!il - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · keşfü'l-esrar ve 'uddetü'l-ebrar, tahran...

2
( menahici'l- edille fi 'aka'idi '1-mil le, Beyrut 1998). Marcus Joseph Müller ta- Almanca'ya tercüme edilerek Philosophie und theologie von Aver- roes (Münich 1 875). Daha sonra Pedro Manuel Alansa eseri Teologia deA verroes , estudios et doc- umentos ile ispanyolca'ya çevir- (Madrid-Granada 1947). Bu çeviri 800. ölüm vesile- siyle yeniden Abdülme- cld Sorbonne'da doktora teziyle birlikte eseri tercüme (Sorbonne, Theses de doctorat,l58). malfal ile birlikte 1926 Nevzat lu Türkçe'ye de çok daha sonra Felsefesi, Ankara 1955). Her iki eser Süleyman yeni- den Türkçe'ye (Felsefe-Din istanbul1985). : Mahmud Kahi- re 1964, tür.yer.; .. Faslü'l-makal: Felsefe ve Din Bekir s. 59; Ebü Usaybia. 'Uyü- nü'l-enba', s. 532; Teymiyye, Der'ü te'aruzi'l-'akl ve'n-nakl M. Salim) . Riyad 1399-1403/1979-83, VI, 212;VJI, 345-347; X, 242, 298-300; .. Beyanü tel- Muhammed b. Mekke 1391/1971,1,24,30, 176 ,360, 366; E. Renan. Averroes et l'averroi"sme, Paris 1867, s. 462; L. Gauthier. lbn Rochd, Paris 1948, s. 17- 40; Mahmud ibn ve felsefetühü'd- diniyye, Kahire 1969, s. 62-76; Macid Fahrl. ibn Feylesüfu Kurtuba, Beyrut 1986, s. 26-37; Cemaleddin el-Alevi, Darülbeyza 1986, s. 96-97; M. Yusuf Müsa. Bey- ne'd-din ve'l-felsefe fire' yi ibn ve felasi- Beyrut 1408/1988, s. 89-110; Mustafa Teymiyye'nin iTED, IX ( s. 78-126; R. Arnaldez. "Ib n EJ2 (ing .). lll, 911. !il H. BEKiR KARL!GA L L ve'l-BEYAN Sa'lebi'nin (ö. 427 /1035) Kerim tefsiri (bk. MEHMED (ö . 931/1525) Yavuz Sultan Selim'in seferlerini konu alan Selimname'nin tarihçisi (bk. -, _j -, _j L UrYI ....;.;.r ) Meybüdl'nin (ö. 520/1126'dan sonra) Farsça tasavvufi Kur'an tefsirL _j Ebü'I-Fazl Ahmed b. EbQ Said ei-Meybüdi ei-Yezd'i'nin hak- Yezd Meybüd kasa- bilgi bulunma- Ebu Sa- id alim bir idi. Meybüdi tefsir, hadis. tasawuf. ve tarihe olan vukufundan tacü'l-eimme ve hü'l-imam gibi unvanlarla tefsi- rini 520 (1126) sonra ve- fat Tam '1- esrô.r ve 'udd etü '1- ebrô.r olan eser. muhtemelen müellifin dair bilgi kaynaklarda Sa'deddin et-Teftazan'i'ye veya Hace Abdullah Herevi'ye nisbet Eser. döneminin kadar ilk tasawufi tefsir- lerden da önemlidir. · Müellif eserin Herevi'nin günü- müze ancak kaynaklarda çok veciz kaydedilen tefsirini görüp ve onu söyler. Meybüdi birkaç ayeti "meclis" bir araya her ayeti tefsir ederken üç (nevbet) bir metot iz- Eser bu 4SS meclisten meydana gelmekteolup bu metodun mü- ellife mi yoksa eserini örnek Here- vi'ye mi ait belli Meybüdi ilk ele ayetin Farsça çevirisini ikinci ayeti eserlerden de yararlanarak ayetlerin nüzQI sebeplerini ve ilgili hükümleri Üçüncü ise ayetin ta- sawufi tefsirini Bu da- ha önce süfilerin sözlerine, ve de yer Türkiye, ve Afga- nistan'da mevcut üzerinde ilk yapan Ali Asgar Hikmet , ese- rin en iyi tesbit Süleymaniye Kütüphanesi'ndeki (Yenicami, nr. 43) on cilthalinde m (1. Tahran 331 h 952; ll , Tahran 338 Tahran 339 960), eser daha sonra üç defa daha ( 1334 1357 361 1982). indeksi Muhammed Cevad (Fihrist-i Tefsir-i ve 'uddetü'l-ebrar, Tahran 1363 h Eser üzerinde seçme ve ince- KESFÜ ESRARi'I-BATINi YYE leme da Enzabt Nejad, Güzide-i Tef- sir-i 'i -esrar ve 'uddetü '1-ebrar !Tah- ran 1364 !); Muhammed Mehdi Rükni, Letô.'ii ez Kerim ber Güzide-i 1 365 Habibul- lah Amüzgar, Telsir-i Edebi ve Mecid (Tahran 1 360 Meybüd'i'nin Tahran Üniversitesi Kü- tüphanesi'ndeki bir mecmuada (nr. 7813) bulunan ii a]J.vô.li'l-ümerô.' ve's-sô.dô.ti ve'l-]fuçlô.t risalesi Mu- hammed Taki ya- (Ferheng-i Tah- ran 1 348 XVI. 44-89) . Bu eserde de '1-esrô.r'da gibi için ayet. hadis, ve belere yer ellifin kaynak- larda geçen Erba'in günümüze : Meybüdl, '/-esra r ve 'udde- tü'l-ebrar Ali Asgar Hikmet), Tahran 1371 1, e-z; Tabakatü'l- mü{ essirin Ali M. ömer) . Kahire 1396/1976, s. 58; ll, 1478; Storey, Persian Uterature , I, 1190-1191; Brockelmann. GAL Suppl ., ll, 986; Safa. Edebiyyat, ll, 257, 930- 932; a.mlf .. Gencine-i Sül].an, Tahran 1363 ll, 119-123; Süleyman Tefsir Okulu, Ankara 1974, s. 119-130; M. Ali Ayazl. ei-Müfes- sirün, Tahran 1373 s. 588-593; Mustafa Makribl. ve 'uddetü'l-ebrar", Reh- nüma-yi Kitab, 11 /2, Tahran 1959, s. 407-409; Abdulvahap "Meybudl . 57011 74)'nin ve Eserleri", Tasavvuf, sy . 8, Ankara 2002, s. 63-77; Dihhuda, Lugatname, XXVI, 468. IAJ I.Ml 1 -, Jf.r'i ...;.;.f) Malik ei-Hammadl'nin (ö. 470/10771?]) ve Karmatiler'e dair risalesi. L _j mezhebine mensup Suleyhi- ler devrinde müellif Ebu Abdul- lah Muhammed b. Malik b. Ebü'I-Fezail ei-Hammad!ei-Yeman'i'nin da bilgi yoktur. Tam esrô.ri'l- ve olan kitap, ifadesine göre ve metodundaki gizlilik sebebiyle mezhep tecessüs olan gizliliklerini ortaya gayretlerinin bir ürünüdür. Malik, sayfa hacmindeki ese- rinin "Suleyhi diye bahset- Ali b. Muhammed (ö. 473/1080) hak- çirkin iddialar fakat ileri sürenlerin bulun- 319

Upload: others

Post on 08-Jan-2020

24 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: !il - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · Keşfü'l-esrar ve 'uddetü'l-ebrar, Tahran 1363 h ş.). Eser üzerinde seçme ve ince-KESFÜ ESRARi'I-BATINiYYE leme niteliğinde bazı çalışmalar

yayımlanmıştır ( el-Keşf'an menahici'l­edille fi 'aka'idi '1-mil le, Beyrut 1998).

el-Keşf, Marcus Joseph Müller ta­rafından Almanca'ya tercüme edilerek Philosophie und theologie von Aver­roes adıyla yayımlanmıştır (Münich 1875). Daha sonra Pedro Manuel Alansa eseri Teologia deA verroes, estudios et doc­umentos başlığı ile ispanyolca'ya çevir­miştir (Madrid-Granada 1947). Bu çeviri düşünürün 800. ölüm yıldönümü vesile­siyle yeniden neşredilmiştir. Abdülme­cld ei-Gannüşi. Sorbonne'da hazırladığı doktora teziyle birlikte eseri Fransızca'ya tercüme etmiştir (Sorbonne, Theses de doctorat,l58). el-Keşf, Faşlü'l malfal ile birlikte 1926 yılında Nevzat Ayasbeyoğ­lu tarafından Türkçe'ye çevrilmişse de çok daha sonra yayımlanabilmiştir (İbn Rüşd'ün Felsefesi, Ankara 1955). Her iki eser Süleyman Uludağ tarafından yeni­den Türkçe'ye çevrilmiştir (Felsefe-Din İlişkileri, istanbul1985).

BiBLİYOGRAFYA :

İbn Rüşd. ei-Keşf(nşr. Mahmud Kasım). Kahi­re 1964, tür.yer.; a.mıf .. Faslü'l-makal: Felsefe ve Din ilişkisi(trc . Bekir Karlığa). İstanbul1992, neşredenin girişi, s. 59; İbn Ebü Usaybia. 'Uyü­nü'l-enba', s. 532; Takıyyüddin İbn Teymiyye, Der'ü te'aruzi'l-'akl ve'n-nakl (nşr. M. Reşad Salim). Riyad 1399-1403/1979-83, VI, 212;VJI, 345-347; X, 242, 298-300; a.mıf .. Beyanü tel­bisi 'l-Cehmiyye(nşr. Muhammed b. Kas ım).

Mekke 1391/1971,1,24,30, 176,360, 366; E. Renan. Averroes et l'averroi"sme, Paris 1867, s. 462; L. Gauthier. lbn Rochd, Paris 1948, s. 17-40; Mahmud Kasım. ibn Rüşd ve felsefetühü'd­diniyye, Kahire 1969, s. 62-76; Macid Fahrl. ibn Rüşd: Feylesüfu Kurtuba, Beyrut 1986, s. 26-37; Cemaleddin el-Alevi, el-Metnü'r-Rüşdi,

Darülbeyza 1986, s. 96-97; M. Yusuf Müsa. Bey­ne'd-din ve'l-felsefe fire' yi ibn Rüşd ve felasi­{eti'l-'aşri'l-vasft, Beyrut 1408/1988, s. 89-110; Mustafa Çağrıcı. "İbn Teymiyye'nin Bakışıyla Gazzali-İbn Rüşd Tartışması", iTED, IX ( ı 995). s. 78-126; R. Arnaldez. "Ib n Ru~d", EJ2 (ing.). lll, 911. !il H. BEKiR KARL!GA

L

L

el-KEŞF ve'l-BEYAN (v~,_,~ı)

Sa'lebi'nin (ö. 427 /1035)

Kur'an-ı Kerim tefsiri (bk. SA'LEBİ)-

KEŞFi MEHMED ÇELEBİ (ö. 931/1525)

Yavuz Sultan Selim'in seferlerini konu alan Selimname'nin

yazarı, Osmanlı tarihçisi (bk. SELİMNAME).

-,

_j

-,

_j

L

KEŞFÜ'l-ESRAR UrYI ....;.;.r )

Reşldüddln-i Meybüdl'nin (ö. 520/1126'dan sonra)

Farsça tasavvufi Kur'an tefsirL _j

Ebü'I-Fazl Reşidüddin Ahmed b. EbQ Said ei-Meybüdi ei-Yezd'i'nin hayatı hak­kında iran'ın Yezd şehrinin Meybüd kasa­basında yaşadığı dışında bilgi bulunma­maktadır. Babası Cemalü'I-İslam Ebu Sa­id alim bir kişi idi. Meybüdi tefsir, hadis. tasawuf. şiir ve tarihe olan vukufundan dolayı fahrü'I-İslam. tacü'l-eimme ve şey­hü'l-imam gibi unvanlarla anılmış, tefsi­rini yazdığı 520 (1126) yılından sonra ve­fat etmiştir.

Tam adı Keşfü '1-esrô.r ve 'uddetü '1-ebrô.r olan eser. muhtemelen müellifin hayatına dair bilgi bulunmadığından bazı kaynaklarda Sa'deddin et-Teftazan'i'ye veya Hace Abdullah Herevi'ye nisbet edilmiştir. Eser. döneminin Farsça's ı açı­

sından olduğu kadar ilk tasawufi tefsir­lerden olması bakımından da önemlidir.

· Müellif eserin girişinde Herevi'nin günü­müze ulaşmayan, ancak kaynaklarda çok veciz olduğu kaydedilen tefsirini görüp okuduğunu ve onu şerhetmek istediğini söyler. Meybüdi birkaç ayeti "meclis" adıyla bir araya getirmiş. her ayeti tefsir ederken üç aşamalı (nevbet) bir metot iz­lemiştir. Eser bu şekilde 4SS meclisten meydana gelmekteolup bu metodun mü­ellife mi yoksa eserini örnek aldığı Here­vi'ye mi ait olduğu belli değildir.

Meybüdi ilk aşamada ele aldığı ayetin Farsça çevirisini vermiş, ikinci aşamada ayeti diğer eserlerden de yararlanarak yorumlamış. meşhur kıraatleri, ayetlerin nüzQI sebeplerini ve ilgili hükümleri açık­lamıştır. Üçüncü aşamada ise ayetin ta­sawufi tefsirini yapmıştır. Bu sırada da­ha önce yaşamış süfilerin sözlerine, şiir ve menkıbelerine de geniş yer vermiştir.

Keşiü'l-esrô.r'ın Türkiye, İran ve Afga­nistan'da mevcut nüshaları üzerinde ilk çalışmaları yapan Ali Asgar Hikmet, ese­rin en iyi nüshası olduğunu tesbit ettiği Süleymaniye Kütüphanesi'ndeki yazmayı (Yenicami, nr. 43) on cilthalinde yayımla­m ış (1. Tahran ı 331 h ş .lı 952; ll , Tahran ı 338 hş./1959; ııı-X. Tahran ı 339 hş./ı 960), eser daha sonra üç defa daha basılmıştır ( 1334 hş./1955, 1357 h ş./ 1978, ı 361 hş./ 1982). Kitabın indeksi Muhammed Cevad tarafından hazırlanmıştır (Fihrist-i Tefsir-i Keşfü'l-esrar ve 'uddetü'l-ebrar, Tahran 1363 h ş.). Eser üzerinde seçme ve ince-

KESFÜ ESRARi'I-BATINiYYE

leme niteliğinde bazı çalışmalar da yapıl­mıştır (Rıza Enzabt Nejad, Güzide-i Tef­sir-i Keşfü 'i-esrar ve 'uddetü '1-ebrar !Tah­ran 1364 hş . !); Muhammed Mehdi Rükni, Letô.'ii ez Kur'ô.n-ı Kerim ber Güzide-i Keşfü'l-esrô.r(Tahran 1365 hş.); Habibul­lah Amüzgar, Telsir-i Edebi ve 'İrfô.ni-yi Kur'ô.n-ı Mecid (Tahran 1360 hş.).

Meybüd'i'nin Tahran Üniversitesi Kü­tüphanesi'ndeki bir mecmuada (nr. 7813) bulunan el-Fuşul ii a]J.vô.li'l-ümerô.' ve's-sô.dô.ti ve'l-]fuçlô.t adlı risalesi Mu­hammed Taki Danişpejüh tarafından ya­yımlanmıştır (Ferheng-i İran-zemin, Tah­ran 1348 hş. , XVI. 44-89) . Bu eserde de Keşiü '1-esrô.r'da olduğu gibi konuları açıklamak için ayet. hadis, şiir ve menkı­belere yer verilmiştir. Müellifin kaynak­larda adı geçen Erba'in lfadiş adlı kitabı günümüze ulaşmamıştır.

BİBLİYOGRAFYA :

Reşldüddln-i Meybüdl, Keş{ü '/-esrar ve 'udde­tü'l-ebrar (nşr. Ali Asgar Hikmet), Tahran 1371 hş ., n eşredenin girişi, 1, e-z; SüyCıti. Tabakatü'l­mü{essirin (nşr. Ali M. ömer). Kahire 1396/1976, s. 58; Keş{ü'z-zunün, ll, 1478; Storey, Persian Uterature, I, 1190-1191; Brockelmann. GAL Suppl., ll , 986; Safa. Edebiyyat, ll, 257, 930-932; a.mlf .. Gencine-i Sül].an, Tahran 1363 hş., ll , 119-123; Süleyman Ateş. işari Tefsir Okulu, Ankara 1974, s. 119-130; M. Ali Ayazl. ei-Müfes­sirün, Tahran 1373 hş., s. 588-593; Mustafa Makribl. "Keşfü'l-esrar ve 'uddetü'l-ebrar", Reh­nüma-yi Kitab, 11/2, Tahran 1959, s. 407-409; Abdulvahap Yıldız. "Meybudl (ö. 57011 ı 74)'nin Hayatı, Şahsiyeti ve Eserleri", Tasavvuf, sy. 8, Ankara 2002, s. 63-77; Dihhuda, Lugatname, XXVI, 468. IAJ

I.Ml RızA KuRTULUŞ

1 KEŞFÜ ESRARi'I-BATINİYYE -,

(~~' Jf.r'i ...;.;.f)

İbn Malik ei-Hammadl'nin (ö. 470/10771?])

Batıniier ve Karmatiler'e dair risalesi. L _j

İ smailiyye mezhebine mensup Suleyhi­ler devrinde yaşayan müellif Ebu Abdul­lah Muhammed b. Malik b. Ebü'I-Fezail ei-Hammad!ei-Yeman'i'nin hayatı hakkın­da bilgi yoktur. Tam adı Keşfü esrô.ri'l­Bô.tıniyye ve aJ.:ıbô.ri'l-Karô.mita olan kitap, yazarının ifadesine göre kuruluş. işleyiş ve metodundaki gizlilik sebebiyle diğer mezhep mensuplarının tecessüs odağı olan Satıniliğin gizliliklerini ortaya çıkarma gayretlerinin bir ürünüdür. İbn Malik, yaklaşık kırk sayfa hacmindeki ese­rinin başında "Suleyhi kişi" diye bahset­tiği Ali b. Muhammed (ö. 473/1080) hak­kında çirkin iddialar duyduğunu. fakat bunları ileri sürenlerin kanıtlarının bulun-

319

Page 2: !il - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · Keşfü'l-esrar ve 'uddetü'l-ebrar, Tahran 1363 h ş.). Eser üzerinde seçme ve ince-KESFÜ ESRARi'I-BATINiYYE leme niteliğinde bazı çalışmalar

KEŞFÜ ESRARi' I-BATINiYYE

madığını. bu sebeple sırlarını ve kitapla­rının muhtevasını öğrenip konunun iç yü­züne vakıf olmak amacıyla onun mezhe­bine girmenin gerektiği kanaatine vardı­ğını belirtir. Hammadi, İsmailiyye mezhe­bine girip onların prensiplerini öğrendik­ten sonra Yemen'deki liderleri olan Ali b. Muhammed'in küfür ve dalalet ehlinden biri olduğunu ortaya koymak için eserini yazdığım ifade eder.

Keşfü esrari'1-Batıniyye, Batıni İsma­illler'in telkin esasları hakkında bilgi ve­ren bir mukaddimeden sonra mezhebin kuruluşuna kısaca temas eden bir bölüm­le Batıni Karmatller'in önde gelen bazı li­derlerinin faaliyetlerini anlatan ikinci bir bölümden oluşur. Mukaddimede Ali b. Muhammed'in, "me'zün dal" denilen ve­killeri ve insanları mezhebe kazandırma­ya çalışan (mükelleb) dalleri bulunduğunu söyleyen Hammad!, özellikle ikinci gru­bun tuzaklarına düşürdükleri kimselere Kur'an ve Sünnet'in zahir ve batını oldu­ğu, avaının gereksiz yere sıkıntılara kat­landığı yolunda telkinde bulunduklarını kaydeder ve adaylarda gördükleri kabili­yete göre mezhebin sırlarını açıkladıkla­

rını belirtir. Mezhebe girecek kişiye na­mazın da tıpkı zekat gibi yılda bir defa eda edilmesinin yeterli olduğu anlatılır. Namaz. zekat. oruç ve haccın zahirinin yanı sıra batınının da bulunduğu, namaz­la zekatın batıni manada Muhammed ve Ali sevgisine işaret ettiği, onları sevenle­rin bu vazifeleri yerine getirmiş sayılacak­ları iddia edilir. ibadet için temizliğin, ay­rıca namaz ve oruç gibi dini mükellefiyet­Ierin kaldırılması amacıyla "necva" deni­len 1 Z dinarlık ödeme yapılması önerilir. Gerekli şartlar yerine getirildikten sonra A'raf süresindeki ayetten (7/157) hare­ketle adayın üzerindeki yüklerio kaldırıl­

dığı ve zincirlerinin kınldığı belirtilir. Al­lah'ın Kur'an'da haram kıldığı şarap ve kumardan m aksadın Hz. Ali'ye muhalefet eden Ebü Bekir ve Ömer olduğu ileri sürü­Ierek onlara sevgi duyulmaması şartıyla içki ile kumarın bir sakınca taşımadığı ifa­de edilir. Bu telkinleri yapan daller uzak­tan münasebet kurarak bazı ayetleri de delil olarak kullanır. Risalede daha sonra Batınl - Karmatl dalnin, mezhebine kazan­dırmak istediği kişiye dünyada iken cen­nete girmenin mümkün olduğunu söyle­diği belirtilir ve aday. 1 z dinarlık ödemeyi de kapsayan bazı şartları yerine getirerek "el-meşhedü'l-a'zam" adı verilen, içki ile toplu fuhşun hakim olduğu toplantılara katı lma hakkını kazanır; böylece dini n ge­rektirdiği her türlü yükümlülükten kur-

320

tularak tam bir batıni olduğu zikredilir. Söz konusu ettiği hususların kesin bilgi ve müşahedelerine dayandığını bildiren ve bunların doğruluğu konusunda Allah'ı şahit tutan müellif, aksini iddia edenle­rin yalancı ve Ianete müstahak kimseler olduğunu kaydeder. Risalenin devamın­da Batınl- Karınatı davetinin Abdullah b. Meymün ei-Kaddah ile başladığ ı belirtilir ve onun faaliyetlerine kısaca temas edi­lir. Daha sonraki bölümde Ebü Said ei­Cennabl. Hasan b. Mihran ve Ali b. Fazi'ın şahsiyetleri anlatılır ve faaliyetlerinden söz edilir. Hammad! risalenin sonunda Ali b. Muhammed es-Suleyhl'ye dair bilgi verir.

Hammadl'nin eserinin ilk baskısında gerek risalenin naşiri i zzet Attar'ın gerek­se bu neşir için yedi sayfalık bir sunuş ya­zısı kaleme alan M. Zahid Kevserl'nin ki­tap ve müellifi hakkındaki övgülerinin tamamına katılmak mümkün değildir. Risalenin birçokyerinde bariz tarihi hata­lar göze çarpmaktadır. Mesela Abdullah b. Meymün ile babası Meymün ei-Kad­dah yer yer birbirine karıştırılmakta ve Abdullah b. Meymün'un Z76 (889) yılın­da Küfe'de ortaya çıktığı ileri sürülmek­tedir (s. 17). Meymün ei-Kaddah ve oğlu

Abdullah'ın Ca'fer es-Sadık'ın çağdaşları olduğu. Abdullah b. Meymün'un ondan rivayette bulunduğu dikkate alındığında müellifin verdiği bilgilerle bir asırlık bir fark ortaya çıkmaktadır. Ebü Said ei-Cen­nabl ile oğlu Ebü Tahir ei-Cennabl'yi de birbirine karıştıran Hammadi, 317 (929) yılında Ebü Tahir ei-Cennabl tarafından gerçekleştirilen Ka be baskınını 30 1'de (913-14) ölen babası Ebü Sald'e nisbet etmektedir (s. 33). Bununla birlikte eser özellikle Yemen'deki Batıni İsmailiyye'ye dair önemli kaynaklardan biridir. Batıni­lerin mezheplerine davet yöntemleriyle ilgili verilen bilgilerin bu alanda araştır­

ma yapacak kimseler için faydalı olacağı belirtilmiştir.

Keştü esrari'1-Batıniyye'nin ilk neşri (bk. bi bl.). bazı dip notlarının eklenmesiy­le Süheyl Zekkar tarafından A]].bdrü '1-

Karamita'da tekrarlanmıştır (Dımaşk ı 40211982, s. 201-25 1) Eserin diğer bir neşrini Muhammed Zeynühüm Muham­med Azb gerçekleştirmiştir (Kahire 1986). İsmail Hatip Erzen'in ilk baskısından Türkçe'ye çevirdiği eserin başında Ahmet Harndi Akseki'nin önsözü, sonunda da mütercimin elli sayfalık ilaveleri yer al­maktadır ( Batınilerin ve Karmatilerin iç­yüzü, Ankara 1948) .

BiBLiYOGRAFYA :

Hammad!, Keş{ü esrfıri'l ·Bfıtıniyye(nşr. iz­zet Attar). Kahire 1357 /1939; Zirikl!, el-A'lfım

(Fethullah). VII, 16. !il AYNİ İLHAN

L

KEŞFÜ'I-HAFA (~~~~)

İsmail b. Muhammed ei-Acliini'nin (ö. 1162/1749)

halk arasında hadis diye yaygın olan rivayetlere dair eseri.

_j

Tam adı Keştü'1-]].ata' ve müzilü'1-il­bas 'amme'ştehere mine'1-ef:ıô.diş 'ald e1sineti'n-nas olup halk arasında hadis diye yaygın olan rivayetlerden hangisinin sahih hadis, hangisinin uydurma rivayet. vecize, atasözü, hikmetli söz olduğunu belirlemek amacıyla kaleme alınmıştır. Büyük ölçüde Şemseddin es-Sehilv'i'nin e1-Ma]faşıdü'1-f:ıasene'sine dayanıp onu ihtisar eden ve içine aldığı 3Z81 rivayetle benzeri çalışmaların en kapsamiısı olan eserde yalnız hadisi nakleden sahabi ve hadisi eserine alan müellif zikredilmiş. muteber hadis imamlarının kitaplarından bazı bilgiler eklenmiştir. Aclünl. sık sık kullandığı "kale fi'I-asl" ifadesiyle Sehavl'­nin adı geçen eserine atıfta bulunmuştur. Ayrıca temel hadis kaynaklarının yanı sıra Ebü Nuaym'ın lfilyetü'1-ev1iya ' ı. Bey­haki'nin Şu'abü'1-iman'ı, Radıyyüddin es-Saganl'nin Meşari]fu '1-envô.r'ı, İbn Hacer ei-Askalanl'nin e1-Le'a1i'1-menşıl­re'si, SüyQtl'nin ed-Dürerü'1-mütneşi­

re'si, İbnü'd-Deyba'ın Temyizü't-tayyib mine '1-]].abiş'i, Ali el-Karl'nin e1-Esra­rü'1-mertıl'a'sı. Necmeddin ei-Gazzl'nin İtlfanü ma yaf:ısün mine'1-a]].bdri'd­da'ireti 'a1e'1-e1sün'ü gibi eserlerden yararlanmıştır.

Rivayetlerin alfabetik olarak düzenlen­diği kitapta kısa metinlerio tamamı, uzun olanların ilk cümlesi kaydedilmiş, ardın­dan bunların değerlendirilmesine geçile­rek önce rivayetin bulunduğu kaynak, hangi sahabi tarafından hangi lafızla ri­vayet edildiği gösterilmiş, hadisin merfü, mevkufveya maktü, isnadının sahih. ha­sen, zayıf, mürsel ya da muttasıl olduğu belirtilmiştir. Uzun da olsa hadislerin ta­mamı nakledilmiş, hadis niteliği taşıma­yan sözlerin kime ait olduğu biliniyorsa bu husus bildirilmiş, rivayetin anlamı ve garlb kelimeleri açıklanmış, fıkhl hadis­lerde bazan mezhepterin görüşleri de zik­redilmiştir. Aclünl rivayetleri değerlendi­rirken çoğunlukla önceki alimierin görüş­lerinden faydalanmıştır. Bazan bunları