egzersİzler, koruyucu, tedavİ edİcİ ve muayene …Ġrade kriteri: göç kararının iradi olarak...

21
SOSYAL ANTROPOLOJĠ HAFTA 6 GÖÇ HEDEFLER Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Göç ve tiplerini bilecek. Göçün nedenlerini bilecek. Göçün sonuçlarını bilecek. Göçün insanlık tarihindeki yerini bilir. Türkiye‟de göç ve göç hareketlerini bilecek. Göçün sağlık üzerindeki etkilerini bilecek Göçün sağlık üzerindeki olumsuz etkilerini yok etmek için yapılması gereken girişimleri bileceksiniz.

Upload: others

Post on 05-Aug-2020

11 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …Ġrade kriteri: Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır

SOSYAL

ANTROPOLOJĠ

HAFTA

6

GÖÇ

HEDEFLER

Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

Göç ve tiplerini bilecek.

Göçün nedenlerini bilecek.

Göçün sonuçlarını bilecek.

Göçün insanlık tarihindeki yerini bilir.

Türkiye‟de göç ve göç hareketlerini bilecek.

Göçün sağlık üzerindeki etkilerini bilecek

Göçün sağlık üzerindeki olumsuz etkilerini yok etmek için

yapılması gereken girişimleri bileceksiniz.

Page 2: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …Ġrade kriteri: Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır

GÖÇ

Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

ĠÇĠNDEKĠLER

1. Giriş

2. Göçün Tanımı

3. Göçlerin Tarihçesi

4. Göçün Nedenleri

5. Göç Tipleri

5.1. İçgöç

5.2. Dışgöç

5.3. Mevsimlik Göç

5.4. Daimi Göç

5.5. İradi Göç

5.6. Zorlama Sebebiyle Göçler

5.7. Kitle Göçü

5.8. Katkısız Göç

5.9. Seçimli Göç

6. Türkiye‟de Göç ve Göç Şekilleri

6.1. Mevsimlik göçler

6.2. İç ve Dış Göç

6.3. Yasadışı Göçler

6.4. Beyin Göçü

7. Göç ve sağlık

7.1. Göç Eden Bireylerin Sağlık Sorunları ve Hemşirelik

Page 3: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …Ġrade kriteri: Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır

GÖÇ

Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

1.Giriş

Göç insanlık tarihinin bütün dönemleri boyunca var olan bir olgudur. Göç

kavramı ile öncelikle belli bir nüfusun bir bölgeden başka bir yere olan hareketi akla

gelmekle birlikte, göç coğrafi bir yer değiştirmeden çok daha kapsamlı ve köklü bir

muhtevaya sahiptir. Sonuçları itibariyle sosyal, ekonomik, kültürel ve psikolojik bir çok

öğeyi içinde barındırır. Göç sosyal bir harekettir ve ekonomik yaşamdan kültüre kadar

hayatın her yönünü etkileyen temel bir değişim aracıdır.

2. Göçün Tanımı

Göç, kişilerin gelecek yaşantılarının tamamını veya bir kısmını geçirmek üzere,

sürekli ya da geçici bir süre için bir iskan ünitesinden bir başkasına yerleşmek amacıyla

yaptıkları coğrafi yer değiştirme olayıdır (Demir 1996, IOM 2004a, Mutluer 2003).

Başka bir tanımlamaya göre göç; ekonomik, toplumsal veya siyasal nedenlerle bireylerin

veya toplulukların bir yerden başka bir yere giderek ikamet etmeleridir (Gündüz ve

Yetim 1996).

Genel olarak göç tanımları incelendiğinde göç kavramının çok boyutlu ve

karmaşık bir yapısının olduğu görülmektedir. Bu durum göç kavramının tanımlanması,

ölçülmesi, çözümlenmesi ve yorumlanmasında problemler yaşanmasına neden olmaktadır

(Gün 2002). Göç ile ilgili çalışmalar, başlangıçta fonksiyonalist ve çatışma olmak üzere

iki temel kuramsal yaklaşımla ortaya konulmuştur. Daha sonra bu yaklaşımların sentezi

olan sistem kuramı geliştirilmiştir (Türkaslan 1996). Türkaslan (1996)‟ın bildirdiğine

göre Gitmez (1983) fonksiyonalist kuramda bireyin, kendisine sunulan seçenekler

arasında bir değerlendirme yaparak göçe karar verdiğini belirtmektedir. Bu bağlamda göç

göç eden kimse, göç alan ülke ve göç veren ülke açısından yararlar doğurmaktadır.

3. Göçlerin Tarihçesi

Çok önemli bir sosyolojik olgu olan göçler, insanların topluluk halinde yaşamaya

başlamalarından sonra, değişik adlar ve görünüm altında gerçekleşmiştir. Tarihsel süreçte

göçler genel olarak; açlık, savaş, şiddet, kıtlık, iklim koşulları, siyasi ve dini sebepler,

eğitim, makineleşme, sanayileşme, ekonomik gereksinim v.b. nedenlerden

kaynaklanmıştır. Tarihsel süreçte genel olarak göçleri ilkçağ, orta çağ, sanayi çağı ve

yeni çağda göçler olarak dört kategoriye ayırmak mümkündür (Tüfekci 2002).

Page 4: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …Ġrade kriteri: Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır

GÖÇ

Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

İlk çağların insanları, ekolojik dengenin bozulması, nüfusun artması, çevredeki

doğal kaynakların azalması sonucu göç etmek zorunda kalmışken (Güvenç 1993) bu

çağda yaşamış hemen hemen tüm insan toplulukları göçebedir. İlk çağın önemli göçleri;

Dor‟ ların M.Ö. 11.yy‟da Yunanistan‟a, Orta Asya‟daki Türk Kavimlerinin Hazar

Denizinin kuzey ve güneyinden batıya doğru yer değiştirmesi, M.S. 4-6 yy. arasında

Baltık Denizinden Germenlerin güneye göç etmesi, 8-12 yy.da Norman‟ların Britanya‟yı

istilaları, Afrika‟daki Bantu‟ların göçlerini sayabiliriz. Bu göçler hep karada yapılmakta

olup hem göçenler açısından hem de göç ettikleri yerler açısından büyük yıkımlara yol

açan nüfus hareketleri idi. Yine tarihsel varsayımlardan biri de Tarih öncesi çağlarda

günümüzden yaklaşık 20.000 yıl önce Asya‟da yaşayan insanların iklimsel değişikler

sebebi ile, o tarihlerde buzlarla kapalı olduğu düşünülen Bering boğazını aşarak Kuzey

Amerika‟ya doğru göç etmeleridir (Tüfekci 2002).

Ortaçağ devresinde göç hareketleri en çok Akdeniz Bölgesinde görülmüştür ve bu

tarihlerdeki göçler içersinde en büyük ve önemlisi Kavimler Göçü olmuştur. Kavimler

Göçü sonucunda Roma İmparatorluğu yıkılmıştır. Hun‟ların Orta Asya‟dan çıkışla

başlattıkları bu göç sonucunda; Hun‟ların önünden kaçan Germenler dalgalar halinde

Avrupa‟ya göç etmişlerdir. Çin uygun iklim koşulları sebebiyle yine ortaçağ tarihinde

önemli bir göç merkezi olmuştur (Tüfekci 2002). Orta çağda göç olgusunu fetihler ve

savaşlar şekillendirmiştir. Ortaçağda İslamiyet‟in yayılışı önemli bir göç sebebi olmuştur.

7. yy dan itibaren Müslüman olan Araplar, fetih amacıyla Kuzey Afrika, İspanya, Mısır,

İran üzerine seferler yapmış ve berberinde belli bir nüfusu gerek hicret gerekse sefer

amaçlı bu bölgelere taşımışlardır. Ortaçağın ortalarında özellikle yeni buluş ve icatlar ile

beraber yavaş yavaş bir sosyal hareketlilik göze çarpmaktadır. Bu çağlarda Venedik ve

diğer denizci toplumların denizcilikteki pusula vb. buluşlardan yararlanarak yeni deniz

yolları ve kıtalar bulması nüfus hareketliliğini hızlandırmıştır. Yeni bulunan Amerika

kıtasına ticari amaçlı yapılan az sayıdaki göçler, bu devirde rastlanan nadir göç

hareketlerinden biridir (Tüfekci 2002).

Sanayi çağı, göç hareketlerinin en çok görüldüğü biri çağ olmuştur. Bu çağın en

önemli olayları arasında en başta Sanayi İhtilali gelir. Sanayi ihtilali, yazının icadından

sonra dünyanın gerçekleştirdiği en büyük inkılaplardan biridir. Kol gücünden makine

gücüne dönüşümün simgesi olan bu devrim tüm dünyanın çehresini değiştirmiştir.

Page 5: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …Ġrade kriteri: Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır

GÖÇ

Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

Endüstri ya da diğer adı ile Sanayi Devrimi, 19 yy. başlarında gerçekleşen üretim

biçiminin el üretiminden makine sayesinde seri hale gelişini açıklamak amacıyla ortaya

çıkan bir deyimdir. Sanayi Devrimi ile üretim tekniği ve metotları değişmiş, seri üretim

denilen makine ve fabrika üretimine geçilmiştir. Artan üretim, beraberinde hammadde ve

işçi gereksinimi gibi iki temel sorunu çıkarırken bunlardan birincisi olan hammadde için

sanayileşmiş ülkeler sömürgecilik yoluyla, geri kalmış ülkelerin hammadde ve

rezervlerini ele geçirme yarışına girişmiş, üretim faktörlerinden biri olan iş gücü

ihtiyacını ise, sosyal güvenlik sistemimin eksikliği sebebiyle çocuk, kadın, genç yaşlı

denilmeden çok yüksek oranlardaki çalışma saatleri ve de kırsal alanlardan ya da

dışarıdan çalışabilecek insan ithali ile giderilmeye çalışılmıştır. Kırsal alanlardan ve dış

ülkelerden şehirlere çalışmak amaçlı getirilen bu iş gücü faktörü ise, sanayileşme

hareketlerinin meydana getirdiği göçleri oluşturmaktadır.

Modern Çağ da ise ön plana çıkan göçler; Uluslar arası işçi göçleri, yasadışı

göçler, içgöçler ve beyin göçüdür. Modern çağ olarak nitelendirebildiğimiz 20 yy. da

ülkeleri de gelişmişlikleri bakımından gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeler, az

gelişmiş ülkeler olarak sınıflandırılmaktayız. Dünya ticareti üzerinde büyük bir paya

sahip olan gelişmiş ülkeler bu çağda az gelişmiş ülkelerden ve gelişmekte olan ülkelerden

ucuz hammadde ve iş gücü temin etmeleri bakımından, gelişmekte olan ve az gelişmiş

ülkeler ise gelişmiş ülkelere vatandaşlarını göndermeleri bakımından uluslar arası göçe

de sahne olmuşlardır. Çağımızın başında A.B.D en büyük işçi göçünü çekmiştir (Tüfekci

2002).

Son Yirmi yılda büyük oranda artış görülen yasadışı göçler ise ikinci tip uluslar

arası göçtür. Bu tür göç kaçak yollarla, ya sınırlarındaki komşulara ya da deniz aşırı

ülkelere olabilmektedir. Bu göç için çekim merkezleri, Amerika, İtalya başta olmak üzere

Avrupa ülkeleri, Avustralya, Japonya gibi ülkeler olmaktadır. 21. yy. da bu sorun giderek

uluslar arası bir hal almaktadır. Bunda ise ülkelerin karşılıklı müzakereleri ve

antlaşmaları ile ortak bir çözüm üretme gayeleri görülmektedir. 2002 yılının haziran

ayında Avrupa Birliği ülkelerinin İçişleri Bakanlarının katılımı ile İtalya‟nın başkenti

Roma‟da Uluslararası Yasadışı Göçle Mücadele Konferansı düzenlenmiştir. Konferansta

yasa dışı göçle mücadele konusundaki etkin işbirliği kararı alınmıştır (Tüfekci 2002).

Page 6: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …Ġrade kriteri: Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır

GÖÇ

Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

Uluslararası göçlerin sebebi sadece ekonomik kaygılar olmayıp, siyasi, kültürel vb

nedenlerle de göçler gerçekleşmektedir. Bunlara örnek olarak Ülkemiz açısından 1990‟lı

yıllardaki Peşmergeler, Bulgaristan‟dan gelen soydaşlarımız, 1936 yılındaki Möntro

Antlaşması ile gerçekleştirilen Nüfus değişimi örnek olarak verilebilir (Tüfekci 2002).

Modern çağın bir diğer göç kavramı da beyin göçü olmuştur. Teknolojik olarak

bilgi ve birikime sahip insanların, başka ülkelere giderek yaşamlarının geri kalanlarını

gittikleri ülkelerde geçirmesi diye tarif edilebilecek olan beyin göçü, yetiştirilen eğitilmiş

beyinlerin yurt dışına sıfır maliyetle verilişinden olayı ülkeler için büyük bir kayıp

oluşturmaktadır. Nitelikli denebilecek, üretken, vasıflı elemanlar ülkelerinin ihtiyaç

duymalarına karşın, ülkelerine karşı pasifleştirilmekte, göçü alan ülkeler için ise kişiye

herhangi bir yatırım yapmadan bu beyinlere sahip olabilmektedir. Beyin göçü akımı

gelişmiş ülkelere doğru gerçekleşmektedir. Beyin göçünün temel sebepleri ise insanları

yeterli gelir olanakları ile istihdam imkanlarının vatanlarında sağlanamaması, sağlıklı

çalışma koşullarının oluşturulamaması, kültür emperyalizmi, yabancılaştırma faaliyetleri,

siyasi ve dini baskılar denebilir (Tüfekci 2002).

4. Göçün nedenleri

Göçlerin temel sebebi itici ve çekici faktörlerinin varlığı ile açıklanabilir. İtici

faktörler arasında; toprağın düşük verimi, düşük ücret, sınırlı iş olanakları, eğitim, sağlık,

vb. imkanlardan yoksunluk, kıtlık, sınırlı toplumsal hareket, toplumsal çatışma ve terör

olarak sıralayabiliriz. Çekici faktörler ise; gidilmesi düşünülen yerdeki yeni iş olanakları,

yüksek ücret, ucuz yada verimli toprak, yükselme olanakları, sağlık, eğitim vb.

imkanların mevcudiyeti, gıda maddelerinin bol ve çeşitli oluşu, konut imkanı, toplumsal

güven ve huzurun var olması gösterilebilir. Bu faktörlere bir de iletici faktörleri

ekleyebiliriz. İletici faktörle kastedilen mana göçün gerçekleşmesinde olanak sağlayan

etkilerledir. Bu etkileri belli başlı olarak karayollarının yapılması, toprak mülkiyeti

konusundaki yasal düzenlemeler, kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması, taşıt sayısının

artması, politik özendirmeler, gibi etkiler sayılabilir (Tüfekci 2002).

Page 7: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …Ġrade kriteri: Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır

GÖÇ

Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

5. Göç Tipleri

Göç kavramını basit olarak kent ve köy gibi yerleşim birimlerinden birinden

diğerine doğru yerleşmek amaçlı nüfus hareketi diye tabirinden hareketle öncelikli olarak

göç tiplerini tanımlamakta kullanılan aşağıdaki kriterleri açıklamakta fayda vardır.

Mesafe kriteri: Göç edilen yerin uzaklığı esas alınarak yapılan tanımlamalarda

kullanılmaktadır. Buna göre göçler, bulunulan yerin yakınına yada çok uzağına

gerçekleştirilebilir. Özellikle ülke içersinde yapılan iç göçler ve yurt dışına yapılan dış

göçler bu kriter kapsamına girmektedir.

Ġrade kriteri: Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp

alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır. Buna göre göçler gönüllü yada zorunlu

olarak ikiye ayrılmaktadır. Zorunlu göçlere teçhiller, sürgünler örnek verilebilir. İradi

göçe ise iş bulma ümidiyle kente ya da kasabaya giden bir kişinin durumu örnek

verilebilir. İradi göçler içsel gereksinimlerden kaynaklanan nüfus hareketleridir.

Siyasi sınırlar kriteri: Göç esnasında milli sınırların aşılıp aşılmadığı tespit

edilmeye çalışılır. Ülke içi ya da ülke dışı göçler bu kapsamda yer almaktadır. Genellikle

teçhir adı verilen zorlama sebebiyle göçlerde genellikle siyası sınırlar aşılarak ülke dışı

topraklara göçe zorlanmaktadır.

Zaman kriteri: Göç, temelli yada belli bir süre ile sınırlı olup olmaması

konusunda da bir ayrıma tabi tutulabilir. Geçici, mevsimlik ile sürekli göçler bu kriter

bazında değerlendirilmektedir. Tüm bu kriterlerin ışığında Sosyoloji bililimde yer alan

belli başlı göç tanımları şu şekilde sıralanabilir (Tüfekci 2002).

5.1. Ġçgöç

Ülke sınırları içersinde meydana gelen göçtür. Ülke içersinde köy, kasaba, il ve

bölgeler arasında birbirlerine doğru yapılan nüfus hareketidir. En yaygın olan göç tipidir.

İç göçler içersinde kırsal alanlardan şehirlere doğru olan göçler en önemli bir yer tutar.

Kırsaldan şehre doğru olan iç göç sebebiyle şehirlerin etrafı hızla dolmakta, üretim ve

bölüşüm yapısı değişmektedir. İçgöçler kentsel hizmetlerin kalitesini düşürmektedir.

Planlama ve ekonomik yetersizliklerle eşit yatırım imkanlarına sahip olmayan az gelişmiş

ve gelişmekte olan ülkelerde, bu tür göçün etkisi belli şehirler irileşmekte, etrafları

sağlıksız yerleşimlerle dolmaktadır (Tüfekci 2002).

Page 8: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …Ġrade kriteri: Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır

GÖÇ

Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

5.2. Dışgöç

Genellikle içgöçe göre daha uzun bir zaman dilimini kapsayan ve yerleşme ya da

çalışma amacı güderek bir ülke sınırlarını aşarak başka bir ülkeye yapılan nüfus

hareketidir. Bu tür göç hareketleri, nüfusun memleket sınırlarını aşarak bir memleketten

diğer bir memlekete doğru kayması şeklinde de vuku bulduğu için ülke nüfusunun

azalmasına yol açmaktadır. Dış göç eğer ülkeye döviz girdisini sağlıyorsa yararlıdır.

Ayrıca dış göçlerin kültürlerin kaynaşması, ülkeler arasında bilgi ve emeğin dolaşımı

dolaşımını sağlamak gibi yararlı yönleri, kültürel asimilasyon, yabancılaşma gibi de

zararlı yönleri vardır (Tüfekci 2002).

5.3. Mevsimlik Göç

Yılın belli mevsimlerinde ekonomik sebeplerden, yada turistik amaçlı olarak

birkaç ay süre ile bulundukları şehirlerden başka şehirlere ya da bölgelere göç

edilmesidir. Genellikle bahar ve yaz mevsimlerinde bu tür göç hareketleri görülmektedir.

Ülkemizde Karadeniz bölgesindeki fındık işçiliği, Çukurova bölgesindeki pamuk işçiliği

bu tür göçlere örnek teşkil etmektedir. Mevsimlik göçler, nüfusun üzerinde önemli bir

artma veya azalmaya sebep olmamasının yanında kalınan zamanın azlığı sebebiyle, temel

sosyal değişimlere yol açmazlar (Tüfekci 2002).

5.4. Daimi Göç

Temelli yerleşme amaçlı nüfus hareketleridir. Bu tip göçte bulunduğu mekandan

ayrılan insan artık yerleşmek maksatlı başka bir yere gitmiş olup, ziyaret ve ya turizm

amacı dışında tekrar eski yurduna dönme amacı gütmemektedir (Tüfekci 2002).

5.5. Ġradi Göç

Kişilerin baskı ve zorlama olmadan tamamen kendi gereksinmeleri sonucu göç

etmeleridir. Bu göç tipinde hükümet ya da herhangi bir otoritenin baskısı ve zorlaması

olmamaktadır. İçsel gereksinmelerden ortaya çıkmaktadır. Büyük sanayi toplumlarında,

köyden şehre doğru sürekli şekilde gerçekleşen göçler bu tür göçe örnek verilebilir

(Tüfekci 2002).

5.6. Zorlama Sebebiyle Göçler

Bu tür göçler ise insanların hükümetin ya da herhangi bir otoritenin emir ve

talimatları ya da baskı ve şiddeti doğrultusunda göç etmesidir. Hareketin temeli baskı ve

şiddettir ya da yasal zorlamadır. Devletin sosyal ekonomik, güvenlik vb. konularda

Page 9: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …Ġrade kriteri: Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır

GÖÇ

Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

aldıkları kararların uygulanması sonucunda nüfusta yarattıkları mobilite de güdümlü göçü

oluşturur. Keban barajının inşası sırasında bu bölgedeki nüfusun göçe tabi tutulması bu

tip göçe örnek olarak verilebilir (Tüfekci 2002).

5.7. Kitle Göçü

Çok sayıda kişinin bir anda göç etmesidir. Savaş, doğal afetler, beslenme

kaynaklarının tükenişi vb. nedenlerden kaynaklanmaktadır (Tüfekci 2002).

5.8. Katkısız Göç

Bu göç tipi ile kastedilen mana belli bir zamanda bir ülkenin yada bölgenin aldığı

göç oranı ile verdiği göç oranı arasındaki meydana gelen farktır. Bu fark artı ise net giriş,

eğer eksi ise net çıkış adı verilir (Tüfekci 2002).

5.9. Seçimli Göç

Göç alan ülkelerin ülkelerine gelen vatandaşlarda belli nitelikleri araması, tercih

etmesi yoluyla gerçekleştirilen göçtür (Tüfekci 2002).

6. Türkiye’de Göç ve Göç Tipleri

Ülkemizde göç kavramı son yıllarda ortaya çıkan bir olgu değildir. Tarihsel

süreçte her zaman toplum yapımızda göçler görülmüştür. Yerleşik hayata geçmeden

önceki devrelerde atın varlığı sayesinde hızlı hareket yeteneği ile Türkler etrafındaki

bölgelere göç etmişlerdir. Hızlı hareket yeteneğine sahip olan Türkler çevrelerindeki

toplulukların hiçbir zaman uzun süreli egemenliği altına girmemişlerdir. Uygur devleti ile

yerleşik hayata geçilmesi ile birlikte dinamik bünyeli bu unsuru kaybetmeyen Türkler,

devletlerin içerlerinde mutlaka hareketli bir grup bulundurmuşlardır. Bu tür hareketli

gruplar sayesinde hem iklim koşullarına uygun olarak tarım ve hayvancılık faaliyetlerini

sürdürmüşler, hem de nüfus kontrol altında tutularak ülkenin iç ve dış güvenliği

sağlanmıştır. Türk topluluklarının dinamik unsuru olan göçler ayrıca Türklerin,

anayurtlarından uzak değişik iklim bölgelerinde devlet kurabilmesine, böylelikle tarih

sahnesinden silinmemesine yol açmıştır. Türkler bu dinamik unsuru sayesinde değişik

coğrafi şartlarda, değişik medeniyet ve etnik bölgelerde, her bölgenin şartlarına ve

adetlerine uygun devletler kurabilmiştir.

Türk toplumunun bu dinamik yönünün varlığından dolayı çeşitli kesimlerce ileri

sürülen Türk kültürün göçebe bir kültür olduğu iddiaları da doğru değildir. Türk

medeniyeti göçebe değildir sadece dinamik bir haldedir. Atatürk‟ün bu konu üzerinde

Page 10: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …Ġrade kriteri: Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır

GÖÇ

Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

1932 yılında 1. Tarih Kongresinde de belirttiği gibi “Bu günün Türk Çocukları biliyor ve

bildireceklerdir ki, onlar dört yüzyıllık çadırlı bir aşiretten değil, on binlerce yıllık ari

(özgür), medeni yüksek bir ırktan gelen yüksek kabiliyetli bir millettir”.

Türklerde bu dinamik unsur sebebiyle İmparatorluklar içinde her boy kendi

özelliğini korurdu. Gerektiğinde boyların, birkaç gün de tamamen seyyar hale gelebilen,

birkaç günde ise tamamen birleşik hareket eden yüce bir güç haline gelen birlikler

kurabilme başarıları, onların tamamen göçebe oldukları şeklindeki iddiaları çürütecek

niteliktedir. Ayrıca, Türk toplulukları göçleri esnasında ele geçirdikleri toprakları

üzerinde adaletli şekilde de davranmışlardır. Tarım ve ticaretle uğraşan yerleşik

toplulukları üzerinde söz sahibi olunca, yerleşik düzende dışarıdan gelebilecek tehlikelere

karşı onları hakça korumuş karşılığında vergi almışlardır. Eskiye nazaran günümüzde bu

hareketli toplulukların sayısı neredeyse yok denecek kadar azdır. Günümüz Türkiye‟sinde

sadece İç Anadolu bölgesinde ve Toroslarda yörük adı verilen hareketli gruplar kalmıştır.

Ülkemizde Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki yıllarda nüfus değişimleri hariç

önemli göçlere rastlanmaz. Bu değişimler ise Lozan Konferansı sebebiyle olmuştur.

Türkiye‟nin gerçek anlamda göç serüveni 1960‟lı yıllardan sonra ortaya çıkmıştır. Göç

serüveninin başlamasında ise 1950‟li yıllarda gerçekleşen toplumsal dönüşüm önem arz

etmektedir. 2. Dünya Savaşı sırasında gerçekleştirilen sermaye birikimi ve özellikle

ticaret sermayesinin varlığı, çok partili siyasal yaşama geçilmesi, ekonominin dış yardım

ve yabancı sermayeye açılması gibi sebeplerle ekonomik ve toplumsal gelişme boyut

değiştirmiştir. Bu dönemler itibari ile tarım kesiminde traktör kullanımının artması ve

kısmen makineli tarıma geçilmesi, özellikle karayolları olmak üzere ulaşım sektöründeki

iyileşmeler sebebi ile kırsal kesimlerden şehirlere akmaya başlayan nüfus ile göç

başlamıştır.

Ülkemiz, 1960‟lı yıllardan itibaren ise, yabancı ülkelerdeki işgücü talebine

karşılık olarak on binlerle başlayan, bugün ise sayıları 4.5 milyona yakın insanımızın dış

ülkelerde yönelik olarak gerçekleştirdiği göçler ile tanışmıştır. Dış göçlerin mahiyetinin

incelenmesinde ise, yabancı ülkelere önceleri geçici olarak ve belli bir miktar para

kazanılmasından sonra dönme amacıyla gidilirken, daha sonraları gidilen ülkelerin,

gelenlere çalışma izinlerinin yanında, aileleri ile ikamet izni de tanıması ile bu ülkelere

kalıcı olarak yerleşme sürecinin içine girildiği görülür. Dış göçlerin geniş çaplı

Page 11: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …Ġrade kriteri: Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır

GÖÇ

Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

sosyoekonomik etkileri olmuştur. Avrupa‟ya giden göçmenlerimizin ülkeye gönderdikleri

dövizin sağladığı katkının yanında yıllık izinlerde Türkiye‟nin tercih edilmesi ve batı

toplum tipinin yaşam tarzına dair tutumlar, kırsal alanlarda az da olsa model alınan sosyal

davranış şekilleri oluşturması bakımından önemlidir.

Türkiye‟de devlet göçlerin yönlendirmesine müdahil olamamış, daha çok

gelişmeler karşısında günlük politikalara ve siyasi müdahaleler ile yetinme durumunda

kalmış hatta kısmen uyguladığı yanlış politikalar sonucu göçün sebebini oluşturmuştur.

Kalkınma programlarında öngörülen hedefler tutturulamamış, imar planları çoğu kez

değiştirilmiş, delinmiş, yerel yönetimlerde siyasi ve lobi baskıların sebepleri gibi etkilerle

aykırı uygulama örnekleri ile dolu hale gelmiştir. Türkiye‟de metropol kentlerin yerel

yönetimleri, göçlerin mağduru durumuna gelmiştir. Belediye yönetimleri de nüfus

esasına göre dağıtılan ödenek ve yardımlardan yararlanmak için seçim zamanlarında

değişik yollarla kırsal alandaki nüfusu şehirlere doğru çekmiş gelen kişiler ise artık eski

yerlerine dönmeyi düşünmemiştir.

Türkiye‟de toplumsal hayatın ve gündelik hayatın büyük bir kısmına damgasını

vurmuş olan göç ve göç hareketlerinde temel çıkış noktası, kırsal alanlardır. Göçün yönü

ise kırsal alanlardan şehirlere doğru olmasıdır. Köy, ilçe, belde vb. küçük kırsal

yerleşimlerden ya idari olarak bağlı olduğu şehirlere yada gelişmiş sanayi bölgelerine ve

illere doğru olan göç hareketi, Türkiye‟nin temel göç tipidir.

Ülkemizde görülen göçleri belli kriterlere göre tasnif edebiliriz. Öncelikli olarak

göçün yönü olarak bir ayrım yapıldığında kırsal alanlardan şehirlere doğru, şehirlerden

şehirlere doğru, iç bölgelerden sahillere doğru, ve şehirlerden kırsal alanlara doğru olarak

sınıflandırabiliriz. Bu sınıflandırmanın içinde en büyük yüzdeyi ülkemizin hakim göç tipi

olan kırsal alanlardan şehirlere olan içgöç oluşturmuştur. 1960‟lı yıllardan itibaren ise

ülkemiz yabancı ülkelere yönelik göçler ile de tanışmıştır. Ülkemizde Yoğun olarak

görülen göçleri aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz (Tüfekci 2002).

6.1. Mevsimlik göçler

Ülkemizde mevsimlik göç diye tabir edilen ve belli bölgelerimizin içsel işgücü

gereksinimlerini ve belli sosyo ekonomik ve tarihsel sürecin oluşturduğu göçler (yörük)

yoğun olarak görülmektedir. Karadeniz, Çukurova, Ege, Güneydoğu Anadolu‟da pamuk,

Page 12: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …Ġrade kriteri: Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır

GÖÇ

Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

fındık, şeker pancarı, çay, tütün gibi belli iş kolları için sık sık bu tür göçler yapılır.

Mevsimlik göçler ilkbahar ile yaz dönemlerinde birkaç aylık süre için yapılmaktadır.

Ülkemizde mevsimlik olarak yapılan göçlerden bir diğer kısmını ise yörük göçleri denen

hareketli toplulukların gerçekleştirdiği göçler oluşturur (Tüfekci 2002).

6.2. Ġç ve Dış Göç

Ülkemizde gerçekleşen göç tiplerinden en önemlileri iç göçler oluşturmaktadır.

1960‟lı yıllardan sonra çok yoğun şekilde iç göç gerçekleştirilmiştir. Bu tarihten önce

göçebelik, doğal afetler, siyasal çatışmalar sonucu ortaya çıkan zorunlu göçler haricinde

köylülükten, aşiretten ve topraktan kopamama yada kopmama gibi sebeplerle çok az göç

olayına rastlanmıştır. 1960„lı yıllardan itibaren ise başta Almanya olmak üzere Fransa.

İsveç, Norveç, Hollanda gibi Avrupa ülkeleri ile Libya, Suudi Arabistan, Kuveyt gibi

ülkelere işçi göçü şeklinde dış göç gerçekleştirilmiştir. İç göçlerin sonucunda

gecekondulaşma, kentsel işsizlik, sosyal erozyonlar, kamu kaynaklarının yasa dışı

tüketimi, köylerin boşalması, üretim kayıpları, hayvancılık ve tarım sektöründe dışa

bağımlı hale geliş ve iç üretimin düşüşü gibi önemli etkileri olmuştur (Tüfekci 2002).

6.3. Yasadışı Göçler

Ülkemiz tüm dünyadaki gelişimine paralel olarak 1980‟li yıllardan itibaren siyasi

ve ekonomik kaygılardan kaynaklanan yasa dışı göçe maruz kalmıştır. Genellikle transit

şeklinde doğu ülkelerinden gelen gruplar ülkemiz üzerinden değişiklik yollarla Avrupa

ülkelerine geçmeye çalışmaktadır (Tüfekci 2002).

6.4. Beyin Göçü

Türkiye‟nin eğitilmiş iş gücünü başka ülkelere kaptırması süreci olarak

nitelendirebileceğimiz Beyin göçü ülkemizde görülen bir diğer göç şeklidir. Gençlerimiz

gittikçe artan bir oranda yabancı ülkelerde yaşama isteği duymaktadır. Ülkemizde

üniversite eğitimi alan gençlere yeterli iş sahaları olmayışı sebebiyle uygun çalışma

koşulu oluşturulamayınca, genellikle yabancı ülkelere yöneliş başlamaktadır. Bu şekilde

ülkemizden yaklaşık her yıl 30.000 yakın öğrenci değişik yollarla yurt dışına gitmekte ve

maalesef geri dönmek konusunda aynı kararlılığı göstermemektedirler (Tüfekci 2002).

Page 13: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …Ġrade kriteri: Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır

GÖÇ

Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

7. Göç ve sağlık

Aşırı ölçüde nüfus birikimine yol açan göçün, bu merkezlerde işsizlik, yerleşim,

konut, çevre, altyapı, ulaşım, eğitim ve asayiş sorunları ile birlikte önemli sağlık

sorunlarına da yol açtığı yadsınamaz bir gerçektir (Topçu ve Beşer 2006).

Bilindiği gibi sağlık sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil fiziksel, sosyal ve

ruhsal yönden tam bir iyilik halidir ve günümüzde geleneksel kuramların aksine sağlığın

biyo-psiko-sosyal bir yaklaşımla ele alındığı bütüncül bir sağlık görüşü

benimsenmektedir. Ayrıca, insanın biyolojik, fiziksel ve sosyal bir çevre içinde ve bu

ortamlardaki çeşitli etmenlerin karşılıklı etkileşimi sonucu gelişerek varlığını sürdürdüğü

de bir gerçektir. Göç ise insanın içine doğduğu çevreyi bırakıp yeni bir çevreye

gitmesidir. Bu nedenle, ani ve hızlı bir çevre değişimi yaratan, böylece sosyal, kültürel ve

fiziksel olarak toplumu ve bireyleri etkileyen göç sağlık ve sağlık değişkenleri üzerinde

de çok önemli etkilere sahiptir (Topçu ve Beşer 2006).

Göç alan bölgelerde yeterli sağlık kuruluşu ve sağlık insan gücünün olmaması,

göç edenlerin gelir düzeyinin düşük olması, ekonomik yönden sürekli sıkıntı içinde

olmaları, yetersiz beslenmeleri, dil engeli ile karşılaşmaları, sağlık sigortasına sahip

olmamaları, geleneksel yaşam kalıplarına sahip olmaları, sosyal ve psikolojik stres gibi

faktörler göç edenlerin sağlık koşullarını olumsuz yönde etkilemektedir. Eğitim

düzeylerinin de düşük olmasının etkisiyle göç edenlerin sağlık, hastalık konularında

yeterli derecede duyarlı ve bilinçli olmadıkları, göç ettikleri yerlerde iş sahibi olma,

toplumun bir parçası olabilme, gelecekte daha iyi yaşam koşullarına sahip olma gibi

konuları sağlık davranışlarından daha önemli olarak kabul ettikleri bilinmektedir (Topçu

ve Beşer 2006).

Dünyada ve ülkemizde göç ve sağlık ilişkisinin ele alındığı çeşitli çalışmalar

bulunmaktadır. Hyman ve Gruge (2002) tarafından yapılan çalışmada göç sürecinin uzun

vadede sağlığın temel belirleyicilerini (sosyal ve fiziksel çevre, sağlık davranışları, iş ve

gelir durumu vb) olumsuz yönde etkileyebildiği, sigara ve alkol tüketimi, yüksek kalorili

diet gibi sağlık açısından riskli davranışların göç eden gruplarda yoğun bir şekilde

görüldüğü ifade edilmektedir. Uluslararası Göç Örgütü (IOM) tarafından hazırlanan

raporda ise göç edenlerin sağlık gereksinimleri olarak, infeksiyon hastalıklarının

kontrolü, acil gereksinimlerin karşılanması, zihinsel ve fiziksel sağlık, kronik hastalıklar,

Page 14: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …Ġrade kriteri: Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır

GÖÇ

Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

kültür ve sağlık inançlarının algılanması ve sağlıkları üzerine etkili olan faktörlerin

ortadan kaldırılması olarak ifade edilmektedir. Göç sonucu dünyada artan sağlık

sorunlarına ise tüberkülozun tekrar ortaya çıkması, AIDS‟in yayılması ve SARS virüsü

örnek olarak verilmektedir (IOM 2004b).

Göç, bu süreci yaşayan herkes için (yetişkin, genç, çocuk, kadın, erkek) sarsıcı bir

deneyim olma riskini taşımakta ve tüm bireyler farklı düzeylerde ve farklı yönlerde de

olsa bu süreçten etkilenmektedir. Sağlık açısından incelendiğinde göç süreci içerisinde

göç eden bireyler birçok stresörle karşı karşıya kalmakta, stresin sağlık üzerindeki negatif

etkisine ve stresle başa çıkma mekanizmalarının yetersizliğine bağlı olarak fizyolojik ve

psikolojik kökenli birçok sağlık problemi ile karşılaşmaktadırlar. Misra ve ark (2000) ve

Topçu (2006) tarafından yapılan çalışmalarda da göç eden kadınların stresle baş etme

konusunda diğer bireylere göre daha yetersiz oldukları saptanmıştır.

Göç eden bireylerin sağlıklarını olumsuz yönde etkileyen bir çok etken yanında en

sık gözlenen ve ölümlere neden olan sağlık sorununun bulaşıcı hastalıklar olduğu ve göç

eden bireylerde salgınlar yaparak ölümlere yol açtığı bilinmektedir. Kızamık, ishalli

hastalıklar, akut solunum yolu enfeksiyonları, tüberküloz gibi bulaşıcı hastalıklar göç

edenlerde daha yaygın olarak görülmekte ve ekonomik koşulların yetersiz olması,

beslenme bozukluğu, kötü hijyen ve yetersiz alt yapı olanakları, göç edenlerin bulaşıcı

hastalıklara yakalanmalarını kolaylaştırmaktadır. Güneydoğu‟da göç merkezlerinden biri

haline gelen Diyarbakır‟da yapılan bir çalışmada, bölgede alt yapı hizmetlerinin ve temiz

içme-kullanma suyunun yetersizliğine bağlı olarak sindirim sistemi hastalıklarının

(parazitoz, ishal, tifo, amipli dizanteri vb.), vektörlerle mücadelenin yapılmamasına bağlı

olarak sıtmanın, Türkiye‟nin diğer yerlerine göre daha fazla görüldüğü saptanmıştır. Bu

hastalıklar bilindiği gibi iyi tedavi edilseler bile belirli bir oranda taşıyıcı

bırakmaktadırlar. Ancak, göç eden bireyler sağlık güvencesine sahip olmama, yeterli

maddi imkanlarının olmaması gibi nedenlerle ilaç alımında büyük sorunlar yaşamakta,

tam olarak tedavi olamadıkları içinde taşıyıcı olarak kalmaktadırlar. Bu durumda, bu

bölgelerde bir taşıyıcı havuzunun oluşmasına yol açarak salgın riskini sürekli gündemde

tutmaktadırlar (İpekyüz 1996).

Temel sağlık hizmetinin bir parçası olan ana çocuk sağlığı ve aile planlaması

hizmetlerinin alımı açısından değerlendirildiğinde göç eden bireylerin bu hizmetlerden de

Page 15: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …Ġrade kriteri: Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır

GÖÇ

Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

yeterince yararlanmadığı görülmektedir. Göç eden kadınlarda, geleneksel kültüre bağlı

olarak çocuk doğurmak, sahip oldukları statünün devamı açısından oldukça önemli olarak

kabul edilmekte ve inançları nedeniyle aile planlaması hizmetlerinden yararlanma düşük

olmaktadır. Bu nedenle, göç eden kadınlar arasında özellikle eğitim seviyesi düşük olan

kadınların daha çok çocuk sahibi olduğu, aile planlaması yöntemleri konusunda yeterli

bilgiye sahip olmadıkları ve buna paralel olarak çocuk aldırma oranının yüksek olduğu

bilinmektedir (Topçu ve Beşer 2006).

Göç eden bireylerin yaşadığı bölgelerde yapılan çalışmalarda göç eden kadınların

doğum öncesi bakım hizmetlerinden yeterince yararlanamadıkları; ekonomik durum,

çevre, korku, tanıdık olma gibi sosyo-kültürel ve psikolojik temelli faktörler nedeniyle

hastanede doğum yapma oranlarının düşük, evde sağlık personeli olmaksızın yapılan

doğum oranlarının ise yüksek olduğu görülmektedir (Topçu ve Beşer 2006).

Sağlıksız koşullarda ve yetkin olmayan kişilerle yapılan doğumların ana çocuk

sağlığını etkilediği ve ölüm oranlarını yükselttiği bilinen bir gerçektir. Göç eden

bireylerin yaşadığı bir bölgede kadınların aile planlaması ile ilgili tutumlarının

değerlendirildiği çalışmada, 462 kadından 110‟unun çocuğunun öldüğü, 25-34 yaşları

arasındaki kadınların ise %75-80‟inin en az bir çocuğunun öldüğü saptanmıştır

(Kızılçelik 1996).

Göç eden bireylerin beslenme alışkanlıkları değerlendirildiğinde, yeterli ve

dengeli beslenmedikleri, ekonomik koşullara ve alışkanlıklarına bağlı olarak daha çok

yağ ve karbonhidrat ağırlıklı beslendikleri saptanmıştır. Göç eden bireylerin göçle birlikte

fiziksel aktivitelerinin azaldığı, beden kitle indeksinin kadınlarda erkeklere göre daha

yüksek olduğu bulunmuştur (Choudry 1998, Özen 1996). Çocuklarda beslenme

yetersizliğine bağlı olarak gelişen malnütrisyon, sonu ölümlere varan ciddi sonuçlara

neden olan bir sağlık sorunudur. Yapılan çalışmalarda, göç eden bireylerin çocuklarının

boy-kilo oranlarının olumsuz etkilendiği ve persantil değerlerinin düşük olduğu

saptanmıştır (Ertem 1999, İpekyüz 1996).

Göç eden kadınların sağlığı geliştirme davranışlarının değerlendirilmesi amacıyla

hemşireler tarafından yapılan çalışmalarda da göç eden bireylerin beslenme

davranışlarının yetersiz olduğu belirtilmektedir. Göç eden bireylerde fiziksel

rahatsızlıkların yanı sıra psikolojik rahatsızlıkların da görüldüğü bilinmektedir. Bu ruhsal

Page 16: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …Ġrade kriteri: Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır

GÖÇ

Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

çöküntüden en fazla kadınlar ve çocuklar etkilenmektedir. Kadınlar post travmatik stres

bozukluğu, kültürel çatışma, aile rollerinde değişim, aile içi şiddet gibi nedenlerle birçok

ruhsal sorunla karşı karşıya kalmaktadır. Ayrıca kadınlarda düzensiz adet kanamaları ve

kendiliğinden olan düşükler gibi sağlık sorunları sık görülmektedir. Çocuklarda ise

korku, içe kapanıklık gibi şikayetlere sık rastlanmaktadır. Göç eden bireylerin sağlığını

olumsuz etkileyen bu faktörlerin yanında yerleştikleri bölgelerde sağlık hizmetlerinin

yetersiz olması ve var olan hizmetlerin kullanımının düşük olması da sağlık sorunlarının

giderek artmasına neden olmaktadır. Yapılan çalışmalarda, sağlık ocaklarının sayıca

yetersiz olduğu, hizmet verdiği nüfusun düzenli kayıtlarını tutamadığı, risk altındaki

nüfusun sorunlarını saptamakta yetersiz kaldığı, koruyucu sağlık hizmetleri vermesi

gerekirken daha çok poliklinik hizmeti sunmaya başladığı ve aşılama oranlarının giderek

düştüğü görülmektedir. Bu durum, göç eden bireylerin temel sağlık hizmetlerinden

yeterince yararlanamamalarına ve sonuçta önlenebilir sağlık riskleriyle karşılaşmalarına

yol açmaktadır (Topçu ve Beşer 2006).

Sağlık hizmetlerinin yetersizliği yanında ekonomik koşullar, sağlık güvencesine

sahip olmama, yerel hizmetlerin gereksinimlere cevap verememesi, yabancılık, yasalar,

ekonomik nedenler, ulaşım, çalışan kadınlar için çocuklara bakacak kimse olmaması,

çalışma saatleri, dil engeli gibi nedenlerden dolayı da göç eden bireylerin sağlık

hizmetlerinden yeterince yararlanmadıkları bilinen bir gerçektir (Topçu ve Beşer 2006).

Bu verilerden de anlaşıldığı gibi göç eden bireyler sağlık hizmetinin çekirdeğini

oluşturan temel sağlık hizmetlerinden bile yeterince yararlanamamakta, sosyal eşitlik

gereği toplumdaki herkese eşit olarak götürülmesi gereken bu hizmetler göç eden

bireylere yeterince ulaştırılamamaktadır (Topçu ve Beşer 2006).

7.1. Göç Eden Bireylerin Sağlık Sorunları ve Hemşirelik

Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Bankası ve Uluslararası Göç Örgütü (IOM) için göç

eden bireylerin sağlığının korunması ve geliştirilmesi öncelikli konular arasında yer

almaktadır (IOM 2005). Göç eden bireylerin sağlık koşullarının geliştirilerek

sürdürülmesinde ise birinci basamak sağlık hizmetlerine ve bu hizmetin önemli bir

parçası olan hemşirelere çok önemli roller düşmektedir. Çünkü, göç olayı sağlığın

korunması ve geliştirilmesi için hemşireler tarafından değerlendirilmesi gereken ve sağlık

Page 17: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …Ġrade kriteri: Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır

GÖÇ

Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

üzerinde çok önemli etkileri olan biyolojik, çevresel, sosyo-kültürel değişkenleri, yaşam

şekillerini, sağlık davranışlarını ve inançlarını etkilemektedir (Topçu ve Beşer 2006).

Hemşireler toplumun tüm üyelerini olduğu gibi göç eden bireyleri de öncelikli

grup olarak kabul etmeli, sağlıklarının korunması ve geliştirilmesi için öncelikle sağlığı

geliştirme davranışlarını değerlendirmelidir. Hemşireler tarafından göç eden kadınların

sağlığının geliştirilmesine yönelik gereksinim duyulan alanlar belirlenmeli ve bunlara

yönelik girişimlerin başlatılması gerekmektedir. Göç edenlerin davranış, dil, beslenme

gibi alanlarda yeni kültüre uyum sağlayıp sağlamaması, ayrımcılığa maruz kalması gibi

göçle ilişkili olan kültürel faktörler sağlık hastalık kavramlarının biçimlendirilmesinde ve

değerlendirilmesinde çok önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle, bu girişimleri planlarken

hemşirelerin başta kültürel farklılıkları dikkate almaları ve göç süreci tarafından

etkilenen, sağlık üzerine direkt etkileri olan sosyal ve ekonomik değişkenleri, yaşam

biçimlerini, inanç ve değerler sistemini değerlendirmeleri önerilmektedir (Topçu ve Beşer

2006).

Sağlığın geliştirilmesindeki beş yaklaşımdan biri olan ve tüm bireyler için geçerli

olan destekleyici bir çevre yaratılması yaklaşımı, göç eden bireyler için de

uygulanmalıdır. Göç eden bireylerin sağlıklarının geliştirilmesi için çevreleri daha

sağlıklı hale getirilmeli, diğer bireylerle iletişim kurmaları sağlanarak karşılaştıkları

önyargılar giderilmeye çalışılmalı ve ekonomik olarak çevreleri üzerinde daha fazla

kontrole sahip olmaları sağlanmalıdır. Sağlık hizmetlerinin daha kolay ulaşılabilir ve

daha az maliyetli hale getirilmesinin de göç eden bireylerin sağlıklarının geliştirilmesinde

etkili bir strateji olacağı ifade edilmektedir (Topçu ve Beşer 2006).

Sonuç olarak karşı karşıya kaldıkları risk faktörleri nedeniyle göç eden bireyler

özellikle de kadınlar ve çocuklar sağlık açısından diğer gruplara göre daha fazla risk

altındadır. Göç eden bireylerin ve özellikle kadınların sağlığı geliştirme davranışlarının

hemşireler tarafından değerlendirilmesi, göç eden kadınların ve ailelerinin sağlıklarının

korunması ve sürdürülmesi açısından önemli olduğu kadar bu gruba yönelik verilecek

sağlık hizmetlerinin planlanması açısından da oldukça önemlidir. Bu nedenle birinci

basamak sağlık hizmetlerinde çalışan hemşirelere, mevcut ve potansiyel sağlık risklerinin

belirlenerek göç eden bireylerin sağlıklarının geliştirilmesinde önemli roller düşmektedir

(Topçu ve Beşer 2006).

Page 18: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …Ġrade kriteri: Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır

GÖÇ

Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

DEĞERLENDĠRME SORULARI

1. Aşağıdakilerden hangisi Orta Çağ’daki göçlerin nedenlerinden değildir?

A) Hun‟ların Orta Asya‟dan çıkışla başlattıkları göç

B) Çin‟in uygun iklim koşulları

C) İslamiyet‟in yayılışı

D) Yeni buluş ve icatlar

E) Üretimin artması

2.Aşağıdakilerden hangisi Yeniçağ’daki göçlerden değildir?

A) Uluslar arası işçi göçleri

B) Yasadışı göçler

C) İçgöçler

D) Kitle göçü

E) Beyin göçü

3.Aşağıdakilerden hangisi göçün çekici faktörlerinden değildir?

A) Karayollarının yapılması

B) Yeni iş olanakları ve yüksek ücret

C) Gıda maddelerinin bol ve çeşitli oluşu

D) Konut imkânı

E) Toplumsal güven ve huzurun var olması

4.Aşağıdakilerden hangisi temelli yerleşme amaçlı nüfus hareketidir?

A) İçgöç

B) Dışgöç

C) Mevsimlik Göç

D) Daimi Göç

E) İradi Göç

Page 19: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …Ġrade kriteri: Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır

GÖÇ

Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

5.Aşağıdakilerden hangisi, Türkiye’de göçün başlamasında önemi olan toplumsal

dönüşüm unsurlarından değildir?

A) I. Dünya Savaşı sırasında gerçekleştirilen sermaye birikimi

B) Çok partili siyasal yaşama geçilmesi

C) Ekonominin dış yardım alması ve yabancı sermayeye açılması

D) Tarım kesiminde traktör kullanımının artması ve kısmen makineli tarıma

geçilmesi

E) Ulaşım sektöründeki iyileşmeler

6.Aşağıdakilerden hangisi göç alan bölgelerde sağlığı olumsuz etkileyen

faktörlerden değildir?

A) Yeterli sağlık kuruluşu ve sağlık insan gücünün olması

B) Göç edenlerin gelir düzeyinin düşük olması

C) Yetersiz beslenme

D) Dil engeli

E) Geleneksel yaşam kalıpları

CEVAPLAR

1. E

2. D

3. A

4. C

5. A

6. A

Page 20: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …Ġrade kriteri: Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır

GÖÇ

Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

YARARLANILAN KAYNAKLAR

1. Demir G (1996). Göç nedenleri ve göç edenlerin beklentilerindeki gerçekleşme

durumu. ΙΙ. Ulusal Sosyoloji Kongresi Kitabı. Ankara. Devlet İstatistik Enstitüsü. 85-93

2. International Organization for Migration (IOM) (2004a). Glossary on migration

http://www.iom.int/jahia/Jahia/engineName/search/pid/6?matrix=1152793852045

3. Mutluer M (2003). Uluslararası Göçler ve Türkiye. İstanbul, Çantay Kitabevi

4. Gündüz M, Yetim N (1996). Terör ve göç. ΙΙ. Ulusal Sosyoloji Kongresi Kitabı.

Ankara. Devlet İstatistik Enstitüsü.109-115

5. Gün Z (2002). Ergen ruh sağlığı ve göç. Yüksek Lisans Tezi,İzmir, Ege Üniversitesi

6. Türkaslan N (1996). Bursa‟da meskun Bulgaristan göçmenlerinin ekonomik durumları

üzerine bir inceleme. ΙΙ. Ulusal Sosyoloji Kongresi Kitabı. Ankara. Devlet İstatistik

Enstitüsü. 206-209

7. Tüfekci S (2002). Kırsal kesimlerden büyükşehirlere göç ve göçün aile yapısında

meydana getirdiği değişiklikler. Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Enstitüsü, Isparta.

8. Güvenç B (1993). İnsan ve Kültür, Remzi Kitabevi, İst.1993

9. Topçu S , Beşer A (2006). Göç ve sağlık. C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 10(3)

37

10. Ertem M (1999). Göç ve bulaşıcı hastalıklar: Toplum ve Hekim, 14(3): 225-228

11. World Health Organization (1978). Alma Ata Bildirisi

http://www.iom.int/jahia/Jahia/cache/bypass/pid/8?entryId=9 32

http://www.europaforum.or.at/site/HomepageMetropolis2003/ en/ws-09-2.htm

12. Kızılçelik S (1996). Mersin‟e göç etmiş insanların sağlık koşulları üzerine bir

çalışma. ΙΙ. Ulusal Sosyoloji Kongresi Kitabı. Ankara. Devlet İstatistik Enstitüsü. 657-

665

13. International Organization for Migration (2005). World Migration.

14. Hyman I, Gruge S (2002) A review of theory and health promotion strategies for new

ımmigrant women: Canadian Journal of Public Health, 93(3): 183-187

15. International Organization for Migration (2004b). Health and migration seminar

report of meeting http://www.iom.int/jahia/page8.

Page 21: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …Ġrade kriteri: Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır

GÖÇ

Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

16. Misra R, Patel T G, Davies D, Russo T (2000) Health promotion behaviors of

Gujurati Asian İndian ımmigrants in the United States: Journal of Immigrant Health,

2(4): 223-230

17. Topçu S (2006). Göç Eden ve Göç Etmeyen Kadınların Sağlığı Geliştirme

Davranışlarının Değerlendirilmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İzmir, Dokuz

Eylül Üniversitesi

18. İpekyüz N (1996) Güneydoğu‟da iç göç tartışmaları ve sağlık boyutu: Toplum ve

Hekim, 11(74): 56-60

19. Özen S (1996). Kentleşme sürecinde sağlık problemleri ve politikaları. ΙΙ. Ulusal

Sosyoloji Kongresi Kitabı, Ankara. Devlet İstatistik Enstitüsü. 623-628

20. Choudry U K (1998) Health promotion among immigrant women from India living in

Canada: Journal of Nursing Scholarship, 30(3): 269-274

ÖNERĠLEN KAYNAKLAR

1. Sağlam S (2006). Türkiye 'de İç Göç Olgusu ve Kentleşme. Hacettepe

Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Enstitüsü, Türkiye Araştırmaları 5.

2. Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) Göç İstatistikleri (2004). 2000 Genel Nüfus

Sayımı Göç İstatistikleri. 52: 1-5

3. Kocaman T, Bayazıt S (1993). Türkiyede İç Göçler ve Göç Edenlerin Sosyo-

Ekonomik Nitelikleri, Ankara, DPT Yayınları.