ege makedonyası'ndaki yerleşim yerleri

13
Page | 1 Ege Makedonyası’ndaki Yerleşim Yerleri Rehberi 1 Giriş Yerine 2 1912-1913 Balkan Savaşları ve 14/27 Kasım 1919 tarihli Neuilly Barış Anlaşması ve 28 Temmuz (10 Ağustos ) 1920 tarihli Sevres Anlaşması ile de teyit edilmiş bulunan 28 Temmuz (10 Ağustos ) 1913 Bükreş Anlaşması neticesinde Makedonya üç Balkan devleti, Sırbistan, Yunanistan ve Bulgaristan arasında bölüştürülmüştür. 3 Yunanistan’a bağlanann ve o günden bu yana bu statüsünü koruyan bu kısım, Makedonya’nın 66,474 km karelik toplam toprağının 33,953 kilometrekarelik bir kısmını kapsamaktadır. 4 Bu çerçeveye Ege Makedonyası ve Balkan Savaşlarının ardından kazandığı topraklar dahil edildiğinde Yunanistan devletinin toprakları 63,211 kilometre kareden 129,880 kilometrekareye genişlemiş, nüfusu da 1920 tarihinde kaydedilmiş mukim insan temel alınarak değerlendirildiğinde 2,631,952’den 6, 204,684 kilometrekareye artmıştır. Bu sayede Sırp Krallığı, Hırvatlar, Slovenler ve Bulgaristan ile sınır komşusu haline gelmiştir. Ancak yine de bu devletlerin hiçbiri doğal ya da etnik, sınırlarına sahip değildir. Bölünmesinden önce Makedonya’da yaşayan toplamda 2,000,000 sâkinin yarısından fazlası, yani 1,136,477’si Ege Makedonyası’nda yaşadı. 5 yüzyıllık esaretin neticesinde çok ciddi değişiklikler göstermiş doğal nüfus yapısı, Balkan Savaşları’nın hemen arefesinde şu şekildedir: 362 000 Hristiyan Makedonya’lı 41 000 Müslüman Makedonyalı, 295 000 Türk, 240 000 Hristiyan Rum, 14 000 Müslüman Rum, 46 000 Hristiyan Valak, 3500 Müslüman Valak, 9000 Hristiyan ve Müslüman Arnavut, 60 000 Yahudi, 30 000 Yahudi ana gruplardır, nüfusun kalan kısmı milliyet açısından farklı kökenlere sahiptir. 5 En azından şu anda Ege Makedonyası’nın ulusal nüfus yapısının tarihinin derinliklerine girmek gibi bir amacımız yok, bununla birlikte Türklerin gelişinden önce bu topraklarda Makedonyalı nüfusun hüküm sürdüğüne dikkat çekmeye değer. Sıkıntılar, göçler 1 Todor Hristov Sımovski, Atlas of the Inhabited Places of the Aegean Macedonia, Eski ve Yeni İsimler, Ankara, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek kurumu Türk Tarih Kurumu ;Yayınları , 1999 2 Orjinal metinden sadeleştirilerek tercüme edilmiştir. Dipnotlarda yer alan Kiril alfabesi ile yazılmış kısımlar tercüme edilmemiştir. İngilizce haricindeki dilde yazılmış kaynaklar, tercüme metne de aynen geçirilmiştir. 3 Makedonya Halkları Tarihi, Cilt 2, Skopje, 1969, sf.376-378. Makedonyanın küçük bir kısmı yeni kurulmuş Cezayir devletinin sınırları içinde kalmıştır. Mala Prespa ve daha güneydeki toprakların bir kısmında, 1913 -1923 arasında Yunanistan devletinin sınırları içinde kalmış 14 köy, 1923’te bu devletin topraklarına eklendi. Bu köyler o ana kadar Kostur (Kastorca) nahiyesine bağlı olan Vernik, Zagradec, Vidova, Kapesnica ve Trsteni, ve Lerin nahiyesine bağlı olan Globaconi, Gorna ve Dolna Gorica, Tumenec, Cerje, Sulin, Pustec, Leska ve Zrnvosko’dır. 4 Makdeonya Halkları Tarihi, Cilt 3, sayfa 7 ve 170; Yunan istatistikleri Ege Makedonyası bağlamında her zaman aynı rakamları vermemektedir. Bu durumun bebebi, Densko (Aetomilica), Leptokarija ve bunlar gibi Epirus ve Thessaly civarındaki diğer yerleşim alanlarının bazılarının Makedonyaya ve diğerlerinin Epirus ve Thessaly’ye ailt olmasından kaynaklanmaktadır. Yunan hükümetinin 3 Aralık 1923 tarihli 349 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmış 21 Kasım 1923 tarihli kararı uyarınca Drama nahiyesindeki 20den fazla köy ayrılmış ve yeni kurulmuş olan Ksanti’nin Thracian nahiyesine bağlanmıştır. Bu köyler o dönemin Eni Koy, Kozludja ve Sarnic’e bağlıdır ve toplamda 300 kmkarelik bir alanı kapsamaktadır. 5 Todor Simovski, The Balkan Wars and Their Repercussions on the Ethnic Situation in Agean Macedonia, (Balkan Savaşları ve Ege Makedonyası’ndaki Etnik Duruma Etkileri), Institute of History Bulletin, Yıl: XVI, No: 3, Skopje, 1972, sf. 62

Upload: muzaffer-donmez

Post on 13-Jul-2015

235 views

Category:

Data & Analytics


2 download

TRANSCRIPT

Page 1: Ege Makedonyası'ndaki Yerleşim Yerleri

Page | 1

Ege Makedonyası’ndaki Yerleşim Yerleri Rehberi1

Giriş Yerine2

1912-1913 Balkan Savaşları ve 14/27 Kasım 1919 tarihli Neuilly Barış Anlaşması ve

28 Temmuz (10 Ağustos ) 1920 tarihli Sevres Anlaşması ile de teyit edilmiş bulunan 28

Temmuz (10 Ağustos ) 1913 Bükreş Anlaşması neticesinde Makedonya üç Balkan devleti,

Sırbistan, Yunanistan ve Bulgaristan arasında bölüştürülmüştür.3

Yunanistan’a bağlanann ve o günden bu yana bu statüsünü koruyan bu kısım,

Makedonya’nın 66,474 km karelik toplam toprağının 33,953 kilometrekarelik bir kısmını

kapsamaktadır.4

Bu çerçeveye Ege Makedonyası ve Balkan Savaşlarının ardından kazandığı topraklar

dahil edildiğinde Yunanistan devletinin toprakları 63,211 kilometre kareden 129,880

kilometrekareye genişlemiş, nüfusu da 1920 tarihinde kaydedilmiş mukim insan temel

alınarak değerlendirildiğinde 2,631,952’den 6, 204,684 kilometrekareye artmıştır. Bu sayede

Sırp Krallığı, Hırvatlar, Slovenler ve Bulgaristan ile sınır komşusu haline gelmiştir. Ancak

yine de bu devletlerin hiçbiri doğal ya da etnik, sınırlarına sahip değildir.

Bölünmesinden önce Makedonya’da yaşayan toplamda 2,000,000 sâkinin yarısından

fazlası, yani 1,136,477’si Ege Makedonyası’nda yaşadı.

5 yüzyıllık esaretin neticesinde çok ciddi değişiklikler göstermiş doğal nüfus yapısı,

Balkan Savaşları’nın hemen arefesinde şu şekildedir: 362 000 Hristiyan Makedonya’lı 41 000

Müslüman Makedonyalı, 295 000 Türk, 240 000 Hristiyan Rum, 14 000 Müslüman Rum, 46

000 Hristiyan Valak, 3500 Müslüman Valak, 9000 Hristiyan ve Müslüman Arnavut, 60 000

Yahudi, 30 000 Yahudi ana gruplardır, nüfusun kalan kısmı milliyet açısından farklı

kökenlere sahiptir.5

En azından şu anda Ege Makedonyası’nın ulusal nüfus yapısının tarihinin

derinliklerine girmek gibi bir amacımız yok, bununla birlikte Türklerin gelişinden önce bu

topraklarda Makedonyalı nüfusun hüküm sürdüğüne dikkat çekmeye değer. Sıkıntılar, göçler

1 Todor Hristov Sımovski, Atlas of the Inhabited Places of the Aegean Macedonia, Eski ve Yeni İsimler, Ankara,

Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek kurumu Türk Tarih Kurumu ;Yayınları , 1999 2 Orjinal metinden sadeleştirilerek tercüme edilmiştir. Dipnotlarda yer alan Kiril alfabesi ile yazılmış kısımlar

tercüme edilmemiştir. İngilizce haricindeki dilde yazılmış kaynaklar, tercüme metne de aynen geçirilmiştir. 3 Makedonya Halkları Tarihi, Cilt 2, Skopje, 1969, sf.376-378. Makedonyanın küçük bir kısmı yeni kurulmuş

Cezayir devletinin sınırları içinde kalmıştır. Mala Prespa ve daha güneydeki toprakların bir kısmında, 1913-1923 arasında Yunanistan devletinin sınırları içinde kalmış 14 köy, 1923’te bu devletin topraklarına eklendi. Bu köyler o ana kadar Kostur (Kastorca) nahiyesine bağlı olan Vernik, Zagradec, Vidova, Kapesnica ve Trsteni, ve Lerin nahiyesine bağlı olan Globaconi, Gorna ve Dolna Gorica, Tumenec, Cerje, Sulin, Pustec, Leska ve Zrnvosko’dır. 4 Makdeonya Halkları Tarihi, Cilt 3, sayfa 7 ve 170; Yunan istatistikleri Ege Makedonyası bağlamında her zaman

aynı rakamları vermemektedir. Bu durumun bebebi, Densko (Aetomilica), Leptokarija ve bunlar gibi Epirus ve Thessaly civarındaki diğer yerleşim alanlarının bazılarının Makedonyaya ve diğerlerinin Epirus ve Thessaly’ye ailt olmasından kaynaklanmaktadır. Yunan hükümetinin 3 Aralık 1923 tarihli 349 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmış 21 Kasım 1923 tarihli kararı uyarınca Drama nahiyesindeki 20den fazla köy ayrılmış ve yeni kurulmuş olan Ksanti’nin Thracian nahiyesine bağlanmıştır. Bu köyler o dönemin Eni Koy, Kozludja ve Sarnic’e bağlıdır ve toplamda 300 kmkarelik bir alanı kapsamaktadır. 5 Todor Simovski, The Balkan Wars and Their Repercussions on the Ethnic Situation in Agean Macedonia,

(Balkan Savaşları ve Ege Makedonyası’ndaki Etnik Duruma Etkileri), Institute of History Bulletin, Yıl: XVI, No: 3, Skopje, 1972, sf. 62

Page 2: Ege Makedonyası'ndaki Yerleşim Yerleri

Page | 2

ve ölümlerle sonuçlanan savaşlara rağmen Makedonyalılar, Ege Makedonyası’nın nüfusunun

ana parçasını oluşturmaya devam etmişlerdir.

Bununla birlikte, 5 yüzyıldan fazla süren bu tarihsel sürede olamayan şey, Balkan

Savaşları’ndan sonraki dönemde çok kısa bir sürede gerçekleşti. Bu durumun sebebi bu

dönemde yaşanan önemli büyüklükteki göçler ve etnik değişimlerin bir bütün olarak

Makedonya halkına etki eden önemli sonuçlar doğurmuş olmasıdır.

Makedonya’nın 3 komşu ülke arasında bölünmüş olması o güne kadar ısrarla ulusal

bağımsızlığı için savaşmış Makedonya halkını büyük bir tarihsel adaletsizlikle muhatap

kılmıştır. Elinde kalan tek alternatif daha fazla mücadeledir. Ancak bu mücadele, karşı karşıya

bulunulan yeni şartlar sebebiyle daha zor ve daha karmaşıktır.

Bütün etkilerine ek olarak bu bölünme, 3 parçada da yaşayan Makedonyalılar,

asimilasyoncu işkencelere maruz kalmış ve tek amacı Makedonya’nın etnik yapısını

değiştirmek olan bir zorla göçü gerçekleştirmeye zorlanmışlardır. Bu eğilimler, Ege

Makedonyası’nın ulusal yapısının, Makedonyalıların zararına olacak şekilde değişimi

kapsamında yukarıda anlatılan sonuçlar doğurmuştur.

Komşu Yunanistan’daki parçada uygulanan bu politika, esas olarak, kendi amaçları

için kullandığı birtakım tarihsel olaylar tarafından kolaylaştırılmıştır.

Birinci ve ikinci Balkan Savaşları ( 1912- 1913 )

Birinci Dünya Savaşı (1914- 1918)

1919-1922 Yunan- Türk Savaşı ve 1923 Lozan Sözleşmesi

İkinci Dünya Savaşı ve Yunan İç Savaşı (1940- 1949 )

Yunan İç Savaşı’ndan sonra uygulanan politika: her ne kadar daha zarif hale

getirilmiş olsa da, Ege Makedonyası’nda yaşayan Makedonyalılar için, şu ana

kadar eşit derecede sadakatsiz ve ulusal haklarından mahrum edici bir politika

olmuştur.

I

Balkan Savaşları’nın Etkileri (1912- 1913)

4 (17)- 5 (18) Kasım 1912’de ilan edilen Balkan Savaşı’ndan sonra müttefik Sırp,

Bulgar, Rum, Karadağ güçleri Osmanlı Türk ordusunun ciddi kayıplar vermesini sağladılar ve

bu sayede Türkiye ateşkes istemeye mecbur kılındı. Türkiye ile savaş, hukuki olarak 17 (30)

Mayıs 913 tarihli Londra Barış Anlaşması’nın imzalanması ile sonuçlandı. Bu sayede Türkiye

topraklarının Avrupa’daki kısmı, kendi içlerinde sınırların nasıl olacağına karar verilmeden

müttefiklere geçmiş oldu. Bu sebepten ve esas olarak yeni özgürleştirilmiş Makedonya

topraklarının büyk kısmına kimin sahip olacağı ve o toprakları kimin işgal edeceğine ilişkin

karşılıklı anlaşmazlıktan dolayı, kısa bir süre sonra Bulgaristan’ın tamamen mağlup edilmesi

ile sonuçlanan İkinci Balkan Savaşı başladı.6

Müttefik askerlerin karşılıklı tahammülsüzlüklerini ve tatmin edilmesi mümkün

olmayan isteklerini gösterdiğini belitmek gerekir. Bu durum, Makedonya’nın Türk ve diğer

müslüman topluluklarının en çok acı çektiği dönemde bile böyledir. Binlerce Müslüman

müttefik askerleri tarafından katledildi ve zenginlikleri yağmalandı, evleri yakıldı ve

6 Bucharest Peace, Belgrade, 1914 ( Bükreş Barışı, Belgrad, 1914 ); Dr. Petar Stojanov, Macedonia During the

Period of the Balkan Wars and the First World War (1912- 1918) (Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı süresince Makeonya), Skopje, 1969, sf. 58- 63

Page 3: Ege Makedonyası'ndaki Yerleşim Yerleri

Page | 3

Müslümaların yaşamakda olduğu köylerin bütünü veya kasabaların parçalarının tamamı

yakılıp yıkıldı.7

Her ne kadar en çok kayıp vermiş topluluk onlar olsa da Birinci Balkan Savaşı

sırasında işgal edilmiş topraklarda zor günler geçirenler sadece Müslüman nüfus değildi,

Makedonya üstündeki emperyalist planlarını ısrarlı biçimde sürdüren yeni fetihçi ordular ve

komutanlar, Hristiyan nüfusun, kendi düşüncelerine göre onlara uygun düşmeyeceği,

işkencelere başvurdular.8 Emperyalist planlarını Makedonya’da istikrarlı biçimde uygulayarak

yeni fetihçi ordular, kendi hesap ve düşüncelerine göre kendilerinden kabul etmedikleri

hristiyan nüfusa zulmetmeye başladılar.9

19 Haziran 1913’te patlak veren ve daha sonra öncekinden çok daha zalimce olduğu

ortaya çıkan II.Balkan Savaşı’nda Makedonya halkları en yüksek bedeli ödediler. Bu savaş

sırasında binlerce masum Makedonyalı özellikle Yunanlılar tarafından katledildi. Bu insanları

büyük çoğunluğu kadın ve çocuklardı. Bu durum, askeri operasyonların devam ettiği Kukus

(Kilkis) ve Valovis civarında daha da belirgin olarak görünür. Düzinelerce Makedonya köyü

ve enfes Makedonyalı kasabası Kukus (kilkis) yakıldı ve yıkıldı. Bulgar askerler de, özellikle

Serres ve Doksat kasabaları civarındaki Yunan nüfusa eşit ölçüde zalimce davrandı.10

İki Balkan savaşı neticesinde Bulgaristan toplamda yaklaşık 112 000 civarında

göçmen aldı. Bunların yaklaşık 50 000’i Makedonyalıydı ve 30 000’i de Ege

Makedonyası’ndan gelenlerdi. 11

Ege Makedonyası’ndaki topraklarda, Yunanistan yaklaşık 157 000 kişilik göç aldı.

Bunların yaklaşık 157 000’lik kısmı Türklerdi ve daha küçük oranlarda Rumlar, Patriarşik

Makedonyalılar, Bulgaristandan gelen Vlaklar, ve pirin Makedonyası’ndan, Trakya’dan ve

küçük Asya’dan gelen insanlardı.12

Kalan kısım, genel olarak Türkler ve diğer Msülümanlar,

Selanik Limanı üstünden Türkiyeye geçtiler. Durumun nomralleşmesinin hemen ardından

gerçekleşen bu hareket onlardan kurtulmnak için yaşamlarını çekilmez hale getirme

yönetmine başvurmuş Yunan yetkililer tarafından desteklenmiştir.13

Bununla birlikte İkinci Balkan Savaşı’nın yukarıda belirtilen zalimliklerine bağlı

olarak Makedonyalıların belli bazı bölgelerde (Kukus veya Kilkis, Valovista, Serres v.b. )

önemli ölçüde dağıtılmış olması gerçeğine rağmen, bu insanlar yine de Ege

Makedonyası’ndaki esas nüfus ve o dönemde Sırbistan’ın sınırları içerisine bulunan

Bulgaristanı ve Vardar Makedonyası’nı çevreleyen alanlardaki mutlak çoğunluk olmaya

devam ettiler. 14

Bu durum bu müreffeh ve o döneme kadar Yunan olmayan bölgeyi Hellenleştirme

çabasında olan Yunan tasarımlarını hiçbir şekilde tatmine tmemiştir. Böyle bir amaç ancak bir

yandan Makedonyalıların zorla göç ettirilmesi ya da asimilasyonu ve Türklerin ve diğer

Müslüman nüfusların zorla göç ettirilmesi, diğer yandan da Kafkasya’dan, Küçük Asya’dan

7 Survey of the Balkans (Balkanların incelenmesi), 1914 sf. 2 ve 137

8 Survey of the Balkans (Balkanların incelenmesi), sf. 132

9 Survey of the Balkans sf. 132

10 Survey of the Balkans sf. 10- 29, Sofia, 1913, sf. 39- 41 ve 57- 73

11 Survey of the balkans, sf. 185; 1924’ten bu yana Bulgaristan’daki göçmen nüfusun yaş ve coğrafi kökenine

göre tasnif edilmiş liste ve tablosu. Liste, Moloff Koleksiyonuna aittir ve Sofya’daki Vasil Kolarov Ulusal Müzesi’nde saklanmaktadır. Bu belgenin bir fotokopisi yazarın kişisel arşivinde bulunmaktadır. 12

Survey of the Balkans, sf. 184 13

Ibid. 81 14

Ekteki etnografik haritalara bakınız.

Page 4: Ege Makedonyası'ndaki Yerleşim Yerleri

Page | 4

ve diğer bölgelerden Yunan ve Yunan yanlısı bakış açısında sahip nüfusların bu topraklarda

iskan edilmesi yoluyla gerçekleştirilebilirdi.

Bu sebeplerden ötürü, imzalanan ateşkes anlaşmasından hemen sonra,

Makedonyalılara ve Türklere Yunan devletinin dışına çıkmaları için yoğun bir baskı

yapılmaya başlandı. Bu baskı sonucu birçok Makedonyalı aileyi Bulgaristan’a ve Sırbistan’a

(daha özgül olarak Sırbistan’ın bir parçası olan Vardar Makedonyası’na ) göç etmek zorunda

bırakıldı ve buna ek olarak deniz aşırı ülkelere göç etme yönünde de artan bir eğilim cortaya

çıktı.15

Göç, Birinci Dünya Savaşı ve Müttefik askerlerin (Fransız, Britanyalı, Sırp v.b.) bu

topraklarda konuşlanması sebebiyle geçici olarak kesintiye uğradı.

II Birinci Dünya Savaşı sırasında Ege Makedonyası’nda Göç Hareketleri

Bu Ege makeodnyasından dışarıya doğru göç süreci ve aynı dönemde başlatılmış

bölgeyi Kafkaslar’dan gelmiş göçmenler ile kolonize etme süreci, yeni ortaya çıkan durum

tarafından kesintiye uğratılmıştır. Bu yeni durumları Sırp askerlerinin Vardar Makedonyası

topraklarından, Bulgaristan’ın Doğu Ege Makedonya topraklarından ve işgalinden

vazgeçmesi ve müttefik askerlerin Ege Makedonyası topraklarında konuşlandırılması şeklinde

sıralamak mümkündür. 16

Buna karşın ve özellikle savaş sırasında yeni yaratılmış durum sebebiyle, üç yönden

yeni bir Makedonyalı göçü dalgası ortaya çıktı. Bu topraklarda yaşayan Makedonyalıların

bazıları Önce Sırp sonra da Bulgar işgaline muhatapken tatmin olmamış bir halde Yunan

yetkililer tarafından “ilgilenilmiş” olan Ege Makedonyasına kaçtılar ve sınır bölgelerindeki

Lerin (Florina), Sorovic, Ostrovo, Voden (Edessa), Meglen, Enidze, Vardar, Gumendze,

Bojmica ve Kukus (Kilkis) bölgelerine yerleştirildiler.17

Daha sonra özellikle Vardar Makedonyası’ndan gelen göçmenlerin büyük kısmı,

özellikle Bitola’dan gelen Müttefik askerlerinin ikinci kez çekilmesinden sonra,18

Sık sık

Yunanlıların Sırp karşıtı ve Slav karşıtı politikalarından ve Sırp yetkililere, göçmenlerin refahı

konusunda zorluk çıkartmak konunusnda ellerinden gelenin en iyisini yapmaktan

çekinmediklerinden yakınan Sırp askeri ve sivil yetkililerin koruması altına girdiler.19

Ege Makedonyası’ndan gelen ve Bulgaristan işgalindeki topraklara doğru, esas olarak

Yunan ordusunda askere alınmaktan kaçmak amaçlı tersine göç hareketleri de mevcuttu.20

Resmi istatistiki verilere göre, 1. Dünya Savaşı boyunca Vardar Makedonyası’ndan

gelen 14 600 kişi, Ege Makedonyası’na kaçtı.21

(Bu rakam, savaştan sonra geri dönmeyen

kişilere atıf yapmaktadır. )

15

Survey of the Balkans, Makedonya Arşivi, Makedonya Ulusal Komitesi Koleksiyonu, Sofya. Bu koleksiyonda bu sorunla bağlantılı olarak çok geniş bir blege arşivi bulunmaktadır. 16

General Sarrail, Mon Commandment en Orient (1916- 1918) , Paris, 1920 17

Sırbistan Devlet Arşivi, Belgrad, Dışişleri Bakanlığı – hükümet komisyonu’nun göçmen arşivleri 18

ibid 19

ibid 20

ibid 21

Bu istatiksiklere göre, 1928 tarihli nüfus sayımında, Yugoslavyada doğmuş kişiler, bütün bir Yunanistan’da 15 504 olarak sayılırken, yalnızca Ege Makedonyası’nda bu rakam 13 038 idi. Önceki dönemlerde bir kısmının öldüğünü ve onların altsoyunun, iskan yerinde doğmuş olduklarından, bu kapsamda kaydedilmemiş olduğunu dikkate alırsak, bu insanların sayılarının 1928’de resmi olarak kaydedimiş olandan bir miktar daha yüksek olduğu farz edilebilir.

Page 5: Ege Makedonyası'ndaki Yerleşim Yerleri

Page | 5

Bunların 41 000’i Bulgaristan’a kaçtı. Bu rakamın yarısı, Makedonya’nın Ege

kısmındandı.22

Tarihe göre sınıflandırıldığında koşullara bağlı olarak Bulgaristan’a gelen bu

göçmenler: 1915’te 3759; 1916’da 6,713; 1917de 2736; 1918de 13,454 ve 1919da 14,785

mülteci şeklindedir. 23

Göçmenlerin sayısı aslında çok daha yüksekti ama bunların büyük bir

kısmı şartlar normale döndükten sonra doğdukları topraklarına geri döndüler. Bu göç,

özellikle 1916’da gerçekleşmiş olan göç, köylülerden ve kasabada yaşayan insanlardan

oluşuyordu. Bu insanlar, 1916 sonbaharında, aralarında Dojran ve Gevgelija’nın dahil ön

bölgelerde sâkin iken, içeri bölgelere çekilmeye zorlanan kasaba sakinleri ve köylülerdi.24

Yukarıda değinilen Bulgaristandan gelen toplamda 41 000 kişilik göçmen grubu

arasında, 5,500’ü Plovdiv’de ve civar bölgelerde konuşlanmıştı ancak kalan kısmı

Bulgaristan’ın diğer kasaba ve bölgelerinde iskan edildiler. 25

Birinci Dünya Savaşı, Yunanistan lehine sonuçlandı. Toprakları, Trakya’ya doğru

genişledi halbuki Trakya, Bükreş Barış Anlaşması uyarınca Bulgaristan’a verilmişti.

Ege Makedonyası’ndan gelen Makedonyalılar bu zorla göçler sebebiyle yeni kayıplar

verdiler. Öte yandan, Yunan yanlısı duygulara sahip kimseleri içeren yeni bir göç almış olan

Ege Makedonyası topraklarında yaklaşık 100 000 kişi iskan edildi.26

Bunula birlikte yine de

Ege Makedonyası’ndaki durum Yunanistan’ın aleyhine olmaya devam etti. Nüsufun

çoğunluğu hala Yunan değildi ve büyük kısmı da Makedonyalılar, Türkler ve diğer

milletlerden oluşuyordu. Bunun da ötesinde Ege Makedonyası’nda iskan edilen nüfusun bir

kısmı Pirin ve Varda Makedonyası’ndan gelen kişilerdi, partiarşiklerdi ancak hiçbir şekilde

Yunanlılara “uygun” değillerdi.27

III Ege Makedonyasında göç hareketleri (1919 - 1940)

1- Makedonyalıların Bulgaristan ve Sırbistan, Hırvat ve Sloven Krallıklarına göçleri

Balkan Savaşları ve 1. Dünya Savaşı süresinde 50 000 Makedonya Ege Makedonyası

topraklarından göç ettiğine daha önce zaten değinilmişti.28

Makedonyalıların bu zorunlu göçü

Yunan yetkililerin umut ettiği sonuçları ortaya çıkartmadı. Bunun sebebi, doğal nüfus artış

oranı sonucunda en azından 270 000 ile 300 000 arası Makedonyalı nüfusun Ege

Makedonyası’nda varlığını sürdürmekte olmasıydı.

22

Moloff Koleksiyonu’da bulunan Liste ve tabloya daha önce atıf yapıldı. 23

ibid 24

Ibid. Bulgarisan sınırındaki bölgelerden özellikle Dojran ve Gevgeljia’dan göçmüş Makedonya göçmenlerinin yaşadığı trajedi ve bu trajedinin katlanmak zorunda oldukları sonuçları bağlamında, yukarıda değinilen Makedonya Arşivi’nde Sofya’daki Makedonya Ulusal Komitesi Kolleksiyonu arşivinde bu yönde fazlaca belge ve kayıt şekilinde delil mevcuttur. Ayrıca, Vlado Kartov, Gevgeljia and the Gevgeljia Region from the Balkan Wars to the Liberation 1912- 1944 (Balkan Savaşları’ndan Bağımsızlığa Kadar Gevgeljia ve Gevgeljia Bölgesi), Skopje, 1969, sf. 51 ve 56 ve MitoTemeenugov Zelezni, Dojran ve Dojran Area in the Past and Today (Geçmişte ve Bugün Dojran ve Dojran Bölgesi), Skopje, 1972, sf. 230- 244 25

Molotoff Coleksiyonu’nda bulunan liste ve tabloya daha önce atıf yapılmıştır. 26

Bu istatistiklere göre Ege Makedonyası’nda gelen tam göçmen sayısı 101 748 kişi şeklindedir. 27

Yunan ve büyük Yunanistan propagandasından etkilenen Patriarşik Makedonyalıların büyük kısmı Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı sırasında Yunanistan’a hareket ettiler. Ancak sadece, düşündüklerinin aksine Yunan olmadıkları ve olamayacakları gerçeği ile yüz yüze geldiler. Bunun neticesinde şartlar nomalleştikten sonra kendi topraklarına geri döndüler. Bu tip örneklere en sık, Strumica ve çevresi bölgelerde, Gevgeljia, Dojran, Bitola ve civarından gelen Makedonyalılar arasında rastlandı. (Yazarın kişisel araştırmalarından)

Page 6: Ege Makedonyası'ndaki Yerleşim Yerleri

Page | 6

Bu gerçeği gören Yunanlılar, müttefikleri ile de anlaşarak Bulgaristan konusunda,

Neully (Nöyi) Anlaşmasının 56. maddesinin 2. Fıkrası uyarınca ayrı bir sözleşme

imzalanmasını sağladılar.29

sözleşme, Bulgaristan ve Yunanistan arasında “gönüllü” nüfus

mübadelesini öngörmekteydi. Bu kasıtlı dayatma Makedonyalıların Ege Makedonyası’ndan

Bulgaristan’a zorunlu göçünü gerçekleştirme amacını taşımaktaydı. Mağlup Bulgaristan bu

karara direnmedi çünkü Bulgaristan’da yaşayan Yunanlıları özellikle Plovdiv ve çevresinde

bulunanlar ile Karadeniz civarındaki köylerde yaşayanları ülkeden çıkartmak istemekteydi.

Bu amaçla gayri menkuller için ödenecek tazminatlar planlandı, bu hususta güvence

verildi ve 20 Eylül 1920 gibi erken bir tarihte Milletler Cemiyeti Yunan ve Bulgar Karma

Komisyonu adı altında bir özel komisyon kuruldu. Bu komisyonda iki yabancı kişi vardı, bu

kişiler Yeni Zelandalı yarbay A. C. Corfe ve Belçikadan Binbaşı Mariel de Roover’dir.30

Corfe komisyonun başkanıydı ve de Roover Başkan Yardımcısıydı. Bunlara ek olarak

komisyon bir Bulgar ve bir Yunan’ı da içeriyordu. Komisyonun işlevi göçün ve göçmenlerin

malları için ödenecek tazminatların gözetimi ve bu işlemlerin kolaylaştırılması idi.

Sözleşmenin kendisi uygulamada, aynı komisyonun kuruluşu gibi lüzumsuz olduğu görüldü.

Komisyonun oluşturulmasından ve göreve başlamasından itibaren 3 yıl içerisinde ne

Makedonyalıların ne Bulgar devleti içinde yaşamış Yunanlıların, ne de Yunan devleti

çerçevesinde yaşayan Trakyalıların hiçbirinin evlerini gönüllü bir biçimde terk etmek gibi bir

niyetleri olmadığı ortaya çıktı.

1919’dan 1923 autumn una kadar Yunan ve Bulgar Karma Komisyonu’nun sunduğu

hizmetlerden faydalanarak sadece 800 kişi herhangi bir yönde hareket etti. Bu kişilerin

Makedonyalı olanları üçte birden daha azdı. Aslında, toplamda bu rakam 250 kişiden daha

azdı. 31

Bununla birlikte Makedonyalıları, Ege Makedonyası’ndaki nüfusun etnik bileşimin

değişmesi bakımından Makedonyalıları ve diğer toplulukları, etkileyen bir diğer önemli faktör

daha vardı. Bu Yunanistan ve Türkiye arasında gerçekleşen 1919- 1922 savaştı.

Yunan oligarşik elitinin Küçük Asya’ya, özellikle kıyı bölgelerine yönelik “grande

idee” istekleri Yunanistan’ı çok daha güçlü Türkiye ile savaşa soktu. Oligarşik elit, bu

bölgelerin kendilerinin bir zamanların Bizans İmparatorluğundan gelen “tarihsel hakkı”

olduğunu iddiasını savunmaktaydı. 1919’dan 1922’ye kadar süren ve Ege Makedonyası’ndan

gelen birçok Makedonyalının Yunan ordusu içerisinde hareket ettiği ve öldürüldüğü bu savaş,

Yunanistan’ın tamamiyle mağlup olması ile sonuçlandı. Türkiye kazandığı zaferi

kullanmaktan geri kalmadı ve Yuanistan’a Lozan Sözleşmesi’nin imzalanması isteğini

dayattı. Bu Sözleşme, Türk devleti içerisinde bulunan bütün Hristiyanların Yunanistan’a ve

Yunan devleti içinde bulunan bütün Müslümanların da Türkiye’ye zorla göç ettirilmesi

hükmünü içermekteydi. İstisna sadece Batı Trakya’daki Müslüman topluluğa ve

Konstantinopol’daki Hristiyan nüfusa tanındı. Verilen bu istisnaların sebebi ise iki devletin

29

“Yunanistan ve Bulgaristan arasında azınlıkların karşılıklı ve gönüllü göçü” başlıklı bu sözleşme Bulgaristan’da ve Yunnanistan’da dönemin gazetelerinde yayınlandı. Metnin tamamı Wurfbain Andre, Sci. Polit., L’echange Greco Bulgare des minorities ethiques, Lausanne- Geneve- neuchatel- Vevey- Montreux- Berne- Bale, 1930 ’da “Convention entre la Grece et la Bulgaria relative a l’emigration reciproque, signee a Neuille- Sur- Siene le 27 novembre 1919” başlığı altında, sf. 183- 187’de yayınlandı. Sözleşme 11 madde içeriyordu ve Yunan tarafından Başbakan Eleftherios Venizelos ve Dışişleri Bakanı Nilolaos Politis tarafında, Bulgaristan tarafında Bulgaristan Başbakanı ve Dışişleri bakanı Aleksandar Stamboliski tarafından imzalandı. 30

Wurfbain’in yukarıda atıf yapılmış çalışması sf. 45-46. Ek olarak Jacques Frou Dupard, La protection de minorities, Paris, 1922, Sf. 215’e bakınız. 31

Wurfbain’in yukarıda değinilen çalışması sf. 45- 46.

Page 7: Ege Makedonyası'ndaki Yerleşim Yerleri

Page | 7

uzun vadeli planları idi.32

Uygulamada, 1922’deki askeri harekatlar gibi erken bir tarihte

Türkler Küçük Asya’nın kıyı bölgelerindeki Rum nüfusunu zorla ihrâç ettiler. Bu insanlar, bu

sözleşmenin zorlaması sebebiyle 1923 ve 1924 yılları boyunca tamamiyle Yunanistan’a göç

ettiler. Ülkeler arasındaki denge Yunanistan aleyhine bozulmuştu zira sadece askeri olarak

mağlup edilmek ve ekonomik olarak zayıflamakla yetinmemiş, Küçük Asya hakkındaki bütün

grand idee planlarından da vazgeçmek zorunda kalmıştı. Yine de bu fırsattan yararlandı ve

Yunaistan’dan Türkiye’ye doğru gerçekleşen göçün büyük kısmı, yani yaklaşık 1 230 000

insan, esas olarak Ege Makedonyası’na yöneldi. Bu, Yunanistan’a bu toprakların etnik

yapısını son derece radikal biçimde değiştirme imkanı verdi. Böylece 640 000’den fazla

göçmen Ege Makedonyası’na yerleşmişti.33

Bu sıralarda anlaşmanın şartları gereği, 300 000

Türk ve diğer etnik kökenlerden gelen Müslümanın, 40 000’i aynı topraklardan gelen

Makedonya Müslümanıydı, ve bu insanlar Türkiye’ye yerleşti.34

Bu şekilde durum Makedonyalıların zorla göçü için kullanılmış oldu. Göçmenler için

düzenlemeler yapmanın zorlukları bahanesiyle Makedonyalı hanehalkı bir ya da birden fazla

göçmen aileyi evlerine kabul etmeye zorlandı.35

Bu durum özellikle sınır bölgelerde

yaygındı. Amaç, Makedonyalıların yaşamını katlanılamaz hale getirmekti. Dayatılan bu

uygulamaya, toprakların, malların ve eşyaların kamulaştırılması eşlik etti. Fiziksel şiddet ve

diğer tür baskılar da uygulanmaktan geri kalmadı. Bunun da ötesinde, bütün Ege

Makedonyası boyunca silahlı birimler oluşturuldu. Bunlar, sözde gerillaları takip etmek

amacıyla kurulmuştu ama Makedonyalı ailelerin korkutulması, düzenli kitlesel tutuklamalar

ve hatta bireysel ve kitlesel katliamlar gibi işlevler gördü.36

Kitlesel katliamlar arasında, biri

27 Temmuz 1924 tarihinde bağlandıktan sonra öldürülen Trlis, Karakoy ve Lovcen köylerine

mensup 18 Makedonyalı köylünün öldürülmesi37

Lerin (Florine) ve çevresindeki bölgelerde

yaşayan vatandaş ve köylülerin Kasım 1925’te gerçekleşen kitlesel tutuklaması

hatırlanmalıdır bu tutuklamaya maruz kalan insanların büyük bir çoğunluğu ölüme mahkum

edilmiş ve vurulmuş geri kalan kısmı ise uzun süren mahkumiyetler yaşamıştır.

32

Yunanistan’ın ısrarı üstüne Türkiye, Rum patrikhanesinin ve Konstantinopol’deki Rum nüfusun Lozan Anlaşması uyarınca gerçekleştirilecek zorunlu nüfus mübadelesine tabi tutulmamasını kabul etti. Yunanistan, böyle bir maddenin gelecekte boğazları ve Konstantinopol’ü geri almasında faydası olmasını umut etmekteydi. Buna karşılık olarak, Türkiye de, Batı trakya’da yerleşik Müslüman nüfusun nüfus mübadelesine tabi tutulmamasını kabul ederek, içten içe, ileride gerçekleşebilecek daha uygun tarihsel koşullar altında bu toprakları yeniden kazanabileceği inancını taşımaktaydı. 24 Temmuz 1923 tarihli zorunlu mübadeleye ilişkin olarak Lozan Anlaşması’nı inceleyiniz. 33

Bu resmi istatistiklere göre 1922 yılı ve daha sonraki dönem boyunca 538 595 kişi Ege Makedonyası’na gitti. Bundan önce, daha önceki dipnotlarda da belirtildiği gibi, 107 748 kişigitmişti. Bu halde, 1928’e kadar toplamda 640 343 yerleşimci Ege Makedonyası’na doğru harekete geçti. 34

Çoğu Meglen bölgesinden Müslüman Makedonyalılardı ancak başka bölgelerdeng elenler de vardı. 35

Bu seride yayınlanan 707 belgenin büyük kısmı bu tür basklılara işaret etmektedir. Bu durum, Wurfbain’in daha önce bahsedilen çalışmalarında da yer almııştır. Ayrıca: Makedonya Arşivi, Makedonya Ulusal Komitesi Koleksiyonu, Sofya’da bulunan belgelere bakınız. 36

Bir önceki dipnotta atıf yapılan belgelere bakınız. Les cahiers de droits de l’homme no:24/ 25, 30.XI. 1927’ye göre 1 Ocak 1919’dan itibaren 104 kişi katledildi, 26’sı 14 yaşından daha küçük kızların maruz kaldığı 95 tecavüz vakası yaşandı, 3464 kişi mahkum edildi, 2327 kişiye işkence yapıldı ve 1165 ailenin, malları yağma edildi ve bu aileler evlerinden zorla uzaklaştırıldı. 37

Trlis’teki katliamlarla ilgili olarak: Rapport du Dommandant Marcel de Roover et du Lt. Col. A.A. Corfe, Membres de la commission mixte nommes par le Conseil de la societa des Nations relatif a l’emigration greco- bulgare sur les evenements de 26 et 27 julliet 1924 dans la region de Tarlis, 1924 sayfa XXXVII- XXXIX’a bakınız. Hemen hemen bütün Avrupalı gazeteler 1924 Temmuzunun sonunda ya da Ağustos başındaki sayılarında Avrupa’da yoğun tepkilere yol açan bu zalim katliamdan söz etmişlerdir. Bu konuda başka birçok kaynak Belgrad’daki Awala Haber Ajansı’nın raporlarında ve Bitola’da yerleşik Güney Yıldızı’nın raporlarında bulunabilir.

Page 8: Ege Makedonyası'ndaki Yerleşim Yerleri

Page | 8

Bu silahlı birimlerin çeşitli terörist faaliyetleri ve Yunan yetkililerin diğer şiddet içeren

yöntemleri birçok Makedonyalıyı Bulgaristan’a ve daha küçük bir kısmını Vardar

Makedonyası’na ve aynı zamanda Sırbistan, Hırvatistan ve Slovenya krallıklarınıa, özellikle,

Bitola, Gevgelija ve Strumica bölgelerine göç etmeye zorladı.

Ulaşılabilir resmi istatistiki verilere göre 1923 ve 1928 arasında 33 000 Makedonyalı

Bulgaristan’a göç etti. Aynı anda yaklaşık 10 000 Makedonyalı Sırp, Hırvat ve Sloven

Krallıklarına göç etti.38

Bu Makedonyalıların göç etmeye zorlanmalarının sebebi, kendilerini dayanılmaz

koşullar altında bulmalarıydı. Bununla bağlantılı olarak Yunan yetkililer ve bahsedilen silahlı

gruplar tarafından korkutuldular ve kıştırtıldılar. Doğal olarak, tek çareyi kaçmakta ve göç

etmekte buldular. Niyetleri, öldürülmekten, fiziksel ve ruhsal tacizlerden kaçma ve göç ederek

daha huzurlu bir alan bularak kendilerini içinde buldukları kabustan kurtarmaktı.

2. Makedonyalıların Deniz Aşırı ülkelere göçü

İki dünya savaşı arasında aynı politik sebeplerden Ege Makedonyasından deniz aşırı

ülkelere güç göç olduğu gerçeğine değinilmeldir. Bu göçler ile ilişkili olarak daha sonra

gelecek olayları daha iyi anlayabilmek amacıyla göçlerin ardındaki sebepleri ve önceki süreci

kısaca anlatmak gerekir.

Makedonyalıların özellikle geri kalmış bölgelerden gelenlerin yurtdışına göçmen işçi

olarak gitme gelenekleri oldukça eskidir ancak en yaygın olduğu dönemler 18. ve 19.

yüzyıllardı. Makedonyalı göçmen işçilerin büyük çoğunluğu Konstantinopol, Anadolu, Mısır,

Romanya, Bulgaristan, Sırbistan ve Avusturya Macaristan İmparatorluğunun diğer bölgeleri

idi.

Makedonyalı göçmen işçiler esnaf, işçi ve küçük işadamları olarak biliniyordu.

Özellikle şu alanlardaki ticarette özel bir yer elde etmişlerdir: duvarcılık, değirmencilik,

fırıncılık, pastacılık, terzilik, hancılık, tuğla ve kiremit ve benzeri alanlar. Bu göçmen işçilerin

çoğu, ailelerini zaman zaman ziyaret,ev yapmak ya da toprak satın almak amacıyla geri

döndükleri köylerde tuttular. Daha az rastlansa da, bazıları ailelerini çalıştıkları lşehir ve

köylere götürdüler: Konstantinopol, Sofya, Bükreş, Belgrad, İskenderiye, Kahire v.b.

Daha uzaklara, Batı Avrupa’nın başlarındaki ülkelere gitme geleneği yakın bir tarihte

başlamıştır. Deniz aşırı ülkelere gitme geleneği ise Osmanlı Türk yetkililerin artan şiddet

uygulamaları ile beraber, yani, 19. Yy sonu ve 20. Yy başların itibaren Makedonyalılar

Amerika’ya göç etmeye başlamışlardır. Bu göçlerin büyük kısmı, düzinelerce Makedonyalı

köyün Osmanlı Türk ordusu ve düzensiz birlikleri tarafından yakıp yıkıldığı Ilinden

Ayaklanması’ndan sonra gerçekleşmiştir.

Özekllikle Ege Makedonyası’ndan deniz aşırı ülkelere göç, Balkan Savaşlarından

sonra arttı ve göçlerin sebepleri esas olarak politikti. Aslında, daha önce de ifade edildiği

üzere, Yunan yetkililer, özellikle Balkan Savaşları’ndan sonraki ilk yıllarda görüldüğü üzere

bu göçü kolaylaştırdılar. Bununla birlikte, Birinci Dünya Savaşı sebebiyle, Yunanistan’ın

içinde bulunduğu şartların zorlamasıyla, Makedonyalıların Ege Makedonyası’ndan göçleri,

hızlı bir biçimde yavaşladı. Savaşın bitişinden sonra Küçük Asya’dan Ege Makedonyası’na

38

Bu elyazmaları Ulusal Tarih Enstitüsü’nde tutulmaktadır. Bu çalışma, Neuily sözleşmesi uyarınca Bulgaristan’a göç eden bütün Makedonyalıların toplam sayısını vermektedir. Toplam sayı 32 232 kişidir. Bahsedilen dönemde Sırbistan, Hırvatistan ve Sloven krallıklarına göç eden kişilerin toplam sayısı da aşağı yukarı aynıdır ve bu sayı yazarın kendi araştırmasına dayanmaktadır.

Page 9: Ege Makedonyası'ndaki Yerleşim Yerleri

Page | 9

doğru başlayan yeni dalga ile taze bir ivme kazandı. Bu sefer, yeni bir öç dalgası vardı:

genellikle Kanada’ya ve Avustralya’ya yönelmişti. Makedonyalı göçmenlerin bu ülkelere

göçü, özellikle 4 Ağustos 1936’da Mexatas diktatörlüğünün kurulmasından ve

Makedonyalılara karşı uygulanan terör artmasından sonra hızlanmıştı. Makedonya evlerinde

Makedonya dilinin kullanılması bile yasaklanmış, ulusal duygularından dolayı hapsedilen ya

da sınır dışı edilen Makedonyalıların sayısında büyük bir artış olmuştu. Ege

Makedonyasından dneiz aşırı ülkelere yönelmiş bu göç II. Dünya Savaşı’na hatta aslında

Yunanistan ve İtalya arasında 28 Ekim 1940 tarihinde ilan edilen savaşa kadar devam etti.

Yukarıda anlatılanlardan, 23 Temmuz 1923 tarihli Lozan Sözleşmesi’nin yani

Hristiyan nüfusun Türkiye’den Yunanistan’a zorla göçü ve Makedonyalıların Bulgaristan’a ve

kısmen de olsa Sırp, Hırvat ve Sloven krallılarının topraklarında bulunan Vardar

Makedonyası’na göçü Ege Makedonyası’nın etnik yapısını önemli ölçüde değiştirdiği sonucu

çıkartılabilir. Bu yerleşim alanlarını zorla dağıtma ve yeni yerleşimler kurma önlemleri,

Yunan Grande İdee politikasının lehine sonuçlar doğurdu.

1912’den 1940’a kadarki dönemde Ege Makedonyası’ndaki Makedonyalıların içine

toplamda 90 000 kişiyi39

alan zorla göçüne karşın Makedonyalıların sayısının hala yüksek

olduğu söylenmelidir. Makedonyalıların o dönemdeki nüfus artış hızları dikkate alınırsa,

(nüfusun ortalama artış hızı 1928 ve 1940 arasındaki sürede % 24 seviyesindedir40

) 1940’taki

sayıları Balkan Savaşları sırasındaki nüfusları ile aynıydı yani 300 000 ile 320 000

arasındaydı. Voden (Edessa), Enidze, Vardar, Gumendza, Kukus (kilkis) ve Valovis gibi daha

öncesinde hiç Yunanlının yaşmadığı belli bazı bölgelerde bu politikanın sonucu olarak Yunan

yerleşimci sayısı arttı ve bu bölgelerin bazılarında Makedonyalılar bir azınlık haline geldi.

Bununla birlikte Voden (Edessa), Lerin (Florina) ve Kostur (Kostarina) bölgelerinde

Makedonyalı nüfusun oranı göreli olarak yüksek kaldı. Bu oran Voden’de (Edessa) %55 iken

Lerin (Florina)’da %85’e kadar çıktı.

Durum, Yunanlı yetkilileri telaşlandırmaya devam ediyordu zira o ana kadar,

asimilasyon ya da zorla göç amacıyla alınan tüm önlemler, beklenen sonuçları tam olarak

vermemişti. Aslında Ege Makedonyası’nın etnik yapısının Balkan Savaşları, Birinci Dünya

Savaşı ve 1919 ve 1922 arasında devam eden Türk- Yunan Savaşı ve akabindeki sözleşmelere

ek olarak Yunan devletinin yerleşim yerlerini dağıtıp yeni yerleşimler kuran politikasına

rağmen büyük ölçüde değişmiştir. Yeni yerleşimler kuran politikaların ve doğal artışın

neticesinde, daha önceden değinilen sıkıntılara rağmen, Ege Makedonyası’nın nüfus artış

oranı sürekli olarak yüksek seyretti. Nüfus, 1920’de 1, 804, 022 yerleşimciden 1928’de 1,

410, 884’e gelirken 1940’ta 1, 752, 091 yerleşimciye ulaştı. Durumun bu şekilde oluşmasında

en büyük pay, Makedonyalılara aitti.

IV. Ege Makedonyası’ndaki Yerleşim Yerlerinin İsimlerinin Değiştirilmesi

6.yy dan başlayarak, belli tarihsel koşullar altında Balkan Yarımadası’nın kuzeydeki

bölgelerinde yerleşmiş fakat diğer ilgili kabileler ve yabancı kabileler tarafından baskı altında

tutulan Slavik kabilelerin Güneydoğu’daki bölgelere yöneldiği ve Yunanistan anakarasının

39

Bu sayı, 1919’da Neuilly Anlaşması’ndan önce “gönüllü göç” adı altında, daha önce değinilen Molotof Koleksiyonunda korunan liste ve tabloya göre göç eden Makedonyalıları ve 1919’dan sonra yukarıda bahsedilen anlaşma sonucu göç eden 33 000 Makedonyalı’yı içermektedir. 40

Aslında, 1928 ve 1940 arasındaki süreçte, Ege Makedonyası’ndan dışarı önemli bir göç vardır. Ege Makedonyası’nda 1928’de olduğu gibi 1, 408, 784’den 1, 759, 130’a artışının doğal artıştan kaynaklandığı kesin olarak söylenebilir. Makedonya nüfusu, yani Makedonyalı yerleşimciler, bu doğum oranındaki ana faktördür. Örneğin, şu Makedonya köyleri, 1928 tarihinde şu yerleşimci sayılarına sahiptir: Zervi – 304; Cegan – 1024; Mokreni – 924, Zagoricani – 890; German – 1622; Banica – 2450; Gornicevo – 1577...

Page 10: Ege Makedonyası'ndaki Yerleşim Yerleri

Page | 10

tamamını Peleponnes dahil işgal etmiş oldukları doğrudur. Hatta, Peleponnes’in tarihi ismine

aşina olmadıkları için, bu yarımdada denizle çevrili olduğundan bu bölgeye More ya da Deniz

(Morea) adını vermişlerdir. Ezerci ya da Milinzi ismiyle bilinen bu kabileler, Peleponnes’i

işgal ettiler. Bu sırada Slavik kabileler Berziti ve Veligosti Aetoliokarania, Attica, Boetica ve

daha kuzeydeki bölgelerde yerleşik durumdadırlar. Slavik kabilelerin mutlak hakimi haline

geldiği bu yeni ele geçirilmiş topraklar, kadim yerleşim bölgelerinde yeni yerleşimler kurup

bunlara yeni slavik isimler verdiler ve bölgeyi yerel yönetimlere ve daha alt düzey idari

yapılara böldüler. Fethettikleri ve yerleştikleri yerlerin eski isimlerine aşina olmadıklarından,

bütün coğrafi özellikler, ( Dağlar, Irmaklar, Göller, Sıradağlar, Tepeler, Ovalar v.b. ) yeni,

Slavik isimler edindiler ve yakın zamana kadar hem ülke içerisinde hem de dünyada bu

isimlerle bilindiler. Bunların bazıları, Bugün bile, Yunan dilinin yapısına uygun küçük

değişimler göstererek, bu isimleri korumaktadırlar.

Böylece Peleponnes’in bir zamanlar ünlü ve önemli dağları, sözgelimi Helicon,

Parnon, Chronios ve Kimina, yeni, Slavik isimler edindiler. (Örneğin Zagora, Helmo – H’lm-,

ve Malevo). Pamisos, Piros ve Helicon ırmakları, Pirnaca, Kamenica ve Burbuceva oldular.

Yunanistan’daki bazı yöreler de yeniden adlandırıldılar, Suvdela, Melinzi, Opstina, Zupa v.b.

de yeni adlar edindiler. Eski Sparta’nın yıkıntılarının üstündeki civarda Varsova isimli, yeni,

Slavik bir yerleşim yeri kurulurken, Mycenae’nin külleri üstünde Slavik köyü Horvati

kuruldu. Kulağa Yunanca gibi gelen, iddialara göre Yunanca olan, isimler bile, Mani –

Mahjates, Miastra ve Cakonia – Cakones, hiç şüphesiz Slavca kökenlidir. Eski topografik

haritalara ve Yunanistan’daki resmi nüfus sayımlarına dayanarak Yunanistan Devletinin

kuruluşundan bu yana, Yunanistan’ın sadece bu kısmında (yani More, Aetoliokirania ve

Attica’da) yüzlerce köy, kasaba, şehir ve diğer yerel birimleri çağırmak için düne kadar Slavik

devletleri kıskandıracak Slavca isimler kullanılıyordu.

Slavik isimlerden de öte, daha sonra, özellikle 14. Yy’dan sonra, Cezayirli, Vlak, Türk

isimler bunlara eklendi. Bu sayede, yeni doğmuş Yunan topraklarında, nüfusun büyük

kısmının ikamet ettiği yerler ve civarındaki topografyanın ismi, aslında Yunanca değil, esas

olarak Slavca ya da bir başka kökendendi.

1830 gibi erken bir tarihte devlet olarak kurulduğundan, resmi Yunanca, kendi

toprakları üstünde, Yunanca olmayan ve başta Slavca olmak üzere çeşitli kökenlerden gelen

yer isimlerine atıf yaparken sorunlar yaşadı. Bu sebepten, sadece onlar değil yabancı yazarlar

da, bu isimleri dikkatli bir biçimde kaydettiler ve bunları yorumları ile birlikte yurtdışında

yayınladılar. Bu yazarlar, bugünükü Yunanlıların kadim Yunanlılarla hiç bağı olmadığını ya

da varsa bile bu bağın çok küçük olduğunu ve aslında Slav, Vlak, Arnavut ırklarının Anadolu

yarımadasından gelen büyük oranda Helenleşmiş ve Bizans topraklarından 10. Yüzyılda

sebepsiz yere sürülmüş Hitit ve Phrygian nüfusla karışımından doğmuş, tümüyle yeni bir ırk

olduğunun savundular.

Ciltlerce tarihsel faktografiye ek olarak yabancı yazarlar, iddialarını önemli ölçüde

doğrulayan yer isimlerine de atıf yaptılar.

Bu sıkıntılı durumla yüzleşen Yunan devleti, isimleri, özellikle de esas olarak Slav

dilinden gelen isimler taşıyan daha büyük kasabaların isimlerini, sessiz bir biçimde ama

kademeli olarak değiştirdiler ve bu yerler, kulağa klasik Yunancaya daha yakın gelen isimler

aldılar. Bu yerlere bir zamanlar Slavların başkenti olan Mora (Peleponnes), ismi daha sonra

Tripolis olarak değiştirilen Tropolica, Sparti adını alan Mistra, Vostica – Egion-, Slaona –

Amphissa-, Pisati – Pyrgos-, Gortina –Kartagena-, Dragomesti –Astakos-, Zeytuni ya da

Zituni –Lamia- v.b....

Page 11: Ege Makedonyası'ndaki Yerleşim Yerleri

Page | 11

Thessaly’nin 1897’de Yunanistan tarafından ilhakından sonra bu sorun Yunanistan

için daha da zorlayıcı hale geldi. Bunun tek sebebi de çeşitli yerleşim yerlerinin ve diğer

topografya’nın Slavca kökenli isimleri değildi.

Yunan devletinin düşüncesine göre, geri kalan topoğrafya’nın isimleri sorunu bu

sorunu daha sistematik bir biçimde araştıracak ve geri kalan topografyanın isimlerini acilen

özellikle de klasik Yunanca kökenli isimler koyarak çözmenin daha etkili olacağıydı.

Bu niyeti taşımasının başka sebepleri de vardı. Aslında yunanlılar Ege Makedonyasına

yönelik emellere sahipti. Burada nüfusun mutlak çoğunluğununn Makedonyalı ya da Türk

iken Yunan azınlığın sayısının bölgedeki toplam nüfusun %10’unu zar zor aşması da bir

başka sorundu.

Bu amaç uğruna, Yunan Dışişleri Bakanı N. Levidis 8 Mart 1909 tarihinde Yunan

Kralı I. George’ye bizzat ayrıntılı bir öneri sundu. Bu öneri, yerleşim yeri olarak kullanılan

bölgelerin ve geri kalan topoğrafyanın Yunanca kökenli olmayan isimlerinin değiştirilmesi

için özel bir komisyon kurulmasını içeriyordu.

31 Mayıs 1909 tarihinde, bu öneriyi temel alan ve “toponimleri araştırmak ve bunların

tarihsel kökenlerini incelemek amacıyla özel bir devlet komisyonunun kurulması kararını”

içeren bir ferman ilan edildi ve 8 Haziran 1909 tarihli 125 nolu Gazete’de yayınlandı.

Bu fermanın 8. Paragrafına göre, idari ve diğer devlet yetkililer, herhangi bir itiraz söz

konusu olmadan bu komisyona gerekli desteği vermek, gerekli bilgileri ulaştırmak ve bu

komisyonun görevlerini kolaylaştırmak için gereken her yardımı yapmakla yükümlüydü.

Yunanistan’ın durumu Balkan Savaşı ve Birinci Dünya Savaşı ve devamındaki barış

anlaşmalarının sonucu olarak kuzeye doğru genişlemesi ve yeni topraklar elde etmesi ile daha

da karmaşıklaştı. Zira bu topraklarda Yunan nüfus etnik olarak bir azınlıktı.

Yunan nüfusun azınlık halinde oluşuna ek olarak yer isimleri de genellikle Slavikti.

Türklerin yoğun yaşadığı bölgelerde ise yer ve bölge isimleri Türkçe idi. Bu yüzden 1919’dan

itibaren yer isimlerini değiştirme hareketine girişti. Bu amaçla bir komisyon dahi kuruldu.

1919-1922 Türk Yunan Savaşı neticesinde gerçekleşen zorunlu göçü takiben bu süreç daha

da hızlandı. 1926’da yeni isimler verme sürecine yeni bir ivme kazandırmak için “Köylerin,

Kasabaların ve Şehirlerin yeniden Adlandırılması Hakkında Kanun” çıkartıldı. Eylül

1926’dan Kasım 1927’ye kadar Ege Makedonyası’nda 945 yerleşim yerinin adı değiştirildi.

1927’de çıkartılan bir yasa ile eski isimleri kullananlara ceza öngörülmeye başlandı. 1918’den

1927’ye kadar toplamda 1497 yerleşim yerinin adı değişti. Örneğin Türk kasabası Koylari

Ptoletamis, Caldızları ve Haydarlı, Philotas ve Klitos adını aldı. Bazı köyler orjinal Slavik

isimlerini korudu. Cakoni köyünün ismi buna bir örnektir. Yetkililer köyün ismini biri

Kostor’da diğeri Meglen’de yaşayan Yunan Cakoni kabilesiyle ilişkilendirdiler. İlişki

hususunda haklılardı ancak Cakoniler, daha sonra Helenleşmiş Slavik kökenli bir kabileydi ve

doğal olarak isimleri de Slavca’dan geliyordu.

Hatırda tutulması gereken hususlardan biri yer isimlerini değiştirme amaçlı

politikalara sözkonusu yerleşim yerinin sakini olan Makedonyalıların isim ve soyadlarının da

zorla değiştirilmesinin eşlik ettiğidir. Bu isimlerin çoğu yokolmuştur. Ancak bir kısmı sadece

Yunancadan gelen bir sonek olarak varlığını korumuştur. Bu değişimi geçirmiş isimler

diğerlerinden kolayca ayırt edilebilir. Bozinov/ski Mpozinis haline gelmiş, Gusev/ski Gusidis,

Bogdanov/ski Mpogdanis, Zeljikov Zalkis haline gelmiştir. Bu biçimde başka örnekler de

bulunmaktadır.

Page 12: Ege Makedonyası'ndaki Yerleşim Yerleri

Page | 12

Bütün bu bahsedilenlerden bağımsız olarak, Ege Makedonyası’ndaki yerleşim

yerlerinin ve diğer yerlerin isimlerinin değiştirilmesine diğer sömürgeleştirme ve

asimilasyonyöntemleri eşlik etmiştir. Bunların amacı Makedonya’nın orjinal etnik

niteliklerinin kaybettirilmesi ve onun tarihsel olarak saf bir Yunan yurdu olduğunu

göstermektir.

V. Makedonyalıların Yunan İç Savaşı Sırasında Yerlerinden Edilmesi ve Zorla

Göç Ettirilmesi

Yer isimlerinin isimlerinin zorla değiştirlmesi, sömürgeleştirme ve asimilasyon II.

Dünya savaşı sırasında geçici olarak durduruldu. Belirtmek gerekir ki Makedonyalılar Greko-

İtalyan savaşında ön cephede kahramanca savaştılar. Bunu uluslararası bir borç, insanlığın

ortak düşmanı engelleme çabasına bir katkı olarak gördüler. Bu süreçte Makedonyalılar yeni

bir anti Faşist Yunanistan’da haklarının verileceğini ummuşlardı. Ancak daha savaş sırasında

bu durumun gerçekleşmeyeceğinin ayırdına vardılar. İşgalcilerle beraber hareket eden Yunan

kuvvetler daha ileri gitmiş ve Makedonyalıların yaşadıkları köy ve kasabalara saldırmış,

burada zulüm hareketlerine girişmişlerdi.

Çeşitli tarihsel koşulların sonucu Yunanistan’daki anti faşist kuvvetler silah bıraktılar

kaderleri 1845 Varkiza anlaşması ile belirlendi. Bunun ardından Makedonyalılar için durum

daha da kötüleşti. Katliam, kadınların ve genç kızların tecavüze maruz kalması, evlerin

yakılıp yıkılması ve terör her gün karşılaşılan olaylar haline geldi.

Aslında Aralık 1944 gibi erken bir tarihte Yunan aşırı sağcı partilerin yetkilileri

120.000 Makedonyalının ana yurdundan zorla göç ettirilmesi için ayrıntılı planlar

yapmışlardı. Planlanan bu suçun temeli Yugoslavya Federal Cumhuriyeti çerçevesinde

egemen bir Makedonya devletinin kurulmuş olması ve Makedonya’nın Ege tarafından gelen

Makedonyalılarn anti-faşist güçlerin tarafını tutmalarıydı.

Yunan İç Savaşı üç yıldan fazla sürdü ve demokrat güçlerin yenilgisiyle sonuçlandı.

Bu savaşın sonucunda onlarca köy boşaltıldı. Yunan hükümet güçlerinin de faaliyetleri

sonucu birçok köy tamamen terk edildi. Bu süreçte 20000 kurbana, tamamen yok edilen

binlerce köye ek olarak 60000 Makedonyalı evlerini terk etmeye ve uygun olmayan koşullar

altında sınırı geçmeye zorlandı. 120,000 Makedonyalının evlerini terk edilmesi için yapılmış

plan, 1944 yılı Aralık ayı itibariyle gerçekleşmişti.

VI. Ege Makedonyası’ndan deniz aşırı ülkelere zorunlu göçler ve Yerleşim

Yerlerinin İsimlendirilmesine Devam Edilmesi

Yukarıda bahsedilen çabalara rağmen Ege Makedonyası’nda halen 250,000 kişinin

yaşıyor olması Yunan yetkilileri endişelendiriyordu. Yunan devletinin ayrımcı ve

asimilasyoncu politikaları devam etti. Bu sefer yöntem Makedonyalıların deniz aşırı ülkelere

göç ettirilmesiydi. Daha önce de uyugnlanan bu yöntem esas olarak politik göçmenlere

uygulanmış olsa da işgücü arzının önemli bir kısmını azalttı. Yunan İç Savaşı’nın bitişinden

sonra Yuan yetkililerin ayrımcı politikaları sebebiyle bu politkalar hızlandı. Yunan yetkililer

ABD, Kanada ve avustralya’ya yönelen bu göçleri teşvik etmek için elinden geleni yaptı.

Bu “gönüllü” göçlerle birlikte doğumda başlayan, çocuklukta ve okul öncesi eğitimle

devam eden ve bütün hayatları boyunca Makedonyalılarla birlikte olan asimilasyon

politikaları da hızlandı. Buna 4 Aralık 1945 tarihli 697 sayılı yasa uyarınca yapılan yerleşim

yerlerinin isimlerinin değiştirilmesine tekrar başlanması da eklendi. 1950-1970 arası dönemde

Ege Makedonyası’nda 135 yeni yerleşim yerinin adı değiştirildi. 1919’dan bugüne kadar

Page 13: Ege Makedonyası'ndaki Yerleşim Yerleri

Page | 13

isimleri değiştirilen yerleşim yerlerinin toplam sayısının 1700ü aştığıdır. Bu rakam, bu

konudaki ana kaynağımız olan idari Gazete’de yayınlanmamış isim değiştirmeleri ve basitçe

Makedonca’dan Yunancaya çevrilerek dayatılmış isimleri kapsamamaktadır.

Bu Atlas, 19.yüzyıldan bu yana Ege Makedonyası’na ait olarak kabul edilmiş yerlerin

tamamını kapsamaktadır.