Download - İletişim Tarihi 2 - Tipografik Kültür
İLETİŞİM TARİHİ – 2TİPOGRAFİK KÜLTÜRYrd. Doç. Dr. Javanshir Gadimov
Medya ve Toplum DersiZirve Üniversitesiİletişim Fakültesi
İçindekiler• Tipografinin bulunuşu• Değişebilen harflerle baskı• İlk basılı kitaplar ve el yazmalarının benzerliyi• Ağır ve yıpranan kitaplar• Basımcılara baskı• İlk çok satanlar• Süreli yayınların ortaya çıkması• Basına sansür ve basın özgürlüğü• Daha hızlı baskı makineleri
Tipografinin bulunuşu• Çağımızın en büyük kitle
iletişimcileri, özellikle McLuhan'a göre matbaanın icadı bilgilerin saklanması ve aktarılmasında ve hatta insanın düşünme biçiminde o kadar derin değişimlere neden olmuştur ki, tipografik insan olarak tanımlanabilecek yeni bir insan tipinin doğuşundan söz etmek mümkündür. McLuhan'a göre "basım kültürüne sahip bir insan ile yazı kültürü insanı arasındaki fark okuma yazma bilen ve bilmeyen insan arasındaki fark kadar büyüktür".
• Stainberg'in dediği gibi "Gutenberg oynak harfler tekniği ile Avrupa'da sadece tipografik baskının değil, aynı zamanda modern sanayide seri üretimin temeli olan "değiştirilebilir parçalar" anlayışının da temelini üç yüz yıl önce atmıştır".
• 1456 yılında, günümüze kadar kırk dokuz tanesi ulaşabilen, Gutenbeg'in İncili olarak bilinen "42 satırlık İncil" yayınlanmıştır.
Başlangıcında matbaa, bugün olduğu gibi köklü bir devrim olarak değil, el yazısının bir uzantısı gibi değerlendiriliyordu. Matbaacının ilk kaygısı yazıcıylarekabet edebilmek ve kaligrafili yapıtlar kadar pahalı basımlar hazırlamaktı. Dolayısıyla, basılı sayfalar üzerinde bir tezhipçinin süslemesi için boş alanlar bırakılmakta, elyazması sayfanın görünümü elden geldiğince korunmaktaydı.
"Matbaada basılmış ilk kitabı hazırlamak söz konusu olduğunda, rekabet edilen elyazması kitapların belirleyici ortak niteliğine, yani üstün tasarım ve iş kalitesine, ulaşmak gerekiyordu. Gutenberg'in 1450'de baslığı 'Latin İncili'nin' göz kamaştırıcılığı, o dönemdeki yazıya ve elyazması İncil'lerin süslemelerine çok şey borçludur."
İlk basılı kitaplar ve el yazmalar
Johannes Gutenberg• Aslında Çinliler elle dizilen harfleri
XI yüzyıldan beri biliyorlardı. Baskı makinesi de yüzyıllardan beri tanınıyordu ve Gutenberg'den de önce, yalnızca üzüm sıkmak için değil, kağıt parlatmak ve kumaşlar üzerine baskı yapmak için de kullanılıyordu. XV. yüzyıl başında, ahşap kalıplı harfler, aziz resimleri ve İncil'den sahnelerle birlikte basılmıştır. Ama bütün bu baskılar, kağıdın arka yüzünün tahtaya sürtülmesiyle elde edilmişti ve Gutenberg baskıyı mekanikleştiren ilk kişi olmuştur.
Kitap ticareti• Üniversite kentleri matbaacılar tarafından genellikle göz
ardı edilirken Köln, Paris, Valencia, Sevilla ve Napoli gibi ticaretin, bankacılığın geliştiği, yönetimlerin bulunduğu kentler öncelik kazanmıştır.
• 1500'lerde eserleri best seller olan üç yazar: Erasmus, Lüther ve Ariosto'dur. Ariosto'nun Orlando Furioso adlı eseri 1532- 1542 yılları arasında 36 kere basılmış ve ilk ulusal best seller unvanını kazanmıştır.
Ariosto'nun Orlando Furioso kitabının 1565 tarihli baskısında bir sayfa.
Ne değişti?• Basılı eserler, editörler arasında en fazla okuyucuya
ulaşabilmek için başlayan yarış nedeni ile yavaş yavaş elyazması kitaplardan farklılaşmaya başlamıştır. Örneğin, elyazmacılar için tüketiciler değil üreticiler ön planda iken bu düşünce basım ile birlikte ters yüz olmuştur.
• Kitabın yeni üretim biçiminde görülen rekabete dayalı ticari anlayış, tüketicileri cezbedici her türlü yeniliğin hızla uygulamasına neden olmuştur. Örneğin, basımcılar rekabette üstün gelebilmek için kolay okunabilen, kolay anlaşılabilen ve en az hata ile basılan kitapları tercih etmişler ayrıca, kitapların içine basımdan ileri gelen hataların bir kataloğunu koymaya başlamışlardır.
• Yeni dağıtım noktaları oluşmaya başladı. Basımcılar, çeşitli bölgelerde kurulan Pazar ve panayırlarda halka dağıtılmak üzere yayınladıkları eserlerin kataloglarını hazırlamaya başladılar. Kitapların en fazla satıldığı kent pazarları Lyon ve Frankfurt'tu.
• El yazmalardan amaç eskileri muhafaza etmekti.• Kitapla aynı değildi ve her yazıcıda farklı hatalar oluşurdu
ve kitaplar bundan dolayı farklılaşırdı.• Matbaa ile kitaplardaki hatalar azalmaya, düzeltilmeye ve
artık tek tür olmaya başladı.
• McLuhan'a göre, alfabenin doğuşuyla başlayan kabileleşmeden kurtulma süreci, basımı bulunmasıyla sona ermiştir.
• Alfabetik kültürün tipografik evresinin nitelikleri tekbiçimlilik, süreklilik, ve türdeşliktir. Bu evrede chirografik kültürün özellikleri göze çarpan bir vurgulanma geçirmiş ve bunlara yenileri de eklenmiştir.
• Basım, gözü bütün duyulardan üstün tutmuş ve böylece gözün kulağı yenmesi saptanmıştır.
Latince’den ulusal dillere geçiş• Öncelikle, basım Latinceyi arıtmıştır çünkü "eski yazı
biçiminin bütün katılığını gözel görebilme olanağını yaratmıştır".
• İkinci olarak, basım ulusal dillerin gelişmesini kolaylaştırmış, ama bu, onların billurlaşması pahasına olmuştur. Gerçekten de ekonomik kaygılar nedeni ile yayıncılar kendi dillerindeki yapıtların basımını arttırmışlardır, bunun bir başka nedeni de okuyan halkın giderek daha laik olması ve Latinceden pek anlamamasıdır.
• Yerel dilleri kaybolmaktan kurtarmıştır.
Yazarın hakkı• Yazarın kimliği sorunu ancak basımın sözcüğü ticari bir
mal yaparak sözlerin özel mülkiyet oluşu gibi yeni bir bilinç" yaratmasından sonra ortaya çıkmıştır.
• Tipografik kültürle birlikte, yapıt hırsızlığı bir suç olmuş ve kaynakça göstermek zorunlu hale gelmiştir.
• "Elyazması çağında, bir başkasının yapıtını kopya ederek yaymak övgüye değer bir eylem sayılabilirdi, basım çağında aynı şey dava açılmasına ve tazminat ödenmesine yol açabilir"
Yazar hakkına örnek• Ben, Juan Gallo de Andrada, Kraliyet Hâzinesi Yazmanı,
Konsey Üyesi, Miguel de Cervantes Saavedra tarafından yazılmış, Konsey Senyörleri tarafından incelenen La Manchalı Yaratıcı Asilzade adlı kitabın her yaprağına üç buçuk maravedi fiyat biçildiğini; seksen üç yapraklık kitabın, bu fiyat üzerinden iki yüz doksan buçuk maravedi fiyatla, ciltlenmeden satılmasına izin verildiğini ve bu narhın, adı geçen kitabın başına konularak onsuz satılmamasının emredildiğini tasdik etmek üzere, işbu belgeyi, Valladolid'de, bin altı yüz dört yılının yirmi Aralık günü imzaladım.
• Juan Gallo de Andrada”• • Alıntı: Cervantes. “Don Quijote Cilt 1 (YKY)”
Tashih belgesi• Bu kitapta, aslına uygun
olmayan, kayda değer bir şey yoktur; düzelttiğime dair bu belgeyi, Alcala Üniversitesi, Meryem Ana Teoloji Kürsüsünde, 1604 yılının bir Aralık günü imzaladım.
• • Doktor Francisco Murcia de la
Llana”• • Alıntı: Cervantes. “Don
Quijote Cilt 1 (YKY)”.
Kralın izni• “Siz Miguel de Cervantes tarafından bize sunulan, La Mancha'lı Yaratıcı Asilzade
adlı, çok faydalı kitabı, büyük uğraşlar sonucu yazdığınızı bildiren, basılması için gerekli izin ve yetkiyi, ve arzu ettiğimiz süre için hakkını vermemizi rica ettiğiniz dilekçeniz, Konseyimiz tarafından incelendi; kitapların basımıyla ilgili, tarafımızdan konulan kanunda aranan şartlar, adı geçen kitapta yerine getirildiğinden, size bu beratı vermemiz uygun bulundu. Bu sebeple, size veya yetkili kılacağınız kimseye, adı geçen La Mancha'lı Yaratıcı Asilzade adlı kitabı, Kastilya'nın bütün krallıklarında, beratın verildiği tarihten geçerli olmak üzere, on yıl boyunca basma iznini ve ayrıcalığını bağışlıyoruz. Sizin yetkinizi almadan kitabı basan veya satan, bastıran veya sattıran kişi veya kişilerden, ceza olarak, kalıpları ve levhalarıyla birlikte, yapılan basımın haricinde, her ayrı basım için, elli bin maravedi alınacaktır.
• ... sözkonusu basımın, tarafımızdan tayin edilen bir düzeltmence, aslıyla karşılaştırılarak incelenip düzeltildiğine, aslına uygun olarak basıldığına, kaydedilenler haricinde yanlış bulunmadığına dair bir belge sunulacaktır.
• Valladolid'de, bin altı yüz dört yılının Eylül ayının yirmi altıncı günü imzalandı.• KRAL
• Yüce Kralımızın emriyle: JUAN DE AMEZQUETA”
• (Alıntı: Cervantes. “Don Quijote Cilt 1)
Kitlesel okuma• Ancak basımdan sonra okumak kitlesel bir nitelik
kazanmıştır. • 1700’lerde tüccar orta sınıf ve özellikle kadınlar
okumaktan hoşlanmaya başladılar. • 1800’lerde zorunlu eğitimin başlatılması okuyucu sayısını
arttırmıştır.
Basım ve ulusçuluk• Basım ulusçuluğun doğmasını da desteklemiştir. • Yazı ve papirüs nasıl büyük imparatorlukların doğmasına
yardımcı olmuşlarsa, basım ve kağıt da ulusçuluğun doğasında etkili olmuştur.
• McLuhan'a göre, "basım ve ulusçuluk birbirine bağlı kavramlardır.
Yanlış yorumlardan düzeltilmiş baskılara• Gerçekten de elyazması kitaplar her kopya edildiklerinde
yanılgı ve yanlış yorum sayısı artmaktaydı.• Basımın bize sağladığı en büyük olanak, kitaplarımızı
yeni baskılarında düzeltip daha iyileştirmek gücüdür
Basım öncesi ve sonrası üniversiteler• Matbaa bulununcaya
kadar, eski bilinenlerin kaybolmasına engel olmak ve gözetip korumak her şeyden önce gelirdi, Üniversitelerdeki bütün fakültelerin ilk görevi, kendilerine miras kalan eski metinleri içeren özel corpus bekçiliğini yapmaktır".
Basım Özgürlüğü• XVI. yüzyılın sonunda Karşı-Reform hareketi ve
Engizisyon yenilikçi düşüncelerin peşini bırakmaz ve üstünlüğünü ortaya koyar; Protestan Hollanda kitap için bir sürgün toprağı olur, Avrupalı matbaacılar ve basımcılar buraya gelir, 1550'den itibaren Latinceyi bırakarak Yunan ve Latin klasiklerini ulusal dillerde basmayı ve yayınlamayı kendilerine hedef edinen bu bilginlerin bağımsız olma istekleri mutlakıyet yönetimiyle pek uyuşmaz.
Sansür• İlk laik sansür bürosu 1486'da
Magonza'da kurulmuş ve ilk yasaklanmış kitaplar listesi 1559'da kilise tarafından resmen yayınlanmıştır. Dinsel sansür, bölücü ve dine karşı metinleri baskı altına alırken, politik sansür de baştaki güçleri kabul etmeyen ya da salt eleştiren yazıları vuruyordu.
• 1600 ile 1756 yılları arasında Fransa'nın Bastille Hapishanesi'nde yazar, basımcı, kitapçı olarak 800 kişi bulunuyordu. O yüzyıllarda yaşamları boyunca en az bir kere hapse girmeyen kitapçı ya da basımcı yoktur.
Daha hızlı makineler• 1783'e kadar, Gutenberg'den beri hiç değişmemiş olan el
baskısı makinesiyle günde 300 kağıttan fazlası basılamıyordu.
Süreli yayınlar doğuyor• Matbaadaki gelişmeler XVIII. yüzyılda gazetelerin
yaygınlaşmasını sağlayacaktır.
İlk süreli yayınlar• 1600’lerin birinci yarısında ilk akademik-bilimsel dergiler
çıkmıştır. • İlk dergiler 1605'de Anvers'de basılan Nieuwe Antwersche
Tijdingne ve 1609'da Starazburg'da basılan Ordinarii Avisa'dır;
İlk gazeteler 1618 ile 1613 arasında Amsterdam, Viyana, Londra ve Paris'de basılmışlardır. Bunların arasında en ünlüsü Fransız doktor Theophraste Renaudot tarafından çıkarılan ve 13. Lui'nin de katkıda bulunduğu gazetedir;
İlk günlük gazete ise 1660'da Leipzig'de basılan Leipziger Zeitung'dur.
Kaynakça• Massimo Baldini, İletişim Tarihi, Çev: Gül Batuş, Avcıol
Basım Yayın, İstanbul, 2000.• Georges Jean, Yazı İnsanlığın Belleği, Çev: Nami Başer,
Yapı Kredi Yayınları, 4. Baskı, İstanbul, 2006.