacak olur ise, o takdirde meydan okuma ger^ekleĀ§miĀ§ olur.
Dorduncii Ā§art: Gosterecegi mucizeyi kendisinin mucizesi olduguna
delil olarak gosteren ve mucizenin, meydan okuyamn iddiasina uygun
olarak getĀ£ekleĀ§mesidir. Bunu Ā§art koĀ§maya sebep Ā§udur: Peygamberlik
iddiasinda bulunan kiĀ§i: Benim peygamberligimin alameti ve bu iddiamm
(ledili, $11 elimin yahut Ā§u hayvanin konuĀ§masidir, dese, eli yahut o hay-
van: O yalan soyliiyor, peygamber degildir diye konuĀ§ursa, Ā§ani yiice Al-
lahāin halkettigi bu konuĀ§ma peygamberlik iddiasinda bulunan o kiĀ§inin
yalanciligina delalet eder.
Behind Ā§art: Peygamber oldugunu belirtip meydan okuyamn yaptigi
bu i$in benzerini baĀ§ka bir kimsenin gosterememesidir. iĀ§te bundan do-
layi yiice Allah $oyle buyurmu$tur: āEger onlar (Kurāanāi Muhammed uy-
duruyor diyor ve bunda) dogru soyleyenler iseler, onun gibi bir soz getir-
sin/er. ā (et-Tur, 52/35) Bir baĀ§ka yerde de Ā§oyle buyurmakladir: āYoksa
onu kendisi nydurdu mu diyorlar? De ki: O halde haydi siz de onun gi-
hi uydunna on sure getirin. ā (Hud, 11/13) Bu sozleriyle $oylc diyor gi-
bidir: hger sizlcr bu Kurāan-i Kerimāin Muhammed (s.a) tarafindan diizen-
lendigini ve onun tarafindan ortaya konuldugunu ileri suruyor iseniz, siz
de bu tiirden on sure meydana getiriniz. Hepiniz toptan boyle bir Ā§eyi
meydana getirmekten aeze duĀ§ecek olursaniz, o vakit biliniz ki bu, MuĀ¬
hammed tarafindan diizenlenmiĀ§, onun tarafindan ortaya konulmuĀ§ deĀ¬
gildir.
Sbzii gegen beĀ§ Ā§arta bagh oldugunu ileri surdugumuz mucizeler, an-
cak dogru iddialarda bulunanlar vasitasiyla gergcklc$tirilir.
Mucizeleriti Tiirleri
Bu durum a<jikhk kazandigina gore, mucizelerin iki turu oldugunu soy-
leycbiliriz.
Birinci tiir, meydana geldigi nakil yoluyla yayginlik ve Ā§ohret kazanan
fakat Peygamber (s.a)āin vefati ile gagi biten mucizeler.
ikincisi meydana geldigine ve dogru olduguna dair haberlerin tevatii-
ren bize kadar geldigi, subiit ve vucuduna dair yaygin bir Ā§ekilde haberle-
IMAM KURTUnl ā¢ FlHRlST zy
rin bize ulaijttgi, Imnlari Lsitenin kcsin hir sjckildc bunlara dair bilgi suliil>i
oldugu mucizeler.
Bunlar igin aranan $art, nakleden kimselerin sayica pek gok ve kalaba-
lik olmalan ayrica naklettikleri Ā§eyin kesin bir bilgi ifade ettigini dc bilme-
leri; baĀ§ta, sonda ve ortada nakledenlerin sayi goklugunun degi$memesi
gerekir. Oyle ki, bunlarin yalan soylemek uzere birbirleriyle anla.snus ol-
malarina imkan goriilmemelidir. Kurāan-i Kerimāin nakledilme niteligi i.sk-
budur. Peygamber (s.a)ām variigina dair nakil budur.
Rasulnllah (s.a) da bunu Hz. Cebrailāden, o da aziz ve celil olan Rabbi-
mizden almiĀ§tir. Kurāan-i Kerimāi, asil itibariyle ona bir Ā§ey eklemekten ve
eksiltmekten korunmuĀ§ masum iki elgi nakletmiĀ§tir. Bize de onlardan son-
ra naklettiklerinde ve iĀ§ittiklerinde yalan soylemelerini kabul etmeye imĀ¬
kan bulunmayan tevatur ehli insanlar nakletmiĀ§Ierdir.
Kurādn-i Kerim On Ayrt Bakimdan Mncizedir:
1- Arap dilinde olsun, baĀ§ka dillerde olsun, ahĀ§ilmiĀ§ butiin aniatim us-
luplarindan farkli ve ayri, harikulade eĀ§siz bir aniatim. C^unkii Kur an-i KeĀ¬
rimāin iislubunun Ā§iirle bir ilgisi yoktur. Zaten iislubunu bu Ā§ekliyie diizen-
leyen yiice Rabbimiz de Ā§oyle buyurmaktadir: āBiz (Muhammed -s.a.)
e Ā§iiri ogretmedik. Bu onayaktĀ§maz da.!'(Yasin, 36/69)
2- Araplarin da kullandiklari butiin aniatim Ā§ekil ve usluplarindan farkĀ¬
li iislupta olmasi.
3- Higbir insanin higbir Ā§ekilde gergekleĀ§tiremeyecegi Ā§ekilde akicilik,
fesahat ve belagat. Bunu yiice Allahāin: āKaf, o gok Ā§erejli Kur'dn a yemin
ederim...ā (Kaf, 50/1) buyrugu ile baĀ§layan surenin tumunde, yine yiice
Allahāin: āHalbuki arz buliinuyle, Kiyamet giiniinde onun kabzasmda-
dir. ā (ez-Ziimer, 39-67) buyrugunda ve oradan itibaren surenin tumunde,
yine yiice Allahāin: āKatāiyyen Allah āi zalimlerin yaptiklanndan ga/il diye
sanma. ā (Ibrahim, 14/42) buyrugundan itibaren surenin sonuna kadarki
buyruklar uzerinde iyice diiĀ§iinelim.
4. Her bir kelime ve her bir harfin yerli yerince kullanildiginda butiin
Araplar, ittifak etmiĀ§lerdir. Boyle bir kullamm higbir Arabin tek ba$ina ger-
gekleĀ§tirebilecegi bir iĀ§ degildir.
30 Imam kurtub! fIhrIst
5- Daha once higbir kilap okurnamiĀ§, cliyle ya/i yazmamg*, iimint bir
kimse taraf'incian dtinyanin ilk gunlerinden itibaren (Kurāanāin) nazil oldu-
gu zamana kadar meydana gelen i$leri haber vermesi. Boylelikle Hz. Pey-
gamber, onceki peygamberlcrin iimmetleri ile kissalarim, gegmiĀ§ donem-
lerde varolmuĀ§ kavimlerin kissalarim haber vermiĀ§tir.
6- Ā§ani yiice Allahāin butun va'dlerinde gozle goriilen veya hissedilen
5*ekilde verilen vaādin yerine getirilmesi. Bu, iki kisimdir.
Birincisi; yiice Allahāin verdigi mutlak vaādler, Rasuliine yardimci olma-
si, kendisini vatanindan gikartanlan gikartmasi gibi.
ikinci vaād ise, belli bir Ā§art kaydiyla yapilan vaadlerdir. Yiice AlĀ¬
lahāin $u buyruklarinda oldugu gibi: āKim Allahāa tevekkul ederse O
kendisineyeter.ā(et-Talak, 65/3); āKim Allahāa iman ederse onun kal-
hine hiddyet verir. ā(et-Tegabun, 64/11); āKim Allahātan korkarsa ona
bir ^iktĀ§ yeri halkeder. ā (et-Talak, 65/2); āEger sizden sabirli yirmi kiĀ§i
bulunursa, ikiyuz kiĀ§iye galip gelirler. ā (el-Enfal, 8/65) ve benzeri buy-
mklar.
7- Ancak vahiy ile bilinebilen gelecekteki gaybi durumlara dair haber
vermek.
H- Biitiin insanlarin dosdogru kalmalarmi saglayan helal, haram ve di-
gcr hiikumlere dair, Kurāan-i Kerimāin ihtiva ettigi bilgiler.
9- Qoklugu ve iistiin Ā§erefleri itibariyle bir insandan sadir olmalan ade-
len gbriilmemiĀ§ engin ve sonsuz hikmetler.
10- Kur'an-i Kerimāin biitun muhtevasi arasinda, zahiriyle, batimyla hig-
bir aykinlik olmaksizin tam bir uyum ve miinasebet igerisinde bulunmasi.
Nitekim yiice Allah Ā§oyle buyurmaktadir: āEger o, Allahātan baĀ§kasi tara-
fmdan (gonderilmiĀ§) olsaydi, elbette iginde birbirini tutmayan birgok ay-
kmliklar bulurlardi ā (en-Nisa, 4/82)
Hadis uydurma sebepleri uzerinde duran Mufessirimiz, konuyla ilgili
geni$ agiklamalarda bulunur, gokga ornekler sunar ve Ā§oyle der;
Hz. Peygamberāin yalana karĀ§i iimmetini cehennem ile korkutmasi,
onun kendisine iftira ve yalan yoluyla hadis isnad edilecegini bildiginin de-
lilidir. Bu din cliiĀ§manlarinin uydurdugu, musliimanlar arasinda yer alan
zindiklann amellere teĀ§vik, korkutmak ve buna benzer hususlara dair uy-
clurduklari hadislerden sakindikga sakinmak gerek. Bu hadis uydurmacila-
Imam kurtur! fIhrIst 31
ri arasinda en biiyiik zarari olanlar ise, /.ahidlige nuintesib ohm birtakim
kimselerdir. Bunlar, kendilerinin iddia ettiklerine gore, ecir umarak hadis
uydurmuĀ§lardtr. insanlar ise, onlara duyduklari guven sebebiyle onlara
meylederek uydurduklan hadisleri kabul ettiler. Boylelikle bu uydurman-
lar, kendileri saptiklan gibi baĀ§kalarim da saptirdilar.
Islam duĀ§manlannin ileri surdukleri iddialari tek tek ele alip cevaplar,
mesela Kurāanāda fazlahk ve eksiklik oldugunu soyleyenler cevap verir,
Ā§oyle der:
Kurāanāin, Ā§ani yuce Allahāin Muhammed Cs.a) tarafindan kendisine mu-
cize olmak iizere getirilen, kalplerde ezberlenip dillerde okunan, mushaf-
larda yazili bulunan sure ve ayetleri kesin olarak bilinen, harf ve kelime-
lerinde fazlahk ve eksiklikten uzak olan, ayrica tammini yapmaya gerek
bulunmayan, sayima ihtiyaci bulunmayan kitapāoldugu hususunda iimmet
arasinda da Ehl-i Siinnet imamlari arasinda da hi$bir goruĀ§ ayriligi yoktur.
Her kim Kurāanāda bir fazlahk ya da eksiklik oldugunu iddia edecek
olursa, bu konuda icmai reddetmiĀ§, insanlara iftirada bulunmuĀ§, Rasulul-
lah (s.a)āin iizerine indirildigini belirttigi Kurāan-i Kerimāi de yuce Allahāin
Ā§u buyruklanni da reddetmiĀ§ olur: āDe ki: Andolsun, bu Kurāanāin birben-
zerini meydana getirmek igin insanlar ve cinler bir araya toplansalar, bi-
ribirlerine yardimci da olsalar yine bir benzerini meydana getiremezler. ā
(el-isra, 17/88) Fazlahk ve eksiklik iddiasinda bulunan kimse aym zaman-
da yuce Allahāin Rasuliinun mucizesini de reddetmiĀ§ olur. (Jiinku Kurāan-i
Kerim, batil Ā§aibesiyle karĀ§i karĀ§iya birakilacak olursa, benzeri meydan ge-
tirilebilir bir noktaya duĀ§er. Benzeri meydana getirilebildigi takdirde delil
de olmaz, beige de olmaz, mucize olmaktan da gikar.
Kurāan okunurken takinmasi gereken tavir ve cdebe dair gok hikmetli
bilgiler serd eder; Bu babdan olmak iizere;
istiaze:
Bu konuya dair agiklamalar, on iki baĀ§hk halinde sunulacaktir:
1- istiaze Ne Zaman Q'ekilir: Yuce Allah, her Kurāan okuyuĀ§un baĀ§inda
istiaze yekmeyi emir buyurmaktadir: āKurādn i okudugun zaman o kovul-
muĀ§ geytandan Allah 'a sigin.ā (en-Nahl, 16/98) Yani Kurāan okumak iste-
digin zaman...
32 IMAM KURTUBl FlHRlSl
2- istiaze'nin Hilknni: Cumhurun goru$iinc gore, nama/m di$inda ka-
lan biiti'in Kurāan okumalannda bu emir, mendubluk if'ade eder. Namazda-
ki bn emrin mahiyeti hakkinda ise farkli goriiĀ§ler ileri surulmiigtur. .
istiaze Kurāanādan Degildir: istiazenin Kurāan-i Kerimāden veya
oiuin bir ayeti olmadigi uzerinde ilim adamlari iema etmiĀ§lerdir.
4- istiazenin Lafizlari: Ebu Davud ve ibn Mace Sunenālerinde, Ciibeyr
b. Mutāimāden rivayetlerine gore o, Rasulullah (s.a)āi bir vakit namazini ki-
larken gormuĀ§, Amr: Ā§u anda onun hangi namaz oldugunu bilemiyorum,
dedi. Hz. Feygamber: -ii^: defa- : . āEuzu billahi mineĀ§Ā§eytani min nef-
sini ve nefhihi ve hemzihiā diye buyurdu. Amr dedi ki: Ā§eytanm hemzi de-
lilik, nefsi Ā§iir, nefhi kibir demektir.
5- istiaze Nasil Qekilir: el-Mehdevi der ki: Kurra, Hamza diĀ§inda Fatiha
su resin in ilk okunuĀ§unda a^iktan istiaze gekilmesi geregi uzerinde iema et-
miijlerdir. Ancak Hamza, bunu a^iktan degil igten okur. es-Suddiānin, Me-
dine halkindan rivayetine gore, onlar kiraate besmele ile baĀ§larlarmiĀ§.
Himā1-Leys es-Semerkandt de bazi miifessirlerden istiaze cekmenin farz ol-
dugunu nakletmektedir. Kurāan okuyucusu, istiaze ^ekmedigini Kurāan
okurken halirlayacak olursa okuyuĀ§unu keser istiaze geker ve baĀ§tan baĀ§-
lar.
6- istiaze'yi Emreden Ay el in Kapsami: ez-Zehravi, Ā§unu nakletmektedir:
Hu ayet-i kerime, namaz hakkindaki okuyuĀ§ ile ilgili nazil olmuĀ§tur. NaĀ¬
maz di.smda ise istiaze gekmemiz te.svik edilmi$tir (mendub),farz degildir.
7- istiazenin Faydasi: Eger. Kiraat esnasinda, kogulmuĀ§ Ā§eytandan Al-
lah'a siginmamn faydasi nedir, diye somlacak olursa, cevabimiz Ā§u olur:
bunun faydasi emre itaat etmek ve onu yerine getirmektir. Ā§erāi emir ve
luikiimlerin, ister emir olsun, ister uzak kalinmasi istenen bir nehiy olsun,
onlan yerine getirmek suretiyle onlarin hakkim ifa etmekten baĀ§ka bir fay-
dalari yoktur.
istiazenin Fazileti: Muslim Suleyman b.Suradāin Ā§oyle dedigini riva-
yet etmektedir: iki kiĀ§i Peygamber (s.a)āin huzurunda biribirlerine sovdii-
ler. Onlardan birisi, kizmaya, yiizu kizarmaya, damarlari Ā§iĀ§meye baĀ§ladi.
Peygamber (s.a) ona bakip Ā§oy!e buyurdu: āBen bir soz biliyorum ki onu
sbyleyecek olursa bu hali sona erer. (Bu soz): Euzu billahi mineĀ§Ā§eytanir-
rac im (kovulmuĀ§ olan Ā§eytandan Allahāa sigininm) sozudur.ā Peygamber
IMAM KURTUBl FlHRlST 33
(s.a)āin hu snzunii i$itenlerden birisi, kalkip t?oylc* dcdi: Az once Kasulul-
lah (s.a)āin ne buyurdugunu biliyor inusun? O Ā§oyle buyurdu: Hen bir soz
hiliyorum ki onu soyleyecek olursa, bu hali ge<jer gider. Hu: Kovulmu#
olan Ā§eytandan AHahāa sigimrim, soziidiir. Kizan adam bu sozii soyleyene
Ā§u cevabi verdi. Sen beni deli bir kimse mi goruyorsun? Bu hadisi liuhari
de rivayet etmiĀ§tir.(1)
9- htiazenin Anlami: Himayeye girmek, onun sayesinde ho$lanilmuyun
Ā§eyden kendisini korumak anlaminda birĀ§eyin yaninda yer aimak demeklir.
Kiraat farklanni; bir kiraaat alimi gibi, yetkin bir $ekilde ele alir ve de-
tayli bilgiverir, kendi goruĀ§iinu de belirtir.
Bu Kurāan kiraatinin yedi imamina nisbet edilen yedi okuyujj, ashab-i
kiramin geniĀ§ bir ger^eve igerisinde ele aldigi yedi harf (okuyu$ $ekli) de-
gildir. Qiinkii soziinii ettigimiz bu yedi okuyuĀ§ Ā§ekli ashab-i kiramin kul-
landigi yedi Ā§ekilden sadece birisine racidir. Bu bir $ekil ise Hz. Osman'in
Kur'anāi toplatirken esas aldigi $ekiklir. Bunu Ibn cn-Nahhas ve bagkalari
zikretmektedir.
MeĀ§hur olan okuma $ekilleri Ise, Kurāfln okuma imamlannin lerdhleri-
dir. Qiinku onlarin her birisi, kendisinec daha giizel ve daha tercihe defter
kabul ettigi kendisinin rivayet edip Ā§eklini ogrendigi bir seqime dayahdir.
O, bu konudaki bilgi ve tercihine dayanarak belli bir okuma Ā§ekline bag-
lamp bu okuma Ā§eklini baĀ§kalanna ogretmiĀ§ ve bu da ondan nakledilerek
Ā§6hret kazanmiĀ§tir. Bu kiraat Ā§ekli, onun okuyuĀ§u diye bilinip ona nisbet
edilir olmuĀ§, o bakimdan āNafiā harfi ve ibn Kesir harfi (okuyuĀ§u)ā gibi ifa-
deler kullanilmaya baĀ§lanmiĀ§tir.
Bu yedi imamin her birisinden de iki veya daha fazla bir tercih Ā§ekli riĀ¬
vayet edilmiĀ§tir. Bunlann hepsi sahihtir. Miislumanlar bu gaglarda bu
imamlardan sahih olarak gelen ve onlar tarafindan rivayet edilen kiraat Ā§e-
killerine itimad ettiler ve bunu ilgili eserlerde kaydedip yazdilar. Bu doftru
Ā§ekil iizere iema, kesintisiz olarak devam etti ve ytice Allahāin vadettigi āKi-
tabinin korunmasiā vadi yerini buldu.
ibn Atiyyeāden baĀ§kalari da Ā§oyle demiĀ§tir: Mutevatir mushaflardan ay-
n olan Ā§az kiraatler, Kurāan degildir ve bunlar Kurāanādandir kabul edilerek
(1) Buhari, Edeb 76; Muslim, Birr veās-Sila 109,110
34 IMAM KUnriJHl āā¢ FlHHlSf
onlarla amel cdilmez. lUmlara clair yapilacak en giizel aviklama, Ini oku-
ma $ckillerinin nisbet edildigi ki$inin a yet in teāvilinde izledigi bir yol ola-
rak kabui edilmesidir. Mufessirimiz, aynca Kurāan tarihiyle ilgili ayiklama-
larda bulunur, bu meyanda;
Kur'dnāin Toplanmast ve Hz. Osmanāin Mushafi Yazdirma Sebebi
JSunlan nakl cder;
Kurāan-i Kerim, Peygamber (s.a) donemindc ashab-i kiram tarafindan
dc-gisik miktarlarda ezberlenmiĀ§ bulunuyor idi
Ashab-i kiram Kurāan-i Kerimāden bazi boliimleri sahifelere, hurma
agak'lannin kabuklari iizerine, ince beyaz taĀ§lara, uglan sivri keskin taĀ§lar-
la yazmi$lar idi.
Elm Bekr es-Siddik (r.a) donemindc Yemame savaĀ§inda, soylenildigine
gore, Kurāan hafizlanndan yetmiĀ§ ki$inin oldurulmesi iizerine, Omer b. el-
1 laliab (r.a), Ebu Bekr es-Siddik (r.a)āa Ubeyy, ibn Mcsāud ve Zeyd gibi ile-
li gelcn hafizlannm olumii korkusu ile Kurāan-i Kerimāin toplanmasi tavsi-
yesinde bultindu. IIz. Ebu Bekir ile Hz. Omer bu iĀ§ igin Zeyd b. Sabitāi ta-
yin el tiler. O da olduk^a yorucu bir mesaiden sonra sureler arasinda sira
g(")zelmeksizin, Kurāan-i Kerimāi bir araya topladi.
Buharin in rivayetinc gore Zeyd b.Sabit bu olayi Ā§oyle anlatmaktadir:
Yemameāde hafizlann bldiirulmesinin akabinde Ebu Bekir bana, yaninda
Omerāin de bulundugu bir sirada haber gonderdi ve Ā§oyle dedi: Omer ya-
mma gelip bana dedi ki: Yemame gunii bir <^ok kimse oldti. Ben, degiĀ§ik
yerlerde giriĀ§ilecek savaĀ§larda Kurāan hafizlannm olduriilup telef olmala-
nndan ve boylelikle Kurāanāin bir^ogunun kaybolacagindan korkuyorum.
O bakimdan mutlaka onu toplamahsiniz. Ben senin Kurāan-i Kerimāi derle-
yip toplamam (emretmeni) uygun goruyorum.
Ebu Bekir bana Ā§6yle dedi: Sen gen^, akli baĀ§inda ve herhangi bir
olumsuz hasletle itham etmedigimiz bir kiĀ§isin. Rasulullah (s.a)āa da vahyi
yaziyor idin. O bakimdan Kuran-i Kerimāi iyice tesbit et ve onu bir araya
getir. Allahāa yemin ederim (Ebu Bekir) eger bana herhangi bir dagi yerin-
den taĀ§imami teklif etmiĀ§ olsaydi, Kurāan-i Kerimāi toplamak i^in bana ver-
cligi emirden daha agir gelmezdi.
Imam Kunnmi ā¢ fihrist yjsj
Kur'dn SUrelerinin ve Ayelterinln Tertibi:
Kurāanāin harekelenmesi, noktalanmasi, hiziplere aynlmasi, la'^ir edil-
mesi (onar ayet onar ayet bbliinmcsi), harllerinin, ciizlerinin, kelimelerinin
vc* ayetlerinin sayisi.
ibniiāt-Tayyib tier ki: Selef, Kurāin surelerinin siralaniĀ§inda ihtilaf etmi$-
lertlii. Kimisi, mushafina sureleri niizul tarihlerine gore yazmitj, Mekkiāyi
one almu>, Medeni sureleri sonrayr. birakmiĀ§; kimisi mushafinin hn$ina l;a
lihaāyi almiĀ§, kimisi baĀ§ina āikraā suresini alnnĀ§. iĀ§te IIz. Aliānin tertib etti-
gi mushaf boyledir. Tbn Mesāudāun mushafinda ise Fatiha suresi ba$la yer
almakta, sonra Bakara, sonra Nisa suresi daha farkli bir siralam$ ile sure-
ler yer almaktadir. Ubeyy b. Kaābāin mushafinin baĀ§inda ise once Fatiha,
sonra Nisa, sonra Al-i imran, sonra Enāam, sonra Aāraf, sonra Maitle gel-
mektedir. Bu Ā§ekilde oldukga biiyiik farkliliklarla mushaflar tertib edilmijj-
tir, denilsc;
Kadi Ebu Bekiā b. et-Tayyib der ki: Cevap $udur: Ciuniimiizde nuishal
ta yer aldigi $ekliyle surelerin siralangiinin ashab-i kiramin iylihadi ile tcs
bit edilmiĀ§ olmasi muhtemeldir. Bunu Mekki (Allah'm rahmeli iizerine ol
sun) Tevbe Suresinin tefsirinde zikretmektedir. Aynca sure ve ayetlerin si-
ralamĀ§im, surelerin baĀ§ taraflanna besmelenin konulmasinin Peygamber
(s.a)āin emriyle ger^ekleĀ§tigini zikretmektedir. Peygamber (s.a) Tevbe SuĀ¬
resinin baĀ§ tarafinda besmele konulmasini emretmediginden dolayi besmc-
le konulmamiĀ§tir. Bu konu ile ilgili en sahih goruĀ§tiir.
Ilim ehlinden bir grup der ki: Kurāan surelerinin mushafimizdaki Ā§ekliy-
le siralamĀ§i, Peygamber (s.a)ādan tevkifi olarak (onun emir ve irĀ§adiyla) ya-
pilmiĀ§tir. Ubey, Ali ve Abdullah (r. anhum)ām mushaflanndaki farkliliklara
dair gelen rivayetlere gclince, bu farklihklar son arzadan (Hz. Peygam-
berāin Cebrail huzurunda Kurāanāi okumasindan) once idi ve Rasulullah
(s.a) daha once bu iĀ§i yapmamiĀ§ti, bu son arzadan sonra, surelerin sirala-
mĀ§im onlara gostermiĀ§ idi.
Mushaf tn Harekelenmesi ve Noktalanmasi:
Rivayet edildigine gore, Abdulmelik b. Mervan, bunun yapilmasini em-
retmiĀ§tir. Bunun iyin Haccac, Vasit kentinde bu iĀ§e kendisini vermiĀ§, bu
JO IMAM KURTUBf ā- FlHRlST
konucUi olduk^a guy rut gnstermi^ ve Kurāan'in hizhlere aynlmasini sayica
daha da artirmiĀ§ idi. Kcndisi Irak valisi oldugu sirada da el-llasen ile Yah-
ya b. Yaāmerāe bu iĀ§i yapmalan emrini vermiĀ§ti. Bunun akabinde Vasit ken-
tinde kiraatlere dair bir kitap telif ctmiĀ§ ve uygun olan kiraat ihtilaflanna
dair rivayetleri toplarruĀ§tir. Uzun bir sure bu esaslara gore uygulama yapil-
di. Bu durum Mucahid, kiraatlere dair kitabim yazincaya kadar devam etti.
ez-Zebidt Kitabuāt-Tabakatāta, el-Miiberredāe isnad ederek mushaflara
ilk nokta koyan kiĀ§inin Ebuāl-Esved ed-Duel! oldugunu belirtmektedir. Yi-
ne onun zikrettigine gore ibn Sirināin Yahya b. Yaāmer tarafindan noktala-
n konmuĀ§ bir mushafi varmiĀ§.
O zamanin teknik imkanianyla Kurāanāin kelime, harf sayisi, MekkT ve
Medeni surelerdeki oranlan gibi konulan da ele almiĀ§ ve uzunca izahatlar-
da bulunmuĀ§tur.
FIHRISTTE TAK1B FDIIJKN YOL
imam Kurtubiānin āei-Camiu li Ahkamiāil- Kurāanā Tefsiri siradan bir (el-
sir ciegildir. Ā£ok yonlii bir tefsirdir. Rivayet tefsirlerinin turn ozelliklerini ta-
Ā§idigi gibi dirayet tefsirleri de kapsar.
Sadece Kurāan ilimleri degil; ayni zamanda hadis, fikih, kelam, tarih, dil,
felscfe vb. konulan da kapsadigi igin okuyucunun rahat<;a yararlanmasi
iq:in hangi meseleyi 20 ciltlik kitabin hangi cilt ve sahifesinde izah etligini
bilmesi ?ok zaman alir. BaĀ§tan sona 20 cildi okumak herke.s i<;in nnlmkvln
degil. Onun igin okuyucu diiĀ§iinulerek fihrist hazirlandi.
Fihristte okuyucu merkeze alindi, ihtiyaylari gdzetildi.
iki ana baĀ§hkta toplandi fihrist.
1-Ozel isimler;
KiĀ§i adlari, ibn Abbas, ibrahim (as. ) gibi.
Yer adlari, Bagdad, Kudus gibi
Eser adlari, Miisned...gibi
Mezheb adlari, Kaderiye gibi
Kavim adlari, Arap, Turk gibi
Bunlar se^ilirken takip ettigimiz yol da Ā§oyledir: Her zikir edilen yerde-
kini segmedik. Mesela ibn Abbasāi se^erken Ā§una dikkat ettik, ibn Ab-
basātan bir goriiĀ§ nakl ediliyorsa aldik, veya ibn Abbasāi anlatan bir durum
varsa se^tik. Sebebi; eger ibn Abbasāin admin gegtigi her yeri segseydik 20
ciltlik kitabin her cilt ve sahifesini almamiz icab ederdi. Bu da tahmin edi-
lecegi gibi hi<: kullanihĀ§h olmazdi.
KiĀ§i adlari segerken meĀ§hur olan ismi tercih ettik. Gene ibn Abbas gibi
Abdullah bin Abbasāi se^medik. (^unkii en yaygin kullanim ibn Abbasādir,
38 Imam kuhturI - Flunks i
Hadis livayct zincirinin tiim ravileri (It* segmcdik, sadecc son nivinin is-
mini scgtik, eger rivayet zincirindeki tiim isimleri scgseydik lisle kabaracak
vc istifade azalacakti.
2- Kavramlar
Bu bolum Eserin ana govdesini teĀ§kil eden Kurāanādan gikan hiikum ve
kavramlarin tasnifidir.
Kavramlar bolumunde dikkat ettigimiz husus; Kurtubiānin onem verdigi
konu ve kavramlan segmeye galiĀ§makti.
ibadete taalluk eden konulan segtik. Abdest, namaz, hac, oruc, zekat,
sadaka, fitre vb.
Mesela namaz maddesini kisimlara bolduk. Alt kisimlarin farkliligini
belirtmek igin italik yaptik. Digcr made e baĀ§liklari ise sadece bolt (siyah)
yaptik.
AliĀ§-veri$ten Mizanāa, degiĀ§ik kavramlan maddeler halinde alfabetik
siraya gore duzenledik. Herhangi bir maddeye giremeyen kavramlan da
sonunda āMuhtelif Kavramlarā maddesi altinda bir araya getirdik.
Bazi kavramlan birkag yerde gostermek zorunda kaldik. Mesela āTarĀ¬
tly 1 adaletle dosdogru yapmakāā kavramini āAdaletā maddesinde de Ol-
gii-Tartiā maddesinde de gosterdik. Bize gore bu kavram iki madde de
gosterilmeliydi. Burada hem āAdaletā ile alakali bilgi var, hem ātartiā ile
alakali bilgi var.
Temel duĀ§Qncemiz; okuyucu aradigim rahat bulsun ve teferruata da
bogulmasin.
FiHRiST
isiM FiHRisTi