Şiirler 5/b - wordpress.comsigaranın zararı yoktur yararı onu içen ölüyor nesli tükeniyor...

17
| 5/B Hatırasına | | Genç Kalemler Dergisi | 1 Şiirler 5/b Sigara Zararı var onun Yararı yok onun O ölüme neden olur Zararı var onun Onu içen ölüyor Nesli tükeniyor Onu öldüren şey Sigaradır sigara Sigaranın zararı Yoktur yararı Onu içen ölüyor Nesli tükeniyor Ölüyor, ölüyor diyor Bu âlemi bırakıp gidiyor Şeytana uyuyor Vefat ediyor Eren Aydoğdu Sigara İçme Sigara içme, Komaya girme. Kendini öldürme, Vücuduna zarar verme İntihara kalkışma Kendini cehenneme atma. Sigara içme! Boş yere can tüketme Kanser olma, Cahillik yapma. Geleceğe bak, Hayatını karartma. Sigara demek, Haram demek, Cehennem azabı demek! Yunus Emre Yarımbaş Sigarayı Bırakın Sigarayı bırakın Sağlıklı yaşayın Sigarayı bırakın Dünyanın keyfine varın Sigaraya bağlanmayın Hayatınızı yaşayın Sigaranın zararları Vardır birçok hastalığı Sigarayı içenler Kendisine zarar veriri Çevresindeki insanlara Birçok yere zarar verir Sigarayı içerseniz Kendinizi zehirlersiniz Sigarayı bırakın Dünyanızı karartmayın Havva Akgün

Upload: others

Post on 28-Jan-2020

9 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

| 5/B Hatırasına |

| Genç Kalemler Dergisi |

1

Şiirler 5/b

Sigara

Zararı var onun Yararı yok onun

O ölüme neden olur Zararı var onun

Onu içen ölüyor Nesli tükeniyor Onu öldüren şey Sigaradır sigara

Sigaranın zararı Yoktur yararı Onu içen ölüyor Nesli tükeniyor

Ölüyor, ölüyor diyor

Bu âlemi bırakıp gidiyor Şeytana uyuyor Vefat ediyor

Eren Aydoğdu

Sigara İçme

Sigara içme, Komaya girme.

Kendini öldürme, Vücuduna zarar verme

İntihara kalkışma

Kendini cehenneme atma. Sigara içme!

Boş yere can tüketme

Kanser olma, Cahillik yapma. Geleceğe bak,

Hayatını karartma.

Sigara demek, Haram demek,

Cehennem azabı demek!

Yunus Emre Yarımbaş

Sigarayı Bırakın

Sigarayı bırakın Sağlıklı yaşayın Sigarayı bırakın

Dünyanın keyfine varın

Sigaraya bağlanmayın Hayatınızı yaşayın Sigaranın zararları

Vardır birçok hastalığı

Sigarayı içenler Kendisine zarar veriri Çevresindeki insanlara Birçok yere zarar verir

Sigarayı içerseniz

Kendinizi zehirlersiniz Sigarayı bırakın

Dünyanızı karartmayın

Havva Akgün

| 5/B Hatırasına |

| Genç Kalemler Dergisi |

2

Fıkralar 5/b Fen Bilgisi Dersi Babası okuldan dönen oğluna: -“Bu gün okulda ne yaptınız?” diye sormuş. -Fen bilgisi dersinde deney yaptık. -Peki, yarın ne yapacaksınız? -Deneyde yıkılan duvarı yapacağız babacığım. İkbal Gülsu Yılmaz

Abidin’in Cevabı Bir gün öğretmeni Abidin’e sorar: -Her gün kümesten 5 yumurta alan bir kişi 1 haftada kümesten kaç yu-murta alır? -Öğretmenim ben bu işlemi yapa-mam. -Abidin bu işlem çok kolay 7 gün ile 5 yumurtayı çarpacaksın. -Öğretmenim ben bu işlemi yaparsam yumurtaların hepsi kırılır. Havva Akgün

Milli Marş Adam kendisinden bahsediyordu. -Ben akordeonu çalmaya başlayınca herkesi ayağa kaldırırım. -Demek o kadar ustasınız. -Yok canım, sadece milli marş çal-mayı biliyorum. İkbal Gülsu Yılmaz

Göç Günlerden bir gün Karadenizli Mehmet Reis gezmiş, tozmuş ve sonunda göç edecekleri yeri bulmuş. Göç edecekleri yerde bir aslan yuvası varmış. Bunlar gelmişler. Köyün adı Aslanlarvar köyüymüş. Karadenizli Mehmet Reis: -Afrika’dayız herhalde.” diyince herkes gülmekten kırılmış. Oflu Ayşe Fatma Hanım: -“Gerçekten de aslan var. Oyalan-mayın!” demiş ve kaçmışlar. İkbal Hamdemir

Metin Ve Babası Bir gün Metin babasına sormuş: -Baba senin saçların neden beyaz-ladı? -Beni çok kızdırıyorsun ondan. - O zaman dedemin saçlarını da sen beyazlattın. Eda Serdar

Salatalık Bir gün Abdülrezzak Bey otelde kahvaltı ediyormuş. Çatalını alıp salatalığa uzanmış. 2 saat uğraş-masına rağmen salatalık çatala bir türlü gelmiyormuş. Bu durumu gören garson Abdülrezzak Bey’in yanına gelerek elinden çatalı alır salatalığı tutar ve Abdülrezzak Bey’e uzatır. Ve bunun üzerine Abdülrezzak Bey: -Ben onu yormasaydım sen bekle yakalardın. Ezgi Su Çıldır

| 5/B Hatırasına |

| Genç Kalemler Dergisi |

3

Hikâyeler 5/b Elif’in Gizlenen Derdi

Elif, annesinin hasta olduğu konusuna üzülüyordu. Arkadaşı Zehra’nın yanına gidip onunla dertleşerek biraz olsun rahat-lamak istedi. Zehra’nın yanına vardı. Zehra, Elif’in durumunu hemen fark etti. -Elif canın bir şeye mi sıkkın? -Hayır. Elif, “hayır” dedikten sonra pişman oldu ama sözünden de dönemedi. Elif’in sert bir şekilde cevap vermesi Zehra’yı da merakından vazgeçirmiş, kendi dünyasına yöneltmişti. Tüm gece ikisi de Elif’in durumu hakkında konuşamadı. Elif derdi içinde, bütün gece somurtmaya devam etti.

Ayşegül Yılmaz Bir gün

Bir gün iki kuzen yolda yürüyorlarmış. Yolda dilenci bir çocuk varmış. Hali perişan, üstü başı yırtık, yüzünde ve ellerinde yara izleri varmış. Çok eziyet gördü-ğü, çok aç olduğu halinden belli oluyormuş. Çocuğun duru-muna acıyan ikili, çocuğa yardım etmeye, onu devlete ait sosyal kurumlara götürmeye karar vermişler. Önce karnını doyurmuşlar ardından kurumun yolunu tutmuşlar. Hem yetkililer hem de dilenci, çocuklara çok teşekkür etmişler.

İkbal Gülsu Yılmaz Tehlikenin Peşinde

Ahmet ve arkadaşları top oynamak için dışarı çıkmışlar. Fakat onların düz bir alanı yokmuş. Bunun üzerine elektrik santralleri olan bir binanın bahçesinde oynamaya karar vermişler. Bahçe çok düzmüş bundan dolayı onların ilgisini çekmiş. Sonra hiç aldırış etmeden oynamaya başlamışlar bir süre sonra bir adam “oradan çıkın öleceksiniz” demiş, “neden” diye sor-duklarında “orası elektrik santrali” demiş. Ahmet ve arkadaşları oradan gitmişler. Adama onlara bildirdikleri için teşekkür etmişler. Ve Ahmetlerin bahçesinde oynamışlar. Muhammet Ali Temür Ceyda’nın Fikri

Ceyda çevreyi kirletmemeye özen gösteriyordu. Çevreyi kirletenlere ve yere çöp atanlara uyarılarda bulunuyor, onlardan attıkları çöpleri yerden alma-larını istiyordu. Ceyda bir gün okula gitti ve öğretmenine; “sınıflar arası bir temizlik yarışması düzenleyebilir miyim?” diye sordu. Öğretmen: -Evet

Ceyda temizlik yarışması olduğunu bütün sınıflara söyledi. Her Cuma günü İstiklal Marşı okunmadan önce haftanın 1.sini açıklıyor ve ödüllerini veriyordu. Ceyda’nın bu çalışmaları sayesinde okullar arası temizlik yarışmasın-da 1. oldular ve “Temiz Okul Sağlıklı Okul” bayrağını almaya hak kazan-dılar.

Havva Akgün

| 5/B Hatırasına |

| Genç Kalemler Dergisi |

4

Makaleler 5/b İletişim Araçlarının Önemi

İletişim araçlarının kullanırsanız hayat kolaylaşır. İletişim araçlarından birisi de telefon. Telefon iletişim yönünden çok ya-ralıdır. İletişimde sadece telefon yoktur, mesela; mektup, internet, telgraf gibi şeyler de vardır. Bu iletişim araçları doğru kullanıldığı sürece çok iyidir. Ama iletişim araçlarının ne kadar faydası varsa o kadar zararı da vardır. Ve de Atatürk bilime ve teknolojiye önem verirdi. Biz de teknolojiye önem verelim ve bize çok zarar verecek şeyler yapmayalım.

Melisa Bayram İnternetin Yararları Ve Zararları

Teknolojinin ve çağın gereklerine uygun internet kullanımı dün-yaya açılan bir penceredir. İnternet ile büyüyen, öğrenen ve gelişen çocuk, gün gelir internet ile yabancı dilini geliştirmeye, dünyadan haberdar olma-ya başlar. Bu internetin yararlarındandır. Zararları ise aile içinde payla-şımın ve iletişimin azalmasına sebep olması, dolandırıcılık, sahtekârlık için cazip bir ortam olması gibi şeylerdir. İnternet ile fazla vakit kaybetmemeliyiz. Sözümü de “Her şeyin azıda, çoğu da, zarar ortası karar” diyerek bitiriyorum.

İkbal Gülsu Yılmaz İletişim Araçlarının Önemi

İletişim araçları hayatımızı kolaylaştırmıştır. Örneğin; televizyon, te-lefon, bilgisayar, mektup, faks vb. iletişim araçları vardır. Televizyon; yaşanmış haberleri, telefon; özlediğimiz kişileri aramak için, bilgisayar; ödevleri yapmak istediğimiz bilgiye ulaşmak için kullanılır. Bazı insanlar bazı iletişim araçlarını bazen doğru bazen de yanlış alanda kullanırlar. Örneğin; telefonu boş yere kul-lanırsanız, hem de çok fazla bakarsanız gözleriniz bozulabilir. Radyodan müzik dinlemek, haber dinlemek istesek de çok fazla sesini açmayalım. İletişim araçla-rının yararları ve zararları kısaca budur.

Ayşegül Yılmaz Psikolojik Sorun Delilik Değil

İnsanlar psikolojik tedavi gören insanlara “deli” terimini kullanmaktadır. Ve eminim ki kullanmaya da devam edecekler. Ancak psikolojik tedavi gören insanlar dışarıya vurmayıp içlerinde tuttukları şeyleri belki de hiç tanımadıkları bir psikoloğa anlatarak rahatlama yolunu seçtikleri için toplumda ”deli” tabiriyle dile geliyorlar. Bu sözden dolayı psikoloğa gitmeyip hastanede tedavi altına alınan bir sürü vaka oldu.

Aslında insanlar cesaret edemedikleri ve diğerlerinin bunu

yapmasıyla dalga geçmiş olabilirler. Ama siz şunu asla unutmayın; sizin böyle düşünen bir çevreniz ve sizin bir sorununuz varsa asla onları dinlemeyin ve psikoloğa gidin.

Ezgi Su Çıldır

| 5/B Hatırasına |

| Genç Kalemler Dergisi |

5

Şiirler 5/b

Çalışmak Ve Okumak Anne, baba, kardeş, abi Bu boşluk ne kadar fani

Önceden temel atalım hayata İleride başarılı olmak için adeta

Çalış oku her defa,

Sen yükseklerde olacaksın bir defa Aklımızda olmalı her an Öğrenmeliyiz hayatı

Çalışmalıyız başarmak için Okumalıyız kazanmak için

Her şey güzel olacak Sen duyup kazanıp başardığın için

Çalışalım hep beraber

Okuyalım hep beraber Savaşalım hep beraber

Anca beraber kanca beraber Eren Top

Okul Bilgi Yuvası Okul bilgi yuvası

Neşeyle coşuyor çocukları Mis gibi kokuyor sınıfları

Okul neşe yuvası

Bütün öğrencilerle Coşuyor okulumuz

Bütün öğretmenlerle Parlıyor sınıflarımız

Okul bizim okulumuz Orada çok mutluyuz Sınıfları kirletmeyin Yoksa mutsuz oluruz

Deniz deniz Akdeniz

Karneleri bekleriz Eğer zayıf gelirse

Öğretmenlere küseriz Ayşegül Yılmaz

Eğitim Okula gitmeden nasıl Eğitim alınabilir ki

Eğitim almadan nasıl Bir yerlere gelinebilir ki

Düşünür herkes okula gitmemeyi

Okulu sevmemeyi Ancak okulsuz

Olmaz ki

İyi eğitim almak için Sevmek lazım okulu

Okulu sevmeden Alamazsın eğitim

Eğitim ve okul ikisi bir arada

Ne de güzel oluyor hani Sev okulu al eğitimini

İşte o zaman sen kazandın Ezgi Su Çıldır

| 5/B Hatırasına |

| Genç Kalemler Dergisi |

6

Karikatürler 5/b

| 5/B Hatırasına |

| Genç Kalemler Dergisi |

7

Bilgiler Şair ve Yazar Hakkında Bilinmeyenler -Tom Sawyer daktiloda yazılan ilk romandır. -Ünlü çizgi film kahramanı Temel Reis, 1919 yılında Elzie Crisler Segar tarafından yaratıldı. -Virginia woolf kitaplarının çoğunu ayakta yazmıştır. -Louis Aragon' un ''dünyanın en güzel aşk hikâyesi'' dediği Cemile' nin yazarı ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov' un kâğıda alerjisi vardı. -Ersin Tezcan tarafından 1997'de yazılan ''e'siz Potkal'' isimli kitapta hiç "e" harfi kullanılmamıştır. Daha ilginci ise kitabı 1997'nin Aralık'ında ''E Yayınları'' basmıştır. -Şair Cemal Süreyya, arkadaşı Süreyya Evren' le girdiği bir iddiayı kaybetmiş ve soyadındaki "y" harfinin birini Sü-reyya Evren'e vermiştir. Şair adını Cemal Süreya, arkadaşı da Süreyyya Evren şeklinde değiştirmiştir. Cemal Süreya bu iddiayı okurlarına ''Elma'' isimli şiirinde açıklamıştır. -2008' de vefat eden ünlü şair Fazıl Hüsnü Dağlarca top-lamda 36.000 şiir yazmıştır. Bu durumu ''İçimdeki şiir hay-vanını durduramıyorum.'' şeklinde tanımlamıştır. -İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif' in oğullarından Emin Ersoy, 1966' da Tophane' de bir kamyon kasasında açlıktan ölmüş şekilde bulunmuştur. -Honore De Balzac, Fransız Yazar - Çok fazla kahve-den boğuldu. -Edgar Allan Poe, Amerikalı Yazar - Beyninde yaşa-dığı akut tıkanıklık yüzünden öldü. Ölümünden birkaç gün sonra Baltimore sokağında bir başkasının ayakkabılarını giy-miş ve baygın bir şekilde yatarken bulundu. -Leo Tolstoy, Rus Yazar - Soğuk bir kış gecesinde bir tren istasyonunda donarak öldü.

Deyimler ve Atasözleri

Güzele bakmak sevaptır. (Yanlış) Güzel bakmak sevaptır. (Doğru)

Göz var nizam var. (Yanlış) Göz var izan var. (Doğru)

Aptala malum olurmuş. (Yanlış) Abdal’a malum olurmuş. (Doğru)

Kısa kes Aydın havası olsun. (Yanlış) Kısa kes Aydın abası olsun. (Doğru)

Su uyur düşman uyumaz. (Yanlış) Sü uyur düşman uyumaz. (Doğru)

Saatler olsun. (Yanlış)

Sıhhatler olsun. (Doğru)

Su küçüğün söz büyüğün. (Yanlış) Sus küçüğün söz büyüğün. (Doğru)

Sıfırı tüketmek. (Yanlış) Zafiri tüketmek. (Doğru)

Altı kaval üstü şişhane. (Yanlış) Altı kaval üstü şeşhane. (Doğru)

| 5/B Hatırasına |

| Genç Kalemler Dergisi |

8

Makaleler 5/b

Mavi Devrim

"Bizim çocukluğumuzda böyle değildi. Nesil çok bozuldu. Yeni nesil işte." gibi klişe lafları birçoğunuz duymuşsunuzdur ya da biza-tihi kendiniz söylemişsinizdir. Sıradan gibi gözükseler de dikkat edildiğinde kendi içlerinde manalı, anlamlı ve tutarlı sözlerdir. Bu kelamlar sarf edilir fakat üzerine düşünen var mıdır? Bu bozulmanın ya da kuşaklar arası bu denli büyük farklılıkların sebepleri nelerdir? Bozulmada ebeveynlerin de payı var mıdır? Bu sorular daha da çoğaltılabilir. İnsanların sorunu ilk önce bu soruları sor-mamak, daha sonra bu sorulara cevap aramamaktır. Sorun, hatayı, kötülükleri ya da aksaklıkları hep dışarıda aramaktır. İnsanlar dönüp kendilerine baktıklarında bu sorunun ortaya çıkışında biçilen rollerini usta birer oyuncu edasıyla oynamakta olduklarını görecek-lerdir. Ebeveynlerin sorunu, çocuklarına "hayır" diyememek, onlara bu kelimeyi öğretememektir. Hayır, kelimesini duymadan büyüyen bir çocuk, bir şeyler istemek-ten bıkar mı? Hep daha fazlasını istemekten vazgeçer mi? Öyle bir çocuk olamaz, yaradılışına aykırıdır. O vakit sorun, çocuklardan çok ebeveynlerdedir. Telefon isteyince en iyisi alınan, laptop isteyince alınan, isteyince tablet alınan; ayakkabının, kıyafetin en iyisi alınan, cebinden parası eksik olmayan; sürekli karnı tok sırtı pek olan, hatalı dahi olsa arka-sında durulan, yerli yersiz her zaman desteklenen, önüne hiçbir engel çıkarılmayan, gerektiğinde mücadele etmek zorunda bırakılmayan bir çocuktan bir şeyler beklemek gülünç duruma düşmektir. Bahsi edilen konu çocukların alım gücünün çok yüksek olmasıdır. Elde edemedikleri hiçbir şey yoktur. Onların her dediği-nin yapılması onlara yapılacak en büyük kötülüktür. Onların her istediğini yapmak amaçsız ve bir şeyler başarmaya, uğraşmaya, çalışmaya, didinmeye isteksiz çocuklar yetiştirmekten başka bir işe yaramaz. Bunun tersi durum da sakıncalıdır. Çocukların hiçbir isteğini yerine getirmemek, çok katı olmak vb. davranışlar da çocukları hayattan soyutlamaktır. Bu iki tutum arasında hassas bir denge mevcut ve ebeveynler o dengeyi en iyi şekilde gözetmek mecburiyetindelerdir. Bu hassas denge konusunda yazar Doroty Nolte önemli tespitlerde bulunmaktadır.

"Eğer bir çocuk; sürekli eleştirilmişse kınamayı, ayıplamayı, kin ortamında büyümüşse kavga etmeyi, alay edilip aşağılan-mışsa sıkılıp utanmayı, devamlı utandırılarak terbiye edilmişse kendini suçlamayı öğrenir. Eğer bir çocuk; hoşgörü ile yetiştirilmişse sabırlı olmayı, desteklenip yüreklendirilmişse kendine güven duymayı, övülmüş ve beğenilmişse takdir etmeyi, hakkına saygı gösterile-rek büyütülmüşse inançlı olmayı, kabul ve onay görmüşse kendini sevmeyi, aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse bu dünyada mutlu olmayı öğrenir." Kısaca bahsi edilen konu "ne ekerseniz, onu biçersiniz."dir. Başarılı bir insan yetiştirmek isteyen bu dengeyi gözetmelidir. Çocukların, ailelerin aynası olduğu unutulmamalıdır.

| 5/B Hatırasına |

| Genç Kalemler Dergisi |

9

Makaleler 5/b

Neslin bu denli bozulmasının tek müsebbibi tabii ki ebeveynler değildir. Bunun yanında teknolojik gelişmeler, kaynak faz-lalığı ve yeni yeni türeyen adına "sosyal medya" denilen etkenler de vardır. Ebeveyn etkisinden hemen sonra bu sosyal etki gelmekte-dir. Çocukların hayatlarına birdenbire giren Facebook, Twitter, Ask.fm, Tumblr vb. sosyal medya organları, çocukların kişiliklerini, tutumlarını ve ahlak yapılarını kökünden sarsmaktadır. Bu sosyal araçlar, her imkânı çocukların elinin altına koymakta, onları iyiye de kötüye de anında ulaşabilir hale getirmektedir. Bilgiye ulaşmayı, arkadaşlık kurmayı, ahlak bozulmasını, cinsî münasebetleri ko-laylaştırmaktadır. Özellikle şimdiki nesilde en büyük yozlaşma ve erozyon cinsî münasebetlerde yaşanmaktadır. Yeni nesil çocukla-rının karşılaştığı olgu "Cinsiyet tekilleşmesi"dir. Günümüz çocuklarında, önceden olduğu gibi kesin hatlarla cinsler birbirinden ayrıl-mamakta, kız-erkek ayrımı giderek ortadan kalkmaktadır. Artık bu nesilde tek cins vardır. Herkes istediği cinsle çok kolay arkadaş-lık kurabilmekte, bunu herhangi bir seviye gözetmeksizin yapabilmektedir. Ne kızlar, erkeklerin bulunduğu ortamlarda hareketlerini ve sözlerini seçerek kullanmakta ne de erkekler, kızların etrafında hal ve hareketlerini düzeltmektedir. Samimiyetsiz, laubali ve gev-şek ilişkiler ağı kurulmaktadır. Nesillerin bu hale gelmesindeki bir diğer etken, dini ve geleneksel ahlak kurallarının çocuklar tarafından tam olarak bilin-memesi ve özümsenmemesidir. Burada yine işe dâhil olan ebeveyndir. Bu kuralların öğrenilmesini ve benimsenmesini sağlayacak olan ailedir. Aile bu konu da üzerine düşeni yapmalı, çocukları dini ve geleneksel ahlak kurallarına göre yetiştirmelidir. Günümüz çocukla-rının ahlaki eğitimi geri planda bırakılmaktadır. Çocukların sözlerini, hal ve hareketlerini neye göre düzenleyeceklerini bilmemeleri nesillerde yozlaşmaya neden olmaktadır. Çocuk eğitimi hafife alınmakta, hatta ebeveynler tarafından bu alan bir eğitim bölgesi olarak bile görülmemektedir. Çocuk eğitimine dikkat edilmeli ve çocuklar geleceğe uygun yetiştirilmelidir. Nitekim Hz. Ali: "Çocuklarınızı sizin zamanınıza göre değil, onların yaşayacağı zamana göre yetiştiriniz. Çünkü onlar, sizin zamanınızdan başka bir zaman için doğmuşlardır." sözlerini sarf ederek günümüzde çokça göz ardı edilen bu hususu 1400 sene önceden ikaz etmektedir. Bu tespit ışığında, çocuk eğitimine gereken özen göste-rilmeli, dini ve geleneksel ahlaki kurallar gözetilmeli, çağın gerekleri göz önünde bulundurulmalı ve çocuklar sosyal medya adı verilen, sessiz bir mavi devrime imza atan, nesilleri bozan, lekeleyen, nesiller arası uçurumlara neden olan bu teknolojiden uzak tutulmalılardır.

Kenan Demiralay

| 5/B Hatırasına |

| Genç Kalemler Dergisi |

10

Şiirler 5/b

Bekleyen Bir yaz sabahı, güneş her zamanki gibi yalnız.

Otlar kendini rüzgârın ahenkli dansı içine bırakmış. Karınca, yuvaya taşımakla meşgul rızkını.

Arı konacak bir çiçek arıyor, hummalı. Bulutlar dörtnala kaçıyor gökyüzünde. Güneş her zamanki gibi yalnız devrinde.

İnsanlar bir telaşın hazırlığında.

Her biri yeni bir günün sabahında. Kiminin telaşı boğazı, kiminin imanı,

Kiminin var başka bir telaşı. Bunca hengâmenin içinde bir çığlık, Yırtıyor sabah mahmurluğunu.

Gencecik bir anne, saat sabahın altısı. Henüz ilk anneliği, almamış henüz tadını.

Feryadı yırtıp geçiyor her bir yanı.

Başında birkaç insan, bir o yana bir bu yana… Uzayıp gidiyor saatler birbiri ardına.

Ne gelen var içeriden, ne acılardan giden. Tek bir gerçek var, anneliğin yazısız kitabında. Çok büyük acılar çeker, her yavru bekleyen.

Kenan Demiralay

Çalışmak

Başarmak için çalışmak lazım, Aklımızı kullanıp çalışmak lazım,

Temeli atmalıyız hayata Adım atmalıyız yeni bir hayata

Okunmadan bir yere gelinmez ki

Çalışmadan adam olunmaz ki İnanmazsak kendimize Bir şey beceremeyiz ki

Eğer sevmeden gidersek okula Bir anlamı kalmaz ki

İleride iyi bir yerlere gelebilmek için Sevmek lazım okulu

Hemen her olayda kin duymamalıyız okula Okuldur bize eğitim veren sevmeliyiz okulu

Sev okulu, git okula Sonuçta o eğitim veriyor sana.

Ezgi Su Çıldır - Zafer Saka - İkbal Gülsu Yılmaz

| 5/B Hatırasına |

| Genç Kalemler Dergisi |

11

Karikatürler 5/b

| 5/B Hatırasına |

| Genç Kalemler Dergisi |

12

Bilgiler 5/b

İlkler Üzerine Türk edebiyatının ilk yazılı ürünleri: 8.yy’da yazılan Or-hun Abideleri. İlk anı: Moğol imparatoru Babürşah’ın Babürname’si. Edebiyatımızda gezi türünün ilk örneği: Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi Edebiyatımızda ilk Fabl Örnekleri: Şeyhi’nin Harname’si İlk yerli roman: Şemsettin Sami’nin Taaşşuk u Talat ve Fitnat (1872) İlk realist roman: Recaizade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası. Sahnelenen ilk tiyatro: Namık Kemal’in Vatan yahut Silistre İlk atasözleri kitabı: Şinasi Durub-ı Emsal-i Osmaniye İlk noktalama işaretleri: Şinasi (1859) Edebiyat sözcüğünü bizde ilk kullanan: Şinasi’dir. İlk Mizah dergisi: Diyojen, Teodor Kasap İlk fıkra yazarı: Ahmet Rasim Bilinen ilk Türk yazarı: Yollug Tigin ve Vezir Tonyukuk Şarkıyı icad eden: Nedim İlk Türkçe sözlük: Şemseddin Sami Kamus-ı Türki

Edebiyatımızın ilk kafiyesiz şiiri yazan: A. Hamit Tar-han–Validem İlk Türk destanı: Alp Er Tunga İlk kadın romancımız: Fatma Aliye Hanım İlk çocuk şiirlerini yazan: Tevfik Fikret – Şermin Şair ve Yazar Hakkında Bilinmeyenler -Jack London, Amerikalı Yazar - Aşırı doz morfin ala-rak uremiden 40 yaşındayken öldü. -Virginia Woolf, Britanyalı Yazar & Eleştirmen - Ceplerini taşla doldurarak kendini Ouse ırmağına bıraktı. -Franz Kafka - Veremden öldü ve vücudu Prag-Straschintz'de yakıldı. İsteği; tüm çalışmalarının ölümünden sonra yok edilmesiydi. -William Faulkner, Amerikalı Yazar - Attan düştükten sonra kalp krizi geçirdi. -Ernest Hemingway, Amerikalı Yazar - Idaho, Ketchumda bir av silahı ile beyni uçuruldu. -Arthur Rimbaud, Fransız Şair - Bir sifilis kurbanıydı. Sağ bacağı kesildi, felç geçirdi ve yavaş yavaş komaya girdi.

| 5/B Hatırasına |

| Genç Kalemler Dergisi |

13

Makaleler 5/b Ozon Tabakasına Zarar Veren Maddeler

Ozon tabakası dünyamız ve canlı yaşamlarının sürdürebilinmesi için çok önemlidir. Ozon tabakasına zarar veren bazı maddelere örnek verecek olursak parfümler, spreyler, gazlar, her türlü gaz olan ortamlar ozon tabakasının delinmesine neden olur. Özellikle parfümler ve deodorant gibi şeyler ozon tabakasını deler. Biz insanlar ozon tabakasının delindiğini bilsek ile parfümleri, deodorantları kullanmaktan vazgeçmiyoruz. Hâlbuki ozon tabakasındaki inceleme problemine herkesin duyarlı olması ve zarar-ları kimyasalları artık daha fazla kullanmamasıyla ozon tabakasının iyileştirilmesi mümkün olabilecektir. Kullanmayın demiyoruz, kullanın ama az kullanın.

İkbal Gülsu Yılmaz Sigaranın Zararları

Sigaranın öldürücü bir madde olduğunu bildiği halde sigarayı içen insanlar var. Sigarayı içen insanlar kendilerini değil ken-dilerini değil etrafındakileri zehirliyorlardı. Bu nedenle hamileler, yaşlılar ve çocuklar gittikçe zarar görüyor ve bir çok hastalıklara kapılıyorlar. Sigarayı içen insanlar üstündeki sigaranın öldürücü olduğunu görerek içiyorlar. Sigarayı içen insanlar akciğer kanseri ve solunum yetmezliği hastalığına kapılıyorlar. Doktor sadece bir araştırmada onun sigaradan zarar gördüğünü anlar ve direk teşh is koyabilir. İşte bu insanlar sigarayı bırakmalarına rağmen ona bağlandıkları için bırakmak zor geliyor.

Havva Akgün Kirlilik İçin Önlemler

Dünyada bir sürü kirlilik var. Örneğin fabrikalardan çıkan pis dumanlar. Bu dumanları önlemek için fabrikalara filtreler takılması gerekir. Arabadan çıkan gazlar bunları önlemek için güneş enerjisi ile veya elektrikli arabalar yapılması gerekir. Bildiğiniz gibi parfümler ozon tabakasını deliyor. Bu yüzden parfümler yerine küçük misler kullanılmalı.

Mahmut Akdin Ağaçların Önemi

Ağaçlar insanlar yüzünden boşu boşuna kesiliyor. Bunları önlememiz gerekiyor. Ağaçlar bize çok şeyde yardımcı oluyor. Mesela ağaçlardan kitap defter yapıyoruz. Sel gibi doğal afetleri engelliyor ve azaltıyor. Bu yüzden ağaçların değerini bilmeliyiz.

Eda Serdar Alkol

Çoğunlukla insanların tüketerek kendini bitirdiği bir illettir. İnsanlar alkol kullanmaktan ne anlıyor ki? Anlamıyorum. S i-gara ve alkol dünyanın en zararlı 2 şeyi belki de. Alkol bu zararı ikiye katlamayı başarıyor. Çünkü artık neredeyse herkes sigara içiyor. Alkol öyle bir şey ki içip içip gidip karısını çocuklarını sonra intihar etmesi ne kadar saçma. Bu ne? İyi ve yararlı bir şey mi? Hayır. Evet, hayattan bir insanlık dışı varlık kopuyor ama karısının ve çocuklarının ne suçu vardı ki? İşte bu yüzden alkol i çme-yelim içtirtmeyelim.

Ezgi Su Çıldır

| 5/B Hatırasına |

| Genç Kalemler Dergisi |

14

Şiirler 5/b

Ben Bir Kızım Ben bir kızım

Yurdun bir insanıyım Okula başlamalıyım

Ben bir kızım

Baba beni okula gönder Ben bir kızım

Çalışmak değil hayatım Ben bir kızım

Ben bir kızım

Okumaktır hayatım Ben bir kızım Ben bir kızım

Çalışmak olmaz Ben bir kızım

Okumaktır hayatım

İkbal Hamdemir

Çalışta Geri Kalma Çalış yavrum durmadan

Çalış da git ileri İleri çalışanlar

Daima kalmaz geri

Azimle çalışanlar, Her zaman önde gider Çalışmaya gayret et Allah yardım eder

Asla yüzün asılmasın Şunun bunun malında Kıymetin kat kat artar Toplumun nazarında

Alın teriyle kazan

Kimseye eğme boyun Helal kazanç olursa

Yemeğe doymaz doyum İkbal Gülsu Yılmaz

Hadi Bırak Alkolü Hadi bırak alkolü Kurtarsana ölümü Az kaldı ölmene Gideceksin ahrete

Çevrendekileri kurtar

Vereceksin onlara zarar Bırak hadi alkolü

Kurtar hadi ömrünü

Bırakmazsan alkolü Kendini mahvedeceksin

Bırakırsan alkolü Ahrete gitmeyeceksin

Alkolü bırak Aileni kurtar

Seviyorsan aileni Hemencecik bırak Şeyma Yılmaz

| 5/B Hatırasına |

| Genç Kalemler Dergisi |

15

Unutma 5/b

Güzel Günlere Veda..

9 Aylık, koca bir maratonu hep birlikte başarıyla geride bıraktık. Kimi zaman gül-dük, kimi zaman üzüldük, kimi zaman çok durgun, kimi zaman çok hareketliydik. Günle-rimiz bu döngü içerisinde geçti. Sadece dersim olduğunda değil, dersim olmadığında da siz-lerle olmaya çalıştım. Elimden geldiğince sizlerle ilgilenmeye, mutluluğunuzu ve üzün-tünüzü paylaşmaya çalıştım. Başarılı olup olmadığımı bilmiyorum, bildiğim tek şey; “elimden geleni yapmaya çalıştığımdı.” Belki bu koca zaman diliminde bazılarınız bana kı-rıldınız veya herhangi bir şey yüzünden kızdınız. Eğer kalplerinizi kırdıysam, sizleri üz-düysem, terslediysem, dinlemediysem sizlerden özür diliyorum. Bilin ki bunları bilinçli ve isteyerek yapmadım. Lütfen beni affedin.

Ben elimden geldiğince sizleri her alanda bilgilendirmeye ve eğitmeye çalıştım.

Türkçe öğretmeni olmama rağmen sadece Türkçe öğretmekle yetinmedim. Yeri geldi tari-he değindim, yeri geldi coğrafyamıza değindim, yeri geldi milli bilincinizi oluşturmaya çalıştım, yeri geldi kültürümüzü daha yakından tanımanız için uğraştım, yeri geldi sizleri çağın kötülüklerinden haberdar ettim, önlemler almanızı istedim, yeri geldi ahlak, edep, haya konularına, yeri geldi görgü kurallarına değindim.. Değinebildiğim her alana değin-meye çalıştım. Bundan sonraki sınıflarınızda da bu konulara duyarlı olun isterim.

Biliyorsunuz ki bu benim ilk öğretmenlik yılım. Bu ilk yılda yine birçok ilkimi siz-

lerle yaşadım. Bana yaşattığınız bu unutulmaz anlar ve ilkler için hepinize çok teşekkür ediyorum. Bende çok ayrı bir yeriniz var. İyi ki sizin sınıf öğretmeniniz olmuşum. Her ders programı değişiminde korkuyla bekliyordum, “Acaba 5/B’yi benden aldılar mı?” diye. Yanlış ders programının geldiği günü hepiniz hatırlarsınız. Türkçe dersinize girmediğimi gördü-ğümde çok üzülmüştüm. Ders programının gerçek olup olmadığını defalarca sormanıza rağmen üzüntüden cevap verememiştim. Doğru ders programı geldiğinde çok sevinmeme rağmen kendime gelememiştim. Derste çok donuk ve durgundum. Bunları fark etmişsiniz-dir. İşte o gün sizleri gerçekten ne kadar çok sevdiğimi anladım.

Hayatınızın bundan sonraki kısmında hangi alana yönelirseniz yönelin hep başarılı olun inşallah. Ayrılsak da, ayrılsanız da ne birbirinizi unutun ne beni. İnşallah bundan sonra, ara ara da olsa görüşebiliriz. Tüm hayatınız boyunca başarılar diliyorum. Sizleri çok seven öğretmeniniz Kenan Demiralay..

| 5/B Hatırasına |

| Genç Kalemler Dergisi |

16

| 5/B Hatırasına |

| Genç Kalemler Dergisi |

17