düşüncenin Çağrısı

100
8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 1/100

Upload: baphooo555

Post on 03-Jun-2018

224 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 1/100

Page 2: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 2/100

D ü ş ü n c E n i n

Ç A Ğ R I S I

Immanuel Kant

(d. 1724, Königsberg - ö. 1804 Königsberg)

Alman Klasik ideal izminin Kurucusu, f i lozof ve düşünür. 1740-46

arasında, Königsberg Üniversi tesinde matematiK, f iz ik ve felsefe oKu-du 1746-55 arasındaDoğu Prusyalı büyüKailelerinyanındaözel öğret-

men olaraK çalış tı . 1755' te  Ateş Üzerine adlı incelemesiyle doKtor un-

vanın ı a ld ı. 1770' te mantıK ve metaf iz iK Kürsüsüne profesör o ldu ve

bu görevin i 1796 y ı l ına Kadar sürdürdü.

Kant 'ın uzun fe lsefe ve düşün yaşamı geleneksel o larak üç döne-

me ayr ıl ır : B ir incisi , mekan iğ in temel kavramların ı tan ımaya (Oedan-

kert von der wahren lebendigen Kraefte / Canlı Oüçlerin Doğru Değer-

lendirilmesi Üstüne Düşünceler) ya da i lks el b ul ut su dan y ol a çıKaraK

Dün ya 'n ın KöKeni s or un un u ç özme ye  (Ailgemeine Naturgeschichte

und Theorie des Himmels /Evrensel Doğa Tarihi ve Gökler Kuramı) ça-

l ıştığı eleştir i-öncesi döne mdir (1746-81). İKincisi, eleştirel anlayışa uy-

gun ahlaKın i lkeler in i or taya Koyma amacı güt tüğü, dogmacı l ığa Karşıo lduğunu bel ir tmeK iç in e leşti r ic i lik adın ı verdiğ i dönemdir (1781-90).

Üçüncüsü ise, s iyasete h iç Kar ışmamasına rağmen  Zum ewigen Frie-

den (Daimi Barış) adı alt ındasiyasal felsefe metni niyayımladığı saldır-

ma/savunma dönemidir (1790-1800). 18. yüzyı ldan ber i b i rçoK öğre-

t i Kant temeli üstüne Kurulmuştur. OlguculuK, VaroluşçuluK, Uygulayı-

c ı l ık g ib i b i rçok fe lsefe ak ımı Kant temel ine dayanmaktadır .

Başlıca eserleri:

Kritik der reinen Vernunft  (Saf A kl ın E le şti ri si ) ( 17 81 ),  Orundle-

gung zur Metaphysik der Sitten (Ahlak Meta f iz iğin in Temel lendi r i lme-

si) ( 17 85 ),  Kritik der praktischen Vernunft  (P ra tik A kl ın E le şt ir is i)

(1788),  Metaphysik der Sitten (Ahlak Metaf iz iğ i) (1797).

Arthur Schopenhauer

(d. 1788, Danzig-ö.1860, Frankfurtam Main)

Ünlü Alman f i lozofu. 1820'de Ber l in Ünivers i tes i'nde doçent o lan

Schopenhauer, 1831'de öğretim üyeliğinden ayrılarakFranKfurt 'ta mün-

zevi b ir hayat yaşamaya başlamıştı r . Schopenhauer ' in felsefes i, hem

Page 3: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 3/100

Kant ideal izmine hem de Hint f i lozoflar ına dayanmaktadır . Schopen-

hauer bütün doktr in in i , özneyi ve nesneyi kapsayan, tasavvur (Vors-

te l lung) ve iradegücü kavramı üstünekurar . Schopenhauer ' in fe lse-

fesine göre, dünyab ir tasavvurdur, yani o , akı lda tasavvur edi ld iğ in-

den başkab ir şeki lde düşünülemez( ideal izm). Schopenhauer , bu fe-

nomen le r dünyas ın ın dayanağ ına , " i r ade " ( istenç) ad ını ve ri r ve he r

kuvveti b ir i rade o larak görür ( i radeci l ik) .

Başlıca eserleri:

1818 'de en büyük eser i ,  Die Welt als Wilie und Vorstellung  ( İstenç

ve Tasar ım O larak Dünya ) yay ım lanmış t ı r . Schopenhauer ' in d iğer

eserleri:  Über den Willen in der Hatur  (Tabiatta İrade Üstüne) (1836) ,

Über die Freiheit des Mensch-iichen Wiilens ( İnsan İ r ades in in Hü rr iye -

t i Üs tü ne ) ( 1839 ) ,  Die beiden Orundprobieme der Ethik  ( Ah la k ın İ k i

Teme l Mese les i) ( 1841 ),  Farerga und Paraiipomena ( 1851 ) .

Martin Heidegger

(d. 1889, Baden - ö . 1976, Fre iburg im Breisgau)

Va roluşçu fe lse fenin önde ge len is im le rinden b i ri o la rak b i l inen

Alman f i lozof. Fre iburg Üniversitesi 'ndeKato l ik i lah iyatı ve Hır ist iyan

fe lse fes i okudu . 1914' te  Psikolojide Yargı Kuramı ad lı dokto ra tez iy-

le d ikkat çekmeye başladı. 1923' te Marburg Üniversitesi 'ne profesör

o ldu. 1933 yı l ında, Fre iburg Üniversitesi 'ne rektör o larakseçi ld i . Hit-

ler ' in güç kazandığ ıdönemde, Hazi Par t isi 'ne katı ld ı . Nazilere katı ld ı-

ğ ı gerekçesiyle 1945' te üniversiteden uzaklaşt ır ı ldı , ama 1952'de tek-

rar üniversitedeki görevine döndü.

Heidegger'in felsefesine göre, insan, varoluşun ortasına öylece,  ora-

da-bir-variık olarak  (Dasein) a t ı lmışt ır. Bu b ir tercih ya da seçim sonucu

deği ld ir . İnsan bu  bırakılmıştık  iç inde tercih ler ve seçimler iyle kendi ya-

şamınıileriyedoğru  kurar. İnsan, bırakılmışlığındaölümeyazgılıdırveva-

roluşunu buna göre gerçekleştirmelidir. Heidegger'in felsefesinde ölümfikri,bu bakımdan önemliyertutar. Fenomenolojiyi 'Varlık'sorunu bağ-

lamındayeniden yorumlayan, felsefe-dışı sayılan pekçok kavramı (kay-

gı, sıkıntı, ölüm, vb.) felsefeye taşıyan Heidegger, ' teknik'in gelişimiyle

bir liktemodern dünyanın eleştir isinide yapmayayönelmiştir.

Başlıca eserleri:

Sein und Zeit (1927). Kant und das Problem der Metaphysik (1929).

Erlâuterungen zu Uölderlins Dichtung (1936-68). Holzwege (1935-46).

Der Ursprung der Kunstwerkes (1935-1936) Die Zeit Des Weltbildes

(1938) Was heisst Denken? (1952) lMas ist Metaphysik? (1927)

Immanuel KantArthur Schopenhauer

Martin Heidegger

DÜŞÜNCENİNÇAĞRISI

Çeviren veyayıma hazırlayan:

Ahmet Aydoğan

V

Page 4: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 4/100

Say YayınlarıDüşünce

Düşüncenin ÇağnsıImmanuel KantArthur SchopenhauerMartin Heidegger

ISBN 978-975-468-721-7Sert i fika no: 10962

Yayın Hakları ©SayYayınlarıBueserin tüm haklarısaklıdır. Yayınevindenyazılıizina lınmaksızın kıs-men veya tamamen alıntı yapılamaz, hiçbirşekilde kopyalanamaz, ço-ğaltılamaz ve yayımlanamaz.

Yayın Yönetmeni: Aslı Kurtsoy HısımÇeviren veYayıma Hazırlayan: Ahmet Aydoğan

Baskı: Lord Matbaacılıkve KâğıtçılıkDavutpaşa Cad. Davutpaşa Matbaacılar SitesiNo: 103/430 Topkapı / İstanbulTel : (0212) 67493 54

1.baskı: SayYayınları, İstanbul, 200 82. baskı: SayYayınları, İstanbul, 2009

Say YayınlanAnkara Cad. 54 / 12 •TR-34410Sirkeci-İstanbulTelefon: (0212) 512 21 58 • Faks: (0212) 5125080web: www.sayyayincilik.com

e-posta: [email protected]

Genel Dağıtım: SayDağıtım Ltd. Şti.Ankara Cad. 54./ 4 •TR-34410 Sirkeci-İstanbulTelefon: (0212) 528 17 54 • Faks: (0212) 512 50 80e-posta: [email protected] online satış: www.saykitap.com

Page 5: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 5/100

İÇ İNDEKİLER

DÜŞÜ NCE DÜŞÜNÜLÜR 7 

Ahmet Aydoğan

KENDİ KENDİNE DÜŞÜNMESİNİ ÖĞRENMEK 25 

A. Schopenhauer

DÜŞÜNMEK NE DEMEKTİR? 45 

M. Heidegger

DÜŞÜNMEYE ÇAĞIRAN NEDİR? 69 M. Heidegger

KİŞİNİN DÜŞÜNEREK YÖNÜNÜ TAYİN ETMESİ

NE ANLAMA GELİR?  v  81

I. Kant

DÜŞÜNMENİN GEREKSİNDİĞİ: SÜKÛNET? 1 0 5 

A. Schopenhauer

Page 6: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 6/100

DÜŞÜNCE DÜŞÜNÜLÜR

 Ahmet Aydoğan

Deniz bi t t i.

En az ik i yüzyı ld ır mi l le tçe tam bi r mi rasyedi g ib i ya-

şadık. Ar t ık sonu geldi . Alacakl ılar kapıya dayandı.

Günü gün ederek har vurup harman savurduk ve de-

ğirmenin suyunun nereden geldiğine zerrece aldırmadık.

Duranın durduğu yerde hep durmaya devam edeceği-

n i sand ık. Sürek li i h t imamla ona dönük yaşamak, gün-

ler in deveranınagöre asl ın asl iyet i iç inde değişik imkân-lara aç ık ka lmasın ı sağlamak ve böylece onunla ayakta

durmak yerine emsa ls iz b i r a ldı rmazl ı k ve umursamaz-

l ık la s ı r tımızı döndük, dönmek le ka lmadık bozucu saldı -

r ı lar ın açtığ ı gedik leri görüp anlamaya, anlay ıp onarma-

ya çal ışmaya bi le yanaşmadık.

G iden le re a l dı rmadı k , gözden ı rak o lanl ar a gön lü -

müzde yer ay ı rmadık. Görünmez o lup kayıp lara kar ışan-

ların h iç o lmazsa d i l imizde açtığ ı rahneler d i r i ka lsın d i-

ye çaba göstermedik.

Kurmanın b iz im deği l , b izden önce geçmişte yaşamış

o lanlar ın işi o lduğunu, b iz im, ancak onu muhafaza ede-

b i leceğimiz i düşündük. Onu b i le b ihakkın yerine get ire-

med ik . Ancak b ir darboğaz la karşı laşıp da, t ökezleyip

düş tüğümüzde ak l ım ıza geldi onu ha tı rl amak. O da ha-

t ı r lamak deği l , b ir sebep bulma te laş ıy la oyalanmakt ı.

Page 7: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 7/100

Kant - Schopenhauer - t l ei degger • Düşüncenin Çağrısı

"Bakarsan bağ, bakmazsan dağ o lur " d iye bel le tmişt i

b ize b izden öncek ile r. On la ra da daha öncek ile r. Bak-

mak özen gös te rmey i, üze ri ne t it remey i, o da sür ek li

ay ık ve uyanık durmayı gerekt i ri rd i, zordu. Bakmazsak

en fazla dağ olurdu.

Amaosöz ünsöylendiğizamanlarda böyleydi bu, oza-

manlar bir şey bozulmu ş haliy le bi le iç inde imar ve İsla-

hı iç in gerekl i olan nüveler i bar ındır ı rdı , ni tek im en fazla

dağolurdu , dağı karşılar ındagörenlerkolla nsıvar, tekrar

onu aç ıp esk i ha line döndürür lerd i . Düşünmedik k i gün-

ler k ısa ldığ ında bozulmanın onulmaz onarı lmaz b i r şey

olacağını : Bakarsan bağ, bakmazsan dağ deği l : çöl olur .

Ve bu zaman zar f ında "kolaycı l ık" t ı mi l letçe ekser iye-

t imiz in karak te rin i bel ir leyen tek şey . Ve onun debele-

nişler i iç inde bulup or taya çıkardığı ucuz şeyler. Epeyce

bir zamandır "yalan"ı da dahi l et t ik bunlara. Ve onu n aç-

tığı kapıdan "sah tel i k" da ld ı i çe ri ye , her şeye musa l la t

o ldu. Sah te li k de t ıpk ı z ıddı g ib id ir , her şeye s iraye t

eder , şu fark la k i, o ondurmaz.Böyle bir yaşamaya, eğer yaşamak denirse tabii, neyin

belve rdiğini, neyinsayesinde böylebirsavurganlığagüçye-

tirebildiğimizi ve hâlâ nasıl olup daayakta kalabildiğimizi;

Bunca z aman o bel v er en ş ey in b iz a ld ırmadı kça,

umursamadıkça nası l be l in in büküldüğünü, a ldı rmazlığ ı-

mız ın a l t ında nası l in im in im in lediğ in i ve günbegün yi-

t ip tükendiğin i düşünmeye yanaşmadık.

Düşünmeye yanaşmamakla ka lmad ık , başka b ir se-

beple deği l, b iz i s ı rf b iraz daha avutup oyalayacak şey-

lerin hat rına b izzat düşünme denen şeyin kendis in i hor -ladık , hem de dünyanın h içb i ryer inde emsal ine rastlan-

mayan bir hor lamayla.

Ve son y i rmi y ı ld ır hor lamayla da kalmadık, onun in-

sanlar nezdinde kalan i t ibar ının son kır ınt ı lar ına sahtele-

8

Page 8: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 8/100

Düşünce Düşünülür

r i nin t asa l lu tuna göz yumduk ve o böylece en s ır adan

şeyler in i t ibar ından b i le yoksun kald ı .

Böyle b i ryaşamaya, ona eş lik eden hor lamaya h içb i r

mi ras dayanmazdı ve n i tek im dayanmadı da.

Ş imd i bu gel di ğimi z nokt ada i çi nde bu l unduğumuz

duruma, t a rih in kayde tt iğ i medeniye tle r in s ic il in i t u tup

her b i r inin yüksel iş in in ve tarih sahnesinden s i l iniş in in

sebepler ini açıklamaya çal ışanlar bi le, bütün engin bi lgi

ve gör gü le ri ne r ağmen muh teme ld i r k i b ir i sim bu lupveremeyeceklerdir .

B ir ü l kede düşüncenin söz sahib i o lduğu b i r konum-

dan uzaklaşt ı rı lması ve sadece uzaklaşt ı rı lması, öyle biz-

deki g ib i, horlanmas ı , haki r görülmesi değ il , o ü l kenin

başına ge leb ilecek en büyük tal ihs iz l ik , en büyük fe la -

kett i r. Bunu yakında hep beraber göreceğiz.

Her kim ki söze sahip olmadan söz sahibi olmaya kal-

k ışıyorsa, oraya meşru b i r yo ldan deği l , başka b i r şeye

tahsis ed i lm iş o lan ı gasp ederek ka lk ı ş ıyo rdun Çünkü

"söz sahib i o lmak" , ancak söze sahip o lmakla o labi lenbir şeydir , yani "söz sahipl iği" münhas ıran "söze" tahsis

ed ilmi şt ir ve söz düşünceden , düşünce sözden neşet

eder . B ir ü lkede düşüncenin söz sahib i o lmasını engel -

leyenler yo l vurucuların ta kendi ler id ir .

Fakat ası l yo l vurucular gene de bunlar değil . Bunlar

be lk i on la r ın ekt iğ i t ohumlar ın devş i ri c il e rid ir . Ası l yo l

vu rucu la r düşüncen in d ile ge lmes inin ve söz sahib i o l-

masın ın yo lunu deği l , düşüncenin şeyleri b i rb ir ine u lar-

ken a tt ığ ı i lmekle r in kördüğümleşmes ine ka tk ıda bulu-

narak b izzat düşüncenin yo lunu kesenlerd i r. . .İnsan düştüğüyerden kalkar, eğerkalkacaksa.Ta başın-

dan beri bu böyledir. Fakat , ancak düşünerek. Düşünme-

dikçe düştüğünün farkına varmaz insan. Düşünmedikçe,

düşünmeye ayak diredikçe biteviye sürer düşüşü. Düşüne-

9

Page 9: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 9/100

Kant - Schopenhauer - He idegger • Düşüncenin Çağrısı

cek ki düştüğünün farkınavarabilsin. Ve nereden düştüğü-

nün. Düşünmedikçe neresi olursa olsun yaşamasını sürdü-

rürinsan. Düştüğünü bilen insan nereden düştüğünü debi-

l ir . Nereden düştüğünü bilen insan düşünen insandır.

Hâlâ nereden düştüğümüzü bulup ç ıkaramadık. Öyle

zannedildiği kadar ulu ve uzaklarda, erişi lemeyecek kadar

ötelerde bıraktığımız biryükseklikde değildi oysa. Kendin-

ce biryükseklikt i. Amagene de sırrına akıl erdiremiyoruz.

B ir dünya k i ne üzer ine kurulduysa, onu üzer inde ta-şıyan ve taşıdığı iç in taşını lan her neyse, ona at fedi lme-

yen nazar orada o dünyadan başka her şeyi görür . Daha

o zamanlardenmişt i : "Söğüdün erenler i . Çevirin gidenle-

r i ." Biz gidenler i , çevirmek bir tarafa, umursamad ık bi le.

Bu noktaya gelinceye dek birçok badire at lat tık. Mice

büyük f ır tı na la r, öyle ans ız ın değ il , önces indek i büyük

sessizliklerle gelip yakaladı ve yere çaldı her şeyi. O ses-

sizlik lerde si lkinip kendimize geleceğimiz yerde, gafletin

en koyusuyla uğraşmaya devam ett ik uğraşılmaya değmez

şeylerle. Sen ben kavgasıyla aymadık ayıkmadık, sen veben diye bir şeyin kalmadığı hezimete dek. Ardından bir

kerec ik o lsun dönüp bakmadık, bu kadar masum, bu ka-

dar suçsuz günahsız insan varken nasıl oldu da başımıza

geldi bunlar? Ne sorduk ne anlamaya çalışt ık.

Nas ıl k i yüksek le rden düşüp de her yan ı yar a ber e

iç inde kalan, kır ık ları ç ıkıklar ı alçıya al ınan kimse, deği l

d i led iğ ince hareket e tmek ten , baş ın ı çev i rmek ten b ile

acizse, d ışar ıdan bel le t i len veya b i le isteye seçtiği ası l-

sız kabul le rl e, ney i ko ruduğu , neye hay rı dokunduğu

bell i o lmayan dur işaret ler iy le ak l ının ipotek a l tına a lın-masına izin veren insan da özgürce düşünemez.

Bugünlerde sık sık konuşulduğuna tanık oluyoruz: Eğer

ülke f i il i bir işgal yahut isti la tehdidi alt ında olmuşolsaydı

durum ş imdik inden daha umutsuz o lmazdı . Çünkü o za-

10

Page 10: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 10/100

Düşünce Düşünülür

man hiç olmazsa hatipler kürsülerde, münadi ler meydan-

larda parmaklarıyla gösterip diyebileceklerdi: "İşte ist ilacı-

lar toplarıyla tüfekleriyle sınırlarımıza dayandılar! Hâlâ boş

şeylerle oyalanıp avunmaya devam edecek misiniz?"

Gerçekten de böyledir . Fakatgöster i len sebepten ötü-

rü değil , böyle bir konuşman ın o ülkede bizzat düşünce-

nin if lasının en açık it irafı olmasınd andolayı. Söylenilene

göre ülke f i il i b i r işgal yahut isti ladan daha ağır bir tehl i-ken in a lt ındadı r, çünkü bu du rumun doğurduğu umu t-

suzluk, vaki tehl ikenin ihsas et t ir i lemez, göster i lemez ol-

masından ötürü, bi l fi i l gerçekleşmesi hal inde doğuracağı

umutsuz luk tan daha vahimdi r. O halde n iye durup sor-

muyoruz: B ir tehl ikey i teh like o larak a lgı layabilmek iç in

onun tehl ike o lmaktan ç ık ıp bütün tehdi tkâr unsur larıy la

tahakkuk etmesi mi lazımdır? Eğer orada düşünce varsa,

onun işi nedir? Düşünce uzak olanı yakınlaşt ı rmaz, yakın

o lup göze çar pmayan ı yen iden gö rünü r hal e gel ecek

uzaklığa yerleşt irmez mi? Temsil, temessül, misal, meseldüşüncenin oyuncaklar ı deği l midir?

Ancak hayvanlar i ç inde bu lunduk lar ı anda yaşar ve

daha ötesini ne görür ne de onu n için tasalanırlar . Bıçak

gel ip boğazlarına dayanmadıkça, hat ta f i i len bıçağın acı-

s ını h i sse tmed ikçe kurban l ık la rın ın f a rk ına varmaz la r.

Demek, ki hayat hangi düzeyde yaşanırsa yaşama kabil i -

yeti de ona göre şeki l lenmekte ve o düzeye inmektedi r .

Bü tün zaman la r boyunca insana insan lığ ına uygun b ir

hayat tekl i fedi lmişt i r , k i insan olarak sahip olduğu kabi-

l iyet ve me leke le r i kaybe tmes in. İ nsan da aks ine hepkolay o lanı seçmişt ir . Fakat bu ko layc ı lık terc ih i her za-

man sahip o lunanlar ın kaybıy la sonuçlanmışt ı r .

Düşünmek insana özgü etk in lik ler in iç inde en zor ve

en yüksek o lan ıdı r . Düşünme: b ir e t kin li k : üstel ik öyle

sıradan biretkinl ikde deği l: en yüksekolanı? Cümle da-

1 ı

Page 11: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 11/100

Kant - Schopenhauer - He idegger • Düşüncenin Çağrısı

ha t amam lanmadan i ti razl ar b ir bi ri n in a rd ına yüzüne

patlayacaktır:

" . . .Bu (en yüksek etk in l iğ in) düşünsel e tk in l i k (0£wpîa) o l-

duğu daha önce gös te r i ld i ; bu daha öncek i t eme ll end i rme le -

r imize ve hak ikate uygun görünen b i rsonuçtur . Bu en yüksek

etk in li k t i r, çünkü b izdek i en yüksek şey ak ı ld ır ve ak l ın ob je-

ler i bi l inebi l i r en yükse k şeylerdir . Ayr ıca buen devaml ı etk in-

l i kt i r; çünkü b iz sai r he r şeyden daha ko lay b i ç imde sü rek l i

o larakdüşünsel e tk in l i k te bulunabi l i ri z . . . Her ha lükârda felse-

fen in hem saf lı k hem sürek l i l ik bak ımında n har iku lade haz la-

ra sahip o lduğu düşünü lür ve b i len ler in zamanlar ın ı , arayan-

l a rdan daha hoşça geç irme le r i bekl eni r . Ve sözü ed i len ken-

d i ne ye te r li l ik de en yüksek derecede düşünsel e t ki n li ğe a it

görünür , çünkü b i lge k işi , adalet veya d jğer herhangi b i rerde-

me sahip k iş i gibi , hayat iç in zarur i olan şeylere iht iyaç duyar;

fakat on lar ın bu (erdemlere) yeter l i derecede sahip o lduk lar ı -

n ı varsaysak b i le adalet sahib i k imse ayr ıca onlara ve onlar la

b i r l ik te adil b iç imde davranacağı insanlara da ih ti yaç duyar,

aynı şey mutedi l , cesur k işi ve d iğerler i i ç in de geçerl id i r. Fa-

kat b il ge k iş i kend i başı na düşünme e t k in l i ği nde bu lunab i l i r

ve o ne kadar b i lgeyse, bunu o kadar i yi yapabil i r . Kuşkusuz

b i r li k te etk in l i kte bulunacağı k imselere sahip o lmak daha iyid i r , fakat o y ine de kendineen yeter k işid i r. Ve sadece bu et-

k i nl i k k endi si i çi n, k end inden ö t ü rü s ev il ir gö r ünü r ; ç ünkü

onda n (Oecopicı: tefek kür ve temaşa:) düş ünm e dış ında hiçbi r

şey hası l o lmaz; ha lbuk i prat ike tk in l i k lerden, o i ş in kendis in-

den ayr ı o larak , her zaman az ya da çok b i r şey ler kazanı rı z .

Keza mu tl u luğun ser best li ğe (çxoXr]) dayandı ğı na i nanı lı r;

çünkü nası l k i savaş ın hedef i barış i se, bütün i ş ler imiz in ama-

cı da serbest i l ik t i r. . .

İmdi , nası l k i s i yas i ve askeri e tk in l i k ler soy lu luk ve yüce-

l i kl e ri bak ım ından e rdeme uygun e t k i nl i k l er a ras ında öne çı-

karsa , ama bun lar se rbes t il i kl e bağdaşmaz ve kend i l e r i nden

ö t ü rü s eç ilmeyi p. k endi ö t el e ri nde b ir amacı hede fl e rl e rs e

ve düşünsel (ÖecücpriTiKod) o lan ak l ın e tk in l iğ i bunlar ı vakar

bak ım ı ndan aşa r v e k end i ö t es i nde he rhang i b ir amac ı he-

de fl emez ve t amam ı k end ine a it o l an b ir haz za sah i p gör ü-

nürse ve bu, o etk in l iğ i kamçı larsa, eğer bu böy le i se, bu et-

k i n li k te kend ine ye te r li l iğ i ve se rbes t i li k imkân ın ı ve i nsan

i çi n mümkü n o l duğu kadar y ı lmaz lı ğ ı- yo ru lmaz l ığ ı bu lacağ ı-

12

Page 12: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 12/100

Düşünce Düşünü lü r

m ı z a ş ik â rd ı r. Demek k i k u s ur s u z mu t l u l u ğu b u r a da b u l uy o -

r u z, t a b ii e ğ er h a ya t ı n t amam ı n ı k a ps a rs a ; ç ü n k ü mu t l u l u k t a

eks i k o l an h i çb i r ş ey o l amaz . Faka t böy le b i r hayat i n san i ç i n

çok y üksek o l acakt ı r . O b i r i n san o l duğu kada r ı y l a ( böyle b i r)

h a ya t ı y a ş amaya g ü ç y e t i remeyece k t ir , a n c a k o nda Tanr ı sa l

b i r ş ey o l d uğu k adar ı y la ( bu müm kün o l a b il e c ek t i r ); o n un b i-

l e şi k d oğam ı z da k i ( ye ri ) n e k ada r ü s t ü ns e , e t k in l i ği d e ö t e k i

e r d em t ü r le r i ne u y gun o l a n e t k i n li k l e r den o k a da r ü s t ü ndü r .

E ğe r a kı l i n sa na k ıy as la T an rı sa l i se , o z ama n o n a u y gu n

(onun e t k i n li ğ i y l e ö rü l ü ) haya t da i n san haya t ı na k ı yasl a Tan-r ısald ı r .

İmd i i n san o l a rak i n san i şeyl e ri , ö l üm lü o l a rak ö l üm lü şey-

l er i d ü ş ünmem i z i s a lı k v e re n le r e k u l a k a smama l ı , f ak at e li -

m i z den g e ld i ği n ce k end im i z i ö l ümsüzl e ş t i rmen v e i ç im iz de k i

en i yi , en yüce şeyle uyum i ç i nde yaşamak i ç i n he r şeyi y ap -

ma lı y ız . Bu y an ım ız k ü t le c e k ü ç ü k o l sa b il e im kân v e k ı yme t

bak ım ın dan he r şeyi ç ok ço kaşa r. O i n san ın ası l ( hükmeden )

v e e n iy i t ar af ı o l d uğu i ç in h er k iş iy i k e nd is i y a panı n d a a kı l

o l d uğunu k abul e tmek g e re k ir . İmd i e ğe r i n san k endi h ay at ı-

n ı değ il de başka b i r ş eye a it o l an ı nk i n i y aşamayı seçe rse bu

t u ha f o la ca kt ır . D ah a ö n ce s öy le di ğimi z b u ra d a d a g eç er li :

he r b i r ş eye uygun (özgü ) o l an doğas ı ge reğ i o şey i ç in en i yi

v e e n h o ş o l an ş e yd i r, a kı l h er ş e yden ö n c e i n san ı n k e ndi s io l duğu i ç i n ak l a uygun haya t , i n san i ç i n en i y is i di r . Bu yüzden

o a y nı z amanda e n mu t l u h ay at o l ac a kt ı r.

Aristoteles, Nikomakhos'a Etik(X. K i tap , 1 177b-1178a)*

K it ap üç büyük A lman düşünü rünün i ki si müs taki l,

b ir i seçki , üç öneml i me tn i n i i çermek ted ir . Bun la rdan

k i tap içeris indeki s ı ras ıy la i lki , insanın düşünen b i r var -

l ık o lup o lmad ığ ın ı veya düşünmen in onun özünün be-

l i rl enmes ine ka tk ı s ın ın hangi boyut larda o lduğunu sor-

gu lamaktad ı r. İ nsan düşünür , düşündükle r i yapıp eyle-

dikler ini şeki l lendir i r , yapıp eyledikleri döner insanın ne

o lduğunu resmeder , onun özünü bel i rl e r. Düşünmeden

söz aç ı ldığ ında hep tekrar lanan budur . Peki bu bağ ya-

* Aynı doğrul tuda bkz. Ar is tote les,  Metafizik, X II , 7 : 1072b .

13

Page 13: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 13/100

Kant - Schopenhauer - Heidegger • Düşüncenin Çağrısı

hut i l li yet in kuru lması bu kadar basi t mid i r? " İnsan dü-

şünen var lı k" tı r s özü, ü ze ri ne düşünülmeden hemen

doğru kabul ed i lecek ve sorgulanmaya ih tiyaç duyulma-

yacak kadar açık b ir i fade m idi r , değ il se bu başından

ber i m i böyledi r, yoksa b iz im yaşadığ ım ız dünyaya m ı

mahsustu r? Met in , yaşamay ı seçt iğ imiz hayat ve ger i

döndürü lemez b iç imde s ık ış t ığ ımız darboğaz nedeniy le

daha da yaşamsal hale gelmiş o lan bütün bu hususlar ı

düşünmeye davet e tmektedi r okuru.

K i tabın ik inci bö lüm ünü o luşturan met in , sorgulama-

yı daha da der inleşt i rerek düşünce dediğimiz şeyi kökle-

r inden kavramaya çal ışmakta ve şu soru lar ın cevaplar ı-

n ı aramaktadır : Düşünmek ne yapmakt ı r -F ik i r ve kana-

at ed inmek? Çıkar ımda bulunmak? Bir tasavvur o luştur -

mak? Düş le re dal ıp düşl emek? Kav ramlar a dayal ı b ir

model yahut s is tem kur mak - Hangisin i "düşünme " d iye

çağır ı rız bunlar ın?

" İ ki b in beş yüz y ı ldan ber i düşünmen in t emel ayı rt

ed ici özel l iğ i o larak kabul ed i legelen nedir?" Mantık vedüşü nmearasında nasıl bir i l işki vardır? "Geleneksel dü-

şünme öğretis i nedenşu i lginç 'man t ık ' ismini taşır?" Şi-

i r düşüncenin karş ıs ında nerede durur?

" Tam hakkı yl a düşüneb il iy or o lmam ız i çin ih ti ya ç

duyduğ umuz ön koşul lar nelerdir? Her defasında düşün-

meyi tam anlamıylayer ine get i rebi lmemiz iç in bizden is-

tenen nedir?"

Dünyanın ve insanın geldiği yer her hal iy le düşünme-

ye çağrıda bu lunurken , karşı laşt ığ ım ız her mese le b iz i

du rup d in lemeye , d in leyi p düşünmeye davet eder ken

düşüncenin izine rastlanmaması , insanın düşünme kar -

şısındaki bu serkeşl iği neyin alamet idir?

Düşünme neyi bekler? Düşünme neye, ne düşünme-

ye davet eder? O nedir ki başka birşeye değil de düşün-

meye davet eder?

14

Page 14: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 14/100

Düşünce Düşünülür

Bütün bu  sorular mi l le tçe ve topyekûn insanlıkça gel-

d iğimiz noktada bugün her zamankinden daha faz la so-

ru lmaya ve cevapları üzer inde düşünülmeye muhtaç so-

rulardır. Belki de hepsi der lenip topar lanarak tek bir so-

ruy la , "Düşünmen in bekled iği ve düşünmey i bekleyen

nedir?" sorusuyla ifade edilebil ir . Elbette sadece mil letçe

değil , topyekûn insanl ıkça. Fakat yine de geldiğimiz nok-

tanın arz ett iğ i vehamet ve aci liyet nedeniy le öncel ik le

milletçe...Yeterl il ik koşullar ı oluştuktan sonra bugün yaşadığımız

dünyadave bilhassa ülkemizin şartları göz önünde bulun-

duru lduğunda düşünmenin önündeki engel ler de ayrıca

düşünülmeye muhtaçt ı r . Ki tap içerisindeki üçüncü met in

"dogmat izm" i bu engel lerin en büyükler inden b i ri o larak

göstermekte ve ak lı , düşünmenin bu en büyük düşmanı -

n ın tasal lu tundan kur tarmanın, dolay ıs ıy la düşünmenin

muhtariyet ini savunmanın yol lar ını aramaktadır . Ve okuru

b ir bak ıma ter sinden , dogmati zmin , görmezden gelme,

görüp geçme, kanıksama, umursamama, durup d inleme-me gibi her bir i yakın zamanlaramah susolan ve sürdürü-

lemez noktaya gelinceye dek kurbanı olmaya devam ede-

ceğimiz telaş ve aceleci liğ in sonuçlan o larak görülmesi

gereken engel leri de gölgeleyecek kertede düşünmenin

önündek i en büyük bar ikat ı o luş turup o luş tu rmad ığını ,

orada eleşt ir i konusu edi len dogmat izmin, o hal iy le olma-

sa bi le, varl ığını hâlâ sürdürüp sürdürmediğini, eğer sür-

dürüyorsa, aradan bir "eleşt ir i çağı" gel ip geçmiş olması-

na rağmen neden sürdürdüğünü, o günün dogmat izminin

yerin i bugün nasıl ve ne adına b ir dogmat izmin a ldığ ın ıdüşünmeye davet etmektedir .

Düşünme her şeyden evvel bir görüş yahut kanaat sa-

h ib i o lma, b ir şey veya b ir durum hakkında b ir tasavvur

Page 15: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 15/100

Kant - Schopenhauer - Heidegger • Düşüncenin Çağrısı

hut i l li yet in kuru lması bu kadar basi t mid i r? " İnsan dü-

şünen varl ık "t ır s özü, ü ze rin e düşünülmeden hemen

doğru kabul ed i lecek ve sorgulanmaya ih tiyaç duyulma-

yacak kadar açık b i r i fade m id ir , değ il se bu başından

beri m i böyledi r, yoksa b iz im yaşad ığ ımız dünyaya m ı

mahsustu r? Met in , yaşamay ı seçt iğ imiz hayat ve ger i

döndürü lemez b iç imde s ık ış t ığ ımız darboğaz nedeniy le

daha da yaşamsal hale gelmiş o lan bütün bu hususları

düşünmeye davet e tmektedi r okuru.

K i tabın ik inc i bö lü münü o luşturan met in , sorgulama-

yı daha da der inleşt i rerek düşünce dediğimiz şeyi kökle-

r inden kavramaya çal ışmakta ve şu soru lar ın cevaplar ı-

n ı aramaktadı r : Düşünmek ne yapmakt ı r -F ik i r ve kana-

at ed inmek? Çıkar ımda bulunmak? Bir tasavvur o luştur-

mak? Düş le re dal ıp düşl emek? Kav ramlar a dayal ı b ir

model yahut s is tem kur mak - Hangisin i "düşünme" d iye

çağır ı rız bunlar ın?

" İ ki b in beş yüz y ı ldan ber i düşünmen in t emel ayı rt

ed ic i özel l iğ i o larak kabul ed i legelen nedir?" Mantık vedüşü nme arasında nasıl bir i l işki vardır? "Geleneksel dü-

şünm e öğretis i neden şu i lginç 'man t ık ' ismini taşır?" Şi-

i r düşüncenin karşıs ında nerede durur?

" Tam hakkı yl a düşüneb il iy or o lmamı z i çi n i hti ya ç

duydu ğumuz ön koşul lar nelerdir? Her defasında düşün-

meyi tamanlamıylayer ine get i rebi lmem iz iç in bizden is-

tenen nedir?"

Dünyanın ve insanın geldiği yer her hal iyle düşünme -

ye çağrıda bu lunurken , ka rş ılaş tığımız her mese le b iz i

du rup d in lemeye , d in leyi p düşünmeye davet eder ken

düşüncenin izine rastlanmaması, insanın düşünme kar -

şısındaki bu serkeşl iği neyin alamet idir?

Düşünme neyi bekler? Düşünme neye, ne düşünme-

ye davet eder? O nedir ki başka birşeye değil de düşün-

meye davet eder?

14

Page 16: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 16/100

Düşünce Düşünülür

Bütün bu sorular mi l letçe ve topyekûn insanl ıkça gel-

d iğimiz noktada bugün her zamankinden daha faz la so-

ru lmaya ve cevaplan üzer inde düşünülmeye muhtaç so-

rulardır. Belki de hepsi der lenip topar lanarak tek bir so-

ruy la , "Düşünmen in beklediğ i ve düşünmeyi bekleyen

nedir?" sorusuyla ifade edilebil ir . Elbette sadece mil letçe

deği l , topyekûn insanl ıkça. Fakat yine de geldiğimiz nok-

tanın arz ett iğ i vehamet ve aci liyet nedeniyle öncel ik le

milletçe...Yeterli l ik koşullar ı oluştuktan sonra bugün yaşadığımız

dünyadave bilhassa ülkemizin şartları göz önünde bulun-

duru lduğunda düşünmenin önündeki engel ler de ayr ıca

düşünülmeye muhtaçtı r . Ki tap içer isindeki üçüncü met in

"dogmat izm" i bu engellerin en büyüklerinden b ir i o larak

göstermekte ve ak lı , düşünmenin bu en büyük düşmanı -

n ın tasal lu tundan kur tarmanın, dolay ıs ıy la düşünmenin

muhtariyetini savunmanı n yollar ını aramaktadır. Ve okur u

b ir bakıma ter sinden , dogmati zmin , görmezden gelme,

görüp geçme, kanıksama, umursamama, durup d inleme-me gibi her bir i yakınzamanlara mahsus olan ve sürdürü-

lemez noktaya gelinceye dek kurbanı olmaya devam ede-

ceğimiz telaş ve acelec il iğ in sonuçları o larak görü lmesi

gereken engel leri de gölgeleyecek kertede düşünmenin

önündek i en büyük bar ikat ı o luş turup o luş tu rmadığını ,

orada eleşt ir i konusu edi len dogmat izmin, o hal iy le olma-

sa bi le, varl ığını hâlâ sürdürüp sürdürmediğini, eğer sür-

dürüyorsa, aradan bir "eleşti r i çağı" gelip geçmiş olması-

na rağmen neden sürdürdüğünü, o günün dogmat izminin

yerin i bugün nasıl ve ne adına b ir dogmat izmin a ld ığın ıdüşünmeye davet etmektedir .

Düşünme her şeyden evvel bir görüş yahut kanaat sa-

h ib i o lma, b ir şey veya b ir durum hakkında b ir tasavvur

15

Page 17: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 17/100

Kant - Schopenhauer - He idegger • Düşüncenin Çağrısı

o luşturma, b i r d iz i öncü l lerden hareket le muhakemeye

başvurarak geçer li b ir sonuca ulaşma değild ir. Düşünme

bi l imler gibi b i lg i üretmez, hayat iç in işe yarar , kul lanışl ı

kestirmelersunmaz. Okestirmelerin ışığındaalelacele ha-

reketegeçmekiç in gerekl i o lan kör karar l ıl ığ ı beslemez.

Düşünme herşeyden evve l bugünkü bu hengâmenin

ve onun basmaka l ıp kanaat ler in in zorba l ığ ın ın o r tas ın -

da fe rt o lmay ı , kend ine özgü duyuşa ve bu lunuşa - v ic -

danasahip olmayı gerekl i k ı lar. Düşünme özgürce, ama

asla fütursuzca değil , sorgulamayı, özden gelen, yönel-

d iğ in i deği l , kend is in i zorlayan sorula r ı sormay ı gerek l i

k ı lar. Bu ise yalnızl ığ ı ve sessizl iğ i . Hayatın yükünü ken-

d i baş ına omuz lamay ı, t u tt uğu yo lda kend i baş ına an-

lam aray ış ı iç inde o lmayı . Kapanmayı ve kapanarak dü-

şünceyi besleyip doğurtacak düşünür ler in düşünceler iy-

le i l işk i kurmay ı . İnsan ın ve dünyanın nerele rden geçip

buralarageldiğini. Sonra dinlemeyi. Ve beklemeyi.

Düşünme b ir mese ley i düşünürken onu asla kendin i

ber i tutarak üstünkörü düşünmez. Yüzeydegördüğü ben-

zer lik leri b irbir ine raptederek aceleci sonuçlara varmaya

çabalamaz. Kutsala gösterdiği saygıyla bütün varl ığ ıy la

onun özüne, hakikat ine ermeye çabalar hep. Onu kendi

başına e le a lıp a it o lduğu bütünlük ten hunharca kopar -

maz. Bağlara dindarca birözen gösterir, onları koparmayı

en büyükdinsizl ik addeder. Düşünme dinler . Ve bekler .

Düşünme neyin asl i neyin tâl i o lduğunu, doğası gere-

ğ i neyin ne tü r b i r kan ıt lamaya gereks in im duyduğunu

veneyin hertür lü kanıt lamaçabasından vareste tutulup

kendil iğ inden apaşikâr sayı lacağını b i l i r ve bunu en bü-

yük ayrıcal ığı be lle r. Ve ancak bu te rb iyeye sah ip o lan-

lara muhatapgözüyle bakar.

Düşünme b i r yandan bağlara d indarca b i r özen gös-

tererek, diğer yandan ufuksuz tecr i t denizinin dalgalar ı-

Düşünce Düşünü lür

nı soyluluğundan gelen sarsı lmaz işt iyaklabirer birerku-

laç laya rak i lkeler e doğru yo l cu luğunu sab ır la , az im le

sürdürür:

Düşünmenin tek derdi hakikat t ir. Tek ve bir ic iksada-

kat i onad ı r. Onun la mahzun o lur , onun la sü ru ra e re r.

Onun uzağ ına düşmeyi en büyük sürgün b i li r . Onun ya-

kınında olmayı bağışlar ın en büyüğü.

Düşünmenin karşıs ında dünya meşum sonuna doğru

her gün b i raz daha yak laş ı rken "güneş in a l t ında gün ler

birbir in i kovalarvegünler in get irdiği hepaynıdır , herşe-

yin i l lâki b irç özümü vardır"genişl iğ iyle önünegelen her

şeyin üzer ine paldır küldü r yürüyen anlayışsızlar ordusu

ve onlar ın "proje" ler i vardır . Onlar herşeyi basit b ir he-

sap kitap meselesi o larakgörür ler . Onlar düşünceyisa-

dece doğu racağ ı sonuç la r a, yo lunu açacağı ha reket

ta rzla r ına veya ka l ıpla r ına göre değerlend i ri r le r ve dü-

şünceyle karşı karşıya kaldıklar ında soracaklar ı i lk soru

"Peki , ama b ize bunun somu t, e ll e t u t ulu r ne f aydası

vardı r?" sorusudur : Bu soru çok daha küstah laşab il i r ,

bu onun en masum ha li d ir . On la r ın naza r ında her şey

bas it t i r, çözümü o lmayan şey yoktur, varsa mut laka b i r

çözümü va rd ı r. Müh im o lan en k ı sa , en kest i rmeden ,

bak ı ld ığ ında ko laycagörü leb i len sonuçtur , onun ne pa-

has ına ve hang i yo ldan e lde ed i ld iğ in in önemi yoktur :

Kolaycı l ığın kural tanımazlığa, onun da i lkesizl iğe evri l-mes inde ve sonunda sahte l iğ in ve sahtec i l iğ in her şey i

böylesine tesl im alacak bir yaygınl ığa ulaşmasında şaşı-

lacak bir taraf o lmasa gerekt ir .

Son b i rkaç on y ı la kadar bu ü lkede sürekl i o larak te-

l i f siz l ikten ve f ik r i se fale t ten ş ikâyet ed i li rd i. E l a t ılan

hang i mesele o lu rsa o lsun, is te rse münhas ı ran bu top-

rakla ra ve üzerinde yaşayan insan lara mahsus o lsun,

1 7

Page 18: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 18/100

Kant - Schopenhauer - He idegger • Düşüncenin Çağrısı

dör t baş ı mamur te l if b i r esere, der in b i r te fekkür mah-

su lü b i r f i kr e t esadüf ed il emiyor deniyordu. Fakat şu

sonon yı lda hemen her konuda kapaklar ında yer l i is im-

ler in boy gösterdiği neşr iyata tesadüf ediyoruz, lâkin şi-

kâyet lerin kesi ld iğine tanıkolmuyoruz. Her ne kadar bu

şikâyetler ş imdi eskisi kadar gür ve şiddet l i değilse de.

Sorulsa şikâyet sahipler ine, diyecekler i "bu şikâyet ler in

eskisine nazaran güç iş i t i li r o lması hakl ı l ığ ından bir şey

y i t i rmes ine deği l , o lsa o lsa ses lend i ren le rin mevzi kay-

bett ik ler ine kar ine teşki l eder" cümlesinin daha genişle-

miş b iç imi o lacakt ır herha lde .

Her şeyin b i r ko lay ın ı bu lman ın ve onun yer ine sure-

ta benzer ini koymanınyolunu bulmuştukbulmasına, ama

s ı ra düşünceye ge ldiğ inde hâ lâ a r taka lan edep duygu-

muzdan mı , hâ lâ onun sureta benzer ine i t ibar e tmeye-

cek kadar sahic il iğe düşkün lüğümüzden mi , yoksa dü-

şüncen in hak ikat in in sahtes ine çözü lememesinden mi

nedendi r b i l inmez, düşüncen in b i r ko lay ın ı bu zamana

kadar bu lamamış t ık . Sonunda onu da bu lduk. Ş imdi a r -

t ık herkes in ko l tuğunun a l t ında b i r "p ro je" var .

K imse de çıkıp demiyor: Tasası olmayanın tasar ıs ı o l-

maz; " tasar ı" denen şey yaşadığı anın sınır lar ı iç inde sı-

kış ıp kalmayaraken az yar ın iç in tasalanabilecek kadar

z ih in sağl ığın ı, ha fıza bü tün lüğünü kaybetmemiş , dünü

bugünü ve yarın ı b i r a rada düşünebi len k imse ler in e l in -

den gelebi lecek bir şeydir .

Eğer bu ülke beka dediği şeyi b ir i t iyat olarakdeğil de

adınayaraşır bir ciddiyetle, talep ettiği özenle düşünüyor

veonu n için gerçekten tasalanıyorsa, onu olmayacakyer-

deve kendisine hiç hayrı dokunmayaca kşeylerdearamak

yerine mut laka düşünceye "hayat hakkı" tanımalı , düşün-

ceyi düşünebilecek kadar hayatgailesinden kurtarıp sesi-

Düşünce Düşünü lü r

ni duyurabileceği bir yereyer leşt irmelid ir. Amadüşünce-

ye "hayat hakkı" tanıyayım derken "düşünce ve i fade öz-

gür lüğü" adı alt ında herkesin herşeyi ulu or ta söyleyebil-

mesinin önünü açarak ve Pandora'nın kutusunda güneşi

görmeyen hiçbir şey kalmasın diye, kapağı açmakla kal-

mayıp, bir de ne yaptığını b i lmez biraymazlık la tersçevi-

r ip si lkeleyerek bütün uğursuzluklar ı or tal ığa saçmamalı,

böylece düşünmenin en büyük hasmını besleyip gürbüz-

leştirmemeli, düşünceyisesiniduyuramayacağı körkaran-

l ık lara, boğucu gürültülere mahkûm etmemelidir .

Hası l k i bütün uzuvlaryer l i yer inde ve baş da gövde-n in üzerinde ka lmad ıkça insan den i len can lı hayatiyet i -

ni sürdüremezse, insan dünyasında da her şey yer l i ye-

r inde durmadıkça , o dünyanın fe r tle r i hadden hudut tan

haberdar olmadıkça, nerede neyi konuşup neredesusa-

caklar ın ı, nerede neye karşı harekete geçip hanginokta-

da duracaklar ını b i lmedikç eo dünya ayakta kalamaz.

Fakat biz sadece şeyleri y er inden etmekle kalmadık,

b i r zamandan beri a t ın önüne e t, i t in önüne o t koyarak

bu ü lkede yer inden ed i len şeyle rin yer le r ine iade ed il -

mes in in önüne b i le b i le ve kasten geçmeye ça lış tık .

Unutu lmamal ı : Düşünce insan dünyas ındaki yeri ne-

resiyse orada olmadıkça, oyere onun sureta benzer ler i-

nin tasal lutu bertaraf edi lmedikçe, karşı laşı lan hersoru-

nu çözme denemesi yen i ve üs tesinden ge l inmesi daha

da zor sorunlar ı doğurmaktan başka bir şeyle net icelen-

meyecektir.

B ir mesele kend is in i kend i l iğ inden göstereceğ i yük-

sek l ikten görü lmed ikçe iza fi l iğinden b i r şey kaybetme-

yecek ve do lay ısıy la b i r mesele o la rak varl ığın ı koruya-

cakt ır. İzaf i görüşle yet in i lmeyip bir de ondan hareket le

o mese len in çözümüne ye l ten i lecek o lu rsa bu ka lk ışma

19

Page 19: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 19/100

Kant - Schopenhauer - Heidegger • Düşüncenin Çağrısı

bi r zorlamayla, o da yeni ve daha yüksekten görü lmesi

g er eken b ir mesel en in doğumuy la s onuç lanacakt ır .

Eğer bu bir hakikatse, bunun dünyaüzer inde bizden da-

ha ibret veric i misal i zor bulunur .

B ir şey in yerinden edilmesine "zu lüm" demişiz , daha

doğrusu ona bütün zulmet iy le d i limizi ve gönlümüzü aç-

mışız, açmakla kalmamış di l imizde ona t ınısıyla, çağrışı-

mıyla, zaman içerisinde üzerine topladığı manave tazam-

munlarıyla tüyler ürperten biryertahsis etmişiz, şimdi her

şeyye rinden ediliyor, herşeyherşeyiny erinegözdik iyor,

k ı l ımız kıpırdamıyor : Duymayan biz miyiz, duyurmaz olan

böylesine dehşetli t ını lar ı, çağrışımları olan sözcük mü?

Sözcükler ne zaman çağırd ıklar ın ı çağırmaz hale ge-

l ir , çağırdıkları ne zaman çağırana ayak diremeye başlar

ve çağı rmaya boyun eğerek görünür hale gelmez o lur?

Ama bütün bu yer inden etmeler in b i r netices i o larak

dünyanı n her g ün biraz daha yak la ştı ğı ha zin s onun

uğursuz haberc i ler ine öyle sözcükler bulup veriyoruz k i

h iç k imse dönüp de bakmıyor b i le . O sözcüğün söyledi -

ğiyle i rki l ip söylenene kulak kesi lmiyor , kulak kesi l ip de

kend ime çeki düzen verey im demiyor. Sözge limi hava-

n ın veya su la rın ı s ınmasından söz eder g ib i, dünyayı

bekleyen büyük fe lakete gayet masum bi r edayla "küre-

sel ıs ınma" d iyoruz ve zaten ona böyle b i r is im vermek-

le peşinen, onun söylediğin i kaale a larak h içb i r şeyimi-

z i değiş t i rmeyeceğimiz i , b izi bu noktaya get iren yo ldan

h içb i r suret te dönmeyeceğimiz i de ima etmiş o luyoruz:

İnsanlargeçmişte tecrübe et t ik ler i ve iç inde bu kadarol-masa b i le kendince hayati teh l ike ler bar ınd ı ran şeyleri

böyle mi çağırıyorlardı?

Şimdi biz durup düşünüyor muyuz: Sıcaklığın kuraklığa

dönüşmesi, kurakl ığın kıraçlaşma ve çöl leşmeyle net ice-

20

Page 20: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 20/100

Düşünce Düşünülür

lenmesi neyin işaretidir? niye her şey haddini aşıp bir aşı-

r ı lıktan diğer ine savrulup durmaktadır sürekli? niye aşırı -

l ık la r a rasında ö lçü ve denge, n ispe t ve i ti da l teessüs

etmiyorda bir i diğerini sürekli besleyip duruyordoymama-

casına? Doğanın çöktüğünü idrak etmek için daha ne i le

uyarı lmamız lazım?

Bütün bu soru lar zo rluyor : D i lim iz i özel b ir çabay la

k ıs ır laşt ı rd ık , k ısı r laşan d i l d imağımız ı iğdiş et ti ve o k ı-

s ı rl ı kla iğd iş li ğin mahsü lü döndü d i l im iz i bü tün sun il i-

ğ iy le b i r daha i lkah et ti ve ş imdi iç inde k ıvranıp durdu-

ğumuz f ikri ik t idars ızl ık ta a ld ık so luğu. Bu k ıvranıp dur-

ma bu g id iş le e r geç debe lenmeye dönüşecek ve onun

emek leme çabalar ı d i ke lmey le değ il , o lsa o lsa sür ün -

meyle sonuçlanacakt ır . Eğer bu k ıs ı r laşt ı rma çabası a it

o lu nan dünyanı n d il im iz deki b ağ la rı nı k oparmayı v e

onun özümüzde kökl eşmesin i enge ll emey i hedef li yo r-

duysa, neden dahil o lunmaya çalış ılan dünyanın taş ıy ı-

c ı d i ll er iy le i li şk i ku rmay ı denemed ik öyleyse? Neden

Grekçe veya Lat ince, okul la rdazoru nlu ders olarakoku-

tu lmad ı? çünkü her yerde o lduğu g ibi burada da kolay -

cı l ığı seçt ik.

Soru lab i li r: Durum madem bu kadar vah im, o halde

neden bu du r umun kend i özünden kaynakl anan veha-

met ve onun sebep le r i üzer ine düşünü lmüyor da, onun

özüne yabancı ka lmak pahasına, başka d iyar larda kale-

me a l ınmış met in lerden b i r der leme hazı r lanmakla yeri -

niliyor?Acelec i b i r soru o lsa da, b i r mazeret bu lma te laş ıy la

değ il düşüncen in bu toprak la rdak i geleceğ i i çin ve s ır f

düşüncenin esenl iğ i gözeti lerek cevaplanmal i : Bu kada-

r ını düşünen e lbet te onu da düşünebi l i rd i ve bu kadar ı-

21

Page 21: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 21/100

Kant - Schopenhauer - He idegger • Düşüncenin Çağrısı

nı or taya koymak iç in gerek l i o lan yeter l il i k en az ından

insaf ehl in in nazarında onun da vücuda geti r ilebi leceği -

nin kar inesini teşki l eder . Ancak birşey unutulmak tadır :

Böyle b i r şey iç in onun, karş ı lığ ın ı a lmak deği l, o saye-

de b i r yerlerde o lmak veya görünmek h iç deği l, en mü-

tevazı insanın en asgar i ve zecri iht iyaçlar ını ve mut la ka

a l ın teriy le ve gönül huzuruyla karş ılama endişesinden,

onu n gai lesinden uzak kalması gerekir. Çünkü düşü nmeinsan etk inl ik ler i iç inde en k ıskanç o lanıd ı r. O as la ken-

d isi i ç in gerek li o lan gücün b i r k ı sm ın ın başka şey le re

sarf ed i lmesine raz ı o lmaz. Tümün ün kendisi iç in ku lla-

n ıma hazı r o lmasın ı ta lep eder . Böyle b i r haz ır l ık o lma-

dıkça, onun ta lep et tiğ i huzur ona ve sadece ona tahsis

edi lmedikçe , diğer şar tlar ne kadar müsait olursa olsun,

or taya ç ıkan şey b i r düşünce tas lağı o larak ka lacak ve

daha öteye gidemeyecekt i r .

Düşüncenin is tediğ i , köşk ler konaklar deği ldi r . K im-

senin yo lunun düşmediğ i uzak, izbe, tenha b i r köşede,b ir dağ ın baş ında baş ın ı sokacak b ir kul übes i o lsun,

başka b ir şey i stemez. O , insan la rın ayağını kayd ı ran

şeylerle ayart ı lmayacak kadar görmüş geçirmiş ve onla-

ra karşı i yi ce b i lenmiş ti r. On la r durgun deniz in i dalga-

landıramayacak kadar boşluğunu ve beyhudel iğ in i gös-

termişt i rona. Amayine de insanlaro nu kendi ler i iç in en

büyük tehl ike addeder ler .

ne ki düşüncenin bu ülkedeki yazgısı daha da ağırdır:

O, üniversitelerden uzaklaştı r ı lı r . Matbuatta bir yer bula-

maz. Kürsüler in yanına yaklaşt ı r ılmaz. Sesini duyurabi le-ceği her imkân, her vası ta el inden al ınır . Kendini bir par-

ça o lsun yakın h issedebileceği her şey özel b i r çabayla

esirgenirondan. Böyleyken kimselere derdini anlatamaz,

vasatl ık ağız bir l iği eder, ağız açtırmaz ona, birsöz ü şerh

22

Page 22: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 22/100

Düşünce Düşünülür

eyle yemez . En y ak ın ın daki le r bile h al in den anlamaz

onun. Yabancısı olduğu bu dünya biganedirona. O ki za-

rarsızdır. Hayırdan başka bir şey di lemez. Ancak gi tt iğin-

de anlaş ıl ır , uzak laşt ığ ında kadr i b il in ir , t üm hakikat li

şeyler gibi.

Düşünce bütün hakikatl i şeyler g ib i sess izd i r. Çünkü

başka b ir şey in değ il haki ka ti n âşı ğı dı r. Tan ınmad ığ ı,

kadr inin bi l inmediği yerde, diğer hakikat l i şeylergibi , di-reşerek kalmaz. Direşmek, ayak sürümeksahte şeylerin

özell iğid ir , çünkü bu d i reşme b izzat sahte l iğ in özünden

kaynaklanır . Çünkü sahtel ik dediğimiz şeyin b izzat ken-

d isi d i reşerek var o lur, onun kendine a it b i r varl ığı yok-

tur, o gerçekte o lmadığ ı ha lde öy le görünür ve o görün-

t üy le hak ikat e t asal lu tt a bu lunar ak var lı k gös te ri r ve

sonra ona ayak d irer . Eğer insanlar hak ika te i ti bar e t-

mezle rse , kendi ler inde hak ika tin t u tt uğu yeri sahte li k

a lacağından hakikat sess izce geri çek il i r. Bugün o lduğu

gibi.Her tür lü varl ık idd ias ına rağmen yokluktur çepeçev-

re kuşatan dör t b i r yanımız ı, be ll i k i bu çok geç anlaş ı-

lacak.

23

Page 23: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 23/100

KENDİ KENDİNE DÜŞÜNMESİNİ

ÖĞRENMEK

A. Schopenhauer

Page 24: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 24/100

KENDİ KENDİNE DÜŞÜNMESİNİ ÖĞRENMEK*+

Bir kütüphane çok geniş o labi l i r; fakat eğer düzensiz

ise küçükama derl i top lu b i r kütüphane kadar ku l lan ışl ı

veyararl ı değildir . Benzerşekilde bir insan çok büyü kbir

bi lgi y ığınına sahip olabi l i r, fakat kendi kendisine üzer in-

de düşünerekbu bi lgiyi gerekt iği gibi iş lememişse bu bil -

g i, üzerinde tekrar tekrar ve uzun uzadıya düşünülmüş

çok daha küçük b i r b i lg i mik tarından daha k ıymets izd i r.

Çünkü b ir insan, ancak dör t b ir taraf tan topladığ ı b ilg iy i

bir araya get ir ip bi ldiği şeyleri , bir doğruyu diğer iyle kar-

ş ı laştı rarak b ir araya geti rdiğ i zaman ona tamamen hâ-

k im o lur ve onu kendi gücüne-melekes ine dönüş tü rür .

Bi r i nsan b i lmediğ i b ir şey i z ihn inde evi rip çevi remez,düşünemez; bu yüzden önce birşeyi öğrenmel idir ; fakat

bir insan ancak üzerine düşündüğü şeyi bi l ir .

Okumak ve öğ renmek her hang i b ir k imsen in kend i

özgür i radesiyle (keyfe keder) yapabi leceği şeylerdir ; fa-

ka t düşünmek  böy le deği ld ir . Düşünme t ıpkı b ir a teş gi-

b i b ir cereyan la ya da hava ak ımıy la t u tuştu ru lmak ve

konuya duyu lan b ir i lg i i le bes lenmel id i r. Bu i lg i bütü-

nüy le nesne l ya da tamamen özne l t ü rden o lab i li r. Bu

sonuncusu b iz i şahsen i l gi lendi ren şeyle rde o rtaya çı-

kar, fakat nesnel i lg i doğası gereği düşün enved üşünme

kendiler i iç in nefes a lmak kadar tab ii b i r şey o lan kafa-

* Parerga und Paralipomena, Bd. II, Kap. XXII:  Selbstdenken.

+ (Metinde ve d ipnot larda Köşeli parantez iç inde yer a lan aç ık lamalarçev irmene ai tt i r .)

Page 25: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 25/100

Kant - Schopenhayer - Heidegger • Düşüncenin Çağrısı

l arda ve sadece on larda bu lunur ; f akat bunla r seyrek

rast lanan k imselerd i r. Bu sebepten ötürüdür k i okur-ya-

zar k imseler in çoğu bundan çok az nasip lenmişt i r .* * *

Düşünmenin ve okuman ın insan z ihni üzerinde mey-

dana get i rdiği etki ler arasındaki fark inanı lamayacak ka-

dar büyük tü r . Z ihin le r a ras ında b ir i nsan ı düşünmeye,

d iğerin i okumaya gö tü ren asl i f a rk l ıl ı k bu yüzdend i r k i

sürekl i o larak büyür . Okumakla insanın o an iç inde bu-

lunabi leceği ruh hal ine ve eği l imineyabancı olan düşün-

celer, z ihni zor la ele geçiri r ve üzer ine damgasını bast ı-

ğ ı ba lmum una mühü r ne kadaryabancıysa bu düşünce-

ler de z ihne o kadar yabancıd ır . Böyle li kle z ih in bütü-

nüyle d ışar ıdan gelen zor lama a l t ındadı r ; şunu veya bu-

nu düşünmeye zorlan ır , her ne kadar o an iç in böyle b i r

şeye zerrece eği l imi veya isteği yok ise de.

Fakat b ir insan kendi kendis ine düşününce o an iç in

ya çevresi ya da z ihn ine düşen be ll i b i r şey t a ra f ındanbe l ir l enmiş o lan kend i i çgüdüsünü tak ip eder. İ nsanın

(algı sına , sezgisine konu o lan) görünür çevresi z ihne ,

okurken o lduğu g ibi tek bir   be l ir l i düşünceyi zor lamaz,

sadece doğas ına ve mevcu t r uh ha line uygun o lan şey

üzer ine düşünmey e götürecek malzeme yi ve vesileyi su-

nar ona. Dolayısıyla çok  okumanın z ihni her tür lü esnek-

l i kten yoksun k ı lmas ının neden i budur ; bu t ı pkı b ir çe-

l ik yay ı sürek l i tazy ik a l t ında tu tmakg ib id i r. Eğer b i r in-

san düşünmek is temezse bunun en güvenl i yo lu her ne

zaman yapacak başka b ir şey i o lmasa e l ine b i r k i tap a l-maktan geçer.

Çokgeniş ve çeşi t li konularda bi lgi sahibi olma nın in-

san la rın çoğunu yaradı lı şça o lduk la r ından daha ahmak

ve budala yapmasın ın ve yazdık ların ı herhangi b i r başa-

28

Page 26: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 26/100

Kendi Kendine Düşünmesin i Öğrenmek

n kazanmaktan al ıkoymasının sebebini açıklayan işte bu

al ışkanl ıktı r . * Pope'un şu dizesinde söylediği gibi :

"For ever reading, never to be read\"

(Dunciad I II , 194.)**

Eğit iml i , öğreniml i insanlar ki taplar ın iç indeki ler i oku-

yanlard ı r. Düşünür ler, dâhiler ve dünyayı aydın lat ıp in-

san soyunun i le rl emes ine ka tk ıda bu l unmuş o lanl ar ,

doğrudan tabiat k i tab ından yarar lananlard ır .* * *

Eğer bir insanın düşünceler i , iç inde hakikat i ve haya-

t ı bar ınd ı racaksa, bunlar onun kendi temel düşünceler i

o lma l ıd ı r. * * * Çünkü onun gerçekten ve tamamen anla-

yabi ld iği sadece bunla rd ı r. Başkalar ın ın düşünce le r in i

okuma k, k iş in in davet edi lmediğ i b i ryemeğin ar t ık ların ı

alması ya da biryabancın ın yır t ık dök ükelbiseler ini üze-

r ine geçirmesi gibidir .

Okuduğumuz düşünceyle i ç im izde uyanan düşünce

arasındaki i l işki , tar ih öncesi zamanlardan kalma bir bi t-

k in in fos il leşmiş ka l ın tıs ın ın baharda tomurcuklanan b i r

bi tk iyle i l işkisi gibidir .* * *

Okumak b ir k imseni n k endi d üşünce le ri ni n y eri ne

b i r ikameden başka b i r şey deği ldi r . B ir insan böyle lik-

l e düşünce ler in i n d izgi ni ni , çekmesi i çi n başka la rı nı n

el ine ver ir.

Bunca k it ap ne kadar çok yanl ış yo lun o lduğunu ve

eğer bunlardan herhangi bir is ini takip etse ne kadar çok

insanın yanl ış yo la düşebileceğin i göstermekten başka

* Yazanlar çok, düşünenlerazdır.** ("Mütemadiyen okurlar, (bu yüzden) hiç okunmazlar.")*** Ya da: "İçinde hakikati ve hayatı barındıran sadece ve sadece bir

insanın kendi temel düşünceleridir."

29

Page 27: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 27/100

Kant - Schopenhauer - He idegger • Düşüncenin Çağrısı

bir işe yaramaz. FaKat Kendi dehasının Kı lavuzluğunda

ilerleyen, bir başKa söyleyişle, Kendi Kendisine düşünen,

dışar ıdan hiçbir zor lama olmaKsızm ve doğru birşeKilde

düşünmes ini öğ renmiş i nsan , Kendisini doğru yo ldan

sapt ırmayacak şaşmaz bir pusulayasahipt ir . Bu yüzden

birinsan, ancaKKendid üşünce lerin in Kaynağı Kuruduğu

zamanokumalı dır , K i çoğu zaman en iy i Kafalar ın duru-

mu bu merKezdedir.

Diğer yandan bir K imsenin el ine bir K itap alaraK Ken-

d i öz malı o lan düşünce lerin i ü rKütüp Kaçı rmas ı en bü-

yük günah tı r. Bunun t abia tt an yüz çev i ri p ö lü b i tk i le rmüzes in i seyre tmeye g iden, yahut har iku lade b i r man-

zarayı bir taş baskıdan ya da gravürden incelemeye ça-

l ışan bir adamdan farkı yoktur .

B ir insan kendi kendisine düşünerek bir hayli zaman

ve çaba sarfet t ikten ve düşünceler ini b ıkıp usanmadan

birbir ine uladıktan sonra bir parça doğruya veya bir f ik-

re u laşmış o labi l i r ; ama böyle o lmayab i l i r ve aynı şeyi

kend is in i bunca zahmete sokmaks ız ın b i r k i tapta hazı r

o larak kolayca bulabi l i rd i. Öyle de olsa, eğerona kendi

kendis ine düşünerek u laşmış ise bu b in kere daha Kıy-

met l id ir . B i lg imizi, ancaK bu şeKilde elde etmemizhal in-

de, e lde e t tiğ imiz şey bü tün düşünce s is temimiz in bü-

tünleyici b ir parçası, canl ı b ir uzvu hal ine gel irve böyle-

l iK le b i ld iKle rim izle tam ve sağ lam b i r i lişK i içeris inde

bulunur; bütün sebepler i ve sonuçlar ıy la (daha doğrusu

Kapsamlar ıyla) esasl ı b ir şeKilde, ancaK böylel iK le anla-

şı lı r . Kendidüşünmetarzımızın rengini, ayırt ıs ını vedam-

gasını ancaK böylel iKle taşır ve böylel iK le tam zamanın-

da, t am da gereKsin im duyu lduğu anda o rt aya ç ı ka r;

bağlandığıyeresapasağlam bağlanır ve asla unutulmaz.

Bu t am da Ooethe' n in ( ge rçeK ten sahip o labi lmemiz

iç in miras ımızı Kendi a l ın te r imiz le Kazanmamız yo lun-

30

Kend i Kend ine Düşünmesin i Öğrenmek

daki] tavsiyesinin müKemmele ngerçeKleşmesi hatta yo-

rumudur:

Wasdu ererbt von deinen Vâtern hast,

Er tvirbes um es zu besitzen.*

K endi K endi si ne d ü şünmesi n i ö ğr enm iş b ir i ns an

Kendi Kanaat ler in i Kendisi o luşturur , otor i te lere, ancaK

daha sonra başvurur , başvururKen de amac ı sadece

Kendi görüşler ini onlara teyit et t irmeKve böylel iK le Ken-

dine olan inancını güçlendirmeKtir . HalbuKi Kitap-f i lozo-fuyola bu otor i te ler i Koltuğunun alt ınaal madançıKmaz.

BaşKa insan ların K i tap la r ın ı oKur , on la r ın Kanaatle rin i

top lar ve böy lel iKle Kend is i iç in on la rdan bütün b i r s is -

tem o luş turur. Böy le b i r s is tem mahiye tine ve teşekkü-

l ün e aKı l e rd ir emed iğ imi z b ir r ob o ta (Qr. automaton)

benzer. Buna Karşı l ıK Kendi Kendisine düşünmesini öğ-

renmiş insan, tabiat ın meydanaget irdiğiKanlı canl ı insa-

na benzer. ÇünKü eser t ıpK ı b i r insan g ib i vücut bu lu r;

düşünen Kafa d ışar ıdan gebe Kal ır ve daha sonra onu

rahminde taşır ve zamanıgel ince doğurur .

Safi öğrenilmiş doğru bize suni bir uzuv gibi bağlıdır ,

taKma bir d iş veya yapışt ırma bir burun yada en iy i ha-

l iy le bir başKasının doKusundan yapılma bir burun gibi;

o sadece tak ıld ığı veya tu t tu rulduğu iç in b ize bağl ıd ır ;

ha lbuk i b i r k imsen in kend i kend ine düşünerek e lde e t-

t iği doğru tabi i b i r uzuv g ib id i r: gerçekten b ize a it o lan

sadece odur. Düşünen insan i le öğren imden geçmiş o l-

mak tan başka b ir meziyet i o lmayan insan a rasındaki

fa rk buna dayan ır . Do lay ıs ıyla kend i kend is ine düşün-

mesin i öğrenmiş b i r insan ın z ih inse l kazanımları güze l

* (Babalarının mirasından kalanıYeniden kazan, gerçektensahip olmak için ona.)

31

Page 28: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 28/100

Kant - Schopenhauer - Heidegger • Düşüncenin Çağrısı

bi r resme benzer, k i ış ık ve gölge yerl i yer inde, aç ık lık

ve koyuluk la r yumuşak , r enk uyumu mükemmeld i r ; t ek

ke l imeyle o hayata sadık t ır . Halbuki bütün meziyet i öğ-

ren im görmüş o lmak tan ibare t o lan k i şin in z ih insel ka-

zanımlar ı her tür lü renkle kaplı , o lsa o lsa s is temat ik b i-

ç imde düzen lenmiş , f akat uyumdan, bağın tıdan ve an-

lamdan yoksun büyük b i r pa lete benzer .* * *

Okumak  k iş in in k endi kafa sı y er in e baş ka b ir is in in

kafas ıy la düşünmesid i r. Fakat k i şin in kendi kend isine

düşünmes i t utar lı b ir bü tünü , b ir s i stemi -her ne kadar

o tam anlamıy la eksiksiz b i r s is tem olmasa da- gel iş ti r-

mek i çin çaba lamasıd ır . Ve bunu başka h içb i r şey , sü-

rek li okuma k suret iy le, başkalar ın ın düşüncelerin in ce-

reyanını* güçlen dirmek kadar engel lemez. Değişik deği-

ş ik kafa lardan ç ıkan bu düşünceler , fark l ı s is temlere a it

o lma lar ı , f ar kl ı r enk le r t aş ıma la rı neden iy le, h i çbi r za-

man kendi l i kle r inden b ir düşünce , b il gi , anlay ış , yahut

kanaat bir l iğine ulaşmazlar ; tersine kafayı Babil (Kulesi-n in d ik ilmesinden sonra o rtaya ç ı km ış) d i ll er karmaşa-

s ıy la doldurur lar. Yabancı düşünceler le t ıka basa dolan

ka fa ne ti cede vuzuh ve sarahat ten, aç ık ve berrak b ir

anlay ış tan yoksun kal ır ve be lk i de b ir ad ım sonra akı -

beti çözülüp dağılmadı r . Eğit iml i insanlar ın çoğunda bu

göz leml eneb il ir b ir d u rumdu r v e bu onl ar ı s ağduyu ,

doğ ru yarg ı ve p ra ti k i ncel ik bakım ından , t ecr übe ve

sohbet le ve az b iraz okuman ın yar dımı yl a, d ışar ıdan

çok az b i r b ilgi ed inmiş ve onu da her zaman kendi dü-

şünceler ine boyun eğdir ip onunla meczetmiş o lan çoğuokumamış k imseye nazaran ger i durumd a b ı rak ır .

Gerçek manada i l im i le uğraşan düşünür  de ayn ı şe-

y i, daha geniş b i r ö lçekte yapar. Her ne kadar çok faz la

' (Yani başkalarının düşüncelerinin zihnimize doluşmasını. . .)

3 2

Page 29: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 29/100

Kendi Kendine Düşünmesin i Öğrenmek

bilgiye ih tiyaç duysa ve çok faz la okuması gerekse de,

z ihn i hepsine hükmedecek, düşünce s is temi iç inde bun-

lar ı er it ip hazmedecek ve anlay ış ının ( izaf i) organik b ir -

l iğ ine boyun eğdi recek kadar güçlüdür, k i fevkalade ge-

n iş ti r ve mü temad iyen gen iş lemesini sür dü rü r. Sür eç

içer isinde kendi düşüncesi , bir orgdaki kal ın seslergibi ,

her zaman her konuda ön s ır ay ı a lı r ve her t ü rden mü-

z ik parçaların ın b i rb ir ine karışt ığ ı ve temel ses tonunun

tamamen kaybo lduğu esk i düşüncele rle do lu ka fa la rınhep kaderi o lduğu üzere asla başka ses le r t a ra f ından

bastırılmaz.* * *

Hayatlarını okuyarakgeçirenler ve bi lgel ik lerini k i tap-

lardan e lde eden ler , b ir ü l ke hakk ındak i t am ve doğru

bi lgiyi seyyahlar ın anlat t ık lar ından elde etmeye çalışan-

lara benzer. Bu insanlar b i rçok şey hakk ında b ir y ığ ın

şey söyler ler ; ama as l ında ü lkenin gerçek durumu hak-

kındaaçık, bel i rgin, doğru ve tutar lı bir bi lgiye sahip de-

ği l lerdir. Fakat hayat larını düşünerek geçirenler , o ülke-y i gezip görmüş, orada b izzat yaşamış o lanlara benzer-

ler ; sadece bun la r on la r ın anlat tı ğı şey in ne o lduğunu

gerçekten b i li r ler , oradaki şeylere dair kendi iç inde tu-

tarl ı ve kapsamlı b i r b i lg iye sahipt i r ler ve onlar ın özüne

vakıf t ır lar. * * *

Eleşt irel bir tar ihçiye kıyasla görgü tanığı ne ise sıra-

dan k i tap- f ilozofuna göre düşünür de odur ; o doğrudan

kendis ine a it b i lg iyi (şey lerin dolay ımsız kavranışından

hareketle) konuşur.Bu sebepten ötürüdü r k i kendi kendi lerine düşünme-

y i öğrenmiş o lanlar esas i t ibariy le hep aynı sonuca u la-

ş ı rlar ve b i rb i r ler inden ayrı ldık lar ı zaman bunun sebebi

fark l ı bak ış aç ı lar ına sahip o lmalar ıd ır , fakat bunlar ko-

3 3

Page 30: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 30/100

Kant - Schopenhauer - He idegger • Düşüncenin Çağrısı

nunun özüne e t ki e tmed iğ i zaman heps i ayn ı şey i söy-

lerler . Hepsi de eşya hakk ındayalnızca nesnel bir bakış

açısından kendi algı lar ının sonu cunu di le get i ri r ler. Yaz-

d ık lar ımda öy le pasaj lar vard ı r k i paradoksal yapı lar ın-

dan ötürü çoğu zaman halka aç ık lamakta tereddüt e tmi -

ş imd ir ve sonradan hemen ayn ı düşünce le r in çok uzun

zaman önce büyükad amlar ın eser ler inde di le get ir i ldiği-

n i görünce hoş b i r şaşk ınl ık içeris inde kalmış ımdır .

K i tap-f il ozo fu sadece b ir k imsen in söyledik le r in i ve

bir başkasının kastet t ik lerini , yahut bir üçün cüsün ün yö-

nelt tiği eleşti r i ler i ve benzer i şeyler i aktarı r . O farkl ı gö-

rüş ler i karş ı laştı rı r, ö lçüp b içer , e leşt ir i r ve b i r şey hak-

k ında doğru b i r kanaate u laşmaya çabalar ve bu bakım-

dan eleşti rel tar ihçiye benzer. Sözgel imi o, Leibniz haya-

t ın ın b i rd öneminde b i rsüre Spinoza'n ın tak ipç is i o lmuş

mu olmamı ş mı vs. bulupçıkarmaya çal ışacakt ır . Merak-

l ı a raş t ırmac ı sözünü e t ti ğ im şey in çarp ıcı ö rnek le rin i

Herbart ' ın Analytische Beleuchtung der Moral und des

riaturrechts  ve yine onun Briefe über die Freiheit  ındabulacakt ır . Böyle b i r k imsenin kendis in i bunca s ık ın tıya

sokması b izi şaşı r tı r ; çünkü eğerd ikkat in i önündeki me-

sele üzer ine vermiş olsaydı, çokgeçmed en kendi kendi-

s ine b i razc ık düşünerek amacına u laşmış o lacakt ı .

Fakat (düşünme bahsinde) üstesinden gel inmesi gere-

ken küçük bir güçlük var . Sözünü et tiğimiz türden bir şey

bizim irademize bağlı değildir. Bir insan her zaman oturup

okuyabil ir, fakat düşünemez. Düşünceler de insanlar gibi-

dir: onları canımızın istediği zamançağıramayız, teşrifedip

gelinceye kadar onlar ı beklememiz gerekir . Bir konu hak-kındaki düşünce kendil iğinden çıkagelmelidir, tabii ki ona

dış bir uyarıcı i le zihinsel- ruhsal durum ve dikkat in mut lu

uyumlu birl iği de katkıda bulunmalıdır ve bu insanlarahiç-

bir zaman gelmediği anlaşılan da tam olarak budur.

34

Page 31: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 31/100

Kendi Kendine Düşünmesin i Öğrenmek

Bu durum b izim k iş isel i lg im iz i cezbeden konula rda

dah i aç ıkça görü leb i li r . Bu tü rden b ir mese le hakk ında

bir karara varmazorunluluğu or taya çıkt ığında, bel i r li bi r

anda o tu rup en ine boyuna düşünerek b i r karara vara -

mayız ; çünkü çoğu kez böyle b i r zamanda düşünceler i-

mizi be l li b i r nokta et rafında toplayamayız, düşünceler i-

miz birsürü başkaşeyin peşine düşer ler, k imi zaman is-

t eks izl i k veya konudan hazze tmeme b ile bunun sebeb i

o lab il i r. Böy le b i r durumda kendim izi zo rlamamal ı, bu-nun yer ine kendi l iğ inden gelecek uygun ruh hal in i bek-

lemel iy iz. Çoğu zaman bu, beklenmedik zamanda geli r

ve tekrar tekrar kapımızı çalar; bizi farkl ı zamanlarda et-

k isi a l t ına a lan fark l ı ruh halleri konuya her zaman taze

b i r ı şı k t utar la r. Hararların olgunluğu  t ab i ri y le anlaş ılan

bu uzun sür eç ti r. Çünkü b ir kar ar a u l aşma işi t aks im

edi lmel id ir ve süreç içeris inde b i r zaman gözden kaçı rı -

l an b i rçok şey b i r başka zamanda i lg im iz i çeker; i stek -

s izl ikyada hazzetmeme de kaybolur , çünkü mesele da-

ha yak ından incelendiğ inde i lk bak ış ta görüldüğündendaha faz la tahammü l edi lebi l i r görünür .

Bu teor ik o larak da böyledi r: b ir insan doğru anı bek-

lemel id i r ; en büyük kafa lar b i le her zaman kendi kendi -

ler ine düşünemez le r. Dolay ıs ıy la boş vaki t le r in okuya-

rak değerlendi ri lmesi öner i leb i l i r, k i daha önce söylen-

d iği g ib i, bu b i rk imsenin kendi kendis ine düşünmesin in

yer ine b i r ikamedi r ; bu suret le her ne kadar her zaman

b iz imkinden fark l ı b i r tarzda da o lsa, b i r başkasının b i-

z im iç in düşünmesine iz in vererek, z ihne d ışar ıdan mal -

zeme al ınmış olur . Dolayısıyla bir insan, zihninin bu ika-meye a lı şkan lı k ed i nmemes i ve böy le li kl e önünde du-

ran mese ley i gözden kaç ı rmaması i ç in ; daha önce yü-

rünmüş yo llan yürümeye a l ı şmamak ve yabancı b ir dü-

şünce yo l unu t ak ip eder ek kend i si n ink in i unu tmamak

35

Page 32: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 32/100

Kant - Schopenhauer - Heidegger • Düşüncenin Çağrısı

i ç in çok faz la okumamal ıd ı r . Daha da öneml is i b i r insan

sal t okumak uğruna gerçek dünya i le bağ ın ı koparma-

malıd ır : b ir k imseyi kendi kendis ine düşünmeye yönel -

ten güdü ve ruh hal i çoğu zaman ki taplar ın dünyasından

ziyade gerçek dünyadan geli r . Bir k imseni n önün de gör-

düğü gerçek dünya, i lke l liğ i ve gücüyle* onun düşünce-

s in in doğal konusudur ve düşünen b i r kafay ı başka her

şeyden daha kolay uyarabi l ir .

Bu düşüncelerden sonra kendi kendis ine düşünmesi -

ni öğrenmiş bir insanın, bizatihi kon uşm a tarzıyla, beli r -

gin ciddiyeti ve samimiyet i i le, tekl ifs izliği ve özgünlüğü

i le , bütün düşüncelerine damgasını vuran şahsi kanaat i

ve görüş ler i i le k i tap f i lozofundan kolayca ay ır t ed ilebi -

leceğin i gördüğümüzde şaşı rmayız . D iğer yandan k i tap

f i lozo funda her şey i k inc i e ld i r; onun f ik i rl e ri nas ıl e le

geç ir il diği bel li o lmayan b ir esk i paçavra la r t op laması -

d ı r; o keskin liğ i kaybolmuş küt b i r kafa - b i r suretin su-

ret idir . Kal ıplaşmış, hat ta kaba, bayağı ve ağızlara sakız

o lmuş i fadeler le ve herkesin rağbet e t tiğ i uydurma söz-

cükler le dolu edebi üs lubu, kendine a it paras ı o lmadığ ı

iç in tedavüldeki bütün para lar ın yabancı lara a it o lduğu

küçük b i r devletç iğe benzer.* * *

Okumak g ib i saf i t ec rübe de düşüncen in o denl i az

yer in i do ldurabi l i r. Saf i tecrübenin düşünce karş ısında-

k i durum u ne ise yemenin hazım ve s indi r im karş ısında-

ki durumu daodur. Tecrübe insanl ığın i ler lemesinin özel-

l ik le kend i keşi fl er ine borç lu o lduğuyla övünürken , be-

deni bütünlüğü iç inde ayakta tu tmanın kendi işi o lduğu-nu idd ia eden ağızdan fark l ı b i r kon umda deği ldi r.

* * *

* (Yada: Bir kimsenin sezgisel kavrayışının konus u olangerçekşeyinözgün doğası vegücüyle...)

36

Page 33: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 33/100

Kendi Kendine Düşünmesin i Öğrenmek

Gerçekten üstün kabil iyet ler le donanmış bütün kafa-

lar ın eser ler i kararlılık  ve belirliliğin  ve dola yı sıy la ber-

rakl ık ve açıkl ığın ayırt edici özell iğiyle kendisini hemen

bell i eder . Bunun sebebi ister nesirde veya nazımda is-

ter müzik te o lsun, bu tür kafa lar ın d i le get i rmek istedik-

leri şeyi açık ve bel i rl i bi r şeki lde bi lmeler idir . Başka ka-

falar sözünü et t iğimiz bu kararl ı l ık ve açıkl ıktan yoksun-

dur, do lay ıs ıyla kendi ler in i hemen bel li eder ler .

Birinci sınıf bir kafanın ayırt edici özell iği bütün yargıla-r ının ve görüşlerinin doğrudanlığıdır . Dile getirdiği her şey

kendi kendisine düşünmesinin sonucudur; bu düşüncele-

r inin ifade bulma tarzıyla dahi heryerde kendisini ele ve-

r ir . Dolayısıylao düşünce dünyasında ikt idarı kendi başına

her şeyi beli rleyen bir prens gibidir . Diğer bütün kafalar ,

üslup la rından da görüleb ileceğ i g ib i, kendi le rine özgü

damgaları olmayan birer elçiden başka bir şeydeğil lerdir.

Dolayısıyla kendi kendisine düşü nen hergerçek ve öz-

gün düşünü r bu ölçüde bir kral gibidir ; onun ikt idar ı mut-

lakt ır ve kendi üzer inde kimseyi tanımaz. Onun yargı ları -nın kökeni, t ıpkı kral iyet buyrukları gibi, kendi mut lak ik-

t idar ıdı r ve doğrudan kendisinden kaynaklanı r . B ir kra l

b ir buyruğu ne kadar d ikkate a lı rsa, o da otor i tey i o ka-

dar kaale al ı r; kendisi yetki vermedikçe yahut onaylama-

dıkça hiçbir şeyin geçerlil iği yoktur. Diğeryandan hertür-

den yaygın görüşe, otor i teye kulak veren ve önyargı lar ın

etkis i a l t ında kalan s ı radan kafalar ise bu bakımdan ya-

salarave buyruklarasessizceitaat eden kalabalıkgibidir.* * *

Tart ışmalı meseleleri e le a lıp bu noktada yetkin k im-seler i z ikrederek bir çözüme kavuşturmak için böylesine

gayretl i ve istekli olanlar, bu sahadabaş kabir isinin anla-

yış ve kavrayışını kendi eksik ve noksan görüşlerinin ye-

r ine koyab ild ik ler inde gerçekten mutludur la r . Bun la rın

Page 34: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 34/100

Kant - Schopenhauer - l i ei degger • Düşüncenin Çağrısı

sayı lar ı saymakla bi tmez. Çünkü Seneca'nın söylediği gi-

bi unus quisque mavult credere, quam judicare.*

Tar tışmalar ında veya münakaşalar ında bu tür insan-

ların rastgele ve sık sık kul landıklar ı s i lah, otor i telerdir :

bununla b i rbi r ler in i vururlar ve her k im böyle b i r tar tış-

manın iç ine çeki lecek olsa, birsa vunma tarzı olarak akı l

ve muhakemeye başvurmasa iyi yapmış o lur ; çünkü bu

tür b i r s i laha karş ı bu insanlar düşünm e ve değer lendir -

me ye teneğinden zer rece nasip lenmemiş boynuzlu Si-

egfried' lergibidir . Onun hücumunu otor i teler ini (bir mah-

cup etme yolu olarak) argumentum ad verecundiam**

öne ç ıkara rak savuş tu rur la r ve a rd ından da zafer  çığl ığı

atarlar.* * *

Gerçek dünyada, her ne kadar mut lu , ad il ve hoş o l-

duğu i leri sürülebil i r se de, her zaman sürekl i karş ı koy-

mamız , üs tes inden ge lmemiz gereken çek im yasasının

hâk im iye t i a l tı nda yaşar ız . Fakat düşünce dünyas ında

çekimyasasın ın denet iminden kur tu lmuş, düşkünlükve

sefalet ten azade, bedensiz ruhlar gibiyizdir .

Dolay ıs ıy la yeryüzünde soylu ve verim l i b ir ka fan ın

umut lu ve iy imser b i r anda kendis inde bulacağı (mut lu-

lukla) k ıyas lanabi lecek b i r mut lu luk yoktur . * * * * * *

Bir düşüncenin ç ıkagel işi sevdiğ imiz b i r is in in teşri f i

gibidir . Bu düşünceyi hiçbir zaman unutmayacağımızı ve

bu sevi len kimsenin asla bize kayı tsız hale gelemeyece-

* (Herkesakl ını kul lanmakyerineinanmayı tercih eder.)** (Savunduğunu güç lendirmek için genell ik le insanların büyük

düşünürlere, eski âdetlere ve otoritelere saygısından yararlananargumentum.)

*** (Ya da: Yeryüzünde hiçbir mut luluk soylu ve ver iml i bi r kafanınumutlu ve iyimser birandakendisinde bulacağı mutlulukla kıyas-lanamaz.)

38

Page 35: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 35/100

Kendi Kendine Düşünmesin i Öğrenmek

ğ in i zannede ri z. Faka t gözden ı rak o lan gönü lden de

ırakolur.* Eğer onu yazarak zaptı rapt alt ına almazsak en

güzel düşünce b i r daha e le geçir i lemez b iç imde unutu l -

ma ve eğer o sevgi li yle ev lenmezsek te rk ed i lme teh li -

kesi al t ındadır .* * *

Düşünen insan i ç in değer li o lab i lecek b i r çok düşün-

ce vardır ; fakat bunlardan çokazıyankı uyandıracak, ya-

z ı ld ı ktan sonra okurun i lg i ve merak ın ı cezbedecek ka-dar güçlüdür.

* * *

Hakiki değere sahip olan tekşey bir insanın doğrudan

kendi kendisine  düşündüğüdür . Düşünür le r bel ki aşağı-

daki gibi s ını f landır ı labi l i r ler : İ lk başta kendi kendi ler ine

(ve kendi ler i iç in) düşünenler gel irveardından doğrudan

başkalar ı iç in düşünenler. B ir inc i ler hakiki düşünür lerdir ,

o nl ar s öz cüğün her iki a nl am ında da kendi kendilerine

düşünürler;  o nlar gerçek filozoflardır, çü nkü sadece on-

lars amimid ir (meseleler ini c iddiye al ır lar) . Ayr ıca onlar ınhayat lar ının hakik i hazzı ve mut lu luğu düşünmeye daya-

n ır . D iğer le ri b ir er so fi s tt ir ; o lmad ıkla rı b i ç imde görün- 

meyi arzu eder ler ve mut luluklar ını başka insanlardan bu

şeki lde almayı umu t et t ik ler i şeyde ararlar. Bunlar başka

b i r konudasamimi deği l lerdi r . B ir insanın bu ik i s ın ıf tan

hangisineait olduğu takip ett iği usul ve tarz i le derhal an-

laşılabil i r. Lichtenberg bir inci küme için birörnekt i r ; Her-

der h iç şüphe yok ik inci s ın ıfa mensuptur .* * *

(Bi r sonrak i düşünce ad ım ında düşünürle ri kendileri

için  ve başkaları için  düşünen le r d iye ay ırab i li ri z ; sonun-

cular kural, önceki ler ist isnadır . Dolayısıyla önceki ler çi f-

te anlamda özgün ve bağımsız düşünür ler ve sözcüğün

* (: Al lein aus den Augen, aus dem Sinn!)

39

Page 36: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 36/100

Kani - Schopenhauer - Heidegger • Düşüncenin Çağrısı

en soy lu an lamında benc i ld ir le r. Dünyanın kend i le r in -

den bir şeyler öğrenebi leceği düşünür ler sadece bunlar-

dır . Çünkü daha sonra başkalarını aydınlatan sadece bir

insanın kendisi iç in yakt ığı ış ıktı r , dolayısıyla Seneca'nın

ahlak i b ir an lamda söylediğ i şeyin, yani alteri vivas opor- 

tet, si vis tibi vivere'n'm* (Epistulae , 4 8) te rs in e ç evril-

m iş b iç im i, tibi cogites oportet, si omnibus cogitasse

voiueris,**  d üşünse l a çı dan doğ rudu r.

Fakat bu kesinlikleherhangi bir resmi kararlaya da iyi

niyet le zor la kabul et t i r i lemeyecek nadir rastlanır s ı ıadı-

şı l ıkt ı r , ama yine de felsefede onsuz hiçbir gerçek i lerle-

me müm kün değildir. Diğer ler i ya da genel olarak dolay-

l ı hedef ler iç in bir k imse bu amacın gerekli k ı ldığı , benl i -

ğ in ve bütün hedef ler in unutu lmasın ı ta lep eden en bü-

yük zihinsel çaba içerisinde asla olmaz; tersine o şeyle-

r in salt görüntüsü ve taklidiyle yet inir , daha i ler i gi tmez.

Muhtemelen b ir kaç kavram bu lunur ve b ir kaç f ar kl ı şe-

k il de b ir a raya get ir il ip b ir t er k ip o luş turu lu r , sonunda

deyiş yer indeyse kâğıttan bir kule kurulur ; fakat bu şeki l -

de dünyaya yeni ve hakiki hiçbir şey gelmiş olmaz.

Ayrıca gerçek hedef ler i kendi esenl ikleri o lup düşün-

ceyi bunun için sadece araç hal ine get i renler her zaman,

çağdaşlarınıngelipgeçici iht iyaç ve eğil imlerini, söz sahi-

b i durumunda o lan la rın hede f ve maksat la rın ı vb. göz

önünde bu lundurmak zorundadı rlar . Bu durumda hak i-

kat i hedef lemek mümkün değ ildi r, dü rüs tçe a raşt ır ıl dı -

ğında bi le hakikatle karşı laşmak son derecede güçtür .

Fakat genel o larak konuşmak gerek ir se , kendis i ve

a i les i iç in dürüst b i r geç im imkânı arayan b i ris i kendisi -

ni aynı zamanda nası l hakikate adayacakt ı r? O ki herza-

* (: EğerKendin için yaşamaKistiyorsan, başkaları için yaşamalısın.)** (: Eğerherkes içindüşünmüş olmayı istiyorsan, kendin için düşün-

melisin.)

40

Page 37: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 37/100

Kendi Kendine Düşünmesin i Öğrenmek

man tehl ike li b ir yo ldaş ve her yerde i sten ilmeyen b ir

misaf irdir . Gal iba get i receği, bahşedeceği hiçbir şey ol-

madığı, fakat sadece kendisi iç in araşt ı rı ld ığı için böyle

b ir başına görünmekted i r . Ayn ı zamanda i ki e fend iye,

baş har fler i dışında or tak hiçbir yanlar ı olmayan dünya-

ya (die Welt}   ve hak ik at e (die Wahrheit ) h izmet edeme-

yiz; böyle birşeye kalkışmak bizi ik iyüzlülüğe, dalkavuk-

luğa, f ır sa tç ıl ığa gö türü r. Çünkü b ir hakika t r ah ibin in ,

kendisinin inanmadığı şeyi inandır ıc ı biçimde başkalar ı-na öğre ten ve böylece her şeye ko layca inanan safdi l

gençler in zamanın ı is raf ed ip z ih in lerin i harabeye çevi-

ren b i r sahtekârl ık ve h i lekâr l ık prensi o lması mümkün-

dür . Edeb i namusunu b ir yana b ı rak ıp kend is ini döne-

min etki l i çam devirenler ine ve sof tal ık taslayan manka-

fa lar ına övgüler düzmeye adar ya da maaşı devlet tara-

f ından devlet in amaçlar ı iç in ödendiğin den dolayı büyük

bir gayret le devlet i Tanr ı laştı rmaya çal ış ı r , onu her tür lü

insani çabanın ve herşeyin zirvesi hal ine get i rmeyi ken-

d is ine hedef edini r . Bu suret le o, fe lsefe ders inin ver il -diği s ını f ı en sığ darkafal ı lığ ın biro kulu na dönüştürmek-

le ka lmaz, fakat sonunda, sözgel imi Hegel g ib i, insanın

kader in i , b ir bak ıma t ıpk ı b ir kovandak i a rı la rın kader i

gibi, devlette  özdeşleşt i ren iğrenç öğret iye u laşı r; böy le-

ce varo luşumuzun en yüksek hedefi bü tünüy le gözden

kaçmış o lur.

Gerçek düşünür ler derin kavrayış ın peş inde o lmuş la r

ve onu (başka herhang i b ir şey i çin değ il ) salt kend isi

iç in aramış lard ır , çünkü onlar iç inde kendi ler in i bu lduk-

lar ı dünyayı a teş li , heyecanl ı b iç imde şöyle veya böyleanlaş ıl ı r hale get i rmeyi is tiyorlard ı ; ama bunu ders ver -

mek ve konuşmak iç in yapmıyorlard ı .

Dolay ıs ıy la sürek li t e fekkür sonucunda z ihin le rinde

temel i her zaman sezgisel  dünya kavrayışı  o lan sab it , t u-

4 7

Page 38: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 38/100

Kant - Schopenhauer - Heidegger • Düşüncenin Çağrısı

tarl ı ve esaslı birgörüşyavaş yavaş gel işt i . Her alandaki

özel hakikatlere yo l lar buradan ışı r; bunlar da s ı ras ında

o t emel görüşe ı şı k yansı tı r. Ayn ı zamanda bundan on-

ların öyle veya böyle her hayat sorunu ve dünya i le i lgi-

l i bel i rl i , iyi anlaşı lmış ve tutarl ı birgörüşe ulaşt ık lar ı so-

nucu çıkar ; dolayısıyla onlar ın diğer türden düşünür ler in

yapt ık lar ı g ib i k imseyi boş deyim le rle oyalamas ına ge-

rek kalmaz.

Bu sonuncuların her zaman şeylerin kendi ler i yer inebaşkalarının görüşler inin karşı laşt ı rı lması ve incelenme-

siyle meşgul olduklar ını görürüz. Bu yüzden or tadaki so-

runun, gözler imiz in önünde apaçık uzanan gerçek dün-

ya ile değ il , b ir zaman la r o rada o lmuş b ir kaç seyyahın

yazı l ı anlat ı larından hareketle, eleşti rel bir karşı laşt ı rma

yapmak zorunda kaldığ ımız uzak ü lkelerle i lg il i o lduğu-

nu düşünebi l i riz. )* * *

Varoluş  -b u beli rs iz, esrarengiz , azap veric i, rüya g i-

b i ge lip geçic i varo luş- meselesin i n b i zim i çin ne kadarbüyük ve yak in b ir mese le o lduğu düşünü lecek o lur sa ,

b i r k imse onun d iğer bütün mesele ler i ve amaçlar ı göl -

gelediğin i derhal fark eder -b i rkaç nadir is tisna d ış ında

bü tün insan la rın bu mese le hakk ında aç ık b ir f ik re sa-

hip olmadığı , hat ta ondan tamame n habersiz gibi görün-

düğü, fakat kendi ler in i bunun d ış ında her şey le meşgul

e tt ik le ri ; ya meseley i doğ rudan gözar dı eder ek ya da

yaygın revaç bu lmuş b ir meta fi z ik s i stemin yardım ıy la

onu kabule hazır vaziyet te ve ta tmin o lmuş o larak, gün-

l er in i gün e tmek ten başka b ir şeyi düşünmeks iz i n veön ler indek i daha uzun günler i nadi ren hesaba ka ta rak

yaşadıklar ı düşünü lecek o lu r sa- ve insan ın , ancak en

uzak anlamda düşünen bir varlık  o l duğu f ik ri ne u laşabi -

l ir ve insanın düşüncesizl iğinin yahut budalal ığının beli r -

4 2

Page 39: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 39/100

Kendi Kendine Düşünmes in i Öğrenmek

l i ler iyle karşı laşt ığında özel bir şaşkınl ığa kapı lmaz; tam

ir rsin e sıradan bir insanın zihinsel ya da düşünsel görüş

u f kunun, ne geçmiş ne ge lecek b i l inc ine sahip , bü tün

hayat la rı dey iş yerindeyse sürek li b ir ş imd iden ibaret

o lan hayvanlarınk inden çok da i ler ide o lmadığ ın ı, arada

öyle zannedi ldiğ i g ib i geniş b i r aral ık bulunmadığ ın ı b i-

lir.

Esasen bu b i r f ik i r s i ls i les in i b i rb i r ine u lay ıp b i r mu-

hakemeye dönüştürmeler in i imkânsız k ı lacak derecededüşünce le r in in saman çöpü g ibi doğrand ığ ına tanık o l-

duğumuz çoğu insanın sohbet tarz ıyla doğru lanır .

Eğer bu dünya gerçekten düşünen insanlarla dolu o l-

saydı , her t ü rden gürül t ü bu denl i ev rense l b i ç imde ta-

h ammü l g örme zd i - o nu n a sl ın da en k or ku nç v e e n

amaçs ız b iç iminde görüldüğü g ibi .* Eğer t abia t i nsan ı

düşünd ürmeyi amaçlamış olsaydı, ona kulaklar ı vermez-

d i ya da her halükârda onu, yarasaların mut lu ve k ıska-

n ılas ı durumu nda o lduğu g ibi , sahip o lduğu kulaklarye-

r ine havageçirmezs arkık parçalar la donat ırdı . Fakat ha-kikat te insan t ıpkı ger i kalanlar gibi zavall ı bir hayvandır

ve yet i ler i onu sadece hayat iç in mücadele sinde destek-

leyecek şeki lde tasar lanmışt ır ; do lay ıs ıyla o, peşindeki-

n in yak laştığ ını haber vermesi iç in gece gündüz her za-

man aç ık ku lak lara ih tiyaç duyar .

* (Kast edi len kı rbaç şaklamalar ıdı r ve "Über Lârm und Gerâusch"başlıkl ı makalede bağımsız olarakele al ınır. Son bölüme bakınız.)

43

Page 40: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 40/100

DÜŞÜNMEK NE DEMEKTİR?

M. Heidegger

Page 41: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 41/100

DÜŞÜNMEK NE DEMEKTİR?*

Kend imi z düşünüyo rken düşünmen in ne demek ol-

duğunu öğrenmeye başlar ız . ** Eğer g i r iş imimiz başar ıl ıo lacaksa düşünmeyi öğrenmeye hazı r o lmal ıyız .

Kend imi z i daha böy le b ir öğ renmeye b ır ak ır b ırak-

ma z / * * h enüz düşünmeye muk ted ir o lmad ığ ım ız ı ka-

bu l e tt ik . Y ine de insana düşüneb i len den ir - doğrusu

böyledi r de. Çünkü insan ak ıl lı canl ıd ır . Akı l , ratio, dü-

şünmeyle aç ı l ı r . * * ** Akı l lı canl ı o larak insan, gerçekten

istiyorsa, düşüneb i lmel idir . Gene de olabi l i r k i insan dü-

şünmeyi is ter ama düşünemez, n ihayet inde düşünmeyi

is terken çok şey is ter ve dolay ıs ıyla e l inden çok azı ge-

leb il ir . İ nsan, buna imkân ı o lduğu müddetçe düşüneb i -

l ir . Bununla beraber sadece bu imkân düşünebi lmeme-

z in güvences i deği ld ir . Çünkü , ancak yapmaya eği lim-

li***** old uğumuz şeyleri yapmaya mukte dir iz dir. Yine

* Was heisst Denken? Max Niemeyer Verlag Tüb ingen, 1954 , Ers-ter Teil.

**(: gelangen: u la şmak , e rmek .)

***(: sich einlassen; He idegger' in özel l ik le son dönemler indek i ya-z ı lar ında bu f i i lle o lan yak ınl ığ ı göz önünde bulundurulduğund abun un ".. . iç ine salıverirsalıvermez..." diye karşı lanması gerekir-di.)

"***(: sich entfalten; dü rü lü b i r şey in aç ılmas ı , ge li şmes i- tekamül et-mesi.)

'"**(: mögen. C üm le s on un da ki ' mu kt ed ir li k' le ,  vermögen i li şk is iiç inde aynı zamanda is tekl i l ik , yatk ın l ı lık o larak da anlaş ıl ın. IMgerekir.)

4 7

Page 42: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 42/100

Kan t - S c hopenhaue r - h e id egge r • Düşüncenin Çağrısı

gerçek an lamda b iz , ancak b ize ve en i ç özümüze eği-

l iml i olana, özde tutan olarak o da özümüze seslenirken

eği l iml iyizdir . Tutmak asl ında, sözgel imi (bir hayvan sü-

rüsünün) çayı rda ot lamasına izin vererek, koruyucu b ir

şek ilde göz kulak o lmakt ır . B iz i özümüzde tutan, ne var

k i, ancak b iz i tu tana kendi ad ımıza tu tu lu ka ld ığ ımız sü-

rece tu tar b iz i. B iz ona onun haf ızamızdan ç ık ıp g i tme-

s ine izin vermeyerek tu tu lu (bağl ı) ka lı rız .* Hafıza** dü-şüncenin top lanmasıdı r . Meye? Biz i tu tana, üzerine dü-

şünülmesi gereken o larak ka ld ığı iç in , onu düşünündü-

ğümüzden dolay ı. Düşünülen, ha t ır l amay la* ** bahşedi -

len, o na eğ il i mli o ld uğ umuz iç in b ah şed ile n bağış-

t ı r . * * * * Ancak zat ı i tibar iyle üzerine düşünülecek o lana

böy le eği liml i o lduğumuzda, i şte o zaman düşünmeye

muktedi r o luruz.

Düşünmeye muk ted i r o lmak i çi n onu öğr enme li yi z.

Nedi r öğrenme? İnsan yapt ığ ı her şey i kendisine özsel

o larak seslenene cevap verecek tarzda b ı rakt ığ ında öğ-

ren ir . Üzerine düşünü lecek ne i se ona ku lak kesi lerek

düşünmeyi öğrenir iz.

Sözgelimi, d i l im izde b i r dost ta asl i ya da özsel o lan

şeye dost luk deni r . Aynı an lamda kendi başına üzerine

* (: be-halten; f ii l ayn ı zamanda 'ha tı rda tu tmak ' ve tü rev an lamla-r ın ı da içermektedir . )

** (: das Gedâchtnis; "be l lek " d iye deği l de "haf ıza"yla karşı lanmışo lsa b i le türey iş i ve şek i llenişi bak ımından Almancadaki muadi-l ine yabancı kalacaktır.)

'*•**(: das Andenken.)

****(: beschenken, b ah şe tme k;  Beschenkte, bağış.  Schenken veyaschicken k ök f ii l inden d iğer kökteşl e ri n in  das Geschick  (kader),die Geschickiichkeit  (hüner-mahare t ),  das Schicksal  (talih, kıs-me t, kaza) o l duğu göz önünde bu lunduru lu r sa bu bağ ış ın vebahşetmenin ne kadar öneml i o lduğu kendi l iğinden anlaş ı lı r . )

48

Page 43: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 43/100

DüşünmeK Ne DemeKti r ?

düşünülecek o lana ş imd i düşünce uyand ıran* d iyoruz .

Düşünce uyandı ran her şey b iz i düşünmeye veri r. Fakat

düşünce uyandı ran mesele zaten doğası gereği üzer ine

düşünülecek o lan olduğu  kadar ıy la o her zaman bu ba-

ğ ış ı ver i r. * * Bundan böyle, herzaman düşünülecek o lan

olarak kalana en çokd üşünce uyandıran diyeceğiz, çün-

kü o başından i t iba ren ve başka her şeyden önce böy-

led ir . Ned ir en çok düşünce uyand ıran? Nas ıl göster ir

kendis in i b iz im düşünce uyandı ran anımızda?

En çok düşünce-uyandıran henüz düşünmediğimiz-  

dir;  hat ta henüz b i le deği l, her ne kadar dünyanın duru-

mu sürekl i olarak daha fazla düşünce uyandır ı r hale gel-

se de. Doğru, hadiseler in bu seyri insanın, konferanslar-

da, uluslararası toplant ı larda konuşmalar yapmakyer ine

ve asla ne yapı lması ve nası l yapı lması gerekt iği üzer ine

f ik ir ler tek l if e tmenin ötesine geçmeden, gecikmeksiz in

harekete geçmesi gerekt iğ in i ta lep eder görünmektedi r .

O halde eks ik o lan ey lemdir , düşünce deği l.

Ama y ine de - o labi l i r k i hâk im o lan insan ( tipi ) yüz-

y ı ll a rd ı r çok f az la ey lemiş çok az düşünmüştü r. Fakat

bugün her yerde fe lsefeye canl ı ve sürek l i o larak daha

fazla hissedi lebi l i r bir i lgi varken, bug ün neredeyse her-

kes fe lsefenin taa l luk et tiğ i şey i* * * b i ld iğ in i idd ia eder -

k en , h enüz düşünmed iğ im i zi ö ne s ürmeye k im nas ıl

c esar et e debi li r! F il ozof d emek " düşünü r " d emek ti r.

* (Düşüncel i , endişe ver ici , şüphe uyandır ıc ı vb. anlamlar ı o lan veyuKarda Kul lanıld ığı şeKl iyle "düşünceyi cezbeden" d iye Karşı la-nabileceK  bedenklich s özcüğü ,  J. Glenn Grny in İngi lizce, çevir i -

s inde Ku llandığ ı  thought-provoking  tab i rin in uyand ırd ığ ı çağrışım-la bu şeKi lde Karşı lanmış, ancaK bir önceKi cümley le bağı Koru-namamıştır.)

** (: es gibt... bKz.  "'Hümanizm'  Üzerine MeKtup" ,  Hümanizmin Özü

iç inde, İs tanbul 2003.) *** (Ya da: . .. neyi i lg i a lanın ın s ın ır ları içer is ine a ldığ ını . .. )

49

Page 44: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 44/100

Kant - S c hopenhaue r - Hei degger • Düşüncenin Çağrısı

Onlara düşünür deni r , çünkü düşünme dosdoğru* felse-

fenin içinde gerçekleşir.

Bugün felsefeye bir i lg inin var olduğ unu hiç kimse in-

kâr edemez. Fakat bugün insan ın , " il gi "y i anlad ığ ı an-

lamda, i lgi duymadığı bir şey var (kalmış) mıdır?

İ lgi, ( inter-esse) , şeylerin arasında veya or tasında ya

da b ir şey in t am merkez inde o lmak ve onun la b i rl i kt e

kalmak demekt ir . Fakat bugünün i lgisi geçerl i olarak sa-

dece i lginçola nı kabul eder. İ lginç (yada i lgi çekici) ola nb ir vak it son ra (h içbi r) açı k lama l üzumu duymaks ı zı n

önemsiz* * o larak görü leb i lecek ve yerini , o zaman da

bizi , ancak daha önceki şey kadar i lgi lendiren başka bir

şeyin a labi leceği b i r şeydir . Bugün b i rçok insan b i r şeyi

i lg inç bu la rak ona büyük b i r onur bahşe tt i kle rin i düşü-

nür . Hakika t şu k i böy le b ir yargı zaten i lg i çekic i o lan

şeyi i t ip çek işt i rerek önemsiz ve az sonra s ık ıc ı o lacak

olanın arasına atmışt ır .

İnsanların felsefeye i lgi gösterdiklerini düşünmeye ha-

z ır o lmanın somut deli l i yoktur. Kuşkusuz heryerde fel -sefe ve onun meseleler iyle yabana at ı lamayacak derece-

de c iddi b i r meşgul iyet i vard ı r. B i l im dünyası felsefe ta-

r ih in in araşt ı rı lmasına takdi re şayan çaba ve emek sarf

e tmek ted i r. Bun la r yarar lı ve övgüye değer i şlerdi r ve

ancak en iyi yetenekler bunlar iç in ta tmin edici derece-

de yeter lid ir , özell ikle b ize büyük düşünme örnekler ini

sunduk la r ında . Fakat büyük düşünür ler in ince lemele r i-

nin ve yazı larının yoğun araşt ı rmasına yı l lar ımızı versek

b ile, h âlâ b iz im kendi k endimi ze düşündüğümüzün ,

hatta düşünmeyi öğrenmeye hazı r o lduğumuzun güven-cesi yoktur . Tam ters ine, başka her şeyden daha fazla

felsefe i le meşgul iyet bize bir tür lü kaybolmayan şu, sü-

* (: eigentlich; asl i (anlamında).)** (: gleichgültig: l akay t ka lınabi lecek o lan . )

50

Page 45: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 45/100

Düşünmek ne Demek ti r ?

ı«-Kİî olarak "felsefe yaptığımız"da n ötü rü düşünüyoruz,

yanılsamasını verebil ir .

Böyle olsa bile, düşünceye çeken zamanımızda en çok

düşünce uyandı ran, hâlâ düşünmed iğ imizd i r önesürü-

ı ı ıü tuhafve küstah görünmeye devam eder . Onedenle

l )i ı önes ürümü ispat etmel iyiz. Hat ta daha kabule şayan

o lanı önce onu aç ık lamaktı r . Çünkü o labi l ir k i b ir ispat

l .ı lebi bu önesürümün ne söy led iğine ye te ri kadar ı şı k

Iutulur tutulmaz or tadan kalkar . Şunu der :

Düşünceye çağıran zamanımızda en çok düşünce

uyandıran, hâlâ düşünmediğimizdir.

Daha önce "düşünce uyandı ran" tab i r in in nasıl anla-

ş ılması gerekt iğ ine işaret ed i lmişt i. Düşünce uyandı ran

bizi düşünmey e verendir . Dahayakın dan bakal ım ve ba-

ş ından i t ibaren her b ir sözcüğe kendi ağı rl ığ ın ı b ıraka-

l ım. Bazı şeyler kendi başlar ına, deyiş yer indeyse, tabia-

l ı icabı ve içsel o larak, b iz i düşünmeye sevk eder. Bazı

şey ler b ize onları düşünme konusu yapmamız iç in , dü-

şünmeyle onlara doğru dönmemiz iç in , on lar ı düşünme-miz iç in çağr ıda bulunur .

Düşünce uyand ır an , b iz i düşünmeye sevk eden, o

halde, b iz im bel i rled iğimiz b i r şey, sadece b izim kurup

tes is et tiğ imiz, sadece b iz im önerd iğ imiz b i r şey değil .

B iz im önesürümümüze gör e, b iz i kendinden en fazla

düşünmeye sevk eden şey , en çok düşünce uyand ıran

şey, şudur: B izim hâlâ düşünmüyor o luşumuz.

Bu şimdi şu anlamagel i r: Biz mahiyet i icabı özsel bir

an lamda düşünü lmey i a rzulayan i le hâ lâ yüz yüze ge l-

medik, henüz onu n tesir ve nüfuzu al t ınagirmedik.* Ga-

l iba bunun nedeni b iz insanların (bu) düşünülmeyi arzu-

l ayana henüz yet er i kada r* * yüzümüzü dönmememiz-

* (Ya da: . .. nüfuz sahası iç ine g i rmedik .)** (: hinreiclıend. Fii l f o rmunda ayn ı zamanda e l v e rmek, yet i şmek,

er işmek, temas kurmak anlamlar ına da geli r .)

51

Page 46: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 46/100

I \ant - Schopenhauer - Heidegger • Düşüncenin Çağrısı

dir . Eğer böyle ise, hâ lâ düşünüyor o lmamamız, düşün-

mede sadece b i r yavaşlık , b i r gec ikme ya da o lsa o lsa

i nsan hesab ına b ir i hmal o lu rdu . İ nsana a tf ed il en bu

ağırdan almanın (bu yavaşl ığın) uygun önlemler le insana

mahsus bir şeki lde önü al ınabi l i r (çaresi bulunabi li r ) . İn-

san ihmalkâr lığ ı b iz i düşünmeye sevk ederd i , fakat an-

cak geçici o la rak. Hâlâ düşünmüyor o luşumuz düşün-

meye çağ ıran o lu rdu e lbe tte, f akat günümüz insanın ın

geçic i ve onarı labi l i r (çaresi bu lunabi li r ) durum u o larakbu, asla en faz la düşünce uyandı ran mesele o larak ad-

landır ı lamaz. Yine de ona verdiğimiz is im budur ve böy-

lel ikle şunu kasteder iz: Hâlâ düşünmüyoroluşumuz , dü-

şünmeye çağ ıran h içb i r suret te sadece henüz insanın

yüzünü, özü i t ibar iyle üzer ine düşünülmesi gereken ola-

rak kaldığı iç in kökeni ve mahiyet i icabı düşünülmeyi is-

teyene yeteri kadar çevirmemesi nedeniyle deği ldir . Da-

ha çok, hâlâ düşünmüyoro luşumuz düşünüleceko lanın

insandan yüz çevirmesi , uzun süre önce çevi rmiş o lma-

sından kaynaklanır .B ir an evvel bu hadisenin ne zaman vuku bulduğunu

öğrenmek ister iz . Hatta bundan da önce, daha da ısrar-

c ı b i r şek ilde böyle b i r hadiseyi imkânlar ö lçüsünde na-

sıl bi lebi leceğimizi sorar ız. Nihayet burada bekleyen so-

runlar , bir diğer ini daha eklediğimizde, üzer imize hüc um

eder : as lında b iz i düşünmeye sevk eden, tarih içer is in-

de bel i rlenebilecek herhangi b ir zaman d i l iminde insan-

dan yüz çevi rmemişt ir : tam ters ine, gerekt iğ i g ibi düşü-

nülmesi gereken, kendis in i o şeki lde tu tar k i, baş ından

ber i insandan yüz çevirmişt ir .

D iğer taraf tan, çağımızda insan her zaman başka b i rşek i lde düşünmüştü r ; as lında insan en temel düşünce-

ler i düşünmüş ve bunla rı haf ızaya emanet e tmişt ir . Bu

şek i lde düşünerek düşünü lmesi gerekene bağ lı ka lm ış

ve ka lmaktadı r. Ama y ine de insan , düşünülmes i gere -

52

Page 47: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 47/100

Düşünmek Me Demek ti r ?

Ren geri çekildiği [kendisin i esirgediği)* sürece gerektiği

g ib i düşünmeye muktedi r deği ldi r .

Eğer biz , ş imd i ve bu rada o l duğumuz g ib i, boş ko -

nuşmanın iç ine çeki lmeyeceksek, bu zamana kadarsöy-

lenmiş her şey in yekpare b ir boş önesürümler s il si lesi

olduğu ( iddiasını) reddetmel i ve ayr ıca burada or taya ko-

nu lmuş o lan ın b i limse l b il gi yle h içbi r i lg is i o lmad ığ ını

i fade etmeliyiz.

Söylenmiş olana karşı böyle birsavunucu tavr ın müm-kün o lduğu sürece sürdürü lmes i iy i o lu r; ancak böy le

bir tavır la, sayesinde içimizden bir inin veya bir başkası-

nın düşünmeye sıçramada başar ı lı olabi leceği bir hamle

için gerek l i mesafey i koruruz. Çünkü bu zamana kadar

söy lenmiş o lanın ve (bundan böyle) devam edecek o lan

bütün tar tışmanın b i l imsel b ilgiyle h içb i r i lgis in in o lma-

dığı , bi lhassa tar t ışmanın kendisi birdü şünmeolacaksa,

doğrudur . Bu durum un nedeni b i l imin düşünmediğ i , dü-

şünemeyeceğ inde yatar , k i bu onun mut lu t al ih id ir , bu

da kendi be l i rlenmiş yo lunun güvencesi an lamına gel ir .B i lim düşünmez. Bu sars ıc ı b i r i fade. B ı rakal ım sarsıcı

olsun, hat ta ona, sözü dönd ürüp dolaşt ı rmadanşu i lave

i fadeyi ekl esek b il e, b i lim in y ine de her zaman kendi

t ar zı nda düşünmey le a lakası var dı r. Bunun la ber aber

bu tarz, ancak düşünm e i le b i l imleraras ında, köprü ku-

ru lamaz b iç imde yer a lan uçurum görünür hale geldik-

ten sonra, hakik i ve dolay ıs ıy la ver iml id ir . Burada köp-

rü yoktur , sadece s ıçrama (vard ır ). O nedenledi r k i bu-

gün insan la rın düşünme i le b i l im le r a ras ında rahat b i r

a l ışveriş kurduklar ı bütün iğret i ve zorak i köprü lerde**

* (: entziehen.)

** (: Eselsbriicke, " eşek köprüsü " : y en i ye tı ne l ere s ko last ik te b ir te-o remi ve i spat lanmas ın ı an la tman ın doğurduğu güç lük eşek ler inköp rüden geç ir ilmesi yl e i li şk is i i çe ri si nde ver il ir di :  pons asino-

ruin. )

53

Page 48: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 48/100

Kant - Schopenhauer - Heidegger • Düşüncenin Çağrısı

zarar z iyandan başka b i r şey yoktur. Bu sebepten ötürü

b iz , b i l im lerden yola ç ıkanlar, düşünme hakkında sarsı -

c ı ve tuhaf o lana katlanmal ıy ız -düşün meyi öğrenmeye

hazır o lduğumuzu varsayarak. Öğrenmek demek, yaptı -

ğ ımız her şeyin b ize özsel o larak seslenene cevap ver -

mesin i sağlamaktı r. Bunu yapabi lmek iç in , yo l üzerinde

(yola çıkmış) olmamız gerekir . Herşeyden evvel, düşün-

meyi öğrenmek iç in koyulduğumuz bu yolda kendi ken-dimizi oyalayarak, bast ı ran (kendisini zorlayan) sorular-

dan aceley le kaçmamalıyız, -* tam ters ine h içb ir bu lucu-

luk la bulunamayacak o lanı arayan sorular ın iç ine b ırak-

mal ıyız kendimizi . Bi lhassa biz bugünün insanlar ı, ancak

(öğrendiklerimizi) aynı zamanda ve daima unutursak öğ-

reneb il ir iz . Önümüzdek i mese leye ta tb ik edersek : dü-

şünmey i, ancak ge lenekse l o la rak düşünme ne idi yse

(ne o lmuşsa) onu kök lü b ir şeki lde b i le rek ( is teyerek)

unutursak öğrenebi l ir iz. Bunu yapmak iç in aynı zaman-

da onu bi lmeye (öğrenmeye) başlamal ıyız.

Dedik k i , insan henüz düşünmüyor ve bunun nedeni

düşünü lecek o lan ın ondan yüz çev irmes idi r ; h i çb i r su-

ret te ya ln ızca insan ın düşünülecek o lana ye te ri kadar

yüzünü dönmemesind en deği l.

Düşünülecek o lan, insandan yüz çevi riyor . O, ondan

geri çeki liyor . Fakat başından i t ibaren kendisini geri çe-

ken bir şey hakkında nası l en ufak birşey bi lebil i r iz, hat-

ta ona nasıl b i r is im verebil i riz? Ger i çek i len her ne ise

er işilmeyi reddeder. Fakat kendini ger i çekme hiç (değe-

r inde) birşey deği ldir . Geri çeki lme bir hadisedir . Doğru-

su ger i çek ilen, insanı, gözüne takı lan (yoluna ç ıkan)**

ve kend isine dokunan mevcu t herhang i b i r şeyden da-

* (Yada: ...hedefimizden saparakke ndisinizorlayansoruların yanın-dan düşüncesizce geçip gitmemeliyiz).

** (: . ..ve cezbedipicabındayolundan çıkaran...)

5 4

Page 49: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 49/100

DüşünmeK Ne Demek t i r?

ha asl i b i ç imde i lg i lendi ri r ve t a lep te bu lunur . Gerçek

(ş imdi ve burada) o lanın* tu tsağı o lmayı (caz ibesine ka-

p ı lmayı ) , gerçek o lanın gerçekl iğ in in kurucu unsuru o la-

rak görmeyi tercih ederiz. Me var ki gerçek olanın tutsa-

ğ ı o lmakla insan tam da kendis in i i lg ilendiren ve kendi -

sine dokun andan , kendisini ger i çekişiyle her halde (dik-

kat inden) esrarl ı b i r kaçma tarz ı iç inde ona dokunandan

mahrum kalab il ir . Bu ger i çek i lme hadisesi bü tün hali -

hazırda olanlar ın iç inde en hal ihazır olanı olabi l i rveger-

çek olan** her şeyin gerçekl iğini s ınırsızca aşabil i r.

B izden kendin i geri çeken ger i çek il işiy le , hemen ar-

d ından fa rk ında o la lım veya o lmayal ım veya her ne şe-

ki lde olursaolsun, bizi peşi sı ra sürükler . Bir kez bu ge-

r i çek ilmeye kap ıld ığım ızda -he r ne kadar göçmen kuş-

la r ınk inden o ldukça fa rk l ı b ir şeki lde de o lsa- kendin i

ger i çekmes iy le b iz i çeken in çek im ine yakalan ır ız . Bu

ş ek il de c ezbedi le re k b izi ç eken in ç e kimi nde o lduğu-

muzda özümüzzaten bu " . ..e doğru çeki lme"nin damga-

s ın ı t aş ır . Biz ger i çek i len in çek im indeyken bu kendin i

ger i çekene işaret eder iz . * ** B iz ne isek (veya her k im-

sek ) bu doğ ru lt uyu i şa re tl e o o lu ruz - a rı z i ( sonr adan

olan) birekl ent i gibi deği l, fakat şu şeki lde, bu " . ..e doğ-

ru çek i lme" kendi başına ger i çek i lene as li ve o neden-

le sürek li b i r işaret ti r, " .. .e doğru çeki lme" demek, ken-

d in i geri çekene işaret e tmek demekt i r .

İn san bu ç ek im i çi nde olduğu  ö l çüde kend isin i ger i

çekene işaret eder. O bu yönü i şa re t e tt iğ i için   insan işa-

retç id/ r . İnsan burada her şeyden önce insan, ard ından

da arasıra işaret eden bir isi de deği ldir . Hayır : Kendisini

ger i çekene doğru çeki ldiğinde, ona doğru çeki l ip böyle-

* (: das VVirkliche; die Wirklichkeit.)

** (: aktüelle.)

*** [onu ak la get ir i r , ona dela let eder iz . )

55

Page 50: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 50/100

Kant - Schopenhauer - Heidegger • Düşüncenin Çağrısı

bu sözcükgeçmiş birşeyin zihinsel bir temsil inin* salt psi-

koloj ik olarak kanıt lanabi l i r muhafa za yeteneğinden baş-

ka birşey anlamına geli r . Hafıza düş ünü lmü ş bir şeyi dü-

şünür. Fakat Musalar 'ın Anası 'nın ismi olduğunda, "Haf ı-

za" sadece düşünülebi l i r b ir şey in düşüncesi demek de-

ği ldir. Hafıza heryerde her şeyden önce düşünülmeyi ta-

lep edenin üzerine düşüncenin toplanmas ıdır . Haf ıza, ha-

t ı r lamanın** top lanmasıd ır . O, güvenl i b iç imde muhafa-za eder ve kendisinde saklanmış olanda, herhangi ver il i

birzamanda, özsel olarakaçılan, bizi varl ığasahipvevar-

l ıkta o lmuş o lan o larak cezbeden (kendis ine çeken] her

şeyde düşüncenin öncelik le yoğunlaşt ı rı lması gerekeni

( önce li kl e düşünceye ver ilmesi i cap edeni ) muhaf aza

eder. Haf ıza, Musalar 'ın Anası -düşü nülec ekolanı düşün-

me- * * * ş ii ri n kaynağı ve t emel id ir . Şiir yazma , bunun

içindirki kimi zaman geriye kaynağına doğru akan sudur,

yani hat ı r lama**** olarak düşünmeye doğru (yol alı r) . Şu-

rası kesin ki , mant ığın bize düşünmenin ne olduğunada-

ir kavrayış sunacağı görüş ünü benimsediğimiz sürece, şi-

i r leşt irmenin her türünün, hat ır lamaya ( tahat tura ve te-

zekküre) dayandığını hiçbir zaman düşünmey e mukted ir

olamayacağız. Şiir , ancakhatır layan (kökene doğru düşü-

nen)** * * * düşünmeden f ışk ır ır .

*(: die Vorstellung, tasavvur .)**(: das Andenken, ger iye doğru düşünme .)

***(: das Andenken, b ur adak i  n l m ı y l esk i d i l im izdek i " tezekkür "sözcüğü kastedileni tam olarak karşılar.)

****(Yani , düşünceyi geriye, kaynağa doğru toplama.)**"**(: Andacht, s özcük bu f o rmuy la, k i bu onun gün lük d i ldeki hal i-d i r , ibadet anında yalvar ış ve yakar ış tak i vecdi d i le geti r i r. An-cak Heidegger sözcüğü bozar ve yukar ıda geçen  Andenkenl,

(prât.  andachte) ha tı r latacak ta rzda  An-dacht  d iye yazar. Dolayı-s ıyla bu durumda yukar ıdak i i fade " . ..hat ı rlayan, kökene doğrudüşünen vecd hal indeki düşünceden. .. " d iye anlaş ılmal ıdı r . )

58

Page 51: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 51/100

Düşünmek Ne Demekt i r?

Nnemosy ne başlığı al t ında Hölder l in şunu söyler:

"Ein Zeichen sind wir , deutungslos. . . "

(Biz okunmaya n bir işaretiz.. .)

Biz k im? Biz bugünün insan la rı , uzun b ir zamandan

ber i süregelen ve uzun b i r zaman daha sürecek o lan, o

kadar uzun k i t ar ih te h içbi r t akv im ö lçüsünü veremez,

bugünün. Aynı şarkı, Mnemosyne, der ki : "Uzundur /Za-

man" - iç inde yorumlanm amış ( tab ir ed i lmemiş) b ir işa-

reto lduğumuz zaman. Ve bu, bir işaret, hat tayorumlan-

mamış b ir i şa re t o lmam ız , düşünmeye yet er ince kay-

nakl ıketmez mi? Şair in bu ve takip eden sözlerle söyle-

d iğ i, en çok düşünce uyand ı ran ın ne o lduğunu, t am da

en çokdüş ünceye çağıran anımızadairö nesürüm ün dü-

şünmeye çalış tığ ın ı b ize göstermede b i r pay sahib i o la-

b i li r. Ve bu önesürüm, onu uygun b i r şek ilde e le a lma-

mız şar tı yla şai rin sözü üzer ine b i r ı şı k t utabi l ir ; buna

karşı l ık Hölder l in ' in sözü de, b i r ş i ir leşt irmeye a it o ldu-

ğundan dolay ı, b iz i daha büyük b i r çağr ıy la ve o neden-

le daha büyük b i r çek im gücüyle, en çok düşünce uyan-

d ı ranı düşünceyle iz leyen b i r düşünme yolu üzer ine ça-

ğ ı rı r. Böyle o lsa b ile , Hölder l in 'in söz ler ine bu gönder-

men in hangi amaca h izmet edeceğ i düşünü le rek yap ıl -

dığı henüz karanl ıktı r . Bi ı düşü nme çabasıyla hangi hak-

la b i r şa ir i, özell ikle bu şair i z ikret t iğ imiz hâlâ b ir soru

o larak ka lı r. Aynı zamanda ş i irse l o lana göndermemiz in

hangi temel üzerinde ve hangi s ın ır lar dahil inde kalma-sı gerekt iği de açığa kavuşmaz.

59

Page 52: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 52/100

Bu ders d izi ler iy le düşünmeyi öğrenmeyi deneyece-

ğiz.* Yol uzundur. Ancak birkaç adım atmayı göze alabi-

l ir iz . Eğer her şey yo lunda g iderse, bunlar b izi , düşün-

men in yamac ına gö tü recekt i r. Fakat bunla r b iz i, daha

i le ri si i çin, ancak s ı ç ramanın yard ım edeceğ i nok taya

er işmek için keşfetmemiz gereken yer lere götürecekt i r-

Ancak sıçrama bizi düş ünm eni n yer leşim merkezine gö-

türür . Dolay ıs ıyla başta bu s ıçrama iç in b i rkaç hazır lık

tal imi ( temrini) yapacağız, her ne kadar hemen ona dik-

kat e tmesek ve gereks in im duymasak da.

Bir şeyden diğerine farkında olmaksızın i ler lediğimiz

ve her şey in aynı ka ldığ ı is tik rar lı b i r i ler lemeden farkl ı

o larak s ıçrama b iz i b i rdenbi re, her şey in fark l ı o lduğu,

hem de bize yabancı gelecek kadar farkl ı göründüğü bir

yere al ı r götürür . Dik ve sarp dem ekder in biryar ığın ağ-z ını işaret eden ani saf b i r in iş veya yüksel iş demekti r '

Her ne kadar böyle birs ıçramayla düşüpyüzüstü kapak-

lanmasakda, sıçramanın bizi al ıp götürdüğü şeyşaşır ta-

cak (bozguna uğratacakt ı r .

O halde b iz i şaşı rt ıp (bozguna uğratacak) o lanı daha

başından dikkate almamı ztamamenyerindedir. Fakatya-

bancıl ığın teknedeni, siz dinleyici ler in yeterinceyakından

dinlemiyor olmanız olsaydı, hiçbir şey yolunda gi tmezdi.

Eğerd urum böyleolsaydı, meselenin kendisinde bulunan

yabancı l ığ ı tamamen göz ardı e tmek zorunda kal ırdınız.

Düşünme meseles i her zaman şaş ır tı cıdı r, önyargıdan

kur tulduğumuz ölçüde bu daha da fazla böyledir . Önyar-

* Was heisst Denken?, Stundenübergânge v on I zu II.

Page 53: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 53/100

Kant - Schopenhauer - Heidegger • Düşüncenin Çağrısı

gıdan kurtulm akiçin, dinlemeye hazırve istekli olmalıyız.t

Böyle bir hazır oluş, her tür lü alışı ldık görüşün oluşturdu-

ğu sınır lar ı aşmamıza ve daha açık bir alana er işmemize

izin verir. Böyle bir hazıroluşu yüreklendirmek için bura-

da, aynı zamandatakip edecektüm dersler için de geçer-

l i olacak, bazı ara düşüncelereyervereceğim.

Düşünme hakkın da işit tiğimizi, bi lhassa tart ışma konu-

su doğrudan bi l imle i lgil i ise, yanl ış anlama tehlikesi üni-

versi telerde özell ik le daha büyüktür . Bizi, bi l imsel çal ış-

ma amaçl ı araşt ı rma ve eği tim kurumlar ından dahagüçlü

b i r şeki lde kafa patla tmaya zorlayan b ir yer var mıd ır?

Şimdi, sanat ve bi l imler in birbir inden bütünüyle farkl ı ol-

duğunu herkes kayıtsız şar ts ız kabul eder, her 'ne kadar

a l ış ı lmış konuşmalarda hâlâ b i rl ikte z ikredi l iyor o lsa lar

da. Fakat eğerdü şünmeve bil imlerarasında birayrımya-

pı l ır ve bu ikisi birbir iy le karşı laşt ır ı lacak olursa, bu doğ-

rudan doğruya bil imin kötülenmesi (veya birbi l imyergisi)

olarak düşünülür . Hatta düşünme nin bi l imlere karşı düş-

manca tu tumlar geliş ti reb ileceği ve b i limsel ça l ışmanın

ciddiyetinigölgeleyip neşesini kaçırabileceği yolun da kor-

ku bile vardır.

Fakat bu korkular doğrula nmışolsa bi le, ki kesinl ik le

doğru değild i r, b i l imsel eğ i t ime h izmet eden p lat formun

tam üzer inde b i l ime karşı b ir t u tum a lmak hem incel ik -

ten hem de zevkten yoksun o lurdu. Burada her tür lü po-

lemiğ i ön lemesi gereken sadece incelik t ir . Fakat bunun

yanı s ı ra b i r başka düşünce daha vard ı r. Polemiğin her

türü daha başından düşünme tavrın ı tak ınmakta başar ı-

s ız ka lı r. Düşünmenink i b i r hasmın ro lü deği ldi r . Düşün-me, ancak b i r mesele iç in konuşan her ne ise onu tak ip

ederken düşünmedir . Burada savunma mahiyetinde söy-

lenen her şey her zaman yaln ız meseley i koruma n iyet i-

n i güder . Yol umuz üze ri nde b i lim le r den söz eder ken ,

62

Page 54: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 54/100

Düşünmek Ne Demekt ir?

onlara karşı deği l, fakat onlar iç in , on lar ın özüyle i lg il i

a çı kl ık i çi n konuşuyo r o lacağı z. Sadece bu b il imler in

kendi başlarına kesin manada zarur i o lduklar ı yönünde-

ki kanaat imizi üstü ör tülü olarak i fade eder. Bununlabe-

raber onların öz ler i bugün hâlâ ünivers i te ler imizin saf i-

yane b iç imde o lduklar ın ı düşündükler inden aç ıkça fark-

l ı t ü rdendi r . Her ha lükârda, hâlâ şu k ı şk ı rt ı cı durumla ,

bugünün b i l im le rin in başka b ir yere değ il , modern tek -

nolo j in in özünün a lanına a it o lduğuyla, karş ılaşmaktan

korkar görünüyoruz. D ikkat buyuru lsun, sadece " tekno-

l oj iye" değ il , " t ekno loj i ni n özünün a lanı na " d i yo r um .

Modern b i l imin özünü hâlâ b i r s is tabakası çevre lemek-

te. Bununla beraber bu s is t abakas ı, b i l im le r a lan ında

münfer i t a raş tı rmacı ve uzman la rca ü ret i lm iş değ ild ir .

O, h içb i rşek i lde insanın eser i değild ir . O en çok düşün-

ce uyandıranın b iz im -s ize konuşan ben, herkesten ön-

ce ben dahi l - h içb i r imiz in hâlâ düşünmüyo r o lması a la-

nından yüksel i r.

Bunun iç ind i r k i burada düşünmeyi öğrenmeye çal ış ı-

yoruz. Hepimiz beraberce yoldayız ve bir diğer imize ser-

zen iş te bu lunmuyoruz. Öğ renmek demek, yap tı ğımı z

herşeyin, bizi özsel olarak çağıran neyse onacevap ver-

mesin i sağlamakt ır . Özsel o lanın türüne ve b ize iç inden

sesin i duyurduğu a lana göre, ver ilen karş ı l ık ve onunla

b i r l ik te öğrenmenin türü değişi r.

B ir marangoz ç ır ağ ı, ahşap do lap ve benzeri şey le r

yapmayı öğrenen b i ris i, (burada b iz im iç in ] b i r örnek iş-

levi görür . Onun öğrenmesi sadece, alet ler in kul lanı lma-

s ında maharet kazanmak iç in uygulamadan ibaret değil -dir . Yapacağı şeyler in al ış ı ldık biçimler iyle i lgi l i bi lgi top-

lamaktan da ibaret deği ldir. Eğer o gerçek bir marangoz

o lacaksa, her şeyden önce kendis in i fark l ı ağaç tür leri -

ne ve ağacı n i çe ri si nde uyukl ayan b iç im le re , özünün

63

Page 55: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 55/100

Kan t - S c hopenhaue r - He id egge r • Düşüncenin Çağrısı

tüm gizl i zenginl ik ler iy le insanın bar ınmasına dahi l oldu-

ğu* kadar ıyla ağaca (ahşaba) cevap ve karşı l ık ver ir ha-

le geti ri r. Esasen, bütün zanaati bes leyen de ağaca bu

bağl ıl ık (yakınl ık) tı r . Bu yakınl ık olmad an bu zanaat asla

boş bir meşgaleden öteye gidemez; onun la uğraşmayal-

nız iş icaplar ıyla bel i r lenecekt i r. Her el sanat ı, her tür lü

insan i a lı şver iş sü rek li o larak bu teh li ke i çinded ir . Dü-

şünme bu tehl ikeden ne kadar muaf ise ş i iryazma da o

kadar muaft ı r .

Marangoz çırağının, öğrenirken, ağaç ve ağaç eşyala-

ra karş ı lık verecek b i r noktaya gelip gelmemesi, aş ikâr

k i ç ırağa bu tür mesele leri öğretebi lecek b i r is in in mev-

cudiyet ine (nezaret ine) bağlıdır.

Doğru. Öğretme öğrenmeden daha dagüçtür. Bunu bi-

l iyoruz; fakat nadiren bunun üzer ine düşünüyoruz. Peki

öğretme öğrenmeden niçin dahagüçtür? Öğretmenin da-

ha geniş b i r b ilgi b i r ik imine sahip o lması ve onu her za-

man hazır tu tması gerekt iğinden dolay ı değil . Öğretmeöğrenmeden daha güçtü r, çünkü öğretmek demek, öğ-

renmeye i zin vermek demekt i r. * * Gerçekten de hakik i

öğretmen -öğrenmed en başka h içb ir şeyin öğrenilmesi -

neizinvermez. Dolayısıylao nun tavrı sıksıkgerçekteon-

dan h içbi r şey öğrenmediğimiz iz len imin i doğurur , eğer

"öğrenme" ile ( uzun boy lu düşünmeksiz in ) b ir ç ır pıda ,

sadece yarar lı bi lginin elde edi lmesini anl ıyorsak. Öğret-

men sadece şu bakımda n çıraklar ının i ler isindedir, onun

onlardan çokdaha fazla öğreneceği vardır: O, onlarınöğ-

renmeler ine iz in verme(yi öğrenmel id ir . Öğretmen çırak-lardan daha fazla öğret i lebilme kabi l iyetine sahip olmalı -

* (Ya da: Barınmasının parçası haline geldiği kadarıyla).* * ( : Cümle  heissen f i il i n in özel l iğ i neden iy le aynı zamanda "çünkü

öğretmek öğrenmeye iz in vermeyi gerek l i k ı lar , ona ihtiyaç duyar"diye de anlaşılmalıdır.)

64

Page 56: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 56/100

Page 57: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 57/100

Kant - Schopenhauer - Heidegger • Düşüncenin Çağrısı

( içtenl ikle) karşı lar ve sadece şeyler i deği l, el başkaları -

n ın e ll er ine uzanı r ve kendi (hoş) kar şı lanı şı nı kabu l

eder . E l tutar. E l taş ı r. E l işaret ler ,* muhteme len insan

bir işaret olduğu için. İk i el bir olur , insanı büyük bir liğe

t aşımak an lamına ge len b ir j es t. E l bü tün bun la rdı r ve

bu gerçek e l sanat ıd ı r. Her şeyin kökü burada, genel lik -

le el sanat ı diye bi l inende gizl idir ve genel l ik le biz daha

i le ri g itmey iz . Fakat e li n an lam yük lü hareke tle ri * * en

kusursuz saf lı klar ı i ç inde, t am da insan susarak konu-

şurke n,*** di l le heryere nüfuz eder. İnsan, ancak konu-

şurken düşünür ; meta f iz iğin hâlâ inand ığ ı g ib i, başka

tür lü değil . İ ş ler in in her b i r inde e l in her hareket i kendi -

s in i düşünme unsuruy la sürdürür , * * * * e l in her taşıması

kendis ini bu unsurda taş ır . E lin bütün işler i düşünmede

kök leş i r. Dolay ıs ıy la düşünmen in kend isi , eğer zaman

zaman (olduğu gibi) gereğince yer ine get i r ilecekse, insa-

n ın en basi t ve bu sebepten ötürü en zor e l sanat ıd ı r.

Düşünmeyi öğrenmel iy iz, çünkü düşünebil i r o lmamız

ve hat ta onun i çin ye tenek l i ** * * * o lmamız , düşünmeye

ımuktedir liğimizin güvencesi değildir . Muktedir olma k için

başka her şeyden evvel, kendisini düşünmeye gönderene

(düşünmeye ses lenenene) karş ı eği liml i o lmal ıy ız . Bu

(doğrudan) kendis inden düşünmeye sevk edendir . B ize

bu bağışı , hakiki şekilde düşünülmesi gerekenin bağışını

bahşeden, bizim en çok düşünce uyandıran dediğimizdir .

* (: zeichnen: do layıs ıy la ayn ı zamanda gös termek , tasar lamak ,yani resmin i, tas lağ ın ı ç izmek veya mode l in i ç ıka rmak o larakda anlaşılmalıdır.)

** (: die Gebârde.)*** (bkz.  Varlık ve Zaman, I, 5, § 3 4. )**** (Ya da: . . . iş lerin in her b i r inde e l in her hareket i düşünme unsu-

ruyla icra edil ir, yerine getir il ir .)***** (: die Begabung; k ökündek i ve rmek, bahşe tmek, i hsan e tmek :

geben f ii li ne dayanarak b ir "mevh ibe" an lam ında " .. . b ize ba-ğış lanmış o lması .. . " o larak anlaş ı lmal ı .)

66

Page 58: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 58/100

Düşünmek Ne Demekti r?

En çok düşünce uyand ıranın ne o lab i leceğ iyle i lg il i

so ruya cevab ım ız, şu önesürümdür : Düşünceye dave t

eden zaman ım ız i çi n en çok düşünce uyand ır an b i zim

hâlâ düşünüyor o lmamamızdı r .

Bunun nedeni asla sadece ya da öncel ik le, biz insan-

lar ın hak ik i an lamda düşünmeye sevk edene ye te rince

yüzümüzü dönmememiz deği ld i r; sebep bu en çok dü-

şünce uyandı ranın b izden yüz çevi rmesi , doğrusu uzun

b i r zamandı r insandan yüz çevi rmiş o lmasıd ı r .

Ve insandan bu tarzda kendisini ger i çeken, kendi kı-

yas kabul e tmez yakın l ığ ın ı koruyup geliş ti r ir .

Kend isin i ( bu şeki lde) ger i çekene bağlan ıp (da ona

kapıl ınca), ger i çek i lene, onun çekimin in ( ta lebin in) mu-

ammal ı ve bu yüzden dolambaçl ı yak ın l ığ ına sokuluruz.

Her ne zaman k i insan bu yola gerektiğ i g ib i koyulursa

düşünüyordur , hat tager i çek i lenden hâlâ çok uzakta o l-

sa b i le , ger i çek i lme herzamanki kadar ör tük ka l ıyoro l -

sa b ile. Bü tün hayat ı boyunca , ha tta ö lüm an ında b ile,

Sokrates kendis in i bu çek im in cereyan ına b ı rakmaktan

ve kendis in i onun i ç inde tu tmak tan başka b ir şey yap-

madı . O , bunun i çi n Ba tı ' nı n en saf düşünü rüdür . Bu-

nun iç in b ir şey yazmamışt ı r . Çünkü düşünce doluluğu-

nu yaz ıya dökmeye baş layan b iri si kaçı nı lmaz o la rak

kendi ler i iç in çok güçlü o lan çekimden (cereyandan) sı-

ğ ınak aramak iç in koşup duran insanlara benzer. Sokra-

t es 't en son ra neden bü tün büyük Batı lı düşünür le ri n,

bü t ün büyük lük le ri ne r ağmen, bu t ür den kaçak la r ol-

mak zorunda ka ld ığın ın s ır rı nı ş imd iye dek g iz li ka lm ış

b ir t ar ih hâl â muha f aza e tmek tedi r. Düşünme (yazılı)edeb iya t ın b ir parçası o ldu . Ve edeb iya t Bat ı b i l imin in

ak ıbet in i (kaderini ) be li r led i , k i Ortaçağın doct rinas ı yo-

luy la modern zamanlar ın sc ientas ı o ldu. Bu şekilde bü-

tün b i l imler fe lsefenin döl yatağından iki b iç imde türedi -

Page 59: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 59/100

Kant - Schopenhauer - Heidegger • Düşüncenin Çağrısı

ler . B i l imler ondan ayr ı lmak zorunda o lduklar ından fel-

sefeden türedi ler . Ve ş imdi b i rb ir ler inden o kadar ayr ıl -

dı lar ki , bir daha bi l imler kendi güçler iyle geriye f ı rladık-

ları kaynağa asla sıçramayapamazlar . Bundan böyle on-

lar ı, ancak düşünmenin bulabi leceği b i r öz a lanına ger i

gönder i l ir ler ( iade edil i rler) , yeter k i düşünme kendine

düşeni yapacak kudret te o lsun.

İ nsan kend isin i ger i çekene doğru çek il i rken (onun

yakınl ığına doğru sokulurken), geri çeki leni işaret eder.Biz bu suret le çeki l i rken bir işaretiz. Fakat o zaman, ko-

nuş tuğumuz d ile çevri lmemiş , henüz çevri lmemiş, b ir

şey i göster iyoruz ( işaret ed iyoruz). O, tabi r ed i lmemiş

olarak kal ı r. Biz yorum lanmamış bir işaretiz.

"Mnemosyne"şarkısınıntaslağındaHölderlinşöyleder:

"Ein Zeichen sind wir , deutungslos,

Schmerz los s ind wi r, und haben fast

Die Sprache in der Fremde ver loren."

(Biz okunm ayan bir işaretiz.

Acı hissetmiyoruz, kaybet t ik neredeyse

Yabancı diyar larda di l imizi . )

Ve böylel ik le düşünmeye doğru i ler leyen yolumuzda

ş i i rleşti r ilm iş b ir söz iş it iyoruz. Fakat düşünme çabamı-

zın hangi amaçla ve haklave hangi temeledayanarakve

hangi sınırlardahi l inde, bu şairin şi i ri bir tarafa, kendisi-

ni ş i i r( leşt irmey)Ie bir diyaloğa sokmaya izin verdiği so-

rusunu, kaçın ılmas ı imkâns ız o lan bu soruyu, kendim i-zi, ancakd üşünmey olunaso ktuktansonraele alabi l i riz.

68

Page 60: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 60/100

DÜŞÜNMEYE ÇAĞIRAN NEDİR?

Düşünmek ne demektir?**  Soru i şi ti ld iği nd e kulağa

belirsizl ikten uzakgelmekte. Açık (ve anlaşıl ır) görünmek-

te . Fakat küçük b ir düşünme b ile: t ek an lamdan daha

fazlasına sahip o lduğunu göstermekte. Daha soruyu so-

ra r so rmaz i ki an lam aras ında bocalamaya baş lı yo ruz.

Gerçekten de sorunun muğlak l ığ ı daha i leri b i r hazı r lık

o lmaksız ın cevap i leri sürmeye dönü k her çabayı engel -

lemekte.

O halde bu muğlak l ığ ı aç ık lığa kavuşturmal ıy ız . "Dü-

şünmek ne demekt ir ? " so rusunun muğlakl ığı onun bi r-

kaç müm kün e le a l ınma tar zın ı i ç inde saklamakta . Bu

dersin i lerleyen aşamasındasoru nun sorulabi leceği dör t

tarzı öne çıkarabi l i riz.

"Düşünmek ne demekt i r?" i lk o larak ve öncel ikle şu-

nu söy le r: "Düşünme" ded iğ im iz ned i r, ( bu sözcük ne

anlama gelmektedi r )? Kendis ine "düşünme" adını verdi -

ğ imiz nedir?

"Düşünmek ne demekt i r?" ik inci o larak şunu da söy-

ler : Ge leneksel öğre ti b i z im düşünme ad ını ve rd iğimiz

şey i nasıl an lar ve tan ımlar? İk i b in beş yüz y ı ldan beri

düş ünme nin temel ayırt edici özel liği olarak kabul edile-

* Was heisst Denken? Zvveiter Teil.** (: Was heisst Denken? Aşağıda yapı lacak aç ık lamalar  heissen f ii li -

n in yukar ıda işaret edi lmiş çokanlaml ı l ığ ına dayanmaktadır . BunuTürkçe'de korumak müm kün deği ldi r .)

69

Page 61: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 61/100

Kant - Schopenhauer - Heidegger • Düşüncenin Çağrısı

gelen nedir? Geleneksel düşünme öğret is i neden şu il-

ginç "mant ık" ismini taşır?

"Düşünmek ne demekt ir?" ayrıca, üçün cü o larak şu-

nu söyler : Tam hakkıyla düşünebi l iy or olm amı z iç in ihti -

yaç duyduğumuz (ön koşul lar ) ne lerd ir? Her defas ında

düşünmeyi tam anlamıylayer ine get i re bi lmemiz iç in biz-

den istenen nedir?

"Düşünmek ne demekt ir ?" dö r düncü ve son o la rak

şunu söyler: Bizi düşünmeye çağıran, deyiş yer indeyse,

bize düşünmeyi emreden ned ir ? B izi a lı p düşünmeye

götüren nedir?

Bunlarsoruyu sorabi leceğimiz ve uygun bir çözümle-

meyle b i r cevaba yaklaşabi leceğimiz dör t yo ldur . Soru-

nun bu dört soru lma tarzı üstünkörü b i raraya geti r ilme-

mişti r . Hepsi birbir iyle karşıl ık lı olarak bağlant ıl ıd ı r . Do-

lay ıs ıy la soruy la i lg il i rahats ız edici o lan, mümkü n an-

lamların ın çok luğundan z iyade, (sorunun soru luşunun)

bu dört tarzın(ın) hepsinin tekbir an lamı işaret ediyorol-

masında yatar. Bu dör t tarzdan yalnızca b i r in in doğru,ka lanlar ın çürük ve geçici o lduklar ının ispatın ın yapıl ıp

yapılamayacağını ; yahut bunlar ın hepsi bir olup bir diğe-

r iy le ör tüştüğünden dolay ı, dördünün de aynı derecede

ger ek li o lup o lmad ığ ın ı düşünme li yi z. Fakat nası l ve

hangi birl ik le bir leşecekler? Tıpkı dör t duvar üzer ine bir

çatı gibi, dört tarzın çokluğuna bir beşinci parça olarak

b ir li k m i ilave edi lecek? Yahut so runun so ru l uşunun

dört tarzından bir i ön plana çıkar (yadaönce liğial ır) mı?

Bu öncel ik soru kümesi içer is inde b i r h iyerarş i (s ıra la-

ma) kurarmı?Bu hiyerarşi bu dört tarzın birbir iyle eşgü-dümlendiğ i , ama y ine de tay in edici (be l ir ley ic i) o lana

boyun eğdiği bir yapı sergiler mi?

"Düşünmek ne demekt i r?" sorusunun sorulabileceği

daha önce z ikrett iğimiz dört tarz, b i rb i r inden bağımsız

70

Page 62: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 62/100

Düşünmeye Çağı ran Nedi r?

ve i rt ibatsız yan yana durmazlar . Bunlar bu dör t yo ldan

bir inin buyurduğu bir bir l ik le birbir ler ine at t ir ler. Bunun-

la beraber, bunun nasıl o lup da böyle o lduğunun ayı rd ı-

na varacaksak yavaş yavaş ve temkin le i ler lemeliy iz. O

neden le t ec rübemize i lk bakış ta sadece b i r önesürüm

olarak kalan bir i fadeyle başlamal ıyız:

Dördüncü aşamada kaydet t iğimiz sorunun anlamı b i-

ze öncel ik le sorunun tayin edici b iç imde nası l sorulma-

s ı gerek tiğin i ( bi zden nas ıl b ir so rma tar zı beklediğ in i )

söyler: "Düşünmeye ne çağı rı r?"* Hakkıy la anlaş ıld ığ ın-

da soru, b ize düşünmeye g i r işmeyi emredenin, b iz i dü-

şünmeye çağı ranın ne o lduğunu sorar . "Biz i düşünmeye

çağı ran nedi r?"* * (sorusunda sözcükler in s ı ralanımıyla

o luşan) i fade tarzı h iç kuşkusuz bünyesinde "Düşünme

tabir i b iz im iç in ne anlama gel ir?"den daha faz las ını ba-

r ındı ramaz. Fakat soru gerektiğ i g ib i soru lduğunda, "Bi -

z i düşünmeye çağı ran nedir?" başka b i r şey daha i fade

eder . "B iz" -e hal inde deği l (Dativus) , b i lak is - i ha l inde

(A kkusati vu s) o la ra k anl aş ıl ır. Bizi d üşünmeye sev k

eden, b ize düşünme iç in buyruk lar veren nedi r?

Dolayısıyla soru her bir dur umd a ve bel l i bir meseley-

le i lg il i o larak b iz i düşünmeye sevk eden (bizde düşün-

me güdüs ünü uyandıran) nedir diye mi sormaktadır? Ha-

y ı r. B iz i düşünmeye sevk edenden gelen buyruk lar b ir i-

s ini sadece düşünmeye sevk eden bell i b i rgüdüden çok

daha fazlasıdır .

B iz i düşünmeye sevk eden öy le b i r tarzda buyruklar

veri r k i onun buyruğunun yard ımıy la b iz önce düşünme-

ye mukted i r o lu ruz ve böyle li k le düşünür ler o la rak var

* (Soru y ine ayn ı so rudur . Eğer Türkçe'dek i  çağırmak  f ii li özel l ik leed ilgen ça tıda  bir şeye isim olmak  an lam ın ı k orusaydı , bu güçlükb i r ö lçüde gider ilebi li rd i .)

** ( : Was hei j i t uns denken?)

71

Page 63: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 63/100

Kan t - S c hopenhauer - He id egge r • Düşüncenin Çağrısı

oluruz. "Düşünmek ne demeKt ir?" sorusu: "B iz i düşün-

meye ne çağır ı r?" anlamın dayaygın anlayışa yabancıdır .

FaKat "DüşünmeK ne demeKti r? " so rusunun Kendisini

ilK baKışta gayet masum göstermesini Küçümseyip geç-

meye çoK daha az haKKımız vardır . İş i t i ld iğinde, düşün-

me gibi bir şeyden söz ederKen, Kulağa güya ne anlama

geldiğiyle i lgi l i sadeceda ha Kesin bilgi talep eden birso-

ru gibi gelmeKtedirsanKi ve biz onu farKında olmaKsızın

sanKi bu şeKilde Kabul ed iyoruz. Düşünme burada baş-

Ka herhangi bir şeygibi ele al ınabi leceK bir tema olaraK

görünmeKted ir . Dolay ıs ıy la düşünme b i r a raş t ırman ın

Konusu hal ine gelmeKtedir . Araşt ı rma insanda vuKu bu-

lan b ir sü rec i düşünür .* İ nsan bu süreç te özel b ir ye r

a lı r, çünKü düşünmeyi gerçeKleşti ri r. Y ine de bu o lgu,

yani insanın doğal o laraK düşünmenin gerçeKleşt i ric is i

o luşu , düşünme araş t ırmas ın ı daha faz la i l gi l end irmez

[böyle b i r i lg ilenmeyi gereKti rmez). Olgu Kendil iğ inden

anlaş ıl ır . Konu d ış ı o lması neden iy le düşünme üzerine

tefeKKürümüzün dışında bıraKı labi li r . Öyle de olması ge-reKi r. ÇünKü düşüncenin yasalar ı her şeye rağmen teK

baş ına düşünme ed im in i gerçeKleş ti ren K imseden ba-

ğımsız olaraK geçerlidir .

FaKat "Bizi düşünmeye çağ ıran nedi r?" so rusu her

şeyden önce b iz i düşünmeye sevK edenin ne o lduğunu

soruyorsa, o zaman b izi , özümüzü çağırd ığından dolay ı

bizi (derin bir şeKi lde) alaKadar eden bir şeyi soruyoruz

( ta lep ediyoruz) demeKt i r. "DüşünmeK ne demeKt i r?"* *

so rusunun doğrudan doğruya h it ap e tt iğ i b izza t b iz iz .

* (Buradaki ' düşünme ' metn in temel temas ı o lan  denken an lamında'düşünme ' değ i l, bakmak, sey re tmek , te tk ik e tmek , yok lamak , te-l a kk i e tmek an lam la r ına ge len  betrachten' dır.)

** (Burada her ik i anlam da düşünülmel i ; b i raz zor layarak da o lsa buç i f t anlaml ı l ık belk i şu şek i lde i fade edi lebi l i r : "Düşünm e diye  çağ-

rılan ned ir ?" , "Düşünmeye  çağıran ned i r? " )

7 2

Page 64: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 64/100

Düşünmeye Çağı ran Nedi r?

Bizzat b iz sorunun metn inde ve örgüsündeyiz . "Biz i dü-

şünmeye çağı ran nedir?" sorusu b iz i zaten bahis Konu-

su meseleye çeKmiş (sürüKlemiş) oldu. Biz Kendimiz so-

ruya, sözcüğün Kat i an lamında, soru tarafından Konulu-

yoruz. "B iz i düşünmeye çağı ran nedir?" sorusu t ıpKı ça-

Kan birşimşeKgibi bizi doğr uda ndo ğruyaçarpar. Bu şe-

Kilde soru lduğunda, "Düşünmeye çağı ran nedi r?" soru-

su b i l imsel b i r problem tarz ında, sadece b i r ob jey le uğ-

raşmaKtan daha fazlasını yapar.Sorunun bize gar ip gelen bu diğer i fade tarzı aşağıda-

Ki doğrudan i ti raza açıKt ır . "DüşünmeK nedir?" sorusu-

nun bu yeni an lamı ( "Düşünmeye çağı ran nedi r?" ) bura-

da i şi tt iğ inde veya oKuduğunda hemen herKesi n ona

yüK leyeceğinden bü tünüy l e farKlı b ir an lam ın sor uya

Keyfi b iç imde zor lanmasıy la e lde edi lmişt i r. Bu h i le Ko-

layca açığa çıKart ıI ır . AçıK Ki bu sadece SÖZCÜKoyununa

dayanmaKtadır . Ve oyunu n Kurbanı, sorun un f i il i o laraK,

"DüşünmeK ne demeKt ir?" cümlesin i ayaKta tu tan söz-

cüKtür . "ÇağırmaK" f i i liy le oynuyoruz.

Sözgel imi bir is i sorabi l i r: Tepenin üzer indeKi Köye ne

diyorsunuz? (Köyü ne diye çağırıyorsunuz?) Köyün ismi-

ni öğrenmeK ist iyoruz. Yahut şu da sorulur : "Çocuğa ne

diyeceğiz?" (onu diye çağıracağız?) Der Ki: O hangi ismi

taşıyacaK? "ÇağırmaK"  [heifien]  demeK: b u a nlamd a is-

m i o lmaK ve i s im vermeK demeKti r. Şu ha lde "Düşün-

meK ne demeKt ir?" demeK, "düşünme" ismin i a lmış sü-

reç haKKında ne tür bir f iKir oluşturmal ıyız demeKtir . So-

rudan anladığımız, eğer onu basi tçe ve doğal olaraKala-

caK olursaK, budur.

FaKat eğersoruyu bizi düşünme yesevK edenin ne ol-duğunu sormaK an lamıy la duyacaK o lu rsaK, Kend im iz i

b i rdenbi re "çağı rmaK" f i il ini b ize yabancı ge len veya en

azından art ıK aşinage lmeyen bir anlam içer isinde Kabul

e tmeye zor lanmış buluruz.

73

Page 65: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 65/100

Kan t - S c hopenhaue r - He id egge r • Düşüncenin Çağrısı

Şimdi "heiJ3en" sözcüğünü çağırmak, talep etmek, ta-

l im(at) vermek, sevk etme k f i i ller iy le yaklaşık olarak ye-

niden anlat ı labilecek bir anlamda kul lanmaya zor lanıyo-

ruz. Yolumuzda o lan b i ris in i yo l vermeye, a lan açmaya

çağ ır ıyoruz (dave t ediyoruz) . Fakat bu "çağrı " zo run lu

olarak talebi ve elbet te buyurmayı imaetmez; daha çok,

b iz im çağ rımı zl a çağ rı lana e ri şmemizi sağ layan şeye

uzanıcı (öngörüsel) bir el uzatmayı* ima eder.

En geniş anlamda "çağırmak" demek: harekete geçir -mek, b ir şey i yo la koymak demekt i r, k i naz ikâne ve o

nedenle göze çarpmaz bir tarzda** yapı labi l i r ve asl ında

bu t arz da en ko la y ş ek il de y ap ılı r. Yen i Ahi t, Matta

8 : 18 ' de ş unu o ku ru z: "Videns autem Jesus turbas mul-  

tas circuın se, iussit ire trans fretum."   (Fakat e tr af ında

büyükbir kalabal ıkgörerek, Mesih onlara denizi geçme-

lerin i 'buyurdu ' . ) Luther (bu cümleyi ) , "Und da Jesus vi-  

el Volks um sich sah, hies er hinüberjenseit des Mee-  

res fahren"  d iye t er cüme eder .* ** tieifien  bu rada Vulga-

ta 'n ın Latince iubere s'ine karşıl ık gelmektedir , k i gerçek

anlamda b i r şeyin o lmasın ı arzu etmek anlamına gel ir .

Mes ih on la r ı üzer inden geçmeye "çağ ırdı " : b ir buyruk

vermedi veya b ir t al imat ç ıkarmadı . Bu pasajda " he i-

J3en" f i i l inin ne anlama geldiği , eğer İnci l ' in eski Grekçe

çevir isin i göz önünde bulundurursak, daha aç ık b i r şe-

k i lde ışığa kavuşur. Burada der k i: 'I8(bv 5e ö ' Irıaoütp

öykov  ı tepi aûröv  E K G Â E I K T E V âjteA,0ecpv eicp xö ııspav {Idon

de ho Iesous okhlon peri auton ekeleusin apeithein eis

to peran).****  Grekçe  K E ^ E Û E I V fi il i a sl ında b ir şeyi yol a

*(: das verlangende Auslagen.)

**(: unscheinbar, Var lı k ve Zaman 'd a  Vorhandensein'ia il gi li ya pı -lan aç ık lama hat ı rlanmal ı . )

***( : Ve Mesih et raf ında b i rçok insan gördüğünde, onlar ı deniz inüzerinden geçmeye çağırdı.)

****( : Etrafında büyük b i r kalabal ık görerek Mesih onlar ı ö te k ıyıyageçmeye çağırdı.)

Page 66: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 66/100

Düşünmeye Çağ ıran Nedi r?

get i rmek, yo la koymak anlamına geli r. Grekçe  KS ^EU BOCT

yol demekt i r. Ve Sanskr itçede de aynı sözcüğün "davet

etme k"gibi bir şey anlamına gelmesi, eski "heiJ3en" söz-

cüğünün b ir e ri şmeye - b ı rakma* (er iş ti rme) kadar b ir

buyurma anlamına gelmemesine, dolay ıs ıyla "çağrı "n ın

yard ımsever lik ve hat ırş inast ık* * (sözcükler iyle) i le ses

benzerl iği göstermesine tanıkl ık eder.

Dolayısıyla tanım ladığ ımız "heiJ3en" söz cüğ ünün anla-

m ı b ize bü tünüy le yabanc ı değ ildi r. "Düşünmek ne de-mekt ir?"*** sorusunda karşı laştığımızda hâlâ al ış ıldık de-

ğ i ld i r. Bu soruyu iş i tt iğimizde, ta l imat vermek, ta lep et-

mek, er işmeye iz in vermek, yo la get i rmek, i le tmek, yo l

vermek anlamında "heiJ3en" in anlamı doğrudan d ikkati -

m iz i çekmez. Heps inden önceki an lamı b i r t arafa, söz-

cüğün i lk iş it t iğ imiz anlamlar ından tedirg in o luruz. "Hei-

J3en" sözcüğünü bu anlamda kul lanma a l ışkanl ığ ına sa-

hip değil iz ya da ancak güç bela sahibiz. Böylel ikle o bi-

ze yabancı kal ır . Bunun yer ine "heiJ3en" f i i l in in al ış ıldık

an lamın ı t akip ediyoruz . Çok faz la düşünmeks izin , ençok onun i çi nde dol aş ıyor uz . "Çağı rmak " (heiJ3en) de-

mek sadece şu veya bu i sm i bahşe tmek demek ti r . Bu

anlamıy la sözcük aramızda yaygındı r. Peki n iç in i tiyadi

( al ış ıl dı k) an lamın ı , üs te l ik f a rk ında o lmaks ızın , t er c ih

ediyoruz? Gal iba "heiJ3en" sözcüğünün a l ış ı lmadık (gö-

rünüşçe o lağandışı ) an lamı onun hakiki an lamı o lmasın-

dan ötürü: sözcüğün özünde bulunan, bu yüzden yegâ-

ne o larak ka lan anlam - çünkü bütün d iğer ler i yer ler in i

onun doğum alanından e lde eder ler .

Kısacası "heiJ3en", bu sözcüğü de doğ um (neşet ett i-ğ i kök) an lamında , konuşan an lamında an lamamız şar-

*(: Das Gelangen-lassen.)

* * (: heissen, helfen, entgegenkommen.)

*** (Burada da y ine her ik i anlam birden düşünülmel i . )

7 5

Page 67: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 67/100

Kan t - S c hopenhaue r - He id egge r • Düşüncenin Çağrısı

t ıy la , " buyu rmak " an lam ına gel ir. Çünkü " buyu rmak "

esas o larak buyruk ve emir ler vermek deği l, fakat (ken-

d ini b ir is in in ) gözet imine b ı rakmak, ve rmek ve tes lim

etmek, emanet etmek, emniyet a l t ına a lmak* demekt i r .

Çağ ırmak demek ( buyu ra rak değ il ) b ır akar ak çekmek

( ta lep etmek) , sevk etmek ve böylel ik le b i r şeyin erişi l-

mesine iz in vermek demekt i r . Söz vermek** b i r ses len-

meye o şekilde karş ı lık vermek demekt i r k i , burada ko-

nuşu lan , vaa t eder * * * ve t aahhüt te bu lunur . * * * * Çağır-mak dem ekseslenerek bir şeyin er işip mevcudiyete çık-

masın a*** * * izin vermek; b i r şeye seslenerek ondan ta-

lepte bulunmak demekt i r.

Dolayısıyla "Düşünmemizi gerekt i recek derecede biz-

den t al ep te bu lunan ned ir ?" ( so rusunu ) so rmak anl a-

mında "Düşünmekne demekt i r?" sorusunu iş i tt iğimizde

şunusoruyoruz: "Asl i var l ığımıza düşünmeye başlaması-

n ı buyuran ve böylel ik le onun düşünmeye er işmesini ve

orada emniyet te kalmasını sağlayan nedir?"

Bu şeki lde sorarsak, kuşkusuz "heiJ3en" sözcüğünüolduk ça al ış ı lmadık bir anlam dakul lanır ız. Fakat o, söy-

lenmiş sözümüzün ona asla henüz tan ıd ık ge lmediğ in -

den dolay ı deği l, ama ar t ık gerçekten onun iç inde yaşı-

yor o lmamamızdan dolay ı, a r tı k bizim  bu konuşan söz-

cüğe aşina olmadığımız iç in al ış ı lmadıkt ı r .

"Çağı rmak" sözcüğünün asl i ve hayati an lamına geri

dönüp soruyoruz: "Biz i düşünmeye çağı ran nedir?"

Bu ger i dönüş bir heves mi, yoksaoyun oynam akmı?

Ne b i ri ne öbürü . Şayet burada oyun oynamak g ibi b ir

şeyden söz edebi l iyorsak, sözcükler le oynayan biz deği-

*(: anbefehlen, anvertrauen, einer Oeborgenheit anheimgeben,

bergen.)

**(: Verheissung.)

***(: zusagen.)

****(: versprechen.)

***** (Ya da: buraya er işip burdalaşmasına.. . )

76

Page 68: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 68/100

Düşünmeye Çağıran Nedir?

l iz ; ters ine d i lin özü b iz imle oynamakta, sadece bu du-

rumda değ il , sadece ş imd i değ il , f akat uzun zamand ı r

ve her zaman. Çünkü d il b i z im konuşmamız la oynar, o

konuşmam ız ın sözcüklerin daha aş ikâr anlamlar ına sü-

rük lenmes ini sever . Sank i i nsan d il le asl ına uygun b i-

ç imde yaşamak i çin çaba sarfe tmek zorundad ı r. Sank i

böyle b ir yaşama özel l ik le bayağ ıl ık t ehl i kes ine yen ik

düşmeye eği liml id i r.

İ çeris inde hakik i an lamda bar ın ı lan d i l in ve onun a lı -şı ldık sözcükler inin yer i alelade (basmakalıp) tabir ler ta-

raf ından gasp edi li r . Basmakal ıp kon uşm ayaygın konuş-

ma hal ine gs li r . Onunla her yerde karş ı laş ır ız ve o her -

kes iç in müşterek o lduğundan, bundan böyle onu yegâ-

ne standart olarak kabul eder iz. Di l in eski al ış ı lmış, asli

konuşmasınayer leşmek iç in bu müşterek l ik ten (basma-

kal ıpl ık tan) ayrı lan her şey derhal s tandarda b i r sa ldı r ı

o la rak değer lend ir il ir . Boş ve saçma b ir heves o la rak

damgalanı r. Müşterek o lan yegâne meşru s tandart o la-

rak kabul ed i l ip çoğunluk or ta lama(müşterek o la)n ın sı-radanl ığ ın ın der in l iğin i ö lçme k ik t idarından yoksun hale

geldiği anda, bütün bunlar asl ında gayet anlaşı labi l i rdir.

Sözde doğa l sağduyunun korumas ı a l tı na yer leşt ir diği -

miz bir s ı radanl ık içer isinde bu bocalayış (debeleniş) ne

tesadüf id i r, ne de b iz onu onaylamamakta serbest iz. Sı-

radanl ık içeris inde bu bocalayış , yüksek ve tehl ike l i b i r

oyunun (kumar ın) parçasıd ı r, k i her b i r imiz d i l in özü va-

sı tasıyla (bu oyunda) bahisler olarak or taya sürülürüz.

Bu d i l oyununa kulak kesilmeye ve d i l konuştuğunda

gerçekten söylediğini duymaya çal ışmak, sözcüklerle oy-namak mıdır? Böyle bir duyma başar ıyla sonuçlanırsa, o

zaman her tür lü söylemede ve sormada i fade edi len me-

seleyi daha doğru birşeki lde kavramamız mümk ün olabi-

l ir, yeter ki dikkatl i (sakıngan) bir şekilde hareket edelim.

7 7

Page 69: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 69/100

Kant - Schopenhauer - He idegger • Düşüncenin Çağrısı

"HeiJ3en" sözcüğünün asl i anlamına Kulak ver iyor ve

dolayısıyla "Düşünmeye çağıran ne?" sorusunu şu şeki l -

de sor uyor uz : Bizi düşünmeye sevk eden, b izden dü-

şünmemizi bekleyen nedir? Fakat herşeye rağmen "hei-

J3en" sözcüğü aynı zamanda ve genel l ikle , b i r şeye b ir

i sim vermek ya da b ir şey in i sm i o lmak demekt ir . Söz-

cüğün yaygın anlamı seyrek ku l lan ı lanın uğruna b i r ke-

nara b ı rak ı lamaz, her ne kadar seyrek ku l lan ı lan anlam

asl i an lam olsa da. Bu, d i l in aç ık b i r zor lanması o lurdu.

Ayrıca "çağı rmak" sözcüğünün mevcut daha yaygın an-

lamı, asli anlamla bütünüyle i lgisiz ve bağınt ıs ız deği ldir .

Tam ters ine, mevcut a l ışı ld ık anlam diğerinde, asl i, ta-

y in edici o landa kökleşmişt ir . Çünkü " is im vermek" söz-

cüğünün bize söylediği nedir?

B ir şeye b ir is im verd iğ imizde onu b i r is imle donat ı-

rız . Pek i ya bu donatmak ne demek? Her şeye rağmen

i sim şey in (üzer in i ö r tecek şek ilde) yukar ıdan b ırak ıl -

maz. Diğer taraf tan h iç k imse ismin b i r ob je o larak şeyi

ka rş ılad ığ ın ı ( ona tekabü l e tt iğ in i) i nkâr edemez. Eğer

durumu bu şekilde kavrarsak, ismi de b i rob jeye döndü-

rürüz. İs im ve şey arasındaki bağıntıy ı ik i ob jenin b i rb i-

r in i karş ı laması (b i rb i r ine uygunluğu) o larak tasar larız.

Karşılama (mütekabil iyet) da çeşit l i imkânlar ına göre gö-

rüp tasavvur edebi leceğimiz, e le a l ıp tari f edebi leceği -

miz birob je vası tasıyladır. İs imlendir i lenin is imle arasın-

daki bağıntı her zaman b ir karş ı lık lı uygunluk o larak ta-

savvur edi lebil i r . Tek mesele doğru bir şeki lde tasavvur

edilen bu karş ı lık lı uygunluğun, ismin kendine özgü ka-

rakter ini oluşturan şeye kulak vermemiz i sağlayıp sağla-mayacağı, her halde buna izin ver ip vermeyeceğidir .

B ir şeye i sim vermek - bu, onu b ir i s im le çağ ırmak-

t ır . Daha esaslı bir şeki lde, is im vermek: bir şeyi sözcü-

ğüne çağırmakt ır . Bu şeki lde çağı rı lan o vak i t sözcüğün

78

Page 70: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 70/100

Düşünmeye Çağıran Nedir?

çağrıs ındadı r . Çağı rı lan mevcut o lan o larak görünür ve

mevcu t o luşunda korunur , buyuru lu r ve çağ ıran sözcü-

ğe çağrı lı r. Bu şeki lde i s im le çağrı lan, mevcu t o lmaya

çağr ılan da çağır ır . İ s imlendir i l ir , ismi o lur. İ s imlendi re-

rek mevcut o lanı er işmeye çağı rı rız. Nereye er işmeye?

Bu düşün ülecek (bir mesele) olarak kal ır . Her halükârda

her i s im lend i rme ve i s im lend i ri lme, sadece i s im lendi r-

menin kendis i , özü i t ibariy le asl i çağırmaya, or taya ç ık-

ma çağrısına, bir seslenmeye ve buyurmaya dayandığın-

dan, çağırmaya aşinadır .

"Düş ünme k ne demekt ir?" Başlangıçta soruyu sorma-

n ın dör t y o lunu z ik re tt ik . Dör düncü s ıra da y er a lm ış

olan sorma tarzının, standardı koyması nedeniyle sırala-

mada en yüksek o lma anlamında, en i lks ı rada geld iğin i

söyled ik. "Düşünmek ne demekt i r? " so rusunu b iz i dü-

şünmeye çağ ıran la i lg il i b ir so ru o lduğu an lamında an-

lar sak, " çağı rmak" sözcüğünü asl i an lamında an lamış

o luruz. Bu ayn ı zamanda şunu da söyleyecek t ir : Ş imd i

so ruyu gerçekten soru lmay ı i sted iğ i hal iy le soruyoruz.

Muhtemelen ş imdi neredeyse kendi l iğinden sorunun ge-

r i kalan üç sorulm a tarzına ulaşacağız. Dolayısıyla esas

soruyu b iraz daha aç ık b ir şeki lde o r taya ç ı karmak uy-

gun o lacakt ır : "Bi zi düşünmeye çağ ır an ned ir ?" Bize,

"düşünel im ve düşünerek ne isek o o la l ım" d iye ne çağ-

r ıda bulunur?

Bu şeki lde b iz i düşünmeye çağı ran -muh teme len sa-

dece çağr ın ın kendis i - kendi ad ına, düşünmeye gereksi-

n im duyduğu kadar ıyla böyle yapabi l ir . B iz i düşünmeye

çağıran, dolayısıyla bun u buyuran, bir başka deyişle, as-l i var lığ ımız ı düşünmenin gözet imine get iren, düşünme-

ye ger ek si nim duyar, ç ünkü b izi d üşünmeye çağıran

kendis in in kendi özüne uygun o larak düşünülmesin i is-

temekted ir . Bizi düşünmeye çağıran kendisi iç in, düşün-

79

Page 71: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 71/100

Kant - Schopenhauer - He idegger • Düşüncenin Çağrısı

meyle kendis ine dönülmesin i , özen göster i lmesin i, ken-

disine mukayyet olunmasını talep eder. Bizi düşünmey e

çağı ran b izi düşünmeye sevk eder .

B iz i düşünmeye sevk edene düşünce uyandı ran d iyo-

ruz. Fakat sadece ara sıra ve bel i rl i , s ınır l ı bi r bakım dan

düşünce uyandı ran deği l , fakat tab i i b iç imde ve dolayı -

s ıy la başından i t iba ren ve her zaman düşünmeye sevk

eden, her t ür lü kay ıt ve şar tt an uzak o la rak düşünce

uyandı randı r. Bu b iz im en çok düşünce uyandı ran dedi -

ğ imizdi r . Ve onun b ize düşünmek i ç in verd iği , onun b i-

ze bahşet tiğ i bağış , kendis inden daha az b i r şey değil -

d i r; kendis i , k i o b izi düşünmeye g i rişmeye davet eder .

"Düşünmek ne demekt i r? " so rusu öncel i kl i an lamda

düşünü lmeyi isteyeni sorar: o bize ne üzer ine düşünüle-

cek b i r şey, ne de yaln ız kendis in i sunar , fakat öncelik-

le b ize düşünceyi ve düşünmeyi veri r. O b ize düşünce-

y i kendi asl i kader imiz o larak emanet eder ve böyle lik-

le bizi düşünceye bağlar.

80

Page 72: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 72/100

Kişinin DüşünEREK Yönünü TAYin

ETMESİ nE AHLAMA GELİR?

I. Kant

Page 73: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 73/100

K İŞ İN İN DÜŞÜNEREK YÖN ÜNÜ TAY İN ETMESİ

NE ANL AMA ÜEL İR? *

Kav raml ar ım ız ı n e k adar y ücel ti p d uyumsa ll ık ta n

a r ınd ır ı r ( uzak laşt ır ır )sak uzak laş t ır a lım gene de on la r

her zaman t emsi li t asa rımlar a* * bağ lı o lacakl ar dı r, k i

on lar ın özgü l be l ir l emes i ** * başka tü rlü t ec rübeden çı-

karsanmayan bu kavramlar ı deneysel kul lanım için elve-

r işl i haleget i rmekt i r . Çünkü onlara birgö rü* *** (ki niha-

ye ti nde her zaman mümkü n b ir t ecr übeden b ir ö rnek

o lmal ıd ı r ) i l i şt i rmeseydik kavramlarımıza nası l duyu(sal

içerik) ve anlam yüklerdik [sağlardık)? Eğer somut anla-ma ediminde n temsi l (suret) in çağr ış ımın ı -öncel ik le du-

yular aracıl ığıyla tesadüf i bir algıdır - har iç tutarsak ( tec-

* "VJas heifit: Sich im Denken orientiren?"  Akadem ieausgabe vonImmanue l Kan ts Gesammel ten Werken, Band VII I: Abhand lun-gen nach 1781.

** (: bildliche Vorstellungen.)

*** (: eigentliche Bestimmung.)

**** (: die Anschauung. Kan t t e rminolo j is i nde t asa r ım ın  (die Darstel-

lung) e tk in t ür ü o la n  kavrama ka rş ı o larak tasar ımın edi lgen tü-rü. Kavramlarsayesinde anlamayet imiz düşünmemiz i sağlar , a l-g ı ların kategor i ler le uyuşturulması gerekt iğ inden kavramlar, ta-sar ımlararas ındaki genel i l işk i ler i kavramamıza iz in veren kural-lar o la rak h izmet görür . Buna karş ı lı k duyusa ll ığım ız (die Sinn-

lichkeit), b il en ö znen in d oğ ru dan, d ol ay ımsı z ka vr ayı şı o la ra kgörü,  Anschauung  s ayes inde duyular ı e lde ede r. Görünüşle ri n(die Erscheinung) zaman ve mekânda ver i lmes in i sağ layarak gö-rü ler b iz im tasarımlar aras ındaki münfer i t i l işki ler i kavramamıza,böylece deneysel bi lgiyi duyusal alanlasınır l amamıza izin verir.)

83

Page 74: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 74/100

Kant - S c hopenhaue r - He id egger • Düşüncenin Çağrısı

r it edersek), ger iye ka lan anlama yet is in in saf kavramı-

dır ,* ki ş imdi (bu har iç tutman ın net icesinde) er işim ala-

nı (menzi l i) genişler ve iç inde genel olarak bir düşü nme

kural ı barınd ır ı r. Oenel mant ık bu şeki lde or taya ç ıkar ;

ve b i rçok heuristik ** düşünme yön temi an lama yet is i ve

akl ın t ec rübeye dayal ı ku ll anım ında g iz li di r; eğe r bu

yön temler i t ec rübeden t it iz b i r şeki lde kopar ır sak bun-

lar fe lsefey i soyut düşünme bakımından b i le b i rçok fay-

dal ı maksimler le zenginleşt i rebi l i r ler .

Mütevef fa Mendelssohn'u n bi ldiğim kadar ıyla son ya-

z ı lar ında (den Morgenstunden  s. 1 6 4- 16 5 ve dem Brie-  

fe an Lessings Freunde  s. 33 ve 67) i lk de fa o la rak ba-

r iz b i r şek ilde taraf tar o lduğu i lke bu türdendi r : yani k i-

ş in in kendi si ni akl ın spekü la ti f ku l lan ımında (ki Men-

de lssohn ona, duyu ii s tü nesne le r in b i l inmesi bakım ın -

dan çok faz la, hatta onun iç in ispatlama del il i ( statüsü)

t alep edecek kadar güven iyordu) k im i zaman sağduyu,

k im i z aman sağlıklı akıl, (Morgenstunden'de)  ve k imi za-

man da yalın* * * anlama yetisi (an Lessings Freunde)  de-d iği be ll i b ir temel i lke** * * arac ıl ığ ıylayönlendi rmesin in

zorun lu o lduğu maks im i . Bu kabu lün , t eo lo j ik mesele-

lerde kul lan ı ld ığ ında (ki bu esasen kaçın ılmazdı ) spekü- 

latif  a kl ın gücünü des tekl eyen gör üşü üze ri nde t ah ri p

ed ic i b ir e t ki b ı r akmak la ka lmayıp , spekü lasyona karşı

o larak bu melekenin ku l lan ımın ın b ı rakmış o lduğu bel ir -

s iz kon um göz önünde bulunduru lduğunda, hat ta or tak

sağl ık l ı akl ın dahi akl ın taht ından indir i lmesinde bir bağ-

nazl ık i lkes i o larak h izmet etme tehlikesiy le karş ı karşı -

* (: reine Verstandesbegriff.)

** (: heuriskein, " bu lmak " f i il i nden,  heuretikos, " i ca t çı " ; y an i t ec rü -beye, kendi kendine öğrenime dayanan, (aynı zamanda) iz sür-dürücü, buldurucu.)

*** (: schlicht.)

**** (: das Leitungsmittel.)

84

Page 75: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 75/100

K iş i ni n Düşüne rek Yönünü Tayin E tmesi Ne An lama Gel i r?

ya kalacağı k imin ak l ına geli rd i? Ne k i Mendelssohn i le

Jacob i a ras ındaki t a rt ı şmada o lan , önce li k le die Resul-  

tate' nin keskin zekâl ı yazar ın ın önemsiz o lduğu söylene-

meyecek ç ıkarımlar ıy la tam da buydu: her ne kadar on-

ların ik isine de böyle b i r y ık ıc ı düşünme tarz ını yaygın-

laşt ırma n iyet ini yak ış t ı rmasam da; b i lak is bu mektupla-

r ın üs tlend iğ i şey i argumentum ad hominem*  ol ara k ka-

bul e tmeyi terc ih eder im, k i k iş inin hasmının k ı rı lganlık-

ların ı kendi leh ine çevi rmek iç in sal t b i r savunma s i lah ı

o larak ku l lan ımı mazur görülür. D iğer taraf tan Mendels-

sohn'un kararl ı b iç imde ve haklı b i r çabayla i len sürdü-

ğü şeyin sadece  ak ı l * * o lduğunu -ak l ın onayı o lmaksız ın

üzer ine geleneğin ve vahyin aşı lanabi leceği, sözde haki-

kat h issi değ il , i nanç adı a lt ında aşk ın gö rü * ** deği l -

gös te receğim; b ir yön tay in e tme aracı o larak zorun lu

bulduğu ve tavsiye et t iği sadece safhakiki insan akl ıydı .

Gene de burada ak l ın spekülati f melekesin in yüksek ta-

lep ler i, öncel ik le onun ( ispat lama i le) buyurgan otor i te-

si aşikâr ki çöker ve onakalanşey, spekülat i f olduğu ka-dar ıyla, or takakı l kavramını çel işki ler inden ar ındırmave

onu sağ lı kl ı ak lın maks im le r ine kendi  sof ist ik saldırı lar ı -

na karşı savunma işinden ibaret t i r. -Genişle t i lmişve da-

ha kesin bir b iç im de b el i rle nm iş kendini yönlendirme

kavramı, sağ lı kl ı ak l ın duyuüs tü nesne le r i b i l iş le ri * ** *

üzerine ça l ış ı rken kul landığ ı maksimler i b ize aç ık seç ik

b iç imde sunmada yard ımcı o labi l ir .

Kendini yönlendirme  s öz cüğünün asıl a nl am ı diğerle-

r ini bu lmak, harf i har fine gündoğusunu bulmak iç in ve-

r il i b i r doğrul tuyu (ufku bunların dördüne bölersek) kul -

* ( : Tart ışmanın özünden sapıp tar t ışmadayera lan k iş iler in şahsı-n ı hedef a lan argüman.)

* * (: die Vernunft.)

*** (: e/ne  überschwengliche Anschauung.)

**** (: die ErkenntnifS übersinnlicher Gegenstânde.)

85

Page 76: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 76/100

Kan t - S c hopenhaue r - He id egge r • Düşüncenin Çağrısı

lanmak anlamına gel ir .* Ş imdi eğer gökte güneşi görür

ve vakt in günor tas ı o lduğunu b i li r sek güneyi, batıyı , ku-

zeyi ve doğuyu nasıl bulacağımızı bi l iriz. Nevarki bun un

için aynı zamanda kendi üzer imde bir farkl ı lığa, yani sağ

ve sol kol umu n arasındaki farkl ıl ık duygusuna da iht iyaç

duyar ım . Bunu b ir duygu  o la rak ad land ır ı yo rum, çünkü

bu iki taraf görünüşte görü(sezgi)de bel i rgin bir farklı l ık

gös te rmez . Nesne le rde her hang i b ir fa rk lı lı ğa i ht iyaçduymaksız ın so ldan sağa, sağdan sola hareket e tmeyle

ters yöne hareket etme arasında bu ayır t etme ve böyle-

l ik le nesne le r in konumundak i b ir f ar kl ıl ığ ı a priori  beli r-

leme melekesine sahip o lmasaydım, o zaman b i r dai re-

y i t ar if ederken , ba tın ın u f kun en güney noktasın ın sa-

ğ ında m ı so lunda m ı o l duğunu ya da kuzeydoğuya ve

böyle l ik le tekrar güneye hareket ederek dairey i tamam-

lay ıp tamamlayamayacağımı b i lmezdim. Böylece gökle

i lg il i her tür lü nesnel ver iy le dahi kendimi coğrafi olarak,

ancak öznel b ir f ar kl ıl ık t emel iy le yönl end i ri r im ; ** veeğer bütün burç lar , b ir d iğer i karş ıs ında aynı b iç imi ve

konumu muhafaza etse ler de b i rgün b ir mucizeyle doğ-

rul tuları bakımın dan tam tersine dönecek olsalardı , öyle

ki doğu şimdi bat ı olsaydı, insan gözü birsonraki par lak

y ıl dı zl ı gecede en küçük değ iş ik li k a lg ıl amazdı , hat ta

* ( : Kant ' ın Königsberg 'dek i halef i Krug, kendin i yönlendirmeyahut yön tayin e tme becer is ini şu şeki lde ta ri f eder :  "Orientieren (sich)

heijit eigentlich den Orient oder den Ort im iiorizonte suchen, wo

die Sonne zur Zeit der Tag- und Nachtgieiche aufgeht, wodurch

dann auch die übrigen Weltgegenden leicht bestimmbar sind."

(Kend in i yön lendi rme (ya da yön tay in e tme) gündönümünde gü-neşin doğduğu ufuk üzerinde, dünyanın geri ka lan bölgeler in i be-l ir leyebilecek şekilde doğuyu veya biryeri bulm akanl amına gelir.))W il helm T raugot t K rug,  Allgemeines Wörterbuch der Philosophisc-

hen VVissenschaften nebst ihrer Literatür und Geschichte C. 3, 2.Baskı, Leipz ig 1833, s . 131.)

** (: sich orientieren).

86

Page 77: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 77/100

K iş in i n Düşüne rek Yönünü Tayin E tmes i Me An lama Gel i r?

gökbi l imc i bi le sadece gördüğüne dikkat etse ve aynı za-

manda h issett iğin i gözard ı e tse kaçın ılmaz o larak yönü- 

nü şaşırırdı.*  Fakat as lında sağ ve sol duygusuy la ay rım

yapma melekesi doğal o larak yard ımına koşar . Bu, tab i-

at taraf ından yerleşti r ilm iş , fakat s ık ku l lan ımla o lağan-

laşmış (yeri sağlamlaşmış) bir meleke dir. Eğer başını kal-

d ı rı p gözle rini ku tup y ı ld ı zına d ikerse sadece meydana

gelen değiş ik l iğ i fark etmekle ka lmayacak, fakat bu (de-

ğişikl iğe) rağmen aynı zamand a kendisini yönlendirebi le-

cekt i r de.

Bu yön tayin etme yöntemiy le i lg il i coğrafya kavramı-

n ı genişle t ip onunla kendimi genel o larak veri l i herhan-

g i b i r mekânda yönlendi rmeyi , do lay ıs ıy la sadece mate- 

matik olarak  yön lend i rmey i an layab i li rim . Eğer konumu-

nu hat ır la yabi ld iğ im t ek b ir nesneyi b il e kav rayabi li r-

sem , kar an lı kt a bana t an ı dı k gel en b ir odada kend im i

yön lend i reb i l i rim , f akat burada bana öznel b i r f a rk l ıl ı k

t emel in e u ygun konum bel ir leme mel ekes i h ar ic in de

h içb i r şeyin yard ım etmeyeceği aç ıkt ı r: çünkü yer in i bu-

lacağım nesneleri hiç görm üyo rum; ve eğer bir isi bir şa-

ka o larak, önceden sağda o lan ı ş imd i so lda o lacak şe-

k i lde bü tün nesne le rin yerle rin i değiş ti rm iş o lsayd ı du-

varları d iğer bakımdan bütünüyle aynı ka lmış b i r odada

herhangi b i r şey i bu lmaya gücüm yetmezdi. Fakat sade-

ce ik i yanım, sağım ve solum arasındaki farkl ı l ık duygu-

suyl a y önümü çok geçmeden tay in edebi li rim. Gece

vak ti önceden pek iy i b il d iğ im , f akat ş imd i b ir ev b il e

ayı rt edemediğ im sokaklarda yürürken ve doğru dönüş-

ler i yaparken, o lan tam da budur .Son o larak bu kavramı daha da geniş le tebi li r im, çün-

kü bu, sadece mekândayani matemat iksel o larak deği l ,

fakat genel o larak düşünmede, yani mantıkça , yön tayin

* (: sich desorientieren.)

87

Page 78: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 78/100

Kan t - S c hopenhaue r - Hei d egge r • Düşüncenin Çağrısı

etme me lekesine dayal ı o la rak kabul ed ilebi l ir . Benze-

ş im* yo luyla ko lay lık la tahmin edi leb i l ir k i tan ıdık gelen

(deneysel ) nesne le ri a r kada b ı rak ıp kendis in i t ec rübe-

n in bü tün s ını rl a rın ın ö tes ine aşı rmay ı ve görü (sezgi)

iç in mekânın d ış ında h içb i r nesnenin ka lmamasın ı iste-

d iğ inde ku ll anım ın ı yön lend irmek saf akl ın b ir uğraşı

o lacakt ı r; çünkü bu durumd a ar tık yarg ı lar ın ı nesnel b i-

l iş** temeller ine uygun bel ir l i b i r maksimin kapsamı al-

t ına deği l, fakat sadece kendi yargı melekesin in bel ir le-n imi bakımından öznel b i r fark l ı lı k temel ine göre bel ir l i

b ir maks im in kapsamı i çe ri sine yerleşt i rmek konumun-

da deği ldir . *** Geri kalan bu öznel vası ta akl ın kendi ih-

t iyacını hissetmesinden başka bir şey deği ldir . Bel ir l i bi r

yargı iç in gerekl i olanın bi l inmediği bir dur umd a yargıda

bu lunmaya ka lk ı şı lmaz ise her t ü rlü ha tadan ber i kal-

mak mümkü ndür . Dolay ıs ıyla cehalet kendi başına b il i-

ş imiz in s ını rl a rın ın sebeb id i r, f aka t ondak i yan ılgı la rın

değil . Beli rl i b i r b iç inde yarg ıda bulunup bulunmamanın

keyf i o lmadığ ı , yarg ıda bulunmayı zorunlu hale get irengerçek bir ihtiyacın  o lduğu, ayr ıca akl ın kend i si ne bağ lı

ka lınd ığ ı , ama y ine de bu yarg ı iç in zorunlu o lan etmen-

le r bak ım ından b ir b il gi eksikl iğ iy le s ın ır lı o lduğumuz

durumda kend isine göre b ir yargıda bu lunab ileceğ im iz

b i r maksime sahip o lmak zorunludur ; çünkü ak ı l ta tmin

edilecektir.Çünküeğerburadanesneleringörüsünün****

veyagenişlet i lmiş kavramlarımıza uygun bir nesneye ben-

zemeye çal ış ıp böyle li k le on la r i çin gerçek b ir o las ı lı k

* (: die Analogie.)

"* (: die Erkenntnifi).*** Dolay ısıy la genel o larak düşünmede k iş in in kendis in i yönlendir-

mesi: Ak l ın nesnel i lkeler i b i rşey i doğru o larak kabul etmek iç inyetersizse meseley i öznel b i r i lkeye uygun olarak bel i r lemek an-lamına gelir.

**** (: die Anschauung vom Objecte).

88

Page 79: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 79/100

K iş in i n Düşüne rekY önünü Tayin E tmes i De An lama Oe l ir ?

sağlayab ileceğ im iz t ü rden b ir şey in o lamayacağ ı daha

öncede n ispat edi lmiş olsaydı,* o zaman bize çel işkiden

beri o lup o lmadığ ını görmek ve ard ından nesnenin tec-

rübe nesneler i i le i l işk is ini , henüz duyumsanı r ha le ge-

t i rmediğimiz, ancak h iç o lmazsa ak l ımız ın deneysel kul -

lan ımına h izmet edecek tarzda duyuüstü b i rşeyi düşün-

düğümüz anlama yet is in in saf kavramlar ı a l t ına sokmak

iç in her tür lü tecrübenin ötes ine geçmeyi göze a lacağı -

mız kavramı öncel ik le gözden geçi rmekten başka yapa-

cak b i r şey ka lmayacakt ı r. Böyle b i r ih t iyatkarl ık la hare-

ket e tmezsek bu tür kavramlardan h içb i r şek ilde yarar -

lanamayacağız, düşünmek yerine kendimiz i bağnazl ığa

kaptıracağız.

Gene de bununlayani safkavramla bu nesnenin var -

l ığ ı ve onun dünya (müm kün tecrübenin bütün nesnele-

r inin t op lamı ) i le gerçek i li şk is i bak ım ından h içb i r şey

çözüm lenmez . Fakat akl ın nesne l t eme ll er le b il di ği ni

varsayamayacağı birşeyi varsaymak ve kabul etmek için

ve dolay ıs ıy la sadece ak l ın kendi ih tiyac ıyla , b iz im iç in

karanl ık geceyle dolu o lan duyuüstünün hudutsuz a lanı

i ç inde kend in i düşünerek yön lend i rmek i çin, özne l b ir

t eme l o la rak akl ın i ht iyac ın ın [söz] hakkı   devreye gi-

rer.**

Her ne kadar akı l ( ye tk i a lanı i çine a lacak şeki lde)

kendin i genişletme iht iyacı duymasa da, az çokvar l ık la-

r ını kabul e tmek iç in , b i rçok duyuüstü şey düşünülebil i r

(çünkü duyu nesneler i bütün imkân a lanın ı do ldurmaz) .

Dünyanın sebepler inde akı l , tabiat taki safve ruhsal var-

* (: Wenn denn vorher schon ausgemacht ist, daji es hier keine Ans-chauung vom Objede, nicht einmal etwas mit diesem Oleicharti-

ges geben könne, wodurch wir unseren erweiterten Begriffen den

ihnen angemessenen Gegenstand darstellen und diese also ihıer

realen Möglichkeit wegen sichern könnten ...)

** (: Flun aber tritt das Recht des Bedürfnisses der Vernunft ein...)

89

Page 80: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 80/100

Kan t - S c hopenhaue r - Hei degger • Düşüncenin Çağrısı

l ı kların etk is inden yarar lanma zorunlu luğunu duymaksı-

zın, duyu i le açığa çıkan şeylerle (ya da hiç olmazs aken-

d i ler in i duyuya açanlarla aynı türden o lan şeyler le) uğ-

raşmayı yeter li bu lur ; bu ruhsal var lık lar ın kabulü ak l ın

kul lan ımınayeter ince zarar ver ici olacakt ır . Çünkü onla-

r ın faal iyet in in tâb i o lacağı yasalar hakkında h içb i r şey

b i lmediğimiz iç in , ha lbuki d iğer leri , yani duyu nesneleri

hakk ında b i rçok şey b i ld iğ imiz veya h iç o lmazsa or taya

ç ı ka rmay ı umabi leceğ im iz i çin, on la rı va rsaymak ak lınku l lan ımın ı yeter ince zorlayacakt ır .* Dolay ıs ıyla bu h iç-

bir suret te bir iht iyaç deği l, fakat onlar ı araşt ı rmaya dö-

nük ( yo lunu şaş ırıp ) boş düş le r ku rmaya sapan veya

kendince beyhude kurun tu la r la avunan saf i b ir merak-

tan ibaret ti r. Ha lbuki üs tün b ir ak ıl * * ve ayn ı zamanda

en yüksek iyi olarak bir i lk asli var lık kavramı nda durum

tamamen far kl ıd ır . Çünkü ak lım ız bü tün s ın ı rl ı var lı kla-

r ın , dolay ıs ıy la d iğer bü tün her şey in* ** kavramlar ın ın

temeli o larak s ın ı r lanmamış o lanın kavramını zaten ka-

* (Yani aklın kullanımın ın sınır larını aşmayı...)** (: der Intelligenz.)

*** Ak ı l gerçekl iği bütün şey ler in mümki in lüğü iç in veri l i o larak var-sayma ihtiyac ını duyar ve nesneler aras ındaki farkl ı lığ ı onlara ek-lenen olumsuzlamalardan kaynaklanan s ın ı rlamalar o larak düşü-nür, bu yüzden tek b i r imkânı , yani s ın ı r lanmamış b i r varl ığa a ito lanı b i r temel o larak kabul etmeyi , onu asl i, d iğer bütün hepsin itüremiş o larak düşünmeyi zorunlu addeder. Ayr ıca her şeyin tamimkânıy la b i r bütün o larak varoluş iç inde karşı laşı lması gerekt iğiveya h iç o lmazsa bu tam be li r leme i l kesin in mümkün i le gerçekarasında ayrım yapmayı ak l ımız iç in müm kün k ı ld ığı yegâne tarzo lduğu iç in öznel b i r zorunlu luk temeli , yani ak l ımız ın kendisindeen gerçek (en yüksek) b i r varl ığın varoluşunu bütün mümküniye-t in temeliolarakkabul etmeyedö nükbir iht iyaç buluruz. Şimdi buTanr ı 'n ın var l ığ ı i le i lgi l i kartezyen kanı tlama bu şek ilde or taya ç ı-kar. Bir şey i ak lın kul lanımı iç in varsaymanın öznel temel ler i (kiher zaman iç in sadece deneysel b i r kul lanım iç inde b i r temel o la-rak kal ır ) nesnel o larak kabul edi li r - bu yüzden ihtiyaç kavrayış ınyerine konulur (yani iht iyaç kavrayış zannedil ir.)- Burada nasıl . / . .

90

Page 81: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 81/100

K iş in i n Düşüne rek Yönünü Tayin E tmes i Ne An lama Ge li r ?

bul e tmeye dönükb i r ih tiyaç duymakla ka lmaz, fakat bu

iht iyaç, heryerde böylesine şaşırt ıc ı derecede (hat ta bü-

yük (ölçek)te o lmaktan çok b ize yakın o lduğu iç in küçük

(ölçek) te) karşı laşı lan amaçl ı l ıkve düzen bir tarafa, şey-

ler in dünyadaki olumsal l ığına* dön ük tatmi n edici bir te-

melsağlayabi lmeksizin, onu n var l ığını peşinen kabul et-

meye kadarg ider. Ak ı l lı b i r e tken kabul e tmeksiz in aç ık

saçmalı k la ra düşmeden ona akı ll ı b ir t eme l sunamay ız

ve ak ıl lı b i r sebepten ayr ı o larak böyle b i r amaç l ıl ı ğınimkânsız lı ğ ın ı kanı tl ayamasak da kavrayış eksik li ğ im iz

göz önünde bulunduru lacak o lursa gene de (ger iye) ak-

l ın bu veri li gö rünüşü aç ık lamak amac ıyla anlaş ıl ır b ir

şey i varsayma ih tiyac ı bak ımından böyle b i r sebebi ka-  

bul etmek  i çin yeter li b ir öznel t emel ka lı r; çünkü ak lın

herhangi bir kavramla bir leşt i rebi leceği başka hiçbirşey

bu ih tiyaç iç in b i r çare sunmaz.

Fakat ak l ın ih tiyac ı ik i yönlü o larak görü lebi l i r ; b ir in-

c isi teor ik ku l lan ımı , ik incis i pratik ku l lan ımı iç ind i r . Az

evvel sözünü e tt iğ im i lk i ht iyaç tı , f akat bunun , ancakşar ta bağ lı o lduğu yani müm kün o lan her şey in i lk ne-

. ./ . sa , k ıymet l i Mende ls sohn 'un  Morgenstunden / \n bü tün del il le -rinde deöyledir. Kanıt lamayol uylahiçbir şeyi başarmazlar. Fakatbu yüzden h içb i r su re t te faydasız deği l le rdi r . Ak l ımız ın ku llanı -m ın öznel şa r tlann ın böylesi kesk in ge l iş im le r inin bu me lekemi-z in tam b i l inmesi i ç in sağ lad ığı güzel f ı rsa tın , k i bu ge li şme leronun ka lı c ı ö rnek le rid i r, z ik re tmemek b ir şey i ak l ın ku l lan ım ınınözne l temel le r ine bağ lı o la rak doğru be l lemek , nesne l temel le r -den yoksun olmakherzaman büyük öneme sahipt i r . Yeter k i as-l ında zorunlu b i rvarsay ımdan ibaret o lan şeyi özgür b i r kavrayış-mış g ib i göstermeyel im. Aksi halde dogmat ik b i r b iç imde tart ışt ı -ğ ımız hasma kendi yaranın ıza kul lanabileceğimiz zayı f lığ ı lüzum-

suzyere sunarız. Mendelssohnd uyuüstü alandasafakıl la dogma-t i k b i r b iç imde ta r tı şman ın (sa f akl ı dogmat ik leş t i rmen in ) felsef icoşkuya doğrudan yol o lduğunu ve ancak ak ı l lar ın bu aynı mele-kes in in b i r e leşti r is in in bu i l let in esasl ı b iç imde i lac ı o labi leceği-n i düşünmüyordu .

* (: die Zufâlligkeit.)

Page 82: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 82/100

Kant - Schopenhauer - Heidegger • Düşüncenin Çağrısı

denler i hakk ında, öncel ik le dünyada f i ilen mevcut o lan

amaçlar kümes i i çi nde, yargıda bulunmak istersek  Tan-

r ı 'n ın varl ığın ı varsaymak zorunda o lduğumuz rahat l ık la

görü lü r. P ra ti k ku l lan ım ı i ç inde ak lın iht iyac ı çok daha

öneml id i r , çünkü şarta bağl ı değild ir ve sadece yarg ıda

bulunmayı istediğimizde  değil, fakat yargıda bulunmak

zorunda olduğumuz  için T an rı 'n ın varl ığını va rs aymak

zorunda kal ır ız. Akl ın saf prat ik kul lanım ı ahlakyasaları -

nın düstur lar ına dayanır . Ne varki bunlar ın tümü, ancak

özgürlük  sayesinde m ümk ü n old uğu ö lç üde d ün yad a

mümkün en yüksek iyi   f ik rine: ah laka gö türü r; d iğer ta-

raf tan bu düstur la r, sadece i lk ine göre t aks im ed ildiği

kadar ıyla insan özgürlüğüne deği l , fakat aynı zamanda

ayrıca doğaya  da dayanan şeye gö tü rür , k i bu en büyük

mutluluktur. Do la yıs ıy la a kı l b öy le b ir bağımlı  yüksek iyi

uğruna , en yüksek bağımsız  i yi o la rak üs tün b i r akl ı ka -

bul e tme ih tiyac ı duyar ; e lbette bu kabulden ahlak düs-

tur lar ının bağlayıcı otor i tesini ya da onlara r iayete teşvikeden şeyleri ç ıkarmak iç in deği l, (çünkü güdüleri sade-

ce, çü rütü lemez b iç imde kendi l i ğinden zorunluk lu o la -

rak* kesin olan yasadan deği l, fakat herhangi birşeyden

çıkarsanmış olsalardı bunlar ın herhangi bir ahlaki değe-

r i olmazdı) , fakat daha çokenyükse k iyi kavramına nes-

nel gerçekl ik kazandırmak, yani ideesi ahlakın kendisiy-

le kopar ıl amaz b iç imde i li şk il i o lan şeyin başka yerde

var o lmamas ı h al in de o la cak o la n t am da bu o ld uğu

üze re , ahl ak la b ir li kt e onu safi b ir i deal o la rak kabu l

ed i lmekten korumak iç in .

Dolay ıs ıy la Mendel ssohn'un spekü la ti f düşünmede

(onu b i lmeksiz in) kendis in i yönlendi rd iği şey ak l ın biliş i

* (: apodiktisch.)

92

Page 83: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 83/100

K iş in i n Düşüne rek Yönünü Tayin E tmes i Ne An lama Oel i r?

değ il , f aka t h issed ilen* b ir ihtiyacıdır. V e bu y ön lend ir i-

ci ( temel) kı lavuz akl ın nesnel bir i lkesi , bir der in kavra-

yış i lkesi değil , fakat sadece akl ın sınır lar ının iz in verdi-

ğ i ku l lan ımın ın öznel b i r i l kes inden (yani b i r maksimin-

den), onun ih tiyacın ın doğal b i rso nucundan ibaret ti r ve

o kendi başına  en yüksek varl ığ ın mevcud iye ti hakk ında

yarg ımız ın bütün bel ir leyic i temel in i o luşturduğu iç in ve

onun bu ayn ı konuda f ik i r yü rü tme çabala rında b ir yön

t ay in e tme a racı o la rak ku ll anım ı sadece mümkün b ir

ku l lan ım o lduğu i çin Mende lssohn burada yanı l ıyo rdu ;

çünkü o buna rağmen her şey i tek başına kanı t lama yo-

lu üzer inde çözüme kavuştu rmaya b ı rak tığ ı ö l çüde bu

spekülasyona bel bağl ıyordu. İ lkaracın zorunluluğu, an-

cak ik inc isin in yeters izl iğ in in tam olarak kabul ed i lmesi

ha l inde gündeme gelebi l ir : daha uzun b i r ömür le b i rl ik -

te, esk i, mutat (a lışkanl ık hal ine gelmiş) düşünm e tarz-

lar ın ın, b i l im le rin durumundak i değiş ik l ik lere göre de-

ğ işmesine iz in veren, daha çok gençl iğe özgü ak ıl ku lla-

n ım ı ** ona bahşed i lm iş o lsaydı , net icede onu kesk in

zekâsın ın götüreceği b i r kabuldü bu. Her halükârda yar -

g ın ın güvenil i r liğ in in n ihai mihenk taş ın ın , is ter önerme-

ler inin seçiminde der in kavrayışla, isterse safi iht iyaç ve

ak l ın kendisi için faydal ı o lan ın maksimiy le yönlendir i l-

sin, sadece akılda  a ranması gerek tiğ inde ı srar e tme üs-

tünlüğ ünü muhafaza eder. Bu son kul lan ımındaakla (or-

t ak insan akl ı) d i yordu , çünkü bu her zaman kendi ilgi-

s in i gözle rin in önünde bu lundurur , ha lbuki bu i lg i unu-

* Ak ıl h isse tmez ; ye te rsiz liğ in i der inden kav rar ve  bilme güdüsü sa -yes inde bi r ih t iyac ın h issedi lmesin i etk i ler . Aynı şey ahlak duygu-su iç in de söz konusudur , k i o herhang i b i r ah lak yasasının sebe-bi deği ld i r . Çünkü bu bütünüyle ak ı ldan doğar; b i lakis onun nede-n i ve e tkis ine tabi o lduğu [şey) ah lak yasalar ı dolayısıy la ak ıld ır ,çünkü etk in, ama özgür i rade bel i r li temel lere ih tiyaç duyar.

** (: die Qewandtheit des Oeistes.)

93

Page 84: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 84/100

Kan t - S c hopenhaue r - He id egge r • Düşüncenin Çağrısı

tu lacak ve nesnel b i r bakış aç ısından kavramlar amaç-

s ızca , i ster zo run lu o lsun i ster o lmas ın, sadece b ilgi yi

geniş le tmek için gözet im a l tına a l ınacak o lsa doğal yo l

kaç ını lmaz o larak ger ide b ı rakı lmış o lurdu.

Ne var k i: sağlıklı aklın hükmü  i fadesi önümüzdeki so-

ruda her zaman bel irsiz kal ır ve her zaman ya Mendels-

sohn 'un kendi si ni n yan lı ş anl ad ığ ı g ib i, b ir akli [derin]

kavrayış  yargısı ya da der Resultate'n\n  y azarın ın k abuleder g ör ündüğü gi bi a kli esinlenme den (kaynaklanan)

yargı yer ine konulabi li r , bu sebepten ötürü bu yargı lama

kaynağına birbaşka isim verme kz orunlu olacaktır ve hiç-

birisim bunaakli inançtan* daha uygundeğildir. Herinanç,

hatta tarihsel olanı bi le, kuşku yokki akl i inanç olacakt ı r

( çünkü hak ika tin n ihai m ihenk taşı her zaman akı ld ır );

ancak akl i bir inanç saf  akılda içeri lenlerin haricinde baş-

ka b ir ver i üzerine temel lendi r ilmemiş b i r inançtı r . Her

t ür lü inanma özne l o la rak yeter li o lan, f akat bilinçli bir

şekilde  öznel o larak yetersiz kabul ed i len b i r doğru bel -lemedir; dolayısıyla bilme**  i le karş ı tl ık içer is indedi r. Di-

ğer taraftan bir şey bil inçli olarak yetersiz de olsa nesnel

temel lere dayanarak doğru bel lendiğ inde ve bu yüzden

kanaatten [sanıdan)  ibaret o lduğunda, bu kanma (sanma)

azarazaraynı türden temellerle desteklene bil ir ve sonun-

da bir bilme  hal ine gelebi l ir . Buna karşı l ık doğru bel leme-

nin temeller i nesnel olarakgeçer li olamayacak türden te-

meller ise o zaman inanç asla ak lın ku l lan ımıy la b ir b il -

me haline gelemez. Tarihsel, sözgelimi bazı mektu plarda

b il di ri ld iğ i şek liy le , büyük b ir adam ın ö l ümüyle ilgiliinanç, eğer gömülmesi, vasiyet i vs. mahal l i otor iteler ta-

rafından bi ldir il i rse, bir bilme haline gelebilir. Dolay ıs ıy la

* (: das Vemunftglauben.)

** (: wissen.)

94

Page 85: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 85/100

K iş i ni n Düşüne rek Yönünü Tayin E tmes i Ne An lama Oel i r?

safi tanıklığa dayalı tarihsel olarak doğru bel lenen şeye,

sözgelimi dünyada bir yerde bir Roma şehr inin var oldu-

ğuna inanı lab il i r, ama y ine de asla orada o lmamış b i risi

eğer, Roma'nın var o lduğunu biliyorum, sadece inanmak- 

la  ka lmıyorum, derse bunlar pekâlâ b i rb i riy le uzlaştı rı la-

b il ir . Buna karşı lık saf   akli inanç  akl ın ve t ecrüben in her

tür lü doğal verisiyle asla bi lgiye dönüşemez, çünkü bura-

da doğru bellemen in temelisalt öznel(bir temel), yani en

yüksek bir varl ığın mevcudiyet ini , ispatlamaya deği l , var-  saymaya  dönük ak lın zorun lu b ir i ht iyac ı, (ve insan ola-

rak ka ldığ ımız sürece her zaman b ir iht iyaç o larak kala-

cak) b i r ih tiyaçtı r. Onu teorik olarak  t a tm in edecek tarz-

da kul lanı lan akl ın bu i ht iyac ı safaklın hipotezinden, ya-

ni sırf   belli verili sonuçları açıklayacak  o lanl ar ın d ış ında

asla başka temel bulma beklent isi iç inde o lunamayaca-

ğ ından ve ak l ın b ir aç ık lama temeline iht iyaç duymasın-

dan ötürü birşeyi öznel temel lere bağlı olarak doğru bel-

lemek için yeter li kanaatten başka bir şey olmayacakt ır .

Buna karş ı lık ak lın pratik  b ir maksat la ku l lan ımı iht iyac ı-

n ı d ayanan a kl i in anca a kl ın bir önermesi*  den ileb il ir :

bütün kesinl ik taleplerini karşı layan bir der in kavrayışmış

gibi değil , fakat bu doğru bel leme (ancak kişinin ahlaken

iy i o lması sayesinde), her ne kadar türce bütünüyle on-

dan farkl ı o lmasa b ile, derece bakımından b i lmeden da-

ha aşağı** olduğu için.

* (: das Postulat der Vernunfl.)

" Onun değişti rilemezliğinin b il in ci i nanc ın sağ laml ı ğı na a it ti r. Bunagöre h iç k imsen in 'Tanr ı va rd ı r ' önermes in i çü rütemeyeceğinden

bü tünüy le emin o labi l i r im , z ira o bu der in kavrayışı nereden edi -necekt i r? Dolay ıs ıyla tar ihsel inanç iç in geçer l i o lan ak l i inanç iç ingeçer l i deği ld i r , [ tar ihsel inanç durumunda) aksi yöndeki del i ller inbu lunması herzaman mümkün dür ve k işin in konu hakkındak i b il -gisinin genişlemesi halinde kanaatini değişt irebilmesi kaydı her za-man korunmal ıd ır .

95

Page 86: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 86/100

Kan t - S c hopenhaue r - Hei degge r • Düşüncenin Çağrısı

Bu yüzden safbir akl i inanç spekülat i fd üşün ürün du-

yuüstü nesneler a lanında ak l i gez int ilerde yönünü tay in

ett iğ i işaret d i reği veya pusuladı r ; fakat or tak, ama (ah-

laken) sağl ıkl ı ak la sahip o lan b i r insan hem teor ik hem

de p ra ti k bak ımdan uğraş ın ın bü tün amac ıyla t am o la -

rak uyum iç inde o lan b i r tarzda yolunu bel ir leyebi li r ; ve

diğer her inancın, hat ta her vahyin temel i olarak da alın-

ması gereken bu ak li inançt ır .

Tanrı kavramı   ve hatta onun mevcudiyetine  d uyul an

kanaat i le ancak akı lda karşılaşı labi l i rve bize i lk kez, ar-

kal ar ındaki o to ri te ne kadar büyük o lu rsa o l sun ya il-

hamla ya da u laşt ır ı lan haber le gelmesi mümk ün değil -

d ir . B i ldiğ im kadar ıy la tab iatın sağlayamayacağı türden

dolayımsız b ir görüy le , her nas ıl sa karşı laşsam. Tanrı

kavramının bu görünmen in* b ir Tanrı i çin gerek li o lan

ayır t edici özel l ik ler in tümüyl e bağdaşıp bağdaşmadığını

kest i rmeye hizmet etmesi gerekir . Şimdi eğer, herhangi

b ir görünüm iç in , ancak düşünülebi lecek, ama as la se-

z i lemeyecek** şey i, hat ta n i te lik bakımından, temsi l e t-

men in* * * nas ıl mümk ün o lduğuna dai r h i çbi r kavrayışa

sahip o lmasam bi le , en az ından şuras ı hâ lâ aç ıkt ı r: ba-

na görünenin, duygularım üzerinde içsel veya d ışsal b i-

çimde etki l i olanın Tanr ı olup olmadığını yargı lamak için

onu b i r örnek o larak benim akli Tanr ı kavramımın karşı -

s ına koymam ve onu buna göre, (yani ) onun bu kavram

için uygun olup olmadığını değil , fakatsadece onunlaçe-

l iş ip çe l işmediğ i bak ımından s ınamam gerekecekti r .

* (: die Erscheinung; die Anschauung: gö rü . )** (: anschauen. Asl ında bu f ii li n yuka rı da geçen ve bu f ii li n i sm i

olan  Anschauung  i le akrabal ığ ı sezdiren b i r f i i lle karş ı lanması ge-rek ird i , ancak Türkçe'n in imkânlar ı buna el vermemektedir . )

*** (: darstellen. Ayn ı zamanda tasv i r ve tasavvur e tmek d iye de dü-şünülmeli.)

96

Page 87: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 87/100

K iş in i n Düşüne rek Yönünü Tayin E tmes i Ne An lama Gel i r?

Benzerşeki lde: onun banadolayımsız olarakaçığa çı-

kard ığı şey bu kavramla çe l işen h içb i r şey içermese b i-

le gene de bu görünüm, görü, do lay ımsız es in (vahiy) *

ya da böy le b ir t asavvu ra [die Darstellung)  a rt ık siz ne

derseniz, asla kavramı yarat ı lmış her şeyden ayrı olarak

sınırsız  büyük lük te o lmay ı t alep eden b i r va rl ı ğın (bel ir -

s iz b iç imde bel i r lenmeyecek ve dolay ıs ıyla mümk ün her

yanı lsama i le bir leşmeye boyun eğmeyecekse) mevcudi-yet in i kan ıt lamaz; f akat h i çb i r t ec r übe yahu t gör ü bu

kavram iç in uygun o lamaz, dolay ıs ıyla böyle b i r varl ığın

mevcudiyet in i aç ık seç ik b i r b iç imde kanıt layamaz. Böy-

le lik le h iç k imse önce en yüksek varl ığın mevcudiyet ine

görüy le i kna o lamaz; ak li i nanç önce ge lme l id i r, a rd ın -

dan bel l i görünüşler yahut açığa çıkmalar olsa olsa bize

konuşan veya kend i si n i sunanı b ir Tan rı o la rak kabu l

ederken güvencede o lup o lmadığ ımız ı sorgulama f ırsat ı

sunabi l i r ve böylece bu inancı bu bulgularagöre teyi t et-meye h izmet edebil i r.

Dolay ıs ıyla eğer Tanr ın ın varl ığı ve ö lümd en sonrak i

hayat g ib i duyuüst ü konu lar la i lg il i meselel er de ak lı n

önce  konuşma hakk ına sahip o lduğu tar tı şı lı rsa her t ür -

lü bağnazl ık hurafe (boş inanç) ve hat ta Tanr ı tanımazl ık

i çin büyük b ir kapı a rdına kadar aç ılm ış o lur . Ne var k i

Jacobi ve Mende lssohn a ras ındaki t a rt ı şmada her şey

akl ı tam da bu tarzda taht ından indireceği iz lenimi ver ir ;

b unu onun karş ıs ın a her ke si n k endi si i çi n g ön lünce

o luşturabi leceği b i r başka inancı d ikmek iç in sadece ak-  

li kavrayış ve  b i lgin in mi (spekülasyonun sözde gücüyle)

yoksa ayn ı zamanda akli inancın  d a mı h edef le nd iğ in i

* (: diese Erscheinung, Anschauung, unmittelbare Offenbarung.)

97

Page 88: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 88/100

Kant - Schopenhauer - Heidegger • Düşüncenin Çağrısı

bi lmiyorum. Spinozacı Tanrı Kavramının ak l ın bütün il-

ke ler iy le uyuşma iç inde* o lan yegâne Tanrı kavramı o l-

duğu ve asla reddedi lemeyeceği i le ri sü rü lü r ken bura-

dan neredeyse bu son niyet çıkarsanacakt ı r . Zira spekü-

la ti f ak l ın kendisin in Tanr ı o larak düşünmemi z gereken

varl ığın  mümküniyeûni asla kav rayacak b ir konumda ol-

madığ ın ı tes l im etmek ak l i inançla bütün bütüne bağda-

* Sö zü e di le n bi lgi nle rin  die Kritik der reinen Vernunftûa nas ıl o l upda Sp inozac ı lı k i çin des tek bu lab i ldik ler in i an lamak güçtü r .  Kritik

duyuüstü nesneler in-konular ın b i l inmesi bak ımından dogmacı lığ ınkana t la r ını tamamen budar ve Sp inozac ıl ı k bu nok tada öy les inedogmac ıd ı r k i de li l le r inin ka tı lı ğ ı bak ım ından matemat ikç i le rle b i-le yarışır.  Kritik  anlama yet is in in saf kavramlar ın ın tablosunun safdüşünme için (gerekl i) bü tün ma lzemeyi i ç inde bannd ı rmas ı ge-rekt iğin i i spa t la r ; Sp inozac ı lı k kendi le ri düşünen düşünce lerdenve do layıs ıy la b i r özne o la rak kend isi i ç in eşzamanl ı b iç imde varo lan b i r bel i r t iden söz eder: insanın anlama yet is inde bulunmaya-cak ve ayr ıca onun kapsamına dahi l ed i lemeycek b i r kavram(d ı rbu).  Kritik  kavramında kendi kendis iy le çel işk i l i h içbir şey bar ındır -maman ın b i r düşünce an t ites in in mümkün lüğü iç in b i le ye te r li o l-madığ ın ı göster i r (mümkü nlüğünü varsaymak, eğer zorunlu ise, o

zaman, elbetteizin veri lebil ir olarak kalsa bile); fakat Spinozacıl ık,ideesi yalnızca anlamayetisinin safkavr amlarından ibaret olan bü-tün duyumsal l ık koşul lar ından ayr ılmış ve iç inde as la b i rçel işk i i lekarşı laşı lamayacak o lan b i r varl ığ ın imkânsızl ığ ına dair kavray ışasahip o lduğu iddias ındadır ; ne k i bütüns ın ı r larasald ı ran bu varsa-y ımı destekleyecek h içbir şeye sahip değild i r. Sı r f bu yüzden Spi-nozacı l ık doğrudan doğruya bağnazl ığa götürür . Buna karş ıl ık bağ-nazl ığ ın kök ler in i kaz ıyacak tek b i r araç varsa, o da safak ı l yet is i :n in s ın ır la rın ın be l i rlenmes id ir (bundan) daha kesin (sonuç vere-cek b i r a raç) yoktu r . Benzer şeki lde b ir d iğer b i lg in  Kritik'Ğe kuş-kucu luk bu lur ; her ne kadar  Kritik'irt  ha reket noktas ı tam da b iz imbi lg imizin er iş im alanı bak ımından bi rşey i a pr ior i bel i r li ve kes inhaleget i rmektemel le ndirmekolsa b i le . Benzerşek i lde o, e leşt i rels o rgulama larda b ir d i ya lek ti k bu lu r , ha lbuki hede f dogma t ik bi-

ç imde heryerde kul l lanı ld ığındasaf akl ın iç ine çek i ld iğ i ve köstek-lendiğ i kaç ın ılmaz d iyalekt iği çözmekve ebediyen saf d ışı e tmek-t ir. Kendi kuruntula rını başkayazarlara, tabii eğerbunlar ıdaha ön-ce oralara koymamış larsa, dayandırmayı iyi b i ld ik leri iç in kendi le-r ine "ek lek t i k " d iyen Yeni -P latoncu la r tam da bu şek ilde hareke tet t i ler ; dolay ıs ıy la güneşin a l t ında yeni h içbir şey yoktur .

98

Page 89: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 89/100

Kişinin Düşüne rek Yönünü Tayin  Etmesi Ne A n lama  Gelir?

şır d ur umdaysa da, b ir n esneni n imkânsızlığını  a çık ça

görebil ir iz, amayine de başkakaynaklarvasıtasıyla on un

ed imsel l iğ i hakk ında b ilgi sahibi o lab il i ri z demek her -

hang i b ir i nanç la veya herhang i b ir mevcud iyet i doğru

kabul e tmekle bağdaşamaz.

Zihni yeterliliğe vegeniş ufka sahip beyler! Yetenekleri-

nizi takdirediyorve insanlıkd uygunuzu seviyorum. Yaptığı-

nız şeyi ve akla saldır ı lar ınızın sonunun nereye varacağını(sizi nereye götüreceğini) düşündünüz mü? Şüphesiz dü-  

şünme özgürlüğüne  el uza tı lmamas ın ı (onu saldı rı la rdan

korumayı) sizde istersiniz. Çünkü bu olmaksızın dehanızın

özgür uçuşları dahi çok çabuksona erecektir. Sizin benim-

sediğiniz türden biryöntem hâkim olacak olsabu düşünce

özgürlüğünün doğal olarakne hale geleceğini görelim.

Düşünme özgür lüğü her şeyden evvel sivil zorlama- 

ya*  k arş ıd ır . E lbet te konuşma  ya da yazma  özgürlüğü-

nün e l imizden üstün b i r güçle a l ınabi leceği söy lenir , fa-

ka t düşünme  özgürlüğü (al ın)amaz. ne var k i düşüncele-r imiz i kendi ler ine i le tt iğ imiz, kendi düşünceler in i de b i-

ze i le ten başka la rı yla b i rl i k teymiş g ibi düşünmeseyd ik

ne k adar düşünür v e ne ö lç üde doğ ru düşünürdük ! İn-

san la rdan düşünce le ri ni a lenen açıklama  ö zgü rl üğünü

zorla a lan bu d ış gücün ayn ı zamanda on la r ın e l i nden

düşünme  ö zgür lü ğünü : meden i h ayatı n b üt ün y ük le ri -

n in or tasında b ize geri ka lan ve ancak sayesinde duru-

mumuzun bü tün kö tü l ük l er i ni n üst es inden gel eb ilme -

nin yol lar ını (araçlar ını) tasar layabi leceğimiz yegâne mü-

cevher i de alacağı pekâlâ söylenebi l ir .İ k inc i o la rak düşünme özgürlüğü b ir an lamda daha

düşünü lü r k i, buna göre o vicdani cebin n** karşısına ko-

* (: der bürgerliche Zwang.)

* * (: d er  Oewissenszwang  ya da v icdan üzer ine yapı lan zor lama.)

99

Page 90: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 90/100

Kan t - S c hopenhaue r - He id egger • Düşüncenin Çağrısı

nu lu r ; ha tta d ış güce sahip o lmaks ızın baz ı yur tt aş la r

kendi ler ini öyle bir noktaya yer leşt i r i rler ki (bununla) di-

n i konularda başkaların ın vesayet ine (gözetmenl iğine)

sahip olduklar ı iddiasındadırlar ve tar t ışmak yer ine geç-

m iş te insan la rın duygu la rı üzer inde b ı rak tı k la r ı t es ir le

her a kli i nc el emey i, k iş in in kendi sorgulamasının tehli- 

kelerinin  e nd iş el i k o rk u sunun e şli k ettiğ i b uyur ulmuş

inanç düstur lar ıy la nasıl yasaklayacaklar ını bi l i rler .

Ü çüncü o la ra k a kl ın kendisinin verdiklerinin  d ış ın dabaşka h içb i r yasaya tâb i o lmamas ı an lamına gel ir ; ve

bunu n zıddı akl ın (yasalar ın sınır laması al t ında görülebi-

lecek o landan, dehan ın zannett iğ i g ib i, daha faz lasını

gö rmek i çi n) yasasız bir kullanımının  maksimi di r. Doğal

sonuç şudur: Eğer akı l kendisini , kendi koyduğu yasala-

ra tâbi kı lmazsa, bir başkasının verdiği yasalar ın boyun-

duruğu a l tına sokacakt ı r; çünkü yasa o lmaksız ın h içb i r

şey, hat ta saçmal ık bi le oyu nunu uzun süre oynayamaz.

Dolayısıyla düşünme de ilan edilmiş  yasasızl ığın (aklın sı-

n ı r lamalarından özgür lüğün) kaç ını lmaz sonucu şudur:Düşünme özgür lüğü n ihayet inde kaybedilecek ve (bun-

dan sorumlu tu tulacak o lan ta lihsiz lik deği l , kuruntu o l-

duğu iç in ) sözcüğün as li an lam ında boş yer e harcan -

mış* olacaktı r .

O layl ar ın seyri kabaca budu r. Önce deha cür et kâ r

uçuşlar ından çok hoşlanır, çün kü akl ın yön verdiği man-

t ık çizgisini kopar ıp atmışt ır . Çokgeçmeden kudret l i hü-

kümle r ve büyük bek lent il er le başka la rı nı büyül er ve

ş imd i d i li n i her zaman ku lland ığı yavaş ve sak il ak lın

böy lesi ne ç ir ki n b iç imde süs ledi ği b ir t ah tı n üze ri nekendin i o tu rtmuş görünür . Şu halde onun maks imi ak-

* (: verscherzen; " şaka " an lam ına gelen  Scherz'öen t üreyen sözcükaynı zamanda boşu boşuna bi r şey i kaybetmek veya feragat etmekanlamına gelir.)

100

Page 91: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 91/100

Kiş in in DüşünerekYönün ü Tayin Etmes i Ne Anlama Geli r?

l ın üstün yasa koyuculuğunun hükümsüz o lduğudur ; b iz

s ı radan insan la r buna bağnazlık  d iyor uz , buna kar şı lı k

i yi li ksever t ab iat ın kayı rd ı kla rı onun aydınlatması  diyor-

lar . Herkes iç ingeçer l i birşeki lde sadece akı l buyrukve-

rebileceği iç in , çok geçmeden ara lar ında b i r d i l karma-

şası baş gösterecekt i r; ş imdi her b i ri kendi i lhamını ta-

k ip eder: böylece sonunda i lk baş ta seç ilm iş o lan , an-

cak z aman la sokulgan [bezdirici]   belgelere d ön üşmüşo lan korunmuş o lgular ın, ge lenekler in tan ık lığ ından da-

'ha der in i lhamlar ın doğduğu görü lecekt ir , tek ke l imeyle

sonuç , akl ın o lgul ar a, yan i boş inanca   t am t es limi ye ti

(boyun eğmesi) o lacakt ı r, çünkü bu (boş inanç) en azın-

dan yasa formuna  sahip ti r ve dolay ıs ıy la ( kaybolan) sü-

kûnet in geri gelmesine izin verir .

He k i insan ak lı her zaman özgür lük iç in çabaladığın-

dan dolay ı: z inci rl e rini i lk kez k ı rd ığında uzun süred ir

a lı şkın o lmad ığ ı özgür lüğünü i lk ku l lan ımı yoz laşıp b ir

kö tü ku l lan ıma ve me leke le r in in bü tün s ını rl ama lardanbağ ımsızl ığ ına küstahça b ir güvene dönüşecek , bu da,

ancak nesnel  t eme lle rle ve dogmat ik kanaatle doğru la -

nabi l i r olanı kabul eden, bunun dışında her şeyi cesurca

reddeden spekülat i fakl ın yegâne otor i tesinin ikna olma-

s ına yo l açacakt ır . A rt ık ak lın kendi gereksinimin den ba-

ğ ımsızl ığı (ak li inançtan vazgeçmenin) maksimi inançsız- 

lıktır. Bu tarihsel bir inançsızl ık deği ldir , çünk ü bu sonun-

cusunu amaçl ı olarak düşü nmek imkânsızdır , dolayısıyla

h içb i r şey sorumlu added i lemez ( çünkü herkesin eğer

yeter ince ispat edi li rse bir olguya inanması gerekir , t ıpkı

i ster i stes in i ster i s temes in b ir matemati k kanı tl amaya

inanması gerekt iği gibi); daha çok, önce ahlakyasalarını

yüreğe teşvik edici unsur lar olarak bütün güçler inden ve

zamanla bütün otor ite ler inden mahrum bı rakan akim bir

inançsızlığı, i nsan duygu la r ın ın t ehl i ke l i ( nazik) b ir duru-

101

Page 92: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 92/100

Kan t - S c hopenhaue r - Hei degger • Düşüncenin Çağrısı

mudur, zaman zaman bu düşünme t ar zı na serbest dü- 

şüncelilik, h iç bi r ö dev t an ımama ilkesi   den ir . Bu nok ta -

dasivi l düzenlemelerin (zarargörüp) en büyük düzensiz-

l iğe dönüşmemesi iç in üstün yetki sahipler i oyuna kar ış-

mıştır; veen etki nveen etkili aracıen iyi araçol arakgöm-

dükler i iç in, bu hat ta düşünme özgür lüğünü bi le kaldır ı r

( lağveder ) ve düşünmeyi t ıpk ı d iğer meslek ler g ib i o ül-

kenin düzenlemeler ine tâbi kı lar . Ve böylece, eğer akl ın

yasalar ından bağımsız lık yo lunda i ler lemeye çal ış ırsa,

düşünme özgür lüğü sonunda kendi kendis ini yok eder.

İnsan soyunun ve ona en kutsal o lanın dostları ! D ik-

katl i ve samimi incelemeden sonra, is ter o lgulara ister -

se ak l i temel lere i l işk in (olsun) , s ize en k ıymet l i inanç

o la rak görüneni kabul ed in ; onu yeryüzündek i en yük-

sek iyi k ı lan akl ın ayr ıcal ığını, hakikat in nihai mih enk ta-

ş ı o lmanın ayrıcal ığın ı sak ın tart ışmayın. * Eğer bu nok-

* Kendi kendine düşünme hak ikat in üst ün m ihenk t aş ın ı k end inde(yani kendiaklında)aramaanlamınagelir; ve herzaman kendi ken-d ine düşünmen in maks imi  aydınlanmadır. Buna göre ayd ın lanma-y ı b i lg i edinmenin iç ine yer leşt i rd ikler inde insanlar ın düşündükler ibundan daha az ıd ı r ; çünkü o daha çok b i r k imsenin b i lme yet is in ikul lanımındaki o lumsuz b i r i lkedirve çoğu kez b i lgi bak ımındanenzengin o lan k imse onu kul lanma bakımından en az aydın lanmıştı r .Bir k imsenin kendi ak l ını ku l lanması , her ne zaman bir şeyi kabuletmeyezorlansa kendi kendisine şu soruyu sormasından daha faz-la b i r anlama gelmez: Acaba o, ak l ın kul lanımı iç in evrensel b i r i l-ke o larak kabul etmenin temel i veya kural ı hal ine get i ri lecek o lsa,bunun için e lver işl i m id i r değ il m idi r? Bu s ınama herkes in kend ikend isine yapab ileceğ i b i r s ınamad ır ; ve bu a raş t ırmay la o boşinanç ve bağnazl ığın kaybolduğunu görecekt ir , hat ta nesnel temel-lere dayal ı o larak bunlar ı çürütmek iç in yeter l i b i lg iye sahip o lma-sa b il e, ç ünkü o sadece akl ın  kendi kendisini koruması maks im in ikullanmaktadır, dolayısıyla aydınlanmanın temellerin ie ğit imleriva-sıtasıyla  tek tek yurttaşlarda a tmak gayet kol aydı r; bunun i çi n ge-rekl i o lan tek şey genç d imağlar ı bu düşünmeye erken yaş lardanit ibaren alışt ırmaya başlamaktır. Fakat bir çağı aydınlat makçokya-vaşve zahmetl i bir işt ir, çünkü kısmen bueğit im tarzını yasaklayanv<- kısmen de onu dahagüç hale getiren dış engeller vardır.

102

Page 93: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 93/100

Kiş in in DüşünerekYönü nü Tayin Etmes i Ne Anlama Gel ir?

t ada zaa f gös te ri rsen iz bu özgür lüğe l ay ık o lmak tan

uzaklaşırsınız ve aynı zamand a onu kesinl ik le kaybeder-

s in iz ve bunun yanı s ır a ayn ı t al ihsizl iğ i başka la rın ın ,

kendi ha l ler ince iyi huy lu o lan ve özgür lük ler in i yasalar

çerçevesinde ve  do layıs ıy la dünya i çin en i yi sine ves ile

o lacak tarzda kul lanacak o lan masum toplu luk lar ın ba-

ş ına da götürürsünüz!

103

Page 94: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 94/100

DÜŞÜNMENİN GEREKSİNDİĞİ:

SÜKÛNET?

A. Schopenhauer

Page 95: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 95/100

DÜŞÜNMENİN GEREKSİNDİĞİ: SÜKÛNET?*

Kant "yaşamsal güçler"  ü ze ri ne b ir k it apç ık yazdı ; fa-

kat ben onlar üzerine b i r ağı t yazmak is t iyorum, çünkü

on lar ın vurma, çakma, dövme, a tma, savurma b içim in -

de savurganca ve lüzumsuzca kul lan ımı bütün hayat ımı

günlük b i r işkenceye çevird i. Şüphesiz buna gülecek in-

sanlar - he m de çok sayıda- vard ı r, çünk ü gürül tüye kar -

ş ı duyarl ı değil lerd i r; ne var k i muhakemeye, düşünme-

ye, ş i ire yahut sanata, sözün k ısas ı her türden z ihinsel-

düşi insel iz len ime duyarsız o lan tam da bu insanlardı r :

bey in dokular ın ın çok küt ve kaba n i te l iğine mal edi lme-

si gereken birgerçekt i r bu. Diğer taraf tan neredeyse bü-

tün büyükyazarların yaşamöykülerinde veya k işisel i fa-

deler in in kayı t lı o lduğu her yerde gürü l tünün entelektü-

e l i nsanla ra t at tı rd ığ ı acıya dai r ş ikâye t le re ras tlar ım .

Sözge limi Kan t, Goethe , L i ch tenberg, Jean Pau l buna

örnek o larak göster i leb i li r ve as l ında konudan söz açı l-

madığ ı durumda bunun tek neden i buna s ır a ge lmemiş

yahut f ır sat düşmemiş o lmasıd ı r .

Ele a ld ığımız konuyu şu şeki lde aç ık lamak i ste rim :

Eğer büyük b i r e lmas küçük küçük parçalar hal inde ke-

s il se , derha l bü tün o larak sahip o lduğu değer i kaybe-

der ; yahut b i r ordu küçük b i rl ik lere parçalansa veya bö-

lünse bü tün gücünü kaybeder; t ı pkı bunun g ib i, büyük

* Parerga und Paıalipomena, Bd. 11, Kap. XXX: Übe r Lârm und Gerâ-

usch.

107

Page 96: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 96/100

Kant - Schopenhauer - Heidegger • Düşüncenin Çağrısı

bir zihin dışar ıdan müdaheleye maruz kalmasıyla, rahat-

sız edi lmesiyle, dikkat inin dağıtı lmasıyla, yahut i lgisinin

başka b i r yöne çevri lmesiyle b i r lik te, s ı radan b ir z ihne

göre sahip o lduğu üstünlük ve ayr ıcal ığ ı kaybeder ; çün-

kü onun üs tün lüğü, t ı pk ı i ç bükey b i r aynan ın üzer ine

düşen ışığın tüm ışınlar ını yoğunlaşt ırması gibi bütün gü-

cünü tek b ir noktaya ve konuya yoğun laş tı rmas ın ı ge-

rekt i ri r . Gürü l tünün sebebiyet verd iği sekte ya da fas ı labu yoğunlaşmayı engeller .

Bu sebepten ö tü rüdür k i ka lburüs tü ka fa lar ın çoğu,

hangi türden olursa olsun rahatsızl ık ver i'ci her şeyden,

birdenbirearaya gir ip düşünceler ini dağıtt ığı iç in her za-

man nef ret e tmiş lerd i r. Ve her şeyden evvel gürü l tüden

i ler i gelen keskin ve şiddet l i kesint iden sürekl i usanmış

ve ş ikâyetç i o lmuşlard ı r. S ı radan insanlar bu tür b i r şe-

yi pekdikkate almazlar . Bütün Avrupa uluslar ının en ze-

ki ola nı "never interrupt  !"* d üs tu ru nu on b ir in ci emi r

o la rak kabul e tm iş ti r. Faka t gü rü l tü bü t ün müdahale(kes int iye uğratma) b iç imler in in en nüfuz edic i o lan ıdı r ;

çünkü gürül t ü sadece b izim düşünce le r im iz i kesin ti ye

uğratmaz, fakat onlar ı dağıtı r da. De var ki kesint iye uğ-

rat ı lacak bir şeyin olmadığı duru mda doğal olarak gürül-

tü de bu denl i özel b iç imde h issedi lmeyecekt i r.

Kimi zaman önemsiz, fakatardı arkası kesi lmeyen bir

gürü l tü onun tam olarak ay ı rd ına varmazdan evvel beni

b ir müddet azap iç inde b ı rak ı r ve rahats ız eder. H isset-

t iğ im tek şey düşünmenin g iderek daha zahmet l i ve yo-

rucu hale geld iğid ir - sanki ayaklar ım bağl ı o lduğu hal -

de yürümeye ça l ış ı yormuşum g ib i. Sonunda o lup b it e-

nin farkına var ırım.

* ("AslaMüdahale Etme! yahut"KesintiyeUğratma!"" diye özetlenebi-lir.)

108

Page 97: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 97/100

Düşünmenin Gereks indiğ i : Sükûnet?

Şimdi c /nsten türe   geçmek gerek ir se , b i r kasaban ın

dar sokaklar ında ç ın layan k ı rbaç şaklamalar ı bütün gü-

rü lt ü le r in en a f fed i lmez ve en u tand ır ı cı o lan ıd ı r - ger-

çek manadac ehenn emi birazapt ı r bu. Onu huzur ve sü-

kûn i çer is indeki b ir hayat ı imkânsız hale get ir diğ i i çin

mah kûm ediyorum. İnsanl ığ ın budala lığ ı ve düşüncesiz-

liğ i hakkı nda başka h i çb i r şey bu k ır baç şak ır tı la rı na

hoşgörü kadar aç ık b ir f ik i r ve rmez bana. Beyni f el ce -

den , her t ü rlü derin düşünüşü bö lüp dağı tan ve düşün-cey i ka tleden bu an i ve keskin şaklama, ka fas ında b ir

f ikre benzer herhangi bir şeye sahip olan herkese i l ik le-

r ine kadar h issett iğ i b i r ac ı veri r. Dolay ıs ıyla her şak la-

ma ne kadar önemsiz o lursa o lsun kafas ın ı herhangi b i r

şeye vermiş yüzlerce insanı ister istemez rahatsız eder;

düşün ürde ise onun etkisi çokdahaacıkl ı ve fecidir ; t ıp-

k ı kafay ı bedenden koparan cel lad ın baltası g ib i gürü ltü

de onun düşünce ler in i bö l üp dağ ıt ır. He kadar keski n

o lur sa o lsun h içb i r ses bu uğursuz k ı rbaç şaklamala r ı

kadar beyn i böyles ine harap e tmez ; kamç ı darbesin inıs ır ığın ı tam beynin izde h isseders in iz , k i duyarl ı b i r b it -

k iyi (mi mos apudica ) nası l e tki lerse beyne de aynı şek il -

de ve uzunlukça aynı zaman zarf ında etk i eder .

Kutsal fayda öğret is ine gereken bütün saygıyı göster-

meme kar şı n t op rak ya da gübre y ığ ın ın ı kal dı ran b ir

adamın - yar ım saa tl ik b ir sü re i çe ri s inde kasabay ı b ir

uçtan b i r uca katederken b i rb i ri ard ına-yak laş ık on b in

insanın kafasında f i l iz lenmeküzere olan düşünceler i da-

ha henüz tomurcu k hal inde iken kat le tme hakkın ı yahut

ayr ıcal ığını nereden aldığını anlayamam.Örs-çekiç darbeleri , köpekler in havlamaları , çocukla-

r ın z ır lama la rı ko r kunç o lmas ına ko rkunç t ur , ama dü-

şüncenin gerçek ka ti li b ir k ı rbaç şaklamas ıd ı r sadece.

B ir insanın düşünmek iç in ara s ıra bulabi leceği her uy-

109

Page 98: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 98/100

Kant - Schopenhauer - Heidegger • Düşüncenin Çağrısı

gun anı kat letmekt i r onun amacı. Eğerbir hayvanı bütün

gürü ltü lerin bu en af fedi lmez en tahammül edi lmez o la-

n ın ı ç ı ka rmadan sü rmenin başka b ir yo lu o lmam ış ol-

saydı belki hoşgörülebi l i rdi . Fakat bu lanet li ve uğursuz

k ı rbaç şakı rt ıl ar ı sadece gereksiz değ il yararsı zd ır da.

Onun at üzer inde zihinsel olarakme ydanaget i rmeye ça-

l ışt ığı etki , gerekli gereksiz kul lanım nedeniyle hayvanın

a l ışmasından ötürü köre li r ve etkis iz leş i r ve hayvan ar-

t ık onun la adımlar ını hızlandırmaz olur . Bu, yolcu almakiçin en yavaş haliy le sürülürk en boş bir arabadan gelen

a rd ı a rkas ı kesi lmeyen k ır baç şak lamala rında b ilhassa

dikkat çekicidir. Eğer at ına kırbaçla haf i fçe dokuns a da-

ha faz la etki l i o lurdu. Ne k i a ta sürek l i şak latarak kam-

ç ının var lı ğını ha tı r la tman ın mut laka gerek li o lduğunu

varsaysak b ile , gürü l tünün yüzde b i r in i yapan b i r kamçı

bunun i çin ye te rl i o lacak tı r. İ ş itme ve görme bakım ın -

dan hayvanlar ın en küçük , en sönük be li rt il e re , ha tta

çoğu zaman bizim algı layamadığımız şeylere bi le duyar-

l ı olduklar ı iyi bi l ini r . Eği t iml i köpekler ve kanarya kuşla-r ı bunun şaşır t ıc ı örnekler ini sunarlar .

Dolay ıs ıyla bu kamçı şak ır t ılar ın ın tamamen keyf i b i r

şey o larak; hat ta kafa lar ıyla ça lışanlara ko l lar ıy la çal ı-

şanlar taraf ından yapı lmış küstahça b i r müdafaa o larak

kabul ed i lmesi gerek ir . B ir kasabada böyle b i r küstahl ı -

ğa tahammül edi lmesi, bir barbar l ık ve adaletsizl ikörne-

ğ id ir , hel e mesele her k ır bacı n ucunda b ir düğüm bu-

lunmas ını zo run lu hale ge ti recek b ir po li s denet imiy le

çok daha ko lay ha lledi leb i lecekken, bu daha da faz la

böyledir.Üzer lerindeki insanlar ın kafalar ıyla çal ışt ık lar ına ayak

tak ım ın ın d ikkat in in çek ilmesinde b ir beis yok tu r , çün-

kü sokaktak i adam iç in , hangi türden o lursa o lsun kafa

işi tahammül edi lmez b i r azap ve işkencedi r. Kalabal ık

1 10

Page 99: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 99/100

Düşünmen in Ge reks ind iğ i : Sükûne t?

bi r kasabanın dar sokaklar ında boş yük veya b inek ara-

basıyla dolaşan ve her birkaç adım da birgücü yetebi ldi-

ğ ine b i r buçuk ik i met re l ik k ı rbacın ı şak latan b i r adam,

arada bir derhal indir i l ip beş hakiki değnekat ı lmayı hak

eder. Dünyanın bütün hukukçular ıy la b i r l ik te dünyadaki

bü tün yard ımsever le r bedense l cezan ın t opyekûn o rta-

dan ka ld ı rı lmas ı amac ıyla neden le r i le ri sü rmek, baha-

neler üretmek için birarayagelseler , beni asla aksine ik-

na edemezlerdi .

Fakat daha da kötü o lan b i r şey i yeter i kadar s ık l ık la

görebi l ir iz . Sözünü et t iğ im at ları o lmaksız ın ya ln ız başı-

na sokaklarda yürüyen ve hiç ara vermeksizin kamçısını

şaklat ıp duran i ki t eker lek l i yük a rabası sü rücüsü . De-

mek k i bu adam a f fed i lemez hoşgörü ne ti ces inde kam-

çısına bu denli a l ışmışt ır !

Günümüzde her yerde insan hayal ed i lemeyecek ka-

dar büyük b i rözenle bedeni ve bedenin in ih tiyaç lar ı pe-

ş inde koşmaktadı r ; saygı şöyle dursun h içb i r suret te en

küçü k bir nezaket ya da himaye görmeye cek tek şey dü-

şünen kafa mıd ı r?

Araba sürücüleri , hamallar , u lak lar ve benzer ler i in-

sanlar aras ındaki yük hayvanlar ıdı r ; muhak kak k i bunla-

ra adalet le, sabırla, şefkat le ve merham et le davranı lma-

1ı; fakat keyf i gürü l tü yaparak insan soyunun daha yük-

sek ç abal ar ın ın önüne ç ık ılması na [set ç ek ilmesi ne )

i zi n ve ri lmemel i . Doğ rusu b i lmek i s te rd im k imb i li r bu

k ı rbaç şaklamalarıy la kaç büyük ve muhteşem düşünce

dünyayı t e rk e tmek tedi r? Ye tkim o lsayd ı h iç vak it kay-be tmeden bu sürücü le rin ka fa lar ında b ir k ı rbaç şak la -

masıy la k ı r baç lanma aras ında çözülmesi imkânsız b ir

nexus idearum*  o luştururdum.

* (Düşünceler çağrışımı.)

11 1

Page 100: Düşüncenin Çağrısı

8/12/2019 Düşüncenin Çağrısı

http://slidepdf.com/reader/full/duesuencenin-cagrisi 100/100