datÇa yarimadasi’nin neotektonİĞİ

72
DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ, JEOMORFOLOJİSİ VE BUNLARIN ESKİ MEDENİYETLERİN YERLEŞİMİ VE GELİŞİMİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Doç.Dr. Kadir DİRİK Prof.Dr. Asuman TÜRKMENOĞLU Prof.Dr. Numan TUNA Murat DİRİCAN ODTÜ AFP-00-07-03-13 Kod Nolu Proje Aralık 2003

Upload: others

Post on 24-Oct-2021

11 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ,

JEOMORFOLOJİSİ VE BUNLARIN ESKİ

MEDENİYETLERİN YERLEŞİMİ VE GELİŞİMİ

ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Doç.Dr. Kadir DİRİK Prof.Dr. Asuman TÜRKMENOĞLU

Prof.Dr. Numan TUNA Murat DİRİCAN

ODTÜ AFP-00-07-03-13 Kod Nolu Proje

Aralık 2003

Page 2: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

ii

İÇİNDEKİLER

Sayfa No İÇİNDEKİLER ii

ŞEKİL LİSTESİ iv TABLO LİSTESİ vi

1. GİRİŞ 1 1.1. Amaç 1 1.2. Yöntem 2

2. JEOLOJİ 4 2.1. Eski Çalışmalar 4

2.2. Stratigrafi 5 2.2.1. Temel birimler 5 2.2.1.1. Ofiyolit ve ofiyolitli melanj 5 2.2.1.2. Karbonatlar 6 2.2.1.3. Radyolarit-çörtlü kireçtaşı (Orhaniye Formasyonu) 6 2.2.1.3. Bloklu fliş 7 2.2.2. Örtü birimleri 7 2.2.2.1. Yıldırımlı Formasyonu 8 2.2.2.2. Kuvaterner yaşlı birimler 12 Volkanikler 12

Asılı taraçalar 14 Kolüvyon, yamaç molozları ve alüvyon yelpazeleri 14 Yalıtaşı 14 Asılı plaj konglomeraları 14 Plaj kumu ve çakılı 15 Alüvyon 15

3. JEOMORFOLOJI 16

3.1. Datça Yarımadası’nın Fiziki Coğrafya Özellikleri 16

3.2. Kıyı Değişimleri 20

4. YAPISAL JEOLOJİ 23 4.1. Eski Tektonik Döneme ait yapılar 23 4.2. Yeni Tektonik Döneme ait yapılar 23 4.2.1. Normal Faylar 23 4.2.1.1. KD-gidişli faylar 23 4.2.1.2. DB-gidişli faylar 25 4.2.1.3. KB-gidişli faylar 27 4.2.2. Datça Grabeni 27 4.2.3. Gökova Grabeni 29

4.3. Bölgenin Depremselliği 29

Page 3: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

iii

5. JEOARKEOLOJİ 33

5.1. Antik Tarım Terasları 33 5.2. Anfora ve Seramik üretimi 34 5.2.1. Kiliseyanı Buluntu alanı 35 5.2.2. Kovanlıkönü / Hızırşah Köyü 35 5.2.3. Uzunazmak 35 5.2.4. Körmen Limanı 36 5.2.5. Muhaltepe 37 5.2.6. Ölgün Boğazı 37

5.3. Malzeme ve Yöntem 37 5.3.1. Arazi Çalışması ve Örnek Alma 37 5.3.2. İnce Kesit Analizi 38 5.3.3. X-ışını Difraksiyon Analizi 42 5.3.4. Kimyasal Analiz 42 5.3.5. İstatistiksel Analiz 43

5.4. Değerlendirmeler 43 5.4.1. İnce Kesit Analizi 43 5.4.1.1. Toprak Örneklerin İnce Kesitleri 43 5.4.1.2. Seramik Örneklerin İnce Kesitleri 46 5.4.2. X-Işını Difraksiyon Analizi 46 5.4.3. Kimyasal Analiz 51 5.4.4. İstatistiksel Analiz 51

6. SONUÇ VE ÖNERİLER 58

DEĞİNİLEN KAYNAKLAR 61

Page 4: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

iv

ŞEKİL LİSTESİ

Şekil No Sayfa No 1.1. Datça Yarımadası’nın Ege Denizi’ndeki konumu 2 2.1. Datça Yarımadası’nın jeolojik haritası 5 2.2. Datça Grabeni ve civarının detay jeolojik haritası 9 2.3. Yıldırımlı Formasyonu’nun genel görünümü 9 2.4. Yıldırımlı Formasyonu’nun tipik görünümü 10 2.5. Şekil 2.4’teki fosilli seviyenin yakın görünümü 10 2.6. Mesozoyik yaşlı, tabanda ince-orta tabakalı ancak üste doğru parçalanmış kristalize kireçtaşı. 10 2.7. Yandaki birimi açısal uyumsuzlukla üzerleyen Yıldırımlı Formasyonu’nun alt seviyeleri 10 2.8. Pyroklastiklerin ocak içindeki görünümü 13 2.9. Yamaçlarında tüflerin yer aldığı vadi ve üzerindeki asılı taraçaların genel görünümü 13 2.10. Pyroklastiklerin yakın görünümü 13 2.11. Pyroklastik akıntının alt dokanağı 13 2.12. Fosil toprağın (Paleosoil) üzerinde yer alan tüfün görünümü 13 2.13. Vadi içindeki pyroklastiklerin üzerinde gelişmiş asılı taraça 15 2.14. Dik yamaçların topuğunda gelişmiş kolüvyon 15 2.15. Yarımadanın kuzey kıyılarında gelişmiş yalıtaşı 15 3.1. Datça ve civarının kabartma haritası 16 3.2. Datça Yarımadası’nın yükselti haritası 17 3.3. Datça Yarımadası’nın drenaj haritası 17 3.4. Datça Grabeni’nin doğusunda yer alan ve batı kesime göre daha yayvan topoğrafyanın görünümü 18 3.5. Datça Grabeni’nin doğu kenarından batıya bakış. Kocadağ, kütlevi görüntüsüyle kendini belli etmekte 18 3.6. Datça Yarımadası’nın orta kesiminde yer alan taraçaların görünümü 18 3.7. Datça ve civarının drenaj ve neotektonik haritası (kahverenkli çizgi su bölüm çizgisi) 20 3.8. Eski Knidos (Datça) yerleşim alanı 21 4.1. Datça Yarımadası ve civarındaki çizgisellikleri gösteren kabartma harita 24 4.2. Datça Yarımadası ve civarındaki aktif faylar 24 4.3. Knidos ve civarının neotektoniğini ve depremselliğini kontrol eden faylar 25 4.4. Datça yerleşim alanı ve civarının neotektonik haritası 26

4.5. Antik Knidos Kenti’nin kuzeyinde yer alan Knidos Fayı boyunca yükselen bloktaki kalkerlerde oluşan fay dikliği

26

4.6. Fay dikliğinin yakından görünümü. Fay düzlemine sıvanmış olan birim, düşen blokta yer alan fay breşidir 27 4.7. Cilalanmış fay düzleminin ve düşen bloktaki fay breşinin yakın görünümü 27 4.8. KB-gidişli fayların Datça’dan görünümü 28 4.9. 110º-gidişli bir çatlaktan çıkan karbonatların oluşturduğu çökeller 28 4.10. Yıldırımlı Formasyonu’nu ve toprak oluşumunu kesen, 085º-gidişli çok genç fay 28 4.11. Dalacak Burnu’nda gözlenen faylar 29 4.12. Yıldırımlı Formasyonu’nun içinde, çakıltaşı ile silttaşı-kiltaşı arasında gözlenen 140º-gidişli fay 29

4.13. (A) Gökova Körfezi’nin girişinden K-G doğrultusunda alınan çok kanallı refreksiyon (multi-channel seismic reflection). (B) Üstteki sismik refleksiyonun yorumu (Kurt vd. 1999)

30

4.14. (A) Gökova Körfezi’nin orta kesiminden K-G doğrultusunda alınan çok kanallı refreksiyon (multi-channel seismic reflection). (B) Üstteki sismik refleksiyonun yorumu (Kurt vd. 1999)

30

Page 5: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

v

4.15. Datça Yarımadası ve civarındaki tarihsel depremler 31 4.16. Datça Yarımadası ve civarındaki aletsel döneme ait depremler (1900-2003) 31 4.17. Knidos alış veriş merkezinde KKD-GGB doğrultusunda devrilen sütunlar 32 4.18. Eski Knidos’ta yapılan bir kazıda gözlenen deniz kabukları seviyesi 32 4.19. Aynı seviyenin yakın görünümü 32 5.1. Hızırşah güneyinde yer alan antik tarım teraslarının planı 34 5.2. Datça Ovasındaki başlıca atölye-yerleşmeler 36 5.3. Hızırşah atölyesi, amfora atık alanının genel görünümü 36 5.4. Amfora atık alanının yakından görünümü 36 5.5. Körmen Atölye yerleşmesinde bir amfora atık alanı 37 5.6. Datça Ovası’nın jeoloji haritası ve örnek alanı dağılımı 39 5.7. Q (kuvars), Chlt (klorit), Bt (biyotit), (N12, PPL, MagX4) 44

5.8. Q (kuvars), Met.RF (metamorfik kayak Plg (plajioklas), Dt (disten), parçası-mika-şist), (N1, XPL, MagX4) 44

5.9. Hrbl (hornblend) Bt (biyotit), Plg (plajioklas), (N10, XPL, MagX4) 44 5.10. PlyQ (polikristalin kuvars), (N1, XPL, MagX4) 44 5.11. Vg (volkanik cam- cam parçaları), (N11, PPL, MagX10) 45 5.12. Sed.Rfrag. (sedimanter kayaç parçaları-metakumtaşı), (N6, XPL, MagX4) 45 5.13. SRFrag. (sedimanter kayaç parçası), OpqM (N4, XPL, MagX4) 45 5.14. Org.M (Organik materyal), (opak mineral), (N8, PPL, MagX4) 45 5.15. Bt (biyotit), VRFrag. (volkanik kayaç parçaları), (Ps5b, PPL, MagX4 47 5.16. Tüf and Bt. (biyotit), (Ps14a, PPL, MagX10) 47 5.17. Hmt (hematit), PlycQ (polikristalin kuvars), (Ps11a, PPL, MagX10) 47 5.18. Plg (plajioklas), (Ps11b, XPL, MagX4) 47 5.19. Tüf, (Ps5b, PPL, MagX10) 47 5.20. Kümelenme analizi sonuçları 53 5.21. V değişimi 55 5.22. Zr değişimi 55 5.23. Rb değişimi 55 5.24. TiO2 değişimi 55 5.25. Pb değişimi 55 5.26. BaO değişimi 55 5.27. Sr değişimi 56 5.28. BaO/Ce-Y/Zr çok değişken diyagramı 56 5.29. MnO/Fe2O3-Rb/Rb+Sr+Y+Zr çok değişken diyagramı 57 5.30. Sr/Rb+Sr+Y+Zr- Rb/Rb+Sr+Y+Zr çok değişken diyagramı 57

Page 6: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

vi

TABLO LİSTESİ

Tablo No Sayfa No

5.1. Kil örneklerin tipik özellikleri ve alındığı yerler 40 5.2. Seramik örneklerin tipik özellikleri ve alındığı yerler 41 5.3. Toz örnek sonucu, toprak örnekler (Smct: smektit, Kaol: kaolinit, Chl: klorit, Q: kuvars, Plg: plajioklas) 48

5.4. Açık havada kurutulmuş kil fraksiyonu sonuçları-toprak örnekler (Smct: smektit, Kaol: kaolinit, Chl: klorit, Q: kuvars, Plg: plajioklas, Clct: kalsit)

48

5.5. Kil fraksiyonu etilen glikol sonuçları-toprak örnekler. (Smct: smektit, Kaol: kaolinit, Chl: chlorit) 49

5.6. Kil fraksiyonu 300º C sonuçları-toprak örnekler. (Smct: smektit, Kaol: kaolinit, Chl: klorit, Q: kuvars, Clct: kalsit)

49

5.7. Kil fraksiyonu 550º C sonuçları-toprak örnekler. (Smct: smektit, Chl: klorit, Q: kuvars, Plg: plajioklas, Clct: kalsit)

50

5.8. Toz örnek sonuçları-seramik örnekler. (Q: kuvars, Plg: plajioklas, Clct: kalsit, Kfeld: K-feldspat, Dlmt; dolomit)

50

5.9. Kimyasal analiz neticeleri 52 5.10. C1, C2, C3 ve C4 kümelenmesine göre tipik değişkenlerin özeti 54

Page 7: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

1

1. GİRİŞ

1.1. Amaç

Son yıllarda Ege Bölgesi’nde yapılan ve halen devam eden kazılarda, bölgenin jeolojisinin,

jeomorfolojisinin ve neotektoniğinin bölgedeki eski yerleşim alanı seçiminden, tarım

alanlarının sınırlanmasına, endüstriyel ham maddelerin bulunmasına ve çıkartılmasına

kadar bir çok alanda etkili olduğunu göstermiştir. Buna bağlı olarak ta Ege Kıyıları’nın

dünya uygarlık tarihinde önemli bir yere sahip olmasının, bu bölgenin coğrafi konumu ve

doğal çevre özellikleri ile de çok yakından ilgili olduğu anlaşılmıştır. Örnek olarak, Ege

Denizi kıyılarının neotektonik hareketlere bağlı olarak çok girintili çıkıntılı olması ve

adaların çokluğu, denizciliğin hızla gelişmesine neden olmuş, nüfusun hızlı artışı ve

ticaretin gelişmesi nedeniyle yeterli olmayan tarım alanlarını genişletmek için teraslar

geliştirilmiş ve tarım alanları yamaçlara doğru genişletilmiştir. Ege Denizi çevresinde

deprem ve yanardağ püskürmeleri gibi doğal afetlerin bölgede yaşamış olan eski

medeniyetlerin gelişimi ve hatta yok olması üzerinde önemli roller oynadığı bilinmektedir.

Anadolu’nun Ege Kıyıları’nda da bu tür doğal afetlerin bölgedeki medeniyetleri

etkiledikleri arkeolojik kayıtlarda mevcuttur. Arkeolojik kayıtlar, Eski Knidos’un (Burgaz)

deniz ticaretinin yoğun olarak yaşandığı İÖ 6. Yüzyıldan İÖ 4. Yüzyıl ortalarına kadar

önemli bir kaba seramik yapım merkezi olduğunu göstermektedir. Bu projenin amacı:

Datça yarımadasının ve öncelikle eski Knidos’un içinde yer aldığı Datça Grabeni’nin (Şekil

1.1) detaylı neotektoniğini ve jeomorfolojisini çalışarak bölgede yapılan ve halen devam

eden arkeolojik çalışmalar sırasında ortaya çıkan doğal terasları oluşturan olaylar, antik

terasların yer seçiminde etkili olan jeolojik ve jeomorfolojik etkiler; bölgede kalıntılarına

rastlanan seramik atölyelerinin hammadde olarak ne tür malzeme kullandığı ve bunu

nereden sağladıkları hakkında ip uçları elde etmek; Datça Yarımadası’nda yapılan

kazılarda Bronz Çağı ve öncesine ait hiçbir yerleşim alanına rastlanmamasının bölgedeki

güncel tektonizma ve volkanizmaya mı bağlı olduğu gibi soruları cevaplamak ve

problemlere ışık tutmaktır.

Page 8: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

2

Şekil 1.1. Datça Yarımadası’nın Ege Denizi’ndeki konumu (Turuncu renk: günümüzde kara olan alanlar; koyu mavi: 160.000 yıl önce kara olan alanlar; mavi çizgiler eş derinlik eğrileri) (Allen ve Cas, 2000’ den yararlanılmıştır)

1.2. Yöntem

Projenin amacına uygun olarak çalışmalar iki aşamada yürütülmüştür. Birinci aşama

bölgenin genel jeolojisi, jeomorfolojisi ve neotektoniği ile ilgili bilgi toplamak için

yürütülen arazi çalışmalarını kapsarken, ikinci aşama araziden toplanan analizi ile ilgili

laboratuar çalışmalarını kapsamıştır. Arazi çalışmalarından önce bölgeye ait 1/20.000

ölçekli hava fotoğrafları incelenerek, bu fotoğraflar üzerindeki birimler arasındaki sınırlar,

çizgisellikler tespit edilmiş ve arazi çalışmalarında bu veriler kullanılmıştır. Arazi

çalışmalarından önce, eski çalışmalar da derlenerek bölgedeki sorunların daha iyi

anlaşılması sağlanmış, seramik atölyeleri için hammadde kaynağı olabilecek killi birimler

belirlenmiştir. Arazi çalışmaları, toplam 20 gün (Ağustos 2000 de 10 gün, Ağustos 2001

de 10 gün) olmak üzere Dr. Kadir Dirik’in gözetiminde gerçekleştirilmiştir. Bu

çalışmalarda 1/25.000 ölçekli topoğrafik haritalar kullanılmış, yapılan arazi gözlemleri bu

Page 9: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

3

haritalar üzerine işlenmiştir. Dr. Numan Tuna’nın tespit ettiği seramik atölyelerine tekrar

gidilerek bunların konumu gözden geçirilmiş ve gerekli seramik örnekleri alınmıştır.

Ayrıca bu atölyelerin yakınında yer alan kil yataklarından da laboratuar analizlerinde

kullanılmak üzere örnekler alınmıştır. Bu toplanan örnekler üzerinde yapılan laboratuar

çalışmaları ise Dr. Asuman Türkmenoğlu gözetiminde, arazi çalışmasını takip eden

aylarda, gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalarda kayaç ve seramik örneklerinin ince kesitleri

hazırlanarak bunlar üzerinde petrografik analizler; kayaç ve seramik örneklerin XRD, XRF

analizleri ve değerlendirilmesi gerçekleştirilmiş, ayrıca X-Işınları Floresan yöntemiyle,

kayaç ve seramik örneklerinin kimyasal bileşiminin, ana ve iz element düzeyinde

belirlenmesine çalışılmıştır. Tüm bu kimyasal analizle sonucunda elde edilen veriler daha

sonra istatistiksel değerlendirmeye tabi tutulmuş, analiz sonuçlarının SPSS (Statistical

Package for the Social Sciences) ve Excel’de değerlendirilmesine çalışılmıştır.

Page 10: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

4

2. JEOLOJİ

2.1. Eski Çalışmalar

Datça Yarımadası’ndaki ilk jeolojik çalışma gözlem niteliğinde olmak üzere Philipson

(1915) ve Oppenheim (1918) tarafından yapılmıştır. Chaput (1936) bölgenin jeomorfolojisi

ile ilgili bilgi vermiş; Kaaden ve Metz (1954), Chaput (1955) bölgenin jeolojisini ve

paleontolojisini çalışmış; Tintant (1954) zengin Pliyosen fosil faunasında araştırmalarda

bulunmuş, Kaaden (1960) tektonik ve volkanizmaya yönelik çalışmalar yaparken, Rossi

(1966), Orombelli vd. (1967), Becker and Platen (1970) bölgenin genel olarak jeolojisini

çalışmışlardır. Erol (1968, 1976, 1983) Kuvaternerde Ege Kıyıları’nda meydana gelen

değişimleri incelemiş ve Datça yarımadası kıyılarına da değinmiştir. Ercan vd. (1980,

1982a, b, 1984), yarım adanın Pliyo-Kuvaterner yaşlı çökel kayalarını kapsayan stratigrafi

ve volkanizma ağırlıklı çalışmış, Willman (1981) Yunan adalarında (Rodos ve Kos) yaptığı

stratigrafik ve paleontolojik çalışmaları bu bölge ile de karşılaştırmıştır. Ersoy (1990, 1991)

yarımadanın stratigrafisi ve tektoniğini incelemiştir. Kayan ve Tuna (1985) Datça

yarımadasının jeomorfolojisini ve Eski Knidos yerleşmesini etkilemiş olabileceğini

düşündükleri doğal çevre özelliklerini tartışmış, Kayan (1988) ise batı Anadoludaki geç

Holosendeki kıyı seviyesi değişikliklerini çalışarak bunun önemine değinmiştir. Görür vd.

(1995) Gökova bölgesinde yaptıkları detaylı çalışmalarla bölgedeki riftlerin oluşumunu

tartışmışlardır. Smith vd. (1986) Ar-Ar yöntemiyle elde ettikleri yaşa dayanarak Kos adası

ve civarını etkileyen volkanizmanın 161 bin yıl önce faaliyet gösterdiğini öne sürmüşlerdir.

Kurt vd. (1999) ise Gökova Körfezi içinde alınan çok kanallı sismik yansıma verilerini

kullanarak denizaltı aktif tektoniğin varlığına işaret etmişler, Gökova Körfezi’nin içinde

yer aldığı grabenin oluşumunda güney kenarı kontrol eden Datça fayının da önemli rol

oynadığını belirtmişlerdir. Allen ve Cas (2000) Kos Adası ve civarındaki piroklastiklerle

Datça ve Bodrum civarındaki piroklastikleri incelemişler ve bunların kaynağının aynı

olduğunu, 161 bin yıl önce meydana gelen volkanizma ile oluşan piroklastik akıntının civar

adalar ile Datça ve Bodrum yarımadasına kadar ulaştığını ve buralardaki volkanikleri

oluşturduklarını ileri sürmüşlerdir. Yılmaz vd. (2000) batı Anadolu’da yaptıkları çalışmalar

sonucunda bu bölgede yer alan grabenlerin ne zaman oluştuğunu tartışmışlardır. Kaplan

Yeşilyurt ve Taner (2002) ise Datça ve civarının stratigrafisini ve gastropoda-pelecypoda

faunasını incelemiş ve bu faunanın Geç Piyasensiyen çağını karakterize ettiğini öne

Page 11: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

5

sürmüşlerdir. Altunel vd (2003) ise Antik Knidos kentinde iki ayrı sismik olayın varlığını

ortaya koymuştur.

2.2. Stratigrafi

Bu çalışmada Datça Yarımadası’nda yüzeyleyen kayaçlar temel ve örtü kayaçları olmak

üzere iki grupta incelenmiştir. Temel birimler ofiyolit ve ofiyolitli melanj, karbonatlar ve

bloklu flişten oluşurken Üst Pliyosen ve Kuvaterner yaşlı çökeller örtü birimlerini oluşturur

(Şekil 2.1).

Şekil 2.1. Datça Yarımadası’nın jeolojik haritası (Şenel ve Bilgin, 1997’den yararlanılmıştır). TRJk: Kayaköy Dolomiti; Kmo: Marmaris Peridotiti; Kg: Göçgediği Formasyonu; Kka: Karaböğürtlen Formasyonu; Kkak: Kireçtaşı üyesi; plyık: Yıldırımlı Formasyonu (karasal); plyıd: Yıldırımlı Formasyonu (denizel); Qp: Plaj çökelleri; Qym: Yamaç molozu, birikinti konisi;Qal: Alüvyon.

2.2.1. Temel birimler

2.2.1.1. Ofiyolit ve ofiyolitli melanj

Yarımadada düzenli bir istif sunmayan ve Marmaris Peridotiti olarak ta adlandırılan bu

birimler, güneyde Mesudiye Mahallesinin doğusunda, Kızlan köyü kuzeyinde kıyı boyunca

ve doğuda Emecik civarında yüzeyler. Masif peridotit ve serpantinize olmuş peridotit

kütleleriyle temsil edilen birim yer yer dolerit daykları ile kesilmiş dunit, harzburjit ve

lerzolitten oluşur (Ersoy 1991). Batı Toros Kuşağı boyunca ofiyolitler en üst nap dilimini

oluştururken, Datça Yarımadası’nda bu birim en altta yer alır. Değişik araştırıcılar

(Bergougnan 1975, Dürr 1975, Ricou vd. 1975, Özgül 1976, Özgül vd. 1978, Ricou ve

Page 12: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

6

Marcoux 1980, Şengör ve Yılmaz 1981) bu kuşaktaki ofiyolitlerin Menderes Masifi

kuzeyinde yer alan Neotetis’in kuzey koluna ait bir okyanusun kalıntısı olduğunu ve Üst

Kretasede (Senoniyen) Torid-Anatolid paltformunun kuzey kenarı üzerine bindirdiğini ileri

sürmüşlerdir.

2.2.1.2. Karbonatlar

Bu istif altta masif karbonatlarla başlar yukarıya doğru radyolarit-çört ve en üstte çörtlü

kireçtaşları ile devam eder. Kayaköy dolomiti olarak adlandırılan bu masif karbonatlar

grimsi renkli, kalın katmanlı, kristalize kireçtaşı, dolomit ve breşik kireçtaşı ile temsil

edilen platform karbonatlarından oluşur. Kalınlığı yaklaşık 1000 metreye ulaşan birim

Batıda Mersincik, Hamzalı Dağ, Cumali; güneyde Kargı, Datça, Hızırşah; doğuda Emecik,

Kocadağ, Kızılağaç Tepe civarlarında yüzeyler (Şekil 2.1). Birimin alt seviyelerinde

Glomospirella parellela, G.expansa, Megalodon sp. gibi Üst Triyas fosilleri; üst

seviyelerde ise Paleodasycladus mediterraneus (Pia), Taumatoporella parvovesiculifera

(Raineri), Ataxophragmiidae gibi karakteristik Liyas fosilleri tespit edilmiştir (Ersoy 1991).

Batı Toros Kuşağında yaygın olarak yüzeyleyen bu karbonatlar (Graciansky 1968, Poisson

1977, Gutnik vd. 1979, Çağlayan vd. 1980, Ercan vd. 1982, Erakman vd. 1986) aynı

zamanda Girit (Bonneau 1984, Hall vd. 1984, Harbury ve Hall 1988), Rodos (Muti vd.

1970) ve Sömbeki (Harbury ve Hall 1988) gibi adalarda da gözlenmiştir.

2.2.1.3. Radyolarit-çörtlü kireçtaşı (Orhaniye Formasyonu)

Kalınlığı 50-60 metre dolaylarında olan radyolarit-çört seviyeleri alttaki masif

karbonatlarla uyumludur. İnce-orta kalınlıkta, pembe, kırmızı, yeşil renkli yer yer marnlı,

killi olan bu birimin hafif karbonat içerikli çört seviyeleri kötü korunmuş radiolaria fosilleri

içerir. Orombelli vd. (1967) ne göre birimin yaşı Orta-Üst Jura dır.

Alttaki birimlerle uyumlu olan çörtlü kireçtaşları, grimsi beyazımtrak renkli, iyi

tabakalanmalı, çört yumrulu yada tabakalı mikritik kireçtaşlarından oluşur. Datça, Emecik

köyü, Kızılağaç Tepe batısı, Cumalı, Örencik mahalleleri, Knidos, Palamut bükü

civarlarında yüzeyleyen çörtlü kireçtaşları alttaki masif karbonatlara göre daha derin

ortamlarda çökelen birim alt seviyelerde marn ve killi mikritle başlar (Şekil 2.1). Yeşilimsi

gri renkli, ince tabakalı olan marn ve killi mikritin üzerine gri, kirli beyaz renkli, ince-orta,

yer yer kalın tabakalı çörtlü biyomikritler gelir. Bu seviye yer yer pembe renkli

biyokalsirudit, kırmızı renkli marn ve sarımsı renkli ince kiltaşları ile ardalanmalıdır.

Kocadağ batısında, üste doğru, sarımsı renkli globotruncana lı killi biyomikritler gelirken,

Page 13: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

7

Kargı batısında gri renkli, ince tabakalı kıt fosilli marnlı seviyeler gelir. Birim içinde şu

fosiller tayin edilmiştir (Ersoy 1991): Titoniyen-Neokomiyen yaşlı Stomiosphaera

molluccana (Wanner), Berriasiyen yaşlı Calpionella elliptica (Cadish), Calpionellapsis

oblonga ICadish), Tintinopsella Carpatica (Murg. ve Fillp.), Koniasiyen-Alt Maestrihtiyen

yaşlı Globotruncana corolata (Bolli), G. Linneiana (d’Orbigug), G.lapparenti (Brotzen),

G.Stuarti (Lapp), G.arca (Cushman), Marginotruncana sigali (Reichel), M.cf.renzi

(Galdolfi), M. Marginato (Reuss), Rotalipora appeninica (Renz), Preaglobotruncana

stephani (Goldolfi), P. Stefani turbinata (Reichel), Hedbergella sp., Dicarinella sp.,

Orbitolina sp. Bu fosillere dayanılarak birimin yaşı Üst Jura-Alt Maestrihtiyen olarak tespit

edilmiştir (Orombelli vd. 1976, Ersoy 1989).

2.2.1.3. Bloklu fliş

Karaböğürtlen Formasyonu veya Ercan vd. (1980) tarafından Datça Flişi olarak da

adlandırılan ve stratigrafik olarak çörtlü kireçtaşlarını uyumlu olarak örten bu birim üç

düzeyden oluşur (Ersoy 1991). Birimin en alt seviyesinde düzenli bir fliş istifi yer alırken

bunun üzerinde olistostromal bir seviye, en üstte ise aşırı tektonizmaya uğramış, kaotik

görünümlü bir seviye yer alır. Bloklu fliş Murdala ve Mersincik Koylarında, Knidos,

Cumalı, Palamutbükü, Hızırşah, Kızılağaç Tepe ve Kocadağ civarında yüzeyler (Şekil 2.1).

İstif en altta ince katmanlı, kalkarenit arakatkılı düzenli marn ve killi kireçtaşı ile başlar ve

matriksi killi, elemanları köşeli çört ve çörtlü kireçtaşından oluşan bir konglomera ve

kiltaşı seviyesi ile devam eder. En üst seviye ise oldukça deforme olmuş, kahverengimsi-

sarımsı renkli, kalın tabakalı, kristalize kireçtaşı ve ultramafik kayaç bloklu, sleyt,

metakalkarenitli bir düzeyle karakterize olur. Kalkerenitli seviyelerde Siderolites sp. ve

orbitoides sp. gibi Üst Kretase foramları (Ersoy 1991) ve Alt Eosen yaşlı çeşitli nümmilit

türleri (Orombelli vd. 1967) bulunmuştur. Bu nedenle bloklu birimin yaşı Üst Kretase-Alt

Eosen olarak kabul edilmiştir.

2.2.2. Örtü birimleri

Datça Yarımadası’nda Alt Eosen öncesi temel birimleri ile Pliyosen yaşlı örtü birimleri

arasında çok önemli bir zaman boşluğu vardır. Tüm yaşlı birimleri uyumsuzlukla örten Üst

Pliyosen yaşlı denizel ve tatlı su ortamı ürünü konglomera-kumtaşı-marn-kiltaşı

ardalanması ve ince tüf arakatkıları (Yıldırımlı Formasyonu) ile Kuvaterner yaşlı, alüvyon,

plaj kumu, yalı taşı, asılı taraça, yamaç molozu ve alüvyon yelpazesi çökelleri ile

volkanikler örtü birimlerini oluşturur.

Page 14: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

8

2.2.2.1. Yıldırımlı Formasyonu

Konglomera, kumtaşı, kiltaşı, marn, kireçtaşı, dolomit ile ince tüf arakatkısından oluşan

Yıldırımlı Formasyonu ilk olarak Rossi (1966) tarafından adlanmış ve birime Pliyosen yaşı

verilmiştir. Daha sonra Görür vd. (1995) birimi Datça Formasyonu olarak tanımlamış

ancak birim ilkin Rossi (1966) tarafından adlandığı için bu çalışmada da Yıldırımlı

Formasyonu adı kullanılmıştır. Birim, Reşadiye, Hızırşah, Kızlan yerleşim alanları ile

Körmen İskelesi civarında yaygın olarak yüzeyler (Şekil 2.2).

Körmen İskelesi batısında tabanı gözükmeyen birim konglomera-kumtaşı-marnlı

kiltaşı ardalanması ile karakterize olur (Şekil 2.3). Birim içindeki konglomera seviyeleri

sıkılaşmamış, yer yer ince taneli, koyu kahverengi-kırmızı, yeşil ve bej renkli serpantin,

gabro ve radyolarit çakıllıdır. Kumtaşı tabaları ise sarı-bej renkli, gri-siyah marn seviyeleri

içeren kiltaşı ardalanmalı ve yer yer bol fosil içeriklidir (Şekil 2.4, 2.5). Yıldırım

Tepe civarında Yıldırımlı Formasyonu konglomera-kumtaşı-marnlı kiltaşı ardalanmasından

oluşup orta seviyelerde ince gri renkli tüf bantı içerir. Aktepe ve doğusunda alttaki

ofiyolitleri uyumsuz olarak üzerleyen birim tüf bantlı, konglomera-kumtaşı-kumlu kiltaşı

ardalanması ile temsil edilir. Reşadiye doğusunda da: kumtaşı-kiltaşı-konglomera

ardalanması ile temsil edilen birimde kumtaşı sarı renkli, yer yer iri taneli, beyazımsı kil

bantlı olup kiltaşları sarı, sarımsı beyaz renkli ve kireçtaşı bantlıdır. Kızlan güneyinde

birim sıkı tutturulmuş konglomera-kumtaşı ve kiltaşı ardalanmasından oluşurken sıkı

tutturulmuş konglomera ince taneli, serpantin, radyolarit, kireçtaşı ve nadiren andezit

çakıllıdır. Yıldırımlı Formasyonu Kızlan kuzeyinde, BKB-gidişli bir fay boyunca

serpantinlerle tektonik dokanaklı olarak gözlenir. Fay boyunca Yıldırımlı Formasyonu’nun

matriksi kahverengimsi kırmızı renkli, killi-karbonatlı, elemanları genellikle köşeli

kireçtaşı çakıllarından oluşan kenar fasiyesi gözlenir. Datça’nın kuzeydoğusunda yer alan

Dalacak Burnunda bu birimin tabanında, tamamen parçalanmış, gri renkli, şekerimsi

dokulu, alt seviyelere doğru orta-ince tabakalı kireçtaşı yer alır (Şekil 2.6). Bunun üzerine

çoğunlukla köşeli gri renkli kireçtaşı, az miktarda kumtaşı çakıllarından oluşan ve matriksi

karbonatlı bir çakıltaşı gelir. Bunun üzerine ise iri bloklu, çok tür bileşenli bir çakıltaşı

seviyesi daha gelir ve üste doğru birim çakıltaşı-kırmızı renkli siltli kumlu kil ardalanması

ile devam eder (Şekil 2.7).

Page 15: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

9

Şekil 2.2. Datça Grabeni ve civarının detay jeolojik haritası (Şenel ve Bilgin, 1997’den yararlanılmıştır). TRJk: Kayaköy Dolomiti; Kmo: Marmaris Peridotiti; Kg: Göçgediği Formasyonu; Kka: Karaböğürtlen Formasyonu; Kkak: Kireçtası üyesi; plyık: Yıldırımlı Formasyonu (karasal); plyıd: Yıldırımlı Formasyonu (denizel); Qp: Plaj çökelleri; Qym: Yamaç molozu, birikinti konisi; Qal: Alüvyon.

Yıldırımlı Tepe

Şekil 2.3. Yıldırımlı Formasyonu’nun genel görünümü (Yıldırımlı Tepe’ye güneyden bakış)

Page 16: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

10

Şekil 2.4. Yıldırımlı Formasyonu’nun tipik Şekil 2.5. Şekil 2.4’teki fosilli seviyenin yakın görünümü görünümü (Yıldırımlı tepe batısı)

Dalacak Burnu

Şekil 2.6. Mesozoyik yaşlı, tabanda ince-orta Şekil 2.7. Yandaki birimi açısal uyumsuzlukla tabakalı ancak üste doğru parçalanmış kristalize üzerleyen Yıldırımlı Formasyonu’nun alt seviyeleri. kireçtaşı (Dalacak Burnu)

Page 17: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

11

Kapan Yeşilyurt ve Taner (2002) inceledikleri kesitlerde şu fosilleri tespit

etmişlerdir:

Denizel fosiller: Bittium reticulatum, Thericium (T.) vulgatum, Trunculariopsis

trunculus, Nassa reticulata, Anadara (A) diluvii var perlranversa, 0sIrea edulis, Ostrea

lamellosa, Cerastoderma (C) edule, Cerastoderma (C.) edule var. umbonata, Abra (A.)

tenuis, Venus gaina, CabuIa (V.) gibba, Bittium reticulatum, Thericium (T.) vulgatum,

Chama (C.) gryphoides, Cerastoderma (C.) edule, Cerastoderma (C) edule var. umbonata,

Abra (A.) tenuis, Venus gallina, Corbula (V.) gibba, Trunculariopsis trunculus, Nassa

reticulata,Anadara (A.) diluvi var. pertransversa, Glycymeris (G.) glycmeris, Ostrea

edulis, Ostrea lamellosa,Cerastoderma (C.) edule, Cerastoderma (C.) edule var.umbonata,

Abra (A.) tenuis, Venus gallina, Cladocora caespitosa, Balamus sp. Cyprideis (C.) benderi,

Mutilus retitormis, Aurila (A.) ct. tenuipunctata

Tatlısu fosilleri: Melanopsis cf bergeroni, Theodoxus doricus depressus,

Theodoxus doricus fuchsi, Viviparus brevis trochlearis, Hydrobia denizliensis, Hydrobia

tanerae, Lithoglyphus acutus decipiens, Melanopsis gorceixi proteus, Melanopsis delessei,

Melanopsis gorceixi heldreichi, Melanopsis vandeveldi, Melanopsis orientalis, Melanopsis

inexpectata, Melanoides tuberculata dadiana, Unio pseudatavus, Modiolus sp., Theodoxus

doricus depressus, Theodoxus doricus fuchsi, Viviparus brevis trochlearis, Valvata (C.)

crusitensis, Hydrobia denizliensis, Hydrobia tanerae, Pyrgula eugeniae, Micro- melania

nuda, Marticia cosensis, Melanopsis gorceixi proteus, Melanopsis vandeveldi, Melanopsis

orientalis orientalis, Melanopsis inexpectata, Melanoides tuberculata dadiana, Unio

pseudatavus, Modioulus sp,. Bu fosillere dayanarak Kapan Yeşilyurt ve Taner (2002)

birimin yaşının Geç Piyasensiyen olduğunu, ayrıca ESR (Elektron Spin Resonans) yöntemi

ile elde edilen 1.89-1.99 milyon yaşı ile uyumlu olduğunu, Datça yarımadasının, eski

araştırıcıların ileri sürdüğü gibi Erken Pliyosende karasal, Geç Pliyosende denizel değil,

Geç Pliyosende sığ denizle bağlantılı lagün-akarsu ortamı olduğunu, saptanan Pelecypod ve

Gastropod faunasından o dönemde suyun oligohalin acı su-az tuzlu deniz suyu karakterinde

olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Page 18: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

12

2.2.2.2. Kuvaterner yaşlı birimler

Genelde Datça’nın batı kesimindeki vadi içlerini dolduran tüfler ve bunları örten asılı

taraçalar, dik yamaçların etekleri boyunca izlenen yamaç molozları, yalıtaşları, asılı plaj

konglomeraları, plaj kumu ve alüvyon Kuvaterner yaşlı birimleri oluşturur.

Volkanikler. Genelde tüf, kül ve süngertaşından oluşan volkanikler yarımadanın batısında

yer alan korunaklı vadilerin içinde yer alır (Şekil 2.8, 2.9, 2.10, 2.11). Üzerinde yer alan,

yer yer sıkı tutturulmuş alüvyon ve fanglomera örtüsü nedeniyle dış etkilerden korunan bu

tüflerin kalınlığı 40 metreye kadar ulaşmaktadır. Bu volkanik kayaçlar, Datça

yarımadasının batı ucuna yaklaşık 20 km uzaklıktaki Nisyros, Yali ve Kos adaları

civarındaki volkanik patlama merkezlerindeki faaliyetlerin ürünleridir (Şekil 1.1) (Ercan

vd. 1984, Allen ve Cas 2000). Bu volkanizma, Afrika plakasının Girit adası güneyinde

Anadolu plakası altına dalması sonucu meydana gelen yitim zonunun ürünüdür. Olasılıkla,

Orta Miyosende başlayan yitim olayı ile oluşan yitim zonu yaklaşık 3 milyondan beri Ege

Denizinde esas olarak kalkalkalin nitelikte bir ada yayı volkanizması meydana

getirmektedir. Ege ada yayı sistemindeki tek aktif volkan Santorini olup, en son 1950

yılında faaliyete geçmiştir Nisyrostaki en son faaliyet ise 1888 görülmüştür. Nisyros ve

Yali adalarındaki volkanizma deniz altında başlamış ve giderek gelişerek, adaların

oluşumunu sağlayan lav, tüf, kül, süngertaşı, perlit ve obsidiyen gibi ürünler vermiştir.

Nisyros ve Yali adaları tamamen volkanik adalar olup, Nisyros adasındaki volkanizma

kaldera öncesi ve sonrası olmak üzere 2 ana döneme ayrılmıştır. İlk dönem, kaldera öncesi

faaliyet olup, denizaltında oluşmaya başlamıştır. Bu volkanizma yastık lavlar, daha çok

bazaltik andezit ve andezitik bileşimde düşük silisli ve ortaç lavlar getirmiştir. İkinci ana

dönem, kaldera sonrası aktivite (Davis 1968) olup, daha çok asidik lavlar (dasit, riyodasit,

riyolit) ile süngertaşı, perlit, obsidiyen ve tüflerden oluşan birim Allen ve Cas (2000)

tarafından Kos Plato Tüfü (KPT) olarak adlandırılmıştır. Smith vd. (1996) sanidin

kristalinin Ar-Ar yöntemiyle yaşlandırılmasına dayanarak KPT ignimbritlerinin yaşının

161 bin olduğunu tespit etmişlerdir. Chappell ve Shackleton’un (1986) Global deniz-

seviyesi eğrilerine göre 161 bin yıl önceki deniz seviyesi bugünkünden 60-80 metre daha

düşüktür. Bu durumda püskürme sonrası oluşan piroklastik akıntı (pyroclastic flow) kuzeye

doğru karadan Bodrum yarımadasına, doğu ve güneydoğuya doğru ise deniz yüzeyinden

Datça yarımadasına ve Tilos adasına ulaşmış olmalıdır (Allen ve Cas 2000). Başlangıçta,

Datça yarımadasının büyük bir bölümü bu volkanikler tarafından kaplı idi. Ancak bunlar

muhtemelen akarsuların etkisiyle aşınarak yok olmuş ve günümüze kadar sadece çukur

Page 19: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

13

Şekil 2.8. Pyroklastiklerin ocak içindeki görünümü Şekil 2.9. Yamaçlarında tüflerin yer aldığı vadi (Karaköy’ün güneybatısı) ve üzerindeki asılı taraçaların genel görünümü

Şekil 2.10. Pyroklastiklerin yakın görünümü (üstteki Şekil 2.11. Pyroklastik akıntının alt dokanağı ocak içi)

Şekil 2.12. Fosil toprağın (Paleosoil) üzerinde yer alan tüfün görünümü (Tavas Dere, Çeşmeköy-Belenköy arası)

Page 20: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

14

Havzalarda yığışanlar ve üzeri alüvyonlarla örtülerek korunanlar kalmıştır. Günümüzde

bunları biz Cumali, Çeşmeköy, Belenköy civarında ve Hızırşah batısındaki vadilerin içinde

asılı taraçaların ve fanglomeraların altında görmekteyiz. Çeşmeköy-Belenköy arasındaki

Tavas dere yatağı kenarlarında ise fosil toprağın üzerine geldikleri gözlenebilmektedir

(Şekil 2.12).

Asılı taraçalar. Hızırşahın batısında, derelerin yüksek yamaçlarında, dere yatağından

ortalama 20-25 metre yükseklikte asılı durumda görülen bu birimin kalınlığı yer yer 10

metreye ulaşır ve genelde çakıltaşlarından oluşur ve tüflerin üzerinde yer alır (Şekil 2.13).

Kos adasının güneyindeki volkanizmanın ürünü olan piroklastik akıntının derin vadileri

doldurmasını takiben üzerinin kalın alüvyon malzemesi ile örtülmesi, yarımadada vadiler

içindeki aşınmanın yerini çökelmenin aldığını ve bu nedenle yarımada üzerindeki vadilerin

ve çukurlukların 40 metreye varan alüvyon malzemesi ile dolduğunu göstermektedir. Bu

depolanma dönemini takiben Yarımadanın gelişimini kontrol eden D-B gidişli faylardaki

hareket nedeniyle yarımada yükselmiş ve bölgede başlayan yeni aşınmaya bağlı olarak vadi

yataklarının derinleşmesiyle eski vadi tabanları yukarda kalarak asılı taraçaları

oluşturmuştur.

Kolüvyon, yamaç molozları ve alüvyon yelpazeleri. Yamaç molozları, genellikle

kireçtaşı gibi aşınmaya dayanımlı kayaçlardan oluşan, oldukça dik yamaçlı, yüksek

sırtların ve tepelerin etekleri dibinde gelişen, köşeli çakıllardan oluşan, gevşek tutturulmuş

bir birimdir. Çok sıkı tutturulmuş olan ise kolüvyonları oluşturur (Şekil 2.14). Körmen

iskelesinin batısında kıyı boyunca uzanan yamaçlarda kahverenkli karbonat matriks ile

tutturulmuş yamaç molozları buna örnektir. Yüksek alanlardan gelen ve düzlüğe açılan

dere yataklarının ağzında ise taşınan malzemenin miktarına bağlı olarak değişen boyutlarda

alüvyon yelpazeleri gelişmiştir.

Yalıtaşı. Plaj kumu ve çakıllarının çimentolanmasından oluşan yalıtaşları yarımadanın hem

kuzey hem de güney kıyıları boyunca izlenir (Şekil 2.15). Karbonatlı bir çimentoyla

bağlanmış olan yalıtaşları sıcak denizlerde oluşmaya elverişli oluşuklardır.

Asılı plaj konglomeraları. Deniz seviyesi değişiminin önemli kanıtlarından olan

yükselmiş plaj konglomeraları yarımadanın kuzey ve güney sahilleri boyunca izlenebilir.

Kızlan’ın kuzeyindeki sahil şeridi boyunca bu yükselme yaklaşık 25 metre iken güney

sahillerinde (Emecik’in güneyi) yükselme yaklaşık 20-25 metredir.

Page 21: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

15

Şekil 2.13. Vadi içindeki pyroklastiklerin üzerinde Şekil 2.14. Dik yamaçların topuğunda gelişmiş gelişmiş asılı taraça. kolüvyon.

Şekil 2.15. Yarımadanın kuzey kıyılarında gelişmiş Yalıtaşı.

Plaj kumu ve çakılı. Tutturulmamış ince, orta ve kaba silis taneleri ile kireçtaşı, kuvartz,

serpantin çakıllarından oluşan plaj kumu ve çakılı grabenin kuzey ve güney kıyıları

boyunca bir şerit halinde izlenir.

Alüvyon. Tutturulmamış yada oldukça gevşek tutturulmuş kum, kil, çakıl ve bloklardan

oluşan alüvyon Datça, Hızırşah ve Cumali civarlarında ve dere yataklarında yaygın olarak

bulunur.

Page 22: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

16

3. JEOMORFOLOJİ

3.1. Datça Yarımadası’nın Fiziki Coğrafya Özellikleri

Datça Yarımadası, kuzeyde Gökova Körfezi ile güneyde Hisarönü Körfezi arasında kalan,

doğu-batı doğrultusunda uzunluğu yaklaşık 65 km, genişliği ise ancak birkaç kilometre

olan ve Güneybatı Anadolu kıyılarında yer alan önemli jeomorfolojik bölümlerden birisidir

(Şekil 3.1). Çok arızalı, dağlık ve tepelik bir sırt olarak uzanan Datça Yarımadası’nın

kıyıları çok girintili çıkıntılıdır. Ancak kuzey kıyılar Gökova Grabeni’ni kontrol eden D-B

uzanımlı faylar tarafından da kontrol edildiği için güneye nazaran daha düzdür. Yarımada

kıyılarının bir özelliği de kıyı profilinin çoğu yerde dik olmasıdır. Kıyıdaki dik yamaçlar

deniz altında da aynı diklikte devam eder. Bu da kıyıların tektonik kontrollü olarak

geliştiğinin önemli bir kanıtıdır. Dere ağızlarındaki birikinti konisi-delta tipi kıyı düzlükleri

geniş alanlı değildir. Bu durumuyla yarımadanın kıyıları genel olarak tipik boğulma

şekilleri gösterir. Bu boğulma, Holosen’de meydana gelen son transgresyonun sonucudur

(Kayan ve Tuna 1985).

Şekil 3.1. Datça yarımadası ve civarının kabartma haritası (1:250 000 ölçekli topoğrafik haritalardan hazırlanmıştır)

Datça Yarımadası’nın orta kesiminde, genişliği yaklaşık 5 km olan ve yaklaşık KB-

GD gidişli bir çukurluk yer alır. Bu çukurluğa KB da Körmen Körfezi, GB ise Datça

Körfezi geniş koylar halinde sokulmuştur (Şekil 3.2, 3.3). Bu bölümü Chaput (1947)

Page 23: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

17

‘Datça kıstağı’ olarak tanıtmıştır. Ancak daha sonra, doğudaki ve batıdaki yaşlı temel

birimlerle dokanağı faylı olduğu için bu tektonik çöküntü Datça Grabeni olarak

adlandırılmıştır. Datça Grabeni’nin doğusunda kalan doruklar genellikle 500 m

seviyesindedir (Şekil 3.4). En yüksek doruk ise Emecik Dağında 748 m’ye ulaşır. Bu

kesimde litolojiyi peridotit-serpantinitler ile Mesozoyik yaşlı masif kalkerler oluşturur.

Şekil 3.2. Datça Yarımadası’nın yükselti haritası (Eşyükselti eğrileri 200 m de bir geçirilmiştir. Eşderinlik eğrilerinden sadece -200 m çizilmiştir).

Şekil 3.3. Datça Yarımadası’nın drenaj haritası

Page 24: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

18

Şekil 3.4. Datça Grabeni’nin (öndeki alçak alan) doğusunda yer alan ve batı kesime göre daha yayvan topoğrafyanın görünümü (Körmen’in batısından doğuya bakış)

KOCADAĞ

Körmen

Şekil 3.5. Datça Grabeni’nin (öndeki alçak alan) doğu kenarından batıya bakış. Kocadağ, kütlevi görüntüsüyle kendini belli etmekte.

Şekil 3.6. Datça Yarımadası’nın orta kesimindeki çukurlukta yer alan taraçaların görünümü (Sungurlu Ova-Sındı Mevkii)

Page 25: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

19

Kalkerler Emecik Dağında olduğu gibi yüksek dorukları oluşturur. Datça Grabeni’nin batı

kesimi uzunluğu 25 km, genişliği ise yaklaşık 10 km olan bir dikdörtgeni andırır (Şekil 3.2,

3.3). Doğuya nazaran daha kütlevi olan bu bölgede Mesozoyik kireçtaşları Kocadağ,

Bozdağ gibi büyük yükseltiler oluşturur (Şekil 3.5). Kocadağ’ın doruklarında yükselti 1100

m’ye ulaşır. Yaklaşık D-B uzanıma sahip olan Kocadağ’ın güneyinde, genellikle 400 m

yükseklikteki tepe ve sırtlar ile dik yamaçlı vadilerin yer aldığı daha alçak bir alan yer alır.

Kocadağ ile bu alçak alan arasında tektonik kontrollü olarak gelişmiş bir çukurluk uzanır.

Akarsuların yerleştiği bu çukurlukta akarsu taraçaları, yamaçların topuklarında ise

kolüvyonlar gelişmiştir (Şekil 3.6). Ege Denizi’ndeki volkanizmanın ürünü olan

pyroklastikler ise bu çukurluğu zaman içinde doldurmuştur. Pyroklastiklerin bir bölümü

günümüze kadar korunmuştur (Şekil 2.9, 2.14).

Datça Grabeni’nin orta kesiminde yüksekliği 120-150 metreye ulaşan tepe ve sırtlar

yer alır. Bu yüksek alandan Körmen ve Datça körfezlerinin kıyı düzlüklerine inilir. Bu

çöküntüde yüzeyleyen Üst Pliyosen yaşlı çökel tabakaları yaklaşık 20º güneye eğimli olup,

yayvan ve alçak kuesta sırtları oluştururlar. Datça iskelesi kuzey doğusunda, Dalacak burnu

civarında ise bu birimin taban seviyeleri KB’ya doğru hafifçe eğimlidir. Körmen ve Datça

körfezleri arasındaki su bölümü Reşadiye kuzeyinde ve Çatakçı dağını KD-GB yönünde

ikiye ayıracak şekilde uzanır (Şekil 3.7). Su bölümünün Körmen körfezine daha yakın

olması çöküntü alanında bir asimetri yaratmaktadır. Su bölümünden Körmen körfezine

uzanan sırtlar ve vadiler daha kısa ve yamaçları oldukça diktir. Halbuki Datça körfezine

doğru uzanan vadiler ve sırtlar daha uzun ve yayvandır. Bunun en büyük nedeninin

çöküntü içindeki birimlerin doğuya-güneydoğuya doğru çarpılmış olması olmalıdır.

Üst Pliyosen yaşlı çökelleri de kesen, 100-120 metre yükseklikteki aşınım yüzeyi

Datça Grabeni’nin en önemli jeomorfolojik özelliklerindendir (Kayan ve Tuna, 1985).

Datça Yarımadası’nın dağlık kesimlerinde görülen, dağ yamaçlarına pedimentlerle

Grabenin doğu kesiminde, Emecik’ten güneye inen vadi kırmızı karasal kırıntılı malzeme

ile doludur. 100-150 metre yüksekliklerde yaygın olan bu dolgu günümüz dere-akarsuları

ile yarılmıştır. Bu kesimde Pliyosen yaşlı tabakalar da 100 metre yüksekliklerde

görülmektedir. Benzer dolgulara grabenin batı kesiminde rastlanmaktadır. Ancak bu

kesimde dolgu malzemesini oluşturan alüvyonlar 161 bin yaşındaki volkanikleri örtmekte

ve asılı taraçalar oluşturmaktadır. Bu da bize, deniz seviyesinin 161 bin yıl önce meydana

gelen volkanizmayı takiben önce yükselerek vadi ve çukurlukların dolmasını, daha sonra

Page 26: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

20

Şekil 3.7. Datça ve civarının drenaj ve neotektonik haritası (kahverenkli çizgi su bölüm çizgisi)

da alçalarak yarımadada tekrar aşınma döneminin başlamasına neden olduğunu

kanıtlamaktadır.

3.2. Kıyı Değişimleri

Datça Yarımadası kıyılarında yapılan gözlemler bu kıyılarda son birkaç bin yılda

değişimler olduğunu göstermiştir. Kayan ve Tuna (1985) Dalacak-Burgaz kıyılarında, Eski

Knidos’un yerleşim alanında yaptıkları çalışmalarda bu kıyılarda son 6000 yılda üç farklı

dönem ayırtlamışlardır.

3.2.1. 1. Dönem: Deniz seviyesinin bugünkünden en az 1-2 metre kadar yüksekte

olduğu dönem. Kayan ve Tuna (1985), Eski Knidos kentinin kuruluşundan önceye ait bu

dönemi doğal bazı bulgulara dayanarak belirlemiştir. L4 limanı ile Uzunazmak ağzı

arasındaki kıyılarda, kıyı aşınma basamağında yer yer lagün-sığ kıyı ortamlarında birikmiş

genç denizel çökeller görülür (Şekil 3.8). L1 limanının bugün karalaşmış olan bölümünde

de yüzey altında çakıllı eski kıyı birikintileri vardır. Bunların hiçbirinde daha sonraki

birikintilerde olduğu gibi seramik kırıntıları gibi kültür kalıntıları bulunamamış olması

Dalacak burnu kuzeyindeki kıyıların Eski Knidos yerleşiminden önce bugünkünden daha

Page 27: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

21

çok karaya sokulmuş olduğunu göstermektedir. Bölgesel özellikler de dikkate alınarak bu

dönem Würm sonrası Klimatik Optimuma, yani günümüzden 6000-4000 yıl öncesine

tarihlendirilmiştir (Kayan ve Tuna, 1985).

3.2.2. Deniz seviyesinin bugünkünden en az 1-2 metre daha alçakta olduğu dönem.

Bugün tümüyle deniz altında bulunan ve 1 metre kadar derinliğe inen yalıtaşları deniz

seviyesinin yüksekte olduğu seviyeden sonra bugünkü deniz seviyesinden de daha alçakta

olduğu bir dönemin varlığının en önemli kanıtıdır. Burgaz düzlüğü önünde, bugünkü deniz

seviyesinin altına inen pek çok duvar kalıntısının olması da Eski Knidos’un kuruluşunun

bu düşük deniz seviyesi dönemine rastladığını göstermektedir. Bu döneme ait kıyı çizgisi

bugün deniz altında bulunduğu için denizin ne kadar çekildiğini belirlemek mümkün

değildir. Burgaz ovasındaki yerleşmenin bilinen tarihi göz önüne alınarak deniz seviyesinin

en düşük olduğu dönem günümüzden 3000 yıl kadar öncesine tarihlendirilmiştir (Kayan ve

Tuna, 1985).

Şekil 3.8. Eski Knidos (Datça) yerleşim alanı (Kayan ve Tuna, 1985’ten yararlanılmıştır)

3.2.3. Eski Knidos kıyılarını su altında bırakan deniz seviyesi yükselmesi ve dalga

aşındırması dönemi. Burgaz kıyılarında bugün kıyı açığında tümüyle deniz suları altında

bulunan yalıtaşları, su altında kalmış duvarlar deniz seviyesinin son dönem tekrar

yükseldiğini göstermektedir. Yıkılmış Eski Knidos kentinin enkaz örtüsüyle kaplanan

Page 28: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

22

Burgaz düzlüğü kıyısında denizin yükselmesiyle dalga aşındırması hızlanmış ve günümüz

kıyı aşınım basamağı ortaya çıkmıştır. Eski Knidos limanlarının MÖ IV. Yüzyılda yapıldığı

sanılmakta olup yalıtaşları ve mendireklerin konumlarından, o sırada kıyı çizgisinin

bugünkünden açıkta, fakat en çok çekildiği döneme göre biraz yükselmiş olduğu ileri

sürülmektedir (Kayan ve Tuna, 1985). Kent alanındaki yüzeysel kültür kalıntıları burada

düzenli iskanın MS VII. Yüzyılda kesildiğini göstermektedir. Ancak günümüzden 1500 yıl

kadar önce bölgeyi şiddetli depremlerin etkilediği bilinmektedir. Bu nedenle yaklaşık 1500

yıl önceki bölgesel tektonik olayların bu depremlere neden olduğu, buna bağlı olarak ta

deniz seviyesinin yükseldiği söylenebilir.

Eski Knidos’un Dalacak burnu kuzeyinde kalan kıyılarda yukarda açıklanan dönemler

gözlenebilirken, güneyde kalan ve L2, L3 limanlarının yer aldığı kıyılarda bu durum

gözlenememektedir. Bunun nedeninin ise güneyden gelen kıyı akıntılarının bu kesimde kıyı

boyunca birikime, kuzeyde ise aşınıma neden olması olmalıdır (Kayan ve Tuna, 1985).

Page 29: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

23

4. YAPISAL JEOLOJİ

Bölgedeki yapısal unsurlar Eski Tektonik Döneme (Paleo-tektonik) ait yapılar ve Yeni

Tektonik Döneme (Neo-tektonik) ait yapılar olmak üzere iki grupta incelenmiştir.

4.1. Eski Tektonik Döneme ait yapılar

Kıvrımlar ve ters faylarla bindirmeler, sıkışmalı rejimin hakim olduğu bu dönemin

yapılarını oluştururlar. Yarımadanın batı yarısında tabaka konumları ve kıvrım eksenleri iki

ana gidiş gösterirler. Karaköy ve Mesudiye yerleşim alanlarının batısında tabaka gidişleri

yaklaşık D-B ve eğimleri güneye doğrudur (Şekil 2.1). Halbuki Körmen iskelesi ve Emecik

civarında aynı birimlere ait tabaka doğrultuları yaklaşık K-G olup KG-gidişli asimetrik,

bazen devrik antiklinal ve senklinaller gelişmiştir. Bu da bize eski tektonik dönemde

bölgede hem D-B, hem de K-G sıkışma kuvvetlerinin varlığını göstermektedir.

4.2. Yeni Tektonik Döneme ait yapılar

Ege Denizi, kıyı kesimi ve ona komşu karalar dünyanın sismik olarak en aktif

bölgelerinden biridir (Jackson & McKenzie, 1984; Taymaz, Jackson & McKenzie, 1991).

GB Ege bölgesi Ege-Hendeği ile Ege Graben sisteminin çekme rejiminin denetimi

altındadır. Anadolu Plakacığı’nın batıya hareketi, doğu-batı yönünde sıkışmaya, kuzey-

güney yönlü genişlemeye neden olmuştur. Genişleme tektoniğinin hakim olduğu bu

dönemde normal faylar en önemli yapısal unsurlar olup normal faylar, Datça Grabeni,

Gökova Grabeni ve Datça Yarımadası’nı oluşturan Reşadiye Horst’u bu dönemi temsil

eden yapılardır (Şekil 4.1, 4.2).

4.2.1. Normal Faylar

Datça Yarımadası’nın hem genç tektoniği, hem de morfolojisi KB-GD ve KD-GB

doğrultulu ve yaklaşık BKB-gidişli normal faylar tarafından kontrol edilmektedir (Şekil

2.1).

4.2.1.1. KD-gidişli faylar.

Bu gruptaki fayların en belirgin olanları yarımada’nın batı ucunda görülen Damlaca fayı ile

orta kesimdeki Mesudiye fayıdır.

Damlaca fayı. Datça Yarımadası’nın batı ucunda yer alan, ve Bozdağın batı kenarını

kontrol eden fay boyunca batı blok düşerek karbonatlar üzerinde oldukça dik ve yüksek bir

fay dikliği oluşmuştur (Şekil 4.2). Düşen blokta yamaç molozları gelişmiş olup yer yer

pyroklastikler korunmuştur.

Page 30: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

24

Şekil 4.1. Datça yarımadası ve civarındaki çizgisellikleri gösteren kabartma harita (1:250 000 ölçekli topoğrafik haritadan hazırlanmıştır)

Şekil 4.2. Datça Yarımadası ve civarındaki aktif faylar (rakamlar bölgede meydana gelen önemli depremlerin yıllarını göstermektedir)(Altunel vd. 2003’ten yararlanılmıştır).

Page 31: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

25

Şekil 4.3. Knidos ve civarının neotektoniğini ve depremselliğini kontrol eden faylar

Mesudiye fayı. Eğim atımlı normal fay karakterinde olan bu fay güneyde Mesudiye’den

başlayarak KD doğrultusunda Körmen’in güneyine kadar devam eder (Şekil 2.2, 3.4, 3.6).

Yükselen batı blokta Triyas-Jura yaşlı kalkerler dik yamaçlar ve yükseltiler oluştururken

düşen blokta Kretase yaşlı bloklu fliş yer alır. Yassıdağ’ın batısında graben karakterini alan

yapı boyunca akarsu taraçaları ile çok iyi tutturulmuş yamaç molozları gelişmiştir.

KD-gidişli faylar Eski Knidos civarında da mevcuttur (Şekil 4.4). Bu faylar

Pliyosen çökellerinin üzerinde yer aldığı, hemen hemen KD- gidişli sırtları da kontrol

etmektedir.

4.2.1.2. DB-gidişli faylar.

Yarımadanın morfolojisi üzerindeki etkileri en belirgin olan faylar D-B gidişli olup

bunların en önemlileri Knidos fayı, Yakaköy fayı ve Gökova Grabeni’ni kontrol eden

denizaltı faylardır.

Knidos Fayı. Yarımada’nın en batı ucunda, önemli bir antik kent olan Knidos’un da

üzerinde yer aldığı bu fay Bozdağ’ın güney kenarını kontrol eden, yaklaşık D-B gidişe

sahip eğim atımlı normal bir faydır (Şekil 4.3, 4.6, 4.7). Fay üzerinde ve faya bitişik olarak

kurulmuş olan Knidos kentindeki deformasyona uğramış harabeler fayın aktif olduğunun

önemli bir kanıtıdır (Bkz. Bölüm 4.3).

Page 32: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

26

(1) Kumsal (2) Alüvyon (3) Kolüvyon (4) Pliyo-Kuvaterner

karasal kırıntılılar (5) Denizel Pliyosen (6) Pliyosen öncesi

birimler (7) Eski Knidos

Limanları (8) Tabaka eğim ve

doğrultusu (9) Normal fay (diş

düşen blokta) (10) Eş derinlik eğrisi (11) Yalı taşı

Şekil 4.4. Datça yerleşim alanı ve civarının neotektonik haritası.

Şekil 4.5. Antik Knidos Kenti’nin kuzeyinde yer alan Knidos Fayı boyunca yükselen bloktaki kalkerlerde oluşan fay dikliği (DKD’ya bakış)

Page 33: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

27

Şekil 4.6. Fay dikliğinin yakından görünümü. Şekil 4.7. Cilalanmış fay düzleminin ve düşen Fay düzlemine sıvanmış olan birim, düşen bloktaki fay breşinin yakın görünümü. blokta yer alan fay breşidir.

Yakaköy Fayı. Yaklaşık 15 km uzunluğundaki Yakaköy Fayı, Datça Yarımadası’nın batı

yarısında yer alan ve D-B uzanıma sahip olan Kocadağ ile Bozdağı’ın güneyini sınırlar

(Şekil 2.1, 3.7). Yazıköy’ün kuzeyinden itibaren izlenen bu fay Yakaköy üzerinden

Bozdağ’ın GB’sına kadar devam eder. Bu fay, Kocadağ ile genellikle 400 m yükseklikteki

tepe ve sırtların yer aldığı daha alçak bir alan arasında tektonik kontrollü olarak gelişmiş

oluğun kuzey kenarını kontrol eder. Fay boyunca Mesozoyik yaşlı kireçtaşları dik ve

yüksek fay sarplıkları oluştururken bu dikliklerin topuğunda kolüvyonlar, olukta ise akarsu

taraçaları gelişmiştir. Ege Denizi’ndeki volkanizmanın ürünü olan pyroklastikler ise bu

oluğu zaman içinde doldurmuş, bunların bir bölümü günümüze kadar korunmuştur.

4.2.1.3. KB-gidişli faylar.

Bu faylar genelde Datça yerleşim alanı ile Körmen arasında mevcut olup Datça

Grabeni’nin güney kenarını kontrol etmektedir (Şekil 3.7, 4.4, 4.8)(Bkz Bölüm 4.2.2).

4.2.2. Datça Grabeni

Datça Grabeni, D-B uzanımlı yarımadanın orta kesiminde yer alan bir çöküntüdür (Şekil

1.1). Jeomorfolojik-yapısal arazi gözlemleri ve paleontolojik bulgulara göre Datça Grabeni,

Pliyosende KB- gidişli kenar faylarıyla kontrollü bir çöküntü havzası olarak gelişmeye

Page 34: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

28

başlamış, Geç Piyasensiyende (Geç Pliyosen) sığ denizle bağlantılı lagün-akarsu ortamı

olarak gelişimini sürdürmüştür. Graben çökelleri daha sonra genç tektonizmadan

etkilenerek deformasyona uğramıştır (Şekil 4.4, 4.9, 4.10, 4.11, 4.12).

Şekil 4.8. KB-gidişli fayların Datça’dan görünümü (Datça’dan batıya bakış).

Şekil 4.9. 110º-gidişli bir çatlaktan çıkan karbonatların Şekil 4.10. Yıldırımlı Formasyonu’nu ve toprak

oluşturduğu çökeller (Kızlan doğusu). oluşumunu kesen, 085º-gidişli çok genç bir fay (Körmen batısı)

Page 35: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

29

Şekil 4.11. Dalacak Burnunda gözlenen faylar. Şekil 4.12. Yıldırımlı Formasyonu’nun içinde çakıltaşı ile silttaşı-kiltaşı arasında gözlenen 140º-gidişli fay (Kızlan güneyi)

4.2.3. Gökova Grabeni

Bölgedeki en önemli ve en genç yapısal unsur olan D-B doğrultusundaki Gökova Grabeni,

Datça yarımadası ile Bodrum Yarımadası arasında yer alır (Şekil 1.1, 3.1, 4.2). Graben’in

kuzey kenarı, fay düzlemi oldukça dik normal bir fayla kontrol edilirken güney kenarı

kavisli (listrik) karakterdeki Datça Fayı ile kontrol edilmektedir (Kurt vd. 1999). Graben’in

girişinden ve orta kesimlerinden alınan sismik kesitlerde bu özellik açıkça görülmektedir

(Şekil 4.13, 4.14). Gökova Grabeni’nin oluşumu ve yaşı konusunda değişik fikirler ileri

sürülmüştür ancak Gökova Grabeni’nin güney kenarını kontrol eden Datça Fayı aynı

zamanda Datça Grabeni’nin Geç Pliyosen yaşlı dolgusunu kesmektedir. Bu da Datça

Fayı’nın ve dolayısı ile Gökova Grabeni’nin Geç Pliyosen sonrası oluştuğunu

kanıtlamaktadır. Ayrıca bölgedeki sismik aktivite bu fayın günümüzde de aktif olduğunu

göstermektedir.

4.3. Bölgenin Depremselliği

Güneybatı Türkiye’de ve Ege Denizi’nin en aktif bölgelerinden birinde yer alan Datça

Yarımadası ile civarı oldukça önemli ve yıkıcı depremler ile volkanik faaliyetlere maruz

kalmıştır. M.Ö. 412, 24 (Ambraseys ve White 1997); M.Ö. 227, 199-198, M.S. 142-144,

344, 474-478 ve 554-558 (Goidoboni vd. 1994) depremleri, Rodos ve civarını etkileyen

önemli depremlerdir. Ayrıca tarihsel dönemlerde bölgede yıkıcı depremlerin varlığı

kayıtlarda mevcuttur (Şekil 4.15). Datça Yarımadası’nın batısında yer alan ve volkanik

kökenli Kos ve Nisyros adalarındaki volkanik faaliyetler ve bunlarla ilişkili sismik

hareketler bölgeyi etkileyen diğer önemli olaylardır. Nisyros adasındaki güncel volkanik

faaliyetlerin M.S. 1887, 1873 ve 1422 yıllarında olduğu bilinmektedir (Stiros 2000).

Page 36: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

30

Şekil 4.13. (A) Gökova Körfezi’nin girişinden K-G doğrultusunda alınan çok kanallı sismik refleksiyon (multi-channel seismic reflection). (B) Üstteki sismik refleksiyonun yorumu (Kurt vd. 1999).

Şekil 4.14. (A) Gökova Körfezi’nin orta kesiminden K-G doğrultusunda alınan çok kanallı sismik refleksiyon (multi-channel seismic reflection). (B) Üstteki sismik refleksiyonun yorumu (Kurt vd. 1999).

Page 37: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

31

Şekil 4.15. Datça Yarımadası ve civarındaki tarihsel depremler.

Şekil 4.16. Datça Yarımadası ve civarındaki aletsel döneme ait depremler (1900-2003)

Altunel vd. (2003)’e göre Antik Knidos kenti en az iki büyük sismik olaydan

etkilenmiştir. Bunlardan ilki, yuvarlak Afrodit Tapınağı ve Demeter Tapınağı’nın

yıkılmasına neden olan yaklaşık geç Helenistik dönemde (M.Ö. 2.-3. yüzyıl) meydana

gelmiştir. İkincisi ise geç Roma-erken Bizans dönemine tarihlendirilen ve Knidos Fayı’nda

Page 38: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

32

yüzey kırıkları oluşturan olaydır. Kutsal Salon’un da M.S. 5. Yüzyılda yıkılmış olması

şehrin M.S. 459 yılında bir depremle tamamen yıkıldığını göstermektedir. Knidos’un alış

veriş merkezinde yapılan son kazılarda ortaya çıkartılan sütunların hepsinin KKD-GGB

yönünde devrilmiş olması da bu sütunların yıkılma nedeninin deprem olduğunun önemli bir

kanıtıdır (Şekil 4.17).

Şekil 4.17. Knidos alış veriş merkezinde KKD-GGB doğrultusunda devrilen sütunlar

Güneybatı Ege kıyılarında tsunamilerin varlığından da bahsedilmektedir (Soysal 1979). Datça Kuzeyinde yer alan eski Knidos’ta yapılan kazıda bir yerleşim biriminin yanında görülen deniz kabukları seviyesi (Şekil 4.18, 4.19) bölgeyi, deprem sonrası oluşmuş bir tsunaminin etkilediği ihtimalini kuvvetlendirmektir. Ancak bu ihtimalin ispatı için daha fazla veriye ihtiyaç vardır.

Şekil 4.18. Eski Knidos’ta yapılan bir kazıda Şekil 4.19. Aynı seviyenin yakın görünümü gözlenen deniz kabukları seviyesi.

Page 39: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

33

5. JEOARKEOLOJİ

5.1. Antik Tarım Terasları

Hızırşah ve Eski Datça güneyinde, dik eğimli sırtların yamaçlarına dikkatlice bakıldığında

makiliklerle iç içe durumda olan terasların varlığı hemen göze çarpmaktadır. Bu tür teraslar

Datça yarımadasının değişik kesimlerinde de gözlenebilmektedir. Antik tarım terası olduğu

bilinen bu teraslar (Tuna, 1983) hava fotoğraflarından çok daha belirgin olarak

izlenebilmektedir. Bu terasların yayılımını ve bu yayılımı kontrol eden faktörleri incelemek

amacı ile bölgeye ait 1/20.000 ölçekli hava fotoğrafları çalışılarak antik tarım teraslarının

planı hazırlanmıştır (Şekil 5.1).

Datça Grabeni’nin güneyinde yer alan inceleme alanında mikrit, çörtlü mikrit ve

kalsitürbiditten oluşan Doger-Üst Kretase yaşlı Güçgediği Formasyonu; kumtaşı-kiltaşı ve

silttaşı ardalanmasından oluşan Üst Senoniyen yaşlı Karaböğürtlen Formasyonu (bloklu fliş)

ve bu birimin içinde yer alan mega bloklar yüzeyler (Şekil 2.2). Teraslar genelde

Karaböğürtlen Formasyonu üzerinde ve bu formasyonun aşınmaya dayanımsız, ince-orta

tabakalı kumtaşı, kiltaşı ve silttaşı ardalanmasından oluşan bölümünde yer alır. Bunun nedeni,

flişin yumuşak ve işlenebilir karakterde olması nedeniyle kolayca teraslanabilmesi ve

üzerinde bir toprak örtüsünün gelişmiş olmasıdır. Çörtlü kireçtaşı veya kalsitürbiditlerden

oluşan bloklar ise aşınmaya dayanımlı bir özelliğe sahip olup teraslanmaya müsait değildir.

Bu nedenle antik tarım teraslarının bulunmadığı yüzeylerin daima kireçtaşları ile kaplı olduğu

gözlenmiştir.

Bloklu flişin aşınmaya dayanımlı ve dayanımsız iki değişik litolojiden oluşması kireçtaşı

bloklarının bulunduğu kesimlerin yüksekte kalarak Gökyer Tepe, Hacetevi Tepe, Kara Tepe,

Bakırkalesi Tepe, Mal Sırtı gibi tepeleri ve sırtları oluşturmasına (Şekil 2.1); aşınmaya

dayanımsız olan kumlu killi ve siltli kesimde ise dar ve eğimli yamaçların gelişmesine neden

olmuştur. Bölgenin oldukça eğimli bir topoğrafyaya sahip olması nedeni ile teraslar çok dar

şeritler (yaklaşık 5-6 metre genişliğinde) halinde ve morfolojiye uyumlu bir şekilde

hazırlanmıştır (Şekil 2.1). Teras duvarlarının hazırlanmasında genelde çok yakın mesafelerden

temin edilebilecek malzeme olan kireçtaşları ve kumtaşları kullanılmıştır. Gökyer Tepenin

batısından itibaren gözlenmeye başlanan antik tarım terasları İnüstü Sırtının güneyinde, Mal

Sırtının çevresinde, kireçtaşından oluşan Hacetevi Tepeyi çevreleyen fliş üzerinde, Kara Tepe

kuzeyinde ve doğusundaki vadi yamaçlarında, Bakırkalesi Tepenin güneydoğusundaki vadi

yamaçlarında yaygın olarak gözlenir (Şekil 2.1).

Page 40: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

34

Şekil 5.1. Hızırsah güneyinde yer alan antik tarım teraslarının planı (1/20 000 ölçekli hava fotoğraflarından hazırlanmıştır).

Bölgedeki pınarların dağılımı ile tarım teraslarının yayılımına bakıldığında (Şekil 2.1) tarım

teraslarının yer seçiminde ve hazırlanmasında mevcut su kaynaklarının da rol oynadığı

söylenebilir. Zira çalışma alanında terasların bulunduğu yerlerin yakınlarında hep su

kaynakları mevcuttur. Bu su kaynakları geçirimli olan kireçtaşları ile geçirimsiz olan fliş

dokanakları boyunca yüzeye çıkmıştır. Hacetevi Tepe’nin kuzeyinde yer alan üç kaynak ise

aynı zamanda KB-GD gidişli bir fayın da kontrolünde yüzeye çıkmış görünmektedir.

Yarımada’nın en büyük çanak-çömlek ve özellikle amfora üretim merkezi, Kiliseyanı

Mevkiinde yer almaktadır. Bu atölyenin tarım teraslarına yakın olması, bu terasların bağcılık

amacı ile kullanılmış olduğu savını güçlendirmektedir. Zira bu yakınlık elde edilen şarabın

hemen amforalara depolanmasını ve mühürlenmesi kolaylığını sağlamış olmalıdır.

5.2. Anfora ve Seramik üretimi

Anadolu'nun güney batı kıyılarında yer alan Datça Yarımadası'nda bulunan Burgaz (Eski

Knidos) bölgesi, MÖ 4. yüzyıl ortalarından MÖ 6. yüzyıl ortalarına kadar aktif olan birkaç

seramik atölyesi barındırmaktadır. Bu atölyelerdeki seri seramik üretimi MÖ 2. yüzyıl

ortalarına tarihlenmektedir. Üretilen seramik tipi ağırlıklı olarak amfora ve kaba seramiktir.

Datça Ovası'ndaki bu üretim merkezleri yaklaşık 54 kilometrekarelik bir alana yayılmaktadır.

Page 41: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

35

Antik kaynaklara göre Eski Knidos (Burgaz), Hellenistik dönemde Akdeniz ticaretinde son

derece önemli bir yere sahipti. Bugün Akdeniz ve Ege Denizi kıyılarında, Hellenistik

dönemin önemli yerleşmelerinde gerçekleştirilen kazılarda, Knidos amforalarına ait mühürlü

amfora kulplarına bol miktarda rastlanması bu görüşü destekler niteliktedir. Datça Yarımadası

pek çok araştırıcının dikkatini çekmesine karşın, bölgede bolca rastlanan mühürlü amfora

kulplarına yönelik ilk çalışma ancak 19. yüzyıl sonlarında Dumont (1871) tarafından

gerçekleştirilmiştir.

Dumont'dan yaklaşık bir asır sonra, yarımadanın batı ucunda I. C. Love tarafından

gerçekleştirilen bir kurtarma kazısı ise dikkatlerin yeniden bu bölgeye toplanmasını

sağlamıştı. Bu kazı sırasında bulunan iki amfora fırını, bölgedeki amfora üretimi konusundaki

ilk ciddi bulguydu. 1980'lerin başından itibaren Tuna (1982)'ın yürüttüğü çalışmalar, bu

bölgedeki atölyelere ait pek çok bulgunun da ortaya çıkmasını sağlamıştı (Tuna, 1983). Bunu

izleyen, Empereur ve Picon (1988) tarafından gerçekleştirilen kısa dönemli çalışmalar da

bölgenin önemini bir kat daha artırdı.

Son araştırmalara göre, Datça ovasında altı farklı atölye yerleşmeye ait olduğu düşünülen

buluntu alanı saptanmıştır (Şekil 5.2) Bunların en büyüğü, MÖ 7. yüzyılla MS 8. yüzyıl

aralığında kesintisiz aktif olduğu düşünülen Kiliseyanı bölgesindeki atölyedir. Daha küçük

olan diğerlerininse, benzer bir zaman aralığında, daha kısa dönemler için etkin olduğu

düşünülmektedir (Tuna, 1990).

5.2.1. Kiliseyanı Buluntu alanı

Buradaki atölyelere ait buluntu alanı, Datça-Reşadiye karayolundan Hızırşah Köyü’ne ayrılan

stabilize yol boyunca görülür (Şekil 5.3, 5.4). Yaklaşık 1km2 lik bir alana yayılır ve

yarımadadaki en büyük buluntu alanıdır. Mühürlerden atölyenin yaklaşık 1400 yıllık bir

zaman dilimi içinde çalıştığı anlaşılmaktadır (Tuna 1990).

5.2.2. Kovanlıkönü / Hızırşah Köyü

Hızırşah-Kovanlıkönü mevkiinde, Han Deresi’nin kllarından birinin üzerindedir. Buluntular

yaklaşık 2 dönüme yayılır. Buluntulardan MÖ 1. yüzyıl sonrasına ait olduğu anlaşılmaktadır

(Tuna 1990).

5.2.3. Uzunazmak

Burgaz’ın 1.5 km kuzeydoğusunda, Uzunazmak yakınlarındadır. Hellenistik döneme ait

olduğu sanılıyor. 15 dönümlük bir alana yayılmaktadır (Tuna, 1990).

Page 42: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

36

Şekil 5.2: Datça Ovasındaki başlıca atölye-yerleşmeler (Tuna, 1990’dan basitleştirilerek alınmıştır).

Şekil 5.3: Hızırşah atölyesi, amfora atık alanının Şekil 5.4: Amfora atık alanının yakından genel görünümü (Hızırşah’ın 750m kuzey doğusu). görünümü (aynı alan).

5.2.4. Körmen Limanı

Körmen Limanı mevkiinde, Karaköy’e 2.5 km uzaklıktadır. Yaklaşık 17 dönümlük bir alana

yayılır ve MÖ 6. yüzyıl ve sonrasına ait buluntulara rastlanır (Tuna, 1990), (Şekil 5.5).

Page 43: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

37

Şekil 5.5. Körmen Atölye yerleşmesinde bir amfora atık alanı (Yıldırımlı tepe batısı-Körmen Limanı)

5.2.5. Muhaltepe

Datça-Reşadiye mahallesinin yaklaşık 2 km kuzeyindedir. 55 dönümlük bir alana ayıldığı

düşünülüyor ve MÖ 3. yüzyıla ait olduğu sanılıyor (Tuna, 1990).

5.2.6. Ölgün Boğazı

Karaköy’ün yaklaşık 600 m kuzeyindedir. 15 dönümlük bir alana yayılır. MÖ 2. yüzyıl

sonlarından MÖ 1. yüzyıl arasında faal olduğu sanılmaktadır (Tuna, 1990).

Kil ve inorganik katkı maddeleri gibi üretimde kullanılan iyi kalitedeki

hammaddelerin elde edilebilirliği, o dönemde, yerleşmelerin yerini ve atölyelerin verimliliğini

kontrol eden değişkenlerdi. Amforalar ve kaba seramik kaplar, söz konusu dönemde en

yaygın ticari ambalajlama biçimiydi ve Akdeniz ve Ege Denizi kıyılarına yayılmıştı. Süsleme,

doku ve biçim gibi arkeolojik ölçütlere göre, seramiğin yerli ya da yabancı üretim olduğunu

belirlemek genellikle olanaklı değildir. Buna karşın petrografik ve kimyasal teknikler,

seramiğin nerede üretildiğini, üretiminde kullanılan hammaddenin nereden sağlandığını,

üretim tekniğini belirlemede ve sınıflandırmada, bugün kullanılan en etkili araçlar

durumundadır.

5.3. Malzeme ve Yöntem

5.3.1. Arazi Çalışması ve Örnek Alma

Örneklerin alındığı yerler, bu konuda hazırlanmış önceki çalışmalardan biri olan Tuna

(1990)’a göre belirlenmiştir. Sözkonusu çalışmada, Datça Ovasındaki Hellenistik döneme ait

amfora üretim merkezleri (atölye-yerleşmelerin) anlatılıp bu merkezlerin yer seçimine etki

eden faktörler tartışılmaktadır. Aynı çalışmanın sonuçları, Datça Ovasında, başlıca altı atölye-

yerleşme olduğunu ve bu atölye-yerleşmelere ait tarımsal etki alanlarını ortaya koymuştur.

Page 44: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

38

Arazi ve örnek alma çalışmalarımız sırasında da işte bu altı atölye-yerleşme ve tarımsal etki

alanları dikkate alınmıştır. Toprak örnekler atölyelerin yakınçevresinde bulunan ve kil

hammaddesi olabilecek jeolojik birimlerden toplanmıştır. Seramik örnekler ise söz konusu

atölye-yerleşmelerden alınmıştır. Seramik ve kil örneklerinin toplandığı yerler bölgenin

jeoloji haritası üzerinde gösterilmiştir (Şekil 5.6).

Arazi çalışması, Datça Yarımadasında iki dönem halinde gerçekleştirilmiştir. 2001’in

yaz aylarında, Doç. Dr. Kadir Dirik’in kontrolü altında gerçekleştirilen ilk dönem arazi

çalışmasında, 14 toprak ve 3 seramik örnek toplanarak, örnek yerlerine ait GPS verileri

saptandı. Toprak örnekler killi seviyeler ve silt taşı, kil taşı, siltli kil taşı yada tüf gibi kil

olmayan seramik malzeme içeren jeolojik birimlerden alındı. Ps1, Ps2 ve Ps3 olarak

adlandırılan seramik örneklerse Körmen limanı yakınlarındaki bir atölye yerleşmeden alındı.

Toprak örneklerin alındığı yerler ve örneklerin karakteristik özellikleri Tablo 5.1’de

gösterilmektedir.

2002’nin yaz aylarındaysa seramik örneklerin toplanmasına yönelik arazi çalışması

gerçekleştirildi. Bu dönemde 11 seramik örnek Prof. Dr. Numan Tuna’nın danışmanlığında,

Datça Ovasında daha önce belirlenen atölye-yerleşmelerden alındı. Seramik örnekler

çoğunlukla kaba seramik ve amfora parçası olduğu düşünülen kalıntılar arasından seçildi.

Bunun yanında, daha sonraki olası çalışmalar düşünülerek ince seramik (günlük kap) ve bu

atölyelerin bazılarına ait fırın tuğlası örnekleri de toplandı. Seramik örneklerin alındığı yerler

ve örneklerin karakteristik özellikleri Tablo 5.2’de sunulmuştur. Örneklerin analizi ve analiz

sonuçlarının değerlendirilmesi sırasında yalnızca kaba seramikler ve amfora parçaları

kullanılmıştır.

5.3.2. İnce Kesit Analizi

Seramik kesitleri, seramik petrologları tarafından, seramiklerde mineral içeriğinin saptanması

ve yapım teknolojisinin belirlenmesi amacıyla uzun süreden beri kullanılmaktadır.

Yerbilimlerinden uyarlanmış olan bu yöntem, tıpkı kayaç türlerinin belirlenmesinde nasıl

önemli bir rol oynuyorsa, günümü arkeolojisinde, özellikle seramikle ilgili çalışmalarda da

son derece önemli bir yere sahip. Petrografi aşağı yukarı petroloji gibi kayaçların köken,

oluşum, yapı ve geçmişiyle ilgilenen, bunu yaparken de kimyasal ve optik karakterlerini

dikkate alan bir alandır. Bu tekniğin seramik malzemeye uygulanmasıysa (Williams, 1983),

seramik malzemenin yapay bir kayaç olarak değerlendirilmesi sayesinde gerçekleştirilmiştir.

Bu yönüyle seramik malzeme, metamorfizmaya uğramış tortul (sedimanter) kayaçlar olarak

düşünülmektedir. Dolayısıyla seramik malzemenin dokusu, temelde kil hamur içinde klastik

Page 45: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

39

(kırıntılı) taneler içeren ve bir bölümüyle pişirme sırasında altere olmuş malzeme olarak

düşünülebilir (Williams, 1983).

*Toprak örnekler *Seramik örnekler --- Etki alanı sınırı

Şekil 5.6. Datça Ovası’nın jeoloji haritası ve örnek alanı dağılımı

Page 46: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

40

Tablo 5.1. Kil örneklerin tipik özellikleri ve alındığı yerler.

Seramik örneklerde rastlanan mineral ve kayaç parçalarının ince kesitte tanınması, seramiğin

kökeni ve hammaddesi hakkında bilgi sağlayabileceği gibi, kullanılan hammaddenin doğal

haliyle mi yoksa işlenerek mi kullanıldığı, özetle nasıl bir işlemden geçtiği hakkında da bilgi

verebilir.

Buna karşın seramik malzemede bu yöntemin, yalnızca kil olmayan içeriğin belirlenmesinde

etkili olmakta, kil minerallerinin optik mikroskopta tanınmayacak kadar küçük olmalarından

ve pişirilme sırasında camlaşmalarından ötürü kil minerallerinin belirlenmesinde

yararlanılamamaktadır.

İnce kesitler, provenans araştırmalarında kullanılmasına karşın, kullanılan kilin türü bu

yöntemle belirlemek olası değildir. Bu yöntemle yalnızca seramiğin dokusu ve mineral

bileşimi belirlenerek, ender rastlana bazı özel mineraller yardımıyla, hammaddeyle seramik

örnek arasındaki olası ilişkinin kanıtları aranır. Benzer biçimde ince seramikler için de pek

işlevsel bir yöntem değildir. Tüm bunlara karşın ince kesit yöntemi, seramiklerin mineralojik

Location Samp.

#

GPS05 40

Litology Age Samp.

#

GPS05 40

Litology Age

N1 59639 66643

Silt Stone (Continental)

Quaternary N3 61148 65944

Micritic Limestone (shallow Marine)

Plio-Quaternary Kiliseyanı

(Old Knidos, Reşadiye)

N2 61136 66400

Micritic Limestone (shallow Marine)

Plio-Quaternary N4

62530 66330

Bentonitic Clay Stone

Pliocene

Ölgün Boğazı (Karaköy)

N5 56521 67861

Silty Clay Stone

Quaternary

Hızırşah

N10 57948 66236

White Tuff Quaternary (161.000 years)

N11 57948 66236

Orange Tuff

Quaternary (161.000 years)

N14 55101 69342

Tuff Pliocene N12 55101 69342

Silty Clay Stone (Marine)

Pliocene Körmen Bay

N13 55101 69342

Silty Clay Stone (Marine)

Pliocene N6 55500 69465

Silty Clay Stone (delta)

Pliocene

Muhal Tepe (Kızlan)

N7 60467 70060

Clay Stone (Marine)

Pliocene N8 60768 70089

Clay Stone (Rich Organic Material, Beach)

Pliocene

Page 47: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

41

özelliklerinin belirlenmesinde en iyi yöntem olarak değerlendirilmektedir (Gibson ve Woods

1990).

Tablo 5.2. Seramik örneklerin tipik özellikleri ve alındığı yerler.

Location

Samp # GPS

05 40

Litology Age Samp.

#

GPS 05 40

Litology Age

Ps 1 55101 69342

Coarse Ceramic (Fired)

Late 4.C – Early 3.C BC

Ps 3 55101 69342

Coarse Ceramic (Amphora Toe)

Late 4.C – Early 3.C BC

Ps 2 55101 69342

Coarse Ceramic (Amphora Handle)

Late 4.C – Early 3.C BC

Ps14b 55101 69342

Coarse Ceramic (Amphora Handle)

Late 4.C – Early 3.C BC

Körmen

Bay

Ps 14a 55101 69342

Coarse Ceramic (Amphora Toe)

Late 4.C – Early 3.C BC

Ps 4a 60021 69906

Coarse Ceramic (fired)

3.C BC Ps 6c 60021 69906

Fine Ceramic (Handel)

3.C BC

Ps 4b 60021 69906

Coarse Ceramic (fired)

3.C BC Ps 6d 60021 69906

Coarse Ceramic (Amphora Cap)

3.C BC

Ps 5a 60021 69906

Coarse Ceramic (Amphora rim)

3.C BC Ps 7 60021 69906

Coarse Ceramic (Amphora, Mushroom Rim)

3.C BC

Ps 5b 60021 69906

Coarse Ceramic (Amphora Rim)

3.C BC Ps 8 60021 69906

Furnace Brick

3.C BC

Ps 6a 60021 69906

Fine Ceramic (Glazy)

3.C BC Ps 9 60021 69906

Clay Stone (Marine)?

Pliocene

Muhal Tepe

Ps 6b 60021 69906

Fine Ceramic (Glazy)

3.C BC

Hızırşah (Alandömü)

Ps 10a 58029 66591

Coarse Ceramic (Amphora Rim)

After 1.C BC

Ps 10b 58029 66591

Coarse Ceramic (Amphora Toe, Fired)

After 1.C BC

Ölgün Boğazı

Ps 11a 56107 68775

Coarse Ceramic (Amphora Handle)

2.C-1.C BC Ps 11b 56107 68775

Coarse Ceramic (Amphora Toe)

2.C-1.C BC

Ps 12a 58696 66965

Coarse Ceramic (Amphora Toe)

7.C BC-8.C AD

Ps 13 58722 66986

Coarse Ceramic (Amphora Toe)

7.C BC-8.C AD

Kiliseyanı

Ps 12b 58696 66965

Furnace Brick

7.C BC-8.C AD

Page 48: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

42

5.3.3. X-ışını Difraksiyon Analizi

X-ışını difraksiyon (Zussman, 1977) analizi (XRD), seramikleri, içerdikleri minerallerin

kristal yapılarına göre tanımlamaya olanak veren bir yöntemdir. Daha çok kristalin katı

maddelerin tanımlanmasında kullanılan bu yöntem, cam yada sır gibi kristalin olmayan yada

amorf olan maddelerin tayininde de kullanılmaktadır. Minerallerin kristal yapıları, minerali

oluşturan ve düzenli yada belli aralıklarla tekrarlanan atomların dizilişiyle doğrudan ilgilidir

ve atomların belli düzlemler ve tabakalar halinde sıralandığı yapılar biçiminde düşünülebilir.

Her mineral kendine özgü bir kimyasal bileşime ve yapıya sahiptir ve bu da yine minerale

özgü bir atomik kafes yapısına sahiptir (Rice, 1987). Bu yöntem genellikle optik mikroskopta

belirlenemeyecek kadar küçük kil minerallerinin belirlenmesinde etkin olarak

kullanılmaktadır.

5.3.4. Kimyasal Analiz

Toprak ve seramik malzemenin kimyasal bileşiminin belirlenmesi, çözüme yönelik önemli

hedeflerden biridir. Arkeolojik malzemelerin kimyasal bileşiminin saptanması uzun yıllardan

bu yana kullanılmış olmakla birlikte, özellikle son yirmi beş yılda bu alandaki en gözde

yöntemlerden biri haline gelmiştir. Bu durumun belki de en önemli nedeni, tekniğin bu süre

içinde daha hızlı ve daha doğru sonuçlar verecek biçimde ciddi bir gelişme göstermesinden

kaynaklanmaktadır. Seramiklerin kimyasal bileşimiyle ilgili çalışmalar, seramiğin kökeni ve

üretimiyle ilgili önemli bilgiler sağlamakla birlikte, belirlenen elementlerin ana yapı içindeki

kaynağı ve elementlerin bu yapı içinde birbirleriyle olan ilişkilerini tanımlayamamaktadır. Bu

nedenden ötürü, kimyasal analizler ve mineralojik çalışmaların birlikte yürütülmesi çok daha

sağlıklı değerlendirmelere olanak tanımaktadır (Rice, 1987).

Diğer malzemelerde olduğu gibi, seramik malzemenin kimyasal analizinde de örnek seçimi ve

hazırlanmasına bağlı olarak nitel ve nicel sonuçlar elde edilebilir. Kimyasal bileşenler

genellikle ana (major), az (minor) ve iz (trace) olarak sınıflandırılmaktadır. Ana elementler,

incelenen örnekte %2 ve daha çok miktarda bulunun elementlerdir ve bunlar genellikle

silisyum, alüminyum, oksijen, kalsiyum, demir ve potasyum elementleridir. Az elemenler

toplam miktar içinde %1’le %2 aralığında miktarlara sahip elementlerdir. Bunlar genellikle

kalsiyum, demir, potasyum, titan, magnezyum, manganez, sodyum, krom ve nikel

elementleridir. İz elementlerse toplam miktar içinde %1’den daha az oranda milyonda bir

(ppm) yada milyarda bir (ppb) olarak bulunan elementlerdir. Ultra-iz (Ultratrace) element

terimiyse, bazen miktarı 1ppm’den daha az olan elementler için kullanılır. İz ve ultra-iz

elementler, sezyum, bubidyum, vanadyum, tantal, skandiyum, lityum, altın, selenyum,

Page 49: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

43

antimon, stronsiyum, kobalt ve ender toprak elementleri yada lantanid serisi gibi jeokimyasal

olarak ender rastlanan elementleri içerir. Çünkü bu türden iz elementler, birlikte bulundukları

az (minör) elementlerle birlikte, bünyesinde rastlandıkları kil yada kil ürünlerinin

tanınmasında, dolayısıyla köken yada kaynak araştırmalarında önemli bir yere sahiptir (Rice

1987).

5.3.5. İstatistiksel Analiz

Arkeolojide özellikle son elli yıldan bu yana, eldeki verinin sayısallaştırılması ve bu sayısal

verilerden anlamlı sonuçlara ulaşma çabası büyük bir önem kazanmıştır. Kuşkusuz bu

yöndeki yoğun eyilimin pek çok nedeni bulunmaktadır. İstatistiksel yöntemlerin nesnelliği ve

bilgisayar teknolojisindeki hızlı gelişim, arkeolojik araştırmaların durumunu önemli ölçüde

etkilemiştir. 1960’ların sonu ve 70’lerin başında, sayısal sınıflama (Sokal and Sneath, 1963)

ve çok değişkenli istatistiksel yöntemler, pek çok arkeolog tarafından, ellerindeki büyük

miktarlardaki verinin işlenmesi, benzerliklerin ve ayrılıkların saptanması amacıyla yoğun bir

biçimde tercih edilir hale gelmiştir.

Bu teknikler arasında özellikle kümelenme analizi (Aldenderfer and Blashfield, 1984)

teknikleri en çok kullanılanlardan biridir. Bir çok değişkenli istatistiksel yordam (yöntem)

olan kümelenme analizleri, çok büyük miktarlardaki veriyi birbirleriyle olan benzerliklerine

göre gruplayabilmektedirler. Kümelenme analizlerinde kullanılan pek çok teknikle de bu

gruplar ağaç dalı benzeri grafikler yani dendogramlarla veriler arasındaki ilişkileri ve bunların

derecelerini sunabilmektedir (Rice, 1987).

Seramik hammaddesindeki bileşen çeşitliliğinin bu ilişkiler zinciri içindeki yerinin

saptanmasındaki güçlüğe karşın, söz konusu yöntemler, seramik üretim tekniği,

organizasyonu, üretildiği yer ve ticari dolaşımdaki yerinin belirlenmesi bakımından önemli ip

uçları verebilmektedir.

5.4. Değerlendirmeler

5.4.1. İnce Kesit Analizi

5.4.1.1. Toprak Örneklerin İnce Kesitleri

Toprak örnekler, kiltaşı/silttaşı ve tüf olmak üzere, litoloji olarak farklılık gösteren temelde iki

farklı jeolojik birimden toplanmıştır. Kuvars, plajioklas, kalsit, klorit ve kayaç parçaları,

özellikle kiltaşı/silttaşı birimlerinden alınan ince kesit örneklerinde ağırlıklı olarak rastlanan

minerallerdir (Şekil 5.7, 5.8, 5.10, 5.12, 5.13). Tüf örneklerinde ise başlıca kuvars, plajioklas,

Page 50: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

44

biyotit, hornblend ve volkanik cam parçalarına rastlanmaktadır (Şekil 5.9, 5.11). Kayaç

parçalarıysa magmatik, metamorfik ve sedimanter türdeki kayaçlara ait parçalardır (Şekil 5.8,

5.10, 5.11, 5.12, 5.13). Bazı örnekler mika (biyotit ve muskovit), disten (Şekil 5.8), hornblend

(Şekil 5.9), pirit ve klinoptilolit mineralleri içermektedir. Buna ek olarak organik materyal de

ince kesitlerde bolca rastlanan mineralojik malzemedir (Şek 5.14). Bu mineral bileşimi, killi

birimlerin, yine yörede bulunan sedimanter, magmatik ve metamorfik birimlerden türediğini

göstermektedir. Buna karşın tüf birimlerinin yöresel olmadığı düşünülmektedir. Ersoy

(1990)’a göre bölgedeki tüf birimleri, Ege Denizi’nde, Datça Yarımadası yakınlarında

bulunan Kos ve Nisiros volkanik adalarında gerçekleşmiş güçlü bir volkanik etkinlik

sonucunda, hava ve deniz yoluyla yarımadaya ulaşmıştır.

Şekil 5.7. Q (kuvars), Chlt (klorit), Bt (biyotit),

Şekil 5.8. Q (kuvars), Met.RF (metamorfik kayaç Plg (plajioklas), Dt (disten), (N12, PPL, MagX4). parçası-mika-şist), (N1, XPL, MagX4).

Şekil 5.9. Hrbl (hornblend) Bt (biyotit), Plg (plajioklas), (N10, XPL, MagX4).

Şekil 5.10. PlyQ (polikristalin kuvars), (N1, XPL, MagX4).

Page 51: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

45

Şekil 5.11. Vg (volkanik cam- cam parçaları), (N11, PPL, MagX10)

Şekil 5.12. Sed.Rfrag. (sedimanter kayaç parçaları-metakumtaşı), (N6, XPL, MagX4).

Şekil 5.13. SRFrag. (sedimanter kayaç parçası), Şekil 5.14. Org.M (Organik materyal), OpqM (N4, XPL, MagX4). (opak mineral), (N8, PPL, MagX4).

Page 52: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

46

5.4.1.2. Seramik Örneklerin İnce Kesitleri

Seramik örnekler, üç farklı seramik malzeme grubu içinden seçilmiştir. Bunlar arasında en

genişi kaba seramikler yani amfora parçalarıdır. Daha az sayıda olan diğerleriyse ince

seramikler (günlük kap) ve fırın tuğlalarıdır. Bu çalışma daha çok amfora parçaları

üzerinde yoğunlaşmasına karşın, diğer örnekler de karşılaştırma yapmak amacıyla

araştırılmıştır.

Seramik örneklerde ağırlıklı olarak karşılaşılan mineraller kuvars, plajioklas, biyotit,

hematit ve mikritik kalsit mineralleridir (Şekil 5.15, 5.16, 5.17, 5.18). Daha az rastlanan

örneklerse disten, epidot ve hornblend mineralleridir. Bununla birlikte kayaç parçaları,

polikristalin kuvars, tüf parçaları. Buna ek olarak kayaç parçaları, polikristalin kuvars, tüf

parçaları (baçlıca pümis), organik materyal, volkanik cam ve şist parçaları seramik ince

kesitlerin pek çoğunda rastlanmaktadır. Bu mineral içeriği, Withbread (1995)’ deki ince

kesit analizi sonuçlarıyla benzerlik göstermektedir. Benzer biçimde toprak örneklerle

seramik örnekler arasında gözlenen mineral bileşimi benzerliği, seramik hammaddesinin

yöresel olduğu görüşünü (Peacock, 1986) desteklemektedir. Hem toprak hem de seramik

örneklerde rastlanan disten minerali de bu görüşü destekleyen bir başka kanıt olarak

değerlendirilebilir. Çünkü bilindiği gibi disten minerali orta derecedeki sıcaklık ve yüksek

basınç koşullarında bölgesel metamorfizmaya uğramış kayaçlarda gözlenen ve ender

rastlanan bir mineraldir.

5.4.2. X-Işını Difraksiyon Analizi

Smektit - illit karışık tabakalı (yada illit ve smektit ) kil mineralleri, klorit ve daha az

miktarda kaolint, özelikle toprak örneklerde rastlanan kil mineralleri arasındadır. Tüf

birimlerine ait örneklerdeyse genellikle volkanik cam ve daha az yada çok az miktarda illit,

kaolinit ve smektit grubu kil minerallerine rastlanmıştır. Seramik örneklere gelince,

pişirme sırasındaki camlaşmadan ötürü kil mineralleri gözlenmemiştir. Çünkü yüksek

derecelerde gerçekleştirilen pişirme işlemi sırasında bileşimdeki kil mineralleri camsı

materyale dönüşmektedir (Rice, 1987). Seramik örneklerin x-ışını analizi sonuçlarında kil

minerallerine rastlanamamasına karşın, kil olmayan minerallerin varlığına ilişkin bilgi elde

edilebilmektedir. Toprak örneklerde, kuvars ve plajiyoklasa başlıca kil dışı mineraller

olarak rastlanırken, seramiklerde kuvars ve plajiyoklasa ek olarak K-feldipat, kalsit,

dolomit mineralleri gözlenmiştir. Örneklerin x-ışını analizi sonuçları Tablo 5.3, 5.4, 5.5,

Page 53: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

47

5.6, 5.7, 5.8’de sunulmuştur. Yalnızca ana piklerin bulunduğu tablolarda birim Å

cinsindendir.

Şekil 5.15. Bt (biyotit), VRFrag. (volkanik kayaç parçaları), (Ps5b, PPL, MagX4) .

Şekil 5.17. Hmt (hematit), PlycQ (polikristalin kuvars), (Ps11a, PPL, MagX10).

Şekil 5.16. Tüf and Bt. (biyotit), (Ps14a, PPL, MagX10).

Şekil 5.18. Plg (plajioklas), (Ps11b, XPL, MagX4).

Şekil 5.19. Tüf, (Ps5b, PPL, MagX10) .

Page 54: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

48

Tablo 5.3. Toz örnek sonucu, toprak örnekler (Smct: smektit, Kaol: kaolinit, Chl: klorit, Q: kuvars, Plg: plajioklas).

Tablo 5.4. Açık havada kurutulmuş kil fraksiyonu sonuçları-toprak örnekler (Smct: smektit, Kaol: kaolinit, Chl: klorit, Q: kuvars, Plg: plajioklas, Clct: kalsit).

Smct Illite

Illite Kaol

Chl

Illite Smct Q Plg Chl Kaol

N1 14,62 10,04 7,19 4,94 4,44 3,33 3,19 2,58 N2 14,78 4,49 3,33 3,17 2,57 N3 14,76 4,99 3,33 3,17 2,57 N4 15,01 10,09 7,20 4,94 4,46 3,34 3,17 2,58 N5 14,91 10,01 7,27 4,97 4,47 3,34 3,19 2,56 N6 14,91 7,27 4,44 3,33 3,17 N7 14,47 7,26 3,33 3,17 2,55 N8 14,57 10,44 7,21 4,93 4,45 3,33 3,21 2,56 N10 10,17 3,33 3,17 N11 7,20 4,99 4,44 3,33 3,18 2,58 N12 15,06 7,29 4,49 3,33 3,19 2,59 N13 15,17 7,27 4,49 3,34 3,19 2,57 N14 4,45 3,34 3,17 Ps9 7,39 3,36

Illite Smct

Chl

Illite Kaol Chl

Illite Q Kaol Chl Illite Q

Clct

N1 23,11 14,39 10,04 7,19 4,97 4,20 3,57 3,33 3,04 N2 14,57 10,13 7,17 4,97 4,17 3,56 3,33 3,03 N3 15,06 10,91 7,12 4,96 4,29 3,57 3,53 3,33 3,02 N4 14,56 10,10 7,13 4,99 3,54 3,31 N5 13,97 10,06 7,16 4,98 4,24 3,57 3,31 N6 14,66 10,32 7,24 4,23 3,59 3,33 3,01 N7 14,47 7,32 4,29 3,64? N8 21,96 14,52 10,72 7,21 4,96 3,57 3,33 3,08 N10 10,08 4,27 3,59 3,34 3,05 N11 10,20 7,26 4,21 3,56 3,33 3,04 N12 14,43 10,22 7,27 4,96 4,26 3,57 3,33 3,06 N13 14,52 10,10 7,24 4,99 4,22 3,56 3,33 3,06 N14 14,66 10,15 7,29 3,53 3,33 3,03 Ps9 ----- ----- ----- ----- ------ ----- ----- ----- ----- -----

Page 55: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

49

Tablo 5.5. Kil fraksiyonu etilen glikol sonuçları-toprak örnekler. (Smct: smektit, Kaol: kaolinit, Chl: chlorit)

Smct Illite

Smct

Illite Kaol

Smct Chl

N1 29,22 17,45 9,99 7,17 5,00 N2 16,91 9,97 7,19 5,02 4,75 N3 17,11 10,1? 7,19 4,77 N4 17,31 9,97 7,20 5,00 4,79 N5 17,04 10,1 7,20 5,00 N6 16,99 9,98 7,24 5,00 4,73 N7 17,04 7,29 N8 27,59 17,50 7,20 N10 21,02 18,16 10,01 N11 18,24 10,09 7,26 4,97 N12 17,39 9,90 7,29 5,00 4,77 N13 17,45 10,04 7,29 5,00 4,77 N14 29,47 17,31 9,97 7,25 Ps9 ------ ------- ------ ------ ----- -----

Tablo 5.6. Kil fraksiyonu 300º C sonuçları-toprak örnekler. ( Smct: smektit, Kaol: kaolinit, Chl: klorit, Q: kuvars, Clct: kalsit).

Smct Illite Chl

Smct Illite

Smct

Kaol Chl

Illite Chl Q Chl Kaol Q

Clct

N1 21,32 10,04 7,24 5,00 4,26 3,56 3,33 3,02 N2 13,62 10,01 5,00 4,75 3,57 3,03 N3 14,47 9,99 7,16 4,95 4,75 4,18 3,54 3,03 N4 13,67 9,66 7,00 4,91 4,86 4,23 3,29 3,06 N5 12,13 10,01 7,12 4,99 4,70 3,56 3,32 N6 13,97 10,06 7,23 5,01 4,75 4,21 3,52 3,31 3,01 N7 14,10 10,06 7,29 4,99 4,77 3,31 N8 20,62 14,24 10,04 7,26 5,00 4,75 4,25 3,57 3,33 3,02 N10 10,01 7,30 4,93 4,74 3,55 3,32 3,02 N11 20,72 13,79 10,04 7,26 4,99 4,26 3,55 3,33 3,06 N12 21,02 14,15 10,20 7,29 4,98 4,77 4,25 3,62 3,32 N13 20,82 14,19 10,13 7,26 4,98 4,77 3,53 3,29 N14 13,97 10,24 10,29 4,99 4,74 4,24 3,53 3,34 3,03 Ps9 ----- ------ ------- ------ ------ ------ ------ ------- ----- -----

Page 56: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

50

Tablo 5.7. Kil fraksiyonu 550º C sonuçları-toprak örnekler. ( Smct: smektit, Chl: klorit, Q: kuvars, Plg: plajioklas, Clct: kalsit).

Table 5.8. Toz örnek sonuçları-seramik örnekler. (Q: kuvars, Plg: plajioklas, Clct: kalsit, Kfeld: K-feldspat, Dlmt; dolomit).

Chl Smct Illite

Chl Illite Q Plg

N1 10,15 4,97 4,29 3,25 N2 9,71 7,21 4,92 N3 14,57 10,13 4,95 4,29 3,26 N4 10,15 4,96 4,29 3,25 N5 14,71 10,15 7,92 5,02 4,27 3,35 N6 15,39 10,24 7,45 5,02 3,30 N7 14,71 10,29 7,49 4,97 3,29 N8 14,01 9,97 7,36 4,91 4,29 3,28 N10 14,88 10,34 7,35 4,91 3,37 N11 10,22 4,34 3,33 N12 14,47 10,49 3,27 N13 14,29 10,10 7,40 4,94 3,26 N14 10,06 3,33 Ps9 ------- ------ ----- ------ ------ -------

Q Plg Kfeld. Q Plg.

Clct Kfeld. Dlmt Clct Q Q Clct

Ps1 4,21 4,00 3,72 3,31 3,17 3,01 2,97 2,50 2,44 2,28 Ps2 4,25 4,03 3,71 3,34 3,19 3,01 2,99 2,50 2,45 2,27 Ps3 4,28 3,34 3,01 2,98 2,52 2,45 2,27 Ps4a 4,27 4,04 3,77 3,36 3,16 2,96 2,88 2,51 2,46 Ps4b 4,27 3,34 3,18 2,99 2,88 2,51 2,45 Ps5a 4,27 3,36 3,02 2,50 2,45 Ps5b 4,32 3,37 3,22 2,53 2,46 Ps6a 4,27 3,33 2,45 2,28 Ps6b 4,32 4,07 3,37 3,22 2,88 2,53 2,46 Ps6c 4,28 3,36 3,22 2,88 2,46 Ps6d 4,27 3,71 3,34 3,19 2,99 2,88 2,51 2,45 2,27 Ps7 4,27 3,34 3,22 3,01 2,46 2,27 Ps8 4,28 4,07 3,77 3,37 3,19 3,01 2,94 2,88 2,52 2,46 2,29 Ps10a 4,25 3,33 3,02 2,40 2,27 Ps10b 4,25 3,34 2,40 2,27 Ps11a 4,25 4,04 3,71 3,33 3,19 2,99 2,88 2,51 2,45 Ps11b 4,32 4,04 3,75 3,37 3,22 3,05 2,52 2,46 Ps12a 4,25 3,33 3,19 3,01 2,88 2,45 2,27 Ps12b 4,25 3,33 3,18 3,02 2,45 2,28 Ps13 4,28 3,36 3,05 2,46 2,28 Ps14a 4,25 3,33 3,01 2,45 2,27 PS14b 4,25 3,71 3,36 3,01 2,88 2,52 2,46 2,28

Page 57: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

51

5.4.3. Kimyasal Analiz

Yirmi ikisi seramik, on üçü toprak olmak üzere toplam otuz beş örneğe ait ana, az ve

iz element içeriği x-ışını flouresan analizi yöntemiyle saptanmıştır. Analiz sonuçları

Tablo 5.9’da verilmiştir. Özellikle madde bileşimindeki eser element miktarlarının

saptanması ve bunların ana element miktarlarıyla birlikte kullanılarak bir

değerlendirme yapılması, provenans ve kaynak alanı araştırmalarında kullanılan

başlıca yöntemlerden biridir (Rice, 1987).

5.4.4. İstatistiksel Analiz

İstatistiksel analiz sırasında, toprak örneklerin tamamı ve amfora parçalarından

oluşan on iki seramik örnek kullanılmıştır. Seramik örneklerin yalnızca amfora

örnekleri arasından seçilmiş olması, bu çalışmanın ana konusunun Knidos’daki

amfora üretimi olmasından kaynaklanmaktadır. SPSS (Statistical Package for the

Social Science) kullanılarak yapılan kümelenme analizi sonuçlarına göre, tüm

örnekler başlıca dört farklı grupta bir araya gelmiştir. Bu gruplar C1, C2, C3 ve C4

olarak adlandırılmıştır. C1 ve C4 grupları yalnızca toprak örneklerden oluşmaktadır.

C1 grubu Pliyosen yaşlı denizel jeolojik birim özelliği göstermektedir. C4 grubuysa

yalnızca tüflerden oluşmaktadır. Altı örnekten oluşan C2 grubunda sadece iki örnek

seramik (Ps2 ve Ps3) diğerleri genellikle karasal jeolojik birimlere ait toprak

örnekleridir. On örnekten oluşan C3 grubuysa yalnızca seramik örneklerden

oluşmaktadır. Kümelenme analizi sonuçları Şekil 5.20 ve Tablo 5.10'da sunulmuştur.

Page 58: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

52

Page 59: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

53

N2 1 N3 2

C1 N6 3

N12 4 N13 5 Ps9 6 N1 7 N4 8

C2 N7 9

Ps2 10 Ps3 11 N5 12

Ps14a 13 Ps14b 14 Ps5b 15 Ps10a 16

C3 Ps11b 17

Ps13 18 Ps11a 19 Ps12a 20 Ps5a 21 Ps10b 22 N10 23

C4 N14 24

N11 25

Şekil 5.20. Kümelenme analizi sonuçları.

Kümelenme analizi sonucunda ortaya çıkan guruplaşmanın nedenleri, iz

elementlerin davranışlarında aranmıştır. İz elementler üzerinde değişim analizi

(variation analysis), MS EXCELL paket programı kullanılarak yapılmıştır. Bu

analizin sonuçlarına göre, başlıca V, TiO2, BaO, Rb, Sr, Zr, ve Pb elementleri

kümelenme analizindeki gruplaşmaya neden olmuş olabilecek elementler olarak

görülmektedir. Bu elementlerin değişim diyagramları Şekil 5.21, 5.22, 5.23, 5.24,

5.25, 5.26 ve 5.27'de özetlenmiştir.

Page 60: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

54

Tablo 5.10. C1, C2, C3 ve C4 kümelenmesine göre tipik değişkenlerin özeti.

.

Samp. Loc. Litology Age Non-Clay Min. Clay Min. N2 Kiliseyanı

Micritic Limestone (shallow Marine)

Plio-Quaterner

Calcite, Quartz, Chlorite, Mica, Pyroxene + Rock Fragments (Met., Mag., Sed)

*Smectite (>%50) – İllite, Mixed Leyer *Chlorite, *Caolinite

N3 Kiliseyanı

Micritic Limestone (shallow Marine)

Plio-Quaterner

Calcite, Quartz, Chlorite Disthene + Rock Fragments (Met, Sed)

*Smectite (>%50) – İllite, Mixed Leyer *Chlorite, *Caolinite

N6 Körmen Bay

Silty Clay Stone (delta)

Pliocene Quartz, Calcite, Chlorite (Rich) Disthene *Smectite (>%50) – İllite, Mixed Leyer *Less Chlorite

N12 Körmen Bay

Silty Clay Stone (Marine)

Pliocene Quartz, Plagioclase, Chlorite, Biotite, Disthene *Smectite (>%50) – İllite, Mixed Leyer *Chlorite

N13 Körmen Bay

Silty Clay Stone (Marine)

Pliocene Quartz, Plagioclase, Chlorite, Biotite, Disthene, +Rock Fragments (Sed.)

*Smectite (>%50) – İllite, Mixed Leyer *Very less Chlorite

Ps9 Muhal Tepe Clay Stone (Marine)?

Pliocene Quvartz, Plagioclase, Botite, Hematite, Epidote, Calcite (micritic), Disthene, + Rock Fragment (Met.- Policrystalin Q),(Marn, lake sed.?)

Clay Stone (Marine)?

***** ***** *********** ********* **************************************** *********** N1 Kiliseyanı

Silt Stone (Continental)

Quaterner Quartz, Calcite, Plagioclase. Chlorite + Rock Fragments

*Smectite (%50) – İllite, Mixed Leyer *Chlorite

N4 Kiliseyanı

Bentonitic Clay Stone

Pliocene Quartz, Plagioclase, Chlorite, Disthene + Rock Fragments (Sed., Mag.)

*Smectite (>%50) – İllite, Mixed Leyer *Chlorite

N7 Muhaltepe Clay Stone (Marine)

Pliocene Quartz, Plagioclase Chlorite (Rich) +Organic material

*Smectite (>%50) – Chlorite, Mixed Leyer *Mica

Ps2 Körmen Bay

Coarse Ceramic (AmphoraHandle)

Late 4.C – Early 3.C BC

Quartz, Plagioclase, Calcite +Organic Material

*Volcanic Glass

Ps3 Körmen Bay

Coarse Ceramic (Amphora Toe)

Late 4.C – Early 3.C BC

Quartz, Plagioclase Calcite

*Very less illite *Volcanic Glass

N5 Ölgün Boğazı

Silty Clay Stone Quaterner Quartz, Plagioclase + Rock Fragments (Sed., Mag.)

*Smectite (>%50) – İllite, Mixed Leyer *Chlorite *Mica

***** ***** *********** ********* **************************************** ***********

Ps14a Körmen Bay

Coarse Ceramic (Amphora Toe)

Late 4.C - Early 3.C BC

Quvartz, Botite (fine), + Rock Fragment (Met.- Policrystalin Q)

Coarse Ceramic (Amphora Toe)

Ps14b Körmen Bay

Coarse Ceramic (AmphoraHandle)

Late 4.C – Early 3.C BC

Quvartz, Botite (fine), Disthene + Rock Fragment (Met.- Policrystalin Q)

Coarse Ceramic (Amphora Handle)

Ps5b Muhal Tepe

Coarse Ceramic (Amphora Rim)

3.C BC Quvartz, Botite, Hematite, Disthene + Rock Fragment (Met.- Policrystalin Q), (Sed.- Chert) (Volc.-Tuff fragment), +Volcanic Glass

Coarse Ceramic (Amphora Rim)

Ps10a Alandömü Coarse Ceramic (Amphora Rim)

After 1.C BC Quvartz, Botite (less), Hematite, Disthene, Calcite (micritic) + Rock Fragment (Met.- Policrystalin Q, silt stone)

Coarse Ceramic (Amphora Rim)

Ps11b Ölgün Boğazı

Coarse Ceramic (Amphora Toe)

2.C-1.C BC Quvartz and Plagioclase (very fine), Botite (fine), Hematite, Calcite (Micritic) + Rock Fragment (Met.- Policrystalin Q)

Coarse Ceramic (Amphora Toe)

Ps13 Kiliseyanı Coarse Ceramic (Amphora Toe)

7.C BC-8.C AD

Quvartz, Botite (fine), Hematite, Disthene + Rock Fragment (Met.- Policrystalin Q)

Coarse Ceramic (Amphora Toe)

Ps11a Ölgün Boğazı

Coarse Ceramic (AmphoraHandle)

2.C-1.C BC Quvartz (very fine), Botite (fine and less) , Disthene, Hematite (less)

Coarse Ceramic (Amphora Handle)

Ps12a Kiliseyanı Coarse Ceramic (Amphora Toe)

7.C BC-8.C AD

Quvartz (very fine), Botite (fine and less), Calcite (Micritic) + Rock Fragment (Met.- Policrystalin Q), +Volcanic Glass

Coarse Ceramic (Amphora Toe)

Ps5a Muhaltepe Coarse Ceramic (Amphora rim)

3.C BC Quvartz, Botite, Feldispad, Hematite, Hornblende, Disthene, Calcite (Sparicalcite) + Rock Fragment (Met.- Policrystalin Q) +Volcanic Glass

Coarse Ceramic (Amphora rim)

Ps10b Alandömü Coarse Ceramic (Amphora Toe,Fired)

After 1.C BC Quvartz, Plagioclase, Botite (less), Hematite, Disthene + Rock Fragment (Met.- Policrystalin Q)

Coarse Ceramic (Amphora Toe, Fired)

***** ***** ********* ******* ************************************* ************ N10 Hızırşah White Tuff Quaterner

(161.000 years)

Quartz, Plagioclase, Biotite, Volcanic Glass Clinoptilolite

*Volcanic Glass, *Clinoptilolite *Very less İllit

N14 Körmen Bay

Tuff Pliocene Quartz, Plagioclase, Calcite (Alteration) Biotite Hornblende, Pyrite (Cassiderit), Volcanic Glass

*Volcanic Glass * Very less Smectite

N11 Hızırşah Orange Tuff Quaterner (161.000 years)

Quartz, Plagioclase, Biotite, Volcanic Glass Hornblende

*Volcanic Glass *İllite *Caolinite

Page 61: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

55

V

0

50

100

150

200

1 4 7 10 13 16 19 22 25

Sample#

ppm

Şekil 5.21. V değişimi

Rb

0

50

100

150

200

250

1 4 7 10 13 16 19 22 25

Sample#

ppm

Şekil 5.23. Rb değişimi

Pb

050

100150200250300350

1 4 7 10 13 16 19 22 25

Sample#

ppm

Şekil 5.25. Pb değişimi

Zr

0

50

100

150

200

250

300

1 4 7 10 13 16 19 22 25

Sample#

ppm

Şekil 5.22. Zr değişimi

TiO2

0

0,2

0,4

0,6

0,8

1

1,2

1 4 7 10 13 16 19 22 25

Sample#

wt%

Şekil 5.24. TiO2 değişimi

BaO

0

0,02

0,04

0,06

0,08

0,1

0,12

1 4 7 10 13 16 19 22 25

Samle#

Wt%

Şekil 5.26. BaO değişimi.

Page 62: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

56

Sr

0

50

100

150

200

250

300

350

1 3 5 7 9 11 13 15 17 19 21 23 25

Sample#

ppm

Şekil 5.27. Sr değişimi

Kümelenme analizi sonuçlarıyla bazı element oranları arasında oluşturulan BaO/Ce-Y/Zr,

MnO/Fe2O3-Rb/Rb+Sr+Y+Zr ve Sr/Rb+Sr+Y+Zr-Rb/Rb+Sr+Y+Zr çok değişkenli

diagramlar yardımıyla anlamlı ilişkiler kurulmaya çalışılmıştır. Bu diyagramlar,

kümelenme analizi sonuçlarıyla benzerlik göstermiştir (Şekil 5.28, 5.29, 5.30).

Şekil 5.28. BaO/Ce-Y/Zr çok değişken diagramı.

Page 63: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

57

Şekil 5.29. MnO/Fe2O3-Rb/Rb+Sr+Y+Zr çok değişken diagramı.

Şekil 5.30. Sr/Rb+Sr+Y+Zr- Rb/Rb+Sr+Y+Zr çok değişken diagramı.

Page 64: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

58

6. SONUÇ VE ÖNERİLER

Bölgenin neotektoniği, jeomorfolojisi ve depremselliği üzerinde yapılan araştırmalar

sonucunda varılan sonuçlar şöyle özetlenebilir:

1. Datça yarımadasında yüzeyleyen Pliyosen yaşlı kayaçlar temel birimleri oluştururken Pliyosen

ve daha genç birimler neotektonik döneme ait örtü birimlerini oluşturmaktadır. Pliyosen yaşlı

kayaçlar Datça Grabeni içinde fay kontrollü olarak çökelmişlerdir. Bu nedenle Datça Grabeni

erken Pliyosenden itibaren oluşmaya başlamış olmalıdır.

2. Pliyosen yaşlı birimlerde ve korunaklı vadilerin içinde pyroklastiklerin varlığı, bölgede hem

Pliyosende hem de Pleyistosende volkanik faaliyetlerin varlığını göstermektedir. Eski

çalışmalara göre pyroklastiklerin yaşı 161 bin dir. Söz konusu pyroklastikler Datça

Yarımadası’nın batı kesiminde yer alan hemen hemen tüm vadileri doldurarak vadiler içinde

mevcut olabilecek yerleşim alanlarını örtmüştür. Böyle bir durumun varlığını ortaya

çıkarabilmek için daha detaylı çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.

3. Datça Yarımadası, kuzeyde Gökova Körfezi ile güneyde Hisarönü Körfezi arasında

kalan, doğu-batı doğrultusunda uzunluğu yaklaşık 65 km, genişliği ise ancak birkaç

kilometre olan ve Güneybatı Anadolu kıyılarında yer alan önemli jeomorfolojik

bölümlerden birisidir. Çok arızalı, dağlık ve tepelik bir sırt olarak uzanan Datça

Yarımadası’nın kıyıları çok girintili çıkıntılıdır. Ancak kuzey kıyılar Gökova

Grabeni’ni kontrol eden D-B uzanımlı faylar tarafından da kontrol edildiği için güneye

nazaran daha düzdür.

4. Datça Grabeni’nin doğusunda ve batısında kalan kesimin morfolojisini, yüzeyleyen

kayaçların litolojisi ile tektonizma kontrol etmektedir. Doğu kesimde daha yayvan bir

morfoloji mevcutken batıda yaklaşık D-B gidişli fayların etkisiyle yükselmiş kalker

bloklar yüksek dağ ve tepeleri oluştururken, bu blokların arasında kalan oluklarda

çökelme ortamları oluşturmuştur.

5. Datça Yarımadası kıyılarında son birkaç bin yılda değişimler olduğunu göstermiştir.

6000-4000 yıl öncesinde deniz seviyesi bugünkünden en az 1-2 metre daha

yüksekteyken, 3000 yıl kadar önce bugünkünden 1-2 metre alçaktadır. Eski Knidos

Limanlarının bugün su altında kalması su seviyesinin bu dönemde tekrar yükseldiğini

göstermektedir. Kent alanındaki yüzeysel kültür kalıntılarının burada düzenli iskanın

MS VII. Yüzyılda kesildiğine işaret etmesi, 1500 yıl kadar önce bölgeyi şiddetli bir

depremin etkilediğinin bilinmesi, su seviyesinin bu doğal olaya bağlı olarak tekrar

yükseldiğini göstermektedir.

Page 65: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

59

6. Bölgedeki yapısal unsurlar Eski Tektonik Döneme (Paleo-tektonik) ait yapılar ve Yeni

Tektonik Döneme (Neo-tektonik) ait yapılar olmak üzere iki grupta incelenmiştir.

Paleotektonik döneme ait yapılar hem D-B, hem de K-G sıkışma kuvvetlerinin etkisi

altında gelişmiştir. Neotektonik dönem yapıları ise normal faylar ile yaklaşık doğu batı

doğrultulu horst ve grabenlerden oluşur. Gökova Grabeni’nin güney kenarını kontrol

eden listrik karakterdeki Datça Fayı’nın Pliyosende oluşan Datça Grabeni’ni kesmesi

bu fayın ve dolayısı ile Gökova Grabeni’nin Geç Pliyosenden itibaren oluştuğunu

göstermektedir.

7. Güneybatı Türkiye’de ve Ege Denizi’nin en aktif bölgelerinden birinde yer alan Datça

Yarımadası ile civarı oldukça önemli ve yıkıcı depremler ile volkanik faaliyetlere

maruz kalmıştır. Antik Knidos’ta gözlenen deformasyonlar, Körmen civarındaki genç

faylar ve aletsel dönemdeki deprem odakları D-B doğrultulu fayların aktif olduğunu

kanıtlamaktadır.

Knidos amforaları ve olası hammaddeleri üzerinde yapılan mineralojik, kimyasal ve

istatistiksel araştırmaların sonucunda varılan yargılar ise şöyle özetlenebilir:

1. Seramik ve toprak örnekler arasındaki mineralojik bileşim benzerliği, seramik

hammaddesinin Datça Ovası’ndaki atölye-yerleşmelerin yakın çevresinden

sağlandığını göstermektedir.

2. Kiltaşı ve silttaşı litolojili toprak örnekler, kuvars, plajiyoklas, klorit, kalsit, mika

(biyotit ya da muskovit), disten, hornblend ve organik materyal gibi kil olmayan

minerallerle ayırt edilmektedir. Buna ek olarak, kayaç parçaları da görülmektedir. Tüf

litolojili toprak örneklerse başlıca, kuvars, plajiyoklas, biyotit, hornblend, pumis

parçaları ve volkanik cam içermektedir.

3. Toprak örneklerdeki kil mineralleri, illit-smektit (karışık tabakalı?), kaolinit ve klorit

olarak belirlenmiştir. Tüflerdeyse kil minerali olarak yalnızca az miktarda illit, kaolinit

ve smektite rastlanmıştır.

4. Seramik örnekler, ince kesit ve XRD analizi sonuçlarına göre, başlıca kuvars,

plajiyoklas, biyotit, hematit, kalsit, K-feldspat ve dolomit mineralleri içermektedir.

Buna ek olarak polikristalin kuvars, şist, tüf, volkanik cam gibi kayaç parçaları, disten,

epidot, hornblend mineralleri toprak örneklerde gözlenenler arasındadır.

5. Örneklerdeki iz element değişimleri karşılaştırıldığı kümelenme analizi sonuçlarına

göre örnekler dört (C1, C2, C3 ve C4) grupta kümelenmiştir. Amfora parçalarından

Page 66: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

60

oluşan tüm seramik örnekler C3 kümesinde bir araya gelmiş ve seramik örneklerin

benzer kimyasal bileşimde olduğunu göstermiştir. Bu bulgu ışığında, seramik

yapımında kullanılan hammaddenin, tek bir kaynaktan alınmadığı, farklı kil

kaynaklarından alınan malzemenin karıştırılarak kullanıldığı sonucuna varılabilir.

Gerçekten de seramiklerde gözlenen volkanik cam parçaları, seramik hamuruna pişme

dayanımını artırmak amacıyla bir miktar tüfün katkı maddesi olarak karıştırıldığının

(Rice, 1987) kanıtı olarak düşünülmektedir

6. Toprak ve seramik örneklerin kimyasal bileşimlerine göre ortaya koydukları

kümelenmede, iz elementlerin önemli bir etkisi olduğu saptanmıştır. XRF yöntemiyle

saptanan V, Zr, Rb, TiO2, Pb, BaO, Sr iz element miktarlarının örneklerdeki değişimi

anlamlı sonuçlar vermiştir. Buna ek olarak BaO/Ce-Y/Zr, MnO/Fe2O3-

Rb/Rb+Sr+Y+Zr ve Sr/Rb+Sr+Y+Zr-Rb/Rb+Sr+Y+Zr oranlarıyla yapılan çok

değişkenli diyagramlarla kümelenme analizi sonucu arasında belirgin bir ilişki

gözlenmiştir.

7. Daha ayrıntılı bir çalışma için, hammadde kaynakları ile Helenistik döneme ait farklı

zaman aralıklarında üretim yapmış atölyeler arasındaki ilişkilerin, zaman faktörü de

dikkate alınarak çalışılması önerilmektedir.

Page 67: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

61

DEĞİNİLEN KAYNAKLAR

Aldenderfer M.S., and Blashfield R.K., 1984, Cluster Analysis, Sage, California.

Allen, S.R. ve Cas, R.A.F., 2002, Transport of pyroclastic flows across the sea during the explosive, rhyolitic eruption of the Kos Plateau Tuff, Greece,

Altunel, E., Stewart, I.S., Piccardi, L., and Barka, A.A., 2003. Earthquake faulting at Ancient Cnidus, SW Turkey. Turkish Journal of Earth Sciences, 12/1, 137-151.

Ambraseys, N.N., 1981, On the long term seismicity of the Hellenic Arc., Boll.Geof.Teor.Appl. XXIII. 335-361.

Ambraseys, N.N. and White, D., 1997, The seismisity of the eastern Mediterranean region 550-1 BC: A re-appraisal. Journal of Earthquake Engineering 1, 603-632.

Barka, A., Reillinger, R., 1977, Active tectonics of the Eastern Mediterranean region: Deduced from GPS, neotectonic and seismicity data. Ann. Geofis. 40 (3), 587-610.

Barka, A., Sakınç, M., Görür, N., Yılmaz, Y., Şengör, A.M.C., Ediger, V., 1994, Is Aegean extension a consequence of the westerly escape of Turkey? EOS Transactions of the American Geophysical Union 75, 116-17.

Bean, G. E., Cook, J. M., 1952, The Cnidia, Annual of the British Scholl at Athens. 47, 171 – 212.

Benda, L., 1971, Principles of the palynologic subdivision of the Turkish Neogene. Newsletter Stratigraphy, 1-3, 23-26.

Besang, C., Eckhard, F. J., Harre, W., Kreuzer, H., Mullar, P., 1977, Radiometrische alterbestimmungen an Neogene eruptivgesteinen der Turkei, Geologishes Jarhbuch B25, 3-36.

Bonneau, 1984, Correlation of the Hellenide nappes in the southeast Aegean and their tectonic reconstruction. In: Dixon, J. & Robertson, A.H.F. (eds). The geological evolution of the eastern Mediterranean. Special Publ. of Geol, Soc., London, 17, 517-528.

Bremer, H., 1971, Geology of the coastal region of southwestern Turkey. In: Campwell, A.S. (Ed), Geology and History of Turkey. Petroleum Exploration Society of Libya, Trippoli. Pp. 225-255.

Chaput, E., 1947, Türkiye’de jeolojik ve jeomorfojenik teknik seyehatları. İ.Ü. Yay. No: 324. İstanbul.

Chaput, E., 1955, Contribution a petude de la faune Pliocene de la Peninsula de Cnide (Turquie). Bll. Scient. Bourgogne, 15, 39-52.

Davis, E. N., 1968, Zur geologie und petrologie der inseln Nysros und Jali (Dodekanes). Geol. Rdsch., 57/3, 811-821.

Çağlayan, A.,Öztürk, E.M., Öztürk, Z., Sav, A., Akat, U.,1980, Menderes Masifi güneyine ait bulgular ve yapısal yorum. Jeo.Müh.Derg., 10, 9-17.

Dermitzakis, M. D., Papanikolaou D. J., 1981, Paleogeography and geodynamics of the Aegean region during Neogene, Annales Geologiques Des Pays Helleniques (hors Ser), 4, 245- 89.

Dewey, J. F., Şengör, A. M. C., 1979, Aegean and surrounding regions. Complex multiplate and continium tectonics in a convergent zone. Geol. Soc. Am. Bull. 90. 84-92.

Page 68: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

62

Dewey, J. F., Şengör, A. M. C., 1976, A diffuse boundary with graben complexes between the Aegean and Anatolian plates. EOS Transactions of the American Geophysical Union 57, 1003.

Di Paola, G. M., 1974, Volcanology and petrology of Nysros Island (Dodekanese, Greece). Bull. Volcan, 38, 944- 987.

Dumont, A., 1871, Inscriptions Ceramiques de Grece, Paris

Dumont, J. F., Uysal, Ş., Şimşek, Ş. and Karamanderesi, İ.H., 1979, Formation of the grabens in southwestern Anatolia, MTA Bull., 92, 7-18.

Empereur, J.-Y.; Picon, M., 1988, Research in the Field and Research in the Laboratory on Aegean Amphora Production, Science in Archaeology: proceedings of a meeting held at the British School at Athens January 1985, Fitch Laboratory Occasional Papers 2, Athens

Erakman, B., Meşhur, M., Gül, M.A., Alkan, H., Öztaş, Y., Akpınar, M., 1986, Fethiye-Köyceğiz-Tefenni-Elmalı-Kalkan arasında kalan alanın jeolojisi. Türkiye 6.Petrol Kong., Jeoloji Bildirileri: Güven, A., Dinçer, A., Derman, A.S. (ed). 23-32.

Ercan, T., 1979, Batı Anadolu, Trakya ve Ege Adalarındaki Senezoik volkanizması. Jeol. Müh. Derg. 9, 23-46.

Ercan, T.,1980a, Akdeniz ve Ege Denizindeki Plio-Kuvaterner ada yayı volkanizması. Jeomorfoloji Dergisi, 9, 37-60.

Ercan, T.,1980b, Akdeniz ve Ege Denizindeki Plio-Kuvaterner ada yayı volkanizması ve aktif yitim zonu. Doğa Bilim Derg. 5, 189-201.

Ercan, T., Günay, E., Baş, H., Can, B., 1982, Datça yarımadasının Pliyo-Kuvaterner jeolojisi, Jeoloji Müh. Derg.

Ercan, T., Günay, E., Baş, H., Can, B., 1984, Datça Yarımadasındaki Kuvaterner yaşlı volkanik kayaların stratigrafisi ve yapısı, MTA Derg., 97-98, 45-46

Erol, O., 1968. Anadolu kıyılarının Holosendeki değişimleri hakkındaki gözlemler, A.Ü. Coğrafya Araştırmaları Dergisi, sayı 2, 89 – 102. Ankara.

Erol, O., 1976. Quaternary shoreline change on the Anatolian coasts of the Aegean Sea and related problems. Soc. Geol. France Bull 18. 2.

Erol, O., 1893. Historical changes on the coastline of Turkey, International Geographical Union. Com. On the Coastal Environment. Bologna.

Erol, O., 1985., Turkey and Cyprus (The World’s Coastline. Ed. E.F.C. Bird – M.L. Schwartz). Vand Nostrand Reinhold cop. New York.

Ersoy, Ş., 1990a, Datça Yarımadasındaki paleotektonik birliklerin GB Anadolu jeolojisindeki rolü ve bunların dış Hellenidler’de İyoniyen Kuşağı ile karşılaştırılması, Isparta 6. Mühendislik Haftası Bildiri Özetleri, 3-4.

Ersoy, Ş., 1990b, Stratigraphy and tectonics of the neotectonic units in the Reşadiye (Datça) Peninsula, SW Turkey, IESCA Proceeding.

Ersoy, Ş., 1991, Datça (Muğla) Yarımadasının stratigrafisi ve tektoniği, Türkiye Jeoloji Bülteni, C. 34, 1-14.

Page 69: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

63

Eyidoğan, H., Akıncı, A., vd., 1996 Investigation of the recent seismic activity of Gökova Basin. National Marine Geology and Geophysical Programme Workshop I, Proceeding. 8-9 February. pp. 68-71.

Eyidoğan, H., 1988, Rates of crustal deformation in Western Turkey as deduced from major earthquakes. Techtonophysic 148, 83-93.

Fabricus, F. H., 1984, Neogen to Quaternary geodynamics of the Area of Ionian Sea and surrounding land masses. In: Dixon, J. and Robertson, A. H. F. (eds), The Geologicak Evolution of the Eastern Mediterranean, Special Pub. of the Geological Society, London, 17, 815 – 819.

Flemming, N. C., Czartoryska, N.M.G., Hunter, P.M., 1973. Archaeological evidence for eustatic and tectonic components of relative sea level change in the South Aegean (Marine Archaeology. Ed. D. J. Blackman). Butterworths, London.

Flemming, N. C., 1978 Holocene eustatic changes and coastal tectonics in the northeast Mediterranean: Implications for Models of Crustal Consumption. Philosophical Transaction of Royal Society of London . Vol. 289, No: 1362, 405-458.

Gibson, A., Wood, A., 1990, Prehistoric Pottery for the Archaeologist, Leicester University Press, London.

Goidoboni, E., Comastri, A. and Traina, G., 1994. Catalogue of Ancient Earthquakes in the Mediterranean Area up to the 10th Century. Instituto Nazionale di Geofisica, Rome

Görür, N., Şengör, A.M.C., Sakınç, M., Tüysüz, O., Akkök, R., Yiğitbaş, E., Oktay, F., Barka, A., Sarıca, N., Ecevitoğlu, B., Demirbağ, E., Ersoy, Ş., Algan, O., Güneysu, C. and Aykol, A., 1995, Rift formation in the Gökova Region, Southwest Anatolia: Implication for the Opening the Aegean Sea. Geol. Mag. 132, 637-650.s

Graciansky, P.C.,1968, Teke yarımadası (Likya) Torosları’nın üst üste gelmiş ünitelerinin stratigrafisi ve Dinaro-Toroslar’daki yeri. MTA Derg., 71, 73-93.

Gutnic, M., Monod, O., Poisson, A., Dumont, J., 1979, Géologie des Taurides Occidentals (Turqié). Memories De La Sociéte Geologique De France, 109 s.

Günay, E., Baş, H., Can, B., 1980, Datça Yarımadası’nın Neojen stratigrafisi ve volkanitlerin petrolojisi, MTA Rap., 6799, Ankara.

Hall, R., Audley-Charles, M.G., Carter, D. J., 1984, The significance of Crete for the evolution of the Eastern Mediterranean, In: Dixon, J. and Robertson, A. H. F. (eds), The Geological Evolution of the Eastern Mediterranean, Special Pub. of the Geological Society, London, 17, 499 – 516.

Harbury, N.A., Hall, R., 1988, Mesozoic extensional history of the Southern Tethyan continental margin in the SE Aegean. Journal of the Geological Society, London, 145, 283-301.

Jackson, J., Haines, J., Holt, W., 1992, The horizontal velocity field in the deforming Aegean Sea Region determined fron the moment tensors of earthquakes. J. Geophys. Res. 97 (B12). 17657-17684.

Jackson, J. A., King, G.C., Vita-Finzi, C., 1983, Neotectonics of the Aegean: An alternative view. Earth and Planetary Science Letter, 61, 303-18.

Jackson, J.A. & McKenzie, D., 1984, Active tectonics of the Alpine-Himalayan belt between western Turkey and Pakistan. Geophysical Journal of the Royal Astronomical Society 77, 185-264.

Page 70: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

64

Jacobshagen, V., Dürr, S., 1978, Structure and geodynamics evolution of the Aegean Region. In Alps, Appenines, Hellenides (eds. H. Closs, D. Roeder and K. Schmidt), pp. 537-64. Stuttgart E. Schweizerbartsche Verlagsbuchhandlung.

Kaaden, G., vd., 1954, Datça – Muğla – Dalaman Çayı arasındaki bölgenin jeolojisi, TJK. Bült., 1-2, 71-171.

Kapan, S., Taner, G., 1994, Stratigraphy and Neogene molluscan fauna of the Datça Peninsula (Muğla, Turkey), Abstracts of the 47th Geological Congress of Turkey, Chamber of Geological Engineers of Turkey, p. 15.

Kapan Yeşilyurt, S. ve Taner, G., 2002, Datça yarımadasının geç Pliyosen pelecypoda ve gastropoda faunası ve stratigrafisi (Muğla-Güneybatı Anadolu), MTA Derg. 125, 89-120.

Kayan, İ., 1988, Late Holocene sea-level changes on the Western Anatolian coast, Paleogeography, Paleoclimatology, Paleoecology 68, 205-18.

Kayan, İ., Tuna, N., 1985, Datça Yarımadasında eski Knidos yerleşmesini etkileyen doğal çevre özellikleri, Ankara...

Kurt, H., Demirbağ, E., Kuşçu, İ., 1999, Investigation of the submarine active tectonism in the Gulf Gökova, Southwest Anatolia-Southeast Aegean Sea, by Multi-Channel Seismic Reflection Data, Techtonophysic, 305, 477-496.

Kraft, J. K., Belknap, D.F., Kayan, İ., 1983. Potentials of discovery of human occupation sites on the continental shelves and nearshore coastal zone (Quaternary Coastlines and Marine Archaeology. Ed. P. M. Masters, N.C. Flemming ). Academic Press. New York.

Kraft, J. K., Kayan, İ., Aschen Brenner, S.E., 1985, Geological studies of coastal change applied to archaeological settings (Archaeological Geology. Ed. G. Rapp, J.A. Gifford, Yale Univ. Press. New Haven

Le Pichon, X., Angelier, J., 1979, The Hellenic Arc and trench system: A key to the tectonic evolution of the Eastern Mediterranean area, Techtonophysic, 60, 1-42.

Le Pichon, X., Angelier, J. 1981, The Aegean Sea, Philos. Trans. R. Soc. London A 300, 357-372.

Le Pichon, X., Chamot-Rooke, N., vd., 1995, Geodetic determination of the kinematics of central Greece with respect to Europe: Implications for Eastern Mediterranean Tectonics. J. Geophys. Res. 100 (B7), 12675-12690.

Love, I.C., 1971, Excavation at Knidos, Türk Ark. Derg., 19, 97-142.

Love, I.C., 1972, Excavation at Knidos, Türk Ark. Derg., 20, 85-129.

Love, I.C., 1973, A brief summary of excavation at Knidos 1967-1973 (The Proceeding of the X. International Congress of Classical Archaeology, 1953 Vol. 2. Ed. E. Akurgal). Türk Tarih Kurumu, Ankara.

Mater, B., 1977, Datça Yarımadasında arazi sınıflandırması, İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü Dergisi, Sayı 20- 21. İstanbul.

Meulankamp, J. E., 1977, The Aegean and Messinian salinity crisis, proceeding of 6th Colloq. on the Geol. of the Aegean Region, 3, 1253-63.

Mc Kenzie, D. P., 1972, Active tectonics of the Mediterranean Region, Geophys. J. R. Asrton. Soc. 30, 109-185.

Page 71: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

65

Mutti, E., Orambelli, G., Pozzi, R., 1970, Geological studies on the Dodecanese Islands (Aegean Sea). IX. Geological Map of the Island of Rhodes (Greece): Explanatory Notes. Ann. Geo. Des Pays Hellen. Athens, 79-226.

Orombelli, G., Lojez, G. P., Rossi, L. A., 1967. Preliminary notes on the Datça Peninsula (SW Turkey), Lincei – Rend. Sc. Fis. Mat. E Nat., XLII, 830 – 841.

Paton, S., 1992, Active normal faulting, drainage patterns and sedimentation in southwestern Turkey, J. Geo. Soc. London, 149, 1031-1044.

Peacock, D.P.S.; Williams, D.F., 1986, Amphora and the Roman Economy: an Introductory Guide, Longman, London.

Poisson, A., 1977, Researches géologiques dans les Torides occidentals (Turquie). Thése Univ. Paris-Sud, Orsay, 795 p.

Poisson, A., 1984, The extension of the Ionian trough into southwestern Turkey. In: Dixon, J. and Robertson, A. H. F. (eds), The Geological Evolution of the Eastern Mediterranean, Special Pub. of Geol. Soc., London, 17, 241 - 251.

Price, S. P., Scott, B., 1994, Fault-block rotations at the edge of a zone of continental extension: Southwest Turkey, J. Struct. Geol. 16 (3), 381-392.

Rice P. M., 1987, Pottery Analysis: A Sourcebook, the University of Chicago Press, Chicago and London.

Rossi, L. A., 1966, La Geologia della Peninsula De Datça (Turchia). Doktora tezi, Milano Unv. İtalya, 184 s.

Seyitoğlu, G., Scott, B., 1991, Late Cenozoic crustal extension and basin formation in West Turkey, Geol. Mag., 128, 155-166.

Şenel, M., Bilgin, Z.R., 1997. 1:100.000 ölçekli Türkiye Jeoloji Haritaları, No 18: Marmaris L4 ve L5 Paftaları,

Smith, P.E., York, D., Chen, Y., Evensen N.M., 1996, Single crystal 40Ar-39Ar dating of a Late Quaternary paroxysm on Kos, Greece: concordance of terrestrial and marine ages. Geophys. Res. Lett. 23, 3047-3050.

Sokal R.R., and Sneath P.H.A., 1963, Principles of Numerical Taxonomy, W.H. Freeman, San Francisco.

Soysal, H., 1979, “Tsunami (deniz taşması) ve Türkiye kıyılarını etkilemiş tsunamiler”. Deprem Araştırma Bülteni 25, 48-56.

Stiros, S.C., 2000. Fault pattern of Nisyros Island volcano (Aegean Sea, Greece): structural coastal and archaeological evidence. In: McGuire, W.J., Griffıths, D.R., Hancock, P.L. & Stewart, I.S. (eds), The Archeology of Geological Catastrophes. Geological Society, London, Special Publications 171, 385-399.

Şengör, A.M.C., Yılmaz, Y., 1981, Tethyan evolution of Turkey: A plate tectonic approach, Techtonophysics, 75, 181- 241.

Şengör, A.M.C., 1980, Türkiye neotektoniğinin esasları. Türk Jeol. Kur. Konferanslar Serisi 2, 40s.

Şengör, A.M.C., 1982, Ege’nin neotektonik evrimini yöneten etkenler. Batı Anadolu’ nun genç tektoniği ve volkanizması paneli, (Ed. O. Erol, V. Öygür). pp. 59-72, TJK, Ankara.

Page 72: DATÇA YARIMADASI’NIN NEOTEKTONİĞİ

66

Şengör, A.M.C., Dewey, J. F., 1985, Post-Oligocene tectonic evolution of the Aegean and neighboring regions: Relations to the North Anatolian Transform Fault, In VI. Colloquium on Geology of the Aegean Region, 19th Sept-4th Oct. 1977 (Eds. E. İzdar and E. Nakoman), pp. 639-47. Dokuz Eylül Unv., İzmir.

Taymaz, T., Jackson, J.A. & McKenzie, D., 1991, Active tectonics of the North and central Aegean Sea. Geophysical Journal International 106, 433-90.

Tintant, H.,1954, Etudes sur la microfaune du Neogene de Turquie: 1- La Microfaune du Pliocene de Datça. Bull. Scient. Borgonne, 14, 185 – 208.

Tuna, N., 1982, DatçaYarımadası yüzey araştırmaları 1981, Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü IV. Kazı Sonuçları Toplantısı. Ankara.

Tuna, N., 1983, Batı Anadolu kent devletlerinde mekan organizasyonu Knidos örneği (Doktora Tezi) Dokuz Eylül Üniversitesi Müh. ve Mim. Fak. İzmir.

Tuna, N., 1984, Datça Yarımadası yüzey araştırmaları 1983, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı eski eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü II. Araştırma sonuçları toplantısı, İzmir, 31-42.

Tuna, N., 1990, Datça Yarımadası’nda Hellenistic Dönem Amphora Üretim Merkezleri, X. Türk Tarih Kongresi, TTK Basımevi, Ankara.

Uluğ, A., Duman M., vd., 1996, Late Quaternary evolution of the Gulf of Gökova southeastern Aegean Sea: Deltaic sedimantation and sea level change. 11th Petroleum Congress and Exhibition of Turkey, Proceedings, pp. 59-72.

Yılmaz, Y., Genç, Ş.C., Gürer, F., Bozcu, M., Yılmaz, K., Karacık, Z., Altunkaynak, Ş. ve Elmas, A., 2000, When did the western Anatolian grabens begin to develop?, In: Bozkurt, E., Winchester, J.A. and Piper, J.D.A.. (eds) Tectonics and magmatism in Turkey and surrounding area. Geological Society, London, Special Publications. 173, 353-384.

Whitbread, I.K., 1995, Greek transport amphorae. A petrological and archaeological study, British School at Athens, Athens.

Williams, D. F., 1983, The Petrology of Archaeological Artifacts, Clarendon, Oxford.

Wright, J. W., 1977, Aegean ignimbrites and welded tuffs. VI. Collog. The Geol. of the Aegean Region, Ed. Dr. G. Kallergis, Atina, Proceeding.

Zussman J., 1977, Physical Methods in Determinative Mineralogy, Academic Press, London