h halil hamid paşa - dergipark
TRANSCRIPT
h " S a d r â z a m
Halil Hamid Paşa
O. PROF. iSMAt-L HAKKİ liZUNÇAHŞILI
T , •
Kaılofça muahedesinin akdi ile (1699) Bitik fütuhat siyaseti nihayet
bulan Osmanlı imperatorlugu, elinden birçok memleketleri çıkarmak sine
nle arazi cihetinden zarara uğradığı gibi mali, İktisadî, İdarî ve askerî
cephelerden de pek ziyade yıpranmışı. Herin?, dörf devletle yapılan bu
uzun harbin açtığı yaralar tedavi edilmeden yirmi sene sonra Pasarnfça
mualıedesile ik inci b ir Karara uğramaklık devletin bilhassa bozufmuş olan
Askerî teşkilâtında ıslahat ve tadilât yapılmasının zarurî olduğunu gös
termişti.
On öç yı] imparatorluğun sadrıazamüg-tnca bulunan Nevşehirli Dama:
İbrahim Paşa, il im ve sanayi sahasında biraz Faaliyet göstermiş, matbaa
açılmış,, kitaplar tercüme ettirilmiş son zamanlarda Üsküdarda bir kışta
binası ile askerî ıslahata başlamak istemiş ve bazı senâyiin inkişafı gibi
hareketlerle Avrupadaki faailiyeti kısmen oizde de tatbika başlamış
ise de bu hareket Patrona isyanile akim kalmıştı. Uzun süren sadaretinde
yarım yamalak yapılan bu işler kendi l inin 3ûlahiyEt ve istiklâline nispetle
ehemmiyetsizdi; Hususile askerî ve idari bozukluklar her sahada keıı
dini gösteriyordu: İran seferleri esnasında muvaffakiyetsizlik sanca ve
sekbanlar yüzünden AnadoJudaki asayişsizlik bu cümledendi. 1148 H =
1736 M seferi ile Osmanlı ordularının gösterdikleri muvaffakivet, yü j
ağartacak derecede ise de bu, zoruna hâsıl olmuş bîr galebe idi.
Bundan sonra olsun ordunun ıslahına çalışmak lâzım geldiği halde
aksine olarak Yeniçeri esamisi alınıp satılmasına müsaade, ilticam usulü
deyiş [irilerek yeni bir iltizam kanunu ile malikânecilige doğru gidiş,
timar, liâmet İşlerindeki kayıtsızlık ve yolsuzluk istikbalde vukua gelecek
bİı harpte neticenin pek fena olacağma delil id i . Belgrat muahedesin d en
sonra otu& sene süren sülh ve sükûn içinde ordu âtıl kalmış, yeni
iltizam kanunu dolayısile eyaletlerdeki nüfuslu aileler yeryer mütehakkrm
214 l*n-il I l ı t t ı Uzunçarplp
bir vaziyet almışlar ve bu suretle Derebegi dediğimiz hanedanlar
meydana çıkmıştı. İşte asıl bundan sonraJ r ki hükümetin eyaletlerde
nüfuzu azalmış valiler bile dercbeylerin ve nüfuzlu yerli mütesellimle""
ellerinde oyuncak olmuşlardı. Her n ek adar otuz fendik suln devresi
içince orduca ban ıslahat yapılmak iiLenihniş ise de bir isyandan
kurkularak işe giıufihncğe cesaret edilmemiş, ıslahat arzusu yalnız
st»de kalmıştır. Hekimualu Ali Paşa gibi hem devlet idaresinde ve
hem kumandanlıkta mehareti olan, yefen Mehmet ve İvaz Paşalar
gibi orduyu müvaffakiyellcre sı:vkedeiı vezirlerin pek az müddet iş ba
şında kalmaları kendilerinden istifade edilmesini: mâni olmuştu. Koca
Ragıb Raşa İM hem devlet İşlerinde ve hc dc siyaset sahasında kafası
işleyen bir vezirdir. Devlet ve memlekelin ihtiyaçlarını görüp anlauıasma
rağmen eline aldığı idareyi bozmadan zamanını hoş geçirmek siyasetini
takip eylemiş, hastalığın ilâçlarını bildiği halde tedavisine cesaret ede
memişti.
(1182 H 1768 M) icferinde hasmın en son askerî talim ve terbiye
ile yetiştirilmiş kuvvetlerine karşı, Osmanlı ordu ve donanmasının otur
senedenberi talimsiz, man evre siz, eski ve tecrübeli kumandanlardan
mahrum olması hem denizde ve hemde karada fena halde mağlûbiyeti
icap ettirmiş, altı sene süren harp neticesinde Kirim ve bazı yerler elden,
çıkmış pek ağır harp tazminatı verilmeğe mecburiyet hâsıl olmuş, memle
ket lıem malî, hem iktisadı sarsıntıya uğramışı.; lEusuarlc bu harp sebebile
Anadolu ve Rumli'yc bak ılıı m diniş olduğundan gemi azıya alan yerli
aileler yani derebryler m -ıkezin emirlerini di .1 -ur olmuşlardı.
Köprülülerden aonra gelen veziri âzaınlar arısında Avrupa usulü
üzete ulahat • ajjil naşının ianırT nMıığıımı MnJıynni vHTna da - İbrahim
ve Koca Ragıb Paşalar gibi - bunlar da Tuk arıda söylediğunir, gibi
hareket etmişlerdi. İste Babıâli'den yetişmiş olan Halil Hamid Paşa hem
derdi görmüş hem de tedavisine başlamış fakat rakiplerinin galebesi
neticesinde kendisini kurban vermiştir.
M
On sekizinci asırda yetişmiş Osmanlı sadrıazamlaiı arasında ıslahat
ve yenilik yapmak istiyenlerm en ileri gelenlerinden bîri ve halta birincisi
IsparLaİı Halil Hamid Paşada bazı eserler []J kendisinin Borduriu oldu
ğunu yazıyorlarsa da (1198 muharrem 1733 M) tarihli vakfiyesinde:
(Vilâyeti AnadoL'uda TI asiye û n kadimim olan İsparta kalabasında) tâbiri
ile doğduğu yerin İsparta nldugu gösterilmiştir. Bir kısım tarihlerin riva-
f • ] S i c i l i O-iijı.nn va I la l il Ü T - Rüesa BcrdbJ İ ı i t H a d i k a t - 5J - V ü ı t m i ^ ; da£ru o h r a l t
[üpai-tBİı ol dujıiTin y a z a r l a r .
ı
I
H n l i l H a m i d P ^ r , 2 1 5
yetlerine göre babası ir anıl Hacı Mustafa ağa ve bazılarının yazdıklarına
göre de Gürcü Mustafa Ağadır. f _ J ] , Aile arasındaki ananede
Hacı Mustafa Ağanın babası A l i Ağa'ya dideban nğlu derlermiş. Dide-
ban'ın gözcü demek olduğu malûmdur. Şu halde tarihlerde müslensih
yanlışı alarak nokta kalkmış Gözcüoğlu Hacı Mustafa Gürcü olmuş. Os
manlı tarihinde dideban veya gözçülerin bulunduğunu bi lmekteyiz.
Hacı mııstafa Ağa silsilenamedeki kayda göre ( 1 1 2 0 H 1 7 0 7 ) tarihin
de ispartada doğmuştur; babası A h Ağa'dır; takriben (1149 H 1 7 3 Û M)
tarihinden evvel beylerbeğiiik ile Hamid [İsparta] mutasarrıfı olan Burdurhı
Çelik Mehmed paşaya intisap ederek anın maiyetinde yetişmiş bazından
ve daha sonra paşasının vezirliği sırasında Kapıketühdası olmuştur? Hacı
Mustafa Ağa daha sonraları hayriye tüccarlarından olarak serbest yaşa
mış tır.
Halil Hamid Paşa, torunları elindeki silsilenameye göre (1149H 1 1 3 6 M)
senesinde İspartada doğmuş olup validesi Zeyneb hasımdı, Halil Hami l
Paşa, babasile beraber küçük y a ^ l a l u l a n h u k ı gelmiş [ '] ve burada tahsil
görmüştür.
Hali l Hamid Efendi tahsilden sonra iptida Babıâli divan kalemine
alındı; Beylikci [ '] yanında kâtip id i . Himayesiz ve maişetçe darda oldu
ğundan Eflâk Voyvodalığı kapı ketüiıdast İstayraki oğluna kâtip oldu;
bir müddet sonra İstavraki oğlunun katli üzerine tekrar Babıâlide eski
kalemine devam etmeğe başladı. O sırada Mustafa MI ün itimadını kaza
narak pek ziyade nüfuz peyda etmiş olan Darbhane Emini Raif ismail
Efendi (Paşa) nin delfiletilc [ ] ] Amudi kalemine alındı. Yedi , sekiz sene
burada beylikci maiyetinde hizmet etti . Beylikci Mustafa Refet Efendi vazi
fesinin ehli olmadığından Hali l Hamid Efendi gerek sulh vu gerek harp
zamanlarında ["] uç sene kadar beylikçîliğe ait işleri muvaffakiyetle gö
rerek çalışkanlığı, işi kavrayıp başarması cihetile büyüklerinin teveccühü
nü kazanmıştı Hali l Hamid Efendi, (1182-1758) Rus muharebesinde
PJ S i ı i l l ı O n m a n ; ||* H a d İ k j t > flVVşara GÜTCİ İ . Vc 1 k-ılir-' - Lir - RL İ ^ a İlr C u ^ d e t
l a r i h i İ ran i 'dsr d e r l e r s e da i k i r i v a y e t i n d e aslı y o k t u r .
[ T J C e v d i t t a r i h i , M s t b a s i O s m a n i y e tabi, C . 3, S . 133 vo a i l es i SEmiıvsi,
['J B e y l i k t i : Oi 'nAcjl ı LiiLpıE^İDrluğu î j n t ' u ıncLa D i v a n i H ü m a y u n brnlomI =Tİno b a k a n b i r
â m i r o l u p , e c n e b i d o v l e l l a r l e c e r e y a n e d a n mı ıahede lor in IIJJZ vı z ap t ı na d i k k a t e d e r . I ı r u ı n n
? t b e r ' l b r i y . ü i i ı r a r ak ıırkalarıar d a m g a l a r u n b u n d a n bfşks, devlat l j ı k a n u n it n izr ımlar ın l
k a y t w t a m i m e d e r d i .
['\ -Raif İ sma i l c l f e n d i I 7 » 2 d e n 171)5 Se nesİıı e k ada r da ıb r ı aan c m t n l i g i n d e Su l u nmnç l n ;
r-lnaUİa Jtl k e n d i l i n e iLlm-ut elırıilf o l d u ğ u n d a n BÖiil g i j e r ve her i s i y ap t ı rmak d i n d e n
f ş i i r d i .
L^ j O i a r i b d a ( 1 İH? - |76f l ) d a baş layan kus h a r b i «sıram ad ı yo rdu .
f * f C e v d e t T a r i h i , C . 2 . S. 1 3 2 .
2 1 6 İ3m£tl H ı k k l UzuncarşLİl
hacegân denilen Babıâli kalem amirliğine yükseldi ve sonra Âmedci
oldu [ ' ] ,
Hali l Hamid Efendinin değerli bir devlet adamı olduğu saray Lala
rından da haber alındı. Birinci Abdülhamid*in pek ziyade itimadım kazan
mış olan Silâhdar Mehmet Efendi (sonradan sadrıazam olan Karavezir)
Sır kâtibi İsmail Ağa vasıtasile Hali l Hamid Efendiyi tamdı. Ve anin
tavsiyesile (1193 H 1779 M) de büyük tezkirecî oldu. Gerek Âmedeilik
ve gerek büyük tezkirecilik hükümet merkezindeki mühim, memu
riyetlerdendi. Bu vazifeleri muvaffakiyetle gören bir memur Reisül Küttab'lı-
ğa namzet demekti.
Bu sırada Hali l Hamid efendiyi takdir eden Silâhdar Mehmet efendi
sadrazam olmuştu (1193 Şaban - 1779 Ağustos). Hali l Hamit efendi de
tezkireni oluşundan yedi ay sonra vezirlik verilen Abdürrezzak efendinin
yerine Reisülküttab tayin edi ldi ve (1194 Şevval - 1780 Birinci teşrin) de
de Hacı Mustafa efendiden sonra sadrazam kethüdası oldu. Sadrazam
kethüdaları, sadrazamların en yakın ve en ziyade itimat ettiği iş bi l ir
devlet adamları arasından seçilir ve devletin dahilî işlerile bizzat alâka
dar olurlardı.
Karavezir denmekte şöhret bulan Sadrazam Silâhdar Mehmet paşa f
1 inci Abdülhamid zamanında kendisinden evvel sadrazam olanlar arasında
en iy i iş görenlerdendi. Bu da değerli devlet adamlarını etrafına topla
ması sayesinde id i . Karavezir 1781 iptidasında vefat etti . Yerine ikinci
defa sadrazam olan Bolulu İzzet Mehmet paşa, sadaretinin dördüncü
ayında Halil Hamid efendiyi kethüdahktan azletti. Buns da sebep yeni
sadrazamın maiyetinin, Hali l Hamid efendinin nüfuzundan ürkmeleri idL
Izztt Mehmcd pasa maiyetinin tesiri altında bulunduûundan azlettiği kethü
danın işten uzaklaştırılmasını İcabettiren hiçbir kusurunu bulamamıştı. Hali l
Hamid efendi yah veya konağından her nerede isterse oturmağa mezun
olarak Babıâliden ayrıldı (1781 M Temmuz-1195 Cemaziyelalur 2ü) ["].
Fakat azli çok sürmedi. Üç buçuk ay sonra ayni sene şevval ayında
kendisine Tersane Enıinliği [Tersane levazım Reisliği] veri ldi; bu vazife
evvelkilere nazaran daha aşağı memuriyetlerdendi.
Sadrıazam tzzet Mehmed paşa maiyeti halkının ve bilhassa kayınbira
deri İsmail ağanın sözüne uyarak Hal i l Hamid efendi gibi değerli b i r
devlet adamını Babıâliden uzaklaştırmaktaki hatasını anladı. Ve yine
kethüdalıga tayin etmek üzere Tersane rlmini bulunan Hali l Hamid
efendiyi Paşakapısma çağırdı. Hali l Hamid efendi geldi; Tam o sırada
f ] •'. ı • I .. Bab ı â l i Ynya D i v a n ı H ü 111070odBD h ük ümda r a t a k d i m f d i l r r e k mnrnza t ı
s ad ra zam ın müh r ü ? m ü n ü r J e d i k i t b s o n r a g önde rmek l e müke l le f olııb. d c v i e l rsrar lDTD hep¬
SİDe v a k i i İdL A n t e d i k a l e m i b u n u n e m r î ü d c b u l ma L jord ı r
f i C e ^ a t T a r i h n C . 2 , S , 159 ,
H a l i l H r n ı i d F H Ş D 2 1 7
saraydan • \- .1 memur sad nazmını azlini tebliğ ile elinden mührü ve
mazul sadrazamı da beraberine alarak lekrar saraya döndü, izzet Melı-
med paça azlolunub saraya giderken yanında bulunan İradeli evrakı
lekrar kcttıüdnhğa tayin edeceği Hıli l Hamid efendiye vererek veda etti.
Bir müddet sonra mazul sadnazamı saraya götüren Kapucılar Keltıüdası
Hamdullah bey lekrsr Babıâliye k'ediğı zam m bizzat hükümdarın Haüi
Hamid efendiyi Kethüda [ayin eylediğim müjdeliyerek rütbesine mahsus
olan kctaüdaJık kürkünü [HilatJ giydirdi Ramazan 15-1782 M). haet
Mehmed paçanın, lekrar kethüda yapmak çın Paşakapısına getirttiği
Halil Hamil efendiye doğrudan doğruya saraydan kürk gönderilerek
giydirilmesi Halil Hamit eiendiyi seven Hazine Kethüdası İsmail ağanın
hükümdara tuvsiyesile olmuştu. İzzet Mehmed paşanın yerine Rumeli eyaleti
valisi Yeğen Mehmet paşa sadnazamlığa getirilmişti. Yeni sadrazamın
hiçbir kıymeti yoklu. Ancak dört ay kadar lu:unabildL Azledilince yerine
Sıiatıdar Mehmet ağa vasıtasiyle aaraya davet edilen Sadrıaıam Kethü
dası Halil Hamid efendi Sadrıaıam oldu (25 Muharrem 1197-1782 Birinci
kânun).
Yeni sndrıazamın sadrazamhğina âdet olduğu üzere zamanın şairleri
tarafından üçyüzü mütecaviz tarih söylenmiştir. $air Sami'nin manzume-
sindekv şu parçalar gTİzeldir:
C r n e b l f ah . r l fB . r i c a m h ' f a m Mll'-iaı l İ f i n ı a
M â I û Ican* <z-\-.- m i h i r » l n ı | " İ r - ıv l . ' ,
I G Ü r ü n c e İteni l idayı m i l i n a t t ı far 4ı I s t i d ı d
B u y u r d u şaamh j j y * * l * J ı r I I L I m u d i a ı n u
K ı ü r i k b a l l e n ı l r ı ru h ü m a y u n u i u ü b t a J i ı a
Çıkı*» t a d r a n u r t t u ı . İ k r t D U U : • . . < : . • > • .
H n h m » ı JL ı a ı (Stm'J bt lür a l ü r e r i âıa-m
h â t r t hâlri payı d o ^ E r l i n e evle.-aik i n h a
Z a n u > n a i b i a l d a hu * f l r r » l w r « ı i " = -ı r ~ ' i r .
U m u n m d a m u v ı i ı a k oLa sadr ında H a l i l Paşa
Gerek Sami'nin ve gerek diğer sairlerin tarihleri içinde en güzeli
Ahmet Resmi e tendin im
Ha ı t ud p â j ây ı âd i l ıııühr olul ı «ad ı . g ü ı i n e l d u
misimle İ L — I ulemadan Tevfik efendinin:
V c n r i Ş * a H I• Lu I l a a u d p â f i p ı aaaf c an
tarihidir \'\. Haki Hamid paşanın sadaretine dair olan hattı hümayun,
kendisinin evveldenberi gözde okluğunu ve hizmetlerinin lıegcn ildiğin i
göstermektedir.
Stn ki Vtziri aram w trekili m u • sati sefamı telâmtt
encamı şahûrtemîc /altı/ ve ttşrif ıtflediğirndea sonra malûmun ola ki
[ • ] C ı v d i t T a r i h i , C . 2 . S . 3 5 5 .
2 l B İsmai l H a k k i U z u l l ^ r ş l L
selefin Yeğen Mohmed paşanın hâl ise pf.vtın memûle muvafık zuhur
etmediğinden ve senin iki defa keihıldalığıııda ve riyaset vesait- bulun
duğun htdematta mesaii cemilen nümayan olduğundan mührü hümayu
numu yedi istiklâline teslim eşledim. Görey'.m seni kemali istiklâl ite
umuru din ve devleti aiyiyemi rüyelve ocaklarım agavatı ve ricali dev
letimden herkesi istihkakına göre istihdama riayet ve irad ve masarifi
ılsamîyle beytülmali müslimînin kuvifetİ esbabına ziyadesiyle dikkat ve
serhaddâti îsfâmiyyenin neferat ve mühimmatları tekmiline ve levazımatı
sâirenlu tanzim ve letmimine ve mezalim ve taaddiyattn def ve ref'i
halatına kemâli sâyü guyret Idüb ddreynde aziz ve muhterem olasın ve
meialibi şahanem icrasında ve kaffei umuru devleti tıliyenıde müstakil
olduğunu bilesin; cenabı muvaffalcül umür, memuriyetini baİsi uümnti
menfur idüb her kaide tevfikatı aiiyyesiyU şimdiyedek kesbeyiediğin
memduhiyetin ez'afı muzâafına mazhar ve dinü devletime yarar asan
hası?nc\je mnsdar eyleye âmin ['] .
Hali l Hamid paşanın iktidarım bilerek anı kethirdatığında kullanan
Sadrazam Karavezir Mehmet paşa, vefatından evvel kendisine hatıı sor
mağa gelen padişaha, sadarete ehil olarak Kethüda Hali l Hamid efendi
ile Defterdar Hacı Mustafa Efendiyi tavsiye etmiş birincisinin zeki ve
faal, ikincisinin de iht iyar ve tecrübeli olduğunu söylemişti f ] . İkinci de f a
kethüdahğa tayininin doğrudan doğruya sarayın arzusu ile olması ve
Kapucutar Kethüdası vasıtasiyle yeni sadrazamın tayininden evvel kürk
giydiri lmesi Hal i l Hamid efendi hakkında hükümdarın teveccühü oldu
ğunu göstermektedir. • ' •
Hal i l Hamid Paşa Sadrıazam olduğu zaman kırk zeVi-?., kırk dokua
yaşlarında idi- Hattı Hümayunda kendisine istiklâl veri l iyor, ocak ağalan,
ve devlet ricalinden olanların her birini istihkakına göre istihdam etmesi,
varidat ve masarlfala dikkat ve itina, hudutlardaki kuvvetlerin, mühimmat
ve levazimatın tekmil ve tanzim olunması tavsive olunuyordu. Genç sadrı-
a?am bütün bu vesayâyı gözönünde tutarak işe girişmişti, Hatbhüraâ-
yundaki (metaLibi şahanem icrasında ve kaffei umuru devleti aliyemde müs
takil) tabiri hükümdarın emirlerini bile icabında yapmayacak demekti.
Hali l Hamid paşanın sadıiazam olması devletin buhranlı zamanına
tesadüf etmişb. Paşanın sadaretinde yaptığı İcraatı anlatmadan evvel
J l ] E D V Î I İ T a r i h i (Üa ıvora i to Kü t üphanes i H â l i ı e f ond i k i tap lar ı . N . 2 4 3 7 . v a r a l . 2 8 4 )
E n v a r i d e n n a k l e t C e v d e t T a r i h i , C . 2 , 5 , 3 5 5 .
1 1 Çavdar . T a r i h i , C . 3 , S . 134 ,
[JJ E m i c r i T a r i h i . H a l i l H a m i d pnşa hakk ında çok. sanl ıda b u l âm ı r vc aoın icraat ım
çnic i y i t a s t ı r e d e r { V . 2 3 4 - 2 9 2 i •
Haiil f W d Pa a 2 1 »
Osmanlı İmparatorluğunun dış ve İç vaziyetlerim şöyle bir gözden ge
çirmek lazımdır.
ur
Osmanlı İmparatorluğu, bilhassa onsekiainci asrın son yarısından
itibaren süVatle sukuta başlamış, 1774 senesinde imzalanan Küçük Kay
narca muahedesiyle Kırım elden çıkarak müstakil olmuş ve bundan
başka Özü ve etrafı Ruslara terkedil ib üste bir de tazminâl vermeğe
mecbur edilmişti. Kaynarca muahedesinin dikkate şayan maddelerinden
birisi de Rusların Türkiyede münâsib görecekleri yerlerde konsolos bu
lundurmaların m kabul edilmesi id i . Mustafa lll'ün tasarruf ve müsadereler
neticesinde hirikdirdiği paralar ve doldurduğu hazineler bu meş'um
(1182-1768) Rus harbinde bitmiş ve bu yüzden devletin malî vaziyeti
ehemmiyetli b ir buhran geçirmekte bulunmuştu,
Abdülhamid I, biraderinin yerine padişah olduğu vakit (1774) altı
sene evvel açılın Rus hiırbi devam ediyordu. fkhıvnf fek iy elastiğin ^ b e b i
ordunun iy i elierde olmaması ve bir de Avmpaya nazaran askeri ıslâ
hatın henüz yapılamaması idi- Kaynarca muahedesinin akdinden sonra
devlelin her şubesinde esaslı yemlikler yapılması lâzım gelyordırç Bilhassa
askerî ıslâhatın birinci salta bulunması icab ettiği k a f i surette anlaşıl
mıştı. Fakat 1774 den 1782 senesine gelinciye kadar sekiz sene zarfında
sadrazamlığa getirilen yedi vezirden hiçbiri ordunun tanzim ve tensikina
başlamamıştı. Sâdrıazanı Karavezir Mehmed paşa diğerlerine nazaran
bazı icraatta muvaffak oldu ise de o da ordu işlerine el sürmemişti.
Bununla beraber sağ olsa idî daha ziyade yüz ağartacak İş görmesi
çok mümkündü. Kendisi ölüm döşeğinde yatarken, padişaha, kendisinden
sonra iş görebilecek olan Kethüdası Hali l Hamid efendi ile Defterdar
Hacı Mustafa efendiyi tavsiye etmiş ve kendi muvaffakiyetinde âmil
olun şahısları sadarete namzet göstermişti.
AbdülhamLd I p emniyetle iş görebilmeleri için sadrazamlara tam bir
serbesti vermiş olduğu ' halde Karavezir müstesna olarak henüz
istediği g ib i bir vezir bül anı tanıştı. Ordunun ıslâhı ile hudutların kuvvet
lendirilmesine son derece lüzum görülüyordu. Abdülhamid sadarete tayin
ettiği vezirlere orduya ait işlerle hududda ki kalelerin tahkiminden ve
harb levazımâtımn hazırlanmasından, donanmanın tanziminden Bahset
mişti [ ' ] .
Rusyanın büyümesi, Kırım halkı g ib i , Osmanlı teşkilâtında evvelce
hizmet eden akıncıların yerin i tutan bîr kıt'a halkından Türk ordusu-
<i) Cevdet Tarihi. C 2, S. 203 ve m.
nun mahrum kalması ve bu suretle Türk vc Müslüman bir kıtanın elden
çıkması türkiyede pek acı bir tesir bırakmıştı. Bundan başka Rusların
yine kaynarca muahedesin dek i bir madde Üe Eflak ve bugdan işlerine
müdahale eylemeleri ve lürkiyenin münasip gördükleri yerlerinde konsu-
Lusluk teşkili ile hırıstiyan tebeayı devlet aleyhine ayaklandırmak için
hazırlık yapmaları, Çar İm perul urluğun un maksadını açıktan açığa gös
teriyordu. Nizamsız kuvvellerle yapılan harbin ne acıklı netice verece
ğini son harb gosteımiş olduğundan ve Rusyanın maksadı da aşikâr
bulunduğundan orduda esaslı değijikliklrı yapmak mnireti meydanda
idi. Kaynarca muahedesinden sonra Halil Hamid paşanın sadaretine
kadar geçen sekiz sene iğinde ine bazı kalelerin biraz takviyesinden
başka bir şey Yapılmamış, her ne kadar Darende li Mehmed paşa «ada-
relinde Zianıet ve Tımar İslâhatı hakkında bir nizamname yapılmış ise de
o da ümidedilen tesir: gÖslermemişti,
TÜrkiyenİn bu alıl vaziyetine karşı rusla?, müstakil ulan Kırımı işgal
için fırlat .-• <..-- •. ! .-t v* kırımdı tahrikirhı bulunarak bu vasıla iln
Kıi"m işine mûdahele etmek istiyorlar ve haltı kendilerine Laıafdar olan
Şahin Giray'ı hanlığa getirerek Devlet Gİıay Han'ı kaçmağa mecbur
ediyorlardı. Osmanlı hükÛmeiİ rusların bu müdahalelerine karşı koymak
istemişse de cesaret göslermiycrek ruslara karşı yumuşak yüz göster
mek zaruretinde bulunan fransanın tavassııtiyle Aynafıkavak ienkihnii-
mesi diye tarihlerde meşhur olan bir ililâf şeklini kabule mecbur olmuş-
du. Bu tenkihnâme, güya Kaynarca muahedesinin bazı maddelerinin
izahı demekdi. Bunun neticesinde Ruslar Kınına sokdukian askeri çeke
ceklerdi; Fakat, buna mukabil Ofmin l ı hükümeti Rusların ihtiram ettikleri
Şdtıiu Giıay'm hanlığım kaydı hayat ile kabul eyleyordu (1779 M - 1193 H).
Şu halde kırım zahiren müstakildi; Hakikatte ise Şahin Giray Ruıya
himayesir.de bulunduğundan Kırımda Osmaniı hükümetinin nüfuzundan
ziyade Rusların maddi nüfuzu vardı; Buna nazaran Kınının Ruslar tara
fından işgal ve ilhakı bir münasib ?jımana bırakılmış demekdL
Osmanlı hükümeti Kaynarca muahedesinden sonra ruslarm çıkardık
ları müşkülâtı karşılamak ile uğraşırken karşısına bir de jusiaıla ittifak
etmiş olan Nemçe [Avusturya] devleti çıkdı, İstanbul'da bulunan Rus ve
Avusturya sefirleri, hükûmeli sıkıştırarak arzularına nail oluyorlardı. Bunlar
Osmanlı devletinin şerefini kıran ticaret muahedeleri akdettiriyorlardı.
Şrirkdaki mevkiinin küçüldüğünü rffon Frarsa, Rusların Kırım üzerin
deki vaziyetine itiraz ediyorsa da buna ehemmiyet verilmiyor ve batla
ru&lann müttefiki olan Avusturya, O M Hanlılarla Ruslar arasında muharebe
olduğu takdirde Efiak ile Bugdanı işgal eyleyeceğini bildirmek suretiyle
Fraruanm Kınm üzerindeki itirazına cevnb veriyordu. Şarkta mühim
menfaati olun Fransa bu menfaatin muhafazası için bir muvazene temini
maksadiyle Ingiitereyt mürauaai etti İ H de oradan da Osmanlı devle
tinin işine karışmıyacaklaıı cevabını alınca Lver işlemci Ruslara güler
yüz göstermeğe mecbur oklu. Ve hatla Kırımın Ruslar tarafından işga
linin tasdik edilmesi için Osmanlı hükümetini bile sıkısdırdı.
a
Osmanlı İmparatorluğunun iç işleri de pek ziyade karışıkdı. Mer
kezin emirleri memlekette yürümüyordu. Bağcad ve Mısırda kölemenler
istedikleri gibi hareket ediyorlardı; Yerli ayan ve Derebeği denilen aileler
meydan almışlardı; Arabiatan yanm adasında Vehhâbrler faaliyette bulu-
nub Hicaz'ı tehdide başlamak üzre idiler. Korsanlıkla bulunun garb ocak
ları (Trablus, Tunus, Cezayir) faidelerindeo sarfı nazar devletin başına
adeta belâ olmuşlardı; Hatla bu zamanlarda yani 1732 acneunde Avus
turya hükümeti evvelce Cezayir korsanla-1 tarafından zabtedılen Avus
turya gemileri için devl^rten lurminnl . • 1.n • • muvaffak oldujju uibi
bundan sonra da korsanlar tarafından zarara uğrayan Avusturya gemileri
için de tazminat istedi ve hatta Avusluryaya hudud olan yerlerden
lazminal alınarak hakkının istifası için bahıalidcn bir laahhüd senedi
bile aldı.
Memleket dahilindeki ban eyâlet ve sancaklar malikane Laızuıda
Mukataa olarak evlâda İntikal etmek suretiyle nüfuzlu eşhasın ellerinde
olduğundan bunların bir gaile çıkarmalarından korkuiarak üzerlerine varıl-
mayor ve yumuşaklıkla idare ediliyorlardı. Manisa havalisinde Kutu osmun
oğullanYozgad taraflarında L^târz^eJerf,Çnparogbj-Çapanoglu) Trabzon
Caııik (Samıun) laıaliaımda J Ali Pajer Ma atya'da Rûtvan oğla; Mıiiul
taraflarında Baban hanedanı bu cümleden oldukları gibi Sur iyedeki Cezıar
Akmel paşada o tarafları nüfuzu altına almışdı, Kütahyada vali bulunan
Abdi paşa kapusu mükemmel bir vezir olduğundan Canikü I îacı Ali pasa
ile Abdi paşaya karşı lath dil kullanmak zarureti vardı. Halta son za
manlarda bunların ikisi de hükümete karşı yan gözle bakıyorlar ve iti
mat göstermiyorlar di. Halbuki Ruslara karşı yapılacak harekâtta en zi
yade iş görecekleri ümil edilen bu iki vali idi. Halil Hamid paşa sad-
rıazam olduğu zaman bu iki vezire karşı ço>( samimi hareket ederek
onların tereddütlerini izale ttmişdi. Yeni sadrazam 1197 Rcbiülevvel
ihtidasında {1183 Şubat) Hacı AK paşaya yazdığı mektubdaı
"Bu kadar vûztra beyninde ledelhâee fazlı hak U* JJ*
ile devleti aliyyenin düşmanlarına mukabele edecek w ârâyı şaibe*
tiyle [*r-*f1-' sefer ve hazarda jan ve namusa saltanatı se/ıiyyeyi
tekmil eyleyecek şuada bîr kaç tatsınız ve cümleden âla addey-
-
222 l ıma i l Ha l i k ı UııiD^BrçLİı
İriliğim cenubimi vt birde halâ Anadolu Ynİisî Abdi paıa hazretleridir.*
sözleri ile sekileri zamanındaki itimatsızlığı izale eylemiş idi [ |
tşlc Halil Hamid paşa sadrazam olduğu zaman Impcrılorluğun dış
siyasetiyle iç vaziyeti hülasa ettiğimiz şekilde idi. Bu icmalden sonra
sadrazam Halil Hamid paşanın faaliyetini yatabiliriz.
IV
İ lk i v .
Yeni sadrazam genç, faal 1*WJ, hızındı ve aynı zamanda icraatında ce
surdu; Yapdığmı bilerek ve anlayarak yapardı. Maruf tabiri İle Babıali d en
yetişdjği i ç i n devlerin siyasetine ve Avrupa d iki diploması cereyanlarına
vakıfdı. Kaynarca muahedesinin, < )• maiLİ .Iarla Ruslar arasında bir müta
reke mahiyetinde olub yakın bir Atide her iki tarafın çarpışacağım an-
lamışdı. Rusya ile müttefiki olan Avusluryamn her gün yeni yeni istek
lerle hükümeti sıkışdırdığmı görüyordu; Bundan dolayı vakit kazanmak
istiyordu. Askerî işlerle hudut işlerini ve bir harp ihtimaline binaen h a
zır bulunması için harp levazımı ve zahire tedarikini programının b a ş ı n a
koymuşdu.
İlk iş olarak Ziâmet ve Tımar sahiblerinir zimmet ve Umarları olan
sancaklarda oturmalarını ve İki ay zarfında bunların yerlerine gitmelerini
ilân ederek gitmfyenlerin dirliklerinin ellet inden alınarak başkalarına ve
rileceğini tamim eyledi. Bu iş haddi zatinde » k mühimdi; Kanunname
lerde Umar ve ziâmet erbabının mutlak s u r E t t e dirlikleri olan sancak
larda oturmaları lâzımdı; Çünkü bir harp vukuunda bunlar derhal b u
lundukları sancaklarda Aîaybegilcrin kumandaları allında Toplanırlardı.
Tımar ve ziameli başında bulunmayanlar orduya iltihak edemediklerin
den kuvvet azalırdı, Halil Hamid paşadan evvel de bu İş düşünülmüş ve
emirler verilmiş ¡w de [*] lakib edilmediğinden yürümemişdL Holü Hamid
paşa işleri tâkİbden yorulmaı vc usanmazdı. Hatta Belgrad muhafızı
eabak sadnazam lızet Mehmed paşa. lifime! v e timar mil âlimlerinden
(namzed) yirmi İki neferin verilen emir mucibnce mevcut olmadıkların
dan dolayı kayıdlarını terkin eytediği sırada tim arlılardan bir tanesine de
kamın hilafı IsEunbula kadar gelmek üzre i?in tezkeresi verdiğinden do
layı şiddetle muaheze edilmiş v e bu y o l s u z hareketi hakkında divana
M C*t6mt T u t U . C . 2. S. 355 : H ı l U H > « J r - j - B* i *-« l-K8»*« l ı l . j . a n i — b»H A £
pa ^a i l * dı>wt ıdk. Ar-i la ı ında a r a u n aflı l-ılM*|in>t*r o l a r d a ( K I I İ ' I Î B d i v a n ı « n a k t u b -
l a n m bav ! külLiyaTıaa m â r a ı a a l ) . K r u ( C " i l r t Ta rü t i , C . 2 . S . 3 0 1 h a u r o t i n u e D a t aamienî
o l ı n l H<\\ H a m i d p l p ı ı .r:.-.ı:. ... .• İ- • . ir. . • pp M : .
I 1] E ı n r l T a i i U , h b l i n İ H i d i • • l u p h a o v ı ı , 2 W I . n r a k . 78H . * C a ı d ı t Ta ı i b İ M a l -
1 - , ,:• v- l a h \ C , 2 , S . B 4 .
Halil H a m i d Paaa S »
vaziyeti bildirmesi ferman olunmuşdu [ ' ] . Halil Hamid Paça. ziamet ve
tımarlılardan vefat edenlerin dirl iklerini alay beğilerin hile ve desise ite
asıl müstehiklerine verm e diklerini bildiğinden, alay beğilerin hilelerine
mani olmak için vah ve sancak beylerinin nazarı d ikkat in i celb eylemiş
ve bu hususu her tarafa tamim etmişti Halil Hamid Paşa, yeniçeri
ocağının iştahını düşünmüş ve ibtida (Rebiülevvel 1197 H 1782 şubat M)
tarihinde tebüğ ettiği hükümlerle ocağa kul oğlu kul olarak yeniçeri
alınmak lâzımgelîrken vilâyet I erdeki yeniçeri serdarları ve yeniçeri
zabitlerinin ( ku l ne demek olduğunu bilmeyüb nâhalef M**3 ve tfgad
makulesinden aslında vc neslinde ocaklı olmayan nicelerinden) üçert
olarak beşer okka kahve ve bir mikdar eşya alarak bu gibileri yoldaş
yandıklarım ve bu suretle seleflerinin kan dökerek elde ettikleri şöhreti
ayaklar altına alıb ocağın şerefine hale! verdiklerini beyan ile bundan
sonra o gibi halleri meçhul eşhası ocağa almamalarım uzun uzadiya izah
eylemisdi [*] . Bundan, başka ocağa kayt olunarak bilfi i l yeniçerilik et-
meyüb kışlalarda bulunmayan ve yeniçerilik iddiası ile vilâyetlerde şu
rada ve burada esnaflık ve kaldırım kabadayılığr ederek tıarb zamanın
da eebheye gitmeyen ocağa kayıtlı eşhasın her tarafta defterini tutturub
bir muharebe çıkdığı zaman a gibilerin derhal sevkedilmeleri için def
terlerinin birer suretini eyaletlerden getirtt i . Ve bu işi daimi surette ta
kip ve ikmale mübaşirler ve muharrirler tayin eyledi ['] .
R u s l a r a karg ı haz ı r b u l u nmak i ç in f a a l i y e t :
Halil Hamid Pasa Rusya ile harbin yakında patlak verebileceğini düşün
düğünden hudut işlerine pek ziyade ehemmiyet verdi; Kalelere icab eden
asker, zahire ve tıarb Levazımını bol bol doldurdu. Bilhassa huduttaki
kalelerin iyiden iyi tahkimine çalıştı. Uosna üzerinde Avusturyantn faali
yetini dikkatten kaçırmayarak oraları da top, cephane ve harb mühim
matı ile takviye eyledi. Bender, Betgrad, Yergöğü gibi hududdaki mü
him kaleleri tamir ettirdi [*] . Bunlardan başka harb zuhurunda ihtiyat
olmak üzere Isakcı, Sofya, Edirne ambarlarına zahire doldurdu. Her
hangi bir karışıklığa meydan verilmemek için menzil teşkilâtını iyice
ianzim etti . Eşya nakleden develerin noksanlarını ikmal ettirdiği g ib i
[1] Hazindi vesikalın: Mütıjınme dnfieıi, Jfli, stat. 119? fa ha o • aenianndn fiöıı-dertlen hüküm.
[3\ Hazine! Vnşk veaıkaîan: Mühim me defteri, İ82> vurak. '), icat U9B. Mu hurra m son• tacihll hüküm.
[ a l Hanine] evrak vcailralonaıln-. Münİnımc dctta.laıi, N. İSİ, S, l44.Hl.97 RsJyiÜlavveldeu. iu-ödan I7£Q Şnhal),
(*] Envn i T a ı i b i , H-liı t f a d j kitablan, 2437 ( v a r a k . 2B9-29D}. I ' ; Vi.hin.ma İlİmi '3b S 137, 135, 148 , 252, 353 {1197 « n a a t Salar, RabiiilavvıJ
ve sa i r aylar içinde).
224 İSJHÖİI J l u k k ı UiUUÇidrşdı
top beygiıleri de tedarik eyledi. Istanbulda Hasköy Tophanesini faaliyete
getirterek Türk Ve Fransız ustaların nezaretleri alünda yeniden loplar
dökdürdü Fİ.
Sedaretinin ihtidalarında tersaneyi teftiş ederek donanmanın kuvvet
lenmesi hakkında kapudanı derya Cezayeıli Gazi Hasan Paşa ile görüş-
dü; inşaat tezgâhlarını ve mühimmat depolarını gezerek bir f ik i r edindi
ve daha sonraları (1198 C 21 H 1784 M) donanma nizamına ve donan
manın muharebe hazırlığına dair bir kanunname yaptırdı; bu kanun
namenin üzerinde:
[kavaniini devleti aliyycnin begayetehemmü cuçebt.nden (iu^-ıi > ı i - > J olduğuna binaen istikrarına iradei hümayumm müteallik olan
( ûtfji J*=' ffS? ^iji^t-t ) bu nizamın aleddevam {rM^' ) kemallte icra
sına vükelâyı devlet ve erkânı saltanatım ve hu$tısa( i^^-i-j f±t— ûtfjij cJjs L Î # J )
memur olanlar bes vakit namaz gibi nasbi ihtimam { ) ve dikkat
ideler herkim rehavet ( i j t j ) eder ise havcneden. mâdad ve dünyada
cezvstm görül) ahlretie dahi mekan ve rüsva) ola Hattı Hümayunu
vardı [-].
Sadrıazam günün birinde Rusya ile harb yapılarak Kırımın istirriadî-
na teşebbüs edilecek olursa ne yolda hareket edilmesi lâzım geldiğini,
o taraf ahvaline pek iy i vakıf olan Canikl i Hacı A t i Paşadan sormuş ve
cevab olarak mufassal bir de rapor almıştı. Hal i l Hamîd Paşa, Kırım
meselesi ve Rusyaya karşı yapılacak hareket hakkında H E C I A l i Paşa üe
zaman zaman mektuplaşmalar yapıyordu f 3 ] .
Hali l Hamid Paşah Rusların KaFkasyada da faaliyette bulunduklarım
haber aldığından, devletin şark hudutlarının emniyeti için serhad beyleri
ne talimat verdi; Çünkü Ruslar, Gürcü hanlarından Tifl is hani Ereğli
(Herâkli) hama oğluna ve Açıkbaş hanı Sülüman'a hediyeler gonderüb
bu sayede Irana ait Revan kalesinin bir heyet vasıtasiyle piâmnı aldır¬
mışlar ve toplarının teshil edildiği noktaları resmetmişİerdi. Bu sırada
Iranda esaslı bir hükümet mevcud olmayub Iran ihtilâl içinde olduğun
dan Ruşlann bu cihetten büyük'menfaatler eidc edecekleri tabiî idi- Çün
kü RosTarm dört beş seneden beri İrana tecavüz için hazırlandıklarını
hudud valileri hükümete bildirmişlerdi, Açık baş ham Ruslara tarafdar ol
duğundan Revan'a inen Ruslara karşı hududumuz iyice tehdid altına
gir iyor demekdi. Bir muharebe olduğu vakit Rusların Tifüs ham ve
Açıkbas banı delâletleri ile hududu tecavüz edecekleri aşikâr olduğundan
şark hududIarında bazı tertibat alındı. Bundan başka Ruslar Mâzendıran
['] l -ı-.'- • T a r i h i , ! ; - e f t ı t d i Lntııblurı, vıtrak. 299 {tiıı taphaneyı B a r o a Dötat aç' ditmiş Vc HsJıru lAldlyctİGe ha l e l gelmedi.
PJ H a z i o e i Evrak bntıriyc vesika Un N o 3983, p| C c v d r T Tarihi ( M a l h a a i O s m a n i y e tah'ı, C. 2, S, 237. 239).
H a l i l . H a m i d 2 2 5
ve Azerbayçanda faaliyete geçecek olurlarsa gerek Osmanlı devleti ve
gerek trança için vahim olacağını adamış ulan Halil Hamid Paşa Bağ
da d valisi Süleyman Paşa vasıtasiyle Iranda ileri gelenlerin nazarı dikka
tini celb etmeği de unutmadı [ ' ] ,
Halt! Hamid Paşa, Rusların Kırımı İlhak etmek niyetiyle vaziyeUerinin
şübheü olmasından dolayı hudud üzerinde kuvvetli ve değerli vezirle
rin bolunmasını münasib gördüğünden Tıms Seraskerliğine Aydoslu
fylehmed Paşa tayin edildi. Ve Silisle reye gönderildi. Aydoslu Mebmerf
Paşa o sırada hasla olduğundan şayet vefat ederse yerine kimin müna
sib olacağını bile düşünerek Anadolu vahşi Abd i Paşa münasib görül-
müşdü- Aydoslu iyi olduğundan buna hacet kalmadı ise de, Abd i Paşa
hudud üzerindeki İsmail Kalesine Serasker oldu. Maamafih, Sadarazamın
. bu kadar gayretine rağmen henüz Ruslara karşı koyulacak vaziyet
yokdu. Hali l Hamid Paşanın sadareti daha bir sene bile olmamış ve
pek dar bir zamanda iş başına getirilmişdh Sekiz sene içinde yapılması,
lâzımgelen işi bu kadar kısa bir zamanda başarabilmek imkânsızdı.
üü r ' a t t o p ç u l a r a
• Hali l Hamid paşa zamanında ihya edilen sür'at topçu ocağından
bahsetmeden evvel, bunun esâsı hakkında Fransa Hazinei Evrakmdaki
vesikalara göre izahat verelim.
Fransa Kiralı, Fransa Hariciye Nazırı vasıtasiyEc İstanbul Sefiri Sen
Pirisi'e Türk ordusunu tânzim etmek üzere bir askeri heyeti Türkiyeye
göndermek islediğini ve bunun için Türk hükümetini istimzaç eylemesini
emretmiş ise de Türkler böyle bir heyetin davet edilmeden gelmek iste
melerinden kuşkulanmışlar ve red cevabı vermişlerdi. Fransanın maksadı,
garkda büyümekrlp olan Rus tehlikesine karşı kendi menfaatlerini muha
faza için ihtiyatî bir tedbir almakdı. Kırat, Osmanlı devletinde askerî bir
İslâhat yapmak ve ayni zamanda Türk ordusu hakkında malûmat elde
etmek için o sırada İstanbulda bulunan Baron DS Tot t İsminde, askerden
diplomat olmuş bir eski zabiti bu işe memur etti . Babası Macar olan
ve Osmanlı vesikalarında Tot Beyzade denilen Töt, 1733 de Fransada
doğmuş, sonra Türkiyeye gonderilmişdi. Vazifesi, Türfciyeyi öğrenip
Kiralı alâkadar edecek havadisler vermekdi. Do To t t topçunun ıslâhı,
İstanbul ve Çanakkale boğazının müdafaası ve bogaziçi kalelerinin
plânlarım tanzim ve inşalarına nezaret ve yeni brr lop dökümhanesi
ihdası (Haliçde Hasköy Tophanesi) , orduda kullanılan kayık köprü
sisteminin tadi l i , topçu• arabalarının şekli ile iştigal ederek ıslâhatının
semerelerini gösterdi. Bunun üzerine Osmanlı hükümeti Fransadan
birtakım sanatkârlar daha istedi. Fransa hükümeti topçu çavuşu Obert
L '| E a r o r f T a r i h i , H a l i ? e fend i ki t a b l a n . 2 4 3 7
T n r l r i y a t Mermimin — 1$
226 UmB.il Hakkı Uiunçnj-ji i ı
kumandasiyle bunları gönderdi. Bunlar gelince Mustafa I I I ( 1 7 Kanunu
sani 1774-1187 ^ u i i t f i ) bir hattı hümayunla sürat topçu kıfasmı teşkil etli .
Osmanh hükümeti bu suretle İlk defa olarak Avrupa usulü üzere askerî
ıslahatı kabul etmiş oluyordu. Yeşil yelek, mavî şalvarlı olan sür'at top
çuları Kağıthanede talim ve terbiye ile yetişiyorlardı. Öbeti bunlara neza
ret ile meşgul olurken Dit Tori'da yeni top dökümhanesini idare, araba
tezkâlarına nezaret, bir döküm makinesi inşa, ve Boğaziçinde kaleler bina
ediyordu. Bundan başka bir de riyaziyât mektebi tesis eyledi- Top
dökümhanesi Haliçte Hasköyde idi.
Bu yeni mektebde Tült, ve İngilizken müslüman olan Kampel Mus
tafa ağa ve bir de Türkiyeye yeni gelen Kermuruan adında bir Fransız
ders Yeriyorlardı. 1775de mekteb ümidli bir hale gel m iş d i. Okmeydanında
tatbikat yapan talebe grafometre kullanmayı ve müselles hesabıfn kâfi dere- -
cede öğrenmişlerdi. Baron Dö To l t memleketine döndüğü zaman mühen
dis Mustafa ağa onun yerine vekil katmış ve diğer Fransız mütehassısları
vazifelerine devam eylemekte bulunmuşlardı. Sür'at topçuları bir müddet
soma Abdülhamid'in zamanında lâğvedilmiş Obert'de Fransaya dönmüşdü.
Hali l Ham id Paşa Sadrazam olduğu zaman henüz ilgasından beri
çok zaman geçmemiş olan sür'at topçu ocağını daha mükemmel surette
tesis etmeği kurdu. Fransız sefirine müracaatla geıek sür'at topçu ocağı
ve gerek kurulacak İstihkâm mektebi için mütehassıs istedi. Eski sür'at
topçularını yetişdiren Obert tekrar IstanbuFa geldi. Ve beraberinde çavuş
Granper isminde bir i de vardı [ ' ] . Tophane Nazırı Emin Ağanın neza
reti altında Obert ile Granper faaliyete geçdiler.
Hal i l Hamid Paşanın en mühim askeri icraatından birisi , sür'at topçu
ocağını ihya etmesidir. Kendisinin sadaretinden evvel topçu ocağına
bağlı olarak ik i yüz elti neferden müıekkcp bir sür'at topçu sınıfı vardı.
Sadnazam bu ocağa ehemmiyet vererek mevcudunu ik i bine çıkardı.
Evvelce verilmekte olan on ik i akçe gündeliği on beşe iblâğ ett i r Oca
ğın ilk mevcudu olan i k i yüz elli neferi sıınrc alınacak bin yedi yüz elli
nefere zabit ve bil im çavuşu olarak tayin eyledi. Sür'at topçuları bekâr
olacak ve daima kışlalnııda oturacaklar ve talim göreceklerdi. Bunlar için
Tophane taralında yeni kışlalar yapdırüdı. Ocak efradı haftada üç gün
Beyoğlu ve Sfıdabadda jj£o±, (Kâgıdhane) talim görecekler ve top talimi
yapacaklardı, Bu topçu neferlerinin başlarına, diğer askerlerden ayırmak
için yeşil püsküllü on ik i dilimden [Terk] dikilmiş beyaz çuha başlık
giydir i ld i . Üç sene hizmette bulunan topçuların gündelikleri yirmişer
[ ' ] FiUUflUDin İstanbul i t f a r c ü Müsteşar ı Ogûşl Hffb tarafın da n FlıW&a H.ıîirıei C T i a k ı
veli kalan H D I Ü E I Î n i d aa neşred i len yflîP {Qa SükİYİtıci a ş ı t t a FranflS Ve Türk flskerlİJnÎ, B u
m u * l u Say A h m « d RpfiJc tarafın da ıı l e r c i i m e edilerek Türk TnriJı Encümeni Mecmuasında banImıştır [yeni mri, Seyr 4, sene. 1 9 3 0 ) .
HÜÜ Hhukj P^ş 227
akçe olacakdı. İçlerinden alil, mecruh ve ihtiyarlarına hastalığın nev'ine
göre Tophane Ocağı mahlülünden oluz akça tekaüdiye uerilecckdi.
Bu hal selerde olursa kırk ve elli akçeye kadar çıkacakdı, Ülen
sür'at topçularının yerlerine ocağa mülâzım olarak devam edenler
tayin olunacaklardı. Ocağın nizam ve intizamına sadrıazam bakacak
ve senede bir defa yoklama yapılacakdı. Topçu ocağına bağlanmış
olan sür'at topçuları, az zamanda epey mümarese peyda ettiler. Halil
Hamİd Paşa ocak İşlerine pek ziyade aiâka gösteıüb hiçbir şeylerini
ihmal etmiyordu. Az gaman içinde ocak efradı a-asında bir dakikada
sekiz, on top atan üstad topçular yetişti. Her top altı neferle idare olu
nuyorsa da harpte tekf olanların yerlerini doldurmak için her topa on
topçu tayin olunuyordu | 1 ] . Haftada talim yaptıkları günler kendilerine
i k i kantar barut veri l iyordu,
Haljl Hamit Paşa sür'at topçularının nizamına dair verilen emirleri
ve tatbik edilen usulleri bir araya toplayarak bir nizamname kaleme al
dırmıştı k i birer sureti Enveıi tarihinde ve andan naklen Cevdet tarihinde
vaıdiT['J. Ni^aııır'üde On madde û^cjıue yazılmış olup buraya nakledilmedi.
K ı r ı m 1 m i l h a k ı m e s e l e s i : Sadrazamın Ruslarla karşı aldığı tedbirler,
kendisinin kethüdası ve daha evvel samimî arkadaşı olan Mustafa Efendi
nin itirazına uğramıştı, Sadnazam kethüdası, Halil Hamid Paşanın icraatım
muvafık görmeyüp beyhude yere hazine telef oluyor, düşmanın hareket
etmesi mümkün değildir sözleri ile alınmakta olan tertibata aleyhdarhk
ettiğinden dolayı azil edilüp menvuren Erzurum taraflarına gönderilmişti^].
Osmanlı hükümetinin maksadı Kırımın rusİEirdan kurtarılması i d i . Ruslar
ise Kırımı tamamen ilhak clınck istiyorlardı. Avusturya, rusların müttefiki
-nldu&undan ik i devletle birden haıp etmek lâzımdır. Çimdi ki halde bu
mümkün değildi, Rusların Kınım ilhakım şark siyasetlerine muvafık gör-
mıyen İngiltere Ele Fransa ise Amerika meselesinden dolayı bir ib ir ler i İle
uğraşmakta idiler. Şu halde Kırımın ilhakı şarkta menfaati olan bu ik i dev-
Jetin itirazını veya filen yardım suretile müdahalelerini mucip olamazdı.
İşte bu sıraca Rusya hükümeti düşüncesini file getirmeğe kalktı.
Kendisinin hanlığa getirdiği Şahın Giray aleyhine el atlından halki tahrik
«Ut, Bir kıyam neticesinde Şahın Giray kaçarak Bahadır Giray halk ta
rafından Han yapıldı; Fakat ruslar oynadıkları oyunu tamamlamak için
bu defa ŞahınGiray'ı iltizam j l t asker kuvvetile Kırıma girüp tekrar Han
yaptılar. Kırıma asker göndermesi Osmanlı hükümetince itirazı mucip
oldu ise de aldırış edilmedi. Buna karşı Osmanlı hükümeti alenen harp
[ i ] Enver î T a r i h i , H B İ İ E . Efendi kitapları, y an ı k , 194-295.
L3E İ H İ l i T-rİbİ, HaLi ı E t i n d i k i tap lar ı , S . Sü4, H Cc*d« t l - r f h i , C , 2, 5. 357.
p| C»?d« l TniUİ. C 2, S. 361: E I V B I Î T a r i h i , Abl Efendi bü l i İph*&*H büıhııaı, S.251.
•
2 2 f i İanıaiJ H a k k ı Uzuaça r j i l ı
tedarikine kalkışmayup Ozi tarafına biraz asker göndermiş ve Tamam
kalesinin ve o havalinin muhafazası da Suğucuk muhafızı A l i Paşaya
verilmişti; Fakat nihayet birtakım bahaneler neticesinde General Polemkin
kumandasile sevkedilen ordu Kırımı ilhak ve bir de ilhaka dair beyanna
me neşreyledi. Bu surede Taman [ '] Koban [-] ve Kırım rusların. elleri
ne geçmiş oldu ^1197 Şaban-1733 Temmuz). İşte Kaynarca muahedesile
müstakil olan Kırım dokuz sene sonra rusların eline geçti" Hicret etmek
istiyen otuzbin kişi vahşiyane kati olundu.
Kmmın ilhakı, Tü.kiye'de pek fena iesir yaptk Halk hükümete karşı
iğbirar gösteriyordu. Kırımın ilhakı üzerine rusların ilhak beyannamesine
reddiye olarak bir beyanname neşredilmedi; Hattâ bu ilhak dolayısüe
şeyhülislâm konağında aktedilen meclisle hara için müzakere cereyan
ederken Rusyamn beyannamesine reddiye olarak bir beyannamenin neşri
hususu görüşülürken Kaptan Gazı Hasan Paşa neşrolunması tarabnl ter
cih ile {şimdiye kadar tehiri münasip değildi) diyerek sadrazamm gaf
lette bulunduğunu ima etmesi üzerine Halil l iamid Paşa cevaben (garazı
mız düşmana ser rişte vermiyerek tıaharadek ihtilası vakit ile ledarıkâtı
seferiyenıizi ikmal eylemek mütaleası olup beyanname neşretmek i&o
düşmanı cenge davet demek) olacağını söyledi. (Ve bizi hazırlıksız yaka-
hyarak kendisi haza- bulunan kuvvetlerile memleketimize hücum eder mu-
taleasile geçen meclisle tehiri (fli-b. tasvip olunmuşbı) sözlerini ilâve eyledi.
5 ad rızamın bu muialeası üzerine Kaptan paşa£gerçi öyle münasip görül
müştü lâkin bu suretle devleti aliyye Kırım istilasını hazmetti) demek rus¬
larca mümkündür dedi [ a ] . Bu Kırım meselesinin müzakeresi esnasında
Halil Hamid Paşa ile Kaptan Gazi Hasan Paşa arasında cereyan eden
muhavereden aralarının iy i olmadığı görülüyor.
Kırımın ruslar taralından işgali üzerine Halil Hamid Paşanın Fransfz
sefirinin tesiri altında kalarak bir protestoda olsun bulunmuş olmaması
pek garip görülmektedir. Filhakika, bir protesto ve bir beyanname neş-
rile itliFakı tanımamak, rusların beyannamelerini reddetmek harbi dava
edeceği mülahazası galip gelerek Cezairli Gazi Hasan Peşa. müstesna
olmak üzere ik i defa yapılan müzakerede de mukabil bir beyanname neşri
geri bırakılmıştı. Osmanli hükümeti Aynalıkavak tenkihn a meşini kabul eder
ken Fransanın tavsiyesile hareket ettiği g ib i bu defa daruslara hoş gö
rünmek istiyen Fransanın telkini müessir olnvıştu [*•]- Hal i l Hamid Paşa
| ' t K a b a n D e a n , b i r d e l t a t i j k i l e decek l»lr ayağı K u r a d c n j i o , b i r j y j ğ ı d a A ı » k d c-
aİTİne d ö k ü l ü r . T a m a m b u i k i ayağ ın ı r U m n d ^ k İ adan ın i a m i d i r .
| - [ K i r a ı l ^ n i t i n şarkı şamııt i f l iûde K e b a n n e h r i n i n i k i laraf ı i l a c e n u b a do ğ r u K a b a r l ay
T n ^ m l s k c l i n c k n d n r o l a n vas i s a h r a l a r K a b a n ara^ is id i ı .
[ a ] C t i d e t T a r i h i , C . 2. S . 211 ve 28ü .
p | Cc ı rdet T a r i k i , Ç . 2, S. 2 8 1 . ue C , S, S- 10-16.
H a l i l Hmmiû P . f * , tt
İr ansızların ilci yüzlü siyasetlerinden gafil alarak başladığı ıslaballa ken-
dişine heyetler gönderen Fransa hükümetinin sözlerile Kırım meselesini
yani ilhakı kabul eylemiş ve protestoda bulunmamıştı, Ingiltera hükü
metinin Kırım işinde tavassutta bulunmak istediği halde Osmanlı hükü
metinin Fransanın da birlikle olmasını muvafık görmesi ve ybe Osmanlı
hükümetinin Kırımın ilhakı m ü mise be ti lc rusiara senet vermesinin önüne
geçmek isteyen Prusyanın tavsiyesine ehemmiyet verilmemesi Halil Hamid
Paşanın Fransızlara ne kadar fazla meylettiğini gÖslerb-
Halil Hamid Paşa vatanperver ve çok hamiyetli ve teşkilâtçı oldu
ğundan başladığı ıslahalın henüz ilk zamanlarında iken Rusya ile mütte
fiki Nemçe'nin karşısına haiırhksız çıkmaktan çekinmiş olmasında şvphc
yoktur. Kırımı istirdat edeyim derken başka yerlerin de elden çıkma
sından korkmuş olduğu muhakkaktır, Kendiskden iki sene sonra Koca
Yusuf Paşanın Rusya ve Avusturya ile yiptıfr muharebede daha ziyade
hazırlanmış olan ordunun muvaffak olmama*!, Halil Hamid Paşanın ihtiyat
etmekte hakb olduğunu gösterir.
Ruslar Osmanlı hükümetinin protestoda bılunmayıp Kınm ilhakını
reddetmemelerinden cesaret alarak, ilhakın Osmanlı hükümeti tarafından
kabul edildiğine dair bir senet istemişlerdi; Knunn ilhakı halka pek ağır
geldiğinden bu ilhakı tasdik bîr ayaklanmıya sebep olur diye korkulduğun
dan Paşakapisı'nda toplanan heyetin müzakeresi pek gizli tutulmuştu ['].
4 Muharrem 1198- Birincileşrin 1783 le Şeyhülislam konağında ileri gelen
devlet adamları ile ule-nauave ocak zabitlerinin iştiraki erile uzun uzudıya
müzakere olmuş herkes mülalüustııi açıkça söylemiş ve nihayet Rusya
elçisine Osmanlı hükümetinin rnüsalAhaya devamda sabit olub sulhu
hn/mayarafrından ve Kırım meselesinin Fransa ve İngiltere devletlerinin
tavassutu ite bir şekle bağlanacağından bahisle Reisül-kuttab y t t l ı ^ ' j
vasıtasiyle cevab verilmiş ise de sefir tavassutu kabul etmeyüb ya evet
veya hayır diye cevab İstemiş ve iki üç gün zarfında kendisine kaf i
şeklin bildirilmesinde ısrar etmiştir | | I • . toplantıdan yirmi gün
sonra yapılan Paşakapısı müzakeresinde Sadrazam müzakerenin seıbeıt
olduğunu beyan eltimden sonra:
(Bu iş devletimizin işidir. Bir türlü vesvese etmeyiniz. Filân şöyle
söyledi filâm böyle söyledi diye kimseye gücenmek yoktur eğer ben
bu meclisle söylenen söz için gücenib de söyleyen kimseye nefsaniyet
eyler isem Allahın kılıcına uğruyuyum Hakkı kelmedüp söylemeyen mu-
ahazei İlâhiyyeye m az har olur. Huzuru ha kda ne şekil söyleyecek
iseniz bu meclisde dahi öylece söyleyiniz. Bunda büyüklük küçüklük
olmaz. Sened mi verilecek, cenkmi açılacak? bu mecliste kat {^n) olun-
l'l C«dei T a r i h i . C. 3 , 5. 10 .
I*] C cL . de ! T a r i h i , C . 3 . S . 2 0 »e 3 5 .
2M) İBmail H a k k ı Uzuaçarş ı l ı
malıdır) demiş. Eskiden beri yapılan müzakerelerde sadrazamın fikrine
muhalif mütalaa söylenmesi söyleyenin cn aşağı nefyini mucib olduğu
bir çok defa görüldüğünden Hali l Hamid Paşa. müzakerede bulunanların
öyle bir zihaba kapılma m alan için bu mukaddimeyi söylemeğe lüzum
görmüşdü. Sunun üzerine sabık İstanbul Müftüsü Ahmed efendi:
(padişah ve anın vekil i nasıl muvafık görüyorlarsa biz anı kabul ederiz) demecine mukabil sadrazam:
(efendiT bu söz söz değildir; Bu madde bir kişinin reyi ile yürümez.
Cümleye âit bir büyük işiir. Eğer padişahın ve benim reyimle kesilecek
bir iş olsa sizlerin bu meclise davetiniz lâzım gelmezdi) diyerek kadıyı
susdurmuşdu. Bundan sonra mecliste herkes mütalaasını açıkça söylemiş
ve devlet henüz hazırlıksız bulunduğundan işin harbsîî bitirilmesinde
i t t i fak edilmişdi. Bu sözler üzerine sadrazam:
{benim muradım sefer olmasın demek yuhud muharebeden kaçmak
değildir; Bir canım var din ve devlet uğrunda feda ederim; Lâkin esbab
mükemmel değil. Ben şu mesnede geleli bir sene ancak oldu; Benden
evvel geleriler tahsili esbab ve tekmili tedarikâtı seferiyeye j _ j r , , ^ ı j . ^c
l i i j u i kat'â mübaşeret etmediler; S.ıir esbab şöyle dursun İhtiyat
İçin zehSİri seferiyye r>^_ ; i i i k nâmüe bir tane zahire dahi tedarik eyle-
medilerç Cümleniz bu mecJisdesinizpöyîc değilimdir? Benim memur o ldu
ğum vakitlerde bir habbe zahire bir mahalle tehye (-,:> olunmamışdı?)
deyince mütalaasını hepsi tasdik ettiler. Sadrazam sözüne devam ederek;
(Memur olduğum gündenberi boş durmadım; Gece gündüz çalışarak
hepinizin malûmu olan mertebe esbabı seferiyyevl tedarik ve tehye ede
bi ldim. Hâla Seraskerlerin bulundukları mahallerde ve sair o l etrafa
scicr olur mülahazasiyİe ordûyı hümayun göçecek yerlere vafir zahire
cemoldu ve seraskerler ve Başbuğlar maiyetlerine gönderilmek için
Varnaya top ve mühimmal gönderildi. Halta bir mikdan seraskerlere ve
me^akii saireye İsal olunduğu cümlenin malûmdur; Sadrazama barid söz
söylenmez demeyüb imkânı âdisi olan tedarikâtta kusur ettim ise söyle
y i n ; Bana şöyle söylediler deyu ııefsaniyeL kaydına düşersem Allahü teâla
< ju^ ı> belâmı versin) demesi üzerine meclis b a l a n müttefikan {sizin aslâ
kuşu'Unuz olmadı dar vakitte bundan ziyade himmet ve ikdam olamaz)
mukabelesinde bulundular, Halil Hamid Paşa bundan sonra:
{Şimdiki tedarikin düşmanla boy ölçüşmeğe kafi olmadığını söylemek
de vazifemdir. Şöyle yapdım böyle yapdım diyerek iftiharda manâ yoklur .
Bakın görün ana göre meclise hitam verin) dedikten sonra defterdar para
hakkında Darbhane emini Darbhancde mevcud paraya dair ve Yeniçeri
ağası Kapıkulu piyadesi hakkında söz söyliyerek, donanmaya dair de
mütalaa beyan edildi [ ' ] . Ve nihayet muharebeye taraftar olması ümid
edilen Kapudamderya Cezayerli Hasan paşa d a :
j ' l Cevdet T a r i h i , C.î, S$l.
H a l i l H a m i d Paça 2 3 1
(ben büyle vakitle cenk münasihdir diyemem maazallah i v i L - sonu fena
oiur. Bu babda sdhden gayn devleti aliyyeye hayu-b iş yoktur ['] demiş
olmasına binaen ittifakla sulhu bozmamağa ve Ruslara sened vererek
işgalin ve ilhakın kabul edildiğine karar verilJL Büna&aa bu »on müza
kere halktan gizli tutulmuş ve ancak bir iki E y sonra duyulmuşdu ['].
Y e n i ç e r i o c a ğ ı n ı n ı s l â h ı n a b a g ( a n g ı ç :
Yukarda biJmünasibe söylediğimiz gibi Halil Hamid paşa Yeniçeri
ocağı hakkında ocağa alınacak efradın ne suretle kayd ve kabul edile
ceklerini ve bir harb zuhur ettiği zaman kimsenin geri kalmayarak selere
iştiraklerini temin için bazı tedbirler almışdı. Halbuki bu kudarcık iş,
nizami bozulmuş olan ocak için kUİ defikli; Fakat yeniçerilerin İslahına
kalkışmak dıı te hu'kel i idi. Kırımı n rıısİar tarafından İlhakı münasebetiyle
toplanan mecliste sabık . anbul Kadısı Arabzade 5adtk Efendinin aske
rin ı ı b t ve rnbhna ( Ü . , , t^±j i n sorduğu Ur sual üzerine sadrazam;
(Asker tertibi, zahire cemetmek ve serhadleri takviye eylemek bizim
vazifemiz ülub bu hususla kudreti beşer nisbetinde çalışılmaktadır;
Lâkin ocaklının tedib ve terbiyeleri uhdemizden hariç olub kanun üzre
ocakları ağalarına âîttir. Kendilerine ruhsat verilmek bizden icrası anlar-
darıdır) diye cevab vermişn. Mamafih sadrazam ocak ifini parmağına
• .. -'iı Bu müzakere esnasında yenicen ocağının kırkbin tekaüt
esamisi ve haıbe iştirak edecek olan beşbin eşkincisi olduğu ve bu
mütekait esaminin üçde biri ocak d* olub geri kalanı şunun bunun dai
relerinde bulunduğu anlaşılmışdk Malta Yeniçeri Ağası, mütekaidin
esamileri sahihlerinden alınarak ocaklıya tahsis cdüse yinıı[bin nefer elde
edileceğini soykuıişdi.
Halil HamiH P A . * . H , kanun ürere yeniçeri esamisi yani yeniçerinin
maaş ve hüviyyel cüzdanındak i yevmiyesi mikdarı yedi i l • akçe oldu
ğundan bunu az görmüş ve kimsesiz ocakdı bulunan yeniçeriler bu az
|'| fr«uı T a r i h . . C . X S . 4 1
\*\ V l * -ı.â ı. —İJ}. 1193 ( M a h i ,VJ \.h*" c m I H î î p e i | a m b r f â n i -i ı • İV-•
l u p u ı u p ı İ B • * i ı l r i n i « e j e r e k ri«l *a g v a t e o c a k l ı b i r J i i m m«şy« r « ı a l ı r ıv f tar V e e l
ra*fu*rrt?c b u l u n a n l a r t ın m a d d « İp i o lmad ı d c f H t â y l e r t a n h ; L a k i n reıddafi iF |a r l m c i l n d l -
B İ d " » m u b i r i k i mu h dan » u r a m a d d a t m e r k u m I J J " b u l d u İri K ı t t ın -ı-mnıa m n k a d d r ı n
o t a n ( K i ( na l t a h l u n l ı c d o ı i f Jc) acr b e n t i y r t İ n i n kalksın d o y u y S I " o k ç * v P r i l b Ua d e r i c i
t a ra l ı ndan n u l E i h u r t u Herıcd i i l e y ü h ve fl| ı c n c d t u l t r l r vn a ınar ic n l u n u b cıl j ı ıe jvoret g i r nü
nİEmaya v« n n l r - r ccaklıVH mi ioü ı- l rdüb M o a k c v k p r a r s ı o e n a r t l d t g l paylı L u L m u t l u r . )
ıJ". U._ı f u a l t r akçe v a r ö h j kayd ı i l a a b a kabu lü • • • ( • • • - - ' m i l h d d v k - H a d e
Rııa E ' P " ' * ' » « a d ı v e i e t - i j e n ln iTi İB jrap k a p d a n p ı ç a ıkt ' ' • ' i d e A k m c d • • •!•
Kc tMİk i ı t a b B «v l t k c ı j c K I f r t ü a t a ı a * # r d - | ı• > «bera t , k ü r k . c * y n R â ı c a d f i b f
mu l a d l ı cd l j a lcr İD h a l k m ı I M J H r i a y e t t e l a k k i r ı Ü l n d d i r . Bo h e d i y e n - •• r a d d i •
nü l iDİa iaa d * l a f i r i o b u m h ; - *--t ı- .- L, r d e c e f t i a d e o k o r k u . . . : . n r T 7 . . : r . > aha ı a i f t ı r .
{ C t * J * T T- ı i h j , S- W t -
[•milli Kaktı Ufnıı-ır jı ı
para ile sefere gittikleri halde lur esami ride etmek suretiyle şunun
bunun yanma sığınmış akınların sefere gilmiyerek "rahat ve huzu içinde
Oturmalarını muvafık bıilmnımşdı. Bunun irin esame sahihlerinin isim VC
hüviyelleriyle nerede bulunup nasıl hizmet elliklerini tetkik için faaliyete
geçmiş ise de bir kapıya sığınmış ve himaye altına girmiş olan esime
sahiplerinin yaptık sn ı yaygara üzerine bir fenalık tıkmasından korkmuştu.
Kınmın ilhakı meselesi görüşülürken askerin bu esami meselesi yine
açılmış ve mutlak surette bu işin halledilmesi lüzumuna karar verilmiş
ine de sadrazam bunun müsbet bir netice vereceğinde mütereddit ut.
Maamafıh tedrici surette ocak efradına faydasını göstererek yürümek isti
yordu. Yeniçeri Ağası, ocak cfı adının bu işin kendi Jehlerinde olduğuna
takdir eylediklerini ve yapılacak diğer bir tecrübenin iyi karşılanacağına
dair sadrazama teminat vcımişdi [']. |
Halil Hamİd Paşa, (1198 H-1783M)dr hududlardan işe başladı.
HuduJ muhafızı olan mustahfiz efradın yoklamalarını yapdırarak bun
lardan bir çok mahlui buldu Ve hazîneye aldı. Ocakda yoklama vao-
dırdı. Askerî ulufenin kırdırılarak alındı satılmasını menettL Bu suretle
esami iradı ile geçinen iradcıların ellerindeki esamilerin hükümsüz uldugunn
ilan Eyledi, Hatta ocak bazi'gftnı nlan yahınü, her sene bu nizamsızlık'
lan istifade ettiğinden bu yeni nizamın hükmü olmayacağını ileri sürerek
önüne geçmek istemişse de Rados'a nefyolunub orada öldürühnüşlü[']..
Kapıkulu ocaklarındaki rn ah tullerin j j i* mıkdnrı hazinece biiin emiyor
du. Bunların çoğu ocak ağaları tarafındın saklanarak münhal yokmuş gibi
her maaşda hazineden ulufeleri alınıyordu. I' için hazineden çıkan
kapıkulu maaşının nneak onda biri n -)••:' r ne elde asker bulunuyordu.
Arıların da bir kısmını muhlelif eşhasın himayesinde veya nrnivrlinHr
şurada burada yaşıyorlardı. n
Kapıkulu ocaklarında boy]e doğrudan doğruya İcraata girişmek
tehlikeli idj. Çünkü menfcati haleldar olan iredcılar ile ocak ağalanılın
ilk fırsatta askeri kışkırtmaları pek mümkündü. Sadrazam suiistimalin
önüne geçmek için Yeniçeri ağası tayininde ağıların, sadrazama veı meleri
mutad olan bir kaç yüz keaeyİ kabul etmedi. Ağanın da buna mukabil
gerek serhad (*>^-l ağalarından ve gerek ocak ağalarından rüşvet ve
para almamalarım da sıkı sıkıya tenbih elli ve halta bu emir hilâfına
hareket eden yeniçeri afası Mahmud ağayı cr ulundu ıp Kul Kethüdası
Yahya Ağayı Yeniçeri ağası yapdırdı.
I
[<1 C*rcıat Tariki, C l , 571. t .
K i r i l H i t t J d P«ı* Î 3 3
L â ğ ı m c ı v e H a m b a r c ı ocalrBatına d â i r İ s l â h a t ı
Halil Hamîd Paşa az çok diğer ocuklara tatbik ettiği is] fi halı
bunlara da teşmil etti. Bu ocak efradına mahsuldar Umarlar verilmiş ve
içlerinde vefat edenlerin (imarları mutlaka lağımcılığa istekli olanlara
tevcih edilmek kanun oltnüşdu. Fakat sonra an bu usul bozulduğundan
üslad lağmcıtar bulunmaz ulınuşdu. Bu ocak efradından yirmisi her sene
bızırilyasdan kasıma kadar münavebe ile tstanbula gelerek
kâğıo hanede ha mbaracılığa ait mü ITI ar eşeler yaparlardı. Hali l Hanı id Paşa
sadrazam olduktan sonra Kümelideki hambara:ı;ara dâir yapdığı tamimde
İlkbaharda elb kişinin talime iştirakin eırretmişdi [ L ] . fiu talimlerin
birinde (27 Şaban (17M Temmuz) yapılan leerübelerde hükümdar
da bulunmuştu [-] .
F r a n s a d a n mü t aba w ; ^e t i r i İm* si v e H e n d e s e h a n e ' n i n
aç ı t m a s ı :
lî.-i I Hamid I ' a 3 a n ı n i c r â â t ı n d a n b i r i d« ecnebi f n v t e h a « ı ı l a ı vuı-
İnsiyle ordunun teknik .u İti yetişmesini zaruri görmesi VE bunun için de
Fransadan adam celbidir. Halta sadrazam olmasından on i ki gün sonra
Prusyalı olub müslüman olarak Melımed ismi verilen bir istihkam
mühendisini himâye İle kenriJ haznesinden maaş tahsis etmişdi [ 3 ] ,
Bundan başka (1150 H 1776 M) senesinde Tersanede Darağacı tarafında
birhavuz battal edilerek oraya bir hendese odası yapılmış v e bir hoca, bir
kalfa (ÖJU , . *B I» IHİL . I ve oniki talebe intihabı olunmuşdu. Daha sonra yine tersa
nede yeniden bir hendesehane yapdjrıimış vc rnekleb buraya naklonulmuş-
du. Bu mekteb tersane mühendittıanesi olub henüz kale mühendislerine
ah> bir müessese • okdu. Hali l Hnmid f a l a n ı n 3 a d a x c t i JJUTJ a r a n d a [ ' . •
¡1734-1785] ve 1199da Fransad-n Dâlafit ve Honiye namlarında ik i kale
mühendisi getirti lerek, tersaneden başka yerd* mühendis han e olmadığın
dan bunların da hu mühendis ha nede talebeye ameliyat göstermeleri ve asıl
hendese derslerini de Gelenbevl İsmail efendi ile Kasabbaşızade ibrahim
|<| H a r i a e i E n > k Mit»—• d * h * « i ; I H 5. r a 11X7 > i İ'J C r - d T t T a r i h i . C3. S.B5.
I 1] 'tY\\r*\i I j * j i ı i J PfbHy.vı olub fvitlı J M I » d * ' l u f t u a f a l an d a ı a a d u l«ımiDJ âii j ^ u 1 - k i l i k a p a d ı m d e ı j i ı ı a a i l ü . r f * 1 l ü P"f> haiFHİert I o m I Im ı ada mu tın M r h r n r J .
! M B T l lE l ıdarü vr tıalrı laj(m razakı "«njıyıl lı 1 • • 1 v. 1 1 • in'ıhıı o l d u ğuna b i n a t n mıtaiıep alıyye (Ijl* V l_J )Wt bJırr TT••• k i lir r d r r m ı î I " r . j ı\ . İ n n rı hldapniİP i jyt • i F i f t a r nd ı ı b " i p «a d i k t i
py l t n ı t k û l r e e je rç i nizam vcr i l üb lakin nıeıltflrl iD medarı tavus t e s v i y e s i baiEİ (c/üjüdıı yr-vtı
( j j - Jıtj i f i l f l o l acağ ı âjikilı o lduğunda t p k ı m l i n n r ^ n l m r mnh • ı ^ , ^ ' h m ı u o m ı z d e • aMijtı Itııruji
i l a o l u n m a k w ştbrıyei m e r t u m c *>,'j* " t - * - Ü ° ' * k t a r ı f ım ı ı d f l n ire geıe-k ablâf ı k t ıamtup j )
tuniklerinden h i f v a k i t t e kat 01UELhıBUlak Üire pjbt. emri İtri* kariutmit ve aaSaaS
ve divânı k ü ı t u r u n k ' l c ı u j a c * c b l - ı u I t ı aduk lan b i r i « n e d ' u t a r a k ra*zbur M ü h a a d ı *
Mehıued T î d i n d a ifcka aluanuık 7 S «O» 1197 fMûk ipmnn d e f t e r i , N, ISI, varak. 1 j .
3 3 d tmnn i l Ha l ik ı Uzuu ı p ' s ı l ı
efendinin tedris eylemeleri tekarrür clnrş ve o suretle (İstitıkara Mektebi)
veva Müheııdishaae) denilen yeni bir mektebin açılması Halil Hamid
Hasanın zamanında ohnusdu \ ;. Fransızların siyasi maksadlarını da
gösteren bu teknik hareketleri izah ede l im;
Kırımın istilâsını müteakib Fransa, Şaricdaki menfaatinin Rusya
tarafından tehdid edildiğini g ixerek h e r ihtimâle karşı hasırlanmak
istedi. Türkiye'yi kuvvetlendirmek suretiyle Kat e rina U'nin ihtirasına
mukavemet edecek d İ; Eğer bu tarzdaki siyasetinde muvaffak ola
mazsa Rusya'ya güLor yüz gosterüb Kate rinaya faydalı olacak bir
bitaraflıkla Osmanlı Impcrutorluğunun Akdenizdo bulunan bazı yer
lerini elde eyliyecekdi. Bunun için hem Osmanlı hükümeti tarafına
bir heyet göndererek Türkıyeyi hazırlamak ve hem de Türkiyenin
Mora ve Rumeli» GirkJ sahü ve adalarında tetkikat y H p d ı r r u a k su
retiyle her İki plâlli İçin de hazır bulunmak yo l um tuttu. Avrupa
ahvaline dair Eflak Voyvodası Karaca N i ko t i n i n 27 Rebrülahır 1197
f.1783 M U T T ) larihi İ l * hükümuin gûnderdıgi . . • I ı i ı •manın Türkiyey*
bir mıkdar mühendis gönderdiği ve ayni z inanda Akdenize de yirmi
otuz: parça donanma sevkettiği haber almmişdj [ • ] . Filhakika Os
manlı kalelerinin ne suretle tahkim ve müdafaa edileceği hakkında tet
kikat yapmak Ü7,ere İstanbul a gelen Fransız istihkâm zabitlerinden
Anttruan Şaha 17S3 Teş inievvelinde sadrazam I ialil Hamid Paşa tara
fından kabul edilerek bir bahriye cnğraly < mütehassısı mühendisle
Oçokof, Hol in kaleleri hakkında rapor yazdı Ve Çanakkale ile Soğucuk
kalelerinin müdafaası için projeler yaptı.
[ H ] \1 o l i e n i i i J . i l « w F f î ^ ı a m f l a n h akk ı n da haputaa*- Öλ»4 f ' j _ * j l • J B p K ü f ü l ı Hm
» f i n p i I L ' . : H - I ' • • M ) pad i ş aha a n n T a k d i m ifa \;- - • .?.\.\,.-
• •• iı mncibiofc • • > > k v ı n ı l i b a ' a i j l c lallııkia*. k n * r MB'ÜCI l ây i ha . fHazLacî • • -
hatır ıyr kılını, N Sft4üJ. r [ 5 * * j m t*»şa b»Kı b » n d r » r l » ı ı e d * a baharda ık*n b u n u n b i r t a -
r i h ^ r ı l r t fDpnıuk a u i a l i y l a . Itırı t ı n . n ad ıyor . V n H a l i l H a m l d f a ş ım ı o aacb i r r . l l ı a r a a m a d a t i
mahcad i i l ı r rdEB V b o c a l a t i l i n • . ' r b a h l n y l e v u ı : i L W t l . u 1 |?İ9 TÍ OT lar ihCc i İadc P i ' D C '
l u r aE i u d an D ñ l i l i l ve M r > n l ^ Hamında İki m ü h i n d i i ca| j c l u n u b r up reun i l a r k a i n mül ıen-
J ı ı i o lmalar ıy la İH ruavya münaat fa tU yoj ıac d a h i ui l a r u n l r l a r a n n r i Bir ı i-adm g a y r i B a
ha İde yapılırın IPLÜIIB • d u h i n » a lmad ı ğ ı L d i n I c ı aanr m i I u " d i »IJİÜ e-i a • İt ta l im r j l r m* Ir n
İ rade İni i n i j IU b traaJar BTıtNtal I Tklım r d cackİT r i ar. İH un . . . i " i a ı d h a n d r ı r II İni D i d a h i taLi-
b i f o c { < * J i } ( f a d a . . l ı ı k i p * ı. İ n - , l i r ' ı- - . . I •. ı l n u d ' f c v d j l a r abun ı ¥c K w b b a a i
' a a d e l İbrab ıa ı a fand ı l a y i a va ha la y ı k k ı n d ı u " S ¿ i d d l r ' d a n İa»u4 M i n í a l a R t f i d c i m d i
a« Jarcie m t m t ı r o l m a f l a r _ ) .
11 77 Rabıü la la ı ı / İ £ - ç i '• l">T l a ı l a ı üt E í a i k r o g i a d a t i K a r a c a N i b a l a t a ra J ı adan
• «Vİcr ıLEa Tahrirat, V o ^ V A d a BıuhrıaLI j e r l r ı r f ö ada rdh^ İ naau ı l a ı U B i t a a l j l a A v m p a
davLa t l aH ahvalıaa- d a i r a lr f ı f l T I . I -. ' ¡1 ıL l impie b Q d n i j a r d L i . S • • • '.' ıl • ı. ı-.:ı
y n k a r ı n o d a Karaca ¿Yutofa. o r l a v o d a ahdâfın - ••. ve p|:mda Vravodrİ Eliük t c r k l b l ^-/J*
ye l l û j j i a r i h i yaı ıkıdır .
Halil Hueİd PÜŞ* 2 3 5
Halil Haindi Pasa yukande yazıldığı üzere sür'at topçu ocağı İslâhatı
için de Fransa sefiri DH Sen AViJ i ' den mutahassiâ isteyerek onun delâ-
letiyle sür'at topçu zabitleri getirtilmişti.
Türkiye'nin Fransad aan askerî mutahassıs istemesi, Fransızlar ara
sında şarka gitmek arzusun uyandırdı, Şaba heyetinden sonra 1734
martında Eransa kiralı onaltıncı Lüi'nin akrabasından Dük dö Lüksenburg'-
un Başkâtibi murahhas olarak muazzam bir proje ile istanbul'a geldi.
Şalossier ismindeki bu kâtibi Dük do Lüksenhurg göndermişi d i . dük mü
saade edilirse kalabalık bir askerî heyetle Türkiye'ye gelecek, Gir id veya
Rados adasında kendisine nümune olarak verilecek binikiyüz kişilik bir
kuvveti yetiştirecekti. Dük do Lüksenburg; projesinde Osmanlı askerinin
harplerde mağlûbiyeti, askerin harb tenlerine vukufsuzluğundan i leri gelüp
düşmana yeni ve harp fenlerini bilen askerle mukabele kabil olacağını
ve fransa ötedenberi Türkiyenin dostu olmakla Prangadan bir miklar
ınuallem asker celbiyle bu işin mümkün olabileceğini ve yeni usul top f havanj
ham bara dökülüp yapılmasının öğretil ediğim i bcyjın etmişti [r"|. Hfl l i l
HuıiLid Paşa, başkâtip Şalossier'i bîr müddet sonra Tersane dökümhane
sinde kabul ederek. Dük dö Lüksenbur'un projesini anın ağzından da
dinledi. Pek cazip olan Pıojenüı tatbik mahallinin adalardan bir i olması
sadrazamın şüphesini uyandırdı. Sadrazam projeyi tetkik edeceğim söy
lemekle beraber, nümune olarak verilecek askerin ikiyüz olmasını beyan
etti; Bu teklif projeyi kabul etmemek için bahane id i [ - ] .
Sadrazamın bu projeyi kabul etmek istememesi Fıansaııın Akdeniz-
deki maksadım anlamış olduğundan ileri gelmiş olması muhtemeldir. Tür
kiye'ye daha evvel gelen mütehassıs heyetin Yunan ve Mora sahillerini
vesair icap eden yerleri tetkik ile planlarım yapmaları Fransa hükümeti
taratındarı gizlice verümiş b i remir ikonasından idi. Y irmi otuzparça Fransız
gemisinin Akdeniz'e gönderilmek istenmeside nazardan uzak tutulmamış
tı. Üstelik bir Fransız heyeti askeriyyesinin Ciride yerleş Liri! meşin in tehli
keli olacağı tabiî i d i . Zaten Kırımın ilhakı dolayisiyle halk tarafından
pek de sevilmiyen sadrazamın bir askerî isyandan da korkarak buna
müsade edemiyecegi belli id i . Babıâli Bastercümanı vasıtasiyle sadrazam
tarafından Dük dö Lüksenburg'a verilmek üzeıe başkâtibe gönderilen
mektupta proje dolayisiyle teşekkür edildikten soma (zatı devietleri aya
rında ve rütbesinde bir zabn askerî bir kıl'a ile bu diyara geldiğinin
emsali mesbuk) olmadığı yazılıyordu ki [*] sadrazamın tereddüdünü
[>] C e v d e t T a r i h i , C. 3, S . 85.
| 2 | F r an s a ha z i nu i e v r a k k u y l U a r i M ö ı y ö B o b ' u n i on « k i ı i n c i aJırdn. F ta ı ı aa M T n ı k
asker l iğ i» maka l e s i L
J ' j Onseki ı İLicl asırda. P r a n ı a ye T ü r k asker l iğ i borcümci i , S . 2 5 .
Î 3 6 t ama i l H a h k i UicLuçarşıl
ve Kırımı Ruslara sattılar diye söylenen halkın bunu da bir dedikodu
mevzuu yapacaklarından korktuğunu'zannettirir.
* t <*
Hali l Hamid paşanın Avrupadan istettiği siir'at topçuları mulahassıs-
larmdan başka bir de istihkâm heyeti gelmişti. Fransa kiralının istihkâm
kıtasında yüzbaşı mösyö (Dolafİr. Klâve) kendisinden evvel gelen Şabo
heyetine iltihak etmek üzere Türkiye'ye gönderilmişti* Poâre isminde bir
coğrafya mütehassısı ife beraber Pölafit t 6 Mart 17S4 de fstanbuta gel
diler Ve bir ay müddetle İstanbul surlarını gezdiler. K a iaden i z boğazının
müdafaası hakkında Paris'e mühim raporlar göndermeğe hazırlandılar.
Dölafit Klâve, Karadeniz sahillerini tetkika memur olarak o tarafa g i t t i ,
Zonguldak, Anapa, Gelincik, Sinob, ve Amasrayı gezdi. Yanında Türk
lerden bir heyet de vardı V e sadrazamın adamlarından bîri de beraber
di . Bunlar karaya çıkmıyaıak Kırım, Kefe, Yalla. Sivas Lop ot limanları nida
gördüler, Dinyeper m ansa bin da UçakaL ile Kılburunu, Rumeli sahilinde
Vaına, Burgaz limanlarım teftiş eylediler,
Dölafit Klâve bu seyahati yaparken Monniye İstanbul'a geldi . Topçu
alayı çavuşlarından Granper ve Oberl 'de beraberdi. Obert , süVat topçu
ları için ikinci defa TÜrkıyeVe geliyordu. Yir.e ayni işe mem j r o ldu r
Bunlardan başka Kıral gemileri inşaat mühendisi Lorea, mühendis mua
vini Durest ismindeki mütehassıslar da geldiler. Durest, berabeıinde
getirdiği uslalaı la birlikte tersane tezgahlarını tensik ile meşgul
olacaktı. Top dökümhanesinde vazife görmek üzere topçu dökümhanesi
başmüdürü Fransova Aleksi ve Betoten'in maiyetinde bir kaç kişi daha
geldiler.
Dölafit Klâve bir istihkâm mektebi tesis ve teşkili içîn büyük gayret
sarfe diyordu. Bu işde kendisine muavini yüzbaşı Monniye ve coğrafya
mütehassıs Puare ve Fransız süvari alayından Dömare yardım ediyorlar
dı. Yeni mektebin dersleri Haliç'le bahriye tersanesinin binalarından b i
rinde veri l iyordu. Dölafit buraya her hafta perşembe ve pazartesi gün
leri gidiyor, istihkâm derslerinde, ilk malûmatı alrmyen talebeleri yetiş
tirmeğe çalışıyordu. Talebe mevcudu onbeş kadardı; Ea kat semi in olarak
da gelip dinleyenler bulunuyordu. Sınıf derslerinden başka Okmeydanı'nda
Plançele ve pusla ile birlikte harita almak dersleri de veri l iyordu. Mek
tebi görmek ve tedrisatı gözden geçirmek üzere zaman zaman muhtelif
devlet adamları, sadrı azam ve hattâ padişah da gelmekte id i .
Ecnebi hocalardan başka mektebin bir de ders ve idare heyeti var
dı, Mustafa Reşit Efendi mektep Nazın olup yukarıda yazdığımız g ib i
talebeye riyaziye ve hendese derslerini Gelenbevî İsmail Efendj ile Ka-
K-J İ I H a n ı i d Paşa 237
sapbaşı Zade İbrahim Efendi gösteriyorlardı, Mektep muhafızı Seyit
Osman Efendiden başka mektebe devam edenler şunlardı:
Tersane başkâtibi Yakup Efendi, Canip Efendi oğlu Mehmet Efendi.
Kasapbaşı oğlu Mehmet salih Efendi, Kum haracı başı kâtibi İbrahim
Efendi, Yakup Efendi ogiu Salih Salâhı Efendi, Müderris Seyit Burhan
Efendi, Müderris Mehmet Efendi, Canip Erindi akrabasından Mustafa
Bey, Abdürrahjm Efendi, kan bur Hali l Paşa.
istihkam mektebi bocalan, talebelerini derslerinden istifade ettir
mek için fazlesiylc çalışıyorlardı. Talebeye yaptıkları takrirler Türk-
çeye çevriliyordu, 1765 mayısında Haii l Hamid paşanın azli üzerine Mek
tep heyeti paşanın gayretile açılan bu mektebin ve İslahatın sekteye
uğrayacağından korktularsada [ '] 1787 de rusya ve müttefiki olan Avus
turyalım şikayeti üzerine Fransa tarafından geri çağıilmeıya kadar vazi
felerine devam ettiler [ ' ] . Avusturya imperatoıu ikinci Jozef, Fransa
Kraliçesi Mari Antuvanet'iıı kardeşi olduğundan. Aniuvanetin Kral Qu
altıncı Lüiye yaptığı tesir üzerine heyet avdet ettirilmişti. İşte Hal i l Ha-
mir paşanın bu hizmeti Selim [ 1 1 ün yeni nizam teşkilatına esas olmak
şerefini kazanmıştı.
İstihkam mektebi derslerinin Türkçeye çevrildiğini yukarda, söyle
mistik. Bunlardan mühendis Dölafit'ln (Usulülınaarif f i tertibil'ü^du ve
Tahsinühu muvakkaten t i j . ^ f , >*J* J J U I j>*ı) adlı dersleri (1201 H
17Bi M) sen ES inde Bevoğlunda Fransa elçilik matbaasında basılmıştır [ a ] .
Yine bu cümleden olarak Fransa devleti harp gemileri rüesasındnn Bin
başı (Troke) nin (usulülmaarif f i , vechi tasnifi selaini donanma ve Fenni
tedbiri hare kâtı ha = I ^ K > . ^£&t tfj» -4—t *SJ o Jİd ) adındaki
bahriyyeye ait diğer bir eseride (1305 H 1787 M) de yine nefaret mat
baasında tab ediimiştir[*]r Türkçeye çevrilüp basılmayaniar da vardır.
Kethüda 5ait efendi, tarihinde Hahl Hamid paşadan bahsederken ter
sanede Donanmanın mükemmel bir hale gelmesine çalıştığım yazdıktan
sonra (fünüm riyaziye taallümü için hendesehane icad ve tert ibi levazimile
tayini üstad eylediğinden maada Fransada hendese ve hesapta mahir
ve talimi sanayi* harbiyyeye kadir üstadlar) getirdiğini yazıyor kt f ] yu>
[ : i Q u . sek i z inc i as ı rda F r a n M veTi ic l ı asker l i ğ i maka les i söyle d i y o r : { V e z i r i A z a m
H a l i l H a m i d i u s n l t u t n u d J D anDÎH ¡735 m a y ^ ı n d a h e y e t i î " , m e t a l s i n i n l evakk ı ı i s o j r a y a c a -
Emt l a a b i r l a h z a k o r k u l j i l l r d <; l ûka t b ı ı End işe ler o r c i nc : : içe ySa l b i r jf.iyi^th hasedi..)
t 7 | A y n i e s e r .
(?] Topkap ı sa ray m ü z e kÛtü[ı lmıH»İ N o .
57i
1*1 V f t U d d m e l e a d i kü tüphanes i C e v d e t PBŞU İTİlapİTi N u . 7Û,
| J ] Topkap ı Sa ray ı M ü z e K l n b h B peaf NÛ- j ^ f ?
ı
•
İsmai l H a k k ı Ihaa&ifik
karıdan beri bahseylediğimiı Türkiye ve Fransa hazine t evrak kayit-
laııle de sabittir.
İ k t i s a d î F a â l i y y e t ı
Hali l Hamid paşanın dahili işlerde dikkatini celp eden bir r.okta'da
iktisadî Vaziyeti m izdeki sukuttur. Her nekadar daha epi zaman evvel
Eyuplu Rami Mehmet paşanın sad ra zamlı ğı zamanında (1702-1703) oda
ikt isadi duşgûnlüğü görmüş ve buna karşı tedbir almağa teşebbüs etmiş
Isede muvaffak ulamadan işlen çekilmişti.
Onsekiüinei asırda dahili emtiaya kiymet verilmeyerek hariçten
memlekete giren bir çok eşya yüzünden yabancı memleketlere çok mik
tarda para veriyorduk. Getirilen eşya iht iyattan ziyade, lüks şeylerdi.
Dişarıya giden bu para akınını durdurmak için iptida bir fermanla elbise
giymek nizamı ilan olundu. Bunda herkesin tekellüf ve sefahetten çekin
mesi ve boş yere ağır elbise yapacağım diye borca girmemesi söylendikten
sonra Hindislana ve sair yerlere her sene bir çok para gittiğinden dolayı
memlekei için büyük zararı olan bu yolun kapatıl m a sile badema yertî
mali kullanılması emir ve tavsiye olunmuştur Halkın Yer l i mali olarak
İstanbul da ve Türkiyamn diğer yerlerinde çıkan İstanbul ve Engürii şah.
Bursa ipeklisi, Şam alacası elbise gımeleri ve basma, hama kuşağı ve
puşiden kuşak kullanmaları kadınların Galata işi tabir olunur tel vesırma
ve kılaptandan suzeni [ince işlenmiş nakış] şeyEer almaları devlet ricalinden
başkalarının Hint şalı samur kürk, kakum kürk ve çiçekli giymemeleril her
tarafa tamim edilmiştir [ ' ] . Hal i l Hamid paşa bu elbise nizamım İlan
edeıken bîr müddet sonra yine Eski şeklin avdet edeceğini düşünerek
hin d Utandan ve Bendeı Abbasdau usla. ve sal dokumacıları rretırmek
üzere o tarafa adamlar göndermeyi de ihmal etmedi : bu suretle hem
para memlekette kalacak hem de halk hind şali gibi yapılmış eşya ve
yerli malı kullanmak suretile türkiye mallarının revacı artacaktı.
Sadrazamın her hususta gösterdiği faaliyet hükümdarın memnuni
yetini mucip oluyordı. Bum her üç ayda bir verilen maaş dolayısiyle
m uta d üzre gönderilen kürk ve Hançer g ib i hediyelerle bir l ikte
gelen fermanlar da görüyoruz. Bu fermanlardan birinde padişah Hali l
Hamİd paşanm sadarete geldiği günden beri her husustaki faaliye
t e C c ^ k e l T a r i h i C 2, S 3 5 0 v e ayal eser C 3 S 136
[71 C e v d a t T a r i h i C . 2 . S 359 , rLuvcıJ T a r i h i , H a l l i d e n d i l â t a p l a r t . V a r a k ( M Ö ,
v a k a n a m e ^ ' • i ı f T G r k T a r i h i A rBs . l i rnıa K u m mu kü tüphanes ine t a r i h encümen i nden n a k l o l u n a n
k i t a p l a r d a n , N o L 58, 5 1 4 ) b u n i z am ın k o n d u ğ u t a r i h 1197 camaa iye lah ı r í ¿-.l&Vi-, ıdıı.
H M 1783 d i r .
İ M İ , H a m i d Paşa 239
tinden ocak kanunlarının tatbikindeki hizmetinden hudutları takviyesinden
varidat ve masrafta takayyüdünden bahseylemektcdrr f 1 ] ,
Hal i l H a m i d p a ş a n ı n a ı l î :
Halîl Hamid paşa, i k i sene dört ay sadiragzamlık etmiş ve az
zamanda epi iş başarmıştır, aşağıda yazdığımız satırlardan anlaşılacağı
üzere kendisi safdil olan Abdüllıamid 1 in yerine veliaht Selimi hüküm
dar yapmak ist iyordu, bu hususta Şeyhülislâm dürrizade Ataullah efendi.
Sultan Muslafa ve oğlu Selime höımetliâr olan vezir ismail Raif paşa ve
sabık yeniçeri ağası Yahya Ağa ile birleşmişti; Birinci Abdülhamil, ha
luk ve iy i kalpl i b ir hükümdar olup pek ziyade safdildi, kapudanı derya
CezayerliGazi Hasan paşa, Abdülhamit üzerinde çok nafizdi, saltanaL atabeyi
¿W' olan ve büyük hizmetler eden Hasan paşaya padişahın fevkalâde itimadı
vardı. On beş senedir kaptan paşalıkta bulunan ve çok zengin olan Hasan
paşanın elrafında büyük bir kütle vardı. Hali l Hamid paşa, İslâhatı yürütebil
mek için buna taraflar ve kendisine kuvvelli zahir olacak bu Padişah azı
yordu. Bu da ycniKk taretten olan veliaht Selim id i . H H Ü I Hanüd Pn$a İle
Cezayerli Hasan paşanın arası çok açıktı, padişah üzerinde müessir olan
Hasan paşa, s ad nazsın için bir engel id i . Nihayet Hali l Hamid paşanın
maksadı anlaşıldı ue derhal padişaha bildiri ldi halâ, ^ teşebbüs rivayetini
Gazi Hasan pasa defterdar Ahmet Nazif Efendi ve sabık şeyhülislam
rü-V 1^ İbrahim Efendi de tasdik etti ler; Halü Hamid Paşanın azled ildiği
ayni günde Şeyhi si a m ve Vezir Raif ismail Paşa da azlolundular.
Hal i l Hamid paşa, 1199 cemazilevvel 18 (1785 nisan) da
yeniçerilerin kubbe altında ulufelerini verip kanun üzere babıalidc diğer
kapı kulu sınıflarının maaşlarını dağjbrken henüz maaş tamam olmadan
aynı y i r m i s i n d e g t u t UcÜAaha yakııı birdcnbiıı: haremde yatak odasından
|'J Sanki v e z i r i a z a m ve v e k i l i ml lUükimül n
Seni aıt lami s e l âme t encam ı 6 a. ha. • » m i e tekr i ın fjfcîi' *1±^± 1 i-V— ey l ed i ğ imden
ann ra m a l u m u n o l s u n k i h i z m e t i ceJ i le i v e k a l e t i k üh ran ı a -*\jıf J f c j "JJ>- OıİL m a m u r k ı l ı n
d ı ğ ı n d an b u v a k t e ga lence u m u n dl jn v e d e v l e t i m d e SBy[ l [ [ ay re t e j • J V J * J , > » e d e r e k
cümleden e h e m v e e l z e m p f p n ocak l a r ım k a n u n u k a d i m l e r i n i i c r a ue i h y a y a 9nly ^ iti
c üm le Ocaklı ku l l a r ım ın Hâ l l e r i ne r i a y e t ve mevae i p t e r i a i vjıklû. r u m n n î j l e b i ln iar ımet in
_ i r j H> t a l t a i l v e t e v z i a d i k k a t i n ve t u ı a r ru f aU h i l e n e *—*-ıS&jJ ile bey tül malî m i i s i l r n i n e
f£üJ*»JH^CıJi) h i z m e t v e Be rhnd ' da i : h-ık^niyyenu'n f*JîL;îr1-*?-_—) n i zam ı i s t i h k â ı ı ı l a ı ı n j Çıly-
retin VC rüyet i İ l ı-ddn u ı L " ^.ir > b a k k n n i y e t veçhi le l a r e k e t i n nez r i i humuyı ı l u rm de * n
cüm len in İ n d i n de m a l u m ve a y a n d ı r . B u d e f a kıstı va|.jı] mtVdcİb jn i i ı ıç**r* -"-I j L . T r
t t e v z i i
İle zuhur e den h i z m e t i n e ıvazan t i j * hasse kürk ler im de D b i r sevh o j l s a m u r kürk: ve b i r
kabza m ü c e v h e r hançe r h a z i n e d a r k u l u m j l e i r i n i o lunmuştur . C e n a b ı hak d a n ıneı t ı iddü r k i
z aman ı d e v l e t i m d e d imi m u h i t l e kn t î , j s ç ok hayırlı h i z m e t l e r d e b u l u n a r a k ss.yej sa l ıunemde
ulan. ibadulLı l ı i ı ı r a l m l l e r i y l c t a r a i l b ü u ı a y u n u m a d a i m a ee l b i dun la r ına b&İH mı-iaid.c
b u l u n m a k t a n hali oJmayjıııı • , g e r e k s en ve ge r ek Eeninle b î l i t l I faV J U ' i L d i n ve d e l c ü m e
Sad ıkane l l i i m e t edenlerin i k i c i h a n d a jihtlc.tî a k e l a l a r âm in .
r ı '
' ¿40 İsmail H a k k i Uzuucars ı l ı
kaldırılarak elinden sadaret mühür alınıp evvelâaaraya veoradanda balık
haneden bir kayıkla yedikule taraflarına sevk ve bütün malları müsadere ve
karadan Geliboluya' nefyol un muştur [*] . Azline dair olan haltı hümayunda
(Hali l Hamid paşa ocaklı kullarımın hayatta olanlarının esame hususu ve
bazı nahenivar harekât ve seken atı J L J C J Û Î > tabı f j , şahaneme halecan
verdiğinden azli iktiza etmekle] kaydı vardır [TJ. Bu hal l i hümayun işin iç
yüzünü ve azlin hakikî cephesini göstermez. Çünkü tufeyli ulufe alanların
isimlerinin ve ulufelerinin kaldırılması paşanın azlinden üç buçuk ay evvel
olup aradan epey zaman geçmişti [ ' ] . Hali l Hamid paşanın azli ve Geiibo-
luda oturması hakkında kendisine gönderilen hatlı hümayunda (ber muk-
tezayı vaklü hal makamı sadareti üzmadan mitsel ÛJ J* J fv* J t j tfİf&V
tıUtr) ettiği ve bir münasip yerde oturması iktiza eylemesine nıebni
geliboluya gönderileceği bildirilmiş ve azli hakkında hiçbir şey söylen
mem iştir [*] . Halbuki Hali l Hamid paşanın yerine tayin edilen hazinedar
| j S a n k i knpudan ı d e r y a ve k ı i immeLau ı ı s a d a r e t i ı ızma v e z i r i m G a z i H a s a n paşusm;
Sen i Belamı şahanemle t e f t i r e v l e d i ğ imd rn s o n r a m a l u m u n o l a k i v e z i r i a?am H a l j l H . ım id
' paşa uçak l ı ku l l a r ım ın h a y a t t a o l an la r ın ın esanıe hususu V B baz ı n i b en ı v a r harekâ t ve se
kans t ı Urrn fi-M ş ahaneme he l e c an w i l i ğ i nde» 3Üİ İktİTd e t m e k t e bala. C*ır m u h u i r z i û luu
H a l e p va J î v h ı r t ibudar A l i pası taşra ve Be rba t i e r ahva l i im v n l . i l v e s c i e r v e hazarde .
g a y r e t i d i n i g l duğu Bezd i ı n ü l ü k â nemdo m a l u m u h ü m a y u n imi o l d u ğ u n d a n nâşi m ü h r ü » d n -
r e t i m i r s a l i y l e v e k a l e t i m u t l a k a m hiz.rnelllıe LayİO ey l ed i ğ ime b i n a en b l m e D u i h i l a a l n
ge l ün d a h i l ö func iyedek kaiu»nekiui|j ı k veçh i le I d a r e i u m ı r ı i f r a t - L A iç in 3uu k a i m m e k a m
t a y i n nluuır iQ}9undür, İ m d i gö rey im sen i h a y r i h u b a m lA:lj>-ı£- d e v l e t ve vüke l ây ı as lL ına ı ı
•flen i i y e m i * b i l i t i i ı : ık k â l i e i u m u n müh im i ne i d e v l e t i a l t yyeme *Jc i l j s ryi -İt! ilıi i ı n u n Ve
r i kâb l h ümayuna m z ve i l âm ı n ıuktaz i h ı ıauslar ı i lâm e d e r e k k u t ' a h i r m a d d e ve meâaİJhİ
i b a d d a a b i r mas l nhn t UUlmÜBİfcplffıl|llMJlM ıkt îusyı g a y r e t « s a d a k a T i n ı z ü i re . m e m vtü h ü m a
y u n u m d a n z i y ada d i k k a t v e bez l i k u d r e t v e v i i s Ü t a l ü ı ' eylİycSİn, hüdayr l e m y e z o t he r
k i m t ! l İ y y E İ h n y r i u y ^ ' ' | L rlıııii Hİrvlriim h!=n:-^îınr k ı y ım v r i k d a m e d i ' r i n r r lnrpynr t* '
meau t ve m a k b u l e y l i y e a m i n .
[ ! ] B u b u l u t t a daha aşağ ı l a rda Y e n i ı e r ı A ğ a s ı Y a h y a a ğ adan b a h s e d i l i r k e n i z a h a t
Ve-r i lm i s t i r .
t 1 ] Cernaz.iy e l e vve l i n y i r m i n c i p e r şemhe g ü n ü a lessabah ^ L - J l ^ ı hn l n s a d r a z a m o l an
H ib l i l i-l,ımid paşa h a z r e t l e r i k a p u d a y a t a k e diası u d a i k e n ha S b üyük M i r a h o r e l a n A b d i b e y
i k i u u h a d a r i l e kap l ıya g a l i p ve H a l i l j H a i m d J paganın Yan ı n a v a r u p m ü h r ü h ü m a y u n u a l ıp ve
paşayı m e z h u r u d a h i Ikİ ç u h a d a n İ le A U p sarayı hui ı iayLi la * l>guk Çeşnin kdplfll ı ldafı g i r i p
h u s t a n c i tıaşıya t e s t i m c d u b d o ğ r u ba l ı khaneye i nd i rm iş le rd i r V e ul g ü n k a p ı n Ka-jpî.Tnlan
genç O s m a n a g a m a i y e t i n e t a y i n u l u p ve b i r s anda l a b i nd i r üb y e d i k u l e taşras ına c ı ka rub
ut m i İ H İ d ? frerıeu g e l i b o l u y a ı ıel i ve a zm i r ah . ey lemiş t i r . C ü m l e m a l i m ü h ü ı l e n ü h t a ra f ı
m i r i d e n /.apt t u o B f l n g b l r v a V n i H u n e ) .
['1 S a d r ı sab ık H a l i l H a m i d paşaya ve de rküh l a l i . k a . pue l b a k l a n o d a a müşarün i l eyh i
G r l i h ı i h ı y a îaâ le * 5 t ^ l m e m e r k ı l m a n Sü l uyn ı a n d a m u mecdûhuya mtjf fi» v e Ge l ihu l ı ı
n a i b i n e hükü ı uk i ; s e n i n v e z i r i müşerün i l eyhaa ı n b o r mnkİHzayı v a k t i h a l m a k a m ı s a d a r e t i
u z m a d a n i n f i i a l f n hesehsle j i m d i l i k h i r m e v k ü münas i p t e k a r a r v e a r am ın husus i m u k t a z i
o l m a k t a n n â p G e l İ b o l u d a t e v o k k u l v e a t a m l D ^ i r ^de i hosrevaneı^ t a a l l u k ^ « ' l J y ^
e t m e k l e i a b u e m r i h ü m a y u n u m vusu lünde ınl ıh^şir l m u m a i l e y h İle i r i ı l nEnn ı n i ı ^ und ı ı r . i m d i
H a l i l H a m i d Paşa 2 4 1
Şahin Ali paşaya gönderilen hattı hümayunda ise padişahın hiddeti
pek aşikârdı; bunda (murûm olsun ki selefin naakhur lfmi. Halil Hamid paşa
havasıma galebcsile salah tarafına meyletmeyüp ve cdbi mal sevdasile
taşralara bakmayıp raıfâ u*^ ve agnıyârun ırlırabJanna ve devletimin
emektar hademcıcrinc muhassas menalii kendi etrafına tahsis iie „ . .
hırmanlarma ve umur devletimi temşiyettt hot raylik ^ Ue Hilafı rızayı
mûhlkânem nice atvarı Ajl nâ sayesteye - ı ^ i C cesareti hascbile uJema ve
rical ve ocaklılarımın teofirlerine bais olduğundan tamaı bammi ve hain
din ve devlet ve ezlamı jtı ibat olmakla tebdil ve iralesi icap ctm[ştir)[1].
sozierile daha birkaç ay evvet zadarete geldiği gündenbeij fevkalade
Mesaisi takhr edilen Halil Hamid paşanın, üç ay sonra makhur,
haini din ve Devlet ve edamı İbat ,1^ olduğu iç.n izalesi icap eylediği yeni sadna ı ima büdirjlm4iir.
Halil Hamid P a p , kendisini Geliboluya jöiünrıfge mernur olan ka-
pıcıbaş dardan Süleyman Afca ile birlikte oraya gitmiştir- Celiboluda
otururken kendisine Mekkei Mükerreme seyhülharemlig) ilâve sile
C'dde ve Habeş ryalrti v r i l m i ^ i r Rirknç g r i n irlndr dairesi haikını
Lophyarak hareket etmesi bıldirıtub kendisine memleket idaresi hakkında
bazı lavsiyelerüı dc ti .1.111111. jlur ['].
nen i n ma h a i l i n ıcrku I IW " a r u b kûjc ı ı i ; i[ i i a ı a ı n ^J^il^Jjf c ln ıan hu ı ıuu ınn i r a d o r t i u m a y u n u m
mü tea l l i k u l d u j u ma l ûmun o l d u k l a n«n in ( ? ) G u l i b u t u y a uu ı ı ıL Elmıuel va d e v a m ı ö m r i i
d e v l e t i m a d ' i y a s i o * « J I * m ü v ı ı a b e l ey l i ye ı i a ve- ı e n k t m i l h a a i r i mumaiteybain müşa
rün i leyh i d e r i a l i y y r m d e h » lup b n r r e i l ^ G e l i b f l h i y a İni \ı vuau lunU ı n ü î ' i j ilin va t a h r i
rat ın ı mmt > ı I ve « d « t r « H P ki r m i t r i m n m a i l c y h p i n * e n debi • • . • i n .ı.< ••• I . ö z r e b ı r e k e t
• f l a m a m a b i b i m i * . { 1 1 3 9 } C e m a n I . I - ' - J - ' J - < b u baa tara l ında : d e r k e n a r
a l a r a k -,ı y u ı v a rd ı r : {Sadr ı - *ı .L - miİMTİiaile jh eernaıiyfJevvelEn ı I -i- G e h b o l u y «
W F I I »<: i l n o i h f l ayledıBin i m t a h G J ı b a l u n a i b i e l l i * , Hva t a J a v f e nd i n J a i l i m i t n d h w n a
b â l e n c a u İti ı > •• I • <v\ \ •-• t - fttl N İÖİ, S ı- 1) .
|IJ C e v d e t Ta r İ b İ . M a t b a ı İ O s m a n i y e t a b i C J . S J S 7 .
[ 1 B u d a t a Mekka ı İri l iktirtdıie ] : \ I J .J=: . ıl •; ı l a u ı ı a m ı "t C i d d e i m B i * r t « j j . — i a -
• ı.-. ;ı • L k. ! - H a h a f a y a l a t i k a o d ı ı i e t e m i l i v a ikaaa o l u n a a a d n n H ı V rtnın H a l i l
H a m i d paşaya h ü k ü m kl : Bu de l à h u b e l v a k t i veLhaL Jb-lj ğtjl^m-* » a ki sadr ı a ab ı k
v a n r i müsaruDİLayhaİD l a n a ftvmUıl a l J yye l î * h a n e i n d m C | d d d m a m u t * -. ı ••'. i l h a k i y l t
F J a b c j • v.ıtcM t a v e i h ve Uekksi Uü k arrauıa fjhâ I hıı r a m l f t d a h i nbri>ı b a n a i y y e t i n e i b a l e
va t c l v i ı o l ı nmafc i a memı ı r iyet in i m i ı t a z a m m ı n i s ba n i n r i J İ I İ J L I I I j l d a r vc t t ' L İ b İ h ü k m ü
g e r i l i m m a l v r y y t n (İlim y e r i aÇİk) ' t e İraal a lunTıHj lur . İmd i k e y f i y e t m a l û m u n
o l d u k t a , d a i r e ve e l b â m ı l a a z i m i t e b i r ka, p ü n za r f ı nda Ce l ı hn l ı ı d an h a r e k e t va C i d d u y c
v u n l o a u u r j ı l ve badelınıaı ı l J^jkj^ı r a b t i i rabü m e n l e k d e m i i b a l c r a t v t U İ İ c d i r i M e k
ke i M ü k c r r c m ı : İle rCiTıİ i t t i f a k VC İttihada r i a y e t ve t a n z i m i umu ı u l i z ı m e d e v e C i d d e va-
l i l i j r l a c o tü le r le r i ^Ji* h ı d a ı u l *c aa l a t ı n tejii? ve 1 • ı, - • •••ni' ü a h i bb kadua i iwn
i k d a m ve • •• • • • * k a r e m e y a i n ı ıb tarem ıyn « t u b l t n c i n nzirl î * » ' n l n l e l e r i n i v a k i t n • •maDİ l r e d a y a m ı u i d l M ' • J . : ' ' -I -.- V B o l h a v aKda ı • - J I . T -a;c • •-. ,:• T B -
J ı b r e emn ıve t le r i i r i ü u a b a a b c a l i TÜM'a t o k a t J A J - - J J İ ay l ayâp m a l t u r eldluf-oo TD ' J n
r c r i y y a t c mAt J ^ J « ı n u F i v u ' ı • - ; : d e a m a b d u l ı r e y l e m e n i r h a h m d t { a ı ö h îmmc
d e r l e r i . \S3. S . İV ) .
TürkiyaL Mc< Q IU*J I — 1â
Halil Hamid Paşaya valilik emrinin gitmesinden birkaç gün sonra
kendisinin Geiitj'• bulunması hazırlık için geç kalmasına sebep olaca
ğından nemen Bozça adaya giderek kapısını düzüp acale hareke! eyle
mesi bildirilmiş, ve kendisin Mısra naklr de sakızlı Hüseyin kaptanın me
mur edildiği yazılmıştır ['] Bıınun üzerine Hal i Hamid Paşa I İ O T C B adaya
gitmiştir. Gelıboktdan hükümete gönderdiği tahriratta Cidde ve Habeş
eyaletine tayini üzerine Lstanbulda kalan maiyyetinin kendisine iltihakta
tereddüt eylediklerini yazdığından bunların (1190 h) tarihli kanun muci
bince kendisine iltihaka mecbur oldukları vc tereddüt edenlerin cezalandırıl
ması için isimlerinin gönderilmesi bildirilin i s l i I 1 ] . Diğer bir hükümde
de borçlarının tediyesi için l^anbuldan bir adam tayin etmesi emir olun
muştur f\,
Halil Hamid PaşaBozca adada hazırlanırken 1199 cemuzjlahır >y**plf
ortalarında (1785 Nisan sonlarına doğru) gönderilen bir fermanda hazır
lığını tamamlamak için bir müddet daha Bozca adada kalması icap
edeceğinden ve halbuki Bozca ada açıkoJup kendisim gülürecek geminin
orada barınmasına imkân olmadığından IsTanköy ada&ında hazırlığını
bittirmesi ve diğer bir emir gelinceye kadar kat'iyen hareket etmemesi
iş/ar ji-ii olunmuştur [*]«
| L | H a t a C i ı M r v a l i l i a a d n mbti vvtri H J I . I pala İ e l i l e hn j a 4dY#J H i l b ü m l d :
• <i - ı ı • L , . - ; ; - ı ı e j o a i n b * r * ı uk t a i ay ı h*] remi i m a n a t b l B oİBa G d d e y e b i r a n
afaduD TDaalau labül - i • - - • ' • • " - • k ıvd i ibeyao r* j ı l ı b i l a d a i k a ı nc l a y i a r n v n U e İ t e h i r i n
nltH-aÇı zah i r vc ayan e l d u f u n a b i n a e n h*m n vd i ba I ı >dab f r k a a ^ t ab "1a l k a r a r i l a ü . ı . n
A d a y a j ü ı » " " k * p u n ba l kını o l l a ı a l t a Lamım ve t n r l l p ev lcu ıen k i a e m ı n ı i r ada ı a l iyyea ı
taathık e t m e f t i p iuubauöaDişbu e m r i a o r i l i m ısdar Yc ( i ı i r ı ı y e r i a ç ı k ) i l u ir«at u f u nn ı n ş t u r jttıctl
• e n i dâ i re i rnı irr l l r lut t ı le Bo ıpa adadan a l u p Mıa ı r ı I r a a U d o n a n m a y ı bü mayu ııiını k a l j o n l a -
r ı ndao U n u n r i y e « uvada l S a k l l l l M . ı - v ı. k a p t a n " i " l a y i u kılrnriı^ı •<-. Renin he-
Rtao> K 7r - a d a y a günnr i l a k a p u n k a J k n ı o t f a r a Ha f a r l i p vc t a u u a ı • r l - i ' i r . I >nJU
l â h n ı a u l ı n ı b ı | " n u L u n u d i r a y e l m f l r m a ı r u n f ^ d a k l a barvvchı m u k a r r e r bala taTnklral m t a l i
e m r i l e u r T r u d * G e l i b o l u k a y ı t l a n pv*d ı- le r i l r B o i r * adaya |U ı a r ve b i Tınını t a a £ J - T * J
b a l y am ı m e z k û r v i i .v i l i i u . d e d a i r c i mü r t l e beu l e s ü r a r ve flnVİı-j- m e m u r e a z l m c l a b e l l i i k t i d a r
e y l e m e n i n l i r i b i nd . i i . ( l V 9 e v a i l i C) ınühi mme IS3 a Ih a y n i mealde J~t> donan ma k ap l a n l a r ı n d an
ma ınUrİyye k a l y r m u kap t an ı Hün-yin, k a p t a n a d> C i d d e v a l i l i a l a n H a l i l K a m ı d r ^ l ' v Bo7c»
adadan al ırp mr.mı.r iyeI ,nc [ i l m e k i ı ^ r İ-in.- ı ;-• • ;-hlî: ıı- 4İ h akk ı n da d i t e r b i r hö-
k u m y a z i l m i f h r . M u k i m m e 133 a 26
|*} 1 IOT Ce i n a ü y e lata r ı p f i daao ıdn H a b l H a m i d pah ın ın l a l ı n iBE iM r r v a p o l a r V j o n -
d m i l c n b u h ü k m ü n sure "t buraya yag ı lm ıyarak d i ç e r f o l ı ğ r a f l a r l a b i r l i k t e y a z ı n a sonuna
İ tenuıustur ı [btı b ü k ü m m ü h i ı n m r d a f l e ı j a i n N 13ü a 27 b i n d e d i r . ) .
f 3 | K e z a vEııt1 ayn ı F a t i h l e r d e y o n d o r i l e n b i r h ü k ü m d e de ( s a d r a u n d u m n ıahs ın K ıh-
n a ve ü i r h a i l p i duLv ı a i y l e } h a l e f i o lua y e n i a a d r a u n u . H r r a f ve v e k i l ha m n a ( m a l i d a mu-
u d r r e a ı d i u i ı o d ^ } t l ı i a e d i l r h de ı te r h u s k i « c b v r e u olduğu » f hflpl-ru» l n v r r r a l icra
i a tau İHİdan b i r v a k t i t a y i n i b i l d i r i lm ıa t i • ( m ü h i m » l ^ 1 r t B u h â k n â a a m t i d a
İDİagTBİİHr Îr ımndladır ,
[ '| C i d d a v a l i a aadr ı a ah ı k H ı l i l H a m i d p a l a y a b ü ı ü u ı |dj : S n k i v e l i n m ü ı a ı u n -
i l e j ba jT i l j i ı i ıd,ı i ı u k d e m u e j#-t(;fjra1te| l u d u ı J J A - İ ^ I J . J İ o l l a h a tH a e n t i m o mebû i c e n d r u n
H a l i l H ı m i d P a t ı 243
Bu son hüküm yani hdankoye naklile orada diğer bir emir gelrae-
den haraket etmemesi hakkuıdki karar Halil Hamid paşanın bir tehlikeye
düşeceğini gösteriyordu- Filhakika k e n d i s i daha Horca adada iken Cidde
ve Habeş valiliğinden azil ve İstankoy adasında ikamete memur edil
miş ['] ve yerine Kandiye muhafızı Mehmeri pnşa tayin olunmuştur.
Metımed paşaya gönderilen hükümde Hüseyin kapdanm kalyona Hali]
Hamid paşayı Bozca Adadan alıp İstanköy e götüreceği ve sonrada gelip
kendisim alarak Idkcnderiyyeye hareket eyleyeceği bildirilmiştir ["].
JUX*j Boira a d a d a m * I r i u k a r a r tf^j Ü"- i te d a i r e f | ma l n u ı n c n İ UUUİırı e d ü p l.."=.l-lı,ı
• a n i n r ü knbuna ruhaıa o t u n a n k a l y a n I s d a b ü n ı d - i f j ı f i atıınLi m a k i u d a l i r a £H,-S kılmayı
a z ime t o l m a n b a b ı n d a e m r i t a r i f i m * *da r ne i n a l e lunmı ı ı l ı ı r ; A n r a k njyı-'i u m u m l i r i m e
ipo b i r o l müddaE dahi t e v a k k u f u n İ c a p edece f i *t b « m a d * >eık m a h a l , l ı . k ^ h / e a u
m e r t â n ı n Bozca a d a I j p ı n ı r . ı ' ı ka rar ı münakün o l m i T i ı a f ı b a a c b i y k k a l y o n a nnc ıhür n l
U r a i a vard ık ta l e a n k k n i aa k a n ı a t m a y u p d e m n n a a ruLüp ıln o l t a r a m a n f e k k i reraSrt ı
' •-• i • : n l a t a n k o f . -. ,ı, ,.,-. l a f a r i h i •. i - • ı nınH cApüC- a * l a t a n k öy * rijrnd
i l e a n d a mcasS :-• • r . • _ . , ' . ¿.1". «e tan ı ind i d ü m x n ı i b a f a r e l va M m Q maka&da aUaaa t
i n • . ı i u i e m r i f a r i l i m a a ' i a a d J İ u u a a a i n i m e r k u m cd<n h a r e k e t i tet r n " T c , n f Tanıdı
a n u ı ' . • - .lı m u c i p v e n m k l a ı a a ı ü re re h a r e k e t r m a h a d e r r i c y t r m e n 1 n o l u p
• ; t ıu e m r i j e r i J i ı n t ada r vn ( i n i m y e r i . . ( i k j i l e U W İ o h a n i u l t u T . İradi k e y f i y e t m a l u m u n
o l d u k l a b a r m i n v a l i m n h a r ı e r îü h a r e k e t e i h t i m a m ve d i k k a t a a l e m e n i ı b a b ı n d a
<mühl"mme d e f t e r i I H I a 3 1 ) a 09 ( 1199 aan ıa ı iyu lah i r / 1 b i « » r o r t a l a n ) .
[ • ] lai ı ıukiiy e e r i r c i i n d e i k a m e t e memı ır o l au nadıı nub j l t l ' k d i l Hamili p ü j ü İcla-
!• İ M . u I-. = -. -. u I B D k i v u r mf i f a rün i leyh ı iD t r n t m i o k d e n ^ r j r ı c i v l m y ı »udur ^ f ^ i l I J J J-ç
J Î A H J ' / I J J J D l an e m r i İ h f a u i r n d a taraf ına İrsal a t a n a n kalynnıı l ü k û p İle n V i r a * da* iDdaP
( b u r a d a b i r i k i !•• ü-nr y ı r t ık ) VB l a t a u k o y r e c n s w vusule m u h a l l e r e * vt a n d a t e v a k k u f a v
tanrirai mübaao r a t ve a e m l i m a k s u d a : M - I ' n ie i n ma hana e m r i f c r i f i a ı J : r . . . : .İ . . ı
h a r e k e t e t m e y â p varud ı eanri f a r i l i m d e m u r j b n m ı a t n a a û i r a b a r a k a t e m u b a d e n t e t i ı r a m
" " T " deTçı ' 1 • - " - İ D İ u r m ı n H ı . EJ b a l e t i ha ı i b i -J* üt] C ı d d r i u i i a ı n ı r aa f j ea f ı b u d e l t
eaat ı f ı a l l y y d f d ı a n c w* a*ar ı f ı bataıyycı BEhnya r anc r adea aabuU K a n a l a r D^ubaldı i c r i ı b n
M Î l i m i t papa İa la lehüyr Tevc ih ve i k a a a ım o l u p n u k a d d a m o a f a r a f y a f l a i a a d u r e t a a eanri
rı1. :.-• 1: 1, eer ıre i l a lar ıkayde i k a m e t a n İMlıdaB ann ra andıan e m r i ş e r i f imde
• U e i b -ıc m u k t a r a ı ı u i e ' c a4aet *e l ı a rebo lc d i k k a t r y k a o r n I M- •• i r a d e i I - 1 • -.
t a a l l u k e tmeğ in baaı ı i mı « i m i f a r i l i m t a d ı r *t finim y a r i aeık) Ha feaal . ' u - ı i n u- lu r . İ m d i
k e y f i y e l ma lû ln l d i r a y e t m e r h u m u n e l d n k t a b e rm ıma l i n c ı r u h ea ı i re i m e r k ü r a d n t evekkü l
ye k a r a r vo b u n d a n atııırıı t a ra f ı na negüna e m i r vaaıl o l u r l a ıııııktiir-ıp i i ı t r e h a r e k e t
i y ı r t ık ) vuau £ - j aa İk t i da r aylal ı ıaU I .II'JIHI.J. ( m ü h i m ™ I &2 £3A) aena 09 avaaıt n.C .'^.Ur 1
t 1 ! S ı h ı k K d o d r f a m u h a l i i ı o l u p b n d e f a M r k k e İ Mlıkr -rr ınB f a y h ü l h a r e m l i k Imi-
nıa ım un H a b e f a y a l d i l l b a k l y l e C i d d e i m a m u r e t a n e ı f ı kand l ıya t e v c i h u l u n a n v a m r .
M r h m r r f p a f a ^ a b ü k ü m ı S a n k i ' a l i f i m ü ^ r ü Q I I * y b ı i n b^aSa l i k l i ı a L-ÖV1 — * * aana bb d e f a
avafriiı al iyeı f i ha h a m d a n f e r r lya fhr i a n d n r D U D batTf h r a a y n a ı m a h a b a t m a k r n a u a n mnej
b i b c e MaLkeİ M i i t r r r f a f h n L k a r c r a l i f i i t r ı l ™ m . r b l l c i m l e < .. . 1 . ' C İ d d e i m a m a r e
a a r r a f * - 1 t e v c i h ve ihaanı aahantam o l u p a c ı u a C i d d a r a vıaaanaa r a a t tObu ^ ı h a a d a t n e n
e i d n a r i n d i n t a j i l a d n • • 1 • • ıreıir HEJ.I H > m İ d p>f> i cU leh ıy ı B o a c a adadaa »Ioh lahmlcera-
İ Ü J e Eayin k l l u ı a p k a l y o n a a d n H b t k l m |p r â t l l e f ta ' 1 ı : • ç ı k a r d ı k t a n a o n r a BCDİ
h k e n d o r i v y e y e i>*Mc mf inaa ı ı t ay ın kıbakan deı jrârj ı muaf l a -t | J . J I •
k a f t a n ağaaı S ı j l- ı r, • -,I.L Jııaednnu — *jf f1* n ı a a b u a a taha ı ı o l u n a n kalyonu m e z k û r
2 1 4 İsmail Hakk ı U m r ı ç a ı ç 1U
Halil Hamid paşanın Cidde ve Habeş valiliğinden azlinden 4 gün
sonra öldürülm£İne irade çıkmış ve kapıcı başı genç Ali ağanın çuhada
rlık hizmetinde bulunan bir hademesi gönderibniş ise de paşanın müte-
yrkkur bulunması lebebüe bir iş görememiş ve arkacından kapdam
derya Hasan paşanın adamlarından olup ifrat cesaretile meşhur olan
Kara Kethüda Zade Ali Bey memur edilmiştir
Ali Bey altı günde Bozca adaya varıp sabık sndrıazami öldürüb
(17 Cemazilahir) başmı İstaubtıla getirmiştir. Halil Hamid paşaıun başı
katlinden dört gün soma yani 71 Cemazilabir pazar günü { 1785 Mayıs)
Islan bu] a getirilerek orta kapıya kuuıılüb teşhir edilmiş ve hizmetlerine
mükafat darak kendisini öldürenlere hü'ıtlar giydirilip - il kaül kara
kethüda zadeye kapıcı başıhk tütbesi verilmiştir.
Halil Hamid paşanın yaftasında: (mugayiri rızayı hümayunu hazret!
eilıanbanide - ^ ö>;i UT^J harekete cesaret ve Taıuaj hamından
ı r •! ibâdüllaha em l i /ulûm ve gadri zahir olup tertibi ecza birle müca-
Zat olunması lâzımgeien hâmli dinü devirt az.emi i b a d ^ ^ * sadn sabık
Hülil Hamid paşanın seri -makhııdır) ibaresi yanlı idi [']-
Halil Hamid paçanın başı Istan buJ* paskalyaya resadfıf eden pazar
günü gelmiş okluğundan evvele? paşanın Eİlak kapı kethüdası îstavrakl
okluna kâtiplik ettiğini de Turnen aleyhdar -zümreye mensup olan hir
şair, şu kıt'ayı söylemiştir:
Kâttbi htâvraki İcrmastını beti nvıctı
Sadrı telvis eyledi mtıdb alda zillete
Hâini dinü şeriat olduğun ima tıiüb
Geldi paskalya günü bası tâbt devlete.
Halil Hamid paşanın lstanköye hareket etmeden Bo&jcuuJHda katla
dı Mi £i anlaşılıyor, bu sırada Halil Hamid paşanın arkadaşı Agriboz valisi
İsmail Raif paşa katlcdiği gibi sabık yeniçeri ağası Yahya ağada boğul
mak surelile Oltadan kaldırılmıştır, Halil l ianid paşanın başı istanbul*
geldiği gün onunla beraber mazülolup l&tanbuldaki yalısında oturmasına
müsaade edilmiş olan sabık şeyhülislâm dürrî iade Atâullâh efendi Gcti-
boluya sürülüp aradan, hicaza gitmek üzere iken zchirletd iril erek vefat
etmiştir.
U r doğra K u n d i r e v e v n r u b H J I İ l u l j u t ı u mt r l iÛr r irlmtı v k i r a n a k d e m h ' n d r ı l
[ p k « B O ) r J î j j e y * v r " " d U n C i d d i y e inala „ . £ l { ı t ı û l ı imne d e f t e r i I r v m U ^ T ' U Î I ' Î
I 1 ,r - . r t ı ı d i l u p u o b ı f k a t t a n a f l a " S G l r ı m j " -i •... y a u L n u a m H a l i l l ı . . ' paşay ı
I r i nnkn iTO p r ü-Mİ İ e ı. a o n r a K u d ^ y r d a V G d d V l a l u . ı d « H b b a n k e t i n i
b f t d i r m e a i - n - - ' ı - , i . V e y i n e e m e a l d e k a r y e n k a p i = r . . ' ppd : ı . d a k e y f i y e t
I . İ H İ r i l n i f b r . ( A y a l t a r i h ) .
[ı] *Jİ**ft v ako j ı a t n c S . 2 8 ( T a r i h eTieiimnuiııdeıı T ü r k T a r i h i a r a n t l r m E l:»rUm<ı"n
V a r i l e " İritablnT DEÎIUIIHEB biLİJifc 2 f l ) ,
Halil Hamid paşanın yine başının geldiği gün, hazinedarı Hacı Bekir
ağanm, baş tebdil ekmekçi oğlu ve macuncusu ile camaşııcısı ve mü
hürdarının ve diğer ileri gelenlerin kendileri levklf ve evleri mühürlenmiş
ve paşanın damadı Safran bol ulu Darphane emini izzet Mehmed Bey
azledilmiştir
tzzel Mehmed Bey(1200h 1786) da vezir ve(1200 h I794)desadnazam
olarak döri sene kalmıştır. Selim III. Halil Hamid paşanın başladığı İslâ
hat ve teşkilatı ürrlehnck istediğinden, ihtiyar Mciek Mehmed paşanın
yerine Hali. Hamid Paşa damadı İzzet Mehmed paşayı getirmek suretile
kadir şinasbk göstermiştir. Halli Hamit paşamn vefalına (katli i l i . , ; — -t
terkibi ebced he&abile tarih düşmüştür l 1!- 3aşı Hay dar paşa da tb ahım
ağa karakolundan kabaca Ahmede giden yolun sol tarafına gömülmüştür,
yanında annesi ve zevcesi, çocuklarile torunları da me d Fendir. Merhumun
kabir taşının yazısı şudur?
1 — Hüvelbaki, 2 — Merhum ve mağfur 3 — Elmühtaç ilâ rahme
ti. 4 — Kahbjhilgafur sadrı, 5 — Sabık Halil Hamid paşamn ruhi içün
6 — EJfatiha sene 1199 fi 17 t
*** J f ^ J — * * * J J " — r J J Ü - J f J f . ^ — t JU ly . — ı
Halil Hamid paşanın yanında (1721 H. 1806 M) de vefat eden km
Zeynep hanın (1232 M 1816) de ölen zevcesi Hatice Şerife hanım ve
(1255- I • '• • ı ölen ve babasının yanında yatan Reisühılema _ j
kazasker >_-.-B Arif Bey ve ( 1227 H 1312) de ölen damadı Divanı
hümayun hocalarından sabık Mehmed Bey ve (1250 H 1634 M) de vefat
eden torunu ve Arif Reyin ng-ln Mısır kadısı Mehmed Raşit Bey ve
(1257 H 1841 M) de ölen oğlu vezir Mehmet Nurullah paşa ve (1281H "
1864) de vefat eden Arif Beyin torunu Kazasker Nazif Bey ile (1219
H 1804 M ) de vefat eyleyen Halil Hamid paşamn valdeii Zeynep Hanım,
(1251 H 1835 M)de vefat eden Arif Bey zade Mehmed As im{ l3 l7 H1S99 M)
da ölen Cemaleddin Paşa zade yaver Mehmed Asal Cdâlettin Paşa diğer
lor o d an Asım Bey oghı NumlLah ve Nazif Bey oğlu mehmed Ferid. Arif
Bey oğlu Mehmed Hamid Beyler medfundurlar r Paşa İle annesinin ka
birleri ya ny anadır.
Bütün tarih ve tercümei hal kitapları Halü Hamid Paşa merhumu
değerli, devlet İşlerinde vukuflu, harici siyasette tecrübeli ve iyi
görüşlü, yapacaiı işlerde cesur mevki ve vazifesinin ehli, yopb-
['1 Hud ika tü lu İL tera , J L l i l İ l a i n i d paşan ın l u f c m p i h a l k w ı U r
246 İsmail Hakki n:;v r.:.
ğını bilerek ve anliyarak yapan bir vezir olarak gösterirler. Yaptığı işler
gözönüne alınacak olursa söylenen şeylerin doğry olduğu görülür-
Kendisinin serbest düşünceli, taassuptan uzak bulunduğu anlaşılıyor,
bundan dolayı katl i sebebilc yukarda söylenen kıt'a mutaassıp zümrenin
düşüncesine tercüman olmakladır- on sekizinci asırdaki sadrıazamlar
içinde devletin ihtiyaçlarım görüp bunu başarmak için çalışanların
birincile rinde nd ir. Kendisinden evvel nevşehirli Damat İbrahim Paşa,
K o t a Ragıp Paşa gib i değerli vezirler gelmişler ve dertleri görmüşlerse
de tedavisi içn lâyık olduğu ehemmiyeti vermemişlerdir. Hali l Hamid
paşa ise noksanları görmüş ve bunu ıslaha çalışmıştır. Bundan dolayı
Osmanlı İmparatorluğunda ki yenil ik ve ıslahat işlerinde birinci olarak
gelmemiş ise de birinci safta bulunmak hakkım kazanmıştır.
Fransız ressamlarına yaptırdığı hakiki karakalem resimde görüleceği
üzre kendisi genç denecek bir yaşta yani elli yaşında ölmüştür. Bir
kaç sene daba yaşamış bulunsa veyahut Selimi hükümdar yapmağa mu
vaffak olsa idi Selim. 111 gibi ıslahatçı bir hükümdarla beraber çok iy i
çatışırdı. Selim ıslahat taraftarı olmakla beraber kendisine candan Laraftâr
olan ve işi anhyan hakikî elemanlardan mahrumdu ve ayni zamanda
halim ve cesaretsizdi, işte anın bu noksanlarını iç ve dış vasiyetleri iyice
kavramış olan ve ayni zamanda işinde cesur olan Halil Ha m id Paşa
telâfi edebil irdi.
Hali l Hamid Paşanın vefatından sonra açılan çığırda devam edilmiş
ve bu .başlangıç Selim İH ıslahatına esas olmuştur. Hele anın Ruslarla
bir harb ihtimaline karşı hazırlık yapmiş ofrıası kendisini sonradan
rahmet ve hörmetle andırmışur. Kırımı kurtarmak için açılan (1201
şawal 1787) seferinde — k i pydi-şabı hal edilmekle korkutmuşlardı— [ ']
Sadnazam Koca Yusuf Paşa harbe giderken zahire ve mühimmatın
Hali l Hamid Paşa zamanınd kal'a ve menzillere bol bol doldurulup ve
hiç bir sıkıntıya maruz kalınmadığını görerek (sefere ben gitmiyorum
Hal i l HamiE Paşa g i d i y o r } sözün merhum hakkında kadirşinaslıkla
bulunmuştur [ J ] . Halil Hamid Paşanın zahire ve harp levazımı üç sene
kadar orduyu idare etmiştir [ B J .
V I I H a l i l H a m i d P a ş a n ı n a z i l v e ka t l i n i n i ç y ü z ü :
evvla Hali l Hamid Paşanın azil ve katline dair tar ihler in kayıtlarım ve
sonra da bunları tahlil ederek görüşümü yazayım.
( I ) Sadr ıasüf i ı Kaça Y u a u i p a ^u . K i r i m i k u t t ı r ı n n k iç in n e f e r tiptuBn t a h t ı n d a
dnran ıa iS l ı l dİyc A b d Ü l h a m i d i Isbrktttnıırçtu [ncİHynziilırölnııt ^ j İ / V £ 3 * " C- i - S . 17 ) .
H C e v d e t t a r i h i C . 3 . S ( »
p l r f c f ö s t f i l r a r r i M k - İ J K U i ( S . m ) .
Yukarda yazılan hatlı hümayunda paşanın azli anlatılırken ocaklıların
sağ olanlarıma esamileri ile zikredUnıiyen bazı lüzumsuz ve yakışıksız
vaziyetleri padişahın iab'ına helecan .vermiş olduğu azle sobeb olarak
gösteriliyor.
Vak'anÖvis vasıf tarihinin zeylinde kapı kulu esamilerine taarruz
etmesinden dolayı ocak tarafından ileri geri lâf olduğundan azil olunduğu
yazılıyor ki hatlı hümayunun birinci fıkrasındaki mutaieânın aynıdır.
Cevdet Paşa merhum ise tarihinde vasıfdan naklettiği tevile kendi
sinin de inanmamış olduğunu şu ibarelerden anlıyoruz:
" Lakin ber minvali muharrer mevacib tevzi olunup ta henüz devri
vuku bulmadan ve. rivayet olunduğuna göre henüz sabah olmadan alela
cele mührü sadaretin istirdat olunması mizan f ikre vurulsa fevkalâde ve
ehemmiyet verilecek surette bir hadisenin neticesi olmak iâlungeür.
Bu lı alır ayı bazı r ivayeti mevsuka dahi tasdik ey ler ) diyor f 1 ] , '
Sonrada, evvelce verilen tensik kaıan ocak halkı içinde terakki t i yani
zam g-ntmüş y m i ç F r i l ı - r i n r l f i r l yüz kese lııtin.' meveriplprinin kesilmesi
asker arasında dedi kodu uyandırdığından bu hali yen içen ağası Ahmet
Ağa Defterdar Nazif Efendiye o da bilvasıta padişaha arzeylediğinden
azil edildiğini ve Hattı Hümayundaki Helecan tâbirinin bu rivayeti teyid
eylediğini yazıyor.
Dercivakayi f .V 'E j ' ve kethüda Sait îfendi tarihleri de sadra
zam Hali l Hamid Paşanın ocakları tensik ve uiûfeye müstehak olmıyanta-
rın isimlerini terkin ve askeri vazifeleri ehil m-erbabına tevcih g ib i mu¬
hataraEı bir işe teşebbüs İle hu hal yeniçeri kodamanlarının ve bilfi i l ocak
hizmetinde bnlunmiyanlann işine gelmemiş olduğunu ve ağalarının eski
Şeyhülislâm ivaz paşazade İbrahim Btıye mürûcaiıL ile ne aöylediierse
söyleyip anında bir tezkere ile meseleyi padişahın kız kardeşi Esma Sul
tana bildirdiğini beyan ediyorlar/ Tekrar Şeyhülislâmlık makam mî elde
etmek isliyen İbrahim Rey Esma Sultana gönderdiği tezkirede?
(Sadrazamın ulûfei askeriyyeyi tenkihten muradı yeniçerileri ayaklan
dırıp tecdit saltanat ett irmektir) demiş ve bu söz Abdülhamidin pek
ziyade itimat ettiği, saltanat A t a Begi .uA'Tve sadrazamın hazmı olan kapu-
dam derya Cezayir l i Hasan Paşaile Abdülhamidin cariyeden doğan kızı
nın kocası Defterdar Nazif Efendi taraflarından da tasdik olunmasile
Halil Hamid Paşa malûm akibele uğramıştır,
işte tarihler Paşanın azline sebep olarak yeni çeri kıyamından korkuimuş
oEdugunu ve katline sebep olarak ta çok mikıarda parası ile son zaman
larda irtişaya meyil , v e hırs ve'.tamamı ve bazı mukataatı vakfa tahvil
ettiğini yazmaktadırlar. • " •„ j • • •
f i C e v d e t T a r i h i , C . 3, S. İ3Ü.
ı
Zm Um «II Hu Irkı ÜBaBirf* J
Vaziyeti tahlil edelim: Birinci Abdülhamit iyi kalpti bir hükümdardı iş
görülmesini ister, fakat aciz ve zavallı olduğundan etrafındaki zümrenin
tesir ve telkininden kurtulamazdı. Abdülnamidin üzerinde en nüfuzlu şa
hıs Kaptan paşa yatıi Ccıuycrli gazi Hasan |:aşa idi, (>şmc mağliihiye-
ttnden sonra boğazı tehdit eden Ruslara karşı Çanakkaleyi müdafaa ve
Rusların eline geçen adaları almağa muvaffak elan hu büyük verir Abdûtha
mid raraanında saltanat A t ' fîegi olmuştu, HüLümdarla serbest görüşürdü;
hal alığında hükümdar kendilini ziyarete gelmişti, Abdülhamrl saltanatta
kalıtını Cezayertiden bilirdir Yapmış: olduğu birçok hizmetlerden dolayı
halkça pek ziyade sevilen bu vezir her zurnan elde etmesi mümkün
olan sadarete gelmek istemiyerek kaptan paşalıkla bütün devkti idare
etmenin yolunu bulmuştu ['].
Gazi Hasan paşadan sonra Abdül hum idin, veliaht iken bir cariyeden
doğarak ahreüik Hanım diye maruf olan kızının kocası defierdar Ahmed
Nazif efendi geliyordu; Ahmed Nazif ile babası Selim ağa, padişaha bu
yıtkınlık dotayisile çok ileri gitmi(leıdj. Her ikiti de padişahın hafiyesi
idiler,
Cczayerli Hasan paşa ile sadrazam Hai l Hamid paşanın aran iyi
değildi, sadrazamlara sözünü geçirmeye alışmış olan Hasan paşa. HaHI
Hamid paşaya ayni suretle nafiz olamadı, faaliyeti vc iş bilirliği sebebile
sadrazam vaziyete hakimdi İlk zamanlar araları iyi olan bu iki vezirin
Kilimin ilhakı d ol ay isiyle vaki müzakerelerde aralanmn iyi olmadığı
görülüyor; Zaman geçtikçe bu gerginlik arlımşti.
H, I I Hamid paşanın azlinden bir ay evvel Cezeyerii Hasan paşa
otuz kırk gün süren uzun bir hastalıktan dolayi yatmıştı, sadrıazam
hekimler gönderüp hastanın sihlıali h.ıkkıuıhı h. •• . !--r afamya duvum
etmiş ve ihtiyar kaptan paşanın akşamlık sabahlık olduğunu öğrenmişti,
sadnazam Kaptan paşanın konağının etrafına yirmi oluz gözcü koyup
anın vaziyetini tarassnl etmekte ve bir an evvel ölümünü beklemekte idi.
Bu sıralarda Abdülhamıd, Hasan paşayı konağında ziyaret ettiği za
man kaptan paşa sadrıazamın gözcülerinden şikâyet eylemiş ve bir
eıerm rivayetine göre bu şikâyet üzerine Holü Hamid paşa sabahleyin
yalağından alınarak azil olunmuş ve Hasan paşa hasta, hasta saraya
gelinler* •. yeni Sadrıazam gelinceye kadar Kaymakam tayin kıhnmlştir[T].
Halil Hamid paşamn böyle bir şikayet üzerine derhal azil ve katledilmesi»
oin doğru oLamayocağı tabiidir. Bu ziyareti müteakip sadrazamın azil • di
edildiğini o zamanı gören ve yazan vak'aname - L ^ , sahibi söyliyor. Bu
[ I ] H a l i l ü . i P a ş ı d a D » a r a a r k l a »j Vndmt $»hLi A l i p a j » u d r a u r n l ı k • M u , w
•udun m i ı r a G a l i H r a a n pnjfcniH fccOıütL»! i ken I • • e v ve l vez i r l i k le M e r . i ıjıli-ıi o lan
YUPFJJ Pmf*. a a d i n ı a m o l r n u f v * « IBTI J İ I İ I L . . . I . j i n c Lu. j jd i . t i paşa. o l a r a k a ı l m ı a U ı .
['1 Vakay ı m m . : , S . 27 .
H a t â Haü.id Paşa 2 4 9
ziyaret meselesile eski şeyhülislam İbrahim bey veya Ahmed Nazif efen
dinin hal (# işini Esma sukana bildirmeleri birbirini tamamlayan şeylerdir,
Hali l Hamid paşanın bir yeniçeri isyanile Veliahd v ^ J j Selimi ha-
kümdar yapmak istemesi duyularak keyfiyet hem ibrahim bey hemde
Ahmed Nazif efendi taraflarından Esma sultana bildirilmiş Esmasultanda
kendisini ziyarete gelen padişaha ağlayarak vaziyeti anlatrmşh. Bunun
üzerine Abdülhamit, hasta bulunan kaptan paşayi da hatır sormak vesile-
aile görüp işin hakikatini anlamış ve saraya dönmüştü. Hat la padişahın
kaptan paşayı ziyarete geldiğini haber alan Halil Haıuid paşa da
Hasan paşayı ziyaret etmek istediği halde kaptan paşa özür bahane
ederek sadrazam) kabul etmemiş ve o gece sabaha karşı Hal i l Hamid
paşa azil ve nefyohjnmuşturE'],
Bu neticeye güre Hasan paşa, ibrahim aey, Nazif efendi, Abdülba-
midin haledüecegini duymuşlar ua tam zamanında yetişmişlerdir. Sadra-
mm kaptan paşa konağının önüne gözcü koyup hastalığım öğrenip ölü
münü beklemesi ÜöHlB dikkati eelbediyor; lâkin mukadder akı bel g£nç
sadrazamı alıp ihtiyar veziri bırakıyor.
Selim 111 hükümdar olduğu zaman on sekiz senedenberi kapta npaşalıkda
bulunan Gazi Hasan paşayı HaliJ Hamid paşanın kaüinesebep olmasından
dolayı azil [*] ve hatta Nazif efendi ve babası Selim ağagibl öldürmek
İstemişse de ( evvelki hizmetlerine nazaran dedi koduya meydan verme
mek üzere İsmail Kalesi Seraskerliği ite Istanbuldan çıkarılmış ve hatta biran
evvel hareketinin kendisi için İyi olacağı dadostları tarafından, kulağına
söylenmiştir Hasan paşa beş bin kadar maiyeliyle harekeli günü Kâğıtha-
nedelmralıor köşküne gelmiş olan yeni pad i şalım önünde geçit resmi yapmış
kendisine kürk giydirilmek üzeıe köşke davet edilmiş isede (daha bir
hizmetimiz sebkat etmedi inşallah hizmet eder vc naili iltifat oluruz)
diyerek ve yakalanıp öldürülmesinden korkarak özür JÂO dileyüp sür'atle
gidip askerlerinin arasına katılmıştır ["].
[ı| Valraname, S. 2İ. [ 3 ] Sultan Selim (Halil Hamid pufu iııiiddeajuda zTmedhal lıuhıuan Tersane EcnlEÜ
Hap ı StLİnı Aj-iiyı.yr I J İ L I ctpn T * c f r kethüdası Nazİf dendiyi İdam cttiıdüar. Kapudanı derya Hassa pa=a dahi hu cümleden be de rııesluılrultri'niEi gazi biı V E T İ I oldu
ğundan yalniı azlile ilctila... Natayieillvukrıat, « w y ^ l ^ ' C, 4 , 3 , 2 2 ,
[*1 ( . . . Hutta at asu jd,tek edenlerden mealrnklür k i mÜ^nrilnilejrıiıı daireni URDUI
dört beş hin k i j i d e n mürekkep otup Istanbuldan harekrt ejludifii e f l l l Sultan Selim H a î -
icUVıl Kâğıthane küskünden, atayı temaca buyurötuşlar, Kaan hümayun nizasına g e l d i ğ i n
de îiiüşatünileyli zemin hün ıffijı-r ve lenvanjı olduktur acara âdeti asr Esere kürk giydirilmek içindemin katra. i-jMSijf davet olundukla, (ilaha .bir tij?metimin sebkat etmedi Lnşfiallahu taalâ J ı l ı l Ü l biimet eder ve n a i l i iltifa: Ü L U I U Î ) diye «tını sürüp derhal elltiaai resıniytıaioi aeleri kıyaicte tahvil edüp aakariaia içine kaııgnıış ve tekrar daveti?
aSD [ i m t i L H a k k ı U Î U U ^ I V
I Ahmet Nazil efendi ile babası Selim ağanın va-iiyeilerine bakalım;
Yukarda söylediğimiz gibi Ahmet Nazif efendi Abdülhamid l'in veliaht¬
lığı zamanında bir cariyeden doğup hükümdar olduğu zaman sultan
ilan edilmeyen kızı ahretlik ham m denilen Dürrü Şehvar hanımın koca-
sidir. Babası Selim ağa ise Iran muharebesinde esir edilip Reisülküttab
Kastamomh Mustafa efendinin kölesi idi. Sonradan bazı devlet işlerinde
bulunmuş Abdülhamid l'in hükümdarlığından itibaren ikbal yüz göstermiş
Darbhane, Mutbah, Tersane LminUklcrindr hizıret etmişti. Nazil efendi ise.
karısı Dürrü Şchvar hamm sâyesinde yüksek mevkdere çıkmış Çavuşbaşı,
Defter Emini, defterdar Sadırazam Kethüdası olmuştu. Abdüfbamidin
hafiyeesi otan bu iki ad ım Halil Hamid paşanın istiklâline ged çekmek
isteyenlerdendi f 1]. Hatta bunların şımarıklıkları hâmil er i olan padişahcada
malû olduğundan bazen azıl ve bazen nasihat ile kendilerini ikaz ederdi ! 1 ].
Hacı Selim Aj^n, Halil Hamid paşama Yeniçerileri ayaklandırarak
Veliahd S e W i hükümdar yapacağını Yenrçeıi ağasından duyarak oğlu
Nazif Efendıyp bildirmiş o rla rr.vr.p^ Diinüşehvar v a ı ı t a E İ y l e , Esma Sul r
tana haber vermiş ve nihayet bu vasıta ile iş duyulmuş. Bundan başka Haşatı
paşa ile esU şeyhülislam rx*lğş --: Ö L rivayeti leyit etmişlerdi ['J, Selim HL
bu meseleden dolayı baba ile oğla karşı kin beslemekle idL Bundan başka
Selim veliaht iken bir gün Hünkâr Çuhadan Hüseyin a j a iie odasının
penceresinden görüşürken görülmüş ve Selim afa vatılasiyle bu pence
re kapatılmış: hatta Sultan Selim, kendisinin yegane eğlencesi bu pen
cere okluğunu aoyliyerek Selim ağadan kapatıl mamasını rica etmiş ise
de Selim Ağa; kapatılmasını padişahın irade eylediğini beyan ile bir
rivayette serice mukabelede bulunmasından dolayı Sultan Selim bunu da
hnzm ile zamanını beki e n i işli [*].
Selim III padişah olunca bir gün Tersaneyi teftiş ederek güya ik
malini birkaç defa ihtar ettiği kalyonun halâ bitmemiş olmasından do
layı Tersane Emini Selim Ağayı çağırtarak hemen idam ettirmiş ve
muharebe doloyısiyle cebhede bulunan Sadnzam Kethüdası olan oğlu
Ahmet Nazif efendiyi de ordudan getirtip bir müddet mallarını müsa
dere edinceye kadar kendi evinde bir odada hapiı[ k] ve sonrada
sarayda orta kapuda oldu: ütmüş tür (26 Haziran 1789 -Ramazan 1203).
t e ç ebbü f k ı l ınmıv İP* da »I n a k l i k a d a r karşı k i d a ğ d ı ukerUÜD ö a â ü d f idam
• • • i l r •: r*r -, !• r • ımjh i f k*vi|İ i . a l r ı ı bu r l v i * - l . |. . \, - . ... ,. l uk lU lMİ l -ı, . k a i d
•„-11.:,. » NttayEaGI « » kun t . -*mjMf* C 4, E. 23-33.
M C o r t f c t T - d h i , C 4 , 5 . 3 * 7 .
[*J C a v * * T . r t M , C . 4, 3 . 377 , --•
[3] C e v d e t T a r i h i , C . 4 . S- 270-
[ * ] . 1 f t l [ » İ T ı l ı p¥a f j S . 6 4 vn E d i b E i n o d i T ı i b i , l'm RnmlıînT. i n k a y Ü . ? Î İ
f - i NebYİd-M-VukıiJLİ. C . 4. S . 3 3 ; C w M t a r i h i , £ 4 , S. 1 7 1 . '
K a t i l H a m İ d P a ; a 2 5 1
Netavic - ÜU Vukuat ve Cevdet Tal ih ler i Hali l Hamid paşa katlinde:
elleri okluğundan dolayı kati l edildiklerini yazdıkları g ib i ['] Vasılda
tarihinin basılmamış olan kısmında zahiri birtakım sebepler beyanından
sonra (bazı esbabı hafiyye dahi var ise zahir binyanı avamdan a l i ^-IÜJ
meslur olup ttavassı nasa { ^ ^ ^ - 3 malumdur) diyerek [•] meseleyi kapalı
geçmiştir.
• V I I I Yukardanberi yazılan şeyler Hali l Hamid Paşanın Selimi hükümdar
yapacağı kanaatini veriyor; Ve bugün de torunları arasındaki anane de
bu işe kurban gittiği hakkındadır. Hai i fet- ül - Rüsa'da kendisine isnad
olunan kabahatten beri olduğunun sonradan anlaşıldığını .yazılmakladır;
bü kabahattan maksat hükümdarı hâl meselesidir p ] .
Bir de Hali l Hamid Paşanın arkadaşlarına bakalım;
Hali l Hamid Paşanın düşmesiyle beraber aynı günde Şeyhülislâm
Dürrizade Atauliah efendi azlolunup, Ağriboz vaüsi vezir İsmail Raif Pa
şanın vezirliği' ref edil iyor ve sabık Yeniçeri ağası da boğuluyor;
Şeyhülislâmın azline zâhirt sebep, sadrazam İle aralarındaki birl ik
dolayısıle ona kavuk sallaması ve İkaz cylememesidir[ J]. Atâullah efendi
azledilince ilk zamanlarda istanbul d a yalısında oturtulmuş fakat sonradan
Halil Hamid Paşanın öldürülüp başı Utan hu la geldiği gün Taife jatik sü
rülmesine irade çıkmış ve CJ gün kara yoliyle Geliboluya gönderilmiştir.
Sabık Şeyhülislâm Geliboludan gemi ile hareket etmeden evvel
orada vefat etmiştir [ 5 ] . Tercüme! halini yazan eserlerde istiska illetinin
hareketi * i l e artmasından dolayı vefat eylediğini yazıyorlar \f\
Fakat, Vakaname (Geliboludan Mısıra gitmek üzere iken bir rivayette
zehirlenip merhum olduğu şuyu bulmuştur) kaydile bize Halil Hamid Pa
şanın azlindeki maksadı ve bu işde Atauliah efendinin sadrazamla bera
ber olduğunu göstermekledir. Atauliah efendinin vefab (6 Haziran 1785-
Geceb 1199).
Gelelim İsmail Raif Paşaya; ismail Raif Paşa küçük yaştanberi hü
kümet merkezinde ve Divan kaleminde yetişerek verilen işleri başarmış,
[ r ] Vas ı f t a l i h i n i n i y l i , H a l i s E f e n d i k i t a p l ım , f i , VS&,. . . v a r a k . B . b ; Ç e v d e t
tattltû C . 4, S . 2 7 3 .
[ * ] HeÜie l-ÜT-Rüeaa . Ir-S^ıÜ-li H a l i l H a m i d F a ş a n i i » r e s m e t h a l t .
P ] K e t h ü d a Sn )d «feı if l i T a r i h i jTj ı t l I ı i S u l t a n S e l i m i , V e K y y i i d d i n e l e n d i K ı i l ı i phanca i
C e v d e t Paşa k i t a p l a r ı , N . 7 0 .
[ ' ] V a l f ı n L a a d ı m ı m ş . rnal ıaaı vu C e v d e t t a r i h i , C . 3 , £ , 130; İ lmiye S a l n a m e s i ,
s. 55i. .•• f ] V a k a n a m e , S . 2 B vc D e v İ ı B t û l m e ^ y i h j ^ I l t ^ R . S İ ÎH, '
|'| Devha t ü lmesay i h v c C e v d e t T a r i h i , C . 4 , S . 253; İ lmiye S a l n a m e n i , S Sİ3-•
252 l*n»|E H a k k i UlUDCUŞlİL
faal ve incef ik i r l i b ir devlet adamı i d i . Darphane Emini ve Reisülküttap
olmuş ve bu hizmetlerde uzun müddet kalmıştı- Kendisi Mustafa llFün
it imat ettiği kimselerden olup bu padişah zamanında çok nüfuz kazan
mıştı [ ' ] . Hali l Hamid Paşa daha kalem efendisi iken o tarihte yıldızı
parlak olan Darphane Emini İsmail Rai; efendinin hıma/esile Divanı
Hümayun A m e d î ^ J kalemine alınmıştı. Hali l Hamid Paşa bu iyiliğinden
dolayı kendisine minnettardı, İsmail Raif efendi (İ19Ü H - 1776 M) de
Reisülküttap hizmetinden azlolunarak Kibri sa nefyolunmuştu. Bir müddet
sonra Mısır valiliğinde değerli bir vezirin bulunmasına lüzum görüldü
ğünden ismail Raif efendiye vezirlik verilerek Mısıra gönderilmiştir
(1192 H - 177fl M).
İsmail Raif Paşa, Sultan Mustafa'nın çok kıtfunu görmüş olduğundan
anın o£!u veliahd Selİm'e lıörmet ederdi. Abdülhamid, İsmail Raif Paşayı
hiç sevmezdi. En sevmemeklik ya kıbrısa nelyini icap ettiren halden
veyahut Mustafa f i l . ile oğlu Selim'e karşı olan rabıtasından ileri geli
yordu . Cevdet Paşa merhumun, Raif Paşa hakkında (sebebi hafi ile
tab'ı şahane müfegayyırdı) demesi bu ikisinden biri ile izah edi lebi l ir
Kendisinin Kıbrıs'a sütülmesine sebep olan şey hükümdara Kınnun
tekrar devlete bağlanması mümkündür dediği halde buna muvaffak
olmamasıdır. Tarihçe malûm olan bu hâdisenin sebebi hafi olamiyacağı
tabiîdir.
Sultan Ha m id'in Raif Paşayı sevmediğini bilen Hal i l Hamid Faşa
iyiliğini gördüğü bu veziri gizlice himaye eyleyördu f j . Gu himaye, ev
velce Hali l Hamid Paşaya yapılan bir iyiliğe mukabele olacağı gibi ara
larındaki gizli b ir maksada da alfolunabilîr. Nitekim Halil Hamid Paşa
nın azli günü Raif İsmail Paşa'da azledi'miş, mali müsadere. olunmuş ve
vezirliği üzerinden alınmış ve hattâ öldürülmesine de irade çıkmıştır.
Abdülhamid, Raif İsmail Paşayı sevmemekle beraber Hali l Hamid Paşa
sadrıazam olmadan beş sene evvel vezir yapmış» Istanbula sok mı yarak vali
l iklerde kutlanmışdı. Bunun sadrazamla beraber derhal aynı idükete uğra
ması, sultan Selim tarafları olan bu vezirin iclâs ile alakası olduğunu gö
sterir; Zaten Cevdet Paşa merhum da Raif Paşanın tercemei halinde
katline sebeb alarak Halil Hamil Paşaya isnat olunan, kabahatte beraber
olmalarını söylemektedir [ * ] *
| | ] C W f c L T i r i t ı i , C , 3 , S. 137.
Intti l R. ıİ I Riga Rc io i i l kü t t ab i k e n , l a l i k l â l vcı-ilmt? a l a n K ı n m ı a y i n e d e v l e t e i a d e s i
mamkündür d i y e A b d i i l h e m i d i k a nd ı rm ı ş . R m s e f i r i lıi :yit- L i r şeye y a n a ş m a m ı ş ve işini y ü
r ü t m e k iç in r e d cevabı d a nflDrçBlujtL RILB Setin R e İ * e f e n d i y i , 0 d a pad işah ı kandırmış ;
t a b i î iş a lmay ı nca K a i ı l ' aça azİDİuuup ev ine <lühi S â n ı t ı l m a d a n K ı l ı t ı t a EİiriilmiiaKür. [ M S -
ı-iü tlevııı-ih = g _ j l j ü l ' j ^ ] u m u m î Ifuliipiıjnıft. (a j C e v d e i T a r i h i . C , 3 . S . 13Û.
[*J A y n i e se r . C. 3 r S . 137 - 138.
. , H a l i l l U m i d P a a . İ M
İsmail Raif Paşanın, Halil Hamid Paşanın azli günü vezirliği kaldlrılıb
mah müsadere olunmuş ve kendisinin Kıbrıs adasına sürülmesine İrade
çıkmış, giden Mübaşir Paşayı ( u d i n i : c y ) palangalında b u l u b aldığı emri
kendisine tebliğ clmiş ve beraberce Pstriç (Osmanlı idaresinde iken Se-
icz sancağının kar alarmdandı) kasabasına geknişler arkadan Halil Hamid
Paşayı u l d ü r e n Kara Kethüdazadc Ali Rey diğer bir fermanla yetişerek
kendisini o kasabada boğmuş ve başım İstanbula geiiımiştir [ l ] ,
Raif - i : ...: Paşanın başı (10 Reccb 1199, 1765) de Istanbula gelmiş
leşhİJ edilen yaf lasın d a : {Mora'da f a k ı ; ve fukaraya zulüm vetaaddisi olup
ve Belgrad g i b i cesim serhad dendrrimde O c a k l ı m ı biribirine düjü ıüp
mugayiri nzayı hümayun hareketle buhinmağlı cezası tertibi lazım gelen
İsmail Raif Paşanın s e r i maktuıdlr) İbaresi yaıümıjtır [•), Paşanın Mora
valiliği { Şevval 11%, 17S2 M. ) senesinde ve Belgrad muhafızlığı d a
(1198 H. 1784 M , ) de olup kendisine isnad edilen şeyler epey zaman
evvele a i t t i r . Bundan başka Süleyman Faik Efendi, Sefınet-ür-RüesaHsında
u)> bulunduğu memleketlerde AdiUne harekelim yazdıktan ionra
(Moraya seyahatim esnasında o- canibde ;. . n . sülük ve h a r e k â t ı biddelet
„ . I M güzarı abdi pür k ı , j i i r ^ - u -•- J olmuştur} diye senasında
[ I ] I •• .•- Kad ı a ı n a u b ı k A g d h a ? m u h a l i n alutı « c U r e t l İ s l i y l e Kibri* r M İ r r -
• i n r . n e f y i ferırmıı a lu ıu ın R a i l Ismal Î Fü juy ı cn ı i r e i K l b r l SD îialc mübaş i r l a y i n olunun d c r y j l n A l i |edikİL j l rr lnd* l l i ı i m j a r i a c ı k ) !£ıdc m ı c d t ik 3ya h ı i l tüm.
8« d * f a j . . . : " : . . •• ı -ı l a f w 4 I K I | I ttt ¿ 1 * * b i l cümle « D i n i ve «ayaaıa ın
n a i b i m i r i d e n ı a b ( v * t a n A i r i n e T k e n d i l i n i n K ı b r u M u M I EcuVf loa V » l İ v . - :
p h a a r m taalÜur. e j l v d ı f ı u * b i n a e n (OIVBJLDÎO u b i ı t a aHaah m a l i 7* c a a i b i n d a n k*d*r I : • r-
d i g e r D T H n i r i d i y a r a m u t i b i i M a d i ğe r a t u b h f i r t ı y i a ve f e * y i ' n İ L H m ı a / l ı H D k i ı• L , •
niLtrıınilı v 'ii- * B B d a h i pa|ayı m u m a i l e y h i m i l r r i r n i t k i r e UUt haaaa laa ı.,i>: r hayra
o l u n m a n l a paşayı r n ı ı ı u l l a yh i h ang i m a h a l d e l n ü t i m c d c r u n I ı 1 j «hab « r mûnnfl lh a aHnny r
• ı k * b ve d uğ ra K ı h n a ear i ra iBDa İHBJ V « İranla m « l d d i l d t f t ve i k d a m eylipesln vtfı H h k i
• • • H a a j ı m u m a i l e y h a i n | 4 | r i f i ra umai leyt ı ind^K11• •I F'4+^ rerİfHİ m n ı k ü r c d c b i r r n u n u i b
m a k i d i r i k a n e t «tiıürj vu ta l ın l müba ş i r i m m L i r * h ü c 6nia\lıytf* • D rahaaraa t • y U -
nann i ı babuada ( F İ n-İOUİ • | . ' . .1 I '
B u • • • - T . ır b#T ( a r a l ı nda d e r k e n a r l u r t b l e H . - n vur d ı r : ' P a t i y i m i m J I k • hi
mı-ııf. h%ı cda ı Kıtm ee ı i r ea i a r i « â l i n e m d E . f l ı k l ı r ey m i l ah " J ' ^ ^ r 1 1 * - ' ••'>' m • m a ' t r y b * ff d ı ua}
p a l u ı ı k ^ v n d a l w n i ü f edÜb F*-J»y m u m a i l e y h i u l i a k a b i l a müaua i h i a ka l ede • c f İ K j n i f i w
vc K ı h r ı a a a f t h y t M Uti ı ı ıu l itvıa a l d ı , k| ı r ı r ı n mü•jflrû.rıiMjıhiü n ı t k l l ı h g e d i k l i i murn i l-
ilı-yhih a r z u h a l i o d i o ı |n*l,ınküg[ naibiiLİn İ lâmı m e f h u m u lıü I r l m â n l a l i ı^ lc j '-. ' \ j c r J ı
v e r i l d i m C . 9 5 ) R
''• i b a r e n j o d t t a r a l ı nda d a :
Gcd i- l n> ı ECüunaılryh m ü b a j ı ı d * p * a * j t B ı u n u ı l e y b : P c l r i c M İ M — d W r a 4 n a v u f t c l
r l l i r d l i k t e A a i l ü r a r B d i f r r m â t a ^ i r i d r r ^ â h ı alE Kafnaetı baf i lar ıar iarı M i r A t i , y a d i a d e b i r
k ı t ' a h a l l i hüraaynmı r . l - ı m k r :z n- : • ve pahayı M:. _nl • - :ı. k t l i ve a e r i ı nak l ı n
mı BfıbL hÜUlffucıa i r s a l D y l e d i n i n i na t ık P e l r l c N a i b i hu ıa İ l « f a ud ı a i n v n r l d • EaD • Ilirnı•
nın i M r f h u m u b â I rrmf in ı JLhT E/crh v e r i l d i , Z l , C > a W * ' f r ' J < 1 ( M i i b i m m e dür ter i , 183 , 5 , 1 9 ) .
[1J V a k a a a m c , S- 29.
ı 54 l-ıı,ıil Hakkı lll.lıLııjıılŞJİ]
bulunuyor ve kendisine isnad olunun cünhadan (Suttan Selimi iclâs mese
lesinden) beri olduğunu da söylüyor [']*-
Halil Hamid Pasa ile birleşen sabık Yeniçeriagası Yahya A j a y a gelince;
Ru adam yeniçerilikten yetişmiş. Kul Kethüdası olmuş ve 1190 seneeinde
yeniçeriagası bulanan Mah mu d Ağanın (Paşa/da olmuştur) yerine yeniçeri
Ağalığına getirilmiştir. Yahya Abanın azline zahiri sebeb, letanbulda
hırsızlarm çoğalması ve hükümetçe ıtlıhı karar allına alman yeniçeri
esami işinin duyularak lürlü türlü «dilere yol açmasıdır, bundan dolayı
(4 Cemaziyelevı': 1199 - 17K5) de .<• • İM ı-ı.; ve yerine Kul Kctühdau
Ahıned Ağa layin olunmuştur, Ağalığı sekiz buçuk aydır. Bunun adlin
den on altı gün sonra da Halil Namtd Paşa azLolunmuştur.
Yahya ağanın ağalığı zamanında {7 Safor 1199 pazartesi) günü ocaklara
hitaben bir hattı hümayun Paşakapuaunn (Babıâli) gelüp oradan da Ağaka-
pusıum gönderilerek okunmuştur. Bunda yeniçeri ocağına kayidlı vc fakat
ocakta hizmet etmiyerek paşaların yanında bulunan ve bostancılar arasında
olan tekaüt ulufelerinin a^kerT olnındı ;• • ui « ak l a alâkası bulunmadığı ve
üzerlerinden ref edildiği irade olunmuştu. O gün Defterdar Ahmet Nazif
Efendi tarafından ve bir dekacegân i & ı ^ dan iki memur Aga Kapusına gi
derek yeniçeri kalemine oturup oda başı lordan defter getirterek yazmışlar
ve ötesi günü tekrar gittiklerinde odabaşdar (sizlerde defter yoktur eğer
isterseniz kalem defterlerine bakınız) diye ret cevabı vermişler. Bunlaun
kışla defterlerini getirmemekle ısrar eylemeleri ürerine bir isyandım korkula
rak diğer bir hattı hümayunla (ketevvel j/nr sunibi ulüfe olanların ulufeleri
ihsanı hümayunum olmuştur )rienerek iş. laliıya bağlanmış,Vakaname-.ı *ğğ
bunu yazdıktan sonra; eğer bu hattı hümayun gelmeyüb tekrar tahrirdi er
Ağa kzapupına gitmiş olsalardı bir İcaal kapacağına şüphe yoktu; Çünkü
herkes fı sildi ya ve fesat çıkarmak için konuşmalara başlamışlardı d iyor[ J ],
Bu ikinci hattın geldiğinin üstesi günü (Yan i İD Sefer perşembe)
Şeyhülislam kapısında müzakere yapılmış ve bu ulûfe işinde parmağı
olanlardan Ağakapısı kalem heyetinden bazıları Kıbnsa sürüldükleri gibi
onyedı gün sonra da ocağın başyazısını ve Serdarlar Kâtibi de Midilliye
n ef yolu j I ardı,
işte yahya Ağa bu hadiselerden sonra azleditmişdi. Yahya ağanın
azli iyî netice vermemişti. Amn yerine gelen Ahmcd ağa ihtimal Li ocakta
bazı hareketler sezmişdi.
Kethüdazade Saki Etendi ve Vasıf tarihlerinde yazıldığı gibi, Halil
Hsmid Paşanın t Lüzumsuz yere ulufe almakta olan bir takım tufeyli şahıs
ların bu suretle ulufelerini kesmek istemesi maddesi işte bu (7 Safcr 1199)
|'İ Hafaltl-D r-Rücta ıcjli Scfj ODI-Ü r-H ut t a (Rıiif lımul Paşanın tareema j hatil kltınında). [i] Vakaca™, . ^ j , S, 25,
H a l i l H a m i l i P« 5 i i Ü 5 5
Halli hümayunu dolayısile vukua gelen muhalefeti doğurmuş ve nihayet
bu faydalı teşebbüs akim kalmışdı ['].
Halil Hamlıi Paşa bu vak'a üzerine uleûılmeiniştır. Daha sonra Ce-
mazielev velin onsekiıinci günü divan'da Yeniçerilere ulufe vermiş, hiç
Kfl çıkmamış iki gün sonra ise birdenbire ır. .1 etmiçdi.
İstidlalime gb're Yeniçeri Ağası Yahya Ağa azledildikten sonra gizli
tutulan bir takım tertibat meydana çıkmış olacak. Yeni tayin olunan
Yeniçeri Ağası Ahmet Ağa, ulûfe tevziini müieakıb dörlyuz küsûr kese
tutan terakkilerin ynni zammı maaşın evvelce verilen bir karar mucibince
verilmemesinden dolayı Yeniçeriler arasında bir fesat çıkmak ihtimalini
Selim Ağa vasıta sile Defterdar Ahmed Nazil EJendıyc ve o d a £ ™ s
Sultan vasıl asiyle padişaha duyurmuş ve bunun üzerine Halil Hamid
Paşa azledilmiştir. Fakat, bunun tebeddülü salranatla alâkası ne dereceye
kadar olduğun anlayamadım. Halil Hamid Paşah Sultan Hamidi halletmeği
kurmuş, fakat bunun için ne gibi tertibat almıştır Burası bilinemiyor.
Yalnız, Paşanın azil ve katlinden soma Lsnail Raif Paşa öldürülmüş,
Şeyhülislâm zehiilettirilmiş ve sabık Yeniçeri Ağası Yahya Ağa da
ocaktan yetişme olduğu için alenen Öldürül™ iy erek ocak kanun muci
bince, boğulmuştur.
K
H a m i d I ve S e l i m I Q :
Yukaılardı münasebet alarak söylediğimiz gibi Ahdültıamîd 1 , iyi
i . • ve merhametli, saf dil bir hükümdardı. Yapacaklaıı ıslahatta mu
vaffak olabilmeleri için sadrazamlarına serbesti veriyordu; Fal: al aynı
zamanda çok vakit resir allında kaldığından dolayı kendi üzerinde mü
essir adamlarının tesiriyle bu şerbetliyi lahdid ediyor ve batta bozuyor
du. Kendisi elli aene sarayda kapalı yaşadıktan sonra hükümdar olmuştu.
Abdülhamjd t, Vdiahd olan kardeşinin oğlu Selime oldukça serbesti
Vermişti: Bu diğer veliahdlar gibi hapis hayatı yaşamıyordu. Babası öldü
ğü zaman on iki on üç yaşlarında idi- Yaşı yirmiye geldiği zaman devlet
işlerine dair hariçdrn malumat alıyordu. Hariçle bazı muhaberatı da
vardı. Bundan kendisinin İslahat tarafdarı olduğu görülüyordu. Selimin
[ ' ] V e r i r i Ellim* flUİr h u d a l nkalc rffvıun b ı ı a i i tedbir ulnak ( ikr ıy la a b * *
l . ' . ' . j ji'-tl J l y ^ i - * * Û jlf* J— fi-'ı* M M - r'-ı- Üt ı. ırıUriB
mü kV^tiİD d c l l c r d ım t t r k i n -•• 1 ıaic*ri î r l r r a t ı u Eavak ne kttn <wbatLına teri •• l—f
V ' i ^ V * P ° m w l a k i k l < r a U j i * ı J j r - Î I . ' • . . . ! . . , -< . : j •:-• ( - i l m i , '.'r-r i k d a n - ,
«ybrakca o c a k ÛDİijıultnua naafi K a h r ı n h âd ı 4*1 * t > i j i f • >a - - i " riktrt
<m—^- > * , * k u n n i t a h r i b i pot ı t a ı a k t ı r dijfrek ek t . f< b i y l ü l m a l e n-eoaı a abak f i r
o c a k kûkuo i i kUr ı K r y n l n r i r bendi gü i t üg r i k a r i » o l m a g l a . . ŞepbÜllamhkUn DtaiUİ İbrahim Bİrtidi . . (K lhÜHa E t a d a f a u d i Tariki, ValıyyâHdin alandı Kü t üphaDa l * , N . 70).
2S6 1KIH& H a k k ı U ı u D c a r n »
hariçle muhaberesini kimin temim etliği biJinemiyorsa da bir gün Çuha
dar Hüseyin a£a [Küçük Hüseyin Faşa] ile konuşurken ['] görülmüş ve
penceresi kapatılmıştı. Hüseyin ağayı padişah olduktan sonra knpudanl
derya yapdığına göre bunun vasıtaaile muhabereyi temîn ettiği zan olu
nabilir-
Bi'an evvel hükümete içmek isteyen haris veliahdın hükümdar
olduktan sonra Halil Hamld Paşanın katimde alftkası olanları üldüimesi
ve Ihtanbuldan çıkarman Halil Hamid Paşana bü Fikrinden haberdar
olduğunu ve onunla bilvasıta görüştüğünü gösterir.
Hulil Hamid Paşanın düşmanlan kendisini Mustafa 111 zamanında haş
layan bazı İslâhatın itmamına teşebbüs elmesirdcn dolayı Sultan Mustafa
usulüne tebaiyyet v e anın oj lu Selim III t ara hinliği ile ittham rderlerdi ['].
Bir gün Sultan Hamide (bij adetiniz asakiri muntazama tartibinc ni
yet ve nizamlarını kaleme almağa himmet ey. emişler di. Sefer zunuriyle
icrasına muvaffak utamadı) didikleri zaman elle sakalını gĞsterib (inşal
lah oğlu muvaffak olur diye) manidar bir cevab vermişdi |';. Hatta bîr
mecliste Halil Hamid Paşanın (efendimiz ihtiyar) sözü paşanın aJcyhdar-
ları taralından Sultan Selim tarafdarı olmasına iş-ırcl olduğu söylenmişin [4],
Yukaıdanberi verilen İzahattan anlaşılacağı üzre Hahl Hamid Paşa
teceddüd ve ıslâhat larafdan idi. Muştala III zamanında başlanılan İsla
hatı başarmak' için çalışıyordu. Abdülhamid I , iyi kalbü bir hükümdar
olmakta beraber etrafında bulunan Cezarrii Gazi Hasan Paşa, Hacı Se
lim Ağa, oğlu Nazif Efendinin tesiri altında bulunmakla idi. Halil Hamid
Paşaya hasım v t icraatına engel olan hu adamlarla iş yürütmek kabil
olmayordu. Babasının zamanından beri yenilik yapmak arzusiyle hükûm-
dtıj a l m a k isleyen Setim LtL u tarihlerde yirmi y A t ı n ı grçmi} bulunuyor
du- Haiıl Hamid Paşa bu hevesli genci hükümdar yaparsa işini iyi yü-
I Ü U i i ne kail idi. Bu hususla Mustafa II ve oğlu Selim III" ün iti-
mad ettikleri vezir Raif ismail Paşa ile Şeyhülislâm Dürrizade AlAulhh
efendiyi ve bir de Yeniçeri Ağası Yahya Asayı ele aldı. Topçu Ocağı
kumandanı Topcubaşi Varnalızade Selim A£n (Paşa) da Halil Hamid
Paşanın adamı idi [*] Cezaerli Hasan Paşa busırada ağır surette yattığı
hastalıktan ölmüş olsaydı Selim'in H ü k ü m d a r l ı ğ ı kolay olabilcrakdL
|'| Ba H i M j i n a|a . S a l t a n •••• -ı r I, , ı i n a u D d ı K a p d a n pana o l a n
p l C e v d e t Tar i h î . C , 3 , S . 131-
[*\ A y u ı t a c ı C . 3 6 ,
[*J Njtdyie-ül.ırûkuüi. C. 4 , a, 57. vr> C e v d e t Tarihi C, 3 . R. 131. . PJ b a S e l i n Agn Varnul ıULde decnııklc m c j L u r o lup Ha lL I I-Tarald PaHBIHH iUrımd ve-
h i m a y e tıl l i f t i a d a m l a r d a n d ı . Pasaa ıa a d ı n d a b a d a ı dvd t tmh f f a k a t h«y»l m . L . L JI.H'H-.I-
rr.ış. v • n e n r a P a p ı a l m n j E a r ,
IV
H a l i l H a m i l i Paşan ın K a p ı k u l u cir-üktalJ m M s I a n m n u n t a z a m a u v e r m a a i do l .. r
U İ İ B B l a l t r f i n i h a v i Ha t t ı Hümayun l a r- ( M ü h i m i n e , No- 1B2 t u i t a j h i f c }
H a l i l H a m i d P a ş a m a s a d a r e t t e n a z l i üzer ice ' â i i r^ün h ü k m i i
( M u h i t i m e d f t i h r r , N o . 1 3 3 , Si -W]
V I T
1 — H R I J I H ; rnıd Haşanın• CLelEho\odatı QBÎB*Vdaya mıL-iatmanT a m f i n i hı ıvi lıüiıi-ın
2 — H a l i l ü a m l d Paşayı Bozcaa i l iLtian oJıp İîIreüderlyyByc n a k l e d e n e k o l a n
Ka lvm ı K a p t a n ı n a h ü k ü m .
f \
( ^ « W ^ A * >*w»Vd$ M * I
H a l i l H a m i d Pa şan ı n k a b z r tag (Hayda r p ä s sda I b r a h İ n ı s f a
k ^ r ^ o l u n d a n K n r a c a a W d e g i d e n y e l l i n so| t a r a f ı n da
ac t üzer inde
,
H-Iİ1 H a m i d Pasn 257
İşte bu hazırlık henüz ikmâl edihıb fite konmadan zannıma göre
Yeniçeri Ocağı arasından çıkan sözlerle mesele duyuldu. Halü Hamid
Faşa aleyhdarları deıhal işi hükümdara bildirdiler:
Şeyhülislâm olmak isteyen eski Şeyhülislâm ivaz j * ^ Paşazade İbra
him bey de bu hususu bi ldirdi , Nihayet Halil Hamid Paşa ve arkadaş
larının bgşma çorab örüldü. İbrahim beyde hizmetine mukâfaten Dürri-
zadenin yerine Şeyhülislâm oldu.
H a l i l H a n ı i d P a ş a n ı n m a U a ı m ı n n ıRsaderes i \
Azlini müteâkib Hali l Hamid Paşanın bütün malları mühürlenüb ha
zine Larafmdan zapledilmiştir (20 Cemazielevvel Perşembe - Nisan 1735).
Kasasında mevcud parası ve emaneten verdiği paralar ile eşyası yekûnu
altı yüz kese tutmuş henüz iradına ve vakıflarına dokunulmamışdı; Fakat
sonra buna da el kondu (24 Cemazielewel 1199) pazartesi günü üeyüz
bin akçeyi mütecaviz malikânesi mezada verilerek satılmağa başlanmışdı [ J ] .
Sadrazam iken kolaylıkla elde etliği mukaiaalar iMu üzerinden alınarak
arzu bdefllere BBbllb hazineye tjjKy paıa giımişdL Gcliıi 90k olan Kara
burun mukataasım yapmış oldugı vakalara tahsis eylemişdi. Bu mukataa
vakıfdan kurtarılarak yine eskisi g ib i mirî mukataa haline getir i ldi . Bu
mukaiaalar bir taraJdan satdu-keıı diö/er laraidan da Arnavudköy'ündeki
[<] H £ l £ C i d d e vnLİn v e z i r i s ab ı k H a l i l 1 1 • i P n j n y a h ü k ü m t i
S e n k i v e z i r i müşarün i leyhs in ş t re l y â f l e i i ^ l l ^ i s u d u r a l a n hatİL h ü m a y u n u şevket-
m a k r u n u m fir*-" r j • ' - rnueibinı ıe J ^ t Jnur j i k a m e t o l d u ğ u n G c l i b o l u d a n kay ık l a ra flüyaj ve
B o i c i i J i doyn fleçüb « b a b ı v c c a ı c t v e k a p u n h a l k ı m o n d a t e r f i h ve t an ı im . b i r l e t a y i n
o l u n an k a l y o n a r ü k ü b VÎ savbı r n e m u r e n o l an C İ ddc i m a m ü r e y e a z ime t e y l e m e n i
m u l n z a m m ı n c e n d tuz t ı ıukdcrı ice rnansnsam e m r i ( e r i l i m I s d a r va t a t a t i l e taraf ına
b â a ü i j J t i a y n r jt?-î o t u n m u a d u . Ancak a e r e k k a l e m l y e v e bavaa v e evkaf ı ıcl&seııLn kıstsl-
y o v m basan la r ından h a l e l i n bâ lâ sadrazamı c i han ı f » l l a t a l ı n a ve g e r e k sarra f ın ya
v a k i l t ıareına m a l ü m ü l m ı k d a r d ü y u n u n o l d u ğ u d o r d o a t a l an d e l a l i r d e n a n m a y a n o l d u
ğ u n d a n £Uyfİ B o z c a a d a l iman ı s ıg rımhal ı ı lmak l ıascbi lu t a y i n v e i rSa l nSunau k a t y o n u
m e ş k û r l üdu lvü rûd i k i üç s ^ n d e ı z i y a d e m e k ı ü a r a m e d e m i y f e e f i i z a h i r o l n b düyunu
mezkû r en i n t e d i y e s i için der iHİ iyemda t i r m u a y y e n adam ın i l m a d ığı adan b e h e m e h a l ı l t ' ^
b u n u n d a h i b i r çaresi yü rü l ı nek ve b e r v e n h j m u h a r r e r fleıek u f l d i a î a ı i " niLİşarü'nıleyhe
kıslsılycvm hesab ı ndan a i t o l a c a k m e b a ü g i .ma lümr ve g e r e k a a r r a f v c Hair ksciuıa u l a n
d ü y u n u n u n t e d i y e s i h u s u s i n i De r ı a l i y emde b i r m ü a a a i b a d a m ı n a t a r a l ı n dan ba lahrîraL
«11/j* \ İhale Ve t e l v i l h.ı, , : İk t i za c t l n e k t e n nas i m d d d e i m e l k | m f i n i n t a m i m i k e n d n
m u t e m e d i n a tan haz i nedar ı na veyahvE mü lcc l l i ka tandan b i r a d a m a mı t h u l c o l u n u r , h emen
tara f ından n i zam ı v e r i l m e k ve hmu j saü m e r k u m e y i b u t a r a f t a t e n b i h V* t a v s i y e
edeceğ in k i m esne, b e n d e a k f e s i ve ma l ı y o k t u r v e y a h u t Eıitonıl a l m a d a n ge lmez detnİyc-
eek kİmesneyc i h a l e ı lc b i r dabİ b d huaug iç in e m r i s e r i l i m H Ü d a t U l b a c c l k a l m a y a c a k
v^İLİİe t a n z i m o l u n m a k m a z m u n l a r ı n d a i e k r a j ' l a t t ı bümjyı ı r ı ı m e h a b e l mak r ı ı n um ¿ ¿ £ 1 ^
i - l a * «adJr n l m n l J n i ghu e m r i «e r i l im ısdar v e . • : ! • • o l u n m u ı t a r . İ m d i k e v l i y e t m a
l î m o l d u k d a b e r m i n T a l ( m e s r n h } a m e l Ve h a r e k e t ey lemeni? , b a b ı n d a . S e n t 59 l i v a j l i C .
M i i h im ı aa D e E t e r i . S . 3 I J ,
Tü r k i y a l Meenıuası — İT
« a U M I I Hıktı U I M D ^ I .
yalısında olan mobilya ve sair eşyası çiçek »aksılarına varıncaya kadar
kaJdırılıb saraya naklofunmıgdı ['}.
Tarihin rivayetine göre para ve eşyası müsadere olunub emlâk ve
iradına dokunulmam rşk en n ley harların m, hırs ve tamama dair yapdık-
Jan propagandalar ve (bu da ledib olunmazsa artık mücazat kajkdı) gibi
sözlerile bütün emlâk ve iradı da alınmışdı. Halil Hamid Paşa merhu
mun serveti mıkdarı tam olacak büinemiyo-sa da öldürüldıjjtü zaman
kendisinde bulunan defterde servetinin otuz küsur bin kese olduğunu
dercül vakayi'den naklen Cevdet Paşa merhum yazmaktadır l 1 ] .
X
H a l i l H n m i d P a ş a n ı n husus iye t i ve k a r a k t e r i *
Hatil Hamid Paşa, latifed, jpiier yüzlü, cömeıd, ve çok terbiyeli
olub kalemi gibi sözü de güzel ve kuvvetli İdi, Babıali'ye devamı za
manında Sadrazam Koca Ragıb Paşa tarafından gerek devamı ve gerek
yazı ve kitabetinin düzgünlüğü cihetiyle takdir edilmişdi. Vazifesine erken
gidib geç çıkmak âdeti idi. Hir gün Sadra? ran Ragıb Paşa saraya yazda-
cak bir arz için geç vakit bir kâtib ararmış, Halil Hamid Efendiyi götür*
müşler: (oğlum bana bir İKİ satır yazı yaz <k getiı) demiş; Yazıo götür
müş; Yahnin güzel ve ifadesinin düzgün lü yünü gören S ad ra zam, kendisini
takdir ederek saraya gönderilecek arz müsveddesini kendisine beyaza
çekdirmiş ve gençkâbbi taltif ederek beş yüz kuruş da para vermişdi.
f! ı, ; . mecHtindc içki kullana, fıkralar nakliyle etrafındakilerin ne
şelerini ve istifadelerini arttırırdı. O zamanı yazanlar, mahbub dost ol-
dugını da süylarler. Kendisinin Şehzade Camii karşısında Feyziye Çarşısı
nrkü^nda lıır knnajı ve Arnavudkâyü'nü'n akıntı Burnu .tarafında da
yalısı vardı, Sadrazam olunca Paşakapuau'nun Harem dâiresinde otur-
muşdu. Fakat ara sıra yalısına gider eğlenirdi.
Bazı tarihler vefasulıgım yazmaktadırtar. Kendisinin terhine vc sa
darete gelmesine sebeb alan Hazine kethüdası İsmail A : - , , ile Defterdar
ken kendisine Kethüda yapmış olduğu eski arkadaşı Mustafa Efendiyi ra-
kib görerek birci suretle IsİHnbnldan uzaklaşdirmiş ve hattn İsmail Agu-
nm vezirlik ile Istanbuldan çıkarılması irin ı&raria hükümdara ricada
bulunmuş ve ialemiyerek ve biraz da canı sıaümış olarak Padişahın mu
vafakatini almış d L
İsmail Ağa ehliyetli ve kıymetli bir devld adamı idi. Vezir olduktan
sonra Hattat İsmail Paşa diye şöhret almişdı. 5adrazam HalİI Hamid Paşa
İsmail Ağa ile Muştala efendi hakkında sadrazam olmak için ortalığı
['] V.kubbıe, S. 2*r I1) Cncht Tıribi. C. İ. S. IM
4
H a l i l H a m i d Pasa 2 5 9
karış d iriyor] ar demiş, bunun üzerine i k i rakibini de merkezden uzaklaş-
dımuşdı [ ' ] ,
l l a ] i i Hamid Paşa istiklâline dokunacak olan İsmail Ağayı vezirlikle
ve in eb ah ti muhafızlığı ile dışarı göndererek kendisini sadarete sevkedeni,
o da eyiliğine karşılık olarak saraydan çıkarmağa sayetmiştir. Hacı Mustafa
Efendinin uzaklaşdırılması İse Avusturya ve Rusya tehlikesine karşı ha
zırlanmakta olan sadrazamın faaliyetine mani olmak istemesi id i .
Hali l Hamid Paşanın İsmail Paşayı rakib addetmesi ve anın eyiliğine
fenalıkla mukabele etmesi doğru değilse de Mustafa Efendi hakkında
aynı zanda bulunulması varid olamaz. Sadrazam böyle bir ihtimali
düşünseydi anı kendi keihüdalığına getirmezdi. Bundan başka daha
İzzet Mehmed Prşanın sadareti zamanında (Ilf>5 H - 1781 M) defterdar
lıktan azlolunavak Miri Miranlıkla Istanbuldan Trabzon valiliğine
uzaklaşdıı ılmak istenen ve malının müsaderesine karar verilen Mustafa
efendi, sırf Halil Hamid Efendinin (o zaman kethüda İdi) ısrarı ve
tecrübeli adam olması itibariyle vücuduna lüzum vardır demesi üzerine
' kurtarılmışdı. Halta Yeğen Mehmed Paşanın sadaretinde Hali l Hamid
efendi kethüda iken sadrazam, Defterdarlık kime münasibdir diye sorunca
Mustafa efendiyi tavsiye etmiş ve kendisi o makama gelince Mustafa
efendiyi kethüda yapmişdı. Vakanfıvis ^y-**, Enveıi efendi, Mustafa
efendinin Ruiyaya karşı hazırlığı beyhude israf addederek söylenmesini
garib bularak (Kırımda Moskovlunun cemiyeti ve etrafa neşrolunan
beyannameler ve Nemçenin verdikleri takrirler ve Rusya ile Nemçenin
ittihadı serairi devlete mahrem olmayanların bile malûmu iken zuhur eden
itirazını) vâhi ve esassız addetmek suretiyle nıuâhaze eylemektedir [ ' ] .
Halil Hamid Paşa sadrazam olunca selefi Yeğen Mehmed Paşanın
malım müsadere ettirmiyerek hemen kendisini bir valiliğe tayin ettirmiş
ve keza malının müsaderesi ferman olunan esbak sadrazam Silahdar
Mehmed Paşanın, kendisi sadrazam olduğu gün Vezirliğini ve malını iade
eylemiş ve keza kendisini ketlin d alık tan azletmiş olan esbak sadrazam
İzzet Mehmed Paşanın da vezirliğini verdirerek ant da Belgrad Muhafızı
yaptırmış İt [ J ] . Sadrazam Yeğen Mehmed Paşa ile Anadolu Valisi Abd i
Paşa arasında hasıl olan gerginlik yine Halil Hamid efendinin tavassutiyle
tatlıya bağİanmışdı [*] .
Bütün bu hadiseler göz önüne getirilib hüküm verilmek Jâzımgelirse
terazinin iyi l ik kefesi Hali l Hamid Paşa tarafına meyleder. Vasıf efendi
[ ' ] Enuer ı T a r i h i , Al ı (rh-rıdi DÜSILBII. V . 2 5 1 . Vaat <rı a ndan m i l d e n C n v d c L 3 , S . 357
n İ Ö t
C e v d a t T a r i h i , C , 2, S . 2 6 1 3 5 7 .
['] C. 2, S- Î 5 7 . H a l i l H a m i d P i ( â D i n C*nİlttİ H l * l AÜ P l f a y a yaadjfl ı m e l c t n b n n d a n .
[*J C . 2. S. 3 5 ? . H a l i l H a m i d Pa t a n ı n C a n i k t l H a d A l i Pahaya y p l i t j g l m e k t a p l a n .
2 6 ( 1 UmAİl H a k k i U z n a ç a r j ı h
sadaretinin uzaması sebebiyle çok mal • • :•. yl i ; ni ve miri mukataah
az gelir ile kendi adamlarına verdiğini beyuı ediyorsa da bunlar o za
man için pek tabif gnıülcn şeylerdendi. t • *
Halil Hamid Paşa, ehliyetli ve değerli adamların ellerinden tutub
ye ld i rmeğ i sever, kalem aabıblerini himaye ederdi. Meşhur sadrazam
Yusuf Ziya Paşa ile Giridlı Ahmed Resrrf Efendi, şair âünbülzade
Vehbi, Vakanüvis (o**™*) Sadullah Enveri, şair Sami ve sairleri bunlar
dandır, Sünbülzads Vehbi meşhur ( Tuhtei Vehbî ^ ) ismindeki
manzum tûrkoc VE faıiei lügatini Halil Hamid Paşanın iki oğlu Arif ve
Nurullah (paşa) beylere ithaf etmiş ve bu eserini onlar için kaleme al
mıştır. Tuhfenin mukaddimesinden:
B u a e b e b d e a d i l i DÎ fad l h ı ı î u
B l iner*Ji o lmı ıs jd i f ü İ l k r c •J'Î 'J
N a p W la t f ı h i d a n a d i n U t
V a n l ı i .1 : ı i ı - ( - [ > * o n a n
B a l d a k > d r n jimm • >Iİ)M J Î T k ü r j "
Yani DİI Bfoh IH (Hm
Z i v v r i u d n T t r i r H i l l i
D f l v k l e l l t t i IİC f a l d i j a r a [
Mah l a i L p i k i -.ı • bu lk ı I l ı m u l
Y a n i llemOfilııl r lnl i lürnıhmiLi ı
K ı l d ı Hası yy t i ismi tankr
İsmi mah las la o d u r » d daraad * " W
H e m c-dur nS l ı n ı i d i n i l d e v l r l
S a h i b i v ı l ü l ıalam ahLl k a r e m
O l d u d n f r i n d e t * i a m ü u d i n
B o y t c k a d r i l i D u r r e l d a k d a m v ı i d
I . TAHİ İm ifH>'i K i Dpakâdibk k i r a n ı f i ı h ı r l
D İ ^CTEİİe b u l u t u r d e i n af ih ıat
PJa naahâdim m - k i r i m e * r « t r
Nsyyın-Tnj 1 * 1 * k i İ n i aaref
K u r r u i İyi inJ ıf-ı * _ i m a n u ı ı a r a n
B i r i d i r ^ A r i f )i fcî rDiılii n a ı i r
B i r i h u ı ş i d l (İh un filidir
İkisi b î r i b i r i n d e n i l i S
I > a i m n d e f l e t IİD rifalla
O ' i k r hıfzı i l â h i de manim
K a d r i t u h i a m da hiilaıırf o l u [ t l a
C u a e ı ı n b a ı E l r c d u p « t » r B i n
Sar .n i a b c a * idi « I blrdu-a
Ka ld ı i M ı B a a a ı l a İn i l
E h i l d i l r ıhnraaı q*rtni'G '- i ••
İ r i W «fLadi m a k k a d ı ıUİ k a d a r
Satdarİ j J W c i n n j j cn- . i d « * r âa ı
M f r H t s d t r i j l mma\atmi miti
G a r r n r . m l ^ m i s l i n «mCad ı Wİüf
N e n i n i n»«'nr|l 3İI1İ z a t i s a i d
K i a d u r mu ı h a r ı a d l i i l ı ia i ı
N i m e t i ey l ed i b a â lemi ı l r r-
R ı i . l r r a r nH l n , İ | an ı t h t i r a ı ad
Ekıldn v n k l i n d r r ıh ım t ı r n i f y e t
M a d e a ı dâ .•• j pürt-ııdı haracüı
T^üjDirİ <hLİ rJJIi a ü a i c v e r a a
G e l d t h a h r t H r v - d a f a r k ı eadûd
H â k ! d - |Ç İ h Llibı --İlim I ' i r İ j
i d r l c * ( i k a i k i l e n u u ı
I . •! f i ı . t r ada naa j l i f " j b ı l
N e j r i r a u m a y a mueJ ln f e ı h e r
U i h ı ü nıeb ( î b i i k i h a i n b ı Jc f
H a r L|rİ ına r d d i n c i n 4-»^* çaanti c i h a n
r h r i l i i n ••ınhlAuı (N ın l ) İ r a i i n i r
B i r i d b ed r i l a l a k p i m d i r ^
N a n a d n l l i r ..l.ı-ıi hi h a m l a
Vâ l İd İ B . r İ d İ |iür llİmiHLİB
Ö m r ü İkbali a h a d
A n Lan a aao ı i aa H l l m iu^p
Sunbulzadt Vehbi çok lütfünü gördüğü Hali l Hamrd Paçava diva
nında rpey yer ayırmıştır. Halil Hamid Paşa hak kın* la:
l-'e'ui iaâraidjjr Dad ı b a h a n a f a j n ü u ı
Kı h i d i a l d ı i h y a K m * f f t t u r o k n d a aıfaârı
beytiyİe başlayan ellisekiz beyitli bir bahariyesi vardır. Burada:
N e düstura h â m â h i m m e t m- s a d n BBG.ITan N o r n i h r l »Üş ler i l a l ' a t ne f e y z i r a h m e t i
: ı l " .1 h&ıi
A c a b a ı d d i k a i r o t d n v o r i F a r u k h u k t U r K l e l d u ı tnrahat ı n a r a y a i l m i curlı ke ra r ?
H a l i l Paşay ı c l b a m a ad ı ı a z am asaEı e k r e m VekİÜ mulİJıkÎ eVren l f pirSyı c i h a n d a r i
Hld lVİ ı n a d e l i i k l i a l e r hüdayend i h imau ı N i z a m İ r a y ı k işver d e v l e t t i ı l l ldu mgeJ ldâr İ
p C r v e r
Sünbiilzade'nin Halil Hamid Paça hakkında Nefî ye nazire olarak
yetmiş ik i beyitti diğer bir kasidesi ve şair Münİfİn Damad ibrahim Pasa
medhinde kaleme aldığı kasideyi tahmis ederek yine Hali l Hamid
Paşaya başka bir kasidesi olduğu gibi Halil Hamid Paşanın emriyle
zamanı şairlerine nasihati ve anlarla istihza yollu (suhanü*-) redifli man
zumesi de meşhurdur. Vehi 'n in lahmia ettiği münif'in kasidesi:
i l i * r ı # . Jw i U U M
diye başlar* Vehbi'nin tahmisinden bazı beyitleri yazıyorum:
H a k b u k i m sens in • m ü m t a z ı e n i m i d e v l e t K i nijnLıİnle s r r a i b ı ı 'madn aileni d e r l e t
7 ı l i ııfilî gıih«-rİTı f i ı hu r l « r [A I P-f rıigr-hhnn rnıiknlrrli r i ? n n ı ı r l^vİAİ
Vıjy naackEjLzi e £ î i n i | mih|mı d e v l e t
OİBİi şahı cüıaphâna vekü l m u t l a k Ş a h i d i JAİtanatln rüyjife g e l d i r e Y n n k
D s a v î İ Î J E J sahe-ııvarü himem sana ehak S e n i şayasta [j-n-ruıb e y l e d i leviı i i l e hak
Y e d i i k b a l i n e f a i l i m i l i m a m ı devtet
N i c e ş ehname v i i t a r i h i d i l â r a g ö r d ü k N i c e V e s s a l g i b î m u t e b e r inşâ g ö r d ü k
Senin evsafını e s t a fdan âli g ö r d ü k Germedik hak b u ki akran ın ı a m m a gö r J i i k-
N i c c D â r â y ı z a m a n ü n i ce sâml d e v t e :
Şair Sami Hali l Hamid Paşanın sadaretine on dört beyittik bir tarih
söylediği gibi yine paşa hakkında yirmidört beyittik bir bahariyesi
vardır, Hali l Hamid Paşa hakkında hemen bütün zemâne şairleri Kaside,
Bahariye gibi şeyler söylemişlerde de paşanın Abdi i lhamidi hal'etmek
isteyerek bu yüzden menküb olması üzerine hakkında yazılan birçok
medhiyeler vırblmış, yok edilmiştir.
X I H a l i l H a m i d Paşa t t i n v a k f e t t i ğ i e r a t l e r :
Hali l Hamid Paşanın İstanbul, İsparta, Kayseri'de Kütüphane, Cami,
Çeşme gibi hayırlı eserleri vardır, (Muharrem 1İ9S - 1783X1) tarihli vak
fiyesinde İsparta'da Hacı Abd i camiini tevsi ve oraya bir kârgir kütüp
hane ile şadırvan yapdırmışdır. Bundan başka İsparta kasabasına ge
tirttiği suyu gerek bu şadırvana ve gerek karpuz pazarındaki çeşmelere
vermiştir. Kütüphanesine ik i Hafızıkulüp tayin ile bunların oturması
için ik i ev yapdırmışdır. Yine bu vakfiyesiyie Kayserinin Tavsun kö
yünde çeşmeleri olduğu görülüyor. Vakfiyesinde Ispartadaki kütüphane
sine vakfettiği kitablarm isimleri yazılıdır [ J ] ,
p l K u j u d ı V B k İ İ y c d c k i d o i İ B H e ı J o D İ H B m ı a K ü c İ i k Eırkalh J B f l j t y g C . 2 . S . 5 4 7 - 5 4 9 ) ,
4
162 İsmai l H u k k ı Uzııneaı-şıh
Halil Hamid Pasa Paşa kapışırım ( Babıâli; bugün Sogııkçeş-
mede Aiay köşkü binasının karşısındaki kapı ) önü dar ve ik i
tarafda dükkânlar bulunduğundan b udan açmak için dükkânları is
timlâk eyliyerek yıkıb yolu genişletmiş ve bu kapmm kösesine birde
çeşme yap dirinindir. Paşanın yapdırdıgı çeşme bir olub şimdi ise ik i
çeşme vardir.Paşa (Rebiulahır 1199-1785 Şubat) tarihli vakfiyesiyle Pa-
şakapısı çeşmesinin tasmin muhafazası için Paşakapısı karşısında olan
yrrmısekizinci bölüğün kulluğunda başeski (en kıdemli) olanı memur et-
mişdir [ ' ] . Bu çeşmeye Sünbühade Vehbi ile Sürurînin tarihleri vardır
Vehbî'nin birkaç tarih manzumesinden bîri:
Ba l ı n üiEBDintı nis-betla H a l i l Paçan ın GârûrE i r lüceei d e ı y â kapueunda . ç e şme
l i t r b e d c r gez i ne QQL ty t e s ae i âb ı h i m m e t V a r i k e n a n d r i mUFİlâ k a p u a n n d a çeşme
Ve-hbrye un jjîbf t a r i h i n u k r i f l e ş a e d i tan Cerüyan e y l e d i paşa k a p u a u n d ı ^ m t
Sumrfn in dokuz beyitlik çeşme tarihinin son beyti:
E y S i i r u n aey te t a r i h i n l e b i i j r î b i le
İ İSbr i bata: H a l i l F f l j j J n âb ı ır-ııtrıir iç
Halil Hamid Paşa (1198 H-1784) tarihli diğer vakfiyesiyle de validesi
için Kasımpaşada Sahaf Muhyüddiu camii avlusunda bir çeşme daha
yapdırmışdıı ["] 5on vakfiyesi olan (1199 Rebİülahır) tarihli vakfiyesiyle
Davudpaşa iskelesinde Reyazid mahallesinde yapdırdı£ı Sâdiye (kadem
şerif) tekyesine de vakıflar tahsis etmiştir [ * l
Halil Hamid Paşa bunlardan başka îstanhuida mekleb kütüphane
ve çeşme |*] ve Beyazid'de Soganğa mahallesinin köşesindeki halâları,
Topkapı haricindeki kaldırımları da yapdırmışdır.
Ha l i l H a m i d P a ç an ı n e v l a t ve t o r u n l a r ı :
Halil Hamid Paşanın babası Mustafa Efendi, anın babası A l i Ağadır.
Vatdesi, Zeyneb hanim olub kendisinden epey zaman sonra ölmüştür.
Hali l Hamrd Paşanın Mehmed Arif Bey ve Mehmed uurullah Faşa
isimlerinde iki oğlu ile übpyde, Zühpyde, Zeyneb, Falıma isimlerinde de
dört kızı doğmuştur. Bu döı t kızından birini daha sadrazam olmadan evvel
[•1 KuyCd ı V a k f i y e d e k i d e f t e r l e r d e n { H â n i * K ü ç ü k E v k r . 1 , C . 2. S . G15 ) r
H f t uyüd l V a H i y e d e k i d e f t e r l e r d e n ( H a m i ş Küçük E v k a f , C . 2, S . 6 İ 3 ) .
M Kuyûd ı V a k f i y e d e k i d e f t e r i c r d en ( H â m i l K ü ç ü k E i f e t C . 2, jŞ. & 1 4 , fi'5), [ ' ] Ha ı ı r tc i « u i a k y u i k j l > ı M u r j f k ı *ml I ' . ' • ! • - " l i i y e j i a l l l l u 1452 * * ( 2Û I .
H u l i l H a m i d Paşa b ı l e k l m v a k F i y a ^ i n d o ztfcakBBÎ C ^ J T • e l e r l e r i n e ho r ey ved i şer ke ru ş
r e m e İt, Ve Senede k ı rkar kuruş i f t a r i y e , ve Bapcı n ca£ ı n e f e r l e r i n e he r a y beşer kuruş y i y e c e k
r e k ı r ka r kuruş i f t a r i y e , ve yalı Bina c i v a r e l a n B e b e k Qı>ag], Ku r u çe şme O e a j ı , He- K a l e n d e ] 1
Oc i ı ğ ı . v e B e y k n t Ü " J ; I n o i o r l = r i n d en hcrbirıriE ar-nf lr i l u r k a r k u r n a i f b f i r i ye v e kfprı y i r
mişer kuruş k ö m ü r p n r n u vakfe tmiş t i r .
Hal i İ H u m i d P a g " S K İ
Safranboluiü İzzet Mehmed Beye vermiştir kî Selim III devrinde dört
sene sadrazamlık edüb yeni nizama hizmet eden İzzet Mehmed Paşadır,
Diğer bir damadı da Hacegândan Mehmed Bey isminde başka biri idi
Büyük oğlu Mehmed Arif Bey ilmiyede yetişerek müderrislik ve kadı
lık etmiş, İstanbul Kadılığından sonra Anadolu Kazazken olmuş,dört defa
da Rumeli Kazazkerltği ettikten sonra Reisül'ûlema iken (l9Cemazıelevvel
1255 İB39M) de vefat ederek babasının yanma gomiiimüştiirH El i sıkı ve
pek muktesid imi?. Bunun, Mehmed Hamid, Mehmed Raçid, Mehmed Âsim
Mehmed Abdülkadir isimlerinde dört o£İu ile uç kızı vardır.
Arif Beyin kızlarından Zebra Hanım Mısır valisi Mehmed Ali
Paşanın gelini ve Hidiv İsmail Paganın zevcesi idi. Zehra Hanım bundan
dolayı ( Mısırlı Hanım ) diye meşhurdu,
Halil Hamid Paşanın küçük oğlu Mehmed Nurullah Paşa da ağabeyimi
gibi ilmiye sınıfından yetişmi müderris ve Galati Kadısı olmuş ise de rİnd
ve çapkın meşreb oldığından ilmiye rütbesi Em külüme rahğa tahvil edilerek
bir müddet menkûb olarak Ediınede oturtulmuş ve sonra affolunub muta
sarrıflıklarda ve vezirlik ile vilâyetlerde valilik etmiştir (1242 H - 1826 M).
Adana valîsi olup 1244 Rus seferine iştirak etmiş ve sonra Istanbutda
oturarak (1257 H 1Ö41M) de vefat İle o da babasının yanına gömül
müştür. Bunun da oemaleddin Paşa ve Galib Bey isimlerin de İki oğlu
İle Hibetullah Hanım ve Ayşe Hanım adlarında İkİ kızı vardır. Ağabeyisi
Mehmed Arif Beyin oğlu Mehmed Asım Beyi kendine damad yapmıştır.
Halil Hamid Paşanın karakalem resmi torunlarından Halil Sami Paşanın
o&lu Muhterem Bay Hayrullab'da olub yine Paşar.ın torunlarından Darülaceze
de doktor mütekait kaymakam BayHalid vasıtastylc alınarak fotoğraf isi
çıkarılıb bu esere koiımuştur. Sonradan, sabık Kadirî Şeyhi olan Bay Hay-
rullah1! ziyaret ederek ceddi Halil Hamid Paşaya ait bazı şeyler öğren
dik. Her iki muhterem zate ve bana bazı kıymetli not veren Deniz L i
sesi tarih muallimi Bay Fevziye derin teşekkürlerimi arzederimÎ 1],
[ ' ] H a l i l H a m i d Paşay i y a k a r k e n aşağ ıdak i C E c r l r r r e n ıMi fade e l l i m ; C t r d e t T a r i h i
( M a t b a a i O s m a n i y e t a b ' ı ) . HadikıtÜİVÜrrera, L j j ^ ı İ i ^ Ha l i i th i i u neaa 1.%}-İLİL i l a z e y l i . Se f i-
•clürriİBBn. L * 3 j H £ j _ S i c i l l i G a m a n ı , EııvcıT T a r i k i , Yus ı J Z t y l i , K e t h ü d a S a i d EfmıcLlriÎH Sü l-
i a q S e l i m T a r i k i , E d i i ı E f e n d i T a r i h i , vakaDamc^ i î * " ? ı { l * r i h Enc ümen i lcLtar j t f tr l a ras ında o l u b
T ü r k Tarihİ n r a şd ı rma k u r u m u n a d e v r e d i l e n k i t a b l a r araaında_|, H n ı i n c i E v r a k Vcaikala ı j
Kuyud ı V a k f i y e d e k i V a k f i y e l e r . G n aıJı ittrud «.yırda F ı^naa VE T ü r k aaknr l iğ i Î İaLmlml
F r a o a a S o r a r e i i Müateea ı ı M . B o b ' n n FfûüEn H a f i • er E v r j j l r kay ıd lnr ıoa göre yaadıg ı b i r
t e t k i k e l u h B a y A h r n e d R e f i k t a r a f ı n d an t e r cüme e d i l e r e k Türk Târ i h Enc ümen i
Mecmuaa ı nda neşred i lmiş t i r , H a l i l H a m i d Paaa to run la r ından m u h t e r e m Bay Hayrnİ-
lab'dMD i l i n i m h a i l hn l ı ra la r , Tlıhfeİ V e h b î , S û n b i i l u d e V e h b i , S a m i D i v a n i m i , eaer in hâ-
miçi inte pb ı t c r i l en i k i n c i d e r e c e d e k i e s e r l e r . DenİU LİSeHİ l » n h müj i l l imi B a y F e t h i n i n ı ıu t lar ı .
M İ
A
A l . i : : ı . 1 : . . i : ! F. Î J Ö 2 B , J I * .
2 2 6 , 22? , 2 4 6 , 247 . 248 .
2 5 » , 252 , 255 , 25fi> 2if
A b d i Bey ' [Büyük M l r ı h n r ]
24c
A p l i Pasa [Anadn l ı ı V a l i s i ]
2 2 İ 5 2 22 , 2 2 4 , 2 2 5 , 259
A b d u r r a h m a n E f e n d i ; 237
Abdl j rTa j£ak E l e n d i [Pa sa ]
216
Ah ıuad A ğ a IY*n i çe r i Ağas ı ]
247 . 254 , 255
A l ı i r e ı l l k H i n i m | i^ l i fÛj-Jt-
n r j 21B Afemod E r e n d i [Mİlfaûzadc]
S i l
Alu ı ıed N f t c i l Elcıpıü [ S e l i m
Aga zann J 2 j y i 347 , "¿40,
249 . 250 , 234 , 2 M , Î5Ö
A l n u e d P e w ı i E f e n d i 217 ,
• A A l i A £ a [ H a l i i H a m i d F ak ı
n ı n r e d d i ] 215 , ¿£2
A l i A £ a (Gen ç . Kap ı c ı b ı i j i l
A l i B a y [K ı r a K e d ı E d n a d e ]
244
244. 2 5 1
A İ İ Paşa rHEkİmûĞJöJ î U
A K Pasa {Çi ihm A l i Pas * }
A l i Pasa [SnĞucuk M ı ı h a f ı l ı ]
2 2 7
A n I u " J J i Gabc» [İsEİbkam
mütehassis i] 2 5 4 , 2 i 5
A u i f B e y [ H a l i l H a m i d Paşa-
o ğ l u } 2İ5, ?ÛQ
A t l u l l ı h B f e a d l ! • :
Şeyhü l i s lam î 2 3 9 , 244 , 2 5 1 ,
2 5 6
Ayî f i H a n ı m DHaHI H a m i d Pa
sa, t u Eiınl i r f f l d ı u j 2 i ü
A f i n i ™ : 144, 2 5 1 , J 5 1
A k d v n k ; 2 1 4 , 255
A m a a r ı : 2 ) 5
Auap i ı : 2 3 6
A r n a v u t k ö y ü : 2 j S
Eamnii H a k k ı Us ı roear f l ı
A v u s t u r y a (Nemçe] 221, £¡2.
221, 2 2 9 , 237 , 2S9
Ayna l rkavak í Z2t>d İZH
A z e r b a y c a n ; 2 2 4
B
Babam H a n e d a n ı : 2 1 1
Babad ı r G i r a y : 227
B i r a n d n T » U ; 2 2 Í , 2 2 6
PWLOIL'U: 2 İ 6
J 5 j ¿ d ad : 2 2 1
R a l g r a i : 213 , 222 . 225 . M S ,
2W
B r n d e r : 223
E c n d c r n b b a s : 2r>8
B&ğa î i c i : 2 2 5
B o i n a : " 1
Bozcaada : 242 . 245 . 244 . 257
B u j d n n : 2 2 0
B u r d u r : 214. 215
C
C c b b a r z i d e r e r LÇapzfıt ıgıı l la'
n ] 2 3 1
C e l a l a d d i n pasa [ H a U l H a m i d
Pa ja « r a ı n l a n ı ı d ı ı n ] 2 4 5
C c m a l e d d i n P a j a [ H a i r l Hn-
m i t Pap ı m r u n k r ı n d u n |. 24Íı
t e v d i i P i t - rMû ^ u ı i i L l ¿4? ,
252 , 25H
Ce iEa r A i ı m r d Pasa : 22 T
C a n i k : 2 2 1
C i d d e : 2 4 1 , 242 , 243 , 244.
2 5 7
ç Çe l i k M e h m e d pa ja . : 215
•
Cdılüklknic B a g a n : 2 2 i , 2J4 ,
24i
D DevJet j-i r a y : 2 2 0
D ö T o n [ R a m a 'de Tauıes]
275
D e L f l ü f ! 233, 2 5 4 r Ç K
rXtC de l-uK&nlİîüı ırg; Î 3 5
Dör rüçcbva r İ l a h ı m LAiıdlil-
İiajnfiUn kati 24ö , 2 5 U
D & t e S I ; 2 1 6
D i n y c p e r n e h r i ; ÎŞtf
E
Ehuba jp i r A f t a [ H a f i i l H a c ı û l
Pasa Haznedar ı ] 245
EktûckçioEİ J [ B a ; T e b d i l ] 24i
Fdrıİn A ğ a ESÜJflE » p ç u f i r ı
N a z ı n ] 2 2 i
E D V U İ E f e n d i [ S a d u E k b Ett-
v a r t ] 259 . 2Ö3
B r a f t l i H a n f T E f U l H i n i ] 214
P ı m a £ u i f a a : 147. H 9 , 2 5 1 ,
255
E d i m e : 2 i l h 2*3
üi la îc : 22ü , ¿34
E r i U r u m ; 237
F Fac ıa i H a n ı m [ H a l i l H a m i l i
Pıujamii k ı z ı ] 2$2
F e y z u j j a h [ D i v a n g e d i k l i fe-
r lüdcnk 253
Fra j iEava A l f k ı r : 23û
4
F i J U S t : 2 2 0 , 2 2 1 . 225 , 226:
2ÎT, 22B, 229 , 234 . » £ .
G
G a l i b Bey [ H a l i l H a m i d P„-
t a W r u n l ar ından J 2&İ
Granpe-c: 2 2 4 , 21Ö
. 4
G a r p üC ı t k l j n : 2 2 1
GBEÇ O s m a n A ğ a ıKabırı ıba-
P İ ' 4 0
1
G e l i b o l u : 2 4 0 , 24», 2 42 , 244 ,
2Î1, 2 5 7
G e l i n c i k : 736
G i r i l : 2 1 4 , 235
H
H a n A i r P ı ı a E C a n i k l l l J 2 l ,
2 2 2 , 224
H a l i l H a m i d Paşa 265
Hac ı M u i i ı F a E f e n d i [ H a l i l
p asanm b a b a m ] 2 1 3 , Îb2
H M I M û â l a f a E f e n d i [Defteı-
dn r . Ke ı h ûdu ] 216 . 2ia. 219
2 2 7 . 2 M
Ha l i d " B e y [ H a l i l H a m i d Paga
i n r un J a . rmdag , ü ü f t i o r j 3 6 3
H a l i l H a m i d P a j a -:• İn .• •
5. 213 ICO S. 263
H a l i l S a m i Pasa [ H a l i l t l a -
jDİd Pasa. l o a x u n l a i i n d a n ]
2tÖ H a l i l H a m i d E l eucH ; 215 ,
216 , 2 l 7 : 2 1 i
H a l i l Pasa [ K a m J * j r ] 1 3 1
H a m d u l l a ü B e y : 217
HüscyJd. A ğ a [ Ç u h a d u Pasa ]
250 . 2 5 i
Ha t em PflSB [Cl fsye i l i ] 2 2 4 ,
22$, 230 , 23V, 140, 244,
? Î 7 3 2\4$, 250 . 256
H a i l c e Ser i i--- H ı ro rm [ H o l ü
H a m i d PaÇaOiTl zevcj-si] 2 4 5
H a y r u i l a h H e y [ H a l ü H a m i d
P ü j ı i n r u n i p i i n d i i n j 261
H i b o l u U a h H a n ı m [ H o l ü H a
fflid Pa j i ı t u m a l a r ı n d a n ]
2 6 1
Hüsey in K a p l a n : 242 , 2 4 3 ,
244
H a m i d E İsparta] 215
H a y d a r p a j a [ M a v i l i i s n ı i j 2 4 5
Habe? e y a l e t i ; 2 4 1 . 242, 2 4 3 ,
244 H i n d i s t a n - 213
H o l i n : 234
H a s k i i y : 124 , 225
İ
Ibraİjİu, B e y [ I ' a z z a d e T 23? ,
147 . 249 , 2 5 5 , 2 5 7
İbrah im E f e n d i [ K a s a p bn 51 za
d e ] 233, 237
i b r a h i m . E f e n d i [Hamba ı a c r
k î d l n ] 237
I b r . d l i m Püsa [ M e v a e h i r i i J 1 ,
246 , 2 6 1
İsma i l K a l * 225 . 249
hr l fa . l l A ğ a [Sırkât lb . fiUlaÇ
kethüdas ı] İ l â , Z İ 7 , 33*.
2 5 3
İsmai l A | a ; 2 1 6
İsma i l E f e n d i I P e n i c Nâ i £u l
2 5 3
İsmail I \i |(İeleahevTJ
2 3 3 . 234 . 2 «
İsmai l Pasa | Maz i n e Kadıü-
das ıHarTa l] 2 5S . 259
İsmai l Pa t a IH l d İ v ] 263
Isıiı.ıil R a i f P f l ^ f t 23i>, 244,
2 5 1 , 2 3 2 , 253 , 255 , 2 5 i
ÎstBvra lr iüğ lu : 2 1 5 , 2 4 4
i z ze t M e l t m e d Bey [Âarranbıj-
r u f u ] 2 4 5 , 2Û3
İzzet M c h m e d Pasa [Sadra-
ü L E i . 3 J f r j f i lmlu l ı ı 1 ^ 4 3 , Jö?
I z zed . M e h m e d P n s j [ıBnluIu.
S a d r a z a m l $l&> 217 , 222,
2 5 9
Imra l ı o r k^fkJj; 249
İ n e b a t Ei: 25?
[ b e r i l e r e : 2 2 1 . 227 . 2 2 B , 1?F"
İrrmr 2 2 4
İsa lca ; 2 2 3
".!•• .• • 243 , 244
I s k cnde r ye ^ 243 . 2 4 i
I
•TOT M e l m ı t r PiLja [Sad r a zam]
214
l a p a n a : 214 , 215 , 2 6 1
l a i a n b ı J : 2 1 5 , 214 , 275 , 233,
2 3 6 , 2 4 2 , 2 4 4 , 2 5 1 , 25f l .
259 , 2 6 1 , 2 6 ? . 2 6 3
J
J a j e f (&LQtt~ r A v u s t u r y a
İmpara to ru] 3 7
E K a m p e l MUs-rafa A g a : 21%
2 2 6
K a r a O s m a n a p u l l a n : 221
K a r a c a N i f c o l a [EFIak Vny-
vr .das r| 234
JCaırin,! Iİ-. 2 3 4
K r t c t Htgrp P a t ı ; 2 1 4 . 246 .
25E
K o c a Y u s u f Pasa [ S a d r a z a m !
229 . 246 , 24B
K a n d i y e ; 2İİ, 2 4 4
K a f k a s y a : 224
K a r a d e n i z B o ğ a z ı ! 2 3 6
Ka ı lo f çMi 2 1 3
Kaynara : 2 f i l
K ı r ı m : 214 . 219 , 2 2 0 , 221.
224. 2 2 7 , 22a , 22? , 2 3 1 ,
2 3 4 , 2 3 5 , 2 3 i , 248 , 252
K ıh r iR : 252 . 2 5 3 , 3 5 4
K i l b o r u n ; 2 3 6
K o b a a ; 2 2 8
K e d ı u r h Sarı E f e n d i : 237
K ü t ü k H ü s e y i n P « n [ K a p -
danr d e r y a ] 234. 2 5 6
•A.
K i i r r h a n e : 249
Ke Je ı
K i iEabyr i ! 2 2 1
I
L
L n r p a : 2 3 f i
L o u l s [K ı raL O n dürdLinci i]
2 3 ?
L e H i P s a : 2 5 3
M
U a h m u d A g a [Yen içer i A g a -
a ı ] 2 1 5 , ? 5 4
M a r l An l ü v nne t [ K i m l i c e ] 2 Î 7
M c b m e d [Prusyal ı , M ü h e n d i s i
2 1 3
M d ı m e d A ğ a [SürÜuar] 2 1 7
M e h m t d B e y [ H o ı a ^ a u d a n |
M e h m e d E f r m d i [ C a n i b E l e n
d i o j l u ] Zil
M e h m e t E t m d i [Müde r r i s i
2 3 7
Mırf ımed A r i i B e y [ K a l a s k e r f
245 , 265 , 2 6 1
Mehnıedl Pasa İKand i y e M D -
baf ı z ı ] 2 4 3
3 6 6
M e h m e d Fa * * Ş td i fH l tE Oa-
r e n d e l i f 720
M e h m e d ¡'353 I S ad razam .
Y e ğ e n ] 2 1 *
M e h m e d Pasa [ A y d o s l u ] 224
M e h m e d A t i Pasa IM ı a ı r V a
l i s i ) 2 6 İ
M e h m e d A p i l l t k a d i r [Hâ l i l
H a n ı i d Pasa torun lar ın d u a ]
265
M e h m e d As ın ı Bey [ H a l i l Ha-
r a i d Pasa l o r u r J a n n da • ]
2 4 3 , ?6 Î
M e l u n e d F e r i d Bey [ H a l i l
Hîut t i i l Paj ı l . rurunf o r m d a n ]
K e r a n ö j H a m i d Rey [ H a l i l
H a m i d P a i f l aürurdarüidhiıt l
M o l ı m e d N u r u l i a l l Paşa [ H a
l i l H n m i d Paşazade] 345 .
262, 263,
M e l t m e d Ras i d B e y [ H a l i l F a
sa l ı nun l ı ı nndnr ı ] 243 , 26.}
M e b m e d S a l i h E f e n d i [ K a s a p
basızade| 2 3 7
M a l ek Meho ı ed \--.:. I Sadra
z a m ! 245
M u a l a l a I I I [ S u l l a n | 2 1 5 , 218 ,
225 , 2 5 2 , 256
M-uuf.-ı H e y : 2 3 7
M u s t a f a E f e n d i IRe isürkü l-
l nh r K a s l n m u m l i ] 250
M u s t a f a E f e n d i [ H a c ı H a l i l
H a t n i d Paşan ın babası 1 215 ,
262
M u s t a f a E f e n d i [ G e l i b o l u
N a i b i 1 2 4 1
M u h a t a B e f e l E f e n d i : 215
M u s t a f a Rcs id E f e n d i : 2 3 4 ,
*M Mün i r 1 E f e n d i {Şair] 261
M n r m î y c : 233 , 234 , 236
t
M a n i s a ; 2 2 1
M a l a r y a ; 221
M a z c n d r a n : 17Â
M e k k p i M ü k e r r e m e : 2 4 i , 2 * 1
Esmai l H a k k i U m hça ÎŞIİI
M i d i l l i : 2 5 4
M ı s ı r ; 221, 2 42 , 2 5 i , 232
M o r a ; ¿ 3 4 , 2 5 3
i t f o s k f u i ; 131, 25?
Musul: 2 2 1
N N i u i f Hey [Kıaasker] 2 4 5
N u t u L l a J l S i y : 245
N u r u l i a E . Pasr. J M e h m e r ] î4%
260
N e m c e [ A v u s r n r y a ] 220, 21'),
2 5 ?
O
OberE : 225 , 2 2 6 , 2 î6
ÖCÜM S o p : 2 2 f i , 2 3 5
ü=
U c ı k n f : 234
U d i n e ; 253
O k m e y d a n ı : 2 2 6 , 236
O
Ö z i [ K a l e ] ¿27 , 240
ö z i [ N e h i r ] 219
p
P o n r c : 235 , 2 3 6
•Paremkinı 2 2 7
Pasaro fça : 213
Pc i r l ç ı 253
R
Ra i E İsma i l E f e n d i r l sm ı i İ
R a i f P a j a ] 2 1 5
Ram i M e h m e t Pasa [Sadra¬
z a m ] 23B
R ü j v a a r ^ l n [Malaryal ı] 221
•
RadD i A d a s ı : 232 , 235
Revan [ E r i v o c l 234
R u m e l i a y a l a l i : 217 , 234
R u s y a : 2 1 9 , 22ü, 222, 234,
223, 3 3 7 , 22S, 229, 23J,
234, 255
S
Sadrk E f e n d i [U l t n ı a dan l 2 }L
Sa l i h Se l3 l» E f e n d i ; 237
- , ;
S u n i [Saİl] 217 , 2 6 0 , 2Û1
SfTÎm İ H » 7 , 235 .
245 , 24Ö, 249- 250 , 2 3 5 .
2 5 6 , 2f l3
S a l i m A f i a rvatnı ı f raade] 256
Re l i n . A ğ a ( H ı r ı l 2*B. 745 H
250, 255 , 256 ,
ScyİE B u r h a n £ f c n d i [ M i i d c r
ı is] 2 3 7
SeyİE O s m a n Efet ıdi IMûder-
r L J 2 3 7
Sen PriıL [F r an s a Se f i r i J 225 ,
2 3 6
S i l âhda r M e h m e d E f e n d i : 2 1 6
Sula l tdar M e h m e d P n a a [ E a r z
V e z i r ] 216 , 21E, 219 ,
S İ l âbdar M e h m e d paşa | Sad
r a z a m ] 253
Sü l eyman A f a [KapıcıbaHi 1
2 4 0 , 2 4 1 , 243
Süreyman Fa i k E f e n d i ; 235
-. \ .,• Pasa [ B a g d a l V a l i
l i ] 224
Sü l ü ı nan [•AcJilıajı H a n ı ] 224
Sûnb l ü z ade V e h b i ; 260. 26L,
262
SDrurı [Şair] 262
S a f r a n b o l u : 245
S a m s u n ; 2 2 1
S H R : 253
S i n o p : 2 3 6
Sii'assO'puJ; 236
Siİ is i re; 2 2 4
S i d ' a b â l : 22ü
S o f y a ; 223
Soğueuk : 227 , 234
S u r i y e : 2 2 1
Sa l r t f s i y e r : 235
SaJıİn A l i Pasa [Sad r a z am 1
240. 24B
>..:ı::ın:: n ; 220 , 2 2 7
T
T E v f i k E f e n d i [[Heaıadau, Sa.n
i r ] 217
H a l i l H - m . d P - > u
T o n Beyzade [Bamı l d f l I r n I
333
T r o t e : 237
T i î f ; 251
T i m a n : 2 27 , 22fl
T i n o n : tfi
T r a b i o n : 7 21 . ? »
T u n * - 224
0
f T l » f a l l 213
u
U b e y i l e LHnl iL H ı u ı ı i d h i f r i i L i m
km] 262
V
V m l E f e n d i L V t V i r h l - J i ]
247. 25?
V a r n a : Î3Û, 236
Vf l a áb i l e r : 211
Y
V a h r * A ¿ * E Y c f u c t r i A f i n : I
I i i . 239 . 24o , 2*4. I 3 l , - V i . » 3 , 2 M
V*Âu: ı E f e n d i : 237
Y e m Mchırtçı (Sadra-
l a m f 217 . 2 I B , 2 5 ? .
Y r j a m M c t n n e d P d j a [ S a t f »
26(î
O
Y ı l a ; ¿16
V c d i k u l c : 240
Y a r k c y : 223
Y o r g a l : 221
z .
Zcyntfc I ' - EHıd i l H i
n i m i 264
Z r > ™ p H u m : i H a J J Ha-
mie l Pay ı n ı n a n n c u ] 2 4 5 ,
262
¿C-.-ÍEJ ET • : i rp: • [ H a l i l I I : •
P I J U I M I k i n i 245 . 262
Z U b r j d r İ l a n ı m [ H i l ü H a
m i d P a t ı n ı n k m ] 762
/ , , l | L l l , l . k . " ,
: IXwKV a « B i [ « B i » 5 i h c i « r n n J ı k -tanık laUauUl • I -.- . .•• I ı-• « fend i-
J * 0 « i -aabık !•• - - I ,. k x f c * M ¿ ¡ t i t*d* A k u a d «/abdı- olacaktır .