dİkkat - turuz · 2019. 1. 14. · joseph delaney eşiyle birlikte lancashire’da yaşamaktadır....

288

Upload: others

Post on 27-Mar-2021

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında
Page 2: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

*

DİKKAT: KARANLIK

BASTIKTAN SONRA OKUNMAMALI!

"Karanlığın esareti altına girmiş bir dünya düşün!A çlık , hastalık ve adaletsizlik hüküm sürer.A ileler parçalanır: kardeş kardeşi öldürür.

Şeytan in hizmetkârları kontrol edilemez hale gelir; kadınları, erkekleri ve çocukları avlar, onların etlerini yer, kanlarını içerler.

Şeytan i y o k et! Senin dünyaya geliş amacın bu!"

Tom için zaman tükeniyor. Şeytanla son savaşı yaklaşırken. Hayaletin Çırağı görevinde hiç olmadığı kadar yalnız kalıyor. Şeytan en güçlü hizmetkârını Tom’un peşine takıyor: Vampir Tanrı şimdiye kadar karşılaştığı hiçbir canavara benzemiyor.

ISBN: 978-9944-69-769-9

9 7 8 9 9 4 4 6 9 7 6 9 9 J57 CGR

w w w .tudem .com

9789944697699

Page 3: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

© 2013, Tudem Eğitini Hizmetleri San. Tic. A. Ş. • 1476/1 Sok. No: 10/51

Alsancak-Konak/İZM İR metin haklan © 2011, Joseplı Delaney

İlk basım 2012 yılında, İngiltere’de Spooks B loo d adı ile R an d om House Children’s Books’un bir markası olan T he Bodley Head

tarafından gerçekleştirilmiştir.

Y a z a r : Joseph Delaney

Türkçeleştiren: Kerem Işık

K apak R esm i: David W yatt

Editör: Burhanettin Düzçay

Baskı ve Cilt: Ertem Basını Yayın Dağıtım San. Tic. Ltd. Şti.

Eskişehir Yolu 40. Kııı. Başkent O SB 22. Cadde N o:6 Malıköy/Ankara

0 312 284 18 14

Birinci Baskı: Ekim 2013 (3000 adet)İkinci Baskı: Eylül 2014 (3000 adet)

ISB N : 9 7 8 -9 9 4 4 -6 9 -7 6 9 -9

Yayınevi sertifika no: 11945 M atbaa sertifika no: 26886

T üm hakları saklıdır.Bu yayının hiçbir bölümü, telif hakkı sahibinin önceden

yazılı izni olmaksızın tekrar üretilemez, bir erişim sisteminde tutulamaz, herhangi bir biçimde elektronik, mekanik, fotokopi,

kayıt ya da diğer yollarla iletilemez.

w w w .tudem .com

Page 4: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

HAYALETİNKANI

Joseph DeJaney

C tu d e m

Page 5: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Joseph Delaney eşiyle birlikte

Lancashire’da yaşamaktadır. U ç çocuğu ve yedi

torunu vardır.

Wardstoae Günlükleri'nin onuncu kitabında

Tom ’un ve ustasının, Şeytan ve hizmetkârlarıyla

nefes kesen mücadelesi devam ediyor.

MM

tMarie için

Page 6: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

üayafei Sem6oi/eri Nasıl Okunur?

Öcüler

Beta Öcüler için kullanılır

p -4 — deşici O D°ğa ly°llarlabağlanmış öcüD

W /JI Doğal olmayan

r x sı„,f /Q >;ollarl!' ./ bağlanmış ocu

Gregory

T*

I - tehlikeli

X - fark edilmesi güç

Hortlaklar /Cinler

l - tehlikeli

X - fark edilmesi güçh

Cadılar

M Gregory

M - kötücül

J3 - iyi huylu

P J - habersiz

m

'• fi ;.x<-

Page 7: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

fiaralder Profilleri

TomThomas Ward yedinci oğlun yedinci oğlu. Bunun için doğuştan gelen bazı becerileri var. Onu, Hayalet’in çırağı olmak için mükemmel bir aday yapan beceriler...Ölüleri görebiliyor ve duyabiliyor, aynı zamanda Karanlık'ın doğal düşmanlarından. Fakat bu Tom’un korkmasına engel değil ve kendisinden önce gelen yirmi dokuz çırağın başaramadığını başarabilmek için tüm cesaretini toplaması gerekecek.

/iayaleiHayalci kolayca tanınabilecek biri. Uzun boylu ve sert görünüşlü. Kukuletalı, uzun, siyah bir cübbe giyiyor ve asasıyla gümüş zinciri daima yanında. Tıpkı çırağı Torn gibi o da solak ve yedinci oğlun yedinci oğlu.Altmış yılı aşkın süredir eyaleti, gecenin karanlığında ortaya çıkan yaratıklardan koruyor.

AliceTorn, Alice’in iyi mi, kötü mü olduğuna bir türlü karar veremiyor. Alice köydeki çocukları korkutuyor, en illet cadı klanlarından ikisiyle (Malkinler ve Deaneler) kan bağı var ve kara büyü kullanıyor. Ancak cadılık eğitimini kendi isteği dışında almış ve bazı çok zor durumlardan kurtulması için Tom’a yardım etti. Sadık bir dost gibi görünüyor, ama güvenilebilir mi?

Page 8: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

AnneTom'un annesi, oğlunun bir Hayalet çırağı olacağını en başından beri biliyordu. Tom için eyalete verdiğim hediye’ diyor. Sevgi dolu bir anne; bitkiler, ilaçlar ve ebelik konusunda uzman. Anne hep biraz farklıydı. Yunanistan’a dayanan kökenleriyse tam bir muamma. Aslına bakarsanız anneyle ilgili gizemli çok şey var...

GrifnaiftinMalkin cadı klanının 'katil cadı’sıdır. Son derece hızlı ve güçlü olan bu katil cadının kendine özgü kuralları vardır: Asla hileye başvurmaz. Her ne kadar onurlu bir yapısı olsa da Grimalkin’in karanlık bir yanı da vardır. İşkenceye başvurmasıyla ünlüdür. Ortak düşmanları Şeytaıı’a karşı Tom YVard’la beklenmedik bir ittifak gerçekleştirdi. Ama Karanlık'ın gerçek bir hizmetkârına ne kadar güvenilebilir?

Ş e y t a n

Şeytan Karanlık’ın vücut bulmuş hali, en güçlü mensubu ve Kadim Tanrıların en eskisidir. Pek çok farklı adı vardır ki bunların arasında İblis, Lucifer, Karanlıkların Lordu ve1 Yalanların Efendisi sayılabilir. Tom Ward ve müttefikleri Şeytanın başını kesmeyi başardılar, fakat onu sonsuza dek yok etme mücadeleleri daha yeni başlıyor.. i

* ı * k ' 'Tüm-

Page 9: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında
Page 10: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

ÜLKENİN EN YÜKSEK NOKTASI ESRARENGİZLİĞİ İLE BİLİNİR.DERLER Kİ ORADA BİR ADAM.

KORKUNÇ BİR FIRTINA SIRASINDA DÜNYAYI TEHDİT EDEN ŞEYTANI

BAĞLARKEN ÖLMÜŞ. BUNDAN SONRA TEKRAR BUZLARIN HÜKMÜ BAŞLAMIŞ

VE BUZLAR ÇEKİLDİĞİNDE TEPELERİN ŞEKLİ, KASABALARIN İSİMLERİ BİLE DEĞİŞMİŞ. ŞİMDİ

BU TERK EDİLMİŞ DİYARIN EN YÜKSEK NOKTASINDA UZUN ZAMAN ÖNCE OLMUŞ

OLANIN HİÇBİR İZİ KALMAMIŞ OLSA DA ADI HİÇ UNUTULMADI.

W A R D ST O N E

Page 11: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M 1

Y e n i d e n İn ş a z a m a n I

Güneşin ağaç dalları arasından sızdığı, havanınsa kuş sesleriyle dolu olduğu bir gün Hayalet, Chipenden’deki bahçesinde bir ağaç kütüğünün üzerinde oturuyordu. Ma­yıs ayının sonlarına doğru ılık bir bahar sabahıydı; Eyalet’te hava bundan daha iyi olmazdı. İşler iyiye gidiyor gibiydi. Otların üzerine oturmuş, iştahla kahvaltımı mideye indi­rirken Hayalet kendi kendine gülümseyerek ve uzun za­man sonra ilk kez hayatından memnun bir halde eve doğru bakıyordu.

Evin oradan testere sesleri geliyordu; havadaki talaş kokusunu alabiliyordum. Ustamın evi çatıdan başlaya­rak onarılıyordu. Düşman askerleri tarafından yakılmıştı, ama artık Eyalet’teki savaş sona erdiğinden evi yeniden inşa ederek bir Hayalet ve çırağının yapması gerektiği gibi Karanlık’a ait yaratıklarla -öcüler, hortlaklar, cadılar...- mücadeleye dönmemiz gerekiyordu.

“Alice’in neden bir şey söylemeden gittiğini anlamıyo­rum,” diye yakındım Hayalet’e. “Bu hiç onun yapacağı bir şey değil. Özellikle de yakında en az birkaç gün sürecek bir yolculuğa çıkacağımızı biliyorken.”

Page 12: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

12

Arkadaşım Alice üç gece önce ortadan kaybolmuştu. Onunla bahçede konuşuyordum ve hemen geri döneceği­mi belirterek Hayalet’e bir şey söylemek için kısa süreliği­ne yanından ayrılmıştım. Döndüğümde gitmişti. Önce faz­la endişelenmedim, ama sonra akşam yemeğine de gelmedi ve onu bir daha görmedim.

Hayalet iç geçirdi. “Bunu fazla dert etme ama bir daha geri dönmemek üzere gitmiş olabilir. Ne de olsa şu kan kabı yüzünden uzun süredir birbirinize bağımlıydınız. Şimdi istediğini yapmakta özgür. Ve Karanlık’a sürüklenip orada uzun süre kaldığı için o artık farklı bir insan.”

Ustamın sözleri acı vericiydi. Alice’in bize yıllardır yar­dım ediyor olmasına rağmen ona hâlâ güvenmiyordu. Ne de olsa o Pendle’da doğmuş ve iki yıl boyunca bir cadı olarak yetiştirilmişti; onun bu şekilde çekip gitmesi John Gregory’yi mutlu ederdi. Yunanistan’da olduğumuz dö­nemde Alice, Şeytan’ı uzak tutmak için bir kan kabı hazır­lamıştı; aksi takdirde her ikimiz de Karanlık’a sürüklene­cektik. Şimdiyse artık buna ihtiyaç yoktu. Şeytanı bağlayıp kafasını kesmiştik. Kafa, Katil Cadı Grimalkin’in elindeydi. O da Şeytan’ın hizmetkârlarından kaçıyordu. Şeytan, bede­ninin iki yarısı tekrar bir araya gelecek olursa özgür kalırdı ve işte o zaman intikamını korkunç bir şekilde alırdı. Bu­nun sonuçları yalnızca Eyalet için değil tüm dünya ve ötesi için bile dehşet verici olurdu; yeni bir karanlık çağ başlar­dı. Ama onu sonsuza dek yok etmenin yolunu buluncaya dek biraz vakit kazanmıştık.

Page 13: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

13

Beni en çok yaralayan da ustamın son sözleri oldu. Şey­tan, Alice’i Karanlık’a kaçırmıştı; geri döndüğünde Alice’te büyük değişiklikler olmuştu. Saçları bembeyazdı: Bu yal­nızca fiziksel bir değişiklikti ama ben ruhunun da zarar görmüş olabileceğinden, Karanlık’a yaklaşabileceğinden korkuyordum. Alice de aynı endişeyi hissetmişti. Belki de asla geri dönmeyecekti? Belki de artık bir hayaletin çırağı­nın yakınında olamazdı? Dört yıl boyunca her türlü tehli­keye birlikte göğüs gerdikten sonra yakın dost olmuştuk ve bu şekilde birbirimizden uzaklaşmamız bana acı veri­yordu. Küçüklüğümde babamın bana anlattığı bir şeyi anımsadım. Her ne kadar sıradan bir çiftçi olsa da babam, son derece bilge biriydi ve büyürken bana hayata dair pek çok şey öğretti.

“Dinle Tom,” demişti bir keresinde, “dünyada her şeyin durmaksızın değiştiğini kabul etmelisin. Hiçbir şey sonsu­za dek aynı kalmaz. Bununla yaşamaya alışmalıyı^.”

Haklıydı: Evimde ailemle mutlu bir hayat sürüyordum. Şimdiyse annem de, babam da ölmüştü ve bir daha asla o hayata geri dönemezdim. Alice’le aramızdaki dostluğun da sona ermediğine inanmak istiyordum.

“Şu Todmorden nasıl bir yer?” diye sordum konuyu değiştirerek. Ustamla Alice hakkında tartışmanın anlamı yoktu.

“Daha önce hiç oraya gitmemiştim evlat, ama yine de hakkında bir şeyler biliyorum. Todmorden, Eyalet’in Cal- der Nehri’yle belirlenen doğu sınırını kaplıyor. Yani kasa­banın yarısı Eyalet sınırlarında, yarısıysa sınırın ötesinde.

Page 14: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

14

Nehrin öte yakasındaki halkın çok farklı gelenek ve göre­nekleri olsa gerek. Geçtiğimiz iki yıl içinde epey seyahat ettik; önce Yunanistan’a, ardından Mona Adası’na ve son olarak da İrlanda’ya gittik. Bu toprakların her biri, karşı­mıza aşmamız gereken yeni sorunlar ve güçlükler çıkardı. Yeni hedefimizin evimize yakın olması tehlike olmadığı anlamına gelmiyor.”

Hayaletin kütüphanesi yangında yok olmuştu. Nesil­ler boyunca Hayaletlerin Karanlıkla mücadele hakkında edindiği onca bilgiyle birlikte... Şimdiyse Todmorden’de Karanlıkla ilgili kitaplar içeren bir koleksiyon olduğu ha­berini almıştık. Dört yol ağzındaki söğüt ağaçlarının orada bulunan zili çalan gizemli bir ziyaretçi geçtiğimiz hafta bir gece bize bir not bırakmıştı. Kısa ama öz bir nottu:

S e u y ili 'dfâay, r-€j ıeyoay/,

'd^M üpkanenhin/ a koiıelin i iizüle/ıeJz örtendim . <d/i üllen/

w zunlüleunw kakıul/ edinoz/. Size/ ya/tdımci/ olalıllûıim /, çün kü

’ıKa tanhA, la t ly ıli geniş, (ıh, kitap/ koleksiyon un a salıiA un.

Ckc>eikı, (ıazrla/u/ rşenize, ya/uıyalıilh/? c¥t)w (û la p la tı ma,kul/

(ıh/ fiy a ta salm aya, (lazuıun. cSğea, ily ilen h sen iz, lütfen ,

had m oulen de, ziyafetim e/ yeliniz/. cK um m h/ cljo l/ ’ım sonundaki eude, yaşuyoaum/.

cfâayan/ ^ tesyue,

Ustamın orijinal kütüphanesinden geriye yalnızca tek bir kitap kalmıştı: Kendisinin yazıp resimlediği Yaratıklar Kita­bı. Bu, ben de dahil çırakları tarafından ayrıntılı açıklamalar

Page 15: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

15

eklenen yaşayan bir belgeydi. Hayatı boyunca yaptıklarının ve başkalarının yardımıyla keşfettiklerinin bir kaydıydı. Şim­di kütüphanesini yeniden oluşturmak istiyordu. Ancak eski çıraklarından Bill Arkwright’m Caster’ın kuzeyinde kalan su değirmenindeki küçük koleksiyonundan herhangi bir kitap almayı reddediyordu. Günün birinde o değirmenin tekrar bir Hayalet evi olacağına dair umutları vardı; bu hayali ger­çekleştiği takdirde yeni gelen kişinin o kitaplara ihtiyacı ola­caktı. John Gregory’ye göre, Todmorden’e yapılacak ziyaret, kütüphanesini yeniden oluşturmak için atılacak ilk adımdı.

Ustam hemen yola çıkmaya niyetlendiyse de kitap ko­leksiyonunu oluşturmayı çok istemesine rağmen evinin inşası daha önemliydi ve ustayla birlikte, evin planlarıyla inşaat programını gözden geçirmek için saatler harcamıştı. Bir öncelikler listesi vardı ve kitapların saklanacağı yeni bir kütüphane inşa etmek de bunlardan biriydi. Onu bu konuda ben yüreklendirmiştim, çünkü Alice’in dönebile­ceği umuduyla yola çıkışımızı olabildiğince ertelemek is­tiyordum.

“Koyacak kütüphanemiz yokken yeni kitap almanın ne anlamı var?” demiştim.

O da bana hak vermişti ve böylece biraz daha vakit ka­zanmıştım. Fakat en sonunda Bayan Fresque ile buluşmak üzere yola çıkma vakti geldi.

Akşamüzeri, yola çıkmadan birkaç saat önce ben de bir not yazdım:

Page 16: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

16

Sevgili Alice,Neden böyle tek kelime etmeden çekip gittin? Senin

için endişeleniyorum. Bu sabah ustam la birlikte bir kü­tüphaneye bakmak üzere Todmorden’e doğru yola çıkı­yoruz. Birkaç gün içinde döneriz.

Kendine iyi bak. Seni özledim.Tom.

Ama bu notu yeni takılan arka kapıya iliştirir iliştirmez bir serinlik hissettim. Bu, Karanlık’a ait bir varlığın haber­cisiydi. Sonra arkamdan birinin yaklaştığını duydum. Du­vara yasladığım asamı kaptığım gibi savunma pozisyonu alarak tehlikeyle yüzleşmek üzere arkama döndüm.

Karşımda Alice’i görünce şaşakaldım. Gülümsüyordu fakat uzun bir yoldan geliyormuş gibi yorgun görünüyor­du; üstü başı perişan haldeydi. Serinlik hemen geçti. O bir düşman değildi ama bu kısa uyarı bile beni endişelendir- meye yetmişti. Acaba Karanlık’tarı ne kadar etkilendi? diye düşündüm.

“Alice! Senin için çok endişelendim. Neden böyle hiçbir şey söylemeden çekip gittin?”

Yanıt vermeden öne doğru bir adım atıp bana sarıldı. Bir süre sonra omuzlarından tutup onu kendimden uzaklaştı­rarak yüzüne baktım.

“Çok zor günler geçirmişe benziyorsun ama seni gör­mek harika!” dedim. “Saçların eski rengine dönüyor, ya­kında tamamen eski haline dönmüş olur.”

Page 17: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

17

Alice başını aşağı yukarı salladıysa da yüzündeki gü­lümseme silindi. Çok ciddi bir ifadeye bürünerek, “Sana anlatmam gereken çok önemli bir şey var Tom,” dedi. “Yaşlı Gregory de duysa iyi olur!”

Alice’le bir süre daha yalnız konuşmayı tercih ederdim fakat ustamı bir an önce görmek için ısrar etti. Ustamın yanma gittim ve güneşli bir akşamüzeri olduğundan bizi batı bahçesine götürdü.

Hayaletle birlikte oturduk ama Alice ayakta kaldı. Gül­memek için kendimi zor tutuyordum; bu durum dersler sırasında ben oturmuş not alırken Hayaletin ayakta dur­masını hatırlattı. Şimdi ustamla ben iki çırak gibiydik!

Fakat Alice’in sözleri çok geçmeden yüzümdeki gülüm­semenin silinmesine neden oldu.

“Grimalkin, Şeytanin başıyla kaçarken Malkin Kulesi’ne sığındı,” dedi. “Bu uzun bir hikâye ve eninde sonunda de­tayları size kendisi anlatacaktır-”

“Şeytanin başı hâlâ onun yanında, güvende mi?” diye araya girdi Hayalet.

“Bu çok zor oldu ama Grimalkin şimdiye dek başı koru­mayı başardı. Fakat işi kolaylaşmayacak. Bazı kötü haber­ler var. Agnes Sowerbutts Şeytanin destekçileri tarafından öldürüldü.”

“Zavallı Agnes! ” dedim başımı üzgün bir şekilde iki yana sallayarak. “Gerçekten çok üzgünüm.” O Alice’in teyzesiy- di ve geçmişte her ikimize de çok yardımı dokunmuştu.

Page 18: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

18

“Lamia kız kardeşlerden biri de öldürüldü ve şimdi ku­leyi yalnızca biri -S lake- savunuyor. Kule kuşatma altında ve uzun süre dayanamaz. Grimalkin’in anlattıklarına bakı­lırsa bir an önce oraya gitmeniz gerekiyor Tom. Lamialar annenin kitaplarını inceleyip Şeytan’ı bukağılayanın annen olduğunu öğrenmişler. Slake, bukağılama sürecini yakın­dan inceleyerek Şeytan’ı sonsuza dek yok etmenin yönte­mini bulabileceğini düşünüyor.”

Bukağı, Şeytan’ın gücünü kısıtlamıştı. Eğer beni öl­dürecek olursa dünyada yüz yıl hüküm sürdükten sonra Karanlık’a geri dönmek zorunda kalırdı. Elbette ki ölüm­süz bir varlık için bu, çok kısa bir süreydi. Ama eğer beni çocuklarından, yani cadılardan olma kız ya da oğullarından biri öldürecek olursa Şeytan sonsuza dek hüküm sürebile­cekti. Bunu başarmanın bir başka yolu da beni Karanlık’a çekebilmesiydi.

“Ben her zaman bukağıyı annemin yapabileceğini dü­şünmüştüm,” dedim. Ne de olsa kendisi de yedinci oğul olan babamın yedinci oğluydum. Bukağı beni endişelen­diriyordu ve Şeytanin hangi düşmanı, onu bukağılayacak kadar güçlü olabilirdi?

Hayalet başıyla onayladı fakat durumdan pek hoşnut görünmüyordu. Büyünün her türü onu rahatsız ediyordu. Şimdiki durumda Karanlıkla bir ittifak söz konusuydu ve bundan kesinlikle hoşlanmıyordu.

“Ben de aynısını düşünmüştüm,” dedi Alice. “Fakat bir şey daha var Tom. Her ne gerekiyorsa Cadılar Bayramı’ndan

Page 19: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

19

önce yapman gerek. On yedi yıllık bir döngü var ve bu süre önümüzdeki Cadılar Bayramı’nda tamamlanıyor; annenin yaptığı bukağının otuz dördüncü yıl dönümü. Bu da beş ay gibi bir süre demek.

“Pekâlâ evlat,” dedi Hayalet, “olabildiğince hızlı bir şe­kilde Malkin Kulesi’ne gitsen iyi olacak. Bu durum kütüp­haneme alınacak yeni kitaplardan daha önemli. Todmor- den ziyaretimiz sen geri dönünceye dek bekleyebilir.”

“Siz gelmiyor musunuz?” diye sordum.Ustam başını iki yana salladı. “Hayır evlat, bu kez değil.

Benim yaşıma geldiğinde Eyalet’in neminden eklemlerin kireçlenmeye başlıyor ve yaşlı dizlerim şimdiye kadar hiç olmadığı kadar ağrıyor. Ben seni yavaşlatmaktan başka işe yaramam. Kız sana kılavuzluk ederse kimseye görünme­den kuleye ulaşabilirsin. Üstelik yıllardır eğitim alıyorsun; çok yakında bir hayalet olacaksın ve şimdiden bir hayalet gibi düşünüp davranmanın vakti geldi artık. Sana güvenim tam evlat. Başının çaresine bakabileceğini düşünmesem böyle yalnız gitmene izin vermezdim.”

Page 20: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M 2

K u t s a l e ş y a l a r

Sonrasında köpeklerle bir saat kadar vakit geçirdim. Pençe ve artık iyice büyümüş olan yavruları Kemik ve Kan su cadılarını avlamak üzere eğitilmiş kurt köpekleriydi. Yunanistan’da bizimle birlikte Karanlık’a karşı savaşan Bili Arkwright’a aitlerdi. Artık onları kendi köpeklerim gibi görüyordum. Her ne kadar ustam, hâlâ onları sahiplenme­se de... Yolculuğa çıktığımızda onlara bakmayı kabul etti, ancak evle ilgili tamiratları planlamakla meşgul olacağını biliyordum; üstelik dizleri de onu rahatsız ettiğinden kö­pekler muhtemelen günün büyük bölümünde zincirli du­racaktı. Onları uzun bir yürüyüşe çıkarıp özgürce koşma­larına izin verdim.

Eve döndükten bir saat kadar sonra yola çıktık. Hızlı yürüyorduk. Elimde asam ve çantamla Alice’in peşinden doğuya, Pendle’a doğru yürüdüm. Hedefimiz karanlıktan faydalanarak, fark edilmeden Malkin Kulesi’ne ulaşmaktı.

Cübbemin altında, benim için Grimalkin’in yaptığı kında İrlanda’nın en büyük kahramanlarından biri olan Cuchulain’in verdiği Kader Kılıcı’nı taşıyordum. Katil

Page 21: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

21

Cadı, kılıcı nasıl kullanmam gerektiği konusunda beni eğitmişti ve çok işime yarayacağından emindim.

Ribble Nehri’ni geçtikten sonra o devasa tepenin insa­nın içini ürperten gölgesinin batısında kalarak kuzeye doğ­ru ilerledik. Pendle özellikle kara büyü kullanımına çok uygun bir yerdi. Bu yüzden de orada çok sayıda cadı yaşı­yordu.

Ancak biz Pendle’m daha güvenli tarafındaydık; üç ana cadı klanının köyleri güneydoğuda, tepenin hemen ötesin­deydi. Klanların kendi aralarında Şeytan’ı destekleyenler ve ona karşı duranlar olarak ikiye ayrıldıklarını biliyor­dum. Durum karmaşıktı ama tek bir şey netti: Bu bölgede hayalet çırakları hiçbir şekilde hoş karşılanmazdı.

Downham boyunca ilerledikten sonra tepenin kuzey sı­nırını aşıp bir kez daha güneye yöneldik. Artık her adımda tehlikeye biraz daha yaklaştığımızdan geceyi geçirmek için ufak bir koruluğa sığındık.

Alice alacakaranlıkta parlayan soluk yüzünü bana çevir­di. “Sana anlatacağım daha başka şeyler de var Tom,” dedi. “Sanırım şimdi tam sırası.”

“Çok gizemli konuşuyorsun. Kötü bir şey mi var?” diye sordum.

“İlki değil ama İkincisi seni üzebilir, o yüzden kolayın­dan başlayacağım. Annen Şeytan’ı bukağıladığında iki tane kutsal eşya kullandı. Bunlardan biri Malkin Kulesi’ndeki sandıkta. Diğeriyse her yerde olabilir, yani onu bulmamız gerekiyor.”

Page 22: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

22

“O halde biri elimizde, bu da bir başlangıç. Peki, nedir bu?” “Grimalkin bilmiyor. Slake ona göstermiyor.”“Neden? Buna neden lamia karar veriyor? O, sandığın

muhafızı sadece, sahibi değil.”“Bu Slake’in değil, annenin fikriydi. Senden başka kim­

senin bunun ne olduğunu öğrenmesini ya da onu görme­sini istemedi.”

“Bu da Slake’in sandıkta bulduğu, annemin el yazıların­da mı vardı?”

“Hayır Tom,” dedi Alice, başını üzgün bir şekilde iki yana sallayarak. “Annen, Slake’e görünüp bunu kendisi söylemiş.”

Şaşkınlık içinde Alice’e baktım. Annem öldüğünden beri onunla bir kez, Yunanistan’dan dönerken gemide ile­tişime geçmiştim. Ancak onu görmemiş, yalnızca içimde bir sıcaklık hissetmiştim. O zaman oğluyla vedalaşmaya geldiğine emindim. Şimdi bu, bir rüyaymış gibi geliyordu. Peki, ama gerçekten Slake’le konuşmuş olabilir miydi?

“Neden Slake’e böyle bir şey söylesin? Neden dosdoğru benimle konuşmasın? Bunu bilmem gerek, ben onun oğlu­yum!” Öfkelenmiştim. Bu duyguyu bastırmaya çalıştıysam da gözlerimin dolmaya başladığını hissediyordum. Anne­mi çok özlüyordum. Neden benimle iletişime geçmemişti?

“Üzüleceğini biliyordum Tom, ama lütfen bunun seni rahatsız etmesine izin verme. Slake’le konuşmak onun için daha kolay olabilir. Ne de olsa her ikisi de lamia. Sana an­latmam gereken başka bir şey daha var. Grimalkin, annen sanki hâlâ hayattaymış gibi konuştuklarından bahsetti la- miaların. Ve ona tapıyorlarmış. Adı da Zenobia imiş.”

Page 23: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Sakinleşmek için derin bir soluk aldım. Çok mantıklıy­dı. Annem ilk lamia olarak Karanlık’m güçlü ve kötücül hizmetkârlarından biriydi. Ama değişmişti: Babamla evlen­mesinin ardından eski yaşantısına sırt çevirerek Şeytan’m düşmanlarından biri haline gelmişti.

“Belki de kuleye vardığımızda benimle konuşur,” dedim. “Fazla ümitli olmasan iyi edersin Tom. Ama evet, ko­

nuşabilir. Şimdi sormak istediğim başka bir şey var. Bu, benim için önemli, fakat hayır dersen anlarım.”

“Eğer senin için önemliyse hayır demem Alice. Beni şimdiye kadar tanımış olman gerekir.”

“Yolda Cadılar Vadisi’nden geçeceğiz. Grimalkin’in söy­lediklerine bakılırsa oranın bir kısmı Şeytan’m hizmet­kârları tarafından yakılmış, ama Agnes Sowerbutts hayatta olabilirmiş. O benim hem teyzem hem de dostumdu Tom. Bana çok yardımı dokundu. Eğer hâlâ oradaysa onunla son kez konuşmak isterim.”

“Ölü cadılardan uzak durmanın en iyisi olacağını düşü­nüyordum. Vadide ne kadar uzun süre kalırlarsa o kadar güçlü bir değişime uğrayıp geçmişlerini, ailelerini, dostla­rını unuturlar.”

“Bu doğru Tom; kişilikleri kötüye gider, yani canlı ve ölü cadıların arasında pek fazla bir ilişki yoktur. Ama Agnes öleli çok olmadı ve beni hâlâ hatırladığını hissediyorum.”

“Eğer yangından kurtulduysa onu nasıl bulacaksın? Etraf­ta onlarca ölü cadının olduğu bir yere elimizi kolumuzu sal­layarak giremeyiz. Bazıları son derece güçlü ve tehlikelidir.”

23

Page 24: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

24

“Grimalkin bana şu anda yalnızca bir tane güçlü cadı olduğunu söyledi. Ama Agnes’le iletişime geçmek için kul­landığımız bir ses vardı. Bunu bana o öğretti. Ölü-tavuk çığlığı. Bu ortaya çıkmasını sağlayacaktır.”

Güneş battı ve koruluk, karanlığa gömüldü. Açık, aysız bir geceydi -aym doğmasına birkaç saat daha vardı- ama gökyüzü yıldızlarla kaplıydı. Çalılıkların arasından kıvrı­lan patikayı izleyerek güneye, kuleye doğru ilerlemeye baş­ladık ve en sonunda Cadılar Vadisi’nin doğu ucuna ulaştık. Yangının sebep olduğu zarar büyüktü; yanmış ve ortadan ikiye yarılmış ağaçlarla kaplı geniş bir alan vardı. Şeytan’ın işbirlikçisi pek çok cadı bu yangında ölmüş olsa gerekti. Hizmetkârlarının, başını geri alabilmek için her şeyi yapa­bileceklerini anladım.

Vadinin güney ucunun yaklaşık elli metre yakınında durduk. Grimalkin ile düşmanları arasındaki korkunç dö­vüşün izleri vardı. Grimalkin güçlüydü ama peşine düşen düşmanlarının sayısını merak ettim. Ve tüm olup bitenler­de Alice’in rolünü...

Alice ellerini birleştirip ağzını kapayarak karanlığın içinde tuhaf bir çığlık attı. Ölü-tavuklar geceleri ortaya çı­kardı ve sesi, tüylerimi diken diken ederdi. Güçlü su cadı­sı Morwena’mn hizmetçi cini de bir ölü-tavuktu ve onun tarafından kovalandığım ana dair korkunç anılarım vardı. Bataklıktan fırlayarak beni pençesiyle yakalayıp kanımı emmek üzere bataklığa sürüklemeye çalışmasını nasıl unu­tabilirdim.

Page 25: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

25

Alice’in çıkardığı sesle bu yaratığın gerçek sesini ayırt etmek imkânsızdı. Ama bu sesi bir kuşun değil de kendi­sinin çıkardığını Agnes’in anlayabilmesi için biraz çarpıttı­ğını söyledi Alice.

Alice her beş dakikada bir aynı çığlığı attı. Ve vadideki ağaçların arasında yankılanan bu çığlık her seferinde tüy­lerimi diken diken etti. Bu ses karanlıkta ne zaman duyul- sa kalbim daha hızlı atmaya başlıyor, kötü anılar zihnime üşüşüyordu. Pençe, cadının parmağını ısırarak beni kur­tarmıştı. Yoksa bataklığa sürüklenerek daha boğulmaya vakit bulamadan tüm kanımın emilmesiyle çoktan ölmüş olurdum. Bu düşünceleri zihnimden uzaklaştırıp ustamın öğrettiği gibi soluk alıp verişimi yavaşlatarak sakin kalma­ya gayret ettim.

Alice sekizinci denemesinin ardından vazgeçmek üze­reyken bir serinlik hissettim. Karanlık’a ait bir varlığın yaklaştığının işaretiydi bu. Her şey olağan dışı bir şekilde sessizleşti, sakinleşti. Ardından otların hışırtısıyla birlikte çamura basılıyormuş gibi vıcık vıcık sesler duyuldu. Çok geçmeden hırıltı ve homurtular...

Birkaç saniye sonra ölü bir cadının bize doğru yaklaştı­ğını gördük. Bu kan aramaya çıkmış herhangi bir cadı ola­bileceğinden asamı sımsıkı kavradım.

Alice hızla havayı kokladıktan sonra, “Bu Agnes...” diye fısıldadı.

Cadının toprağı koklayarak bize doğru ilerlediğini du­yabiliyordum. Sonra onu gördüm: Acınası, perişan bir haldeydi; boğazıma bir şeyler düğümlendi. O her zaman

Page 26: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

26

temiz, eviyle gurur duyan bir kadınken şimdi üzerinde kir içinde bir elbise vardı ve yağlı saçlarında kurtçuklar cirit atıyordu. Etrafa yoğun bir şekilde küflenmiş yaprak koku­su yayıyordu. Bizi unutmuş olabileceğini düşünerek boşu boşuna endişelenmiştim; yanımıza gelir gelmez ağlamaya başladı, gözyaşları yanaklarından süzülüp otlara karışıyor­du. Sonra doğrulup başını iki elinin arasına aldı.

“Böyle duygusallaştığını için üzgünüm Alice,” diye ağ­layarak elinin tersiyle gözyaşlarını sildi. “Kocamın ölmesi­nin yeterince kötü olduğunu düşünüyordum, uzun yıllar boyunca onun hep özlemini çektim. Fakat şimdi içinde bulunduğum durum çok daha kötü. Böyle olmaya bir tür­lü alışamıyorum, keşke yangın canımı alsaydı. Bir daha asla kulübeme ve eski yaşantıma geri dönemeyeceğim. Bir daha asla mutlu olamayacağım. Keşke güçlü bir ölü cadı olsaydım. En azından geceleri dolaşmaya çıkıp bu berbat vadiden uzakta avlanabilirdim. Ama büyük bir av yaka­layamayacak kadar güçsüzüm. Böcekler ve farelerle idare etmem gerekiyor!”

Alice bir süre sessiz kaldı. Benim de aklıma söyleyebi­lecek bir şey gelmiyordu. Alice zavallı Agnes’i nasıl teskin edebilirdi ki? Cadıların, ölü akrabalarından uzak durmala­rına şaşmamak gerek. Sevdiğiniz birini böyle korkunç bir halde görmek dayanılmazdı. Kendini iyi hissetmesi için söylenebilecek hiçbir şey yoktu.

“Dinle Tom, Agnes’le bir süre yalnız konuşmak istiyo­rum. Sorun olur mu?” diye sordu Alice en sonunda.

Page 27: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

27

“Elbette olmaz,” dedim doğrularak. “Ben şurada bekle­rim.”

Rahat konuşabilmelerini sağlamak için onları duyama­yacağım kadar uzağa gittim. Aslında bu benim için de iyiy­di. Ne de olsa Agnes’in yanında olmak üzüntü ve rahatsız­lıktan başka bir şey vermiyordu.

Beş dakika kadar sonra Alice yanıma doğru yürürken gözleri yıldızların ışığında parlıyordu. “Ya Agnes gerçekten çok güçlü bir cadı olsaydı Tom ... Bunun ne demek olaca­ğını bir düşünsene. Yalnızca hak ettiği gibi çok daha iyi bir hayat sürmez, aynı zamanda son derece faydalı bir mütte­fik de olurdu.”

“Ne demek istiyorsun Alice?” diye sordum endişeli bir şekilde, boş sözler sarf etmeyeceğini biliyordum.

“Diyelim ki ben onu güçlü yaptım?..”“Kara büyüyle mi?”“Evet, bunu yapabilirim. Yapıp yapmamaksa ayrı bir

konu. Sen ne dersin?”

Page 28: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M 3

K A N G Ö V D E Y İ G Ö T Ü R Ü Y O R !

“Ölü cadıların büyü gücünün kalmayarak yerini kan ihtiyacına bıraktığını sanıyordum? Bu durumda senin ya­pacağın büyünün ne gibi bir yardımı olacak?” diye sordum Alice’e.

“Ölü cadıların artık bedenlerinde kendi büyü güçlerini taşımadıkları doğru. Ama ben kendi gücümü kullanarak onun bir süre daha güçlü olmasını sağlayabilirim,” diye yanıtladı. “Bu yeni edineceği güç de zamanla azalır ama en azından vadide yıllarca daha iyi bir hayat sürebilir. Gücü­nü yitirmeye başladığındaysa zihni çoktan çökmeye başla­mış olacağından artık eski hayatına özlem duymaz. Bunda bir kötülük yok.”

“Peki ya kurbanları? Kana ihtiyaç duyduğu için öldüre­ceği insanlar? En azından şimdi yalnızca böcek ve küçük hayvanlarla besleniyor, insanlarla değil!”

“Yalnızca Şeytan’m hizmetkârlarının kanını içecek; ona uzun süre boyunca yetecek kadar çok sayıda var! Ve öldür­düğü her hizmetkârla birlikte bizim yüzleşeceğimiz tehli­keyi azaltarak Şeytan’ı sonsuza dek yok edebilme şansımızı arttırmış olacak.”

Page 29: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

29

“Kendini onlarla sımrlayabileceğine emin misin?” “Agnes’i tanırım. Verdiği tüm sözleri tutar; önce ondan

bu sözü alacağım.”“Peki ya sen Alice. Sen ne olacaksın?” diye itiraz et­

tim sesimi yükselterek. “Büyü gücünü her kullanışında Karanlık’a biraz daha yaklaşıyorsun.”

Ustam burada olsaydı da aynı şekilde itiraz ederdi. Ben Alice’in dostuydum ve onun için endişeleniyordum, fakat yine de bunların söylenmesi gerekiyordu.

“Büyü gücümü hayatta kalmak ve mücadeleyi kazana­bilmek adına kullanıyorum. Seni cadı Scarab ve İrlanda’da­ki keçi cadılarından kurtarmadım mı? Cadıların Şeytanın başıyla kaçmalarına engel olmak için de kullandım ve düş­manlarımızı öldürebilmesi için Grimalkin’e de gücümden verdim. Bunu yapmamış olsaydım o şimdiye çoktan ölmüş olur ve Şeytan’m başı da bedenine kavuşurdu. Bunun ya­pılması gerekiyordu Tom. Ben yapılması gerekeni yaptım. Bu da en az onlar kadar önemli olabilir.”

“En az onlar kadar mı? Agnes’e acıdığın için yardım et­mek istiyor olmayasın?”

“Öyle olsa bile bundan ne çıkar ki?” diye itiraz etti Alice, gözleri öfke içinde parlıyordu. “Tıpkı sana yardım ettiğim gibi diğer dostlarıma neden yardım etmeyeyim Tom? Ama bu yalnızca yardım etmekten çok daha fazlası, inan bana. Bir şeyler olacak, bunu hissediyorum. Gelecekten bize doğ­ru bir şeylerin harekete geçtiğini hissediyorum. Karanlık ve korkunç bir şeyin... Agnes bize yardım edebilir. Hayatta

Page 30: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

30

kalmak için güçlü bir Agnes’e ihtiyacımız var. Bana güven Tom, hepimizin iyiliği için!”

Bir süre sessiz kaldım, kendimi son derece rahatsız his­sediyordum. Alice kara büyüyü artık eskisinden çok daha rahat bir şekilde kullanıyordu. Grimalkin’e güç vermişti ve şimdi de ölü bir cadıyı daha güçlü kılmak istiyordu. Bunun sonu nereye varacaktı? Ne söylersem söyleyeyim bunu ya­pacağını biliyordum. İlişkimiz kötüye gidiyordu. Artık tav­siyelerime değer vermiyordu.

Bir süre birbirimize baktık ama birkaç saniye sonra Ali­ce arkasını dönüp Agnes’in yanma gitti. Yere eğildi, sol eli­ni ölü cadının başına koyup mırıldanmaya başladı. Neler söylediğini duyamıyordum fakat Agnes’in yanıtı açık ve netti, sadece üç kelime: “Evet, söz veriyorum.”

Alice yeniden mırıldanmaya başladı. Bu karanlık bir büyüydü. Sesini giderek yükseltti ve daha hızlı konuşma­ya başladı; ta ki vadideki tüm ölü cadıların sesleri duyup buraya geleceğini düşünerek endişe içinde çevreme bak­maya başlayıncaya dek. Cadıların bölgesindeydik; Şeytan Üçgeni’nde kalan üç köy de buradan birkaç kilometre gü­neydeydi. Etrafta ajanlar olabilir ve seslerden burada oldu­ğumuzu anlayabilirlerdi.

Bir anda Agnes insanın kanını donduran bir çığlık ata­rak Alice’ten uzaklaştı. Otların arasında inleyip titreye­rek kriz geçiriyor gibi sarsılmaya başladı. Endişelenerek Alice’in yanma gittim. Yoksa büyü başarısız mı oldu? diye düşünüyordum.

Page 31: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

31

“Birkaç dakika içinde kendine gelir,” dedi Alice rahat­latıcı bir ses tonuyla. “Çok güçlü bir büyü olduğu için acı veriyor ama bunu büyüye başlamadan önce biliyordu. Ka­bul ettiğini söyledi. Agnes cesurdur. Her zaman da öyle olmuştur.”

Kısa bir süre sonra Agnes’in kıvranması durdu ve elle­riyle dizlerinin üzerinde doğruldu. Bir süre daha aksırıp tıksırdıktan sonra ayağa fırlayıp her ikimize de gülümsedi. Yüzünde eski Agnes’inkine benzer bir ifade vardı. Kir için­deki yüzü, kan lekeli pejmürde kıyafetlerine rağmen sakin ve kendinden emin görünüyordu. Ama gözlerinde Agnes hayattayken asla görmediğim bir açlık vardı.

“Susadım,” diyerek korkutucu bir şekilde etrafına bak­maya başladı. “Kana ihtiyacım var! Çok ama çok kana!”

Alice önde, Agnes hemen arkasında güneye doğru iler­lemeye başladık; bense en arkadaydım. Sürekli olarak etra­fıma ve arkamıza bakıyordum. Her an saldırıya uğramayı bekliyordum. Düşmanlarımız -Şeytan’m hizmetkârları- peşimizde yahut bir yerde pusu kurmuş bekliyor olabilir­lerdi. İçinde bulunduğu kötü duruma rağmen Şeytan hâlâ onlarla iletişim kurabiliyordu. Bizi yakalatmak için eline geçen her fırsatı kullanırdı. Ve Pendle en iyi zamanda bile son derece tehlikeli .bir yerdi.

Hızlı ilerliyorduk. Kısa süre öncesine kadar sürünürken bile güçlük çeken Agnes şimdi Alice’le yan yana yürüyordu neredeyse. Çok yakında ay doğacaktı, kulenin altındaki tü­nele ay ışığı etrafı aydınlatmadan varmamız çok önemliydi.

Page 32: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

32

Hayatta kalan lamia Slake’i düşündüm. Acaba kanatlı biçiminden ne kadar değişime uğramıştı? Konuşma yeti­sini kaybetmiş olabilirdi; bu da ondan aradığım cevapları alamayacağım anlamına geliyordu. Kutsal eşyalarla ilgili olabildiğince fazla bilgi edinmeliydim. Annemle de bir şe­kilde irtibata geçebilmeyi umuyordum.

Çok geçmeden üçümüz Crow Ormanında yan yana ilerlemeye başladık; kuleye giden yola iyice yaklaşmıştık. Eski ve terk edilmiş bir mezarlığı kaplayan sık ağaçlıklı bir koruluktu burası. Tünel girişi bu koruluğun ortasına ya­kın bir yerdeydi. Girişe, zengin bir ailenin ölüleri için inşa edilmiş bir gömütten geçerek ulaşılıyordu. Her ne kadar mezarlardaki kemiklerin çoğu, mezarlığın dini olmaktan çıkarılmasıyla birlikte yağmalanmış olsa da bu ailenin ke­miklerine dokunulmamıştı.

Alice bir anda durup uyarı anlamında elini havaya kal­dırdı. Otların arasında birkaç mezar taşı dışında etrafta hiçbir şey göremiyordum, Alice havayı üç kez koklayarak tehlike olup olmadığını anlamaya çalıştı.

“İleride cadılar var. Bu bir pusu. Buraya geleceğimizi önceden sezmiş olmalılar.”

“Kaç kişiler?” diye sordum asamı hazırlayarak.“Üç kişiler Tom. Ama çok geçmeden kokumuzu alıp

başkalarını da çağırırlar.”“O halde hemen ölmeleri en iyisi!” dedi Agnes. “Onlar

benim.”Karşılık vermeye ne Alice ne ben vakit bulduk. Agnes

öne atılıp otların arasından geçerek gömütü çevreleyen

Page 33: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

33

açıklığa çıktı. Cadıların uzaktan koku alma konusunda farklı beceri seviyeleri vardır; Alice bu konuda çok iyidir fakat bazı cadılar bu konuda oldukça zayıftır. Üstelik önce­den planlanmayarak aniden başlatılan bir saldırı düşman­ları hazırlıksız yakalayabilir.

Açıklıktan korku ve dehşet dolu tiz çığlıklar yükseldi. Agnes’e yetiştiğimizde iki cadı çoktan ölmüştü, üçüncüsü- nün ise kanını emiyordu: Alice’in teyzesinin iştahla boynu­nu emdiği kadın debelenip duruyordu.

Agnes’in değişimindeki hızı görünce dehşete kapıldım; artık geçmişte bize defalarca yardım eden o tatlı kadınla bir ilgisi kalmamıştı. Ona korku içinde baktıysam da Alice omuz silkmekle yetindi. “Çok aç Tom. Onu suçlayamayız. Bu duruma düşsek biz de aynısını yapardık.”

Kısa süre sonra Agnes bize bakıp kanlı dudaklarıyla gü­lümsedi. “Ben burada kalıp işi bitireceğim,” dedi. “Siz tü­nele girip kendinizi güvence altına alın.”

“Yakında yeni düşmanlar gelir Agnes,” dedi Alice. “Bu­rada fazla oyalanma.”

“Korkma kızım, size yetişirim. Hem daha başkalarının gelmesi de iyi olur.”

Agnes’i ikna etmek için elimizden daha fazlası gelme­yince istemeye istemeye de olsa onu orada bırakıp gömüte yöneldik. Bina buraya son geldiğim günden anımsadığım gibiydi -neredeyse iki yıl olmuştu- ama çatısını delip ge­çen çınar ağacı uzayıp genişlemişti, bu ölü evini sarıp sar­malayan yaprak yığınıysa iyice yoğunlaşarak içeriyi daha da loşlaştırmıştı.

Page 34: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

34

Alice cebinden bir mum çıkardı, gömütün karanlığı yo­ğunlaşınca mum titreyip kendi kendine yanarak içerideki ağ bağlamış mezar taşlarıyla tünele uzanan karanlık çuku­ru aydınlattı. Alice önden gitti ve çukurdan geçtik. Bir süre sonra çukur genişleyince ayağa kalkıp daha hızlı ilerleme­ye başladık.

Alice’in tehlike olup olmadığını anlamak için havayı koklaması için iki kez durduysak da çok geçmeden bir za­manlar katil Wight (kara büyüyle boğularak ölmüş, göz­süz bir denizci) tarafından korunan ufak gölü geçtik. Bu yaratık da lamialardan biri tarafından parçalanmıştı, ona dair en ufak bir iz dahi yoktu, paramparça olan bedeninin parçaları gölün dibindeki çamuru boylamış olsa gerekti. Geriye, buranın bir zamanlar son derece tehlikeli bir yer olduğunu anımsatan güçlü bir koku kalmıştı.

Kısa bir süre sonra kuleye açılan yer altı kapısına ulaş­tık ve bazılarında hâlâ Malkin klanı tarafından işkence görenlerin kemiklerinin bulunduğu karanlık, nem kokan zindanların yanından yürümeye başladık. Burada artık ruh yoktu; daha önce geldiğimizde ustam hepsini Aydınlık’a göndermek için büyük çaba sarf etmişti.

Çok geçmeden kendimizi geniş, silindir biçiminde bir yer altı salonunda bulduk ve üzerine zincirler asılı sütunu gördük; toplam on üç zincir vardı ve her birine ufak bir ölü hayvan asılıydı: fareler, tavşanlar, bir kedi, bir köpek ve iki porsuk. Kanlarının paslı bir kovaya aktığını anım­sıyordum, ama kova artık boştu ve ölü yaratıklar kuruyup iyice büzülmüştü.

Page 35: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

35

“Grimalkin bu sunağı lamiaların ibadet için yaptıkları­nı söyledi,” dedi Alice neredeyse fısıltıyla. “Annen için bir sunakmış.”

Başımı salladım. Buraya bir önceki gelişimizde Hayaletle ben de bu sunağın ne amaçla yapılmış olduğu üzerinde düşünmüştük. Şimdi biliyordum. Hatırladığım o sevecen insanla hiç ilgisi olmayan şeyler görüyordum. Annem nor­mal bir insanın ömründen çok daha uzun süre yaşamıştı ve çiftlikte sevgi dolu bir eş ve yedi oğul annesi olarak ge- çirdiği zaman oldukça kısaydı. O ilk lamiaydı; düşünmek dahi istemediğim şeyler yapmıştı. Bu yüzden de ustama gerçek kimliğini asla anlatmamıştım. Ustamın, yaptıklarını öğrenip onun hakkında kötü düşüncelere kapılmasına da­yanamazdım.

Page 36: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M 4

S e v m e n g e r e k e n k a d i N

Etrafta lamiaya dair en ufak bir iz yoktu ve biz de duvar­lar boyunca döne döne yükselen basamakları tırmanma­ya başladık. Yüksek tavandaki döşeme kapağı, kolay girip çıkabilmeleri için lamialar tarafından genişletilmişti. Bu delikten geçip burayı nesillerdir kullanan Malkin klanının sivri burunlu ayakkabılarının altında aşman taş basamak­lardan yukarı çıkmaya devam ettik. Hâlâ yer altındaydık ve yukarıdaki karanlıktan sular damlıyordu. Hava nemliydi ve Alice’in elindeki mumun alevi, serin bir esintiyle titri­yordu.

Cadıların bir zamanlar düşmanlarını hapsettikleri zin­danların yanından geçmeye başladık. Kuleye son gelişimiz­de hayatımız için endişe ettiğimiz bu zindanlardan birine kapatılmıştık. Fakat Malkinler bizi öldürmek üzere buraya indiklerinde Alice ve Mab Mouldheel onları basamaklar­dan iterek öldürmüştü.

İçeriden bir ses geliyordu ve Alice’in, bizim de kaldığımız zindanın kapısından içeri baktığını gördüm. Elindeki mumu kaldırıp girişe yöneldi, ben de asamı hazırlayıp peşinden

Page 37: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

37

gittim. Yalnızca yanımızdan hızla geçip basamaklardan aşağı koşarak gözden kaybolan bir fareydi. Yeniden yukarı çıkmaya başladığımızda Alice, düşmanlarının öldüğü yere baktı. Anımsadıkları içini ürpertti.

Verdiği bu son derece doğal tepki, tuhaf bir şekilde içimi rahatlattı. Alice büyü gücünü kullanarak Karanlık’a yaklaşabilirdi, fakat hâlâ duygulan vardı ve kendini kay­bederek doğuştan gelen iyi mizacından vazgeçecek kadar sertleşmemişti.

“Çok zor zamanlardı!” dedi başını iki yana sallayarak. “Orada çektiklerimin hatırlatılmasmı istemem doğrusu.”

Abim Jack, eşi Ellie ve bebekleri Mary de o zindanda hapsedilmişlerdi. Zindan kapısını açarlarken bir cadının sarf ettiği şu sözler kanımı dondurmuştu:

Çocuğu bana bırakın, demişti. O ben im ...O esnada Alice ve Mab cadıya saldırmışlardı.“Yapman gerekeni yaptın Alice,” diyerek onu teselli et­

tim. “Ya onlar ölecekti ya da biz. Üstelik buraya küçük bir çocuğu öldürmeye geldiklerini de unutma!”

Basamakların sonunda kendimizi çürük sebze kokan bir depoda bulduk. Buranın da ötesinde bir zamanlar Malkin klanı ve hizmetçilerinin yaşadığı bölüm uzanıyordu. Anne­min sandığı oradaydı; defterleri ve değerli eşyaları içindey­di. Sandık açıktı ve lamia Slake hemen yanında duruyordu.

Sandıklar Malkin cadıları tarafından çiftliğimizden ça­lınarak buraya getirilmişti. Annemin kız kardeşleriyse di­ğer iki sandıkta saklanıyordu. Onları serbest bırakmıştım

Page 38: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

38

ve cadıları kuleden uzaklaştırmışlardı. O günden bu yana sandıkları burada, lamiaların korumasında bırakmak daha güvenli bir seçenekti.

Slake’in yüzü artık vahşi görünüyordu ve bedeni yeşil, sarı pullarla kaplıydı. Kanatları neredeyse tamamen geliş­miş ve omuzlarının üzerinde toplanmıştı. Acaba hâlâ konu­şabiliyor mu? diye düşündüm.

Neredeyse zihnimi okumuşçasma sert ve tok bir sesle konuşmaya başladı: “Hoş geldin Thomas Ward. Seni bir kez daha görmek çok güzel! Son görüştüğümüzde konuşa- mıyordum; yakında bu yeteneğimi yine yitireceğim. Sana söylemek istediğim çok şey var ama vaktimiz çok kısıtlı.”

Yanıt vermeden önce eğilip onu selamladım. “Asıl san­dıkları koruduğun için ben sana teşekkür ederim. Kız kar­deşin Wynde’nin ölümüne çok üzüldüm. Artık kendini son derece yalnız hissediyor olmalısın.”

“Wynde cesurca öldü,” diye çıkıştı lamia. “Kız karde­şimle birlikte uzun ve mutlu yıllar geçirdikten sonra ken­dimi çok yalnız hissettiğim doğru. Kuleyi terk edip hem­cinslerimi bulmaya hazırım, fakat annen burada öğrenebi­leceğin ne varsa öğreninceye dek kalmamı emretti. Ancak Şeytan’ı yok ettiğinde uçup gitme özgürlüğüm olacak.”

“Sandıkta el yapımı bir nesne olduğu söylenmişti; işi­me yarayabilecek kutsal bir nesne. Görebilir miyim?” diye sordum.

“Bunu yalnızca sen görebilirsin. Ben sana gösterirken kız burada olmamalı.”

Tam ben itiraz edecekken Alice araya girdi.

Page 39: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

39

“Sorun değil Tom. Ben gidip Agnes’le buluşayım,” dedi gülümseyerek.

“Yanınızda biri daha mı var?” diye sordu Slake, pençe­lerini öne uzatarak.

“Kulenin alt katında ölen cadıyı hatırladın mı? Adı Ag- nes Sowerbutts ve bedenini Cadılar Vadisi’ne kız kardeşin taşımıştı,” diye açıkladı Alice. “O hâlâ Şeytan’m düşman­larından. Güçlü bir ölü cadı olarak sıkı bir müttefikimiz olacak.”

“O halde gidip onu bize getir!” diye emretti lamia.Alice odadan çıkınca taş basamaklarda yankılanan sivri

burunlu ayakkabılarının sesini duydum. Lamiayla yalnız kalınca bir an için endişeye kapıldığımı hissederek tüm duyularımı harekete geçirdim. Bu denli tehlikeli ve yenil­mez bir yaratığın önünde rahat olmak imkânsızdı.

“Şeytanı yok etmekte kullanılması gereken toplam üç tane kutsal nesne var,” diye tısladı lamia. “İlki zaten sende, Cuchulain’in verdiği Kader Kılıcı. Bu kılıcı bulmuş olman büyük tesadüf, yoksa kılıcı almak için yine İrlanda’ya git­meniz gerekecekti.”

Slake ‘tesadüf kelimesini kullanarak kılıcı şans eseri bulduğumu ima etmişti. Oysa kılıcın adı bile durumu özet­liyordu. Bu benim kaderimdi. Kılıçla yollarımızın kesişme­si ve birlikte Şeytan’m sonunu getirmemiz gerekiyordu. Ya öyle olacaktı ya da bunu denerken ölecektim.

“ikinci nesne bu,” diyerek sandığa uzandı. Pençeli eliyle bir kılıç çekip çıkardı. Bir bakışta ince bıçağının Karanlık’a

Page 40: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

40

ait yaratıklar karşısında son derece etkili olan gümüş bir alaşımdan yapıldığını anladım.

Lamia bıçağı çevirip sapını bana uzattı ve bıçağa doku­nur dokunmaz dünyaya bu bıçağı kullanmak için geldi­ğimi hissettim. Her ne kadar daha ufak olsa da uzaktan bakıldığında neredeyse Kader Kılıcı’nm bir kopyası gibiy­di; sap kısmı bir emici başı şeklindeydi ve bıçak kısmı, bu yaratığın, kurbanlarının kanını içmek için kullandığı tüp şeklindeki kemiğe benziyordu. Emici su kütlelerinin kı­yılarındaki dar oyuklarda yaşayan ölümcül bir yaratıktı. Yanından biri geçerken aniden fırlayıp bu tüp şeklindeki kemiğini kurbanının boynuna saplardı. Bili Arkwright’la çalıştığım dönemde bana da böyle bir yaratık saldırmıştı ve Bili beni ancak yaratığın başını bir taşla ezerek kurtara­bilmişti.

Bıçağın sapını tutar tutmaz iki zümrüt gözden kan dam­lamaya başladı.

“Bu bıçağı da Hephaestus mu yapmış?” diye sordum. Hephaestus, gelmiş geçmiş en büyük demir ustası ve özel silahlar yapan bir Kadim Tanrıydı.

Slake ürkütücü başını salladı. “Evet, üç kutsal nesne­yi de o yapmış. Her ne kadar ikisi sadece bıçak olsalar da ‘kahraman kılıçları’ olarak biliniyor. Bunların bir zamanlar Eyalet’in kuzeyinde yaşayan cüce Seganti'ler tarafından kı­lıç yerine kullanıldıkları söylenir.”

Oyularak Segantilere mezar olarak kullanılan ufak ka­yaları gördüğümü anımsıyordum. Onların ellerinde bu bı­çaklar gerçekten de kılıçtan farksız olurdu.

Page 41: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

“Üçüne de ihtiyacım var mı?” diye sordum.“Üçü birlikte kullanılmalı. Diğerinin de nerede oldu­

ğunu biliyorum, ama ölümlülerin erişemeyeceği bir yerde, Karanlık’m içinde. Cesur, güçlü ve becerikli biri tarafından geri getirilebilir ancak.”

“Ben o kadar cesur değilim,” dedim, “üstelik o kadar güçlü olduğumdan da kuşkuluyum. Ancak Karanlık’a gi­decek biri varsa o da ben olmalıyım.”

Kadim Tanrı Pan bana bunu söylemişti. Her güçlü ka­ranlık varlığın Karanlık’ta kendisine ait bir bölgesi vardı. En güçlü ve tehlikelisi Şeytan’a ait olan çok sayıda bölge...

“Annen Zenobia tam yerini biliyor. Sana ne yapman ge­rektiğini kendisi anlatacak.”

“Ne? Annem benimle konuşacak mı? Ne zaman?” diye sordum heyecanlanarak. “Bu ne zaman olacak?”

“Bu gece buraya gelecek. Ama yalnızca seninle konuşa­cak. Söyleyeceklerini yalnızca sen duyabilirsin.”

O gece sandıklarının yanında oturup annemi bekledim. Hemen yakındaki masanın üzerinde titreyen mumun ışığı uzak duvarda tuhaf gölge oyunları yapıyordu.

Alice’le konuşup durumu anlatmıştım ve o da anlayış­la karşılamıştı. “Bunca zaman sonra annenin seninle yal­nız konuşmak istemesi çok doğal Tom,” dedi. “Ne de olsa ailevî bir mesele, öyle değil mi? Ben Agnes’le burada bekle­rim. Sonra sabah bana olanları anlatırsın.”

Böylelikle Alice, Agnes ve Slake kulenin alt katlarına inerek beni heyecan ve endişe dolu bir bekleyişle baş başa

41

Page 42: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

42

bıraktılar. Annemin yanıma nasıl bir biçimde geleceğini merak ediyordum. Efsanedeki melekler gibi kar beyazı ka­natları olan vahşi bir lamia olarak mı, yoksa beni büyütüp yetiştiren sevgi dolu annem olarak mı?

Şaşırtıcı bir başka olay olmuştu. Gerçekleştirmem ge­reken ayin hakkında daha fazla bilgi edinebilmeyi umarak vakit kaybetmeden sandıktaki malzemeleri incelemeye başlamıştım; Şeytan’m bukağısı sonsuza dek uzatılabilirdi. Fakat Slake bunun artık gerekli olmadığını söylemişti. O, annemin kılavuzluğunda gerekli bilgiyi kâğıda aktarıp, an­nemle iletişime geçmemizin ardından bana vermek üzere saklamıştı.

Önce annemi yeniden göreceğim için heyecandan uyu­yamadım. Fakat gitgide yoruldum ve başım önüme düşme­ye başladı. Sürekli irkilip gözlerimi açmaya çalıştıysam da en sonunda derin bir uykuya daldım.

Sonra bir anda yeniden irkilerek uyandığımda kalbim yerinden fırlayacakmış gibi çarpıyordu. Mum sönmüştü fakat hemen yan odada daha soluk fakat daha yoğun başka bir ışık vardı. Annem hemen önümdeydi; Yunanistan’da, kadim düşmanı Ordeen’le girişeceği son mücadeleden ön­ceki görüntüsündeydi. Elmacık kemikleri çıkık ve şekilliy­di; vahşi gözleriyse korkunç bir avcmmkinden farksızdı. Endişelenip korkuya kapıldım ve kalbim bir kez daha ye­rinden fırlayacakmış gibi çarpmaya başlarken, ister istemez bağırıverdim. Onu bu şekilde görmekten hiç hoşlanmıyor­dum. Benim ve abilerimin annesi olan kadına hiç benzemi­yordu. Bedeni tıpkı Slake’inki gibi pullarla kaplıydı, el ve

Page 43: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

43

ayaklarının yerinde keskin pençeler vardı. Fakat katlı ka­natları, tıpkı anımsadığım gibi bembeyaz tüylerle kaplıydı.

Kanatları hızla ufalarak omuzlarının arkasına doğru indi; pulların yerini uzun, koyu renk bir etek, bir bluz ve yeşil bir şal aldı. En önemli değişim gözlerindeydi: Bakışla­rı yumuşadı, acımasızlık ifadesi kayboldu ve yüzüne sımsı- cak, sevgi dolu bir gülümsemenin ışıltısı yayıldı.

Bu kez karşımda eski çiftliğimizden tanıdığım annem duruyordu; babamın âşık olduğu, yedi oğul büyütmüş ve köyün ebesiyle şifacısı olarak çalışan bir kadın. Ve zihnimde canlandırdığım bir hayalden farklıydı; burada da tıpkı çiftlik evimizin mutfağındaki kadar kanlı canlı görünüyordu.

Gözyaşlarını yanaklarımdan aşağı süzülmeye başladı ve ona sarılmak üzere ilerledim. Yüzündeki gülümseme silin­di, geriye doğru bir adım atarak beni uzak tutmak istermiş­çesine elini havaya kaldırdı. Şaşkınlık içinde ona bakarken mutluluk gözyaşlarını üzüntü ve kırgınlık gözyaşlarına dö­nüşüverdi.

Annem tekrar gülümsedi. “Gözyaşlarını sil oğlum,” dedi usulca. “Şu an sana sarılmayı dünyadaki her şeyden çok istiyorum ama bu mümkün değil. Ruhun hâlâ insan teniyle kaplı, benimkiyse çok farklı. Temas edecek olursak ölürsün. Ve bu dünyanın sana ihtiyacı var. Daha hâlâ yapa­cak çok işin var. Hatta belki sandığından da fazla.. .”

Gözlerimi elimin tersiyle silip elimden geldiğince gü­lümsemeye çabaladım. “Üzgünüm anne... Anlıyorum... Seni yeniden görmek öyle güzel k i!”

Page 44: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

44

“Seni görmek de öyle. Ama artık sadede gelmeliyiz. Dünyaya gelişlerimde birkaç dakikadan fazla kalamam.”

“Tamam anne. Ne söylemen gerekiyor.”“Artık bıçak da sende ve kendi çabalarınla kılıcı da edin­

din. Üçüncü nesneyse Karanlık’ta. Şeytan’m yuvasının tam kalbinde; kalesindeki tahtının altında. Slake seni yapılması gereken ayin konusunda bilgilendirecek ve bu üç kutsal nesne yanında olursa Şeytan’ı sonsuza dek yok edebilecek­sin. Bende yalnızca iki tanesi olmasına rağmen onu buka­ğılamayı başardım. Sen benim başladığım işi bitireceksin.”

“Elimden geleni yapacağım,” dedim. “Benimle gurur duymanı istiyorum.”

“Her ne olursa olsun seni hep seveceğim ve seninle gu­rur duyacağım Tom. Ama artık gerçekten zorlu bir süreç başlıyor... Üç nesne elimde olsaydı bile yine de başaramaz­dım, çünkü bu ayinin en önemli bölümü bu dünya üzerin­de en çok sevdiğin insanı kurban etmek. Senin durumunda bu kişi bir kadın."

Dehşete kapılmıştım ve bir şeyler söylemek için ağzımı açtıysam da hiç sesim çıkmadı. En sonunda konuşabildim. “Bu sen misin anne? Seni mi kurban etmek zorundayım?”

“Hayır Tom,” diye yanıtladı annem. “Bu, hayatta olan biri olmalı ve beni hâlâ sevdiğini bilsem de bu dünyada benden bile daha fazla önem verdiğin biri var.”

“Hayır anne!” diye bağırdım. “Bu doğru değil.“Kalbinin derinliklerine bak oğlum, o zaman bunun

doğru olduğunu göreceksin. Her kadın, oğlunun bir başka kadına daha fazla değer vermesiyle yüzleşecektir.”

Page 45: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Bana içten içe bildiğim bir şey söylüyordu. Sözleri niha­yet kafama dank etti.

“Hayır! Hayır! Bunu kastediyor olamazsın!” diye karşı çıktım.

“Evet oğlum, bunu söylemek bana çok acı veriyor fakat başka yolu yok. Şeytanı yok etmek için Alice’i kurban et­melisin.”

Page 46: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M 5

K I Z I N B A Ş K A BİR F A Y D A S I

“Alice’i öldürmem mi gerekiyor?” diye bağırdım. “Baş­ka yolu yok mu?”

“Tek yol bu Tom, ödenmesi gereken bedel bu^Ve o da canını gönüllü olarak vermeli. Bu durumda yapılması ge­rekenleri ona ne zaman anlatacağına dair kararı sana bıra­kıyorum.”

“Ben de buna çok benzer bir durumla karşılaştım fa­kat yapamadım,” diye devam etti annem. “Kız kardeşle­rim benden babanı öldürmemi ya da onlara teslim etmemi istediler. Sonra, büyü gücümü arttırmak için onu kurban etmemi istediler, yalvardılar. Üç kutsal nesne olmadan Şeytan’ı yok etmeyi zaten başaramazdım ama yine de gü­cünü daha da kısıtlayabilirdim. Ben bunu kabul etmedim çünkü babanla aramızda aşk kıvılcımları vardı ve geleceği görüyordum: Yedinci oğlun yedinci oğlu olarak seni doğu­rup Şeytan’ı yok edecek bir silah olarak yetiştireceğimi.

Annemin bu sözleri beni rahatsız etmişti. Benden sanki oğlu değil de yalnızca bir nesne, düşmanına karşı kullanı­lacak bir silahmışım gibi söz ediyordu.

Page 47: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

47

“Fakat senin benden daha disiplinli olacağını düşünü­yorum: Sıkı bir görev bilincin var, bu babandan geliyor ve John Gregory tarafından da geliştirildi. Bunun yanı sıra da­marlarında benim güçlü kanım dolaşıyor ve üstelik benim becerilerime de sahipsin. Sana verdiğim her şeyi kullan. Bedeli ne olursa olsun, sonuçlar ne kadar korkunç olsa da Şeytan’ı yok etmelisin. Yoksa dünyaya kıtlık, hastalık ve karmaşa hakim olur. Aileler bölünür, kardeş kardeşe düşer. Şeytan’ın hizmetkârları serbest kalarak erkekleri, kadın ve çocukları öldürüp kanlarını içer. Ve bu esnada sen nerede olursun oğlum? Bu dehşeti dünyanın başına açanın kendin olduğunu bilirsin. Üstelik daha da kötüsü, artık bunu umursamazsın. Çünkü kendini kaybetmiş, ru­hunu Şeytan’a teslim etmiş olursun. Kararlı davranırsan tüm bunların üstesinden gelebilirsin. Tüm insanların bunu yapmana ihtiyaçları var. Onları yüzüstü bırakmayacağına eminim; sana neye mal olursa olsun! Üzgünüm oğlum, fa­kat daha fazla kalamam. Şeytan’ı yok et, önemli olan bu! Bu senin kaderin! Sen bunun için dünyaya geldin!”

Annemin görüntüsü yavaş yavaş silinirken çaresizlik içinde bağırdım. “Lütfen anne, daha gitme. Biraz daha ko­nuşmamız gerek. Bunun başka bir yolu olmalı. Bu doğru olamaz! Benden yapmamı istediğin şeye inanamıyorum!”

Silinip giderken bir yandan da kanatlı lamia görüntüsü­ne geri dönüyordu. Son gördüğüm şey acımasız bakışları oldu. Sonra gitti.

Oda anında karanlığa gömüldü ve titreyen ellerimle ce­bimden çıra kutumu çıkarıp mumu yakmayı başarabildim.

Page 48: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

48

Ardından sandığın yanında yere oturup çıra kutusunu evi­rip çevirerek incelemeye başladım. Bu, John Gregory’nin çırağı olmak üzere evden ayrılmadan önce babamın bana verdiği son şeydi. Onu zihnimde görebiliyor ve tam olarak neler söylediğini anımsıyordum:

Bunu almam istiyorum oğlum. Yeni işinde faydalı olabilir. Ve arayı fa z la açmadan ziyaretimize gel. Evden ayrılman zi­yaretimize gelemeyeceksin anlamına gelmez.

Çıra kutusu gerçekten de işime yaramıştı ve onu pek çok kez kullanmıştım.

Zavallı Babam! Çiftlik için çok çalışmış ama emeklili­ğinin tadını çıkaramamıştı. Annemle Yunanistan’da tanış­malarının hikâyesini anımsadım. O zamanlar babam bir denizciydi ve annemi gümüş bir zincirle kayaya bağlı hal­de bulmuştu. Annem gün ışığına karşı hep çok hassastı ve düşmanları da onu bir kayalığa bağlayıp ölüme terk etmiş­lerdi. Fakat babam güneşe siper olarak onu kurtarmıştı.

Eyalet’e geri dönüp bir çiftçi olarak yeni hayatına başla­madan önce Yunanistan’da annemin evinde kalmıştı. Ora­da geçirdiği zamana dair anlattıkları, şimdi mantıklı geli­yordu: Annemin iki kız kardeşi de karanlık bastırdığında geliyorlar ve üçü birlikte duvarlarla çevrili bahçedeki ate­şin etrafında dans ediyorlarmış. Babam onların tartıştığını duymuş ve kız kardeşlerin kendisine karşı tavır aldıklarını düşünmüştü. Pencereden öfke içinde babama bakıyorlar- mış ve annem sürekli onları uzaklaştırmaya çalışıyormuş.

Sözü edilen bu iki kız kardeş, annemin sandıklarının içinde gizlice Eyalet’e getirilen lamialar Wynde ve Slake’ti.

Page 49: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

49

Onunla tartışmaya devam ettiler ve bunun nedenini şimdi anlayabildim. Babamı kurban ederek Şeytan’ın bukağısını daha güçlü bir hale getirmesi için onu ikna etmeye çalışı­yorlardı.

Merdivenlerden kilere doğru tırmanan ayak sesleriyle irkilerek bu düşüncelerimden sıyrıldım. Az sonra gelenin, artık bir insan gibi yürüyemeyen Slake olduğunu anladım. Titrek mum ışığındaki görüntüsü kanımı dondurmaya ye­tiyordu. Kanatlar katlıydı fakat pençelerini sanki bana sal­dırmaya hazırlanıyormuş gibi öne uzatmıştı. Ama gülüm­sedi ve ben de ayağa kalktım.

“Zenobia seninle konuştu mu?” diye sordu eskisinden de daha sert bir ses tonuyla. Ne söylediğini anlayabilmek için iyice odaklanmam gerekiyordu.

“Evet, ama benden yapmamı istediği şey hiç hoşuma gitmedi.”

“Ah! Şu kurban etme olayını kastediyorsun. Bunun, se­nin için zor olacağını, fakat görev bilincine sahip biri ola­rak gerekeni yapacak gücü bulacağını söylemişti.”

“Güç ve görev - bunlar sadece birer kelime!” dedim sinir­lenerek. “Annem bunu yapamamış; ben neden yapayım ki?”

Öfkemi kontrol etmeye çalışarak Slake’e baktım. Yuna­nistan’da anneme istediklerini yaptırabilmiş olsalardı ne ben ne de ahilerim dünyaya gelirdik.

“Sakin ol,” dedi. “Düşünmek ve yapılması gerekenlere odaklanmak için zamana ihtiyacın var. Ve üçüncü kutsal nesneyi bulmadan Şeytanla başa çıkamazsın. Önceliğin onu bulmak olmalı.”

Page 50: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

50

“Ama o nesne Karanlık’ta, üstelik Şeytan’m tahtının al­tında,” diye yanıtladım iyiden iyiye öfkelenerek. “Onu na­sıl almam gerekiyor?”

“Bunu yapması gereken kişi sen değilsin. Kızın bize baş­ka bir faydası daha var. Alice daha önce Karanlık’ta kalmış­tı. Oraya dönmek onun için kolay olur, üstelik Şeytan’m bölgesini de tanıyor. Ve başı bedeninden ayrı kaldığı müd­detçe tehlike çok az.”

“Hayır!” diye bağırdım. “Ondan bunu yapmasını isteye- mem. Oraya düştüğünde neredeyse aklını yitirecekti.”

“İkincisi daha kolay olur,” diye ısrar etti Slake. “Yavaş yavaş bu gibi olumsuz etkilere alışacaktır.”

“Peki ama ne pahasına?” diye çıkıştım. “Tamamen ait oluncaya dek Karanlık’a yaklaşarak mı?”

Lamia yanıt vermedi. Bunun yerine sandığa uzanıp çı­kardığı bir kâğıdı bana uzattı. “Önce şunu oku,” dedi. “Be­nim el yazım fakat annenin yazdırdığı bir mektup.”

Kâğıdı titreyen ellerimle alıp okumaya başladım:

Karanlıklar Lordu yanm a dönüp ona bir kez daha itaat etmemi istedi. Uzun bir süre ona karşı koyarken bir yandan da dostlarım ve destekçilerimden yardım alıyordum. İçlerin­den bazıları cadıların onu kendilerinden sonsuza dek uzak tutmak için izledikleri yönteme başvurarak onun çocuğunu doğurmamı önerdiler. Fakat bunun düşüncesi bile midemi bu­landırıyordu.

Page 51: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

51

O dönemde çok yakında vermem gereken bir kararın sı­kıntısını yaşıyordum. Düşmanlarım beni gafil avlayarak y a ­kalamıştı. ..

Sonrasında annem zaten bildiğim şeyleri tekrar ediyor­du; gümüş zincirle bir kayaya çivilendiğini, bir denizci tarafından kurtarıldığını... Elbette ki o denizci babamdı, bana bu hikâyeyi ölmeden kısa bir süre önce anlatmıştı. Hikâyenin geri kalanını da biliyordum, yani babamın onun evinde kaldığını. Fakat sonraki satırlar kanımı dondurdu.

... Çok geçmeden beni kurtaran kişinin bana karşı bazı duygular beslediğini anladım. Yaptıkları için minnettardım am a o yalnızca sıradan bir insandı ve ona karşı herhangi bir fiz iksel yakınlık hissetmiyordum.

Bu cümleler içimi acıttı. Annemle babamın en başından beri birbirlerini sevdiklerini düşünüyordum. En azından babam böyle anlatmıştı. Buna inanıyordu. Okumaya de­vam etmek için kendimi zorlamam gerekti.

Fakat babasının yedinci oğlu olduğunu öğrendiğimde zih­nimde bir plan belirmeye başladı. Eğer ona oğul doğuracak olursam yedinci oğlumuzun Karanlık’la mücadele konusunda özel güçleri olurdu. Üstelik çocuk gücüne güç katacak bazı

Page 52: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

52

özelliklerim le becerilerime de sahip olurdu. Böylelikle günün birinde Şeytan’ı yok etme şansı olabilirdi. Ne yapmam ge­rektiğine karar vermem kolay olmadı. Bu adam a yedi çocuk doğurmak bana en sonunda düşmanımı yok etme şansını sağ­layabilirdi. Fakat John Ward yalnızca fa k ir bir denizciydi. Çiftçi bir aileden geliyordu. Ona bir çiftlik satın alsam bile yine de bu hayatı onunla paylaşmam ve çiftliğin iğrenç koku­sunu sonsuza dek solumam gerekirdi.

Zavallı babamı düşünerek gözyaşlarımı tuttum. Bu satır­larda aşka dair hiçbir şey yoktu. Annemin tek düşündüğü Şeytan’ı yok etmekti. Babamsa yalnızca bu amaca ulaşmak için bir araçtı. Belki benim durumum da babammkinden farksızdı?

Kız kardeşlerim onu öldürmemi ya da onlara teslim etme­mi istediler. Bunu reddettim çünkü hayatımı ona borçluydum. Ülkesine dönebilecek bir gemi bulabilmesi için onu evimden göndermekle, onunla birlikte gitmek arasında bir seçim yap­mam gerekiyordu.

Kâğıttan başımı kaldırıp tepkim karşısında öfke içinde pençelerini öne uzatan Slake’e baktım. Babamın öldürül­mesini isteyen iki lamiadan biri karşımdaydı! Okumaya devam ettim.

Fakat ikinci seçeneği mümkün kılm ak için öncelikle düş­manım Şeytan’ı bukağılamam gerekiyordu. Bunu da bir hileye

Page 53: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

53

başvurarak yapabildim. Lammas Ziyafeti günü bir buluşma ayarladım: yalnızca Şeytan ve ben. Buluşma yerini dikkatlice belirleyip büyük bir ateş yaktım , gece yarısı olduğunda onu geçici olarak dünyamıza getirebilmek için gerekli ayini ger­çekleştirmek üzere hazırlıklara başladım.

Alevlerin ortasında belirdiğinde ona itaat ediyormuş gibi başımı öne eğdim. Oysa bu esnada güçlü bir büyü mırıldan­maya başlamıştım bile ve elimde de iki kutsal nesne vardı. Tüm karşı koymalarına rağmen bukağı büyüsünü başarılı bir şekilde tam amlayarak planımın ikinci adımı olan Eyalet’e gitme ve bir çiftlik satın alm a bölümüne geçtim.

Ve böylece bir çiftçinin karısı olup ona altı oğul doğurdum ve en sonunda Thomas Jason Ward adını koyduğumuz yedinci oğlumuz doğdu; ilk adını babası seçti, ikinci adsa memleke­timde bir zamanlar çok sevdiğim bir kahramanın adıydı.

Biz lam ialar şekil değiştirmeye alışkınızdır, ama zamanın üzerimizde neden olacağı değişimleri önceden kestirebilmek mümkün değildir. Yıllar geçtikçe hayatımı kabullenip kocamı sevmeye başladım. Gitgide Aydınlık’a daha faz la yaklaştım ve en sonunda bir şifacı ve ebe olarak her fırsatta komşularımıza yardım etmeye başladım. İşte böylelikle beni kurtaran John Ward adındaki insan, önceden hayal dahi edemeyeceğim bir yola girmemi sağladı.

Mektubun son kısmı kendimi biraz daha iyi hissettirdi. En azından annem artık babamı sevdiğini söylüyordu. Za­man içinde değişerek daha insansı bir hal almıştı. Şimdiyse

Page 54: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

54

bunun tam tersinin olduğunu fark ederek irkildim: İnsan­lığından uzaklaşarak anımsadığım annemden çok farklı bir varlığa dönüşüyordu. Benden istediği şey korkunçtu.

“Annem elinde iki kutsal nesne olduğunu söylemişti,” dedim. “Bu iki nesneden biri neden şu anda Karanlık’ta?”

“Şeytan’ı bukağılamanın kolay olduğunu mu sanıyor­sun?” diye tıslayarak pençelerinden birini yeniden öne uzattı. Ağzını iyice açarak dişlerini gösterdi ve çenesinden aşağıya salyaları akmaya başladı. Bir an için bana saldıraca­ğını düşündüysem de yavaşça nefes vererek konuşmasını sürdürdü.

“Zenobia’nm büyüsüne rağmen büyük bir mücadele oldu. Şeytan Karanlık’a düşerken bu kutsal nesnelerden birini kaptı. İşte bunlar da Zenobia’nm ayin için yazdırdığı talimatlar... Hemen oku!” diye emrederek bir kâğıt daha uzattı.

Kâğıdı alıp katladıktan sonra cebime koydum. “Yarın okuyacağım,” dedim. “Bugünlük beni rahatsız eden yete­rince şey öğrendim.”

Slake homurdanmaya başladıysa da ona sırtımı dönüp merdivenlerden yukarı çıktım. Henüz Alice’i görmek is­temiyordum. Önce içinde bulunduğum durumu iyice dü­şünmem gerekiyordu.

Page 55: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M 6

Y a r i m b î r h î k â y E

Acı içinde kıvranan biri gibi Malkin Kulesi’nin mazgallı siperleri boyunca bir ileri bir geri yürüyüp durdum. Yü­rürken bir yandan da zihnim içine kapatıldığı labirentten çıkış yolu bulmak için dönüp duruyordu; fakat hangi kaçış yoluna başvursam durmadan karşıma çıkan iki soru vardı:

Alice’e bir kez daha Karanlık’a gitmesi gerektiğini söy­lemeli miydim? Ve daha da önemlisi, onu kurban etmeye hazır mıydım? Gerçekten Alice’in canını alabilir miydim?

Gece yavaş yavaş ilerlerken sıkıntılar içinde ne yapmam gerektiğini düşünüp durdum. En sonunda sipere yaslanıp Crow Ormam’ndaki ağaçların üzerinden batıya doğru bak­tım. Gökyüzü yavaş yavaş aydınlanmaya başladı ve sonun­da Pendle Tepesi’nin devasa silüeti belirdi. Şafak sökerken annemin Şeytan’ı yok etmek için yapılması gereken ayine dair talimatlarını okumaya başladım:

Şeytan şöyle yok edilebilir: Öncelikle üç kutsal nesne eli­mizde olmalıdır. Bunlar Hephaestus tarafından yapılan kah­ramanlık kılıçlarıdır. İçlerinde en önemlisi Kader Kılıcı’dır;

Page 56: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

56

İkincisi sana Slake tarafından verilecek olan Kemik Kesen adında bir bıçaktır. Üçüncüsüyse Keder Bıçağı olarak da bi­linen Dolorous adlı bıçaktır ki bunu da Karanlık’tan alman gerekecek.

Mekân da önemlidir: Büyü kullanımına uygun olmalıdır. Dolayısıyla ayin Caster’ın doğusunda kalan ve Wardstone olarak bilinen yüksek tepede yapılmalıdır.

Bu tuhaf bir tesadüftü. Şeytan’ı adımı taşıyan bir tepede yok etmeye çalışacaktım! Sanki biri mezarımın üzerinden geçmiş gibi titredim ve okumaya devam ettim:

Önce, anlatacağım şekilde kan adağı yapılmalıdır. Bir ateş yakılm alı; çok büyük ısı verebilecek bir ateş.

Gönüllü kurban, ayin boyunca muazzam bir cesaret örne­ği sergilemelidir. Eğer bir kez olsun acı çektiğini gösterecek şekilde bağırırsa her şey kaybolur ve ayin başarısız olur.

Kemik Kesen bıçağıyla kurbanın sağ elindeki başparmak kemiği alınıp alevlerin içine atılmalıdır. Ancak bağırmadığı takdirde sol elindeki kemik de alınmalıdır. Bu kemik de ben­zer şekilde ateşe atılmalıdır.

Ardından Keder Bıçağı’y la kurbanın kalbi çıkarılıp hâlâ çarparken alevlerin içine atılmalıdır.

Bu istenenlerin sonucu, aniden zihnimde apaçık beliri­verdi. Alice’ten Keder Bıçağı’nı geri getirmesi isteniyordu;

Page 57: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

ki böylelikle korkunç bir ayin esnasında kalbi yerinden sökülebilecekti. Karanlık’a gidip kendi ölümüne neden olacak bıçağı getirmesi isteniyordu.

Dehşete düşmüştüm. Böyle bir görevi yerine getirmenin düşüncesi dahi içimi titretmeye yetti.

Sonra birinin basamaklardan bana doğru tırmandığını duydum. Alice’in sivri burunlu ayakkabılarının sesini ta­nıyınca mektubu alelâcele arka cebime soktum. Saniyeler sonra hemen arkamda beliriverdi.

“Anneni gördün mü?” diye sordu elini omzuma koya­rak. “Nasıl gitti? Üzgün görünüyorsun. Titrediğini hisse­debiliyorum.”

“Biraz üzgünüm,” diye itiraf ettim. “O çok değişmiş. Anılarımdaki annemle hiçbir ilgisi yok.”

“Ah Tom !” diye bağırdı Alice. “Herkes değişir. Eğer şu anda yıllar sonraki senin zihnine girip de düşüncelerinin ve hislerinin ne denli değiştiğini görebilseydin dehşete ka­pılacağına eminim. Hepimiz her an değişiyoruz fakat bu öyle yavaş bir şekilde oluyor ki fark etmiyoruz. Lamialar içinse bu çok daha hızlı ve belirgin oluyor. Annenin elin­den bir şey gelmez Tom. Bu onun doğasında var, ama seni hâlâ seviyor.”

“Öyle mi?” dedim ona dönerek.Bana baktı. “Sorun ne Tom? Ters giden bir şey var, öyle

değil mi? Bana söylemediğin bir şey.”Alice’in gözlerinin içine baktım ve bir karar verdim.

Ona bildiklerimin bir kısmım anlatacaktım, yani yeniden

57

Page 58: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

58

Karanlık’a gitmesinin istendiğini söyleyecektim. Ama en sonunda Şeytan’ı alt etmek için kurban edilmesi gerekeceği­ni söylememe imkân yoktu. Bu mümkün değildi. Korkunç bir ayinden bahsediyorduk ve bırakın en yakın arkadaşımı, mektupta anlatılanları en büyük düşmanıma bile yapamaya­cağımı biliyordum.

Böylelikle şafak sökmek üzere ve kargaların o meşum sesleri yankılanırken mazgallı siperlerde ona bildiklerimin bir kısmını anlattım.

“Sana söylemem gereken bir şey var Alice,” dedim. “Bu korkunç bir şey, fakat bilmen gerekiyor. Şeytan’ı sonsuza dek bağlamak için gerekli üç kutsal nesne var. İkisi zaten bende: kılıcım ve Kemik Kesen adında bir bıçak. Ama kah­raman kılıçlarının üçüncüsü de bir bıçak ve Karanlık’ta Şeytan’m tahtının altında tutuluyor. Senin Karanlık’a geri giderek onu almanı istiyorlar Alice; ama ben buna izin ver­meyeceğimi söyledim.”

Bir an için Alice sessizce gözlerimin içine baktı. “Peki, ayin hakkında ne biliyorsun Tom? Ne yapılması gerekiyor?”

“Bunu daha sonra öğreneceğim, üç kutsal nesnenin üçünü de edinince...” diyerek yalan söyledim.

Her şeyi anlattıktan sonra ikimiz de sessizleştik. Gök­yüzüne, doğuya doğru hızla ilerleyen ve doğmakta olan güneşin kırmızı-pembeye boyadığı bulutlara baktım. Son­ra Alice birden kollarıma atıldı ve birbirimize sarıldık. O esnada Alice’i asla kurban edemeyeceğimi biliyordum, bu­nun başka bir yolu olmalıydı.

Page 59: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

59

En sonunda ayrıldığımızda Alice başını kaldırıp bana baktı. “Eğer tek yolu buysa Karanlık’a gidip ihtiyacımız olan şeyi getiririm,” dedi.

“ldayır Alice! Bunu akimdan bile geçirme. Yapabileceği­miz başka bir şey olmalı!”

“Peki, ama ya yoksa Tom? Grimalkin, Şeytan’m başını düşmanlarımızdan sonsuza dek kaçıramaz. Asla pes etmeye­ceklerdir. Nereye gidersek gidelim tehlikedeyiz, çünkü her an peşimizdeler. Bizi burada bekliyorlardı, öyle değil mi? Ve eninde sonunda Şeytan gücünü geri kazanacak. Biz de sonsuza dek işkence görmek üzere Karanlık’a çekileceğiz. En azından böylelikle yalnızca birimiz oraya gitmiş olur. Ne pahasına olursa olsun Karanlık’a gitmeliyim. Ve geri gelece­ğim. Orada sonsuza dek kalmayacağım, öyle değil mi?”

“Hayır, Karanlık’a gidemezsin,” diye ısrar ettim. “Buna izin vermem.”

“Bu benim kararım Tom, senin değil. Cadılar Bayramı’na hâlâ beş aydan fazla var, ama o bıçağı ne kadar çabuk geti­rirsem o kadar iyi.”

“Oraya geri gidemezsin Alice!” diye bağırdım. “En son gidişinde başına neler geldiğini hatırlasana.”

“O farklıydı Tom. O zaman Şeytan tarafından kaçırıl­mıştım. Artık Şeytan orada değil ve Karanlık bu yüzden epey zayıflamış durumda. Ve ben de çok güçlendim. Kendi başımın çaresine bakabilirim, endişelenme!”

Yanıt vermedim. Alice bunu başarabilse bile ölüme bir adım daha yaklaşmış olurdu yalnızca. Annemin ikinci mektubu hâlâ cebimdeydi ve orada da kalacaktı.

Page 60: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

60

Gündüzün geri kalanını kulede geçirdik, karanlık çök­tüğünde görünmeden gitmemizin daha kolay olacağına ka­rar verdik.

Alice, Agnes’i görmek üzere bir kez daha tünele inerken ben de Slake’le kısa bir konuşma yaptım. Onun yanında annemin mektubunun geri kalanını okudum ve tam olarak anlamadığım şeyleri ona sordum. Daha fazla şey öğrendik­çe durum kötüleşti. Konuşmamızın sonuna doğru umudu­mu yitirmek üzereydim.

En sonunda gitme vakti geldi. Alice beni beklerken ben de lamiaya döndüm. “Bir daha buraya asla dönemeyebili- rim,” dedim. “Gitmekte özgürsün.”

“Beni özgür bırakmak sana düşmez,” diye tısladı Slake. “Cadılar Bayramı bitinceye kadar burada kalacağım. Sonra Şeytan haklanınca sandıkları yakıp hemcinslerimi bulmak üzere buradan ayrılacağım.”

“Peki ya haklanamazsa?”“O zaman işler hepimiz için çok kötü gider. Başarısız

olursan başımıza gelecekleri düşünmek dahi istemiyorum. Gerekeni mutlaka yapmalısın.”

“Bana ne yapıp ne yapmamam gerektiğini söyleyemez­sin!” diye çıkıştım. “Kendi kararlarımı kendim veririm. Ama sana şükran borcum var. Eğer yardımıma ihtiyacın olursa beni çağırman yeter, yanında olurum.”

Lamianm yanından ayrılırken Alice şaşkınlık içinde bana baktı. Bunun nedenini biliyordum: Son sözlerimi dü­şünmeden sarf etmiştim, fakat her kelimesinin doğru oldu­ğunu biliyordum. Pendle Tepesi’nde cadı klanları Şeytan’ı

Page 61: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

61

çağırdığında Slake ve kız kardeşi bizi kurtarmak için dö- vüşmüştü. Onlar olmasaydı orada ölmüş olurduk. Burada da kuleyi savunurken Wynde ölmüştü. Ve her ne kadar kabul etmesi güç olsa da uzaktan akrabam sayılırdı -n e de olsa annemin soyundan geliyordu- yani ona, çok daha faz­lasını borçluydum.

“Ne düşündüğümü biliyor musun Tom?” diye sordu Alice basamaklardan inerken. “Annenin değiştiğinden bahsettin ama sen de çok değiştin. Slake’e o sözü verirken Yaşlı Gregory’nin ne diyeceğini hiç düşünmedin. Artık on­dan daha fazla hayaletsin.”

Yanıt vermedim. Ustamın çöküşe geçtiğini düşünmek beni üzse de Alice haklıydı. Hayalet’in bana önceki gün söylediği gibi yakında olacağım Hayalete yakışır bir şekil­de düşünüp hareket etmem gerekiyordu. Bizi belirsiz bir gelecek bekliyordu ama ortam da giderek kızışıyordu. Çok yakında iyi ya da kötü bir şekilde tüm bu olaylar sonlana- caktı.

Agnes bizi tünelin çıkışına yakın bir yerde bekliyordu. Başının üzerinde sinekler uçuşuyordu ve ağzının çevresi kurumuş kanla kaplıydı. Balçık ve yer altında sürünen her ne varsa onlar gibi kokuyordu.

“Chipenden’e geri dönüyoruz,” dedi Alice ölü cadıya. “Fırsat bulduğumda seni görmeye geri gelirim.”

Agnes başını sallayınca gri bir solucan saçlarının arasın­dan ayaklarının dibine düştü. “En çok ihtiyacın olduğunda beni görmek üzere vadiye gel. Sen de öyle Thomas Ward. Artık senin de ölülerin arasında bir dostun var.”

Page 62: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

62

Alice cadının omzunu duygu dolu bir şekilde okşadık­tan sonra tünel boyunca dikkatle ilerleyip gömütü çevrele­yen otların arasına çıktık.

Alice üç kez havayı kokladı. “Burada yarım düzine cadı var ama hepsi ölü. Agnes epey meşgulmüş!”

Böylelikle önce kuzeye, ardından Pendle’m kenarından dosdoğru batıya, Chipenden’e doğru yola koyulduk. Agnes hem müttefikimiz hem de dostumuz olsa da Alice’in ona Karanlık’a gidecek oluşundan bahsetmediğini fark ettim. Ölü cadılar zaman içinde değişerek İnsanî endişelerden ta­mamen uzaklaşıyorlardı ve Agnes artık Alice’in güvenebi­leceği biri değildi.

Page 63: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M 7

G e ç m e k t e h l i k e l i d i r

Hayalet’in bahçesini geçerken köpekler heyecan içinde havlayarak bize doğru koştular ve birkaç dakika boyunca onları okşayıp ilgilenmem gerekti. Ustamın bu gürültüyü duyunca bizi karşılamak üzere dışarı çıkacağını düşündüy­sem de etrafta görünmüyordu. Yolunda gitmeyen bir şey mi var acaba? diye düşündüm. Yoksa hayalet işleri için bir yere mi gitti?

Fakat mutfak bacasından duman tüttüğünü görünce rahatladım. Önden gidip içeri girince şöminenin yanında tanımadığım bir adamı John Gregory ile konuşurken bul­dum. Her ikisi de ayağa kalkıp bana döndüler.

“Bu Tom Ward, çırağım,” dedi Hayalet. “Ve işte sana bahsettiğim kız, Alice. Bu da eski çıraklarımdan Judd Brinscall evlat. Bize eşlik etmek üzere ta Todmorden’den buraya gelmiş.”

“Bayan Fresque dostumdur Tom,” dedi Judd gülüm­seyerek. “Kendisi Romanyalı ama artık Todmorden’de yaşıyor ve kütüphanesine yapacağınız ziyaret gecikince neler olup bittiğini öğrenmem için beni gönderdi.” Judd

Page 64: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

64

Brinscall ustamdan kısa boyluydu ve iri yapılı sayılmazdı, fakat yüzü tüm hayatını dışarılarda çalışarak geçirmiş gibi kırışıklarla kaplıydı. Sarı saçları seyrelmeye başlamıştı ve simsiyah kaşlarıyla tam bir tezat oluşturuyordu. Üzerinde hayaletlerin kullandığı kukuletalı bir cübbe vardı, fakat bi­zimkilerden farklı olarak cübbesi kahverengi-sarı karışımı bir yeşildi.

Adını anımsadım, Chipenden’deki yatak odası duvarı­ma kazınmış başarılı isimlerden biriydi; yatak odam usta­mın tüm çıraklarını ağırlamıştı.

“Cübbeme bakıyorsun,” dedi belli belirsiz bir gülüm­semeyle. “Bir zamanlar ben de seninkine benzer bir cübbe giyiyordum Tom. Ama bunun bir nedeni var. Bay Gregory ile çalışmamı tamamladığımda bir hayalet olarak becerile­rimi arttırabilmem için bir süre daha kendisinin yanında çalışmamı teklif etti. Doğrusu bu da yapılabilecek en man­tıklı şey olurdu, ama ben beş uzun yıl boyunca Eyalet’te ustalık edinmek üzere çalışmıştım ve kanım kaynıyordu. Hâlâ gençken yeni yerler görmeliydim, özellikle de anne­min memleketi Romanya’yı.

Uzun bir yolculuğa çıktım, denizi aştım ve en sonun­da oraya ulaştım. Orada, Transilvanya eyaletindeki yerel hayaletlerin birinin yanında iki yıl kadar çalıştım ve ken­di cübbemi bırakıp artık buna geçtim. Ormanda yolculuk ederken gerekli olan kamuflajı sağlıyor.”

“Evet evlat,” diye araya girdi Hayalet, endişeli bir ifa­deyle bana dönerek. “Malkin Kulesi’nde işler nasıl gitti? Otur da anlat bakalım.”

Page 65: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

65

Alice ayakta beklerken ben masadaki yerime geçip olan­ları anlatmaya başladım. Başlangıçta yabancı birinin yanın­da her şeyi bu kadar açık bir şekilde konuşmaktan rahatsız oldum.

Ustam bu rahatsızlığımı fark etmiş olacak ki şöyle dedi: “Çıkar ağzındaki baklayı evlat! Judd’ın yanında çekinmene gerek yok. Aramızdaki ilişki çok eskiye dayanıyor.”

Ustama öğrendiklerimin bir kısmını anlatım; tabii ke­sinlikle destek vereceği ayinle ilgili hiçbir şey söylemedim. Alice’e söylediğim yalanı tekrarladım. Atmamız gereken bir sonraki adımla ilgili bilgiyi ancak üç nesneyi de elime geçirince öğreneceğimi söyledim. Ve elbette ki en korkunç bilgiyi vermedim, yani amacımıza ulaşmamız için Alice’i kurban etmem gerektiğini...

Gerçekleri saklamak beni üzse de eskiden olduğu ka­dar üzülmüyordum. Giderek katılaşıyordum ve yaptığımın herkes için en iyisi olduğunu biliyordum. Omuzlarımda korkunç bir sorumluluk vardı ve bunu tek başıma taşımayı öğrenmeliydim.

Bitirdiğimde her iki hayalet de dönüp dikkatlice Alice’e baktı. “Evet kızım?” diye sordu ustam. “Senden çok şey isteniyor ama bunu yapmaya hazır mısın? Karanlık’a geri gidecek misin?”

“Başka bir yolu olmalı!” dedim öfke içinde. “Alice’den bunu yapmasını isteyemeyiz.”

Kimse bir şey demedi; her ikisi de başlarını öne eğip ma­saya baktılar. Sessizlik yeterli bir yanıttı. Kendimi çok kötü

Page 66: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

66

hissediyordum. Alice onlar için hiç önemli değildi. Judd Brinscall onunla daha şimdi tanışmıştı, ustamsa Alice’in bizimle yaşadıklarına ve hayatımızı pek çok kez kurtarmış olmasına rağmen ona güvenmeyi bir türlü öğrenememişti.

“Ne gerekiyorsa yapacağım,” dedi Alice usulca, “ama bunun tek yol olduğuna emin olmak istiyorum. Düşün­mek için zamana ihtiyacım var. Ve Grimalkin le konuşma­lıyım. O kadar uzakta değil, gidip onu bulabilirim. Birkaç gün içinde dönerim.”

Ertesi sabah Alice, Katil Cadı’yı bulmak üzere kuzeye doğru yola çıktı. Bahçenin çıkışında ona sarıldım.

“Her ne karar verirsen ver Alice, bizimle tekrar konuş­madan Karanlık’a gitme. Söz veriyor musun?”

“Söz veriyorum Tom. Veda etmeden gidecek değilim ya?”

Yürümeye başladığında arkasından bakarken boğazıma bir şeyler düğümlendiğini hissettim.

Bir saat sonra köpekleri köyün demircisine emanet et­tikten sonra ustam, Judd Brinscall ve ben de yola koyulduk. Her ne kadar Pendle’a yapacağımız yolculuğa yanaşmamış olsa da ustam Todmorden’e gidiyor olduğu için mutlu gö­rünüyordu. Dizleri daha iyi durumdaydı ve adımlarını her zamanki enerjisiyle atıyordu. Yürürken bir yandan da üçü­müz kendi aramızda konuşuyorduk.

“O eski evin nesini özlüyorum, biliyor musun?” dedi Judd.

Page 67: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

67

“Ben çatısıyla kütüphaneyi özlüyorum,” dedi Hayalet, “ve her ikisiyle de ilgilenen olduğu için memnunum!”

“Bense öcüyü özlüyorum!” dedi Judd. “Ara sıra domuz pastırmalarını yakıyor olabilirdi ama her daim etrafı temiz tutar ve bahçeye yabancıların girmesine engel olurdu. Baş­langıçta beni epey korkutmuş olsa da sonra ona iyice alış­tım.”

“Beni de korkutmuştu,” dedim. “İlk sabah kahvaltıya biraz erken indiğimde kulağımın arkasına şaplağı yemiş­tim. Ama ona dair hep güzel şeyler hatırlıyorum.”

“Evet,” diye onayladı ustam. “Bizi tehlikelere karşı uya­rıyordu ve birçok kez hayatımızı kurtardı. Onu kesinlikle özleyeceğiz.”

Oswaldtwistle köyünde mola verdik, Hayalet bizi dos­doğru köydeki tek han olan Gri Adam’a götürdü.

“Şu aralar parasal anlamda sıkışık olabiliriz ama yaşlı kemiklerim bu geceyi sıcak bir yatakta geçirmek istiyor ev­lat,” dedi.

“Konaklamayı ben karşılayabilirim,” dedi Judd. “Zor günler geçirdiğinizi biliyorum.”

“Hayır Judd, kaldır şu paranı, duymamış olayım.” Parasal anlamda sıkışıktık çünkü ustam birikiminin ço­

ğunu evin onarımma ayırmak zorunda kalmıştı. Yaptığı iş­lerin ödemelerini almak için beklemesi gerekiyordu ve bu bekleyişin bazen bir sonraki hasat zamanına kadar sürdü­ğü oluyordu. Konaklama ücreti ödemeyi göze alması ken­dini ne kadar yorgun hissettiğini gösteriyordu. Son birkaç

Page 68: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

68

yıl içinde Karanlık’a karşı verdiğimiz mücadele onu epey yıpratmıştı. Ama aynı zamanda gururluydu da ve eski bir çırağının onun adına ödeme yapmasına asla izin vermezdi.

Bir grup köylü köşedeki devasa şöminenin yanma otur­muş, bira içerek dedikodu yapıyordu, akşam yemeği yiyen sadece biz vardık. Lezzetli salçalı sosun içindeki et ve haş­lanmış patates parçalarıyla dolu büyük tabaklarımıza yu­mulduk.

Hayalet’e baktım. “Daha önce Todmorden’e hiç gelme­diğinizi söylemiştiniz, dolayısıyla Bayan Fresque kütüpha­nenizin başına gelenleri nasıl öğrenmiş merak ediyorum... Ona siz mi söylediniz Judd?” diye sordum.

“Evet, ben söyledim. Eyalet’e döneli henüz birkaç hafta oldu. Aylar önce dönmek istiyordum ama o günlerde hâlâ düşman askerlerinin kontrolündeydi. Buraya gelir gelmez Romanya’dan eski dostum Cosmina Fresque’yi buldum ve o da kendimi toparlaymcaya dek kalmam için nazik bir şe­kilde evini açtı. Satmak istediği bazı kitapları olduğundan bahsetti, ben de bunun üzerine sizi söyledim. Chipenden’e kendi başına gelmiş ve böylelikle kütüphanenizin acı kay­bından haberdar olmuş.”

“Not bırakmak yerine ziyaretimize gelmeliymiş,” dedi Hayalet.

“Yoğun bir şekilde inşaatla ilgilenirken sizi rahatsız et­mek istememiş,” diye açıkladı Judd.

“Onu çok iyi karşılardım,” dedi ustam. “Sen de öyle Judd. Neden onu eve getirmedin?”

Page 69: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

69

“Uğramayı çok istesem de paralı iş fırsatını kaçıramaz­dım. Eyalet sınırında halledilmesi gereken bir öcü vardı, yani görev beni çağırıyordu!”

“Tuhaf bir isim şu Todmorden,” dedim. “Acaba nere­den geliyor? Bir anlamı var mı?”

“Her ismin bir anlamı vardır,” dedi Hayalet. “Ama ba­zıları öyle eskidir ki kökenleri unutulmuştur. Bu ismin Kadim Dil’deki iki kelimeden türetildiğini söyleyenler var­dır: ölüm anlamına gelen tod ve yine ölüm anlamına gelen mor!”

“Ama buna itiraz edenler de var,” dedi Judd. “Bataklık Tilkisinin Vadisi anlamına geldiğini iddia ediyorlar.”

Hayalet gülümsedi. “İnsan hafızası yanılabilir ve gerçek sonsuza dek kaybolur evlat.”

“Baban Eyalet’ten miydi Judd?” diye sordum.“Evet, öyleydi Torn, ama çıraklığımın ilk yılı öldü ve

annem Romanya’daki ailesinin yanma döndü.”Başımı aşağı yukarı salladım. Benim babam da çırak­

lığımın ilk yılında ölmüştü ve annem Yunanistan’a geri dönmüştü. Benzer şeyler yaşadığımızdan neler hissettiğini anlıyordum.

Daha önce ustamın üç eski çırağıyla tanışmıştım. Hepsi de daha sonra öldüler. Önce Karanlık’a hizmet eden Mor­gan vardı ve Kadim Tanrılardan Golgoth tarafından öldü­rüldü. Sonra cadı Wurmalde tarafından öldürülen Peder Stocks vardı. En yakın zamandaysa Bill Arkwright biz kaça­bilelim diye kahramanca geride kalıp düşmanla çarpışmıştı.

Page 70: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

70

Tam bir zorba olan Morgan’dan nefret etmiştim, ama Peder Stocks’ı ve hatta önceleri beni epey zorlayan Bill’i dahi sevmiştim. Ve şimdi Judd için de aynı şeyleri hisse­diyordum. Cana yakın birine benziyordu. Hayaletlerin hayatı son derece yalnız geçebilir. Yeni bir dost ediniyor olduğumu umuyordum.

Ertesi gün bataklık boyunca doğuya doğru ilerledik. Sonra ufak bir başka köy daha geçtik ve altımızda üç tarafı da sarp kayalıklarla çevrili vadiler belirdi. Ufak Todmor- den kasabası ortadaydı. Civar yamaçlara kadar uzanan sık ormanlarla çevrili olduğunu görebiliyordum. Hayalet bana köyün ortasından bir nehir geçtiğini; nehrin öte yakasının Eyalet sınırlarının dışında kaldığını söylemişti. Fakat kasa­banın yerleşimiyle ilgili bir tuhaflık vardı. Nehir tarafından ikiye bölünmüştü ve nehrin her iki kıyısında da yoğun bir ağaç örtüsü vardı; sanki suya yakın bir yere kimse ev yap­mak istemiyormuş gibi...

“Üzgünüm ama burada ayrılmamız gerekiyor,” dedi Judd.

“Bunca yol geldikten sonra bize evine kadar eşlik edip Bayan Fresque ile tanıştıracağını düşünmüştüm,” dedi Ha­yalet şaşkın bir ifadeyle.

“Ne yazık ki bu teklifi geri çevirmek zorundayım. Gü­neydeki fundalıkta yarım kalan bir işim var. Size daha önce bahsettiğim şu öcü. Onu bir çiftlik evinden uzaklaştır­dım ama vakit kaybetmeden bir başkasına yerleşti. Bayan

Page 71: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

71

Fresque’nin evini bulmakta güçlük çekmezsiniz. Herhan­gi birine Kıvrımlı Yolu sormanız yeter. Zaten kendisi sizi bekliyor.”

“Şu Bayan Fresque nasıl biri?” diye sordu Hayalet. “Onunla nasıl tanıştın?”

“İyi bir kadın ama hem iş hem de pratik konulara aklı çok iyi çalışıyor,” diye yanıtladı Judd. “İyi anlaşacağınıza eminim. Onunla yolculuklarım esnasında tanıştım. Ro­manya misafirperverliğini ilk ondan öğrendim.”

“Ah, neyse, hayaletin işi her şeyden önce gelir,” dedi us­tam. “Ama sen gitmeden önce tekrar görüşebilmeyi umu­yoruz. Sanırım en az bir gece daha burada oluruz.”

“Elbette, yarın görüşürüz. Bayan Fresque’ye selamları­mı iletin!”

Judd başıyla bizi selamladıktan sonra güneye doğru yola koyuldu ve Hayalet daha fazla vakit kaybetmeden dik bayırdan kasabaya doğru inmeye başladı.

Dar parke taşlı caddeler işinde gücünde insanlarla do­luydu. Etrafta pazar arabalarıyla tezgâhlarında yiyecek ve süs eşyası satan sokak satıcıları vardı. Todmorden de, Eya- let’teki diğer ufak kasabalardan farksızdı ama tek farkla: Tüm sakinleri suratsız ve kaba görünüyordu.

Ustamın yol sorduğu ilk adam onu duymazdan gelip ceketinin yakasını rüzgâra karşı kaldırarak yanımızdan yürüyüp geçti. İkinci denemesi nispeten daha başarılıydı. Bir baston yardımıyla yürüyen kırmızı yanaklı, yaşlıca bir beyefendiye yaklaştı. Adam, geniş deri kemeri ve ağır bot­larıyla bir çiftçiyi andırıyordu.

Page 72: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

72

“Kıvrımlı Yolun nerede olduğunu tarif edebilir misi­niz?” diye sordu ustam.

“Edebilirim, ama etmeli miyim emin değilim,” dedi adam. “Nehrin öte yakasında. Oradaki insanlar bize yaban­cı ve onlardan uzak durmak en iyisi!” Sonra başını sallayıp yoluna devam etti.

Hayalet duyduklarına inanamaz bir ifadeyle başını iki yana salladı. “Duydun mu evlat,” dedi. “Birkaç adım atıp nehri geçtin mi ‘yabancı’ oluveriyorsun! Oysa onlar da sa­dece başka bir eyalete mensup senin benim gibi insanlar!”

Nehrin geçilebileceği tek yer olan köprüye kadar yü­rüdük. Köprü bakımsızlıktan çökmek üzereydi; tahtaları kısmen çürümüştü, birkaçı da eksikti. Bir at arabasının sı­ğabileceği genişlikteydi ama böyle bir şeye ancak ahmaklar kalkışırdı. Görünüşe bakılırsa kimsenin köprüyü onarma­ya niyeti yoktu.

Buradan bakıldığında kasabanın diğer yakadaki kısmı­nın da bu taraftan pek bir farkı yoktu. Ağaçların ötesinde yine aynı ufak taş evlerle parke taşlı sokakları görebiliyor­dum, ama bu sokaklar terk edilmişe benziyordu. Geçmek üzere olduğumuzu düşünürken Hayalet, kasabanın Eyalet tarafında kalan bir hanı işaret etti.

“İşleri güçleştirmeyip bize kesin tarif verebilecek birile- rine danışalım evlat. Geceyi geçirebileceğimiz bir yer bula­rak tek taşla iki kuş vurabiliriz.”

Tabelasında adının KIZIL TİLKİ olduğu belirtilen ufak bir hana girdik. İçerisi boştu fakat şöminede ateş vardı ve

Page 73: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

73

deri önlüklü, ekşi yüzlü bir adam barın arkasında maşra­paları yıkıyordu.

“Bayan Fresque’nin evini arıyoruz,” dedi Hayalet. “Sanı­rım nehrin karşı kıyısında Kıvrımlı Yol civarında oturuyor- muş. Rica etsem bize orayı tarif edebilir misiniz?”

“Nehrin öte yakasında olduğu doğru,” dedi adam soru­yu yanıtlamak yerine. “Ve nehri geçmek tehlikelidir. Bu ta­raftan çok az kişi buna kalkışır. Siz bu yıl ilk olacaksınız.”

“Köprü gerçekten de acilen bir bakımdan geçmeli,” dedi Hayalet. “Ama henüz yıkılıp nehre düşecek durumda olduğunu da sanmıyorum. Siz hancı mısınız?”

Adam kurulamakta olduğu maşrapayı bırakıp birkaç saniye boyunca Hayalet’e baktı. Ustam da bakışlarını ka­çırmadı.

“Evet, ben hancıyım. Yiyecek, içecek ya da geceyi geçi­recek bir odaya ihtiyacınız var mı?”

“Üçüne de ihtiyacımız var,” dedi Hayalet. “Her şey işle­rimizin nasıl gideceğine bağlı.”

“Köprüyü geçin,” dedi adam en sonunda, “sonra soldan üçüncü sokağa girin. Orası Kıvrımlı Yol’a gidiyor. Bayan Fresque’nin evi yolun sonundaki ormanlık alanda, sağda kalan büyük ev. Ağaçların arasında kaldığından iyice yak­laşmadan göremezsiniz. Ve yoldan çıkmayın. O civarda ayılar var.”

“Teşekkürler.” Hayalet yola çıkmak üzere arkasına dön­dü. “Yakında görüşebiliriz.”

Page 74: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

74

“Eh, eğer odaya ihtiyacınız varsa gün batmadan önce dönmüş olun,” diye seslendi hancı arkamızdan. “O saatte kapılar kilitlenip sürgülenir ve ben de hava kararmadan çok önce yatağıma girmiş olurum. Sizin de aklınız başınız­daysa aynısını yaparsınız.”

Page 75: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M 8

M O R O İ L E R H A K K IN D A BİR Ç A L I Ş M Â

“Bir han, nasıl bu kadar erken kapanır?” diye sordum ustama, köprüye doğru yürürken.

“Burası yabancılardan hoşlanmayan bir han evlat! Ga­yet açık.”

“Eyalet’te ayı kaldığını sanmıyorum,” dedim.“Çok nadir görülüyorlar. Sanırım en son yirmi yıl kadar

önce bir tane görmüştüm. Görünüşe bakılırsa çoğu sınırı aşıp bu tarafa geçmişler!” dedi Elayalet gülümseyerek.

“Peki, ama şu hancı neden korkuyor olabilir?” diye sor­dum. “Neden güneş batmadan yatıp kapılarını kilitlemek­ten bahsediyor?”

“Sen ne biliyorsan ben de onu biliyorum evlat. Fakat bu kasaba pek dost canlısı bir yere benzemiyor. Belki de hava kararınca etrafta hırsızlar kol geziyordur. Ya da nehrin öte yakasındaki insanlarla anlaşamıyorlardır, bazen aileler ara­sında düşmanlıklar olabilir. Farklı eyaletlerde yaşayan in­sanların birbirlerine öfkelenmek için neden bulması pek zor olmasa gerek.”

Page 76: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

76

Kıvrımlı Yol, saptıktan kısa bir süre sonra epey dikleşti. Etrafta tek tük evler vardı, ama hepsi terk edilmiş, pence­releri tahtalarla kapatılmıştı. Çok geçmeden ağaçlar sıklaş­tı, güneşi kapatarak üzerimizde kasvetli bir yaprak örtüsü oluşturdu.

“Acaba buraya neden Kıvrımlı Yol diyorlar,” diye sor­dum. “Oldukça düz.”

Hayalet başını salladı. “Bugün kelimeler ve anlamlarıyla epey ilgilisin evlat.”

“Yer isimleri ilgimi çekiyor, özellikle de Eyalet’teki- ler... ” dedim. “Anlamları bazen zaman içinde değişiyor. Pendle kelimesinin bir zamanlar ‘tepe’ anlamına geliyor olması çok ilginç. Ama artık bu iki kelimeyi bir arada kul­lanarak Pendle Tepesi diyoruz.”

Annemin yazdığı talimatlarda okuduğumdan beri zih­nimi kurcalayan bir başka yer adı daha vardı, daha önce­sinde varlığından bile haberdar olmadığım Caster’ın do­ğusunda bulunan bir tepe: Wardstone. Bu tepe neden be­nim adımı taşıyordu? Şeytan’m yok edileceği ayinin orada gerçekleştirilecek oluşu sadece bir tesadüf müydü? Aklım hemen Alice’e ve kurban edilmesiyle ilgili korkunç şeyle­re kaydı. İrkilerek bu düşünceleri zihnimin gerisine attım, Hayalet’in söylediklerine odaklanmaya çalıştım.

“Doğru, haklısın. Bazen yer adı olarak çok eski ve önce­sinde bambaşka anlamlara gelen kelimeler kullanılır. Kö­kenleri zaman içinde kaybolup gitmiştir.”

Page 77: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Bir anda etrafın olağan dışı bir şekilde sessiz olduğunu fark ettim. Tam bunu ustama söyleyecektim ki ağzımı aça- madan durup Bayan Fresque’nin olması gereken bir evi işa­ret etti.

“Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim evlat. Mimar değilim ama göze neyin hoş geldiğini bilirim; çok tuhaf, bu evde pek çok tarz birlikte kullanılmış.”

Ev oldukça büyüktü, çoğu Eyalet malikânesinde olduğu gibi orta bölümü E harfi şeklinde inşa edilmişti. Fakat di­ğer bölümlerin her biri sanki farklı sahipler yapının o anki görüntüsüne aldırış etmeden kendi zevklerine göre bina­yı büyütmeye devam etmişler gibi alakasız görünüyordu; çok farklı malzemeler kullanılmıştı ve kulelerin arasında herhangi bir simetri yoktu; bina genel anlamda denge ve uyumdan çok uzaktı. Ama beni rahatsız eden başka bir şey daha vardı.

Evin çevresindeki sık ağaçlar, sanki insanı içeri girmeye zorluyordu. Çoğu insan fidanları keser ya da en azından budardı. Ama burada hiçbir şey yapılmamıştı. Ağaç dalları çatıyı kaplıyor ya da evi yıkmaya çabalıyormuş gibi duvar­lara yaslanıyordu. Hatta ağaçlardan biri ön kapıya uzanan yolda yükseliyordu. Evden çıkan yahut eve girmek isteyen­ler bu ağacın etrafından dolaşmak zorundaydı. Güneş bu yaprak örtüsünü aşamadığından ortam son derece loştu.

“Burası epey ihmal edilmiş,” dedi Hayalet. “Umarım kü­tüphane daha iyi durumdadır! Her neyse, şimdi öğreniriz zaten.”

77

Page 78: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

78

Evin durumu çok şaşırtıcıydı. Judd’m söylediklerine ba­kılırsa Bayan Fresque özenli bir kadındı. O halde bu kadar bakımsızlığa neden izin vermişti? Bu hiç mantıklı değildi.

Etrafta ne bir duvar ne de kapı vardı; takip etmekte olduğumuz patika doğrudan ön kapıya uzanıyordu. Pati­kanın üzerindeki ağacın etrafından dolaşan Hayalet gidip kapıyı iki kere çaldı.

Yanıt gelmeyince yine denedi. Bir kez daha etrafın ne kadar sessiz olduğunu fark ettim. Bu mevsimde kuş sesle­riyle çınlayan ustamın Chipenden’deki evinden çok fark­lıydı. Sanki yakınlarda bir yerde devasa ve korkunç bir şey vardı da tüm orman yaratıkları ondan saklanmıştı.

Tam bu düşüncemi ustama söylemek üzereyken kapı­ya yaklaşan ayak sesleri duydum. Sonra kilitte bir anahtar döndü ve kapı yavaşça açıldı. Karşımızda bir elinde mum, diğer elinde anahtarlık olan bir kız vardı. İnce ve güzeldi, on sekiz ya da on dokuzundan büyük olamazdı. Üzerin­de, bakımlı Eyalet kadınları gibi süslü bir taçla tutturduğu uzun ve gür kızıl saçlarıyla tezat oluşturan, ayak bilekleri­ne kadar inen sade, siyah bir elbise vardı. Dudakları kırmı­zıya boyalı ama yüzü oldukça solgundu. Ve gülümseyince içimdeki tüm huzursuzluk eriyip gitti.

“Hoş geldiniz,” diyerek karşıladı bizi. “Siz John Gre­gory ve çırağı Thomas Ward olmalısınız. Hakkınızda çok şey duydum. Benim adım Bayan Fresque, ama lütfen adım­la hitap edin. Bana Cosmina diyebilirsiniz.”

Dilimizi güzel kullanıyordu, fakat aksam hemen fark ediliyordu, Judd’m da söylediği gibi Romanya’dan geldiği

Page 79: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

çok belliydi. Ve genç görüntüsüne rağmen bakışlarında çok daha yaşlı bir kadının deneyimi ve kendine güveni okuna­biliyordu.

“Burada olmaktan memnunuz,” dedi Hayalet “ve ki­taplarınızı görmek için sabırsızlanıyoruz. Bizi buraya Judd Brinscall getirdi ama kendisinin işi olduğu için gitmesi ge­rekti.”

“Eh, o benim misafirim, o yüzden onunla sonra ilgile­nebiliriz. Ne iyi ettiniz de geldiniz. Lütfen içeri geçin ...” Yana çekildi, Hayaletle kapıdan geçip loş ve kasvetli eve girdik.

“Benimle gelin,” dedi. “Size kütüphaneyi göstereyim.”Duvarları kaplamalı ve koyu renk cilalı bir koridor bo­

yunca önümüzde ilerledi. Koridorun bitiminde oval bir kapı vardı. Elindeki anahtarlıktan bir anahtar seçip kapıyı açtı. Peşinden içeri girdik. Girer girmez de Hayaletin şaş­kınlık içinde irkildiğini gördüm.

Yuvarlak, devasa bir kulenin içindeydik. Duvarları, ki­tap dolu raflarla kaplıydı. Ortada yüzeyi cilalı, yuvarlak bir masa ve üç sandalye vardı. Girdiğimiz kapının tam karşı­sında bir başka kapı daha vardı.

Burası, koni şeklindeki çatıya kadar yükselen bir iç avluydu. Her biri kitapla dolu diğer katlara -a ltı yedi kat daha vardı- baktım. Bu kütüphanede binlerce kitap olma­lıydı ve Hayalet’in Chipenden’deki kütüphanesinden kat kat büyüktü.

“Bu devasa kütüphanenin sahibi siz misiniz?” diye sor­du ustam şaşkınlık içinde.

79

Page 80: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

80

“Kimse böyle bir kütüphanenin sahibi olamaz,” diye ya­nıtladı Bayan Fresque. “Bu, geçmişten gelen bir miras. Ben yalnızca bakıcısı ve koruyucusuyum.”

Hayalet başını aşağı yukarı salladı. Bunu anlıyordu. Kendi kütüphanesine karşı o da benzer bir tutum sergili­yordu. Önemli olan mülkiyet değil, yeni nesil hayaletlerin de kütüphaneden faydalanabilmeleri için onu iyi korumak­tı. Kütüphanesi sonsuza dek yok olan Hayalet, bunun ek­sikliğini derinden hissediyordu. Ustam adına mutluydum: Artık kütüphanesini yeniden toparlamaya başlayabilecekti.

“Ben kütüphaneciyim, ama ihtiyacımızdan fazla olan kitapları dışarıya verme ya da satma hakkına sahibim,” diye devam etti.

“Bu büyük koleksiyondaki kitapların yüzde kaçının Karanlıkla ilgili olduğunu sorabilir miyim?” dedi Hayalet.

“Yaklaşık yedide biri,” diye yanıtladı Bayan Fresque. “Aslına bakarsanız bu zemin katın tamamı. Neden rahatı­nıza bakıp kitapları incelemiyorsunuz? Ben de size içecek bir şeyler getireyim.”

Başını hafifçe eğip bizi selamladı, sonra ikinci kapıyı kullanarak odadan çıkıp kapıyı arkasından kapattı.

“Hadi evlat,” dedi Hayalet şevkle. “İşe başlayalım.” Böylelikle daire şeklindeki odanın karşılıklı iki ucuna

giderek kitapların sırtlarındaki başlıklarını incelemeye ko­yulduk. Çoğu ilgi çekiciydi. Deri kaplı kalın bir kitap dik­katimi çekti:

Karanlık’a Dair Düşünceler: Karanlığın Aşil Topuğu.

Page 81: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Aşil’in Yunan tarihinden bir kahraman olduğunu bi­liyordum. Doğumunda annesi onu ölümsüz kılmak için ölümsüzlük ırmağına daldırmış. Ne yazık ki oğlunu tut­tuğu yer, topuğu, suyla temas etmemiş. Ölümü de topu­ğuna aldığı ok yarasıyla olmuş. Yani bu kitap muhtemelen Karanlık’a ait yaratıkları yok etmek için zayıf noktalarının nasıl tespit edilebileceğini öğretiyor olsa gerekti. Bunun in­celemeye değer bir kitap olduğunu düşündüm.

Tam kitabı raftan almak üzereyken Hayalet seslenerek beni yanına çağırdı. “Gel de ne bulduğuma bir bak evlat!”

Elinde açık bir kitap vardı. Oldukça inceydi ama görü­nüşe bakılırsa, boyutlarıyla önemi aynı doğrultuda değildi. Ustam kitabı kapatıp kapağını işaret etti. Kahverengi deri kapağın üzerinde gümüş harflerle yazılı tek bir kelime var­dı:

DoomdryteHemen akmaysa görür görmez tanıdığım gümüş renkli

bir resim işlenmişti. Bu, bir kan emicinin başı ve kollarını gösteren bir resimdi.

“Bu bir büyü kitabı evlat,” dedi ustam. “Teorik olarak içlerinde en tehlikeli olanı. Bunun bir kopya olduğuna hiç şüphe yok, ama eğer içindekiler orijinaliyle aynıysa karan­lık işlerle uğraşanlara inanılmaz güçler bahşedebilir. Söy­lentiye göre bu kitap Şeytan tarafından onun büyülerini kullanmaya çalışan fakat süreç esnasında hayatını kaybe­den bir büyücüye yazdırılmış. Büyü yapılırken tek bir söz­cük dahi hatalı telaffuz edilirse büyüyü yapmaya çalışan

81

Page 82: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

82

kişi anında ölür. Ancak eğer büyücü tek seferde ve hiç hata yapmadan bu büyülü sözleri okumayı başarabilirse -k i bu saatler sürecektir- tanrısal güçlere sahip olur. Yenilmez olur ve her türlü korkunç şeyi istediği gibi yapabilir.”

“Neden kitabın kapağına bir emicinin başı konmuş?” diye sordum.

Kader Kılıcı’yla Slake’in verdiği Kemik Kesen adlı bı­çağın kabzaları da bir emici başı şeklindeydi. Böyle bir görüntünün en tehlikeli kara büyü kitaplarından birinin kapağında kullanılması kılıçtan rahatsızlık duymama ne­den oldu. Zaman zaman kendine özgü sezgileri varmış gibi görünüyordu. Dövüşten hemen önce üzerindeki zümrüt gözlerden kan damlıyordu. Her ne kadar anlatılanlara göre bir ‘kahraman kılıcı’ olsa da Kadim Tanrılardan biri tara­fından yapıldığından karanlık bir yanı vardı.

“Evlat senin de bildiğin gibi emiciler kan büyüsü ya­pan cadılarla, özellikle de su cadılarıyla çok eskiden beri ilişkilendirilir. Bu cadılar, emicilerini kafeste tutup tutsak­larının üzerine salarlar. Yaratık kanla şişince onu elleriyle parçalayıp yerler. Bu da kan büyülerinin gücünü üç katma çıkarır. Ben hep bunu berbat bir ayin olarak görmüşüm- dür, böyle bir yaratık sence de kara büyü kitaplarından en kötüsü için uygun bir seçim değil mi?”

“Bu kadar tehlikeli bir kitabın böyle rafta değil de daha gizli bir yerde tutulacağını düşünürdüm. Acaba Bayan Fresque bunun ne olduğunu biliyor mu?”

“Bir kütüphaneci, kütüphanesindeki tüm kitapları oku­mak zorunda değildir evlat.”

Page 83: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

“O halde bunu kendi kütüphaneniz için isteyeceksiniz, öyle mi?” diye sordum kendimi hiç olmadığım kadar ra­hatsız hissederek.

“Hayır evlat, kendi kütüphanem için değil, istememin nedeni, yanlış ellere geçmesine engel olmak için onu yok edecek olmam.”

O esnada karşıdaki kapı açıldı ve Bayan Fresque içeri girip elindeki tepsiyi masanın üzerine bıraktı. Tepside bir bıçak, su dolu üç maşrapa ve bir de üzerinde kaim ekmek dilimleri, soğuk tavuk ve iki kalıp peynir bulunan bir ta­bak vardı; kalıplardan biri Eyalet peyniriydi ama diğerini tanıyamadım.

Hayaletin elindeki kitaba baktığını gördüm ve bir an için bana sanki güzel yüzünde öfke emaresi belirmiş gibi geldi. Ancak bu ifade öyle hızlı bir şekilde kayboldu ki sonrasında bunun benim hayal gücümün bir oyunu olup olmadığını düşünmeye başladım. Ustamsa bunu kesinlikle fark etmemişti; arkasını dönmüş Doomdryte’ı rafa koymak­la meşguldü.

“Uzun süren yolculuğunuzdan sonra acıkmış olmalı­sınız, lütfen keyfinize bakın,” dedi Bayan Fresque tepsiyi işaret ederek.

Hayalet’in yanma oturdum; ev sahibemizse yüzü bize dönük şekilde biraz uzağa oturdu.

“Bize katılmayacak mısınız?” diye sordu ustam.Bayan Fresque başını iki yana sallayıp gülümsedi. “Ben

yemek yemiştim. Daha sonra akşam yemeği hazırlarım, is­terseniz geceyi burada geçirebilirsiniz.”

83

Page 84: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

84

Hayalet bu teklifi ne kabul etti ne de geri çevirdi. Sadece gülümseyip başını salladıktan sonra kendine Eyalet peyni­rinden bir parça kesti. Ben de tavuktan biraz aldım. Genel­de epey çok peynir yerdim: Karanlıkla mücadele etmeye hazırlandığımızda yememe izin verilen tek şey buydu.

“Kütüphanemle ilgili ilk izlenimleriniz nedir?” diye sordu.

“Şaşırtıcı bir koleksiyon,” dedi ustam. “Arasından seçim yapmamız gereken öyle çok kitap var k i... Bu da aklıma iki soru getiriyor: İlki kaç kitap vermeyi düşünüyorsunuz ve İkincisi de ödemeyi taksit taksit yapabilir miyim? Ben de şu aralar evimin yeniden inşasıyla uğraşıyorum.”

“Alabileceğiniz kitap sayısı zorunlu olarak kısıtlı. İki yüz kadar satabilirim diye düşünüyorum. Her birinin fiyatı değişecektir, Bazıları gerçekten çok nadir bilgiler içeriyor, bazılarındaki bilgilerse başka kaynaklardan da elde edile­bilir. Bu kütüphaneden çıkmasına izin veremeyeceğim yal­nızca birkaç kitap var, ama dilerseniz siz önce seçiminizi yapın onun üzerine tekrar konuşalım. Belki hiç sorun ol­mayabilir. Ücrete gelince... Pazarlık ederiz, ama sanırım her ikimizi de memnun edecek bir orta yol bulabiliriz. Ödeme konusunu da sorun etmeyin, elbette ki ödemeyi isterseniz birkaç yıla yayabiliriz.”

Aklımı kurcalayan bir soru vardı. Gerçekten böylesine etkileyici bir kütüphanedeki kitap sayısını neden azaltmak istiyordu?

Page 85: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

“Kitaplarınızın bir kısmını neden sattığınızı sormamda bir sakınca var mı? Bunun nedeni yalnızca Bay Gregory’ye yardım etmek mi?” diye sordum.

Bayan Fresque gülümseyip başını salladı. “Sebebi kıs­men ustanın kendi kütüphanesini yeniden toparlaması­na yardımcı olmak. Çok faydalı işler yaptı ve kendinden sonra geleceklere bırakacağı kaynağı yeniden toparlamayı hak ediyor. Ama itiraf etmeliyim ki benim de kendi evimde yapmam gereken bazı tamiratlar var. Burası bana beş yıl önce amcam ölünce miras kaldı. Kendi bildiği gibi yaşayan yaşlı bir adamdı, ağaçları çok severdi. Bırakın evi çevre­leyen ağaçları kesmeyi, tek bir dal parçasının kırılmasına bile dayanamazdı. Evin temelinde bazı hasarlar oluştu ve ağaç kökleriyle ilgilenmesi için bir bahçıvan tutmam gere­kiyor. Aynı zamanda binanın dış cephesiyle ilgili tamirat­ları yürütmesi için de bir ustaya ihtiyacım var.”

“Teşekkürler Bayan Fresque. Ödemeleri zamana yayma teklifiniz çok nazik ve çok işime gelir,” dedi Hayalet, “ama bir peşinat verebilirim. Tamiratlara başlayabilmenize yete­cek bir miktar...”

Bizden kendisine adıyla, yani Cosmina olarak hitap et­memizi istemesine rağmen ustamın henüz bu ismi kullan­madığını fark ettim. Bayan Fresque ile hem aşırı kendine güveni hem de hal ve tavırları nedeniyle ismiyle hitap ede­cek kadar samimî olmak pek uygun görünmüyordu.

Yemeğimizi bitirdikten sonra Bayan Fresque tepsiyi al­mış, kitapları incelemeye devam edebilmemiz için odadan

85

Page 86: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

86

çıkmaya hazırlanıyordu. Kapıya ulaştığında raflardan biri­nin yanından sarkan bir ipi işaret etti. “Bu ipi çektiğinizde benim odamda bir zil çalar. Herhangi bir ihtiyacınız olursa çekinmeden beni çağırabilirsiniz,” dedi ve gülümseyerek odadan çıktı.

“Pekâlâ evlat, ilgimizi çeken kitapları masanın üzerine bırakmayı öneriyorum. Çok fazla alsak da önemli değil. Daha sonra son bir seçim yapıp kalan raflara geri dönebili­riz.” Göğüs geçirip başını iki yana salladı.

“Sorun ne?” diye sordum. “Seçim yapmanız gereken bunca kitap olmasından hoşnut değil misiniz?”

“Evet evlat, bu çok iyi. Sadece bazı şeylerin yerinin dol­durulamayacağını düşünüyorum. Chipenden’deki kütüp­hanemde eski hayaletler tarafından yazılmış onlarca kitabı bir düşünsene; uğraşlarının tarihçesi, karşılaştıkları sorun­lara dair çözüm önerileri ve Karanlıkla ilgili keşfettikleri... Bunların tümü sonsuza dek yok oldu. Burada asla bu tür bilgiler bulamayız.”

Fakat çok geçmeden Hayaletin yanıldığı ortaya çıktı çünkü eski çıraklarından birinin yazdığı bir kitap buldum: Judd BrinscalHn ta kendisi!

“Şuna bakın!” diye bağırarak kitabı ona uzattım. Bir Moroii İncelemesi başlıklı ince bir kitaptı.

Ustam memnuniyet dolu bir ifadeyle başını salladı. “O iyi bir çıraktı evlat, eğitimini beni tatmin edecek şekilde tamamlayan birkaç kişiden biri. Ve yaptığı yolculuklar sı­rasında bilgi dağarcığımıza hep yeni bir şeyler ekledi. Mo­roii, Romanyalı elemental ruhlara verilen addır, bir vampir

Page 87: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

87

türü. Ve sana işini çok iyi bildiğini söyleyebilirim, çünkü kelimenin sonuna iki tane ‘i’ harfi eklemiş ki çoğul kulla­nım için doğru olan bu. Kitabı Bayan Fresque’ye vermiş ol­malı. Bunu Chipenden’deki kütüphaneme almak isterim.”

Üç saati aşkın tartışma ve seçim sürecinden sonra masa­nın üzerine yaklaşık üç yüz elli kitap yığdık. “Geç oluyor evlat. Dursak iyi olacak. Yarın ilk iş yine geliriz,” dedi Ha­yalet elini omzuma koyarak.

“Bayan Fresque’nin geceyi burada geçirme davetini ka­bul etmeyecek miyiz?”

“Hana dönmemizin daha iyi olacağını düşünüyorum. İyice tartıp düşünmem gereken bazı şeyler var,” dedi Ha­yalet, duvardaki ipi iki kez çekerek. Hiçbir şey duyamasam da bir yerlerde bir çan çalıyor olmalıydı.

Çok geçmeden Bayan Fresque yanımıza geldi, masada­ki kitapları görünce gülümsedi. “Gördüğüm kadarıyla sıkı çalışmışsınız.”

“Evet öyle, ama artık epey yorulduk,” dedi Hayalet. “O yüzden eğer sakıncası yoksa yarın sabah erkenden yine gelmek isteriz.”

“Neden bu gece burada kalmıyorsunuz?” dedi hayal kı­rıklığına uğradığını belirten bir ifadeyle. “İstediğiniz gibi kalabilirsiniz. Genelde çok az ziyaretçim olur ve size misa­firperverliğimi göstermek isterim.”

“Teklifiniz çok nazik fakat sizi daha fazla rahatsız et­mek istemiyoruz. Gitmeden önce sormak istediğim bir şey daha var.. .”

Page 88: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

88

Hayalet masaya gidip Judd Brinscall’m yazdığı kitabı aldı. “Judd’m yazdığı şu kitap; bunu satın almam konu­sunda ne düşünürsünüz?”

“Judd onu bana burada güvende olacağını bildiği için verdi. Ama muhtemelen yeni kitaplığınıza daha uygun olacaktır, memleketimdeki vampirlere dair mükemmel bir çalışma.”

“Hayatınızın büyük bölümünü Romanya’da mı geçirdi­niz?” diye sordu ustam.

“Evet, orada büyüdüm. Fakat amcam küçük bir ço­cukken ülkeyi terk edip hayatının büyük bölümünü sizin memleketinizde geçirdi. Ölümünün ardından ben de bura­ya gelip mirası devraldım: bu ev, bu kütüphane ve yatırım­larından geriye kalan küçük bir meblağ. Sermayeyi kulla­namam, dolayısıyla kitaplarımı satmam gerekiyor.”

•k k k

İzin isteyip ayrıldıktan sonra ağaçların arasından nehre doğru yürüdük. Ustam düşünceli görünüyordu. “Bir sorun mu var?” diye sordum.

Hayalet başını evet anlamında salladı. “İçgüdülerim... Tetikte olmamı söylüyor. Baksana evlat, Bayan Fresque ile konuşurken herhangi bir soğukluk hissine kapıldın mı? Azıcık da olsa?”

Hayalet, Karanlık’a ait bir varlığın yakınlarda olduğu­nun işareti olan soğukluk hissine kapılıp kapılmadığımı

Page 89: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

öğrenmek istiyordu. Yedinci oğulların yedinci oğulları ola­rak cadılar, büyücüler ve Karanlık’m hizmetkârlarını se­zinleme gücüne sahiptik.

Başımı iki yana salladım. “Hiçbir şey hissetmedim. En ufak bir soğukluk dahi.

“Ben de öyle evlat. Ama bazı cadıların hislerimizi engel­leme gücü vardır.”

“Ama eve girmeden önce tuhaf bir şeyler olduğunu his­settim. İzleniyormuşuz gibi bir his; sanki tehlikeli bir şey çok yakınımızdaymış gibi.. .” dedim ustama.

“Tetikte ve hazırlıklı olmak için bir neden daha.” “Onun bir cadı olabileceğini mi düşünüyorsunuz?” “Herhangi bir sonuca varmak istemiyorum evlat, ama

beni rahatsız eden birkaç şey var. Kütüphanede Karanlık’a dair neden o kadar çok kitap var? Bunları toplamaktaki amaç ne olabilir? Amcasının bu tür konulara özel bir ilgisi mi vardı? Judd’m arkadaşı olmasa kuşkularım iyice artar­dı.”

“Judd’a güveniyor musunuz?”Hayalet başını aşağı yukarı salladı. “O iyi bir çıraktı ve

bir defasında hayatımı ona teslim ettim. Ama insanlar de­ğişebilir. . .”

“Başka bir şey daha var,” dedim. “Doomdryte'ı elinizde gördü ve o an öfkelendiğine yemin edebilirim.”

“O halde bakalım yarın onu seçtiğimiz kitaplar arasında görünce nasıl tepki verecek.”

89

Page 90: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M 9

Y e d î n c İ o ğ u l l a r

Kıvrımlı yoldan sonra nehir boyunca ilerledik, köprü­yü aşıp hana kadar yürüdük. Güneş henüz ufukta turuncu bir küreydi, fakat han kapanıp kilitlenmişti bile. Hayalet, asasıyla ön kapıya birkaç kez vurdu. Bir süre sonra hancı kilidi açtı. Batan güneşe doğru baktı.

“Beş dakika daha sonra gelseniz çok geç olurdu,” dedi. “Akşam yemeğini zaten kaçırdınız.”

“Biz yemek yedik,” dedi ustam. “İki oda yeterli olur. Ve şafakla birlikte kahvaltımızın hazır olmasını istiyoruz.”

Hancı kendi kendine söylenerek arkamızdan kapıyı ki­litledi, sonra bize odalarımızı gösterdi. Tam yanımızdan ayrılmak üzereyken Hayalet ona bir soru sordu.

“Bayan Fresque ile işimizi yarın tamamlamayı umuyo­ruz ve yüklü miktarda kitap taşımamız gerekiyor. Kiralaya­bileceğimiz bir at arabası olan kimseyi tanıyor musunuz?”

Adam suratını asıp başını iki yana salladı. “Bu taraftaki kimse köprüyü geçmek istemez. Biz kendi kendimize yeteriz.”

Hayalet ona daha fazla soru yöneltemeden adam söyle­ne söylene odadan çıktı.

Page 91: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

91

“Bu iş yarma kaldı evlat. Ama önce eve gelip son bir seçim yapmama yardımcı olabilirsin.”

Odalarımıza çekildik ve çok geçmeden rüyasız bir uy­kuya daldık. Ancak her nedense gece boyunca uyanıp dur­dum. Gece bana çok uzun gelmişti.

Hancı, güneş ufukta iyice yükselinceye dek kalkmadı­ğından kahvaltı için bir saatten daha uzun bir süre bekle­memiz gerekti.

Hayalet durumdan hoşnut değildi ama şikâyet etmedi. Çantalarımızı odalarımızda bıraktık ve asalarımızı aldıktan sonra bir kez daha Kıvrımlı Yola çıktık.

“Handaki hizmet pek hoş değil,” dedim.“Haklısın evlat,” diye yanıtladı ustam. “Hancı korkmuş

bir adam. Nehrin bu yakasında Karanlık’tan gelen bir teh­dit olduğunu düşünmeye başlıyorum. Ya da belki de geç­mişte olmuştur. En kısa sürede kitapları alıp Chipenden’e dönmek istiyorum, fakat arayı çok açmadan Todmorden’e bir daha gelmeliyiz.”

Bayan Fresque bize kütüphanesini gösterdiğinde hare­ketlerinde soğuk ya da daha ziyade tereddütlü bir hal var­dı. Etrafıma bakınca bir an için başım döndü. Bu his çok çabuk geçse de kütüphanenin bulunduğu iç avlunun şekli kısa sürede değişmiş gibi geldi. Dün buranın muntazam bir daire şeklinde olduğuna yemin edebilirdim. Bugünse daha çok bir ovali andırıyordu. Yoksa bunu hayal mi edi­yordum? Belki de sadece yorgunum, diye düşündüm; gece iyi uyuyamamıştım.

Page 92: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

92

Bayan Fresque masayı işaret etti. “Son seçiminizi bu masadakilerin arasından mı yapacaksınız?” diye sordu.

“Çoğu için evet,” dedi Flayalet. “Ama bir şey kaçırmadı­ğımıza emin olmak için rafları bir kez daha inceleyeceğiz.”

“Üzgünüm ama bunların arasında kütüphaneden dışarı çıkarmanıza izin veremeyeceğim bir kitap var.” Diğer ki­taplardan ayırdığı Doomdryte’ı işaret ediyordu.

“Ben de üzgünüm,” dedi ustam kaşlarını çatarak. “Fa­kat Doomdryte’ı ne pahasına olursa olsun almam lazım. Bu, yanlış kişilerin eline düşmemesi gereken son derece tehli­keli bir kitap. Onu yok etmek üzere satın alacağım. Eğer sorun fiyatıysa onu satın alabilmek için yüklü bir ücret ödemeye razıyım. Ama tabii ödemeleri taksitle yapabilece­ğimi yinelemem gerekir.”

Bayan Fresque gülümsedi. “Bu kitap söz konusu olunca elim kolum bağlı. Amcamın vasiyetinde her daim bu ko­leksiyonda kalması gereken kitapların listesini içeren bir ek var. İşte bu kitap da o listede mevcut. Her yıl bir avukat gelip söz konusu kitapların kütüphanede olup olmadıkla­rını kontrol ediyor. Eğer kitapları bulamazsa evimi elim­den alırlar.” Çok kesin konuşarak ustama söyleyecek söz bırakmadı.

“Judd bu civarda mı?” diye sordu. “Onunla biraz ko­nuşmak istiyorum.”

“Bir iş için erkenden çıktı,” diye yanıtladıktan sonra yasaklı kitabı rafına geri koyup tek kelime daha etmeden dışarı çıktı.

Page 93: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

93

Sessizlik içinde çalışmaya devam ettik. Ustamın bir çı­kış yolu bulmaya çalıştığını biliyordum fakat kitabı çalmak dışında yapabileceği hiçbir şey yoktu. John Gregory onurlu bir adamdı, asla bir hırsız değildi.

En sonunda rafları bir kez daha incelememizin ardın­dan kitap sayısını üç yüz beşe indirdik.

“Pekâlâ evlat, işimiz bitti sayılır, hadi şimdi nehrin öte yakasına geçip bu kitapları Chipenden’e götürmemize yar­dım edecek birilerini bul.”

Asamı aldıktan sonra ağaçların arasından geçerek köp­rüye doğru ilerledim. Akşamüzeri geç bir vakitti ve hâlâ sıcak olan havada böceklerin vızıltıları duyuluyordu. O sık dalların arasından açık havaya çıkınca rahatladım. Hava bulutsuzdu, batıdan hafif bir rüzgâr esiyordu.

Köprüyü aşıp kasabanın Eyalet tarafına geçince bir ön­ceki günün kalabalığına kıyasla sokakların neredeyse terk edilmiş olduğunu gördüm. Hancı haklıydı, bir at arabası kiralamak kolay olmayacaktı. Ama düşündüğümden çok çok zor oldu. Yaklaştığım iki adam, tek kelime dahi etme­den hoşnutsuz bakışlar atarak adımlarını hızlandırıp ya­nımdan geçtiler. Burada yabancılar hoş karşılanmıyordu. Yoksa sorun hayaletlere özgü cübbe ve kukuletamla elim­de taşıdığım asa mıydı? Hayaletlerin işi Karanlıkla ilgili olduğundan insanlar bizim yanımızda her zaman tedirgin olur ve hatta bazen bizimle karşılaşmamak için yollarını değiştirirlerdi. Bu tür tepkilere alışkın olmama rağmen bu adamların tavırlarını gereğinden fazla sert buldum. Burada gerçekten tuhaf bir şeyler olduğuna emindim.

Page 94: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

94

Şansım ilk kez bir marangozun dükkânında döndü. Adam testeresini bırakıp sorumu dinledi. Sonra başım aşa­ğı yukarı salladı.

“Burada bu tür işler yapan kimse yoktur ama yaşlı Billy Benson’m bir atı ve arabası vardır; her daim de para sıkıntı­sı çeker. Belki ücreti tatminkâr olursa kabul edebilir.”

“Teşekkürler. Onu nerede bulabilirim?” diye sordum. “Benson Çiftliği’nde tabii,” diye yanıtladı bunu herkesin

bildiğini gösteren bir ses tonuyla. “Kuzeye ilerleyip kasa­badan çık, fundalığı geç. Patikayı görürsün. Birkaç sıska koyunu vardır.”

“Ne kadar uzakta?” diye sordum.“Genç ve sağlıklısın. Kendini zorlarsan gece çökene ka­

dar gidip gelebilirsin.”Bir kez daha teşekkür ettikten sonra oradan ayrılıp koş­

maya başladım. Başka çarem var mıydı? Hayalet işlerin bu kadar uzun sürmesinden hoşnut olmayacaktı ama arabaya gerçekten ihtiyacımız vardı.

Çok geçmeden Todmorden’e geceden önce dönemeye­ceğim belli oldu. Fundalık boyunca kıvrılarak ilerleyen pa­tikanın sonuna ulaşmam iki saatten uzun sürdü. Yürürken aklıma bir kez daha Alice ve ona söylediğim yalanlar geldi. İçim acıyordu ve geleceğe korku içinde bakıyordum. Bir­birimizden uzaklaşıyorduk sanki. Gitgide daha fazla kara büyü kullanmaya başladığından yollarımız ayrılıyordu.

En sonunda ulaştığım çiftlik evi, çatısındaki eksik ve kırık dökük kiremitleriyle epey viran görünüyordu. Kapıyı

Page 95: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

95

çaldım ama içeriden yanıt gelmedi, yine de evin yan kısmı­na bağlanmış birkaç at ve her ne kadar döküntü olsa da en azından dört tekeri olan bir araba görünce keyfim yerine geldi. Bay Benson koyunlarmı otlatıyor olmalıydı.

Bir saat kadar bekledikten sonra tam vazgeçip Todmorden’e dönmeye karar vermişken yaşlı ve cılız bir adam, peşinde bir çoban köpeğiyle çıkageldi.

“Çek git buradan!” diye bağırdı elindeki sopayı savu­rarak. “Yabancılar burada hoş karşılanmaz! Çek git yoksa köpeğimi üzerine salarım!”

Öylece durup yanıma gelmesini bekledim. Köpek vahşi görünmüyordu ama yine de asamı hazırda tutuyordum.

“Size bir iş teklifiyle geldim,” dedim. “İyi para alacaksı­nız. Chipenden’e bazı kitaplar götürmemiz gerekiyor. Bana at arabanız olduğu söylendi.”

“Evet, arabam var ve paraya da ihtiyacım var. Ama ki­tap? Kitap mı dedin? Şimdiye kadar çok şey taşıdım: kö­mür, gübre, koyun eti ve hatta insan bile ama kitap asla. Dünyanın geldiği hale bak! Nerede bu kitaplar?” diye sor­du sanki orada bir yere yığmışım gibi etrafına bakarak.

“Kıvrımlı Yolun sonundaki büyük evde,” dedim. “Kıvrımlı Yol mu? Ama orası nehrin diğer tarafında.

Dünyadaki tüm parayı versen bile beni oraya geçiremezsin! ” “Sizi endişelendiren şey köprü mü? Eğer gerekirse ki­

tapları nehrin bu yanma taşıyabiliriz.”“Köprü göründüğünden daha sağlam ama beni asıl en­

dişelendiren şey, nehrin diğer yakasındaki şeyler. Hem

Page 96: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

96

zaten atlarımı asla nehrin öte yakasına geçiremem. Canlı canlı yenmekten korkarlar.”

“Ayılar tarafından mı?” diye sordum.“Evet, ayılar tarafından olabilir; ama belki de düşünme­

mesi daha iyi olan başka şeyler tarafından! Mesela yaban­cılar...”

Böyle tuhaf düşüncelere sahip bir adamla tartışmak, va­kit kaybından başka bir şey olmadığından hemen bir öne­ride bulundum: “Kitapları köprünün bu yakasına geçirir­sek onları taşır mısınız?”

“Evet, taşırım, tabii güneş batmadığı müddetçe,” dedi Bay Benson. “Yarın öğlen orada olurum. Ne kadar ödeye­ceksiniz?”

“Bu ustam John Gregory’ye kalmış, ama eli açık davra­nacağını söylediğinden endişe etmenize gerek yok.”

Bunun üzerine el sıkıştık ve ben de Todmorden’e doğ­ru yola koyuldum. Kitapları nehrin bu yakasına taşımamız için birkaç sefer yapmamız gerekecekti ama bundan daha iyi bir pazarlık yapamazdım. Ve sonra aklıma bir kelime takılınca kanım dondu: yabancılar.

Eyalet halkı zaman zaman ‘yabancılar’ kelimesini dışa­rıdan, örneğin komşu eyaletlerden gelen insanlar için kul­lanırlardı. Ama sonra aniden aklıma Bayan Fresque geldi. O Romanya’dan gelmişti ve tıpkı ondan önce buraya gelen amcası gibi bize tamamen yabancı sayılırdı. Elayalet içgü­dülerinde haklı mıydı? Bir tür tehlike mi teşkil ediyordu?

Page 97: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

97

Yoksa nehrin bu yakasındaki insanlar ondan mı korkuyor­lardı?

Sonra güneşin bir saatten az bir süre içinde batacağını lark ettim. Ben eve ulaşamadan karanlık çökecekti! Ustam tehlikede olabilir mi, diye düşündüm.

Koşmaya başladım. Hayalet orada kalacak değildi ya? Hayır, hana dönmek üzere yola koyulurdu. Ama eğer ben hava karardıktan sonra oraya varacak olursam dışarıda ka­lırdım. Acaba ustam, hancının tutumuna rağmen beni içeri alabilir miydi?

Güneş, ben Todmorden’e yaklaşmaya başlamadan çok önce battı. Hana ulaştığımda hava iyiden iyiye kararmış­tı. Kapıyı çaldım. Ses sokak boyunca yankılandı ve yine o tuhaf hisse, Cosmina’nın evine yaklaşırken kapıldığım hisse kapıldım: Sanki tehlikeli fakat görünmez bir şeyin yanı başımda olduğunu ve tüm dünyanın nefesini tuttuğu­nu hissettim.

Artık iyice korkmuştum ve bu kez asamı kullanarak kapıyı tekrar çaldım. İçeriden yanıt alıncaya kadar kapıyı çalmaya devam ettim. Gelen yanıt umduğum değildi. Us­tamın aşağı inip beni içeri alacağını ummuştum. Bunun yerine kapının hemen üzerindeki pencere açıldı ve bir ses duyuldu:

"Çek git buradan! Çıkardığın gürültüyle başımıza iş açacaksın.”

Bu, hancıydı, ama açık pencereden ışık sızmıyordu ve yüzü tamamen karanlıktaydı.

Page 98: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

98

“Beni içeri alın!” diye bağırdım.“Sana daha önce de söyledim: Hava karardıktan sonra

kimse içeri giremez!” diye tısladı. “Yarın sabah gel, tabii hâlâ hayatta olursan.”

“O halde lütfen ustama geldiğimi söyleyin,” diye yalvar­dım söylediklerinden telaşa kapılarak. “Aşağı inip benimle konuşmasını isteyin.”

“Vaktini boşa harcıyorsun. Ustan burada değil. Geri gelmedi. Eğer hâlâ Bayan Fresque’nin evindeyse onu bir daha göremezsin. Şu an yapabileceğin en iyi şey, şafak sö- künceye dek nehrin bu tarafında kalmak evlat!”

Bu sözler üzerine kalbim yerinden fırlayacakmış gibi çarpmaya başladı; demek en korktuğum şey gerçek olmuş­tu. Hayalet tehlikedeydi.

Hancı pencereyi sertçe kapatıp beni aşağıda yapayalnız bıraktı. Titremeye başladım ve bir anlığına öğüdünü tu­tarak köprünün bu yakasında kalmak için dayanılmaz bir istek duydum. Ama ustamı nasıl bırakabilirdim? Şimdiden geç kalmış olabilirdim ancak yine de ne pahasına olursa ol­sun onu kurtarmayı denemeliydim. Acaba Bayan Fresque ne tür bir tehdit oluşturuyordu? Çiftçi Benson ‘yabancıla­rın’ atlarını yemesinden bahsetmişti. Bu o zaman kulağıma çok saçma gelmiş olsa da sözlerinden anlaşılabilir olanlar üzerine düşünmeye başladım. Yoksa insanları da yiyorlar mıydı? Yamyam olabilirler miydi?

Nehri geçip Kıvrımlı Yol’a kadar yürüdükten sonra du­rup etrafı dinledim. Tek duyabildiğim ağaçların arasında

Page 99: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

esen rüzgârın uğultusuydu. Sonra uzakta bir yerde bir bay­kuş iki kez öttü. Ufukta hilal şeklinde bir ay yükseliyordu fakat zayıf ışığı, yolu kapayan yoğun ağaç örtüsünü delip geçemiyordu. Burası bilinmedik tehlikelerle dolu karanlık bir tüneldi. Asamı sıkıca kavrayıp yokuş yukarı, eve doğru yürümeye başladım.

Belki de Hayalet, Bayan Fresque’nin geceyi evinde ge­çirme teklifini kabul etmişti. Eğer öyleyse gerçekten bir misafir miydi yoksa tehlikede miydi? Boş yere mi endişe­leniyordum, hayal gücümün gemi azıya almasına izin mi vermiştim? Judd da aynı evde olacaktı, yani olası bir teh­ditle mücadele edecek iki hayalet var demekti. Eh, yakında öğreneceğim dedim kendi kendime.

Tam yolu yarılamıştım ki sağımdan bir ses geldiğini duydum. Büyük bir şey bana doğru koşuyordu. Olduğum yerde durdum, yüreğim ağzıma gelmişti ve her türlü tehli­keye karşı asamı çaprazlamasına tutup havaya kaldırdım.

Sesler kesildi. Tekrar yürümeye başladığımda sesler de yeniden duyuldu. Sanki iri bir hayvan hemen yanım­da benimle birlikte yürüyor, bana eşlik ediyordu. Bu bir ayı olabilir miydi? Eğer öyleyse bile en azından daha fazla yaklaşmıyordu.

Aniden ağaçların arasından evi gördüm ve bana eşlik eden her ne idiyse sanki buhar olup uçmuş gibi yok olu­verdi.

Pencereler karanlıktı ama binanın dış cephesini seçe­biliyordum. Ağacın etrafından dolaşıp ön kapıya doğru

99

Page 100: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

100

ilerledim. Kapının açık olduğunu görünce şaşırdım. Ka­pının ardında hiçbir şey seçemiyordum. İçerisi zifiri ka­ranlıktı. Asamı duvara yasladım, arka cebimden mumumu çıkarıp yaktım. Mumu sağ elime, asamı sol elime alıp içeri girdim.

Girer girmez bir şeylerin ters gittiğini anladım. Havada ekşi ve yoğun bir çürük kokusu vardı ve tahta kaplamala­rın üzerinde kalın bir toz tabakası olduğunu gördüm. Bu­gün böyle bir şeye rastlamamıştım. Üstelik kapı çerçevesi­nin boyası da kalkmıştı. Daha birkaç saat öncesine kadar evin içindeki her şey tertemiz ve cilalıydı. Gördüklerim çok anlamsızdı.

Koridorun sonundaki oval kapıya doğru ilerledim. Tokmağı çevirip açmaya çalıştım fakat kilitliydi. Bu sorun değildi, çünkü cebimde Hayalet’in çilingirlik yapan abisi Andrew tarafından benim için yapılan ve çoğu kilidi açabi- len özel bir anahtar taşıyordum. Anahtarı kilide sokup çe­virince kapı açıldı. Anahtarı cebime koyup kapıyı yavaşça ittirdim ve kütüphanenin alt katını aydınlatmak için elim­deki mumu havaya kaldırdım.

Ama içeride gördüklerim inanılmazdı... İmkansız­dı: Raflar bomboştu ve kitaplıkların çoğu parçalanmıştı. Sağlam duranlarınsa her yanı örümcek ağlarıyla kaplıydı. Aşağı bakınca yerdeki kaim toz tabakasında ayak izlerimin çıktığını gördüm. Görünüşe bakılırsa buraya yıllardır kim­se girmemişti. Seçtiğimiz kitapları koyduğumuz masadan eser yoktu.

Page 101: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

101

Bu nasıl olabilir diye düşündüm, daha bu sabah ustamla birlikte buradaydık.

Başımı kaldırıp kütüphanenin diğer katlarına baktım. Mum ışığım ancak hemen üstümüzdeki katı aydınlatmaya yetiyordu fakat orası da en az bulunduğum giriş katı kadar bakımsız ve terk edilmiş görünüyordu.

Aniden buz kestiğimi hissettim -Karanlık’a ait bir yara­tık yaklaşırken yedinci oğulların yedinci oğullarının his­settikleri bir uyan- ve hiç yoktan sert bir rüzgâr esiverdi. Mum titreyip sönünce kendimi karanlığın ortasında bul­dum.

Page 102: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M 10

K o r k a k ç a p a n î K

Bir an için etraf zifiri karanlığa gömüldü. Evi saran ağaçlardan ay ışığı da sızamadığmdan ne kapıdan ne de pencerelerden bir aydınlık geliyordu.

Kalbim hızla çarpmaya başladı. Sakinleşmek için derin bir soluk aldım ve yanıldığımı anladım; odadaki oval kapı­nın yanında duran yıkık dökük kitaplıkların birinden ışık geliyordu. Üzerinde ürkütücü bir kızıllık yayan tek bir ki­tap vardı.

Bir adım daha yaklaştım. Rafa yaslanmış olan kitap dik bir şekilde duruyordu, başlığı açık bir şekilde görülebili­yordu. Bu Doomdryte idi, yani ustamın yok etmek istediği o tehlikeli kara büyü kitabı.

Sağ tarafımdan boğuk bir hırıltı duyup o yöne döndüm. Gördüklerim karşısında ürpererek bir adım geriledim. Vahşi bir yüzün üzerindeki korkunç, kötücül gözler bana bakıyordu. Yaratığın başı tamamen keldi ve sivri uçlu iri kulakları incecik tüylerle kaplıydı. Uzun, sivri dişleri üst dudağının üzerinden aşağıya doğru kıvrılıyordu. Görünüş­te insanmkine benzeyen bedeninden turuncu bir ışık saçı­yordu ve boyu neredeyse iki metreye yaklaşıyordu. Üzerin-

Page 103: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

ap j103

de ağır postallar ve kirden katılaşmış leş gibi kokan yırtık pırtık kıyafetler vardı. Elleri benimkinin neredeyse iki katı büyüklüğündeydi ve her bir parmağının ucunda uzun, sivri tırnaklar vardı.

Bir kez daha hırlayıp bana doğru bir adım attı. Kendi­mi savunabilmek için asamı kaldırıp geriledim. Daha önce buna benzer bir yaratık gördüğümü anımsamıyordum. Acaba bu yaratık Hayalet’in Yaratıklar Kitabında gözüme çarpmış olabilir miydi? Ya da bir başkasının verdiği tanıma dayanarak yaptığı çizimlerden? Hayal meyal bir şey hatırlı­yordum. Neydi bu?..

Düğmesine basarak asamın ucundaki bıçağı çıkardım. Bu, Karanlık’a ait yaratıkların çoğuna karşı etkili, gümüş alaşımlı bir bıçaktı. Her türlü saldırıya karşı hazırlıklıydım, fakat bu işime yaramadı. Yaratık inanılmayacak kadar hız­lıydı. Bir an öfkeli gözlerle bana bakarken göz açıp kapa­yıncaya kadar yanımdan geçip asamı elimden almıştı bile. Dengemi kaybedip dizlerimin üzerine düşünce yaratığı odanın karşı duvarının dibinde asamı incelerken gördüm. Bir anda asamı havaya kaldırıp ikiye kırdıktan sonra yere fırlattı.

“Bu çok zayıf bir silahtı ve benim için herhangi bir teh­dit oluşturmuyordu,” diye hırladı. “Sen gençsin. Ustandan daha lezzetlisindir!”

Duyduklarım üzerine irkildim. Lezzet mi?.. Yoksa bu yaratık Hayalet’i öldürüp yemiş miydi? Söyledikleri bu anlama mı geliyordu? Çok mu geç kalmıştım? Bir an için

Page 104: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

104

şiddetli bir acı hissettiysem de bu duyguları bir kenara atıp tıpkı ustamın öğrettiği gibi odaklanabilmek için kendimi zorlamaya başladım.

Aklıma aniden Bayan Fresque geldi. Ev ve kütüphane şu anda olduğundan çok farklı görünüyordu. Acaba Bayan Fresque bize gerçek biçiminde mi görünmüştü? Yoksa o da bir şekil değiştirici mi, diye düşündüm. Ya da başka bir şey olabilir mi?

Yaratık yavaşça bana doğru bir adım attı, her an saldı- rabilirdi.

Ben önce davranıp sol elimle cübbemin içine uzanıp Kader Kılıcı’m çektim.

Bir anda odaya Doomdryte ve canıma kasteden bu yara­tığın ışığına eklenen üçüncü bir ışık doldu. Bu ışığın kay­nağı kılıçtı.

Vahşi yaratık parlayan gözleriyle bana bakarken kılıcı hazırladım. Aniden turuncu bir ışık üzerime atıldı. Kılıcı becerimden ziyade içgüdülerimle yanlamasına savurdum. Şansım mı yaver gitti bilmiyorum, fakat o an her ne olduysa bir şeye vurduğumu hissettim ve kılıç neredeyse elimden fırlayıp gidecekti. Bir şekilde kılıcı tutup sımsıkı kavrama­yı başardım. Üzerindeki yakut gözlerden kan damlıyordu, ama artık buna ilaveten kılıcın kendisinin üzerinde de kan lekesi vardı.

Yaratık bir kez daha önümde belirdi, sırtını yine harap kitaplığa vermişti. Başını öne eğmiş, omzundaki yoğun bir şekilde kan sızan yarayı tutuyordu. Ona zarar vermiştim; ama bu, kazanmak için yeterli miydi?

Page 105: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

105

“Ustam nerede?” diye sordum.Yanıtı boğuk bir hırıltı oldu. Konuşmanın hükmü bit­

mişti. İkimizden biri burada ölecekti.Yaratığa doğru ürkek bir adım attım ve sonra bir adım

daha. Hâlâ benden hızlı hareket edebilir, kendimi savun­mama fırsat vermeden boğazımı parçalayabilirdi.

Bu yüzden yeteneklerimden birine başvurdum; bana annemden geçen özel bir yetenek... Zamanı yavaşlatabili­yor... hatta durdurabiliyordum. Bunu başarmak son dere­ce güçtü, fakat Katil Cadı Grimalkin beni kılıcı kullanma konusunda eğitirken bu becerimden de bir savaş esnasında nasıl faydalanabileceğimi öğretmişti.

Odaklan! Zamanı sıkıştır! Onu durdur!Yaratık bir kez daha saldırıya geçti, ama kalp atışlarım

yavaşlamıştı ve yapmam gereken şeye gitgide daha fazla odaklanabiliyordum. Üzerime doğru gelen turuncu ışık yavaşça bir şekle büründü. Amacı belliydi, ağzını açmış, keskin dişlerini göstererek öne atılmıştı. Üst dişleri uzun­du, alt dişleriyse daha kısa fakat iğne kadar keskindi. Ya­ratık beni ölümcül bir kucaklamayla sarmak için kollarını iki yana açmıştı.

Odaklan! Zamanı sıkıştır! Onu durdur!İşe yarıyordu. Zamanı kontrol etmeye başlamıştım. Ya­

ratığın bana doğru attığı her adım bir öncekinden daha ya­vaştı. Bedeni ısrarlı bir şekilde öne atılmaya çabalasa da neredeyse hiç hareket etmiyordu. Bu kez ben ona doğru koşuyordum. Kılıcı kaldırıp tüm gücümle, ustama dair duyduklarımın verdiği öfke ve acıyla savurdum.

Page 106: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

106

Kılıç yaratığın boynuna girip başını bedeninden ayırdı. Kesik baş yere yuvarlanıp kitaplıkların altındaki tozlu ze­minde gözden kayboldu. Bedeniyse sendeleyip bana doğru birkaç adım daha atarken kesik boynundan kopkoyu bir kan sızıyordu. Sonra ayaklarımın dibine, kendi kanının oluşturduğu gölün ortasına yığıldı.

Bu darbe tuhaf bir şekilde kendimi iyi hissetmemi sağ­lamıştı. Sanki kılıç da benimle birlikte hareket etmişti de ikimiz birleşerek bu mükemmel öldürücü darbeyi savur- muştuk. Grimalkin beni bu kılıcı nasıl kullanmam gerekti­ği konusunda eğitmişti, fakat ben öğrendiklerimin ötesine geçmiştim. Bu gerçekten de Kader Kılıcıydı; geleceğimiz birbirimizinkine bağlıydı.

Etrafa yayılan kandan uzaklaşmak için geriledim, fakat kılıcı kınına geri sokmadım. Karanlık’a ait bazı yaratıklar­da muazzam bir kendi kendini iyileştirme becerisi oldu­ğundan tetikte beklemeliydim. Ama bu yaratık başka bir şey yaptı.

Yaratığın bedeninden sızan turuncu ışık bir anda yük­selip bedeninin hemen üzerinde, havada asılı bir şekilde yavaşça dönen bir sarmala dönüştü ve ardından hızla iler­leyip hemen solumda kalan duvardan geçerek gözden yitip gitti.

Odaya aniden mide bulandırıcı bir koku doldu. Ayak­larımın dibindeki ceset, kılıcın kabzasındaki zümrüt göz­lerden sızan ışıkla belli belirsiz seçilebiliyordu. Köpürüp pis kokan bir buhar yaymaya başladı. Gerileyip tek elimle

Page 107: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

107

ağzımı kapadım. Yaratık hızla çürüyüp çözülüyordu. Peki ama içinden çıkan şey neydi, diye düşündüm. Ruhu mu? Ne biçim bir yaratıktı bu?

Hayalet’e dair söylediklerini anımsadım. Ölmüş müydü gerçekten? Bunu kabul etmek güçtü. Boğazıma bir şeylerin düğümlendiğini hissettim. Öyle ya da böyle emin olmadan evden çıkamazdım. Ustamı aramam gerekiyordu.

Mumu tekrar yakıp Bayan Fresque’nin kullandığı diğer kapıya doğru ilerledim. Bu kapının onun yaşam alanına açıldığını düşünmüştüm, ancak kendimi aşağıdaki karan­lığa doğru alçalan taş basamakların başında bulunca şaş­kınlığa kapıldım.

Aşağıda ne vardı, bir kiler mi? Yanımızdan ayrıldığı her seferde oraya mı inmişti? Acaba zil sesi aşağıdan bir yerler­den mi geliyordu?

Sağ elimde kılıç, sol elimdeyse havaya kaldırdığım mum olduğu halde basamaklardan inmeye başladım. El değiş­tirmiştim çünkü merdiven saatin ters istikametinde döne döne alçalıyordu ve bu şekilde tutarsam kılıcı kullanabil­mek için daha rahat bir alan bulabilirdim. Bir yandan ba­samakları sayarken kilerin oldukça derinde olması gerekti­ğini fark ettim. Kilerin zemini olduğunu düşündüğüm düz bir alana yaklaştığımda kırka kadar saymıştım. İki basamak daha inip durdum. Mumun zayıf, sarı ışığında yere saçıl­mış kemikler olduğunu görebiliyordum. Bir bakışta bun­ların insan kemiği olduğunu anladım; içlerinden bazıları kanlıydı. Bir kafatasıyla kolun ufak bir parçasının yanı sıra

Page 108: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

108

daha başka kemik parçaları da vardı. Burası insanların kanı ve etiyle beslenen yaratıkların ini olmalıydı. Bu kemiklerin arasında ustammkilerin de olup olmadığını düşündüm.

Sonra bir anda burada az önce öldürdüğüme benzeyen başka yaratıklar da olabileceği aklıma geldi. Belki de Bayan Fresque, bu karanlığın içinde üzerime atılmak için beni bekliyordu.

Hemen ardından bir ses duydum ve sertçe esen soğuk bir rüzgâr elimdeki mumu yeniden söndürdü. Neredey­se hiç soluk alıp vermeden beklerken mumu arka cebime yerleştirdim. Sonra her iki elimle kılıcı kavrayıp kendimi savunabileceğim bir pozisyon alacak şekilde öne eğildim. Kılıç bir kez daha parlamaya başladı ve gözlerim karanlığa alıştıkça bana doğru yaklaşan kırmızı ışık noktaları gör­düm. Yaklaşık bir düzine kadar, hatta belki daha fazlalardı. Sağ tarafımdan boğuk bir hırıltı geldi; bir tane de hemen önümden. Titremeye başladım ve kılıçtan yayılan zümrüt kırmızısı ışık hızla soluklaştı. Çok fazla göz vardı. Burada kaç yaratık vardı?

Paniğe kapılarak dönüp basamaklardan yukarı çıkma­ya başladım. Sendeleyerek kütüphane boyunca koşarken bir yandan kitaplıklara çarpıyor, diğer yandan ayaklarımın altında gıcırdayan ahşap zemini hissediyordum. Kapıyı bu­lamayınca korkum iyice arttıysa da kılıç bir an için daha parlayarak bana yol gösterdi. Hızla koridor boyunca ilerle­yip evden dışarı çıktım.

Yola ulaşınca koşmaya başladım. Yine sesler duydum, sanki büyük bir yaratık bana yetişmeye çalışıyordu. Daha

Page 109: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

da hızlanarak koştum ve çok geçmeden Kıvrımlı Yol’u ge­ride bırakıp terk edilmiş sokaklar boyunca ilerledim.

Köprüyü geçinceye dek durmadım. O zaman bile kendi­mi güvende hissetmiyordum ve biraz olsun soluklandıktan sonra Todmorden i geride bırakmcaya kadar yürüdüm. Ve yürürken bir yandan da Judd’ı düşünüyordum. Acaba o da tüm bunların bir parçası mıydı? Todmorden’e yapacağımız ziyareti öne çekmek için Chipenden’e gelmişti. Bizi nasıl bir tehlikeye soktuğunu biliyor olsa gerekti. Acı ve öfke hissediyordum. Yoksa o da Hayalet’in kendini Karanlık’a kaptıran çıraklarından biri miydi?

Sonra, kırların başladığı yerde kılıcı kınına sokup alıç­ların gölgesine bitkin bir vaziyette uzandım, rüyasız bir uykuya daldım.

Uyandığımda güneş epey yükselmişti. Ağzım kurumuş­tu ve her tarafım ağrıyordu, fakat daha da kötüsü hisset­tiğim utanç duygusuydu. Kilerdeki tehlikeden kaçmıştım. Hayır, kaçmakla kalmamıştım; korkakça bir paniğe kapıla­rak kaçmıştım. Üç yılı aşkın süredir bir hayalet çırağıydım, ama daha önce böylesine utanç verici bir şekilde davran­dığımı hatırlamıyordum. Karanlık’a ait çok daha korkunç yaratıklarla karşılaşmama rağmen çarpışacak cesareti ken­dimde bir şekilde bulmuştum. O halde şimdi değişen ney­di? Tek düşünebildiğim şey yıllar boyu Karanlık’a karşı sürekli tehdit altında verilen mücadelenin sonunda etkisi­ni göstermeye başladığıydı. Ya cesaretimi yitirdiysem? Bu durumda bir hayalet olarak nasıl çalışabilirdim?

109

Page 110: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

110

Ve yüzleşmem gereken çok daha korkunç bir şey var­dı. Ya ustam hâlâ hayattaysa? Onu terk etmiştim. Bundan daha iyisini hak ediyordu, çok daha iyisini... Ayağa kalkıp yavaş adımlarla Todmörden’e doğru yürümeye başladım. Bu kez dik durup savaşmaktım.

Page 111: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M 11

P E N D L E C A D IL A R IN IN L A N E T İ

Neredeyse öğlen olmak üzereydi fakat etrafta ne işpor­tacı ne de bir tezgâh vardı; kasabanın batı yakasında çok az insan vardı. Dar sokaklar boyunca ilerlerken beş altı in­sanla karşılaştım ve bunlardan sonuncusu, yani daha önce konuştuğumuz eli bastonlu, yaşlı centilmen, benden uzak durmak için yolun karşı tarafına geçti. Sonra nehre yakla­şırken Bay Benson’ı köprüden biraz uzaktaki ağaçların ara­sında, arabasının üzerinde otururken buldum.

“Şu senin kitaplar nerede?” diye sordu. “Bütün gün bu­rada duramam. Arabama yüklenmek üzere buraya getiril­miş olmalılardı. Atlarım huzursuzlanıyor.”

Bir an için ustamın yaralanmış ve arabayla taşınması ge­rekebileceğini düşünerek beni orada beklemesini rica ede­cektim ki bunun vakit kaybından başka bir şey olmayaca­ğını anladım. Her iki at da gözlerini devirip duruyor ve yo­ğun bir şekilde terliyordu. Bunu tek başıma yapmalıydım.

“Üzgünüm,” dedim, “ama bugün taşınacak kitap olma­yacak, verdiğimiz rahatsızlık için ufak bir karşılık.” Ce­bimden birkaç demir para çıkarıp ona uzattım.

Page 112: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

112

“Hepsi bu mu?” dedi öfkeli bir şekilde paraları elimden alırken. “Bunun için yataktan kalkmaya bile değmez!” At­ları iki kez kırbaçladıktan sonra arabayı çevirip arkasına bile bakmadan uzaklaştı.

Nehre yöneldim, ama kırık dökük ahşap köprüye ulaş­tığımda şiddetli bir korkuya kapıldım. Nehrin karşı yaka­sında Karanlık’ın hizmetkârları beni bekliyordu ve kilerde parlayan gözlere bakılacak olursa sayıca çok, yalnız başa çıkamayacağım kadar çok fazlalardı. Fakat bunun yapıl­ması gerekiyordu. Ustamın başına ne geldiğini bulmam gerekiyordu, yoksa vicdan azabıyla yaşayamazdım.

Bir adım attım ve sonra bir adım daha... Nehrin doğu kıyısına ulaşıncaya dek adım önüne adım atmaya devam ettim. Henüz gündüz, dedim kendi kendime ve güneş te­pede parlıyor. Düşmanlarım yer altında bir yerde karanlığa sığınmış olmalıydı. Güneşin aydınlığından uzaklaşmadı­ğım müddetçe güvende olurdum. Ama yapmam gereken şey tam da bu değil miydi? Hayalet’i bulmalıydım. Bir nok­tada mutlaka kileri aramam gerekecekti.

Kıvrımlı Yol boyunca Bayan Fresque’nin evine doğru yürümeye başladım. Yürürken aklıma bir şey geldi: başka bir başarısızlık, üstlendiğim görevle ilgili bir ihmal daha... Evden çıkarken Doomdryte’ı alıp yok etmem gerekirdi. Us­tam olsa kesinlikle böyle yapardı. Beni bu hatam yüzünden azarlayacağını hayal edebiliyordum. Acaba sesini yeniden duyabilecek miyim? diye düşündüm.

Ağaçların altındaki yol oldukça loştu ve bu kez, beni takip eden herhangi bir şey duymadım. Evi gördüğümde

Page 113: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

113

kapının artık açık olmadığını fark ettim. Ağacın etrafından dolaşıp Kader Kılıcı’nı çektikten sonra kabzasıyla kapıya vurdum.

Neredeyse anında yaklaşan ayak sesleri duyuldu. Kapı açıldı ve karşımda Bayan Fresque’i buldum, öylece dur­muş, suratını ekşiterek kılıcıma bakıyordu.

“Kaldır şunu!” dedi. “Ben yanındayken buna ihtiyacın olmayacak.”

Duraksadığımı görünce gülümsedi ama bakışları hâlâ çok sertti. Genç ve güzel bir kadındı, fakat artık davranış­larına -daha önce gizlediği- bir zorbalık hakimdi. “Güven bana,” dedi daha yumuşak bir ses tonuyla. “İçeri girmeni istiyorum. Bu kez eşikten geçip evime girdiğinde tamamen korumam altında olacaksın.”

Ne yapmalıydım? Her ne kadar çekici ve genç bir kadın olsa da karanlık güçlerle işbirliği halinde olmalıydı. Bir ya­nım onu kenara itip zorla eve girmek isterken diğer yanım güvenli bir ortam sağlama önerisini kabul etmem konu­sunda beni zorluyordu. Böyle yaparak kafamdaki sorulara bir yanıt da bulabilirdim.

Kılıcımı kınına geri yerleştirince gülümsemesi gözleri­ne yayıldı. “Özgürce içeri gir ve güvende ol!” Yana çekile­rek eşikten geçmem için yol açtı. “Beni takip et,” diyerek koridor boyunca kütüphaneye doğru ilerlemeye başladı. Zemin kaplaması şimdi tertemizdi ve ev çok güzel koku­yordu. Kütüphane yine onu Hayalet’le birlikte ilk gördü­ğüm haldeydi, raflar düzenli ve kitap doluydu. Seçtiğimiz

Page 114: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

114

kitaplarsa bıraktığımız gibi masanın üzerindeydi. Burada çok kuvvetli bir kara büyü dönüyor olsa gerekti.

Fakat odada öyle bir değişiklik vardı ki bunu fark eder etmez kapı eşiğinde donakaldım. Odanın zemininin orta yerinde bir iskelet yatıyordu. Kemikleri sarı-kahverengi bir hal almıştı ve başı yoktu. Sağ yanıma bakınca kitaplığın he­men altında bir kafatası olduğunu gördüm. Hemen yanın­daysa kırık asam duruyordu. Bunlar öldürdüğüm yaratığın izleri olmalıydı.

“O benim eşimdi,” dedi Bayan Fresque, iskeleti işaret ederek. “Sen dün gece onunla karşı karşıya gelene dek yıl­larca birlikte mutlu bir şekilde yaşadık!”

“Onu kaybettiğinize üzüldüm,” dedim sesimin titreme­sini bastırmaya çalışarak. “Ama ya o ölecekti ya da ben. Ve sanırım ustam John Gregory’yi öldürdü.”

“Seni de kolaylıkla öldürebilirdi, ama onun öldüğünü düşünüyorsan yanılıyorsun. Ben onu kaybetmedim; yal­nızca yıllardır kullandığı bedenini kaybettim. Çok yakında yeni bir beden bulacaktır, umarım zevkime uygun olur!” dedi gülümseyerek. “Sonra da yaptıklarının intikamını al­mak üzere senin başını koparmak için peşine düşecektir.”

“Siz ne tür yaratıklarsınız?” diye sordum.“Ben bir strigoikayım*,” diye yanıtladı. “Eşimse strigoi.

Biz, Romanya’nın ‘ormanın ötesindeki toprak’ anlamına gelen Transilvanya bölgesindeniz. Bizler ecinnilerdeniz.”

“Judd Brinscall nerede?” diye sordum. “Onun bu olaylar­daki rolü nedir? Ne zaman Karanlık’a hizmet etmeye başladı?”

*Romanya folklorunda şekil değiştirebilen bir tür vampire verilen ad. Ç.N.

Page 115: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

115

“Onun için endişelenme. Ölüme yaklaştı. Hayatı günler hatta belki saatlerle ölçülebilir.”

“Bize ihanet etmesinin ödülü bu mu?”Bayan Fresque suratını asıp dudaklarını büzdü. Yanıt

vermeyeceği belliydi. Bunun üzerine Hayaletle ilgili en­dişelerime rağmen sakinliğimi koruyup tıpkı ustam gibi mümkün olan en fazla bilgiyi edinebilmek için başka bir soru sordum.

“Buraya neden geldiniz?”“Bunun pek çok nedeni var, ama bir süre insanlardan

uzak, mutlu bir hayat sürerek olabildiğince az karmaşa yaratmaya çalıştık. Sonra seni ve ustanı buraya çekmem emredildi.”

“Emredildi mi? Bunu yapmanızı kim istedi?” “Söyleyemem. Romanya’dan gelip burada yaşayanların

sayısı çok fazla. Çoğu da yakın zamanda geldi. Bazıları çok güçlü ve onlara itaat etmekten başka şansım yok. Beni göz açıp kapayıncaya kadar yok edecek korkunç bir varlık ça­ğırabilirler.”

“Neden buraya getirildik? Bizi öldürebilesiniz diye mi? Ustamı öldürdünüz ve şimdi sıra bende!” diye bağırarak kılıcıma uzandım.

“O kılıcı çekersen artık benim korumam altında olmaz­sın!” diye çıkıştı Bayan Fresque. “Ustan ölmedi ama senin yardımına ihtiyacı var. Sakinleşirsen seni ona götürürüm.”

Kılıcımın kabzasını bırakıp başımı aşağı yukarı salla­dım. Strigoika eliyle kiler basamaklarına açılan kapıyı işa­ret etti. “Ustan aşağıda,” diyerek oraya yöneldi.

Page 116: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

116

Kapıyı açtı ve ben de temkinli bir şekilde hemen arka­sından küçük odaya girdim. Bir gece öncesinden bu yana çok şey değişmişti. Basamaklar temizdi, duvarlar yeşile bo­yalıydı ve etrafta hiç örümcek ağı yoktu. Duvar boyunca belli aralıklarla iniş yolumuzu aydınlatmaları için meşa­leler yerleştirilmişti. Acaba Hayalet dün gece de burada, Karanlık’a ait yaratıklarla çevrili durumda, o zifiri karan­lığın içinde miydi, diye düşündüm. Kalıp ona yardım ede­bilirdim, ama bunu yapmak yerine paniğe kapılıp kaçmış­tım. Bu davranışımdan ötürü kendimden utanıyor ve bunu açıklamakta zorlanıyordum. Bir zamanlar Hayalet’e karşı kullanılan Pendle cadılarının lanetini anımsayınca boğazı­ma bir şeyler düğümlendi: Yer altında zifiri karanlığın için­de öleceksin ve yanında hiçbir dostun olm ayacak!

Kilerin taş zeminine ulaştık. Ortalıkta eşya olarak yal­nızca ahşap bir masa vardı, üzerinde de siyah kapaklı bir kutu bulunuyordu. Kapağın üzerine, gümüş kullanılarak görür görmez tanıdığım bir yaratık resmedilmişti. Bu gö­rüntü karşısında donakaldım.

Bu bir emiciydi. Peki ama neden kutunun üzerine ba­şının resmi yapılmıştı? Bu bana Doomdryte’m kapağını ve kılıcımın kabzasını anımsattı.

Titredim. Bunda tuhaf bir uğursuzluk vardı ve kalp atış­larım giderek hızlanmaya başladı. Bayan Fresque kutuya doğru yürüyüp kapağını kaldırdı.

“İşte ustan,” dedi.Kutunun içinde Hayalet’in başı duruyordu.

Page 117: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M 12

Ö L Ü M D E N B E T E R

Umutsuzluk ve yürek burkan bir acıya kapıldım. Yanıt veremeyecek kadar şaşkındım. Hiçbir şey hissedemiyor, gördüklerimi bir türlü kabullenemiyordum. Strigoika ya­lan söylemişti. Ustamı öldürmüşlerdi.

“Hâlâ konuşabiliyor,” dedi, “ama acı çekiyor ve hiç dur­madan serbest bırakılmak için dua ettiğine şüphem yok. Neden bunu ona sormuyorsun?”

O sözlerini bitirir bitirmez Hayalet’in göz kapakları açıl­dı ve bana baktı. Ağzını aralayıp bir şeyler söylemeye ça­lıştıysa da tek yapabildiği hırıltıya benzer bir ses çıkarmak oldu ve çenesine doğru kan sızmaya başladı. Yüzünde acı dolu bir ifade belirdi ve tekrar gözlerini kapadı.

“Bu, Şeytan’a yaptıklarınızın intikamını alabilmek için yapıldı,” dedi Bayan Fresque. “İstediğimizi yapmadıkça us­tan huzur bulamayacak. Ruhunu serbest bırakabilmek için başının yakılması gerekiyor. Ben de onu sana vermek isti­yorum, ama öncelikle bana Şeytan’m başını getirmelisin.”

Hayalet homurdanarak bir kez daha gözlerini açtı. An­laşılmaz bir şeyler mırıldanınca eğilip sağ kulağımı iyice ağzına yaklaştırdım.

Page 118: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

118

Gözleri sanki boğuluyormuş gibi fır dönüyordu, boğa­zını temizleyip güçlükle de olsa bir kez daha konuşmayı denedi. “Yardım et evlat!” dedi boğuk bir sesle. “Bu daya­nılmaz, ölümden bile beter. Acı çekiyorum. Korkunç bir acı. Lütfen beni kurtar!”

Dünyam yıkılacak gibi oldu. Öyle büyük bir acıya kapıl­dım ki neredeyse olduğum yere yığılıp kalacaktım.

“Ustanın bu acınası halde daha fazla kalmasına katlana­bilir misin?” diye sordu Bayan Fresque. “Şeytan’ın başını elinde bulunduran cadıyı biliyoruz. Adı Grimalkin. Onu çağır. Onu buraya getirebilirsen karşılığında ustanın çekti­ği işkenceye bir son vereceğiz.”

Yapmam istenen şey karşısında kendimi çok kötü his­sediyordum. Şeytan’ı yok etmek için Alice’i kurban etmem isteniyordu; şimdiyse Şeytan’ın destekçileri, bir diğer müt­tefikim olan Grimalkin’i ölümüne çağırmamı istiyorlardı. Fakat Grimalkin’e ihanet etmem Şeytan’ın başını onun hizmetkârlarına geri getirmenin sonuçlarından yalnızca bir tanesiydi. Başı alır almaz onu İrlanda’ya götürüp bede­niyle birleştirerek Şeytan’ı Kenmare’deki çukurdan kurta­rırlardı. O da benim ve Alice’in peşine düşüp bizi ölü ya da diri Karanlık’a sürüklerdi. Bunu düşünmek dahi dehşete kapılmama neden olsa da yapmam gereken her koşulda belliydi; bunu Eyalet’in insanlarına borçluydum: Şeytan’ın bu dünyaya geri gelmesine izin veremezdim; aksi takdir­de dünya gitgide daha karanlık ve yaşanmaz bir yer halini alırdı. Hayır, bunu yapamazdım. Ama ustamın başını güç kullanarak kurtarıp çektiği acıya bir son verebilirdim.

Page 119: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

119

Kılıcımı çektim.Bir anda kilerin içinde dondurucu bir rüzgâr esmeye

başladı ve tüm meşaleler söndü. Karanlığın içinde bana ba­kan gözler gördüm. Her bir göz tıpkı bir önceki gece oldu­ğu gibi kıpkırmızı parlıyordu ve bu kez sayıca daha fazlay­dılar. Tehditkâr hırıltılarla taş zemine sürtünen pençelerin çıkardığı sesleri duydum. Kendimi savunmaya hazır bir va­ziyette şöyle bir etrafımda dönünce kuşatılmış olduğumu anladım. Bunlar da nereden çıktı, diye düşündüm.

Korkuyordum. Çok fazlaydılar. Böylesi bir eşitsizliğin karşısında nasıl dayanabilirdim?

“Henüz çok geç değil!” diye tısladı Bayan Fresque ka­ranlığın içinden. “Kılıcını bırakırsan tekrar korumam altı­na girersin.”

Titreyen ellerle Kader Kılıcı’nı kınına sokmaya çalıştım, ancak üçüncü denememde başarabildim. Bunu yapar yap­maz kırmızı gözler silindi, pençe sesleri kesildi ve meşale­ler yeniden yanarak kileri sarı bir ışıkla doldurdu.

“Bir saniye daha bekleseydin çok geç olurdu,” dedi Ba­yan Fresque kutunun kapağını kapatıp arkasını dönerken. “Beni takip et. Kılıcını bir kez çektiğine göre artık yer al­tında daha fazla kalman senin için güvenli değil. Benim korumamın da sınırları var.”

Basamaklardan yukarı çıkıp kütüphaneye geçti. “Ka­til Cadı’yı çağırmak için vakit kaybetme,” diye uyardı. “Şeytan’m başı karşılığında ustanmkini bağışlayacağız, ama bu çok hızlı yapılmalı. Geçen her gün, ustanın çektiği acı

Page 120: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

120

artıyor. Ona hayal dahi edemeyeceğin kadar çok acı çekti- rebiliriz.”

“Peki, bedeninin geri kalanı nerede?” diye sordum us­tama yapılanlar karşısında dehşete kapılarak. “Bedenini gömmek isterim.”

Ruhunu, kullanılan kara büyüden kurtarmak için ba­şını yakmam gerektiğini biliyordum, fakat bedeninin geri kalanını gömmek kendimi daha iyi hissetmemi sağlardı. Kilise bir hayaletin kutsal topraklarına gömülmesine izin vermezdi, ama en azından birkaç kelime de olsa dua edip ustamın mezarlığa yakın bir yere gömülmesine izin vere­bilecek anlayışlı bir rahip bulabilirdim. Fakat bu umudum bile çok geçmeden yerle bir edildi.

“Bu mümkün değil,” dedi Bayan Fresque soğuk bir ta­vırla. “Bedeninin geri kalanı bizim işimize yaramayacağın­dan onu bir moroiye yem yaptık. Bunlar son derece aç ruh­lardır ve bu açlıklarının yatıştırılması gerekir.”

Öfkeye kapılarak arkamı döndüm ve tek kelime dahi etmeden evden dışarı çıktım. Nehir kıyısına varınca köp­rüyü geçip ağaçların dibine oturup seçeneklerimi gözden geçirdim.

Ustamın bu şekilde acı çekiyor olduğunu düşünmek da­yanılmazdı; gerçekten korkunç bir acıya maruz kalıyordu. Ancak yapmam gereken çok açıktı: Onu şimdilik burada bırakmalıydım. Şeytan’m başının strigoika ve yandaşları­nın eline geçmesi için Grimalkin’i buraya gelmeye nasıl

Page 121: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

121

ikna edebilirdim? Şeytanın başı onlardan uzak tutulmalıy­dı; elimdeki zamanı Şeytan’ı sonsuza dek yok etmenin bir yolunu bulmak için kullanmalıydım.

Orada, kısıtlı seçeneklerimi gözden geçirerek ne kadar süre oturdum bilmiyorum, ama bir ara Eyalet’e hizmet edip onu korumak için çok acılar çekmiş olan Hayalet için ağla­dım. Benim için, bir ustadan çok daha fazlası olmuştu; aynı zamanda dostumdu. Çok daha iyi bir son hak ediyordu. Çıraklığımın sonuna gelirken ustam emekli oluncaya dek iş yükünü yavaş yavaş azaltabilmeyi ummuştum. Şimdiyse birlikte yaşayabileceğimiz gelecek elimizden alınmıştı. Tek başıma kalmıştım ve bu, hem üzücü hem de korkutucu bir histi.

En sonunda bir karar verdim ve hana geri gittim. Oda­ma çıkıp Hayaletin çantasından ufak bir parça peynirle hancıya yetecek kadar para aldım. Her iki çantayı da odam­da bırakıp kapıyı kilitledikten sonra alt kata indim.

Hancı beni görünce suratını astıysa da avucuna bir adet gümüş para bıraktığımda yüzünde güller açtı.

“Bu para iki gece daha kalmak için,” dedim.“Ustanı buldun mu?” diye sordu.Yanıt vermedim ama ben oradan uzaklaşırken arkam­

dan seslendi: “Şimdiye kadar dönmediyse ölmüştür evlat. Evine dönmezsen senin de sonun aynı olacak!”

Köprüye kadar yürüdükten sonra bir parça peynir yi­yip buz gibi nehir suyundan içtim. Bayan Fresque’nin evini

Page 122: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

122

düşündüm. Nasıl oluyordu da gündüz vakti tertemiz ve ki­taplarla doluyken akşam olduğunda yıkık dökük bir hara­beye dönüşüyordu? Güçlü bir kara büyü söz konusuydu; bir tür illüzyon.

Peki bu evle ilgili asıl gerçek neydi, yani neden gündüz ve gece bu şekilde değişip duruyordu? Hayaletlerin içgü­dülerini geliştirip ona güvenmeyi öğrenmeleri gerekir ve içgüdülerim bana evin aslında geceleyin gerçek haline bü­ründüğünü söylüyordu.

Acaba ustam ne yapmamı tavsiye ederdi, diye kendi kendime sordum. Bu sorunun yanıtını anında buldum. Ce­sur olup bir hayalet gibi davranmamı söylerdi! Korkuları­mı bir kenara bırakmalıydım. Ustamın başını kaba kuvvet­le geri alıp ona hak ettiği huzuru verebilirdim. Kader Kılıcı bendeydi ve onu kullanmakta kararlıydım. O berbat kileri temizleyip Karanlık’a ait tüm yaratıkları öldürecektim. Ve bu saldırıyı gece vakti, yani her şey asıl haline döndüğünde yapacaktım.

Korkudan kurtulmanın vakti gelmişti. Şimdi ben avcı olacaktım.

Page 123: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M 13

Ş A F A Ğ I G Ö R E M E Y E C E Ğ İ M

Çok geçmeden bir kez daha Kıvrımlı Yol boyunca ilerle­meye başladım. Yürürken bir yandan da neyle karşı karşı­ya olduğumu düşünüyordum. Hayalet’in Yaratıklar Kitabı Chipenden’deydi -yeni kitaplığıma girecek ilk kitap o ola­caktı- bu yüzden şu anda ondan faydalanmam mümkün değildi. Çaresizlik içinde Karanlık’a ait Romanyalı yaratık­lar hakkında okuduklarımı anımsamaya çalıştım.

Strigoi ve strigoika sırasıyla erkek ve dişi ecinnilerdi. Çift halinde yaşıyor ve hareket ediyorlardı. Erkek olan ölü bir insanın bedenini ele geçiriyordu ve gündüzleri kendisi­ni yok edebilecek gün ışığından uzak durması gerekiyordu. Dişi olansa yaşayan bir kişinin bedenini ele geçirip gün­düzleri nöbet tutuyordu. Bayan Fresque bir zamanlar hoş ve sıradan bir genç kadın olsa gerekti, ama şimdi bedeni Karanlık’a ait kötücül bir yaratık tarafından ele geçirilmiş­ti. Eşinin kafasını koparmıştım, fakat Bayan Fresque’nin söylediğine bakılırsa bu onu öldürmemişti. Normalde bir gümüş alaşımlı bıçak tarafından öldürüldüğünde sonunun gelmesi gerekirdi, fakat görünüşe bakılırsa Romanyalı ya­ratıklar çok güçlü oluyordu. Strigoinin taşıyıcı bedenini

Page 124: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

124

terk ettiğini görmüştüm, şimdi başka bir taşıyıcı arıyor ol­malıydı. Onu bulur bulmaz peşime düşerdi. Acaba bu yara­tığı sonsuza dek nasıl yok edebilirim, diye düşündüm. Çok fazla bilinmeyen vardı.

Beni endişelendiren başka bir şey daha vardı. Bayan Fresque bizi buraya çekmek üzere görevlendirildiğini söy­lemişti; dediğine göre bu emri veren, ‘onu göz açıp kapa­yıncaya kadar yok edebilecek korkunç bir varlık’tı. Bu kim olabilirdi? Hayalet’in Yaratıklar Kitabı’nda böyle bir varlık­la ilgili bir şey yazmıyor muydu? Böyle bir yazı hatırlamı­yordum. Romanya bana çok uzak geliyordu ve Karanlık’a ait olup da orada yaşayan varlıkların büyük bir tehdit oluş­turabileceklerine inanamıyordum. Bu nedenle de ilgili ya­zıları çok hızlı okumuştum; verilen bilgilere daha sonra ihtiyacım olabileceğini düşünerek değil de şöyle bir göz gezdirerek... Kendi kendime sinirlenerek başımı iki yana salladım. Bundan böyle çok daha detaycı olmalı, bir çırak gibi değil de gerçek bir hayalet gibi düşünüp davranmalıy­dım.

İşte ağaçların oluşturduğu o karanlık tünele bir kez daha yaklaşıyordum. Patika boyunca biraz ilerlemiştim ki sağ tarafımdan rahatsız edici birtakım sesler duydum.

Durdum ve ses çıkaran her ne ise o da durdu, yine de yavaş yavaş soluk alıp verdiğini duyabiliyordum. Bir seçim yapmalıydım: Ya strigoikanm evine ulaşıncaya dek yürü­meye devam edebilir ya da durup bu yaratığın hakkından gelebilirdim.

Page 125: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

125

Vakit kaybetmeden kılıcımı çektim. Kader Kılıcı’nın ya­kuttan gözleri kırmızı kırmızı parlayarak karşımdaki ya­ratığı aydınlattı. Dev bir ayı dört ayağının üzerinde bana doğru geliyordu. Bir anda arka ayaklarının üstünde kalkıp bana tepeden baktı ve ilk kez pençelerini net bir şekilde görebildim. Uzun, kıvrık bıçaklara benziyorlardı ve insan bedenini paramparça edebilirdi. Ayı son derece güçlüydü ve beni saniyeler içinde öldürebileceğine hiç şüphe yoktu. Kenarından salyalar akan iri ağzını açıp kükreyince pis ko­kan nefesini duydum. Üzerime doğru gelmeye başladığın­da hazırlıklı olmak için kılıcımı havaya kaldırdım.

Sonra bir anda aklıma başka bir fikir geldi.Üç adım gerileyerek bir kez daha patikaya çıktım. Ayı

bir anda tekrar dört ayağının üzerine indi. Dikkatli bir şe­kilde bana bakıyor fakat saldırmıyordu. Bana yapılan uya­rıyı anımsadım; ayılar nedeniyle patikadan ayrılmamam gerektiği söylenmişti. Yani patika üzerinde kaldığım süre­ce güvende mi olacağım, diye düşündüm.

Kılıcı kınına sokup tekrar eve doğru yürümeye başla­dım. Ayı da peşimden geliyor, ama saldırıya geçmiyordu. Nasıl ki Hayalet’in öcüsü onun Chipenden’deki evini ko- ruyorduysa, bu ayı da Bayan Fresque’nin eviyle arazisini yabancılara karşı koruyor olsa gerekti. Ve sonra aklıma bir kelime düştü: moroi!

Bayan Fresque bana Hayalet’in bedenini bir moroiye yem yaptıklarını söylemişti. Bu yaratıklar hakkında usta­mın Yaratıklar Kitabı’nda okuduklarımı hayal meyal de

Page 126: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

126

olsa anımsıyordum. Bunlar zaman zaman içi oyuk ağaç­larda yaşayan vampir ruhlardı. Fakat hayvanların bedenini ele geçirebilirlerdi, özellikle de ayılar favorileriydi. İnsanla­rı avlayıp öldürdükten sonra inlerine sürüklerlerdi. Güneş ışığıyla doğrudan temas onları öldürebileceğinden gündüz saatlerinde etrafta görülmezlerdi. Sonra başka bir şey daha anımsadım: Moroiler sıklıkla bir strigoi ve strigoika çifti tarafından kontrol edilirdi. Yani tahminim doğruydu. Ba­yan Fresque elementali muhafız olarak kullanıyordu.

Peki ama neden patikayı kullananlara saldırmıyordu? Yanıtı aniden buluverdim. Çünkü patikanın korunmaya ihtiyacı yoktu. Patikadan yürüyenler evdekiler tarafından anında fark edilirdi. Ve ayrıca gelmeleri hoş karşılanan ki­şiler için de güvenli bir yol sunuyordu.

Moroiyle savaşmanın gereksiz olduğunu anladım. Evin içinde beni bekleyen çok sayıda düşmanım vardı. Patika­dan ayrılmadığım müddetçe güvende olacağımdan gücü­mü boş yere harcamamam daha iyi olurdu. Hızlı adımlarla ilerlemeye devam ettim ve eve yaklaşırken ayının ağaçların arasında uzaklaştığını duydum.

Kapı açıktı, ben de kılıcımı çekip içeri girdim. Bu kez mumla uğraşmadım, düşmanlarımla karşılaşmaya hazır­dım. Cesaretimi toplamıştım ve bu da Kader Kıhcı’nm ya­kut gözlerinin parlayarak koridoru kırmızı bir ışıkla aydın­latması için yeterliydi.

ikinci kapıdan geçerken harap durumda ve boş rafları örümcek ağlarıyla kaplı bir kütüphane görmeyi bekliyordum.

Page 127: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Bunun yerine karanlıkta parlayan onlarca kırmızı ışıkla karşılaştım.

Bir an için bunların saldırmaya hazırlanan yaratıkların gözleri olduğunu düşündüm. Fakat sonra kendi yansıma­ma, daha doğrusu kılıcın kabzasındaki yakutun yansıma­sına baktığımı anladım. Kütüphane gitmiş, yerini her biri gösterişli demir çerçeveli ve boyumun en az üç katı yük­sekliğinde aynalarla dolu bir salon almıştı.

Temkinli bir şekilde adım atıp salona girdim ve sonra bir adım daha attım. Aynaların tümü bana dönüktü ve arka arkaya gelecek şekilde yerleştirilmiş olan bu aynalar tıpkı her iki duvara dayanan iskambil kartlarına benziyorlardı. Önce yansımamı olduğu haliyle gösteriyorlardı. Başına bir hayalet çırağının kukuletasını geçirmiş genç bir adama ba­kıyordum, fakat bu kez o her zamanki alışıldık asa yerine iki eliyle kavrayıp saldırıya hazır vaziyette havaya kaldırdı­ğı bir kılıç taşıyordu.

Sonra, ben bir yandan bakmaya devam ederken aynala­rın yüzeyleri titreşti ve görüntü değişmeye başladı. Bu kez aynalarda acımasız, düşmanca yüzler belirdi, bana sanki üzerime atılıp paramparça edeceklermiş gibi bakıyorlardı. İçlerinden bazıları monoton bir sesle mırıldanıp dururken diğerleri ağızlarını açmış yabanıl homurtular çıkarıp du­ruyorlardı. Fakat bunlar yalnızca birtakım görüntülerden ibaretti ve salon tamamen sessizdi. Sonra bir ses duyup tehlikeli bir yaratıkla yüzleşmeyi bekleyerek arkamı dön- düysem de bu, kuyruğunu titrete titrete karanlığa doğru kaçan bir fareydi sadece.

127

Page 128: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

128

Dönüp tekrar aynalarla yüzleştim, derin bir nefes alıp görüntüleri incelemeye başladım. Bunlar sert bakışlı ka­dınlardı, saçları dikenlerle kaplıydı; asık ve bir ölününkini andıran solukluktaki yüzleriyle gerçekten de mezardan fır­lamışa benziyorlardı. Bunlar strigoika mıydı? Eğer öyleyse neden Bayan Fresque gibi genç bedenler seçmemişlerdi? Hepsinin tek bir ortak yanı vardı: Dudakları kanla kaplıy­dı. Karanlık’a ait başka tür bir yaratık olabileceklerini dü­şündüm. Bana cadıları anımsatıyorlardı.

Bir şeyden emindim: Artık korkmuyordum. Öfkeliy­dim! Daha önce de aynaların ardından bakan pek çok kor­kunç gözle karşılaşmıştım. Sadece buradakilerin fiziksel olarak birer bedenleri de olmasını diledim, böylelikle on­ları kılıcımla haklayabilirdim. Ardından onları kılıçla hak­lamaktan sonra yapılabilecek en iyi şeyi yaptım, pek bir yararı olmasa da öfkemi dışarı vurarak kendimi daha iyi hissetmemi sağladı.

Kılıcımı sağa sola savurmaya başladım, bir öne çıkıyor bir sağa sola dönerek yanından geçtiğim aynaları tek tek aşağı indiriyordum. Etraf cam kırılma sesleriyle yankılandı ve patlayan aynaların un ufak olan parçaları ayağımın di­binde ışıktan bir nehir gibi toplanıp bir süre sonra karanlı­ğa gömüldü. Çok geçmeden son ayna da parçalandıysa da Kader Kılıcı’nm yakut gözleri hâlâ kıpkırmızı parlıyordu. Fakat son aynanın boşalan çerçevesinden arkadaki karan­lığa geçince umutsuzluğa kapıldım.

Kiler basamaklarına açılan kapı yerine bir duvarla karşı­laştım. Ustamı çektiği acıdan kurtarmak amacıyla kendimi

Page 129: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

129

aşağı inip dövüşmeye koşullandırmıştım. Bunu yapabil­mek için canımı bile verirdim.

Fakat ev hakkında yanılmıştım. Gerçek halinin ancak gecenin karanlığında görünebildiğini varsaymıştım. Oysa artık kullanılan büyünün çok daha karmaşık bir şey oldu­ğunu biliyordum. Ev değişip durabilirdi. Ustamın eşyaları görünürde yoktu ve onu kurtarabilmem de mümkün de­ğildi.

Şaşkınlık ve öfke içinde dönüp geldiğim yolu takip et­tim. Şekil değiştirip duran evden çıkıp ağaçların arasında­ki patika boyunca ilerlemeye başladım. Sokaklarda öylece başıboş bir vaziyette dolaştıysam da nehri aşmak yerine köprünün yanındaki ağaçların arasına oturdum. Kılıç ya da asa eğer düşmanlarınız fiziksel olarak karşınızdaysa işe yarardı, fakat bu tür silahlar şu anda benim işime yaramaz­dı. Beynimi kullanmalıydım. Düşünmeliydim.

Fakat bu imkânsızdı. Ustamın düştüğü durumu düşün­dükçe zihnimde korkunç düşünceler beliriyordu. Kesik başının görüntüsü gözlerimin önünden bir türlü gitmiyor­du. Ne zaman gözlerimi kapasam karşımda onu görüyor­dum. Göğsüm sıkışıyor, gözyaşlarımı bastırmakta zorlanı­yordum. John Gregory bu şekilde ölmeyi hak etmiyordu. Ona yardım etmek zorundaydım. Onu bu durumdan kur­tarmak için mutlaka bir şeyler yapmalıydım.

Fhızursuz bir şekilde ayaklandım. Todmorderiin batı­sındaki kırlara çıkmıştım fakat bu taraftaki tepede bulun­mamıştım. Kasabanın bu bölümünü daha yukarıdan gören bir nokta bulmanın faydası olabilirdi. Acaba eve farklı bir

Page 130: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

130

yerden yaklaşmak mümkün mü, belki başka bir girişi daha vardır, diye düşündüm. Ya da ustamın şu anda tutulduğu fakat benim daha önce görmediğim başka bir bina?

Dar sokaklar boyunca yürürken yokuş yukarı uzanan bir patika gördüm. Çok geçmeden ağaçların arasında yü­rümeye başlamıştım bile; bir süre sonra beş demir parmak­lıklı bir kapıya vardım. Kapıyı tırmanarak aştıktan sonra otlak arazi boyunca, kendimi kırların ucundaki yüksek bir noktada buluncaya dek kuzeye ilerledim.

Mükemmel bir yer seçmiştim. Hava açık ve bol yıldızlı olduğundan etrafı görebilmeme yetecek kadar ışık vardı. Çok aşağıda, ağaçların arasında kalan ve Bayan Fresque’nin evine uzanan yolu görebiliyordum. Ama buradan daha faz­lasını görmem mümkün değildi. Eve giden başka bir yol yoktu; evin etrafı sık bir bitki örtüsüyle kaplıydı.

Daha aşağılara baktım. Hareket eden hiçbir şey yoktu; sokaklar boştu, evler sanki birbirlerinden destek almak is­tercesine yan yanaydı; fakat sonra tepenin eteklerinde, her biri ağaçlarla çevrili başka büyük evler olduğunu gördüm.

Bunlar da başka strigoi ve strigoikaların evleri miydi? Dikkatli bir şekilde saydım; en azından otuz tane vardı, ağaçların arasında göremediklerim de olabilirdi. Bekleyip izledim. Bir ara bir baykuş sesi duyuldu ve ormanın derin­liklerinden bu sese karşılık olarak bir ayı kükredi. Rüzgâr giderek şiddetleniyor, batıdan yıldızları teker teker örten bir bulut kümesi yaklaşıyordu. Hava gitgide kararıyor, aşa­ğıdaki evler artık güçlükle seçiliyordu. Ama tam o esnada

Page 131: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

131

yerden gökyüzüne doğru sarı bir ışık sütununun yükseldi­ğini fark ettim. Oraya bakarken ışığın şiddeti arttı ve rengi değişti; önce mor, ardından koyu kırmızı oldu.

Bu ışığın kaynağı neydi? Bulunduğum yere en yakın bi­nayı çevreleyen sık ağaç örtüsünün arasından yükseliyor­du. İşte tam o esnada o noktanın doğusundaki evden ilk sarı ışık küresinin yükseldiğini gördüm. Hemen ardından ikinci ve sonra üçüncü parlak küreler yükseldi. Her biri önce bu büyük evlerin birinin hemen üzerinde görünüyor­du. Hızlıca saydım. Toplamda dokuz taneydiler ve bir ara­ya gelerek koyu kırmızı ışığın etrafında toplanan parlak bir ışık küresi topluluğu meydana getiriyorlardı. Yazın ortaya çıkan sinekler gibi bir süre havada öylece asılı durup sonra hızla hareket ederek yer değiştiriyorlardı.

Aniden bir şeyin zihnimin içine uzanarak beynimi sars­tığını hissettim. Aynı şey tekrarladı ve bu tuhaf sarsıntı his­sinin ardından ışıldayan kürelere doğru yürümek için da­yanılmaz bir istek duydum. Korku ve dehşet içinde ayak­landım. Bu tür varlıkları daha önce de görmüştüm, ne ol­duklarını ve ne tür bir dehşet saçabileceklerini biliyordum.

Bunlar, kalabalıktan uzak yaşayan ve insan vücuduna büründüklerinde genellikle klan yahut herhangi bir cadı örgütü oluşturmayan Romanya cadılarıydı. Bu ışıklı kü­reler animizm büyüsü kullanarak bedenlerinden çıkarılan ruhlarıydı; ancak bu şekilde bir araya geliyorlardı. Ustamın Yaratıklar Kitabı’na göre diğer tüm Romanyalı karanlık varlıkların aksine insan kanı içmiyorlardı; ama ışık küresi

Page 132: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

132

biçimindeyken bir insana rastladıklarında onun animası- nı, yani yaşam enerjisini saniyeler içinde emebilirlerdi. Bu hızlı ve kesin bir ölümdü. Güçlerini hissedebiliyordum. Ustamla birlikte Todmorden’e geldiğimi ve hâlâ yakınlarda bir yerde olduğumu biliyorlardı. Ancak tam olarak nerede olduğumu bilmiyorlardı ve kara büyü kullanarak beni yan­larına çekmeye çalışıyorlardı.

Başlangıçta bu çekim beynimin içinde tuhaf ve çok güç­lü bir müzik sesiydi ve bana Yunanistan kıyılarında şarkı­lar söyleyerek gemilerimizi kayalıklara sürükleyen siren­leri anımsattı. Onlara karşı koymayı başarmıştım: Yedinci oğulların yedinci oğullarının cadılara ve Karanlık’a ait di­ğer varlıklara karşı belli bir direnci olurdu. Şimdi yine aynı şeyi yaparak zihnimdeki müziğin gitgide kısılıp azalmasını bekledim.

Belki de artan gücümü hissettiler, çünkü hemen ardın­dan çekim güçleri görünür bir hal aldı. İşık küreleri gitgide hızlanıp renk değiştirmeye başlarken zihnimin üzerindeki kontrolümü yitirmeye, sonumu getirecek olmasına rağ­men mum ışığının çekimine kapılan bir pervane gibi bu ışık kürelerine doğru çekilmeye başladığımı hissettim.

Dizlerimle ellerimin üzerine çöküp bu çekime tüm gü­cümle karşı koymaya çalıştım; alnımdan ter süzülmeye başladı. Yavaş yavaş onlara doğru gitme dürtüsü azaldı ve sonra tamamen bitti. Fakat hâlâ tehlikedeydim, beni fark edecek olurlarsa sonum gelirdi.

On dakika kadar bu şekilde ileri geri hareket ederek kır­mızı ışığın çevresinde dönüp durduktan sonra bu dokuz

Page 133: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

ışık küresi birleşerek tek bir parlak küre oluşturdu ve ku­zeye doğru ilerleyerek gözden kayboldu.

Nereye gitmişlerdi? Seçilmiş bir kurbanın peşine mi düşmüşlerdi? Evlerine çok yakın bir yerde insan öldüre­rek dikkatleri üzerlerine çekmek istemeyeceklerini düşün­düm. Böyle bir durumda Todmorden hızla boşalır ve orta­ya çıkan dehşet, bütün Eyalet’e yayılırdı.

Sert esen rüzgâr önce azaldı ve ardından tamamen ke­sildi. Nehri çevreleyen vadiye derin bir sessizlik çöktü. Tek tük çıkan sesler etrafta yankılanıyordu. Bir ölü-tavuğun ürkütücü çığlığını ve hemen ardından bir baykuşun sesini duydum. Nehrin de ötesinde bir bebek ağladı; sonra başka biri öksürüp küfretti. Çok geçmeden çocuk sustu, annesi onu emziriyor olmalıydı. Tüm bunlar gecenin doğal sesle­riydi, ama sonra başka bir ses daha duydum.

Önce derinden bir homurtu, hemen ardındansa tüyleri­mi diken diken eden tiz bir çığlık yükseldi. Sesler iki fark­lı yönden geliyordu. Ardından bulunduğum yerin hemen aşağısından yalvaran bir ses duydum:

“Bu gece beni bırak, lütfen! Yine olmaz, bu kadar çabuk olmaz. Bunu yaparsan şafağı çıkaramam! Lütfen, lütfen beni rahat bırak!”

Bu çaresiz çığlıkları duyunca ayaklanıp bayır aşağı in­meye başladım. Ahşap çitleri aşıp ağaçların arasına daldım. Sesler artık iyice yakından geliyordu ve çok netti.

“Ah, hayır, lütfen yapma. Bu kadar yeter. Lütfen fazla alma. Lütfen buna bir son ver, yoksa kalbim dayanmayacak!

133

Page 134: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

134

*

Kalbimi durdurma, lütfen! Ölmek istemiyorum...”Artık kılıcımı çekip koşmaya başlamıştım. Yakut gözler

ışıldamaya başlayarak yolumu aydınlatınca önümdeki kor­kunç manzarayı gördüm. Karşımda, Fresque’nin evinde dövüştüğüm yaratığa ikizi olabilecek kadar benzeyen bir strigoi vardı; tuhaf, turuncu bir ışık saçıyordu, başı keldi ve aynı sivri, uzun kulakları vardı.

Strigoi, yırtık cübbeli bir adamın üzerine eğilmişti; onu, yanında büyük bir kayanın durduğu karanlık bir delikten çekip çıkarmış gibi görünüyordu. Dişlerini kurbanının boynuna geçirmiş kanını emiyordu.

Page 135: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M M

B a t i y a d o ğ r u i l e r l e y e c e k l e r

Strigoi başını çevirip yaklaştığımı görünce kurbanını ot­ların üzerine fırlatıverdi. Hızla dönerek ağzını açarak beni ısırmaya hazır dişlerini gösterdi, derimi yüzme iştahıyla dolu pençeleriyle saldırıya geçti. Yavaşlamadım bile. Öfke­liydim, son yirmi dört saat boyunca içimde biriken duygu­lar şiddetli bir şekilde açığa çıkıyordu.

Ecinninin üzerine atıldıysam da hızlı bir şekilde geri­lemesiyle birlikte kılıcım onu yalayıp geçti. Kılıcı yeniden savurdum fakat bu darbeyi de savuşturmayı başardı. Hır­layıp saldırıya geçmeye hazır bir halde öne doğru bir adım attı. Kütüphanede üzerime saldıran strigoinin ne kadar hızlı hareket ettiğini hatırlayınca hemen zamanı yavaşlat­maya odaklandım.

Bir anda kılıcın elimde hareket etmeye ve kabzasında­ki yakut gözlerden kan damlatmaya başladığını fark ettim. Kılıçla bütünleşmiştim. Onu her iki elimle kavradıktan sonra önce sola bir adım ve hemen ardından sağa iki adım atıp kılıcı yukarıdan aşağıya, strigoinin başına doğru var gücümle indirdim. Kılıç kafatasını çenesine kadar yardı ve

Page 136: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

136

yaratık ayaklarımın dibine serildi. Kılıcı çekip çıkarırken muazzam bir tatmin duygusu yaşıyordum.

Tam beklediğim gibi turuncu bir ışık sarmalı ecinninin bedeninden çıkıp birkaç saniye boyunca havada asılı kaldı, sonra hızla hareket ederek ağaçların üzerinde gözden kay­boldu. Bedenini öldürmüştüm fakat ruhu hâlâ serbestti. Şimdi o da Bayan Fresque’nin eşi gibi bedenini alabileceği başka bir kurban mı arayacaktı?

Hâlâ öfkeden titrer bir halde Kader Kılıcını kınına so­kup dizlerinin üzerinde doğrulmuş adama baktık. O da şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Ama benden daha çok şa­şırmış olamazdı: Karşımda Judd Brinscall vardı.

“Bize ihanet ettin!” diye bağırdım. “Bizi bu ecinnilerin içine sürükledin!”

Bir şeyler söylemeye çalışarak ağzını açtıysa da tek ke­lime dahi edemedi. Öne eğilip onu omzundan yakalayarak ayağa kaldırdım. Cansız bir varlık gibi tüm ağırlığını bana yaslamıştı ve baştan ayağa titriyordu. Kan ve yarı beline kadar içine gömüldüğünden toprak kokuyordu. Ustama yapılanlar aklıma gelince onu çukura geri koyup etrafını taşlarla çevrelemeyi düşündüm. Başka bir strigoi gelip işini bitirirdi. Bunu kesinlikle hak ediyordu!

Onu çukura doğru ittirirken bir anda babamı ve bana doğruyla yanlışı nasıl ayırt edebileceğime dair öğrettik­lerini hatırladım. Judd Brinscall her ne yapmış olursa ol­sun onu strigoilerin eline bırakmak doğru değildi. Onun içine düştüğü durumu da düşündüm: Bize ihanet etmesi­nin ödülü kanının emilmesi miydi? Bu mantıklı değildi.

Page 137: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

137

Yalnızca bu kadar da değil... ben de tıpkı bir korkak gibi kaçmıştım. Kim oluyordum da onu yargılıyordum?

Fakat bunları daha sonra düşünmeliydim; başka bir ya­ratık bizi bulmadan buradan kaçmamız gerekiyordu.

“Gitmemiz lazım,” dedim. “Nehri geçmeliyiz.”Çok yavaş da olsa bayır aşağı ilerlemeye başladık. En­

dişeliydim, her an -az önce dövüştüğüm yaratığın eşi olan strigoika tarafından- bir başka saldırıya maruz kalmayı bekliyordum. Ya da belki cadılar geri gelirdi; dokuz ışık­lı küre üzerimize çullanıp tek bir damla kan dökmeden yaşam enerjimizi emerdi. Bu tür bir saldırıya karşı savun­mam yoktu.

Judd ara ara acı çekiyormuş gibi inliyordu ve benim de dinlenmek için sürekli durmam gerekiyordu; ne de olsa onu neredeyse tek başıma taşıyordum. En sonunda nehre ulaştık, fakat içimden bir his nehri geçmemiz gerektiğini söylüyordu. Belki de bu yaratıklar akan suyu aşamazlardı. Aslında bu tür engeller ışıklı küre biçimindeki cadılar için sorun teşkil etmezdi, kolaylıkla havalanıp üzerinden geçe­bilirlerdi.

Artık iyice bitkin düşmeme rağmen Judd’ı köprüden ge­çirmeyi başarınca birlikte yere yığılıp kaldık. O neredeyse anında derin bir uykuya daldı.

Bense içinde bulunduğumuz durumu gözden geçirip bir sonraki adımımın ne olacağına karar vermeye çalıştım. Alice’le iletişime geçip neler olduğunu anlatmam gereki­yordu. Grimalkin’i de yaklaşan tehdide karşı uyarmam çok

Page 138: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

138

önemliydi. Her ne pahasına olursa olsun Şeytan’ın başını bu lanetli yerden uzak tutması gerekliydi. Fakat bunu ya­pabilmek için bir aynaya ihtiyacım vardı. Yani bu durumda sabah odama dönünceye kadar beklemem gerekiyordu.

Uykuya dalmış olmalıyım, çünkü gözlerimi yeniden aç­tığımda güneş doğmuştu. Esneyerek ayağa kalkıp kasları­mı gevşetmeye çalıştım.

Ayaklarımın dibinde yatan Judd’a öfke içinde baktım; cübbesi yırtılmıştı ve strigoinin ısırdığı yerde kan lekesi vardı. Boynunda da mor ısırık izleri görülüyordu.

Aniden gözlerini açıp doğruldu ve bir süre homurda­narak başını ellerinin arasında tuttuktan sonra tüm bedeni titrerken derin derin soluk alıp vermeye başladı. En sonun­da başını kaldırıp bana baktı. “Ustan nerede?” diye bağırdı.

“O öldü,” dedim boğazıma bir şeyler düğümlendiğini hissederek. “Hayır, durumu daha da kötü. Başını bedenin­den ayırmışlar, ama hâlâ konuşabiliyor. Çok güçlü bir kara büyü kullanmışlar ve ruhu şu anda o başın içinde tutsak. Üstelik korkunç acılar çekiyor. Onu kurtarmam gerek. Onu huzura kavuşturmam gerek. Ve tüm bunlar senin yü­zünden. Bizi neden uyarmadın? Neden bizi bir tuzağa sü­rükledin? Bayan Fresque’yi tanıdığını söylemiştin. Onun bir ecinni olduğunu anlamış olmalısın?”

Yanıt vermeden öylece bana baktı.“Tüm bunlar önceden ayarlanmıştı, şu sözde öcüyü

haklamak üzere gitmen ve bizi onunla evinde yalnız bırak­man. Neler olacağını biliyordun, öyle değil mi?”

Page 139: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

139

“Evet, biliyordum. Bu çok uzun bir hikâye fakat başka çarem yoktu. İnan bana, bunu yapmak istemedim. Olanlar için çok üzgünüm.”

“Üzgün mü!” diye bağırdım. “Demesi kolay ama hiçbir anlam ifade etmiyor!”

Bir süre sessizce bana baktıktan sonra başını çevirdi. Ardından sol elini bana doğru uzattı. “Kalkmama yardım et Tom !”

Ayağa kalkınca düşecekmiş gibi sendeledi. Onu tutma­ya çalışmadım. O esnada yüzüstü düşüp ağzını burnunu dağıtabilirdi fakat umurumda bile değildi.

“Yemek yemem lazım. Çok güçsüzüm, çok fazla kanımı emdi,” diye mırıldandı.

Ona güvenebilir miyim, diye düşündüm. Artık ecinni­lerle işbirliği içinde olmadığı belliydi. Şansımı denemeliy­dim.

“Şu handa odam var,” dedim elimle işaret ederek. “Pa­ram da var. Kahvaltılık bir şeyler alabilirim.”

Judd başını aşağı yukarı salladı. “Buna minnettar olu­rum, ama yavaş yürü. Yeni doğmuş bir kedi yavrusu kadar güçsüzüm.”

O gün etrafta az insan vardı ve neredeyse terk edilmiş sokaklar boyunca yürüyerek hana ilerledim. Hancının ge­lip kapıyı açması için uzun süre kapıyı çalmam gerekti. Beni korkutmaya çalışıyormuşçasma öne doğru eğilip sert bir bakış attı.

“Seni tekrar gördüğüme şaşırdım evlat! Kedilerden daha fazla canın olmalı.”

Page 140: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

140

“Bay Brinscall ustamın odasını kullanacak,” dedim içeri girerken. “Ama önce mükellef bir kahvaltıya ihtiyacımız var.”

“Evet ve lütfen yumurtayla birlikte sucuk ve jambon da getirin; tabii bol bol ekmek ve tereyağı da. Ah, bir de çayla şeker,” diye araya girdi Judd.

“Önce paranın rengini bir görelim!” diye çıkıştı hancı öfkeli bir şekilde Judd’m yırtık pırtık cübbesine bakarak.

“Hesabı gümüş parayla ben ödeyeceğim,” dedim.“O halde şu köprüyü bir daha geçmeden ödeme yapsan

iyi edersin!” dedikten sonra tek kelime etmeden kahvaltı­mızı hazırlamak üzere odadan çıktı.

“Birbirimize söyleyecek ve anlatacak çok şeyimiz var Tom, ama öyle bitkinim ki. Ne dersin, önce yemek yiyip sonra konuşalım mı?”

Başımı evet anlamında salladım. Onu görmeye dahi kat- lanamıyordum ve sessiz bir şekilde yemeğimizi yedik. Judd çayına üç kaşık dolusu şeker attı. Yavaşça yudumlayıp gü­lümsedi. “Şekere karşı hep bir zaafım olmuştur Tom, ama şimdi her zamankinden daha çok ihtiyacım var!”

Gülümsemesine karşılık vermedim; adımı ağzına aldı­ğım duymak hoşuma gitmiyordu. Şeker fayda etmişe ben­zemiyordu: Çok geçmeden masada uyuklamaya başlayın­ca omzundan dürtüp odasına çıkarak bir süre uyumasını önerdim.

O dinlenirken ben de vaktimi iyi değerlendirdim. Önce odamdaki küçük aynayı kullanarak Alice’le iletişim kur­mayı denedim. Neredeyse bir saat boyunca denememe rağmen

Page 141: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

141

bir türlü başarılı olamadım. Sonra yeniden denerim diye­rek çantamdan defterimi aldım, köprüyü geçip doğudaki kırlara doğru yürümeye başladım.

Güneş tepedeyken kendimi daha güvende hissediyor­dum, oraya ulaşınca ağaçların arasında gördüğüm büyük evlere odaklanarak Todmorden’in kabaca bir haritasını çı­kardım. Evlerin dördünün yerinden emindim, fakat kalan beşi konusunda pek emin olamıyordum. O tuhaf kırmızı ışık sütununu nerede gördüğümü de çıkarmaya çalıştım. Bunu tam olarak belirlemek mümkün olmasa da o bölge­nin genel taslağını çıkardım. Bu ışık her ne ise bedensiz cadılar için çok önemliydi.

Sonra odama dönüp bir kez daha Alice’le iletişim kur­mayı denedim fakat başarılı olamadım. Sorun ne, diye dü­şündüm. Benimle genellikle bundan çok daha hızlı bir şe­kilde iletişim kurardı. Olup bitenleri düşünürken yatağım­da uyuyakaldım. Judd kapımı çaldığında öğlen olmuştu. Handan çıkıp nehrin kıyısındaki ağaçların arasına daldık. Söyleyeceklerimizi ne hancı ne de bir başkası duymama­lıydı.

Oturup bir süre suyu izlerken onun konuşmaya başla­masını bekledim.

“Öncelikle hayatımı kurtardığın için sana teşekkür et­meliyim Tom. Sen olmasaydın dün gece ölürdüm. Başlan­gıçta her yedinci günde azar azar kanımı emiyorlardı, her­kes bununla yaşayabilir. Ama bu seni son gördüğümden beri üçüncü beslenmeleriydi.”

Page 142: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

142

“Yani seni Chipenden’e göndermeden önce çukurda mı tutuyorlardı?”

“Sizi buraya getirebilmem için serbest bıraktılar,” diye açıkladı Judd.

“O çukurda ne kadar süre kaldın?” diye sordum. “Birkaç ay kadar. Tuhaf değil mi? Cadıları çukura ko­

yan biz hayaletleriz. Kendimin de bir çukura sokulacağım aklımın ucundan geçmezdi!”

“Nasıl hayatta kaldın? Ne yedin?”“Neyse ki kış değildi, yoksa donarak ölürdüm,” diye

devam etti Judd. “Ama beni beslediler. İstedikleri kanı ala­bilmek için beni hayatta tutmaları gerekiyordu. Her çiftin -yani her strigoi ve strigoikanın- beslenmek için bu şekil­de bir ya da daha çok tutsağı olur.

Civar kırsal bölgede avlanmayı tercih ederler, fakat bu dikkatlerini üzerlerine çekerek askeri bir müdahalenin ta­lep edilmesine sebep olabilirdi. Yemek niyetineyse çukura çiğ et atıyorlardı. Epeydir sadece çiğ etle, hatta bazen saka­tatla yaşıyorum.”

Çiğ sakatat yeme düşüncesi dahi yüzümü ekşitmeme neden oldu.

“Sen ne yapardın Tom?” diye sordu yüz ifademi görün­ce. “Başka çarem yoktu; ya bana verileni yiyecek ya da öle­cektim. Bir yandan kanımı emerlerken yemek yemeseydim birkaç hafta içinde ölürdüm.”

Başımı aşağı yukarı salladım. “Bu doğru,” diye onayla­dım. “Hayatta kalabilmek için ne gerekiyorsa yaparız. Ben de aynısını yapardım.”

Page 143: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

143

Benim de sütten çıkma ak kaşık olmadığımın farkmday- dım. Hayalet çırağı olarak geçirdiğim son üç yıl içinde ba­bam ve annemin bana öğrettiği ahlaki kuralları yavaş yavaş çiğnemiştim. Şeytan’ı uzak tutmak için kara büyü kullana­rak ustama dürüst olmamıştım.

“Evet, insanı bu duruma uzun ve çetin bir yol getirir,” diye mırıldandı Judd. “Daha öncede söylediğim gibi seya­hatlerim esnasında kendimi Romanya’da buldum ve orada Karanlık’a ait Transilvanyalı yaratıklarla nasıl mücadele edilebileceği hakkında bilgi edindim. Gördüğün gibi çok işime yaradı!

Orada birlikte çalışıyorlar; hizmetçi cinler, ecinniler ve cadılar plan kurup hayaletleri yok etmek üzere işe ko­yuluyorlar. Çok geçmeden ben de yeni hedefleri oldum. İzleyip bekliyorlar ve acı verip seni yok etmenin en iyi yöntemini bulmaya çalışıyorlar. Ben kolay lokmaydım. Çünkü açıktım. Eyalet’teki hayaletler genelde evlenmez, fakat Romanya’da adetler farklıdır. Genç bir kadına evlen­me teklif etmiş ve kabul edilmiştim. Birbirimize aşıktık ve düğünü sabırsızlıkla bekliyorduk. Fakat düğün gerçekleş­medi.

Bir strigoika onu yakaladı, canlı bedenleri ölülere tercih ederler. Ecinniyle sen de tanıştın: Cosmina Fresque’nin be­denini işgal etmiş durumda.”

“Aşık olduğun kadın Bayan Fresque mi? Ve o şu anda ecinninin kullandığı beden, öyle mi?” derken bir yandan da Cosmina’nm aslında ne kadar güzel olduğunu ve Judd’m ona aşık olmasının çok normal olduğunu düşünüyordum.

Page 144: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

144

“Yapabileceğimiz bir şey yok mu? Strigoikayı onun bede­ninden çıkaramaz mıyız?”

“Keşke bunu yapabilseydik, fakat Romanyalı ecinniler bir bedeni ele geçirdiğinde işler pek de Eyalet’teki gibi git­mez. Bu tersine çevrilebilir bir süreç değildir. Bedenden çıkan ruh bir daha asla geri dönemez.” Judd üzgün bir şekilde başını iki yana salladı. “Yani onu ölmüş bil, ben öyle yaptım ve acımla yaşamayı öğrenmem gerekiyor. O şu anda Limbo’da. Aydınlık’a uzanan yolu bulabileceğini ummaktan başka bir şey yapamam. Onu kaybettim ve ne kadar aptallık ettiğimi, nasıl bu kadar kolay kandırılabildi- ğimi düşünmek için epey vaktim oldu.”

“O halde Eyalet’e nasıl geri geldin?” diye sordum. “Olanlar beni dağıtmıştı,” diye yanıtladı. “Neredeyse

bir yıl boyunca ortalıkta deli divane gibi dolaşıp işimi ya­pamadım. O dönemde beni öldürebilirlerdi ve beni eğiten Romanyalı hayalet olmasa bunu yaparlardı da. Bunun far­kında bile değildim, fakat her nereye gitsem o da peşimden gelip canıma kasteden yaratıklardan beni koruyordu. En sonunda kendime geldim, fakat intikam almaktan başka bir şey düşünemiyordum. O strigoikayı öldürmek ya da en azından onu sevgili Cosmina’mm bedeninden uzaklaş­tırmak istiyordum. Eler yeri didik didik aramama rağmen izine rastlayamadım. Ta ki sonunda strigoinin eşiyle birlik­te ülkeyi terk ettiğini öğreninceye kadar. Ben de peşlerine düştüm.

Page 145: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

145

Cadılar onları uyarmıştı -dediğim gibi birlikte çalışır­lar- ve beni bekliyorlardı. Ben de aptal gibi tuzaklarına dü­şüp kendimi çukurda buldum; strigoi için yem olmuştum. Bir hafta kadar sonra beni vadinin daha yukarılarındaki komşularına verdiler. Bu şekilde aralarında kurban alışve­rişi yaparlar. Sanırım kanın tadı insandan insana değişiyor, ara sıra bu şekilde değişiklik yapmaktan hoşlanıyorlar.”

“Yani bizi buraya getirmen karşılığında seni özgür bı­rakma sözü mü verdiler?” diye sordum.

“Evet, ilaveten de benim için çok önemli başka bir ko­nuda da tehditler savurdular,” dedi Judd. “Daha önce de söylediğim gibi yarı RomanyalIyım ve ailemin bir kısmı hâlâ orada; annem ve akrabaları... Dediklerini yapmazsam onları tek tek öldüreceklerini söylediler. Tabii beni bırak­ma gibi bir niyetleri yoktu. Sizin yanınızdan ayrıldıktan sonra bu lanet yerden olabildiğince uzaklaşmak için ku­zeye doğru gittim. Hava kararalı daha bir saat olmuştu ki beni yakalayıp bu çukura geri getirdiler. Umarım ailemin başına bir şey gelmemiştir.”

İçinde bulunduğu durumu anlıyor ve kendimi onun yerine koyabiliyordum, fakat yine de mutlu olmaktan çok uzaktım. Daha önce ben de Karanlık tarafından bu şekilde tehdit edilmiştim. Fakat Hayalet bana muazzam bir görev bilinci aşıladığından direnmiştim. Judd Brinscall’ın ihane­tinin ustamın ölümüne sebep olduğunu nasıl unutabilir­dim?

Page 146: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

146

Aramızdaki rahatsızlık verici sessizliği uzun süre son­ra bozan ben oldum. “Romanya’dan gelen Karanlık’ın hizmetkârları neden Todmorden’de sayıca bu kadar fazla­lar?” diye sordum.

“Buraya toprak ve taze kurban bulmak için geliyorlar,” dedijudd. “Romanya’da, özellikle de Transilvanya’da ken­di türleri sayıca o kadar fazla ki çok geniş bölgeler onların kontrolü altında. Eyalet sınırlarında uzun yıllardır sayıla­rı artmaktaydı, fakat dikkat çekmemek için fazla ortalıkta dolaşmıyorlardı. Sayıca fazlalaşıp güçlendiklerinde çukura kapattıkları kurbanların kanları onlara yetmemeye başla­yacaktır, insanları gelişigüzel bir şekilde öldürerek batıya, Eyalet’in içlerine doğru ilerleyeceklerdir.”

Page 147: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M 15

V A M P İ R T A N R I

Todmorden’e yaptığımız yolculuk ustamın hayatına mal olmuştu, fakat boş yere ölmemişti. Artık gitgide artan tehlikenin ve Eyalet’in içinde bulunduğu tehdidin farkında olduğuma göre bu konuda bir şeyler yapabilirdim. Bunu şimdi öğrenmemiş olsaydım yıllar boyunca farkına dahi varılmadan bu şekilde devam edebilirdi. Fakat öncelikle Hayalet’in ruhunu kurtarmak için başını geri alıp yakmam gerekiyordu. Belki Judd Brinscall’m Romanyalı Karanlık’a ait varlıklara dair bilgisinin bana faydası dokunurdu.

“Bir strigoika nasıl yok edilir?” diye sordum. “Yani gi­dip başka bir bedeni ele geçirememesi için, kalıcı olarak... Bunu nasıl yapabilirsin? Şimdiye kadar strigoilerin işgal ettiği iki beden öldürdüm, fakat aslında hiçbir işe yarama­dı. Ve Bayan Fresque bana bu şekilde işgal ettiği bedenden uzaklaştırdığım strigoinin yeni bir beden bulduktan sonra peşime düşeceğini söyledi.”

“İki mi? İki tane mi öldürdün? İlki hangisiydi?”“Düşmanının eşiydi.”“Aferin Tom,” dedi Judd gülümseyerek. “O halde

Cosmina’nm intikamının yarısı alınmış sayılır. Strigoi ve

Page 148: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

148

strigoikalarla baş etmenin çok farklı yöntemleri vardır, fakat bunlardan çok azı kalıcıdır: Başlarını kesmek ya da sol gözlerine bir kazık saplamak bile yalnızca onları işgal ettikleri bedenden uzaklaştırmaya yarar. Sarımsak ya da güller de bir savunma yöntemi olarak kullanılabilir ve her ne kadar tuz tek başına onlara çok fazla zarar vermese de tuzlu suyla doldurulmuş bir hendekten geçemezler.”

“Su cadılarına karşı da aynı yöntemi kullanıyorduk,” dedim.

“Evet öyle Tom. Bili Arkwright’la zorlu bir altı ay geçir­diğine eminim. Orada geçirmem gereken sürenin yarısına gelmeden dayanamayıp Chipenden’e kaçmıştım.”

Üzgün bir şekilde başımı aşağı yukarı salladım. “Bili öldü. Yunanistan’da Karanlık’a karşı mücadele ederken öldü.”

“Ondan hoşlandığımı söyleyemem,” dedi. “Fakat öldü­ğüne üzüldüm. Demek artık Eyalet’in kuzeyi daha tehlikeli bir yer haline geldi. Diş ve Pençe’ye ne oldu? Onlar sağlam ve çalışkan köpeklerdi fakat Diş benden pek hoşlanmıyor­du. Adının hakkını da veriyordu. Bir gece bacağımı ısırdı ve izi hâlâ duruyor!”

“Diş öldü, su cadıları tarafından öldürüldü. Ama Pen­çe hâlâ hayatta ve iki tane de yavrusu var, Kan ve Kemik. Onları Chipenden’deki demirciye emanet ettik,” diye açık­ladım.

“Kötü olmuş. Burada cadılara karşı daha çok işimi­ze yararlardı,” diye yanıtladı Judd. “Ama konuştuğumuz konuya dönecek olursak, hâlâ hayatta olan bedenleri ele

Page 149: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

149

geçiren strigoikaları kalıcı bir şekilde öldürmek için yara­tık hâlâ bedenin içindeyken onu yakmak gerekir. Ölüleri ele geçiren strigoiler söz konusu olduğunda tek yöntem onları güneş ışığına çıkarmaktır. Bu tür yaratıklarla nasıl başa çıkılabileceğini çok iyi biliyorum. Artık birlikte ça­lışmalıyız. Yaptıklarımı telafi etmek istiyorum ve sana öğ­retebileceğim çok şey var. Fakat sana şunu söyleyebilirim: Strigoilerin seni öldürmek üzere geri gelmesi diye bir şey söz konusu değil. Başka bir bedene girince varlığının yeni bir dönemine başlayacak ve hem Todmorden’i hem de eski strigoika eşini unutacak. Yani sadece seni korkutmak iste­miş Tom, hepsi bu.”

“Ecinninin kütüphanesinde senin kitabını gördüm; mo- roii hakkında olan,” dedim.

“Onu daha mutlu olduğum günlerde yazmıştım. Ecin­niler kütüphaneyi daha ikna edici bir hale getirebilmek için kitabı elimden aldılar. Senin de bildiğin gibi strigoi ve strigoikaların yaşam alanları bir tür kandırma mekânı, bir illüzyon odasıdır. Bu yanılsamaların kaynağı olarak da bir büyü kitabı kullanırlar. Onunla birlikte benim kitabım muhtemelen kütüphanedeki tek gerçek kitaplardı. Şimdi sen ve John Gregory’yi neden buraya getirmek istediklerini açıklar mısın? Bunu bana anlatan olmadı.”

Ona Şeytan’a karşı verdiğimiz mücadeleyi ve geçici de olsa onu bağladığımızı anlattım. Ardından Grimalkin’in, Şeytan’m başının düşmanlarımızın eline geçmesini önle­mek için kaçtığından bahsettim.

Page 150: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

150

“Bizi buraya sen getirdiğin için tüm şüphelerimizi bir kenara bıraktık. Ancak ustamı öldürdükten sonra strigoika ne istediklerini açıkladı,” dedim. “Bizi Todmorden’e getir­mek üzere baskı görmüş. Birlikte çalıştıklarından bahset­miştin. Evet, şu anda kesinlikle böyle yapıyorlar ve bunun da özel bir sebebi var. Ustamı öldürüp ruhunu bağlamaları­nın nedeni benim üzerimde baskı kurmak. Grimalkin’i bu­raya çağırmamı istiyorlar, böylece onu öldürüp Şeytan’ın başını geri alabilecekler. Fakat bunu asla yapmayacağım. Ustamın başını bulup onu yakmam gerek. Onu bir yere saklamış olmalılar. Tepenin eteklerini arayıp ecinnilerin evlerine tek tek girmeliyiz.”

“Üzgünüm Tom, fakat buna kalkışırsak daha ilk eve girmemize kalmadan neyin peşinde olduğumuzu anlarlar. İçlerinden ikisi gece gündüz orada nöbet tutuyor. Varlı­ğımızı anından hissedip savunma için cadıları çağırırlar. Romanyalı cadılar animizm büyüsü kullanır. Genellikle kan, kemik ya da yardımcı cin büyüsü yapan Pendle cadı­larının aksine kurbanlarının yaşam enerjisini emmek için onlara dokunmaları bile gerekmez. Göz açıp kapayıncaya kadar o parlak küreler etrafımızı sarıverir. Saniyeler sonra da yaşam gücümüzü emerek bizi öldürürler. Sonra bizden emdikleri enerjiyi ayinler ve büyü yapımında kullanarak karanlık güçlerini arttırırlar.”

“O halde ne yapabiliriz?” diye sordum Judd’ın bu hayal kırıklığına uğratan açıklamalarının ardından. Bana söyle­diklerinin çoğunu zaten biliyordum, fakat bunları bilmem

Page 151: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

151

beni yolumdan döndüremezdi. Ustamın ruhunu mutlaka serbest bırakmalıydım. Her ne olursa olsun bir şeyler yap­makta kararlıydım.

“Önce cadıları tek tek alt etmemiz gerekir,” diye de­vam etti Judd. “Böylelikle az da olsa şansımız olabilir. Dişi ecinnilere kıyasla cadılar gündüzleri uyurlar, yani saldırıya gündüz vakti geçmeliyiz. Onları koruyacak eşleri yok.”

“Cadılar ecinnilerden daha mı güçlü?” diye sordum. “Kesinlikle öyle, aralarında en zayıfları moroiler. O yüz­

den önce cadıları öldürmeye çalışacağız, onları uyurken haklayacağız.”

“En az dört cadı evinin yerini biliyorum,” dedim Judd’a. “Sen uyurken tepeye tırmandım ve evleri harita üstünde işaretledim. İşte ...” Arka cebime uzanıp yaptığım çizimi çıkararak ona uzattım.

Bir süre haritaya baktıktan sonra beni şöyle bir süzdü. “Bu da ne?” diyerek harita üzerinde yaptığım bir işareti gösterdi.

“Tuhaf ve çok koyu kırmızı bir ışık demeti gördüm. Ağaçların arasındaki topraktan çıkıp gökyüzüne yükseldi. Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim. Cadılar küre biçiminde gelip bu ışığın etrafında ayin yapar gibi dönüp durdular. Bir süre sonra da havalanıp gözden kayboldular. Sonra çok geçmeden strigoi senin kanını emmeye başladı ve ben de yardım etmek üzere tepeden aşağıya doğru koş­tum.”

Page 152: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

152

Judd başını iki yana sallayıp hiçbir şey demeden uzun süre yere baktı. Söylediklerimden etkilendiği belliydi. Elle­rinin titrediğini fark ettim.

“Sorun ne?” diye sordum.“Durum gitgide kötüleşiyor. Bana az önce anlattıklarına

bakılırsa cadılar Romanya’daki Kadim Tanrıların arasında en güçlü ve kudretli olanını, yani Siscoi’yi çağırmaya ha­zırlanıyorlar. Oradaki hayaletler; cadılar, elementaller ve ecinniler gibi kan emici yaratıklarla başa çıkmak için pek çok başarılı yöntem geliştirmiştir ama vampir tanrısı ger­çekten tehlikelidir; ona karşı tamamen savunmasızız.”

Bu isim hiç yabancı gelmiyordu. Yaratıklar Kitabı’m dikkatli okumadığım için kendime bir kez daha kızdım. Siscoi adının orada geçtiğine emindim. “Onu çağırmak kolay mı?” diye sordum. “Bazı Kadim Tanrıları dünyaya getirmek çok güçtür.”

“Orası öyle Tom ve kendilerini çağıranlara karşı saldı­rıya geçebilirler,” diye yanıtladı Judd. “Bazıları Karanlıkla uğraşanları haklamak için fırsat kollar. Fakat ne yazık ki Siscoi farklıdır. Kendisine tapılmasına bayılır ve onu dünyaya getirenleri kollar. Romanyalı cadılar onu gece yarısında çağırabilirler, fakat Siscoi burada yalnızca şa­fak sökünceye kadar kalabilir. Bu iyi haber. Kötü haberse Karanlık’tan geçici olarak ruhunu buraya gönderip ölüle­ri bile canlandırabilir ya da yaşayanların bedenlerini ele geçirebilir. O yüzden karşında bir strigoi var sanırken bir bakarsın gümüş bıçağın işe yaramıyor, çünkü karşındaki

Page 153: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

153

Siscoi. Ve o zaman sonun gelmiş demektir. Yapılabilecek hiçbir şey yok.”

“Peki ya bu?” diyerek Kader Kılıcı’m çektim.Judd dişlerinin arasından bir ıslık çalarken yüzü aydın­

landı. “Şuna bir bakabilir miyim?” diye sordu.Başımı sallayıp kılıcı ona uzattım.“Demek strigoilerin ele geçirdiği iki bedeni öldürmek

için bu kılıcı kullandın,” diyerek kabzasını inceledi. “Mu­azzam bir işçiliği var ve üzerindeki yakutlara paha biçile­mez. Böyle bir silah nasıl oldu da senin eline geçti?”

“Bu kılıç bana eski İrlanda kahramanlarından Cuchula- in tarafından verildi. Kadim Tanrı Hephaestus tarafından yapılmış. Yalnızca üç tane kılıç yapmış ve söylenenlere ba­kılırsa bu da içlerinde en güçlü olanı.”

“Sahiden de yüksek mevkilerde tanıdıkların varmış Torn. Kadim Tanrılardan biri yapmış demek! Acaba içle­rinden birini öldürme gücü var mıdır?” diye sordu Judd.

“Bu kılıcı Morrigan’a karşı kullandım; onu öldürmedi fakat yavaşlatarak kaçmama olanak sağladı,” diye anlattım.

“Morrigan’la mı savaştın?”“Cuchulain bana Hollow Hills’de, yani ‘Ötedünya’da bu

kılıcı verdikten hemen sonra.”“Sahiden çok hareketli bir çıraklık dönemi geçirmişsin.

Ben Eyalet’in dışına çıkmamıştım. Seyahat etmeye kalkınca kendimi bu pisliğin içine bulaştırmama şaşmamalı,” dedi Judd kılıcı bana geri vererek. “Ama bu kılıç Siscoi’ye zarar

Page 154: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

154

verebilecek bile olsa onun yanına yaklaşamazsın. Kan emi­ci varlıklar hızlı olabilir fakat onların hızı, Siscoi’nin hızı yanında hiç kalır. Göz açıp kapayıncaya kadar ölürsün.”

Zamanı yavaşlatma becerim bana kılıcımı kullanarak Siscoi’yi yaralama imkânı verirdi, fakat bu onu öldüre­bileceğim anlamına gelmiyordu. Kadim Tanrıların ken­di kendilerini iyileştirme becerileri çok yüksekti. Kılıcı Morrigan’a karşı kullandığımda yalnızca kaçmama yete­bilecek kadar vakit kazanabilmiştim. Ancak Judd’m söy­lediklerini düzeltmekle vakit kaybetmedim; ona çok şey anlatmak mantıklı değildi. Ona Kemik Kesenden de bah­setmedim. Ecinniler gelecekte ona baskı yapacak olurlarsa hakkımda bildiklerini anlatabilirdi. Bunun yerine ona bir soru yönelttim.

“Peki şu yerden çıkan ışık neyin nesiydi? Cadılar Siscoi’yi nasıl çağırıyorlar?”

“Bir kan çukuru kazıyorlar,” diye yanıtladı Judd. “Bu çu­kur kara büyünün etkin olduğu özel bir yerde kazılmak. Haftalar boyunca içini kan ve sakatatla dolduruyorlar, ço­ğunlukla çiğ ciğer parçaları atıyorlar. Ayinler ve kara bü­yüyle birleşince bu çukurun içinde çok büyük bir güç top­lanıyor. Gördüğün ışık demeti, bu gücün havaya karışan çok küçük bir bölümü. Siscoi bu kan ve sakatatı kullanarak kendine bir beden yaratıyor. Hazır olduğunda cadılar gece yarısı gelip ayini tamamlıyor. Ardından Siscoi yarattığı bu bedenle çukurdan çıkıp Şeytan gibi etrafta dolaşabilmeye

Page 155: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

155

başlıyor. Bana anlattıklarına bakılırsa cadıların ayinleri epey ilerlemiş ve Siscoi’yi çağırmak üzereler. Bu her an olabilir, hatta belki de bu gece yarısı.”

“Onu şu anda çağırmalarının amacı ne olabilir?” diye sordum.

“Sadece ona tapmak istiyor olabilirler. Karşılığında Sis- coi de onlara büyük bir güç bahşeder. Ama Grimalkin’i buraya çağırman için sana baskı yapmışlar bile. Şeytan’m başını ele geçirmek istiyorlar. Siscoi hızlıdır ve bir kez be­dene büründükten sonra uzun mesafeleri çok kısa bir süre­de kat edebilir. Grimalkin’in peşine kendisi bile düşebilir. Ondan sonra da listesinde sıra sana gelir.”

Page 156: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M 16

K a n ç u k u r U

“Yani Siscoi’yi durdurmanın bir yolunu bulmalıyız,” de­dim.

Judd’m yüzüne soğuk bir gülümseme yayıldı. “Bundan daha çok isteyebileceğim bir şey olamaz. Yılın bu döne­minde gece yarısından şafak sökmesine kadar yaklaşık dört buçuk saatlik bir süre vardır. Bu zaman zarfında etrafa çok büyük zararlar verebilir. Fakat Romanya’da aldığım onca eğitime rağmen ne yapılabileceğine dair en ufak bir fikrim dahi yok. Üstelik yapabileceğimiz bir şey olsa bile cadılar saniyeler içinde buraya geliverirler.”

“Gündüz yaparsak gelemezler. Gündüzleri uyuyor olurlar. Önceden uyarılırlarsa güneş varken bile ruhlarını bedenlerinden çıkarabilirler mi?”

“Hiç böyle bir şey duymadım, ama tabii bu mümkün ola­bilir. Sanırım Siscoi’ye çukurun içinde bedenini oluştur­maya çalışırken saldırmayı düşünüyorsun. Aklından neler geçiyor Tom?”

“Hayaletlerin başvurduğu en eski yöntemi denemek is­tiyorum: tuz ve demir,” dedim.

Page 157: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

157

Judd başını iki yana salladı. “Büyük olasılıkla zaman kaybetmekten başka işe yaramaz. Tuz ve demir Romanyalı cadılara, elementallere ve ecinnilere işlemez.”

“Genellikle Kadim Tanrılara da işlemez. Ama bu tama­men uyanıp derini yüzebilecek hale geldiklerinde geçerli- dir. Siscoi hâlâ çukurdaki kan ve sakatatı kullanarak ken­dine bir beden yaratmaya çalışıyor. Tuzun bu yarı oluşmuş bedene zarar vereceğine ve demirinse gücünü azaltacağı­na eminim. Bunlar onu durdurmaya yetmeyebilir, fakat ilerlemesini yavaşlatarak ustamı bulmamız için bize vakit kazandırabilir. Ne diyorsun? Denemeye değmez mi? Hadi güneş batmadan şu işi yapalım! Kan çukuruna tuz ve demir döktükten sonra uyuyan cadılarla tek tek ilgilenebiliriz.”

“Ama düşünmemiz gereken bir tehlike daha var Tom,” diye uyardı Judd. “Strigoikalar muhtemelen artık uyanmış ve eşlerini korumaya başlamıştır. Cadı küreleri bizim için tehdit teşkil etmese bile onlar edecektir. Üstelik en az stri- goiler kadar hızlı ve tehlikeliler.”

“Ben de hızlıyım. Üstelik kılıcım var,” dedim.Judd suratını astı. “Destek olacaksam benim de bir sila­

ha ihtiyacım var.”Kemerimin altında bana Slake tarafından verilen Ke­

mik Kesen asılıydı. Fakat onu Judd’a verecek değildim; ne de olsa üç kutsal nesneden biriydi ve onu kaybetme riskini göze alamazdım. O yüzden sesimi çıkarmadım. Todmorden’de bize yardım edebilecek bir demirci usta­sı bulup bulamayacağımızı bilmiyordum. Şimdiye kadar

Page 158: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

158

yaşadıklarımıza bakılırsa kasabadan bize deste,k çıkacağını beklemiyordum. Sonra köyü hatırladım. Başımı kaldırıp güneşe baktım. “Yaklaşık yedi saatlik gün ışığımız var,” dedim. “Buraya gelirken geçtiğimiz köyü hatırladın mı? Orada hem bir demirci hem de bakkal vardı ve bir saatten daha kısa mesafede. Dükkândan çuval çuval tuz alabiliriz, cebimizde taşıyabileceğimizden çok daha fazlasına ihtiya­cımız olacak. Demirciden de istediğimiz kadar demir alabi­liriz. Hatta belki senin için bir silah bile buluruz.”

Judd ayağa kalktı. “Hadi o zaman, ne duruyoruz.”Boş sokaklarda hızla yürümeye başladık. Kasaba neden

bu kadar sessiz, diye düşündüm. Yürürken birkaç evin per­desinin aralandığını fark ettiysem de ortalıkta kimse yoktu.

Tepeyi tırmanıp batıdaki kırlara ve oradan da yaklaşık kırk beş dakika sonra demirciye ulaştık. Demir dolu bü­yük bir çuval edinmekte hiç zorlanmadık, fakat Judd’a bir silah bulmak kolay olmadı. Demirci atları nallıyor, saban­ları tamir ediyor ve hırdavat yapıyordu. Hayatında hiç silah yapmamıştı. Ama çiftçilerin ağaç ve otları temizlemek için kullandıkları baltalardan birkaç tane vardı. Bunlar savaşta kullanılan çift taraflı baltalardan değildi, gümüş alaşımlı uçları da yoktu fakat yine de düzgün kullanıldıklarında büyük zarar verebilirdi.

Judd bunlardan birkaçını denediyse de en büyüklerini seçmedi. Elbette ki demircinin yanında neye ihtiyacımız olduğu hakkında konuşmadıysak da Judd baltaların en ha­fif, keskin ve kolay kavrananım seçti.

Page 159: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

159

Ardından köy bakkalına gidip elindeki tuzun büyük bö­lümünü satın aldık. Çok geçmeden tuz ve demir dolu çu­vallarımızla Todmorden’e doğru yola çıktığımızda Judd da baltasını omzuna vurmuştu. Nehri geçerken köprünün sal­lanmaya başladığını hissedince tedirginliğe kapılarak aşa­ğıya baktım. Köprü her zaman olduğundan daha harap ve her an yıkılacak gibi görünüyordu. Bu köprünün üzerin­den daha fazla geçmek zorunda kalmamayı umuyordum.

Güneş bulutsuz gökte parlıyordu ve tahminimce bat­masına en az beş saat daha vardı; bu da Siscoi’yi haklayıp mümkün olduğunca çok sayıda cadı öldürmeye yeter, di­yerek kendi kendime moral vermeye çalıştım.

Yapmamız gerekenlerin detayları üzerinde fazla düşün­medim. Yapmaya kalkıştığımız şey son derece riskliydi. Düşmanlarımız yardımlaşarak çalışıyordu ve içlerinden bi­rine yapılacak saldırı hepsine yapılmış demekti. Hızlıca bir araya gelebildikleri takdirde karşımızda ezici bir çoğunluk bulurduk. Fakat bu düşünceleri zihnimden uzaklaştırıp Eyalet’e karşı sorumluluklarım ve ustamın ruhunu kurtar­ma umudumu ön plana çıkardım.

Doğudaki kırlık araziye kadar tırmanıp çalılıkların ara­sında diz çöktük.

“Şuraya bak,” dedim Judd’a. “İşte ağaçların arasından çıkan ışığı orada gördüm.”

Başını salladı. “Cadıların evleri hangileri?”Haritayı çıkarıp işaretlediğim dört evi gösterdim. “Bunlar olduğuna emin misin?” diye sordu. “Kesin

emin olmalıyız.”

Page 160: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

160

“Evet, kürelerin bu evlerden çıktığını gördüm. Cadı evi olabilecek başka evler de var ama ben yalnızca kesin emin olduklarımı işaretledim.”

“Şunlarla elimizden geleni yaptıktan sonra,” dedi Judcl ayaklarımızın dibindeki çuvalları işaret ederek, “bu dört cadıyla ilgilenir, sonra nehrin karşı yakasına geçerek gece­yi sağ salim atlatmaya çalışırız.”

Başımı salladım ve birlikte çuvalları alıp bayır aşağı, kan çukurunu çevreleyen ağaçlara doğru yola koyulduk. Loş ormana girer girmez Karanlık’a ait bir yaratık yaklaştığında yedinci oğulların yedinci oğullarının hissettiği o soğukluk­la birlikte ürperdim.

Judd başını çevirip bana baktı. “Ben de hissediyorum,” dedi. “Peki ama nedir bu, kendine bir beden yaratmaya çalışan Siscoi mi? Yoksa pusuya yatıp buraya gelecekleri bekleyen başka bir varlık mı?”

“Yakında öğreniriz,” dedim ilerlemeye devam ederek. Tahmin ettiğimden de çabuk öğrendim. Bu kez en ufak

bir hırıltı dahi duyulmadı. Saldırı öyle anî oldu ki hazırlık­sız yakalanınca yalnızca elimdeki çuvalı yere atıp kılıcıma uzanabilecek kadar vakit bulabildim. Dört ayağının üzeri­ne inmiş bir ayı dişlerini göstere göstere üzerimize koşu­yordu. Hemen önümüzde arka ayaklarının üzerine kalkıp bizi paramparça etmeye hazır bir şekilde öfke içinde gürle­di. Ben daha kılıcımı kınından çıkaramadan Judd baltasını havada savurarak yanımdan geçti.

Balta ayıya çarpınca mide bulandırıcı bir kütürtü duyul­du. İlk vuruş ayının omzuna indi. Yaralı hayvan öfke ve acı

Page 161: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

161

içinde kükredi. Balta ikinci kez savrulduğunda bu kez ayı­nın boynuna isabet etti ve bir insanın boğazından çıkabile­cek tizlikte bir çığlık yükseldi. Ayı, ormancılar tarafından kesilerek yana devrilen bir ağaç gibi yere yığılmadan önce, |udd üç isabetli vuruş daha yapabildi.

Judd öldürdüğü hayvanın yanından geriledi. “Hızlı mı demiştin?” dedi alaycı bir şekilde gülümseyip yarısına ka­dar çekebildiğim kılıcıma bakarak. “Ben daha hızlıydım! İlk strigoika peşine düştüğünde bundan çok daha iyisini yapmam gerekecek.”

“Endişelenme, yaparım,” dedim kılıcımı kınına geri so­karken. “Bu bir moroiydi değil mi?” Başımla yerde yatan ölü ayıyı işaret ettim. “Son gördüğümde Fresque’nin evine giden yolu koruyordu.”

“Olabilir, ama muhtemelen sayıları daha fazladır Tom,” dedi Judd. “Bu çukurun etrafını kollayıp korumakla görev­lendirilmiş. Burası karanlık ve korunaklı, ama genellikle gündüzleri buraya gelmediklerinden onu buraya getirebil­mek için güçlü bir büyü kullanılmış.

Düşündükçe moroilerle başa çıkmanın çok daha kolay bir yolu olduğunu görüyorum: Bunlar birtakım içgüdüler­le hareket eden yaratıklar. Örneğin önlerine fındık, tohum, böğürtlen, ince dallar ve hatta tutam tutam ot attığında ıransa geçmiş gibi dört ayaklarının üzerine iniverirler. Yere attıklarını toplayıp saymak için karşı konulmaz bir istek duyarlar ve bunu yapıncaya dek başka hiçbir şey yapamaz­lar. Üstelik yerdekileri bir kez saymak onlara asla yetmez.

Page 162: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

162

Doğru sayıp saymadıklarını kontrol etmek için mutlaka birkaç kez tekrarlarlar. Bazen bu şekilde sayı sayarak saat­ler geçirebilirler. Biz de bu esnada onlardan kaçabilir ya da öldürücü darbeyi indirebiliriz! ”

Başımı aşağı yukarı sallayıp gülümsedim. Bu bilgi ile­ride işime yarayabilirdi. Hâlâ öğrenmem gereken ne çok şey olduğunu fark ettim. Ustam artık yanımda olmadığına göre çıraklığım vaktinden önce sona ermişti. Yeni bilgiler edinmek için hiçbir fırsatı kaçırmamalıydım; söz konusu bilgiyi verecek kişi Judd olsa bile. Duygularımın bilgi edin­me ihtiyacımın önüne geçmesine izin veremezdim. Vakit buldukça Yaratıklar Kitabı’m güncellemeli, hatta yeni ki­taplar yazmalıydım. Ustamın çalışmaları sürdürülmeliydi.

Judd’la birlikte temkinli bir şekilde ilerleyerek kan çu­kurunun girişini aramayı sürdürdük. Çukurun yerini bur­numuz gözlerimizden çok daha önce tespit etti. Koku da­yanılmazdı: sakatat, çürük et ve metalik kan kokusu. Bü­yük meşe ağacının köklerine yakın yerde büyükçe, şekilsiz bir kaya vardı. Ortasında oval bir delik vardı ve kenarları hâlâ kanlıydı. Birlikte öne doğru ilerleyip karanlığın içine baktık. Korkudan titredim ve kendimi sakinleştirmek için derin bir nefes aldım. Fakat korkmak için haklı bir sebe­bim vardı. Kadim Tanrı Siscoi’yi durdurmanın bir yolunu bulamadığımız takdirde çok geçmeden çukurdan dışarı çı­kabilirdi.

“Hiçbir şey göremiyorum,” dedim Judd’a.“Bana güven Tom, zaten aşağıda oluşmakta olan varlığı

görmek istemezsin, ama kulak kabartırsak sesini duyabiliriz.”

Page 163: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Durup dinledik. Çatlağın derinliklerinden belli belirsiz fakat kötücül bazı sesler geliyordu. Daha iyi duyabilmek için nefesimi tuttum. Hemen ardından keşke bunu yapma- saydım diye düşündüm. Aşağıda, karanlığın ortasında bir şey soluk alıp veriyordu. Yavaş ama düzenli bu sesten ora­da devasa bir varlık olduğu anlaşılabiliyordu.

“Taşıyıcı beden aşağıda,” dedi Judd. “Ama endişelenme. Siscoi o bedeni tamamen ele geçirmedikçe yukarı tırmana- maz. Bu da yalnızca gece yarısı olduğunda birtakım büyü ve ayinler yapan cadıların yardımıyla olabilir.”

“Buna engel olmak için kaç cadı öldürmeliyiz?” diye sordum.

“Kestirmek güç, fakat bir araya gelen üç cadı dahi bir klan oluşturabilir. Kesin olan bir şey var. Sayıca ne kadar azlarsa işleri de o kadar güçleşecektir.”

Daha fazla konuşmadan tuz ve demir yüklü heybeleri­mizi indirip çukurun kenarına yığdık. Sonra hızlı bir şekil­de bu ikisini harmanlamaya giriştik.

“Hazır mısın?” diye sordu Judd.Başımı sallayıp karışımı karanlığa dökmeye hazırlan­

dım.“Haklı olup olmadığını öğrenmek üzereyiz,” dedi. “Üçe

kadar sayınca aynı anda yapıyoruz. Bir, iki, üç!”Birlikte hareket ederek tuz ve demiri aynı anda çukura

boşalttık. Bir an için hiçbir şey olmadı, ama sonra aşağıdan acı dolu bir çığlık ve hemen ardından inlemeler duyuldu.

Judd bana bakıp gülümsedi. “Aferin Tom! Bazen bildik eski yöntemler gerçekten işe yarıyor. Taşıyıcı bedeninin zarar

163

Page 164: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

164

gördüğünü öğrenmek Siscoi’nin hiç hoşuna gitmeyecek. Şimdi sırada cadıların ilki var. Ama önce sana onlar hak­kında biraz daha bilgi versem iyi olacak,” dedi doğrulur- ken. “Bu cadılar bir şeyler başarmak için insanların yaşam enerjisini emerler, ki hedeflerinden biri de zengin olmak­tır. Büyük evlerde yaşayıp insanlara tepeden bakmaktan hoşlanırlar.”

“Demek bu yüzden buradaki insanlar Hayaletlerden uzak durup onlara yardım etmiyorlar. Korktukları için. Neyle karşı karşıya olduklarının farkındalar,” dedim.

“Haklısın Tom. Tüm kasabanın dehşet içinde yaşadığı­na eminim,” diye yanıtladı Judd.

“Küreler ve animizm büyüleri hakkında yeterince bil­gim var, ama ruhları bedenlerine geri döndüğünde ne olu­yor? Pendle cadıları ya da lamialara benziyorlar mı?” diye sordum.

“Çoğu cadı gibi düşmanlarını yok etmek için geleceğe dair kehanetlerde bulunmaya çalışırlar. Ama vampir tanrı­sı Siscoi’yi çağırmaları da cabası, böylelikle iyice güçlenir­ler ve neredeyse yenilmez bir hal alırlar.

Lamialarla ortak bir noktaları vardır; şekil değiştirebilir­ler. Fakat lamia cadıları evcilden vahşi biçime birkaç hafta ya da ayda geçebilirken Romanyalı cadılar bunu göz açıp kapayıncaya kadar yapabilir. Bir an karşında şık giyimli bir kadın vardır. Bir daha baktığında üzerinde paçavralar olan pençeli bir yaratığa dönüşüverir. Ve işte John Gregory’nin Yaratıklar Kitabı’na da bu noktada ekleme yapılması gere­kiyor: Kan büyüsü kullanmadıkları doğru, ama bu onların

Page 165: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

165

insan eti yiyip kan içmelerine engel değil. Kurbanlarının çoğu karşılarındaki tehlikeye tepki veremeden ölmüş olu­yor. Saniyeler içinde de paramparça ediliyorlar.”

Zihnimde dönüp duran tüm bu yeni bilgiler suratımın asılmasına neden oldu.

“Hadi gidip ilk cadıyı haklayalım...” dedi Judd. Ağaçların arasından çıkıp güneşli bir otlağı geçerek için­

den bir küre yükseldiğini gördüğüm en yakındaki evler­den birine yöneldik. Görebildiğim kadarıyla batıda dönüp duran akbaba dışında etrafta herhangi bir hareket yoktu, fakat nehrin Eyalet tarafındaki insanlardan gelen birtakım sesler duyabiliyordum.

Çitleri aşıp ilerlemeye devam ettik. Bu büyük evlerin her biri onları dışarıya karşı koruyan bir korulukla çev­riliydi ve hedefimize yaklaşırken güneş ışığı bir kez daha kesildi. Judd durmamızı işaret ettikten sonra işaret parma­ğını dudaklarına götürüp bana doğru eğilerek kulağıma fısıldadı.

“Burada bize sorun çıkaracak illüzyonlar yoktur, cadı evleri şekil değiştirmez; ama yaklaşanlara dair onları uya­ran tuzaklar olabilir. İçeri girer girmez uyanacaktır. Yani sessizce ilerlemenin faydası olmaz, dikkati çekmemeye ça­lışmak işe yaramaz. Hızla içeri gireceğiz. Ben önden gide­ceğim; sen de arkamı kolla, anlaştık mı Tom?”

Başımı evet anlamında salladım. “Burada uzman sen- sin,” dedim alçak bir sesle. Şu an kendimi zorluk çıkar­mamak ve Judd’a güvenmek için zorlamalıydım. Birlikte çalışmalıydık.

Page 166: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

166

Ev oldukça büyüktü ve aramamız gereken çok sayıda oda olsa gerekti. Judd vakit kaybetmedi. Dosdoğru kapıya gidip tekmeleyerek açtı. Kılıcımı çekip peşinden içeri gir­dim. Kendimizi küçük bir antre ve üç ayrı kapının önünde bulduk. Judd ortadaki kapıyı seçti. Kapının üzerinde her­hangi bir kilit olmamasına rağmen bir kez daha sol ayağıy­la kapıyı tekmeledi ve içeri daldık. Bu kez kendimizi geniş bir çizim odasında bulduk. Şaşkınlık içinde etrafa baktım: Eyalet cadıları, genellikle harap kulübelerde üst üste yı­ğılmış kirli bulaşıklar, örümcek ağı bağlamış tavanlar ve bir kısmı insanlara ait olan kemik yığınlarının arasında ya­şardı. Fakat bu oda son derece titiz bir şekilde temizlenip dekore edilmişti. Tanımadığım manzaraların -muhteme­len Romanya- resimleri asılıydı. İçlerinden biri yemyeşil ormanlara yukarıdan bakan bir tepenin eteklerine inşa edilmiş büyük bir kaleyi gösteriyordu. Hâlâ için için ya­nan şömineye yakın iki oldukça konforlu sandalye ve bir de kanepe vardı. Şöminenin rafında üç mum vardı; bunlar Pendle cadılarının tercih ettiği hayvanlardan elde ettikleri iç yağla kurbanlarının kanını karıştırarak yaptıkları simsi­yah mumlardan değil de bal mumundan yapılmışlardı.

Fakat evde cadıların, yani Karanlık’a ait yaratıkların ya­şadığı belliydi; sırtımdan aşağıya inen o tanıdık ürpertiyi hissettim.

Odanın en sağ köşesinde bir kapı vardı. Judd oraya yöne­lip o kapıyı da tekmeleyerek açtı. Etraf loştu ama omzunun üzerinden mor ipek örtülü büyükçe bir yatak görebildim.

Page 167: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

167

Yatakta biri yatıyordu. Judd baltasını havaya kaldırıp sert ve hızlı bir şekilde indirmeye hazırlandı.

Tam o esnada bir şeylerin yolunda gitmediğini hisset­tim.

Cadı yatağın içinde değil, altındaydı.Ve göz açıp kapayıncaya kadar pençelerini savurup diş­

lerini göstererek üzerimize atıldı.

Page 168: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M 17

İ T T İ F A K

Tam pençelerini Judd’m sol ayağına geçirmek üzerey­ken kılıcımı hızla kalbine saplayıp onu ahşap döşemeye yüzüstü sabitledim.

Cadı hırlayıp debelenerek çaresizlik içinde kurtulmaya çabaladı. Uzun pençeli ellerini açıp açıp kapıyordu ve başı­nı çevirip nefret dolu gözlerle bana baktı.

Daha önce pek çok kez su cadıları ve yaşlı Pendle cadı­larıyla karşılaşmıştım, fakat bu gerçekten de dehşet verici bir görüntüydü. Hem sert teni hem de yüzü, kıllı siğillerle kaplıydı ve hırlamak üzere ağzını açınca köpek dişlerinden ikisinin alt dudağından aşağıya doğru sarkan uzun ve siyah fil dişlerine benzediğini fark ettim.

Arkasına uzanıp bedenine saplanmış kılıcı tuttu, par­maklarının kemiğe kadar kesilmesine aldırış etmeden çı­karmaya çabaladı. Fakat homurtular gitgide boğuk hırıltı­lara dönüştü ve ağzından kan gelmeye başladı. Kılıcı sım­sıkı tutup yere iyice bastırdım. Judd baltasını indirip başını gövdesinden ayırarak son noktayı koydu.

“Harikasın!” diye bağırdı. “Bu kez yeterince hızlıydın. En eski numara!” Yatak örtüsünü çekince hemen altından

Page 169: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

169

insan bedenine benzeyecek şekilde yerleştirilmiş yastıklar çıktı. “Ben daha kapıyı kırıp içeri girmeden uyanmış ol­malı.”

Kılıcı çekip yatak örtüsüne sildikten sonra kınına yer­leştirdim. Judd baltasını, ben de kılıcımı kullanmıştım ve iki hayaletin asaları olmadan dövüşmeleri fikri tuhafıma gitti. Fakat içinde bulunduğumuz duruma ayak uydurma­lıydık.

“Yeniden canlanmayacağına emin olmalıyız,” dedim. “Her zamanki yöntemlerimiz RomanyalI cadılarda işe ya­rıyor mu?”

Judd başını iki yana salladı. “Bunların kalplerini yemek faydasız, yalnızca yakmak işe yarar. Ancak yeniden canla- nabilmeleri için en az bir ay geçmesi gerekir. Eğer hepsi­ni öldürebilirsek bir ay geçmeden onları tek tek evlerinin içinde yakabiliriz.”

Bir anda oda iyice loş bir hal aldı ve aynı anda pencereye baktık. Judd koşup perdeyi açtı. Eve girdiğimizde gökyü­zü masmaviydi, oysa şimdi her geçen saniye kararan gökte yağmur bulutları toplanmaya başlamıştı.

Cadının yatak odasından alelacele çıkıp ön kapıya ula­şınca durduk. Kuzeyde çakan şimşekler göğü aydınlattı ve birkaç saniye sonra gök gürültüsü duyuldu.

“Bu doğal bir fırtına değil,” dedi Judd. “Hepsi uyanıp alarm durumuna geçmiş olmalı. Romanyalı cadılar birlikte hareket ettiklerinde fırtına koparıp göğü bu şekilde karar­tabilirler. Muhtemelen ne yaptığımızı biliyorlar.”

Page 170: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

170

Hemen ardından çakan bir şimşek gökyüzünü ikiye ayırdı; arkasından gelen gök gürültüsü de kulakları sağır edebilecek denli yüksekti. Sonrasında çöken ürkütücü ses­sizliğin içinde her ikimiz de kimi sesler duyduk. Dallar ça­tırdıyor, otların arasında ilerleyen ayak seslerinin hışırtısı duyuluyordu; göremediğimiz birtakım varlıklar ağaçların arasından ve farklı farklı yönlerden bulunduğumuz yere yaklaşmaktaydı.

“Koş Tom, bu tarafa!” diye bağırdı Judd ve nehre doğru koşmaya başladı. Ben de sorgusuz sualsiz peşine düştüm. Düşmanlarımızın dört bir yandan yaklaştığını hissedebili­yordum. En büyük korkum diğer cadıların küre biçimine girerek peşimize düşmeleriydi. Henüz akşam olmamıştı fa­kat hava buna kalkışabilecekleri kadar kararmış olabilirdi.

Çok geçmeden başlayan sağanak yağmurla birlikte dar taş sokakların arasında koşmaya devam ettik. Köprünün oradan başka sesler de geliyordu. Ağaçların arasına daldı­ğımızda nehrin karşı kıyısında elleri bakalı on kadar ada­mın köprü ayaklarını kesmeye çalıştığını gördük.

“Durun!” diye bağırdı Judd. “Hemen şimdi durun!”Adamlar onu duymazdan gelip devam ettiler. Bunun

üzerine daha hızlı koşmaya başladıysak da nehrin karşı kıyısına varamadan köprü büyük bir gürültüyle nehre yı~ kılıverdi. Bir an için köprünün enkazı yanımızda kaldıysa da çok geçmeden tüm yapı suya gömüldü ve paramparça olarak akıntıya kapıldı.

Karşı kıyıdaki adamlar ellerindeki baltaları tehditkâr bir şekilde bize doğru sallamaya başladılar. “O tarafta kalın!”

Page 171: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

171

diye bağırdı içlerinden biri. “Hepimizi tehlikeye atıyorsu­nuz. Burada istenmiyorsunuz. Bu kıyıya çıkarsanız sonu­nuz gelir!”

Köprüyü neden şimdi yıkmışlardı? Cadılarla ecinnile­rin bizi daha kolay ele geçirebilmeleri için nehrin doğu kı­yısına sıkışıp kalmamızı sağlamak için mi? Onların gözüne mi girmeye çalışıyorlar acaba, diye düşündüm.

Judd eğilip kulağıma fısıldadı. “Yakında sıkılıp giderler; tek yapmamız gereken sabırlı olmak. Kimsenin yaralanma­sına gerek yok. Korkuyorlar, hepsi bu.”

Haklıydı. Adamlar nehrin karşı kıyısına çıkmaya çalı­şırsak üzerimize saldıracak kadar çaresizlik içinde görünü­yordu. Bu yüzden ikimiz de birer kütüğün üzerine oturup karşı kıyıdan bize bakan adamları izleyerek düşüncelere daldık.

Şimdilik kaçmayı başarmıştık fakat kendimi çok kötü hissediyordum. Ustama yardımcı olabilmek için hiçbir şey yapmamıştım ve şimdi de cadıları ayağa kaldırmıştık. Bir sonraki sefer bizi bekliyor olacaklardı.

Çok geçmeden Judd’m tahminleri doğru çıktı. Adamlar bize doğru küfür ve tehditler savurduktan sonra ağaçların arasından evlerine doğru ilerlemeye başladılar. Beş dakika kadar daha bekledik ve ardından çamurlu kıyı şeridi bo­yunca ilerleyip muhtemelen yıllar önce geçit olarak kul­lanılan başka bir sığlık alan bulduk. Vakit kaybetmeden dizlerimize kadar suyun içine girerek karşıya geçtik, her an gelebilecek saldırılara hazırlıklı bir şekilde hana doğru

Page 172: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

172

yürümeye başladık. Kasaba halkının bu işin peşini bırak­mayacağına emindim.

“Akşam yemeğinden önce biraz uyu Tom,” dedi Judd. “Hava karardıktan sonra her şey olabilir. Nehrin bu kıyı­sında bile güvende olmayabiliriz.”

Uyumaya çalıştıysam da yalnızca kısa bir süre kestire- bildim. Son birkaç gündür olup bitenler zihnimde dönüp duruyordu. İçine düştüğümüz bu durumdan bir çıkış yolu gör emiyordum.

Tam o esnada aklıma yine Alice geldi. Grimalkin’i bul­mayı başarıp başaramadığını merak ediyordum. Verdi­ği sözü tutup benimle konuşmadan Karanlık’a gitmemiş olmasını umuyordum. Ama bir yanım bizimle birlikte Todmorden’e gelmediği için seviniyordu, burada o da bü­yük tehlike altında olurdu. Diğer yanımsa onun yanımızda olup bize yardımcı olmasını istiyordu. Daha önce de zorlu durumlarda birçok kez hayatımı kurtarmıştı.

Başucumdaki masada duran aynayı kullanarak onunla iletişim kurmayı denemeye karar verdiysem de aklımdan bu düşünce geçer geçmez ayna aydınlandı. Neden durup dururken Alice’i düşünmeye başladığımı anladım. Benimle iletişim kurmaya çalışıyordu. Çok geçmeden aynada bana gülümseyen yüzü belirdi, fakat hemen ardından endişeli bir ifadeyle bir şeyler yazmaya başladı. Yazdıkları tersten görünüyordu, fakat bu iletişim yöntemini daha önce pek çok kez kullandığımızdan yazılanları tersten okumaya alış­kındım.

Page 173: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

173

S m o T i m um m n o z ı i B

.mhyıSnrtdo ?üm ttöh müslo:) ınhn sl a y ih m i^

Chipenden’e dönüşüm geciktiğinden başımın dertte ol­duğunu tahmin etmişti. Her şey yolunda gitseydi iki gün önce dönmüş olmamız gerekirdi. İçinde bulunduğum güç durum onu tehlikeye sürüklememe inadımı bir an için kı­rınca masanın yanında diz çöktüm, aynaya hohladıktan sonra işaret parmağımla yazmaya başladım. Okunaklı ol­sun diye çok yavaş yazıyordum. Ve kullandığım kelimele­ri dikkatlice seçiyordum. Ustamın öldüğünü söylemedim, çünkü bu haberi ona yüz yüzeyken vermek istiyordum. Daha sonra açıklama yapacak bolca vaktimiz olurdu.

Bir ecinni ustamı ele geçirdi.

Sonra vakit kazanmak için aynayı elimin tersiyle silip dudağımı okuyabilmesi için yüzümü iyice yaklaştırdım. İşini kolaylaştırmak için son derece yavaş ve abartılı mi­miklerle konuşmaya başladım:

“Bu ecinni çok güçlü ve çok sayıda destekçisi var. Başı­mız büyük belada. Elinden geliyorsa bize yardım et. Vakit kaybetmeden buraya gelmelisin, aksi takdirde çok geç ola­b ilir ...”

Alice’i tehlikeye sürükleme düşüncesinden nefret etsem de onun her şeyi değiştirebileceğini biliyordum. Üstelik muhtemelen kara büyü kullanacaktı, trlanda’dan dönüş

Page 174: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

174

yolculuğumuzda ne zaman akan bir su kütlesinin üzerin­den geçsek acı çekti ve bu durumu ustamdan saklamamız çok zor oldu. Agnes Sowerbutts’a kendi gücünden verdiğin­de ona kızmıştım; bu yüzden şimdi aynı şeyi istemek bana ikiyüzlülük gibi geliyordu. Ustam burada olsa buna üzü­leceğini biliyordum. Fakat bazen, hayatta kalabilmek için, Karanlık’a karşı karanlık güçler kullanmak gerekiyordu.

Alice yanıt veremeden ayna aniden karardı. Yeniden iletişime geçmesini bekledim; fakat boşuna. Bir anda ak­lıma dehşet verici bir düşünce geldi. Ya Alice, Grimalkin’i bulmuş ve birlikte buraya geliyorsa? Romanyalı karanlık güçler Şeytan’ın başını istiyordu. Heybe buraya geldiği tak­dirde işleri çok daha kolaylaşırdı. Bunu hatırlayıp Alice’i uyarmış olmam gerekirdi fakat konuşmamızın bundan çok daha uzun sürmesini bekliyordum. Aynayı tutup Alice’in adını seslendiysem de yanıt gelmedi.

Bir süre sonra vazgeçip Judd’m kapısını çaldım. Kapıyı açtığında esneyip gözlerini ovuşturuyordu. “Akşam yeme­ği vakti mi geldi?” diye sordu.

Kaşlarımı çattım. “Doğrusu pek açım diyemem.”“Ben de öyle Tom,” dedijudd, “ama güçten düşmeme­

liyiz. Bu uzun ve tehlikeli bir gece olabilir.”“Ustam Karanlıkla yüzleşeceği zaman asla fazla yemez­

di,” dedim.Judd başını aşağı yukarı sallayarak alaycı bir şekilde

gülümsedi. “Bunu iyi hatırlıyorum, yalnızca birkaç lokma peynir yememize izin verirdi. Bazı geceleri öyle aç olur­dum ki midem, boğazım kesilmiş sanırdı.”

Page 175: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

175

Birlikte aşağıya inip şöminenin yanında hancının getir­diği yemekleri yedik. Soğuk et ve bayat ekmekten oluşan akşam yemeğini yutmakta güçlük çekiyordum. Gece oldu­ğunda olabilecekleri düşündükçe endişeye kapılıyordum. Judd’m da iştahı yoktu. Bir süre sonra hancı gelip tabakla­rımızı toplamaya başladı.

“Ne zamandır Todmorden’de yaşıyorsunuz?” diye sor­dum hancıya; onu konuşturup kasaba hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyordum.

Omuz silkti. “Hatırlamak isteyeceğimden de fazla. Bu­rada doğdum ve burada öleceğim. Ama ben kendi işime bakıyorum. Ve sen de öyle yapmalısın. Şimdi yatmaya gi­diyorum,” dedi suratını asarak.

Bu adamdan bilgi almamıza imkân yoktu ve yanımız­dan ayrılmasına seviniyordum. Hancı yukarı çıkar çıkmaz Judd’la birlikte daha rahat bir şekilde konuşabilmeye baş­ladık. Ona Alice’ten, geçmişte yaptıklarından bahsettim.

“John Gregory’nin tüm bunları yenir yutulur lokma olarak görmediğine dair bahse girerim; tıpkı akşam yeme­ğimiz gibi!” diye espri yaptı. “Karanlıkla ittifak olabilece­ğine inanmakta güçlük çekiyorum. Hayatımda onun kadar ilkeli birini daha tanımadım.”

“Fazla seçeneği yoktu, ölüm kalım meselesiydi,” diye açıkladım. “Ama zorlandığı doğru. Alice aradığımız şeyi bulabilir. Koklayarak ustamın yerini tespit edebilir ve bizi dosdoğru onun başını tuttukları yere götürebilir.”

“Bu kesinlikle doğru. Bizi bekliyor olacaklardır, fakat tam olarak nereye gideceğimizi bilirsek hızla içeri girip

Page 176: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

176

işimizi halledip dışarı çıkabiliriz,” diyerek söylediklerimi onayladı.

Saatler geçmesine rağmen beklenen saldırı gerçekleş­medi. Ama şafak sökmeden kısa bir süre önce hanın ön kapısının gürültülü bir şekilde çalındığını duyduk.

Judd ayağa kalkıp baltasını hazırladı. Ben de kılıcımı çe­kip bekledim. Kapıyı açmaya niyetimiz yoktu ve hancının da güneş doğmadan önce kapıyı açmayacağına emindim. Kapıyı kırmalarını mı beklemeliydik yoksa onlarla dışarıda mı savaşmalıydık? Tam o sırada üst kat pencerelerinden birinin açıldığını duydum.

“Mülkünüzde halkıma karşı suç işlemiş iki kişi var!” diye bağırdı bir kadın. “Cezalandırılabilmeleri için onları bize teslim edin!”

Judd’ın yüzünde acı dolu bir ifade görünce bağıran ka­dını sesinden tanıdım. Bu Bayan Fresque idi. Judd’m han­dan çıkıp Bayan Fresque’nin bedenini işgal eden ecinniyle yüzleşmek için can attığını görebiliyordum.

“Hayır!” dedim onu kolundan tutarak. “Yakınlarda giz­lenmiş başka strigoikalar olabilir.”

Biraz olsun rahatlayıp başını aşağı yukarı salladı. Sonra­sında hancı seslendi: “Gece olmadan dediğiniz yapılacak. Anlaşmaya sadık kalacağız, merak etmeyin.”

“Anlaşma mı?” dedi Judd kaşlarını kaldırarak. “Bu da neyin nesi... Sanırım yukarıdaki şu şişko herifin yanıtla­ması gereken bazı sorular var!”

Hancının pencereyi kapattığını duyduk ve şöminenin yanma oturup aşağı inmesini beklemeye başladık.

Page 177: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

177

Hancı belirdiğinde üzerinde bir ceket ve şal vardı. Şö­minenin yanında oturuyor olmamıza şaşırmış gibi görünü­yordu. Çoktan uyuduğumuzu düşünüyor olmalıydı.

“Dışarı çıkmalıyım,” dedi sertçe. “Bir saate kalmaz dö­ner, kahvaltılarınızı hazırlarım.”

Fakat hancı daha kapıya ulaşamadan Judd yolunu kesip kolundan kavradığı gibi onu şömineye doğru sürüklemeye başlamıştı. Hancı korku dolu gözlerle Judd’a bakıyordu.

“Ecinniyle konuştuğunu duyduk!” diye bir suçlama yö­neltti Judd.

“Ecinni mi? Neden bahsettiğinizi bilmiyorum.”“Bayan Fresque’yle konuştuğunu inkâr mı edeceksin?

Kelimesi kelimesine duyduk. O halde söyle bakalım; ara­nızdaki şu ‘anlaşma’ da neyin nesiymiş?”

Hancı boş boş ona baksa da yanıt vermedi.Judd baltayı adamın kafasına indirecekmiş gibi havaya

kaldırdı. “Konuş ya da öl!” diye emretti. “Ben çaresiz bir adamım ve işlerin geldiği noktaya bakılırsa fazla vaktim kalmadı. Daha fazla yaşayabileceğimi sanmıyorum. Eğer gerekirse seni de yanımda götürürüm. Nedir şu anlaşma?”

“Bu, nehrin karşı kıyısındaki yabancılarla yaptığımız bir anlaşma. Güvende kalmamızı ve bizi yem yapmamalarını sağlayan bir anlaşma.

“Devam et! Bildiklerini anlat,” diye emretti Judd adam duraksayınca. “Sizin çıkarınız ne?”

“Her hafta onlara çiftliklerden toplanan üç araba dolu­su sakatat ve hayvan kanı gönderiyoruz. Bunları çuvallara

Page 178: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

178

doldurup nehrin bu kıyısına bırakıyoruz ve onlar da hava kararınca bu tarafa geçip çuvalları alıyor.”

Demek kan çukuru için kullandıkları malzemeyi bu yolla elde ediyorlardı. Kendilerini ve tutsaklarını da bu şekilde besliyor olmalıydılar. Anlaşma aynı zamanda cadı kürelerinin neden peşimizden nehrin bu kıyısına geçme­diklerini açıklıyordu.

“Karşılığında da sizi rahat mı bırakıyorlar?” diye sor­dum.

“Evet, nehrin bu kıyısındaki insanları öldürmüyorlar. Ama hava karardıktan sonra sokağa çıkmamamız gereki­yor, ara sıra buradan geçerek başka yerlere gidiyorlar. Eya­letin batısının haritasını çıkarıyorlar.”

“Harita!” diye bağırdı Judd. “Seni aptal! Neler olup bit­tiğini görmüyor musun? Daha fazla kurban bulabilmek için Eyalet’te kol geziyorlar! Ne yaptığını anlamıyor mu­sun? Hayatta kalabilmek için yurttaşlarının canlarını satı­yorsun. Ve şimdi de aynı bencil planların için bizi satma­yı planlıyorsun. Bunu inkâr etme çünkü konuştuklarınızı duyduk! Hiçbir yere gitmiyorsun. Burada kalıp bize kah­valtı hazırlayabilirsin ve bu kez bize dün akşam verdiğin­den daha lezzetli bir yemek istiyoruz.”

“Ama gece olmadan bir şey yapmazsak anlaşma bozu­lur. Hepimizi öldürürler!” diye bağırdı hancı.

“Bırak da bu konuda biz endişelenelim,” diye yanıtladı Judd. “Kasaba halkının bir kısmı köprüyü yıktı, bu yüzden anlaşma zaten ortadan kalkmadı mı? Eğer öyleyse şimdi hayatta kalabilmek için savaşma zamanıdır.”

Page 179: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

179

“Köprü yenilenebilir. Sizi aldıktan sonra her şey norma­le dönecek, bize söz verdiler.”

“Normal mi! Sen buna ‘normal’ mi diyorsun koca ah­mak!” diye bağırdı Judd. “Şimdi yıkıl karşımdan! Kahvaltı hazırla, düşünmen gereken tek şey bu. Acele et.”

Hancı korku içinde Judd’a bakarak yanımızdan ayrıl­dıktan sonra Judd eğilip kulağıma fısıldadı: “Sence şu kız buraya ne zaman gelir?”

“Güneş batmadan epey önce,” diye yanıtladım. “Gece boyunca yolculuk yapmıştır.”

“O halde ben şöyle düşünüyorum Tom. Kız buraya ge­lir gelmez zavallı ustandan geriye kalanların nerede oldu­ğunu koklayarak bulabilir. Onu aldıktan sonra dosdoğru Chipenden’e gidip toplayabildiğimiz kadar destekçi topla­rız. Hatta ordudan yardım almamız bile gerekebilir.”

Judd’ın söyledikleri mantıklıydı. Sayıca ezilmiş durum­daydık. Orduya gerçekten ihtiyacımız vardı. Ama bizi din­leyip müdahale ederler mi, diye düşündüm.

Hancı kahvaltımızı hazırlamaya başladığında kapı bir kez daha çalındı. Pencereye gidince kapının önünde yirmi kadar kasabalı olduğunu gördük. Çaresiz ve öfkeli görünü­yorlardı; bazılarının elleri sopalıydı. Bayan Fresque onlara durumu anlatmış olsa gerekti. Ya da hancıyla konuşmala­rını duymuşlardı.

“Açm şu kapıyı!” diye bağırdılar. “Hemen şimdi açın yoksa kapıyı kıracağız.”

Yanıt vermedik. Öfkeli bir kalabalıkla mantıklı bir şekil­de konuşmanın faydası yoktu. Bir süre sonra sokak boyunca

Page 180: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

180

ilerledilerse de çok geçmeden yine hana yaklaştıklarım gördüm. Bu kez ellerinde büyük bir koçbaşı vardı, uçları pirinçten yapılma uzun, silindirik bir kütük. Kapının buna dayanabileceğini sanmıyordum ve çok geçmeden bu dü­şüncem doğrulandı.

“Bir! İki! Ü ç!” diye bağırdılar ve üç deyince koçbaşı muazzam bir gürültüyle kapıya çarptı. Kapı bu darbe kar­şısında sarsıldı ve gürültüyü duyan hancı apar topar mut­faktan çıktı. Kilit de bu darbelere daha fazla dayanamazdı. Peki ya sonra? Kılıcımı Karanlık’m hizmetkârlarına karşı kullanmak başkaydı, muhtemelen baba, oğul ya da kardeş olan dehşete kapılmış insanlara karşı kullanmak başka.

Hancı kapıyı açıp adamları içeri almak istermiş gibi öne atıldıysa da Judd onu tuttuğu gibi kafakola aldı.

Ben ne yapacağımı bilemez vaziyetteydim. Yine de kılı­cımı çektim. Esir alınırsam kendimi strigoilere yem olmak üzere bir çukurda bulabilirdim.

Kapıya gelen ikinci darbe ilkinden de sertti. Kapı gıcır­dadı ve tavandan bir parça sıva kopup düştü.

Darbelerin arasında geçen zaman lanet okuma ve kü­fürlerle doluydu. Adamlar çaresizdi ve kapının kırılması an meselesiydi.

Beşinci denemelerinde kapıyı kırdılar ve saldırganları­mızla yüz yüze geldik. Onlara sessizce bakarken uzaktan köpek havlamaları duyuldu. Bu sesler de dikkatimi çeken tanıdık bir şey vardı. Bunlar Pençe, Kan ve Kemik’in avlan­ma ulumalarıydı.

Page 181: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

181

Gelen Alice olmalıydı. Köpekleri de yanında getirmişti!Adamlar endişe içinde arkalarını dönüp çil yavrusu

gibi kaçıştılar. Üç kurt köpeğinin korkutucu bir görüntü oluşturduğuna şüphe yoktu, ama yine de adamlar dehşete kapılmış gibiydi. Taş döşemeli sokağa çıkınca bunun sebe­bini anladık.

Alice yalnız değildi; Katil Cadı Grimalkin de yanınday­dı. Simsiyah ağzını sivri dişlerini gösterecek şekilde açmış, bize doğru koşuyordu. Esnek vücudunu sarıp sarmalayan deri kayışlardan bıçaklar sarkıyordu ve iki elinde de birer bıçak vardı. Kasaba halkının dağılması isabet olmuştu. Gri­malkin önüne çıkanı öldürmeye hazır görünüyordu.

Normalde onu görünce güçlü bir müttefik kazandığım için sevinirdim, fakat omzundaki heybede Şeytan’m başını taşıyordu. Her ne pahasına olursa olsun yakınından dahi geçmemesi gereken bir yere gelmişti.

Romanyalı karanlık varlıkların istediği tam da buydu.Bu bir tuzaktı.

Page 182: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M 18

E N T E H L İ K E L İ Y E R

Peşlerinden gelen köpeklerle birlikte koşan ikilinin geç­mesi için yana çekildikten sonra kapıyı mümkün olduğun­ca sıkı kapatıp handaki masalardan en büyüğünün çevre­sinde toplandık.

Dehşete düştüğü her halinden belli olan hancı sürekli Grimalkin’e bakıp dursa da bize tıka basa doyuncaya kadar kahvaltı servisi yaparak tabaklarımızı salam, yumurta ve kızarmış ekmekle doldurmaya devam etti.

“Peki ya köpekler?” diye sordum. “Onlar da uzun yol­dan geldiler ve yemeğe ihtiyaçları var.”

Hancı bir an için duraksayınca Grimalkin ona bakıp ağzını aralayarak sivri dişlerini gösterdi. Adam korkudan titreyerek apar topar mutfağa gidip köpeklere et parçaları getirdi.

Yemek yerken bir yandan da Todmorden’deki duru­mu ve Chipenden’den ayrıldığımızdan bu yana ustam ve Judd’la başımıza gelenleri anlattım.

Sıra ustamın düştüğü durumu anlatmaya gelince keli­meler boğazıma düğümlendi ve devam edemedim. Alice masanın üzerinden uzanıp anlayışlı bir şekilde kolumu

Page 183: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

183

tuttu. Sıcaklığını hissetmek çok iyi geldi. Yakın zamanda aramızda beliren fikir ayrılıklarına rağmen onu gerçekten çok özlemiştim.

O esnada Judd Brinscall araya girdi. “Lütfen, Tom daha lazla ilerlemeden önce size benim bu olaylardaki rolümden bahsetmeliyim. Pek hoş şeyler duymayacaksınız; yaptıkla­rımdan ötürü gerçekten çok üzgün ve pişmanım.”

Rahatlamıştım, böylelikle onun bize ihanet ettiğini herkese anlatmak zorunda kalmayacaktım. Judd titreyen bir sesle, yaptıklarını haklı göstermeye çalışmadan anlattı hikâyesini: annesi ve akrabalarına dair yapılan tehditleri ve Cosmina Fresque’nin bedeninin ecinni tarafından nasıl ele geçirildiğini... Sözlerini bitirdiğinde başını eğip masaya baktı.

Kimse ona anlayışlı yaklaşmadı. Hâlâ onu affedebilece- ğimi sanmıyordum. Grimalkin’in Judd’a çevirdiği bakışla­rında ölüm vardı.

Ama sonra vicdanım beni kendi hatalarımı da itiraf et­meye zorladı. “Benim de gurur duyulacak yanım yok,” diye itiraf ettim. “Hatta bir noktada kilere inmiş ustamı bulma­ya çalışıyordum. Aniden etrafım ecinnilerle sarıldı. Orası karanlıktı ve sayıca çok fazlalardı. Paniğe kapılıp kaçtım ... Koşarak oradan kaçtım.”

Alice konuşup odadaki gerginliği azaltmcaya dek yoğun bir sessizlik çöktü. Sözleri banaydı. “O kilere ikinci kez indiğinde ne gördün Tom? Strigoika sana tam olarak ne gösterdi?”

Page 184: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

184

m

Boğazıma bir yumru oturdu ve birkaç saniye boyunca tek kelime dahi edemedim. Zihnimde ecinninin kutunun kapağını açarak ustamın başını gösterdiği sahne dönüp du­ruyordu.

“Ustamın başını bir kutunun içine koymuşlardı. Yap­tıkları kara büyü sayesinde hâlâ hayattaydı. Bedeninin geri kalanını moroiye verdiklerini söylediler. Benimle konuştu ve korkunç acılar çektiğini söyledi. Bu işkenceye bir son vermem için yalvardı.”

Judd başını kaldırıp bana baktıktan sonra ayağa kalkıp beni omuzlarımdan yakaladı. “Başı gördüğünde neredey­din?”

“Fresque’nin evinde...”Judd üç kez sert bir şekilde eliyle alnına vurdu. “Şimdi

anlıyorum!” diye bağırdı. “O eve kaç kez girdin Tom?” “D ört... hayır, beş kez,” diye yanıtladım.“Ve her girişinde farklı görünüyordu, öyle mi?”“Evet, son girişimde kilere açılan kapı yoktu. Sadece

dümdüz bir duvar vardı.”“Beni dinle Tom. Orada hiçbir şey uzun süre aynı kal­

mıyor. Strigoi ve strigoikaların evleri hakkında söyledikle­rimi anımsadın mı? İllüzyonlarını sürdürebilmek için bir büyü kitabından güç alıyorlar. Sana fazla umut vermek is­temem. .. fakat ne demeye çalıştığımı anladın, değil mi?”

Kalbim heyecan içinde hızla çarpmaya başladı ve yap­tığı uyarıya rağmen içim umutla doldu. “Büyü kitapları­nı gördüm. Kullandıklarının adı Doomdryte; en güçlü ve

Page 185: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

185

tehlikeli olanlarından biri. Yani o kutudaki kesik başın da bir illüzyon olabileceğini mi söylüyorsun... yani ustamın aslında ölmemiş olabileceğini? Bu mümkün olabilir mi?”

“Dediğim gibi fazla umutlanma ama evet, bu da bir ola­sılık. Hâlâ hayatta olabilir. Onu yamaçlardaki çukurlardan birinde tutuyor olabilirler. Yaşma göre güçlüdür ama dü­zenli beslemiyorlarsa uzun süre dayanamaz, hatta çoktan ölmüş bile olabilir. Yalnız sana şunu da belirteyim: Ruhu kesik bir başta tutabilecek Romanyalı ecinni ya da herhan­gi bir cadı büyüsü bilmiyorum.”

“Bunu neden daha önce söylemedin?” diye sordum bir anda öfkelenerek.

“Mantıklı düşünemiyordum Tom. Üzgünüm. Aklımda dönüp duran yüzlerce şey vardı.”

“Peki ya Şeytan?” diyerek Grimalkin’in yanında duran heybeyi başımla işaret ettim. “Onun başını kestik ama hâlâ konuşabiliyor.”

“O farklı Tom. Onun gücü içeriden geliyor, benliğinin bir parçası. Aynı şeyi John Gregory’ye yapmak neredeyse imkânsız.”

“Neredeyse mi?”“Karanlık güçler birleştiğinde neler yapılabileceğini

kim tahmin edebilir, Şeytan’ı eski haline kavuşturmak için çaresizlik içinde uğraşıyor olmalılar. Ama bizim umudu­muz olabilir...” dedijudd sesini gitgide alçaltarak.

Olanları anlatmaya devam ettim ve sözümü bitirince üz­gün bir ifadeyle başımı iki yana salladım. Alice’in yanında,

Page 186: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

186

benimle Judd’m karşısında oturan Grimalkin’e döndüm, “istedikleri şey tam olarak buydu,” dedim. “Şeytan’ın başı­nı geri alabilmeleri için seni buraya çekmem. Burası bulu­nabileceğin en tehlikeli yer.”

“Başının dertte olduğunu hissettiğimizde yola çıkmıştık zaten, o yüzden kendini suçlama,” diye yanıtladı. “Seni son gördüğümden bu yana pek çok tehlikeyle yüzleştim ama her defasında galip geldim. Tabii zaman zaman başkala­rının da yardımıyla...” Başıyla Alice’i işaret etti. “Ama en önemli şeyin bu olduğunu söylemene katılıyorum,” diye­rek heybeye vurdu. “Kesinlikle düşmanlarımızın eline geç­memeli. Anlattıklarına bakılırsa şu anki en büyük tehlike Kadim Tanrı Siscoi, yani burada gerektiğinden daha uzun süre kalmamalıyız.”

“Ustamı kurtarmadan bir yere gidemem,” dedim “ya da en azından gerçekten ölüp huzura kavuştuğuna emin ol­madan. Alice, benim için onu bulmaya çalışır mısın? Bunu senden istemeyecektim fakat başka yol yok.”

“Elbette Tom, denerim,” diye yanıtladı. “Bu hiç sorun değil. Hemen şimdi yapabilirim...”

Alice gözlerini kapayıp derin bir nefes aldıktan sonra mırıldanmaya başladı. Hareketleri beni tamamen hazırlık­sız yakaladı. Benimle birlikte tepeye tırmanıp etrafı kokla­maya başlayacağını düşünmüştüm. Ama o burada oturmuş rahatça birtakım kara büyüler yapıyordu; artık bu tür şey­ler ona çok doğal geliyordu.

Gözlerini açıp bana baktı. Duygusuz bir ifadeyle konuş­tu. “Onu kuzeydoğudaki bir çukura kapatmışlar.”

Page 187: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

187

Asıl önemli soruyu sormam gerekti: “Yalnızca başını mı yoksa bedeninin tamamını mı?”

“Bunu kestiremem Tom. Sadece ruhunu hissedebiliyo­rum, hepsi bu. Her ikisi de olabilir. Durum ne olursa olsun en iyisi daha geç olmadan gidip onu almak.”

Ama Grimalkin başını iki yana sallıyordu. “Hayır Ali­ce. Tom’la birlikte ben gideceğim. Sen şunu al ve gerekirse büyü yaparak koru.” Ayağa kalkıp heybeyi Alice’e uzattı. Ardından Judd’a döndü. “Sen kızla git. İkiniz batıdaki ça­yırların tepelerinde bizi bekleyin. Mümkün olduğunca ça­buk gelmeye çalışacağız.”

Judd soru sormadan kabul etti. Korku salan Grimalkin komutayı ele almıştı ve dediklerini yapmak son derece do­ğal bir refleksti.

“Orada bir çiftçi var,” dedim. “Adı Benson ve bir de at arabası var. Kitaplarımızı Chipenden’e taşıyacaktı, kitap­ların hazır olmadığını görüp alacağı paradan da memnun olmayınca sinirlendi. Ama yeterince para verirseniz at ara­basını kullanarak ustamı oradan uzaklaştırmanıza izin ve­rebilir. Bizi çayırlığın batı ucunda bekleyin.”

Hızlı bir şekilde görüş birliğine varıldı ve ben de ardın­dan yukarı çıkıp Hayalet’in ve benim çantalarımızı aldım. Birini Alice, diğerini de Judd’a verdim.

“Peki ya hancı?” diye sordum.Grimalkin pis pis sırıttı. “O da bu kasabadaki diğerleri

gibi dehşet içinde ve bir tehdit oluşturamaz. Asıl tehlike tepede.”

Page 188: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

188

Bunun üzerine daha fazla vakit kaybetmeden Alice ve Judd batıya, Grimalkinle ben de nehre doğru yürümeye başladık.

Kasaba terk edilmiş gibiydi ve her yer sessizdi, fakat ki­litli kapıların ardında beklemek kasaba halkına fayda sağ­lamazdı. Akılları varsa burayı hemen terk ederlerdi.

“Geleceğimizi göreceklerdir,” dedi Grimalkin. “Yaptık­larından sonra tetiktedirler. Saldırıyı gece vakti yapmak daha iyi olurdu ama ustanın durumu başka seçenek bırak­mıyor bize. Cesur ve hızlı davranmalıyız. Nehri geçer geç­mez koşmaya başla, ama önce kılıcını çekmeyi unutma!”

Artık ağaçlara varmıştık ve neredeyse sığ geçide ulaş­mak üzereydik. Umarım ustamı sağ salim bulabilirdik. Bizi o çukurda neyin beklediğini düşünmeye dahi dayanamı- yordum. Ya orada yalnızca bilinci yerinde başını bulur ve ruhunu huzura kavuşturmak için onu yakmak zorunda ka­lırsak? Bu korkunç bir olasılıktı.

“Alice’in dediği yere yaklaşınca koklayarak kesin ye­rini tespit edebilirim,” dedi Grimalkin. “Düşmanlarımız çok hızlı bir şekilde buraya gelecektir. Saldırı başlayınca arkama geç ve önüme çıkma. Görevin arkamı kollamak. Anlaşıldı m ı!”

Başımı aşağı yukarı salladım. Birkaç saniye sonra neh­ri geçtik ve Grimalkin korkunç bir hızla koşmaya başladı. Ben de hemen arkasından ona yetişebilmek için çabalıyor­dum. Çok geçmeden taş döşeli sokakları geride bırakarak tırmanışa geçtik. O zaman bile bayırın dikliğine rağmen yavaşlamadı.

Page 189: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

189

Nehri geçerken güneşli ve açık olan hava değişmeye başladı. Karanlık’a ait yaratıklar bir kez daha onu bize karşı kullanıyordu. Fakat bu kez bir fırtına yerine tepeyi bir sis tabakası sarmaya başladı.

Hedefimize yaklaşırken Grimalkin durup üç kez havayı kokladı, ben de hemen arkasında kılıcımı çekip nefes ne­fese onu bekledim. Yakındaki büyük evlerden birini çev­releyen ağaçları işaret edip o yöne doğru koşmaya başladı. Bunlar alıç ağacıydı -b ir zamanlar orada bulunan tarlanın sınırlarını belirleyen bir çit oluşturuyorlardı- ve hemen yanlarında derin bir çukur vardı. Artık sis bulunduğumuz yere kadar gelmişti. Çok geçmeden yoğunlaşmaya başla­yınca ışık azalmaya başladı.

Bu durum Katil Cadı’nm becerilerine herhangi bir en­gel teşkil etmiyordu. Grimalkin en uzaktaki ağaçlara doğru koştu -yani eve en yakın olanlara- ve orada çukuru hemen buldu. Üzeri büyük bir kayayla kapalıydı ama Grimalkin onu sımsıkı tutup yana çekince altındaki karanlık ve pis kokan çukur açığa çıktı. Her ne kadar karanlıkta iyi göre- bilsem de o an hiçbir şey göremiyordum.

“Ayağa kalkabilir misin John Gregory?” diye seslen­di karanlığa. “Kalkabilirsen kollarını uzatabildiğin kadar uzat. Benim, Grimalkin! Çırağın Tom da yanımda.”

Acaba Grimalkin cadı becerileriyle onu görebiliyor mu, diye düşündüm. Tek parça mıydı? Yoksa sadece o delikte olup olmadığını öğrenmek için boşluğa doğru mu sesleni­yordu?

Page 190: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Çukurdan üst üste öksürme sesleri duyuldu; bu, yaşlı bir adamın göğsünü temizleyip soluk alabilme çabalarının sesiydi fakat yine de kutunun içinde aksırıp tıksıran başı anımsadım. Az sonra gerçeği öğrenecektik. Ama o esnada evin oradan başka sesler duyuldu: Bir kadın anlamadığım bir dilde -Romence olsa gerekti- öfkeyle bağırıyordu.

“Acele et, fazla vaktimiz kalmadı!” diye tısladı Grimal­kin çukura doğru.

Aşağıdan bir kez daha öksürük sesleri geldi, fakat bu kez ustam konuştu. Hayatta olduğuna sevinmiştim ama sarf ettiği sözler duymak istediklerim değildi.

“Beni rahat bırak cadı!” diye bağırdı titrek bir sesle. “Be­nim vaktim doldu. Burada ölmeyi tercih ederim.”

Sesinin böylesine yaşlı ve yorgun çıktığını duymak ber­battı. Eğilip çukura baktım ve gözlerim yavaş yavaş ka­ranlığa alışmaya başladı. En sonunda onu görebildiğimde rahatladığımı hissettim. Ustam çukurun yan duvarına yas­lanmış yukarı, bize doğru bakıyordu. Dehşet verici ve yıl­gın görünse de başı hâlâ bedeninin üzerindeydi.

“Henüz işin bitmedi!” dedi Grimalkin. “Kollarını uzat. Düşman yaklaşıyor, harcadığın her saniye hepimizin haya­tını tehlikeye sokuyor!”

“Lütfen efendim!” diye bağırdım. “Eyaletin tamamı teh­dit altında. Kana susamış ecinni ve cadılar batıya doğru ilerlemeyi planlıyor. Siscoi’yi de çağırmaya hazırlanıyorlar. Yardımınıza ihtiyacımız var. Bunu tek başımıza başarama­yız. Bizi yüzüstü bırakmayın. Her şeyin bu şekilde bitme­sine izin vermeyin!”

Page 191: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

191

Bir an için sessizlik oldu. Ardından Bay Gregory’nin uzun uzun göğüs geçirdikten sonra kollarını uzattığını gördüm. Grimalkin anında uzanıp onu çukurun içinden çekip çıkardı.

Ustamı daha önce hiç bu kadar zayıf ve yaşlı görme­miştim. Baştan ayağa titriyor, güçlükle ayakta duruyordu. Cübbesi kendi kanı olduğunu tahmin ettiğim bir sıvıyla lekelenmişti ve boynunda derin diş izleri vardı. Gözlerin­deki yorgunluk ve acı dolu ifadeyse yüreğimi burkuyordu.

Grimalkin tek kelime etmeden onu kaldırıp başıyla kol­ları yere doğru sarkacak şekilde sırtına vurdu.

Tam o esnada kalın sis tabakasının içinden bize doğru yaklaşan ayak sesleri duydum, ama bu saldırı beni çok ha­zırlıksız yakaladı. Yanından geçtiğimiz çukurda bir strigo- ika vardı ve aniden pençesini yüzüme doğru savurduğunu gördüm.

Aceleyle kılıcımı ona doğru savurunca dengemi kaybe­dip öne doğru, dizlerimin üstüne düştüm. Bir an için sonu­mun geldiğini düşündüysem de bu kez düşme sırası ecin­nideydi: Sol gözüne bir bıçak saplanmıştı ve yüzünden kan damlıyordu. İlk atışı yapan Grimalkin ikinci bıçağını ha­zırlamıştı bile. Bir kez daha dönüp Hayalet’i bacaklarından yakaladığı gibi bayır aşağı koşmaya başladı. Ben de kalkıp peşi sıra koştum.

Judd’la birlikte kaçarken önümüze hiçbir engel çıkma­mıştı; oysa bu kez yoğun sisin içinde bizi bekleyen ecinni­ler vardı. İlk kalabalık grubu geçerken Grimalkin karanlık bir silueti bıçağıyla hakladı. Sağ tarafımda devasa bir şey

Page 192: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

hissedip kılıcımı oraya doğru savurunca kılıcın bir şeye çarpmasıyla birlikte anlık bir şaşkınlık yaşadım. Yaratık acı içinde bağırarak yere düştü; bu da moroiler tarafından ele geçirilmiş bir ayıydı.

Sonrasında başımız ciddi anlamda belaya girdi. Düş­manlarımız dört bir yanımızı çevrelemiş, sisin içinde pençe ve dişlerini göstere göstere duruyorlardı; kara büyü kulla­nılarak oluşturulan yoğun sis sayesinde gündüz vakti bile saldırabiliyorlardı.

“Arkamı kolla!” diye bağırdı Grimalkin. “Söyledikleri­mi unutma. Arkamı kolla, gerisini ben hallederim!”

Son derece kıvrak ve zarif hareketlerle dövüşmeye baş­ladı ve her darbesiyle birlikte düşmanlarının kanını akıttı. Fakat arkasını kollamak çok güçtü çünkü asla uzun süre aynı yöne dönük kalmıyordu. Başlangıçta kılıcımı çılgına dönmüşçesine sağa sola savurarak ilerlerken bir yandan da kaygan yamaçta dengemi kaybetmeden düşmanlarımı­zı uzaklaştırmaya çabaladım. Eğilip Kader Kılıcı’nm altın­dan geçerek saldırmaya hazırlanan sivri dişli bir strigoiyi son anda çektiğim bıçağımla haklamayı başardım. Yaratık yüzünü korumak için sağ elini havaya kaldırdı. Bu da üç parmağa mal oldu. Bıçağın adı boşuna Kemik Kesen kon­mamıştı.

Grimalkin sırtında Hayalet’i taşıdığından aynı anda yal­nızca tek bıçakla savaşabiliyordu ama yine de durmaksı­zın kendi etrafında dönüp durarak savurduğu her darbeyle birlikte acı dolu çığlıklar duyuluyordu. Bıçaklarımla kılı­cımı kullanarak onun arkasını kollamaya devam ettim. Bir

Page 193: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

193

ara zamanı yavaşlatmaya çalıştıysam da dövüş öyle hızlı ve öfkeli ilerliyordu ki gerektiği şekilde odaklanmayı başara­madım.

En sonunda Grimalkin’e ayak uydurmayı başaramaz hale geldim. Dört bir yandan sarılmıştım ve çaresizlik için­de düşmanlarımı uzaklaştırmaya çabalıyordum. Kollarım ağrıyordu, tükenmiştim. Tam o esnada Grimalkin bir kez daha yanı başımda beliriverdi. “Şu tarafa!” diye bağırdı. “Beni takip et!”

Katil Cadı önümüzdeki düşman kalabalığını yararak bir kaçış yolu açmıştı ve çok geçmeden düşmanlarımızı arka­mızdaki sisin içinde bırakarak bayır aşağı koşmaya başla­dık.

Karşımıza başka Karanlık’a ait varlık çıkmayınca bir şe­kilde nehrin karşı kıyısına geçmeyi de başardık. Fakat ar­tık burada da güvende olmadığımızı biliyordum. Anlaşma feshedilmişti.

Batıya uzanan ovalar boyunca ilerlerken sokaklar bom­boş ve sessizdi. Acaba henüz gündüz olmasına rağmen kasaba sakinleri evlerine mi kapanmıştı? Yoksa onlar da batıya doğru kaçmışlar mıydı?

“Beni indir,” diye seslendi Hayalet güçlükle. “Yük ol­mak istemiyorum. Bırak yürüyeyim.”

Grimalkin yanıt vermek yerine daha da hızlandı. Evle­ri geride bırakıp patika boyunca ilerledikçe sis dağılmaya başladı ve çok geçmeden kendimizi gün ışığının aydınlat­tığı bir ovada bulduk. Dönüp arkama baktığımda kasa­ba ve nehrin hâlâ sis içinde olduğunu gördüm. Alice ve

Page 194: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

194

Judd görünürde yoktu. Tam endişe etmeye başlıyordum ki uzaktan bize doğru yaklaşmakta olan bir at arabasının ya­nında göründüler.

Onlara yaklaştıkça Grimalkin’i gören Benson’m gözle­rinin dehşet içinde belerdiğini fark ettim. Ancak iyi para almıştı ve Hayalet at arabasına yerleştirildikten sonra atları son sürat sürmeye başladı. Alice vakit kaybetmeden heybe­yi Grimalkin’e uzattı. Arabanın peşi sıra koşmaya başladık.

Artık geri çekiliyorduk fakat bu geçici bir durumdu. Bizi bekleyen tehditle yüzleşmek üzere Todmorden’e dön­mek bizim görevimizdi.

İlk yarım saat boyunca Grimalkin, Alice, Judd ve ben tehlikelere karşı uyanık bir halde at arabasının yanından koştuk, fakat sonra Benson bize doğru döndü.

“Bu hızla devam edersek atlar çatlar!” diye bağırdı başı­nı iki yana sallayarak.

Hayvanlar ter içindeydi ve Grimalkin’in bir baş işaretiy­le arabacı dizginlere asıldı, atları yavaşlatıp tırısa geçirdi. Karanlık çöktükten sonra nöbet değişimi yaparak birkaç saat dinlendik. Çok geçmeden yeniden yola koyulduk. Beklediğimiz saldırı gerçekleşmedi ve saatler geçtikçe Chipenden’e iyice yaklaştık.

Normalde şimdiye kadar endişelerim çoktan yatışmış olurdu, fakat Romanyalı varlıklar güçlerini birleştirdiğinde bize burada bile ulaşabilirlerdi. Hiçbir yer güvenli değildi.

Page 195: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M 19

A N L A Ş M A N I N E S A S L A R I

Chipenden’deki ilk gece olaysız geçtiyse de düşmanla­rımızın çok yakında yeniden saldırıya geçeceğine emin ol­duğumuzdan tetikte kalmaya devam ettik. Ustamın duru­mu iyi değildi, şafak sökmesine birkaç saat kala acı içinde bağırdığını duydum.

Henüz yatak olmadığından Hayalet’e mutfak zemininde olabildiğince rahat bir yer yatağı yapmaya çalışmıştık. So­ğuktan korumak için yer döşemesine serdiğimiz samanla­rın üzerinde battaniyelere sarılı bir halde yatıyordu. Apar topar yanma koşunca uykusunda homurdandığını duy­dum. Çukura kapatılma ve kanının emilme anlarında yaşa­dığı dehşeti anımsatan bir kâbus görüyor olmalıydı. Önce onu uyandırmayı düşündüysem de çok geçmeden sesleri azaldı ve soluk alıp verişi düzene girdi.

Sonrasında bir türlü uykuya dalamadım. Havanın aydın­lanmasıyla birlikte uyuşan bacaklarımı açmak ve yeni evde­ki çalışmaları kontrol etmek üzere dışarı çıktım. Yeni çatı tamamlanmıştı ve kapılarla pencereler de yerlerine takıldı­ğından en azından hava koşullarına karşı korunaklıydık.

Page 196: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

196

İçerideyse daha yapılacak çok şey vardı. Üst kattaki ya­tak odalarının döşemeleri neredeyse tamamen yandığın­dan henüz kullanılacak durumda değildi. Bu da marango­zun sıradaki işiydi. Ancak ustamın öncelikler listesinde üst sıralarda bulunan kütüphane elden geçirilmişti.

Ardından kahvaltıdan önce ustamın durumunu görmek için bir kez daha yanma gittiğimde onu sırtını duvara ver­miş, şömineye bakarken buldum. Bir yanında yarısı dolu çorba kâsesi duruyordu. Diğer yanındaysa Yaratıklar Ki­tabı.

Şöminede kütükler yanıyordu ve az eşyalı olmasına rağ­men mutfak oldukça neşeli ve sıcaktı; yine de ustam üz­gün ve endişeli görünüyor, yanmakta olan ateşe rağmen titriyordu.

“Daha iyi misiniz?” diye sordum.“Evet, daha iyiyim evlat,” dedi zayıf ve titreyen bir ses

tonuyla. “Ama pek iştahım yok ve dün gece neredeyse gö­zümü kırpmadım... Bir ara dalmışım ve yine o aynı kor­kunç rüyayı gördüm. Bundan böyle deliksiz bir uyku çeke­bileceğimi sanmıyorum.”

“En azından artık güvendesiniz,” dedim. “Gerçekten öl­düğünüzü düşünmüştüm.”

Onu Bayan Fresque’nin kütüphanesinde bıraktığımdan bu yana ilk kez karşılıklı konuşuyorduk ve kesik başı ol­duğunu sandığım şeyle yaptığım konuşma da dahil olmak üzere olup bitenleri hızlıca anlattım.

Page 197: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

197

“Ben de aynı şeyi düşündüm evlat, yani bunun gerçek­ten olduğunu. Başımı keserlerken korkunç bir acı hisset­tim ve sonra o kutuya kapatıldım. Güçlükle soluk alıp ve­riyordum. Karanlık’a karşı yıllardır yürüttüğüm mücadele­de, yaşadığım en kötü deneyim buydu.

Sonra kendimi çukurda buldum ve başımın hâlâ yerinde olduğunu fark ettim. Bu beni rahatlatmalıydı, fakat kanımı emmeleri de en az bunun kadar kötüydü, tik ısırıktan son­ra pek bir acı hissedilmese de çaresiz ve zayıf bir şekilde o dehşet verici yaratığın eline düşmek, yaşam enerjim emi­lirken kalbimin güçlükle çarptığını hissetmek korkunçtu.”

Hayalet gözlerini kapatıp bir süre öyle bekledikten son­ra derin bir nefes alarak konuşmasına devam etti. “Şeytan’ı bağlayarak Karanlık’ı ciddi anlamda zayıflattığımızı düşün­müştüm, ama son derece dayanıklı görünüyor. Hatta şim­diye kadar hiç olmadığı kadar güçlenmiş bile olabilir. Mona Adası’nda Kemikli Lizzie’yi hakladık, sonra İrlanda’da keçi büyücülerinin Pan’ı çağırmalarına engel olduk ve Şeytan’m başını kestik. Fakat yine de yendiklerimizin yerini hep ye­nileri aldı. Ve şimdi de Romanyalı yaratıklar Eyalet’i tehdit ediyor. Yine de gördüğüm kadarıyla yapman gerekenleri hakkıyla yapmışsın evlat. Seninle gurur duyuyorum. Şim­diye dek çalıştırdığım en iyi çıraksın, tabii bunu söylediği­mi Judd Brinscall duymamalı,” dedi gülümseyerek.

Bunun üzerine otuz iki dişimi göstere göstere gülüm­semeye başladım. Ustam nadiren övgü dolu cümleler ku­rardı.

Page 198: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

198

m

Coşkuya kapıldığımı görünce kaşlarını çattı. “Bu söz­lerim seni şımartmasın evlat, hâlâ alman gereken çok yol var. Şimdi beni iyi dinle; hayatta kalma şansımızı arttırmak için yapabileceğimiz birkaç şey var!”

Yüzümdeki gülümsemeyi silip başımı salladım.“Ecinni ve cadılar neredeyse her zaman geceleri saldı­

rır. İlk olası saldırıdan önce hâlâ birkaç saatimiz var. Şimdi köye inip demirciden üç tane bıçaklı asa yapmasını iste; biri senin, biri benim ve biri de Judd için... Ona durumun çok acil olduğunu ve hava kararmadan almaya geleceğini söyle. Öleceksem de savaşarak ölmeyi yeğlerim! Ardından manav, bakkal ve kasaba da uğrayarak her zamanki yiye­cek siparişimizi al.

Yapabileceğin bir şey daha var. Bu oldukça zorlu olsa da denemeye değer. Öcüyü anımsıyor musun? Onu bulup buraya gelmeye ikna edebilirsin. Onunla yeni bir anlaşma yapabilirsin.”

Ustam gençliğinde, sözü geçen öcüyle bir anlaşma yap­mıştı; anlaşma evin çatısı sağlam kaldığı sürece geçerli ola­caktı. Yani yangın bu anlaşmayı geçersiz kılmıştı.

“Onu nasıl bulacağım?” diye sordum.“Zor olacak evlat, ama fazla uzağa gitmiş olamaz. Güç

hatlarını takip etmen gerek. İçgüdülerim kuzey-güney ek­senindeki hattı takip etmiş olabileceğini söylüyor. Kimse­nin bir öcü şikâyetiyle kapımı çalmamasından, buranın gü­neyinde terk edilmiş bir binaya sığındığını tahmin ediyorum ya da belki insanlar ona katlanıyordun Kim bilir evlat, belki

Page 199: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

199

de şu anda bir başkası için kahvaltı hazırlıyordur! Güç hat­tı boyunca ilerleyip neler olduğunu öğren. Belki de onunla ilk kez karşılaştığım yer olan eski ahşap değirmene gitmiş­tir. Öcüler alışkanlıklarına bağlı yaratıklardır ve sıklıkla bir zamanlar rahat ettikleri yerlere dönerler.”

Güç hatları, öcülerin bir yerden bir yere giderken kul­landıkları görünmez bağlantı noktalarıydı. Hayalet haklı olabilirdi. ‘Tahmin’ ettiğini söylemişti, ama içgüdüleri ge­nelde doğru çıkardı.

“Harita olmadan bu hattı takip edebilir misin?” diye sordu. “Yoksa bir harita çizmemi ister misin?”

Hayalet’in haritaları yangında kaybolmuştu, fakat bu güç hattını daha önce ustamla birkaç kez katetmiştim. “Yolu hatırlayabilirim,” dedim.

“Yaratık Kitabı’nda öcüyle yaptığım anlaşmaya dair de­tayları okudun mu?”

“Şöyle bir göz gezdirdim ama detaylıca okumadım,” diye itiraf ettim.

“Çok fazla göz gezdiriyor ve çok az okuyorsun evlat. Bu da senin hatalarından biri! O halde şimdi oku. Faydası olabilir,” diyerek kitabı bana uzattı.

Vakit kaybetmeden öcülerle ilgili bölümü açtım. Bir öcüyle baş etmenin dört aşaması vardır: pazarlık, korkutma, bağlama ve öldürme. Bu aşamalardan ilk ikisi öcü üzerin­de işe yaramamıştı. Ustamın bunu kabullenmesi için başına korkunç bir darbe alıp yanaklarına dikişler atılması gerek­mişti. Anlaşmanın esaslarını dikkatli bir şekilde okudum:

Page 200: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

200

Sonraki gece korku içinde mutfağa girip görünmez öcüyle konuştum.

“Ödülün benim bahçem o lacak!” diye bağırdım. “Ye­mek pişirmek, bulaşık yıkam ak, temizlik yapm ak ve etrafı toplamanın yanı sıra evle bahçeyi de her türlü tehdit ve yabancılara karşı koruyacaksın.”

Öcü bunun üzerine homurdandı, sorumluluk alanını bahçeyi de kapsayacak şekilde genişlettiğim için sinirlen­mişti. Vakit kaybetmeden konuşmaya devam edip bunun karşılığında alacağı ödülden bahsettim.

“Fakat bunun karşılığında bahçe aynı zamanda senin bölgen olacak. Çukurlara kapatılmış ya da zincire vurul­muş yaratıklar ya da benim gelecekteki çıraklarım dışında karanlık çöktükten sonra oraya girecek tüm yaratıkların kanı şenindir. Fakat eğer bahçeye izinsiz giren kişi bir in­sansa öncelikle üç kez uluyarak onu uyarmalısın. Bu da evimiz dimdik durduğu müddetçe aram ızda geçerli olacak bir anlaşm a!”

“Öcüyü bulabilirsem sizce bu anlaşmayı kabul eder mi?” Hayalet sakalını sıvazladı. “Öcüler söz konusu olduğun­

da ne kadar çok verirsen o kadar çok isterler, o yüzden daha başka bir şey düşünmen gerek. Bir öcüyle muhatap olurken atılacak en mantıklı adım pazarlık yapmaktır. Fakat eğer onu yeniden bahçeye ve eve geri getirebilirsek buraya gele­bilecek strigoi ve strigoikalarm bazılarıyla da başa çıkabilir. Karşılaştığım ecinnilerden bazılarının aksine onlar bir kez bir insan bedenine girdiler mi daha korunmasız oluyorlar.”

Page 201: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

201

“Peki ya cadılar?” diye sordum.“Cadılar küre biçiminde saldıracak olurlarsa durum

daha zorlu olabilir; tabii bir de Siscoi var: Kadim Tanrılar­dan birinin karşısında öcünün hiç şansı yok.”

Üç yıl önce öcü bahçemizi Zehir adı verilen kötücül bir varlığa karşı korumuştu. Bu süreçte yaralanmasına rağmen hayatta kalmıştı. O dönemde Zehir sürekli güçlenmekteydi, fakat yine de onun gücü Kadim Tanrılarla kıyaslanamazdı.

“Yine de değer,” diye devam etti ustam. “Bulabileceği­miz her türlü yardıma ihtiyacımız var.”

“Ben kahvaltıdan sonra köye inip demircinin bize asa hazırlamasını isteyeceğim,” dedim. “Sonra da öcü avına çı­karım.”

Hayalet başını iki yana salladı. “Üzgünüm evlat ama çok yakında Karanlıkla yüzleşeceksin. Yanma birkaç dilim peynir al. Şimdilik bu kadarıyla yetinmek zorundasın.”

Midem açlıktan guruldamaya başlamıştı bile ve sessizce homurdandım.

“Biliyor musun evlat, o çukurda ölümün peşimi bırak­ması için yalvarırken düşünecek çok vaktim oldu. Her ne kadar eskiden Karanlık’a gereğinden fazla yaklaştığın için seni suçladıysam da aslında benim de senden farkım yok­tu. Şimdiye kadar seni hep genç Alice’e karşı uyarıp dur­mamın nedeni Meg’le yakınlaşarak kendi sorumlulukları­mı aksatmamdı.. .”

Sustu. Meg bir lamia cadısıydı, aynı zamanda ustamın hayatının aşkıydı. Uzun yıllar birlikte yaşamışlardı, ama sonunda cadı Yunanistan’a dönmüştü.

Page 202: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

202

“Bunların çoğuna karşı zihnimi kapatmıştım,” diye de­vam etti, “fakat Karanlıkla olan ilişkimin bundan daha önce başladığını itiraf etmeliyim. Öcüyle yaptığım anlaşma bunun başlangıcıydı. O, karşı taraftan edindiğim ilk müttefikti, beni sonunda Grimalkin’le işbirliğine götüren yolda ilk adım.”

Aklım karışmıştı. Ustam neler söylüyordu? “O halde öcü­yü aramamı istemiyorsunuz, öyle mi? Fikrinizi mi değiştir­diniz”

“Hayır evlat, onu bulup bir anlaşma daha yapman çok önemli. Karanlık’ı yenmenin bir yolu da Karanlık’ı kullan­maktır; biz de bunu yapmalıyız. Bu durumdan hiç memnun değilim. Hayatım boyunca korumaya çalıştığım ilkelerden, hayatta kalabilmek için vazgeçmemiz gerekiyor. Bu çok ama çok üzücü bir durum. Neyse, hadi şimdi git, ama ne yap yap hava kararmadan dönmeye çalış.”

Aniden ciddi bir ifade takındı. “Judd’m yaptıklarını af­fettim ve umarım sen de aynısını yapabilirsin evlat. Kimse mükemmel değildir ve birlikte çok şey yaşadık. O strigoi çu­kurlarından birine ben de girdiğimden onu anlayabiliyorum. Ailesine dair yöneltilen tehditler de cabası... Yani eski def­terleri kapatalım artık, olur mu?”

Başımı aşağı yukarı salladım. Olanların geçmişte kaldığı­nı biliyordum. Judd’ı affetmek için elimden geleni yapsam da bu çok güçtü.

“Kahvaltıdan sonra Judd askerlere Todmorden’deki teh­likeden bahsetmek üzere Burnley’deki kışlaya gidecek,” diye devam etti Hayalet. “Şansımız yaver giderse söyleyecekleri­ni dinleyip araştırma yapmak üzere oraya birlik gönderirler.

Page 203: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

203

Gücümüzü toplarken bir şeyler yapmalıyız. Bu en azından düşmanlarımızın temkinli olmasını ve birkaç hayatın kurtul­masını sağlayabilir.”

Grimalkin, Judd ve Alice bahçede pişirdikleri sucuk ve yumurtaları yiyorlardı. Ben de bu ziyafete iştahla baktım. Köpekler beni gördüklerine sevinerek koşa koşa yanıma gel­diler, onları sevip okşadım. Sonra ateşin yanma oturup ben­den istenenleri anlattım.

“Denemeye değer,” dedi Judd. “Öcüyü özlüyorum, Chi- penden’deki çıraklık günlerime dair en iyi hatırladığım şey o. Öcü buraya ait, savunmamızı da kesinlikle güçlendirecektir.”

“Ben de seninle geleyim,” diye önerdi Alice.“Evet, ikiniz birlikte daha güvende olursunuz,” dedi Gri­

malkin, ayağa kalkıp heybesini omzuna asarken. “Sonrasın­da olası bir saldırı olup olmadığını görmek için etrafı ko­laçan ederim. Nerede olduğumuzu keşfetmek için bir öncü birlik göndermiş olabilirler.”

“Yani John Gregory’ye göz kulak olmak için Burnley’den bir an önce dönsem iyi olacak gibi görünüyor,” dedi Judd. “Buradaki çiftçilerden bana bir at verecek olur mu diye so­ruşturacağım. O halde güneş batmadan birkaç saat önce bu­rada buluşma konusunda anlaştık, değil mi? Eğer zamanın­da gelemeyecek olursam buna güvenebilir miyim?”

Ona söz verdikten sonra Alice’le birlikte köye doğru yürümeye başladık. Köpekleri de yanımıza almak isterdim fakat bu pek mantıklı olmazdı. Köpeklerle öcüler iyi anla­şamazlar, onları yanımızda götürmek hayatlarını tehlikeye atmak olurdu.

Page 204: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

204

Alice’le hiç konuşmadan yürüyüş yaparken bile genellik­le kendimi çok rahat hissederdim. Daha önce hiç sessizli­ği bozma ihtiyacı duymamıştım. Fakat bu kez kendimi ra­hatsız hissediyordum. Zamanımız azalıyordu; Şeytan’ı yok etme ayinine beş aydan daha kısa bir süre kalmıştı. Onun Karanlık’a gidecek olması fikri bana acı veriyordu, fakat giz­lediğim gerçekler çok daha kötüydü: Aradığı kutsal nesne, -Dolorous adı verilen üçüncü kahraman kılıcı, Keder Bıça­ğı- canını almak üzere kullanılacaktı.

Alice bana tuhaf tuhaf bakıyordu. Şeytan’ı yok etmek için kurban edilmesi gerektiğini öğrenmiş olabilir mi, diye dü­şündüm. Yaptığı büyülerle neler başarabileceğini kim bilebi­lirdi? Köye vardığımızda rahatladığımı hissettim.

Savaş sırasında düşman birlikleri Chipenden’e girmiş­ti. Evler yakılmış, insanlar katledilmiş ve hayatta kalabilen köylüler oradan kaçmıştı. Binaların yeniden inşa edildiğini ve evlerde yaşamaya başlayanlar olduğunu görmek çok gü­zeldi. Demirciye uğrayıp akşamüzeri almak üzere üç tane asa sipariş ettim. Ardından sırasıyla manav, fırın ve kasaba gidip Hayaletin evinde işlerin normale dönmeye başladığım ve gün sonuna kadar her zamanki siparişlerimizin hazırlan­masını istedim.

Bunu da yaptıktan sonra dikkatimizi Hayaletin bir sonra­ki talimatına verdik. Öcüyü bulup Chipenden’deki eve dön­mesi ve orayı tekrar koruması için ikna etmem gerekiyordu.

Page 205: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M 20

E S K İ G Ü N L E R D E K İ G İB İ

Hayalet’in öcüyü belirttiği güç hattı üzerinde bulacağı­mıza dair içgüdülerine güvenerek Alice’le Hayalet’in evinin güneyine doğru yola koyulduk.

Böylesine güneşli bir bahar sabahında yürüyüş yapmak çok keyifli olsa da Alice’in yanında kendimi rahatsız his­sediyordum. Sığ nehir geçitlerini kullanarak kıvrıla kıvrı­la ilerleyen nehri iki kez aştık ve öcünün bulunabilmesi muhtemel yerlerden ilkine ulaştık: iyice sarkmış olmasına rağmen çatısı hâlâ sağlam duran eski bir ahır.

“Uzun süredir kullanılmamış,” dedi Alice. “Bence ümit vaat ediyor. Bir öcünün yaşamak için seçebileceği bir yer.”

“O halde daha yakından bakalım,” diye önerdim.Binanın etrafında bir tur attıktan sonra içeri girdik. Sa­

çak altlarında kuş yuvaları vardı, fakat cıvıltılarının dışında etrafta çıt çıkmıyordu. Karanlık’a ait bir varlığın yakınlarda olduğunu hissetmiyordum.

Güneye ilerlemeye devam ettik ve en sonunda güç hat­tı boyunca yaptığım son yürüyüşten hatırladığım küçük bir kulübeye vardık. O zaman burada bir çiftçi, karısı ve çocuğuyla birlikte yaşıyordu ama sonrasında araya savaş

Page 206: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

206

girdi. Kapı ve pencereler kırılmış, kulübeden geriye sadece iskeleti kalmıştı; çatı da ilk fırtınada yıkılacak gibi görünü­yordu.

İçeri girip kararmış kirişlere baktım. Öcünün burada yaşadığına dair hiçbir şey hissetmediysem de başka bir şey buldum. Köşede belli belirsiz bir parıltı görüldü ve en fazla beş yaşındaki bir çocuğun ruhu beliriverdi. Üzerinde kan lekeleriyle kaplı beyaz bir elbise vardı. Yanaklarından yaş­lar süzülürken kollarını uzatıp yürek parçalayıcı bir sesle anne ve babasını çağırıyordu.

Anne babasını burada çıkan yangında kaybetmiş olabi­lirdi. Ya da askerler tarafından öldürülmüş olabilirlerdi. Ama bu küçük kızın hayaleti, savaşın bu kulübeye ulaştığı o korkunç güne kadar sevip koruyan anne babasını aramak üzere bir zamanlar mutlu olduğu yere geri dönmüştü.

“Ah! Ona yardım et Tom. Yardım et, lütfen!” diye bağır­dı Alice, kolumu sımsıkı kavrarken yanaklarından yaşlar süzülüyordu. Alice cadı güçlerini gitgide daha fazla kulla­nıyor olsa da yüreği hâlâ olması gerektiği gibi çarpıyordu. Görebildiğim kadarıyla kötücül bir cadıya dönüşmekten çok ama çok uzaktı.

Hayalete yaklaşıp yanma eğildim. “Beni dinle,” dedim usulca. “Lütfen ağlama ve beni dikkatlice dinle. Ben sana yardım etmek için buradayım. Her şey yoluna girecek, ger­çekten.”

Kız ağlamaya devam edince bir kez daha denedim.“Anne babana kavuşmak istemez misin?” diye sordum.

Page 207: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

207

“Sonsuza dek onlarla birlikte olmak istemez misin? Sana ne yapman gerektiğini söyleyebilirim. Bu çok kolay.”

Çocuk, gözlerini elinin tersiyle sildi. “Nasıl?” diye so­rarken alt dudağı hâlâ titriyordu, fakat bu kez yüzünde bir umut ışıltısı görülüyordu.

“Tek yapman gereken geçmişte kalan mutlu anıların­dan birini düşünmek.”

“Hangisi? Hangisi? Öyle çok var ki. Askerler gelmeden önce çok mutluyduk,” diye yanıtladı. “Mutlu, mutlu, mut­lu ... Biz hep mutluyduk.”

“Gerçekten çok özel bir an olmalı. İyi düşün. Hepsin­den daha önemli ve özel bir anın yok mu?” diye ısrar ettim.

Çocuk başını aşağı yukarı salladı. “Annem doğum gü­nümde bana beyaz bir elbise almıştı. Babam da beni omuz­larında taşıyordu!”

“Elbise bu mu?” diye sordum. “Yani şu an üstünde olan?”

“Evet! Evet! Annem bu elbiseyle tıpkı bir prenses gibi göründüğümü söylemişti ve babam da başım dönünceye kadar beni döndürüp durdu.”

Çocuk hatırladığı bu güzel anıyla birlikte gülümsemeye başladıkça üzerindeki kan lekeleri silindi ve elbisesi bem­beyaz oldu.

“Annenle babanı görebiliyor musun?” diye sordum usulca. “Işığa doğru bak!”

Yanaklarından bir kez daha yaşlar süzüldü, fakat bu kez gülümsüyordu, bunlar mutluluk gözyaşlarıydı. Annesiyle

Page 208: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

208

babasının orada onu beklediklerini, kollarını uzatmış yan­larına gelmesi için onu çağırdıklarım biliyordum.

Küçük kız bana sırtını dönüp yürümeye başladı. Çok geçmeden silinip gözden kayboldu.

Alice’le birlikte sessizce yürümeye başladık. Kendimi mutlu hissediyordum ve aramızdaki gerginlik sanki uçup gitmiş gibiydi. Kimi zaman hayalet çırağı olmak güzeldi, kendimi gerçekten iyi bir şey başarmış gibi hissediyordum.

On dakika sonra ahşap değirmene vardık. Hayalet’in de bahsettiği gibi öcüler gerçekten de alışkanlıklarına düşkün yaratıklardır. Bir zamanlar burada rahat ettiği için tekrar buraya dönmüş olma olasılığı son derece yüksekti.

Değirmenin giriş kapısı menteşelerinden çıkmıştı ve atölye bomboştu. Etrafta ne şiddet ne de gelişigüzel bir yıkıma dair herhangi bir belirti vardı. Değirmen, düşman devriyelerinin yaklaştığı haberi geldiğinde terk edilmiş­ti muhtemelen. Ve çalışanlar bir daha geri dönmemişti. Eyalet’te hayat hâlâ normalden çok uzaktı.

Atölyedeki uzun çalışma sehpasına yaklaşırken en­semden sırtım boyunca bir ürperti yayıldığını hissettim, Karanlık’a ait bir varlığın yaklaştığını biliyordum. Hemen ardından öyle yüksek bir kedi mırıltısı duydum ki raflar­daki ahşap törpüleriyle keskiler oldukları yerde titreme­ye başladı. Bu kedi öcüydü ve bu şekilde mırlaması iyi­ye işaretti. Demek beni hatırlıyordu. Bunun üzerine vakit kaybetmeden yüksek ve kararlı bir ses tonuyla konuşarak pazarlık etmeye başladım.

“Ustam John Gregory, Chipenden’e dönmeni istiyor. Ev onarılıyor ve çatısı tamamlandı bile. Geçmişteki çalışmaların

Page 209: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

209

için sana minnettarız ve işbirliğimizin gelecekte de aynı şe­kilde devam edebilmesini umuyoruz.”

Uzun bir sessizliğin ardından öcünün ahşabı çizdikçe çıkardığı tırnak seslerini duydum. Görünmez pençeleriy­le duvara dayalı büyükçe bir kütüğü tırmalıyor olmalıydı. Sesler kesildiğinde öne çıkıp yazdığı yanıtı okudum:

Gregory yaşlı ve yorgun. Gelecek sana ait. Anlaşmayı biz yapalım.

Ustamın bu konuda ne düşüneceğini bilmediğimden duraksadım.

“Kabul et Tom !” diye ısrar etti Alice. “Gelecek serisin: yakında Chipenden’deki hayalet sen olacaksın. Buna hiç şüphe yok, öcü mantıklı konuşuyor!”

Alice’in sözleri üzerine yaratık yeniden mırlamaya başladı. Önemli olan kaçınılmaz saldırıdan önce, öcüyü Chipenden’e gelmeye ikna etmekti.

“Kabul ediyorum!” diye seslendim. “Anlaşma seninle benim aramda olacak.”

Görünmez pençelerin ahşaba sürtünme sesi tekrar du­yuldu. Yazdıklarını okuyunca ümitsizliğe kapıldım.

Bedelim bu kez daha yüksek. Bana daha fazla ödeme yapmalısın.

Hayalet haklıydı. Öcü artık eski anlaşmanın şartla­rından memnun değildi. Hızlı düşündüm. Daha fazla ne önerebilirdim? Aniden aklıma bir şey geldi. Öcü güç hatları

Page 210: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

210

boyunca hareket edebilirdi ve evin içinde farklı yönlere gi­den pek çok güç hattı vardı.

“Bahçeye girmeye çalışan karanlık varlıkları öldürme nin yanı sıra,” diye söze girdim, “senin için bir işim daha var. Bazen Karanlık’a ait varlıkların peşine düştüğümde kendimi büyük tehlikelerle karşı karşıya bulabiliyorum; o zaman benimle omuz omuza çarpışman için seni çağıraca­ğım. Düşmanlarımı öldürüp kanlarını içebileceksin! Senin adm ne? Seni çağırabilmem için adını bilmeliyim!”

Öcü pençelerini kullanarak ahşabın üzerine yeniden biı şeyler yazmadan önce epey bir süre geçti. Belki de adını söylemeye çekiniyordu? Ama en sonunda şöyle yazdı:

Kratch!

“Başım belaya girdiğinde üç kez adını sesleneceğim!” dedim.

Bir kez daha o tok mırıltıyı duydum. Fakat sonra ekle­mem gereken bir başka koşul daha olduğunu fark ettim. “Bahçede korunması gereken şeylerin yanı sıra üç tane de kurt köpeği var. Onlara zarar verilmemeli. Onlar bizim dostumuz. Ayrıca bahçeye giren ziyaretçilere de zarar ver­memelisin. Anlaştık mı?”

Mırıltı daha derinden geldi ve pençelerin ahşap üzerin­de hareket etmeye başladığı duyuldu.

Anlaşma ne zamana kadar geçerli olacak?

Yanıt hemen aklıma geldi. Düşünmeme dahi gerek yok­tu. Sanki benim yerime bir başkası konuşuyordu.

Page 211: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

211

“Anlaşma ölümümden üç gün sonrasına kadar geçerli olacak. Bu süre boyunca dostlarımı koruyup düşmanları­mın kanını içmeksin. Sonrasında gitmekte özgürsün!”

Aniden öcü karanlığın içinde beliriverdi, iri yarı bir kedi biçimindeydi. Gözlerinden biri kördü ve üzerinde di­key bir yara izi vardı. Bu yarayı Zehirle savaşırken almış olsa gerekti. Öne çıkıp bacaklarıma sürtünürken bir yan­dan da mırıldanmaya devam ediyordu. Fakat sonra gözden kayboluverdi.

“Başardın Tom !” diye bağırdı Alice.Kendimden hoşnut bir ifadeyle ona gülümsedim. “Eve

dönünceye dek kesin emin olamayız Alice, ama umutlan­dığım kesin!”

“O öcüyü sana yardım etmesi için gerçekten çağırır mısın Tom?” diye sordu Alice. “Bunu yaparsan ev korumasız kalır.”

“Bu doğru,” diye onayladım. “Bunu ancak hayatım ger­çekten tehlikede olursa yaparım. Ve Siscoi’yle yüzleşmesi için çağırmayacağım da kesin.”

Vakit kaybetmeden köye doğru yola koyulup demir­ciden asalarımızı aldık. Her zamanki gibi mükemmel bir iş çıkarmıştı ve ücreti hemen orada ödedik. Ardından üç dükkâna daha uğrayıp erzaklarımızı aldım; sebze, pastırma, jambon ve yumurta... Ayrıca fırından taze ekmek de aldım. Yiyecek dolu heybeyi ben, üç asayı ise Alice taşıyordu.

Chipenden’e yaklaştıkça kendimi güvende hisset­mem gerekirdi fakat ben rahatsız hissediyordum. Todmorden’den bu yana takip edildiğimize emindim; Şeytan’ın hizmetkârları arayı kapıyor olmalıydı.

Page 212: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Eve uzanan yolda yürürken ileride bir silüet görünce kalbim yerinden fırlayacakmış gibi çarpmaya başladı. Fa­kat sonra bunun sırtında heybe taşıyan uzun boylu bir kadın olduğunu fark ettim: Grimalkin! Katil Cadı kapıya yaslanmıştı. İçinde Şeytan’m başı bulunan heybeyi omzuna atmıştı; onu asla gözünün önünden ayırmıyordu. Gülüm­seyerek sivri dişlerini gösterdi.

“Başardın,” dedi. “Düşmanlarımızı koklamak üzere dı­şarı çıktım, ama döndüğümde bahçeye adımımı atar atmaz bir hırıltı duydum. Öcü geri döndü ve kana susamış du­rumda! Benden pek hoşlandığını sanmıyorum.”

Çiftlik kapısından geçip yokuş yukarı yürüyerek bahçe­ye ulaştık. Orada durduk ve ben ağaçlara doğru seslendim: “Yanımdaki, misafirimiz Grimalkin. Onun buradan güven­li bir şekilde geçmesine izin ver ve bana nasıl davranırsan ona da öyle davran!”

Bir süre duraksadıktan sonra temkinli adımlarla bahçe­ye girdim. Tehditkâr bir hırlama duyulmadı. Öcü anlaşma­mızın kurallarına uyuyordu. Alice için konuşma yapmaya gerek yoktu; Hayalet bunu çok daha önce yapmıştı. Judd da güvendeydi; Hayalet’in yanında çıraklıklarını tamamla­yan hayaletler genellikle bahçeye rahat rahat girip çıkabi­lirlerdi.

“Düşmanlarımıza dair herhangi bir işaret gördün mü?” diye sordum Grimalkin’e eve yaklaşırken.

Başını iki yana salladı. “Hiçbir şey. Güneydoğuya, ne­redeyse Accrington sınırına kadar gittim fakat hiçbir şey

212

Page 213: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

213

bulamadım. Cadılar küre biçiminde gelmedikleri müddet­çe şafaktan önce yeni bir saldırı olasılığı az.”

Mutfakta Hayalet’in yeni bir masa ve altı sandalye alıp bunları şöminenin hemen karşısına yerleştirmiş olduğunu gördüm. Ustam artık ayaklanmıştı ve bir yandan tek eliyle sandalyelerden birine yaslanırken öte yandan gülümsüyordu.

“Kendinizi daha iyi hissediyor musunuz?” diye sordum.“Kesinlikle öyle evlat,” diye yanıtladı. “Öcüyü geri ge­

tirmeyi başarmışsın. Ve bize erzak da getirmişsin,” diyerek yere bıraktığım çuvalları başıyla işaret eti. “Umarım yarın sabah bize bir şeyler hazırlar. Tıpkı eski günlerdeki gibi!”

Judd Brinscall hava kararmadan bir saat kadar önce dön­dü. Burnley’deki kışlaya yaptığı yolculuk başarılı geçmişti. Görünüşe bakılırsa son birkaç ay içinde gerçekleşen tuhaf ölümlere dair raporlar kışla kumandanının kulağına kadar gitmişti ve Judd’ın anlattıklarıyla birlikte kararını vermiş­ti. Todmorden’e gönderilmek üzere kalabalık bir birlik hazırlanacaktı. Tabii birkaç günlük bir gecikme yaşana­bilirdi. Boştaki tüm askerler savaş sonrasında Clitheroe’yi işgal eden hırsızlık çetelerinin kökünü kurutmakla meş­guldü. Çok geçmeden asayişi sağlayacakları kesindi, fakat Karanlık’a ait varlıklara mücadele etme konusunda dene­yimleri yoktu. Todmorden’de onları bekleyen durumla başa çıkabileceklerine dair şüphelerim olsa da bu düşünce­lerimi kendime sakladım, içimizden birinin askerlerle ile­tişime geçerek onlara bazı uyarılarda bulunması iyi olurdu, fakat önce geceyi sağ salim atlatmalıydık.

Page 214: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

214

Geceyi bahçede geçirdik. Hiç zor olmadı, hava oldukça sıcaktı. Her ne kadar hâlâ güçsüz olsa da Hayalet de ar­tık yürüyebiliyordu. Öcüyü geri getirebildiğim için beni kutladı. Benimle anlaşma yapma konusunda ısrar ettiğini söyleyecek cesareti bulamadım. Neler olduğunun önemi yoktu ve bu durumu bilmesi gerekmiyordu.

Sırayla nöbet tuttuk. Hayalet, Judd ve ben uyurken bile asalarımızı yanımızdan ayırmadık. İlk nöbet benimdi ve bahçenin otlarla ağaçların birbirine karıştığı sınırında dolaşıp durdum. Vakit geçirmek için ölü cadıların hâlâ mezarlarında güvenli bir şekilde bağlı olup olmadıklarını kontrol etmek üzere doğudaki bahçeye geçtim. Her şey yo­lundaydı.

Yaklaşan strigoi tehlikesine karşı öcünün tetikte oldu­ğunu bilmek biraz olsun rahatlık sağlıyordu. En büyük korkum Siscoi’nin cadılar tarafından dünyamıza çağırıla­rak Şeytan’ın başını geri almak üzere yola koyulmuş olma olasılığıydı. Kan çukuruna tuz ve demir dökmenin onu ya­vaşlatmış olmasını umuyordum.

Grimalkin ikinci nöbeti devralınca ben biraz uyumaya çalıştım. Sürekli olarak uykuya dalıp dalıp irkilerek uyanı­yordum. Korkunç bir uluma apar topar uyanmama neden olduğunda nöbetin bir kez daha değiştiğini hayal meyal anımsıyordum.

Bir şey bahçeye girmişti ve öcü tarafından kovalanıyor­du.

Page 215: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

215

B Ö L Ü M 21

B O Ş G Ö Z Y U V A L A R I

Asamı kaptığım gibi ayağa fırladım, hemen yanımda us­tam da ayağa kalkmaya çabalıyordu. Onu kolundan tutup ayağa kaldırdım. Biri ağaçlara doğru koşuyordu. Bu koşuşu tanıyordum, öcünün uyarı hırıltısı bir kez daha yükselir­ken Grimalkin tehlikenin kaynağına doğru koşuyordu.

Alice hemen yanımdaydı fakat Judd Brinscall etrafta yoktu. Nöbet sırası ondaydı ve bahçenin herhangi bir ye­rinde olabilirdi.

“Gidip Judd iyi mi bir bakayım,” dedim.“Hayır evlat, burada kal. Başı beladaysa bile öcü orada

ve cadı da çok geçmeden oraya varmış olur.”“Bu doğru Tom,” dedi Alice ilk kez Hayaletle hemfikir

olarak. “En iyisi burada beklemek.”Aniden öcü üçüncü kez kükredi. Hemen ardından da

başladığı gibi kesiliveren tiz bir çığlık duyuldu. Çok geç­meden biri bize doğru koşmaya başladı. Asamı hazırladım, Hayalet de aynısını yaptı. Gelenin Judd olduğunu görünce rahatladık.

“Batı bahçesindeydim,” dedi. “Orası temiz. En iyisinin işleri öcüye bırakmak olduğunu düşündüm.”

Page 216: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

“Evet, bu en mantıklı hareket,” dedi Hayalet. “Seni iyi eğitmişim, tabii cadı işlere burnunu sokmadan duramadı. Bu saldırı güneyden geldi. Neyin ne olduğunu çok geçme­den öğreniriz.”

Her yer sessizdi ve esinti bile kesildi. Orada karşımıza çıkabilecek tehlikelere karşı tetikte öylece bekledik. Beş dakika kadar sonra Grimalkin ağaçların arasından çıktı.

“Bu bir strigoiydi,” diye onayladı. “Ben oraya varmadan öcü onu haklamıştı bile. Yakaladığı şey pek hoşuna gitme­miş gibi görünüyordu ama yine de onu paramparça etmek­le meşguldü.”

Ateşin közlerinin yanma oturduysak da hiçbirimiz uyu­maya hazır değildik. Sanırım yeni bir saldırının daha olabi­leceğini hissediyorduk.

Düşündüğümüz saldırı bir saat içinde gerçekleşti. Ali­ce bir anda gürültülü bir şekilde iki kez havayı kokladı. “Cadılar! Çok yakmdalar!” diye bağırdıktan sonra ayağa kalkıp doğu istikametini işaret etti.

Hepimiz ayaklanıp Alice’in işaret ettiği yöne baktık. Gece bulutsuzdu ve gökte yıldızlar parlıyordu. Işıklardan birkaçı hareket ediyordu. Bize doğru yaklaşan sekiz tane saydım. Çok geçmeden doğu bahçesindeki ağaçların üze­rinde durup havada daireler çizip yer değiştirerek dans et meye başlayan küreleri seçebildik.

Hem Hayalet hem de Judd’ın suratları asılmıştı. Asaları­nı çaprazlama tutuyorlardı; tabii bu tür silahlar Romanyalı cadıların animizm büyülerine karşı işe yaramazdı ve cadılar,

Page 217: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

217

çok geçmeden bize yaklaşıp bedenlerimizdeki yaşam ener­jimizi emmeye çalışacaklardı.

Grimalkin, Alice’in kulağına bir şeyler fısıldadı ve o da onaylarcasına başını aşağı yukarı salladı. Düşmanlarımıza karşı büyü gücü kullanacaklarından şüphe ediyordum. İr­landa’dayken Alice’in emrindeki o korkunç güce tanık ol­muştum. Bu gücü kullanma konusunda çekimserdi, ne de olsa bu güce başvurmak kötücül bir cadı olma yolunda bir adım daha atması anlamına geliyordu. Ve Hayalet bu duru­mu hiç hoş karşılamazdı.

Küreler dans etmeyi bırakıp bize doğru alçaldılar, fakat öcüden anî bir kükreme yükseldi: cadılara meydan okuyan korkunç bir uluma. Kırmızı bir şey onlara doğru yükseldi ve küreler önce dağıldılarsa da hemen ardından tekrar bir- leşip saldırı pozisyonu aldılar. Kükreme bir kez daha du­yuldu ve öcü yeniden yükseldi. Bu kez birkaç tiz çığlığın ardından ışık çakmaları görüldü. Küreler tekrar ağaçların iızerinde toplandı fakat artık yalnızca beş taneydiler. Ve lıer biri farklı yönlere dağıldı.

“Bu çok kolay oldu,” dedi Hayalet. “Böyle bir saldırıyı beklemiyorlardı. Öcü birkaçını hakladı ama bizim tetikte olmamız lazım. Diğerleri her an yeniden saldırıya geçebi­lir. Eninde sonunda öcüyle başa çıkmanın bir yolunu bu­lacaklardır.”

Yeniden tedirgin bir şekilde ateşin yanına oturduk, an­cak beklediğimiz saldırı olmadı ve çok geçmeden ufuk, sökecek şafağın renkleriyle aydınlanmaya başladı. Saldırı­dan sonraki duruma bakmak için beşimiz birlikte güney

Page 218: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

218

bahçesine gittik. Strigoinin ele geçirdiği bedenin parçaları geniş bir alana yayılmıştı. Kafatasını ağaç dallarının birine saplanmış, boş göz çukurlarından otlar çıkar vaziyette bul­duk. Tabii ecinni eninde sonunda kendine yeni bir beden bulurdu.

“Kemikleri elimizden geldiğince toplayıp gömmeliyiz,” dedi ustam. “Ne de olsa bunlar masum bir insandan geriye kalanlar.”

Dediğini yaptıktan sonra eve dönüp yangından etkilen­memiş bir kürek buldum. Kararmıştı fakat hâlâ tek par­çaydı ve bu küreği kullanarak ağaçların altında fazla derin olmayan bir çukur kazdım. İçine bulabildiğimiz kemikleri yerleştirdikten sonra toprakla doldurduk. İşimizi bitirin­ce oturup hazırladığımız mezara bakarken Hayalet usulca, “Rahat uyu,” dedi. Bunlar onun için duaya en yakın söz­lerdi.

“Öcü bu bedeni kandırıldığını düşündüğü için parça­lamış olmalı,” dedi. “Strigoinin vücudunda dolaşan kan, kurbanının kanıdır. Öcülerse taze kan sever! Kendini bize kahvaltı hazırlayacak kadar iyi hissettiğini umalım!”

Mutfağa girdiğimizde masanın üzerinde domuz pastır­ması ve yumurta dolu beş tabak vardı, masanın ortasınday­sa tereyağlı ekmekler duruyordu. Vakit kaybetmeden yer­lerimizi aldık. Her ne kadar domuz pastırması fazla pişmiş olsa da çok açtık ve hemen yemeye koyulduk.

En sonunda Hayalet tabağım itip tek tek her birimize bak­tıktan sonra bakışlarını tekrar bana çevirdi. “Konuşma vakti geldi,” dedi. “Yapılması gerekenler hakkında konuşmalıyız.”

Page 219: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

219

Ardından Alice’e döndü. “Sana daha önce de sormuştum kı­zım ve bir kez daha soruyorum. Karanlık’a gidip ihtiyacımız olan şeyi getirmeye hazır mısın?”

Alice henüz yanıt vermeden, “Bunun başka bir yolu ol­malı!” diye bağırdım. “Buna izin veremem.”

“Onu korumaya çalıştığın için seni suçlamıyorum evlat, ama yapılması gerekenleri biliyoruz. Hedeflerimize ulaş­mak için sınırlarımızı ne kadar zorlayabiliriz?”

“Ne gerekiyorsa yapmalıyız. Bunu taşımaya daha ne ka­dar devam edebilirim?” diye sordu Grimalkin ayağa kalkıp deri heybeye vurarak. “Benimle gel Alice. Seninle yalnız konuşmalıyım.”

Alice, Katil Cadı’nın arkasından bahçeye çıkınca Haya­let, Judd ve ben boş tabaklarımıza bakakaldık.

“Şeytan’dan önce halletmemiz gereken bir sorun var,” dedi Hayalet. “Ve çok acil. Bu bahçenin sınırları içerisinde güvende olabiliriz, ama dışarıda kalan zavallı insanlar ne olacak? Todmorden’e yakın olanlar biz konuşurken öldü­rülüyor olabilir. Onlara yardım etmeliyiz. Bu bizim göre­vimiz.”

“Yani Todmorden’e mi dönmeliyiz?” diye sordu Judd. “Yani geri dönmemiz gerekeceğini biliyordum, fakat bu kadar çabuk olacağını sanmıyordum!”

“Ancak haftalar sonra bu yolculuğa çıkabilecek kadar güç toplayabilir ve oraya vardığımızda etkili olabilirim,” dedi Hayalet başını iki yana sallayarak. “İşi yapmasını baş­kalarından istemek bana acı verse de başka çarem yok.

Page 220: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

220

Burnley’den gelen askerler çoktan Todmorden’e girmiş olmalılar, ama onlar insanlara karşı savaşmaya alışık ve Karanlık karşısında ne yapacaklarını bilmiyorlar. Onlara bu konuda uzman desteği sağlamalıyız. Sen Tom’u da alıp oraya gider misin Judd? Nehri geçmenizi beklemiyorum ama bu yakadaki insanlara yardımcı olabilirsiniz. Düş­manlarımız muhtemelen işe önce kasaba sınırında yaşayan insanlardan başlayacaktır. Size ihtiyaç duyacak olanlar da onlar.”

“Elbette,” dedi Judd. “Ama kasaba halkı bizi hoş kar­şılamayacaktır. Kendi hayatta kalma mücadeleleri onları daha çok ilgilendirir. Yine de bunu yapmalıyız. Hemen yola çıkarız.”

Ben de başımı aşağı yukarı salladım. Düşmanlarımızın karar vermelerini beklemektense dışarı çıkıp bir şeyler yapmak daha iyiydi.

Sonrasında yine sessizlik oldu. Tam Alice ve Grimalkin’in nereye gittikleri ve ne konuştuklarını düşünürken uzaktan bir çan sesi duyuldu.

Birileri bodur söğütlerle çevrili dört yol ağzındaki zili çalarak Hayalet’i çağırıyordu. Genellikle sorunun ne oldu­ğunu öğrenmek için oraya önce ben giderdim. Olay vahşi bir öcüden tutun da mezarlık aylaklarına varıncaya dek her şey olabilirdi. Bazen insanlar ortada herhangi bir tehlike yokken bile korkuya kapılırdı; bazense koca bir aile tehdit altında olurdu ve ustam vakit kaybetmeden işleri yoluna koymak üzere harekete geçerdi.

Page 221: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

221

“Görülen o ki birilerinin başı dertte,” dedi Hayalet. “Gi­dip neler olduğuna bir baksan iyi olur evlat.”

“Ben de onunla gideyim,” dedi Judd. “Bu, içimizden bi­nlerini dışarıya çekmek için oynanan bir oyun olabilir.”

“Evet, haklısın. İkiniz birlikte daha güvende olursu­nuz,” diye onayladı ustam.

Çok geçmeden bahçeden çıkıp dört yol ağzına doğ­ru ilerledik. “Tıpkı eski günlerdeki gibi!” diye şaka yaptı judd. “Genç bir çırak olarak buraya gelirken genellikle he­yecandan titrerdim. Bu zil sesi bir saat içerisinde hayaletle­re özgü bir yolculuğa çıkacağım anlamına gelirdi.”

“Ben de öyle hissederdim,” dedim. Çayırlığı geçip yeni­den ağaçların arasına daldık. Artık neredeyse dört yol ağ­zına varmak üzereydik ve gökyüzünde batıdan gelen kara yağmur bulutları toplanmaya başlamıştı. Görünüşe bakı­lırsa gökyüzü her adımımızla birlikte daha da kararıyordu. Aniden zil sesi bir kez daha duyuldu.

“En azından hâlâ buradalar,” dedi Judd. “Beklemeye da­yanamayıp gidenler de olurdu.”

“Bazıları Hayaletlerden, öcülerden korktuklarından daha çok korkarlar!” dedim.

Her ikimiz de güldük fakat sonrasında hemen kendimi­zi toparladık. Çünkü karanlığa rağmen zili çalanı görebili­yorduk.

Bu çok güzel ve genç bir kadındı, onu iyi hatırlıyordum; bu kadın, bize Hayalet’in yeni kütüphanesi için kitap vaat­leriyle Todmorden’e çeken kişiydi.

Page 222: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Bu Bayan Cosmina Fresque idi. Ya da daha doğrusu, onun bedenini ele geçirmiş bir ecinniydi.

“Size bir mesajım var, hayatta kalma şansı!” diye bağır­dı çanın ipini bırakarak. Çan rüzgârla birlikte sallanıp biı süre daha çaldıktan sonra durdu.

Asalarımızı çaprazlama bir şekilde önümüzde tutaraU temkinli adımlarla ona yaklaştık. Asalarımızın ucundaki bıçakları birer klik sesiyle çıkarıverdik.

“Sadece bize istediğimiz şeyi verin! Bize ustamız Şeytan’ın başını geri verin!” diye bağırdı ecinni. “Bunu ya­parsanız biz de kendi topraklarımıza dönüp sizi ve yurdu­nuzu rahat bırakırız.”

“Peki ya bunu yapmazsak?” diye sordu Judd. Hâlâ bu silüete doğru ilerliyorduk, artık aramızda on adımdan az kalmıştı. Çanın ipinin hemen altında, sırtını bir ağaca ver­miş duruyordu. Yan gözle Judd’a bakınca yanaklarından aşağıya süzülen gözyaşlarını gördüm. Ecinni de olsa karşı­sında kanlı canlı bir kadın duruyordu; hem de bir zaman­lar sevdiği kadın.

“O zaman burası yaşayan ölülerin yurdu olur: Bizim sö­zümüz geçer ve kimin istersek onun kanını alırız.”

“Bu da bizim yanıtımız!” diye bağırdı Judd ve asasının ucundaki bıçağı ecinniye doğru savurdu. Kadın yana çe­kilerek bu darbeden kaçmayı başardı. Judd, Hayalet’in öğ­rettiği klasik hareketi denedi. Asasını sol elinden sağ eline alıp dosdoğru ecinninin kalbine saplayarak onu ağaç kütü­ğüne mıhladı.

Page 223: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

223

Kadından korkunç bir çığlık yükseldi ve ağzından fışkı­ran kanlar çenesinden süzülüp ayaklarına damladı. Sonra gözlerini yuvarlayıp titreyerek geriye düştü. Kılıç tarafın­dan mıhlanmış olmasa dosdoğru yere yuvarlanırdı. Gümüş alaşım kalbine saplanmış olsa gerekti, neredeyse anında be­deninden parlak turuncu bir ışık sarmalı yükseldi, bir süre havada asılı durduktan sonra doğuya doğru hızla uzaklaştı.

ikimiz de Cosmina’nm cesedinin başında öylece kala­kaldık. En sonunda Judd bana döndüğünde gözleri hâlâ yaşlıydı. “Bana bir iyilik yap Tom,” dedi. “Eve gidip bana küreği getir. Ondan geriye kalanları gömmeliyim.”

Gerisingeri koşup Hayalet’e olanları anlattıktan sonra küreği kaptığım gibi geri döndüm. Dört yol ağzına ulaş­tığımda Judd cesedin yanma diz çökmüş, elini tutuyordu.

“İstersen ben kazarım,” diye önerdim.Judd yavaşça ayağa kalkıp başını iki yana salladı. “Ha­

yır Tom, bu benim işim. Küreği getirdiğin için teşekkürler. Sen şimdi eve geri dön. Ben de işim biter bitmez gelirim.”

Fakat ben hemen dönmedim. Ecinni dört yol ağzına tek başına gelmemiş olabilirdi, bu yüzden ağaçların arasına gizlenip Judd’ı uzaktan izledim. Ağacın altında bir çukur kazıp Cosmina’nm bedenini gömdü. Aniden acı dolu kor­kunç bir çığlık atarak asasını sertçe mezara indirdi.

Cesedin başını koparmıştı. Herhangi bir ecinni ya da başka bir varlığın bu bedeni yeniden ele geçirmesini önle­menin yollarından biri de buydu. Mezarı toprakla doldu­rurken hıçkıra hıçkıra ağladığını duyabiliyordum. Hemen

Page 224: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

224

ardından, vahşi hayvanların mezarı kazmasına engel ol­mak için topladığı taşları toprağın üzerine dizdi. Ancak diz çöküp başını eğerek mezara bakmaya başladığında kalkıp eve dönebildim.

Bu acı dolu bir görev olmuştu. Alice’i kurban etmem gerekse nasıl hissederdim? Bunun düşüncesi bile dayanıl­mazdı. Zaman azalıyordu. Şeytan’ı yok etmek için Alice’iıı ölmesinin gerekmediği bir başka yol bulmalıydım. Fakat annem çok güçlüydü ve bana önerdiği yöntemi bulmak için çok çabalamıştı. Ben nasıl olur da daha iyi bir yöntem bulabilirdim?

Page 225: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

225

B Ö L Ü M 22

B IR A K IN O N L A R B İZ E G E L S İ N !

Ertesi gün öğleden hemen sonra Hayaletin isteğini ger­çekleştirmek üzere hazırlıklara başladık. Onu köpekler ve öcüyle geride bırakarak Grimalkin, Alice, Judd ve ben bir kez daha Todmorden’e doğru yola koyulduk.

Bahçeden çıkarken Alice yanıma geldi. Elinde bir kitap vardı. “Alsana,” dedi. “Bu Yaşlı Gregory için. Kendim yaz­dım.”

Gülümseyerek kitabı alıp başlığını okudum: Pendle Klanlarının Gizleri.

“Bu kitap cadılar dışında kimsenin bilmediği karanlık gizlerle ilgili, bunları hayaletler bile bilmez. Gerçekten işe yarayacaktır. Ustan benden böyle bir hediyeyi kabul etmez, ama onu sen verecek olursan yeni kütüphanesine koyabilir.”

“Teşekkürler Alice. Geri döner dönmez bunu ona ve­ririm,” diyerek kitabı çantama koydum. “Ona kendi def­terlerimi de vereceğim. Her şeyin faydası olacaktır. Ama sana bir sorum olacak. Dün Grimalkin’le uzaklaştığınızda ne konuştunuz?”

Page 226: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

226

“Kadınlara özel bir konuşmaydı Tom. Seni ilgilendiren bir şey değil.”

Öfkeli ve aynı zamanda kırgın bir ifadeyle ona baktım.“Hoşuna gitmedi, öyle değil mi? Senden bir şeyler giz­

lememden hoşlanmıyorsun. Peki ama sen bana her şeyi an­latıyor musun?”

Şaşkınlık içinde ağzımı açtım. Verilmesi gereken kurba­nı bir şekilde öğrenmiş olabilir miydi?

Fakat daha ben yanıt veremeden Alice yürümeye devam ederek beni Grimalkin’le bıraktı. Aramızda geçen konuşma beni üzmüştü, fakat en iyisi daha fazla soru sormamaktı.

Gökyüzü griydi ve batıdan hafif bir yağmur geliyordu. Ancak hava yine de ılıktı. Eyalet’te bu gibi havalar yaz sa­yılırdı.

Dönüp üzgün olduğu her halinden belli olan Judd’a baktım. Bir süre sonra yanıma gelip sırtıma vurdu.

“Cosmina’nm bedeni artık son uykusuna yatırıldı, bunu yapmayı uzun zamandır istiyordum. Sanki en sonunda bir dönüm noktasını aştım.”

“Sonrasında ne yapacaksın? Romanya’ya geri mi döne­ceksin?” diye sordum.

“Hayır Tom. Yeterince seyahat ettim. Belki de Caster’ın kuzeyinde bir zamanlar Bili Arkwright’m olan bölgeyi dev- ralmalıyım.”

“Bu harika bir fikir!” diye bağırdım. “Şu su cadıları seni epey meşgul edecektir. Bildiğim kadarıyla bir yılı aşkın süredir orada çalışan bir Hayalet yok. Hayalet’in bana anlattıklarına bakılırsa Bill’in ruhu, değirmenden ayrılmış,

Page 227: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

orayı yeni gelecek hayaletlere bırakmış. Yani kalacak yerin de olur.”

Biz konuşurken Alice’le Grimalkin de hemen önümüz­de koyu bir sohbet halindeydi. Benim dışında olduğum bir tür plan yaptıkları her hallerinden belliydi. Sonrasında güneydoğuya doğru ilerleyip Accrington’ın yakınından ge­çerken yavaşlayıp yanımızda yürümeye başladılar.

“Grimalkin’in seninle yalnız konuşması gerek Tom,” dedi Alice.

Katil Cadı’ya baktım, başıyla hemen solumuzda kalan çalılığı işaret etti. Oraya yönelince ben de onu takip ettim.

“Sizi burada bekleyeceğiz!” diye bağırdı Alice.Grimalkin’in benimle neden Alice ve Judd’m yanında

konuşamadığını merak ediyordum. Sorun Judd olsa gerek­ti. Belki de Hayalet’e ihanet ettiği için artık ona güvenmi­yordu. .. Yakında öğrenecektim.

Katil Cadı ağaçların arasında durup bana döndü. Sır­tındaki deri heybeyi çıkarıp hemen aramızda yere bıraktı. “Şeytan seninle konuşmak istedi,” dedi, “ama buna izin ve­rip vermemek senin elinde. Seni korkutmak ya da tehditler savurmak istediğine hiç şüphe yok. Fakat söyleyeceklerin­den bir şeyler öğrenebiliriz.”

“Yani sen onunla konuşuyor musun?” diye sordum.Grimalkin başını evet anlamında salladı. “Ara ara birkaç

kelime konuşuyoruz, fakat son zamanlarda tüm zorlamala­rıma rağmen ağzından tek kelime alamadım. Ama seninle konuşmak istediğini söylüyor.”

227

Page 228: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

228

“O halde ne diyecekmiş duyalım!”Otların üzerine oturduk ve Grimalkin heybeyi açıp

Şeytan’ın başını boynuzlarından tutup çıkararak yüzü bana dönük olacak şekilde yere koydu. Görüntüsü beni şaşkı­na çevirmişti. Bedeninden kesildiği zamanki haline kıyas­la çok daha küçük görünüyordu ve yüzü kurumuş kanla kaplıydı. Gözlerinden biri çıkmıştı; yerinde kan çanağına dönmüş iltihap dolu bir çukur vardı, diğer gözünün ka­paklarıysa dikilmişti. Ağzıysa ısırgan otları ve çalı çırpıyla doluydu.

“Gözüne ne oldu?” diye sordum.“Ölen yoldaşlarımın intikamı için aldım,” diye yanıtladı

Grimalkin. “Diğer gözünü bir süre daha kullanabilir.” Uzanıp ağzın içindeki ısırgan otlarıyla çalı çırpıyı çıkar­

dı. Bunun üzerine kaskatı duran ve ölü gibi görünen baş bir anda canlanıverdi. Dikilmiş göz kapağı seğirmeye baş­ladı; çene ve dudaklar hareket ettikçe sapsarı dişler ortaya çıktı.

“Her şey çok farklı olabilirdi Thomas Ward,” dedi Şey­tan boğuk bir sesle. “Birlikte çalışabilirdik, ama sen beni reddedip bu duruma düşürdün. Bunun için korkunç bir bedel ödeyeceksin.”

“Sen benim düşmanımsm,” dedim. “Bu dünyaya seni öldürmek için geldim.”

“Elbette,” dedi Şeytan sesini yükselterek, “bu senin ‘ka­derin’ ya da sana böyle söylendi. Ama inan bana seni çok daha farklı bir gelecek bekliyor. Benim çaresiz durumda

Page 229: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

229

olduğumu mu sanıyorsun? Yanılıyorsun. Bir gözümü çıka­rıp diğerini dikmenizin beni kör edeceğini mi düşünüyor­sun? Ruhum istediği her şeyi görebilir. En zayıf yerinin ne olduğunu görebiliyorum. Sevdiklerini ve onlara nasıl acı verilebileceğini de görüyorum. Ağzımı kapatmanız beni dilsiz kılıyor mu sanıyorsun? Hizmetkârlarımla sürek­li olarak konuşuyorum ve sayıları gökteki yıldızlar kadar fazla. Benim için harekete geçmeye hazırlar. Birini yensen bile karşına bir başkası çıkacaktır. Eninde sonunda seni alt edecek birine rastlayacaksın. Ve bu tahmininden çok daha çabuk olacak!”

“Boş konuşuyorsun,” diye tısladı Grimalkin başı boy­nuzlarından tutarak.

“Göreceğiz!” diye bağırdı Şeytan. “Sen yedinci oğlun yedinci oğlusun ve altı tane abin var. Bugün içlerinden biri hizmetkârlarım tarafından öldürülecek. Ve o yalnızca ilki olacak. Çok geçmeden annenin oğullarından geriye yalnız­ca sen kalacaksın!”

Apar topar ayağa kalkarken ahilerimin başlarına gele­cekleri düşündükçe sersemlediğimi hissettim. Grimalkin ağzını doldurup Şeytan’ı susturduktan sonra deri heybesi­ne geri koydu.

“Ona kulak asma,” dedi. “Buna maruz kalmana sebep olmam bir hataydı. Üstelik yeni hiçbir şey öğrenmedik. Hizmetkârlarını ailenin peşine şimdiye dek çoktan salabi- lirdi. Seni rahatsız etmek ve asıl yapman gerekenlere odak- lanamamanı sağlamak için tehditler savuruyor.”

Page 230: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Başımı salladım. İki hafta önce İrlanda’dan döndüğüm­de çiftliğe bir mektup göndererek en büyük abim Jack, eşi Ellie ve çocuklarının durumunu sormuştum; aynı zamanda çiftlik işlerine yardımcı olmak ve kendi demirci dükkânım büyütmek için onların yanında kalan abim James’i de sor­muştum. Her şey yolundaydı ve kaybedilen birkaç hayvan dışında savaştan etkilenmemişlerdi.

Ama şu anda çiftlikten çok uzaktaydık. Diğer ahilerime gelince, onlar Eyalet’in dört bir yanma dağılmışlardı. Onla­ra yardım etmek için hiçbir şey yapamazdım, endişelerimi bir kenara bırakmam gerekiyordu.

Alice ve Judd’ın yanma döndük. Onlara Şeytan’m söy­lediklerinden ve savurduğu tehditlerden bahsettim. Judd anlayışlı bir şekilde başını aşağı yukarı sallarken Alice ise elimi sıktı. Şimdilik hiçbirimizin elinden bir şey gelmezdi.

Grimalkin, “Karargâhını nereye kurmayı planlıyor­sun?” diye sordu Judd’a.

“Köyün epey uzağında, Todmorden’in batısında kalabi­liriz,” dedi Judd. “Böylelikle fazla dikkat çekmeden çalış­maya başlayabiliriz.”

“Ama yapmak istediğimiz şey tam da bu, yani dikkatle­rini üzerimize çekmek!” diye bağırdı Katil Cadı, gözlerini belerterek. “Handa kalmalıyız. Bırakalım onlar bize gelsin. Sayılarını azalttıktan sonra saldırıya geçebiliriz. Bu bir fare yuvasını temizlemekten farksız!”

“Bu riskli olmaz mı?” diye sordu Judd. “Aramıza mesafe koyarak bizi fark etmelerinden önce çalışmaya başlayabiliriz.”

230

Page 231: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

231

“Birkaç kişiye yardım edebilirsin, evet,” diye yanıtladı Grimalkin. “Ama er ya da geç bir kriz patlak verecektir. Seni fark etmeleri yalnızca birkaç saatlerini alır. Dediğimi yaparsak savaş alanını biz seçmiş oluyoruz. Diğer kurban­ların peşine düşmeyi bırakıp bunu almaya geleceklerdir!” Elindeki deri heybeyi havaya kaldırdı. “Gelecek ve ölecek­ler. Romanyalı varlıklara karşı sürdürdüğümüz mücadele Şeytan’m hizmetkârlarına karşı açtığımız savaşın yalnızca bir parçası. Bu işi hızla halledip gerçek amacımıza yönel­mek istiyorum. Yani Şeytan’ı sonsuza dek yok etmeye. Sen ne diyorsun Tom? Benimle aynı fikirde misin?”

Judd’a bakıp omuz silktim. “Üzgünüm ama Grimalkin’e hak vermek durumundayım,” dedim.

“Ben de öyle. . dedi Alice.Judd gülümsedi. “Görünüşe bakılırsa çoğunluğun ka­

rarma saygı duymam gerekecek. O halde savaş başlasın!”Birkaç saat daha ilerlemeye devam ettik. Artık bulutlar

aralanmıştı ve güzel bir gece başlıyordu. Güneş ufka doğru alçalırken yol kenarında kamp kurduk. Alice üç tavşan ya­kaladı ve çok geçmeden şişe takıp yaktığımız ateş üzerinde çevirdiğimiz tavşanlardan yayılan kokular ağzımı sulandır­maya başladı.

Aniden uzaktan tekdüze bir davul sesi geldiğini duy­dum. Ses giderek yaklaşıyordu ve çok geçmeden flüt sesle­ri de duyuldu. Bu askeri bir yürüyüş marşıydı. Burnley’den gelen askerler yaklaşmaktaydı.

Askerlerin yolu takip ettiğini ve çok geçmeden yakını­

Page 232: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

232

mızdan geçeceklerini anlayan Alice ve Grimalkin ağaçların arasına saklandılar. Geçmişte Pendle cadıları ve ordu arasın­da birtakım anlaşmazlıklar olmuştu ve askerler Grimalkin’i görür görmez tanırlardı.

“Neden o renk ceket giydiklerini hiçbir zaman anlaya- mamışımdır!” diye bağırdı Judd. “Bana ormanda kamufle olabilmem için bu renk bir cübbe giymem öğretildi. As­kerlerse sanki görünmek için ellerinden geleni yapıyor gi­biler!”

Bu sözlerine katılıyordum. Askerlerin cart kırmızı ce­ketleri ağaçların arasında dahi kolaylıkla görülmelerine neden oluyordu. Patikaya çıktık.

Biri dışında hepsi yaya ilerleyen yaklaşık otuz asker vardı. Atlı bir subay başı çekiyordu ve yanımıza yaklaştık­ça tanıdık bir sima olduğunu fark ettim. Gürbüz bir gö­rünümü vardı ve iri yarıydı. Hemen ardından gördüğüm iyi tıraşlanmış siyah sakalı düşüncemi doğruladı. Bu, Teğ­men Horrocks’tu, yani Malkin Kulesi kuşatmasına liderlik eden subay. Peder Stocks’u öldürme iddiasıyla suçsuz yere hapse atılmıştım. Acaba teğmen beni anımsar mı, diye dü­şündüm. Araya savaş girmişti ve kaçıp gitmemin ardından beni unutmuş olsa gerekti. Üstelik şimdi yaşça büyümüş­tüm ve boyum da uzamıştı.

Yanımıza yaklaşan teğmen, kolunu havaya kaldırıp adamlarını durdurdu. Bandonun çaldığı marş kesildi. Et­rafta yalnızca atların soluk alıp verişleri duyulabiliyordu. Göz göze gelmemek için başımı öne eğdim.

“Seni tanıyorum...” dedi usulca.

Page 233: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

233

Kalbim yerinden fırlayacakmış gibi atmaya başladı. Ko­şarak kaçmayı mı denemeliydim? Pederi cadı Wurmalde öldürmüştü fakat artık kendisi de öldüğünden masumiye­timi kanıtlayabileceğim hiçbir delilim kalmamıştı. Hâlâ iş­lemediğim bir cinayet yüzünden asılabilirdim.

“Evet, benim adım Judd Brinscall. Birlik komutanınıza Todmorden’de olup bitenlere dair uyarıda bulundum.”

Judd konuşmaya başlayınca hata yaptığımı anlayıp ra­hat bir soluk aldım.

“Burada yaptığınız şey bize boşa kürek çektirmekten ibaret,” dedi teğmen sert bir sesle. “Siz Hayaletler sözüm ona karanlıkla mücadele edeceksiniz diye saf insanların parasını alıyorsunuz, ama beni kandıramazsınız. Cadılar dilenci ve alçağın tekidir. Ve anlattığın şu son hikâyeye ge­lin ce...” durup alaycı bir kahkaha attı “inanmak mümkün değil. Emirlere uyuyorum ve araştırma yapmam gerek, fa­kat bizi buraya boş yere getirdiğine dair en ufak bir kanıt dahi bulursam seni Burnley’e zincire vurup götürürüm! Anlaşıldı mı?”

“İnsanlar öldürüldü teğmen,” dedi Judd usulca, “ve daha önce açıkladığım gibi katillerin çoğunu nehrin öte yakasında bulacaksınız. Ama beni dinleyecek olursanız bu gecelik kamp kurun ve karşıya şafak sökünce geçin derim. Düşmanlarımız hava karardığında iyice güçleniyorlar.”

“Ya da buna inanmamızı istiyorsun. Ölümler olduğunu inkâr etmiyorum ve eğer failleri bulursak adalet anında ye­rini bulacaktır. Ama şu aptalca hikâyelerinle beni korkuta­mazsın. Daha yeni bir savaştan çıktım ve çok sayıda ölüm,

Page 234: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

mezara kadar yakamı bırakmayacak vahşet görüntüleri gördüm. Tüm bunlardan sonra Todmorden’de görecekle­rimiz devede kulak kalır! Anlaşıldı mı?”

Judd yanıt vermeyince Teğmen Horrocks sinirli bir şe­kilde başını sallayıp birliği yeniden harekete geçirdi. Yaya ilerleyen askerlerden bazıları gülümserken bazıları, özel­likle de en arkadaki trampetçi çocuk dehşete kapılmış gibi görünüyordu. Birkaç dakika sonra marş yeniden başladı. Askerlerin ağaçların arasında gözden kaybolmalarını bek­ledikten sonra akşam yemeğimize döndük.

Şafak söktükten hemen sonra uyandık ve kahvaltımızı edip Todmorden’e doğru yola koyulduk.

Kasabanın yukarısında kalan batı fundalığını geçerken yanımızdan ters istikamette ilerleyen bazı insanlar geçti; çoğu yalnızdı, fakat ara ara yükte hafif, pahada ağır, de­ğerli varlıklarını sırtladıkları bohçalarda taşıyan aileler de görüyorduk. Bunlar kasabanın Eyalet yakasından kaçan mültecilerdi. İçlerinde bizi gördüğüne memnun olan yok­tu. Bazıları Todmorden’den geliyor olabilirdi ve belki de krizin tetiklenmesinde üstlendiğimiz rolün farkındaydılar; diğerleriyse çoğu insan gibi hayalet cübbelerimize tepki gösteriyordu.

Durdurmaya çalıştığımız herkes öfke içinde homurda­narak yanımızdan geçip gitti.

En sonunda Judd çamurlu yolda bastonuna dayanarak ilerlemeye çabalayan yaşlı bir adamı durdurup, “Durum ne kadar kötü?” diye sordu.

234

Page 235: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

235

“Çocukları öldürüyorlar!” diye bağırdı yaşlı adam. “Bundan daha kötü ne olabilir? Silahlı askerleri de öldür­düler. Artık bizi kim koruyacak?”

Judd’la göz göze geldik. Onun da tıpkı benim gibi Burnley’den gelen askerlerden yalnızca birkaçını yakala­dıklarını, belki de teğmenin gönderdiği küçük öncü bir­liklerden birine pusu kurduklarını umut ediyor olmalıydı. Fakat durum kötüydü, hem de çok daha kötüydü!

Askerler Todmorden’i gören batı fundalığının zirvesinde kamp kurmuşlardı. Hepsi ölmüştü. Teğmen Horrocks’un başı kesilmişti. Başı postallarının arasında sırtüstü yerde yatıyordu. Yaktıkları ateşten hâlâ duman tütmekteydi ve boğazlarının kesildiği yerde cansız bedenleri kaskatı ke­silmişti. İçlerinden uyanırken öldürülen bazıları sırtüstü yatıyordu. Diğerleri kaçmaya çalışmıştı. Ama fazla uzağa gidememişlerdi. Cesetlerine sinekler üşüşmüştü ve kan kokusu midemi bulandırıyordu.

Hiçbir şey söylemeden uzaklaştık. Alice ve Judd’la göz göze geldik, ama Grimalkin kararlı bir ifadeyle ileri bakı­yordu. Şimdiye kadar ölümle birçok kez yüzleşmişti ve bu onu katılaştırmış olsa gerekti. Zaten yapılacak bir şey yok­tu ve sayıca gömemeyeceğimiz kadar fazlaydılar. Ordunun gelip el koyması gerekirdi, fakat bu da en az birkaç gün sonra olabilirdi.

Nehrin batı kıyısını ilk kez gördüğümüzde kasaba terk edilmişe benziyordu. Çok geçmeden taş döşeli sokaklar boyunca hana doğru ilerlemeye başladık. Vardığımızda

Page 236: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

236

hancı ön kapıyı kilitlemek üzereydi. Son gelişimizden bu yana kapı tamir edilmiş olmalıydı.

“Hiçbir yere gitmiyorsun!” dedi Judd onu hanın içine geri ittirerek.

“Buraya geri gelebilmek için epey yüzsüz olmanız ge­rekir!” dedi hancı. “Sizin yaptıklarınız yüzünden anlaşma bitti. Oysa bu anlaşmaya uyarak burada yıllardır güven içinde yaşayabilmiştik. Artık hepimiz, onlar için birer ye­miz!”

“Kasabadan bu anlaşmayı yapan kimler?” diye sordu Judd. “Sen de onlardan biri miydin?”

Adam başını aşağı yukarı salladı. “Üç kişiydik. Vah, ma­nav ve ben -en zengin üç vatandaş- ve üç yıl önce bunu yaptığımızda her şey çok farklıydı. İşlerin bu denli çabuk kötüye gideceğini ve insanların buradan ayrılmak zorunda kalacaklarını kestirememiştim. Bunu herkes için yaptık, hayat kurtarmak için. Çoğu insan yabancıların yanma git­meye çekiniyordu, ama biz nehri geçtik ve anlaşmayı kendi kanımızla imzaladık. O koşullar altında yapılabilecek en iyi şey buydu. Onlara istediklerini verdiğimiz müddetçe bizi rahat bırakacaklardı. Fakat artık anlaşma sona erdi ve intikam peşindeler. Buradan gitmeliyim. Hava kararınca burada olursam öldüm demektir! Bayan Fresque, sıranın bana geldiğini söyledi!”

Judd her birimize tek tek bakıp kaşlarını kaldırdı. He­pimiz başlarımızı aşağı yukarı salladık. Dehşete düşmüş hancıyı burada tutmanın bir anlamı yoktu. Onu yaka paça

Page 237: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

23 7

dışarı sürükledikten sonra eşyalarını da arkasından attık. Sonra kapıları kapatıp ilk saldırıyı beklemeye başladık.

Dışarıda esinti kesilmiş, sıcak bir gece başlamıştı. Biz de ateş yakmayıp barın yakınındaki küçük yemek odasına geçtik. Mum bile yakmadık ve gözlerimizin karanlığa en iyi şekilde alışmasını bekledik.

Bir saat kadar sonra dışarıdan birtakım sesler geldiğini duyduk: Sanki kapının arkasında içeri girmek isteyen bir hayvan varmış gibi belli belirsiz bir koklama ve tırmalama sesi geliyordu. Hareketsiz bir şekilde bekledik. Ardından yaratığın, sabrı taşmış da bir an önce içeri girmek istiyor­muş gibi kükrediğini duyduk.

Aniden kapı içeri doğru kıvrıldı, menteşelerinden çıka­cakmış gibi oynayarak gıcırdamaya başladı. Saldırgan bir ayı bedenini ele geçirmiş moroilerden biri olmalıydı. Düş­manlarımız içeri girmek için böyle bir yola başvuracaktı.

Grimalkin fırlatma bıçaklarından birini kınından çı­kardı. Ayının başı kapıdan içeri uzanır uzanmaz işi biter­di. Grimalkin’in bıçağı gözlerinden birine saplanırdı. Fa­kat kapı kırılarak açılır açılmaz ayı dört ayağının üzerine inip gerisingeri kaçarak Grimalkin’e hedef olmadı. Katil Cadı’nm hayal kırıklığı içinde tısladığını duydum.

Her yer yine sessizliğe gömüldü, fakat bu kez açık ka­pıdan dışarıdaki taş döşeli sokağı görebiliyorduk. Yakında bir yerde hareket eden silüetler gördük. Üç kişi gibiydiler. İçlerinden ikisinin başlarında kukuletalar vardı ve kadına benziyorlardı; bize daha yakın olanın elindeyse bir meşale

Page 238: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

vardı ve meşalenin titrek ışığında yabanıl ağzıyla pençeli ellerini görebiliyordum. Bunların cadı olduğuna hiç şüphe yoktu. Fakat yanlarındaki üçüncü kişi tanıdığım bir adam­dı: hancı. Demek kasabadan kaçmayı başaramamıştı. Artık onların tutsağıydı ve ellerini arkadan bağlamışlardı. Sanki yalnızca bizim için sahnelenen bir mizanseni izliyorduk. Fakat çok geçmeden bunun bir mizansen değil de ölüm kalım meselesi olduğunu anladık.

“Şimdi bize karşı gelenlere ne olduğunu göreceksiniz!” diye bağırdı eli meşaleli cadı.

Sonra olanlara bir türlü anlam veremedim. Gökyüzün­den alçalan bir şey tam hancının önüne indi. Peki ama bu nasıl olabilirdi? Cadılar uçamazdı. Uçan süpürge fikri saçma sapan bir batıl inançtı. Silüet, kurbanına biraz daha yaklaştı.

“Hayır! Bu benim suçum değildi!” diye bağırdı hancı dehşet içinde. “Beni bağışlayın, lütfen. Canımı alma Tan­rım. Ben her zaman senin dediklerini yaptım. Cömerttim. Herkese-”

Aniden tiz bir çığlık duyuldu; tıpkı çiftlikteki kasap Snout tarafından boğazlanan domuzların çıkardığı sesle­re benziyordu. Bu ses havada bir süre daha yankılandıysa da gitgide alçaldı ve kesildi. Hancı önce dizlerinin üzerine çöktü ve ardından yüzükoyun yere kapaklandı.

Grimalkin bir fırlatma bıçağı çekip cadılara saldırmak üzere öne çıktı. Biz de hemen arkasında onu takip etmeye hazırlanıyorduk, fakat düşmanlarımız bizden önce davrandı.

Page 239: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

239

İçlerinden biri -her nasılsa gökten yere inen- bize doğru yaklaşmaya başladı. Yürüyüşünde bir tuhaflık vardı. Sanki yürümüyordu da havada süzülüyordu. Yaklaştı, yaklaştı ve açık kapıdan girip odaya süzülmeye başladı.

Hemen sağımda duran Alice bir büyü mırıldanarak ha­vaya kaldırdığı mumu yaktı. Hayalet’in çırağı olarak şimdi­ye kadar dehşet verici birçok yaratıkla karşılaşmıştım, fakat hemen önümde, titrek mum ışığının aydınlattığı bu yaratık hepsinden beterdi. Üzerimdeki etkisi yeterince kötüydü: Yaprak gibi titriyordum ve kalbim yerinden fırlayacakmış gibi çarpmaya başlamıştı. Judd da önümüzde beliren bu yaratık karşısında dehşete kapılmış olmalıydı.

Önümüzde bir kadın havada süzülüyordu. Çıplak be­denine bakıyor gibiydik, fakat korkunç bir tuhaflık vardı. Şeffaftı; mum ışığında bedeninin içi görünüyordu. Bedeni­ni tam anlamıyla doldurmuyordu; kemik ve eti yoktu ve kanla doldurulmuş, daha doğrusu şişirilmiş gibiydi. İki kü­çük iz, başının bedenine yerleştirildiği boyun bölgesindeki yatay yara ve tam kalbinin üzerinde bir dikiş izi dışında teni pürüzsüzdü.

Karşımızdaki Cosmina’nm bedeniydi.Ağzı hareket edince tok, kalın bir ses çıktı: “Benim adım

Siscoi, Kan Efendisi, Ruhların İçicisi! Bana hemen şimdi itaat ederseniz şimdiye kadar çok az kişiye nasip olduğu gibi acı çekersiniz- Aradığımızı bize verirseniz merhametli davranı­rım! Sizi hızlıca öldürürüm. Çok az acı çekersiniz.”

Grimalkin’in bu tuhaf yaratığın boğazına doğru fırlattığı bı­çak sanki görünmez bir kalkana çarpmış gibi sekip yere düştü.

Page 240: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M 23

Ş a f a k s ö k e n e k a d a r g e c e y a r i s I

Eğer bu gerçekten Siscoi idiyse beklediğimden çok fark­lıydı. Çukurdaki kan ve sakatatı kullanarak yaptığı bir be­dene bürünmemişti. Bu beden tuhaf bir şekilde ele geçiril­mişti; yine de içi kan doluydu ve hancı az önce öldüğüne göre bu kanın bir kısmı da ona ait olsa gerekti. Muhteme­len bizim de kanımızı alabilirdi, hepimiz tehlikedeydik.

Asamı kaldırıp saldırıya geçmeye hazırlandım. Odak­lanmaya başladım. En önemli becerimi kullanacaktım: Za­manı yavaşlatacaktım. Bu becerimi Şeytan’ı bağlarken de başarılı bir şekilde kullanmıştım ve Şeytan herhangi bir Kadim Tanrı’dan çok daha güçlü olduğundan burada da işe yarayacağına emindim. Ama ben odaklanmaya daha yeni başlamışken Grimalkin bir emir verdi.

“Onunla sen ilgilen Alice!”Alice buna yanıt olarak sol elini kaldırıp bir büyü yap­

maya başladı; hemen ardından Judd hepimizi şaşırtarak hışımla yanımızdan geçip insanın kanını donduran bir çığ­lıkla asasının ucundaki bıçağı -tam da Cosmina’nm kalbi­ne daha önce sapladığı noktadan- batırdı. Bıçağının geri

Page 241: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

241

sekeceğini beklediysem de şaşkınlık verici bir şekilde bı­çak saplanıverdi.

Bir kan patlaması yaşandı. Fışkıran kan her yana saçıldı ve bir an için önümü göremez oldum. Kanı gözlerimden sildiğimde tavandan akmaya devam eden kanın arasından Judd’ı dizlerinin üzerine çökmüş ağlarken gördüm. Başını eğmiş bir şeye bakıyordu: Bir zamanlar Cosmina olan kan­la kaplı et yığınına.

Siscoi’ye eşlik eden iki cadı anında kaçtılar ve daha baş­ka bir saldırı olmadı, gecenin geri kalanı sakin geçti.

Şafak sökerken lamba yağı bulup onu yerdeki deri yığı­nını yakmak için kullandık. Islak taş zeminde cızırdayarak etrafa korkunç kokular saçsa da bunun yapılması gereki­yordu. Judd bir kez daha Cosmina’nın bedeninden geriye kalanları gömmeye hazır değildi.

Çömelip orada öylece bitmesini bekledik. Gri gökyü­zünden çiselemeye başlayan yağmur yüzümüzdeki, saçla­rımızdaki kanı yıkıyordu.

“Konuşmak ister misin?” diye sordum en sonunda. “Bu gerçekten Siscoi miydi? Bedenini mi ele geçirmişti?”

Judd başını aşağı yukarı salladı. “Evet, bedenini ele ge­çirmiş denebilir. Siscoi yeni gömülen cesetlerin bedenini canlandırabilir. Fakat öncelikle hizmetkârlarının kemikle­ri çıkarıp deriyi kastan ayırmaları gerekir. Sonrasında tanrı, ölünün yakınlarını ziyaret ederek çektikleri acıdan zevk alabilir. Önce içine girdiği deri yalnızca havayla doldurulur.

Page 242: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Sonra beslenmeye başladıkça kanla dolar ve rengi kırmı­zıya döner. Bu süreçte çok güçlü bir kara büyü kullanılır. Onu haklayıp haklamadığımı bilmiyorum, fakat zaten o şekilde fazla uzun süre kalamazdı. Bu tür beden geçirme büyüleri yalnızca birkaç dakika sürer.”

Tüm bu yapılanları düşünmek midemi bulandırıyordu. Judd’m gömdüğü Cosmina’nm cansız bedeni, hemen aynı gece toprağın altından çıkarılmış olsa gerekti ve ardından az önce anlattığı süreç başlamıştı.

“Peki ama benim bıçağım işe yaramazken seninki nasıl oldu da bu kadar etkili oldu?” diye sordu Grimalkin.

“Akrabalar ve ölüyü sevenler, bir bıçakla bu büyüyü bo­zabilirler; hatta deliye dönen acılı bazı insanlar dikiş iğne­si bile kullanmışlardır. Tabii kurbanlar genellikle karşılık vermezler. Siscoi kanlarını emerek onları öldürür.”

“Bıçağınla onu yaraladın mı?” diye sordu Alice. “Gücü eskisine kıyasla azalacak mı?”

Judd başını iki yana salladı. “Bir tür acı hissettiği kesin, fakat bu onu yalnızca daha öfkeli ve daha kararlı kılacaktır. Bir kapı veya cadı büyüsü olmadan da hem canlıların hem de ölülerin bedenlerini ele geçirebilir. Ama cadıların yardı­mıyla yeniden canlandırılan bir kurbanın bedenini ele ge­çirdiğinde en tehlikeli halini alır. Ortalığa dehşet saçmak için gün batımmdan şafağa kadar vakti olacak. Başladığın­da bu civarda olmak istemem.”

“O halde Chipenden’e geri dönmelisin,” dedi Grimalkin. Judd şaşkınlık içinde ona baktı ve hemen ardından sert

bir ifadeye büründü. “Bak! Ben bir korkak değilim!” diye

Page 243: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

243

bağırdı sinirlenerek. “Sadece gerçekleri söylüyorum, hepsi bu. Burada kalıp üzerime düşeni yapmak istiyorum, ama hepimizin öleceğine eminim.”

Grimalkin dişlerini göstermeden ona doğru gülümsedi. “Her ne kadar John Gregory’ye ihanet etmiş olsan da ce­saretinden şüphe eden yok. Çoğu insanı yıkıp geçirecek şeyler yaşadın. Ama yeterince acı çektin artık. Geri dön ve bir süre John Gregory’ye yardım et. Ev ve bahçe de saldırı­ya uğrayabilir.”

Judd itiraz etmek üzere ağzını açacak olduysa da hemen sustu. Göz ucuyla Alice’in kendi kendine bir şeyler mırıl­dandığını görebiliyordum.

“Evet, haklısın,” diyerek yüzünde şaşkın bir ifadey­le ayağa kalktı. “Bay Gregory’nin yardıma ihtiyacı vardır. Hatta biz burada konuşurken onun başı dertte olabilir. He­men yola çıksam iyi olacak, vakit kaybetmemeliyim.”

Sinirlenmiştim: Alice onun fikrini değiştirmek için kara büyü kullanmıştı. Ama tam bir şeyler söylemek üzere ağ­zımı açacaktım ki parmaklarından birini dudağıma götü­rüp gülümsedi. Bir yanım itiraz etmek istiyordu, Judd’m burada daha çok işe yarayacağını düşünüyordum. Fakat Alice’in bunu yapmak için geçerli bir nedeni olması ge­rektiğini biliyordum. Bu yüzden ses çıkarmadım. Ve Judd Brinscall beş dakika içinde eşyalarını toplayıp bizimle ve­dalaştıktan sonra Chipenden’e doğru yola çıktı.

“Neden?” diye sordum hana geri girince. “Alabileceği­miz her türlü yardıma ihtiyacımız var.”

Page 244: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

244

“Gereken hız, beceri ve güce sahibiz,” dedi Grimalkin. “Sende Kader Kılıcı ve Kemik Kesen var; ek olarak annen­den geçen becerilerin de var. Alice güçlü büyüler yapabili­yor ve ben de Grimalkin’im. Onun gitmesine izin vererek bir iyilik yaptım. Bu nadiren yaptığım bir şeydir! Fakat geçmişteki hatalarına rağmen Judd becerikli bir hayalet ve Şeytan’m güçlü bir düşmanı, sayımız ne kadar fazla olursa o kadar iyi. Dolayısıyla gerekirse aynı şeyi tekrar yapmak için hayatta kalmalı; bizimle gelirse öleceği kesin. Bu gece düşmanlarımıza saldırmak ve Siscoi’nin dünyaya ayak bas­masına engel olmalıyız.”

“Bu gece mi? Bize saldırmalarına izin vererek güçten düşmelerini bekleyeceğimizi sanmıştım?” diye bağırdım.

“Kan çukurunda yeni bir beden büyüyor Tom,” dedi Alice. “Ve bu gece cadıların tamamı Siscoi’nin geçitten ge­çerek o bedeni canlandırması için güçlerini birleştirecek­ler.”

“Bunu nereden biliyorsun?” diye sordum.“Alice geleceğe baktı,” diye yanıtladı Grimalkin.“Sen bunu yapabiliyor musun?”Alice ciddi bir yüz ifadesiyle başını aşağı yukarı salladı.“Bu Alice’in uzun zamandır gizlediği becerilerinden yal­

nızca biri,” dedi Grimalkin. “Kâhinlik asla kesin sonuçlar vermez. Değişkenler vardır, sürekli değişerek sonuçları değiştiren şeyler... Fakat Alice’in verdiği bu bilgiye inanı­yorum. Bu cadılar nadiren kanlı canlı bir araya gelirler. Ge­nellikle ağaçların üzerinde ışık küreleri olarak dolaşmayı

Page 245: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

245

tercih ederler. Ama bu gece farklı; geçidi açmak için bir araya gelmeleri gerekiyor ve Alice toplanmayı planladıkları yeri buldu. Hepsini öldüreceğiz.”

“Bayan Fresque ve strigoi eşinin yaşadığı evi kullana­caklar,” dedi Alice.

Bu mantıklıydı. Judd sayesinde Romanyalı cadıların kişisel hayatlarına son derece önem verdiklerini ve diğer cadıların kendi evlerini görmelerinden hoşlanmadıklarını biliyordum.

“Şu şekil değiştiren ev bu,” dedim. “Bu sorun yaratabi­lir. Orada hiçbir şeyden emin olamazsın.”

“Bunun icabına bakarız,” dedi Grimalkin. “Kimin daha güçlü büyü yapabildiğini öğrenmek üzereyiz; Romanyalı cadılar mı yoksa Pendle cadıları mı?”

Alice hiçbir şey demedi ama yüzünde hafif bir gülüm­seme belirdi.

Günün geri kalanını saldırıya hazırlık yaparak geçirdik. Kasaba terk edilmişti ve geçici olarak demirciye sığındık. Orada Grimalkin bıçaklarını biledi ve daha önce kullanıp geri alamadığı üç bıçağın yerine yenilerini yaptı.

Kader Kılıcını bilememe gerek yoktu -her zaman daha fazla kan akıtmaya hazırdı- ama yine de iyice bir temiz­ledim ve ben bunu yaparken kabzasındaki yakut gözleri parladı. Bıçağımın da bilenmesi gerekmiyordu, ama yeni asamın gümüş alaşımıyla ilgilenmem gerekti.

Page 246: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Kemik Kesen’i Grimalkin’e gösterdim; bıçağı alıp evirip çevirerek dikkatlice inceledi. “Bu çok güçlü bir silah, kılı­cın daha küçük hah. Acaba Karanlık’taki bıçak da bunun kopyası mı?”

Grimalkin bunları söylerken Alice’e baktım, o bıçağı alması gerektiğini düşündükçe kalbim yerinden fırlaya­cakmış gibi çarpıyordu. Fakat Alice dinlemiyordu. Günün büyük çoğunluğunu etrafındaki gürültüye aldırış etmeden taş zeminin üzerinde gözleri kapalı bağdaş kurup oturarak geçirmişti. Onunla konuşmaya çalıştığımda yanıt verme­mişti. Görünüşe bakılırsa bedeni oradaydı ama zihni ve muhtemelen ruhu çok uzaklardaydı. Gizemli bir şekilde gücünü bizi bekleyen zorlu mücadeleye odaklıyordu.

En sonunda hava kararmaya başladığında Kıvrımlı Yol’daki kötücül eve doğru yola çıkmaya hazırdık.

Page 247: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

BÖ LÜ M 24

K o r k a K

“Alice, şu heybeyi benim için saklayabilir misin?” diye sordu Grimalkin. “En kötüsü olur da geri dönemezsek düşmanlarımızın onu bulabilmesini mümkün olduğunca zorlaştırmak istiyorum. Senin büyü gücün benimkinden daha kuvvetli.”

Katil Cadı’nm bu sözleri gerçekten de esaslı bir iltifat­tı. Hayranlık uyandırıcı dövüş becerilerinin yanında Gri­malkin aynı zamanda büyü konusunda da çok güçlüydü. Fakat Alice’in neler yapabildiğini kendi gözlerimle gör­müştüm. Gerçekte ne kadar güçlü olduğunu merak ediyor­dum. Uzun yıllardır çok yakın arkadaş olmamıza rağmen benden ne çok şey gizlediğini görmek bana acı veriyordu.

Alice başını sallayıp deri heybeye uzandı. Tam o esnada yüksek sesli bir kahkaha duyduk. Ama ses sanki ayakla­rımızın altındaki topraktan geliyordu. Zemin döşemeleri titriyordu.

“Bakalım şu yaşlı aptal niye bu kadar eğleniyor!” dedi Grimalkin.

Heybeyi açıp Şeytan’m başını boynuzlarından tuttuğu gibi çıkarıp örsün üzerine koydu. Korkunç görünüyordu,

Page 248: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

248

bir öncekinden bile daha beterdi. Gözlerinden biri hâlâ ka­palıydı, diğeriyse bir boşluktan ibaretti. Alın derisi pul pul olup soyulmuştu, yüzünün her yanı çıbanlarla kaplıydı; sanki içindeki kötülük dışarıya çıkmaya çalışıyordu.

Grimalkin konuşabilmesi için Şeytanın ağzındaki ısır­gan otlarıyla çalı çırpıyı çıkardı. Bu kez kahkaha yerden değil Şeytan’m başından yükseldi. Uzun bir süre de devam etti. Grimalkin sabırla bekledi. Onu Kenmare’de yakaladı­ğımızda Grimalkin’in bir baltayla parçaladığı ön dişlerine ve yüzündeki kurumuş kan izlerine baktım. Durumu ber­battı; bu kadar neye gülüyor olabilirdi?

“Keyfin yerinde görünüyor, ama aslında şimdiye kadar sonunun gelmesine hiç bu kadar yaklaşmamıştın!” dedi Grimalkin en sonunda Şeytan’m kahkahaları kesildiğinde.

“Sen küstah ve kibirli bir cadısın!” diye homurdandı Şeytan. “İki gözünle bile benden daha az şey görebiliyor­sun. Siscoi benim en güçlü hizmetkârlarımdan; çok yakın­da beni bu esaretten kurtarıp hepinizin kanını emecek. Beni ona bu denli yaklaştırmakla ne kadar dikkatsiz dav­randın! İşimi bundan daha fazla kolaylaştıramazdm!”

“Şimdiye kadar bir sürü hizmetkârını kaybettin aptal!” diye çıkıştı Grimalkin. “Bir başkasını daha kaybetmeye ha­zır lansan iyi edersin! Onlar ya öldüler ya da şu an karşında duranlar tarafından öldürüldüler. Bizler en güçlü düşman­larınız! Bu gece sona ermeden önce Siscoi ya tamamen yok edilecek ya da öyle kötü duruma düşecek ki sana en küçük bir faydası bile dokunamayacak.”

Page 249: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

249

Şeytan bir kez daha güldü. “Böyle bir şey olmayacak, çünkü umudunuzu bağladığınız bu cılız oğlan korkağın teki. Daha önce hizmetkârlarım karşısında dehşete kapılıp kaçtı, yine kaçacaktır!”

Fresque’nin evinin kilerinde yaşananlardan mı bahsedi­yordu? Doğru, paniğe kapılıp kaçmıştım fakat sonrasında cesaretimi toplayıp geri dönmüştüm. Tam ben itiraz etmek üzereyken Grimalkin bana doğru gülümseyip işaret par­mağını dudağına götürerek yanıt vermememi istedi.

“Bu oğlan gecenin en karanlık anında dahi gerekeni ya­pacaktır!” dedi.

“O halde düşünmesi gereken bir şey söyleyeyim: Daha önce uyardığım gibi abin James öldü, Thomas Ward. Hizmetkârlarım onun boğazını kesip bir çukura attı. Onu bu dünyada bir daha asla göremeyeceksin.”

Şeytan’m, Yalanların Efendisi olduğunu bilsem de içgü­dülerim bana doğruyu söylediğini haykırıyordu. İçim sı­kışmıştı. Abimi kaybetmiştim.

Grimalkin başı boynuzlarından tutup kaldırdıktan son­ra demir ocağının üzerine tuttu. Çok geçmeden Şeytan ba­ğırmaya başladı ve burnuma yanık et kokusu geldi. Katil Cadı uzun bir süre sonra Şeytan’m ağzını ısırgan otları ve çalı çırpıyla doldurup deri heybeye geri koydu. En sonun­da büyü yaparak gizlemesi için heybeyi Alice’e uzattı.

k k k

Page 250: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Saat on biri biraz geçe Bayan Fresque’nin evine doğru yola koyulduk. Amacımız cadıların ayinini yarıda kesip mümkünse hepsini öldürmekti.

Kasabanın yukarılarına çıkıp ağaçların arasından Kıv­rımlı Yol’a doğru ilerledik. Etraf çok karanlıktı fakat çok geçmeden gözlerim karanlığa alıştı. “Yaklaştığımızın ko­kusunu almayacaklar mı?” diye fısıldadım.

Pendle cadıları uzaktan tespit edilmeye karşı kendi savunmalarını geliştirmişlerdi, yedinci oğulların yedinci oğullarının da bu tür büyülere karşı doğuştan gelen bir dayanıklılıkları söz konusuydu, fakat Romanyalı cadılar farklıydı. Ne tür güçlere sahip olduklarını kim bilebilirdi?

“Alice icabına bakacaktır,” dedi Grimalkin. “Bizi büyü yaparak örtecek. Saldırımız tamamen bir sürpriz olacak.”

Titredim. Alice kadar güçlü birinin bizim saflarımızda olması çok iyiydi, fakat sahip olduğu gücü düşünmek beni gitgide daha fazla endişelendiriyordu.

Aniden yanımızda bir ses duyduk.“Bu bir moroi!” dedi Grimalkin bıçaklarından birini çe­

kerek.“Patikada kaldığımız sürece güvendeyiz,” dedim. “Bı­

çağını sonraya sakla. Benim de silahlarım var ama metal değiller. Judd Brinscall bana bu işin daha kolayını öğretti.”

Bunun üzerine eğilip yerden iki avuç ot kopardıktan sonra silüeti görünen devasa ayıya doğru attım. Ayı anında dört ayağının üzerine inip etrafa dağılan otları koklamaya başladı.

Page 251: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

251

“Sayıyor!” dedim. “Romanyalı yardımcı cinler takıntılı oluyor, kaç tane ot olduğunu sayıp duracak. Bitirmeden hareket edemez.”

Tuzağa düşen moroiyi orada bırakıp eve kadar patika boyunca ilerledik.

Alice elini kaldırıp durmamızı işaret etti. Ardından bir büyü fısıldamaya başladı. Anında sırtıma bir soğuk dalgası yayıldı. Kullanılan kara büyüye karşı bir tepkiydi bu.

En sonunda Alice sessizleşip derin bir nefes alarak kapı­yı işaret etti. “Tamam,” dedi usulca. “Artık düşmanlarımız bizi göremez.”

Yolun ortasındaki ağacın yanından geçerek ön kapıya ulaştık. Judd’m kapıları tekmeleyerek nasıl açtığını anımsı­yordum. Fakat burası ecinnilerin yaşadığı bir yerdi ve etraf illüzyonlarla çevriliydi. Burada gizlilik daha iyi bir seçe­nekti. Cadıları şaşırtmayı umuyorduk.

Kapı kilitliydi ama özel anahtarımla açıp içeri, kütüp­haneye girdik. Burası tıpkı ustamla ilk kez gördüğüm ha­lindeydi. Hemen yukarımızdaki kitap raflarıyla dolu avlu o muazzam konik çatıya kadar yükseliyordu. Zemin katta gözüme bir kitap çarptı. Rafa doğru yürüyüp kitabı Gri- malkin ve Alice’e gösterdim. Bu Doomdryte idi.

“Bunu yok etmeliyiz,” dedim. “Judd’m söylediklerine bakılırsa evin gücü bu kitaptan geliyor, illüzyonların hepsi bu sayede gerçekleşiyor.”

“Hayır!” dedi Grimalkin sertçe. “Vakit yok. Böylesi bir kitap mutlaka güçlü büyülerle korunuyordur. Düşmanla­rımızın burada olduğumuzu anlamalarını mı istiyorsun?

Page 252: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Hem zaten Alice illüzyonlara karşı büyü yapacak. Daha sonra savunmayı kırıp evi yakabiliriz.”

“Eğer bunu yaparsan mutlaka ama mutlaka Doomdryte’ı alıp yakılması için ya bana ya da ustama ulaştır. Emin ol­malıyız. Bu kitabın yok edildiğini kendi gözlerimizle gör­meliyiz ! ”

“Dediğini yaparım,” diye yanıtladı Grimalkin. “Fakat önce düşmanlarımızla ilgilenmeliyiz.”

Karşı duvardaki kapıyı açınca aşağıya uzanan merdiven­ler yerine eşyasız küçük bir odayla karşılaştık ve bu odanın karşı duvarındaysa aralık duran bir başka kapı vardı.

Kapı aralığından beş cadının büyük bir odanın ortasın­da durduklarını görebiliyorduk. Eşyalar karşı duvara kadar ittirilerek boş bir alan elde edilmişti. Cadılardan ikisi kolla­rını kavuşturmuş nöbet tutuyordu; biri tam bulunduğumuz yere bakıyordu, yani Alice iyi ki o örtü büyüsünü yapmıştı. Diğer üçüyse iyice odaklanmış bir ifadeyle tuhaf hareketler yapıyorlardı. El ve dizlerinin üzerine çöküp birbirlerine ne­redeyse burunları değecek kadar yaklaşmışlardı. Saçlarına ince dallar takılıydı, fakat bunlar gelişigüzel değil belli bir ustalıkla yerleştirilmişti. Başlarında sivri uçlu pentagramlar vardı. Saçları kanlıydı; Siscoi’yi çağırma ayini için bu pen­tagramlar kafa derilerine iyice bastırılmış olmalıydı.

Girmalkin saldırıya hazırlanarak öne çıktıysa da san­ki görünmez bir hedefle karşılaşmış gibi sağ elini havaya kaldırıp durdu. Dönüp bize baktığında sinirli olduğu her halinden belliydi. “Burada bir savunma kalkanı var,” diye fısıldadı.

Page 253: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

253

Alice yanma gidip her iki elini öne doğru uzattı. “Güç­lü, çok güçlü,” dedi. “Bizi durduramaz ama vakit alacak.” Vakit kaybetmeden yapması gereken büyüyü fısıldamaya başladı, fakat bunu yapan tek kişi o değildi.

Yere çömelmiş cadılardan üçünün dudakları da hareket ediyordu, fakat herhangi bir ses duyulmuyordu. Bunun ye­rine dudaklarının arasından ince, beyaz bir şey çıktı: iğne kadar keskin üç kemik parçası. Cadılar sanki tek bir zi­hin tarafından kontrol ediliyormuş gibi aniden gerilediler. Sonra ağızlarındaki kemik parçasını tükürerek yerde bir üçgen oluşturdular. Bu denli büyük nesnelerin ağızlarına sığabildiğine inanmak imkânsızdı. Bu süreç hemen yeni­lendi ve yerdeki ilk üçgenin üzerine ikinci bir üçgen daha yapıldı.

Aynı şey üçüncü kez tekrarlandığında niyetlerinin ne olduğunu anladım: Büyülü pentagramın iç kısmındaki sembol olan beş uçlu yıldızı yapmaya çalışıyorlardı.

“Çabuk!” diye tısladım Alice’e. “Çok geç olmadan bunu durdurmalıyız! ”

Başını salladı. Gücüne rağmen Romanyalı cadıların or­tak güçleri onu zorluyordu. Alnında boncuk boncuk ter damlaları birikmeye başladı. Grimalkin her iki elinde tut­tuğu bıçakları sımsıkı kavramış, saldırı anını kolluyordu. Fakat beklemesi gerekiyordu.

Beşinci kemik üçgen de yerini bulurken üç cadı aynı anda bir zafer çığlığı attı. Ardından yumruk yaptıkları sol elleriy­le üç kez ahşap zemine vurdular. Kemiklerden oluşturulan

Page 254: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

pentagram parlamaya başladı; döne döne yukarı yükselirken bir yandan da büyüyüp genişliyordu.

Bu kemikten pentagram, geçiş kapısı olmalıydı. Siscoi dünyamıza girmek üzereydi!

Tam o esnada Alice en sonunda bizi engelleyen kalka­nı kırmayı başarınca Grimalkin öne atıldı. Bizi cadılardan gizleyen örtü de aynı anda açılınca iki nöbetçi kendilerini Grimalkin’le diğer cadıların arasına attılar. Bunlar güçlü ve acımasızlardı fakat Grimalkin’in karşısında durmalarına imkân yoktu. Katil Cadı bıçaklarını savurarak ilerlerken etraf kan gölüne döndü ve cadılar çığlıklar arasında yere devrildi.

Ben Grimalkin’in hemen arkasmdaydım. Ayağa kalkıp bizimle çarpışmak yerine kalan üç cadı elleriyle dizlerinin üzerinde bize doğru sürünmeye başladı. Asamı indirip en yakındaki cadının kalbine saplayarak bıçağı titreyen bede­nin altındaki ahşap zemine kadar sapladım.

Başımı kaldırdım. Grimalkin cadılardan birini öldür­müş, diğerinin peşine düşmüştü fakat dönen pentagram başının hemen üzerindeydi. İçinde vampir tanrının acıma­sız, pullu yüzüyle kollarını gördüm; uzun pençeleriyle hır- lıyormuş gibi açtığı ağzının içindeki sivri dişleri tam kar­şımızdaydı. Yoğun, kırmızı bir sıvının içinde olduğu görü­nüyordu. Bu sıvı o çok sevdiği kandan başka ne olabilirdi ki? Karanlık’m içinde, her biri sahibinin zevk ve isteklerine uygun çok çeşitli bölgeler mevcuttur. Bu yaratık için, kan dolu okyanustan daha uygunu düşünülemezdi.

Page 255: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

255

Kayaların üzerine akan suların çıkardığına benzer bir çağıltı çıktı. Ancak akan, su değil kandı. Pentagramm ağ­zından akan kan hemen Grimalkin’in önündeki ahşap ze­mini göllendirmeye başladı. Bu sıvının içinde, Siscoi’nin ağzını açmış, jilet kadar keskin dişlerini açıp pençelerini uzatarak Katil Cadı’yı haklamak üzere hazırlandığını gö­rebiliyorduk.

Page 256: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M 25

G e c e n i n e n k a r a n l i k s a a t İ

Yüreğim ağzımdaydı. Grimalkin ölebilirdi. Fakat Siscoi havada süzülüp karşı duvardan geçerek gözden kaybolma­dan önce sanki onun bedeninin içinden geçiverdi. Demek hâlâ ruh halindeydi ve henüz hiçbir şey yapamazdı. Fakat kendisini yeni bir bedenin beklediği kan çukuruna doğru yola çıkmıştı bile. Gece yarısına yirmi dakikadan az bir za­man vardı.

“Çok geç kaldık!” diye bağırdım.Grimalkin kan içinde orada öylece duruyordu. O bile

durumumuzun vahim olduğunun farkındaydı.Aniden beynimin içinde bir ses duydum. Sesin sahibini

tanımamam mümkün değildi. Bu annemdi!Tereddüt edersen hepiniz ölürsünüz■ Kadim Tanrıyla dö­

vüş! Kan çukurundan çıkmadan onu hakla! Tek şansınız hu! Ama bunu yalnızca sen yapabilirsin oğlum. Yalnızca sen, vampir tanrıyı öldürüp hayatta kalabilirsin!

Elbette ki Kadim Tanrılardan birini öldürmem müm­kün değildi. Bunu hangi insan yapabilirdi ki? Fakat an­nemin ne demek istediğini anlıyordum. Çukurdaki bedeni

Page 257: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

257

yok edebilirsem Siscoi onu kullanamaz ve böylelikle tehdit de ortadan kalkmış olurdu.

“Çukurdan çıkmadan önce oradaki bedeni haklamalı- yız!” diye bağırdım. Sonra daha fazla açıklama yapmadan dönüp evden çıkarak koşmaya başladım; Grimalkin ve Ali­ce de hemen arkamdaydılar. Yol boyunca koşarken moro- inin hâlâ yere eğilmiş, otları saydığını gördük. Çok geç­meden ağaçların arasına daldım ve kan çukurunu bulmak­ta hiç zorlanmayacağımı anladım: Koyu kırmızı ışık, sık ağaçların arasından bile görünüyordu. Oraya vardığımda kan çukuruna açılan taş kapağın yana çekilmiş olduğunu gördüm. Böylece zaman ve güç kaybetmemize gerek kal­mayacaktı. Asamı yere atıp cübbemi giydim. Siscoi’ye karşı Kader Kılıcı ve Kemik Kesen’i kullanacaktım.

Grimalkin elini omzuma koydu. “Hayır!” dedi. “Onu sen değil ben öldüreceğim!”

“Annemin sesini duydum,” dedim. “Onu yalnızca be­nim öldürüp hayatta kalabileceğimizi söyledi.”

“O halde ben de seninle geleceğim. Siscoi’yle tek başına yüzleşmene izin veremem. Annen bile Grimalkin’e ne yap­ması gerektiğini söyleyemez.”

Başımı iki yana salladım. “Hayır. Eğer ölürsem savaş­maya devam etmelisin. Şeytan’ın başını hizmetkârlarından mümkün olduğunca uzak tutmalısın. Hatta belki Alice’in yardımıyla onu yok etmenin bir yolunu da bulabilirsin.”

“Bunu ancak üçümüz birlikte çalışarak yapabiliriz,” dedi Grimalkin. “Hayatta kalmalı ve bunu yapabilmek için

Page 258: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

de tek yumruk olmalıyız. Alice çukurun girişinde nöbet tutacak ve çıkmaya çalışırsa Siscoi’yi büyüsüyle yok etme­ye çalışacak. Biz ikimiz aşağı ineceğiz, ama Siscoi’yi sana bırakacağım. Yerin üstünü moroi koruyor, yer altının da başka bir koruması olabilir. Kaya yerinden oynatılmış.”

Başımı sallayarak onayladım. Söyledikleri mantıklıydı. Alice yanıma gelip bana sarıldı. “Of, lütfen dikkatli ol

Tom. Sana bir şey olursa ben ne yaparım?”“Başarısız olma ihtimalime hazırlıklı ol Alice. Her şey­

den önemlisi de Siscoi’yi durdur. Onun Şeytan’m başını ele geçirmesine izin verme,” dedim.

“Onu durdurabileceğimden şüpheliyim, ama denerim Tom,” diye yanıtladı.

Kan çukurunun kenarına kadar yürüyüp aşağıya bak­tım. Bir yanım muhtemelen ölüme yürüdüğümü söylüyor­du, fakat o esnada bunu sakin bir şekilde kabullenmiştim. Bu benim görevimdi: Ustam beni bunun için hazırlamıştı, aldığım eğitim hep beni bu sona hazırlamak içindi. Zaman zaman hayaletlerin başkalarını korumak için kendilerini feda etmeleri gerektiğini biliyordum.

Işık yüzüme vuruyor, gözlerimi kamaştırıyordu ve başı­mı çevirmek zorunda kaldım. Direkt olarak ışığa bakmak­tan kaçınmalıydım.

Başımı kaldırıp Alice’e gülümsedim, Grimalkin’i ba­şımla selamladım ve ayaklarımı çukurdan aşağıya saldım. Açıklığın bir kenarı genişti; ben dar olan tarafı seçtim. Bu tıpkı bir bacayı tırmanmaya benziyordu ve düşüşümü

Page 259: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

kontrol etmek için dizlerimi, ayaklarımı ve ellerimi kulla­nabiliyordum. Fakat taşları kaplayan kaygan sıvı -cadıla­rın çukura boşalttığı sakatat ve kan karışımı- işimi daha da güçleştiriyordu. Etrafta berbat ve metalik bir kan, çürük ve bozuk et kokusu vardı. Neredeyse kusacak gibi oldum. Midemin yatışmasını beklemek için bir süre durmam ge­rekti. Kıyafetimden ufak bir parça kesip burnumla ağzımı kapatmadığıma pişman olmuştum, fakat artık çok geçti.

Benim arkamdan çukura giren Grimalkin’in bastığı yer­lerden düşen toprak ve küçük taş parçaları üzerime yağdı, inmeye devam ettim ve çok geçmeden aşağıdan soluk alma ve ardından inleme sesleri duyuldu; sanki devasa bir yara­tık orada acı çekiyordu.

İnerken bir ara kırmızı ışık epey altımda kalan bir kaya­nın arkasında kalınca aşağıya bakabildim. Ve bunu yapar yapmaz pişman oldum. Hemen altımda insan biçiminde fakat muhtemelen benim en az iki katım büyüklüğünde bir silüet vardı. Kayalık bir çıkıntının üzerine yatmış, ke­sik kesik soluk alıp vererek kıvranıyordu. Çok geçmeden bunun nedeni anlaşıldı. Dev yüz berbat durumdaydı, göz­lerinin çıkarıldığı yuvaların boşluğundan sıvılar sızıyordu. Bu, Judd’la çukura tuzla demir dökerek zarar verdiğimiz ilk taşıyıcı bedendi.

Acaba bu hareketler cansız bedenin tepkisi miydi yoksa bir şekilde bilinci yerinde miydi? Canlı bir varlık gibi acı hissediyor olabilir miydi? Bir an için öyle olduğunu dü­şündüm.

259

Page 260: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

260

Saatler gece yarısına yaklaşıyordu. Yeni taşıyıcı beden çukurun daha derinlerinde olsa gerekti. Tek istediğim bir an önce işimi halletmekti, fakat bu denli büyük acılar gör­meye dayanamıyordum. Devasa bedenin yanına varınca dizlerimin üzerine çöktüm. Ona bıçakla uzanmam müm­kün olmadığından Kader Kılıcı’nı kınından çıkardım. Ara­daki mesafeyi dikkatlice kestirdim ve her ne kadar gözle­rimi son saniyede kapatmam gerekse de yapmam gerekeni yapıp kılıcı yaratığın boğazına dayayıp çektim. Gözlerimi yeniden açtığımda yaratığın gırtlağından fışkıran kan, çu­kurun derinliklerine doğru akıyordu.

Dev beden sanki görünmez zincirlerden kurtulmaya ça- lışıyormuşçasma titremeye başladı; ardından son bir nefes verip kayanın üzerine düşüp hareketsiz kaldı. İçinde her ne canı vardıysa artık onu kaybetmişti. Bunu merhamet duygusuyla yapmıştım, ama öte yandan Siscoi’yle savaşır­ken ihtiyacım olacak değerli vaktimi de boşa harcamamış mıydım?

Kılıcı kınına sokup aşağı inmeye devam ettim. Taze kanla ıslanan kayalar artık iyice tehlikeli bir hal almıştı. Bir ara aşağıdan gelen ışık gözümü alınca ayağım kaydı ve tutunduğum kayadan düşecek gibi oldum. Dehşet içinde titreyerek kayaya sıkı sıkı sarılıp bir süre öylece durdum. Felaketin eşiğine gelmiştim. Ardından cesaretimi toplayıp aşağıya inmeye devam ettim.

Çok geçmeden sırtımı kayaya vererek ayağa kalktım, kollarımla bacaklarımı esnetebileceğim geniş bir kayalık

Page 261: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

261

çıkıntıya ulaştım, inişin bir sonraki aşamasını görebili­yordum, fakat zifiri karanlık olan üç yanım da dev mağara ağızlarını andırıyordu. Bir anda Grimalkin’in haklı oldu­ğunu anladım: Gerçekten de burada nöbet tutmak üzere başka yaratıklar görevlendirilmişti.

Yeni sesler duyabiliyordum: yaklaşan postal sesleri, de­rin derin soluk alıp vermeler ve son olarak da öfkeli hırıltı­lar. Birkaç saniye sonra karanlığın içinde kırmızı ışık deni­zi gibi parlayan gözleriyle düşmanlarım belirdi. Bu durum bana kilere inip de yaratıkların sayıca üstünlüğü karşısında dehşete kapılarak korkakça kaçtığım o anı hatırlattı.

Fakat bu kez kaçmayacaktım. Kemik Kesen’i çekip sağ elime, Kader Kılıcı’nıysa sol elime aldım. Grimalkin her iki elinde birer bıçakla yanıma indi ve yaratıklarla birlikte yüzleştik. Karşımda dişlerle pençeleri görüyor, leş gibi ko­kan strigoi nefesini duyabiliyordum, ama yine de kılıçları­mı savurmaya devam ettim ve ecinnilerin cansız bedenleri önüme yığıldıkça kendimi daha iyi hissetmeye başladım. Uzun kılıcım daha çok işe yarardı. En yakınımdaki stri- goinin kestiğim kafası yerde yuvarlanıp boşluğa düştü. Grimalkin’se hemen yanımda sağa sola ölümcül darbeler savuruyor, yaratıkların başlarını keserek düşmanlarımızı muazzam bir vahşilikle geri püskürtüyordu.

Strigoi hızlıydı, fakat yakın dövüşerek onların bu avan­tajlarından faydalanmalarını engelliyorduk. Baskı azalmca- ya kadar kılıcımı savurmaya devam ettim. Ardından Gri­malkin beni boşluğa doğru çekip elindeki bıçakları havaya kaldırarak bir sonraki saldırıya hazırlandı.

Page 262: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

“Hadi inmeye devam et!” diye emretti. “Çok az vakti­miz var. Ben onları oyalarım!”

Tartışmadım. Artık saat gece yarısını vurmuş olmalıy­dı. Muhtemelen çok geç kalmıştım; Siscoi taşıyıcı bedenin kontrolünü ele almış olabilirdi. Kılıcı kınına sokup Kemik Kesen’i kemerime taktıktan sonra kendimi boşluğa bıraka­rak inmeye devam ettim.

Aşağıya inerken yukarıdan gelen kılıç, homurtu ve çığlık sesleri azaldı ve çok geçmeden farklı bir ses daha duydum. Soluk alıp verildiğini duyabiliyordum... bu, yeni taşıyıcı bedendi. Bu kez kör olmayacaktı. Vampir tanrı bu yeni bedene çoktan girmiş olmalıydı ve saat gece yarısını vurduğunda çukurdan dışarı çıkacaktı.

Sesler gitgide yükseldi, ta ki soluğunu yüzümle ellerim­le hissedip berbat kokusunu almaya başlayıncaya kadar... Artık daha aşağıya gidecek yer yoktu, çukurun tabanına ulaşmıştım.

Arkamı dönünce Siscoi’yle karşı karşıya geldim.Bir önceki taşıyıcı bedeni tam olarak görememiştim,

çünkü aşağıdan gelen ışık gözlerimi kamaştırıyordu. Şim­diyse bu koyu kırmızı ışığın kaynağını görebiliyordum. Açık bir şekilde görebildiğim dev bir silüetten çıkıyordu; görür görmez vampir tanrının bedeni ele geçirdiğini anla­dım. Gözleri belermiş, dosdoğru bana bakıyordu.

Bu beden yaralı değildi. Ayaklarını öne uzatmış, sırtı kayaya yaslı bir vaziyette oturuyordu. Dev bedeni kırmızı pullarla kaplıydı, sürüngenlerinkini andıran el ve ayakları­nın uçlarından sivri pençeler uzanıyordu. Her ne kadar ilk

Page 263: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

263

taşıyıcı bedenden daha büyük olsa da ona kıyasla ince ya­pılıydı ve çok daha hızlı hareket edebilirdi. Kel, ince uzun ve handiyse üçgen biçiminde bir başı; dümdüz bir burnu ve av peşine düşen vahşi hayvanlarınkini andıran geniş gözleri vardı.

Gece yarısına ne kadar kaldı acaba, diye düşündüm. Bu uyuşuk yaratığın göz açıp kapayıncaya kadar hareket edebi­len doymak bilmez bir yaratığa dönüşmesine ne kadar var?

Sorularımın yanıtım anında aldım. Tanrı titreyerek so­luk alıp dizlerinin üzerine çöktü ve ağzını açıp tıslayarak dişlerini gösterdi. Dişlerini sımsıkı kenetlemişti, çenesini kasmaktan boğazındaki damar ve kaslar iyice belirgin bir hal almıştı. Dört büyük köpek dişinin yanında iğne gibi dişler diziliydi; bu, yemeğini çiğnemek zorunda olan bir yaratık değildi. Hemen sonra ağzını oynatmaya başladı ve Siscoi yarı uyur bir halde hırıltıyla konuştu.

“Bana gelmiş olman ne güzel,” dedi. “Cılız bedeninden içeceğim kan beni bekleyen ziyafetten önce harika bir baş­langıç olacak!”

Yanıt vermedim. Bunun yerine Kader Kılıcı’m çekip dizlerinin üzerinde duran yaratığın etrafında temkinli bir şekilde dönmeye başladım.

Becerimi kullanıp zamanı yavaşlatmak için şansım vardı.Odaklan! Zamanı sıkıştır! Onu durdur!Odaklanmaya çalışarak yaratığa doğru bir adım daha

attım.Odaklan! Zamanı sıkıştır! Onu durdur!Vampir tanrı çukuru titreten bir kahkaha attı.

Page 264: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Artık çaresizdim; tüm benliğimle zamanı durdurmaya çalışıyordum. Fakat annemin becerisi beni en çok ihtiya­cım olduğu anda terk edip gitmiş gibiydi. Çok yakında za­manı durdurmaya başaramazsam oracıkta ölecektim.

“Zavallı güçlerinin bana sökeceğini mi sanıyorsun?” diye kükredi tanrı. “Ben Siscoi’yim ve bana karşı deneyece­ğin her şeyi yenme gücüne ve hızına sahibim. Ustam oyun­larınla başa çıkabileceğimi düşünmeseydi senin üzerine beni salar mıydı? Hizmetkârları bir araya gelip güçlerini bana verdiler.”

Acaba doğuştan gelen bu becerim ona işlemiyor olabi­lir miydi? Bu mümkün müydü? Şeytan da zamanın akı­şını değiştirebiliyordu ve onu gümüş mızrak ve çivilerle bağlayacağımız çukura çektiğimizde bana yalnızca onu şaşırtabilmem yardım etmişti. Eğer Karanlık’m diğer hizmetkârlarının da benzer güçleri varsa ve bir şekilde bunları Siscoi’ye transfer ettilerse durumum gerçekten de vahimdi.

Fakat o esnada bir kez daha annemin sesini duydum: Çaresizliğe kapılırsan yenilir ve yok olursun. Her şeyden

önce kendine inanmalısın. Eğer sen gerçekten de Şeytan’ı yok etmesi için yetiştirdiğim silah haline geldiysen bunu şimdi kanıtlamaksın. Aksi takdirde yaptığım her şey boşa gider ve benim oğlum olmayı hak edemezsin!

Bu sözler kalbime bir hançer gibi saplandı. Annem nasıl bu denli acımasız olabilirdi? Ben yalnızca bir silahtan mı iba­rettim, yalnızca ona zafer kazandıracak bir varlık mıydım? Ve Karanlık’a karşı verdiğim bunca mücadeleye rağmen onun

Page 265: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

oğlu olmayı ‘hak’ etmiyor muydum? Üç yıldır Karanlık’a kar­şı kesintisiz bir şekilde verdiğim mücadele boyunca yalnızca bir kez kilerde korkuya kapılıp kaçmam dışında, tüm zor­luklara rağmen elimden geleni yapmaya çalışmıştım. Annem bunu takdir edemiyor muydu? Çiftlikte yaşarken tanıdığım o sıcak, sevecen anneden çok uzaktı. İçim öfkeyle doldu. Derin bir nefes alıp bu öfkemi anneme değil de Siscoi’ye yönelttim.

Yeniden odaklanınca zamanın yavaşlamaya başladığını hissettim. Tanrının gözleri kötücül bir ifadeyle kırpışıyor­du fakat ben aldırış etmeden kılıcımı kaldırıp ona doğru bir adım daha attım. Gitgide daha iyi odaklanıyordum. Tanrının gözleri yine hareket ediyordu, ama artık bu yal­nızca üst göz kapağının uyuşuk bir şekilde aşağı inmesin­den ibaretti.

Ve Kader Kılıcı’nm yakut gözlerinden kan damlamaya başladı. O da tıpkı vampir tanrı gibi kana susamıştı! Ve sonra belimde bir hareketlenme hissettim. Kemik Kesen de hareket etmeye başlamış, sanki görünmez bir el tarafından sağa sola döndürülüyordu. O da savaşa katılmak istiyordu.

Tam bıçağı çekmeye hazırlanırken Siscoi’nin bakışları­nın Kader Kılıcı’ndan damlayan kana takıldığını fark ettim. Kan tanrıyı büyülüyor, onun dikkatini dağıtıyordu.

Bundan faydalanarak kılıcı o devasa başına doğru sa­vurdum. İsabetli bir vuruş yapmıştım ve kılıç Siscoi’nin kel kafatasını ikiye ayırabilirdi. Fakat zamanı yeterince iyi kontrol edememiştim. Hâlâ bana karşı koymaya çalışıyor­du ve kılıç saplanmak üzereyken başım çevirmeyi başardı.

V

265

Page 266: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Sol kulağını kestim ve kesik kulağı soğuk kış rüzgârında döne döne, yaklaşan kışın habercisi kızıl bir yaprak gibi taş zemine düştü.

Tanrı haykırdı. Bu haykırış öyle acı ve öfke doluydu ki çukurun duvarları titredi ve üzerimize kaya, toprak ve ça­mur yağdı.

Derin bir nefes alıp Grimalkin’in öğrettiği duruş pozis­yonunu aldım. Bir kez daha odaklanmaya çalıştım, fakat Siscoi ayağa kalkmış, bana tepeden bakıyordu.

Boynunu hedef alarak kılıcı sağdan sola yukarı doğru savurdum. Ama artık mücadelemiz yeni bir safhaya geç­mişti: Benim gücüm azalırken Siscoi’ninki artıyordu. Kılı­cım yavaş yavaş hareket ederken tanrının pençesi yüzüme doğru hızla iniyordu. Bu kez kılıcımdan daha kolay bir şekilde kaçmayı başardı, fakat pençeleri alnımı çizdiğinde yakıcı bir acı hissettim. Dizlerimin üzerine düşünce bir kez daha saldırıya geçti.

Ondan yine kaçamadım, fakat hayatta kalabilmemi sağ­layacak kadar karşılık verebildim. Bu kez dev yumruğunu sallıyor, kafatasımı kırıp beni bayıltarak kanımı dilediğin- ce içmek istiyordu. Savurduğu yumruktan yana dönerek kaçmayı başardım, fakat aldığım darbe karşı duvara kadar yerlerde yuvarlanmama neden oldu.

Güçlükle dizlerimin üzerinde doğrulduğumda başım dönüyor, midem bulanıyordu. Ayağa kalkmaya çalıştım fakat bacaklarım beni destekleyemeyecek kadar güçsüzdü. Siscoi ben daha neler olup bittiğini anlayamadan işimi biti­rebilirdi, ama sanki yürüyüşe çıkmış gibi yaklaşıyordu. Artık

266

Page 267: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

her şeyin bittiğinin farkındaydı. Kazanmıştı. Zamanın üze­rindeki kontrolümü yitirmiştim.

Fakat sonra başka bir ses duydum. Bu, beynimin için­de duyduğum annemin sesinden farklıydı. Bu, hafızamdan gelen bir sesti: Katil Cadı Grimalkin’in sesi.

Sonun geldi mi? En sonunda yenildin mi? Hayır! Müca­deleye daha yeni başlıyorsun! İnan bana, çünkü biliyorum. Benim adım Grimalkin.

Kader Kılıcı’m kullanmam konusunda beni eğitirken sürekli olarak bu cümleleri tekrarlıyordu. İrlanda’da ilk kez karşı karşıya dövüştüğümüz o kileri anımsadım. Beni oracıkta öldüreceğine emindim ama bir hafta içinde bana dövüşmeyi öğretti, hem| de sert ve giriştiği mücadeleler sa­yesinde deneyim kazanmış Bili Arkwright’m bile öğrete- meyeceği şekilde. Devam edemeyecek kadar tükenmiş his­settiğimde beni teşvik etmek için bu sözleri sarf ediyordu.

Sesini bir kez daha duydum.Ayağa kalk ve dövüş! Düşmanını hemen şimdi öldür! O

seni öldürmeden önce! Benim gibi ol! Grimalkin gibi ol! Asla pes etme! Asla geri çekilme!

Ayağa kalkmak için kendimi zorladıktan sonra iki elim­le kılıcımı havaya kaldırdım.

267

Page 268: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

B Ö L Ü M 26

H a y a l e t i n k a n I

Bir kez daha zamanı yavaşlatmak için odaklanmayı de­nedim. Alnımdan akan ter ve kan gözlerimin içine girerek görmemi güçleştiriyordu. Sağ elimin tersiyle alnımı silip tekrar iki elimle kılıcımı kavradım.

Siscoi bana bakıyordu, fakat zaman yine yavaşlamaya başlamıştı. Ben hareket ediyordum, o ise hareketsizdi, işte şimdi sahiden kafasını ortadan ikiye ayırabilirdim, bunu yapabilirdim. Öne doğru bir adım atıp hedefime yaklaştım. Fakat tam kılıcımı başına indirmek üzereyken ağzını açtı. Bir kez daha zamanın üzerindeki kontrolümü sarsmaya ça­balıyordu.

Sivri dişlerine baktım ama bunlar o an için bir tehdit teşkil etmiyordu. Siscoi’nin ağzından bir şey çıktı ve bu öyle hızlı bir şekilde gerçekleşti ki neredeyse tepki dahi veremeyecektim. Sola doğru kaçtım ve bu her neyse sağ şakağımı yalayıp geçti.

Önce üzerime doğru bir şey tükürdüğünü sandıysam da çok geçmeden bunun dili olduğunu anladım. En az iki metre uzunluğundaki dili kaim ve mosmordu, üst kısmı

Page 269: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

269

her biri kanca kadar keskin kılçıklarla kaplıydı. Dili yüzü­me çarpmış olsaydı etimi keserdi.

Hızlı bir şekilde üç adım geriledim. Kadim Tanrı dilini geri sokmuş, hırlıyordu. Üzerime üzerime gelip parmak­larını boğazıma doğru uzattıysa da yukarı doğru savurdu­ğum kılıcım sol omzuna isabet etti. Bir kez daha acı içinde bağırdı.

Bu kez yaralanmıştı. Kader Kılıcı koruyucu pullarını aşabilmişti. Kollarından aşağıya akan siyah kan, ayakları­nın dibine damlıyordu.

Savunmamın yeterli gelmesine şaşırmıştım. Siscoinin güçleri arasında inanılmaz bir hız da vardı, o halde bunu neden kullanmıyordu? Bunun tek bir anlamı olabilirdi. Kullanamıyordu! Demek zamanı hâlâ kontrol edebili­yordum. Böylesine güçlü bir rakibi tamamen durdurman mümkün değildi, fakat yeterli bir mücadele ortaya koyu­yordum.

Kılıcımı hazırladım. Siscoi bir kez daha saldırdı ve ben de içgüdüsel olarak kılıcımla öne atıldım. Her ne kadar bu kez isabetli bir vuruş yapamasam da onu birkaç adım geriletebilmeyi başardım. Ardından olabildiğince hızlı bir şekilde geri adım atarak öldürücü kılçıklarla kaplı o uzun dilinden kurtulmaya çabaladım. Aniden kendimi kayalığın üzerindeki bir çıkıntıda buldum; iki tarafıma da kaçmam olanaksızdı.

Siscoi’nin yüzüne yamuk bir gülümseme yayılırken ağzı­nı olabildiğince açtı. Dili bir kez daha mor bir leke şeklinde

Page 270: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

üzerime doğru fırladı. Tanrı beni köşeye sıkıştırmıştı, kaça­cak yerim yoktu.

Tek seçeneğim kalmıştı: ilerlemek! Dilinden sıyrılıp aramızda yalnızca bir adım kalıncaya dek ilerledim. Sonra daha dilini geri toplayamadan önce kılıcımı hızlı bir şekil­de savurarak onu kestim. Yere düşen dil devasa bir yılan gibi kıvrılıp sarsılmaya başlarken Siscoi’nin ağzından kan gelmeye başladı. Acı içinde ulurken sanki toprak sarsılı­yor, kayalar böğürüyordu.

Artık işini bitirme zamanı gelmişti. Önümde kıvranır­ken kılıcımı bir kez daha boynuna doğru savurdum. Fakat tam başardığımı sanmışken her şey ters gitti. Tanrı’nm işi henüz bitmemişti; bunu büyük bir bedel ödeyerek öğren­dim.

Pençeli elini yukarı doğru savurarak bağırsaklarımı deş­meye çalıştı. Son anda bu darbeden kaçtıysam da bu kez sol eliyle savurduğu darbe neredeyse kolumu koparacaktı. Acı içinde dizlerimin üzerine çöktüm. Daha da kötüsü, Ka­der Kılıcı elimden fırlayıp döne döne uzaklaştı.

Siscoi kan tükürerek üzerime atıldı. Kemik Kesen’i çe­kip ona batıracak zamanı bulabildim. Göğsünü iki yerden yaraladıysam da beni bir çocuk gibi havaya kaldırıp açık ağzına götürdü.

Sivri dişleri boynuma saplandıysa da fazla acı hissetme­dim. Emmeye başladığı kanımın damarlarında dolaşmaya ve kalp atışlarımın giderek zayıflamaya başladığını hisset­tim.

270

Page 271: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Durumum umutsuz görünse de Grimalkin’in söyledik­lerini anımsayarak mücadeleye devam ettim. Ölmek iste­miyordum. Alice’i ve tabii ki de ailemi bir kez daha görmek istiyordum. Bir hayalet olarak beklediğim gelecek, elimden alınmak üzereydi. Kurtulmaya çabalarken vampir tanrıyı çaresizlik içinde defalarca kez bıçakladım. Fakat darbeler etkisizdi ve çok geçmeden bıçağı tutamayacak kadar güç- süzleştim. Bıçak elimden kaydı ve kalp atışlarımın iyiden iyiye yavaşladığını hissettim. Ölüme yaklaşıyordum.

Sonra yüksek sesli bir çığlık duydum. Ben mi bağır­mıştım? Yoksa bu ses Siscoi’nin boğazından mı geliyordu? Daha önce hiç bu denli acı dolu bir çığlık duymamıştım. Sanki dünya ızdırap içinde haykırıyordu.

Ardından kendimi karanlığın içinde buldum.Son düşündüğüm şey Alice oldu.Zihnimde dönüp duran son sözlerimse annemeydi:Üzgünüm anne. Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üz­

günüm. Elimden geleni yaptım. H akkım da çok kötü şeyler dü- şünmemeye çalış.

Bana sonsuzluk gibi gelen bir süre boyunca karanlıkta bekledim. Kalbim artık atmıyordu; nefes almıyordum. Fa­kat korkmuyordum da. Huzurluydum, tüm endişe ve ça­balarım geride kalmıştı.

Sonra çocukluğumdan anımsadığım bir ses duydum: Sallanan bir sandalyenin gıcır tısıydı bu. Karanlığın içinde parlak bir silüetin belirdiğini gördüm.

271

Page 272: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Bu annemdi; o korkunç lamia değil de anılarımdaki o sevecen, şefkatli annem. Sandalyesine oturmuş mutlu ve huzurlu olduğunda yaptığı gibi ileri geri sallanırken gü­lümseyerek bana bakıyordu.

“Sen hep olmanı umduğum kişi oldun,” dedi. “Daha önce sarf ettiğim o acımasız sözler için beni bağışla. O an bunları söylemem gerekiyordu. Seninle gurur duyuyorum oğlum.”

Hangi ‘acımasız sözler’den bahsediyordu? Aklım karış­mıştı. Neredeydim? Ölmüş müydüm?

Annem gülümsemeye devam ederken karanlığın içinde gözden kayboldu. Şimdi yeni biri beliriyordu. Bu da siyah elbisesini ince bir iple beline bağlamış, sivri burunlu ayak­kabıları olan bir kızdı. Alice.

“Sana veda etmeye geldim Tom. Gitmeyi hiç istemiyo­rum ama başka çarem yok, öyle değil mi? Beni bekle Tom, lütfen. Vazgeçme. Asla vazgeçme!” dedi.

Nereye gidiyorsun, diye sormaya çalıştıysam da ben daha konuşmaya başlamadan o da gözden kayboldu.

Sonra kendimi bir yatakta buldum. Soluk alıp veri­yordum ve kalbim düzgün bir şekilde çarpıyordu. Perde­ler açıktı, fakat dışarısı karanlıktı. Todmorden hanındaki odamda olduğumu anladım. Başucumdaki masanın üze­rinde bir mum duruyordu ve onun titrek ışığında yanımda oturmuş bana bakan birini gördüm.

Bu, Grimalkin’di.“En sonunda geri geldin,” dedi. “Üç gün üç gecedir

baygındın. Alice’in seni iyileştirmek için yaptığı onca şeye

Page 273: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

I

rağmen zihninin tamir edilemez şekilde hasar gördüğün­den endişe etmeye başlamıştım.”

Zorlanarak da olsa doğruldum. Ter içindeydim ve ken­dimi çok güçsüz hissediyordum. Ama hayattaydım.

“Ne oldu?” diye sordum. “Elimden geleni yaptım. Üz­günüm, ama yeterince güçlü değildim. Onu haklamayı ba­şarabildin mi?”

Katil Cadı başını iki yana salladı. “Hayır. Seni yukarıya taşımak için yanma geldiğimde çoktan ölmüştü.”

“Kanımı emiyordu ama elimdeki bıçağı saplayarak so­nuna kadar mücadele etmeye çalıştım. Şansım yaver gitmiş ve bıçağı kalbine saplamış olmalıyım.”

“Onu öldüren bu değildi,” dedi Grimalkin. “Senin kanındı.” Başımı iki yana salladım. “Anlamıyorum...”“Kanın çok güçlü bir silah, çok özel bir hayalet kanı...

Yedinci oğulun yedinci oğlusun, üstelik ilk ve en güçlü lamialardan olan annenin kanıyla karışmış. Vampir tanrı için bu öldürücü bir zehir; tıpkı annenin de biliyor olması gerektiği gibi. Siscoi öldükten kısa bir süre sonra Alice’e görünüp böyle demiş.”

Bir anda Cosmina’nm bedeninde nasıl kıyafetli bir şekil­de karşımıza çıktığını anımsadım. Kısa süreli de olsa hâlâ başka yaratıkların bedenlerini ele geçirebilirdi. “İntikam almak isteyecektir!” dedim Grimalkin’e. “Geri gelecektir. Hâlâ tehlikedeyiz.”

Katil Cadı başını iki yana salladı. “Siscoi artık bir tehdit değil. Sen yalnızca ele geçirdiği bedeni yok etmekle kalmadın;

273

Page 274: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

vampir tanrıyı da öldürdün. Göğe korkunç bir çığlık yüksel­di. Alice’le konuşurken annen bunun Karanlık’tan geldiğini, en güçlü Kadim Tanrılardan birini kaybetmenin verdiği acıy­la yükselen bir haykırış olduğunu söylemiş. Düşmanlarımızı zayıflattın. Şeytan’ın başı bir kez daha sessizliğe gömüldü ve ondan herhangi bir tepki almamın imkânı yok. Üstelik inan bana, hiç de kibar davranmadım.”

Kanımın Siscoi’yi öldürebilmesine çok şaşırmıştım. De­mek annem bunu en başından beri biliyordu. Fakat bir be­del ödenmişti. James muhtemelen ölmüştü ve Şeytan diğer ahilerimin öldürülmesi için hizmetkârlarına emir vermişti.

“Yeniden deneyecektir,” dedim. “Hizmetkârlarının yıl­dızlardan bile daha çok olduğunu söylemişti. Asla pes et­meyecektir!”

“O halde sonunu getirmeliyiz!”Başımı aşağı yukarı salladım. “Doomdryte’ı aldın mı?”

diye sordum.“Fresque’nin evini yakmaya gittiğimde kütüphane boş­

tu. Hiç kitap yoktu. Doomdryte da tabii. Ama ben yine de orayı yaktım.”

“O halde düşmanlarımızın eline geçmiş olm alı...”“Öyle düşünmeliyiz.”İşte bu da yeni bir tehditti; gelecekte karşımıza çıkacak

bir sorun.“Alice nerede?” diye sordum.“Alice Karanlık’a gitti,” dedi Grimalkin. “Üçüncü kutsal

nesneyi aramaya gitti.”

Page 275: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Chipenden’e dönebilecek kadar güç toplamam neredey­se iki hafta sürdü. Bu süre boyunca Grimalkin, yamaçları kalan Romanyalı varlıklardan temizledi. Öldürmedikleriy- se ondan kaçtılar. Cesetlerini evlerine atıp onları da yaktı. Bundan böyle hiçbiri geri gelemezdi. Fakat her yeri arama­sına rağmen Doomdryte’tan eser yoktu.

Todmorden’in Eyalet tarafı da boştu, herkes gitmişti. Geri dönmek için istekli olacaklarını da hiç sanmıyordum.

Benson ve at arabası işimize yarayabilirdi, fakat ben yü­rümeyi tercih ederek biraz güç toplamayı düşündüm. Eve ulaşmam neredeyse üç günümü aldı.

Grimalkin bana eşlik etti ve her akşam geleceğe dair planlarımızdan bahsettik. Her şey Alice’in Karanlık’tan üçüncü kutsal nesneyle gelebilmesine bağlıydı. Onun ora­da olduğunu düşündükçe endişeleniyordum. En kötüsü de çaresizlikti; ona yardım edebilmek için hiçbir şey yapamı- yordum.

İşte bu sohbetlerimizin biri esnasında Katil Cadı beni çok şaşırtan bir başka şey daha söyledi.

“Alice onu kurban etmen gerektiğini biliyor Tom,” dedi dosdoğru.

Bir an için soluğum kesildi ve hemen yanımızdaki ateşe öylece bakakaldım. “Bunu nasıl bilebilir?” diye sordum en sonunda.

“Sana daha önce de söylediğim gibi büyü gücü çok faz­la. Alice bunu gördü.”

“Kendi ölümünü mü gördü?” diye sordum kalp atışla­rım iyiden iyiye hızlanmaya başlarken.

275

Page 276: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

“Onun canını almaya hazırlandığını görmüş, ama sonra ayna kararmış.”

“Kararmış mı? Bu iyi, öyle değil mi?” dedim. “Yani de­mek ki gelecek hâlâ kesin değil. Alice bana bir keresinde çok fazla değişken olduğunda geleceğe dair kehanetler yü­rü tülemeyeceğini ve aynanın karardığını söylemişti.”

“Bunun başka bir nedeni daha var. Cadılar kendi ölüm­lerini önceden göremezler. Ama şunu bilmem gerekiyor: Şeytan’ı yok etmek için Alice’i kurban etmeye hazır mısın?”

“Bunu yapabilecek güçte olup olmadığımı bilmiyorum,” dedim dürüstçe. “Alice benim için çok önemli. Onu nasıl kurban edebilirim?”

“Bu konuyu Alice’le konuştum. Eğer başka bir yolunu bulamazsak senin ellerinde ölmeyi seve seve kabul ediyor.”

“Başka bir yolunu mutlaka bulmalıyız!”“Kesinlikle deneyeceğiz, ama vakit daralıyor. Temmuz

geldi bile.”

Chipenden’e vardığımızda Hayalet çok daha iyi görünü­yordu. Daha rahat yürüyebilmesine rağmen hâlâ beni çırak olarak yanma alan o güçlü adamın cılız bir kopyasından ibaretti.

O gün akşamüzeri mutfak masasının etrafına toplanıp ocaktaki ateşi izleyerek sohbet ettik. Mutfak bana çok sı­cak gelmesine rağmen ustam sanki soğuktan korunmaya çalışıyormuş gibi cübbesine sarmmıştı.

Önce Doomdryte’tan bahsettik. “Kim bilir şu anda nerede­dir?” dedi düşünceli bir şekilde. “Şeytanın hizmetkârlarının

276

Page 277: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

elinde olduğuna hiç şüphem yok. Asıl tehlike de birilerinin onu çağırma büyüsü yapmaya kalkışmaları.”

“Bunu başarabilmeleri çok düşük bir ihtimal,” dedim onu neşelendirmeye çalışarak. Oysa aslında benim de mo­ralim çok bozuktu: Abim ölmüştü ve Alice’i bir daha göre- meyebilirdim. Geri dönse bile bizi daha korkunç günler ve acılar bekliyordu.

“Bu doğru evlat. Yaratıklar Kitabı’mda bu konuyla ilgili neler yazdığımı anımsıyor musun?”

Suratımı astım. “Birazını,” dedim şüphe içinde. “O bü­yüyü yapmanın çok zor olduğunu biliyorum.”

“Birazını mı! Bu yeterli değil evlat! Her daim hazır ol­malısın. Bir hayalet gibi düşünüp davranmaya başlasan iyi edersin. Benimle gel!” diyerek ayağa kalktı.

Ustam beni yeni kütüphanesine götürdü. Yavaşça ba­samaklardan çıkıp da kapıya ulaştığımızda soluk soluğa kalmıştı bile.

“İşte!” diyerek kapıyı itti. “Ne düşünüyorsun?”Ahşap kokan odada sıra sıra boş raf vardı. “Harika,”

dedim. “Umut verici. Şimdi tek ihtiyacı olan şey kitaplar, hem de çok sayıda, ancak ondan sonra buraya kütüphane diyebiliriz!”

Konuşurken bir yandan gülümsüyordum ve Hayalet de bana gülümsedi; espri anlayışını yitirmemişti. Orta raf­ta, yeni kütüphanenin ilk üç kitabı sırt sırta duruyordu: Hayalet’in Yaratıklar Kitabı, Karanlık’ın Tarihçesi, Pendle Cadıları.

277

Page 278: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Ustam diğer iki kitaba biz Mona Adası’ndayken başla­mıştı. Eyalet’e dönmek üzere İrlanda’dan yola çıkarken her ikisini de bitirmişti.

Yaratıklar Kitabı’m alıp bana uzattı. “Doomdryte hak­kında yazılanları okusana!”

Kitabı alıp sayfaları çevirerek doğru yeri buldum. “Bu­rada pek fazla bir şey yazmıyor,” dedim.

“Yeterince yazıyor evlat. Büyü kitaplarıyla ilgili bölümü yüksek sesle okusana.”

“Bunlar, Karanhk’ı uyandırmak için yapılabilecek büyü ve ayinlerle dolu çok eski kitaplardır,” diyerek okumaya başladım. “Bazen cadılar tarafından kullanılırlar, fa k a t ço­ğunlukla büyücüler kullanır ve yaptıkları büyülerde tek bir virgül dahi şaşmamalıdır, aksi takdirde ölümle sonuçlanan kazalar olabilir.

Bu ünlü metinlerin çoğu (Patrixa ve Solomon’un anah­tarı) kaybolmuş. Ancak en tehlikeli ve güçlü büyü kitapları Eyalet’te yaşayan ilk insanlar tarafından Kadim Dil’de yaz ıl­mıştır. Çoğunlukla ecinni çağırmak için kullanılan bu kitap­lar korkunç kara büyüler içerir. Çoğu ya bilerek yok edilmiş ya da insanlardan saklanmıştır.

Bu kitapların içinde en gizemli ve en ölümcül olarak nam salmış olan Doomdryte’tır. Kimileri bu kitabın kelimesi keli­mesine Şeytan tarafından Lukraste adında bir büyücüye yaz- dırıldığına inanır. Bu büyü kitabında yalnızca tek ve uzun bir kara büyü yer alır. Bu büyü başarılı bir şekilde tamamlandığı takdirde (bazı ayinlerle birlikte) büyücüye yaralanm azlık, ölümsüzlük ve tanrısal güçler bahşeder.

278

Page 279: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Neyse ki şimdiye kadar kimse bu büyüyü başarıyla ta­mamlayamamıştır, çünkü muazzam bir konsantrasyon ve da­yanıklılık gerektirir: Kitabı yüksek sesle okumak tam on üç saat sürer ve hiç duraksamadan okunmalıdır.

Tek bir kelime dahi yanlış telaffuz edildiğinde büyücü ölür. Lukrasta bu ayini yapm aya kalkışan ve ölen ilk büyücüydü. Aynı aptallığa kalkışan başkaları da oldu.

Doomdryte’m sonsuza dek kayıp kalmasını umuyoruz. ” “Bu kadar yeter evlat,” diye araya girdi Hayalet. “Şimdi

tehlikeyi görüyor musun? Romanyalı varlıklar illüzyonları­nı yapabilmek için yalnızca bu kitaptan yayılan gücü kullan­dılar. Peki ya kitap amaçlandığı şekilde kullanılabilseydi?”

Omuz silktim. “Böyle bir ayinin başarılı bir şekilde ta­mamlanabilmesi bana olanaksız geliyor.”

“Ne kadar olanaksız? Şeytan ve hizmetkârları giderek daha da büyük bir çaresizliğe kapılıyorlar ve bu da çare­sizlik içinde kimi adımlar atacakları anlamına geliyor. Bu kitap beni endişelendiriyor ve seni de endişelendirmeli ev­lat! Eyalet’te bir yerde olabilir. Tehlike çok yakınımızda.”

“Eh, kitaplardan bahsetmişken, koleksiyonunuza ekle­yecek bir kitabım daha var!” dedim. Çantamı açıp ona üç kitap verdim. Bunlar üç yıllık çıraklığım esnasında tuttu­ğum defterlerdi.

“Teşekkürler evlat,” dedi. “Olmaları gereken yer burası. Ve ne zaman istersen buraya gelip kullanabilirsin.”

“İşte bir kitap daha,” diyerek çantamı yeniden açarken biraz endişeliydim. Hayalet’in nasıl tepki vereceğini bilmiyordum.

279

Page 280: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

280

“Alice, Kemik Lizzie tarafından eğitildiği iki yıl boyunca yaşa­dıklarını yazacaktı; fakat bunun daha çok işe yaracağını düşü­nerek fikrini değiştirdi.”

Hayalet kitabı alıp sırt kısmındaki başlığını okudu: “Pendle Cadı Klanları’mn S ı r l a r ı Sonra ilk sayfayı açıp Alice’in düzgün el yazısını okumaya başladı.

Ustam aniden kitabı kapatıp sert bir ifadeyle bana baktı. “Bu kitabın bu raflara ait olduğunu mu düşünüyorsun?” diye sordu.

“Cadıların kullandıkları büyüler hakkında; aynı zaman­da güçlü ve zayıf yanlarını da içeriyor. Bence bize çok yar­dımı dokunabilir!” diye ısrar ettim.

“Eh evlat, bu senin kararın,” dedi Hayalet, “çünkü as­lında burası senin kütüphanen. Bir sonraki Hayalete dev- redinceye kadar da senin olacak. Bu süre boyunca raflarda hangi kitapların yer alacağına sen karar vereceksin. Benim dizlerim artık iyice tutmaz oldu ve gücümü yitiriyorum,” diye devam etti üzgün bir şekilde, başını iki yana salla­yarak. “Her ne kadar çıraklığının tamamlanmasına daha uzun bir süre olsa da şu andan itibaren Chipenden Haya­leti sensin. Buna yaraşır bir şekilde düşünmeye başlasan iyi edersin! Ben sana tavsiyelerde bulunmak için yanında olacağım, fakat bundan böyle bu görevin tüm sorumluluğu senin omuzlarında olmalı. Ne diyorsun?”

“Elimden geleni yapacağım,” dedim.“Evet evlat, elinden geleni yapacaksın. Hiçbirimiz bun­

dan fazlasını yapamayız zaten.”

Page 281: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Yine olayları hatırlayabildiğim kadarıyla yazdım ve def­terime yalnızca çok ihtiyaç duyunca başvurdum.

Dün büyük abim Jack’ten bir mektup geldi, yazdıkları­na bakılırsa James kayıpmış ama umutlarını yitirmemişler. Jack onun her an dönebileceğini düşünüyor. Ne yanıt ya­zacağımı bilmiyorum. Bu şekilde umut etmesine bir süre daha izin vermeli miyim? Zaten ona bildiklerimi anlata­cak olursam Jack beni suçlayacaktır. Hayalet çırağı olarak çalışmamın ailemize beladan başka bir şey getirmediğini düşünüyor. Haklı. James’in Şeytan’m hizmetkârları tara­fından öldürüldüğünü düşünüyorum, ama hâlâ hayatta da olabilir.

Hayaletlik işleri devam ediyor, ara sıra söğüt ağaçları­nın oradaki zil çalıyor ve artık sorunlarla benim ilgilenmem gerekiyor. Hayaletler, öcüler ve ara ara da cadılarla tek ba­şıma ilgileniyorum. Ustam vaktinin çoğunu bahçede otu­rarak geçiriyor. Çok yaşlı görünüyor ve sakalı da artık iyice kırlaştı. Bana çocukken gördüğüm yaşlı dedeleri anımsatı­yor; Topley köyündeki pazar yerinin etrafında oturan de­deleri... Hayattan kopmuş bir şekilde ölümü bekledikleri­ni, sadece etrafa bakıp anılarına sığınmakla yetindiklerini düşünürdüm. Sanırım John Gregory ölmeyi bekliyor ve bu beni üzüyor. Bu da taşımam gereken yüklerden biri.

Judd Brinscall üç köpeği de yanma alıp kendine bir su değirmeni yapmak üzere Caster’ın kuzeyine gitmiş. Bir za­manlar Bili Arkvvright’ın sorumlu olduğu bölgeye bakıyor ve şu anda da oraya musallat olmuş su cadılarıyla uğraşıyor.

281

Page 282: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Hayalet’e ihanet ettiği için onu affetmeye gayret etsem de bunu aklımdan çıkaramıyorum. Zaman alacak.

Grimalkin’e gelince; o yine Şeytan’ın başıyla birlikte fi­rarda ve hâlâ Karanlık’m hizmetkârları tarafından kovala­nıyor. Ona bıçağı vermeyi teklif ettim: Kader Kılıcı’nı bir kez reddetmişti, ama bu kez Kemik Kesen’i kabul etti. Alice üçüncü silahla birlikte Karanlık’tan dönünce bana geri ve­recek; böylece üç kutsal nesne de sonunda elimde olacak.

Karanlık’a karşı mücadelemiz sürüyor, ama Alice’i özlü­yorum. Ve vaktimiz daralıyor. Ağustos’a girdik bile ve ben on altı yaşıma bastım. Çıraklığımın dördüncü yılmdayım. Ayini tamamlayıp Şeytan’ı sonsuza dek yok etmeyi deneye­ceğimiz Cadılar Bayramı’na üç aydan az bir vakit kaldı. Her sabah umut içinde uyanıp o günün Alice’in Karanlık’tan döneceği gün olacağını düşünüyorum. Saatler ilerledikçe hislerim değişiyor. Umut yerini yavaş yavaş hayal kırıklığı­na bırakıyor. Gece çöktüğündeyse onu bir daha asla göre­meyeceğimi düşünerek çaresizliğe kapılıyorum.

Alice bunu başarsa bile asıl dehşet o zaman başlıyor. Annemin mektubu yalnızca Alice’i nasıl kurban etmem ge­rektiğini açıklamakla kalmıyor, aynı zamanda ayinin diğer özelliklerini de anlatıyordu. Yaratığa dair güçlü bir önse­zim var, aklıma sürekli olarak birtakım görüntüler geliyor. Ve bu yaratığın başının, kılıcımla bıçağımın kınında olma­sı hiç hoşuma gitmiyor.

Bizi bekleyen görevleri düşünüyorum. Başaramazsak Şeytan eninde sonunda kazanır ve yeni bir karanlık çağ başlar.

Page 283: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

Ayin hakkında hiçbir şey bilmeyen ustamı asıl endişe­lendiren şey, Bayan Fresque’nin evinde gördüğümüz kötü­cül kara büyü kitabı Doomdryte’m nerede olduğu. Endişe­lenmekte haklı. Düşmanlarımızın elinde gerçekten de çok tehlikeli olabilir.

Tüm bu olanlara rağmen ben hâlâ hayaletin çırağıyım, ama artık Chipenden Hayaleti gibi düşünüp davranmaya başlamalıyım. John Gregory’nin tavsiyelerde bulunmak için dahi yanımda olmayacağı günleri düşünmeliyim.

283

Thomas J. Ward

Page 284: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

WARDSTONE 11GÜNLÜKLERİ 11

BENİM ADIM SLITHER

“Benim adım Slither ve efsanemi anlattığımda ismimin anlamını da öğreneceksiniz...”

Slither insan değil. Hayalet’in koruması altındaki eyaletten uzakta insanlarla besleniyor, onlar uyurken evlerine sızıp kanlarını içiyor.

Herkesin tanıdığı bir çiftçi öldüğünde, Slither sevgili kızlarını yemek için başında biter. Ancak çiftçi ona bir teklif sunar: Küçük

kızlarını bırakırsa, en büyük kızı Nessa’yla istediğini yapabilecektir.

Slither bu teklifi kabul edince Nessa’yB her köşe başında düşmanların pusu kurduğu yolculuğa çıkarlar. Düşmanları arasında

katil cadı Grimalkin de bulunur ve Şeytan ı sonsuza kadar yok etmeye yeminlidir.

Page 285: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

286

G İR İŞ N E S S A 'N IN K Â B U S U

Yatak odam çok karanlık... Mum söndü, alevi titreyip öldü. Üstelik hava çok soğuk, örtündüğüm kat kat battaniyelere rağmen. Uzun bir kış oldu, hatırladığım en kötü kışlardan biri. Bahar geldi ama dışarıda tarlalar ve toprak hâlâ ince bir buz tabakasıyla kaplı; odamın pencere içleri de buz tutmuş halde.

Ama yarın doğum günüm. O n yaşıma basacağım. Pastayı görmek için sabırsızlanıyorum. Üstündeki mumları tek nefeste söndürmem gerek. Bunu yapabilirsem babam bana bir hediye verecek. Bu bir elbi­se; boyun kısmıyla etek uçları beyaz dantelle süslü kırm ızı bir elbise.

Uyumak istiyorum. Gözlerim i sımsıkı kapatıp deniyorum. Uyu­mak daha iyi çünkü o zaman gece çabucak geçer. Gözlerim i açtığımda pencereden sızan gün ışığıyla her biri küçük güneşler gibi parlayan toz tanelerini görürüm.

Aniden bir ses duyuyorum. Bu da ne? Sanki bir şey yerde tahta dö­şemeyi çiziyor. Bu bir sıçan olabilir mi? Küçük gözlü, uzun bıyıklı gri sıçanlardan korkuyorum. En büyük korkum da yatağıma çıkmaları.

Kalbim korku içinde çarpmaya başlıyor ve babama seslenmeyi dü­şünüyorum. Ancak, annem iki yıl önce öldü ve çiftliği tek başına idare ediyor. Günleri uzun ve yorucu, dolayısıyla uyumaya ihtiyacı var. Ha­yır, cesur olmalıyım. Sıçan birazdan gider. Neden yatağımla uğraşsın ki? Burada yiyecek yok.

Yine ahşabın çizildiğini duyuyorum. Kalbim yerinden fırlaya­cakmış gibi atıyor. Ses daha yakından geliyor, pencereyle yatağımın arasında bir yerde. Nefesimi tutup sesin tekrarlanmasını bekliyorum.

Page 286: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

İşte yine duyuluyor ve bu kez çok daha yakından, yatağımın hemen altından geliyor. Aşağıya bakacak olursam o düğme gözleriyle bana baktığını görebilirim.

Kalkmam gerek. Babam ın odasına koşacağım. Peki ama ya sıçanın bıyıkları ayağıma değerse? Ya o uzun, ince kuyruğuna basarsam?

Ses iyice yükseldi. Yatak örtülerim in çekildiğini hissedip korku içinde titriyorum. Sıçan pençeleriyle battaniyeme tutunarak yatağıma tırmanıyor. Panik içinde doğrulmaya çalışıyorum. Ama bunu yapa­mıyorum. Donup kalmış gibiyim. Ağzımı açabiliyorum fakat bağırdı­ğımda hiç ses çıkmıyor.

Sıçan şimdi üzerime çıkıyor. O küçük, keskin pençelerinin bat­taniyenin üzerinden tenim i çizdiğini hissedebiliyorum. Göğsümün üzerinde oturuyor. Kuyruğuyla pat pat vuruyor, gitgide hızlanarak kalp atışlarıma eşlik ediyor.

Ve şimdi başka bir şey oluyor, çok daha korkunç bir şey. Sıçan gi­derek büyüyor. Ağırlığı göğsümü ezip soluk alıp vermemi güçleştiri­yor. Bu nasıl olabilir? Bir sıçan nasıl olur da bu kadar büyük ve ağır olabilir?

Şimdi karanlıkta yüzünün benim kine yaklaştığını hissediyorum. Bu büyük bir yüz ve sıçanın sıcak nefesini tenimde hissedebiliyorum. Ama büyüklüğü ve ağırlığından çok daha garip bir şey var. Gözleri karanlıkta parlıyor; iri ve kırmızı. Üstelik donuk ışığında yüzünü gö­rebiliyorum.

Bu bir sıçan değil. Yüzü bir tilki ya da kurdunkini andırıyor, uzun bir çenesi ve büyük, keskin dişleri var. Ve bu dişleriyle şimdi boynumu ısırıyor. Uzun, ince, iğne gibi dişleri boğazıma saplanıyor.

Bağırıyorum. Defalarca. Sessizce bağırıyorum. Öldüğümü hisse­diyorum, en derin karanlıklara yuvarlanıp bu dünyadan uzaklaşıyo­rum.

Sonra uyanıyorum ve göğsümdeki ağırlık yok. Artık hareket ede­biliyorum ve yatağımda doğrulup ağlamaya başlıyorum. Çok geçm e­

287

Page 287: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

den koridordaki ahşap döşemelerden gelen ayak sesleri duyuluyor. Kapı açılıyor ve babam elinde bir mumla içeri giriyor.

Mumu başucuma koyuyor ve hemen kollarına atılıyorum. Hıçkıra hıçkıra ağlıyorum ve o saçlarımı sevip sırtım ı okşuyor.

“Geçti. Geçti kızım,” diye mırıldanıyor. “Bu yalnızca bir rüyaydı, yalnızca korkunç bir kâbus.”

Fakat sonra beni omzumdan tutup uzun uzun yüzüme bakıyor, boynumu ve omuzlarımı inceliyor. Sonra pijamasının cebinden beyaz bir mendil çıkarıp yavaşça boynuma değdiriyor. Elinde buruşturup hızla gerisingeri cebine sokuyor. Ama üzerindeki kan lekelerini gö­rüyorum.

Kâbus gitti mi?Uyanık mıyım?Yoksa hâlâ rüya mı görüyorum?

Page 288: DİKKAT - Turuz · 2019. 1. 14. · Joseph Delaney eşiyle birlikte Lancashire’da yaşamaktadır. Uç çocuğu ve yedi torunu vardır. Wardstoae Günlükleri 'nin onuncu kitabında

W A R D S T O N E G Ü N L Ü K L E R İ S E R Î S İ

Qh

32H atasI

2 ^ ¿ ^ 4 -K a n I '

O h'rd

¿2