how much close are we to 2023 goals? - …...2014/01/24 · 2023 vision and objectives. 2023...
TRANSCRIPT
YILYE
AR: 1
5 SA
YIIS
SUE:
74
KASI
MNOVEMBER- ARALIKDECEMBER 2013
TAŞIT ARAÇLARI YAN SANAYİCİLERİ DERNEĞİASSOCIATION OF AUTOMOTIVE PARTS & COMPONENTS MANUFACTURERS
growth is going on
3 3 1üyelerimize üye katıyoruz!
2 232023'E NE KADAR YAKINIZ?HOW MUCH CLOSE ARE WE TO 2023 GOALS?
Mehmet BÜYÜKEKŞİTİM Yönetim Kurulu Başkanı
TIM President of Board of Directors
Kudret ÖNENOSD Yönetim Kurulu Başkanı
OSD President of Board of Directors
Mustafa BAYRAKTARODD Yönetim Kurulu Başkanı
ODD President of Board of Directors
H. Şükrü ILISALOYDER Yönetim Kurulu Başkanı
OYDER President of Board of Directors
“İhracata dayalı büyümeye ağırlık vermemiz gerekiyor”
“We need to focuson growth by exports”
“Yeni teşvikler küresel cazibe merkezi yaratabilir”
“New incentives can create a global centre of attraction”
“İç pazarı güçlendirmek hedeflerimize yakınlaştırabilir”
“Strengthening domestic market would make us closer to our goals”
“Atılacak adımların daha sağlıklı ve sürekli olması gerekiyor”
“The steps need to be taken more healthfully and continually”
Ekonomist Uğur Civelek:“2023 Vizyonu ne kadar gerçekçi?”“2023 Vision: To what extend it is realistic?”
Hakan DOĞU:“En iyi bildiğim şey kendim gibi davranmaktır”“What I know best is to act as I am”
Alman kalitesini yaratan Enstitü Türkiye’deThe institute that created the German quality is now in Turkey
TAYSAD DERGİ’DEN FROM TAYSAD MAGAZINE
4 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
Sahibi Publisher:TAYSAD adına Yönetim Kurulu Başkanı For TAYSAD, Chairman of the Board of Directors Dr. Mehmet Dudaroğlu
Yazı İşleri Müdürü Editor in Chief:Sevgi Özçelik
Yayın Kurulu Editorial Board:Dr. Mehmet DudaroğluAlper KancaSevgi Özçelik
Editörler Editorial:Burçin Yeş[email protected]
Yayın Yönetmeni Publishing:Sevgi Özç[email protected]
Görsel Yönetmen Art Director:İlter Çı[email protected]
Reklam Advertising:Fırtına Arı[email protected]
Yönetim Yeri Management Centre:TOSB - TAYSAD Organize Sanayi Bölgesi 1. Cad. No: 10/1 Şekerpınar - Çayırova 41480 Kocaeli - TürkiyeTel: +90 262 658 98 18Faks: +90 262 658 98 39www.taysad.org.tr [email protected]
Yapım Production:Mavi Tanıtım ve İletişimAyrılık Çeşme Sok. No: 122Yeldeğirmeni 34500 Kadıköy - İstanbulTel: +90 216 418 59 31Faks: +90 216 348 95 22www.mavitanitim.com.tr
Baskı Printed by:Özgün Ofset Tic. Ltd. Şti.Yeşilce Mah. Aytekin Sok. No: 21Otosanayi 4. Levent-İstanbulTel: +90 212 280 00 09
Yerel - Türkçe - İngilizce - İlmi
İki Ayda Bir Yayımlanır
Tüm yayın hakkı TAYSAD’a ait olup kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir. Tüm reklamların sorumluluğu reklam veren firmalara, yazılardaki görüşler yazarlarına aittir. TAYSAD Dergi parayla satılmaz.
All publishing rights reserved by TAYSAD and the content may be quoted by indicating source. Advertisements are the liability of advertising firms. Opinions are the liability of writer. TAYSAD Magazine is distributed free of charge.
Avrupa Otomotiv Yan Sanayicileri DerneğiTAYSAD CLEPA üyesidirTAYSAD is a Member of CLEPA
C L E P A
TAŞIT ARAÇLARI YAN SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
ASSOCIATION OF AUTOMOTIVE PARTS & COMPONENTS MANUFACTURERS
Sevgi ÖZÇELİK
TAYSAD Kurumsalİletişim UzmanıCorporate Communication Specialist
2023'e giden yoldadeğişim ve dönüşüm
n Türkiye’nin 2023 vizyonu ve hedeflerinde lokomotif sektör konumundaki otomotiv endüstrisi büyük bir önem taşıyor. 2023 Otomotiv İhracat Strateji Belgesi, Türk otomotiv sektörünün Ar-Ge üssü olma vizyonu çerçevesinde hayata geçirildi. Genel amaç, otomotiv sanayinin sürdürülebilir küresel rekabet gücünü artırmak ve üretimini ileri teknoloji kullanımının ağırlıklı olduğu katma değeri yüksek bir yapıya dönüştürmek olarak belirlendi.
Bu sayımızda 2023 hedeflerine ulaşmada alınacak yolu görebilmek adına sektörümüzün değerli dernek başkanlarının yorumlarına yer verdik. TİM Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyükekşi, 2023 ihracat hedeflerine ulaşabilmek için önümüzdeki süreçte ihracata dayalı büyümeye daha fazla ağırlık vermenin önemine değindi. OSD Başkanı Kudret Önen ise hedefler için birkaç tane yeni üretim projesinin başlamasının önemli olduğunu dile getirdi. ODD Başkanı Mustafa Bayraktar iç pazarın güçlendirilmesini gerektiğini aktarırken OYDER Başkanı H. Şükrü Ilısal ise vergi sisteminin iyileştirilmesi üzerine değerlendirmelerde bulundu.
2023 vizyonuna değişik bir bakış açısı getiren Uğur Civelek, 2023'de dünyanın ve Türkiye'nin hangi noktada olacağının öngörüsünde bulunmaya çalıştı.
TAYSAD olarak Strateji Belgesi'nde yer alan hedefleri ve ülkemizin 100. yılı 2023 vizyonunu otomotiv endüstrisi için heyecan verici buluyoruz. Artık 10 yıldan daha az kalan bu sürede alınacak yolun öneminin farkında olarak küresel pazarlarda rekabet gücümüzü artırmaya devam ediyoruz.
Otomotiv sanayimizin devlet nezdinde temsilinin yanı sıra, üyelerimiz, yurtiçi ve yurtdışındaki ana sanayi firmalarımız ve değer zincirindeki tüm paydaşlarımız ile ilişkilerimizi güçlendirmeye yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Türkiye'nin ise hedeflere ulaşmakta emin adımlar ile yol aldığını görüyoruz.n
The change and the transformation
on the road to 2023
Being as the locomotive sector, automotive industry has an important role in Turkey’s
2023 vision and objectives. 2023 Automotive Export Strategy Document
is brought into action within the scope of the automotive sector’s vision of being
the R&D base. The overall objectives are defined as to increase the sustainable
global competitiveness of the automotive industry and to transform its production
into a high value added structure which is based on advanced technology. Therefore,
we assigned this issue to the comments of the sector associations’ presidents in
order to see the road ahead to achieve 2023 objectives.
TIM President Mehmet Büyükekşi emphasized the importance of focusing
on export based growth for the upcoming period in order to achive these objectives. OSD President Kudret Önen indicated that
it is important to initiate new production projects. ODD President Mustafa Bayraktar
put an emphasis on strengthening the domestic market, where OYDER President
H. Şükrü Ilısal shared his assessment on improving the tax system. Uğur Civelek, who brought a different point of view on 2023 vision, elaborated on his foresight
where the world and Turkey will be in 2023.
We, as TAYSAD, find the objectives of the Strategy Document and Turkey’s 100th
year vision very exciting for the automotive industry. Accordingly, being aware of the
importance of the road ahead, we continue to increase our competitive powers in the global markets. Our activities to represent the sector and to strengthen our relations
with our members, local and foreign automotive industry representatives and
the stakeholders in the value chain are stil in progress. Moreover, we see that
Turkey is on the right path to achieve these objectives.
İÇİNDEKİLER CONTENT
www.taysad.org.tr6 Kasım November - Aralık December 2013
İÇİNDEKİLERContent
TAYSAD DERGİ’DENFROM TAYSAD MAGAZINE
4 2023'e giden yoldadeğişim ve dönüşümThe change and the transformation on the road to 2023
Sevgi ÖZÇELİKTAYSAD Kurumsal İletişim UzmanıCorporate Communication Specialist
TAYSAD'DAN MESAJMESSAGE FROM TAYSAD
8 İç pazardaki ölçeğimizi büyütmemiz gerekiyor
We should increase our scale in domestic market
Süheyl BAYBALITAYSAD Genel KoordinatörüExecutive Officer
SEKTÖR ANALİZİSECTOR ANALYSIS
14 Otomotiv sanayi üretiminde yüzde 12 artışProduction increased by 12 % in automotive industry
TAYSAD ALMANYA TEMSİLCİLİĞİTAYSAD GERMANYLIAISON OFFICE
22 Otomotivde ne değişmeli?
What does it take to change in automotive?
Ahmet YILMAZTAYSAD Almanya Temsilcisi, exTim GmbH Yönetim Kurulu BaşkanıTAYSAD Germany Representative, Chairman of the Board of exTim GmbH
2023 HEDEFLERİ 2023 GOALS
28 2023'e ne kadar yakınız? How much close are we to2023 goals?
30 “İhracata dayalı büyümeye ağırlık vermemiz gerekiyor”
34 “Yeni teşvikler küresel cazibe merkezi yaratabilir”
38 “İç pazarı güçlendirmek hedeflerimize yakınlaştırabilir”
44 “Atılacak adımların daha sağlıklı ve sürekli olması gerekiyor”
“We need to focuson growth by exports”
“New incentives can create a global centre of attraction”
“Strengthening domestic market would make us closer to our goals”
“The steps need to be taken more healthfully and continually”
Mehmet BÜYÜKEKŞİTİM Yönetim Kurulu BaşkanıTIM President of Board of Directors
Kudret ÖNENOSD Yönetim Kurulu BaşkanıOSD President of Board of Directors
Mustafa BAYRAKTARODD Yönetim Kurulu BaşkanıODD President of Board of Directors
H. Şükrü ILISALOYDER Yönetim Kurulu BaşkanıOYDER President of Board of Directors
48 2023 vizyonune kadar gerçekçi?2023 Vision: To what extendit is realistic?
Uğur CİVELEKEkonomistEconomist
72 HAKAN DOĞU: En iyi bildiğim şey kendim gibi davranmaktırHakan Doğu: What I know best is to act as I am
TAYSAD'DAN HABERLERNEWS FROM TAYSAD
OTOMOTİV SEKTÖRÜ VE İNSANLARAUTOMOTIVE SECTOR AND PEOPLE
54 Ar-Ge, meyvelerini 2015’de verecek
58 Alman kalitesini yaratan Enstitü Türkiye’de
60 Comvex İstanbul 2013 gerçekleştirildi
64 TAYSAD üyelerineTataristan’dan yatırım daveti
66 TAYSAD ve OUYAişbirliğine gidiyor
68 Atma Değerlendir Projesi çığ gibi büyüyor
R&D will fruit in 2015
The institute that created the German quality is now in Turkey
Comvex Istanbul 2013 has been held
Tatarstan invites TAYSAD members for investments
TAYSAD and OUYA to cooperate
78 Patent hakkı ve bu hakkın komşu kavram ve hukuki yollarla ilişkileri
Patent rights and their relations with neighbouring concepts and legal ways
Full support from Ford Otosan to the supply industry on global platforms
Automechanika İstanbul 2014
ÜYELERDEN HABERLERNEWS FROM MEMBERS
PATENT HAKLARIPATENT RIGHTS
OTOMOTİV SANAYİAUTOMOTIVE INDUSTRY
FUARFAIR
84 Ford Otosan’dan global platformlarda yan sanayiye tam destek
86 Automechanikaİstanbul 2014
8 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
TAYSAD’DAN MESAJ MESSAGE FROM TAYSAD
TAYSAD Genel KoordinatörüExecutive Officer
SÜHEYL BAYBALI
Değerli Üyelerimiz,
A cısıyla tatlısıyla bir yılı daha geride bıraktık. 2013 yılında ülkemizde olduğu gibi dünya-
da da ekonomik zorluklar yaşandı. Yılı sektörü-müz açısından değerlendirdiğimizde, rakamlar bazında beklenenden çok farklı bir yıl geçirme-diğimizi söyleyebiliriz. Bu yıl da son 8 yıldır oldu-ğu gibi yüzümüzü güldüren en önemli konu İh-racat Şampiyonluğumuz idi. Yılı, bir önceki yıla göre 11,8’lik artış sağlayarak 21 milyar 305 mil-yon dolarla ihracatla tamamladık. Buna rağmen toplam ihracatımızdan yüzde 14 pay alarak lider-liğini koruyan sektör ihracatımız, 24 milyar 730 milyon dolar ile rekor kırdığımız 2008 değerleri-nin altında bir seyir izledi.
Yılın son günlerinde 2014’e dair beklentilerimi-zi ve öngörülerimizi netleştirdik. Ancak yeni yıl beraberinde yeni sürprizleri de getirdi, maale-sef bunlar pek de keyifli sürprizler olmadı. Ban-ka kredilerine getirilen sınırlandırmaların ardın-dan, yılın ilk günlerinde otomotivdeki ÖTV oran-larının artırılması tüm sektör temsilcilerini şaşırt-tı. Zira bu hiç birimizin beklemediği kötü bir sürp-riz oldu.
Alınan karar ile otomobillerdeki ÖTV oranla-rı, 1600 cc ve altında yüzde 40’tan yüzde 45’e, 1600 cc ve 2000 cc arasındaki otomobillerde yüzde 80’den yüzde 90’a, 2000 cc ve üzerinde-ki otomobillerde ise yüzde 130’dan yüzde145’e yükseltildi. Bu karar, sektör temsilcilerinin 2014 yılı öngörülerini revize etmesini de beraberinde getiriyor. Yaklaşık 800-850 bin adet düzeyinde olan iç pazarımızın, bu yıl çok daha aşağılarda kalması pek şaşırtıcı olmayacaktır.
2013’de nispeten iyi bir iç pazar rakamına ulaş-sak da potansiyelimizin altında seyrettiğimiz de
İç pazardaki ölçeğimizi büyütmemiz gerekiyor
bir gerçek. Genç nüfusumuz, kişi başına araç sa-
hipliğimiz ve yaşlı araç parkımızı göz önüne al-
dığımızda, mevcut potansiyelimizi yeterince de-
ğerlendiremediğimizi görebiliyoruz. Bunun da
ana nedenlerinden biri sektördeki vergi politi-
kalarıdır. İhracatımızın en yoğun olduğu Avrupa
Bölgesi’ndeki uygulama araç yaşlandıkça vergi-
lerin artırılması iken ülkemizde bunun tam tersi
bir uygulama mevcuttur.
Alınan kararlar, artık bize önümüzdeki günlerin
eskilerinden çok daha zorlu geçeceğini de gös-
teriyor. Yaşanan son gelişmelerin, dergimizin bu
sayısında ele aldığımız 2023 Vizyonunu olumsuz
etkilememesini umuyoruz. 2023 hedeflerimize,
sadece küresel pazarlardaki iş hacmimizi artıra-
rak değil aynı zamanda iç pazardaki ölçeğimizi
de büyüterek ulaşmamız mümkün olacaktır.
Sanayimizin hem orta vadedeki hedeflerini yaka-
layabilmesi hem de 2023 vizyonunda başarı sağ-
layabilmesi için sistematik olarak desteklenmesi
son derece önemlidir. Bu nedenle, 2023 hedef-
lerimiz için vakit kaybetmeden, yeni düzenleme-
ler yaparak, vergi yüklerini kademeli olarak düşü-
rerek, dolayısıyla iç pazarımızı güçlendirerek yola
devam etmemiz gerekiyor.n
Sanayimizin hem orta vadedeki hedeflerini
yakalayabilmesi hem de 2023 vizyonunda
başarı sağlayabilmesi için sistematik olarak
desteklenmesi son derece önemlidir.
10 www.taysad.org.tr
TAYSAD’DAN MESAJ MESSAGE FROM TAYSAD
Kasım November - Aralık December 2013
Distinguished Members,
W ith its ups and down once again we have
got through another year. In 2013 econo-
mical difficulties had been experienced globally,
as well as in our country. When we evaluate the
year in terms of our sector, it is fair to say that
we didn’t experienced a year significantly dif-
ferent than what we expected on the basis of
the figures. The most important matter this year
as it was for the last 8 years which makes us
happy was our Export Title. We have completed
the year with a export volume at value of 21 bil-
lion 305 million USD with an increase of 11,8 %
comparing the previous year. Despite the fact
that leadership of our sectoral export activities
maintained amongst the overall export activiti-
es by achieving 14 percent share, it was still un-
der the figures of 2008 when we had a record
breaking year with 24 billion 730 million USD.
At the last days of the year we have clarified
our expectations and forecasts for 2014. Ho-
wever, New Year has brought us new surprises
which unfortunately those surprises are not the
pleasant ones. Following the limitations introdu-
ced for the bank loans, increase in Special Con-
sumption Tax surprised sector members. Beca-
use this has been a bad surprise that none of us
was expecting.
By the adopted resolution Special Consumpti-
on Tax rates has been increased as follows; for
1600 cc and under automobiles from 40 % to
45 %, for 1600 cc to 2000 cc automobiles from
80 % to 90 % and for 2000 cc and over automo-
biles from 130 % to 145 %. Such resolution co-
mes with a necessity for sector members to re-
vise their forecasts for 2014. It would not come
We should increase our scale in domestic market
as a surprise that our domestic market figures remaining under the current figures of 800-850 thousand units.
Even though we have reached a relatively good domestic market figures in 2013, it still is a fact that we are below our potential level. When we take our young population, per capita vehicle owning and our old vehicle park into considera-tion, we can see that we are not making a good use of our potential. One the main reasons of this is the sectoral tax policies. The tax practise in European Zone where our importation is con-centrated, is based on method “the older the vehicle gets the more tax is applied” but in our country there is exact opposite practise.
Adopted resolutions are showing us that the coming days shall be a lot difficult than the old days. We are hoping that the latest develop-ments shall not negatively affect our 2023 Visi-on which we address in this edition of our ma-gazine. Reaching our targets for 2023 shall not be possible only with our business volume wit-hin global markets but also with increasing our domestic market volume.
It is very important that our industry is getting supported in order to achieve its mid-term tar-gets as well as succeeding in 2023 vision. The-refore for our 2023 targets, without wasting any time we need to keep going by adopting new regulations, reducing the tax load gradually and strengthening domestic market. n
Best Regards.
TAYSAD Genel KoordinatörüExecutive Officer
SÜHEYL BAYBALI
SEKTÖR ANALİZİ SECTOR ANALYSIS
14 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
Otomotiv sanayi üretiminde yüzde 12 artış
Firm
alar
Co
mp
anie
s
Oto
mo
bil
Pas
s. C
ar
% K. K
amyo
nL.
Tru
ck
% B. K
amyo
nM
. Tru
ck
% Kam
yon
etP
ick
Up
% Oto
bü
sB
us
% Min
ibü
sM
ini-
Bu
s
% Mid
ibü
sM
idi-
Bu
s
% Tra
ktö
rF.
Tra
cto
r
% To
pla
mT
ota
ls
A.I.O.S. 2.472 61 57 1 1.793 37 4.322
BMC 0 0 0 0 0 0 0
Ford Otosan 5.378 23 225.640 59 35.017 98 266.035
Hattat Tarım 1.977 5 1.977
Honda Türkiye 13.773 2 13.773
Hyundai Assan 88.945 15 88.945
Karsan 90 2 900 4 9.857 3 563 7 836 2 12.246
M. Benz Türk 16.950 73 3.691 47 20.641
Man Türkiye 1.187 15 1.187
Otokar 310 8 371 0 1.175 15 35 0 2.493 52 4.384
Oyak Renault 311.664 53 311.664
Temsa 1.175 29 0 0 1.185 15 548 11 2.908
Tofaş 77.282 13 148.008 39 225.290
Toyota 91.005 16 91.005
Türk Traktör 35.661 95 35.661
Toplam 582.669 100 4.047 100 23.228 100 383.876 100 7.858 100 35.888 100 4.834 100 37.638 100 1.080.038
Kaynak: OSD K. Kamyon: AYA 3.5-1.2 Ton, L. Truck: GVW: 3.5-12 Ton, B. Kamyon: AYA 12 Ton’dan Büyük, M. Truck: GVW 12 Ton And Up
Otomotiv sanayi firmalarının 2013 yılı 11 aylık üretimleriProduction of automotive manufacturers in the 11 months of 2013
OSD verilerine göre, Kasım ayında üretim yüzde 12 artışla 113,678 adet oldu. Otomotiv sanayi üretimi Ocak-Kasım döneminde ise yüzde 6 artışla 1.04 milyon adet olarak gerçekleşti. İhracat Kasım ayında yüzde 10 artışla 75,398 adete yükselirken, toplam pazar ise yüzde 11 büyüme ile 83,019 adet olarak gerçekleşti.
Production increased by 12 % in automotive industry
According to Automotive
Manufacturers Association (OSD), in November the production was 113.678 units with a raise of 12 %. Automotive industry production in January-November period was 1,04 million units with a raise of 6 %. In November, the exports increased by 10 % and reached 75.398 units and the total market growth of 11 % was recorded as 83.019.
2013 yılı Ocak-Kasım
döneminde 442 bin
adedi otomobil olmak üzere,
toplam 759 bin adet taşıt ihraç
edildi. 2013 yılı Ocak-Kasım
döneminde gerçekleşen taşıt
aracı ihracatı, 2012 yılı aynı
dönemine göre yüzde 14
oranında arttı. Uludağ ve Orta
Anadolu İhracatçılar Birlikleri
verilerine göre, 2013 yılı Ocak-
Kasım döneminde toplam
ihracat, 2012 yılı aynı dönemine
göre yüzde 12 oranında arttı ve
19,7 milyar dolar oldu. Bu ayda,
toplam ana sanayi ihracatı yüzde
13, yan sanayi ihracatı ise yüzde
10 oranında arttı.
Toplam otomotiv sanayi ihracatı, 2013 yılı Ocak-Kasım dönemi itibariyle, ihracat sıralamasında birinci sırada yer aldı.
Otomotiv üretimi
2013 Ocak-Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre toplam üretim yüzde 6, otomobil üretimi ise yüzde 9 oranında arttı. Bu dönemde, toplam üretim 1.042 bin adet, otomobil üretimi ise 583 bin adet düzeyinde gerçekleşti. 2013 yılı Ocak-Kasım döneminde üretim küçük kamyonda yüzde 50, minibüste yüzde 37, otobüste yüzde 33, midibüste yüzde 24 oranında arttı, büyük kamyonda yüzde 8, kamyonette ise yüzde 1 oranında azaldı. Bu dönemde, traktör üretimi yüzde 7 oranında azalarak 38 bin adet oldu.
İthalatın pazar payı: yüzde 78
2013 yılı Ocak-Kasım döneminde toplam satışlar 758 bin adet oldu ve toplam pazar 2012 yılı aynı dönemine göre yüzde 9 oranında arttı. 2013 yılı Ocak-Kasım döneminde
otomobil satışları, 2012 yılı
aynı dönemine göre yüzde 19
oranında arttı ve 563 bin adet
düzeyine yükseldi. 2013 yılı
Ocak-Kasım döneminde geçen
yıla göre toplam otomobil
satışları yüzde 19, ithal otomobil
satışları ise yüzde 26 oranında
arttı, yerli otomobil satışları ise
yüzde 2 oranında azaldı. İthalatın
pazar payı, 2013 yılı Ocak-Kasım
döneminde yüzde 78 gibi çok
yüksek bir oranda gerçekleşti.
2013 yılı Ocak-Kasım
döneminde, geçen yıla göre
toplam hafif ticari araç satışları
yüzde 14, yerli hafif ticari araç
satışları yüzde 23, ithal hafif
ticari araç satışları ise yüzde 3
oranında azaldı. İthalatın pazar
payı, 2013 yılı Ocak-Kasım
döneminde yüzde 48 oldu. n
16 www.taysad.org.tr
SEKTÖRDEN HABERLER NEWS FROM AUTOMOTIVE SECTOR
Kasım November - Aralık December 2013
Otosan Ford'u büyütecekHedef büyüten Amerikan Ford, 2015’te kâra geçmeyi planlıyor. 5 yılda 25 yeni model üreteceklerini açıklayan Ford Başkanı Bill Ford, Gölcüklü Transit Ailesi’nin Avrupa’da kilit rol oynayacağını belirtti.
Otosan to enlarge Ford
Ford is willing to repeat the
economical recovery in Europe, once they did in the US after the global crisis in 2008. Therefore, they are getting prepared to release 25 new models in the next 5 years and one of their most important weapons in order to grow in Europe will be the Transit family manufactured by Otosan in Golcuk. Ford will soon launch the new models of Ka in small class, Ecosport and Edge in SUVs and Mustang in super sport class.
Ford, 2008’de küresel krizin ardından ABD ’de yakaladığı
ekonomik toparlanmayı şimdi de Avrupa ’da tekrarlamak istiyor. Bunun için önümüzdeki 5 yılda 25 modeli piyasaya sunmaya hazırlanan Ford’un Avrupa’da büyümek için en büyük silahlarından biri de Otosan’la birlikte Gölcük’te ürettiği ‘Transit ailesi’ olacak. Ford, küçük sınıfta yeni ‘Ka’ modelini, SUV’larda Ecosport ve Edge’i, süper sporda ise yeni Mustang’ı Avrupa’da pazara sürecek.
2015’te kâr edecek
Barselona’da düzenlenen ve Avrupa’dan 2400 bayinin katıldığı ‘İleriye Gitmek’ (Go Further) sloganlı zirvede konuşan Ford Başkanı Bill Ford, “Avrupa’da krizin en kötüsü geride kaldı. Biz de krizde Amerika’da çok çalıştık ve üstesinden geldik. Şimdi aynı seyahati Avrupa’da da yapacağız” dedi. Avrupa’da büyümelerinde son yıllarda
hızla satışları artan ‘Transit ailesinin de payının büyük olacağını söyleyen Ford, 2015’te Avrupa’da tekrar kâra geçmeyi hedeflediklerini belirtti.
Avrupa’da % 20 büyüyecek
Ford Başkan Yardımcısı Stephen Odell de 5 yılda Avrupa otomotiv pazarının yüzde 20 büyüyeceğini belirterek, “2012’de Amsterdam’da 5 yıl içinde 15 yeni model sözü vermiştik. Bunu 25’e çıkarttık. Türkiye ’de üretilen Transit ailesiyle ticari araçta çok önemli bir marka yarattık. Bu aileye bağlı olarak yeni modeller 2014 yılında Gölcük’ten gelmeye devam edecek” dedi. Bu yıl Transit Connect’in Avrupa’da yılın ticari aracı seçildiğini hatırlatan Odell, aynı ödülü geçen yıl ise Transit Custom’ın aldığını hatırlattı. Odell,
“Türkiye’de üretilecek 2 tonluk
Transit ile ailenin en küçüğü
olan Transit Courier’i piyasaya
sunarak güçlü Transit ailemizi
tamamlayacağız” diye konuştu.
440 bin kapasite
Ford Otosan Genel Müdürü
Haydar Yenigün, Gölcük’teki
ikinci fabrikayla birlikte 2014’ten
itibaren 440 bin adet kapasiteye
sahip olacaklarını belirterek, “İç
pazarda hafif ticarideki düşüşü
yeni model ve ihracatla kaparız.
Avrupa’daki pazarın yeniden
büyümeye başlaması bizim
için büyük avantaj yaratacak”
dedi. 11 yıldır Türkiye’de en çok
satan marka olduklarını belirten
Yenigün 2013 için VW ile liderlik
için çekiştiklerini vurgulayarak,
“Liderlik için çalışmalarımız
sürüyor. Ancak ikincilik sürpriz
olmaz” dedi. n
Avrupa ticari araçla büyüyecek
Stephen Odell Ford'un Avrupa'daki büyüme stratejisinde asıl büyük
başarının ticari araçlarla gerçekleşeceğini belirtti. Odell, "Türkiye'de
üretilen Transit ailesiyle ticari araçta çok önemli bir marka yarattık.
Bu aileye bağlı olarak yeni modeller 2014 yılında Gölcük'ten gelmeye
devam edecek. Avrupa'da hafif ticari araç satışlarımız hızla yükseliyor
ve son 10 yılda Avrupa'da tarihi rekora ulaştı."dedi.
FordBaşkanıBill Ford
Ford Başkan Yardımcısı
Stephen Odell
17Kasım November - Aralık December 2013www.taysad.org.tr
VW'nin milyarlık kararı bekleniyor
Volkswagen (VW) Ticari
Araçlar Sözcüsü Dr.
Guenther Scherelis, firmanın
2016 yılında üreteceği yeni
ticari aracı Crafter'ın üretiminin
yapılacağı ülkeye ilişkin,
"Volkswagen bu proje için
çeşitli ülkelerde çeşitli yerleri
araştırmaktadır. Henüz kesin bir
karar verilmiş değil" dedi.
Scherelis, bazı yerli ve yabancı
medyada yer alan Alman
otomobil üreticisi VW'nin yeni
Crafter'ın üretileceği yaklaşık
1 milyar avroluk tesis yatırımı
için Türkiye yerine Polonya'yı
seçtiği şeklinde çıkan haberleri
doğrulamadı. AA muhabirinin
konuya ilişkin sorularını
yanıtlayan Scherelis, henüz
kesin bir karar alınmadığını
ve firmanın çeşitli ülkelerde
çalışmalarını devam ettirdiğini
söyledi.
Araştırılan ülkeler arasında
hangi ülkenin favori
olduğuna ilişkin soruyu
yanıtlayan Scherelis, "Bu
aşamada herhangi bir
yorum yapamayız" yanıtını
verdi.
Yaklaşık 3 bin kişilik
yeni istihdam yaratması
öngörülen yatırımın
Türkiye'de yapılmasına
ilişkin geçmiş dönem
Ekonomi Bakanı Zafer
Çağlayan ve Doğuş Grubu
Yönetim Kurulu Başkanı
Ferit Şahenk, Cenevre
Otomobil Fuarı'nda Alman
yetkililerle görüşme
yapmıştı.
VW, Audi, Seat, Skoda,
Bentley, Porsche, Bugatti,
Lamborghini, MAN,
Scania gibi markaları
çatısı altında bulunduran
Volkswagen Grubu'nun
Avrupa, Amerika, Asya
ve Afrika'da toplam 106
fabrikası bulunuyor.
Konuya ilişkin detaylı
açıklamanın yakın
zamanda yapılması
beklenirken, basında "VW
1 milyar avroluk tesis
yatırımı için Türkiye yerine
Polonya'yı seçti" haberleri
yer almıştı. n
Billion euro decision of VW expected
On the location where Volkswagen will manufacture the new commercial vehicle Crafter in 2016, VWCommercial
Vehicles spokesman Dr. Guenther Scherelis said, “Volkswagen has been researching in several locations in several countries for this project, but a definite decision hasn't been given yet.”
VW Ticari Araçlar Sözcüsü Dr. Scherelis, firmanın 2016 yılında üreteceği yeni ticari aracı Crafter'ın 1 milyar avroluk tesis yatırımının yapılacağı ülkeye ilişkin henüz kesin bir karar verilmediğini bildirdi.
18 www.taysad.org.tr
SEKTÖRDEN HABERLER NEWS FROM AUTOMOTIVE SECTOR
Kasım November - Aralık December 2013
Hyundai Assan, kurulu kapasitesinin tamamını kullanacakHyundai Assan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, "Önümüzdeki yıl yaklaşık 200 bin adet üretim planlarken, ithalatla birlikte hacmimizi daha da yukarı taşımaya çalışacağız" dedi.
H yundai Assan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar,
Hyundai Assan'ın 2014 yılı planlarına ilişkin "Bu yıl 102 bin adet üretim yaptık. Yılı ithalatla birlikte aşağı yukarı 130 bin gibi bir hacimle bitireceğiz. Önümüzdeki yıl ise yaklaşık 200 bin adet üretim planlarken, ithalatla birlikte hacmimizi daha da yukarı taşımaya çalışacağız" dedi.
Kibar, Hyundai'nin i10 modelinin üretim bantlarında olduğunu, i10'la beraber i20 üretiminin de planlandığı gibi devam ettiğini söyledi.
Gelecek yıl için Hyundai Assan'daki kurulu kapasitenin tamamına yakınını kullanacak şekilde bir program hazırladıklarını anlatan Kibar, "i10 ürünümüz özellikle bütün Avrupa coğrafyasında beğeni kazandı, Türkiye'de de bunun çok beğenildiği izlenimini alıyoruz. Aylık üretim rakamlarımızı daha yukarılara çıkardık ve önümüzdeki yılın ilk çeyreğinden sonra da 3. vardiyayı devreye alacak şekilde kadro çalışmalarımızı yapıyoruz. Bununla bağlantılı Sosyal Güvenlik Kurumu'yla bir mutabakat zabtı imzaladık. Kapasite artırımının yanında istihdamı da artırıyoruz" diye konuştu.
Hyundai Assan'ın gelecek yıla ilişkin hedeflerini paylaşan Kibar, tedarik amaçlı görüşmeleri sürdürdüklerine değinerek
Hyundai Assan to operate in full capacity
About 2014 plans of
Hyundai Assan, the Chairman Ali Kibar said, “This year we performed a production of 102 thousand units. Together with the imports we will complete the year roughly with 130 thousand units. We plan to have a 200 thousand unit production in 2014 and will try to increase our volume as well as imports.”
şunları kaydetti: "Bu yıl 102
bin üretim yaptık. Yılı ithalatla
birlikte aşağı yukarı 130 bin
gibi bir hacimle bitireceğiz.
Önümüzdeki yıl ise yaklaşık
200 bin adet üretim planlarken,
ithalatla birlikte hacmimizi
daha da yukarı taşımaya
çalışacağız. Tüm planlarımızı
yaptık. Önümüzdeki yıl da bir
taraftan Türk iç piyasasına i10'u
ve i20'yi kendi tesislerimizden,
diğer ürünleri de bölge
coğrafyasındaki Hyundai'nin
tedarik merkezlerinden
sağlayarak iç pazardaki
tedariğimizi ve satışımızı realize
ediyoruz. Buna ilaveten ihracat
pazarlarına yönelik de ihracat
planlarımızı yaptık. Siparişlerimizi
alıyoruz. Önümüzdeki yılla
ilgili de yıllık bazda iş planları
bağlamında değişik ülkelerdeki
satış teşkilatlarıyla mutabakatlar
sağlanıyor."
"Yerli oto için yeni bir platform gerekli"
Yerli otomobil üretimine ilişkin
bir soru üzerine, sektördeki
birçok oyuncunun yabancı
firmalara lisans karşılığı
üretim yaptığını anımsatan
Kibar, yerli otomobil üretimi
için rekabetçiliği korumaya
dönük korumacı bir platform
oluşturulması gerektiğine
işaret etti. Uluslararası
anlaşmalarla taahhüt
edilen çeşitli yükümlülükler
bulunduğunu belirten Kibar,
"Bu formatın dışına çıkmak
markalaşma anlamında bir
hayli ilave maliyetler getiriyor.
Mevcut sanayinin yapısına
baktığımızda, gerek üretim
'mix'i gerek hafif ticari araçlarla
binek araçlar arasındaki lokal
vergilendirmelerden (ÖTV) gelen
farklılaştırmalar Türkiye'nin
binek aracını kendine özgün
yapıp taahhüt ettiği uluslararası
anlaşmaların dışına çıkması
zor görünüyor. Burada AB
ile yapılan bir Gümrük Birliği
mutabakatı var. Ticaretin
zorlaştırılmamasına yönelik
bir takım engeller anlamında
zorlayıcı kurallar var. Bunların
dışına çıkılması biraz zor"
değerlendirmesini yaptı. n
Hyundai Assan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar: "Yerli bir ürünün geliştirilebilmesi için bir kere yeni bir platform kurulması gerekir. Bunun bir yatırımının olması lazım, üretim bandının. Ürünün gelişimiyle ilgili yatırımlar söz konusu. Ve sizin dağıtım kanallarınıza bugünün dünyasında tek bir tip ve modelle bu ölçeği yakalamak zor. Otomotiv sektöründeki rekabet edebilir yapı 200 binlik ve üzeri platformlarda bu rekabeti sağlayabilmek mümkün."
19Kasım November - Aralık December 2013www.taysad.org.tr
BMW motorlu ilk Toyota, Türkiye'de üretilecek
Toyota’nın dizel teknolojisi ve yeni nesil çevreci teknolojiler konusunda BMW ile yaptığı işbirliği anlaşmasında ilk adım atıldı. Dizel motor yelpazesini genişletecek olan bu yeni proje Toyota Verso’ya uygulandı.
The first Toyota with BMW engine to be produced in Turkey
On Toyota's diesel technology and next – generation environmental technologies, the first step's been taken in
the cooperation agreement with BMW. Toyota Verso has been applied on this project which will expand the range of diesel engines. Verso will begin to be produced by Toyota Motor Manufacturing Turkey Inc. by January 2014.
Toyota mühendislerinin yoğun çalışmaları ile motor
ve aracın kusursuz birleşimi sağlandı. Bu yeni motorun uygulandığı ilk Verso, Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye A.Ş. tarafından 2014 yılı Ocak ayından itibaren üretilecek.
Toyota Verso 1.6 D-4D, BMW grubuyla dizel motor tedarik anlaşmasına girilmesinden 2 yıl sonra, BMW motoru taşıyan ilk Toyota modeli olarak Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye A.Ş. tarafından Ocak 2014 tarihinden itibaren üretilecek. Böylelikle, 1.6 D-4D ile birlikte Verso, 4 dizel ve 2 benzinli motor olmak üzere daha geniş bir ürün çeşitliliği ile piyasaya sunulacak.
Toyota Motor Europe (TME) Başkan ve CEO’su Didier Leroy, “Toyota olarak, otomotiv sanayinin karşı
karşıya geldiği çevre sorunları ile mücadelede birden fazla yaklaşımın gerekliliğine inanıyoruz. Hibrid teknolojisi, çevre açısından sürdürülebilir teknoloji ile araç üretilmesine yönelik stratejimizin ana unsuru olarak artan oranda gelişmektedir. Bunun yanısıra Toyota olarak, Avrupa’da temiz dizel konusunda da önemli bir sorumluluğumuz olduğunu düşünüyoruz. BMW grubu gibi otomotiv sanayinin bir başka lider kuruluşu ile birlikte yaptığımız bu proje ile, hem ürün tedarik süremizi iyileştirdik, hem de ürün geliştirme maliyetlerimizi azalttık” dedi.
Tek tesis
Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye A.Ş.’nin, 2014 Ocak ayından itibaren Verso 1.6 D-4D’nın üretimine başlayacağı bildirildi. Sakarya’da bulunan Toyota Türkiye, Verso serisini üreten tek tesis olmasının yanı sıra, Haziran ayından bu yana yeni nesil Corolla’yı da üretiyor.n
Toyota Motor Europe
Başkan ve CEO’su Didier
Leroy
20 www.taysad.org.tr
SEKTÖRDEN HABERLER NEWS FROM AUTOMOTIVE SECTOR
Kasım November - Aralık December 2013
ÖTV zammı otomotiv sektörünü olumsuz etkileyebilir
43 bin TL’lik bir otomobil için 5 sene içinde bir otomobil fiyatı kadar vergi ödendiğine dikkat çeken ODD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bayraktar ÖTV oranlarındaki artışın otomotiv sektörü ve bağlantılı sektörlerdeki istihdamı ve planlanan yatırımları da olumsuz etkileyeceğini söyledi.
Resmi Gazete’de
yayımlanarak yürürlüğe
giren Bakanlar Kurulu kararıyla,
bazı mallarda uygulanan Özel
Tüketim Vergisi (ÖTV) oranları
ile maktu ve asgari maktu
vergi tutarları yükseltildi. Binek
otomobil, cep telefonlarında
uygulanan ÖTV’de artışa gidildi.
Yeni binek otomobil alımında
ödenen ÖTV değişik oranlarda
artırıldı. Buna göre motor silindir
hacmi 1.600 santimetreküpün
altındaki otomobillerde yüzde
40 olarak uygulanan ÖTV
oranı yüzde 45’e, motor
silindir hacmi 1.600-2.000
santimetreküp arasında olan
otomobillerde yüzde 80 olarak
uygulanan ÖTV oranı yüzde
90’a ve motor silindir hacmi
2.000 santimetreküpten büyük
otomobillerde yüzde 130
olan ÖTV oranı yüzde 145’e
yükseltildi.
ÖTV artışına bağlı olarak sıfır
kilometre binek otomobil almak
isteyenler artık daha fazla para
ödeyecek. Artan vergi, otomobil
fiyatlarına yüzde 3,57 ila yüzde
6,52 oranında zam olarak
yansıyacak. Otomobil markaları
kur farkından doğan zamları
araç fiyatlarına yılbaşından
sonra yansıtmayı da planlıyordu.
Otomotiv fiyatlarında yeni
yılda yüzde 10 civarı bir artış
beklenirken, yeni ÖTV zammıyla
birlikte artışın yüzde 15 dolayına
yükseleceği hesaplanıyor.
Otomotiv Distribütörleri Derneği
(ODD) Başkanı Mustafa
Bayraktar, ÖTV artışının sektör
için sürpriz olduğunu söyledi.
Bayraktar, son dönemde gerek döviz kurlarındaki hızlı yükseliş, gerekse BDDK’nın otomobil kredilerine getirdiği sınırlamaların 2014 yılında sektörü olumsuz etkileyeceğini zaten öngördüklerini ifade etti. Bayraktar, “Ülkemizde otomobil satışında alınan vergilerin yüksekliği kamu da dahil olmak üzere bütün kesimler tarafından kabul gören bir konu. 43 bin liralık bir otomobil için 5 sene içinde bir otomobil fiyatı kadar vergi ödendiğine dikkat çekmiştik.” açıklaması yaptı. Türkiye’nin ortalama 16 yaşındaki hurda araçlara bindiğini ve otomotiv sektörünün gelişmesi için hurda araçların trafikten çekilmesi gerektiğini belirten ODD Başkanı şunları söyledi: “Bizler sektörümüzün gelişmesi için yapılması gerekenleri anlatırken, öngörmediğimiz bir şekilde ÖTV oranlarının artırılmış olması bizim için çok şaşırtıcı oldu. Bu durum, otomotiv sektörü ve bağlantılı sektörlerdeki istihdamı ve planlanan yatırımları da olumsuz etkileyecektir.” 2014’e dair olumsuz tahminlerin üzerine ÖTV artışının da eklenmesiyle sektör için daha vahim sonuçlar ortaya çıkacağını ifade eden Bayraktar, “Bugünkü sürpriz vergi artışı sonrasında, sektördeki tüm markaların 2014 yılı için belirledikleri hedef ve stratejileri yeniden revize etmeleri gerekecek.” dedi.
Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış AŞ Genel Müdürü Ali Haydar Bozkurt da, “Vergi artışını yükseltme kararı sektördeki satış adetlerini gelecek yıl 500-600 binler seviyesine geriletecektir.” değerlendirmesi yaptı. Türkiye’deki vergilerin yüzde 20’sini otomotiv ve otomotivle bağlantılı sektörlerin oluşturduğu bilgisini veren Bozkurt, ekonomideki yavaşlatma ve soğutma çalışmalarının istihdamı doğrudan olumsuz etkileyeceğini ifade etti.n
The rise in Special Consumption Tax may adversely affect the automotive industry
ODD Chairman Mustafa
Bayraktar, pointing out that an amount of tax equal to a car price is paid in 5 years after purchasing a car that costs 43.000 TL, said that the rise in SCT may adversely affect the automotive industry and the investments and employment in related sectors.
TAYSAD ALMANYA TEMSİLCİLİĞİ TAYSAD GERMANY LIAISON OFFICE
22 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
2 023 hedeflerine ulaşmak için
Türkiye, Otomotiv Strateji
Belgesi’nde revizyona
gitmelidir. Tabii bu sil baştan durumu
değil. Odaklanmada bir değişiklik
gerçekleştirilmek zorunludur.
Otomotive artık başka yerden bakmak
gerekiyor. Neden mi?
Birincisi, önemli ana sanayileri,
Türkiye’de yatırım yapmak için
getiremiyoruz. Bunun nedenlerine tek tek girmek istemiyorum. Ya yeterince cazip değiliz ya da bu firma merkezlerinin gelişim stratejisinde biz yokuz, bana göre her ikisi de… İkincisi, ana sanayide yerli araç/marka yaratmak için babayiğit aranıyor ve o da ortalıkta yok. Aslında ortam jargon tabir ile belirtmek gerekirse ‘delikanlılık’ yapılacak bir ortam değil. Küresel çapta faaliyet gösteren 17 önemli ana
Otomotivdene değişmeli?
Otomotiv sektöründe Türkiye’nin görece üstün olduğu alan tedarik sanayidir. Bundan dolayıdır ki, otomotiv strateji ve politikalarının merkezinde tedarik sanayi olmalıdır.
sanayi firması neyin, nerede olabilirliği
veya olması gerektiği konusunda
çok net fikirlere sahip. Örneğin sizler
VW’nin Türkiye yerine Polonya’da
yatırım yapmasına şaşırdınız mı? Ben
şaşırmadım çünkü VW’nin büyüme
stratejileri irdelendiğinde böyle karar
verileceği belli idi. Önümüzdeki dönem
zaten bu 17 firma arasında değişik
alandaki kapışmalar neticesinde
sürecin nereye doğru evrileceğini de
göreceğiz.
Otomotivin küresel merkezlerinden biri
olan Almanya’dan birkaç örnek vererek
sürecin eğilimlerine bakmak gerekirse;
• 2013 yılında Almanya’da trafiğe
yeni kayıtlı olan araçların %63,5’i
Almanya’da üretilen araçlardan
oluşmaktadır ve VW’nin payı %
39,2’dir. Bilhassa İtalyan ve Fransız
menşeili araç üreticileri bu piyasada
olağanüstü kayıplar yaşadı. Bu ülke
firmaları küresel çapta da kayıplar
yaşıyor.
• Almanya Ar-Ge yatırımlarında rekor
değerlere ulaştı. Henüz 2013 yılı
rakamları açıklanmadı ama sektör
2012 yılında 23,5 milyar Avro yatırım
gerçekleştirdi (ana-tedarik sanayi
birlikte) ve Ar-Ge’de 93 bin 500 insan
istihdam edilmektedir.
Almanya’nın otomotivde gelecek
stratejisi küreselleşme, Ar-Ge ve
inovasyon. Tüm çalışma programları bu
eksende yürümektedir.
TAYSAD Almanya Temsilcisi, exTim GmbH Yönetim Kurulu BaşkanıTAYSAD Germany Representative, Chairman of the Board of exTim GmbH
AHMET YILMAZ
Küresel olarak yan sanayinin
2020’lere kadar yaklaşık 2
trilyon USD ciro yapacağı
hesaplanmaktadır. Bu müthiş bir
pazar anlamına geliyor...
TAYSAD ALMANYA TEMSİLCİLİĞİ TAYSAD GERMANY LIAISON OFFICE
24 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
Tedarik sanayi merkezli strateji
Lafı fazla uzatmadan bir gerçeğin
altını çizmek gerekiyor, otomotiv
sektöründe Türkiye’nin görece üstün
olduğu alan tedarik sanayidir. Bundan
dolayıdır ki, otomotiv strateji ve
politikaların merkezinde tedarik sanayi
olmalıdır. Yani tedarik sanayi ana
sanayinin varlığına göre desteklenecek,
geliştirilecek bir alan olmaktan ya
da ana sanayi bağımlılığı ilişkisinden
çıkartılarak ‘görece bağımsız’ bir
şekilde yeniden değerlendirilmek
zorundadır.
Tedarik sanayideki bazı gelişmeleri
irdeleyerek bu görüşü/tezi
canlandırmaya çalışalım:
• Küresel olarak yan sanayinin
2020’lere kadar yaklaşık 2 trilyon
dolar ciro yapacağı hesaplanmaktadır,
müthiş bir pazar…
• Tedarikçiler mevcut otomobillerde
%75’e varan katmadeğer oranına
sahiptirler.
• Otomotiv sektöründeki yeni
teknolojik gelişmeler, patentler,
inovasyonlar, iyileştirmeler
şu an itibari ile %50 oranında
tedarik sanayi firmaları tarafından
gerçekleştirilmektedir. Bu süreç
önümüzdeki kısa dönemde yani
7-10 yıllık periyotta hızlanarak devam
edecektir. Bilhassa e-car, dijital mobil
teknikler, komünikasyon teknolojileri
ve yeni malzemeler alanında tedarik sanayi firma performansları artacaktır.
Türkiye’de otomotiv tedarik sanayi sektörü ülkedeki ana sanayi nedeniyle gelişmeye başlamış ama ona rağmen büyümüştür. Ana sanayideki ölçek, ülkemizde belki bir dönem ana sanayide yaşanan türbülanslar tedarik sanayi firmalarımızı daha fazla ‘dışa açık’ hale getirmiştir. Şu an itibari ile tedarik sanayi firmalarımızın ürün/hizmet vermediği küresel ana sanayi firması yok gibidir. Proses ve üründe kalite, esneklik ve rekabet edebilir fiyat seviyeleri ile tedarik sanayimiz, benchmark olmak yolunda emin adımlarla yürüyor. Ülke içinde yarattığı istihdam bir yana ihracattaki sürdürebilir performansı da takdire şayandır. Hemen belirtmekte fayda var; bu resim, bu başarılar bugüne aittir. Bunu yarın da ve gelecek dönemde de yaşatmak, geliştirmek istiyorsak gelecek döneme göre kendimizi yeniden pozisyonlandırmak ve stratejileri buna göre yeniden oluşturmak zorundayız.
Türkiye, sadece Batı Avrupa coğrafyası için değil, Doğu Avrupa da dahil olmak üzere uçak ile 3-5 saat içinde ulaşılabilir tüm otomotiv üretim merkezleri için tedarikçi ve de yedek parça distribüsyon merkezleri için tedarik sanayi merkezi olabilir, olmalıdır! Hali hazırda Avrupalı ana sanayilerde
tedarik oranımız düşük, yedek parça
piyasasında hem varız hem de yokuz
(bu piyasanın nasıl işlediğini son
dönemlerde daha iyi öğrendik galiba).
Yeni stratejiler, pozisyonlar yaratırken
dikkate almamız gereken hususlara
başlık olarak bakmak gerekirse;
• Küreselleşme oranımız oldukça
düşük, firma ölçekliğinde sorunumuz
var (bir taraftan yeni firmalar
kurulması gerekiyor diğer taraftan
mevcutların belli bir büyüklüğe
ulaşması gerekiyor)
• İnovasyon ve Ar-Ge çalışmalarında
eksiğimiz çok. Teknolojik yol
haritaları geliştiremiyoruz. Burada
ülke otomotiv politikası anlamında
değişiklik yapılmalı ve tedarik sanayi
firmalarını daha fazla destekleyen
programlar oluşturulmalıdır. Şu
anki Uluslararası Rekabetçiliğin
Geliştirilmesi projeleri ve bu projeleri
hemen ihracata bağlayan anlayış/
yaklaşım çok dar bir perspektif
sunmaktadır. Desteklerin küçük
firmalara akışı sağlanmalıdır.
• Otomotiv teknoloji enstitülerimiz,
yüksekokullarımız biran evvel
kurulmalıdır. Personel eğitim, kalifiye
seviyesi hem mühendisler hem
de teknik ara personelde artırılmak
zorundadır.
• Yurtdışında her alana yönelik
(ArGe, kalite merkezleri, ürün/
hizmet dağıtım merkezleri) üsler
oluşturulmalıdır.
Bu sayılanları yapmak zor değil.
Başlangıç için ‘yüzleşmek’ şart.
Hakikaten neyi, niçin ve nasıl
yapıyoruz, yüzleşmeliyiz. Sonrasında
plan ve programlar mutlaka gelecektir.
Türkiye olarak çok iyi bildiğimiz bir
sektör bu!n
Türkiye, sadece Batı Avrupa coğrafyası için değil, Doğu Avrupa da dahil olmak üzere uçak ile 3-5 saat içinde ulaşılabilir tüm otomotiv üretim merkezleri için tedarikçi ve de yedek parça distribüsyon merkezleri için tedarik sanayi merkezi olabilir, olmalıdır!
TAYSAD ALMANYA TEMSİLCİLİĞİ TAYSAD GERMANY LIAISON OFFICE
26 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
I n order to achieve 2023 targets Turkey needs to revise Automotive
Strategy Paper. Certainly this is not a “back to square one” situation. It is compulsory to go for a change in focusing. Now it is time to look into automotive from a different angle. Would you like to know “why”?
First of all, we are failing to attract key industries for investing in Turkey. I don’t want to go into details for the reasons. Either we are not attractive enough or we are not included to the improvement strategies of those companies – in my opinion “both”. Second of all, for creating a local brand/vehicle within the key industry a Brave Heart is wanted which yet to be found nowhere! In fact, to mention with jargon saying “the stage is not available for being a Brave Heart. 17 significant key industry companies that operate worldwide have very clear opinion concerning the matter of feasibility “what & where can or should be done”. i.e. are you surprised that VW has invested in Poland instead of Turkey? I didn’t, because when growth strategies of VW are taken into consideration, it was so obvious that they would adopt such decision. In the coming period; as a result of close contest between those 17 companies in various fields, we shall be seeing where the process is evolving towards.
If we check the trends within the process by giving few examples from Germany – one the global centres of automotive;
• In 2013, the 63,5% of the vehicles that are registered with the traffic are the ones manufactured in Germany and the share of VW in this rate is 39,2%. Especially, Italian and French originated vehicle manufacturers have faced enormous losses in this market. Companies originated from those countries faces losses also globally.
• Germany has reached record breaking numbers in R&D investments. Figures for 2013 has yet to be announced but in 2012 the sector has made an investment worth up to 23,5 billion Euro (including the key-supply industry) and within R&D field 93.500 human force is being employed.
The future strategy of Germany is for globalisation, R&D and innovation. Entire work schedules run within this centreline.
Supply industry based strategy
Without beating around the bushes, we need to underline a fact; within the automotive sector the area that Turkey is relatively dominant is supply industry. Therefore, supply industry needs to be at the centre of the automotive strategies & policies. i.e. supply industry needs to be considered in a “relatively independent” way not as an area needs to be supported, improved according to the existence of supply industry or dependable to key industry.
Let’s try to reinvigorate the idea/thesis by examining some of the developments within the supply industry:
• It is computing that until 2020’s sub-industry shall be reaching a turnover globally valued at around 2 trillion USD...An amazing market...
• Suppliers have 75 % of value share within current automobiles.
• New technologic developments, patents, innovations improvements in automotive sector are been executed by the supply industry companies at the rate of 50 %. This process shall be progressing in the coming period i.e. 7 to 10 year period by accelerating. Especially, the performances of supply industry companies in the fields of e-car, digital mobile techniques, communication technologies and new materials shall increase.
Automotive supply industry in Turkey has started to get develop based upon the key industry in the country but has increased in size despite to it. Key industry scale, turbulences experienced in key industry for a certain time that we have experienced in our country have turned supply industry companies to “outward-oriented”. As of now, our supply industry companies provide nearly entire global key industry companies with product/service. Thanks to process & product quality and flexibility & compatible price levels, our supply industry takes firm steps towards being benchmark. As well as generating employment for the homeland, its sustainable performance in exportation also deserves admiration. Better to indicate swiftly; this picture, these conditions belong today. If we would like to keep this alive and improve for the coming future then
accordingly we need to re-position ourselves for the coming period and also set the strategies all over again.
Turkey can & should become the supply industry centre for all automotive manufacturing centres and also spare part distribution centres that are accessible in 3-5 hours not only in Western Europe but also in Eastern Europe! Currently our supply rate to the European key industries is rather low, we both do & do not exist within the spare part market (Presumably we have learned better the way this market operates).
If we look at the topic that we need to consider while we create new strategies, positions;
• Our globalisation rate is rather low, we have problem in company scales (on one hand new companies needed to be formed and on the other hand the present ones need to reach to a certain size)
• We have a great deal lack of innovation and R&D. We are capable of developing technological road maps. A change in the manner of country automotive policy should be made and programs that provides further support supply industry companies. Current Improvement of International Competitiveness programs and the concept/approach that rapidly ties these projects to exportation present a very narrow perspective. The flow of the supports to the small scale companies needs to be enabled.
• Automotive technology institutes & academies are need to set up ASAP. The personnel education/training level, both for engineers and technical secondary staff, needs to be increased.
• Bases devoted for all areas (R&D, quality centres, product/service distribution centres) have to be set up at abroad.
It is no difficult to achieve those aforementioned ones. For start “confrontation” is a must. We really need to confront with “what we do, why we do and how we do it”. Later on plans and programs will definitely follow. As Turkey, it is a sector that we really know well! n
What does it take to change in automotive?
2023 HEDEFLERİ 2023 GOALS
28 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
2023'ENE KADAR YAKINIZ?Cumhuriyetin 100’üncü kuruluş yıldönümünü kutlayacağımız 2023’e ilişkin vizyon ve hedefler Türk sanayicisinin en büyük motivasyon kaynaklarından biri.
İ hracat rekorları kıran otomotiv ve yan sanayisi 2015 yılı projeksiyonu kapsamında, 2 milyon adet üretim
rakamı ile dünyada 10.'luk, Avrupa'da 3.'lük hedefliyor. 2023 hedeflerinin neresinde olduğumuza bakarsak. 2023 yılında 75 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşabilmek için 4 milyon adetlik üretim ve 3 milyon adetlik ihracat gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bu da üretimi dört kat arttırmak anlamına geliyor.
Bugün hedefe 10 yıl kala Türk otomotiv sanayisinin kurulu üretim kapasitesi 1,6 milyon adet. Hedef olan 4 milyon üretmek için 2,5 milyon adetlik yeni yatırım yapmak veya bu yatırımı Türkiye'ye çekmek gerekiyor. Bununla birlikte iç pazarın da 2 milyon adede ulaşması bekleniyor.
Türkiye'de otomotiv sanayisi yeni teşvikler ile otomotivde cazibe merkezi haline getirme çalışmaları başladı. Küresel ekonomideki olumsuz koşullara rağmen, Türkiye'de otomotiv sanayisindeki istikrarlı gelişme sürüyor. Buna ek olarak getirilen yeni teşvikler ile birlikte Temmuz ayı verilerine göre, ana sanayide 2.6 milyar TL, yan sanayide 1 milyar TL için 105 teşvik belgesi alındı. Halen
HEDEF:10 YILDA
4 KAT BÜYÜMEKana sanayide iki yeni yatırım projesi
hazırlıkları devam etmekte. Teşvik
belgesi kapsamında ana sanayide 2 bin
yan sanayide ise 5.8 bin ek istihdam
sağlanması bekleniyor.
Türk otomotiv sanayisi 250 bin kişilik istihdam sağlıyor
Türkiye'de otomotiv ana sanayide 50
bin, yan sanayide 200 bin olmak üzere
yaklaşık 250 bin kişinin istihdam ediyor.
Bu sayının dağıtım, pazarlama ve satış
ağlarında çalışanları ile birlikte 400 bin kişi
olduğu tahmin ediliyor.
29Kasım November - Aralık December 2013www.taysad.org.tr
Otomotiv yan sanayi firmalarının, ürün gamı, ülkemizde imal edilen taşıt araçlarının yüzde 85–90 oranında yerli imal edilmesine imkân verecek çeşitlilikte bulunuyor. Taşıt araçları imalat sanayine yönelik üretim yapan firmalarca komple motor ve motor parçaları, aktarma organları, fren sistemleri ve parçaları, hidrolik ve pnömatik aksamlar, süspansiyon parçaları, emniyet aksamları, kauçuk ve lastik parçalar, şasi aksam ve parçaları, dövme ve döküm parçalar, elektrik ekipmanları ve aydınlatma sistemleri, akü, oto camları ve koltuklar üretiliyor. Türkiye hedeflere ulaşmakta emin adımlar ile yol alıyor.
Türkiye’de otomotiv alanındaki inovasyon yetkinliği artacak
2002–2003 yıllarında TÜBİTAK’ın koordinasyonunda yürütülen Vizyon 2023 Teknoloji Öngörü Çalışması çerçevesinde yapılan bir çalışmanın sonucunda oluşturulan raporda, Türkiye otomotiv sektörünün gelecek yıllarda teknoloji alanındaki yetkinliklerine dayandırılan senaryolar üretildi. Bu senaryolarda tüm aktörlerin üzerinde anlaştıkları nokta; “Türkiye’nin son yıllarda otomotivde bir üretim merkezi olmasının yabancı firmaların kendi stratejilerine bağlı olarak geliştiği ancak üretim merkezi özelliğini korumak için teknoloji ve ölçekten kaynaklanan sorunların var olduğudur. Bu sorunlara çözüm üretilememesi halinde söz konusu avantajların da kaybedilme tehlikesi vardır” şeklinde oldu.
Söz konusu çalışmada Otomotiv Sanayinin 2023 yılına uzanan gelecek vizyonu ve hedefleri arasında vurgulanan hususlar; Yoğun rekabet nedeni ile motorlu taşıt aracı üreticileri arasında yaşanan birleşmeler artarak devam edeceğinden dolayı, her biri yaklaşık 10 milyon adet/yıl kapasiteli en çok 5 üretici şirketin oluşacağı görülüyor.
Üreticiler üretim alanlarını da gelişmekte olan ülkelere daha fazla kaydırarak bunun yerine tasarım, Ar-Ge, teknoloji ve satış sonrası hizmet alanları gibi daha yüksek katma değer yaratan alanlarda yoğunlaşacak. Aksam parça üretiminde de benzer oluşumlarla firma sayısı azalacak, bunlar ile motorlu taşıt üreticileri daha organik ve uzun vadeli iş ortaklığı temeline dayanan bir yapılanmaya gidecek. Pazarlarda etkinlik daha çok Ar-
Ge ile sağlanacak. Yeni ürün geliştirmek amacı ile Türkiye’deki şirketlere daha fazla görev düşecek ve Türkiye’de otomotiv alanındaki inovasyon yetkinliği artacak.
Mekatronik, yeni malzemeler, yeni hurda araç yönetimi, düşük yakıt tüketimi ve CO2 emisyonu, elektronik kontrol, yeni yakıtlar ve tahrik sistemleri, sürücü konforu, ortak araç platformu geliştirme, müşteri odaklı tasarım ve araç ağırlığını azaltma başlıca Ar-Ge alanlarını oluşturacak.
Hedef 10 yılda 4 kat büyümek
Özellikle 10 yıldır ekonomide sağlanan istikrarlı büyüme, küresel yatırımcıların dikkatinden kaçmıyor. Mevcut potansiyel değerlendirildiğinde mikro önlemeleri de kapsayan yapısal değişikliklerle desteklenmesi halinde bu büyümenin sürdürülebileceği öngörülüyor. TİM, 2023 ihracat stratejisinde otomotiv sanayisi için 4 milyon adetlik üretim hedefi belirlemiş durumda. OSD sektörün 2023 hedefini 3 milyon adet olduğunu belirtiyor. Dernek verilerine göre Türkiye 2023’te otomotiv ihracatından 75 milyar dolar gelir elde edecek.
Bu hedef dikkate alındığında sektörün 2012-2023 üretimini 4 kat artırması gerektiği ortaya çıkıyor. Konuyla ilgili açıklama yapan OSD yöneticileri, “Bugün sanayimizin üretim kapasitesi yıllık 1.6 milyon adet. 2012 yılı fiili üretimi 1.073 milyondu. Bu büyümenin en önemli unsuru gelişecek iç ve dış pazar taleplerine uygun yeni yatırımlar yapmaktır”ifadelerini kullandı. Otomotivde uluslararası rekabetinin korunabilmesi ve yeni yatırımların Türkiye’ye kazandırılması 2023 hedefleri açısından büyük önem taşıyor. OSD, bu-nun için etkin ve verimli bir teşvik sis-temi gerektiğine dikkat çekiyor. Derne-ğin 2023 raporunda “Özellikle en önem-li rakiplerimiz arasında yer alan Orta Av-rupa ülkeleri karşısında rekabet üstünlü-ğümüz, yeni teşvik sisteminin sanayimi-ze kazandıracağı avantajla yakından ilgili olacaktır. Teşviklerdeki bu yeni gelişmele-rin 2023 hedeflerine ulaşmada çok önem-li bir adım olduğunu inanıyoruz. Ancak he-deflerle bugünkü durumu karşılaştırdığı-mızda kalan 10 yılda dört kat büyümemi-zin zorluluğunu da özellikle vurgulamak is-teriz” deniliyor.n
2023 HEDEFLERİ 2023 GOALS
30 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
“İhracata dayalı büyümeye ağırlık vermemiz gerekiyor”
TİM Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyükekşi:
Sanayimiz, 2023 hedeflerine ulaşmaya ne kadar yakınlaştı?
D ış talep koşullarında yaşanan
gelişmeler, her ne kadar zaman
zaman ihracatımızın temposunu
düşürse de Türkiye 2023 ihracat
hedeflerine adım adım ilerliyor.
2013’ün ilk 11 ayında Türkiye’nin
mal ihracatı yüzde 5,4 artış gösterdi.
Ancak altın ihracatında yaşanan düşüş
sebebiyle altın dahil toplam ihracatımız
yılın ilk 11 ayında yüzde 0,3 geriledi.
Altın ihracatındaki gerilemeye rağmen
2013 yılını geçen senenin üzerinde
kapayacağımıza inanıyoruz.
2013 yılı dış talep açısından bizim
için zorlu bir yıl oldu ancak 2013’ün
üçüncü çeyreğinden itibaren dış
talep koşullarındaki iyileşmeye bağlı
olarak, dünya ticaretinde canlanma
bekliyoruz. Dolayısıyla bu canlanma 2014
beklentilerimizi olumlu yönde etkiliyor.
Dış talep koşulları iyileşme beklentilerine
rağmen, en son açıklanan 2014-2016
Orta Vadeli Program’daki 2014 ihracat
hedefi 172,3 milyar dolardan 166,5 milyar
dolara revize edilirken 2015 için ihracat
hedefi 184, 2016 için ise 202,5 milyar
dolar olarak açıklandı.
2023 ihracat hedeflerimize ulaşabilmek
için önümüzdeki süreçte ihracata dayalı
büyümeye mutlaka daha fazla ağırlık
vermemiz gerekiyor. İhracatın her koşulda
desteklenmesi ve ihracatta katma
değerli ürünlerin ağırlığının arttırılması ile
birlikte hedeflerimize ulaşmamız daha da
kolaylaşacaktır.
2023 hedefleri yolunda yapılması gerekenler
İhracatımızı 2023 hedefleri ile uyumlu
bir şekilde arttırmak için inovasyona,
katma değer üretimine, ve daha fazla
Ar-Ge yatırımına ihtiyaç duyuyoruz.
Şu Türkiye'nin milli geliri içinde Ar-Ge
harcamalarının payı binde 9 iken bu oran AB üyesi ülkelerde yüzde 2, ABD’de ise yüzde 3. Bizim de hedefimiz 2023 yılında bu payın yüzde 3’e çıkarılmasıdır.
Ar-Ge'yi teşvik etmek, firmalarımızı inovasyona yönlendirmek durumundayız. Biz TİM olarak bu konuya büyük önem veriyoruz. İnovasyon konusunda Türkiye'de gündem oluşturma gayreti içerisindeyiz.
Bu amaçla her yıl Türkiye İnovasyon Haftası etkinliklerini düzenliyoruz. 28-30 Kasım 2013 tarihleri arasında düzenlediğimiz 2. Türkiye İnovasyon Haftası’na 26 bin kişi katıldı. 3 gün boyunca Türkiye’nin gündemi inovasyon oldu. Dünyaca ünlü inovasyon guruları yaratıcı fikirlerini ve projelerini sanayici, öğrenci, çalışan, girişimci, akademisyen ve inovasyon gönüllülerinden oluşan geniş bir kitle ile paylaştılar. Etkinlikle
toplumda önemli ölçüde bir farkındalık yarattık.
Biz bu organizasyonun Türkiye'deki inovasyon bilincinin yaygınlaşması
için önemli bir etkinlik olduğuna ve Türkiye'nin inovasyon konusundaki farkındalığının artmasında büyük rol
oynadığına inanıyoruz. Biz cari açığı bir netice olarak görüyoruz esas odaklanılması gereken problem inovasyon ve katma değer açığıdır. Bu açığı tespit etmek ve azaltmak, hatta kapatmak için önümüzdeki dönemde çalışmalarımızı yoğunlaştırmayı planlıyoruz.n
TİM Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyükekşi
İhracatın her koşulda desteklenmesi ve ihracatta katma değerli ürünlerin ağırlığının arttırılması ile birlikte hedeflerimize ulaşmamız daha da kolaylaşacaktır.
2023 HEDEFLERİ 2023 GOALS
32 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
“We need to focuson growth by exports”
TIM President of Board of Directors, Mehmet Büyükekşi:
How much close is our industry to achieving the 2023 goals?
T urkey's been marching on the
2023 goals step by step, although
the latest events under the
external demand conditions occasionally
drop the pace of our exports. Turkey's
exports of goods increased by 5.4 % in
the first 11 months of 2013. However,
in the same period, the total exports
decreased by 0,3 % due to the decline in
exports of gold. Despite of this decline in
exports of gold, we're expecting a better
annual result than the previous year.
2013 was a challenging year for us in
terms of external demand, but due to the
recovery in external demand conditions
since the third quarter of the year, we
expect a resurgence in world trade. So it
positively affects our expectations for the
year 2014.
Despite of the positive expectations,
according to recently announced external
demand conditions in 2014-2016 medium
term program, the exports goal in 2014
has been revised from 172,3 billion
dollars to 166,5 billion dollars, the exports
goal in 2015 is 184 billion dollars and
202,5 billion dollars in 2016.
To achieve our 2023 exports goals, we
need to focus on growth by exports. It
will be easier to reach our goals when
export is supported in all circumstances
and we focus on value added products.
What needs to be donetowards 2023 goals
We need innovation, added value
production and more R&D investments in
order to increase our exports consistent
with the 2023 goals. Currently, R&D
expenses in Turkey's national income
has a ratio of 0,9% while it's 2% in the
EU and 3% in the US and our goal is to
increase this ratio up to 3%.
We need to lead our company to innovations and promote R&D. As TIM, we attach great importance to this issue. We are working hard to create an agenda about innovation.
To this end, every year we organise Turkey Innovation Week activities. 26 thousand people attended the 2nd Turkey Innovation Week that we organised between November 28 – 30, 2013. For these 3 days, the agenda of Turkey was innovation. World famous innovation specialists shared their creative ideas and projects with an audience of industrialists, students, workers, entrepreneurs, academics and volunteers of innovation.
In this event, we created a significant awareness in the community. We believe that this organisation is a very significant activity and it plays a major role in increasing the awareness of innovation in Turkey. We consider the current account deficit as a consequence, the main problem that should be focused is innovation and value added deficit. We plan to intensify our efforts in the next period, to identify and reduce or even to meet this deficit.n
It will be easier to reach our goals when export is supported in all circumstances and we focus on value added products.
2023 HEDEFLERİ 2023 GOALS
34 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
C umhuriyetimizin 100'üncü kuruluş yıldönümünü kutlayacağımız 2023 yılına ilişkin
vizyon ve hedefler, sanayimiz açışından da önemli bulunmaktadır. Özellikle son 10 yıl içinde ekonomide sağlanan istikrarlı büyümenin, mevcut potansiyel ile değerlendirildiğinde, mikro önlemeleri de kapsayan yapısal değişikliklerle sürdürülebileceği görülmektedir.
TIM 2023 Türkiye İhracat Stratejisi kapsamında sanayimiz için öngörülen üretim hedefi 4 milyon adet/yıldır. Burada sanayimizin 3 milyon adet taşıt
aracı ihracatı ile tüm tedarik zincirinde toplam olarak 75 milyar dolarlık bir ihracat hedeflenmektedir.
Bu hedef dikkate alındığında kısaca 2012-2023 yılların arasında sanayimizin üretimini 4 katı arttırması gerekeceği görülmektedir. Bugün sanayimizin üretim kapasitesi 1,6 milyon adet/yıl ve 2013 yılı üretim hedefi 1,150 milyon adettir. Sonuç olarak özetle 2023 hedefi, bugüne göre yaklaşık 4 katı büyüme gerektirmektedir ve bu büyümenin en önemli unsuru da gelişecek iç ve dış pazar taleplerine uygun yeni yatırımlardır.
Burada özellikle bu hedeflere ulaşmada
iç pazardaki gelişmelerin payı çok önemli
bulunmaktadır. Bugün yüksek vergi
oranları ve ürünler arasında dengesiz
vergi tarifleri ile iç pazarın gelişmesi
ülkemizin son 10 yılda sağladığı ekonomik
gelişmenin gerisinde kalmıştır. İç
pazardan güç almayan bir sanayiinin
ihracatta sürekli bir gelişmeyi koruması
kolay değildir.
Sanayimizin uluslararası rekabetinin
korunabilmesi ve yeni yatırımların
ülkemize kazandırılabilmesi için etkin
ve verimli bir teşvik sisteminin önemi
büyüktür. Özellikle en önemli rakiplerimiz
arasında yer alan Orta Avrupa ülkeleri
karşısında rekabet üstünlüğümüz,
yeni teşvik sisteminin sanayimize
kazandıracağı avantaj ile yakından ilgili
olacaktır.
Teşviklerdeki bu yeni gelişmelerin
2023 hedeflerine ulaşmada çok önemli
bir adım olduğuna inanıyoruz. Ancak
hedefler ile bugünkü durumumuzu
karşılaştırdığımızda kalan 10 yılda dört
kat büyümemizin zorluluğunu da özellikle
vurgulamak isteriz.
Belirtildiği gibi, teşvikler ile desteklenerek
büyüyen sanayimizin yanında aynı şekilde
hızla büyüyen bir iç pazar sanayimizi 2023
hedeflerine daha da yakınlaştıracaktır.
“Yeni teşvikler küresel cazibe merkezi yaratabilir”
OSD Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen:
OSD Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen
Küresel ekonomideki olumsuz koşullara rağmen ülkemizde istikrarlı gelişme aksamadan devam etmektedir. Bu uygun iş ortamına ek olarak otomotiv sanayine getirilen yeni teşvikler ile ülkemiz küresel bir cazibe merkezi olarak ortaya çıkacaktır. Bu suretle otomotiv sanayiinde yeni yatırımlar ve yeni projeler için yeni bir dönem açılmıştır.
Teşvikler ile desteklenerek
büyüyen sanayimizin
yanında aynı şekilde hızla
büyüyen bir iç pazar sanayimizi 2023 hedeflerine
daha da yakınlaştıracaktır.
2023 HEDEFLERİ 2023 GOALS
36 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
15 Haziran 2012 tarih ve 2012/3305
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe
giren Yatırımlarda Devlet Yardımları
Kararı’ndan otomotiv sanayimiz
temel gelişme alanının ağırlıklı olarak
Marmara bölgesinde 1. ve 2. bölge
kapsamında bulunması nedeniyle,
mevcut teşviklerden ancak sınırlı bir
şekilde yararlanıyordu. Bu uygulama 15
Şubat 2013 tarih ve 28560 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanan 2013/4233 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararı ile değiştirilmiştir.
Bu yeni düzenleme ile:
• Asgari 300 milyon TL tutarındaki ana
sanayi yatırımların,
T he targets for the year 2023 which we're going to celebrate the 100th
anniversary of the founding of our republic, play a key role in the industry. The steady growth in the economy, especially in the past 10 years, seems to continue with the structural changes that include micro preventions, considering the current potential.
The production target is 4 million units/year projected for our industry in scope of TIM 2023 Turkey Export Strategy. Here, the target of our industry is exporting 3 million vehicles and having exports of 75 billion dollars in total in the entire supply chain. Considering this target, we observe that the production of our industry between 2013 – 2023 will have to grow four times bigger. Today, our production capacity is 1,6 million units/year and target production in 2013
“New incentives can create a global centre of attraction”
OSD President, Kudret Önen:
• Asgari 75 milyon TL tutarındaki motor
yatırımların,
• Asgari 20 milyon TL tutarındaki motor
aksamları, aktarma organları ve bunların
aksamları ile otomotiv elektroniğine
yönelik yatırımların “öncelikli
yatırımlar” kapsamına alınarak, 5.
bölgede uygulanan desteklerden
faydalanmalarına imkan sağlanmıştır.
Küresel ekonomideki olumsuz koşullara
rağmen ülkemizde istikrarlı gelişme
aksamadan devam etmektedir. Bu uygun
iş ortamına ek olarak otomotiv sanayine
getirilen yeni teşvikler ile ülkemiz
küresel bir cazibe merkezi olarak ortaya
çıkacaktır, bu suretle otomotiv sanayiinde
yeni yatırımlar ve yeni projeler için yeni
bir dönem açılmıştır. Halen ana sanayide
iki yeni yatırım projesi hazırlıkları da
devam etmektedir.
Özetlemek gerekirse 2023 hedefi
için birkaç tane yeni üretim projesinin
başlaması gerekmektedir. Ancak
yeterince gelişmeyen bir iç pazar
karşısında, sadece teşviklerle 2023
hedeflerine ulaşılması da zordur. Bu
nedenle iç pazarın istikrarlı olarak
geliştirilmesi gereklidir.n
is 1,15 million units, so in short, it
has to grow four times bigger and
the most important element of this
growth is new investments due to
the increasing demands of domestic
and foreign markets.
Here, achieving these targets, the
developments in the domestic
market are very important. Today,
the high and unbalanced tax rates of
the products and the development
of the domestic market have lagged
behind the economic development
of our country in the past 10 years.
It's not easy to maintain a continuous
development in an industry which
doesn't receive power from the
domestic market.
An effective and efficient incentive
system has great importance in
order to maintain the international
competitiveness of our industry
and bring new investments to our
country. In particular, the competitive
distinction we have against the
Central European countries as our
primary rivals, will be closely related
to the advantage that we would gain
with a new incentive system in our
industry.
We believe that this new development
in the incentives is a very important step
in achieving the 2023 goals. However,
we still have to grow four times bigger in
the remaining 10 years. As mentioned,
a rapidly growing domestic market along
with the growing industry supported
by incentives, will cause us to become
closer to our 2023 goals.
Despite of the negative conditions in the
global economy, the stable development
continues without a hitch in our country.
In addition to this favourable business
occasion, our country will become a
global centre of attraction with the
new incentives in the automotive
industry,thus a new era is open for
new investments and new projects
in the industry. Currently, there are
preparations for two new investment
projects in the main industry.
To summarise, to achieve 2023 goals,
several new production projects need
to be launched. However, it's difficult to
achieve these goals facing a domestic
market that is not growing sufficiently.
Therefore, it's necessary to develop the
domestic market steadily. n
Despite of the negative conditions in the global economy, the stable development continues without a hitch in our country. In addition to this favourable business occasion, our country will become a global centre of attraction with the new incentives in the automotive industry,thus a new era is open for new investments and new projects in the industry.
2023 HEDEFLERİ 2023 GOALS
38 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
T ürkiye’deki otomotiv sektörünün,
çağdaş, çevreye duyarlı, sürekli
gelişen ve daha güçlü bir yapıya
kavuşması için çaba gösteren ODD,
sektöre yön verecek yeni bir çalışmayı
daha tamamladı.
Dünya oldukça hassas ve kritik bir
dönemden geçiyor. Buna paralel
olarak otomotiv sektörü de önemli bir
dönüşüm içerisinde. Sektörümüz, gerek
önemli oyuncular, gerekse pazar ve
ürün dinamikleri ile buna bağlı olarak da
üretim ayak izi (manufacturing foot print)
açısından dönüşüm içerisinde. Üretimde
coğrafi anlamda da bir dönüşüm, yani
batıdan doğuya doğru hızlı bir kayış söz
konusu.
Biz de bu dönüşüm ortamında Türkiye’nin
yerini tespit etmek ve nereye doğru
gittiğinin altını çizmek amacıyla, ileriye
yönelik öngörülere ve bunun sonucunda
sektöre yapılacak yatırımlara ışık tutması
amacıyla bir çalışma gerçekleştirdik.
ODD’nin hazırlatmış olduğu akademik
çalışmalara bir yenisini daha ekleyerek,
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma
Vakfı (TEPAV) ile sektörümüzün küresel
dünyadaki konumunu tespit etmeye
yönelik “Dünya ve Türkiye Otomotiv
Sektörü, 2013” adlı raporu tamamladık.
Çalışmanın sonucunda öne çıkan,
Avrupa’nın en genç nüfusu bizde ama
en yaşlı araç parkına sahibiz. Türkiye
nüfusunun yaş ortalaması 29, Almanya
nüfusunun ortalaması 45. Buna
karşılık bizdeki araç yaşı ortalaması 16,
Almanya’da 8,5. Batı Avrupa geneline baktığımızda nüfus yaş ortalaması 40, araç parkı yaşı ise 7 ila 10 arasında. Bunun başlıca sebebi, daha önce de birçok kez altını çizdiğimiz gibi vergilendirme sistemi. Avrupa’da araç yaşlandıkça vergisi yükselirken bizde tam tersine vergisi düşüyor. Çevre ve enerji verimliliği artık toplumların birinci önceliği olacak kadar önemli bir konu haline gelmişken, yaratılan olumsuzlukların vahim sonuçlarını uzun vadede göreceğiz.
Altını çizmek istediğim bir başka konu ise otomobil sahipliği: Dünya’da otomobil sahipliği hızla artarken biz hala dünya ortalamasının altındayız. Ülkemizde otomobil sahipliği ABD’nin altıda biri, Batı Avrupa’nın dörtte biri!
Tüketicilerin gelir seviyesi ve kredi imkânları arttıkça otomobile olan talep yükselse de henüz yeterli seviyeye ulaşılabilmiş değil. 1000 kişiye düşen otomobil sahipliği olarak bakıldığında, 2012’den 2028’e kadar yaşanacak tahmini artış Türkiye’de yüzde 70’ler düzeyinde ve 1000 kişiye düşen otomobil sahipliğinin 256 adede ulaşması bekleniyor. Bu değerin 2028 yılına gelindiği Brezilya’da 293, Kore’de 456, Bulgaristan’da 551 ve Almanya’da 677 seviyelerinde olacağı tahmin ediliyor. Tüm bu veriler ışığında, Türkiye’nin 1000 kişiye düşen otomobil sahipliğinde bundan 15 yıl sonra da oldukça geride kalacağı görülüyor. Buna karşın, otomotiv sektörü hem dünyada hem de Türkiye’de büyüme ve refah için lokomotif sektör.
“İç pazarı güçlendirmek hedeflerimize yakınlaştırabilir”
ODD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bayraktar:
ODD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bayraktar
Otomotivin desteklenmesi ekonomimiz açısından genel bir sorun olan dış ticaret açığının azaltılması konusunda da büyük katkı sağlayacaktır. Yani, otomotiv sektörü aynı zamanda istihdam ve dış ticaret açığının da ilacıdır.
Tüm dünyada otomobillerle
entegre olabilen yeni
teknolojiler, akıllı telefonunuzun
entegrasyonu ve benzeri gelişmeler
sektörün yeni sınırlarını
oluşturuyor. Endüstrimizde
meydana gelecek önemli ilerlemeler
olacağını düşünüyorum.
2023 HEDEFLERİ 2023 GOALS
40 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
20 civarında ülkede faaliyet gösteren
yaklaşık 50 adet motorlu taşıt üreticisi
toplamda 50 milyonluk çok büyük bir
istihdam yaratıyor. Türkiye otomotiv
pazarı yüzde 0,97 pay ile 19’uncu sırada
yer alırken, Türkiye otomotiv üretimi
ise yüzde 1,26 pay ile 16’ıncı sırada
yer alıyor. Çin, Hindistan, Brezilya,
Rusya’nın oluşturduğu BRIC ülkelerinin
oldukça gerisinde yer alıyoruz. Avrupa
sıralamasında ise satışta 5’nci, üretimde
6’ıncı sıradayız.
Otomotiv sektörü yılda 19 milyar doların
üzerinde ihracat ile Türkiye’de ihracat
yapan sektörler arasında ilk sırada yer
alıyor. 400 bin kişilik istihdamımızla
ekonomide ciddi bir ağırlığımız var. Bu
etkileyici ancak daha fazlası da mümkün.
Sektörün yıllar itibariyle ortaya koyduğu
dış ticaret dengesi de dikkate değer.
Otomotiv sektörü 2006 yılından bu yana,
yani 7 senedir (2011 hariç) dış ticaret
fazlası veren bir sektör oldu. Sadece
motorlu taşıtlardan oluşan dış ticaret
fazlası 7 yılda 12 milyar 446 milyon ABD
dolarına ulaştı. Otomotivin desteklenmesi
ekonomimiz açısından genel bir sorun
olan dış ticaret açığının azaltılması
konusunda da büyük katkı sağlayacaktır.
Yani, otomotiv sektörü aynı zamanda
istihdam ve dış ticaret açığının da ilacı.
Geleceğe dönük projeksiyonlarda
Türkiye’nin dünya otomotiv
endüstrisindeki konumunu korumak ve
sağlamlaştırmak için Dünya otomotiv
endüstrisindeki yeni trendleri yakından
incelememizde fayda var. Otomotiv
üretimi batıdan doğuya doğru hızla
kayarken Türkiye’nin de bu gelişmelerden
pay alması ve alanını genişletmesi büyük
önem taşıyor.
Tüm dünyada otomobillerle entegre
olabilen yeni teknolojiler, akıllı
telefonunuzun entegrasyonu ve benzeri
gelişmeler sektörün yeni sınırlarını
oluşturuyor. Endüstrimizde meydana
gelecek önemli ilerlemeler olacağını
düşünüyorum.
Türkiye’de Araç parkı 90’lı yılların başında
1,5 milyon adet civarında iken 2012
sonu itibariyle 13 milyon adede ulaşmış
durumda. Toplam araç parkımızın yarısı
12 ve üzeri yaştaki araçlardan oluşuyor.
16 ve üzeri yaş grubunu oluşturan
araçların oranı yüzde 32, 20 yaş ve üzeri
araçların oranı ise yüzde 21. Bu tablonun
hem ekonomiye hem de çevreye ciddi
zararları bulunuyor. Dolayısıyla vakit
kaybetmeden parkımızı gençleştirmeye
ve yenileştirmeye hizmet edecek
politikaların geliştirilmesi artık çok büyük
bir ihtiyaç teşkil etmektedir.
Bu konuda ODD’nin görüşü; çalışmaların etkin olabilmesi için üç ayaklı bir program ile hayata geçirilmesi gerektiğidir.
Öncelikle hurda araçlarını teslim edenlerin birikmiş vergilerinin affı gerekiyor ki bu adım atıldı. Maliye Bakanlığı hurda araçlarını teslim edenlere vergi affı uyguluyor ancak bu tek başına yeterli değil.
İkinci olarak MTV yapısı değişmeli. Araç yaşlandıkça neredeyse sıfırlanan Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin, karbondioksit salınım seviyesi veya benzer kapsamda çevresel etkiler göz önünde bulundurularak dengeye getirilmesi gerekiyor.
Üçüncü olarak ise bu düzenlemelerin mutlaka hurda teşvik programı ile
güçlendirilmesi gerekiyor. Sisteme
işlerlik ancak, hurda aracını getirip
teslim edenlere aracın ekonomik bedeli
gözetilerek bir bedel ödenmesi ile
kazandırılabilir. Bu uygulamaların parktaki
tüm araçları kapsayacak şekilde ve sürekli
olması da büyük önem taşıyor.
Türkiye’nin 2023 vizyonu ve hedeflerine
baktığımızda ise, ülkemizin lokomotif
sektörü konumundaki otomotiv sektörü
için bu hedeflerin büyük önem taşıdığını
görüyoruz. 2023 için Türkiye’nin makro
hedeflerini; dünyanın ilk 10 ekonomisi
arasında yer almak, 2 trilyon dolar
GSYİH’ya ve 500 milyar dolar ihracat
rakamına ulaşmak ve orta ve ileri
teknoloji sektörlerde Avrasya’nın üretim
üssü olmak olarak sıralayabilirim. 2023
Otomotiv İhracat Stratejisinde ise, 75
milyar dolar ihracat, 4 milyon adet üretim
ve 3 milyon adet ihracat hedefi yer alıyor.
2023 yılı hedeflerine ulaşmak istiyorsak,
güçlü bir iç pazara ihtiyacımız olduğu
gerçeğini unutmamalıyız.n
Geleceğe dönük projeksiyonlarda Türkiye’nin dünya otomotiv endüstrisindeki konumunu korumak ve sağlamlaştırmak için Dünya otomotiv endüstrisindeki yeni trendleri yakından incelememizde fayda var. Otomotiv üretimi batıdan doğuya doğru hızla kayarken Türkiye’nin de bu gelişmelerden pay alması ve alanını genişletmesi büyük önem taşıyor.
2023 HEDEFLERİ 2023 GOALS
42 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
“Strengthening domestic market would make us closer to our goals”
ODD President, Mustafa Bayraktar:
W ith exports of over 19
billion dollars per year, the
automotive industry ranks
first among the other sectors in exports
in Turkey. We play a major role in
the economy with an employment of
400.000 people. This is impressive, but
it's possible to have more. The foreign
trade balance presented by the industry
in recent years is worth considering.
Since 2006, the automotive industry,
namely the past 7 years except 2011,
has had trade surplus. The trade surplus
made only by motor vehicles reached
12 billion 446 million dollars. Supporting
the automotive industry will make a
great contribution on the reduction of the
foreign trade deficit which is a general
problem in our economy. In other words,
the automotive industry is the medicine
of employment and foreign trade deficit.
We should closely examine the new
trends in the global automotive industry
in order to strengthen and maintain the
position of Turkey in future projections
in the global automotive industry. The
automotive production's been rapidly
moving from the west to the east, so it's
very important for Turkey to get a share
and expand its range.
The new technologies that can
be integrated with vehicles, the
integration of smart phones and similar
developments create new boundaries
in the industry all over the world. I
think, there will be significant progress
in our industry. In Turkey, the car park
had around 1,5 million vehicles at the
beginning of 90s, but now it had reached
13 million by the end of 2012. Half of
our total car park consists of vehicles
that have 12 years of age or over.
32% of them are 16 or over and 21%
of them are 20 or over. This picture
seriously harms both the economy and
environment. Therefore, it's an urgent
need to develop policies that would
serve the rejuvenation and renewal of
the fleet without a delay.
On this subject, as ODD, our opinion is
that the studies should be implemented
effectively with a three – legged
program.
First, those who have returned their
vehicle as scrap should have tax relief
for their accumulated debt, a step has
already been taken about this issue.
Ministry of Finance grants tax relief in
exchange of scrap vehicles but it's not
sufficient.
Second, MVT structure needs be
changed. MVT needs be balanced
according to carbon dioxide emission level and similar environmental impacts instead of the age of the vehicle.
And thirdly, these regulations need to be strengthened by scrappage incentive program. The system can be operational only by the proper payment of the scrap vehicle considering the economical value to those who deliver their vehicles for scrap. It's significant for these regulations to cover constantly all vehicles in the park.
When we have a look at Turkey's 2023 vision and goals, we see that these goals have great importance for our the automotive which is the leading industry of our country. Turkey's macro objectives for 2023 are respectively to be in the world's top 10 economies, to have 2 trillion dollars in GDP and to reach 500 billion dollars of exports as being the production base of Eurasia in medium and high technology sectors. As for 2023 Automotive Export Strategy, the target is 75 billion dollars of exports, 4 million units of production and 3 million units of exports. If we want to achieve these goals, we should keep in mind that we need a strong domestic market.n
Supporting the automotive industry will make a great contribution on the reduction of the foreign trade deficit which is a general problem in our economy. In other words, the automotive industry is the medicine of employment and foreign trade deficit.
2023 HEDEFLERİ 2023 GOALS
44 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
Sanayimiz, 2023 hedeflerine ulaşmaya ne kadar yakınlaşmıştır?
B ildiğiniz gibi ülkemizde kurulu
otomotiv üretim kapasitesi 1.6
milyon adet. Son 10 yıl içinde
ise otomotiv üretimi bazlı yeni bir yatırım
ülkemize gelmedi, en son Ford bir
fabrika yatırımı gerçekleştirmişti. Geçen
yıllar içinde sektörde bazı yatırımların
Avrupa’ya yapılması ise bizim yatırım
teşvik sistemimizin yeterli olmamasından
dolayı elimizden kaçmış oldu. Bunun
farkına varmak önemli ve bu farkındalık ile
geçtiğimiz yıl sektör için önemli teşvikler
programlandı ancak şu aşamada dünyada
birçok markada %30’lara yakın bir atıl
kapasite olduğunu düşünürsek kısa
dönemde yeni bir dış yatırımın gelmesi
bizce pek mümkün görünmemekte.
Ülkemizdeki 1.6 milyon adetlik kurulu
kapasitenin yatırım rakamı 50 milyar
dolardır. Dolayısıyla 2023 strateji
belgesindeki gibi 4 milyon adet üretim
kapasitesine ulaşmak için yapılması
gereken yeni yatırım miktarı 100 milyar
doların üzerinde olması gerekir. Ayrıca
bu yeni kapasitenin yani fabrikaların
inşaa süreçleri, üretilecek ürünlerin Ar-
Ge çalışmaları, bu ürünlerin pazarlama
imkanları ve tüketiciyle buluşması, ihracat
yapılacak kısmı için tır-tren-liman-gemi
yatırımları ise ayrıca halledilmesi gereken
sorunlar. Bunların tümü bir koordinasyon
sistemi içinde yürütülmesi gereken
konulardır, ne yazık ki bu tip konular bir
bakanlığın uhdesinde yürüyemiyor, birçok
bakanlık iştigal konuları çerçevesinde
konuya müdahil olmak durumunda
ve bu durum bürokratik sıkıntıları da
beraberinde getiriyor. Bu aşamada yol
almak için birçok konunun halledilmesi
gerekiyor ancak şanslı olduğumuz bir
konu var ki o da tedarik sanayimizin
kendisinden gelen gücü. Bu vesile ile
tedarik sanayimizin değerli üreticilerine
tebriklerimi iletmek istiyorum, 20 milyar
dolarlık otomotiv ihracatımızın yarısını
gerçekleştirerek ana sanayinin yanında
parıldıyorlar.
Bugün ülkemize yatırım yapmayı
planlayan ana sanayii yatırımcılarının
herhalde önlerine baktıklarında hiç
endişe etmeyecekleri nadir konu yerli
tedarik gücümüzdür. Dolayısıyla tedarik
sanayiimiz kendilerine biçilen hedefi
her zaman yakalayabilecek bir görünüm
içindeler. Temel mesele ise ana sanayide
yeni yatırım yapacak markaları bulmak ve
yatırıma ikna etmek.
2023 hedefleri yolunda yapılması gerekenler nelerdir?
Hükümet yaptığı teşvik çalışmaları ile
bir yatırım beklentisi içine girdi. Ancak
bunu salt yatırım teşviğine bağlamak
çok doğru değil. Ülkemizde üretim
yapmanın en önemli desteği güçlü bir
iç pazar yaratmaktan geçiyor. Şu anda
son 4 yılın satış ortalaması 800 bin adet
olan iç pazarımızın yatırım yapılabilir
duruma gelebilmesi için 1.3-1.4 milyon
adet olması gereklidir. Ancak iç pazar
demek çok doğru yönetilmesi gereken
önemli bir unsur demektir. Çünkü iç
“Atılacak adımların daha sağlıklı ve sürekli olması gerekiyor”
OYDER Yönetim Kurulu Başkanı H. Şükrü Ilısal:
OYDER Yönetim Kurulu Başkanı H. Şükrü Ilısal
İç pazarı hareketlendirmenin temel noktası, otomotiv satışları üzerinden alınan vergi oranlarının AB ülkeleri ortalamasına çekilmesidir.
Bugün ülkemize yatırım yapmayı
planlayan ana sanayii
yatırımcılarının herhalde önlerine
baktıklarında hiç endişe
etmeyecekleri nadir konu
yerli tedarik gücümüzdür.
2023 HEDEFLERİ 2023 GOALS
46 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
pazar devletin direk ve yüksek rakamlarda vergi tahsil ettiği bir ortam demek. İç pazarı hareketlendirmenin temel noktası otomotiv satışları üzerinden alınan vergi oranlarının AB ülkeleri ortalamasına çekilmesi son derece önemlidir. Ancak bu noktada ülkeye ve iç pazara güvenin artacağı bu sayede yeni yatırımların geleceği tahmin edilebilmelidir.
Son 10 yılda ÖTV adı altında bir vergi yaratıldı. Bu vergi 3 kez arttırılmak sureti ile bugün en düşük bir otomobil için yüzde 40 seviyesine gelmiş durumda. Tabii ki siz, bütçenizdeki açığı kapatma zamanı geldiğinde şöyle bir etrafınıza bakıp kümestekileri yakalamanın kolay olması nedeniyle tamamen kayıt içinde olan otomotiv sektörüne sürekli bir vergi artırımı tevdii ederseniz, yatırım yapmak için gelecek markalar bu keyfi uygulamaları yatırım kararı öncesi muhakkak masaya yatıracaktır.
Bunlar önemli riskler tarafında terazinin olumsuz kefesini dolduracaktır. Vergi toplamada önceliğin otomotiv üstünde değil diğer sektörler ve branşlar üzerine yoğunlaştırılması zor iştir. Elbette maliye yetkilileri de fazladan efor sarf etmek yerine hazırda olandan daha fazla vergi almaya yöneliyor. Aslında bilseler bu uygulama ile kendilerinin başarısız göründüklerini belki de gerçekten çalışma yöntemini seçecekler ama bunu onlara göstermek lazım. Bu majör konunun yanında minör bazı konularda var aslında örneğin rekabet yasalarının ve tüketici hakları kanunlarının tekrar gözden geçirilmesi gerekliliğini görmekteyiz. Elbette rekabet ortamı tesis edilmeli ve tüketici en iyi faydayı sağlayabilmelidir ancak bizdeki rekabet tanımı sadece fiyat-rakam üzerinden anlaşıldığından dolayı eşit rekabet şartları yaratılamamakta. Oysa tüketicinin tek faydası bir ürünü daha ucuza alması mıdır? Yoksa aldığı hizmet kalitesi de bu konuda bir kriter olmalı mıdır? tartışmak lazım. Veya bazı firmalar işçisinin sağlığına ve güvenliğine yatırım yaparken, çevre güvenliği ve sağlığı için her türlü önlemi alırken, tüketiciye doğru ve güvenilir hizmeti vermek için personelini eğitirken, doğru onarımlar yapabilmek için teknik ekipman yatırımı yaparken rakip firmaların bu yatırımların hiçbirisini yapmayarak maliyetlerini düşürmek sureti ile bunu fiyat rekabetinde kullanması mı rekabet yaratmaktır? Düşünmek lazım elbette!
Bir diğer örneği de vererek “gerekenler nelerdir?” sorusuna cevap vermiş olayım istiyorum, sizlerin de takip ettiği gibi geçen ay Ali Babacan ve ekibinin açıkladığı Orta Vadeli Program’da (OVP) kredi harcamalarının sınırlandırılması yönünde öne çıkan bir bölüm vardı. Buna istinaden geçen hafta BDDK tarafından açıklanan ve hem kredi kartlarının kullanımı hem de otomotiv ve bireysel kredilerin yeni kullanım kısıtlamalarına dair kanun tasarısı hepimizin önüne geldi. Serbest piyasa şartlarının hakim olduğu ülkemizde bu tip ülkemizin rejimi ile bağdaşmayan uygulamalar ise yine yapılmaması gerekeni göstermekte aslında. Hükümetimiz gaz-fren
tartışmasında fren ayağını daha çok
kullanma tercihini yapıyor, bu durum
kısmen anlaşılabilir olsa da piyasa
dinamiklerine yapılan bu tip dokunuşlar
hedeflerimizde geriye düşeceğimizi
göstermekte.
Örnekler çoğaltılabilir ama bizler
sadece önem sırasında gördüğümüz
3 konuyu paylaşmak istedik. 2023
vizyonu olarak ortaya konan stratejinin
gerçekleştirilebilmesi için atılacak
adımların daha sağlıklı ve sürekli olması
gerekmekte. Bu politika üretenlerin işi
olsa da bizler sektör olarak bürokrasiye
her zaman görüşlerimizi bildirmeye hazır
olduğumuzu belirtmek isterim.n
“The steps need to be taken more healthfully and continually”
OYDER President H. Şükrü Ilısal:
The basic point to mobilise the domestic market is to reduce the sale taxes down to the average level of EU countries
A s you know, the automotive production capacity in our country is 1,6 million
units. Turkey hasn't had any new investments based on automotive production in the past 10 years, the latest factory investment had been made by Ford. Over the past years, the investments have been made in Europe, so we missed some opportunities due to the insufficient investment incentives. It's important to realise this fact, and with this awareness some important incentives were scheduled last year, however, a new foreign investment is unlikely to come in short term, considering that there's almost 30% of the capacity is unproductive in several brands in the world. 1,6 million units of capacity in our country is equal to an investment of 50 billion dollars, therefore in order to reach a capacity of 4 million units targeted as in 2023 strategy document, we need an investment of at least 100 billion dollars. In addition,
there are other problems such as the
building process of new factories, R&D
studies for these upcoming products,
marketing and meeting these products
with the customers and investments of
trucks, trains, ships and ports to export
them. All of these are issues that need
to be executed within a coordination
system, but unfortunately they cannot
be performed under a ministry alone,
several ministries have to be involved in
the case and this fact brings bureaucratic
problems with it. At this stage, several
issues have to be dealt with to proceed,
however there's an issue we are
fortunate which is our strong supply
industry. On this occasion, I'd like to
congratulate the valuable manufacturers
of our supply industry who have a
sparkling performance with half of the
20 billion dollar automotive exports
along with the main industry. Today, our
domestic supply industry is a subject
that probably the main industry investors,
who are willing to invest in our country,
would never worry about. Therefore, our
supply industry is capable to achieve any
objective that is assigned to them. The
main issue is to find and persuade brands
which would make new investments in
the automotive industry. n
2023 HEDEFLERİ 2023 TARGETS
48 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
2023 vizyonune kadar gerçekçi?
Ekonomist Uğur Civelek:
2023 yılında bizi nasıl bir dünya bekliyor?
2023'e ilişkin söylemlerin, gerçekleştirilebilir olup
olmamasına bakılmadan ortaya konulduğunu dü-
şünüyorum. Bu söylemler Türkiye'yi pazarlamak,
finansman çekmek ve içeridekileri belli hedefler-
de buluşturmak için ortaya çıktı. 2023 hedefleri-
ne baktığımızda, Türkiye'nin ihracatının 500 mil-
yar doları bulması hedefleniyor. Bana göre önce
2023 yılında bizi nasıl bir dünyanın beklediğini ele
almak gerekiyor. 2023'deki dünyayının geleceği
noktayı konuşmadan Türkiye ile ilgili hedeflerin bi-
raz havada kalabileceğini düşünüyorum.
Örneğin otomotiv sanayine yatırım yapacak bir
şirketin nelere güvenmesi gerekiyor? İç pazara mı
yoksa bölgesel talebe mi güvenecek? Küresel ta-
leplerin çok daha iyiye gitmesi durumunda dün-
yanın her yerine araç ve yedek parça ihraç etme-
ye mi odaklanacak? Sadece Türkiye sınırları içeri-
sinde olup bitenleri düşünerek yatırım kararı artık
verilemez. Yatırım kararı verenler de kaybetmeye
mahkum olurlar.
Daha geniş bir açıdan bakmanın önemli olduğu-
nu söyleyebilirim. 2023'e giderken dünyayı ele al-
mak gerekiyor. Avrupa Birliği'ne bakarsak, reka-
bet üstünlüğü sınai üretim üstüneydi. Artık bu
avantajları kaybettiler. Bunun yerine yeni bir uz-
manlık alanı bulamıyorlar, gelirlerindeki kaybı te-
lafi edemiyorlar. Avrupa, 1990'ların başında dur-
gunluğa girdi. Halen de o durgunluktan çıka-
mamıştır ve sorunları giderek ağırlaşmaktadır.
Avrupa'nın, 2023 yılında bugünkünden daha iyi
durumda olmayacağı açıktır. Amerika'da ise her-
kes para politikası cambazlıklarına odaklanmış du-
rumdadır. FED, 2017'ye kadar faizleri yükseltme-
yeceğini açıkladı. Herkes de bunun iyi bir adım ol-
duğunu algıladı. Bana göre bu söylem, ekonomi-
nin hasta olduğu anlamına gelir. İşsizliğin yüzde
7'ye düşmüş olması bana göre çok bir anlam ta-
şımıyor. İşten çıkarılanların ortalama ücretleri çok
daha yüksekti. İşe alınanların ise ücretleri o dü-
zeyde değil. Rakamlara bakarak herşeyin düzeldi-
ğini varsaymamak gerekiyor. FED bilançosunu 4
katına çıkarmış, bankalar hala ne kadar iyi belli de-
B ugünün dünyasına baktığımızda orta va-dede çözülmesi gereken ulusal ve küre-sel düzeyde çok ciddi sorunlar bulunu-
yor. Ayrıca bu sorunların ne zaman ve nasıl çözü-leceğine dair yeterli bir bilginin de olmadığını dü-şünüyorum. Fakat temenniler bulunuyor. Bu te-menniler başka türlü hikayelerle başka biçimlere dönüşüyor. Kısa vadede dünya ve Türkiye, sorun-ların ağırlaşması pahasına günü kurtarmak üzeri-ne hareket ediyor. Bu durum otomotiv sektörün-de de görülebilir. Orta ve uzun vadede sorunların nasıl çözüleceği konusunda genel bir uzlaşının ol-madığını da biliyoruz. Bu sorunları konuşmak ye-rine gözümüzü uzun vadeye çeviriyoruz. Biliyoruz ki, insanlar olumsuz sorunlar duymak istemiyor. Güzel şeyleri duymak daha işine geliyor. Bu yüz-den uzun vadeye ilişkin hedefler belirlenmeye ça-lışılıyor.
Ekonomist Uğur Civelek, 2023 vizyonunu ele alarak, bir gelecek projeksiyonu yaptı. Bu gelecek projeksiyonunda Türkiye’nin ve sektörün geleceğine dair ipuçlarını değerlendirdi.
49Kasım November - Aralık December 2013www.taysad.org.tr
ğil, varlık fiyatları şişik, gelirler ise düşük durumda-dır. Amerika'nın durgunluktan kalıcı olarak çıkabi-leceğine inanmıyorum.
Yüksek katma değerartık bugünün dünyasında yok
Japonya, 1990'ların başında durgunluğa girdi. Bu zamana kadar her türlü tedbiri almaya çalışıyor. Geçmişte gelişmiş ülkeler herkesin sanayi ürete-mediği ortamda, herkese yüksek katma değerleri bu ürünleri satabiliyordu. Günümüzde yüksek kat-ma değerli ürünün ömrü artık bir iki yılı geçmiyor. Çünkü hemen taklitleri ortaya çıkıyor. Gelişmiş ül-kelerdeki sanayiciler artık Ar-Ge harcamalarını bile karşılayamaz duruma geliyor. Yüksek katma de-ğer artık bugünün dünyasında yok. Bu yüzden hiç kimse hayal peşinde koşmasın. Yüksek katma de-ğer yoksa, Batı artık durgunluktan çıkamaz.
Gelişmekte olan ülkelere ise 11 Eylül'den sonra anormal bir para akını başladı. Türkiye'ye 10 yıl-da gelmeyen paralar, bir yılda gelir oldu. Bu ka-dar parayı görünce insanlar 'çok şımardılar'. Yani çok aşırılıklara giderek, ayakları yere değmez oldu. Türkiye'de hala derinlik sarhoşluğu yaşanı-yor. Kurların yükseldiği dönemlerde, biraz ayılır gibi oluyor ama ayılmak istemiyorlar. Çünkü çok açılmış durumdalar.
Gelişmekte olan ülkeler yeni hedefler için, mutlu bir tablo çizmek ve teşvikler vermek durumunda kaldılar. Bana göre teşvikler; yatırımlardan umulan sonuçların alınabilmesi değil, yılın hatta bir sonraki yılın kurtarılabilmesi için atılan adımlardır. Önemli olan birilerinin yatırım harcaması yapmasıdır.
Bugünün dünyasında 2000'ler öncesi rasyonellik anlayışı yok, bu yüzden 2023'ü de farklı okumak gerekiyor. Ben, Merkez Bankalarının veri bağımlı-sı ve önünü göremediği bir ortamda 2023 vizyo-nun bir temenni olduğunu düşünüyorum.
Yedek parça, en ucuz üretilen yerlere doğru yönelecek
2023’de dünya nasıl bir halde olacak diye sorarsanız, gerçekten “bilmiyorum”.
Dünyada faizler yükselmeye başlayacak, enflasyon açığa çıkacak. Dünyada talep
daralacak, biliyorsunuz otomotiv pazarı küresel krizde 40 milyonun altını test et-
mişti. Bu rakamların daha da altına inecek, General Motors, Ford gibi daha çok iş-
letme üretimini durduracak. Daha başka konsolidasyonlarda olacak. Yedek parça,
en ucuz üretilen yerlere doğru yönelecek. Pazarın daraldığı bir ortamda pazarın he-
sapsız bir şekilde genişleyeceği varsayımına göre yapılan yönlendirmelerin sağlık-
lı olduğunu düşünmüyorum.
Geleceğin en önemli pazarı neresidir?
Dünyada küresel markalar var. Bu markalar pazarlarını koruyabilmek için yerelleş-
meye önem veriyorlar. 1995 sonrası giderek güçlenen bir akım olarak pazar nere-
deyse üretimlerini oraya yakın yapıyorlar. Buradan yola çıkarak belki “geleceğin en
önemli pazarı neresidir?” diye sormak gerekiyor. Dünyanın gözünde geleceğin en
önemli pazarı Asya olarak görülüyor. Asya’ya yakın yerler de özel bir önem taşı-
2023 HEDEFLERİ 2023 TARGETS
50 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
ruz. Aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerin payı-nın yükseldiğini de görüyoruz. 2009 yılında dün-yanın lokomotifinin gelişmekte olan ülkeler ola-cağı tespiti yapılmıştı. Bugün gelinen nokta, bu-nun böyle olamayacağını gösteriyor. Gelişmekte olan ülkeler 2 yıldır bir durgunlaşma eğilimi içe-risindeler.
Tekrar çürük binamıza dönüyorum. Dünya bir kez daha küresel bir kriz yaşayacak. Bunun merkez üssü ise gelişmekte olan ülkeler olacak. Eskisi gibi para girişi olmadığı durumda, çarklar dönme-yecek. Böyle bir tabloda, otomotive büyük ölçek-te hem de borçla yatırım yapılması bir soru işare-tidir. Dünya artık korumacı bir eğilimin içine doğ-ru evriliyor. ABD, Avrupa ile birlikte tercihli yatırım ve ticaret anlaşması adı altında, detayları sır gibi saklanan görüşmeler yürütüyor. Öte taraftan Şan-gay işbirliği başka bir tarafa gidiyor.
Artık küreselleşme bitti, dünya çok kutuplu ol-maya doğru adım atıyor. Bu iki kutup, birbirleri-ne misilleme yapacak ve korumacı önlemler dev-reye girecek. Bunun yansıması olarak dünya tica-ret hacmi daralacaktır. Türkiye ise tam da ortada kalıyor. İşte bu yüzden 2023 vizyonunun, dünya-da yaşanacak eğilimlerin dikkate alınmadan hazır-landığını düşünüyorum.
Tedarik sanayicileri geleceği nasıl okumalı?
Öncelikle çok uluslu şirketlerin hamlelerine bak-mak gerekiyor. ABD ve Avrupa arasında yapılan tercihli ticaret anlaşması, çok uluslu şirketler ta-rafından nasıl karşılanacak? Çünkü onların da bir takım yatırımları ofsaytta kalacak. Tercihli ticaret anlaşmasına karşılık, Çin 60 maddelik bir reform paketi yayınladı. Çin artık büyümede, iç talebini de gözetecektir. Asya pazarı konusunda daha hız-lı adımlar atacaktır. Belirttiğim gibi Asya, dünya-nın en çekici pazarlarından biri olacaktır. Bu yüz-den çok uluslu şirketler bu pazarlardan vazgeçme-yeceklerdir.
Birbirlerine karşın korumacı kalkanlarını yüksel-ten, ilişkileri asgari düzeye indiren kutuplar arasın-da acaba ortak payda çok uluslu şirketler mi ola-cak? Orta Asya pazarından vazgeçememek için, orada üretim yapmak durumundasınız. Bu durum-da Türkiye’nin çok uluslu şirketler değişkenini kul-lanması ve işbirliklerini geliştirmesi gerekiyor. İki kutuba siyaseten girilmediği, üretimin ve varlığın korunmasının istendiği durumda bu şirketlerle bir yol aramak önem taşıyor. Bu yollar belki üretimi Çin’e, Romanya’ya taşımak gerekliliğini ortaya çı-karabilir. Artık Türkiye’de üretim yaparak oralara eklenmenin bir yolu da kalmayacaktır.
İşletmeler önce mevcut yapılarını değiştirme-den korumanın yanı sıra minimum değişimle de nasıl koruyabileceklerinin yolunu aramalılar. Bel-ki bu süreçte, yeni ortaklıklar, hisse değişiklikleri
yor. Gelecekte dünya trafiğinde değişiklikler ola-cağı varsayılıyor ve bu trafiğe göre bir yerlerdeki üretim tesisleri kapanırken, başka bir yerlerde açı-lıyor. Fakat toplam kapasite artmayacak! Kapasite eğer artacaksa, birileri kapanıyor demektir.
2008’deki küresel kriz sonrasında G-20 zirvele-rinde çözümler arandı. BRIC ülkeleri, Brezilya’da toplanarak ortak tavır almayı hedefledi. Araların-da batıya karşı dayanışmayı ve direnmeyi ele al-dılar. Yani BRIC ülkeleri güçleri oranında söz sahi-bi olmak istiyorlar. Artık 1945 yılında kurulan dün-ya düzeni sarsılıyor, bu dönemin kuralları tümüyle değişiyor. Bu yüzden yeni dünya düzeninde BRIC ülkeleri belirleyici olmayı düşünerek bu durumu hep G-20 zirvelerine taşıdılar. Ama karşılığında hep ABD’nin muhalefetiyle karşılaştılar.
Artık bina yıkılıyor. Biz 2023 vizyonunda hep bina-nın sağlam olacağını varsayarak hareket etmeye çalışıyoruz. Bina çürük, yenisi yapılacak, ama ye-nisi yapılırken yepyeni bir hukuku ve yeni ilişkile-ri olacak. 2009 yılındaki G-20’lerin ikinci toplantı-sında bir teşhis konuldu. Bu küresel krizle uzlaşı-ya doğru bir çözüm oldu. Sorunların ağırlaşması-nı önlemek için yeni düzenleme ve kurallara ihti-yaç olduğu gerçeği ortaya çıktı. Küresel krizle uz-laşmak bir çözüm müdür? Elbette değildir, ortaya çıkan sonuç, çözümsüz bir süreç yaşanacağıdır.
Küreselleşme, de-regülasyon şeklinde her ülke-ye kuralsızlığı dayatmış durumdadır. Çoğunluğu ve geniş kesimleri koruyan rekabet kurallarının bozulmasının büyük bir hata olduğu bugün itiraf ediliyor. O zaman küreselleşme bitmiş demektir. 2009 yılından bugün baktığımızda, havanda su dö-vüldüğünü görebiliriz.
Gelişmekte olan ülkeler durgunlaşma eğilimi içindeler
Çin’in dünya ticaret hacminden giderek artan bir pay alımı varken, batının payının azaldığını görüyo-
Birbirlerine karşın korumacı
kalkanlarını yükselten, ilişkileri
asgari düzeye indiren kutuplar arasında acaba
ortak payda çok uluslu şirketler
mi olacak? Orta Asya pazarından
vazgeçmemek için, orada
üretim yapmak durumundasınız.
Bu durumda Türkiye’nin çok uluslu şirketler
değişkenini kullanması ve
işbirliklerini geliştirmesi
gerekiyor.
Ekonomist Uğur Civelek, TAYSAD Kurumsal İletişim Uzmanı Sevgi Özçelik'in sorularını yanıtladı.
2023 HEDEFLERİ 2023 TARGETS
52 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
yoruz. Herkes birbirinden habersiz yatırıma gider-se, hepsi kaybedecek.
Şu anda otomotiv sektöründe kendi içerisinde ciddi dengesizlikleri bulunuyor. Stok problemle-ri ve akım borç dengeleri arasında tutarsızlık var. Yani işletmeler kendi iç sorunlarıyla boğuşuyor. Bunun dışında dünyanın dengesizliğinden kaynak-lı bir etkilenmeleri var. Kısaca otomotiv sektörün-de şansa fazla güvenildiğini düşünüyorum.
Dünyada sürdürülebilir yeni bir denge kurul-duğunda otomotivin geleceği
Yeni dünya düzeninde özgürlükler ve rekabet bü-yük ölçüde sınırlanacak. Küreselleşme, rekabette ve özgürlüklerde bir özgürlüğü beraberinde getir-di. “Biz”i yok ederken, “ben”i açığa çıkardı. İn-sanların nefislerini yönlendirerek başka yerlere götürdü. Bu durum dünyanın ömrünün kısalma-sına yol açtı. Rekabette aşırılık korkunç bir yıkım yaratıyor. Özgürlüklerdeki aşırılıklar da başkaları-nın haklarına tecavüzü beraberinde getiriyor. Dün-yanın ömrünü kısaltmadan, yeni sağlıklı bir düzen kurmak için rekabet koşularını ve özgürlükleri sı-nırlamaya mecbursunuz. Yani, yeni dünya düze-ni çevreci olmak zorundadır. Bu işin bir tarafıdır.
İkinci tarafta ise katı kurallar olacaktır. Dünyada da herkesin bu katı kurallara uymayacağı biliniyor. Bu inanç, mezhep, ideoloji gibi başka nedenlerden kaynaklanacaktır. Kurallara uymayanların dışlana-cağı bir dünyada bunların nasıl bir araç kullanacağı da ayrı bir konudur. Sistem dışlanmışlar için üre-tim yapmayabilir. Sistemin içinde olanlar için tek bankanın ve digital paranın geçerli olduğu bir dü-zen olabilir. Toplu taşıma ön planda olacak, elekt-rikli veya daha farklı katı yakıtlar kullanılacak. Bu-günün yatırımlarıyla o günün pazarından pay al-mak da zorlaşabilir.
Dağdan gelip bağdakini kovan bir teknolojik gelişim yaşıyoruz
Yine başka bir açıdan bakarak, otomotiv sektörü-nün ofsaytta kalmaya başladığını düşünüyorum. İnsanlar zorunlu ihtiyaçlarından vazgeçemez-ler. Gelirlerinin azaldığı koşullarda; yemekten, iç-mekten, ısınmaktan, giyinmekten ve barınmaktan vazgeçemezler. İnsan, 100 metre kare bir daire-de değil, belki 50 metrekare bir dairede yaşayabi-lir. Yani barınmak zorundadır. Giyimde, markadan vazgeçebilir, ama ısınmaktan ve yemekten vazge-çemez. Geliri azaldıkça beyaz eşyadan, otomobil-den vazgeçelebilir. Bu yüzden dünyada otomotiv sektörü biraz daha farklı bir yerde yer alıyor. De-ğişik teknolojiler artık hayatımızın içinde öyle bir yer alıyor ki, zorunlu bir ihtiyaç gibi herkesin kanı-na girdi. Tüketici bir cep telefonuna ciddi bir bütçe ayırırken, araç konusundaki yaklaşımı değişime uğruyor. Dağdan gelip bağdakini kovan bir tekno-lojik gelişim yaşıyoruz.n
de olabilir. Dünya otomotiv sektöründe son olarak Detroit bir şehir olarak, iflasını istedi. Detroit’te otomotiv üretimi kalmadı. Avrupa’da da fabrika-ların kapanacağını düşünüyorum. Eğer Kore’de üretim yapan Chevrolet fabrikası kapanıyorsa, Avrupa’dakilerden daha yüksek maliyetli olduğu anlamına gelmez. Bu General Motors’un çok zor-landığı anlamına gelmektedir. GM, markasından yarattığı gelirle borç ödemeye çalışmaktadır. Bu kadar zorlu pazar kavgalarının olduğu yerde Av-rupa taşıma suyuyla değirmen döndürüyor. Ar-tık onlar da montaj yapıyor, çoğu parçayı kendi-leri üretmiyor. Avrupa dışındaki bölgelere yöneli-yorlar.
Duygusallık kararları etkiliyor
Bir işin içindeyken, o işle ilgili objektif olmak çok zordur. Otomotiv sektörüne yatırım yapan işlet-meler, adeta o sektörle evleniyorlar, hayatını ora-ya adıyor. Bu şekilde o sektörün olumsuz gerçek-lerini kolayca kabullenemiyor. Bu yaklaşımı bir çok sektörde de görebiliriz. Doğru zamanda, doğ-ru kararları vermek her zaman kolay olmuyor. Bu-gün hükümet otomotiv sanayini destekleyeceğini ve teşvik vereceğini söylerken, birileri eğer o ya-tırımı yapmıyorsa demek ki belli bir duygusallık-tan arınmıştır.
Otomotiv sektörü ayağını yorganına göre uzatmaya çalışıyor
Türkiye’de otomotiv 1970’li yıllarla beraber geliş-meye başladı. O dönem yerli parça kullanım oranı yüzde 80-90’lara taşınacaktı. Gümrük Birliği’nden sonra bu vizyon mecburen terkedildi. Türkiye’de kulvar değiştirmek zorunda kaldı. Mevcut olan te-sisler ticari araç üretimine odaklanarak kendini ayakta tutuyor. Otomotiv sektörü bugüne kadar koşullara uyum sağlayabildi. Fakat koşulların daha fazla bozulması durumunda ne yapacağını bilmi-yor. Bu yüzden otomotiv sektörü ayağını yorganı-na göre uzatıyor. Dışarıdan işler almaya çalışıyor, fason üretim yapmak için her şeyi zorluyor. Ayrıca maliyetleri düşürmek için yeni yatırımlar yapıyor.
Türk otomotiv sektöründe son 10 yıldır mucizeler yaratıldığına tanık oluyoruz. Fakat bunun faaliyet gelirlerine bir katkısı yok, çünkü dünya hızla köşe-ye doğru gidiyor. Ayakta kalmanın başarılı olduğu bir dönemden geçiyoruz. Küresel üreticiler mikro düzeyde planlar yaparken, küresel çalkantılar on-ları bile ofsayta düşürebiliyor. Sorunlar daha kro-nikleşirken, biraz daha muhafazakar olunması ge-rektiğini düşünüyorum. Birileri de “herkes muha-fazarken ben atılım yapayım” diye düşünebilir. Fa-kat herkes böyle yaparsa, hepsi batacak. Birileri geri çekilir, öne çıkanlar çok olursa, önce atlayan-lar batacaktır. Ama bir kişi risk alıp, herkes geri çe-kilirse o kazanacaktır. O yüzden oyun teorisi çer-çevesinde düşünmek gerekiyor. Herkesin kendi hamlesini birbirinden gizlediği bir süreçten geçi-
Eğer günün birinde bankalar kredi
vermeyi kısmak durumunda kalırsa,
dışarıdan ülkeye sermaye girişi de azalırsa bir
talep daralması yaşanabilir. İnşaat,
lojistik ve ticari araç üreticileri
de bu durumdan etkilenebilir.
Gelişmekte olan ülkelerde yaşanacak
bir kredi krizinin ayak seslerini
duyabiliyoruz. Bu durum binek araç
talebini azaltabilir. Rekabet koşullarını
bir kademe daha olumsuza
çıkartabilir.
TAYSAD’DAN HABERLER NEWS FROM TAYSAD
54 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
TAYSAD, Bursa’daki üyeleriyle bir araya gelerek gelecek vizyonunu çizdi.
Ar-Ge, meyvelerini 2015’de verecek
TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu
Tofaş CEO’su Kamil Başaran
TAYSAD, bu yıl Bursa’da ikinci üye toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda
üyelerine seslenen TAYSAD Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu ile konuk konuşmacı Tofaş CEO’su Kamil Başaran ve üyelerden gelen sorular Ar-Ge üzerine odaklandı.
Ar-Ge merkezlerinin çalışan sayısının 50 kişiden eşdeğer 30 kişiye düşürülmesinin göndemde olduğunu ve bunun sektörleri
için önemli bir gelişme olacağına değinen,
TAYSAD Başkanı Dudaroğlu, böyle bir
uygulamayla sözkonusu merkezlerin
yaygınlığının hızla artacağını söyledi.
KOBİ’ler de Ar-Ge’ye başladı
Ar-Ge çalışmalarının KOBİ düzeyine
indiğini belirten TAYSAD Başkanı
Dudaroğlu, bu merkezlerde çalışan
sayısının 30 kişiye inmesi halinde, kararın
geri dönüşümünün pozitif olacağını
kaydetti.
“Rekabet gücümüzü bununla artıracağız.
Ülke olarak önemli bir hamle yapacağız”
diyen Dudaroğlu, şöyle devam etti:
“Türkiye’deki toplam 147 Ar-Ge
merkezinin 47’si TAYSAD üyesidir.
Sektörümüz bu alana gösterdiği ilgiyle
fark yaratmaktadır. Ar-Ge merkezlerinin
yanısıra yerlilik oranının artırılması için
‘Girdi Tedarik Stratejisi’ne dört elle
sarılmak gerekiyor. Sektörün gelişimi
için ‘Serbest Ticaret Anlaşmaları’nın
artırılması da önemli.”
Ar-Ge rekabette avantaj olacak
Toplantıda TAYSAD üyelerine seslenen
Tofaş CEO’su Kamil Başaran da, ne
yapılacaksa ana ve tedarik sanayinin
birlikte yapacağına inandığının altını çizdi.
Başaran, “Ar-Ge’ye, inovasyona yatırım
yapma bu işin zorunluluğu haline geldi.
Bizim tek avantajımız işçilikti. Ama bence
Ar-Ge’yi gelecekte rekabetin en önemli
unsuru haline getirmeliyiz. Bu işin koşulu,
Ar-Ge merkezleriyle fark yaratılarak hedefe ulaşılacağının altı çizilen Bursa Üye Toplantısı'nda 2015 yılından itibaren sektörün sıçrama yapacağına işaret edildi.
55www.taysad.org.tr Kasım November - Aralık December 2013
değişen müşteri tercihlerine yanıt verebilmektir” dedi.
Yeniliklere açık olmak gerektiğini belirten Başaran, “gelecekte otomotiv yukarıya çıkacak gibi gözüküyor. Yeni yatırımlar ve Ar-Ge ile 2015-2016’dan sonra sektör gümbür gümbür gelecek. Sıçrama yılı olacak” şeklinde konuştu.
2014 bu yıl gibi olacak
Otomotiv sektörünün yılın 11 aylık dönemindeki performansa ilişkin değerlendirmelerde bulunan Başaran, sektörün ihracatının bu yıl 21,5 milyar dolar civarında olmasının beklendiğini belirtti. Başaran, şunları kaydetti: "Rakamlar esasında konsolide olmuş durumda. Ciddi anlamda geliyoruz. Bu doğru bir yerde gittiğimizi, sektörün de ülke ekonomisi için gerçekten çok önemli olduğunu gösteriyor. Dünyada da büyük yatırımların hepsi bu sektörde oluşuyor. Bugün 2 trilyon avro civarında bir ciroyla neredeyse dünyanın 6'ncı büyük ekonomisine sahip bir ülkeye eş değer büyüklükte bir sektörü yönetiyoruz. Benzer bir durum, ülkemizin otomotiv sektörü için de geçerli. Kasım ayında açıklanan verilere göre, 11 ayda 8,3 milyar dolarlık kısmı yan sanayide olmak üzere, toplam 19,8 milyar dolarlık performans gerçekleştirmişiz."
Başaran, Türkiye'nin, bu sene 1,1 milyon adedine ulaşacağını ve dünyanın en büyük 16'ncı araç üreticisi konumunda olduğunu belirterek, Avrupa'da son 5 yıldır da hafif ticari araç üretiminde lider konumda bulunduğunu söyledi.
Artık raf projelerinin sonuna gelindi
Geleceği planlarken "Raf projesi" yapmak yerine, her zaman müşterinin ihtiyaç ve beklentilerini koymanın, Ar-Ge, teknoloji ve inovasyona yatırım yapmanın önemini vurgulayan Başaran, "Raf projesinin altını
TAYSAD Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu veTofaş CEO’su Kamil Başaran
TAYSAD’DAN HABERLER NEWS FROM TAYSAD
56 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
çizmek istiyorum. Artık raf projelerinin
sonuna gelindi. Çünkü hiçbir proje,
dışarıdaki değişen müşteri profiline
uyum sağlayamıyor. Bu işin tek
çözüm yolu, değişen müşteri
profilini pazarda yakalayıp, ona hitap
edebilmekten geçiyor" dedi.
Başaran, Ar-Ge ve tasarım konusunda
önemli aşamalar katedildiğini, ancak
gelinen noktanın yeterli olmadığını
ifade ederek, şöyle konuştu: "Bu
noktada 24 ay gibi kısa bir sürede
otonom bir Ar-Ge merkezi olmaya
karar verdik. Önümüzdeki yeni
dönemde, müşteriden başlayıp,
müşteriye gidecek yoldaki
vereceğimiz tüm hizmet, ürün arzı, tamamen Tofaş'ın Ar-Ge'sinden çıkacak ürünlerle olacak. 2015 yılından itibaren, özellikle Avrupa'daki pazarın geri gelişi, değişen müşterilere dönük vaziyette tüm ana sanayilerin hazırlık yapması, herkesin kendi ürününü hazırlama telaşında olmasından dolayı, artık tüm OEM'ler (orijinal ürün üreticisi) kendi yetkinlikleriyle beraber, en hızlı vaziyette müşteriye dokunup, müşterinin isteklerini yapmak zorundalar. Dolayısıyla bu paralelde Tofaş'ın aldığı karar, 24 ay içinde yetkinlikleriyle beraber müşterinin ihtiyaçlarını karşılayacak olgunluğa gelmiş olmasıdır. Bugün yaptığımızın daha da ötesinde hız kazanmak zorundayız.
Bu tüm yan sanayici dostlarımıza çok önemli bir mesaj bundan sonrası için. Gerekli olan tüm yatırımları yapmak durumundayız."
Tofaş olarak bugüne kadar üniversitelerle 100'ün üzerinde araştırma projesi yönettiklerini, şu anda ise 8'i AB projesi olmak üzere 19 proje yürüttüklerini kaydeden Başaran, Tofaş'ın geçen yıl 390 milyon doların üzerinde, son 10 yılda ise 3,5 milyar dolar civarında dış ticaret fazlası yaratarak, ülkenin cari açığının azaltılmasına katkıda bulunduğunu belirtti.
Doblo Amerika projesi
Başaran, geçtiğimiz aylarda kamuoyuyla paylaştıkları Doblo Amerika projesiyle Tofaş'ın, yan sanayi özelinde çok önemli fırsatlar yarattığını vurgulayarak, şu bilgileri verdi: "2014 yılı içinde üretim aşamasına gelecek olan Doblo Amerika
57www.taysad.org.tr Kasım November - Aralık December 2013
projesi, yaklaşık 200 milyon dolar, yerli doğrudan malzeme satın alma hacmi yaratmasının yanı sıra, Tofaş ve tedarikçileri için Amerika pazarını, müşterisini tanımak, bu pazarın gereklerine uygun ürün tasarlamak ve üretmek açısından da çok önemli. Tofaş'ın tüm ürün hatlarını yeni baştan ele aldık. İlk adım Doblo ile başladı. Bu bize aynı zamanda Amerika pazarına açılma imkanı verdi. Öngördüğümüz rakamları paylaştık ve arkasından projenin uygulamasına geçtik. Az bir zamanımız var, önümüzdeki aylar içinde aracın artık fiziksel anlamda sorgulanması, teknik aşamalarının yapılması aşamasına geçiyoruz ve yıl sonu itibariyle aracın lansmanı gelecek. Aynı paralelde de aracın Türkiye lansmanı da sağlanacak. Dolayısıyla çok ciddi bir yatırım ve güncellemeyle sizlerin de sayesinde bu aşamayı sağlıyoruz."
"Tofaş'ın geleceği açısından çok önemli bir proje"
Mini Cargo üzerinde de çalıştıklarını belirten Başaran, aracın ciddi anlamda güncellenmesi kararı aldıklarını ve bu sürecin devam ettiğini bildirdi. Başaran, şöyle devam etti: "Hafif ticari araçta pazarın nispeten azalması ve binek araçta Tofaş'ın Linea ile tek başına başarısının, ilerideki sürdürülebilirliği açısından yeni bir desteğe ihtiyacı vardı. Tofaş'ın Ar-Ge'sinin ürünü olacak, yan sanayimizin taşıdığı tüm yetkinlikleriyle beraber geliştireceğimiz bir ürün olacak bu. Bunda da 520 milyon dolar kadar bir yatırım açıklaması yaptık. Bu Tofaş'ın geleceği için çok önemli bir platform. Herhangi bir araçtan paylaşılan bir platform değil, aksine Tofaş'ı geleceğe taşıyacak yepyeni bir platform bu. Bu, raf projelerinin çok çok ötesinde, Tofaş'ın geleceği açısından çok çok önemli bir proje. Tofaş'ın bundan sonraki gelecekteki ortaya koyacağı tüm ürün zenginlikleri açısından geçerli olacak bir platform olacak."
Gelecek yıla ilişkin beklentilerine de değinen Başaran, "2014 zor bir sene olur mu? 2014, 'bu sene gibi olacak' diye hissediyorum. Bizim verilerimiz onu gösteriyor. Ama 2015, 2016 Türkiye ve otomotiv sanayi için herhalde çılgın seneler olacak" değerlendirmesinde bulundu.n
R&D will fruit in 2015
TAYSAD held the 2nd members' meeting in Bursa this year. TAYSAD Chairman Dr. Mehmet
Dudaroğlu and the guest speaker TOFAŞ CEO Kamil Başaran spoke to the members and answered their questions on R&D. Dr. Dudaroğlu stated that the number of R&D center employees will be down to 30 from 50 and it's going to be an important improvement, so the prevalence of these centers will rapidly grow as a result of this application. TOFAŞ CEO Kamil Başaran, on the other hand, underlined that he believes main and supply industry will collaborate under any circumstance.
He said “ Investing on R&D and innovations has become a necessity in this business. Our only advantage was labour. However, I think we should make R&D the most important element of the competition. The condition of this business is to be able to respond to the customer preferences that constantly change.”
TAYSAD’DAN HABERLER NEWS FROM TAYSAD
58 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
TAYSAD, Alman Fraunhofer Enstitüsüile proje geliştirecek
Alman kalitesini yaratan Enstitü Türkiye’de
TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan YardımcısıAlper Kanca
TAYSAD Mercedes, Audi ve Volkswagen’in teknolojik altyapısını geliştiren Frh ile işbirliğine girerek Türk sanayisine katkı sağlayacak. TAYSAD Başkan Vekili Alper Kanca, “Üniversite sanayi işbirliği için Frh çok güzel bir mutfak. Bu mutfaktan yararlanalım” dedi.
O tomotiv sanayisinde dünya lideri
Almanya’nın yüksek teknolojisinin
altyapısını sağlayan Frh, TAYSAD’ın
girişimiyle Türk sanayisinde etkin olacak.
TAYSAD Başkan Vekili Alper Kanca;
Mercedes, Audi ve Volkswagen’in
teknolojik altyapısını geliştiren Alman
Fraunhofer Enstitüsü ile işbirliğine
gidileceğini açıkladı. Frh’nin Türkiye’de
faaliyet gösterecek olması ile 2014’ün
‘Türk-Alman Ar-Ge ve İnovasyon’ yılı
olarak ilan edilmesinin örtüştüğüne dikkat
çeken Alper Kanca, Türk otomotiv tedarik
sanayinin gücünün Alman enstitüsü
tarafından da görüldüğünü söyledi. Kanca,
“Üniversite sanayi işbirliği için Fraunhofer
çok güzel bir mutfak. Aradığınız her türlü
malzeme, yemek burada var. Her bir
üretim alanına uygun çözümleri var. Bu
mutfaktan yararlanarak endüstrimizi daha
ileriye taşımayı hedefliyoruz. Uluslararası
rekabetçilikte işgücü ile değil, araştırma,
tasarım, geliştirme ve nitelikli üretim
yapabilme becerisine ancak uygulamaya
yönelik bu çeşit kurumların desteğini
alarak ulaşabiliriz” dedi.
2 milyar Euro bütçeli enstitü
Üniversite sanayi işbirliğinin dünyada
en önemli başarı hikayelerine sahip olan
“Alman kalitesi”ni yaratan kuruluşların başında gelen Fraunhofer Enstitüsü (Frh), enerjiden sağlığa, çevreden otomotive kadar Alman sanayisinin tümüne araştırmalar yaparak üretime katkı sağlıyor.
Fraunhofer IWU Norbert Pierschel Fraunhofer IPT Kristian Arntz Fraunhofer IWU Jürgen Steger
59www.taysad.org.tr Kasım November - Aralık December 2013
Fraunhofer Enstitüsü, üniversitelerle hem araştırma, hem de uygulama yapıyor. 2 milyar avro bütçesi bulunan Fraunhofer Enstitüsü’nün direktörlerinden Jürgen Steger, TAYSAD üyeleri ile işbirliği yapmaları halinde kaynak etkin yönetiminden, enerji etkin yönetimine, metal şekillendirme ve biçimlendirmeden üretim koşullarına kadar birçok alanda işbirliği fırsatları yaratabileceklerini söyledi.
Steger, “İki taraflı çalışma yapabiliriz. Ar-Ge, tasarım, fizibilite, proje geliştirme gibi birçok alanda ortak çalışabiliriz. Gelecekte özellikle daha fazla ürünü daha az kaynakla üretmemiz gerek. Çevreye olan etkimizi kesinlikle azaltmamız gerek. Masrafların yüzde 45’i malzemeden geliyor. Bunu mutlaka azaltmamız lazım. Kalite, üretkenlik, değişkenlik, enerji ve malzemeden avantaj sağlayacak yöntemlerle üretmeliyiz” diye konuştu.
TAYSAD’ın üyeleri için düzenlediği Fraunhofer teknoloji günlerinde ayrıca daha az karbondioksit salınımından daha hafif araç üretimine, daha etkin motordan daha etkin üretime kadar çeşitli bilgiler verildi.n
The institute that created the German quality is now in Turkey
Providing the infrastructure of the high technology of the
automotive industry's world leader Germany, FRH will be
active in Turkish industry as a result of the approach of TAY-
SAD. Deputy Chairman of TAYSAD Alper Kanca announced the
collaboration with Fraunhofer Institute which has developed the
technological infrastructure of Mercedes, Audi and Volkswagen.
Alper Kanca called attention to the fact that this collaboration
with FRH overlaps the year 2014 which is declared as Turkish
– German R&D Innovation Year and and also stated that the
power of the Turkish automotive supply industry is noticed by
the German Institute. “Fraunhofer is a very nice kitchen for the
university – industry cooperation. Here you can find any kind of
material and meal that you'd seek. Taking advantage we aim to
move our industry forwards. In international competitiveness,
we can reach the ability to perform good quality manufacturing
not with labour but with research, design, development only by
the support of such institutions,” he said.
TAYSAD’DAN HABERLER NEWS FROM TAYSAD
60 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
Comvex İstanbul 2013 gerçekleştirildi
TAYSAD, Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) ve Ağır Ticari Araçlar Derneği
(TAİD) işbirliğiyle düzenlenen Comvex İstanbul 2013, otomotiv sektörünün önemli ihracat pazarı olan ülkelerden gelen alım heyetlerini katılımcı firmalarla buluşturdu.
Fuarın açılışında konuşma yapan dernek başkanları fuarın önemine değinerek, sektör temsilcilerini bu fuarda yer almaya davet etti.
TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu konuşmasında, tedarik zinciri içerisinde taşımacılığın konumuna değinerek, fuarları sadece ürünlerini sattıkları platformlar olarak
görmediklerini, Türkiye'nin gücünün ve yetkinliğinin aktarılabildiği bu organizasyonlarda uluslararası katılımcılar ile katma değeri yüksek işbirliklerine girebilmeyi arzu ettiklerini söyledi.
OSD Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen ise otomotiv sanayinin Türkiye ekonomisi için lokomotif sektör konumunda bulunduğunu vurgulayarak, otomotiv sanayi içinde ticari araçların konumunun da ülke açısından önemli olduğunu ifade etti. Otomotiv pazarında hafif ticari araçlar lehine gelişmeler olduğunu dile getiren Önen, şöyle konuştu: "Otomotiv pazarı büyüdüğü, üretim de arttığı için herkes zannediyor ki işler gayet güzel. Biz gene şampiyon olacağız, gene 20 milyar doların üzerinde ihracat yapacağız ama şu anda cebimizdeki gücü yitirmeye başladığımıza dikkat çekmek istiyorum. Bu yılın ilk 10 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9 büyüyen toplam
Comvex İstanbul - 4. Ticari Araçlar, Otobüs ve Yan Sanayi Fuarı, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi.
14- 17 Kasım 2013 tarihlerinde gerçekleştirilen
TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde toplam
8 salonda ticari araç ve otobüs üreticilerinin
son modelleri ile aksam ve parçalardaki
son yenilik ve gelişmelerin kullanıcılara
sunulacağı Comvex İstanbul Fuarı; Aksan,
Alcao, Allison Transmission, Aspöck,
Baktaç Branda, , Bekiroğlu Hidrolik, BPW,
Brf Treyler, Brigestone, Castello, Fiat, Ford,
Fox Üst Yapı, Eko Treyler, Eku Fren, Eroğlu,
Gaz, Gema, Gencer Kasa, Hayes Lemmerz,
HYVA, İlker Otomotiv Isuzu, Iveco, Kale
Oto Radyatör, Karsan, Kartallar Damper,
Koluman, Krone, Man, Mercedes, Nevpa,
Otokar, Orthaus, Özgül Treyler, Öztreyler, Saf
Holland, Seçsan Treyler, Turkar, Serin, Seyit
Usta, Symex, Temsa, Tırsan, Yeksan, York,
ZF Türk gibi Türkiye ticari araç sektörüne yön
veren firmaları bir araya getirdi.
TAYSAD’DAN HABERLER NEWS FROM TAYSAD
62 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
otomotiv pazarında, otomobil yüzde
18 artarken, hafif ticari araçlarda
yüzden 13 azalma var. Ekim ayı
olarak bakıldığında ise otomobil
yüzde 8 büyürken, hafif ticari araçlar
yüzde 33 küçüldü. Biz Avrupa'nın
hafif ticari araç üretim üssüyüz
ve 5 yıldır da bunun liderliğini
bırakmadık ama kendi ülkende
başarılı ve bir numara değilsen
küresel pazarlarda rekabet etmek çok
zorlaşır" değerlendirmesinde bulundu.
TAİD Yönetim Kurulu Başkanı Bahadır
Özbayır da ticari araçların yatırım malı
nitelikleri dolayısıyla bir ülkenin genel
ekonomik gelişme trendinin göstergesi
olduğunu belirterek, "Bu yönüyle bu
fuar, bir anlamda ülke ekonomisinin
nabzını tutma imkanı veriyor. Otomotiv
denilince sadece otomobilin anlaşıldığı
memleketimizde ekonomik gelişimin
göstergesi olan ticari araçların sergilendiği
bu fuarın hakkettiği ilgiyi görmesini
temenni ediyorum" ifadelerini kullandı.
Avrupa Otomotiv Yan Sanayicileri
Derneği (CLEPA) Yönetim Kurulu Üyesi
Arnaurd David Beauregard da Comvex
İstanbul ve Logistik Eurasia fuarlarının
ilgili sektörler açısından Avrupa ve Türkiye
arasındaki işbirliğini artırmak adına önemli
olduğunu kaydetti. Yeni anlaşmalarla hem
tedarik zinciri hem de yan sanayi alanında
ortaklıklar geliştirmeyi umduklarını dile
getiren Beauregard, "Türkiye otomotiv
endüstrisine büyük bir güven duyuyor ve
potansiyeline inanıyoruz" dedi.
Hafif ticari araç üretiminde Avrupa
birincisi, otobüs üretiminde Avrupa
ikincisi olan Türk otomotiv sanayiinin
ticari araç ve otobüs üreticileri, son
modelleriyle aksam ve parçalardaki son
yenilik ve gelişmeleri Comvex İstanbul
2013 fuarında sergiledi.n
Comvex Istanbul 2013 has been held
Comvex Istanbul 2013 has been organised by TAYSAD, OSD (Automotive Manufacturers Association) and TAID (Heavy Commercial Vehicles Association)
and met the attending companies with the purchasing delegations that come from the countries which are the major export markets in the automotive industry. The association presidents emphasised the importance of the exhibition during their speeches and invited the industry representatives to take part. In his speech, TAYSAD Chairman Mehmet Dudaroğlu referred the position of transportation in supply chain and stated that they don't see these fairs just as platforms where they sell products, they also wish to be a part of collaborations with international participants in such organisations where Turkey can show its power and competence.
TAYSAD’DAN HABERLER NEWS FROM TAYSAD
64 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
TAYSAD üyelerineTataristan’dan yatırım daveti
T ataristan Başbakan Yardımcısı ve aynı
zamanda Sanayi ve Ticaret Bakanı
Ravil Zaripov, “Otomotiv endüstrisinde
ortak dili konuşmamız gerek. Sizleri
yatırıma davet ediyoruz” şeklinde
konuştu.
Otomotiv tedarik sanayinde; kalitesi,
çözüm odaklı olması ve zamanında
teslimi ile küresel anlamda tercih edilen
marka haline gelen Türk firmalarına
Tataristan’dan yatırım daveti geldi.
Tataristan Başbakan Yardımcısı ve aynı
zamanda Sanayi ve Ticaret Bakanı Ravil
Zaripov, Türkiye temasları sırasında
TAYSAD Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu
ve yönetim kurulu üyeleriyle biraraya
geldi. Zaripov, TAYSAD aracılığıyla Türk
firmalarını Tataristan’a yatırıma davet etti.
Ticari araçta üretim üssü
Tataristan’da bulunan küresel
markalar Mercedes Benz’den Ford’a,
Volkswagen’den PSA grubuna ve
Rusya’nın önemli markaları Sollers
ile Kamaz’a kadar dev firmalar, Türk
otomotiv endüstrisine göz kırpıyor.
Bu markaların çoğunluğunun ticari araç
alanında üretimde bulunduğunu hatırlatan
Zaripov, özellikle Kaluga bölgesinin
otomotiv tedarik sanayi için yatırıma çok
uygun olduğunu vurguladı. Bu bölgede
yatırım için üretim ve Ar-Ge alanlarında
çeşitli teşvikler verdiklerini kaydeden
Zaripov, “otomotiv endüstrisinde ortak
dili konuşmamız gerek. Türk otomotiv
sanayi, özellikle ticari araçta Avrupa’nın
önemli üreticisi. Tecrübelerinizden
yararlanmak istiyoruz” dedi.
Türkiye’deki tedarik sanayinin yalnızca
otomotiv endüstrisi için üretim
yapmadığını, makine sanayisi için de
teknolojik ürünler geliştirdiğini vurgulayan
Zaripov, bu alanlardaki mühendislik
TAYSAD üyelerine Tataristan’dan yatırım daveti geldi. TAYSAD Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu, “Kalitemiz uluslararası arenada kabul gördü, tercih edilen marka olduk” dedi.
hizmetlerini de transfer edebileceklerini
söyledi.
Kalite tescillendi
Zaripov’un TAYSAD üyelerini Tataristan’a
davet etmesini, Türk markalarının
küreselleşme yönünde olumlu adımlarla
ilerlediğinin göstergesi olduğunu
vurgulayan Dudaroğlu da, kalitelerinin
uluslararası anlamda kabul gördüğünün
tescillendiğini söyledi. Dudaroğlu,
“üyelerimiz yurtdışında yatırımlarını
ve büyümelerini sürdürüyorlar.
Tataristan’daki fırsatları da mutlaka
değerlendireceklerdir” diye konuştu.n
Tatarstan invites TAYSAD members for investments
TAYSAD members have been invited to invest in Tatarstan. TAYSAD
president Dr. Mehmet Dudaroğlu said “Our quality has been recognised in the international arena and now we're a preferred brand.” Tatarstan Deputy Prime Minister and Minister of Industry and Trade, Ravil Zaripov said “We need to speak a common language in the automotive industry, so we invite you to invest in our country.”
TAYSAD’DAN HABERLER NEWS FROM TAYSAD
66 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
TAYSAD ve OUYA-Engineering GmbH Mutabakat Anlaşması (MOU) imzaladı
TAYSAD ve OUYAişbirliğine gidiyor
Genel anlamda otomotiv ana sanayii
ve tedarik sanayiine mühendislik
ve danışmanlık hizmetleri veren
OUYA-Engineering GmbH, başta VW
Gurubu (AUDI, SKODA, VW ve VW
Ticari Araçlar) olmak üzere, global
diğer otomotiv şirketlerine de hizmet
vermektedir. OUYA-Engineering GmbH,
sunduğu hizmet ile otomotiv endüstrisini
tasarım başlayarak seri imalata ve ürün
imalat sürecinin bitimine kadar birçok
ana işlevleri ile desteklemektedir.
Hizmetler; proje, kalite güvence, seri
imalat, ürün imalatı bitimine kadar olan
süreç içerisinde geçen tüm prosedürleri
kapsamaktadır. OUYA-Engineering, 2013 Temmuz ayında TAYSAD’ın SKODA ve AUDI firmaları ile işbirliğinde gerçekleştirdiği Sektörel Ticaret Heyeti Programlarına da organizasyonel anlamda profesyonel destek vermiş, ilgili heyetlerin başarılı olarak sonuçlanmasında önemli rol üstlenmiştir.
İmzalanan anlaşma ile TAYSAD üyeleri ve OUYA-Engineering arasında bir işbirliği süreci geliştirmek ve taraflar arasında bir diyalog tesis etmek amaçlanmıştır. Bu anlamda TAYSAD üyesi firmalar ve OUYA-Engineering GmbH arasındaki somut projelerin finansmanı taraflar arasında doğrudan imzalanan ayrı sözleşmelere tabii olacaktır. n
Uluslararası arenada ülkemiz tedarik sanayini her geçen gün daha güçlü şekilde temsil eden ve üyelerinin bu arenada iş bağlantılarını güçlendirmeyi hedefleyen TAYSAD ile Almanya Ingolstadt’da yerleşik mühendislik ve danışmanlık firması OUYA-Engineering GmbH arasında 27 Kasım2013 tarihinde bir mutabakat anlaşması imzalandı.
OUYA-Engineering GmbH’inFaaliyet Alanları
• MarketAnalizleri• PazarlamaveSatışDesteği• TedarikçiGeliştirme• ProjeveÜrünYönetimi• ResidentMühendisliği(Tasarım,KaliteveLojistikFaaliyetler)
• TeknikDanışmanlık
Tedarikçilere Sunulan Başlıca Hizmetler;• OEMveglobaltedarikçilerlekuvvetliörgütlenme(VW,Audi,Seat,Skoda,Bentley,Bugatti,Lamborghini,Porsche,MAN,SCANIA,BMW,Mercedes,Opel,Ford…)
• OEM‘lerinteklifverme,tasarım,imalatvelojistikprosedürlerinegöretedarikçileredestekverme
• Rakipleritanımavefiyatlandırmadayardım• HerOEM‘inkendiözprosedürveteknikniteliklerinegörehazırolanglobaltasarımvetestlaboratuvarlarıileanlaşmalaryaparaktedarikçileridesteklemek
• Globalkalıptasarımcılarıvekalıpimalatçılarıileanlaşmalarsağlamak• Ürünveprojeyönetimi• Seriimalattakibi• Darboğazyönetimi• OEM‘lerinsistem,dökümantasyonveprosedürlerineuyguneğitimler• OEMvetedarikçilerletekniktoplantılarınuygulanması• Nomineedildiktensonrakiprosedürsürecindetedarikçinindesteklenmesi(Numune,Prototip,Testler,DeğişiklikYönetimi)
• Zamanveaksiyonplanlarınınhazırlanarakuygulanması,kilometretaşlarınıtakipetme,
• Tedarikçiyi;proses(kalite),tasarım(Ar-Ge)velojistikdenetimlerinehazırlamak
• TedarikçiyeseriimalattakisorunlardaOEM‘lerinbulunduğuyerdedestekvermek
TAYSAD and OUYA to cooperate
Representing the supply industry of our country successfully in
the international arena each passing day in a stronger way and aiming to strengthen the business connections of the members in the arena, TAYSAD has signed a memorandum of understanding with engineering and consulting firm OUYA- Engineering GmbH from Germany, Ingolstadt on 27 November,2013.
TAYSAD’DAN HABERLER NEWS FROM TAYSAD
68 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
Atma Değerlendir Projesi çığ gibi büyüyorMeslek liselerindeki gençlerin eğitimine katkıda bulunmak için TAYSAD'ın, ‘Atma Değerlendir, Meslek Okullarını Güçlendir’ sosyal sorumluluk projesine ilgi büyüyor. TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Alper Kanca Proje'nin son durumunu değerlendirdi.
A tma Değerlendir, Meslek Okullarını
Güçlendir projesi kapsamında
firmalar kullanmadıkları, kalibrasyon dışı
kalmış, çalışır durumdaki ölçü aletlerini
ve laboratuvar ekipmanlarını meslek
liselerine hediye ediyor.
Otomotiv sektöründe yetişmiş insan
kaynağının önemine dikkat çeken
TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı Alper Kanca, "Son 8
yılın ihracat şampiyonluğunu elinde
tutan otomotiv sanayimizin en güçlü
yanlarından birisini yetişmiş insan gücü
oluşturuyor. Sanayimiz için oldukça
önem arz eden yetişmiş insan kaynağını
sağlayan temel kuruluşlardan biri ise
meslek liseleri. Sürdürülebilir rekabetçilik
hedefi ile hareket eden sanayimizde
istihdam ettiğimiz çalışanların
yetkinliklerini artırmak, hepimizin ortak
hedefidir şüphesiz. TAYSAD olarak bu
alanda uzun yıllardır düzenlediğimiz eğitim
faaliyetlerimiz ile, üye firmalarımızda
görev yapan çalışanların gelişimine
katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Bununla
birlikte, henüz meslek liselerinde tahsiline
devam eden gençlerimizin de eğitimine
katkıda bulunmak TAYSAD’ın önemsediği
bir konu" diye konuştu.
Meslek liselerinin birçoğunda kumpas
göremeyen, uygulama dahi yapamadan
eğitimini tamamlayan öğrenciler
olduğuna dikkat çeken Alper Kanca, "Bu
noktadan hareketle, şunu düşündük:
Neden firmalarımızda kullanmadığımız,
kalibrasyon dışı kalmış, çalışır durumdaki
ölçü aletlerini, laboratuvar ekipmanlarını
toplayıp, Meslek liselerimize hediye
etmeyelim, neden öğrencilerimizin
kullanımına sunmayalım? Bu amaçla,
Projeye destek firmalar
• İNCİ AKÜ SAN. VE TİC. A.Ş.
• ROYAL CONTA SAN.VE TİC.A.Ş.
• KALE BALATA OTOMOTİV SAN. VE
TİC. A.Ş.
• ORSAN TİCARİ ARAÇ SİSTEMLERİ
LTD. ŞTİ.
• KORMETAL SAN. VE TİC. A.Ş.
• İNCİ AKÜ SAN. VE TİC. A.Ş.
• DOSTEL MAKİNA SAN. VE TİC. A.Ş.
• HASÇELİK SAN. VE TİC. A.Ş.
• SA-BA ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLER İML.
VE TİC. A.Ş.
• CANSAN ALÜMİNYUM
• ATAY MAKİNA SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
• TOKSAN YEDEK PARÇA İMALAT
TİCARET VE SANAYİ A.Ş.
• EGEMET EGE METAL DÖVME SA. VE
TİC. LTD.
• KALE OTO RADYATÖR SAN. VE TİC.
A.Ş.
• NORM CİVATA SAN. VE TİC. A.Ş.
• LUCAS ELEKTRİK SAN. VE TİC. A.Ş.
“Atma Değerlendir, Meslek Okullarını
Güçlendir” sloganıyla önemli bir sosyal
sorumluluk projesini hayata geçirdik"
dedi.
2013 yılının başında pilot bir çalışmanın
yürütüldüğünü dile getiren Alper Kanca,
kısıtlı bir bölgede hayata geçirdikleri
projeye TAYSAD üyelerinin gösterdiği
ilgi ve okul yöneticilerinin, öğrencilerinin
teşekkür dolu mektupları sayesinde
projenin daha geniş çapta duyurulmasını
ve yaygınlaştırılmasına yönelttiğini
vurguladı. Kanca, projeye çok olumlu
tepkiler aldıklarını ve bu tepkilerin
kendilerini daha cesaretlendirdiğini
söyledi.
Projeye katılmak isteyen sanayiciler,
kumpas, mikrometre, mihengir,
komparatör saatleri, kalibrasyon
mastarları, elektronik hassas teraziler,
mikroskop, profil projeksiyon, sertlik
ölçme, dijital / analog multimetre gibi
taşınabilir boyuttaki ölçü aletlerini 23
Nisan 2014 tarihine kadar TAYSAD’a
kargo ile iletebilir.
Alper Kanca, "Sanayicilerimizin desteği
ile 'Atma Değerlendir, Meslek Okullarını
Güçlendir' projemizin örnek bir çalışma
olmasını ve öğrencilerimiz için değer
yaratmasını umuyoruz" dedi. n
Vth ANNUALTAYSAD AFTERMARKET CONFERENCE
29 May-Mayıs 2014
FOR THE LATEST NEWS ON THE SECTORAFTERMARKET SEKTÖRÜNDEKİ SON YENİLİKLERİ TAKİP ETMEK İÇİN DOĞRU ADRES
International experts and executives are coming together with high profile attendees from the Industry.BOOK YOUR SEAT!
Konferansta, uluslararası uzman ve yöneticiler, sektördeki üst düzey katılıumcılarla biraraya gelecek.SİZDE YERİNİZİ AYIRTINIZ!
This years conference will mainly focus on; •AGlobalViewoftheIndustry•Internet&MobilityConceptsatAutomotiveAftermarket•MegatrendConcept&FuturePerspectives
Konferansın bu yıl odaklanacağı ana konular; • Sektöre Global Bakış• Otomotiv Aftermarkette İnternet ve Mobilite Konseptleri• Mega Trend Konsepti ve Otomotiv Aftermarkete olan Etkisi
V. TAYSAD AFTERMARKET KONFERANSI
AFTE
RMAR
KET
CONFERENCEVth
SAVETHE DATE!AJANDANIZANOTEDİN!
TAŞIT ARAÇLARI YAN SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
ASSOCIATION OF AUTOMOTIVE PARTS & COMPONENTS MANUFACTURERS
72 Kasım November - Aralık December 2013 www.taysad.org.tr
OTOMOTİV SEKTÖRÜ VE İNSANLAR AUTOMOTIVE SECTOR AND PEOPLE
HAKAN DOĞU:
En iyi bildiğim şeykendim gibi davranmaktır
dönem benim kariyer hayatımının başlangınıcının en önemli kısmıydı. Bir yanda mühendislik eğitimi alırken, öte yanda insanların satış ve pazarlamada ihtisas programları okuyarak kazanmaya çalıştıkla-rı deneyimi, İstanbul gibi ticaretin merkezi olan bir şehirde öğrendim.
Askerlik dönüşü, otomotiv sektöründen gelen bir iş teklifi üzerine Bursa’ya gittim. İstanbul’dan Bursa’ya gidiş benim için çok kritik bir karar ol-muştu. Hatta hiç unutmuyorum, elimde bir çanta Kabataş’tan gemiye binerek İstanbul’dan ayrıldım ve Bursa yolculuğu ve otomotiv macerası başla-mış oldu.
Duygusal Yöneticilik
K apitalizmin son derece soğuk yüzüne
karşı yeni bir bakış açısı olarak duygusal
yöneticilik kavramı gelişiyor. Bu kavram,
özellikle 2008 krizinden sonra, yeniden yön veril-
meye çalışılarak keşfediliyor. Biliyorsunuz ki dün-
yada ekonomi doğuya doğru gelişiyor. Doğunun
kültürü, iş yaşamını da bu şekilde etkiliyor. Dün-
ya iş yaşamında Anglosakson ve Doğu kültürü
modelleri egemen olmuş durumdadır. Kendime
bu iki model arasında bir ilişki ve denge kurarak
yön vermeye çalıştım. Başarımı bir açıdan duy-
gusal yönetici olmaya borçlu olduğumu size söy-
leyebilirim. Duygusal yöneticilik benim için deza-
vantaj değil bir avantaj haline gelmiş durumdadır.
Otomotiv dünyasına girmem tamamıyla Bur-salı olmamın getirdiği bir sonuçtur
İş hayatıma 1987 yılında üniversite okurken başla-
dım. O dönem parfümden tutun, devre mülk sa-
tışına kadar her alanda satış ve pazarlama alanın-
da çalıştım. Bunun yanı sıra çok utangaç birisiy-
dim. Satış alanındaki çalışma hayatım bu utangaç-
lığı kırdı ve beni çok iyi bir ‘satıcı’ haline getirdi. Bu
Otomotiv sanayinin tanınan ismi Hakan Doğu ile yöneticilik, otomotiv ve kariyer üzerine “özel” bir söyleşi yaptık. 23 yıllık otomotiv kariyerinde pazarlama, satış, iş ve kaynak geliştirme, lojistik, genel yönetim alanlarında çalışan Hakan Doğu’nun ilgi alanlarını yeme-içme kültürü, uluslararası politika, felsefe, tarih ve fotoğrafçılık oluşturuyor.
73Kasım November - Aralık December 2013www.taysad.org.tr
Otomotiv kariyerinde ilerleme
Valeo’da çalıştığım süreçte ise kariyerimde çok
büyük bir ilerleme kadettim. 2005 yılına kadar Va-
leo Türkiye’de satınalma, satış, iş geliştirme alan-
larında çalıştım. Bu dönemde özellikle Avrupa,
İran ve Rusya pazarlarına ilişkin uzmanlığım ge-
lişti. Daha sonra 2005-2008 yılları arasında Va-
leo Fransada çalıştım. Bu dönemde ise 13 ülede-
ki fabrikalardan sorumlu Satınalma Direktörülüğü
yaptım ve BRIC’in Brezilya, Hindistan ve Çin pa-
zarları konusunda uzmanlaştım. 2008 yılında Va-
leo Türkiye’ye Genel Müdür olarak geri döndüm.
İki yıl sonra Türkiye ve İran’dan sorumlu Ülke Di-
rektörü oldum. Kısaca bu Genel Müdürlük deneyi-
miyle finans dışında her alanında çalışmış oldum.
Bu durum gelişmiş ülkelerin şirketlerinde bir yö-
neticinin karşılaştığı bir durum değildir. Bu ülke-
lerde bir yönetici satış bölümünde işe başladığın-
da muhtemelen hayatı boyunca bu bölümde iş ya-
şamına devam eder veya benzeri bir iki bölüm de-
ğiştirir. Ben ise tam tersi olarak bütün alanlarda
yer alarak kendimi iyice geliştirme şansı buldum.
Belki de kariyerimde en büyük şansım bu oldu di-
yebilirim. Bu bana, uluslararası alanda da çok cid-
di bir iş tecrübesi edinmemi sağladı.
Nihayetinde geçen yıl Mart ayında gelen teklif-
le Renault-Nissan’da Motor ve Aktarma organla-
rı (Powertrain) satın almasından sorumlu Başkan
Yardımcısı olarak işe başladım.
En iyi bildiğim şey kendim gibi davranmaktır
Mantıksal düşünmeye önem veriyorum. Liderlik
macerasında bana göre en önemli konu insanın
kendi gibi olmasıdır. Kendinden olmayan liderler
başkasını taklit ederse, her zaman için hata yap-
maya kapı aralar. Benim en iyi bildiğim şey ken-
dim gibi davranmaktır. İçimden gelen enerjiyle,
son derece dürüstçe mantıklı bir analiz yapıyo-
rum. Kendimin geliştirdiği yöneticilik stili Çin’de,
Japonya’da ya da Fransa’da her zaman bir karşı-
lık buluyor.
Hakan Doğu’nun kökenleri anne tarafından Doğu Karadeniz (Rize), baba ta-
rafından ise Varna’ya dayanıyor. 1912 yılındaki mübadele sırasında Varna’dan
Bursa’ya 4 erkek, bir kız çocuğu ile gelen ailenin üç erkek evladından biri
Trablusgarp’ta, biri Yemen, bir diğeri de Çanakkale’de şehit oluyor. Hakan Doğu
savaşın yaralarından ve acılarından kurtulan en küçük erkek kardeşin torunu
olarak dünyaya geliyor. Anne tarafından dedesi ise, Birinci Dünya Savaşı son-
rasında, ailesi Doğu Karadeniz’de darmadağın olmuş durumdayken İstanbul’a
yerleşiyor, ardından Bursa’ya geliyor. Hakan Doğu, Cumhuriyetin kurulduğu yıl-
larda temeli atılan ailesinin, bir Türkiye mozaiği olduğunu söylüyor. Damarla-
rında hem Balkan hem de Doğu Karadeniz kültürünün aktığını hisseden Doğu,
bu özelliğin bir duygusallık taşıdığını ifade ediyor. Duygusallığın her zaman da
mantıklı olmadığını ama buna rağmen günümüzde duygusal yöneticiliğin artık
dünyada geçer akçe olduğunu belirtiyor.
1966 yılında Bursa’da
doğan Hakan Doğu
lise eğitimini Bursa
Erkek Lisesi’nde
tamamladıktan sonra
İTÜ’den Metalurji
Mühendisi olarak
mezun oldu. Çalışma
hayatına 1987 yılında
öğrencilik yaparken
çeşitli şirketlerde satış
temsilcisi olarak başladı.
Satış ve satın alma
kariyerinin temellerini
bu tarihlerde atmış
oldu. Askerlik sonrası
Bursa’ya yerleşen Hakan
Doğu çeşitli otomotiv
şirketlerinde çalıştıktan
sonra 1998 yılında
Valeo’da göreve başladı.
Valeo Satınalma
Müdürü görevinden
sonra 2005-2008
yılları arasında Valeo
Fransa’da 13 fabrikadan
sorumlu Satınalma
Direktörü oldu. 2008
yılında Türkiye’ye
dönerek Valeo
Otomotiv Sistemleri
AŞ’nin Genel Müdürü
ve Ülke Direktörü olarak
çalıştı. Hakan Doğu şu
anda Renault-Nissan
Motor ve Aktarma
Organları Satın
almasından Sorumlu
Başkan Yardımcısı
olarak görev yapıyor.
Bütün üreticilerin beklentisi yerelliktir
Türk tedarik sanayisi için Rusya, Meksika ve Çin her zaman gidilmesi gereken pazarlardır. Hem market yapıları karlı, hem de büyümeye perspek-tifleri olan pazarlardır. Fakat sadece ihracat yapa-rak bu ülkelerde var olmak çok kolay değildir. Bü-tün araç üreticilerin beklentisi yerlileşmedir. Artık Türkiye’de üreterek dünyaya satmak eğilimi, eğer rekabetçi olunamıyorsa terkedilmeli ve gidip ihiti-yaç duyulan yerde üretim yapılmalıdır.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin temel sıkın-tılarından biri yatırımların universal makinalarda yapılmış olmasıdır. Fakat yüksek üretimin olduğu yerlerdeki tedarik sanayi artık özel hatlar oluşturu-yor. Bu durumda rekabet edebilmek için onlardan daha ucuz bir yatırım yaparak üretim yapılmalı. Bu elbette ciddi bir mühendislik gerektiriyor. Bu yüz-den Ar-Ge faaliyetleri her zamankinden daha fazla önem taşımaktadır.
Türk tedarik sanayicilerinin yavaş yavaş çağ atla-maya başladığını söyleyebilirim. Ama yine de bir tedirginlik seziyorum. Küresel alanda Türk olma-nın getirdiği bir dezavantaj da göremiyorum. Sa-nayicilerimizin kafasında hep bir ‘cam tavan send-romu’ olduğunu düşünüyorum. Eğer Türk yan sa-nayisi küreselleşme trendine uyum sağlamazsa, küreselleşen diğer oyuncular Türkiyeye gelir ve üretim yaparlar.
Hiçbir zaman kariyerplanım olmadıHakan Doğu, başarısının sırrının çok çalışmak
olduğunu söylüyor. 30 yaşında İngilizce, 40
yaşında ise Fransızca öğrenen ve günde 12-15
saat çalışan Hakan Doğu, 8 saat çalışan biri-
ne kıyasla hep daha fazla çalışmanın büyük
bir bilgi birikimini de beraberinde getirdiğini
aktarıyor. Hakan Doğu, “Kendi hayatım için
hiçbir zaman bir kariyer planım olmadı. Ha-
yatımda üç ay sonra nerede olacağımı hiç dü-
şünmedim. Fakat her zaman kendime yatı-
rım yaptım. Hep kültürümü geliştirmeye yo-
ğunlaştım.
Bilindiği gibi Kültürün üç kaynağı var. Birincisi
geçmişten gelir, ailenizden, toplumdan bunu
doğal olarak öğrenirsiniz, ben bu konuda Bur-
sada ve İstanbulda büyümekle kendimi çok
şanslı görüyorum. İkincisi okuyarak, araştıra-
rak, gezerek öğrenilir; bunu da fazlasıyla ya-
pıyorum. Üçüncüsü ise etkileşimle, yani baş-
ka insanlardan öğrenmeyle olur; yine bu ko-
nuda da çok şanslıyım, hayatımda hep bir
şeyler öğrenebileceğim çok kıymetli dostlarım
oldu” diyor.
74 Kasım November - Aralık December 2013 www.taysad.org.tr
OTOMOTİV SEKTÖRÜ VE İNSANLAR AUTOMOTIVE SECTOR AND PEOPLE
ediyorum. Bu yüzden bir çok iş arkadaşım sosyal
medyadaki araçlarla beni takip ediyorlar
İkinci kuşak yöneticiler
Sadece otomotiv sektöründe değil diğer sektör-
lerde de iş başına gelen ikinci kuşak yöneticiler
iyi örnekler oluşturuyorlar. İkinci kuşak hem dün-
yaya çok daha açık, hem de bizlerden çok daha
iyi eğitimler almış durumda. Fakat yine de bizim
ve dünyanın herhangi bir toplumunda bir rol mo-
del eksikliği olduğunu düşünüyorum. Dünyada iz
bırakan insanların hayatlarını okuyorum. Büyük li-
derler mutlak olarak bir rol modelden yola çıkarak
kendi kişilikleriyle hayata damga vurmuşlar. Rol
model sayısının artmasının bir yolunu da eğitim
oluşturuyor. Otomotiv sektöründe baktığımda, rol
modellerin oluştuğunu görebiliyorum. Bir çok ar-
kadaşımız sektörde önemli görevlere geliyorlar.
Türk otomotiv sanayi çok iyi fabrikalar ve üretim
tesisleri kuruyor. Bu gelişmelerin sonucunda orta-
ya çıkacak rol modeller sektörün geleceğinde ha-
yat bulacaktır.
Kümelenme modeli
Bursa şehri otomotivde dünyada örnek şehirler-
den birdir. Yani tam anlamıyla bir kümelenme mo-
delidir. İnsan, hizmet, altyapı gibi sanayinin ihtiya-
cı olan herşeyi bulabilirsiniz. Ama ne yazık ki biz
bu kümelenme modelinin değerini tam olarak an-
lamış değiliz. Bu modeli geliştirmek ve kümelen-
me modelleri yaratmak Türkiye’de öncelik olma-
lı. Bursa, bilinçsiz olarak kurulan bir kümelenme
modelini temsil ediyor. Bir bilinçle bu modeli ge-
liştirmek her türlü sanayinin katma değerini artıra-
Otomotivde trendler
Otomotivde üç adet mega trend var. Bunlar gü-venlik (safety), (connectivity) ve çevrecilik olarak özetlenebilir.
Bunlara tek tek bakınca birinci sırada olan Güven-lik (Safety) çok geniş bir platformu kapsıyor, ama temel hedef otomobille seyahatı güvenli hale ge-tirip kazaları engellemek. On yıl içinde kendi ken-dine giden arabalarımız olacak (Autonomous Dri-ving) hukuki alt yapı kurulunca yavaş yavaş bütün gelişmiş ülkeler bu sisteme geçecek gibi duruyor. Araçların şeritten çıkmasını önleyen ya da uyaran bir sistemler hayatımıza girmiş durumdadır.
İkinci mega trend olan “Connectivity” ise yine çok geniş bir perspektifle karşımıza çıkıyor. Gü-venlik için araçların birbiri ile haberleşmesinde tu-tunda, araç içi eğlence sistemlerine ve akıllı tele-fonlarla araçlarımıza uzaktan ulaşmaya kadar pek çok yenilik hızla hayatımıza girmeye devam ede-cek.
Üçüncü mega trend olan daha “yeşil” araçlar yap-ma hayalinin en uç noktası haliyle sıfır karbondi-oksit emisyonlu ve %100 geri kazanılabilir araçlar yapma ideali üzerine kurulu. Karbon yakıtlı araçlar-dan, hibrid ve elektrikli araçlara kadar olan süreç-te yine daha çevreci teknolojiler bizi bekliyor. Tüm tedarikçi ve araç üreticilerin bu konulara eğilerek çalışması ve yenilikler geliştirmesi gerekiyor.
Dışa açılmanın gücünü görmek gerekiyor
Ülkemizin gerçekten büyük bir bilgi birikimi oldu-ğuna inanıyorum. Bugün Türk yöneticiler dünya-nın bir çok ülkesinde çalışıp, başarılı olabiliyorlar. Bunun bir tek nedeni var, o da kültürel adaptas-yondur. Türkler ne kadar zekiyse, Hintliler de o ka-dar zekidir. Yurt dışına giden ülkemizin insanları-nın çoğu iyi eğitimli insanlardır. Bizim insanımız kültürel adaptasyon ile kendilerini farklılaştırıyor-lar.
Sosyal medyanın gücü
Dünyada neler olduğunu öğrenmenin ve anla-manın önemli olduğunu düşünüyorum. Internet, bana göre insanlık tarihinin en büyük buluşlardan biri. Dünya son 30 yıldır bütün insanlık tarihinin tüm gelişiminden kat ve kat üzerinde gelişti. Bu-nun en önemli nedenlerinden birini internet tek-nolojilerinin gelişimi oluşturuyor. Bu gelişmeyi an-lamamak insanı bir anda çağın gerisinde bırakabi-lir. Bu yüzden iletişim ağlarını son noktasına kadar takip ederek, gelişmeleri kaçırmak istemiyorum.
Çalışanlarımla internet üzerinden özel bir hesa-bımla iletişim kuruyorum. Ben işin teorisi ve en-telektüel yanına çok önem veriyorum. Çalışanları-ma da kendilerini geliştirmeleri konusunda yol açı-cı olmaya çalışıyorum. Onlara, iş dışında okumala-rını veya seyretmelerini istediğim eserleri tavsiye
2005 ve 2008 yılları arasında Valeo’nun 13 ülkeden sorumlu Satınalma Di-
rektörlüğü görevini yürüttüm. Brezilya’dan Çin’e kadar bir çok ülkeden satı-
nalma yapıyorduk. Göreve ilk başladığında işime adapte olmak için ilk bir ay
kendimi yeni ortama alıştırmamam gerektiğini düşünüp, farklı davranmaya
çalıştım. Bu bir ayın sonucunda başarılı olamadığımdan o zamanki müdü-
rümden tepki gördüm. Bu tepki üzerine kendime “Hakan oğlum seni bura-
ya getiren değerler bundan sonrada seni götürür, kendin gibi ol!” dedim ve o
günden sonra hep kendim gibi çalıştım. Burada aldığım ders şuydu:”İnsan
doğal olarak başkalarının iyi yönlerini gözlemlemeli ve o iyi yöntemleri ken-
dine adapte etmeli. Ancak bu adaptasyon bir kopya olmamalı, bu yöntem-
ler kendi kişiliğinizle birleşmeli”.
Bir satın almacı olarak kazan-kazan ilişkisine önem veriyorum. Sektörün iki
tarafında da çalışmış olmanın getirdiği bilinçle, gelişimin sınırının olmadı-
ğını düşünüyorum. Bu sektörün, beğenelim beğenmeyelim, bugünkü iş mo-
deli çok kuvvetli bir rekabet üzerine kurulu. Hem tedarikçi hem araç üreticisi
olarak bu ortamda yaşamanın yöntemini bulmak durumundayız.
HAKAN DOĞU NASIL BİR SATINALMACI?
Türk Otomotiv Sanayii
Tüm diğer Akdenizli
halklar gibi, Bizler
önce yaparız sonra
bakarız nasıl gidiyor
diye. Hiçbir zaman
planlamayı sevmeyiz.
Ancak Türklerin hızlı
olması gibi bir avantajı
var. Önce yapıyor,
belki hata yapıyor,
sonra hızla tekrar
geriye gidiyor, sonra
düzeltiyoruz. Birisinin
Türklere planlamayı
öğrettiği vakit, çok
daha büyük başarılar
elde edilebileceğini
düşünüyorum. Bana
göre hem yan sanayide
hem ana sanayide
kendi alanlarında ve
organizasyonlarında
dünyanın en önde
gelen tesislerine sahip
olan Türk Otomotiv
sanayii Türkiyedeki
bütün sektörlere örnek
olmaktadır.
76 Kasım November - Aralık December 2013 www.taysad.org.tr
OTOMOTİV SEKTÖRÜ VE İNSANLAR AUTOMOTIVE SECTOR AND PEOPLE
kalmıştım. Kuzey Avrupa ülkeleri, Brezilya ve Çin
arasında durmadan seyahat ediyordum. Altı ayın
sonunda yolum Barcelonaya düştü. Havaalanı-
na indiğimde Akdeniz’in bir kokusunun olduğu-
nu orada anladım. Bir anda vücuduma farklı hoş
bir duygu yayıldı. O anı hiç unutamam. Bu yüzden
Akdeniz’in kenarında olmak benim için en büyük
keyiflerden biridir.
caktır. Bursa’daki iki büyük otomobil fabrikası, alış veriş merkezleri ile çevrelenmiş durumda. Düşü-nün bu fabrikalar nasıl büyüyüp genişleyecekler? Bu iki fabrikadan nasıl üretim artışı bekleyebiliriz? Daha başından şehirde sanayi alanları planlanma-mış. Bu yüzden kümelenme yaparken genişleme-yi ve fiziki alanları önceden belirlemek gerekiyor.
TAYSAD değişik ülkelerde temsil gücünü kul-lanarak tedarik sanayinin önü açılabilir
Sadece Türkiye’ye özgü düşünürek iş yapmak modeli artık çok eskidi. TAYSAD da yurt dışında temsilcilik açarak küresel dünyaya açılmaya çalı-şıyor. Uludağ İhracatçılar Birliği’nde yönetim ku-rulu üyeliği yaparken Rusya’da ofisimizi çok etkin kullandık. Bu sayede bazı üyelerimiz Rusya paza-rında yer almaya başladılar. Bu açılım İhracatçılar Birliği’nin görev tanımında yer almıyor, bu yüzden TAYSAD’a çok fazla iş düşüyor. Küresel pazarlar-da yer almak tedarik sanayinin öncelikli konuların-dan birisi olmak durumunda. TAYSAD değişik ül-kelerde temsil gücünü kullanarak tedarik sanayi-nin önünü açabilir. Rekabet öncesi işbirliği ile fir-maların gitmesini sağlayabilir. Firmalar birleşip de-ğişik pazarlarda rekabet öncesi iş birliği ile birlikte aynı çatı altında üretim yapabilirler.
Artık oyun küresel bir oyundur. Bundan kaçınma-nın artık olanaksız olduğunu düşünüyorum. Ancak küresel oyuncu olmak işi kuralına göre oynamayı gerektiriyor. Örneğin Türkiyedeki araç üreticileri-nin mühendislik merkezi kendi ana ülkelerindedir. Yeni projelerde avantaj sağlayabilmek için bu mü-hendislik merkezleri ile sıkı iletişim içinde olacak organizasyonlar kurulmalı ve müşterilerin mühen-dislik bölümleri ile yakın çalışılmalıdır. Dolayısıyla, tedarik sanayinin, küresel OEM’ler nezdinde ken-dini yurt dışında göstermesi için TAYSAD’ın çok önemli bir rolü bulunmaktadır.
Yeme ve içme kültürü konusunda da zengin bir deneyime sahip olan Hakan Doğu, hobile-rinin kendisi için bir yaşam biçimi olduğunu dile getiriyor. Gün içerisinde çalışmanın getir-diği yorgunluğu, dünyanın herhangi bir ülke-sinde iyi bir lezzeti tadarak atmanın mutlulu-ğunu yaşadığını söylüyor.
İyi bir yemek yemek, her zaman pahalı bir yemek anlamına gelmiyor. Gün içerisinde sabahın beşin-den, akşamın dokuzuna kadar çalışan biri olarak farklı yemek lezzetlerini tatmak, günün dertlerin-den bir iki saatlik bir kaçış oluyor. Yoğun iş tem-pomdan dolayı bazı hobilerime fazla zaman ayıra-mıyorum. Fotoğraf çekmeyi çok seviyorum. Ayrı-ca hayattaki en büyük aşklarımdan biri de yelken-cilik. Fırsat buldukça teknemle denize açılıyorum. Deniz kenarında büyümüş biri olarak deniz, her zaman hayatımın ayrılmaz bir parçası oldu. Deniz-den uzak olmak beni mutsuz ediyor. Bir keresin-de 2006 yılında altı ay boyunca Türkiye’den uzak
Ne kadar farklılığınız varsa o kadar zenginlik kazanırsınızFarklılıkların bir dezavantaj değil de bir avantaj olduğunu düşünüyorum. Örnek ola-
rak; New York ve Londra bugün dünyanın en önemli iki şehirleridir. Bu şehirler dün-
yanın finans merkezleridirler. Aynı zamanda dünyanın en kozmopolit şehirlerinden-
dir Hiç bir kültür ve kimlik bu şehirlerde bir diğerinden rahatsızlık duymaz. Bunun
sonucu olarak aynı zamanda dünyanın en yaratıcı ve kaliteli sanatçıları bu şehirler-
dedir. Bu sanatçılar bu şehirlerde özgürce yaşar ve para merkezi olmaları sebebiyle
ürünleride büyük değer bulur. Bu kozmopolitliğin ve zenginliğin iç içe geçtiği şehir-
lerde ekonomik dinamizm baş döndürücüdür. Yine aynı şekilde Türkiyenin kalbi İs-
tanbulda en zengin, en yaratıcı, en kozmopolit şehirdir.
Buradan yola çıkarak iş hayatına gelirsek, kozmopolit olmanın bir güç olduğunu
söyleyebilirim. Değişik kültürlerden gelen insanların olumlu yönlerini almak ve on-
ları organize etmek çok büyük sonuçların elde edilmesine imkan verebilir. Yıllardır
dünya çapında, değişik ülkelerdeki ekiplerimde çok kıymetli insanlarla çalıştım / ça-
lışıyorum. Bunu gerçekten çok seviyorum ve bu zenginliği bir avantaj olarak yaşa-
yabiliyorum.
Hakan Doğu, TAYSAD
Kurumsal İletişim
Uzmanı Sevgi Özçelik'in
sorularını yanıtladı.
77Kasım November - Aralık December 2013www.taysad.org.tr
Gittiğim her ülkede yerel lezzetleri tadıyorum
Yemek yemenin yanı sıra tevazuya gerek kalma-dan çok iyi yemek pişirdiğimi söyleyebilirim. Hız-lı, pratik ve lezzetli yemek yapıyorum. Özellik-le Bursa’da çalışırken, mutfağımda değişik lez-zetler yaratmaya çok vaktim vardı. Gurmelik-te, önce keşfetme devri vardır, sonra bunu ka-bullenme dönemi başlar. Sonra artık son aşama olan tercihler ortaya çıkar. Benim tercihimde ar-tık Kuzey Akdeniz mutfağıdır. Buraların mutfa-ğı benim için dünyanın en güzel lezzetlerini için-de barındırır. İspanya’da, İtalya’da, Yunanistan’da ve Türkiye’de kendimi evimde gibi hissediyorum. Yemekler bu bölgelerde kendi doğallığında pişirili-yor ve bu doğallık lezzete yansıyor.
Kuzey Avrupa ülkelerine gittiğimde et yemekleri-ni tercih ediyorum. Çin’de ve Japonya’da ise ülke-lerine özgü lezzetleri tadıyorum. Gittiğim her ül-kede yerel lezzetleri tadmaya çalışıyorum. Bunun yanı sıra yemek yediğim yerlerde doğallığa ne ka-dar uyulduğuna bakıyorum. Ayrıca yemekte kul-lanılan malzemenin kullanımının yemeğe ne ka-dar uygunluk sağladığına da dikkat ediyorum. Her ürün kendi mevsiminde kullanılmalıdır. O yüzden bizim mutfağımızda kış aylarında patlıcan yemeği yapılmaması gerekir.
Mutfakta kültürün içerisine girmek
Yemeğin izini sürüyorum. Sosyal medyada yer alan blogumda mutfağın sırlarını ele almaya çalışı-yorum. Dünyanın değişik bölgelerinde ilginç yiye-cek izlerine rastlıyorum. Bunun gelişimini öğren-mek yemeğin tadı kadar bana ayrı bir haz veriyor. Türkiyede Gastronomi de bir devrim yaşanıyor. Türk mutfağı olarak geçmişimizden gelen çok gü-zel tadlar var. Kendinden önceki bir çok uygarlığın mirasçısı olan Osmanlı İmparatorluğu ve onun mi-
rasçısı olan bizler bu mozaikği sayesinde mutfağı-
mıza bir çok lezzeti soframızda buluyoruz. Pek çok
kişi bilmez ama Tavuk Göğsü tatlısı Bizanstan gel-
medir. Sütlü Kadayıfta Baharat yolu üzerinden Çin
ve Hindistan izlerini taşır. Kısaca Türk mutfak kül-
türü geçmişin birikimini çok iyi harmanlıyor. Gele-
neksel tadlarımızın üzerine taklit lezzetler koyma-
dan korumak da önem arzediyor. Ama bunun yanı
sırada çok güzel sentezler de yapmak gerekiyor.
Yemek yapmaya bir mühendis olarak bakıyo-rum
Yemek lezzeti olarak tadabileceğim her şeyi tat-
tığımı düşünüyorum. Şimdi neleri sevdiğime ka-
rar verdim. Bu yüzden kısıtlı olan serbest za-
manlarımı keyif aldığım tatlarla birleştiriyorum.
Barcelona’ya gittiğimde Çin lokantasına gitmiyo-
rum. Çin’e gidersem ancak onların mutfağını tadı-
yorum. Ama hiçbir zaman Çin mutfağı birinci ter-
cihim olmuyor. Çin mutfağını batılılar bütün dün-
yaya yayarak meşhur ettiler. Batının soğuk ülke-
lerinde yemeklerin pek de lezzeti yok. Bu yüzden
buralarda meşhur oluyor. Çin mutfağı sos üzerine
kuruludur. Bizim Türk mutfağı olarak bu soslara ih-
tiyacımız yok, zaten her ürünümüz çok lezzetti. Bir
şey ile tadlandırmaya çok gerek duyulmadan ken-
dine özgü tatları var.
Sos yapmak bazen bana ilginç geliyor. Ançuez ile
yaptığım sosu dana bonfile ile eşleştirip, üzerine
orman meyvelerinden bir başka sos koyuyorum.
Kendime göre bir konbinasyon oluşturuyorum. Bi-
raz da belki bir mühendis olarak bakıyorum. Ağız
tadındaki dengeyi nasıl kuracağımı tasarlıyorum.
Özgünlüğümüzü korumalıyız
Ülke insanı olarak kaşarlı tost yemeyi çok se-
veriz. en lezzetli tost Susurluk tostudur. Çün-
kü içinde Mihaliç Peyniri vardır. Bu peynirin orji-
nali, Mihaliç’in (Karacabey) kıvırcık koyunundan
elde edilen sütten yapılır. Maalesef artık bu pey-
niri yapan çok üretici kalmadı. İdeal iki yıl eskiti-
lir, tazesinden ise tost yapılır. Ancak gel görkü bir
çok kaşarlı tost sıradan kaşarlı peynirlerle yapılı-
yor, o yüzden tost bir özgünlük kazanmıyor. Ger-
çi simitte bunu son yıllarda başardık diyebilirim
ve bu sayede simit ülke sembollerinden biri oldu.
Bana göre Türkiye’nin Parmesan’ı diye nitelen-
direbileceğimiz tek peynir Mihaliç peyniridir, am
gel görkü o bile özgünlüğünü koruyamamıştır.Bu-
gün Fransa’da 300’e yakın peynir çeşidi var. Ve
Fransızlar bu kültürlerini korumuşlar ve marka ha-
line getirmişler. Bizde ise tarım bu manada bilinç-
li desteklenmediği için güzel tatlarımız yok oluyor
gidiyor. Tarımsal ürünlerimizin ve yiyeceklerimi-
zin özgünlüğümüzü korumak, bizden sonraki ne-
sillere aktarmak çocukalrımıza karşı sorumlulukla-
rımızdandır.n
Yoğun iş temposu nedeniyle aşırı disiplinli bir hayatım var İstanbul, Paris-
Tokyo hattında ya da Brezilya-Arjantin-Tokyo hattında tam orta noktada yer
alıyor. Bu yüzden hafta sonları İstanbul’a geliyorum. Pazar akşamı ayrılıyorum.
Günde 4-5 saatlik bir uyku zamanım vardır. İş günlerimde bütün saatlerim do-
ludur. Programımı oluşturan özel bir ekibim var. Kendime has çalışma stilimle.
iş süreçlerine yaptığımı standardizasyonlarla gittiğim her yerde aynı ofiste ça-
lışıyormuş gibi bir ortam yaratabildim. İş ve özel yaşam konusunda ise kafam-
da çözülmüş durumda. Çünkü çalışmayı seviyorum. Bana göre zamanımızın ço-
ğunu geçirdiğimiz iş yaşamı bizim en önemli parçalarımızdan biri. O yüzden iş
ve özel hayatı gibi bir ayırımı çok tutarlı bulmuyorum. Böyle bir ayırım yapma-
dan yaşamak bana bir sıkıntı vermiyor. Tabii burada temel faktör yaptığım iş-
ten keyif almak. Yaptığım işte en çok değişik kültürden insanlarla çalışmak in-
sanla çalışmak ve iletişim kurmak beni çok keyiflendiriyor. İnşallah daha ileri
yaşlarda bir gün bu tecrübelerden, herkesin yararlanması için kitapta toplama-
yı, mümkün olursa bir yüksek lisans programında genç öğrencilerle paylaşabil-
meyi hayal ediyorum.
Tedarik zinciri yemekte
en önemli konudur
Satınalmacı Hakan
Doğu yemek yaparken
kullandığı malzemeleri
semt pazarlarından
satın almaya özen
gösteriyor. Hakan
Doğu'dan alışverişin
sırları:
İyi bir pazarcınız olacak.
O sizi çok iyi tanıyacak.
Karşılıklı bir güveniniz
olacak. Fiyat konusunda
güveneceksiniz.
Esnafınız, yeni ve
taze ürün geldiğinde
sizi arayacak ve
bilgilendirecek.
78 Kasım November - Aralık December 2013 www.taysad.org.tr
PATENT HAKLARI PATENT RIGHTS
Patent hakkı ve bu hakkın komşu kavram ve hukuki yollarla ilişkileri
Patent hukukunun kaynakları
T ürk Patent Hukuku’nun ana
kaynağı, 551 Sayılı PatKHK’dır.
Buna göre patent hakkı
konusundaki uyuşmazlıklara bu KHK
uygulanacaktır. Ancak buluşçu dilerse,
buluş üzerindeki haklarını üçüncü
kişilere karşı TTK 54, TBK 49 ve 50,
TCK 239 maddeleri çerçevesinde dahi
ileri sürebilir. Özellikle, patentlenmemiş
buluşlar bakımından haksız rekabet
hükümleri genel başvuru yolu olarak
yürürlüktedir. Öte yandan, KHK’nın
Uygulama Yönetmeliği ve TPE’nin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname de kaynaklar
arasındadır.
Patent hukukunun amaç ve işlevi
Fikir özgürlüğü herkes tarafından
rahatça savunulabilecek bir temel haktır.
Ancak, başkalarının emek ve çabalarıyla
elde ettikleri semerelerden karşılıksız
yararlanma olanağının, savunulmayacağı
da tartışmasız bir gerçektir. Bu gerçek,
bizi, patent korumasının gerekliliğine
götürmektedir. Emek ilkesi veya fikri
hakkın tanınması ve korunması ihtiyacı,
patentle ifade edilen hukuki sonuçları
bulunan belgenin düzenlenmesine
ve yirmi yıl süreyle belge sahibine
buluştan yararlanma ve başkalarının
yararlanmasını önleme yetkilerinin
sağlanması, sonucunu doğurmaktadır.
Buluş ve buluş hakkı Patent Hukuku’nun
merkez ögesidir. Patent hukuku, basitçe,
buluşların korunması ile buluşçu çabaları
ve toplam kalite artışını, yenilikçiliği teşvik
etmektedir . Patent belgesi buluşçunun
buluş üzerindeki fikri hakkının karşılığı
olarak, yetkili kamu otoritesi tarafından
düzenlenir ve buluş sahibine verilir.
Buluş öğreti veya bilgisi ekonomik olarak
önemi nedeniyle korunması gereken bir
değerdir, ancak koruma sonsuz süreli
de değildir; patent sahibi 20 yıl süreyle
korunarak ödülünü elde eder, daha
sonrasında bu bilgi artık herkese açık,
bedelsiz kullanılabilen bir bilgi haline
gelir. Bu kamu yararı ile buluş sahibinin
yararı arasında kurulan dengenin doğal
sonucudur. Tekelin sonsuz süreli veya
daha uzun süreli tanınması, teknolojik
gelişmelerin önüne set çekecek,
yenilikçiliği engelleyecektir.
Sınai mülkiyet hukukunda temel kavramlar
Günlük konuşma dilinde “patent”
sözcüğü buluş, marka, tasarım ve faydalı
model dahil neredeyse her çeşit sınai
hak için tekel hakkı anlamında kullanılsa
Buluş Sahibi
Hizmet buluşu söz konusu ise buluşçunun işvereni veya buluşçudan hakları devralanlar buluş sahibi olarak patent başvurusu yapabilirler. Patent isteme hakkının ilke olarak buluş sahibine ait bulunduğu, patent isteme hakkının devredilebileceği, buluş sahibi olmayan kişinin buluş üzerindeki hakkının devren iktisap yoluyla olduğu KHK’nin 11. maddesinin gerekçesinde beyan edilmiştir.
Buluşçu
Buluş kural olarak insan tarafından meydana getirilebilir. Bunun en önemli sebebi buluşun akıl kullanmayı gerektirmesidir. PatKHK’nin 11. maddesinin gerekçesinde; buluş fikrî bir faaliyetin ürünü olduğu için, buluş sahibinin gerçek kişi olduğu, tüzel kişilerin buluş sahibi olamayacakları belirtilmiştir. Patent istemek hakkı, buluşu yapana veya onun haleflerine aittir. Halef; birinden sonra gelen, birinin yerine geçen kişidir. Buluşçu buluş isteme hakkını devredebileceği gibi bu keyfiyet hizmet ilişkisinde olduğu gibi kanundan da doğabilir. Patent başvurusunda bulunmak için buluş sahibi olmak şart değildir. Buluşla ilgili hakları devir alan kişi de patent başvurusunda bulunabilir
Serbest Buluş ve Hizmet Buluşu
Bu ayrım buluşun bir hizmet ilişkisi dahilinde gerçekleştirilmesi keyfiyetinden doğmaktadır. Buluşçu çalıştığı özel veya kamu sektöründe yer alan firmada kendisine düşen işi yaparken veya bu görev kapsamında faaliyeti sırasında buluşu gerçekleştirdiği takdirde hizmet buluşu söz konusudur. Bir işçi
İlhami Güneş
İzmir Fikri ve Sıani Haklar HakimiJudge of Intellectual and Industrial Design Rights, İzmir
da, hukuki ve teknik olarak sadece
buluşlara patent belgesi verilmektedir.
Uygulamacıların iletişim dilinde, bu
sözcük buluşu ifade eder ve kuşkusuz
marka, tasarım ve ticaret unvanı gibi diğer
sınai haklardan önemli farklarla ayrılır.
Bu bakımdan uygulamacıların öncelikle
terminolojiye hakim olmaları bekleneceği
için ilgili ve birbiriyle bağlantılı önemli
kavramların tanıtımı gerekli olmuştur
80 Kasım November - Aralık December 2013 www.taysad.org.tr
PATENT HAKLARI PATENT RIGHTS
tarafından hizmet veya iş emri içeren sözleşme kapsamında oluşturulmamış olan buluşlar ise serbest buluştur(PatKHK 16, 17 maddeler).
Patent Hukuku’nda Yenilik
Patent başvurusu yapıldıktan sonra, buluşla ilgili teknik alanda, başvuru tarihi veya varsa rüçhan tarihi itibarıyla evrensel ölçekte yenilik (novelty) araştırması yapılır ve ileri sürülen öğretinin yazılı veya sözlü olarak açıklanmış tüm bilgilerle karşılaştırılması suretiyle “yeni” olup olmadığı araştırılır.
Patent Hukuku’nda Buluş Adımı
Buluş adımı (inventive step), patenti, faydalı modelden ayıran unsurdur. Bir bilgi veya öğretinin buluş olarak kabul edilebilmesi için, sadece ‘yeni’ olması yetmez, tekniğin bilinen durumundan ayrılması, fark ve üstünlük yaratması gerekmektedir.
PatKHK 9. ve 10. maddeleri; yeni ve buluş basamağına sahip buluşların sanayiye de uygulanabiliyorsa korunacağını belirtmiştir. Buluş basamağı, buluşun tekniğin bilinen durumunu aştığını ortaya koyan teknik üstünlük ve nitelik olarak ifade edilebilir. Avrupa Patent Sözleşmesinin 52. Maddesinde; buluş basamağına da yer verilmiş ve bu husus, unsurlar arasında sayılmıştır. Bu koşulla, buluşun, ilgili olduğu teknik alanda bir ilerlemenin ifadesi olması aranmaktadır
Faydalı Model Tescili
Faydalı modeller, adından anlaşılacağı üzere, buluş adımı içermeyen, ancak sanayide fayda sağlayıcı ürüne ilişkin teknik öğretilere verilmektedir. Küçük buluş olarak adlandırılabilecek teknik yenilikler, sanayiye uygulanabilir nitelikte olduğunda faydalı modelle korunmaktadır. Bunlarda, mutlak yenilik aranmakla birlikte, patentten farklı olarak buluş adımı aranmamaktadır(PatKHK 156 md). Faydalı model korumasının yararını birkaç cümle ile belirtmek gerekirse, özellikle inceleme sistemindeki farklı düzenleme nedeniyle patent verilmesine oranla, faydalı model belgesinin verilmesi, hem zaman hem de masraf açısından daha elverişlidir. Diğer taraftan, özellikle günümüzde, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin gerçekleştirdiği yeniliklerin, takiplerce hemen hemen aynısının yapılarak taklit edilmesi tehlikesi mevcuttur. Küçük
ve orta büyüklükteki bu işletmelerin, mütevazi de olsa bu buluşlarını faydalı model belgesi vererek korumak, onların ekonomik varlıklarının idamesine hizmet edecektir. Başka bir deyişle, faydalı model koruması, tecavüz fiillerine karşı patent korumasına da oranla daha çabuk ve seri bir işlev görecek şekilde düzenlenmiştir.
KOMŞU DİSİPLİNLERDEKİ KAVRAMLAR VE PATENT HUKUKU İLE İLİŞKİLERİ
Tasarım Tescil Belgesi veYeni Tasarım
Patent Hukuku ile komşu olan Tasarım Hukuku ise, ürünlerin ve sunuş biçimlerinin, özellikle, görsel yenilik ve ayırt edicilik taşıyan örneklerini konu edinir. Patent Hukuku salt teknik alana ilişkin olduğu halde, Tasarım Hukuku teknik işlevi değil görünümü, hissedilebilir özellikleri konu etmektedir. Bir teknik işlevin görünüme katkısı olduğunda, bu yönüyle tasarım hakkı kapsamında değerlendirilmesi de mümkündür. Yepyeni bir kanepe veya koltuk, görülmemiş estetikte bir fincan takımı, ergonomisi yenilikçi bir teknoloji ürünü olan benzerlerinden ayırt edilebilen
bir sandalye, özgün bir elbise tasarımı gibi hayatımızı kolaylaştıran, heyecan uyandıran ve yaşam zevki veren nesneler üretilmesini teşvik için tasarım hakları güven verici bir alt yapı kurumudur.
Entegre Devre Topoğrafyaları Üzerindeki Koruma
Entegre Devre Topoğrafyalarının Korunması Hukuku da bir diğer komşu alandır, tekelci karakterli koruma bakımından patente benzer ve tescil şartları bakımından patentten farklı hükümler yaratmaktadır. Geliştirilen ‘orijinal’ devrelerin haritaları TPE’ce tescillenerek koruma altına alınmaktadır. 5147 Sayılı Entegre Devre Topoğrafya Koruması Hakkında Kanun, TRİPS ve 1/95 Sayılı Ortaklık Konseyi Kararı ardından, 30.04.2004 tarihli 25448 nolu resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Entegre devre; elektronik bir işlevi veya benzeri diğer bir işlevleri yerine getirmek üzere tasarlanmış, en az bir aktif elemanı olan ve ara bağlantılarından bir kısmının ya da tümünün bir parça malzeme içerisinde ve/veya üzerinde bir araya getirilmiş ara veya son formdaki üründür(5147 Sayılı K. 2/a md). Koruma süresi, piyasaya sürme veya ticari olarak piyasaya sürme olmadığında, tescil başvurusunda bulunma tarihinden itibaren 10 yıldır( 6. Md). Entegre devre topografyası; entegre devreyi oluşturan tabakaların üç boyutlu dizilimini gösteren, üretim amacıyla hazırlanmış ve herhangi bir formatta sabitlenmiş görüntüler dizisi olup, her görüntü ile entegre devrenin üretiminin herhangi bir aşamasındaki yüzeyinin tamamının veya bir kısmının görünümü kastedilmektedir.
82 Kasım November - Aralık December 2013 www.taysad.org.tr
PATENT HAKLARI PATENT RIGHTS
Yeni Bitki Çeşitleri Üzerindeki Islahçı Hakları
Yeni Bitki Çeşitlerinin Korunması ayrı bir sınai mülkiyet alanıdır. Bir bitki çeşidinin korunması için, (i)yenilik, (ii)farklılık, (iii)yeknesaklık ve (iv)durulmuşluk şartları vardır(5042 Sayılı K. 7 md). Bitkinin genetik yapısı değiştirilerek, ıslah gerçekleştirilmektedir. Bitki ıslahının amacı; verimli, kaliteli, hastalık ve zararlılara dayanaklı, sıcaklık-kuraklık gibi stres koşullarına uyumlu çeşitler elde etmek ve çevreyi korumaktır. Gübreleme ve tarım ilaçlarının kullanımı, çevreyi önemli ölçüde kirletebilmektedir. Islah yoluyla, ilaçlama gerektirmeyecek türler elde edilebilmektedir .
Haksız Rekabet ve Know-How
Patent Hukuku, haksız rekabetin özel bir alanı olarak sonradan gelişmiştir. Haksız rekabet hükümleri, bilginin inanılmaz bir hızla yayıldığı çağımızda, yoğun araştırma ve geliştirme faaliyeti yapan firmaların geliştirdikleri öğreti ve bilgileri, ürün ve hizmet sunumundaki
başvurunun patentle sonuçlanmaması daima ihtimal dahilindedir. Kimi kez, buluş olduğu düşünülen şeyin patentle korunmasından vaz geçilerek işletme içinde mahremiyet sözleşmeleri ve fiili güvenlik önlemleri ile kullanılması yoluna gidilebilmektedir. Bu takdirde bilgi, patent şartlarını taşısın veya taşımasın açıklanmadığından başkalarının kullanması söz konusu olmayacak ve süre sınırı olmaksızın, buluş veya değerli bilgilerden yararlanılabilecek ve rakiplere göre rekabette öne geçmenin yolu açılacaktır.
Patent Hakları İçin Neler Yapılmalı?
Hak sahibi veya uygulamacı olarak yukarıda değinilen kavramların farkında olmak, bir biri ile ilişkilerini bilmek ve ilgili hak için doğru tescil çeşidini teşhis edip kullanmak veya tescil etmeme tercihinde bulunmak önemli sonuçlar ve faydalar sağlayacaktır.
Buluş veya faydalı model ve teknolojik geliştirmelerin sahipleri, emek ve yatırımlarının karşılıksız olmadığını bilerek
hukuk ve tescil sistemine güvenerek
davranmalıdır. Başvuru sahibi olan
firma veya kişilerin önemli buluşlarını
gecikmeksizin koruma altına almaları,
şirketlerinin gelişimi ve stratejik geleceği
açısından önemli olduğu gibi, hukuki
çarelerden yararlanmanın yöntemleri
bakımından da önemli ve belirleyicidir.
Patent veya sair sınai mülkiyet
tescillerinin alınmasına dair masraflı
ve zorlu süreçlere girmektense, öğreti
veya bilginin ticari sır olarak saklanması
yoluna gidilerek, sonsuz bir korumadan
yararlanmak da mümkündür.
KOBİ ölçeğindeki firmalar ve işletmelerin
kendi Ar-Ge faaliyetlerinin boyutları,
üretim kapasitelerine göre davranmaları
ve buluş faaliyetlerinin özelliğine göre
faydalı model yöntemini tercih etmeleri
rasyonel bir davranış olabilir. Bununla
birlikte, faydalı modelin tescili sürecinde
esaslı inceleme yapılmaması nedeniyle
bu belgeye gereğinden fazla önem
atfetmek sıkıntılı sonuçlara neden
olabilecektir. Çünkü faydalı modellerin
tescil şartları ancak bir çekişme
doğduğunda dikkatli bir incelemeye
tabi tutulurlar; örneğin mahkemece ilgili
teknik alan uzmanlarından mutlak yenilik
kıstası konusunda rapor alınabilir ve
yenilik bulunmadığı sonucuna varıldığında
belge hiç verilmemişçesine hükümsüz
kılınır. Nitekim PatKHK bu belgelerin
ikircikli korumasına dair 158/II maddede
hükümler öngörmüştür.n
Patent rights and their relations with neighbouring concepts and legal ways
A patent is a certificate that documents any invention right
on any application subject after certain research and investigation by authorities and provides the owner 20 years of monopoly rights. In old language and Law, instead of patent the Turkish word 'berat' was used which literally means warranty. Inventions can be made regarding products and goods as well as methods and techniques. For instance, a technique or device, previously unknown, that would improve the efficiency and quality of textile, can be a subject of invention and patent. Providing priority and
superiority over the competition, the patents grant the business owners economical and intangible assets prospectively. Therefore, R&D activities are of critical importance. As for patent law, it's about the patent process, registration and use of 20 years and the protection against violators when it's necessary. A well – functioning patent system with its registration institutions and the court, will contribute to technological developments by promoting the competitive economical and industrial activities and preventing unfair practices. n
yenilikleri koruma konusunda, ihtiyacı
karşılayamayacağından, özel bir dal
olarak Patent Hukuku gelişmiştir. Kamu
otoritesiyle paylaşılmak suretiyle buluşun
tescillenerek korunması, hak sahipleri için
daha saydam, emin ve sürdürülebilir bir
yöntem oluşturmaktadır. Tescil sayesinde
elde edilen hukuki korumanın yanında,
hakkın hukuki tasarruflara konu edilmesi;
lisanslanması, haczi, devredilmesi de
mümkün olabilmektedir. Ancak buluşun
gizli tutulması, yani patent başvurusuna
konu edilmeyerek işletmenin “ticari sırrı”
olarak korunması ve kullanılması da bir
tercih olabilir. O vakit, patent tescilinin
sağladığı imkanlardan yararlanamayacak
olan sır sahibi haklarını genel hukuk
ilkeleri kapsamında koruyabilecek ve
takip edebilecektir. Patent alınması zorlu
ve son derece masraflı bir süreçtir ve
Faydalı modeller, adından anlaşılacağı üzere, buluş adımı içermeyen, ancak sanayide fayda sağlayıcı ürüne ilişkin teknik öğretilere verilmektedir. Küçük buluş olarak adlandırılabilecek teknik yenilikler, sanayiye uygulanabilir nitelikte olduğunda faydalı modelle korunmaktadır.
84 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
OTOMOTİV SANAYİ AUTOMOTIVE INDUSTRY
Ford dünyasındaki marka değerini başarıları ile sürekli artıran Ford Otosan son olarak satın alma süreçleriyle ilgili önemli ziyaretçileri Türkiye’de misafir etti. Ford’un Satın Almadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Hau Thai-Tang, 6 kişilik kurmay ekibiyle birlikte Ford Otosan’da satınalma süreçleri ile ilgili incelemelerde bulundu.
Ford Otosan’dan global platformlardayan sanayiye tam destek
K apalı Çarşı ticaret kültürü örneği ve bu pratik ve
başarılı uygulamaları örnek almaları gerektiği ifadesiyle gündeme gelen Ford’un Satın Almadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Hau Thai-Tang, ekibiyle birlikte Ford Otosan’ı ziyaret ederek, satın alma süreçleri ile ilgili görüşmeler yaptı ve Ford Otosan deneyimini yerinde dinleyerek çok başarılı süreçler ile karşılaşmaktan mutlu olduğunu söyledi.
Global şirketler için iş süreçlerinde yapacakları iyileştirmelerle elde edilecek tasarruf oranları ve verimlilik stratejik önemini her geçen gün artırıyor. Ford Otosan olarak ana sanayi ve yan sanayiyi bir bütün olarak gördüklerini ifade eden Ford Otosan Satın Almadan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Kabatepe de, sektörün ancak bir bütün olarak ele alındığı takdirde gerçek başarının elde edileceğini söyledi ve sözlerine şu şekilde devam etti: “Otomotiv endüstrisi ana ve yan sanayii ile bir bütündür. Etkin yan sanayi olmadan üretim olmaz. Türkiye ihracat şampiyonu olan otomotiv endüstrisinin yüzde 42 oranında ihracatını yan sanayi yapıyor. Güçlü yan sanayi, güçlü otomotiv sanayisi ve dolayısıyla güçlü Türkiye demektir. Ana sanayi gibi yan sanayi de destek, kalite,
teknoloji, Ar-Ge ve rekabetçilik
oluşturarak projelerin ülkeye
gelmesi için cazibe merkezi
oluşturma yönünde çalışmalarını
sürdürmelidir. Biz, yan
sanayimizin Ford gibi global
devler ile iş imkanlarını arttırıp
onların dünya çapında söz sahibi
olmaları yönünde de mücadele
ediyoruz. Bu sayede hem yan
sanayi hem de artan adetler
ve verimlilik sayesinde düşen
maliyetler sebebiyle ana sanayi
ve nihayetinde ülkemiz bu
işten kazançlı çıkıyor. Önemli
olan yerli yan sanayimize
global imkanlar yaratmak.
Yeter ki kaliteli, teknolojisi
yüksek ve rekabetçi yapımızı
arttırarak çalışmalarımıza devam
ettirelim. Bu noktada Yeniköy
fabrikamızda üretilecek Courier
modelimiz tam bir başarı
hikayesidir. Courier projesinde,
Ford Satın alma ekibi olarak
hedefimiz, Türkiye’den yerli ve yerleşik sanayiden rekabetçi maliyetler ile yüksek kaliteli mal almaktı. Yan sanayimizin de çok önemli desteği ile birlikte bunu başardık ve dikkatleri Türkiye’nin üzerine çektik. İnanıyoruz ki çabalarımız, Türkiye’nin 2023 ihracat stratejisi kapsamında yan sanayi ihracat potansiyelimizi arttırmanın yanısıra Ford ve benzeri global ana sanayilerin ülkemizdeki güçlü yan sanayi sayesinde yapacakları yeni yatırım kararlarında yönlendirici olmaktadır.”
Türkiye otomotiv sektörünün en büyük şirketi olarak yaptığı yatırımlar ve ihracat gelirleri ile her yıl istikrarlı bir şekilde büyümesini sürdüren Ford Otosan, yaptığı çalışmalarla global arenada da dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor.n
Cengiz Kabatepe'ye Yılın Satın Alma Yöneticisi Ödülü
Ford Otosan Satın Almadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Kabatepe’ye gelen Uluslararası Tedarik Zinciri Yönetimi Ödülleri kapsamında verilen “Purchasing Executive” (Yılın Satın Alma Yöneticisi) Ödülü ise sürdürülen başarılı çalışmaları taçlandırdı. Cengiz Kabatepe ayrıca Ford’un Satın Almadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Hau Thai-Tang’e Kapalıçarşı’daki halı satıcılarının pazarlık yeteneklerini öven örneğine ithafen, ziyareti esnasında münyatür halı tezgahında isminin yazılı olduğu bir dokuma hediye etti.
Full support from Ford Otosan to the supply industry on global platforms
Constantly increasing
the brand value of Ford successfully, Ford Otosan hosted important visitors in Turkey about the purchasing processes. Ford Vice President of Purchasing Hau Thai – Tang has made observations at Ford Otosan with his team of six people regarding the purchasing processes.
86 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
FUAR FAIR
Türkiye'nin lider uluslararası otomotiv fuarı her yıl periyodik olarak düzenlenecek. Automechanika İstanbul 2014 geçmiş dönemlere kıyasla daha da büyüyecek ve Türkiye'nin güçlü ekonomik duruşu uluslararası otomotiv sektörüne yansıyacak.
Automechanika Istanbul 2014
The most dynamic and
comprehensive automotive event in the region, Automechanika Istanbul will welcome visitors between April 10 – 13,2014. Since 2001 TUYAP Fair and Congress Center has been hosting this international exhibition which is organised by Messe Frankfurt and Deutsche Messe that are among the largest trade fair organisers in the world.
Bölgenin en dinamik ve
kapsamlı otomotiv etkinliği
olan Automechanika İstanbul,
Türkiye'de 10 ve 13 Nisan
2014 tarihleri arasında kapılarını
açacak. Dünyanın en büyük
fuar organizatörlerinden olan
Messe Frankfurt ve Deutsche
Messe tarafından düzenlenen
uluslararası ticari fuar, 2001
yılından bu yana TÜYAP
Fuar ve Kongre Merkezinde
düzenleniyor. Automechanika
İstanbul birçok açıdan önemli
ölçüde büyüme kaydetti. En
son gerçekleştirilen fuara 1.245
katılımcı ve 43.812 ziyaretçi
katıldı. Bu oran bir önceki
organize edilen fuara kıyasla
%10'a aşkın bir artış gösterdi.
Automechanika İstanbul, güçlü
performansını korumaya devam
edecek ve geçmiş dönemlere
göre uluslararası katılım daha
büyük olacak. Türkiye ve
uluslararası alandaki sektörler bu
seçkin fuara katılmak için yoğun
ilgi gösteriyorlar.
Automechanika İstanbul,
Türkiye ve Avrasya bölgesinin
lider fuarı konumundadır.
Bölgedeki otomobil üretim, dağıtım ve tamirat alanlarında faaliyet gösteren profesyoneller ve karar vericiler bu fuarla tek çatı altında toplanarak, fuarı sektör liderleri için önemli bir buluşma platformu haline getiriyor.
Automechanika marka adı ise, dünyanın otomotiv yan sanayilerine yönelik başarılı fuarları temsil ediyor. Automechanika fuarları, dünyanın dört bir yanında 13 farklı şehirde düzenleniyor.
AASA (Satış Sonrası Otomotiv Tedarikçileri Derneği), APRA (Araç Parçaları Yeniden İmalatçıları Derneği), ASA (Federal Otomotiv Servis Ekipmanı Üreticileri ve İthalatçıları Derneği, Almanya),
Automechanika İstanbul 2014
EGEA (Avrupa Garaj Ekipmanları Derneği, Belçika), HDMA (Ağır Araç Üreticileri Birliği), MEMA (Motor Ekipmanları Üreticileri Derneği), OAC (Yurtdışı Otomotiv Konseyi), TAYSAD (Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği, Türkiye) ve ZDK (Alman Motorlu Araçlar Ticaret ve Tamirat Federasyonu) gibi tanınmış çok sayıda sektör kuruluşunun verdiği destek, bu organizasyonun saygınlığını teyit etmektedir.
Automechanika İstanbul artık her yıl düzenlenecek
Automechanika İstanbul 2013, heyecan verici bir gelişmeyle sona erdi. 2014 yılından itibaren fuar her yıl organize edilecek. Automechanika İstanbul Proje Yöneticisi Tayfun Yardım: "Yıllık döngüye geçilmesi Türkiye otomotiv sanayisinin ulaştığı dinamik durumu göstermekte; hem katılımcılar hem de ziyaretçiler için Türkiye pazarında daha fazla ticaret ve satış yapma fırsatı tanıyacak. Türkiye pazarına yeni ürünler ve hizmetlerle girerken bu gelişme büyük bir avantaj sağlayacak ve dünyanın en önemli otomotiv sektörlerinin her yıl bir araya gelmesi için etkin bir platform oluşturacak" diye konuştu. n
88 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
ÜYELERDEN HABERLER NEWS FROM MEMBERS
The new start–stop
system developed by Bosch allows drivers of vehicles with combustion engines to travel in zero–emission, noise–free and low–resistance mode over large parts of their journey. This innovative technology stops the engine when the vehicle is in motion, so it doesn't consume any fuel. Whenever the vehicle can maintain its speed by rolling – for instance on a gentle incline – the engine is stopped and as soon as the driver touches the gas or brake pedal, the engine starts up again.
Bosch’un yeni sistemi “Start-stop” ile araç boşta giderken yakıt tüketimi %10 azalıyorSteven Young: “Start-stop boşta sürüş, tıpkı klima gibi otomobillerin genel bir özelliği haline gelecek.”
Bosch tarafından geliştirilen yeni start-stop sistemi,
boşta sürüş fonksiyonuyla, içten yanmalı motorlu araçların sürücülerinin yolculuklarının önemli bir kısmında sıfır salınımlı, sessiz ve düşük dirençli modda gitmesini sağlıyor. Bu yenilikçi teknoloji taşıt hareket halindeyken motoru durdurarak yakıt tüketimini sıfıra indiriyor. Hafif eğimli yollar gibi taşıtın hızını koruyabildiği durumlarda motor durduruluyor, sürücü gaz veya fren pedalına basar basmaz da motor yeniden çalışıyor.
Her yolculuğun üçte biri motor çalışmadan yapılabilir
Gerçekleştirilen testlerde içten yanmalı motorların yüzde 30 oranında gereksiz yere çalıştığı görülüyor. Bu da her yolculuğun yaklaşık üçte birinde taşıtın motor çalışmaksızın seyredebileceği ve böylelikle sistemin kullanımının sürücülere yüzde 10 ek yakıt tasarruf sağlayabileceği anlamına geliyor. Bosch Türkiye Temsilcisi Steven Young sistemle ilgili olarak, “Start-stop boşta sürüş fonksiyonu uygun fiyatlı, tüm içten yanmalı motor tipleriyle birleştirilebilen ve yakıt tüketimini ciddi ölçüde azaltabilen bir sistem” diyor.
Sistem ayırım yapmaksızın tüm taşıtlara entegre edilebiliyor
Start-stop marşı artan yük ile başa çıkacak ve daha hızlı
yeniden çalıştırma süreleri
sağlayacak şekilde ayarlanan
sistem düşük sayıda ek bileşen
gerektiriyor ve dünyadaki
hemen her taşıta entegre
edilebiliyor. Yakıt tüketiminin
azaltılmasıyla CO2 salımlarının
da düşürülmesini sağlıyor.
İstatistikler, eğer her yeni
otomobile boşta sürüş sistemi
takılsa ve bunun sonucunda
kilometrede salınan CO2 miktarı
sadece 10 gram azaltılsaydı,
her yıl salınan CO2 miktarının
da 30.000 tonun üzerinde
azalacağını gösteriyor.
Yakında herkes motoru kapalı gidecek
Young, “Bosch olarak, start-
stop boşta sürüş sisteminin
de, tıpkı klima gibi yakında
otomobillerin genel bir özelliği
haline geleceğinden eminiz”
diyor. Günümüzde kimi
taşıtlarda bulunan sistemin hafif
bir sürümü sayesinde, sürücüler
ayaklarını gaz pedalından
çekince sistem motoru rölantiye
geçiriyor ancak yakıt tüketimi
devam ediyor. Bosch start-stop
sistemi ise taşıtın motorunu
tamamen kapatıyor. Motor
boşta olduğunda, taşıt daha
uzun mesafeyi kat edebiliyor.
Yeni geliştirilen ekonomik
Bosch start-stop boşta
sürüş fonksiyonu, tüm içten
yanmalı ve hibrit motorlarla
çalışabildiğinden geniş bir
uygulama yelpazesine sahip
bulunuyor. Sistem, Almanya’da
yayınlanan Automobil
Produktion dergisinin ev
sahipliğinde gerçekleştirilen
Dinner for Winners etkinliğinde
“En Yenilikçi Teknoloji”
seçildi.n
New Bosch Start–Stop System reduces fuel consumption by 10 percent by stopping the engine while driving
Bosch Türkiye TemsilcisiSteven Young
90 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
ÜYELERDEN HABERLER NEWS FROM MEMBERS
ECS Elektrik büyüme ve öğrenmeyi birlikte sürdürüyor
1997 yılında kurulan ECS Elektrik, 2013 yılında
T.C. Ekonomi Bakanlığı desteğiyle TAYSAD tarafından gerçekleştirilen "Küresel Rekabet Yolunda Kurumsal Dönüşüm Projesi”nde ikisi lansman, bir tanesi büyük ödül (fark yaratan firma) olmak üzere toplam üç ödül alarak yaklaşık iki yıl süren çalışmayı başarıyla tamamladı. Yılın sonunda ise TOBB ve TEPAV'ın organize ettiği "Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen 100 Firması" listesinde yer alarak başarılarını taçlandıran firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Levent Özcan “ Hayata geçirmeyi düşündüğümüz projelerimizi bir plan dahilinde takip edebilmek ve yönetebilmek için 2017 yılını da içine alan bir stratejik plana
B ilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı tarafından
organize edilen 2. Ar-Ge
merkezleri zirvesi 15-17
Kasım 2013 tarihleri arasında
İstanbul Kongre Merkezinde
gerçekleşmiştir. Türkiye’nin
önde gelen firmalarının katıldığı
ve Türk sanayisine yön veren
Ar-Ge çalışmalarının sergilendiği
zirvede otomotiv yan sanayinin
öncü ve yenilikçi kuruluşlarından
ve Daimler, Volkswagen, Ford,
Iveco ve Volvo gibi otomotiv
devlerinin tedarikçisi olan Olgun
Çelik de zirvede yerini almış ve
Ar-Ge çalışmalarını sergilemiştir.
Olgun Çelik, mevcut Ar-Ge
çalışmalarının yanı sıra bu
sahibiz. Bu plan şu an itibari
ile işletme içinde her kademe
çalışan tarafından biliniyor.
Bu plana göre 2017 sonunda
100 milyon TL ciroya ulaşmış,
Türkiye dışında da üretim ve
irtibat tesisleri olan bir kurum
olmayı hedefliyoruz. 150’yi aşkın
çalışanımızla birlikte her yıl farklı
alanlarda kazandığımız başarılara
yenilerini ekleyerek yolumuza
devam ediyoruz. Uluslararası
standartlarda üretim yaparak
müşteri devamlılığını ilke edinen
firmamız bu yıl Daimler, BMW
ve Audi’ye Tier II olarak hizmet
vermeye başladı. Büyüme ve
öğrenmeyi birlikte sürdüren
firmamız misyonundan ödün
vermeden ve bundan güç alarak,
belirlediği vizyona ulaşmak için
var gücüyle çalışmaya devam
edecektir.” dedi. n
1997 yılında kurulan ECS Elektrik A.Ş. kablo demetleri (wire harness) ve kablo olmak üzere iki ayrı ürün gamında hizmet veriyor. Harness grubunda otomotiv, ticari araçlar, tarım ve iş makinalarına yönelik üretim yapılırken, Kablem markası altında ise ISO 6722 ve TSE 1435’e uygun otomotiv, data, LAN, kontrol, haberleşme, yangın ve güvenlik sistemleri kablolarının üretimi gerçekleştiriliyor. Müşterilerine, kontrollü ve test edilmiş prototip imalatı ile tekliflendirme aşamasından başlamak üzere Co-Designer olarak hizmet veren ECS Elektrik, satış sonrası yaşanan mühendislik değişikliklerinde ise esnek ve hızlı yapısını kullanarak, doğru değişikliğin, kalite, üretim, mühendislik ve lojistik bölümlerini de kapsayacak şekilde devreye alınmasını sağlıyor. ECS Elektrik’te sürekli iyileştirme bölümünde VA/VE çalışmaları ile üretimde yaşanan kayıplar minimize edilerek ve sağlanan faydalarla rekabetçilik avantajı kazanılıyor.
ECS Electric continues to grow
Founded in 1997, ECS Electric has
received three awards as two promotions and a major award (the company that makes a difference) in Enterprise Transformation Towards Global Competitiveness Project held by TAYSAD in 2013with the support of Ministry of Economy and completed their 2 year studies successfully.
Olgun Çelik 2. Ar-Ge Zirvesi'ne katıldı
zirvede özellikle kompozit yaprak yay teknolojisinde yaptığı çalışmaları öne çıkarmıştır. Zirveye Olgun Çelik’i temsilen Ar-Ge Koordinatörü Sn. Murathan Soner ve Ar-Ge Müdürü Sn. Görkem Özçelik
katılmıştır. Ayrıca zirvede bulunan Olgun Çelik Genel Müdürü Sn. Ahmet Kanbolat, yapmış olduğu açıklamada Ar-Ge faaliyetlerinin sürdürebilir kalkınma ve dünya piyasalarında rekabet için en önemli araç olduğunu vurgulamış ve Olgun Çelik’in de bu alanda büyük yatırımları olduğunu belirtmiştir.
Zirvede Olgun Çelik standını Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Sn. Prof. Dr. Ersan Aslan da ziyaret etmiş ve kompozit yaprak yay çalışmalarımız hakkında detaylı bilgi almıştır. Ayrıca Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ar-Ge Merkezleri Şube Müdürü Sn. Murat Yıldız da Olgun Çelik standını ziyaret ederek Olgun Çelik’in son dönemde yaptığı Ar-Ge çalışmaları hakkında bilgi almıştır.n
92 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
ÜYELERDEN HABERLER NEWS FROM MEMBERS
Demisaş’ınyalın üretimyolculuğu başlıyorÜretim ve hizmet süreçlerinde verimliliğin artırılmasını hedefleyen TPM (Toplam Üretken Bakım) uygulamalarında hayata geçirdiği başarılı çalışmalar neticesinde 2013 yılında TPM Mükemmellik Ödülü’nü alan Demisaş, şimdi de Yalın Üretim yolculuğuna başlıyor. 3 yıl gibi bir zamanda Mükemmelik Ödülü’nü almaya hak kazanan Demisaş, Yalın Üretim ile iş süreçlerinde optimum verimlilik sağlamayı ve müşterileri için mükemmel değer oluşturmayı hedefliyor.
Bugün özgün bir Japon
yönetim sistemi haline gelen
TPM’nin Demisaş bünyesinde
uygulanması için Haziran 2010’da
başlattığı proje kapsamında, 3
yıl gibi kısa bir zamanda, TPM
Mükemmellik Ödülü’nü alarak
döküm sektöründe bir ilke imza
atan Demisaş, Yalın Üretim’e
geçişini 27 Aralık’ta düzenlenen
toplantı ile duyurdu.
Vezirhan Belediye Başkanı
Yusuf Fidan, Bayırköy Belediye
Başkanı Mustafa Yaman,
Demisaş Yönetim Kurulu Başkanı
Hamdi Bektaş, Birleşik Metal
İş Sendikası Genel Başkanı
Adnan Serdaroğlu, Yalın Enstitü
Derneği Danışmanı Cevdet
Özdoğan ve Durmazlar Makine
Üretim Müdürü Rıza Şentürk’ün
katılımıyla düzenlenen toplantıda
açılış konuşmasını Demisaş
Genel Müdürü Hakan Yaşar
yaptı. Konuşmasında TPM Mükemmellik Ödülü’nü alarak çok önemli bir adım attıklarının altını çizen Yaşar, Demisaş’ın şimdi de Yalın Üretim’i bir şirket felsefesi olarak benimseyerek kurumsal gücünü artırmayı amaçladığını ve müşterileri için mükemmel değer oluşturmak üzere uzun soluklu bir yola çıktığını belirtti.
Yalın Üretim’in üretime yük getiren tüm israflardan arınmayı hedef alan bir yaklaşım olduğunu vurgulayan Yaşar, ana stratejilerinin iş süreçlerinin hızını artırıp, akış süresini azaltarak kalite, maliyet, teslimat performansını aynı anda iyileştirmek olduğunu söyledi. Yaşar konuşmasına şöyle devam etti: “Yalın üretim; müşteri ihtiyaçları doğrultusunda malzeme veya bilgiyi şekillendiren ve katma değer yaratan faaliyet ile zaman ve kaynak kullanan ancak ürün üstüne müşteri ihtiyaçları doğrultusunda değer ilave etmeyen faaliyeti ayırt etmeye yarayan bir şirket felsefesi kazandırıyor. Çalışanlarımızın aktif katılımı,
bu yolculuğun başarıya ulaşmasında başlıca unsurdur. Bu nedenle bu yola çıkarken organizasyonumuzun tüm seviyelerindeki çalışanlarımıza büyük bir takımın parçası olduklarını hissettirecek etkin bir çalışma sistemi kuracak, ayrıca iş süreçleri bazında da küçük takımlarla projeyi yürüteceğiz. Demisaş’ın Yalın Üretim ile müşterilerine değer katacak bir üretim anlayışına kavuşacağına ve hem ulusal, hem de uluslararası pazardaki konumunu güçlendireceğine inanıyorum.” n
Demisaş is on journey to lean production
Aimed at increasing the efficiency in production and
service process, starts a journey to lean production following the TPM (Total Productive Maintenance) Excellence Award in 2013 as a result of their successful work in TPM field. Receiving this award in a short time like 3 years, Demisaş, aims to provide optimum efficiency during business processes by lean production and create the excellent value for their customers.
Demisaş,1974 yılından bu yana, dünya döküm
pazarında standartları yükseltmek için çalışmaktadır.
Bugün ise, Bilecik`te bulunan 130 bin metrekarelik
üretim tesisleri ve Darıca Kocaeli`ndeki yeni yönetim
merkeziyle Avrupa döküm endüstrisinin önde gelen
şirketlerinden birisi haline gelmiştir.
94 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
ÜYELERDEN HABERLER NEWS FROM MEMBERS
Cumhuriyetin 90. yılında 90 milyon jant üreten HL Jantaş 45 yaşındaKapasitesi ve üretim adediyle; Avrupa’nın tek çatı altında ticari ve ağır vasıta jant üretimi yapan en büyük jant üreticisi HL Jantaş, kuruluşunun 45. yılını kutladı. HL Jantaş, Cumhuriyet’in 90. yılında 90 milyonuncu jantı üretmenin de gururunu yaşadı.
Yılda 2 milyon 400 bin adet jant üretim kapasitesine sahip olan, dünyanın en büyük jant üreticisi Brezilyalı Maxion Wheels Grubu ile İnci Holding ortaklığı olan tesis, Maxion grubunun tüm üretim tesisleri içinde “Verimlilik, Kalite, Performans, Üretim” gibi kriterler baz alındığında birinci sırada yer alıyor.
HL Jantaş’ın 45 kuruluş yıl dönümü için İzmir Kaya
Termal Otel’de düzenlenen organizasyonda açılış
konuşmalarını sırayla HL Jantaş Genel Müdür’ü Cemal
Aydoğan, İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı Perihan
İnci ve HL Jantaş ve HL İnci Yönetim Kurulu Başkanı
Mustafa Zaim yaptı. Konuşmaların ardından “Biz Bir
Aileyiz” videosunun paylaşıldığı gecede 10, 15, 20 ve 25
yıllık çalışanlara plaketleri verildi. 45. kuruluş yılı pastasının
kesilmesiyle birlikte, HL Jantaş ailesi orkestra eşliğinde
keyifli bir gece geçirdi.
Açılış konuşmasında HL Jantaş’ın KalDer Yılın Başarılı
Ekibi ödülüne layık görüldüğünü vurgulayan HL Jantaş
Genel Müdür’ü Cemal Aydoğan, tüm çalışanlarla gurur
duyduğunu ifade ederek, bu büyük aileyi, bugünkü olağanüstü başarılı konuma taşıyan, çok önemli değerler olduğunu belirtti. Bu değerler ile başarı hikayeleri yazmaya devam edeceklerinin altını çizen Aydoğan, “Küresel ortağımız Maxion’un dünyadaki 21 fabrikası içinde başarı sıralamasında bu yıl da birinciyiz” dedi.
“HL Jantaş, İnci Grubu’nun başarısının teminatıdır”
İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı Perihan İnci de HL Jantaş’ın Grup şirketleri içindeki önemini vurguladığı konuşmasında; “İnci Holding kurucusu Cevdet İnci’nin sanayicilik yaşamının en büyük aşamasını şüphesiz Jantaş oluşturuyor. 1968 yılında Jantaş, Cevdet İnci’nin kendi çabaları ve patenti ile küçük bir imalathane olarak kurulmuş, kısa sürede dünya teknolojisini yakalayarak
Türkiye’nin ve dünyanın sayılı tesislerinden biri haline gelmiştir. Bugün Jantaş’ın hem ihracatta hem de yurtiçinde ana sanayi pazarındaki açık ara liderliğiyle bizler için büyük bir gurur kaynağı olduğunu belirtmek isterim” dedi.
“İnci-Maxion Jant Grubumuz yüzde 400 büyüdü”
HL Jantaş ve HL İnci Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Zaim, “Jant grubu olarak Cumhuriyetimizin 90.yılında, Amerika’dan Asya’ya, Avustralya’dan Japonya’ya, Afrika’ya dünyanın dört bir yanında dönen, döndükçe de gururumuza gurur ekleyen 90 milyon jantımız ile övünüyoruz. Son 10 yılda İnci-Maxion Jant Grubumuz yüzde 400 büyüdü. Sizlerle gurur duyuyorum. Bu inançla, bu ivme ile önümüzdeki iki yıl içerisinde verimliliğimizi ve rekabet gücümüzü yüzde 50 arttırmayı hedefliyoruz” dedi.n
Producing 90 million rims on the 90th anniversary of the Republic, HL Jantaş celebrates their 45 years in business
By means of capacity and production units, the largest
European rim manufacturer for commercial and heavy vehicles under one roof, HL Jantaş celebrated their 45th year in business. They also feel honoured by producing 90 million rims on the 90th anniversary of the Republic.
HL Jantaş ve HL İnci Yönetim
Kurulu Başkanı Mustafa Zaim
96 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
ÜYELERDEN HABERLER NEWS FROM MEMBERS
M akersan Makine 1978 yılında Ertuğrul Erkoçak
tarafından kurulduğunda kuruluş amacı o dönemdeki araç imalatçılarının nitelikli mekanizma ihtiyaçlarını karşılamaktı. Uzun yıllar mekanizmalar ve hareketli metal aksamlar konusunda üretim yapıp sektörde saygın bir tedarikçi olarak yer aldıktan sonra, Makersan’a katılan 2. jenerasyon aile bireyleri, otomotiv sektöründe, gelecekte elektronik bileşenlerin mekanik mekanizmalara göre daha önem kazanacağını görerek Makersan’ın yeni hedefini elektronik bileşenler içeren mekanizmalar tasarlamak ve üretmek olarak belirlediler. Bu hedef doğrultusunda Makersan, Türkiye’de üretilmeyen fakat tüm otomobillerde kullanılan elektronik gaz pedalını Türkiye’de üretmek üzere yola çıktı. TÜBİTAK’ın desteği ile açı sensörü tasarlamak ve üretmek için TEYDEB projesini başlattı. Makersan bu atılımı yaparken TÜBİTAK’ın yanı sıra İTÜ ve Sakarya Üniversitesi Mekatronik bölümünün bilişsel desteğinide alarak dünyadaki mevcut en son teknolojiyi kullanan açı sensörünü üreterek dünya patentini aldı. Geçmişten gelen mekanik deneyimi ile rakiplerine göre çok daha üstün özelliklere sahip açı sensörünü aynı platformda birleştirerek, mükemmel mekanik tasarımlı, çift sinyal çıkışı ile tam koruma sağlayarak programlanabilir ‘full redundant’ elektronik gaz pedalını tüm dünyadaki üreticilerin beğenisine sundu. Ürün yelpazesini tüm çeşitleri kapsayacak şekilde
çeşitlendirerek her türlü araç üreticisine hitap edecek pedal çeşitlerini üretim portföyüne dahil etti. Pedalın yanısıra aynı teknoloji ile çalışan el gazlarını da üreticilerin beğenisine sundu.
Makersan’ın TÜBİTAK projesi olarak yola çıktığı ve sonunda tümüyle ithal edilen bir ürünü Türk mühendisliği ve emeği ile Türkiye’de üretilen bir ürün olarak Türkiye’nin ve dünyanın beğenisine sunduğu Elektronik Gaz Pedalı, Tükiye’nin saygın üreticileri tarafından 5 senedir seri üretiminde kullanılmasının yanı sıra Avrupa’da da bizleri gururlandıran başarılar kazanmaktadır. Elektronik Gaz Pedalı üreten dünya devi mekatronik imalatçılarını kendi ülkelerinde geçip araç üreticilerinin yeni projelerinde yer alarak müşteri portföyünü her geçen gün genişletmektedir. Sadece mevcut teknoloji ile üretim yapan üreticlerin değil Avrupa’da innovasyon yapan üreticilerinin de tercihi artık Makersan Elektronik Gaz Pedalından yana olmaktadır. Avrupa’nın dev firmalarından LİNDE’nin gelecekte üreteceği araçları ve kullanacağı enerji kaynaklarını belirlemek üzere kurduğu LINDE e-Motion
şirketi konsept araçlarının üretiminde Makersan’ın Elektronik Gaz Pedallarını ve El Gazlarını tercih etti. LINDE e-Motion’ın tercihinde, Makersan’ın ürünlerinin tasarımı ve güvenilirliğinin yanı sıra Makersan’ın sunduğu mühendislik hizmetleri de etkili oldu. LINDE e-Motion’un SPS ICC DRIVES Nürnberg fuarındaki standında sergilediği konsept ürünlerinde en kritik parçaların Türk mühendisliği ve emeği ile üretilen Elektronik Gaz Pedalı ve Elektronik El Gazı olmasından gurur duyduk.
LINDE e-Motion, Avrupanın köklü iş makinesi üreticisi WEİDEMANN’ın Agritechnica Hannover’de sergilediği konsept hibrid e-hoftrack (kompak yükleyici) da dönüşümü yaparken Makersan’ın Elektronik Gaz Pedalını ve El gazını tercih etmesi, ayrıca WEidemann’ın yeni modellerinde yine Makersan’ın elektronik gaz pedalı ile el gazını tercih etmesi, Makersan’ın artık Avrupa’da Marka olarak kalite ve güven algısını oluşturduğunu ve tercih edilen bir marka olduğunu göstermektedir. TÜBİTAK ile başlayan bu gözüpek maceranın, uzun uğraşlar ve çalışmalar neticesinde Çin’den Brezilya’ya dünyanın bir çok ülkesindeki araçların üstündeki gaz pedalı ve el gazı olarak mutlu sona ulaşması, bunu yaparken de ısrarla bir Türk markası olduğunu vurgulaması bizleri çok gururlandırıyor ve Türk üreticiler olarak bizlere başarma azmi veriyor.n
Makersan'dan Elektronik Gaz PedalıMakersan’ın TÜBİTAK projesi olarak yola çıktığı Türk mühendisliği ve emeği ile Türkiye’de üretilen bir ürün olarak Türkiye’nin ve dünyanın beğenisine sunduğu Elektronik Gaz Pedalı, Türkiye’nin saygın üreticileri tarafından 5 senedir seri üretiminde kullanılmasının yanı sıra Avrupa’da da başarılar kazanıyor.
Electronic gas pedal by Makersan
Makersan's electronic gas
pedal was first a TUBITAK project which later mass produced by Turkish engineers and labour under Turkey's most respected manufacturers for the past 5 years and presented both in Turkey and in the world as well as it has achievements in Europe as well.
98 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
ÜYELERDEN HABERLER NEWS FROM MEMBERS
5746 sayılı Kanun
kapsamında Bakanlık
tarafından belgelendirilen Ar-Ge
Merkezlerini oluşturan firmaların
tanıtımına, ülke ekonomisine
katkısına ve sorunlarının
tartışılmasına yönelik olarak
İstanbul Kongre Merkezi’nde
15-16 Kasım 2013 tarihinde “Ar-
Ge Merkezleri Zirvesi ve Sergisi
2013” etkinliği gerçekleştirildi.
Söz konusu etkinlik; geçmiş
dönem Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı Nihat Ergün'ün
açılış konuşmasıyla başladı.
Ardından da aralarında Yıldız
Kalıp Yönetim Kurulu Başkanı
Cemil Yıldız'ın da bulunduğu
2011 yılından bu güne Ar-
Ge Merkezi Belgesi almış
olan kuruluşların üst düzey
yöneticilerine Ar-Ge Merkezi
Belgeleri takdim edildi. Sektörde
yaklaşık yarım asırlık zengin bir
gelenek ve deneyime sahip
olan Yıldız Kalıp San. ve Tic.
A.Ş., 8 Temmuz 2013 tarihinde
Türkiye ve Dünya çapında
teknoloji üreten Bakanlık onaylı
yaklaşık 150 Ar-Ge Merkezinden
biri olmayı başardı. Aaldığı bu
belgeyle çağın gerekliliği olan
inovasyona ve sürekli gelişime
olan inancını ve verdiği önemi
bir kez daha kanıtlandı. Yıldız
Kalıp A.Ş. bugün Türkiye’nin
ve dünyanın önde gelen kalıp
üretimi ve sac şekillendirme
şirketlerinden birisi olarak
faaliyetlerini sürdürüyor.
Otomotiv ve Beyaz Eşya
Sektörünün; Ford, Mercedes,
Isuzu, Toyota, Daimler, Opel,
BMW, Volkswagen, Seat,
BSH, Arçelik gibi önemli
OEM firmalarına, yaklaşık 500
çalışanıyla kusursuz hizmet
veriyor.
Belge töreni ardından
geçmiş dönem Bilim, Sanayi
ve Teknoloji Bakanı Nihat
Ergün ve beraberindeki
bürokratlar, törene katılan ve
çeşitli sanayi firmalarının da
aralarında bulunduğu ürünlerin
sergilendiği fuar alanı ziyaretini
gerçekleştirildi. Ayrıca iki gün
boyunca Ar-Ge Merkezlerinin
ekonomik gelişmeye ve
sosyal kalkınmaya etkisi,
üniversite sanayi işbirliğindeki
rolü ve ulusal inovasyon
ekosistemimize katkıları
konularında çeşitli sektörlerden
katılımcıların olduğu paneller
düzenlendi.n
Yıldız Kalıp 2. Ar-Ge Merkezi Zirvesi'ne katıldıBilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen 2. Ar-Ge Merkezleri Zirvesi 15 – 16 Kasım 2013 tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezinde gerçekleştirildi. Aralarında Yıldız Kalıp San. ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Yıldız'ın da bulunduğu 2011 yılından bu güne Ar-Ge Merkezi Belgesi almış olan kuruluşların üst düzey yöneticilerine Ar-Ge Merkezi Belgeleri takdim edildi.
Yıldız Kalıp attends the 2nd
R&D Center Summit
The 2nd R&D Center Summit
has been organised on November 15 – 16,2013 in Istanbul Congress Center by General Directorate of Science and Technology. The senior executers of the organisations that have received R&D Center Certificate since 2011, including Yıldız Kalıp Inc. Chairman Cemil Yıldız have been granted their certificates.
100 www.taysad.org.trKasım November - Aralık December 2013
ÜYELERDEN HABERLER NEWS FROM MEMBERS
Valeo rewards 100,000 Euros in Innovation Competition
Valeo invites engineering
students from all over the world to Valeo Innovation Competition to design the cars of the future. The team with the smartest and the simplest design will win an award of 100,000 Euros. The top three teams will receive their awards at Paris Motor Show 2014 which brings together all the sector representatives of the world.
Valeo’dan100 bin euro ödüllüİnovasyon YarışmasıDünyanın önde gelen otomotiv tedarikçisi Valeo, dünyanın her yerinden mühendislik öğrencilerini geleceğin arabalarını tasarlamaları için “Valeo İnovasyon Yarışması”na davet ediyor. Valeo yarışmada, geleceğin arabalarını daha akıllı ve kolay kullanılabilir hale getirecek birinci ekibe 100.000 Euro ödül verecek. Yarışmada ödül kazanan ilk 3 ekibe ödülleri, tüm dünyadan sektör temsilcilerini bir araya getiren 2014 Paris Motor Show’da verilecek.
Dünyanın önde gelen otomotiv tedarikçisi
Valeo, düzenlediği “Valeo Inovasyon Yarışması” ile devrim niteliğinde çözümler geliştirebilecek mühendislik öğrencilerini Fransa’ya davet ediyor. Valeo’nun yenilikçilik ve Ar-Ge’ye verdiği önemi vurgulamanın yanı sıra, yarının mühendislerine yol göstermeyi amaçladığı yarışma, dünyanın dört köşesinden mühendislik fakültesi öğrencilerine geleceğin arabalarını tasarlama fırsatını sağlıyor.
Tasarımı ile birinciliği elde eden ekibin 100 bin Euro kazanacağı yarışmada ikinci ve üçüncü olan ekipler ise 10.000’er Euro ile ödül alma şansı bulacak.
Jüri değerlendirmesi sonucunda dereceye giren ilk üç ekip ödüllerini 2014 Paris Motor Show’da alacak ve kendini tüm dünyadan sektör temsilcilerine tanıtma imkanına sahip olacak.
Öğrencilerin yarışmaya katılmak için en az 2 en çok 5 kişilik bir ekip ile İngilizce olarak hazırlayacakları projelerini, 14 Şubat 2014 tarihine kadar Valeo İnovasyon Yarışması özel sitesi
www.valeoinnovationchallenge.valeo.com'a yüklemeleri gerekiyor.
Valeo İnovasyon Yarışması Hakkında
Sosyal ihtiyaçları göz önüne alan, teknik açıdan uzmanlık barındıran, fikrini modele çevirerek fizibilite gösterebilen, özgün ve yenilikçi projeler Valeo uzmanları tarafından değerlendirilecek ve kriterleri karşılayan 20 proje, 15 Nisan 2014 tarihinde duyurulacak.
Belirtilen kriterleri karşılayan 20 proje, prototip çalışması için 5.000 Euro ile finanse edilecek. 17 Eylül itibariyle ise en yenilikçi projeyi sunan 3 ekip, Valeo İcra Kurulu Başkanı (CEO) Jacques Aschenbroich başkanlığındaki, Valeo Grup’un üst düzey yöneticilerinin yanı sıra, bilim ve tasarım dünyasının önemli isimlerinin de içinde bulunduğu jüriye projelerini sunacak. Jüri
değerlendirmesi sonucunda dereceye giren ekipler ödüllerini 2014 Paris Motor Show’da alacak.
Yarışmanın detaylı kuralları için valeoinnovationchallenge.valeo.com ziyaret edilebilir.
Valeo hakkında
Valeo, otomotiv endüstrisi için, özellikle CO2 emisyonlarının azaltılmasına yönelik olarak, parça, entegre sistem ve modüllerin tasarımı, üretimi ve satışına odaklı bağımsız bir endüstriyel gruptur. Valeo dünyanın lider otomotiv tedarikçileri arasında yer almaktadır. Grup’un dünya çapında 28 ülkede 123 tesisi, 20 araştırma merkezi, 35 geliştirme merkezi, 12 dağıtım platformu ve 73.000 çalışanı bulunuyor. 2012 yılında Valeo, 11,8 milyar Euro ciro elde etmiş ve Ar-Ge’ye 1 milyar Euro yatırım yapmıştır.n