hÜcre, hÜcre organellerİ,nÜkleus - gantep.edu.trgorucu/documents/dis-106-1.pdf · hücre...

88
HÜCRE, HÜCRE ORGANELLERİ,NÜKLEUS YRD. DOÇ. DR. ŞENAY GÖRÜCÜ YILMAZ 1

Upload: others

Post on 29-Aug-2019

20 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

HÜCRE, HÜCRE

ORGANELLERİ,NÜKLEUS

YRD. DOÇ. DR. ŞENAY GÖRÜCÜ YILMAZ

1

AMAÇ

ÖĞRENCILER BU DERSIN SONUNDA,

HÜCREYI, HÜCRE ORGANELLERININ

YAPı VE IŞLEVLERINI

TANıMLAYABILECEK, HÜCRE TIPLERININ

ÖZELLIKLERINI VE ARASıNDAKI

FARKLARı IFADE EDEBILECEKLERDIR.

2

ÖĞRENIM HEDEFLERI

ÖĞRENCILER BU DERSIN SONUNDA;

HÜCREYI TANıMLAYABILECEK,

PROKARYOTIK VE ÖKARYOTIK

HÜCRE ARASıNDAKI BENZERLIK VE

FARKLıLıKLARı SAYABILECEK,

BITKI VE HAYVAN HÜCRELERI

ARASıNDAKI FARKLARı

ÖZETLEYEBILECEK,

SITOPLAZMANıN IÇERIĞINI

SAYABILECEK, 3

ÖĞRENIM HEDEFLERI

SITOPLAZMADA BULUNAN TÜM

ORGANELLERIN YAPı VE

IŞLEVLERINI AÇıKLAYABILECEK,

HÜCRE ORGANELLERI ILE ILIŞKILI

HASTALıKLARıN OLDUĞUNU IFADE

EDEBILECEK,

NÜKLEUS VE NÜKLEOLUSUN

YAPıSıNı AÇıKLAYABILECEK, YAPı-

IŞLEV ILIŞKISINI

DEĞERLENDIREBILECEKLERDIR 4

CANLıLıĞıN ORTAYA ÇıKıŞı

• Yerkürenin serbest oksijen içermediği, esas

olarak

• CO2 ve N2 den ibaret olduğu

• Daha az miktarlarda H2, H2S ve CO gibi

gazları içerdiği düşünülmektedir.

• Böyle bir atmosfer, güneş ışını veya elektrik

boşalması gibi bir enerji verildiğinde, organik

moleküllerin kendiliğinden oluşabildiği,

redükleyici (bir atomun elektron almasını

sağlayan kimyasal tepkime) bir ortam sağlar.

5

• Organik moleküllerin kendiliğinden

oluşumları, deneysel olarak ilk kez

1950'lerde, Stanley Miller'ın su varlığında,

CH4, CO ve NH3’den oluşan bir karışıma

elektriksel kıvılcımlar göndererek, bazı

amino asidler de dahil çeşitli organik

moleküllerin oluştuğunu göstermesiyle

kanıtlanmıştır. Her ne kadar, Miller'ın

deneyleri ilkel yerküre şartlarını tam

olarak karşılamıyorsa da, ilk canlı

organizmaların ortaya çıkışına temel

materyal sağlayan organik moleküllerin

kendiliğinden sentezlendiğine

inanılabileceğini açıkça ortaya koymuştur.

6

HÜCRELERIN KÖKENI

• Şimdiki zaman

• Çok Hücreli

organizmalar

• İlk ökaryotlar

• Oksidatif metabolizma

• Fotosentez

• İlk hücreler

• Yerkürenin oluşumu

7

TÜM CANLıLAR VE CANSıZLAR;

PROTON, NÖTRON VE

ELEKTRONLARDAN OLUŞUR

Organ sistemleri Çok hücreli organizma Populasyon (tür) Komünite (iki veya daha fazla

türe ait popülasyonun aynı bölgede yaşamasıdır)

Ekosistem Biyosfer

Atom

parçaları

Atom

Molekül

Organel

Hücre

Doku

Organ

8

9

CANLıLıĞıN ORTAK ÖZELLIKLERI

• Büyüme ve gelişme

• Hareket ve irkilme

• Homeostazis

• Üreme

• Mutasyon, adaptasyon ve evrimleşme

10

HÜCRELERIN KÖKENI

11

• Günümüz hücreleri ortak bir prokaryotik atadan ;

• Arkeabakteriler

• Gerçek bakteriler (Eubacteria)

• Ökaryotlar

olmak üzere üç koldan meydana gelir.

• Mitokondri ve kloroplastlar sırasıyla;

• aerobik bakterilerin (purple bk) ve

• siyanobakterilerin

ökaryotların atalarıyla endosimbiyotik ilişkisiyle

ortaya çıkmışlardır.

12

İLK HÜCRE

İlk hücrenin, kendini eşleyebilen RNA molekülünün

fosfolipidlerden oluşan bir zarla kuşatılmasıyla ortaya

çıktığı varsayılmaktadır.

13

• Kendini eşleyen RNA molekülünün ilişkili diğer

moleküllerle birlikte fosfolipid zar içine alınması,

• Çoğalabilen ve daha ileri evrimleşebilen bir birim olarak

korunmalarını sağlamıştır.

• Aynı zamanda RNA yönetimli protein sentezinin de bu

şekilde gelişmiş olduğu

• ilk hücrenin RNA ve onun kodladığı proteinlerden

oluştuğu söylenebilir.

14

GÜNÜMÜZ PROKARYOTLARı

Çeşitli bakteri tiplerini kapsar ve başlıca iki

gruba ayrılır.

◦ Arkeabakteriler

Alışmadık ortamlarda yaşarlar.

Ör: termoasidofiller, Ph=2 ve 80 °C sıcak,

sülfür kaynaklarında yaşarlar. Işık enerjisi

olmadan organik madde (glikoz) üretirler.

◦ Öbakteriler

Günümüz genel bakteri formlarını kapsar,

büyük bir canlı grubu olup toprak, su ve diğer

canlılar gibi çok geniş alanlarda yaşarlar.

15

ÇOK HÜCRELI ORGANIZMALARıN GELIŞIMI

• Ökaryotların çoğu, bakteriler gibi kendini eşleme yeteneğindeki tek bir hücreden oluşan tek hücreli organizmalardır.

• En basit ökaryotlar mayalardır.

Bunlar bakterilerden daha karmaşık ancak hayvan ve bitki hücrelerinden küçük ve basittirler.

16

• Tek hücreli ökaryotların çok hücreliler gibi karmaşık yapılı olanları vardır.

• Ör; amip ve yeşil algler

• Çok hücreli organizmalar ~ 1.7 milyar yıl önce tek hücreli ökaryotlardan oluşmuşlardır.

• Ör. Alg hücreleri biraraya gelerek koloni oluşturmuşlardır (Volvox).

• Giderek artan hücre özelleşmeleri, koloniden çok hücreliliğe geçişi sağlamıştır.

ÇOK HÜCRELI ORGANIZMALARıN GELIŞIMI

17

18

Yeşil Alg patlaması

Volvox

19

PROKARYOT-ÖKARYOT

• Prokaryotik hücreler; basit yapılıdır, tek bir hücre veya koloni şeklindedirler,

• Arkeabakteri

• Öbakteri olarak sınıflandırılırlar

• Ökaryotik hücreler; kendi membranları bulunan organellere sahiptir.

• Amipler ve mantarlar gibi tek hücreli ökaryotlar

• Bitkiler ve hayvanlar gibi çok hücreli formda da olabilmektedir.

20

PROKARYOT VE ÖKARYOT

HÜCRELER

Özellik Prokaryot Ökaryot

Nükleus yok var

Hücre çapı ~1µm 10-100 µm

Hücre iskeleti yok var

Organeller yok var

DNA içeriği 1x106 - 5x106 1.5x107 – 5x109

Kromozom Tek, çembersel Çok sayıda,

doğrusal 21

HÜCRELERIN GENEL ÖZELLIKLERI

• Hücrenin şekli

• Hücrenin büyüklüğü

• Hücre sayısı, yoğunluğu, rengi

22

HÜCRENIN ŞEKLI

• Yaptığı işe ve bulunduğu yere göre değişir.

• Hücrenin yapı ve fonksiyonu arasında sıkı bir

ilişki vardır.

• Hücrelerin şekilleri görevleri esnasında

değişebilir.

• Ör; Salgı hücreleri salgı yaparken şekilleri

değişebilir. Sıvı ortamda bulunan lökosit hücreleri

dokular içine geçerken uzantılar yaparlar.

23

HÜCRENIN BÜYÜKLÜĞÜ

• Hücreler değişik boyutlarda olabilirler.

Ör; insan ovum hücresi 200 mikron çapında

beyin hücrelerinin en küçüğü 4-5 mikron

eritrositler 7.5 mikron

• Hücre büyüklüğü vücut büyüklüğü ile ilişkili değildir.

24

HÜCRE SAYıSı, YOĞUNLUĞU,

RENGI

• Yetişkin bir insanda hücre sayısı vücut

büyüklüğüne göre değişir. Kan hücreleri hariç bir

insanda ortalama 1013-1014 hücre bulunur.

• Tüm omurgalı hayvanlarda ve insanda bazı

organların (merkezi sinir sistemi, retina, lens

kristali gibi), hücre sayısı sabittir sonradan

çoğalmaz.

25

HÜCRE SAYıSı,

YOĞUNLUĞU, RENGI

Hücreler çoğunlukla renksizdir, fakat

sitoplazmalarındaki pigment çeşidine (melanin,

hemoglobin) göre değişik renklerde görülebilir.

Hücrelerin yoğunluğu da fonksiyonuna bağlı

olarak değişmektedir. Sert ya da yumuşak

olabilmektedir.

26

HAYVAN VE BITKI HÜCRELERI

Hayvan hücresi

1-Hücre duvarı bulunmaz.

2-Sentriol bulunur.

3-Kloroplast, lökoplast,

kromoplast bulunmaz.

4-Kofullar küçüktür.

5-Glikojen bulunur.

6-Hücreler bağımsızdır.

(Doku sıvısı)

Bitki hücresi

1-Hücre duvarı bulunur.

2-Sentriol bulunmaz.

3-Kloroplast, lökoplast,

kromoplast bulunur.

4-Kofullar büyüktür.

5-Nişasta ve selüloz bulunur.

6-Hücreler sürekli birbirine

hücre duvarı ile bağlıdır 27

28

29

HÜCRE

HÜCRE ZARI SİTOPLAZMA NÜKLEUS

30

SİTOPLAZMA

• Sitozol

- İyonlar

- Karbohidratlar

- Proteinler

- RNA’nın büyük bir kısmı

• Organeller

• Çekirdek (Nukleus)

31

Elemanlar Total hücre volümü(%)

Hücredeki sayı

Sitozol 54 1

Mitokondri 22 1700

RER (Granüllü ER) 9 1

Düz ER+golgi 6 1

Nukleus 6 1

Peroksizom 1 400

Lizozom 1 200-400

32

SITOZOL IÇERIĞI

• Proteinler

* Enzimatik reaksiyonlar

* Sinyal iletimi

* Glikoliz

* Reseptörler

* Transkripsiyon faktörleri

* Ribozomla

* iskelet proteinleri

• Hücre içinde sentezlenen proteinlerin

%50 si sitozolde kalan proteinlerdir

33

SITOZOLDE GERÇEKLEŞEN

METABOLIK İŞLEVLER

• Karbohidrat metabolizması;

• Glikoliz

• pentoz fosfat yolu

• glikojen sentezi ve parçalanması

34

SITOZOLDE GERÇEKLEŞEN

METABOLIK İŞLEVLER

• Amino asit metabolizması;

• Oksidatif deaminasyon

• Dekarboksilasyon

• Transaminasyon

• Üre ve amino asit sentez basamakları

• Amino asitlerin tRNA moleküllerine

bağlanması

35

• Yağ asitleri metabolizması;

• Yağ asitlerinin taşınması

• Karnitin türevlerinin oluşumu ve de novo sentezleri

• Nükleotid metabolizması;

• Pürin ve pirimidin sentezinin bazı basamakları

SITOZOLDE GERÇEKLEŞEN METABOLIK

OLAYLAR

36

SITOZOLDE 2 TIP DEPO BULUNUR

Glikojen (glukoz deposu)

* Yetişkinde 1 günlük enerji gereksinimi

* Sitozolde yuvarlak tanecikler şeklinde

Trigliseridler (lipid damlacıkları)

* Sitozolde lipid damlacıkları

* Adipositlerde lipid damlacıkları, lipid vakuolleri

37

SITOZOL

• Hücre yapısının devamlılığı

• Hücre kıvamı

• Organellerin sitozolde asılı kalmasının sağlanması

• Yaşam için gerekli kimyasal maddelerin depolanması

• Yaşamsal metabolik reaksiyonların gerçekleşmesi

• Anaerobik Glikolizis,

• Protein Sentezi

38

NÜKLEUS

• Nukleus zarı çift katlı

• Nuklear porlar Nukleus trafiği

• Nukleolus RNA üretimi

• Nüklear materyal Genetik bilgi akışı

39

Bir nükleusun elektron mikroskoptaki görüntüsü 40

• Nükleus ökaryot hücreleri prokaryotlardan ayıran

temel özelliktir.

• Nükleusu olmayan canlılarda genetik materyal (DNA)

sitoplazmada dağılmış olarak bulunur.

• Nükleus hücrenin bütün yaşamsal faaliyetlerini

yöneten merkez ve genetik maddenin (DNA)

koruyucusudur.

• DNA eşlenmesi, RNA sentezi ve işlenmesi nükleusta

geçer.

41

NÜKLEUS DÖRT KıSıMDA İNCELENIR

• Nükleus zarı

• Nükleolus

• Nükleus plazması

• Kromotin iplik

42

NÜKLEER ZARF • Nükleus zarfı

• iki nükleus zarı

• nükleer lamina

• nükleer por komplekslerinden oluşan

karmaşık bir yapıdır

• Nükleus

• İç nükleer zar

• dış nükleer zar olarak adlandırılan ortak

merkezli iki zar sistemiyle kuşatılmaktadır.

43

• Dış nükleus zarı endoplazmik retikulum zarıyla

devam eder, bu da nükleus iç ve dış zarları

arasındaki alanın, endoplazmik retikulum

lümeniyle doğrudan ilişkisini sağlamaktadır.

• İç nükleus zarı nükleusa özel proteinler taşır

NÜKLEAR ZAR

44

Nükleus zarfının şeması. İç çekirdek zarı, kromatinin

bağlanma bölgelerini oluşturan nükleer lamina ile

kaplıdır. 45

Dış nükleus zarının endoplazmik retikulumla devam ettiğinin

görüldüğü bir elektron mikroskop görüntüsü 46

NÜKLEUS ZARFı

• En önemli özelliği seçilmiş proteinlerin genetik

materyale ulaşmalarını kontrol ederek, gen

ifadesinin transkripsiyon düzeyinde kontrolü için

ilave bir basamak sağlamaktadır.

• Diğer hücresel zarlar gibi çift tabakalı fosfolipid

yapısında olup, sadece polar olmayan küçük

moleküller için geçirgendir.

47

NÜKLEAR POR KOMPLEKSLERI

• Küçük polar moleküllerin

• iyonların

• makromoleküllerin (proteinler, RNA’lar)

nükleus ile sitoplazma arasında taşınmalarının

gerçekleştiği kanallardır.

• 120 nm çapında, ribozom büyüklüğünün 30 katı

kadar büyüklükte yapılardır

• Ökaryotik hücrelerin fizyolojilerinin

düzenlenmesinde önemlidir. 48

49

NÜKLEER PORLAR

• Protein ve RNA’ların nükleer por

komplekslerinden seçilmiş taşınımı;

• nükleusun iç yapısının oluşmasında

• ökaryotik gen ekspresyonunun kontrolünde

esastır.

50

NÜKLEER PORLAR

• Moleküler ağırlıkları 20 kD’un altında olan moleküller nükleer porlardan pasif difüzyon ile geçerler

• Büyük moleküller ise özgün olarak tanınıp, seçilerek aktif olarak geçiş yaparlar

• Sitoplazmada sentezlenip nükleusta görev yapan proteinler nükleer yerleşim sinyali adı verilen amino asit dizileri taşırlar ve bu sayede nükleusu hedefleyerek geçerler.

51

NÜKLEER PORLARDAN GEÇIŞ

52

NÜKLEAR LAMINA

Nüklear lamina, nükleusa yapısal destek sağlayan

ipliksi bir örgüdür.

Lamin adı verilen proteinlerden oluşur

Lamin A

Lamin B1

Lamin B2

lamin C

53

NÜKLEAR LAMINA

Lamin proteinleri iki alfa heliks yapılı

bölgelerinden birbirlerine bağlanarak üst üste

kıvrımlar oluşturmak suretiyle dimerler

meydana gelir

Dimerler biraraya gelerek laminayı oluşturur.

Laminler aynı zamanda nükleer iç zardaki

proteinlere bağlanırlar

54

55

NÜKLEAR LAMINA

Laminler kromatin iplikciğinin tutunma

bölgelerini oluşturur

Lamin organizasyonu

DNA replikasyonu için şarttır

transkripsiyonun düzenlenmesinde rol

almaktadır.

56

NÜKLEAR LAMINA

HASTALıKLARı

• Lamin proteinlerinde ve lamine bağlanan proteinleri

kodlayan genlerdeki mutasyonlar sonucunda kalıtsal

hastalıklar ortaya çıkmaktadır.

• Emery-Dreifuss kas hastalığı

• Dunnigan tipi kısmi lipodistrofi

• Charcot-Marie_tooth bozukluğu

Bu mutasyonlar dokuya özgül hastalıklar oluşturmaktadır.

57

NÜKLEUSUN İÇ DÜZENI

• Nükleus, kromatinin, RNA’ların ve çekirdek

proteinlerinin serbestçe içinde hareket ettikleri

sıvı çözelti içeren bir kap değildir.

• Nükleus

• genetik materyali düzenleyen

• nükleer işlevleri düzenleyen bir yapıdır.

• İşlevleri kromatinin nükleus içerisindeki çok iyi

düzenlenmiş yapısına ve yerleşimine

dayanmaktadır. 58

NÜKLEUSUN İÇ DÜZENI

• Nükleusun temel fizyolojik fonksiyonu RNA

sentezini yönetmesidir.

• Büyüyen ve farklılaşan hücrede nükleus metabolik

aktivitenin çok yoğun olduğu bir bölgedir.

• Nükleusun sıvı kısmı nükleoplazma olarak

adlandırılır ve yoğun olarak DNA içerir.

• Nükleusun içinde nükleolus yer alır

59

NÜKLEOLUS

• Işık mikroskobunda gözlenebilir.

• Ribozomal RNA sentezini yürüten DNA kopyaları içerir.

• İnsan genomu her hücrede 5.8S, 18S, 28S rRNA genlerinin 200 kadar kopyasını içerir

• Hücrenin rRNA’sının çoğu burada sentezlenir

• Bazı ribozomal proteinler rRNA’lara burada eklenir

60

NÜKLEOLUS

rRNA sentezinin yapıldığı

RNA işlenmesinin yapıldığı

Ribozomların yapılandığı yerdir.

61

RIBOZOM

• Yapıları ribonükleoprotein;

• ribonükleik asit (RNA)

• ribozomal proteinlerden oluşur

• Küresel yapıda, iki parçalı çok küçük organellerdir.

• Zarları bulunmaz.

• Ağırlıkça 60% ribozomal RNA (rRNA) ‘dır.

62

RIBOZOM

Temel olarak iki alt birimden oluşur

63

RIBOZOM

• Prokaryotlarda

• küçük alt birim (30S); 16S rRNA ve 21 proteinden oluşur,

• büyük alt birim (50S); 23S ve 5S rRNA ile 34 proteinden oluşur

• Ökaryotlarda

• küçük alt birim (40S); 18S rRNA ile 30 proteinden oluşur,

• büyük alt birim (60S) 28S, 5.8S,ve 5S rRNA ile 45 proteinden oluşur.

64

• Çekirdekten gelen emirlere uygun olarak hücrenin

kendine özgü proteinlerinin sentezlendiği yerlerdir.

• Hücrenin protein ihtiyacına bağlı olarak sayısı

hücreden hücreye göre değişmektedir.

• Gelişmekte olan bir memeli hücresinde sayıları 10

milyonun üzerindedir.

• Salgı hücrelerinde çok sayıda bulunmaktadır.

Ribozom Fonksiyonu

65

RIBOZOMLAR

• İki çeşit ribozom vardır.

• Birincisi ER'ye bağlı olanlar,

• ikincisi de sitoplazmada serbest bulunanlar.

• Bağlı olanlar ER'de kullanılacak veya ER içinde

taşınacak olan proteini sentezler,

• Serbest olanlar sitoplazmada kullanılacak olan

proteini sentezler.

66

RIBOZOM YAPıLANMASı

• Ribozomal proteinler sitoplazmadan nükleusa

taşınırlar ve henüz işlenmemiş pre-rRNA ile

birleşirler.

• Pre-RNA işlendiğinde;

• ribozomal proteinlerin ve 5SrRNA eklenmesiyle

ribozom öncül partikülleri oluşur.

• Olgunlaşmanın son aşamasında ribozom

öncül partikülleri, 40S ve 60S ürünleri

oluşturmak üzere sitoplazmaya gönderilir.

67

RIBOZOM YAPıLANMASı

68

ENDOPLAZMIK RETIKULUM

• Hücre zarından çekirdeklere kadar uzanan ince

borucuklar sistemidir

• Hücre içinde madde taşır

• Toplam hücre hacminin yaklaşık %10’unu temsil

eder

69

ENDOPLAZMIK RETIKULUM

• Görevi;

• Protein işlenmesi ve taşınması

• Lipid sentezi

• Kalsiyum deposu

70

YAPı VE İŞLEV

• ER yapısı ve işlevi arasında ilişki vardır. ER’da hücre

içerisinde farklı işlevlere sahip üç kesintisiz zar alanı

bulunur

• Granüllü ER

• Transisyonel ER

• Granülsüz ER

71

• Granüllü ER: Dış yüzeyi ribozomlarla kaplı,

protein işlenmesinde görevli

• Transisyonel ER: Veziküllerin golgi aygıtına

gitmek üzere ayrıldığı ER olup, protein

işlenmesinde görevli

• Düz ER: ribozomlarla ilişkisi yoktur, protein değil

lipid metabolizmasında görevlidir

YAPı VE İŞLEV

72

DÜZ ER İŞLEVI

• Lipid metabolizması burada gerçekleşir

• Kolesterolden steroid hormon sentezi

• Leydig hücrelerde testesteron sentezi

• Karaciğerde hepatosit hücrelerde lipoprotein

partiküllerinin üretimi

73

DÜZ ER İŞLEVI

• Karaciğerde detoksifikasyon

• Karaciğerde düz ER detoksifikasyon

enzimlerini içerir

• Sitokrom P450 enzim ailesi ilaç ve

metabolitleri detoksifiye ederek idrar

yolu ile atılımını sağlar

74

• Kalsiyum depolama

• Kas hücrelerinde düz ER sarkoplazmik retikulum

adını alır

• Kalsiyum depolar.

• Kalsiyum salınımı ve geri alımı kas kasılma

mekanizmasında önemli rol oynar

DÜZ ER İŞLEVI

75

• Transmembran proteinleri ve lipidler ER membranında üretilir ve bu moleküller;

• Hücre membranı

• ER membranı

• Golgi

• Lizozom

• Endozom

• Mitokondri

• Peroksizom

• Salgı veziküllerinin yapısına katılır

76

ER ILE TAŞıNMA

77

• Membrana bağlı ribozomlar ile serbest ribozomlar

arasında yapısal ve işlevsel fark yok yalnızca

sentezledikleri proteinler farklı

• Her iki tip ribozom üzerinden sentezlenen proteinlerin

hedeflenmesi

• sinyal tanıyan partikül

• sinyal tanıma reseptörü

• translokatör

işbirliği ile olur

78

• Translokatör: ER membranında proteinlerden oluşan

por yapısıdır. Bu yapıyı oluşturan proteinler korunmuş

proteinlerdir.

79

SINYAL TANıYAN PARTIKÜL

• Altı tane polipeptid zinciri

• Küçük sitoplazmik bir RNA

80

PROTEIN TAŞıNMASı

• Protein sentezi devam ederken translokasyon

• Sentez sonrası translokasyon

81

SALGı PROTEINLERININ ER’A

TRANSLASYON SıRASıNDA

HEDEFLENMESI

• 1. adım: ribozomda sinyal dizisi ortaya çıkınca sinyal tanıyan partikül (SRP) tarafından tanınır ve bağlanır.

• 2. adım: SRP, sinytal dizisini ER zarına yönlendirir ve SRP reseptörüne bağlanır

• 3. adım: SRP ayrılır, ribozom translokatöre bağlanır ve sinyal dizi zar kanalına girer

82

• 4. adım: proteine çevrim devam eder, uzayan

zincir zarın diğer tarafına aktarılır

• 5.adım: Sinyal peptidaz tarafından sinyal dizisi

kesilir, polipeptid zincirini ER lümeninden

serbestleştirir.

SALGı PROTEINLERININ ER’A

TRANSLASYON SıRASıNDA

HEDEFLENMESI

83

84

SENTEZ SONRASı TRANSLOKASYON

• Proteinlerin mitokondri, kloroplast ve peroksizomlara taşınması sentez bittikten sonra sitozolden olur

• ER dışında yerlere hedeflenen proteinler yine sitozolde sinyal tanıma mekanizması ile ilgili organellere gider

85

ER LÜMENINDEKI OLAYLAR

• Transloke olan proteinler ER lümeninde katlanırlar.

• Oligomerizasyon

• Disülfit bağ oluşumu

• N-ucuna oligosakkarit bağlanması

• Doğru katlanmadan ER’den çıkan proteinler

sitoplazmada parçalanır

86

ER’DA KALAN PROTEINLER

• ER’de alıkonma sinyali içeren proteinler

• bu sinyal proteinin C-ucunda 4 amino asittir

BİP (Binding Immunoglobulin Protein) şaperon protein:

• ER’de kalan önemli proteinlerdendir, ER membranının iç yüzeyinden tutunurlar, proteinlerin lümen içine alınmasına yardım eder ve doğru katlanmalarını sağlar.

87

BİP şaperon protein

• Proteinlerin ilgili yere gidinceye kadar ER

içinde korunmasını sağlar.

• Aynı zamanda ATP hidrolizi yaparak

translasyon sonrası translokasyon

sırasında ihtiyaç duyulan enerjiyi sağlar

88