TÜRK CEZA HUKUKUNDA HAKSIZ TAHRĠK
Yrd. Doç. Dr. Zeynel T. KANGAL *
I. Kavram
Haksız tahrik, failin haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şid-
detli elemin etkisi altında hareket ederek bir suç işlemesi anlamına gelmek-
tedir. Başka bir ifadeyle, haksız tahrikte, mağdurun haksız bir fiilinin yol
açtığı öfke veya şiddetli üzüntü içerisinde failin bir suç işlemesi
sözkonusudur1. Haksız tahrikte, failin, bizzat mağdurun yol açtığı bir heye-
candan veya benzer bir coşkudan dolayı kendini kontrol etme yeteneğinin
belirli bir derece zayıflaması ve bu yüzden işlemiş olduğu suçta kusurunun
azalması dikkate alınmaktadır2. Dolayısıyla haksız tahrik kurumunun mer-
kezinde failin işlediği suçtan ziyade, mağdurun haksız fiili yer almaktadır3.
Bu nedenle haksız tahrik, mağdurun suça yol açtığı durumlardan biri olarak
ele alınmaktadır4.
Korku, şaşkınlık, öfke, saldırganlık ve üzüntü gibi heyecan durumları in-
san psikolojisinde geçici olmakla birlikte, bu durumlarda insan, iradesine
hâkim olmakta güçlük çeker ve belirli bir düşünceye odaklanır. Bu düşünce
bazı durumlarda kendisine haksızlık yapandan intikam alma şeklinde ortaya
* Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim
Dalı Öğretim Üyesi.
1 DEMĠRBAġ, Timur: Türk Ceza Kanununda Özel Haksız Tahrik Halleri, İstanbul 1985,
sh: 13, 38; DEMĠRBAġ, Timur: Ceza Hukuku, Genel Hükümler, 6. Baskı, Ankara
2009, sh: 401. Başka bir tanıma göre, haksız tahrik, “failin kendi kusuru olmaksızın baş-
kalarının haksız hareketleri sonucunda kapıldığı hiddet veya elemin tesiriyle bir tepki
suçu işlemesi, işlediği tepki suçunun cezasının da bu nedenle bir miktar indirilmesidir”
(AYDIN, Devrim: “Yeni Türk Ceza Kanunu‟nda Haksız Tahrik”, AÜHFD 2005, c: 54,
sy: 1, sh: 226).
2 SCHÖNKE, Adolf/SCHRÖDER, Horst: Strafgesetzbuch Kommentar, 28. Auflage,
München 2010, (ESER, Albin), § 213, No: 1.
3 AYDIN, “Yeni Türk Ceza Kanunu‟nda Haksız Tahrik”, sh: 227.
4 DURSUN, Selman: “Mağdurun Suça Yol Açması”, İÜHFM 2003, c: LXI, sy: 1-2, sh:
20-21.
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
20
çıkabilmektedir5. Bu tür durumlar suç politikası bakımından da dikkate alı-
narak ceza kanunlarında düzenlemeler yapılması yoluna gidilmektedir.
Haksız tahrik iştirak şekillerinden azmettirme ve teşvik etme ile aynı an-
lama gelmemektedir. Azmettirmede azmettiren ile azmettirilen kişilerin;
teşvik etmede de teşvik edenle teşvik edilen kişilerin iradeleri birbirleriyle
uyuşarak belirli bir suçun işlenmesi sözkonusudur. Haksız tahrikte ise, tahrik
eden ile tahrik edilen birbirleriyle karşı karşıya bulunmaktadırlar. Başka bir
ifadeyle, tahrik edilen haksız bir fiile maruz kaldığı için bu fiili gerçekleşti-
ren kişiye (tahrik edene) karşı bir suç işlemektedir6.
Yine haksız tahrik ile TCK md. 214’de düzenlenen suç işlemeye tahrik
suçu arasında da fark vardır. Suç işlemeye tahrik suçunda, tahrik eden kişi
bir kitleyi bir suç işlemeye sevk etmektedir. Suçun oluşması için tahrik ede-
nin istediği suçun işlenmesi şart değildir. İstediği suç işlenirse, tahrik eden
bu suçun azmettireni olarak sorumlu tutulacaktır. Dolayısıyla TCK md.
214’de de tahrik eden ile tahrik edilen kitlenin iradesinin uyuşması veya en
azından uyuşması yönünde çaba sarf edilmesi sözkonusudur. Haksız tahrikte
ise, tahrik edilen ile tahrik eden birbirleriyle karşı karşıya bulunmaktadırlar7.
Suç işlemeye tahrikte belirsiz sayıdaki bir kitle suça yöneltilmektedir. Hak-
sız tahrikte ise, mağdur tarafından yapılan haksız bir fiilin faili tahrik etmesi
sözkonusudur. Ancak mağdurun faili tahrik etme amacının bulunması ge-
rekmemektedir8.
Haksız tahrik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda genel hükümler içeri-
sinde yer almaktadır9. TCK md. 29’a göre; “Haksız bir fiilin meydana getir-
diği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştı-
rılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet
5 DEMĠRBAġ, Türk Ceza Kanununda Özel Haksız Tahrik Halleri, sh: 27.
6 DEMĠRBAġ, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (6), sh: 401.
7 DEMĠRBAġ, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (6), sh: 401; DEMĠRBAġ, Türk Ceza
Kanununda Özel Haksız Tahrik Halleri, sh: 13-14.
8 DURAN, Gökhan YaĢar: Ceza Hukukunda Haksız Tahrik, İstanbul 2010, sh: 6.
9 765 sayılı Türk Ceza Kanunu da 51. maddesinde haksız tahrik düzenlemesine yer ver-
mişti. Bu düzenleme şu şekildeydi; “Bir kimse haksız bir tahrikin husule getirdiği gazap
veya şedit bir elemin tesiri altında bir suç işler ve bu suç ağırlaştırılmış müebbet ağır
hapis cezasını müstelzim bulunursa müebbet ağır hapis cezasına ve müebbet ağır hapis
cezasını müstelzim bulunursa yirmi dört sene ağır hapis cezasına mahkûm olur. Sair hal-
lerde işlenen suçun cezasının dörtte biri indirilir. // Tahrik ağır ve şiddetli olursa ağır-
laştırılmış müebbet ağır hapis cezası yerine yirmi dört sene ve müebbet ağır hapis cezası
yerine on beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezası verilir. // Sair cezaların
yarısından üçte ikisine kadarı indirilir”.
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
21
hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer
hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir”. Bu
düzenleme genel hükümler içerisinde yer aldığından kural olarak bütün suç-
lar bakımından uygulama alanı bulabilecektir.
TCK md. 129’da ise, haksız tahrike ilişkin özel bir hüküm bulunmakta-
dır. Bu özel tahrik hükmü hakaret suçuyla sınırlı olarak uygulanabilecek bir
düzenlemedir. Bu düzenleme şu şekildedir; (1) “Hakaret suçunun haksız bir
fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirile-
bileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir”. (2) “Bu suçun, kasten yara-
lama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez”. (3) “Ha-
karet suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre,
taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar
indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir”. Böylece bu düzen-
leme karşısında hakaret suçunda TCK md. 29’daki genel haksız tahrik hük-
mü uygulama alanı bulamayacaktır10.
Haksız tahrike ilişkin TCK md. 29’daki düzenlemedeki indirim oranları-
nın cezanın caydırıcılığı ilkesiyle bağdaşmadığı gerekçesiyle Anayasa’nın 2.,
12/1., 17/1. ve 19/1. maddelerine aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahke-
mesi’ne başvurulmuştur. Ancak Anayasa Mahkemesi haksız tahrik kuru-
muyla ilgili olmayan gerekçelerle iptal istemini reddetmiştir11.
10 ARTUK, Mehmet Emin/GÖKCEN, Ahmet/YENĠDÜNYA, A. Caner: Ceza Hukuku
Genel Hükümler, 4. Bası, Ankara 2009, sh: 529-530, 531; CENTEL, Nur/ZAFER,
Hamide/ÇAKMUT, Özlem: Türk Ceza Hukuku, 5. Bası, İstanbul 2008, sh: 442. “Sanı-
ğın aşamalarda, yeşilkart başvurusu nedeniyle emniyet müdürlüğüne geldiklerini, alt
kattan işlemin ikinci katta yapıldığını söylemeleri nedeniyle yukarı çıktıklarında, katıla-
nın ameliyatlı kolundan tutup merdivenden aşağıya doğru iteklediğini ve bu sırada canı-
nın acıması nedeniyle sinirlenerek „şerefsiz‟ demiş olabileceğini savunması ve gerekçeli
kararda kanıtlar değerlendirilerek katılanın bu davranışının mahkemece de haksız hare-
ket olarak kabul edildiğinin anlaşılması karşısında, hakaret suçu yönünden özel olarak
düzenlenmiş bulunan TCY. nın 129/2. maddesinde yazılı hükmün uygulanması gerekir-
ken, genel nitelikli tahrik hükmünün uygulanması…” (4. CD., 02.02.2011, E. 2010-
22676/K. 2011-816, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 28.08.2011).
11 “Temel hak ve özgürlük kavramı içersinde öncelikle kişinin yaşam hakkının bulunduğu-
nun kabulü zorunludur. Yasakoyucu bu ilkeye uygun olarak Türk Ceza Kanunu‟nun 81.
maddesinde herhangi bir ayrım gözetmeksizin kasten adam öldürme suçunun cezasını
müebbet hapis cezası olarak belirlemiş ve yaşam hakkının her birey için dokunulmaz ol-
duğunu vurgulamıştır. Ancak, Yasa‟nın 29. maddesinde, ölenin yapmış olduğu haksız ha-
reketi de failin ceza sorumluluğunu azaltan bir neden kabul ederek cezadan indirim ne-
deni saymıştır. // Ceza hukuku alanında yapılacak yasal düzenlemelerde yasakoyucunun
suç ve cezalara ilişkin uyması zorunlu temel ilkeler Anayasada belirtilmiştir. Bu ilkelere
aykırı olmamak koşulu ile suçlar ve cezalar hakkında gerekli gördüğü önlemleri almak
yasakoyucunun yetkisi içinde kalmaktadır. Anayasa‟da, suç ve cezaya ilişkin olarak be-
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
22
II. KarĢılaĢtırmalı Hukuk
1. Haksız Tahrike Genel Hükümlerde Yer Veren Ceza Kanunları
Bazı ülke ceza kanunları haksız tahrike ilişkin bir düzenlemeye genel
hükümlerinde yer vermişlerdir. Ancak bu haksız tahrik düzenlemeleri TCK
md. 29 gibi ceza sorumluluğuna ilişkin hükümler arasında değil, cezanın
hesaplanmasına ilişkin hükümler arasında ele alınmıştır.
İtalyan Ceza Kanunu haksız tahrike genel hükümlerinde yer vermiştir.
Haksız tahrik İtalyan Ceza Kanunu’nun genel hafifletici nedenler başlığını
taşıyan 62. maddesinin 2. bendinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme şu şekil-
dedir12;
“Aşağıdaki nedenler, suçun unsuru veya özel hafifletici neden değilseler,
cezalandırılabilir bir hareketi hafifletirler;
2. Başkasının haksız bir fiilinin meydana getirdiği hiddetin etkisi altında
hareket edilmesi;”.
Böylece haksız tahrik İtalyan hukukunda cezayı ortadan kaldıran bir ne-
den olarak değil, cezada indirim yapılmasını gerektiren bir neden olarak
düzenlemeye kavuşturulmuştur. Haksız tahrik etkisinde bir suçun işlenmesi
hâlinde, İtalyan Ceza Kanunu’nun 65. maddesine göre suçun cezası üçte
birine kadar indirilecektir13. Bununla birlikte, İtalya Ceza Kanunu md.
lirlediği bu ilkeler dışında kalan, özellikle, ne tür eylemlerin suç sayılacağı, suç sayılan
eylemlere ne kadar ve ne tür ceza verileceği, ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan
nedenler ile cezalardan yapılacak indirim veya artırım oranları gibi konularda bir kural
konulmamış, bunların saptanması yasakoyucuya bırakılmıştır. // Yasa‟nın genel ge-
rekçesinde de ifade edildiği gibi, toplum savunmasını hiç bir suretle tehlikeye
sokmaksızın insancıl yaklaşımı vurgulamak ve suçlunun toplumla barışık hale getirilme-
sini cezanın temel amacı olarak göz önünde bulundurmak ilkesini tercih eden
yasakoyucu, bu ilkenin gereği olarak, suçlunun yeniden sosyalleşmesini ve uygun bir
iyileştirmeye tabi tutularak toplumla yeniden bütünleşmesini sağlamak için itiraz konu-
su kuralda, haksız tahriki ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak kabul etmiş ve
haksız tahrik altında suç işleyenlerin cezasından, maruz kaldıkları tahrikin derecesine
göre belli indirimler öngörmüştür” (AYM 19.02.2009, E. 2007-91/K. 2009-25, RG.
02.06.2009, sy: 27246). Haksız tahrikin suçlunun yeniden sosyalleşmesini ve uygun bir
iyileştirmeye tabi tutularak toplumla yeniden bütünleşmesini sağlamak şeklindeki bir
amaçla hiçbir ilgisi yoktur (Kararın eleştirisi için ayrıca bkz. HAKERĠ, Hakan: Ceza
Hukuku, Genel Hükümler, 10. Baskı, Ankara 2011, sh: 367).
12 Bkz. RIZ, Roland/BOSCH, Johanna: Italienisches Strafgesetzbuch, Bozen 1995, sh:
71, 73.
13 RIZ/BOSCH, Italienisches Strafgesetzbuch, sh: 75; JARVERS, Konstanze: “Gründe
für den Ausschluss der Strafbarkeit in Italien”, Nationales Strafrecht in
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
23
599’da haksız tahrik, şerefe karşı suçlar bakımından cezayı ortadan kaldıran
bir neden olarak düzenlenmiştir14.
Avusturya Ceza Kanunu da cezanın hesaplanması bakımından haksız
tahrike § 34/1,b.8’de özel hafifletici nedenler arasında yer vermiştir. Bu ben-
de göre, “fail genel olarak kabul edilebilir şiddetli bir heyecan hâli içerisin-
de fiile sürüklenmişse” hafifletici bir neden mevcuttur. Avusturya Ceza Ka-
nunu’nun özel hükümlerinde de haksız tahrik düzenlemelerine rastlamak
mümkündür. Adam öldürme suçu bakımından § 76, özel bir haksız tahrik
düzenlemesine yer vermiştir. Bu düzenlemeye göre; “Genel olarak kabul
edilebilir şiddetli bir heyecan hâli içerisinde bir başkasını öldürmeye sürük-
lenen kişi beş yıldan on yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır”. Bu düzen-
lemede basit adam öldürme şeklinde bağımsız bir suça yer verildiği, bu ne-
denle nitelikli adam öldürme suçu (§ 75) bakımından uygulama alanı bula-
mayacağı ifade edilmektedir. Başka bir ifadeyle, şiddetli bir heyecan hâli
içerisinde başka birinin öldürülmesi nitelikli adam öldürme suçunu (Mord)
değil, basit adam öldürme suçunu (Totschlag) oluşturmaktadır15. Yine Avus-
turya Ceza Kanunu § 115/3’de özel bir haksız tahrik hâline yer verilmiştir.
Buna göre; “Yalnızca başka birinin davranışı üzerine öfkelenmek suretiyle
somut koşullara göre mazur görülebilir şekilde o kişiye sövmekten, kötü
davranmaktan veya kötü davranmakla tehdit etmekten kendini alıkoyamayan
kişi, öfkelenmesi, özellikle sebebinin ortaya çıkmasından beri geçen zaman
bakımından da genel olarak kabul edilebilir ise, mazur görülür”. Bu düzen-
lemenin bir mazeret nedeni içerdiği ifade edilmektedir16.
İsviçre Ceza Kanunu md. 48/c, haksız tahrike cezanın hesaplanması ba-
kımından yer vermiştir. Buna göre, “fail somut koşullara göre mazur görü-
lebilir şiddetli bir heyecan hâli içerisinde veya ağır bir ruhsal karışıklık
içerisinde hareket etmişse” mahkeme cezayı indirecektir. Yine İsviçre Ceza
Kanunu adam öldürme suçu açısından md. 113’de, hakaret suçu açısından da
md. 177/2-3’de haksız tahrike özel olarak yer vermiştir. Md. 48/c’de ve md.
rechtsvergleichender Darstellung, Allgemeiner Teil, Teilband 5, Berlin 2010, sh: 167-
168.
14 JARVERS, “Gründe für den Ausschluss der Strafbarkeit in Italien”, sh: 154, 167;
RIZ/BOSCH, Italienisches Strafgesetzbuch, sh: 403.
15 FABRIZY, Ernst Eugen: Strafgesetzbuch, Kurzkommentar, 10. Auflage, Wien 2010, §
76, No: 1.
16 FABRIZY, Strafgesetzbuch, Kurzkommentar10, § 115, No: 3; ZERBES, Ingeborg:
““Gründe für den Ausschluss der Strafbarkeit in Österreich”, Nationales Strafrecht in
rechtsvergleichender Darstellung, Allgemeiner Teil, Teilband 5, Berlin 2010, sh: 272-
273.
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
24
113’te geçen şiddetli bir heyecan hâlinin stenik (kabarma), ağır bir ruhsal
karışıklık hâlinin ise astenik (çöküntü) heyecan durumuna ilişkin olduğu
ifade edilmektedir17.
Polonya Ceza Kanunu md. 53/2 diğer faktörlerin yanısıra mağdurun dav-
ranışının da cezanın belirlenmesinde dikkate alınacağını ifade etmektedir18.
Böylece fail, hareketini mağdur tarafından tahrik edildiği için gerçekleştir-
mişse, bu tahrik hakkında verilecek cezanın oranında azaltıcı bir neden ola-
rak etki doğuracaktır19. Polonya Ceza Kanunu’nun özel hükümlerinde de
haksız tahrik altında hakaret (§ 216/3) ve kasten yaralama (§ 217/2) suçları-
na ilişkin ayrı hükümler bulunmaktadır20.
Yine İspanya Ceza Kanunu md. 21/321, Portekiz Ceza Kanunu md. 72/2-
b22, İsveç Ceza Kanunu Bölüm 29/323, Danimarka Ceza Kanunu Bölüm
10/8424, Arnavutluk Ceza Kanunu md. 4825 genel hükümlerinde haksız tah-
17 TRECHSEL, Stefan/JEAN-RICHARD, Marc: Schweizerisches Strafgesetzbuch,
Praxiskommentar, Zürich 2008, § 113, No: 3-4.
18 WEIGEND, Ewa: Das polnische Strafgesetzbuch, Freiburg im Breisgau 1998, sh: 59.
19 WEIGEND, Ewa: “Gründe für den Ausschluss der Strafbarkeit in Polen”, Nationales
Strafrecht in rechtsvergleichender Darstellung, Allgemeiner Teil, Teilband 5, Berlin
2010, sh: 325.
20 WEIGEND, “Gründe für den Ausschluss der Strafbarkeit in Polen”, sh: 325.
21 Bu düzenlemede, hiddete, kızgınlığa veya benzer ağır bir heyecan durumuna sürükleyen
nedenlerden ya da ölçüsüz tahrikten dolayı bir hareketin yapılması ceza sorumluluğunu
azaltan bir neden olarak kabul edilmiştir (bkz. HOFFMAN, Markus/MELIÁ, Manuel
Cancio: Das spanische Strafgesetzbuch, Freiburg im Breisgau 2002).
22 Bu düzenleme gereğince, fail hareketini haksız bir tahrikin veya haksız bir hakaretin
etkisiyle yapmışsa, cezasında indirime gidilecektir (bkz. FERNANDES, João Manuel:
Das portugiesische Strafgesetzbuch, Berlin 2010, sh: 76-77). Portekiz Ceza Kanunu md.
133 adam öldürme suçu, md. 146 kasten yaralama suçu, md. 186/2-3 hakaret suçu bakı-
mından özel haksız tahrik hâllerine yer vermiştir (bkz. FERNANDES, Das
portugiesische Strafgesetzbuch, sh: 120, 127, 154).
23 İsveç Ceza Kanunu’nun 29. bölümünün 3. paragrafının 1. fıkrasının 1. bendi gereğince,
suç başkasının açık incitici davranışı ile tahrik edilmişse, bu durum cezanın hesaplanma-
sında hafifletici neden olarak dikkate alınır (CORNILS, Karin/JAREBORG, Nils: Das
schwedische Kriminalgesetzbuch, Freiburg im Breisgau 2000, sh: 200-201; CORNILS,
Karin: “Gründe für den Ausschluss der Strafbarkeit in Schweden”, Nationales
Strafrecht in rechtsvergleichender Darstellung, Allgemeiner Teil, Teilband 5, Berlin
2010, sh: 401).
24 Danimarka Ceza Kanunu’nun 10. bölümünün 84. paragrafının 1. fıkrasının 4. bendine
göre, fiil, mağdurun hukuka aykırı bir saldırısı veya ağır bir hareketi ile yol açtığı heye-
can durumunda işlenmişse cezada indirim yapılabilecektir (bkz. CORNILS, Ka-
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
25
rik hâlinde cezada indirim yapılmasını öngören kanunlara örnek olarak veri-
lebilir.
2. Haksız Tahrike Belirli Suçlar Bakımından Yer Veren Ceza Ka-
nunları
Bazı ülke ceza kanunları ise, haksız tahrike ilişkin genel bir hüküm sevk
etmek yerine, uygulanmasını öngördükleri suçlar bakımından haksız tahriki
ayrıca zikretmişlerdir.
Alman Ceza Kanunu § 213’de basit adam öldürme suçu26 ve § 199’da
hakaret suçu27 bakımından haksız tahrik hükümlerine yer vermiştir. Faildeki
heyecan durumu patolojik bir dereceye ulaşmamak zorundadır. Aksi takdirde
ACK md. 21 uygulama alanı bulacaktır28.
İngiltere ve Galler’de 2009 yılına kadar haksız tahrik cezayı azaltan bir
neden olarak sadece nitelikli adam öldürme suçu bakımından uygulama alanı
bulmaktaydı. Buna göre, fail haksız bir tahrike uğramışsa, fiil basit adam
öldürme olarak değerlendirmekte ve fail de müebbet hapis cezasından kur-
tulmakta idi. 2009 yılında çıkarılan Coroners and Justice Act ile bu uygula-
maya son verildi ve yeni bir tahrik modeli getirildi. Bu Kanun’un 54 ve 55.
bölümlerinde kendi üzerinde kontrolün kaybedilmesinden bahsedilmektedir.
Bu cezayı azaltan neden de sadece nitelikli adam öldürme suçu bakımından
uygulanabilmektedir. Fail tahrik nedeniyle kontrolünü kaybetmişse, nitelikli
rin/GREVE, Vagn: Das dänische Strafgesetz, 2. Auflage, Freiburg im Breisgau 2001,
sh: 63).
25 1995 tarihli Arnavutluk Ceza Kanunu md. 48, haksız tahriki cezada indirim yapılması
gereken bir neden olarak ele almıştır. Bu hükmün b) bendine göre; “Fiilin mağdurun ve-
ya herhangi başka bir kişinin tahriki veya başka haksız bir hareketinin yol açtığı ruhsal
heyecanın etkisiyle gerçekleştirilmesi hâlinde” cezayı hafifleten bir neden mevcuttur. Bu
durumda mahkeme cezayı md. 53’e göre belirlemektedir (bkz. STOPPEL, Wolfgang:
Die Strafgesetze Albaniens, Tirana 2003, sh: 72, 73.
26 Bu düzenlemeye göre; “Kasten öldürme suçunu işleyen kişi, öldürülen kişi tarafından
kendisine veya bir aile mensubuna yönelik olarak gerçekleştirilen kötü bir muamele veya
ağır hakaret dolayısıyla kendi kusuru olmaksızın hiddete sürüklenmiş ve bu nedenle de
fiili derhal işlemekten kendini alıkoymamış ise ya da başka bir hafifletici neden mevcut
ise, cezası bir yıldan on yıla kadar hürriyeti bağlayıcı cezadır”.
27 Bu hüküm şu şekildedir; “Bir hakarete derhal karşılık verildiğinde, hâkim hakaret fiilini
gerçekleştirenlerden her ikisinin veya birinin cezasızlığına karar verebilir”.
28 KINDHÄUSER, Urs/NEUMANN, Ulfrid/PAEFFGEN, Hans-Ullrich: Nomos
Kommentar, Strafgesetzbuch, Band 2 (§§ 146-358), 3. Auflage, Baden-Baden 2010, [Kı-
saltma: NK-StGB3 (NEUMANN)], § 213, No: 12; MAURACH,
Reinhart/SCHROEDER, Friedrich-Christian/MAIWALD, Manfred: Strafrecht,
Besonderer Teil, Teilband 1, 10. Auflage, Heidelberg 2009, § 2, No: 56.
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
26
adam öldürme suçundan değil, sadece basit adam öldürme suçundan mah-
kûm olur. Saldırı veya kasten yaralama gibi diğer şiddet suçlarında ise, hak-
sız tahrik cezayı azaltan bir neden olarak değil, sadece cezanın tespitinde
gözönünde bulundurulması gereken bir faktör olarak ele alınmaktadır29.
Coroners and Justice Act 2009 bölüm 55’de nitelikli tahrik (qualifying
trigger) kavramı düzenlenmiştir. Buna göre bir fiil, özel bir durum tarafından
yol açılan kontrol kaybından dolayı gerçekleştirilmiş olabilir. Örneğin, mağ-
dur tarafından faile veya başka bir kişiye yöneltilen ağır bir şiddetten korku
bu kapsamda sayılmaktadır. Kocasından sık sık kötü muamele gören bir
kadın başka kötü muamelelerden korktuğu için onu öldürürse, nitelikli tahrik
mevcuttur. Failin kontrolünü kaybetmesinin aniden ortaya çıkması zorunlu
değildir. Ayrıca cezayı azaltan bu neden, hoşgörülü ve kendine egemen ol-
mada normal bir ölçüye sahip olan ve faille aynı yaşta ve aynı cinsiyette olan
bir kişinin de aynı şekilde hareket edecek olmasını gerektirmektedir. Buna
karşın fail, son derece sakin, serinkanlı ve kontrolünü kaybetmeyen bir kişi-
liğe sahipse, başka kişiler bu durumda iken hâkimiyetlerini kaybedecek ve
bu yüzden de fiili işleyecek olsalar bile, nitelikli tahrik sözkonusu olmaz30.
Yine Rus Ceza Kanunu özel hükümlerinde haksız tahrike yer vermiştir.
Rus Ceza Kanunu kasten adam öldürme (md. 107), kasten yaralama (md.
113) bakımından haksız tahrike ilişkin düzenlemeler getirmiştir31.
3. Haksız Tahrike Yer Vermeyen Ceza Kanunları
Bazı ceza kanunları genel ve özel hükümlerinde haksız tahrike yer ver-
memektedirler. Örneğin 1994 tarihli Fransız Ceza Kanunu, bazı suç tipleri
bakımından haksız tahriki kabul etmiş olan 1810 tarihli Ceza Kanunu’ndan
(örneğin md. 321) farklı olarak, ne genel hükümlerinde ne de özel hükümle-
rinde haksız tahrik düzenlemesine yer vermiştir. Böylece haksız tahrik ceza-
yı azaltan veya kaldıran bir neden olarak Ceza Kanunu tarafından kabul
edilmemiştir. Uygun cezanın belirlenmesinde mahkeme kural olarak geniş
29 FORSTER, Susanne: “Gründe für den Ausschluss der Strafbarkeit in England und
Wales”, Nationales Strafrecht in rechtsvergleichender Darstellung, Allgemeiner Teil,
Teilband 5, Berlin 2010, sh: 86-87.
30 FORSTER, “Gründe für den Ausschluss der Strafbarkeit in England und Wales”, sh:
87. Buna karşın İskoçya’da haksız tahrik kural olarak bütün suçlar bakımından uygula-
nabilir bir neden olarak ortaya çıkmaktadır (SUMMERS, Sarah: “Gründe für den
Ausschluss der Strafbarkeit in Schottland”, Nationales Strafrecht in rechtsvergleichender
Darstellung, Allgemeiner Teil, Teilband 5, Berlin 2010, sh: 370-372).
31 Bkz. SCHROEDER, Friedrich-Christian/BEDNARZ, Thomas: Strafgesetzbuch der
Russischen Föderation, Freiburg im Breisgau 1998, sh: 107, 113.
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
27
bir takdir yetkisine sahip olduğu için, 1994 tarihli Ceza Kanunu’nun hazır-
lanması sırasında haksız tahrike ilişkin bir hükmün kanunda yer alması ge-
reksiz görüldü. Böylece bugün haksız tahrikin, cezanın hesaplanması çerçe-
vesinde cezayı hafifleten bir neden olarak hâlâ dikkate alınması mümkün-
dür32.
Çin Ceza Kanunu’nda da haksız tahrik düzenlemesi bulunmamaktadır.
Çin ceza hukuku doktrininde de tahrike maruz kalan kişinin nasıl ele alınma-
sı gerektiği veya tahrikin bir cezayı kaldıran bir neden olup olmadığı sorun-
ları çok az tartışılmıştır. Doktrinde, tahrikle karşı karşıya kalan kişinin her
zaman makul ve soğukkanlı kalması gerektiğine işaret edilmektedir. Örne-
ğin, sözlü bir hakaret üzerine aşırı bir tepki göstererek mağdura şiddet uygu-
layan kişi, tahrikin meydana getirdiği hiddeti ileri sürememekte ve sorumlu-
luğu ortadan kalkmamaktadır. Çin hukukunda tahrik yalnızca, meşru savun-
ma anlamında haksız bir saldırıyı ifade ettiğinde, bu hukuka uygunluk nede-
ni bakımından dikkate alınmaktadır33.
III. Hukukî Niteliği
1. Haksız Tahriki Mazeret Nedeni Olarak Ele Alan GörüĢ
Doktrinde ileri sürülen bir görüşe göre haksız tahrik, “hafifletici bir ma-
zeret sebebidir”34. Bu görüşten yana olan Gürelli’ye göre, haksız tahrikte
hem tahrik hem haksızlık unsurları arandığından hukuka uygun fiillere her-
kesin tahammül etmesinin arzu edildiği, başka bir ifadeyle hukuk düzeninin
korunması amacının güdüldüğü anlaşılmaktadır. Gürelli’ye göre, haksız
tahrik, hukuk düzeninin korunması düşüncesiyle sınırlı olarak, tahrik yüzün-
den failin irade serbestîsinin zaafa uğramasının sorumluluğuna etki edeceği-
nin kanun koyucu tarafından kabul edilmesiyle meydana gelen bir kurumdur.
Yazara göre, haksız tahrik ile psikolojik bir vakıaya, hukukî endişelerle bazı
32 PFÜTZNER, Peggy: “Gründe für den Ausschluss der Strafbarkeit in Frankreich”,
Nationales Strafrecht in rechtsvergleichender Darstellung, Allgemeiner Teil, Teilband 5,
Berlin 2010, sh: 122-123; BOULOC, Bernard: Droit pénal général, 21e éd., Paris 2009,
No: 639.
33 RICHTER, Thomas/ZHAO, Yang: “Gründe für den Ausschluss der Strafbarkeit in
China”, Nationales Strafrecht in rechtsvergleichender Darstellung, Allgemeiner Teil,
Teilband 5, Berlin 2010, sh: 17.
34 GÜRELLĠ, Nevzat: “Ceza Hukukunda Mazeret Sebebi Olarak Haksız Tahrik”, İBD
1951, c: XXV, sy: 6, sh: 331, 333, 338, 342; BARDAK, Cengiz: “Haksız Tahrik Üzeri-
ne Bir İnceleme”, AD 1988, yıl: 79, sy: 1, sh: 42.
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
28
kayıt ve koşullara tabi tutularak, hukukî bir mahiyet izafe edilmiştir. Böyle-
ce, haksız tahrik psikolojik ve hukukî olmak üzere iki unsuru içermektedir35.
2. Haksız Tahriki Kusuru Azaltan Bir Neden Olarak Ele Alan GörüĢ
Doktrinde ağırlık kazanan görüşe göre, haksız tahrik kusuru azaltan bir
nedendir. Haksız bir fiil sonucunda hiddet veya şiddetli elem etkisine soku-
lan fail, tahrik edene karşı bir suç işlediğinde kusurludur, ancak bu kusur
azalmıştır. Haksız tahrik hâlinde failin iradesinde bir zayıflama meydana
gelmektedir. Böylece haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli
elemin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendini alıkoyma yeteneği
önemli ölçüde azalmaktadır. Haksız bir fiile maruz kalan kişinin içine düştü-
ğü hiddet veya şiddetli elem şeklindeki psikolojik durum, kişinin iradesinde
bir zayıflama meydana getirerek onu kolaylıkla suç işlemeye götürebilmek-
tedir36. Haksız fiil üzerine hakaret veya karşılıklı hakarette haksız tahrik
kusuru azaltan veya ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmiştir37. Yine
35 GÜRELLĠ, “Ceza Hukukunda Mazeret Sebebi Olarak Haksız Tahrik”, sh: 332-333.
36 ÖZGENÇ, Ġzzet: Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, 5. Bası, Ankara 2010, sh: 385;
ÖNDER, Ayhan: Ceza Hukuku Dersleri, İstanbul 1992, sh: 346-347; KOCA, Mah-
mut/ÜZÜLMEZ, Ġlhan: Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, 3. Baskı, Ankara 2010,
sh: 316; DEMĠRBAġ, Türk Ceza Kanununda Özel Haksız Tahrik Halleri, sh: 37;
DEMĠRBAġ, Türk Ceza Kanununda Özel Haksız Tahrik Halleri, sh: 404; HAKERĠ,
Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (10), sh: 367; CENTEL/ZAFER/ÇAKMUT, Türk Ce-
za Hukuku, (5), sh: 434; ARTUK/GÖKCEN/YENĠDÜNYA, Ceza Hukuku Genel Hü-
kümler, (4), sh: 529, 531; ZAFER, Hamide: Ceza Hukuku, Genel Hükümler, İstanbul
2010, sh: 265, 266; ÖZBEK, Veli Özer/KANBUR, M. Nihat/DOĞAN, Ko-
ray/BACAKSIZ, Pınar/TEPE, Ġlker: Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, 2. Baskı,
Ankara 2011, sh: 395; ĠÇEL, Kayıhan/SOKULLU-AKINCI, Füsun/ÖZGENÇ, Ġz-
zet/SÖZÜER, Adem/MAHMUTOĞLU, Fatih S./ÜNVER, Yener: İçel – Suç Teorisi,
2. Kitap, 3. Bası, İstanbul 2004, sh: 281-282; ÖZTÜRK, Bahri/ERDEM, Mustafa Ru-
han: Uygulamalı Ceza Hukuku ve Güvenlik Tedbirleri Hukuku, 9. Baskı, Ankara 2006,
No: 329; AYDIN, “Yeni Türk Ceza Kanunu‟nda Haksız Tahrik”, sh: 228, 229;
WESSELS, Johannes/HETTINGER, Michael: Strafrecht, Besonderer Teil 1, 34.
Auflage, Heidelberg 2010, No: 173; RUDOLPHI/HORN/GÜNTHER/SAMSON:
Systematischer Kommentar zum Strafgesetzbuch, 2, Besonderer Teil, München 2009,
[Kısaltma: SK-StGB (SINN)], § 213, No: 3.
37 Karşılıklı hakarette cezanın azalması veya verilmemesinin nedeni tartışmalıdır. Genel
olarak kabul edilen yaklaşıma göre, ilk hakarette bulunan kişi, cezalandırılmayı hak et-
mekle birlikte, hakaret ettiği kişinin karşı hakareti üzerine cezalandırılmasındaki gerek-
sinim azalmakta veya ortadan kalkmaktadır. Hakarete karşılık veren kişinin (ikinci haka-
reti yapanın) ise, ilk hakaretin yol açtığı öfkeyle hareket ettiği, bu nedenle de kusurunun
azaldığı ifade edilmektedir (HILGENDORF, Eric: § 199, Strafgesetzbuch, Leipziger
Kommentar, Band: 5, 11. Auflage, Berlin 2005, [Kısaltma: LK-StGB11
(HILGENDORF)], § 199, No: 1).
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
29
kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenen hakaret suçundaki haksız tahrik
ise, kusuru kaldıran bir neden olarak ele alınmaktadır.
Haksız tahriki kusuru azaltan bir neden olarak ele alan görüş, doktrinde
eleştirilmiştir. Bu görüşün, ilk haksız hareketin fail tarafından kusurlu olarak
yapılması nedeniyle mağdur tarafından gerçekleştirilen haksız fiile tepki
olarak işlenen suç bakımından failin haksız tahrik indiriminden yararlanma-
sını açıklayamadığı eleştirisi getirilmiştir38.
3. Haksız Tahriki Hem Kusur Hem de Haksızlık Ġçeriğini Azaltan
Bir Neden Olarak Ele Alan GörüĢ
Doktrindeki bir görüşe göre, haksız tahrike tepki olarak işlenen suç ba-
kımından hem fiilin haksızlık içeriği hem de failin kusuru azalmıştır. Haksız
tahrik meşru savunmaya benzer özellikler göstermektedir39. Bu da failin
daha iyi bir yere konumlandırılmasında belirleyici olmaktadır. Mağdur hak-
sız bir fiil gerçekleştirerek suça katkıda bulunmakta, bu sayede de ceza hu-
kuku bakımından korunmaya liyakati azalmaktadır. Başka bir ifadeyle, mağ-
durun faile ait bir konuya zarar vermesinden ve böylece faili tahrik etmesin-
den dolayı ceza hukuku bakımından korunmaya liyakati daha azdır. Haksız
fiil ayrıca failde heyecan durumu meydana getirdiği için onun kusurunu
azaltmaktadır40.
4. Fiilin GerçekleĢmesine Mağdurun Yol Açmasından Dolayı Ceza
Sorumluluğunun Azaldığını Ġleri Süren GörüĢ
Yine doktrindeki bir görüşe göre, fail tarafından gerçekleştirilen fiile
mağdurun haksız bir fiiliyle yol açması nedeniyle failin fiilden sorumluluğu
kısmen azalmaktadır. Bu görüş, mağdurun fiile neden olması hâlinde haksız-
lık içeriğinde bir azalma meydana gelmediğini, ayrıca tahrikten dolayı azal-
mış olan irade yeteneğinin sadece ikinci derecede bir önem taşıdığını ifade
etmektedir41.
38 NK-StGB3 (NEUMANN), § 213, No: 6.
39 ZWIEHOFF, Gabriele: Die provozierte Tötung, Baden-Baden 2001, sh: 19-25.
40 SCHÖNKE, Adolf/SCHRÖDER, Horst: Strafgesetzbuch Kommentar, 28. Auflage,
München 2010, (LENCKNER, Theodor/EISELE, Jörg), § 199, No: 1; LACKNER,
Karl/KÜHL, Kristian: Strafgesetzbuch, Kommentar, 27. Auflage, München 2011, §
199, No: 1; SK-StGB (RUDOLPHI-ROGALL), § 199, No: 1.
41 NK-StGB3 (NEUMANN), § 213, No: 6.
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
30
5. Haksız Tahriki Hafifletici Bir Neden Olarak Ele Alan GörüĢ
Türk ceza hukuku doktrininde savunulmuş olan bir görüşe göre, haksız
tahrik failin sübjektif durumundan doğan genel, kişisel ve kanunî bir hafifle-
tici nedendir. Bu görüşe göre, failin cezasının hafifletilmesinin nedeni iki
esasa dayanır. Birincisi, fail haksız bir fiilin yol açtığı öfke ve üzüntü altında
kaldığı için faili harekete geçiren saikler kanun koyucunun gözünde daha az
ağır sayılmaktadır. İkincisi, suçun işlenmesine mağdur da kendi hukuka ay-
kırı fiiliyle sebebiyet verdiği için failin daha az kusurlu sayılması ve bunun
sonucu olarak da cezasında indirim yapılması uygun görülmüştür42.
Bu görüş doktrinde eleştirilmiştir. Bu eleştiriye göre, haksız tahrikte hak-
sızlık içeriğinde değil, kusur içeriğinde azalma meydana gelmektedir. Bu
nedenle de, haksız tahrikin hafifletici neden olarak kabul edilmesi doğru
değildir43.
6. Haksız Tahriki Sadece Cezanın Hesaplanmasında Bir Faktör Ola-
rak Ele Alan GörüĢ
Başka bir görüşe göre de, haksız tahrik, ilgili suçun cezasının hesaplan-
ması bakımından sadece bir faktörü ifade etmektedir44. Bu görüş kabul edil-
diği takdirde, haksız tahrik bakımından hata hükümlerinin uygulanmasına
olanak kalmamaktadır45. Belirtelim ki, bu görüş haksız tahriki bazı suç tiple-
ri ile sınırlı olarak kabul eden Alman hukukunda ileri sürülmüştür. Dolayı-
sıyla haksız tahrike ilişkin bu hükümler, ilgili oldukları suç bakımından ce-
zanın hesaplanmasına ilişkin kurallar olarak değerlendirilmektedir.
7. Değerlendirme ve GörüĢümüz
Haksız tahriki hem kusur hem de haksızlık içeriğini azaltan bir neden
olarak ele alan görüş isabetli değildir. Haksız tahrik mağdurun da suça katkı-
sı nedeniyle haksızlığı değil, sadece kusuru azaltmaktadır. Mağdurun haksız
42 DÖNMEZER, Sulhi/ERMAN, Sahir: Nazarî ve Tatbikî Ceza Hukuku, Genel Kısım, c:
II, 10. Bası, İstanbul 1994, No: 1087; BAġAR, Nur: “Türk Ceza Hukukunda Haksız
Tahrik”, (I), AD 1980, yıl: 71, sy: 3, sh: 253-254; KAYA, Fahrettin: “Türk Ceza Ka-
nununda Haksız Tahrik”, AD 2011 (Mayıs), sy: 40, sh: 96, 102; DURAN, Ceza Huku-
kunda Haksız Tahrik, sh: 2, 10.
43 ĠÇEL/SOKULLU-AKINCI/ÖZGENÇ/SÖZÜER/MAHMUTOĞLU/ÜNVER, İçel –
Suç Teorisi, (3), sh: 282; ÖZGENÇ, Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (5), sh: 385.
44 SCHÖNKE/SCHRÖDER, Strafgesetzbuch Kommentar28, (ESER), § 213, No: 2;
JÄHNKE, Burkhard: § 213, Strafgesetzbuch, Leipziger Kommentar, Band: 5, 11.
Auflage, Berlin 2005, [Kısaltma: LK-StGB11 (JÄHNKE)], § 213, No: 2.
45 LK-StGB11 (JÄHNKE), § 213, No: 9.
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
31
fiili, failin işlemiş olduğu suçta hareketin ve neticenin olumsuz değerini hiç-
bir şekilde etkilemediğinden haksızlık içeriğine de bir etkisi olmamaktadır.
Bundan hareketle, haksız tahriki hafifletici bir neden olarak ele alan görüş de
çürütülebilecektir.
Haksız tahriki kusuru azaltan bir neden olarak kabul eden görüş isabetli-
dir. Çünkü mağdurun haksız tahriki nedeniyle psikolojik durumunda hiddet
veya şiddetli elem meydana gelen fail, normun kendisine sunduğu alternatif
davranış modeline uygun hareket etmekte güçlük çekmekte ve böylece mağ-
dura karşı bir suç işlemekten kendini alıkoymakta zorlanmaktadır. Dolayı-
sıyla işlemiş olduğu suçun cezası kusurun azalma derecesi dikkate alınarak
kanundaki sınırlar çerçevesinde indirilmektedir. Bununla birlikte, haksız
tahrik kusuru etkileyen veya ortadan kaldıran diğer nedenlerden farklı oldu-
ğu gibi, mazeret nedenlerinden de farklıdır. Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı
gibi kusur yeteneğini etkileyen veya ortadan kaldıran nedenler ile kaçınılmaz
yasak hatasının dâhil olduğu kusuru etkileyen veya ortadan kaldıran diğer
nedenlerde failin psişik durumu normun kendisine hitap etmesini engelle-
mekte veya azaltmaktadır. Kusur yeteneği olmayan veya sınırlı olan kişiler
ile kaçınılmaz bir yasak hatası içerisinde hareket eden kişiler psişik durumla-
rından dolayı davranışlarını yönlendiremediklerinden veya yönlendirmekte
güçlük çektiklerinden normun kendilerine sunduğu alternatif davranış mode-
line uygun hareket edememektedirler. Dolayısıyla kusuru etkileyen veya
ortadan kaldıran diğer nedenler insan psikolojisiyle yakından ilgilidir. Bu
bakımdan haksız tahrik kusuru etkileyen diğer nedenlerden ayrılır. Çünkü
kusuru etkileyen diğer nedenler insanın fiziksel yapısında ve psikolojisinde
mevcutken, haksız tahrikte mağdurun haksız bir fiilinin failin psikolojisini
etkilemesi sözkonusudur. Başka bir ifadeyle, haksız tahrikte insan psikolojisi
önceden var olan bir nedenden dolayı değil, dış dünyada gerçekleşmiş bir
olaydan dolayı etkilenmektedir. Bu noktada haksız tahrik mazeret nedenle-
riyle benzerlik göstermektedir. Dolayısıyla haksız tahrik ve mazeret nedenle-
rinde maddî bir vakıanın failde ortaya çıkarmış olduğu psişik durum onun
kusurunu etkilemektedir. Haksız tahrikte ve mazeret nedenlerinde fail kusur
yeteneğine ve haksızlık bilincine sahiptir. Haksız tahrikte ve mazeret neden-
lerinde failin kusuru tamamen ortadan kalkmamakta, sadece azalmaktadır.
Kanun da mazeret nedenlerinde cezanın önleme amacının artık bulunmadı-
ğını dikkate alarak kusur kınamasında bulunmaktan vazgeçmektedir46. Buna
karşın haksız tahrikte, kusurun azalmış olmasına rağmen, cezanın önleme
amacının hâlen mevcut olduğunu gözönünde bulunduran kanun, kusur kına-
46 Bkz. KANGAL, Zeynel T.: Ceza Hukukunda Zorunluluk Durumu, Ankara 2010, sh:
432-433.
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
32
masında bulunarak faile ceza verilmesi esasını kabul etmektedir. Ancak ku-
surun azalmasını dikkate alarak cezada belirli oranlarda indirim yapılmasını
öngörmüştür. Böylece mazeret nedenlerinde azalmış kusur, kusur yargısında
bulunabilmesi için gerekli oranın altında kalırken, haksız tahrikte azalmış
kusur bu oranın hâlâ üzerinde bulunmaktadır. Bu nedenle de haksız tahrikte-
ki azalmış olan bu kusur miktarı kanun tarafından vazgeçilebilir boyutta
olmadığından, fail mazur görülmemektedir. Dolayısıyla haksız tahriki bir
mazeret nedeni olarak ele alan görüş doğru değildir.
Hakaret suçunun haksız bir fiile veya kasten yaralama suçuna tepki ola-
rak işlenmesi (TCK md. 129/1-2) bakımından da farklı düşünmemek gerekir.
Burada faile ceza verilmemesi, haksız tahrik üzerine işlenen hakaret suçu
bakımından kusur yargısında bulunabilmesi için gerekli kusur oranına ula-
şılmadığını göstermektedir. TCK md. 129/1 bakımından haksız tahrik somut
olayın koşullarına göre kusuru azaltan neden veya ortadan kaldıran neden
olarak değerlendirilebilecekken, TCK md. 129/2 bakımından kasten yarala-
ma suçuna tepki olarak işlenen haksız tahrik her zaman kusuru ortadan kaldı-
ran bir neden olarak değerlendirilecektir. Karşılıklı hakarette ise, ilk hakaret-
te bulunan kişi, cezalandırılmaya layık olmakla birlikte, hakaret ettiği kişinin
karşı hakareti üzerine cezalandırılmasındaki gereksinim azalmakta veya
ortadan kalkmaktadır. Başka bir ifadeyle genel ve özel önleme amacı ortadan
kalktığı takdirde, kendisine ceza verilmemektedir. Hakarete karşılık veren
kişinin (ikinci hakareti yapanın) ise, ilk hakaretin yol açtığı hiddet veya şid-
detli elemin etkisiyle hareket ettiği, bu nedenle de somut olayın değerlendi-
rilmesine göre kusuru azalmakta veya kusur kınamasını gerektirecek oranın
altında kalmaktadır.
IV. KoĢulları
1. Tahrik TeĢkil Eden Bir Fiilin Bulunması
TCK md. 29, hiddet veya şiddetli elemin bir fiil tarafından meydana geti-
rilmesini aramıştır47. Bu fiilin hukuk bakımından önem taşıyan bir fiil olma-
sı gerekmektedir. Bu açıdan fiil, insan tarafından iradî olarak gerçekleştirilen
47 “… olay günü mağdurun, ortak bahçe sınırı olan çitleri söktüğü, kardeş olan sanık ile
mağdur arasında bu sebeple çıkan tartışmada, mağdurun sanığa küfür ve hakaret ettiği
ve orada bulunan grebiyi sanığa doğru fırlattığı ve olaydan sonra tanıklarca mağdurun
yanında bir tabanca bulunup jandarmaya teslim edilmiş olması da nazara alınarak, sa-
nığın, üzerinde tabanca taşıdığını bildiği kardeşi mağdurun haksız hareketlerinin tesiri
altında kalarak suçu işlediğinin kabulü ile sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin
uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi…” (1. CD., 02.05.2007, E. 2006-1100/K.
2007-3353, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 19.08.2011).
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
33
icraî veya ihmalî bir davranıştır48. Bu tanımdan çeşitli sonuçların çıkartılma-
sı mümkündür.
Fiilin bir insan davranışı olması arandığından, öncelikle hayvan saldırıla-
rı TCK md. 29’un kapsamına girmez. Başka bir ifadeyle, hayvan saldırıları-
nın failde hiddet veya şiddetli elem gerçekleştirmesi kabul edilmemekte-
dir49. Buna karşın, hayvan bir insan tarafından araç olarak kullanılarak in-
sanlara saldırıda bulunmaya yönlendiriliyorsa, örneğin bir köpek, sahibi
tarafından birini kovalamaya sevk edilmişse veya hayvan taksirle başıboş
bırakılmışsa, burada bir insanın gerçekleştirmiş olduğu fiilden bahsetmek
mümkündür. Bir kişi yoldan geçen insanlara saldıran köpeğini engellemediği
takdirde, fiilini ihmâlî şekilde gerçekleştirmiş olur ve ihmalî davranış sona
erdikten sonra failin bu kişiye yönelik bir suç işlemesi hâlinde haksız tahrik
değerlendirmesi yapılabilir50.
Tüzel kişiler ceza hukuku anlamında bir hareket gerçekleştiremeyecekle-
rinden51, faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan olaylar da haksız tahrik bakı-
mından saldırı olarak nitelendirilemezler. Bu nedenle de, bir kamu tüzel
kişisinin ya da özel hukuk tüzel kişisinin faaliyetinden dolayı hiddet veya
şiddetli eleme kapılarak bunlara karşı bir suç işlenmesi durumunda haksız
tahrik hükümleri ileri sürülemez. Bununla birlikte, tüzel kişiler hukukî alan-
da organları veya temsilcisi aracılığıyla işlem ve fiillerde bulunurlar. Bu
nedenle yetkili gerçek kişiler, tüzel kişiler adına hareket etmektedirler. Bu
gerçek kişilerin tüzel kişilik adına yapmış oldukları hareketler üzerine bir
suç işlenmesi hâlinde haksız tahrik mümkündür. Bununla birlikte, suçun
48 ARTUK/GÖKCEN/YENĠDÜNYA, Ceza Hukuku Genel Hükümler, (4), sh: 541.
49 HAKERĠ, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (10), sh: 374; DÖNMEZER/ERMAN,
Nazarî ve Tatbikî Ceza Hukuku, Genel Kısım, c: II, (10), No: 1097; AYDIN, “Yeni Türk
Ceza Kanunu‟nda Haksız Tahrik”, sh: 233; YAVUZ, YaĢar: “Haksız Tahrik”, YD
1991, c: 17, sy: 4, sh: 449.
50 Aynı yönde bkz. AYDIN, “Yeni Türk Ceza Kanunu‟nda Haksız Tahrik”, sh: 233;
YAVUZ, “Haksız Tahrik”, sh: 449; DURAN, Ceza Hukukunda Haksız Tahrik, sh: 104.
“Sahibinin ihmal, teseyyüp veya kasti hareketleri sonucu, hayvanın zarar vermesi halin-
de, hayvana karşı işlenen fiillerde de tahrik hükümleri tatbik edilmelidir. // Maddi olayda
şikayetçi; ineğini bağlamamış, gerekli önlemleri almamış, henüz altı yaşında bulunan kı-
zının nezaretine bıraktığı inek, sanığın tarlasına girerek zarar vermiştir. Gerekli özen
gösterilmemiş ve önlem alınmamıştır. Sanık; şikayetçinin ihmali sonucu ineğin tarlaya
zarar vermesinin doğurduğu öfke altında yüklenen suçu işlemiştir. Bu nedenle sanık hak-
kında TCY.nın 51/1. maddesinin uygulanması yerinde olup…” (CGK 24.12.1990, E.
1990-8-340/K. 1990-357, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 29.08.2011).
51 Bu konuda bkz. KANGAL, Zeynel T.: Tüzel Kişilerin Ceza Sorumluluğu, Ankara 2003,
sh: 125-126.
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
34
tüzel kişiye karşı değil, bu gerçek kişiye karşı işlenmiş olması gerekmekte-
dir.
Bir insan tarafından yol açılan bazı olaylar süreci ceza hukuku bakımın-
dan önem taşımayabilir. Dolayısıyla bu tür davranışların ceza hukukunun
tipe uygunluk, hukuka aykırılık ve kusur değerlendirmelerinden geçirilmele-
rine gerek kalmamaktadır. Ceza hukuku bakımından önem taşıyan hareketler
yalnızca failin kişiliğinin dışavurumunu ifade eden davranışlardır. Zihnî-
ruhsal bir faaliyet merkezi olarak insana bağlanamayan davranışlar insan
tarafından hükmedilemedikleri için ceza hukukunda hareket değerini taşı-
mazlar52. Ceza hukuku bakımından hareket niteliğini taşımayan bir insan
davranışının haksız tahrik bakımından hiddet veya şiddetli elem meydana
getiren bir fiili de ifade etmesi mümkün değildir. Bu nedenle ceza hukuku
anlamında hareket sayılmayan insan davranışlarına karşılık olarak işlenen
suçlarda haksız tahrik uygulaması yapılamaz. Ceza hukukunda hareket ola-
rak değerlendirilemeyen insan davranışlarının başında, karşı konulamaz bir
baskı (vis absoluta) etkisinde yapılan davranışlar gelmektedir. Örneğin, ha-
vuzun kenarında durmakta iken arkadan suya itilen kişinin havuzda yüzmek-
te olan bir kişinin üzerine düşmesi hâlinde, bu kişi daha sonra havuza itilen
kişiye tokat atarsa veya küfür ederse haksız tahrik indiriminden yararlana-
maz. Bununla birlikte havuza iten kişi dolaylı fail olduğundan, ona karşı
havuzda yüzmekte olan kişinin bir suç işlemesi hâlinde haksız tahrik indiri-
mi yapılır. Yine uyku, bayılma, narkoz, kramp girmesi ve sara nöbeti esna-
sında yapılan davranışlar ile salt refleks hareketleri, egemen olunamayan
kusma ceza hukuku anlamında hareket sayılmadıklarından, bunlara sonradan
verilen ve suç teşkil eden karşılıklar bakımından haksız tahrik uygulama
alanı bulamaz.
Yine elverişsiz teşebbüs teşkil eden hareketlere mukabele edilmesi hâ-
linde de haksız tahrik sözkonusu olamaz. Suç tipinde yazılı tipikliği oluştur-
maya elverişli olmayan hareketlere karşı işlenen suç bakımından haksız tah-
rik indirimi yapılmaz. Örneğin, kendisine doğrultulan silâhın boş olduğunu
bilen fail, olay sona erdikten sonra mağdura ateş ettiği takdirde haksız tah-
rikten yararlanamaz. Failin silâhı dolu zannetmesi ya da kurusıkı silâhı ger-
çek zannetmesi hâlinde, haksız tahrik meydana getiren fiilin mevcudiyeti
konusunda yanıldığından kusuru etkileyen nedenlerin maddî koşullarında
hata hükümlerine (TCK md. 30/3) göre değerlendirme yapılır. Bununla bir-
likte, fail silâhın boş olduğunu bilse bile, mağdurun hareketi cebir veya teh-
52 ROXIN, Claus: Strafrecht, Allgemeiner Teil, Band I, Grundlagen, der Aufbau der
Verbrechenslehre, 4. Auflage, München 2006, § 15, No: 44.
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
35
dit olarak kabul edildiği takdirde, karşılık olarak işlenen suç bakımından
haksız tahrik kabul edilmelidir.
Haksız tahriki meydana getiren fiilin icraî bir hareketle yapılması müm-
kün olduğu gibi, ihmalî bir hareketle de yapılması mümkündür53. Fiil görü-
nüşte ihmalî bir hareketle gerçekleştirilmişse, haksız tahrik altında işlenen
suç sadece, tipikliğin meydana gelmesini engellemekle yükümlü kişiye (ga-
rantöre) yönelmelidir54.
Haksız tahrike yol açan fiilin failin huzurunda veya ona yönelik olarak
gerçekleştirilmesi şart değildir. Fiil faile yönelik olarak gerçekleştirilmiş
olabileceği gibi, yakınlarına, tanıdıklarına, sevdiği kişilere karşı55 veya hiç
53 ÖZGENÇ, Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (5), sh: 387; EREM, Fa-
ruk/DANIġMAN, Ahmet/ARTUK, Mehmet Emin: Ümanist Doktrin Açısından Türk
Ceza Hukuku Genel Hükümler, 14. Bası, Ankara 1997, sh: 595; ÖNDER, Ceza Hukuku
Dersleri, sh: 348; ĠÇEL/SOKULLU-AKINCI/ÖZGENÇ/SÖZÜER/
MAHMUTOĞLU/ÜNVER, İçel – Suç Teorisi, (3), sh: 283; TELLENBACH, Silvia:
“Gründe für den Ausschluss der Strafbarkeit in der Türkei”, Nationales Strafrecht in
rechtsvergleichender Darstellung, Allgemeiner Teil, Teilband 5, Berlin 2010, sh: 501.
“Oturdukları köyde sanık ve ailesinin köyden gitmesi için yapılan zorlayıcı eylemlerde,
muhtar olan mağdurun görevini etkin şekilde yapmamasının verdiği hiddet ve şiddetli
elemin etkisi altında kalan sanık hakkında, tahrik uygulamasında olayla örtüşecek şekil-
de makul bir oranda indirim uygulanması gerekirken…” (1. CD., 10.06.2009, E. 2008-
694/K. 2009-3414, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 17.08.2011).
54 SK-StGB (SINN), § 213, No: 3.
55 “Haksız tahriki oluşturan fiilin mutlaka tepkide bulunan faile yöneltilmiş olmasının yani
tahrik fiiline maruz kalanın bizzat fail olmasının şart olmadığı failden başkasına yönelti-
len haksız bir fiilin de faili öfke veya elem durumuna sokabileceği oluş ve kabule göre
olay günü arkadaşı B…'le tartışan ve onun üzerine elinde sopa olduğu halde yürüyen ka-
tılanın bu haksız hareketi üzerine ona yumrukla vuran sanık hakkında haksız tahrik hü-
kümlerinin uygulanması gerekirken sanığın sopa ile üzerine yürüme eyleminin mağduru
olmadığından bahisle yazılı şekilde karar verilmesi…” (2. CD., 17.01.2011, E. 2009-
30305/K. 2011-174, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 16.08.2011). Daha sınırlı bir yak-
laşım için bkz.; “Kamu adına yayın yapan F... TV. isimli Televizyon Kanalının, olaydan
bir gün önceki „23. SAAT‟ adlı haber programına yurtdışından telefonla katılan D.... Y....
Partisi Genel Başkanı T.... Ç.... hakkında iddialarda bulunan kanun kaçağı A.....
Ç.....'nın beyanlarını yayınlamasından sonra 50-60 kişilik grupla adı geçen yayın kurulu-
şunun yayın stüdyosunun bulunduğu binanın önünde toplanıp içeriye giren sanıklar, gi-
rişten itibaren 3. kata kadar binadaki cam ve yayın araçlarını tahrip etmenin yanında,
yine bu sanıklardan Mehmet ve Erdal'ın hamili oldukları ruhsatsız tabancalarla korku,
kaygı ve panik yaratacak biçimde sağa sola ateş ettikleri dosyadaki kanıtlardan, bilgi ve
belgelerden anlaşılmış, böylece mahkemenin suçun kanıtlanmasına ve suç vasfının tayi-
nine ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş, yayın kuruluşunun programına canlı
katılan kanun kaçağı A.... Ç...'nın iddialarının doğrudan sanıkların şahsına yönelik ol-
maması ve sanıkların iddianın muhatabı olan D... Y... Partisi Genel Başkanı T.... Ç.... ile
de hiçbir yakınlık bağlarının bulunmaması karşısında, tebliğnamedeki sanıklar lehine
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
36
tanımadığı üçüncü kişilere karşı da gerçekleştirilmiş olabilir56. Haksız tahri-
ke yol açan fiilin konusunun önemi bulunmamaktadır. Haksız tahrike yol
açan fiil failin veya üçüncü bir kişinin vücuduna, şerefine, malına veya başka
bir hukuksal konusuna yönelmiş olabilir57.
tahrik hükümlerinin uygulanmasına yönelik bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir”. (8.
CD., 07.04.1999, E. 1999-3786/K. 1999-4655, www.kazanci.com, Erişim tarihi:
29.08.2011). Yargıtay’ın şu kararındaki yaklaşımı ise doğru değildir; “Mağdur Zeki'nin
temyiz harici sanık Vedat'ın kız kardeşini telefonla taciz etmesi nedeniyle Vedat'ın arka-
daşı olan sanıkların Vedat'la birlikte gittikleri otogaz istasyonunda mağdur Zeki ile kar-
şılaşmaları üzerine aralarında kavga çıktığı, sanık Kamil'in kavga sırasında demir par-
çasıyla mağdura vurduğu, sanık Yıldıray'ın da yakın mesafeden öldürmeye elverişli silah
ile mağdura ateş ederek batın bölgesinden isabetle … hayatını tehlikeye maruz kıldığı ve
45 gün iş ve gücüne mani olduğu anlaşılmakla … // Mağdurdan kaynaklanan sanıklara
yönelik olarak haksız tahrik oluşturacak bir eylem bulunmadığı, sanık Vedat'ın kız kar-
deşine yönelik tacizin Vedat'ın arkadaşı olan sanıklar için haksız tahrik oluşturmayacağı
gözetilmeden TCK'nın 51/1. maddesinin uygulanarak sanıklara eksik ceza tayini…” (1.
CD., 31.03.2005, E. 2004-1025/K. 2005-671, www.kazanci.com, Erişim tarihi:
03.09.2011).
56 “…öldürülen Metin Öztürk, iki arkadaşıyla beraber bir genci ilkin kovalayıp sonra da
dövmüşler, maktul bir tarafa, diğer iki arkadaşı da aksi tarafa kaçmıştır. Bu durumu sivil
ve izinli olarak bir akrabasını ziyarete giden toplum polisi sanık Ahmet Tekbaş görünce
maktul Metin'i yakalamak üzere arkasından koşmuş ve yakaladıktan sonra tabancasını
çıkarıp ateş ederek öldürmüştür. Öldürme eyleminin nedeni yukarıda açıklanan ve mak-
tulden gelen yasadışı bir genci dövüp kaçmak şeklinde oluşan haksız davranıştır. Sanık,
sivil olmakla beraber bugünkü şiddet eylemleri karşısında dövülen şahsı kurtarmak için
arkasından koşmuş, ateş ederek onu öldürmüştür. Olaya el koymak isteyişi görev anlayı-
şına dayanmaktadır. Sanık, bir gencin dövülmesinden ve dövenlerin kaçmasından dolayı
görevli bir zabıta memuru olması nedeniyle bu suçu işlemeye itilmiştir. // Öldürülenin
haksız saldırısı sanık üzerinde husule getirdiği öfke ve gazap itibariyle TCK.nun 51/1.
madde ve fıkrasının uygulanmasını gerektirmektedir” (CGK 23.03.1978, E. 1978-306/K.
1978-369, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 04.09.2011).
57 DÖNMEZER/ERMAN, Nazarî ve Tatbikî Ceza Hukuku, Genel Kısım, c: II, (10), No:
1095; ARTUK/GÖKCEN/YENĠDÜNYA, Ceza Hukuku Genel Hükümler, (4), sh: 542;
HAKERĠ, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (10), sh: 372; DEMĠRBAġ, Türk Ceza Ka-
nununda Özel Haksız Tahrik Halleri, sh: 40-41; DEMĠRBAġ, Ceza Hukuku, Genel Hü-
kümler, (6), sh: 404-405; KOCA/ÜZÜLMEZ, Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (3),
sh: 319; EREM/DANIġMAN/ARTUK, Ümanist Doktrin Açısından Türk Ceza Hukuku
Genel Hükümler, (14), sh: 595; AYDIN, “Yeni Türk Ceza Kanunu‟nda Haksız Tahrik”,
sh: 232. “Sanık S.Ö.`ın, ailesiyle birlikte geçimini hayvancılıkla sağladığı maktül A.Y.`ın
Saygın ailesine ait dişi keçilerle cinsel ilişkide bulunmayı itiyat haline getirip bu maksat-
la sık sık ağıllarına girdiği, ırzına geçilen dişi keçilerin murdar sayılıp etinin yenmeye-
ceğine dair çevrede yaygın inanç bulunması nedeniyle, sanık ailesinin muhtelif zaman-
larda 10`a yakın keçiyi öldürmek zorunda kaldıkları ve ağır maddi ve manevi zarara uğ-
radıkları, bu duruma son vermek üzere sanığın ağıllarında nöbet beklerken maktülün
tekrar ağıla girdiğini görünce iki el ateş ederek maktülü öldürdüğünün dosya içeriğinden
açıklıkla anlaşılması karşısında; yöresel örf ve adet, sebep olunan zararın fazlalığı ve
maktülden gelen haksız hareketlerin uzun bir zaman aralığı içinde tevali ettiği
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
37
Failde hiddet veya şiddetli eleme mağdurun sadece halen mevcut davra-
nışı ya da belirli tek bir hareketi değil, belirli bir süreç içerisindeki bütün
davranışları yol açmış olabilir. Örneğin, mağdurun daha önceki incitici söz-
leriyle birlikte dikkate alındığında en son söylediği söz adeta bardağı taşıran
son damla olmuş olabilir58. Bu bakımdan fail ile mağdurun önceki ilişkileri
dikkate alınmalıdır59.
gözönünde tutulduğunda, sanığın maruz kaldığı tahrikin „ağır‟ olarak
dğerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu halde…” (1. CD., 25.05.1992, E. 1992-
776/K. 1992-1258, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 06.09.2011).
58 SCHÖNKE/SCHRÖDER, Strafgesetzbuch Kommentar28, (ESER), § 213, No: 6; NK-
StGB3 (NEUMANN), § 213, No: 9; MAURACH/SCHROEDER/MAIWALD,
Strafrecht, Besonderer Teil, Teilband 1, (10), § 2, No: 56; FISCHER, Thomas:
Strafgesetzbuch und Nebengesetze, 57. Auflage, München 2010, § 213, No: 9. “… öldü-
rülenin sataşması, „parlak‟ sözünden ibaret olmayıp, „parlak mülayim seni yapacağım‟
şeklinde ağır bir teklif ve haysiyet kırıcı bir davranış derecesini bulmuştur. Sık sık tek-
rarlanan bu sözlerin, sanıkta uyandırdığı etkiler birikerek, olay günü sert bir tepkiye dö-
nüşmüş ve öldürülenin kendisini dövmeye başlaması üzerine, öldürme olayı vuku bul-
muştur. // Belirtilen eylem ve davranışların ağır ve haksız bir tahrik niteliğinde bulundu-
ğu dosyadan açıkça anlaşılmasına göre; bozmaya uyularak, TCK.nun buna ilişkin 51/2.
maddesi uyarınca cezadan indirim yapılması zorunludur” (CGK 29.01.1973, E. 1973-
75/K. 1973-44, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 29.08.2011); “… maktulün, olaydan
önceki günlerde Hicaz'a gidip hacı olan sanığa, hacıların eşkiya gibi zalim olduklarını
vurgulayan hikaye anlatarak sataştığı, sanığın da bu tür hikayeleri sevmediğini, kendisi-
ne sataşmaması gerektiğini maktule bildirdiği, olaydan birkaç gün önce sanığın dükka-
nında Kenan Kaba isimli şahısla oturduğu sırada dükkan kapısına gelen maktulün olaya
(merhaba hacı dayı) veya eşkiya hikayesinin özeti olan (yapma be hacı) dediği, sanığın
(bu adam hacıya, hocaya hakaret ediyor) diye kızgınlığını Kenan Kaba'ya açıkladığı,
Kenan'ın da (bunda kızacak birşey yok, şaka olsun diye söylüyor, sen üzerine alınma) di-
ye cevap verdiği, buna rağmen olay günü yine Kenan Kaba ile oturmakta olan sanığın
dükkanında aynı sözleri sarfetmesi üzerine sanığın maktulü kovduğu, bu aşamada Kenan
Kaba'nın dükkandan ayrıldığı tanıklar Mustafa Özendi ve Hüseyin Türü'nün beyanları
ile de doğrulanan savunmaya göre, maktulün sanığa küfrederek dükkandan uzaklaştığı
sırada maktulden gelen ve tevali eden bu haksız tahrikin etkisi altında kalan sanığın sa-
natı gereği masası üzerinde bulunan terzi makasını alarak sanığın başına şiddetlice üç
kez vurup çökme kırığı meydana getirecek şekilde yaraladığı ve maktulün aldığı bu yara
sonucu bilahare öldüğü anlaşılmaktadır. // Sanığın dini vecibelerini yerine getirerek hacı
olduğu görülmektedir. Dini inançlarından dolayı kimsenin kınanamayacağı bir Anayasa
hükmü olduğu kadar aynı zamanda normal ahlaki bir görevdir. Hal böyle iken, maktul
bu konuda hassasiyet gösteren sanığın hacılığını vesile ederek ona şaka yapmakta, bu
tür şakayı kabul etmediğini ve kızdığını belirttiği halde sanığa karşı olan bu tutum, dav-
ranış ve sözlerini sürdürmektedir ... maktulün tevali eden bu hareketleri kül halinde ele
alındığında, eylemin haksız tahrik sayılması lazım gelir” (CGK 29.03.1982, E. 1982-
38/K. 1982-117, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 06.09.2011); “Yakınanın sanığın kızı-
nı rahatsız edici davranışlarda bulunduğu, başka bir şahısla nişanlanmasına karşın sa-
nığın dünürlerine telefon açıp nişanı bozmak isteyen konuşmalarda yaptığı, olay gecesi
de sanığın evine kimliğini gizleyerek telefon açtığı ve dışarıya çıkan sanığı kardeşiyle
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
38
Fiil belirli bir kimseye yönelik olarak gerçekleştirilmemişse, failin hiddet
veya şiddetli eleme kapıldığı kabul edilmemelidir. Bununla birlikte Askerî
Ceza Kanunu md. 92’de bir amir veya üstün doğrudan astı hedef almasa da,
askerî nizamlara ve askerlik kurallarına aykırı muamelede bulunması ya da
makam ve mevkiinin sağladığı yetkiyi aşması veya kötüye kullanması ast
bakımından haksız tahrik olarak kabul edilmiştir. Böyle bir tahrik durumun-
da ast, amir veya üste saygısızlık ve tehdit (AsCK md. 82), yalan yere veya
usulsüz şikâyet (AsCK md. 84), amir veya üste hakaret (AsCK md. 85),
emre itaatsizlik (AsCK 87-89), mukavemet (AsCK md. 90) ve amir ve üste
fiilen taarruz (AsCK md. 91) suçlarını işlediği takdirde, TCK md. 29 gere-
ğince cezasında indirim yapılabilecektir60.
2. Fiilin Haksız Olması
TCK md. 29, “haksız bir fiil”den bahsetmektedir. Haksızlık kavramına
ilişkin genel açıklamalardan burada ayrılmak için bir neden yoktur. Buna
göre, haksız tahriki meydana getiren fiil, hareketin olumsuz değerini ya da
neticenin olumsuz değerini ifade etmelidir. Başka bir ifadeyle fiil, en azın-
dan hareketin olumsuz değerine sahip olmalıdır.
Faile veya başka bir kişiye ait hukuksal bir değere yönelmiş bir müdaha-
le bir hukuka uygunluk nedeni çerçevesinde gerçekleştiriliyorsa, bu müdaha-
le hukuka aykırı olmadığından haksızlık karakterine de sahip değildir. Dola-
yısıyla böyle bir müdahalenin yapılması sonucunda hiddet veya şiddetli ele-
me kapılarak bir suç işleyen fail bakımından haksız tahrik indirimi yapıla-
maz. Buna göre, kanun hükmünü yerine getirme, meşru savunma, hukuka
uygunluk nedeni olarak zorunluluk durumu, hakkın kullanılması, ilgilinin
rızası, varsayılan rıza ya da yükümlülüklerin çatışması çerçevesinde yapılan
hukuka uygun hareketler haksız bir fiil olarak addedilemeyeceğinden, fail bu
hareketler sonucunda hiddet ve şiddetli eleme kapıldığını ileri süremeyecek-
tir. Ancak hukuka uygunluk nedenlerinin sınırının aşılması hâlinde artık
haksız bir fiilden bahsedilebilir61. Örneğin, bir suçlunun suçüstü hâlinde
birlikte dövmesi biçiminde yakınanın süregiden birden fazla haksız kışkırtması karşısın-
da; // Sanık hakkında TCY. 51/2 maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan
aynı yasa maddesinin 1. fıkra hükmünün uygulanması…” (3. CD., 02.05.2005, E. 2004-
13280/K. 2005-3883, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 02.09.2011).
59 LK-StGB11 (JÄHNKE), § 213, No: 6.
60 Bkz. KANGAL, Zeynel T.: Askerî Ceza Hukuku, Ankara 2010, sh: 120-121.
61 AYDIN, “Yeni Türk Ceza Kanunu‟nda Haksız Tahrik”, sh: 235. “C.G.T.İ.H.Y.'nın 86/6
ve Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında
Tüzüğün 129/6. maddesinde yer alan „Hükümlüler, odalarından çıkış ve dönüşlerinde
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
39
yakalanmaya çalışılması62 (CMK md. 90/1), icra takibi ve haciz yapılması63,
evin terk edilip boşanma davası açılması64, bir kamu görevlisine hukuka
uygun bir şekilde disiplin cezası verilmesi, bir işçinin işiyle ilgili olarak uya-
rılması veya işten usulüne uygun olarak çıkarılması65 hiddet veya şiddetli
ayrı yerlerde ve farklı memurlarca üst ve eşya aramasına tabi tutulurlar‟ biçimindeki
düzenleme, sanığın savunması ve yakınan M. K.'in savcılıktaki anlatımı karşısında, hü-
kümlü sanığın koğuşundan cezaevi açık görüş alanına çıkarılıncaya kadar üç kere üst ve
eşyasının aranmasının cezaevi yönetiminin ziyaretçilerle görüşmeye ilişkin arama uygu-
lamasına uygun olup olmadığı ve arama sırasında sanığı taciz eden, yalnızca ona yönel-
tilen farklı bir davranış bulunup bulunmadığı da irdelenerek haksız bir fiil sayılıp sayıl-
mayacağı ve sanık hakkında TCY'nin 129/1. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının
tartışılması gerektiği gözetilmeden, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması…” (4. CD.,
15.04.2009, E. 2009-6234/K. 2009-7644, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 28.08.2011).
62 “Sanığın kayınvalidesi olan maktule Hüsniye'nin sanığa karşı tahrik oluşturacak her-
hangi bir davranışının olmaması, oğlu Ramazan'ın öldürülmesi üzerine sanığın olay ye-
rinden kaçmasına engel olmasının haksız bir hareket sayılmayacağı gözetilmeden sanık
hakkında TCK.nun 51/1 maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini…” (1. CD.,
14.12.2005, E. 2004-4051/K. 2005-4364, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 02.09.2011).
63 “Müvekkili olan şirketin alacağını tahsil amacıyla icra takibi yapan ve hacze giden
mağdur-müdahil avukatın, haciz işlemi öncesinde ve haciz işlemi sırasında, tahrik oluş-
turabilecek bir davranışı bulunmadığı, … anlaşıldığı halde, öldürmeden kurulan hü-
kümde tahrik hükümleri uygulanarak eksik ceza tayini … bozmayı gerektirmekle…” (1.
CD., 26.03.2008, E. 2007-9387/K. 2008/2306, www.kazanci.com, Erişim tarihi:
19.08.2011).
64 “Maktülün, sanık Aliye'nin yaklaşık 19 yıllık eşi olduğu, müşterek kızları olan Fatma'nın
kendi rızaları hilafına sanık Hüseyin ile kaçarak 10.05.2000 tarihinde evlenmesi üzerine,
kızına, damadı Hüseyin'e ve bu evliliğe destek verdiğini düşündüğü eşi Aliye'ye kırıldığı,
bu sebeple eşyalarını alarak evini terk edip kendisine yeni bir ev tuttuğu, ardından eşine
karşı boşanma davası açtığı, zaman zaman gelerek evde kalan 2 çocuğunu gördüğü,
maktülün yakınlarına kırılmasının, evi terk etmesinin, yeni bir ev tutmasının ve boşanma
davası açmasının bu anlamda tahrik uygulanmasını gerektirecek davranışlar olmadığı,
bunun dışında mahkemenin kabulünde yer alan başka bir kadınla yaşama, eşine kötü
davranma, eşinin ve çocuklarının oturduğu evi satıp onları sokakta bırakmaya kalkışma
gibi davranışlarda bulunduğunun maddi delillerinin dosyada yer almadığı, bunun ya-
nında maktülden diğer sanıklara yönelik her hangi bir hareketten bahsedilmediği tüm
dosya ve deliller kapsamından anlaşılmakla, maktülden sanıklara yönelen haksız tahriki
gerektirir bir davranışın bulunmadığı gözetilmeden, her üç sanık hakkında ağır tahrik
nedeniyle indirim yapılması suretiyle eksik ceza tayini…” (1. CD., 18.05.2005, E. 2005-
576/K. 2005-1343, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 02.09.2011).
65 “Maktulün şef olduğu otelde sanığın masör olarak çalıştığı ve görev yerinden ayrılarak
maktulün sorumluluk alanında gevezelik yaptığı için maktul tarafından uyarıldığı, hatta
bu nedenle otel sahibi tarafından sanığın işten atıldığı, işten ayrılmasından maktulü so-
rumlu tutan sanığın olay günü maktul ile karşılaşınca otopsi raporunda belirtildiği şekil-
de maktulü kafasından darp ederek öldürdüğü olayda; maktulün işi ile ilgili ikazlardan
ibaret eyleminin haksız tahrik oluşturmayacağı ve maktulden kaynaklanan haksız tahrik
oluşturan eylemlerin bulunmadığı gözetilmeksizin, haksız tahrik hükmü uygulanmak su-
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
40
elem meydana getirse bile, haksız bir fiili ifade etmemektedirler. Karşılıklı
hakarette de hakaret suçunun tanımına uygun fiili gerçekleştiren ilk kişi bir
hukuka uygunluk nedeninden yararlanıyorsa, buna karşılık veren kişi bakı-
mından haksız tahrik hükmü uygulanamaz66. Örneğin, iddia ve savunma
dokunulmazlığı kapsamında bir kişiye ilişkin olumsuz değerlendirmeler
yapılması hukuka uygundur (TCK md. 128). Buna karşılık veren kişi bakı-
mından TCK md. 129/3 uygulanamaz67.
Taksirli olarak gerçekleştirilen fiiller de haksızlık niteliğine sahiptirler68.
Buna karşılık, objektif özen yükümlüğüne uygun olarak yapılan hareketler
retiyle eksik ceza tayini…” (1. CD., 23.02.2010, E. 2009-3411/K. 2010-1063,
www.kazanci.com, Erişim tarihi: 16.08.2011).
66 SK-StGB (RUDOLPHI-ROGALL), § 199, No: 5.
67 “Kamuoyunda A... Hocacılar olarak bilinen topluluk hakkında İstanbul Birinci DGM'nin
2000/82 Esasında görülmekte olan „ÇIKAR AMAÇLI SUÇ ÖRGÜTÜ KURMAK‟tan açı-
lan kamu davasının yargılaması sırasında katılan Ebru'nun kendisinin sonradan sanık
M.Murat'a ait olduğu belirlenen evde tehdit edildiğini, içeceğine ilaç katmak suretiyle
iradesinin sakatlanarak çıplak fotoğraflarının çekilip basına dağıtıldığını ileri sürerek
bu davaya müdahil olması nedeniyle, sanık M.Murat'ın Ebru'nun bu beyanı ile kendisine
hakaret ve iftira edildiğinden bahisle Mart 2003'de yazıp yayınladığı „Ebru Ş... Olayının
Arka Planı‟ adlı kitabın 11. sayfasında „T...‟ adlı dergide yayınlanan görüntülere atıf
yaparak Ebru'nun aracısı vasıtasıyla müşterisinden para aldığını, Ebru'nun parayı saya-
rak teslim aldığını ve müşteriyle yalnız kaldığını‟, 12. sayfasında T... Gazetesi'nin habe-
rine istinaden bir bayanın 50 milyon liraya Ebru'yu pazarlamaya çalıştığını, 60. sayfa-
sında Ebru'nun erkeklerle para karşılığı birlikte olduğuna dair çok sayıda haberler ya-
yınlandığını, 80. sayfada Ebru'nun o dönemde hiçbir işte çalışmayıp geçimini fuhuştan
karşıladığını vb. sözlerle katılana hakaret içerikli, olumsuz, onur ve saygınlığını zedele-
yici ifade ve yorumlarda bulunduğu tüm dosya içeriği ile sübuta ermiştir. // Katılanın İs-
tanbul DGM'ce yargılamada söylediği, kendisinin çıplak fotoğraflarının içeceğine ilaç
katılmak suretiyle iradesi dışında çekildiğine ve tehdit edildiğine ilişkin sözlerinin şika-
yet hakkının kullanılması niteliğinde ve Anayasa'nın 36 ve 5237 sayılı Yasa'nın 128.
maddesinde öngörülen iddia ve savunma kapsamında kaldığı, ayrıca söz konusu ifadele-
rin hakaret kastıyla söylenmemesi nedeniyle „karşılıklı hakaret‟ olarak nitelendirileme-
yeceği gözetilmeden 5237 sayılı Yasa'nın 125/1, 52. maddeleri uyarınca sanığa hakaret
suçundan verilen cezanın aynı Yasa'nın 129. maddesi uyarınca ceza verilmesinden vaz-
geçilmesine, hükmolunması …” (4. CD., 13.07.2010, E. 2010-944/K. 2010-13690,
www.kazanci.com, Erişim tarihi: 28.08.2011).
68 CENTEL/ZAFER/ÇAKMUT, Türk Ceza Hukuku, (5), sh: 436;
ARTUK/GÖKCEN/YENĠDÜNYA, Ceza Hukuku Genel Hükümler, (4), sh: 544;
EREM/DANIġMAN/ARTUK, Ümanist Doktrin Açısından Türk Ceza Hukuku Genel
Hükümler, (14), sh: 596; DEMĠRBAġ, Türk Ceza Kanununda Özel Haksız Tahrik Hal-
leri, sh: 41; DEMĠRBAġ, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (6), sh: 406;
KOCA/ÜZÜLMEZ, Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (3), sh: 318; BAġAR, “Türk
Ceza Hukukunda Haksız Tahrik”, (I), sh: 258; TELLENBACH, “Gründe für den
Ausschluss der Strafbarkeit in der Türkei”, sh: 501. Buna karşın Hakeri, haksız fiilin bi-
linçli taksirle gerçekleştirilmesi hâlinde haksız tahrik hükümlerinin uygulanabileceği, bi-
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
41
sonucunda faile veya başka bir kişiye ait bir konu zarara uğramış olsa bile,
haksız bir fiilin mevcudiyetinden bahsedilemez. Bu tür hareketler sonucunda
fail hiddet veya şiddetli eleme kapılarak bir suç işlemişse, haksız tahrikten
yararlanamaz. Bir otomobil sürücüsü bütün trafik kurallarına riayet etmesine
rağmen, bir yayanın kendi kusuruyla öngörülemeyecek şekilde otomobilinin
önüne çıkması ve ona çarpması hâlinde haksız bir fiil mevcut değildir. Bu
nedenle de yaya veya bir yakını sürücüye saldırdığı takdirde, haksız tahrik-
ten yararlanamaz.
Hiddet veya şiddetli eleme yol açan fiilin suç teşkil etmesi şart değildir.
Yine borçlar hukuku anlamında da haksız bir fiili (TBK md. 49 vd.) ifade
etmesi zorunlu değildir. Bu nedenle hakaret suçunu teşkil etmemekle bera-
ber, kişilik haklarının ihlâli sayılabilecek bir ifadenin kullanılması hiddet
veya şiddetli elem meydana getirebilir. Sözleşmenin yerine getirilmemesi de
haksız tahrik anlamında haksız fiile vücut verebilir. Örneğin, taaddüt ettiği
inşaat malzemelerini zamanında teslim etmeyen kişiye karşı, inşaat müteah-
hidi konutları zamanında teslim edemediği için cezaî şart ödemek zorunda
kalmasından dolayı bir suç işlerse, haksız tahrikten yararlanır. Hukuk düzeni
tarafından tasvip edilmeyen her türlü fiil haksızlık karakterine sahiptir69. Fiil
sadece ahlâka aykırı, buna karşın hukuka aykırı değilse, haksız değildir70.
linçsiz taksirle gerçekleştirilmesi hâlinde ise uygulanamayacağı düşüncesindedir
(HAKERĠ, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (10), sh: 375).
69 ARTUK/GÖKCEN/YENĠDÜNYA, Ceza Hukuku Genel Hükümler, (4), sh: 543;
CENTEL/ZAFER/ÇAKMUT, Türk Ceza Hukuku, (5), sh: 436; DEMĠRBAġ, Ceza
Hukuku, Genel Hükümler, (6), sh: 405-406; DEMĠRBAġ, Türk Ceza Kanununda Özel
Haksız Tahrik Halleri, sh: 41; KOCA/ÜZÜLMEZ, Türk Ceza Hukuku, Genel Hüküm-
ler, (3), sh: 318.
70 GÜRELLĠ, “Ceza Hukukunda Mazeret Sebebi Olarak Haksız Tahrik”, sh: 333-334. “…
birahanede çalışan ve para karşılığı erkeklerle ilişkiye giren maktule ile bir süre birlikte
yaşayan, ancak daha sonra onun birahanede çalışmasına ve başkalarıyla birlikte olma-
sına rıza göstermeyen evli ve iki çocuk sahibi sanığın, olay günü saat 02.00 sıralarında
evine gittiği maktulenin kapıyı açmaması üzerine ona küfrederek aşağıya inip bir süre
beklediği ve daha sonra maktulenin onu içeri alması üzerine aralarında çıkan tartışma
sonrası onu canavarca hisle öldürdüğü olayda; // Maktulenin yaşam tarzının sanık yö-
nünden tahrik oluşturmayacağı, olay öncesinde veya sırasında maktuleden kaynaklanan
sanık lehine tahrik oluşturacak herhangi bir haksız söz veya eylem bulunmadığı gibi
olaydan önce sanığın maktuleye küfretmesiyle ilk haksız hareketin kendisinden kaynak-
landığı anlaşıldığı halde, oluşa ve dosya kapsamına uygun olmayacak gerekçeyle ve sa-
nığın daha az ceza almaya yönelik soyut nitelikteki savunmasına itibarla tahrik hükmü
uygulanarak eksik ceza tayini bozmayı gerektirmiş…” (1. CD., 27.04.2010, E. 2009-
6525/K. 2010-3023, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 16.08.2011); “Erkeklerle para
karşılığı ilişkiye giren maktüle ile sanığın da bir çok defa para karşılığı ilişkiye girdiği,
aralarında herhangi bir akrabalık ve duygusal bağ bulunmadığı, sanığın, fuhuş yapma-
masını istediği maktülenin bunu kabul etmemesinde sanığa karşı herhangi bir haksız tah-
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
42
Sırf ahlâka, örf-adet kurallarına, görgü kurallarına, nezaket kurallarına aykırı
fiiller, hukuk düzeniyle çatışma ve çelişki içerisine girmedikleri sürece, hak-
sız fiil vasfına sahip değildirler71. Haksız fiil bir suç teşkil ediyor ve bunu
gerçekleştiren kişi de cezalandırılmış ve cezası da infaz edilmiş olsa bile,
ona yönelik işlenen suç bakımından yine de haksız tahrik uygulama alanı
bulacaktır72.
Fiilin haksızlığı bakımından fiili gerçekleştiren kişinin kusurlu olması
şart değildir. Haksız tahrike yol açan fiili gerçekleştiren kişinin kusur yete-
neği bulunmasa bile, haksız bir hareketi gerçekleştirmesi mümkündür. Dola-
yısıyla bir çocuk veya akıl hastası tarafından gerçekleştirilen fiile karşılık
olarak işlenen suç bakımından haksız tahrik hükümlerine müracaat edilebile-
cektir73. Karşı görüşe göre, kusur yeteneğine sahip olmayan kişinin fiili hak-
sızlık vasfına sahip olmayacağından, buna karşılık olarak suç işlenmesi hâ-
linde haksız tahrik indirimi uygulanmaz. Ancak fail haksız fiili gerçekleşti-
renin kusur yeteneğinin bulunmadığını bilmiyorsa, bu durumda hata hüküm-
lerinden yararlanmalıdır74.
rik bulunmadığı halde…” (1. CD., 27.04.2006, E. 2005-1410/K. 2006-1683,
www.kazanci.com, Erişim tarihi: 19.08.2011).
71 “…eşi maktuleye aile birliğinin gerektirdiği şevkati göstermeyen sanığın, olay günü
ikram ettiği meyve suyunu içmeyi reddeden eşi maktuleyi boğarak öldürmesi olayında,
maktulenin davranışının sanık lehine haksız tahrik uygulanmasını gerektirir nitelikte
haksız eylem oluşturmayacağı gözetilmeksizin, haksız tahrik hükmü uygulanılarak yazılı
şekilde eksik ceza tayini bozmayı gerektirmiş…” (1. CD., 31.03.2009, E. 2008-9687/K.
2009-1691, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 17.08.2011); “Sanığın gayri resmi birlikte
yaşadığı Şirin'in akrabası olan, aralarında yaş farkı bulunan ve ailece görüştükleri
maktülün elini öpmesine karşılık yanaklarından öpmesi olayının olağan bir davranış ol-
duğu değerlendirilmeden bu duruma gereksiz yere kızarak öldürme eylemini gerçekleşti-
ren sanık hakkında tahrik hükümlerinin uygulanması sonucu eksik ceza tayini … bozmayı
gerektirmiş…” (1. CD., 26.04.2006, E. 2005-1295/K. 2006-1589, www.kazanci.com,
Erişim tarihi: 19.08.2011).
72 KOCA/ÜZÜLMEZ, Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (3), sh: 321. Aksi yönde bkz.
HAKERĠ, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (10), sh: 374.
73 Aynı yönde bkz. ARTUK/GÖKCEN/YENĠDÜNYA, Ceza Hukuku Genel Hükümler,
(4), sh: 547; DEMĠRBAġ, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (6), sh: 406; DEMĠRBAġ,
Türk Ceza Kanununda Özel Haksız Tahrik Halleri, sh: 43; KOCA/ÜZÜLMEZ, Türk
Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (3), sh: 318; DÖNMEZER/ERMAN, Nazarî ve Tatbikî
Ceza Hukuku, Genel Kısım, c: II, (10), No: 1097; ÖNDER, Ceza Hukuku Dersleri, sh:
348; GÜRELLĠ, “Ceza Hukukunda Mazeret Sebebi Olarak Haksız Tahrik”, sh: 335;
BARDAK, “Haksız Tahrik Üzerine Bir İnceleme”, sh: 45; AYDIN, “Yeni Türk Ceza
Kanunu‟nda Haksız Tahrik”, sh: 233.
74 EREM/DANIġMAN/ARTUK, Ümanist Doktrin Açısından Türk Ceza Hukuku Genel
Hükümler, (14), sh: 597; EREM, Faruk: “Haksız Tahrik”, AD 1946, yıl: 37, sy: 7, sh:
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
43
Haksız tahrik teşkil eden fiili gerçekleştiren kişinin kişisel bir cezasızlık
nedeninden veya cezayı ortadan kaldıran kişisel bir nedenden yararlanıyor
olması, failin karşılık olarak gerçekleştirmiş olduğu suç bakımından haksız
tahrik hükümlerinden yararlanmasını engellememektedir. Örneğin, kendisine
parlâmento faaliyetleri sırasında hakaret eden bir milletvekiline otoparkta
tokat atan bir kişi haksız tahrik hükümlerinden yararlanır. Bununla birlikte,
karşılıklı hakarette taraflardan biri kişisel cezasızlık nedeninden faydalanı-
yorsa, karşı taraf haksız tahrikten yararlanabilmekle birlikte, bu kişisel özel-
likleri taşıyan kişi bakımından artık haksız tahrik uygulamasına gitmeye
gerek yoktur. Dolayısıyla bu kişiye öncelikle kişisel cezasızlık nedeni uygu-
lanmalıdır75.
Faili hiddet veya şiddetli eleme sürükleyen fiil, suç teşkil etmekle birlik-
te, cezalandırılabilirliğin objektif koşulu meydana gelmediği için cezalandı-
rılamıyorsa bile, haksızlık karakterine sahip olduğundan, buna tepki olarak
işlenen suç bakımından haksız tahrik indirimi yapılır. Örneğin, mağdurun
gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat
ederek (iletişim kurularak) işlenmesi gerekir (TCK md. 125/1,c.2). Bu koşul
sağlanmadığı için cezalandırılamayan bir kişiye karşı, hakaret edilen kişi bir
suç işlerse, haksız tahrik indiriminden yararlanır.
Failde hiddet veya şiddetli eleme yol açan fiilde bir mazeret nedeni bu-
lunsa bile, haksızlık unsuru mevcuttur. Çünkü mazeret nedenlerinde fiil hak-
sızlığını korumakta, ancak fail kınanabilirlik için yeterli derecede kusurlu
bulunmadığından mazur görülmektedir. Bu nedenle mazeret nedeni olarak
zorunluluk durumu, meşru savunma sınırının heyecan, korku veya telaştan
dolayı aşılması ve hukuka aykırı, bağlayıcı emrin yerine getirilmesi kapsa-
mında gerçekleştirilen fiiller de haksız tahrik bakımından haksız fiil koşulu-
na vücut verebilirler.
İlk haksız hareketin failden gelmesi hâlinde, failin haksız fiile karşılık
olarak işlediği suç bakımından haksız tahrikin uygulanıp uygulanmayacağı
doktrinde tartışmalıdır. Bir görüş, failin kendi haksız hareketiyle olaya sebe-
biyet vermesi hâlinde haksız tahrikten hiçbir şekilde yararlanamayacağını
641; BAġAR, “Türk Ceza Hukukunda Haksız Tahrik”, (I), sh: 260; DURAN, Ceza Hu-
kukunda Haksız Tahrik, sh: 143-144; Haksız tahriki mağdurun birlikte sorumluluğu dü-
şüncesine dayandıran görüş, akıl hastalığı ve sarhoşluk gibi mağdurun sorumluluğunun
sözkonusu olmadığı durumlarda haksız tahrike yol açan bir fiilin bulunmayacağını sa-
vunmaktadır (NK-StGB3 (NEUMANN), § 213, No: 10).
75 MAURACH/SCHROEDER/MAIWALD, Strafrecht, Besonderer Teil, Teilband 1,
(10), § 27, No: 29.
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
44
ifade etmektedir76. Diğer görüşe göre ise, fail ilk haksız hareketi yaparak
süreci tetiklemişse, kural olarak haksız tahrikten yararlanamamakla birlikte;
failin gerçekleştirdiği ilk haksız fiil karşısında yapılan haksız fiil, önceki
haksız fiile oranla ölçüsüz ise, işlemiş olduğu suç bakımından haksız tahrik-
ten yararlanır77. Kanaatimizce de bu ikinci görüşte isabet vardır. Failin ilk
hareketine mağdur aynı ölçüde veya yakın oranda karşılık vermişse, artık fail
mağdura karşı bu haksız fiile tepki olarak bir suç işlerse, haksız tahrik indi-
riminden yararlanamaz. Çünkü bir suç işlenmesi sonucuna götüren olaylar
zincirine failin bilerek yol açması suretiyle mağdura zarar vermesinin önüne
geçilmelidir. Buna karşın, failin ilk hareketine mağdur ölçüsüz bir şekilde
karşılık verirse, fail mağdurun bu haksız fiili karşısında bir suç işlediği tak-
dirde haksız tahrik indiriminden yararlanır78.
76 ĠÇEL/SOKULLU-AKINCI/ÖZGENÇ/SÖZÜER/MAHMUTOĞLU/ÜNVER, İçel –
Suç Teorisi, (3), sh: 284; ÖZGENÇ, Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (5), sh: 387;
GÜRELLĠ, “Ceza Hukukunda Mazeret Sebebi Olarak Haksız Tahrik”, sh: 335.
77 ARTUK/GÖKCEN/YENĠDÜNYA, Ceza Hukuku Genel Hükümler, (4), sh: 545-546;
DÖNMEZER/ERMAN, Nazarî ve Tatbikî Ceza Hukuku, Genel Kısım, c: II, (10), No:
1098; HAKERĠ, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (10), sh: 375-376;
EREM/DANIġMAN/ARTUK, Ümanist Doktrin Açısından Türk Ceza Hukuku Genel
Hükümler, (14), sh: 597; EREM, “Haksız Tahrik”, sh: 641-642; CENTEL/ZAFER
/ÇAKMUT, Türk Ceza Hukuku, (5), sh: 437; ZAFER, Ceza Hukuku, Genel Hükümler,
sh: 266; KOCA/ÜZÜLMEZ, Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (3), sh: 318-319;
DEMĠRBAġ, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (6), sh: 405, 406; DEMĠRBAġ, Türk Ce-
za Kanununda Özel Haksız Tahrik Halleri, sh: 42; ÖZBEK/KANBUR/DOĞAN/
BACAKSIZ/TEPE, Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (2), sh: 397; ÖNDER, Ceza
Hukuku Dersleri, sh: 349; ÖZTÜRK/ERDEM, Uygulamalı Ceza Hukuku ve Güvenlik
Tedbirleri Hukuku, (9), No: 338; BAġAR, “Türk Ceza Hukukunda Haksız Tahrik”, (I),
sh: 259; YAVUZ, “Haksız Tahrik”, sh: 454; LK-StGB11 (JÄHNKE), § 213, No: 10.
78 “… gerek fail gerekse mağdurun karşılıklı haksız davranışlarda bulunması halinde,
genel tahrik uygulamasında kural olarak, haksız bir eylem ile mağduru tahrik eden fail,
karşılaştığı tepkiden dolayı tahrik altında kaldığını ileri süremez. Ancak maruz kaldığı
tepki, kendi gerçekleştirdiği eylemle karşılaştırıldığında aşırı bir hal almışsa, başka bir
deyişle tepkide açık bir oransızlık varsa, bu tepkinin artık başlı başına haksız bir nitelik
alması nedeniyle fail bakımından haksız tahrik oluşturduğu kabul edilmelidir. // Karşılık-
lı tahrik oluşturan eylemlerin varlığı halinde, fail ve mağdurun yekdiğeri yönünden tah-
rik oluşturan bu haksız davranışları birbirlerine oranla değerlendirilmeli, öncelik-
sonralık durumları ile birbirlerine etki-tepki biçiminde gelişip gelişmedikleri göz önünde
tutulmalı, ulaştıkları boyutlar, vahamet düzeyleri, etkileri ve dereceleri gibi hususlar
dikkate alınmalı, buna göre; etki-tepki arasında denge bulunup bulunmadığı gözetilerek,
failin başlangıçtaki haksız davranışına gösterilen tepkide aşırılık ve açık bir oransızlık
saptanması halinde, failin haksız tahrik hükümlerinden yararlandırılması yoluna gidil-
melidir. // Somut olayda, sanık Şakir ve arkadaşı Ramadan'ın, hesap yüzünden tartışma
çıkardıkları, birahane sahibi İrfan'ın yatıştırıcı konuşmalarına ve birahaneden çıkmala-
rına rağmen akabinde geri dönerek onun üzerine yürümeleri karşısında, bar kısmında
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
45
3. Haksız Fiilin Failde Hiddet ve ġiddetli Elem YaratmıĢ Olması
TCK md. 29, haksız fiilin failde “hiddet veya şiddetli elem” meydana
getirmesini aramaktadır. Hiddet, öfke, kızgınlık; elem ise, acı, üzüntü, dert,
keder anlamına gelmektedir. Buna göre, fail haksız fiilin meydana getirdiği
öfkenin veya şiddetli üzüntünün etkisi altında kalmış olmalıdır79. Hiddet
veya şiddetli elem mağdur tarafından gerçekleştirilen haricî bir fiilden değil
de, failin ihtirasından, bunalımından, evhamından veya alınganlığından kay-
naklanmışsa, haksız tahrik hükümlerine başvurulamaz80.
Heyecan durumları etkin, aniden başlayan ve çabuk yükselen ruhsal ka-
rışıklıklardır. Duygu nüansına ve hissetme elementlerine göre, stenik (gale-
yan, kabarma) ve astenik (çöküntü) heyecan olmak üzere ikiye ayrılabilmek-
tedir. Bu heyecan biçimleri bazen birbirlerine dönüşebilmektedirler81. Dola-
yısıyla elemin insanı suça değil, hareketsizliğe sevk edeceği, bu yüzden ka-
içki içmekte olan maktul Hüseyin'in, olaydan rahatsızlık duyarak olayı aralamaya çalış-
tığı, bu bağlamda tanık İrfan'a vurmaya çalışan sanık Şakir'i engellediği sırada, sanığın
bu kez maktul Hüseyin'in üzerine yürüdüğü ve itişip kakıştıkları, sanık ve arkadaşının bi-
rahaneden çıkartılması üzerine tartışmanın dışarıda da sürdüğü, bu tartışma sırasında
maktulün, „sizin benimle ne işiniz var, sizi mermi manyağı yaparım‟ şeklinde sözler söy-
lediği, sanığın, 20-25 dakika sonra bu kez de yanında tanık Mustafa Kemal Çakar oldu-
ğu halde tekrar birahaneye geldiği, maktul Hüseyin'i dışarıya çağırdığı ancak, biraha-
nede bulunanlarca maktulün dışarı çıkmasının engellendiği ve sanık Şakir, maktul ve ta-
nık Mustafa Kemal'in birlikte bir masaya oturup konuşmaya başladıkları, sanık Şakir'in,
maktule dönerek „sen beni mermi delisi mi yapacaksın‟ diye sorduğu, maktulün de „gere-
kirse yaparım‟ diye cevap vermesi üzerine silahını çekerek 6 el ateş ederek onu öldürdü-
ğünde kuşku bulunmamaktadır. Sanığın, arkadaşı ile birlikte tartışma çıkarması, bu tar-
tışma sırasında bir başka kişiye zarar vermek istemesi, olayı yatıştırmaya çalışan maktu-
le yönelerek ona karşı da eylemlerde bulunması karşısında ilk haksız hareketleri sanığın
gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Sonraki aşamada maktulün, „sizi mermi manyağı yapa-
rım‟ şeklindeki haksız davranış ise, gerek ulaştığı boyutlar ve vahamet gerekse sonucu
itibariyle tepkide aşırılık ve açık bir oransızlık olarak nitelendirilemeyeceğinden, sanığın
haksız tahrik hükümlerinden yararlanmasına olanak bulunmamaktadır” (CGK,
12.02.2008, E. 2007-1-163/K. 2008-21, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 16.08.2011);
“…Somut olayda sanığın mağdura sövmesi üzerine mağdurun bıçak çektiği ve sanığın
da mağduru silahla tehdit ettiğinin anlaşılması karşısında; mağdurun bıçak çekmesinin
sanığa sövmesine göre orantısız (aşırı) tepki niteliğinde olduğu, bu nedenle de, sanık
hakkında haksız kışkırtma hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, olaya ilk
sebebiyet verenin sanık olduğu gerekçesi ile anılan hükümlerin uygulanmasına yer ol-
madığına karar verilmesi…” (4. CD., 13.10.2009, E. 2008-1620/K. 2009-16173,
www.kazanci.com, Erişim tarihi: 17.08.2011).
79 CENTEL/ZAFER/ÇAKMUT, Türk Ceza Hukuku, (5), sh: 438.
80 AYDIN, “Yeni Türk Ceza Kanunu‟nda Haksız Tahrik”, sh: 231, 236.
81 DEMĠRBAġ, Türk Ceza Kanununda Özel Haksız Tahrik Halleri, sh: 26; DEMĠRBAġ,
Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (6), sh: 402.
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
46
nun metninde hiddet (öfke) ifadesinin kullanılmasının yeterli olacağı şeklin-
deki görüşü82 isabetli bulmamaktayız.
TCK md. 29, failin işlemiş olduğu suç bakımından cezada indirim ya-
pılması için sadece haksız bir fiilin gerçekleştirilmesini yeterli görmemiş, bu
fiilin failde gerçekten “hiddet” veya “şiddetli elem” oluşturmasını da ara-
mıştır. Haksız bir fiilin mevcudiyetine rağmen, bu fiil failde herhangi bir
hiddet veya şiddetli eleme yol açabilecek yoğunlukta değilse, haksız tahrik-
ten söz etmek mümkün değildir83.
Haksız fiilin hiddet veya şiddetli eleme yol açıp açmadığı ex-ante objek-
tif bir kriterle belirlenmelidir. Buna göre haksız fiil, gerçekleştiği veya öğre-
nildiği zaman makul ve ortalama bir kişide de hiddet veya şiddetli elem ya-
ratabilecek nitelikte ise, haksız tahriki kabul etmek gerekir84. Bununla birlik-
te, failin özel bilgisi de burada gözönünde bulundurulmalıdır. Makul üçüncü
bir kişide hiddet veya şiddetli eleme yol açmayacak bir davranış, failin özel
bilgisi nedeniyle onda hiddet veya şiddetli elem uyandırabilir. Örneğin, eşi
tarafından daha önce aldatılan bir kişiye mağdurun boynuz işareti yapması
veya benzer bir imalı harekette bulunması hiddet veya şiddetli elem oluştu-
rabilecek bir davranıştır.
Makul, ortalama bir kişide hiddet veya şiddetli bir eleme yol açmayacak
haksız bir fiil, ruhsal yapısı nedeniyle çok sinirli, aşırı alıngan veya duygusal
olan failde böyle bir etki meydana getirmişse, haksız tahrik hükümleri uygu-
82 ĠÇEL/SOKULLU-AKINCI/ÖZGENÇ/SÖZÜER/MAHMUTOĞLU/ÜNVER, İçel –
Suç Teorisi, (3), sh: 284; ÖZGENÇ, Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (5), sh: 387.
83 HAKERĠ, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (10), sh: 367; AYDIN, “Yeni Türk Ceza
Kanunu‟nda Haksız Tahrik”, sh: 234.
84 Aynı yönde bkz. HAKERĠ, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (10), sh: 376. “Ceza kanu-
numuzda belirtilen gazap veya elem halinin tespitinde ortalama bir insanın sahip olduğu
psikolojik özellikler dikkate alınmıştır. Aksi durumun, aynı nitelikteki hareketlerin farklı
kişilik özelliklerine sahip şahıslar tarafından değişik biçimde algılandıklarının kabulüne
yol açacağı, bunun sonucu olarak da cezalarda birbiriyle uyum ve tutarlılık göstermeyen
oranlarda indirimlerin kaçınılmaz hâle geleceği açıktır. // Gazap veya elem halinin
oluşmasına neden olan eylemin nitelik ve derinliğine itibar etmek yerine faillerin salt
sübjektif durumlarının esas alınması; ceza hukukunun temel gereklerine de aykırıdır.
Haksız tahrikin derecesinin belirlenmesi esnasında maktul veya sanıkların kişilik özellik-
lerinden ziyade suçu işlemeye neden olan kışkırtıcı hareketlerin içerik ve mahiyetinin
dikkate alınması gerekmektedir” (As. Yrg. DK., 13.05.2004, 2004/47-77 E.-K.,
KANGAL, Askerî Ceza Hukuku, sh: 121, dn.: 101).
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
47
lanmaz. Çünkü böyle bir faildeki hiddet veya şiddetli elem haksız fiilden
değil, ruhsal yapısından kaynaklanmaktadır85.
Haksız fiil üzerine işlenen suç iştirak hâlinde işlenmişse, haksız tahrik
indiriminden sadece haksız fiil ile hiddet veya şiddetli eleme kapılan fail
veya şerik yararlanabilir. Bununla birlikte, haksız fiil suça katılan herkeste
hiddet veya şiddetli elem yaratmışsa, hepsi de haksız tahrik indirimden ya-
rarlanır86.
4. Failin Hiddet veya ġiddetli Elemin Etkisinde Bir Suç ĠĢlemesi
Haksız fiil sonucunda failde meydana gelen hiddet veya şiddetli elem ile
işlenen suç arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Fail tahrik edilmeseydi,
suçu işlemeyecekti sonucuna varıldığında, failde oluşan hiddet veya şiddetli
elem ile işlediği suç arasında nedensellik bağı vardır demektir87. Suç failde
haksız fiil nedeniyle oluşan hiddet veya şiddetli elemin etkisiyle değil de,
başka bir nedenden dolayı işlenmişse, bu nedensellik bağı mevcut değildir.
Bu bağlamda, fail tahrikin gerçekleşmesinden önce suçu işlemeye karar
vermişse veya öfkesinin tesiri çok önceden tamamen geçmişse, işlenen suç
ile haksız fiil arasında nedensellik bağı bulunmamaktadır88.
Suçun hiddet veya şiddetli eleme yol açan haksız fiilin gerçekleştirilme-
sinden ne kadar zaman sonra işlenmesi gerektiği konusunda TCK md. 29’da
açık bir belirleme bulunmadığı gibi, bu konuda genel-geçer bir ölçüt koymak
da mümkün değildir. TCK md. 29’daki “haksız bir fiilin meydana getirdiği
hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında” ibaresi dikkate alınarak hiddet
veya şiddetli elemin etkisinin sürdüğü sürece işlenen suç bakımından haksız
85 DÖNMEZER/ERMAN, Nazarî ve Tatbikî Ceza Hukuku, Genel Kısım, c: II, (10), No:
1102; KOCA/ÜZÜLMEZ, Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (3), sh: 320.
86 HAKERĠ, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (10), sh: 378; KOCA/ÜZÜLMEZ, Türk
Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (3), sh: 322; ÖZBEK/KANBUR/DOĞAN/
BACAKSIZ/TEPE, Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (2), sh: 399; ZAFER, Ceza
Hukuku, Genel Hükümler, sh: 266; BAġAR, Nur: “Türk Ceza Hukukunda Haksız Tah-
rik”, (II), AD 1980, yıl: 71, sy: 4, sh: 359.
87 DEMĠRBAġ, Türk Ceza Kanununda Özel Haksız Tahrik Halleri, sh: 45; DEMĠRBAġ,
Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (6), sh: 407.
88 SCHÖNKE/SCHRÖDER, Strafgesetzbuch Kommentar28, (ESER), § 213, No: 10; LK-
StGB11 (JÄHNKE), § 213, No: 11; NK-StGB3 (NEUMANN), § 213, No: 12; SK-StGB
(SINN), § 213, No: 8; KINDHÄUSER, Urs: Strafrecht, Besonderer Teil I, 4. Auflage,
Baden-Baden 2009, § 1, No: 19; DURAN, Ceza Hukukunda Haksız Tahrik, sh: 166.
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
48
tahrik indiriminin uygulanabileceğini kabul etmek gerekir89. Bu bakımdan
her somut olayın koşulları dikkate alınarak değerlendirme yapılmalıdır90.
Karşılıklı hakarette, hakaret fiillerinin yazılı olarak veya basın yoluyla ya-
pılması hâlinde de haksız tahrik vardır. Çünkü ilk hakaretin üzerinden zaman
geçmesi hiddet ve şiddetli elemin etkisini yitirdiğini göstermez91. Fail sakin-
leştikten bir süre sonra, yeniden hiddet veya şiddetli eleme kapılarak suç
işlerse, yine haksız tahrik indiriminden yararlanmalıdır92.
İşlenen suç ile haksız fiil arasında bir oranın aranmasının gerekip gerek-
mediği ise, doktrinde tartışmalıdır. Bir görüşe göre, haksız fiil ile bunun
89 Basit adam öldürme suçu bakımından haksız tahrik düzenlemesi getiren Alman Ceza
Kanunu § 213, haksız bir fiile maruz kalan failin derhal tepki vermiş olmasını aramak-
taysa da, bunun zamansal ve mekansal bağlantıdan ziyade, motivasyon psikolojisine iliş-
kin bağlantı olarak anlaşılması gerektiği, haksız fiilin yol açtığı öfke durumu etkisini ko-
ruduğu sürece ya da belirli bir süre sonra yeniden tazelendiği takdirde, fiilin işlenmesi
hâlinde haksız fiilden bahsedilebileceği ifade edilmektedir (SCHÖNKE/SCHRÖDER,
Strafgesetzbuch Kommentar28, (ESER), § 213, No: 9; LK-StGB11 (JÄHNKE), § 213,
No:12; NK-StGB3 (NEUMANN), § 213, No: 13; SK-StGB (SINN), § 213, No: 9;
KINDHÄUSER, Urs: Strafgesetzbuch, Lehr- und Praxiskommentar, 4. Auflage, Baden-
Baden 2010, § 213, No: 5; KINDHÄUSER, Strafrecht, Besonderer Teil I, § 1, No: 19).
Karşılıklı hakaret bakımından haksız tahrik düzenlemesini içeren Alman Ceza Kanunu §
199’da geçen derhal ifadesi de aynı şekilde değerlendirilmektedir (SCHÖNKE/
SCHRÖDER, Strafgesetzbuch Kommentar28, (LENCKNER/EISELE), § 199, No: 9;
NK-StGB3 (ZACZYK), § 199, No: 5; FISCHER, Strafgesetzbuch und Nebengesetze57,
§ 199, No: 6).
90 ARTUK/GÖKCEN/YENĠDÜNYA, Ceza Hukuku Genel Hükümler, (4), sh: 550;
CENTEL/ZAFER/ÇAKMUT, Türk Ceza Hukuku, (5), sh: 438-439; HAKERĠ, Ceza
Hukuku, Genel Hükümler, (10), sh: 377; ÖNDER, Ceza Hukuku Dersleri, sh: 351. “…
sanık Akın'ın, 06.11.1998 yılında dedesi Kemal'i öldüren maktül Erdal'ı uzun süre tutuk-
lu kalıp tahliye olduktan ve olayın üzerinden yaklaşık 8 yıl geçtikten sonra silahla öldür-
düğü olayda, sanığın intikam almak görev bilinciyle hareket etmediği, yerleşik Yargıtay
içtihadına göre öldürenin öldürülmesinin kan gütme saikini oluşturmayacağı düşünül-
meden, tasarlayarak insan öldürme yerine yazılı şekilde hüküm kurulması …” (1. CD.,
07.10.2009, E. 2009-7856/K. 2009-5711, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 17.08.2011);
“Sanığın 23.06.1979 yılında ağabeyi M...'yı öldüren Ç... 'i 20 yıl sonra tasarlayıp evi
önünde pusu kurmak suretiyle kaleşnikof silahla öldürdüğü olayda, münhasıran kan
gütme saiki düşünülemeyeceğinden Ç...'in ilk olayda sanığın kardeşi M...'yı kasten öldü-
rüp 765 Sayılı TCK.nun 448, 51/1 ve 55/3. maddeleri uyarınca mahkum olup cezasının
infaz edilerek çektiği nazara alınıp aradan geçen süreyi de göz önünde tutarak hafif tah-
rik etkisiyle tasarlayarak adam öldürme suçunu işlediğinin kabulüyle 765 Sayılı
TCK.nun 450/4, 51/1 ve 59. maddeleriyle hüküm kurulması gerekirken …” (1. CD.,
04.12.2006, E. 2006-5354/K. 2006-5382, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 19.08.2011).
91 SCHÖNKE/SCHRÖDER, Strafgesetzbuch Kommentar28, (LENCKNER/EISELE), §
199, No: 9; LK-StGB11 (HILGENDORF), § 199, No: 6.
92 AYDIN, “Yeni Türk Ceza Kanunu‟nda Haksız Tahrik”, sh: 238.
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
49
oluşturduğu hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında işlenen suç arasında
orantı aranmaz. Basit bir haksız fiile karşılık ağır bir suçun işlenmesi hâlinde
de haksız tahrik hükümleri uygulanır. Aralarında nedensellik bağının bulun-
ması yeterlidir93. İkinci görüşe göre, işlenen suç tahrik eden haksız fiilden
açık bir şekilde ağır ise, başka bir ifadeyle haksız fiil ile buna karşılık olarak
işlenen suç arasında açık bir ölçüsüzlük varsa, fail haksız tahrikten yararla-
namaz94. Kanaatimizce de birinci görüş daha yerindedir. Çünkü haksız tah-
rik saldırı ve savunma arasında bir denge kurma amacını taşımamakta, tahrik
nedeniyle suç işleyen failin öfke veya üzüntüsüne hukukî bir değer atfederek
cezasının bir miktar indirilmesini sağlamaktadır95.
Hiddet veya şiddetli eleme yol açan haksız fiil ile işlenen suçun yapısı ve
niteliği itibariyle birbirlerine uygun olması gerekir96. Bu da haksız fiilin
failde yol açtığı hiddet veya şiddetli elem ile işlenen suç arasında bir orantı-
nın olmasını gerektirmektedir. Ancak bu haksız fiil ile suç arasında orantının
93 DEMĠRBAġ, Türk Ceza Kanununda Özel Haksız Tahrik Halleri, sh: 45-46;
DEMĠRBAġ, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (6), sh: 408; ÖZGENÇ, Türk Ceza Hu-
kuku, Genel Hükümler, (5), sh: 389-390; ZAFER, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, sh:
267; ĠÇEL/SOKULLU-AKINCI/ÖZGENÇ/SÖZÜER/MAHMUTOĞLU/ÜNVER,
İçel – Suç Teorisi, (3), sh: 286-287; AYDIN, “Yeni Türk Ceza Kanunu‟nda Haksız Tah-
rik”, sh: 239.
94 CENTEL/ZAFER/ÇAKMUT, Türk Ceza Hukuku, (5), sh: 440; ARTUK/GÖKCEN/
YENĠDÜNYA, Ceza Hukuku Genel Hükümler, (4), sh: 552; HAKERĠ, Ceza Hukuku,
Genel Hükümler, (10), sh: 376-377; DÖNMEZER/ERMAN, Nazarî ve Tatbikî Ceza
Hukuku, Genel Kısım, c: II, (10), No: 1104; ÖZBEK/KANBUR/DOĞAN/BACAKSIZ/
TEPE, Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (2), sh: 398; EREM/DANIġMAN
/ARTUK, Ümanist Doktrin Açısından Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, (14), sh:
600-601; EREM, “Haksız Tahrik”, sh: 645; GÜRELLĠ, “Ceza Hukukunda Mazeret
Sebebi Olarak Haksız Tahrik”, sh: 337-338; BAġAR, “Türk Ceza Hukukunda Haksız
Tahrik”, (I), sh: 262; YAVUZ, “Haksız Tahrik”, sh: 454; LACKNER/KÜHL,
Strafgesetzbuch, Kommentar27, § 199, No: 7. “Kişinin haksız bir harekete karşı gösterdi-
ği tepki bakımından en önemli husus, bunun haksız tahriki teşkil eden fiil ile nedensellik
bağının bulunması ve orantılı olmasıdır. Ortada açık ve kesin bir ölçüsüzlük varsa, hak-
sız fiil ile failin ruhsal durumu arasında nedensellik bağının bulunduğu ileri sürülemeye-
ceğinden, haksız tahrikin varlığından söz edilemez. // Mağdurun, disiplin cezasını gerek-
tiren … davranışları karşısında, sanığın, mağduru uyarması ve bir üst ve amir sıfatı ile
gerekli disiplin işlemlerini uygulaması gerekirken, mağdura karşı tahribatı mucip olacak
şekilde müessir fiilde bulunduğu ve böylece mağdurun haksız fiili ile sanığın gösterdiği
tepkisel davranışı arasında, meydana gelen sonuç itibarıyla sanık aleyhine bir oransızlık
olduğu anlaşıldığından, mağdurun bu davranışlarının sanık lehine haksız tahrik oluş-
turmadığı, …” (As. Yrg. DK., 17.01.2008, 2008/10-10 E.-K., AsYD 2009, sy: 22, sh:
499-506).
95 AYDIN, “Yeni Türk Ceza Kanunu‟nda Haksız Tahrik”, sh: 239.
96 ZAFER, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, sh: 267.
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
50
aranması anlamına gelmemektedir. Başka bir ifadeyle, failin işlediği suç,
kapıldığı hiddet veya şiddetli elemi bastıracak boyutlarda kalmalıdır. Örne-
ğin bahçesine meyve çalmak için giren küçük çocuğun ırzına geçilmesi hâ-
linde böyle bir orandan bahsedilemeyeceğinden haksız tahrik uygulama alanı
bulamaz97.
5. Suçun Tahrikte Bulunan KiĢiye KarĢı ĠĢlenmesi
Haksız tahrik oluşturan fiilin mağdur tarafından gerçekleştirilmesi gere-
kir. Dolayısıyla üçüncü bir kişi, özellikle de mağdurun bir yakını tarafından
gerçekleştirilen haksız bir fiil, mağdura yönelik işlenen suç bakımından hak-
sız tahriki ifade etmemektedir. Bununla birlikte, mağdurun haksız tahrike yol
açan fiili kendi eliyle gerçekleştirmesi şart değildir. Mağdur üçüncü bir kişi-
yi araç olarak kullanarak failde hiddet veya şiddetli elem oluşturacak haksız
bir fiili gerçekleştirmiş olabilir (dolaylı tahrik)98.
Hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında işlenen suçun haksız fiili ger-
çekleştiren kişinin zararına işlenmiş olması gerekir. Haksız fiili gerçekleş-
tirmemiş veya buna iştirak etmemiş ilgisiz üçüncü bir kişiye karşı bir suç
işlendiğinde, haksız tahrik hükümleri uygulanamaz99. Failin tahrik teşkil
97 AYDIN, “Yeni Türk Ceza Kanunu‟nda Haksız Tahrik”, sh: 239-240.
98 SCHÖNKE/SCHRÖDER, Strafgesetzbuch Kommentar28, (ESER), § 213, No: 6; NK-
StGB3 (NEUMANN), § 213, No: 10; SK-StGB (SINN), § 213, No: 6; JOECKS,
Wolfgang/MIEBACH, Klaus: Münchener Kommentar zum Strafgesetzbuch, Band 3:
§§ 185-262, München 2003, [Kısaltma: MünchKommStGB (SCHNEIDER)], § 213,
No: 24.
99 CENTEL/ZAFER/ÇAKMUT, Türk Ceza Hukuku, (5), sh: 439. “…Osman Yıldız'dan
kaynaklanan haksız hareketler nedeniyle Zeynep Yıldız'ın öldürülmesi olayında haksız
tahrik hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Haksız tahrik nedeniyle indirim ya-
pılabilmesi için, haksız hareketin bizzat maktulden gelmesi ve bizzat sanığa yönelmesi
gereklidir. Olayımız açısından bakıldığında; eğer Zeynep'in tam bir eylem birliği içeri-
sinde Osman'ın yanında hareket ettiği ve karşı tarafa yönelik taarruzda bulunduğu ispat-
lanabilse idi, o takdirde Osman'ın ya da Zeynep'in içinde bulunduğu grubun toplu hare-
ketleri nedeniyle sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması mümkün olabi-
lirdi. Oysa dosya kapsamı, maktule Zeynep'in ne Osman'la birlikte, ne de müstakilen sa-
nıklara karşı olay öncesinde veya olay sırasında haksız bir eylemde bulunduğunu kabule
müsait değildir. // Bu itibarla, hedefte sapmadan söz edilemeyecek olan olayda,
maktuleden kaynaklanan ve sanıklara yönelen her hangi bir haksız hareket tespit edile-
mediğinden, sanıklar Mehmet ve Nurullah hakkında haksız tahrik nedeniyle indirim ya-
pılmaksızın…” (CGK, 04.03.2008, E. 2008-1-2/K. 2008-42, www.kazanci.com, Erişim
tarihi: 16.08.2011); “… sanık ile maktulenin gayriresmi birlikte yaşadıkları, aralarında
geçimsizliğin bulunduğu, olay günü sanık ile evlerinde misafir olarak bulunan tanık
Gülnur arasında ağız münakaşası yaşandığı, sanığın maktuleye ve annelerine küfür et-
mesine kızan tanık Gülnur'un da, sanığın annesine küfür etmesi ile sanığın, tanığa tokat
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
51
eden fiili gerçekleştiren kişide yanılgıya düşmesi hâlinde hata hükümlerine
göre değerlendirme yapılır.
Bir kişinin haksız tahrik sayılabilecek fiilinin etkisi altında kalan kişinin
devlete karşı ve topluma karşı bir suç işlemesi hâlinde haksız tahrik hüküm-
leri uygulama alanı bulmaz100.
Hiddet veya şiddetli eleme yol açan haksız fiili birden fazla kişi gerçek-
leştirmişse, bu kişilere karşı failin suç işlemesi hâlinde de haksız tahrik hü-
kümleri uygulanır. Birden fazla kişinin tahrike yol açan haksız fiile katkıları
aynı derecede ise, bunlara karşı işlenen suçlar bakımından haksız tahrik indi-
attığı, maktulenin araya girip, kardeşi tanığa vurmamasını söylediği, bunun üzerine sa-
nığın maktuleyi de darp ettiği; … kapı önünde çay içen sanığın kapıya gelen sebzeciden
bir şeyler alınması için eve doğru seslenmesi üzerine içeriden, tanık Gülnur'un küfür et-
tiği ve buna sinirlenen sanığın evin içinden tabancasını alıp gelerek, kaçmakta olan tanık
Gülnur ve maktulenin arkasından tabancası ile yakın mesafeden maktuleye doğru ateş
ederek, başından isabetle öldürdüğü anlaşılmakla; olayda maktuleden kaynaklanan her-
hangi bir haksız hareketin bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında haksız tahrik hü-
kümlerinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini … yasaya aykırı olup…” (1. CD.,
09.04.2008, E. 2007-7552/K. 2008-2790, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 19.08.2011).
100 “Pir Sultan Abdal Şenlikleri için Sivas'a gelen (A.N.)'nin, Şeytan Ayetleri isimli kitabı
yayınlatarak, İslâm'a ve Peygamberine dil uzattığına dair bildiriler dağıtılması üzerine,
olay günü Cuma Namazından çıkan toplulukların, Cumhuriyetçilik ve Laiklik ilkelerini
devlet düzeninden kaldırmaya yönelik sloganlar atarak, Vilayet önüne ve kültür merkezi-
ne yürümeleri, kültür merkezini taşlayıp, önündeki anıtı tahrip etmeleri, bazı grupların
saat 18 sıralarında (A.N.)'nin ve Şenliğe il dışından katılanların kaldığı Madımak Oteli
önünde toplanan topluluğa katılmaları, oteli ve önündeki araçları ateşe vermeleri, 35 ki-
şinin yangın sebebiyle, 2 kişinin silahla yaralama sonucu ölmesi, bir çok kişinin de yara-
lanması, bir kısım ev, işyeri ve müzenin taşlanması, Atatürk büstünün koparılması eylem-
leri, bir bütün halinde TCK.nun 146/1. maddesinde yazılı suçu oluşturur. Ayrıca, adam
öldürme suçundan ceza tayin edilemez. Suçun işlenmesinden önce ve işlendiği sırada ya-
sadışı yürüyüş ve toplantılarda bölümler halinde yer alarak, TCK.nun 146/1. maddesin-
de yazılı suçun işlenmesini kolaylaştıran bir kısım sanıkların eylemi ise, TCK.nun 146/3.
maddesinde yazılı suçu oluşturur. // … doğrudan sanıklara yönelik tahrik teşkil eden
haksız bir fiilin mevcudiyeti kesinlikle saptanamadığı gibi, diğer tahrik koşullarının da
söz konusu bulunmaması karşısında, suçun mahkemece tahriki teşkil eden fiili icra ettiği
kabul olunan şahıs dışında bir çok kişiye karşı işlenmiş bulunması nazara alındığında,
yasal açıdan TCK.nun 52. maddesi ile 51. maddedeki haksız tahrik hükümlerinin uygu-
lanması mümkün değildir” (9. CD., 30.09.1996, E. 1996-688/K. 1996-4716,
www.kazanci.com, Erişim tarihi: 30.08.2011). Belirtelim ki, Yargıtay bu kararda sanık-
lara yönelik tahrik teşkil eden haksız bir fiilin bulunmadığı gerekçesinden hareket etmiş-
tir. Oysa ki, haksız tahrikte haksız fiilin faile yönelmesi şart değildir. Dolayısıyla Yargı-
tay’ın haksız tahrikin suçun tahrikte bulunan kişiye karşı işlenmesi koşulunun bulunma-
masına dayanması daha yerinde olurdu.
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
52
rimi her birinde aynı oranda yapılmalıdır. Haksız fiile katkıları farklı derece-
de ise, haksız tahrik indirimleri de farklı oranlarda olabilir101.
Hiddet veya şiddetli elemin etkisinde mağdura karşı işlenen suçtan dola-
yı bir defa haksız tahrik indirimi yapılabilir. Failin mağdura karşı aynı anda
birden fazla suç işlemesi hâlinde her bir suç için haksız tahrik indiriminin
yapılması mümkündür. Örneğin, fail mağdura karşı aynı zaman diliminde
hem hakaret hem de kasten yaralama suçunu işlerse, her ikisi bakımından da
haksız tahrik indirimi uygulanabilir. Buna karşın, fail mağdura karşı haksız
fiiline tepki olarak kasten yaralama suçunu işledikten belirli bir süre sonra,
mala zarar verme suçunu işlemişse, bu ikinci suç bakımından haksız tahrik
indiriminden yararlandırılmamalıdır102.
V. Haksız Tahrike ĠliĢkin Bazı Sorunlar
1. Hata
Haksız tahriki cezanın hesaplanmasında bir faktör olarak ele alan görüş,
bu alanda yanılgının mümkün olmaması dolayısıyla haksız tahrikte de hata
hükümlerinin uygulanmasını kabul etmemektedir103. Haksız tahriki kusuru
etkileyen bir neden olarak değerlendirdiğimizden hata hükümlerinin uygu-
lanmasını da mümkün görmekteyiz. TCK md. 30/3‟e göre; “Ceza sorumlulu-
ğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda
kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır”. TCK‟nun sis-
tematiğinde ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenler ifadesi hem
hukuka uygunluk nedenlerini hem de geniş anlamda kusuru ortadan kaldıran
veya etkileyen nedenleri (mazeret nedenleri de dâhil olmak üzere) kapsaya-
cak şekilde bir üst başlık olarak kullanılmaktadır.
Failin mağdur tarafından gerçekleştirilen haksız bir fiilin mevcut oldu-
ğunu bilmesi gerekir104. Bununla birlikte, fail mağdur tarafından yapılan
haksız bir fiil olmadığı hâlde, bunun mevcut olduğunu zannetmiş olabilir.
Örneğin, fail mağdurun kendisine hakaret ettiğini zannetmiş olabilir105.
TCK md. 30/3 gereğince, haksız tahrikin maddî koşullarının mevcudiyeti
hususunda kaçınılmaz bir hataya düşmesi hâlinde fail bundan yararlanacak-
101 HAKERĠ, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (10), sh: 373-374.
102 Aynı yönde bkz. HAKERĠ, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (10), sh: 378.
103 LK-StGB11 (JÄHNKE), § 213, No: 9.
104 SCHÖNKE/SCHRÖDER, Strafgesetzbuch Kommentar28, (ESER), § 213, No: 12.
105 MünchKommStGB (SCHNEIDER), § 213, No: 44.
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
53
tır106. Hatanın kaçınılmaz olup olmadığı taksirle işlenen haksızlıklardaki
dikkat ve özen yükümlülüğünün ihlâline ilişkin kriterlere göre tespit edilme-
lidir. Fail somut olayda gerekli dikkati gösterip özenli bir incelemede bu-
lunmasına rağmen, yine de yanılmışsa, hatası kaçınılmazdır. Bu durumda
işlemiş olduğu suçtan dolayı haksız tahrik indirimi yapılır107. Buna karşın,
fail gerekli dikkat ve özen gösterse idi, haksız tahrikin maddî koşullarının
mevcut olmadığını bilecekti sonucuna ulaşılıyorsa, hata kaçınılabilir demek-
tir. Bu hatanın kaçınılabilir olması hâlinde nasıl bir yol izleneceği konusun-
da TCK‟da bir açıklık bulunmamaktadır. Böyle bir durum TCK md. 61 gere-
ğince cezanın tayininde dikkate alınmalıdır. Böylece hata kaçınılabilir oldu-
ğunda, fail taksirinden dolayı taksirli bir suç nedeniyle cezalandırılmayacak,
aksine kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı cezalandırılıp, cezası da TCK md.
61 gereğince indirilecektir. Bu nedenle, failin cezasında alt sınıra kadar
indirim yapılabilecektir108. Fail mağdur konusunda yanılmış olabilir. Örne-
ğin, bir kahvehanede arkası dönükken kendisine küfreden kişinin kimliği
konusunda yanılarak asıl küfredenin yanındaki kişiye tokat atan fail hata
hükümleri gereğince haksız tahrik indiriminden yararlanmalıdır.
106 ERMAN, Ragıp BarıĢ: Yanılmanın Ceza Sorumluluğuna Etkisi, İÜ. Sosyal Bilimler
Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul 2006, sh:
294, 296. Dolayısıyla suçun nitelikli hâllerinde hata hükmüne (TCK md. 30/2) dayalı bir
çözümü (ÖZTÜRK/ERDEM, Uygulamalı Ceza Hukuku ve Güvenlik Tedbirleri Huku-
ku, (9), No: 336; AYDIN, “Yeni Türk Ceza Kanunu‟nda Haksız Tahrik”, sh: 231-232),
haksız tahrikin kusuru etkileyen bir neden olarak değil, cezayı hafifleten nitelikli bir un-
sur olarak ele alınması sonucunu doğuracağından, isabetli bulmuyoruz.
107 “Sanığın annesi ile maktül arasında geçen olayların kızkardeşi tarafından kendisine
yanlış şekilde aksettirilmesi sonucu, bunun verdiği kızgınlıkla evden çıkarak camide bu-
lunduklarını bildiği maktül ve mağdur-müdahil Şakir'in camiden çıkmalarını bekleyerek,
dışarı çıktıklarını görmesi üzerine tabanca ile ateş edip maktulü öldürdüğü mağdur-
müdahil Şakir'i de raporunda belirtilen şekilde yaraladığı anlaşılmakla; … Tahrik uygu-
lamasında esas alınan somut olayların doğruluğunun araştırıldıktan sonra tahrik hük-
münün uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması…” (1. CD.,
07.05.2008, E. 2007-8576/K. 2008-3756, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 17.08.2011).
108 ÖZGENÇ, Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (5), sh: 391; KOCA/ÜZÜLMEZ, Türk
Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (3), sh: 319; ARTUK/GÖKCEN/YENĠDÜNYA, Ceza
Hukuku Genel Hükümler, (4), sh: 541-542; HAKERĠ, Ceza Hukuku, Genel Hükümler,
(10), sh: 376. “1.06.2006 günü akşamı saat 18.30 sıralarında nöbet listesi yüzünden Bö-
lük yazıcısı Tnk. Er S.S. ile küfürleşerek tartıştığını haber aldığı mağdur Tnk. Er S.İ.‟yi
bölük odasına çağırıp neden küfürleştiğini sorduktan sonra, dolaylı olarak kendisine de
küfür edildiği düşüncesine kapılarak masasının üzerinde bulunan mermer kül tablasını
alıp mağdur Er‟in başına ve göğsüne vurarak dövdüğü, … maddî bir olay olarak sabit
görülmüştür. // … Sanığın kendisine küfür edildiğine ilişkin zan ve vehimi de mefruz tah-
rik olarak kabul edilemeyecektir” (As. Yrg. 3. D., 06.03.2007, 2007/541-541 E.-K.,
AsYD 2008, sy: 21, sh: 229-231).
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
54
2. Sapma
Mağdurun haksız fiilinin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin
etkisindeki failin mağdura karşı gerçekleştirmek istediği hareket başka birisi
veya mağdurla birlikte başka bir kişi üzerinde netice doğurmuş olabilir.
Fail hedef aldığı kişi yerine onun yanında bulunan bir kişiyi öldürmüşse,
bu ikinci kişi bakımından olası kastla veya taksirle hareket edip etmediğine
bakılacaktır. Eğer fail bu ikinci kişinin öleceğini öngörmesine rağmen, neti-
ceyi kabullenmişse, olası kastı vardır. Bu durumda asıl öldürmek istediği
kişiye karşı kasten adam öldürmeye teşebbüs, ikinci kişiye karşı olası kastla
adam öldürme suçunu işlemiştir. Bu durumda, tek bir hareketle birden fazla
kişiye karşı aynı suçun (kasten adam öldürme) işlenmesi sözkonusudur. An-
cak TCK md. 43/3 kasten öldürme suçu bakımından aynı neviden fikrî
içtimayı kabul etmemekte, her bir suçun cezasının ayrı ayrı verilmesini kabul
etmektedir. Bu nedenle fail asıl öldürmek istediği kişiye yönelik kasten adam
öldürmeye teşebbüs bakımından haksız tahrik indiriminden yararlanacakken,
olası kastla adam öldürme suçu bakımından haksız tahrik indiriminden ya-
rarlanamaz109. Kasten yaralama suçu bakımından da aynı husus geçerli-
dir110. Failin ikinci kişi bakımından gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek
taksirle hareket etmiş olması hâlinde, farklı neviden fikrî içtima hükümleri
gereğince uygulanacak olan cezası ağır suç bakımından haksız tahrik indiri-
mi yapılacaktır.
Fail yaralamak istediği kişiden başkasını olası kastla öldürür ya da öl-
dürmek istediği kişiden başkasını olası kastla yaralarsa farklı neviden fikrî
içtima kurallarına göre değerlendirme yapılmalıdır. Cezası daha ağır olan
suçta haksız tahrik varsa, gerekli indirim yapılacaktır.
109 “Sanığın eniştesi olan Vedat ile aralarında çıkan tartışma sırasında, eniştesini kendisin-
den uzakta tutmak maksadıyla kokoreç yapımında kullandıkları bıçağı salladığı esnada
araya giren maktulün bacağına bir kez isabet ettirerek kan kaybından ölümüne sebebiyet
verdiği olayda, sanığın eylemi 5237 sayılı TCK.nun 30. maddesinde hedef yanılgıya yer
verilmiş olmasına göre Vedat'ı silahla kasten yaralamaya teşebbüs, maktulü ise olası
kastla yaralama sonucu ölüme neden olma suçlarını oluşturacağı dikkate alındığında;
buna göre sanığın her bir eylemi yönünden uygulamanın denetime olanak verecek şekil-
de ayrı ayrı gösterilmesi … gerekirken…” (1. CD., 20.11.2007, E. 2006-7389/K. 2007-
8583, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 19.08.2011).
110 “Döner bıçağıyla ağabeysi İlhan Cihantimur ve yanında çalışan Orhan Toraman'ın
yaralandığını gören sanık Orhan Cihantimur'un bu nedenle karşı gruba ateş açması an-
cak asıl sanık Ekrem Bekirhan yerine yanlışlıkla mağdur Yunus Aydın'ı yaralaması ey-
leminde, TCY 52. madde yollamasıyla 51. maddenin uygulanıp uygulanmayacağının tar-
tışılmaması…” (3. CD., 18.04.2005, E. 2004-11673/K. 2005-3057, www.kazanci.com,
Erişim tarihi: 02.09.2011).
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
55
Çok neticeli sapma bakımından da yine fikrî içtima kuralları çerçevesin-
de değerlendirme yapmak gerekir. Mağdurun haksız bir fiilinden kaynakla-
nan hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında kalan fail, mağdur dışında baş-
ka kişilerin de isabet alacağını öngörmesine rağmen sonucu kabullenerek
ateş etmişse, olası kastla ya da ikinci dereceden doğrudan kastla öldürdüğü
veya yaraladığı diğer kişilere yönelik suçları bakımından haksız tahrik indi-
rimi yapılmaz111.
111 HAKERĠ, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (10), sh: 370. “Sanığın sokak üzerinde yoğun
araç trafiğinin bulunduğu ortamda, aracının içerisinde bulunan maktul C.'e tabanca ile
birden çok kez ateş ederken, araç içinde bulunan diğer şahısların ve olay yeri yakınında
bulunan veya aracıyla seyreden üçüncü şahısların da isabet alarak yaralanabileceğini
veya ölebileceğini öngörebilecek durumda bulunduğu, sanığın atışlarından maktulün
içinde bulunduğu aracın sağ ön koltuğunda oturan mağdure H.'nin ve olay yeri yakının-
dan aracıyla geçen mağdur İ.H.'un da isabet alarak yaralandıkları olayda; sanığın
mağdure H. ve mağdur İ.H.'a yönelik eylemlerinin olası kastla yaralama suçlarını oluş-
turduğu ve haksız tahrik hükmünün uygulanma yeri bulunmadığı gözetilmeyerek, yazılı
şekilde hüküm kurulması…” (1. CD., 09.04.2008, E. 2007-1794/K. 2008-2823,
www.kazanci.com, Erişim tarihi: 16.08.2011); “Sanığın hasmını hedef alıp ateş ettiği is-
tikamette kendi babası olan maktulün de bulunduğunu görmesine ve onun da isabet ala-
bileceğini öngörmesine rağmen, babasını sakınmadan yaptığı ateşler sonucu onu vurup
öldürmesinde haksız tahrik indiriminden yararlanamayacağı da gözetilerek…” (1. CD.,
29.11.2006, E. 2006-2623/K. 2006-5280, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 19.08.2011).
“Oluşa ve dosya içeriğine göre, maktul Mustafa'nın, olay öncesinde şizofren akıl hasta-
lığı bulunan ve kendisine yönelik eyleme mukavemet edemeyecek durumda olan Hatice'-
ye cinsel saldırıda bulunduğu, bu olayın ölüm nedeniyle takipsizlikle sonuçlandığı, Hati-
ce'nin kardeşi olan sanığın, olay günü av tüfeğini alarak fındık bahçesine gitmek için ev-
den ayrılıp kardeşinin işlettiği bakkala uğradığı, kardeşi Ayhan, tanıklar Sezai, Birol ve
Sinan'la konuştukları sırada maktul Mustafa'yı kucağında omzunun üstünden baş kısmı
görünecek şekilde tuttuğu torunu maktul Emirhan olduğu halde yolda giderken arkasın-
dan gördüğü, duvarın kenarına dayadığı tüfeği alarak peşinden koşmaya başladığı, ta-
nıkların „Aydın sakın yapma çocuk var‟ diye bağırmalarına rağmen, „Mustafa‟ diye ba-
ğırıp, kendisine tam olarak dönmesini beklemeden av tüfeği ile iki kez ateş ederek Musta-
fa'yı ve kucağındaki Emirhan'ı vurarak öldürdüğü, her iki maktulde de iki atışla mümkün
av tüfeği saçma taneleri giriş yaralarının mevcut olduğu anlaşılmakla; // Sanığın, maktul
Emirhan'ın hayati bölgesinden isabet almasının muhakkak olduğunu öngördüğü halde
ateş etmesi, küçük maktul Emirhan'dan kaynaklanan ve haksız tahrik oluşturan söz ve
davranış bulunmaması da dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK'nın 82/1-e, 62 ve 53. mad-
deleri uyarınca hüküm kurulması gerekirken, suçun niteliğinde hataya düşülerek, aynı
Yasa'nın 30/2, 81, 29, 62 ve 53. maddeleri uyarınca ceza tayin edilmesi, // Kabule göre
de, sanık hakkında maktul Emirhan'a yönelik eylemden 5237 sayılı TCK'nın 30/1. mad-
desi uyarınca uygulama yapılırken eylemin taksirle öldürme olarak değerlendirilmesi
gerektiğinin gözetilmemesi …” (1. CD., 23.03.2011, E. 2009-5531/K. 2011-1798,
www.kazanci.com, Erişim tarihi: 16.08.2011). Belirtelim ki, bu karara konu olan olayda
fail asıl öldürmek istediği kişinin kucağında bulunan çocuğu da öldürmeye yönelik ikinci
dereceden doğrudan kastı vardır. Bu nedenle kararda TCK md. 30/1’deki hata hükümle-
rine başvurularak taksirle öldürmenin kabul edilmesi doğru olmamıştır.
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
56
3. Haksız Tahrik ve Tasarlama
Tasarlama TCK md. 82/1-a’da kasten öldürme suçunun nitelikli unsuru
sayılmıştır. Tasarlamanın haksız tahrik ile aynı olayda bir arada bulunup
bulunamayacağı sorunu doktrinde tartışılmıştır. Bu sorunun yanıtı, tasarla-
mayı açıklayan teorilerden hangisinin benimsendiğine göre değişmektedir.
Tasarlamayı soğukkanlılık teorisiyle açıklayan yaklaşımlar, haksız tahrik
ile tasarlamanın birarada bulunamayacağı sonucuna ulaşmaktadırlar. Çünkü
soğukkanlılık teorisi tasarlamanın kabulü için failin suçu soğukkanlı, sakin
bir şekilde hazırlamasını ve işlemesini aramakta, haksız tahrik ise, suçun
hiddet ve şiddetli elemin etkisiyle işlenmesini gerektirmektedir. Bu iki ruh
hâli aynı kişide aynı anda olamayacağından tasarlama ile haksız tahrik de bir
arada olamaz112.
Tasarlamayı plân teorisine göre açıklayan yaklaşımlar ise, haksız tahrik
ile tasarlamanın bir arada bulunabileceğini kabul etmektedirler. Plân teorisi-
ne göre, fail yapmış olduğu bir plân çerçevesinde harekete geçerek suç işle-
diğinden, haksız tahrik etkisinde kalan bir kişinin de plân kurarak bir suç
işlemesi pekâlâ mümkündür. Bu nedenle hiddet ve şiddetli elemin etkisinde-
ki failin plân kurarak bir suç işlemesi mümkündür113. Tasarlama bakımından
plân teorisini kabul ettiğimizden, biz de haksız tahrik ile tasarlamanın
birarada bulunabileceği görüşündeyiz.
4. Haksız Tahrik ve Kan Gütme Saiki
Kan gütme saikiyle adam öldürme, failin daha önce öldürülen bir yakını-
nın öcünü almak için, bu suçun failini veya onun ailesinden birini öldürmesi
veya öldürtmesidir. TCK md. 82/1-j’de adam öldürme suçunun nitelikli un-
suru olarak gösterilen kan gütme saiki ile haksız tahrikin birlikte uygulanıp
uygulanamayacağı tartışmalı bir konudur.
112 GÜRELLĠ, “Ceza Hukukunda Mazeret Sebebi Olarak Haksız Tahrik”, sh: 341.
113 ARTUK/GÖKCEN/YENĠDÜNYA, Ceza Hukuku Genel Hükümler, (4), sh: 535;
CENTEL/ZAFER/ÇAKMUT, Türk Ceza Hukuku, (5), sh: 440-441; DEMĠRBAġ, Ce-
za Hukuku, Genel Hükümler, (6), sh: 412; DEMĠRBAġ, Türk Ceza Kanununda Özel
Haksız Tahrik Halleri, sh: 49; ÖZTÜRK/ERDEM, Uygulamalı Ceza Hukuku ve Güven-
lik Tedbirleri Hukuku, (9), No: 330; AYDIN, “Yeni Türk Ceza Kanunu‟nda Haksız Tah-
rik”, sh: 243.
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
57
Bir görüşe göre, öç almanın esasında haksız bir tahrik sözkonusu oldu-
ğundan, kan gütme saikiyle işlenen adam öldürme suçları bakımından da
haksız tahrik hükümleri uygulanmalıdır114.
Diğer görüşe göre, kan gütme saikinin aynı zamanda haksız tahrik teşkil
etmesi mümkün değildir. Çünkü aynı saik hem cezayı ağırlaştıran nitelikli
bir unsur olarak hem de haksız tahrikte cezayı hafifleten bir neden olarak ele
alınamaz. Başka bir ifadeyle, kan gütme saiki birden fazla defa değerlendir-
meye tabi tutulamaz115. Kanun koyucu TCK md. 82/1-j hükmünü sevk ede-
rek bir yakını öldürülen failin kapıldığı öfke veya elem duygusuna hukukî
değer tanımamış ve failin intikam alma duygusunu cezadan indirim nedeni
olarak kabul etmemiştir. Faildeki kin ve intikam duygusu haksız tahrikin
kapsamadığı bir duygudur116.
Üçüncü görüşe göre, haksız tahrikin koşulları oluşmuşsa, olayda kan
gütme saiki bulunsa bile, suçun temel şekli üzerinden haksız tahrik indirimi
yapılmalıdır. Haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını gerektiren haksız
bir fiil varsa, bu haksız fiil ayrıca suçun nitelikli hâlini teşkil etmez117. Biz
de bu görüşe katılmaktayız. Buna göre, haksız tahrikin koşulları oluşmuşsa,
failin cezası adam öldürme suçunun temel cezası üzerinden haksız tahrik
hükümleri gereğince indirim yapılmak suretiyle belirlenmelidir. Haksız tah-
rikin koşulları bulunmadığı takdirde, adam öldürme suçunun kan gütme saiki
nitelikli unsuru uygulanabilir. Yaryıtay’ın uygulaması da bu şekildedir118.
114 ARTUK/GÖKCEN/YENĠDÜNYA, Ceza Hukuku Genel Hükümler, (4), sh: 536;
BAġAR, “Türk Ceza Hukukunda Haksız Tahrik”, (II), sh: 357.
115 HAKERĠ, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (10), sh: 369; ÖNDER, Ceza Hukuku Ders-
leri, sh: 347.
116 AYDIN, “Yeni Türk Ceza Kanunu‟nda Haksız Tahrik”, sh: 244.
117 ÖZGENÇ, Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (5), sh: 390-391; KOCA/ÜZÜLMEZ,
Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (3), sh: 322.
118 “Sanık Kerim'in abisi Barış'ı 26.07.2001 tarihinde öldüren mağdur Ertan'ın sanıkların
tamamının bulunduğu Ceyhan M Tipi Ceza İnfaz Kurumuna sevk edildiği, sanık Kerim'in
aynı cezaevinde olduğunu bildiğinden cezaevi idaresine 20.09.2006 tarihinde dilekçe ve-
rerek başka bir cezaevine sevkini istediği, olay tarihinde saat 14:00 sıralarında cezaevi
ikinci müdürü Erçay'ın B-9 koğuşunda bulunan sanık Kerim'i çağırarak mağdur ile ara-
larındaki husumeti sorduğu, sanık Kerim'in mağdurun dilekçesini masa üstünde görerek
mağdurun hangi koğuşta bulunduğunu öğrendiği, sanığın B-9 koğuşuna döner dönmez
aynı koğuşta tutuklu ve hükümlü olarak kalan diğer sanıklar ile birlikte buzdolabı raf tel-
lerinden şiş hazırladıkları, aynı gün saat 22:30 sıralarında sanık Gürsel'in hasta numa-
rası yaparak infaz koruma memurlarının koğuş kapısını açmasını sağladığı ve bunun
üzerine diğer sanıkların koğuştan dışarı çıktıkları, sanık Cumali'nin B-9 koğuşunun bu-
lunduğu koridorda, sanık Cafer'in ise C-2 koğuşunun bulunduğu koridorda bekleyerek
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
58
5. Haksız Tahrik ve Töre Saiki
TCK md. 82/1-k adam öldürmenin töre saikiyle gerçekleştirilmesini nite-
likli unsur saymıştır. Töre saikiyle işlenen suçlarda haksız tahrik kabul edil-
memelidir119. Çünkü haksız tahrikte failde hiddet ve şiddetli eleme yol açan
haksız bir fiile ihtiyaç bulunmaktadır. Bu haksız fiil, hukuk düzeniyle çelişki
ve çatışma içerisinde olan bir fiildir. Yoksa örf-âdet kurallarına aykırı bir fiil
haksız bir fiil olarak nitelendirilerek faile haksız tahrik indirimi yapıla-
maz120. Bununla birlikte, töre saikiyle işlenen adam öldürme suçunda aynı
görevlilerin olaya müdahale etmesini engelledikleri, sanıklar Kerim, Özgür, Zeynel ve
Hacı'nın ise mağdurun bulunduğu C-2 koğuşuna girerek mağdura ellerindeki şişler ile
vurmaya başladıkları ve koridora kaçan mağduru şişlemeye devam ettikleri sırada, ceza-
evi görevlilerinin müdahalesi ile sanıkların eylemine son verdikleri olayda; // Önceki
olayın öldüreninin öldürülmesinin kan gütme saikini oluşturmayacağı ve eylemin, sanık
Kerim'in abisi Barış'ı öldüreni tahrik altında öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu
anlaşılmakla, sanık Kerim hakkında 5237 sayılı TCK. nun 81/1, 35, 29. maddeleri gere-
ğince uygulama yapılması gerektiği düşünülmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması…”
(1. CD., 04.05.2010, E. 2008-7521/K. 2010-3262, www.kazanci.com, Erişim tarihi:
16.08.2011).
119 CENTEL/ZAFER/ÇAKMUT, Türk Ceza Hukuku, (5), sh: 436; HAKERĠ, Ceza Huku-
ku, Genel Hükümler, (10), sh: 369; ÖZTÜRK/ERDEM, Uygulamalı Ceza Hukuku ve
Güvenlik Tedbirleri Hukuku, (9), No: 333.
120 Aynı yönde bkz. CENTEL/ZAFER/ÇAKMUT, Türk Ceza Hukuku, (5), sh: 437;
ZAFER, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, sh: 266. “Evli ve 6 çocuklu olan maktul
M…'nin, sanığın kardeşi N… ile evli ve 5 çocuğu bulunan mağdure A…'yı rızasıyla kaçı-
rıp Mardin ilinden İzmir iline götürdüğü, yaklaşık üç ay birlikte yaşadıkları, ancak
mağdurenin akrabaları tarafından takip ve tehdit edildikleri şüphesi ve öldürülme korku-
suyla sürekli adres değiştirdikleri, 13/08/2007 tarihinde N…'nin akrabası olan bir kısım
şahıslar hakkında tehdit suçlamasıyla şikayetçi oldukları, suç tarihinden önce
mağdurenin sanığa telefon ederek eşi N… ile boşanmak için dava açtığını, kendisini ra-
hat bırakmasını istediği, sanığın ise bu duruma karşı çıkarak bundan zarar göreceksin
diye uyardığı, yaklaşık 7 yıl önce kız kardeşi M...'i erkeklerle ilişkisi olduğu gerekçesiyle
öldüren ve şartla tahliye edilen sanığın, yengesi A… ve M…'nin bu ilişkisini tasvip etme-
diğinden onları öldürmeye karar verdiği, eylemi gerçekleştirmek için Batman ilinden İz-
mir iline geldiği, maktul ve mağdurenin ev adresini öğrendiği, olay günü de iş yerinden
çıkıp evlerine gelmekte olan maktul ve mağdureye tabancayla ateş ederek maktulü öl-
dürdüğü, mağdureyi de öldürmeye teşebbüs ettiği, kaçarken kamu tanığı Anıl'ın duyaca-
ğı şekilde „bu namus meselesidir‟ diye bağırdığı olayda; // Sanık, kardeşinin eşi olan
mağdurenin maktul ile birlikte yaşamasının aile şerefini ve namusunu azalttığı düşünce-
siyle, tasarlayarak ve töre (namusunu kurtarmak) saikiyle eylemini gerçekleştirdiğinden,
maktule karşı eylemi nedeniyle TCK.nun 82/1-a-k, mağdureye karşı eylemi nedeniyle
TCK.nun 82/1-a-k, 35. maddeleri kapsamında cezalandırılması yerine, suç vasfında ya-
nılgıya düşülerek, yazılı şekilde maktule karşı eylemi nedeniyle kasten insan öldürmek
suçundan TCK.nun 81/1, 29, 62; mağdureye karşı eylemi nedeniyle kasten insan öldür-
meye teşebbüs suçundan TCK.nun 81/1, 35, 29, 62. maddeleriyle hüküm kurulması sure-
tiyle eksik ceza tayini bozmayı gerektirmiş…” (1. CD., 13.10.2010, E. 2009-10191/K.
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
59
zamanda haksız bir fiilin yarattığı hiddet ve şiddetli elem sözkonusu ise, bu
durumda töre saikiyle adam öldürme nitelikli unsuru uygulanmaz. Adam
öldürme suçunun temel şekli üzerinden haksız tahrik hükmü uygulama alanı
bulabilir121. Örneğin, 15 yaşındaki kız kardeşini kandırarak kaçıran kişiyi
öldüren fail haksız tahrik indiriminden yararlanmalıdır. Eşlerin birbirlerine
karşı sadakat yükümlülüğü hukuksal bir yükümlülüktür (MK md. 185/3). Bu
nedenle kendisini aldatan eşini ve aşığını öldüren kişi, eşini öldürme suçu
2010-6617, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 16.08.2011); “Sanığın kız kardeşi T.'nın,
olay tarihinden yaklaşık bir hafta önce öldürülen ile anlaşarak birlikte yaşamaya başla-
dıkları, olay tarihinde sanığın akşam saat: 21.45 sıralarında evine giderek maktulü dışa-
rı çağırdığı, kız kardeşi ile olan birlikteliği nedeniyle üzerinde taşıdığı bıçak ile vurarak
maktulü öldürdüğü olayda; // Reşit olan kız kardeşi T.'nın kendisini ilgilendiren davra-
nışlarından dolayı sanığa karşı sorumluluğunun bulunmadığı, öldürülenin sanığa yöne-
lik haksız tahrik hükmünün uygulanmasını gerektirecek haksız eylem oluşturan bir söz
veya davranışı bulunmadığı, sanığın kız kardeşinin ailesinin isteği dışında öldürülenle
yaşamaya başlaması nedeniyle eylemini ailesinin ve kendisinin şeref ve namusunu eksilt-
tiği düşüncesiyle gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin töre
saikiyle öldürme suçunu oluşturduğu halde, eylemin yanlış nitelendirilerek, yazılı şekilde
basit öldürme suçundan hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiş…” (1. CD., 28.06.2010,
E. 2009-9808/K. 2010-4917, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 16.08.2011); “Sanıkların,
insan öldürme eylemini, maktul ile anneleri N. arasındaki cinsel birliktelik nedeniyle
gerçekleştirdikleri, sanıkların anneleri ile maktul arasındaki ilişkiyi namus sorunu saya-
rak, ailenin namus ve şerefini kurtarmak saiki ile maktulü öldürdükleri ve eylemlerinin
TCY'nın 82/1-k maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, sanıkların annesi olan
tanık N.'ın yetişkin ve dul bir kadın olması, maktul ile aralarında bir yakınlaşmanın ol-
masının hukuki bakımdan haksız bir eylem olarak nitelendirilemeyeceği, diğer yönden
her ikisi de yetişkin olan, tanık N. ile maktulün, dış dünyaya yansıyan, sanıkları toplum
önünde küçük düşürecek nitelikte bir davranışlarının da bulunmadığı, sanıkların dahi
savunmalarında bu yönde bir iddiada bulunmadıkları, yine sanık savunmalarına göre,
olay öncesinde maktul ile konuştuklarında, maktulün, tanık N. ile aralarında bir ilişki ol-
duğunu de kabul etmediği, maktulden kaynaklanan ve sanıklar yararına haksız tahrik
hükümlerinin uygulanmasını gerektirir bir haksız eylemin de bulunmadığı nazara alındı-
ğında, ailenin namus ve şerefini kurtarmak saiki ile maktulü öldüren sanıklar hakkında
tahrik hükümlerinin uygulanması olanaksız olup, yerel mahkemece, maktulden kaynak-
lanan herhangi bir haksız eylem bulunmadığı halde, yalnızca sanıkların şiddetli elemin
etkisi altında eylemlerini gerçekleştirdiklerinin kabulü ile sanıklar yararına haksız tahrik
hükümlerinin uygulanması ve suç niteliğinin hatalı belirlenmesi isabetsiz ve yasaya aykı-
rıdır” (CGK, 11.05.2010, E. 2010-1-56/K. 2010-111, www.kazanci.com, Erişim tarihi:
16.08.2011).
121 ÖZGENÇ, Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (5), sh: 391; KOCA/ÜZÜLMEZ, Türk
Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (3), sh: 322; AYDIN, “Yeni Türk Ceza Kanunu‟nda
Haksız Tahrik”, sh: 246. Doktrinde bir görüş, töre saikiyle işlenen adam öldürme suçla-
rında hiçbir şekilde haksız tahrik indirimi yapılamayacağı, haksız tahrik hükümlerinin
uygulanabilmesi için “görev bilincinin” bulunmaması gerektiğine işaret etmektedir
(ÖZBEK/KANBUR/DOĞAN/BACAKSIZ/TEPE, Türk Ceza Hukuku, Genel Hüküm-
ler, (2), sh: 395-396). “Görev bilinci” kavramının esas alınması kanunun tasvip etmediği
bir örf-âdet kuralının hukukî bir değerlendirmeye tabi tutulması sonucunu doğuracaktır.
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
60
bakımından haksız tahrik indiriminden yararlanabilecekken, eşinin aşığını
öldürme suçu bakımından haksız tahrik indiriminden yararlanamaz. Çünkü
evli kişilerle ilişki kurulması ahlâka aykırı bir davranış olmakla birlikte,
hukuk düzenince yasaklanmış bir davranış değildir. Bununla birlikte, fail
eşini ve aşığını eşiyle birlikte yaşadığı konutunda öldürdüğü takdirde, haksız
tahrik hükümleri uygulanmalıdır. Çünkü TCK md. 116/3, eşlerden birinin
gayri meşru amaca yönelik rıza açıklamasını geçerli saymayarak konut do-
kunulmazlığını ihlâl suçunun oluşacağını ifade etmiştir. Dolayısıyla eşinin
rızasıyla konuta giren aşığı konut dokunulmazlığını ihlâl suçunu işlemiş
olacağından, faile karşı da haksız bir fiil gerçekleştirmiş olacaktır.
6. Haksız Tahrik ve MeĢru Savunma
Meşru savunma ile haksız tahrikin birarada uygulanması mümkün değil-
dir. Meşru savunma halen mevcut olan haksız bir saldırıyı defetmek için
saldırgana yönelik orantılı bir savunma fiilinin yapılmasını gerektirmektedir.
Meşru savunmada gerçekleşen, gerçekleşmesi ve tekrarı muhakkak olan
haksız bir saldırı bulunmalıdır. Haksız tahrikte ise, sona ermiş olan veya
meşru savunma anlamında haksız saldırı boyutuna ulaşmamış olan haksız bir
fiil karşısında bir suç işlenmesi sözkonusu olmaktadır122. Sona ermiş haksız
bir fiile, tekrarı muhakkak değilse, karşılık verilmesi hâlinde, artık meşru
savunmanın koşulu bulunmayacağından haksız tahrikin koşulları bakımın-
dan değerlendirme yapılmalıdır123. Saldırı savuşturulduktan sonra fiile de-
vam edilmesi hâlinde de meşru savunma değil, haksız tahrik uygulanır124.
122 “… henüz kendisine saldırı gerçekleşmemiş olan sanığın, elinde bıçak olan mağduru
eline geçirdiği nacak ile yaralaması suretiyle meydana gelen olayda meşru müdafa şart-
larının gerçekleşmediği gözetilerek tahrik hükümlerinin uygulanması suretiyle mahkumi-
yet hükmü tesisi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi…”
(2. CD., 16.11.2005, E. 2004-6067/K. 2005-25165, www.kazanci.com, Erişim tarihi:
19.08.2011).
123 “Sanık Ergün'ün alacağını istediği mağdur sanık Turgut'un kürekle kendisine vurarak
olay yerinden uzaklaşmaya başladığı sırada Turgut'a kürekle vurması şeklinde gelişen
eyleminde meşru müdafaanın unsurlarının oluşmadığı sanık lehine haksız tahrik hüküm-
lerinin uygulanabileceği gözetilmeden…” (2. CD., 06.03.2006, E. 2005-5230/K. 2006-
3845, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 19.08.2011).
124 “… sanığın maktül Dursun'un sopalı saldırısını defetmesini müteakip yerde yaralı olarak
yatmakta olan maktülün elindeki sopayı alarak önce kafasına vurmak suretiyle darp
edip, sonra da tabancayla çok sayıda ateş ederek öldürdüğü olayda; yasal savunma şart-
larından bahsedilemeyeceği ve mevcut sopalı saldırının ağır tahrik oluşturacağı, bu ne-
denle maktül Dursun'u öldürmek suçundan 765 Sayılı TCK.nun 448, 51/2 ve 59. madde-
leri uyarınca hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde 765 Sayılı TCK.nun
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
61
Gerçekleşen, gerçekleşmesi ve tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırı-
ya karşılık verilmesi hâlinde meşru savunma sözkonusu olacağından, artık
haksız tahrike ilişkin bir değerlendirme yapılamaz. Çünkü meşru savunma
bir hukuka uygunluk nedenidir ve hukuka uygunluk nedenleri tipe uygun
fiilin tespit edilmesi aşamasından sonra, kusur değerlendirmesinden önce
yapılan bir incelemeyi gerektirmektedir. Haksız tahrik kusuru azaltan bir
neden olduğundan meşru savunma hukuka uygunluk nedeni haksız tahrikten
önce araştırılır. Bir olayda meşru savunmanın koşulları varsa, fiil hukuka
uygun olacağından artık failin kusuruna ilişkin bir araştırma yapılamaz.
Olayda meşru savunmanın koşullarının bulunmaması hâlinde haksız tahrikin
koşullarının mevcut olup olmadığı araştırması yapılır125.
7. Taksirli Suçlarda Haksız Tahrikin Uygulanabilirliği
Haksız tahrikin taksirli suçlar bakımından da uygulama alanı bulup bu-
lamayacağı doktrinde tartışılmıştır.
Bir görüşe göre, haksız tahrik TCK’nın genel hükümlerinde düzenlendi-
ğinden ve uygulama alanı sadece kasten işlenen suçlarla sınırlanmadığından
taksirli suçlar bakımından da uygulanabilmelidir. Buna göre, hiddet ve şid-
detli elemin etkisiyle taksirli bir suç işleyen faile de haksız tahrik indirimi
yapılmalıdır. Suçun haksız fiili gerçekleştirene yöneltilmesi koşuluna taksirli
suçlar bakımından bir istisna getirilmelidir126.
50. maddesinin uygulanması…” (1. CD., 24.04.2006, E. 2006-959/K. 2006-1573,
www.kazanci.com, Erişim tarihi: 30.08.2011).
125 Yargıtay’ın bir kararı şöyledir; “Sanık ile müşteki arasında çıkan kavgada mahallelinin
sanığın evine taş ve kiremit atmaları üzerine sanığın korkutmak amacıyla av tüfeği ile
havaya ateş etmesi şeklindeki eyleminin oluş ve kabule göre, sanık hakkında haksız tah-
rik hükümlerinin uygulanmasını gerektirecek nitelikte olduğu olayda, meşru müdafaa ko-
şulları bulunmadığından atılı suçtan mahkumiyet kararı kurularak sanık lehine haksız
tahrik hükümlerinin uygulanması gerekirken, meşru müdafaanın varlığının kabul edile-
rek yazılı şekilde ceza tertibine yer olmadığına karar verilmesi…” (2. CD., 23.11.2005,
E. 2004-16001/K. 2005-26180, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 02.09.2011). Yargı-
tay’ın bu kararında ne meşru savunma ne de haksız tahrik vardır. Kanaatimizce burada
hukuka uygunluk nedeni olarak zorunluluk durumu (TCK md. 25/2) bulunmaktadır.
126 DÖNMEZER/ERMAN, Nazarî ve Tatbikî Ceza Hukuku, Genel Kısım, c: II, (10), No:
1091; ARTUK/GÖKCEN/YENĠDÜNYA, Ceza Hukuku Genel Hükümler, (4), sh: 538;
DEMĠRBAġ, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (6), sh: 409; DEMĠRBAġ, Türk Ceza
Kanununda Özel Haksız Tahrik Halleri, sh: 47; ÖZGENÇ, Türk Ceza Hukuku, Genel
Hükümler, (5), sh: 390; KOCA/ÜZÜLMEZ, Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (3),
sh: 320-321; EREM/DANIġMAN/ARTUK, Ümanist Doktrin Açısından Türk Ceza Hu-
kuku Genel Hükümler, (14), sh: 599, 606-607; ĠÇEL/SOKULLU-
AKINCI/ÖZGENÇ/SÖZÜER/MAHMUTOĞLU/ÜNVER, İçel – Suç Teorisi, (3), sh:
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
62
Bizim de katıldığımız diğer görüşe göre, haksız tahrik hükümleri sadece
kasten işlenen suçlar bakımından uygulanabilir. Bu nedenle taksirle işlenen
suçlarda haksız tahrik indirimi yapılamaz. Haksız tahrikin koşullarından biri
olan, suçun haksız fiili gerçekleştirmiş kişiye yönelmesi koşulu taksirli suç-
larda oluşmaz. Ayrıca taksirli suçlar haksız tahrikin doğrudan reaksiyonunu
teşkil etmemektedirler. Çünkü taksirli suçlar failin öfkesini teskin etmek
suretiyle değil, objektif özen yükümlülüğüne riayetsizlik suretiyle işlenir-
ler127. Yargıtay uygulaması da bu görüş yönündedir128.
VI. Sonuçları
Haksız tahrik durumunda işlenmiş suçun cezasında yapılacak indirim
bakımından TCK md. 29 aşağı ve yukarı sınırlar kabul etmiştir. Buna göre,
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve
müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası
verilir. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı
indirilir”. Haksız fiilin failde meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin
derecesine göre mahkeme bu oranlar çerçevesinde indirim yaparak cezayı
belirleyecektir129. Mahkeme, indirim oranını belirlerken tahrikin yoğunlu-
287; ÖNDER, Ceza Hukuku Dersleri, sh: 349-350; EREM, “Haksız Tahrik”, sh: 643,
650-651; DURAN, Ceza Hukukunda Haksız Tahrik, sh: 240.
127 GÜRELLĠ, “Ceza Hukukunda Mazeret Sebebi Olarak Haksız Tahrik”, sh: 339;
CENTEL/ZAFER/ÇAKMUT, Türk Ceza Hukuku, (5), sh: 439; BAġAR, “Türk Ceza
Hukukunda Haksız Tahrik”, (II), sh: 361; ZAFER, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, sh:
267; ÖZTÜRK/ERDEM, Uygulamalı Ceza Hukuku ve Güvenlik Tedbirleri Hukuku, (9),
No: 340; YAVUZ, “Haksız Tahrik”, sh: 463-464.
128 “Oluş ve kabule göre; taksirli suçlarda tahrik hükümlerinin uygulanmasının mümkün
olmadığı düşünülmeden, tahrik nedeniyle cezadan indirim yapılması suretiyle eksik ceza
tayini bozmayı gerektirmiş …” (1. CD., 01.12.2008, E. 2008-5346/K. 2008-7646,
www.kazanci.com, Erişim tarihi: 16.08.2011).
129 HAKERĠ, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (10), sh: 367. “Dosya kapsamına göre, sanık
H.Mulla'nın komşusu ve arkadaşı olan maktulün, evine gidip gelmesinden komşuların
rahatsız olduğuna dair söylentiler duyduğu, olaydan önce de eşi Hülya'nın telefonuna
cevapsız çağrı geldiği ve peşinden de evinin telefonunun çaldığı, açtığında da telefonun
yüzüne kapatılması üzerine, sanığın eşinin telefonuna gelen cevapsız numarayı aradığın-
da maktulün cevap vererek eşinin yanında bulunan eşinin ağabeyi olan Erol'un konuş-
ması için aradığını söylediği, sanığın Erol'u istemesi üzerine maktulün bu kez telefonu
kapattığı, sanığın da Erol'u arayarak maktulün yanında olmadığını öğrendiği, daha önce
de tanık Derya'nın kendisine maktulün eşini taciz ettiğini söylemesi nedeniyle, sanığın
durumu eşiyle konuşarak maktulün eşine telefonda birkaç kez sözle ve evinin kapısında
bir kez elle tacizde bulunduğunu öğrenmesi üzerine, sanığın işçisi olan diğer sanık
Ş.Kaya ile birlikte Ş.Kaya'nın kullandığı araçla maktulü evinden alarak şehir dışındaki
tenha alana götürdükleri, sanık H.Mulla'nın maktulü araçtan indirerek konuyu tartışır-
ken, maktulün Hülya'nın kendisini aradığını ve birbirlerini sevdiklerini söylemesi üzerine
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
63
ğunu, olayın özelliklerini ve gelişim sürecini, suçun işleniş şeklini, fail ve
mağdurun sosyal durumlarını, bulundukları yöresel koşulları gözönünde
bulunduracaktır130. Özellikle ilk haksız hareketin fail tarafından yapılması
hâlinde indirim oranının daha az seviyede tutulmasına somut olayın koşulla-
rına göre dikkat edilmelidir131. Mahkeme bu indirimi TCK md. 61/5’e göre
tartışmanın kavgaya dönüşerek maktulü otopsi raporunda belirtildiği şekilde öldürdüğü
olayda; sanık H.Mulla hakkında tahrik hükümlerini düzenleyen 12 ila 18 yıl arasında ce-
za öngören 5237 sayılı TCK'nın 29. maddesinin uygulanması sırasında maktulden kay-
naklanan haksız hareketlerin ulaştığı boyut dikkate alındığında, alt ve üst sınırlar ara-
sında makul bir ceza tayini yerine, yazılı şekilde 18 yıl hapis cezası verilmesi suretiyle
fazla ceza tayini…” (1. CD., 02.11.2010, E. 2009-7913/K. 2010-7127,
www.kazanci.com, Erişim tarihi: 16.08.2011); “… mağdurun, olaydan önceki bir aylık
süre içinde sanığın eşini telefonla arayarak ve sanığa ait olup eşinin işlettiği markete ge-
lerek, gereksiz şekilde bekleyip, sanığın eşini rahatsız edici cinsel saldırılarda bulundu-
ğu, mağdurun davranışlarının çekilmez bir hal alması üzerine, sanığın eşinin bu durumu
eşine söylediği, sanığın da mağdur tarafından eşine yönelen ve süreklilik arz eden cinsel
saldırıların meydana getirdiği hiddet ve şiddetli eylemin etkisi altında kalarak, mağduru
biri kesi vasfında olmak üzere on bıçak darbesi ile vurarak öldürmeye teşebbüs ettiği ve
hürriyetinden alıkoyduğu olayda, haksız hareketlerin ulaştığı boyut dikkate alınarak, her
iki suç bakımından, 1/4 ile 3/4 arasında indirim öngören TCK'nun 29. maddesi uyarınca
haksız tahrik nedeniyle makul oranda indirim yapılması gerekirken 1/4 oranında tahrik
indirimi yapılmak suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini bozmayı gerektirmiş…” (1.
CD., 15.06.2009, E. 2008-2300/K. 2009-3481, www.kazanci.com, Erişim tarihi:
17.08.2011).
130 AYDIN, “Yeni Türk Ceza Kanunu‟nda Haksız Tahrik”, sh: 247. “Tahrik nedeniyle
yapılacak indirim oranı belirlenirken; haksız fiilin işleniş şekli, yeri, niteliği, zamanı, yö-
resel koşullar ve tahrik eden ile edilenin durumları gibi hususlar göz önüne alınıp değer-
lendirilmeli ve indirim oranı belirlenmelidir” (CGK, 15.12.2009, E. 2009-1-180/K.
2009-296, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 17.08.2011).
131 “Sanığın, toprak ocağından kamyonuyla toprak almak için sıra bekleyen maktulün önüne
geçtiği, buna kızan maktulün kamyonuyla geri manevra yaparak sanığın kamyonuna
çarparak, sanığın kamyonunun yan tarafında 5 santimetre kadar ezilme meydana getir-
diği, sanığın, kamyonundan inerek, emanete alınıp nitelikleri tam olarak belirlenmeyen,
kriko kolu olarak kullanıldığı ifade edilen demir sopa ile maktulün önce bacağına vur-
duğu, yere düşmesinden sonra da kafasına vurduğu, olay yerine gelen tanıkların kavgayı
ayırdığı, maktulün kaldırıldığı hastanede, künt kafa travmasına bağlı beyin kanaması ve
gelişen komplikasyonlar sonucu dört hafta sonra öldüğü, Adli Tıp Kurumu Birinci İhti-
sas Dairesi'nin raporuna göre olay ile ölüm arasında illiyet bağının bulunduğu tüm dos-
ya kapsamından anlaşılmakla; // Sanığın, maktule ait olan toprak alma sırasına riayet
etmeden önüne geçmesiyle ilk haksız hareketi yaptığı, maktulün, daha ağır bir tepki gös-
tererek kamyonuyla sanığın kamyonuna kasten çarpması nedeniyle etki-tepki dengesi sa-
nık yararına bozulmuş ise de, etki-tepki arasındaki oransızlık da gözetilerek, haksız tah-
rik indiriminin asgari düzeyde tutulması yerine, yazılı şekilde 15 yıla hükmolunarak ek-
sik ceza tayini, yasaya aykırı …” (1. CD., 05.10.2009, E. 2008-10288/K. 2009-5601,
www.kazanci.com, Erişim tarihi: 17.08.2011).
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
64
belirlenen ceza üzerinden ve buradaki sıraya göre yapacaktır132.
Hakaret suçu bakımından özel bir haksız tahrik hükmüne yer veren TCK
md. 129 indirim oranını da ayrıca göstermiştir. Buna göre, fail kendisine
yönelen haksız bir fiil karşında hakaret etmişse, mahkeme somut olayın ko-
şullarına göre cezada indirim yapabileceği gibi, ceza da vermeyebilir. Karşı-
lıklı hakaret edilmesi hâlinde de aynı yöntem benimsenmiştir. Ancak karşı-
lıklı hakarette faillerden birine ceza verilirken, diğerine indirilmiş de olsa
ceza verilmesi mümkün kılınmıştır. Mahkemenin takdir yetkisinin bulundu-
ğu her iki hâlde de haksız tahrik kusuru azaltan veya kaldıran bir neden ola-
rak değerlendirilmiştir. Fail kasten yaralama suçu karşısında hakaret suçunu
işlemişse, hakkında ceza verilemeyecektir. Böylece bu durumda haksız tah-
rik kusuru ortadan kaldıran bir neden olarak ele alınmıştır.
CMK md. 223/4-c, karşılıklı hakaret dolayısıyla faile ceza verilmemesi
hâlinde, ceza verilmesine yer olmadığı kararı verileceğini öngörmektedir.
Buna göre, hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi hâlinde, mahkeme
taraflardan her ikisi veya biri hakkında ceza vermekten vazgeçerse, ceza
verilmesine yer olmadığı kararı verecektir. Buna karşın, TCK md. 129/1
gereğince hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi hâlinde
ceza vermekten vazgeçilmesi hâlinde ve TCK md. 129/2 gereğince kasten
yaralama suçuna tepki olarak işlenen hakaret suçunda ceza verilmemesi hâ-
linde ne tür bir karar verileceği CMK md. 223’de gösterilmemiştir. Böyle
durumlarda CMK md. 223/4 kıyasen uygulanarak ceza verilmesine yer ol-
madığı kararı verilmelidir133.
Hakaret suçu bakımından ceza verilmesine yer olmadığı kararının veril-
mesi, özel hukuka ilişkin talepleri ortadan kaldırmamaktadır. Bununla birlik-
te, haksız tahrik tazminatta indirim yapılmasını gerektirmektedir134.
132 ÖZGENÇ, Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, (5), sh: 390.
133 “Sanığın hakaret eylemini haksız bir fiile tepki olarak gerçekleştirdiğinin kabul edilmesi
karşısında, TCY.nın 129/1. maddesi uyarınca doğrudan ceza verilmesine yer olmadığına
karar verilmesi gerekirken önce TCY.nın 125/3-a maddesine göre hapis cezası verildik-
ten sonra ceza verilmesine yer olmadığına karar verilerek çelişkili hüküm kurulması…”
(4. C.D., 31.01.2011, E. 2008-22281/K. 2011-639, www.kazanci.com, Erişim tarihi:
28.08.2011).
134 “Davalı, davacıya etkili eylemde bulunduğundan TCK. 456/son, 51/1 maddeleri gere-
ğince mahkum olmuştur. Davacı bu yaralanma nedeniyle uğradığı manevi zararın ya-
nında maddi zararını da istemiştir. Her ne kadar davacının maddi zararı belirlenip hü-
küm altına alınmış ise de ceza dosyasında da belirlenen ve mahkumiyette gözönüne alı-
nan davacının bölüşük kusuru nedeniyle maddi tazminattan indirim yapılmamıştır. Şu
durumda yerel mahkemece davacının bölüşük kusuru da gözönüne alınarak maddi taz-
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
65
Haksız tahrik altında işlenen suç da bir haksızlığı ifade ettiğinden, bu su-
ça maruz kalan mağdur meşru savunma hukuka uygunluk nedeninden yarar-
lanabilir. Bununla birlikte, mağdur, faile zarar vermek amacıyla kendisini
meşru savunma durumuna sokmuşsa, artık bu hukuka uygunluk nedeninden
yararlanamaz (actio illicita in causa – nedeninde hukuka aykırı fiil teorisi).
minattan indirim yapmak gerekirken bu hususun gözardı edilmesi usul ve yasaya aykırı
görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir” (4. HD, 17.03.2005, E. 2004-8743/K.
2005-2724, www.kazanci.com, Erişim tarihi: 03.09.2011).
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
66
KAYNAKÇA
ARTUK, Mehmet Emin/GÖKCEN, Ahmet/YENĠDÜNYA, A. Caner: Ceza
Hukuku Genel Hükümler, 4. Bası, Ankara 2009.
ARZT, Gunther/WEBER, Ulrich/HEINRICH, Bernd/HILGENDORF, Eric:
Strafrecht, Besonderer Teil, 2. Auflage, Bielefeld 2009.
AYDIN, Devrim: “Yeni Türk Ceza Kanunu‟nda Haksız Tahrik”, AÜHFD 2005, c:
54, sy: 1, sh: 225-254.
BARDAK, Cengiz: “Haksız Tahrik Üzerine Bir İnceleme”, AD 1988, yıl: 79, sy: 1,
sh: 42-52.
BAġAR, Nur: “Türk Ceza Hukukunda Haksız Tahrik”, (I), AD 1980, yıl: 71, sy: 3,
sh: 251-263; (II), AD 1980, yıl: 71, sy: 4, sh: 351-365.
BOULOC, Bernard: Droit pénal général, 21e éd., Paris 2009.
CENTEL, Nur/ZAFER, Hamide/ÇAKMUT, Özlem: Türk Ceza Hukuku, 5. Bası,
İstanbul 2008.
CORNILS, Karin: “Gründe für den Ausschluss der Strafbarkeit in Schweden”,
Nationales Strafrecht in rechtsvergleichender Darstellung, Allgemeiner Teil,
Teilband 5, Berlin 2010, sh: 387-440.
CORNILS, Karin/GREVE, Vagn: Das dänische Strafgesetz, 2. Auflage, Freiburg
im Breisgau 2001.
CORNILS, Karin/JAREBORG, Nils: Das schwedische Kriminalgesetzbuch,
Freiburg im Breisgau 2000.
DEMĠRBAġ, Timur: Türk Ceza Kanununda Özel Haksız Tahrik Halleri, İstanbul
1985.
DEMĠRBAġ, Timur: Ceza Hukuku, Genel Hükümler, 6. Baskı, Ankara 2009.
DÖNMEZER, Sulhi/ERMAN, Sahir: Nazarî ve Tatbikî Ceza Hukuku, Genel Kı-
sım, c: II, 10. Bası, İstanbul 1994.
DURAN, Gökhan YaĢar: Ceza Hukukunda Haksız Tahrik, İstanbul 2010.
DURSUN, Selman: “Mağdurun Suça Yol Açması”, İÜHFM 2003, c: LXI, sy: 1-2,
sh: 3-33.
EREM, Faruk: “Haksız Tahrik”, AD 1946, yıl: 37, sy: 7, sh: 637-654.
EREM, Faruk/DANIġMAN, Ahmet/ARTUK, Mehmet Emin: Ümanist Doktrin
Açısından Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 14. Bası, Ankara 1997.
ERMAN, Ragıp BarıĢ: Yanılmanın Ceza Sorumluluğuna Etkisi, İÜ. Sosyal Bilim-
ler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul
2006.
FABRIZY, Ernst Eugen: Strafgesetzbuch, Kurzkommentar, 10. Auflage, Wien
2010.
FERNANDES, João Manuel: Das portugiesische Strafgesetzbuch, Berlin 2010.
FISCHER, Thomas: Strafgesetzbuch und Nebengesetze, 57. Auflage, München
2010.
FORSTER, Susanne: “Gründe für den Ausschluss der Strafbarkeit in England und
Wales”, Nationales Strafrecht in rechtsvergleichender Darstellung, Allgemeiner
Teil, Teilband 5, Berlin 2010, sh: 72-111.
Türk Ceza Hukukunda Haksız …
67
GÜRELLĠ, Nevzat: “Ceza Hukukunda Mazeret Sebebi Olarak Haksız Tahrik”,
İBD 1951, c: XXV, sy: 6, sh: 331-344.
HAKERĠ, Hakan: Ceza Hukuku, Genel Hükümler, 10. Baskı, Ankara 2011.
HILGENDORF, Eric: § 199, Strafgesetzbuch, Leipziger Kommentar, Band: 5, 11.
Auflage, Berlin 2005.
HOFFMAN, Markus/MELIÁ, Manuel Cancio: Das spanische Strafgesetzbuch,
Freiburg im Breisgau 2002.
ĠÇEL, Kayıhan/SOKULLU-AKINCI, Füsun/ÖZGENÇ, Ġzzet/SÖZÜER,
Adem/MAHMUTOĞLU, Fatih S./ÜNVER, Yener: İçel – Suç Teorisi, 2. Kitap, 3.
Bası, İstanbul 2004.
JÄHNKE, Burkhard: § 213, Strafgesetzbuch, Leipziger Kommentar, Band: 5, 11.
Auflage, Berlin 2005.
JARVERS, Konstanze: “Gründe für den Ausschluss der Strafbarkeit in Italien”,
Nationales Strafrecht in rechtsvergleichender Darstellung, Allgemeiner Teil,
Teilband 5, Berlin 2010, sh: 151-204.
JOECKS, Wolfgang/MIEBACH, Klaus: Münchener Kommentar zum
Strafgesetzbuch, Band 3: §§ 185-262, München 2003.
KANGAL, Zeynel T.: Tüzel Kişilerin Ceza Sorumluluğu, Ankara 2003.
KANGAL, Zeynel T.: Ceza Hukukunda Zorunluluk Durumu, Ankara 2010.
KANGAL, Zeynel T.: Askerî Ceza Hukuku, Ankara 2010.
KAYA, Fahrettin: “Türk Ceza Kanununda Haksız Tahrik”, AD 2011 (Mayıs), sy:
40, sh: 91-107.
KINDHÄUSER, Urs: Strafrecht, Besonderer Teil I, 4. Auflage, Baden-Baden
2009.
KINDHÄUSER, Urs: Strafgesetzbuch, Lehr- und Praxiskommentar, 4. Auflage,
Baden-Baden 2010.
KINDHÄUSER, Urs/NEUMANN, Ulfrid/PAEFFGEN, Hans-Ullrich: Nomos
Kommentar, Strafgesetzbuch, Band 2 (§§ 146-358), 3. Auflage, Baden-Baden 2010.
KOCA, Mahmut/ÜZÜLMEZ, Ġlhan: Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, 3.
Baskı, Ankara 2010.
LACKNER, Karl/KÜHL, Kristian: Strafgesetzbuch, Kommentar, 27. Auflage,
München 2011.
MAURACH, Reinhart/SCHROEDER, Friedrich-Christian/MAIWALD,
Manfred: Strafrecht, Besonderer Teil, Teilband 1, 10. Auflage, Heidelberg 2009.
ÖNDER, Ayhan: Ceza Hukuku Dersleri, İstanbul 1992.
ÖZBEK, Veli Özer/KANBUR, M. Nihat/DOĞAN, Koray/BACAKSIZ, Pı-
nar/TEPE, Ġlker: Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, 2. Baskı, Ankara 2011.
ÖZGENÇ, Ġzzet: Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, 5. Bası, Ankara 2010.
ÖZTÜRK, Bahri/ERDEM, Mustafa Ruhan: Uygulamalı Ceza Hukuku ve Güven-
lik Tedbirleri Hukuku, 9. Baskı, Ankara 2006.
PFÜTZNER, Peggy: “Gründe für den Ausschluss der Strafbarkeit in Frankreich”,
Nationales Strafrecht in rechtsvergleichender Darstellung, Allgemeiner Teil,
Teilband 5, Berlin 2010, sh: 112-150.
Zeynel T. KANGAL EÜHFD, C. XIV, S. 3–4 (2010)
68
RICHTER, Thomas/ZHAO, Yang: “Gründe für den Ausschluss der Strafbarkeit
in China”, Nationales Strafrecht in rechtsvergleichender Darstellung, Allgemeiner
Teil, Teilband 5, Berlin 2010, sh: 5-36.
RIZ, Roland/BOSCH, Johanna: Italienisches Strafgesetzbuch, Bozen 1995.
ROXIN, Claus: Strafrecht, Allgemeiner Teil, Band I, Grundlagen, der Aufbau der
Verbrechenslehre, 4. Auflage, München 2006.
RUDOLPHI/HORN/GÜNTHER/SAMSON: Systematischer Kommentar zum
Strafgesetzbuch, 2, Besonderer Teil, München 2009.
SCHÖNKE, Adolf/SCHRÖDER, Horst: Strafgesetzbuch Kommentar, 28.
Auflage, München 2010.
SCHROEDER, Friedrich-Christian/BEDNARZ, Thomas: Strafgesetzbuch der
Russischen Föderation, Freiburg im Breisgau 1998.
STOPPEL, Wolfgang: Die Strafgesetze Albaniens, Tirana 2003.
SUMMERS, Sarah: “Gründe für den Ausschluss der Strafbarkeit in Schottland”,
Nationales Strafrecht in rechtsvergleichender Darstellung, Allgemeiner Teil,
Teilband 5, Berlin 2010, sh: 361-386.
TELLENBACH, Silvia: “Gründe für den Ausschluss der Strafbarkeit in der
Türkei”, Nationales Strafrecht in rechtsvergleichender Darstellung, Allgemeiner
Teil, Teilband 5, Berlin 2010, sh: 488-534.
TRECHSEL, Stefan/JEAN-RICHARD, Marc: Schweizerisches Strafgesetzbuch,
Praxiskommentar, Zürich 2008.
WEIGEND, Ewa: Das polnische Strafgesetzbuch, Freiburg im Breisgau 1998.
WEIGEND, Ewa: “Gründe für den Ausschluss der Strafbarkeit in Polen”,
Nationales Strafrecht in rechtsvergleichender Darstellung, Allgemeiner Teil,
Teilband 5, Berlin 2010, sh: 310-360.
WESSELS, Johannes/HETTINGER, Michael: Strafrecht, Besonderer Teil 1, 34.
Auflage, Heidelberg 2010.
YAVUZ, YaĢar: “Haksız Tahrik”, YD 1991, c: 17, sy: 4, sh: 445-466.
ZAFER, Hamide: Ceza Hukuku, Genel Hükümler, İstanbul 2010.
ZERBES, Ingeborg: ““Gründe für den Ausschluss der Strafbarkeit in Österreich”,
Nationales Strafrecht in rechtsvergleichender Darstellung, Allgemeiner Teil,
Teilband 5, Berlin 2010, sh: 260-309.
ZWIEHOFF, Gabriele: Die provozierte Tötung, Baden-Baden 2001.