eĞİtİm bİlİmlerİ enstİtÜsÜ eĞİtİmde psİkolojİk...

171
ANKARA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK HİZMETLER ANABİLİM DALI EĞİTİM PSİKOLOJİSİ PROGRAMI ERGENLİK DÖNEMİNDE BENLİK KURGUSU GELİŞİMİNİN ANABABANIN ÇOCUK YETİŞTİRME STİLLERİ AÇISINDAN İNCELENMESİ DOKTORA TEZİ Yalçın Özdemir Ankara Nisan, 2009

Upload: others

Post on 01-Jan-2020

11 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

EĞİTİMDE PSİKOLOJİK HİZMETLER ANABİLİM DALI

EĞİTİM PSİKOLOJİSİ PROGRAMI

ERGENLİK DÖNEMİNDE BENLİK KURGUSU GELİŞİMİNİN

ANABABANIN ÇOCUK YETİŞTİRME STİLLERİ AÇISINDAN

İNCELENMESİ

DOKTORA TEZİ

Yalçın Özdemir

Ankara

Nisan, 2009

Page 2: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

EĞİTİMDE PSİKOLOJİK HİZMETLER ANABİLİM DALI

EĞİTİM PSİKOLOJİSİ PROGRAMI

ERGENLİK DÖNEMİNDE BENLİK KURGUSU GELİŞİMİNİN

ANABABANIN ÇOCUK YETİŞTİRME STİLLERİ AÇISINDAN

İNCELENMESİ

DOKTORA TEZİ

Yalçın Özdemir

Tez Danışmanı: Prof. Dr. Figen Çok

Ankara

Nisan, 2009

 

Page 3: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel
Page 4: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

iv  

Teşekkür

Öncelikle, bu çalışmanın her aşamasında, büyük destek olan, yol gösterici

önerilerde ve yapıcı eleştirilerde bulunan, yardımını hiçbir zaman esirgemeyen

değerli danışmanım Prof. Dr. Figen Çok’a çok teşekkür ederim. Değerli hocamın

hem kişisel hem de akademik gelişimime çok katkıları olmuştur. Ayrıca tez izleme

komitesinde bulunan, tez konusunun şekillenmesinde ve tezin her aşamasında çok

önemli katkıları olan hocam sayın Prof. Dr. Bekir Onur’a ve olumlu yaklaşımıyla

beni güdüleyen ve bu çalışmaya katkılarından dolayı sayın Prof. Dr. Beril Tufan’a

çok teşekkür ederim. Odak grup görüşmeleri için soruların hazırlanmasında ve

görüşmelerin gerçekleştirilmesinde büyük emeği geçen, en yoğun zamanında bu iş

için zaman ayıran hocam sayın Yrd. Doç. Dr. Müge Artar’a teşekkür ederim.

İstatistik konusunda katkı ve önerileri için zamanını esirgemeyen arkadaşım

Yrd. Doç. Dr. Ömer Faruk Şimşek’e teşekkür ederim.

Bu çalışma sürecinde sunduğu önemli desteği için sevgili eşime ve iki kızım Öykü

ve Eylül’e çok teşekkür ederim. Şimdi 6 aylık olan Eylül’ün doğduğu günden itibaren evdeki

çalışma düzenine uyarak bu çalışmaya önemli katkısı olmuştur. Ayrıca gelişimlerinin en

önemli zamanında ve belki de benim ilgi ve yakınlığıma en çok ihtiyaç duydukları bir

zamanda onlardan çaldığım zaman için özür diliyorum.

Araştırma verilerinin toplanması sırasında bana yardımlarından dolayı ölçek

uygulamalarının yapıldığı okul yöneticilerine, öğretmenlerine ve öğrencilerine

teşekkür ederim.

Bu araştırma 107K545 Numaralı proje kapsamında TUBİTAK tarafından

desteklenmiştir. Bu önemli destek nedeniyle TUBİTAK’a teşekkür ederim.

Page 5: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

v  

ÖZET

ERGENLİK DÖNEMİNDE BENLİK KURGUSU GELİŞİMİNİN KÜLTÜR VE

AİLE BAĞLAMINDA İNCELENMESİ

Özdemir, Yalçın

Doktora, Eğitimde Psikolojik Hizmetler Anabilim Dalı

Eğitim Psikolojisi Programı

Tez Danışmanı: Prof.Dr. Figen Çok

Mart 2009,155 sayfa

Bu araştırmada anababa kabul/ilgisi ve kontrolü, bu boyutların

çaprazlamasından elde edilen çocuk yetiştirme stilleri (otoriter, açıklayıcı otoriter,

izin verici şımartan, izin verici ihmalkar), anababanın eğitim ve ailenin gelir düzeyi

ile ergenlik döneminde özerk-ayrık, bağımlı-ilişkisel ve özerk-ilişkisel benlik

kurgusu gelişimi arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Çalışmada nicel ve nitel veri

toplama yöntemlerinin ve veri analizinin bir arada olduğu karışık yöntem araştırma

deseni kullanılmıştır.

Ankara’da bulunan özel lise ve devlet liselerine devam eden, yaşları 15-19

arasında değişen ve alt, orta ve üst sosyo-ekonomik düzeyden 1133 öğrenci bu

çalışmanın araştırma grubunu oluşturmuştur. Bu öğrenciler demografik bilgi

formunu, aile bağlamında benlik ölçeği ve çocuk yetiştirme stilleri ölçeğini

doldurmuşlardır. Ayrıca, bu öğrencilerin anababalarından oluşan 17 kişi araştırmanın

iki ayrı odak grubunun katılımcılarını oluşturmuştur.

Araştırmanın nicel verilerinin analizinde ANOVA, t testi, ve regresyon

analizi; nitel verilerinin analizinde ise betimsel (tematik) analiz kullanılmıştır.

Sonuçlar anababaların kabul/ilgi düzeyinin kontrol düzeyinden, annelerin de

kabul/ilgi ve kontrol düzeyinin babalarınkinden yüksek olduğunu ortaya koymuştur.

En yaygın çocuk yetiştirme stilinin anneler için otoriter stil, babalar için ise

Page 6: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

vi  

açıklayıcı otoriter stil olduğu belirlenmiştir. Annenin kabul/ilgisi eğitim düzeyine

göre bir farklılık göstermezken, eğitim düzeyi yüksek annelerin çocukları daha fazla

kontrol algılamaktadır. Babanın kontrolü eğitim düzeyine göre farklılık

göstermezken, babaların eğitim düzeyi yükseldikçe çocuklarına gösterdikleri

kabul/ilgide azalma olmaktadır. Özerk-ayrık benlik kurgusunda cinsiyet açısından

herhangi bir fark bulunmazken, kızların bağımlı-ilişkisel ve özerk-ilişkisel benlik

kurgusu puanları daha yüksek bulunmuştur. Özerk-ayrık, bağımlı-ilişkisel ve özerk-

ilişkisel benlik kurgusu ergenlerin yaşına göre farklılık göstermemektedir. Ergenlerin

bağımlı-ilişkisel benlik kurguları ailelerinin sosyo-ekonomik düzeyine göre farklılık

göstermezken, alt SED’den ailelerin çocuklarının özerk-ayrık benlik kurgusu

puanları, üst SED’den ailelerin çocuklarının özerk-ilişkisel benlik kurgusu puanları

diğerlerinden yüksek bulunmuştur. Anababaları otoriter olan ergenlerin bağımlı-

ilişkisel benlik kurgusu puanları; anababaları otoriter ve açıklayıcı otoriter olan

ergenlerin özerk-ilişkisel benlik kurgusu puanları anababaları izin verici şımartan ve

izin verici ihmalkar olan ergenlere göre daha yüksek bulunmuştur. Anababadan

algılanan hem kabul/ilgi hem de kontrol özerk-ayrık, bağımlı-ilişkisel ve özerk-

ilişkisel benlik kurgusu ile olumlu ilişkili ve bu bağımsız değişkenler üç benlik

kurgusunun anlamlı yordayıcıları olarak bulunmuştur. Sonuçlara göre, sosyo-

ekonomik etmenlerin ve anababanın kullandığı çocuk yetiştirme stillerinin ergenlerin

benlik kurgularının gelişiminde önemli olduğu söylenebilir.

Anahtar Kelimeler: Benlik Kurgusu, Özerk-Ayrık Benlik, Bağımlı-İlişkisel Benlik,

Özerk-İlişkisel Benlik, Çocuk Yetiştirme Stilleri, Anababa Kabul/İlgisi ve Kontrolü.

Page 7: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

vii  

ABSTRACT

THE INVESTIGATION OF SELF CONSTRUAL DEVELOPMENT IN

ADOLESCENCE IN THE CONTEXT OF CULTURE AND FAMILY

Özdemir, Yalçın

Ph.D., Pasychological Services in Education/Educational Psychology

Supervisor: Prof.Dr. Figen Çok

March 2009, 155 pages

The present study examined the relationship between parental

acceptan/involvement, control, child rearing styles (authoritarian, authoritative,

permissive neglecting, permissive indulgent) which were constructed by crossing

parental acceptance/involvement, control, education and income level of parents and

development of autonomous-seperate self, heteronomous-related self, autonomous-

related self construal among adolescents. In this research mix method research

design in which there are both quantitative and qualitative data collection and data

analysis was used.

The research group consisted of 1133 students ranging from 15 to 19 years of

age, from low, middle and high socioeconomic status in Ankara. The participants

responded to the items of Self in Family Scale, Child Rearing Scale and a personel

information sheet. In addition, focus group participants consisted of 17 parents of

these students.

The ANOVA, t-test and regression analyses were used to analyze quantitative

data and descriptive analysis was used to analyze qualitative data. Results showed

that parents’ acceptance/involment level was higher than control levels and mothers’

acceptance/involment and control level was higher than that of fathers. Authoritarian

style was found to be the most common child rearing style among mothers and

authoritative style among fathers. Mothers’ acceptance/involment did not vary with

education levels, but adolescents whose mothers received higher education perceived

higher levels of maternal control as compared to their peers whose mothers received

Page 8: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

viii  

low education. Perceived control from fathers did not vary significantly with

education levels of fathers, but as fathers education level gets higher, adolescents

perceive low level of acceptance/involvement. Results showed that autonomous self

construal scores did not vary with the gender of adolescents, but heteronomous-

relational and autonomous-relational self construal scores of girls higher than males.

Autonomous-seperate, heteronomous-relational and autonomous-relational self

construal scores of adolescents did not vary with age. While adolescents’

heteronomous-relational self construal did not vary with their parents SES levels,

autonomous-seperate self construal was found to be higher among adolescents from

low SES parents and autonomous-relational self construal was found to be higher

among adolescents from high SES parents. Authoritarian parents’ adolescent

children’s heteronomous-relational self construal scores; authoritarian and

authoritative parents’ adolescent children’s autonomous-relational self construal

scores were higher than adolescents’ scores whose parents permissive neglecting

and permissive indulgent. Both perceived parental acceptance/involment and control

were found to be significant predictor of autonomous-seperate, heteronomous-

relational and autonomous-relational self construal. According to results, it can be

said that socio-economical factors and child rearing styles are important in the

development of adolescents’ self construals.

Key Words: Self Construal, Autonomous-Seperate Self, Heteronomous-Related

Self, Autonomous-Related Self, Child Rearing Style, Parental Acceptance/Involment

and Control.

Page 9: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

ix  

İÇİNDEKİLER

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI iii

TEŞEKKÜR iv

ÖZET v

ABSTRACT vii

ÇİZELGELER LİSTESİ xiii

ŞEKİLLER LİSTESİ xvi

BÖLÜM I

GİRİŞ

Problem 1

Amaç 4

Önem 5

Sınırlılıklar 7

Tanımlar 7

BÖLÜM II

KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR 9

2.1. Benlik Kurgusu Gelişimi 10

2.1.1. Özerklik (bağımsızlık) ve İlişkisellik (karşılıklı 10

bağımlılık) Gelişimi İle İlgili Kuramsal Açıklamalar

2.1.1.1. Psikoanalitik Kuram 10

2.1.1.2. Psiko Sosyal Gelişim Kuramı 11

2.1.1.3. Bağlanma Kuramı 13

2.1.1.4. Öz Belirleme Kuramı 13

2.1.1.5. Sembolik Etkileşimci Yaklaşım 14

2.1.2. Kültür ve Kültürel Değer Yönelimleri 16

2.1.2.1. Bireycilik Toplulukçuluk 16

2.1.3. Benlik Kurgusu: Özerk (Bağımsız), İlişkisel

(Karşılıklı Bağımlı) ve Özerk-İlişkisel Benlik 18

Page 10: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

x  

2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık,

Bağımlı-İlişkisel ve Özerk-İlişkisel Benlik Kurgusu 23

2.1.5. Benlik Kurgusu İle İlgili Yapılan Araştırmalar 29

2.1.6. Benlik Kurgusu Konusunda Türkiye’de Yapılan Araştırmalar 35

2.2. Anababalık ve Çocuk Yetiştirme 37

2.2.1. Ekolojik Sistem Kuramı 37 2.2.2. Çocuk Yetiştirme Stilleri ve Boyutları 39 2.2.3. Çocuk Yetiştirme Stilleri Konusunda

Yapılan Araştırmalar 44

2.2.3. Türkiye’de Çocuk Yetiştirme Konusunda Yapılan Araştırmalar 49

BÖLÜM III

YÖNTEM 54

3.1. Araştırma modeli 54 3.2. Araştırma Grubu 55 3. 3. Veri Toplama Araçları 59

3.3.1. Kişisel Bilgi Formu 59

3.3.2. Aile Bağlamında Benlik Ölçeği 59

3.3.3. Çocuk Yetiştirme Stilleri Ölçeği 66

3.3.4. Odak Grup Görüşmesi Soruları 77

3.4. Veri Analizi 77 3.4.1. Nicel Çalışma 77

3.4.2. Nitel Çalışma 78

3. 5. İşlem 79

Page 11: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

xi  

BÖLÜM IV BULGULAR ve YORUMLAR 80

4.1. Anababanın Kabul/İlgisi ve Kontrol Boyutlarına İlişkin

Betimleyici İstatistikler 80

4.2. Anababa Kabul/İlgisi, Kontrolü ve Anababanın Eğitim

Düzeyi 81

4.3. Anababa Kabul/İlgisi, Kontrolü ve Ailenin Gelir Düzeyi 85

4.4. Cinsiyet ve Benlik Kurgusu 87

4.5. Ergenlerin Yaşı ve Benlik Kurgusu 88 4.6. Anababanın Eğitim Düzeyi ve Benlik Kurgusu 90 4.7. Ailenin Gelir Düzeyi ve Ergenlerin Benlik Kurgusu 96 4.8. Çocuk yetiştirme Stilleri ve Ergenlerin Benlik Kurguları 98

4.8.1. Katılımcıların Anababalarının Dört Çocuk

Yetiştirme Stili İçinde Sınıflandırılması 98

4.8.2. Anne Çocuk Yetiştirme Stili ve Ergenlerin Benlik

Kurguları 99

4.8.3. Baba Çocuk Yetiştirme Stili ve Göre Ergenlerin Benlik

Kurguları 100

4.9. Regresyon Analizi Sonuçları 102

4.9.1. Anne Kabul/ilgisi ve Kontrolüne Göre Regresyon

Analizi Sonuçları 104

4.9.1.1. Özerk-Ayrık Benlik Kurgusunun

Yordanması 104

4.9.1.2. Bağımlı-İlişkisel Benlik Kurgusunun

Yordanması 105

4.9.1.3. Özerk-İlişkisel Benlik Kurgusunun

Yordanması 106

4.9.2. Baba Kabul/ilgisi ve Kontrolüne Göre Regresyon Analizi Sonuçları 108

Page 12: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

xii  

4.9.2.1. Özerk-Ayrık Benlik Kurgusunun

Yordanması 108

4.9.2.2. Bağımlı-İlişkisel Benlik Kurgusunun

Yordanması 109

4.9.2.3. Özerk-İlişkisel Benlik Kurgusunun

Yordanması 110

BÖLÜM V

  TARTIŞM 113

5.1. Anababa Kabul/İlgisi ve Kontrolü 113

5.2. Ergenlerin Cinsiyetine Göre Benlik kurgusu 116

5.3. Ergenlerin Yaşına Göre Benlik kurgusu 118 5.4. Anababanın Eğitim Düzeyine Göre Benlik Kurgusu 118 5.5. Çocuk Yetiştirme Stiline Göre Benlik Kurgusu 120 5.7. Anababanın Kabul/İlgisi, Kontrolü ve Benlik Kurgusu 121

BÖLÜM VI

SONUÇ ve ÖNERİLER 125

6.1. Sonuç 125

6.2. Öneriler 126

KAYNAKÇA 129

EKLER 148

Ek.1 Kişisel Bilgi Formu 149

Ek.2 Aile Bağlamında Benlik Ölçeği 150

Ek.3 Çocuk Yetiştirme Stilleri Ölçeği 151

Ek.4 Odak Grup Soruları 152

Ek.5 İzin Yazısı 155

Page 13: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

xiii  

ÇİZELGELER LİSTESİ

Çizelge 1. Katılımcılara İlişkin Demografik Bilgiler 56 Çizelge 2. Odak Grup Katılımcılarının Genel Tanıtıcı Özellikleri 59

Çizelge 3. Aile Bağlamında Benlik Ölçeğini Oluşturan 20 Maddenin Faktörlere Dağılımı ve Faktör Yükleri 62

Çizelge 4. Aile Bağlamında Benlik Ölçeğinnin Orijinal Faktör Yapısı İçin İyilik Uyum İstatistikleri 64

Çizelge 5. Çocuk Yetiştirme Stilleri Anne Formunu Oluşturan 21 Maddenin Faktörlere Dağılımı ve Faktör Yükleri 69

Çizelge 6. Çocuk Yetiştirme Stilleri Baba Formunu Oluşturan 21 Maddenin Faktörlere Dağılımı ve Faktör Yükleri 70

Çizelge 7. Çocuk Yetiştirme Stilleri Anne Ölçeğinnin Orijinal Faktör Yapısı İçin İyilik Uyum İstatistikleri 71

Çizelge 8. Çocuk Yetiştirme Stilleri Anne Ölçeğinnin Değişiklik Yapılmş Faktör Yapısı İçin İyilik Uyum İstatistikleri 71

Çizelge 9. Çocuk Yetiştirme Stilleri Baba Ölçeğinnin Orijinal Faktör Yapısı İçin İyilik Uyum İstatistikleri 74

Çizelge 10. Çocuk Yetiştirme Stilleri Baba Ölçeğinnin Değişiklik Yapılmş Faktör Yapısı İçin İyilik Uyum İstatistikleri 74

Çizelge 11. Anababanın Kabul/İlgisi ve Kontrolü Boyutlarına İlişkin Ortalama ve Standart Sapma Değerleri 81

Çizelge 12. Annenin Kabul/ İlgisinin Eğitim Düzeyine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi 82

Çizelge 13. Anne Kontrolünün Eğitim Düzeyine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi 82

Çizelge 14. Baba Kabul/ İlgisinin Eğitim Düzeyine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi 83

Çizelge 15. Baba Kontrolünün Eğitim Düzeyine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi 84 Çizelge 16. Anne Kabul/ İlgisinin Ailenin Gelir Düzeyine Göre Tek Yönlü

Varyans Analizi 85

Çizelge 17. Baba Kontrolünün Ailenin Gelir Düzeyine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi 86

Page 14: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

xiv  

Çizelge 18. Baba Kabul/ İlgisinin Ailenin Gelir Düzeyine Göre Tek

Yönlü Varyans Analizi 86

Çizelge 19. Baba Kontrolünün Gelir Düzeyine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi 87

Çizelge 20. Özerk-Ayrık Benlik Kurgusunun Cinsiyete Göre t Testi Sonuçları 87 Çizelge 21. Bağımlı-İlişkisel Benlik Kurgusunun Cinsiyete Göre t Testi

Sonuçları 88

Çizelge 22. Özerk-İlişkisel Benlik Kurgusunun Cinsiyete Göre t Testi Sonuçları 88

Çizelge 23. Özerk-Ayrık Benlik Kurgusunun Yaşa Göre t Testi Sonuçları 89

Çizelge 24. Bağımlı-İlişkisel Benlik Kurgusunun Yaşa Göre t Testi Sonuçları 89

Çizelge 25. Özerk- İlişkisel Benlik Kurgusunun Yaşa Göre t Testi Sonuçları 89

Çizelge 26. Özerk-Ayrık Benlik Kurgusunun Annenin Eğitim Düzeyine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi 90

Çizelge 27. Bağımlı-İlişkisel Benliğin Annenin Eğitim Düzeyine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi 92

Çizelge 28. Özerk-İlişkisel Benlik Kurgusunun Annenin Eğitim Düzeyine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi 92

Çizelge 29. Özerk-Ayrık Benlik Kurgusunun Babanın Eğitim Düzeyine

Göre Tek Yönlü Varyans Analizi 93

Çizelge 30. Bağımlı-İlişkisel Benlik Kurgusunun Babanın Eğitim Düzeyine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi 93

Çizelge 31. Özerk-İlişkisel Benlik Kurgusunun Babanın Eğitim Düzeyine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi 94

Çizelge 32. Özerk-Ayrık Benlik Kurgusunun Ailenin Gelir Düzeyine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi 97

Çizelge 33. Bağımlı-İlişkisel Benliğin Ailenin Gelir Düzeyine Göre

Tek Yönlü Varyans Analizi 97

Çizelge 34. Özerk-İlişkisel Benlik Kurgusunun Ailenin Gelir Düzeyine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi 98

Çizelge 35. Katılımcıların Anababalarının Dört Çocuk Yetiştirme Stili İçinde Sınıflandırılması 99

Çizelge 36. Benlik Kurgusu Puanlarının Annenin Çocuk Yetiştirme Stillerine Göre Ortalama, Standart Sapma ve ANOVA Sonuçları 100

Page 15: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

xv  

Çizelge 37. Benlik Kurgusu Puanlarının Babanın Çocuk Yetiştirme Stillerine

Göre Ortalama, Standart Sapma ve ANOVA Sonuçları 102

Çizelge 38. Bağımlı ve Bağımsız Değişkenler Arası Korelasyonlar 103

Çizelge 39. Özerk-Ayrık Benlik Alt Ölçeğinden Alınan Puanların Yordanması için Hiyerarşik Regresyon Analizleri Sonuçları 105

Çizelge 40. Bağımlı-İlişkisel Benlik Alt Ölçeğinden Alınan Puanların Yordanması için Hiyerarşik Regresyon Analizleri Sonuçları 106

Çizelge 41. Özerk-İlişkisel Benlik Alt Ölçeğinden Alınan Puanların Yordanması için Hiyerarşik Regresyon Analizleri Sonuçları 107

Çizelge 42. Özerk-Ayrık Benlik Alt Ölçeğinden Alınan Puanların Yordanması için Hiyerarşik Regresyon Analizleri Sonuçları 109

Çizelge 43. Bağımlı-İlişkisel Benlik Alt Ölçeğinden Alınan Puanların Yordanması İçin Hiyerarşik Regresyon Analizleri Sonuçları 110

Çizelge 44. Özerk-İlişkisel Benlik Alt Ölçeğinden Alınan Puanların Yordanması için Hiyerarşik Regresyon Analizleri Sonuçları 111

Page 16: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

xvi  

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1. Etkinlik ve Kişilerarası Mesafe Boyutları 22

Şekil 2. Etkinlik, Kişilerarası Mesafe ve Benlik Türleri 26

Şekil 3. Çocuk Yetiştirme Stillerinin Sınıflandırılması 41

Şekil 4. Aile Bağlamında Benlik Ölçeğinin Faktör Madde İlişkisi 65

Şekil 5. Çocuk Yetiştirme Stilleri Ölçeği Anne Formu Madde Faktör İlişkisi 73

Şekil 6. Çocuk Yetiştirme Stilleri Ölçeği Baba Formu Madde Faktör İlişkisi 76

Page 17: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

1  

BÖLÜM I

GİRİŞ

1.1. Problem

Psikoloji tarihinde benlik, ilgilenilen en önemli konulardan biri olmuştur

(Singelis, 1994). Kültürlerarası psikolojide bağımsız ve karşılıklı bağımlı benlik

kurgusu olmak üzere temel olarak iki boyutlu benlik kurgusu ortaya atılmıştır (Markus

ve Kitiyama, 1991). Benlik kurgusu (self-construal) “kişinin başkaları ile olan ilişkileri

ve başkalarından farklı benliği ile ilgili düşüncelerin, duyguların ve eylemlerin toplamı”

olarak tanımlanmaktadır (Singelis, 1994:581). Bu ikili bakış açısına göre bir kültürde

benlik kurgusu gelişimi ya özerklik yönünde ya da ilişkisellik yönünde gelişmektedir

(Markus and Kitayama, 1991; Triandis, 1995). Bu görüşe göre genelde Batıda, özellikle

de Avrupa kökenli Amerikalılar arasında benlik kurgusu gelişimi ile ilgili kültürel

amaçlar başkalarından ayrışmayı ve bağımsız olmayı vurgulamaktadır. Böylece

Avrupalı Amerikalılar için benlik kurgusu gelişimi bağımsızlık açısından ele alınmakta;

bireyler çocukluktan itibaren, kendilerini bağımsız, kendi kendine yeten ve özerk olarak

tanımlamaktadır (Sampson, 2000). Diğer yandan, doğu toplumlarında başkalarıyla

bütünleşme, aile bağlarına önem verme ve bağlılık önemli kültürel amaçlar olarak

belirtilmektedir. Yukarıdaki açıklamaya göre, geleneksel olarak Batıda ya da genel

olarak bireyci toplumlarda doğmuş, yetişmiş ve yaşayan bireylerin daha güçlü özerk-

ayrık benliğe sahip olma eğiliminde oldukları; Doğu toplumlarında ya da toplulukçu

kültürlerde doğmuş, yetişmiş ve yaşayan bireylerin daha çok bağımlı-ilişkisel benlik

geliştirme eğiliminde oldukları belirtilmiştir (Markus ve Kitiyama, 1991).

Benlik konusunun incelendiği birçok çalışmada benlik batılı bir

kavramsallaştırmayla ele alınmış (Markus ve Kitiyama, 1991; Singelis, Bond, Sharkey

ve Lai, 1999) ve bu çalışmalarda “özerklik” ve “ilişkisellik” zıt kutuplar olarak

değerlendirilmiştir (Kağıtçıbaşı, 2005). Ancak, son zamanlardaki çalışmalar bu iki

gelişimsel yolun temel insan ihtiyacı olduğunu (Assor, Kaplan, Roth, 2002; Ryan ve

Page 18: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

2  

Deci, 2000; Baumeister ve Leary, 1999) ve özerklik ile ilişkiselliğin zıt kutuplar

olmadığını göstermektedir (Cross ve Madson, 1997; Kağıtçıbaşı, 1996, 2000, 2005).

Ayrıca, benlik ile ilgili çalışmalarda hala ikili ayrımlar yapılıyor olsa da son

zamanlardaki bazı çalışmalarda Batı psikolojisinin ileri sürdüğü bağımsız benlik modeli

sorgulanmaya başlanmıştır (Kağıtçıbaşı, 2000, 2006, 2007). İlgili kültürlerarası

çalışmalar insan gelişimi ile ilgili batılı bakış açısının dünyanın başka birçok yerindeki

insanların benlik gelişimlerine uygulanamayacağını göstermiştir (Kitayama, Markus,

Matsumoto ve Norasakkunkit, 1997; Markus ve Kitayama, 1991). Örneğin, Kitayama

ve arkadaşları (1997) Batı kültürlerinden farklı olarak birçok Asya kültüründe bireyler

arasındaki bağlılığın çok önemli olduğunu ve benliğin bu sosyal ilişkilere göre

şekillendiğini belirtmişlerdir. Kültürlerarası psikoloji alanında çalışan araştırmacılar

benlik gelişimi ile ilgili Batı modelinin evrensel bir yol olarak dayatılmasına karşı

çıkmışlardır.

Bireycilik-toplulukçuluk ayrımı açısından Türkiye genel olarak toplulukçu bir

toplum olarak sınıflandırılmış (Hofstede, 2001) ve bu sınıflamaya paralel olarak

Türkiye’deki sosyo-kültürel bağlam geleneksel olarak aile, akrabalar, komşular ve

sosyal gruplar arasında yakın bağların önemli olduğu bir kültür olarak tanımlanmıştır

(İmamoğlu, Küller, İmamoğlu, ve Küller, 1993). Ancak aynı zamanda toplumun üst

sosyo-ekonomik düzeyinde eğitim düzeyi yüksek kişiler arasında ilişkiselliğin

azalmasını gerektirmeyen bireyselleşmeye doğru güçlü bir eğilimin olduğu da

belirtilmiştir (İmamoğlu, 2002; Karadayı, 1998). Bu sonuçlar benliğin yalnızca özerk ya

da ilişkisel olarak kavramlaştırılması görüşünün sorgulanmasına neden olmaktadır.

Kağıtçıbaşı (1996, 2000, 2005, 2007) da bu eleştirileri temel alarak üç farklı aile

örüntüsü içinde ortaya çıkan üç farklı benlik kurgusunun (özerk-ayrık, bağımlı-ilişkisel

ve özerk-ilişkisel) gelişimini ortaya koyan aile değişim modeli önermiştir. Kağıtçıbaşı,

klasik modernleşme anlayışındaki sosyo-ekonomik gelişmeyle birlikte karşılıklı

bağımlılık aile modelinden bağımsızlık aile modeline doğru bir değişme yaşanacağı

görüşünü eleştirmiş ve yakın aile bağlarının önemli olduğu kültürlerde kentleşme ve

sanayileşmeye karşın yakın bağların sürdüğünü belirtmiştir. Ona göre refah artışıyla

birlikte maddi bağımlılıkların azalmadığı halde, duygusal bağımlılıklar devam etmekte

ve bu değişimler ailelerin çocuk yetiştirme biçimlerini etkilemektedir. Maddi

bağımlılıklar azaldıkça, çocukların özerklikleri daha fazla desteklenmekte; ailenin refahı

için çocuğun maddi katkısının öneminin azalması nedeniyle artık çocuğun özerkliği bir

tehdit olarak algılanmamaktadır. Ancak, duygusal bağımlılıklara hala önem verilmesi

Page 19: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

3  

nedeni ile çocuğun ailesine yakın ve bağlı olması istenmektedir. Kağıtçıbaşı (1996,

2000), sosyo ekonomik gelişmeler sonucu ortaya çıkan aile değişimlerinin, özerklik ve

ilişkiselliği bir araya getiren “özerk-ilişkisel benlik” kavramını ortaya atarak

alanyazında var olan bağımsız ve karşılıklı bağımlı benlik boyutlarına yeni bir boyut

eklemiş ve benliğin iki uçlu kavramsallaştırılmasından farklı bir gelişim yolu ortaya

koymuştur. Kağıtçıbaşı, benlik kurgusunun gelişimini sosyo-ekonomik ve kültürel

etmenlerle, çocuk yetiştirme biçimlerine dayandırmaktadır.

Hangi benlik kurgusunun daha baskın olacağı, genel anlamda içinde yaşanılan

kültürden ve özel olarak ailenin toplumsallaştırma çabalarından etkilenmektedir

(Kağıtçıbaşı, 2000). Kültürel değer yönelimleri (bireycilik-toplulukçuluk) üzerine

yapılan araştırmalar kişinin yaşadığı kültürün yöneliminin şekillenmesi (benlik

gelişiminin özerklik ya da ilişkisellik yönünde olması) üzerindeki etkilerine

odaklanmıştır. Markus ve Kitiyama (1991) ve Yamada ve Singelis (1999) gibi

araştırmacılar kültürün benlik kavramının oluşumunu yönlendirdiğini ve

şekillendirdiğini ve kişinin başkaları ile ilişkilerinde benlik tanımını belirlediğini

vurgulamışlardır. Bu nedenle, belirli kültür ya da toplumlarda yetişen bireylerin genel

anlamda o kültürdeki bireycilik ve toplulukçuluk değer yönelimlerine paralel olarak

benlik kurgusu geliştirdikleri söylenebilir.

Benlik kurgusu gelişimi üzerine kültürün olası etkileri, araştırmalarda yaygın

olarak ele alınırken, ailenin bu süreç üzerindeki etkileri ihmal edilmiştir. Oysaki

anababanın benlik kurgusu gelişimi üzerine etkisi bazı nedenlerle önemlidir. Bunlardan

ilki, bilindiği gibi, anababalar gelişimin çeşitli boyutları açısından (sosyal, duygusal ve

bilişsel gelişim, akran ilişkileri gibi) çocuklarının toplumsallaşmalarında önemli bir

etkiye sahiptir. İkinci olarak, anababanın toplumsallaştırma çabalarının benlik kurgusu

gelişimi üzerindeki etkisi ya da anababanın değerleri ve toplumsallaştırma amaçları

kültürel olarak yaygın olan değerleri yansıtmaktadır. Çoğunlukla anababanın çocuk

üzerindeki etkisi ile kültürel etki örtüşmektedir ya da aynı yolda ilerlemektedir. Bir

başka deyişle, anababalar da o kültürde önemli olan değer ve inançları çocuklarında

geliştirmeye çalışmaktadırlar. Örneğin, Batı’da yetişmiş anababa, çocuklarının

gelişiminde de bireycilik kültüründe önemli değerler olan bağımsızlık ve girişkenliği

desteklemektedir. Aynı şekilde, Doğu’da yetişmiş anababa, çocuklarını yetiştirirken

toplulukçu kültürel değerlerle uyumlu olarak bağımlılığı ve alçakgönüllülüğü

vurgulamaktadır (Markus ve Kitiyama, 1991). Ancak, anababaların benlik kurgusunun

gelişimi üzerine etkileri henüz görgül olarak yeterince incelenmemiştir. Bu nedenle,

Page 20: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

4  

anababaların, çocuklarının toplumsallaşmaları üzerinde genel olarak etkisi bilinse bile,

benlik kurguları üzerindeki etkilerinin araştırılması gerekli görünmektedir.

Daha önce vurgulandığı gibi kültürlerarası alanda yapılan çalışmaların çoğunda

benlik, başkalarından bağımsız ya da başkalarına bağımlı olarak tanımlanmış ve bu

çalışmalarda genellikle bu benlik tiplerinin biliş, duygu ve davranışlar üzerindeki

etkileri incelenmiştir (örn. Markus ve Kitiyama, 1991). Tanımlamaya dayalı bu

çalışmalarda hangi benlik tiplerinin hangi davranışlarla ilişkili olduğu ortaya

koyulmaktadır. Ancak benlik kurgusundaki farklılıkların nasıl ortaya çıktığının

araştırılmasının gerekliliği vurgulanmaktadır (Kağıtçıbaşı, 2000, 2006). Böyle bir analiz

düzeyinde kültürün ve ailenin bağlamsal değişkenler olarak ele alınması gerekmektedir.

Bu bakış açısı, farklı kültürel ve sosyo-ekonomik aile bağlamlarında, farklı benlik

kurgularının nasıl ortaya çıktığının anlaşılmasını sağlayacaktır. Burada ailenin çocuk

yetiştirme stilleri önemli kültürel değişkenler olarak ortaya çıkmaktadır.

Sonuç olarak, farklı sosyo-kültürel ortamlarda bireyin gelişiminde farklı alanlara

vurgu yapılmaktadır. Kültürlerarası çalışmalarda da farklı benlik kurguları ve bunlarla

ilişkili davranışlar çalışılmış olsa da, benlik kurgularını ortaya çıkaran sosyalleşme

süreci ele alınmamıştır. Bu kapsamda, bu çalışmanın temel amacı, ergenlik döneminde

benlik kurgusu gelişimini anababanın çocuk yetiştirme stilleri açısından incelemektir.

1.2. Amaç

Sıralı karışık yöntemin (sequential mixed method) (Creswell, 2003) kullanıldığı

iki aşamalı bu çalışmanın amacı özerk-ayrık, bağımlı- ilişkisel ve özerk-ilişkisel

(Kağıtçıbaşı, 1996, 2000, 2005, 2006) benlik kurgusunun ergenlik döneminde gelişimini

anababanın çocuk yetiştirme stilleri açısından incelemektir. Bu amaçla öncelikle

ergenlerden benlik kurgularına ve anababalarının çocuk yetiştirme stillerine ilişkin nicel

veriler, ardından odak grup görüşmesi yöntemi ile anababalardan çocuk yetiştirme

yaşantılarına ilişkin bilgi toplanmıştır. İlk aşamada, bazı sosyo-kültürel değişkenlerle

(anababanın eğitim ve gelir düzeyi) niceliksel olarak ölçülen çocuk yetiştirme stili

boyutları (kabul/ilgi, kontrol) arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Ardından özerk-ayrık,

bağımlı-ilişkisel ve özerk-ilişkisel benlik kurgusu gelişimi ve çocuk yetiştirme stili

boyutlarının (kabul/ilgi, kontrol) ve çocuk yetiştirme stilleri (otoriter, açıklayıcı otoriter,

izin verici şımartan ve izin verici ihmalkâr) arasındaki ilişkiler incelenmiştir. İkinci

aşamada, araştırmaya katılan ergenlerin anababalarının çocuklarıyla ilişkileri, çocuk

yetiştirmeye ilişkin görüş, uygulama ve beklentileri odak grup görüşmesi yoluyla

Page 21: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

5  

incelenmiş ve bu bulgular araştırmanın nicel bulguları ile ilişkilendirilmiştir. Bu

amaçlar doğrultusunda aşağıdaki sorulara yanıt aranmıştır:

1) Annenin gösterdiği kabul/ilgi ve kontrol, annenin eğitim düzeyine göre

anlamlı düzeyde farklılaşmakta mıdır?

2) Babanın gösterdiği kabul/ilgi ve kontrol, babanın eğitim düzeyine göre

anlamlı düzeyde farklılaşmakta mıdır?

3) Anababanın gösterdiği kabul/ilgi ve kontrol, anne ve babanın gelir düzeyine

göre anlamlı düzeyde farklılaşmakta mıdır?

4) Ergenlerin benlik kurguları (özerk-ayrık, bağımlı-ilişkisel, özerk-ilişkisel)

anababanın eğitim ve gelir düzeyine göre anlamlı düzeyde farklılaşmakta

mıdır?

5) Ergenlerin benlik kurguları (özerk-ayrık, bağımlı-ilişkisel, özerk-ilişkisel)

ergenlerin yaşına ve cinsiyetine göre anlamlı düzeyde farklılaşmakta mıdır?

6) Ergenlerin benlik kurguları (özerk-ayrık, bağımlı-ilişkisel, özerk-ilişkisel)

anababanın çocuk yetiştirme stillerine (otoriter, açıklayıcı otoriter, izin verici

şımartan ve izin verici ihmalkâr) göre anlamlı düzeyde farklılaşmakta mıdır?

7) Ergenlerin yaşı, cinsiyeti, anababalarının eğitim ve gelir düzeyleri ve

anababa kabul/ilgisi ve kontrolü benlik kurgularını (özerk-ayrık, bağımlı-

ilişkisel, özerk-ilişkisel) anlamlı bir şekilde yordamakta mıdır?

8) Farklı eğitim düzeyinden anababalar çocuklarıyla ilişkilerini ilgi/yakınlık ve

kontrol açısından nasıl tanımlamaktadır?

9) Farklı eğitim düzeyinden anababalar çocuk yetiştirme uygulamaları (aile içi

karar alma, özerklik desteği) açısından kendilerini nasıl tanımlamaktadırlar?

1.3. Önem

Benlik kurgusu alt boyutu olan özerkliğe verilen önem ve sonuçlarının

kültürlerarası düzeyde yaygın olarak araştırılmadığı, özerkliğin farklı kültürlerde

çalışılmasının daha yeni başladığı ve batılı olmayan kültürlerden bu konuda yeterli

sonuçlar bulunmadığı belirtilmektedir (Zimmer-Gembeck ve Collins, 2003). Ancak

özerkliğin yalnızca sanayileşmiş batı toplumlarında yaşanan bir olgu olduğu,

sanayileşmemiş doğu toplumlarına uygun olmadığı ile ilgili genellemeler

sorgulanmakta ve özerkliğin gelişim sürecinin kültürler arasında ve aynı kültür içinde

farklılaşabileceği kabul edilmektedir. Sonuç olarak, kültürel farklılık tartışması

özerkliğin varlığı ya da yokluğundan çok nasıl kazanıldığı üzerine yapılmaktadır. Bu

Page 22: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

6  

çalışmada genel olarak toplulukçu bir kültür olarak nitelenen toplumumuzda nasıl bir

benlik kurgusu gelişiminin (özerk-ayrık, bağımlı-ilişkisel, özerk-ilişkisel) olduğu

gösterilmeye çalışılmaktadır.

Özerklik ve ilişkisellik bazı kuramcıların ileri sürdüğü gibi doğuştan gelen temel

bir gereksinim olsa bile (Ryan ve Deci, 2000), özerklik ve ilişkiselliğin gelişiminin bazı

sosyo-kültürel etmenlere bağlı olduğu söylenebilir. Türkiye aile, akraba ve komşularla

yakın ilişkileri içeren kişilerarası ilişkilerin önemli olduğu bir ülke olarak

sınıflandırılmaktadır (Kağıtçıbaşı, 1984). Bu geleneksel toplumsallaşma süreci aile

bütünlüğünü, ilişkilerde uyumu ve yakınlığı, sadık olmayı ve yükümlülüklerini yerine

getirmeyi vurgulamaktadır. Ancak küreselleşmenin de etkisiyle Türkiye’nin sosyo-

kültürel yapısında bazı değişimlerin yaşandığı söylenebilir. Buna paralel olarak Türk

insanının tutumlarda, değerlerde ve özellikle benlik tanımlamalarında giderek daha fazla

bireyci olduğu belirtilmektedir (Çileli, 2000; Göregenli,1995, 1997; Karakitapoğlu-

Aygün, 2002). Türkiye’de değerlerle ilgili bazı çalışmalarda da özerklik, başarı, kendini

geliştirme, bireycilik, yardımseverlik ilişkisel değer alanlarında en çok vurgulanan

değerler olarak bulunmuştur (Karakitapoğlu-Aygün ve İmamoğlu, 2002; İmamoğlu ve

Karakitapoğlu-Aygün,1999). Türkiye’nin toplumsal kültürel ortamında yaşanan bu

değişimlerin gençlerin özerklik ve ilişkisellik gelişimlerinde değişimler ortaya

çıkarması beklenebilir. Ayrıca, kültür anababalık değerlerini ve davranışlarını etkileyen

önemli bir değişken olsa da aynı kültürde farklı sosyo-ekonomik gruplar arasında

farklılıklar da bulunmaktadır (Bronfenbrenner, 1986). Bu çalışmada çocuk yetiştirme

stilleri ve benlik kurgusu gelişimi açısından kültür içindeki farklılıkların ortaya konması

beklenmektedir.

Diğer çalışmaların yanı sıra bu çalışmada da sosyo-ekonomik değişimlerle

ilişkili olarak özerkliğin ve ilişkililiğin bir arada oluşu vurgulanırsa sonraki çalışmalarda

da özerkliğin varlığı ya da yokluğundan çok nasıl kazanıldığı üzerinde durulması

yönünde bir temel elde edilmiş olacaktır. Bu çalışmada toplulukçu bir kültür olarak

nitelenen Türkiye’de daha çok benliğin nasıl kurgulandığı gösterilmeye çalışılacaktır.

Dolayısıyla çalışma toplumsal değişimler bağlamında Türkiye’de aileyi ve gençleri

anlamak ve dünya genelinde toplulukçuluk bireycilik eksenindeki tartışmalara katkıda

bulunmak açısından önemlidir.

Ergenlerin özerklik ve ilişkisellik gelişimleri ile ilgili bilgilere sahip olmak

okullarda ergenlere yönelik karar alma, hayır diyebilme, öz belirleme, girişkenlik,

Page 23: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

7  

planlama, amaç belirleme, güdülenme, sorun çözme, zorluklarla baş etme ve sorun

davranışlarla ilgili alanlarda yapılacak psikolojik yardım çalışmalarının planlanmasında

da yararlı olabilir. Ayrıca araştırma bulguları anababa-ergen iletişimi konusunda

anababalara yönelik eğitim çalışmalarında yararlı olabilir.

Türkiye’de anababalık ile ilgili çalışmalar genellikle çocukluk dönemi için

yapılmış (Kağıtçıbaşı, Sunar ve Bekman, 2001) ve ergenlik dönemi büyük ölçüde ihmal

edilmiştir. Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) işbirliği ile yapılan çalışmalarda da

çocukluk döneminin ağırlıkta olduğu görülmektedir (Baydar, Gökşen, Kağıtçıbaşı ve

Küntay, 2003; Kağıtçıbaşı, Sunar, Bekman ve Cemalcılar, 2005). Bu çalışmayla

anababalık çalışmalarının ergenlik dönemini kapsayacak nitelikte olması çalışmanın

önemli yanlarından biri olarak görülebilir.

Kağıtçıbaşı (1996), ailede anababaların kendi rollerini ve bu rollere bağlı

değerlerini algılamalarında farklılıklar olabileceğini ve bu farklılıkların da kültürden

kültüre değişebileceğini belirtmiştir. Yapılan bu çalışma, kültürümüze özgü bulgular

vermesi açısından önemli ve gerekli görülmektedir.

1.4. Sınırlılıklar

Araştırma sonuçları verilerin toplandığı grupla ve veri toplama zaman dilimi ile

sınırlıdır. Ayrıca sonuçlar, araştırmada kullanılan ölçeklerin geçerlilik ve güvenirlilikleri

ile sınırlıdır. Araştırmada araştırmacıdan, örneklem grubundan ve araştırma ortamından

kaynaklanan sınırlılıklar olabilir.

1.5. Tanımlar

Benlik-Kurgusu (Self-Construal): Benlik ile ilgili bilginin yorumlanmasında

ve kurulmasında rol oynayan en önemli etmenlerden birinin kültür olduğu ileri

sürülmektedir. Benlik-kavramının içerdiği sosyo-kültürel işlevler ve değerler, “benlik-

kurgusu” (self-construal) terimiyle ifade edilmektedir (Cross ve Madson, 1997; Markus

ve Kitayama, 1991). Benlik kurgusu “kişinin başkaları ile olan ilişkileri ve

başkalarından farklı benliği ile ilgili düşüncelerin, duyguların ve eylemlerin toplamı”

olarak tanımlanmaktadır (Singelis, 1994, s. 581).

Özerk-Ayrık Benlik Kurgusu (Autonomous-Seperate Self): Kişinin

özerkliğini vurgulayan, ilişkisellik gereksiniminin doyurulmadığı özerk ancak ilişkisel

olmayan benlik algısı (Kağıtçıbaşı, 2007).

Page 24: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

8  

Bağımlı-İlişkisel Benlik Kurgusu (Heteronomous-Related Self): Başkaları ile

yakın ilişkilerin önemli olduğu ve bu ilişkilerin benlik kavramsallaştırmasına dahil

edildiği benlik algısı (Kağıtçıbaşı, 2007). Bağımlı ilişkisel benlik kurgusunun baskın

olduğu kişi çevresindeki kişileri benliğinin bir parçası olarak değerlendirmektedir

(Markus ve Kitiyama, 1991).

Özerk-İlişkisel Benlik Kurgusu (Autonomous-Related Self): Özerk davranış

için hem kişinin kapasitesine aynı zamanda da diğerleri ile ilişkiselliğin önemine vurgu

yapan benlik algısı. Bir başka deyişle, özerklik ve ilişkisellik ihtiyacının doyurulduğu

benlik kurgusu (Kağıtçıbaşı, 2007).

Çocuk Yetiştirme Stilleri (Child Rearing Styles): Anababanın çocuklarına

yönelik tutumları ve bu tutumların gösterildiği duygusal ortamı tanımlamaktadır

(Maccoby ve Martin, 1983).

Otoriter Çocuk Yetiştirme Stili (Authoriterian Child Rearing Style):

Kontrolün yüksek, kabul/ilgi ve sevginin düşük olduğu çocuk yetiştirme yöntemi

(Steinberg, Lamborn, Darling, Mounts and Dornbusch, 1994).

Açıklayıcı Otoriter Çocuk Yetiştirme Stili (Authoritative Child Rearing

Style): Hem kabul/ilgi ve sevginin hem de kontrolün yüksek olduğu çocuk yetiştirme

yöntemi (Steinberg ve diğ., 1994).

İzin Verici Şımartan Çocuk Yetiştirme Stili (Permissive Indulgent Child

Rearing Style): Kabul/ilgi ve sevginin yüksek, kontrolün düşük olduğu çocuk

yetiştirme yöntemi (Steinberg ve diğ., 1994).

İzin Verici İhmalkar Çocuk Yetiştirme Stili Permissive Neglegting Child

Rearing Style): Hem kabul/ilgi ve sevginin hem de kontrolün düşük olduğu çocuk

yetiştirme yöntemi (Steinberg ve diğ., 1994).

Page 25: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

9  

BÖLÜM II

KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Bu bölümde araştırma değişkenleri ile ilgili kuramsal çerçeve ve ilgili

araştırmalar sunulmaktadır. Bölüm temel olarak iki başlık altında toplanabilir: 1) Benlik

Kurgusu Gelişimi, 2) Toplumsallaşma, Anababalık ve Çocuk Yetiştirme.

James ile Mead’in açıklamalarıyla psikoloji alanına giren benlik kavramı (self-

concept) çok sayıda bilimsel araştırmaya konu olmuştur (Gezici ve Güvenç, 2003).

Benlik bireyin farkında olduğu, ya da kendisi hakkında sahip olduğu fikir ve

tutumlardan oluşmaktadır. Bireyin kendisi ile ilgili farkındalığından, kendini bir varlık

olarak nasıl değerlendirdiğine ilişkin ortaya çıkan fikirlerdir (Hamachek, 1995). Genel

olarak benlik kavramı; “kişinin kendi kimliği, değeri, yetenekleri, sınırları, değer

yargıları, amaçları, vb. gibi kendisi hakkında algılayabildiği görüşlerinin, duygularının

ve tutumlarının tamamı; bireyin kendi benliğine ilişkin tanımı; kendine ilişkin zihinsel

tablosu” olarak tanımlanmaktadır (Gander ve Gardiner, 2001, s. 492).

Benlik kavramının içeriğinden hareketle, gerçekleştirilen çok sayıdaki araştırma,

benlik kavramının farklı yönlerinin olduğunu göstermiştir. Araştırmacılar benlik

kavramının çok yönlü bir yapısının olduğunu belirtmektedirler (Markus ve Wurf, 1987;

Sondhaus, Kurtz ve Strube, 2001). Benlikle ilgili olarak alan yazın incelendiğinde

Benlik Algısı (Self-Perception), Benlik Saygısı (Self-Esteem), Benlik İmgesi (Self-

Image), Benlik Farkındalığı (Self-Awareness), Benlik Bilinci (Self-Consciousness),

Benlik Kurgusu (Self-Construal) gibi çeşitli kavramların kullanıldığı görülmektedir.

Görüldüğü gibi benlik ile ilgili çok sayıda alt kavram bulunmakla birlikte, çok

kullanılan kavram benlik saygısı olmuştur. Bu kavramlar, aralarındaki küçük farklardan

dolayı birbirinin yerine ya da aynı anlamda birlikte kullanılabilmektedir (Hortaçsu,

1989). Bu araştırmada sosyo-kültürel etmenleri ve değerleri içeren benlik kurgusu

kavramı incelenmektedir.

Page 26: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

10  

2.1. Benlik Kurgusu Gelişimi

2.1.1. Özerklik (bağımsızlık) ve İlişkisellik (karşılıklı bağımlılık) Gelişimi İle

İlgili Kuramsal Açıklamalar

Benlik kurgusu hem sosyal psikolojide hem de kültürlerarası psikolojide

ilgilenilen temel konulardan biri olmuştur (Smith, Bond ve Kağıtçıbaşı, 2006). Bu

alandaki kültürlerarası çalışmaların önemli bir bölümü, benliği başkalarından bağımsız

(özerk) olarak kurgulama ve başkalarına bağımlı (ilişkisel) olarak kurgulama arasındaki

farkın önemini vurgulamıştır (Markus ve Kitayama, 1991). Bu anlamda aşağıda benlik

kurgusunun iki temel boyutu olan özerklik (autonomy) ve ilişkisellik (relatedness) ya da

bağımlılık ve bağımsızlık gelişimi ile ilgili kuramsal bilgilere yer verilmiştir.

Benlik kurgusu gelişimi ile ilgili alandaki kuramsal yaklaşımlardan bazıları

aileden kopma, ayrışma ve bireyleşmeyi vurgularken, bazıları bağlılık ve özerkliğin

birlikte gittiğini vurgulamaktadır. İkinci yaklaşıma sahip kuramlara göre çocukla

anababa arasındaki sıcaklığa, yakınlığa, desteğe dayalı nitelikli ilişki çocukta hem

köklerin hem de kanatların gelişmesini sağlamakta ve bunlar birbirini desteklemektedir.

Burada gelişim ve toplumsallaşma ile ilgili beş büyük kuramdan kısaca söz

edilmektedir: (1) Psikoanalitik kuram; (2) Erikson’un kuramı; (3) Bowlby ve

Ainsworth’un bağlanma kuramı, (4) Ryan ve Deci’nin öz belirleme kuramı ve (5)

sembolik etkileşimci yaklaşım. Bu kuramlar geçmiş 50 yılda insan gelişimini

açıklamada etkili olmuş kuramlardır. Bu kuramlar psikoanalitik, etolojik, gelişimsel,

sosyal psikolojik gibi farklı gelenekleri temsil etmektedir. Aşağıda bu kuramlarla ve

bulgularıyla ilgili açıklamalar yapılmıştır.

2.1.1.1. Psikoanalitik Kuram

Psikoanalitik kuram, temel olarak insanın erken gelişim (çocukluk) dönemi ile

ilgilenmiş ve Sigmund Freud’un çocukluk dönemine bakışı ergenlik dönemini anlamaya

temel oluşturmaktadır. Kuramda ergenlikle ilgili çalışmalar daha çok Freud’un kızı

Anna Freud tarafından yapılmıştır. Özerklik ve bağlılık gelişimi ile ilgili ilk etkili bakış

açılarından biri Anna Freud’un (1958) psikoanalitik kuramıdır. A. Freud’a göre

çocukluğun yansıması olan Oedipal duygularla başetmek için anababa’dan uzaklaşma

yolunu seçerler. Bu kuramda özerklik, dürtüsel gelişimin de bir sonucu olarak ergenin

aile bağlarından ve kontrolünden uzaklaşması olarak tanımlanmaktadır. Dürtülerin,

özellikle cinsel dürtülerin, ergenlik dönemiyle birlikte artış gösterdiği ve bunun ergende

davranışsal ya da bilişsel başkaldırılara neden olduğu, aileyle ergen arasındaki

Page 27: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

11  

çatışmaları artırdığı belirtilmektedir. Ergenler ailenin boşluğunu doldurmak için aile

dışında özdeşim kurabileceği insanlar ararlar. Kuramda aileyle bağların zayıflaması

kendi duygu, düşünce ve davranışlarının sorumluluğunu alabilen özerk bireyler

olabilmek için gerekli görülmektedir.

Psikoanalitik kuramın temsilcilerinden Blos (1979) ikinci ayrışma (second

individuation) süreci olarak tanımladığı normal ergen gelişimi için anababa

bağımlılığından kopma, anababadan ayrışma deneyiminden söz etmiştir. Mahler (1963)

tarafından kavramsallaştırılan ilk bireyselleşme (first individuation) dönemi üçüncü

yaşın sonuna doğru tamamlanmaktadır (Akt., Muuss, 1988). Birinci bireyleşmenin

sonunda çocukta “nesne sürekliliği” gelişmekte, çocuk dış dünya ve kendisi ya da

kendisiyle annesi arasında ayrım yapabilmektedir. Birinci bireyleşme dönemi çocukla

anababa arasındaki farklılaşma sürecine katkıda bulunmakta ve annenin somut fiziksel

varlığından bireyselleşmeyi (bağımsızlaşmayı) sağlamaktadır. Bu sürecin sonunda anne

figürü içselleştirilmektedir. Ancak ikinci bireyselleşme döneminde çocuk

içselleştirilmiş olan anne objesinden kopmaktadır ya da bağımsızlığını kazanmaktadır

(Blos, 1979). Anababa kontrolünden ve içselleştirilmiş anababa imgesinden

bağımsızlaşmayı sağlayan bireyselleşme süreci anababanın ergen tarafından daha

gerçekçi bir biçimde değerlendirilmesini sağlamaktadır. Bu sürecin temel sonucu

ergenin benlik ve kimlik gelişimine yaptığı katkıdır. Ergenin bireyselleşme süreci de

kişisel, sosyal ve cinsel kimliğinin oluşmasına katkıda bulunmaktadır.

Psikoanalitik kuramcılardan olan Jung (1968) doğuştan geldiğine ve bireyin

kendisini gerçekleştirmeye ve mükemmelliğe ulaşma yönünde güdüleyici olan evrensel

bir benlik tanımı ortaya koymuştur. Jung bilinç ve bilinçaltı öğelerini birleştiren orta

noktayı “benlik” (self) olarak adlandırmış ve onu bireyleşmenin son noktası olarak

nitelendirmiştir (Jung, 1968). Jung’a göre bireyleşme süreci, doğal bir süreçtir ve

fiziksel gelişim ile birlikte ortaya çıkmaktadır. İnsan doğasındaki bu süreç,

kendiliğinden doğal bir şekilde ortaya çıkabileceği gibi, kalıtım, aile, çevre gibi bazı

etmenlere bağlı olarak engellenebilmektedir de.

2.1.1.2. Psiko Sosyal Gelişim Kuramı

Erik Erikson (1969) yaşam boyunca her biri bir gelişimsel görev içeren sekiz

gelişim evresi önermiştir. Bebeklik döneminde kazanılması gereken temel görev

güvendir. “Çocuğun kendine ve çevresine güvenmesi” olarak tanımlanan güven,

annenin yokluğunda çocuğun kendini rahat hissetmesi ile kendini gösterir. Bu içsel

Page 28: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

12  

güven bağlanma kuramındaki güvenli bağlanmayla benzerlik göstermektedir ve

çocuğun anneden uzaklaşma, ayrılma kaygısıyla baş etmesinde ve ikinci evrede

kazanılması gereken görev olan özerklik (Özerkliğe karşı Kuşku) gelişimine yardımcı

olmaktadır. İkinci evre yaşamın ikinci ve üçüncü yıllarını kapsar ki, bu dönem

psikoanalitik kuramdaki anal evreye karşılık gelmektedir. Erikson burada özerkliğin

ortaya çıkışını görür. Eğer bu dönemde anababa küçük çocuğun yapabildiklerini

yapabildiği kadar, istediği zamanda ve hızda yapmaya olan gereksinimini bilir, ona göre

davranırlarsa çocuk kaslarını, içtepilerini ve önemli bir ölçüde çevresini kontrol

edebileceğine ilişkin bir duygu-bir özerklik duygusu geliştirir

Özerklik de daha olgun ilişkilerin oluşmasına yardımcı olmaktadır. Erikson’a

göre, çocuk ve bakım veren arasındaki duyarlılık, tepkisellik ve orta düzeyde kontrole

dayanan ilişki çocukta güven ve özerkliğin gelişimine katkıda bulunmaktadır. Bu

yaklaşımdaki güven ve özerklik Bowlby, Ainsworth, Deci ve Ryan ve Baumrind’in

özerklik ve bağlılığın gelişimine katkıda bulunduğunu belirttiği değişkenlere çok

benzemektedir. Erikson’a göre annenin bebeğin gereksinimlerine tutarlı, uygun ve

duyarlı bir şekilde tepki vermesinin çocukta anneye ve diğer insanlara karşı bir güven

oluşturmakta, bu da özerkliğin önemli bir parçası olan kendi seçimlerini yapma

konusunda kendine güvenin gelişimine katkı sağlamaktadır. Burada güvenle özerklik

arasında olumlu bir ilişki olduğu görülmektedir.

Diğer yandan, sabırsız ve çocuğun kendi yapabileceklerini onun yerine yapan

anababa çocukta utanç ve kuşku duygusunu pekiştirecektir. Sürekli fazla koruyucu

bakım sert, düşüncesiz eleştirisi, çocukta başka kişilere ilişkin aşırı bir utanç, kendini ve

dünyasını denetim altında tutmaya ilişkin aşırı bir kuşku duygusunun gelişmesine neden

olur. Eğer çocuk bu evreyi özerklik duygusundan daha ağır basan utanç ya da kuşku

duygularıyla geçerse, bu onun daha sonraki ergenlik ve yetişkinlikte özerklik

girişimlerini olumsuz yönde etkileyecektir. Tersine, bu evrede utanç ve kuşku

duygularından çok özerklik duygusu kazanan çocuk yaşamın daha sonraki evreleri için

özerklik yönünden iyi hazırlanmış olmaktadır.

Çocuk ergenliğe girdiği zaman psikoanalitik kurama göre, bir erken çocukluk

problemi olan aile romantikliğinin yeniden uyanışı ile karşılaşır. Sorunu çözmede

izlediği yol kendi kuşağından romantik ilişkilere yönelir. Erikson, bu dönemde ortaya

çıkan kişiler arası ilişkiler boyutunun olumlu ucunda kimlik duygusunun, olumsuz

ucunda ise rol karışıklığı duygusunun yer aldığı ileri sürmüştür. Buna göre, ergen bu

dönemde kendiyle ilgili farklı rolleri (bir oğul, bir öğrenci, bir atlet, bir arkadaş, bir izci)

Page 29: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

13  

anlamlı bir bütün içinde örgütleme göreviyle karşı karşıyadır. Ergen bu çabasında

başarılı olduğu ölçüde psiko-sosyal bir kimlik duygusu kazanacaktır. Bu evrede anababa

çocuğun ergenliğe güven, özgürlük, girişkenlik ve beceriklilik duygusu ile geçmesini

sağlarsa ergenin de anlamlı bir kimlik duygusu geliştirmesi olasılığı artmış olacaktır.

Sonuç olarak, ergenlik döneminde bütünlenmiş bir psiko-sosyal kimlik duygusunun

kazanılmasında bebeklikten itibaren anababa çocuk arasındaki ilişkilerin önemli olduğu

söylenebilir.

2.1.1.3. Bağlanma Kuramı

Bağlanma, çocuğun yakınlık ve ilgi arayışı ve anne babanın çocuğun

gereksinimlerine duyarlılığını içeren çocuk ve anne baba davranışlarının biyolojik

temellerini içermektedir (Bowlby, 1973). Bu davranışların temel işlevi bebeğin fiziksel

güvenliğini sürdürmek ve bebeğin çevresini keşfetmesine fırsat sağlamaktır.

Bowlby ve Ainsworth’a göre 12-18. aylar arasında gelişen bağlanma ilişkisinin

temel kazanımı çocuğun keşif davranışında temel bakım veren kişiyi güven temeli

olarak kullanmasıdır. Bağlanma ve keşif sistemlerinin birbirini dengelediği

söylenmektedir. Çocuk bağlanma gereksinimi karşılandığında ve bakım veren kişi

gerektiğinde ulaşılabilir olduğunda çevreyi keşfetme arayışına girmektedir. Çocuk bir

tehlikeyle karşılaştığında keşfetme sistemi durup bağlanma sistemi devreye girmekte ve

yakınlık aramaktadır. Kısa dönemde bağlanma ve keşfetme birbirine karşıt gibi

görünebilir ancak uzun dönemde birbirini tamamlayıcıdır, bağlanma çevreyi keşfetmek

için gerekli olan güveni sağlamaktadır. Bağlanma kuramcıları keşfetme davranışını

özerkliğin ilk göstergeleri olarak görmekte ve bağlanma ve özerklik arasındaki ilişkiye

dikkat çekmektedirler (Bowlby, 1981). Allen ve arkadaşlarının (2002) çalışması bu

ilişkiyi desteklemektedir. Ayrıca bağlanma kuramı ile ilgili kültürlerarası çalışmalar

duyarlılık ve ilginin güven oluşturmadaki ve güvenli bağlanmanın özekliği de kapsayan

sosyal yetkinlik üzerindeki olumlu etkisini göstermiştir (Posada ve ark., 2002).

2.1.1.4. Öz Belirleme Kuramı (Self Determination Theory)

Bu kuram benlik ve güdülenmeyi vurgulayan bir yaklaşıma sahiptir ve özerklik

gelişimini içsel süreçlerle ilişkili görmektedir. Kurama göre özerk olmak bireyin kendi

eylemlerini kendisinin başlatması ve düzenlenmesi anlamına gelmektedir.

Öz belirleme kuramında (Deci ve Ryan, 2000) özerklik ve bağlılık temel

gereksinimlerdir ve kişi kendi eylemlerinin kaynağı olarak kendini gördüğünde bu

Page 30: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

14  

gereksinim karşılanmaktadır. Kuramda, bireyleri kendi eylemlerinin başlatıcısı olma

yönünde güdüleyen içsel bir gereksinimden söz edilse de başkaları ile olan ilişki

biçimlerinin özerkliğin ve bağlılığın gelişimini desteklediği vurgulanmaktadır. Ayrıca,

kuramda aileden ayrılma, bağımsızlaşma, aileyle çatışma özerklik gelişimi için gerekli

görülmezken; tersine sosyal ilişkilerin özerklik gelişimindeki rolü üzerine vurgu

yapılmaktadır. Ayrıca belirli eylemler için kontrol edilmenin, ve yönlendirilmenin

özerkliği sınırlandırdığı ileri sürülmektedir (Deci ve Ryan, 2000).

Yukarıdaki açıklamalara göre özerklik toplumsal bağlamdan koparak gelişemez,

tam tersine aile ile olan yakın, destekleyici sosyal ilişkiler sonucu gelişmektedir.

Aileden uzaklaşmak yerine aile arasındaki güçlü duygusal bağların, yönlendirme ve

kontrol içermeyen etkileşimlerin özerkliği desteklediği görülmektedir (Ryan ve Lynch,

1989). Öz belirleme kuramında özerk davranış için bireyin kendinin farkında olması ve

içsel güdülenmesi önemlidir. Zimmer-Gembeck ve Collins (2003) kişinin kendini

(kendi eylemlerini) yönetmesi için kendinin farkında olması gerektiğini

belirtmektedirler. Kendilik farkındalığının diğerleri ile olan etkileşimlere bağlı olduğu

ve diğerlerinin bakış açısını anlamanın sonucu geliştiği de vurgulanmaktadır. Kişiler

arası ilişkiler öz düzenleme ile ilgili eylemlerin başlatılmasında ve yönetilmesinde etkili

olmaktadır. Böylece başkaları ile olan ilişkiler ve özerklik birbiri ile ilişkilidir ve

birbirini etkilemektedir.

Ryan ve Deci (2000) bağlılık ve özerkliğin bütün kültürlerdeki insanların temel

gereksinimi olduğunu ileri sürmüştür. Toplumsallaşma mekanizmaları bu

gereksinimleri ne kadar çok desteklerse çocukların iyilik durumları o kadar artacaktır

(Chirkov ve Ryan, 2001; Chirkov, Ryan, Kim ve Kaplan, 2003). Bu çalışmalar bağlılık

ve özerklik ihtiyacının birbirini tamamlayıcı olduğunu ve sıklıkla aynı zamanda

karşılandığını göstermiştir. Öz-belirleme kuramcıları anababanın duyarlılığı ve

tepkiselliğinin çocukta bu temel gereksinimlerin doyurulmasını sağlayacağını

belirtmişlerdir (LaGuardia, Ryan, Couchman ve Deci, 2000). Öz belirleme ile ilgili

neredeyse bütün araştırmalar batı örneklemleri üzerinde yapılmıştır. Çok az çalışmada

da özerklik ve bağlılığın evrenselliği gösterilmiştir (ör., Sheldon, Elliott, Kim ve Kasser,

2001).

2.1.1.5. Sembolik Etkileşimci Yaklaşım

Benlik kavramı konusunda katkıda bulunan diğer bir yaklaşım ise, sembolik

etkileşimci yaklaşımdır. Bu kuramın öncüleri arasında bulunan Mead’a göre benlik-

Page 31: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

15  

kavramı, kişinin başkalarının kendisine nasıl tepkide bulunduğuyla ilgilenmesinin bir

sonucu olarak sosyal etkileşim içinde ortaya çıkar. Yani, sosyal-benlik yoluyla, birey ile

başkaları, karşılıklı etkileşim sonucu, birbirlerinin tepkilerini şekillendirirler. Sosyal-

benlik (social-self), Mead’ın etkileşimci kuramına göre, benlik kavramının da temeli

olarak kabul edilmektedir (Epstein, 1973; akt.: Bacanlı, 2004, s.14; Budak, 2000,

s.687). Bu bağlamda, benlik-kavramının, sosyal etkileşimin bir sonucu olarak ortaya

çıktığı ve kişinin benlik gelişiminde sosyo-kültürel çevrenin belirleyici bir rolünün

olduğu söylenebilir (Sullivan, 1953; akt. Muuss, 1988; Hortaçsu, 1989). İnsan

ilişkilerinin kişilerarası gereksinimlerin doyurulmasının daha önemli olduğunu,

insanların herşeyden çok aradıkları şeyin güven olduğunu belirtmiş ve güven istemini

“kaygıdan kurtulma gereksinimi” olarak tanımlamıştır.

Kültür ve benlik arasındaki ilişkiye vurgu yapan görüşlerin sonucu olarak, son

zamanlarda, sosyal benlik kavramının daha net ortaya koyabilmek amacıyla, benliğin

kültürlerarası bakış açısıyla incelenmesine yönelik yürütülen araştırmalarda bir artış

gözlenmektedir (Karakitapoğlu-Aygün, 2004). Bu artışın altında yatan ana fikir,

Kotre’nin (1985), “bir kimsenin sosyal konumu ne olursa olsun, kültürden bağımsız

benlik diye bir şey yoktur” sözünde ortaya çıkmaktadır (akt., Bock, 2001, s.371).

Kağıtçıbaşı (2000), benliği inceleyen bazı yeni psikolojik ve antropolojik

yaklaşımların ve özellikle de Amerikan sosyal psikolojisinde benliği ön plana çıkaran

yeni eleştirel yaklaşımların olduğunu belirtmektedir. Bu yaklaşımlar, ona göre,

bireycilik/toplulukçuluk ikilemine yönelik kültürel ve kültürlerarası yeni araştırmalarla

birleştiğinde, benlik kurgusunun kültürel farklılıklar gösterdiğine yönelik temel bir

boyutun varlığına işaret etmektedir.

Araştırmalar batılı olmayan kişilerin ilişkisel, toplulukçu ya da karşılıklı bağımlı,

batılı bireylerin de bağımsız ve bireyci benlik kurgusuna sahip olduklarını

göstermektedir (Markus ve Kitiyama, 1991; Triandis, 1995). Bu sonuçlara dayanarak

bireyci ya da toplulukçu eğilimin yüksek olduğu toplumlarda benlik yönelimleri

çalışmaları artmış ve sonuçlar bireycilik toplulukçuluk yöneliminin desteklendiğini

göstermiştir (Dhawan, Roseman, Naidu ve Rettek, 1995; Triandis, 1995). Kısaca

özetlenecek olursa, bireycilik-toplulukçuluk kültürel boyutları, benlik-kavramlarındaki

kültürlerarası farklılıklar bakımından açıklayıcı bir değişken olarak gözükmektedir

(Watkins ve ark., 1998). Bu anlamda aşağıda kısaca kültür, kültürel değer yönelimleri

Page 32: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

16  

(bireycilik-toplulukçuluk) ve benlik kurgusu ile ilişkili olan bireycilik toplulukçuluk

boyutlarına değinilecektir.

2.1.2 Kültür ve Kültürel Değer Yönelimleri

Erich Fromm çağdaş Avrupa ve Amerika tarihinin insanları bağlamış olan

siyasal, ekonomik ve tinsel kelepçelerden kurtulma çabalarını anlattığını belirtmektedir

(Fromm, 1993). Erich Fromm “Bir insansal deneyim olarak özgürlük nedir?”,

“Özgürlük isteği, insan doğasında var olan bir şey midir?”, “Kişinin içinde yaşadığı

kültür ortamı ne olursa olsun, özgürlük, bütün insanlarda benzer şekilde mi yaşanır,

yoksa belli bir toplumda ulaşılan bireyciliğin ölçüsüne göre farklılık mı gösterir? gibi

sorularla kültür ve özgürlük arsındaki ilişkiye dikkat çekmiştir.

Harry Triandis, Hazel Markus, and Shinobo Kitayama gibi sosyal psikologlar

kültürün psikoloji alanına dahil olmasında önemli katkılarda bulunmuşlar ve temel

olarak bir sosyal grupta paylaşılan değerlerin o gruptaki kişilerin bilişsel, duygusal ve

sosyal dünyası üzerinde çok önemli bir etkisinin olacağını vurgulamışlardır. Kültür çok

farklı tanımları olmakla birlikte genel anlamıyla insanların bir kuşaktan diğerine

aktardığı paylaşılan değerler, davranışlar ve inançlar; kültürel değerler de belirli bir

kültürün üyesi olan bireylerin paylaşılan tutumlarında, inançlarında, değerlerinde ve

benlik tanımlarında gözlenen kültürel öğeler olarak tanımlanmaktadır (Triandis, 1996).

Bir başka ifadeyle kültürel değerler kültürün o kültürde yaşayan kişilerin değerlerine,

tutumlarına ve davranışlarına yansımasıdır. Buna göre bir kültürün önceliklerini

yansıtan değerler o kültürde yaşayan bireylerin kişiliklerinin temelini oluşturmaktadır.

Bireylerin sahip olduğu değerlerin de bireyin inançları, güdüleri, amaçları ve

davranışları üzerinde doğrudan etkileri bulunmaktadır; örneğin anababaların değerleri

onların anababalık ile ilgili inançlarını ve çocuk yetiştirme stillerini etkilemektedir

(Chao, 1994). Genelde bireycilik ve toplulukçuluk olmak üzere iki temel kültürel değer

kategorisi ileri sürülmektedir ve bunlar toplumlararası temel farklılıklar olarak kabul

edilmektedir (Hofstede, 2001).

2.1.2.1. Bireycilik Toplulukçuluk

İnsan gelişiminde kültürün rolünün anlaşılmasına verilen önem ve evrensellik

yerine kültüre özgü psikolojik kavramlar kullanmanın önemi giderek artmaktadır.

Çeşitli araştırmacılar tarafından insanı anlamak için evrensel bir yaklaşım kullanmanın,

örneğin batı değerlerinin batılı olmayan toplumlara empoze edilmesi gibi tehlikelerine

Page 33: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

17  

dikkat çekmiştir (örn., Kağıtçıbaşı, 2000). Kişilerarası ilişkiler ve değer sistemleri

açısından kültürlerarası farklılıkları anlamada kullanılan en yaygın iki kavram bireycilik

ve toplulukçuluktur (Hofstede, 1980, Triandis, 1995). Bu kültürel yönelimlerin

bireylerin benlik kurgularını bağımlı-bağımsız benlik açısından etkilediği ileri

sürülmüştür (Markus ve Kitiyama, 1991). Bağımsız benlik kurgusunda benlik özerk,

kendi kendine yeten ve ilişkiler ve farklı durumlar açısından göreli olarak sabit kalan

benliği tanımlamaktadır. Karşılıklı bağımlı benlik ise benliği diğerleri ile ilişkiler

açısından tanımlamaktadır. Buna göre bireyin davranışlarını içinde bulunduğu bağlam

ve ondan beklenen roller yönlendirmektedir.

Triandis’in (1995) bireycilik toplulukçuluk kavramsallaştırması dört evrensel

boyut temelinde tanımlanmaktadır (Triandis ve Gelfand, 1998). Bunlardan ilki günlük

yaşamda başkaları ile olan etkileşimlerde benliğin bağımlı ya da bağımsız olarak

tanımlanması; ikincisi kişisel amaçlara mı grup amaçlarına mı öncelik verildiği;

üçüncüsü toplumsal ya da bireysel ilişkilere vurgu yapılıp yapılmadığı; dördüncüsü ise

sosyal davranışın rehberi olarak normların, tutumların ve gereksinimlerin önemi. Bir

başka ifadeyle, bireycilik benliğin bağımsız olarak tanımlandığı, kişisel amaçların grup

amaçlarından daha önemli olduğu, bireysel ilişkilerin vurgulandığı ve kişisel tutum ve

gereksinimlerin toplumsal davranışı yönlendirdiği kültürel yönelimi tanımlamaktadır.

Toplulukçuluk ise bağımlı benliğin ve toplumsal ilişkilerin vurgulandığı, grup

amaçlarının kişisel amaçlardan öncelikli olduğu ve toplumsal normların, değerlerin

davranışı yönlendirdiği kültürel yönelimi tanımlamaktadır.

Bireycilik toplulukçuluk kavramları yatay ve dikey boyutlar olarak da

kategorileştirilmiştir (Triandis, 1995; Triandis ve Gelfand, 1998). Hem toplulukçu hem

de bireyci toplumlarda yatay boyut eşitliği temsil etmektedir ve buna göre herkes az ya

da çok birbirine eşit olmalıdır. Dikey boyut ise hiyerarşiyi vurgulamaktadır. Buna göre

de insanlar az ya da çok özellikle statü ve sınıf açısından birbirinden farklı olmalıdır.

Dikey toplulukçu kültürlerde grup kendi üyelerinden bazılarını daha önemli bulurken

(otoriteye itaat), yatay toplulukçu toplumlarda grup içinde kişiler eşit görülür. Dikey

bireyci kültürlerde, birey grup içinde diğerlerinden farklı olarak algılanır. Oysa yatay

bireyci toplumlarda, grup üyeleri her biri özgün ama çok farklı olarak algılanmaz.

Kültürel değerler olarak bireycilik ve toplulukçuluğun davranışlarda bireysel

farklılıkları açıklamak için kullanılması eleştirilmektedir (Triandis, 1995). Kültürel

düzeydeki açıklamaların kültüre duyarlı, hassas olamayacağı; bireyin benlik kurgusunun

kültür ve birey arasındaki bağı sağlayabileceği belirtilmektedir (Markus ve Kitiyama,

Page 34: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

18  

1991; Singelis, 1994). Ayrıca, bu araştırmacılar benlik kurgusunun kültürel düzeydeki

bireycilik ve toplulukçuluğun bireyin davranışı üzerindeki etkisine aracılık

edebileceğini de belirtmişlerdir. Çünkü, kültürel bir gruba ait bir kişinin benlik kurgusu

genel kültürel yönelimin yansımasıdır. Bu nedenle, bireycilik ve toplulukçuluk kültürel

yönelimleri grup düzeyindeki farklılıkları açıklamak için kullanılabilirken; bireysel

düzeyde kültürel farklılıklar bireyin benlik kurgusu (özerk-ayrık, bağımlı-ilişkisel ve

özerk-ilişkisel) tarafından daha iyi açıklanabilir. Bu çalışmada da bireysel düzeyde

benlik kurgusu bağımlı değişken olarak ele alınmıştır.

2.1.3 Benlik Kurgusu: Özerk (Bağımsız), İlişkisel (Karşılıklı Bağımlı) ve

Özerk-İlişkisel Benlik

Yukarıda da gösterildiği gibi bireycilik ve toplulukçuluk kültürel boyutta en

fazla araştırılan konulardan olmasına karşın, bu bilgilerin bireysel farklılıklarla da

ilişkilendirilmesi gerekliliği belirtilmiştir. Özerk ve ilişkisel benlik kurgusu bireysel

düzeyde tanımlanan kültürel diğer yönelimleridir. Benlik kurgusu “kişinin başkaları ilen

olan ilişkileri ve başkalarından ayrık benliği ile ilgili düşüncelerin, duyguların ve

eylemlerin toplamı” olarak tanımlanmaktadır (Singelis, 1994, s. 581). Daha önce de

belirtildiği gibi, Markus ve Kitiyama (1991) bireyin algılama, duygu ve güdülenmesinin

çeşitli yönlerini etkileyen iki farklı benlik kurgusu ileri sürmüşlerdir –bağımsız ve

karşılıklı bağımlı benlik. Bir bireyin kültürel benlik kavramı ya da benlik kurgusu

kısmen kişinin yaşadığı kültür tarafından yönlendirilir ve şekillendirilir, çünkü bireyin

içinde yaşadığı kültür ona nasıl davranacağı ve başkaları ile nasıl ilişki kuracağı ile ilgili

normları sunmaktadır.

Özerk ve ilişkisel benlik kurgusu arasındaki temel farklılık diğerleri ile olan

ayrışıklığın ve bağlılığın derecesidir (Markus ve Kitiyama, 1991; Singelis, 1994).

Markus ve Kitiyama (1991) bağımsız (özerk) benliği “doğuştan önemli özellikleri

barındıran ve bağlamdan kopuk bir varlık” olarak tanımlamaktadır (s. 225). Bağımsız

benliğe sahip kişiler kendilerini başkalarından ayrı hissederler ve tek olmak için güçlü

bir isteğe sahiptirler. Özerkliği ve başkalarından ayrışıklığı sürdürmek özerk benliğin

önemli bir boyutudur. Özerk benliğe sahip kişiler davranışlarını diğerlerinden çok kendi

içsel özelliklerine, düşüncelerine ve duygularına göre düzenlerler. Bu kişiler

kendilerinin ve başkalarının birbirlerinden bağımsız olduğunu ve insanların zaman ve

bağlam içinde aynı kaldıklarını düşünürler. Markus ve Kitiyama (1991) ve Singelis

(1994) gibi araştırmacıların ileri sürdüğü batılı bireyci kültürlerde yaşayan bireylerin

Page 35: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

19  

bağımsız benlik kurgusuna sahip oldukları yönündeki yaklaşım alanyazında yapılan

çalışmaların verildiği bölümde de açıklanmaktadır.

İilişkisel benlik kurgusunda özerk benlikte olduğu gibi teklik, eşsizlik

duygusundan çok bağlılık duygusu temeldir. Karşılıklı bağımlı benlik “kendini

toplumsal ilişkilerin bir parçası olarak görme ve kişinin davranışının ilişki içinde

bulunulan diğer kişiler tarafından belirlendiği, onlara bağlı olduğu ve onların düşünce,

duygu ve eylemleri tarafından düzenlendiğini kabul etme” olarak tanımlanmaktadır

(Markus ve Kitiyama, 1991, s. 227). Karşılıklı bağımlı benlik kurgusuna sahip kişiler

için başakalarına olan bağlılık temeldir ve grup amaçları ve gereksinimleri

bireyinkinden daha önemli ve ön plandadır (Markus ve Kitiyama, 1991; Singelis, 1994).

Bu nedenle, karşılıklı bağımlı benlik ilişkisel bir benliktir ve toplumsal bağlama göre

değişiklik gösterebilir. Ancak, Markus ve Kitiyama (1991) karşılıklı bağımlı benliğin

başkaları ile olan ilişkide kendi benliğini kaybetmekle eşdeğer olmadığını ve kişinin

kendi duygu düşünce ve davranışlarının yokluğu anlamına gelmediğini belirtmişlerdir.

Bu yazarların batılı olmayan kültürlerde bu benlik tipinin daha yaygın olduğu

yönündeki görüşleri sonraki çalışmalarda da gösterilmiştir (Singelis, 1994; Yamada ve

Singelis, 1999).

Karşılıklı bağımlılık kendi içinde iki ayrı kavrama da ayrılmıştır. Cross, Bacon

ve Morris (2000) bu iki boyutu ilişkisel karşılıklı bağımlılık ve toplulukçu karşılıklı

bağımlılık oarak adlandırmıştır. Kashima ve Hardie (2000) de daha önce karşılıklı

bağımlı benlik kurgusu altında toplanan bu iki yapının ilişkisel ve toplulukçu benlik

kurgusu olarak ayrılması görüşünü desteklemişlerdir. Kashima, Yamaguchi, Kim, Choi,

Gelfand ve Yuki (1995) benlik kurgusunu beş kültürde çalışmışlar ve kültür ve cinsiyet

ile ilgili olan boyutları ayrıştırmışlardır. Sonuçlar kültür ve cinsiyet farklılıklarının

örtüşmediğini göstermiştir. Benlik kurgusundaki kültürel farklılıklar özerklik

kavramındaki farklılıklarla ilişkili, cinsiyet farklılıkları ise duygusal bağlardaki

farklılıklarla ilişkili bulunmuştur.

Ayrıca bireycilik ve toplulukçuluğun yanısıra özerk ve ilişkisel benlik

kurgusunun da aynı kültür ya da toplum içinde birlikte bulunabileceği vurgulanmıştır

(Markus ve Kitiyama, 1991; Singelis, 1994; Yamada ve Singelis, 1999). Bir kültürün

bir bütün olarak daha bireyci (batı toplumları) ya da daha toplulukçu (doğu toplulukları,

özellikle Asya kültürleri) olması yönünde bir eğilim bulunmaktadır. Buna bağlı olarak

da bir kültürdeki bireylerin de daha bağımsız ya da bağımlı olmaları yönünde bir eğilim

oluşmaktadır. Bir başka deyişle, her iki benlik kurgusunun da bir arada bulunabileceği

Page 36: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

20  

kabul edilmekte ancak birinin diğerine daha baskın olduğu ileri sürülmektedir. Bu

eğilimlerin, kavramların basitleştirilmesine ve özerk benlik kurgusuna sahip kişilerin

bireyci toplumlarda (örn. Birleşik Devletlerdeki Amerikalılar) ilişkisel benlik kurgusuna

sahip kişilerin de toplulukçu kültürlerde (örn. Japonya’da Japonlar) yaşadığı gibi bir

yargının oluşmasına neden olduğu söylenebilir. Oysa ki, kültür ve benlik kurgusu

çalışmaları bireyciliğin her zaman bağımsızlıkla, toplulukçuluğun da bağımlılıkla

eşdeğer olmadığını göstermiştir (Matsumuto, 1999; Raeff, 1997). Benzer bir şekilde bir

bireyin hem bağımlı hem de bağımsız benlik kurgusuna sahip olabileceği de

belirtilmektedir (Raeff, 1997; Singelis, 1994; Yamada ve Singelis, 1999).

Alanyazında, özerklik ve ilişkisellik benlik oluşumu ile ilgili olarak ele alınan

temel kavramlar (örn. Guisinger ve Blatt, 1994; Markus ve Kitayama, 1991) olduğu

halde, bu yönelimler arasındaki ilişkiler ile ilgili farklı görüşler vardır. Bir yandan bu iki

yönelimin karşıt iki ucu (örn., bireycilik-toplulukçuluk, Triandis, 1995; ya da

bağımsızlık-karşılıklı bağımlılık, Markus ve Kitayama, 1991) temsil ettiği ileri

sürülmüştür. Diğer yandan da bu iki yönelimin iki temel insan gereksinimi olduğu kabul

edilmektedir (Guisinger ve Blatt 1994; İmamoğlu, 1998; Ryan ve Deci, 2000; Sato,

2001).

Birçok kuramcı hem özerkliğin hem de ilişkiselliğin birlikteliğinin önemini

vurgulamıştır. Örneğin, Maslow (1968) gereksinimler hiyerarşisinde sevme ve ait olma

gereksinimlerini kendini gerçekleştirme gereksiniminden önce yerleştirerek ait olmanın

önemine dikkat çekmiştir. Daha önce de belirtildiği gibi, Bowlby (1981) ve Ainsworth

(1972) bağlanma ve keşfetmeyi temel gereksinimler olarak belirtmişlerdir. İmamoğlu

(1998, 2003) yetkinlik ya da bireyselleşme ve karşılıklı bağımlılık ya da ilişkiselliğin

birbirini tamamlayıcı doğasına dikkat çekmiştir. Özerklik ve ilişkiselliğin temel insan

gereksinimi (Ryan ve Deci, 2000; Guisinger and Blatt,1994) olduğu kabul edilen bazı

çalışmalarda özerklik ve bağlılık gereksiniminin birlikte karşılanmasının iyilik durumu

için olumlu sonuçlar doğurduğunu gösterilmiştir (Ryan ve Deci, 2000).

Özet olarak kültürün benlik kurgusu gelişimi süreci üzerinde temel etkisi

bulunmaktadır. İçinde yaşadığımız kültür benlik kurgusunun gelişimini etkilemektedir.

Benliği özerk, değişmez olarak gören geleneksel bakış açısı batılı bir bakış açısıdır.

Kültür anababalık değerlerini ve davranışlarını etkileyen önemli bir değişken olsa da

farklı sosyo ekonomik gruplar arasında kültür içi farklılıklar da bulunmaktadır

(Bronfenbrenner, 1986). Örneğin, bireyci değerler daha çok kentlerde yaşayan bireyler

arasında ve toplulukçu kültürlerin varlıklı kesimleri arasında görülmektedir. Ancak

Page 37: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

21  

Kağıtçıbaşı (2000) sanayileşme ve kentleşmeyle birlikte gelen değerler sistemindeki

değişmenin tamamen bireyciliğe ve bağımsızlığa doğru bir geçiş yaratmayacağını, bu

geçişin bağımlılık modelinden, karşılıklı bağımlılık modeline doğru bir geçiş

yaratacağını ileri sürmüştür. Kağıtçıbaşı, böyle bir bütünleşme modelini tanımlamak

için “ilişkisellik kültürü” terimini kullanmış ve onu bireyci değerlere dayanan

“bağımsızlık kültürü” ile karşılaştırmıştır. Böyle bir ilişkisellik modelinde özerklikle

aileye bağlılık bir arada olabilmektedir. Türkiye’de de çocuk yetiştirmede anababaların

hem özerklik gelişimine hem de aileye yakın bağları sürdürmeye değer verdikleri

belirtilmiş, buradan özerkliği ve ilişkiselliği bir sentezle birleştiren özerk-ilişkisel benlik

kurgusu önerilmiştir (Kağıtçıbaşı, 1996, 2000, 2005, 2007).

Kültürel düzeyde bireycilik ve toplulukçuluk ya da kişisel düzeyde özerk benlik

ve ilişkisel benlik kategorilerinin aynı kültür içinde bir arada var olabilmesi ile ilgili

farklı kavramsallaştırmalar önerilmiştir. Bunlardan biri bireycilik ve toplulukçuluğu ya

da özerklik ve ilişkiselliği birbirini dışlayan yapılar olarak değil de, iki uçta yer alan

ideal kültürel yapılar olarak ele almaktır (Kağıtçıbaşı, 1996, 2000, 2005, 2007;

İmamoğlu, 1998, 2003). Bu bakış açısına göre bütün insanlar aynı zamanda hem

bireydirler hem de bir sosyal grubun üyesidirler. Buna dayanarak hiçbir toplumun

tamamen bireyci ya da toplulukçu olduğu söylenemez. Her toplum birey ve grup,

bağımsızlık ve bağlılık, özerklik ve ilişkisellik arasında bir denge oluşturmaktadır ve

kültüre özgü çocukluk ve anababalık tanımlamaları oluşturarak özerkliğin ve

ilişkiselliğin birlikte var olabilmesini sağlayacak toplumsallaştırma mekanizmalarını

üretmektedir.

Bireycilik ve toplulukçuluğu yukarıda aktarıldığı gibi görmenin yararlarından

biri buradan benlikle ilgili diyalektik bir senteze ulaşabilmektir. Benlikle ilgili birbirini

dışlayan geleneksel bakış açısından farklı olarak, diyalektik bir sentez özerk-ilişkisel

benlik üzerine odaklanmaktadır. Böyle bir sentez “yakın duygusal bağları ya da

karşılıklı bağımlılığı” ve “bireysel özerkliği (etkinlik)” içermektedir (Kağıtçıbaşı,1996).

Geleneksel olarak özerklik başkalarından ayrışma olarak kavramsallaştırılır ve ayrışma-

bireyleşme süreci sonunda kazanılmaktadır. Ancak özerklik tartışmalarında etkinlik

(agency) ve kişilerarası mesafe (interpersonal distance) ile ilgili iki boyutun var olduğu

kabul edilirse özerkliğin ayrışma, kopma olarak ele alınması gerekmediği gösterilebilir.

Bu “bağımsızlığın ve karşılıklı bağımlılığın” bir süreklilik üzerinde olduğunu

göstermektedir (Kağıtçıbaşı, 1996).

Page 38: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

22  

Kağıtçıbaşı (1996, 2005, 2006), benliğin kavramsallaştırılmasıyla ilgili bu

eleştirinin kişilerarası mesafe ve etkinlik (agency) gibi iki farklı boyut içeren özerklik

kavramının kurgulanmasıyla ilişkili olduğunu ileri sürmüştür. Batılı bakış açısından,

özerklik genellikle iki şekilde tanımlanmaktadır. Bunlardan biri etkin olarak hareket

etme, kendi kendini yönetme; diğeri de başkalarından ayrık olma, tek olma ile ilgilidir.

Bunların her ikisi birleştirildiğinde bazı araştırmacılar tarafında önerilen (örn., Markus

ve Kitiyama, 1991) bağımsız benlik ortaya çıkmaktadır. Ancak burada, Kağıtçıbaşı’na

(2007) göre özerklik ve ayrışıklık birbiri içine geçmektedir.

Oysa ki, Kağıtçıbaşı (2007) kendi başına yetme, kendi kararlarını alabilmeyle

ilgili yetkinlik ile başkalarından bağımsız olmanın altında iki farklı boyut olan yetkinlik

ve kişilerarası mesafe boyutlarının (Kağıtçıbaşı, 1996, 2005, 2006) yattığını ileri

sürmektedir. Ayrışmadan (separeteness) ilişkiselliğe uzanan kişilerarası mesafe boyutu

kişiyle başkaları arasındaki mesafeye ya da başkaları ile kişi arasındaki bağın derecesine

işaret etmektedir. Kutbun bir ucu kişiyle başkaları arasındaki sınırların açık bir biçimde

çizildiği ayrık benliği, diğeri ise başkaları ile kişi arasındaki sınırların daha belirsiz

olduğu ilişkisel (bağımlı) benliği göstermektedir. İkinci boyut özerk davranabilmenin

derecesine işaret etmekte ve özerklikten bağımlılığa (heteronomy) uzanmaktadır.

Özerklik kendi kendini yönetme, bağımlılık ise başkaları tarafından yönetilme durumu

olarak kavramsallaştırılmaktadır (Kağıtçıbaşı, 1996, 2005). Bir başka ifadeyle, Şekil

1’de görüldüğü gibi etkinlik özerklikten bağımlılığa doğru uzanmaktadır. Kişilerarası

mesafe boyutu da ben başkaları arasındaki ilişkilerle, özellikle de kişinin başkalarına

bağlılığının derecesi ile ilişkilidir. Bu boyut da ayrışıklıktan ilişkiselliğe doğru

uzanmaktadır

Etkinlik

Özerklik Bağımlılık

Kişilerarası Mesafe

Ayrışıklık İlişkisellik

Şekil 1. Etkinlik ve Kişilerarası Mesafe Boyutları (Kağıtçıbaşı, 2007, s.182).

Kağıtçıbaşı özerklik ve ilişkisellik gibi iki temel insan ihtiyacını yansıtan

kişilerarası mesafe ve etkinlik boyutunun benliğin, kişiyle başkaları arasındaki

ilişkilerin ve sosyal davranışların temelini oluşturduğunu ileri sürmüştür. Bu ikisi farklı

temel boyutlar olarak ele alındığında, bir kişinin her ikisinde de olabileceği başka bazı

Page 39: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

23  

çalışmalarda da kabul edilmiştir (Markus ve Kitiyama, 2003; Oyserman, Coon ve

Kemmelmeimer, 2002).

Bu boyutlar hem mantıksal hem de psikolojik olarak birbirinden farklı ve

bağımsızdır (Kağıtçıbaşı,2007). Ancak, bu boyutlar özerkliğin ve ayrışıklığın önemli

olduğu orta sınıf Kuzey Amerika ya da batı Avrupa gibi sosyo-kültürel ortamlarda

birbiriyle ilişkili olabilirken ya da aynı faktörde toplanırken, bağlılığın vurgulandığı

sosyo-kültürel ortamlarda ilişkili olmayabilir ve bu özerkliğin olmadığı anlamına

gelmemektedir (Kağıtçıbaşı, 2005 a). Sonuç olarak yetkinlik ve kişilerarası mesafe

boyutları birbirinden bağımsız ise bu boyutların her birinin her bir kutbu diğer boyutun

her bir kutbuyla bir arada olabilir ve bu da dört alternatif birleşim ortaya çıkarmaktadır.

Kağıtçıbaşı’na (2007) göre buraya kadar olan tartışmanın bireyin benlik kurgusu

için önemli sonuçları bulunmaktadır; çünkü boyutların ayrışıklığı ve ilişkileri üzerine

olan tartışma bir kişinin hem özerklikte (etkinlik boyutunun bir ucu) hem de

ilişkisellikte (kişilerarası mesafe boyutunun bir ucu) yüksek olabileceği anlamına

gelmektedir. Bu da Kağıtçıbaşı’nın (1996a, 2005a) önerdiği özerk ilişkisel benliğin

nasıl ortaya çıktığını göstermektedir. Ayrıca Kağıtçıbaşı farklı benlik kurgularının

ortaya çıkmasını sağlayan sosyo ekonomik ve kültürel değişimlere bağlı aile değişim

modeli önermiştir. Aşağıda Türk kültüründe benlik gelişimi ile ilgili bilgiler

sunulmuştur.

2.1.4 Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

ve Özerk-İlişkisel Benlik Kurgusu

Türkiye’de, geleneksel sosyo-kültürel ortam ilişkisel benliğin gelişimini

destekleyen aile, akrabalar ve komşularla kişilerarası ilişkilerin ve yakın bağların

önemli olduğu bir ortam olarak tanımlanmıştır (İmamoğlu ve İmamoğlu, 1992). Bu

geleneksel toplumsallaşma süreci aile bütünlüğünü, ilişkilerde uyumu ve aileye

yakınlığı vurgulamaktadır. Aile, grup üyeliği ve toplumsal roller kişinin benliğini ve

kişiliğini tanımlaması üzerine en etkili olan değerlerdir. Ancak, son zamanlarda yaşanan

toplumsal değişimlerin sonucu olarak, özellikle 1980 sonrası, Türkiye’de yaşayan

insanlar arasında ilişkisellik düzeylerinde bir azalma olmadan bireyci değerlerin

yaygınlaştığı belirtilmiştir (Karakitapoğlu-Aygün ve İmamoğlu, 2002; Kağıtçıbaşı,

1996).

Türkiye’de benlik üzerine gerçekleştirilen çalışmalar da geleneksel ilişkisellikle

yeni bireyci değerlerin birlikteliğini göstermiştir. Kağıtçıbaşı (1996, 2000, 2005) bu

Page 40: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

24  

yeni benlik tipini tanımlamak için “özerk-ilişkisel benlik”; İmamoğlu (1998)

“dengelenmiş ayrışama-bütünleşme: ilişkisel bireyleşme; Karadayı (1998) “ilişkili

özerklik” kavramlaştırmalarını kullanmışlardır. Bu kuramsal kavramlaştırmalara ve

görgül çalışmalara göre özerk benlik bağımsızlık, bireyleşme ve kendine güven ile;

ilişkisellik ise bütünleşme, toplumsal birlik, toplumsal destek ve yakınlıkla ilişkilidir.

İnsan gelişimi belirli bir bağlamda gerçekleşmektedir ve bunun önemli bir

bölümünü aile içindeki toplumsallaşma oluşturmaktadır. Bu toplumsallaşma bütün bir

toplumun sosyal, kültürel, tarihsel ve ekonomik özelliklerini yansıtmaktadır. Kağıtçıbaşı

(2000) üç farklı aile örüntüsü içinde ortaya çıkan üç farklı benlik kurgusu gelişiminin

analiz edilebileceği bir aile değişim modeli önermiştir. Model özerk ve ilişkisel benliğin

ortaya çıkmasını sağlayan toplumsal ve ailesel etmenleri ortaya çıkarmayı amaçlamıştır.

Modelde ayrıca, sosyo-ekonomik gelişmeler sonucu ortaya çıkan aile değişimlerinin

özerklik ve ilişkiselliği bir araya getiren ve yeni bir sentez olarak ortaya atılan “özerk-

ilişkisel benlik” (Kağıtçıbaşı, 1996, 2000) gelişimi için sonuçları incelenmektedir.

Modelde üç aile etkileşim örüntüsü ortaya konulmaktadır: (1) kuşaklar arasında

karşılıklı maddi ve duygusal bağımlılığın olduğu geleneksel aile modeli, (2)

bağımsızlığa dayanan bireyci model ve (3) her ikisinin diyalektik bir sentezi olan ve

maddi bağımsızlığı ancak duygusal bağımlılığı içeren karşılıklı duygusal bağımlılık

modeli.

Ailenin devamı için kuşaklar arası karşılıklı bağımlılığın gereklilik olduğu

karşılıklı bağımlılık aile modeli tarımla uğraşan geleneksel kırsal kesimlerde (onunla

sınırlı olmamakla birlikte) daha çok görülmektedir. Bu ailelerde çocuk yaşlılık

güvencesi olarak görülmektedir. Bu ortamlarda aileler için çocuğun ekonomik değeri ön

plandadır ve bunun yüksek doğurganlık oranı ile ilişkisi bulunmaktadır (Kağıtçıbaşı

1982, 1990). Karşılıklı bağımlılık aile modelinde çocuğun bağımsızlığı işlevsel değildir

ve aile için bir tehdit olarak algılanabilir, çünkü çocuğun kendi istek ve ilgilerinin

ailesinin isteklerinin önüne geçmesi arzu edilmemektedir. Bu nedenle çocuk

yetiştirmede itaat özerklikten daha önemlidir. Bağımlılık aile modeli içindeki

toplumsallaşma uyma ve itaate yapılan vurgu açısından Arrnet’in (1992) önerdiği

“yakın” (narrow) toplumsallaşma kavramıyla benzerlik göstermektedir.

Batılı orta sınıf çekirdek ailesinin özelliği olan bağımsızlık aile modelinde

nesiller arası bağımsızlığa daha çok önem verilmekte ve çocuk yetiştirmede özerklik

önemli bir değer olarak görülmektedir. Burada bazı sosyal kurumlar ve zenginlik

kuşaklar arası karşılıklı bağımlılığı gereksiz kılmaktadır. Bireyleşme ve ayrışma sağlıklı

Page 41: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

25  

insan gelişimi için gereklilik olarak görülmektedir. Bağımsızlık aile modeli içinde

gerçekleşen toplumsallaşma özerkliğe ve bağımsızlığa yaptığı vurgu açısından Arrnet’in

(1992) “geniş” (broad) toplumsallaşma kavramına benzetilmektedir.

Klasik modernleşme görüşünde sosyo-ekonomik gelişmenin karşılıklı bağımlılık

aile modelinden bağımsızlık aile modeline doğru bir değişime neden olduğuna

inanılmaktadır. Ancak son zamanlarda bu görüşün sorgulanmasına neden olan, yakın

aile bağlarının önemli olduğu kültürlerde kentleşme ve sanayileşmeye karşın yakın

bağların sürdüğü tartışılmaktadır (Kağıtçıbaşı, 2000). Artan varsıllıkla birlikte maddi

bağımlılıklar azaldığı halde, duygusal bağımlılıklar devam etmektedir. Bu değişimler

ailelerin çocuk yetiştirme biçimlerini etkilemektedir. Maddi bağımlılıklar azaldıkça,

çocukların özerklikleri daha fazla desteklenmektedir. Ailenin refahı için çocuğun maddi

katkısının öneminin azalması nedeniyle artık çocuğun özerkliği bir tehdit olarak

algılanmamaktadır. Ancak, duygusal bağımlılığa hala önem verilmesi nedeni ile

çocuğun ailesine yakın ve bağlı olması istenmektedir. Böylece özerkliğin önemli

olmasına ve çocuktan mutlak bir itaat beklenmemesine karşın anababa tutumlarında

kontrol önemlidir, çünkü burada çocuğun ayrışması (kopması) amaçlanmamaktadır.

Karşılıklı duygusal bağımlılık aile modelinde ailelerin çocuk yetiştirme

yaklaşımlarına özerkliğin desteklenmesinin girmesinin nedeni maddi bağımlılıkların

azalmasıdır. Ayrıca özerkliğin kent yaşamı koşulları içinde işlevsel bir önemi de

bulunmaktadır. Değişen yaşam biçimleri ile birlikte bireyin özerkliği bireysel

sorumluluk gerektiren özel işlerle baş etmede daha işlevsel hale gelmektedir. İtaat

okulda ya da kas gücü gerektirmeyen işlerde başarıyı garanti etmemektedir (Okagaki ve

Sternberg, 1993). Bağımlılık aile modelinde çocuk yetiştirme itaate yöneliktir çünkü

ailesine itaat eden bir çocuğun sadık bir aile üyesi olma olasılığı yüksektir. Bağımsızlık

aile modelinde çocuğun özerkliği ve ayrılığı desteklenir, çünkü bunlar çocuğun kendi

kendini idare etmesini ve kendine yetmesini sağlar. Karşılıklı duygusal bağımlılık aile

modelinde özerklik ve ilişkiselliğin diyalektik bir sentezle birleştirildiği çocuk

yetiştirme egemendir. Bağımlılık aile modelinde gelişen benlik ilişkisel bir benliktir ve

ilişkisellik ve dışa bağımlılık bu benliğin temel özellikleridir. Bağımsızlık aile

modelinde ortaya çıkan benlik ayrışmış benliktir ve özerkliği ve ayrışmayı içermektedir.

Duygusal bağımlılık aile modelinde gelişen benlik özerk ilişkisel benliktir ve hem

özerkliği hem de ilişkiselliği içermektedir.

Bağımlılık aile modelinde yetke ve itaat yönelimli anababa tutumları ilişkisel

benliğin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bağımsızlık aile modelinde göreli olarak

Page 42: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

26  

izin verici anababa tutumları ayrışmış benliğin ortaya çıkmasını sağlamaktadır.

Duygusal bağımlılık aile modelinde anababalar hem çocuklarının özerkliklerini

desteklemekte hem de onları kontrol etmektedirler, bu Baumrind’in (1980) “demokratik

anababalık” kavramına benzetilebilir. Bu anababa tutumları da özerk-ilişkisel benliğin

ortaya çıkmasını sağlamaktadır (Şekil 2).

ETKİNLİK

Özerklik

Ayrışmış Benlik Özerk-İlişkisel Benlik

Bağımsızlık Psikolojik Karşılıklı

Aile Modeli Bağımlılık

Aile Modeli

Kendine güven yönelimi Kontrol ve özerklik yönelimi

KİŞİLERARASI

İlişkisellik Ayrışma

MESAFE

Bağımlı-Ayrık Benlik İlişkisel benlik

Hiyerarşik Karşılıklı Bağımlılık

İhmalkar aile Aile modeli

İhmalkar, ilgisiz yönelim Uyma yönelimi

Bağımlılık

Şekil 2. Etkinlik, Kişilerarası Mesafe ve Benlik Türleri (Kağıtçıbaşı, 2005, s.412).

İmamoğlu (1998) da bireyleşme ve ilişkisellik yönelimlerini bir araya getiren ve

“Dengelenmiş Bireyselleşme Ayrışma Modeli” olarak adlandırdığı bir model

önermiştir. Ona göre insanlar doğuştan ayrışma ve bütünleşme eğilimine sahiptir. Bir

başka deyişle, insanlar kendi potansiyellerini keşfetme ile ilgili temel bir gereksinime

sahiptir ve bu süreç kişilerin bireyselliğini kazanmasını sağlayarak onları başkalarından

farklılaştırmaktadır. İmamoğlu (1998) bu gelişimsel eğilimi “bireysel farklılaşma

yönelimi” olarak adlandırmıştır. Bu yönelimin bir ucunda bireyselleşme (kişinin kendi

potansiyeline dayanarak içsel güdülenmeyle hareket etmesi), diğer ucunda da toplumsal

beklentilere göre hareket etme ya da güdülenme kaynağı olarak dışsal kaynakları

kullanma bulunmaktadır. İmamoğlu (1998) ayrıca insanların başkalarına bağlı olmaya

yönelik bir eğilime sahip olduklarının belirtmiş ve bu yönelimi de “kişilerarası

Page 43: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

27  

bütünleşme yönelimi” olarak adlandırmıştır. Bu yönelimin de bir ucunda ilişkisellik,

diğer ucunda ayrışma yer almaktadır.

Hem kişilerarası bütünleşme gereksiniminin hem de bireysel farklılaşma

(intrapersonal differentiation) gereksiniminin doyurulmasının ilişkisel bireyleşmeye yol

açtığı ve bunun dengelenmiş bir benlik oluşumunu temsil ettiği, psikolojik işleyiş

açısından hiçbir gereksinimin karşılanmadığı ayrışmış benlikten daha iyi olduğu

belirtilmektedir (İmamoğlu, 2003).

İmamoğlu (1998) modelinde kişisel farklılaşma ve kişilerarası bütünleşmenin

farklı boyutlar olarak ele alındığında onların birleşiminden dört farklı benlik kurgusu

ortaya koymuştur: bireyleşmiş/kendileşmiş, ilişkisel, ayrık ve ilişkisel bireyselleşme

benlik kurgusu. İmamoğlu (1998) bu dört benlik kurgusunun ortaya çıkmasını sağlayan

aşağıda açıklanan dört aile bağlamı önermiştir.

Bunlardan ilki hem sınırlandırıcı kontrolün hem de aile içindeki ilişkilerin düşük

oluğu farklılaştırıcı aile bağlamlarıdır. Bu tür aile ortamlarının ayrışmış-bireyselleşmiş

benlik tipinin oluşumunu doğurduğu belirtilmiştir (İmamoğlu, 2003). Bu aile

ortamlarında kişilerin özerkliklerinin desteklendiği, ancak kişinin bütünleşme

(ilişkisellik) ihtiyacının ihmal edildiği ya da üzerinde durulmadığı ileri sürülmüştür.

Diğer bir aile bağlamı aile bütünlüğü için tehdit olarak algılanan ayrışma

(farklılaşma) yerine bütünleşmenin vurgulandığı bütünleştirici aile bağlamlarıdır. Bu

aile ortamları ilişkisel benliğin oluşumu için uygundur. Bu ailelerde bakım verme ve

fedakarlık ile katı, yönlendirici ve koruyucu kontrol bir arada bulunmaktadır. Bu

ailelerde büyüyen çocuklar diğerlerine göre hareket etmeyi öğrenmekte ve destekleyici

ailelerine karşı yükümlülüklerini yerine getirmeye hazırdırlar. Bu kişiler ailelerine karşı

olumlu duygular taşıyabilir ancak ailelerinin kendilerine karşı olan sevgi ve ilgisinin

onların beklentilerini karşılamaya dayandığını düşünürler. Bu bağlamlar ilişkisellik

gereksiniminin karşılanması için olumlu ortamlar olsa da, özerklik ve bireysellik

gereksiniminin karşılanması için uygun değildir.

Ne bütünleşme ne de ayrışma gereksiniminin giderildiği diğer bir aile bağlamı

dengelenmemiş aile bağlamlarıdır ve bu aile ortamları ayrışmış benliğin oluşumu için

uygundur. Sınırlandırıcı kontrolün yüksek, ilgi ve kabulün düşük olduğu bu ortamlarda

yetişen kişiler duygusal olarak kendilerini ayrık, ancak bilişsel olarak bağlı hissederler.

İmamoğlu (2003) bu aile tipini Baumrind’in (1991) yetkeci anababalık stiline

benzetmektedir.

Page 44: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

28  

İmamoğlu (1998) tarafından önerilen hem kişilerarası bütünleşme hem de

bireysel ayrışma gereksiniminin doyurulmasına olanak tanıyan diğer aile bağlamı

dengelenmiş aile bağlamlarıdır. Bu aile ortamlarında ilişkisel-bireyselleşmiş (özerk)

benlik oluşmaktadır. Bu ailelerde çocukların hem aileye yakın kalmaları hem de

bireysellikleri desteklenmektedir. Bu ailelerde düşük düzeyde sınırlandırıcı kontrol,

yüksek düzeyde karşılıklı sevgi, kabul ve ilgi bulunmaktadır.

İmamoğlu (2003) modelinde önerilen dört benlik tipine karşılık gelen bu dört

bağlamsal örüntünün anababalık stillerinin temel boyutları olan sevgi-kabul ve

sınırlandırıcı kontrol açısından farklılaştığını belirtmiştir. Ayrıca ilgi ve kontrol

boyutları ile ilgili kavramsallaştırma farklılıkları nedeni ile tam bir paralellik olmasa da

bu dört bağlamın anababa tutumları ile ilgilenen diğer araştırmacıların önerdikleri dörtlü

kategoriler (örn., Baumrind, 1991; Lamborn, Mounts, Steinberg, ve Dornbusch, 1991;

Maccoby ve Martin, 1983) ile benzeştiğini de ifade etmiştir.

Modelin kuramsal bakışı ilişkiselliği engel olarak değil de yaşam boyunca kişi

için güç kaynağı olarak gören bağlanma kuramıyla benzerlik göstermektedir

(Ainsworth, 1972; Bowlby, 1988). Bağlanma kuramcıları aile çocuk arasında ilk

zamanlarda yaşanan güven ilişkisinin sonraki kişilerarası ilişkiler için önemine vurgu

yapmışlardır. Çocuğa olumlu tepkilerde bulunulan ortamlar güvenli bağlanmanın

gelişimini sağlamakta, bu da çocuğun keşif davranışları için güven temelini

oluşturmaktadır. Bağlanma kuramına göre, bağlanma (ilişkisellik) keşif davranışı ile

(bireyselleşme) birbirine karşıt olmayıp, onu desteklemektedir.

Karadayı (1998) da Kağıtçıbaşı’na benzer olarak özerklik ve ilişkisellik

yönelimlerini bir araya getiren “ilişkili özerklik” kavramını kullanmıştır. İlişkili

özerklik kavramı ile, bir uçta özerkliğin, diğer uçta ise ilişkililiğin olduğu, bireysel

özerkliğin engellenmeden, duygusal ilişkilerin sürdürüldüğü bir benlik tipi

tanımlanmaktadır. Bir başka ifadeyle, modelde özerklik ve ilişkiselliğin bir sentezi

oluşturulmuştur. Karadayı’nın çalışmasında ilişkili özerklik kavramı, benlik sınırlarının

belirginliği, kendine güven, duygu, değer, tutum ve davranışlarda bağımsız olma ve

kendi kendini yönetme, aile ve diğer kişilerle olumlu ve yakın ilişkiler kurmayı ifade

etmektedir. Karadayı önerdiği ilişkili özerklik kavramının ne batı kültürlerindeki gibi

aile ve diğerlerinden kopuk bir özerkliği, ne de kültürümüzde de görüldüğü gibi aile ve

çevredekilerle sınırlı bir bağımlılık durumu olduğunu belirtmektedir. Bu kavram

Kağıtçıbaşı’nın (1996, 2000, 2005) önerdiği karşılıklı duygusal bağımlılık ve onun

sonucu ortaya çıkan “özerk-ilişkisel benlik” kavramıyla benzerlik göstermektedir.

Page 45: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

29  

Karadayı (1998) bu modelin, Türkiye’de, batılılaşma ile, kültüre özgü değerlerin

korunması arasındaki çelişkiye çözüm olabileceğini ve değişen aile yapısının

açıklanabileceğini belirtmiştir.

Bireysellik ve ilişkiselliğin zıt yönelimler olmadığını gösteren bazı görgül

bulgular da bulunmaktadır (İmamoğlu, 1998; Li, 2002; Oyserman, Coon ve

Kemmelmeier, 2002); örneğin, İmamoğlu (1998) bireyselleşme ve ilişkiselliğin farklı

yönelimler olduğunu göstermiştir. Toplumun eğitim düzeyi yüksek kesimleri arasında

yaşanan bireysellik eğiliminin aileden kopmayla birlikte yaşanmadığı, ilişkiselliğin

devam ettiği görülmektedir (Karadayı, 1998). Özellikle eğitim düzeyi yüksek kadınların

eğitim düzeyi yüksek erkeklere göre hem ilişkisellik hem de bireysellik puanları daha

yüksek bulunmuştur (İmamoğlu ve Karakitapoğlu-Aygün, 2004). Bu sonuç kadınların,

geleneksel olarak kadının toplumsal cinsiyet rolü ve toplulukçu Türk kültürü açısından

önemli bir değer olan ilişkisel yönelim ve sosyo-kültürel değişimle birlikte gelen yeni

cinsiyet rolüne uygun bireyciliği dengeleyebildiklerini göstermektedir.

2.1.5. Benlik Kurgusu İle İlgili Yapılan Araştırmalar

Bazı çalışmalar ilk ergenlik döneminde ergen anababa ilişkileri açısından

özerklik ve ilişkiselliği incelemiştir (Lamborn ve Steinberg, 1993; Ryan ve Lynch,

1989; Steinberg ve Silverberg, 1986). Genellikle bu çalışmalarda özerklikle ergenlerin

uyum ve iyilik durumları arasındaki ilişkiler incelenmiştir (Chirkov, Ryan, Kim ve

Kaplan). Örneğin Ryan ve Lynch (1989) duygusal özerklikle ergenlerin anababaları ile

ilişkilerinde hissettikleri ilişkisellikleri arasındaki ilişkileri incelemek amacıyla 7. 9. ve

12. sınıf ve üniversite lisans öğrencileri üzerinde bir araştırma yapmışlardır. Sonuçlar

duygusal özerklikle anababaya bağlanmanın niteliği arasında olumsuz ilişki olduğunu

göstermiştir. Duygusal özerklik düzeyleri yüksek olan ergenlerin anababaya daha

güvensiz bağlandıkları ve anababayla bağlılıklarının daha zayıf olduğu görülmüştür. Bu

araştırmanın sonucunda Steinberg ve Silverberg’in (1986) çalışmasından farklı olarak

ilk ergenlikte duygusal özerklik daha yüksek bulunmuştur.

Frank, Pirsch ve Wright (1990) anababalarına güvensiz bağlananların duygusal

özerklik düzeylerinin de düşük, buna karşın anababasına daha yakın olan ve daha az

güvensizlik yaşayan ergenlerin özerklik düzeylerinin yüksek olduğunu bulmuşlardır. Bu

bulgu özerkliğin destekleyici aile ortamlarında gelişeceğine bir kanıt olarak

yorumlanabilir.

Page 46: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

30  

Lamborn ve Steinberg (1993) destekleyici anababa ergen ilişkileri bağlamında

duygusal özerkliği inceledikleri çalışmalarında ergenleri dört gruba ayırmışlardır:

bireyselliğini kazanmış olanlar, anababalarına bağlanma düzeyleri yüksek olanlar ve

aynı zamanda anababalarından yüksek düzeyde destek görenler; ayrışmış olanlar,

duygusal bağlanmada yüksek ancak destek boyutunda düşük olanlar; bağlı olanlar,

duygusal bağlanmaları düşük ancak anababa desteği yüksek olanlar; kararsız (arada)

olanlar, hem bağlanma hem de destek boyutunda düşük olanlar. Sonuçlar bireyselliğini

kazanmış olanların (özerklik ve ilişkisellik var) ayrışmış, bağımlı ve kaçınıcı gruba göre

psikolojik olgunluk ve akademik başarı açısından daha iyi durumda olduğunu

göstermiştir.

Ryan ve Lynch (1989) özerkliği “kendi kendini yönetme ve kendi kendini

düzenleme” olarak tanımlamakta, ancak aileden ayrışma ile aynı anlama gelmesinin

gerekmediğini vurgulamaktadır. Hatta yazarlar aileden ayrışmanın özerklik ve benlik

gelişimi ile çeliştiğini de belirtmektedirler. Allen ve arkadaşları bu görüşü daha da

genişletmiş ve en uygun düzeyde özerkliğin aileyle ilişkileri bitirerek değil, tam tersine

yakın destekleyici aile ilişkileri içinde gelişeceğini ileri sürmüşlerdir (Allen, Hauser,

Bell ve O’Connor, 1994). Bu araştırmalar yakın ve destekleyici aile içinde gelişen

özerkliğin (aynı zamanda ilişkisellikte yüksek) ergenleri olumsuz davranışlardan ve

bunun sonuçlarından koruduğunu göstermişlerdir. Ayrıca yakın aile ilişkilerini bitirerek

gelişen özerklik ya da özerklik çabalarının da olumsuz sonuçlarla ilişkili olduğunu

göstermişlerdir (Allen, Aber ve Leadbeater, 1990; Allen, Hauser, Eickholt, Bell ve

O'Connor, 1994).

Özerklik ve ilişkisellik ile ilgili ileri sürdükleri görüşleri incelemek için Allen ve

arkadaşları özerklik ve ilişkiselliğin bir arada ele alındığı çeşitli araştırmalar

gerçekleştirmişlerdir. Bu çalışmalarda ergenlerin aileleri ile ilişkilerini sürdürerek

özerklik geliştirime çabaları ve ailelerin çocuklarının özerklik ve ilişkisellik çabalarını

desteklemesinin benlik ve özsaygı gelişimi, olumsuz davranışlar gibi bir dizi değişkenle

ilişkisi incelenmiştir (Allen, Hauser, Bell ve O’Connor, 1994; Allen ve ark., 1996).

Gözlem yönteminin kullanıldığı bu çalışmalarda karşılıklı etkileşim ortamlarında hem

ergenlerin hem de anababaların (genellikle annelerin) özerkliği destekleyen ya da

engelleyen davranışları incelenmiştir. Sonuçlar, özerklik ve ilişkiselliği destekleyen

etkileşimlerin benlik ve özsaygı gelişiminde ilerleme (Allen, Hauser, Bell ve O’conner,

1994) ve düşük olumsuz duygu durumu (Allen, Hauser, Eickholt ve diğ., 1994) gibi

olumlu psikolojik sonuçlar ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Özerkliğin ve ilişkiselliğin

Page 47: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

31  

desteklenmesinin anne çocuk ilişkisinin niteliğinin gelişimi (McElhaney ve Allen,

2001) ve genç yetişkinlikteki güvenli bağlanma ile olumlu (Allen ve Hauser, 1996); 14-

16 yaşlarında ergen anababa arasındaki çatışma artışı ile olumsuz ilişkili (Allen ve diğ.,

1996) olduğu bulunmuştur. Ayrıca, özerklik ve ilişkiselliğin desteklenmesi geç

yetişkinlikte eğitimsel ve mesleki kazanımlar gibi davranışsal sonuçlar ile olumlu (Best,

Hauser ve Allen, 1997), ancak özerklik ve ilişkiselliğin engellenmesi ileri ergenlikte

dışsallaştırma davranışları (Allen, Hauser, Eickholt ve diğ., 1994), saldırgan davranışlar

gösterme (Tate, 1999) ile olumsuz ilişkili bulunmuştur. Diğer bazı çalışmalar da,

özerklik ve ilişkiselliğin birlikte gelişiminin düşük saldırganlık ve daha az sorun

davranışlarla ilişkili olduğu bulunmuştur (Allen, Kuperminc, Philliber ve Herre, 1994;

Kuperminc, Allen ve Arthur, 1996).

Lamborn ve Steinberg (1993) özerklik ve ilişkiselliğin uyum ve akademik

yeterlilik üzerindeki etkisini geniş bir örneklem (8.700 ergen) üzerinde araştırmışlardır.

Sonuçlar duygusal özerklik puanları yüksek olan ergenlerin, düşük olanlara göre daha

fazla davranış sorunu ve stres yaşadıklarını göstermiştir. Anababadan alınan ilişki

desteğinin ise daha az davranış sorunu ve yüksek akademik yeterlilik ile ilişkili olduğu

bulunmuştur. Bu çalışmada ayrıca hem duygusal özerklikte hem de ilişki desteğinde

yüksek puan alan ergenlerin akademik yeterlilikte yüksek puan alırken daha fazla

davranış sorunu yaşadıkları da gösterilmiştir. Lamborn ve Steinberg’in çalışması

özerklik ve aile ilişkilerinin dengeli bir biçimde sürdürülmesinin olumlu sonuçlarının

yanında bazı olumsuz sonuçlarının da olabileceğini göstermektedir.

Bazı araştırma bulguları da aileden duygusal olarak uzaklaşmanın (duygusal

özerkliğin yüksek olması) ergenin psikolojik ve akademik yaşantısı üzerinde olumsuz

etkisi olduğu ile ilgili araştırma bulgularından farklılık göstermektedir ve bu

araştırmalarda özerklik ve ergenler üzerindeki sonuçlarına aile bağlamının aracılık ettiği

gösterilmiştir. Örneğin, Fuhrman ve Holmbeck (1995) 10-18 yaşları arasındaki 96 ergen

grubunda duygusal özerklik, uyum (yeterlilik, not ortalaması, içselleştirme ve

dışsallaştırma sorunları) ve aile değişkenleri (anababa-ergen çatışması, aile bütünlüğü,

anababa kontrolü ve anneden alınan ilgi) arasındaki ilişkileri incelemişlerdir. Araştırma

sonunda, anababa-ergen çatışmasının daha fazla olduğu ve anne ilgisinin daha az olduğu

ailelerden gelen ergenlerin duygusal özerklikleri ile dışsallaştırma sorunları, akademik

yeterlilik ve not ortalamaları arasında olumlu ilişki bulunurken, anababasıyla daha az

çatışma yaşayan ve annesi daha ilgili olan ergenlerin duygusal özerklik düzeylerinin

yüksek oluşu ise daha fazla sorun davranışlar ilişkili bulunmuştur. Araştırmacılar bu

Page 48: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

32  

sonuçları duygusal özerkliğin yüksek olmasının sadece daha olumsuz aile ortamlarında

olumlu sonuçlarının olabileceği yönünde yorumlamışlardır.

Noom, Dekovic ve Meeus (1999) ergenlerin özerklik, bağlanma ve psikolojik

uyumları arasındaki ilişkileri inceledikleri çalışmalarında, özerkliğin anababaya

bağlanma ile ilişkili olduğunu, bunların da psikolojik uyumu yordadığını göstermişlerdir.

Yeh ve Yang (2006) anababadan kopma ve psikolojik ayrışma ile Çinli

ergenlerin benlik saygısı ve mutluluk düzeyleri arasında olumlu, aynı değişkenlerle

içselleştirme, dışsallaştırma sorunları arasında olumsuz ilişki göstermişlerdir. Bu

sonuçlar anababa ve çocuk arasındaki bağlılığın önemli olduğu Çin toplumu için

ergenin anababasından duygusal olarak kopmasının ve uzaklaşmasının psikososyal

uyum için olumsuz sonuçlar doğurabileceğini göstermektedir.

Bu çalışmalar genel anlamda özerklik ve ilişkiselliği geliştiren davranışların

yüksek özsaygı, benlik gelişimi, sosyallik, düşük düzeyde çatışma ve saldırganlık, sorun

davranışların azlığı gibi olumlu sonuçlarla; özerklik ve ilişkiselliği engelleyen

davranışların olumsuz sonuçlarla ilişkili olduğunu göstermiştir.

Özerklik ve ilişkisellik açısından bireyci ve toplulukçu kültürleri karşılaştıran

çeşitli araştırmalar bulunmaktadır. Markus ve Kitiyama (1991) ve Singelis (1994) gibi

araştırmacıların ileri sürdüğü batılı bireyci kültürlerde yaşayan bireylerin özerk-ayrık

benlik kurgusuna sahip olmaları yönündeki eğilim bu alandaki önemli sayıda

araştırmada da gösterilmiştir. Bu araştırmaların çoğunluğunda benlik ikili olarak ele

alınmıştır. Avustralyalı öğrencilerin Çinlilere göre özgürlüğe daha çok önem verdikleri,

Çinlilerin de Avusturyalılara göre sosyal birliğe daha çok önem verdikleri gösterilmiştir

(Bond ve Forgas, 1984). Latin Amerikalılar arasında aile normlarına beyazlara göre

daha fazla vurgu yapıldığı da gösterilmiştir (Harwood Schoelmerich, Ventura-Cook,

Schulze ve Wilson, 2002). Araştırma sonuçları ayrıca Latin Amerikalı gençlerin Avrupa

kökenli Amerikalı gençlere göre ilişkisellik puanlarının (anababaya karşı daha olumlu

tutumlarla gösterilen) yüksek, özerklik puanlarının ise düşük olduğunu göstermektedir

(Fuligni, Tseng ve Lam, 1999).

Watkins, Mortazavi ve Trofimova (2000) Hong Kong, İran, Rusya ve Amerika

Birleşik Devletleri’nden kişilerin bağımsız ve karşılıklı bağımlı benlik gelişimlerini

değerlendirdikleri çalışmalarında, bütün ülkelerden katılımcıların karşılıklı bağımlı

benlik kurgularını bağımsız benlik kurgusuna göre daha önemli değerlendirdiklerini

göstermişlerdir.

Page 49: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

33  

Uleman, Rhee, Bardoliwalla, Semin ve Tyoma (2000) Avrupa kökenli, Asya

kökenli, ABD’li, Hollandalı, Türk ve Japon üniversite öğrencileri ile yaptıkları

çalışmalarında Türk öğrencilerin Asya kökenli Amerikalılara ve Japonlara göre

ailelerine duygusal açıdan daha yakın olduklarını bulmuşlardır.

Bresnahan, Chiu ve Levine (2004) Amerikalı ve Tayvanlı katılımcıların benlik

kurgularını bağımsız, toplulukçu karşılıklı bağımlı ve ilişkisel karşılıklı benlik kurgusu

açısından karşılaştırmışlardır. Sonuçlar, Amerikalı katılımcıların bağımsız ve toplulukçu

karşılıklı bağımlı benlik kurgusu puanlarının, her iki gruptan kızların da ilişkisel

karşılıklı benlik kurgusu puanlarının daha yüksek olduğunu göstermiştir.

Uskul, Hynie ve Lalonde (2004) Avrupalı Kanadalılarla ve Türklerle benlik ve

kişilerarası yakınlık konusunda yaptıkları karşılaştırmalı çalışmalarında Türklerin

Kanadalılara göre karşılıklı bağımlı benlik puanlarının daha yüksek olduğunu, bağımsız

benlik konusunda ise herhangi bir kültürel farklılık olmadığını göstermişlerdir. Bu

çalışmada Türklerin Kanadalılara göre aile üyelerine ve eşlere daha yakın olma istekleri

de gösterilmiştir.

Mascolo, Misra ve Rapisardi (2004) Hindistanlı ve ABD’liler arasında bireyci ve

ilişkisel benlik kurgusunu araştırdıkları çalışmalarının sonucunda gerek aynı kültür

içinde gerekse farklı kültürlerde çok boyutlu bir benlik yapısının olduğunu ileri

sürmüşlerdir. Buna göre bağımsız, karşılıklı bağımlı, ilişkisel ve kuşatıcı (encompasing)

olmak üzere dört farklı benlik kurgusu ortaya koymuşlar ve ABD’de bireyci ve ilişkisel,

Hindistan’da ise ilişkisel ve kuşatıcı benlik kurgusunun yaygın olduğunu göstermişlerdir.

Batılı bireyci kültürlerde yaşayan bireylerin toplulukçu kültürde yaşayan kişilere

göre daha fazla özerk-ayrık benlik kurgusuna sahip olduklarını gösteren çok sayıda

araştırma bulgusundan farklı bulgular da bulunmaktadır. Örneğin, Sato ve Cameron

(1999) Kanadalı ve Japon üniversite öğrencilerinin katılımıyla gerçekleştirdikleri

çalışmalarında Kanadalı üniversite öğrencilerinin karşılıklı bağımlı benlik kurgusu

puanlarının Japon öğrencilerininkinden daha yüksek olduğunu göstermişlerdir.

İmamoğlu ve Karakatipoğlu-Aygün (2004) farklı kültürden ergenlerin benlik

kurguları, anababa tutumları ve iyilik durumlarını inceledikleri çalışmada, Amerikalı

gençlerin ilişkisellik yönelimlerinin Türk gençlerinden daha yüksek olduğunu ve

bireyleşme yönelimi açısından iki kültür arasında bir farklılık olmadığnı göstermişlerdir.

Aynı çalışmada Amerikalı kız ergenlerin benliklerini Türkiye’deki kızlara göre daha

fazla ilişkisellik yönünde tanımladıkları, erkekler arasında ise anlamlı bir fark olmadığı

bulunmuştur.

Page 50: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

34  

Green, Deschamps ve Dario Páez (2005) 20 ülkeden 2,533 kişinin katılımıyla

bireyci ve toplulukçu özellikler açısından ülkeler arası ve ülke içi farklılıkları

incelemişlerdir. Bireycilik toplulukçuluk boyutları kendine güven (kendi ayaklarının

üzerinde durabilme), grup yönelimli karşılıklı bağımlılık ve mücadelecilik açısından

değerlendirilmiştir. Sonuçlar, gruplar açısından ülke içi ve ülkeler arası farklılıklar

olduğunu göstermiştir. Kendine güvenli mücadeleci olmayan ve karşılıklı bağımlı

mücadeleci olmayan kişilerin batı ülkelerinde daha yaygın olduğu, buna karşın kendine

güvenli mücadeleci ve karşılıklı bağımlı mücadeleci kişilerin batılı olmayan toplumlarda

daha yaygın olduğu görülmüştür.

Cinsiyet çocukların bağımsızlıklarının ve özerkliklerinin ne kadar destekleneceği

üzerinde etkisi olan diğer bir değişken durumundadır. Son zamanlarda cinsiyetin

psikolojik süreç üzerindeki etkisinin anlaşılması tekrar önem kazanmaya başlamış

(Stewart ve McDermott, 2004) ve ergen gelişimi üzerinde cinsiyet farklılıkları ortaya

çıkmıştır. Örneğin, geleneksel anne rolünün ön planda olduğu aile ortamlarında özerk

davranışlar için daha az fırsat sağlandığı (Bumpus, Crouter ve McHale, 2001), özerkliğin

kızlar için erkeklere göre daha fazla gerginlik yaratıcı bir deneyim olduğu (Beyers ve

Goossen, 1999) gösterilmiştir. Kızların özerkliklerinin katı cinsiyet rollerinin egemen

olduğu ortamlarda daha eşitlikçi ortamlara göre daha az desteklendiği bulunmuştur

(Bumpus ve ark., 2001).

Kashima ve Hardie (2000) bireyci, ilişkisel ve toplulukçu benlik kurgusu

gelişimini Avusturyalılar arasında inceledikleri çalışmalarında erkeklerin toplulukçu,

kadınların ise ilişkisel benlik kurgusu puanlarının daha yüksek olduğunu göstermişlerdir.

Bireyci benlik kurgusu açısından cinsiyetler arasında fark olmadığı gösterilmiştir.

Lin ve Church (2004) Avrupa ve Çin kökenli Amerikalıları bireyci, ilişkisel ve

toplulukçu benlik açısından karşılaştırdıkları çalışmalarında bu gruplar arasında üç benlik

kurgusu açısından fark olmadığını göstermişlerdir. Aynı çalışmada kadınların ilişkisel ve

bireyci benlik puanları, erkeklerin puanlarından daha yüksek bulunmuştur.

Steinberg ve Silverberg (1986) 10-16 yaşları arasındaki 865 ergenin katılımıyla

araştırmacıların kendileri tarafından geliştirilen “Duygusal Özerklik Ölçeği”ni

kullanarak gerçekleştirdikleri çalışmalarının sonucunda ileri ergenlik döneminde

olanların ilk ergenliktekilere göre daha özerk olduklarını, kızların da erkeklere göre

duygusal özerklik puanlarının daha yüksek olduğunu göstermiştir.

Page 51: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

35  

Yaş açısından, özellikle duygusal özerkliğin yaşla birlikte arttığı görülmektedir

(Noom, Dekovic ve Meeus 2001). Bu çalışma özerkliğin ilk ve orta ergenlikte sabit

kaldığını ancak ileri ergenlikte artmaya başladığını göstermiştir.

2.1.6. Benlik Kurgusu Konusunda Türkiye’de Yapılan Araştırmalar

Bu güne kadar benlik kurgusu ile ilgili, özellikle batıda yapılan çalışmalar

ayrışma ve kendi kendini yönetme üzerine odaklanarak benliğin ilişkisellik boyutu

ihmal edilmiştir. Aşağıdaki çalışmalar özerkliğin yanında ilişkiselliğin de ergenlerde

benlik kurgusu gelişiminin anlaşılmasında önemli bir boyut olduğunu göstermektedir.

Türkiye’de yapılmış sınırlı sayıda araştırmadan biri olan Karadayı’nın (1998)

çalışmasında Türk kültürü için ilişkili özerklik modeli önerilmiş ve bunu ölçmeye

yönelik bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışmasının sonucunda ayrışma (AY), kendine

güven (KG), davranışsal özerklik (DAV), duygusal özerklik (DUY), tutum ve

davranışlarda özerklik (TUD) alt ölçeklerinden oluşan “Özerklik” olarak adlandırdığı

bir faktör, çatışmasız özerklik (ÇAT), ilişkililik (İLİŞ) alt ölçeklerinden oluşan

“Çatışmasız ilişkililik” olarak adlandırdığı ikinci bir faktör belirlemiştir. Bu faktörler

“İlişkili Özerklik” ölçeğini oluşturmuştur.

İmamoğlu (1998) üniversite öğrencilerin benlik kurgusu gelişimini incelediği

çalışmasında, katılımcıların hem bireyleşme hem de bütünleşme eğilimi gösterdiklerini

göstermiştir. Bu çalışmada bireyleşme ve bütünleşme benliğin birbirini tamamlayan

boyutları olarak bulunmuştur. İmamoğlu (2003) 274 üniversite öğrencisinin katılımıyla

gerçekleştirdiği diğer çalışmasında bireyleşme ve ilişkisellik arasında olumsuz bir

ilişkinin olmadığını ya da benliğin bu boyutlarının birbirinin karşıtı olmadığını

göstermiştir.

Karakitapoğlu-Aygün (2004) orta ve üst SED’den üniversite öğrencilerinin

benlik kurgusu, kimlik ve iyilik durumları arasındaki ilişkileri incelediği çalışmasında

katılımcıların benlik kurgularını toplulukçu ya da karşılıklı bağımlılıktan çok bağımsız

ve ilişkisel-karşılıklı bağımlı olarak tanımladıklarını göstermiştir. Bu çalışmada ayrıca

kadınların erkeklere göre kendilerini daha fazla kişisel, daha az geleneksel terimlerle

tanımladıkları bulunmuştur.

Gezici ve Güvenç (2003) kadınların benlik kurgusunun çalışma durumuna ve

yaş grubuna göre değişip değişmediğini incelemek amacıyla 217 kadının katılımıyla bir

çalışma yapmışlardır. Bu çalışmada benlik kurgusunu ölçmek için “Dengeli Ayrışma

Bütünleşme Ölçeği” kullanılmıştır. Sonuçlar, kadınların çalışma durumunun ve yaş

Page 52: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

36  

grubunun benlik kurgusunda ortaya çıkan farklılıklarda rol oynadığını göstermiştir.

Buna göre, uzman işte çalışan kadınların benlik gelişiminde özerkleşme-bireyleşme

eğilimi, vasıfsız işte çalışan kadınlardan ve ev kadınlarından daha yüksektir. Çalışılan

işin niteliği (uzman iş/vasıfsız iş) özerkleşme eğiliminin artmasında rol oynamaktadır.

Araştırmanın yaşla ilgili bulgularına göre, genç yetişkin kadınların benlik gelişiminde

bireyleşme-özerkleşme eğilimi yetişkin kadınlardan daha yüksektir. Buna karşın

yetişkin kadınların duygusal bütünleşme ve ilişkisellik eğilimi genç yetişkin kadınlardan

daha yüksektir.

Tamar ve diğerleri (2006) Türk ergenlerde ayrışma-bireyleşme gelişimini

araştırdıkları çalışmalarında Türk ergenleri için ayrışma kadar bağlılığın ve kişilerarası

yakınlığın da önemli olduğunu göstermişlerdir. Aynı çalışmada kırsal kesimde yaşayan

ergenlerin kentlerde yaşayanlara göre daha fazla ayrılık kaygısı yaşadıkları ve

anababaları, öğretmenleri ve akranların ile olan ilişkilerinde daha fazla yakınlık

aradıkları gösterilmiştir.

Tuncer (2005) Kağıtçıbaşı’nın (2000) “Aile Bağlamında Benlik Ölçeğini” (özerk-

benlik, ilişkisel-benlik, özerk-ilişkisel benlik ) kullanarak benlik kurgusu ve liderlik tipi

arasındaki ilişkiyi incelediği çalışmada bireylerin sahip oldukları özerklik ve ilişkililik

değerleri ile babacan liderlik tipine yönelik tutumları arasında anlamlı bir ilişki olduğunu

göstermiştir. Bu çalışmada ölçeğin üçlü faktör yapısı doğrulanmamıştır. Özerklik ve

ilişkisellik boyutundan yüksek puan alanlar özerk ilişkisel olarak sınıflandırılmıştır. Bu

çalışmada katılımcıların ilişkisel benlik puanlarının birinci, özerk-ilişkisel benlik

puanlarının ikinci ve özerklik puanlarının da üçüncü sırada olduğu gösterilmiştir.

Dost (2006) özerk-benlik, ilişkisel-benlik, özerk-ilişkisel benlik (Kağıtçıbaşı,

2000) ile önemli yaşam olayların anlatımında kullanılan duygu dili (duygu terimlerinin

sıklığı, soyutluk düzeyi) arasındaki ilişkiyi inceledikleri çalışmada, benlik kurgusunun,

duygu dili ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Buna göre katılımcıların özerklik düzeyleri

arttıkça kişilerin duygular hakkındaki konuşmaları daha soyut olmakta; buna karşın

ilişkisellikleri arttıkça kişiler duyguları hakkında daha somut ifadeler kullanarak

konuşmaktadırlar. Bu çalışmada ayrıca, kadınların özerk-ilişkisel benlik ölçeğinde

erkeklerden anlamlı bir şekilde daha yüksek puan aldıkları, yaşın ise benlik kurgusu ile

anlamlı bir ilişkisinin olmadığı gösterilmiştir.

Sonuç olarak bu çalışmalar, özerklik ve ilişkiselliğin birlikte gelişiminin olumlu

sonuçlarla ilişkili olduğunu göstermiştir. Ayrıca bu çalışmalara göre farklı kültürlerde

farklı benlik kurgularının gelişebileceği ve bunun da temelde o toplumda önemli olan

Page 53: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

37  

değerleri yansıttığı söylenebilir. Çalışmalarda benlik kurgusu gelişimi genellikle iki

boyutlu (bağımsızlık ve karşılıklı bağımlılık) olarak ele alınmakla birlikte, son

zamanlarda benlik kurgusu gelişimi açısından aynı kültür içinde ya da kültürler arasında

farklı gelişimsel yolların olabileceği ve genellikle kadınların ilişkisel benlik yönelimi

eğiliminde olduklarını görülmektedir.

Buraya kadar yapılan kavramsal tartışmalar ve ortaya konan görgül bulgular

belirli bir kültürde özerk, ilişkisel ya da özerk-ilişkisel benlik kurgusu yaygın mıdır?

sorusunun yanında bu benlik kurgularının nasıl geliştiğinin gösterilmesinin gerekliliğini

ortaya koymaktadır. Kuramsal bilgilerin aktarıldığı bölümdeki tartışmalardan, kültürel

düzeydeki bireycilik ve toplulukçuluk kültürel değer yönelimlerinin bireysel düzeydeki

yansıması olan benlik kurgularının gelişiminin genel anlamda o toplumdaki önemli

kültürel değerler tarafından, daha özelde ise o kültürel değerlerin anababanın çocuk

yetiştirme biçimleri ile çocuklara aktarılması sonucu belirlendiği anlaşılmaktadır.

2.2.Anababalık ve Çocuk Yetiştirme

Gelişim psikolojisinde, aile, en azından anababa ve çocuktan oluşan birim, en

temel birimdir (Goodnow, 1997). Anababalar, kişisel inanç sistemleri ve amaçları

çerçevesinde farklı stiller kullanarak çocuklarının toplumsallaşma sürecinde yer

almaktadırlar. Çocuk yetiştirme stilleri aile içindeki genel havayı ve duygusal ortamı

sağlamaktadır. Aşağıda öncelikle ailenin gelişim üzerinde yakın ve doğrudan etkilerini

açıklayan Bronfenbrenner’in ekolojik sistem kuramından söz edilmiştir. Arkasından

çocuk yetiştirme stilleri ile ilgili kuramsal bilgilere ve araştırma bulgularına yer

verilmiştir.

2.2.1. Ekolojik Sistem Kuramı

Psikolojide, ekolojik yaklaşım (Bronfenbrenner, 1979; Super ve Harkness, 1986)

çocuk gelişimini ve anababalığı sosyo kültürel ortama yerleştirmektedir. Buna göre

çocuk yakın (proximal) çevrenin (aile) içine, bu çevre de uzak (dış) çevrenin (toplumsal

kurumlar, ekonomi, kültürel normlar ve gelenekler) içine yerleşmiştir. Çocuğun ailedeki

ve toplumdaki yeri, anababanın değerleri ile birlikte sosyo kültürel farklılıklar benlik

gelişimindeki farklılıkların anlaşılmasında önemli ipuçları sağlamaktadır (Smith, Bond

ve Kağıtçıbaşı, 2006).

Bronfenbrenner’in (1986) ekolojik sistemler modeli temelinde ekokültürel

kuramlar insanın içinde yaşadığı çeşitli bağlamlara önem vermektedir. Ekolojik ve

Page 54: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

38  

kültürel bakış açılarının bir araya gelmesinden oluşan ekokültürel kuram aile ve insan

davranışlarının ekolojik çevrelerine uyum sağlama çabalarının bir sonucu olduğu

görüşüne dayanmaktadır. Bu bakış açısına göre çocuğun gelişimi ve toplumsallaşması

çocuğun etkileşimde olduğu kişilere ve bu etkileşimlerde çocuğa yüklenen role bağlıdır.

Urie Bronfenbrenner’e (1986, 1995) göre bir çocuğun gelişimi, onun üzerinde

farklı etkileri olan farklı bağlamlarda gerçekleşmektedir. Ona göre çevre birbirinin içine

yerleştirilmiş farklı katmanlardan oluşmaktadır. Ekololojk sistem kuramı çocuğun

üzerinde etkisi olan dört sistem tanımlamaktadır: Mikrosistem, mezosistem, ekzosistem

ve makrosistem. Çocuğu etkileyen bu dört sistem iç içe geçmiş yapılardır ve

merkezinde çocuk bulunmaktadır. En içteki katman mikrosistemdir ve çocuğun yaşadığı

mevcut ortamların her birini içermektedir (örn. aile, okul). Mikrosistemin üstündeki

ikinci katman mezosistemdir ve aile, okul gibi mikrosistemler arasındaki ilişkileri

tanımlamaktadır. Üçüncü katman olan ekzosistem çocuk üzerinde dolaylı etkisi olan

sosyal ortamlara işaret etmektedir (örn. anababanın işyeri). En dıştaki ve son katman

olan makrosistem değerleri, kuralları, gelenekleri tanımlamaktadır. Bu bağlam özel bir

bağlama değil, fakat toplumun genel özelliklerine işaret etmektedir. Makrosistem

çocuğu dolaylı bir şekilde etkilese de Bronfenbrenner bu katmanın özellikle önemli

olduğunu vurgulamıştır.

Makrosistemin önemi bir toplumda yaygın olarak bulunan değerlerin ve

amaçların her bir katman arasındaki etkileşimleri etkilemesinden gelmektedir. Ancak,

mikrosistem içindeki insanlar (çoğunlukla anababalar) ve bu insanlar arasındaki

etkileşimler çocuk üzerinde en yakın ve doğrudan etkiye sahiptir. Toplumda var olan

kültürel değerlerin ve önceliklerin anababaların çocuk yetiştirmeyle ilgili değerlerine ve

toplumsallaştırma amaçlarına nasıl yansıdığı da gösterilmiştir (Chao, 1995). Anababalar

da toplumdan aldıkları değerler ve amaçlar doğrultusunda çocuklarının toplumsallaşma

sürecinde yer almaktadırlar (Harwood, Schoelmerich, Schulze ve Gonzales, 1999).

Sonuç olarak, makrosistemi tanımlayan kültür ve o kültürdeki değerler çocuğa

Bronfenbrenner’in (1995) mikrosistem olarak adlandırdığı anababalar aracılığı ile

aktarılmaktadır. Bronfrenbrenner’in insan gelişimi ile ilgili modeli, çocuğu sistemin

merkezine yerleştirmekte ve çocuk yetiştirme stilleri de bunun dışında mikrosistemi

oluşturmaktadır. Buna göre, anababanın çocuk yetiştirme stilleri gelişim üzerinde etkili

olan farklı bağlamlar (mikrosistem ve makrosistem) ve bu bağlamlar arasındaki

bağlantıların bir sonucu olarak ergenlerin benlik kurgusu gelişimini etkilemesi açısından

önemlidir.

Page 55: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

39  

2.2.2. Çocuk Yetiştirme Stilleri ve Boyutları

Anababa çocuk arasındaki ilişkiler insan gelişiminin her alanında çok önemli

etkiye sahiptir. Çocukların gelişimine olumlu katkıda bulunan yöntemleri ve

davranışları anlamak amacıyla anne babanın çocukların gelişimi üzerindeki etkisi

önemli çalışma konularından biridir (Kağıtçıbaşı, Sunar ve Bekman, 2001).

Anababanın çocuk gelişimi üzerindeki etkisini göstermek için çeşitli modeller

geliştirilmiştir. Bunlardan en çok araştırma konusu yapılanı da çocuk yetiştirme

stilleridir (parenting styles). Darling ve Steinberg (1993) çocuk yetiştirme stilini

“çocuğa iletilen tutumların toplamı ve anababa amaçlarının ve davranışlarının

yansıtıldığı duygusal ortam” olarak tanımlamışlardır (s.488). Anababalık stilleri

anababanın çocuk yetiştirmeye ilişkin tutum, inanç, davranış ve beklentileri olarak da

tanımlanmaktadır (Darling ve Steinberg, 1993). Ayrıca, onlara göre anababalık stili

anababa çocuk etkileşiminde duygusal tonu tanımlayan genel bir kavramdır (Chao,

2001). Bir başka deyişle, anababalık stili (a) anababanın toplumsallaştırma amaçlarını

ve değerlerini, (b) ilişki biçimini ya da anababa çocuk ilişkisinin niteliğini (örn. sıcak,

tepkisel, düşmanca, reddedici gibi) tanımlamaktadır.

Darling ve Steinberg (1993) tarafından çocukların gelişiminde etkili olan

süreçlerin daha iyi anlaşılması amacıyla çocuk yetiştirme stilleri ile anababa

uygulamaları (parenting practices) ya da anababa davranışları (parenting behaviors)

arasında ayrım yapılması gerekliliği vurgulanmıştır. “Çocuk yetiştirme stilleri”

kavramının nitelikle, “anababa davranışları”nın ise uygulamaların içeriği ve sıklığı ile

ilişkili olduğu belirtilmiştir. Anababalık stilleri çocuk yetiştirmede genel bağlamı

oluşturmaktadır, anababa uygulamaları ise anababanın kullandığı belirli davranışları

içermektedir. Açıklama yapma, sıcaklık ve ilgi, güç kullanımı ve kontrol bazı anababa

uygulamalarıdır ve bunlar her bir stilde belirli bir derecede bulunmaktadır.

Farklı araştırmacılarca aynı anlama gelen farklı kavramlar kullanılsa da, çocuk

yetiştirme stilleri iki temel boyuta dayanılarak sınıflandırılmaktadır: anababa kontrolü

ve anababa kabulü. Örneğin, Maccoby ve Martin (1983) bu boyutları anababanın

gösterdiği “duyarlılık” (responsiveness) ve “talepkarlık” (demandingness); Amato ve

Fowler (2002) “anababa desteği” (parental support) ve “anababa izlemesi” (parental

monitoring) olarak tanımlamışlardır. Bu çalışmada boyutlar anababadan algılanan

kabul/ilgi ve kontrol (Sümer ve Güngör, 1999) olarak tanımlanmıştır. İlk boyut

anababalar ve çocukları arasındaki duygusal bağlara, ikincisi ise anababaların

Page 56: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

40  

çocuklarını kurallara, sosyal normlara uymasını sağlamada, sosyal uyumlarını artırmada

ve başarılı olmada üstlendikleri etkin role işaret etmektedir.

Anababa kontrolü anababanın çocuğu toplumsallaştırma isteğine (Darling ve

Steinberg, 1993) ve buna dayanarak çocuğu topluma hazırlamaya (Durbin, Darling,

Steinberg ve Brown, 1993) işaret etmektedir. Baumrind’e (1991) göre anababa kontrolü

anababanın çocuğu olgunluk beklentisi, danışmanlık etme, yaptırım kullanma gibi

yöntemlerle bütün aileye uyumunun sağlanmaya çalışılması ve kurallara uymayanları

kurallara uydurma çabalarını ifade etmektedir. Amato ve Fowler (2002) aile kontrolünü

(izleme) çocuğun davranışlarına, etkinliklerine danışmanlık etme, çocukların okulu ve

akran ilişkileri konusunda haberdar olma ve aile ve toplum kurallarına uymanın

sağlanması olarak tanımlamaktadır. Anababa kabulü ise anababanın çocuğun

bireyselliğini tanıması ve kabul etmesini tanımlamaktadır (Darling ve Steinberg, 1993).

Baumrind (1991) anababa kabülünü bireyselliği ve öz düzenlemeyi destekleyen,

çocuğun özel gereksinimlerinin farkında olma ve onları destekleme olarak

tanımlamaktadır. Ona göre anababa kabulü bakım verme, kabul, destek ve bağlanma

kavramları ile benzerlik göstermektedir.

Baumrind (1972), çocuk yetiştirme sürecinde anababaların çocuklarına karşı

olan tutum ve daranışlarını çocuk yetiştirme stili (parenting style) olarak adlandırmıştır.

Baumrind üç temel çocuk yetiştirme stili ileri sürmüştür: otoriter (authoriterian),

açıklayıcı otoriter (authoritative) ve izin verici (permissive). Bu üç çocuk yetiştirme stili

anababanın çocuğa karşı gösterdiği ilgi/yakınlığa ve çocuğun etkinliklerini ve

davranışlarını ne kadar kontrol ettiğine göre farklılık göstermektedir (Baumrind, 1991).

Otoriter ve izin verici stil iki uçta yer alırken açıklayıcı otoriter stil bu iki ucun arasında

bir yerde yer almaktadır. Otoriter anababalar çok fazla kontrol kullanarak, çocuktan

mutlak itaat beklerler ve çocuğun özerkliğini ve bağımsızlığını sınırlandırırlar;

demokratik anababalar ise çocuğa uygun kontrol düzeyi kullanarak onların

özerkliklerinin gelişmesine katkıda bulunurlar; izin verici anababalar ise kontrolü ya hiç

kullanmazlar ya da çok az kullanırlar. Gray ve Steinberg de (1999) bu kategorilerin

temelinde üç boyutun bulunduğunu ileri sürmüşlerdir: kabul (acceptance), davranışsal

kontrol (behavioral control) ya da izleme (monitoring) ve özerklik desteği (autonomy

support).

Maccoby ve Martin (1983) çocuk yetiştirme stillerinin altında “duyarlılık”

(resposiveness) ve “talepkarlık” (demandingness) olmak üzere iki boyut yattığını ileri

sürmüştür. Maccoby ve Martin bu boyutlara dayanarak otoriter, açıklayıcı otoriter, izin

Page 57: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

41  

verici şımartan (permissive indulgent) ve izin verici ihmalkar (permissive neglegting)

olmak üzere dört çocuk yetiştirme stili ortaya koymuştur. Yazarlara göre açıklayıcı

otoriter anababalar hem talep ve duyarlılık boyutunun çocuğun gereksinimlerine göre

ayarlayabilmektedirler. Bu çocuk yetiştirme stilinde hem anababa kontrolü hem de

kabulü vardır. Otoriter anababaların ise talepkarlık düzeyleri yüksek, duarlılık düzeyleri

düşüktür. Bu anababalar kontrol boyutunda yüksek kabul boyutunda düşüktürler. İzin

verici şımartan anababalar otoriter anbabaların tam tersi olarak çocuktan talepkarlık

düzeyleri düşük, duyarlılık düzeyleride yüksektir. Bir başka ifadeyle bu anababalar

kabul boyutunda yüksek, ancak kontrol boyutunda düşüktürler. İzin verici ihmalkar stil

açıklayıcı otoriter stilin tersidir ve bu stilde hem çocuktan beklenenler (talepkarlık) hem

de çocuğa gösterilen duyarlılık düşüktür. İzin verici ihmalkar anababalar hem kontrol

hem de kabul boyutlarında düşüktürler.

Kabul edici,

duyarlı

Reddedici,

duyarsız

Talep eden,

kontrol eden

Açıklayıcı otoriter Otoriter

Talep etmeyen,

kontrol etmeyen

İzin verici şımartan İzin verici ihmalkar

Şekil 3. Çocuk Yetiştirme Stillerinin Sınıflandırılması (Santrock, 1997 s.248).

Maccoby ve Martin’in (1983) önerdiği duyarlılık ve talepkarlık boyutları bu

alanda yapılan araştırmaların çoğunda kullanılmıştır (Steinberg ve diğerleri, 1991, 1994;

Darling ve Steinberg, 1993). Steinberg ve diğerlerine göre (1994) duyarlılık ve

talepkarlık boyutu anababanın ilgi/kabulü ile kontrolünün derecesini yansıtmaktadır.

Duyarlılık, talepkarlık ve kabul/ilgi, kontrol boyutlarına dayanarak sınıflandırılan dört

çocuk yetiştirme stili Şekil 3’te görülmektedir. Buna göre otoriter, açıklayıcı otoriter,

izin verici şımartan ve izin verici ihmalkar çocuk yetiştirme stilleri kabul/ilgi ve kontrol

boyutlarının kesişmesinden üretilmektedir. Steinberg ve diğerlerine göre (1994) otoriter

çocuk yetiştirme stili kabul ve ilginin düşük, kontrolün ise yüksek olduğu stildir.

Otoriter anababaların çocuklarından itaat bekledikleri çocuklardan söylenen her şeyi

sorgulamadan kabul etmelerini bekledikleri; aile içinde katı kurallar olduğu ve

kurallarla ilgili çocuklara açıklama yapılmadığı, koyulan kurallara çocuklarının

Page 58: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

42  

uymasını ve koşulsuz itaat etmesini bekledikleri belirtilmektedir (Darling ve Steinberg,

1993). Bu tür anababaların çocukların gereksinimlerine çok duyarlı olmadıkları ve

çocuklarının özerkliklerini desteklemedikleri belirtilmiştir (Baumrind, 1991; Barber,

1996; Vansteenkiste, Zhou, Lens ve Soenens, 2005). Bu ailelerde özerklikten çok itaat

ve bağımlılık ön plandadır. Otoriter çocuk yetiştirme stili daha çok Kağıtçıbaşı’nın

(2000) karşılıklı bağımlılık aile modeli içinde yer almaktadır. Bu modele göre daha

önce de belirtildiği gibi ailenin devamlılığı için çocuğun bağımlılığı önemlidir. Burada

anababanın kontrol ağırlıklı çocuk yetiştirme stili çocukta ilişkisel benlik kurgusunun

gelişmesine ortam hazırlamaktadır. Bu tür ailelerde yetişen çocuklar bağımsız, özerk

davranışlar sergileyemezler, özellikle kız çocukları daha bağımlı olmakta, erkek

çocukları ise isyankar, saldırgan ve itaatsiz olabilmektedirler (Ekşi, 1990). Bu

özelliklerin çoğunun izin verici anababaların çocuklarında da görüldüğü gösterilmiştir

(Maccoby ve Martin, 1983; Steinberg ve diğ., 1989).

Açıklayıcı otoriter çocuk yetiştirme stilinde hem kontrol hem de kabul/ilgi

vardır. Bu ailelerde bu iki boyut dengelenmektedir (Steinberg ve diğ., 1994). Açıklayıcı

otoriter çocuk yetiştirme stiline sahip anababalar ise çocuklarına karşı sıcak ve

ilgilidirler, aile içindeki kurallar çocuklara açıklanır ve gerekli olduğunda çocuklardan

bu kurallara uymaları beklenir. Bu ailelerde çocuklardan beklentiler açıktır. Aile içinde

verilen kararlarda çocukların da görüşleri alınır. Bu ailelerde kontrol vardır ancak aynı

zamanda çocukların özerklikleri desteklenmektedir (Baumrind, 1971, Darling ve

Steinberg, 1993). Bu tür anababalar çocuk yetiştirmede akılcı ve demokratik bir

yaklaşım izlerler, hem anababanın hem de çocuğun görüşleri dikkate alınır (Baumrind,

1991). Anababası açıklayıcı otoriter olan çocukların anababası izin verici ya da otoriter

olan çocuklardan akademik yetkinlik, toplumsal gelişim, benlik saygısı ve ruh sağlığı

gibi değişkenler açısından daha yüksek puan aldıkları gösterilmiştir (Maccoby ve

Martin, 1983; Steinberg ve diğ., 1989; Kurdek ve Fine, 1994; Kurdek, Fine ve Sinclair,

1995). Baumrind (1991) çocuk yetiştirme stilleri ile ilgili olarak yaptıkları

çalışmalarının sonucunda genel olarak demokratik tutumu benimseyen anababaların

çocuklarının bağımsız, kendini iyi ifade edebilen, akademik yönden başarılı çocuklar

olduğunu belirtmiştir.

Kağıtçıbaşı (2000) bağlılık kültürüne sahip gelişmiş ve kentleşmiş bölgelerde

daha yaygın olduğunu söylediği karşılıklı duygusal bağlılık aile modelinde egemen olan

çocuk yetiştirme stilinin açıklayıcı otoriter stil olduğunu belirtmiştir. Bu aile modelinde

çocuk yetiştirmede hem anababa kontrolü ve aileye bağlılık vurgulanmakta, hem de

Page 59: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

43  

çocuğun özerkliği desteklenmektedir. Böylece, bu çocuk yetiştirme biçimi çocukta

özerk-ilişkisel benlik kurgusunun gelişmesini sağlamaktadır.

İzin verici şımartan anababalar çocuklarına karşı sıcak, ilgili davranırlar ancak

bu ailelerde kontrol çok düşüktür (Steinberg ve diğ., 1994). Bu anababalar çocuklarının

bütün konularda kararlarını kendilerinin vermelerine izin verirler. İzin verici

anababaların çocukları yemek, yatma, televizyon izleme zamanı ve oyun için dışarı

çıkma gibi konularda kendi kararlarını kendileri verebilirler.

Kağıtçıbaşı (2000) refah düzeyi yüksek, kentleşmiş ve sanayileşmiş toplumlarda

görüldüğünü belirttiği bağımsızlık aile modelinde izin verici çocuk yetiştirme stilinin

görüldüğünü belirtmiştir. Bu çocuk yetiştirme stilinin temel özelliği çocuk yetiştirmede

kontrole çok az yer verilmesidir. Buna göre bu ailelerdeki sosyalleşme değerleri ve aile

etkileşimi çocuğun bağımsızlığının desteklenmesini ve bu da çocukta özerk-ayrık benlik

kurgusunun gelişimini doğurur.

İzin verici ihmalkar anababalar çocukları üzerinde ne kontrol uygularlar ne de

onlara yeterli ilgi ve yakınlığı gösterirler. Bu ailelerde çocukların temel fiziksel ve

duygusal gereksinimleri karşılanmaz. Bu tür çocuk yetiştirme stilinde anababayla

çocuklar arasındaki duygusal bağlar zayıftır (Baumrind, 1991; Darling ve Steinberg,

1993).

İzin verici anababaların çocuklarının kendilerini daha güvensiz hissettikleri, ait

olma duygusunun zayıf olduğu, benmerkezci, asi ve saldırgan davranışlara daha eğilimli

olabilecekleri; bazı durumlarda da etkin dışa dönük, yaratıcı oldukları da gözlenmiştir

(Pardeck ve Pardeck, 1988). Otoriter ve izin verici anababa tutumları birbirlerinden

farklı göründüğü halde, her iki aileden gelen çocukların benlik kontrolünün diğer

gruplardan gelenlere oranla daha düşük olduğu, ancak, hoşgörülü tutum uygulayan izin

verici anababaya sahip çocukların duygu durumu otoriter anababaya sahip çocuklardan

daha olumlu olduğu da belirtilmektedir (Maccoby ve Martin, 1983; Steinberg ve diğ.,

1989).

Chao (1994) Baumrind’in tipolojisini Çin kültürüne uygun bulmayarak

eleştirmiştir. Chao otoriter, açıklayıcı otoriter ve izin verici çocuk yetiştirme stillerinin

Batı kültürüne uygun yapılar olduğunu belirterek Çin kültürünü yansıtan bir tipoloji

önermiştir. Onun tezine göre, en uygun anababalık çocuğa yakın ilgi göstermeyi,

çocuğun iyilik durumu için kendini adamayı ve hem çocuk hem anababa tarafından

destekleyici olarak görülen bütün aileye yayılan kontrolü içermektedir. Ayrıca

Kağıtçıbaşı (2005) da Türk kültürü ve diğer kültürler üzerine yaptığı çalışmalar

Page 60: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

44  

sonucunda Baumrind’in tipolojisine eleştirel yaklaşmış ve anababa kontrolünün ve

ilgisinin birbirine zıt boyutlar olarak görülmesinin yerine birbirini tamamlayan boyutlar

olarak görülmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Örneğin, Rohner ve Pettengill (1985) de

Kore’li ergenler için algılanan anababa kontrolünün anababa kabulüyle ilişkili olduğunu

ve anababadan kontrol algılayan ergenlerin bir ihmal algılamadıklarını göstermişlerdir.

Kağıtçıbaşı (1970) Türk ve Amerika’lı ergenlerin anababalarının anababa tutumlarını

değerlendirdiği çalışmasında bu görüşü doğrulamayan sonuçlara ulaşmıştır. Türk ve

Amerikalı ergenler arasında anababaların uyguladıkları kontrol açısından fark olduğu

görülmüş, Türk ergenler daha fazla kontrol uygulandığını bildirmiş ve ilgi açısından iki

grup arasında bir fark bulunmamıştır. Buna göre Türk ergenler anababa tutumlarını hem

kontrol hem de ilgi açısından yüksek olarak bildirmiştir.

Sonuç olarak çocuğun toplumsallaşma sürecinde bireyci ve toplulukçu kültürler

çocuktan istenen bağımlılık ve bağımsızlık düzeyi açısından birbirinden

farklılaşmaktadır (Kağıtçıbaşı, 1997). Bireyciliğin egemen olduğu toplumlarda çocuk

yetiştirmede bağımsızlık önemli iken, toplulukçu değerlerin önemli olduğu toplumlarda

çocuğun bağımlılığı daha ön plandadır. Çocuğun bağımlılığının önemli olduğu itaate

yönelik çocuk yetiştirme ya da kontrolün yüksek, kabul ilginin düşük olduğu otoriter

çocuk yetiştirme ilişkisel benliğin gelişimini sağlamaktadır. Çocuğun kendine

yeterliliğinin ve özerkliğinin önemli olduğu, ancak aynı zamanda aileye bağlılığının da

istendiği ailelerde hem kabul/ilgi hem de kontrol vardır. Açıklayıcı otoriter çocuk

yetiştirme stilini tanımlayan bu çocuk yetiştirme stili özerk-ilişkisel benliğin oluşmasını

sağlamaktadır. Sadece ilgi/kabul ve sevginin olduğu, çocukta özerklik ve kendine

güvenin önemli olduğu çocuk yetiştirme özerk-ayrık benliğin gelişimi için uygun ortam

yaratmaktadır (Kağıtçıbaşı, 1996).

2.2.3. Çocuk Yetiştirme Stilleri Konusunda Yapılan Araştırmalar

Çocuk yetiştirme konusunda yapılan araştırmaların önemli bir bölümü kültürler

arası karşılaştırmalara dayanmaktadır. Toplulukçu kültürlerde yaşayan aileler

çoğunlukla otoriter olarak nitelenmektedir (Rudy ve Grusec, 2001). Yakın aile

bağlarının önemli olduğu sosyo-kültürel bağlamlarda anababa çocuk arasında

bağımlılığın ve anababa kontrolünün önemli olduğu belirtilmiştir (Greenfield, Keller ve

diğ., 2003). Chao (1994, 2001) Birleşik Devletlerde yaşayan Çin kökenli Amerikalıların

Avrupa kökenli Amerikalılardan daha otoriter olduklarını göstermiştir. Rudy ve Grusec

(2001) Mısır kökenli Kanadalılarla Avrupa kökenli Kanadalıları karşılaştırdığı

Page 61: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

45  

çalışmasında Mısır kökenli Kanadalıların daha otoriter olduklarını bulmuştur. Otoriter

çocuk yetiştirme stili bireyci kültürlerde daha olumsuz sonuçlarla ilişkili bulunmuştur.

Bu tartışmalardan toplulukçu yönelime sahip ailelerin çocuklarına karşı yalnızca kontrol

kullandıkları, sevgi ilgi göstermedikleri anlamının çıkartılmaması gerekmektedir. Rudy

ve Grusec (2001) Mısır kökenli Kanadalılar (bu aileler otoriterlikte yüksek olsa da) ve

Avrupa kökenli Kanadalılar arasında sıcaklık ve ilgi açısından bir fark olmadığını

göstermişlerdir. Bu sonuçlara göre araştırmacılar toplulukçu kültürlerdeki otoriter çocuk

yetiştirme stilinin çocuğa karşı olumsuz tutumlarla ve çocuk için olumsuz sonuçlarla

ilişkilendirilemeyeceğini belirtmişlerdir. Chao (2001) da Çin kökenli Amerikalı

gençlerin aile ilişkilerindeki yakınlığı ile Avrupa kökenli Amerikalı gençlerinki arasında

bir fark olmadığını göstermiştir.

Keller, Lohaus, Volker, Cappenberg ve Chasiotis (1999) bebek bakımı ile ilgili

evrimsel temelleri olan temel bakım, besleme, taşıma, yüz yüze etkileşim gibi

anababalık davranışlarında bazı ortak yönler olduğunu belirtmekle birlikte beden teması

ve beden uyarımı gibi davranışların daha çok toplulukçu geleneksel Afrika kültürlerinde

görüldüğünü, yüz yüze iletişim davranışlarının ise daha çok batı toplumlarının kentsel

kesimlerinde yaygın olduğunu göstermişlerdir. Keller ve arkadaşları beden temasının

karakterize ettiği çocuk yetiştirmenin başkaları ile ilişkiselliğin gelişimine uygun

olduğunu, çocukla yüz yüze iletişimin ise çocukta bağımsızlığın gelişimini

desteklediğini ileri sürmüşlerdir. Keller, Papaligoura, Kuensemueller ve diğerleri (2003)

da kentli orta sınıf Alman ve Yunan annelerin çocukları ile etkileşimlerini

karşılaştırdıkları çalışmalarında her iki grubun yüz yüze etkileşimi kullandıklarını ve

daha az beden temasında bulunduklarını göstermişlerdir. Bu araştırmada anababalık

stilleri açısından iki Avrupa toplumu arasında da fark olabileceği de gösterilmiştir. Buna

göre, Yunan anneler Alman annelere göre yüz yüze etkileşim esnasında bebeğe

gülümseyerek daha fazla sıcaklık ve yakınlık göstermişlerdir. Böylece hem Alman hem

de Yunan anneler bebekle yüz yüze etkileşimlerinde bağımsızlığı destekleseler de,

Yunan anneler gösterdikleri ilgide ilişkiselliği de vurgulamaktadırlar. Yazarlar Yunan

annelerin stilinin Kağıtçıbaşı’nın (1996) önerdiği özerk-ilişkisel benlik kurgusunun

gelişimine uygun olduğunu belirtmişlerdir.

Anababalık stilleri ve davranışları açısından toplumlarda zaman içinde önemli

değişimler de olmaktadır. Keller ve Lamm (2005) Almanya’da orta sınıf anneleri 25 yıl

izledikleri çalışmalarında bağımsız hareket etmeyi destekleyen yüz yüze iletişimde artış

Page 62: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

46  

olduğunu, buna karşın ilişkisellikle olumlu ilişkili olan beden temasında ve ilgide

azalma olduğunu göstermişlerdir.

Çok sayıda araştırmacı çocuk yetiştirme stillerinin çocuk ve ergen gelişimi

üzerine etkilerini incelemiştir. Özellikle çeşitli yetkinlik boyutları ve uyum değişkenleri

incelenmiştir, örneğin psikososyal yetkinlik ve sorun davranışlar gibi. Bunun dışında

itaat, değerleri içselleştirme, aile ile çatışma gibi konulardaki araştırmalara yoğun bir

şekilde rastlanmaktadır. Aşağıda bu konularla ilgili yapılan çalışmalar sunulmaktadır.

Baumrind (1971) orta sınıf ailelerden gelen 134 okul öncesi çocukla yaptığı ilk

çalışmalarından birinde çocukların psikososyal yetkinliklerini sosyal sorumluluk ve

bağımsızlık açısından değerlendirmiştir. Sonuçlar, kontrolde ve kabul/ilgide yüksek

olan açıklayıcı otoriter anababaların otoriter ya da izin verici anababalara göre sosyal

sorumluluk düzeyi daha yüksek ve daha bağımsız çocuklar yetiştirdiğini göstermiştir.

Grolnick ve Ryan (1989) çocuk yetiştirme stillerinin boyutu olan özerklik

desteği ile özerklik, yetkinlik, uyum ve okul başarıları arasındaki ilişkiyi inceledikleri

çalışmasında, anababanın özerklik desteğinin özerklik, yetkinlik, uyum ve okul notları

ile olumlu ilişkili olduğunu göstermiştir.

Lamborn, Mounts, Steinberg ve Dornbusch (1991) Baumrind’in (1971) çocuk

yetiştirme stilleri ile psikososyal yetkinlik ve uyum çalışmasını tekrar etmiştir. 14 -18

yaşları arasında 4100 ergenle yapılan bu çalışmada anababa stilleri ergenlerin yanıtları

üzerinden değerlendirilmiştir. Sonuçlar açıklayıcı otoriter ailelerden gelen ergenlerin

otoriter ya da izin verici ailelerden gelenlere göre daha olumlu uyum gösterdiklerini ve

psikososyal gelişimlerinin de daha olumlu olduğunu göstermiştir.

Steinberg, Lamborn, Darling, Mounts ve Dornbush (1994) öncekiyle aynı

örneklemden (Lamborn ve ark., 1991) 2300 kişi üzerinde bir yıllık izleme çalışması

yapmışlardır. Açıklayıcı otoriter ailelerden gelen ergenlerin psikososyal yetkinlik

alanında yüksek uyum göstermeye devam ettikleri görülmüştür. Kabul/ilgi düzeyinin ve

kontrolün yüksekliği ergenlerin zaman içindeki olumlu uyumları ile ilişkili

bulunmuştur.

Brown, Mounts, Lamborn ve Steinberg (1993) psikososyal yetkinlik ile

kabul/ilgi ve kontrol boyutlarını yansıttığı düşünülen üç anababalık uygulaması (başarı

vurgusu, anababa izlemesi, birlikte karar verme) arasındaki ilişkiyi 3800 lise öğrencisi

üzerinde araştırmışlardır. Araştırmacılar başarı vurgusu yapılan ailelerde büyüyen ve

aileleri tarafından izlenen (monitoring) ergenlerin kendilerine daha güvenli (kendi

ayakları üzerinde durabilme anlamında) olduğunu bulmuşlardır.

Page 63: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

47  

Yukarıdaki çalışmalar genel olarak hem kabul/ilgi hem de kontrol açısından

yüksek değerlendirilen aile ortamlarının psikososyal gelişim için uygun ortamlar

olduğunu göstermektedir.

Petersson, Rollins ve Thomas (1985) anababa davranışlarının ergenlerin itaat

etmesi ile ilişkisini 368 ergenin katıldığı bir çalışmada incelemişlerdir. Sonuçlar aileleri

tarafından desteklenen, kabul edilen ve değer verilen ergenlerin daha itaatkar olduğunu

göstermiştir. Ayrıca aileler beklentilerini açıklayıcı bir yolla iletirse ergenlerin itaat ve

içselleştirme davranışlarında da artma olmaktadır. Ancak, anababanın zor kullandığı

durumda itaat belirgin olabilmekteyse de içselleştirme olasılığı daha düşük

bulunmuştur.

Son 20 yıldır yapılan çalışmalar açıklayıcı otoriter çocuk yetiştirme stili ile

çocukların bilişsel ve sosyal gelişimleri arasında olumlu bir ilişki olduğunu göstermiştir.

Örneğin, demokratik anababalık (açıklayıcı otoriter) stili ile yüksek akademik başarı

(Dornbusch, Ritter, Leiderman, Roberts ve Fraleigh, 1987; Weiss ve Schwarz, 1996;

Wintre ve Yaffe, 2000); yüksek uyum puanı (örneğin, düşük düzeyde psikolojik stres,

sorun davranışların azlığı, olumlu akran ilişkileri) (Brown, Mounts, Lamborn ve

Steinberg, 1993; Fuligni ve Eccles, 1993); yüksek öz saygı, özerklik ve kendi

ayaklarının üzerinde durabilme (Baumrind, 1991; Buri, Louiselle, Misukanis ve

Mueller, 1988) arasında olumlu ilişkiler gösterilmiştir.

Daha önceki çalışmalar demokratik anababalık stilini çeşitli anababalık

davranışlarını içeren bir bütün olarak incelemiştir. Ancak, Gray ve Steinberg (1999) üç

ayrı boyutun (kabul, davranışsal kontrol ve psikolojik özerklik sağlama) katkılarının

ayrı ayrı incelenmesini önermişlerdir. Onların çalışmaları anababa kabulü ile davranış

sorunlarının azlığı, daha iyi düzeyde psikososyal uyum, düşük düzeyde stres ve yüksek

düzeyde akademik yeterlilik arasında ilişki olduğunu göstermiştir.

Steinberg, Mounts, Lamborn ve Dornbusch, (1991) Amerika Birleşik

Devletleri’nde yaklaşık 10,000 lise öğrencisinin katıldığı bir çalışma yapmışlardır.

Farklı etnik kökenden, sosyo ekonomik düzeyden ve aile yapılarından gelen ergenlerle

yapılan bu çalışmanın sonuçları demokratik anababalık stilinin olumlu sonuçlarının bu

gruplar arasında çok fark yaratmadığını göstermiştir. Bununla beraber, daha sonraki

analizler Afrika kökenli Amerikan gençleri için demokratik anababalık stilinin Avrupa

kökenli Amerikalılar kadar olumlu sonuçlarının olmayabileceğini; okul başarısı

açısından da otoriter anababalık stilinin Afrika kökenli Amerikan gençleri için olumsuz

sonuçlarının olmayabileceğini göstermiştir (Steinberg, Dornbusch ve Brown, 1992).

Page 64: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

48  

Belki de bazı ortamlarda aile kurallarına uymamanın hem kişinin kendisi hem de

başkaları için olumsuz sonuçları olabilirken, bazı ortamlarda otoriter stil diğer stiller

kadar işlevsel olabilir (Brody ve Flor, 1998).

Suchman, Rounsaville, DeCoste, B.S., ve Luthar (2007) anababa kontrolü ve

kabulünün çocukların uyumu ile ilişkisini araştırdıkları çalışmada, anababa kontrolünün

davranışsal uyum; anababa ilgi/kabulünün psikolojik uyumla ilişkili olduğunu

göstermiştir. Bu çalışmalar anababa kontrolünün, özerklik desteğinin ve aynı zamanda

kabul ilgisinin çocukların uyumları üzerinde etkisi olduğunu göstermektedir.

Chao (1994) demokratik anababalık stilini genel olumlu sonuçları açısından

eleştirmiş ve bu stilin anlamının kültürler arasında farklılık gösterebileceğini

vurgulamıştır. Buna paralel olarak Wang ve Phinney (1998) Amerika Birleşik

Devletlerine göç etmiş Çinli annelerin otoriter tutumları ile okul öncesi çocuklarının

bilişsel yeterlilikleri arasında olumlu ilişki olduğunu göstermiştir.

Sosyo-ekonomik düzey anne baba davranışlarında etkili olan etmenlerden

biridir. Genellikle üst sosyo-ekonomik düzeyden anababalar açıklama, kuralların

tartışılması, çocukların kendini ifade etmesine izin verme gibi davranışlar sergilerken,

alt sosyo-ekonomik gruptan anababalar itaat, ceza gibi davranışları daha çok

kullanmaktadır (Pinderhughes, Dodge, Bates, Pettit ve Zelli, 2000).

Bazı araştırmalarda SED’in anababa davranışları ve amaçları üzerinde etkili

olduğu gösterilmiştir (Luster, Rhoades ve Haas, 1989; Harwood, Schoelmerich,

Ventura-Cook, Schulze ve Wilson, 1996). Bu çalışmalar farklı toplumsal sınıflardan

anababaların farklı tutum ve davranışlara sahip olabileceklerini göstermektedir.

Goodnow (1988) SED değişkeni olarak anababanın eğitim düzeyinin ve mesleğinin

onların anababalık davranışlarının en önemli yordayıcıları olduğunu göstermiştir. Von

der Lippe (1999) annenin eğitim düzeyi ile çocuklarıyla etkileşimi arasındaki ilişkiyi

incelediği çalışmasında yüksek eğitimli annelerin düşük eğitimlilere göre çocuklarıyla

daha uyarıcı bir etkileşim içinde olduklarını ve daha demokratik annelik stiline sahip

olduklarını göstermiştir.

Bugüne kadar bu alanda yapılan çalışmaların önemli sınırlılıklarından biri

yalnızca annelerin çocuk yetiştirme stilleri üzerine odaklanmış olmalarıdır. Ne var ki,

çocuk yetiştirme stilleri ile ilgili alanyazında babaların da çalışmalara dahil edilmesi

gerektiği vurgulanmakta ve babaların çocuklarının gelişimindeki rolünün araştırılması

gerektiği belirtilmektedir (Cabrera, Tamis-LeMonda, Bradley, Hofferth ve Lamb,

2000). Babaların uyguladığı çocuk yetiştirme stilleri ve olası cinsiyet farklılıkları ile

Page 65: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

49  

ilgili az bilgi olsa da, özellikle disiplin stratejileri açısından annelerin daha çok

demokratik, babaların ise otoriter stile yakın olduklarını gösteren bulgular da

bulunmaktadır (Russell, Hart, Robinson ve Olsen, 2003; Tein, Roosa ve Michaels,

1994). Türkiye’de yapılan çalışmalar alt sosyo-ekonomik düzeyde hem annelerin hem

de babaların daha çok otoriter anababa olduğunu göstermektedir (Pehlivanoğlu, 1998).

2.2.4. Türkiye’de Çocuk Yetiştirme Konusunda Yapılan Araştırmalar

Haktanır ve diğerleri (1999) Türkiye’de çocuk yetiştirme stilleri ile ilgili yapılan

araştırmaları derledikleri çalışmalarında toplam 75 araştırmaya ulaşmışlar ve bu

çalışmaların 48’inin 1990-1998, 23’ünün 1980-1989 ve 4’ünün de 1970-1979 yılları

arasında yapıldığını göstermişlerdir. Bu sonuç, Türkiye’de çocuk yetiştirme üzerine

yapılan çalışmalarda 1970’li yıllardan 2000’li yıllara doğru önemli bir artış olduğunu

göstermektedir. Bu da Türkiye’de çocuk yetiştirme araştırmalarına verilen önemin

giderek arttığını göstermektedir. Haktanır ve diğerleri (1999) bu çalışmalarında çocuk

yetiştirmede yıllar içinde önemli değişimlerin olduğunu görmüşlerdir. Buna göre,

önceki yıllarda anababaların kız çocuklarına karşı daha cezalandırıcı ve kısıtlayıcı

davrandığı görülürken, 90’lı yıllarda kız çocuklarına uygulanan baskının azaldığı,

demokratik tutumların arttığı, erkek çocuklarına karşı daha baskıcı ve ilgisiz

davranıldığı görülmüştür. Bu çalışmada ayrıca sosyo-ekonomik düzeyi düşük ailelerde

cezalandırıcı ve kısıtlayıcı anababa tutumlarının sosyo-ekonomik düzeyi yüksek ailelere

göre daha yaygın olduğu görülmüştür. Eğitim düzeyi yüksek anababaların daha fazla

demokratik tutum sergiledikleri görülmüştür. Ancak, çalışmalar anababanın

koruyuculuğu ve otoriter tutumları açısından alt, orta ve üst sosyo-ekonomik düzey

arasında bir fark olmadığını göstermiştir.

Yukarıda sözü edilen yıllar arasında yapılan çalışmalardan ikisi Kuzgun (1972)

ve LeComte, Lecomte ve Özer’in (1978) yaptıkları çalışmalardır. Kuzgun (1972)

gençlerin algıladıkları anne baba tutumunu ölçmek için “Anne- Baba Tutum Envanteri”

ni geliştirmiştir. Kuzgun’un (1972) çalışması demokratik anne baba tutumunun kendini

gerçekleştirme için uygun ortam olduğunu, otoriter tutumun ise kendini

gerçekleştirmeyi engelleyen bir ortam yarattığını göstermiştir. Lecomte ve arkadaşları

(1978) “Aile Tutum Ölçeği” nin Türk kültürüne uyarlama çalışmasını yapmışlardır.

Karadayı (1994) Türk üniversite öğrencileri arasında yaptığı çalışmada üniversite

öğrencilerinin algıladıkları anne baba tutumları, anne babayla ilişkileri ile bazı kişilik

özellikleri arasındaki ilişkileri incelemiştir. Çalışma sonucunda anababayla iyi ve yakın

Page 66: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

50  

ilişkilerin iyimserlik, neşelilik, mücadelecilik, rahatlık, kendine güven, özsaygı ve anne

babaya bağımlılık ile ilişkili; katı anababa disiplininin ise kötümserlik, utangaçlık ve

arkadaşa bağımlık ile ilişkili olduğu gösterilmiştir.

Daha yeni bir dönemde Sümer ve Güngör (1999) gençlerin algıladıkları

kabul/ilgi ve kontrol boyutları ve çocuk yetiştirme stilleri (otoriter, açıklayıcı otoriter,

izin verici/şımartan ve izin verici/ihmalkar) ile bazı temel benlik değişkenleri

arasındaki ilişkileri inceleyen bir çalışma yapmışlardır. Bu çalışmada kabul/ilgi boyutu

ile benlik saygısı ve benlik kavramı belirginliği arasında olumlu, kontrol boyutu ile

benlik saygısı ve benlik kavramı belirginliği arasında ise olumsuz ilişki bulunmuştur.

Aynı çalışmada iki uç çocuk yetiştirme stili olan ototriter ve izin verici şımartan çocuk

yetiştirme stili en yaygın stiller olarak bulunmuştur.

Yılmaz (2000) anababa tutum ölçeğinin ilköğretim, lise ve üniversite öğrencileri

için güvenirlik ve geçerlik çalışmasını yaptığı çalışmasında her üç grupta demokratik

anababa tutumu ile çocukların akademik başarıları arasında ilişki bulmuştur.

Anababa tutumları ve özerklik arasındaki ilişkinin araştırıldığı bir çalışmada

(Musaağaoğlu ve Güre, 2005) anababasını demokratik olarak algılayan ergenlerin hem

otoriter hem de izin verici ihmalkar olarak algılayan ergenlere göre daha fazla

davranışsal özerklik gösterdikleri bulunmuştur.

Kağıtçıbaşı (1982) “çocuğun değeri” araştırmasında Türk kültüründe itaatin

çocuklardan beklenen en önemli özellik olduğunu, bağımsızlığın ve kendine güvenin en

az önemsenen iki değer olduğunu göstermiştir. Düşük eğitim düzeyinin bu değerlerle

ilişkili olduğu belirtilmiştir (Kağıtçıbaşı, 1982). Kağıtçıbaşı ve Ataca’nın (2005)

çalışmasında da benzer sonuçlar tekrarlanmıştır.

Sosyoekonomik değişkenlere de bağlı olarak aynı kültür içinde farklı eğilimler

görülebilir (Göregenli, 1997). Türkiye’de yapılan çalışmalarda da anne babaların eğitim

düzeyinin sağlık, akademik durum ve sosyal yetkinlik gibi çocuklarla ilgili gelişimsel

sonuçlar üzerinde etkili olduğunu göstermiştir (Yağmurlu, Köymen ve Sanson, 2005).

Bazı çalışmalar anababanın eğitim ve gelir düzeyinin ve kentleşmenin anababa

tutumları ve davranışları üzerinde etkili olduğunu göstermektedir. Demiriz ve Öğretir

(2007) tarafından alt ve üst sosyo-ekonomik düzeydeki 10 yaş çocuklarının anne

tutumlarının incelenmesi amacıyla 300 çocuğun annesine “Aile Hayatı ve Çocuk

Yetiştirme Tutum Ölçeği” (PARI) uygulanmıştır. Annelerin PARI’ye verdikleri

cevaplar Aşırı Annelik Boyutu, Demokratik Tutum ve Eşitlik Tanıma Boyutu, Ev

Kadınlığını Reddetme Boyutu, Eşlerin Geçimsizliği Boyutu, Baskı ve Disiplin Boyutu

Page 67: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

51  

olmak üzere beş ayrı boyutta değerlendirilmektedir. Sonuçlar alt sosyo-ekonomik

düzeydeki annelerin daha koruyucu, annelik rolünü daha fazla reddeden, aile içinde

daha geçimsiz ve daha sıkı disiplin uygulayan anneler olduğunu göstermiştir. Annelerin

demokratik tutumunun alt ve üst sosyo-ekonomik düzeyde olmalarından etkilenmediği

görülmüştür. Annelerin öğrenim durumuna göre aşırı koruyucu, rolünü reddetmesi,

geçimsizlik ve sıkı disiplin boyutlarında anlamlı farkın olduğu bulunmuştur. İlköğrenim

düzeyinde eğitim almış annelerin orta ve yüksek öğrenim düzeyinde eğitim almış

olanlara göre daha fazla aşırı koruyucu, ev kadınlığı rolünü reddeden, geçimsizlik ve

sıkı disiplin tutum boyutuna sahip oldukları belirlenmiştir. Sonuçlara göre düşük

eğitime sahip olan annelerin daha olumsuz tutumları benimsedikleri söylenebilir.

Kağıtçıbaşı ve Ataca’nın (2005) çalışmasının sonuçları kırsal kesimde ve

kentlerde yaşayan alt SED’den ailelerin çocuklarının itaat etmesini üst SED’den ailelere

göre daha fazla önemsediklerini göstermiştir.

Benlik kurgusunun gelişimi üzerine anababa etkisi konusundaki araştırmalar

sınırlı olsa da çocuk yetiştirme stilleri ile benlik kurgusu gelişimi arasındaki ilişki

üzerine bazı çalışmaların yapıldığı görülmektedir. Bağımsız ve bağımlı benlik gelişimi

üzerine temel değişken olarak kültürün etkisi incelenmiştir (Markus ve Kitiyama, 1991;

Singelis, 1994; Yamada ve Singelis, 1999). Anababalık üzerine yapılan çalışmalar

Kağıtçıbaşı’nın (1996, 2000) özerk-ilişkisel benlik kurgusunu destekleyen sonuçlar

ortaya koymaktadır. Örneğin, Wang ve Tommis-LeMonde (2003) Amerikan ve

Tayvanlı annelerin çocuk yetiştirme ile ilgili değerlerini karşılaştırdıkları çalışmalarının

sonucunda bağımsızlık ve bağımlılığın birbirine zıt olmadığını, birbirini dışlamadığını,

tam tersine her iki toplumda da annelerin bireyci ve toplulukçu değerleri taşıdığını

göstermiştir.

Karadayı anababa tutumları ile özerklik ve ilişkililik arasındaki ilişkileri

incelediği çalışmasında ilgisiz anababaları olanların en yüksek özerklik puanlarını,

Çatışmasız Özerklik (ÇAT) ve İlişkililik (İLİŞ) puanlarının en düşük olduğunu

göstermiştir. Otoriter ailelerin çocukları Davranışsal (DAV), Duygusal (DUY) ve

Tutumsal (TUD) alt ölçeklerde en düşük puanları alırlarken, demokratik ailelerden

gelen çocuklar Çatışmasız Özerklik (ÇAT) ve İlişkililik (İLİŞ) alt ölçeklerinden en

yüksek puanları almışlardır. Bu sonuçlar demokratik anababa stilinin çatışmasız

ilişkileri artırırken, ilgisiz anababa sitilinin ise özerkliği artırırken bir yandan aileyle

ilişkilerde çatışmayı da artırdığını göstermektedir.

Page 68: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

52  

Aynı çalışmada anababanın koruyuculuğunun yüksek olması Ayrışma,

Davranışsal Özerklik, Duygusal Özerklik, Tutum ve Değerlerde Özerklik puanlarında

düşük değerler alırken, Çatışmasız Özerklik ve İlişkililik puanlarında yüksek değerler

almışlardır. Bu sonuç aşırı koruyucu anababa tutumlarının özerkliğin gelişimini

sınırlandırırken ilişkililiği ve bağımlılığı da artırdığını göstermektedir.

Karadayı’nın (1998) çalışmasının sonuçları genel olarak anababasını otoriter

olarak algılayan gençlerin davranışsal, duygusal ve tutum ve değer özerkliği puanlarının

düşük; ilgisiz anababaların çocuklarının bu boyutlarda özerklik puanlarının yüksek,

çatışmasız özerklik puanlarının ise yüksek; demokratik anababaların çocuklarının ise

özerklik puanlarının orta düzeyde, çatışmasız özerkliğin ise en yüksek değerde

olduğunu göstermektedir.

Karakitapoğlu-Aygün (2002) çocuk yetiştirme stilleri, benlik kurguları ve iyilik

durumları arasındaki ilişkileri Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri’nden üniversite

öğrencileri arasında incelemiştir. Sonuçlar, Amerikalı gençlerin Türk gençlerine göre

daha fazla bireyleşme/kendileşme ve daha az ilişki yönelimi göstereceği yönündeki

denencenin desteklenmediğini göstermiştir. Ancak, SED farklılıkları açısından, üst

SED’den olan ergenlerin alt SED’den olanlara göre daha fazla bireyleşme/kendileşme

eğilimine sahip oldukları bulunmuştur. Sonuçlar ayrıca, her iki ülke gençleri arasında da

hem bireyleşme/kendileşme hem de ilişkili olma yönelimi olduğu göstermiştir.

Çalışmada anababalık, benlik kurgusu ve iyilik durumu temel alınarak kurulan model de

doğrulanmıştır. Türk katılımcılar için anababanın uyguladığı kontrol bireyleşmeyle ilgili

sorunların önemli bir yordayıcısı olarak bulunmuş ve bu ilişkiye bireyci benlik

kurgusunun eşlik ettiği gösterilmiştir. Bu çalışmanın sonucunda anababa kontrolünün

özerklik gelişimini olumsuz etkilediği gösterilmiştir. Amerikan örneklemi için de

özellikle anne kontrolünün özerk benlik kurgusu gelişimini olumsuz etkilediği

görülmüştür. Anababa ilgisinin de ilişkisel benlik kurgusu aracılığıyla iyilik durumunu

olumlu yönde yordadığı gösterilmiştir.

İmamoğlu (2003) benlik kurgusu gelişimi ve çocuk yetiştirme arasındaki

ilişkileri incelediği çalışmasında anababa sevgisi ve kabulünün ilişkiselliği yordadığını,

buna karşın anababa kontrolünün bireyleşmeyi dolaylı olarak yordadığını göstermiştir.

Taşdemir (2006) dikey ve yatay bireycilik-toplulukçuluk ve çocuk yetiştirme

stilleri arasındaki ilişkileri incelediği çalışmada, anababanın eğitim düzeyi ve anababa

kontrolü dikey bireyciliğin; anababa kabulü yatay toplulukçuluğun; anababa kabulü ve

kontrolünün dikey toplulukçuluğun anlamlı yordayıcısı olarak bulunmuştur.

Page 69: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

53  

Sonuç olarak, bu güne kadar benlik kurgusu konusunda, özellikle batıda yapılan

çalışmalarda ayrışma ve kendi kendini yönetme üzerine odaklanılarak benliğin bağlılık

boyutu ihmal edilmiştir. Ancak, her bir ergen ya da kültürel grup için özerklik ve

ilişkisellik farklı boyutlarda ve düzeylerde gelişse de (Markus ve Kitayama, 2003;

Raeff, 2004; Kagıtçıbaşı, 2005), ya da farklı şekillerde gösterilse de (Kobayashi ve

Brown, 2003) özerkliğin ve ilişkiselliğin bir arada bulunabileceği görülmektedir.

Özerkliğin ve ilişkililiğin bir arada var olabilmesi yaşanan sosyo-ekonomik gelişmeler

sonucu değişen çocuk yetiştirme stilleri ile açıklanabilmektedir. Daha önce çocuk

yetiştirme stilleri ve benlik kurgusu konusunda yapılan çalışmalarda benlik kurgusu tek

boyutlu olarak ele alınmış, kişilerin ne kadar özerk oldukları üzerinde durulmuştur.

Ancak, ergenlerde benlik kurgusu gelişiminin kültürel açıdan ele alınabilmesi için

benlik kurgusunun farklı boyutlarının (özerk-ayrık, bağımlı- ilişkisel ve özerk-ilişkisel

benlik) çalışmaya dahil edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, hangi toplumsallaşma

uygulamaları sonucunda bu yönelimlerin ortaya çıktığının araştırılması da önemli

görülmektedir. Bu çalışmada farklı sosyo-ekonomik düzeyden anababaların çocuk

yetiştirme stilleri ve bunun ergen çocuklarının benlik kurgusu gelişimleri ile ilişkisi

gösterilmeye çalışılmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Page 70: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

54  

 

BÖLÜM III

YÖNTEM

 

Bu bölümde araştırmanın modeli, araştırma grubu, verilerin toplanması, verilerin

analiz edilmesi ve işlem konularında açıklamalar yer almaktadır.

3.1. Araştırma Modeli

Bu araştırma, ergenlerin benlik kurgusu gelişimlerinin çocuk yetiştirme stillerine

bağlı olarak farklı sosyo-ekonomik kesimlerde yaşayan ergenler arasında nasıl

farklılaştığını görmek için tarama modeli biçimindeki betimsel nitelikli bir araştırmadır.

“Tarama modelleri, geçmişte ya da halen var olan bir durumu var olduğu şekliyle

betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımlarıdır. Araştırmaya konu olan olay, birey ya

da nesne, kendi koşulları içinde ve olduğu gibi tanımlanmaya çalışılır.” (Karasar, 2004,

s.77). Araştırmada kullanılan veriler, farklı yaş gruplarından elde edileceği için

gelişimsel farkı incelemede kesitsel araştırma düzeni kullanılmıştır.

Çalışmada nicel ve nitel veri toplama yöntemlerinin ve veri analizinin bir arada

olduğu karışık yöntemler deseni (mixed methods designs) (Crasswel, 2003)

kullanılmıştır. Karışık araştırma yöntemlerinden sıralı açıklamalı desen kullanılmıştır

(sequential explanatory design). Bu desende öncelikle nicel veri toplama ve veri analizi

gerçekleştirilmekte, ardından nitel veri toplama ve veri analizi gerçekleştirilmektedir.

Öncelik nicel veriye verilmektedir ve iki yöntem bulgular ve yorum bölümünde

bütünleştirilmektedir (Creswell, 2003).

Ergenlerin yaşı ve cinsiyeti, anababanın eğitim ve gelir düzeyi, anababanın

gösterdiği kabul/ilgi ve kontrol, otoriter, açıklayıcı otoriter, izin verici şımartan ve izin

verici ihmalkar çocuk yetiştirme stilleri araştırmanın bağımsız değişkenlerini

oluşturmaktadır. Benlik kurgusu boyutları olan özerk-ayrık, bağımlı-ilişkisel ve özerk

ilişkisel benlik ise araştırmanın bağımlı değişkenlerini oluşturmaktadır. Anababanın

gösterdiği kabul/ilgi ve kontrol sürekli; çocuk yetiştirme stilleri olan otoriter, açıklayıcı

otoriter, izin verici şımartan ve izin verici ihmalkar değişkenleri ise kategorik

değişkenlerdir. Benlik kurgusu boyutları olan özerk-ayrık, bağımlı-ilişkisel ve özerk

Page 71: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

55  

ilişkisel benlik değişkenleri sürekli değişkenlerdir ve bir bireyin her üç benlik

kurgusuna ait puanı bulunmaktadır. Katılımcılar benlik kurguları açısından sadece özerk

olanlar, ilişkisel olanlar ve özerk ilişkisel olanlar olarak sınıflandırılmamaktadır.

3.2. Araştırma Grubu

Bu araştırmada, araştırma grubu 15-18 yaşlarında, Ankara merkezde farklı

SED’den lise 1. 2. ve 3. sınıflarda öğrenim gören 1176 öğrenciden oluşmuştur. Ölçme

araçlarının uygulanacağı okullar bu okullara devam eden öğrencilerin sosyo ekonomik

durumları dikkate alınarak amaçsal (purposive) örnekleme yoluyla belirlenmiştir.

Amaçsal örneklemde araştırmacı evrenle ilgili daha önceki bilgilerine ve araştırmanın

özel amacına dayanarak bir örneklem belirlemektedir (Fraenkel ve Wallen, 1993, s. 87).

Araştırma grubunun belirlenmesinde, amaçsal örnekleme çeşitlerinden, “maksimum

çeşitlilik” yöntemi benimsenmiş, bu bağlamda evrenin temsil yeteneği göz önünde

bulundurularak okulların seçilmesinde üst, orta ve alt sosyo-ekonomik düzeye sahip

öğrencilerin devam ettiği okullar seçilmiş ve ölçme araçları bu okullarda uygulanmıştır.

Bu tür örnekleme yönteminde, problemle ilgili farklı durumların örnekleme alınması

nedeniyle, evren değerleri hakkında önemli ipuçları vereceği söylenebilir (Büyüköztürk,

Kılıç Çakmak, Akgün, Karadeniz ve Demirel, 2008, s.79).

Veri girişi yapılmadan önce ergenlerden toplanan anket incelenmiş ve anketleri

eksik ya da hatalı dolduran 43 katılımcının verileri veri dosyasına girilmemiştir.

Sonuçta 1133 öğrenci temel araştırma grubunu oluşturmuştur. Bu öğrencilerin 610’ unu

(% 54) kadınlar, 523’ünü (% 46) erkekler oluşturmuştur. Ergenlerin yaş ortalaması

16.37 (SS=1.10) ve yaş aralığı 15-18’dir. Katılımcılar kendileri dahil kardeş sayılarını

2.45 (SS=1.00) olarak belirtmişlerdir. Katılımcılara ilişkin demografik bilgiler çizelge

2.1’de sunulmuştur.

Page 72: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

56  

Çizelge 1. Katılımcılara İlişkin Demografik Bilgiler

Değişkenler f/% Anne Baba (f/%) (f/%) Cinsiyet Kadın 610 (54)

Erkek 523 (46) Sınıf 9. Sınıf 332 (29.3) 10. Sınıf 338 (29.8) 11. Sınıf 463 (40.9) Anababa Eğitim Düzeyi Hiç okula gitmemiş 35 (3.1) 8 ( 0.7)

İlkokul mezunu 374 (33) 213 (18.8) Ortaokul 141 (12.4) 192 (16.9) Lise mezunu 313 (27.6) 304 (26.8) Üniversite 232 (20.5) 3553 (31.3) Lisansüstü 38 (3.4) 61 (5.4)

Aile Geliri 500 TL’den az 60 (5.3) 501- 700 TL 140 (12.4) 701- 1000 TL 209 (18.4) 1001- 1500 TL 304 (26.8) 1501- 3000 TL 236 (20,8) 3000 TL ve üstü 184 (16.2)

Çizelge 1’de görüldüğü gibi öğrencilerin % 29.’unun (332) 9. sınıf, % 30’unun

(338) 10. sınıf ve en büyük bölümü oluşturan % 41’inin (463) ise 11. sınıfa devam eden

öğrenciler olduğu görülmektedir.

Katılımcılar, anne ve babalarının eğitim düzeyini 6 basamaklı bir ölçek üzerinde

değerlendirmişler (1=Hiç okula gitmemiş, 2=İlkokul mezunu, 3=Ortaokul mezunu, 4=

Lise mezunu, 5= Üniversite mezunu, 6= Lisansüstü). Annelerin ortalama eğitim düzeyi

3.39 (SS=1.30), babaların ise 3.85 (SS=1.22) olarak ortaya çıkmıştır. Hiç okula

gitmemiş annelerin oranı % 3.1, ilkokul mezunu annelerin oranı % 33, ortaokul

mezunu annelerin oranı % 12.4, lise mezunu annelerin oranı % 27.6, üniversite mezunu

annelerin oranı % 20.5 ve lisans üstü eğitim almış annelerin oranı % 3.4’tür. Hiç okula

gitmemiş babalarınn oranı % .7, ilkokul mezunu babalarınn oranı % 18.8, ortaokul

mezunu babalarınn oranı % 16.9, lise mezunu babalarınn oranı % 26.8, üniversite

mezunu babalarınn oranı % 31.3 ve lisans üstü eğitimi almış babalarınn oranı % 5.4’tür.

genel olarak babaların eğitim düzeyi daha yüksek olmakla birlikte her eğitim

düzeyinden anababaların çocuklarının araştırma grubunda yer aldığı görülmektedir.

Page 73: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

57  

Katılımcılar, ailelerinin gelir düzeyini de 6 basamaklı bir ölçek üzerinde

değerlendirmişlerdir (1=500 TL’den az, 2=501- 700 TL, 3=701- 1000 TL, 4=1001-

1500 TL, 5=1501- 3000 TL, 6=3000 TL üstü). Sonuçlar ortalama aile gelirinin 3.94

(SS=1.41) olduğunu göstermiştir. Aile geliri 500 TL’den az olanların oranı % 5.3, 501-

700 TL arası olanların oranı % 12.4, 701- 1000 TL arası olanların oranı % 18.4, 1001-

1500 TL arası olanların oranı % 26.8, 1501- 3000 TL arası olanların oranı % 20.8 ve

3000 TL ve üstü olanların oranı % 16.2’dir.

Katılımcılar, yaşamlarının büyük bölümünü geçirdikleri yer açısından

değerlendirildiğinde 24 (% 2.1) kişinin köy, 9 (% 0.8) kişinin kasaba, 124 (% 11)

kişinin şehir ve 976 (% 86) kişinin de yaşamlarının büyük bölümünü metropolde

geçirdikleri anlaşılmaktadır. Ergenlerin büyük çoğunluğu (938, % 83) ailelerinin

çekirdek aileden oluştuğunu (anne baba ve kardeşler), % 17’si (195) ise evlerinde anne

baba ve kardeşler dışında başka aile büyüklerinin de olduğunu belirtmişlerdir.

Katılımcıların anne babalarının birlikteliğine bakıldığında büyük bölümünün (1011, %

89) anababalarının birlikte yaşadığı görülmüştür. Kısaca araştırma grubu metropolde

büyüyen, çekirdek ailelerde ve anababaları ile birlikte yaşayan ergenlerden

oluşmaktadır.

Odak grup için katılımcıların belirlenmesinde nitel araştırmalarda kullanılan

amaçlı örnekleme yöntemi ve amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme

kullanılmıştır. Amaçlı örnekleme, zengin bilgiye sahip olduğu düşünülen durumların

derinlemesine çalışılmasına olanak vermektedir (Kemper, Strinfield ve Teddie, 2003).

Ölçüt örnekleme yöntemindeki temel anlayış ise, önceden belirlenmiş bir dizi ölçütü

karşılayan durumların çalışılmasıdır. Odak grup görüşmelerde de amaç demografik,

eğitim düzeyi ya da mesleki olarak benzer kişilerden bilgi toplamak olduğu için, bu

özellikler ölçüt alınarak gruplar oluşturulur. Sözü edilen ölçüt ya da ölçütler araştırmacı

tarafından oluşturulabileceği ya da daha önceden hazırlanmış bir ölçüt listesinin

kullanılabileceği belirtilmektedir (Yıldırım ve Şimşek, 2005).

Birinci odak grupta yer alan anneler Cebeci Kız Teknik, Anadolu Meslek ve Kız

Meslek Lisesine devam eden ve araştırma kapsamında önceden anket uygulamasına

katılmış öğrencilerin annelerinden oluşmuştur. Araştırmacı tarafından, anket uygulanan

sınıflarda öğrencilere daha önce katıldıkları çalışma kapsamında anababaları ile bir

görüşme yapılacağı duyurulmuştur. Anababası bu çalışmaya katılabilecek durumda

olanların en yakın tarihte okul rehberlik servisine bildirmeleri istenmiştir. Katılabileceği

Page 74: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

58  

bildirilen anneler çocuklarından alınan bilgiler doğrultusunda uygunluk açısından

değerlendirilmiştir. Bu uygunlukta temel ölçüt, kişilerin benzer sosyo-ekonomik

özelliklere sahip olması (eğitim düzeyi düşük anneler) olması durumudur. Yalnızca

annelerin yer almasının düşünülmesinin nedeni babaların çalışıyor olmaları nedeni ile

çalışmaya katılamayacak olmalarıdır. Uygun üyelere ulaşıldıkça kişilere telefon

aracılığı ile araştırma hakkında bilgi verilmiş ve katılıp katılmayacaklarını sorulmuştur.

Bu görüşmelere araştırmaya uygun özellikleri taşıyan ve araştırmaya katılmayı kabul

eden 12 anneye ulaşılıncaya kadar devam edilmiştir. Araştırmaya katılmayı kabul eden

annelere görüşme günüden 2 gün önce telefon görüşmeleri ile ulaşılmış ve tekrar

onayları alınmıştır. Bu görüşmelerde 4 anne sağlık sorunu gibi mazeretler nedeniyle

katılamayacaklarını bildirmişlerdir. Sonuç olarak 1. Odak grup görüşmesi 8 anneyle

gerçekleştirilmiştir. İkinci odak grup görüşmesi ise eğitim düzeyi yüksek anne ve

babalardan oluşmuştur. İkinci gruba babaların da dahil edilmesinin nedeni gruba

katılabilecek babalara ulaşılabilmesi ve onların da görüşlerinin alınmak istenmesidir. Bu

grupta yer alacak kişilerin belirlenmesinde eğitim düzeyinin yüksek olması ve

çocuklarının anket uygulamasına katılmış olması dikkate alınmıştır. Buna göre ölçütlere

uyan Cebeci Kız Teknik, Anadolu Meslek ve Kız meslek Lisesinde öğretmenlik yapan 9

kişiye ulaşılmıştır. Bu kişilere araştırma hakkında bilgi verilmiş ve katılıp

katılmayacakları sorulmuştur. Bu dokuz kişi araştırmaya katılabileceklerini bildirmişler

ve 2. odak grup görüşmeleri bu kişilerle gerçekleştirilmiştir.

Anababaların çocuk yetiştirme biçimleri onların çalışma durumları, eğitim

düzeyleri gibi çeşitli bağlamsal faktörlerle ilişkili olabilir. Ancak, eğitim düzeyinin

anababaların çocukları ile ilgili düşünceleri, çocuklarının sahip olmasını istedikleri

özellikler ve bu özellikleri çocuklarına kazandırmak için uyguladıkları yöntemler ya da

sergiledikleri davranışlar üzerinde etkili olan en önemli etken olduğu belirtilmiştir

(Goodnow, 1988). Bu nedenle, anababaların eğitim düzeyinin çocukların gelişimi

üzerine etkilerinin incelenmesi gerekliliğine dayanarak bu çalışmada odak gruplar

anababaların eğitim düzeyine göre oluşturulmuştur.

Çizelge 1’de de görüldüğü gibi, göreli olarak eğitim düzeyi düşük gurupta yer

alan kişilerin 38-48 yaş aralığında olduğu ve yaş ortalamasının 42.11 olduğu

görülmektedir. Eğitim düzeyi yüksek grupta yer alan üyelerinin yaş aralığı ise 40-52 ve

yaş ortalaması ise 44.77’dir. Grup üyelerinin eğitim durumları incelendiğinde ise,

eğitim düzeyi daha düşük guruptaki 8 kişinin 6’sı ilkokul, 2’si ortaokul mezunudur.

Eğitim düzeyi daha yüksek guruptaki kişilerin hepsi üniversite mezunudur. Kişilerin

Page 75: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

59  

çalışma durumlarına bakıldığında, eğitim düzeyi düşük gruptaki kadınlardan

çoğunluğunun dışarıda bir işte çalışmadıkları (ev hanımı), 2’sinin emekli olduğu, sadece

bir kişinin çalıştığı görülmektedir. Üst eğitim gurubundaki herkes öğretmenlik

yapmaktadır. Eğitim düzeyi yüksek grupta yer alan erkeklerin eşleri dışarıda bir işte

çalışmamaktadır. Ayrıca her iki grupta da yer alan kişiler evlerinde anababa ve çocuklar

olarak yaşamaktadırlar.

Çizelge 2. Odak Grup Katılımcılarının Genel Tanıtıcı Özellikleri

Eğitim Düzeyi Düşük Yüksek

Grup sayısı 1 1 Toplam birey sayısı 8 9 Yaş 38-48 arası 40-52 arası Cinsiyet 8 kadın 6 kadın 3 erkek Eğitim düzeyi 6 ilkokul 9 üniversite 2 ortaokul

3.3. Veri Toplma Araçları

3.3.1. Kişisel Bilgi Formu

Araştırmada nicel verilerin toplanmasında ergenlerin yaş, cinsiyet, ailedeki

çocuk sayısı, anne babanın evlilik durumu, anababanın eğitim durumu ve ailenin geliri

gibi soruların bulunduğu sosyo-demografik bilgi formu araştırmacı tarafından

oluşturulmuştur (Ek 1). Anababanın eğitim düzeyi okula gitme yılları sorularak

ölçülmüş ve bu ailenin sosyo-kültürel düzeyinin; anababanın gelir düzeyi de sosyo-

ekonomik düzeyinin göstergesi olarak kullanılmıştır.

3.3.2. Aile Bağlamında Benlik Ölçeği

Katılımcıların benlik kurgusunu ölçmek için Kağıtçıbaşı (2005a) tarafından

geliştirilen “Aile Bağlamında Benlik Ölçeği” kullanılmıştır (Ek 2). Ölçek ilişkisellik,

özerklik ve özerk- ilişkisellik olmak üzere üç boyuttan oluşmaktadır. Katılımcılardan

ölçekteki 22 maddenin her birine ne ölçüde katıldıklarını “kesinlikle katılmıyorum”,

“katılmıyorum”, “kararsızım”, “katılıyorum” ve “kesinlikle katılmıyorum”

seçeneklerinden oluşan beşli dereceleme ölçeğinde işaretleyerek belirtmeleri

istenmektedir.

Ölçeğin ilişkisellik boyutu bağımlı-ilişkisel benlik kurgusunu ölçmeyi

amaçlamaktadır. Bu alt ölçekteki 9 madde psikolojik ve maddi açıdan kişinin ailesiyle

olan yakın ilişkisini ölçmektedir. Örnek olarak “Kendimi aileme gönülden bağlı

Page 76: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

60  

hissederim” maddesi verilebilir. Yine 9 maddeden oluşan özerklik boyutu özerk-ayrık

benlik kurgusunu ölçmeyi amaçlamaktadır. Buradaki maddeler kişinin ailesiyle olan

ilişkisinde özerklik düzeyini ölçmektedir. Örnek olarak “Kendimi ailemden bağımsız

hissederim” ve “Ailemin düşündüğü gibi düşünmek zorunda değilim” maddeleri

verilebilir. Özerk-ilişkisellik boyutu olan son boyut özerk-ilişkisel benlik kurgusunu

ölçmeyi amaçlamaktadır. Bu alt ölçekteki 4 madde kişinin ailesine olan bağlılığını ve

özerklik düzeyini bir arada ölçmektedir. Örnek olarak “Bir kimse kendisini ailesine hem

duygusal olarak bağlı, hem de özgür hissedebilir” maddesi verilebilir. Her alt boyuttan

alınan toplam puanın yüksekliği, o boyutun ifade ettiği tutumun yüksekliğini ortaya

koymaktadır.

Özgün ölçeğin geçerlik ve güvenirlik çalışması üniversite öğrencileri ile

yapılmıştır. Kağıtçıbaşı (2005a) üniversite öğrencileri ile yaptığı güvenirlik

çalışmasında iç tutarlılık katsayısını ilişkisellik, özerklik ve özerk-ilişkisellik boyutları

için sırasıyla .84, .88 ve .85 olarak bulmuştur.

Bu çalışmada ölçeğin yapı geçerliliğini lise öğrencileri üzerinde sınamak için

açımlayıcı 8explanatory) ve doğrulayıcı (confirmatory) faktör analizi yapılmıştır. Faktör

analizi, ölçme aracının yapısını aynı yapıyı ya da niteliği ölçen değişkenleri bir araya

toplayarak ölçmeyi, az sayıda faktör ile açıklamayı amaçlayan bir istatistiksel tekniktir

(Büyüköztürk, 2002). Yeni bir yaş grubunda ölçme aracının aynı yapıyı gösterip

göstermediğini bu analiz sağlamaktadır. Ancak faktör analizi, tüm veri yapıları için

uygun olmayabilir. Verilerin, faktör analizi için uygunluğu Kaiser-Meyer-Olkin (KMO)

katsayısı ile bulunur. Bartlett küresellik testinin aldığı değer ve onun anlamlılığı ise;

değişkenlerin birbirleri ile ilişki gösterip göstermediklerini test eder. KMO'nun .60'dan

yüksek, Bartlett testinin anlamlı bulunması verilerin faktör analizi için uygun olduğunu

gösterir (Büyüköztürk, 2002). Sonuçlar (KMO=0.89; X2 = 6019.54; p= 0.00), veri

grubunun faktör analizine uygun olduğunu göstermiştir. Aile Bağlamında Benlik

Ölçeğinden elde edilen veriler daha sonra açımlayıcı faktör analizine (exploratory factor

analysis) tabi tutulmuştur. Temel bileşenler (principal components) analizi ve varimax

döndürme yöntemi ile elde edilen faktör yapısı çizelge 3’de gösterilmiştir.

Faktör analizinin en önemli aşamalarından biri de faktör sayısına karar

vermektir. Faktör sayısına karar vermede farklı yöntemler olmakla beraber sıklıkla

kullanılan Kaisers' ölçütü ve özdeğer grafiği (Scree plot) yöntemleridir. Kaisers'

ölçütüne göre özdeğeri (eigenvalue) 1.00'a eşit veya daha büyük olan faktörler analizde

Page 77: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

61  

kalır (Howard. Tinsley ve Tinsley, 1987). Varimaks dönüştürmeli temel bileşenler

faktör analizi sonucuna göre, puanlardaki değişimin % 48’ini açıklayan ve öz değeri

1’in üzerinde olan 4 faktör belirlenmiştir. Özdeğer grafiği, analiz sonucunda ortaya

çıkan gerçek ve hata faktörlerini gösteren bir grafiktir. Her iki faktör sayısına karar

verme kuralının güçlü ve zayıf yanlarının olduğu gerçeğinden hareketle, faktör analizi

çalışmalarında çoklu ölçüt kullanılması önerilmektedir (Kahn, 2006). Veri grubuna

uygulanan öz değer grafiği sonuçları maddelerin üç boyutlu bir özelliği ölçtüğünü

desteklemektedir. Çizelge 3’den de görüldüğü üzere özdeğeri 1.00'den büyük üç faktör

çıkmıştır. Faktör analizi üç faktörle sınırlandırılarak tekrarlandığında üç faktör, toplam

varyansın % 43’ünü açıklamaktadır.

Page 78: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

62  

Çizelge 3. Aile Bağlamında Benlik Ölçeğini Oluşturan 20 Maddenin Faktörlere

Dağılımı ve Faktör Yükleri

Maddeler

3.Faktör İlişkisel Benlik

2.Faktör Özerk-İlişkisel Benlik

3.Faktör Özerk Benlik

M15.

-.727

.028

-.053

M16. .697 .188 .192

M18. .695 .217 .166

M17. .685 .280 .201

M14. .594 .276 .190

M12. .592 .092 .053

M11. .551 .235 .067

M13. .521 .336 .118

M10. -.519 -.026 .078

M1. -.436 .118 -.215

M20. .211 .781 -.061

M22. .119 .751 .039

M21. .244 .750 -.001

M19. .041 .544 -.089

M9. .008 -.024 .702

M6. .027 -.068 .700

M8. .018 -.152 .645

M7. .242 -.001 .570

M4. .127 .050 .552

M5. .267 .171 .491

Özdeğer 5.22 2.42 1.35

Açıklanan varyans % 20 13 12

Toplam açıklanan varyans % 20 33 45

Page 79: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

63  

En düşük faktör yükü .35 alınmıştır ve ölçekteki bir maddenin bir faktördeki

yükü 35’in üstünde ve bu maddenin diğer faktörlerdeki yükünden .10 veya daha yüksek

ise madde o faktörde sayılmıştır (Tavşancıl, 2005). Buna göre 2. madde hem 1. hem de

2. faktörde, 3. madde hem 2. hem de 3. faktörde birbirine yakın yük değerleri aldığı için

ölçekten çıkarılmıştır. Bu maddeler çıkarıldıktan sonra analiz tekrarlandığında açıklanan

varyans toplam varyansın % 45’i olmuştur. 1. faktörün açıkladığı toplam varyansın %

20, özdeğerinin 5.22; 2. faktörün açıkladığı toplam varyansın % 13, özdeğerinin 2.42;

3. faktörün açıkladığı toplam varyansın da % 12 ve özdeğerinin de 1.35 olduğu

görülmüştür.

Çizelge 3’de görüldüğü gibi, maddelerin önemli bir bölümü ayrı birer faktör

oluşturmuştur. Orijinal ölçekte özerk-ayrık benlik boyutu altında olan 9 maddenin 6’sı

bu boyutta; asıl ölçekte özerk-ilişkisellik faktöründe bulunan 4 madde de aynı boyut

altında; yine asıl ölçekte bağımlı-ilişkisel benlik boyutunda bulunan toplam 9 madde

aynı boyut altında yer almış, buna ek olarak asıl ölçekte özerk-ayrık benlik boyutunda

bulunan 1. madde bağımlı-ilişkisel benlik boyutu altında yer almıştır. Bu madde

kavramsal olarak ilişkiselliği ifade ettiği için bu faktörde çıkmış olabilir. Ölçeğin faktör

yapısının Kağıtçıbaşı’nın (2005a) ileri sürdüğü üç faktörlü yapıyla büyük ölçüde

örtüştüğü belirlenmiştir. Maddelerin % 85'ine yakın bölümü özgün yapıya uygun

dağılmışlardır.

Ölçeğin yapı geçerliliğini incelemek için gerçekleştirilen açımlayıcı faktör

analizine ek olarak, gözlenen verinin üç boyutlu modele ne oranda uyum sağladığını

belirlemek amacıyla LISREL kullanılarak doğrulayıcı (confirmatory) faktör analizi

(DFA) yapılmıştır. Doğrulayıcı faktör analizi, gözlenebilir faktörlerden oluşan (gizil

değişkenler) faktöriyel bir modelin gerçek verilerle ne derece uyum gösterdiğini

değerlendirmeyi amaçlar (Şimşek, 2007).

Yapısal Eşitlik Modelleri (YEM) alanında kullanılan çok sayıda uyum indeksi

bulunmaktadır. Bunlardan en yaygın olarak kullanılanı Ki Kare (X2) testidir. Modelin

veriye uyumunu tanımlamada kullanılan diğer bir yol da Ki Kare’nin serbestlik

derecesine oranının hesaplanmasıdır. Bu oranın 5 ve altında olması kabul edilebilir bir

değer olarak belirtilmektedir (Klem, 2000). En çok kullanılan uyum indeksleri ise İyilik

Uyum İndeksi (Goodness of Fit Index, GFI), Düzeltilmiş İyilik Uyum İndeksi (Adjusted

Goodness of Fit Index, AGFI), Ortalama Hataların Karekökü (Root Mean Square

Residual, RMR), Yaklaşık Hataların Ortalama Karekökü (Root Mean Square Error of

Page 80: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

64  

Approximation (RMSEA) ve Karşılaştırmalı Uyum İndeksi’dir (Comparative Fit Index,

CFI). Bu çalışmada da kriter olarak sayılan uyum indeksleri kullanılmıştır. GFI, AGFI

ve CFI’nın değerinin .90 ve üzerinde olması iyi uyum olarak; RMR ve RMSEA

değerinin ise .05 ve altında olması mükemmel uyumu, .08 ve altında olması ise kabul

edilebilir uyum olarak kabul edilmektedir (Schermelleh-Engel, Moosbrugger ve Müler,

2003; Sümer, 2000).

Aile Bağlamında Benlik Ölçeğinin açımlayıcı faktör analizi ile ortaya konan üç

faktörlü yapısını sınamak için doğrulayıcı faktör analizi (DFA) uygulanmıştır. LISREL

kullanılarak yapılan DFA uygulamasında 20 maddeden elde edilen korelasyon matrisi

veri olarak kullanılmıştır. Çizelge 4’te sunulan uyum indeksleri gözlenen verinin üç

boyutlu önerilen modele iyi uyum gösterdiğini ortaya koymaktadır. Ayrıca doğrulayıcı

faktör analizi ile hesaplanan madde-faktör ilişkilerine ait katsayılar Şekil 3’de

gösterilmiştir.

Çizelge 4. Aile Bağlamında Benlik Ölçeğinnin Orijinal Faktör Yapısı İçin İyilik

Uyum İstatistikleri

İyilik Uyum İndeksi Değer X/sd 764.39 (167) 4.57 GFI .94 AGFI .92 CFI .91 RMR .063 RMSEA .056

Doğrulayıcı faktör analizi ile hesaplanan (x/sd) oranı 4.57’dir ve bu değer

Sümer’in (2000) değerlendirmesine göre, modelin gerçek verilerle uyumlu olduğunu

göstermektedir. GFI değerinin .94, AGFI değerinin .92 ve CFI değerinin .91; RMR

değerinin .06 ve RMSEA değerinin de .05 olması doğrulayıcı faktör analizi sonucunda

modele göre hazırlanmış üç faktörlü ölçeğin yapısının kabul edilebilir ve geçerli

sonuçlar verdiğini göstermektedir.

Ölçeğin Cronbach Alfa güvenirlik katsayısı özerk-ayrık benlik boyutu için .69,

ilişkisel-bağımlı benlik boyutu için .77, özerk-ilişkisellik boyutu için ise .73 olarak

bulunmuştur.

Bu sonuçlar ölçme aracının lise grubu için geçerli ve güvenilir olduğunu

göstermiştir.

Page 81: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

65  

Şekil 4. Aile Bağlamında Benlik Ölçeğinin Faktör Madde İlişkisi

Page 82: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

66  

3.3.3. Çocuk Yetiştirme Stilleri Ölçeği

Çocuk yetiştirme stillerini ölçmek için Maccoby ve Martin’in (1983) önerdiği

boyutlar ile Lamborn ve arkadaşlarının (1991) çalışmaları örnek alınarak Sümer ve

Güngör (1999) tarafından yeni maddeler eklenerek geliştirilmiş olan “Çocuk Yetiştirme

Stilleri Ölçeği” kullanılmıştır.

Anne ve baba için ayrı ayrı uygulanan ölçekte çocuk yetiştirme stillerinin altında

yatan kabul/ilgi boyutunu ölçmek için 11 ve kontrol boyutunu ölçmek için 11 madde

yer almaktadır. Kabul/ilgi boyutu anne babanın çocuğu kabul etmesini, anlamasını ve

çocuğuna gösterdiği sevgiyi ve ilgiyi değerlendirmektedir. Kontrol boyutu, anababanın

çocuğun davranışlarını sınırlandırmasını, izlemesini ve çocukların disipline edilmesini

içermektedir (Sümer ve Güngör, 1999). Her alt boyuttan alınan toplam puanın

yüksekliği, o boyutun ifade ettiği tutumun yüksekliğini ortaya koymaktadır.

Ölçeğin orijinali 24 madde içermekte ve maddeler beşli derecelendirme

üzerinden değerlendirilmektedir. Daha sonra Güngör (2000) bu ölçeğin hem anababa

hem de çocuk formunu kullanmıştır. Bu çalışmada Güngör’ün yaptığı geçerlilik analizi

sonucu oluşan 22 maddelik ölçek kullanılmıştır (Ek 3). Ölçek geliştirme çalışması

üniversite öğrencileri üzerinde yapılmış ve öğrencilerden, çocukluk dönemlerinde

anababalarıyla olan ilişkilerini düşünerek geçmiş zamanda verilen ifadelere ne derecede

katıldıklarını değerlendirmeleri istenmiştir (örneğin, “her davranışımı sıkı sıkıya kontrol

etmek isterdi”) (Sümer ve Güngör, 1999). Bu araştırmada, Güngör’ün de (2000)

çalışmasında olduğu gibi ifadeler geçmiş zamanda değil geniş zamanda verilmiştir

(Örneğin, “her davranışımı sıkı sıkıya kontrol etmek ister”). Anababalık sitillerinin

zamanla görece değişmez olması bu değişikliği getirmiştir (Holden ve Miller, 1999).

Ayrıca araştırmada yer alan grup lise dönemindedir ve henüz çocukluktan çok

uzaklaşmamış olmaları nedeni ile geçmiş anababalık stillerini hatırlamaları

beklenmiştir.

Çocuk Yetiştirme Stilleri Ölçeği’nden boyutlar ve kategorik olmak üzere iki

düzeyde bilgi alınabilmektedir. Boyutlar temelinde kabul/ilgi ve kontrol; kategorik

olarak ise her iki boyutta medyan değerin üstünde puan alanlar açıklayıcı otoriter,

altında puan alanlar ise izin verici/ihmalkar anababalar olarak sınıflandırılmaktadır.

Kabul/ilgi boyutunda medyanın üstünde, kontrol boyutunda medyanın altında puan

alanlar izin verici/şımartıcı; kabul/ilgi boyutunda medyanın altında, kontrol boyutunda

Page 83: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

67  

medyanın üstünde puan alanlar ise otoriter anababalar olarak sınıflandırılmaktadır

(Sümer ve Güngör, 1999).

Alanyazında bu dörtlü sınıflamanın çeşitli araştırmalarda kullanıldığı

görülmektedir (Lamborn ve ark., 1991; Steinberg ve ark., 1994). Yalnızca boyutların

kullanıldığı araştırmalar da bulunmaktadır (örneğin, Güngör, 2000). Bu araştırmada,

hem kategorik düzeyde hem de Sümer ve Güngör’ün de (1999) önerdiği gibi boyutlar

temelinde ölçüm yapılmıştır.

Güngör (2000) çalışmasında Çocuk Yetiştirme Stilleri Ölçeğinin iç tutarlılık

sayılarını annenin gösterdiği kabul/ilgi ve kontrol boyutu için sırasıyla .81 ve .79;

babanın gösterdiği kabul/ilgi ve kontrol boyutu için sırasıyla .91 ve .90 olarak

bulmuştur.

Bu araştırmada ölçeğin yapı geçerliğini sınamak için elde edilen veriler faktör

analizine tabi tutulmuştur. Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) katsayısı ile Bartlett küresellik

testinin sonuçlarının Çocuk Yetiştirme Stili Anne ölçeği için (KMO=0.91; X2 =

6942.58; p= 0.00) ve Çocuk Yetiştirme Stili Baba ölçeği için de (KMO=0.92; X2 =

7239.55; p= 0.00) olarak bulunması verilerin faktör analizi için uygun olduğunu

göstermektedir (Büyüköztürk, 2002). Çocuk Yetiştirme Stilleri anne ve baba

formlarından elde edilen veriler daha sonra açımlayıcı faktör analizine (exploratory

factor analysis) tabi tutulmuştur. Temel bileşenler (principal components) analizi ve

varimax döndürme yöntemi ile elde edilen faktör yapısı anne formu için çizelge 5’de,

baba formu için çizelge 6’da gösterilmiştir.

Temel bileşenler analizi sonucunda özdeğeri 1’in üzerinde olan, anne formu için

toplam varyansın % 46’sını, baba formu için ise % 48’ini açıklayan üç faktör ortaya

çıkmıştır. Ancak faktör yük değerleri incelendiğinde maddelerin, ağırlıklı olarak

özdeğerleri 3’ün üzerinde olan iki faktörde toplandığı görülmüştür. Analize dik

döndürme yöntemlerinden varimaks ile devam edilmesi sonucunda hem anne, hem de

baba formu için iki faktörlü bir yapı elde edilmiştir, ancak açıklanan toplam varyans

anne formu için % 40’a, baba formu için % 42’ye düşmüştür. Ölçekteki bütün maddeler

özgün ölçekteki alt boyutlarında toplanmışlardır, ancak anne formunda 10. madde, baba

formunda 8. madde her iki alt ölçekte de benzer yük değerlerini (anne formu için

kabul/ilgi boyutunda .33, kontrol boyutunda .36; baba formu için kabul/ilgi boyutunda

.43, kontrol boyutunda .45) aldığı için ölçekten çıkarılmış ve analizler tekrarlanmıştır.

Anne formundan 10. maddenin çıkarılmasından sonra açıklanan toplam varyans % 41’e

Page 84: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

68  

çıkmıştır. Kabul ilgi boyutunu yansıtan birinci faktörün açıkladığı varyansın % 25,

özdeğerinin ise 5.45; kontrol boyutunu yansıtan ikinci faktörün açıkladığı varyansın ise

% 16, öz değerinin ise 3.13 olduğu görülmüştür (Çizelge 5). Baba formundan 8.

maddenin çıkarılması sonucu açıklanan toplam varyans % 43’e çıkmıştır. Kabul ilgi

boyutunu yansıtan birinci faktörün açıkladığı varyans % 27, özdeğeri ise 5.61; kontrol

boyutunu yansıtan ikinci faktörün açıkladığı varyans % 16, öz değeri ise 3.28’dir

(Çizelge 6).

Page 85: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

69  

Çizelge 5. Çocuk Yetiştirme Stilleri Anne Formunu Oluşturan 21 Maddenin

Faktörlere Dağılımı ve Faktör Yükleri

Maddeler

 

1.Faktör

Kabul/İlgi

2.Faktör Kontrol

M14. .743 -.014

M1. .740 -.053

M4. .738 -.044

M7. .720 -.041

M11. -.703 .165

M13. -.692 .211

M9. .651 -.058

M16. .650 .107

M3. .645 .108

M12. .621 -.219

M17. -.221 .630

M2. .135 .619

M22. -.185 .579

M5. .104 .571

M19. .069 .562

M21. -.078 .550

M18. -.016 .524

M8. -.366 .516

M15. -.208 .510

M20. .268 .471

M6. -.149 .416

Özdeğer 5.45 3.13

Açıklanan varyans % 25 16

Toplam açıklanan varyans % 25 41

Page 86: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

70  

Çizelge 6. Çocuk Yetiştirme Stilleri Baba Formunu Oluşturan 21 Maddenin

Faktörlere Dağılımı ve Faktör Yükleri

Maddeler 1.Faktör

Kabul/İlgi

2.Faktör

Kontrol

M14. .776 -.008

M4. .761 .033

M1. .756 -.036

M7. .750 .016

M11. -.726 .137

M13. -.709 .150

M3. .698 .200

M9. .693 -8.75E-005

M16. .641 .082

M12. -.624 .205

M10. .457 -.333

M2. .176 .650

M17. -.128 .619

M5. .156 .600

M19. .033 .571

M22. -.183 .562

M18. -.049 .558

M21. -.018 .548

M20. .264 .519

M15. -.202 .462

M6. -.185 .427

Özdeğer 5.61 3.28

Açıklanan varyans % 27 16

Toplam açıklanan varyans % 27 43

Page 87: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

71  

Çocuk Yetiştirme Stilleri Anne Ölçeğine uygulanan açımlayıcı faktör analizi

sonucu ortaya çıkan 21 maddelik ölçeğin iki faktörlü yapısının geçerliliğini

değerlendirmek amacıyla doğrulayıcı faktör analizi uygulanmıştır. Çizelge 7’de

görüldüğü gibi uyum inekslerinin çoğu modelin yetersiz olduğunu göstermiştir.

Çizelge 7. Çocuk Yetiştirme Stilleri Anne Ölçeğinnin Orijinal Faktör Yapısı İçin

İyilik Uyum İstatistikleri

İyilik Uyum İndeksi Değer X2/sd 1447.12 (188) 7.69 GFI .89 AGFI .87 CFI .84 RMR .086 RMSEA .077

Çocuk Yetiştirme Stilleri Anne Ölçeğinin yapı geçerliliğini artırmak amacıyla

örtük değişkenleri en iyi açıklayan maddeler belirlenerek model üzerinde gerekli

görülen değişiklikler DFA’ya uygun olarak yapılmıştır. Bu süreçte, LISREL 8’in

sunduğu değişiklik belirteçleri özellikle dikkate alınmıştır. Buna göre modifikasyon

indekslerinin incelenmesi sonucunda 8. maddenin modelden çıkarılmasının ki kare

değerinde en fazla düşüşe neden olacağı tespit edilmiştir. Buna dayanarak bu maddeler

ölçekten çıkarılmış ve analiz tekrarlanmıştır.

Çizelge 8. Çocuk Yetiştirme Stilleri Anne Ölçeğinnin Değişiklik Yapılmş Faktör

Yapısı İçin İyilik Uyum İstatistikleri

İyilik Uyum İndeksi Değer Χ2/sd 999.62 (151) 6.61 GFI .92 AGFI .89 CFI .87 RMR .070 RMSEA .070

Çizelge 7 ve çizelge 8’deki uyum değerleri incelendiğinde, ölçekten iki madde

çıkarıldıktan sonraki ölçüm modelinin değerlerinin, ilk modele göre daha yüksek ve

kabul edilebilir sınırlar içinde olduğu görülmektedir. Ayrıca, X2 fark istatistikleri

Page 88: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

72  

sonuçları da incelenmiştir. Bu iki modeli karşılaştırmak için iki modelin X2 değerlerinin

farkı ve serbestlik derecelerinin farkına bakılmıştır. Buna göre iki model arasında X2

farkının 148 ve serbestlik derecesi farkının 37 olduğu görülmektedir. Ki kare farklılık

testi 148, 37; p<.01 olduğu için ölçme modelinde yapılan bu değişikliğin istatistiksel

olarak daha iyi bir model ürettiği görülmektedir. Ayrıca doğrulayıcı faktör analizi ile

hesaplanan madde-faktör ilişkilerine ait katsayılar şekil 4’de gösterilmiştir.

Page 89: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

73  

Şekil 5. Çocuk Yetiştirme Stilleri Ölçeği Anne Formu Madde Faktör İlişkisi

Page 90: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

74  

Çocuk Yetiştirme Stilleri Baba Ölçeğine uygulanan açımlayıcı faktör analizi

sonucu ortaya çıkan 21 maddelik ölçeğin iki faktörlü yapısının geçerliliğini

değerlendirmek amacıyla doğrulayıcı faktör analizi uygulanmıştır. Çizelge 9’da

görüldüğü gibi uyum inekslerinin çoğu modelin yetersiz olduğunu göstermiştir.

Çizelge 9. Çocuk Yetiştirme Stilleri Baba Ölçeğinnin Orijinal Faktör Yapısı İçin

İyilik Uyum İstatistikleri

İyilik Uyum İndeksi Değer X2/sd 1267.64 (188) 6.74 GFI .90 AGFI .88 CFI .86 RMR .085 RMSEA .072

Modifikasyon indekslerinin incelenmesi sonucunda 3., 5. ve 22. maddelerin

modelden çıkarılmasının ki kare değerinde en fazla düşüşe neden olacağı tespit

edilmiştir. Buna dayanarak bu maddeler ölçekten çıkarılarak analiz tekrarlanmıştır.

Çizelge 10. Çocuk Yetiştirme Stilleri Baba Ölçeğinnin Değişiklik Yapılmş Faktör

Yapısı İçin İyilik Uyum İstatistikleri

İyilik Uyum İndeksi Değer X2/sd 841.79 (134) 6.28 GFI .92 AGFI .90 CFI .89 RMR .079 RMSEA .069

Çizelge 9 ve çizelge 10’daki uyum değerleri incelendiğinde, ölçekten iki madde

çıkarıldıktan sonraki ölçüm modelinin değerlerinin, ilk modele göre daha yüksek ve

kabul edilebilir sınırlar içinde olduğu görülmektedir. Ayrıca, X2 fark istatistikleri

sonuçlarına da bakılmıştır. Bu iki modeli karşılaştırmak için iki modelin X2 değerlerinin

farkı ve serbestlik derecelerinin farkına bakılmıştır. Buna göre iki model arasında X2

farkının 426 ve serbestlik derecesi farkının 54 olduğu görülmektedir. Ki kare farklılık

Page 91: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

75  

testi 426, 54; p<.01 olduğu için ölçme modelinde yapılan bu değişikliğin istatistiksel

olarak daha iyi bir model ürettiği görülmektedir.

Bu araştırmada, Çocuk Yetiştirme Stilleri Ölçeği’nin iç tutarlılık sayıları

anneden alınan kabul/ilgi ve kontrol boyutu için sırasıyla .74 ve .79; babadan alınan

kabul/ilgi ve kontrol boyutu için sırasıyla .88 ve .78 olarak bulunmuştur.

Sonuçlar çocuk yetiştirme stilleri ölçeğinin lise öğrencileri için geçerli ve

güvenilir olduğu ve bu grup üzerinde kullanılabileceğini göstermiştir.

Page 92: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

76  

Şekil 6. Çocuk Yetiştirme Stilleri Ölçeği Baba Formu Madde Faktör İlişkisi

Page 93: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

77  

3.3.4. Odak Grup Görüşmesi Soruları

Nicel ve nitel yöntemin birlikte ele alındığı bu araştırmada anababaların

çocukları ile ilişkileri ve çocuk yetiştirme stilleri hakkında ayrıntılı bilgi alabilmek

amacıyla veri toplama yöntemi olarak odak grup görüşmesi yöntemi kullanılmıştır.

Sıralı karışık yöntemin (sequential mixed methods) araştırmaların nicel yöntemle

toplanan verilerin daha iyi anlaşılması ve yorumlanabilmesi için odak grup görüşmeleri

ile veri toplanabileceği belirtilmektedir (Johnson ve Turner, 2003).

Odak grup görüşmeleri için araştırmacı tarafından odak grup toplantısının akışını

belirleyen bir taslak hazırlanmış ve bu taslakta yer alan sorular ayrıntılı konuşmaya yön

verecek şekilde açık uçlu sorulardan oluşmuştur (Ek 4).

Odak grup sorularının hazırlanması süreci bazı aşamalardan oluşmaktadır. İlk

olarak, hazırlanan sorulardan anlaşılmayan ya da eksik kalan bölümlerin gözden

geçirilmesi amacıyla 10 kişilik bir anne grubuyla odak grup görüşmesi

gerçekleştirilmiştir. Bu görüşmede soruların açık ve anlaşılır olup olmadığı, verilen

yanıtların sorulan soruların yanıtlarını yansıtıp yansıtmadığının belirlenmesi

amaçlanmıştır. Daha sonra bu görüşmenin bilgisayar ortamında dökümü yapılmıştır. Bu

görüşme sonucunca göre değiştirilen sorular için Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri

Fakültesi’nden 3 uzmanın görüşleri alınmıştır. Sorulardan 2’sinin gerekli olmadığına

karar verilmiş ve formdan çıkarılmıştır. Bu form da bir anneyle bireysel görüşme

yapılarak değerlendirilmiş nitel çalışmalar konusunda yetkin bir uzmanla sorulara son

hali verilmiştir. Yukarıda belirtilen çalışmalara dayanarak, soru maddelerinin geçerliği

belirlenmiştir. İç geçerlik, araştırmacının ölçmek istediği veriyi, kullandığı araç ya da

yöntemle gerçekten ölçüp ölçemeyeceğini tanımlamaktadır (Yıldırım ve Şimşek, 2005).

Yapılan çalışmalara göre odak grup toplantısının akışını belirleyecek soruların istenilen

verileri sağladığı düşünülerek odak grupların gerçekleştirilmesi sürecine geçilmiştir.

Görüşmede katılımcıların, sorulara rahat, dürüst ve doğru bir biçimde tepkide

bulunmasını sağlamak amacıyla odak grup toplantılarında sorular günlük konuşma

diliyle sorulmuştur.

3.4. Veri Analizi

3.4.1. Nicel Çalışma

Veriler SPSS 15.0 programı kullanılarak girilmiş ve verilere t testi, varyans

analizi, çok değişkenli varyans analizi ve regresyon analizi gibi analizler uygulanmıştır.

Page 94: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

78  

Demografik ve sosyo ekonomik değişkenlere göre, anababanın kabul/ilgisi, kontrolü ve

ergenlerin benlik kurgularında anlamlı bir fark olup olmadığını anlamak için t-test ve

tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır. Anababanın çocuk yetiştirme stillerine göre

ergenlerin benlik kurgularında bir fark olup olmadığını belirlemek için çok değişkenli

varyans analizi (MANOVA) kullanılmıştır. Bağımsız değişken olan anababanın eğitim

düzeyi, ailenin sosyo ekonomik düzeyi, anababadan algılanan kabul/ilgi, kontrol,

bağımlı değişken olan benlik kurgusunu yordamadaki gücünü anlamak için çoklu

regresyon analizi gerçekleştirilmiştir.

3.4.2. Nitel Çalışma

Araştırmada toplanan nitel verilerin değerlendirilmesi; araştırmacı tarafından

odak grup görüşmeleri aracılığıyla toplanmış verilerin dökümünün yapılması ve

betimsel analiz olarak iki aşamada gerçekleştirilmiştir.

Değerlendirmenin ilk aşamasında odak grup görüşmeleri sonucunda elde edilmiş

verilerin yazılı dökümü gerçekleştirilmiştir. Bu bölümde verilerin kayıt cihazından

dökümü gerçekleştirilmiştir. Bu aşamada her bir katılımcıya oturma sırasına göre bir

numara verilmiş ve her üyenin katılımı yazılı hale getirilmiştir.

Araştırmacı tarafından verilerin dökümü gerçekleştirildikten sonra elde edilmiş

olan verilerin yorumlanması için niteliksel araştırma yöntemlerinde kullanılan betimsel

analizden yararlanılmıştır. Bu yaklaşımda verilerin daha önceden belirlenmiş temalara

göre özetlenip ve yorumlanabileceği; verilerin görüşme sürecinde kullanılan soruların

dikkate alınarak sunulabileceği belirtilmektedir. Betimsel analizde, araştırmaya katılan

kişilerin görüşlerinin derinlemesine yansıtılabilmesi için sık sık alıntılara da yer

verilebileceği belirtilmektedir (Yıldırım ve Şimşek, 2005). Bu çalışmada da, öncelikle

veriler görüşmede kullanılan sorular tema olarak kullanılarak ve sık sık alıntılar

yapılarak betimlenmiştir. Bu yaklaşım pek çok araştırmada da kullanılmıştır (örneğin,

Hendry, Mayer ve Kloep, 2007; Kloep ve Hendry, 2006). Ardından oluşturulan tematik

çerçeveye göre elde edilen veriler düzenlenmiştir. Bu aşamada, sonuçlar yazılırken

kullanılacak olan doğrudan alıntılar da seçilmiştir. Son aşamada düzenlenen veriler

tanımlanmış ve gerekli yerlerde doğrudan alıntılarla desteklenmiştir. Tanımlanan

bulgular, nicel verilerle birlikte ilişkilendirilmiş, gerekli yerlerde nicel verilerin

desteklenmesinde kullanılmış ve bazen de farklı bulgular arasında karşılaştırma

yapılmıştır.

Page 95: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

79  

3.5. İşlem

Kişisel Bilgi Formu, “Aile Bağlamında Benlik Ölçeği” ve “Çocuk Yetiştirme

Stilleri Ölçeği” katılımcılara okullarda grup uygulamaları şeklinde uygulanmıştır.

Katılımcılara öncelikle araştırmanın amacına yönelik kısa bir bilgi verilmiş ve ardından

uygulamaya geçilmiştir. Ayrıca gerekli durumlarda açıklamalar yapılmıştır.

Katılımcılardan kimlik bilgileri istenmemiştir. Ölçeklerin uygulanması 20-25 dakika

arasında değişmiştir. Araştırma verileri Şubat 2008- Haziran 2008 tarihleri arasında

toplanmıştır.

İlgili alanyazında odak grup görüşmesine katılacak kişilerin sayısı 8 ile 12 kişi

arasında olabileceği bildirilmektedir (Morgan, 1997). Bu araştırmada iki odak grup

görüşmesinde de 9’ar kişi yer almıştır. Odak grup görüşmelerinde görüşme süresi 90 ile

120 dakika arasında değişmiştir. Görüşmeler grup üyelerinin birbiriyle rahat iletişim

kurabilmeleri için yuvarlak masa düzeninde gerçekleştirilmiştir. Birinci odak grup

görüşmesi 24.11.2008 tarihinde 11:00-13:00 saatleri arasında, ikinci görüşme

22.12.2008 tarihinde saat 15:15-17:00 arasında gerçekleştirilmiştir. Oturumlarda kayıt

cihazı kullanılmıştır.

Page 96: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

80  

BÖLÜM IV

BULGULAR ve YORUMLAR

Bu bölümde araştırmanın amacı doğrultusunda elde edilen verilere uygulanan

istatistiksel analiz sonuçlarına yer verilmektedir. Bulguların sunumu sırasında öncelikle

anababanın kabul/ilgisi ve kontrol boyutlarına ilişkin betimleyici istatistikler verilmiştir.

Ardından anababanın gösterdiği kabul/ilgi ve kontrolün anababanın eğitim ve gelir

düzeyine göre sonuçları sunulmaktadır. Daha sonra anababanın gösterdiği kabul/ilgi ve

kontrole, ergenlerin cinsiyetine, yaşına göre benlik kurgusu ölçeklerinden alınan

puanların karşılaştırılmasına ilişkin bulgular sunulmuştur. Son olarak, benlik kurgusunu

yordayan değişkenlere ilişkin bulgular aktarılmıştır. Regresyon analizi sonuçları anne

ve babanın kabul/ilgisi ve kontrolü için ayrı ayrı gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın odak

grup görüşmesi yöntemiyle elde edilen nitel bulguları da nicel bulgularla konu

uzmanlarınca da önerildiği gibi (örneğin, Crasswel, 2003) bu bölümde

ilişkilendirilmiştir.

4.1. Anababanın Kabul/İlgisi ve Kontrol Boyutlarına İlişkin Betimleyici

İstatistikler

Çizelge 11’de ergenlerin anababanın çocuk yetiştirme stili boyutları olan

kabul/ilgi ve kontrol boyutlarına ilişkin değerler verilmiştir. Ergenlerin anababalarının

kabul/ilgi ortalaması kontrol ortalamasından anlamlı düzeyde yüksektir. Anneler için

kabul/ilgi ortalaması =28.27, ss=2.87 iken, kontrol puan ortalaması =25.12,

ss=4.12’dir [t(1129)=25.95, p<.001]. Babalar için ise kabul/ilgi ortalaması =25.00,

ss=3.26 iken, kontrol puan ortalaması =22.37, ss=3.96’dir [t(1102)=-22.49, p<.001].

Bağımlı gruplar için t testi sonuçları anne baba formu ortalamaları arasındaki farkın

anlamlı olduğunu göstermiştir. Sonuçlara göre, ergenler annelerini daha kabul edici/ilgi

gösterici [anne kabul/ilgi için =28.26, ss=2.86, baba için kabul/ilgi =25.00, ss=3.26,

t[1102)=28.93, p<.001]; ancak aynı zamanda daha kontrol edici algılamaktadırlar [anne

kontrol için =25.11, ss=4.10, baba kontrol için =22.37, ss=3.96, t[1102)=23.26,

p<.001].

Page 97: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

81  

Çizelge 11. Anababanın Kabul/İlgisi ve Kontrol Boyutlarına İlişkin Ortalama ve

Standart Sapma Değerleri

ss Anne Kabul/İlgi 28.27 2.87 Anne Kontrol 25.12 4.12 Baba Kabul/İlgi 25.00 3.26 Baba Kontrol 22.37 3.96

Anababalarla yapılan odak grup görüşmelerinde de anababaların çocuklarına

karşı genelde ilgili oldukları, onları dinledikleri, sorunlarını paylaşmaya çalıştıkları

görülmüştür. Bu görüşmelerde anababaların çoğunluğu çocuklarının günlük yaşam

olaylarını kendilerine anlattıklarını ve kendilerinin de bunu dinlemeye çaba

harcadıklarını ifade etmişlerdir. Ancak kime anlatıldığı konusunda bazı farklılıklar

bulunmaktadır. Her iki grupta da anababalar çocuklarının yaşadıklarını paylaşmak için

daha çok anneyi seçtiklerini ifade etmişlerdir. Bu bulgu nicel bulgularda da ortaya çıkan

annenin daha kabul edici ve ilgili bulunmasıyla benzerlik göstermektedir. Aşağıda

bunlara ilişkin bazı ifadeler bulunmaktadır.

“Muhakkak anlatır. Günlük yaşadıklarını hemen anlatır. Bulaşık toplarken bile

gelir ne yaptığını anlatır. Erkek arkadaşını anlatır. Mutluluklarını, üzüntülerini

anlatır”. (Anne: 39 yaş, orta okul mezunu, çalışıyor, evli, 2 çocuk).

“Bazen anlatır. Sevinçli olduğu zaman neler yaptığını, neler olduğunu anlatır.

Ara sıra anlatır ama. Ben sorarım da neler olduğunu. Sıkıntısını çok paylaşmaz.

Arkadaşı olduğu zaman anlatır. Erkek arkadaşı olduğu zaman bana söyler, başkasına

söylemez…” (Anne: 44 yaş, ilkokul mezunu, çalışmıyor, evli, 3 çocuk).

“Her şeyi anlatır, paylaşır. Daha çok annesine anlatır, annesinin bana

söyleyeceğini düşünerek…”. (Baba: 45 yaş, üniversite mezunu, çalışıyor, evli, 2 çocuk).

“Anneyle paylaşır, annesiyle ilişkileri iyidir, benden daha çok ona anlatır.

Büyük bir sorun yaşarsa öncelikle ona anlatır, annesi bana aktarır, sonra birlikte

çözeriz...”. (Baba: 43 yaş, üniversite mezunu, çalışıyor, evli, 4 çocuk).

4.2. Anababa Kabul/İlgisi, Kontrolü ve Anababanın Eğitim Düzeyi

Anababanın kabul/ilgi ve kontrolünün anababanın eğitim düzeyine göre

farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için tek yönlü varyans analizi ve çoklu

karşılaştırma testi (post-hoc test) uygulanmıştır.

Page 98: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

82  

Annenin kabul/ilgi ve kontrolünün annenin eğitim düzeyine göre tek yönlü

varyans analizi sonuçları çizelge 12 ve çizelge 13’de gösterilmiştir.

Çizelge 12. Anne Kabul/İlgisinin Eğitim Düzeyine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi

Kaynak KT sd KO F p

Gruplar arası 10.070 3 3.357 .407 .748 Gruplar içi 9284.607 1126 8.246 Toplam 9294.677 1129

Çizelge 12’deki analiz sonuçlarına göre annelerin gösterdiği kabul/ilgi eğitim

düzeylerine göre anlamlı düzeyde farklılık göstermemektedir [F (5-1126)= .407, p>

.05].

Annenin algılanan kontrolünün eğitim düzeyine göre tek yönlü varyans analizi

sonuçları çizelge 13’de gösterilmiştir.

Çizelge 13. Anne Kontrolünün Eğitim Düzeyine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi

Kaynak KT sd KO F p

Gruplar arası 163.216 3 54.405 3.216 .022 Gruplar içi 19050.939 1126 16.919 Toplam 19214.156 1129

Çizelge 13’deki analiz sonuçlarına göre, annelerin gösterdiği kontrol eğitim

düzeylerine göre anlamlı düzeyde farklılaşmaktadır [F (3-1126)= 3.216, p< .05]. Farkın

hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek amacıyla yapılan Schefee testinin sonuçları,

üniversite mezunu annelerin kontrol puan ortalamalarının ( = 25.59), ilkokul mezunu

annelerin kontrol puan ortalamalarından ( =24.62) daha yüksek olduğunu

göstermektedir.

Annenin uyguladığı kontrolün eğitim düzeyine göre farklılaştığı odak grup

görüşmelerinde elde edilen bulgularda da görülmektedir. Buna göre eğitim düzeyi

düşük kişilerin bulunduğu grupta kurallardan ve kuralcı olmaktan söz edilmezken,

eğitim düzeyi yüksek kişilerin bulunduğu grupta, özellikle annelerin çoğunluğu (6

annenin 5’i) kontrolden söz etmişler ve kendilerini kuralcı olarak tanımlamışlardır.

Aşağıda bununla ilgili ifadeler bulunmaktadır.

Page 99: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

83  

“Katı, kuralcıyım, her şey düzenli olsun isterim, eksik olmasın, ben önceden onu

uyarırım, anlatırım…” (Anne: 43 yaş, üniversite mezunu, çalışıyor, evli, 2 çocuk).

“Ben de öyleyim, ben de her söylediğini eleştiririm, her yanlışına muhakkak

müdahale ederim. Şöylesi doğru olur, böylesi doğru olur diye…” (Anne: 42 yaş,

üniversite mezunu, çalışıyor, evli, 2 çocuk).

“… Ama en büyük sorunumuz otorite altına girmemesi, ders çalışması

gerektiğini söylediğimizde sana ne demesi…”. (Anne: 44 yaş, üniversite mezunu,

çalışıyor, evli, 3 çocuk).

“Benim de kurallarım var, biraz sonuca odaklı hareket ediyorum galiba, ders

çalışmadığında sonuç ne olur, şu işi yapmadığında sonucu ne olur diye düşünerek bazı

şeyleri yapmaya çalışıyorum…” (Anne: 49 yaş, üniversite mezunu, çalışıyor, evli, 2

çocuk).

Babanın kabul/ilgi ve kontrolünün babanın eğitim düzeyine göre tek yönlü

varyans analizi sonuçları çizelge 14 ve çizelge 15’de gösterilmiştir.

Çizelge 14. Baba Kabul/ İlgisinin Eğitim Düzeyine Göre Tek Yönlü Varyans

Analizi

Kaynak KT sd KO F p

Gruplar arası 193.640 3 64.547 6.150 .000 Gruplar içi 11534.269 1099 10.495 Toplam 11727.909 1102

Çizelge 14’deki analiz sonuçlarına göre babaların gösterdiği kabul/ilgi eğitim

düzeylerine göre anlamlı düzeyde farklılaşmaktadır [F (3-1099)= 6.150, p< .001].

Farkın hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek amacıyla yapılan Schefee testinin

sonuçlarına göre, üniversite mezunu babaların kabul/ilgi puanı ortalamaları ( =24.52)

ilkokul ( =25.54) ve ortaokul ( = 25.44) mezunu babaların kabul/ilgi puanı

ortalamalarından daha düşüktür.

Babanın kontrolünün eğitim düzeyine göre tek yönlü varyans analizi sonuçları

çizelge 15’de gösterilmiştir.

Page 100: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

84  

Çizelge 15. Baba kontrolün Eğitim Düzeyine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi

Kaynak KT sd KO F p

Gruplar arası 65,716 3 21.905 1.397 .242 Gruplar içi 17278.549 1102 15.679 Toplam 17344.265 1105

Çizelge 15’de görülüğü gibi, babaların gösterdiği kontrol eğitim düzeylerine

göre anlamlı düzeyde farklılık göstermemektedir [F (3-1102)= 1.397, p> .05].

Eğitim düzeyi düşük grupta baba olmadığı için bu konuda doğrudan bir

karşılaştırma olanaklı değildir, ancak eğitim düzeyi yüksek guruptaki üç babadan ikisi

kurallardan söz etmemişler, çocuklarını özgür bıraktıklarını, sorumluluğu çocuklarına

bıraktıklarını ifade etmişlerdir.

“… Çocuklara sınırsız tolerans tanıyan, onları sınırsız dinlemeye çalışan

biriyim… Onlara sınırsız davranış serbestisi verebileceğimin güvenini verirler bana…”.

(Baba: 45 yaş, üniversite mezunu, çalışıyor, evli, 2 çocuk).

“… Çok fazla kuralcı olmayı sevmiyorum. Kendi hayatımda da böyle.

Çocuklarım bazı şeyleri kendileri düşünsün, kendileri yapsın istiyorum. Bizim illa

onların önünde giden bir durumda olmamızı istemiyorum… Çok zorlamıyorum yani.

Bazı şeyleri kendi düşünebildiği için yapsın istiyorum. Onun da yaptığı şeyler oluyor,

yapamadığı şeyler oluyor, kızamıyorum…”. (Baba: 52 yaş, üniversite mezunu, çalışıyor,

evli, 3 çocuk).

Eğitim düzeyi düşük gruptan bazı anneler ise eşlerinin katı kontrol ve denetleme

kullandıklarını ifade etmişlerdir.

“Bazen bir şeyler anlatırken baba hemen susturur. Önce sen askeri okulu

kazansaydın der, sonra konuş. Okulda ya da dışarıda olan bir olayı anlatırken baba

hemen susturur, kestirir atar. O zaman ağlar… Zaman zaman da dinlenmediği için

anlatacağı şeyleri anlatmıyor olabilir… Ben kendimi hep arada kalmış bir anne olarak

görüyorum. Babayla çocuklar arasında. Doğrudan diyalog kuramıyorlar. Büyük oğlum

21 yaşında, o bile doğrudan babaya söyleyemiyor. Hep bana söylüyorlar, ben babaya

söylerim. O nedenle arada kalmış anneyim”.”. (Anne: 43, ilkokul, çalışmıyor, evli, 2

çocuk).

Page 101: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

85  

“... Eşim pek anlayışlı değil. Kızım bir yere gitmek istiyor, eşim gidemezsin

diyor. Onların arasında kalıyorum...”. (Anne: 39 yaş, Ortaokul mezunu, çalışmıyor,

evli, 5 çocuk).

Gençlerin bildirimlerine göre babaların gösterdiği kontrol eğitim düzeylerine

göre anlamlı düzeyde farklılık göstermemektedir. Ancak yukarıda üniversite mezunu

babalardan yapılan alıntılarla, eğitim düzeyi düşük gruptaki annelerin eşleri için

yaptıkları betimlemeler incelendiğinde düşük eğitim düzeyine sahip babaların eğitim

düzeyi yüksek olanlara göre daha denetleyici oldukları görülmektedir.

Sonuçlar genel olarak anababaların çocuklarına karşı ilgili/ sevgi gösterici

olduklarını göstermektedir. Ancak görüşme sonuçları özellikle eğitim düzeyi yüksek

annelerin çocuklarını denetleme davranışlarının oldukça yaygın olduğunu

göstermektedir. Türk toplumunda çocuk sevgisi ve çocuğu kontrol altında tutma aynı

anda var olabilen yaklaşımlardır. Onur (2007) seyhatname ve anı yazarlarının

gözlemlerine dayanarak Türk toplumunda çocuk sevgisinin ve dayağın tarih boyunca

sürüp geldiğini ve günümüzde de var olan yaygın özellikler olduğunu belirtmektedir.

Türk toplumu her ne kadar “çocuksever” bir toplum olsa da, dayak bir çocuk yetiştirme

yöntemi olarak tarih boyunca varlığını sürdürmüştür. Türk toplumunda çocuk ne kadar

sevilirse sevilsin kontrol altında tutulmak istenmektedir.

4.3. Anababa Kabul/İlgisi, Kontrolü ve Ailenin Gelir Düzeyi

Anababanın kabul/ilgi ve kontrolünün ailenin gelir düzeyine göre ((1=500

TL’den az, 2=501- 700 TL, 3=701- 1000 TL, 4=1001- 1500 TL, 5=1501- 3000 TL,

6=3000 TL üstü) farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için tek yönlü varyans analizi

uygulanmıştır.

Annenin kabul/ilgi ve kontrolünün ailenin gelir düzeyine göre tek yönlü varyans

analizi sonuçları çizelge 16 ve çizelge 17’de gösterilmiştir.

Çizelge 16. Anne Kabul/ İlgisinin Gelir Düzeyine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi

Kaynak KT sd KO F p

Gruplar arası 69.596 3 13.919 1.696 .133 Gruplar içi 9225.081 1124 8.207 Toplam 9294.677 1129

Page 102: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

86  

Çizelge 16’daki analiz sonuçlarına göre annelerin gösterdiği kabul/ilgi ailenin

gelir düzeyine göre anlamlı düzeyde farklılık göstermemektedir [F (3-1124)= 1.696, p>

.05].

Annenin kontrolünün ailenin gelir düzeyine göre tek yönlü varyans analizi

sonuçları Çizelge 17’de gösterilmiştir.

Çizelge 17. Anne Kontrolünün Gelir Düzeyine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi

Kaynak KT sd KO F

Gruplar arası 110.492 5 22.098 1.300 .261 Gruplar içi 19103.664 1124 16.996 Toplam 19214.156 1129

Çizelge 17’deki analiz sonuçlarına göre, annelerin gösterdiği kontrol ailenin

gelir düzeyine göre anlamlı düzeyde farklılaşmamaktadır [F (5-1124)= 1.300, p>.05].

Babanın gösterdiği kabul/ilginin ailenin gelir düzeyine göre tek yönlü varyans

analizi sonuçları çizelge 18 gösterilmiştir.

Çizelge 18. Baba Kabul/ İlgisinin Gelir Düzeyine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi

Kaynak KT sd KO F p

Gruplar arası 77.659 5 15.532 1.462 .199 Gruplar içi 11650.250 1097 10.620 Toplam 11727.909 1102

Çizelge 18’deki analiz sonuçlarına göre babaların gösterdiği kabul/ilgi ailenin

gelir düzeyine göre anlamlı düzeyde farklılık göstermemektedir [F (5-1124)= 1.462, p>

.05].

Babanın kontrolünün ailenin gelir düzeyine göre tek yönlü varyans analizi

sonuçları çizelge 19’da gösterilmiştir.

Page 103: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

87  

Çizelge 19. Baba Kontrolün Gelir Düzeyine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi

Kaynak KT sd KO F p

Gruplar arası 36.098 5 7.220 .459 .807 Gruplar içi 17308.167 1100 15.735 Toplam 17344.2656 1105

Çizelge 19’daki analiz sonuçlarına göre, babaların kontrolü ailenin gelir

düzeyine göre anlamlı düzeyde farklılaşmamaktadır [F (5-1100)= .459, p>.05].

Yukarıdaki analiz sonuçları ailenin gelir düzeyinin anababanın kabul/ilgi ve

kontrolünde farklılık yaratmadığı görülmektedir.

4.4. Cinsiyet ve Benlik Kurgusu

Katılımcıların benlik kurgusu puanlarının cinsiyete göre farklılaşıp

farklılaşmadığını belirlemek amacı ile t testi yapılmıştır. t testi sonuçları her benlik

kurgusu için ayrı ayrı aşağıda verilmiştir.

Özerk-ayrık benlik kurgusunun cinsiyete göre t testi sonuçları Çizelge 20’de

gösterilmiştir.

Çizelge 20. Özerk-Ayrık Benlik Kurgusunun Cinsiyete Göre t Testi Sonuçları

Cinsiyet N SS sd t p

Kız 610 17.10 4.08 1131 1,124 .261 Erkek 523 16.82 4.16

Çizelge 20’ye göre özerk-ayrık benlik kurgusu puanları cinsiyete göre anlamlı

bir farklılık göstermemektedir [t(1131)= 1.124, p> .05].

Bağımlı-ilişkisel benlik kurgusunun cinsiyete göre t testi sonuçları çizelge 21’de

gösterilmiştir.

Page 104: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

88  

Çizelge 21. Bağımlı-İlişkisel Benlik Kurgusunun Cinsiyete Göre t Testi Sonuçları

Cinsiyet N SS sd t p

Kız 610 34.69 3.79 1131 2.793 .005 Erkek 523 33.99 4.55

Çizelge 21’de görüldüğü gibi bağımlı-ilişkisel benlik kurgusu puanları cinsiyete

göre anlamlı bir farklılık göstermektedir [t(1131)= 2.79, p< .01]. Buna göre kızların

bağımlı-ilişkisel benlik kurgusu puanları ( =34.69) erkeklerin puanlarından ( =33.99)

daha yüksektir. Bu sonuç bağımlı-ilişkisel benlik kurgusunun kızlar arasında

erkeklerden daha yaygın olduğunu göstermektedir.

Özerk-ilişkisel benlik kurgusunun cinsiyete göre t testi sonuçları çizelge 22’de

gösterilmiştir.

Çizelge 22. Özerk-İlişkisel Benlik Kurgusunun Cinsiyete Göre t Testi Sonuçları

Cinsiyet N S sd t p

Kız 610 17.62 2.46 1131 6.134 .000 Erkek 523 16.63 2.96

Çizelge 22’ye göre özerk-ilişkisel benlik kurgusu puanları cinsiyete göre anlamlı

bir farklılık göstermektedir [t(1131)= 6.134, p< .001]. Buna göre kızların özerk-ilişkisel

benlik kurgusu puanları ( =17.62) erkeklerin puanlarından ( =16.63) daha yüksektir.

Bu sonuç özerk-ilişkisel benlik kurgusunun kızlar arasında erkeklerden daha yaygın

olduğunu göstermektedir.

Katılımcıların benlik kurgusu puanlarının cinsiyete göre farklılaşıp

farklılaşmadığını belirlemek amacı ile yapılan t testi sonuçları kızların ilişkisel ve

özerk-ilişkisel benlik kurgusu puanlarının erkeklere göre daha yüksek olduğunu

göstermektedir.

4.5. Ergenlerin Yaşı ve Benlik Kurgusu

Katılımcıların benlik kurgusu puanlarının yaşa (15-16, 17-19) göre farklılaşıp

farklılaşmadığını belirlemek amacı ile de t testi yapılmıştır. t testi sonuçları her benlik

kurgusu için ayrı ayrı aşağıda verilmiştir.

Page 105: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

89  

Özerk-ayrık benlik kurgusunun cinsiyete göre t testi sonuçları çizelge 23’te

gösterilmiştir.

Çizelge 23. Özerk-Ayrık Benlik Kurgusunun Yaşa Göre t Testi Sonuçları

Cinsiyet N SS sd t p

Kız 610 16.81 3.78 1131 -1.364 .173 Erkek 523 17.15 4.48

Çizelge 23’e göre özerk-ayrık benlik puanları yaşa göre anlamlı bir farklılık

göstermemektedir [t(1131)= -1.364, p> .05].

Bağımlı-ilişkisel benlik kurgusunun yaşa göre t testi sonuçları çizelge 24’te

gösterilmiştir.

Çizelge 24. Bağımlı-İlişkisel Benlik Kurgusunun Yaşa Göre t Testi Sonuçları

Cinsiyet N SS sd t p

Kız 612 34.19 4.10 1131 -1.512 .131 Erkek 523 34.57 4.24

Çizelge 24’te görüldüğü gibi bağımlı-ilişkisel benlik kurgusu puanları yaşa göre

anlamlı bir farklılık göstermemektedir [t(1131)= -1.512, p< .01].

Özerk- ilişkisel benlik kurgusunun yaşa göre t testi sonuçları çizelge 25’te

gösterilmiştir.

Çizelge 25. Özerk- İlişkisel Benlik Kurgusunun Yaşa Göre t Testi Sonuçları

Cinsiyet N SS sd t p

Kız 610 17.09 2.69 1131 -.874 .382 E 523 17.23 2.81

Çizelge 25’e göre özerk-ilişkisel puanları yaşa göre anlamlı bir farklılık

göstermemektedir [t(1131)= -.874, p> .05].

Page 106: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

90  

Bu sonuçlara göre bağımlı-ilişkisel benlik kurgusu puanları alınan yaş grupları

15-19 arasıda benzer çıkmaktadır.

4.6. Anababanın Eğitim Düzeyi ve Ergenlerin Benlik Kurgusu

Katılımcıların benlik kurgusu puanlarının anababalarının eğitim düzeyine göre

farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacı ile tek yönlü varyans analizi (ANOVA)

testi yapılmıştır. ANOVA testi sonuçları her benlik kurgusu için ayrı ayrı aşağıda

verilmiştir.

Özerk-ayrık benlik kurgusunun annenin eğitim düzeyine göre tek yönlü varyans

analizi sonuçları çizelge 26’da gösterilmiştir.

Çizelge 26. Özerk-Ayrık Benlik Kurgusunun Annenin Eğitim Düzeyine Göre Tek

Yönlü Varyans Analizi

Kaynak KT sd KO F p

Gruplar arası 567.786 3 189.262 11.462 .000 Gruplar içi 18642.365 1129 16.512 Toplam 19210.152 1132

Çizelge 26’daki analiz sonuçlarına göre, ergenlerin özerk-ayrık benlik

kurgusunun annelerinin eğitim düzeyine göre anlamlı düzeyde farklılaştığı

görülmektedir [F (3-1129)= 11.462, p< .001]. Farkın hangi gruplar arasında olduğunu

belirlemek amacıyla yapılan Schefee testinin sonuçlarına göre, ilkokul mezunu olan

annelerin çocuklarının özerklik puan ortalamalarının ( =17.88) ortaokul ( =16.58), lise

( =16.64) ve üniversite mezunu ( =16.17) annelerin çocuklarının özerklik puan

ortalamalarından daha yüksek olduğu görülmektedir.

Eğitim düzeyi düşük gruptan annelerin çocuklarının özerklik düzeylerinin daha

yüksek olduğu odak grup görüşmesi yoluyla elde edilen bulgularda da görülmektedir.

Buna göre, çocukların eğitimi, geleceği, arkadaş seçimi, günlük yaşamı, giyinme tarzı

gibi konularda kararların nasıl verildiği konusunda görece eğitim düzeyi düşük gruptaki

annelerin çoğunluğu çocukların kararlarını kendisinin verdiğini ifade etmişlerdir.

Anababalar özellikle giyinme ve saç tarzı ile ilgili kararları çocuklarının kendilerinin

verdiğini, anababayı hiç karıştırmak istemediklerini, anababa müdahale etse bile

çocuklarının yine kendi istedikleri gibi giyindiklerini belirtmektedirler. Bu grupta

Page 107: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

91  

eğitimle ilgili konularda da daha çok çocukların kendi kararlarını kendilerinin verdiği

görülmektedir. Aşağıda bunlarla ilgili bazı ifadeler bulunmaktadır.

“…kendiyle ilgili kararları kesinlikle kendisi verir. Hayatını etkileyecek

konularda, eğitim gibi, tabi ki sorar eder ama, giyimdir, saçtır, kararlarını kimse

etkilemez, zaten karıştırmaz”. (Anne: 39 yaş, orta okul mezunu, çalışıyor, evli, 2

çocuk).

“… kendi kararını kendi verir. Saçını nasıl yapmak istiyorsa öyle yapar. Ben

saçının önündeki kakülü kaldır derim kaldırmaz” (Anne: 40 yaş, ortaokul mezunu,

çalışmıyor, evli, 2 çocuk)

“Bizde oğlan her şeye kendi karar verir…”. (Anne: 48 yaş, orta okul,

çalışmıyor, evli, 2 çocuk).

“… Okul, eğitimle ilgili kararları kendi alır. Örneğin ben başka bir bölümü

seçmesini isterdim, o kuaförlüğü seçti. Ben de seçim senin, yaşayacak sensin diyorum”.

(Anne: 44 yaş, ilkokul mezunu, çalışmıyor, evli, 3 çocuk).

“Bu okula gelmek kendi kararıydı. Düz liseyi yapamam diye düşündü. Genelde

kendisi karar verir. Kılık kıyafeti kendi seçer …”. (Anne: 38 yaş, ortaokul mezunu,

çalışmıyor, evli, 2 çocuk).

Eğitim düzeyi yüksek grupta ise özerklik gelişimini sınırlandırdığı düşünülen

çocuğun yerine onun sorumluluklarını yapma ya da müdahaleci yaklaşımların yaygın

olduğu görülmektedir. Üniversite mezunu bazı annelerin ifadeleri buna örnek

oluşturmaktadır:

“… her söylediğini eleştiririm, her yanlışına muhakkak müdahale ederim.

Şöylesi doğru olur, böylesi doğru olur diye…” (Anne: 42 yaş, üniversite mezunu,

çalışıyor, evli, 2 çocuk).

“Sürekli arkasını topladığımız, yapması gereken işleri biz yaptığımız için böyle

oluyor. Belki de elimizden gelse onların ödevlerini biz yapacaktık, yerlerine biz sınava

gireceğiz, hata bizde”. (Anne: 40 yaş, üniversite mezunu, çalışıyor, evli, 2 çocuk).

Bağımlı-ilişkisel benlik kurgusunun annenin eğitim düzeyine göre tek yönlü

varyans analizi sonuçları çizelge 27’de gösterilmiştir.

Page 108: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

92  

Çizelge 27. Bağımlı-İlişkisel Benliğin Annenin Eğitim Düzeyine Göre Tek Yönlü

Varyans Analizi

Kaynak KT sd KO F p

Gruplar arası 27.497 3 9.166 .526 .664 Gruplar içi 19674.289 1129 17.426 Toplam 19701.786 1132

Çizelge 27’de görüldüğü gibi ergenlerin bağımlı-ilişkisel benlik kurguları

annelerinin eğitim düzeyine göre anlamlı düzeyde farklılaşmamaktadır [F (3-1129)=

.526, p> .05].

Özerk-ilişkisel benlik kurgusunun annenin eğitim düzeyine göre tek yönlü

varyans analizi sonuçları çizelge 28’de gösterilmiştir.

Çizelge 28. Özerk-İlişkisel Benlik Kurgusunun Annenin Eğitim Düzeyine Göre

Tek Yönlü Varyans Analizi

Kaynak KT sd KO F p

Gruplar arası 210.476 3 70.159 9.462 .000 Gruplar içi 8371.642 1129 7.415 Toplam 8582.118 1132

Çizelge 28’deki analiz sonuçlarına göre, ergenlerin özerk-ilişkisel benlik

kurgusunun annelerinin eğitim düzeyine göre anlamlı düzeyde farklılaştığı

görülmektedir [F (3-1129)= 9.462, p< .001]. Farkın hangi gruplar arasında olduğunu

belirlemek amacıyla yapılan Schefee testinin sonuçlarına göre, üniversite mezunu olan

annelerin çocuklarının özerk-ilişkisel benlik kurgusu puan ortalamalarının ( =17.16),

ilkokul mezunu annelerin çocuklarının özerk-ilişkisel benlik kurgusu puan

ortalamalarından ( =16.69) daha yüksek olduğu görülmektedir.

Benlik kurgusu gelişiminin babanın eğitim düzeyine göre tek yönlü varyans

analizi sonuçları aşağıda gösterilmiştir.

Özerk-ayrık benlik kurgusunun babanın eğitim düzeyine göre tek yönlü varyans

analizi sonuçları Çizelge 29’da gösterilmiştir.

Page 109: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

93  

Çizelge 29. Özerk-Ayrık Benlik Kurgusunun Babanın Eğitim Düzeyine Göre Tek

Yönlü Varyans Analizi

Kaynak KT sd KO F p

Gruplar arası 393.273 3 131.091 7.865 .000 Gruplar içi 18816.879 1129 16.667 Toplam 19210.152 1132

Çizelge 29’da görüldüğü gibi, ergenlerin özerk-ayrık benlik kurgusunun

babaların eğitim düzeyine göre anlamlı düzeyde farklılaştığı görülmektedir [F (3-

1129)= 7.865, p< .001]. Farkın hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek amacıyla

yapılan Schefee testinin sonuçlarına göre, ilkokul mezunu olan babaların çocuklarının

özerklik puan ortalamalarının ( =18.03), lise ( =16.75) üniversite mezunu babaların

çocuklarının özerklik puan ortalamalarından ( =16.44) daha yüksek olduğu

görülmektedir.

Bağımlı-ilişkisel benlik kurgusunun babanın eğitim düzeyine göre tek yönlü

varyans analizi sonuçları Çizelge 30’da gösterilmiştir.

Çizelge 30. Bağımlı-İlişkisel Benlik Kurgusunun Babanın Eğitim Düzeyine Göre

Tek Yönlü Varyans Analizi

Kaynak KT sd KO F p

Gruplar arası 65.068 3 21.689 1.247 .291 Gruplar içi 19636.718 1129 17.393 Toplam 19701.786 1132

Çizelge 30’da görüldüğü gibi ergenlerin bağımlı ilişkisel benlik kurguları

babalarının eğitim düzeyine göre anlamlı düzeyde farklılaşmamaktadır [F (3-1129)=

1.247, p> .05].

Özerk-ilişkisel benlik kurgusunun babanın eğitim düzeyine göre tek yönlü

varyans analizi sonuçları Çizelge 31’de gösterilmiştir.

Page 110: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

94  

Çizelge 31. Özerk-İlişkisel Benlik Kurgusunun Babanın Eğitim Düzeyine Göre Tek

Yönlü Varyans Analizi

Kaynak KT sd KO F p

Gruplar arası 122.637 3 40.879 5.456 .001 Gruplar içi 8459.482 1129 7.493 Toplam 8582.118 1132

Çizelge 31’deki analiz sonuçlarında babanın eğitim düzeyine göre ergenlerin

özerk-ilişkisel benlik kurgusu puanlarının anlamlı düzeyde farklılaştığı görülmektedir

[F (3-1129)= 5.456, p< .01]. Farkın hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek

amacıyla yapılan Schefee testinin sonuçlarına göre, ilkokul mezunu olan babaların

çocuklarının özerk-ilişkisellik puan ortalamalarının ( =16.55) üniversite mezunu

babaların çocuklarının özerk-ilişkisel benlik puan ortalamalarından ( =17.16) daha

düşük olduğu görülmektedir.

Anababanın eğitim düzeyi ve ergenlerin benlik kurguları arasındaki ilişkilere

genel olarak bakıldığında ilkokul mezunu anababaların çocuklarının özerk-ayrık benlik

kurgusu puanları diğer gruptakilere göre daha yüksek çıkarken; üniversite mezunu anne

babaların çocuklarının özerk-ilişkisel benlik puan ortalamaların ilkokul mezunu

anababaların çocuklarınınkine göre daha yüksek çıkmaktadır.

Eğitim düzeyleri açısından odak grup verileri karşılaştırıldığında da benzer bir

bulgu ortaya çıkmaktadır. Buna göre çocuklarında istedikleri özellikler açısından düşük

ve yüksek eğitim düzeylerinden anne babalar karşılaştırıldığında görece eğitim düzeyi

daha düşük gurupta iş ve meslek sahibi olmaya ve kendi ayaklarının üzerinde

durabilmeye, bir başka deyişle ekonomik özerkliğe diğer gruba göre daha fazla vurgu

yapılmaktadır. Aşağıda bazı ifadeler bulunmaktadır.

“Dürüst, kimseye muhtaç olmayan, kendi istediği bir konumda olsun isterim. Bu

ortamda kaybolmadan, kendi ayaklarının üzerinde durabilmesini isterim”. (Anne: 43,

ilkokul, çalışmıyor, evli, 2 çocuk).

“Kendi kendine yetebilen biri olması en çok istediğim şey. Kendi parasını

kazansın, öğretmen olabilse”. (Anne: 43 yaş, ilkokul mezunu, çalışmıyor, evli, 3 çocuk)

“Öğretmen olmasını isterim. Benim çektiğim sıkıntıları çekmesini istemem.

Kendi ayaklarının üzerinde durmasını isterim”. (Anne: 39 yaş, ortaokul mezunu,

çalışmıyor, evli, 5 çocuk)

Page 111: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

95  

Göreli olarak eğitim düzeyi daha yüksek grupta ise kendi ayaklarının üzerinde

durmaya, ekonomik özerkliğe yapılan vurgunun yanında aile ile ilişkilere, bağlılığa ve

sosyalliğe de vurgu yapılmıştır. Aşağıda bununla ilgili bazı ifadeler bulunmaktadır.

“İyi bir meslek sahibi olsun, mutlu olsun, eviyle falan da ilgili olsun isterim.

İnsanlardan kopuk biri olmasın, sosyal bir insan olsun. Sadece kendi başına mutlu olan

bir insan olmasının anlamı yok, içine kapalı mutlu olmanın bir anlamı yok”. (Anne: 42

yaş, üniversite mezunu, çalışıyor, evli, 2 çocuk)

“Benden asla uzakta olmasın, sürekli onların varlıklarını hissedebileyim.

Oğlumla yapmayı en çok sevdiğim şey, kanepeye birlikte uzanıp film izlemektir. Bu

zevkimizin hep sürmesini isterim. Kimseye muhtaç olmadan yaşayabilmesini isterim.

Çalarak çırparak değil de çalışarak bir yere gelmesini isterim. İyi bir evlat olsun,

vatana millete hayırlı bir evlat olmasını isterim”. (Anne: 40 yaş, üniversite mezunu,

çalışıyor, evli, 2 çocuk)

“Sağlıklı olsun, kendi yaşamını devam ettirebilecek kadar bir işi olsun.

Başkalarına faydalı olduğunu görmek isterim. Evlendikten sonra falan sağlıklı bir

ilişkimiz olsun isterim. Mecbur olduğumuz için değil de sevdiğimiz için birbirimizi

görmek isteyelim”. (Anne: 49 yaş, üniversite mezunu, çalışıyor, evli, 2 çocuk)

“…Çevresinde başka insanlar olduğunu, tek başımıza yaşamadığımızı bilsin

isterim. Kafasını kuma gömmesin, kulaklarını tıkamasın, gözlerini kapamasın”. (Baba:

52 yaş, üniversite mezunu, çalışıyor, evli, 3 çocuk)

Ayrıca görece eğitim düzeyi yüksek gruptaki anababalar çocuklarıyla ilgili

kararların genelde anne baba ve çocuk tarafından birlikte alındığını ifade etmişlerdir. Bu

bulgu da üniversite mezunu anababaların çocuklarının özerk-ilişkisel benlik kurgusu

puanlarının yüksek olmasına destek olarak düşünülebilir. Daha önce de tartışıldığı gibi

ailede alınan kararlarda çocukların da görüşlerinin alınması açıklayıcı otoriter çocuk

yetiştirme stilinin tanımlayıcı özelliklerinden biridir ve bu stilin özerk-ilişkisel benlik ile

ilişkili olduğu belirtilmiştir.

“…Onunla ilgili kararları tabi sonucu da düşünerek birlikte vermeye çalışırız”.

(Baba: 43 yaş, üniversite mezunu, çalışıyor, evli, 4 çocuk).

“Eğitim hayatıyla ilgili kararları birlikte veririz. Biz bunun böyle uygun

olduğunu düşünüyoruz, sen ne dersin diyoruz. Ondan farklı bir öneri gelirse onu da

dikkate alıyoruz. Mesela TM seçimi ciddi bir karardı. Ben MF olmasını istedim.

Babasına ben TM okumak istiyorum demiş, babası da TM istedi, bana sen ne dersin

dediler, ben zaten ikiye bir kaybettim dedim. Bu tür onun hayatını ilgilendiren kararları

Page 112: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

96  

birlikte vermeye çalışıyoruz…”. (Anne: 44 yaş, üniversite mezunu, çalışıyor, evli, 3

çocuk).

Bu bulgularda ön plana çıkan bulgu alt sosyo-ekonomik düzeyde özerkliğin daha

yaygın bir olgu olmasıdır. Özerklik gelişimi ile ilgili genel durum kentlerde yaşayan

eğitim düzeyi yüksek kişilerin daha özerk oldukları yönündedir. Ancak yukarıda

gösterildiği gibi anababasının eğitim düzeyi düşük gruptan gelen ergenlerin özerklik

düzeyleri daha yüksek bulunmuştur. Bu sonuç kentlerde yaşayan eğitim düzeyi yüksek

anababaların çocukları üzerindeki uyguladıkları kontrol ile ilişkili olabilir. Araştırmanın

odak grup bulguları eğitim düzeyi yüksek annelerin çocukların yaşamları üzerinde çok

sıkı bir kontrol uyguladıklarını göstermektedir. Bununla ilişkili olarak bu ailelerden

gelen çocukların kendilerinin daha az özerk algılamaları sürpriz bir sonuç olarak

görünmemektedir. Buna karşın, daha dezavantajlı koşullardan gelen ergenlerin erken

yaşlardan itibaren kendi başlarının çaresine bakma durumuyla karşı karşıya gelme

olasılıkları daha yüksek görünmektedir. Bu grupta özerk olmak, kendi kararlarını

alabilmek işlevsel olmaktadır. Onur (2007) aınılarda rastlanan yılmazlık örneklerinde

bağımsız ve özerk kişilik özelliğine (küçük yaşta aileden ayrılabilmek, kendi kararlarını

verebilmek) sahip olmanın dikkati çeken bazı ortak özelliklerden olduğunu belirtmiştir.

Onur, köyden kente okumaya gelen çocukların kentte ayakta kalabilmeleri için

özerkliğin önemli bir etmen olduğunu Cumhuriyetin ilk yıllarından alınmış anı

örneklerinde göstermektedir.

4.7. Ailenin Gelir Düzeyi ve Ergenlerin Benlik Kurgusu

Katılımcıların benlik kurgusu puanlarının ailenin gelir düzeyine göre (1=500

TL’den az, 2=501- 700 TL, 3=701- 1000 TL, 4=1001- 1500 TL, 5=1501- 3000 TL,

6=3000 TL üstü) farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacı ile tek yönlü varyans

analizi (ANOVA) testi yapılmıştır. ANOVA testi sonuçları her benlik kurgusu için ayrı

ayrı aşağıda verilmiştir.

Özerk-ayrık benlik kurgusunun ailenin gelir düzeyine göre tek yönlü varyans

analizi sonuçları Çizelge 32’de gösterilmiştir.

Page 113: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

97  

Çizelge 32. Özerk-Ayrık Benlik Kurgusunun Ailenin Gelir Düzeyine Göre Tek

Yönlü Varyans Analizi

Kaynak KT sd KO F p

Gruplar arası 287.123 5 57.425 3.420 .005 Gruplar içi 18923.029 1127 16.791 Toplam 19210.152 1132

Çizelge 32’de görüldüğü gibi, ergenlerin özerk-ayrık benlik kurgusunun ailenin

gelir düzeyine göre anlamlı düzeyde farklılaştığı görülmektedir [F (5-1125)= 3.420, p<

.01]. Farkın hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek amacıyla yapılan Schefee

testinin sonuçlarına göre, temel farkın ailelerinin gelirini 500 YTL’den az olarak

bildiren ergenlerin özerklik puan ortalamalarıyla ( =18.20) ailelerinin gelirini 1501 ve

3000 YTL arası ( =16.45) ve 3000 YTL ve üzeri ( =16.35) olarak bildiren

çocuklarının özerklik puan ortalamaları arasında olduğu görülmektedir. Bir başka

ifadeyle, gelir düzeyi düşük aileden gelen ergenlerin özerk-ayrık benlik kurgusu gelir

düzeyi yüksek olanlara göre daha yüksek bulunmuştur.

Bağımlı-ilişkisel benlik kurgusunun ailenin gelir düzeyine göre tek yönlü

varyans analizi sonuçları Çizelge 33’de gösterilmiştir.

Çizelge 33. Bağımlı-İlişkisel Benliğin Ailenin Gelir Düzeyine Göre Tek Yönlü

Varyans Analizi

Kaynak KT sd KO F p

Gruplar arası 61.078 5 12.216 .701 .623 Gruplar içi 19640.708 1127 17.427 Toplam 19701.786 1132

Çizelge 33’de görüldüğü gibi ergenlerin bağımlı ilişkisel benlik kurguları ailenin

gelir düzeyine göre anlamlı düzeyde farklılaşmamaktadır [F (5-1127)= .701, p> .05].

Özerk-ilişkisel benlik kurgusunun ailenin gelir düzeyine göre tek yönlü varyans

analizi sonuçları Çizelge 34’te gösterilmiştir.

Page 114: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

98  

Çizelge 34. Özerk-İlişkisel Benlik Kurgusunun Ailenin Gelir Düzeyine Göre Tek

Yönlü Varyans Analizi

Kaynak KT sd KO F p

Gruplar arası 141.326 5 28.265 3.774 .002 Gruplar içi 8440.792 1127 7.490 Toplam 8582.118 1132

Çizelge 34’teki analiz sonuçlarına göre, ergenlerin özerk-ilişkisel benlik

kurgusunun ailenin gelir düzeyine göre anlamlı düzeyde farklılaştığı görülmektedir [F

(5-1127)= 3.774, p< .01]. Farkın hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek amacıyla

yapılan Schefee testinin sonuçlarına göre, temel farkın ailelerinin gelirini 500 YTL’den

az olarak bildirenlerin özerk-ilişkisel benlik kurgusu puan ortalamalarıyla ( =16.16)

ailelerinin gelirini 1501 ve 3000 YTL arası ( =17.55) ve 3000 YTL ve üzeri ( =17.53)

olarak bildirenlerin özerk-ilişkisellik puan ortalamaları arasında olduğu görülmektedir.

Bir başka ifadeyle, gelir düzeyi yükseldikçe özerk-ilişkisel benlik puanları da

yükselmektedir.

Anababanın gelir düzeyi ve benlik kurgusu arasındaki ilişki anababanın eğitim

düzeyi ve benlik kurgusu arasındaki ilişki ile benzerlik göstermektedir. Buna göre,

anababasının gelir düzeyi düşük grupta özerk-ayrık benlik kurgusu puanları yüksek

çıkarken, anababasının gelir düzeyi yüksek grupta özerk-ilişkisel benlik kurgusu

puanları yüksek çıkmaktadır.

4.8. Çocuk yetiştirme Stilleri ve Ergenlerin Benlik Kurguları

4.8.1. Katılımcıların Anababalarının Dört Çocuk Yetiştirme Stili İçinde

Sınıflandırılması

Anababalık Stilleri Ölçeğinin kabul/ilgi ve kontrol boyutlarının

çaprazlanmasından 4 çocuk yetiştirme stili oluşturulmuştur. Buna göre, her iki boyutta

medyan değerin üstünde puan alanlar açıklayıcı otoriter, altında puan alanlar ise izin

verici ihmalkar anababalar olarak sınıflandırılmıştır. Kabul/ilgi boyutunda medyanın

üstünde, kontrol boyutunda medyanın altında puan alanlar izin verici şımartıcı;

kabul/ilgi boyutunda medyanın altında, kontrol boyutunda medyanın üstünde puan

alanlar ise otoriter anababalar olarak sınıflandırılmıştır. Çizelge 35’te görüldüğü gibi,

annelerin % 32.5’i, babaların da % 26’sı otoriter olarak sınıflandırılırken; annelerin %

Page 115: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

99  

25.5’i, babaların ise % 32’si açıklayıcı otoriter olarak sınıflandırılmıştır. Annelerin %

21’i, babaların % 24.7’si izin verici şımartan; annelerin % 21’i, babaların da % 17.3’ü

izin verici ihmalkar olarak sınıflandırılmıştır. Bu sonuçlara göre annelerin babalara göre

daha otoriter, babaların da annelere göre daha açıklayıcı otoriter algılandıkları

görülmektedir.

Çizelge 35. Katılımcıların Anababalarının Dört Çocuk Yetiştirme Stili İçinde

Sınıflandırılması

Çocuk Yetiştirme Stilleri Otoriter Açıklayıcı/ İzin verici/ İzin verici/ Otoriter şımartan ihmalkar Anne f 359 282 232 232 % 32.5 25.5 21 21 Baba f 287 354 274 192

% 26 32 24.7 17.3

Ergenlerin benlik kurgusunun anababalarının çocuk yetiştirme stillerine göre

farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için Aile Bağlamında Benlik Ölçeği ve Çocuk

Yetiştirme Stilleri Ölçeğinden elde edilen puanlara çok değişkenli varyans analizi

(MANOVA) uygulanmıştır.

4.8.2. Anne Çocuk Yetiştirme Stili ve Ergenlerin Benlik Kurguları

Ergenlerin benlik kurgularının annenin çocuk yetiştirme stiline göre farklılaşıp

farklılaşmadığını görmek amacıyla yapılan MANOVA sonuçları, annenin çocuk

yetiştirme stiline göre ergenlerin benlik kurgularının anlamlı farklılık gösterdiğini

ortaya koymaktadır [Wilks' Lambda=0.945, F= (9, 2735)=7.128, p< .01].

Benlik kurgularının annenin çocuk yetiştirme stiline ilişkin ortalama ve standart

sapma değerleri ile annenin çocuk yetiştirme stiline göre tek yönlü ANOVA sonuçları

çizelge 36’da gösterilmiştir. Buna göre ergenlerin özerk-ayrık benlik kurguları annenin

çocuk yetiştirme stiline göre anlamlı farklılık göstermemektedir [F(3-1126)= 2.25,

p>.05]. Ancak, ergenlerin bağımlı-ilişkisel benlik kurgusu puanları arasında annenin

çocuk yetiştirme stiline göre anlamlı farklılık olduğu görülmektedir [F(3-1126)= 4.47,

p< .01]. Farkın hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek amacıyla yapılan Scheffe

testinin sonuçları, anneleri otoriter ergenlerin bağımlı-ilişkisel benlik kurgusu puan

Page 116: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

100  

ortalamalarının ( =34.93) anneleri izin verici şımartan ( =33.82) ve izin verici

ihmalkar ( =33.93) olanlara göre daha yüksek olduğunu göstermiştir. Sonuçlar, ayrıca

ergenlerin özerk-ilişkisel benlik kurgusu puanlarının da annenin çocuk yetiştirme stiline

göre anlamlı düzeyde farklılık gösterdiğini ortaya koymaktadır [F(3-1126)= 18.89,

p<.01]. Farklılığın hangi çocuk yetiştirme stilinden kaynaklandığını belirlemek üzere

yapılan Scheffe testi sonuçlarına göre de anneleri açıklayıcı otoriter ( =17.39) ve

otoriter ( =17.76) olan ergenlerin özerk-ilişkisellik puan ortalamalarının anneleri izin

verici şımartan ( =16.12) ve izin verici ihmalkar ( =16.47) olanlara göre daha yüksek

olduğu görülmektedir.

Çizelge 36. Benlik Kurgusu Puanlarının Annenin Çocuk Yetiştirme Stillerine Göre

Ortalama, Standart Sapma ve ANOVA Sonuçları

Benlik Kurgusu

Analık Stilleri

n

SS

sd

F

p

Özerk-ayrık benlik

Açıklayıcı otoriter

282 17.18 4.18 3-1126

2.25

.080

Otoriter 359 17.10 4.09 İzin verici şımartan

232 17.14 3.78

İzin verici ihmalkar

232 16.36 4.34

Bağımlı-ilişkisel benlik

Açıklayıcı otoriter

282 34.42 3.86 3-1126

4.47

.004

Otoriter 359 34.93 3.86 İzin verici şımartan

232 33.82 4,68

İzin verici ihmalkar

232 33.93 4.36

Özerk-ilişkisel benlik

Açıklayıcı otoriter

282 17.39 2.58 3-1126

18.89

.000

Otoriter 359 17.76 2.39 İzin verici şımartan

232 16.12 3.05

İzin verici ihmalkar

232 16.47 2.85

4.8.3. Baba Çocuk Yetiştirme Stili ve Ergenlerin Benlik Kurguları

Ergenlerin benlik kurgularının babanın çocuk yetiştirme stiline göre farklılaşıp

farklılaşmadığını görmek amacıyla yapılan MANOVA sonuçları, babanın çocuk

Page 117: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

101  

yetiştirme stiline göre ergenlerin benlik kurgularının anlamlı farklılık gösterdiğini

ortaya koymaktadır [Wilks' Lambda=0. 955, F= (9, 2682)=5.68, p< . 01].

Ergenlerin benlik kurgularının babanın çocuk yetiştirme stiline ilişkin ortalama

ve standart sapma değerleri ile babanın çocuk yetiştirme stiline göre tek yönlü ANOVA

sonuçları çizelge 37’de gösterilmiştir. Buna göre ergenlerin özerk-ayrık benlik kurguları

babanın çocuk yetiştirme stiline göre anlamlı farklılık göstermemektedir [F(3-

1104)=1.91, p> .05]. Ancak, bağımlı-ilişkisel benlik kurgusu puanları arasında babanın

çocuk yetiştirme stiline göre anlamlı farklılık olduğu görülmektedir [F(3-1104)=3.96,

p< .01]. Farkın hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek amacıyla yapılan Scheffe

testinin sonuçları, babaları otoriter olan ergenlerin bağımlı-ilişkisel benlik kurgusu puan

ortalamalarının ( =34.97) babaları izin verici şımartan ( =33.99) ve izin verici

ihmalkar ( =33.87) olanlara göre daha yüksek olduğunu göstermiştir. Sonuçlar, ayrıca,

özerk-ilişkisel benlik kurgusu puanlarının da babanın çocuk yetiştirme stiline göre

anlamlı düzeyde farklılık gösterdiğini ortaya koymaktadır [F(3-1104)=14.69, p< .01].

Farklılığın hangi babalık stillerinden kaynaklandığını belirlemek üzere yapılan Scheffe

testi sonuçlarına göre babaları açıklayıcı otoriter ( =17.53) ve otoriter ( =17.70) olan

ergenlerin özerk-ilişkisellik puan ortalamalarının babaları izin verici şımartan ( =16.41)

ve izin verici ihmalkar ( =16.75) olanlara göre daha yüksek olduğu görülmektedir.

Page 118: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

102  

Çizelge 37. Benlik Kurgusu Puanlarının Babanın Çocuk Yetiştirme Stillerine Göre

Ortalama, Standart Sapma ve ANOVA Sonuçları

Benlik Kurgusu

Analık Stilleri

n

SS

sd

F

p

Özerk-ayrık benlik

Açıklayıcı otoriter

354 17.23 4.01 3-1104

1.91

.126

Otoriter 287 17.09 4.22 İzin verici şımartan

273 17.05 3.87

İzin verici ihmalkar

191 16.38 4.35

Bağımlı-ilişkisel benlik

Açıklayıcı otoriter

354 34.55 3.66 3-1104

3.96

.008

Otoriter 287 34.97 3.95 İzin verici şımartan

273 33.99 4.49

İzin verici ihmalkar

191 33.87 4.50

Özerk-ilişkisel benlik

Açıklayıcı otoriter

354 17.53 2.54 3-1104

14.69

.000

Otoriter 287 17.70 2.38 İzin verici şımartan

273 16.41 3.03

İzin verici ihmalkar

191 16.75 2.90

4.9. Regresyon Analizi Sonuçları

Katılımcıların üç benlik kurgusunu -özerk-ayrık, bağımlı-ilişkisel ve özerk-

ilişkisel benlik- yordayan değişkenleri saptamak amacıyla aşamalı (stepwise) hiyerarşik

regresyon analizleri yapılmıştır. Aşağıda üç benlik kurgusunu en uygun yordayan

değişkenleri saptamak için anababanın kabul/ilgi ve kontrolü için ayrı ayrı aile

bağlamında benlik alt ölçeklerine yapılan çoklu regresyon analizlerinin sonuçları

verilmektedir.

Regresyon analizlerinden önce yordayıcı değişkenlerle yordanan değişkenler

arasındaki ilişkiler verilmiştir (Çizelge 38). Ergenlerin özerk-ayrık benlik puanları hem

anneden hem de babadan algıladıkları kabul/ilgi ve kontrol puanlarıyla anlamlı ve

olumlu bir ilişki göstermektedir (anne kabul/ilgi r= .21, p<.001, kontrol r= 22, p<.001;

baba kabul/ilgi r=.20, p<.001, kontrol r=.27, p<.001). Bağımlı-ilişkisel benlik puanları

anneden algılanan kabul/ilgi ve kontrol puanlarıyla anlamlı ve olumlu bir ilişki

göstermektedir (r=.14, p<.001). Bağımlı-ilişkisel benlik kurgusu puanları babadan

Page 119: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

103  

algılanan kabul/ilgi ile olumlu ve zayıf bir ilişki gösterirken (r=.07, p<.001) kontrol

puanlarıyla ise olumlu ve orta düzeyde bir ilişki göstermektedir (r= .28, p<.001). Özerk-

ilişkisel benlik kurgusu puanları ise anneden algılanan kabul/ilgi ile anlamlı ve olumlu

bir ilişki gösterirken (r=.18, p<.001), özerk-ilişkisel benlik kurgusu ile kontrol puanı

arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (r= .04, p>.05). Özerk-ilişkisel benlik kurgusu

puanları ile babanın kabul/ilgisi arasında herhangi anlamlı bir ilişki çıkmazken (r=-.05,

p>.05), kontrol puanlarıyla olumlu ancak düşük bir ilişki bulunmuştur (r= .09, p<.001).

Görüldüğü gibi hem kabul/ilgi hem de kontrol üç benlik tipiyle de (özerklik, ilişkisellik,

özerk-ilişkisellik) olumlu ilişkili bulunmuştur.

Çizelge 38. Bağımlı ve Bağımsız Değişkenler Arası Korelasyonlar

Özerk-Ayrık

Benlik Bağımlı-İlişkisel Benlik

Özerk-İlişkisel Benlik

Özerk-Ayrık Benlik

Bağımlı-İlişkisel Benlik

.31**

Özerk-İlişkisel Benlik

.00 .42**

Yaş .03 .04 .01 Aile Geliri -.12 .01 .11** Anne Eğitim -.16 -.02 .15** Anne İlgi .21** .30** .18** Anne Kontrol .22** .14** .04 Baba Eğitim -.14** -.05 .12** Baba İlgi .20** .07* -.05 Baba Kontrol .27** .28** .09** **p< .01, *p< .05

Analiz aşamasında demografik değişkenler, SED değişkenleri ve çocuk

yetiştirme stili ölçeğinin alt boyutları (kabul/ilgi, kontrol), bloklar halinde analize

alınmıştır. Çoklu hiyerarşik regresyon analizi ile hangi değişkenlerin yordayıcı gücü

olduğu saptanmaya çalışılmıştır. Analiz sonucunda regresyon denklemine giren

değişkenlerin katsayıları çizelgelerde verilmiştir.

Page 120: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

104  

4.9.1. Anne Kabul/ilgisi ve Kontrolüne Göre Regresyon Analizi Sonuçları

4.9.1.1. Özerk-Ayrık benlik Kurgusunun Yordanması

Özerk-ayrık benliği yordayan değişkenleri saptamak için yaş, cinsiyet, anne

eğitim düzeyi, ailenin gelir düzeyi ve annenin kabul/ilgi ve kontrol değişkenleri temel

alınarak hiyerarşik regresyon uygulanmıştır. Sonuçlar, bütün bağımsız değişkenlerin

özerk-ayrık benlik kurgusu puanlarını yordadığını göstermiştir R=. 35, F(6-

1123)=18.56, p< .001. Yaş, cinsiyet, annenin eğitim düzeyi, aile geliri, annenin

kabul/ilgi ve kontrolü birlikte ergenlerin özerk-ayrık benlik kurgusu puanlarında

gözlenen varyansın yaklaşık % 12’sini açıklamıştır. Çizelge 39’da görüldüğü gibi

toplam 3 blok olarak gerçekleştirilen analizde 1. bloğa bağımsız değişken olarak

öğrencilerin yaş ve cinsiyet değişkenleri dahil edilmiştir. Analiz sonucu yaş ve cinsiyet

değişkeninin özerk-ayrık benlik puanlarındaki farklılaşmaya anlamlı bir katkıda

bulunmadığı görülmektedir (R=.07, R²=. 004, p> 0,05).

Özerk-ayrık benliği yordayan değişkenleri belirlemek amacıyla modele önceki

değişkenlerin yanına sosyo-ekonomik değişkenler (anne eğitim düzeyi ve aile geliri)

dahil edilmiştir. Sosyo-ekonomik değişkenler ergenlerin özerk-ayrık benlik

puanlarındaki farklılaşmaya anlamlı bir katkıda bulunmaktadır (R=.21, R²=.043, p<

0,01). Sosyo-ekonomik değişkenler önceki değişkenlerle birlikte ergenlerin özerk-ayrık

benlik puanlarındaki farklılaşmanın yaklaşık % 4’ünü açıklamaktadır.

Modele diğer değişkenlerin yanına üçüncü blok olarak annenin kabul/ilgi ve

kontrolü eklendiğinde, kabul/ilgi ve kontrol alt boyutlarının ergenlerin özerk-ayrık

benlik puanlarındaki farklılaşmaya anlamlı katkıda bulunduğu görülmektedir (R=.35,

R²=.12, p< 0,01). Annenin kabul/ilgi ve kontrolü önceki değişkenlerle birlikte

ergenlerin özerk-ayrık benlik puanlarındaki farklılaşmanın yaklaşık % 12’sini

açıklamaktadır. Önceki değişkenlerin tümü ergenlerin özerk-ayrık benlik puanlarındaki

tüm varyansın % 4’ünü açıklayabilirken, ergenlerin annelerinin kabul/ilgi ve kontrolü

boyutları ile bu oran % 12’ye ulaşmıştır. Annenin kabul/ilgi ve kontrol puanları

açıklanan varyansa tek başına % 8’lik bir katkıdas bulunmaktadır. Buna göre annenin

kabul/ilgi ve kontrol puanlarının özerk-ayrık benliği yordamada en önemli değişken

olduğu söylenebilir.

Page 121: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

105  

Çizelge 39. Özerk-Ayrık Benlik Alt Ölçeğinden Alınan Puanların Yordanması için

Hiyerarşik Regresyon Analizleri Sonuçları

Değişkenler ß t R²’deki Değişme F’deki Değişme 1.Adım .004 1.68 Yaş -.115 -2.207 Cinsiyet -.005 -.183 2. Adım .038*** 7.47 Anne Eğitim -.150 .030*** Aile Geliri .042 1.396 3.Adım .081*** 51.87 Kabul/ilgi -.247 -8.557*** Kontrol -.191 -6.615*** R=.35 R2=. 12

*p< .05, **p< .01, ***p< .001

Çizelge 39’daki regresyon katsayılarının anlamlılığına ilişkin t testi sonuçları

ergenlerin özerk-ayrık benlik kurgusunu yordamada cinsiyet ve yaş değişkeninin

anlamlı olmadığını; sosyo-ekonomik değişkenlerden ise annenin eğitim düzeyi

değişkeninin anlamlı olduğunu, ailenin geliri değişkeninin ise anlamlı olmadığını;

kabul/ilgi ve kontrol değişkenlerinin de anlamlı olduğunu göstermektedir.

4.9.1.2. Bağımlı-İlişkisel Benlik Kurgusunun Yordanması

Bağımlı-ilişkisel benlik kurgusunu yordayan değişkenleri belirleyebilmek

amacıyla yaş, cinsiyet, anne eğitim düzeyi, ailenin gelir düzeyi ve annenin kabul/ilgi ve

kontrolü değişkenleri temel alınarak hiyerarşik regresyon uygulanmıştır. Sonuçlar,

bütün bağımsız değişkenlerin özerk-ayrık benlik kurgusu puanlarını yordadığını

göstermiştir R=. 57, F(5-1124)=24.06, p< .001. Yaş, cinsiyet, annenin eğitim düzeyi,

aile geliri, annenin kabul/ilgi ve kontrolü birlikte ergenlerin bağımlı-ilişkisel benlik

puanlarında gözlenen varyansın yaklaşık % 33’ünü açıklamıştır. Çizelge 40’ta

görüldüğü gibi, bağımlı-ilişkisel benliği yordayan değişkenleri belirlemek amacıyla

denkleme ilk blokta yaş, cinsiyet değişkenleri dahil edilmiş, cinsiyet değişkeninin

anlamlı olduğu görülmüştür. Bu değişken bağımlı-ilişkisel benlik puanlarında gözlenen

varyansın % 2’ sini açıklamıştır. Varyanstaki değişme anlamlıdır ancak varyansa katkısı

oldukça düşüktür.

Page 122: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

106  

İkinci bloğa sosyo-ekonomik değişkenler (anne eğitim düzeyi ve aile geliri)

dahil edilmiştir. Sosyo-ekonomik değişkenlerin bağımlı-ilişkisel benlik puanlarının

anlamlı bir yordayıcısı olmadığı görülmektedir.

Daha sonra modele üçüncü blok olarak annenin kabul/ilgi ve kontrolü

değişkenleri eklendiğinde, kabul/ilgi ve kontrol değişkenlerinin yordayıcı gücü olduğu

bulunmuştur. Kabul/ilgi ve kontrol puanlarının regresyon denklemine eklenmesiyle, ilk

iki bloktaki ve bu değişkenlerin bağımlı-ilişkisel benliği yordamadaki katkıları yaklaşık

% 32’ye yükselmiştir. Kabul/ilgi ve kontrol boyutları tek başına bağımlı-ilişkisel benlik

toplam puanlarındaki varyansın yaklaşık % 30’unu açıklamaktadır. Bu bulgu annenin

kabul/ilgi ve kontrolü değişkenlerinin bağımlı-ilişkisel benliğin önemli bir yordayıcısı

olduğunu göstermektedir.

Çizelge 40. Bağımlı-İlişkisel Benlik Alt Ölçeğinden Alınan Puanların Yordanması

için Hiyerarşik Regresyon Analizleri Sonuçları

Değişkenler ß t R²’deki Değişme F’deki Değişme 1.Adım ,021*** 7,98 Yaş ,065 1,257 Cinsiyet ,142 4,803*** 2. Adım ,010 1,96 Anne Eğitim -,098 -2,304 Aile Geliri ,044 1,100 3.Adım ,295*** 244,16 Kabul/ilgi ,541 21,365*** Kontrol ,070 -2,755** R=.57 Düzeltilmiş R2=. 33

*p< .05, **p< .01, ***p< .001

Çizelge 40’taki regresyon katsayılarının anlamlılığına ilişkin t testi sonuçları

ergenlerin bağımlı-ilişkisel benlik kurgusunu yordamada cinsiyetin anlamlı bir

yordayıcı olduğunu, yaş değişkeninin ise anlamlı bir yordayıcı olmadığını; sosyo-

ekonomik değişkenlerden ikisinin de anlamlı olmadığını; annenin kabul/ilgi ve kontrolü

değişkenlerinin de anlamlı olduğunu göstermektedir.

4.9.1.3. Özerk-İlişkisel Benlik Kurgusunun Yordanması

Özerk-ilişkisel benlik kurgusunu yordayan değişkenleri belirleyebilmek

amacıyla yaş, cinsiyet, anne eğitim düzeyi, ailenin gelir düzeyi ve annenin kabul/ilgi ve

Page 123: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

107  

kontrolü değişkenleri temel alınarak hiyerarşik regresyon uygulanmıştır. Sonuçlar,

bütün bağımsız değişkenlerin özerk-ilişkisel benlik kurgusu puanlarını anlamlı düzeyde

yordadığını göstermiştir, R=.36, F(5-1124)=22.55, p< .001. Yaş, cinsiyet, annenin

eğitim düzeyi, aile geliri, annenin kabul/ilgi ve kontrolü birlikte ergenlerin bağımlı-

ilişkisel benlik puanlarında gözlenen varyansın yaklaşık % 13’ünü açıklamıştır. Çizelge

41’de görüldüğü gibi, özerk-ilişkisel benliği yordayan değişkenleri belirlemek amacıyla

denkleme ilk blokta yaş ve cinsiyet değişkenleri dahil edilmiştir ve bu değişkenlerin

özerk-ilişkisel benlik puanlarını yardamada anlamlı olduğu görülmektedir. Cinsiyet

değişkeni özerk-ilişkisel benlik puanlarında gözlenen varyansın % 4’ ünü açıklamıştır.

İkinci bloğa sosyo-ekonomik değişkenler (anne eğitim düzeyi ve aile geliri)

dahil edilmiştir. Annenin eğitim düzeyinin özerk-ilişkisel benlik puanlarını yordamada

anlamlı olduğu görülmektedir.

Daha sonra modele üçüncü blok olarak annenin kabul/ilgi ve kontrolü

eklendiğinde, kabul/ilgi değişkeninin yordayıcı gücü olduğu bulunmuştur. Kabul/ilgi

değişkeni tek başına bağımlı-ilişkisel benlik toplam puanlarındaki varyansın yaklaşık %

4’ünü açıklamaktadır.

Sonuçlar özerk-ilişkisel benlik üzerinde en fazla etkisi olan değişkenin sosyo-

ekonomik değişkenler, ardından ergenlerin cinsiyeti ve annenin kabul/ilgisi olduğunu

göstermiştir.

Çizelge 41. Özerk-İlişkisel Benlik Alt Ölçeğinden Alınan Puanların Yordanması

için Hiyerarşik Regresyon Analizleri Sonuçları

Değişkenler ß t R²’deki Değişme F’deki Değiş 1.Adım ,042*** 16,32 Yaş -,025 -,490 Cinsiyet ,006 6,704*** 2. Adım ,052*** 10,74 Anne Eğitim ,129 ,3,134** Aile Geliri ,017 ,430 3.Adım ,035*** 22,23 Kabul/ilgi ,145 5,498*** Kontrol -,032 -1,183 R=.36 R2=. 13

*p< .05, **p< .01, ***p< .001

Page 124: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

108  

Çizelge 41’deki regresyon katsayılarının anlamlılığına ilişkin t testi sonuçları

ergenlerin özerk-ilişkisel benlik kurgusunu yordamada cinsiyet değişkeninin anlamlı bir

yordayıcı olduğunu, yaş değişkeninin ise anlamlı olmadığını; sosyo-ekonomik

değişkenlerden ise annenin eğitim düzeyinin anlamlı olduğunu; annenin kabul/ilgisi

değişkeninin anlamlı olduğunu ancak kontrolü değişkeninin anlamlı olmadığını

göstermektedir.

4.9.2. Baba Kabul/ilgisi ve Kontrolüne Göre Regresyon Analizi Sonuçları

4.9.2.1. Özerk-Ayrık Benlik Kurgusunun Yordanması

Özerk-ayrık benlik kurgusunu yordayan değişkenleri saptamak için yaş,

cinsiyet, baba eğitim düzeyi, ailenin gelir düzeyi ve babanın kabul/ilgi ve kontrolü

değişkenleri temel alınarak hiyerarşik regresyon uygulanmıştır. Sonuçlar, bütün

bağımsız değişkenlerin özerk-ayrık benlik kurgusu puanlarını anlamlı düzeyde

yordadığını göstermiştir, R=.32, F(6-1096)=20.02, p< .001. Yaş, cinsiyet, babanın

eğitim düzeyi, aile geliri, babanın kabul/ilgi ve kontrolü birlikte ergenlerin bağımlı-

ilişkisel benlik puanlarında gözlenen varyansın yaklaşık % 10’nunu açıklamıştır.

Çizelge 42’de görüldüğü gibi toplam 3 blok olarak gerçekleştirilen analizde 1. bloğa

bağımsız değişken olarak yaş ve cinsiyet değişkenleri dahil edilmiştir. Analiz sonucu

yaş, sınıf düzeyi ve cinsiyet değişkeninin özerk-ayrık benlik puanlarındaki

farklılaşmaya anlamlı bir katkısının olmadığı görülmektedir.

Özerk-ayrık benliği yordayan değişkenleri belirlemek amacıyla modele önceki

değişkenlerin yanına sosyo-ekonomik değişkenler (aile geliri, baba eğitim düzeyi) dahil

edilmiştir. Sosyo-ekonomik değişkenler ergenlerin özerk–ayrık benlik puanlarındaki

farklılaşmaya anlamlı bir katkı yapmaktadır. Sosyo-ekonomik değişkenlerden babanın

eğitim düzeyi özerk-ayrık benlik puanlarındaki farklılaşmanın yaklaşık % 3’ünü

açıklamaktadır.

Modele diğer değişkenlerin yanına üçüncü blok olarak babanın kabul/ilgi ve

kontrolü eklendiğinde, kabul/ilgi ve kontrol alt ölçeklerinin ergenlerin özerk-ayrık

benlik puanlarındaki farklılaşmaya anlamlı bir katkı yaptığı görülmektedir. Babanın

kabul/ilgi ve kontrolü puanları açıklanan varyansa tek başına % 6’lık bir katkıda

bulunmaktadır. Buna göre babanın kabul/ilgi ve kontrolünün özerk-ayrık benliği

yordamada en önemli değişken olduğu söylenebilir.

Page 125: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

109  

Çizelge 42. Özerk-Ayrık Benlik Alt Ölçeğinden Alınan Puanların Yordanması için

Hiyerarşik Regresyon Analizleri Sonuçları

Değişkenler ß t R²’deki Değişme F’deki Değişme 1.Adım .004 1.42 Yaş -.106 -2.019 Cinsiyet -.005 -.193 2. Adım .033*** 6.30 Baba Eğitim .100 2.486* Aile Geliri .058 1.503 3.Adım .065*** 39.60 Kabul/ilgi -.181 -6.256*** Kontrol -.170 -5.826*** R=.32 R2=. 10

*p< .05, **p< .01, ***p< .001

Çizelge 42’deki regresyon katsayılarının anlamlılığına ilişkin t testi sonuçları

ergenlerin özerk-ayrık benlik kurgusunu yordamada yaş ve cinsiyet değişkeninin

anlamlı bir yordayıcı olmadığını; sosyo-ekonomik değişkenlerden babanın eğitim

düzeyi ile babanın kabul/ilgi ve kontrolü değişkenlerinin de anlamlı olduğunu

göstermektedir.

4.9.2.2. Bağımlı-İlişkisel Benlik Kurgusunun Yordanması

Bağımlı-ilişkisel benlik kurgusunu yordayan değişkenleri belirleyebilmek

amacıyla yaş, cinsiyet, baba eğitim düzeyi, ailenin gelir düzeyi ve babanın kabul/ilgi ve

kontrolü değişkenleri temel alınarak hiyerarşik regresyon uygulanmıştır. Sonuçlar,

bütün bağımsız değişkenlerin özerk-ayrık benlik kurgusu puanlarını anlamlı düzeyde

yordadığını göstermiştir, R=.41, F(6-1096)=18.60, p< .001. Yaş, cinsiyet, babanın

eğitim düzeyi, aile geliri, babanın kabul/ilgi ve kontrolü birlikte ergenlerin bağımlı-

ilişkisel benlik puanlarında gözlenen varyansın yaklaşık % 17’sini açıklamıştır. Çizelge

43’de görüldüğü gibi, toplam 3 blok olarak gerçekleştirilen analizde 1. bloğa bağımsız

değişken olarak yaş ve cinsiyet değişkenleri dahil edilmiştir. Cinsiyet bağımlı-ilişkisel

benlik puanlarında gözlenen varyansın % 2’ sini açıklamıştır. Varyanstaki değişme

anlamlıdır ancak varyansa katkısı oldukça düşüktür.

İkinci bloğa sosyo-ekonomik değişkenler (baba eğitim düzeyi ve aile geliri)

dahil edilmiştir. Sosyo-ekonomik değişkenlerin anlamlı bir yordayıcı gücü olmadığı

görülmektedir.

Page 126: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

110  

Daha sonra modele üçüncü blok olarak babanın kabul/ilgi ve kontrolü

eklendiğinde, kabul/ilgi ve kontrol değişkenlerinin yordayıcı gücü olduğu bulunmuştur.

Kabul/ilgi ve kontrol puanlarının regresyon denklemine eklenmesiyle, ilk iki bloktaki ve

bu değişkenlerin bağımlı-ilişkisel benliği yordamadaki katkıları yaklaşık % 17’ye

yükselmiştir. Kabul/ilgi ve kontrol boyutları tek başına bağımlı-ilişkisel benlik toplam

puanlarındaki varyansın yaklaşık % 15’ini açıklamaktadır. Bu bulgu babanın kabul/ilgi

ve kontrolünün bağımlı-ilişkisel benliğin önemli bir yordayıcısı olduğunu

göstermektedir.

Çizelge 43. Bağımlı-İlişkisel Benlik Alt Ölçeğinden Alınan Puanların Yordanması

İçin Hiyerarşik Regresyon Analizleri Sonuçları

Değişkenler ß t R²’deki Değişme F’deki Değişme

1.Adım .020*** 7.45 Yaş .042 .813 Cinsiyet .141 4.706*** 2. Adım .003 .498 Baba Eğitim -.038 -.931 Aile Geliri .019 .475 3.Adım .148*** 97.28 Kabul/ilgi .384 13.765*** Kontrol -.093 -3.320** R=.41 R2=. 17

*p< .05, **p< .01, ***p< .001

Çizelge 43’deki regresyon katsayılarının anlamlılığına ilişkin t testi sonuçları

ergenlerin bağımlı-ilişkisel benlik kurgusunu yordamada cinsiyetin anlamlı bir

yordayıcı olduğunu; sosyo-ekonomik değişkenlerden hiçbirinin anlamlı olmadığını;

babanın kabul/ilgi ve kontrolü değişkenlerinin her ikisinin de anlamlı olduğunu

göstermektedir.

4.9.2.3. Özerk-İlişkisel Benlik Kurgusunun Yordanması

Özerk-ilişkisel benlik kurgusunu yordayan değişkenleri belirleyebilmek

amacıyla yaş, cinsiyet, baba eğitim düzeyi, ailenin gelir düzeyi ve babanın kabul/ilgi ve

kontrolü değişkenleri temel alınarak hiyerarşik regresyon uygulanmıştır. Sonuçlar,

bütün bağımsız değişkenlerin özerk-ilişkisel benlik kurgusu puanlarını anlamlı düzeyde

yordadığını göstermiştir, R=.33, F(6-1096)=12.81, p< .001. Yaş, cinsiyet, babanın

Page 127: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

111  

eğitim düzeyi, aile geliri, babanın kabul/ilgi ve kontrolü birlikte ergenlerin bağımlı-

ilişkisel benlik puanlarında gözlenen varyansın yaklaşık % 11’ini açıklamıştır. Çizelge

44’de görüldüğü gibi, toplam 3 blok olarak gerçekleştirilen analizde 1. bloğa bağımsız

değişken olarak yaş ve cinsiyet değişkenleri dahil edilmiştir. Cinsiyet özerk-ilişkisel

benlik puanlarında gözlenen varyansın yaklaşık % 4’ ünü açıklamıştır.

İkinci bloğa sosyo-ekonomik değişkenler (baba eğitim düzeyi ve aile geliri)

dahil edilmiştir. Babanın eğitim düzeyinin anlamlı bir yordayıcı olduğu görülmektedir.

Daha sonra modele üçüncü blok olarak babanın kabul/ilgi ve kontrol

değişkenleri eklendiğinde, kabul/ilgi ve kontrol alt ölçeklerinin yordayıcı gücü olduğu

bulunmuştur. Kabul/ilgi ve kontrol puanlarının regresyon denklemine eklenmesiyle, ilk

iki bloktaki ve bu değişkenlerin bağımlı-ilişkisel benliği yordamadaki katkıları yaklaşık

% 11’e yükselmiştir. Kabul/ilgi ve kontrol boyutları tek başına bağımlı-ilişkisel benlik

toplam puanlarındaki varyansın yaklaşık % 2’sini açıklamaktadır ve bu görece düşük bir

değerdir.

Sonuçlar özerk-ilişkisel benlik üzerinde en fazla etkisi olan değişkenin babanın

eğitim düzeyi ve ergenin cinsiyeti olduğunu göstermiştir.

Çizelge 44. Özerk-İlişkisel Benlik Alt Ölçeğinden Alınan Puanların Yordanması

için Hiyerarşik Regresyon Analizleri Sonuçları

Değişkenler ß t R²’deki Değişme F’deki Değişme 1.Adım .044*** 16.73 Yaş -.043 -.843 Cinsiyet .198 6.696*** 2. Adım .044*** 8.71 Baba Eğitim .072 1.825* Aile Geliri .053 1.394 3.Adım .020*** 12.55 Kabul/ilgi .134 4.621*** Kontrol -.067 -2.292* R=.33 R2=. 11

*p< .05, **p< .01, ***p< .001

Çizelge 44’teki regresyon katsayılarının anlamlılığına ilişkin t testi sonuçları

ergenlerin özerk-ilişkisel benlik kurgusunu yordamada cinsiyet değişkeninin anlamlı bir

yordayıcı olduğunu, yaş değişkeninin ise anlamlı olmadığını; sosyo-ekonomik

Page 128: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

112  

değişkenlerden ise babanın eğitim düzeyinin anlamlı olduğu; babanın kabul/ilgi ve

kontrolü değişkenlerinin de anlamlı olduğu göstermektedir.

Regresyon analizi sonuçları kabul/ilgi boyutlarının benlik kurgusu üzerindeki

etkisinin kontrolden daha fazla olduğunu ve bağımsız değişkenlerin bağımlı-ilişkisel

benlik kurgusu üzerindeki etkisinin daha fazla olduğunu göstermiştir. Anne çocuk

yetiştirme stili boyutlarının yordayıcı gücü babanınkilerden daha yüksek olmasına

karşın bütün değişkenlerde baba tutumları da yordayıcıdır. Ayrıca sonuçlar çocuk

yetiştirme stili boyutlarının yordayıcı gücünün deomografik ve SED değişkenlerinden

daha güçlü olduğunu göstermiştir.

Page 129: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

113  

BÖLÜM V

TARTIŞMA

Bu çalışmanın genel amacı özerk-ayrık, bağımlı-ilişkisel ve özerk-ilişkisel

benlik kurgusunun ergenlik döneminde gelişimini aile ve kültür bağlamında

incelemektir. Bazı sosyo ekonomik ve demografik değişkenlerle (anababanın eğitim ve

gelir düzeyi, çocuğun cinsiyeti ve yaşı) niceliksel olarak ölçülen çocuk yetiştirme stili

boyutları (kabul/ilgi, kontrol) ve bu boyutların çaprazlamasından elde edilen çocuk

yetiştirme stilleri (otoriter, açıklayıcı otoriter, izin verici şımartan ve izin verici

ihmalkar) ile özerk-ayrık, bağımlı-ilişkisel ve özerk-ilişkisel benlik kurgusu arasındaki

ilişkilerin incelenmesi araştırmanın amaçlarından birini oluşturmaktadır. Araştırmanın

amaçlarından bir başkası ise araştırmaya katılan ergenlerin anne ve babalarının

çocuklarıyla ilişkileri, çocuk yetiştirmeye ilişkin görüş, uygulama ve beklentilerinin

odak grup görüşmesi yoluyla belirlenmesidir.

Bu çerçevede, aşağıda öncelikle anababanın kabul/ilgisi ve kontrol boyutlarına

ilişkin betimleyici sonuçlar tartışılmıştır. Ardından, çocuk yetiştirme stili boyutlarının

(kabul/ilgi, kontrol) ve çocuk yetiştirme stillerinin (otoriter, açıklayıcı otoriter, izin

verici şımartan ve izin verici ihmalkar) özerk-ayrık, bağımlı- ilişkisel ve özerk-ilişkisel

benlik kurgusu ile ilişkileri tartışılacaktır. Bu bölümde yapılan tartışmalarda odak grup

görüşmesi yöntemi ile toplanan bulgulardan da yararlanılmıştır.

5.1. Anababadan Kabul/İlgisi ve Kontrolü

Bu çalışmada, ergenlerin anababalarının kabul/ilgi puan ortalamaları kontrol

puan ortalamalarından yüksek bulunmuştur. Ayrıca, annelerin kabul/ ilgisi ve kontrolü

babaların kabul/ilgisinden ve kontrolünden daha yüksek bulunmuştur. Bir başka

ifadeyle, bu çalışmanın sonuçlarına göre ergenler anababalarını kontrol edici olmaktan

çok, kabul edici ve annelerini de babalarına göre daha fazla kabul edici/ilgi gösterici ve

kontrol edici olarak görmektedir. Bu bulgular anababalık açısından temel cinsiyet

farklılığı olan annelerin daha kabul edici olduğunu gösteren bazı çalışmaların

sonuçlarıyla da paralellik göstermektedir (Berndt, Cheung, Lau, Hau and Lew, 1993;

Block, 1983). Bu çalışmalar ayrıca annelerin babalara göre daha az kontrol edici

olduklarını göstermiştir. Ancak, bu çalışmada tam tersi olarak anneler babalara göre

Page 130: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

114  

daha çok kontrol edici olarak bulunmuştur. Bu bulgu annelerin çocukların bakımında

daha çok yer almasıyla ilişkili olabilir. Türk toplumunda annelerin babalara göre

çocuklarının günlük yaşam olaylarıyla (yediği içtiği, giyimi gibi) daha fazla

ilgilenmeleri yaygın bir durumdur. Annelerin bu davranışları çocukları tarafından

kontrol olarak değerlendiriliyor olabilir.

Çalışmalar ayrıca ergenlerin annelerine açılma oranının babalara açılmalarından

daha yüksek olduğunu (Kağıtçıbaşı, 1982; Selçuk, 1989), annelerin çocukları tarafından

daha sevecen ve daha az reddeden olarak nitelendirildiklerini (Marsh ve Franko, 1997)

de göstermektedir. Geleneksel anababalık rollerinin bir göstergesi olan annelerin

çocuklarına karşı daha yakın ve ilgili olması ile ilgili bu bulgu yukarıda verilen geçmiş

çalışmalarla ve daha yakın zamanlarda gerçekleştirilen çalışmalarla (Sümer ve Güngör,

1999; Yılmaz, 2000) benzerlik göstermektedir.

Anababanın gösterdiği kabul/ilginin kontrolden yüksek çıkması Türkiye’de

yapılan bazı araştırma sonuçları (Taylor ve Oskay, 1995) ve genelde kültür ve aile

üzerine yapılan çalışmalarla farklılık göstermektedir (Triandis, 1995). Kültür ve aile

üzerine yapılan çalışmalara göre toplulukçu kültürlerde çocuk yetiştirme uygulamaları

bireyci kültürlere göre daha fazla kontrol odaklıdır. Ancak, kültürlerarası

karşılaştırmaya dayanan çalışmalardan farklı sonuçlar elde edilen ve kabul/ilgi

boyutunun kontrol boyutundan yüksek olduğunu gösteren bu çalışmanın bulguları

çalışmanın aynı kültür içinde yapılmış olması dikkate alınarak yorumlanmalıdır.

Ergenlerin algılamalarına dayanan ve anababaların genelde kabul/ilgi düzeyinin

yüksek olduğunu ve annelerin de kabul/ilgi düzeyinin babalardan yüksek olduğunu

ortaya koyan bu bulgu anababalardan görüşme yoluyla elde edilen bulgularla da

desteklenmektedir. Bu çalışmada her iki grupta da çocuklarını dinleme, onları anlamaya

çalışma temel anababa ergen ilişki örüntüsü olarak ortaya çıkmıştır. Buna göre,

anababaların çoğunluğu çocuklarının günlük yaşadıkları olayları kendilerine

anlattıklarını ve kendilerinin de bunu dinlemeye çaba harcadıklarını ifade etmişlerdir.

Anne ve babaların çocuklarının duygu ve düşüncelerini paylaşmak istedikleri, onlarla

ilgilendikleri söylenebilir. Ancak ergenlerin yaşadıklarını kiminle paylaştığı konusunda

bazı farklılıklar bulunmaktadır. Her iki grupta da anababalar çocuklarının yaşadıklarını

paylaşmak için daha çok anneyi seçtiklerini ifade etmişlerdir. Bu da annelerin babalara

göre çocuklarına daha yakın ya da ilgi gösterici olduğunu ortaya koymaktadır.

Annenin kabul/ilgisinin annenin eğitim düzeyine göre farklılaşıp

farklılaşmadığına ilişkin sonuçlar, annelerin gösterdiği kabul/ilginin eğitim düzeylerine

Page 131: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

115  

göre anlamlı düzeyde farklılık göstermediğini ortaya koymuştur. Ancak annenin

kontrolü annenin eğitim düzeyine göre farklılık göstermiştir. Buna göre, üniversite

mezunu annelerin çocukları ilkokul mezunu annelerin çocuklarına göre annelerini daha

fazla kontrol edici olarak algılamaktadır. Bir başka ifadeyle, annelerin eğitim düzeyi

yükseldikçe çocuklarını denetleme ve kontrol davranışlarında çocuklarının algısına göre

artış görülmektedir.

Annenin kabul/ilgisinin eğitim düzeylerine göre anlamlı düzeyde farklılık

göstermediği, kontrolünün ise farklılık gösterdiği bulgusu anababa kontrolünün sosyo

kültürel bağlamla ilşkili ancak anababanın gösterdiği ilgi/sevginin ilişkisiz olduğunu

belirten görüşlerle paralellik göstermektedir (Kağıtçıbaşı, 2000, 2007). Bu çalışmada

annelerin eğitim düzeyi yükseldikçe ergen çocuklarının bildirdikleri kontrolde artış

olduğu bulgusu Kağıtçıbaşı’nın hem maddi hem de duygusal karşılıklı bağımlılıkların

olduğu alt sosyo-ekonomik düzey ailelerde anababa kontrolünün daha fazla yaşandığı

yönündeki görüşlerle farklılık göstermektedir (Kağıtçıbaşı, 2000, 2007). Kağıtçıbaşı’na

göre, maddi karşılıklı bağımlılıkların azalması nedeni ile üst sosyo-ekonomik düzeyden

ailelerde anababa kontrolü daha az yaşanmaktadır. Türkiye’de yapılan başka

çalışmalarda da hem alt hem de üst SED’den annelerin çocukların psikolojik değerine

(sevgi) vurguda bulunurken, alt SED’den anneler üst SED’den annelere göre anababa

kontrolüne daha fazla vurguda bulundukları gösterilmiştir (Kağıtçıbaşı ve Ataca, 2005).

Annenin eğitim düzeyindeki artış ile ergenlerin kontrol bildirimindeki artış

bulgusu kentlerde yaşayan eğitim düzeyi yüksek ailelerin çocuklarından beklentilerinin

yüksek olmasıyla açıklanabilir. Bu çalışmada elde edilen nitel bulgular incelendiğinde

eğitim düzeyi yüksek gruptan anne ve babaların çocuklarının ders çalışmalarına ve

akademik başarılarına eğitim düzeyi düşük gruba göre daha fazla vurgu yaptıkları

görülmektedir. Ayrıca, eğitim düzeyi düşük kişilerin bulunduğu grupta kurallardan ve

kuralcı olmaktan söz edilmezken, eğitim düzeyi yüksek kişilerin bulunduğu grupta,

özellikle annelerin çoğunluğu (6 annenin 5’i) kendilerini kuralcı olarak tanımlamışlar;

çocuklarının ders çalışma ve akademik başarıları ile ilgili olarak kaygılarından

(çocuklarına bu alanlarda söz dinletememe) çok fazla söz etmişlerdir. Anababaların bu

süreçte çocuklarından beklentileri çocuk tarafından kontrol olarak algılanıyor olabilir.

Çocuklarının ders çalışmalarına ve akademik başarılarına yapılan vurgu da

modernleşme sürecinde olan toplulukçu kültürlerde ailelerin eğitimin değerini fark

etmesi ve akademik amaçlara daha fazla önem verdiğini gösteren görüşle ve

Almanya’da yaşayan eğitim düzeyi yüksek göçmenlerin düşük olanlara göre akademik

Page 132: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

116  

ve mesleki başarıyı daha değerli bulmaları ile ilgili araştırma bulgusu ile benzerlik

göstermektedir (Phalet ve Schönpflug, 2001). Anababaların eğitim düzeyi arttıkça

çocuklarının iyi eğitim almasının ve iyi bir işe sahip olmasının önemi de artmaktadır.

Ergenlerin babaları için bildirdiği kabul/ilgi ve kontrol anneleri için

bildirdiklerinin tam tersidir. Ergenlerin babaları için bildirdikleri kontrol babaların

eğitim düzeylerine göre farklılık göstermezken, kabul/ilgi babaların eğitim düzeylerine

göre farklılık göstermektedir. Eğitim düzeyi düşük babalar eğitim düzeyi yüksek

olanlara göre daha ilgi gösterici ve kabul edici olarak algılanmaktadırlar. Bu bulgu

ilgi/kabul boyutunun sosyo kültürel bağlam açısında çok farklılaşmadığını gösteren

araştırma bulgularından farklılık göstermektedir (Kağıtçıbaşı, 1970, 2000). Ayrıca

çocuk yetiştirme stilleri açısından açıklayıcı otoriter anababalık stilini tanımlayan

kabul/ilgi boyutunun yüksek, kontrol boyutunun ise düşük olması Türkiye’de yapılan ve

artan eğitim düzeyi ile çocuk yetiştirme stillerindeki değişimi gösteren araştırma

bulguları ile farklılık göstermektedir (LeComte, LeComte ve Özer, 1978; Taylo ve

Oskay, 1995). Diğer kültürlerde yapılan bazı çalışmalar da sosyo ekonomik düzeyin

çocuk yetiştirme stilleri üzerinde etkili olduğunu göstermektedir (Bluestone ve Tamis-

LeMonda,1999). Yukarıda belirtilen araştrıma sonuçlarına göre alt SED’den ailelerde

çocuğa gösterilen kontrolün yüksek, kabul/ilgini daha düşük olması beklenmektedir.

Ancak bu çalışmada alt eğitim düzeyinden babaların daha fazla kabul edici/ilgi gösterici

olarak algılandıkları ortaya çıkmıştır.

Gençlerin bildirimlerine göre babaların gösterdiği kontrol eğitim düzeylerine

göre anlamlı düzeyde farklılık göstermemektedir. Ancak odak grup görüşmeleri ile elde

edilen bulgularda üniversite mezunu babaların kendilerini kuralcı olmak, kontrol

etmekten çok izin verici olarak; eğitim düzeyi düşük gruptaki annelerin ise eşlerini daha

denetleyici ve kontrol edici olarak tanımladıkları görülmektedir. Bu bulgu araştırmanın

nicel bulguları ile paralellik göstermezken, Türk toplumunda özellikle alt SED’den

babaların daha kontrol edici olduğunu gösteren bulgularla (Pehlivanoğlu, 1998)

benzerdir.

5.2. Ergenlerin Cinsiyetine Göre Benlik kurgusu

Ergenlerin benlik kurgusu gelişimlerinin cinsiyete göre farklılaşıp

farklılaşmadığına bakıldığında ergenlerin özerk-ayrık benlik kurgularının cinsiyete göre

anlamlı bir farklılık göstermediği anlaşılmıştır. Bu bulgu daha önceki araştırma

bulgularıyla (Çelen, Çok, Bosma ve Zijsling, 2006) da benzerlik göstermektedir.

Page 133: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

117  

Cinsiyet ve benlik kurgusu arasındaki ilişki açısından erkeklerin kadınlara göre özerk

benlik kurgusu düzeylerinin daha yüksek olduğu gösterilmiştir (Cross ve Madson,

1997). Bu çalışmada özerklik açısından cinsiyetler arasında fark çıkmaması Türkiye’de

yaşayan kadınların sosyal rollerindeki değişimin bir sonucu olabilir. Türkiye’de

kadınların eğitim düzeyi ve genel sosyo-ekonomik düzeyi yükseldikçe tutumlarında ve

değerlerinde daha fazla özerk ve bağımsız oldukları gösterilmiştir (Çileli, 2000;

Göregenli, 1995;1997; İmamoğlu ve Karakitapoğlu-Aygün, 1999; Karakitapoğlu-

Aygün, 2002; Karakitapoğlu-Aygün ve İmamoğu, 2002).

Ergenlerin kendilerini özerk olarak algılamalarının cinsiyete göre bir farklılık

göstermemesi bulgusu araştırmanın nitel verileri tarafından da desteklenmektedir.

Anababalar çocuklarında görmek istedikleri özellikleri sıralarken çocuklarının

cinsiyetinden bağımsız olarak onların kendi ayaklarının üzerinde durabilmelerine,

ekonomik özerkliklerine vurguda bulunmuşlardır. Bu beklentilerinin çocuk yetiştirme

stillerine yansıdığı ve çocuklarının cinsiyetinden bağımsız olarak özerkliklerini

destekledikleri söylenebilir.

Bu çalışmanın bulguları bağımlı-ilişkisel ve özerk-ilişkisel benlik kurgusunun

kızlar arasında erkeklerden daha yaygın olduğunu göstermektedir. Kızların ilişkisel ve

özerk-ilişkisel benlik kurgularının yüksek çıkması kadınların sosyo duygusal ve

kişilerarası yönelim açısından geleneksel cinsiyet rolü toplumsallaştırma

uygulamalarının bir sonucu olabilir (Gilligan, 1982). Bu bulgu kadınların aileleri ve

başkaları ile ilişkiselliklerinin ve bağlılıklarının yüksek olduğunu gösteren birçok

araştırma bulgusu ile benzerlik gösterirken (Rastogi ve Wampler, 1999), Karakatipoğlu-

Aygün’ün (2004) kadınların kendilerini geleneksel terimlerden çok kişisel terimlerle

ifade ettiklerini gösteren araştırma bulgusuyla farklılık göstermektedir. Kadın ve

erkekler arasındaki bu fark kadınların geleneksel Türk kültüründe önemli olan değerleri

ve rolleri içselleştirmeleri ile açıklanabilir.

Kadınların ilişkisellik boyutunda yüksek çıkmaları ile ilgili bir başka açıklama

da bireycilik toplulukçuluk boyutu açısından getirilebilir. Bireycilik toplulukçuluk yatay

ve dikey boyutları dahil edilerek dörtlü bir kategoride incelenmiştir (Singelis, Triandis,

Bhawuk ve Gelfand, 1995). Buna göre dikey toplulukçuluk grup yönelimini

tanımlarken ve daha çok kültürlerarası ayrımları yansıtırken, yatay toplulukçuluk ilişki

yönelimli toplulukçuluğu tanımlamakta ve cinsiyetler arası farklılıkları yansıtmaktadır.

Çeşitli araştırmalarda yatay toplulukçuluk açısından kadınlar erkeklere göre daha fazla

ilişki yönelimli bulunmaktadır (Kashima ve ark., 1995; Kashima ve Hardie, 2000).

Page 134: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

118  

Böylece kızların bağımlı ilişkisel ve özerk-ilişkisel benlik kurgularının yüksek çıkması

bu görüşe bir destek olarak yorumlanabilir.

5.3. Ergenlerin Yaşına Göre Benlik kurgusu

Bu çalışmaya katılan ergenler 15-17 ve 18-19 olmak üzere iki yaş grubunda

sınıflandırılmış ve benlik kurgusu gelişimlerinin bu yaş dönemlerine göre değişip

değişmediği incelendiğinde bu yaş dönemleri açısından ergenlerin benlik kurguları

arasında fark olmadığı görülmüştür. Bunun nedeni bu dönemde ergenlerin gelişim

özellikleri açısından benzer özellikleri göstermesi olabilir. Alanyazında yaşla ilgili

olarak farklı bulgulara rastlanmaktadır. Yapılan çalışmalar genellikle bireycilik

toplulukçuluk eğilimleri üzerine olmakla birlikte, bunların bazılarında yaş farkı

bulunmuştur. Örneğin, Çelen, Çok, Bosma ve Zijsling (2006) ergenlerin karar

özerkliklerinde yaşla birlikte artış olduğunu bulmuşlardır. Matsumuto, Kudoh ve

Tekeuchi (1996) hem Amerika Birleşik Devletlerinde hem de Japonya’da üniversitede

okuyan öğrencilerin mezun olanlara göre daha fazla bireyci eğilimler gösterdiğini

bulmuşlardır. Japonya’da yaş ve bireycilik toplulukçuluk arasındaki ilişki ile ilgili

olarak farklı sonuçlar olduğu da görülmektedir (Smith, Dugan ve Trompenaars, 1996)

ve diğer kültürlerde de bu konuda yeterince çalışma olmadığı ileri sürülmektedir (Realo

ve Allik, 1999). Watkins, Mortazavi ve Trofimova (2000) İran, Hong Kong ve Amerika

Birleşik Devletlerinden kişilerin katılımıyla yaptıkları çalışmalarında İran ve Hong

Kong örnekleminde küçük yaş grubunda bağımsız benlik kurgusunun daha yaygın

olduğunu, buna karşın Amerikan katılımcılarında tam tersi bir durum olduğunu

bulmuşlardır. Triandis (1995) genç nesillerin daha bireyci olacaklarını ileri sürmüştür.

Genellikle yaşla birlikte, özellikle anababalık, eş gibi aile rollerini üstlenmeye

başladıktan sonra kişilerin daha az bireyci oldukları ileri sürülmektedir (Cameron ve

Lalonde, 1994). Pinquart ve Silbereisen (2002) anneye bağlılıkta ilk ergenlikte azalma

olduğunu, orta ergenlikte artış olduğunu bulmuşlardır. Bu yaş grubunda ilişkiselliğin

yüksek çıkması Pinquart ve Silbereisen’in araştırma bulgusuyla paralellik

göstermektedir.

5.4. Anababanın Eğitim Düzeyine Göre Benlik Kurgusu

Sosyo-ekonomik düzeyin bireycilik-toplulukçuluk açısından kültür içi

farklılıkları etkileyen temel etmen olduğu bazı araştırmacılar tarafından ileri

sürülmüştür (Kağıtçıbaşı, 1997; Triandis, 1989). Ergenlerin özerk-ayrık ve özerk-

Page 135: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

119  

ilişkisel benlik kurgularının anababanın eğitim düzeyine göre farklılaştığı

görülmektedir. Buna göre, eğitim düzeyi düşük anababaların çocukları kendilerini daha

özerk olarak algılamaktadırlar. Triandis (1995) alt sosyo-ekonomik düzeyden kişilerin

üst SED’den olanlara göre daha fazla karşılıklı bağımlı benlik yönelimine sahip

olduklarını belirtmiştir. Ancak bu çalışmanın bulgularıyla da paralel olarak, bazı

araştırmalarda da alt SED’den ailelerin çocuklarının üst SED’den ailelerin çocuklarına

göre daha özerk oldukları gösterilmiştir (Fasick, 1984). Bunun nedeni de alt SED’den

ailelerde yaşayan çocukların okulu erken bırakma ve çalışma yaşamına erken girme

olasılıklarının olarak açıklanmaktadır. Bir başka ifadeyle bu çocuklar erken yaşlarda

kendi başlarının çaresine bakma ya da kendi ayaklarının üzerinde durmalarını gerektiren

durumlarla karşılaşabilmektedirler.

Eğitim düzeyi düşük anababaların çocuklarının kendilerini daha özerk olarak

algıladıkları bulgusu anababalardan görüşme yolu ile elde edilen bulgularca da

desteklenmektedir. Buna göre eğitim düzeyi düşük grupta anneler çocuklarının kendi

yaşamları ile ilgili kararları çoğunlukla kendilerinin aldıklarını belirtmişlerdir.

Üniversite mezunu anababaların çocuklarının özerk-ilişkisel benlik kurguları

daha yüksek bulunmuştur. Anababanın eğitim düzeyi arttıkça bu ailelerin çocukları

benliklerini daha fazla özerk ilişkisel olarak kurgulamaktadırlar. Bu sonuç, sosyo-

ekonomik gelişmeyle birlikte Türkiye’de bireyci eğilimlere yapılan vurgudaki artış,

yakın ilişkilere ve karşılıklı bağımlılığa verilen önemi azaltmadığı ve hatta bu iki

eğilimin birlikte var olabileceğini göstermektedir. Bu da daha önce de sözü edilen

Kağıtçıbaşı’nın (1996, 2000, 2005, 2007) Aile Değişim Modeline ve onun sonucu

ortaya çıkan özerk-ilişkisel benlik kurgusuna ve İmamoğlu (1998, 2003) tarafından

önerilen “Dengelenmiş-Ayrışmış Benlik” modeline görgül destek sunmaktadır.

Amerika’da yapılan çalışmalarda da farklı eğitim düzeylerinden Avrupa kökenli

Amerikalı anababaların çocuklarında hem özerkliği hem de bağlılığı desteklediği

gösterilmiştir (Raeff, 2000).

Üniversite mezunu anababaların çocukların özerk-ilişkisel benlik kurgularının

daha yüksek olduğunu gösteren bulgu araştırmanın nitel verilerince de

desteklenmektedir. Anababalar çocuklarının sahip olmasını istedikleri özellikler

açısından karşılaştırıldıklarında eğitim düzeyi görece daha düşük gurupta iş ve meslek

sahibi olmaya ve kendi ayaklarının üzerinde durabilmeye, bir başka deyişle ekonomik

özerkliğe diğer gruba göre daha fazla vurgu yapılmaktadır. Ancak göreli olarak eğitim

düzeyi daha yüksek grupta benzer özelliklere vurgu yapılmasının yanında aile ile

Page 136: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

120  

ilişkilere, bağlılığa, sosyalliğe de vurgu yapılmıştır. Ayrıca çocukların evde alınan

kararlara katılmasını içeren demokratik çocuk yetiştirme stilinin (Baumrind, 1991)

özerk-ilişkisel benliğin gelişmesine neden olacağı (Kağıtçıbaşı, 2000) daha önce

belirtilmişti. Görüşme yolu ile elde edilen bulgularda da görece eğitim düzeyi yüksek

gruptaki anababalar çocuklarıyla ilgili kararların genelde anne baba ve çocuk tarafından

birlikte alındığını ifade etmişlerdir. Bu da üniversite mezunu anne babaların

çocuklarının özerk-ilişkisel benlik boyutunda daha yüksek çıkmalarına bir destek

sunmaktadır.

5.5. Çocuk Yetiştirme Stiline Göre Benlik Kurgusu

Ergenlerin benlik kurgularının annenin çocuk yetiştirme stiline göre

karşılaştırılması anlamlı sonuçlar ortaya koymuştur. Ergenlerin özerk-ayrık benlik

kurguları anababanın çocuk yetiştirme stiline göre farklılık göstermezken, bağımlı-

ilişkisel ve özerk-ilişkisel benlik kurguları farklılık göstermektedir. Buna göre,

anababaları otoriter olan ergenlerin bağımlı-ilişkisel benlik kurgusu puanları anababaları

izin verici olanlara göre daha yüksek bulunmuştur. Aslında bu sonuç Türkiye’de

geleneksel olarak itaate yönelik çocuk yetiştirme biçimleri dikkate alınarak

değerlendirildiğinde sürpriz değildir. Bu sonuca göre, toplulukçu değerlerin egemen

olduğu toplumsallaştırma uygulamalarının Türk ergenlerin benlik kurgularını daha

ilişkisel olarak tanımlamalarına neden olduğu söylenebilir.

Anababaları açıklayıcı otoriter ve otoriter olan ergenlerin özerk-ilişkisel benlik

kurgusu puanları izin verici stile göre daha yüksek bulunmuştur. Anababaları açıklayıcı

otoriter ve otoriter olan ergenlerin özerk-ilişkisel benlik kurgusu puanlarının yüksek

çıkması Kağıtçıbaşı’nın (1996, 2000) önerdiği “özerk-ilişkisel benlik” kavramını

desteklemektedir. Yaşanan sosyo-ekonomik gelişmeler sonucu ortaya çıkan karşılıklı

bağımlılık aile modeli ve onun tanımlayıcı özelliği olan açıklayıcı otoriter çocuk

yetiştirme stili (hem özerklik desteğini hem de kontrolü içeren stil) özerklik ve

ilişkililiği bir araya getirmektedir. Yakın aile bağlarının önemli olduğu kültürlerde

kentleşme ve sanayileşmeye karşın yakın bağlar sürmekte, artan zenginlikle birlikte

maddi bağımlılıklar azaldığı halde duygusal bağımlılıklar devam etmekte ve bu

değişimler ailelerin çocuk yetiştirme stillerini etkilemektedir. Maddi bağımlılıklar

azaldıkça, çocukların özerklikleri daha fazla desteklenmekte; ailenin refahı için çocuğun

maddi katkısının öneminin azalması nedeniyle artık çocuğun özerkliği bir tehdit olarak

algılanmamaktadır. Ancak, duygusal bağımlılıklara hala önem verilmesi nedeni ile

Page 137: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

121  

çocuğun ailesine yakın ve bağlı olması istenmektedir. Bunun sonucu olarak ortaya çıkan

karşılıklı duygusal bağımlılık aile modeli (hem özerklik desteği var hem de bağlılık

önemli) “özerk-ilişkisel” benliğin gelişmesine ortam hazırlamaktadır. Ayrıca,

Kağıtçıbaşı (2000) çocuk yetiştirme stilleri açısından hem ilgi/yakınlık hem de kontrol

içeren açıklayıcı otoriter çocuk yetiştirme stilinin özerk-ilişkisel benliğin ortaya

çıkmasına uygun ortam sağlayacağını belirtmiştir.

İlgi/yakınlığın düşük, kontrolün ise yüksek olduğu çocuk yetiştirme stilini

tanımlayan otoriter çocuk yetiştirme stili açısından ise özellikle batıda yapılan

çalışmalarda anababanın uyguladığı kontrolün özerkliğin gelişimini sınırlandıracağı,

anababaya bağlılığı artıracağı vurgulanmıştır (Maccoby ve Martin, 1983; Steinberg,

Elmen ve Monts, 1989). Bu çalışmada anababası otoriter olarak gruplanan ergenlerin

özerk-ilişkisel benlik kurgusu puanının yüksek çıkması, özerklik boyutu için

toplumumuzda anababadan algılanan kontrolün çok olumsuz algılanmaması ile ilişkili

olabilir. Daha önceki çalışmalarda da anababa kontrolü açısından kültürlerarası

farklılıklar olduğu, doğu toplumlarında anababa kontrolünün batı kültürlerindeki gibi

olumsuz sonuçlarının olmayabileceği gösterilmiştir (Kağıtçıbaşı, 2007). Kısaca

söylenecek olursa, kontrol içeren otoriter anababalığın özerkliği de içeren özerk-ilişkisel

benlik gelişimi ile ilişkili bulunması Türk toplumunda kontrolün de ilgi olarak

algılanması ile ilişkili olabilir. Türk kültüründe anababanın kontrolü, ergenler tarafından

yakınlık, ilgi gibi olumlu bir anababa uygulaması olarak algılanmaktadır (Kağıtçıbaşı,

1970; Kındap ve Sayıl, 2007; Sümer ve Güngör, 1999; Yılmaz, 2001). Kapçı ve

Küçüker (2006) Anababaya Bağlanma Ölçeği’nin (Parental Bonding Instrument)

geçerlik ve güvenilirliğini inceledikleri çalışmalarında özgün ölçekte aşırı koruma/kontrol

boyutundaki kontrol maddelerinin ilgi boyutunda yer aldığını bulmuşlardır. Yazarlara

göre anababanın kontrol davranışları batı kültüründe aşırı koruyucu anababalık örüntüsünün bir

parçası iken, Türk kültüründe ise ilgili anababalık davranış örüntüsünün bir parçasıdır.

Bu sonuç aile bütünlüğünü sürdürmek için bütünleştirici aile ortamlarının bakım

verme, ilgi gösterme, fedakarlık etmenin yanında koruyucu bir kontrolü de içermesi

gerektiği görüşüne (İmamoğlu, 2003) destek sunmaktadır.

5.6. Anababanın Kabul/İlgisi, Kontrolü ve Benlik Kurgusu

Katılımcıların üç benlik kurgusu, özerk-ayrık benlik, bağımlı-ilişkisel benlik ve

özerk-ilişkisel benlik, eğilimini yordayan değişkenleri saptamak amacıyla

gerçekleştirilen aşamalı hiyerarşik regresyon analizi sonuçları, anababanın eğitim

Page 138: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

122  

düzeyinin ve anababanın kabul/ilgi ve kontrolünün özerk-ayrık benlik kurgusunu;

cinsiyetin ve anababanın kabul/ilgi ve kontrolünün bağımlı ilişkisel benlik kurgusunu;

cinsiyetin, anababanın eğitim düzeyinin ve annenin kabul/ ilgisinin ve babanın

kontrolünün özerk-ilişkisel benlik kurgusunu anlamlı düzeyde yordayan değişkenler

olduğunu göstermektedir.

Özerk-ayrık benlik kurgusu açısından, anababanın eğitim düzeyi ile özerk-ayrık

benlik kurgusu arasındaki olumsuz ve anababanın kabul/ilgi ve kontrolü ile özerk-ayrık

benlik kurgusu arasındaki olumlu ilişki dikkate alındığında; anababasının eğitim düzeyi

düşük olan ve anababaları daha fazla kabul edici/ilgi gösterici ve aynı zamanda daha

kontrol edici olan ergenlerin özerk-ayrık benlik kurgularının yüksek olduğu

söylenebilir.

Anababanın kabul/ilgi ve kontrolü özerk-ayrık benliği olumlu yönde

yordamaktadır. Çocuğun özerkliğinin ve bağımsızlığının desteklenmesi, kendi

kararlarını almasının desteklenmesi, bireyselliğine saygı duyulması çocukta özerk-ayrık

benlik kurgusu gelişimini desteklediği görüşü yaygın olarak kabul edilmektedir

(Kağıtçıbaşı, 1996, 2000; İmamoğlu, 2001; Karadayı, 1998; Ryan ve Deci, 2000). Bu

çalışmada özerk-ayrık benlik kurgusu ile kontrol boyutu arasında olumlu ilişki

bulunmuştur. Bu bulgu otoriterlikle bireyselleşme arasında olumsuz ilişki olduğunu

gösteren başka araştırma bulguları (İmamoğlu, 2002) ile farklılık göstermektedir. Daha

önceki çalışmalarda da anababanın kontrolünün ergenin özerkliğini sınırlandıran bir

etkiye sahip olduğu gösterilmiştir (Maccoby ve Martin, 1983; Steinberg, Elmen ve

Monts, 1989). Buna göre anababa çocuk yetiştirmede itaati, bağımlılığı ve kontrolü ön

plana çıkarmışsa, çocukta özerk benlik kurgusunun gelişimi engellenmektedir. Ancak

bu çalışmada anababanın kontrolünün özerk-ayrık benliği olumlu şekilde yordadığı

bulunmuştur. Bu sonuç daha önce de belirtildiği gibi, Türk toplumunda kontrolün batıda

algılandığı gibi olumsuz algılanmadığı görüşüyle (Kağıtçıbaşı, 2007) ilişkili olabilir.

Ayrıca anababadan algılanan ilgi yakınlık ve kontrol arasında olumlu bir ilişki

bulunmuştur. Açıklayıcı otoriter ailelerde kabul/ilgi ve kontrolün bir arada olmasının

ayrı ayrı olmasından farklı bir anlama gelebileceği, kontrol ve kabulün bir arada

olmasının olumsuzdan çok olumlu anlama gelebileceği başka çalışmalarda da

gösterilmiştir (Lau, Lew, Hau, Cheung ve Berndt, 1990). İmamoğlu da (2003)

sınırlandırıcı olmayan kontrol ile bireyselleşme arasında olumlu ilişki bulmuştur.

Bağımlı-ilişkisel benlik kurgusu açısından, anababanın kabul/ilgisi ve kontrolü

ile bağımlı-ilişkisel benlik kurgusu arasındaki olumlu ilişki ve cinsiyete göre bağımlı-

Page 139: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

123  

ilişkisel benlik kurgusu puanları dikkate alındığında; anababaları daha fazla kabul

edici/ilgi gösterici ve aynı zamanda daha kontrol edici olan ergenlerin bağımlı ilişkisel

benlik kurgusu eğilimlerinin yüksek olduğu ve bu durumun da daha çok kızlar için

geçerli olduğu söylenebilir.

Bu sonuçlara göre ergenlerin anababa için bildirdikleri hem kabul/ilgi hem de

kontrol ilişkisel benliği olumlu yönde yordamaktadır. Bu sonuç anababaları hem kabul

edici/ilgi gösterici hem de kontrol edici olan ergenlerin aileyle ilişkilerine ve

bağlılıklarına önem verdiklerini göstermektedir. Anababanın kabul/ ilgisinin bağımlı-

ilişkisel benlik kurgusu üzerindeki olumlu etkisi sevginin, yakınlığın, ilginin ve çocuğa

duygusal destek sağlamanın ilişkisel benlikle sonuçlanmasıyla açıklanabilir (Baumrind,

1989; İmamoğlu, 2003; Steinberg ve Silverberg, 1986). Çocuklara duygusal destek

sağlandığında ve onlara ilgi gösterildiğinde bu onların aitlik ve ilişkisellik duygularını

güçlendirmektedir. Bunun sonucu olarak da bu kişilerin yaşamlarında aile ve çevresi

büyük önem taşımakta ve benliklerini çevresindekilerle ilişkili olarak

kurgulamaktadırlar.

İmamoğlu da (2003) yaptığı çalışmada ilişkisel benlik kurgusunun önemli

yordayıcısının kişinin aile ortamını kabul edici ve sevgi gösterici olarak algılaması

olduğunu bulmuştur. Bu sonuç bağlanma kuramıyla da açıklanabilir. Buna göre, sevgi

gösteren ve kabul edici bir aile ortamında gelişen güvenli bağlanma ya da kişinin

kendine ya da başkalarına yönelik olumlu çalışan modelleri (Bowlby, 1988) ilişkisel

benlik yöneliminin gelişiminde ve güçlenmesinde önemli bir rol oynayabilir.

Özerk-ilişkisel benlik kurgusu açısından, anababanın eğitim düzeyi ve annenin

kabul/ilgisi ve babanın kontrolü ile özerk-ilişkisel benlik kurgusu arasındaki olumlu

ilişki ve cinsiyete göre özerk-ilişkisel benlik kurgusu puan ortalamaları dikkate

alındığında; anababasının eğitim düzeyi yüksek olan ve anababaları daha fazla kabul

edici/ilgi gösterici ve babaları daha kontrol edici olan ergenlerin özerk-ilişkisel benlik

kurgularının yüksek olduğu bu durumun da daha çok kızlar için geçerli olduğu

söylenebilir.

İmamoğlu (2003) sevgi-kabul ve özerklik desteği gibi anababalık boyutlarının

hem ilişkisel hem de bireyselleşme ihtiyaçlarının doyurulmasında birbirini

tamamladığını göstermiştir. İlişkisel-bireyselleşmiş katılımcılar diğer benlik tiplerine

göre ailelerini hem sevgi gösteren/kabul eden, hem daha az kontrol edici olarak

bildirmişlerdir. İmamoğlu bu durumu bu aile ortamlarının hem güvenli bağlanma hem

de keşfetme davranışının gelişimi için uygun olmasıyla açıklamaktadır. Bu çalışmanın

Page 140: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

124  

sonuçları annenin kabul/ilgisinin ergenlerde özerk-ilişkisel benlik gelişiminin olumlu

yordayıcısı olduğu sonucu İmamoğlu’nun (2003) bulgusu ile benzerlik gösterirken,

babanın kontrolünün de özerk ilişkisel benliği olumlu yordaması ise onun ilişkisel-

bireyselleşmiş katılımcıların ailelerini daha az kontrol edici olarak algıladıkları bulgusu

ile farklılık göstermektedir.

Page 141: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

125  

BÖLÜM VI

SONUÇ VE ÖNERİLER

6.1. Sonuç

Bu çalışmada benlik kurgusunun Kağıtçıbaşı’nın önediği gibi üçlü yapısı

desteklenmiştir. Ona göre gelişmekte olan toplumlarda yaşanan sosyo-ekonomik

değişimlerle birlikte karşılıklı bağımlı-ilişkisel benlikten özerk-ayrık benliğe bir geçiş

olmayacak, hem ilişkiselliğin hem de özerkliğin bir sentezi olan “özerk-ilişkisel benlik”

gelişecektir. Bu çalışmada “Aile Bağlamında Benlik Ölçeği” için gerçekleştirilen

açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi sonuçları üçlü benlik yapısını ya da özerk-ayrık

ve bağımlı-ilişkisel benliğin yanında özerk ilişkisel benliğin varlığını da desteklemiştir.

Araştırmanın nitel verileri, kendi ayaklarının üzerinde durabilme, başarı ve

meslek sahibi olmanın her iki grup (alt-orta) tarafından çocukta istendik özellik olarak

tanımlandığını göstermektedir. Her iki gruptaki katılımcılar çocuklarının özerkliğine

vurguda bulunurken eğitim düzeyi yüksek grupta kendi başına yetme, özerk olmanın

yanında, aile ilişkilerinin sürmesinin de önemine vurguda bulunulmuştur. Bu durum

karşılıklı duygusal bağımlılık modeline ve onun sonucu ortaya çıkması beklenen özerk-

ilişkisel benlik kurgusuna destek niteliğindedir.

Bu çalışmada, alanyazında da güçlü bir şekilde dile getirilen kadınların daha

ilişkisel olduğu görüşü desteklenmiştir. Buna göre, kadınlar daha fazla aileye yönelme

eğilimindedir. Bu çalışmanın sonuçları toplumsal cinsiyet ve toplumsallaşmada cinsiyet

farklılıkları üzerine var olan çalışmalara bir katkı sunmaktadır.

Bu çalışmada benlik ölçümünde referans grup olarak aile alınmıştır. Kişinin

başkalarına bağlılığı ya da başkalarıyla ilişkiselliğinin durumdan duruma (evde

anababayla, okulda arkadaşlarla) değişebileceği belirtilmiştir (Markus ve Kitiyama,

1991). Örneğin Li (2002) Kanadalı ve Çinli katılımcılarla yaptığı çalışmada

Kanadalıların da en az Çinli katılımcılar kadar arkadaşlarına bağlı olduğunu, ancak

ailelerine bağlılıklarının daha düşük olduğunu göstermiştir. Bu sonuca göre kişilerin

ilişkiselliği referans alınan gruba göre değişebilir. Katılımcıların benlik ölçeği sorularını

yanıtlarken aynı referans grubu dikkate alması bu anlamda önemlidir. Bu nedenle bu

çalışmada “Aile Bağlamında Benlik Ölçeği” kullanılmıştır. Bu çalışma insan

Page 142: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

126  

ilişkilerinin farklı boyutlarının olduğunu ve bunun ölçülebileceğini göstermesi açısından

çalışmanın güçlü yönlerinden birini oluşturmaktadır.

Bu alandaki çalışmaların çoğunluğu bireycilik ve toplulukçuluk ile ilgili olarak

genel eğilimler, tutumlar ve değerler üzerine odaklanmış, ancak bireysel düzeyde

kişilerin benliklerini nasıl kurguladıkları ele alınmamıştır. Bireysel düzeyde benlik

kurgusu gelişiminin güncel kültürel yaklaşımlar kullanılarak görgül çalışmalarda

sistematik bir şekilde ele alınması gerekliliği vurgulanmaktadır. Bu çalışmada kültürel

düzeydeki bireycilik-toplulukçuluğun yansıması olduğu düşünülen benlik kurgusu

gelişimi bireysel düzeyde ele alınmıştır ve bu var olan çalışmalara bir katkı olarak

değerlendirilebilir.

Bu çalışmada nicel ve nitel verilerin birlikte ele alındığı karışık yöntem

kullanılmıştır. Bugün sosyal bilimlerde sadece nicel ya da sadece nitel veri toplayarak

sosyal bir olgunun anlaşılamayacağı, araştırılan durumun daha iyi anlaşılabilmesi için

her iki yönteminde birlikte kullanılmasının önemi vurgulanmaktadır. Bu çalışmada da

her iki veri toplama yöntemi birlikte kullanılarak Türk kültüründe çocuk yetiştirmeyle

ilgili daha derinlemesine bilgi toplanmaya çalışılmıştır.

6.2. Öneriler

Bu çalışmanın sonuçlarına dayanarak gelecek araştırmalar ve uygulama için bazı

önerilerde bulunabilir. Yurt dışında yapılan çalışmalarda kişilerin benlik kurgularının

sosyo-duygusal gelişimleri üzerinde etkili olduğu gösterilmiştir (Markus ve Kitiyama,

1991; Lam, 2006). Bu çalışmanın sonuçları farklı benlik tiplerinin kişinin düşünce,

duygu ve davranışları üzerinde nasıl bir etkisinin olduğu üzerine yeni araştırmalar

yapılmasına ışık tutabilir.

Bu çalışmada, özerkliğin ve ilişkiselliğin bir arada var olabileceği sentezi

desteklemiştir. Buna göre alanyazında uzun süredir ikili olarak ele alınan (Markus ve

Kitiyama, 1991) benlik kurgusunun çok boyutluluğu gösterilmiştir. Böylece de

Kağıtçıbaşı (1996, 2000, 2005. 2007) tarafında önerilen üç boyutlu benlik modeline

önemli bir destek sunulmaktadır. Ancak özerkliğin ve ilişkiselliğin birlikteliğinin

yanında bu kavramların da kendi içinde çok boyutlu bir yapısı olabileceği

belirtilmektedir. Örneğin, Raeff (2004) özerklik açısından kendini ayrık hissetme,

fiziksel olarak ayrık olma, kendi davranışlarının kaynağı olarak kendini görme, kendine

güven, kendi başına hareket etme; ilişkisel benlik için genel sosyallik, sosyal olaylara,

konulara ilgi duyma, sosyal etkinliklere katılmayı sevme ve özel ilişkileri önemseme

Page 143: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

127  

(aile, arkadaşlık ilişkisi gibi) gibi farklı boyutların olabileceğini önermektedir. Buna

dayanarak gelecek çalışmalarda özerklik ve ilişkisellik kavramının bu çok boyutlu

yapısı da dikkate alınmalıdır.

Sonuçlar, anababanın kabul/ilgisi ve kontrolünün benlik kurgusunun anlamlı bir

yordaycısı olduğunu ancak benlik kurgusundaki farklılaşmayı açıklama oranlarının

düşük olduğunu göstermektedir (% 10- % 17). Bu sonuç ergenlerin benlik kurgularını

açıklayabilecek başka etmenlerin olduğunu göstermektedir. Gelecek çalışmalarda

yalnızca anababadan algılanan kabul ve kontrolün yanında genel aile ilişkileri, aile içi

karşılıklı ilişkiler gibi değişkenler de araştırmaya dahil edilebilir. Ayrıca, çocuk

yetiştirme boyutlarının benlik kurgusunu yordamadaki görece düşük etkisine dayanarak

gelecek çalışmalarda çocuk yetiştirme boyutları ile benlik kurgusu arasındaki ilişkiye

aracılık edebilecek kişilik değişkenleri de dikkate alınmalıdır.

Bu araştırmada aile bağlamında benlik ölçeği ve çocuk yetiştirme stilleri

yalnızca ergenlerin algıları üzerinden değerlendirilmiştir. Çocuk yetiştirme ile ilgili

küçük bir anababa grubundan odak grup görüşmesi ile bilgi alınmasına karşın, nitel veri

toplama hem grubun küçüklüğü hem de doğrudan çocuk yetiştirme stillerine yönelik bir

çalışma olmadığı için bu veriler sınırlı kalmıştır. Ayrıca alanyazında anababanın kendi

bildirdiği çocuk yetiştirme stilleri ile çocukların algıladığı arasında düşük ilişki

olduğunu gösteren çalışmalar bulunmaktadır (örn., Simons, Chao ve Conger, 2001).

Buna dayanarak çocuk yetiştirme ile ilgili gelecek çalışmalarda anababadan da bildirim

alınması yararlı olabilir.

Bu çalışmada sadece kentte yaşayan ergenler araştırmanın katılımcılarını

oluşturmuştur. Daha önceki bazı çalışmalarda kırsal kesimde yaşayanların şehirde

yaşayanlara göre daha geleneksel olduğu gösterilmiştir (Georgas, 1989; Freeman, 1997)

ve benlik kurgusu üzerine yapılacak çalışmalarda bölgesel farklılıkların dikkate

alınması gerektiği önerilmektedir. Bu nedenle gelecek çalışmalarda farklı yerleşim

yerlerinden, örneğin kırsal kesim gençliği de araştırmalara dahil edilmelidir. Ayrıca, bu

araştırmada yaş grubu olarak da sadece 15-19 yaş grubu ergenler alınmıştır (liseye

devam eden ve aileleri ile yaşayan ergenler). Bu, özellikle benlik kurgusunun dağılımı

açısından bir sınırlılık oluşturmuş olabilir. Farklı gruplarda, örneğin ailesinden ayrı

yaşayan üniversite gençliğinde, çalışan gençler arasında bu sonuçlar farklılık

gösterebilir. Daha sonra yapılacak çalışmalarda bu kesimlerin de araştırmaya dahil

edilmesi yararlı olacaktır.

Page 144: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

128  

Bu çalışmanın bir sınırlılığı da kesitsel bir çalışma olmasıdır. Anababanın çocuk

yetiştirme stilleri, aile ilişkileri, aile bütünlüğü gibi çeşitli etmenlerin boylamsal bir

çalışmada benlik kurgusu üzerine etkilerinin incelenmesi daha ayrıntılı bilgi

sağlayabilir.

Son olarak bu çalışmanın sonuçları genellenirken, bu araştırmanın

katılımcılarının sadece liseye devam eden ve anababaları ile birlikte yaşayan

öğrencilerden oluştuğu ve diğer yaş gruplarını temsil etmeyebileceği dikkate

alınmalıdır. Çünkü daha önceki çalışmalarda kişilerin benlik kurgularının yaşam

boyunca değişebileceği gösterilmiştir (Berzonsky, 1990; Pipp, Shaver, Jennings,

Lamborn ve Fischer 1985).

Page 145: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

129  

KAYNAKÇA

Ainsworth, M. D. S. (1972). Attachment and dependency: A comparison. In J. L. Gewirtz

(Ed.), Attachment and dependency (pp. 97–137). Washington, DC: Winston

& Sons.

Allen, J. P., and Hauser, S. T. (1996). Autonomy and relatedness in adolescent-family

interactions as predictors of young adults' states of mind regarding attachment.

Development and Psychopathology, 8, 793-809.

Allen, J. P., Aber, J., and Leadbeater, B. J. (1990). Adolescent problem behaviors: the

influence of attachment and autonomy. Adolescence: Psychopathology,

Normality, and Creativity, 13(3), 455–467.

Allen, J. P., Hauser, S. T., Bell, K. L., and O’Connor, T. G. (1994). Longitudinal

assessment of autonomy and relatedness in adolescent-family interactions as

predictors of adolescent ego development and self-esteem. Child

Development, 65, 179–194.

Allen, J. P., Kuperminc, G. P., Philliber, S., and Herre, K. (1994). Programmatic

prevention of adolescent problem behaviors: The role of autonomy,

relatedness, and volunteer service in the teen Outreach Program. American

Journal of Community Psychology, 22, 617-638.

Allen, J. P., Hauser, S. T., Eickholt, C., Bell, K. L., and O'Connor, T. G. (1994).

Autonomy and relatedness in family interactions as predictors of negative

adolescent affect. Journal of Research on Adolescence, 4, 535-552.

Allen, J. P., Hauser, S. T., O'Connor, T. G., Bell, K. L., and Eickholt, C. (1996). The

connection of observed hostile family conflict to adolescents' developing

autonomy and relatedness with parents. Development and Psychopathology,

8, 425-442.

Allen, J. P., Marsh, P., Mcfarland, C. McElhaney, K. B., and Land, D. J. (2002).

Attachment and autonomy as predictors of the development of social skills and

delinquency during midadolescence. Journal of Consulting and Clinical

Psychology, 70, 56-66.

Amato, P.R., and Fowler, F. (2002). Parenting practices, child adjustment, and family

diversity. Journal of Marriage and Family, 64 (3), 703-716.

Page 146: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

130  

Arnett, J. (1992). Socialization and adolescent reckless behavior: A reply to Jessor.

Developmental Review, 12, 391-409.

Arnet, J., and Taber, S. (1994). Adolescence terminable and interminable: When does

adolescence end?. Journal of Youth and Adolescence, 23, 517-537.

Assor, A., Kaplan, H., and Roth, G. (2002). Choice is good but relevance is excellent:

Autonomy affecting teacher behaviors that predict students’ engagement in

learning. British Journal of Educational Psychology, 72, 261-278.

Bacanlı, H. (2004). Sosyal İlişkilerde Benlik (Kendini Ayarlama Psikolojisi). (2.

Baskı). İstanbul.: M.E.B. Yayınları.

Barber, B. K. (1996). Parental psychological control: Revisiting neglected construct.

Child Development, 67, 3296–3319.

Baumeister, R., and Leary, M. R. (1995). The need to belong: Desire for interpersonal

attachments as a fundamental human motivation. Psychological Bulletin, 117,

497-529.

Baumrind, D. (1980). New directions in socialization research. American Psychologist,

35, 639-652.

Baumrind, D. (1971). Current patterns of parental authority. Developmental Psychology,

4, 1–103.

Baumrind, D. (1991).The influence of parenting style on adolescent competence and

substance use. Journal of Early Adolescence, 11, 56–95.

Baydar, N., Gökşen, F., Kağıtçıbaşı, Ç. ve Küntay, A. (2003). "Benimle oynar mısın?"

programı etkinlik araştırması raporu. Koç Üniversitesi.

Berndt, T.J., Cheung, P.C., Lau, S., Hau, K.T., and Lew, W.J.F. (1993) Perceptions of

parenting in Mainland China, Taiwan, and Hong Kong: sex differences and

societal differences. Developmental Psychology, 29(1), pp 156–164.

Berzonsky, M. D. (1990). Self-construction over the life span: A process perspective on

identity formation. In G. J. Neimeyer and R. A. Neimeyer (Eds.), Advances in

personal construct psychology (Vol. 1, pp. 155-186). Greenwich, CT: JAI.

Best, K. M., Hauser, S. T., and Allen, J. P. (1997). Predicting young adult competencies:

Adolescent era parent and individual influences. Journal of Adolescent

Research, 12, 90-112.

Blos, P. (1979). The Adolescent Passage. Madison, WI: International University Press.

Page 147: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

131  

Bluestone, C., and Tamis-LeMonda, C. S. (1990). Correlates of parenting styles in

predominantlyworking- and middle- class african american mothers. Journal

of Marriage and Family, 61, 881-893

Bock, P.K. (2001). İnsan Davranışının Kültürel Temelleri: Psikolojik Antropoloji.

Çev.: N.S. Altuntek, Ankara: İmge Kitabevi.

Bond, M.H. and Forgas, J.P. (1984) Linking person perception to behavior intention

acrosscultures: the role of cultural collectivism. Journal of Cross Cultural

Psychology,15(3), pp. 337–352.

Bowlby, J. (1973). Attachment and loss. Vol 2: Separation: Anxiety and anger. New

York: Basic Books (reissued in 1999).

Bowlby, J. (1981). Attachment and loss: Vol. 1. Attachment (2nd ed.). New York:

Basic Books.

Bowlby, J. (1988). A secure base: Parent–child attachment and healthy human

development. New York: Basic Books.

Bresnahan, M. J., Chiu, H. C., and Levine, T. R. (2004) Self-construal as a predictor of

communal and exchange orientation in Taiwan and the United States. Asian

Journal of Social Psychology, 7, 187-203.

Bronfenbrenner, U. (1986). Ecology of the family as a context for human development:

Research perspectives. Developmental Psychology, 22, 723–742.

Bronfenbrenner U. (1995). The bioecological model from a tire course perspective:

reflections of a participant observer. In Examining lives in context.

Perspectives on the Ecology of Human Development. P. Moen, H. Elder

and J. Kk Luscher (Eds). pp. 599-619. Washington, DC: American

Psychological Association.

Brown, B. B., Mounts, N., Lamborn, S. D., and Steinberg, L. (1993). Parenting practices

and peer group affiliation in adolescence. Child Development, 64, 467–482.

Budak, S. (2000). Psikoloji Sözlüğü. Ankara: Bilim ve Sanat.

Bumpus, M. F., Crouter, A. C., and McHale, S. M. (2001). Parental autonomy granting

during adolescence: exploring gender differences in context. Developmental

Psychology, 37(2), 163-173.

Page 148: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

132  

Buri, J. R., Lauiselle, P A., Misukanis, T. M., and Mueller, R. A. (1988). Effects of

parental authoritarianism and authoritativeness on self-esteem. Personality

and Social Psychology Bulletin, 14, 271-282.

Büyüköztürk, Ş. (2002). Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı. Ankara: Pegem

Yayıncılık.

Büyüköztürk, S., Kılıç Çakmak, E., Akgün, Ö. E., Karadeniz, S. ve Demirel, F. (2008).

Bilimsel Araştırma Yöntemleri. Ankara: Pegem Akademi Yayınları.

Beyers,W., and Goossens, L. (1999). Emotional autonomy, psychosocial adjustment, and

parenting: Interactions, moderating, and mediating effects. Journal of

Adolescence, 22, 753–769.

Cabrera, N. J., Tamis-LeMonda, C. S., Bradley, R. H., Hofferth, S., and Lamb, M. E.

(2000). Fatherhood in the twenty-first century. Child Development, 71, 127–

136.

Chao, R.K. (1994). Beyond parental control and authoritarian parenting style:

Understanding Chinese parenting through the cultural notion of training. Child

Development, 65, 1111–1119.

Chao, R.K. (1995). Chinese and European-American cultural models of the self reflected

in mothers’ child-rearing beliefs. Ethos, 23, 328–354.

Chao, R.K. (2001). Extending research on the consequences of parenting style for

Chinese Americans and European Americans. Child Development, 72, 1832–

1843.

Chirkov, V. I., and Ryan, R. M. (2001). Parent and teacher autonomy-support in Russian

and U.S. Adolescents: Common effects on well-being and academic

motivation. Journal of Cross- Cultural Psychology, 32, 618-635.

Chirkov, V. I., Ryan, R. M., Kim, Y., and Kaplan, U. (2003). Differentiating autonomy

from individualism and independence: A self-determination theory perspective

on internalization of cultural orientations and well-being. Journal of

Personality and Social Psychology, 84, 97-109.

Creswell, J.W. (2003). Research Design: Qualitative, Quantitative and Mixed

Methods Approaches (2nd ed.). Thousand Oaks, CA:Sage.

Cross, S. E., and Madson, L. (1997). Models of the self: Self-construal theory and gender.

Psychological Bulletin, 122, 5-37.

Page 149: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

133  

Cross, S. E., Bacon, P. L., and Morris, M. L. (2000). The relational-interdependent self-

construal and relationships. Journal of Personality and Social Psychology,

78, 191-208.

Çelen, N., Çok, F., Bosma, H. A.,and Zijsling, D. H. (2006). Perceptions of decisional

autonomy of Turkish adolescents and their parents. Paideia, 16(35), 349-364.

Çileli, M. (2000). Change in value orientations of Turkish youth from 1989 to 1995. The

Journal of Psychology, 134, 297-305.

Darling, N., and Steinberg, L. (1993). Parenting style as context: An integrative model.

Psychological Bulletin, 113, 487-496.

Deci, E. L., and Ryan, R. M. (2000). The “what” and “why” of goal pursuits: Human

needs and the determination of behavior. Psychological Inquiry, 11, 227–268.

Demiriz, S. ve Öğretir, A. D. (2007). Alt ve üst sosyo-ekonomik düzeydeki 10 yaş

çocuklarının anne tutumlarının incelenmesi. Kastamonu Eğitim Dergisi, 15

(1), 105-122.

Dhawan, N., Roseman, I.J., Naidu, R.K., and Rettek, S.I. (1995). Self-concepts across two

cultures: India and the United States. Journal of Cross-Cultural Psychology,

26, 606-621.

Diener, E., Emmons, R. A., Larsen, R., & Griffin, S. (1985). The satisfaction with life

scale. Journal of Personality Assessment, 49, 71-75. 

Dost, A. (2006). The Relationship between Self Construals and Language for

Emotions in Personal Narratives of Turkish Males and Females.

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Koç Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü, İstanbul.

Ekşi, A. (1990). Çocuk, Genç, Anababalar. İstanbul: Bilgi Yayınevi.

Erelçin, F.G. (1988). Collectivistic norms in Turkey: Tendency to givi and receive

support. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Boğaziçi Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü, İstanbul.

Erikson, E. (1969). Identity , Youth and Crisis. New York:Norton.

Fasick, F. A. (1984). Parents, peers, youth culture and autonomy in adolescence.

Adolescence, 19, 143–157.

Fraenkel, J. R. & Wallen, N. E. (1993). How to design and evaluate research in

education. New York: Mcgraw-Hill.

Page 150: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

134  

Franks, S. J., Pirsch, L. A. and Wright, V. C. (1990). Late adolescents' perceptions of their

relationships with their parents: relationships among deidealization, autonomy,

relatedness, and insecurity and implications for adolescent adjustment and ego

identity status. Journal of Youth Adolescence, 19, 571-588.

Freeman, M. A. (1997).Demographic correlates of individualism and collectivism: A

study of social values in Sri Lanka. Journal of Cross- Cultural Psychology,

28, 321-341.

Freud, A. (1958). Adolescence. In Freud, A. (ed.), The Writings of Anna Freud:

Research at the Hampstead Child-Therapy Clinic and Other Papers

(1956–1965) (Vol. 5) pp. 136–166. New York: International Universities

Press.

Fromm, E. (1993). Özgürlükten Kaçış (çev. Şemsa Yeğin). İstanbul: Payel yayınevi.

Fuhrman, T., and Holmbeck, G. (1995). A contextual-moderator analysis of emotional

autonomy and adjustment in adolescence. Child Development, 66, 793-8 11.

Fuligni, A. J., and Eccles, J. S. (1993). Perceived parent-child relationships and early

adolescents’ orientation towards peers. Developmental Psychology, 29, 622–

632.

Fuligni, A.J., Tseng, V., and Lam, M. (1999). Attitudes toward family obligations among

American adolescents with Asian, Latin American, and European

backgrounds. Child Development, 70, 1030-1044.

Gander, M.J. ve Gardiner, H.W. (2001). Çocuk ve Ergen Gelişimi. (4. baskı), (Yayıma

Haz.: B.Onur). Ankara: İmge Kitabevi.

Georgas, J. (1989). Changing family values in Greece. Journal of Cross-Cultural

Psychology, 20, 80-91.

Gezici, M. ve Güvenç, G. (2003). Çalışan kadınların ve ev kadınlarının benlik-algısı ve

benlik-kurgusu açısından karşılaştırılması. Türk Psikoloji Dergisi, 18 (51), 1-

14.

Gilligan, C. (1982). In a different voice: Psychological theory and women's

development. Cambridge, MA: Harvard University Press.

Goodnow, J. J. (1988). Parents' ideas, actions, and feelings: Models and methods from

developmental and social psychology. Child Development, 59, 286-320.

Goodnow, J. J. (1997). Parenting and the transmission and internalization of values: From

social-cultural perspectives to within-family analyses. In J. E. Grusec and L.

Page 151: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

135  

Kuczynski (Eds.), Parenting and children’s internalization of values: A

handbook of contemporary theory (pp. 333–361). New York: Wiley.

Göregenli, M. (1995). Kültürümüz açısından bireycilik-toplulukçuluk eğilimleri: Bir

başlangıç çalışması. Türk Psikoloji Dergisi, 10, 1-14.

Göregenli, M. (1997). Individualist and collectivist tendencies in a Turkish sample.

Journal of Cross-Cultural Psychology, 28, 787-793.

Gray, M. R., and Steinberg, L. (1999). Unpacking authoritative parenting: Reassessing a

multidimensional construct. Journal of Marriage and the Family, 61, 574-

587.

Green, E., Deschamps, J. C., and Páez, D. 2005. Variation of Individualism and

Collectivism whithin and between 20 countries: A typological analysis.

Journal of Cross Cultural Psychology, 36, 321-339.

Greenfield1, P.M., Keller, H., Fuligni, A., and Maynard, A. (2003). Cultural pathways

through unıversal development. Annual Review of Psychology, 54, 461–90.

Grolnick, W. S., and Ryan, R. M. (1989). Parent styles associated with children's school-

related self- regulation and competence. Journal of Educational Psychology,

81, 143-154.

Guisinger, S., and Blatt, S. J. (1994). Individuality and relatedness: Evolution of a

fundamental dialectic. AmericanPsychologist, 49, 104-111.

Güngör, D. (2000). Bağlanma Stillerinin ve Zihinsel modellerin Kuşaklararası

Aktarımında Anababalık Stillerinin Rolü. Yayınlanmamış Doktora Tezi,

Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

Haktanır, G., Aral, N., Alisinanoğlu, F., Baran, G., Başar, F., Köksal, A. ve Bulut, Ş.

(1999). Türkiye’de anne-baba tutumu araştırmalarına genel bakış. II. Ulusal

Çocuk Kültürü Kongresi Bildirileri 4-6 Kasım 1998. Ankara Üniversitesi

Çocuk Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayınları No:2, 331-344.

Hamachek, D.E. (1995). Ergen benliğinin psikolojisi ve gelişimi. J.F. Adams’ın (Eds.)

Ergenliği Anlamak adlı eserinin içinde, ss.111-152, yayına haz.: B. Onur,

Çev.: Ö.H. Ersever, Ankara: İmge Kitabevi.

Harter, S. (1999). The construction of the self: A developmental perspective. New

York: Guilford.

Harwood, R. L., Schoelmerich, A., Ventura-Cook, E., Schulze, P. A., and Wilson, S. P.

(1996). Culture and class influences on Anglo and Puerto Rican mothers’

Page 152: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

136  

beliefs regarding long-term socialization goals and child behavior. Child

Development, 67, 2446-2461.

Harwood, R. L., Schoelmerich, A., Schulze, P. A., and Gonzalez, Z. (1999). Cultural

differences in maternal beliefs and behaviors: A study of middle-class Anglo

and Puerto Rican mother-infant pairs in four everyday situations. Child

Development, 70, 1005-1016.

Hendry, L. B., Mayer, P., and Kloep, M. (2007). Belonging or opposing? A grounded

theory approach to young peoples’ cultural ıdentity in a majority/minority

societal context. Identıty: An Internatıonal Journal of Theory And

Research, 7(3), 1–24.

Hofstede, G. (1980). Culture’s consequences. Beverly Hills, CA: Sage.

Hofstede, G. (2001). Culture's consequences: comparing values, behaviors,

institutions, and organizations across nations. Thousand Oaks, Calif: Sage

Holden, G., and Miller, P. (1999). Enduring and different: A meta-analysis of the

similarity in parent’s child rearing. Psychological Bulletin, 125, 223-254.

Hortaçsu, N. (1989). Turkish students’ self-concepts and reflected appraisals of

significant others. International Journal of Psychology, 24, 451-463.

İmamoğlu, E. O. (1995). Değişim surecinde aile: Evlilik ilişkileri, bireysel gelişim ve

demokratik değerler. 1994 Aile kurultayi (s. 33–51). Ankara, Türkiye: Aile

Araştırma Kurumu.

İmamoğlu, E. O. (1998). Individualism and collectivism in a model and scale of balanced

differentiation and Integration. Journal of Psychology, 132, 95–105.

İmamoğlu, E. O. (2002). Doğu-Batı kavşağında benlik: Dengeli ayrışma-bütünleşme

modeli. 12. Psikoloji Kongresinde Sunulan Bildiri, Ankara, Türkiye.

İmamoğlu, E.O. (2003). Individuation and relatedness: Not opposing but distinct and

complementary. Genetic, Social, and General Psychology Monographs,

129(4), 367 402.

İmamoğlu, E. O., and İmamoğlu, V. (1992). Life situations and attitudes of the Turkish

elderly toward institutional living within a cross-cultural perspective. Journal

of Gerontology: Psychological Sciences, 47, 102-108.

İmamoğlu, E. O., and Karakitapoğlu-Aygun, Z. (1999). 1970’lerden 1990’1ara değerler:

Üniversite düzeyinde gözlenen zaman, kuşak ve cinsiyet farklılıkları. Türk

Psikoloji Dergisi, 14(44), 1-22.

Page 153: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

137  

İmamoğlu, O. and Karakitapoğlu-Aygün, Z. (2004). Self-construals and values in

different cultural and socioeconomic contexts. Genetic, Social, and General

Psychology Monographs, 130(4), 277-306.

İmamoğlu, E. O., Küller, R., İmamoğlu, V., and Küller, M. (1993). The social

psychological worlds of Swedes and Turks in and around retirement. Journal

of Cross-Cultural Psychology, 24, 26–41.

Jambunathan, S., Burts, D., and Pierce, S. (2000). Comparisons of parenting attitudes

among five ethnic groups in the United States. Journal of Comparative

Family Studies, 31(4), 395-406.

Johnson, B., and Turner, L.A. (2003). Data Collection Strategies in Mixed method

research. In A. Tashakkori and C. Teddue (Eds), Handbook of Mixed

Methods In Social and Behavioral Research (pp.297-319)Thousand Oaks,

CA: Sage.

Jung, C. G. (1997). Analitik Psikoloji (çev.Ender Gürol). İstanbul: Payel Yayınevi.

Kağıtçıbaşı, Ç. (1970). Social norms and authoritarianism: A Turkish-American

comparison. Journal of Personality and Social Psychology, 16, 444-451.

Kağıtçıbaşı, Ç. (1982). Old-age security value of children: Cross-national socio-economic

evidence. Journal of Cross-Cultural Psychology, 13, 29-42.

Kağıtçıbaşı, Ç. (1984). Socialization in traditional society: A challenge to psychology.

International Journal of Psychology, 19, 145-157.

Kağıtçıbaşı, Ç. (1996). Özerk-ilişkisel benlik: Yeni bir sentez. Türk Psikoloji Dergisi,

11, 36-44.

Kağıtçıbaşı, Ç. (1997). Individualism and collectivism. In J.F. Berry, M.H. Segall, C.

Kagitcibasi. (Eds.), Handbook of cross-cultural psychology (pp.1-49).

London: Allyn and Bacon.

Kağıtçıbaşı, Ç. (2000). Kültürel psikoloji: Kültür bağlamında insan ve aile. İstanbul:

Evrim Yayınevi.

Kağıtçıbaşı, Ç. (2005). Autonomy and relatedness ın cultural context Implications for self

and family. Journal of Cross-Cultural Psychology, 36, 4, 403-422.

Kağıtçıbaşı, Ç. (2007). Family, Self, and Human Development Across Cultures,

Theory and Applications (2nd ed.). London: Lawrence Erlbaum Associates.

Kağıtçıbaşı, Ç., and Ataca, B. (2005). Value of children and family change: A three-

Page 154: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

138  

decade portrait of from Turkey. Applied Psychology: An International

Review, 54(3), 317-137.

Kağıtçıbaşı, Ç., Sunar, D. ve Bekman, S. (2001). Long-term effects of early

intervention:Turkish low-income mothers and children. Journal of Applied

Developmental Psychology, 22, 333-361.

Kağıtçıbaşı, Ç., Sunar, D. ve Bekman, S. ve Cemalcılar, Z. (2005). Erken müdahalenin

erişkinlikte süren etkileri: Erken destek projesinin ikinci takip aşamasının ön

bulguları. AÇEV, Nisan 2005.

Kahni J.H. (2006) Factor analysis in counseling psychology research, training and

practice: Principles, advances and application. Counseling Psychology, 34(5),

684-718.

Kapçı, E. G. ve Küçüker, S. (2006). Ana babaya bağlanma ölçeği: Türk üniversite

öğrencilerinde psikometrik özelliklerinin değerlendirilmesi. Türk Psikiyatri

Dergisi, 17(4):286-295.

Karadayı, F. (1994). Üniversite gençlerinin algılanan anababa tutumları, anababayla

ilişkileri ve bunların bazı kişilik özellikleri ile bağlantısı. Türk Psikoloji

Dergisi, 9, 15-26.

Karadayı, F. (1998). İliskili özerklik: Kavramı, ölçülmesi, gelişimi ve toplumsal

önemi, gençlere ve kültüre özgü değerlendirmeler. Adana: Çukurova

Üniversitesi Basimevi.

Karakitapoğlu-Aygün, Z. (2002). Self-construals, perceived parenting styles and well-

being in different cultural and socio-economic contexts. Unpublished

doctoral dissertation. Middle East Technical University, Ankara, Turkey.

Karakitapoğlu-Aygün, Z. (2004). Self, identity, and emotional well-being among Turkish

university students. The Journal of Psychology, 138(5) 457-478.

Karakitapoğlu-Aygün, Z., and İmamoğlu, E. O. (2002). Value domains of Turkish adults

and university students. The Journal of Social Psychology, 142, 333-351.

Karasar, N. (2004). Bilimsel Araştırma Yöntemi. Ankara: Nobel Yayın Dagıtım.

Kashima, E. S. and Hardie, E. A. (2000). The development and validation of the

Relational, Individual and Collective Self-Aspects (RIC) Scale. Asian Journal

of Social Psychology, 3, 19-48.

Page 155: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

139  

Kashima, Y., Yamaguchi, S., Kim, U., Choi, S. C., Gelfand, J. H., and Yuki, M. (1995).

Culture, gender, and self: Aperspective from individualism-collectivism

research. Journal of Personality and Social Psychology, 69, 925-937.

Kemper, E. A., Stringfield, S., and Teddlie, C. (2003). Mixed methods sampling strategies

in social science research. In A. Tashakkori and C. Teddlie (Eds.), Handbook

of mixed methods in social and behavioral science (pp. 273-296). Thousand

Oaks, CA: Sage.

Keller, H., and Lamm, B. (1999). Parenting as the expression ofsocio-historical time: The

case of German individualization. International Journal of Behavioral

Development, 29, 238-246.

Keller, H., Lohaus, A., Völker, S., Cappenberg, M., and Chasiotis, A. (1999).Temporal

contingency as an independent component of parenting behaviour. Child

Development, 70, 474-485.

Keller, H., Papapaliguara, Z., Kunsemueller, P., Voelker, S., Papaeliou, C., Lohaus, A.,

Lamm, B., Kokkinaki, N., Chrysikou, E.G., and Mousouli, V. (2003).

Conceptsof mather- infant interaction in Greece and Germany. Journal of

Cross-Cultural Psychology, 34, 677-689.

Kındap, Y., ve Sayıl, M. (2007). Ergenlerde arkadaş niteliği ile ebeveyn akran yönetimi

arasındaki ilişkide anneden algılanan kontrolün aracı rolünün incelenmesi.

Serbest Bildiri. 1. Psikoloji Lisasüstü Öğrencileri Kongresi, İzmir, Türkiye

(2007, Haziran).

Kitayama, S., Markus, H.R., Matsumoto, H., and Norasakkunkit, V. (1997). Individual

and collective processes in the construction of the self: Self-enhancement in

the United States and self-criticism in Japan. Journal of Personality and

Social Psychology, 72,1245-1267.

Kloep, M. and Hendry, L. B. (2006). Pathways into retirement: Entry or exit?. Journal of

Occupational and Organizational Psychology, 79, 569–593.

Kuperminc, G. P., Allen, J. P., and Arthur, M. W. (1996). Autonomy, relatedness, and

male adolescent deliquency: Toward a multidimensional view of social

competence. Journal of Adolescent Research, 11, 397-420.

Kurdek, L. A., and Fine, M. A. (1994). Family acceptance and family control as

predictors of adjustment problems in young adolescents: Linear, curvilinear, or

interactive effects?. Child Development, 65, 1137-1146.

Page 156: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

140  

Kurdek, L. A., and Fine, M. A., and Sinclair, R. J. (1995). School adjustment in sixth

graders: Parenting transitions, family climate, and peer norm effects. Child

Development, 66, 430-445.

Kuzgun, Y. (1972). Anababa tutumlarının kendini gerçekleştirme düzeyine etkisi.

Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara: Hacettepe Üniversitesi.

La Guardia, J. G., Ryan, R. M., Couchman, C. E., and Deci, E. L. (2000). Within-person

variation in security of attachment: A self-determination theory perspective on

attachment, need fulfillment, and well-being. Journal of Personality and

Social Psychology, 79, 367-384.

Lam, B. T. (2006). Self-construal and socio-emotional development among Vietnamese-

American adolescents: An examination of different types of self-construal.

International Journal of Behavioral Development, 30(1), 67–75.

Lamborn, S. D. and Steinberg, L. (1993). Emotional autonomy redux: revisiting Ryan and

Lynch. Child Development, 64, 483-499.

Lamborn, S. D., Mounts, N. S., Steinberg, L., and Dornbusch, S. M. (1991). Patterns of

competence and adjustment among adolescents from authoritative,

authoritarian, indulgent, and neglectful families. Child Development, 62,

1049–1065.

Lau, S., Lew, W. J., Hau, K. T., Cheung, P. C., and Berndt, T. J. (1990). Relations among

perceived parental control, warmth, indulgence, and family harmony of

Chinese in Mainland China. Developmental Psychology, 26(4), 674-677.

LeCompte, G., LeCompte, A. ve Özer, S.A. (1978). Üç sosyo-ekonomik düzeyde,

Ankara’lı annelerin çocuk yetiştirme tutumları: Bir ölçek uyarlaması.

Psikoloji Dergisi, 1(1), 5-9.

Li, H. Z. (2002). Culture, gender and self-close-other(s) connectedness in Canadian and

Chinese samples. European Journal of Social Psychology, 32, 93-104.

Lin, E.J. and Church, A.T. (2004). Are indigenous Chinese personality dimensions culture

specific. Journal of Cross-Cultural Psychology, 35(5), 586-605.

Luster, T., Rhoades, K., and Haas, B. (1989). The relation between parental values and

parenting behavior: A test of the Kohn’s hypothesis. Journal of Marriage and

the Family, 51, 139-147.

Maccoby, E. E., and Martin, J. A. (1983). Socialization in the context of the family:

Parent–child interaction. In P. H. Mussen (Ed.) & E. M. Hetherington (Vol.

Page 157: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

141  

Ed.), Handbook of child psychology: Vol. 4. Socialization, personality, and

social development (4th ed., pp. 1-101). New York: Wiley.

Markus, H. R., and Kitayama, S. (1991). Culture and the self: Implications for cognition,

emotion, and motivation. Psychological Review, 98, 224–253.

Markus, H.R., and Kitayama, S. (2003). Culture, self, and the reality of the social.

Psychological Inquiry, 14, 277-283.

Markus, H.R. and Wurf, E. (1987). The dynamic self-concept: A social psychological

perspective. Annual Review of Psychology, 38, 299-337.

Marsh. V., and Franko, D.L. (1997). Retrospective perceptions of parent s child-rearing

conduct. Journal of Psychology Interdisciplinary and Applied, 131, 187-

197.

Mascolo, F.M., Misra, G. and Raisardi, C. (2004). Individual and relational conceptions

of self in India and the United States. New Directions for Child and

Adolescent Development, 104, 9-26.

Maslow, A. H. (1968). Toward A Psychology of Being. Princeton, NJ: Van Nostrand.

Matsumoto, D. (1999). Culture and self: An empirical assessment of Markus and

Kitayama’s theory of independent and interdependent self-construal. Asian

Journal of Social Psychology, 2(3), 289-310.

Matsumuto, D., Kudoh, T. and Takeuchi, S. (1996). Changing patterns of individualism

and collectivism in the United States and Japan. Culture and Psychology, 2,

77-107.

Morgan, D. L. (1997). Focus Groups as Qualitative Research. Thousand Oaks, Calif:

Sage.

Musaağaoğlu, C. ve Güre, A. (2005). Ergenlerde davranışsal özerklik ile algılanan ana-

baba tutumları arasındaki ilişkiler. Türk Psikoloji Dergisi, 20 (55), 79-94.

Muuss, R. E. (1988). Theories of Adolescence (fifth edition). New York: McGraw-Hill.

Noom, M. J., Deković, M., and Meeus, W. H. J. (1999). Autonomy, attachment and

psychosocial adjustment during adolescence: A double-edged sword? Journal

of Adolescence, 22, 771-783.

Noom, M. J., Dekovic, M., and Meeus, W. (2001). Conceptual analysis and measurement

of adolescent autonomy. Journal of Youth and Adolescence, 30, 577–595.

Okagaki, L., and Sternberg, R.J. (1993). Parental beliefs and children's school

performance. Child Development, 64, 36-56.

Onur, B. (2007). Çocuk Tarih ve Toplum. Ankara: İmge kitabevi

Page 158: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

142  

Oyserman, D., Coon, H.M. and Kemmelmeir, M. (2002). Retinking individualism and

collectivism: Evaluation of theoretical assumptions and meta-analysis.

Psychological Bulletin, 128 (1), 3-72.

Pardeck, T. J. and Pardeck, A.J. (1989). Biblio therapy: A tool for helping preschool

children deal with developmental change related to family relationship. Early

Child Developmental and Care, 47, 107-129.

Pehlivanoğlu P. (1998). Difference in turkish parenting practices due to socieconomic

status and sex of the child. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Bogaziçi

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.

Peterson, G.W., Rollins, B.C., and Thomas, D.L. (1985). Parental influence and

adolescent conformity: Compliance and internalization. Youth and Society,

16, 297-420.

Phalet, K. and Schönpflug, U. (2001). Intergenerational transmission in Turkish

immigrant families. Journal of Comparative Family Studies, 32(4), 489-

504.

Pinderhughes, E.E., Dodge, K.A., Bates, J.E., Pettit, G.S., and Zelli, A.

(2000). Discipline responses: Influences of parents' SES, ethnicity, beliefs

about parenting, stress, and cognitive-emotional processes. Journal of Family

Psychology, 14(3), 380-400.

Pinquart, M. and Silbereisen, R. K. (2002). Changes in adolescents’ and mothers’

autonomy and connectedness in conflict discussions: an observation study.

Journal of Adolescence, 25, 509–522.

Pipp, S., Shaver, P., Jennings, S., Lamborn, S., and Fischer, K. W. (1985). Adolescents'

theories about the development of their relationships with parents. Journal of

Personality and Social Psychology, 48(4), 991-1001.

Posada, G., Jacobs, A., Richmond, M., Carbonell, O. A., Alzate, G., Bustamante, M. R.,

and Quiceno, J. (2002). Maternal caregiving and infant security in two

cultures. Developmental Psychology, 38(1), 67-78.

Raeff, C. (1997). Maintaining cultural coherence in the midst of cultural diversity.

Developmental Review, 17, 250–261.

Raeff, C. (2000). European-american parents’ ideas about their toddlers’ independence

and interdependence. Journal of Applied Developmental Psychology, 21,

183–205.

Page 159: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

143  

Raeff, C. (2004). Within-culture complexities: Multifaceted and interrelated autonomy

and connectedness characteristics in late adolescent selves. New Directions

For Child And Adolescent Development, 104, 61-78.

Rastogi, M., and Wampler, K. S. (1999). Adult daughters’ perceptions of the mother-

daughter relationship: A cross-cultural comparison. Family Relations, 48,

327-336

Realo, A., and Allik, J. (1999). A cross-cultural study of collectivism: A comparison of

American, Estonian, and Russian students. Journal of Social Psychology,

139, 133−142.

Rohner, R.P. and Pettengil, S.M. (1985). Perceived parental acceptance-rejection and

parental control among Korean adolescents. Child Development, 56, 524-528.

Rudy, D., and Grusec, J. E. (2001). Correlates of authoritarian parenting in individualist

and collectivist cultures and implications for understanding the transmission of

values. Journal of Cross-Cultural Psychology, 32, 202–212.

Russell, A., Hart, C. H., Robinson, C. C., and Olsen, S. F. (2003). Children’s sociable and

aggressive behavior with peers: A comparison of the U.S. and Australia and

contributions of temperament and parenting styles. International Journal of

Behavioral Development, 23, 74–86.

Ryan, R. M. and Lynch, J. H. (1989). Emotional autonomy versus detachment: Revisiting

the he vicissitudes of adolescence and young adulthood. Child Development,

60, 340–356.

Ryan, R. M. and Deci, E. L. (2000). Self-determination theory and the facilitation of

intrinsic motivation, social development, and well-being. American

Psychologist, 55, 68–78.

Sampson, E. E. (2000). Reinterpreting individualism and collectivism. American

Psychologist, 55, 1425–1432.

Santrock, J. W. (1997). Life-Span Development. Medison, WI: Brown and Benchmark.

Sato, T. (2001). Autonomy and relatedness in psychopathology and treatment: A cross-

cultural formulation. Genetic, Social, and General Psychology Monographs,

127, 89–127.

Sato, T. and Cameron, J.E. (1999). The relationship between collective self-esteem and

self-construal in Japan and Canada. The Journal of Social Psychology, 139

(4), 426-435.

Page 160: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

144  

Schermelleh-Engel, K., Moosbrugger, H., and Müller, H. (2003). Evaluating the fit of

structural equation models: Tests of significance and descriptive goodness-of-

fit measures. Method of Psychological Research, 8(2), 23–74.

Selçuk, Z. (1989). Üniverstite öğrencilerinin kendini açma davranışları.

Yayınlanmamış doktora tezi. Hacettepe Üniversitesi, Ankara.

Sheldon, K.M., Elliot, A.J., Kim, Y., and Kasser, T. (2001). What is satisfying about

satisfying events? Testing 10 candidate psychological needs. Journal of

Personality and Social Psychology, 80, 325-33.

Simons, R. L. Chao, W. and Conger R. D. (2001). Quality of parenting as mediator of the

effect of childhood defiance on adolescent friendship choices and delinquency:

A growth curve analysis. Journal of Marriage and Family, 63, 63-79

Singelis, T.M. (1994). The measurement of interdependent and independent self-

construal. Personality and Social Psychology Bulletin, 20, 580–591.

Singelis, T.M., Triandis, H.C., Bhawuk, D.P.S., and Gelfand, M.J. (1995). Horizontal and

vertical dimensions of individualism and collectivism: A theoretical and

measurement refinement. Cross-Cultural Research, 29(3), 240-275.

Singelis, T.M., Bond, M.H., Sharkey, W.F., and Lai, C. (1999). Unpacking culture’s

influence on self-esteem and embarrassability. Journal of Cross Cultural

Psychology, 30(3), 315–341.

Smith, P.B., Dugan, S., and Trompenaars, F. (1996). National culture and the values of

organizational employees: A dimensional analysis across 43 nations. Journal

of Cross- Cultural Psychology, 27, 231-264.

Smith, P.B., Bond, M.H. and Kağıtçıbaşı, Ç. (2006). Understanding Social Psychology

Across Cultures: Living and Working in a Changing World. London:Sage.

Sondhaus, E.L., Kurtz, R.M. and Strube, M.J. (2001). Body attitude, gender, and self-

concept: A 30-year perspective. The Journal of Psychology, 135 (4), 413-

429.

Steinberg, L., and Silverberg, S. B. (1986). The vicissitudes of autonomy in early

adolescence. Child Development, 57, 841-851.

Steinberg, L., Elmen, J., and Mounts, N. (1989). Authoritative parenting, psychosocial

maturity, and academic success among adolescents. Child Development, 60,

1424-1436.

Steinberg, L., Dornbusch, S. M., and Brown, B. (1992). Ethnic differences in academic

achievement. American Psychologist, 47, 723-729.

Page 161: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

145  

Steinberg, L., Mounts, N. S., Lamborn, S. D., and Dornbusch, S. M. (1991). Authoritative

parenting and adolescent adjustment across varied ecological niches. Journal

of Research on Adolescence, 1, 19–36.

Steinberg, L., S.D. Lamborn, N. Darling, N. Mounts, and S.M. Dornbusch. (1994). Over-

time in adjustment and competence among adolescents from Authoritative,

Authoritarian, Indulgent, and Neglectful families. Child Development, 65,

754-770.

Stewart, A. J., and McDermott, C. (2004). Gender in Psychology. Annual Review of

Psychology, 55, 519-544.

Suchman, N. E. Rounsaville, B., DeCoste, C. ve Luthar, S. (2007). Parental control,

parental warmth, and psychosocial adjustment in a sample of substance-

abusing mothers and their school-aged and adolescent children. Journal of

Substance Abuse Treatment, 32(1), 1-10.

Super, C.M. and Harkness, S. (1986). The developmental niche: A conceptualization at

the interface of child and culture. International Journal of Behavioral

Development, 9, 545-570.

Sümer, N. (2000). Yapısal Eşitlik Modelleri: Temel kavramlar ve örnek uygulamalar.

Türk Psikoloji Yazıları, 3(6):74-79.

Sümer, N., ve Güngör D. (1999). Çocuk yetiştirme stillerinin baglanma stilleri, benlik

degerlendirmeleri ve yakın ilişkiler üzerindeki etkisi. Türk Psikoloji Dergisi,

14, 35-58.

Şimşek, Ö.F. (2007). Yapısal eşitlik modellemesine giriş: Temel ilkeler ve LISREL

uygulamaları. Ankara: Ekinoks Yayınları.

Tamar, M., Bildik, T., Kosem, F. Ş., Kesikçi, H., Tatar, A., Yaman, B., Erermiş, S., and

Özbaran, B. (2005). The characteristics of separation-individuation in Turkish

high school students. Adolescence, 41, 161, 177-184.

Taşdemir, N. (2006). The relationship between vertical and horizontal individualism-

collectivism, religiosity, and parenting styles from perspective of parents

and children. Yayınlanmamış Yüksek Lisans tezi. Orta Doğu Teknik

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

Tate, D. C. (1999). A longitudinal study of violent behavior in mid to late

adolescence: Familial factors and the development of internal controls.

Page 162: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

146  

Dissertation Abstracts International: Section B: The Sciences and Engineering,

60 (1-B), 0393.

Tavşancıl, E. (2005). Tutumların Ölçülmesi ve SPSS İle Veri Analizi. Ankara: Nobel Yayın

Dağıtım.

Taylor, R. D., and Oskay, G. (1995). Identity formation in Turkish and American late

adolescents. Journal of Cross-Cultural Psychology, 26(1), 8-22.

Tein, J. Y., Roosa, M. W., and Michaels, M. (1994). Agreement between parent and child

reports on parental behaviors. Journal of Marriage and the Family, 56, 341–

355.

Triandis HC. (1989). The self and social behavior in different cultural contexts.

Psychological Review, 96, 269–89

Triandis, H. C. (1995). Individualism and Collectivism. Boulder, Colo.: Westview

Press.

Triandis, H.C. (1996). The psychological measurement of cultural syndromes. American

Psychologist, 5 (1), 407-15.

Triandis, H.C., and Gelfand, M. (1998). Converging measurement of horizontal and

vertical individualism and collectivism. Journal of Personality and Social

Psychology, 74, 118-128.

Tuncer, G. (2005). The self in family context and traditional family values on

attitudes toward paternalistic leadership style. Yayınlanmamış Yüksek

Lisans Tezi. Koç Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.

Uleman, J.S., Rhee, E., Bardowilla, N., Semin, G. and Tyoma, M. (2000). The relational

self: Closeness to ingroups depends on who they are, culture, and the type of

closeness. Asian Journal of Social Psychology, 3, 1-17.

Uskul, A., K., Hynie, M., and Lalonde, R. N. (2004). Interdependence as a mediator

between culture and interpersonal closeness for Euro-Canadians and Turks.

Journal of Cross-Cultural Psychology, 35(2), 174-191.

Vansteenkiste, M., Zhou, M., Lens, W., and Soenens, B. (2005). Experiences of

autonomy and control among Chinese learners. Vitalizing or immobilizing?.

Journal of Educational Psychology, 97, 468-483.

Von der Lippe, A. L. (1999). The impact of maternal schooling and occupation and child-

rearing attitudes and behaviours in low income neighbourhoods in Cairo,

Egypt. International Journal of Behavioral Development, 23(3), 703-729.

Page 163: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

147  

Wang, C. H. C., and Phinney, J. S. (1998). Differences in child rearing attitudes between

immigrant Chinese mothers and Anglo-American mothers. Early

Development and Parenting, 7(4), 181-189.

Wang, Q., and Tamis-LeMonda, C.S. (2003). Do child-rearing values in Taiwan and the

United States reflect cultural values of collectivism and individualism?.

Journal of Cross-Cultural Research, 34, 629-642.

Watkins,D., Mortazavi, S. and Trofimova, I. (2000). Independent and ınterdependent

conceptions of self: an ınvestigation of age, gender, and culture differences in

ımportance and satisfaction ratings. Cross-Cultural Research, 34(2), 113-

134.

Weiss, L. H., and Schwarz, J. C. (1996). The relationship between parenting types and

older adolescents’ personality, academic achievement, adjustment, and

substance use. Child Development, 67(5), 2101-2114.

Wintre, M. G., and Yaffe, M. (2000). First-year students' adjustment to university life as a

function of relationships with parents. Journal of Adolescent Research, 15,

9-37.

Yağmurlu, B., Köymen, S. B., ve Sanson, A. (2005). Ebeveynlerin ve çocuk mizacının

olumlu sosyal davranış gelişimine etkileri: Zihin kuramının belirleyici rolü.

Türk Psikoloji Dergisi, 20, 1-20.

Yamada, A-M., and Singelis, T. (1999). Biculturalism and self-construal. International

Journal of Intercultural Relations, 23(5), 697–709.

Yıldırım, A. ve Şimşek, H. (2005). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri.

Ankara: Seçkin Yayınları.

Yılmaz, A. (1999). Çocuk yetiştirme tutumları: Kuramsal yaklaşımlar ve görgül

çalışmalar. Türk Psikoloji Yazıları, 3, 99-118.

Yımaz, A. (2000). Anne-baba tutum ölçeğinin güvenirlik ve geçerlik çalışması. Çocuk ve

Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi, 7(3), 160-172.

Zimmer-Gembeck, M. J., and Collins, W. A. (2003). Autonomy development during

adolescence. In G. R. Adams and M. Berzonsky (Eds.), Handbook of

Adolescence (pp. 175-204). Oxford: Blackwell.

 

Page 164: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

148  

EKLER

Page 165: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

149  

Ek .1 Değerli Genç, Bu araştırmada gençlerin aileleri ile olan ilişkileri incelenmektedir. Bu amaçla

size ekte bir bilgi formu ve beş adet ölçek verilmiştir. Bilgi formunda ve ölçeklerde yer alan sorulara vereceğiniz içten cevaplarınız çalışmanın amacına ulaşması açısından büyük bir önem taşımaktadır. Ölçeklere adınızı lütfen yazmayınız. Ölçeklerde yer alan sorulara vereceğiniz yanıtlar yalnızca araştırmanın amacına yönelik olarak kullanılacaktır. Çalışmaya istekli katılımınız ve yardımlarınız için çok teşekkür ederim.

Yalçın ÖZDEMİR Ankara Üniversitesi Eğitim Psikolojisi Programı

Kişisel Bilgi Formu 1- Cinsiyetiniz: Kadın □ Erkek □ 2- Doğum yılınız: ..………………… 3- Sınıfınız: 9. sınıf □ 10. sınıf □ 11. sınıf □ 4- Okulunuz: …………………………. 5- Anne- babanızın öğrenim düzeyi nedir? Anneniz Babanız 1) Hiç okula gitmemiş ( ) ( ) 2) İlkokul mezunu ( ) ( )

3) Ortaokul mezunu ( ) ( )

4) Lise mezunu ( ) ( )

5) Üniversite mezunu ( ) ( )

6) Lisans üstü ( ) ( )

6- Anne ve babanız birlikte mi yaşıyorlar? ( ) Evet ( ) Ayrı yaşıyorlar ( ) Boşandılar ( )Annem ölü ( ) Babam ölü 7- Kaç kardeşsiniz? (kendinizi de sayın) ( ) Tek çocuğum ( ) 2 kardeşiz ( ) 3 kardeşiz ( ) 4 kardeşiz ( ) 5 ya da daha fazla 8- Siz büyürken, evinizde anne baba ve kardeşler dışında yaşayanlar var mıydı? ( ) Evet ( ) Hayır Evet ise kim/kimler? ……………………….. 9- Ailenizin aylık ortalama geliri (lütfen tüm gelir kaynaklarınızı birlikte değerlendiriniz): ( ) 500 YTL’den az ( ) 501- 700 YTL ( ) 701- 1000 YTL ( ) 1001- 1500 YTL ( ) 1501- 3000 YTL ( ) 3000 YTL üstü 10- Yaşamınızın çoğunu geçirdiğiniz yer? (aşağıdakilerden birini işaretleyiniz)? ( ) Köy ( ) Kasaba ( ) Şehir ( ) Metropol (İstanbul, Ankara, İzmir)

Page 166: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

150  

Ek.2

AİLE BAĞLAMINDA BENLİK ÖLÇEĞİ

Lütfen aşağıdaki ifadeleri okuyunuz ve ailenizle olan ilişkinizi göz önüne alarak

her bir ifadeye ne kadar katıldığınızı aşağıda yer alan ölçeği kullanarak belirtiniz.

Kesinlikle

katılmıyorum

Katılmıyorum

Ortadayım (Biraz

katılıyorum/biraz katılmıyorum

Katılıyorum

Kesinlikle

katılıyorum

1 2 3 4 5 ___ 1. Kendimi ailemden bağımsız hissederim.

___ 2. Genellikle ailemin isteklerine uymaya çalışırım.

___ 3. Ailemin düşündüğü gibi düşünmek zorunda değilim.

___ 4. İnsanlar geleceğe yönelik planları için ailelerinden izin almalıdırlar.

___ 5. Ailemin onaylamayacağı kararlar almaktan kaçınırım.

___ 6. Benimle ilgili bir konuda ailemin aldığı kararlar geçerlidir.

___ 7. Ailemin istemediği bir kişiyle yakın olmazdım.

___ 8. Ailemden bağımsız olarak kendi kararlarımı veremem.

___ 9. Kararlarımı ailemin isteklerine göre kolayca değiştiririm.

___ 10. Ailemle olan ilişkimde mesafeli olmak isterim.

___ 11. Zor zamanlarımda ailemin yanımda olacağını bilmek isterim.

___ 12. Ailemle geçirdiğim zaman benim için çok önemli değildir.

___ 13. Bir kimsenin ailesine çok yakın hissetmesi iyi bir şeydir.

___ 14. Ailem hayatımda en ön sıradadır.

___ 15. Ailemle fazla vakit geçirmekten hoşlanmam.

___ 16. Kendimi aileme gönülden bağlı hissederim.

___ 17. Ailemle aramdaki bağ, kendimi güven ve huzur içinde hissetmemi sağlıyor.

___ 18. Ailemle iç içeyim.

___ 19. Bir kimse ailesine değer verse de, kişisel fikrini söylemekten çekinmemelidir.

___ 20. Bir kimse hem ailesine çok yakın olup, hem kararlarını kendisi alabilir.

___ 21. Bir kimse kendisini ailesine hem duygusal olarak bağlı, hem de özgür

hissedebilir.

___ 22. Bir kimse hem ailesine çok yakın olabilir, hem de fikirleri ayrı olduğunda,

fikrine saygı duyulmasını isteyebilir.

Page 167: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

151  

Ek.3 Çocuk Yetiştirme Stilleri Ölçeği

Aşağıda anneniz babanızla ile ilgili cümleler bulunmaktadır. Sizden istenen, genel olarak anne babanızla olan ilişkinizi düşünerek her bir cümlenin anne ve babanızla tutum ve davranışını ne derece yansıttığını anne ve babanız için ayrı ayrı olmak üzere dört ifadeden birini seçerek (uygun rakamı yuvarlak içine alarak) belirtmenizdir. Doğru ya da yanlış cevap yoktur, önemli olan her cümle ile ilgili olarak kendi durumunuzu doğru şekilde yansıtmanızdır. Anne ve/ya da babanızı kaybetmişseniz yetişmenizde en çok katkısı olan kişiyi düşünerek işaretleme yapınız.

ANNEM BABAM

Hiç doğru değil

Doğru değil

Kısmen Doğru

Doğru Çok doğru

Hiç doğru değil

Doğru değil

Kısmen Doğru

Doğru Çok doğru

1. Benimle sık sık rahatlatıcı bir şekilde konuşur. 1 2 3 4 1 2 3 4 2. Her davranışımı sıkı sıkıya kontrol etmek ister. 1 2 3 4 1 2 3 4 3. Nasıl davranacağım ya da ne yapacağım konusunda bana hep yararlı fikirler verir. 1 2 3 4 1 2 3 4 4. Sorunlarım olduğunda onları daha açık görmemde hep yardımcı olur. 1 2 3 4 1 2 3 4 5. Ne zaman, ne yapmam konusunda talimat verir. 1 2 3 4 1 2 3 4 6. Kurallarına aykırı davrandığımda beni kolaylıkla affetmez. 1 2 3 4 1 2 3 4 7. Sorunlarımı çözmemde destek olur. 1 2 3 4 1 2 3 4 8. Onunkinden farklı bir görüşe sahip olmama genellikle tahammül edemez. 1 2 3 4 1 2 3 4 9. Sevgi ve yakınlığına her zaman güvenirim. 1 2 3 4 1 2 3 4 10. Onun düşüncelerine ters gelen bir şey yaptığımda suçlamaz. 1 2 3 4 1 2 3 4 11. Fazla yakın bir ilişkimiz yoktur 1 2 3 4 1 2 3 4 12. Bir problemim olduğunda ona anlatmaktansa, kendime saklamayı tercih ederim. 1 2 3 4 1 2 3 4 13. Benim ne hissettiğimle ya da ne düşündüğümle gerçekten ilgilenmez 1 2 3 4 1 2 3 4 14. Onunla birbirimize çok bağlıyız. 1 2 3 4 1 2 3 4 15. Onun istediği hayatı yaşamam konusunda hep ısrarlı olur. 1 2 3 4 1 2 3 4 16. Bir sorunum olduğunda bunu hemen anlar. 1 2 3 4 1 2 3 4 17. Arkadaşlarımla ilişkilerime çok karışır. 1 2 3 4 1 2 3 4 18. Geç saatlere kadar oturmama izin vermez. 1 2 3 4 1 2 3 4 19. Arkadaşlarımla geç saate kadar dışarıda kalmama izin vermez. 1 2 3 4 1 2 3 4 20. Hangi saatte hangi arkadaşımla buluşacağımı bilmek ister. 1 2 3 4 1 2 3 4 21. Boş zamanlarımı nasıl değerlendireceğime karışır. 1 2 3 4 1 2 3 4 22. Arkadaşlarımla dışarı çıkmama nadiren izin verir. 1 2 3 4 1 2 3 4

Page 168: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

152  

Ek.4

ODAK GRUP SORULARI

Bu çalışmada anne babaların ergen çocukları ile ilişkileri araştırılmaktadır.

Bunun için sizlere bazı sorular yöneltilecektir. Çalışmamız yaklaşık 1,5 saat sürecektir.

Birbirimizi daha iyi anlayabilmemiz için ben sizlere soruları yönelteceğim ve sizlerin

görüşlerini almak istiyorum. Soruları, ergenlik döneminde olan çocuğunuzu düşünerek

cevaplandırmanızı rica ediyorum. Sizin için bir sorun olmayacaksa, konuştuklarımızı

yazılı hale getirebilmem için kayıt yapmak istiyorum. Toplanan bilgiler araştırma amacı

için kullanılacaktır. Katkılarınız için şimdiden teşekkürler.

1) Önce sizleri tanımak istiyorum? Biraz kendinizden söz edermisiniz? (en son

hangi okuldan mezun oldunuz, evlimisiniz, çalışıyor musunuz, kaç çocuğunuz

var, evde sizinle birlikte yaşayan başkaları var mı?)

2) Şimdi sizin ergen çocuğunuzla ilgili biraz konuşmak istiyorum. O nasıl biri?

Onu birine anlatsanız nasıl anlatırsınız? Onu diğerlerinden ayıran ne tür

özellikleri vardır?

3) Nasıl bir ilişkiniz var biraz anlatırmısınız? Neleri paylaşırsınız?

A) Günlük olayları anlatır mı?

B) Mutluluğunu paylaşır mı?

C) Sıkıntılarını paylaşır mı?

4) Bu ilişki içinde kendinizi nasıl bir anne olarak tanımlarsınız? (genel olarak nasıl

bir anne olduğunuza ilişkin aklınıza ilk gelen şeyler nelerdir?)

5) Anababalar, çocuklarının davranışlarını bazen çeşitli disiplin stratejileri

kullanarak, sınırlar, yasaklar koyarak, denetleyerek, bazen de suçlayarak,

sevgisini geri çekerek, sözel iletişimi sınırlandırarak kontrol etmeye çalışırlar.

Siz çocuğunuzun hangi davranışlarını kontrol edersiniz?

A) Ergen çocuğunuz sizden izin ister mi?

Örnek olarak son yaşadığınız bir olayı anlatır mısınız?

Olay neydi?

Page 169: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

153  

O ne dedi?

Siz ne dediniz?

Nasıl sonuçlandı?

Sizce nasıl hissetti?

Siz ne hissettiniz?

B) Hangi konularda izin almasını istersiniz?

Örnek olarak son yaşadığınız bir olayı anlatır mısınız?

Olay neydi?

O ne dedi?

Siz ne dediniz?

Nasıl sonuçlandı?

Sizce nasıl hissetti?

Siz ne hissettiniz?

C) Hangi konularda kurallarınız vardır?

Örnek olarak son yaşadığınız bir olayı anlatır mısınız?

Olay neydi?

O ne dedi?

Siz ne dediniz?

Nasıl sonuçlandı?

Sizce nasıl hissetti?

Siz ne hissettiniz?

6) Gelelim kararlara. Sizin evde kararları kim verir? Hangi kararları siz verirsiniz,

hangilerini çocuğunuz vermek ister? (örneğin, kendi eğitimi ile ilgili, geleceği

ile ilgili, arkadaş seçimiyle ilgili, günlük yaşamla ilgili, giyinme tarzı, eve gelme

zamanı gibi konularda)

Örnek olarak son yaşadığınız bir olayı anlatır mısınız?

Olay neydi?

Kim karar verdi?

Sizce nasıl hissetti?

Siz ne hissettiniz?

Page 170: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

154  

7) Çocuğunuz sizce kendiyle ilgili konularda karar vermede ne kadar başarılı?

Sizce kendisi almak istediği kararlarda ne kadar yapabilir?

Sizce bugün başka şehirde olsa kendi başına yaşayabilir mi?

Bu sonuçta rolünüz var mı? Ne dersiniz?

Neler yaptınız da böyle oldu?

En son yaşanan bir örnek verir misiniz?

Olay neydi?

Nasıl sonuçlandı?

Sizce nasıl hissetti?

Siz ne hissettiniz?

8) Gelelim babasıyla ilişkilerine. Ergen çocuğunuzun babasıyla ilişkileri nasıldır?

Ona neler anlatır? Babasıyla olan ilişlkisi sizinle olandan farklı mı?

A) Ona günlük olayları anlatır mı?

B) Onunla mutluluğunu paylaşır mı?

C) Onunla sıkıntılarını paylaşır mı?

9) Bütün bu konuştuklarımızdan sonra şimdi sizden ergen çocuğunuzu tanımlayan

beş özelliği ve gelecte çocuğunuza görmek istediğiniz beş özelliği söylemenizi

rica ediyorum.

Katıldığınız ve bana zaman ayrıdığınız için sizlere çok teşekkür ediyorum.

Başka söylemek istediğiniz bir şey yoksa toplantımızı burada bitirmek

istiyorum?

Page 171: EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4486/4983.pdf · 2.1.4.Türk Kültüründe Benlik Kurgusu: Özerk-Ayrık, Bağımlı-İlişkisel

155  

Ek. 5