bursalı mehmed tahir - osmanlı müellifleri iii

336
Yazan ; BURSALI MEHMED TAHİR BEY OSMANII MÜELLİFLERİ Osmanlılar'ın kuruluşandan zamanımıza kadar gelen Te meslekle- rinde eser yazan Türk mutasavvıf, âlim, şâir - edîb, tarihçi, tabîb, riyaziyeci ve, coğrafyacıiarm kısaca hayatlariyle eserlerine dâir kâfî ma'Iûmatı muhtevidir. 3. Citd Hazırlayan : İSMAİL ÖZEN (İstanbul Müftü Muavini) MERAL YAYINEVİ Bakırcılar, İbnül-Emin Han 13/A, Beyazıt - İstanbul. Tel: 26 39 61 YA^İfLACIK MATBAASI İ,S,T.A4Sr,B.IJ..L— 1 9 7 5

Upload: ceydayse

Post on 09-Aug-2015

562 views

Category:

Documents


33 download

TRANSCRIPT

Page 1: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

Yazan ; B U R S A L I M E H M E D T A H İ R B E Y

OSMANII

M Ü E L L İ F L E R İ Osmanlılar'ın kuruluşandan zamanımıza kadar gelen Te mesleklerinde eser yazan Türk mutasavvıf, âlim, şâir - edîb, tarihçi, tabîb, riyaziyeci ve, coğrafyacıiarm kısaca hayatlariyle eserlerine dâir

kâfî ma'Iûmatı muhtevidir.

3 . Citd

Hazırlayan :

İSMAİL ÖZEN (İstanbul Müftü Muavini)

MERAL Y A Y I N E V İ Bakırcılar, İbnül-Emin Han 13/A, Beyazıt - İstanbul.

Tel: 26 39 61

YA^İfLACIK MATBAASI

İ,S,T.A4Sr,B.IJ..L— 1 9 7 5

Page 2: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

OSMANLI MÜELLİFLERİ'nin III. CİLDİNİN FİHRİSTİ

DÖRDÜNCÜ FASIL

(Tarihçiler Faslı )

Müellifin adı Sayfa uo

— A —

Âgehl Mansur Celebi 5 Âli Hüseyin Efendi '. 5 Ağazade Örfî Mehmed Efendi 6 Agah Paşa (Hafız İbrahim Faşa) 7 Ahmed İbni İbrahim Tokadî 7 Ahmed İbni Yusuf Sinanüddin karamam S Ahmed efendi (şarihtt'l-menar aide 8 Ahmed Saib bey 8 Ahmed İbni Receb İstanbuli (Recebzâde) 9 Ahmed Vehbi Efendi 9 Ahmed Bey (Hocazâde Ahmed Hilmi Bey) 10 Aşıkpaşazâde (Derviş Ahmed Aşıkî İbn-i Şeyh Yahya İbn-i Şeyh Süleyman Jbn-i Aşık Paga) 10 Ali Cevheri Efendi (Ali Bhı Ali) 11 Abdnrrahman Efendi ... 11 Ali Mustafa Efendi 11 Ali Efendi 12 Aşık Mehmed İbn-i Hafız Ömer Er-rumi ... 20 Ata! AtanUah Efendi (Nev'î zâde) 20 Ali İbn-i Mehmed 21 Abdurrabman İbn-i İbrahim Manisavi ... 21 Abdurrahman Hibrî Efendi 21 Abdurrahman Abdi Pasa (Vak'anüvis) 22 Abdullah İbn-i İbrahim Üsküdarî (Rodosi-zade) 2Î Afvî Mir Mehmed 28 Abdü'l-Gaffar İbn-i Hasan Kmmî 23 Abdurrahman Eşref Efendi 23 Abdullah Efendi (İsa-Zade) 24 Ali AU Efendi 24 Abdullah NaUi Paça 35

Page 3: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

m

Abdü'r-rezzak (Müezzin) 25 Akif Mehmed Bey 25 Abdullah Efendi .. . 2a Azi Ali efendi (Giridî) 26 Arif Efendi 27 Abdürrezzak Bahir Paşa 27 Abdî Etendi 27 Abdül-Aziz Efendi (Mektubi Zade) 27 Abidin Efendi (Zeyne'l-Abidin efendi) 28 AtâBey (tayyar - Zade AtâulSah Ahmet bye) 28

Atıf Mehmed Efendi 39

Ata bey 29 Ali Cevad Bey 3» Arif Bey (Mehmet Arif Bey > 31

Ali Râzî bey 31

— B —

Bağdadî İsmail Paşa 32 Bayati Şeyh Mahmud Efendi 32 Bahtiyar Zade Hüseyin Çelebi 33 Behçetî Hüseyin Efendi 33

Baykaş Zade Çorbacı Şinasi Mehmet Ağa 34

Bahaeddin Ahmet Efendi (Cizyedar Zade Haraccıoğlu) 34 Bekli Zade Mahmut Efendi 34 Bahir Abdürrezzak Efendi 35

Bidi Ahmet Efendi 35

— C —

Celâlzade Koca Nişancı Mustafa Bey 37

Cenabı (Müverrih Mustafa Cenabî Efendi) 39 Cafer lyani Bey (Tezkireci) 40

Cavît Ahmet Bey . . . . . . 41 Cemaleddin Mehmet Efendi (Karslızade) 41

Cevat Ahmet Paşa 42

_ Ç -

Çelebizade İsmail Asım Efenti (Şeyhü'I-İslam ve Vak'anüvss) . . . 43 Çeşmizade Mustafa Beşid Efendi (vak'amms) 44

Mfiellifin adı Sayfa no

Page 4: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

IV

Müellifin adı Sayfa no

— D —

OeTCİkzade Mehmet İbn-i Ali 45 Derviş Ali Efendi 45 Derviş Mehmet İbn-i Eş-Şeyh Ramazan 45 Defteri Mehmet Paşa 45 Oâyezade Mustafa Efendi ... 46

— E —

Ebü'l Fazi Mehmet Efendi (Defterdar) 47 Eyyubî 48 Ebubekir ibni (Halil Paşazade) 48 Evliya Çelebi (Mehmed zıllî ibn'i Derviş) 49 Esiri Hasan ibn-î Şeyh Hüseyin Efendi 50 Emnî Mehmed Bey 50 Enverî SaduUah Efendi .. . 50 Edib Mehmet Emin Efendi (Valı'a- Nüvis) 51 Es'ad Bey 51 Es'ad Mehmet Efnedi (Vak'a nüvis) 52 Eyyüb Sabrs Paşa 54

— F —

Fazıl Ahmet Pasa (Köprülü) 56 Fethullah Arif Efendi 56 Feyzi Süleyman Paşa 57 Feraizci - Zade Mehmet Said efendi 57 Fevzi Mehmet Mazhar Efendi 57

— G —

Gubarî (Abdurrahman İbn-î Abdurrahman) 58 Galib Said Mehmet Pasa 59 Galib Bey (İsmaU Galib Bey) 59

— H —

Hadîdi 62 Hasan Beyzade (Ahmet Bey) 62 Hüseyin Efendi (Bosna'vi Koca Müverrih) 63 Haci Ali Efendi 63 Hasan İbn-i Yusuf 63 Hasibi Üsküdarî 64

Page 5: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

V

Müellifin adı Sayfa no

Hüseyin Bamiz Efendi (Arfebzade) 64 Hafız Hüseyin Efendi (Hafız Hüseyin İbn-i İsmail Ayvan Sarayî) 64

Hasan İzzet Efendi 65 Hilmi Efendi (Ahmet Hilmi Efendi) 65 Husrev Efendi 66 Hayali Zade İbrahim tbni Mehmet Efendi 66 HayruUah Efendi 66

Haşim Efendi 67

— i —

İdiis-i Bitlisi .' 68

İmam zade Ahmed İbn-i Mehmet Efendi 70 İbn-i Mehmet Edimevi (Mehmed İbn-i Mehmet Edirnevi Haci Mehmet Efendi) 70

İskender İbn-i İbrahim 70 İbrahim Erzuruml .. . 70 İbrahim Vahdî Efendi 71

İbrahim Hasib Efendi (Uşşak! zade) 72

İsmail Zıya-i bey .. . 73 İbrahim Müteferrika 73

İzzî Süleyman Efendi (Vak'a nüvis) 76 İzzet Mehmet Bey 77 İsmet Efendi .. . 77

— K —

Kadı Hüseyin Diyarbekirî 79

Koçi Bey (Görüçeli Koca Mustafa Bey) 79 Kara Çelebizade Abdülaziz Efendi 80 Karabaşzade Ahmet İbni Mehmet Efendi 81 Kemali Mehmet Çelebi (Balatî zade) 82 Keşfî Mehmet Çelebi 82

Kemal Ahmed Dede 83

Kuşmanî Ubeydullah Efendi İbn-i Dehkanî 83 Kemal 83 Kâtip Çelebi (Haci Halife) 84 Kesbî Mustafa Efendi 90 Kethüda Sâid Efendi (Veli Efendizade kethüdası) 91

Page 6: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

VI MüelDt'in adı Sayfa no

— L — Lütfî Paşa (Lütfi Paşa İı.ın-i Abdül-Muin) 92 Latifi Abdüllatjf Efendi 94 Lokmanib-i Seyyid Hüseyin (ermevi) 95 Lutf! Alımet Efendi (Vak'a Nüvis) 96

— M —

Mustafa İbn-i yusuf Ez-zarir el-MevIevi 97 Mehmed Efendi (Akşemseddin zade) 97 Mehmed Efendi (Tokadî) 97 Mecdi Mehmet Efendi (Çelebi) 98 Mehmed Tahir İbn-i Seyh NunUlah En-necîbî 98 Malnnud İbn-î Mehmed İbn'i Dilşad (Şirvânî) 98 Mehmed İbn-i Mehmed Er-ruhî 99 Mustfaa İbn-i Hasan Şah 99 Mehmed Kudsi Efendi (Ramazanzade) 99 Mehmed Emin Efendi (Alaybey zade) 100 Mehmed İbn-î Hüseyin Efendi 100 Hehmed Halife 101 Müneccîmbaşı Derviş Ahmed Dede Efendi 101 Münib Efendi (Abdurrahman Münip efendi) 102 Mü'minzade Ahmed Hasib efendi 102 Muhib Abdurrahim Efendi 103 Mustafa Vazıh İbn-i İsmail Amasyavî 103 Melek Ahmet Bey (Morali) 104 Mustafa Nuri Paşa 104 Muhsin Mehmed Bey (Bandırmalızade) 104 Mehmed Mansur efendi 105 Mehmed İbn-i Yusuf El-çerkes 106 Murad Bey 106

— N —

JVeşri Mehmed Efendi 108 Nasuh Efendi Mıtrakçı (Çebnüvis) 109 Naîma Mustafa Efendi (Vak'anüvis) 109 Nihadî 110 Nazmîzade Hüseyin Murtaza Efendi 116 Numan Efendi (Ebusehl Salihzade) 11? İbrahim Nîhali İbn-î Süleyman Halife 113 Nuri Bey (vak'anüvis) Halil Nuri Bey 114

Page 7: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

VII

Müellifin adı Sayfa no

Necib Mustafa Efendi (Köse) 114

Nedim Mahmud Bey (Eğinlizade) 114 Nuri Bey (Yüzbaşı Osman Nuri Bey) H 5

— O —

Osman Efendi l lö

Osman Remzi Efendi IIG

— Ö —

Ömer Faik Efendi İbn-i Abdullah 117

— P —

Peçevi İbrahim Efendi (1) 117

Pertev Mehmed Efendi (Muvakkit -Zade- Vak'anüvis) 118

— R —

Ramazan Zade Nişancı Mehmed Bey 119

Ruhi Çelebi (Ruhi Fazıl Celebi) 119 Razi AbdüUatif Efendi .. 119 Reşit! Mehmed Efendi (Vak'anüvis) 120 Rahmi Mustafa Efendi Vak'anüvis) 122 Rıva Efendi (Seyyid Mehmed Rıza-Nakibü'l-Eşraf) 123 Resmî Ahmed Efendi 123 Resmî Mustafa Efendi .. 124 Raşid Mehmed Ali Efendi (Ayintabî) 124 Raşid Ahmed Paşa (Ferik Hası) 125 Bif'at Ahmed Efendi İbn-i Mehmed Emin (Yağlıkçı-Zade) 125 Bif'at Ahmed Efendi İbnj-i İsmail 126 Raif Bey (Davutpaşalı Mehmed Raif Bey) 136

— S —

Seuaji - . . . 128 Süreyya Paşa (Ahmet Süreyya Pasa) 128

Süroyya Mehmed Bey .. 128 Sipabi-Zade Mehmed İbn-i Ali 129

Selanikli Mustafa Efendi 130 SühcyK Ahmed İbn-i Hemdem 131 Selim Mehmed Efend i (Hoca) 131 Silahtar Fındıklıh Mehmed A:>a 132 Said Mehmed Efendi (Karahalil-Zade) 132

Page 8: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

ınıı

SuTi Efendi 133 Süleyman Faik Efendi 133 Safayi 133 Safî Mustafa Efendi 134 Solak-Zade Mehmed Hemdemî Çelebi 134 Subhi Abdullatif Pasa 135 Subhî Ömer Bey 135 Saffet Bey 136

_ Ş -

Şeyhü'I-tslam Hoca Sadettin Etendi 131 Şerif Beşid Paşa (Şerif Hacı Ahmed Reşid Paşa) 13» Şemseddin Karamânî (Derviş Şemseddin Mahmud İbn-i Ahmed) 139 Şevki Yusuf Efendi (Kâtib) 139 Şeref Han Bitlisi (Şerefeddin İbn-i Şemseddin) 140 Şükri-i Bitlisi 140 Şevki Efendi (Mehmed Şevki İbn-i Ahmed) 14ft Şerefeddin Kürdi İ41 Şerif Musa Efendi ... ... 141 Şeyhi Mehmed Efendi 142 Şeyh-zade Mehmed Abdurrahman Efendi 142 Şefik Mehmed Efendi (Vak'anüvis Musarrif-Zade) 143 Şehrî-Zad eMehmed Said Efendi 143: Şemdanî-Zade Süleyman Bey 144 Şehri İsmail Efendi (Lala) 14* Şem'i Mehmed Molla (Meşreb-Zade Damadı) 144 Şevket Mustafa Pasa 145 Şemseddin Sami Bey •• 145 Şükrü Bey (Binbaşı Kaptan Mehmed Şükrü Bey) 146 Şakir Paşa (Mehmed Şakir Paşa) 14?

— T —

Ta'likî-Zade Mehmed Subhi Çelebi 148 Tevfik Efendi (Gelenbevi-Zade Ahmed Tevflk Efendi) 148 Tevfik Paşa (Fatihli Mehmed Tevfik Paşa) 149 Tursun Bey (Tur-isina Bey) •• 149= Tahir Efendi (Syyid Tahir İbn-i Seyyid Ney) 15tt Tahir Bey (Bosnah Mehmed Tahir Bey) 1-5»

— r — Ulvî (Hüseyin Ulvî İbn-i El-hac Ahmed 152

Müellifin adı Sayfa no

Page 9: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

I X

Müellifin adı Sayfa no

— V —

Vücudl Mehmed İhn-i Abdn'L-Aziz Efendi . . . 153

Vecihî Hasan Efendi 153

Vasıf Ahmed Efendi (Vak'anüvis) . . . 154

Vahi Mehmed Paşa 154

Vefik Ahmed Paşsı 155

— Y —

Yusuf İbn-i Musa 157

Yahşi Fakih ,. 157

Yusuf İbn-i AbdülJîitif 157

Yirmisekiz Mehmeâ Efendi 158

Yusuf İbn-i MehmiMİ MUevî (Milevî-Vekil-Zade) 158

Yusuf Bey 158

Yayla İmamı 159

— Z —

Zihni Mehmed Efendi (Berber-Zade) 160

Zembilî-Zade Muhyiddin Mehmed Cemâli Efendi 160

Zekeriya-Zade Çelebi 160

Zaim Mir Mehmed Katib 161

» * *

Derç Edilmiş olan Tarih kitablan (Cild adedi-kitabın adı ve

müellifi) 162 — 179

Sefaret-Nanieler (Bevletce görülen lüzum üzerine büyük devletlerin

başkentlerine gönderilen sefirler içinde (20) den fazlası gördükleri,

ışcezdikleri memleketler hakkında her cihetten istifadeye şâyân sefa-

ret-nameler yazmışlardır ki başlıcaları aşağıdadır: . . . . . . 180 —181

İsimleri muhtelif fasıllarda zikredilmeyen hal tercemesi kitapları . . . 182 —186

14ncü Asır Türk Muharrirleri 187 — 189

Tababetimizin tekamül devri 193 — 195

* * *

BEŞİNCİ FASIL

(Tabibler Faslı:)

— A —

Altımcu-Zâde . . . . . . . . . • . . . . . . . . . 197

Page 10: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

Müellifin adı Sayfa no

Ahi Ahmed Çelebi 197 Ahmed tbn-i Bali Fakih 197 Ahmed İbn-i İbrahim (A,reç) 198 Ahmed Sanî İbn-i Hasan Efendi 198 Ahmed Ali Paşa-Ahmed Remzi Pasa 198 Ahmed Hilmi Pasa 199 Ali Sıvası (Ebu Abdullah İbn-i Mehmed tbn-i Ali Es-Sıvasi) 199 Abdullah Ahmed İbn-i Beşir Kütahyavî 199 Ah Efendi (Hekim) 199 Abdü'l-Aziz Efendi (Hekim-Başı) ... 200 A'ziz İdris Bey (Miralay-I Kırımı) 200 Ali Rıza Bey (Kimyager-Kaymakam) 201 Adil Bey (Baytar Binbaşı) 201 Ali Paşa (Hac!) 202 Avni Bey (Avni Mahmud Bey) 202

— B —

Bekir-Zade Mehmed İbn-i İbrahim ... 203

Behçet Mustafa Efendi (Hekimbaşı) 203

— C —

Ceyhım Ahmed Efendi 204

_ D ~

Devai 304

Derviş Sipahi-i Larendevî 204

— E —

Emir Çelebi (Seyyid Mehmed Tabib) ... 206

Emin Ahmed Bey (Muhammed Emin Fehmi Bey) 206

— F —

Feyzi Mustafa Efendi (Hayati-Zade) 207

Fazh-Zade Mehmed Çelebi 207 Feyzi Es'ad Bey (Kolağası) 208 Fuad Bey (Binbaşı) (Kadı-Zade) 208 Faik Mehmed Bey 208

— G — Garsuddin-Zade Şemseddin 209

Page 11: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

X I

MüelIMin adı Sayfa no

— H —

(Hacı Paça) 209

Hasan Efendi 211 Hafız Hasan Efendi (Körük-Zade-Gevrelı-Zade) 211 Hüseyin Remzi Bey (Evliya) (Miralay) 212 Mustafa Hami Paşa (Mirliva) 213 Hacı Hüseyin Sabri Bey (Miralay) 213 Hayriillah İlm-i İbrahim 213 Hulkî Hüseyin Bey .. . 213 Hayreddin Paşa 214 Hezarfen Hüseyin Efendi 214

— t -

İshak İbn-i Murad 216 İbn-i Şerif 216 tsmaiB Paşa (Hekim) 216 İbrahim Bey (Baytar) - İbrahim Edhem Bey 216 İbrahim Lutfi Paşa 217

Lisantımzda basılmış arz tabakları (Jeoloji) ve madenler ilimlerine ait

kitaplarm başlıcaları aşağıdadır. 217 — 218

İbrahim Şevki Bey (Miralay) 218 tsa Efendi (Hekim) 219

— K —

Kahveci-Zade Ahmed İbn-i Hacı Hüseyin Efendi 220

Kâtib-Zade Mehmed Befi Efendi 220

— L —

Levhîi-Zade Mehmed Rıza Efendi 220

— M —

Mehmed Nuri Bey (Bîrgivî Katib-Zade) (Kaymakam Mehmed Nuri Bey) 221

Mahmad İbn-i Mehmed Dilşad Şirvanî 222 Mii'mim İbn-i Mukbil Sinobi .. . 222 Mehmed İbn-i Lutfullah 223 Mehmed İbn-i Ahmed İbiı-i İbrahim Edirnevî . . . 223 Mustafa İbn-i Ahmed İbn-S Hüseyin (Mütercim-i Kanun) 223 Mustafa Efendi (Mustafa İbn-i Mehmed İbn-i Ahmed et-Tabib) 224

Page 12: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

XII

Müellifin adı Sayfa no

Mehmed Efendi 224 Mir Mustafa İbn-i Besim İbn-i Eyyup 224 Münir Bey (Doktor) „ . . . . . . . 225 Mazhar Pasa 225

— N —

Nidaî 226 Nuh Efendi (Nuh İbn-i Abdülmennan) 326 Nusret Ebubekir Efendi (Hoca) 227 ,

— O —

Osman Nuri Paşa (Ferik) 22&

— Ö -

ÖÖmer İbn-i Sinan 227 Ömer Şifaî tbn-i Şeyh Hasan Efendi 227

— B —

Bııa Efendi (Mehmed Rıza Efendi) 229

— S —

Seyyid Mehmed Ali Efendi (Hekim) 230 Süleyman Efendi (Hayati-Zade Damadı) 230 Salih Ibn-i NasruUah (Tabib) 230 Salih Efendi (Hekimbaşı) 231 Said Efendi (Mehmed Said Efendi-Mehmed-Zade) 231

— S -

Şerafeddin İbn-i AH (Sabımcuoğlu) 231 Şaban Şifaî Efendi 232 Şani-Zade AtauUah Efendi 232 Şakir Pasa (Mirliva) 234 Şakir İbrahim Bey 234 Şakir Pasa 235

— T —

Tevfik Bey (Binbaşı) 236 Tal'ati Çelebi 236

— U — Unkani Şemseddin Şirvan i 336

Page 13: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

XIII

AfüeUifin adı Sayfa no

— V —

Vesim Abbas Efendi 237 Vahîd İbrahim Bey 238 Zeynelabidin Efendi İbn-i HalU (Tabib) 239

Osmanlı Sultanları zamanındaki baştabiblerin fihristidir.

FİHRİSTİDİR

Fatih Sultan Mehmet Devri 243 Sultan İkinci Beyezid zamanı : 243 Yavuz Sultan Selim Devri 243 Kanızni Sultan Süleyman Devri ; 243 Sultan İkinci Selim Zarıanı : 243 Üçüncü Murad Devri : 244 Sultan Birinci Ahmed Dîvri : 244 Sultan İkinci Osman Devri : 244 Sultan Dördüncü Murad Devri : 244 Sultan Birinci İbrahim Devri : 244 Sultan Dördüncü Mehmet Han Devri : 245 Sultan İkinci Süleyman ve Sultan İkinci Ahmed Devirleri : 245 Sultan İkinci Mustafa ve Sultan Üçüncü Ahmed Devirelrl : 245 Sultan Birinci Mahmud Han Devri : 245 Sultan Üçüncü Osman Man Devri : 246 Sultan Üçüncü Mustafa Han Devri : 246 Saltan Birinci Abdülhamid Han Devri : 246 Sultan Üçüncü Selim Han Devri : 246 — 247 Sultan Dördüncü Musta:?a Devri : 247 Sultan İkinci Mahmud Han Devri : 247

ALTINCI FASIL (Riyaziyeciler Faslı:)

— A —

Atmaca (hacı) 2M Agsih Paşa (Erkan-ı Harbiye Mirlivası Yusuf Affah Paşa)_ 251 Ali İbn-i HibetuUah 251 Ali İbn-i Veli (Veli Ei:endi-Zade) 252 Ali Bey (Üstad'ı Ekremin Bursalı Ali Sulhı Bey) 252 Abdullah Şükrü İbn-i Abdülkerim Konevl 253 Abdurrahim Maraş-ı (aadürrahim paşa) 253 Ayıı Ali Efendi - . . . 253 Ali İbn-i Ahmed 254 Ali Efendi (hafız) 254 Ali Nazif Efendi 255 Atıf Efendi (Kuyucaklı Mehmet Atıf Efendi) 255

— B — Bedreddin Mehmed El -Mardini 255 Bedreddin Mehmed t b n l Es'ad İstanbuli 256

Page 14: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

XIV

Müellifin adı Sayfa no

Balıaeddin Paşa 256

Çinari İsmail Efendi( Halifezade) ,. 257

— D —

Derviş Hüsam Mevlevi 257 Dürri Süleyman Efendi 258 Daniş Bey 258 Derviş Mehmed Emin Paşa (Kimyager) 258 Efezade Mehmet İbrt-i Haci Süleymen , 259 Eşref Bey (Binbaşı) 259 Ferid Bey (Hasan Ferid Bey) 259 Fevzi Efendi (Mühendis Fevfi Efendi) 260 Fosfor Mustafa Ssdkı Paça 261 Gelenbevi İsmail Efendi 261 — 265 Gedusi Süleyman Murad Efendi ... 265 Hüseyin İbn.i Hasan Konevi 266 Hüseyin Hüsnü Efendi (Mü,minzade) 266 Hacu Mahmud Efendi 266 Hüseyin Rıfki Efendi 267 Hüseyin Efendi (Mısrıyyeci Zade) 267 Haci Hüseyin Rıf kı Paşa (Ferik - Tümgeneral) 268 Haci Mehmed Ağa İbn.i Abdullah Akpmarı 268 Hasan Fuat Paşa (Zanoğlu Sefer Paşa Hafidi) 269 Halil Fa,i2 Efendi 269 Hayri Bey , 271 Hızır Halife Et-tdberi 271 İbrahim Zade 271 İbrahim İbn.i Mehmed 272 İsmail İbn.i Seyyid İbrahim Amidi 272 İbrahim Bey (Durak Paşazade) ... 272 İsham Efendi Hoca ... 272 İbrahim Efendi (Cebirci Binbaşı İbrahim Efendi 274 İzzet Bey (Kaymakam) 274 Kadızade-i Rumi (Salahaddin Musa İbn-i Mehmed) İbn-i Kadı Mahmud 275 Kırlangıç -zade Kuseyin İbn-i Halil 276 Katipzade Mustafa tbn-i Mehmed 276 Mehmed Efendi (Mahmud İbn-i Osman Efendi 276

— M —

Mahmud İbn-i Mehmed (Mîıim Çelebi) 277 Muhtar Paşa (Katırcıoğlu Gazi Ahmed Muhtar Paşa) 278 Mustafa İbn-i Ali (Muvakkit) 279 Mehm-sd İbn-i mt ip Sinan (Muvakkit) 280 Mehmed Çelebi (Müneccim-Bası) , 280 Mustafa İbn-i Ynsuf îstanbMÜ 289 Mustafa İbn-i Mehi.ned Efendi 280

Page 15: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

X V

MüeUifin adı Sayfa no

— N —

Melımed tbn-i Seyh Ali El-Hamidi 281 Mulla Mehmed Çelebi 281 Mehmed tbn-i Süleyman 281 Mehmed tbn-i Husrev 282 Mehmed Emin tbn-i Osman Efendi 282 Mehmed Mün=î Bey 282 Mahmud Mes.ud Pasa 283 Mustafa Asım Bey 283

Nasuh tbn-i Abdullah (Matrakçı Nasuh : Nasuh Es-Selâhî Eş-Şeh!r Bi -Matıakî) 284 Naili Ahmed İbn-i Mustafa Efendi 284 Nuri Pasa (Taşcızade' 285

— O —

Osman Efendi (Kasım Paşah Muvakkit) 285 Osman Sahib Efendi (Müneccimbagı) 285 Pir Mahmud SıdİK Efundi 28&

— B —

Rasih Bey ZBS Rif'at Pasa 286 Baffıp Paşa (Ferik Ahmed Raffıp Paça) 287

— S —

Sakıp Mehmed Efendi (Hoca) 287 Sıdkı Mustafa Efendi (Haci) 287 Salih Zeki Bey 288 Saffet Pasa 290 Şeydi Ali Re.is (Galaiah) 290 Sadi *bn-i HalU 291 Söylemez - Zade Abdülhalim Efendi 292 Said Efendi (Muvakkit Mehmed Sait Efendi) 292 Sadullah İzzet Efendi 292 Söfütlü Süleyman Rüşdi Efendi 293 Süleyman Makamı Efendi (Kâtib Dîvanî) 293 Seyyid Mustafa 293 Seyyid Ali Pasa (Baş-Hoca) 294 Selim Pasa (Sakızlı) 294 Said Pasa 295 Süleyman Sudî Efendi 295 Said Bey (Kaymakamı 295

Page 16: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

XVI

Müellifin adı Sayfa no

— S -

Şa'ban İbn-i Hüseyin 296 Şevki Paşa (Ruscuklu Mustafa Şevki Pasa) 296 Şerefeddin Paşa (Erkan-i Harb Mirlivalarından Çengelköy'Lü Hüseyin Şerefeddin Pasa) 296 Şükrü Paşa (İstihkâm Livası Mustafa Şükrü Pasa) 297 Şükrü Paşa (Ahmed Şükrü Paşa) 297

— T —

Tevhid Efendi (Seyyid Ahmed Tevhid Efendi) 297 Tevfik Paşa (Vidinll Hüseyin Tevhid Paşa) , . . . 298 Tahir Paşa (Bostanl-Zâde) , 299 Tahir Efendi (Müneccimbaşı Haci Ahmed Tahir Efendi) 299 Tayyar Efendi 300 Vahdet Paşa (Ferik Mütekaitlerinden Mehmed Vahdet Paşa) 300

— T —

Yazıcı Salâhaddin , 300 Yusuf İbn-i Kemal Bursavî , 302 Yusuf İbn-i Mehmed (Kâtib-i Meşahire) 302 Yahya İbn-i Nûh El-Vânî 302

— Z —

Zeki Mustafa Efemdi 303 Ziya Pasa 303 Musikiye dair yazılan eski osmanh eserlerinden bazıları 304 Osmanlılar tarafmdan Ü-mi Ezhar'a (Çiçekliye) dair yazılan eski eserlerden bazıları 305

YEDİNCİ FASIL (Coğrafyacılar Faslı:)

Coğrafyacılar Faslı 309 Hikmet Bey (Ahmed Hikmet Bey) 313 Te'lif ve tercüme yolu ile son asır osmanh coğrafyacıları tarafından meydana getirilen başlıca eserler. .. 314

Page 17: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

DÖRDÜNCÜ FASİL

TARİHÇİLER FASLI

Page 18: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III
Page 19: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

O S M A N L I TARİHÇİLERİ

Kaa le resû lû l l ah i (sa l lâ l lahü a leyh i ve se l lem) :

Tevâr ih oldu dehrin tercemânı Vekayi ' bildirir yoktur zebanı

Gehî bast-ı maka l eyler siyerden Söz açar Gazve- i Hayrü' l -Beşerden

Haber verir gehî nâm-ı avarandan Hikâyât- ı Selâtîn-i c ihandan

Gehî îzâh-ı sırr-ı devlet eyler Beyân-ı hâl-i mülk ü millet eyler

Page 20: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 4 —

NAÎMA

Nev ü köhne havadis evvel âhır Olur tarihten ma'lûm ü zahir

Tevârih olduğu içün fenn-i âlî Ana rağbet eder tab'-ı eâlî

Bu fennin sahibi kâmil-nazardır Bu fenden gaafil olan bi-haberdir

Vekayi' yazmasa ehl-i maârif Kim olurdu selef hâline vâkıf.

Page 21: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— A —

 G E H Î M A N S U R ÇELEBİ

Kad ı l a r s ın ı f ı ndon v e t a r i h ç i l e r d e n ş a i r r u l i l u b i r za t o l u p V a r d a r (Yen ice) s i n d e n d i r , 985 (1577) t a r i h i n d e i s t a n b u l ' d a v e f a t e t m i ş t i r . 974 (1566) t a r i h i n d e te ' l i f ediin-ıiş (Z ige t va r ) s e f e r i n i a ç ı k l a y a n b i r t a r i h ç e s i va rd ı r . B i r d e g e m i c i ı s t ı lah la r ı ü z e r i n e d e n i z c i l i ğ i n a h v a l i n i v e t e h l i k e l e r i n i a n l a t a n uzun b i r m a n z u m e s i v e t e r t i b e d i l m i ş b i r d îvan ı va rd ı r . P i ya le Paşa t a r a f ı n d a n b i r m ü d d e t d o n a n m a y a a l ı nm ış t ı . D e n i z c i l i ğ e a i t b i lg is i b u r a d a n n e s ' e t e t m e k t e d i r .

B e y i t l e r i n d e n : Ayırma ben g u b â r ı reh-i kûy- i yâ rdan Çoktur biz im şikâyet imiz rûz - lgârdan.

ÂLÎ H Ü S E Y İ N E F E N D İ

T a r i h ç i , e d e b i y a t ç ı v e m e ş h u r şa i r N e f ' î ' n i n t a l e b e l e r i n d e n o l u p Ed i r -ne ' l i d i r .

E s e r l e r i : (D îvan) , ( M ü n ş e a t ) , ( U k u d ü ' l - C e v â h i r ) , ( R i y â z ü ' t - T e r â c î m ) , ( Ş e h â d e t -

n â m e ) , ( U k u d ü ' l - U k u l ) , ( R i y â z ü ' r - R a h m e ) i le H a z r e t - i  d e m ' i n ya ra t ı l ı ş ı n d a n z a m a n ı n a k a d a r (Tâ r ih - i U m û m î ) ad l ı e s e r l e r d i r k i h e p s i b a s ı l m a m ı ş -lard ı r . H a z r e t - i IVlûsâ (A.S.) i le F i r ' avn ' ı n m a c e r a s ı n d a n b a h s e d e n ( M i f t â -h ü ' r - R a h m e ) i sm i i le sek i z b a b , b i r h a t i m e ü z e r i n e t e r t i b e d i l m i ş b i r e s e r i d a h a va rd ı r . ( U k u d ü ' l - C e v â h i r ) a l f a b e t i k s ı r aya g ö r e t e r t i b e d i l m i ş A r a b a t a s ö z l e r i ş e r h i o l u p y i r m i s e k i z b ö l ü m d ü r . ( U k u d ü ' l - U k u l ) H u y î ' n i n A r a b a t a s ö z l e r i n e d a i r o l a n ( F e r â i d ü ' l - H a r â i d ) i n d e n s e ç i l e n a t a s ö z l e r i n i n ş e r h v e t e r c e m e s i d i r . ( R i y â z ü ' r - R a h m e ) esk i t a r z üz e r e yaz ı lm ış İ s lâm ' ın beş ş a r t ı n d a n b a h s e d e n nef îs b i r ese rd i r .

B e y i t l e r i n d e n : N e bilsin çekt iğ im peymâne- i hûn-c iğer zevkin El inden her ki dehr in sâgor- ı zehr s i tem ç e k m e z .

Page 22: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 6 —

AĞAZADE ÖRFÎ MAHMÛD AĞA

İlim ve tarif i erbabından bir zat olup Edirne Bostancıbaşısı Suhte Hacı Al i Ağa'nm oğludur. Babasının mesleğine girerek Bostancı Ocağı'nın kethüdası olmuştu. Sonra emekliye ayrıldı. İstanbul yolu üzerinde (Nazır Çeşmesi) kabristanında Buçuk tepeye giden yol boyunda babasının yanında defnedilmiş ise de 1293 (1877) istilâsında mezarı kaybolmuştur. Vefat tarihi 1186 (1772) dan sonradır. Osmanlıların zuhurundan zamanına kadar (Mefhûmu't-Tevârih) isminde kendi el yazısı ile yazılmış iki ci l tlik tarihi zamanımız maarifçi lerinden Diyarbekir ' l i Al i Emîrî Efendi'dedir. 412 beyti ihtiva eden (Mahabbet-nâme-i Örfî) adında bir manzumesi ve kendi el yazısı ile yazılı bir «Dîvan»ı vardır. Şair Cevrî adına matbu' iki küçük cilt tutan tarihinde de bu zâtın eseri olduğu bu kitabın birinci cüz'ü-nün on beşinci sayfasından anlaşılmaktadır.

Bir de Edirne Tarihi yazmıştır ki (bu kitabdan) Gülşenî Tarikatından olduğu anlaşılmaktadır.

Manzum Nasîhatname'si matlâ'ından :

Diler isen eğer fevz ü selâmet Bu pendimle amel eyle temâmet. Muradın menzil almak ise tahkik Hadeng âsâ gerekt ir ist ikamet.

Dîvanı'ndaki Tevhîd-i Bârîsinden :

Ahadsin şübhe yok dir, zîr ü bâlâ Samedsin gayri yoktur, sensin illâ Kadîm ü kaadir ü hcyy ü ebedsin Dahi hem («Lemyelid)sin» pâdişâha Ve («Lem yûled)sin» ey Hallâk-ı âlem Budur ihlâsım, ey Rabb'ım Teâlâ.

Gehî nâr-ı celâlin şu'lesi ahcardan zahir Gehî nûr-i cemâlin pertev-i eşcârından peyda

Nâr-ı gam, nûr-i safâ hep bir çerâğın pertevi Çeşm-i irfan ile baksan arada bîgâne yok.

Bu zâtın bâzı eserlerde Adana'l ı ve bâzı eserlerde de Edirneli olduğu görülmektedir. (Tezkire-I Safâî) ile «Bâdî» Efendi merhumun (Edirne To-rihi)nde Edirneli olduğu kayıtlıdır. Bu tereddüt «Adana» eski imlâsının «Edene» olmasından İleri geliyor. Bir de Jbni Hâcib' in :<Kâfiye»sini genişleten arabça bir «Nahiv»i vardır.

Page 23: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 7 ~

A H M E D İBNİ İ B R A H İ M T O K A D I

« M i r ' â t ü ' i - M e m â l i k » i s m i n d e s e r g ü z e ş t n â m e y a z a n Şeyd i Reis i le m u f a s s a l b i r s e y a h a t n a m e k a l e m e a l a n Ev l i ya Çe l eb i a r a s ı n d a « A c a i b - n â -m e - i H i n d i s t a n » i sm i i le m a n z u m s e y a h a t n a m e y a z a n b i r O s m a n l ı s e y y a h ı o l u p Toka t ' l ı d ı r .

Ese r i n i n ş u :

« M u a z z a m şehirde ve adı T o k a t M e k â n o lmuş geçürür idik evkat . O tururken gamı at ıp y a b â n e N e lû'b oynadı görsen bu z a m a n e . N i c e d a ğ d a n nice be lden aşırdı K a r â r et t i rmedi Hind'e düşürdi . N i c e dürlü havadis başdan aştı Levaz ım oldu y a z m a k sergüzeşti .»

b e y i t l e r i n d e n an laş ı l d ığ ı üze re h e m t i c a r e t h e m s e y a h a t m a k s a d ı i le K a b i l y o l u y l a H i n d i s t a n ' a g i d e r e k m a l d e ğ i ş t i r m e k s u r e t i y l e e p e y c e s e r v e t sah ib i o l m u ş t u r . B a s r a , Y e m e n , H i c a z y o l u y l a m e m l e k e t i n e d ö n m ü ş , m u a s ı rı b u l u n d u ğ u S u l t a n 3. M u r a d d e v r i n d e 248 s a y f a t e ş k i l e d e n s e y a h a t j ı a -m e s i n i m e y d a n a g e t i r m i ş t i r .

M a t l â ' m d a n :

1-ludâ'dır bu cihanın kâ ı ı -sâz ı K a m u â lem a n â kılur niyazı Ehaddir lîk müstağn i adedden M ü n e z z e h cümle vâl idden, ve ledden Ş e r i k i yok, şebîhi yok, ehaddir Vez i r i yok, nazîr i yok sameddir .

A G Â H PAŞA (HAF IZ İ B R A H İ M A G Â H PAŞA)

İ s t a n b u l ' d a K a s i d e c i z a d e d e n i l e n a i l e d e n , t a r i h ç i v e i l im e r b a b ı n d a n b i r z a t o l u p H a r b i y e M e k t e b i n d e n m e z u n o l d u k t a n s o n r a a s k e r î h a y a t ı n ın b i j y ü k k ısmın ı A r a b i s t a n ' d a g e ç i r m i ş v e 1334 (1916) s e n e s i n d e emekli o l a r a k İ s t a n b u l ' d a v e f a t e t m i ş t i r .

Y ü k s e k k a l d ı r ı m c i v a r ı n d a y e n i d e n b i na e t t i ğ i «Sar ı M u s a M e s c i d i » m e z a r l ı ğ ı n d a m e d f u n d u r . E s e r l e r i n d e n « I k d ü ' l - C e m î l fî M ü t e ş â b i h i ' t - T e n -zî l» i s m i n d e k i d in î e s e r i 1311 (1893) M e k k e ' d e bas ı ld ığ ı g i b i «Vekay i ' - i T a r i h i y y e » a d ı n d a v e « T a k v î m ü ' t - T e v a r î h » t a r z ı n d a k i t a r i h î ese r i d e İs t a n b u l ' d a bas ı lmış t ı r . B a s ı l m a m ı ş e s e r l e r i n d e n b i r d e « Y e m e n Ta r i h i » b u l u n d u ğ u m e v s u k a n r i v a y e t e d i l m i ş t i r .

Page 24: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 8 —

AHMED EFENDİ (ŞARİHÜ'L-MENAR ZADE)

«Menar» şârihi yüksek kaadılar sınıfından Amasya' l ı Bayram Efendi zâde Abdülhaiîm Efendi'nin oğludur. Babasından ve sair faziletl i k imselerden ilim tahsîl ederek icazet almış ve babası ile İstanbul'a gelip muîd (doçent) Ahmed Efendi'ye mülâzim (asistan) ve imtihanla müderr is olmuş ve medreseleri devr ederek «Sahn» payesi ile Dovudpaşo Müderrisi iken 1067 (1657) tar ihinde vefat etmiş, müderrisi bulunduğu camiin avlusuna defnedilmiştir. Fâzıl, tarih ilmi ve muhadarattcı mahir, âl im bir zattı . «Şâmil ve Kâmil» adı ile Hz. Âdem'den 1060 (1650) tarihine kadar mükemmel bir tarih y^ızmış ve 1066 (1656) tarihine kadai- Osmanlı Devletinin vak'aiarını da zabt ederek «Vekayi'-nâme» yazmıştır. Bir de «Silsile-i Ulemâ» adında bir eseri vardır. Eserleri basılmamıştır. :(Vekayi'-nâme»sî Naîma'nın başlıca kaynaklarındandır. (Vekayi'-nâme)si çeşitl i yönleri ile ehemmiyeti haiz ise de maatteessüf nüshası görülememiştir.

AHMED SAİB BEY

Çerkeş kabilelerinden olup Rus Askerî Mekteblerinde tahsil ini ikmâlden sonra yüzbaşı rütbesi ile Osmanlı Devletinin hizmetine girerek uzurt müddet Mısır Fevkal'âde Komiseri Gazi Ahmed Muhtar P a ş a ' n ı n yaverliğinde hizmet ifa etmiş, sonradan mesleğini ve memuriyetini terk ederek yazı âlemine ve siyasete dahil olmuştur. Meşrutiyetin ilânını müteakip İs tanbul'a gelerek tarihî araştırmalarda bulundu. Sonra tayin olunduğu «Dârü'l-Fünûn» Rus Dili Muall iml iğinde iken 1337 (1919) de vefat edip Erenköy'ünde Sahra-i Cedîd Kabristanına defnedildi.

Basılmış eserleri: 1 _ Vekayi '- i Sultan Abdül-Aziz. (Mısır'da basılmıştır.)

AHMED İBNİ YUSUF SİNANÜDDİN KARAMANI

Ulemâ ve tarihçi lerdendir. Şam'da Horemeyn-i Şen'feyn val<ıflarının nâibi ii<en 1019 (1610) tar ihinde vefat etmiştir. «Ferâdis» kabristanında defnedilmiştir.

Eserleri: «lV1enâl<ıb-ı Ulemâ» isminde bir eseri ile esası «Cencbî Tarihi» olmal<

üzere sair eserlerden seçilmiş «Ahbârü'd-Düvel ve Asârü'l-Evvel» isminde Arabça umumî bir İslâm Tarihi vardır l<i 1282 (1866) tar ihinde IVlısır'da basılmıştır. Osmanlılar'a ait kısmı Sultan I. Ahmed'e kcdardır.

Page 25: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 9 —

A H M E D İBNİ RECEB İSTANBULÎ (RECEBZÂDE)

Ulema ve t a r i hç i l e rdend i r . A t i k A l i Paşa M e d r e s e s i m ü d e r r i s i i d i . 1139 (1727) t a r i h i n d e İ s tanbu l ' da v e f a t e t t i . «Nüzhe tü ' l -Ahba r fî T e r c e m e -t i Hı lyet i ' l -AhyĞr» i s n i n d e b i r O s m a n Oğu l l a r ı Ta r i h i vardı r . Bu t a r i h b i r ese rde « M e c m a ' u ' l - A h b â r fî Ta ' r î f i ' l -Ahyâr» i sm iy le g ö r ü l d ü . «Tar ih- i A y -nî»den d e Hazre t - i İ sa 'n in z u h u r u n d a n Hazre t - i M u h a m m e d ' i n neseb- i ş e r i f l e r ine k a d a r t e r c ü m e e tm iş t i r .

B i r de 1131 (1718) t a r i h i n d e İ s tanbu l ' da m e y d a n a ge len ze lze leden do lay ı ve u m u m i y e t e ze lze len in m e y d a n a ge l i ş sebeb in i a ç ı k l a y a n b i r eser i d a h a va rd ı r ki b i r nüshas ı B e ş i k t a ş ' d a Y a h y a E fend i k ü t ü p h a n e s i n de m e v c u t t u r .

A H M E D VEHBÎ EFENDİ

Enderün - i H ü m â y û n se fe r l i k o ğ u ş u ç a v u ş l a r ı n d a n , t a r i h b i len b i r zot-t ı r . Kend i e l i i le yaz ı lmış ta r ih î ve ah lâk î eser le r i bas ı lmamış o l up a ş a ğ ı dad ı r :

1 — (Ahsenü ' l -Ahbâ r ) . Ekser i ye t i i t i ba r i y le Hz. P e y g a m b e r i n h a y a t ı ndan b a h s e d e n bu ese r i n başı M e k k e - i M ü k e r r e m e ' n i n vas ı f la r ın ı aç ık layıcı o l up s o n u A c e m me l i k l e r i n i n ahvâ l i n i b e y â n eder . Yaz ı lma t a r i h i 1235 (1820).

2 — Ta r i h - i Su l t an Mu rad - ı H â m i s . (Mıs ı rda bası lmışt ı r . ) 3 — S u l t an Han i i d ' i n Evâi l - I S a l t a n a t ı . » » 4 — R e h n ü m â - i ink ı lâb . » » 5 — Son O s m a n l ı - Rus M u h a r e b e s i . » » 6 — Ta r i h - i M e ş r u t i y e t ve Şa rk Mes 'e le - i Hâz ı ras ı .

( İ s tanbu l ' da bası lmışt ı r . ) 7 — Ne reye G id i yo ruz? 8 — Hakay ik - ı T a r l h i y y e ve SIyas iyye . Cüz : 2 9 — Şa rk M e s ' e i e s l .

Basılmamış eser ie r i : 1 — Mıs ı r İng i l i i Jer in E l ine Nası l Düş tü? 2 — M e ş r u t i y e t Da lga la r ı . 3 — A y a s t e f a n c s . M u a h e d e s i n d e n Be r l i n ' e D o ğ r u . 4 — Mıs ı r ve A rab î Paşa V a k ' a s ı .

Page 26: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 10 —

AHMED BEY «HOCAZÂDE AHMED HİLMİ BEY)

Tarihin hal tercemesi bölümü mütehassıslarından ve Nakşibendî Tarikatı mensublarından çalışkan, sevimli bir zât olup Eğin'lidir. Feyz alma ve tahsi l yeri İstanbul'dur. Genç denecek bir yaşta iken 1332 senesinde vefa t etmiştir. Üsküdar'da Karacaahmed Mezaristonmda Reîsü'l-Hattâtîn Şeyh Hamdullah Efendi'nin arka cebhesinde defn edildi. Ekseri kısımları Harîrî-Zâde Kemal Efendi'nin (Tibyan)ından terceme edilmek üzere meydana getirdiği (Hadîkatü'l-Evliyâ) ismindeki eseri ile İstanbul'da medfun büyük veli lerden bâzılarının hayatlarına ait (Ziyâret-i Evliya) adındaki eser i ve (Mir 'at-ı Muhyiddin-i Arabi) namındaki risalesi basılmıştır. Kurrâ-ların tabaka ve hayatlarını beyan eden (Ravzatü'l-Kurrâ) ile (Menâkıb-ı Evliya) adı ile başladığı eserlerin tamamlanmasma muvaffak olamamıştır. (Ravze)nin bâzı parçaları ile (Menâkıb-ı Evliyâ)nın (Silslle-i Meşâyih-ı Nak-şibendiyyejden bâzı kısımları basılmış dergilerden (Cerîde-i Sofiyye) ile int işar etmiştir.

ÂŞiKPAŞAZADE «DERVİŞ AHMED ÂŞIKÎ İBN-İ ŞEYH YAHYA JBN-I ŞEYH SÜLEYMAN İBN-I ÂŞIK PAŞA»

Eski Osmanlı tar ihçi ler inden bir zat olup doğum yeri ecdadının bulunduğu Amasya'nın Elvan Celebi köyündendir. Osmanlıların zuhurundan İkinci Bayezid'in bir kısım olaylarına kadar 908 (1502) tar ihinde ikmal ett iği (Tevarih-i Âl-i Osman) ismindeki eseri sonradan Maarif Nezareti tarafından Müze-i Hümâyûn Şark Eserleri memuru (hâfız-ı kütüb), araştırıcı lardan Âli Bey tarafından yapılan haşiyeler ve müell if in mufassal hayat ı ile beraber 1333 (1917) tar ihinde bir ci ld olarak basılmıştır. Hayat hikâyesinden anlaşıldığı üzere vefat tarihi ile defn edildiği yer kat'î olarak tes-bit edilememiştir. Yalnız damadı Seyyid Vilâyet Türbesi avlusunda olması kuvvetle muhtemeldir. Tar ikat bakımından (Zeynî) olup Bursa'da medfun Abdül lât i f Makdisî hazretlerinden halifelik almıştır. Yazdığı tar ih eskil iği dolayısiyle ehemmiyeti haiz olduğu gibi Osmanlı lisan tarihi noktasından da kıymeti hâizdir.

Yer yer manzumeleri de vardır.

2 — (Hadikatü'n-Nevâdir). Kelâm, ahlâk ve tar ihten bahseden kıymet l i bir mecmua olup bunun yazılış tarihi 1232 (1817) dir.

3 — (Mecmua-yi Tarihiyye). Başı Hz, Mijsa kıssasını, sonu Ashâb-ı Kehf ' i beyân edici on beş maddeyi ihtiva eden bir eserdir.

Page 27: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 11 —

A B D U R R A H M A N E F E N D İ

S u l t a n Ü ç ü n c ü M u r a d dev r i f az i l e t s a h i b l e r i n d e n o l u p Milas Kad ıs ı i d i . S o n r a d a n p a d i ş a h ' n i k i nc i m ü t e r c i m i o l m u ş t u r . T a r i h , c o ğ r a f y a v e s i y a s e t t e n b a h s e d e n m ü n e c c i m A h m e d ibn - i A l i E l - H a m a l î ' n i n ( K a n u n u ' d -D ü n y a ) i s m i n d e k i ka l ı r ese r i n i Ü ç ü n c ü M u r a d ' ı n M a n i s a V a l i l i ğ i z a m a n ı n d a o n u n e m r i i le (Acâ îb - i A ' z a m î ) i sm i i le 983 (1575) t a r i h i n d e g e n i ş l e t e r e k t e r c e m e e t m i ş t i r . M ü t a l â a v e i s t i f a d e e d i l e c e k b i r ese rd i r . M ü t e r c i m i n i lm - i n ü c û m (y ı ld ız lar i lmi) a da m e n s u b o l d u ğ u a n l a ş ı l m a k t a d ı r . V e f a t t a r i h i i le d e f n e d i l d i ğ i y e r t a y i n e d i l e m e d i .

ALİ IVlUSTAFA E F E N D İ

O s m a n l ı şa i r v e t a r i h ç i l e r i n i n en b ü y ü k l e r i n d e n o l u p i b a r e l e r i se l îs m u h t e l i f e s e r l e r y a z a n y ü c e h i m m e t s a h i b i b i r za t t ı r . G e l i b o l u ' l u o l u p i lk ö n c e t a r i k a t l e r e g i r m i ş , s o n r a d a n b u n l a r d a n a y r ı l a r a k Ş a m , B a ğ d a t , E r z u r u m v e A m a s y a d e f t e r d a r l ı k l a r ı n d a b u l u n m u ş t u r . M e ş h u r ş a i r B a k î i le ayn ı s e n e v e f a t e t m i ş t i r . (Ka râ r - ı Uz le t ) v e ( M â t e ' l - Â l î v e kıs a l e y h i ' l - B â -kî) t e r k i b i n i n d e l â l e t i o l a n 1008 (1600) t a r i h i n d e C i d d e M u t a s a r r ı f ı i ken v e f a t e t m i ş t i r . N a z m ı n e s r i n d e n d a h a kuvve t l i d i r .

ALİ C E V H E R İ E F E N D İ «ALİ B İN BALİ»

B u d i n ( B u d a p e ş t e ) Kadıs ı i k e n v e f a t e d e n k a d ı l a r s ı n ı f ı ndan A l â i y y e l i U z u n Bal î E f e n d i ' n i n o ğ l u o l u p ( M e n n î k ) ş ö h r e t i i le b i l i n i r d i . İ s t a n b u l ' d a t a h s i l i n i i k m a l d e n s o n r a n i y a b e t (kadı l ık ) i le b i r ç o k y e r l e r e s e y a h a t e d i p 991 (1583) t a r i h i n d e IVlaraş N a i b i (kadısı ) i ken v e f a t e d e r e k A l â ü d d e v l e C a m i i a v l u s u n d a d e f n ed i l d i . T a r i h i n ha l t e r c e m e l e r i ş û ' b e s i n d e n (E l - i k -d ü ' l - M a n z u m Fî Z i k r - i E faz ı l ı ' r -R i jm) i le t a r i h t e n ( N a d i r e t ü ' z - Z e m e n Fî T a -r i h i ' l - Y e m e n ) i s m i n d e s e ç k i n t a r i h i va rd ı r . D iğe r ese r l e r i a ş a ğ ı d a d ı r :

(Hâş i ye - i Ş e r h - i M i f t â h u M i n e ' l - B e l â ğ a ) , ( M e t n ü Ş e r h M i n e ' s - S a r f ) , (Hâş i ye - i A l e l - H i d â y e M i n e ' l - F ı k h ) , ( R i s a l e t ü ' ş - Ş e m ' i y y e IVl ine' l -Fıkh) ve ( H a y r ü ' l - K e l â m Fî 'n-Na.<si A n A ğ l â t ı ' l - A v a m ) d ı r .

A r a p ç a k a s i d e l e r i de kuvve t l i d i r . Z i k r ed i l en k i t a b l a r d a n b i r i n c i s i b i r n e v ' i ( Ş a k a y i k - ı N i j m â n i y y e ) y e A r a p ç a y a z ı l a n b i r z e y l d e n i b a r e t o l u p s o n r a d a n (Şakay îk ) i le b e r a b e r M ıs ı r ' da bas t ı r ı lm ış t ı r . Ş e y h Ö m e r ü b n ü M u h a m m e d E ş - Ş a m î E l - H a n e f î ' n i n f e t v a i l m i n d e n b a h s e d e n ( N i s a b u ' l - İ h -t i sab ) ad l ı e s e r i n i d e t e r c e m e e t m i ş t i r .

E s e r l e r i n d e n ya ln ız ( Ş a k a y ı k Zey l i ) bas ı lmış t ı r .

Page 28: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 12 —

ÂLİ EFENDİ

Tarihçi Âl i , t ipkı «Hacı Halîfe» dedikleri (Kâtlb Çelebi) gibi te fekkür ve edebiyat tarihimizin en yüksek simalarından biridir. Yüksek kalemini nazım ve nesir hangi sahada yürütmüş ise büyüklüğünü isbat etmiştir. Şairdir. Bakî devrinin en mümtaz şairlerinden biridir:

«Habîbin sev, tekarrübse murâdm Hakka, ey Â'î Rakîb oimak gibi Allah'a rengin intisab olmaz >

mübarek beyti onundur. Fakat bu meşhur :

Hor bakma dil-i viraneme gencine benim Beni gör ki bu kadar surete âyine benim

nakaratı da onundur.

«Hayr ü şer her ne ise azm ü taleb bendendir, lyş ü işret bu kadar levh ü tarab bendendir. Mülk-i vahdette şehinşah-ı serîr-i arayım. Kişver-i Rûm ü Acem, hayl-i Arab bendendir. Ma'den-i lütf-i İlâhî dil-i vîranemdir. Hor bakma...»

Âlî esasen âlim ve fazilet sahibi olduğu için şiirleri de hem hakîmâ-ne hem âşıkane söy ler :

Içilmekte tehî kalmaz, dökülmekten telef olmaz Fena mülkünden çok humhaneler, peymaneler vardır. Bir ednâ cür'asında mest olur erbâb-ı istiğnc Muhabbet bezmidir bu, bunda çok meyhaneler vardır.»

Hâsılı, bizzat dediği g i b i : «İnsaf edin, gelin, katı nâdir değil midir? Âlî gibi zamanede bir şair-i ferîd!»

hakikaten öyledir.

Firakında gamından gayrisin yâd eylemem, cânâ Mukarrerdir ider gurbette herkes âşinâdan haz

sözü de hoştur. Hulâsa, kadir bilmezliğimizden henüz basılmasına bile başlayama

dığımız o koskoca (Dîvân-ı Âlî)ye şöyle bir kuşbakışı göz gezdirince bu lâtîf şi ir leri gördük. Fakat Âlî 'nin edebiyatımıza, irfanımıza osıl hizmeti

Page 29: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 13 —

ş i i r d e d e ğ i l , b a ş k a s a h a l a r d a d ı r . M e s e l â ; ( K ü n h ü ' l - A h b â r ) ı b a s ı l m a m ı ş k ı smı i le b e r a b e r en m ü k e m m e l t a r i h l e r i m i z d e n b i r i d i r . ( R e v n a k u ' l - M e c â l i s ) i s m i n d e k i e s e r i b i l e fcüyük b i r k ı y m e t i ha izd i r . F a k a t b iz b u s o h b e t i m i z d e b i l h a s s a ( M e n a k ı b - ı H ü n e r v e r a n j m d a n b a h s e t m e k i s te r i z k i k ı y m e t v e e n d e r l i ğ i b a k ı m ı n d a n 'smsa ls iz b i r ese rd i r . B u e s e r i n yaz ı l ı ş s e b e b i n i , m e v -z u ' u n u a n l a m a k i ç i n m ü e l l i f i n m u k a d d i m e d e s e r d e t t i ğ i ş u ıs t ı laht ı , l â k i n m a n i d a r s ö z l e r i n i l ü t f e n d i k k a t l e o k u y u n u z :

İ şbu s e n e - i h a m s v e t i s ' î n v e t i s ' a m i e (995 - 1587) t a r i h i n d e k i S u l t a n - ı c ü m l e s e l â t î n , H â k a r - ı â l î şân - ı S k e n d e r - n i ş î n , s â h i b - k ı r a n - ı rûy - i z e m î n , K â s i r - i E k â s i r e - i pişirs, k a a h i r - i c e b â b i r e - i m u a n n i d î n , f e r m a n r â n - ı A r a b ü A c e m , k â r f e r m â - y i H m d ü S i n d ü D e y l e m . . . A ' n î b ih i Hz. S u l t a n M u r a d .b. S e l î m H a n b. Sü leymı^n H a n .

« A l l a h ü m m e e y y u d e h û fî m e s â n i d i ' s - s c i t a n a t i b i ' l - l û t f i v e l k e r e m V e e y y e d e h û fî r . ievâr id i ' i -h ı lâ fe t i b i ' s - s e y f i v e ' l - k a l e m »

Z î n e t g e r Reyya i ı î n  d e m i y a n v e s a f a k ü s t e r f e r â d i s - i  l e m i y a n o l u p as r - ı k a r î n ü ' n - n a s r ı n c a e r b a b - ı m a a r i f i h o ş h a l v e e s h a b - ı ie tâ i f m ü r e f f e -h ü ' l - b â l o l m a ğ l a a h a i u l û m v e f ü n i j n a r â g ı b v e eâ l i k e m â l â t g ü n â g ü n e i l t i f a t v e r i a y e t b u y u ' u l u p u l e m â v e ş u a r â v e eh l - i i r f a n v e h o ş - n e v î s a n v e m e z h e b a n v e m u s a v v e r a n v e b i l c ü m l e â m m e - i e c â v i d - i h ü n e r v e r a n ve k â f f e - i s a n â d î d - i t a r f a - k â r a n t a m a m m u h t e r e m t u t u l d u k t a n gay r ı h e r k a l e m d e k i h u t u t h o ş r c k a m a kül l î r e v a ç , h u s û s e n M î r A l i v e M e ş h e d k ı t ' a -l a r ı na t e m e l l ü k l e n ü k t e s e n c a n - ı â l e m e i b t i h a c m u k a r r e r o l m u ş t u . H a t t â M î r A l i ' n i n h e r b i r d û b e y t i v e k ı t ' as ı o l e s n a l a r d a y ü z f l o r i y e s a t ı l m a k v e o l d a h i m â l â k e l â m h e z a r i b r a m v e t a z a r r u v e i h t i m a m l a a l ı n m a k p â y - i t a h t - ı a l i y y e d e v u k u b u l m u ş t u . »

M ü n ş i y â n - ı e r k â n - ı d e v l e t v e m e m l i y c n - ı D îvan- ı s a a d e t t e n n i c e l e r i n k ı r k e l l i b i n a l t u n u v e bâz ı la r ın ın k a v l i n c e o n d a n d a h i e f z u n m e s â b e - i m a l - i K a a r u n d a h o z o n e - i m ü t e k â s i r e - i g ü n â - g û n b i r m ü r a k k a h a r e o l u n m a k v e d a h i t e r t i b Vi3 t e z h i b i n e bez l - i m a k d û r k ı l ı n m a k b e y n e l a h â l i ş ü y u ' b u l m u ş t u . »

B u m i l l e t i n , b u d e v l e t i n i k b a l v e t a l i h s i z l i ğ i n e a ç ı k b i r ö l ç ü d ü r k i o z a m a n e t e k e t e k a l t . n l a r s a r f e d i l e r e k e l d e e d i l e n bu k ı y m e t l i e s e r l e r b u g ü n y o k p a h a s ı n a s a t ı l m a k t a d ı r . İ m a d ' ı n , M î r A l i ' n i n , M e ş h e d î ' n i n , Ş a h M a h m u d ' u n « D û - B e y t » I e r i n i , k ı t ' a l a n n ı ş i m d i b e d e s t e n d e m ü k e m m e l t e z -h îb le r i i le b e r a b e r d ö r t beş k â ğ ı d a k o l a y k o l a y a l ab i l i r s i n i z . M a a m a f i h b u , g ü z e l e s e r i y a z m a k t a n A l i ' n i n m a k s a d ı ş u id i k i b u s a n ' a t e r b a b ı k i m l e r d i r , h a n g i m e m l e k e t t e n ç ı k m ı ş l a r d ı r ? H a n g i ü s t a d l a r d a n t a h s i l e t t i l e r ? H a n g i p a d i ş a h l a n n i h s a n l a n i le o m e r t e b e l e r e e r d i l e r ?

Page 30: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 14 —

<1) Tarihçi Âli'ye âit işbu ibarenin asıl metni şudur: «Kostantmiyye Fâtihi ve guzât-ı Selâtîn-i Osmaniyye'nin celîlü'l-medâyLhî

Sultan Muhammed Han aleyhi'r-rahmeti ve'r-ndvân harem-i cennet mekânm-da hâsıl olmuş musavvir Sinan Beğ ki Frenk üstadlarmdan Venedik'de neşv ü nemâ bulmuş ve vadisinde ser-bülend-i nakkaşan olmuş Mayıster Pavlo —yâni Üstad Pavlo— nâm efrenc'in şakirdidir. Ve mezbûr Pavlo iahi Damyan nâm ressam-ı maharet-nişanin tilmiz-i müsaididir. Ve mesfur Sinan Beğ şakirdi Şiblî zâde Ahmed dahi vardır ki Bursa'lıdır.»

İşte (Menâkıb-ı Hünerveran)'m mevzu'u ve yazılış sebebi. . . Müell i f Âl i bir çok kaynaklardan bilgi alarak bu mukaddime ve beş fasıl ile bir hâtime'den meydana gelmek üzere bu güzîde eseri yazar. Mukaddimede kitabının lüzumundan, güzel yazının şerefinden bahseder. Birinci fasılda; İlâhî vahyi ve Kûfî yazı ile nâmütenâhî âyetleri yazan vüce kimseleri zikr eder. İkinci fasılda İbni Muka;lle'de,n it ibaren (Şeş-kalem) dedikleri yazr sanatında temayüz eden üstadları bildirir. Üçüncü fasılda; nesh ve ta ' -lîk yazan meşhurları naki eder. Dördüncü fasılda; dîvânî yazının hattatlarını sayar. Beşinci fasılda da müzehhibleri, tasvirci leri ve cildçileri anlatır. Son kısmı da bâzı temsil ve teşbihleri ihtiva eder.

(Menâkıb-ı Hünerveran), kütüphanelerimizin en güzide hazinelerin-dendir. Qünkü şark maarif inin güzel san'at lar it ibariyle bu kısmına pek fazla rağbet gösteren Garb âl imlerinin bile takdir ine mazhar olmuştur. Viyana Kütüphanesinde bu eserin nefis bir nüshası mevcuttur ki bir çok müsteşrikçe (fotografî) ile daima istinsah edilmiştir. Rakım El-Huruf 'daki nüsha ise yazı, tezhib ve cild it ibariyle nefasette emsalinden geri kalmaz.

Habîb Efendi merhum (Hat ve Hattâtan)da (Menâkıb-ı Hünerveran) dan tam istifade etmiştir. Müslümanların ve hattâ Türklerin güzel san'at-lara ne kadar hizmet ett iklerini hakkı ile anlamak için hâlen ihmalkâr ellerimizde şöyle böyle kalmış nefis eserler kifayet etmez. Bu faydalı eseri baştan başa okumak gerekir.

Âl i 'nin arz ett iğimiz gibi müellefatı, kalem bakımından hizmeti pek çoktur. Fakat îtikadımızca yukarıda serdett iğimiz nüktelere mebni Osmanlı maârif ine büyük bir hizmeti de bu eseri olsa gerektir. Bu eser sayesindedir ki güzel san'atlarımızın tar ihine dair bir çok hakikatlere mutta l i ' oluruz. Meselâ, acaba kaçımız vâkıfız ki Fatih devrinde Türklerden de ressamlar varmış: '

«Kostantiniyye'nin fât ihi ve Osmanlı sultanlarının gazilerinin en büyük övgüye lâyıkı olan Sultan Muhammed Han zamanında hâsıl olmuş ressam (Sinan Bey) ki Frenk üstadlarmdan Venedik' te büyümüş ve sahasında en büyük nakkaş olmuş (Mayster Pavlo) yani üstad Pavlo) adlı Avrupalının talebesidir. Pavlo da Damyan adlı maharetl i meşhur ressamın talebesidir. Sinan Bey'in talebelerinden Şiblî-zâde Ahmed Bey de vardır ki Bursa'lıdır.» (1)

Page 31: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 15 —

Elbe t te bu hüner l i s a n ' a t k â r l a r ı n b i r ç o k nefîs ese r l e r i , m a h a r e t l e r i n i n b ü y ü k mahsu l l a r ı va rd ı . K im b i l i r? Ne o l du? Hang i yâde l l e re d ü ş t ü ? Herh a l d e emîn iz k i k ı smen o l s u n A v r u p a d a ya müze le rde , ya merak l ı l a rda bu lunu r . Yok , T ü r k l ü k v e Osman l ı l ı k her ha lde b u g ü n g ö r d ü ğ ü m ü z v e s a n dığımız g ib i değ i lm i ş . He r ha lde y ü c e b i r maz i ye s a h i p m i ş .

Müe l l i f i n «ha t ime»de î rad e t t i ğ i şu m a n i d a r söz le r i de insaf ve i b re t nazar la r ına arz e d e r e k b i r u m m a n d a n b i r ka t rey i a n d ı r a n v e

«Ehl-i dil birbirini b i lmemek insaf değil»

Yaln ız âş inâ la r ı m ü s t e f i t eden bu m u s a h a b e y e n i haye t v e r i r i z :

«Feia cerem bir kJtab-ı menaat rakam ki eshab ve eşrof-ı ümem a h vâlini müştemil ola. Vasf ında her ne mertebede itnab olunsa yine taksi -rat- ı kâmile tahakkuk bula ve lâkin hurdebinan-ı maarif mutaf ve hüner-veran- ı pesendîde evsaf olan fudalâ-yı bâhirü'l- insaf ve vâfirü ' l - i t t isafdan me'mûldür ki ayıb ve noksanı canibine nazar kı lmayalar ve mari fet ve kemâl mezâyâsına müteferr i olan hayâlât- ı bârın semtine ve kâşâne- i te ' -lîfin bu makûle bir tarh ile tert ib olunmuş niyyetine hüsn-i iltifatlarını mebzul v e masruf eyleyeler ki hi tamında bu hakirin yâni müellif-i kesîrü't- tak-sîrin zikr bi ' l-hayrına cell-i himmetleri müteall ik olan ve bir fat iha ile revanim şâd etmek mevhibesi muhakkak ola.»

Biz bu i h m a l , bu n i syan v a d i s i n d e k o ş t u k ç a bu mi l l e t in b ü y ü k l e r i n i n ruh la r ına b i r f a t i h a o l s u n hed iye e d e b i l m e k m u z a f f e r i y e t i n d e n m a h r u m ka l ıyoruz .

Eser le r i :

1 — ( S e b h a t ü ' l - U ş ş a k ) ; Yüz hadîs - i şe r i f i n n a z m e n t e r cemes id i r . 2 — ( T u h f e t ü ' s - S u l e h â ) : H ü c c e t ü ' l - İ s l â m İmâm- ı Gazâ l î ' n i n (Eyyü-

he ' l -Ve led) r i sa les in in t e r c e m e s i d i r . 3 _ (M ih r ü Mâh) : N a ' t v e kas ide le r i şâmi ld i r . Son b e y t i :

«Oldu tarih- i küsüme ilham Âliyâ, mihr ile meh oldu t a m a m .

Sene 979 (1571)» dur .

4 — (Tuh fe tü ' l -Uşşak ) : Emîr Hüsrev Deh lev î 'n in (Ma t l a ' u ' l -Envâ r )

ad l ı ese r i ne nazî re makamındad ı r .

5 _ (R iyâzu 's -Sâ l ik în) : A h l â k ve t a s a v v u f t a n b a h s e d e n on d e v h â (büyük zât) üzer ine te r t î b ed i lm iş t i r . 998 (1590) da m a n z u m h â le ge t i r e rek Ü ç ü n c ü M u r a d ' a t a k d î m e tm iş t i r .

Page 32: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 16 —

Matlâ 'mdan ; «Bismil lâhirrahmânirrahîm Devha-i bostan-ı Kelâm-ı Kadîm

Nehr-i f i râvân gibi hûş meddi, vâr Ravza-i Kur 'ân'a odur cûy-bâr

Meddîn alıp daire-i şeş-cihot Oldu müsahhar âna esmâ-i zât

Noktasıdır nükte-i sırr-ı vücûd Merkez-i perkâr sipihr-i şuhûd.

Sûrelerin her bir i bir serv-i kâd Kaş gibidir sûre başında o med.»

6 — (Enîsü'l-Kuiûb), 7 — (Sad Kıssa), 8 — (Sad Hisse). Her üçü de (Hümayunnâme)ye nazire makamındadır.

9 — (Ravzatü'l-Letâif) : Üç bin beyitl i ahlâkî ve edebî bir eserdir. 10 — (Hılyetü'r-Ricâl ve' l -Aktâb fîn'-Nücebâi ve'l-Ebdâl) : Ricâlül lah'-

m ahval ve makamlarından bahsedip ekseriyeti i t ibariyle (Hoca Muhammed Pârisa)nın meşhur Farsça (Faslü'l-Hıtâb)ından derlenmiştir.

11 — (Nevâdirü'l-Hıkem) : Tarih ve muhâdo'âta ait yedi nâdire ve bir hâtime'den tertîb edilmiş kıymetli bir eser olup 997 (1589) de Tokat 'da yazmıştır. Sultan Üçüncü Muı-ad'a takdîm ederek mükâfat olarak son me'muriyeti olan Cidde Mutasarrıf l ığına tâyin edilmiştir. Fihristi aşağıdadır :

«Nâdire-i ûlâ : Der inkırâz-ı evliya, ulemâ, erbâb-ı sıyt ü sadâ. Nâdire-1 saniye: Der Tekmile-i hikmet-nümâ bi-tafsîl-i in' idâm-ı as-

hâb-ı cevv ü behâ. Nâdire-i sâlise: Der nevbet-i hi lâfet-i çihar-yâr-ı bâ-safâ ve sebeb-i

te'hîr-i Mürtezâ.

Nâdire-i Râbia: Ez ilm-i tefsîr-i müşkil-küşâ bi-tevfîk-ı âyet ü hadîs. Nâdire-i Hâmise: Der taleb-i mülk-i Süleyman Nebî halife-i Hudâ ve

ulûvv-i himmet-i mülk-i ârâ. Nâdire-i Sâdise: Ez-akliyât-ı i lham-nümâ der havâtîn-i mazharat-ı ne-

biyyinâ. Nâdire-i Hâmise: Der taleb-i mülk-i Süleyman nebî halife-i Hudâ ve

fevâidân-ı fehva. Hâtime-i risale; Bî-himmetâ der ihtiyârât-ı ashâb-ı senâyi'- i bedâyi '-

nümâ. 12 — (Kavâidü' l-Mecâlis ve Âdâbü' l-Mecâlis) : Muaşeret âdabına

dair içtimaî ve ahlâkî bir eserdir.

Page 33: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

- - I T

IŞ — ( M e h â s î n ü ' l - E d e b ) : « M i n h â c ü ' s - S ü l û k İ lâ E d e b - i S o h b e t i ' i - M ü -

lûk) ad l ı e s e r i n g e n i ş l e t i l e r e k t e r c e m e s i o l u p o n beş fas ı l ü z e

re t e r t î b o l u n m u ş t u r .

1 4 — (Nas î l ı â t ü ' s -Se iâ t î n ) : A b d ü r r a h m a n Ş î râz î ' n i n e s e r i n i n g e n i ş l e

t i l m i ş t e r c e m e s i o l u p k e n d i e l yaz ıs ı i le yaz ı lm ış n ü s l ı a s ı n d a k i i m z a s ı « E n e ' l - f a k î r ü Â l î t ü r â b - ı e k d â m i ' l - e h â l î » ş e k l i n d e d i r .

15 — ( D e v h a t ü B o s t â n ü ' l - Â r i f î n ) : A h l â k î v e t a s a v v u f î b i r e s e r d i r .

16 — ( B a h r - i N e s â y i h ) : O n beş b â b ü z e r e t e r t î b e d i l m i ş v e bâzı i l â

v e l e r l e F a r s ç a d a n t e r c e m e o l u n a n b i r e s e r o l u p b i r n ü s h a s ı M a n a s t ı r K ü t ü p h a n e s i n d e d i r .

1 7 — D ü r e r - i M e n s û r e ) : Üç fas ı l v e b i r h a t i m e ü z e r e m ü r e t t e b d i r .

18 — (Tâ r ih - i E n g e r u s ) : M a c a r i s t a n s e f e r i n e a i t t i r .

1 9 — ( S e l î m - n â m e ) : S u l t a n İ k i nc i S e l î m ' i n d e v r i n d e k i o l a y l a r d a n ve t a r i h i n d e n b a h s e o e n Ipir e s e r o l u p o l a y l a r d a n b a ş k a o z a m a n a â i t d e v l e t r i c a l i n i n d e h a y a t h i k â y e l e r i d e r e e d i l m i ş t i r .

20 — ( M e n ş e ü ' l - İ n ş â ) : B i r ç o k yaz ı la r ın ı i h t i va e t m e k t e d i r .

21 — (Dîvan) : D î van la r ı n yaz ı ld ığ ı ş e k i l d e d i r , 2 2 — ( E l - H â l â t ü ' l - K a h i r e M i n e ' l - Â d â t i ' z - Z â h i r e F î - B e y â n - i İ c m â l - i A h -

vâ l - i M ı s r ı ' l - K a h i r e ) : T u f a n d a n e v v e l v e s o n r a y a â i t o l m a k üze re b i r m u k a d d i m e , i k i fas ı l v e b i r h â t i m e ' d e n i b a r e t Mıs ı r b ö l g e s i n i n t a r i h î d u r u m u n d a n b a h s e d e n b i r t a r i h ç e d i r .

23 — ( K e n z ü ' l - A h b â r v e L â h i k i ' l - E f k â r ) : T a r i h î b i r e s e r d i r .

24 — ( Z ü b d e t ü ' t - T e v â r i h ) : A l l â m e Kad ı A d û d ' u n ( E ş r â f ü ' t - T e v â r i h ) ad l ı e s e r i n i n g e n i ş l e t i l m i ş t e r c e m e s i d i r . B i r n ü s h a s ı t a r a f ı m d a n M ü z e - i H ü m â y û n K ü t ü b h â n e s i ' n e h e d i y e e d i l m i ş t i r .

25 — ( M e n â k ı b - ı H ü n e r v e r a n ) : Yaz ı s a n ' a t ı t â r i h i n e â i t b i l g i l e r l e m e ş h u r h a t t a t , m ü z e h h i b , m ü c e l l i d , n a k k a ş , r e s s a m v e ka t ı ' l a r ı n h a y a t l a r ı n d a n b a h s e d e n k ı y m e t l i b i r e s e r o l u p B a ğ d a d D e f t e r d a r ı i k e n yazmış t ı r .

2 6 — ( M i r k a d ü ' l - C i h a d ) : D â n i ş m e n d m e l i k l e r i n d e n A h m e d i le e v l â d ı n ın t a r i h i n d e n b a h s e d e r . 997 H. 'de Ç o r u m y a y l a s ı n d a yazmış t ı r .

27 — ( M ü n ş e â t ü ' l - İ n ş â ) : M u h t e l i f m e k t u b l a ş m a s u r e t l e r i i le b u g i b i m e k t u b l a ş m a l a r d a k u l l a n ı l m a s ı u y g u n o l a n c ü m l e v e s a i r e y i i h t i va e t m e k t e d i r .

28 — ( R â h a t ü ' n - N ü f û s ) « R ü e u ' u ' ş - Ş e y h i İ lâ S ıbahı» i s m i n d e k i t ı b

e s e r i n i n t e r c e m e s i d i r . 29 — ( N â d i r ü ' l - M u h â r i b j : S u l t a n İ k i n c i S e l î m i le k a r d e ş i B â y e z i d

Çe leb i a r a s ı n d a K o n y a ' d a v u k u ' b u l a n m u h a r e b e l e r d e n b a h s e d e n m a n z u m b i r t a r i h ç e d i r .

OSMANLI MÜELLİFLERİ - Cild: 3 F. : 2

Page 34: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 18 —

30 — (Heft -Mecl is) : Kanunî Sultan Süleyman'ın son seferi olan Z i getvar Seferi 'ni beyân eden bir tar ihçe olup sonradan İkdam IVlatbaasında basılmıştır

31 — (Câmi 'u ' l -Hubûr) : Şehzadelerin sünnet düğünlerine ai t manzum bir eser olup Sultan Üçüncü Murad'a takdîm edilmiştir.

32 — (Vâridâtü' l -Enîkatü): Muhtel i f şi ir lerini toplayan bir dîvandır. 33 — (Lâyihatü ' l -Hakikat) : Muhtelif şi ir lerini hâvi dîvandır. 34 — (Sedef-i Sad-güher) : «Varidat» ve «Lâyihat» kitablarından yüz;

gazel seçmiş ve mukaddime olmak üzere yazdığı manzumesinde de kendi hayatı ve eserlerini yazmıştır. Birer nüshası Müze-t Hümâyûn ve Mil let Kütübhânelerinde vardır.

35 — (Fusûl-i Hail ü Akd ve Usûl-i Hare u Nakd) : Devletlerin yükse l me ve alçalma sebebleri hakkında tarihî misallerden ve hakî-mâne mütâlealardan bahseden istifadeyi mûcib bir eser o lup eskiden basılmışsa da bugün nüshaları enderdir. Yazma nüshaları İstanbul kütübhanelerinin bâzılarında vardır.

36 — (Mir 'a tü ' l -Avâl im): Âlemin yaratılışına dair bir tar ihçe olup ba sılmıştır.

37 — (Nüzhetü' l -Mecâl is) : «Muhâdarât i lminden», (menkıbe ve d i nî vak'alardan) bahseder.

38 — (Târîhü' l -Metal i ' ) : Üçüncü Murad'ın şiir lerinden bâzılarının, şerhlerini ihtiva etmektedir.

39 — (Hulâsa-i Ahval Der-Letâfet- i Mevâzi'- i Mevâiz-i Sahîhi ' l -Meâl) ' İnsanlık âleminden on bir sınıfın durumlarının özünü ve hareketlerinin neticelerini beyân eden tercî '- i bend tarzında bir eserdir.

40 — (Menâkıb-ı Halîl Paşa) : Kaptan-ı Deryö Halîl Paşa'nın menkı belerini anlatmaktadır.

41 — (Fetihname-i Rodos). 42 — (Nusret-nâme): Lâlâ Mustafa Paşa'nın 985 (1577) tar ihindeki.

Âzarbaycan ve Şîrvan Seferlerini açıklamaktadır. 43 — (Ravza-i İ r fan ) : Ahlâkî ve tasavvufî bir eserdir. 44 — (Meâyibü' l -Erâzî l ) : Ahlâkî ve hikmetl i sözleri ihtiva eder. 45 — (Mihr ü Vefâ) : Yedi bin beyit l i bir manzumedir. 46 — (Devha-i Bostânü' l -Âr i f în) : Ahlâkî ve tasavvufî bir eserdir. 47 — (İzzetü'l-Asr Fî Tefsîr-i Sûretün'-Nasr). 48 — (Künhü' l -Ahbâr) : Hz. Âdem' in yaratı l ışmdan it ibaren Eğri Fâ

tihi Sultan Üçüncü Mehmed Han devrine kadar olan umumî bir tar ih olup aşağıda yazıldığı gibi dört rükün (cild) şeklinde tertîb ed i lmiş t i r :

Page 35: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 19 —

R ü k n - i e v v e l : Hz. Â d e m ' i n y a r a t ı l ı ş m d a n H ö t e m ü ' i - E n b i y â Hz. M u h a m m e d M u s t a f â (S.A.V.) E f e n d i m i z e k a d a r o l a n p e y g a m b e r l e r t â r i h i n i v e d i ğ e r l e r i n i . . .

R ü k n - i s â n î : İ s l â m m z u h i j r u i le P e y g a m b e r i m i z i n e v s a f m d a n b a ş l a y a r a k H u l e f â - i Râş i d în , Emev î le r , A b b â s î l e r ' i n t a r i h i i le m e ş ö -y i h , u l e m â , ş u a r â v e h ü k e m â ' n m h a y a t l a r ı . . . .

R ü k n - i s â l i s : T ü r k l e r i n v e T a t a r l a r ı n t a r i h î d u r u m l a r ı n ı . . . R ü k n - i R â b i ' : O s m a n l ı d e v l e t i i le k o m ş u s u b u l u n a n m i l l e t l e r i n b â

z ı la r ın ın d u r u m u n u b e y â n e t m e k t e d i r .

B i r i n c i c i l d i n ö n s ö z ü n d e k i g e n i ş t a f s i l â t t a n v e k a y n a k o l a r a k i s i m l e r i n i z i k r e t t i ğ i m ü e l l i f l e r d e n an laş ı l d ı ğ ı g i b i b u e s e r i y ü z l e r c e e s e r e m ü r a c a a t e d e r e k m e y d a n a g e t i r d i ğ i an laş ı l ı r . D i l i ; z a m a n ı n d a k i ü s l û b a g ö r e se l îs b i r i f a d e t a ş ı m a k t a v e k e n d i s i n i n y a ş a d ı ğ ı z a m a n ı da t a r i h ç i ş â n v e ş e r e f i n e u y g u n o l a r a k t a s v i r e t m e k t e d i r .

B u n u n l a b e r a b e r z a m a n ı n a k a d a r y a z ı l a n u m u m î t a r i h l e r i m i z i n b i r i n c i l e r i n d e n d i r . 1006 (1598) t a r i h i n d e b e y a z a ( t em ize , k â ğ ı da) g e ç i r m e ğ e m u v a f f a k o l m u ş t u r . 1277 (1860) t a r i h i n d e d ö r t c i l d h â l i n d e b a s ı l m a s ı n a h i m m e t o l u n m u ş s a d a t a k r i b e n iki c i l d k a d a r ı bas ı lmış t ı r . E k s e r i y e t i i t i ba r i y l e hâ l t e r c e m e l e r i n d e n b a h s e d e n d i ğ e r c i l d i e r i he r nas ı l sa b a s ı l a m a m ı ş t ı r . B a s ı l m a m ı ş k ı smın ın b i r n ü s h a s ı H a l i s Efe.ndi K ü t ü b h a n e s i n d e va rd ı r .

49 — Fâr is î D î van ) . 50 — (Gü l S a d - b e r k ; : Y ü z g a z e l i n i i h t i va e d e n b i r ş i i r mecmıuasıd ı r .

M a t l â ' ı n d a n : H a m d ü lillâh esüp nesîm edâ G ü l berke virdi neşv ü n e m â

Sedef sad-güher bulup p â y â n Gül sad-berk î açt ı b â d ü zân .

Yân i k im sad gaze l t e m a m oldu. Tuhfe - i hâs , hâs ü â m oldu.

51 — ( S u b h a t ü ' l - E b d â l ) : M e r s i y e l e r i i h t i va e d e n b i r m e c m u a d ı r . B i r p a r ç a s ı n d a n :

Kerbelânın şühedâsı c e m ' a S iyyemâ nür- i çeşm- i Z e h r a

Şch- ı maz lum ü şehîd- i maktu l M u k t e d â - i ha rem- i â l - i Resûi

Führ- i s ıbteyn ve imam- ı h a r e m s y n Sohib- i hulk-ı H a s e n yâni H ü s e y n

M ü r t e z â a y n o l u r c n t a r h e r d e m

Rcidıycllahü T e â l â a n h ü m .

Page 36: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 20 —

ATAİ ATAULLAH EFENDİ «NEV'Î-ZÂDE»

Hayatı [Şâir ve Edibler Faslı, II. Ci ld, Sahife: 251'de] yazılı Nev'î Efendi 'nin oğlu olup en meşhur eseri Üsküp Kadılığında bulunurken İkmâl ett iği (Hadâyiku'l-Hakayık Fî Tekmileti 'ş-Şakayık) ismindeki «Şakayık-ı Nûmâniye» zeylidir. Basılmıştır. Bu eseri Sultan Üçüncü Ahmed devri kazaskerlerinden hayatı ilerde yazılacak olan Mü'min-zâde Hasîb Efendi 'nin zeyl ett irdiği (Tezkire-i Sâlim)de yazılıdır. Edebî eserleri arasında en çok şöhret bulanı da (Sohbetü'l-Ebkâr), (Nefhatü'l-Ezhâr Der Cevab-ı Mahzeni ' l-Esrâr), (Hilyetü'l-Efkâr), (Âlem-nümâ) ve (Heft-Hân) isimlerin-deki parçalardan mürekkeb olan ve (Hamse-i • Atâî) ismi ile yâd olunan eseridir. 1044 (1635) tar ihinde Üsküp kazasından [kadılığından] ayrılarak İstanbul'a gelişini müteâkıb vefat etmiştir. Şeyh Vefâ Türbesi avlusunda babasının yanında medfundur. Müretteb dîvânı ile fıkıhtan bahseden (El-Kavlü'l-Hasenü Fî Cevâbl' l-Kavli Limen) isminde eseri de vardır. [Şakayık ZeyliJ'nin ibaresi zamanımıza göre biraz külfetl i ise de [Şakayık] gibi Osmanlı büyüklerinin hayat hikâyelerine dair yegâne eserlerdendir. Büyük pîrlerden Azîz Mahmi jd Hüdâî Hazretlerine müntesib olduğu Müs-takîmzâde'nin (Ahvâl-i Melâmiye-i Şettâriyye) ismindeki eserinde yazılı

ÂŞIK MEHMED İBN-İ HAFIZ ÖMER ER-RUMÎ

Kadı ve tarihçi lerden bir zattır. Büyük bir kısmı coğrafyaya ait 28 manzara üzerine tertîb edilmiş (Menâzirü' l-Avâlim) adında Türkçe büyük bir eseri vardır. İki ci ld şeklinde tertîb edilmiştir. Kâtlb Çelebi'nin «Keşfü'z-Zünûn»'da yazdığına göre bu eser müell if i tarafından 1006 (1597) tar ihinde tamamlanmıştır. (Mir 'atü'z-Zaman), «Hayâtü'l-Hayavân), (Mâl ikü')-Mehâl ik) , (Âsârü' i-Bj lâd), (Tuhfetü'd-Dehr), (Nüzhetü' l-Kulûb), (Harîdetü'l-Acaîb) ve (Zübdetü't-Tıb) adlı eserlerden seçilmiş olup bir önsöz ve iki bab ile bir hâtime'den ibarettir. Önsöz, isbat-ı Vâcib' ten, bir inci bâb, yüce âlemlerden, ikinci bab, süflî âlemlerden, hatime de zamanın sonundan bahsetmektedir. Rumeli ve Anadolu vi lâyetlerine ait tafsi lât mevcuttur. Basılmamıştır. Tercemesini genişleterek (Hulâsatü' l-Ah-bâr) adını verdiği (Medine-i Münevvere Tarihi) ile (Ahbâr-ı Mekkîye) ismindeki ve sekiz bâb üzere tertîb edilmiş olan torihçesinin yazılış tar ihi 1011 (1608) senesidir. Edirne'de İkinci Sultan Se l în Kütübhânesinde 1022 (1613) tar ihinde yazdığı Arapça (Şemâil-i Tirmizî) Şerhi vardır. Terceme sahibi kendisinin Trabzonlu olduğunu eserinde tafsi lâtı ile yazıyor. Künyesinin de «Muhammed ibn-i Ömer ibn-i Bâyezid El-Âşık» diye zikrediyor.

Page 37: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 21 —

B e y i t l e r i n d e n :

M ı s r a ' l a r ı n d a n

H a s m a ç e k hîle demişler ukalâ Cümleden eş lemi terk- i kavga .

Âki l , edebsizden edeb öğrenir

ALİ İBN- İ IVIEHMED

K a r a c a b e y - M i l i a l î ç ' d e d o ğ a r a k B u r s a v e İ s t a n b u l ' d a t ahs î l i n i i k m â l e d e r e k m e m l e k e t i n d e i k a m e t s d i p K a r a c a A i ı m e d Paşa ( K a r a c a Bey) C a m i i h a t i b l i ğ i i le haya t ı n ı g e ç i r d i . 1061 (1651) t a r i h i n d e v e f a t e t m i ş t i r . M e z k û r c a m i i n a v l u s u n d a m e d f u n d u r .

( M i s b â h u ' l - K u l û b ) i s m i n d e b a s ı l m a m ı ş t a r i h î b i r ese r i va rd ı r .

A B D Ü R R A H M A N İBN- İ İ B R A H İ M M A N İ S A V İ

Faz î le t e r b a b ı n d a n i l im s a h i b i b i r za t t ı r . 1069 (1659) t a r i h i n d e A r a p ç a y a z d ı ğ ı ( N ü z h e t ü ' n - N ü f u s V e ' l - E f k â r Fî H a v a s s ı ' l - H a y v a n V e ' n - N e b â t ı V e ' l - A h ç â r ) i s m i n d e üç u n s u r d a n (hava , t o p r a k v e su) b a h s e d e n b ü y ü k e s e r i n i n b i r c i l d i K ö p r ü l ü K ü t ü p h a n e s i n d e m e v c u t t u r . Ş e h î d A l i Paşa K ü t ü b h a n e s i n d e d e F a r s ç a d a n t e r c e m e e t t i ğ i ( H a y â t ü ' l - İ n s a n ) i s m i n d e b i r e s e r i d a h a va rd ı r .

A B D Ü R R A H M A N HİBRÎ E F E N D İ

E d i r n e ' d e n y e t i ş m i ş m a a r i f e r b a b ı n d a n b i r z â t o l u p u l e m â d a n H ü s e y i n E f e n d i ' n i n o ğ l u d u r . T a h s î l i n i m e m l e k e t i i le İ s t a n b u l ' d a i k m â l d e n s o n r a h â k i m l i k m e s l e ğ i n e g i r e r e k b u v a z i f e i le b i r hay l i s e y a h a t e t m i ş t i r . S o n m e ' m u r i y e t i o l a n S i r oz Kad ı l ı ğ ında i k e n 1087 (1676) t a r i h i n d e v e f a t e d e r e k H i s a r - a r d ı d e n i l e n m a h a l l e d e f n ed i l d i . B i r k a ç s e n e evve l m e y d a na g e l e n b i r s e l d e k a b r i b o z u l d u ğ u n d a n b u g ü n m e z a r t aş ı be l l i değ i l d i r . M e s l e ğ i o l a n şer ' î i l i m l e r d e i h t i sas ı o l d u ğ u g i b i t a r i h v e e d e b i y a t i l m i n -

o l d u ğ u g i b i p î r i f ı c k k ı n d a Ş a k a y ı k Z e y l i ' n d e k i i ba re l e r i d e M ü s t a k î m z â -d e ' y i t e ' y î d e t m e k t e d i r . H ü d â î H a z r e t l e r i n i n t ü r b e s i n i n kap ıs ı ü s t ü n d e k i A r a p ç a t a r i i ı d e A t a î ' n i n d i r .

Page 38: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 22 —

ABDURRAHİVIAN ABDİ PAŞA «VAK'ANÜVİS»

Edebiyatçı ve tarihçi lerden bir zât olup Anadoluhisar' l ıdır. (Hitâbu Elest) terkibinin ifade ett iği 1103 (1692) de Kandiye Muhafızı iken vefat etmiştir. Enderun Mektebinin Has Odası'ndan me'zun olmuştur. Hüseyin Ayvansarâyî'nin (Vefeyât)ında Sakız Muhafızı iken vefat ett iği yazılıdır.

Eserleri: (Şerh-i Pend-i At tar) , (Şerh-i Kasîde-i Kâ'b İbn-i Züheyr), (Şerh-i Kasâid-i Örfî) ve (Târîh-i Sultan Mehmed-i Râbi')dir, (Vakayi 'nâ-nîe) diye adlandırdığı târihi 1058 (1648) den 1093 (1682)e kadardır.

de de vukuf sahibi olduğuna eserleri şahiddir. İlmî eserlerinden görülebilenleri şunlardır :

1 — (Riyâzü'l-Ârifîn) : İslâm müell i f lerinden Hüseyin Vaiz Efendi'nin te' l i fatından olan (Hadîs-i Erbaînj ' in genişleti lmiş tercemesi olup bir nüshası Fatih Kütübhânesindedir.

2 — (Enîsü'l-Müsamirîn) : Edirne'nin fethi ile sonraki tarihî durumundan bahseden on dört faslı ihtiva eden ve bir ci ld üzere tert ib edilmiş tarihî bir eser olup Edirne'ye mensub meşhurların muhtasar bir surette hayatlarını da hikâye etmektedir. Yazılış tarihi (hatime) kelimesinin delâlet ett iği 1046 (1637) dır. Zamanımız ilim adamlarından Edlrne'll Badî Ahmed Efendi tarafından üç büyük cild şeklinde genişleti l ip zeyli yapılmıştır. Bu kıymetli eserin kendi el yazısı ile yazılı nüshası oğlu Edirne Meb'usu Faik Bey tarafından Edirne'de Sultan Selîm Kütübhânesine hediye edilmiştir.

(Enîsü'l-Müsâmirîn)' in bir nüshası da M\Uet Kütübhânesinde vardır. 3 — (Defter-i Ahbâ r ) : Altı defter ve bir hatime üzere tertîb edilmiş

tarihî bir eserdir. Bunun da bir nüshası Sultan İkinci Bâyezid Camii yanındaki Şeyhü'l-İslâm Veliyyüddin Efendi Kütübhânesinde vardır.

4 — (Hadâyiku'l-Cinân) : Eğlenceli ve dinî hikâyelerden bahseden sekiz bab şeklinde tertîb edilmiş bir eserdir. Bir nüshası Enderûn-Î Hü-mâyûn'da (Revan Odası) Kütübhânesinde mevcuttur

5 — (Dîvançe) : Bilinen tarz üzere yazılmıştır. Bu eserlerin hepsi basılmamış olup en meşhuru (Enîsü'l-Müsâmirîn)dir. İstanbul kütübhanelerinin bâzılarında mevcut olan bu eserin bir nüshası da Siroz Kütübhânesinde vardır.

6 — (Nücûm'dan evkat-ı hamse'ye âit risalesi), 7 — (Târîh-i Feth-i Bağdad) : Edirne'de Sultan Selîm Kütübhâne

sinde Badî Efendi kiîabları arasındadır: 1067 (1657) 8 — (Târîh-i Feth-i Revân) : Bu da aynı yerdedir.

Page 39: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 23 —

A B D U L L A H İBN-J İ B R A H İ M Ü S K Ü D A R ! « R O D O S İ - Z A D E »

Ender ( j n - i H ü m â y û n u n « K ü ç ü k Oda l ı» m e ' m u r l a r ı n d a n o l u p ( V e k a -y i ' n â m e ) i sm i i le y a z d ı ğ ı O s m a n l ı T â r i l ı i 1100 (1689) d e n 1106 (1695) t a r i h i n e kada rd ı r .

AFVÎ M İ R M E H M E D

E d i r n e ' d e ece l - i k a z a y a u ğ r a y a n H ü s e y i n P a ş a ' n m o ğ l u d u r . D îvân- ı H ü m â y û n h o c a l a r ı n d a n P i y a d e m u k a b e l e c i s i o l u p b i r b ü y ü k c i l d ü z e r e y a z d ı ğ ı b a s ı l m a m ı ş ( O s m a n l ı T â r i h i ) 971 (1563) d e n 1008 (1599) s e n e s i n e k a d a r d ı r . Y a z ı l m a s ı n ı n b i t t i ğ i t a r i h 1135 (1723) d i r . 1138 (1726) d e p a d i ş a h ı n f e r m a n ı i le t e ş e k k ü l e d e n E n c ü m e n - i M ü t e r c i m i n a r a s ı n d a b u l u n a r a k (Aynî) T a r i h i ' n d e n h i s s e s i n e d ü ş e n p a r ç a y ı t e r c e m e e t m i ş t i r . 1145 (1733) t a r i h i n d e İ s t a n b u l ' d a I r t i ha l e d e r e k D î v a n y o l u ' n d a S i n a n Paşa tü r b e s i c i v a r ı n d a k i y o l k e n a r ı n a d e f n e d i l d i . M e z a r t a ş ı n d a ş u m ı s r a ' n a k ş e d i l m i ş t i r :

«Afvî e l -Hoc M u h a m m e d ola mo' fûv- i Hudâ»

A B D Ü ' L - G Â F F A R İBN- İ H A S A N K İ R İ M İ

T a r i h ç i v e f az i l e t sahibi b i r zâ t t ı r . T a r i h ' t e n ( U m d e t ü ' l - A h b â r i ' i - M u ' -t e b e r e ) i s m i n d e b i r e s e r i , i ıad îs i l m i n d e n (Had îs - i E r b a i n Ş e r h i ) , f ı k ı h d a n , f ı k h i m e s ' e l e l e r i i h t i va e d e n b i r m e c m u a s ı va rd ı r . ( U m d e t ü ' l - A h b â r i ' l - M u ' -t e b e r e ) 329 say fad ı r . Te ' l i f t â r i h i 1157 (1744) d i r . K ı r ım g i r a y l a r ı n ı n a h v â -J inden b a h s e d e r .

A B D Ü R R A H M A N E Ş R E F E F E N D İ

O t u z a l t ı t e z k i r e i le b i r h a t i m e y i i h t i va e d i p , m i l l e t l e r i n t a b a k a l a r ı , k i -t a b l a r ı n d u r u m l a r ı n a a i t i l im v e hâ l t e r c e m e l e r i n d e n b a h s e d e n ( T e z k i r e -

© i r n a ' t ı n d a n : Esselâm ey l (â inâtm âf l tâb- ı serverf Hczre t - i Hal<k'ın Habîb- i Ekremî Peygamber î M a z h a r - ı ta 'z îm- l levlâk, i f t ihâru' l -Enbiyâ IVIesned-ârâ-yı r isâlet dâver - i ins ü perî.

Page 40: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 24 —

ABDULLAH EFENDİ «İSA-ZADE»

Âlim ve tarihçi lerden bir zât olup İstanbul' ludur. Kazaskerlik rü tbesini kazanmış ve 1163 (1750) tar ihinde Medine Mollası iken vefat etmiştir. 1065 (1655) den 1103 (1692) tarihine kadar yazdığı Osmanlı Târihi'nir^ müsveddesi kadir bilir edib İbnü'l-Emîn Mahmud Kemal Bey'dedir.

ALİ ÂLİ EFENDİ

1060 (1650) tar ihinde Mısır valisi olan sabık Sadr-ı A'zam Hacı Ahmed Paşa'nm dîvan kâtibi , f ik ir ve kalem erbabından tarih-bi l i r bir zâttın, (Târih-i Yemen) adı ile yazdığı tar ihte Yemen'in Osmanlılar taraf ından fethini , tâyin olunan vali lerin hayatlarını, idare şekil lerini mes'eleye vâkıf bir şekilde yazmıştır. Basılmamıştır.

977 (1569) tarihlerindeki Yemen vukuatı ile Sinan Paşa'nm fütuhatına dair pâdişâh kâtibi Ahmed Efendi taraf ındar yazılan manzum bir (Yemen Tarihi) de vardır. 977 (1569) de Osmani me'murlarından şâir Rumûzî tarafından da Yemen'de manzum bir [Yemen Târihi] yazılmıştır ki bu iki kısım olup birinci kısmı nakle, ikinci kısma fethe aittir.

(1) İstifade edilebilir bir cildden ibaret özlü bir eser olup Mısır'da yalnız, İstanbul'da Şeyh Şemseddin Sivasî'nin manzum «Meaâkıb-ı İmam-ı A'zam» adlı eseri kenarında basılmıştır. Baştan bir miktarı milletlerin tarihine ait, ar--ta kalanı «Mevzûâtü'1-UIûm» tarzındadır.

tü ' l-Hikem Fî Tabakati ' l -Ümem» isminde Türkçe olan, istf iadeii matbu* bir eserin kıymetli müell i f idir (1).

Doğumu it ibariyle Merzifonlu ise de zamanında Kıbrıs Mollası şöhreti ile bi l inirdi. 1161 (1748) tarihlerinde İstanbul'da vefat etmiştir. Diğer eserleri basılmamış olup şunlardır :

«Tezkiretü'l-Hikem» vadisinde, fakat daha mufassal (Uyûnü'l-Ulûm} ile (Mir 'âtü's-Safâ), (Şerh-i Muamma-i Sağîr Li-Mevlânâ Cami), (Müret-teb Dîvan), nadir bulunan hikâyelere taal lûk eden bir risale ve (İlm-i Ah-lâk)tır.

Meşhur şâir Nedim'in amcasıdır. Beyit lerinden :

Ne dest âvezînl gördük bu dehrin bâğbânmdan Ne memnunuz baharından, ne efserde hazanından.

[Keşfü'z-Zünûn] zeyli olan «Âsâr-ı Nev»de (Zerrin-nöme) adında manzum bir eseri olduğu yazılıdır.

Page 41: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 25 —

A B Û Ü ' R - R E Z Z A K E F E N D İ « M Ü E Z Z İ N »

T â r i h i lm i n i n ha l t e r c e m e l e r i ş u b e s i n e m ü n t e s i b u l e m â d a n m ü t t e k î b i r z â t o l u p E y y ü b ' i ü d ü r E y y ü b S u l t a n Camii M ü e z z i n - b a ş ı s ı v e C u m ' a v a i z i i d i . 1170 (1757) t a r i h i n d e i r t i hâ l e d e r e k E y y ü b c i v a r ı n d a K ü ç ü k E m î r E f e n d i ' n i n y a n ı n a d e f n e d i l d i . E y y ü b Camii c i v a r ı n d a m e d f û n o l a n bâz ı z a t l a r ı n m e z a r l a r ı n ı n t â y i n i n e d a i r ( Ş e r h ü ' s - S u d û r Fî M a ' r i f e t i ' l - K u -bû r ) i le ( T u h f e t ü ' l - A n b a b - M e n â k ı b - ı Ş e y h V e f â ) , ( T u h f e t ü ' l - İ h v â n - M e -n a k ı b - ı A k ş e m s e d d i i i ) , ( H e d i y y e t ü ' l - E s d î k a - M e n â k ı b - ı A h m e d B u h â r î ) , ( T u h f e t ü ' s - S ü r û r ) , M e n â k ı b - ı E b û ' s - S u û d ) , ( M e n â k ı b - ı Ş e y h C e m a l e d d i n İ s h a k K a r a m a n î ) , v e ( H a d â y i k u ' l - E n ' a m f î -Fezâ i l i ' ş -Şam) i s i m l e r i n d e r i s a l e l e r i v a r d ı r k i h e p s i E s ' a d E f e n d i K ü t ü p h a n e s i n d e va rd ı r .

B i r d e H a z r e t - i H â l i d (R.A.) d e n m e n k u l h a d î s l e r i n ş e r h i n e d â i r r i s a les i va rd ı r .

 K İ F IVIEHIVIED BEY

B e ğ l e r b e ğ l e r i n d e n E b û b e k i r P a ş a ' n ı n o ğ l u d u r . 1160 (1747) da p a d i ş a h o l a n S u l t a n M u s t a f a ' n ı n d î vân - ı h ü m â y u n l a r ı n d a t e ş r i f a t ç ı l ı k t a i s t i h d a m e d i l m i ş t i . 1178 (1765) d e n 1181 (1767) s e n e s i n e k a d a r yazd ığ ı t a r i h t e O s m a n l ı s u l t a n l a r ı n ı n m e r a s i m l e r i i l e z a m a n l a r ı n d a k i o l a y l a r a d a i r t a f s i l â t va rd ı r . İ f a d e s i s a d e d i r . (H ı tam- ı a m e l ) t e r k î b i n i n d e l â l e t i o l a n 1181 (1767) d e v e f a t e t m i ş t i r . Ü s k ü d a r ' d a K ıs ık l ı ' da m e d f u n d u r . S a l a c a k M e s c i d i ' n i n bân îs id i r . T â r i h i b a s ı l m a m ı ş t ı r .

A B D U L L A H NAİLÎ P A Ş A

Bi lg i s a h i b l e r i n d e n v e v e z i r l e r d e n b i r z â t o l u p H o t î n a ğ a l ı ğ ı n d a n e m e k l i A m a s y a ' l ı S e r d e n g e ç t i Ha l î l A ğ a ' n ı n o ğ l u d u r . D o ğ u m u i t i b a r i y l e I s t a n b u l ' l u d u r . Bâz ı m ü h i m i ş l e r d e b ü y ü k h i z m e t l e r g ö r d ü k t e n s o n r a C i d d e va l i s i i ken 1171 (1758) d e v e f a t e d e r e k M e k k e ' d e H a z r e t - i H a t i c e ' n i n k a b r i n i n y a n ı n d a d e f n e d i l d i . ( M u k a d d i m e - i K a v â n î n - i T e ş r i f a t ) i s m i n d e k i ese r i t e ş r i f a t ç ı i k e n p â d i ş â h ı n e m r i i le O s m a n l ı t e ş r i f a t k a n u n l a r ı n ı t o p l a y a r a k yap t ı ğ ı m e c m u a y a ş e r h o l m a k üz e re te ' l î f e t t i ğ i r i s a l e d i r k i k a n u n la r ın s e b e b l e r i n i b e y â n e d e n b u e s e r i n i ( M u k a d d i m e - i K a v â n î n - i T e ş r i f a t ) d i y e a d l a n d ı r m ı ş t ı r . B i r de k ı râe t i l m i n d e n ( K i t â b ü ' l - İ f â d e t i ' l - M u k n i a F î ' l -E rbaa ) i s m i n d e b i r ese r i v e m ü r e t t e b d îvan ı va rd ı r . T a r î k a t b a k ı m ı n d a n M e v l e v î d i r . Ese r l e r i b a s ı l m a m ı ş t ı r .

Page 42: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 26 —

AZİZ ALİ EFENDİ «GİRİDλ

Alîm, hakîm ve siyasî bir zat olup Girid' in Kendiye şehrinde doğmuştur. 1123 (1711) de Berlin Sefiri iken vefat etmiştir. Orada medfundur. (Muhayyelât) isminde tar ih ve ahlâka taal lûk eden hayalî bir eseri ile tasavvuftan mansur (Varidat) adında kıymetli bir te' i i f i ve zamanına göre Avrupa hükemâsının suallerinin cevablarına dair ' isalesi ve mutasav-vıfâne dîvançesi vardır.

Başka eserleri de olduğu, fakat bunlardan bâzılarının kadir-bilmez varisleri tarafından zayi ' edildiği .nvayet edilmiştir. Eserlerinden yalnız (Muhayyelât) basılmıştır. 1290 (1874) da neşr olunan (Sonduk) ismindeki mecmuada (Gülşen-i Sıhhat) isminde uzun bir manzumeleri çıkmıştır. (Vâridât)ında şeyhinin Sinop mülhakatından Abanalı Kerîm İbrahim Efendi isminde bir zât olduğunu yazmıştır. Müretteb mutasavvıfâne dîvânından :

«Nazar-ı ehl-i dil'e sırr-ı Hudâ nakşı- lyân Bilmez erbâb-ı basiret nedir esrâr-ı nîhân Vâkıf oidunsa eğer remzine bu ihfânın Cümle vabeste dürür ilmine ilm-i pinhân»

Şeyhinin mensub olduğu tar ikatı tasrîh etmiyor.

ABDULLAH EFENDİ

Osmanlı vezirlerinden Rıdvan Paşa'nm oğludur. 1049 (1640) tar ih inde (Meş'ali ' l-Ezhar fî Acâîbi ' i-Aktar) ismindeki Mısır kıt'asına ait Arapça târ ihi pek çok ilâvelerle terceme etmiştir. Dokuz fasıl üzere tertîb edi l-miş olan kitabın münderecatı aşağıdadır :

1) Hilkat-i Âdem ve arzda ibtidâ saltanat eden sultanlar. 2) Ba'de' i-hubût [İnişten sonra] Mısır'a mâlik olan melikler. 3) Mısır ülkesindeki tılsımlar ve Kahire'de olan acâib. 4) Mısır'ın sair memleketler üzerine olan şerefi. 5) Mısır ikl imlerinin [ülkesinin] kısımları. 6) İslâmdan sonra Mısır'da hükümet eden nâibler. 7) Mısır meliklerinin inkıraz sebebi. 8) Birinci Selîm'in Gavrî ile olan muharebesi. 9) Birinci Selîm'in Tomanbay ile olan muharebesi. Bir de seyahat ve müşahedelerinin bir semeresi olmak üzere (Tâ

rih-i Hânân-ı Tatar ve Deşt-i Kıpçak) isminde küçük boyda bir tar ihçesi vardır ki Kaptan Hüseyin Paşa'ya takdîm etmiştir. Kırım hanlarının ahvâlinden bahsetmekte olup Sultan Dördüncü Murad zamanına kadardır.

Page 43: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 27 —

A R İ F E F E N D İ

T ü f e k ç i b a ş ı ad ı i le r neş i ı û rdu r . İ s t a n b u l m a ' z û l l e r i n d e n o l u p A n k a r a ' -l ıd ı r . [ F a t î n T e z k l r e s i ] ' n d e «İzmi t ' i !» o l d u ğ u yazı l ıd ı r . S u l t a n Ü ç ü n c ü S e l îm z a m a n ı v a k ' a l a r ı n a d a i r b i r t a r i l i ç e y a z m ı ş t ı r k i b a s ı l m a m ı ş t ı r . 1248 (1832) s e n e s i n d e v e f a t a tm i ş t i r . B i r n ü s h a s ı B â y e z i d C a m i i K ü t ü b h a n e s i n d e C e v d e t Paşa t a r a l ı n d a n h e d i y e e d i l e n k i t a b l a r a r a s ı n d a va rd ı r .

A B D Ü R R E Z Z A K BAHİR PAŞA

« T a v u k ç u - b a ş ı d a m a d ı » d e n m e k l e b i l i n e n K a s t a m o n u ' l u Re îsü ' l -Kü t -t a b H a c ı M u s t a f a E f e n d i ' n i n o ğ l u d u r . U l e m â f a s l ı n d a i sm i z i k r e d i l e n H a -f îd M e h m e d E f e n d i ' n i n a m c a s ı d ı r .

Tahs î l i n i i k m a l d e n s o n r a d e v l e t h i z m e t i n e g i r e r e k y ü k s e l m i ş v e Re-î s ü ' l - K ü t t â b o l m u ş t u r . 1194 (1780) s e n e s i n d e U r f a va l i s i i ken v e f a t e t m i ş t i r . Â l i m , münş î , s i yas î v e i y i l i k seve r b i r z a t i d i . B a ş l ı c a e s e r l e r i ; d e v l e t i n a n l a ş m a l a r ı n a d a i r ( M e c m a u ' l - U h û d ) i s m i n d e k i k ı y m e t l i e s e r i i le Z e m a h ş e r î ' n i n « N e v â b i ğ u ' l - K e l î m ) ad l ı e s e r i n e ( Ş u m û s u ' l - B e v â z ı ğ fî İzâ-e t i M ü ş k i l â t i ' n - N e v â b i ğ ) ad ı i le yazd ığ ı ş e r h d e n i ba re t t i r .

1212 (1797) t a r i h i n d e v e f a t e d e r e k E y y ü b c i v a r ı n d a K â ş g a r î D e r g â h ı y o l u n a d e f n e d i l e n Tevk i î A b d u l l a h Be r r î ' n i n d e ( M e v â r i d ü ' l - U k û d ) i s m i n d e b i r ese r i va rd ı r . ( M e c m a u ' l - U h û d ) i le ( M e v r i d ü ' l - U k u d ) ' ü n t a r i h v e s i y a s e t i le u ğ r a ş a n k i m s e l e r i ç in i s t i f a d e e d i l e c e k e s e r l e r d e n o l d u ğ u i z a h t a n â z â d e o l u p h e r i k i s i d e b a s ı l m a m ı ş t ı r . ( N e v â b i ğ ) Ü ç ü n c ü M u r a d d e v r i u l e m â s ı n d a n K o n y a l ı [ B â y e z i d ibn- i A b d ü ' l - G a f f â r ] t a r a f ı n d a n d a ş e r h o l u n m u ş t u r .

A B D I E F E N D İ

T â r i h y a z a r l a r ı n d a n o l u p yazd ığ ı t a r i h i 1140 (1727)den i t i b a r e n b a ş -,1ar. İ ba res i iât î f o l u p nr ıünderecat ı î t i m a d a ş a y a n d ı r . B a s ı l m a m ı ş t ı r .

A B D Ü ' L - A Z İ Z E F E N D İ « M E K T U B İ - Z A D E »

M ü d e r r i s l e r d e n v e Ş e y h ü ' l - İ s l â m l ı k m e ' m u r l a r ı n d a n t â r i h - b i l i r b i r z â t o l u p İ s t a n b u l ' l u d u r . 1279 (1863) t a r i h i n d e i r t i hâ l e d e r e k m ü n t e s i b i b u l u n d u ğ u Ce l ve t î ye t a r î k a t ı â s i t â n e s i (merkez i ) o l a n H a z r e t - i H ü d â î d e r g â h ı a v l u s u n d a d e f n e d i l d i . Y ı ld ı r ım B â y e z i d H â n ' a k a d a r O s m a n l ı T a r i h i i le

Page 44: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 28 —

ÂBİDİN EFENDİ «ZEYNE'L-ÂBİDİN EFENDİ»

Tarihçi ve mutasavvıf bir zât olup İstanbul' ludur. Uzun müddet Ma-nastır 'da Ordu kaleminde yoklamacılık vazifesinde bulunmuştur. 1292 (1875) tar ihinde Manastır 'da vefat ederek (Hanlarönü) adlı mahalde Ru-fâî dergâhı avlusunda defnedi ldi . (İcmâlü'î-Tevârih) isminde Sultan Ab-dü'l-Aziz Han'a kadar umumî bir tar ihi olduğu gibi (Kesânâme-i Âl-i Abâ) adında bir risalesi ile dîvançesi ve Şeyh Bedreddin-i Simâvî'nin (Vâri-dât)'ının bir kısmına manzum tercemesi vardır. Eserlerinden yalnız (Ke-sâname) basılmış olup mürşidleri , tasavvufun üstün âlimlerinden Seyit Hoca Muhammed Nûrü'I-Arabî el-Melâmî Hazretlerinin bir takrîzini iht i va etmektedir. (Kesâ-nâme)nin mukaddimesinden :

İlâhî hâlikî celle celâlek İlâhî râzıkî celle celâlek Ehadsin şübhe yok hem lâ-mlsâlek Sana olmaz feno kim bî zevâlek

Bir de hal tercemesi ve saireden bahseden [Muhâdarât ] tan noksan bir mecmuası vardır ki kendi el yazısı ile yazılı nüshası Mil let Kütüphanesinde vardır. Bu eserde Ragıp Paşa'nın mufassalca hayatı yazılıdır.

A T A B E Y « T A Y Y A R - Z A D E A T A U L L A H A H M E D B E Y »

Enderûn-i Hümâyûn emekli lerinden Tayyar Efendi'nin oğludur. Kendisi de babası gibi Enderun'dan feyz almıştır. Bulunduğu devlet hizmetlerinde kıymetli hizmetlerde bulunduktan sonra 1293 (1876) de Harem-î Nebevî Müdürlüğü hizmetinde bulunmuştur. 1297 (1880) de Medine'de vefat etmiştir.

Basılmış eserleri beş ci ld üzerine tertîb edilmiş, adına nisbet kılına-

zeylleri ile beraber (Şal<ayık-ı Nûmâniye) telhîsini beyan eden tabakat tercemelerinin kendi el yazısı ile yazılı bulunan nüslıaları Hâlis Efendi Kütübhânesindedir. Şeyhü'l-İslâmların hal tercemelerine dair olup IVIüs-takîm-Zâde'nin eserleri cümlesinden olan (Devhatü' l-Meşayih)'e de zeyli vardır. Vefatı yılında Evkaf-ı Hümâyûn müfett işi o lmuştu. Şiir yazmağa kabil iyeti vardır.

Page 45: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 29 —

ÂTEF M E H M E D E F E N D İ

M a â r i f e r b a b ı n d a n , t a r i h ç i b i r z â t o l u p G i r i d A d a s ı n ı n H a n y a ş e h r i n d e d o ğ m u ş t u r . S iyas î v e idar î baz ı m e m u r i y e t l e r d e b u l u n a r a k g ü z e l h iz m e t l e r d e b u l u n m u ş t u r . H e m ş e h r i l e r i a r a s ı n d a (Pa t înak i ) ş ö h r e t i i le m e ş h u r o l m u ş t u r .

1326 (1910) t a r i h i n d e m e m l e k e t i n d e v e f a t e t m i ş t i r . ( H u l â s a t ü ' t - T e -vâ r i h ) i s m i n d e k i ik i k ü ç ü k c i l d b a s ı l m ı ş b i r u m u m î t a r i h i va rd ı r . A r a p ç a , r u m c a v e f r o n s ı z c a ' y a d a â ş i n â i d i . H a n y a ' d a i n t i ş a r e d e n ( İn t i bah ) g a z e t e s i n d e ( Ü s s ü ' l - E s a s H ü k m ü ' l - H ü k û m e ) i s m i n d e b i r e s e r i n e ş r o l u n m u ş t u r .

ATÂ BEY

M e m l e k e t i m i z i r f an h a y a t ı n ı n m ü m e s s i l l e r i n d e n d ö r t l i san ın (Tü rk ç e , A r a p ç a , F a r s ç a v e F rans ı zca ) e d e b i y a t ı n a c i d d e n vâk ı f , f a z i l e t s a h i b i b i r e d e b i y a t ç ı o l d u ğ u g i b i t a r i h i l m i n d e d e i h â t a - i v â s i a e r b a b ı n d a n h i k m e t - i t a r i h i y e y e â ş i n â d e ğ e r i i b i ı t a r i h ç i o l u p İ s t a n b u l ' l u d u r . A l e l u s û l t a h s i l i n i i k m a l d e n s o n r a d e v l e t h i z m e t i n e v e b i raz s o n r a m u h a r r i r i i k â l e m i n e s ü l ü k e d e r e k h e r ik i m e s l e k t e d e h a k k ı i le l i y a k a t i n i g ö s t e r e r e k v a t a n a v e y a z a r l ı ğ a e n g ü z e l h i z m e t y a p m ı ş t ı r . 1337 (1921) t a r i h i n d e v e f a t e d i p S u l t a n İ k i n c i M a h m u d T ü r b e s i a v l u s u n d a d e f n e d i l d i . S o n m e -

(1) Enderun'dan çırak çıMıktan sonra Hâssa Müftüsü olan ve 1281 (1864) de vefat ederek Üsküdar'da Hazret-i Nasûhl Dergâhı'nda defn edilen Hafız Hızır İlyas Efendi'nin de 1227 (1812) den 1246 (1830) tarîlıine kadar geçen Enderun vekayı'ı ile buradan yetişenlerin hal tercemelerine dâir (Letâif-i Enderun) isminde basılmış bir tarihi vardır. Atâ Bey merhûm'un tarihi bir nevi bu eserin tekmilesi makamında olduğu için bir cildi Enderun'dan yetişmiş zevatın hal terceraelerini hikâye etmektedir. Hızır Efendi; hayatı Etıbba (tabibler) faslında zikredilen Behçet Efendi'nin küçük kardeşidir.

r a k (A tâ Tâ r i h i ) ü n v â n ı İ le a d l a n d ı r ı l a n O s m a n l ı T â r i h i d i r . K e n d i e l yaz ıs ı i le yaz ı l ı d î vân ı d a M i l l e t K ü t ü b h â n e s i n d e m e v c u t t u r (1) .

B i r d e A r a p ç a ' d a n t e r c e m e e t t i ğ i ( T u h f e t ü ' l - F â r i s î n fî A h v â l - i H u y û -l i ' l - M ü c â h i d î n ) i s m i n d e b i r e s e r i v a r d ı r k i n ü s h a s ı M i l l e t K ü t ü b h â n e s i n d e d i r .

Ş i i r l e r i n d e n : Â s y â b - ı f e l e ğ i n g e r d i ş i n e g i r m e y e g ö r G ö s t e r i r d ö n e d ö n e â d e m e b i n d â n e b e l â

Page 46: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 30 —

ALİ CEVAD BEY

Târih bilgini bir zât olup Üsküdar'lıdır. Harbiye Mektebinden me'zun olduktan sonra İstanbul askerî mekteblerinde muall imlikte bulunarak sonradan Bursa Redîf Alayı kaymakamlığına tâyin edilmiştir. Meşrut iyet in i lânından sonra emsali ile beraber sürgüne gönderi ldi. Avdet inde emekli l iği icra edilerek 1332 (1916) tarihinde memleketinde Irtihal etmiştir. Karacaahmed Mezarlığında medfundur.

Basılmış eserleri:

(Memâlik-i Osmaniye Tarih ve Coğrafya Lügati), (Mükemmel Osmanlı Tarihi), (Ravzatü'l-Enbiyâ), (Şehzade Mustafa), (Coğrafya-i Osmanî). (Muhtasar Tarih-i İslâm), (Fezleke-i Coğrafya-yı Umumî), (Musavver Tarih-i İslâm) ve (Mehd-i Medeniyet-i Arabistan) adlı eserlerdir.

muriyeti olan Maliye Islâhat Komisyonu Azalığmdan biraz evvel bir hafta kadar da Maliye Nazırlığı yapmıştır.

Eserleri:

1 — (Hammer Tarihi Tercemesi ) : Terceme ett iği on beş ci ldden dokuz cildi basılmıştır. Bu eser yalnız bir tercemeden ibaret olmayıp eserin sahibinin (Hammer'in) taassub ve hakikata vâkıf olmamasından ve saire gibi sebebler dolayısiyle yazdığı garazkâr bâzı isnatlarını münasib haşiyelerle ve vâkıfane bir surette red ve tashih etmiştir.

2 — (İktitaf): Dört kısım ve derece üzerine müretteb muhâzarâta a i t kıymetli bir kıraat kitabıdır (Okuma kitabıdır).

3 — (El-Menah) : Frenkçeye (El-Menak) suretiyle geçen bu Arapça kelimenin iştikakına dair ma'lûmatı ihtiva eden bir takvim kitabıdır.

4 — (Küft ü Şenîd): İbret dolu hikâyelerden mürekkeb tarihî ve a h lâkî bir eserdir.

5 — (Üç Fistanlı Kız, Löroj Dâvası, Beyaz Boyun - bağlılar, İşret ve Kumarla Nisvan Belâsı) isimlerinde terceme ett iği s'omanlar.

6 — (Usûl-i İnt ihab): İdarî ve içtimaî, terceme edilmiş mühim bir eserdir.

Bunlardan başka muhtelif ceride, mecmua ve dergi lerde bâzan «Mefharî», bâzan da «Atâ» mahlası ile binlere ulaşan ilmî ve siyasî makaleleri vardır.

Page 47: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 31 —

ALİ RAZİ BEY

Târ ih î m u h a k e m e v e m ü n a k a ş a l a r a m u k t e d i r v e m ü t e f e k k i r b i r z â t o l u p i s t a n b u l ' l u d u r . H a r b i y e M e k t e b i n d e n m e z u n i y e t i n d e n s o n r a asker î haya t ın ın b ü y ü k k ısmını asker î m e k t e b l e r d e t a r i h m u a l l i m l i ğ i n d e geç i r m iş t i r . Ö m r ü n ü n son la r ına y a k ı n (Mî r -A lay) r ü t b e s i n d e emek l i l i ğ i n i i s t e y e r e k Ka n l ı ca ' dak i inz ivas ına çek i lm i ş , 1338 (1922) t a r i h i n d e v e f a t ed i p Kan l ı ca Mezar l ığ ına d e f n ed i lm iş t i r . A ş a ğ ı d a k i ese r l e r i nden a n laş ı lacağ ı g ib i t a r i h öğ re t i c i l i ğ i n i ya ln ız o lay la r ı e z b e r l e t m e k t e n i b a r e t z a n n e d e n m u a l l i m l e r d e n değ i l d i .

Eser le r i : 1 — (Hu lâsa tü ' t -Teva r i h ) . Bası lmış t ı r . 2 — (Akvâm- ı Kad îme- i Şa rk ı yyeye Da i r M u h a k e m â t - ı Tâ r i h i ye ) . B a

s ı lmamış t ı r . 3 — (Tar ih - i Fe lse fe) . Bas ı lmamış t ı r .

ARİF BEY « M E H M E D ARİF BEY»

T â r i h i lm in in T ü r k v e O s m a n l ı t â r i h le r i ş u b e l e r i n d e v u k u f sah ib i b i r zâ t o l up İ s tanbu l ' l udu r . M e k t e b tahs i l i n i i k m a l d e n s on r a M a l i y e Neza re t i k a l e m i n e i n t i sab e t t i . M e ş r u t i y e t i n i lânını m ü t e â k ı b t e ş e k k ü l eden (Târ ih- i O s m a n î Encümen i ) âza l ığ ına v e t e e s s ü s eden (Tü rk Yurdu) h e y ' e t i -ne t â y i n o l u n d u . Ö m r ü n ü n son la r ına d o ğ r u da D â r ü ' l - F ü n û n O s m a n l ı Tar ih i m ü d e r r i s l i ğ i n e ve (Te' l i f v e T e r c e m e Da i res i ) ne t a y i n o l u n m u ş s a da b i r m ü d d e t son ra son ik i v a z i f e d e n ayr ı lmış t ı r . 1338 (1922) t a r i h i n d e v e f a t e d e r e k Eyübde a i les i kab r i s t an ına d e f n ed i l d i .

Eser le r i : 1 — (Osman l ı T a r i h i ) : T â r i h E n c ü m e n i â z a s ı n d a n v e mes lek a r k a

d a ş l a r ı n d a n N e c i b  s i m Bey ' l e m ü ş t e r e k o l u p e n c ü m e n ad ına b i r c i l d i neş r ed i lm iş t i r .

2 — (Türk Ta r i h - i U m û m î s i ) : Bu da Nec îb  s i m Bey le b e r a b e r m ü ş t e r e k yaz ı lmış o l up a n c a k b i r kaç f o r m a s ı neş r o l unab i lm i ş t i r .

3 — ( M u f a s s a l O s m a n l ı T a r i h i ) : M ü n f e r i d e n yazd ığ ı bîr ese r o l u p bas ı lmamış t ı r .

4 — (Târ ih - i O s m c n î E n c ü m e n i M e c m u a s ı ) i le (Türk Derneğ i ) v e ( D o n a n m a M e c m u a s ı ) c ü z ' l e r i n d e [ say ı la r ında ] neş r ed i len ta r ih î m a k a le ler i .

Page 48: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— B —

BAĞDADÎ İSMAİL PAŞA

Kitabiyat ve hâl tercemesi mütehassıslarmdan ilim mücâhidi, millet in faziletl i kimselerinden, ahlâklı bir zât olup Irak'da Bağdod'a bağlı Sü-leymaniyelidir.

Jandarma dairesi ikinci şube müdürlüğünden emekli olarak 1339 h. tar ihinde (1920) Makrîköy (Bakırköy)deki ikametgâhında vefat ederek köy mezarlığına defn edilmiştir. İstanbul'da Bağdadî İsmail Paşa vasfı ile isimlendiri lmiştir. Otuzbeş seneye yaklaşan ilmî araştırmasının meyvası o lmak üzere meydana getirdiği eseri (Esmâü'l-Müell ifîn ve Âsâ-rû' l-Musannifîn) ile (İzâhü'l-Meknûn fî'z-Zeyli Alâ Keşfi 'z-Zünûn) ismindeki (Keşfü'z-Zünûn) zeylinden ibarettir.

Paşa merhumun tahkikatına göre, (Keşfü'z-Zünûn); metinler, şerhler, haşiyeler ve ta' l ikat la Dîvan ve risalelerin toplamı 14.501 adet kitab ismini ihtiva etmektedir. Bu cümleden tahminen iki bin küsur adedi Arabacı lar Şeyhi olup 1187 (1774) de vefat eden İbrahim Efendi tarafından zeyl olarak ilâve edilmişse de 1274 (1858) tar ihinde Mısır'da basılması sırasında ayırt edilmeden karışık olarak basılmış ve İbrahim Efendi 'nin zeyli nüshası meydanda bulunmadığından meçhul kalmıştır. (Keşfü'z-Zünûn) un sonradan istanbul 'da basılan nüshası Mısır'da basılan nüshanın aynıdır.

Hanîf-zâde Ahmed Efendi'nin 1217 (1802) vefat tar ihine göre (Âsâr-ı Nev) unvanlı zeylinin ondan sonra yazılmış olması lâzım geliyor. Bunun münderecatı işe 506 adettir.

Merhum Paşa'nm topladıkları (Keşfü'z-Zünûn) zeyli on dokuz bine ulaşmıştı. (Esma ve Terâcüm-i Müellifîn) üç, (Keşfü'z-Zünûn Zeyli) iki büyük ci ldden ibaret olup bugün ailesinin yanındadır.

BAYATI ŞEYH MAHMUD EFENDİ

Büyük bir kısmı Kafkasya'nın Karabağ cihetlerinde, bir kısmı da Kerkük havâlisinde bulunan Türk kabîlelerinden (Bayat) Kabilesinden ve hayatı [Şeyhler ve Mutasavvıf lar] faslında zikredilen (Dede Ömer Ruşe-

Page 49: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 33 —

B A H T İ Y A R 2 A D E H Ü S E Y İ N ÇELEBİ

Fa t ih S u l t a n M e h m e d ' i n a s r ı n d a y a ş a y a n f az i l e t s a h i b i b i r t a r i h ç i d i r . F a t i h t e n i t i b a r e n y ü z sene l i k ta r ih î v a k ' a l a r ı yazmış t ı r . S o n r a d a n bu e s e r i n e k ı rk beş sene l i k b i r i l âve y a p a r a k d i ğ e r b i r e s e r m e y d a n a g e t i r m i ş t i r . O k - a t ı c ı i a r ı n h a y a t l a r ı n d a n b a h s e d e n ( T u h f e t ü ' l - H a s î b ) i s m i n d e k i e s e r i n m u k a d d i m e s i n d e bu za t ın b u s a h a d a da b i r e s e r i o l d u ğ u yazı l ıd ı r .

BEHCETÎ H Ü S E Y İ N E F E N D İ

Vez î r - i A ' z a m K ö p r ü l ü M e h m e d Paşa a h f a d ı n d a n N i j m a n P a ş a z a d e E b u ' l - H a y r Ha f ı z A h m e d P a ş a ' n m i m a m ı o l u p H e z a r g r a d l ı ' d ı r . B i r n ü s h a sı K ö p r ü l ü K ü t ü b h a n e s i n d e m e v c û d o l a n (Târ îh - i Sü lâ l e - i K ö p r ü l ü ) a d ı n d a k i e s e r i i s m i n d e n a n l a ş ı l a c a ğ ı g ib i K ö p r ü l ü s ü l â l e s i n i n d u r u m u n u n ta f s i l â t ı n d a n b a h s e d e n b i r e s e r o l u p b a s ı l m a m ı ş t ı r . T e r t î b e d i l m i ş b i r dîvan^ da va rd ı r . Peç s e f e r i d ö n ü ş ü n d e 1094 (1683) t a r i h i n d e B e l g r a d ' d a v e f a t e t m i ş t i r .

H a m m e r T a r i h i ' n i n c n b i r i n c i c i l d i n i n m u k a d d i m e s i n d e K ö p r ü l ü z â d e A h m e d P a ş a ' n m M ü h ü r d a r ı H a s a n A ğ a ' n ı n e s e r i o l m a k üz e r e z i k r e d i len ( C e v â h i r ü ' t - T e v â r i h De r A h v â l - i Fazı l A h m e d Paşa) i s m i n d e k i t a r i h H a m m e r ' i n n a k l i g i b i H a s a n A ğ a ' n m değ i l d i r . T a r i h ç i l e r a r a s ı n d a M ü h ü r d a r T a r i h i ad ı i le b i l i n e n b u t a r i h E r z u r u m l u O s m a n D e d e ' n i n d i r . D e d e ' -n in H a s a n A ğ a ' d a n n a k i l l e r i va rd ı r . 1069 (1658) d a n Fazı l A h m e d P a ş a ' n m v e f a t ı n a k a d a r g e ç e r o l a y l a r d a n b a h s e d e r . N ü s h a s ı K ö p r ü l ü K ü t ü b h a n e s i n d e b u l u n m a k t a d ı r

OSMANLI MÜELLİFLERİ - Cild: 3 F. : 3

n î ) ' n i n h a l i f e l e r i n d e n faz i l e t l i b i r za t t ı r . Ş e h z a d e C e m e v v e l c e b u zâ t ın F a r s ç a b i r gaze l i n i g ö r i j p b e ğ e n m i ş ve b u g a z e l e b i r n a z i r e y a z m ı ş t ı . S86 (1481) t a r i h i n d e H i c a z ' a g i t t i ğ i e s n a d a Ş e h z a d e C e m ' e t e s a d ü f e d e rek s e v i ş m i ş l e r v e Ş e h z a d e ' n i n r i c a s ı , ü z e r i n e ( O ğ u z n a m e ) k i t a b ı n d a n d e r l e m e k s u r e t i y l e O s m a n i i - O ğ u l l a r ı s ü l â l e s i n i t o p l a y a n Ş e h z a d e a d ı n a (Câm- ı C e m Ây în ) a d ı n d a b i r t a r i h ç e k a l e m e a l m ı ş t ı r k i z a m a n ı m ı z i l im a d a m l a r ı n d a n D i y a r b e k i r ' l i A l i Emîr î E fend i t a r a f ı n d a n k ı y m e t l i h a ş i y e l e r i l âves i y l e n e ş r i n e b ü y ü k g a y r e t s a r f e d i l m e k t e o l a n ( N e v â d i r - i Es lâ f ) k ü l l i ya t ı a r a s ı n d a bas ı lmış t ı r . S o n r a d a n Ş e h z a d e ' n i n A v r u p a ' d a n a n n e s i n e y a z d ı ğ ı m u f a s s a l v e ta r i h î b i r k a s i d e s i n i i l âve i le k a s i d e y i t a h m î s e t m i ş v e k i t ab ın ın s o n u n a h a t i m e o l a r a k k o y m u ş t u r .

Bu t a r i h ç e n i n b i l h a s s a m u k a d d i m e s i n d e T ü r k l ü k h a k k ı n d a e p e y c e b i l g i va rd ı r .

Page 50: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 34 —

BAHAEDDİN AHMED EFENDİ «CİZYEDARZADE HARACCIOĞLU»

Bursa'da yetişmiş maârif erbabından olup Haleb Mevleviyetinden [yüksek kadılığından] ayrılmasından sonra 1208 (•;794) tarihinde Bursa'da vefat ederek Hisar'ın [Bâb-ı Zemîn . Yerkapı] Mahallesinde miensub olduğu ailesi kabristanına defn edilmiştir. Merhum Hoca Sâdeddin' in (Tâcü't-Tevârih) inin lüzumsuz gördüğü kısımlarını çıkararak yeniden bir eser kaleme aldığı gibi (Salihiyye) adında bir de vefeyatnâme yazmıştır.

(Terceme-i Şâfiye), (Terceme-i Metn-i Beyân), (Münşeat) ve (Risâ-le-i Mehaviye) gibi eserleri de vardır. Bunların hepsi basılmamıştır. (Tâcü't-Tevârih) telhîsinin bir nüshası Bursa'da ceddinin inşâ ett iği kütübhane-de, bir nüshası da İstanbul'da Es'ad Efendi Kütübhânesinde vardır. Bir de Yusuf Paşa'nın Nemçe ile olan muharebelerini beyan eden bir tar ihçesi vardır ki nüshası Mil let Kütübhânesindedir.

BEKLİZADE MAHMUD EFENDİ

İlim ve maârif erbabından tarihçi bir zât olup Manisa'lıdır. Basılmış (Ravzatü'l-Ahbab) tercemesini 1106 (1695) senesinde ikmâl etmiştir. (Ravzatü'l-Ahbab fî Siyeri 'n-Nebiyy-i ve'l-Ashâb) eseri meşhur vezîr Mîr Ali Şîr'in arzusuna uygun olarak 1000 (1592) tar ihinde vefat eden Cemal Hüseynî lâkabı ile bilinen Atâul lah ibn-i Fazlüllah Şîrâzî-i Nişaburî tarafından Farsça olmak üzere te' l i f edilmiştir ki birinci cildi Peygamber (S. A.V.)'in hayatından, ikinci cildi ise Hulefâ-i Râşidîn'den, üçüncü cildi de Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ile Emevî melikleri ve Abbasî halifelerinin ha-

BAYKUŞZADE ÇORBACI SİNASİ MEHMED AĞA

Yeniçeri ocağı mensublanndan Bayl<uş Hasan Ağazâde'nin oğlu olup Sultan İbrahim ibn-i Ahmed Han devri tarihçi lerindendir. (Tezkiretü's-Selâtîn ve Mecâlisü'l-Havâkîn) isminde dört cildlik basılmamış bir tar ihi vardır ki birinci cildi Hz. Âdem'in yaratılışından Fahr-i Âlem (S.A.V.)e kadardır. Bu cildin bir nüshası Enderûn-i Hümâyûn'da Revan Odası Kütübhânesinde mevcuttur.

Meşhur Feridun Bey'in (Nüzhetü'l-Ahbâr) ismindeki Siketvar (Zigetvar) Tarihini de 1058 (1648) tar ihinde (Nüzhetü'l-Ahbar fî İcmâl-i Se-fer-i Siketvar) ismi ile telhîs etmiştir.

Page 51: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 35 —-

BAHİR A B D Ü R R E Z Z A K E F E N D İ

H a r e m i [ A i l e s i ] Ü s k ü d a r ' d a H a z r e t - i H ü d â î D e r g â h ı a v l u s u n d a d e f n e d i l -

m i ş t i r . M e z a r t a ş ı k a r e p r i z m a o l a r a k y a p ı l m ı ş t ı r . E s k i S a d r - ı A ' z a m

M u s t a f a R e ş i d P o ş a ' n ı n en î t i m a d a ş a y a n a r k a d a ş l a r ı n d a n s i y a s î b i r z â t

o l u p İ s t a n b u l ' l u d u r . R e ş i d P a ş a ' n m e n i ş t e s i o l a n v e s o n r a d a n s a d r â z a m

o l a n S e y i d A l i P a ş a i le M o r a ' d a b u l u n m u ş t u . A v r u p a ' y a s e y a h a t i v a r

dı r .

1276 (1860) t a r i h i n d e İ s t a n b u l ' d a v e f a t e t t i . N a v a r i n m a ğ l û b i y e t i n e

d a i r t a r i h ç e s i v e A v r u p a ' n ı n t e r a k k i s e b e b l e r i n e d a i r m ü ş a h e d e l e r i n e

t a a l l û k e d e n s e f a r e t n a m e l e r t a r z ı n d a r i s a l e s i v a r d ı r . M o r a o l a y l a r ı n a

d a i r o l a n z a b ı t l a r ı n ı n E s ' o d E f e n d i T a r i h i a r a l a r ı n a i l â ve e d i l d i ğ i C e v d e t

P a ş a t a r a f ı n d a n n a k l e d i l m i ş t i r .

B Â D İ A H M E D E F E N D İ

M a â r i f e r b a b ı n d a n v e hâ l t e r c e m e s i [ b i y o g r o f i j m ü t e h a s s ı s l a r ı n d a n ,

h i m m e t l i v e ç a l ı ş k a n b i r z â t o l u p E d i r n e ' l i d i r . S o n m e ' m u r i y e t l e r i E d i r n e ,

K o n y a v e B u r s a V e r g i M ü d ü r l ü k l e r i i d i .

1326 (1910) t a r i h i n d e İ s t a n b u l ' d a v e f a t e t m i ş t i r . E y ü b d e N e r d ü b a n l ı

K a b r i s t a n ı n d a m e d f u n d u r .

E s e r l e r i :

1 — (R iyâz - ı B e l d e - i E d i r n e ) . E d i r n e h a k k ı n d a y a z ı l a n ( E n î s ü ' l - M ü -

s a m i r î n ) i n h a t â l a r ı , n o k s a n l a r ı i k m a l e d i l m e k v e p e k ç o k f a y d a l ı i l â v e

le r d e r e o l u n m a k ü z e r e m e y d a n a g e l e n k a l ı n b i r e s e r o l u p ü ç c ü d ş e k

l i n d e t e r t i b o l u n m u ş t u r .

2 — ( D e v â y i h - i V i l â y e t - i E d i r n e ) . E d i r n e v i l â y e t i n i n m ü l h a k a t ı n a d a i r

o l u p b i r c i l d d i r .

3 — ( A r m a ğ a n ) . M a n z u m v e m a n s u r O s m a n l ı a t a s ö z l e r i n i i h t i v a

e d e r .

4 — ( M e s â d i r - i L i s c n - ı ' Fâ r i s î ) . T ü r k ç e ' d e n F a r s ç a y a , F a r s ç a d a n

T ü r k ç e y e m a s d a r l a r ı g ö s t e r i r .

5 — ( T a v z î h ü ' l - E b v â b A l â T e s h î l i ' l - H e s a b ) .

6 — (D îvan ) .

y a t l a r ı n d a n b a h s e d e r . 1140 (1727) t a r i h i n d e M a n i s a ' d a v e f a t e t t i . Ö m r ü

n ü n s o n l a r ı n d a m ü f t ü o l m u ş t u . A t â u l l a h E f e n d i ' n i n f e t v a l o r m a i l â v e l e r i

v a r d ı r .

Page 52: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 36 —

x<KĞinat» redifl i gazelinden "

Ayn mevcudata eyler kudretullahi lyân «Bâdiyâ» âyine-i ibret-nümâdır kâinat.

Yazı ve nakış san'atına da vukufu vardır. Merfıumun bu eserleri ile bine yakın olan kitabları oğulları Edirne meb'usu olan Faik Bey tarafından Edirne'de Sultan Selim Kütübhânesine hediye edilmiştir.

Page 53: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— c —

C E L Â L Z A D E K O C A N İ Ş A N C I M U S T A F A B E Y

İ l im v e k a l e m e r b a b m d a n , s i y a s e t v e h ü k ü m e t i d a r e s i n i n h i k m e t i n e vak ı f b i r z â t o l u p Tosya ' l ı d ı r , İ lk t a h s i l i n i m e m l e k e t i u l e m â s ı n d a n v e y ü k s e k t a h s i l i n i d e İ s t a n b u l â l i m l e r i n d e n i k m â l e d e r e k d e v l e t h i z m e t i n e g i r m i ş t i r . Ha iz o l d u ğ u f az i l e t i v e İ s l â m I yaz ı t ü r l e r i n d e n «Dîvan i» y a z ı d a k i m a h a r e t i m e s l e ğ i n d e y ü k s e l m e s i n e s e b e b o l d u . Y ine bu s e b e b l e Y a vuz S u l t a n S e l i m H a n z a m a n ı n d a (D ivan - ı H ü m â y û n ) k â t i b l e r i s ı r o s m a g i r d i . K a n u n î d e v r i n d e İVlısır'a m e ' m u r o l a n Vez î r - i A ' z a m İ b r a h i m P a ş a ' nın t a k d i r ve h i m a y e s i n e rnazhar o l a r a k m e z k û r vez i r i n t e z k i r e c i l i ğ i v a z i fes i i le M ıs ı r ' a g i t t i . B u r a d a n d ö n ü ş t a r i h i o l o n 931 (1525) de H a r i c i y e N â z ı n (Re îsü ' l -Kü t t âb ) t â y i n o l u n d u . 941 (1534) t a r i h i n d e B a ğ d a d f e t h i n d e b u l u n u p N i ş a n c ı Seyd î B e y ' i n v e f a t ı ü z e r i n e N i ş a n c ı l ı k t e v c i h o l u n a r a k 24 s e n e bu m ü h i m v a z i f e d e b u l u n m u ş t u r . B u h i z m e t do lay ı s ı y l e d e v l e t i n m ü h i m i ş l e r i n i n eri iyi b i r ş e k i l d e d ü z e l t i l m e ve y ü r ü t ü l m e s i h u s u s u n d a p e k b ü y ü k b i r liyakat ve d i r a y e t i g ö r ü l d ü . 964 (1557) t a r i h i n d e e m e k l i l i ğ i s e ç e r e k o n s e n e M ü t e f e r r i k a - b a ş ı l ı k i le ö m ü r s ü r d ü . K a n u n î S u l t a n S ü l e y m a n H a n ' ı n s e f e r l e r i n d e n o l a n S i k e t v a r S e f e r i n d e de b u l u n a r a k T u ğ r a - k e ş l i k v a z i f e s i n i i fâ e t t i . İ s t a n b u l ' a a v d e t i n d e « M u s t a f a i bn - i Ce lâ l Tevk î i» v e «İlâhî! R a h m e t ey le M u s t a f a ' y a » m ıs ra ' l a r ı n ı n d e l â l e t i o l a n 975 (1568) t a r i h i n d e v e f a t e d e r e k Eyüb c i v a r ı n d a «Nişanc ı» ad ı i le a d ı n a n i s b e t ed i l en m a h a l l e d e b i nas ına m u v a f f a k o l d u ğ u C a m i ' i n b i t i ş i ğ i n e d e f n ed i l d i , Faz i l e t ve i k t i d a r c i h e t i y l e k e n d i s i n e y o k l a ş a n k ü ç ü k k a r d e ş i Sa l i h E fend i d e y a n ı n d a m e d f u n d u r .

E s e r l e r i : 1 — ( T a b a k a t ü ' l - M e m â l i k Fî D e r e c â t i ' l - M e s â l i k ) . O t u z t a b a k a v e b i r

ç o k d e r e c e l e r e t a k s i m e d i l m i ş t a r i h î v e a h l â k î m ü h i m b i r ese rd i r . Y i r m i d o k u z u n c u t a b a k a O s m a n l ı D e v l e t i n i n o z a m a n k i i d a r e u s û l ü v e aske r î v e mü lk î k a n u n l a n i le ş u b e l e r i n i n i d a r e s i n i , o t u z u n c u t a b a k a d a K a n u n î d e v r i h â d i s e l e r i n i b e y â n ede r . Yaz ı l ı ş t a rz ı z a m a n ı n d a k i yazı ü s l û b u n a u y d u r u l d u ğ u n d a n bâzı h a b e r v e n a k i l l e r i n h a k i k a t i i f a d e n i n ak ı ş ı na f e d â e d i l d i ğ i n d e n kapa l ı ka lmış t ı r . B i l h a s s a K a n u n î d e v r i n e a i t m a n z u m pa r ç a l a r ı m e n s u r k ı s ı m l a r ı n d a n d a h a ç o k r u h okşay ıc ıd ı r . B i r n ü s h a s ı A y a -s o f y a K ü t ü b h â n e s i n d e d i r .

Page 54: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 38 —

2 — (Enîsü's-Salâtîn Ve Celîsü'l-Havâkîn). Bu eserin asıl ismi (Me-vâhibü'l-Haüâk Fî Merâtibi ' l-Ahlâk) ise de üç podişalım da görüşlerine sunulduğu için sonradan (Enîsü's-Salâtîn) diye isimlendirmiştir. Mukaddimesi Esmâ-i Hüsnâ Şerhi ile tevşîh edilmiş, sonu Resûl-i Kibriya'ya, Salâvat ile süslenmiştir. AralarmdakI elli altı babto da güzel ahlâkm fay-dalarmdan ve kötü ahlâkm znrarlarmdan bahsedilmiş olup Sultan Süleyman Kanunî adma yazılmıştır. Nüshaları İstanbul Kütübhanelerinden bâzılarında vardır. Bir nüshası da kendi kütübhanemi süslemektedir.

3 — (Selîmnâme). Büyük bir cild üzerine tertîb edilmiş olan bu eser Yavuz Sultan Selîm Han'ın gazalarını (savaşlarını) ihtiva etmekte olup oğlunun yazısı ile yazılı bir nüshası «Müze-i Osmanî» kütübhânesinde vardır.

4 — f(Nişanî) mahlâslı dîvançe]). Şiirlerinin tarzı âşıkane ve hakî-manedir.

Beyit lerinden ;

Fenn-i aşka başladım dikkctie gördüm nice bâb Metni derd ü faslı hicran ile dolmuş bir kitâb.

5 — (Terceme-i Meâricü'n-Nübüvve Fî Meâricü' l-Fütüvve). Eserin osii ümmetin en faziletl i lerinden f islâm büyüklerinden] (Molla Miskin) şöhreti iie adlandırılan [Muîn El-Hac Muhammed El-Fevâhî]'nin Peygamberler Tarihi ve Hz, Peygamberin hayatından bahseden forsça meşhur eseri olup terceme sahibi Mustafa Bey tarafından (Delâilü'n-Nübüvveti ' l-Muhammedî Ve Şemâilü' l-Fütüvveti ' l-Ahmedî) ismi ile ve 1033 (1624) tarihinde Mısır'da vefat eden Osmanlı büyüklerinden Üskübî Altı Parmak Mehmed Efendi tarafından da asıl ismi ile terceme olunmuştur ki ikinci terceme basılmış olduğundan meşhur ve tedavüldedir.

6 — (Târîh-i Kal'a-i İstanbul ve Ma'bed-i Ayasofya) , Farsçadan terceme etmiştir.

7 — (Csvâhirü' l-Ahbâr Fî Hasâiü'l-Ahyâr), Arab m.üelliflerlnden Ebu Hafs Ömer ibn-i İbrahim Ensarî'nin (Ahsenü'l-Kasas) olan Hz. Yijsuf (A, S.) kıssasma dair (Zehrü'l-Kimam) ismindeki eserinin tercemesi olup nefîs yazılı ve cildli bir nüshası Nuruosmaniye Kütübhânesindedir.

8 — (Mensur Şehname Tercemesi). Millet Kütübhânesinde mevcut olup tercemie edeni tasrîh edilmeyen diğer bir tercemede terceme sahibinin de (Mensur Şehname Tercemesi) olduğu zikredilmiştir.

Page 55: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 39 —

C E N A B I « M Ü V E R R İ H M U S T A F A C E N A B I E F E N D İ »

F a z i l e t sahı ib i O s m a n l ı t a r i l i ç i l e r i n i n b ü y ü k l e r i n d e n , t e d k i k c i b i r z â t

o l u p d o ğ u m y e r i i t i b a r i y l e A m a s y a ' I ı , y e r l e ş m e y e r i i t i b a r i y l e B u r s a ' l ı

E m î r H a s a n E f e n d i ' n i n o ğ l u d u r . K ü n y e s i « E b u M u h a m m e d M u s t a f a i b n - i

E s - S e y y i d H a s a n i bn - i E s - S e y y i d S i n a n i bn - i E s - S e y y i d A h m e d E l - H ü s e y -

nî» o l m a k ü z e r e z a b t e d i l m i ş t i r . Y ü k s e k d i n î i l i m l e r i v e â l e t i l i m l e r i n i

M e v l â n â E b u ' s - S u û d E f e n d i ' d e n t a h s î l i le İ s t a n b u l v e E d i r n e m e d r e s e

l e r i n d e t a h s î l i n i i k m â l e t t i k t e n s o n r a k a d ı l ı k ( h â k i m l i k ) m e s l e ğ i n e g e ç e

r e k H a l e b K a d ı l ı ğ ı n a t â y i n o l u n d u . M e ' m u r i y e t i n i n s o n l a r ı n d a h a s t a l a n a

r a k y e r i n e k a r d e ş i S u u d î E f e n d i t â y i n e d i l d i . K a r d e ş i n i n t â y i n i n d e n b i r

b u ç u k s e n e s o n r a 999 (1591) s e n e s i i ç i n d e H a l e b ' d e v e f a t e t t i . E s e r l e r i

b a s ı l m a m ı ş o l u p t a h k î k e d i l e b i l e n l e r i a ş a ğ ı d a d ı r :

1 — ( l y l e m ü ' z - Z â h i r Fî A h v â i i ' l - E v â i l i v e ' l - E v â h i r ) : B i r m u k a d d i m e i le s e k

s e n ik i b a b ü z e r i n e t e r t i b e d i l m i ş , ik i b ü y ü k c i l d h â l i n d e A r a p ç a b i r u m u

mî t a r i h t i r . N ü s h a l a r ı İ s t a n b u l K ü t ü b h a n e l e r i n i n b i r k a ç ı n d a v a r d ı r . K â t i b

C e l e b i b u e s e r i [ K e ş f ü ' z - Z u n û n ] ' d a ( E l - B a h r ü ' z - Z e h h a r V e ' l - İ l m ü ' t - T a y -

yâ r ) i s m i i le i s i m l e n d i r i l m e s i n i t e r c i h e d i y o r . F i h r i s t i n i n b i r k ı s m ı ş ö y l e

d i r : ( M u k a d d i m e ; M a ' n e ' n - N ü b ü v v e t i V e ' r - R i s â l e t V e Z i k r E v v e l ü m â h a -

l â k a l i a h ü t e â l â ; B â b - ı e v v e l : E n b i y a ; B a b - ı sân î : Z i k r ü b a ' z u ' i - i s m i ; B a b - ı

s â l i s : M ü l û k - i F ü r s ; B a b - ı r â b i ' ; M ü l û k - i Y u n a n ; B a b - ı h â m i s ; M ü l û k - i

R û m ; B â b - ! s ö d i s : M ü l û k - i Ben î İ s r a i l ; B â b - ı sabi': S e l â t î n - i M ı s r . . . ) S o n

b â b ı , Â l - i Ş e y h H a y d a r ü ' ^ - İ s m a ü î ' d i r . İ s l â m t a r i h i k ı s m ı d a h a t a f s i l â t l ı o l u p

b u a r a d a o l a n O s m a n l ı t a r i h i k ı s m ı d a d i ğ e r k ı s ı m l a r a n i s b e t l e m u f a s s a l

o l m o k l a b e r a b e r z a . m a n m a k a d a r g e ç e n o l a y l a r d e r e e d i l m i ş t i r . E s e r i n

e h e m m i y e t i M ı s ı r e d i b l e r i n d e n A h m e d Z e k i P a ş a ' n m d i k k a t n a z a r ı n ı ç e k

t i ğ i n d e n M ı s ı r ' d a b a s ı l m a s ı k a r a r l a ş t ı r ı l m ı ş t ı r . M ü e l l i f i n k e n d i e l yaz ıs ı

i le y a z ı l m ı ş o l a n b i r i n c i c i l d i n m ü s v e d d e l e r i f a z i l e t l i a s k e r l e r d e n v e b i b

l i y o g r a f y a â l i m l e r i n d e n B a ğ d a d î İ s m a i l P a ş a ' n m k ü t ü b h a n e l e r i n d e d i r .

2 — ( M u h t a s a r İ y l e m u z ' - Z â h i r ) : H e r i k i c i l d i n ö z l ü v e s ü z ü l m ü ş b i r

s u r e t t e m u h t e v i y a t ı n ı t o p l a m a k t a o l u p T ü r k ç s d i r . A l t m ı ş b a b ş e k l i n d e

t e r t î b e d i l m i ş o l a n b u e s e r i n f i h r i s t i n i n b i r k ı s m ı ş ö y l e d i r :

( 1 . b a b : S i y e r - i N e t î , 2. b a b ; H u l e f â - i R â ş i d î n , 3. b a b : B e n î Ü m e y y e ,

4 . b a b : A b b a s î y e . . . ) as l ı i le m u h t a s a r ı o l a n b u e s e r N u r u o s m a n i y e K ü t ü b

h a n e s i n d e m e v c u t t u r .

3 — ( S e b ' u - s - S e y y u r ) . K ı y a f e t , f e r a s e t , g a l i b v e m a ğ l û b , k ö p ü k , k ü

r e k k e m i ğ i , s a y ı l a r v e p a r m a k l a r ı n m i k d a r l a r ı n d a n b a h s e d e r . N a k î b ü ' l -

E ş r a f S e y y i d M e h m e d Rıza E f e n d i ' n i n b u i s i m d e k i e s e r i T a t a r m e l i k l e r i

n i n d u r u m u n d a n b a h s e d e n d i ğ e r b i r e s e r d i r .

Page 56: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 40 —

CA'FER İYANİ BEY «TEZKİRECİ»

Tarihçi, maârif erbabından bir zât olup Macaristan'daki Peç şehr inde doğmuştur. (Gazavât-ı Tiryakî Hasan Paşa) ismindeki 1000 h. tar ih inde yazdığı eseri askerî tarihimizce istifadeye şayan eserlerdendir. Manisa'da Muradiye Kütübhânesinde dört bab üzere tert ib edilmiş (Züb-detü'n-Nesayih Ve Umdetü't-Tevarih) adında 1003 (1594) tar ihinde yazılmış bir eseri ve (Mişkâtü' l-Envâr)dan terceme ve özetlenmiş (Nur-nâme) ile (Tarih-i Cedîd-i Engürus) ve (Nesâyih-ı Mülûk) adlarında eserleri de vardır.

Macar tarihçi lerinden ve şark dilleri âl imlerinden olup 1330 (1912) tarihlerinde İstanbul'da vefat eden Doktor Karaçon Efendinin, (Türk Derneği) mecmuasının 91. sayfasında Peçevî İbrahim Efendi'nin hayatında terceme sahibi Cafer Bey'in Peçevî'nin büyük babası olduğu ya zılıdır.

4 — (Târih-i Bilâd-ı Mağrib): IVlağrib (Kuzey Afril<a) hül<ûmetlerin-den bahseder.

5 — (Nihayetü' i-Meram ve Bahrü Cevâhirü' l-Kelâm). Tarih i lminden Arapça bir eserdir. Perygamberler tarihi ile halife ve meliklerden bahseder. Eseri müellif kendisi terceme ederek ismini (Dürr-i Meknûn ve 3ırr-ı Masun) vermiştir. Arab müell i f lerinden Ali ibn-i Galib' in de (Niha-/etü ' l -Merâm Fî ZZikri ' l -Hulefâ-i Ve'l-Eyyâm) isminde bir manzumesi vardır.

6 — (Çevâhirü'l-Garâib). 7 — (Fırsat-nâme). 8 — (El-Hazîretü'l-Hazretü Ve'l-Hadîkatü'n-Nazretü). 9 — (Risale Fî Binâ-i Ayasofya Ve Kal'atü Kostantiniyye). Terceme

sahibinin Keşfü'z-Zünûn'da bu isimde bir eseri olduğu yazılı İse de görüp mütâlea edemedim.

Şiirde kabil iyetl i olup üç dilde de şiir yazmok gücüne malikt i . Türkçe şiirleri renkli olduğu gibi Arapça şiirleri de çok güzel şiir yazan bir Arab şair! kadar üstadcadır.

Türkçe şiir lerinden : «Dûd-i âhını Hudâ yerde kotnaz mazlumun.»

mısraı ile : «Bilmedi kadrini hayfâ o dürr-i nâyâb'ın Dest-i emvâc ile derya ko döğünsün, yürüsün»

oeyti şairler nezdinde meşhurdur.

Page 57: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 41 —

C A V İ D A H M E D BEY

B u zâ t ı n m e c m u a t a r z ı n d a b i r t a r i h i v a r d ı r k i O s m a n l ı D e v l e t i i l e Rusy a Dev le t i a r a s ı n d a m e y d a n a g e l e n h a r b v e s u l h l e r e d a i r o l a n m e ş h u r t a r i h l e r d e n s e ç e r e k ik i c i l d h â l i n d e t o p l a y ı p t e r t î b e d e r e k b i r i n c i c i l d i n d e 1036 (1626) t a r i h i n d e n 1187) Z i l k a ' d e ' s i n e k a d a r o l a n o l a y l a r ı y a z m ı ş tır . İ k i nc i c i l d i n d e bu t a r i h t e n 1197 (1783) t a r i h i n e k a d a r Enver î T a r i h i ' n i ve o n d a n 1201 (1787) s e n e s i n e k a d a r Vas ı f ' ı n Zey l ' i o l a n v e z i k r i g e ç e n H a s a n E f e n d i M e c m u a s ı n ı v e o n d a n s o n r a Ed îb E f e n d i T a r i h i ' n i n b a ş ı n d a n b i r m i k t a r ı n ı v e Enver î T o r i h i ' n i v e 1206 J4792) s e n e s i n e . k a d a r k e n d i z a b t e t t i ğ i o l a y l a r ı v e Vas ı f Z e y l i ' n i n b i r m i k t a r ı n ı ö z e t l e y e r e k d e r e e t m i ş t i r .

Rag ıp P a ş a ' d a n Y u s u f Z i y a P a ş a ' y a k a d a r (Ve rd - i M u t a r r a ) i s m i n d e b i r d e (Zey l - i H a d î k a t ü ' l - V ü z e r â ) sı va rd ı r . 1218 (1803) d e İ s t a n b u l ' d a v e f a t e t t i . B e ş i k t a ş ' d a Y a h y a E f e n d i D e r g â h ı ' n d a m e d f u n d u r .

C E M A L E D D İ N M E H M E D E F E N D İ «KARSLIZADE»

S u l t a n A b d ü l m e c i d H a n d e v r i n d e T a k v î m h â n e m u s a h h i h i o l m u ş t u . M e v â l î e d i b l e r i n d e n [ y ü k s e k kad ı l a r ] o l u p 1262 (1846) t a r i h i n d e v e f a t e t m i ş t i r . E y y ü b ' d e d e f n e d i l m i ş t i r . O s m a n l ı T a r i h i v e t a r i h ç i l e r i h a k k ı n d a b i r d e r e c e y e k a d a r l ü z u m l u b i l g i l e r i i h t i va e d e n (Ây îne- i Z u r e f â ) i s m i n d e k i e s e r i s o n r a d a n İ k d a m m a t b a a s ı t a r a f ı n d a n zey l e t t i r i l e r e k ( O s m a n l ı T a r i -

( N û r - n â m e ) . Hz. P e y g a m b e r i n i ı a y a t ı n d a n b a h s e d e n {M iş l<â tü ' l -En -vâr ) ad l ı e s e r d e n t e r c e m e e d i l m i ş k â t i p d i l i i le yaz ı lm ış b i r e s e r o l u p 1012 (1603) t a r i h i n d e t e r c e m e e d i l m i ş t i r . S o n u n d a k i m a n z u m e d e n :

« U m a r e m ki ha lâs e d e Al lah Kul luğa lâyık ola ben g ü m - r â h Eyleyip bir bahane - i illet İde bu abd i Ca fe r 'e rahmet .»

«Kad t e r e c c e m e e l - f a k î r ü i l â l l a h i ' l - m e i i k i ' l - g a f f â r E l - H â c C a ' f e r Def -t e r d â r - ı H a z i n e - i T a m ı ş v a r » i ba res i i le o l a n i m z a s ı n d a n ma l î i ş l e rde d e ça l ı ş t ığ ı an laş ı l ı yo r . 1087 (1676) t a r i h i n d e ü ç l i s a n d a n m e y d a n a g e l e n b e d i ' i l m i n e d a i r edeb î b i r r i sa le y a z a n A b d ü l h a l î m E f e n d i d e Peçev î ' l i d i r .

S u l t a n A h m e d Camii m î m a r ı M e h m e d A ğ a ' n ı n da t a f s i l â t l ı b i r s u r e t t e h a y a t ı i le m i m a r î y e a i t k ı y m e t l i b i l g i l e r i i h t i va e d e n b i r e s e r i va rd ı r .

Page 58: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— AZ —

hi ve Müverrihleri) ismi ile basılmıştır. (Me'diyetü' l-Hannân) isminde basılmış bir risalesi de vardır ki bilhassa sünnetçi ler esnafı için ist i fadeyi mûcibdir.

CEVAD AHMED PAŞA

Karahisar-ı Sâhib'l i (Afyon) mîr-alay (albay) Mustafa Âsim Bey'in oğludur. «Ahmed Cevad - 67» doğum tarihidir. Harbiye Mektebinden ve Kurmay sınıfından çıktıktan sonra mühim ve muhteüf hizmetlerde bulunup sadrâzam oldu. Son me'muriyeti 5. Ordu müşîrliği (mareşalliği) idi.

1318 (1900) tar ihinde İstanbul'da vefat etmiştir. Fatih civarında Emîr Buhârî Türbesi karşısında inşâ olunan hususî türbede defn edildi. (Cevad Paşa - 318) vefat tarihidir. Mevcûd kitablarından beş bine yakınını dolapları ile beraber Müze-i Hümâyûn Kütübhanesine hediye etmiştir.

Basılmış eserleri:

1 — (Târih-i Askerî-i Osmanî) (1), (Sadova Muharebesine Kadar Muhtasar Tarih-i Askerî), (Ma' lûmâtü' l -Kâfiye Fî Ahvâl- i Memâlik- i Osmaniye), (Riyâziye'nin Mebâhis-i Dakikası), (Kimya'nın Sanayi'e Tatbiki) , (Semâ) ve (Telefon)dur.

(Yadigâr) adı ile neşrine başladıkları mecmuanın 24. sayısına kadar neşrine muvaffak olmuştur. Arab ve Fransız dil lerine vâkıf, bilgi sahibi, kadir-bi l ir bir zattı.

(1) Bu kıymetli eserin kısımlarından ve Yeniçerilerin kuruluşundan kaldırılmasına kadar olan tarihî durumunu hikâye eden (Yeniçeriler Tatihi) mükemmel şekilleri ile beraber basılmış ise de basılmamış olan diğer kısımları Yıldız Kütübhanesindedir. Edirne Valiliğini müteâkıb 1282 (18GG) de vefat eden ressam Müşir Arif Mehmed Paşa'nm da Yeniçerilerin kıyafetlerini gösteren lesimli kıymetli bir eseri vardır. Merhum Mahmud Paşa'nm (Osmanlı Teşkilât ve Kıyafet-i Askeriyesi) ismindeki eseri de bu sp-hada yazılan ve istifade edilebilen tarihî eserlerdendir.

Page 59: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

- ç —

Ç E L E B İ Z A D E İ S M A İ L A S I M E F E N D İ « Ş E Y H Ü ' L İ S L Â M V E V A K ' A N Ü V İ S »

O s m a n l ı e d î b v e t a r i h ç i l e r i n d e n o l u p ( K ü ç ü k Çe leb î ) a d ı i l e b i l i n e n R e î s ü ' l - K ü t t a b M e h m e d E f e n d i ' n i n o ğ l u d u r .

Bası lmış m e ş h u r e s e r l e r i :

R a ş i d T a r i h i ' n e zey l o l m a k ü z e r e 1135-1141 ( 1 7 2 3 - 1728) s e n e l e r i n e k a d a r O s m o n l ı t a r i h i n i n o l a y l a r ı n ı b e y â n e d e n b i r t a r i h d i r k i t a r i h î o l a y l a r ı t a s v î r t a r z ı i le R a ş i t T a r i h i n i and ı r ı r . V e f a t ı « A s ı m İ s m a i l E f e n d i k ı ld ı F i r d e v s i m e k â n ) m ı s r a m m g ö s t e r d i ğ i 1173 (1760) d e d i r . K a b r i İ s t a n b u l ' d a M o l l a G ü r a n î M a n a l l e s i n d e d i r . 1198 (1784) t a r i h i n d e ü ç ' ü b i r a r a d a b a s ı l m ı ş o l a n S a m i , Ş â k i r v e S u p h î T a r i h l e r i d e 1143-1156 (1730-1743) s e n e l e r i n e k a d a r o l a n O s m a n l ı D e v l e t i o l a y l a r ı n ı h i k â y e e d e r .

Ü ç d i l d e n e s i r v e ş i i r v a z m a ğ a m u k t e d i r o l d u ğ u g i b i ş i i r l e r i n i n e k s e r i s i h i k m e t l i s ö z l e r i i h t i v o e t m e k t e d i r . T a r i h i i le d î v a n ı v e m ü n ş e a t ı [ n e s i r t a r z ı n d a y a z ı l a r ı ] b a s ı l m ı ş t ı r .

( A c â i b ü ' l - L e t â i f ) i s m i n d a k i t e r cem.es i a s r ı m ı z b i l g i v e k a l e m s a h i b -l e r i n d e n D i y a r b e k i r ' l i A l i E n î r î E f e n d i ' n i n h i m m e t i y l e v e k ı y m e t l i haşiy e l e r i l â v e s i i le bas ı lm ış t ı r . B u e s e r Ş a h r u h z a m a n ı n d a 822 (1419) s e n e s i n d e O r t a A s y a v e Ç i n ' e s e f i r l i k v a z i f e s i y l e g i d e n v e iki s e n e o n b e ş g ü n s o n r a y i n e H e r a t ' a d ö n e n H o c a G ı y â s ü ' d - D î n N e f f a ş î ad l ı z â t ı n g ü n l ü ğ ü y â n i s e y a h a t n o m e s i ' n i n i s m i o l u p D â m a d İ b r a h i m P a ş a a d ı n a t e r c e m e o l u n m u ş t u r . S u l t a n İ l i . M u r a d d e v r i b i l g i s a h i b l e r i n d e n b i r z a t ı n d a F a r s ç a ' d a n t e r c e m e edi lmi fs ( T a r i h - i N e v â d i r - i Çîn - i M â ç î n ) i s m i n d e b i r e s e r i v a r d ı r k i 1270 (1854) t a r i h i n d e i s t a n b u l ' d a b a s ı l m ı ş t ı r .

B e y i t l e r i n d e n : Kcbi l iyyetd i r husûl- i m a t l a b ı n s e r m a y e s i Elde ist i 'dât o l u n c a k â r kend in göster i r .

M a h a l d e <abil iyet şar t t ı r b â r â n - ı N i s a n ' m T e m ö ş â kıl ki her bir ka t res i dürr - i semîn o l m a z .

M u c â z e rbab ıd ı r â z u r d e - i a ğ y a r o lan y o k s a H a k i k a t bağ ın ın verd- i m u t a r r a s m d a h â r o l m a z .

Page 60: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 44 —

ÇEŞMİZADE MUSTAFA REŞİD EFENDİ «VAK'ANÜVİS»

Ulemâ ve tarihçi lerden olup Istanburiudur. Süleymaniye Medresesi Dârü'l-Hadîs Müderrisl iğine nail olmuştur. 3ir müddet vak'anüvisl ik hizmetinde bulunarak 1236 (1821) tar ihinde İstanbul'da vefat etmiştir. Rumelihisarı kabristanında yol kenarında medfundur. Tarihçesi ile şi irleri vardır. Tarihçesi 'nin bir nüshası Es'ad Eferd i Kütübhânesinde mevcuttur. Vak'anüvis Hâkim Efendi'ye halef olmuştu. Kendisinin ve halefi olan Mûsâzâde Müneccimaşı Mehmed Abdul lah ve Behçetî Hasan Efendilerin yazdığı tarihçelerini Vasıf Efendi tashîhten sonra kendi tar ih ine ilâve etmiştir.

Beyit lerinden : Şikestekî-i dile çâresâz olur sanma Tabîb-i tesl iyetin mumyaların gördüm.

Nîk ü bed her vasi olur bir zâta nisbetle kemâl Doğruluk nâvekte hoştur, eğrilik şemşîrde

Jbtidâ tecrîd dersinden sebk âmûz olur Mekteb-i aşkın kemiyyete kûdek dîvanesi

Mısra'iarından :

Gönül peylersen eyle düşmana ifşâ-i râz etme.

Dillerde destan imiş esrar sandığım.

Bir duâ bilmem kabulü vakf-ı âmîn olmaya.

Page 61: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— D —

D E V L E K Z A D E M E H M E D İBN- İ ALİ

Faz i l e t s a h i b i t a r i h ç i l e r d e n b i r z â t o l u p S a m s u n ' l u d u r . O n sek i z b â b ü z e r e t e r t î b e d i l m i ş ( Z ü b d e t û ' t - T e v â r i h ) i s m i n d e b i r ese r i va rd ı r . 977 (1569) d e i r t i ha l e t m i ş t i r .

D E R V İ Ş ALİ E F E N D İ

S u l t a n II I . M u r a d d e v r i m a â r i f e r b a b ı n d a n o l u p b i r z a m a n H a l e b M ü f t ü l ü ğ ü n d e b u l u n d u . K a n u n k o y u c u l a r ı n d a n S u l t a n I I I . M u r a d z a m a n ına k a d a r o l a n v u k u a t ı t o p l a y a n A r a p ç a ( H u l â s a t ü ' t - T e v â r i h ) i sm i İ le m u h t a s a r b i r u m u m î t a r i h k a l e m e a lmış t ı r .

DERVİŞ M E H M E D İBN- İ E Ş - Ş E Y H R A M A Z A N

O n u n c u a s ı r d a y a ş a d ı ğ ı e s e r i n d e n a n l a ş ı l m a k t a d ı r . K a n u n î S u l t a n S ü l e y m a n z a m a n ı n d a ( S e b h e t ü ' l - A h b a r v e T u h f e t ü ' l - E b r â r ) ad ı i le Hz . Â d e m ' i n y a r a t ı l ı ş ı n d a n i t i b a r e n z a m a n ı n a k a d a r g e l e n p e y g a m b e r v e h ü k ü m d a r l a r ı n i s im le r i i le ö z e t l e n m i ş o l ay l a r ı n ı t o p l a y a n b i r t a r i h k a l e m e a lmış t ı r . [ Ş e c e r e ] t a r z ı ndad ı r . B i r n ü s h a s ı d a V i y a n a K ü t ü b h â n e s i n d e va rd ı r .

DEFTERÎ M E H M E D PAŞA

O s m a n l ı t a r i h ç i l e r i n i n c e d k i k a t ç ı l a r m d a n b i r z â t o l u p İ s t a n b u l ' l u d u r . [ R u z n â m e ] « G ü n l ü k o l a y l a r ı y a z m a » k â t i b l i ğ i n d e n y e t i ş m i ş v e s o n r a d a n D e f t e r d a r o l m u ş t u r . B u n d a n s o n r a d a v a l i l i ğ e y ü k s e l m i ş t i r . ( Z ü b d e t û ' l -Vekoy i " ) i s m i i le yazd ığ ı O s m a n l ı t a r i h i 1067 (1657) d e n 1116 (1704) t a r i h i n e k a d a r o l a n o l a y l a r d a n b a h s e t m e k t e d i r ( N e s â y i h u ' l - V ü z e r â V e ' l - 0 -m e r â ) i s m i n d e b i r e s e r i d e v a r d ı r k i b i r n ü s h a s ı E s ' a d E f e n d i K ü t ü b h â n e s i n d e d i r . H e s a b s a h i b i , b i l g i l i b i r z a t t ı . S e l a n i k V a l i l i ğ i n d e i k e n b i r i şde

Page 62: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 4 6 —

1. bab 2. bab 3. bab 4. bab 5. bab 6. bab 7. bab

8. bab : 9. b a b :

Der Beyan-ı Etvar-ı Ahlâk-ı Sadr-ı A'zam

» » » » » »

» »

» » » » » »

Ahvâl-i Menâsib ve Mazarrat-ı irtişa. Etvâr-ı Defterdâr-ı Hazine ve Erbab-ı menâsib Ocağ-ı Bektaşiye. Ahvâl- i Reâyâ ve Mazarrat-ı Zulm ü Sitem. Serhadd-i Mansure ve Keyfiyet-i Seraskerî. Buhl ü Sehâ vü Hırs t Tama' ü Kibr ü Hased ü Tevazu' vü Gurur ü Nîk-Hûy ü Bed-Hûy. Dost-i Sadık ü Mazarrat-ı Gabn ü Nemmam. Keyfiyet-i Ahvâl- i Zeât ıe t ü Tîmar.

DÂYEZADE MUSTAFA EFENDİ

İhlâs ve dikkat sahiblerinden tar ihçi , orta derecede bir âlim oiup İstanbul' ludur. Gelişi güzel bir tahsilden sonra devlet hizmetine girerek Rumeli Eyâleti Defterdarlığı Kethüdâlığına kadar yükseldi. 1156 (1743) tar ihinde Kars Kalesinde mahsur kalanlar arasında kaldı. Eserleri basılmamış olup aşağıdadır:

1 — (Selimiye) : Edirne'deki Sultan İkinci Selim Câmii 'nin vasıflarına dair ist i fade edilebil ir bir eserdir.

2 — (Şerrü'l-Vesvesi Fî Hayli ' t-Tahmasi). 3 — (Cami'u' l-Menâsik Li 'r-Ragibi 'n-Nâsik). Bu iki eserini birinci eserinde beyân ediyor.

gevşekliği görüldüğünden 1129 (1717) tar ihinde Kavala'da tevkif edilerek ecel-i kazaya (cezaya) uğradı. Eserleri basılmamıştır.

(Nesâyihu'l-Vüzerâ) dokuz babtır :

Page 63: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— E —

E B U ' L - F A Z L M E H M E D E F E N D İ « D E F T E R D A R »

O s m a n l ı â l i m , ş a i r v e ca r i hç i l e r i nden o l u p y u k a r ı d a h a y a t ı y a z ı l a n M e v l â n â İd r i s B i t l i s î ' n i n o ğ l u d u r . «Fazl ı ö ldü» t e r k î b l o l a n 971 (1563) d e İ s t a n b u l ' d a v e f a t e d e r e k T o p h a n e c i v a r ı n d a k e n d i s i t a r a f ı n d a n y a p t ı r ı l an , i nşa t a r i h i « H a y r ü ' l - C e v â m i ' » t e r k i b i n i n d e l â l e t i o l a n D e f t e r d a r Cam i i a v l u s u n d a d e f n o l u n d u ğ u « H a d i k a t ü ' l - C e v â m i ' » i le M ü s t a k i m - z â d e ' -n in « T u h f e t ü ' l - H a t t â t İ n » i nde yaz ı lm ı şsa da Ş a k a y ı k Z e y l i «A tâ İ»de t ü r b e s i n i b inâ e t t i k t e n s o n r a g ö r d ü ğ ü rü ' ya ü z e r i n e h a c c a h a r e k e t i e s n a s ı n d a 982 (1574) t a r i h i n d e Ş a m ' d a v e f a t e t t i ğ i yazı l ıd ı r . K a n u n i S u l t a n S ü l e y m a n ' ı n k a n u n a ayk ı r ı b i r i r ades i n i (emr in i ) b i r k a ç d e f a r e d d e n s o n r a i s t i f a e t m i ş t i r .

H o c a S a a d e d d i n E fend i « T â c ü ' t - T e v â r i h » i n i n ha l t e r c e m e l e r i k ı s m ı n d a t e r c e m e s a h i b i i le p e d e r i n i n s e n a s ı n d a â c i z o l d u ğ u n u yaz ıyo r .

Ş i i r l e r i n d e n : Gerç i uşşokın olur derd- i n ihân eğlencesi Oldu şeydâ gönlümün â h ü f igân eğlencesi Gi tmesin ünab- ı lâlin f ikri b|r d e m dideden Kim o sevdadır bu çeşm- i hûnfeşân eğlencesi Zikr- i yakut lebin sermoye- i tefr îh dil Y â d ı - lâl rûh-i bahsin hasta c a n eğ lences i .

(Cer îde - i  s â r v e H a r i d e - i A h b a r ) a d ı n d a S i ye r - i N e b î ' d e n b a h s e d e n b i r ese r i va rd ı r .

E s e r l e r i : ( T e r c e m e - i H u l â s a - i T â r i h - i V a s s a f ) , T ü r k ç e b i r (Tâ r ih - i U m u m î ) İ le

b a b a s ı n ı n (Heş t -B i h i ş t ) i s m i n d e k i O s m a n l ı T a r i h i n e zey l i , (D İvan- ı H a -f ız )a n a z i r e s i , ( T e r c e m e - i Te f s î r - i M e v â h i b ü ' l - A l i y y e ) , ( T e r c e m e - i Z a h i r e - i H a r z e m ş â h İ M i n e ' t - T ı b ) , ( T e r c e m e - i A h i â k - ı M u h s i n î ) , ( M e d â r i c ü ' l - İ ' t i k a d Fî T e r c e m e - I M e n â h i c ü ' l - İ b a d ) v .s . ese r l e r i v a r d ı r k i h i ç b i r i b a s ı l m a m ı ş tır . B u ese r l e r i i le b a b a s ı g i b i b ü y ü k o l d u ğ u n u i sba t e t m i ş t i r . (Tâ r ih - i U m u m İ ) s i o n ik i b a b ü z e r i n e t e r t i p e d i l m i ş o l u p Hz. Â d e m ' i n y a r a t ı l ı ş ı n d a n K a n u n î S u l t a n S ü l e y m a n ' a kada rd ı r .

Page 64: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 48 —

EYYÛBÎ

Kanunî Sultan Süleyman devri tar ihçi şairlerinden olup Eyyüb'iüdür. Görülebilen üç eserinde ismini tasrîh etmiyor, yalnız «Eyyûbî» ismi ile ikt i fa ediyor. Kanunî'nin vak'aiarını tasvir eden manzum bir tarihçesi vardır ki bir parçası aşağıya nakledi lmişt ir:

Padişahın medhi hakkındadır: (Der medh-i pâdişâh) Yine deryâ-yı irfan oldu cûşân Tabiat gülleri açıldı handan Safâ sahrası oldu taze vü ter Perişan kâkülî gibi mu'teber Ele olsun yine sazendeler saz Dügâhîle safahan etsün oğâz.

Tus'lu Firdevsî'nin meşhur (Şehnâme)sin nesir olarak terceme etmiş ve mukaddimesinde manzum olarak terceme eden Şerîf-i Âmedî'den bahs ederek Sultan Gavrî'nin her beytinin tercemesine bir dinar verdiğini nakletmiştir. Şerîfî-i Âmedî'nin (Şehname Tercemesi jnin ikinci cildi Fatih' te Mil let Kütüphanesinde ve tamamı başka bir kütüphanede mevcuttur. Bir de matbu' (Ebû Ali Sinâ Hikâyesi) 'nin kenarında «Hatemnâ-me» isminde bir eseri vardır ki bu eserin basılışı sırasında bâzı kısımları çıkarılmıştır (atılmıştır). Vefat tar ihi ile defnedildiği yer tâyin edi lemedi. Müterciminin, ismi belli olmayan üç büyük cilt üzere tertîb edilmiş mensur «Şehname» tercemesinin Eyyijbî'nin olması muhtemeldir.

EBÛBEKİR İBN-Î «HALİL PAŞAZADE»

«Tarih-i Tabiî» isminde İslâmın zuhurundan 1054 (1644) senesine kodar bir tar ihi olduğu Hammer mütercimi Atâ Bey Efendinin terceme-sinde yazılıdır. Enderûn-i Hümâyun Nazırlığında bulunan ve 1251 (1835) tar ih inde vefat ederek Eyüp'te «Mihrişâh Valide Sultan» İmareti önünde

(Menâhicü'l-İbâd) büyük mutasavvıf lardan Saîd-i Ferganî'nin Farsça meşhur eseridir. (Zahire) tercemesinin ismi «Kan(3nu'l-İlâc ve Şifâü' l -Emraz Li-Külli İlâc»dır.

Bir de Yavuz Sultan Selim'in İstanbul'a gelişi ile taht 'a nasıl çıktığını, bu esnada yapılan şenlikleri ve askeriyenin durumu ile silâhları açıklayan «Kudûmiye» ismi ile Türkçe risalesi vardır.

Page 65: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 49 —

EVLİYA ÇELEBİ ( M E H M E D ZİLLİ İBN-İ DERVİŞ)

O s m a n l ı l a r ' c a A rab la r ı n «İbn- i Batûta))s ı g ib i t e l â k k i o lunur . D o ğ u m u 1020 (1611) t a r i h i nded i r . İ s tanbu l ' l u m e ş h u r b i r seyyah t ı r . B â z a n resm î m e ' m u r i y e t , bâzan da u fak t e f e k m a i y y e t m e ' m u r l u ğ u i le A n a d o l u , S u r i y e , İ rak, Mısı r , İ ran , M a c a r i s t a n , L e h i s t a n , A l m a n y a , Fe lemenk , Dan i m a r k a , İsveç ve Rusya ya s e y a h a t ed ip Kır ım y o l u i le İ s tanbu l ' a avde t e d e r e k o n c i l t t u t a n m u f a s s a l b i r s e y a h a t n a m e k a l e m e a lmış t ı r ki İ k d a m m a t b a a s ı t a r a f ı n d a n a l t ı c i l d i bası lmış t ı r .

Bu s e y a h a t n a m e ' d e esk i t a r i he a i t hu ra fe le r i andı r ı r r i vaye t le r va r sa d a şah i t o l d u ğ u vak 'a l a r ı n r i vaye t le r in in ç o ğ u d o ğ r u l u ğ a yak ın v e i s t i f a dey i mûc ib t i r . Bu m u f a s s a l s e y a h a t n a m e s i n d e n , İ s tanbu l ve c ivar ı hak k ı n d a k i hu ra fe le r i n i h i kâye eden ç o k az b i r k ısmı d a h a ö n c e bası lmış ve n e ş r ed i lm i ş o l d u ğ u iç in zava l l ı Evl iya Çe leb i ' n i n i smi yak ın z a m a n a kad a r ekse r i O s m a n l ı maâ r i f ç i l e r i a ras ında âde ta a lay la karş ı lan ı rd ı . Ev l i ya Çe leb i m e r h u m Y u n a n v e Lâ t in d i l l e r ine âş inâ id i . R u m c a «Niyvan» t a r i h i n i v e bu l i san la r üzer ine yazı lmış d i ğ e r ese r le r i v e t a r i h k i tab la r ın ı m ü t â l e a e d e r e k m e ş h u r s e y a h a t n a m e s i n i n t a r i h e a i t o l an v a k ' a l a r k ısmı i ç i n bu ese r l e rden hay l i i s t i f ade e tm iş t i r . Bu sebeb le sözü g e ç e n v a k ' a la r a ras ında pek a c a i b g ö r ü n e n bâzı lar ı ad ı g e ç e n k i t aba Rum ve Frenk e s e r l e r i n d e n in t i ka l e tm iş t i r . On c i l d d e n i ba re t o l an s e y a h a t n a m e s i n i n t a m tak ımı Ü s k ü d a r ' d a Se l im iye De rgâh ı k ü t ü p h a n e s i n d e , b i r t ak ım ı do B a b - ı Âl î ka rş ıs ında Beş i r A ğ a K ü t ü p h a n e s i n d e vard ı r . B e y o ğ l u Be led i ye Da i res i ne yak ın Ş i ş h a n e K a r a k o l u n u n Kas ımpaşa c i h e t i n d e k i Meyy i t -zâde Kab r i den i l en k a b r i s t a n d a a i les ine m e n s u b o l d u ğ u n u z i k re t t i ğ i so-f a ' d a g ö m ü l m ü ş t ü r . Bu s o f a ' y a da i r bas ı lmış s e y a h a t n a m e s i n i n c. 1 , sh . 424 'de t a f s i l â t vard ı r . M a a m a f i h bu kab r i s tan ın ese f l e k a y d e t m e k lâzım g e l i r k i ekse r i c ihe t le r i y ıkı l ıp yok o l d u ğ u n d a n b u g ü n Evel iya Çe leb i kab r i nden h iç b i r iz k a l m a m ı ş t ı r

D o ğ u m ta r i h i 1020 (1611) ise de v e f a t t o r i h i be l l i değ i ld i r . M a t b u s e y a h a t n a m e s i n i n c. 1 ,sh. 385 'de «Şakanâme» i sm inde b i r ese r i de o l d u ğ u n u z i k red i yo r . Ç i l t 6, sh . 227 'de sü lâ les in i ş u şek i l de s a y ı y o r :

«. . . Peder im iz se rze rge rân - ı de rgâh - ı âl î [De rgâh - ı Âl î k u y u m c u b a ş ı -sı ] derv îş M e h m e d Zıl l î İbn- i A h m e d ibn- i Kara M u s t a f a ibn- i Yavza r ibn- i

OSMANLI MÜELLİFLERİ - Cild: 3 F. : 4

d e f n ed i len İVlerzifonlu Ebûbel<ir E fend i ' n i n 1180-1228 ( 1 7 6 7 - 1813) t a r i h i n e I tadar g e ç e n Osman l ı l a r ' a a i t v a k ' a l a r d a n ba i ı seden «Vak 'a -y i Ce -d îde» i sm inde dev le t i umumî ahvâ l i ne da i r muh t ı ra t a rz ında b i r t a r i hçes i va rd ı r k i s o n r a d a n bast ı r ı lmış t ı r .

Page 66: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 50 —

ESİRİ HASAN İBN-İ ŞEYH HÜSEYİN EFENDİ

Sultan İkinci Ahmed' in muasırı bir zat olup 1140 (1728) de İstanbul ' da vefat ett i . «Mi'yârü'd-Düvel ve Misbarü'l-Milel» isminde açık ibareli Türkçe Umumî Tarihi istifadeyi mucib eserlerdendir. Bu tar ihin başlıca kaynağı Kâtib Çelebi'nin Arapça (Fezleke)sinin tercemesidir. Birer nüshaları İstanbul'da Hakim Oğlu ve Es'ad Efendi Kütübhânelerinde vardır. Kitabındaki [«An kethudâyan-i ocağ-ı cebeciyan-ı Dergâh-ı Âli»] ibaresine göre Yeniçeri mensuplarından olduğu anlaşılmaktadır. Osmanlı Ta r i hi kısmı daha mufassaldır. Sonunda Osmanoğulları 'nın faziletlerine da i r mufassal hususî bir fasıl, bir de o zamana göre yapılmış (Ta'biyetü'l-Ceyş — Askerî t a k t i k — ) haritaları vardır. Coğrafyaya dair de bir hayli faydalı bilgiler konulmuştur. Zamanındaki Osmanlı ülkesini kamilen gezdiği gibi, Macaristan seyahatinde iki sene Nemçe'ülere esir olup bu münasebetle Viyana civarını da gezdiğini naklediyor.

EMNÎ MEHMED BEY

Mevlânâ'nın evlâdından Vidin muhafızı Yusuf Paşa'nın oğludur. Terbiye ve tahsil ini Enderûn-i Hümayun'da tamamlamıştır. 1151 (1738) de elçil ik vazifesi ile Rusya'ya gitmişt i . Geri dönüşünde müşahedelerine dair sefaretname dalında bir tar ihçe yazmıştır ki bir nüshası Murad-Mol la Kütübhânesinde vardır. Başında hayatı da yazılmıştır. 1163 (1750) de İstanbul 'da vefat etmiştir. Zamanına göre mütefekkir ve muktedir bir zatt ı .

ENVERÎ SA'DULLAH EFENDİ

Trabzon'ludur. İstanbul'a gelerek tahsil ini ikmalden sonra vak'anüvis olmuştu. Üç cildden ibaret olup adına izafe edilen tarihinin bir inci cildi 1182 (1768) den 1188 (1775) senesinde Kaynarca Anlaşmasının akdinden sonra ordunun Şumnu'dan hareketle İstanbul'c; gelişine kadar olan Os-

Ece Yakup ibn-i Germiyan-zâde Yakup beydir ki o da Türk Türkân Hoca Ahmed Yesevî sülâlesindendir.»

1225 (1810) tarihinde irtihal ederek Eyüp'de Bostan iskelesine defn edilen Enderûn-i Hümâyûn'un Seferli [Savaştaki duacılar zümresindenl Duâgûyani sınıfından Musahib-i Şehriyarî (Hafız Feyzullah Bülbül) Efendi tarafından büyük bir cilt halinde hulâsa edilmiştir.

Page 67: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 51 —

E D İ B IVIEHMED E M İ N E F E N D İ ( V A K ' A - N Ü V İ S )

R i kâb - ı H ü m â y û n t e ş r i f a t ç ı s ı ve v a k ' a n ü v i s vek i l i o l u p (Tar îh - i Edîb) a d ı i le yazd ığ ı t a r i h i İ s t a n b u l o l ay la r ı n ı i h t i va eder . Ç ü n k ü 1202 (1788) s e n e s i n d e Enver î E fend i a s a l e t e n v a k ' a n ü v i s o l a r a k o r d u i le g i d i p 1206 (1792) s e n e s i n e k a d a r O r d u ' n u n v a k ' a l a n n ı yazd ığ ı g i b i Edîb E fend i de o z a m a n R ikâb - ı H ü m â y u n d a t e ş r i f a t ç ı v e v a k ' a n ü v i s vek i l i o l a r a k d i ğ e r v a k ' a l a n yazmış t ı r .

« M e c l i s - i c e n n â t - i F i r d e v s ' e n e d î m o l s u n Edîb» m ı s r a ' ı m n d e l â l e t i o l a n 1216 (1801) da v e f a t e d e r e k F ınd ık l ı ' da Pe r î -Zâde H â t û n C a m i i a v l u s u n d a d e f n e d i l m i ş s e d e y o l u n g e n i ş l e t i l m e s i v e d ü z e l t i l m e s i n d e o ğ l u S ü l e y m a n N e c i b E f e n d i i le b e r a b e r k a l a n k e m i k l e r i Üsk ü d a r ' d a N u h K u y u s u ' n a n a k l e d i l m i ş t i r . Ş i i r d e d e kab i l i ye t l i d i r .

Hâ l t e r c e m e s i m ü t e h a s s ı s l a r ı n d a n İ s m e t E f e n d i ' n i n r i v a y e t i n e g ö r e F ınd ık l ı c i v a n n d a k i H â t û n i y e K a b r i s t a n ı n d a m e d f u n d u r . (Dîvan) ı i le a h l âk i lm i v e m u h â d a r a t t a n ( R a v z a t ü ' l - H i k e m fî A h l â k ı ' l - Ü m e m ) i s m i n d e e s e r i e r i d e va rd ı r .

E S ' A D BEY

Z a m a n ı m ı z t a r i h y a z a r l a n n ı n m ü t e f e k k i r l e r i n d e n m ü d e k k i k b i r z a t o l u p A m a s y a ' l ı d ı r . M ü l k i y e M e k t e b i n i b i t i r d i k t e n s o n r a t a y i n o l u n d u ğ u m e ' m u r i y e t l e r d e g ü z e l h i z m e t l e r d e b u l u n d u . S o n m e ' m u r i y e t i o l a n A ' y a n M e c l i s i T a h r i r a t M ü m e y y i z i i ken g e n ç d e n e c e k b i r y a ş t a v e f a t e d e r e k E r e n k ö y ' ü n d e «Sahrâ -y ı Ced îd» k a b r i s t a n ı n a d e f n ed i l d i . T a y i n ed i l d i ğ i

m a n i i D e v l e t i n i n va i< 'a lar ını İh t i va e tmel< ted i r . Vâs ı f E f e n d i b u n u t ebd î l v e t a ğ y î r i l e l<endi t a r i h i n i n i lginci c i l d i saymış t ı r . (Ta r ih - i Enve r î ) n i n i k i n c i c i l d i 1188 (1775) s e n e s i h â d i s e l e r i n i n a r t a k a l a n l a r ı n d a n y a n i i lk c i l d i n y u k a r ı d a k i g i b i s o n b u l d u ğ u y e r d e n b a ş l a y a r a k 1197 (1782) s e n e s i s o n u n a k a d a r o l a n h â d i s e l e r i i h t i va ede r . I J c ü n c ü c i l d i 1202 (1788) s e n e s i n d e n 1206 (1792) s e n e s i n e k a d a r o r d u ' n u n v a k ' a l a n n ı i h t i va e d e r

V a k ' a - n ü v i s Ş i ş m a n S ü l e y m a n M o l l a ' n ı n ( V a k a y i ' n â m e ) s i bu t a r i h e i l â ve e d i l m i ş t i r .

« E n v e r i ' n i n i de p ü r n û r m e z c r ı n M e v l â n m ı s r a m ı n d e l â l e t e t t i ğ i 1209 (1795) t a r i h i n d e İ s t a n b u l ' d a v e f a t e t m i ş t i r . K a r a c a h m e d meza r l ı ğ ın ın S e l i m i y e D e r g â h ı k a r ş ı s ı n d a k i y ö n ü n d e n H a y d a r p a ş a ' y a g i d e n y o l u n k e n a r ı n d a m e d f u n d u r .

Ş i i r y a z m a k a b i l i y e t i d e va rd ı r .

Page 68: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 52 —

ES'AD IVIEHMED EFENDİ «VAK'A-NÜVİS»

Değerli tar ihçi lerden, aslen îstanbul' lu âl im bir zattır. «Sahhaflar Şeyhi-zâde» denmekle mârufdur. Kazaskerlik rütbesine nail olduğu gibi «Takvîm-i Vekayı'» gazetesi müdürlüğü ve muharrir l iği ile vak'anüvisl ik de üzerine tevdi ' olunan vazifelerdendir. 1251 (1835) tar ihinde sefaretle İran'da bulunmuştu. «Şânîzâde»ye zeyl olarak 1237 (1821) tarihi başından 1241 (1826) senesine kadar yazdığı «Osmanlı Tarihi»ni birinci cilt olarak kabul stmiş ve ikinci ci l t olmak üzere de 1241 (1826) senesinden başlayarak aynı yılın sonuna kadar tertîb ve yazmış ondan sonrasını da toplayıp tertîbe başlamış ise de tamamlamaya muvaffak olamamıştır. Kendi el yazısı ile yazılmış nüshası da kendi kütübhânesindedir.

[Dâhil iye Vekâleti eski kâtibi merhum Bahir Efendi Mora ihtilâli esnasında Mora Kumandanı sabık sadrâzam Seyyid Ali Paşa'nın kâtibi sıfatı ile Mora ordusunda bulunduğundan müşahedelerini ve duyduklarını zabt edip yazdığı ve Es'ad Efendi tarihinin cedvellerinin bahisleri arasında zeyl edip ilâve ett iği gibi ikinci ci ldinin birinci bölümüne de haşiyeler ve sonuna da bir zeyl yazmıştır.]

Meclis-i Maârif- i Umumiye reisi iken 1264 (1848) tarihinde vefat ederek Ayasofya yakınında «Yerebatan» mahallesindeki kütübhanesi bahçesine defn edildi.

Hayatı Lütfî Tarihi 'nin sekizinci ci ldinde yazılıdır.

Başlıca eserleri: (Terceme-i Müstezref) (1), (Zîbâ-yi Tevârih), (Bağçe-î Safâ Endûz),

(1) Bu terceme esasen Ekmekçizade Ahmed Efendi tarafmdan yapılmış ise de bunu basan Es'ad Efendi tarafından da ekseri maddeleri [İlm-i muhâdarât] zeyl edilmiş ve ibaresi tezyin edilmişti)- ki dinî hikâye ve hikmetli sözlere ait eserlerin cidden en istifadeli ve en seçkinlerindendir. İki büyük cilt şeklinde tertib edümiştir.

:Medresetü'l-Vâizîn «İslâm Tarihi» ve «Dinler Tarihi» müderrisl iği esna-smda yazıp tertîb ett iği il<i eseri aşağıdadır :

1 — Tahlilî ve Tenkidî Tarih-i İslâm 2 — Tahlilî ve Tenkidî Tarih-i Edyân.

Bu iki eser isimleri müsemmalarına muvafık ilmî ve tarihî kıymeti haiz eserlerden olup dil imizde bu sahada henüz benzerleri görülmemiştir. Tamamlanmalarına ömrü vefâ etmediğine ilim namına teessüf olunur.

Page 69: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 53 —

(2) Yeniçeriliğin kaldınimasuiın sebeblerinden bahseden bu eserin ismi 1341 (1826) tarihini gösterir ki bu vak'anm ve eserin yazılma tarihini gösterir.

1250 (1834) tarihinde Mısır'da vefat eden bilgi ve kalem erbabından ve Di-van-ı Hümâyûn hâcegânından Şîrvan'lı Fâtih Efendi'nin de Yeniçerilerin kaldırılması sebebine dair (Gvülzâr-ı Fütuhat) isminde basılmamış bir tarihçesi vardır ki tarafımdan mütâlea edilmiştir.

( Ü s s - i Z a f e r ) ( 2 ) , ( Ş â h i d ü ' l - M ü v e r r i h î n ) , ( E l - V e r d ü ' l - M ü f î d fî Ş e r h i ' t - T e c -

v î d ) ve ( T e ş r i f â t - ı D e v l e t - i O s m a n i y e ) i s i m l e r i n d e e s e r l e r i i l e t e r t î b e d i l

m i ş ş i i r d î v â n ı v e t e d v î n e d i l m i ş m ü n ş e a t ( n e s i r y a z ı l a n ) t ı r .

B u e s e r l e r d e n Y e n i ç e r i l e r i n k a l d ı r ı l m a s ı n a d a i r o l a n ( Ü s s - i Z a f e r ) i1e

( T e r c e m e - i M ü ş t e z r e f ) , ( T e ş r i f a t ) v e ( Ş e r h - i T e c v î d ) b a s ı l m ı ş l a r d ı r . B i r

d e Ş e y h I V İ e h m e d C e z a i r î n i n 1 2 4 4 (1828 ) d e t e ' l i f e t t i ğ i (Es-Sa'yü ' l -Mah-

m û d fî N i z a m i ' l - C ü n û d ) i s m j n d e c i h a d ı n f a z i l e t l e r i n e t a a l l û k e d e n e s e r i n i

( K e v k e b ü ' l - M e s ' û d fî K e v k e b e t i ' l - C ü n û d ) i s m î i l e t e r c e m e e t m i ş t i r ki b a

s ı l m ı ş t ı r . İ s t a n b u l ' u n f e t h i n e g e l e n e s h a b d a n v e b i l h a s s a H â l i d

i b n - i Z e y d ) (R .A . ) d a n b a n s e d e n risalesi i l e ( H a y a t - ı T e k v i n î y e v e Sübû-

t i y e y e ) d a i r « Y ^ ^ " '

l e ş i n e dair v e ( A m e l - i Salih'in h a k i k a t ı n a d a i r ) r i s a l e l e r i d e v a r d ı r .

M ı s r a ' l a r ı n d a n :

Her derde bir deva var ânı bulmakdır hüner.

B a s ı l m ı ş P e n d - n â m e s i n d e n :

Pâk-i dil ol kıl saadet iktisâb

Bâb-ı lûtf-i Hakka eyle intisâb.

Olmak istersen dü âlemde saîd

Kıl tekarrüb hayra ol serden baîd.

Hîlekör olma, o l u r f i ' l in asîr

İstika?net kıi o l a k â r ı n y e s î r .

( B a ğ ç e - i S a f â E n d û z ) : İ s m i , t e r t i b v e t o p l a m a t a r i h i o l a n 1 2 5 1

(1835) t a r i h i n i b e y â n e d e n b i r ç e ş i t ( T e z k i r e t ü ' l - Ü d e b â ) d ı r . ( Ş â h i d ü ' l - M ü

v e r r i h î n ) : İ s m i y a z ı l ı ş t a r i h i o l a n 1 2 4 7 (1831 ) t a r i h i n i g ö s t e r i r . Ş i i r s a n ' a t -

l a r ı n d a n t a r i h s a n ' a t ı n ı n t a r i f v e i z a h ı n a v e b a ş t a S ü r û r î i l e b i r k a ç ş a i r i n

s e ç i l m i ş t a r i h l e r i n i n ş e r h e d i l m e s i n e taallûk e d e n edebî bir eser olup

k e n d i e l y a z ı s ı i l e y a z ı l m ı ş n ü s h a s ı M ü z e - i H ü m â y û n K ü t ü b h a n e s i n d e d i r .

B a ş ı n d a « T a r i h » k e l i m e s i n e d a i r i s t i f a d e y i m u c i b s ö y l e n m i ş s ö z l e r v a r

d ı r .

Page 70: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 54 —

EYÜB SABRİ PAŞA

Bahriye mîrlivâ (tuğamiral) larından ve asrımız fazilet sahiblerinden çok çalışkan bir zât olup Yenişehir civarındaki Urmiye2idir.

Basılmış eserleri: (Mir'ât-ı Mekke), (Mir'at-ı Medine), (Terceme-i Şemâil-i Şerîf), (Ah

vâl-i Cezîretü'l-Arab), (Şerh-i Kasîde-i Bânet Suad) (1), (Târih-i Vehhâ-biyân) (2), (Mahmûdü's-Siyer), (Necatü' l-Müminîn), (Tekmiletü' l -Menâ-sik) ve (Riyâzü'l-Mûkınîn)dir. Mir 'atü' l-Haremeyn) ismi ile yazılmış olan ilk iki eserieri mukaddes Hicaz bölgesi hakkında dinî ve tarihî lüzumlu

(1) 1157 (1744) tarihinde Varnalı Abdülbâkî jbn-i Ali Efendi tarafmdan da (Münyetü'l-Fuâd El-Mütelezzizti Bi-Kasideti Bânet Şuâd) ismi ile tahmis edilmiştir.

(Bânet Suad) kasidesi Osmanlı âlimlerinden bir çok zevat tarafmdan, bu cümleden Pembezâde Ahmed ibn-i Osman Erzurum! ve Sultan 4. Mehmed'in muasırı Ahmed Üsküdâri taralından da şerh olunmuştur ki her ikisinin nüshası da Nuruosmaniye Kütübhânesinde vardır.

(2) Vehhabîler tarafından Mekke ulemasına gönderilen sualleri ihtiva edip itikad ettikleri hususları beyân eden risaleye karşı 1317 (1900) tarihinde Mekke

(Zîba-i Tevârih): Meşhur «Lârî» tarihinin tercemesi ise de «Deyle-mî»lere l<adar terceme edebilmiştir. Kendi el yazısı ile yazılmış nüshası kendi kütübhânesindedir. Bir de Sultan II. Mahmud'un Edirne seyahatim tasvir eden (Sefernâme-i Hayr) ismi ile bir tarihçesi vardır ki kendi el yazısı ile yazılmış Müze-i Hümâyûn Kütübhânesinde Recâî-zâde Ekrem Bey merhûm'un kitabları arasındadır. Kitabın ismi yazılış tarihi olan 1247 (1831) tarihini ifade etmektedir. Bu eserlerinden başka (Vahdet-i Vücûd), (Beyânü Inne'l-İsmeîe Leyset Sabiteten), (Meshü'r-Re's), (Sıfatü't-Tek-vîn), (Akvâl-i Rical-i Sofiye), (Beyânü Muamele-I Beyne'l-Müslimi ve' l -Haricî), «Beyânü Farkı'l-İsmi ve' l -Müsemmâ), (Câmia-i Kelime-i Şehade-teyn), (İrade-i Cüz'iyye), (Beyânü Zikri ' l -Cehri ve'l-Lahn), (Beyânü Zeyn-i Huld), (Kelâmü'l-Hakkı Celle Celâlühû), (Beyânü Esbâb-ı Havfi ' l -Mevt), (Risale-i Ahlâk) ve (Beyân-ı Ahvâl-i Tunus) isimlerindeki risalelerini ihtiva eden eserlerini bir araya toplayan mecmuası kendi kütübhanemde mevcuttur.

1267 (1851) tar ihinde vefat ederek Karacaahmed Mezarlığında «Müf-tizâde Mehmed Sadık Erzincanî'nin yanına defn edilen Ders Vekili Akşehirl i Ömer Efendi'nin ruûs imtihanına mahsus olmak üzere tertîb ett iği suall i - cevablı risalesini de terceme edip basmıştır. Muhâdarât i lminden kendi el yazısı ile yazdığı bir mecmuası da vardır.

Page 71: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 55 —

Kadısı bulunan Ali zâde Mehmed Nûreddin Efendi tarafından te'lif edilmiş (Nûrn'l-Yakîn fî Mişkâti't-Temkîn) ismi ile yazılan risalede de VehhahUerin belli başh itikadları sayılarak bütün delilleri ile red ve çürütülmüştür. Bu risale müellifi tarafından Türkçeye de terceme edilmiştir.

b i l g i l e r i i h t i v a e t t i ğ i n d e n b ü t ü n m ü ' m i n l e r v e b i l h a s s a h a c ı l a r i ç i n l ü z u m

lu b i r l< i tabdır .

( A h v â l - i C e z î r e t ü ' l - A r a b ) d a A r a b i s t a n y a r ı m a d a s ı h a k l ı m d a y a z ı l a n

c o ğ r a f y a k i t a b l a r ı n m m u f a s s a l v e g ü z i d e l e r i n d e n d i r . İ m a m - ı G a z â l î ' n i n

i l m - i k e l â m d a n ( B i d â y e t ü ' n - N i h â y e ) s i n i d e ( E s b â b ü ' l - İ n â y e ) i s m i i le t e r

c e m e e d i p b a s m ı ş t ı r . B u e s e r i n b a ş ı n d a k i b e y i t ş ö y l e d i r :

Tâb i ' - i Şer*-! Şer i f o l m a y a n ı n d ü n y â d a Hâl i p e k müşk i l o lur M a h k e m e - I U k b â d a .

1308 (1891) d e v e f a t e d e r e k t a r i k a t b a k ı m ı n d a n m e n s u b o l d u ğ u Id-

r î s - i M u h t e f î H a z r e t l e r i n i n a y a k u c u n a d e f n e d i l d i .

Page 72: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— F —

FÂZIL AHMED PAŞA «KÖPRÜLÜ»

Ciddî l i izmetleri Osmanlı tarihinin sayfalarını süsleyen bu büyük zâ-tıp Girid' in fethine dair yazdıkları tarihî eserlen'nde Kandiye'de akt o lunan muahede ile bu muharebede kullanılan âlet ve harb gemilerinin neden ibaret olduğu, ne miktarda bulunduğu, sevk olunan toplar ve askerler ile bahriye plânları tafsi lâtı ile zikredilmiştir. Bâzıları tar ihçe 'n in başka birisi tarafından bu büyük zat adına ya;:ıldığmı da rivayet ediyorlar ki mevsuktur. Bir de mükemmel Arapça dîvanları vardır. Vefatı 1087 (1676) tarihindedir. Mezarı İstanbul'da Cemberlitaş karşısındaki babasının türbesindedlr. Her iki eseri de basılmamıştır. Buzatın Uyvar'ın fe th i ne dair Tâib Ömer Efendi'nin (Fethiye-i Uyvar) adında bir eseri vardır.

FETHULLAH ARİF EFENDİ

Hâl tercemesi «Meşayih» faslında zikredilen İbrahim Gülşenî Haz-retleri 'nin kız-kardeşinin oğludur. «Şehname» yazarlarından olup Eflâ-tun-i Şirvanî'den evvel bu vazife ile vazifeli olduğu (Hünernâme)nin ik inci cildi mukaddimesinde dere edilmiştir. 969 (1561) tar ihinde Mısır'da ve fat ederek ceddi yanına defn edildi. Eser ler i :

1 — (Manzum Târih-i Osmanî) : Kanunî Sultan Süleyman'ın emri ile yazılan bu eser altmış bin beyti ihtiva etmektedir. Farsça yazılmıştır.

2 — (Sanemü'l-Hayâl) : İnsan şeklinin muhtelif azalarına dair m ü -nasib ifadeleri ihtiva etmektedir.

3 — (Feresü'l-Hayâl) : At şeklinin muhte if azalarına dair münasib ifadeleri ihtiva etmektedir.

4 — (Ebyât-ı Tarihiyye) : Seçilm.iş şiirler kabil indendir. 5 — (Dîvan-ı Fârisî) : Bilinen tarzda yazılmıştır. 6 — Sefernâme-i Süleyman) : Hadım Süleyman Paşa'nın Hind Se

ferini beyan eden iki bin beyitl i manzum bir eserdir. (Şiir lerinde «Ârifî» mahlasını kullanmıştır.)

7 — (Risale f î ' l -Muamma).

Page 73: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 57 —

F E R A İ Z C İ - Z A D E M E H M E D S A Î D E F E N D İ

U l e m a d a n , h i m m e t l i , g a y r e t l i b i r z â t o l u p Bursa ' l ı d ı r . Z a m a n ı n ı n t a r ih î b i l g i l e r i n e d e â ş i n â id i . T e d r î s y o l u n a d a h i l o l a r a k B u r s a ' d a k i Emîr S u l t a n C d m i i h a t i b l i ğ i n e na i l o l m u ş t u r . E v l e n m e d e n ö m ü r s ü r m ü ş t ü r . O n s e n e d e İ k m a l e t t i ğ i (Gü l şen - i M a â r i f ) i s m i n d e ik i b ü y ü k c i l d i bas ı lm ış t a r i h i v a r d ı r k i b i r i n c i e l i d i n i n b i r k ı smı u m u m î t a r i h i , d i ğ e r k ıs ım la r ı i le 2. c i l d i S u l t a n I. A b d ü l h a m î d ' e k a d a r O s m a n l ı T a r i h i n d e n b a h s e t m e k ted i r . 1251 (1835) t a r i h i n d e v e f a t e t m i ş t i r . Emî r S u l t a n C a m i i a v l u s u n d a d e f n e d i l m i ş t i r . H a y a t h i k â y e s i t a r i h i n i n s o n u n d a z i k r e d i l m i ş t i r . Ö z e l l i k l e O s m a n l ı T a r i h i b ö l ü m ü n d e i s t i f a d e y i m u c i b n o k t a l a r va rd ı r .

M ü n â c â t ; i h t i va e d e n g a z e l i n d e n : «Hazret - i Fahr - i c ihan 'm hürmet ine lûtf edip Havl- i mahşerde «Saîd»e şefkat in eyle revâ.»

FEVZÎ M E H M E D M A Z H A R E F E N D İ

M a â r i f e r b a b ı n d a n , ta r ih b i l g i n i b i r z â t o l u p Ma raş ' l ı d ı r . T a h s î l i n i İkm a l d e n s o n r a d e v l e t h i z m e t l e r i n i n m a l i y e k ı s m ı n d a i l e r l i ye rek A y d ı n V i l â y e t i D e f t e r d a r l ı ğ ı n a t â y i n o l u n m u ş t u . B u v a z i f e i le m e ş g u l i k e n 1295 (1878) t a r i h i n d e İ z m i r ' d e v e f a t e d i p S e y y i d M ü k r i m ü d d i n D e r g â h ı a v l u s u n a d e f n e d i l m i ş t i r .

( H a b e r - i Sah îh ) ad ı i le yazd ığ ı O s m a n l ı T a r i h i beş c i l d d e n i b a r e t o l u p S u l t a n İ k i nc i S e l î m ' e k o d a r d ı r . T a m a m l a n m a s ı n a ö m r ü v e f â e t m e m i ş t i r . M ü n a k k a h O s m a n l ı T â r i n l e r i n d e n s a y ı l m a k t a o l u p s o n u n d a ( F e r i d u n B e y M ü n ş e â t ı ) n d a n a l ı n m a baz ı f e r m a n l a r , f e t i h n a m e l e r s u r e t l e r i d e d e r e e d i l m i ş t i r .

F E Y Z İ S Ü L E Y M A N PAŞA

A s l e n G ü r c ü ' d ü r . İ s t a n b u l ' a g e l i ş i n d e n s o n r a i l im t a l i s i l i i le d e v l e t m e ' m u r i y e t i n e g i r e r e k R e î s ü ' l - K ü t t â b , s o n r a da vez i r o l m u ş t u r . H a l e p V a l is i i ken 1206 (1792) t a r i h i n d e v e f a t e d e r e k b ü y ü k m e ş a y i h t e n E b û B e k i r H a z r e t l e r i n i n y a k ı n ı n a d e f n e d i l m i ş t i r .

( M e k t û b â t ü ' s - S e l â t î n f î ' l - M u a h e d ö t ı v e ' l - F e r â m î n ) i s m i n d e s iyas î t a r i he a i t b i r e s e r i va rd ı r . Evâ i l - i h â l i n d e [ g e n ç l i ğ i n d e ] B i rg i v î M e h m e d E f e n d i ' n i n ( İzhar) ad l ı k i t ab ın ı d a ş e r h e t m i ş t i r . Ese r l e r i b a s ı l m a m ı ş t ı r . Yı ld ız K ü t ü b h a n e s i n d e ( H ü s n ü ' s - S ü l û k fî Ş â n i ' l - M ü l û k ) i s m i n d e (Had îs - i E rba în ) t e r c e m e s i m e v c u t t u r . E d i r n e ' d e İ k i n c i S e l i m K ü t ü b h a n e s i n d e ( R i s â l e t ü ' l -M ü f t a z i l e f î ' r -Redd - i A le ' î -Mu ' t ez l l e ) i s m i n d e b i r e s e r i va rd ı r .

Page 74: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— G —

GUBARİ «ABDURRAHMAN İBN-İ ABDURRAHMAN»

Tasavvuf şiirleri yazan esl<i Osmanlı şairlerinden fazilet sâlı ibi, arif ve zamanında mevcut bulunan il imlerin ekserisine vâkıf âl im bir zât olup Akşehir ' l idir . Talısîl inin ilkini memleketinde, sonunu da İstanbul'da ikmâl etmiştir. Bundan sonra Nakşıbend' Tarikatı büyüklerinden (Şeyhi Ahmed Buhârî) Zâviyedârı Şeyh Abdüllâtîf Efendi'ye intisab ederek bu yolda elde ett iği aşk ve muhabbet sebebiyle seyahat yolunu seçerek bir müddet Mekke-i Mükerreme'de mücavir kalmıştır. Avdetinde Sultan İkinc i Bâyezid'in şehzadelerinden Orhan'a muall im tayin edilmiştir. Bir müddet onun eğit imi ile meşgul olmuştur. Kanunî Sultan Süleyman zamanında kâtiblik hizmeti ile Irakeyn Seferi 'nde ve avdetinde Sürre-i Hümâyûn Kadılığında bulunarak bu şekilde kalemî ve dinî hizmetler ifasına muvaffak olmuştur. Ömrünün son zamanlarını arzusu vech ile mücaveretle Mekke'de geçirerek «Ekale'l-lahu usarehu» terkîbinin ifade ett iği 974 (1566) tar ihinde irt ihal etmiştir. Yazı san'atmı da bi l irdi. İslâm yazı san'-at larından sülüs ve nesihi kıbletü' l-küttâb Amasyalı Şeyh Hamdullah'ın mahdumu meşhur Hattat Mustafa Dede'den öğrenmiştir. İslâm yazı san'-at larından olan ve (Gubar) denilen yazıda kendisine mahsus bir tavır sahibi olması «Gubarî» mahlasını almasına sebeb olmuştur.

Meşhur terci '- i bendinin mutasavvifane bir bey t i : «Gaafif olmo, gözün aç âlem-i kübrâsın sen Sidre vü Levh u Kalem, Arş-ı muallâsm sen.»

Irakeyn Seferi esnasında yazdığı bir manzumesinden : «Gubarî»! Mukaddem Sahî'den İstersen haber almak Gubâr ol yollar üstünde gelenden sor, gidenden sor.»

Tahsîli esnasında oturduğu Şeyh Vefâ Medresesinde söylediği meşhur bey t i :

«Ser-i kûy-i Vefâ'nın hâk-i sâri Ayaklar toprağı yânt Gubârî.»

Fahriye-i şâirânesinden :

Page 75: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 59 —

G A L İ B S A İ D M E H M E D PAŞA

A l e m d a r ' ı n m a i y y e t i n d e b u l u n a n R u s ç u k y â r â n ı n d a n d ı r . Y a ş v e Z i ş t o v î m ü k â l e m e l e r i n d e v a k ' a l a r k â t i b l i ğ i n d e b u l u n a r a k k o

n u ş m a m a z b a t a l a r ı n ı ( R e v â b i t ü ' l - U k û d ) a d ı i le t o p l a m ı ş t ı r k i bas ı lm ış t ı r . İ s t a n b u l ' d a y e t i ş e n akı l l ı v e z i r l e r d e n v e y e n i c i l i ğ i s e v e n b i r za t t ı r . M ü l k î v e s i yas î b i r ç o k v a z i f e l e r d e b u l u n a r a k g ü z e l h i z m e t l e r y a p m ı ş t ı r 1244 (1829) t a r i h i n d e B a l ı k e s i r ' d e v e f a t e t m i ş t i r . E s e r l e r i n d e n ( F r a n s a S e f a -r e t n a m e s i ) s o n r a d a n (Edeb i ya t - ı U m u m i y e M e c m u a s ı ) i le n e ş r o l u n m u ş t u r . D î v a n ç e s i v a r s a d a b a s ı l m a m ı ş t ı r .

GALİB BEY « İSMAİL GALİB BEY»

S a b ı k s a d r - ı â z a m l a r d a n Sak ız l ı E d h e m P a ş a ' n m i k i nc i o ğ l u o l u p ş a r k l i s a n v e e d e b i y a t l a r ı i le F rans ız d i l i n e v e y e n i t e n l e r e â ş i n â , t a r i h e v e e s k i e s e r l e r e v â k ı f m a â r i f - p e r v e r b i r z â t id i .

( Takv îm- i M e s k û k â t - ı O s m a n i y e ) , « M e s k û k â t - ı S e l ç û k i y e ) , ( M e s k û -

aEy Gubâr i ! Bu c ihan içre ben im Kimse e ş ' â n m a toz konduramaz . M e ğ e r ol kât ib- i müsta 'ce l k im Hat t - ı şi 'rim koruyunca duramaz .»

Eserler i : 1 — ( S ü l e y m a n - n â m e ) : K a n u n î S u l t a n S ü l e y m a n d e v r i o l a y l a r m ı

h i k â y e e d e n F a r s ç a t a r i h î b i r ese rd i r . B i r n ü s h a s ı M a n i s a ' d a M u r a d i y e K ü t ü b h a n e s i n d e d i r .

2 — ( Ş e b i s t a n - ı H a y â l Naz î res i ) : İ ran ş a i r l e r i n d e n Fe t tah î - i N î ş â -bû r î ' n i n m a n z u m e s i n e n a z i r e o l m a k üz e r e yaz ı lm ış e d e b î b i r ese rd i r .

3 — ( M i s a h o t n â m e ) : Kabe i le H a r e m - i Ş e r î f in ö l ç ü m ü n e d a i r o l u p b i r n ü s h a s ı A y a s o f y a C a m i i ' n d e k i B i r i n c i M a h m û d K ü t ü b h a n e s i n d e d i r .

4 — ( K â ' b e - n â m e ) : K â ' b e n i n m e d h i n e d a i r ş a i r a n e b i r m a n z u m e di r . B i r n ü s h a s ı M a n i s a ' d a Caşn îg î r K ü t ü b h a n e s i n d e va rd ı r .

5 — (Yûsu f ü Ze l îha) : M e v l â n â C â m i ' n i n [ Y û s u f ü Z e l î h a ] h i k â y e s i n e d a i r yazd ığ ı m a n z u m e s e r e naz î red i r .

6 — ( T e r c e m e - i T a r i h - i Cenâb î ) : B i r n ü s h a s ı V e l i y y ü d d i n E f e n d i ' d e vardır

Page 76: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 60 —

kât-ı Kadîme-i İslâmiye Katalogu) ve (Meskûkât-ı Türkmaniye Katalogu) isimlerinde basılmış kıymetli eserleri ve yeni ölçülere dair risalesi vardır. Vefatı 1313 (1895) tarihlinde olup kabri Üsküdar'da İskele Camii avlusunda babasının türbesindedlr. Öğlu Mübarek Bey Efendi de babasının eserine uyarak (Meskûkât-ı İlkâniye), (Meskûkât-ı llhaniye) ve (Mes-kûkât-ı Kırımiyye) katalogunu tertîb ve neşr etmişt ir ki bu kıymetli eserler tar ih i lminin bu şubesine âi t yegâne eserleridir. Eski eserler i lminin meskukât (sikkeler, paralar) kısmına âit şimdiye kadar di l imizde Suphi Paşa ile Târih-i Osmanî Encümeni âzasından Tevhîd Bey' in, Erzurum Meb'uslarından Ahmed Ziya Bey'in ve Müze-i Hümâyûn Müdürü Halil Bey Efendi'nin tertîb ve neşr ett ikleri eserlerden başka eserler yok gibidir. Zikredilen eserlerin her ci ldinin bir kısmı meskukâtın tari f ler ini beyan eden, diğer kısımları da paraların her iki cihetlerinin resimlerini göstermektedir :

Müze-i Hümâyûn'un neşr ett iği eski eserler kata log lar ı ;

Meskûkât-ı Atîka-i İslâmiye Katalogları:

Birinci kısım; Mülûk-i Türkmaniye Meskûkât-ı . Sekiz resimli ievhayt ihtiva etmektedir Türkçedir. Fiatı 25 kuruştur.

(Aynı kitabın Fransızcası da basılmıştır. 40 kuruştur.) İkinci kısım: Huleîâ-i Râşidîn, Hulefâ-i Emsviyye, Abbasiyye ve f ü -

ru-u Abbasiye Meskukâtı . Beş resimli levhayı ihtiva etmektedir. Türkçe olup 40 kuruştur.

Üçüncü kısım: Mülûk-i Cengiziyye, İlhaniyye, Celâiriyye ve Kırım Hanları sikkeleri. Dört resimli levhayı ihtiva etmekte, Türkçe ve 25 Kuruştur.

Dördüncü kısım: Türk Hakanları, Selçuklular ve füru'u meskukâtı . Yedi resimli levhayı ihtiva etmekte, Türkçe olup 40 kuruştur.

Beşinci kısım: Fâtımîler, Eyyûbîler ve Mısır Memlûkleri sikkeleridir. Türkçedir. Elimde basılış halindedir.

Altıncı kısım: Osmanlı sikkelerinden bahseder :

Kurşun mühürler katalogu; 10 kuruştur, Eski lâhid ve kabirler katalogu: İkinci basımı Türkçe 5 kuruş. Eski lâhid ve kabirler katalogu; Nüshası kalmamıştır. Fransızca olup

Skuruştur.

Heykeltraşlığa ait eserler katalogu. Türkçe olup 3 kuruştur. Heykeltraşlığa ait eserler katalogu. Nüshası kalmamıştır. Fransızca

olup 3 kuruştur.

Page 77: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 61 —

Âsâr - H ı m y e r i y y e v e t e d m î r i y y e k a t a l o g u . T ü r k ç e o l u p 5 ku ruş tu r . Âsâ r - ı H ımyer i yye v e t e d m ü r i y y e k a t a l o g u . F rans ızca o l up 5 ku ruş tu r . Âsâ r - ı M ıs r i yye K a t a l o g u . T ü r k ç e , 5 ku ruş tu r . T u ğ v e m ü z e y y e n a t a da i r ese r le r i n k a t a l o g u . F rans ızca , 5 ku ruş tu r . Reh -nümâ . T ü r k ç e , 1,5 ku ruş .

Page 78: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— H —

HADÎDÎ

Şair tar i l iç i lerden ve Zeyniyye Taril<atı mensublarından olup Fire-cikli 'dir. Babası demirci olduğundan bu mahlası seçmiştir. Osmanlıların zuhurundan Kanunî Sultan Süleyman'a kadar geçen olayları «Şeh-nâme» tarzında şiir şekline sokmuştur ki bu eser (Tâcü't-Tevârih)e kaynak olan tarihlerdendir. Bir nüshası da Berlin'de Kraliyet Kütübhanesindedir. 968 (1561) de Tırhala Kadısı iken vefat eden âlim ve şairlerden Pare-Pare

Zâde Bursalı Mevlânâ Ahmed' in de «şeh-nâme) tarzrnda manzum bir tar ihi vardır.

Aşağıdaki manzumeler tarihinin son kısmındadır:

Hatfîdi bunda hatm et dâsitânî Kim oldur dehr içinde pîr-i fâni

Ko simden geru gitsin fikr-i eş'âr Gerek şenlik ola tefsir-i ahbâr

Gazalar kim îde Sultan Süleyman Yaza nazm ehli devr ettikçe devran

Kitabın hatm tarihi Nebînin 937 idi hicretinin

HASAN BEY-ZADE (AHMED BEY)

Hadim Süleyman Paşa'ya Reîsü'l-Küttâb (Hariciye Vekili) olan Küçük Hasan Bey'in oğludur. Hoca tarihinin (Tâcü't-Tevârih)in ibarelerini kolaylaştırmak suretiyle seçip özetlemiş ve Sultan Selîm'in zamanından 1032 (1622) senesine kadar geçen kısmın aşağısı kendisi tarafından zeyli yapılarak yazılmış ve ezberlenmiştir ki (Naîmâ)ya başlıca kaynak o l muştur. Zeyl ett iği olayları aynen şahîd ve siyasî bir sıfatı haiz olmak üzere nakletmiştir. Süzülerek yazılmış [münakkah] bir tarihtir.

(Kanije Fetihnamesi) de eserleri cümlesindendir. Vefatı 1035 (1626) tarihlerindedir. Alman Sefareînamesi karşısında

ki Gümüşsüyü mezarlığında medfun olduğu rivayet edilmektedir. Reîsü'l-

Page 79: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 63 —

H Ü S E Y İ N EFENDİ «BOSNAVİ KOCA MÜVERRİH»

Babas ı B o s n a ' d a Gaz i Hüs rev Paşa C a m i i K ü t ü b h a n e s i n d e Hâf ız- ı k ü t ü b ( k ü t ü b h a n e m e ' m u r u M d i . O s m a n l ı e d e b i y a t ve t a r i h ç i l e r i n d e n b i r z â t o l up S u l t an D ö r d ü n c ü M u r a d i le B a ğ d a d Se fe r i nde b u l u n d u k t a n s o n ra D i ya rbek i r ' e ge l d i k l e r i nde Re îsü ' l -Kü t tab l ığa t e r f i ' ed i lm i ş t i . 1054 (1644) t a r i h i n d e emek l i o l a r a k İ s t anbu l ' da i r t iha l e t t i .

Eser le r i :

Hz. Â d e m ' i n ya ra t ı l ı ş ından kend i z a m a n ı n a k a d a r o l an o l a y l a r d a n b a h s e d e n (Bedây iu ' l -Vekay l " ) i s m i n d e k i ik i c i l d l i k t a r i h i i le B a ğ d a d S e f e r ine g i t t i ğ i z a m a n Pad işah ın e m r i i le A r a p ç a d a n t e r c e m e e t t i ğ i (Ahbâ -rü 'd -Düve l ) t e r c e m e s i n d e n iba re t t i r .

(Bedây iu ' l -Vuku 'a t ) [ M ü n a k k a h ] seç i l i p s ü z ü l m ü ş t a r i h l e r d e n say ı l m a k t a d ı r Üç d i l (Tü rkçe . A r a p ç a ve Farsça ) ile Bosna 'n ın maha l l î d i l i o l a n B o ş n a k ç a ' y ı b i l i rd i . Eser le r i bas ı lmış değ i ld i r .

HACI ALİ EFENDİ

Dîvan- ı H ü m â y û n kâ t i b l e r i nden t a r i hç i b i r zâ t o lup 1060 (1650) t a r i h i n d e (Berku ' l -Yemanî ) i sm indek i t a r i h i (Te lh îsu ' l -Yemanî ) i smi i le t e r c e m e e t m i ş ve K a m a n i ç e Se fe r i ne d a i r de b i r eser yazmış t ı r . 1074 (1664) t a r i h i n d e de u l emâ v e ev l i yâ ' nm h a y a t ı n d a n b a h s e d e n ( T u h f e t ü ' l - M ü c â -hidîn) i s m i n d e b i r ese r yazmış t ı r .

H A S A N İBN- İ Y U S U F

T u n u s Bey i M e h m e a Bey ' i n ma i yye t i e f r a d ı n d a n o l u p as len A h ı s k a -Iı 'dır.

1189 (1775) da İ spanyo l la r ın Cezay i r ve c i va r ına yap t ı k la r ı h ü c u m ları beyân eden (Tehz îbü ' t -Tevâr ih ) i sm inde T ü r k ç e b i r c i l d , k ü ç ü k , b a s ı lmamı ş b i r t a r i h i vard ı r .

K ü t t a b l ı k v e De f te rda r l ı k (Ma l i ye Vek i l l iğ i ) g ib i m ü h i m h i zme t l e rde b u l u n m u ş t u r . Her ik i ese r i de bas ı lmamış t ı r . Ha t i b K a s ı m o ğ l u ' n u n (Ravza tü ' l -A h b a r ) m d a n seç i lm i ş (Usü lü ' l -Hükm Fî N i zâm i ' l -Â lem) i s m i n d e b i r ese r i d a h a vardı r .

Page 80: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 64 —

HÜSEYİN RAMİZ EFENDİ (ARAB-ZADE)

İlim ve marifet erbabından tar ihçi bir zot olup Balçıklıdır. Sak i lminden [şer'î karariarın kaydı ile meydana getiri len mecmua] (Zâhir-i Hük-kâm) isminde bir eseri, şair tezkirelerinden fSal im]'e 1198 (1784) tarihine kadar (Âdâb-ı Zürefâ) adında bir zeyli, (Hadîkatü'l-Vüzerâ) ile (Devha-tü' l-Meşâyih) e zeyil leri, (Keşfü'z-Zünûn)a bir mikdar ilâveleri olduğunu (Zübdetü'l-Vâkı'at) ismindeki eserinin mukaddimesinde zikrediyor. (Züb-detü'l-Vâkıat) Sultan I. Abdülhamid zamanında 1188 (1774) senesine kadar geçen altı buçuk senelik olayları hikâye eder. 1200 küsur (1786) tarihlerinde İstanbul'da vefat et t i . Eserlerinin hepsi basılmamıştır.

Beyit lerinden : Fırsat verir mi kâm ala dünyada ehl-l dil Râmiz-i sipihre her ne kadar kılsan iltica.

HAFIZ HÜSEYİN EFENDİ sHAFiZ HÜSEYİN İBN-İ İSMAİL. AYVANSARAYλ

Hâl tercemesi [Biyografi ] yazariarından çalışkan bir zât olup İstan-bullu'dur. İstanbul ve diğer üç belde mahollelerindeki cami ' ve mescid-1er ile tekke ve zaviyelerin kurucuları ile avlularında medfun bulunan zatların [heca harfleri] al fabe sırasına göre hayatlarından bahseden (Ha-dîkatü' l-Cevâmi') isminde basılmış bir eseri ile (Tercemetü'l-Meşâyihîn) veyahut (Vefeyât-ı Ayvansarayî) adında diğer bir eseri ve muhtelif dî-vanlardaki manidar müstezadların [«Mef'ûlü mefâîlû mefâi lû faulün» vezninde söylenmiş mısra'lara «mef'ûlü faulün» parçalarına müsavi birer

HASİB-İ ÜSKÜDARÎ

Nakşî şeyhlerinden, fazi let sahibi ve tar ih-bi len bir zat olup 1200 (1786) tar ihlerinde vefat etmiştir. Üsküdar'da Toptaşı civarındaki dergâhında medfundur.

(Vefeyât-ı Ekâbir-i İslâmiye) isminde cedvell i bir tarzda seçil ip süzülmüş [Münakkah] bir eseri vardır ki Şem'î Molla'nın (Esmârü't-Tevâ-rih)' ine başlıca kaynak olmuştur. Bir de muhtelif Osmanlı şairleri tarafından söylenilen na't-ı şerif leri toplıyarak bir eser meydana getirmiştir. Nakşibendî tar ikatı meşhuriarından Ahmed Yekdest ile Hoca Mehmed Emin Tokadî'nin menkıbelerini de yazmıştır.

Page 81: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 65 —

H A S A N İ Z Z E T E F E N D İ

S u l t a n Ü ç ü n c ü S e l i m z a m a n ı n d a y a ş a m ı ş , t a r i h b i l g i n i b i r z â t o l up O â r e n d e ' l i d i r . D a i r e s i n i n h a l k ı n d a n b u l u n d u ğ u Sad r - ı A ' z a m Y u s u f Z i ya P a ş a ' n m K ü r d i s t a n o l ay l a r ı i le F rans ı z l a r ı n M ı s ı r ' d a n ç ı k ı ş l a r ı na d a i r (Z i -y â n â m e ) i s m i n d e b i r c i l t t a r i h y a z m ı ş t ı r k i b u e s e r m u k a d d i m e , d e s t a n , h a t i m e a d ı i le üç k ıs ım o l u p s o n u n d a d e v l e t r i c a l i n d e n b i r hay l i z a t l a r ı n h a y a t l a r ı d e r e e d i l m i ş t i r . B u o r a d a m e ş h u r C e z z a r A h m e d P a ş a ' n m da h a y a t h i k â y e s i yaz ı lmış t ı r .

K a r a h a n - z â d e M e h m e d E m i n E f e n d i ' n i n d e F rans ı z l a r ı n M ı s ı r ' d a n ç ı k ı ş l a r ı n a d a i r 1216 (1801) t a r i h i n d e te ' l i f o l u n m u ş b i r t a r i h ç e s i va rd ı r .

H İ L M İ E F E N D İ « A H M E D H İ L M İ EFENDİ»

M u h t e l i f d i l l e r e vâk ı f , f az i l e t l i v e t a r i h ç i b i r z a t o l u p Üsküda r ' l ı d ı r . Tahs î l i n i i k m a l d e n s o n r a H a r i c i y e N e z a r e t i T e r c e m e O d a s ı k â t i b l i ğ i n d e v e i lk a ç ı l a n M e b ' u s a n M e c l i s i A z a l ı ğ ı n d a b u l u n m u ş t u r . B i r a r a l ı k İ ran S e f i r l i ğ i n d e ü s t ü n b i r g ö r ü ş v e t a m b i r h a m i y e t l e h i z m e t i fa e t m i ş t i r . 1295 (1878) d e i r t i ha l e d e r e k Ü s k ü d a r ' d a K a r a c a a h m e d m e z a r l ı ğ ı n d a «M isk i n l e r» c i v a r ı n d a d e f n e d i l m i ş t i r . Ese f l e k a y d e t m e k lâz ımdı r k i m e z a r t a ş ı yap t ı r ı l m amış t ı r .

OSSfANLI MÜELLİFLERİ - Cîild: 3 F. : 5

p a r ç a k a t m a k s u r e t i y l e m e y d a n a g e t i r i l e n m a n z u m e l e r i n ] t o p l a n m a s ı n d a n t e ş e k k ü l e d e n ( E ş ' a r - n â m e - i M ü s t e z a d ı ) ad l ı e s e r i va rd ı r . Â ş ı k Ö m e r ' i n D îvân ı 'n ı d a t e r t î b e d i p t o p l a m ı ş t ı r . 1201 (1787) d e v e f a t e d e r e k E y ü b ' d e Z â l Paşa C a m i i a v l u s u n d a d e f n ed i l d i . T e r c e m e s a h i b i (Had îka) s i n i M ü s t e k î m z â d e ' n i n t eşv î k v e i r şad ı i le m e y d a n a g e t i r m i ş t i r . 1258 (1842) t a r i h i n d e i r t i ha l e d e r e k E y ü b ' d e d e f n e d i l e n b ü y ü k l e r d e n Z i le ' l i İ m a m z ö d e ha f îd i A l i S â t ı ' E fend i t a r a f ı n d a n 1253 t a r i h i n e k a d a r zey l i [ i l â ve le r i ] y a p ı l m a k l a b e r a b e r as l ına d a ya r ı s ı k a d a r i l âve le r yap ı lm ış t ı r . İ s t a n b u l v e üç b e l d e ( Ü s k ü d a r , G a l a t a , Eyüb v e y a İ s t a n b u l E d i r n e ve B u r s a ) v e f e y a t v e b i na la r ı i ç in m ü h i m b i r e s e r d i r . S e y y i d N i z a m D e r g â h ı C a d d e s i ' n i n so l t a r a f ı n d a m e d f u n o l a n A l i S â t ı ' E f e n d i ' n i n m u h i b b â n m -d a n b u l u n a n S ü l e y m a n B e s î m E fend i t a r a f ı n d a n 1276 (1837) t a r i h i n e k a d a r zey l e d i l m i ş t i r k i b u zey l b a s ı l m ı ş değ i l d i r .

( H a d î k a ) d a d e r e ed i l en c a m i ' v e m e s c i d l e r h e c a h a r f l e r i s ı ras ına g ö r e t e r t î b v e m ü n d e r e c a t ı t e lh îs e d i l m e k l e b e r a b e r bâzı i l âve le r d e y a p ı l an z e y l i n i n y a z a r ı n ı n k e n d i yaz ıs ı i le yazı l ı n ü s h a s ı M i l l e t K ü t ü b h a n e s i n d e d i r . Te ' l i f t a r i h i 1248 (1832) v e müe l l i f i d e S ı d k ı - z â d e A h m e d Reş îd E f e n d i d i r .

Page 82: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 66 —

HÜSREV EFENDİ

Kanunî Sultan Süleyman'ın münşîlik ve tarihçi l ik hizmetinde bulunmuştur ki isminden de anlaşılacağı üzere (Zafername-i Sultan Süleyman Han) ismindeki basılmamış tarihi sırf Kanunî'nin 932 (1525) senesindeki Alacar is tan fütuhatını açıklamaktadır.

HAYALİ-ZADE İBRAHİM İBN-İ MEHMED EFENDİ

Ulemâ ve tar ihçi lerden bir zat olup Edirne'lidir. (Beyân-ı Bina-i Ayasofya) ismindeki tarihî risalesi Alaşehir 'de Şeyh Sinan Kütübhânesinde tarafımdan mütâlea edilmiştir. 1202 (1613) tar ihinde Edirne'de vefat ederek Kıyık mezaristanına defn edildi. 36 sayfadan ibaret ve Süryanî di l inde yazılmış olan bu eser Fatih' in emri ile Akşemseddin tarafından Fars-çaya ve terceme sahibi tarafından da 1011 (1602) tar ihinde genişleti lerek Türkçe'ye terceme edilmiştir.

HAYRULLAH EFENDİ

İki d e f a padişahın baştabibi makamını ve Meclls-i Maârif Reisliğini kazanmış olan kazaskerlerden Abdülhak Molla Efendi'nin oğludur.

Müderr isken Tıbbiye Mektebinde tıb ilmini de tahsîl ederek bu mektebin Ders Nazırlığı ile Maârif Nezareti Nazır vekâletinde bulunmuştur. 1283 (1867) tar ihinde Tahran Sefiri iken aniden vefat etmiştir. Adına izafe edilişi ile meşhur Osmanlı Tarihi , Osmanlı saltanatının kuruluşundan

Eserlerinden bâzıları: 1 — (Târih-i Umumî): Altı cild olarak bâzı ilâvelerle İngilizce'den

terceme ett iği bir tar iht ir ki di l imizde yeni usûl üzere tedvîn edilen umumî tarihlerin birincisidir. Basılmıştır.

2 — (Muhtasar Tarih-i Umumî) : Mufassal «Tarih-i Umumî»sinin İki ci ld üzere tertîb edilmiş özetidir. Basılmıştır.

3 — (Tarih-i Hind) : Eski Hind dili üzere yazılmış bir tarihin tercemesidir.

4 — (İlm-i Tedbîr-i Servet) : 1286 (1870) tarihinde basılmış olup A l -manca'dan terceme edilmiştir.

Reji Komiseri iken vefat eden Nuri Bey'in de (Mebâhis-i İlm-i Servet) ismi ile soru ve cevablı bir eseri vardır ki 1299 (1882) da basılmıştır.

Page 83: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 67 —

H Â Ş İ M E F E N D İ

A n a p a K a l e s i n i n yap ıc ıs ı o l u p h a m i y y e t i i le, d i r a y e t i i le, d in î s a l â b e t i i le ş ö h r e t b u l m u ş o l a n F e r r u h A l i Paşa ' n ı n k â t i b l i k h i z m e t i n e m e ' m u r i d i . T o s y o ' l ı o l d u ğ u r i v a y e t ed i l i r . A l i Paşa i le b i r l i k t e Ç e r k e z i s t a n ' a g i d i p , u z u n m ü d d e t m ü s t a h d e m o l a r a k m ü h i m e v r a k l a r ı n s u r e t l e r i n i k a y t v e p e k ç o k g a r i b m a d d e l e r i z a b t i le y a p m ı ş o l d u ğ u m e c m u a s ı , A b a z a v e Ç e r k e ş k a v i m l e r i h a k k ı n d a y a z ı l a n m ü h i m e t n o g r a f y a v e ta r i h î e s e r l e r d e n o l u p o h a v a l i o l a y l a r ı h a k k ı n d a s a h î h v e m e v s u k b i r mehazd ı r .

(1) Adliye mensublanndan îstanbul'lu bir zat olup 1300 (1882) küsur tarihlerinde irtihal ederek Eytib civarında defn edildi. (Terceme-i Mir'ât-ı Ceza-ir) ismindeki i.-'îfsde sağlayan eseri de basılmış eserlerindendir.

1032 (1623) t a r i h i n e k a d a r o l a n v a k ' a l a r ı i h t i va e d e n v e o n a l t ı c i l dde f t

i b a r e t o l u p bu t a r i h t e n 1058 (1648) t a r i h i n e k a d a r d a A l i Şevk î Bey (1)

t a r a f ı n d a n i l âve o l u n m u ş t u r . He r p a d i ş a h ı n z a m a n ı n a t e s a d ü f e d e n diğ e r b ü t ü n d e v l e t l e r i n u m u m î d u r u m u n u da ih t i va e t t i ğ i n d e n u m u m î t a r i

h e a i t p e k ç o k m a l û m a t ı da t o p l a m a k t a d ı r . O s m a n l ı t a r i h l e r i n i n m e ş h u r

v e m a k b u l e s e r l e r i n d e n d i r . Yazı l ış ta rz ı e k s e r i y e t i s a d e b i r üs l ûp tad ı r .

Diğer bası lmış e s e r l e r i : Üç c i l d ( M a k a l â t - ı T ı b b i y e ) , iki c i l d ( M ü f r e d â t - ı T ı b b i y e ) , b i r c i l d (Be l

S o ğ u k l u ğ u , K o l e r a , A ş ı R isa les i ) , z i r a a t v e ç i f t ç i l i k t e n b a h s e d e n iki c i l d i

bas ı lm ış v e b i r c i l d i b a s ı l m a m ı ş (Bey t - i D e h k â n î ) , c o ğ r a f y a ' d a n ( A v r u p a ,

A s y a , A f r i k a R isa les i ) , b i r c i l d ( M e s â i l - i H i k m e t - i T a b i i y y e ) ve b i r c i l d

( A v r u p a S e y a h a t n a m e s i j d i r .

Ş i i r l e r i n d e n :

Ehıbbâda vefâ yok âşinâ bigânedir Hayrî Bu â l e m bildiğim â l e m deği l , b i lmem ne hâ l oldu.

A b d ü l h a k M o l l a (Ta r ih - i Liva) a d ı n d a b i r t a r i h ç e y a z m ı ş t ı r ki S u l t a n I I . M a h m u d ' u n Rami K ı ş las ı ' nda i k a m e t e t t i ğ i e s n a d a c e r e y a n e d e n g ü n lük o l a y l a r ı i h t i va e t m e k t e d i r . 1244 (1828) d e n 1245 (1829)e k a d a r d ı r . 1270 (1854) t a r i h i n d e v e f a t e d e r e k S u l t a n M a h m u d t ü r b e s i n e d e f n ed i l d i .

Page 84: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— I —

İ D R İ S - İ B İ T L İ S İ

Fazilet sahibi, Osmanlı tarihçi lerinden ve bütün olgunlukları kendisinde toplayan bir zât olup hayatı (Mutasavvıflar) faslında geçen «Şeyh Hüsameddin Ali Bitlisi» Hazretlerinin oğludur. Tahsîlini babasından ve zamanının fazilet sahibi kimselerinden ikmâl ett ikten sonra müteaddit de fa la r kendisine yapılan davetlere icabet ederek bir müddet İran'da hükümran olan Uzun Hasan'ın haleflerinin dîvan hizmetlerinde bulundu. Sonra zuhur eden Safevî Devleti 'nin kuruluşu sırasında Osmanoğul la-rı Hanedanının hizmetine girmeyi tercih ile İstanbul'a gelerek Sultan İkinci Bayezid'in kıymet bilen ihsan ve ilt ifatlarına nail olduğu gibi, aynı padişahın emirleri ile «Heşt-Bihişt» adı ile bil inen forsça Osmanlı Tarihini te'lif edip padişaha takdîm kılmış, takdîr ve mükâfata mazhar olmuştur. Padişahın değişmesinden sonra îman eh'inin Halîfesi Yavuz Sultan Selîm Han Hazretleri tarafından fev.kalâde tokdîr ve tevkîre nail olup Kürdistan ve havalisinin fethi esnasında görüş ve kaleminden istifade olunmak dolayısiyle de kendilerinden siyasî bakımdan pek çok fayda görülmüştür. İstanbul'a dönüşünden sonra çoğu zamanını eser te' l i f ine ayırıp 927 (1521) tar ihinde irtihâl ederek Eyyüb Sultan'da bugün kendi adlan ile anılan «İdris Köşkü» ve «Çeşmesi» denilen yerde karısı Zeyneb Hâîun'un yaptırdığı mescid'in mezarlığında defnedilmiştir.

Eserleri: 1 — (Beyzavî Tefsiri Üzerine Haşiye) : Tamam olmayıp bâzı âyet

lere dairdir. Başında Sultan II. Bâyezid'e takdîm ett iği «Kasî-de-i Belîğa»sı vardır.

2 — (Şerh-i Hadîs-i Erbaîn). 3 — (Şerh-i Fusûsü'l-Hikem). 4 — (Şerh-i Manzûme-i Gülşen-i Râz). 5 — (Kenzü'l-Hafî fî Beyan-ı Makamat i 's Sofî). 6 — (Hakku'l-Mübîn) : «Gülşen-i Râz» sahibi Şeyh Mahmûd Şebüs-

terî'nin «Hakka'l-Yakîn» risalesinin şerhidir. 7 — (Şerh-i Tecrîd Haşiyesi). 8 — (Münâzaratü's-Savm ve' l - İyd) : Sultan II. Bâyezid'e takdîm

edilmiştir.

Page 85: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 69 —

9 — ( M i r ' â t ü ' l - C e m a l ) : S u l t a n I I . B â y e z i d ' e t a k d i m o l u n m u ş t u r .

A h l â k v e s i y a s e t t e n b a h s e d e n f o r s ç a h a k î m a n e b i r e s e r d i r .

10 — ( K a n i j n - i Ş e h i n ş a h ) : S u l t a n S ü l e y m a n - ı K a n û n î ' y e t a k d î m o l u n

m u ş , « M i r ' â t ü ' l - C e m â l » t a r z m d a f o r s ç a s i y a s î b i r e s e r d i r .

11 — ( E l - E b â a n M e v â k i i ' l - V e b â ) : B u e s e r S u l t a n I, M a h m u d ' u n z a -

m a n m d a k i u l e m a d a n B i t l i s l i M e h m e d S a l i h E f e n d i t a r a f m d a n

t e r c e m e o l u n m u ş t u r ,

12 — ( H e ş t - B i h i ş t ) : O s m a n l ı s a l t a n a t ı n ı n k u r u c u s u O s m a n G a z i ' d e n

s e k i z i n c i p a d i ş a h o l a n S u l t a n I I . B â y e z i d ' i n s a l t a n a t ı n ı n s o n u

na k a d a r s e k i z p a d i ş a h ı n d e v r i n d e n b a h s e d e n f o r s ç a m u t e b e r

b i r t a r i h o l u p 919 (1513) t a r i h i n d e y a z ı l m ı ş t ı r .

O ğ l u E b u ' l - F a z I M e h m e d E f e n d i t a r a f ı n d a n (bu k i t a b a ) z e y l y a z ı l m ı ş

t ı r , 1146 (1733) s e n e s i n d e S u l t a n I. M a h m u d ' u n e m r i i le V a n l ı A b d ü l b â k î

S a ' d î E f e n d i t a r a f ı n d a n y a p ı l a n t e r c e m e s i d e « H a m i d i y e » K ü t ü b h â n e s i n

d e d i r ,

(Sa 'd î E f e n d i ş a i r l e r d e n v e m a l i y e m e ' m u r l a r ı n d a n o l u p H o t i n ' d e ş ı k k - ı s â n î d e f t e r d a r ı o l m u ş t u , )

B e y i t l e r i n d e n :

Rub'-i meskûnde olan dûde-i şem'-i isyan Bir yere gelse reh-i rahmete bir hâl olmaz.

K a r d e ş i Dür r î A h m e d E f e n d i d e d î v a n s a h i b i v e m a l i y e m e ' m u r

l a r ı n d a n i d i . 1135 (1725) t a r i h i n d e v e f a t e d e r e k Ş e y h V e f â m e z a r l ı ğ ı n a

g ö m ü l d ü . B i r a r a l ı k s e f a r e t y o l u i le İ r a n ' a g i t t i ğ i n d e n b i r d e « S e f a r e t n a -

m e - i İ ran» ad l ı b i r k i t o b y a z m ı ş t ı r ,

13 — ( T e r c e m e - i H a y â t ü ' l - H a y a v â n ) : Y a v u z S e l i m H a n ' ı n e m r i i le

F a r s ç a ' y a n a k i o l u n a n t e r c e m e s i d i r k i k e n d i e l yaz ıs ı i le yaz ı l ı o l a n n ü s

has ı R e v a n O d a s ı K ü t ü b h â n e s i n d e d i r , B u r a d a h a y a t ı y a z ı l a n M e v l â n â

İd r îs - i B i t l i s î ' n i n ü ç d i l d e ( T ü r k ç e , A r a p ç a , F a r s ç a ) ş i i r y a z m a ğ a m u k t e d i r

o l d u ğ u n a g ö r ü l m e k t e o l a n ş i ' r e a i t e s e r l e r i ş a h i t t i r . K o c a m u s t a f a p o ş a

C â m i i ' n i n b a ş k a p ı s ı n ı n m a n z u m t a r i h i b u c ü m l e d e n d i r . İ s l â m ı n g ü z e l

s o n ' o t l a n n m m ü h i m b i r ş u b e s i o l a n h a t s a n ' a t ı n a d o v a k ı f o l u p s ü l ü s ,

n e s i h v e t a ' l i k t e m a h i r d i .

Page 86: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 70 —

İBN-İ MEHMED EDİRNEVİ (MEHMED İBN-İ MEHMED EDİRNEVİ HACI MEHMED EFENDİ)

Sultan II. Osman' ın dîvanı 'nın kâtiblerindendir. 1050 (1640) t a r i h i n H e

vefat etmiştir. Osmanlı dil inin o zamanki normal üslûbu üzere yazdığı «Nuhbetü't-Tevârihi ve'l-Ahbar» ismindeki matbu' tarihi îslâmın zuhurundan başlayarak kendi bulunduğu asra kadar Dört Halife ve İslâm hükümdarları vak'alannı seçme bir surette hikâye edip Osmanlı sultanlan hakkındaki rivayetleri daha mufassalcadır. Bilhassa hakîmler silsilesini açıklayan cedvelleri istifadeyi mucibdir.

Edirne'de İkinci Sultan Selim Kütübhanesinde mevcut yazma nüshada terâcim-i ahvale ait bâzı haşiyeler vardır.

«Tuhfetü's-Sükûk» isminde bir eseri daha vardır. Tarihinin başlıca kaynağı «Cenâbî»'nin «İylemü'z-Zöhir» ismindeki umumî tarihidir.

İSKENDER İBN-İ İBRAHİM

«Kanûn-i Osmanî» müellifi olup Bosna'lıdır. 1050 (1640) tarihlerinde vefat etmiştir.

İBRAHİM ERZURUMÎ

Ulemâdan, şair ve tarihçi lerden olup (Canbolad-zâde Hocası) adı ile tanınmıştır. 1060 (1650) tarihinde İstanbul'da vefat ett i . Matematik [Riyaziye] i l imlerine vukufu vardı. Şiirde «Mülhemî» mahlasını kullanmıştır.

Te'lif ett iği eserler basılmamış olup aşağıdadır :

İMAM-ZADE AHMED İBN-İ MEHMED EFENDİ

Şer'î ve Arabî il imlerle tarih ve şiire vâkıf fâzıl bir kimse olup Bursa'lıdır. «Mollayegân - Yeğen» Medresesi müderrisl iği ile hayatını geçirerek 977 (1570) tarihinde vefat etmiştir. Zeynîler'de defnedilmiştir.

Eserleri:

Arapça (Tarih-i Âl-i Selçuk), (İhtisar-ı Şerh-i Zeyle'î), (Haşiye Alâ Şerh-i Kenzü'd-Dekaik), (Haşiye Alâ Şerh-i Miftâhu' l-Ulûm), (Haşiye Alâ Şerhi' l-Vikaye), (Manzûme-i Şâh ü Gedâ), (ManzOme-i Hüsrev ü Şîrîn) dir ki hepsi de basılmamıştır.

Page 87: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 71 —

İ B R A H İ M V A H D İ E F E N D İ

Üç d i l i n e d e b i y a t ı n a vâk ı f , şâ i r ya ra t ı l ı ş i i o l m a k l a b e r a b e r t a r i h i l m i n i n t e r â c ü m - i a h v a l (ho: t e r c e m e l e r i ) ş u ' b e s i n d e d e i h t i s a s s a h i b i f a z i l e t l i b i r z â t o l u p Ş u m n u c i v a r ı n d a k i (Hac ıoğ lupaza r ı ) d e n i l e n k a s a b a -d a n d ı r . T a h s î l i n i n i l k in i m e m l e k e t i n d e t a m a m l a y a r a k İ s t a n b u l ' a g e l m i ş v e z a m a n ı n ı n d e ğ e r l i â l i m l e r i n d e n A b d ü r r a h i m - z â d e Y a h y a E f e n d i ' n i n d e r s l e r i n e o t u r u p t a h s î l i n i t a m a m l a m ı ş v e a k r a n ı a r a s ı n d a s i v r i i e r e k i caze t a l m ı ş v e d e r s o k u t m a ğ a baş lamış t ı r . B u e s n a d a k a z a n d ı ğ ı f a z i l e t i n m ü k â f a t ı o l m a k üze re İ s t a n b u l m e d r e s e l e r i n d e n bâz ı l a r ına v e n i h a y e t S ü -l e y m a n i y e D â r ü ' l - H a d î s ' i m ü d e r r i s l i ğ i n e nail o l d u .

(Tâ r ih - i (VIülûl<-i R û m ve E f r e n ç ) , ( Ş e h n a m e fî Hakl<-ı S u l t a n l\^u-r a d - ı Râbi ' ) a rab î i l im le re d a i r r i sa le le r , t a ' l i k a t v e t e r t i b e d i l m i ş (dîvan.)

« IV lurad-nâme» i s m i n d e k i u m u m î t a r i h i ( (Camiu ' d -Düve l» i n k a y n a k -l a r m d a n d ı r . S u l t a n IV. M u r a d ' m s a l t a n a t ı z a m a n ı n ı , v u k u a t ı n ı n m a n z u m o l a r a k yaz ı lmas ın ı « M ü l h e m î » y e e m r e t t i ğ i n d e n o da , m a n z u m e n yazd ığ ı t a r i h i « Ş e h i n ş a h n â m e » unvan ı y l a İ s i m l e n d i r e r e k t a k d î m e t m i ş t i r . Bu ese r d e D ö r d ü n c ü M u r a d ' m d o ğ u m u n d a n i t i b a r e n B i r i n c i S u l t a n M u s t a f a z a m a n ı t a m a m e n b e y â n e d i l d i k t e n s o n r a D ö r d ü n c ü M u r a d ' m z a m a n ı n d a k i v u k u a t a g e ç i l e r e k B a ğ d a d S e f e r i ' n d e n d ö n ü ş ü n e k a d a r yaz ı lmış t ı r . B a ğ d a d S e f e r i ' n d e n a v d e t i n d e n s o n r a S u l t a n M u r a d ' m v e f a t ı i k i nc i c i l d i n i n n a z m ı n ı t e ' h i r e t t i ğ i an laş ı l ı yo r .

K i t ab ın ya ln ız m u k a d d i m e s i T ü r k ç e ' d i r . D i ğ e r k ı s ım la r ın ın F a r s ç a o l m a s ı n ı n s e b e b i n i a ş a ğ ı d a k i b e y i t l e r l e b e y â n e d i y o r :

Kemâl - i şehinşah dîne nazar Olur fer is i türkîden sehlter

M izac - ı H ü m â y û n a türkî zeban Deği l fürsî gibi selîs ü revân

Vel i Rûm mülkünde her hâs ü â m Bilür söyleşür türkî dilde ke lâm

B u zâ t ın « F e t i h n â m e - i K a r a B o ğ d a n » adı i le ta r ih î b i r ese r i d e va r d ı r

Ş i i r l e r i n d e n : Libâs-ı müsteâr o lmaz m a h a b b e t ehline lâyık Kabâ- i at las- ı ça rha tenezzül mü eder âşık? Bu cisr-i mas ivadan geçmey ince menzi le i rmez Göze göstermek o lmaz cûy- i eşkî âşık- ı sâdık.

Page 88: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 72 —

İBRAHİM HASÎB EFENDİ (UŞŞAKÎZADE)

Müderrisler sınıfından, hal-tercemeleri müell i f lerinden ve Halvetiye Tarikatı pîrlerinden (Hüsameddin Uşşakî) neslinden bir zât olup İstanbul' ludur. «Rıhlet-i Uşşakî-zâde» terkîbinin ve mezar taşında nakş edilmiş «Cennet-i âlâyı İbrahim Efendi kıldı câ» fnısra'mm delâlet ett iği 1136 (1723) tar ihinde vefat etmiştir. Fatih civarındaki Nişancı Camii karşısındaki «Keskindede» kabristanında medfundur.

Büyük bir cilt üzere (Şakayik-ı Nûmâniye Zeyli), (Atâiye)ye yazdığf «Zeylü'z-Zeyl»in nüshaları İstanbul kütübhanelerinin bâzılarında vardır. Bir de «Siyer-i Nebî»si vardır. Şair yaratılışlıdır.

İcazet vermeğe muvaffak olduktan sonra da kadılık mesleğine g i rerek Haiep Kadılığına tayin edildi. İstanbul'a dönüşü olan 1126 (1714) tarihinde irtihâl edip Hazret-i Eyyüb civarında defn edildi. Geniş bi lgi sahibi, sohbeti seven bir zattı.

Bir eserinde Tibyan Tefsiri müellif i Mehmed Efendi'den istifade ett iğini beyân ediyor: Eserlerinin hemen hepsi basılmamış olup meşhur olanları aşağıdadır:

1 — (Haşiye Ale'l-Beyzavî) : Beyzavî Tefsirinin bâzı noktalarına dairdir.

2 — (El-Muavvel) : Meşhur Mutavvel ' in Şevâhidinin şerhine dairdir. 3 — (Et-Tansîs) : Telhîs'in şevâhidinin şerhine dairdir. Sultan !!,.

Ahmed'e takdîm ederek mükâfata rnazhar olmuştur. 4 — (El-İ'tisam) : İsam'm beyitlerinin şerhine dairdir. 5 — (Es-Sâmî) : Câmî'nin beyitlerinin şerhine dairdir. 6 — (îhtisar-ı Vefeyat-i İbn-i Hall ikan). 7 — (Tezkiretü'ş-Şuarâ) : Arab şairlerinin hal tercemelerine dairdir. 8 — (Merzûkat). 9 — (El-Ebvâb) : Müstahreç min Hasn-ı Hasıyn

10 — (Tevşîhü't-Takvîm fî Şerh-i Hilyeti '--Resûli ' l-Kerîm). 11 — (Terceme-i Hiiye-i Şerîf). 12 — (Tuhfetü'l-Elbab fî Hilyeti ' l-Enbiyâ-i ve'l-Eshâb). 13 — (Hilyetü'r-Resûl ve Hilyetü'l-Fuhûl). 14 — (Nebzetü'ş-Şemâil ve Zübdetü'd-De'âi l).

Beyitlerinden : Başladı bülbü! f igane galiba nevruzdur Eyledi uşşaktan arz-ı neva nevruzdur.

Page 89: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 73 —

İSMAİL ZİYAİ BEY

İlim adamlarından, tar ihçi bir zât olup meşhur (Hakimoğlu Ali Pa-şajn in oğludur. 1179 ı1766) da irt ihal ederek babasının türbesi yanına defn edildi.

Eserleri: 1 — (Târih-i Haki.Tioğlu Al i Paşa). 2 — (Vakayi'nâme) : 1140- 1171 (1728 - 1757) tarihleri arasındaki

vak'aları beyân eder.

İBRAHİM MÜTEFERRİKA

Aslı Macar mühtedîlerinden ve erbâb-ı marifetten bir zattır. Osmanlı siyasetçi lerinden (Seforetname) sahibi Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi 'nin oğlu Saîd Efendi (Paşa)nin himmetiyle Osmanlı İmparatorluğunda matbaayı ilk d e f a kurmaya gayret sarfetmişt ir (1). 1139 (1727) tarihinde

(1) islâm matbaacıiık tarihine dair askeriyyenin luymetli âlimlerinden Necîb Âsun Bey'in (İkdam) gazetesinin 6 Rebiu'I-âhir 1314 tarih ve 775 sayılı nüshasındaki makaleleri aşağıya nakledilmiştir.

Gütenberg'in icat ettiği matbaacılık usulü İstanbul'da bir buçuk asır sonra yani 1135 (1723) tarihinde Macarlı İbrahim Müteferrika vasıtasıyla tatbik mevkiine konulduğu herkesin malûmudur. Bunu yayan zat ise tarihçi Peçevî İbrahim Efendi merhumdur. Matbaacılığın Osmanlı memleketlerinde tatbikine muvaffak olunması ise Sultan 3. Ahmed Han tarafmdan sefaretle 1132 (1719) senesi Onbeşinci Lüi neüdine gönderilen Yirmisekiz Mehmed Efendi'nin dîvan efendiliği ile giden oğlu Said Paşa'nm delâleti ile olmuştur. Bu da Kâtip Çelebinin (Takvîmü't-Tevârih) inde 1139 (1727) senesi vekayii sırasında gösterilmiştir. «Matbaa-i Âmire»nin kuruluşunda yukarıda adı geçen İbrahim Müte-ferrika'nm büyük hizmetleri görülmüş ve tarihlerimizde bu zat âdeta Osmanlı matbaacılığının kurucusu olarak gösterilegelmiştir. Hâlbuki Arab harflerinin kalıba dökülmesi 1516 milâdî tarihinde yani takriben 922 tarihlerinde meydana gelerek ondan sonra Avrupa'nın her tarafma yayıldığından, İbrahim Efendi ise Macarh olmak hasebiyle buna pek iyi vâkıf olduğundan kendisine mu-cid değil, mukallid nazarı Ue bakılmak icabeder. Maamâfih bu taklîd de icâd derecesinde makbul olduğundan İbrahim Efendi'nin hizmeti teşekküre lâyıktır. Fakat «Netâyicü'l-Vuku'ât» adı ile muteber bir eser te'lif ederek ad bırakmağa muvaffak olan asrımız vezirlerinden merhum Mustafa Paşa bu kitabm 3. cildinin 130. sahifesinde «Lâkin 995 (1587) tarihlerinde bir yabancı Türkçe harfler ile kitab basmak ve gümrük vergisinden muaf tutulmak üzere izin isteyip müsaadeyi ihtiva eden ferman verilmiş olduğundan 996 (1588) tarihinde «Vasıf» tarihi hacmında bir kitab basmış ve zikredilen fermanı da önsöz'ünde aynen yazmış olmakla bir nüshası eski Şeyhü'I-İslâm Hüsam Efendi de tarafımdan görülmüş olup fakat ismi ve hangi ilimden bahs ettiği hatırda kalmadı. Demek isterim ki baskı ortaya konulmuş ise de ilerleyememiştir,» diye bir kayıt

Page 90: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 74 —

görülmüştü. Ve Osmanlı yenilik hareketleri tarihinde mühim mes'elelerden biri olan bu durumun tahkiki için hayli uğraşmıştık. Geçenlerde elimize geçen bir müsteşrikin tarihinde buna dair bazı bilgiler görülmüş olmakla terceme ve neşri münasib görüldü:

«1480 senesi Milân Dukalığı içinde bulunan Soncino Kasabası yahudileri matbaacılığı İbranice'ye tatbik ettiler. 1519'da I. Fransuıva'nm şark dilleri tedrisi için Paris'e celbettiği Cenova'lı Coşnibani 1516'da kendi memleketinde İbranî, Rumî, Arabi, Keldanî ve Lâtin dilleri ile birer dua kitabı bastırmıştır. Bu hesapça Arap matbaacılığı Cenova'da başlamış oluyor. Gürcü ve Ermeni lisanları harfleri ile matbu, tatbikî bir sarf ve nahiv kitabı neşretti. İşte bu kitab Fransa Şark matbu eserlerinin birincisi olduğu gibi Postel de müsteşriklerin ilkidir.»

Papa Üçüncü Greguar 1595'de şark dilleri tahsili için bir takım medreselerle şark matbaaları açtırdı. Bu tarihî kayıtlar şark matbaacılığının Avrupa'da başladığına dairdir, İstanbul'da icrasını gösteren kayıt ise şudur :

Üçüncü Murad ve Birinci Ahmed devirlerinde ve ondan evvel yani 995 (1587)den 1017 (1608) senesine kadar 22 sene Fransa'nın İstanbul sefaretinde bulunan Savary Brede amcası ile birlikte İstanbul'da buhmarak Osmanlı edebiyat ve Usanını lâyıkı ile tahsil etmiş ve o zaman sefarette bulunan amcasının vefatı üzerine o me'muriyetin kendi uhdesine tevdiini tâbi olduğu devletten istirham etmişti. Dileği kabul olunarak o me'mnriyet kendisine tevdi edilmiş ve kendisinden hakikaten iki devletin münasebetlerinde istifade olunmuştur. İşte bu zat İstanbul'da bulunduğu müddetçe bir hayli nefîs kitablar almış ve seçtiği yazılardan iri, orta ve ince olarak üç çeşit harf kalıblarını kazdırarak harf döktürmüştür. Bu işleri hep İstanbul'da bulunduğu müddette yapmış olduğu cihetle Mustafa Paşa merhûm'un gördüğünü beyan ettiği kitabı da burada bastığı ve icab eden hususi müsaadeyi aldığı meydana çıkar. Saray'-nin üç padişah zamanında İstanbul'da kaldığı ve paşa'nın gördüğü matbu nüshanın ait olduğu saltanat zamanında da burada bulunduğu hesap edilirse ilk Osmanlı matbaacısı bu zatın olması lâzrm geleceği hatırlara gelir. Sonradan Savary'nin 1605 Roma Sefaretine tâyini hasebiyle burada aldığı hususi müsaadelerden istifade edemiyerek matbaa edevat ve âletlerini birlikte götürmüş olduğundan tabiatiyle burada matbaanm ismi ve şanı kalmamış ve matbaa âletleri Fransız Millî Matbuatma mal edilmiştir. Bu mülâhaza sırf bir hâtıradan ibaret olup bunu te'yid için her halde o kitabın bulunmasını beklemek icab eder. Fakat bu bekleyiş yalnız ilk basanın adını tayin için oldu. Toksa İstanbul'da o devirde matbaa açıldığmda ve kitab basıldığında şüphe yoktur.

Şu iddiamızı takviye için elde bir senedimiz daha vardır ki o da Paris'e

resmî ruhsat alarak harf kazıttırmış ve ilk önce 1141 (1729) de (Sıhah-ı Cevheri) tercemesi olan (Vankulu) lügatim, sonradan (Tuhfetü' l-Kibar fî Esfâri ' l-Bihar), (Terceme-i Tarih-i Seyyah Der Beyan-ı Zuhur-i Afgan), (Hadîs-i Nev-Amerika Tarihi), (Terceme-i Tarih-i Tîmurlenk), (Ed-Dürre-tü'l-Yetîme fî Evsaf-ı Mısrı'l-Kadîme) ve (Gülşen-i Hulefâ) isimlerindeki eserleri basmışlardır ki (Gülşen-i Hulefâ) mukaddimesinde zikredilmiştir. Mezar taşında yazılmış «Bastı İbrahim Efendi sahn-ı Firdevse kadem» mısra'ınin delâleti olan 1160 (1747) tarihinde vefat ederek hal tercemesi

Page 91: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 75 —

(*) Damad İbrahim Paşa'nın emirlerinin asıl metnidir : «Hidemât-ı siyasiyyenin haricinde Fransa'nın vesâit-i ümran ve maârifine

dahi lâyıkı ile ıttıla ederek kaabil-i tatbik olanlarını takrir...» (**) Asıl Jan Fasini OndördüncU Lüi devrinde meşhur Kolber tarafından

İtalya'da Paris'e celbedilmiş mahir bir astronomi âlimidir ki 1712'de vefat etmiştir. Bunun yerine (İlim Akademisi) ne oğlu Jan Fasini geçmiştir. Bu da 1756'da ölmüştür ki Mehmed Efendi'nin görüştüğü ve astronomiye ait olan he-sablarının yazma bir suretini alıp buraya getirdiği zat budur.

yukarıda gecen İdrîs-i Muhtefî yakınına defn edildi. Esasen vefatı 1157 (1744) dir. Mezar taşı üç sene sonra diki ldiği için

1160 (1747) tar ihi kazınmıştır.

Eserleri :

Mühendishane-i Hümâyûn Kütübhanesinde nüshası mevcûd olan (Hey'et-i Kadîme ve Cedîde) ile (Tarih-i Seyyah Der Beyan-ı Zuhûr-i Ef-gan), bir faslı coğrafya'nın faydalarından bahseden 1144 (1732) tar ihinde basılan (Usûlü'l-Hikem fî Nizâmi' l-Âlem), (Zeyl-i Takvîmü't-Tevârîh)

sefaretle giden Yirmisekiz Melımed Efendi zamanının sadrâzamı olan merhum Damat İbrahim Paşa'dan (*) «Siyasî hizmetlerin haricinde Fransa'nm maârif ve medeniyet vasıtalarını da lâyıkıyla tedkik ederek tatbik kabiliyeti olanlarmı takrir» emrini almıştı. Bu itibarla Mehmed Efendi bu sefaretteki haber ve müşahedelerinden bir iki hâtıra bırakmıştır ki bunlardan biri de maârif vasıtala-rmm en önemlisi olduğu cihetle san'atların en şereflisi denmeğe lâyık olan matbaacılık ilmidir. Hâlbuki Mehmed Efendi'nin matbu takririnde görülen (Fa-sini) (**) rasat işini tamamlamadan ölmüş ve yerine oğlu rasathanede müderris olmuş, herkesten evvel hazine kendisine teslim olunmuş ve babasmm «Uluğ Bey) zicine (yıldızlarm dolaşmalarını hareketlerini gösteren cedvele) »ykırı bulduğu mes'eleleri tahrir edip bize verdi. Henüz babasının tahriratı basılmamış güya bunun ikmialini kasdedip tamamladıktan sonra basılmasını arzu etmiş, ibaresi matbaacüığın zaten Osmanlılarca, fakat Peçevî İbrahim Efendi'nin de tâbiri veçhile (Basma) adı ile bilindiğine delâlet ediyor.

Sonradan Roma sefaretine tâyin olunduktan sonra vefat eden Savary'nin döktüğü harfler ile kalıpları terekesinden Onüçüncü Lüi hesabma satm alındı. Bu harflerin fevkalâde zerafeti hasebiyle Onüçüncü Lüi asrında Paris'te vücuda getirilen şark matbaası Avrupa'nın sair yerlerinde bulunanlara üstünlük sağladı. 14. Lüi 1691 senesinde Savary'nin harf kalıplarını Kral matbaasına naki etti. Şark ilimleri tahsilini teşvîk etti. Şu hesabça 982 (1574) Ue 1003 (1594) tarihleri arasmda Osmanlı matibaacılığı İstanbul'da EVansa Sefarethanesinde tatbik mevkiine konulmuş olduğuna şübhe edilemez. Bu sebeble merhum Mustafa Paşa'nm bahsettiği kitabın keşfi Osmanlı matbaacılığının başlangıcmı tayine hizmet edeceği cihetle bugün o eser her kimin yanmda ise neşr ve ilânına yardım etmesi ilim-severliğin icablarındandır. Zira Osmanlı matbaacılığı Tarihi'nce bu durum gayet mühimdir.

Merhum Cevdet Paşa'nın 1302 (1884) tarihinde ikinci defa olarak basılan (Tarih-i Osmanî)lerinin birinci cildinde bu matbaacılık maddesine dair lüzumlu tafsilât vardır.

Page 92: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 76 —

İZZÎ SÜLEYMAN EFENDİ «VAK'ANÜVİS»

Târih ve şiir i lminde bilgi sahibi bir zât olup Vak'anüvis Mehmed Subhî Efendi'ye halef olmuştur (1). Yazdığı Osmanlı Tarihi 1157 (1744) den 1165 (1792) yılına kadar geçmiş olan olayları ihtiva etmekte olup iki cild şeklinde 1199 (1785) da basılmıştır. Tertib edilmiş dîvânı da vardır. Birinci kısmı velayet ve velînin vasıflarından, ikinci kısmı Şeyh A lâ-üddîn Attar ' ın menkıbeleri ile silsi lesinden, üçüncü kısmı Hoca Bahâed-din Nakşibend' in menkıbelerinden, dördüncü kısmı kerametlerinden bahseder. Hazret-i Nakşibend' in büyük halifelerinden Selâhaddin İbn-i Mübarek Buhârî'nin te'l if ett iği (Enîsü't-Tâlibîn ve Âdetü's-Sâlikîn) ismindeki eserini de terceme etmişt ir ki basılmıştır. Teşrifatçı iken 1168 (1755) de vefat edip [Vâsıf Târihi ] 'nde de zikr edildiği şekilde müntesibi o lduğu Şeyh Murad-zâde-i Nakşibendî'nin yanına defn olunırrasını vasıyyet ett iğinden oraya defn olunmuştur. Hat ilmini (yazı san'atını) meşhur hattat Hoca Râsim'den öğrenmiştir.

Bu sahadaki şi ir lerinden :

Merd olan kâmil vücuda hoş hünerdir hüsn-i hat Ma'rifet-zîbâdır amma zîb ü fer'dir hüsn-i hat

(1) 1183 (1770) senesinde Babadağı'uda vefat etti. Mühründeki kendi eseri olan mısra' şöyledir: «Her şamî kadr ü îd ola Subhî Muhammed'in».

ve (Füyûzât-ı Miknatısıyye) dir. Bir de Nuruosmaniye ve Es'ad Efendi Kü-tübhânelerinde (Risâle-i İslâmiye) isminde yazma bir eseri vardır ki bu eserin mukaddimesinde (Macaristan)m Kolojva!- şehrinde doğduğu ve saire gibi hayatma taallûk eden bâzı ifadeleri vardır. (Hadîs-i Nev)e de bir çok ilâveleri görülmektedir.

(Târih-i Seyyah) müell if i Damat İbrahim Paşa zamanında İstanbul'a gelen Macar rahiblerinden Krozineski'nin paşa adına terceme edilen eseridir. Mütercimi musarrah değilse de İbrahim Müteferr ika olması kuvvetle muhtemeldir. Aslındaki hatâları terceme sırasında tashîh etmiştir.

Matbaasını ikinci d e f a kuruşundan on sene sonra 1155 (1742) de Yalova'da bir kâğıt fabrikası te'sisine tavassut ett i . Hayatının son zamanlarına kadar gerek ilmî, gerek siyasî hizmetlerde bulunmakta kusur etmedi. Bu fabrikaya dair zamanımızın meşhur tarihçi ler inden Ahmed Refik Bey'in (İkdam) gazetesinin 1333 (1917) senesi ve 7312 numaralı sayısında mufassal makalesi vardır.

Page 93: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 77 —

İ Z Z E T M E H M E D BEY

H a y a t ı Ş a i r l e r Fas l ı nda z i k r o l u n a n R â m i z A b d u l l a h Paş a ' n ı n o ğ l u du r . K a p t a n p a ş a ' l a r m hâ l t e r c e m e l e r i n e d a i r (Har î ta - i Kap iJ tân- ı De rya ) i s m i n d e bas ı lm ış k ü ç ü k b i - c i l d ese r i v a r d ı r k i b u e s e r i n i sm i yaz ı l ı ş t a r i h i o l a n 1253 (1837) s e n e s i n i g ö s t e r i r . B u e s e r d e b a b a s ı R â m i z P a ş a ' nın da m u f a s s a l h a y a t ı i le s e y a h a t n a m e s a h a s ı n d a ik i m u f a s s a l m e k t u b u va rd ı r .

İ S M E T E F E N D İ

Hâl t e r c e m e l e r i u l e m â s ı n ı n m ü d e k k i k l e r i n d e n n ü k t e c i b i r z â t o l u p İ s t a n b u l ' d a Fındık l ı M a h a l l e s i n d e d o ğ m u ş t u r . A s k e r î İdodî [ L i s e ] m e k t e b i m u a l l i m l e r i n d e n v e M e v â l î d e n Ç o r u m l u H o c a O s m a n E f e n d i ' n i n o ğ ludu r . B i r a r a l ı k R o m a ' d a t o p l a n a n T â r i h K o n g r e s i ' n e O s m a n l ı D e v l e t i m u r a h h a s ı o l a r a k s e ç i l m i ş s e d e k o n g r e n i n t e ' h i r e d i l m e s i n d e n d o l a y ı g ö n d e r i l m e s i n d e n sa r f - ı n a z a r e d i l m i ş t i r . O t u z s e n e ç a l ı ş a r a k [ Ş a k a y ı k - ı N û m â n i y y e Zey l i ] (Şeyh î )ya 1143 (1730) d e n 1314 (1896) e k a d a r yazd ığ ı sek i z c i l d ü z e r i n e yazd ığ ı b ü y ü k e s e r i n v e f a t ı n d a n sek i z o n s e n e e v v e l ev i i le b e r a b e r yand ığ ın ı k e n d i s i i le t a n ı ş t ı ğ ı m e s n a d a y a n a yak ı l a a n l a t t ı l a r ki O s m a n l ı m a â r i f i a d ı n a c i d d e n ü z ü n t ü y e ş a y a n d ı r . Y a n g ı n d a n s o n ra h a t ı r l a y a b i l d i ğ i u l e m â v e m e ş a y i h ' ı n t e r c e m e s i n i d ö r t c i l d o l a r a k y a z d ığ ın ı s ö y l e d i l e r k i ( T e k m i l e t ü ' ş - Ş a k a y ı k fî H a k k - ı Eh l i ' l -Hakay ı k ) i s m i n -ded i r . S o n r a d a n b u e s e r i n i n b i r m i k t a r ı n ı Yı ld ız K ü t ü b h a n e s i n e h e d i y e e t m i ş t i r k i t a r a f ı m d a n m ü t â l e a e d i l m i ş t i r . T a r i h ç i l e r i n ha l t e r c e m e l e r i n e d a i r a y r ı c a b i r ese r i o l d u ğ u g i b i 1314 (1896) t a r i h i n e k a d a r d a ( E t r â b u ' l -

Nicenin âsâr - ı mevzu 'unda yok hergiz seba t Dehr - i fâni 'de a c e b b a k i eserdir hüsn-i h a t

B e y i t l e r i n d e n : Her nazar baz - fe lek ten s a k l a mihr- i sineni Bin sakın seng- i havadis ten hele ây îneni .

T a r i h i n i n m u k a d d i m e s i n d e l < i m ü n â c â t ı :

Y â Rab! Bu r iyâz içre zülâl - i kereminle Bu taze ka lem işlemesin barür ile Kıldın beni çün vak 'anüv is der- i devlet Feyzin ile asar ımı d a mu ' teber eyle.

( H a d î k a t ü ' l - C e v a m i ' ) i n n a k l i n e g ö r e V a k ' a n ü v i s S u b h î E f e n d i ' n i n k a r d e ş i d i r .

Page 94: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 78 —

Asar) 'a ve (Tuhfetü' l-Hattâtîn)'e zeyli varsa da lıepsi yanmıştır. Kendileri padişahm kâtiblerinden idiler.

Ömrünün mahsulü olan bu nefîs eserleri bir anda mahv olduktan sonra ekserî günleri hastalıkla geçmişt i . 1322 (1904) tar ihinde vefat ederek Üsküdar'da Karacaahmed kabristanında babasının yanına defn edilmiştir. Celvetî Tarikatı şeyhlerinden Hazret-i Hüdâî Dergâhı Postnişîni Ruşen Efendi'ye müntesib ve Mevlevi ' tar ikat ine de muhib olduklarını bana naki etmişlerdi. Ölü ve diri her ferdin, her sınıf halkın hal tercemesine ve neseb silsilesine an'anesi ile vâkıf olduğu halde, kendi hayatına tercüman olmak istemedi. Bununla beraber hâlis dostlarından İbnü'l-Emîn Mahmûd Kemal Bey Efendi tarafından (Kemâlü'l-îsme) adı ile ahval ve menakıbını ihtiva eden bir risale yazılıp basılarak neşrine himmet buyurulmuştur.

Page 95: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— K —

KADI H Ü S E Y İ N OİYARBEKİRÎ

Faz i l e t s a h i b i t a r i h ç i l e r d e n b i r za t t ı r . 966 (1559) t a r i h l e r i n d e M e k l t e Kad ıs ı i ken v e f a t e t m i ş t i r . En m e ş h u r ese r i ( E l - H a m î s u fî A h v a l i ' n - N e f s i ' n -Nef îs ) i s m i n d e A r a b ç a İ s l â m t â r i h i d i r k i b i r m u k a d d i m e , üç r ü k ü n v e b i r h a f i m e ü z e r i n e m ü r e t t e b d i r .

M u k a d d i m e : Ha l k - ı n û ı - i M u h a m m e d (S.A.V.) d e n , R ü k n - i e v v e l : B i ' s e t e k a d a r o l a n h a v â d i s ' t e n , R ü k n - i sânî : B i ' s e t t e n H i c r e t e k a d a r g e ç e n a h v a l d e n , R ü k n - i sâ l i s ; H i c r e t t e n Neb î (S.A.V.) in v e f a t ı n a k a d a r g e ç e n o l a y l a r d a n .

H a t i m e : D ö r t ha l i f e . Benî Ü m e y y e , Â l - i A b b a s i le t e v â i f - i m ü l û k v e O s m a n l ı s u l t a n l a r ı n d a n S u l t a n Ü ç ü n c ü M u r a d ' a k a d a r g e ç e n z a m a n ı n a h v a l i n d e n b a h s e t m e k t e o l u p 940 (1533) t a r i h i n d e i k m â l e d i l m i ş t i r . S o n r a d a n M ı s ı r ' d a bas ı lmış t ı r . B i r d e Kabe i le m ü ş t e m i l â t ı n ı n ö l ç ü l m e s i n e d a i r ( Z i r a ü ' l - K â ' b e ) i s m i n d e a r a b ç a y a z m a u f a k b i r r i sa les i v a r d ı r k i b i r n ü s h a s ı K u ş a d a s ı K ü t ü b h a n e s i n d e t a r a f ı m d a n g ö r ü l m ü ş t ü r .

H a c c ı n m e n a s i k i n e d a i r ( H e b b e t ü ' n - N â s i k i v e ' l - H a c c i L i - i n t i f a î h i b i -h â l edâ i c t i a c ı a l â M e z â h i b i ' l - E r b a a ) i s m i n d e b i r ese r i i le y ı l d ı z la ra a i t d a b i r k a ç ese r i va rd ı r .

H a y a t ı ( K u t b ü d d î n M e K k î ) ' n i n ( B e r k u ' l - Y e m a m ) s i n d e z i k r e d i l m i ş t i r . D i y a r b e k i r a h a l i s i n i n nes l i b i l h a s s a 700 (1300) t a r i h i n d e n s o n r a «Tü rk» ı r k ına t a h o v v ü l e t t i ğ i a r a ş t ı r m a s ı c ü m l e s i n d e d i r .

K O Ç İ BEY « G Ö R İ Ç E L İ (1) K O C A M U S T A F A BEY»

Y a z m a b i r e s e r d e «Has O d a ' d a n ç ı k m a B o s n a v î K o ç i Bey . . . » d i y e

yaz ı l ı ise d e ş ö h r e t i g i b i G ö r i ç e l l o l m a s ı d a h a kuvve t l i d i r . D ö r d ü n c ü M u -

(1) Koçi yahut Koç tabiri Bey merhumun lâikabı makammda olup Kütüp-haue-i Hidivî fihristlerinde Mustafa Bey diye görüldü. Bu kelimenin arslan, kaplan, demir, kaya vesaire gibi lâkablardan olması da varid-i hatırdır. Hattâ Karafriye'de Koçi Bey mahallesindeki banisi olup Koçi Bey yahut Kara Kemal Bey ismi ile şöhret bulan Kara Kemal Bey de bu kabildendir ki bu zat ter-

Page 96: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 80 —

KARA ÇELEBİ ZADE ABDÜLÂZİZ EFENDİ

Aslen îstanbul' lu olup Şeyhü'l-İslâmlığa yükselen fazilet sahibi tar ihçi ve edebiyatçılardandır. Ömrünün sonlarında Bursa'da ikamete me'mur edilmişti . (Rızâen lillâh) terkîbinin ifade ettiği 1068 (1657) tar ihinde vefat etmiştir. Kabri (Abdal Mehmet) Mahallesinde Gemlik Caddesine giden yolun sol cihetinde Deveciler Mezarlığı denilen kabristan kenann-dadır. Hiddetli bir mizacı vardı. Hazret-i Âdem'den it ibaren 1052 (1642) tar ih ine kadar yazdığı bir büyük cild (Ravzatü'l-Ebrâr) ve (Mir'atü's-Safâ)

«emesi daha önce geçen Zaîm Mîr Bey'in ecdadından olduğu vakıf kayıtlan ile sabittir. Arnavutça'dan alman bir lügat olmak üzere telâkki edilirse Arnavutça'da ve o makbuze Ue (Koç) kelimesi kırmızı manasınadır. İhtimal yüzünün kırmızılığından dolayı Koç Bey, Koçi Bey lâkabı verilmiş olması da melhuzdur. Görice ile Anyoriya Karyesi arasmda Koçi Bey adma vakf edilen bir arazi vardır.

(2) Şânî-zâde'nin (Ebü'n-Necîb) risalesinden maksadı (Ebü'n-Necib Süh-reverdî)nin «Nehcû's-Sülûk fî Siyaseti'l-Mülûk) ismindeki meşhur risalesidir ki hayatı «Şairler Faslında» mezkâr Nahîfî Mehmed Efendi tarafından terceme ve tab' olunduğu zikr edildi.

rad'ın meclisinde musahib, harblerinde muiıarib olan Enderûn-i Hümâyûndan yetişen, başlıca maârif erbabının il im ve siyaset bal<ımından zamanına göre en güzidelerinden olup devlet idaresinin ve mühim hü-i<ûmet işlerinin ıslâhına dair târ ihe dayalı yazdığı meşhur (lâyiha)nm sahibidir l<i bu lâyihasını 1041 (1631) târihlerinde yazmıştır.

(Naîma Târihi) 'nin bu lâyihanın siyal<-ı ifadesini [üslûbunu] taklîd etmek suretiyle yazıldığı anlaşılmaktadır. Sultan İbrahim'e de ayrıca bir lâyiha takdîm etmişse de bu nüshanın mevcudu yoktur. Mezkûr lâyiha bir isi Avrupa'da, ikisj İstanbul'da olmak üzere üç defa basılmıştır. Ailesi [haremi] ile oğlu Seferşah Körice'de Mîrahor İlyas Bey Camii avlusunda medfundurlar. Kendisinin de Körice'nin Manastır Caddesindeki Polamen Köyünde medfun olduğu rivayet edil iyorsa da bu rivayet kat'î değildir. Siyasî işlerle iştigale zihin sarf ett iği mertebede, meselâ edebiyatta mu'-ciz-beyan olmağa ikdam eylemiş olsaydı ihtimal ki kendisinden iki asır sonra Akif Paşa'nın himmetiyle vücud bulmuş olan şimdiki edebî tarzımız daha o zaman vaz'edilmiş olurdu. Şânîzâde'nin bu lâyiha hakkındaki i fadesi: «Körice'li Koçi Bey Sultan Dördüncü Murad'a bu mezayayı bir pîrane edâ ile bîmehâbâ inhâ etmişt ir ki el-hak (Ebu'n-Necîb) (2) risalesine faik demeğe lâyıktır.» Koçi Bey'in biraderi olan Hürrem Bey maalesef Rusya'ya f i rar ve Hıristiyanlığa dönmüştür.

Page 97: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— ş i v e ay r ı ca (H i l ye tü ' l -Enb i yâ ) İ le K a n u n î S u l t a n S ü l e y m a n ' ı n f e t i h l e r i n i b e

y â n e d e n ( S ü l e y m a n - n â m e ) (1) v e D ö r d ü n c ü M u r a d ' m R e v a n v e B a ğ d a d

S e f e r l e r i n i b e y â n e d e n ( Z a f e r - n â m e ) i s i m l e r i n d e d i ğ e r t a r i h l e r i v e a h l â k

i l m i n d e n (Ah lâk - ı M u h s i n î ) t e r c e m e s i v e f ı k ı h t a n ( H a l l ü ' l - i ş t i b a h a n A k -

d i ' l - E ş b â h ) , (K i tâbu '1 -E lga f î ' l - F ı kh i ' l -Hane f i ye ) v e (Kâfî) i s i m l e r i n d e k i

e s e r l e r i v e e d e b i y a t t a n (Gü l şen - i N iyaz) i s m i n d e k i m a n z u m e s i Ve m ü

r e t t e b ş i i r d îvân ı v e (R isa le - i K a l e m i y y e ) s i va rd ı r . N e s r i n a z m ı n d a n k u v

ve t l i d i r . E s e r l e r i n d e n ( R a v z a t ü ' l - E b r â r ) i le ( S ü l e y m â n - n â m e ) bas ı lmış t ı r .

( R a v z a t ü ' l - E b r â r ) ı n i ba res i m u ğ l â k ç a o l m a k l a b e r a b e r o l d u k ç a m u h a -

k e m e l i b i r s u r e t t e o l d u ğ u n d a n e k s e r n o k t a l a r ı n d a n i s t i f a d e o l u n u r . (Kâz -

r u n î j n i n (S iyer - i N e b e v î ) s i n i d e ( F e v a y i h u ' n - N e b e v i y y e fî S i y e r i ' l - M u s t a f a -

v i yye ) i sm i i le t e r c e m e e t m i ş t i r ( R a v z a t ü ' l - E b r â r ) m b a s ı l m ı ş k ı sm ı G i r i t

F a t i h l e r i n d e n Y u s u f Paşa ' n ı n ş e h i d o l m a t a r i h i o l a n 1055 (1645) s e n e s i

n i h a y e t i n e kada rd ı r . B a s ı l m a m ı ş ik i zey l i va rd ı r .

B i r i n c i zey l i ( V e l i y y ü d d i n E fend i ) K ü t ü p h a n e s i n d e va rd ı r . A b d ü l â z i z

E f e n d i ' n i n k e n d i yazı l ı i f a d e s i n e n a z a r a n ( R a v z a t ü ' l - E b r â r ) ı n b i r i n c i c i l d i ,

b u b i r i n c i zey l i le b a ş l ı y o r k S u l t a n D ö r d ü n c ü M e h m e d ' i n t a h t a ç ık ış ın

d a n 1068 (1657) s e n e s i Sa fe : ' ay ına y â n i v e f a t ı s e n e s i n e kada rd ı r .

B i r m ü n â c â t ı n d a n : « H â n i h s a n ı k ü ş â d e der î bî d e r - b a n d e r S o f r e - i n i ' m e t ü lü t f ü k e r e m i h a l k a g a m î m . »

( R a v z a t ü ' l - E b r â r ) : A h v â l - i e n b i y â , s i ye r - i Nebî , a h v â l - i m ü l k - i İ s lâ m i y e , a h v â l - i se l â t î n - i O s m a n i y e f a s ı l l a r ı n d a n i b a r e t d ö r t fas ı l ü z e r e m ü r e t t e b d i r . 1068 (1657) t a r i h i n e k a d a r zey l y a z m ı ş l a r d ı r . M i r ' a t ü ' s - S a f â ) H a z r e t - i  d e m ' d e n H a z r e t - i M u h a m m e d (S.A.V.) E f e n d i m i z H a z r e t l e r i n e k a d a r ay r ı b i r p e y g a m b e r l e r t a r i h i d i r .

F ı k ı h ' dan ( R a v z a t ü ' l - K u d s ) ad l ı ese r i ( N e f h a t ü ' l - Ü n s ) i sm i i le ş e r h •e tmiş t i r .

K A R A B A Ş - Z A D E A H M E D İBN- İ M E H M E D E F E N D İ

Faz i l e t s a h i b i v e t a r i h ç i l e r d e n m ü d e k k i k b i r z â t o l u p İ zm i r ' l i d i r . K e n d i e l yaz ıs ı i le yazı l ı b ü y ü c e k b i r c i l d ü z e r i n e m ü r e t t e p A r a p ç a ta r i h î e s e r i n d e ; s i ye r - i p e y g a m b e r î i le a s h a b ı n m e n k ı b e l e r i i le e v l i y a n ı n v e h u l a s a t e n İ s l âm m e l i k l e r i n i n a h v a l i n d e n , ( M e v z u â t û ' l - U l û m ) i le ( K e ş f ü ' z - Z ü n û n ) ve ( T e z k i r e î ü ' l - H i k e m fî T a b a k a t ü ' l - Ü m e m ) t a r z l a r ı n d a d in î v e f e n n î i l i m

ci) Kadılar smıfmdan Bursa'lı Şemsî ile şairlerden Ferdî'nin birer (Süleymân-nâme) leri vardır.

OSMANLI MÜELLİFLERİ - Cüd: 3 F. : €

Page 98: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 82 —

KEMALİ MEHMED ÇELEBİ «BALATÎ-2ADE»

Tarih yazarlarından ve Sokullu Mehmed Paşa'nın kâtlb ve bendele-rindendir. 903 (1498) de vefat eden meşhur tarihçi Mîr Hând'in Farsça (Ravzatü's-Safâ fî Sireti ' l-Enbiyâ ve' l-mülûk ve'l-Hulefâ)sını İslâmın z u huruna kadar terceme ederek (Tercümânü'd-Düsti j r fî Havâdisi' l-Ezmanı ve'd-Dühûr) ismini verdiği eseri 1258 (1842) de basılmıştır ki ist ifadeli bir eserdir. (Mesnevî-i Şerîf)i de kısmen şerh etmiştir. Yazmağa başladığı Tarih-i Umumî'yi ikmale muvaffak olamamıştır. Şiir yazma kabiliyeti de vardır. Sultan Üçüncü Murad devrinde Budin'de şehid olarak vefat e t t i ğ i (Riyazî Tezkiresi)nde yazılıdır.

KEŞFİ MEHMED ÇELEBİ

Sekbanbaşı ve Amasya Valisi olan Hızır Ağa'nın oğlu olup Amasya ' -lıdır. Tâç-zâde Sa'dî ve Cafer Çelebi' lerden ilmî istifadelerde bulunmuş ve Birinci Selîm'e saltanatından evvel kâtib olmuştur. Tahta çıkışlarında ise dîvan kâtibi ve İran ile Mısır Seferlerinde Ser-Kâtibi olarak bir müddet Selîm'in devlet erkânından olmuş ve 926 (1520)'da müşârünileyh'in irt ihâlinde Anadolu Defterdarı ve 927 (1521) de pek çok Amasya'lı gibi emekli olduğu halde 931 (1525) de İstanbul'da vefat etmiştir. Şiir yazma san'atına mâlik, âl im, güzel ahlâk sahibi bir zât idi. Biri muhtasar diğeri mufassal (Selîm-nâme) unvanı ile iki parça târihi olup Birinci Selîm'in İran ve Mısır Seferlerini yazmıştır. Bunlarır birer nüshası Es'ad Efendi Kütübhânesinde vardır. Bir de (Avömil-i Fars) isminde Fars dili kaidelerini yazmıştır ki Farsçadaki ihtisasına delildir.

lerin ta 'r i fat ve mevzuaları ile gayelerinden ve zikr edilen il imlerin men-sublarrnm hayat hikâyeleri ve eserlerinden bahs eden faydalı bilgiler derç edilmiştir.

Zikredilen eserin 1195 (1781) tar ihinde İzmir'de te' l i f edildiği hatimesinde yazılıdır. 1198 (1784) de İzmir'de irt ihal etmiştir. Namazgah c ivarında Tahtalı Mescid' in kıble cihetinde medfundur.

Mezar taşında ismiyle : «Bu merkadde her kim iderse duâ İde mahşerde şefaat Müctebâ»

beyti nakşolunmuştur. Mezar taşında 12 terkl i tâç olduğuna göre tarikat-ı aliyyeden de hal i

felik aldığı anlaşılmaktadır.

Page 99: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 83 —

K U Ş M A N İ U B E Y D U L L A H E F E N D İ İBN- İ D E H K A N İ

B u z â t ı n ( F e z l e k e - i K u ş m a n î ) i s m i i le ik i r i s a l e s i v a r d ı r k i b i r i s i İ n g i

l iz d o n a n m a s ı n ı n İ s t a n b u l ' a g e l i ş i n d e n Ü ç ü n c ü S e l î m ' i n t a h t t a n i n d i r i l i ş i -

n e k a d a r o l a n o l a y l a r ı , d i ğ e r i d e m e z k û l s u l t a n ı n ş e h i d e d i l i ş i o l a y ı n ı b e -

/ a n e t m e k t e d i r . H e r i k i s i d e b a s ı l m a m ı ş t ı r . B u n l a r d a n ( R i s a l e - i K u ş m a n î

fî T a ' r î f - i N i z a m î - i İ l hâmî ) i s m i i le 1221 (1806) t a r i h i n d e y a z d ı ğ ı t a r i h ç e

n i n b i r n ü s h a s ı M ü z e - i H ü m â y û n K ü t ü b h a n e s i n d e m e v c u t t u r . « İ l h a m î » -

d e n m a k s a d ı Ü ç ü n c ü S e l î m ' i n m a h l a s ı d ı r k i ş i i r l e r i n d e n a n l a ş ı l m a k t a d ı r .

K u ş m a n î t a r i h ç e s i n i n b i r n ü s h a s ı d o m e r h u m C e v d e t P a ş a t a r a f ı n d a n

İ k i n c i B â y e z i d Camii i ç i n d e k i V e l i y y ü d d i n E f e n d i K ü t ü b h a n e s i n e h e d i y e

e d i l m i ş t i r . B u t a r i h ç e n i n b a ş t a r a f ı n d a A v r u p a D e v l e t l e r i n e g ö n d e r i l e n

b e y a n n a m e v a r d ı r . K u ş m a n î ' n i n ( H e d i y y e t ü ' l - İ h v a n fî H i d â y e t ü ' l - i n s a n j i s

m i n d e v e ( M e v â i z - i K u ş m a n î ) i s m i n d e v e ( Z e b î r e - i K u ş m a n î ) , (R i sâ l e - i

İ h s a n ) v e ( T e r k î b - i R e h b e r « M e c m u a » ) i s i m l e r i n d e d e e s e r l e r i o l d u ğ u

( M e v â i z - i K u ş m a n î ) n i n s o n u n d a y a z ı l ı y o r k i b u m e v â i z i iv l i l le t K ü t ü b h a

n e s i n d e v a r d ı r .

KEJViAL

895 (1490) t a r i h i n d e üç b i n b e y i t t e n i b a r e t S u l t a n İ k i n c i B â y e z i d a d ı

n a e s k i T ü r k v e z n i n d e m c n z û m b i r O s m a n O ğ u l l a r ı D e s t a n ı [ D â s t a n - ı

 l - i O s m a n ] y a z m ı ş t ı r . B u e s e r d e O s m a n l ı l a r ı n A n a d o l u ' y a g e l i ş i , S u l t a n

A l â e d d i n i le m ü l a k a t l a r ı ve d e v l e t l e r i n i n i lk k u r u l u ş d e v i r l e r i h a k k ı n d a k i

s ö z l e r m e ş h u r r i v a y e t l e r e m u h a l i f t i r . B u n u n l a b e r a b e r bâz ı f a y d a l ı b i l

g i l e r m e v c u t t u r . K i t a b ı n m u k a d d i m e s i n d e v e h u s u s i y l e s o n u n d a k i t a b ı

K E M A L A H M E D D E D E

M e v l e v î ' l e r i n ü s t ü n l e r i n d e n , t a r i h - b i l g i n i b i r z â t o l u p A k ş e h i r ' l l d i r .

776 (1374) s e n e s i n d e v e f a t e d e n M e h m e d İbn - i H a s a n E ş - Ş â f i î ' n i n t a b a

k a l a r a t a k s i m o l u n a n ( M e n â k ı b ü ' l - A h b a b v e M e r a t i b u U l i ' l - E l b â b ) i s m i n

d e k i e s e r i n i ( T u h f e t ü ' l - M ü ş t a k k î n i lâ M e n â k ı b i ' s - S a h â b e t i v e ' t - T â b i î n ) i s

m i İ le t e r c e m e e t t i ğ i g i b i M â v e r â ü n - N e h i r ' d e n y e t i ş m i ş m e ş h u r t a r i h ç i

l e r d e n H â n d M î r ' i n d e t a r i h î e s e r l e r i n d e n b i r i n i t e r c e m e e t m i ş t i r . ( M s n a -

k ıb - l M e v l â n â ) y ı d a n a z m e d i p ( E f l â k î D e d e ) n i n r i v a y e t i n e k a d a r h a t m

e t m i ş t i r . İ s t a n b u l ' d a k e n d i l e r i i ç i n b i n â o l u n a n Y e n i k a p ı M e v l e v î h a n e s i ) n -

d e s e c c a d e - n i ş î n İ ken « R e v v a h a A l l a h u T e â l â r û h e h u » t e r k i b i n i n d e l â l e

t i o l a n 1010 (1602) t â r i h i n d e i r t i h â l e t m i ş t i r .

Page 100: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 84 —

KÂTİB ÇELEBİ «HACI HALİFE» (1)

Garp terakkisinin Osmanlılar içinde yayılmasına sebeb, nâmını i f t i harla baş tacı ett iğimiz Kâtib Celebi'dir. Vücudları ile ift ihar olunan Osmanlı âl imleri arasında Kâtib Çelebi, Şark ve Garp il imlerini ihata edenlerden olması zamanının hürmetle anılmasını istilzama kâfi iken bir de bize kalem hizmetleri ile yeni bir terakki devresi açması hasebiyle c idden vs hakikaten hüner sahibi büyüklerimizden sayılmaya hak kazanır.

Bu yüksek zât aslen • îstanbul' lu olup Abdullah Efendi adında bir Osmanlı askerinin Mustafa ismindeki oğludur. Bir taraftan ilim tahsil ine gayret etmekle beraber m.uhtelif me'mûriyetlerde Osmanlı memleketlerinin büyük bir kısmını dolaşarak nihayet İstanbul'da karar kılıp te' l i fatı-nın ekserisini burada ikmal etmiştir. Osmanlı âl imleri arasında zaman it ibariyle eskilerin sonu ve yenilerin reisi sayılogelmiştir. Vefatı (2) 1067 (1557) de, kabri İstanbul'da Vefa Mahallesinde Zeyrek'e inen caddenin sol tarafında kendi adma mensub yanmış mektebin sahasındadır.

Münakkah terceme-i hâli ile eserlerine dair izahat tarafım.dan yazılıp 1331 (1915) tar ihinde İstanbul'da basılan Kâtib Çelebi risalesinde mevcuttur. Maamafih bu esere nisbetle (Osmanlı Müell i f leri)ndeki eserlerinin isimlerinde bazı fazlalıklar vardır.

Eserlerine dair i zaha t : 1 — (Keşfü'z-Zünûn an Esmâi' l-Kütûbi ve'l-Fünûn): Fransızların bib

liyografya dedikleri (kitabiyat. ilm-i ahvâl-i kütüb)'e dair yazılan Osmanlı eserierinin güzidesi olup yirmi senelik bir çalışm.a ve gayretin semeresi olmak üzere vücuda gelen bu eser üç yüz kadar ulûm ve fünûn'un mevzu' ve gayeleri hakkında, tar i f ler ve lüzumlu bilgileri ihtiva eder. Arapça-dır. Hususiyle mukaddimedeki ilmî tarifleri bütün mütâlea sahibleri (araştırıcılar) için cidden istifade edilecek bir kaynaktır. Esas it ibariyle hecâ harfleri sırası ile müretteb kitab lügati olan bu eser (9512) müellif, şârih

(1) Garbiılar arasmda Hacı Halife galatı olan «Hacı Kalfa» şöhreti Ue bilinmektedir.

(2) Süvari kaleminde ikinci haUfe olan terceme sahibi «Hacı Halîfe) —Kâtib Çelebi— nin 1067 (1657) Zilhicce'sinin 15. günü fücceten irtihal ettiği, bir nüshası Yıldız Kütübhânesinde mevcut (Miyârü'd-Düvel v e Misbahül-Milel) hatimesinde mezkûrdur.

ne sebebie Türkçe yazdığını ve Türkçe eserlerin o devrin büyüklerinde o kadar makbul olmadığını zikrediyor. Nuruosmaniye Kütübhânesinde ekseriyeti i t ibariyle pişdödiyân ahvalini hikâye eden (Terceme-i Tarih-i Mu'cem) adında 893 (1488) de yazılmış bir eseri daha vardır.

Page 101: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 85 —

(1) Arap müelliflerinden İbni Nedim'in (Fihristü'l-Ulûm) unu basan bu zattır.

v e (14501) k a d a r k i t a b , r i s a l e , ş e r h , h a ş i y e i s i m l e r i n i b e y a n e t m e k t e d i r .

En e v v e l 1092 (1681) d e İ s t a n b u l ' d a i r t i h a l e d e n e d i b l e r i n f a z i l e t l i l e r i n d e n

V i ş n e - Z â d e M e h m e d İzzet î E f e n d i t a r a f m d a n b i r m i k t a r i l â v e l e r y a p ı l m ı ş

i se d e m ü s v e d d e h a l i n d e k a l a r a k b a s ı l m a m ı ş t ı r . S o n r a d a n 1217 (1802)

d e İ s t a n b u l ' d a v e f a t e d e n H a n î f - z â d e A h m e d T â h i r E f e n d i t a r a f ı n d a n

(506) k i t a b i s m i n i i h a t a e d e r (Âsâ r - ı N e v ) i s m i i le b i r z e y l y a z ı l m ı ş t ı r k i

b u z e y l M ı s ı r ' ı n C â m i u ' l - E z h e r K ü t ü b h a n e s i i le İ s t a n b u l , Ş a m , H a l e b K ü -

t ü b h a n e l e r i n d e n y i r m i k ü t ü b h a n e n i n k i t a b i s i m l e r i n i i h t i v a e t m e k ş a r t ı

i le A r a p ç a m e t n i i le b e r a b e r A l m a n m ü s t e ş r i k l e r i n d e n G ü s t a v F l ö g e l ' i n

m a ' r i f e t i y i e y e d i b ü y ü k c i l d ü z e r i n e (1) 1 8 3 5 - 1 8 5 8 s e n e l e r i a r a s ı n d a A l

m a n y a ' n ı n L â i b z i g ş e h r i n d e b a s ı l m ı ş t ı r . S o n r a d a n A l m a n v e İng i l i z d i l

l e r i n e d e t e r c e m e e d i l e r e k b a s ı l m ı ş t ı r . Y a l n ı z m e t n i A r a b a c ı l a r Ş e y h i İ b

r a h i m E f e n d i t a r a f ı n d a n y a p ı l a n zey l i i le b e r a b e r 1274 (1858) t a r i h i n d e

ik i c i l d ü z e r e M ı s ı r ' d a bas ı l d ı ğ ı g i b i 1310 (1892) t a r i h i n d e y i n e z e y l i i le

b e r a b e r İ s t a n b u l ' d a b a s ı l m ı ş t ı r . Y a y ı l a n z e y i l l e r d e n b i r i d e 1275 (1859)

d e i r t i h a l e d e n Ş e y h ü ' l - İ s l â m A r i f H i k m e t B e y E f e n d i t a r a f ı n d a n y a p ı l a n

z e y l d i r . ( K e ş f ü ' z - Z ü n û n ) ' a y a p ı l a n z e y l l e r i n e n m ü h i m i o l u p m e t n i m u h

t e v i y a t ı n d a n f a z l a o l m a k ü z e r e (18000) k ü s u r t e ' l i f e d i l m i ş k i t a b i s i m l e r i

n e u l a ş a n ( İ z â h ü ' l - M e k n û n - i f î z -Zey l i A l â K e ş f i ' z - Z ü n û n ) i s m i n d e k i z e y l

d i r k i a s r ı m ı z ı n f a z î l e t s a h i b l e r i n d e n v e k i t a b i y a t m ü t e h a s s ı s l a r ı n d a n z i k

r i g e ç e n B a ğ d a d î İ s m a i l P a ş a t a r a f ı n d a n o t u z s e n e l i k d e v a m l ı b i r ç a l ı ş

m a n ı n s o n u c u o l a r a k m e y d a n a g e l m i ş s e d e h e n ü z b a s ı l m a s ı n a m u v a f f a k

o l u n a m a m ı ş t ı r .

İ l im m ü c â h i d i o l a n İ s m a i l P a ş a ' n ı n ( E s m â ü ' l - M ü e l l i f î n v e  s â r ü ' l -

M u s a n n i f î n ) i s m i n d e k ı y m e t l i b i r e s e r i d a h a v a r d ı r k i s a d r - ı i s l â m ' d a n

z a m a n ı m ı z a k a d a r g e l e n i s l a m m ü e l l i f l e r i n i n i s im v e k ü n y e l e r i i le e s e r

l e r i n i n i s i m l e r i n i i h t i v a e t m e k t e d i r .

F r a n s a ' n ı n s o n as ı r h a k m [ â l i m ] v e m ü s t e ş r i k l e r i n d e n m e ş h u r G ü s

t a v Lö B o n ' u n K â t i b C e l e b i ' m e r h u m u A r a p t a r i h ç i l e r i a r a s ı n d a z i k r e t

m e s i ( T ü r k l e r i n U l û m v e F ü n û n a H i z m e t l e r i ) i s m i n d e k i n â ç î z e s e r i m i n

m u k a d d i m e s i n d e k i m â r u z â t ı m d o l a y ı s i y l e O s m a n l ı u l e m a s ı n ı n d a h e m e n

k ı s m - ı â z a m i n i n e s e r l e r i n i A r a p ç a y a z m a l a r ı n d a n i le r i g e l m i ş t i r . ( K e ş f ü ' z -

Z ü n û n ) u n i lmî k ı y m e t i yaz ı l d ığ ı v a k i t l e r d e z a m a n ı n i c a b ı o l a r a k lây ık o l

d u ğ u d e r e c e d e t a k d i r o l u n m a m ı ş i se d e b u g ü n Ş a r k v e h a t t â G a r p a r a ş -

t ı r m a c ı l a n n ı n c a n ı g i b i s a k l a d ı ğ ı k ı y m e t l i e s e r l e r d e n d i r .

( K e ş f ü ' z - Z ü n û n ) F r a n s ı z m ü s t e ş r i k l e r i n d e n H e r b i o ' n u n 1695 s e n e

s i n d e P a r i s ' t e b a s ı l a n v e b i r t a k ı m ı O s m a n l ı M ü z e s i K ü t ü b h a n e s i n d e

m e v c û d b u l u n a n ( K ü t ü b h a n e - I Şa rk î ) a d l ı e s e r i n i n b a ş l ı c a k a y n a ğ ı b u -

Page 102: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 86 —

(1) Ali Suavî Efendi'nin ifadesinin aslı şöyledir: «Keşfiyat-ı cedide diye tedavül eden bâzı âsâr-ı târihiyyeye dair tenbihatı şâmil bir mukaddime zam-miyle ve re's ve ezyel üzerine haşiyeler ilâvesiyle bu kerre Paris'te tab' eyledim (1291)»

lunduğu insaf sal^ibi müsteşril<!erden Galan tarafından da tasdik edilmişken Herbiö'nun zikredilen kitab hakkında güya vukufsuzca ve istih-fafkârane yazdığı ifadelere hayret ve her zaman tarafsız bulunmak lâzım gelen ilmî hakikatler namına teessüf olunur.

Yeni Cami Kütübhânesinde 815 numarada (İbn-i Nedîm)in (Fihristi) ni, Çelebi'nin (Keşfi)ni görüp sonra da (Keşfi) islâh ve özetlemeye kalkışan ve ismini tasrîh etmeyen bir kimsenin (Et-Tezkârü' l-Câmi' Li'l-Âsar) isminde bir eseri verdir. Fakat müellif lerin ve^at tarihlerini yazmamıştır.

2 — (Takvîmü't-Tevârih) : Avrupalıların (Kronoloji) dedikleri bir tarzda ve olayların f ihrist i sahasında kıymetli bir tarihî eserdir.

Merhum Celebi bu eserini 1053 (1644) senesi içinde iki ayda bitirmiş ve mükâfat olarak «İkinci Halifelik» rütbesine nail olmuştur. Bizde matbaacılığın kurulduğu devirlerde, Osmanlı matbaacılığının kurucusu İbrahim Müteferr ika tarafından 1146 (1733) tarihinde bâzı ilâveler ile basılmıiş ve (Şakayik-i Nu'mâniyye) Zeyli (Atâî'ye zeyl yazan Şeyhî Mehmed Efendi tarafından da 1059 (1649) dan 1144 (1731)'e kadar zeyl edilmiştir. Eserin metni Avrupa dil lerinden bâzılarına ve bu cümleden olmak üzere İtalya müsteşriklerinden Rinaldo Karll tarafından İtalyanca'ya terceme olunarak 1698'de Venedik'te basılmıştır. (Takvîmü't-Tevarihj 'e 1147 (1734) den 1227 (1812) tarihine kadar üçüncü zeyl olmak üzere Ali Suavî Efendi: «Yeni keşifler diye tedavül eden bâzı tarihî eserlere dair tenbî-hâtı şâmil bir mukaddime ilâvesi ile re's ve zeyiller üzerine haşiyeler ilâvesi ile bu d e f a Paris'te bastırdım. 1291 (1874)» (1) ifadesi ile başladığı zeylinden ancak 128 sayfasının neşrine muvaffak olabilmiştir. Bu zeyl hakikatte ilmî ve tarihî bir hayli faydaları ihtiva etmektedir.

Hammer Tarihi mütercimi zamanımız büyüklerinden merhum Atâ Bey (Takvîmü't-Tevârih) hakkında «Hiç şüphe yoktur ki bizde (Takvîmü't-Tevârih)in müellif i Kâtib Celebi gibi on-onbeş âlim yetişebilmiş olsaydı bugün ilmî terakki lerce hayli ilerde bulunurduk. Osmanlı müellif leri içinde Avrupa'da en fazla şöhret bulmuş olan Kâtlb Celebi'dir,» buyuruyorlar ki duruma uyan fâzilâne bir tasdikdir.

3 — (Tuhfetü'l-Kibar fî Esfâri ' l-Bihar): Osmanlıların deniz fet ih ve muharebelerinden bahsetmekte olup 1141 (1728) târihinde İbrahim Müteferrika tarafından basılmasına himmet olunmuş ve Avrupa lisanlarından bâzılarına, bu cümleden olmak üzere İngilizceye terceme edilmiştir. Enderûn-i Hümâyûn kitablarındaki nüshanın kenarındaki yazılar müell i f in-

Page 103: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— e y

dir. Bâzı deniz muharebeleri ile (İnebahtı Boğazı) resimleri de vardır.

Sonradan deniz kumandanlarından ve Târih-i Osmanî Encümeni âzasından merhum Saffet Bey'in himmeti ile ve bâzı resimler ilâvesi ile de ayrıca basılmıştır.

Zamanımız deniz kumandanlarından Süleyman Nutkî Bey'in (Muho-rebat-ı Bahriye-i Osmaniye)si ve merhum Şükrü Bey'in (Esfar-ı Bahriye-i Osmaniye)si de isimlerinin delâlet ett iği gibi (Tuhfetü'l-Kibar) sahasında yazılmasına himmet buyurulan kıymetli deniz târihlerimizdendir.

4 — (Cıhan-nümâ): Yazılış târîhi «Mir'at-ı dünya ve mâ fîhâ oldu bu Cihan-nümâ» mısraının delâlet ett iği 1058 (1648) senesidir. İlmî olarak yeni bir tarzda Osmanlıca yazılan coğrafya kitablarımızın eski ve kıymetl i lerinden yegâne bir eser olup 648 büyük sayfayı ihtiva eden ve lât ince-ye terceme edilen bu eser hususiyle mukaddimesindeki coğrafya'nın târihî ve felsefî kısımlarını araştıran zatlara her zamıon kaynak olabilir kıymetli bir eserdir ki bu da 1145 (1733) târihinde İbrahim Müteferr ika tarafından basılmıştır. İhtiva ettiği haritalar da ayrıca görülmeğe değerdir. Müell i f in «Coğrafya» kelimesinin terkibini (Cihan-nümâ) karşılığı ile naki ve kabul ett iği anlaşılıyor ki isâbâtı aşikârdır.

Kâtib Çelebi'nin eserlerinden olmak üzere müverrih Hammer tarafından Almanca'ya terceme olunarak 1812'de Viyana'da basılan (Rumeli ve Bosna Coğrafyası) da ayrıca bir eser olmayıp Kâtip Çelebi'nin (Cihan-nümâ) sının basılmamış kısmından bir parçadır. Bu parçanın bir nüshası Umumî Kütübhane'de mevcut olduğu gibi Ragıp Paşa Kütübhanesindeki yazma (Cîhan-nümâ)da da münderictir. (Cihan-nümâ)nın bir miktar zeyli dahi varsa da müellif i belli değildir.

Cihan-nümâ'yı basan İbrahim Müteferr ika tarafından İkinci cild olmak üzere mükemmel bir zeyl yazılacağı kitabın sonundaki şu: (Tezyî-lü't-îâbii hamden sümme hamden (1) ifadesinden anlaşılmakta ise de yazılış ve basılmasına muvaffak olamadığına ilim adına esef edilir.

(1) «Tezyîlü't-tâbii hamden sttmme hamden li'Uâhi'l-Aliyyi'l-a'lâ ki onun avn ü inâyetiyle i.şbu kitab-ı müstetab itmama reşide oldu ve fazi ü keremine tevekkül birle dîbâce-i kitabdfi, âcizane tasmim ve teahhüd olunduğu üzere tev-fîk-ı Bârî yâri olup bu âlem-i vâsiul-icradan Asya kıt'asmın hâvi olduğu me-mâlik ve mülûk-i cihan ahvâli tahrir ve tastir ve tasvire şüru' ve nihayet ima.-ret-i şarkıyyeden ihtida ve garba teveccüh berle v.s, mahmiye-i İstanbul'un şark ve hizasında vâki Üsküdar'a ve yemin ve yesarında Karadeniz ve Akdeniz sevâhU-i şarluyyesine gelince vukuf ve ıttıla müyesser ve ilm ü habere zafer mümkün olduğu mertebe ahvâl-i memâlik ve biIâd-ı sebt-i silk-i sutur kılmdı. Eğer himmet-i Aliyye-i Padişahâne ve İrâde-i Seniyye-i Husrevâne cilvenümâ olursa bu kitab-ı müstetaba cild-i sâni olmak üzere mahmiye-i İstanbul'da şü-ru'u berle nihayet ve imarat-ı garbiyyeye varınca aksam-ı selâsenin yani Avrupa ve Afrika ve Amerika kıt'alarmın dahi hâvi olduğu memalik ve mülûk

Page 104: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 88 —

(Cihan-nümâ)nın yarısına kadar müell if in yazısı ile yazılı olan nüshası Enderûn-i Hümâyûn Kütübhanesindedir.

5 — (Süllemü'l-vusûl ilâ Tabakati ' l -Fuhul): Arab âlimlerinin «taba-kat» tâbir ett ikleri heca harfleri sırasına göre tertîb edilmiş hal tercemeleri kitabları şeklinde Arapça bir büyük cild münakkah, makbul bir eserdir ki birinci kısmı hal tercemelerinden, ikinci kısmı künye ve nesebler-den, üçüncü kısmı müteferrik târihî bilgilerden bahsetmekte olup yazarın el yazısı ile yazılı olan tek nüshası Şehzadebaşında Şehid Ali Paşa Kütübhanesindedir. Yazılış târihi 1062 (1652) dir. Müellif bu eserinde hayatını yazdığı maddede validesinden naklen doğumunun 1017 (1608) o lduğunu beyân ediyor ki vefat tarihi 1067 (1658) olduğuna göre 50 yaşında irtihal ett iği anlaşılıyor. Allah'ın geniş rahmeti Çizerine olsun! (Rahmetul-lahi aleyhi rahmeten vâsia.)

6 — (Recmü'r-Racîm bi's-Sîni ve'i-Cîm) : Garip mes'eleler ve acâib fetvaları ihtiva etmekte olup basılmamıştır. Nüshasına tesadüf edemedim.

7 — (Düstûrü' l-Amel Li-îslâhi'l-Halel) : Bii' mukaddime ile üç fasıf üzerine müretteb olup mukaddime devletin durumundan, birinci fasıi reâyâ, ikinci fasıl asker, üçüncü fasıl hazine ahvalinden bahis; hikmet ve siyasî idare noktalarından istifade sağlayıcı mühim bir risaledir ki Osmanlı maliyecilerinden Ayn Ali Efendi'nin 1016 (1607) tar ihinde te'üf ett iği (Kavânîn-i Âl-i Osman der Mezâmîn-i Defter-i Dîvan) ismindeki kıymetli eseri ile beraber Şinasi tarafından basılmıştır.

8 — (İıhâmü'l-Mukaddes mine'l-Feyzi ' l-Akdes): Namazın şart lar ından olan vakt in idrâk olunamadığı, kutublarda namazın ne şekilde edö olunacağı, eşrat-ı sâatden olan güneşin Batıdan doğuşunun ilme tatbik i , arzın kürevî olması nazar-ı dikkate alınarak Mekke'nin semt-i kademine [ayak ucuna] tesadüf eden noktada ne tarafa teveccüh olunsa namazın edâ olunabileceği bahislerini ihtiva eden basılmamış, istifadeye şayan, Türkçe bir risaledir ki bir nüshası Umumî Kütübhanede vardır.

9 — (Levâmi'un-Nûr fî Tercemeti Atlas-Mipör) : Terceme târihi 1054 (1654) olan bu eser (Atlas Minör) 'ün tarifatl ı ve zeyilli tercemesini havî. o zamana göre mükemmel bir coğrafya kitabı olup müell if in kendi el yazısı ile yazılmış nüshası Bağdadî İsmail Paşa Hazretlerinin Kütübhanele-rinde idi.

ve milel ahvâlini tahrir ve beyâna ve tafsil ve lyâna sarf-ı himmet ile umu-men ahvâl-i rûy-i zemini müşahedeye bir mir'at-ı âlem-nümâ ibda' ve meyan-ı İslâmiyanda adimü's-sebk ve'l-misi hidmet-i mebrûre ve meâsir-i mahmude ib-da'ı ile yadigâr komağa bezl-i meknet olunmak dergâh-ı vâhibü'l-âmalden müsted'âdu.»

Page 105: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 89 —

10 — ( T u h f e t ü ' l - A h b â r f î ' l - H i k e m i v e ' l - E m s â l i ve ' l -Eş ' â r ) : M u h â z a r a t i lm ine a i t e k s e r i y e t i i t i b a r i y l e e d e b î ve A r a p ç a k ı y m e t l i b a s ı l m a m ı ş b i r ese rd i r .

11 — ( C â m i u ' l - M ü t i j n ) : M ü t e d a v i l m e t i n l e r d e n o t u z u n u i h t i va e d e n i lmî b i r m e c m u a d ı r . S o n r a d a n A l l â m e A l i K u ş ç u ' n u n ( M a h b û b ü ' l - H a m â -i l ) ' i ne naz î r e o l m a k üze re ik i m e t i n ü z e r e i h t i s a r e t m i ş t i r k i h e r i k is i d e b a s ı l m a m ı ş t ı r . Â c i z a n e a r a ş t ı r m a l a r ı m a r a ğ m e n he r ik i m e c m u a y a d a r a s t l a y a m a d ı m .

12 — ( F e z l e k e t ü A k v ö l ü ' l - A h y â r fî i l m i ' t - T â r i h - i v e ' l - A h b â r ) : U z u n v e o r t a h a c i m d e A r a p ç a b i r u m u m î t a r i h t i r k i b i r m u k a d d i m e , üç f as ı l , b i r h a t i m e ü z e r i n e m ü r e t t e b o l a n b u e s e r i n s o n k ı s m ı n d a h e c a h a r f l e r i s ı ras ına g ö r e d e v l e t ve m e l i k l e r i n l â k a b l a r ı i le bâz ı t â r i h î b i l g i l e r ve e v v e l i ya t k o n u l m u ş b u l u n m a k t a d ı r .

13 — ( F e z l e k e ) : 1000 (1592)den 1065 (1655) t a r i h i n e k a d a r g e ç e n O s m a n l ı v a k ' a l a r ı n d a n b a h s e d e n , m ü n a k k a h b i r t â r i h o l u p ik i c i l d ü z e r i ne bas ı lmış t ı r . N û r u o s m a m y e ' d e k i y a z m a n ü s h a s ı b a s ı l m ı ş ı n d a n b i r a z faz lad ı r .

14 — ( M î z â n ü ' l - H a k fı İ h t i y â r ü ' l - E h a k ) : E s a s i t i ba r i y l e D în in z a r u r e t l e r i n d e n o l m a d ı ğ ı ha lde m ü c e r r e d g a f l e t s e b e b i y l e f a y d a s ı z d e d i - k o -d u y u m û c i b o l a n v e b u s e b e b l e v a k t i n k a y b o l m a s ı n a s e b e b i y e t vere r r z a m a n ı m e s l e k l e r i n e v e h a s m ı n a d a i r m u t e d i l b i r l i san v e t a ra f s ı z l ı k l a yaz ı lmış T ü r k ç e b i r ese rd i r . H a k î m a n e o l u p s o n bask ı s ı K ü t ü b h â n e - i E b û ' z - Z i y â c ü z l e r i a r a s ı n d a o l m a k ü z e r e üç d e f a bas ı lm ış t ı r .

M ü e l l i f bu e s e r i n s o n u n d a k e n d i haya t ı n ı y a z d ı ğ ı g i b i ü s t ü n İ s l âm a h l â k ı n a d a i r de b i r t a k ı m n a s i h a t l e r d e r e e y l e m i ş t i r k i b u c i h e t l e d e i s t i f a d e y e ş a y a n f a y d a l ı b i r ese rd i r .

Ya ln ız bu e s e r i n b a ş i a r a f l a r ı n d a m e ş h u r ( İ s kende r i yye ) K ü t ü b h a n e -s i n i n i k i nc i H a l i f e Hz. Ö m e r t a r a f ı n d a n y a k t ı r ı l d ı ğ m a d a i r y a z ı l a n nak l i ş â y â n - ı t ash îhd i r . Z î ra b u k ü t ü b h a n e Hz. Ö m e r ' d e n t a k r i b e n 500 s e n e e v v e l R o m a l ı l a r t a r a f ı n d a n yak ı l d ığ ı h a t t â t a r a f s ı z v e h a k k ı s ö y l i y e n A v rupa l ı t a r i h ç i l e r t a r a f ı n d a n t a s d i k e d i l m e k t e d i r . B u t a r i h î m e s ' e l e n i n t a f -s î len ha l l i D e v l e t Ş u r a s ı m u a v i n l i ğ i n d e n e m e k l i M e h m e d M a n s û r a d ı n d a b i r zâ t ı n ( İ s k e n d e r i y y e K ü t ü b h a n e s i ) i s m i n d e k i b a s ı l m ı ş e s e r i n d e d e r e e d i l m i ş t i r .

15 — (Şerh - i M u h a m ı n e d i y e ) : Faz i l e t s a h i b i m e ş h u r A l i K u ş ç u ' n u n F a t i h S u l t a n M e h m e d ad ına te ' l i f e t t i ğ i (Hey 'e t ) r i s a l e s i n i n ş e r h i o l d u ğ u , te ' l î f v e t e s v î d e t m i ş i se d e t e b y î z i n e m u v a f f a k o l a m a d ı ğ ı t e r c e m e - i h â l i i le Ş e h r î - Z â d e ' n i n (Nev -Peydâ ) ad l ı e s e r i n d e yazı l ıd ı r .

16 — ( R e v n a k u ' s - S a l t a n a t ) : M ü k e m m e l b i r İ s t a n b u l t â r i h i o l d u ğ u h a y a t h i k â y e s i n d e d e r ç e d i l m i ş s e d e m ü t â l e a s ı t a r a f ı m d a n y a p ı l a m a m ı ş tır.

Page 106: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 90 —

KESBÎ MUSTAFA EFENDİ (1)

Devlet kâtiblerinden olup Edirne'lidir. (İbret-nümâ-i Devlet) ismi ile yazdığı mecmua kılıklı tar ihçesi 1182 (1768) Rusya seferini beyân edici olup basılmamıştır. Bir nüshası Müze-i Hümâyûn Kütübhanesindedir.

(1) Merhum Şahidi neslinden, olup «Ola Kesbi Efendi'nin makamı cennet-i me'vâ» mısra'mm gösterdiği 1050 (1640) tarihinde vefat ederek Kasmıpaşa'ya defn edilen divan sahibi Edirne'li Kesbi Mehmed Efendi diğer bir zatdır ki aşağıdaki kıt'a bunundur:

«Seyr-i dîdâr-ı yâr iden düşte Güya âlem-i visaldedir. Bağa azm et hevâ ne germ ti ne serd Âlemin zevki i'tidâldedir.»

17 — (Terceme-i Târih-i Firengi) : Mütercimin tâbir i veçhile (Mülûk-i Nesârâ Târihi) olduğu onloşılıyorsa da bu tercemenin nüshasma da tesadüf edilememiştir. Baş tarafından (Avrupa Tarihi) adı ile bir kıs-mıhın merhum Şinasî'nin himmetiyle «Tasvîr-i Efkâr» Gazetesi ile neşr olunduğu 1281 (1865) tar ihinde birinci d e f a basılan (Mîzânü'l-Hak fî İhti-yâri ' l-Ehak) risalesinin nihayetinde mezkûrdur.

18 — (Nigâristan Gaffârî Letâif inin İht isarı) : Bu eserin Çelebi'den sonra İzzet Ali Paşa'ya geçt iği , bunun vefatı ile de Hazine-i Hümâyûn Kütübhanesine alındığı (Şehrî-Zâde)'nin (Nev-Peydâ)'sında mezkûrdur.

19 — (Târih ve Tabakat Nevâdiri İhtisarı) : Bu kıymetli mecmuanın da Şehrî-Zâde'ye intikal ett iği (Nev-Peydâ) da yazılıdır. Bundan sonra nerede kaldığı bil inmemektedir.

20 — (Bahriyye) ; Şehrî-Zâde'nin ifadesi olan (Memâlik-i Osmani-yenin deniz ve memleketlerinden bahis...) olmak üzere merhum Oelebî'-nin (Tuhfetü' l-Kibar) 'dan başka (Bahriyye) isminde başka bir eseri de olduğu (Nev-Peydâ)'da yazılıdır.

Murad Molla Kütübhanesinde 1429 numarada kayıtlı olup kenarında (Tekmiletü İbn-i Haldun Li-Kitâbı Çelebi) ismi yazılan eserin de merhum Çelebi'nin eserlerinden olduğu zikredilmişse de münderecatında bu isnadı tevsîk edecek hiç bir kayıt yoktur. Arapça (Mecmau'l-Garîb) isminde olan bu eserin baş tarafı şöyledir: (Ve ba'de fe-hâzâ cemaa lâtî-fün intehabtuhu minel kütübi ' l -mütedâvi let i ' l -mebsûtet i ve'r-resâil i mim-mâ yetealleku bi- i lmi ' l- hikmeti ve' l-hey'eti ve' l-mîkati ve' l-akaidi ve's-si-yeri ve't-tevârihi ve'l-hasâisi ve'ş-şemâil i ve rettebtü-hu alâ mukaddime-t i ve erbaati ebvâbi ve hâtimetin.).

Page 107: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 91—

K E T H Ü D A SAÎD E F E N D İ «VELİ E F E N D İ Z A D E K E T H Ü D A S I »

K a d ı l a r d a n , t a r i h - b i l g i n i b i r z â t o l u p S u l t a n Ü ç ü n c ü S e l î m o l a y ı n a d a i r b a s ı l m a m ı ş b i r t a r i h ç e s i va rd ı r . M a a m a f i h e v v e l i n e R u s y a Çar ı B ü y ü k P e t r o z a m a n ı n d a n b a ş l a y a r a k m u f a s s a l v e ş e r h l i k ı y m e t l i b i r m u k a d d i m e yazmış t ı r . ( N e t i c e t ü ' l - V e k a y ı ' ) i s im l i d i ğ e r b i r t a r i h ç e d e 1221 (1807) d e n i t i b a r e n v a k ' c l a r ı z a b t e t m i ş t i r . B u e s e r d e 1222 (1808) d e n i t i b a r e n z a b t e d i l e n ve Ü ç ü n c ü S e l î m ' i n t a h t t a n i nd i r i l i ş i n i h i k â y e e t m e k t e -olup ( M a z b û t â t - ı Saîd) t e s m i y e o l u n a n k ıs ım d a d e r e e d i l m i ş t i r . O n d a n s o n r a s ı n ı m e ç h u l b i r z a t z a b t a b a ş l a m ı ş v e 1224 (1809) s e n e s i n e k a d a r y a z ı p ( N e t i c e t ü ' l - V a k a y ı ' ) t e s m i y e e t t i ğ i n i b e y â n i le H a r e m e y n i n t a b i î s i n i [ k u r t a r ı l m a s ı n ı ] da zey l o l a r a k d e r e e t m i ş t i r k i b u n u n n i h a y e t i n d e 1234 (1819) t a r i h i va rd ı r . Bâzı k ı r â e t e g ö r e ( N e t i c e ) ' n i n d e Sa îd E fend i t a r a f ı n d a n yaz ı ld ığ ı a n l a ş ı l ı y o r k i C e v d e t Paşa H a z r e t l e r i n i n i f a d e l e r i d e b u n u t e ' y i d ed i yo r .

B e y i t l e r i n d e n : «Uşşâl<-ı kebuter gibi hep d e m - k e ş olurlar Z i ra ki muhabbet ted i r onlar kümesiyle.»

Page 108: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— L —

LÜTFÎ PAŞA «LÜTFİ PAŞA İBN-İ ABDÜ'L-MUİN»

Fazilet sahibi Osmanlı tar ihçi ve vezirlerinden bir zat olup İşkodra'-lı'dır. Hammer Avlonyalı olduğunu yazıyorsa da mevsuk değildir. İs tanbul'a gelişini müteâkıb ilim tahsil ine koşmakla beraber (Âsaf-nâme)si-nin mukaddimesinde zikrett iği veçhile Sultan İkinci Bâyezid zamanından it ibaren Saray'a da intisab ederek «Müteferrikalık» vazifesi ile taşra me'muriyetine çıkmış ve ter f i ' ederek çaş-nigîr (Sbfracı-başı)lık, kapıcı-ba-şılık, mîr-alemlik, beyler-beyil ik rütbelerine nail olarak Kastamonu, Karaman, Suriye ve saire gibi bir kaç vi lâyette hükümet işleri idareci l iğinde bulunmuştur. Avdetinde vezirlik rütbesini kazandı. Müteakiben pâdişâh akrabalığı ile müşerref oldu. 944 (1537) tar ihinde Ayas Paşa'ya halef olarak Vezîr-i A'zam oldu. Fakat rakîb ve hasımlarının haşin tabiat l ı , benci l , i lmine mağrur gibi icad ett ikleri tezvîrat. sadr-ı a'zamlık makamında kalmasına mâni ' olduğu gibi müşerref bulunduğu akrabalık şeref inden de mahrumiyetine sebeb olduğundan 947 (1540) tar ihinde emekl i olarak Dimetoka'da ikamete me'mur edildi ve 958 (1551) tarihinde hacc-ı şerîfi ifadan sonra yine ikametgâhına dönerek 96 ' (1554) de beka âlemine int ikal ett i . Merhum'un bâzı nakil lere atfen Şam'da medfun bulunduğu rivayet edil iyorsa da (Hadîkatü'l-Cevâmi') i l e (E3mârü ' t -Tevâ r i h ) ve (Si cil l-i Osmanî)'de Dimetoka'da irt ihal ett iği yazılıdır.

Şairlerin hal tercemelerini beyân eden Osmonlı eserlerinden Edirne'li Sehî Bey'in (Hişt-Behişt) ismindeki tezkiresinde terceme sahibinin i l mî ve ahlâkî fazilet sahibi, şiir yazma kabil iyetine de mâlik hakîm bi r vezîr olduğu mezkûrdur ki aşağıdaki eserleri de bu ifadenin âdil şahididir.

Eserleri: 1 — (Âsaf-nâme) : Vezîr-i A'zam'm ahlâk ve tavırları, tedbîr-i sefer,

tedbîr-i hazîne, tedbîr-i reâyâ, ser-nâmeleri [başlıkları] ile dört bab üzere müretteb ist i fade edilir Türkçe bir risale olup selefin nadir küll iyatı arasında sonradan basılmıştır. Şairlerden Kâzım İbn-i Ömer el-Kurâ'nın da Sultan Birinci Mahmud'un vezirlerinden Ahmed Paşa adına bu is imde bir eseri vardır

Page 109: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 93 —

2 — ( H u l â s a t ü ' l - Ü m m e t i fî M a ' r i f e t i ' l - E i m m e t i ) : M ü c t e h i d i m a m l a r ın a h v a l v e i c t i h a d i a r m d a n b a h s e t m e k t e d i r .

3 — ( K a n u n - n â m e - l O s m a n î ) •• S u l t a n B i r i n c i A h m e d d e v r i i l im s a h i b l e r i n d e n M ü e z z i n - Z â d e t a r a f ı n d a n tezy î l v e t avz îh e d i l m i ş y e d i f as l ı v e b i r h a t i m e y i i h t i va e d e n s iyas î b i r ese rd i r . O n u n c u h i c r e t as r ı m a l i y e c i l e r i n d e n A y n - i A l î E f e n d i ' n i n d e ma l î v e idar î k a n u n l a r a d a i r ( K a v â n î n - i  l - i O s m a n Der M e z â m î n - i D e f t e r - i D îvan) i s m i n d e 1018 (1609) t a r i h i n d e yaz ı lm ış b i r ese r i v a r o i r k i K â t i b Ç e l e b i ' n i n ( D ü s t û r ü ' I - A m e l L i - İ s l â h i ' l -Ha le l ) a d ı n d a k i k ı yme t l i r i sa les i i le b e r a b e r Ş i nas î t a r a f ı n d a n bas ı lmış t ı r .

4 — T â r i h - i O s m a n î ) : O s m a n l ı l a r ı n z u h u r u n d a n z a m a n ı n a k a d a r y a z ı lmış , b i r c i l d ü z e r i n e t e r t î b e d i l m i ş , m ü n a k k a h b i r t â r i h o l u p b i r n ü s h a sı V i y a n a K ü t ü b h â n e s i n d e d i r . B i r n ü s h a s ı d a k e n d i k ü t ü b h a n e m d e va r d ı r k i b e n d e k i n ü s h a d a n (Tâ r i h - i O s m a n î E n c ü m e n i ) a d ı n a i s t i n s a h e t t i r i lm iş t i r . A ş a ğ ı d a (5) n u m a r a d a n i t i b a r e n yaz ı l an k i t a b l a r m i s i m l e r i , t e r c e m e s a h i b i n i n t â r i h i m u k a d d i m e s i n d e z i k r e t t i ğ i e s e r l e r i n i s i m l e r i n d e n n a k l e d i l m i ş t i r .

A r a p ç a e s e r l e r i :

5 — ( K i t â b ü Z ü b d e t ü ' l - M e s â i i i f î ' l - İ ' t i kada t ı v e ' l - İ b â d â t ) . 6 — ( K i t â b ü ' l - K ü n û z fî L e t â i f i ' r - R u m û z f î ' l -Ehâd îs i ' l -E rba în ) . 7 — R i s â l e t ü n fî T a s h î h i ' n - N i y y e t i v e ' l - A m e l i B i h â ) . 8 — ( R i s â l e t ü n fî T a k r î r i ' l - E r v a h e y n e y a s î r û n e izâ H a r a c û m i n h â -

z i h i ' l E c s â d ) . 9 — ( R i s â l e t ü n fî T a k r î r - i M e n e h a b b e ' l - L i k a i v e m e n k e r i h e h u ) .

10 — ( R i s â l e t ü n fî T a k r î r i ' ş - Ş ü h e d â i v e m â y e t e a l l e k u b i - u m u r i ' l - â -h i re t i ) .

11 — ( R i s â l e t ü n fî H a s â i s - i E h l i ' s - S ü n n e t i v e ' l - C e m â a t i ) . 12 — R i s â l e t ü n fî B e y â n ı e h l i ' l - E h v â - i v e ' d - D a l â l e t i ) . 13 — ( R i s â l e t ü n fî T a s h î h - i S e l â t i ' l - C u m ' a v e m â y e t e a l l e k u b i h â m i -

ne ' l - Fezâ i l i v e ' l - A d â b i ) . 14 — ( R i s â l e t ü n fî d ü h û l i ' l - h a m a m i v e m â y e t e a l l e k u b i h â v e ' l - i h t i z a -

bı v e t ak i îm i ' I -Ezâ f î r i ) . 15 — ( R i s â l e t ü n fî b e y â n i m e t â y e n k a t ı u ma ' r i f e tü ' l -A t>d i m i n e ' n - N â -

s i i n d e h â l e t i ' l - m e v t i v e f î ' t - t e v b e t i v e b e y â n i h â v e f î t - t â i b i m e n hüve ) .

16 — ( R i s â l e t ü n fî t a k r î r i ' l - i y d i v e ' z - z e b â i h i v e f î m â y e h i l l ü v e m â lâ yeh i l l ü ) .

17 — ( R i s â l e t ü n fî b e y a n i ' t - t e d â v i v e ' l - m e s â i b i v e t e l k î n ü ' l - m e y y i t i v e m â y e s t e h i b b û m i n a h v â l i ' l - m u h t e z i r î n e i n d e ' l - m e v t i ) .

18 — ( R i s â l e t ü n fî b e y â n i e î ' â l i ' l - i b â d i v e y a ' n i b i h i ' l - i h t i y â r ü ' l - c ü z ' i ) .

Page 110: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 94 —

LÂTİFİ ABDÜLLÂTİF EFENDİ

Edebiyatçılardan ve hal tercemeleri ulemasından olup Kastamonu'-ludur. Hayatını (Tezkiretü'ş-Şuarâ) adlı eserinde yazmıştır. 953 (1546) tar ihinde yazdığı münakkah (Tezkiretü'ş-Şuarâ}sından başka (Nesrü'l-Leâlî), (Rebîa-yi Ezhar), (Enîsü'l-Füsehâ), (Fusûl-i Erbaa), (Risale-i Ev-saf-ı İstanbul), (Müretteb Dîvan), (Münazara) ve saire gibi on iki parça eseri vardır. Nesri nazmından daha kuvvetli olmakla beraber metîn ve gönül okşayıcıdır. Bir ara imaret kâtibl iğinde bulunup sonradan Hazret-i Eyyüb Ensarî vakfına kâtib olmuştu. 990 (1582) târihinde Mısır'dan Yen-bu'a giden bir gemi içinde olduğu halde zuhur eden şiddetli bir fırtınada boğularak Allah'ın rahmetine nail olmuştur. (Tezkire-i Riyazîde Mısır'da vefat ett iği yazılıdır.)

(Mir'âtü'l-İber) isimli kasidesinden : Su gibi sâf ol kedûretten dilâ dîdare bak Sikal et âyine-i kalbi cemâl-i yâre bak.»

(Tezkire-i Şuarâ) mukaddimesinden : «Ehl-i dillerin yanmda yâr-ı garidir kitab Mûnis-i evkat-ı yâr-ı gam-küsârîdir kitab

Nitekim eğlencesidir mâl ü servet câhilin Ehl-i irfanın da mâl-ı bî-şümârîdir kitab.»

Eserlerinden (Münâzara)sı hayatı Şâirler Faslında yazılı olan merhum Tevfik Bey ma'ri fetiyie 1287 (1870)'de, (Tezkire-i Şuarâ)sı da tkdam Matbaası vasıtasıyle 1314 (1896) de basılmıştır. Diğerleri basılmamıştır. Yüz hadîs-i şerîfi nazmen terceme ederek (Sohbetü'l-Uşşâk) tesmiye ettiği gibi İmam-ı Alî 'nin hikmetli veciz sözlerini de nazmen terceme ede-

Türkçe eserleri: 1 — (Kitâbü Tenbîhü'i-Gafilîn ve Te'kîdü'l-Kâsilîn): İcmalî ve tafsilî

usûl-i dîne müteall iktir. 2 — (Kitâbü Tuhfetü't-Tâlibîn): İmâna ve ibâdete müteall iktir. 3 — (Kitâbü Hayât-ı Ebedî): Ehl-i Sünnet ve' l-Cemâat, ehl-i hevâ ve

küfür lâfızlarına müteall iktir. 4 — (Risale-i Suâl ü Cevab). 5 — (Risâle-i Niyyet) : Bâzı mühim mes'elelerle tıbba müteall ik

mühim işler beyânındadır.

Page 111: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 95 —

L O K M A N İBN- İ S E Y Y İ D H Ü S E Y İ N ( E R M E V Î )

S u l t a n Ü ç ü n c ü M u r a d d e v r i u l e m â v e t a r i h ç i l e r i n d e n m a r i f e t s a h i b i b i r z a t o l u p S a r a y - i H ü m â y û n ' d a m u a l l i m v e ş e h n a m e c i id i . ( K ı y â f e t ü ' l -İ n s a n i y y e fî Ş e m â i l i ' l - O s m a n i y y e ) i s m i n d e k i e s e r i n d e z a m a n ı n a k a d a r g e ç e n O s m a n l ı s u l t a n l a r ı n ı n t a r i h î a h v â l i i le ş e m a i l i n d e n b a h s e t m i ş t i r . B a ş t a r a f l a r ı n d a k ı y a f e t i l m i n e d a i r b i r hay l i m a l û m a t va rd ı r . B i r n ü s h a sı E n d e r û n - i H ü m â y û n ' d a Sa r ı k O d a s ı k ü t ü b h â n e s i n d e m e v c u t t u r . B u e s e r d e O s m a n l ı s u l t a n l a r ı n ı n t a s v i r l e r i d e m e v c u t t u r . D i ğ e r e s e r l e r i a ş a ğ ıdad ı r :

( H ü n e r - n â m e ) : Y a v u z S u l t a n Se l îm i le K a n u n î S u l t a n S ü l e y m a n ' d a n b a h s e d e n o n fas ı l , b i r zey l v e b i r h a t i m e y i i h t i va e d e n b i r O s m a n l ı t â r i h i d i r . B i r n ü s h a s ı O s m a n l ı M ü z e s i k ü t ü b h â n e s i n d e d i r . Te ' l î f t a r i h i (Tâ -c ü ' t - T e v â r i h ) ' d e n s o n r a i ba res i a ç ı k v e s a d e d i r . E s e r i n m ü e l l i f i i le b u e s e re d a i r (Tâ r ih - i O s m a n î E n c ü m e n i M e c m û a s ı ) ' n ı n i k i nc i say ı s ı nda i l i m e r b a b ı n d a n T e v h î d B e y ' i n i lmî b i r m a k a l e s i va rd ı r .

( S e l î m - Ş e h n â m e ) : İ k i n c i S e l i m ' i n t â r i h î a h v a l i n d e n b a h s e t m e k t e d i r . ( Ş e h i n - ş a h - n â m e ) : Ü ç ü n c ü M u r a d ' ı n t â r i h î a h v â l i n d e n b a h s e t m e k

t e d i r . ( Tomar ) : ( N e s e b n â m e - i H ü m â y û n ) , ( T e r c e m e - i M i h r ü M ü ş t e r i L i -

M u h a m m e d r İ sa r i ) , ( T e r c e m e - i L e m ' a t ü ' l - E n v a r i : ( M a h z e n - i E s r â r i b a h -r i n d e d i r ; S e l e f n â m e , H a l e f n â m e , M u â s ı r n â m e , M o ğ o l n â m e : ( Ş e h n a m e ta r z ı i le m ü t e k a r i b b a h r i n d e beş c i l d o l u p t â r i h e aittir.) Z a f e r n a m e : ( K o n y a ç e n g i n e da i rd i r . ) (R i sâ l e tü Â l â t ü ' r - R a s a d i y y e ) .

B i r hay l i ş i i r l e r i d e va rd ı r . Ş e h n â m e c i l i ğ e t ây în i 977 (1570) 'de , v e f a t t â r i h i 1010 (1601) 'dadı r . Eğr i S e f e r i n d e p a d i ş a h ı n m a i y y e t i n d e b u l u n m u ş t u . U m u m î K ü t ü b h a n e d e m e v c u t V i y a n a Ş a r k D i l l e r i F i h r i s t i , c i l d : 2, s a h i f e 255 'de :

«Saru Sa l tuk uburî Rum iline Altı yüz al tmış iki idi h e m a n

Hep O ğ u z n â m e ' y i t e t e b b u ' idüp Yazdı icmal ile Seyyid Lokman.»

m a n z u m i ba res i yazı l ı o l d u ğ u n a g ö r e S e y y i d L o k m a n ' m b i r ese r i d a ha o l d u ğ u an laş ı l ı yo r .

r e k ( N a z m ü ' l - C e v â h i r ) ad ın ı v e r m i ş t i r k i ( N e s r ü ' l - L e â l î ) ' n i n m a n z u m t e r c e m e s i d i r .

E s e r l e r i n d e n (Nes rü ' l - Leâ l î ) , (Evsâ f - ı İ s t a n b u l ) , (Füsû l - i E r b a a ) , (Re-b îa -y i Ezhar ) ' ı i h t i va e d e n b i r m e c m u a t a r a f ı m d a n M ü z e - i H ü m â y û n K ü t ü b h â n e s i n e h e d i y e e d i l m i ş t i r .

Page 112: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 96 —

(1 ) [Şelınâme-Hân] ü n v a m ile O s m a n l ı d e v l e t i n d e e n evve l , v a k ' a l a r m zabtma me'mur olan Fethullah Efendi'dir ki hayatı zikr edildi. Bundan sonra gelen [Şehnâme-Hân] (Lokman, Kâtib Mehmed Hilmi) Efendilerdir. Sonrakilere [vak'anüvis] ismi verilmiştir ki Lûtfî Efendi yirmi sekizincidir. İsimleri de tLütfI Târihi] nin birinci cildinde yazüıdır.

LÜTFİ AHMED EFENDİ «Vak'anüvis» (1)

Fâzıl, tar ihçi bir zat olup İstanbul' ludur. Muhtel i f makamlarda güzel hizmetler ifasına muvaffak olmuştur. Mevlevi tar ikat ine, şiir san'atma intisabı vardır. 1325 (1909)'da İstanbul'da vefat etmiştir. Aksaray civarında Sofular Camii avlusunda medfundur. Vak'anüvisl iğe tâyin târihi 1282 (1866) sonlarıdır.

Eserleri: (Tefhîmü'l-Muall im) adı ile (Ta'lîmü'l-Müteall im) tercemesi, Cevdet

Tar ihine zeyl olmak üzere 12 cild (Devlet-i Allyye Târihi) ve 53 bin lügat i ihtiva eden (Lügat-ı Kaamûs) ile (Robenson Tercemesi) ve (müretteb dîvan)ıdır. (Devlet-i Allyye Tarihi) 'nden yedisi basılmış, diğerleri ise basılmamıştır. Sekiz cildi olup soradan Târih-i Osmanî Encümeni Reîsi Vak'anüvis Abdürrahman Şeref Efendi tarafından bastırılan cildin ihtiva ett iği olaylar 1261 (1845)'den 1266 (1849) târ ihine kadardır. Bu ci lde müell if in hayatı ile târihine dair izahat ve Hicrî seneler ile karşılıkları olan milâdî seneleri gösterir cedveller ilâve edilmiştir. (Lügat-ı Kaamûs)'un yalnız (Elif, Be) harfleri basılmıştır. Bu lügatin kendi el yazısı İle yazılı geri kalan kısmı ile târihinin bir kısmının müsveddeleri Müze-i Hümâyûn Kütübhanesindedir.

Dîvançesi basılmıştır. Tarihi 'nin yazılış tarzında Cevdet Paşa'yı takl ide iht imam etmişse de muvaffak olamamıştır.

Page 113: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

M U S T A F A İBN - İ Y Û S U F EZ-ZARİR E L - M E V L E V Î

M a â r i f e r b a b ı n d a n , taril^ı b i l g i n i b i r z a t o l u p E rzen - i R i j m ( E r z u r u m ) -l u d u r . M ıs ı r ' da i ken n e ş r e n t e r c e m e e t t i ğ i ( F ü t û h ü ' ş - Ş a m ) m u k a d d i m e s i n d e t e r c e m e n i n s o n u n d a İ s k e n d e r i y e ' y e , o r a d a n K a r o m a n ' a g i t t i ğ i n i ve b i r k a ç s e n e i k a m e t t e n s o n r a H a l e b ' e g i d e r e k m e l i k i o l a n C i l b a n ' d a n pek ç o k i l t i f a t g ö r d ü ğ ü n ü t a f s i l a t ı i le yaz ıyo r . G ö r ü l e b i l e n e s e r l e r i a ş a ğ ı d a d ı r :

1 — (Yüz Had îs - i Şerî f T e r c e m e s i ) . 2 — ( M a n z u m S iye r - i Islebî T e r c e m e s i ) , 790 (1388) t a r i h i n d e t e r c e

m e e t m i ş t i r ,

3 — ( M e n s u r F ü t û h ü ' ş - Ş a m T e r c e m e s i ) , B u e s e r l e r i n n ü s h a l a r ı M i l le t K ü t ü b h a n e s i i le N u r u o s m a n i y e K ü t ü b h â n e s i n d e m e v c u t t u r .

4 — (Yusu f v e Ze l îha M a n z u m e s i ) . 768 (1366) 'de yazmış t ı r . D â r ü ' l - F ü n û n ' u n E d e b i y a t F a k ü l t e s i M e c m û a s ı ' n ı n b i r i n c i say ı s ı nda

k e n d i s i n i n e s e r l e r i n e d a i r ^ i ec îb  s ı m ' ı n i zaha t ı va rd ı r .

M E H M E D E F E N D İ ( A K Ş E M S E D D İ N - Z A D E »

A k ş e m s e d d i n H a z r e t l e r i n i n m a h d u m l a r ı n d a n E m r u l l o h E f e n d i - Z â d e M e h m e d E f e n d i ' n i n o ğ l u d u r . T a h s i l i n i i k m a l d e n s o n r a o v a k i t ş e h z a d e b u l u n a n i k i n c i S e l î m ' e m u a l l i m t â y i n e d i l m i ş t i . H a c c a g i d e r k e n 959 (1522) d a v e f a t e t t i .

E s e r l e r i : ( T a b a k a t - ı F u k a h â - i H a n e f i y y e ) v e ( M e c m û a - i D u r û b - i E m sal) i le A r a p ç a i l im le re da i r ba 'z ı t a ' l i k a t l e r d e n i ba re t t i r .

M E H M E D E F E N D İ «TOKADI»

T a r i h ç i l e r d e n v e A r a b e d e b i y a t ı n a vâk ı f u l e m a d a n b i r z a t o l u p T o ka t ' l ı d ı r . M e m l e k e t i i le İ s t o n b u l ' d a t a h s î l i n i i k m â l d e n s o n r a b i r m ü d d e t ted r î s i le i ş t i ga l e d e r e k H a l e b ' e g i t m i ş t i r . O r a d a « M a h k e m e t ü ' s - S a l â h i y -y e » d e kad ı o l d u . B u e s n a d c « M ü n f e r i c e » , «Ema l î» ı « B â n e t - S u a d » v e «Lâ-m i y e t ü ' l - A c e m » kas îde le r i n i ş e r h e t t i ğ i n i « F e z l e k e t ü ' t - T e v â r i h » i s m i n d e k i e s e r i n i n m u k a d d i m e s i n d e z i k r ed i yo r . «Fez leke» y a r a t ı l ı ş t a n b a ş l a y a r a k K a n u n î S u l t a n S ü l e y m a n ' ı n haya t ı n ın o r t a l a r ı n a k a d a r g e ç e n o l a y l a -OSMANLI MÜELLİFLERİ - Cild: 3 F. : 7

Page 114: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

rı beyân eden Arapça bir tarihçedir. 1255 (1839) tarihinde (Ziyâü'l-Cinân ve Şifâü'l-Cinân) ismi ile Arapça (Şecere-i Nebeviyye) tertîb eden İbrahim İbn-i Ahmed Efendi de Tokat ' tan yetişmiş tarihçi lerdendir.

MECDİ MEHMED EFENDİ «ÇELEBİ»

Kadılar sınıfından ve hâl tercemeleri vâkıf larından olup Edirne'l idir. Eserlerinin meşhuru bâzı faydalı ilâvelerle 995 (1587) tarihinde ikmâl ettiği (Hadâiku'ş-Şakaik) isminde basılmış (Şakayık-ı Nijmâniyye) tercemesidir. Hanefî fakîhlerinin ahval ve tabakalarını hikâye eden Abdülka-dir Kureşî'nin (el-Cevâhirü'l-Mâzîe fî Tabakati ' l-Hanefiyye) (1) ismindeki eserini de terceme etmişt ir ki basılmamıştır. «Mecdî'ye rahmet ide Rabb-î Mecîd» mısra'ımn delâlet e t t iğ i 999 (1591) :arihinde İstanbul'da vefat etmiştir. Edirnekapı haricinde Emîr Buhârî Dergâhı yakınında medfundur.

Şiirlerinden : Girmesin gezsin gam-i Leylâ'da âh ü zar ile Fîs feryada gelince söyleşir kûh-sâr ile.»

(Risâle-i Şem'iyye)si ile dîvanı vardır.

MEHMED TAHİR İBN-İ ŞEYH NURULLAH EN-NECÎBÎ

Hând Mîr' in (Habîbü's-Siyer) adlı târîhini özet olarak terceme ve Osmanlı devletinin vukuatını da ilâve ederek iki ci ld üzerine umumî bir t â rih kaleme almıştır ki bunun tedkîkinden hangi asırda yaşadığı anlaşılır. Bu kitab (Târîh-i Necîbî) adı ile bilinir. Nuruosmaniye Kütübhanesinde mevcuddur.

MAHMÛD İBN-İ MEHMED İBN-İ DİLŞÂD ŞİRVANÎ)

Fazilet erbabından, tarih-bi lgini bir zattıi". İbn-i Kesîr Dimeşki 'nin meşhur (El-Bidâye ve'n-Nihaye) ismindeki târihini ve İbn-i Verdî'nin (Ha-ridetü' l-Acâib ve Çerîdetü'l-Garâib) adlı eserini terceme ett iği gibi hayat hikâyesi ulemâ faslında yazılmış Karabağî'nin (Çâlibü's-Sürûr) ismindeki (Muhâdarât)ını da terceme etmiştir.

(1) Osmanlı âlimlerinden İbn-i Kemal'in muhtasar bir (Tabakatü'l-Müc-tehidîn)'i, Küçük Şemseddin Efendi'nin de mufassal bir (Tabakatü'l-Fukahâ)'-sı vardır.

Page 115: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 99 —

IVlUSTAFA İBN-I H A S A N Ş A H

E s e r i n d e n o n u n c u a s ı r d a y a ş a d ı ğ ı an laş ı l ı yo r . M î r H â n d ' i n (Ravza -t ü ' s - S a f â ) s ı n ı (Hadîka tü '1 -U lyâ) ad ı i le T ü r k ç e y e t e r c e m e e d e r e k K a n u n î S u l t a n S ü l e y m a n ' ı n sad r - ı a ' zamı C i ğ a l e - Z â d e R ü s t e m Paşa ad ına i t ha f e t m i ş t i r . B e ş i n c i c i l d i n i n s o n u n d a d i ğ e r ik i c i l d i n i n d e t e r c e m e s i o l d u ğ u n u b e y â n e d i y o r s a da b u n u n f i i l i ya ta i n t i k a l e d i p e t m e d i ğ i m e ç h u l d ü r . Z i r a bu c i l d l e r i n t e r c e m e s i h i ç b i r y e r d e g ö r ü l e m e m i ş t i r .

M E H M E D İBN-J M E H M E D E R - R Û M Î

M ü d e r r i s l e r d e n b i r z â t o l u p e s e r i n e n a z a r a n o n u n c u as r ı n s o n u i le o n b i r i n c i as r ı n i lk z a m a n l a r ı n d a y a ş a m ı ş t ı r . 1000 (1592) t a r i h i n d e n 1056 (1646) t a r i h i n e k a d a r 50 yı l l ık b i r z a m a n d a as ı r l a r ı na u laş ıp v e y ü z l e r i n g ö r ü p e k s e r i n i n m e c l i s l e r i n e d a h i l v e m u h a t a b ı o l d u ğ u s u l t a n v e vez i r l e r i n , e r k â n v e d e v l e t a ' y a n ı n ı n , u l e m â v e f u d e l â n ı n a h v a l v e t e r â c ü m ü n ü hâv î (Tâ r ih - i  l - i O s m a n ) ad ı i le b i r ese r k a l e m e a lmış t ı r . S u l t a n Ü ç ü n c ü M u r a d ' d a n D ö r d ü n c ü M u r a d ' a k a d a r o l a n s u l t a n l a r ı n v u k u ' â t ı n ı b e y â n e d e n b i r h u l â s a i le bu e s n a d a z u h u r e d e n sad r - ı a ' z a m l a r , i k i nc i vez i r l e r , s a d â r e t k a y m a k a m l a r ı , D îvân- ı H ü m â y û n ' d a o t u r a n v ü z e r â , d e f t e r d a r l a r , ş e y h ü ' l - İ s l â m l a r , R u m e l i v e A n a d o l u kazasker le .n , İ s t a n b u l v e E d i r n e k a d ı la r ın ı b e y â n eder .

(El i f) h a r f i n d e i sm i g e ç e n İbn- i M e h m e d Ed i r nev î ' n i n b u za t l a m ü n a s e b e t i o l d u ğ u an laş ı l ı yo r .

M E H M E D KUDSÎ E F E N D İ « R A M A Z A N - Z A D E » (Nişancı Z â d e M e h m e d İbn-i A h m e d İbn-i M e h m e d İbn-i R a m a z a n )

İ smi d a h a ö n c e g e ç e n K ü ç ü k N i ş a n c ı Z â d e R a m a z a n - Z â d e M e h m e d Ç e l e b i ' n i n t o r u n u d u r . İ s t a n b u l ' d a t ahs î l i n i i k m a l d e n s o n r a kad ı l ı k m e s l e -

(Har îde ) ' y i 870 (1466) t â r i h i n d e t e r c e m e e t m i ş t i r . B u t e r c e m e y e d a i r c o ğ r a f y a c ı l a r f a s l ı n d a l ü z u m l u i z a h a t va rd ı r . M a n i s a ' d a M u r a d i y e K ü t ü b h â n e s i n d e c o ğ r a f y a v e İ s l âm t a r i h i n d e n b a h s e d e n ( M e s â l î k ü ' l - M e â l i k ) i s m i n d e T ü r k ç e b i r ese r i d e t a r a f ı m d a n g ö r ü l m ü ş t ü r . İ k i nc i M u r a d d e v r i n d e t e r c e m e e d i l m i ş İbn - i Kes î r t a r i h l e r i n i n t e r c e m e l e r i D â m o d İ b r a h i m P a ş a K ü t ü b h â n e s i n d e va rd ı r . B u zâ t ın «Et ıbba» f a s l ı n d a do i sm i v e t ı b bî ese r l e r i z i k r e d i l m i ş t i r .

Page 116: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 100 —

MEHMED EMİN EFENDİ «ALAYBEYİ-ZADE»

Halvetiye Tarikatı şeyhlerinden Şeyh Mehmed Efendi'nin oğlu olup Üsküb'lüdür. Şeyh Şemseddin Sivasî'nin eserlerinden 1069 (1659) tar i hinde istinsah ett iği (Güişen-i Âdâb) risalesi sonunda künyesini (Mehmed Emin ibn-i eş-Şeyh Mehmed ibn-i İbrahim Miralay ibn-i Ali ed-Def-terî ei-Üskübî müvelliden ve' l-Hanefl mezheben, ve' l-Halvetl tarikaten» ibaresi ile yazıyor. Âl im, târ ih bilgini bir zattır. Tahsilini İstanbul'da ikmal ederek Ayasofya müderrisi olmuştu. 1091 (1680)'de İstanbul'da vefat etmiştir. Üsküdar'da defn edilmiştir. Şiirde «Emînl» mahlasını kullanırdı. Mekke'de bir müddet ikamet ett iğinden dolayı «MekkI» şöhreti ile de tanınırdı. Mekke'den avdetinden sonra inzivayı ihl:iyar ett iği zamanda ara yerde bâzı olaylardan da bahsedici olmak üzere (Vefeyât-ı pûr-i ber LI ' -uli ' l-elbâbı menihteber) ismi ile basılmamış bir (Vefeyât-ı İslâmiyye) kitabı vardır. Babası Alaybeyi-zâde Şeyh Mehmed Efendi'dir. 1045 (1635) târihinde Üsküb'de vefat ett iği (Vefeyât)ında yazılıdır. Bu eserin Hasîb-i ÜsküdârI'nin (Vefeyat)!na başlıca kaynak olduğu anlaşılıyor. 1087 (1676) de (Nesâyihu'l-Mülûk) adı ile Türkçe bir eser daha yazmıştır. Babası şeyh Mehmed Efendi, hayatı (Meşâyih Faslında) zikredilen Abdülkerim İştibl '-den müstahleft ir (hilâfet almıştır,)

MEHMED İBN-İ HÜSEYİN EFENDİ

Sultan İbrahim devri r icalinden olup Bağdad Valisi Derviş Mehmed Paşa'nın emri ile Al i İbn-i Şihab Hemedânî'nin Farsça on babı şâmil (Zahîretü'l-Mülûk) adındaki tarihini iki bab dahcı ilâve ederek (Tuhfetü' l-Me'mûn) ismi ile terceme yoluyla bir tarih meydana getirmişt ir ki basılmamıştır.

ğine girerek «Tekmîl-i saat) terkibinin delâleti olan 1031 (1622) tarihinde İstanbul'da vefat etmiştir. Kabri sur dışmda Emir Buhârî Dergâhı saha-sındadır. Sekiz kısma taksim edilmiş olup âlemin yaratılışından başlayarak Kanuni Sultan Süleyman'ın saltanatının sonuna kadar yazdığı (Mir'-âtü' l-Kâinat) ismindeki iki cildlik tar ihi , umumi tarihimizin meşhurlarından olup 1290 (1874)'da basılmıştır ki süzülmüş ve seçilmiş tarihlerden sayılmaktadır. Şeyh Bedreddin SimavI'nin fıkıhdan (Câmiu'l-Fusuleyn)ini tavzih ederek (Nûru'l-Ayn fî İslahı Câmiu'l-FusCıleyn) adını vermiştir.

Page 117: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 101 —

M I J N E C C İ M B A Ş I D E R V İ Ş A H M E D D E D E E F E N D İ

M e v l e v î T a r î k a t ı ' n ı n â r i f v e fâz ı l m e n s u b l a r ı n d a n â l i m b i r z â t o i u p

S e ' â n i k ' l i d i r . B a b a s ı K o n y a E r e ğ l i ' s i n d e n h i c r e t e t m i ş t i r . S u l t a n M e h m e d

İbn - i S u l t a n İ b r a h i m ' i n m ü n e c c i m b a ş ı s ı i d i . O s m a n l ı t a r i h ç i l e r i i ç i n d e ş â -

y â n - ı v ü s û k u m u m î t a r i h y a z a n l a r d a n d ı r . ( C â m l u ' d - D ü v e l ) i s m i n d e o l a n

e s e r i A r a p ç a o l u p A r a p ç a , F a r s ç a , T ü r k ç e s e k s e n k ü s u r t a r i h e m ü r a c a a t

n e t i c e s i n d e m e y d a n a g e l m i ş t i r . M e ş h u r ş â i r N e d î m E f e n d i t a r a f ı n d a n ,

f a k a t âd î b i r s u r e t t e ( S e h â i f ü ' l - A h b a r ) i sm i i le T ü r k ç e y e t e r c e m e o l u n a

r a k ü ç c i l d ü z e r i n e b a s ı l m ı ş t ı r . Z a m a n ı n h a k i k a t ı n a , t a r i h k e l i m e s i n i n lâ f

z ı na v e m e b d e ' ( b a ş l a n g ı ç ) i t i b a r o l u n a n m e ş h u r t â r i h i l m i n i n t â r î f i n e ,

m e v z u ' u n a , g a y e l e r i n e , t a r i h l i n i n â d â b v e ş e r a i t i n e v e t a r i h ç i y e l âz ım

o l a n u m u r v e m a ' l û m a t a d a i r y a z d ı ğ ı i f a d e l e r i i s t i f a d e y e ş a y a n d ı r . H i l

k a t v e p e y g a m b e r l e r i n a h v a l i n d e n , d ö r t h a l i f e v e a s h a b ı n b ü y ü k l e r i i le

İ s l â m m z u h u r u n d a n ö n c e olein h ü k ü m e t v e m i l l e t l e r d e n , s o n r a d a n m e y

d a n a g e l e n m ü s l ü m a n h ü k ü m e t l e r i v e t e v â i f - i m ü l û k i le m ü s l ü m a n o l

m a y a n m e l i k l e r d e n b a h s e t m e k t e d i r . O s m a n O ğ u l l a r ı ' n a d a i r o l a n v a k ' a

la r 1083 (1672) t a r i h i n e kaç la rd ı r . ( e â m i u ' d - D ü v e l ) i n b i r t a k ı m ı U m u m î

K ü t ü b h a n e d e , b i r t a k ı m ı E n d e r û n - i H ü m â y u n ' d a S u l t a n Ü ç ü n c ü A h m e d

K ü t ü b h a n e s i n d e , b i r t a k ı m ı E d i r n e ' d e S u l t a n S e l i m K ü t ü b h a n e s i n d e v a r

dır . En m ü k e m m e l u m u m î t a r i h l e r i m i z d e n d i r . T e r c e m e s a h i b i A h m e d D e

d e , K o z m o ğ r a f y a v e A s t r o n i m i ( H e y ' e t v e N ü ç u m u ) ' y i s e l e f l e r i M e h m e d

E m î n E f e n d i ' d e n , t ıb i l m i v e b i y o l o j i y i S a l i h E f e n d i ' d e n ö ğ r e n m i ş t i r . S a i r

e s e r l e r i a ş a ğ ı d a d ı r :

1 — ( Â d â b - ı M ü t â l e a ) : O s m a n l ı m ü e l l i f l e r i i ç i n d e k e n d i s i n d e n e v v e l

b u s a h a d a e s e r y o z a n y o k t u r .

2 — ( H â ş i y e - i T e f s î r - i B e y z a v î ) : M u h a ş ş î S c d r e d d i n - Z â d e ' n i n z e y l i

d i r .

3 _ ( Ş e r h - i K i t â b u ' l - A h l â k ) ; A l l â m e K a d ı A d û d ' u n A r a p ç a e s e r i n i n

ş e r h i d i r

4 — ( G a a y e t ü ' l - B e y â n ) ; M e v l â n â I s o m ' ı n F a r s ç a o l a n i s t i ' â r e r i s a l e s i n i n A r a p ç a ş e r h i d i r .

M E H M E D H A L İ F E

( T e v â r i h - i G ı l m a n î ) i s m i i le 1070 (1660) t a r i h i n d e üç b a b , o n b e ş f as ı l

v e b i r h a t i m e ü z e r e y a z d ı ğ ı O s m a n l ı t a r i h i n d e o z a m a n ı n i ç t i m a î d u r u

m u , b u c ü m l e d e n o l m a k ü z c e s a r a y h a d e m e s i n i n â d e t l e r i d e r e e d i l m i ş

t i r . M a h l a s ı «Ü l fe t î»d i r .

Page 118: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 102 —

MÜNİP EFENDİ «ABDURRAHMAN MÜNİP EFENDİ»

Hâl tercemesi daha önce geçen Râzî Abdüllâtîf Efendi'nin oğludur. (Fihrist-i Düvel) ismindeki seçkin târihi husûsiyle (Vefeyat) noktasından kıymetli bir eserdir. Nüshası İstanbul kütübhanelerinden, bu cümleden olmak üzere Nuruosmaniye Kütübhânesinde vardır. 1155 (1742)'de irt ihâl ett i . Babasının yanında medfundur.

MÜ'MİN-ZADE AHMED HASİB EFENDİ

Osman-Zâde Ahmed Tâib Efendi'nin talebesi, kadıların faziletl i lerinden, târ ih bilgini bir zat olup Bursa'lıdır, Süleyman Şah'dan Fatih'in sonuna kadar (Silkü'l-Leâl) isminde manzum ve bir kafiyede Osmanlı Tarihi vardır ki bâzı ilim ve irfan erbabının hal tercemelerini de beyân etmektedir. Büyük bir cildden ibaret bulunan bu eserin bir nüshası Galata Mevlevîhanesi Kütübhânesinde mevcuttur. (Si'kü'l-Leâl)' in bir de mensur kısmı vardır ki bu da muasırı bulunduğu Sultan Birinci Mahmud devri olaylarını hikâye etmektedir. Bunun kendi el yazısı ile olan nüshası Murad Molla Kütübhânesinde mevcuttur.

5 — (Vesîletü'l-Vüsûl ilâ Ma'r i fet i ' l -Hamli ve' l-Mahmûl) : Mantık İ l mine dairdir.

6 — (Ta'l ikat Alâ Oklidis): Hendese ilmine dairdir. 7 — (Letâif-nâme) ; Ubeyd-i Zâkanî'nin (Dil-küşâ) ismindeki eseri

nin tercemesidir. 8 — (Risale-i Musikiye): Edvar ve musikî ilmine dairdir. 9 — (Risale fî Tahkîki ' l -Masdar).

10 — (Lisânü'l-Gaybi ve'l-î lham): Harem-i Nebevî'de okut tuğu tefsîr takrir lerini ihtiva etmektedir. Bir nüshası Edirne'de, İkinci Sultan Selim Kütübhânesinde vardır.

Bu zâtın zamanına göre coğrafya ilmi ile de uğraştığı eserinden anlaşılır. (Fevz-i azîm) terkîbinin delâlet ett iği 1113 (1701) tar ihinde Mekke'de vefat ederek Hz. Hatice (R. Anhâ) civarında defn olundu. Şiirlerinde (Âşık) mahlasını kullanmıştır. Üç dilde şiirleri vardır.

Beyit lerinden : Nev-kîse-i zemaneden ihsan uman kişi Hayfâ, diriğ-i suret gülden kllâb umar.

Page 119: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 103 —

M U H İ B A B D U R R A H İ M E F E N D İ

Kad ın ş a i r l e r d e n S a f v e t N e s î b e H a n ı m ' ı n b a b a s ı o l u p İ s t a n b u l ' l u d u r . 1220 (1805) s e n e s i n d e s e f i r l i k l e P a r i s ' e g i d e n b u zâ t ı n ik i « S e f a r e t n â m e » s i o l u p b i r i F r a n s a ' y a g i d i ş v e ge l i ş k e y f i y e t i i le a l t ı s e n e m ü d d e t l e P a r i s ' t e i k a m e t i e s n a s ı n d a m e ' m u r i y e t i n e t a a l l û k e d e n b ü t ü n m a z b a t a , m e k t u p , t e z k e r e v e t a k r i r l e r i i h t i va e d e n m u f a s s a l v e şe rh l i b i r s e f a r e t -n â m e d i r . D i ğ e r i ; i c m a l e n F r a n s a ' y a g i d i ş v e ge l i ş i i le Pa r i s ' i n a h v a l , â s â r v e r ü s u m u n u b e y a n e d e n r i sa le ş e k l i n d e m u h t a s a r b i r s e f a r e t n a m e d i r k i bas ı lmış t ı r . B u s e f a r e t n a m e y e m a l û m a t e r b a b ı n d a n İzzet a d ı n d a b i r z â t t a r a f ı n d a n 1273 (1857) t a r i h i n d e  s i m T a r i h i i le k e n d i s i t a r a f ı n d a n b i r h a y l i i l âve le r yap ı lm ış t ı r ki b i r n ü s h a s ı O s m a n l ı M ü z e s i K ü t ü b h a n e s i n d e va rd ı r .

V e f a t ı 1236 (1821) o l u p , k a b r i E y ü b ' d e B a h a r i y e ' d e d i r .

M U S T A F A V A Z I H İBN- İ İ S M A İ L A M A S Y A V Î

U l e m a d a n v e t a r i h i lmi m ü n t e s i b l e r i n d e n b i r z a t o l u p A m a s y a m ü f t ü s ü Ç o r u m ' l u K a r a İ sma i l E f e n d i ' n i n o ğ l u d u r . M e m l e k e t i n d e m ü f t ü i ken 1247 (1831) de v e f a t e t m i ş t i r . ( E l - B e l a b i l ü ' r - R a s i y e fî M e s â i l - i R iyaz i A m a s y a ) i s m i n d e A m a s y a ' y a m ü t e a l l i k b i r t a r i h ç e yazmış t ı r . B i r d e f ı k ı h d a n ( Ş e r h u ' l - E z â n v e D e l l â l ü ' l - C i n â n ) i s m i n d e A r a p ç a b i r ese r i va rd ı r . Z a m a n ı m ı z i l im e r b a b ı n d a n Evka f N e z a r e t i esk i A r a b î k a y ı t l a r m ü t e r c i m i A m a s y a ' I ı l - lüseyin H ü s o m e d d i n E f e n d i ' n i n d e A m a s y a v e m ü l h a k a t ı n a d a i r ( E s - S e f î n e t ü ' r - R a s i y e fî T â r i h - i A m a s y a ) i s m i n d e sek i z ç l l d ş e k l i n d e t e r t î b e d i l m i ş , m ü k e m m e l b i r t â r i h v e ha l t e r c e m e l e r i k i t a b ı v a r d ı r k i i s t i f a d e y e s e b e b e s e r l e r d e n o l a n b u t a r i h i n ik i c i l d i bas ı lmış t ı r .

Ş a k a y ı k Z e y l i (Atâ îye) 'c ie b i r m i k t a r i l âves i o l d u ğ u (Tezk i re - i Salim) d e z i k r e d i l m i ş t i r .

Ş i i r y a z m a kab i l i ye t i d e k u v v e t l i o l u p İ s t a n b u l d e r g â l ı l a r ı n ı n d u r u m lar ın ı b e y â n e d e n ( D e r g â h - n â m e ) i s m i n d e b i r m a n z i j m e s i v e B o s n a N i y a b e t i n d e (kad ı l ığ ında) i ken H a k î m o ğ l u A l i P a ş a ' n ı n g a z v e l e r i n i l ı l k â y e e d e n d i ğ e r b i r m a n z u m e s i d e va rd ı r .

Page 120: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 104 —

MUSTAFA NURİ PAŞA

İzmir'de Mansûrî-Zâde ailesinden macri fç i bir zattır. Tahsîlini ikmâlden sonra devlet işlerinde istihdam olunarak ortaya çıkan görüş ve istidadı sebebiyle evvelâ Maârif, sonra da Evkaf Nâzın oldu. 1307 (1891) tarihinde İstanbul'da irt ihal ederek Süleymaniye Camii avlusunda defn edilmiştir.

(Netâyicü'l-Vukuât) adı ile üç cildder meydana gelmiş olup 1294 (1877) senesinde basılan Osmanlı Târihleri esasen Osmanlı Devletinin her asırda carî olan mülkî nizamları, askerî kanunları ve malî idaresi ile sair teferruatını açıklamaya münhasır olmakla beraber bu maksadın lâyıkıyla meydana çıkarılması zımnında aîe'l-usûl meydana gelen olayları da nükteli bir surette toplu olarak terkîm ve bir tekmile ilâvesiyle aslî maksadı tamamlanmış, ibaresi tat l ı , münak<ah bir tarihdir ki zamanımız vak'anüvis Abdurrahman Şeref Efendi'nin tahrîr ett ikleri iki cild (Târih-i Devlet-I Osmaniye)lerinin bâzı maddeleri ve husûsiyle tekmileleri için başlıca kaynak olmuştur. (Dördüncü cildi de sonradan basılmıştır.).

(Hazinetü'l-Hisab) isminde basılmış bir hisabı da vardır.

MUHSİN MEHMED BEY «BANDIRMALI-ZADE»

Edîb ve tarihçi bir zat olup Üsküdar'lıdı.^ Usûle göre tahsîlini ikmalden sonra devlet kalemlerinde yükseldi. Bir hayli müddet Osmanlı Devletinin Mısır Fevkalâde Komiseri Gazî Ahmed Muhtar Paşa'nın maiyetin-

MELEK AHMED BEY «MORALİ»

Meşhur Tiryaki Hasan Paşa ahfadından, Eğriboz'lu Bekir Efendi 'nin oğlu olup zamanına göre miJnşî olmaklc beraber Fransızca ve Rum-caya da âşinâ, afîf, halîm bir zattır. Mutasarrıf l ık ve saire gibi devlet hizmetlerinde bulunmuştur. 1236 (1821) senesinde zuhura gelen Yunan İhtilâline dair olup Rum fetretini münteç olan Eterya'nın birinci tert ibci-si Eksanto'nun ihtilâl te'sisine dair olan risalesini ve Yunan tar ih inin mühim münderecatını terceme ve kendi tahkikat ve mütâlealarını i lâve ile güzel bir eser vücuda getirmişt ir ki basılmamıştır. Bu tarihin mukaddimesinden bir parçası «Encümen» Kütübhânesinde vardır. Bir de Târih-i Kudemâ-yi Yunan ve Makedoniyan (Eski Yunanlılar ve Mokedonya-lılar Tarihi) isminde bir tarihi vardır. 1288 (1871) tarihinde Selanik'te irt ihal ederek Hortacı Camii avlusunda defn edilmiştir.

Page 121: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 105 —

M E H M E D M A N S U R E F E N D İ

M a â r i f v e h a m i y y e t e r b a b ı n d a n ç a l ı ş k a n b i r zâ t o l u p m e k t e b m u a l l i m l e r i n d e n o l a n babas ı K o l o n y a l ı A b d u l l a h E f e n d i ' n i n M a n a s t ı r ' d a m u a l l im l iğ i e s n a s ı n d a M a n a s t ı r ' d a d o ğ m u ş t u r . İ lk t ahs î l i n i i k m a l d e n s o n r a İst a n b u l ' a g e l e r e k R u m c a i le esk i Y u n a n d i l i n e o l a n v u k u f u do l ay ı s ı y l e Bâb- ı Â l î T e r c e m e O d a s ı n a m e ' m u r o l d u . B u e s n a d a İng i l i z m e ş h u r m ü s t e ş r i k i R e d h a v z ' d a n F rans ı zcay ı tahs î l e t t i ğ i g i b i b i r az d a İng i l i z ce ö ğ r e n d i . Resmî m e ' m u r i y e t i e s n a s ı n d a y ü k s e l e r e k D e v l e t Ş û r a s ı âza m u a v i n l i ğ ine t â y i n o l u n m u ş t u r . Bu m e ' m u r i y e t t e i k e n e m e k l i l i ğ i i c ra e d i l e r e k G e b z e ' d e o t u r m a ğ a baş lamış t ı r . 1314 (1897) t a r i h i n d e i r t i ha l ed i p Ç o b a n M u s t a f a Paşa C a m i i kap ıs ı ka rş ı s ında d e f n e d i l d i ,

A v r u p a ' n ı n t e r a k k i e t m i ş d i l l e r i n i naza r - ı d i k k a t e a l a r a k h e r h ü k ü m e t t e u l û m v e f ü n û n u n i nk i şa f ı e v v e l b e - e v v e l mi l l î d i l i n t e r a k k i s i n e v a b e s t e o l d u ğ u n a kanî b u l u n d u ğ u c i h e t l e o t a r i h t e T ıb m e k t e b i n d e k i F r a n s ızca t e d r i s i n a l e y h i n d e k i i sabe t l i f i k i r s a h i h l e r i i le t eş r î k - i m e s â i e d i p m a k s a d ı n a na i l o l m u ş t u r .

E s e r l e r i :

1 — ( M e ş h u r i s k e n d e r i y e K ü t ü b h â n e s i n e D a i r R isa le - i T â r i h i y e ) . Bas ı lmış t ı r .

d e b i r i n c i l<âtiblil< h i z m e t i n d e b u l u n d u S o n r a d a n İ s t a n b u l ' a n a k i o l u n a r a k Tevk i î - y i D î vân - : H ü m â y û n m e ' m u r i y e t i n e , s o n r a Ş û r â - y ı D e v l e t â z a l ı ğ ı na t â y i n o l u n d u . 1324 (1906) d e i r t i ha l e d e r e k Ü s k ü d a r ' d a İ n â d i y e M a h a l l e s i n d e c e d d i n i n yap t ı r d ığ ı B a n d ı r m a l ı - Z â d e D e r g â h ı d e n i l e n Ce lve t î D e r g â h ı ' n o d e f n e d i l d i .

Bas ı lm ış e s e r l e r i : (A f r i ka Delî l i ) i le (Hu tû t - i B e r b â i y e T e r c e m e s i ) a d ı nı v e r d i ğ i (H i ye rog l i f Ha t t ı T e r c e m e s i ) v e (De l î l -ü V a d i ' n - N i l ) ' d i r . B i r i n c i ese r i A f r i k a h a k k ı n d a l i s cn ım ızda yaz ı l an c o ğ r a f y a k i t a b l a r ı n ı n e n b ü y ü k ve en i s t i f a d e l i s i o l u p 769 s a y f a y ı i h t i va e t m e k üz e r e 1312 (1894) s e n e s i n d e M ıs ı r ' da bas ı lmış t ı r . M ıs ı r h a k k ı n d a k i b i l g i l e r d i ğ e r m e m l e k e t l e r h a k k ı n d a k i m a l û m a t t a n b e ş - o n m is i l d a h a ç o k t u r . H e r k ı t ' an ın t a r i h î c o ğ r a f y a s ı n d a n b a h s o l u n d u ğ u g ib i Mıs ı r ü l k e s i n i n d e e s k i t a r i h i n d e n b a h s o l u n m u ş ve b i l h a s s a İ s l âm f e t i h l e r i n d e n z a m a n ı m ı z a k a d a r g e ç e n o l a y v e d u r u m l a r ı t a f s i l â t i y l e b e y â n e d i l m i ş t i r . F i r ' a v u n l a r a v e B e r b â i h a t t ı n a [ H i y o g r o l i yaz ıs ına ] â i t r e s i m l e r ve yaz ı l a r d a va rd ı r . Bu ese r T ü r k ç e , A r a p ç a , F rans ı zca y e t m i ş k ü s u r e s e r e m ü r a c a a t l a m e y d a n a g e l m i ş t i r . Y a v u z S u l t a n S e l i m ' i n Mıs ı r f e t h i n i b e y â n e d i c i o l a n (Tâ r ih - i S ü h e y l î ) ' y i d e t e r c e m e e t m i ş t i r .

Page 122: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 106 —

MEHMED İBN-İ YUSUF ei-CERKES

Târih i lminin hâl tercemeleri şubesi mütehassıslarından olup asrımız i l im adamlarından Ali Emîrî Efendi'nin ifadelerine göre Diyarbekir ' l idir. [Taşköprülü-zâdeJ'nin (Şakayik-ı Numânlye)s i r i , (Imâm-ı Süalebî)'nin (Kı-sas-ı Enbiyâ)'sını, (Vakidî)'nin (Fütûhü'ş-Şam)mı terceme etmişt ir ki üçü de basılmamıştır. «Fütûhü'ş-Şam»ın tercemesi 1098 (1687)'dedir. Beyrut dizdarî [muhafızı] idi.

MURAD BEY

Dağıstan'da doğup Rusya'nın başkentinde yüksek tahsil yaparken buraya iltica etmiş ve uzun müddet memleketimizin irfan hayatına karışmıştır.

Murad Bey bilhassa tarih muall imi olarak hizmetlerde bulunmuştu. Kendisinden evvel, Avrupa tarzında târih muoll imliği eden, hususiyle târih ilmini yeni usûl dairesinde yazmağa çalışan kimse yok gibiydi. Altı c i ldden meydana gelen (Târih-i Umûmî) ile bunun bir fezlekesi olan, bir ci ldden ibaret (Târih-i Osmanî) adlı eseri zamanı it ibariyle değerl i eserlerdendi. Bunlar memleketimizde ilk tecrübesi icra edilen ta'lîmî (Didac-tique) eserlerdendi. Murad Bey, Fransız ve Rus menba'larına müracaatla ve hayli emek sarfı ile bu kitabı meydana getirmiştir.

Kitab, uzun bir tedris hayatının mahsûlüdür. Binâenaleyh, talebenin, gençl iğin terf i (bilgi) seviyesi maddesi nazar-' d ikkate alınarak yazılmıştır.

Murad Bey, memleketinden geldiği vakit , dil imizin hayli acemisi idi. Bâzı hükümet me'muriyetlerinde, matbuat idaresinde uzun bir zaman

«Düyûn-ı Umûmiye» komiserl iğinde, Şûrâ-yı Devlet azalığında bulunmuştu . Düyûn-ı Umûmiyede iken Maliye Hazînesi Murad Bey'in gayreti ile bir çok hukukunu müdâfaa etmiş ve hayli ist ifadede bulunmuştu.

2 — (Rum Fetretine Dair Tori l ı). Birinci cüz'ü İMSilmıştır. 3 — (İViemâiil<-i Osmaniye'de İnhisar-ı Tababet). Fransızca olup ba

sılmıştır. 4 — (Esrâr-ı Farmason) 5 — (Ehl-i Salîb Vak'ası). 6 — (Tevrat ve İncil Ihtilâfatı). 7 — (Servet-i Millîye). 8 — (Umûr-u Mâliye). Yazma bir nüshası Yıldız Kütübhanesindedir.

Page 123: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 107 —

G e r e k M e ş r û t i y e t i n i l â n ı n d a n evve l b u r a d a , g e r e k A v r u p a ' d a v e M e ş r û t i y e t i n i lân ı ü z e r i n e y i n e b u r a d a u z u n v a k i t l e r (Mîzan) G a z e t e s i n i ç ı k a r m ı ş t ı .

S o n z a m a n l a r d a (Tâ r ih - i E b û ' l - F â r u k ) i sm i i le u z u n b i r O s m a n l ı t â r i h i y a z m a k t a y d ı . B u e s e r i n y e d i n c i c i l d i n e ş r e d i l m i ş t i . B u n u n l a b e r a b e r s i l s i l e t a m a m l a n m a m ı ş t ı . B u t â r i h t e M u r a d B e y ' i n b i r t a r i h ç i y e y a k ı ş a c a k d e r e c e d e m ü h i m v e d e r i n m ü t â l e a l a r ı n a t e s a d ü f e t t i ğ i m i z g i b i , p e k indî v e şohs î m u h a k e m e l e r e , b i l ' i l t i zam a r a n m ı ş , b u l u n m u ş g a r i p o l a y l a r a d a t e s a d ü f e d i l m e k t e d i r .

(Huz m â s a f â d a ' m â k e d e r ) k a i d e s i n c e bu e s e r l e r i n i s t i f a d e y e u y g u n

k ı s ı m l a r ı a l ın ı r , d i ğ e r l e r i t e r k ed i l i r .

A n a d o l u h i s a r ı ' n d a k i s a h i l h a n e s i n d e v e f a t e d e r e k m e z k û r m a h a l d e

h u s u s î k a b r i n e d e f n e d i l m i ş t i r .

Page 124: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— N —

NEŞRİ MEHMED EFENDİ

Eski Osmanlı tarihçi lerinin meşhurlarından olup Germiyanlıdır (1). Âşık Çelebi (Tezkire-i Şuarâ) adlı eserinde Bursa'lı olduğunu yazıyor (2). Sultan İkinci Bâyezid devri müderrislerinden idi. Mezkûr padişah tarafından Osmanlı târihini yazmak vazifesi ile me'mur olarak devletin ilk kuruluşundan zamanına kadar cereyan eden olayları ihtiva eden yazdığı (Cihan-Nümâ) ismindeki (3) târihin ibaresi sade ve selistir.

Bir nüshası Bâyezid Camii Kütübhânesinde, bir nüshası da Osmanlı Müzesi Kütübhânesinde vardır. Basılmamış olan bu eser Türk ve Tatar milletlerinin geçmişlerine dair bir hayli tafsi lâtı ihtiva etmektedir. Sürede intisabı olduğu eserlerinden anlaşılmaktadır. Âlî'nin ifadesi de bunu is-batlamaktadır.

(Künhü'l-Ahbar)ın basılmamış kısmında yazılı şi ir lerinden :

«Gözlerimden aktı deryalar gibi yaşım benim Dostlar çok gördü unmadık başım benim. Geçmek içün seyi-i eskimden hayalin askeri Bir direkli, iki gözlü köprüdür kaşım benim.»

Kabrinin Bursa'da Mevlevi Süleyman Efendi civarında olduğu ve fakat yolu genişletmek sırasında tahrîb edildiği rivayet edilir.

(Künhü'l-Ahbar)ın basılmamış kısmında Bursa'ya gelerek Sultaniye Medresesine müderris tâyin edildiği ve burada irtihal ett iği yazılıdır.

(1) Bursa hisarı ortasında medfun Timurtaş Paşa-zâde Oruç Beğ de eski Osmanlı tarihçilerinden olduğu rivayet edilmiş olup eski Osmanlı Türk dili üzerine yazılmış, Osman ve Orhan Gazi'nin tarihî oîaylarmı beyan eden bir tarihi olduğu (Atâ Târihi)nin üçüncü cildinin başında mezkûrsa da tarafımdan görülmemiştir.

(2) Lâtifi ile Riyazî, Karamanlı, diğer hal tercemeleri kitabları Germiyanir olduğunu yazıyorlar.

(3) Kâtlb Çelebi'nin de bu isimde meşhur bir coğrafya kitabı olduğu yukarıda zikredilmişti.

Page 125: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 109 —

N A İ M A M U S T A F A E F E N D İ «VAK'ANÜVİS»

1000 (1592) s e n e s i n d e n 1070 (1659) s e n e s i n e k a d a r o l a n v a k ' a l a r ı i h t i v a e t m e k ü z e r e a d ı n a i za fe e d i l e n v e a l t ı c i l d d e n i b a r e t b u l u n a n (Rav-z a t ü ' l - H ü s e y n fî H u l â s a t i A h b â r i ' l - H â f i k î n ) i s m i n d e k i O s m a n l ı t â r i h i n i n m ü e l l i f i o i u p Ha leb ' l i d i r . Tasv î r - i v e k a y i ' v e a h v a l d e k i i k t i da r ı f e v k a i ' â d e o l u p t â r i h i n i n h e y ' e t - i u m û m i y e s i i t i r a z d a n salim o l d u ğ u g i b i m â n â l a r ı n ın se l îs , i f a d e s i n i n d o ğ r u l u ğ u O s m a n l ı l a r ı n o r t a y a ç ı k ı ş ı n d a n  k i f P a ş a ' n ın z a m a n ı n a k a d a r y a z ı l a n e s e r l e r i n h e m e n h e p s i n i n ü s t ü n ü g i b i d i r . V e f a t ı ( N a î m â g i t t i F i r devs - i na îme» m ı s r a ' ı m n i f a d e e t t i ğ i 1128 (1716) t a r i h i n d e k i M o r a S e f e r i ' n d e d i r . Esk i O s m a n l ı l a r ı n (Yal î B a d r a ) d e d i k l e r i (Pa t ras ) k a s a b a s ı n d a o z a m a n m e v c u t o l a n G â m l ' i n a v l u s u n d a k i m ü s l ü m a n m e z a r l ı ğ ı n a d e f n e d i l d i .

M e z a r t a ş ı n d a «Baş m u h a s e b e m a n s a b ı n d a n m a ' z û l e n M o r a M u h a s e b e c i s i i k e n v e f a t eden ) i ba res i n a k ş e d i l m i ş t i .

M u f a s s a l haya t ı A h m e d Re f i k Bey t a r a f ı n d a n yaz ı l ıp İ k d a m G a z e t e s i n d e n e ş r e d i l m i ş t i r .

N A S Û H E F E N D İ M I T R A K C I « Ç E B N Ü V İ S »

O s m a n l ı t a r i h ç i l e r i n d e n , h ü n e r sahibi, â l i m b i r za t t ı r . K a n u n î S u l t a n S ü l e y m a n ' ı n i lk t a h t a ç ı k ı ş ı n d a n 954 (1547) t a r i h i n e k a d a r b i r c i l d l i k b i r t a r i h yazmış t ı r . Bu t a r i h t e n s o n r a s ı n ı y a z m a ğ a b a ş l a m ı ş s a d a i k m a l i n e m u v a f f a k o l a m a m ı ş t ı r .

Yaz ı s a n ' a t m a da t a m b i r i n t i sab ı o l u p «çeb» d e n i l e n yaz ı t ü r ü n ü n m i j c i d i g i b id i r . (M ı t rakç ı ) t â b i r i d e m i r c i ç e k i c i o y u n u n d a k i m a h a r e t i n d e n do lay ıd ı r . D i van - ı H ü m â y û n k a l e m i n i n o z a m a n k i t e ş k i l â t ı n a g ö r e m ü s t a h d e m l e r i n d e n b i r k ı sm ına d a «Mı t rakç ı» d e n i l d i ğ i r i v ay e t ed i l i r .

R e v a n O d a s ı K ü t ü b h a n e s i n d e ( F e t i h n â m e - I K a r a b o ğ d a n ) i s m i n d e b i r e s e r i va rd ı r . K a n u n î S u l t a n S ü l e y m a n ad ına 926 (1520) t a r i h i n d e T a b e r î T â r î h i ' n i ( M e c m a u ' t - T e v â r i h ) s m i i le t e r c e m e e t m i ş t i r . B u t e r c e m e b a s l -m ı ş t e r c e m e i le ka rş ı l aş t ı r ı l d ığ ında N a s û h E f e n d i ' n i n t e r c e m e s i n d e n t a m a m e n b a ş k a o l d u ğ u o r t a y a ç ı k m a k t a d ı r . E f e n d i ' n i n t e r c e m e s i se l îs ve h e m e n h e r b a h s i n s o n u n d a k e n d i zâ t ın ın m a h s û l ü o l m a k üz e r e İâtîf m a n z u m e l e r de re ed i lm i ş t i r .

B u n l a r d a n b a ş k a ( T u h f e t ü ' l - G u z â t ) İ s m i n d e r e s i m l i b i r e s e r i d e va r dı r . Bu z a t h a k k ı n d a (R iyâz i yyûn ) b ö l ü m ü n d e d e f a z l a b i l g i va rd ı r .

Page 126: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 110 —

Beyitlerinden :

Hâsid ayağa çalsa da kal'a-yı kemâlim Sermaye-i irfanıma asla zarar olmaz

Naîmâ sırr-ı ışk-ı sûzişi pervaneden gör-kim Ne hicr-i yârdan ağlar ne sûz-i nârdan söyler.»

Naîmâ Tarihine kaynak olan eserlerden biri de Menâr şârihi Mehmed Efendi-Zâde Ahmed Efendi'nin temize çekimine muvaffak olamadığı evrak olduğu (Atâ Târihi) nin i jçüncü cildinin 38. sayfasında yazılıdır ki bu ifade (Naîmâ Târihi) birinci ci ld, 9. sayfada te'yid edilmektedir. (Atâ Târihi)nin aynı sayfasında Naîmâ'nın 1110 (1698;' târ ihine kadar olayları kaydett iği ve fakat temize çekmeğe muvaffak olamadığı ve sonradan Şehrî-Zâde tarafından alınıp temize çekildiği de yazılıdır.

Es'ad Efendi Kütübhanesinde bâzı siyasî risaleleri ihtiva eden, kendi el yazısı ile yazılı bir mecmuası vardır. Revan Odasında mevcut ta rihinin 1066 (1656) senesine kadar olan kısmı kendi el yazısı iledir.

NİHADÎ

Osman Oğullarının kuruluşu olan 680 (12811 tarihinden 1097 (1686) tarihine kadar açık bir ifade ile bir ci ld şeklinde tertîb edilmiş bir tar ih i l/ardır ki bir nüshası Bağdad Köşkü'nde mevcuttur.

NAZMİ-ZÂDE HÜSEYİN MÜRTEZA EFENDİ

Osmanlı tar ihçi ler inden, ilim sahibi ve yazar bir zat olup Bağdad' l ı -dır. Tahsîlini ikmalden sonra devlet hizmetine girerek Bağdad Maliye Hazinesi Ruzname halifeliğine (kâtibliğine) yükseldi. 1134 (1722) tar ih inde memleketinde vefat etmiştir. Muhtelif eserler^ aşağıdadır:

1 _ (Gülşen-i Hulefâ) : 1143 (1730) tar ihinde İbrahim Müteferr ika tarafından basılan bu eser 127 (729) tarihinden 1130 (1718) tarihine kadar geçen İslâmî olayların Endülüs'e âit kısmının gayrisinden ve bi lhassa" Osmanlıların fetihlerinden sonra İrak ülkesinin durumundan bahsetmekte olup, yazılış tarzı eski usûl üzere, lügat perdâzâne ise de rivayetleri — ekseriyet i t ibar iy le—şâyân-ı vüsûktur. (Devhatü'l-Vüzerâ) ismindeki zeyli Bağdad Vali lerinin hal tercemelerini ve kısmen İrak'ın durumunu beyân etmektedir.

Page 127: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 111 —

2 — (Te rceme- i Târ îh- i T i m u r ) : M e v l â n â İbn- i A r a p - Ş a h ' ı n A r a p ç a T i m u r l e n k T a r i h i ' n i n T ü r k ç e v e Fa rsça ' ya t e r c e m e s i o l u p , T ü r k ç e s i 1277 (1861) t a r i h i n d e (Târ ih - i T i m u r - u Gü rkân ) i smi i le bası lmış t ı r .

3 — (Şerh- i Kasîde- i Ferezdak) : M e ş h u r A r a p Şâ i r i Fe rezdak ' ı n O n i k i İ m a m d a n İ m a m Zeyne ' l - âb id în hazre t le r i hakk ında M e k k e ' d e aç ı k b i r şek i l de n a z m e t t i ğ i :

«Hâzellezî ta'rifül bathâe vat 'a tehû Velbeyti ya'r i fühû velhillü ve! haremü...»

Mat lâ ' l ı m e ş h u r kas ides in in T ü r k ç e şe rh id i r ki b i r nüshas ı Bâb- ı Â l î ka rş ıs ındak i Beş i r A ğ a K ü t ü b h â n e s i n d e m e v c u t t u r . Ş e r h i n s o n u n d a İs lâ-mî o l a y l a r d a n Bed i r , Hendek , Hayber , M e k k e ' n i n Feth i ve şâ i r e g ib i v a k ' -a l a r da ay r ıca ta fs î l ed i lm iş t i r .

4 — (Te rceme- i Tuyû r - i ç â r i h a ve Zevâr î - i Sây ide) : B i r nüshas ı H a m id i ye K ü t ü b h â n e s i n d e vard ı r .

5 — (Zeyi - i S i y e r ) : Nâb î ' n i n Veysî 'ye zey len yazdığ ı s i ye r ' i n zey l i dir . Nüsha la r ı Beş i r A ğ a i le sa i r k ü t ü b h a n e l e r d e vard ı r .

6 — (Tezk i re- i Ev l i yâ- i B a ğ d a d ) : B a ğ d a d i le c i va r ında m e d f u n o l an ev l i yan ın büyük le r i n i n ha l t e r c e m e l e r i n d e n b a h s e t m e k t e o l up i sm i : (Câ-m i ' u ' l - E n v â r fî Menâk ıb i ' l -Ahyâ r ) ' d ı r . N ü s h a s ı a s k e r i y e n i n b ü y ü k l e r i n d e n B a ğ d a d l ı İ sma i l Paşa 'n ın k ü t ü b h a n e l e r i i le k end i k ü t ü b h a n e m d e vard ı r .

7 — (Şerh- i Şevâh id - i Muğn i ' l - l eb îb ) : N a h v i lm ine d a i r yaz ı lan eser le r in en m e ş h u r l a r ı n d a n o lan (Muğnî ) (Şevâh id i )n in şe rh i o l up ik i b ü y ü k c i ldd i r . B e ş i r - A ğ a ' d a m e v c u t t u r .

8 — (Şerh- i Lüga t - ı Tâ r i h - i Vassa f ) : İ ba res in in m u ğ l a k o lmas ı c i he t i y l e bâzı k imse le r t a r a f ı n d a n da şe rh o l u n a n (Vassaf Tâ r îh i ) ' n i n şer h id i r k i Beş i r A ğ a i le sa i r k ü t ü b h a n e l e r d e vard ı r .

9 — (Dîvan) : B i l i nen şek i l de yazı lmış t ı r . 10 — (Te rceme- i K i tâb - ı F e z â i l ü ' l - H a y I ) : B i r nüshas ı Y e r e b a t a n M a

ha l l es indek i Es 'ad E fend i K ü t ü b h â n e s i n d e vardı r . 11 — ( M ü n ş e a t ) : Yaz ı ia rmı ih t i va e t m e k t e o lup esk i ta rzdad ı r . 12 — ( (Te rceme- i K d b u s n â m e ) : Eser in as l ı A b b a s î ha l i fe le r i z a m a n

la r ında K û h i s t a n ' d a h ü k ü m e t ku ran t avâ i f - i m ü l û k t e n K e y k a v u s ibn- i İsk e n d e r ibn- i K a b u s ' u n o ğ l u n a h i t aben yazdığ ı s i yase t ve h ü k ü m e t i da re s i i le m â n î d a r nas iha t l e r i ih t i va eden ve h e m e n he r m a d d e s i m e v z u ' i le a l âka l ı b i r h i kâye i le süs lend i r i l en m e ş h u r eser o l up b i r i nc i d e f a 835 (1432) t a r i h i n d e Su l t an i k i nc i M u r a d ' ı n e m r i i le n e d i m l e r i n d e n M e r c i m e k A h m e d ibn- i İ lyas t a r a f ı n d a n s a d e b i r d i l le t e r c e m e ed i lm iş t i r . 44 b a b üzer ine te r t î b ed i lm iş o l an bu t e r c e m e her b a k ı m d a n i s t i f ade l i eser le r dend i r , i k i nc i d e f a 1117 (1705) t â r i h i n d e B a ğ d a d Va l i s i H a s a n Paşa 'n ın

Page 128: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 112 —

NU'MAN EFENDİ «EBU SEHL SALİH-ZADE»

İlim erbabından, târih bilgini bir zât olup Eğin'lidir. İsmi, te' l i f târ i hini beyân edici olan (Tedbîrât-ı Pesendîde) ismindeki Osmanlı Târihi Kırım, Macaristan, İran seferlerinden 1152 (1739) bahisdir ki bizzat bu seferlerde bulunduğundan dolayı yazılan olaylar müşahedelerine dayandığı için şâyân-ı vüsûktur. Müellif kitabının baş taraflarında kendi hal tercemesinden bahsett iği sırada başka eserleri olduğunu ve 1166 {1753) târihinde Manisa Kadısı tâyin edildiğini zikrediyor.

Bir nüshası Küçük-Efendi Kütübhânesinde mevcud olan (Tedbîrât-ı Pe3endîde)'nin nihayetinde (Sulh-nâme-i iran), (Sulh-nâme-i Moskova) isimlerinde tarihçeleri vardır. (Âlet-i İmale) adı ile mesaha (ölçme) ilmine dai r yazdığı bir eserinde Adakale civarında Nemçeli lerle hududu tahdit komisyonunda bulunduğunu ve rlyâzata âit daha birkaç eserinin olduğunu naki ediyor.

emr i iie [Nazmî-zâde] tarafından zamanın şivesine göre islöhı ve tebdil edilmel< üzere terceme edildiği gibi Kazan ulemasından Abdülkayyûm Molla Nasır tarafından biraz kısaltılmak suretiyle Türkçe'nin Kazan şivesine naki edilerek iki d e f a basılmıştır. Şark dil leri kadın âl imlerinden Rusya'lı Gülnar Hanım — M a d a m Delebedef— tarafından Rusça'ya terceme edilip basılmıştır.

Terceme sâiıibi Nazmî-zâde'nin beyitlerinden : İki âlemde rahat istersen Mürtezâ sen de İdüp terk-i enâniyyet ubûdîyyette yüzün tut.

Bir gazeli.: Bülbül-i bâğ-ı hakikat hem eninimdir benim Şâhid-i cûş-i dilim, çeşm-i terînimdir benim

Lütf-i Hakka eyledim ilka-i dest-i i'tîsam Hasbiyallahu kefâ nakş-i nigînimdir benim.

Yoktur âmâle ümîdim dergeh-l Hokka heman Rişte-i acz-i dilim hablü'l-metînimdir benim.

Urvetü'l-vüskâ-yi îhlâsa temessük Mürtezâ Bî-tekellüf, hâsıl-ı kediminimdir benim.

Tasavvuf tan (Kenzü'l-Ârifîn)'i de terceme ett iği gibi Bağdad Valisi Hasan Paşa'nın emri ile İbrahim Karamanî Sümme Alamedi 'nin (Hey'et-i Senlyye) ismindeki Arapça eserini de terceme etmiştir. Köprülü Kütübhânesinde kendi el yazısı ile yazılı (Risale-i Rub u ve Ceyb)'i de vardır.

Page 129: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 113 —

İBRAHİM NİHALİ İBN-İ S Ü L E Y M A N HALİFE

H a r e m e y n - i Şerî feyr ı M u h a s e b e Ka lem i kesedar l ığ ı v a z i f e s i n d e ve Dîvân- ı H ü m â y û n kâ t ib le r i a ras ında b u l u n m u ş t u r . T â r i h ve idarî i ş le re vâk ı f b i r zat t ı r . Lây iha sahas ında ka l eme a ld ığı (M i r ' â t ü ' d -Dev le t ) i s m i n d e k i t a r i hçes i 1182 (1769) se fe r i n in o r t a y a ç ık ış s e b e b i n e v e dev le t işle r in in İs lahına da i rd i r . 1186 (1772) t â r i h i n d e i r t i ha l e t t i ğ i f e r a s e t de f te r l e r i nde kayı t l ıd ı r . A h l â k i lm ine a i t (M i r ' â t ü ' l -Uka lâ ) i s m i n d e b a ş k a b i r ese r i d a h a va rd ı r ki her ik is i de bas ı lmamış t ı r . (M i r ' a tü ' l -Uka lâ ) , beş fasıl üze r i ne m ü r e t t e p T ü r k ç e m u ' t e b e r b i r eserd i r .

B i r i nc i fas ı l : Vak i t , usû l , e d e b , ta r îk , ka ide , had ve m i k t a r beyân ın -dadı r .

i k i nc i fas ı l : Ak ı l beyân ındadı r . Ü ç ü n c ü fas ı l : Nazar - ı h i m m e t v e te 's î r - i nü fuz beyân ındad ı r . D ö r d ü n c ü fas ı l : Re 'y ve tedb î r beyân ındad ı r . Beş inc i fas ı l : M e v e d d e t , m u h a b b e t , a ş k beyânındadı r , M ü n d e r e c a t m d a n bâzı p a r ç a l a r :

«Lâ tekul min gayri tefekkürin Ve lâ ta 'mel min gayri tedebbürin»

Sun'a dahi e tmek olur Sâni 'a isbât-ı kusur, Dehre ta 'n etme ki söz âlem-i bâlâya çıkar.

El-âkılü lâ yetekel lem illâ bi-hâcetin ev l i-hüccetin.

Cilvegâh-ı yâr olan dil-i nakş gayri i tmez kabul Sûret- i diğer muhal âyine-i tasvirde.

Heman sen müstakim ol çarh-i geçeruden hıros e tme, M a k a m - ı rast 'a virmez halel geç bînl-i neyzen.

Bir gün olur ki olur nâil-i gülberk-l murâd Dolaşan gülşen-i amalinin etraf ında.

D i ğ e r ş i i r l e r i nden : Fehm eyledlnse ma'nî-yi takvîm-1 ademî Bildin t a m a m nüsha-yi ahkâm- ı âlemî.

Aç ayn- ı itibarını çeşm-i hubâb var, Y e m ' d e g ö r ü n c e katreyi, g ö r katrede yem'i .

OSMANLI MÜELLİFLERİ - Cild: 3 F. : 8

Page 130: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 114 —

NURİ BEY «VAK'ANÜVİS» HALİL NURİ BEY

Nailî Abdul lah Paşa oğlu Şâkir Bey'in oğlu olup tezkirecil ik, âmed-cil ik gibi makamlarda bulunarak sonradan vak'anüvisl ik hizmetine tâyin olunmuş ve «Mîr Nûrî medfenin Hak mehbetu' l-envâr ide» mısra'ımn ifade ett iği 1213 (1799) tarihinde İstanbul'da vefat etmiştir. Eyyüb'de Feridun Bey Türbesi kapısının sağ tarafında meşhur şâir Kânî Efendi'nin yakınında medfundur. Osmanlı Târihi kitab: 1209 (1794) ve 1213 (1799) seneleri arasındaki olayları hikâye etmektedir. Bundan başka Üçüncü Selim zamanında vaz' ve te'sis olunan bütün kanunlar ve nizamları toplayarak bir mecmua da tertîb etmiştir. Müretteb dîvânı da vardır. Eserleri basılmamıştır.

NECİB MUSTAFA EFENDİ «KÖSE»

Aslen İstanbul' lu olup tefeyyüzü Bâb-ı Âlî'dendir. «Ruznâme-i evvel» me'muriyet inden azl edilerek 1247 (1831) târ ihinde İstanbul'da vefat etmiştir. Eyyüb'deki Hakîm Kutbüddin Mektebi mezarlığı karşısında medfundur. Üçüncü Selim devri olaylarına ve teferruatına dair yazdığı tar ihçesine 1218 (1803) den 1223 (1808) senesine kadar geçen Osmanlı Ordusu olaylarını yazan Ali Râif Efendi'nin (Vekayr-nâme)'sini de derç eylemiştir ki bir ci ldden ibaret olan bu eser 1280 (1863) tar ihinde Matbaa-yı Âmire'de basılmıştır. (Hadîkatü' l-Cevâmi') 'de vefatı 1234 (1819) olmak üzere kaydedilmiştir.

Üçüncü Selîm'in saltanatının ilk yıllarına dair Edîb Efendi'nin de basılmamış tar ihçesi vardır.

NEDİM MAHMUD BEY «EĞİNLİ-ZADE»

Zeyneb Sultan'da medfun Eğin'li Genç Halil Ağa'nın oğludur. Enderun'dan yetişen ilim sahiblerinden olup doğumu itibariyle İstanbul' ludur. Bâzı devlet makamlarında bulunduktan sonra 1253 (1837) târihinde İstanbul 'da vefat etmiştir. Eyyüb'de Bostan İskelesinde Mihr-i Şâh Sultan

Eserlerinden: «Âzâ-yi Re'siye (baş âza) olan dimağ, kalb, kebed em-razlannda tabibe ıttılâ'ı lâzım olanları fihre-gıJne cem' ve (Kitâbü'l-hâmi fî beyân! ahvâl-i âzâ-yi re'siyye) nâmı ile bi^ risale tertîb ve tahrîr ve ihvana hediye olundu» ibaresini hâvî bir de tıbbî eseri vardır.

Page 131: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 115 —

N U R İ BEY «YIJZBAŞI OSIVIAN N U R İ BEY»

A s k e r i y e y a z a r l a r ı n d a n b i r z a t o l u p d o ğ u m i t i b a r i y l e İ s t a n b u l ' l u d u r . B a b a s ı Kı r ım' l ıd ı r . H a r b i y e l \ ^ek teb inde m u a l l i m i k e n p e k g e n ç d e n e c e k b i r y a ş t a 1327 (1911) t â r i h i n d e v e f a t e t m i ş t i r . E d i r n e k a p ı h a r i c i n d e M u s t a f a Paşa T e k k e s i k a r ş ı s ı n d a aile k a b r i s t a n ı n a d e f n ed i l d i . A l m a n v e F rans ız d i l l e r i n e d e vâk ı f , b i l h a s s a A l m a n c a ' y a o l a n v u k u f u t a k d i r e şay a n d ı .

Eser le r ! :

1 — ( A b d ü l h a m î d ' i n H a y â t - ı S i y a s i y y e v e H u s û s i y y e s i ) : Üç c i l d d e n i b a r e t o l a n b u e s e r i n b i r b u ç u k c i l d i n i n e ş r e t m e ğ e m u v a f f a k o l m u ş t u . Ger r i k a l a n k ısmı y i n e k e n d i s i g ib i g e n ç , zekî , t a r i h ç i , d i l b i l en Y ü z b a ş ı A h m e d Re f i k Bey t a r a f ı n d a n i k m â l o l u n a r a k bu ş e k i l d e h e m O s m a n l ı t â r i h i n i n bâzı g iz l i v e k a r a n l ı k s a h i f e l e r l n i n i n k i ş a f ı n a g a y r e t , h e m a r k a d a ş l ı k n â m ı n a b i r h i z m e t y a p ı l m ı ş o l d u .

2 — (Yen i P i y a d e T a l i m n a m e s i n i n İzahı ) . 3 — ( B ö l ü k M u h a r e b e s i ) . 4 — ( K a r a d e n i z v e B o ğ a z l a r M e s ' e i e s l ) . B u n l a r d a n b a ş k a a s k e r l i ğ e m ü t e a l l i k b a s ı l m a m ı ş ese r l e r i de va rd ı r .

a v l u s u n d a m e d f u n d u r . K e n d i z a m a n ı n d a m e y d a n a g e l e n g ü n l ü k h â d i se le r , d î v a n t â y i n l e r i , [ t e v c î h a t - ı d î v â n i y y e ] m ü l k i y e ' y e a l t a r î z a l a r d a n z a b t v e y a z ı l m a ğ a d e ğ e r o l ay l a r ı s e ç e r e k b i r t â r i h ç e y a z m ı ş t ı r ki b a s ı l mamış t ı r . D î v a n ç e s i d e va rd ı r . (Fa t în T e z k i r e s i ) n d e b i r gaze l i va rd ı r .

Page 132: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— o —

OSMAN EFENDİ

Tarihçi âl imlerden bir zât olup Bayburd'ludur. Eserlerinden 1020 (1611) tar ihi r icalinden olduğu anlaşılmaktadır. (Mir'ât-ı Cihdn) ismindeki eserinin münderecatı aşağıdadır :

IJnvân-ı evvel: Hak Teâlâ'nın bir l iğini, ululuğunu, azametini, ulûhiy-yetini , arş-ı a'zamın îcadını, yedi kat göğün, yedi kat yerin yaratılışını, melekler in, ay, gün ve yıldızların vücuda gelmesini beyân eder.

İkinci Unvan : Hz. Âdem ve Havva'nın vücuda geliş durumlarını, nesil lerinden gelen peygamber, eliya, meşâyıh ve sair zâhid ve mü'min kulları beyân eder.

Üçüncü unvan: Pâdişâhların ecdatları, dünyoya gelen pâdişâhları, 'Cihangirlik yolunda yürüyen pehlivanları ve şehidleri beyân eder.

Dördüncü unvan : Süleyman peygamberin mu'cize ve hikâyelerini, Hz. Yûsuf'un Zelîha İle olan kıssasını, İskender' in kırallığmı, beyân eder.

Beşinci unvan : Kâ'be'nin yapılması sebebini, şerefini, Kudüs'ün yapılması ve evsafını, Şam'ın şerefini beyân eder.

Altıncı unvan: Resûlüllah (S.A.V.) Efendimizin nübüvvetini, mu'cize-lerini, mi'racını, Cihar-ı yâr-ı güzîn'in evsafını, zevcelerini, dostlarını ve ashabını beyân eder.

Yedinci unvan: Kıyamet saatinde zuhur edecek alâmetleri , son zamanda İsrafi l ' in sur'a üflemesi ve bütün mahlûkatın yok olmasını beyân eder.

Sekizinci unvan: Kıyamet gününde bütün mahlûkatın haşr olup suâl ve cevab olduğunu, cennet ve cehenneme müstahak olanları beyân eder. Ölüm târihi ile defn edildiği yer tâyin edilememiştir.

OSMAN REMZİ EFENDİ

Dîvân-ı Hümâyûn kalemi halîfelerinden [kâtiblerinden] târ ih bil ir bir zât olup Sultan Birinci Mahmud'un tahta çıkışından Nizam-ı Cedîd'in kuruluşuna kadar iki ci ld basılmamış bir tar ihi vardır. Şânîzâde ile aynı devrede yaşadı.

Page 133: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— o —

Ö M E R FAİK E F E N D İ İBNİ A B D U L L A H

Dîvân- ı H ü m â y û n h â c e l e r i n d e n [ e f e n d i l e r i n d e n ] m a â r i f ç i b i r zâ t t ı r . Ş ıkk - ı sân î d e f t e r d a r ı o l m u ş t u r . 1245 (1830) d e İ s t a n b u l ' d a i r t i hâ l e t m i ş t i r . ( N i z â m ü ' l - A t î k fî B a h r i ' l - A m î k ) i s m i n d e T ü r k ç e t a r i h î b i r ese r i i le m ü r -ş îd i N e p c a r z â d e Ş e y h S ıdd îk E f e n d i ' n i n m e n k ı b e l e r i n i i h t i va e d e n ( M a -ka lâ t - ı S ıdd îk ıyye) a d ı n d a b i r ese r i d e va rd ı r ki bu ese r i bas ı lmış t ı r . Ş i i r y a z m a kab i l i ye t i d e v a r d ı .

— P —

PEÇEVÎ İ B R A H İ M E F E N D İ (1)

İki c i l d d e n i ba re t o l a n O s m a n l ı T a r i h i b a s ı l m ı ş o i u p 927 (1521) d e n 1049 (1639) s e n e s i n e , y â n i K a n u n î S u l t a n S ü l e y m a n ' d a n D ö r d ü n c ü M u r a d d e v r i n i n s o n u n a kada rd ı r . Yazd ığ ı o l a y l a r î t i m a d a ş a y a n d ı r . İ ba res i aç ı k , i f ra t ve t e f r î t d e n uzak t ı r . S o n u n d a C e n g i z v e H ü l â g û ' n u n d u r u m u n u da yazmış t ı r . [ B i r i n c i ] ş ı kk - ı evve l d e f t e r d a r l ı ğ ı v e s a n c a k bey l i ğ i gibi bâz ı d e v l e t h i z m e t l e r i n d e b u l u n m u ş t u r 1046 (1637) t a r i h i n d e B o s n a Def t e rda r l ı ğ ına t â y i n o l u n m u ş t u .

Ö m r ü n ü n son la r ı n ı e m e k l i o l a r a k M a c a r i s t a n ' d a B u d i n i le P e ç ' d e g e ç i r d i . V e f a t ı 1061 (1651) d e o l u p k a b r i m e m l e k e t i n d e d i r . T â r i h i n i K o c a N i ş a n c ı M u s t a f a Bey , b i r a d e r i Sa l i h E f e n d i , R a m a z a n - Z â d e , Â l i , H a s a n B e y - Z â d e , Hadîd î , K â t i b M e h m e d E fend i T a r i h l e r i n d e n ö z e t l e y e r e k y a z dığ ın ı m u k a d d i m e s i n d e z i k r e d i y o r . H a y a t ı m u f a s s a l o l a r a k M a c a r i s t a n t a r i h ç i l e r i n d e n D o k t o r K a r a ç o n E f e n d i ' n i n «Türk D e r n e ğ i » m e c m u a s ı n da v e tarihçi A h m e d Re f i k B e y ' i n ( İ kdam) g a z e t e s i n d e n e ş r e d i l e n m a k a l e s i n d e m e v c u t t u r . Peçev î ' n i n t a r i h i T a m ı ş v a r D e f t e r d a r ı B e l g r a d l ı

(1) Peç; Macaristan'da Mohaç ile Zigetvar arasında bir kasabadır ki Almanlar (Beşkilise) mânasında olan (Fonef Kırehen) derler. MtteUif buralıdır. Arabça (ba) ile olan (Beç) Viyana'nın diğer ismidir. Kuzey Arnavutluktaki İpek kasabasında Arnavutlarla tslâvlar Peç derler.

Page 134: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 118 —

PERTEV MEHiyiED EFENDİ «MUVAKKİT-ZADE - VAK'ANÜVİS»

Vak'anüvis olmuş İstanbul' lu bir şairdir. Hayatı «Şairler Faslı»nda yazılmış olan Hoca Neş'et Efendi'nin başlıca talebelerinden idi.

«Şâiran'm şem'-i ümidinde Pertev kalmadı», mısra'ımn noktalı harfler (ebced hesabı) le gösterdiği 1222 (1807) tar i hinde Edirne'de vefat ett i . Sezaî Hazretleri civarında medfundur. Tertîb edilmiş dîvanı varsa da basılmış değildir. Bir nüshası Mil let Kütübhanesinde vardır. Kendi zamanının olaylarına dair yazdığı tarihçesi halefi olan Âmir Bey tarafından zeyl edilmiştir ki bu da basılmamıştır. Mühründe «Pertev gedâ-i lem'a-i Muhammed'im», sözü kazılmıştı. Tarihî eserleri Âsim Efendi'ye devr olunmuştur.

Beyit lerinden :

Geh tecâhül, geh tegafül, geh cefâ, gâhî ıtâb Etdiği çevri gehî benden suâl eylerdi yâr.

(2) Sicill-i Osmanî'de Bosna'da vefat ettiğine dair bir ifade ile İstanbul'da vefat ederek Eyyüb'de SokuUu Mehmed Paşa Türbesi içine defn edildiği rivayeti mevsuk değildir.

Mustafa İbn-i Aiımed Efendi tarafından 1045 (1635) den 1061 (1651) ta rihine l<adar zeyl edilerek yazılmıştır ki bir nüshası Bağdat Köşk'ünde vardır (2).

Page 135: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— R —

R A M A Z A N - Z A D E N İ Ş A N C I M E H M E D BEY

K a n u n î S u l t a n S ü l e y m a n d e v r i r i c a l i n d e n v e m e ş h u r t a r i h ç i l e r i n d e n o l u p M e r z i f o n ' l u d u r . B i r kaç d e f a R e î s ü ' l - K ü t t â b , N i ş a n c ı v e D e f t e r Emî-n i o l m u ş t u r . S e ç e r e k yazd ığ ı u m u m î t â r i h i f a y d a l ı v e m u h t a s a r ( N i ş a n c ı M e h m e d Paşa Târ ih i ) unvan ı i le bas ı lm ış ve m e ş h u r o l u p y a r a t ı l ı ş t a n S u l t a n İ k inc i Se l îm ' i n s a l t a n a t ı n ı n i lk y ı l l a r ına a i t o l a y l a r a kada rd ı r . ( S e b h e -t ü ' l - A h y â r v e T u h f e t ü ' l - A h b â r ) i s m i n d e k i t o m a r t a r z ı n d a k i e s e r i n d e d e Hz . Â d e m (A.S.) d a n b a ş l a y a r a k S u l t a n S ü l e y m a n K a n û n î ' y e k a d a r g e ç e n p e y g a m b e r v e h ü k ü m d a r l a r ı n soy la r ı n ı b e y â n e t m i ş t i r . 979 (1571) t â r i h i n d e i s t a n b u l ' d a v e f a t e t m i ş t i r . Ed i r nekap ı s ı h a r i c i n d e k i Emî r Buhâ r î D e r g â h ı a v l u s u n d a d e f n e d i l d i .

Bas ı lm ış t a r i h ç e s i v e z i r l e r d e n d ö r t d e f a n i şanc ı o l a n as ı rdaş ı B o y a -lî M e h m e d P a ş a ' y a n i s b e t o l u n a r a k N i ş a n c ı M e h m e d Paşa T a r i h i d i y e b i l i n i y o r s a da d o ğ r u değ i l d i r .

RUHÎ ÇELEBİ «RUHİ FAZ IL ÇELEBİ»

(Tezk i re - i Riyazî) ad l ı k i t a b ı n n a k l i n e g ö r e Z e n b i l l i A l i E f e n d i ' n i n o ğ lu v e (Tezk i re - i Lât i f î ) ad l ı k i t a b a g ö r e d e t o r u n u o l u p (Tâbe m e s v â h u b i -envâ r i ' l - ce l î l ) c ü m l e s i n i n i f a d e e t t i ğ i 928 (1522) de g e n ç b i r y a ş t a v e f a t e t m i ş t i r . Z a m a n ı n a k a d a r O s m a n l ı T a r i h i yazmış t ı r . Ş i i r l e r i d e va rd ı r . De d e s i y a n ı n d a d e f n ed i lm i ş t i r .

RAZİ A B D Ü L L Â T İ F E F E N D İ

K a d ı l a r d a n , â l i m v e e d e b i y a t ç ı , f az i l e t s a h i b i v e t a r i h ç i b i r z â t o l u p Üsküda r l ı d ı r . Usû l üze re t ahs î l i n i i k m â l e t t i k t e n s o n r a e v v e l â Ş e y h ü ' l - İ s -l âm l ı k D a i r e s i n d e , s o n r a kad ı l ı k la Yen i şeh i r , E d i r n e v e M e d i n e - i M ü n e v -v e r e ' d e f ı k ıh â l i m i o l a r a k d o ğ r u l u k l a şe r ' î v a z i f e y a p ı p İ s t a n b u l kad ı l ığ ına y ü k s e l m i ş t i r . B u ş e f î h i z m e t l e r l e m e ş g u l k e n 1146 (1733) t a r i h i n d e Ü s k ü d a r ' d a v e f a t e t m i ş t i r .

Page 136: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 120 —

RAŞİD MEHMED EFENDİ «VAK'ANÜVİS

Osmanlı şâir ve tarihçi lerinden olup babası kazaskerlerden Malatyalı Mustafa Efendi'dir.

(Naîmâ)ya zeyl olarak beş cildden ibaret olan ve 1272 de basılmış olan Osmanlı Tarihi 1071 (1661) den 1134 (1730) tarihine kadar geçen olayları hikâye etmektedir. Kazasker iken «Saâdetü'l-intikal» terkibinin delâlet ett iği 1148 (1735) tar ihinde İstanbul'da vefat etmişt ir (1). Kara

cı) Mezar taşında «Ola Bâşld Efendi'nin mekânı evc-i ilUyyîn» mısra'ı ya

zılıdır. «Râşid Efendi ola Adn-i cinâne zebûr» mısra'ı da vefat tarihini gösterir.

Görülebilen eserleri basılmamış olup aşağıdadır : 1 — (Terceme-i Ikdü' l -Ceman): Tafsilâtı Osmanlı tarihlerinden(Çe-

lebi-Zâde Âsim Efendi)nin târihinde dere edilmiş terceme hey'etleri ve faziletl i âzasından iken Al lâme Bedreddin Mahmûd Aynî'nin (Ikdü'l-Ceman fî Târih-i Ehli'z-Zeman) adında 24 cildlik eserinin 8 cildinin tercemesidir

2 — (Ahlâ'l-Haber Min Kelâm-ı Seyyidi'i-Beşer) : İlm-i hadîsten bahseden kıymetli bir eser olup nüshaları Hamidiye ve Ragıp Paşa Kütüb-hanelerinde mevcuttur.

3 — (El-Fülkü'l-Meşhûn Bi' l-Lü' lüi ' l-Meknûn) ; [Muhâdarat i lmlndenl Dinî ve ahlâkî sözlerden bahseden bir eser olup nüshası Umumî Kütüb-hânededir.

4 — (Câmiu'l-Hikâyât): Meşhur «Câmiu'l-l-likâyat»a nazîre olarak yazılmıştır.

5 — (Dîvan) : Bilinen şekilde yazılmıştır.

Şiirleri ekseri hakîmânedir. Bu cümleden olarak : Felek ârâyiş-i endamı bî endam için saklar, Meta'-ı kâm hoş-fercami bed-fercam için saklor.

Beyaz nâme-i âmâle âkil bezl-i mâl etmez, Ki teksîr-i sevâd-ı defter kassam için saklar.

Hudâ dîvar-ı devlethane-i erbâb-ı ikbâli Gehî ber lâne-i genç-şek bi dram için saklar.

Hekimoğlu Ali Paşa Camii avlusunda medfun Sünbüliye Tarîkatr şeyhlerinden hayatı kitaba geçmiş olan Nakşî İbrahim Efendi'nin şâir ler arasında bilinen «vefat tarihi» de bu zâtındır.

Page 137: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 121 —

Terâzû-y i n igâh rast sencan- ı hak lka tde T e f â v ü t ey lemez di rhem kadr- i pîş ü k e m â l e m

Râşidâ e tmez şikeste dil kabûl - i i l t iyâm Z a h m - ı şemşîr- i zebanın var mı görmüş merhemin .

Hod- fürûşâne hüner mâye - i ikbâl o lamaz , C â m e - i zer sebeb- l Izzet- i del lâl o lmaz.

Ver ir sıdk-ı t e v e c c ü h nisbet sûriye is t ihkâm Değildir bu'd hâil- i Kâ 'be vü mihrab beyninde.

Tesl imdir k a z a y a eğer vâr ise i lâç Tedbî r yoksa mâni ' - i takdi r olur m u hiç.

g ü m r ü k c a d d e s i n d e Z i n c i r l i k u y u c i v a r ı n d a E f d a l z o d e M e d r e s e s i k a r ş ı s ı nda d e f n e d i l m i ş t i r . «Dîvân»ı d a va rd ı r . Ş i i r l e r i e k s e r i y e t i i t i ba r i y l e i ıak î -m â n e d i r . M u a s ı r ı b u l u n d u ğ u N e d î m v e N â b î i s t i sna e d i l i n c e ş i i r y a z m o s a n ' a t ı n d a a k r a n ı a r a s ı n d a n a d i r g ö r ü l e b i l e n â l i m ş a i r l e r d e n d i r . Yazd ığ ı t a r i h i n ü s l û b u n d a n ç o k g ü z e l nes i r yaza r ı o l d u ğ u d a an laş ı l ı r . B u n u n l a b e r a b e r t a r i h ç i l i k t e (Na îmâ) y a y e t i ş e m e m i ş t i r . K e n d i haya t ı n ı b e ş i n c i c i l d i n i n s o n u n d a yazmış t ı r .

B i r g a z e l i n d e n : Kerân- ı s â m â n olan del lâ l -veş kâ lâ bedûş o lmaz Bilen kadr - i meta ' ı i t ibarı hod- furûş o lmaz .

Derûn- i sîne-i âş ık ta jenkâr- ı sıva yoktur Dil-i ây inede t imsalden gayri nükûş o lmaz .

M e â d i n e t m e m e k lâyık mıdır idrâk- i d â n â y a Suhen müdrik deği lken kem-serağ- ı râh gûş o lmaz .

Derûnunda olur nevmîd- i afv- ı Hudâ gaal ib Budur bâis ki «Râşid» çehre- i zâh id beşuş o lmaz .

B e y i t l e r i n d e n : Hâk-sâr i - i hüner pîşeyi zi l let s a n m a Pertsv- i mihr yere düşse de p â - m â l o lmaz .

Hased- i kalb- i adüvv lütf ile o lmaz zail S inende m u z m e r o lan â teşe âb e tmez eser.

Page 138: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 122 —

İden keştîleri sahil-res semt-i necat âher Değildir nâ-Hüdâ ey akl-ı kûte-bin Hüdâdır hep.

Yıkar bir günde ferhâd ettiğin bünyâdı bir yılda Güc-i ta'mir-i dildir, sehldir, hâtır-ı şikenlikler.

Mısra' iarından :

Cidâ'l-kârâne hâmûşî kadr rengin cevab olmaz.

Zuhuru dâima gencinenin viranedendir hep.

Sükûtu, merd-l dânâ hasmını ilzam ipin saklar.

Hılâf-ı cins ile ülfet belâ değil de nedir?

Kâr-ı takdire nedir çâre nzâdan gayri? Kanâat «kenz-i lâ-yefnâ» ile tefsir olunmuştur.

RAHMİ MUSTAFA EFENDİ «VAK'ANÜVİS»

Şâir ve tarihçi lerden olup Kırım'ın Bahçesaray kasabasındandır. «Tezkire-i Râmiz»de Akkirmanlı olduğu yazılıdır. Bâzı me'muriyetlerden sonra 1160 (1747) tar ihinde Osmanlı Devleti tarafından padişah fermanı ile İran'a sefir tâyin edilen Kesriyeli Hacı Ahmed Paşa'nın maiyetinde İran'a gidip geldiği için resmî vak'alar ia, Üsküdar'dan it ibaren geçt ikler i ve gördükler i yerierin vasıflarını ilâve ederek mükemmel bir (Se-fâretnâme-l İran) kaleme almıştır. Tertîb edilmiş (Dîvançe)si de vardır. Her iki eseri de basılmamıştır. Şiir ierinde hakîmane beyit ler mevcuttur. 1164 (1751) tar ihinde taun (veba) dan vefat etmiştir. Edirnekapı haricinde medfundur.

Şiir lerinden : Şeb mahv olup hemîşe nücûm-i seher doğar Encom-ı inhizamda mihr-i zafer doğar. Âbesten-i safâ vü kederdir leyâl hep Gün doğmadan meşime-i şebden neler doğar.

Olur her tünt-huy-l serkeş? ber râm eder düşmen Ne denlû suht ise âteşle lâbüd nerem olur âhen.

Page 139: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 123 —

R E S M İ A H M E D E F E N D İ

O s m a n i i s i y a s e t v e t a r i h ç i l e r i n d e n o i u p G i r i d ' d e k i R e s m o k a s a b a s ı n -d a n d ı r (2). K a y n a r c a M u a h e d e s i n i i m z a y a m e ' m u r o l d u ğ u g i b i S u l t a n Ü ç ü n c ü O s m a n H â n ' ı n v e f a t ı i le S u l t a n Ü ç ü n c ü M u s t a f a ' n ı n t a h t a ç ı k ı ş ı nı t e b l i ğ i ç in d e s e f a r e t l e V i y a n a ' y a g ö n d e r i l m i ş v e s o n r a B e r l i n se f î r i o l m u ş t u r . Bu s e y a h a t i n i n a h v a l i n i y a z m ı ş v e yazd ığ ı ( S e f a r e t n a m e ) s i i le 1182 (1769) s e f e r i o l ay la r ı n ı h i k â y e e d i p s o n r a d a n b a s ı l a n ( H u l â s a t ü ' l -İ t i ba r ) ad l ı ese r i H a m m e r t a r a f ı n d a n A l m a n c a ' y a t e r c e m e e d i l m i ş t i r . Se y a h a t n a m e s i n i n m e t n i d e ay r ı ca P a r i s ' t e bas ı lm ış t ı r . 1193 (1779) t a r i h i n d e v e f a t e d e r e k Ü s k ü d a r ' d a S e l i m i y e ' d e Ç i ç e k ç i K a h v e s i k a r ş ı s ı n d a k i m e z a r i i ğ ı n o r t a s ı n d a d e f n e d i l m i ş t i r .

Diğer eserler i (Se f î ne tü ' r -Rüesâ ) (3) i le D â r ü ' s - S a â d e a ğ a l a r ı n ı n haya t l a r ı n ı i ç i ne

t o p l a y a n ( H a m î l e t ü ' l - K ü b e r â ) ve s e f a r e t l e P r u s y a ' y a g i d i p g e l d i k t e n s o n ra yazd ığ ı ( Ç o ğ r a f y a - i Cedîd) d e n iba re t t i r .

(1) Selîm Giray'm emri ile Cezmi Efendi tarafmdan özetlenmiştir. (2) Sicill-i Osmanî'de Hanya'lı gösterilmişse de yanlıştır. (3) 1167 (1754) tarihine kadar Reîsü'l-Küttâb [Hariciye Nâzın] olanlarm

hayat hikâyelerini ihtiva eden bu tarihten itibaren 1219 (1804) senesine kadar da Süleyman Faik Efendi tarafmdan zeyli yapılan bu eser 1269 (1853) tarihinde Takvlmhâne-i Âmire matbaasında basümıştır.

RIZA E F E N D İ «Seyyid M e h m e d Rıza - Nakibü ' l -Eşraf»

D o ğ u m u i t i ba r i y l e A m a s y a ' I ı o l u p A m a s y a ' d a H a c ı K a s ı m - z â d e ş ö h re t i i le b i l i n i r d i . S o n r a d a n K e f e ' y e g i t m i ş t i r . ( S e b ' u ' s - S e y y â r ) R A h b â r - i M ü l û k i ' t - T a t a r ) (1) i s m i n d e k i t a r i h k i t a b ı n d a K ı r ım h a n l a r ı n ı n ve d o l a y ı s ıy la T a t a r k a v m i n i n t a r i h i n i yazmış t ı r . 1169 (1755) t a r i h i n d e İ s t a n b u l ' d a v e f a t e t m i ş t i r . E d i r n e k a p ı d ı ş ında m e ş h u r ş â i r Bakî E f e n d i ' n i n m e z a r ı y a k ı n ı n d a m e d f u n d u r . B u r s a Kad ı l ı ğ ında i ken yazd ığ ı ( R i y â z u ' l - M ü ' m i -nîn) i le (Feyz- i Enver ) i s m i n d e a h l â k v e t a s a v v u f a d a i r d i ğ e r b i r ese r i v e b i r de (Fe tâvâ )s ı va rd ı r . T a r i h i 871 (1467) d e g i r a y o l a n M e n k l l G i -r a y ' d a n b a ş l a y a r a k I. M a h m u d d e v r i n e k a d a r g e ç e n o l a y l a r d a n b a h s e de r . Bas ı lmış t ı r . 1143 (1730) t a r i h i n d e ( T u h f e t ü ' l - H â n Fî Şe rh - I N ü z h e t i ' l - E z h â n ) i s m i n d e m u h t e l i f i l i m l e r d e n b a h s e d e n b i r e s e r d a h a y a z m ı ş t ı r k i h a r i t a v e r e s i m l e r i M e n k i i G I ray ' ı n y a k ı n l a r ı n d a n ( t e b ' a s ı n -d o n ) Kı r ıml ı K a y a M î r z â t a r a f ı n d a n ç i z i lm i ş t i r . H a r i t a v e r e s i m l e r i n say ıs ı 9 2 p a r ç a d ı r .

Page 140: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 124 —

RESMİ MUSTAFA EFENDİ

Vezir-i şehîd Memiş Mehmed Paşa'nın dîvan kâtibi ve Dîvân-ı H i j -mâyûn hâcegânındandır. Paşa'nın şehîd olmasından sonra bir çok yerleri gezmiş, rahat ve huzurdan uzak olarak Medine'ye giderek orada a l tı sene kalmıştır. 1213 (1799) de Fransızlar'ın Mısır'ı istilâsı zamanında Cezzar Ahmed Paşa ile meydana gelen muharebeleri beyân eden (Vak'a-nâme) adı ile bir tar ihçe yazmıştır. Bu eseri Cezzar Ahmed Paşa'ya takdîm etmiştir. Müell i f in kendi el yazısı ile Medine'de ve 1224 (1809) ta r i hinde yazılan nüsha zamanımız ilim sahiblerinden İbnü'l-Emîn Mahmud Kemal Bey'in Kütübhanesinde tarafımdan görülmüştür.

RAŞİD MEHMED ALİ EFENDİ «AYİNTABλ

İnşâ kuvveti fazla olup lisana son derece vâkıf bir zattır. Maâr i f mektupçuluğu ve sair me'muriyetlerde bulunmuştur. (Tevârihi ' l-Enbiyö fî İrşâdi'l-Ezkiyâ) isminde basılmış tarihi ve (Sefînetü'r-Rüesâ) adlı esere zeyli vardır. Vefatı 1313 (1895) tar ihinde olup mezarı Üsküdar'da Hazret-i Hüdâî Dergâhındadır. Orta derecede bir şiir yazma kabil iyetine sahipti. Dîvançe'si basılmamıştır. Bir de basılmamış dinî söz ve hikmetler mecmuası (muhâdarat) vardır.

(Târih-i Enbiyâ) adlı kitabı bir ci ld şeklinde tertîb edilmiş olup muhtasar fakat faydalı bir eserdir. 1290 (1874) tar ihinde basılan (Elfü'n-Ne-hâr ve'n-Nehâr (Bin Bir Gün) hikâye kitabını da Mustafa Hâmî Paşa ile beraber Fransızca'dan terceme etmiştir. Bu hikâyenin aslı Hindçe'dir. Beyit lerinden :

Kıyâm-ı Şer' ile kaaim binâ-i devlet ü dîn Kitabsız yaşayan inkıiâbsız yaşamaz.

Ölür gider de cihanda ulüvv-i tab' olan Tezellül eylemez aslâ Cenâb'sız yaşamaz.

Sütâd ü dadını Râşid bu sûk-i fâninin Basiret üzre görenler hesabsız yaşamaz.

(Târih-i Muradî) adı ile bilinen Arapça basılmış (Silkü'd-Dürer)de (Zülâliye) isminde Arab atasözlerinden meydana gelen Arapça mensur eseri Arapça'daki yazı kudretini gösterir. Bir de (Pend-i Attâr) tercemesi ile (El-İstînas bi-Ahvâli ' l-Afrâs) adında bir eseri de vardır.

Page 141: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 125 —

RIF 'AT A H M E D E F E N D İ İBN- İ M E H M E D E M İ N « Y A Ğ L I K Ç I - Z A D E »

B a b a s ı İsparta'da Ş a b a n Celebi-zâde d e n i l e n b i r a i l e d e n o l u p k e n d i s i i s t a n b u l d o ğ u m l u d u r . ( M u h â s e b a t - ı A t î k a ) M u h a s e b e c i l i ğ i n d e n e m e k l i y ü k s e k h i m m e t s a h i b i bir z a t idi. İ l im ve i r f a n e r b a b ı n d a n , h a y a t h i k â y e l e r i n e v â k ı f m a â r i f ç i b i r z â t o l d u k l a n n a m u h t e l i f e s e r l e r i şah i t t i r . V e f a t ı 1312 (1895) de o l u p m e z a r ı F a t i h c i v a n n d a Emî r B u h â r î D e r g â h ı a v -l u s u n d o d ı r .

Bası lmış e s e r l e r i :

Y e d i c i l d ( Lûga t - ı T a r i h i y e ve C o ğ r a f y a ) (2): M ü n d e r e c a t ı ya ln ı z tar i h ve coğrafya 'ya a i t k e l i m e l e r e m ü n h a s ı r o l m a y ı p d i ğ e r i l im v e t e n l e r e t a a l l û k e d e n bâz ı l ü g a t l o n da ih t i va e t t i ğ i n d e n f a y d a l ı ve m u h t a s a r

(1) Osmanlı şairlerinden Merakl'nin (FetUmame-i Yemen ve Kıbrıs) isminde bir eseri vardır.

(2) Ahmed Bıf'at Efendi bu eserlerini sonradan lüzumla ilâveleri Ue tashih etmişse de basılmasına muvaffak olamamışlardır ki Osmanh matrifi adma basılması arzu edilen mn'teber eserlerdendir.

RAŞJD A H M E D PAŞA «FERİK HACI»

 l i m t a r i h ç i l e r d e n b i r za t t ı r . 1309 (1891) t a r i h i n d e il<amete m e ' m u r o l d u ğ u B a n d ı r m a ' d a v e f a t e t m i ş t i r . K ıb le c i h e t i n d e y e n i y o l ü z e r i n d e b u l u n a n m e z a r i s t a n d a m e d f u n d u r .

E s e r l e r i :

1091 (1680) s e n e s i n d e n i t i b a r e n Y e m e n ' i n t a r i h î d u r u m u n d a n b a ş l a y a r a k 1291 (1875) s e n e s i n e k a d a r g e ç e n o l a y v e f e t i h l e r i t o p l a y a n i k i c i l d ( Y e m e n v e S a n ' a Ta r i h i ) (1) i le k ü ç ü k o ğ u l l a n S a i d Bey a d ı n a yaz ıp B u r s a ' d a b a s t ı r d ı k t a n ( K u b b e - i S e m â y a B i r N a z a r ) v e (Tâ r ih - i K a d î m - i M ı s r i y y î n V e  s â r - ı Bedây ı ' - ı A k d e m î n ) d i r .

Y e m e n v e Mıs ı r t a r i h l e r i o b ö l g e l e r h a k k ı n d a i s t i f a d e s a ğ l a y a n k i t a b la r o l d u ğ u g i b i ( K u b b e - i S e m â y a B i r Naza r ) da k o z m o ğ r a f y a ' n ı n ş e r i o t e t a t b i k i n i v e s a i r h u s u s l a r ı t o p l a y a n m u h a k e m e n b i r e s e r o l d u ğ u i ç i n a s t r o n o m i v e k o z m o ğ r a f y a i le m e ş g u l o l a n z e v a t i ç in c i d d e n i s t i f a d e e d i l e c e k b i r ese rd i r . B u e s e r G a z i A h m e d M u h t a r P a ş a ' n ı n b i r t a k r î z i n i d e i h t i v a e t m e k t e d i r . 1308 (1891) d e B u r s a ' d a bas ı lmış t ı r . ( T e r c e m e - i N e s â y i h - i A b d u l l a h Ensar î ) i s m i n d e b i r r i sa les i d e va rd ı r . B u n l a r d a n b a ş k a i lm- i f ı k h ' a d a i r b a s ı l m a m ı ş b i r e s e r i n i n o l d u ğ u r i v a y e t e d i l m e k t e d i r .

Page 142: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 126 —

RIFAT AHMED EFENDİ İBN-l İSMAİL

İstanbul Vergiler (Rüsumat) Muhasebecil iğinde hizmet ifa eden tarih ve hayat hikâyeleri ile uğraşan İstanbul' lu bir zât olup ayağı biraz sakat olduğundan (Topal Rı fa t Efendi) ismi ile bi l inirdi. 1293 (1876) tar ihinde vefat etmiştir. Edirnekapı dışında defn edilmiştir.

Şeyhü'l-İslâmların hayatlarını yazan (Devhatü'l-Meşâyıh), Naklbü' l -Eşraf' ların hayatlarını ihtiva eden (Devhatü'n-Nükabâ) ve (Hadîkatü' l-Vüzerâ) zeyli olmak üzere sabık sadr-ı a'zam Ziya Yusuf Paşa'nın ikinci def 'aki sadr-ı a'zamlığından Yusuf Kâmil Paşa'nm sadr-ı a'zamlığına kadar geçen sadr-ı a'zamların hayatlarını beyân eden (Verdü'l-Hadâik), Peygamber (S.A.V.) Efendimizin hangi ulu sülâleye mensub olduğunu başından başlamak suretiyle Hulefâ-i Râşidîn, Oniki İmam, İslâm melikleri ve Osmanlı sultanları, sadr-ı a'zam, şeyhü'l-îslâm, kaptdnpaşaiar ile Mısır hıdivlerinin muhtasar hayatlarını ve Nizâm-ı Cedîd'in kuruluşu olan 1241 (1826) tarihinden 1283 (1867) tarihine kadar Osmanlı saltanatının rütbe ve makamlarının ne şekilde veri ldiğini ve o tar ihe kadar kimlerin nasb ve tâyin olunduklarını beyân eden cedvelli tarzda (Ravzatü'l-Azl-ziye) isminde bir eseri, bunlardan başka esasen mensub olduğu Bektaşî Tarîkatı 'nın ve onun aslından gelmekte olan diğer tarikat ların ahvâl ve erkânından bahseden (Mir 'âtü' l -Mekasıd Fî Def' i ' l-Mefâsıd) isminde bir eseri daha vardır ki hepsi basılmıştır.

RAİF BEY «DAVUTPAŞALI MEHMED RAİF BEY»

Emekli kaymakamlardan tar ihçi , ilim sahibi çalışkan bir zât olup İstanbul ' ludur. Harbiye Mektebinden me'zun olduktan sonra bir müddet ordularda ve uzun müddet Kuleli Askerî Lisesinde hocalıkta bulunmuştur.

bir çeşit «Kaamûsu'l-Ulûm Ve'l-Maârif» gibidir. Coğrafya ve tarihe ait bâzı maddelerinde hatâlar varsa da umumiyet it ibariyle istifadeli ve takdire şayandır.

(Nakdü't-Tevârih) : Merhum Kâtib Çelebi'nin «Takvlmü't-Tevârih)i tarzında olup Hz. Âdem'in yaratılışından 1296 (1879) tar ihine kadar geçen olayları muhtasar ve sıra ile beyân eden umumi bir tariht ir .

(TasvIr-i Ahlâk) : Güzel ve fena ahlâkı hecâ harfi sırasına göre gösteren mükemmel bir İslâm ahlâk kitabıdır. Son derece istifadeli bir eserdir.

(Bergüzâr): «Ahlâk-ı Alâi»den telhis edilmiş münakkah bir eserdir.

Page 143: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 127 —

1335 (1919) t a r i h i nde v e f a t e d e r e k Yed i ku l e d ış ında a i les i k a b r i s t a n m o d e f n e d i l d i . Nakş i bend î Ta r î ka t i ndend i r .

Basılmış eser le r i :

1 — (Mi r 'a t - ı İ s tanbu l ) . 2 — (Topkap ı Sa ray - i H ü m â y û n u v e Park ın ın Tar ih i ) . 3 — ( S u l t a n a h m e d Park ı ve Âsâ r - ı A t î kas ı ) . 4 — (Nükâ t - ı Edeb iye) . 5 — (Hât ı ra - i Es lâ f ) . 6 — (Yüz Sene Y a ş a m a k Çâres i Y a h u t İ lm- i Hı fz ı 's -Sıhha- i U m u m i -

ye ' n i n Y i rm i İk i Tenb îh i le Te lh îs i ) . A r k a d a ş l a r ı n d a n Cemî l Bey i le m ü ş t e r e k haz ı r lanmış t ı r .

Basılmamış eser le r i :

1 — (Feth- i Cel î l - i Kos tan tan i yye ) . 2 — ( i s t anbu l ' un Ahvâ l - i Kad îme- i T e m e d d ü n ve Ümran ı ) . 3 — (Ba 'de ' l -Fe th Cevâmi ' - i Şer î fe ' ye Tahv î l o l u n a n Kenâ is ) . 4 — (M i r ' â t - ı i s tanbu l ) . İ k inc i c i ldd i r . T a m a m l a n m a m ı ş t ı r . 5 — (Heyâk i l - i K e m â l â t Y a h u t Âb ide - i i nsan iye t ) .

Page 144: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— s —

SENA Yi

Sultan Süleyman Kanunî'nin gazâlannı il it iva eden manzum bir tarih yazmıştır k\ ismi (Süleymaniye)dir. Kitabın baştarafında «güneş» ve «gül» redifl i çok güzel iki kasidesi vardır.

Kitabın mukaddimesinden :

Cân ü dilden idelim şükr ü sipâs Ins ü cinnin Hâlikma bî kıyas. Tıynet-i inşânı feyzinden Hudâ Akl-ı mehveşle idübdür rûşenâ. Aşk hamîrinden tılsım-ı Âdemi Hak muhammer kıldı cism-1 Âdemi.

SÜREYYA PAŞA «AHMED SÜREYYA PAŞA»

Münşî [İyi nesir yazan] ve tarih bilen bir zât olup İstanbul' ludur. Mâ-beyn Başkâtibi iken 1312 (1894) tar ihinde irt ihal ett i . Sultan Mahmud Türbesi avlusunda medfundur.

(Hayât-ı Osmanî) isminde kıymetli bir Osmanlı tar ihçesi vardır. Bu eser Meşrut iyetten sonra (Hayat-ı Osmânîye Bir Nazar) ismi ile tekrar basılmıştır.

SÜREYYA MEHMED BEY

Tarih ve hal tercemesi ulemasından gayretl i bir zât olup istanbul ' ludur. Tahsîlini ikmâlden sonra devlet kalemlerinde [kâtipl iğinde] ve bi l hassa maârif dairesinde hizmetlerde bulunmuştur. 1326 (1910) da vefat ederek Üsküdar'da Karacaahmed Mezaristanınc defn edildi. Babası Hüsnü Bey'in hayatı (Sicill-i Osmanî)nin 0 . 2, sahife 178'de zikredilmiştir.

Page 145: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 129 —

Eserleri :

1 — (S ic i l l - i O s m a n î ) . Dö r t c i l d ş e k l i n d e t e r t i b l e n m i ş o l a n b u eser , i s m i n d e n de a n l a ş ı l a c a ğ ı v e ç h i l e m u h t e l i f m e s l e k v e s ı n ı f l a r d a n y e t i ş m i ş z a t l a r ı n ö z l ü o l a r a k h a y a t h i k â y e l e r i n i t o p l a m a k t a o l u p bas ı lmış t ı r . S o n r a d a n t a h k i k e d e b i l d i ğ i yan l ı ş la r ın ı k ı s m e n t a s h î h e t m i ş s e d e b a s ı l m a s ı n a m u v a f f a k o l a m a m ı ş t ı r .

2 — ( N u h b e t ü ' l - V e k a y I ' ) . 1245 (1830) d e n i t i b a r e n d e v l e t r i ca l i n i n :hayat h i k â y e l e r i n i t o p l a m a k t a o l u p i k i c i l dd i r .

3 — ( T e k m i l e - i S i c i l l - i O s m a n î ) . İk i c i l dd i r . 4 — (Zey lü ' z -Zey l ) . E|ir c i l dd i r , 5 — (Ta r ih - i M e h m e d Sü reyya ) : Z a m a n ı m ı z d a k i O s m a n l ı T a r i h i

o l u p d o k u z c i l dd i r . S u l t a n I I , M a h m u d ' d o n S u l t a n A b d ü l â z i z ' i n n i h a y e t i ne kada rd ı r ,

6 — ( B ü r h a n ü ' ş - Ş a r k v e y a L ü g a t - ı H a m s e ) : A r a b , Fa rs , O s m a n l ı , Ç a ğ a t a y v e T a t a r d i l l e r i n e d a i r u f a k k ı t ' ada o t u z c ü z üz e r e t e r t i b e d i l m iş t i r .

7 — ( M i r ' â t - ı T a r i h - i İ s l âm) : D ö r t c i l dd i r .

8 — ( E l - Y â k u t u V e ' l - L ü ' l û ) . Had îs i l m i n d e n g ü z i d e b i r e s e r o l u p s o n r a d a n b u n u ö z e t l e m i ş t i r .

9 — ( S e c e d â t - ı K u r ' a n ) ,

R o m a n l a r ı :

10 — ( H a m i y y e t v e y a h u t M e r a k ) ,

11 —- ( S e f i h l e r i . 12 — ( G e c e Kuşu) 13 — (Ç i f t l i k  l e m i )

B u n l a r d a n b a ş k a m u h t e l i f m e s ' e l e l e r d e n b a h s e d e n a l t ı r i sa les i d e v a r d ı r . İ şbu e s e r l e r d e n ya ln ız (S ic i l l - i O s m a n î ) i le ( N u h b e t ü ' l - V e k a y i ' ) i n b i r i n c i c i l d i bas ı lmış t ı r .

Y u k a r ı d a m e z k û r e s e r l e r i n , m a a l e s e f h e p s i n i n C i h a n g i r y a n g ı n ı n d a y a n d ı ğ ı a i l es i t a r a f ı n d a n r i vaye t e d i l m e k t e d i r .

S İ P A H İ - Z A D E M E H M E D İBN- İ ALİ

Kad ı l a r s ı n ı f ı n d a n , i l im s a h i b i b i r z â t o l u p Bursa ' l ı d ı r . U s û l ü üz e r e m e m l e k e t i u l e m â s ı n d a n , o k u n m a s ı g e r e k l i o l a n n ü s h a l a r ı ( i l im k i t a b l a r ı -nı) t a m a m l a d ı k t a n s o n r a bâzı m e d r e s e l e r d e d e r s o k u t u p 992 (1584) t a r i h i n d e B a ğ d a d ve 997 '1589) s e n e s i n d e d e İzmi r Kad ı l ı ğ ında b u l u n m u ş tur . OSMANLI MÜELLİFLERİ - Cild: 3 F. : 8

Page 146: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 130 —

S E L Â N İ K L İ M U S T A F A E F E N D İ

Sipahiler kâtibl iğinde ve «Dergâh-ı Âlî» mutasarrıf lıklarında bulunmuştur. Höcegân sınıfından olup güzel hareketleri ile bi l inirdi. 971 (1563) senesinden 1008 (1600) tarihine kadar geçen olayları hikâye edip lisanı açık olan ve bir ci ldden ibaret, faydalı ve basılmış bir tar ihi vardır ki (Naîmâ) bunun zeyli durumunda olduğundan diğer ci ldinin basılmasına ihtiyaç görülmediğini kitabı bason zikrediyor. Basılmamış kısmı vardır.

Rumeli Yenişehir ' inde Gelenbevî merhumun kabrinin kuzey yönünde medfun olduğu ve fakat mezar taşının sonradan kırıldığı rivayet edi l miştir.

Zikredilen tar ihte İzmir'de vefat etmiştir: 997 (1589).

Üç dilde şiir ve nesir yazmağa kadir olduğuna çeşit l i eserîeri âdif şâhiddir. Yazdığı eserler basılmamış olup başiıcaları aşağıdadır:

1 — (Enmüzecü'l-Fünûn): «Mevzûâtü' l-ülûm». tarzında olup tefsir, hadîs, kelâm, usûl-i fıkıh, ferdiz, meânî, tıb ve hey'et gibi dokuz i l imden bahsetmektedir. Sadr-ı A'zam Sinan Paşa'ya takdîm edilmiştir.

2 — (Hâşiye-i Şerh-i Tecrîd:) Eserin metni 672 (1274) tarihînde vefat eden Al lâme Nâsır-ı Tûsî'nindir. Kelâm ilminden bahseden ve altı bab üzere tertîb edilmiş olan bu eser birçok fazilet sahibi tarafından şerh ve haşiyeleri yapılmıştır.

3 — (Haşiye Alâ Şerh-i Hikmetü' l-Ayn): Eserin metni Nasîr-i Tûsî'-nin talebelerinden Kâtib Kazvinî'nindir. Bunun da muhtelif şerh ve haşiyeleri vardır.

4 — (Evzâhü'l-Mesâlik İlâ Ma'r i fet i ' l -Büldani Ve' l-Memâlik): Asıl şöhretine sebeb olan ve Arapça yazılan bu eser esasen coğrafyaya müteall ik olup yazılış tarzı heca harfleri sırasına göre tertîb edilmiştir. Ter-tîbi (Lûgat-ı Tarihiyye ve Coğrafya) tertibindedir. Başlıca kaynağı da Ebu'l-Fidâ'nın (Takvîmü'l-Büldan)ı ile Safiyyüddîn Abdülmü'min- i Bağda-

^ dî'nin (Mu'cemü'l-Büldân)ından hulâsa ett iği (Merâsıdü'l-lttı lâ') adlı eserdir. Kitabın yazılmasının bitiş tarihi olan 980 (1572) de Sultan Üçüncü Murad'a takdîm ederek mükâfatına mazhar olmuştur. Sonradan özet leyerek Osmanlıca'ya aktarmış ve Vezîr-i A'zam Sokullu Mehmed Paşa'ya takdîm ederek lütuflarına mazhar olmuştur ki bu eser dil imizde (Lûgat-ı Tarihiyye ve Coğrafya) tarzında yazılan eserlerin eskil ik it ibariyle bir incisidir. İstanbul kütübhanelerinin çoğunda nüshaları vardır. İsmi: (Esâmî-î Büldân)dır.

Page 147: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 131 —

S E L İ M M E H M E D E F E N D İ « H O C A »

F a z i l e t s a h i b i , t a r i h ç i b i r z a t t ı r . B o s n a M o l l a s ı , G ö l - P a z a r î H ü s e y i n E f e n d i ' n i n o ğ l u o l u p F e t v â - E m î n i i k e n 1138 (1726) t a r i h i n d e İ s t a n b u l ' d a v e f a t e t m i ş t i r . Ü s k ü d a r ' d a K a r a c a a h m e d c i v a r ı n d a K â m i E f e n d i ' n i n y a n ı n d a d e f n e d i l m i ş t i r .

( T â r i h - i F e t h - i İ s t a n b u l ) v e ( ( M e v â r i d ü ' l - B e s â i r L î - F e r â i d ü ' z - Z e r â i r Fî

İ l m i ' l - E d e b ) i s i m l e r i n d e e s e r l e r i i le (Salim T e z k i r e s i j n d e bâz ı ş i i r i e r i g ö

r ü l m e k t e d i r .

S Ü H E Y L Î A H M E D İ B N - İ H E M D E M

S u l t a n D ö r d ü n c ü M u r a d d e v r i f a z i l e t s a h i b l e r i n d e n v e K a h i r e d î v a n l < â t i b l e r i n d e n d i r . (Nevc ıd i r - i S ü h e y l î ) a d ı i le b i l i n e n b a s ı l m ı ş (Acâ ibü ' l -Me-â s i r ve G a r ö i b ü ' n - N e v â d i r ) i s m i n d e k i t a r i h v e a h l â k a t a a l l û k e d e n e s e r i i b r e t a l ı n a c a k f ı k r a l a ı ı i h t i v a e t t i ğ i n d e n i n s a n l ı k t a r i h i n i n a h l â k k ı s m ı n a d a h i z m e t e d e b i l i r . Ş i i r d e k i i f a d e t a r z ı s a d e d i r . B u n d a n b a ş k a ( T a r i h - i Sa fd î ) v e d i ğ e r k i t a b l a r d a n s e ç i l m e k s u r e î i y i e Hz .  d e m ' i n y a r a t ı l ı ş ı n d a n T û f a n ' a v e T û f a n ' d a n Ç e r k e z h ü k ü m e t l e r i n i n s o n u n a k a d a r g e ç e n M ı s ı r o l a y l a r ı n ı i h t i v a e d e n ( E d - D ü r r e t ü ' l - Y e t î m e Fî E v s a f - i M ı s r i ' l - K a d î -me) i s m i n d e m a k b u l b i r e s e r i d a h a v a r d ı r k i 1141 (1728)de « M a t b a a - i  m i r e » ' d e b a s ı l m ı ş t ı r .

B u e s e r i n ( M ı s r - ı C e d î d ) i s m i n d e k i 921 (1515) d e n 1030 (1621) s e n e s i n e k a d a r g e ç e n M i s r o l a y l a r ı n ı a n l a t a n z e y l i d e as l ı g i b i M o t b a a - i  m i -r e ' d e b a s ı l m ı ş ve s o n u n d a k i t a b i b a s a n İ b r a h i m M ü t e f e r r i k a t a r a f ı n d a n M ı s ı r b ö l g e s i h a r i t a s ı i l â ve e d i l m i ş t i r .

B j r m ü s e d d e s i n d e n :

Cihân- ı b i - v e f â bakî deği ldir k imseye ey yâr Deği ld i r bir k a r a r a çün bi l irsin çarh - ı n â - h e m v â r . D i le rsen o l a s m b â ğ - ı c i h a n iç inde b e r - h o r d â r Bu kavl i c â n ile gi jş e t s a n a p e n d i m b u d u r h e r b â r Eli a l t ında o l m a k i m s e n i n h â t e m gibi z inhar , K imseye d e m e t â k im gözün üstünde kaş ın var .

Hz. Â d e m ' i n y a r a t ı l ı ş ı n d a n 1038 (1629) t a r i h i n e k a d a r ( T c r i h - i Şah î )

i s m i n d e b i r t a r i h i d e v a r d ı r .

Page 148: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 132 —

SİLÂHTAR FINDIKLILI MEHMED AĞA

Enderun mektebinden me'zun olan bu zat iyi görür, doğru yazar bir tarihçi olup takdir ett iği Kâtib Çelebi'nin (Fezleke) ismindeki Osmanlı Tarihine yazdığı zeyli birçok bakımdan kıymetli bir eserdir. İşbu eserin

-mühim ve mufassal kısımları aşağıdadır : Fâzıl Ahmed Paşa'nın Girid Seferi, Karamustafapaşa'nın Viyana Se

feri, Sultan Dördüncü Mehmed' in hususî hayatı. Sultan Üçüncü Süleyman'ın ahlâk ve tabiatı. Fazıl Mustafa Paşa'nın icraatı. Sultan Üçüncü

•Ahmed'in idaresi, Zülf ikör Efendi'nin Viyana tVlurahhaslığı. Kitabın hey'et-i umumiyesi 1065 (1655) den Sultan İkinci Ahmed ' in

"tahta çıkışına kadardır. Kitabın tert ibi yıl it ibariyledir. 1139 (1779) ta r i hinde emekli olarak vefat edip Ayaspaşa mezaristanının Gümüşsüyü Hastahanesi tarafına defn edildi.

(Tezkire-i Fatîn) de yazılı tamam olmayan gazelinden :

«Sadâ-yı sıyt ü şöhretten sakın kim şöhret âfettir Ney ü tanburu seyr eyle seraser dâğ-ı hasrettir Mey-i cşk ile sermest ol da dünyayı temâşâ kıl Selîma kendiden gitmek aceb seyr ü seyahattir.»

SAİD MEHMED EFENDİ «KARAHALİL-ZADE»

Ulemâ ve tarihçi lerden bir zât olup 1162 (1749) tar ihinde şeyhü'l-İs-lâm olmuştur. (Dâhil-i me'vâ ola innâ ileyhi râciûn) mısra'ınin delâlet ettiği tarih olan 1188 (1754) de sürgün bulunduğu Bursa'da vefat ederek Hazret-i Ûftâde Camii avlusunda defn edilmiştir.

(Târih-i İbn-i Zeydûn) adı ile bil inen eseri (Terceme-i Şerhi ' l-Uyûn Fî Şerh-i Risâlet-i İbn-i Zeydûn) adı ile ve (Silvanü'l-Meta') adlı kitabı da tamamen terceme etmiştir. İkisi de basılmıştır. Dâmad İbrahim Paşa'nın emri ile ulemâ faslında yazılı bulunan (Aynî Târihi)nden 387 (989) den 430 (1032) a kadar olan birinci cildini terceme etmiştir. (Silvanü'l-Meta') meşhur ulemâdan Mehmed ibn-i Zafer Mekkî'nin 554 (1156) tarihinde Sicilya'da yazdığı eseridir ki tarihî, ahlâkî rivayet ve hikâyeleri toplayan [mu-hadarat ' tan] bir kitaptır.

Meşhur hattat lardan Soyulcuzâde'nin, kendi el yazısı iie yazma (Me-vdridü' l-Besâir.. .) l Bursa'da Muradiye Medresesi Müderrisi iken te'l if ett iğini yazıyor. Bu eser şiire ait zaruretlerden bahsetmektedir.

Page 149: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 133 —

SİRRİ E F E N D İ

Dev le t m e ' m u r l a r ı n d a n t a r i h ç i b i r za t t ı r . 1157 (1744) t a r i h i n d e N a d i r Ş â h i le v u k u ' b u l a n m u h a r e b e n i n t a r i h ç e s i n i a ç ı k l a y a n ese r i Es ' ad E f e n d i v e S u l t a n Ü ç ü n c ü M u s t a f a ' n ı n E d i r n e V a k ' a s ı n a d a i r yazd ığ ı t a r i h ç e s i d e Ha l i s E f e n d i K ü t ü b h a n e l e r i n d e v a r d ı r N â d i r Ş â h o l a y ı n d a E r z u r u m ve K a r s ' d a t o p l a n a n O s m a n l ı O r d u s u ' n u n i d a r e ve k â t i b l i ğ i r e i s l i ğ i n d e b u l u n m u ş t u .

S Ü L E Y M A N FAİK E F E N D İ

Sak ız a d a s ı t a h s i l d a r ı Haf ız A l i A ğ a ' n m o ğ l u o l u p Sak ız A d a s ı n d a d o ğ m u ş t u r . İ s t a n b u l ' a g e l e r e k k â t i b l i k m e s l e ğ i n e g i r m i ş ve m ü h i m m e ' m u r i y e t l e r d e h i z m e t l e r i g e ç m i ş t i r .

(Se f î ne tü ' r -Rüesâ ) i le ( D e v h a t ü ' l - M e ş â y ı h ) a zey l le r , g a r i p v e n a d i r o l a y l a r i le ş i i re a i t b i l g i l e r i i h t i va e d e n ad ına n i s b e t ed i l en b i r m e c m u a s ı vard ı r . 1253 (1837) d e İ s t a n b u l ' d a v e f a t e t m i ş t i r . R u m e l i k a b r i s t a n ı n d a d e f n e d i l m i ş t i r . M ü n ş î v e ş â i r biı- z â t d ı . M e c m u a s ı b a s ı l m a m ı ş t ı r .

S o n m e ' m u r i y e t i n i n 1250 (1834) d e C i z y e M u h a s e b e c i l i ğ i o l d u ğ u m e c m u a s ı n d a yazı l ıd ı r . iVluâsırı o l a n Fâ t i h E f e n d i ' n i n m e c m u a s ı n a ( K e n -z ü ' l - H a k a i k ) ad ın ı v e r d i ğ i n i z i k r e d i y o r .

M e c m u a s ı n d a n bi r k ı t 'a ••

Yâ Rab! Dil imi şebnem- i feyzinle ter eyle Her bir suhanı gonce- i bâğ- ı hüner eyle. Kıl tob' ımı gavvas iyem kulzem-i f lkret M e c m u a m ı gencine- i dürr ü güher eyle.»

M ü h ü r ü n d e : (Hudâyâ ! Faik eyle mühr- i mihrinle Süleymonı)

mıs ra ' ı kaz ı lm ış t ı . ( D e v h a t ü ' l - M e ş â y ı h ) Zey l i 1221 (1806) d e n 1248 (1833)e kada rd ı r .

(Se f î ne tü ' r -Rüesâ ) Z e y l i ' n i n b i r n ü s h a s ı G a l a t a M e v l e v î h a n e s i K ü t ü b h a n e s i n d e d i r . M ü n d e r e c a t ı 1167 (1753) d e n 1219 (1804)a k a d a r o l u p bas ı l mış ı da va rd ı r .

SAFAYÎ

Bi lg i e r b a b ı n d a n , t a r i h ç i b i r z a t o l u p şa i rd i r . S i n o p ' t a d o ğ m u ş t u r . O k m e y d a n ı y a k ı n ı n d a İ s k e n d e r P a ş a ' n ı n yap t ı r ı p ş e y h l i ğ i n i k e n d i s i n e ver -

Page 150: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 134 —

SAFÎ MUSTAFA EFENDİ

Ulemâ ve tarihçi lerden, Nakşî Tarîkatı mensublarından olup Sultan Birinci Ahmed Han'ın emri ile Hoca Saodeddin Efendi'nin (Tâcü't-Tevö-rih)ine zeyl olmak ve bilhassa Sultan I. Ahmed'in zamanındaki olayları ihtiva etmek üzere (Zübdetü't-Tevârih) isminde iki cildlik bir tarih yazmıştır ki ibaresi (Tâcü't-Tevârih) tarzındadır. Bir de Hz. Âdem'in yaratılışından zamanına kadar cedvell i özlü bir tar ihi vardır. Padişahın imamı idi, (Vesîletü'l-Vüsûl İlâ Mahabbeti 'r-Resûl) isminde bir e^eri de vardır.

SOLAK-ZADE MEHMED HEMDEMİ ÇELEBİ

İstanbul' ludur. Adına nisbet edilip Osmanlıların zuhurundan Kanunî Sütten Süleyman'a kadar o devrin sade üslûbu ile yazılmış ve bir cild hâlinde tertîb edilmiş Osmanlı Târihi ile (Fihrist-i Şâhân) adlı Osmano-ğulları tarihi manzumesi vardır. Bir de (Târih-i Umumî) si olduğu (Safayî Tezkiresi)'nde yazılıdır. Tarihinde bâzı hurafeler vardır, Musikî'ye de âşinâ bulunuyordu, (Fihrist-i Şâhân) târihinin önsözünde basılmıştır, 1068 (1657) tarihinde İstanbul'da vefat etmiştir, Sil ivrikapı'sından Seyyid Nizam Dergâhı'na giden caddenin sağ tarafında Çeşmebaşı denilen kahvenin köşesinde medfundur, (Fihrist-i Şâhân) manzumesi Üsküdar'lı şair Sırrı Efendi'nin taal lûkatından olup 1142 (1729) de vefat eden Vak'anüvis Reşid Efendi tarafından ve bundan sonrası da Münif Paşa tarafından zey! edilmiştir.

diği dergâhta medfundur. Meşhur Kemal Reis'in deniz muharebelerini (Gnzevât-ı Bahriyye'sini) on bin kadar beyitle nazm etmiştir.

Uzun ömür sürmüş bir zattı. Zamanma göre gemici l ik san'atma âşinâ olup denizcil ik hari talannda ve sairlerinde kaptanların tek kaynağı o l duğu (Sehî) tezkiresinde yazılıdır. Dîvan'ını İkinci Bâyezid adına tertîb ettiği (Künhü'l-Ahbâr)ın basılmamış kısmında yazılıdır.

Mısra' larından :

«Ey Safayî! Câr-yârı sev Muhammed aşkına.» (Fetihnâme-i înebahtı ve Mutun) isminde bir eseri de vardır,

Page 151: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 135 —

S U B H İ Ö M E R BEY

A s k e r i y e n i n z e k i l e r i n d e n o l u p E rkân - ı H a r b i y e - I U m u m i y e Reis Vek i l i M ü ş i r E d h e m P a ş a ' n m o ğ l u d u r . K u r m a y o l a r a k t ahs î l i n i b i t i r d i k t e n s o n ra g a y r e t l i ç a l ı ş m a s ı n c m ü k â f a t o l a r a k k ısa z a m a n d a k a y m a k a m l ı ğ a te r f i ' e t t i r i l m i ş t i r . N e yaz ık k i k e n d i s i n d e n d a h a ç o k h i z m e t l e r b e k l e n i r k e n 1312 (1894) de i s t a n b u l ' d a v e f a t e t m i ş t i r . F d t i h ' d e m e d f u n d u r .

Basılmış e s e r l e r i : { C o ğ r a f y a - i H i k e m î ) , ( M e m â l i k - i O s m a n i y e n i n M u f a s s a l C o ğ r a f y a s ı ) ,

^ H ü d ö v e n d i g â r V i l â y e t i n d e B i r H a f t a S e y a h a t ) , ( M ü e s s i s î n - i F ü n û n ) , ( B ü yük F r s d e r i k ) , ( Y u n a n i s t a n - ı K a d î m M e n b a ' - ı M e d e n i y e t m i d i r ? ) , ( O s m a n -i ı iar ın As i<er l iğe E t t i k l e r i H i z m e t ) , . ( T r a b l u s g a r b v e B i n g a z i i le S a h r â - y ı Keb î r v e S u d a n M e r k e z i ) , (A t i na ) , (Fe ld M a r e ş a l F o n M o l t e k e ) , ( M u k a d -d e m a t - ı Hendese ) v e (Kavâ id - i L i san - ı Fâr is î ) i le s a i r ese r l e r i d i r .

SUBHÎ A B D Ü L L Â T İ F PAŞA

D e v l e t v e z i r l e r i n d e n , as r ım ız â l i m v e e d e b i y a t ç ı l a r ı n d a n o l u p m e ş h u r münş î . ve h a k î m S a m i P a ş a ' n ı n o ğ l u d u r . Tahs î l i n i i k m â l e d e r e k b i r ç o k m ü h i m d e v l e t h i z m e t l e r i n d e b u l u n d u k t a n s o n r a 1302 (1885) t a r i h i n d e İ s t a n b u l ' d a v e f a t e t m i ş t i r . İ k i nc i M a h m u d ' u n t ü r b e s i n d e m e d f u n d u r . Ş a r k e d e b i y a t ı n a , h u s u s i y l e A r a b c a y a v e y e n i i l im le r l e A v r u p a d i l l e r i n in ç o ğ u n a vâk ı f o l u p P e ş t e v e B a v y e r a İ l im E n c ü m e n l e r i ( İ l im le r A k a dem is i ) i le Lay ipz i g ve A m e r i k a ' d a k i Ş a r k M a â r i f E n c ü m e n l e r i â z â l ı k l a -r ı na d a h i l i d i .

Bas ı lm ış e s e r l e r i :

(Ha ,kay i ku ' l -Ke lâm Fî T a r i h i ' l - İ s l â m ) . V e i ik p a r a l a r ı n o r t a y a ç ık ış ı i le İ s l â m î p a r a l a r ı h i k â y e e d e n ( U y û n ü ' l - A h b â r F î ' n - N u k û d l Ve ' I -Âsâ r ) i le İbn- i H a l d u n ' u n « M u k a d d i m e s i » n i n i k i nc i k i t ab ın ın c e d v e l l e r i n l n t e r c e m e s i o l a n ( M i f t â h u ' l - İ b e r ) v e ( S e l e f k i y a n v e İ ş k â n y a n T â r i h l e r i ) n i b e y â n e d e n ik i c ü z ( T e k m i l e t ü ' l - İ b e r ) d i r . Ş i i r y a z m a k a b i l i y e t i d e v a r d ı . İ lk ese r i o l a n ( H a k a y i k u ' l - K e l â m ) İ s k e n d e r E fend i t a r a f ı n d a n F a r s ç a ' y a t e r c e m e o l u n a r a k 1298 (1881) d e İ s t a n b u l ' d a bas ı lmış t ı r . ( H a k a y i k u ' l - K e l â m ) ' ı n m u k a d d i m e s i n d e f e l s e f e t a r i h i n e t a a l l û k e d e n bâzı m a d d e l e r m e v c û d o l d u ğ u g ib i t a r i h k ısmı d a i s t i f a d e y i m û c i b d i r . B u t â r i h i n i k i nc i c i l d i b a s ı l m a m ı ş o l u p 1283 (1867) de v u k u ' b u l a n Z a v i y e M u h a r e b e s i n e k a d a r d ı r .

Page 152: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 136 —

SAFVET BEY

Osmanlı Tarih Encümeni daimî âzasından ve Bahriye Erkân-ı Harb i -yesi kaymakamlarından ilim sahibi ve tedkikci bir zât olup Çanakkale doğumludur. Bahriye Çarkçı Kol Ağalığından emekli Abanalı R ı fa t Bey'in oğludur. Mektepten me'zuniyetinden sonra deniz kuvvetlerinde kudretini isbat etmiştir. 1332 (1916) tarihinde irt ihal ederek semti olan Ok-meydanı'ndaki kabristanda Bayramiye şeyhlerinden İdris-i Muhtefî Hazretlerinin civarına defn edilmiştir.

Basılmış eserleri:

(Mezemurte Hüseyin Paşa) ve (Feylasalar)dır. Bunlardan başka Tarih-i Osmanî Encümeni Mecmûası'nın hemen

her sayısında vesikalara müstenit denizcil iğe ait tarihî makaleleri o lduğu gibi (Türk Yurdu), (Donanma-i Osmanî Mecmuası) ve (Cerîde-i Bahriye) sayılarında ilmî ve tarihî kıymetli makaleleri vardır. Vefatı ilim adı na büyük bir kayıptır.

Page 153: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

- ş -

Ş E Y H Ü ' L - İ S L Â M H O C A S A A D E D D İ N E F E N D İ

M e ş h u r O s m a n l ı u l emâ ve t a r i h ç i l e r i n d e n , münş î ve s i yase t sah ib î b i r za t o l up Bu rsa ' da m e d f u n Hasan C a n E fend i ' n i n oğ ludu r . «Eğri» (1) M u h a r e b e s i n d e şanl ı b i r s u r e t t e m u z a f f e r o l m a m ı z b i l hassa bu zâ t ın t e ş -ı/îk ve gay re t i i le o l d u ğ u n u t a r i h k i tab la r ı h i kâye eder le r . ( T â c ü ' t - T e v â rih) i sm inde esk i usû l üzere yaz ı lmış ik i c i ld l i k O s m a n l ı t a r i h i (Hoca T a rihi) i smi i le de m e ş h u r o l up M ö s y ö Bano t i t a r a f ı n d a n İ t a l yanca ' ya terc e m e ed i l ip bası lmışt ı r . Bu e s e r d e n b a ş k a M o l l a M u s l i h i d d i n L â r i ' n i n (M i r ' â tü ' l -Edva r ) i sm indek i t a r i h i n t e r c e m e s i v e (Risa le- i Kuşeyr i ye ) Ter c e m e s i vard ı r . Bâzı i lmî k i t ab la ra haş iye le r de yazmış t ı r . Yavuz S u l t a n Se l im Han ' ın menk ıbe le r i n i ih t i va eden (Se l îm-nâme) i sm inde b i r eser f d a h a va rd ı r ki (Tâcü ' t -Tevâr ih ) k i tab ın ın s o n u n d a bası l ıdır .

Bu d ü n y a d a n g ö ç m e s i : « N â g e h â n g e c d i H o c a Saadedd in»

mıs ra ' ın in de lâ le t i o l an 1008 (1600) t a r i h i n d e ve fa t e tm iş t i r . Kabr i E y y ü b c i va r ında Yahya Efend i T e k k e s i a v l u s u n d a yap t ı rd ığ ı m e s c i d i n y a n ı n d a dır.

1025 (1616) t a r i h i n d e i r t ihâ l ede rek yan ına d e f n ed i len d ö r d ü n c ü o ğ l u s u d û r d a n (kazaske r le rden ) Abdü lâz i z E fend i de faz i l e t s a h i b l e r i n d e n b i r zâ t o lup üç d i l de (A rapça , Fa rsça ve Osman l ı ca ) ş i i r le r i ve M e h m e d ibn- i i b r a h i m Ei - İyc î 'n in a h l â k v e m u h â d a r â t k i t ab l a r ı ndan ( M i f t â h u ' s - S a -âdet ) i sm indek i ese r i n in t e r c e m e s i vard ı r .

Hoca S a a d e d d i n E fend i ' n i n m e d f u n o l d u ğ u m a h a l d e 1273 (1857) t a r i h inde E v k a f a k a y d o l u n a n 1023 (1614) t a r i h l i v a k f i y e i le b inâ e t t i ğ i ( y a p t ı rd ığı ) zâv iyeye m u o s ı n b u l u n d u ğ u Hüdâî Haz re t l e r i n i n ha l i f e le r i ne m e ş ru ta kı ldığı v a k f i y e d e n kend i s i n i n Hüdâ î Haz re t l e r i ne i n t i sab e t t i ğ i v e y o o n u n öz d o s t l a r ı n d a n o l d u ğ u an laş ı l ıyor .

Ş i i r y a z m a kab i l i ye t i de vard ı r . (Tâcü ' t -Tevâ r i h ) : Osman l ı l a r ın z u h u r u n d a n İk inc i Se l im ' i n s a l t a n a t ı

nın s o n u n a k a d a r g e ç e n o lay la r ı a ç ı k l a y a n ( m ü n a k k a h ) s e ç k i n b i r t a -

(1) Peşte'nin kuzey doğusunda bir kasaba olup atlaslarda «Erlau» ismi ile razüıdiT.

Page 154: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 138 —

ŞERİF REŞİD PAŞA «ŞERİF HACI AHMED REŞİD PAŞA»

Hukuk ve tarih i lminde büyük bir vukuf sahibi, fâzıl, kalem erbabından, çalışkan bir zât olup İstanbul' ludur. İlk bilgileri tahsi lden ve Hukuk Mektebine girerek tahsîl ini ikmalden sonra devlet hizmetine dahil olarak vali l iğe kadar yükselmiştir. Son me'muriyeti olan Hicaz Vilâyeti Valil iği ile Şeyhü'l-Harem Mekkîl iğinden emekli olarak İstanbul'da vefat etmişt ir . Süleymaniye Camii avlusunda defn edildi.

Basılmış eser le r i :

1 — (Rûhu'l-Mecelle) : Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye'nin usul ilmine tatbik suretiyle şerhini beyân etmiş olup sekiz cüz'dü'-.

2 — ((Hukuk-i Ticaret) ; Ticarete taallûk eden bütün Osmanlı kanun ve nizamnamelerinin şerhini açıklamaktadır.

3 — (İmam-ı A'zam'm Siyasî Terceme-i Hâli). 4 — (Dîn-i Mübîn-i İslâm) ; Akaide, ibadete, münakehat ve müfare-

kata, tasavvuf ilmi ile İslâm'ın yüksek ahlâkına, dinî kardeşliğe dair bil inmesi lâzım olan mes'eleleri ihtvia edip beş cüzdür.

5 — («Usûlü'l-Hükmi Fî Nizâmi'l-Âlem» Tercemesi) : Eserin metni hayatı «Ulemâ bölümünde» yazılı olan Mevlânâ Hasan El-Kâfi-İ Akhisarî '-nin olup tercemesi ile beraber 1331 (1913) tar ihinde Hicaz Vilâyeti Matbaasında basılmıştır.

(1) Sultan Birinci Hamid'in zamanı olaylarına dair basılmış bir tarihi olan Zaimzâde Mehmed Sadık Efendi de Osmanlı tarihçilerindendir. 1338 (1822) tarihinde vefat ederek Üsküdar'da Selimiye'de defn edildi. Ne yazık ki kayın pederi Reîsü'l-Küttab Abdullah Berrî Efendi'nin eserlerinin muhafazasına itina etmediği (Sefînetü'r-Rüesâ) zeylinde yazılıdır.

rihtir. Sonunda her padişah zamanındaki meşâyih ve ulemânın hayatları da ilâve edilmiştir. Yazı yazma (hat) san'atma da intisab etmiş olup sülüs, nesih, ta' l îkde mahareti vardı. Bir de (Risale-i Şemâiliye)si vardır.

Babasına söylediği tarih :

«Sa'dî-i motem-zede tarihini Dedi ilâ rahmet-i Rabb-i Celil.»

Şair Senâî'nin de manzum (Selimnâme)si vardır.

Page 155: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 139 —

Bası lmamış e s e r l e r i :

1 — (Tâ r i h - i U m u m î - i İ s lâm) ; M u h t e l i f m e m l e k e t l e r d e h ü k ü m s ü r e n b ü t ü n İ s lâm h ü k ü m e t l e r i n d e n b a h s e t m e k t e o l u p sek i z c i l dd i r .

2 — ( T e r c e m e - i T â r i h - i  l - i Berm.ek) : İ s m i n d e n d e a n l a ş ı l a c a ğ ı g ib i B e r m e k î l e r ' i n d u r u m u n d a n b a h s e t m e k t e o l u p bâz ı m ü t â l e a l a r i l âve e d i l m i ş t i r .

3 — (Fe th - i M ü b î n - i Kudüs ) : «Buhâr î - i Şer î f» i le « F ü t û h u ' ş - Ş a m » -d a n t o p l a n m a k s u r e t i y l e t e r t î b e d i l m i ş t i r .

4 — (Riyâz- ı A d a l e t ) : S i y a s e t i n h i k m e t i i le g ü z e l a h l â k t a n b a h s e t m e k t e d i r .

5 — ( R i s â l e t ü ' l - H a y a v â n v e ' l - i n s a n T e r c e m e s i ) : M e ş h u r (R isâ le - i İ h v â n i ' s - S a f â ) ' d a n b u i s im i le o l a n r i s a l e n i n t e r c e m e s i d i r .

6 — (Dîvan) : B i l i n e n t a r z d a t e r t î b o l u n u p ş i i r y a z m a s a n ' a t ı n a da m â l i k b u l u n d u k l a n n ı n b i r şah id i d i r .

H a k î m a n e b e y i t l e r i n d e n :

G ö n ü l i 'mâr - ı m ü l k i s te r v a t a n m u h t a c - ı h i z m e t t i r V a t a n i h y â s ı n a a t f - ı n i g â h e t m e k s a a d e t t i r .

Y ü k s e k hâ l t e r c e m e l e r i ( H a y a t h i kâye le r i ) ( M e ş â y ı h b ö l ü m ü ) n d e z i k r e d i l e n arif h o c a m Har î r î zâde K e m a l E f e n d i H a z r e t l e r i n i n m e z a r t aş ın ın m a n z u m k i t a b e s i haya t ı n ı yazd ığ ımız m e r h u m Paşa 'n ınd ı r .

Ş E M S E D D İ N K A R A M A N Î «DERVİŞ Ş E M S E D D İ N M A H M U D İBN- İ A H M E D »

Fa t i h d e v r i m a â r i f e r b a b ı n d a n o l u p A y a s o f y o ' n ı n k u r u l u ş u n d a n b a h s e d e n v e F a r s ç a ' d a n t e r c e m e ed i l en b i r t a r i h k i t ab ı va rd ı r . ( İ r şad L i - u l i ' l -E l b â b İ lâ M a ' r i f e t i ' s - S e v â b ) i s m i n d e b i r e s e r i d a h a va rd ı r .

ŞEVKÎ Y U S U F E F E N D İ «KÂTİB»

Şâ i r v e t a r i h y a z a r l a n n d a n b i r z â t o l u p Ed i rne ' l i d i r . İ k i nc i B â y e z i d d e v r i n d e D îvan k ö t i b i o l m u ş t u . T ü r k ç e v e F a r s ç a ş i i r l e r i v e t e r t î b e d i l m i ş b i r d îvan ı va rd ı r . B i r d e (Tâ r ih - i  l - i O s m a n ) yazd ığ ı (Sehî -R iyaz î Tez -k i r e l e r i ) n d e yazı l ıd ı r . He r şey ' i h o ş k a r ş ı l a y a n v e u m u r s a m a y a n b i r i n s a n d ı . Ö m r ü n ü n s o n u n d a « D â r ü ' ş - Ş i f a » d a v e f a t e t t i . G a l a t a k a b r i s t a n ı n d a m e d f u n d u r , ( A v â m i l - i Fâr is î ) i s m i n d e b i r r i sa les i va rd ı r .

Page 156: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 140 —

ŞEREF HAN BİTLİSİ «ŞEREFEDDİN İBN-İ ŞEMSEDDİN»

(Şeref-nâme) (1) isminde Forsça yazdığı tarihinde geniş bir şeki l de kürt emir, hâkim ve kavmini ve kısa olarak da Osmanoğul lan'nı ve Sa-fevîler' i beyân etmiştir. Hayrullah Efendi tarihinin mukaddimesinde yazılı olduğu vech ile bu zat 1005 (1596) tarihine kadar yazdığı (Şeref nâme) sini Eğri Fâtihi Sultan Üçüncü Murad adma yazmıştır. Vefatı 1012 (1603) tarihindedir. Bâzı maddeleri tarihî hakikatlere uymayan sözleri ihtiva eden ve iki cild olarak tertîblenen ve Farsça olan bu eser 1276 (1859) tarihinde Petersburg'da basılmıştır. Asıl nüshasının Siirt c ivar ındaki Telo (veya Telv) köyündeki şeyhlerin elinde olduğu rivayet edilir. Şerefname 1078 (1667) tarihinde Mehmed ibn-i Ahmed Bey Mirza t a r a fından Osmanlıca'ya terceme edilmiştir ki bir nüshası zamanımız i l im erbabından Diyarbekir ' l i Ali Emîri Kütübhânesindedir. 1092 (1682) tar i hinde «Şem'î» mahlâslı bir zat tarafından terceme edilmiştir.

ŞÜKRÎ-İ BİTLİSİ

Sultan Birinci Selîm'in nedimlerinden, muhtelif i l imleri bilen ve yedi lisana vâkıf bir zattır. (Manzum Selîmnâme) ve saire gibi eserierin müellif idir. Oğlu Molla Şihabî'nin de manzum (Yemen Tarihi) vardır. (Se-lim-nâme) 1037 (1627) tar ihinde Çevri tarafından zamanın şiir üslûbuna uygun bir şekilde süzülerek ayrıca nazma geçiri lmiştir. Her iki nüsha Mil let Kütübhânesinde vardır.

ŞEVKİ EFENDİ «MEHMED ŞEVKİ İBN-İ AHMED»

Hal tercemeler i ulemasından ve Bursa'da medfun Emîr Buhârî Hazretlerinin mensub olduğu Nûr Bahşî Tarîkatından bir zât olup Bursa' l ı dır. Memleket inde Selâtîn (Sultanlar) Türbedari iğı hizmetinde bulundu.

(1) Münîri'nin bu isimde Farsça bir lügat kitabı vardır.

Beyit lerinden :

Kimdir der isen ey yüzü gün şevk-i garib Bir gözü yaşlı yıldızı düşkün felek-zede.

Page 157: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 141 —

Ş E R E F E D D İ N KÜROÎ

U l e m â v e t a r i h ç i l e r d e n b i r z â t o l u p Teb r î z c i v a r ı n d a k i k ü r d l e r d e n d i r . 1050 (1640) t a r i h i n d e Ü s k ü d a r k a z a s ı n d a n (kad ı l ı ğ ından) e m e k l i o l a r a k İ s t a n b u l ' d a v e f a t e t m i ş t i r . ( E n f e s ü ' l - A h b â r ) i s m i n i v e r d i ğ i F a r s ç a t a r i h i sek i z b a b üze re t e r t î b e d i l m i ş o l u p b u b a b l a r a ş a ğ ı d a d ı r :

1 — H i l k a t , 2 — M ü l û k - i Fü rs , 3 — S i ye r - i Nebî , 4 — H u l e f â , 5 — F î ' l - M ü l û k i M ü t e e h h i r î n - i Ben î A b b â s ) , 6 — M ü l û k - i M o ğ o l , 7 — Emîr T î m u r , 8 — Â l - i O s m a n .

B u t a r i h i n i s m i n i n d e l â l e t i o l a n 1026 (1617) t a r i h i n d e n i t i b a r e n y a z ı l m a s ı n a b a ş l a n m ı ş v e 1032 (1623) y e k a d a r yaz ı lmış t ı r .

Ş E R İ F M U S A E F E N D İ

Faz i l e t s a h i b i , t a r i h ç i v e S u l t a n D ö r d ü n c ü M u r a d d e v r i d e v l e t r i c a l i nden o l u p Ke fe l i ' d i r . ( Ş e m s ü ' t - T e v â r i h ) i s m i n d e b i r cild t a r i h i v a r d ı r ki b i r n ü s h a s ı O s m a n l ı M ü z e s i K ü t ü b h a n e s i n d e d i r .

T a r i h i n i n b a ş t a r a f ı n d a k i m a n z u m e n i n m a t l â ' ı : H a m d ol Pâdişâh 'a lâyıktır Cümle mevcûd 'den o fâikt ir .

Yoğiken resm-i tavr- ı m e v c u d a t Ha lk edip verdi cümleye harekât .

M e m l e k e t i n d e M ü f t ü l ü k y a p m ı ş t ı r . ( Ş e m s ü ' t - T e v â r i h ) a ş a ğ ı d a k i g i b i d ö r t b a b ş e k l i n d e t e r t î b e d i l m i ş t i r :

1. Bâb - ı e v v e l : S i y â s i y y a t , 2. Bâb- ı Sânî : T e v â r i h - i Ekâb i r , 3. Bâb- ı S â ü s : A h l â k - ı m a h m u d a t v e m e z m u m â t , 4 . Bâb - ı R â b i ' : A c â i b - i m a h l û -ka t

V e f a t ı n d a Emî r S u l t a n c i v a r ı n a d e f n e d i l d i . 962 (1555) t a r i h i n d e yazd ığ ı (Menâl<ıb- ı Emî r Su l t an ) i s m i n d e k i e s e r i n i n k e n d i e l yaz ıs ı i le yazı l ı n ü s has ı Ü s k ü d a r ' d a S e l i m i y e K ü t ü b h a n e s i n d e d i r . ( K e ş f ü ' z - Z ü n û n ) Zey l î (Âsâ r - ı N e v ) d e İ m a m S u y u t î ' n i n m e ş h u r ( E w e l i y a t ) ı t a r z ı n d a ( Z ü b d e t ü ' l -M a k a l ) i s m i n d e b i r e s e r i o l d u ğ u z i k r e d i l m i ş t i r k i b i r n ü s h a s ı M i l l e t K ü t ü b h a n e s i n d e d i r . İ s t i f a d e e d i l e c e k e s e r l e r d e n d i r . B i r d e 61 fas ı l ü z e r e te r t i b e d i l m i ş T ü r k ç e m ü k e m m e l b i r t a b i r n a m e s i va rd ı r . Ş i i r y a z m a k a b i l i ye t i d e v a r d ı .

Page 158: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 142 —

ŞEYHİ MEHMED EFENDİ

Hayat tercemesi (Meşâyılı böiümüjnde zikredilen Feyzî Hasan Efendi 'nin oğludur. Şâirlerden ve hal tercemeleri uiemosmdan olup Edirnekapı dışında Emîr Buhârî'nin damadı Mahmud Oelebî Dergâhı'nda babasına halef olarak şeyhlik makamına geçmiştir. Tezkire sahibi Kınalı-zâdenin asırdaşıdır. Meşhur (Şakayık-ı Nûmâniye) Zeyli (Atâî) ile Kâtib Çelebi'nin (Takvîmü't-Tevarih)ine güzel zeyilleri vardır. (Vakayi'u' l-Fuza-lâ) isminde olan (Şakayik Zeylü'z-Zeylî)ni Şakayık ve Atâî Efendi tarzında yazdıktan sonra vezirler, şairler, şeyhler, tekkeler, mescid ve cami şeyhleri ve bâzı mühim olayları da ilâve ett iğinden iki büyük cild şeklinde tertîb etmiştir. 22 senelik olayları ihtiva eden ve kendi el yozısı ile yazılan nüshası Umumî Kütübhanede Hâlis Efendi kitabları arasındadır. Birer takımı da Nuruosmaniye ve Bâyezid Çâmii Kütübhanelerinde mevcuttur. Vefatı (îd-i huceste) terkîbinin ifade ett iği 1145 (1733) tarihindedir. Kabri mezkûr dergâhın avlusundadır. Eserieri basılmamıştır. Yazı üslûbu Atâî'ye nisbetle daha sadedir. Zeyl-i Şeyhî, 1044 (1635) den 1129 (1717)a kadar olup bu tar ihten 1142 (1729) ye kadar da oğlu tarafından zeyl edilmiştir. Aşağıdaki beyit şiirleri cümlesindendir :

Sakin aldanma lû'bet-bâz-ı dehrin mekrine Şeyhî Neler peyda eder ol bu kebûd-i çadır altında.

ŞEYHZADE MEHMED ABDÜRRAHMAN EFENDİ

Sirozlu Şeyh Habibullah Efendi'nin oğludur. Sultan Dördüncü Murad'm vezirierinden maktul Karo Mustafa Paşa adına te'l i f ett iği (Nah-listan-ı Tarab fî Mehâsin-i Arzı'-Arab) ismindeki tarihi aşağıda yazıldığı gibi dört bab şeklinde tertîb edilmiş olup bir nüshasını Tire kütübhanesinde görmüşümdür. Ayrıca birer nüshası da İstanbul kütübhanelerin-den Bâyezid Camii ve Hamidiye Kütübhanelerinde mevcuttur.

Birinci bab. Mısr-ı kadîm hakkındaki ahbâr,

İkinci bab : Tufandan mukaddem ve muahhar gelen hükkâm-ı Mısr.

Üçüncü bab : Fütûh-ı İsiöm.

Dördüncü bab : Nil hakkındaki r ivöyâtdar bahseder.

Page 159: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 143 —

Ş E H R İ - Z A D E M E H M E D S A İ D E F E N D İ

T a r i h ç i â l i m l e r d e n o l u p t ahs î l i n i m e m l e k e t i o l a n İ s t a n b u l ' d a y a p m ı ş t ı r . T a h s î l i n i b i t i r d i k t e n s o n r a k a l e m «Kâ t ip l i k» g i b i m e ' m û r i y e t l e r d e b u l u n m u ş v e 1178 (1768) t a r i h i n d e v e f a t e t m i ş t i r . K â t i b Oelebi'nin m u k a l l i d i , a raş t ı r ı c ı b i r t a r i h ç i d i r . Ş i i r e o l a n k a b i l i y e t i o l d u k ç a iy id i r .

E s e r l e r i : 1 — ( N e v - P e y d â ) : M u f a s s a l v e f a y d a l ı b i r m u k a d d i m e y i i h t i va e d e n

b i r t a r i h t i r . B u m u k a d d i m e d e t e d k i k v e m ü r a c a a t e t t i ğ i e s e r l e r e d a i r b i b l i y o g r a f i k p e k ç o k b i l g i o l d u ğ u g i b i d ö r t h a l i f e i le O s m a n l ı s u l t a n l a r ı n ı n f a z i l e t v e m e z i y e t l e r i n e a i t y ü z m a d d e y i d e i h t i va e t m e k t e d i r . K i t ab ın as ı l k ı s m ı n d a 699 (1299) d a n 1000 (1592) s e n e s i n e k a d a r o l a n üç y ü z b i r s e n e l i k O s m a n l ı o l a y l o r ı i le K â t i b Ç e l e b i v e N a î m a ' n ı n g e n i ş b i r ş e k i l d e h o y a t l a n m e v c u t t u r . S u l t a n Ü ç ü n c ü O s m a n d e v r i n d e yazd ığ ı bu e s e r i n d e k e n d i h a y a t ı n a v e e s e r l e r i n e d a i r i zaha t ı d a yaz ıyo r .

2 — (H iş t - i B e h i ş t ) : M u h t a s a r İ s t a n b u l t a r i h i d i r . 3 — ( L ü b b ü ' t - T e v o r i h ) : M u h t a s a r K ı n m H a k a n l a r ı t a r i h i d i r .

ŞEFİK M E H M E D E F E N D İ ( V A K ' A N Ü V İ S ) « M U S A R R İ F - Z A D E s

İ s t a n b u l as ı l l ı o l u p «Vakay l ' - I Ha rb i ye» k â t i b l i ğ i g i b i b i r t a k ı m m e ' m û r i y e t l e r d e i s t i h d a m o l u n a r a k (Rıh le t - i Şef îk) t e r k î b i n i n i f a d e e t t i ğ i 1127 (1715) t a r i h i n d e v e f a t e t m i ş t i r . (Sa l im T e z k i r e s i j n d e i sm i A h m e d o l m a k ü z e r e k a y d e d i l m i ş t i r . E d i r n e S e f e r i n i v e Ş e y h ü ' l - İ s l â m F e y z u l l a h E f e n d i v o k ' a s m ı h i k â y e e d e n (Şe f î k -nâme) i sm i i le (Nerg is î ) t a r z ı n d a v e b e l k i d a h a m u ğ l a k yazd ığ ı bas ı lm ış 55 s a y f a l ı k t a r i h ç e s i m e ş h u r d u r . İ s m i n i a ç ı k ç a z i k r e t m e k i s t e m e d i ğ i şah ıs la r ı k o r k u s u n d a n do lay ı t e v r i y e y o l u y la z i k r e t m i ş t i r k i b u s e b e b l e ş e r h e İ h t i yaç g ö r ü l m ü ş t ü r . M e h m e d ibn - i E l - H a c M u s a l l î E f e n d i t a r a f ı n d a n y a z ı l a n ş e r h i le M a h m u d C e l â l e d d i n P a ş d t a r a f ı n d a n yaz ı l an ş e r h bas ı lmış t ı r . 1105 (1693) d e n 1106 (1694) t a r i h i n e k a d a r b i r s e n e l i k O s m a n l ı T a r i h i d e va rd ı r .

Ş i i r l e r i n d e n :

Ümid kendim e tme s a k m cuvfeşân olup  l e m d e nîk ü bed kişi hep ekt iğin biçer.

G ö r d ü ğ ü l ü z u m ü z e r i n e m u ğ l â k yazd ığ ı ( Ş e f î k n â m e ) s i n i 1115 (1703) t a r i h i n d e Ş e h î d A l i P a ş a ' n ı n e m r i i le a ç ı k b i r i f a d e i le y a z m ı ş t ı r ki b i r n ü s h a s ı E s ' a d E fend i K ü t ü b h â n e s i n d e m e v c u t t u r .

Page 160: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 144 —

ŞEMDANİ-ZADE SÜLEYMAN BEY

Kadılar sınıfından ve maârif erbabından bir zât olup aslen Tokatlı o lduğu rivayet edil iyorsa da kitabının önsözünde Fındıklı'lı oldu^ğunu yazıyor. Resmen vak'anüvis değildir. 1193 (1779) de vefat etmiştir. Eyyüb-de Feshane karşısındaki Balçık Dergâhında medfundur.

Takvîmü't-Tevârîh' i 1165 (1752)den 1191 (1777) tarihine kadar (Me-rîi 't-Tevârih) ismi ile zeyl etmişt ir ki (Târih-i Cevdet)e kaynok olan eserlerdendir. Bu eserin yazma bir nüshası Umumî Kütübhanede vardır. Bu eser esasen zeyl ise de mukaddimesinde açıklandığı vech ile bütün olayları izah etmeğe çalışmıştır.

ŞEHRÎ İSMAİL EFENDİ «LÂL»

Birinci Abdülhamid' in sonu ile Sultan Selîm Han'ın ilk zamanlarına a i t bir tar ihçe kaleme almıştır. Kitabları Hamidiye Kütübhanesine hediye edilmişt ir.

ŞEM'İ MEHMED MOLLA aMEŞREBZADE DAMADI»

Ulemâ ve kazaskerlerden bir zât olup Maraş'lıdır. Farsça'ya vukufu olduğu gibi ta' lîk san'atında da maharet i vardı. Osmanlı Sultanları ile sadrâzamlar, şeyhü' l- lslâmlar ve kaptanpaşa' larm hayatlarını cedvel tarzında açıklayan (Esmârü'l-Hakayık) ismindeki eserini sonradan (Esmâ-rü't-Tevârih) ismi ile neşr ett iği gibi daha sonra peygamberler ve sair hükümdarları da ilâve ederek 1295 (1878) senesine kadar olan ilâvesi ile beraber (İlaveli Esmârü't-Tevârih) ismi ile basıp neşretmişt ir ki Osmanlı tar ihi İle meşgul olanlara iiyi bir kaynak ve güzel bir muhtıra yerindedir.

4 — (Tuhfe-j Mustafavîye Fî Beyân-ı Kapudan-ı Devlet-i Aliye): Kaptan-ı Derya Mustafa Paşa adına te'l i f etmiştir.

5 — Zübde-i Müteallıka Bi' l-Bihar): «Tuhfe»sinin muhtasarıdır. 6 — (Kurretü' l-Ebsar Fî Netayici ' t-Tevârih Ve'l-Ahbâr). 7 — (Ravzatü'sSelâtîn). 8 — (Nuhbe-i Saîdî). 9 — (Ravzatü'l-Enfüsî) : Kâtib Çelebî'nin (Cihan-nümâ)sına ikinci

ci ld olmak üzere 1153 (1740) senesinde yazmağa başlamıştır.

Page 161: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 145 —

Ş E V K E T M U S T A F A PAŞA

A r a b k i r l i o l u p e r k â n - ı h a r b i y e g e n e r a l l e r i n d e n d i r . 1307 (1891) t a r i h i n d e b e ş i n c i o r d u k u m a n d a n ı i ken Ş a m ' d a v e f a t e t m i ş t i r . İ f fe t v e f a z i let s a h i b i b i r z a t t ı .

E s e r l e r i : Üç c i l d d e n i ba re t (Tâ r ih - i Ha rb ) (1) i le (Fenn- i Ha rb ) v e a h l â k a t a

a l l û k e d e n üç c ü z ' d e n i b a r e t ( B ü r h a n - ı H a k i k a t ) ad i r e s e r l e r d i r k i üçü d e bas ı lmış t ı r . ( B ü r h a n - ı H a k i k a t ) v a k t i y l e i lk m e k t e b l e r i m i z d e o k u n a n (R isa le - i A h l â k ) ad l ı k i t a b t a n d a h a m u f a s s a l v e d a h a m u h a k e m e l i b i r t a r z d a yaz ı lm ış o l u p b i l h a s s a r ü ş d i y e (or ta) m e k t e b l e r i t a l e b e l e r i i ç i n ist i f a d e e d i l e c e k e s e r l e r d e n d i r .

Ş E M S E D D İ N S A M İ BEY

O s m a n l ı y a z a r l a r m ı n b ü y ü k h i m m e t s a h i b l e r i n d e n o l u p Y a n y a v i l â ye t i k o z a l a n n d a n ( P e r m e d î ) n i n F i r a ş e r n a h i y e s i n d e n d i r . İ lk t ahs î l i n i d o ğ u m ye r i o l a n n a h i y e d e , y ü k s e k t a h s î l i n i de Y a n y a ' d a R u m M e k t e b i n d e i k m â l d e n s o n r a İ s t a n b u l ' a ge lm i ş t i r . İ s t a n b u l ' a h i c r e t i i le o r a d a hususî m u a l l i m l e r i n d e n d e â l e t i l im le r i n i v e y ü k s e k d in î i l im le r i t a h s i l e t m i ş t i r .

(1) Son asır askeriyesinin büyüklerinden 1287 (1870) de vefat eden Çnıer Nailî Paşa'cm da (Târih-i Askeri) adlı bir eseri vardır. Bu zâtm (Fenn-î Harb) ve (Fenn-1 İstihkâmat-1 Hafife) isimlerindeki eserleri de basılmıştır.

OSMANLI MÜELLİFLERİ - Cild: 3 F. : lö

B u e s e r haya t ı i l e rde z i k r e d i l e n M e h m e d E m i n E f e n d i ' n i n (Ve feyâ t - ı Pür - i be r ) i i le H a s î b - i Û s k ü d â r î ' n i n (Ve feyâ t - ı E k â b i r - i İ s l âm iye ) s i n d e n ve O s m a n - z â d e ' n i n ( H a d î k a t ü ' l - M ü l û k ) ü n d e n s e ç i p t o p l a n d ı k t a n s o n r a zey l e d i l e r e k m e y d a n a g e t i r i l m i ş t i r . B i r d e b a s ı l m a m ı ş ( G ü l i s t a n Şerh î ) ad l ı b i r e s e r i o l d u ğ u r i vaye t e d i l m e k t e d i r . V e f a t ı 1299 (1881) t a r i h i n d e d i r . K a b r i Ü s k ü d a r A t î k V a l i d e C a m i i o v l u s u n d a d ı r . Ş i i r y a z m a k a b i l i y e t i va r dır.

B e y i t l e r i n d e n : Şarâb- ı c â h ü ikbali ile sermest ü bî hoşek Humâr - ı câm- ı gamle bâde- i se r -sami kalmıştır .

D â y e - z â d e M e h m e d B a h a e d d i n E f e n d i ' n i n d e 1298 (1880) t a r i h i n e k a d a r ( E s m â r ü t ' - T e v a r i h ) t a r z ı n d a c e d v e l l i b i r ese r i v a r d ı r k i b i r n ü s h a s ı O s m a n l ı T a r i h E n c ü m e n i K ü t ü b h â n e s i n d e m e v c u t t u r .

Page 162: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 146 —

ŞÜKRÜ BEY «BİNBAŞI KAPTAN MEHMED ŞÜKRÜ BEY»

Deniz subaylarından, ilim sahibi bir zat olup İstanbul' ludur. Uzun müddet Bahriye Mektebinde muall imlik yaparak hakkıyla öğretici l ik vazifesinde bulunmuştur. 1328 (1912) tar ihinde vefat ederek Heybeliada'-ya defnedildi.

Basılmış eserleri şunlardır: (Esfâr-ı Bahriye-i Osmaniye), (Osmanlı Tar ihi ! , (Hukuk-i Düvel-i Bah

riye ve Merâsim-i Teşri fat), (Bahriyemizin Tarihçesi). (Esfâr-ı Bahriye)nin ikinci cildi basılmamış olup Sultan Birinci Ab-

dülhamid devrine kadardır. Merhumun bu eseri cidden büyük ist i fadeler sağlayacak tar ih i eserlerimizden biridir.

Tahsîlini bit irdikten sonra İstanbul ve taşrada bâzı me'muriyet lerde bulunmuş ise de son me'muriyeti Mülga Askerî Teft iş Komisyonu Baş-kâtibl iği idi. Üslûb ve ifadesi sadedir. Şiirle uğraştığına dair eserleri gö rülmemiştir.

1322 (1904) de vefat ederek Erenköy'deki kabristana defn edildi. Arabça, Farsça, Fransızca, Rumca ve İtalyanca bil irdi. Basılmış eserler i kırka yakın olup en meşhuru altı ci ldde tamamladığı (Kamusu'l-A'lâm) ismindeki mufassal tarih ve coğrafya lügati ile iki ci ld (Kamus-i Türkî) ve bir de birer ci ldden ibaret Türkçe'den Fransızca'ya ve Fransızca'dan Türkçe'ye (Kamus-ı Fransavi)sidir. Bu eserler Osmanlılarca en muteber ölmez eserler arasında sayılmaktadır. Bir de (Kamus-ı Arabi) adlı bir esere başlamıştır ki tamamlanmasına muvaffak olamamışlardır. (Kamus-ı Fransavî) lerin muhtasarları da vardır. Diğerleri (Ceb Kütübhanesi) adı ile neşr olunan cüz'ler arasında intişar etmişlerdir ki isimleri (Medeniyet-I İslâmiye, Esatir, Kadınlar, Yer, Gök, Usûl-i Tenkîd, Letâif, Emsal, İnsan, Yine İnsan, Lisan) dır. Bunlardan başka dergilerden (Hafta) ve (Aile) isimlerinde eserleri de vardır.

Diğer eserlerinden bâzıları da şunlardır : (Kâve, Besâ, Ahde Vefâ, Himmetü' l -Hümâm Fî Neşri ' l-İslâm, Harde-

çin, Eş'âr-i Müntehâbe-i Fârisiyye, Sarf-ı Türkî, Ta'rifat-ı Arabiye, Mün-tehabat-ı Divan-ı İmam-ı Alî, Müntehabat-ı Dîvân-ı Bakî, Târih-i Mücmel- i Fransa, Viktor Hugo'nun «Sefiller» romanının tercemesi)dir. Kâve ve Be-so t iyatro eserleridir. (Himmetü'l-Hümâm) adlı eserin adından da anlaşılacağı gibi İslâmiyetin intişarından bahseden Arapça bir tarihçedir. Bu eser 1305 (1887) de Girit âl imlerinden Mustafa Nuri Efendi tarafından terceme edilerek Hanya'da Vicdan matbaasında basılmıştır. Diğer eserleri isimlerinin delâlet ett iği mânalara dairdir.

Page 163: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 147 —

(1) «1402 Ankara Savaşı ile başlayan Fetret devri.»

SAKİR PAŞA «MEHMED SAKİR PAŞA»

H a y a t ı d a h a ö n c e y a z ı l a n S a d r - ı A ' z a m C e v a d P a ş a ' n ı n k ü ç ü k k a r

d e ş i d i r . B u r s a ' d a d o ğ m u ş t u r . H a r b i y e M e k t e b i n d e n k u r m a y o l a r a k ç ı k

t ı k t a n s o n r a f e r î k ( t ü m g e n e r a l ) l l ğ e k a d a r y ü k s e l m i ş t i r . 1332 (1916) t a r i

h i n d e K a r a h i s a r ' d a e c e l - i k a z â i le v e f a t e d e r e k B ü y ü k a d a ' y a g e t i r i l i p

o r a d a d e f n e d i l m i ş t i r .

.Aşağ ıda yaz ı l ı o l a n e s e r l e r i n d e n b i l h a s s a t a r i h î e s e r l e r i t a r i h e o l a n

v u k u f u n u g ö s t e r i r . E s e r l e r i :

1 — (Yen i O s m a n l ı T a r i h i ) : B e ş c i l d ş e k l i n d e t e r t î b e d i l m i ş o l u p

b i r m e d h a l i le O s m a n G a z i ' d e n B e ş i n c i M u r a d ' a k a d a r d ı r . B a ş t a n i k i c i l

d i b a s ı l m ı ş t ı r . B i r i n c i c i l d ; s a l t a n a t ı n f a s ı l a s ı n a (1) , i k i n c i c i l d ; İ s t a n

b u l ' u n f e t h i n e , ü ç ü n c ü c i l d ; İ k i n c i B â y e z i d ' i n s o n u n a v e d ö r d ü n c ü c i l d

d e İ k i n c i S e l i m ' e k a d a r o l u p s o n u n c u c i l d i d e yaz ı l d ı ğ ı g i b i B e ş i n c i M u

r a d ' ı n t a h t a ç ı k ı ş m a k a d a r d ı r .

2 — ( S e l â h a d d i n E y y û b î ) : İk i c i l d ş e k l i n d e yazı lm.ış o l u p b a s ı l m a m ı ş

tır .

3 — (M ıs ı r T a r i n i ) : M u f a s s a l b i r e s e r o l u p b u d a b a s ı l m a m ı ş t ı r .

4 — ( M u h t e l i f T â r i h - i İ s l â m v e O s m a n î ) : Ö m r ü n ü n s o n z a m a n l a n n -

d a m u a l l i m l i k t e b u l u n d u ğ u G a l a t a S u l t a n î s i p r o g r a m ı n a u y g u n o l a r a k

y a z ı l m ı ş o l u p b a s ı l m a m ı ş t ı r .

5 — ( S a l â h E y y û b î p i y e s i ) : T a r i h î b i r p i y e s t i r . B a s ı l m a m ı ş t ı r .

6 — ( İ n e k ç i l i k v e S ü t ç ü l ü k ) : M u f a s s a l , i lmî b i r e s e r o l u p Z i r a a t N e

z a r e t i n i n t a k d i r i n e rnazhar o l m u ş t u r . B a s ı l m ı ş t ı r .

7 — ( A n c ı l ı k ) : N o k s a n k a l m ı ş b i r e s e r d i r .

Page 164: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— T —

TA'LİKÎ-ZADE MEHMED SUBHÎ ÇELEBİ

Tarihçi ve şair bir zat olup Denizli 'dendir. Sultan Üçüncü Murad'a şehzadeliği zamanında intisab ederek on iki sene hizmetinde bulunmuş ve tahta çıkışında maiyetinde bulunanlar arasında kendisi de Dîvan Kâ-t ibl iği 'ne tâyin olunmuştur. 1004 (1596) de şehnameci oldu. «Tezkire-i Rıza»da 1008 (1599) tar ihinde şehid edilerek irtihal ett iği yazılıdır.

Tarihî eserleri: (Revaniye), (Tebriziye) ve (Şahnâme-i Hümâyun) adında üç adet

eseri vardır. Musavver ve altın yazmalı olan bu eserlerden Sultan Murad'a takdîm olunan evvelkileri Revan Odası Sultan Mehmed'e arz edilen üçüncüsü Hamidiye Kütübhânelerinde mevcuttur.

(Revaniye) : Serdar Ferhad Paşa'nın ikinci seferinin yarısına kadar olan vukuatı toplamaktadır. (Tebriziye) ise özdemiroğlu 'nun Tebriz Seferini hikâye eder. (Şahnâme-i Hümâyûn) Sultan Murad'a takdîm edip kabule şayan görülmeyen kitab mukaddimesini teşkil etmek üzere Bosna Valisi Hasan Paşa'nın şehid edilmesi olayından başlar ve Sultan Murad'ın vefatını, halefinin tahta çıkışını ve Yanık Seferi ile muhtasar olarak Eflâk Muharebesini de beyân eder. Şiirleri de vardır.

TEVFİK EFENDİ «GELENBEVÎ-ZADE AHMED TEVFİK EFENDİ»

Tarihçi ve maârif-sever bir zât olup istanbul ' ludur. Son me'muriyeti Baş-kâtib vazifesi o lmuştu. 1307 (1889) tar ihinde irt ihal ederek Beşiktaş'da Yahya Efendi avlusunda defn edildi.

Tarih bilgisi ve felsefesinden bahseden (Hamîdetü'l-Usûl) ile İlm-I Kelâm'dan bahseden (Nebze-i l lm-i Kelâm) isimlerinde basılmış eserleri ile Yıldız Kütübhânesinde (Hamîdü'l-Eser Fî's-Siyer) isminde (Ebu'l-Fi-dâ)nın tarihinden seçilmiş basılmamış bir eseri vardır.

Bir de Ulemâ Faslı'nda yazılmış olan Hasbî Efendi ile müştereken (Tehâfütü'l-Felâsife)yi terceme etmişt ir ki bir nüshası Yıldız Kütübhânesindedir.

Page 165: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 149 —

(Nebze - i İ lm- i K e l â m ) 1297 (1880) t a r i h i n d e l<urulan « C e m i y e t - i F u r k a n i y e » t a r a f m d a n t e r t î b e t t i r i l m i ş t i r ki «IVIekasıd» i le «Şerh- i A k a i d » d e n d e r l e n m i ş t i r .

T E V F İ K P A Ş A « F A T İ H L İ MEHIVIED T E V F İ K P A Ş A »

Erkân - ı H a r b i y e s ın ı f ı ndan y e t i ş m i ş , k a l e m e r b a b ı n d a n , t a r i h ç i b i r z a t o l u p İ s t a n b u l ' l u d u r . M e k t e p t e n n e ş ' e t e t t i k t e n s o n r a b i r m ü d d e t h o c a l ı k t a b u l u n m u ş ve b u n d a n s o n r a da F r a n s a v e B e l ç i k a A t a ş e m i l i t e r l i ğ i y a p a r a k İ s t a n b u l ' a d ö n m ü ş t ü r . A v d e t i n d e A s k e r î E ğ i t i m v e Ö ğ r e t i m M ü f e t t i ş l i ğ i n e t a y i n o l u n a r a k s o n d e r e c e iyi h i z m e t l e r d e b u l u n d u . 1334 (1918) s e n e s i n d e e m e k l i o l a r a k v e f a t e t t i . F a t i h ' d e m e d f u n d u r .

Bas ı lm ış e s e r i e r i :

1 — ( O s m a n l ı Ta r i h i ) . İki d e f a bas ı l an v e o r t a b ü y ü k l ü k t e b i r c i l d d e n i ba re t b u l u n a n bu e s e r i n b i r i nc i bask ıs ı m ü n ş î c e b i r ü s l û b d a , i k i nc i bask ıs ı ise aç ı k b i r T ü r k ç e , s a d e b i r t a r z d a d ı r .

2 — (Esât î r - i Y u n a n i y â n ) : L i s a n ı m ı z d a bu y o l d a yaz ı l an ese r l e r i n en b ü y ü ğ ü d ü r .

3 — (Şehzade Cem) : Ş e h z a d e C e m ' i n s i yas î h a y a t ı n d a n b a h s e d e n u f a k b i r r i sa led i r .

4 — (An iba l ) : K a r t a c a ' l ı m e ş h u r A n i b a l ' ı n h a y a t ı n d a n b a h s e d e r .

T U R S U N BEY «TUR- İ S İ N A BEY»

İ s t a n b u l ' u n f e t h i n i m ü t e â k ı b İ s t a n b u l ' u n t a h r î r i n e m e ' m u r ed i l en Bur sa S a n c a k bey i C e b e A l i B e y ' i n y e ğ e n i ve Hz, F a t i h ' i n m.a iyyet inde de f t e r d a r l ı k h i z m e t i n d e b u l u n a n Kar ı ş t ı ran l ı S ü l e y m a n B e y ' i n kayın ıd ı r . S u l t a n İ k inc i B â y e z i d ' i n z a m a n ı n d a da n a m l ı y a z a r l a r d a n o l u p bu d e v r e d e d e d e f t e r d a r l ı k v e kap ı k e t h ü d â l ı ğ ı g i b i h i z m e t l e r d e b u l u n m u ş t u r .

(Tâ r ih - i Ebû ' l -Fe th ) c d ı i le yazd ığ ı t a r i h b i r a z m u ğ l â k o l m a k l a b e r a be r i s t i f a d e e d i l e c e k e s e r l e r d e n d i r . A s l ı n d a F â t i h ' i n f e t i h l e r i n d e n b a h s e d i y o r s a da b i r m i k t a r d a İ k inc i B â y e z i d d e v r i n i a ç ı k l a m a k t a d ı r . B u t a r ih s o n r a d a n Ta r i h - i O s m a n î E n c ü m e n i H e y ' e t i ' n c e bas ı lmış t ı r ,

İ s t a n b u l ' u n f e t h i n d e r s o n r a İ s t a n b u l D e f t e r d a r l ı ğ ı n d a b u l u n d u . Ce be A l i Bey B u r s a ' y a a v d e t e t t i ğ i c i h e t l e t a h r î r v a z i f e s i n i de i fâ e t m i ş t i r . İ s m i n e da i r k i t ab ın m u k o d d i m e s i n d e k i i f a d e s i ş ö y l e d i r :

( E m m â b a ' d ü : Bu m u h a r r e r s u t û r e z ' a f u ' l - f u k a r â (Tûr - i Sînâ) k i g a -la t - ı m e ş h u r üze re (Tu rsun ) Bey l â k a b ı ile mezkûrdur...

Page 166: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 150 —

TAHİR BEY «BOSNALI MEHMED TAHİR BEY»

Askerî kumıondan ve yazarlar içinde bilgi ve dirayeti ile temayüz etmiş bir zat olup doğum yeri olan Bosna'da İslâvcayı öğrendikten sonra Viyana'ya gönderi lerek ilk bilgilerle beraber Almanca'yı da mükemmel bir şekilde tahsîl ile İstanbul'a gelmiştir. Kabul edilip kaydolduğu askerî mekteblerde İslâm dîninin yüce hakikatlerini görerek müslümanlığı kabul etmiştir. Harbiye mektebinden me'zun olduktan sonra ilk önce İstanbul Askerî rüşdiyeierinde Fransızca ve ondan sonra da Harbiye Mektebi A l manca ve Yabancı Te'lif Eserleri Tedkik Muall imliğine tayin edilmiştir. 1321 (1903) ds vefat ederek Beşiktaş civarında Valideçeşmesi 'ndeki Şeyh kabristanına defn edildi.

Eserlerinin en değerlisi asrımızda Almanların en mütemeyyiz askerlerinden olan Von Der Golç Paşa'nın felsefe ve mühim askerî kaidelerden bahseden ve terakkî etmiş milletlerin çoğunun diline çevri lmiş olan (Millet-i Musellâha) tercemesidir ki iki defa Matbac- i Ebu'z-Ziyâ'da basılmıştır. Basılmış diğer eserleri de şunlardır ;

(Tedkîk-i Müellefat-ı Ecnebiye - üç cild), (Amcamın Kütübhanesi), (Bir Hayâl), (Meşhur Kumandanlar), (Mektebe Müteall ik Vezâif), (Cizvit Tarihi), (Plevne), (Almanca Kıraat Muall imi), (Almanca Lisanında Teşkil-i Kelimat), (Almanca Mükâleme), (Mektubat-ı Askeriye), (Erkân-ı Harbiye Vezâifi) ve (Muhtıra-i Zâbitan-ı Askerî)dir. Bunlardan (Tedkîk-i Müelle-

TAHİR EFENDİ «SEYYİD TAHİR İBN-İ SEYYİD NEY»

Fazilet sal i iblerinden ve tari l iç i lerden bir zât olup (Urfa-Reha)'lıdır. (Sefînetü'l-Bihar) isminde (Mülteka Şerhi) ile birer nüshası Beşiktaş'da Yahya Efendi Dergöhı'ndaki kütübhanede mevcûd ve 1122 (1710) tar i hinde Arapça'dan genişleti lerek terceme edilen (Câmiu'l-Âyât ve Şâmi-hu'l-Beyyinât) admda bir tarihi vardır ki yedi bölüm üzere tertîb edilmiş olup hi lkatten zamanına kadardır. Ve yine bu kütı ibhanede Hoca Pâri-sa'nm (Faslü'l-Hitab) adındaki eserinin tercemesi ve Es'ad Efendi Kütübhanesinde (Künûzü'l-Fünûn) isminde bir risalesi vardır. (Sefîne)nin nüshası Nuruosmaniye Kütübhanesindedir.

Usûl-i fıkıhtan meşhur (Menar) Şerhine haşiye yazan (Şerefeddin Yahya Efendi Reha'dan yetişmiş ulemadandır.

Page 167: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 151 —

î â t ) a s k e r i y e y a z a r l a r ı t a r a f ı n d a n y a z ı l a n e s e r l e r i n t e d k î k i n e a l t f a y d a l ı

b i r e s e r o l d u ğ u g i b i (P levne ) i s m i n d e k i e s e r i d e 1293 (1876) s e n e s i n d e

k i O s m a n l ı - R u s s e f e r i e s n a s ı n d a m e y d a n a g e l e n m u l ı a r e b e d e n v e O s

m a n l ı o r d u s u n u n k a f ı r a m a n c o m ü d a f a a s ı n d a n b a l ı s e d e n m ü h i m a s k e r î

e s e r l e r d e n d i r . D i ğ e r l e r i i s i m l e r i n i n t a a l l û k e t t i ğ i m e v z u ' l a r a d e l â l e t e t

m e k t e d i r .

K o l a ğ a s ı R i f ' a t E f e n d i i le m ü ş t e r e k e n ( T a r i h - I F e n n - i H a r b ) i s m i n d e

t a r i h î b i r e s e r d e y a z m ı ş t ı r .

Page 168: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— u —

ULVÎ «HÜSEYİN ULVİ İBN-İ EL-HAC AHMED»

Tarihçi ve şair bir. zat oiup Bursa'lıdır. Sultan Üçüncü Ahmed dev-rindel<i 1123 (1711) Rusya seferinde bulunarak müşahedelerine atfen (Mir 'âtü Zafer) isminde güzel biı tar ihçe yazmıştır. Mukaddimesinde Bursa'da sipahi zabiti olduğunu ve o tar ihte Bursa vali l iğinde Derviş Mehmed Paşa'nın bulunduğunu zikrediyor. Tarihçesinin dikkate şayan noktalan olmak üzere aşağıdaki rakamlar dere ed i ld i :

350 top

500 yelken gemi

250 bin piyade

232 bin süvari (Kırım Han'ı süvarileri ile beraber)

Nihayetinde fet ihname ve tebrikname sahasında uzunca bir kasidesi vardır ki hatimesi şudur :

Yeter ey «Ulvî» tatvîl-i kelâma virme sen ruhsat Duaya başla sıdk ile odur makbûl-i Sübhâni

Bi-hckkı sûre-i Seb'u'l-Mesânî, sûre-i İhlâs Emîn ola kederlerden cihanı tuta ünvânî

Page 169: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— V —

V Ü C U D İ M E H M E D İBN- İ A B D Ü ' L - A Z İ Z E F E N D İ

E b û ' s - S u û d E fend i ' r i i n t a l e b e l e r i n d e n , t â r i h b i l g i n i , ş â i r b i r zâ t o l u p L â r e n d e ' l i d i r .

«01 re îs-i u lemâ gitdt Vücudî hayfâ»

mıs ra ' ı n i n d e l â l e t i o l a n 1021 (1612) 'de m e m l e k e t i n d e mü f t î i k e n i r t i ha l e t m i ş t i r , S e b t İbn- i Cevz î ' n i n ( M i r ' a t ü ' z - Z e m a n fî Târ îh i ' l -A 'yân) ismindeki m e ş h u r t â r i h i n i t e r c e m e v e m e ş h u r O s m a n l ı k u m a n d a n l a r ı n d a n Ö z d e -m i r o ğ l u O s m a n Paşa i le Kıbr ıs f â t i h i Lâ l â M u s t a f a P a ş a ' n ı n h a r b l e r i n i d e yazmış t ı r , (Hayâ l - i Yâr ) v e (Şâh id - i M a ' n â ) i s i m l e r i n d e ik i m a n z u m e s i va rd ı r . İ m â m - ı Gazâ l î ' n i r ı ( e t - T e b e r r ü ' i - M e s b û k fî N e s â y i h i ' i - M ü l û k ) i s m i n d e k i ese r i n i t e r c e m e e t m i ş t i r k i e s e r i n m e t n i s o n r a d a n M ıs ı r ' da b a s ı l m ı ş tır. İbn- i K a y y ı m ' ı n y i r m i m e s ' e l e ü z e r i n e t e r t î b e d i l m i ş ( M e n â z i l ü ' l - E r -vâh ) v e y a h u t (Ahvâ l - i  l e m - i Be rzah ) i s m i n d e b i r ese r i n i de t e r c e m e e t m i ş t i r k i , b i r n ü s h a s ı U m u m î K ü t ü b h a n e d e m e v c u t t u r .

V E C Î H İ H A S A N E F E N D İ

S u i t a n ' m d î v a n k â t i b l e r i n d e n id i . D o ğ u m i t i ba r i y l e B a h c e - S a r a y ' l ı i se d e İ s t a n b u l ' d a y e t i ş m i ş t i r . 1047 (1638) 'den 1072 (1661) s e n e s i n e k a d a r ya.zdığı t a r i h u f a k s a d c i t i m a d a şayand ı r . B i r e r n ü s h a s ı H a m i d i y e , Nur u o s m a n i y e , K ö p r ü l ü K ü t ü b h â n e l e r i n d e va rd ı r .

«Ola m a k c m Vecîhî 'ye Cennet - i Firdevs»

mıs ra ' ı n i n i f a d e e t t i ğ i 1081 (1670) 'de İ s t a n b u l ' d a v e f a t e t m i ş t i r . T â r i h i n in m u k a d d i m e s i n d e D ö r d ü n c ü M u r a d z a m a n ı n d a İ s t a n b u l ' a h i c r e t i n i v e B a ğ d a d Se fe r i e s n a s ı n d a k a y m a k a m o l a n M u s t a f a P a ş a ' n ı n v e f a t ı n a k a d a r m ü h ü r d a r l ı ğ ı n d a b u l u n a r a k bu m ü d d e t z a r f ı n d a z u h u r e d e n o l a y l a r ı z a b t e t t i ğ i n i yaz ıyo r . M ü r e t t e p d îvan ı da va rd ı r .

B e y i t l e r i n d e n :

«Leb-i erbâb- ı dil â lûde- i şehd- i neşot o lmaz Kazâ ânı ne çâre zehr - i g a m d a n h issemend etmiş.»

Page 170: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 154 —

VAHÎ MEHMED PAŞA

Vezirlerin zekîlerinden olup annesi Kilis'ten, babası İstanbul'da Baltacı kısmındandır. Bir çok siyasî me'mûriyetlerde bulunmuştur. 1221 (1806) senesinde hususî murahhas olarak Napol /on 'a gönderi lmiştir. Basılmış güzel bir sefaretnamesi vardır. 1244 (1828) tarihinde (Kal'a-i Sultaniye) Çanakkale'de vefat etmiştir. Geyikli köyünde medfundur. (Min-hâcü'r-Rümat) isminde basılmamış bir eseri ve bâzı şiirleri olduğu gibi Osmanlı Devleti - İngiltere musalâhasına dair tcıkrîr tarzında bir risalesi ve (Mirkatü' l -Münâcât) isminde (Kaside-i Dimyatiye) şerhi vardır.

Beyitlerinden : «Keşf-i râz etmez salâbetkâr olan kabie'l-fenâ Yanmadıkça ûd ser-bûyen etmez aşikâr.»

(Vak'a-yi Sakız) ismindeki basılmış tar ihçe ce bu zâtındır ki Mahrukî Al i Paşa'ya adem-i muavenetini örtmek için yazmıştır. Bu eser 1237 (1822) tarihindeki Rum fetret inde muhafızı bulunduğu Sakız Adasında karada cereyan eden olayları beyan edici olup (Târih- Vak'ayi Cezire-i Sakız) terkibinin noktalı harfleri olaya tarihtir.

(1) Bu tarihin ash 1346'da basıldığı gibi Fransı«caya terceme olunan nüshası da basılmıştır (1830).

VASIF AHMED EFENDİ «VAK'ANÜVİS»

İlim erbabmdan ve târih bilgini bir zât olup Bağdad'lıdır. Siyasî bir takım devlet hizmetlerinde bulunmuştur. (Mehâsinü' l-Âsar ve Hakayiku' l -Ahbâr) (1) ismindeki iki bİjyük ci ld üzerine tertîb edilmiş tarihi meşhurdur.

«Vâsıf Ahmed şiyem kıldı vefat» mısra'ınin delâlet ett iği 1221 (1806) de vefat etmiştir. Hazret-i Eyyüb yakınında Mihrişah Valide Sultan Mektebi avlusunda Şeyhü'l-İsiâm Kadı-zâde Tâhir Efendi'nin yanında medfundur. Bir de ahlâka taal lûk eden (Râhib-nâme) isminde ufak, Arapça'dan terceme edilmiş bir risalesi vardır. Osmanlı târihi 1166 (1753)'dan 1188 (1774) tar ihine kadardır. Her iki eseri de basılmıştır. 1203 (1789)'den 1209 (1794)'a kadar ayrıca bir zeyli varsa da basılmamıştır. 1196 (1782)'dan 1200 (1786) senesine kadar dört senelik başka zeyli de vardır.

Al lâme Zemahşerî 'nin (Nevabiğu'l-Kelîm) adi eserini de terceme etmişt ir ki bir nüshası Üsküdar'da Selimiye Kütübhânesinde mevcuttur.

Page 171: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 155 —

V E F İ K A H M E D P A Ş A

İlmî b a k ı m d a n d e ğ e r i b i l i n e n f a z i l e t s a h i b i b i r vez i r o l u p İ s t a n b u l ' l u du r . i lk t a h s i l l e r i M ü h e n d i s h a n e - i Be r r i - y i H ü m â y u n ' d a b o ş l a m a k ü z e r e t a h s i l l e r i n i P a r i s ' t e k i Sen Lü i L i s e s i n d e b i t i r m i ş l e r d i r . M e m l e k e t e d ö n ü ş ü n d e n s o n r a pek muin im v e m u h t e l i f m e ' m u r i y e t l e r d e , iki d e f a sad r - ı a ' z a m l ı k v a z i f e s i n d e b u l u n a r a k a y r ı l m a l a r ı n d a A ' y â n M e c l i s i âza l ı ğ ına t â y i n o l u n d u l a r . A r a p , Fa rs , F rans ız , L â t i n , İ t a l yan d i l l e r i n i m ü k e m m e l b i r s u r e t t e o k u y u p y a z a r v e d i l l e r i n ş îve t e l â f f u z u n a f e v k a i ' â d e m e r a k l ı o l d u ğ u c i h e t l e b u n l a r d a n h e r h a n g i s i n i t e l â f f u z e tseler duyan lara bu dilin k e n d i a n a d i l i o l d u ğ u zann ın ı v e r i r d i . Rus , A l m a n , İng i l i z v e esk i Y u n a n d i l i n i m ü k e m m e l b i r ş e k i l d e o k u y u p a n l a r l a r d ı . Esk i d i l l e r d e a T ü r k ç e y e i r t i ba t ı h a s e b i y l e Ç a ğ a t a y c a ' d a t a m b i r a r a ş t ı r m a v e i h t i s a s s a h i b i o l d u k l a r ı g i b i İ b r a n i c e ' y i d e b i l i r l e rd i . İ lk d e f a o l a r a k m e m l e k e t i m i z d e s a l n a m e (yıl l ık) ç ı k a r m ı ş l a r d ı r .

Basılmış e s e r l e r i :

(Fez leke - i T â r i h - i D s m a n î ) , ( Lehçe - i O s m a n î ) , ( T e r c e m e - i T e l e m a k ) , ( A t a l a r Sözü ) , ( J i l -p lâs T e r c e m e s i ) v e M o l l e r e ' i n ( K o m e d y a ) l a r ı n ı n t e r c e -m e l e r i d l r .

(Ebu ' l -Gaz î B a h a d r H a n ) ı n (Evşâ l - i Ş e c e r e - i Tü rk î ) i s m i n d e k i e s e r i n i n b i r k ısmın ı da O s m a n l ı T ü r k ç e s i n e n a k i e d i p b a s m ı ş l a r d ı r . 1308 (1892) t a r i h i n d e v e f a t e t m i ş l e r d i r . M e z a r l a r ı v a s i y e t l e r i üzere R u m e l i h i s a r ı ' n d a b u l u n a n K a y a l a r K a b ' i s t a n ı n d a d ı r . M e r h u m u n i r t i h a l l e r i n d e Fransa'n ın B ü y ü k A n s i k l o p e d i s i ş u ş e k i l d e k e n d i s i n d e n b a h s e t m i ş t i r : « A h m e d V e -f i k Paşa d i l l e r e vâk ı f o l a n k i m s e l e r a r a s ı n d a m ü m t a z b i r m e v k i ' k a z a n mış t ı r . Ş a r k d i l l e r i n i n heps i i le k o n u ş t u k l a r ı g i b i A v r u p a d i l l e r i n i n h e m e n h e p s i n e d e v â k ı f i d i l e r »

Ş i m d i y e k a d a r M o l y e r ' i n e s e r l e r i n d e n T ü r k ç e ' y e o n üç p i yes t e r c e

m e ed ip kend i g a y r e t i i le B u r s a d a k i t i y a t r o d a h a l k a g ö s t e r d i ğ i v e y i n e

B u r s a ' d a bas t ı rd ığ ı g i b i A l m a n , İng i l i z m e ş h u r m ü e l l i f l e r i n d e n Ş e k s p i r i le

Ş i l l e r ' i n e s e r l e r i n d e n c e t e r c e m e l e r yapmış t ı r . M o l y e r ' d e n t e r c e m e e t t i k

ler i p i y e s l e r ş u n l a r d ı r : (Has îs - C i m r i ) , (Âş ık ) , (Zo r N ikâh) , (Zor T a b i b ) ,

( N a r - N o t ) , m a n z u m o l a r a k . ( M e k t e b - i İnas ) , ( K o c a l a r M e k t e b i ) , ( S e f â i n ' -

in H i le le r i ) , ( D o n j u a n uor j V a r e n ) , (Münzev î T a b î b i n Aşk ı ) v e (Sah te Has -ta )d ı r .

Eserler inden bâzı lar ına dair i z a h a t :

1 — (Fez leke - i T â r i h - i O s m a n î ) : Fayda l ı v e öz lü b i r O s m a n l ı t â r i h id i r .

Page 172: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 156 —

2 — (Lehçe-i Osmanî): Birinci cüz'ü aslı Arapça ve Farsça olmayan kelimeler ve işt ikakları, ikinci cüz'ü, aslı Araoça ve Farsça olan Osmanlıca lâfızları bildirmektedir. Yeni baskı adı ile 1306 (1890)'da basılan nüsha daha iyidir. Bu eser Osmanlı dil inin esası hakkında bilgi edinmek isteyen dilciler ve edebiyatçılar için lüzumludur.

3 — (Terceme-i Telemak): Fransız âlimlerinden meşhur Fenolan'ın ahlâkî, hikemî tarihi olan meşhur eserinin tercemesidir. Bu terceme sade bir dil ile yazılı olduğundan Kâmil Paşa'nın eski tarz yazı üzere olan tercemesinden ziyade şimdiki yazı dil imize daha muvafıktır ki Hüdavendi-gâr vilâyeti (Bursa) matbaasında basılmıştır. Bu eser bilhassa Telemak'-tan terceme yapmak isteyenlere büyük faydalar sağlar. Paşa Bursa (Hü-davendigâr) vali l iğinde bulundukları zaman kendi geniş bilgilerine, Bursa ihtiyarlarından lâzım gelenlerin mütâlealarına ve bilgilerine müracaat ederek Osmanlılarca (Atalarsözü) denilen bir de (Durûb-i Emsâl-i Osmaniye) Mecmuası toplayıp bastırmışlardı ki lisanımız için mühim eserlerden sayılmaktadır.

4 — (Evşâi-i Şecere-i Türkiyye) : Ebu'l-Gazî Bahadır (Buğatır) Han'ın meşhur eseridir ki zamanımız askerî âl imlerinden Kil is' i ! Necib Âsim Bey'in te' l i f ett ikleri Türk tarihine kaynak olan eser lerdendir . Esasen Çağatay Türkçesi ile yazılan bu eser Kazan, Petersburg ve İstanbul ' da basılmıştır. Kazan baskısının başında Lâtincs bir önsöz ile sonunda kitabın yazarının vekayi ' ! vardır. Basılmasına me'mur olan zat aslî metni kendi dili olan Azerbaycan şîvesine naki etmiştir. Fakat dikkatsiz basıldığından yanlışları çoktur. İkincisi Fransızca tercemesi ile bir l iktedir ki îtinalı bir surette basılmıştır. Üçüncü baskısı da Paşa'nın himmeti ile İstanbul'dadır. (Büyük Anslklopedi)nin ifadelerinin bâzı noktaları tas.hîhe muhtaçtır. (Hasîs) Teodor Kasap tarafından (Pinti Hamid) adı ile terceme edilmiştir. Manzum NarNot, (Rü'ya'nın Encamı) Ziya Paşa'nındır.

5 _ Hikmet-i Târih) : Üstün takrir lerinden müteşekkil bir eser olup 152 sayfası basılmıştır.

Page 173: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— Y —

Y Û S U F İBN- İ M Û S A

O s m a n l ı t a r i h y a z a r l a r ı n ı n e s k i l e r i n d e n b i r z â t o l u p Ba l ı kes i r ' l i d i r . (Tar i h - i K o s t a n t i n i y y e ) i s m i n d e k i e s e r i n i n ö n s ö z ' ü n d e «İbn- i M ü n e c c i m » ismi i le ş ö h r e t b u l d u ğ u n u v e e s e r i n i g e n i ş l e t e r e k Y u n a n c a ' d a n t e r c e m e e t m e k s u r e t i y l e 884 (1479) t a r i h i n d e yazd ığ ın ı t a s r i h ed i yo r . (Ta r ih - i A y a s o f y a ) i s m i n d e t e r c e m e e d i l m i ş b i r t a r i h ç e s i de va rd ı r .

Y A H S I FAKIH

S u l t a n O r h a n G a z î ' n i n i m a m l a r ı n d a n İ l yas F a k î h ' i n o ğ l u d u r . B a s ı l m ış t â r i h s a h i b i  ş ı k p a ş d - z â d e ' n i n : « O r h a n ' ı n o ğ l u Y a h ş î F a k î h ' i n e v i n d e h a s t a o l d u m G e y v e ' d e » i f a d e s i n e g ö r e G e y v e l i o l d u ğ u an laş ı l ı yo r . Osm a n l ı l a r ı n v u k u a t ı n ı b a ş t a b a b a s ı n d a n n a k l e n b u z a t y a z d ı .  ş ı k p a ş a - z â -d e b u n d a n r i vaye t e t m e k t e d i r . B u e s e r b i l h a s s a e s k i l i ğ i d o l a y i s i y l e e h e m m i y e t e ş a y a n o l d u ğ u g ib i O s m a n l ı d i l i t a r i h i n o k t a s ı n d a n da k ı y m e t i h a iz o l a c a k t ı r . B u n u n l a b e r a b e r n ü s h a s ı n a t e s a d ü f o l u n a m a m ı ş t ı r .

YlJSUF İBN- İ A B D Ü L L Â T İ F

K a n u n î S u l t a n S ü l e y m a n d e v r i t a r i h ç i l e r i n d e n d i r . 952 (1545) d e v e f a t e t m i ş t i r . ( S e b h a t ü ' l - A h b a r ) i s m i n d e k i t a r i h i n d e  d e m (A.S.) d a n Kanun î S u l t a n S ü l e y m a n ' a k a d a r he r zâ t ı b i r e r d a i r e i ç i ne a l a r a k i c a b e d e n o l a y l a r ı da h u l a s a t e n t a h ş i y e e t m i ş t i r ki t o m a r k ı l ık l ı , c e d v e l l i , b i r nevî u m u m î t a r i h k a b i l i n d e n d i r . S o n r a d a n bu e s e r i n b ü y ü k b i r k ısmı m u h a y ye l r e s i m l e r i l âve e d i l m e k s u r e t i i le S u l t a n A b d ü l m e c i d H a n d e v r i n e k a d a r tezy î l e d i l e r e k bas ı lmış t ı r .

Page 174: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 158 —

YÛSUF İBN-İ MEHMED MÎLEVÎ «Milevî-Vekil-zâde»

Tarih ile meşgul, fazilet ve bilgi sah'blerindendir. Mısır vali lerinden Abdî Paşa'nın zamanında Mısır'a giderek Paşa'nm emri ile (Vefeyatü'l-A'yan)'ı (Acâibü ' l-Mahlûkat)ı, İmam-ı Suyutî 'nin (Hüsnü'l-Muhazere fî Ahbâr-i Mısri ' l-Kahire) adlı eserini terceme etmiştir. Bu tercemelerden mütercimin kendi el yazısı ile yazılı (Hüsnü'l-Muhadara) tercemesi Osmanlı Müzesi Kütübhanesinde vardır. Açık Türkçe İle yazılmış ist i fadeyi mûcib bir eserdir. Tercemesi 1130 (1718) tarihindedir. (Mile) Aydın vi lâyetinde Söke ile Milas arasında bir köydür Eserlerinden bir de Bahçeka-pısı'nda Âşir Efendi Kütübhanesinde (Ahsenü'l-Memâlik l i-Ahbâri ' l-Bera-mik) isminde Arapça bir ci ld küçük (Beramike «Bermekîler» tarihi) vardır.

YUSUF BEY

Hassa Ordusu silâhşörlerinden Ahmed Paşa'nın oğludur. Rum fetretinin zuhurunda doğum yeri olan Anadolu'da bulunup yirmi iki ay kalede mahsur kaldıktan sonra kalenin eşkiyaya tesl iminde bir İngiliz gemisine binerek İzmir ve sonra İstanbul'a gelmiş (Târih-i Mîr-Yûsuf) adı ile bir tar ihçe yazmıştır ki basılmamış bir nüshası Mil let Kütübhanesi ile

(1) ibrahim Müteferrika'yı liimaye eden ve Osmanlı Matbaacılığının ortaya çıkmasma yegâne sebeb olan bu zat da babası gibi Osmanlı âlimlerinden bir zât olup Sadr-ı A'zamlık makamını kazanmış ve 11'75 (1761) tarihinde Ma-raş Valisi iken vefat etmiştir. Tıbba da intisabı olduğuna tertîb ettiği (Ferâi-dü'l-Müfredât) ismindeki (Müfredât-ı Tıb) lügati delildir. Bir nüshası Eyyüb'de Hüsrev Paşa kütübhanesinde vardır. Eserin ismi, yazılış tarihi olan 1166 (1753) târihini bildirir. Farsça (Dîvân-ı Yehtâ) ile (Menâsik-ı Kudüs) eserlerindendir.

YİRMİ SEKİZ MEHMED EFENDİ

Osmanlı siyasetçi lerinden değerli bir zat olup İstanbul' iudur. Sefirlikle Avrupa'da murahhas sıfatı ile bâzı muahedelerin akdinde bulunarak kıymetli hizmetler görmüştür.

Oğlu «Saîd Efendi - Saîd Paşa» (1) le Fransa'dan avdetinde İbrahim Müteferr ika ile beraber Osmanlı Devletinde matbaacılığın kurulmasına muvaffak olmuştur. 1145 (1733) ta r ih l ide Kıbrıs'ta Lefkoşa'da irt ihal etmiştir. Eserlerinden (Sefaretname)si basılmıştır.

Page 175: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 159 —

YAYLA İ M A M I

F a t i h c i v a r ı n d a k i Y a y l a C a m i i n i n i m a m ı o l a n b u za t ı n 1201 (1787) s e nes i s o n l a r ı n d a n 1225 (1810) s e n e s i n e k a d a r g e ç e n İ s t a n b u l o l ay l a r ı n ı i h t i va e d e n b i r t a r i h ç e s i v a r d ı r k i b i r n ü s h a s ı C e v d e t P a ş a t a r a f ı n d a n B â y e z i d C a m i i i ç i n d e k i V e l i y y ü d d i n E fend i K ü t ü b h â n e s i n e h e d i y e e d i l e n k i t a b l a r o r a s ı n d a m e v c u t t u r .

B â y e z i d C a m i i iç indel<i l <ü tübhanede C e v d e t Paşa t a r a f m d a n h e d i y e e d i len k i t a b l a r a r a s m d a m e v c u t t u r . B u k i t a b l a r a r a s m d a ; b i r i n c i bab ı (Şeyh Gaz i M e h m e d ) ' i n , i k i nc i bab ı ( H a c i m H a m z a Ş e h î d ) i n , ü ç ü n c ü bab ı m e ş h u r m ü c a h i d (Şeyh Ş c m i l ) ' i n m u h a r e b e l e r i n i h i k â y e e d e n b i r ( D a ğ ı s t a n T â r i h i ) d e va rd ı r .

Page 176: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— z —

ZİHNÎ MEHMED EFENDİ «BERBER-ZADE»

Dîvan-ı Hümâyûn kâtiblerinden bir zat olup İstanbul' ludur. Sonradan Tersane'nin gündelik olayları yazıcısı o ldu. Daha sonra ise inzivayı seçerek 1126 (1714) tar ihinde vefat ett i . Büyük bir cild (Mısrü' l-Kahire Tarihi) yazdığı gibi 1000 (1592) tar ihinden it ibaren vefatına kadar geçen ulemâ ve meşâyih'ın hayat hikâyelerini beyân eden ayrıca bir eser de yazmıştır. Her ikisi de basılmamıştır.

Şiir yazma kabil iyeti de vardır.

ZENBİÜ-ZÂDE MUHYİDDİN MEHMED CEMALİ EFENDİ

Âlim, tar ihçi bir zattır. Edirne kadılığından ayrılmasını müteâkıb 957 (1550) tar ih inde İstanbul'da vefat etmiştir Ceddi Zenbil l i Ali Efendi'nin yanında medfundur. Zamanına kadar münakkah Osmanlı Tarihi , üç di l de şi ir leri, «Hidâye Şerhi»ne ta' l ikatı vardır ki hepsi basılmamıştır. Tar i hinin birer nüshası Viyana ve Berlin Kütübhânelerinde mevcut olduğu ve Almanca'ya terceme edildiği Ata Bey'in Hammer tercemesinde yazılıdır.

Bir nüshası da İstanbul'da Mil let Kütübhânesindedir.

ZEKERİYYA-ZADE CELEBİ

Kanunî Sultan Süleyman devri tarihçi lerinden ve Tersane kâtiblerinden olup istanbul ' ludur. Üsküdar'da At lamataşı 'ndaki Selim Ağa Kütübhânesinde (Ferruh) ismi ile adlandırılan beş makale üzere tertîb olunan tar ihinde meşhur Osmanlı denizcilerinden Piyale Paşa'nın deniz muharebeleri yazılıdır. Topkapı Sarayında Revan Köşkü'nde (Muradî) adında bir şair tarafından da (Barbaros Hayreddin) Paşa'nın hayat hikâyesi ile harblerini beyan edici manzum bir eser olduğu gibi Hâlis Efendi Kütüb-hânesi'nde de Barbaros ile kardeşi Oruç Reis'in muharebelerini beyân edici mensur ve mufassal bir eser vardır.

Page 177: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 161 —

OSMANLI MÜELLİFLERİ - CUd: 3 F. : 11

Z A İ M MİR M E H M E D KÂTİB

Su l tan Ü ç ü n c ü M u r a d dev r i r i ca l i nden ve Sol<ullu M e l ı m e d P a ş a ' n m l<ât ib ler inden o l u p te ' l i f t a r i h i 982 (1574) o l an (Câmlu ' t -Tevâ r i h ) i sm inde k i T ü r k ç e bas ı lmamış t a r i h i n i e f e n d i s i Vez i r M e h m e d Paşa ' ya hed i ye e t miş t i r , K a r a f r i y e ' d e C a m i ve şâ i r hay ra t ı va r sa da d e f n ed i l d iğ i ye r t â y in ed i l emed i , İ s lâm' ın z u h u r u n d a n evve l ve s o n r a y i r m i beş dev le t h a k k ında b i lg i top lamış t ı r . O s m a n l ı l a n n z u h u r u h a k k ı n d a Had îd î 'n in r i vayet i n i k a b u l ed iyo r . A k k o y u n l u l a r l a A n a d o l u Se l çuk lu l a r ı h a k k ı n d a k i m a l û m a t ı hata l ıd ı r . «Osman l ı Tar ih i» Su l t an Ü ç ü n c ü M u r a d ' m t a h t a ç ık ış ına kadard ı r . O n d a n son ra Sa fev î Dev le t in i k i t ab ında z i k red iyo r .

Page 178: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

DERÇ EDİLMEMİŞ OLAN TARİH KİTABLARI

(Cild adedi - Kitabın adı ve müellifi)

2 ci ld (Törilı-i Devlet-i Osmaniye) Abdurrahman Şeref Efendi) » (Fezlel<e-i Tarih-i Devlet-i Osmaniye) Abdurrahman Şeref Efendi » (Fezlel<e-i Tarih-i Düvel-i İslâmiye) Abdurrahman Şeref Efendi » Zübdetü'l-Kısas) Abdurrahman Şeref Efendi » (Tarih-i Umumî) Sami Bey » (Fezleke-i Tarih-i Umumî) Ali Tevfik Bey » (Manzara-I İber) «Roma Tarihi» Girldî Cevdet Bey) » (Mücmel Tarih-i Umumî) Muhyiddin Bey » (Tarihçe-i Lisan-ı Osmanî) Mehmet Fuat Bey) » (Tarih-i Umumî) Hakkı Paşa » (Muharebat-ı Bahriye-i Osmaniye) Süleyman Nutkî Bey » (Muhtasar İslâm Tarihi) Hakkı Paşa » (Muhtıra-i Târih-i Âlem) Halid Efendi » (Tarih-i Sanayi') Mehmed Ziya Bey » (Yâdigâr-ı İslâm) Trabzonlu Tahsin Efendi » (Tarih-i İ'malât ve Keşfiyat) Filibeli Vosfi Efendi » (Tarih- iHukuk-i Beyne'd-Düvel) Hakkı Paşa » (İspanya ve Portekiz Tarihi) Nazım Paşa » (Rodos Tarihi) Ziver Bey » (Kıbrıs Tarihi) Ziver Bey » (Mir'ât-ı Adalet, Tarihçe-i Adliye-i Devlet-i Aliye) Lütfi Efendi » (Beyân-ı Hakikat) (Haydar Bey) Ahmed Şükrü Bey-zâde » (Mir'ât-ı Tarih-I Osmanî) Şevkî, Aziz, Sami Beyler » (Hulâsatü'l-Kelâm Fî Meâsir-i İslâm) Sami Bey » (Enhârü't-Tevârih) Hüseyin Avni Bey (Atlas tarzındadır) » (Medenlyet-i İslâmiye) Ali Vehbi Efendi » (Muhtasar Musavver Osmanlı Tarihi) Reşad Bey » (Âçe Tarihi) Mehmed Ziya Bey » (Zeyl-I Muharebat-ı Bahriye-i Osmaniye) Ali Rıza Seyfi Bey » (Menâziru'l-Âsâr) Seyyid Abdü'l-Zâde Amasyalı Tahir Efendi » (Vak'a-yi Garibe-i Ahzâb) » (Şimalden Ma' lûmat - Rus Tarihi) İsmail Hakkı Bey

Page 179: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 163 —

Ci ld ( A r a p l a r ı n T e r a k k i y a t - ı M e d e n i y e l e r i A h m e d Rosim Bey » ( İ lm- i A h v â l - i A k v a m ) O s m c n Bey » ( Ş a m T a r i h i ) Lütfi Bey ( T a m a m değildir.) » (Hı t te - i H i c a z i y e v e Evsâ f - ı H a r e m e y n - i Şe r i f eyn )

Hüseyin Tahs in Efendi » ( K a r a d a ğ ) Kâmi i Efendi » ( T e r c e m e - i Tâ r i i ı - i İ ta lya) Abdülhal im Bey » ( M ü c m e l K u r û n i V ü s t a T a r i h i T e r c e m e s i ) A h m e d Tevfîk Bey » ( A v r u p a M e d e n i y e t i n i n Esas ına B i r Naza r ) M u s a Bey » (Ta r ih - i Ha rp ) O s m a n Senâî Bey » ( T r a b z o n Ta r i h i ] T rabzonlu Şak i r Şevket Efendi » ( K ü ç ü k O s m a n l ı Ta r ih i ) Hakk ı Paşa » ( (Vesâ i k - i K a d î m e - i Edeb iye ) M e h m e d Ziya Bey » (K i tab ) Nec îb Âsim Bey » (Ta r ih - i B o s n a Der Z a m a n - ı H e k î m o ğ l u A l i Paşa) Ö m e r Efendi » (Vak ' a - y i H a y r e i - n ü m â - S ı r b i s t a n Ta r ih i ) Belgradl ı Şak i r Paşa » (Ta r ih - i G i r id ) Hüseyin Kâmı Bey » ( K â ş g a r Ta r i h i ) M e h m e d Âtıf Efendi » (P levne M ü d â f o o s ı ) A h m e d C e m a l Bey » ( K u d e m â - i M ü l û k - i M ı s r i y y e T a r i h i ) Halî l Şerif Poşa » (Ezhâr - ı T a r i h i y y e ) A h m e d Rasim Bey » (Ta r ih - i M u h t a s a r - ı Beşer ) A h m e d Rasim Bey » ( K ü ç ü k T a r i h - i U m u m î ) M e h m e d Ali Aynî Bey » (Esk i Roma l ı l a r ) A h m e d Rasim Bey » (E ls ine- i G a r b i y y e E d e b i y a t v e Üdebâs ı ) Nüzhe t Bey » ( M u h t a s a r T a r i h - i İ s lâm) A h m e d Rasim Bey » (Yen i O s m a n l ı Ta r i h i ) İbrahim N e c a t i Bey » (Fen i ke Ta r i h i ) M e h m e d C e m a l Bey » ( D ö m e k e M e y d a n M u h a r e b e s i ) O s m a n Senâî Bey » ( D r e y f ü s M e s e l e s i v e Esbâb - ı H a k i k i y e s i

Ali Reşad ve İsmail Hakk ı Beyler » ( M u h t a s a r T a r i h i H a d r a m u t ) Reşid Efendi » (Fe th - i K o s t a n t i n i y y e v e T a ' r i f - i A y a s o f y a ) » ( K e ş f i y y a t - ı C e z a y i r - B a h r - i M u h î t v e A m e r i k a )

M e h m e d Raif Efendi » (Ta r ih - i Ha rp ) Hüseyin Bey » (P levne T a r i h - i Harb i ) Ta l ' a t Bey » (Ta r ih - i M e d e n i y e t ) A h m e d Bey » ( F r a n s a T a r i h - i Aske r î s i ) Muhyiddin Bey » ( A r n a v u t l u k v e A r n a v u t l a r ) T e r c e m e d i r . Ali Dân iş Bey » (Hey 'e t - i S â b ı k a - i K o s t a n t i n i y y e )

Page 180: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 164 —

Crld (Tarih-i Fenn-i Harp) Hasan Rrf'at Efendi » (Küçülc Tarih-i Müslimîn) Ali Nezlmâ Bey » (Ordu Kumandanı Napolyon) Osman Senâi Bey » Val<'a-yi Fil) lyvarineH Eyyüb Sabri Efendi » (Türk Tarihi) Necîb Âsim Bey » (Mir 'ât-ı Menâkıb-ı Harbiye: Devlet-i Aliye - Yunan Muharebesi)

» (Fütûhu'l-Haremeyn) Manzum, yazma; Abdullah İbr - i Hüseyin el-Erzincanî)

» (Tezkiretü't-Tevârih) Yazma. Mahmud ibn-i Mehmed eş-Şehîr Bi-Kerîm Aksarayi

» (Tarih-i Mora) Yazma. Süleyman Efendi) » (Fransa Tarih-i Edebiyatı) «Medhal> Uşşâkîzâde Hallt Ziya Bey » (İspanya ve Amerika İhtilâfı) Mehmed İzzet Bey » (Fetihnâme-i Siketvar) Yazma. Defterdar Seyfullah Efendi » (Tarihçe-i Fenn-i Musikî (M. Emîn Bey » (Hulâsatü'l-Vekayi') (1849) Osman Hilmi Efendi » (Tabsıretü'lEşkiyâ: 1266 Bosna Vukuatı) Abdî Efendi » (Terceme-i Hıtât-ı Makrızî) Yazma. ZenbillizÖde Abdülbâkî

Efendi » (Tarih-i Feth-i Hanya) Yazma Fahri Bey » (Teselya Ma'rekesinde Tercemesi( Cemaleddin Bey » (Müdâvele-i Efkâr «Devlet-i Al iye - Yunan Muharebesi)

Abdî Tevfik Efendi » (Terakkiyat-ı İlmiye ve Medeniye) .Ahmed Rasim Bey » (Kavânîn-i Roma Tarih-i Mücmeli) Vahid Efendi » (Muâhedat Mecmuası) » (Süleymanname) Yazma Bursalı Şemsî » (Amerika Tarih-i Keşfi Tercemesi) Abdülgaffar Enîsî Efendi » (Bağdad'da Kölemen Hükümeti) Mehmed Sabit Bey » (Manzum Vak'a-yi Kerbelâ) Nureddin Efendi » (Esrar-ı Farmason) Mehmed Emin Bey » (Vak'a-i Eshâb-ı Kehf) Şükrü Efendi » (Türkistan Seyahatnamesi) Tercemedir. Bahriyeden Ahmed Efendi » (Mir 'âtü'ş-Şuûn) Yusuf Suad Bey » (Fetihname-i Estergon ve Estoni-i Belgrad) Yazma Sinan Çovuş » (Mısır Ehramları Tercemesi) Muhviddin Bey » (Mücmel) Süleyman Bey » (En Eski Türk Yazısı) Necîb Asım Bey » (Tesalya ve Yenişehir) Tüccarzâde İbrahim Hilmi Efendî » (Zafernâme) Yazma. Edirneli Hâtifî Abdürrahman Efendi

Page 181: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 165 —

(Sü leymanname) Y a z m a . Kastamonulu Har f r î (Tâ r ih - i Se fe r - I Hotin) Y a z m a . M e h m e d Kî lâr î (Amerika T a r i h i T e r c e m e s i ) Ay in tab i Abdul lah Efendi (Ta r ih - i İHukuk tan B i r Sah i f e ) K e m a l p a ş a z â d e Saîd Bey (Musavver Ta r i h - I Ü m e m ) Emin Bey

(1244 /1245 Dev le t - i A l i y e - Rusya) (Sefer î T e r c e m e s i ) Scbr i Bey (Asya -y i Ş a r k î y e S e y a h a t ) A h m e d İ h s a n Bey (Vak ' a - y i Ke rbe lâ ) E d h e m Bey (Hâd ise - i K e r b e l â : T e r c e m e - i Hâl - i İ m a m - ı Hüseyin)

A l i Rıza Efendi (Evşâ l - i Ş e c e r e - i Tü rk î ye ) Ebu' l -Gazî Bahadır H â n (As l - ı Ş e c e r e - i T ü r k i y e ) Bu isimle k ısmen A h m e d Vef ik Paşa t a raf ından Osmanl ı Türkçes ine tohvîl o lunmuştur . (Ahva l - i H i n d e Da i r R isa le - i M ü t e r c e m e ) Nur i Bey ( ( T a r i h ç e - i Beşer ) A h m e d Edîb ve A h m e d M a c i d Beyler (Tar ih - i Es l lha) Ferik A h m e d M u h t a r Paşa

( (Dev le t - i O s m a n i y e T a r i h - i Aske r î s i ) Ferik A h m e d M u h t a r Paşa (Fe th - i Ce l î l - i K o s t a n t i n i y y e ) Ferîk A h m e d M u h t a r Paşa ( (Hud 'a - i A s k e r i y e v e Desây i s - i Ha rb i ye ) Hal id Bey ( ( İ s l â m i y e t v e Dev ie t - i A i i y y e H a k k ı n d a D o ğ r u Söz)

N ü m a n Kâmi l Bey ( M e c m a - y i C e v a m i ' - i İ s t a n b u l Nîşü O s m a n Bey ( M ü n t e h a b a t - ı T a r i h - i O s m a n î Gal ib Bey ( O s m a n l ı M a n z u m Tar ih i ) İbn - i Ali Bursalı Abdul lah Sabr i Bey ( T e r c e m e - i Ta r i h - i Mısı r ) Y a z m a İbn-i En-Nutk Ârif Bursavi ( T a y y i b e t ü ' l - E z k c r fî M e d i n e t i ' i - E n v a r )

K o c a m u s t J f a Ser -Zâk i r i Ş ikâr izâde Derviş A h m e d Efendi (Ta r i h ve 1171 (1757) C inaye t l e r i ) M e h m e d T e v f i k Bey ( T e r c e m e - i T a r i f - i Güz îde) Y a z m a . Y â k u b Paşa ( A k v â m - ı K a d î m e - i Ş a r k ı y y e T a r i h i T e r c e m e s i )

M e h m e d Ali Aynî Bey (Ta r i hçe - i A rz ) Bekir Sıddık Bey ( T e r c e m e - i K â b u s n â m e ) Y a z m a . M e r c i m e k A h m e d Bey (Kâbus-nâme 'ye dair Türk Tarihi 'nin birinci cildinin 266. sayfcs ından itib a r e n lüzumlu tafsi lât vardır. N a z m î - z â d e ta ra f ından da ayr ıca t e rceme olunmuştur. N a z m î - z â d e maddes ine m ü r a c a a t olunsun.) (Gü lşen - i T e v â r i h - U m u m î T a r i h - i İ s lâm) Y a z m a .

Ebu M u h a m m e d Seyyid Jzzeddin M u s t a f a Efendi ( T e r c e m e - i T a r i h - i Edeb î - i  l e m ) M e h m e d Ali Aynî Bey ( Ç a n a k k a l e Boğazı) Ali Rıza Seyfî Efendi

Page 182: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 166 —

(Rehnümâ) Müze-i Hümâyûn'da bulunan âsâr-ı atîka-i mühimme hakkındadır Vahîd Bey (Avrupa Hatıratım) Mehmed Enîs Bey (Fezleke-i Tarih-i Fenn-i Harb) Refîk Efendi (Fel'izzetü'z-Zeheb fî Haberi Ebi'z-Zeheb) Yazma. Ali Dağıstani (Fetihnâme-i Rodos) Yazma. Tabîb Ramazan (Vekayi'nâme) Yazma. Mûsâ-Zâde (Siyer-i Yûsuf Aleyhisselâm) Yusuf Nazmî Efendi (Sen-Gotarda Osmanlı Ordusu) Ferîk Ahmed Muhtar Paşa (Viyana Önünde Osmanlılar) Ferîk Ahmed Muhtar Paşa (Manzum Tarih-i Yemen) Yazma. Emîrü'l-Liva, ev Defterdâr-ı Yemen Mustafa Bey (Gayetü'l-Beyân ve Nihâyetü't-Tibyan îî Târih-i Âl-i Osman) Yazma. Alâeddin Ali (Miât-ı Seâdet-i Kıssa-yı İmâm-ı Hüseyin) Yazma. Şâir Safi (Silâhşornâme - Tuhfetü' l-Guzât) Yazma. Reis-i Silöhşoran Hüsrev (Mecmua-yi Tevârih) Yazma Yağlıkçı Zâde (Zübde-i Vekayiat-ı Mora) Yazma. Damat Mehmed Paşa (Ravzetü'l-alî - Fütûhât-ı Ali Şehid Paşa Der-Mora) Yazma

Damat Mehmed Paşa (Manzum Târih-i Enbiyâ Şevket Gıyasî Bey (Terceme-i Kahru' l-Vücûhi ' l-Âbise fî Neseb-i Çerâkise).

Ebuh Kabilesinden İsmail Sabri Efendi (Zabıtname) 1218 (1803) den 1223 (1808)e kadar. Al i Râif Efendi (Cerîde) 1201 (1787) den 1202 (1788)e kadar cereyan eden vak'aları açıklar. Hasan Efendi (1096 (1685 - 1114 (1703) e kadar olan Kırım Vekayi ' inden bahis

tar ih Mehmed Girayi (1689 sene-i Milâdîsindeki Viyana Müsâlaha Mükâleme-nâmesi

Zülf ikar Efendi

(Mücmel Devlet-i Aliyye Tarihi) Hasan Efendi (İslâm Tarihi) Hüseyin Hıfzı Bey (Osmanlı Tarihi) Hüseyin Hıfzı Bey (Terceme-i Tarih-i Âlem-Ârâ) Yazma. Müderr is Mehmed Nebih Efendi. Devlet-i Bayındıriye tarihidir. (Tarih-i Acâib-i Mısır) Yazma. Eserin metni farscadır.

Abdi es-Sivasî

(Gazavât-ı Celîle-i Peygamberi) Ahmed Refik Bey (Terceme-i Hıtat-ı Makrîzî) Yazma. 969 (1561)

Yusuf ibn i Şükrul lah Efendi

Page 183: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 167 —

( T e r c e m e - i H e f t P e y k e r fî Beyân - ı A h v â l - i Sultan Yezd-curd el -Sâsân î ) Y a z m a . Emîn Yümnî Efendi

(Fezâ i l - i M e k k e - i M ü k e r r e m e ) Y a z m a Mehmed Yümnî Efendi (Fezâ i l - i M e d i n e - i M ü n e v v e r e ) Y a z m a Mehmed Yümnî Efendi (Fezâ i l - i K u d ü s - i Şerî f ) Y a z m a . Mehmed Yümnî Efendi ( S ı f a t ü ' l - H a r e m e y n ) M a n z u m , y a z m a Hicrî ( T e r c e m e - i T e n v î r u ' l - G a b e ş î fî F e z â i l i ' s - S u d a n ı ve ' l -Habeş î ) Y a z m a . M ü e l l i f i : Ebu'l-Ferec İbn-i Cevzî. ( T e r c e m e - i T a r i h - i M ü l û k v e H ü k e m a - i İ ran- ı K a d î m ) .

Mütercimi meçhuldür. (Seha i f - i M u z a f f e r i y a t - ı O s m a n i y e ) Ahmed Refîk Bey ( M a n z u m e - i S i v a s t a p o l ) Rızaî (Ta r ih - i S e f e r v e Fe th - i K e n d i y e )

5 C i ld (Rus - J a p o n Sefe r i ) Osman Senâî ve Ali Fuat Beyler (Ta r ih - i Dev le t - i A l i y y e - i O s m a n i y e ) Bedrî Bey ( M l l â s T a r i h ç e s i ) Y a z m a , Milaslı Durmuşzâde Mehmed Sadık Ef. (Ta r ih - i S u l t a n M a h m u d - i Evvel) Y a z m a , Musaffa Mustafa Efendi. (Ta r ih - i B ina -y ı A y a s o f y a ) Y a z m a , Şemseddin Karamani ( T ü r k i y e ' n i n M a z i s i ve İs t i kbâ l i ) Midhat Paşa (Ta r ih - i S iyas î - As r - ı Hâz ı rda A v r u p a )

Ali Kemal ve Ali Reşad Beyler ( T a r i h i U m u m î ) Ali Reşad ve Hüseyin Cahid Bey ( T a r i h i A rz ) Doktor Nuri İbrahim Bey (Dev le t - i A i l y e n i n Z a ' f v e Kuvve t i ) Hasan Fehmî Bey (Dev r - i İ s t i bdad ın A h v â l ve M ü s e b b i b l e r i ) Mûsâ Kâzım Bey ( Jön le r ) Bekir Fahri Bey ( S e y a h a t Hâ t ı ra la r ı ) Şerefüddin Moğmûmî Bey ( M i r ' â t ü ' l - Y e m e n ) Zühdü Efendi (Ye ' cüc ü M e ' c ü c ) Mehmed Tevfik Bey (Ta r ih - i R iyaz iya t ) T a m a m d e ğ i l d i r Salih Murad Efendi ( P a d i ş a h A i d a t t ı mı A l d a n d ı mı?) Kadızâde Rıfat Bey (G i r i d ; M a z i s i , Hâ l i , İ s t i kbâ l i ) Hey'et-i Mahsusa (Seha i f - i B e r - g ü z î d e - i İs lâm) Mehmed Süreyya Bey ( A k a b e M e s ' e i e s l ) Rüştü Pcşa ( O s m a n l ı - Y u n a n Sefe r i ) İzzet Bey (H i lâ l v e Sa l i b M ü n a z a a s ı ) Halil Hâlid Bey ( R o d o s F e t h i n d e S u l t a n S ü l e y m a n ı n T e d b l r - i S i yas i yes l )

Halil Hâlid Bey ( İ s lâm i le N o s r a n i y y e t i n M ü n â s e b â t - ı As l i y yes i ) Halil Halid Bey ( Ş e h z a d e C e m V a k ' a s ı n d a M e s ' e l e - i H a m i y y e t ) Halil Halid Bey ( T ü r k l e r i e İ ng i l i z l e r i n İ lk Temas ı ) Halil Halid Bey

Page 184: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 168 —

(Cezayir l-iâtıratmdan) Halil Halid Bey (Hungar Ve Çar Tarihi) Yazma Zağralı Miralay Rasim Bey (Kafl<as Tarihi) Yazma. Tabib İsâ Ruhi Paşa (Karadeniz ve Boğazlar Mes'elesi) Hüseyin Nuri Bey (Mücmel Tarih-i Umumî) Süleyman Bey (Tarih-i Azbeziye - Muhtasar Tarih-i Enbiya ve İslâm)

İbrchim Kemali Efendi (İcmal-i Tevarih-I Cihan) Mûsâ Kâzım Bey (Güzide-i Tarih-i Osmanî) Ahmed Muhtar Efendi (Mücmel Devlet-i Al iye Tarihi) Binbaşı Hüseyin Efendi (Tatbîku't-Tevârih) Ahmed Fahrî Bey (Medeniyet-i Kurûn-i Vusta ve Ahir i Kısmı) A. Sünnî Bey (İngiltere Tarih-i Medeniyeti) Mchir Said Bey (İnkılâb Niçin ve Nasıl Oldu) Cûdî Efendi (İhtilâl ve İnkılâb-ı Osmanî) Yunus Nadi Bey (İttihat ve Terakki Cemiyeti Ne idi?) Mehmed Rauf Bey (İngiliz Kavmi) Doktor Abdullah Cevdet Bey (10 Temmuz Hatırası) Ekrem Bey (îttihad-ı İslâm ve Avrupa) İbrahim Halil Efendi (İstibdat Faciaları) Mehmed Bahaeddin Bey (İstanbul'da Yarım Asırlık Vak'a-yi Mühimme Ali Efendi (Bosna Hersek) Ali Şadi Bey (Bâb-ı Âlî 'nin İçyüzü) T. Nadir Bey (Beyne'I-Milel İhtilâl Fırkaları) T. Nedir Bey (Haritalı ve Resimli Osmanlı Tarihi) Ahmed Reşit Bey (1270 - Kırım Muharebesi Tarih-i Siyaseti) Hayreddin Bey (Şükûfe-i Tarihiyye) Tevfik Nadir - Ziya Rıza (Hükema-yi Cihan - Talim ve Terbiye Tarihi) Mûsa Kâzım Bey [Mithat Paşa 'n ın Vasiyetnamesi) Mehmed Rüştü Bey (Barbaros Hayreddin' in Preveze Muharebesi) Tepedelenli Kâmil

Bey (Fransa İhtilâl-i Kebîri) Aii Reşat Bey (Yemen Hâtırası) Rüştü Paşa (Tarih-i Umumî) Ali Rıza Bey (18. Asır-Kanlı İhtilâl Vakayi' i) Faik Babri Bey (Yemen Tarihi) Atıf Paşa (Büyük Tarih-i Umumî) Ahmed Refik Bey (Tarih-i Medeniyet) Ahmed Refik Bey (Mufassal Tarih-i İslâm) Mehmed Hal^d Bey (Niçin Mağlûb Olduk) Mehmed Hulûsî Bey (Kaçırılan Fırsatlar) İzzet Fuat Paşa

Page 185: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 169 —

(Tar ih - i E d e b i y a M Osman i ye ) Şahabeddin SüleynKm Bey (Ber -güzcr ) Yaz ına . Atıf Bey (Su l tan Azîz Devr i ve M u r a d - ı H â m i s ve Sebeb - i Hal ' i ) Hrfzı Bey (Ku rûn -u Ced îde Tar ih i ) Muhyiddin Bey (Hazre t - i A l i v e M u a v i y e - Sıf f în Valc'ası) R ı f a t Efendi (Hazre t - i Ö m e r ve Ada le t i ) R ı f a t Efendi (Hazre t - i O s m a n ve Şehadet i ) R ı f a t Efendi (! !ozre t - i Hüsey in - Va l ( 'a -y i D i lsûz- i Kerbe lâ) R ı f a t Efendi fHor i ta l ı ve Res iml i Büyük O s m a n l ı Tar ih i ) T a m a m d e ğ i l d i r

Selânikli Hilmi Bey ^ F e t r e t i İs lâm) Avlonyolı Süreyya Bey (Kızıl Su l tan) Adil Efendi (Gi r id Vekay i ' i ) Hüseyin Hıfzı Bey (L i ve rpo l Müs lüman la r ı ) Yusuf Samih Bey ( M a h k e m e - i Kübrâ)

( M i t h a t Paşa 'n ın Haya t - ı S iyas iyes l ) Haydar Mi that Bey (Meden iye t - i İ s lâmiye , İngi l iz Müs lüman la r ı ) İsmail Tevf ik Bey (Tar ih - i S iyasî - Dev le t - i A l i ye - i Osman i ye ) Kâmil Poşa (Yı ldız ' ın Hât ı ra t - ı El îmesi) Hüseyin Naci Bey ( M a k e d o n y a Ta i ' lhçe- i Devr - i İnkı lâbı) Şemseddin Bey ( M i t h a t Paşa 'n ın Son Seneler i ) Faik Efendi (M i t ha t Paşa ' nm Sur i ye Lây ihası ) Hüseyin Tosun Bey (Serâ i r - i S iyas iye) M e m d u h Bey (Târ ih - i Ha t t u Ak l âm) Y a z m a . Hüseyin Hüsnü Efendi (Kar iye Cami - i Şer î f i Tar ih i ) M e h m e t Ziya Bey (Res iml i Har i ta l ı Osman l ı Tar ih i ) Ahmet Rasim Bey (Türk iye ve T a r z î m â t - Dev le t - i O s m a n i y e ' n i n Ta r i h - i İs lâhatı)

Reşad Bey ( M a k e d o n y a : Maz i s i , Ha l i , İs t ikbâ l i ) Tunal ı Hilmi Bey (Bu lgar Tar ih i ) Ahmed Hamdi Paşa (Sa'ıi<a-yı Z a f e r - Kır ım Sefer i ) Saf Kaymakamı Giridii Hüsnü Ef. (Muh t ı ra - i R ica l ve S iyas iyyûn) M û s a Kâzım Bey (Bâyez id -nâme) Yazma . 1013 (1604) M e h m e d ibn-i Musta fa Şevkî (Tar ih- i Fü tûhâ t - ı hus i j n - i hasîn ve kılâı kûh - i t e m k i n der v i l âye t - i Yemen) İk inc i Se l im as rmdad ı r . M a n z u m d u r . Rumûzî

Bu k i tab ın baş t a r a f l a n n d a n : «Çün vazaif nihayete irdi Nevbet- i asi hikâyete irdi Sebeb-i nazm bu risaleye bu Vech- i tertîb bu, makaleye bu

Page 186: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 170 —

Padişah-ı cihan, şeh-t devrân Sâye-i Hâlik-ı zemîn ü zaman Fetrat-ı Vilâyet-i Yemeni D e f a padişahı itdi mü'keminî»

En sonundan : «Oldu târih hûb-i hatmine Lütf-i Rabbı ile bitdi nakliye.»

Sene: 977 (1569)

(Vesâik-ı Tarihiyye ve Siyasiyye Tetebbuatı) Leskovikli Hayreddin Bey

(Manastır Vilâyeti Tarihçesi) Manastırlı Tevfik Bey (Târih-i Nihadî) Yazmadır. Osmanlıların zuhurundan 1108 (1696) yılma kadar olup yazmadır. (Üssü Hakikat - Hersek Mes'elesi Haşim Paşa (Tabsıra-i İbret) Mithat Paşo (Mir'at-ı Hayret) Mithat Paşa (Muhtasar Tarih-i Medeniyet Ahmed Refik Bey (İnkılâb-ı Azîm) Erkân-ı Harb Ahmed Refik Bey (1293 Osmanlı - Rus Seferi) AII Fuat Bey (Osmanlı Teşkilât ve Kıyafet-i Askeriyesi) Mahmud Şevket Paşa (Asr-ı Hâzır Tarihi) Ali Reşad Bey (Napolyon'un Esfarından, 1805 Seferi) Yusuf Ken'an Bey (Vesâik-i Siyasiye) M. Cemal Bey (İngiltere'de Meşrut iyet in Terakkisi) Mehmed Faik Bey (Halbas ve Zivîn Muharebatı) Mehmed Cemil Bey (Telhîs-i Tarih-i İslâm) Ali Tevfîk Bey (Küçük Tarih-i Osmanî) Ahmed Refik Bey (Küçük Tarih-i Umumî Sabri Cemil Bey (Tarih-i İslâm) Ali Reşad ve Alî Seydî Beyler (El-Cezîre Mektublan) Süleyman Nazif Bey (Hâtırat) Niyazi Bey (Hâtırat) Said Paşa (Hâtırat) Kâmil Paşa (Fâtih Sultan Mehmed ve Ressam Bellini) Ahmed Refik Bey (Meşrutiyet Uğruna) Ahmed Ziya Bey (Birinci Viyana Muhasarası) Ahmed Refik Bey (Tarih-i Esatîr) (Mustafa Nuri Bey (92 - 93 Osmanlı Karadağ Seferi) Mustafa Fazıl Paşa (Tarih-i Felsefe) Baha Tevfik ve Ahmed Nebil (Tarih ve Muharrir) Ahmed Rasim Bey

Page 187: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 171 —

(Tar ih- i İ s iâm Seha i f i nden) Tohirü' i -Mevlevî (Yemen : T a r i h i , i k t i sad ı , i c t ima ' ı ) Doktor İsmail İbrahim Bey (Câmiu ' l -Fezâ i l fî Mesâc id i ' l -Kaba i l ) Y a z m a . Alâeddin Efendi (Osman l ı T a r i h i n e Da i r Ne fe r N e B i lme l id i r? ) Ahmed Refik Bey ( Ç o c u k l a r İç in Tar ih - i Umumî ) Kâzım Bey (Şark Mes 'e ies l ) ( M e h m e d Nafiz Bey) ( Ü s k ü b Tar ihçes i ) Üsküblü Salih Bey ( İs t i lâ-yı C ihan) Ragıp Rıfkı Bey ( İ ta lya Ç e n g i n i n Ak ıbe t i ) H immet -Zâde Sûdî Bey (E r tuğ ru i F i r ka teyn i Faciası ) Süleyman Nutkî Bey (Yen i Ta r i h - i İs lâm) Uşşâkî Hamdi Bey (Dev le t - i O s m o n i y e Tar ih i ) Ali Şeydi Bey ( Japonya Ta r i h - i S iyas iyes l ) Te r cemed i r . M ü b a h a t Bey ( M u h t a s a r Osman l ı Tar ih i ) Ahmed Sâkî Bey ( M a n z u m Ây ine - i Za fe r - Vakay i ' - i M a h m û d - i Sânî) A iemdarzâde

Hali l Rıf'ot Ef, (Fe lsefe- i Tar ih ) Sohib Bey (Bursa Tar ih i ) Abdülkadlr Efendi (Hu lâsa- i Tâ r ih - i Meden iye t ) Ahmed Reşid Bey (Tarz- ı Ced îd Ta r ih - i Umumî) İbn - i Nüzhet Cevad Bey (Har i ta ve Res iml i Ta r i h - i Osmanî ) Ahmed Reşid Bey (Ây ine- i Tâ r ih - i Osmanî ) Ahmed Reşid Bey ( M u s a v v e r O s m a n l ı Tar ih i ) A. Nüzhet Bey ( İ cma i i - i Ta r i h i Umumî ) İbn - i Nüzhet Cevad Bey (Tar ih - i İ s lâm O k u y o r u m ) Ahmed Reşid Bey (Tar ih - i O s m a n î O k u y o r u m ) Ahmed Reşid Bey (Tar ih - i İ s lâm 'a B i r Nazar ) İbn - i Nüzhet Cevad Bey (Tar ih - i O s m a n î y e Bir Nazar ) İbn-i Nüzhet Cevad Bey (Ravzc-y i Ta r ih - i Osmanî ) İbn - i Nüzhet C e v a d Bey (Telhîs- i Ta r ih - i İs lâm) İbn- i Nüzhet Cevad Bey (Med ine - i Evvelîn) Nahit Bey (Neron) Sahib Bey

(K ı yame t ten A l â m e t - P levne Tar ih i ) Y a z m a

Serfiçeli İbrahim Paşa (Yı ldız ' ın Ha tâs ı - 1293 (1877) Dev le t - i A l i ye ve Rusya M u h a r e b e s i )

Ali Efendi (Mıs ı r ' da Napo l yon ) Sami Sabit Bey (Osman l ı İ m p a r a t o r l u ğ u n u n T e c e d d ü d ü ) Hasan Ferhat Bey ( M ü c m e l - i Ta r ih - i U m u m î Ders ler i ) Mi that Sadul lah Bey (Av rupa 'n ın D ip l omas i Tar ih i ) Ahmed Selâhaddin Bey ( T r a b l u s g a r b Tar ih i ) Hasan Safî Bey

Page 188: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 172 —

(Eski İstanbul Âbidat ve Mebcnisi) Celâl Es'ad Bey (Kafkas Tarihi) Met Cona Kuta - İzzet Bey (Kapitülâsyonlar - Tarih-i Menşe' i , Asılları)

Ali Reşad ve İskender Bey (Tarih-i Medeniyet-i Osnnaniye) Celâl Nuri Bey (Coşimâ Muharebe-I Bahriyesi) Nahit Bey (Meis Ceziresi Tarihi) z Rodoslu Habibzâde Ahmed Kemal Efendi (Fransa İnkılâb-ı Kebîri) Faik Sabri Bey (İki İtt ifakın Tarihçesi) Süleyman Nozif Bey (Umumî Tarih) Muallim Ahmed Halid ve A. Memdljh Beyler (Abede-yi İblis - Yezidî Taifesinin Ahvali) Giridll Nuri Bey (Mir'ât-ı Şuunât) Memduh Paşa (Terceme-i Nizami't-Tevarih) Yazma Kerküklü Salih Paşa (Rus Hükümeti Yahut Kamçı Saltanatı) H.2. (Tarih-i Amerika) Ali Rıza Efendi (Yollar - Ezmine-i Kadîme Yolları) Mütercimler i ; Satvet Lütfi ve

Ahmed Sanih Beyler (Mehâsinü' l-Haram fî Ahbâri Beledi' l-Haram) Yazma. 1165 (1752) de yazılmıştır. İsmail İbn-i Mehmed (Tarih-i Cezayir - Gazavât-ı Barbaros Hayreddin Paşa): Yazma. Hüseyin ibn-i Ali Kastamonî. Paşa'nın muasırı olduğu gibi Cezayir

Seferinde bulunmuştur. (Tarih-i Uyvar). Fazıl Ahmed Paşa 'nn gazvelerini mübeyyindir. Kâ

tib Mustafa Zühdü tarafından yazılmıştır. Yazmadır. (Tuhfetü' l-Ahbâr - Muhtasar Tarih-i Umumî) Yazmadır. Farsçadan

terceme edilmiştir. Mütercimi Su:tan Azîz'in muasırı Kandiyeli İsmail Hilmi ibn-i Mustafa'dır. Ya;:ılış tarihi 1289 (1872) dur.

(Benaloka Sahrası Muharebesi) Hersekli DedePaşazâde Osman Mazhar Bey Şehrî-zâde Mehmed Saîd Efendi'nin (Nevpeydâ) ismindeki eserinde mütâleasını yaptığını zikrett iği tarihlerden.

(Tarih-i Osm.an): Birici Osman'dan Yaldırım'ın tahta çıkışına kadar geçen olaylardan bahsetmekte olup Oruç Bey tarafından yazılmış olduğu rivayet edilir.

(Hadîkatü'l-Ulyâ): (Mîr Hond)'un (Ravzatü's-Safâ) adlı eserinin tercemesi olup yedi cilddir. 957 (1550) de Rüstem Paşa adına terceme olunmuştur.

(Muhtasaru't-Tevarih): Osmanlıların zuhurundan Kanunî'nin ilk zamanlarına kadar olup Malkoç Bevzâdelerden birinin eseridir.

(Tuhfetü' l-Mülûk): Sultan İbrahim devri ulemâsından Mehmed ibn-i Hüseyin Efendi'nin Bağdad Valisi Derviş Paşa 'nın emri ile Al i

Page 189: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 173 —

İbn- i Ş e h a b e d d i n ' i n Fa rsça (Zahiretü' i-İVlülÛlc) ad l ı ese r i n in te r c e m e s i d i r l i m ü t e r c i m (dtaba ik i b a b i lâve e tm iş t i r .

(Kır ım M u h a r e b e s i n i n Ta r i h - i S iyasîs i ) Leskovikll Hayreddin Bey ( R i s a l e t ü ' l - M e r â m fî Ahvâ l - i B e y t u l l a h i ' l - H a r a m ) :

Musta fa ibn-i Sinan Tosyalı . Kanun în in muası r ıd ı r . K i tab yaz madı r .

( M u s a v v e r ve M u f a s s a l F ransa İh t i lâ l - i Kebî r i Tar ih i ) Ali Reşad Bey

( M u h a r e b a t - ı Se l îm- i Evve l B a - Ş â h İsma i l ve Gavr i ) İznikll Derunf. Yazmadı r .

(Sel îm- i Sâ l is v e Napo l yon ) T e r c e m e d i r Köprülü-zâde M e h m e d Fuad Bey

( M u k a d d e r a t - ı Ta r ih i yye ) Celâl Nuri Bey ( M u h a r e b a t - ı M a c a r i s t a n ) Y a z m a . T a m i ş v a r l ı İbrahim N a î m Efendi (Hâi le-y l Kerbe lâ) İbnü'l-Emîn Ali Haydar Alemi Bey (1877 - 1878 O s m a n l ı Rus Se fe r i nde O s m a n l ı Kumandan la r ı )

Kolağası Halil Rüşdl Bey (Par is Muhasa ras ı ) (Rumel i Der t le r i ) (Te rceme- i M u h t a r - n â m e ) ; Derviş Mahfî . (1056 (1646 senes inde

F a r s ç a d a n t e r c e m e ed i lm iş y a z m a b i r e s e r d i r M u h t a r ü ' s - S a k a -f î 'n in m u h a r e b e l e r i n i m û b e y y i n d i r

(1293 (1877) d e O s m a n l ı - Rus Se fe r i ) : Erkân-ı Harb Kolağalonndon Reşîd Bey

(Tar ih ve Fezâi l - i Kudüs - i Şer î f ) : Hıfzî Efendi. 1051 (1641) d e y a z ı lm ış t ı r

(Bi r Sa fha - i Ta r i n ) : Ali Kemal Bey (Prusya Nası l Yükse ld i? ) A h m e d Refik Bey (B izans İmpara to r i çe le r i ) Ahmed Refik Bey ( B e h ç e t ü ' l - M e n â z i l - Ü s k ü d a r ' d a n H a r e m e y n ' e kada r ) :

M e h m e d Edîb İbn-I M e h m e d Dervîş. Sene : 1255 (1839) ( M ü c m e l Dev le t - ; A l l y y e Ta r i h i ) : M e k t e b - i T ıbb i ye m u a l l i m l e r i n d e n

Hüseyin Efendi. ( M a k e d o n y a Mes 'e l es i v e B a l k a n H a r b - i Ahî r l )

A h m e d Selâhaddin Bey (Tar ih - i M u h t a s a r - ı Mıs r - ı M a ' z i y e ) : S ü l e y m a n i y e Dârü ' l -Had ts i

Y a h y a E fend i zâde İ b r a h i m E fend i . Yazmad ı r . (Tar ih - i Su l t an Se l îm- i Sa l l s v e M a h m u d - i Sânî ) :

A y a s o f y a Cabîs l Ö m e r Efendi. 1108 (1696) d© yaz ı lmış o l u p İk i c i l t t i r .

( Ç o c u k l a r İç in Ta r i h - i İs lâm) Behçet Kâmî Bey

Page 190: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 174 —

(Terceme-i Umdetü'r-Ragıp ve Nüzhetü't-Tâlib Tarih-i Mısır) Mütercimi: Avlonyalı Ahmed Çavuş. Sene 1013 (1604) Yazmadır.

(Terceme-i Kasas-ı Enbiya) Yazmadır. Bolulu Mirzâ-zâde Mustafa Efendi.

(Tomar Şeklinde Tarih-i Umumî): Yazma: 1168 (1754) Veli Bey zâde Ali Bey

(Tarih-i Mısır): Abdülkerîm ibn-i Abdürrahman. 1111 (1699) senesine kadar Osmanlılar tarafından Mısır'a tâyin olunan vali lerin tarihî ahvallerinden bahsetmektedir. Müell i f i olan Abdülkerîm Efendi, Beytü' l-Mal-i Hâssa Arapça kâtibi bulunuyordu.

(Mühim Bir Ders Tarihi): Mehmed Hilmi Bey. Rusya ve Japonya Muharebesidir.

(Melal Tarihi): Hüseyin Hakkı Bey (Hamidiyye'nin Gazası) Âbidin Dâver Bey (Türk Katilleri) Gazzeli Cemal Efendi (İntibâh-ı Târihi) Hüseyin Hakkı Bey (Hal'ler, îclâslar) Memduh Paşa (Tasvîr-i Ahvâl - Tenvîr-i İstikbâl: Memduh Paşa (1912 - 1913 Balkan Harbi): Erkân-ı Harb Mehmed Ali Nüzhet Paşa (Kuvvet-i İkbal Alâmet-i Zeval: Memduh Paşa (Girid Tarihi) Kavurzâde İbrahim Reşad Efendi (Târih-i Kur'ân-ı Kerîm): Şerefeddin Efendi (Tezkîr-i İnkılâb): Hâşim Paşa (Kadınlar Saltanatı): Ahmed Refik Bey (Küçük Türk Tarihi): Nafiz Rıdvan Bey (Manzum İşkodra Tarih-i Harbi): Doktor Fahri Paşa (Hikâye-i Mülk-i Muzaffer): Sodr-ı Esbak Mahmud Nedîm Paşa.

1283 (1867) de Trablusgarp'da basılmıştır. (Miftoh-ı Yemen) Memduh Paşa (Muhtasar İslâm Tarihi): Ahmed Halid Bey (Enbiyâ ve Benî İsrail Tarihi): Haydar Bey. (1870 Muharebesi): Kolağası Tevfik Efendi (Şecaat-nâme): Asefî. Manzumdur. Yazmadır. 994 (1586) de Özde-

miroğlu Osman Paşa'nın gazvelerini beyân için te'l if edilmiştir.

(Tarih-i Âl-i Selçuk): Yazmadır. Yazıcı-zâde Ali Efendi. Sultan İkinci Murad'a takdîm edilmiştir. Farsçadan terceme edilmiştir.

(Selîm-nâme): Yazmadır. Sucudî. (Süleyman-nâme): Yazma olup manzum.dur. Mahremi. (Gazavât-ı Hayreddin Paşa); Yazmadır. Seyyid Murâdî.

Page 191: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 175 —

(Kır ım M u h a r e b e s i ) : Süleyman Fethi Bey. ( M u s u l T a r i h i ) ; Abdullah Efendi. (Tar ih - i T i c a r e t ) : Musta fo Âsim Bey (Te rş îhu ' t -Tevar ih ) : M e h m e d Nurî Efendi. (Dev le t - i O s m a n i y e - Rusya S iyase t i ) : Ali Reşad ve M a c a r İslten-

der Beyler. (Yeni H a r b - Baş ımıza T e k r a r Ge len le r ) : H. C e m a l Efendi (Ed i rne Harb i ) ( Icmal - i Ta r ih - i M ü n t e h a b - M u h t a s a r Ta r i h - i O s m a n î ) :

Su l t an A h m e d asr ı m ü t e f e r r i k a l a r ı n d a n Abdul lah Efendi. Yaz madı r .

(Mısı r Ta r ihçes i ) Süleyman V e d a d Bey (Ası r lar ın P a n o r o m a s ı - Hu lâsa-y i Ta r i h - i C ihan ) :

Abdullah Cevdet Bey

(Tar ih Hu lâsa la r ı ) . Tahirü' l -Mevlevî Bey (Kıbrıs Ta r i hçes i ) : M e v l e v i Şeyh le r i nden A r i f Dede Efendi. Yaz

madı r .

(Te rceme- i Ta r ih - i Kudüs- i Şerî f ) : Müe l l i f i Abdurrahman el-Amerî, m ü t e r c i m i Yusü f S inânü 'd -D în e l -Bâk ı r - Âbadî . Yazmad ı r .

(Esk i Ga la ta ) : Celâl Es'ad Bey (Av rupa S iyase t i ve T ü r k l e r i n Fe lâket i ) Ragıp Rıfkı Bey. (A lman la r ın Esbab- ı T e f e v v u k u ) : M . Râşid. (Sah ib Z u h u r ) : Hüseyin Nesimî Bey (Rusya 'n ın Şa rk S iyâse t i ) . Hâbi l Âdem Efendi. (Fan Ç e r m a n i z m , Pan İs lâv izm) : Hâbi l  d e m Efendi. (Kosova Z a f e r i , A n k a r a Hez ime t i ) : Fa tma Aliyye Hanım. (Kosova M e y d a n M u h a r e b e s i ) : Ali Haydar Bey. ( İ s lâmda H i lâ fe t ) : Baban Zâde Zihni Paşa. ( M u h t a s a r Ta r i h - i O s m a n î ) : Giridll Musta fa Rıza Bey (S iyas iya t ve Edeb iya t ) ; Ali Kemal Bey.

( M u h a r e b e M e k t u b l a n - O s m a n l ı İ ta lyan M u h a r e b e s i n e Da i r ) : Ertuğrul Bey.

(H ind ' in M o ğ o l H ü k ü m d a r l a r ı ve Nad i r Şah ) : Tahirü' l -Mevlevî Bey (Ed i rne M u h a s a r a s ı ) : Te r cemed i r . Mülâz im Ş .B. (Av rupa i le M ü n â s e b â t - ı Ha r i c i yem iz N o k t a - i N a z a n n d a n Ta r i h - i

Osman î ) : Ali Reşad Bey. (Tahs in Paşa O r d u s u ve Se lân i k ' i n T e s l i m i ) : Sadık Ulvî Bey (Yemen Y o l u n d a ] : A. Sünnî Bey. ( İç t imaî İnk ı lâb lar - İ s lâmiye t in Maz i s i , Hâ l i , İ s t i kbâ l i ) ,

Orhan Mi that Bey

Page 192: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

^ 176 —

(Bisraark'tan Sonra Almanya Siyaseti): Tercemedir. M . Raşid Edhem Bey.

(Şuûnât-ı Hak alâ mâcera's-sebak): Cebbarzâde Artf Bey. Yazma. (Kaptan Vladimir Semenof 'un Ruznamesi ve Çoşima Muhıarebe-i

Bahriyesi): Turgut Reis'in mühendislerinden M. NahJd Bey. (Coşîma Muharebesi): Yüzboşı Mustafo Kemol Efendi. (İftira-yı Taassub): Mithat Cemal Bey. (Asr-ı Saadet Gazaları): Mehmed Memduh Bey. (Çocuklara Tarih-i Osmanî): İhsan Şerif Bey. (Çocuklara Tarih-i Umumî): İhson Şerif Bey. (Neticetü' l-Vekayi ' - Sultan Mahmud-i Sânî Vekayi ' i ) : Yazma.

Mehmed Dâniş Bey. (Tarih-i Feth-i Yanık): Yazma. Mehmed Necati Efendi. (Muharebe-i Bâyezid ve Şehzade Cem): Yazma. Şehiştî. (Selîm-nâme): Yazma. Senâî. (Şehnâme-i Muradî): Dördüncü Murad hakkında olup yazmadır.

Mülhemi. (Tezkiretü's-Selâtîn): 1058 (1648). Mehmed ibn-i Hastm Şinâsî. (Bâyezid-nâme): Ârif. Şehzade Bâyezid ile biraderi İkinci Selim

olaylarını beyan edici olup yazmadır. (Unvân-ı Nusret-Mülûk- i Sâlifeden Bâzılarına Müteal l ik Ahvâ l ) :

İkinci Mahmud'un muasırı Mehmed Tayyar Efendi. Yazmadır. (İstanbul'un Muhasarası ve Zabtı): Tercemedir. M. Nahit Bey. (Mardin ve Mülûk-i Artekiyye Tarihi): Kâtib Ferdî, (i lm-i Nebatat Tarihi): Subhi Edhem Bey. (Edirne Tarihçesi): Yazmadır. Hükemâ ve etıbbadan Konya'lı Be-

şîr Çelebi 'nin akvâli (sözleri). (Şark Muharebatı - Bosna - Hersek, Bulgaristan ihti lâlâtı):

Erkon-ı Harb İbrahim Halîl Bey (Tarih-i Liva): 1244 (1828) senesinde Sultan İkinci Mahmud'un Ra

mi Çift l iğinde, ondan sonra da Tarabya'ya azimet ve avdetini beyân etmektedir. Yazmadır. Kûtûbhâne-I Umumî'dedir. Müellifi Abdülhak Molla 'dır.

(Romalıların Azamet ve İnhitatları): Tercemedir. Giridll Ahmed Sâkt Bey.

(Aiem-i İslâm ve İngiliz Misyonerieri): Ahmed Hamdi Paşo. (Ayine-i Tarih-i Osmanî): Ahmed Reşid Bey (iki Saltanat Arasında): Ruşen Eşref Bey. (Mu'cizât-ı Enbiyâ): Mehmed Şakir İbn-i Mustafa-yı Anamuri. (Kırım Seferinde Bâb-ı Âlî): Yazmadır. Mehmed Galib Bey. (Kafkas Yollarında): Ahmed Refik Bey

Page 193: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 177 —

(İki K a v m i y y e t e İki Kı ta l ) : Ahmed Refik Bey ( M ü b e c c e l Haz ine le r ) : Ressam Zekât Paşa. (Kayser i Şehr i ve Mebân îs i ) : Müze- i H ü m â y û n M ü d ü r ü Halil Bey. (D ip lomas i ) : Salih Münir Paşa. (Bir E lç in in T a r i h ç e - i Se fa re t i ) : Leskov i k l i Hayreddin Bey. (Harb - i U m u m î Ta r ih i ) : M ü t e r c i m i : Erkân- ı H a r b M e h m e d Nihad. (Kayser i ye Ta r ih i ) ; Kayser i l i Ahmed Nazîf Efendi. Yazmad ı r . (Ed i rne Saray la r ı Ta r i hçes i ) ; Bos tanc ıbaş ı Aşik AH Ağa . Y a z m c

o l u p S u l t a n Se l im Kü tübhanes inded i r . Sene 1088 (1677) ( N û r u ' l - M e k a b i s fî t ö r i h i ' l -Çe râk i s ) ( Z a f e r - n â m e - Osman l ı - Rus Sefer i ) : Solih Hayri . M a n z u m o lup

yazı l ış t a r i h i ; 1276 (h) dir . (Tar ih- i Fe lse fe ) ; Saîd Rıza Bey (İki Hâ t ı ra t Üç Ş a h s i y e t ) : Ahmed Rasim Bey. (Hâtırat-1 S iyas iyye) : Şeyhü ' l - İ s l âm Cemaleddin Efendi (Bedây i ' - i Âsâ r - ı Osman iye ) Ressam Hüsnü Bey. (Ed i rne Reh-nümâs ı ) : Doktor Rrf'at Osman Bey; (Tar ih - i Haz re t - i Me l i k D â n i ş m e n d Gaz i ) ; Yazmad ı r .

Haf ız M e h m e d Vehb î - i N iksâr î . (Yan ıkka le Fe t i h -nâmes i ) : M i l l e t K ü t ü b h a n e s i n d e . Y a z m a

Abdî Çelebi

( N ü m û n e - i Kud re t - i İ lâh iye fî Beyân- ı Kıssa - i Mükmi le - i Ashâb - ı Keh f ) ; Sadr - ı A ' zam l ı k Evrak Odas ı hu le fas ındon Şükrü Efendi Sene ; 1291 (1874)

(Nec id Kı t 'as ının Ahvâ l - i U m û m i y e s i ) ; Hüseyin Hüsnü. Sene ; 132G (1912). Ebu 'z -Z iya M a t b a a s ı .

(Bonapa r t Ta r i h i (n6m- ı d iğer ) İ ta lya Tar ih î ) ; Te r cemed i r . Aziz ve Hüsnü Efendiler.

( S e y a h a t n a m e - i İbn- i Ba tu ta T e r c e m e s i ) : D â m â d - ı Şehr iyâr î M e h m e d Şer i f Paşa.

( M u h a r e b a t - ı M e ş h û r e - i İ s lâm) : Eğribozlu İrfan Bey. Yazmad ı r . (Tar ih- I i r f an ) ; Eğribozlu İrfan Bey. Yazmad ı r . (Tar ih - i Enb iyâ ve İs lâm) ; Hafil Tevhîd Bey. (Se l îm-nâme) ; N i ğ d e Kadıs ı Hakî Efendi. E n d e r u n ' d a Revan Odas^

K ü t ü b h a n e s i n d e . (Mezâh ib ve Turûk- î İ s lâmiye Ta r i h i ) ;

Haydar î - zâde İ b r a h i m E fend i . (Ta ' t ı ru İ r cau ' d -Dev le t i ' l -Mec îd i yye t i b i -T ıybı A h b a r - ı Be led i Ha

ber i Be r i yye t i ) ; AşkI Musta fa İbn-î Ömer el-Kllist. T ü r k ç e . Sene ; 1262 (1846). Y a z m a . U m u m î K ü t ü b h a n e d e d i r .

OSMANLI MÜELLİFLERİ - Cild: 3 F. : l'i

Page 194: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 178 —

(Kenzü'l-Vekayi'): Maraş Mîrmirânının (Beylerbeyi'nin) Dîvan kâtibi Sâkıb Efendi. Sene: 1118 (1706). Yazma. I^illet Kütübhânesindedir.

(Tarihe Müteall ik Mecmua-i Maârif Engîz). Şeyhü'l-İslâm Esbak

Sıdkı-zâde Ahmed Reşid Efendi'nin oğlu Mustafa Hamid Efendi.

Yazma. Millet Kütübhânesindedir. (Mora İhtilâli Tarihçesi): Yusuf Agâh Efendinin babası Moral i Sü

leyman Penah Efendi. Yazmadır. (Mülûk-i Dânişmendiye Tarihi): Müell i f i musarrah değildir. Mil let

Kütübhânesindedir. (Nevâdirü't-Tevârih): Abdüssamed ibn-i Şeydi Al i ibn-i Dâvud et-

Dıyar-ı bekirî. Yazmadır. Mi l let Kütübhânesinde. Bu eser Arapça «En-Nüzhetü's-Seniyyetü fî Zikri Hulefa-i ve' l-Mülûki. l-Mıs-riyye) ismindeki tar ihin genişleti lerek zeyl edilen tercemesidir ki terceme tar ih i : 947 (1540) dır.

(Kırım Tarihi): Osman Efendi. «Güiben Hanan»ın ilavesidir. (Orhun Abideleri): Necİb Asım Bey. (Beşâretnâme): Tarih-i Umumîden Hunîn ve Huzîn bir faslı, Os-

man-ı Sânî'nin hal ' ve şehadeti ile Birinci Mustafa'nın ikinci cülusunu gayet münşiyâne hikâye eder bir tarihçedir. Müel l i f i : Enderun Kilâr Amiresinde Masraf Kâtibi Mehmed Hâlis Efendi.

(Ebâ Müslim): Ferdi. Manzumdur. (10 Temmuz İnkılâbı ve Netayici): Şeyh Muhsin-i Fâni - Hüseyin

Kâzım Bey. (Apoilo - Tarih-i Sınaat): Vohid Bey. (Bildiklerim): Salâhaddin Bey. (İrak Seferi); Câvid Paşa. (Harb ve Mes'ul ler i) : Âsaf Muammer Bey. (Astân-ı Tarihte): Süleyman Nazif Bey. (Tirake - Nâm-ı diğerle Cerkes): Metço Natoka İzzet (Usûl-i Muhakemenin Tarihçesi): İsmail Sem'i Bey (Tarih-i İlm-i Fıkıh): Afyonkarahisarl ı Kâmil Efendi. Tamam değil

dir. (Tarih-i Dîn-i İslâm): Afyonkarahisarh Kâmil Efendi. Tamam de

ğildir. /İcmâl-i Tarih-i Müntehab - Muhtasar Tarih-i Osmanî): Yazmadır.

Sultan Ahmed' in muasırı müteferrikalarından Abdul lah Efendi. (Târih-i Mâli-i Osmanî): Abdurrahman Vefik Efendi. Tamamlanma

mıştır. (Târih-i İbn-i Galbûn - Trablusgarp Tarihi): Behîç Bey.

Page 195: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 179 —

(18. As ı rda Mes 'e le - i Şarl<ıyye ve K a y n a r c a M u a h e d e s i ) : T e r c e m e d i r . Yusuf Ziya Bey

(Tar ih - i İ s t i kbâ l ) : Celâl N u r i Bey. ( M a n z u m Ta r i h - i Fü tûha t - ı Y e m e n ) : Yazmadı r . İk inc i Se l îm m u a

sırı Rumûzî. (Târ ih - i U m u m î ' d e n Ku rûn - i Uh râ ) : Te r cemed i r . İsmail Safâ Bey. (Devr - i İnk ı lâb) ; Lütfî-i SImavî. (Ed i rne Ta r ih i ) : Yazmadı r . Doktor R ı f a t Osman Bey. ( M a k t u l Şehzade le r ) ; M e h m e d Zekî Bey. (Ed i rne Sa rây - i H ü m â y û n u ) : Yazmad ı r . Doktor R ı f a t Osman Bey. (Eski Osman l ı l a r ) : M e h m e d Zeki Bey. Yazmad ı r . (Eski O s m a n l ı M e r a s i m ve Teş r i fa t ı ) . Yazmad ı r . M e h m e d Zeki Bey. (Tar ih - i Osman î Sah i fe le r l ) : Yazmad ı r . M e h m e d Zeki Bey ( Z a f e r - n â m e - Kır ım T a r i h i ; cüz ; 11) Hasene Hanım. Sene ; 1300

M a r t (1882). (On İk inc i Şa r I Ta r i h i ) ; Şükrü Efendi. (Kır ım M u h a r e b e s i ) : Süleyman Fethî Bey. ( M u s u l Ta r ih i ) : O r m a n ve M â d î n Ev rak M ü d ü r ü Abdullah Efendi. (Bahr - i Sef îd İVles'elesi); F u a d Münîr Bey. (1268 - 1289 Osman l ı - K a r a d a ğ Se fe r i Ta r i hçes i ) . Yazmad ı r .

Ergerili A h m e d Hilmi Paşa Bendo. (Tar ih - i T i ca re t ) : Ken'an Bey. (T rab lusga rp Ta r ih i ) : H a s a n Safî Bey (Mi l l î T a r i h ) : K ö p r ü l ü - z â d e F u a d Bey.

(Osman l ı Ta r i h i - Devre- i M u t a v a s s ı t a ) : M i tha t Sadullah Bey. ( M u h a r e b a t - ı B a h r i y y e - F ransa i le İng i l t e re a ras ında ) . M ü t e r c i m i ;

Kafkasyal ı Ali . ( M ü k e m m e l Osman l ı Tar ih i ) ; A h m e d Reşid Bey.

5 C i ld ( M u f a s s a l T ü r k Ta r ih i ) : D â r ü ' l - F ü n û n M ü d e r r s i l e r i n d e n Şemseddin Bey.

1 » (Tar ih - i Edyân) : D â r ü ' l - F ü n û n m ü d e r r i s l e r i nden Şemseddin Bey. 1 » ( İs lâm Ta r i h i «Kab le ' l - i s l âm A rap la r ) .

(Dâ rü ' l -Fünûn m ü d e r r i s l e r i n d e n Şemseddin Bey. 1 » ( İ s lâm 'da T a r i n ve Müve r r i h l e r ) D â r ü ' l - F ü n û n m ü d e r r i s l e r i n d e n

Şemseddin Bey. 1 » ( H u r u f a t t a n Hak îka ta ) » » 1 » (Zu lme t ten Nura ) » ' » 1 » (Maz iden  t i ye ) » » 1 » (Zey l - i İ s l âm Tar ih i ) » » 1 » ( İ s lâm 'da H a r e k e t - i F ik r i yye Tar ih i ) » » 1 » (Türk Fey leso fu Fârâbî) » »

Page 196: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

SEFARET-NAMELER

Devletçe görülen lüzum üzerine büyük devletlerin başkentlerine gönderilen sefirler içinde 20 den fazlası gördükleri, gezdikleri memle

ketler hakkında her cihetten istifadeye şâyân seforet-nâmeler yazmışlardır ki başlıcalan aşağıdadır:

1) Ahmed Resmî Efendi. Fransa Sefaret-nâmesi. 2) Ahmed Azmî Efendi. Prusya Sefaret-nâmesi. 1205 (1790) de. Basıl

mıştır. «Ebu'z-Ziya Matbaası». 3] Yirmi Sekiz Çelebi Mehmed Efendi: Fransa Sefaret-nâmesi: 1132.

«Ebu'z-Ziya Matbaası». 4) Ratîb Efendi: Basılmamıştır. 5) Mustafa Rasih Efendi: Rusya Sefaret-nâmesi 1207 (1793) de. Basıl

mamıştır. 6) Defter Emîni Necatî Efendi: Rusya Sefaret-nâmesi. 1189 (1775) de.

Basılmamıştır. 7) Abdülkerîm Paşa maiyyeti kâtiblerinden Nahifî Efendi. Rusya Sefa

ret-nâmesi. 1188 (1774). 8) Vahîd Mehmed Paşa. Fransa Sefaret-nâmesi. 1221 (1806). Basılmış

tır. «Ebu'z-Ziya Matbaası». 9) Mevkuratçı Mustafa Hattî Efendi. Nemçe Sefaret-nâmesi.

10) Kırımî Rahmî Efendi. İran Sefaret-nâmesi. I. Mahmud zamanında. (Basılmamıştır.)

11) Saîd ve Sabri Efendi. (Basılmamıştır.) 12) Saîd Muhib Efendi. 1221 (1806) Fransa. Basılmamıştır. 13) Münîf Efendi. İran. (Basılmamıştır.) 14) Abdürrezzak" Bahir Efendi. 1259 (1843) Fransa. (Basılmamıştır.) 15) Ahmed Resmî Efendi. Nemçe Sefaret-nâmesi. 1171 (1757) (Basılmış

tır.) «Ebu'z-Ziya Matbaası» 16) Seyid Ali Efendi. Fransa Sefaret-nâmesi. 17) Sadr-ı Esbak Galib Paşa. Fransa Sefaret-nâmesi. 18) Dûrr i Efendi. Fransa Sefaret-nâmesi. Râşid Tarihinde dere edilmiştir. 19) Mehmed Paşa. Kariofça Muahedesini müteâkıb Avusturya'ya gön

deri lmiştir. Viyana İmparatoriuk Kütübhanesi (me'muru) (Karalîç) ta rafından basılmıştır.

Page 197: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 181 —

20) İ b r a h i m Paşa . 1131 (1719). P a s a r o f ç a m u a h e d e s i n d e n s o n r a V i y a n a ' y a g ö n d e r i l m i ş t i r . A v u s t u r y a m ü s t e ş r i k l e r i n d e n K a r a l î ç t a r a f m d a n t e r c e m e ed i lm i ş t i r ,

21) M e h m e d R e f i ' E f e n d i , İ r an S e f a r e t - n â m e s i ,

22) D e f t e r Emîn i M e h m e d I3ey (Paşa) , 1109 (1697) B a s r a ' n m a n a h t a r m ı İ ran Ş â h ı ' n m e l ç i s i R ü s t e m H a n i le g ö n d e r m e s i n e b i r h i le o l m a k üze re i ' zam k ı immış t ı r , (Raş id , c. 2, sh f . 430)

23) S i p a h i l e r A ğ a s ı A l i A ğ a . Ü ç ü n c ü O s m a n ' ı n t a h t a ç ık ış ın ı t eb l î ğ e t m e k üze re L e h i s t a n ' a g ö n d e r i l m i ş t i r . (Ta r ih - i O s m a n î E n c ü m e n i M e c m u a s ı , s a y ı : 13)

24) G i r i d i i Y u s u f A g â h E f e n d i , 1207 (1793), Ü ç ü n c ü S e l i m z a m a n ı n d a L o n d r a ' y a i lk s e f i r g ö n d e r i l m i ş t i r . « S e f a r e t - n â m e s i C e v d e t t e » . T a r i h - i Cevde t . Edeb i ya t - ı U m u m i y e M e c m u a s ı , s a y ı : 28, k e n d i m a k a l e m .

25) Z û l f i k â r E f e n d i . 1909 'da N e m ç e ' y e g ö n d e r i l m i ş t i r . T a r i h - i R a ş i d , c. 2, s h : 59. « S e f a r e t - n â m e s R a ş i d ' d e » . 2 - 192 - 193 Re f i k Bey t a r a f ı n d a n g e n i ş l e t i l m i ş t i r .

26) S e y f u l l a h A ğ a . 1124 (1712) M o s k o v a Se fe r i n i t e b l i ğ m e ' m u r i y e t i i le N e m ç e ' y e . T a r i h - i R a ş i d , c. 3, s h . 377.

27) İ b r a h i m Paşa . N e m ç e ' y e s e f a r e t l e g i t m i ş v e a v d e t i n d e B e l g r a d d a i ken T a m i ş v a r V a l i l i ğ i n e t a y i n e d i l e r e k İ s t a n b u l ' a g e l m e m i ş t i r . V e f a t ı B e l g r a d ' d a d ı r . S e f a r e t - n â m e s i m e v c u t değ i l d i r . «Rebi ' î M a ' r i f e t » t e r e s m i v a r m ı ş . T a r i h - i R a ş i d , c. 2, s h . 4 9 0 - 5 6 1 .

28) Vas ı f E f e n d i . 1201 . İ s p o n y a S e f a r e t - n â m e s i . C e v d e t T a r i h i n d e , c. 4, s h . 287.

29) Raş id M e h m e d E f e n d i . 1141 'de İ ran 'a g ö n d e r i l m i ş t i r . R a ş i d , c. 6 s. 589 30) S a m i Bey (Paşa) . A v r u p a R isa les i «Son S e f a r e t - n â m e » . T e v h î d Bey ' -

de , 1256 'da h u r u f a t l a , 1268 (1852) d e l i t o g r a f y a i le bas ı lm ış t ı r .

Page 198: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

İSİMLERİ MUHTELİF FASILLARDA ZİKR EDİLMEYEN HAL TERCEMESİ KİTABLARI

(Mir 'âtü' l-Fevâid). Yazma. Dîycrbekirii Ali Emîri Efendi. (Şair Hanımlarımız): Hacı Bey Zâde Muhtar Bey. (Nâmdârân-ı Zenân-ı îslâmiyân): Fatma Aliyye Hanım. (Ezatîz-i İlhan): Rauf Yekta Bey. (Turgut Reis): Aii Rıza Seyfî Bey. (Terceme-i Hâl-i Mimar Sinan, Tezkiretü' l-Bünyân): Nakkaş Saî. (Menâkıb-ı Hazret-i Mısrî): Mustafa Lütfü Efendi. (Mecdü't-Tâlid fî Menâkıb-ı Mevlânâ Hâlid): Yenişehirii Mahmud

Hamdî Efendi. (Menâkıb-ı Eşref-zâde-i Rumî): Bursalı Hayrî Efendi. (Menâkıb-ı İmâm-ı Şafiî): İbrahim Rıfat Efendi. (Sa'd İbn-i Ebî Vakkas): İbrahim Rıfat Efendi. (Hâlid ibn-i Velîd): İbrahim Rıfat Efendi. (Menâkıb-ı Akşemseddîn): Şeyh Em'r Hüseyin Efendi. (Evsaf-ı şeş Ebrâr): Süleyman Bey. (Tenşîtü'l-Hâtır fî Menâkıb-ı Abdü' l-Kadir- i Geylânî.)

Türk-zâde Ziyaeddin Ef. (Muall im Naci): Salâhî Bey. (Regaibu 'l-Menâkıb — Menâkıb-i Sadreddîn-i Konev):

Hacı Mehmed Emîn Dede. Sene: 1006 (1597). (Râzî); Zühdî Bey. (Ashab-ı Tabakat-ı Seb'a): Abdülganî Sünnî Bey (MIrabo ve Sofî). Leskovikli Hayreddin Bey. (Musavver Meşâhîr-i Seyyahîn): Mehmed Ekrem Bey. (Câmiu' l-Maârif). Yazma. Meşâyih ve sairenin menkıbelerinden

bahsetmektedir. (Menâkıb-ı Şeyh İbrahim Gülşenî). Yazma. Salâhaddin Mevlevi. (Ebû Ubeydetü'bnü'l-Cerrah). İbrahim Rıfat Efendi. (Menâkıb-ı Şeyh İbrahim Gülşenî): Yazma. Sirozlu Şeyh İlhamî. (Muasır Şairlerimiz, Osmanlı Meşâhir-i Üdebâsı, Muall im Naci

Efendi): İsmail Hakkı Bey. (Terâcüm-i Ahvâl-i Meşâhîr Tercemesi). Yusuf Bahaeddin Efendi. (Terâcüm-i Ahvâl-i Evliya): Salim Saim Bey.

Page 199: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 183 —

(Tu fey l î ) : Y a z m a . A h m e d Hal is Dede . (M i r ' â tu ' t -Tu rû l t ) : Bandı rmal ı -Zâde M ün l b Efendi . ( İbn- I S Inâ ) : M a r a ş l ı M u s t a f a Kâmi l Bey. ( M e n â k ı b - ı B e ş i k ı a ş î Y a h y a E fend i ) : M e h m e d Nur i Efendi . ( M e n â k ı b - ı V e l i y y â t ü n - N i s â — H i k â y e - i R â b i a - i A d e v i y y e ) : Emine

C â v i d H a n ı m . ( M u h a r r i r K a d ı n l a r ) : A 'van -zâde Sü leyman Bey. ( İ s lâm H a n ı m l a r ı ) : N a z ı m Bey. ( C e y m l s K o k ) : H a s a n Celâ leddin Bey. ( M e n â k ı b - ı U l e m â ) : Y a z m a . M e h m e d Çelebi . (P levne K a h r a m a n ı Gaz i O s m a n Paşa ) : O s m a n Senâî Bey.

(Ahvâ l - I M a h m u d Paşa - i Ve l î ) : ( M i h m a n d â r - ı R i s a l e t - p e n â h î - Ebâ E y y ü b Ensa r î ) :

İbnü ' l -Cemâl : A h m e d Tevf îk Bey. (Dav i t L i y o n e s t o n ) : M e h m e d Ekrem Bey. ( M i r ' â t - ı M u h a m m e d i y e v e M e n â k ı b - ı A h m e d i y e ) :

Yusuf Z iya Yozgadi . ( F r a n s a ' n ı n As r - ı Hâz ı r M u h a r r i r l e r i ) : Emîn Bey. ( T a h a s s ü r ) : Zühdî Bey. ( İmam- ı A ' z a m v e E i m m e - i S e l â s e ) : İbrahim R ı f a t Efendi . (Zübde - i V e k a y i ' i N ü b ü v v e t v e Fezâ i l - i A h y â r - ı Ü m m e t ) .

M u s t a f a Rıza Efendi . ( F r a n k i i n ) : Fahrî Bey. ( Jan F r a n s u v a D ö La Proz) : H a s a n Celâ leddin Bey. (Esmâr - ı Es ra r ) : M e h m e d Sami Bey. ( M e ş â h i r - i A s h a b - ı Güz în v e T e r â c ü m - i A h v â l - i F u k a h â ) .

İbrahim R ı f a t Efendi . (R isa le- i M i ' m a r i y e T e r c e m e - i Hâ i - i M i ' m a r M e h m e d A ğ a D e r Z a -

m a n - ı S u l t a n A h m e d H â n - ı Evve l ) : Y a z m a . Ca ' fe r Efendi . ( İbn- i H a l d u n ) : Cemi l Zekî Bey. ( M e ş h u r O s m a n I : K u m a n d a n l a r ı ) : A h m e d Refik Bey. ( B e d i ' u z - Z a m a n H e m e d â n t ) : Zek i M e ' ğ â m i z Efendi . ( İ ' l â m ü T e b s ı r e t ü ' l - E n â m — A r a b î T a b a k a t ü ' r - R l c â l ) : Kad ı -zâde

Ti lmizi İbrahim Efendi) . Y a z m a . 1118 (1706) V e ' l - E n s â b - ı v e ' l - e s -hâb ı v e ' n - N i s â i

(H i kâyâ t - ı İbn- i S înâ ) : Derviş H a s a n Medhî . Y a z m a . Ü ç ü n c ü S u l t a n M u r a d a s r ı n d a .

( T e r c e m e - i Hâ l v e H i k â y â t - ı İbn- i S i nâ ) : Kadı Z iyaeddin Seyyid Y a h y a . 1039 (1630)

(Tezk i r e - y i M a k a m a t - Ç o r u m V e f e y â t - ı M e ş â h i r i ) : İzzet Efendi . ( G e v â h i r ü ' l - M e n â k ı b ) : Şefîk Efendi .

Page 200: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 184 —

(İbni Esîrler ve Meşâhîr-i Ulemâ): Mehmed Şerefeddtn Efendi. (Osmanlılar): Mehmed Selâhaddin Bey. (Menâkıb-ı Şeyh Nasuhî-yî Halveti): Yazma. Senâî. (Mir'ât-ı Mekteb-i Tıbbiye): Doktor Rıza Tahsin Bey. (Müverrihîn-i Osmaniyeden Âli ve Kâtib Çelebi'nin Terceme-i Hâl

leri): Bursalı Mehmed Tahir. (Hazret-i Haticetü' l-Kübrâ, Hazret-i Fâtımatü'z-Zehrâ, Hazret-i

Âişe-i Sıddîka, Hazret-i Ümmü Habîbe): Hanımlara mahsus gazete müdiresi Fatma Şâdiye Hanım.

(Şeyhü'l-İslâm Zenbill i Ali Efendi'nin Terceme-i Hâli): Hayrullah Nedîm Efendi.

(Siyer-i Nebî): Manzum. Hâlid Efendi. (Terceme-i Hâl-i Pîrî Mehmed Cemalî Paşa); Yazma (Câmi'u's-Siyer): Mehmed Tahir Efendi. Yazmadır. (Tabakat-ı Fukahâ); Yazma. Küçük Şemsî Efendi. (Siyerü'n-Nebî): Manzum, yazma; Abdurrahman Efendi. (Selîm-nâme): Mansur, yazma. Çerkez kâtiblerinden Yusuf Ef. (Siyerü'n-Nebî): Mansûr. İzmirli Hakkı Efendi. (Terceme-i Sevâkıb — Menâkıb-ı Mevlânâ); Yazmadır.

Derviş Mahmud, Mesnevîhân-ı Konevî (Mecma'-ı Şuarâ ve Tezkire-I Üdebâ): Mehmed Siraceddin Bey. (Tezkire-i Şuarâ): Yazma. Naîm-zâde Ramız Efendi. (Meşâhir-i Mühendisinden Benî Musa'nın Mehmed, Ahmed, Ha

san terâcüm-i ahvâli): Şerofeddin Efendi. (Bismark - Hayat-ı Hususî ve Sivasîsi); Ali Reşad, İsmail Hakkı

Beyler. (Lemeât-ı Fezâil-i Imam-ı Ali): Manisalı Sadık Efendi. (Menâkıb-ı Emîr Sultan); Yazma. Ni 'metul lah Efendi. (Akvömu's-Siyer); Yusuf Suad Bey. (Alemdar Mustafa Paşa); Al i Sevdî Bey. (Sokullu Mehmed Paşa); Ali Seydî Bey. (Menâkıb-ı Şeyh İsmail Hakkı-i Celvetî): Yazma

Bursalı Bayram-zâde. (Menâkıb-ı Evliyâ-i Mısır): Salih Efendi. (Siyer-i Farukî): Rusçuktu Hayri Efendi. (Cevâibu'l-Menâkıb): Gümüşhacıköy' lü Ali Efendi. (Terâcüm-i Ahvâl-i Felâsife): Fatma Aliyye Hanım. (Tabakat-ı Hanefiyye): Yazma. Solakzâde Halil er-Rumi. (Menâkıb-ı Eşref-zâde). Yazma. Abdul lah ibn-i Veliyyüddin Bursovî (Minhâcü' l-Ümerâ fî Ahvâli 's-Selâtîn ve'l-Vüzerâ); Yazma. Hâtemî (Terceme-i Hâl-i Kethüdâzâde Ârif Efendi): Musîka-i hümâyûn

Page 201: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— ıss —

Farsça m u a l l i m i Emîn Efendi. (Ashâbü ' l -Ke l ı f ve ' r -Ral<îm): M e h m e d Emîn Efendi. (Menâk ıb - i Ş e y h , M e h m e d E m i n , T o k a d ı ) , Y a z m a , Yahya Efendi. (Menâk ıb - ı Emîr Su l t an ) : İsmi «Ves î l e tü ' l -Me tâ l i b ve C e v â h i r ü ' l - M e -

nâkıb»t ı r . Yazmad ı r . İbrahim Çelebi . (Kema l Reis ve Baba O r u ç ) : Ali Rıza - Seyfî Bey (Tepede len l i A l i Paşa) : Müf îd Bey. (Sadu l l ah Paşa - M e z a r d a n Ses le r ) : M e h m e d Galib Bey. (Ba rba ros Hay redd in ) : Ali Rıza - Seyfî Bey. (Kemâ lü ' l -H i kme) : Hersek l i  r i f H i k m e t Bey ' i n t e r c e m e - l hâ l i .

İbnü'l-Emîn M a h m u d Kemal Bey. (Kemâ lü ' l - İ sme) : İ sme t E fend i ' n in t e r c e m e - i hâ l i , İbnü'l-Emîn M a h

mud Kemal Bey. (Ahvâ l - i M îha l Gaz i ) : Nüzhet Paşa. (Kemâ lü ' l -Kâm i l ) : Yusu f Kâmi l Paşa 'n ın t e r c e m e - i hâ l i . M a h m u d

Kemal Bey. (Hânedân- ı Seyy idü ' l -Beşe r E imme- i İsnâ A ş e r ) :

Seyyid Muhtar Efendi. (Yen ikap ı Mev lev i Şeyh i Ce lâ ledd in E fend i ) :

M e h m e d Tahir Mevlevî. (S i l i s t re K a h r a m a n l a r ı n d a n R ı f a t Paşa) : Emîn Bey. (Aşere- i M ü b e ş ş e r e ) : A l i Şeydi Bey. (Ba l tac ı M e h m e d Paşa ve B ü y ü k Pet ro ) . Ahmed Refik Bey. (İki EH Kan İle D o ğ a n T i m u r l e n k ) . İsmail Hakkı Bey. (Mî ra lay Y u n u s Bey) : Mehnied Enver Efendi. (Tezk i re - i Şua râ -y ı Â m i d ) : Ali Emîrî Efendi. (Meşâh i r - i A s k e r i y e m i z d e n B i r Sah i fe ) : İ sma i l Fazıl Paşa. (Z i yâ lü ' l -Ç inân ve Ş i f â u ' l - C i n â n — S iyer - i Nebî ) : Yazmadı r .

Sene: 1255 (1839) İbrahim İbn-i Ahmed Tokadî. (Şehâdet - I Hüsey in İbn- i A l i ) ; İbrahim Vasıf Bey. (Hücce tü ' l - İ s l âm İmam- ı Gazâ l î ) : M e h m e d Ali Aynî Bey. (Menâk ıb - ı Mü r t azav î - Vas i yy - i Neb î ) : Şemseddin Bey. (E l -Feyzü ' l -Câr î fî Ta ' r i f i ' l -Beyzav î ve ' l -Buhâ r î ) :

Ed i rne Mü f t î s i M e h m e d Fevzi E fend i . (H ibbe tu l l ah Su l t an ve Zevc i ) . Samih Fethi Bey. (Tü rk i ye Rica l - i Dev le t î ) .

(Te rceme- i T a b a k a t - ı Şa ' rân î ) : Sene : 1066 (1656). Sivasî Ali Ef. (Ak tab- ı E rbaa ) : Hafız Nuri Efendi. (Tar ih ve M ü v e r r i h l e r ) : Subhî Edhem Bey. (Menâk ıb - ı Ş e m s ü ' ş - Ş ü m û s Der H a k k - ı Haz re t - i M e v l â n â e l -Hâ l i d

e l -A rûs ) : Hasan Şükrü Efendi. T e r c e m e d i r .

Page 202: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 186 —

(Esvat-ı Sudur): Memduh Paşa. (Mir 'ât-ı Şuarâ): Yazmadır. Enderunlu Mehmed Âkif Efendi. (Tezkire-i Evliya): Yazma. Edhem Efendi. (Siyer ve Ensâb-ı Nebî ve Menâkıb-ı Ashâb): Yazma. Sene: 1234

(1819) Mehmed Saîd ibn-i Pîr Osman. (Levâmi'u'n-Nûr - Siyer-i Nebî): Mehmed Tevfik Bey. (Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa): Hikmet Bey. (Îzâletü'r-Reyn fî Menâkıb-ı Seyyidine'l-Hasen ve Seyyidene'l-

Hüseyn): Ahmed Atâ Efendi. (Tarihî Simalar): Ahmed Refik Bey. (Abaza Mehmed Paşa): Celâl Bey. (Ricâl-i İh t i lâ l : Ali Kemal Bey. (Terceme-i Sipehsalâr - Menâkıb-ı Mevlânâ): Ahmed Avnî Bey. (Kıssa-i Hazret-i İbrahim Aleyhisselömı: Süleyman Tevfik Bey. (Tesâvîr-i Rical): Ahmed Refik Bey. (Yusuf ve Zelîha): Süleyman Tevfik Bey. (Dâvud Aleyhisselâm): Mehmed Sedat Bey. (Cevdet Paşa ve Zamanı): Fatma Aliye Hanım. (Hötemü'i-Enbiyâ): Celâl Nuri Bey. (Gülzâr-ı Haseneyn): Fazlullah Rahîmî Efendi. (Eimme-i Hüdâ): Fazlullah Rahîmî. (Siyer-i Celîle-i Nebeviyye): İzmirli İsmail Hakkı Bey. (Muall im-i Sânî Fârâbî): Mehmed Ali Aynî Bey. (Solon'un Terceme-i Hâli): Hüseyin Zekî Bey. (Menâkıb-ı Akşemseddin): Abdullah Somi Efendi. (Menâkıb-ı Şeyh Ali Semerkandî): Mehmed Şâkir Efendi. (Gazavât-ı Cezayirli Hasan Paşa): Yazmadır.

Mehmed Tâlib Hulkî Efendi. (Hayât-ı Hazret-i Ebûbekir Sıddîk): Sâib Bey. (Hayat-ı Hazret-i Ömer el-Fâruk): Sâib Bey. \Tarihte Osmanlı Neferi): Ahmed Refik Bey

Page 203: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

14. ASIR T Ü R K M U H A R R İ R L E R İ

( A h m e d M i t h a t E f e n d i ) : İsmai l Hakk ı Bey. ( E k r e m B e y ) : İsmai l Hakk ı Bey. ( Ş e m s e d d i n Sami B e y ) : İsmai l Hakk ı Bey. ( C e v d e t Paşa ) : İsmai l Hakk ı Bey. (A lp A r s l a n ) : İb rah im R ı f a t Efendi . ( S e l â h a d d i n - i Eyyûb î ) : İbrahim Hi lmi Efendi . (Haya t - ı Y e s u ' ) : T e r c e m e d i r . M e h m e d Nah id Bey. ( M u h a d d e r a t - ı İ s l âm) : Kadriye H a n ı m .

(Z iya Paşa — T e r c e m e - i Hâ l i ) : Y a z m a . M e h m e d N a z ı m Paşa . ( M e n â k ı b - ı Üveys e l - K a r a n î ) : T e r c e m e d i r . Ohril i Hüseyin M a z h a r

Bey.

(Şeyh Ş a m i l ' i n G a z e v â t ı ) : T e r c e m e d i r . Tahi rü ' l -Mevlev î Bey. ( H a m i d i y e K u m o n d a n ı Rau f B e y ' i n T e r c e m e - i Hâ l i ve H a y a t - ı A s

ke r i yes i ) : A . N . (Hac ı M u r a d ) : T e r c e m e d i r . Yusuf Z iya Bey. ( B a h r - i Ensâb - ı Sağ î r ) : Y a z m a , A r a p ç a . Bek taş T o k a d ı . (S i l s i l e t ü , z -Zeheb fî E s m â i ' r - R u v a t ı ) :

A h m e d Abdülâziz ibn-i Hüseyin Eyyûbî. ( M e n â k ı b - ı Emî r S u l t a n ) : Y a z m a . M ü d â m î . (Fen A d a m l a r ı ) Subhi E d h e m Bey. ( B u r s a ' d a k i R ico l - i Z e y n i y y e M e n â k ı b ı ) : Y a z m a .

Bursalı M e h m e d İbn-i Sa'dî Hoca ) .

(Kasas - ı Yusu f î ) : F a r s ç a ' d a n t e r c e m e e d i l m i ş t i r . Şaban İ bn - i E h u ibn- i A h m e d t a r a f ı n d a n 1099 (1688) d a t e r c e m e e d i l m i ş t i r . B i r n ü s h a s ı E d i r n e ' d e S u l t a n İ k i nc i S e l i m K ü t ü b h â n e s i n d e m e v c u t tu r .

(D i yo r l a r k i ) : Ruşen Eşref Bey Evka f - ı H ü m â y û n N e z a r e t i n i n T a r i h ç e - i T e ş k i l â t ı v e N a z ı r l a r ı n

T e r â c ü m - i A h v â l i ) : T a r i h ç e Hüseyin Hüsamedd in Efendi , t e r â c ü m - i a h v â l İbnü' l -Emîn M a h m u d K e m a l Bey t a r a f ı n d a n yaz ı lmış t ı r .

( I ş k o d r a V i l â y e t i O s m a n l ı Şâ i r l e r i ) : Ali Emîrî Efendi . ( Y â d i g â r - ı Ş e m s î ) : B u r s a ' d a A s t â n e - i H a z r e t - i Mıs r î Ş e y h i

Şemseddin Efendi .

Page 204: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— m —

(Mîr Al i Şîr Nevaî ve Çağatay Şuarâsı): İsmail Hakkı Bey. (Eşrefü'l-Vesâil fî Evsâf-i Seyyidü'l-Evâhir ve'l-Evâil). Yazma.

Vcn Müftîsi Ömer İbn-i Nûh Efendi. (Yazma Türlüce).

(Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî — Hayatı, mesleği): Osman Behçet Bey.

(Za'u's-Sabah fî Tercemeti Seyyidina Ebî Ubeydetü'bnü' l-Cerrah): Şeyhü'l-İslâm Hâmid Efendi.

(Tezkire-I Şuarâ): Tekirdağlı Ahmed Lütfi ibn-i Hacı Hasan. Sene: 1155 (1742). Yazma olup Dârü'l-Fünûn kütübhânesindedir.

(Yanya Vilâyeti Osmanlı Şâirleri). Yazma. Ali Emîrî Efendi. (Barbaros'un Hafîdi Rauf Bey): A.N, (İngiliz Rical-i Siyasiyyesi): Celâl Burhaneddin Bey. (Celâl Nuri Bey ve Cezrî Fikir leri): Giridli Ahmed Sâkî Bey. (Tuhfetü' l-Mülûk Zeyli Nuhbetü' l -Mülûk): Haşim Paşa. (Siyer-i Âlî-i Hayber Menâkıb-ı Evlâd ve Ahfâd-ı Hayder):

Üsküdarlı Camcızade Ali Rıza Efendi. 1292 (1875) baskısı. (Cevâhirü' l-Menâkıb): Şefîk Efendi. Yazmadır. Sokullu Mehmed

Paşa'nın Amcazadesi Budin Valisi Mustafa Paşa adına yazılmıştır.

(Hadâyiku'l-Envâr fî Kelâmi' l-Kibar - Tabakatü' l-Evl iyâ): Kadirî şeyhlerinden îstanbul' lu Mustafa Şevkî Efendi tarafından yazılmış,

dergâhında yazma bulunmaktadır. (Fatma Aliyye Hanım Yahut Bir Muharrire-i Osmaniye'nin Neş'eti)

Ahmed Mithat Efendi. (Osmanlı Tarihinde Kadınlar): Yazma Samih Fethî Bey. (Mecmûatü't-Tevârîhi ' l -Mevleviye): Seyyid Sahîh Ahmed Dede.

Yenikapı Mevlevîhanesi aşçıbaşı'sı, Sultan İkinci Mahmud'un muasırı. Merkez Efendi'ye dönecek yerde medfundur. Yazmadır.

(Tevfik Fikret Hâtıralarına Dâir): Ruşen Eşref Bey. (Fatma Sultan): Ahmed Refik Bey. (Lâvaziye): Mehmed Hasan Efendi. (Müddeî-yi umumîlerin Tarihi); Hüseyin Galib Bey. (Kont Kavur): Mehmed Ali Efendi. (Menâkıb-ı Velâdet-i Hazret-i Seyyidü'l-Kevneyn):

İbrahim Re'fet Efendi. (Sefînetü'l-Evliyâ): Yazma. Hüseyin Vassaf Bey. (Dest-i Bend Rıyhân Der Terceme-i Jmmü Haram binti Melhan):

Kıbrıs'da medfûn Ensâr'ın büyüklerinden Ümmü Haram bint- l Melhan (R.A.)ın terceme-i hâlidir). Yazmadır.

Kıbrıs Müftîsi Hasan Hilmi Efendi.

Page 205: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— ıs» —

(Abdü lhak Hâmid ve Sü leyman Nazîf ) : Kemal Reş id Bey. (Kibâr- ı M ü ' m i n â t ) : Fotafia Şadiye Hon ım. (Sef ine) : Yazma. Sdft Bey (Nüzhet Sab i t Bey); (Sehöi f - i Güz ide- i K i ram) : Mehmed Süreyya Bey (Fuzûlî) : İ b rah im Aşk t Bey (Eser- i Hayat - ı Feyzî - «Terceme- i Hâl») :

Süleymaniyeli Emin Feyzt Bey.

Page 206: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III
Page 207: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

B E Ş İ N C İ F A S I L

TABİBLER

F A S L I

Page 208: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III
Page 209: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

T A B A B E T İ M İ Z İ N T E K Â M Ü L D E V R İ

M u h t e r e m k u r u c u v e m u a l l i m l e r i n hay ı r l ı h i m m e t l e r i i le m e m l e k e t i m i z i n i l im v e d i l i ne b ü y ü k h i z m e t l e r i g e ç m i ş v e b i z d e d e t ı bb ın ş u a n d a k i t e r a k k î s i n l n b ü t ü n t e c e l l i l e r i n e m a z h a r ve h a k i k a t e n m ü t e k â m i l b i r t a b a b e t v ü c u d â g e t i r m i ş o l a n T ı b b i y e M e k t e b i ' n i n v e d a h a ş ü m u l l ü o l a r a k « O s m a n l ı Tıbbı» n in t e k â m ü l d e v i r l e r i n i ş u k u t s a l v e s i l e i le ş ü k r a n n a z a r l a r ın ın ö n ü n e k o y u y o r u z :

Ö n c e ş u r a s ı ş ü p h e s i z d i r ki b i zde « M e k t e b - i T ı b b i y e - i Ş a h a n e » n i n k u r u l u ş u n d a n evve l m u n t a z a m v e z a m a n ı n a g ö r e m ü t e r a k k î b i r O s m a n l ı t a b a b e t i v a r d ı . Ç ü n k ü b u n d a n a s ı r l a r c a evve l A v r u p a s i y a s e t â l e m i n d e k u v v e t l i b i r m u k a v e m e t i o l a n m u a z z a m b i r h ü k ü m e t h a l i n d e b u l u n a n v e m u n t a z a m o r d u l a r ı v e aske r î t e r a k k i l e r i i le b ü t ü n A v r u p a y ı k u v v e t v e ş e v k e t i n e h a y r a n b ı r a k a n O s m a n l ı l a r ' ı n d ü n y a t a r i h i n i n s a y f a l a r ı n d a b i r s ü s v e z i y n e t g i b i d u r a n m ü t e a d d i t m u h a r e b e l e r i n d e v e y e r y ü z ü ' n ü n ü ç g e n i ş k ı tas ına y a y ı l a n m e m l e k e t l e r d e ne k a d a r d o k t o r a m u h t a ç o l a c a k ları d ü ş ü n ü l e c e k s e O s m a n l ı t e b a b e t i n i n m e t î n v e e m î n b a ş l a n g ı c ı , o l d u k ç a t e r a k k i y e m a z h a r o l m u ş i lk d e v i r l e r i b u l u n d u ğ u ş ü p h e d e n u z a k a d ded i l eb i l i r .

Ya ln ız şu ras ı d i k k a t e ş a y a n d ı r k i o z a m a n p e k f a z l a t e r a k k î e d e n ce r r a h l ı k o l u p O s m a n l ı OrdusLf k o m u t a n l a r ı [ â m i r l e r i ] a r a s ı n d a n b i r ç o k l a r ı h e m c e r r a h l ı k , h e m d e aske r î v a z i f e i le u ğ r a ş a - g e l m i ş o l d u k l a r ı n d a n t ıbb î d u r u m l a r a s k e r î o l a y l a r a r a s ı n a k a r ı ş m ı ş v e t a r i h î s a h î f e l e r i n e bu y o l d a p e k az b i lg i g e ç i r i l m i ş t i r . M e ş h u r c e r r a h K a s ı m Paşa İ s t a n b u l ' d a k o s - k o c o b i r m a h a l l e n i n ad ına n i s b e t l e ha l â p a y i d a r o l a n C e r r a h - P a ş a v e s a i r e b i r ç o k m u k t e d i r t a b i b l e r h e p o r d u d a k e m a l e e r m i ş v e o m u k t e d i r a s k e r t ü b i b l e r i n h e m e n heps i d e O s m a n l ı T ıb M e d r e s e l e r i n d e t a h s i l g ö r m ü ş l e r d i r . İ lk d e f â o l a r a k r e s m e n h i c r e t i n 9 5 7 / 1 5 5 0 s e n e s i n d e C e n n e t - m e k â n S u l t a n K a n u n î S ü l e y m a n H a n H a z r e t l e r i , b ü y ü k a d ı n a i za fe t l e a n ı l a n m e ş h u r c a m i ' i n ( S ü l e y m a n i y e ) n in y a k ı n ı n d a b i r t ıb m e d r e s e s i v e y a n ı n d a b i r «Dâ rü ' ş -Ş i f â» inşâ e d i p a ç m ı ş v e m e d r e s e y i b i r k l i n i k l e r m e k t e b i h a l i n e g e t i r m i ş l e r d i r . Bu m e d r e s e d e 1 1 3 2 / 1 7 2 0 s e n e s i n d e m e ş h u r Re îsu ' l E t i b b â Ö m e r E f e n d i ' n i n t e d r i s a t ı n d a b u l u n d u ğ u t a r i h k i t a b l a r ı n d a kay ı t l ı dır . İ s t a n b u l ' d a o m e d r e s e d e n b a ş k a ay r ı ca b i r kaç t ıb m e d r e s e s i d a h a v a r d ı . Re i sü ' l -E t ı bba [ T a b i b l e r l n re is i ] o l a n z a t l a r b u m e d r e s e l e r i n d e d e r s l e r i n i n baş m ü d e r r i s i c î u r l a r d ı . M a a m a f i h O s m a n l ı T ıbb ı b u m e d r e s e ler in k u r u l u ş u n d a n evve l l e r i de m e v c u t t u . Fa t i h S u l t a n M e h m e t H a n Haz -

OSMANLI MÜELLİFLERİ - (Jild: 3 F. : 13

Page 210: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 194 —

retlerl zamanından kalma bazı tarihî ve tıbbî eserler de buna şehadet etmektedir. Devletin ilmîye ricalinden sayılan tabibler in reisleri hem tıbbî işlere nezaret hem de makam-ı Hilâfetin tababeti ile devamlı uğraşmakla vazifeliydiler. Elde bulunan tıbbî eserlerden bu zatların pek büyük, müstesna mevki ' leri ihraz eyledikleri ve memleketin sıhhî durumu, ilmî ve fennî terakkisine fevkalade hizmet ede-geldikleri ve bu yararlıklarından dolayı her zaman Sultanların büyük i l t i fat ve takdir lerine mazhar oldukları a n laşılmaktadır.

Osmanlı tababetinin bu devrelerinde bir çok doktor ve müellif yet işmiş; Bursalı Ömer Şifaî, İbni Sina 'nın m.eşhur «el-Kanûn»unu tabiblerin reisi 'nin üstadı Kâtibzâde Muhammed Refî Efendi'nin teşviki ile t amamiyle Türkçeye terceme eden Tokatlı Mustafa ibn-i Ahmed, tıbtan «Düstûr» adile bir kaç bin sayfalık kalın bir eser tertîb ve te'lîf eden Hacı Ab-bas Vesîm ve daha bi r çok ma'ruf ve meşhur Osmanlı tıb üstadları hep bu medreselerde tahsil lerini kemale erdirmişlerdir. [(Nevsal-i Âfîyet)]. Besîm Ömer Paşa, sene: 3.

Yukarıdaki makalede Osmanlı tebabetinin kurucusu Kanunî Sul tan Süleyman olmak üzere gösteril iyor. İstanbul'a göre ihtimal ki böyle zabt edilmiştir. Fakat bu medeniyet Osmanlılarca o tor ihten tam 135 sene önce nazarı dikkate alınmış ve buna Muazzam Osmanlı Hükûmeti 'nin ilk merkezi olan Bursa'da başlanmıştır. Muhterem Büyük Padişahlarımızdan Sultan Yıldırım Bâyezid Han Hazretleri bugün hey'et-i asliyesi mevcut fakat harap 800 metre kare bir mahal üzerine dört büyük, yirmi ikî küçük hücre ile büyücek bir daire olmak üzere kârgîr bir hastahane inşa ett ir ip bunda üç tabîb ile iki eczacı istihdam ve cins ve mezheb te f r ik edilmeksizin bütün insan oğullarına şamil olduğunu ifade eden «Merzâ»> tabir i ile hastaların erzak ve İlâçları için de mühim miktarda tahsisat verilmesini 802/1400 tarihl i vakfiyelerinde şart kılmışlardır. O tar ihte garbr [devletlerinin] memleketlerinin en mühimlerinde bile bu derece muntazam ve şümullü bir müessese bulunmuş olmaması dikkat i çekmekle beraber bu faydalı te'sis için Bursa'da bir de «Dârü't-Tıb» ihdas o lunmuş bulunduğunu vaki tedkikler bize gösteriyor. Tabîblere mahsus olan bu medrese «hace-i tabîb» den muharref olarak «Hoca Tîb» adı ile b i l inmekte olan mahalde bina edilen ve büyük bir zelzeleden sonra şekli büsbütün değişerek bugün mescit halinde olduğu isbat olunabil ir. Bursa iht iyarlarından bazıları müteselsil rivayetlerden bu tahkikte hiç bir isabetsizlik olmadığını tasdîk edeceklerinde şüphe olmadığına göre; gerçi vakf iyede yalnız bu medrese hakkında bir kayıt ve işaret görülememiş ise de-her halde Osmanlı tababetinin kuruluşu o tar ihte Bursa'da vaz edi lmiş ve fakat bu mühim müessese kim bilir ne kadar müddet vatan evlâdı-

Page 211: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 195 —

na h i z m e t e t t i k t e n s o n r a h a n g i t a r i h t e n be r i m a a l e s e f m e t r u k k a l m ı ş t ı r ? ( b i l e m i y o r u z ) . B iz i s t i k b a l i d a i m a g ö r m e ğ e ç a l ı ş m a k l a b e r a b e r m e d e n i y e t i n i cab la r ı n ı A v r u p a l ı l a ş t ı k t a n s o n r a i k t i s a b e t t i k f i k r i n d e b u l u n m i y a r a k ; m a z i m i z i d e d â i m a t e d k î k v e t e t e b b u ' d a n v a z g e ç m e z s e k t a r i h i m i z i n m e d e n i y e t â l e m i n e n i c e pa r l ak l ı k l a r ı n ı g ö s t e r e b i l e c e ğ i m i z d e r k â r o l m a k l a t env î r - i e f k â r a m e d a r o l m a k üze re d e r c i v e A l l a h ' ı n y a r d ı m ı i le m e z k û r h a s t a h a n e n i n V i l â y e t i d a r e M e c l i s i ' n c e s o n r a d a n i t t i h a z o l u n a n k a r a r m u c i b i n c e z a m a n ı n i cab la r ı i le m ü t e n a s i b o l a r a k t e c d i t v e i hyas ı i le v a kıf ş a r t l a r ı n ı n t a m a m i y l e i c ras ı e m r i n d e l ü z u m l u k e ş i f l e r e ( a r a ş t ı r m a l a r a ) b a ş l a n m ı ş v e y a k ı n z a m a n d a e n iyi b i r n e t i c e y e u laş t ığ ı A l l a h ' ı n l ü t f u n -d a n ü m î d v â r b u l u n m u ş o l d u ğ u n u n v a t a n d a ş l a r ı m ı z ı n d a m d ' l û m u o l m a k i ç i n n e ş r i n i t e m e n n i e d e r i m ?

H ü d â v e n d i g â r V i l â y e t i [ B u r s a ] S a b ı k Evka f M ü d î r i Cemat i Bey

1 2 4 2 / 1827 t a r i h i n d e «T ıbhane» ad ı i le k u r u l a n ( M e k t e b - i T ıbb iye )

n i n t a r i h ç e s i h a k k ı n d a « M i r ' a t - i M e k t e b - i T ıbb îye) i s m i n d e k i e s e r d e l ü

z u m l u t a f s î l â t va rd ı r .

Dîvanı H ü m â y û n M ü h i m m e K a l e m i kay ı t l a r ı a r a s ı n d a 1111 s e n e s i b a ş la r ında 25 t a b î b i le 28 c e r r a h ' ı n m u f a s s a l k ü n y e l e r i y a z ı l m a k şa r t ı i le i lmî b i r h e y e t t a r a f ı n d a n i m t i h o n l a r ı i c ra e d i l e r e k s a n ' a t l a r ı n ı i c r ö y a iz in v e r i l d i ğ i n e d a i r o l a n r e s m î kay ı t bu âc îz t a r a f ı n d a n d a g ö r ü l m ü ş t ü r k i b i r ç o k b a k ı m d a n d i k k a t v e t a k d î r e şayand ı r .

Page 212: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III
Page 213: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

ALTUNCUZADE

Fa t i h S ü i t a n M e h m e d d e v r i u l e m â v e t a b î b l e r l n d e n o l u p k ı r aa t v e t ıb i l m i n d e m ü m a r e s e s a h i b i i d i . « T e r c ü m e - i Ş a k a y ı k » t e «. . . n e b a t a t v e yaş l ı o t l a r ı n i s im v e r e s m i n i , f a y d a l a r ı n ı , m e n f a a t l e r i n i b i l m e k t e m a h a ret i» b u l u n d u ğ u y a z ı l m a s ı n a n a z a r a n z a m a n ı n a g ö r e T a b i a t T a r i h i n i n , N e b a t a t v e H a y v a n a t k ısmı i le T ıb M ü f r e d a t ı n d a m a h a r e t i o l d u ğ u a n l a ş ı lır. [ H o p i s - b o l o ] ka rş ı b i r nevî s o n d a a m e l i y a t ı i c ra e d e r e k h a s t a y ı k u r t a r d ığ ın ı H a b s - i B e v l ' e t a r i h h i k â y e e t m e k t e d i r .

Ahi AHMED ÇELEBİ

Fa t i h v e i k i nc i B â y e z i d d e v r i f az î l e t s a h i b i t a b î b l e r l n d e n Ş i r v a n î M e v l ânâ K e m a l ' i n o ğ l u d u r . T ıb i lm in i b a b a s ı i le m e ş h u r h e k î m K u t b ü d d î n v e A i t u n î z â d e ' d e n t a h s i l e t m i ş t i r . T a h s i l d e n s o n r a E d i r n e D â r ü ' ş - Ş i f â ' s ı t a -b îb l i ğ i ne v e s o n r a d a İ s t a n b u l ' d a k i D â r ü ' s - S ı h h a ' y a b a ş - t a b î b t a y i n o l u n m u ş t u r . B i r az s o n r a «Reîsü ' l rE t ıbbâ» o l m u ş t u r . 9 3 0 / 1 5 2 4 t a r i h i n d e h o c ' -d a n a v d e t i n d e M ı s ı r ' d a v e f a t e d e r e k İ m a m ı Şa f i ' î y a k ı n ı n a d e f n ed i l d i . İ s t a n b u l ' d a c a m i ' i v e E d i r n e ' d e h a m a m ı va rd ı r . (R isa le- i H ı s a t ü ' l - K e l i y y ve l ' l M e s a n e ) i sm i İ le b ö b r e k v e m e s a n e d e has ı l o l a n t a ş l a r a d d i r o n b a b ü z e r i n e m ü r e t t e b yazd ığ T ü r k ç e t ıbb î ese r i z a m a n ı t a b î b l e r i n i n t a k d i r i n e m a z h a r o l m u ş t u r . T ı b ' t a n m e ş h u r ( M û c e z ) ' i d e t e r c e m e e t m i ş t i r . E d i r n e v i l â y e t i n d e k i A h î - ç e l e b l K a s a b a s ı k e n d i s i n e a r p a l ı k o l a r a k v e r i l m i ş t i .

AHMED İBN-İ BÂLİ FAKİH

O s m a n l ı u l e m â v e t u b i b l e r i n d e n b i r z a t o l u p S a r u h a n ( M a n i s a ) S a n c a ğ ı d a h i l i n d e k i A k h i s a r K a z a s ı n a bağ l ı M a r m a r a N a h i y e s i n d e n d i r . M e ş h u r M o l l a A r a p ' ı n t a l e b e l e r i n d e n o i u p t a h s i l i n i i k m a l d e n s o n r a b i r m ü d d e t kad ı l ı k m e s l e ğ i n d e b u l u n m u ş s a da s o n r a d a n b u m e s l e k t e n f e r a g a t l a •flmen v e a m e l e n t ı b i lm i i le m e ş g u l o l m a y a b a ş l a d ı . M e ş h u r h a k î m İ l yas Ş î râz î ' n i n t ıb i l m i n d e n (Hâv i - i Sağ î r ) ad l ı e s e r i n i ( M e c m e u ' l - M ü c e r r e b â t ) i s m i i le beş m a k a l e üze re t e r c e m e e t m i ş t i r v e b u m a k a l e l e r i n ih t i va e t t i ğ i b a b l a r ı n s o n l a r ı n a da l ü z u m l u i l âve le r i k o y m u ş t u r . B u b ü y ü k e s e r i n 987 (1579) t a r i h i n d e y a z ı l a n b i r n ü s h a s ı t a r a f ı m d a n g ö r ü l m ü ş t ü r .

Page 214: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 198 —

AHMED SÂNÎ İBN-İ HASAN EFENDİ

Sultan Birinci Mahmud'un meşhur tabîblerlnden olup Mehmed Mü' -min Hüseynî'nin kırk küsur tabibe müracaat ve kendi tıbbî mütalâalarını do ilâve etmek şartı [sureti] ile Safevî şahlarından Şah Süleyman adına forsça te'lîf ett iği 470 yapraktan müteşekkil (Tuhfetü' l-Mü'minîn) ismindeki eserini (Ganiyyetü' l-Mihsalln fî Tercemeti T u h f e t ü ' l - M ü ' m i n î n ) adı ile terceme ve bazı noktalarını da tahşiye ederek mufassal bir eser meydana getirdi. Bu eser beş teşhîs-yani bab ile «düsturat» adı ile üç kısımdan ibarettir. Birer nüshası Ayasofya ve Köprülü Kütübhanelerinde vardır.

AHMED ALİ PAŞA - AHMED REMZİ PAŞA

Meşhur Osmanlı tabiblerindendir. Rcdos'ludur. 1274 (1858) de Mekteb-i Fünûn-i Tıbbiye'den mezun olmuş ve uzun müddet bu mektepte tıbbî il imler öğretimi ile meşgul olarak ferîk (tümgenerall ik) rütbesini kazanmış ve Ders Nazırlığı'nı ifâ etmiştir. Tıbbî i l imlerin Türk dil inde tedrîs olunmasına en ziyade himmet ve gayret edenlerden olup teşki l olunan (Cemiyeti Tıbbîye)'nin uzun müddet reisüğinde bulunmuştur. İki cild bir (müfredât-ı Tıb) ve Tıb Tedavî ilmine taallûk eden makbul bir hayli tercemeleri vardır. 1305 1887)'de İstanbul'da vefat etmiştir. Eyyüb'te Cami ile Bostan İskelesi arasındaki mezaristanda medfundur. Fazla kitab okumaktan ve araştırmadan dolayı ömrünün sonlarında gözlerine a 'mâl ikâr ız o l masına rağmen çalışmalarına zerre kador ara vermeyerek dikte ett i rmek suretiyle çalışan, müstakim bir zattı.

AHMEDİBN-İ İBRAHİM «A'reç»

Fıkıh ve tıb ilminde behre sahibi bir zattır. 1119 (1707) tar ihinde Medrese-! Hariç'e müderrisi olup Şeyhü'l-İslâm Efendi adına te'l i f ett iği İhlâs Sûresi tefsir ine mükâfat olarak Hariç-i Saniye rütbesine nail olmuştur. Bu eserinin mukaddimesinde fıkıh ilminden Kudurl, Muhtar, Vikaye ve Mültekâ'yı ihtisar eylediğini ve (Mecmau'l-Bahreyn)' i de (Kitabu'l-Buyu) undan sonuna kadar ihtisar ve hadîs i lminden bir risale ile feraizden bir risale te'lîf ett iğini yazıyor. Bir nüshası Hamîdiye'de mevcut (Teshllü't Tedâbîr) ismindeki tıbbî eserindeki mukaddimesinde de Süleymaniye Tıb Medresesinde on beş sene tahsilden [sonra] Saray tabibi olduğunu ve tıbba ait eserini tıb ilminin şubelerinden on üç fen üzerine tertîb ett iğini yazıyor. Eseri Sultan Mustafa ibn-i Ahmeci Han adınadır.

Page 215: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 199 —

ALİ S İVASÎ «Ebû Abdul lah ibn-i M e h m e d ibn-i Ali es-Sivasi»

T a b i b l e r i n f a z i l e t l i l e r i n d e n b i r z a t o l u p S ivas ' l ıd ı r . S e l ç u k E m i r l e r i n d e n [ E m î r Y e ş b e k ] ad ına te ' l î f e t t i ğ i ( K i t a b ü İ k s i r i ' l -Haya t ı fî Te lh i s - i K a v a i d i ' l M u a l e c a t ) i s m i n d e k i m u f a s s a l t ıbbî e s e r i n i n m u k a d d i m e s i a r a p ç a , d i ğ e r m ü n d e r e c a t ı f a r s c a d ı r . ( I kdü ' l C ü m â n ) [ * ] ' d a m u f a s s a l o l a r a k yaz ı ld ığ ı üze re [Emî r Y e ş b e k ] , A m a s y a ' d a S e l ç u k S a l t a n a t ı m a k a m ı n d a b u l u n a n T a -c ü d d i n A l t u n b a ş ' ı n A t a b e y i o l u p 718 (1318) b a d i r e s i n d e A m a s y a ' d a ifna e d i l m i ş v e ev lâd ı M ıs ı r ' a f i r a r e t m i ş t i r .

A B D U L L A H A H M E D İBN- İ BEŞİR K Ü T A H Y A V Î

i s t a n b u l ' d a D â r ü ' ş - Ş i f â t a b î b i o l a n faz i l e t l i b i r za t t ı r . 1109 /1697 t a r i h i n d e f ü c c e t e n v e f a t e t m i ş t i r . ( C a m i f î l - l lm- i l B a y t a r i y y e ) İ s m i n d e b i r e s e r i va rd ı r .

ALİ E F E N D İ «Hekim»

Z a m a n ı n d a haz îk t a b i b l e r d e n s a y ı l a n p a d i ş a h ' ı n t a b î b i i d i . D o ğ u m ye r i i t i ba r i y l e İ s t a n b u l ' l u is.e d e B u r s a ' d a o t u r d u ğ u n d a n B u r s a l ı A l i E f e n d i ş ö h r e t i i le t an ınmış t ı r . 1160 (1747) k ü s u r t a r i h l e r i n d e B u r s a ' d a v e f a t e t m iş t i r . M e v l e v i h a n e k a r ş ı s ı n d a k i k ü n b e d i n a r k a s ı n d a ü s t a d ı Ö m e r Ş i fa î ' -n i n y a n ı n d a m e d f u n d u r . Ese r l e r i :

(*) Ikdu'l-Cuman; Aynî nisbetiyle tanınan Buhari şârihi Bedriiddin Mahmud b. Ahmedü'l-Ayni'nin 31 cUtUk tarihidir.

A H M E T H İ L M İ PAŞA

1280 (1863) t a r i h i n d e M e l ( t e b - i t ı b b i y e d e n m e z u n b u l u n a n haz ık t a b i b -^e rden o l u p Kayse r i l i d i r . T ı b b i y e M e k t e b i N e z a r e t i n e y ü k s e l m i ş e n s o n m e m u r i y e t i M a k a m - ı Vâ lây - ı s e r - a s k e r i [ H a r b i y e N e z a r e t i ] S ı h h i y e D a i r e s i İ k i n c i Re is l iğ i i d i . 1321 (1905) 'de İ s t a n b u l d a v e f a t e t m i ş t i r . K a d ı k ö y ' d e M a h m u d B a b a T ü r b e s i c i v a r ı n d a m e d f u n d u r . ( A m e l i y a t - ı C e r r a h i y e ) , ( E m -r a z - ı U m u m î y e - i C e r r a h i y e ) , ( K i m y a - y i M o ' d e n î ) (Tah l î l - i K i my ev î ) , (Teş -rîh- i Maraz î ) i s i m l e r i n d e b a s ı l m ı ş t ıbb î ese r l e r i va rd ı r . A r a p ç a v e f r a n s ı z -c a y a â ş i n â id i . C e m i y e t - i T ıbb i ye - i O s m a n i y e ' n i n t e ' s î s i n d e v e t ı b b i y e t e d r i sa t ın ı T ü r k ç e y e t a h v i l i h u s u s u n d a v a k i f a n e h i m m e t l e r i g e ç m i ş t i r .

Page 216: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 200 —

ABDÜ'L-ÂZÎZ EFENDİ «Hekîm-başı»

Osmanlı tarihçi lerinden Suphi Efendi'nin oğlu olup tıb ilmi ve sair i l imlerde ihtisas sahibidir. Yıldızların hükümlerine dair Alîşah Harzemî'nin (Eşçarü'l-Esmâr) ve Muhemmed Şerîf Bekrî'nin (Bürhanü'l-Kifaye) adU forsça kitablarını terceme ett iği gibi ahlâktan da güzel bir eser yazmıştır. Dil uzatmak töhmetinden nâşî 1197 (1783) tar ihinde İstanköy adasında sürgün olarak vefat etmiştir. Türkçe ve forsça şiir yazmağa muktedird i . Bir de fransızcadan (Kıtaat-ı Nükode fî Tercemeti Kelimoti L-Varîde) isminde tıbbî bir eseri, İtalya Tarihi 'ni ve Bevarhave'nin (Fusûl) ismindeki tıbbî eserini terceme etmiştir.

Şiirlerinden: Yek-cam ve ez gün ile çerh-ı desîsekâr Mest ü harâb gaflet eder ehl-i rif'ati Ettik edbâra gerçi hekîmâne intisab Lâkin bir özge derde düşürdük tababeti.»

Teşrih ile müzmîn ve gayri müzmin hastalıkların tedavilerine dai r lât ince'den terceme ettiği eseri Es'ad Efendi kütübhanesindedir.

AZİZ İDRİS BEY «Mîralay-ı Kırımî»

Millî hamiyet ve ilmî kudretini tıbbın türkçeye tahvîli işinde hakkı i le isbat İle akranları arasında mümtaz bir mevki kazanan Osmanlı tabible-

1 — (Bizaetü' l-Mübtedî): İlâçların heca harfleri sırasına göre ter t i bi ile ta'r i f ler inden bahsetmekte olup nüshaları İstanbul kütüphaneler inden Ayasofya ve Hamidiye Kütüphanelerinde vardır.

2 — (Cerrahname): Dokuz bab üzerine müretteb olup nüshaları N u ruosmaniye ve Galata Mevlevîhanesi Kütüphanelerinde vardır.

3 — (Kırasetü'l-Kimya Terceme-i Akrebadîn): Efrenc [yabancı] d i l den terceme edilmiştir.

4 — (Tuhfe-i Aiiyye): Sadr-ıâzam Hekîmoğlu Ali Paşa adına muharrer olup üç bab bir hatime üzerine müretteb olan bu eser «Kınakına» nm özell iklerinden bahsetmektedir?.

5 — (Apapakogalo) ismindeki nebatın özelliklerine dair olup bu da Ali Paşa adına muharrerdir.

6 — (Risale-i Fevaid-i Narcîl-i Bahrî). 7 — (Risale-i Pâd-zehir).

Page 217: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— M i

r i n i n ü s t ü n l e r i n d e n d i r . E m r a z ve ' t eş l ı î s i l m i n d e y e d - i tiDlâ s â i ı i b i i d i . D o ğ u m

yer i İ s t a n b u l ise d e b a b a s m m d o ğ u m ye r i K ı r ım o l d u ğ u n d a n (K ınmî ) un

v a n ı i le ş ö l ı r e t b u l m u ş t u r . T ı b b i y e IVIelctebinde t a h s i l i n i i (<malden s o n r a

d a h i l i hasta l ı l< lar v e l<imya i lm i t e d r i s i i le m e ş g u l o l d u ğ u g i b i k u r u l u ş

ve t e r a k k i s i h u s u s u n d a b ü y ü k h i m m e t l e r i g e ç m i ş o l a n M ü l k i y e T ı b b i y e

M e k t e b i n e d e m ü d ü r o l m u ş v e dah i l î h a s t a l ı k l a r d e r s i o k u t m u ş t u r . T ıbb î

ve tab i î i l im le r i n d e r i n l i k l e r i n e v a k ı f o l m a k l a b e r a b e r l ü g a t i lm i İle N e s i r

v e İ n ş a d a d a t a m b i r i h t i s a s s a h i b i d i r . K u r u l u ş u n a h i m m e t e t t i ğ i v© a l i -

m a n e b a ş k a n l ı ğ ı a l t ı n d a a ç ı l a n C e m l y e t - i t ı bb î ye - i O s m a n i y e ( O s m a n l ı

T a b i b l e r C e m i y e t l i n d e î r a d e t t i ğ i n u t u k m e ş h u r d u r . V e f a t t a r i h l e r i o l a n

1 2 9 5 / 1 8 7 8 ' d e 38 y a ş ı n d a id i le r . M e z a r l a r ı İ s t a n b u l ' d a E d i r n e k a p ı s ı h a r i

c i n d e d i r .

Eserleri : ( K i m y a - y i T ıbb î ) , v e (Emraz - ı U m u m î y e ) a d ı n d a k ı y m e t l i k i t a b l a r ı va rd ı r . B i r i n c i e s e r i n i n m u k a d d i m e s i n d e k i m y a t a r i h i n e v e i s l â m h ü k e m â s ı n ı n g ü z i d e h i z m e t l e r i n e d a i r c i dd î m a ' l û m a t va rd ı r .

ALİ R IZA BEY ( K i m y a ğ e r - K a y m a k a m )

T ı b b i y e M e k t e b i n i n y e t i ş t i r d i ğ i t a b î b l e r i n e n z e k i l e r i n d e n v e b i l h a s s a k i m y a g e r l e r d e n o l u p İ s t a n b u l l u d u r 1 3 0 4 / 1 8 8 8 ' d e t a h s i l i n i İ k m a l d e n b i r m ü d d e t s o n r a Pa r i s ' e g ö n d e r i l e r e k e n m e ş h u r k i m y a h a n e l e r d e b u l u n m u ş v e en m e ş h u r k i m y a g e r l e r i n t a k d i r v e d i k k a t n a z a r l a r ı n ı ç e k m i ş t i r . D ö r t s e n e s o n r a a v d e t i n d e M ü l k î v e A s k e r î T ı b b i y e M e k t e b l e r i n d e « K i m y a - y i Uzvî v e Tah l i l î» m u a l l i m l i ğ i n e t a y i n o l u n a r a k k e n d i s i n d e n p e k ç o k i s t i f a d e o l u n d u . K a r a h i s a r - ı s â h i b [ A f y o n k a r a h i s a r ] m a d e n s u y u n u n tah l î l v e t a y i n i m a h i y e t i n d e . D o l d u r m a ş a r t l a r ı n ı n v e ş e k l i n i n t a t b i k a t ı n d a v e K â ğ ı t h a n e su la r ı n ın t o p l a n m a s ı v e d a ğ ı t ı m l a s ı h a k k ı n d a v a k ı f a n e m ü t a l â a l a r b e y a n e t m i ş t i r . D â r ü ' l - F ü n û n uzvî v e h a y a t î k i m y a [ O r g a n i k k i m y a ] m u a l l im l i ğ i v e E t f a l H a s t a h a n e s i k i m y a g e r l i ğ i u h d e s i n e t e v d i e d i l m i ş t i . N e y a z ık ki d a h a k e n d i l e r i n d e n p e k ç o k h i z m e t l e r b e k l e n i r k e n 1322 (1906) 'da v e f a t e d e r e k Eyyüp K a b r i s t a n ı n a d e f n e d i l d i .

(K Imya - i Uzvî) a d ı n d a b i r e s e r i va rd ı r .

 D İ L BEY «Baytar binbaşı»

B a y t a r t a b i b l e r l n e n b a z i k l e r i n d e n o l u p İ s t a n b u l ' l u d u r . T a h s i l i n i ikm a l i ç i n F r a n s a ' y a g ö n d e r i l d i ğ i z a m a n m e ş h u r d â h î P a s t ö r ' ü n e n m ü m t a z t a l e b e l e r i n d e n N o k a r ' d e n i s t i f a d e e t m i ş v e ü s t ü n z e k â s ı v e g a y r e t i d o l a y ı s ıy la h o c a s ı n ı n t a k d i r i n e m a z h a r o l m u ş t u r .

Page 218: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 202 —

ALİ PAŞA «Hacı»

Kuşadalı'dır.' Askerî Tıbbiye Mektebi 'nden 1283 (1866) da mezun olan tabiblerdendir. Mekteb' ten çıkışında Askerî Tıbbiye Mektebi 'nde Nebatat İlmi muavini ve Mülkî Tıbbiye Mektebi 'nde Nebatat muall imi tayin edi lmiş ve ömrünün sonuna kadar nebatat (botanik) okutmuş, tetkik etmiş ve nebatî ıstılahların vaz'ına uğraşmış mütehassıs nebatçılardandır. Mülkî Tıbbiye Mektebi müdürlüğünde de bulunmuştur. Nakşibendî Tarikat ine mensub, tekvâ sahibi, sükûneti galip, âlemin gürültüsünden ve dağdağasından uzak bir zat idi, 1333 (1917)'de irt ihal ederek Kadıköy civarında Kızıltoprak'da Zühdipaşa Camiî kabristanına defn edildi. (İlm-i Nebatat) od i ile iki, (Yeni İlm-i Nebatat) adı ile bir ci ld ve (Rehnümâ-i Garrasîn) adlı eserleri vardır.

AVNİ BEY «Avni Mahmûd Bey»

Akıl hastalıklarında ihtisas derecesine yakın müeddeb bir tabîb olup Osküdar'lıdır. Uzun müddet Bîmarhane (Akıl Hastanesi) tabibl iğinde hizmet etmiştir. 1341 (1925) tarihinde Kasımpaşa'da fücceten irt ihal ederek bir gün sonra Üsküdar'da Atîk Valide Câmii 'nin kıble cihetine ve mihrab arkasına defn edildi. Herkeste bir çeşit delil ik olduğuna inanıyordu.

Basılmış eserleri: (Emrâz-ı) Akliye) ve (Terbiye-i Akliye).

İstanbul'a avdetinde «bal<teriyoloii» hane'ye memur edilerek pek c idd i eserler meydana getirmiştir. Bunlardan başlıcası kendi araştırması mahsûlü olmak üzere bulduğu «veba-ı bakarî» aşısıdır ki bugün medenî memleketlerin büyük kısmına İstanbul 'dan ihracat vuku bulmaktadır. Nokar ' ın (Emraz-ı Sarîyej'sini terceme etmişse de basılmamıştır.

Nokar 'm (Hayvanatı Ehliye Emrâz-ı Sârîyesi) hakkındaki takr ir ler ini de zabt etmişt ir ki bu takrîr bi lâhare Baytar Ameliyat Mektebi müdürü Mehmet Galip Bey'in himmetiyle elde edilerek 1312/1896'da tertîb edil ip basılmıştır. Orman ve Ziraat Nezaretine bağlı Mülkiye Baytar müdürü iken 1315/1899'da Fefat etmiştir. Topkapı dışında medfundur.

Page 219: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 203 —

— B —

BEKİR ZADE MEHMED İBN-İ İBRAHİM

Sultan Birinci Ai ımed Han'ın husûsî tablblerlnden idi. Arapça (Ravza-tü' l -Asihhâ ve Devhatü'l-Etıbbâ) ismindeki tıbbî eseri aşağıdaki gibi on devhâ üzere tertîb edilmiştir: 1 — (Mahiyetü's-Sıhha), 2 — (Mahlyetü' l-Ha-va ve tedbîrihi), 3 — (Rma Yu'kelü ve Yuşrebu), 4 — Fi' l-Hareketi ve's-Sukûni), 5 — (Fi'n-Nevmi), 6 — (Fî Hareketi 'n-Nefsaniyyeti), 7 — (Fî'l-İs-t i frağı ve'l-İhtibası), 8 — (Fî'l-Cima'ı ve Menafi ' ihi ve Mezarihi), 9 — (Fî Ahkâmi ' l -Hamamı), 10 — Fî'l-İnzarati mlne'l-Hevadisi 'r-Redîe)'dir.

1029 (1620) tarihinde İstanbul'da vefat etmiştir. Bir de (Musannif) isminde başka tıbbî bir eseri vardır.

BEHÇET MUSTAFA EFENDİ «Hekimbaşı»

Aslen İstanbul' lu olup önce ilmiyeye sonra da tıbba intisab ederek pek çok faydalı eserler vücuda getirdi. Bu cümleden Bufon'un (Tarih-i Tabi'î) si ile (Fisyolo|isi)'ni, Yukan'ın (Ameliyatı Tıbbîye)'sini, Burne'nin (Hikmet-i Tabi' iyye'sini terceme ve yalnız başına da (Kolera) ve saireye •dair bazı faydalı risaleler ile (Hezar Esrar)'ı te'l if etmiştir. İngiltere f i lozoflarından Bonent' in (Mütala'a-yı Tabi'î) adındaki felsefî eserinin büyük bir kısmını da terceme etmiştir. Şaban 1827 (1242) senesinde te'sis ve küşad buyurulan Tıbhdne-i Âmire ve Cerrahhane'nin te'sis devresinde pek çok hayırlı hizmetleri geçmiştir. Fransızların Mısır'a girişlerinden çıkışlarına kadar gündelik zuhura gelen Mısır olayları hakkında Mısır ulemasından Şeyh Abdurrahman Çebretî'nin kaleme aldığı (Mazharü't-Tak-•dîs Bi-Huruci Taifeti ' l-Fransis) ismindeki tar ihçeyi de terceme etmiştir.

Diğer eserlerinden bazıları: (Risale-i Ruhiye): Çocuklarda zuhura gelen ve erginlik denilen bir

nev'î ci ld hastalığı hakkındadır. (Risale-i İllet-i Efrenc): Tercemedir. (Ma'r i fet- i Arz): Bufon'un eserinin tercemesidir. (Terceme-i Hayvanat): Bufon'un eserinin tercemesidir. Vefatı «Hakîm-başı idi Behçet Efendi gitdi Ukbaya», mısra'ınin delâ

le t i olan 1248 (1832)'dedir. Kabri Üsküdar'da Hazret! Nasuhî Dergâhı'n-dadır.

Page 220: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— c —

CEYHUN AHMED EFENDİ

Osmanlı tabiblerlnin çalışkanlarından olup binbaşı rütbesinde iken 1314 (1897) tar ihinde Tesalya'do memuriyeti esnasında Yenişehir 'de vefat etmiştir. (Mir 'atü's-Sıhhati fî Ahkâmi' l-îslâmiye) ismindeki Türkçe eseri ahkâm ve evâmir-i İslâmiye'nin tıbba tatbiki vadisinde yazılan güzide eserlerdendir. Fransızca olarak (PrĞcsptes religieux des Musulmans au vue de l'hygiens) ismi ile kaleme aldığı risalesi bu vadide mütalâaya şayan tıbba ait faydalı eserlerdendir.

— D —

DEVÂÎ

Şiir yazma tabîatına malik tabiblerden olup (Risale-i Dil-pezîr) ve Mekale-i Lâ-nezîr) isminde beşeriyetin ruh ve nefislerine dair Türkçe te ' lîf e t t iğ i eserini 994 (1586) tarihinde Sultan Üçüncü Mehmed adına te'lîf etmiştir. Bu eserinin sonunda: «Hızır nev ki arz ider iki şefi, i lmi ebdân ve biri nozm-ı bedi» beyti ile bir de tıbbî bir eseri olduğunu tasrih ediyor. Risalenin nihayeti şu:

«în suhen ber nem ân şeh şut tamam. Ey Devaî tû bekû temme'l-kelâm.»

DERVİŞ SİPAHİ-İ LÂRENDEVÎ

Zamanına göre muktedir tabiblerden ve mevlevî müntesibler inden-dir. Mısır ve sair yerlerde on sene seyahat etmiştir. Hece harfleri ve [28] yirmisekiz bab üzerine müretteb (Lügat-: Müşkilât-ı Ecza) ismindeki tıbbî eserinde eczâ'nın lügat isimlerini Arapça, Farsça, Yunanca, Berberice ve Türkçe üzerine cedvelli bir tarzda yazmıştır ki bir nüshası Bahçekapı Ha-midiyye Kütübhanesi 'nde mevcuttur. Bir de (Mecmeu't-Tıb) isminde manzum tıbbî bir eseri vardır. Bunun da nüshası Nuruosmaniye Kütüphanesindedir. Bu eserin nihayetinden:

Page 221: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 205 —

«Hezar ü bist ü penç içinde canâ Yazıldı bu kitabım oldu peyda

Okundukça kitabım Mecme'-i Tıb Siyyahi'ye dualar ede talib

Sorarlar ise mevlûdumdan el'on Sılam Lârende ve şeiırim Karaman.»

[Müşl<ilât-ı ecza] nin tert ib i , heca harfleri sırasına göre müretteb o l madığından 1193 (1779)'da IJsküdarlı Mustafa Efendi tertîb ederek ismini (Müretteb Müfredât-ı Seyyahî) adını vermiştir.

Page 222: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— E —

EMİR ÇELEBİ «Seyyid Melımed Tabîb»

İlmî ve amelî olmak üzere bir mukaddime, altı ta' l îm ve bir hıâtime üzerine müretteb yedi yüz (700) küsur sayfalık (Enmuzec-i Tıb) adı ile Türkçe (1034 (1624) tarihlinde bir kitab yazmıştır ki bir çok bahisleri zamanımız tıb usulüne uymaktadır. Bu zat uzun müddet Mısır ülkesinde Mehmed Kalâvon Hastanesinde baştabîb vazifesini ifâ ett iğini (Enmu-zec)'in mukaddimesinde zikr ediyor. Bu eser Kaptan-ı Derya Receb Paşa adına te'lîf edilmiştir. 1048 (1638) de İstanbul'da vefat etmiştir. Bu zatın (Garaibu'l-Hekîm) ve (Netîcetü't-Tıb) isimlerinde iki tıbbî eseri daha vardır. (Neticetü't-Tıb)'ın bir nüshası Beşiktaş'ta Yahya Efendi Dergâhı Kütüphanesinde mevcuttur.

Emîr Çelebi bu eserinin mukaddimesinde İstanbul'da Unkapanı'nda bir dükkân kiraladığını ve talebelerinden Al i 'nin adına yazdığını beyan ediyor. (Enmuzec)'in nüshaları İstanbul Kütüphanelerinden Ayasofya, Es'ad Efendi ve sair kütüphanelerde vardır.

EMİN AHMED BEY «Muhammed Emin Fehmî Bey»

Osmanlı tabiblerinin meşhurlarından olup İstanbul' ludur. Neş'eti 1283 (1867'dedlr. Mezun olduğu Tıbbîye Mektebinde muall im iken genç denecek bir yaşta 1286 (1868) tarihinde vefat etmiştir. Eyyûb'te medfundur. Terceme ettiği (Mehallk-i Şebabet) ve te' l i f ett iği (Hıfzı's-Sıhha isimlerinde tıbba alt eserleri vardır. (Hıfzı's-Sıhha) iki kısım üzerine müretteb olup mukaddimesinde tıb tar ihine dair vakifane malûmat vardır. 1287 (1870)'de basılmış (Hakaylk-i Tababet) adındaki eseri (Hıfzı's-Sıhha) adlı eserinin mukaddimesi makamındadır. Bir de (Saadet-i Ümem) isminde bir risalesi vardır.

Page 223: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— F —

FEYZÎ MUSTAFA EFENDİ «Hayatîzâde»

Sultan Dördüncü Mehmed devri kıymetli tabîblerlnden olup zamanında tabibler reisi idi. Oğlu Mehmed Emîn Efendi Şeyhülislâm olmuştur. Feyzî Efendi'nin aşağıdaki tıbbî eserleri vardır:

1 — (İllet-i Merak): Bir mukaddime, dokuz fasıl üzerine mürettebtir. 2 — (Beyanü'd Dâi' l-Efrengi): Yirmi fasıl üzerine mürettebtir. (3 — Vech-i Tesmiye Merezü' l-Betakiye): Sekiz fasıl üzerine müret

tebtir. 4 — (Vechû Tesmiyetü' l-Huma-yi Barid): On fasıl üzerine müret teb

tir. 5 — (Maraz-ı Efrenc): 6 — (İllet-i Vebaiye), 7 — (ResaM-i Müşf iye

Der Emraz-ı Müşki le), 8 — Risale-i Feyziyye R Lûgati ' l -Müfredâtı ' t -Tıbbi-ye).

İş bü eserlerin büyük bir kısmı Veliyyüddin Efendi Kütübhanesinde mevcuttur. Bunlardan başka (Hülâsatû't-Tıb) isminde bir eseri daha vardır ki bir nüshası Ragıp Paşa Kütübhanesindedir.

[Şakayık] Zeyli «Şeyhî» de Edirnekapısı haricinde medfun o lduğu yazılı ise de merhum ismet Efendi'nin (Tekmiletü'ş-Şakayık) adlı eserinde: «Tıb maen gitdi Hayatîzâde-i dana ile» mısranın delâleti olan 1151 (1738)'de vefat ederek Eyyüb'te Küçük Emîn Efendi'nin yanına defn edi l miştir. Hattâ penceresi üzerindeki mufassal manzumede: «Hekîmbaş-r sabık kıldı mesken Dâr-ı Ukbayi» tar ih mısraı vardır. Torunu Mehmed Emîn Efendi de tıbba müntesib bir zât olup Arap tabiblerinden Reşid ibn-i Ebi' l-Hasen İsrailî 'nin (Tedbîr-i Hıfzı's Sıhhati ' l-Bedeniye) ismindekf tıbbî eserini Damat İbrahim Paşa adına terceme etmiştir.

FAZLIZADE MEHMED ÇELEBİ

İstanbul' lu tabiblerden fazıl bir zat olup 1177 (1764)'de yazılmış (Müfredât-ı Tıb) isminde Türkçe bir eseri vardır. Bir nüshası Hamidiye ve Ayasofya kütüphanelerinde mevcuttur. Fatih Kütüphanesinde de fıkıhdan (Dü-rer) haşiyesi vardır.

Page 224: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 208 —

FUAT BEY «Binbaşı» «Kadızâde»

Osmanlı doktorlarının seçkinlerinden olup Konya'lıdır. Tıbbın hıfzı's-sıhha şubesi ile arz tabakaları i lminde behresi vardı. Çanakkale Askerî Hastanesinde tabibken tebdil- i hava için İstanbul'a gelmiş ve 1323 (1907) de âhirete irt ihal etmiştir. Üsküdar'da Karacaahmet Kabristanına defnedi ldi. [Yirmi] 20 şekli ihtiva eden mütercem bir (İlmü'l-Arz) ile (Hıfzı's-Sıh-ha)'ya müteall ik eseri basılmıştır.

FAİK MEHMED BEY

Hazik tabiblerden bir zat olup Askerî Tıbbiyede emraz-ı umumiye (Umumî hastalıklar) muall imliğinden sonra izmir fırkası tabibl iğine t a y i n

olundu. İnkılâbtan sonra İstanbul'a gelerek 1330 (1914)'de irt ihal e t m i ş t i r .

Kadıköy Kuşdil i 'nde Mahmud Baba civarında defnedildi. (Emraz-ı Umumîye), (Kara'-ı Vasığa) ve (Haşerat-ı Emvat) isimlerinde basılmış tıbbî eserleri vardır.

FEYZİ ES'AD BEY «Kolağası»

Zamanımız Osmanlı tabiblerinin en zel<i!erinden olup İznil< l<öylerin-de doğmuştur. Tıb mel<teblerinde taiısi l ini il<malden sonra ilm-i arz (Jeoloji) ve ilm-i hil<met-i tabiîye [Fizik] muall im muavinliği ile vazife ve hizmet görmüştür. 1319 (1901) senesinde vefat ederek Üsküdar'da Karaca ahmet Mezaristanına defn edilmiştir. Yaşı müsaade etseydi kendisinden daha pek çok hizmetler ve eserler beklenirdi. Memleketimizde en evvel röntgen şuası tecrübesine muvaffak olan bu zattır. Eserleri: (İlmü'l - Arz ve' l-Meadin), (Eşkâl-i Teşrîhiye), (Hikmet-i Tabiîye-i İbtidaîye) ve (Röntgen Şuamın Esası ile Tatbikat-ı Tıbblve ve Cerrahiyesi)'dir.

Page 225: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— G —

GARSUDDİNZADE ŞEMSEDDİN

Sultan îkmci Selîm muasırı fazıl bir tabibtir. Türkçe manzum tıbbî b i r eseri vardır. Zamanında «hekîmbaşı»lık rütbesini haiz idi.

— H —

«HAC! PAŞA»

Anadolu'da yetişen Türk ulemasının ulularından, vücudu ile ift ihar o lunur kemalâtı [olgunlukları] şahsında toplayan bir zattır. Hal tercemeleri kitablarımızdan başta (Şakayik-i Numoniye) olmak üzere bu yolda yazılan eserlerimizin hemen hepsinde Aydınlı olduğu yazılı ise de Umumî Kütüphane'de kendi el yazısı ile yazılı Bayburt ' lu Ekmelüddin Hazretlerinin hadîs i lminden meşhur (Meşarik-i Şerîf) Şerhi 'nin sonundaki ketebesi olan «Hacı Paşa ibn-i Hoca Ali el-Konevî er-racî ilâ rahmeti Rabbihi ' l-Lâtif fî medineti Konya» ibaresine nazaran aslen Konya'lı olduğu ve sonradan Aydın'a hicretle burasını kendisine ikinci vatan itt ihaz etmesinden nâşî Aydın'lı tanındığı anlaşılıyor. İsmi [Celâleddin Hızır] olan bu yüksek medrese tahsil ini memleketinde bit irdikten sonra sırf bilgisini genişletmek için Mısır'a giderek ulemanın büyüklerinden Mübarek Şah-ı Mantıkî 'den mantık tahsil ini ikmalden sonra f ikirbaşı ve bir bakımdan hemşehrisi bulunan Bedreddin Simavî ile fazîlet sahibi ve mutasavvıfların büyüklerinden Şeyh Ekmelüddîn Hazretlerinden istifade ve istifaze eyledi.

Bu esnalarda vücuduna arız olan hastalık dolayısiyle Tıb ilmi tahsîl i lüzumunu da anlayarak zamanı tabiblerinden tıb tahsîl edip kendisini tedavi ett iği gibi bu il imde gösterdiği hazakatin mükâfatı olarak (Maristan-ı Mısır) ismi verilen (Dârü't-Tedâvî) [Şifa yurdu'na] ve baş-tabîb tayin o lunarak bir müddet insanları tedavi etmiştir. Bundan sonra vatanına avdet ve o tar ihte Aydın Meliki olan Aydın Oğlu Mehmet Bey'in davet ve ilt iması üzerine Birgi'ye azîmetle tedrîs ve te'lîfe başladı. Senelerce bu şekilde ömür sürerek 820 (1417) küsur tar ihinde âhireî alemine göçtü. (Allah'ın rahmeti üzerine olsun) [Rcıhmetullahi Aleyh].

OSMANLI MÜELLİFLERİ - CUd: 3 F. : 14

Page 226: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 210 —

Aydın Vilâyetinde seyaliatım esnasındal<i tetl<il<atıma göre bugûr> nahiye merl<ezi olan Birgi 'nin «Hızırlıl<» denilen yerinde medfundur. İsicm âleminin ift ihar ett iği meşhur müell i f lerden Seyyidü'l-Ulemâ Şerîf Cürcc-nî. Hacı Paşa'nın ilim ve irfanını teslîm eden büyük zatlardandır. Eserle?-;-nin hepsi basılmamış olup aşağıdadır:

1 — (Mecma'ul-Envâr fî Cem'il-Esrar) : İki ci ld üzerine müretteo Arapça tefsirdir. Bir nüshası Carullah Veliyyüddin Efendi Kütüphanesinde vardır.

2 — (Mesaliku' l-Kelâm fî Mesail i ' l -Kelâm): Meşhur müfessir Kadı-? Beyzavî'nin ilm-i kelâmın inceliklerine ait olan (Tevali 'u'l-Envar) ismindeki ma'ruf eserinin şerhi olup Aydınoğulları 'ndan îsâ Bey adına te'l if edilmiştir.

3 — (Haşiye Alâ Şerh-i Metal i 'u ' l -Envar): Eserin metni meşhur Kad^ Siracüddin Mahmud Ürmevî'nin, şerhî de Allâme Razî'nin olup eski felsefe ve mantık inceliklerinden bahsetmektedir.

4 — (Müntehabu'ş-Şifâ): «Şifau'l-Eskam» dan hülâsa edilmiş, tıb i lmine dair Aydınoğlu Mehmet Bey namına müellef Türkçe bir eser olup bir inci bab; Tıbbın ilmî ve amelî kısmından, ikinci bab; gıdaların, şerbetlerin, devaların terkîb ve çeşit lerinden, üçüncü bab; hastalıkların sebeb ve alâmetlerinden bahis olmak üzere üç babtır. El yazısı ile yazma kıymetl i nüshası Enderûn-i Hümâyûn'da Sultan Üçüncü Ahmed Kütübhânesindedir. Birer nüshalan Tire'de İbni Melek, Manisa'da Muradiye kütübhânelerinde olduğu gibi İstanbul kütüphanelerinin de bazılarında vardır.

5 — (Teshil): «Şifâ» dan küçük Türkçe tıbbî bir eser olup bunun do nüshaları zikr edilen kütübhanelerde mevcuttur. Bu iki tıbbî eserin Al-mancaya terceme edildiği şark dil lerine vakıf olanlardan Doktor Hans Bart tarafından ifade edilmiştir.

6 — (Şifau'l-Eskam ve Levau' l -Âlâm): İsminin delâleti gibi tıbira müteall ik Arapça bir eserdir. 782 (1468) tar ihinde Ayasloğ'da te'lîf edildiği sonunda muharrer [yazılı] olan bu büyük eserin müellif hattı ile yazılı nüshası Enderun'daki Sultan Üçüncü Ahmet Kütübhânesindedir.

7 — (Feride) : Tıb i lminden üç bab üzerine müretteb, Arapça olan bu eserin bir inci babı (Külliyat-ı İlm-i Tıb), ikinci babı (Havassu'l - Ağdiyye ve'l-Edviyye), üçüncü babı (Ebabu l-Ezz-Merâ ve'1-Alâmat ve' l-Mualecât) ' -dan bahsetmekte olup müell i f in vazısı ile muharrer nüshası Yeni Cami Kütübhânesindedir.

8 — (El-Kemiyyü'l-Celâlî): Bu eserin asıl ismi müell if in mukaddimesinde kaydett iği vech ile (es-Saadetü ve'l-İkbal) 'dir. Sonunda ise (Ke-

Page 227: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 211 —

HASAN EFENDİ

Vezir İbrahim Paşa zamanında (Tobîb-i Hassa Medresesinde müntehi son müderris idi. Perakilos Çermânî'nin yeni tıb kimyasını (Gayetü.'i-Menâ fî Tedbîri ' l-Merzâ) ismi ile genişleti lmiş bir holde terceme etmiştir.

HAFiZ HASAN EFENDİ «Körükzâde-Gevrekzâde»

•Tabib âlimlerden olup İstanbul' lu Abdul lah Efendi'nin oğludur. 1183 (1770) tar ihindeki Rus Seferinde Ordu hekîmbaşı'sı idi. İstanbul'a gelişinde evvelâ Tababet-i Nassa mesleğine dahil olduğu gibi 1200 (1785) tar ihinde Ser-Tobîb-i Şehriyârî (Padişah'ın baş doktoru) unvanına nail olmuştur. Bir ara Halep Mevleviyeti, müteakiben Mekke-i Mükerreme payesi kendisine veri ldi. 1216 (1801)'de İstanbul'da vefat ederek Eyyüb'te Şerîfzâde Mehmet Molla'nın civarına defnedilmiştir. (Neticetü' l-Fikriyye fî Tedbîr-i Velâdeti ' l-Bikriyye) beş düstur bir hatime üzerine müretteb, (Düsturu'l Amel fî Tedbîri 's-Sihhatı ve'l-İlel) ve (ed-Dürretü' l-Mensûriyye f i Terceme-ti ' l -Monsuriyye) isimlerinde tıbbî eserleri vardır. Hal tercemesinin büyük bir kısmı ikinci eserinin başında yazılıdır. Bu eserinde Akciğer veremi ile cüzzam hastalıkları hakkındaki f ikir leri dikkate şayandır. Tıb ilmini ibni Sina'nın «Kanun» unun mütercimi ismi aşağıda geçecek olan Tokat ' l ı Mustafa Efendi ile damadı İsmail ve «Reis'ül-Etibba» Müneccimbaşızâde Mehmet Emîn Efendilerden tahsi l etmiştir.

Meşhur hakîm Aristo 'nun Yunanca Büyük İskender'e yazıp sonradan arapçaya terceme edilen (Te'sîsü's-Siyase fî Tedbîri 'r-Riyase) ismindeki eserinin dördüncü makalesini de (Sırru'l-Esrar) ismi ile terceme etmiştir. İmam-ı Gazâlî'nin (İlm-i Ledünnî) ismindeki eserini de terceme etmiştir. Bu tercemeden Celvetîye Tarîkatine mensub olduğu anlaşılmaktadır. Edirne Kadısı iken meşhur tar ihçi Mîr-hond'un eserlerinden iktibas yoluyla (Kıssa-yi Yûsuf Aleyhisselâm) ile (Kısas-ı Enbiya-i Benî İsrail) veTahr îb- i Beytü' l-Mokdis) isimlerinde tarihî eserler yazmıştır. B i r de Sultan II. Bâyezid

miyyü'l-Celâlî) ismi ile tesmiye ett iği [adlandırdığı] mezkûrdur. Üçüncü b i r ismi de lügat bakımındon «asi» mânâsında olan (Kenaşe) ismi ile de ma'rûftur. Arapça dört makale üzerine müretteb tıbbî bir eser olup bir nüshası Lâleli Kütüphanesinde vardır. (Kem) Türkçede (Yen) manasında-dır. (Kemiyyu'l-Celâlî) müell if in ismi olan Celâleddin Hızır'ın [yen] ' inde kolaylıkla taşıdığı (Muhtıra-i Tıb) demektir.

Page 228: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 212 —

HÜSEYİN REMZİ BEY «Evliya», «Miralay»

Osmanlı tabibler inden, fâzıl ve mukdim bir zat olup 1255 (1839) tar i hinde İstanbul'da doğm.uştur. Tıbbiye Mektebini bit i rdikten sonra kuduz hastalığı (Dâu'l-Kelb) tedavisinin kâşifi olan Doktor Pastör'den tahsilet-mek üzere (1302 (1886) senesinde pad işah 'n emri ile Paris'e gönderi lmiştir. [Osmanlı Tabîbler Gem'iyyeî-i T ıbb iye i Osmaniyye Cemiyeti] Azası oldukları gibi Paris'in [Maari f- i kadîme-i Şcrkiyye Cemiyet-i İlmiyyesi] kurucu âzasından idiler. îrtihalleri 1314 (1898)'dedir. Kabri Kasımpaşa'da Bahriye Dairesi karşısındaki Türabı Dergâıı 'ndadır. Güzel ahlâklarından naşî «Evliya Hüseyin Bey» şöhreti iie ma'ruf olmuşlardı. Tıbbî eserleri ömrünün müddeti 58 kadar olup bazıları şunlardır:

(Dürer-i Esdaf), (Müntehabat-ı Hüseyin Remzî), (îhtimar), (Erbaa-yi Kemal), (Rehber-i Hakikat), (Emraz-ı İnsan), (Âdâb-ı Ta'am), (Fen-i Mik-robi-yi Cerrahî), (Tarih-i Tıb), (İlm-i Hayvaıat- ı Tıbbiye), (Tıbb-ı Nebevî), (Terakkiyat-ı Tıbbiye), (Tarih-ı Tabiî), (Mir 'âtü' l-Beyt), (Hıfz-ı Sıhhat-ı Askerî), (Mevâlid-i Selâse), (Kuduz İlleti ve Tedavisi), (Ömür ve Âfiyet-i Beşer), (Tababet-i Arap), (Ahlâk-ı Hamîdî), (Zerîa-yi Âdâb-ı Kemal-i Luhûm), (Aşı Ameliyatı), (Hıfz-ı Sihhat-ı Müteehhilîn), (Hıfz-ı Sihhat-i Şübban), (Jeothe-ni), (İlm-i Hayvanat), (Mikrop), (Hayvanatın Teşrîh ve Fizyolo|isi), (Reh-numa-l Teftîş-i Luhûm), (Tedâvi-i Baledlik) ve sairedir.

zamanında İspanya'dan hicret eden IVlusevî dol<torlarından İtyas bin Ab-.ram'ın Arapça (t\/lecennetü't-Tâun ve'l-Vebâ) ismindel<i Ararpçadan geniş-leterel< terceme ett iği (Gayetü'l-IVlenâ'l-Menâ fî Tedbîri'l-IVlerzâ) da tıbbî eserleri cümlesindendir.

Hekîm Perakliyos'un Arapçaya terceme edilmiş (Mürşidü'l-Lübafî Tercemeti Espağriba) adlı eserini de türkçeye terceme etmiştir. Nüshası Yjidız Kütüphanesinde vardır. Tercem.e suretiyle meydana getirdiği tıbbî eserlerinin en büyük ve ehemmiyetl isi (Şemsiyyetü'l-IVIansûre) diye adlandırarak 1209 (1794) tarihinde ikmal etdiği eseridir ki eserin aslı (Taba-katü' l-Etibbâ)'da münderiç olduğu vech ile İbni Sinan'ın muall imi Ebû Mansur Hasan ibn-i Nûhu'l-Gamerî'nin olup ismi (Ganî ve Menî)'dir. Mütercim hata ederek (Dürretü' l-Mensûriyye fî Tercemet' iL-Mansuriyye) adını vermiştir. Mütercimin kendi el yazısı ile yazılı nüsha tarafımdan görülmüştür. Bu mühim tercemeden başka (Nikrîs) hakkında Türkçe bir risalesi de vardır. Vefat tar ihi : (Ek! etdi Gevrekzâde'yi aç gözlü felek) mısra'ı olmak üzere menkuldür.

Page 229: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 213 —

HACİ HÜSEYİN SABRİ BEY «Miralay»

Osmanıllar'ın fazilet sahibi tabiblerinden olup İstanbul' ludur. Tıbbî ve fennî lügatimizin kurucularından sayılan üstadlardandır. Mekteb-i Tıb-biye-i Askeriyede tahsil ini ikmalden sonra uzun müddet muavinlik, hocalık, Mekteb-i Tıbbiye Mülkiye müdürlüğünde, fenn-i ispençiyari ve daha sonra dahilî hastalıklar ilmi muall imliklerinde bulunmuştur. Sonra Sıhhiye Dairesi azalığında, sonra da 5. ve 3. Ordu merkezlerinde birinci tabibl iğe tayin edilmiştir. İstanbul'a avdet ve 1316 (1900) senesinde Te-salya'ya gönderi len Tıbbiye Heyeti reisliği ile azimet ve aynı yılda Yenişehir'de vefat etmiştir. Başlıca basılmış eserleri: (Düsturu'l-Edviyye), (Bedreka-i Et ibba) , (Müfredat- ı Tıb ve İlm-i Tedavi), (Emraz-ı Cildiye), (Em-râz-ı Dahiliye), (Hıfzı's-Sıhha), (Fenn-i İspençiyari) olup sair risaleleri de vardır.

HAYRULLAH İBN-İ İBRAHİM

Sultan Üçüncü Mustofa devri tabiblerinden fazîlet sahibi bir zat oiup İstanbul' ludur. 46 bab ve 64 fasıl üerine tertîb edilmiş Türkçe (Tuhfetü' l-Mütena'îmîn) isminde mufassal bir tıb kitabı vardır. Abbasîler devri tabiblerinden Ahmed-ibn-i İbrahim'in (Hilkatü'l-Mi'deti) ismindeki eserini de 40 bab üzerine terceme etmiştir. Birinci eserinin nüshası Veliyyüddin Efendi Kütüphanesinde mevcuttur.

HULKİ HÜSEYİN BEY

Askerî Tıbbyie Mektebinden neş'et eden zeki ve mütehassis Osmanlı tabibler inden olup aslen İstanbul' ludur. Arapça, forsça, fransızca, yunan-

MUSTAFA HAMİ PAŞA «Mirliva»

Tıbbiye Mei<tebinden yetişen mo'ruf tabiblerden olup Hicaz Tabib-l iğinde, sonradan Askerî Şura azalığında bulunmuştur. Zekî, çalışkan, fazıl bir zat olup otuzu mütecaviz faydalı tıbbî eserlerin neşrine muvaffak olmuştur. Vefatı 1295 (1879)'dur. Kabri Eyyüb'tedir.

(Menofiu' l-İnsan), (Fenn-i Sibahat), (İlm-i Nebodat), (Kimya), (Hıfz-ı Sıhhat), (Fenn-i Kıyafet), (Menafiu' l-Â'za), (Afrika Seyahatnamesi), (Züb-detü' l-Ulûm), (Fezail-i AsKeriye), (Panzehir-nöme), (Sihhat-nüma-i Kebîr) ve sarie adlı eserleri vardır.

Page 230: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 214 —

HAYREDDİN PAŞA:

1289 (1873) senesinde neş'et eden Osmanlı tabiblerinden olup Sakız'-lıdır. Mezuniyetinin başında cerrahî tahsil i için Paris'e gönderi lmiş, avdetinde Tıbbiye Mektebleri (Seriyyat-ı Hariciye) muall im muavinliğine, sonradan harici hastalıklar muall imliğine, Tıbbiye-i Mülkiye cerrahî ameliyatı muall imliğine ve son inkılâb üzerine sıhhiye Dairesi Reisliğine tayin olunmuştur. Tekaüd olduktan sonra Tıb Fakültesi fahrî muall imliğinde bulunmuştur. Güzel konuşmağa malik mütehassıs tabiblerden idi. 1330 (1914) tar ihinde irt ihal ederek Eyyûb'te defn edildi. (İmdât-ı Musabîn), (Ameliyat-ı Cerrahiye), (Emraz-ı Hariciye), (Zübdetü'l-Kimyâ) isimlerindeki eserleri Osmanlı tıb kütübhanesini süsleyen eserlerdendir.

HEZARFEN HÜSEYİN EFENDİ

Sultan D ö r d ü n c ü M e h m e d devrinde yetişen fazilet sahibi tarihçi lerden âlim bir zat olup İstanköy adasındandır. Eserlerinden (Muhtasar Tarihi Umûmî)'si mukaddimesinde künyesini «Hüseyin İbni Ca'-fer İstanköyî eş-Şehîr be-Hezarfen», diye yazıyor. Tahsil inin ilkini memleketinde, sonunu İstanbul'da ikmal etmiştir. Tahsil ini bit irmesini müteâkıb bir aralık devlet hizmetine girmişse de sonraları te'lîf ve hususî tedrîs ile iştigal etmiştir. Bu şekilde ömür sürmekte iken 1089 (1678) tarihinde İstanbul 'da irtihal etmiştir. Maatteessüf defn edildiği yer tayin edilemedi. Sultan Dördüncü Mehmed devrinde 14. Lui tarafından ilmî tetkiklerde bulunmak üzere İstanbul'a gönderi len Antuvan Galendi, Hezarfen Hüseyin Efsndi'yi ziyaret ett iğini eserinde tafsi lâtlı olarak anlatmıştır.

Eserleri: 1 — Tenkrîhu't-Tevarih): Bir ci ld üzerine müretteb ismi gibi münak

kah bir umumî tarihtir. Başlıca Mîrhând, Cenabî, Künhü'l-Ahbar tarihlerinden, Anadolu Selçukluları ile Danişmedli lere âit bazı fasılları da Âlî 'nin (Fusûl-i Hall-ü Akd)'ından alınmak üzere meydana gelmiştir. Nüshaları

ca yazı yazmağa muktedirdi. Ne yazık ki daiıa gençken 1313 (1897) se-nesi 'nde vefat ederek Eyyüb Ensarî Kabristanı'nın yüksek bir mahall ine defn edilmiştir. Eserleri: (Müslümanların Tababete Ettikleri Hizmet), (İşret), (Tababet-i Hakikiyye ve Mesalik-i Batıla-I Tıbbîye), (Deniz Hamamı), (Berlin Hatıratı), (Karın Ağrıları), Koleraya Karşı Ne yapmalı?) adlarında-dır.

Page 231: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 215 —

İstanbul kütübhanelerinin ekserisinde, bu cümleden olmak üzere Es'ad Efendi ve Hekîmoğlu Kütüphanelerinde vardır. Sultan Dördüncü Meh-med'e tarih okut tuğu zamanda yazmıştır.

2 — (Muhtasar Tarih); 3 — (Tarih-i Devlet-i Rûmîye): Umumiyeti i t i barı ile Lâtin ve Yunan tar ihler inden, bazı noktalarını da İslâm tar ihler inden iktibas suretiyle meydana getirmiştir.

4 — (Tuhfetü' l-Edîbu'n-Nafia): Türkçe tıbbî bir eser olup bir nüshası Nuruosmaniye Kütüphanesinde vardır.

5 — (Mehâsinü' l-Kelâm ve'l-Hekîmi fî Şerhi İsmai' l- lâhi' l-A'zam) : Tasavvufî bir eser olup ismi müsemmasına delâlet etmektedir. Mukaddimesinde tar ikat bakımından Nakşî olduğunu zikr ediyor.

6 — (Şerhu'l-Lem'atü' l-Nuraniyye fî ' lEvrâdi'r-Rebbaniye): Bu eser de aynı şekilde tasavvufidir.

7 — (Lisonü'l-Etibbâ fî Lügâti ' l-Edviyye): İsminin delâleti vech ile t ıb ilmine dair bir lügat kitabıdır. İlmî, t ıbbi kıymetinin tâyin ve takdîri ise bu gibi tıbbî eserlerle uğraşan Osmanlı tabiblerine aittir. Nüshaları İstanbul kütübhanelerinin bâzılarında vardır.

8 — (Fehresü'l-Ervârn): İlâçların Arabça, Farsça, İbranice ve Yu-nanco'daki karşılıklarını bildirir. Heca Harfleri sırasına göre tertîb edilmiş, türkçe Müfredat-ı tıb kitaoıdır. Bunun da takdir i evvelki gibi tabiblerimize düşer.

Bu eserlerinden başka Hammer Tarihi 'nin on birinci ci ldinin mukaddimesinde mezkûr olan 13 fasıl üzerine müretteb 1080 (1670) tar ihinde yazılı (Kanunname)'nın de bu zatın olması muhtemeldir.

9 — (Risale-i Hikemiye): Hikmet-i ahlâk ve hi lkatten bahseden türkçe bir risale olup kendi ei yazısı ile muharrer nüshası kendi kütübhanem-dedir.

10 — (Terceme-i Lügat-ı Hindi): Özbek Elçisi Feyzullah Efendi'nin yardımı ile meydana gelen bu eser Hindce lâfızların, forsça ve türkçe ile tercemesinden ibaret olup bir nüshası Yıldız Kütüphanesinde vardır.

Hemşehrisi müftî Yusuf Efendi'nin de hadîs imamları orasında iht i-tâflı olan hadîslerin tevfîk ve tavzihine dair (Tuhfe-i Dürriyye) isminde kıymetli bir eseri vardır.

Page 232: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

İSHAK İBN-İ MURAD

Yıldırım Bâyezid Han devri tabiblerinden olup Gerede'lidir. 792 (1390)s tarihinde (Edviye-i Müfrede) ismiyle Türkçe olarak yazdığı tıbbî eseri iki kısım olup birinci kısmı bitki lerden, ikinci kısmı ameliyattan bahs eder. Bir de (Takvîm-ül Ebdan) tercemesi vardır ki, her ikisi de «Revan Odası» kitapları arasında mevcuttur. [EdviyeJ'nin nüshası Mil let Kütüphanesinde vardır.

İBN-İ ŞERİF

(Yâdigâr-ı İbni Şerîf fî't-Tıb) ismindeki tıbbî eserin müell if i olan t a bîb-i hazîktir. Bu eserini 1037 (1628) senesinde ikmal ett iğini kitabın m u kaddimesinde beyan ediyor. Üç yüz küsur sayfadan mürekkeb bulunan bu eser Türkçe olup zamanımız tababetine taal lûk eden bir hayli bahisleri şamildir. Birer nüshası Ayasofya ve Hamidiye Kütübhânelerinde mevcuttur.

İSMAİL PAŞA «Hekîm»

Tıbbiye Mektebinde tahsil ini ikmalden sonra Paris'e giderek tıb i l mini tamamlamak suretiyle Tıb Akademisi âzalığına seçilmiş olup avdet inde İstanbul'da Tıbbiye Mektebi Nezaretine tayin edilerek hastahanele-rin İslahına, aşının ta'mîmine çalışmış ve (Cerîde-i Tıbbîye)'yi kurmuştur. Girid ve Selanik Vali l iklerinde de bulunarak siyasî bakımdan da hizmetleri olmuştur. 1295 (1878)'de vefat etmiştir. Sultan İkinci Mahmud'un türbesi avlusunda medfundur. Aslen Sakız'lıdır.

İBRAHİM BEY (Baytar) - İBRAHİM EDHEM BEY

Baytarların en muktedirlerinden bir zat olup Bursalı 'dır Baytarlık mesleğine pek çok hizmetleri geçmşi t i r 1315 (1897) tarihinde Üsküdar

Page 233: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 217 —

İBRAHİM LÜTFİ PAŞA

Osmanlı tabiblerlnin üstadlarmdan olup Elbasan civarındaki Berzişte köyündendir. Otuz seneye yakın Tıbbiye Mektebinde ders okutmuştur. Ulûm-i hikemiye'nin [fizik] bilhassa madenler ve tabakotü' l -arz şubelerinde ihtisası tam olan kimselerdendi. 1320 (1903) tar ihinde vefat ederek Merkez Efendi Dergâhı avlusunda defn edildi. (İlm-i'l-Arz ve'l-Meadîn) isminde fransızcadan terceme bir eseri ve (İlm-i'l-Arz) isminde başka bir k i tabi vardır.

Lisanımızda Basılmış Arz Tabakalan [ieoloii] ve Madenler ilimlerine Âit Kitabların Başiıcaları Aşağıdadır:

1 — Hoca İsiıak Efendi

1250 (1834) senesinde basılması son bulan meşhur (Mecmûa-yı Ulûm-i Riyaziye)'nin dördüncü cildinin (İlm-i hikmet-i tabi i-yi mahsustan mevcudât-ı arziyye ohval-i muhtasarası) adlı makalesinde madenler ve arzın tabakaları i lminden bâzı bahisler vardır. Riyaziyede olduğu gibi bu il imlerde de Hoca İshak Efendi birçok fennî ıstılahlar vaz'etmiştir.

2 — Fethi Efendi

İlm-i Tabakati ' l-Arz) Matbaa-yi Amîre'de 1269 (1853) senesinde basılmıştır. Bu ilme dair bu isim altında Osmanlıca'da ilk basılmış eserdir. Mısır'da Fransızca'dar Arapçaya nakledilmiş bir kitabın Türkçe'ye tercemesidir.

3 — (Mecmua-yi Fünûn): 1279 (1862) senesinden it ibaren dört sene kadar intişar eden işbu risale-i mevkute (Mecmua)'nin ilk ci ldlerinde (Medhal-i İlm-i Jeoloji) adı ile bir çok faydalı makaleler vardır.

4 — Miralay Mühtedî Doktor Abdullah Bey

(İlmü'l-Arz ve' l-Meadin) adlı eserin mütercimi İbrahim Lütfi Efendi 'dir. Mekteb-i Tibbîye Matbaasında 1293 (1877 senesinde basılmıştır.

5 — Hüseyin Remzi Bey (Doktor) Üç cild üzerine Dârü'ş-şafaka tü' l-İslâmiye için toplayıp terceme et-

köylerinden Erenköy'de vefat etmiştir. Bin küsur sayfadan mürekkeb (İc-mal-i Baytariye) ismindeki basılmış eseri ile mesleğinde ad bırakıp şöhret bulmuştur. Sultan Mustafa ibn-i Muhammed Han muasırı baytarlarından Fuyûzî isminde bir zatın Türkçe üç bab üzerine müretteb (Makbul Der Hal-i Huyûl) adında bir [Baytarname] si vardır.

Page 234: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 218 —

İBRAHİM ŞEVKÎ BEY «Miralay»

1287 (1871) tar ihinde mezun olmuş Osmanlı tabiblerinden olup İstanbul ' ludur. Mezun olduktan sonra asabi hastalıklar tahsil i için Paris'e gönderi lmiş ve avdetinde Tıbbiye Mekteb' Tıb Kanunu Muall im Muavini tayin edilmiştir. Sonradan (Key-Dağlamak) tedavi usulü hakkında araştırmalarda bulunmak üzere İrak bölgesine gönderi len hey'et ile Bağdat'a g id ip avdetinde İran'da şiddetle hükmünü icra eden kolera münasebetiyle yardım için İran'a gönderi lmiş sıhhiye heyeti ile bir l ikte Erzurum'da iken irt ihal etmiştir.

(Hüviyyet) isminde tıbbî eseri ve Fransız hekimlerinden ve tabiblerinden Lâsek'in terceme-i hali ile hikemî sözlerini açıklayan (Nümune-i İmtisal yahut Bağ-ı Faziletten Bir Nihâi) adında bir eseri ve (Teaddiyat-ı Ahlâk) isminde te'lîf bir kitabı basılmış eserlerindendir. Arapça ve lât inceye vakıf hoş-meşreb, hakim bir zat idi.

t iğ i tabiat tarihi l<itabının üçüncü !<ısımları (l lmi'l-arz ve'l-l\/leadin) adı a l tında dır (1293 (1296).

6 — Lokale Paşa (Amelî İlmi'l-Arz). I\(1ütercimi Erkân-ı Harbiye Kolağalarından Şevkî

Bey. IVIühendishane-i Berri-Î Hümayun'da 1305 (1889) tar ihinde basılmıştır.

7 — Mahmud Es'ad Efendi Lânkalper' in te' l i fatı esas ittihaz olunarak tert ib edilmiş olan tarih- i

tabi i adlı eserin üçüncü kısmı madenler ve yer tabakalarından bahsetmektedir. Ayrıca İlmi'l-Arz ve' l-Meadin) adı ile 1305 (1889)'da İzmir'de basılmış bir eserdir.

8 — Lâparak (İlmi'l-Arz). Mütercimi Mirl iva Doktor İbrahim Lütfi Paşa'dır. 1307

{1891 )'de basılmıştır. 9 — Yeni (İlm-I'l-Arz): Mütercimi Doktor Kolağası Fuat Bey. Yirmi

şekl i ihtida etmektedir: 1309 (1893). 10 — Doktor Binbaşı Ali Bey (Telhîs-l İlm-i Meadin) : 79 şekli havî olan bu eser 1316 (1900 sene

sinde basılmıştır. Kullanılan madenlerden ve makbul cevherlerin vasıf ve tahl i l lerinden bahsetmektedir.

11 — Doktor Es'ad Feyzi Bey (İlmü'l-Arz ve' l-Meadin): Bir çok şekil leri ihtiva ederek 1316 sene

sinde İstanbul'da basılmış güzide bir eserdir. (İlm-i Arz) M. Sa'dî Bey tarafından yazılmıştır: 1328 (1912). (Tarih-i Arz): Hacı Nurî Bey 1327 (1911).

Page 235: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 219 —

İSA EFENDİ «Hekîm»

Sakızlı Al i Efendi'nin oğludur. Kadı ve âlim tabiblerden bir zat olup felsefî ve tıbbî i l imlerde vukuf sahibi bulunduğundan «Hekîm İsa Efendi» adı ile meşhur olmuştur. Bir çok defa Reîsu'l-etibbâ olmuştur. (Nizamü'l-Edviye), (Müfredat) ve (Devâu'l-Emrâz) isimlerinde tıbbî eserleri vardır. 1059 (1649) tar ihinde İstanbul'da vefat etmiştir. Edirnekapısı har ic inde medfundur. Bir eserde vefat tarihi 981 (1593) olarak görülmüştür. (Devâu'l-Emrâz) 362 bab üzerine müretteb olup birer nüshası Ayasofya ve Hamidiye Kütübhanesinde vardır, Nizâmü'l-Edviye'nin de bir nüshası Ayasofya Kütüphanesinde mevcûd olup Arapça, forsça ve Türkçe ilâçların harfleri sırasına göre tertîbini ihtiva etmektedir. (Müfredât) ' ın bir nüshası Yeni Cami Küıübhanesinde tarafımdan görülmüştür. Bazı karinelerle babası olduğu anlaşılan Ali Efendi de 21 bab üzerine müretteb göz hastalıklarından bahseden Arapça (Tezkiretü'l-Kühhalîn) isminde bir eser sahibidir ki bir nüshası Şehîd Ali Paşa Kütüphanesindedir.

Page 236: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— K —

KAHVECİZADE AHMED İBN-İ HACI HÜSEYİN EFENDİ

Edirnede [Mâristan-ı Sultan Bâyezid] baştabibi olup Edirne'lidir. Tıbbî tecrübelerini beyan eden ve beş fasıl üzerine müretteb olan (Cerîde-tü' l - Etıbba ve Harîdetü'l-Elibbâ) isminde Türkçe Tıbbî bir eseri vardı r ki bir nüshası Yıldız ve Revan Odası ve Mil let Kütübhanelerinde mevcutt u r Arapça, fransızca ve yunoncoyo vakıf olduğu eserlerinden anlaşılmaktadı r

KÂTİBZADE MEHMED REFİ EFENDİ

Hassa tabiblerinden hazık bir tabib olup İstanbul' ludur. «Kâtib-i e h -sanü'l-hat) terkîbinin ve «Kıla Adn içre mekân rûh-u Reîsü'l-hükemâ» mısra'ımn delâleti olan 1183 (1770) senesinde İstanbul'da vefat e tmiş t i r Ko-ğacı Dede Türbesi arkasında Şeyhülislâm Ankoravî Muhammed Emîn; Efendi'nin yanına defn edilmiştir. (Risqle-i İllet-i Sadr), (Risale-i Evca'ıl-Mefasıl), (Risale-i Bah ü Habl), (Risale-i İllet-i Mesane) ve (Risale-i Pâd-zehir ve Anber) isimlerindeki tıbbî eserlerinin ihtiva eden mecmuası vard ı r İslâm'ın güzel atlarının mühim bir şû'besi olan hatta (yazı sonatına-do hakkı ile vakıf idi. Bazı ilâhileri de vardır. Hat san'otındaki icazeti Eğ-rikapılı Hoca Rasim Efendi 'dendir Merhum Hoca da bu zattan ta'lîk te -meşşük etmişt ir ki manzûrum olan icazetnamesi buna şohidd i r

— L —

LEVHÎZADE MEHMET RIZA EFENDİ

Tabîb âl imlerden bir zat olup Bursa' l ıdır 1178 (1765) tar ihinde Hicaz'da vefat ederek Muallâya defn edi lmişt i r (Tühfetü'l-EI-Han fî Şerhi-i Nüz-hetü'l-Ezhan) ismindeki Arapça eserinin bir nüshası Köprülü Kütübhanesinde mevcut tur (Enmûzecü't-tıb)'dan telhis edilmiş (Mühtasarrü ' t -Tıb| isminde bir eseri daha vardır. Bir aralık reîsü'l-etıbbâ olmuştur.

Page 237: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— M —

MEHMED NURİ BEY «Birgivî Kâtibzâde» «Kaymaltaın Melımed Nuri Bey»

Tıbbiye Mei<tebinin medor-ı ift iharı olan muall imlerin en fazîletl i le-r inden, tabiblerln en büyüklerinden ve Cemiyet-i Tıbbiye-i Osmaniyenin kurucularındandır. Aydın Vilâyetine tâbi Birgi ' l idir. Babaları şua-radan Lâtîf Efendi'dir. Küpük yaşlarında babasının vefatına mebnî göstermiş olduğu harikulade zekâsı akrabalarının nazar-ı dikkat ini celb etmekle tahsil için İstanbul'a götürülmüştür. İlk tahsi l inden sonra o zaman temayüz etmiş mekteblerden olan Dârü' l-Moarif Mektebine girmiş ve 1273 (1857) senesinde şehadetname almıştır. Şahsî arzusuna mebni Mektebi Tıbbîye-i Şahane İ'dadisine dahil olmuş ve l'dadi derslerini ikmalden sonra tıbbî il imleri tahsi l ederek sınıfının mümtaz talebelerinden olduğu halde 1857-1858 1273 (1274) senesinde doktor luk diploması almıştır. Ve Kolağası rütbesine nail o lm jş tu r .

Tıbbiye Mektebinin oçılışından beri fransızca tahsil olunan tıb i lminin bu tar ihte ana di ! üzerine türkçe tedrisi kararlaştırılmış olduğundan Tıbbiye Mektebi için büyük bir tebeddülata başlangıç olan bu tar ihte ikt idar erbabı ve kalem sahiblerinin vücuduna lüzum görülmekte mûmai-leyh'in [odıgeçenin] fransızca ve Osmanlıcadaki kudretine mebni Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'de «ilm-i emraz-ı hariciye» muall im muavinl iğine ve yeni te'sis edilmiş olan Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye'de «Fenn-i mena-fiu'l-â'za» muall imliğine tayin olunmakla beraber «fenn-i menafiu'l_-aza» ve «emroz-i hariciye» tecrîsatına âit kitabların yazılması görevi kendisine verilmiştir. Bir müddet sonra Askerî Tıbbiye Mektebinde «ilm-i emraz-ı hariciye» muall imliğine ve Mülkî Tıbbiye'de «emraz-ı hariciye» muall imliği ile beraber «serîriyyat-ı cerrahiyye muavinl iğine tâyin kılınmıştır.

Dahilî ve hârici hastalıklarda yed-i tûlâ sahibi olduğu gibi (Nüzhetü' Fehûm fî Tahlî l i ' l -Semûm), iki ci ld üzerine müretteb (Fenn-i Menafiul-Â'-za), (İlm-i Emraz-ı Hariciye ve Seririyyat-ı Cerrahiye), (Hatır-Güzâr-ı Etıbba) ve (Rehnüma-i Kovabil) adlı kitablar basılmış muhalled eserlerindendir. Bu son eser bi l 'âharo kıymetli hâlen Tıp Fakültesi müderrislerinden ve Osmanlıların meşhur tabiblerinden Ziya Nuri Paşa tarafından lüzumlu ilâveler yapılmak suretiyle ikinci defo basılmıştır.

Page 238: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 222 —

MAHMUD İBN-İ MEHMED DİLŞAD ŞİRVANÎ

H. Sekizinci asır tabiblerinden olup Sirvan'lıdır. Manisada Muradiye Kütüphanesinde nüshaları manzurum (tarafımdan görülmüş) olan on dört bab üzerine müretteb Türkçe (Muhtasar Tıb) İle 841 (1437)'de te'lîf ett iği üç kitab üzerine müretteb Türkçe (Kemâlnâme) ismindeki tıbbî eseri ve Müze'i Hümayun Kütübhânesine de eski Sadrıözam Cevad Paşa merhum tarafından hediye edilen kitablar arasında (Tuhfe-i Muradî fî Esnafi ' I-Cevahlr) isminde İkinci Murad adma te'lîf edilmiş bir eserî vardır. Bu bi lgili zat meşhur (Tarih-i İbn-i Kesîr)'i de terceme eylemiştir ki bir takımı Şehzadebaşı'nda İbrahim Paşa Kütübhânesinde mevcuttur.

İkinci Murad adına Mütercim Mustafa ibn-i Seyyidî tarafından da (Cevahirnâme) isminde mücevheratın çeşit lerinden ve özell iklerinden bahseden yedi makale üzerine müretteb bir eseri daha vardır ki Nasîr-i Tûsî'nin bu sahadaki forsça risalesinin genişleti lmiş tercemesidir.

MÜ'MİN İBN-İ MUKBİL SİNOBÎ

Sultan İkinci Murad devri hazik tabiblerinden olup Sinob'ludur. Tıb i lminden 841 (1437) tar ihinde beş makale üzerine tert ib edilmiş (Zehîre-i Muradiye) isminde türkçe mufassal bir eser te'lîf etmişt ir ki bir nüshası Beşiktaş'da Yahya Efendi Kütübhanesince mevcuttur. Fen-i Kehhcl (Göz

(Cerîde-i Tıbbiye-i Asl<eriye) ve (Val<ayi'i Tıbbiye) gazetesi ile bir çok faydalı ilmî makaleler neşr etmiş ve (safsafiyet süd)'ün tesir leri fıak-kında bir risale yazmıştır. Tıb ilminin Osmanlı dili üzerine tedrîsine başlanmasından sonra zaman zaman tıbbın Türkçe olarak talısîli aleyhdör-larına karşı söz ve yazı ile pek çok müdafaa ve münakaşalarda bulunmuş ve ömrünün sonuna kadar tıbbî eserler te'lîf ve tercemesine çalışmaktan geri kalmamıştır.

«Başladığı (Nişten) tıb lügatinin tercemesi ile (Emraz-ı Züfıreviye) zührevî hastalıklar hakkındaki eserlerini tamamlamaya muvaffak o lama-yarak kendisinden pek çok ilmî hizmetler beklenildiği bir sırada (1300 (1882) senesi Ramazan'ının üçüncü gecesi 39 yaşında olduğu halde an i den vefat etmiş ve Merkez Efendi civarında toprağa veri lmiştir.

Vefatına tar ih olmak üzere dostlarından şair Eşref Paşa tarafından iki tarih söylenmiş ise de mezar taşında yalnız birisi yazılıdır.

Page 239: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 223 —

MEHMED İBN-İ LÜTFULLAH

Sultan İkinci Boyezid devri tabiblerinden olup Amasya'lıdır. Amasya valisi Şehzade Sultan Ahmed adına tıb müfredatı vadisinde eşyanın hassalarını beyan edici Arapça bir eseri vardır ki bir nüshası Ayasofya kü tübhanesinde mevcuttur. Amasya'da Dârüş-Şifâ tabibiydi. Bir de mafsalların ağrılarına dair hemşehrisi Müeyyedzâde Abdürrahman Efendi adına Arapça 17 fasıl üzerine müretteb bir eseri daha vardır ki bir nüshası Gebze'de Çoban Mustafa Paşa Kütüphanesinde mevcuttur.

MEHMED İBN-İ AHMED İBN-İ İBRAHİM EDİRNEVİ

Edirne ve İstanbul'da tahsil ini ikmalden sonra seyahatle Hindistona kadar giderek on sene tababetle Hind Padişahı nezdinde kaldığı ve sonra vatanına dönerek tedrîs ve te'lîf le hayatını geçirdiğini bir nüshası Şehîd Al i Paşa Kütüphanesinde mevcut (Komus'ul - Etibbâ ve Namusu'l-Elibbâ) adlı eserinin mukaddimesinde zikrediyor. Diğer eserlerinin de aşağıda y a zılı olduğu şekilde yine o eserinin mukaddimesinde beyan ediyor: (Terceme-i Münyetü' l-Musali î), (Terceme-i Torîkot-ı Muhammediye), (Terceme-i Bostonü' l-Maârif în), (Terceme-i Dürretü' l-Burhon fî İ lmi' l-Kelâm), (Terceme-i Ber'urs-Soeti mine'l-Tıbbi Li-Ebî Bekri'r-Razi) ve (Terceme-i Muolecat Li-İbni Baytur)dır. (Komusu'l-Etıbbo) ismindeki büyük eserinin tercemesine 1088 (1677'de başlamıştır.

(Terceme-i Mualecat) Hamidiye Kütüphanesinde vardır. İlim mücahidi. Şahsî teşebbüsler numunesi olduğuna hol tercemesi şohiddir.

MUSTAFA İBN-İ AHMED İBN-İ HÜSEYİN «Mütercim-i Kânun):

Osmanlıların fazîlet sahibi tabiblerinden olup Tokat'lıdır. Tahsîlini bit irdiği ve feyz aldığı yer İstanbul'dur. Sultan Üçüncü Mustafa'nın emri ve hal tercemesi yukarıda yazılı Kâtib-Zâde Refi Efendi'nin nezaret ve delaletiyle İbni Sina'nın meşhur «Kanûn'unu (Tencîzu'l-Mothûm) ismi ile terceme etmişt ir ki kendi el yazısı ile muharrer nüshası Ragıp Paşa Kü-

ilmi)'e dair de (Miftahü'n-Nur ve Hezaînu's-Sürûr) adında sekiz makale ve 110 bab üzerine tertîb edilmiş türkçe bir eseri daha vardır ki bunun da birer nüshası Ayasofya ve Manisa'da Muradiye Kütübhanelerinde vardır.

Page 240: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 224 ^

MUSTAFA EFENDİ «Mustafa ibn-i Mehmed ibn-i Ahmed et-Tabib»

Hal tercemesi yukarıda geçen, (Hayâtî-Zâde)nin talebesi olup zamanına göre tıb i lmindeki iktidarını 1141 (1728) tar ihinde bazı ilâvelerle terceme ett iği (Nüzhetü'l-Ebdân fî Tercemeti Gayeîi ' l-İtkân) adlı eseri ile isbat etmiştir. Reîsü'l-Etibba Ömer Efendi adına müellef olup kendi el yazısı ile yazılı nüshası kendi kütübhanemde mahfuz olan ve bir mukaddime ile üç makale üzerine müretteb bulunan (Düstûru't-Tabib fî Amel-i Mi-zani't-terkîb) ismindeki eserinin mukaddimesinde Sultan Ahmed' in Dâ-rü'ş-Şitâsına birinci tabîb olduğunu zikr ediyor. Bir nüshası da Nuruos-maniye'de vardır. Bunlardan başka Üstadı Mustafa Feyzî Efendi adına (Risale-i Feyziye fî Lügati ' l-Müfredâtı ' t-t ıbbiye) ismi ile Türkçeden Arapçaya ve Arapçadan Türkçeye bir tıb lügati yczmıştır. Bir de (Hülâsetü't-Tıb) isminde bir eseri vardır. Yenişehir, Bursa ve Mekke Mollalıklarında bulunduktan sonra 1157'de İstanbul'da vefat etmiştir.

MEHMED EFENDİ

Osmanlı âl im ve tabîblerinden bir zat olup İzmir civarındaki Urla'dan-dır. Arabî il imleri Birgi ' l i Mehmed Efendi'den ta' l im etmiştir. (Menbau' l-Ha-yat) isminde Arapça tıbbî eseri vardır.

MÎR MUSTAFA İBN-İ BESİM İBN-İ EYYÜB

Sultan Birinci Mahmud'un devrinde Scray tabiblerinden olup on makale üzerine (Nefaisü'l-Edviye) isminde Türkçe tıbbî bir eseri vardır.

tüphanestndedir. Üç cildden ibaret olan bu cesîm [icalm] eserin terceme tar ih i mütercimin zâde-i tab'ı olup mBak elvaha deva-i müfredi al , derde kıl derman» mısra'nın delâleti olan 1179 (1766) tarihindedir. Bir nüshası da Hamidiye Kütübhânesinde vardır. Bundar başka Seyid Şer î f in feraiz-den (Siraciye Şerhl) 'ni de (İbtihac fî Şerhi's-Sirac) ismi ile terceme etmişt ir ki bunun da el yazısı ile yazılı takımı Ragıp Paşa kütüf>hanesinde-dir. Ayvansarayî kapısında Toklu Dede yakınında medfundur.

Page 241: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 225 —

MAZHAR PAŞA

Afyonkarchisar redîf binbaşılığından mütekaid Süleyman Efendi'nin oğlu olup Afyon'da doğmuştur. İlk tahsil ini memleketinde, orta ve yüksek tahsil ini de İstanbul'da Tıbbiye Mektebinde ikmal etmiştir.

Mezun olduktan, sonra hükümet tarafından tahsil ini genişletmek iç in Fransa'ya gönderi l ip, tahsilini hakkı ile ikmal edip memleketine avdetle hemen ömrünün soruna kadar tedris ve te'lîfle meşgul olmuştur. 1339 (1923)'de vefat ederek Karacaahmed Mezarlığına defn edilmiştir. Merhum tıb ilminin «teşrîh» kısmında büyük tam ihtisas sahibi bir zat o lup bu şubede pek kıymetli ilmî hizmetleri vardır. Basılmış eserleri: 1 -(Teşrîh) : Doktor Jamen'den terceme etmiştir. İki cilddir. 2 - (İlm-i Teşrîh-i Tavsîfî) : Yedi cilddir. 3 - (İlm-i Teşrîh-i Topoğrafî) : İki cilddir. 4 - (Meb-hasü' l-Â'sâb).

«SMAKLÎ MÜELLİFLERİ - Cild: 3 F. : 15

MÜNİR BEY (Doktor)

Tıbbiye Mei<tebinin yetişt irdiği en mul<tedir, en faal Osnrranlı tabîblerinden olup aslen İstanbul' ludur. Tahsîlini ikmalden sonra bir müddet muavinl ikte kalarak sonradan Kosova Askerî Fırkası baş - tabibl iğine tayin olunmuştur. Daha sonra imtihanla Mekteb-i tıbbiye-i Şâhâne «Müf-redat-ı Tıb» ve Mekteb-i Mülkiye-i Tıb «Fenn-i İspençiyari» muall imliğine tâyîn olunmuştur. 1313 (1897) târihinde vefat ederek Üsküdar'da Karacaahmed Kabristanına defn edildi. Eserierinin en meşhuru, müteaddit eserlerden toplayıp tert ib ett iği, medhali ile iki cild olan (Müfredât-ı Tıb) ve (Fenn-i Tedâvî)'dir. Bir de terceme edilmiş (Emraz-ı Cildiye)'si vardır. (Fenn-i İspençiyari) de tedrîs esnasında meydana getirdiği tıbbî eserlerdendir. Ömrü vefâ etseydi Osmanlı tababeti namına kendisinden daha pek çok istifadeler edilecekti.

Page 242: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

N

NİDÂÎ

Sultan İkinci Selîm asnnda yetişmiş Osmanlı tabiblerinden olup An-kara'lıdır. Seyahatinde Kırım'a giderek Sahib Giray'ın kadir-şinaslığı semeresi ile Han Hocası olmuştur. Bir kaç sene bu hizmette kaldıktan sonra Konya'ya gelerek vali bulunan Şehzade İkinci Selîm'e intisab etmişt ir . Bu esnada IVlevlevî Tarikat ine sıjlûk etmiştir. Şehzâde'nin tahta çıkışında beraberce İstanbul'a gelerek Hekimbaşı'lığa Tâyîn olundu. İrt ihal! İstanbul'dadır. Eserterl: 1 — (IVlenâfi'u'n-Nâs) : 974 (1566)'da yazılmış olup 60 bab üzerine mürettebdir. 2 — (Tabâbet-i Beşeriye ve Baytariyye). 3 — (Manzum Baytarnâme) : Nidâî Efendi'nin Üsküdar'da At lamataşı Kütübhânesinde taun ve veba ilâçlarına dair şer'î, hikemî ve tıbbî ki tablardan toplayıp, tecrübelerini de ilâve ederek (Rebî'u-s-Selâme) isminde bir mukaddime' yedi bab ve bir hatime üzerine müretteb Türkçe bir eseri ve Nuruosmaniye Kütübhânesinde (Esrar-ı Genc-i Mâ'nâ) isminde büyük bir manzumesi ve ahlâk ve mevizelerden (Tenbîhnâme) isminde te'l if bir eseri vardır. (1)

NÛH EFENDİ aNûh ibn-i Abdü'i-mennan»

Zamanında reîsu'l-ettibba olan bu zâtın (Akarbâdin - Mürekkebat-t Edviye) isminde bir eseri ile 18 fasıl üzerine müretteb muhtelif il imlerden bahseden bir de zeyli vardır. 1119 (1707) târ ihinde İstanbul'da vefat ederek Kocamustafapaşa yakınında binâ ett iği medreseye defn edildi.

(1) 1020 (1611) de İsUnbul'da vefat ederek Sütlüce'de binâ ettiği mescidin avlusunda defn olunan Kaysunizâde Mehmed Bedreddin Efendi'nin de (Ed-Dûr-rü'l-Manzûm) isminde Türkçe tıbbi bir eseri vardır ki bir nüshası Es'ad Efendi Kütübhânesindedir.

Tıbbi tecrübeleri de kendisi Osmanlıca'da o kadar kitabete muktedir ola-madığmdan terceme sahibinin talebesi tarafmdan ajnrıca zabt ve nazm edilmiştir. Mısır Mollası Ma'MUzâde Mehmed Efendi'nin delâleti ile İstanbul'a gelerek «Reîsü'l-Etıbbâ» makamma yükselmiştir.

Page 243: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 227 —

NUSRET EBÛBEKİR EFENDİ «Hoca»

Maari fç i bir zat olup Harput' ludur. İstanbul Nuruosmaniye Kütübhanesinde hafız'ı kütüblük (Kütübhane memurluğu) hizmetinde bulundu. Fars edebiyatına tam vukufu vardı. Saib'in divanının «elif» kâfiyesine şerhî vardır. Safevî'nin (Hetk-i-Esrar) ismindeki tefsîrini ihtisar etmiştir ki bir nüshası Es'ad Efendi kütübhanesinde vardır. Şiir lerinden: «Teshîr eder meramını vakt inde âh eden» mısra'ı meşhurdur. Mücerred «Hayrü' n-nos men yenfeu'n-nas» sırrına mazhar olmak için rûhânî ve cismânî kendince tecrübe edilmiş olan i l âdan bir mecmuada toplamıştır. Eserlerinden yalnız (Nusret Efendi Mecmuası) adı ile meşhur olan (Mâ-Hazar)' ismindeki bu eseri basılmıştır. Mecmuanın bazı maddelerinden müstefid olanlar duyulmuş ve müşahede edilmiştir. 30 küsur sene İstanbul'da ikamet etdiği bu eserin mukaddimesinden anlaşılmaktadır. 1210 (1796'de İstanbul'da irt ihal ett i . Eyyüb' civarında Kâşgarî Dergâhında medfundur. Resmî ilimleri Dağıstanlı Ali Efendi'den, tasavvuf i l imlerini de Mustafa el-Bekri ' l-Kudsî'den tahsi l etmiştir.

İstanbul'da Meşhur cami' sahibi sadr-ı esbak Hekîmoğlu Ali Paşa bu z a tın küçük oğludur. (Akerbadin)' in nüshası Ayasofya Kütübhanesinde vardır.

Page 244: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

OSMAN NURİ PAŞA «Ferîi<»

1283'de amelî eczacılık ve 1291 (1875)'de nazarî eczacıılk şehadet namesini aldıktan sonra Medine-i Münevvere'ye memur edilmiş, orada tabibliğe çalışarak İstanbul'a gelip imtihanla tabîb diploması almıştfr. Son-ra'dan Şam'a gönderi lerek yirmi (20) küsur sene orada kaldı. 1323 (1907)' de İstanbul'a gelirken vapurda vefat ederek İskenderun'a çıkarılıp orada defn edildi. Çalışkan ve insaflı bir zat idi (Müfredât-ı Tıb) ve ceninin teş-rîhine âit (Fenn-i Tedavi ve Saydalânî) isimlerinde basılmış eserleri vardır. Otuz (30) senelik tecrübelerini ihtiva eden «Kabiliyet-i bedeniye nizamnamesi» tarzındo bir mecmuası ile daha bazı matbu eserleri vardır.

Ö

ÖMER İBN-İ SİNAN

Osmanlı tıb âlimlerinden olup İznik'li ve hayatı aşağıda yazılı Ömer Şifâ? Efendi'nin muasırıdır. 115 (1704) târihinde te'lîf ett iği kimya ve tıp kanunlarından bahseden (Künaz-i Hcıyatü'l-İnsân ve Kanûn-u Etibba-Feyle - sofan) isminde iki makale üzerine müretteb Türkçe kıymetli tıbbî eseri ile (Şifau'l-Mü'minîn) isminde yine tıb kimyadan bahseden diğer bir eseri vardır. (Künûz),un mukaddimesinde künyesi:« Derviş Hâzikî Â'nî Öm.er ibn'i Sinan İznikî» diye yazıyor. Kendi el yazısı ile yazılı nüshası Yıldız Kütübhânesindedir. Garb dili de bil irdi.

ÖMER ŞİFAİ İBN-İ ŞEYH HASAN EFENDİ

Fazilet sahibi hâzîk bir tabîb oluo esasen Sinob'lu ise de Bursa'yı ikinci memleket seçtiği için Bursa'lı şöhreti ile bilinir. (el-Çevherü'l-Ferîd fî 't-Tıbbı'l-Cedît), (Hülâsetü'l-Ebdân), (El-Fevaidü'l-Çedîde), (Mlnhacü't-Tıb), (Mir'atü's-Seha'fî Tedbîr-i Tâsi ' l -Hukemâ'), (Kânûnu'r-Reşad-ı fî Ted-bîri 'n-Nüfûsi ve'l-Ecsad,) (Mûrşidü' l- Muhtar fî İ lmi' l-Esrâr), (Müfredât-ı

Page 245: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 229 —

R

RIZA EFENDİ (Mehmed Rıza Amidî»

İlim erbabından mütehassis bir tabib olup Diyarbekir' l idir, Tıb ilmini Şcban Şifaî Efendi'nin Diyarbekir Kadılığında bulunduğu zaman müşarün-iieyh'den tahsil etmiştir. Üstadı ile İstanbul'a gel irken, üstadının Ankara-da vefatından nâşî yalnız başına İstanbul'a gelerek Kanunî Sultan Süleyman'ın inşâ ett irdiği Tıbbiye Medresesinde tıb i lmindeki noksanlığını ikmal ederek vatanına avdetle insanlığa hizmet etmiştir. Vefatı 1180 (1767) tarihindedir. Tıbbî eserleri aşağıdadır: 1 — (Risale-i Âsefiye fî Küiliyat-ı Tıbbiye): Vezîr İbrahim Paşa adına te'lîf edilmiş bir eser olup bir nüshası Ayasofya Kütübhanesindedir. 2 — (Kitob-ı Muhtasar fît-Tıb): Tabîb Emîr Celebin'in (Enmûzecü't-Tıb) adlı eserinden telhîs edilmiştir.

Şiir yazma tabîatı da vardır. Hayatı (Tezkire-i Şuarö-yi Amıd),de yazılıdır.

Tıb), (Tuhfetü' l-Ahbâb fî Mürekkebatı ' t-Tıbbiye) ve (eş-Şifâî fî Tıbbı' l-kim-yaî) isimlerinde tıbbî eserleri vardır. 1155 (1742) târîhinde vefat etmiştir. Bu.'sa'da Mevlevihane karşısındaki künbetin kıble cihetinde medfundur. Mezar taşında «merhum ve mağfurun-leh tabîb-i hazîk, Lokman-ı zaman Bursavî Ömer Efendi rûh-i şerif lerine el-fat iha. Sene : 1155» ibaresi men-kûştur. Bursa'lı larca yapılan rivayete göre bugün meşru olan mezar taşı yabancı (efrenci) bir tabib iarafındon yaptırılmıştır.

Yenikapı Mevlevihane'sinde çilesini ikmalden sonra tababetle meşgul olarak «tabîb» şöhreti ile meşhur olmuştur. Garib ilimleri Mısır'da seyahati esnasında Halvetiye meşoyihinden Hasan Efendi .adında bir zattan tahsil ett iğini (Mürşid-i Muhtar) mukaddimesinde beyan ediyor. Türkçe olan bu eser eserlerinin mühimlerindendir. Bir mukaddime, 12 ta' l îm üzere müretteb olup (İlm-i Kâf) do denilen eski kimyadan bahsetmektedir.

Filibos Mülleros'un iksir ve kimya ilmi hakkında yazdığı risalesini genişleterek terceme etmişt ir ki bu tercemede künyesini şöyle yazıyor: «Ebu'l-Abbos Dervîş Ömer Şifal el-MevlevI bin-i-eş Şeyh Hasan Fakîh es-Sinobl el-KumlevI.» Meşhur tabîb Perokılos'un (Tıbb-ı Cedîd) ismindeki eserini de Lât ince'der terceme etmiştir. Tasavvuf ve edebiyata da intisabı vardır. (Tuhfetü'l-Ahbâb)'ın bir nüshası Bâyezid Camii içindeki kütübhanede mevcuttur. (Mürşîdü' l-Muhtar) ile (Minhac)'m nüshaları Yıldız Kütübhanesinde mevcuttur. (Minhacü'ş-Şifâî fî't-Tıbbı'l-Kimyaî) He-kîmPerakilos'un (Akerbodin-i Cedît)' inin genişleti lmiş tercemesidir.

Page 246: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

SEYYİD MEHMED ALİ EFENDİ «Hekîm»

Hekîm Emîr Çelebi'nin talebelerinden olup asrmda reîsu'l-etibba kita-binm müellif idir. 1049 (1640) da vefat etmiştir.

SÜLEYMAN EFENDİ «Hayatîzâde Damadı»

Kadılar zümresinden ve has tabiblerden olup Karadeniz sahil indeki Mankalya'lıdır. 1128 (1716) de İstanbul kadılığından ma'zûlen vefat etmiştir. Hazret-i Hâlid civarında medfundur. Zamanına göre tıb ilminde mahir idi. (Terceme-i Akerbadîn) ile (Mürekkebat) isimlerinde türkçe tıbbî eserleri vardır. (Terceme-i Akerbcdîn) ' in bir nüshası Ayasofya kütübhânesinde mevcuttur. (Mazharü' l-Âsâr fî i lmi'l Esrar) müellif i olup Kay-seri 'de ikameti ihtiyar eden Ahmed ibn-i İshak da Mankalya'dan yetişen ilim erbabındandır.

SALİH İBN-İ NASRULLAH «Tabîb»

Sultan Mehmed ibn-i İbrahim Han devri Osmanlı tabîblerinden olup tabibler reisi vazifesi ve Mevkib-i Hümayunla (ordu ile) Yenişehir'de bulunduğu esnada 1080 (1669) târihinde vefat etmiştir. İspençiyari i lminden bahseden (Akerbadîn) isminde bir eseri ile, bir mukaddime, dört makale ve bir hatimeyi ihtiva eden (Gayetü'l-Beyân fî Tedbîri ' Bedeni'l-İnsan) ismindeki tıbbî eserin müellif idir. Ki bu eser sonradan Dârü'ş-Şifâ birinci tabîbi Ebu'l-Feyz Mustafa Efendi tarofmdan bir takım ilâvelerle zeyl edilerek (Nüzhetü'L-Ebdân fî Tercemeti Gayeti' l-Beyân) teskiye olunmuştur. Bu eser sonradan basılmıştır. 400 sayfadan müteşekkil olan (Gayetü'l-Beyân)'m bir nüshası Ayasofya Kütübhânesinde vardır. Salih Efendi aslen Haîeb'li olup tahsîli İstanbul'dadır. Bir nüshası Es'ad Efendi'de mevcut (Feraidü'l-Müfredât) ismi ile 1116 (1704) târihinde Türkçe bir eser yazan Salih Efendi diğer bir Osmanlı tabibidir.

Page 247: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 231 —

SAİD EFENDİ «Mehmed Saîd Efendi - Mehmedzâde»

Hassa tabiblerinden hâzîk bir zat olup istanbul' ludur. 1179 (1766) tarihinde 14 fasıl üzerine (Mîzon-ı Nebz) isminde Türkçe tıbbî bir eser yazmıştır.

ş

ŞERAFEDDİN İBN-İ ALİ «Sabuncuoğlu»

Memleketi olan Amasya'da 14 sene Dârü'ş-Şifâ tabibl iğinde bulunmuş fazilet sahibi bir tabîbdir. 873 (1468)'de müellef 17 bab üzerine müretteb (Mücerrebnâme)' isminde Türkçe tıbbî eseri vardır ki birer nüshası Ayasofya ve Hamîdiye Kütübhanelerinde mevcuttur. Bu eserin baş tarafından mühim (Müfredât-ı Tıb) cedveli derç edilmiştir. (Horzemşahî)' nin (Akerbadîn)îini de terceme etmiştir. Bunun da bir nüshası Kılıç Ali Paşa Kütüphanesinde vardır. Bunlardan başka bir de manzum tıbbî bir eseri vardır ki bunun do müellif hattı ile muharrer nüshası Veled Çelebi Efendi'nin hususî kütübhanesindedir. Bu eserde (Sabuncuoğlu) lâkabı yazılıdır.

(1) Uzun zaman Dârvi'l-Muallimîn'de (İlm-i Mevâlid-i Selâse) muallimliği yapmıştır.

SALİH EFENDİ «Hekimbaşı»

Fazîlet sahibi Osmanlı tabîblerlnden ve nebatat ilmi (botanik) mütehassıslarından olup aslen İstanbul' ludur. Tıbbiye Mektebinin Tıbhâne adı ile ilk açılışında tahsil ini ikmal ederek çıktıktan sonra Osmanlı tıb maarif ine pek mühim hizmetler îfasına muvaffak olup mühim ve muhtelif devlet hizmetlerinde bulunmuştur. Nazırlığı zamanında tıb ilminin tedrisatı Türkçeye tahvîl olunduğu cihetle ilmî kelimeleri bulmak ve tıb kitablarını lisanımıza naki ve terceme etmek hususunda pek güzide hizmetleri geçmiştir. Resimleri mükemmel (İ'm-i Hayvanat ve Nebatat) isminde te'lîf-leri vardır. Rihleti 1312 (1896)'da kabri Eyyüb'de Feridun Bey Türbesi c i varındadır. (1)

Page 248: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 232 -

ŞÂNÎZÂDE ATÂULLAH EFENDİ

«Hezar-fen» denmeye lâyık ilim sahibi fâzıl, edîb, müverrih bir zat olup eski Medîne-I Münevvere Mollası (Şânîzâde Şehrî Mehnıed Sadık Efendl)'nin kıymetli oğludur. İlk bilgilerini ikmalden sonra devrindeki usule göre dinî ve alet i l imlerini de tahsil etmiş ve sonra Mekke-i Mükerreme Mevleviyeti ve Evkaf-ı Hümâyûn Müfett işl iği vesaire gibi işlerde büyük hizmetlerde bulunmuştur. Hayatı tafsilâtlı olarak Cevdet Tarihl 'nde yazılı olduğu üzere Tire'de irtihal etmiştir. Kişin civarında eşraftan merhum Ait Paşa'nın konağı karşısındaki müslüman kabristanına defnedilmiştir. Sonradan ziyaret ett iğim mezarında kazınarak yazılı olan nazım ve nesir aşağıdadır:

«Müyesser olmadı bana şehadet İlâhi sen nasib eyle saadet Bulam tâ ki Resulünden şefaat.»

ŞABAN ŞİFAÎ EFENDİ

Kadıların faziletlerinden ve Osmanlı tabiblerinin meşhurlarından bir zat olup doğum yeri Ayaş'dır. Şiire ve târihe de intisabı vardır. 1116 (1704} târ ihinde Diyarbekir Niyabetinden ma'zûlen gelirken Ankara'da vefat et t i . Eserleri padzehr (Panzehir) hakkında tıbdan üç fasıl (Şifaiye) ile (Tedbîr-i Mevlûd) ve (Kısas-ı Enbiya) tercemesi ve (Kalaîdü'l-İkyân fî Fezail-i Âl-I Osman)'m genişleti lerek tercümesi olan (Fezail-i Âl- i Osman) 'dan ibarett ir ki bu tercemenin birer nüshası Nuruosmaniye ile Umumî Kütübhanede mevcuttur.

Şiirlerinden :

«Felekden eylemeyiz nâle vü şekva Yine bu tarz vuruşten ferago muntazırır.»

(Kalaib) 1030 (1621) târihinde irt ihal eden Şeyh Mer'î ibn-i Yûsuf e l -IVlakdisî'nindir. Al lâme Şihabuddin Ebu'l-Abbas Ahmed ibn-i es - Seyyid Mehmed el - Hüseynî el-Hamavî'nin de (ed-Dürrü' l-Manzûm fî Fazli'r-Rûm) isminde Osmanoğullarının faziletlerine dâir Ayasofya Kütübhânesinde makbul, bir eseri vardır. (Şifaîye)'nin birer nüshası Ayasofya ve Nûruos-manlye'de ve (Tedbîr-i Mevlûd)'un bir nüshası Beşir Ağa Kütübhânesinde mevcuttur.

Page 249: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 233 —

[«Şânîzâde Mehmed Atâul lah Efendi bâ emr-i âlî Tire'ye memur iken merhum oldu.» Sene 1242 (1827) ]

Merhum; Hoca İshak - Hüseyin Rıfkı, Kethüdâzâde Mehmed Ârif, M ü -neccimboşı Osman Sâib ve ismail Ferruh Efendilerle bir l ikte mücerret Üçüncü Selîm ve İkinci Mahmud'un himaye ve teşvîkleri ile teceddüt yoluyla meydana gelen Yeni Osmanlı Moari f i 'n in ilk üstadları ve Osmanlı fennî ve tıbbî ıstılahlarının ilk koyucuları olmak dolayısiyle ilim ve fen ta rihimizde adları hürmet ve takdir le yâdedilmekte olan fuzelâmızdan (büyüklerimizden) olup üç dil in edebiyatına vâkıf olmakla beraber fransız-ca'yo do âşinâ ve güzel san'at lardan şiir, musikî ve resme olan vukuf ve intisabı do en yüksek mertebede idi. Hol tercemesi zamanımız ilim adamlarından İbnü'l-Emîn Mahmûd Kemal Bey Efendi tarafından yazılmışsa do basılmamıştır.

Beyit lerinden : '«Sâik-i kudrete inan et yürü Olma pâ-beste-i zençir- i melal o l serbest.»

Eserleri :

1 — (Târîh-i Osmanî) : Kâmûs mütercimi Âsim Efendi'nin târ ihine zeyl olarak 1223 (1808)'den 1237 (1822) tarihine kadar geçmiş olan olaylardan bahsetmekte olup orta ölçüde dört cild üzerine mürettebtir ve basılmıştır.

2 — (Kavanînü'l-Asakiri ' l-Cihadiye): Genişletip ilâve yoluyla 1221 (1807) târîhinde fransızca'don terceme edilmiş ve 1231 (1816)'de basılmıştır.

3 — (Usûl-u Sok) : Sonradan basılan , (Sakk-i Cedîd-i Li-Ziyaeddin) kenarında basılmıştır.

4 — (Tenbîhot-ı Hükümran-ı Ba-Seraskerân). 5 — (Tonzîm-i Piyacegân ü Süvariyan). 6 — (Miratü' l-Ebdân fî Teşrihi Â'zâ-il-Insan) : Teşrîh ilmine dâir re

simli bir eser olup 1231 (1816)'de te'lîf edilmiş ve 1235 (1820)'de basılmıştır.

7 — (Kânûni'l-Cerrahîn) : Cerrahîye ait olup 1244 de basılmıştır. 8 — (Mi'yorü'l-Etibbâ) : Basılmıştır. 9 — (Istılâhot-ı Etıbba)

10 — (Müfredât-ı Eczo-i Tıbbîye). 11 — (Mürekkebot-ı Ecza-i Tıbbîye) 12 — (Usûlü't-Tobia). 13 — (Usûl-i Hisob). 14 — (Usûl-i Hendese). 15 — (Cebir - Mukabele).

16 — To'ri fot-ı Sevahil-i Derya).

Page 250: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 234 —

ŞAKİR İBRAHİM BEY

Osmanlı tabiblerinin en zekilerinden olup Kayseri' l idir. Tıbbiye Mektebinde tahsîlini ikmalden sonra bir müddet üçüncü ve yedinci ordular dâirelerinde hizmet etdiği gibi bir aralık veba ve kolera hakkında tıbbî tetkîkatda bulunmak üzere memur olarak Irak'a gi tmiş, tıbbî vazifelerini ifâ etmiştir. Avdetinden sonra bir müddet İstanbul'da kaldıktan sonra son Yunan meselesinde Tesalya'ya gönderi len tabibler arasında bulunup Dömeke Hastahanesi baş tabibl iğinde iken 1315 (1899) senesinde eceli ile vefat ederek Çatalça'da defn edildi Merhum ana dili ile beraber Arapça, forsça ve fronsızca'ya hakkı ile âşinâ Osmanlıların faziletl i t a bîblerinden, gayet çalışkan bir zat İdi.

Eserlerinin hemen hepsi basılmamış olarak kalmıştır ki başlıcalan : (Emraz-ı Aynîyyeye Dair Mükemmel Bir Eser), (Kolera Basil lerine Dair Lâyiha-i Mufassala-i Fenniye), (Hindistan Ahvâl- i Tarihiyyesine Müteallik Lâyiha-i Mufassala), köpeklerin cins ve huyları ile bazı meşhurlara mensub köpekleşrden bahseden (İlmü'l-Kilâb) ismindeki eseri, Yemen'de bulunduğu zaman kaleme aldığı (Hadikatü' l-Menhiyyat fî Envai' l-Kahveti ve' l- lükat), (Sefîne-i Dem), (Sefîne-i Emvat) ve sairedir. Askerî Tıbbiye Mecmuası (Caride-i Tıbbiye-i Askeriye),nda bir çok ilmî makaleler neşr etmiştir.

ŞAKİR PAŞA «Mirliva»

Asl<erî Tıbbiye Mel<tebinden 1288 (1871) târ ihinde neş'et etmiş en zel^i tabiblerdendir. Fizyoloji tahsil i için Paris'e gönderi lmiş ve meşhur f izyoloj ist lerden Klod Bernard'ın öğretim rahlesinde tahsil ini il<mal etmiştir. İstanbul'a avdette 1292 (1875) târ ihinde Mülkiye ve Askeriye Tıb Mektebler inde «Fenn-i Menafiu' l-A'zâ» muall imliğine tayin olunmuş ve tıbbın «menafiu'l-a'zâ» şubesinde ibraz ettiği mesaiden dolayı Osmanlı tıb âleminde nam bırakmış ve yüzlerce talebe yetişt irmiştir.

Hür f ik ir sahibi, gayet ciddî, feylesof meşreb kemal sahibi bir zatt ı . Ömrünün sonuna kadar ilmî tedkîk ve araştırmalarda bulunmuş ve el inden bir gün kitab düşmemiştir.

Page 251: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 235 —

SAKİR PAŞA

Askerî Tıbbiye İVlektebinln en muktedir, en himmetl i muall imlerinden ve tıb i lminin azaların faydaları «Menafi 'u' l-A'za» şubesi mütehassıslarından hâzik bir zat olup İstanbul' ludur. Tahsil ini Paris'te ikmal etmiştir. Tıbbın bilhassa azaların faydaları şubesine dair yazdığı eserleri ile Osmanlı tıb aleminde ad bırakmış ve yüzlerce talebe yetişt irmiştir. 1326 (1908) târîhinde irt ihal ederek Kadıköyü'nde Kuşdil i 'nde Mahmud Baba Kabristanına defn edildi. Basılmış eserleri : (Dürûs-i Hayat-ı Beşer), (Ame-liyothane-i Fizyoloji) ile iki büyük cild üzerine tertîb edilmiş (Teşrîh ve Fizyoliji Hücrevî ve Ensiçevi)'dir. Bu eserin ancak on beş formasının tab ' -ma muvaffak olabilmiştir.

Page 252: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

TEVFİK BEY «Binbaşı»

1288 (1871) târîhinde Askerî Tıbbîye'den mezun olan tabiblerin en zeküerindendir. (Hikmet-i Toblî'ye) hakkında güzide bir eser neşr etmiştir. Takriben 1307 (1889) tarihlerinde İstanbul'da irt ihal etmiştir. Edirnekapt Kabristanı'nda medfundur.

TAL'ATİ ÇELEBİ

Osmanlı tabîb ve âlimlerinden olup İstanbul' ludur. Yusufî isminde bir zatın 914 (1508) târîhinde nazm ett iği (Fevaidü'l-Ahbâr) adındaki forsça tıbba âit manzumesini bir çok tıbbî maddeler ilâvesiyle (Mugızzu't-Tıb) adını vererek terceme etmiştir. Terceme târihinin 1067 (1657) olduğuno göre terceme sahibinin 1000 (1592) küsur seneleri r icalinden olduğu anlaşılır.

U

UNKAİMİ ŞEIVISEDDİN ŞİRVANİ

Sultan Dördüncü Murad devri tabîblerlnden fazilet sahibi bir zat o lup Şîrvon'lıdır. (Teşrîh-i Ebdân ve Terceman-ı Kıbale-i Feylesofon) isminda müteaddit resimleri ihtiva eden eserini takdîm ederek mükâfat olarak Şeyhü'l-harom olmuştur. (Teşrîh)'in bir nüshası Eyyüb'te Hüsrev Paşa Kütübhanesindedir.

Page 253: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 237 —

V

VESÎM ABBÂS EFENDİ

Sultan Üçüncü Mustafa devrinde İstanbul'dan yetişmiş fazi let sahibi tabiblerdendir. Sultan Selîm çarşısında dükl<ânı vardı. Bursa vefeyatın-dan (Gülzâr-ı Sülehâ)'da Ömer Şifaî Efendi'nin oğlu olduğu kayıtlıdır. Tıb ilmini hal tercemesi yukarıda geçen Bursa'lı Ali ve babası Ömer Efen-dl ' lerden hikmetle farsçayı hal tercemesi ulemâ faslında zikr edilen Yan-ya'lı Hoca Es'ad Efendi'den, hat ilmini kazasker ve reisu'l-etibbâ Kâtibzâde Mehmed Refî Efendi'den ta' l im etdiği (Târih-i Murâdî) 'de zikr edilmiştir. Te'lîf ett iği eserier (Düstûr-i Vesîm fî Tıbbi' l-Cedîd ve'l-Kadîm) isminde 1600 sayfalık mufassal hakîmane eseri ile (Nehcü'l-Bulûğ fî Şerc-i Zîcü'l-Ulûğ), (Müretteb Divan), (Risaletu'l-Vefk), (Vesîletü'l-Metalib fî İ lmi '-t-Terakîb) ve sairedir. Vefatı 1175 (1761) târîhinde, kabri Edirnekapısı haricindedir. Tarikat bakımından Halveti, Kadiri ve Nakşî idi.

Bir nâ't'ından :

«Günahı çok «Vesima'in kıl şefaat rûz-i mahşerde Şefi'i müznibin'in ekfelisin Ya Resûlellah!»

(Düstur)'un bir nüshası Umûmî Kütübhane ile Râğıp Paşa Kütübhânesinde vardır. İkdam Gazetesinin 1319 (1903) tarihl i ve 2601 numaralı sayısında Osmanlı tabiblerinden İbrahim Paşa'nın (İslamların ve bilhassa necîb Türk Mil letinin tababete ett ikleri hizmet) başlıklı makalelerinde terceme sahibi Vesîm Abbas Efendi'nin tıbbî mesleği hakkında fâzilâne mes-rudâtları olduğu gibi yine aynı gazetenin 1323 tarihl i ve 4040 num.aralı nüshasında da müşârünileyh'in Verem hakkında mufassal ifadeleri vardır ki bazı parçaları şunlardır: «Tabib-i şehir (meşhur) Vesîm Abbas Hazretleri verem illeti (hastahğı) hakkında zamanımızdaki müşahedelere hemen mutabik olan f ikr- i dakîkini gayet sâde bir lisan ve fakat üstâdâne bir tarz-i beyan ile erbab-ı ilim ve ma'r i fet in pişgâh-ı ıttıla'ına vaz' eylemiştir. Hurde-bînlerin (büyülteçlerin) vücudu değil , hayalî bile zihinde teressüm etmemiş olduğu bir zamanda Müşarünileyh Hazretleri şimdi mikrop denilen ve henüz yirmi beş senelik bir eser-i terakk i olan meseleyi tamam bundan yüz elli sene evvel ozamana göre anlaşılabilen tâbîrat ile ilân e y lemistir.»

Hacı Vesîm Abbas Hazretlerinin verem illeti hakkında yukarıya naki etdiğimiz mütalâasını zamanımız tıbbî terakkisi ile mukayese edecek olursak arada pek az ihtilâf bulabiliriz ki bu da tedavi cihetl inde o zamanlar

Page 254: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 238 —

VAHÎD İBRAHİM BEY

Askerî Tıbbiye Mektebinden 1294 (1878) senesinde mezun olmuş to-bîblerdendir. (Fenn-i kıbâlede Çocuk doğurma sanatındaki) ihtisasına mebni mektebten çıkışında bu ilmin muall im muavinl iğine tayin olunmuş ve sonradan Tıbbiye Mektebinde «Fenn-i Kıbale» muall imi olmuştur.

Osmanlı tababetine büyük hizmetleri geçen tobîblerdendir. İstanbul 'da beş bini mütecaviz güç doğuma yardım etmiş ve bu şekilde bir çok hayatın kurtulmasına yardım etmiştir. Ebelikte şöhreti müsellem(herkes-ce kabul) bir enam bulmuştur.

şimdiki kadar kimya ilmi terakki etmemiş bulunduğundan ilâçlarca görülecektir. O asırda ekseriyetle nebatî i lâçlar kullanıldığı ve müel l î f in kitabında iş'ar (gösterilen) olunan nebatatın ekserisinin ismi asrımız tabib-lerince meçhul olduğundan mezkûr nebatların ve veremde isti 'mal etdi ği kaynatılmış ilâcın terkibini buraya dere edemedik. Hattâ dere olunsa bile mözkûr nebatların tedariki mümkün olmaması cihetiyle ilâcın tert ibi de muhal olacaktır. Terceme sahibi vesîm Abbas Efendi'nin fevkalâde nezâketine dâir İbrahim Paşa'nın Etfal Hastanesinin 1320 mâlî senesine mahsûs istatist ik mecmuasının 16. sayfasından it ibaren kıymetli ve mufassal bilgiler vardır.

Page 255: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

ZEYNELABİDİN EFENDİ İBN-İ HALİL «Tabib»

Kadılar zümresinden, tabib» fazıl ve âl im bir zat olup Eyyüb-lüdür. 1037 (1628) târîhinde (Şifau'l-Fuad) ismi ile Dördüncü Murad adına Türkçe on yedi fasıl üzerine müretteb küçük tıbbî bir eser te'lîf etmiştir ki sonradan basıldığı gibi «Reîsü'l-etibbâ»lık makamından sonra Mısır Kadısı olmuştur. Ve 1056 (1646'da İstanbul'da irtihal etmiştir. Fâtih Sultan Mehmed Han'ın inşâ ett irdiği Bîmaristan'da «reîs-i etibbâ» idi. (Şifau'l-Fu-ad)ını on yedi günde Te'lîf ett iğini eserinde beyan ediyor. (Fezaîl-i Medine), (Zeynü'l-Bedûr-Şerh-i E s m â i Hüsnâ) isimlerinde eserleri de vardır. 1300 (1882 tarihinde de (Havos-ı Biberiyye) ve (Çay) risaleleri ile beraber Mısır'da basılmıştır.

Tıbbiye Mektebinin kuruluşundan evvel elup hal tercemeleri (Tabibler fcslı)nda yazılı bulunan zevattan başka Osmanlı âlim

ve tabibleri tarafından yazılan tıbbi eserlerden bâzılannın isimleri:

1 — (Usûlü'l-İlâc fî Teshîlü'l-Mizac) : Arapça olup te'l i f tar ihi (Tuhfetü' l-Hân) terkibinin delâleti olan 972 (1565 tarihindedir.

2 — (Lokmannâme) : Türkçe 14 fasıl üzerine müretteb olup (En-müzec-i Ttb)dan sonra te' l i f olunmuştur.

3 — (Terceme-i Zehire-i Horzemşahî) : (Tarihçiler faslı)nda mezkûr Ebu'l-FazI Muhammed Efendi tarafından yazılmıştır.

4 — (Müfredât-ı Tıb); (Feraidü'l-Müfredât) : (Tarihçiler Fas-ı)nda mezkûr Yirmi Sekiz Çelebi Mehmed Efendi Zâde Saîd Paşa tarafından yazılmıştır.

5 — (Menafiu'n-Nas) : Türkçe olup Kaysûni-Zâde tarafından yazılmıştır. Bu zatın bir de (Düstûr-i BİmarIstan) isminde bir eseri daha vardır.

6 — (Rucu'u-şŞeyhi İlâ Sabahi) : (Araben olup Ulemâ Faslında) zikr edilmiş Al lome İbni Kemal tarafından yazılmış olup meşhur tarihçi Âlî tarafından terceme edilmiştir.

7 — (Tâ'dilü'l-Emzice) : Türkçe olup (Şairler Faslında) zikr edilmiş Şuurî Hasan Efendi tarafından yazılmıştır.

8 — (Moddetü' l-Hayot) : (Şeyhler Faslında) zikr edilmiş Akşemseddin tarafından yazılmış oiup Türkçedir.

Page 256: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 240 —

9 — Terceme-i Keşfi Beyân) : (Şeyiiler Fasimda) zll<r edilmiş Ahmed Âmldî tarafmdan yazılmıştır.

10 — (Risaletü't-Tıb) ; (Riyaziyeciler Faslında) zil<r edilen yazısı Selâhaddin Efendi tarafından yazılmıştır.

11 — (Rumuzu'l-Hal<âyil^) : Ulema Alimler Faslında) mezkûr Abdullah Ahiskavî tarafından yazılmıştır.

12 — (Şerh-i Kânûn-i İbni Sînâ) : Ulemc Al imler Faslında) mezkûr Şeyh Cemaleddin Aksarayî tarafından yazılmıştır.

13 — (Şerh-i Mûcez) : (Âlimler Ulemö Faslında) mezkûr Şeyh Cemaleddin Aksarayî tarafından yazılmıştır.

14 — (Müfredat) : (Şeyhler Faslıjnda mezkûr İbni İsa tarafından yazılmıştır.

15 — (Müfredat) : Al imler Ulemâ Faslında) mezkûr Hilmi tarafından yazılmıştır.

16 — (Terceme-i Hülâse fî Fenni'I-Cerroheti) : Bir nüshası Fatih Kütübhânesinde mevcut bu eserin Farsçadan mütercimi Cerrah Mes'ud olup otuz babtır. Müell i f i Me'mûn zamanı reîsü'l-cerrahînin Ebl Tâhir İbni Mehmed'dir .

17 — (Menafi ' i Bîşumar) : 1144 (1731) senesinde Mahmud Paşa ibn-i Hüseyin Paşa tarafından yazılmıştır.

18 — (Terceme-i Cedide fî Havvasi'I-Müfrede) : 1102 (1690)'de Mehmed ibn-i Ali tarafından müellef tıbbî bir eser olup matbû'dur.

19 — (Terceme-i Mûcez) : (Şairler Fc!slı)nda mezkûr Gelibolu' lu Sürûr i tarafından yazılmıştır.

20 — (Teheyyelü fî'tTıb) : Pervîz Efendi tarafından yazılmı.ştır. 21 — (Hıfzu'l-Ebdân) : (Ulema Alimler Faslı)nda mezkûr Atûfî Hay

reddin Efendi tarafından yazılmıştır. 22—(Terceme-i Mûcez) : Ahmed ibni Kemal tarafından yazılmıştır.

Bu zat Sultan Süleyman devrinde Edirne'de bulunan Dârü'ş-Şifâ bir inci tabibi idi.

23 — (Pendnâme-i Eflâtun) : (Şairler Faslı)nda mezku»r Firdevsİ-i Rûmî'nindir. Beyit lerinden :

«Etibbâ'nın budur pend ü kelâmı Sakın i frat la yeme ta'amı.»

24 — (Kitab-ı Şifâ-i fî't-Tıb) : Bu kitab elli bab üzerine tertîb edi lmiş olup Türkçedir.

25 — (Akerbadin-Mürekkebat-ı Edviye) : Nailî tarafından yazılmıştır. 26 — (Terceme-i Berlü's-Saati) : Müell i f i Mehmed ibn-i Zekeriyya-

er-Rözî olup mütercimi Mehmed İbn-i Ahmed't ir . Sene 1058 (1657)'dir. 26 bab üzerine tertîb edilmiştir.

Page 257: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 241 —

27 — (Kenzü's-Sıhhati 'I-Ebdâniye Eser-i Mürşid-i Osmaniye) : Tar-sus' lu Osman Hayri Efendi tarafmdan yazılmış olup matbû'dur.

28 — (Kitab-i Mal<bûl der Hal-i Hayûl) : Baytarlığa âi t olan bu eser Türkçe üç bab, bir iıâtime üzerine tertîb edilmiş olup Sultan IVlustafa ibn-i Mehmed Han devrinde Enderûnî Fûyûzî tarafından te'l if edilmiştir. Bir nüshası Beşil<taş'ta Yahya Efendi Dergâhı Kütübhânesinde vardır.

29 — (Kânûnu'l-İlâc ve Şifau'l-Emrazı Li-Küllî ' l-Mizac) : Ebu'l-FazI Mehmed Efendi'nin Türkçe eseri olup bir nüshası Ayasofya Kütübhânesinde vardır.

30 — (Terceme-i Afyonkarahisarî fî't-Tıb) : Sultan Birinci Mehmed muasırı Hacı Osman ibn-i Müsâ tarafından genişleti lerek terceme edilmiş bir eser olup on makale üzerine tertîb edilmiştir.

31 — (Terceme-i Künûzu's-Sıhha) : Çerkeş Mustafa Resmî Efendi 'nin eseri olup matbû'dur.

32 — (Risale-i Kemaliye) : Bursa'da Şeyh Kemaleddin adına telîf edimiştir. On bir bab üzerine mürettebtIr.

33 — (Sandukatü' l-Lefafeti fî Fenni'L-Çerraheti) : Tıbhane-i Âmire muall imlerinden Üsküdarlı Mehmed Salim Efendi tarafından genişleti lerek fransızcadan terceme edilmiştir. Sene : 1252 (1836)

34 — (Fevaidü'l-Meniheti fî Kavaidi's-Sıhhati) : Arapçadan terceme edi lmiş bir eser olup 1280 (1864)'de basılmıştır. Nihayetinde tıbba ait bir lügat cetveli vardır. Mütercimi Çelebipazarı müfett işi Mehmed Reşit ibn-i Mehmed Emîn Efendi'dir. Arapça'ya Fransızcadan terceme edilmiştir.

35 — (Akerbadîn) ; Girid müftîsi Pendî Efendi'nin talebelerinden Hanya'lı Ebûbekir ibn-i Mustafa Efendi tarafından (Efrenci yabancı) di l den terceme edilmiştir ki terceme târîhi 1115 (1703)'dir.

36 — (Tıbbu'l-Kimyayi) : Osmanlı tabîblerinden Osman ibn-i Salih Efendi tarafından terceme edilmiştir.

37 — (Terceme-i Müfredât-ı İbni Baytar) : Tercemesi Osmanlı gözî-îerinden Umur Bey tarafından (iltimas rica) edilen tıb kitabıdır.

38 — (Risaletü'l-Şifa Li Edvâi'l-Veboî): Taşköprülüzâde Ahmed Efendi tarafından te'lîf edilmiş olup Mısır'da basılmıştır.

39 — (Müntehab-ı Âliye): Sultan Üçüncü Selîm muasırı Rıza Efend i tarafından te'lîf edilmiş olup Türkçe bir eserdir.

«Yazdı [Rıza] cem'edip edviye-i âliye İsmi de târihi müntehâb-ı âliye» 1208 (1794)

40 — (Âlâîm-i Cerrahîn): Cerrah İbrahim Efendi tarafından 911 (1505) de yazılmıştır. Yunanca olan aslı Mora'nm Muson kalesinde bulunan İbrahim Efendi tarafından terceme edilmiştir. Bir nüshası Hekîmoğlu Ali Paşa Kütübhânesinde vardır. OSMANLI MÜELLİFLERİ - Oiîd: 3 F. : 16

Page 258: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 242 —

41 — (Terceme-i tıbb-ı Şâhî): Abdürrahman İbn-i Yûsuf tarafından Sinan Bey adına yazılmıştır. Nüshası Kılıç Ali Paşa Kütübhanesindedir.

42 — (Terceme-i Baytarname): Hibetu'lah tarafından yazılmıştır.

43 _ (Tefrîhu'l-Ervah): 10.500 (on bin beş yüz) beyitli Türkçe manzum eski bir tıb kitabı olup manzum hâle getiren Ahmedî'dir. Bir nüshası Enderun Revân Odası Kütübhanesinde vardır.

44 — (Müfîdât Mine't-Tıb): Tabîb Yusuf İbn-i Ali 'nin tecrübeler ine dair beş bab üzerine tertîb edilmiş Türkçe eseridir.

45 — (Mîzân-ı Nabz): Hâssa tabiblerinden Mehmed Emîn tarafından yazılmıştır.

46 — (Zübde-i Küll iyat): Sekiz bab üzere müretteb Türkçe tıbbî bir eserdir. Vezîr Mustafa Paşa adına te'lîf edilmiştir. Müell i f in adı tasrîh edilmiş değildir.

47 — (Şifâu'n-Nâs ve Def'-ü'l-Emrâzı) ; Mehmed bin Murad el-Cer-roh tarafından te'lîf edilmiştir. Sene 1081 (1670). Tar ikat bakımından Be-devîdir. 131 bab üzerine tertîb edilmiş olup Türkçedir.

48 — (İhtisar-ı Tokvîm-i ' l-Ebdân): Abdülhalîm ibn-i Abdul lah Kavo-lolı tarafından yazılmış Türkçe bir eser olup 1066 (1656) senesinde te ' l î f edilmiştir.

49 — (Terceme-i Mâ-LâYeseu't-Tıbbu Cehlehu): Sultan Üçüncü Murad asrında Osmanlı Dîvan-ı Alî kâtiblerinden Hasan İbn-i Abdürrahman Efendi tarafından bazı ilâveler ile terceme edilmiştir. Mütercim hattı ile olan nüshası Edirne'de Sultan İkinci Selîm Kütübhanesindedir.

50 — (Baytar-nâme): Mehmed ibn-i İskender Edirnevî tarafından yazılmıştır.

51 — (Dürr-i Meknûn): Dervîş Mehmed ibn-i Şeyh Ahmed Ankaravî'-nin te'lîf idir. Türkçe olup 42 babdır.

52 — (Rlsole-i Hocemiyye): Mehmed ibn-i Mahmud tarafından 1170 senesinde te'lîf edilmiş olup Türkçedir ve 4 babdır.

53 — (Kitob-ı Tıb): Abdülvahhab Efendi tarafından yazılmış olup on makale üzerine tertîb edilmiştir. Eski Türkçedir.

Page 259: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

OSMANLI SULTANLARI ZAMANINDAKİ BAŞ-TABİBLERİN F İ H R İ S T İ D İ R

Fatih Sultan Mehmed devri:

1 — Kutbüddin Efendi.

Sultan İkinci Bâyezid zamanı :

1 — Mühtedî Yâkub. Sonradan vezir olmuş ve 889 (1484) do vefat etmiştir.

2 — Şirvanîzâde Şükrulloh Efendi. 3 — İzmir'l i Mehmed Muhyiddin Çelebi. 889 (1484) da tayin edilmiş

ve 910 (1504) da vefat etmiştir. 4 — Hacı Hakîm. Tayini 910 (1504), vefatı 913 (1507) tarihindedir. 5 — Ahî Çelebi. Mehmed Efendi ibn-i Kemal Tebrizî. 6 — Koysunîzâde Bedreddin. Tayini 913 (1507), vefatı 920 (1514)'dir.

Kabri Sütlüce Camii civarındadır.

Yavuz Sultan Selim devri:

1 — Sinânüddin Yusuf Efendi. Nasbi Rebiulevvel 918 (1512), irt iholi ise 951 (1544) dedir.

2 — (İkinci defa olarak) Ahî Çelebi Mehmed Efendi ibn-i Kemal Tebrizî. Tayini 920 (1514) dir.

3 — (Üçüncü defa olarak) Ahî Çelebi Mehmed Efendi ibn-i Kemal Tebrizî. İrtiholi 930 (1524) dadır. Mısır'da İmam-ı Şafiî Camiin ' -de medfundur.

Kanuni Sultan Süleyman devri:

1 — Mehmed Çelebi. Tayini 951 (1544), vefatı 970 (1562) dedir. 2 — Seyyid Mehmed ibn-i Seyyid Ahmed İznik î 973 (1565) de

irt ihal etmiş olup Şeyh Vefâ dairesinde medfundur.

Sultan İkinci Selîm zamanı:

1 — Koysunîzâde Bedreddin Mahmud. Tayini 970 (1562) de olup irt iholi Sofer 976 (1568)'dadır. Hosköy'de m.edfundur.

2 — Garsuddinzâde Şemseddin.

Page 260: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 244 —

Üçüncü Murod d e v r i :

1 — Bekir-zâde Mehmed Efendi. Tayini 982 (1574), azli 992 (1584) de olup irt iholi de 1029 (1620) dadır. 1020 (1611) de tekaüt edi lmiştir.

2 — Koysunîzâde Mehmed Efendi. Tayini 1020 (1611), irt iholi de 1020 (1611) dedir. Mezarı Sütlüce'de kendi mescidi civarındadır .

3 — Koysunîzâde Mahmud. Tayini 1020 (1611) de olup azli ise 1026

(1617)'dadır.

Sultan Birinci Ahmed dev r i :

1 — Galata'lı Seyyid Mehmed Efendi. 2 — Hekîmzâde Mûsâ Efendi. Tayini 1026 (1617) da olup azli ise

1031(1622) dedir.

Sultan İkinci Osman d e v r i :

1 — Celebi Emîr Efendi (Seyyid Mehmed Tabîb): Tayini 1031 (1622) de olup azli Rebiulevvel 1048 (1638) dedir. Sultan Dördüncü Murod tarafından idam edilmiştir.

Sultan Dördüncü Murad devri : 1 — Celebi Zeyne'l-Âbidîn. Tayini 1048 (1638), azli 1054 (1644), ir t i

holi de Zilhicce 1054 (1644) dedir.

Sultan Birinci İbrahim devri :

1 — (İkinci defa) Hekîmzâde MCısâ Efendi. Tayini Zi lhicce 1054 (1644) de olup irtiholi Rebiulevvel 1055 (1646) dadır. Birinci defa olarak Anadolu payesi almıştır.

2 — Cemaizâde Mehmed Etendi. Tayini Rebiulevvel 1056 (1646) da olup azli ise Sofer 1057 (1647) dedir.

3 — Sokız'lı İSO Efendi. Tayini: Safer 1057 (1647), azli: Rebiulevvel 1057 (1647).

4 — (İkinci defo) Cemolzâde Mehmed Efendi. Tayini: Rebiulâhir 1057 (1547), azli: Cernoziyelâhir 1057 (1647) dir.

5 — (İkinci defa) Sakızlı İsa Efendi. Tayini: Cumodelâhir 1057 (1647), azli: Cumodelâhir 1057 (1547) dir.

6 — (Üçüncü defo) Cemaizâde Mehmed Efendi. Tayini: Cumodelâhir 1057 (1647), azli: Şevval 1057 (1647) dir.

7 _ (üçüncü defa) Sakız'lı İsa Efendi. Tayini: Şevval 1057 (1647), azli: Zi lko'de 1057 (1647) dedir.

Page 261: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 245 —

8 — (Dördüncü defa) Cemaizâde Mehmed Efendi. Tayini: Zill<a'de 1057 (1647), azli: Zi lka'de 1057 (1647) dedir.

9 — (Dördüncü defa) Sakızlı İsa Efendi. Tayini: Zi lka'de 1057 (1647), azli Receb 1058 (1648) de olup vefatı ise Şevval 1059 (1649) tarihindedir.

Sultan Dördüncü Mehmed Han devri:

1 — (Beşinci defa) Cemaizâde Mehmed Efendi. Tayini: Receb 1058 (1648), azli: Şevval 1066 (1656) ve vefatı ise Şevval 1066 (1656) dadır.

2 — Çelebi Salih Efendi. Tayini: Şevval 1066 (1656), azli 1080 (1669), vefatı Rebiulâhir 1080 (1669) dedir. Yenişehir 'de medfundur.

Sultan İkinci Süleyman ve Sultan İkinci Ahmed devirleri:

1 — Hayatîzâde Mustafa Feyzî Efendi. Tayini: Rebiulâhir 1080 (1669) azli: Saîer 1103 (1692), vefatı ise Safer 1103 (1692) dedir.

2 — Mihaliç' l i Hasan Efendi. Tayini: Safer 1103 (1692), azli: Cemazi-yelevvel 1105 (1693), vefatı ise Şevval 1118 (1706) tarihindedir.

3 — Mağribî es-Seyyid Yusuf Efendi. Tayini 1100 (1689), azli ise 1105 (1693) dedir.

4 — Müderris Mahmud Efendi. Tayini: 1105 (1693), azli: Cumadel-ûlâ 1106 (1694), vefatı ise Şevval 1118 (1706) dedir.

Sultan İkinci Mustafa ve Sultan Üçüncü Ahmed devirleri:

1 — Mühtedî Nuh Efendi. Tayini: Cemaziyelevvel 1106 (1694), azli: Receb 1119 (1707), vefatı ise Şevval 1119 (1707) dadır. Kocamustafapaşa ÎViedresesinde Ali Paşa'nın yanında medfundur.

2 — Yenlbahçeli Mehmed Efendi. Tayini: Receb 1119 (1707), a z l i : Safer 1127 (1715), vefatı ise Safer 1136 (1724) tarihindedir. Şam'da medfundur.

3 — Ömer Efendi. Tayini: Safer 1127 (1715), azli: Cumadelûlâ 1136 (1724) ve vefatı da Cemaziyelevvel 1136 (1724) dadır. Molla Gürânî'de medfundur.

Sultan Birinci Mchmud Han devri :

1 — (İkinci defa) Hayatîzâde Mustafa Feyzî Efendi. Tayini: Cemaziyelevvel 1136 (1724), azli: Zilhicce 1148 (1735) ve vefatı da 1151 1738) dedir. Kabri Eyyüb Sultan'dadır.

2 — Hayatîzâde Mehmed Emîn Efendi. Tayini: Zi lhicce 1148 (1735) ve azli de 1159 (1746) dadır. Sonradan Şeyhülislâm olmuştur.

Page 262: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 246 —

3 — Hayatîzâde Mehmed Saîd Efendi. Tayini: 1159 (1746), azü de aynı yıldadır.

4 — Müneccimbaşı Ahmed Efendi. Tayini: 1159 (1746), azli: 1161 (1748), vefatı': 1163 (1750) dedir.

Sultan Üçüncü Osmon Han devri: 1 — (İkinci defa) Hayatîzâde Mehmed Saîd Efendi. Tayini: 1161

(1748), azli: Cemaziyelevvel 1168 (1754), vefatı ise 1171 (1757) dedir. Taif 'de medfundur.

2 — Celebi Mustafa Efendi. Tayini: Cemaziyelevvel 1168 (1754), azli, Safer 1171 (1757), vefatı 1171 (1757) dedir. Midil l i 'de medfundur.

Sultan Üçüncü Mustafa Han Devri:

1 — Mehmed Ârif Efendi. Tayini: Safer 1171 (1757), azli: 1171 (1757) dedir.

2 — Kâtibzâde Mehmed Refi' Efendi. Tayini: 1171 (1757), azli: Rebiulâhir 1182 (1769), vefatı ise 1182 (1769) dedir.

3 — Mehmed Emîn Efendi. Tayini: Rebiulâhir 1183 (1769) de olup azli : Zi lhicce 1187 (1774) dedir.

Sultan Birinci Abdülhamid Han d e v r i :

1 — (İkinci defa) Mehmed Ârif Efendi. Tayini: Zi lhicce 1187 (1774), azli: Zi lka'de 1189 (1775) dadır.

2 — Haccızâde Abdülâziz Efendi. Tayini: Zi lka'de 1189 (1775), azli: 1190 (1776), vefatı ise 1197 (1783) dedir. İstanköy'de medfundur.

3 — (Üçüncü defa) Mehmed Ârif EfendL Tayini: 1190 (1776), azli: Safer 1197 (1783), vefatı da Safer 1197 (1783) dedir. Sultan Selîm civarında medfundur.

4 — Hafız Hayrullah Efendi. Tayini: Safer 1197 (1783), azli Rebiul-evvel 1200 (1786), vefatı da 1210 (1796) dadır. Üsküdar'da Nasuhî Dergâhı'nda medfundur.

Sultan Üçüncü Selîm Han devri: 1 — Gevrekzâde Hasan Efendi. Tayini: Rebiulevvel 1200 (1786), azli:

Zi lhicce 1203 (1789), vefatı 1216 1801) dadır. Kabri Eyyüb'de Şerîfzâde Mehmed Molla civarındadır. Müşarünileyh Abdülhamid zamanında da hekîmboşılık yapmıştır.

2 — Mehmed Sadık Efendi. Tayini: Zi lhicce 1203 (1789), azli: Şaban 1211 (1796), vefatı . Şevval 1215 (1800) dedir. Üsküdar'da Nasuhî Tekkesinde medfundur.

Page 263: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 247 —

3 — Lokman Naîm Efendi. Tayini: Şaban 1211 (1796), azli: Safer 1218 (1803), vefatı : Zilkade 1220 (1805) dedir. Kabri Selimiye'dedir.

Sultan Dördüncü Mustafa devri:

1 — Mustafa Behçec Efendi. Tayini: Safer 1218 (1803), azli: Cemo-ziyelâhir 1222 (1807).

2 — Tuğcuzâde Abdülkodir Efendi. Tayini: Cemoziyelâhir 1222 (1807) azl i : Cemoziyelevvel 1223 (1808), vefatı : Sofer 1231 (1816) dedir.

Sultan İkinci Mahmud Hon devri:

1 — Lokmonzâde Mes'ud Efendi. Tayini: Cemoziyelevvel 1223 (1808), azli: Zi lhicce 1232 (1817), vefatı : Muharrem 1236 (1821) dadır.

2 — (İkinci defo) Mustafa Bohcet Efendi. Tayini; Zi lhicce 1232 (1817), azli Receb 1237 (1822) dedir.

3 — Benderiklizöde Mustafa Mehmed Saîd Efendi. Tayini: Receb 1237 (1822), azli: Zi lhicce 1238 (1823) dedir. Haydarpaşa'da medfundur.

4 — (Üçüncü defo) Mustafa Behçet Efendi. Tayini: Zi lhicce 1238 (1823), azli: Zi lkade 1249 (1833) dadır. Üsküdar'da Nosuhî Tekkesinde medfundur.

5 — Abdülhak Efendi. Tayini: Zi lkade 1249 (1833), azlî: Zi lkade 1252 (1836) dedir.

6 — Ahmed Necîb Efendi. Tayini: Zi lkade 1252 (1836), azli: Zi lko'de 1255 (1839) tarihindedir.

Page 264: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III
Page 265: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

ALTINCI FASIL

R İ Y A Z İ Y E C İ L E R F A S L I

Page 266: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III
Page 267: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— A —

ATMACA «Hacı»

Osmanlı riyaziyecilerinin esl<ilerinclen bir zat olup l<ünyesi Muhyidd in Mehmed' ibn- i Hacı Amıca'dır. Hesab kaidelerini beyan eden Türkçe (Mecma'u' l-Kavâid) ismindeki eserini ihtiyarlık zamanında te'lîf ett iğini ve te'l if tar ihinin (âhir zaman) terkîbinin delâlet ett iği 899 (1494) olduğunu bu münasebetle eserinin dibacesinde (girişinde) zikrediyor. Bu kitaba bir de tet imme yazmıştır.

Mezkûr eser üç şık üzerine olup birinci şık «hisab-ı sıhah»dan, ikinci şık «Hisab-ı Küsûrsdan, üçüncü şık «mesâil-l Şettâ» adı ile 40 adet hesab mes'elesinden i)ahsetmektedlr.

A G Â H P A Ş A

«Erkân-ı Harbiye Mirlivası Yusuf Agâh Paşa»

Riyaziye ilimleri mütehassıslarından olup Eyyüb'de doğmuştur. Harbiye Mektebinden mezun olduktan sonra muhtelif mevkî ve hizmetlerde ve bu cümleden olarak Paris Ataşemil i terl iği ile Mekteb-i Osmanî müdür lüğünde bulunmuştur. Harbiye Mektebinde muall imliği esnasında (Me-nazır), (Sath-ı Rakım), (Usûl-i Gölge) İsimleri ile yazdığı risaleleri basılmış ve okutulmuştur. Bunlardan başka basılmamış eserleri de olduğu r i vayet edilmiştir. 1314 (1898) tar ihinde Haleb'de irt ihal etmiştir. Hitabet kabil iyeti vardı.

Yıldız Kütübhânesinde (Ta'yin-i Evkat-ı Salât) a âit bir eseri de vardır .

ALİ İBN-İ HİBETULLAH

Osmanlı riyaziyecilerinin eskilerinden âlim bir zattır. Yıldırım Bâyezid Han adına Arapçc te'lîf ett iği (Hulâsatü' l-Minhâc Fî İlmi'l-Hesâb) ismindeki eseri bir mukaddime, altı maksad üzerine tertîb edilmiştir. 878 (1473) tar ihinde yazılan nefîs bir nüshası Halis Efendi Kütübhânesinde vardır.

Page 268: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 252 —

ALİ BEY «Üstad-ı Ekremim Bursalı Al i Sulhî Bey»

Riyaziye il imlerinin hesob, cebir, hendese ve müsellesot gibi şubeleri hususiyle astronomi şubesinde ihtisas sahibi bir zat olup Bursa'lıdır. Harbiye Mektebini bitiriş tarihi olan 1293 (1877) tar ihinde Bursa Askerî Lisesine muall im tayin olunduktan sonra yirmi sene kadar ders okutmuş; ve Manastır Askerî Lisesine müdür tayin edilmiştir. Beş sene sonra da Kuleli Askerî Lisesine «Riyaziye» muall imi tayin edilmiştir. «Kaymakam» rütbesi ile bu vazifede iken yaş haddi dolayısiyle emekli l iği icra olunduğu cihetle vefat tarihi olan 1333 (1917) senesine kodor Üsküdar'da icarda oturduğu evde eser te'lîfi ile meşgul olmuştur. İslâmm güzel son'ot larm-don «hat» (yazı) san'atma intisabı olduğu cihetle bu âciz müellif tarafından Şeyhü'l-Hattâtîn Şeyh Hamdullah Efendi merhumun yakınma defn edildi. Zayıf bedenli ve latifesi çok bir zat olup Bursa'da «Cin Ali» şöhreti ile bil inirdi. Manastır Askerî Lisesinde müdürken Askerî Lise ile Askerî Hastane ve Rufâî Dergâhı bahçelerinde birer bosıto-i ufkiyye (ufkî güneş saati), Selanik'te Yolılordoki Müşîr Hoyrj Paşa'nın bina ett iği Camiin avlusunda ufkî ve minaresi duvarında omûdî birer güneş saati yaptığı gibi İstanbul'da Dolmobohçe Sarayı karşısındaki «Ebniye-i Seniyye»-Müdürlüğü Dairesinin avlusunda da bir ufkî güneş saati yapmıştır. Fransa İlm-i Hey'et Cemiyeti tarafından 1912 senesinde fahrî ozolığo kabul edildiğine dâir olan resmî belge ailesi yanında mahfuzdur.

Eser ler i : 1 — (Mufassal Kozmoğrafya), 2 — (Coğrafya-i Osmanî), 3 — (Mü

sellesot-ı Müsteviye), 4 — (Müsellesot-ı Küreviye), 5 — (Zevâlî ve Gurubî' Bosîteler), 6 — (Testîh-i Küre ve Rub'-ı Mukenterot), 7 — (Tahvîl-i Teka-vîm), 8 — [1 : 10.000] tabiî sayıların beş a'şor mertebe kadar yürütülmüş cib [SİNÜS] LOGARİTMASI ve logaritmanın tarihçesi, cib [sinüs], (mü-mas) tonjan ve kontenjanlarını dakikası dakikasına tr igonometr ik çizgilerin logaritmalarının beş o'şâr (onda bir) mertebeye kadar yürütümlüş kıymetleri ile toplama ve çıkarma logaritmaları ve 1:90 dereceye kadar

ALİ İBN-İ VELİ «Veli Efendi-Zâde»

Osmanlı muhasebecilerinden fazıl bir zât olup Selânik'l idir. (Tuhfe-tü ' l -Âdâd Fî'l-Hesâb) ismi ile Mekke'de iken Türkçe bir eser yazmıştır. Bir de Kur'ân-ı Kerîm âyetlerinin nüzul sebeblerini ve kırâet ihtilâflarını da bildirmek sortiyle Hüseyin Vâiz' in tefsîrini 952 (1546) tar ihinde iki c i ld üzerine terceme etmişt ir ki yazma bir nüshası İnegöl'de İshak Paşa Kütübhanesinde tarafımdan görülmüştür.

Page 269: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 253 —

ABDULLAH ŞÜKRÜ İBN-İ ABDÜLKERİIV1 KONEVİ

Riyaziye il imlerinin ir t i fa ' (yıldızların uzaklık ve yüksekliği) şubesi mütehassıslarından bir zat olup Konyo'iıdır. Bohoeddin Âmilî 'nin (Teş-rîhu'l-Eflâk) ismindeki eserini 1274 (1857) tarihinde (Tovzîhu'l-Edrâk) ismi ile şerh ett iği gibi (Tovzîhu'l-Edrâk)'ı do (Tenkîhu'l-Eşkâl) ismi ile şerh etmiştir. Bir de (Rub'-ı Mecîb) risalesi vardır. Bu eserlerin hepsi Aropoo olup bir yerde olmak üzere ta'lîk yazısı ile basılmıştır.

ABDURRAHİM MARAŞÎ «Abdürrahim Paşa»

Osmanlı âl im ve riyaziyecilerinden olup Maroş'ça «Son Ahmed Efen-di-zâde» şöhreti ile tanınmıştır. İstanbul'a gelişinde müşahede edilen fazilet ve iktidarına mükafct olarak arzusu vech ile Moraş Vali l iğine tayin kılınmak suretiyle vatanına dönmüş ve bir müddet sonra onu kıskanan bâzı kimseler tarafından 1149 tarihinde öldürtülmüştür. Hazinedorlı Mahallesindeki kabristanda medfundur. (Muadil) ismindeki «Mülteka» şerhi, (Dürer)' in bâzı noktalarına haşiyesi, (Koside-i Münferice)'ye Türkçe bir şerhi ile (Kaside-i Emâlî)'ye mükemmel bir şerhi, (Hulâsotü'l-Hisob) ile yine hesob ilminden (BGhâîyye)'ye şerhleri vardır. (Mülteka) şerhini Sultan Üçüncü Ahmed'e takdîm ederek mükâfatına mozhor olmuştur. Bir nüshası Üsküdar'da Selimiye Kütübhanesinde vardır. Babası olan Ebu Bekir Ahmed Efendi de fukohâdon bir zât olup Şafiî fıkhının furu'uno dâir (Tertîbü'l-Aksom Alâ Mezhebi' l-İmâmı'ş-Şâfiî) adlı kitab eserleri cümlesindendir.

AYN ALİ EFENDİ

Osmanlı muhasiblerinden, mütefekkir, meslek sahibi bir zât olup bâzı karinelere göre Manisa'lı olduğu anlaşılıyor.

Eser ler i : 1 — (Kavânîn-i Â1-: Osman Der-Mezomîn-i Defter-i Dîvân): Sadr-ı

âzam Murod Paşa'nın işareti ile Sultan Birinci Ahmed adına «Maliyemi-

olan kavislerin (yayların) dakikası dakikasına kirişlerinin tabiî miktarları ve tefazul-i i r t i fa ' tayinlerinde kullanılmış ve yıldızların rasadına âit bâzı cedvelleri hovî olup meslektaşlarından Ahmed Ziya Beyle müştereken tert ibine himmet olunarak 1324 (1908) tar ihinde Harbiye Mektebi Matbaasında basılmıştır.

Page 270: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 254 —

ALİ İBN-İ AHMED

Edirne'de yetişen riyaziyecilerden olup bir müddet memleketindeki selâtin camilerinde muvakkıtlık ett ikten sor ra İstanbul'a gelmiş ve Fatih Camii muvakkıt l iğlne tayin olunmuştur. 1168 (1754) tar ihinde (Münteha-bu'l-A'mâl) ismi ile yirmi beş bab üzerine müretteb ir t i fa ' usulü ve nü-cûmun ahkâmından bahseden bir eser yazmıştır.

ALİ EFENDİ «Hafız»

Enderun'da «Kilâr-ı Hâssa» ağalarından ve riyaziye müntesiblerin-den olup 1178 (1765) tar ihinde te'lîf ve tersim ettiği (Tesvîyet'ül-Buyût) cedveli İstanbul arzına göredir. Ki, bu cedvel zayîce tert ibinde esastır. Zira bu cedvel olursa logaritma hesablarına ihtiyaç hissetmeden zayiçe tert ibini kolaylaştırır. Esasen (Tesvîyetü'l-Buyût); istenen vakit te yıldızların durumlarını gösteren zayiçeyi istihraç (çıkarma) cedveline denir.

zin kanunlarına» müteall ik 1016 (1607) tar ihinde yazdığı kıymetli bir eserdir. Bu eser ŞInasî Efendi tarafından Kâtib Çelebi'nin (Düstûru' l-Amel li-İslâhı'l-Halel) risalesi ile beraber basılmıştır. Maliye tarihimizle meşgul olan zevatın istifade edebileceği bir eserdir.

2 — (Miftah-ı Rûz-nâme-i Muhammedi); 1017 (1608) tarihinde Mı sır Defterdarı iken Vali Mehmed Paşa'nın yardımı ile Şeyh Vefâ'nın (Rûz-nâme)sine 1021 (1612) tarihine kadar yazdığı şerhtir ki bir nüshası Aşir Efendi Kütübhânesindedir.

3 — (Asâkir-i Osmaniye'nin miktarına âit risale). 4 — (Kanun-I Osmanî): Aldığı emre uygun olarak üç bab üzerine

yazdığı bir eserdir ki ; 1. babı; Suçlardan kati , zinâ, şetm hamr (içki) içmek, gasb ve hırsızlığın meydana geliş şartları ile bunların mukabil inde lâzım gelen siyaset ve cezalar beyanında olup yedi fasıldır. 2. bab: Rü-sûm-i raiyyet, âid-i Beytü' l -Mal, âldat-ı asökir ve t imar'da tasarruf larına dâir olup yedi fasıldır. 3. bab; Müsl im ve gayr-i müslim reayanın hususi durumlarına taal lûk edip bu bab da yedi fasıldır.

5 — (Kavânîni' l-Meâdîn): Sekiz babdır. 6 — (Kanun-ı Mâlî-i Mısır); Mısır Defterdarı iken Mısır maliyesine

dâir yazdığı kanunnamedir.

Page 271: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 255 —

ATIF EFENDİ «Kuyucaklı Mehmed Atıf Efendi»

Hal tercemesi (Âlimler Fasl/)nda yazılı Atıf Bey'in dedesidir. Fazilet sahiblerinden ve riyozî l imlerin hesob ve hey'et şubeleri mütehassıslarından bir zattır. Bir müddet niyabetle (hâkimlikle) hizmet ifa ett ikten sonra 1263 (1847) tar ihinde İstanbul'da irt ihal etmiştir. Edirnekopı'sı har icinden Mustafapaşa Tekyesi yolu ile Eyyüb'e giden caddenin sol tarafında medfundur. Riyaziyat'o müteall ik eserlerinden olup bir tanesi Yahya Efendi Kütübhanesinde mevcut (Nihayetü'l-Elbab fî Şerh-i Hulâsoti ' l -Hesab) ile (Teshîlü'l-Edrâk Fî Tercemeti Teşrîhi' l-Eflâk) adlı kitablar eserleri cümlesindendir. (Teşrîhü'l-Eflâk) İslâm riyaziyecilerinden Bohoeddin Âmilî 'nin eserleri cümlesindendir. Mütercim bu eserini 1247 (1831) ta r i hinde Şam Kadısı iken genişleterek meydana getirmiştir.

B

BEDREDDİN MEHMED EL-MARDİNÎ (*)

«Sebt Mardinî» şöhreti ile tanınmış olup Osmanlı riyaziye âl imleri içinde, hususiyle astronomi şu'besinde eser yazan zatlardandır. Ömrünün sonlarında Mısır'a giderek Câmiu'l-Ezher'e muvakkit olmuştur. Vefatı 903 (1498) dedir.

(*) 728 (1327) de vefat eden Ahmed Şerafeddin Mardinî de riyaziyecilerin faziletlilerinden bir zat olup (Nazmu'd-Dürer Fî Ma'rifeti Menâzili'l-Kamer) isminde bir eseri vardır.

ALİ NAZİF EFENDİ

28 bab ve her bab bir l<aç fasıl olmak üzere Türkçe (Nuhbetü' l -Me-vakıt) isminde astronomiye ait bir eseri vardır ki mukaddimesinde Gir id Seraskeri IVIelek Ahmed Paşa'nın kâtiblik hizmetinde bulunduğunu ve kü-tübhonesinden istifade ett iğini beyan ediyor. Münderecatı hakkında do: «Ulemâ-i eslâfın çiyp ve mukontoradon her birisi beyanında olan resâil- i müstokıl le-i mu'teberelerini cem' ve tahsîl ve alâ tarîkı' l-mezci zü' l-ceno-heyn amel istihracına voz'-ı esas...) ibaresini tahrîr eyliyor.

Page 272: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 256 —

BEDREDDİN MEHMED İBN-İ ES'AD İSTANBUL!

İstanbul'da yetişen fazîlet sahibi riyaziyecilerdendir. (Tenlîsu'z-Zaviye ve Tesbi 'u'd-Dâire), (Amelü' l-Mesbe'i ve Gayrihî Min Zevati ' l -Adlâı ' i-Ke-sîre), (Şerh-i Bazı Makalât-ı Oklidis) isimlerindeki eserierini yazmıştır. (Reyhanetü'r-Ruh fî Resmi's-Saati fî Ma'r i fet i ' l -Evkatı), (Tahrîru' l-Mena-zın'l-Oklidis) ve (Şerh-i Hulâsatü'l-Hisab) eserieri cümlesindendir.

BAHAEDDİN PAŞA

İstanbul' ludur. Harbiye Mektebinden erkân-ı Harb yüzbaşısı olarak mezun olmuş ve yükselerek Çanakkale'de Redîf Fırkası Kumandanı o l muştur. 1330 (1914) tar ihinde emekli olarak İstanbul'da irt ihal etmiştir. Okmeydanı yakınında Sinan Paşa Kabristanında babası Hayri Bey'in ya nına defn edildi.

(Demir Yolları ve Turuk-ı Adiye İçin Güzergâh Tayini), (Ameliyat ; Turabiye) ve (Turuk-ı Askeriye) gibi riyazî eserieri vardır. Uzun müddet Topçu ve Mühendis Mekteblerinde muall imlik yapmıştır.

Eserleri: (Keşfü'i-Gavâmız fî İlmi'l-Ferâiz), (Lem'atü' l-Hisab), (Tasfıîhu'l-Me-

sâhatı fî Tarafi ' l -Cîbi l^ine'r-Rub'ı), (Kurretü'n-Nâzırı fî Ma'r i fet i Vaz'ı Hu-tutı Fazlı Dâir), (Kurretü'l-Aynı fî Beyöni'l-IVleziıebîn fî İlmi'l-Ferâiz), {Lem'atü' l-Şemsiyyeti Alâ Tuhfeti ' l -Kudsiyyeti), (Risaletü'l-Amell Bi'r-Rub'ı' l-Necîb), (İzhâru Sırru' l-Mevdu), (Klfayetü'I-Kunu' fî ' l-Amell Bi'r-Rub'i'l-IVlaktu'), (Dırazü'l-Mezâiıib), (Şerh-i Yaseminiye fî İ lmi' l-Cebri ve ' l -Mukabele), (Mekasıdu'd-Tullab fî Ma'r i fet i ' l -Mesâi l i Bi ' l-Hisab), (Tuhfe-tü' l -Ahbab fi ' l-Hisab), (Nisabu'l-Cibr ve' l-Mukabele), (Tedrîbu'l-Âmili bi'r-Rub'ı ' l-Kâmil), ((Lükatü'I-Cevahir fî Tahdîdi ' l-Hutût-ı ve'd-Devâir), (ed-Dürrü' l -Mensur f i ' l -Ameli Bi 'r-Rub'ı 'd-Düstûr), (ed-Turuku'l-Seniyye fî ' l -Amell Bi 'n-Nisbeti 's-Seniyye), (el-Fethiyye fî '- l-A'mâli ' l-Ciybiyye), (Hâvî'l-Muhtasarat fî' l-İlmi bi'r-Rub'ı'l-IVlukanterat), (Risâletün fî Resmi'l- IVlünha-ri fat ale'l-Hıytan), (Nazmu'l-Cevâhiri ' l-galî fî ' l-Amell bi'r-Rub'ı-ş-Şimalî) ile Şeyh Şihabuddin Ahmed ibn-i el-Mecdî'nin (Keşfu'l-Hakayık fî Hisâbi 'd-Derci ve'd-Dekayık) adlı eserini özetleyerek (Dekaiku'l-Hakayık fî Hisâ-bi 'd-Derci ve'd-Dekayık) adını vermiştir. Bu eserlerden (Kifayetü'l-Kunu') ile (Tashîhu's-Sâati) ve (Rub'u Mecîb) risaleleri bir arada olmak üzere (Nailî Risaleleri) ile beraber 1270 de basılmıştır.

Page 273: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 257 —

ÇINARİ İSMAİL EFENDİ «Hallfezâde»

Hicrî 12. asırda İstanbul'dan yetişmiş müneccimlerin en mükemmeli olup Mukabele-i Piyade Ser-Holîfesi Efendi'nin oğludur. «Çınarî» lâkabı ile şöhretine sebeb Sulu-Manastır civarında Sancaktar Hayreddin, diğer adı ile Cînor Mahallesinde ikametinden dolayıdır. Henüz genç iken riyazî i l imlerde ve o zamanlar bunun lâzıme-i tobiiyyesi hükmünde olan istihroç-ı ohkâm-ı felekiye (Yıldızların hareketlerinden hüküm çıkarma) de pek fazla iktidar kazanmış olmasına mebni Sultan Üçüncü Mustafa ' nın teveccühüne mozhor o lmuştur Bir zaman Lâleli 'de muvakkit o ldu. Hâlen bu camide meşhur olan bosîteler (yükseklik ölçmeye yarayan yayvan güneş saatleri) bu zâtın kendi ustalığının maharet id i r

Resimlediği i r t i fa ' tahtaları da kıymet l id i r (Kosinî) zîcinden sonra (Lâ-lând)zîcini ilk d e f o tatbik mevki ' ine koyan bu zat t ı r Üçüncü Mustafa'nın emri ile (Kosinî) zîcini 14 matlob üzere genişleterek terceme ve şerh etmiş, (Tuhfe-i Behici Rasîni Terceme-i Zîc-i Kosinî) ismini vermiş t i r Terceme sahibinin hayatı ile eserlerine dâir Osmanlı riyaziyecilerinin güneşi Salih Zeki Bey'in (Komus-u Riyaziyyat)'ında lüzumlu tafsi lât vardı r

Lâlând'ın üç cildden ibaret olup (Astronomi Dö Lâlând) denilen eserin birinci cildini terceme ederek (Lâlând Zîci) adını verdiği eserin rakamlarını (ebced) hurufotıno tebdîl etmişt ir ki Ahmed Ziya Bey'in nezdin-ded i r

(Risaletün fî te'hîr-i Gurûbi'ş-Şemsi oni ' l -Muvokkıt i ' l -Müstahreci b i ' l -Mevakît i ' l -Müsto'melet i fî eyodi'n-Nos) isminde bir eseri daha vardı r

DERVİŞ HÜSAM MEVLEVÎ

Maârifçi ler ve muhosibier sınıfından bir zât olup Bosna' l ıdır İzmir'de ikameti ihtiyar e tmiş t i r Sinan Efendi'nin hâkimliği sırasında hesob i lminden te'lîf ett iği Türkçe (Lem'otü'l-Fevâid) ismindeki eserinin bir mukaddime ve üç bâbı vardı r

Mukaddime: Kâtiblere bâzı nasihatler ve mirasların toksîmine dâir lâzım olan muayyenlerden bahsetmektedir

Birinci bâb: Taksîm-i guremâ, ikinci bâb: Toksîm-i mevâris, üçüncü bâb: Erboa-yi mütenasibe.

OSMANLI MÜELLİFLEBİ - Cild: 3 F. : 17

Page 274: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 258 —

DANİŞ BEY

Yüksek zekâ sahiblerinden ve riyaziye ilmi mütehassıslarından bi r zât olup İstanbul' ludur. 1291 (1874) tar ihinde Harbiye Mektebinden «er-kân-ı harb»likle me'zuniyetinden sonra askerî hayatının büyük bir kısmı muall imlikle geçt i . 1304 (1888) tar ihinde evvelce gönderi ldiği Trablus-garb'da irt ihal etmiştir. Eserierinden (Hesab-ı Tefazulî ve Tamomî) basılmış, (Hendese-i Hılye) basılmamıştır.

DERVİŞ MEHMED EMİN PAŞA «Kimyager»

Büyük müşîrierden âl im bir zât olup İstanbul' ludur. Mühendishane-î Berrî-i Hümâyun'da tahsîl ini ikmalden sonra Avrupa'ya gönderi lerek Londra ve Paris'te madenler, felsefe, kimya i l imlerindeki ma'lûmatını genişletip İstanbul'a avdetinde öğret im vazifesi ile beraber tayin olunduğu s i yasî hizmetlerde de ehliyetini göstermiştir. Şark tahdîd hududu komisyonunda bulunmuştur. Başlıca basılmış eserleri; (Usûl-i Hikmet-i Tobi'îy-ye) ve (Kimya) olup kimyevî âletlerin tar i f ler ini beyân eden risalesi ile daha bâzı risaleleri vardır. Iran ile «Tahdîd-i Hudûd Komisyonu» başkanlığında bulunduğu zaman toplayıp yazmasına himmet ett iği «müzekkere» imzalı hudud tohdîdi vesikalarına dâir basılmış siyasî bir eseri de vardır. 1293 (1877) tar ihinde İstanbul'da vefat etmiştir.

DÜRRİ SÜLEYMAN EFENDİ

Şairlerden ve riyaziyenin [Nücûm - Hey'et (Astronomi)] şubesi mütehassıslarmdan bir zât olup müderrislerden Şumnu'lu Tayyib Efendi'nin oğludur.

Tahsîlini İstanbul'da ikmâl ederek 1266 (1849) da Mektubî-i Sadr-t Âlî Hulefolığıno (Sodr-ı A'zamlık Genel Sekreterl iği Kâtibliğine) tâyin edilmiştir. Nücûm'don «ohkâm-ı külliye»ye lâzım olan kısımları beyân eden (Câmiu' l-Kavâid ve Netâyicü'l-Fevâid) isminde Türkçe bir eseri ve (Tuhfe-i Vehbî)ye (Güher-i riz) isminde bir nazîresi vardır.

Page 275: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 259 —

EFEZADE MEHMED İBN-İ HACI SÜLEYMAN

Sultan İkinci Bâyezid devri riyaziyecilerinden olup Bursa'lıdır. Melı-med ibn-i Mehmed Tûsî'nin astronomi'den (Bîset - bab) ismindeki eserini metni gibi forsça şerh etmişt ir ki bir nüshası Ayasofya Kütübhânesinde mevcuttur.

EŞREF BEY «Binbaşı»

Deniz kumandanlarından ve meşhur riyaziyecilerden bir zât olup İstanbul ' ludur. 1310 (1894) tar ihinde Mekke'de irt ihal etmiştir. Riyazî i l imleri Eşref Paşa'dan o da Halîl Efendi 'den, o da Gelenbevî merhumdan ahz etmiştir.

Eserleri: 1 — (Logaritma ve Cedâvil-i Felekiye): 1307 (1891) de Bahriye Mat

baasında basılmıştır. 2 — (Hey'at-ı Felekiye): Astronomiye dair mufassal bilgileri topla

yan bir eser olup müsveddesi Osmanlı r iyaziyecilerinden Piyade binbaşılığından mütekaid Ziya Bey'dedir.

3 — Hocası Eşref Paşa'nın ir t i fa ' istihracını logari tmadan daha kolay bir surette olmak üzere başlattığı ve fakat ikmal edemediği cedvelîn ikmalidir ki müsveddesi bugün Müneccimbaşı olan Karlova'lı Hüseyin Hilmi Efendi'dedir.

F •

FERİD BEY «Hasan Ferîd Bey» (1)

Dârüşşafaka'nın yetişt irdiği gençlerin zekilerinden ve riyaziyecilerden idi. 3 Mayıs 1287 (1871) tar ihinde Trablusgarb Reji Müdürü Mustafa Suad Bey adında bir zatın sulbünden doğmuş ve 6 Kânun-i Sânî 1336 (1920) de veremden Kadıköyü'nde vefat etmiştir.

1306 (1890) da kuvvetli bir tahsi l ve bir inci derecede bir şehadetna-me ile Dârüşşafaka'don me'zun olarak Telgraf Nezaretine me'mur o l -

(1) Arkadaşlanndan Mehmed tzzet Bey Efendi vâki' olan talebimize binaen hal tercemelerini hediye etmiştir.

Page 276: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 260 —

FEVZİ EFENDİ «Mühendis Feyzî Efendi»

Sultan Üçüncü Selîm zamanı riyaziyecilerinden âlim bir zattır. «Si-kistanet»ln kullanılma usûlü ve yükseklik ölçme - alma kaidelerinin löga-r l tme nisbeti üzere istihracının yollarına dair (Muhadarat-ı Feyzi) isminde

Tnuş ve Teşrin-i Evvel 1306 (1890) da Yüksek Telgraf Mektebinde tahsîlini ikmâl zımnmda Paris'e gönderi l ip 14 Eylül 1308 (1892) de Telgraf mühendisi unvanı ile dvdet ederek yine telgraf işlerinde ist ihdam olunmuştu.

Paris'ten avdetinde feyiz aldığı Dârüşşafaka'da cebir, hikmet ve Dâ-rü' l-Muall imîn-i Âl iye'de hesab derslerini okutmuştur. Dârüşşafaka me'-zunlarınm çoğu gibi çalışma hayatının büyük bir kısmını posta ve telgraf nezaretinde geçirmiş ve telgraf fabrikası müdürlüğünde fabrikanın ıslâhına ve orada bir çok yenil iklerin ihdasına muvaffak olmakla kendisini îyi tanıtmıştır. Sonradan Darbhane Müdürlüğüne me'muriyetini değiştirmiştir. Bu tarihten sonra iktisadiyat ile meşgul olmuştur. Son zamanlarda maliye me'murlarmın ihtisasları dâiresinde malî il imlerle techîz edilmeleri maksadıyla açılan Maliye Mektebi 'nde «nakd» ve «itibar-ı malî» dersini üzerine almıştır.

Dârü' l-Muall lmîn'de muall im bulunduğu sırada yazmağa başladığı amelî ve nazarî llm-i hesab'm tet immesi olmak üzere bir de (Hesab-ı Ticarî) vücuda getirmiştir. Maliye Mektebindeki tedrisatından (Nakd ve İt i-bar-ı Malî) ve (Bankacılık) adlarında iki kitab daha meydana getirmiştir. Bu son iki kitab Ferîd Bey'in hesabtaki ilmî kudretine ve vukufuna delâlet eden birer şaheserdir. Dârüşşafaka «Mecmua-yi Fenniye» sinin müdür ve müessisi olup bu mecmuadaki yazıları da ruhunun bilhassa hesaptan haz aldığını gösterecek mahiyettedir. Hayatının son zamanlarında Mal i ye Nezareti 'nde Düyûn-ı Umûmiye (Umumî Borçlar) ve Muamelât-ı Nakdiye (Para İşleri) Müdürlüğü ve Banka Nazırlığı, bilâhare «İtibar-ı Millî Bankası» müdürlüğü gibi vazifeleri de ifa etmiş ve 1336 (1920) senesi intihabında İstanbul meb'usu olmuşken vazifeye başlamadan vefatı vuku'a gelmiştir.

Ferîd Bey ahlâkî güzell iklerle muttasıf ve bütün işlerinde ihtisar ve iktisadı severdi. Yazılarındaki ihtisarı da başkaca şâyân-ı d ikkat idi. Yaratılış it ibariyle hassas, hoş-sohbet ve lâtifeci idi. Her şey'i öğrenmekten tedkîk ve tetebbu' etmekten haz aldığı cihetle bu merakını sohbet esnasında ekseriya muhatabını sıkacak derecede uzatırdı. Dârüşşafaka'nın ne bugünkü hâli ve ne de memleketimizin şu andaki ilmî teşkilâtı bir ikinci Ferîd Bey'i yakın bir gelecekte yetiştiremez.

Page 277: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 261 ^

FOSFOR MUSTAFA SIDKI PAŞA

I

1265 (1849) tar ihinde Harbiye Mektebinden me'zun çıkan erkân-ı harb zabit lerinden olup Somo'lıdır. Yüksek «Müşîrlik» rütbesini kazanarak 1304 (1888) senesinde Erzurum Vali l iğinde iken vefat etmiştir.

Başlıca eserleri: (Topografya) ve (Hazinetü'l-Hesab)'dır. Livolığı kadar Harbiye Mek

tebinde muall imliği vardır.

G

GELENBEVÎ İSMAİL EFENDİ

İslâmm meşhur riyaziyecilerinden ve Osmanlı ulemasının sonuncularından olan bu zat 1143 (1731) senesinde Aydın Vilâyetine bağlı Saruhan Soncoğı'nda bulunan Gelenbe kasabasında dünyaya gelmiştir. İsimleri İsmail olduğu halde halefleri orasında «Gelenbevî» nisbeti ile şöhret bulmuşlardı. Rivayete nazaran bu zâtın feyz alıp kemâle ulaşmasına aşağıdaki vok'o sebeb o lmuştur :

«Terceme sahibinin abâ ve ecdadı Gelenbe Kasabasında müftî ve müderris olarak ilim öğretip gelmişlerken babası Mahmud Efendi'nin vefatı üzerine kendisi anasının kucağında yetim kalmakla ilim tahsil ine baş-loyamomıştı. İşte henüz on iki on üç yaşlarında bulunduğu holde bir gün akranı ile sokakta ceviz oynarken babasının dostlarından biri bunu gördüğünde: «Yazık sona ki ata ve ecdadın fozilet ve kemal ile mevsuf iken sen böyle sokaklarda dalgınlık ve hüsran içinde oyun oynayosm» demesinden Gelenbevîye utanma hissi gelmiş ve hemen çocuk oyununu terk ile olanca gayretiyle ilim tahsil ine çalışmış ve sonradan İstanbul'a gele-

mühim maddeleri beyan eden bir mukaddime, iki makale ve bir hatime üzerine tertîb edilmiş yazma eseri Eyyüb'de Hüsrev Paşa Kütübhanesi ile Yıldız Kütübhanesinde vardır. Kitabın baş tarafında elinde «sikista-net» olduğu halde sono tkörone yapılmış kendi resmi nakş edilmiştir. Yazılış tarihi 1220 )1805) dir. Sonunda o tar ihte Osmanlı devlet hizmet inde bulunan İngiliz mühendislerinden Antuvon Jojşero'nun takrîzi vardır. Akdeniz Boğazı istihkâmlarının kuvvetlendiri lmesi memuriyetiyle bulunduğu zamanda Kil idü'l-Bohr'de irtihal etmiştir. Mezarı toşındaki mücevher târ ih şudur:

«Eyledi Feyzi Efendi kûy-i ukbâda mekân»: 1230 (1815).

Page 278: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 2 6 2 —

rek Yasîncizâde ve Ayaklı-Kütübhane gibi fazilet sahibi üstadlardan tah sîlini tamamlamış ve bütün kudretini insanlığın yükselip kemal sahibi o lmasına harcamıştır.

İsmail Efendi 1177 (1763) senesinde müderris olmuşsa da hayotmr tahsîl ve ilim neşrine hasrett iğinden yukarıda zikri geçen ve «Ayaklı-Kütübhane» adı ile bilinen Müftî-zâde Mehmed Efendi'nin evinde yalnızca mübohose ve müzakere tarzında yani tedkîk ve tahkîk tarzında tahsîle devam etmiştir, işte terceme sahibi, montık'a dâir (Burhan) adındaki meşhur risalesini bu zamanda te'lîf etmiştir. Hattâ bu eserini «Ayaklı -Kütübhane»ye arzett iğinde, adı geçen zât, geçmiş müell if lerin eserlerini henüz ikmal etmeden risale te'lîf etme sevdasına düştüğü için Gelen-bevî'ye itiraz etmiştir.

Sultan Selîm Han'ın saltanatının ilk devirlerinde Kâğıthane'de icra olunan bir eğit im merasiminde bâzı san'atların icrasından sonra birkaç kere bumbara atılarak hiç birinde hedefe isabet etmemesi Hakan'ın hiddetlerini mucib olmuş ve bunun üzerine bâzı yakınlarının ihtarı ile Gelenbevî İsmail Efendi Padişah'ın huzuruna çıkarılarak hedefe isabet ko-ziyyesinin neticeye ulaştırılması hususu şifahen irade buyurulmuştu. Hoca Efendi derhal riyaziye kaidelerine uygun olarak bumbara (Kumboro)'-nm vaziyet ve ist ikametini düzeltt ikten sonra üç d e f a atılıp her de fas ın da hedefe isabet etmesi ile Sultan Selîm Han Hazretleri gayet memnun olmuşlar ve Gelenbevî'ye günde dört kıyye (okka, dört yüz dirhem) pirinç tahsis ve tayin buyurmuşlardır. Sultan Üçüncü Selîm Hazretlerinin kemal ve fazilet sahiblerine fazla it ibar etmesinden dolayı bu vak'o üzerine nazarları büsbütün İsmail Efendi'ye çevri lmiş ve 1204 (1789) senesinde kendileri Yenişehir Fenâr Mevleviyeti ile talt if buyurulmuştur. İşte bu sırada bir husustan dolayı zamanın Şeyhü'l-islâmı Mustafa Efendi tarafından pek şiddetli bir tekdîrnâme almakla duyduğu şiddetl i infial ve teessürden kendisine nüzul hastalığı gelmiş V3 1205 (1790) senesinde orada vefat etmiştir.

Merhum İsmail Efendi, eski riyaziye ile hesablaro ait müşkülleri halleden meşhurların sonuncusudur. Kendisi eser ve te'lîf leri ile istikbale bırakmıştır. Vakıa hayatında kendisinin şöhretini, gerek muall imleri gerek muasırlarının şöhreti bastırıp, vefatı da muall imlerinden önce olmakla arkaya kalarak teferrut edememişse de eserleri ile kıymetini ilân ve fazilet ve kemal derecesini beyân ett iğinden haleflerinin nazarında şöhretçe hepsine galib gelmiştir.

Şurası teessüfe şayandır ki Gelenbevî'nin hemen her i l imde derin bilgisi olduğu halde bîçârenin ömrünün ilk seneleri darlık içinde geçmiştir. Ancak Birinci Abdülhamid Han'ın devrinde Sadr-ı A'zam Halîl Paşa'-

Page 279: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 263 —

(1) Cevdet Paşa'nm yukarıdaki ifadesi gUnümiiz Türkçesine göre şöyledir: «O devirde Fransalı bir mühendis (Logaritma cedveli) ni İstanbul'a getire^

rek Bâb-ı Ali'ye takdim edip hangi ilme âit olduğunu sormak suretiyle bu ilmi İstanbul'da bilen kimse olmadığını beyân etmiştir. Bunun üzerine mühendis merkum, İsmail Efendi'nin evine gönderilmiştir. Sözü geçen Hoca Efendi'nin ve dairesinin perişanlığına bakarak kendisini hiç yerine koyup «falan vakte kadar cevabını isterim», diye dönmüştür. Verilen gün gelince tekrar Hoca Efendinin hanesine gitmiş, İsmail Efendi cevab yerine derhal yazmış olduğu (Logaritma Risalesi)ni mühendis merkuma vermek suretiyle iyi bir mukabelede bulunmuştur.

nm himmeti ve Kaptân-ı Derya Cezayirli Hasan Paşa'nm delâleti ile açılmış olan Mühendishane-i Bahrî-i Hümâyûn'a ayda altmış kuruş maaşla riyaziye hocası tayin olunmakla bir miktar maddî durumu düzelmişt i . Bu zâtın logaritmayı eski riyaziyeye tatbik ederek icad etmiş o l masına dâir bizde bir i t ikad varsa da doğru değildir. Bu it ikad Târih-I Cevdet'de Gelenbevî'nin hal tercemesi bahsinde aynen mevcut fıkralardan doğmuş olması ile bu maddeyi tavzîh için mezkûr fıkralor aşağıya aynen derç ve naklo lunmuştur :

«OZ asırda bir Fransalı mühendis logaritma- cedvelini îstanbul'a getirerek Bâb-ı Âlî'ye bittakdîm hangi pnden olduğunu istifsar ile bu Jenni Dersaâdette bilir kimse olmamak suretini iş'âr ettiğine mebnî İsmail Efendi'nin hanesine gönderildikte mühendis merkum, Hoca Efendi'nin ve dairesinin perişanlığına nazaran müşarün'ileyh'i hiç yerine koyarak uFalan vakte kadar cevabım isterim^-), diye avdet ve ey-yâm-ı mev'ûdenin inkızasında tekrar Hoca Efendi'nin hanesine azimet eylediğinde İsmail Efendi cevab yerine derhal te'lîf eylemiş olduğu (Logaritma Risalesi)'ni mühendisi merkuma bi'l-atâ hüsn-i mukabele eylemiştir.

»Logaritma cedveli Avrupa'da ulûm-i riyaziyyenin ziyade ilerledikten sonra yakın vakitlerde bulunmuş bir şey olup devr-i Hamîd Hân-ı evvelde ise kütüb-i hikmet-i Efrencıye henüz Dersaadetde şayi oe münteşir olmamış idiğinden hikmetçe Avrupa'da husule gelen te-rakkiyata İsmail Efendi vâkıf değil iken riyaziyat-ı kadımeye tatbîkan böyle bir, fenn-i nev-zuhurun esas-ı vaz'ına ve keyfiyet-i isti'mâline dair derhal bir kitab te'lîfine iktidarından salifii'z-zikr Fransalı mü-tehayyir olarak Bâb-ı ÂU'ye geldiğinde İsmail Efendfnin zekâ ve meharetini sena eylemiş ve ba'dehû İsmail Efendinin tasvirini almak istediğinden Hâce-i müşârün'ileyh Bâb-ı Âlî'de Reis Râşid Efendi'nin odasına celb ile bir takrib resmi alınmış ve resmine ol vakit rical-i devletin tarz-ı muhteşemâne ile giydiği samur kürk giydirilmiştir.r> (1)

Page 280: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 264 —

Cevdet Paşa'nın aynen naklolunan şu fıkraları mealine nazaran Ge-tenbevî'nin logaritmayı eski riyaziyeye tatbîkan keşfetmesi lâzım gel i yorsa da bu neticeye doğru nazarı ile bakılamaz. Çünkü evvelemirde Gelenbevî ne logaritmaya dair yazmış olduğu risalede ve ne de bundan bahseden diğer eserinde logaritmanın kendi tarafından keşf olunduğunu zikr ve îmâ etmemiş, bilâkis «Ensab» adını verdiği lögoritma, müte-ahhirîn'in icadı olduğunu defa la rca itiraf ve tasdik etmiştir.

Saniyen (Kalfazâde İsmail Efendi) bohsinde uzun-uzadıya isbat ve beyan olunduğu vech ile logaritma cedvelleri Sultan İkinci IVlustafa Han' ın devrinde Türkçeye nokl olunmuş ve ilk d e f a 1186 (1772) senesinde tercemesi ikmal olunan (Tuhfe-i Behîc-i Rasinî Terceme-i Zîc-i Kasînî) adındaki kitabın baş tarafına derç olunmuştur. Halbuki Gelenbevî logaritma risalesini bundan hayli sonra te'lîf etmiştir. Binaenaleyh Gelenbevî, bu risalesini İslâm memleketlerinde henüz şuyu' bulmayan böyle bir cedvelîn inşâ ve kullanma suretini izah maksadıyle yazmıştır ki mezkûr risalenin (Logaritma Şerhi) adı altında intişar etmesi de bunu te 'y id eder. Gelenbevî gibi müdakkik bir meşhur riyaziyecinin Osmanlı memleketlerinde resmî surette terceme olunan ve (Zîc-i Kasînî) adı ile ekseri kütübhanelere birer nüshası konulmuş olan böyle bir eseri mütalâa ve tedkik etmesi pek tabiî olmakla bu babdc kendisinin mezkûr esere ıt t ıla hâsıl etmemiş olmasını iddia etmek kadar hatâ tasavvur olunamaz.

Hulâsa Birinci Abdülhamid Han devrinde 1201'de İstanbul'a gelen Fransız mühendisinin logaritma cedvelini Reîs Efendi'ye takdîm ile bunu İstanbul'da bilir kimse olmamak şeklini iş'ar etmesi tabiat iyle vukufsuzluğundan neş'et etmiş ve maamafih Gelenbevîyi görerek hakkında Reîs Efendi'ye «Şu adam, Avrupa'da olsaydı ağırlığınca altın değeri olurdu.), demesi kadar da hiç bir zaman doğru söz söylememiştir. Terceme sahibi için logaritmayı icadı şerefine lüzum yoktur. Yalnız ömrünün sonlarında te'lîf ett iği (Cebir) kitabı adının bakî kalmasına fazlasıyla kâfidir. (Ka-mus-u Riyaziyat - Salih Zeki Bey.)

(Logaritma cedveli) Avrupa'da riyaziye ilimlerinin iyice ilerlemesinden sonra yakm tarihlerde bulunmuştur. Birinci Abdülhamid Han devrinde ise Avrupa'nın ilim ve felsefe kitapları henüz İstanbul'da yayılmamıştır. Böyle iken Avrupa'da ilim bakımından meydana gelen yeniliklere İsmail Efendi vâkıf olmadığı halde eski riyaziye (matematik) prensiplerine göre bu yeni çıkmış fennin esasını vaz'etmesine ve kullanılışı hakkında derhal bir kitap yazmağa muktedir olmasmdan yukarıda sözü geçen Fransalı hayrette kalmıştır. Bu şekilde Bâb-ı Âliye gelince İsmail Efendi'nin zekâ ve meharetini övmüş ve bundan sonra İsmail Efendi'nin resmini almak istemiştir. Bu münasebetle adı geçen Hoca Bâb-ı Âli'de Reîs Raşid Efendi'nin odasına getirilmiş bir tertible resmi almıştır. Resmine o vakit devlet adamlarmm muhteşem bir tarzda giydiği samur kürk giydirilmiştir.»

Page 281: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 265 —

GEDUSÎ SÜLEYMAN MURAD EFENDİ

Muvakkit ler orasında kullanılan (Rub'u ve' l -Mukantorat) ismindeki matbu ' eserin müellif idir. 1270 (1854) tarihlerinde memleketinde irt ihal etmiştir. Esasen Arapça yazdığı (Mukontorot) ve (Cib) risalelerini terceme etmişt ir ki her ikisi de basılmıştır. Risalenin te'lîf tar ihi 1268 (1852) dir. Risale bir mukaddime ile on iki bab üzerine tertîb edilmiş olup rub'u dairenin (Dairenin dörtte birinin) ciyb (sinüs) tarafından alınmasına dâirdir.

Civarı koza olan Gördes'l i Şeyh Mehmed So'dî Efendi de ir t i fa ' i l minde ve mîkatto rusuh sahibi bir zattır. 1163 (1750) tar ihinde yazılmış (Kutbiyye) isminde ir t i fa ' usulüne dair manzum bir eseri vardır ki nüshası Nur-i Osmaniye Kütübhanesinde mevcuttur.

(1) 4473 numarada kayıtlı olan bu nüsha 1783 senesinde Paris'te basılmış \e 1201 (1787) senesinde Gelenbevi Hoca'nm eline geçmiştir. Merhum Hoca bu nüshanın sonuna lâl (kırmızı) ile (Temellektuhu fî gurreti cumadelâhireti li-seneti ihdâ ve mieteyn ve elfin ve ene'l-fakîr İsmail el-Gelenbevî) ibaresini yazmış; mührünü de basmıştır. Mühründe uzun bir ibare varsa da kâğıdın kaba olmasından boyanın dağılmasından dolayı mührünü okuyamadım. Mikroskop ile baküırsa okumak mümkündür. Merhum Hoca bu nüshayı tamamen mütâlea etmiş olduğu gibi bâzı yerlerine Arapça kayıtlar ve bilhassa nüshanın sonuna kendi fikri ohnak üzere «ensab»a dair bir kaç kaide yazmıştır.

Merhum'un kullandığı (Kale)'nin logaritması Umumî Kütübhanede mahfuzdur. (1)

Merhum Hoca'nın zikr olunon üç eserinden başka görülebilen diğer eserleri şunlardır :

1 — (Amelu bi 'r-Rub'i ' l-Meçîb) Risalesi: Basılmamıştır. Halis Efendi Kütübhanesinde bir nüshası vardır. 2 — (Küsûrât-ı Hesab) Risa les i : Basılmamıştır. Umumî Kütübhane'de bir nüshası vardır. 3 — (Akaid-i Sel-küîîsi üzerine Haşiye): Basılmamıştır. Umumî Kütübhanede bir nüshası vardır. 4 — (Vahdet-i Vücud Risalesi): Basılmamıştır. Fatih Kütübhanesinde bir nüshası vardır. 5 — (Âdab Risalesi): basılmıştır. 6 — (İsa-gocya Şerhi): Basılmıştır. 7 — (İmtihan Resâili): Basılmıştır. 8 — (Kıble Risalesi): Basılmıştır. 9 — (İmkân Risalesi): Basılmıştır. 10 — (Kazimîr Haşiyesi): Basılmıştır. 11 — (Adlâ'-ı Müsellesât Risalesi): 1220 (1805) tar ihinde basılmıştır. 12 — (Tehzîb Haşiyesi): Basılmıştır. 13 — (Celâl Haşiyesi): Basılmıştır.

Hocalar orasında merhum Hoco'yı kemâl-i hürmetle yâd ett iren en büyük eseri bu (Celâl Hâşiyesi)'dir.

Page 282: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 266 —

H

HÜSEYİN İBN-İ HASAN KONEVÎ

Hicrî sel^izinci asrın riyaziyecilerinden olup 833 (1430) tarihinde te ' lîf ett iği (Ravzatü'l-Müneccimîn) ismindeki eserinde ilm-i nücûm yâni ilm-i hey'etle (astronomi ile) yıldızların ahkâmına dâir mufassal tarihler vardır.

HÜSEYİN HÜSNÎ EFENDİ «IVIü'minzâde»

Sultan Üçüncü Osman ve Sultan Birinci Mahmud devri riyaziyecilerinden olup rakamlar i lminden muhtelif fasıllar üzerine Türkçe (Mir 'âtü ' l -Kulûb) isminde eseri vardır ki bir nüshası Beşiktaş'ta Yahya Efendi Dergâhı Kütübhanesinde mevcuttur. Kendisi İsfanbul' lu, maliye me'murlarından ve ikinci müneccim idi. Meşhur rosathoneci Lâlând'ın (zîc)ini de altı bob üzerine genişleterek terceme etmiştr i .

HACI MAHMUD EFENDİ

Nîş ser-gerdelerinden 1173 (1760) de vefot eden Hacı Hasan Cavuş'-un oğlu olup babasının hayatında ilim tahsîli için Kahire'ye giderek Câ-mi'ü' l-Ezher'de uzun müddet Şeyh Hasan e'-Cebertî el-Honefî'den ilm-i nücûm ve hey'et (astronomi) öğrenimi görmüştür. Sultan Birinci Abdülhamid' in saltanatının sonlarına doğru İstanbul'a gelmiş ve padişahın i l t i fatına mozhor olmuştur. Bu münasebetle kendisine ve evlâdına meşrut o lmak üzere Süleymaniye Muvokkit l iğ i ile beraber Süleymoniye'nin Dök-meciler tarafına bakan meydana çıkan merdivenin üzerindeki ev ihsan buyurulmuştur. Orada oldukça mühim olan kütübhanesinin içinde ve bir çok rasathane âletleri orasında uzun seneler ikamet ett ikten sonra vefat etmiş ve kendi talebesi olan Şeyhü'l-İslâm Arif Hikmet Bey'in Nuh Kuyusunda bulunan türbesi 'nin gvlusunda defn olunmuştur.

Yaşı doksanı mütecaviz idi. Mezar taşında oğlu Süleymaniye Muvok-kıti Hattat Hacı Mustafa Efendi'nin imzası ile şu kitabe kazınmıştır:

«Hazâ kabri el-hac Mahmud ibn-i el-hoc Hasan en-Nâşî. el-Muvak-kîtü bi-Câmi' is-Sulton Süleyman Han oleyhi 'r-rohmetü ve' l -gufrân. el-müteveffâ fî 20 Rebiulâhir sene 1223 (1808)»

Riyaziyeye dair yazdığı eserlerden yalnız risaleler görü lmüştür :

Page 283: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 267 —

HÜSEYİN RIFKÎ EFENDİ

Kırım'a bağlı Tamun (Tıman) beldesinden olup Şam vali l iğinde irt ihal eden Müşîr Emîn Paşa'nın babasıdır. Mühendishonenin açılış tar ihi olan 1210 (1796) senesinden it ibaren yirmi iki sene baş-hoco adı ile muhtelif ders ve ilimleri okutan Osmanlı riyaziyecilerinin güneşidir. O zamanki talebe orasında (Büyük Hüseyin Efendi) şöhreti ile mo'ruftu.

Müellefatı: 1209 (1795) do basılan (Lağım Risalesi) (1), 1212 (1797) de basılan

(Usûl-i Hendese) ile (Müsellesât-ı Müsteviye), (İmtihonü'l-Mühendisîn), {Usûl-i İst ihkâmot), (Usûl-i Inşâ-i Tarîk), (Mecmuatü' l -Mühendisîn), (Tel-hîsu'l-Eşkâl), (el-Medhalü fî ' l-Coğrafya), Arapça. .(İrtifa' Risalesi) ve Hum-baro Cedveli ve sairedir. Bir de Arapça (Ferîdetü'l-Münîreti fî İ lmi ' l-Kü-reti) isminde yazma bir eseri vardır. 1232 (1817) de Medine-i Münevve-re'nin mukaddes binalarının tamir ine me'mur olarak gönderi ldikleri zaman orada vefat etmiştir. Harbiye Mektebinin derslerinin tensîkinde büyük himmeti görülmüştür. (Mecmuatü' l-Mühendisîn) ' i 1217 (1802) de, (Tel-hîsu'l-Eşkâl)i 1239 (1824) do Mısır'da, (Usûl-i Hendese) ile (Medhal-i Coğ-rafya)sı ve (Müsellesât-ı Müsteviye)si İstanbul'da basılmıştır.

(Mecmuatü' l-Mühendisîn) hakkında Askerî Müzesi müdürü Ahmed Muhtar Paşa'nın (Ahvol-nâme-i Müellefot-ı Askeriye-i Osmaniye) adlı eserinde lüzumlu izahat vardır.

HÜSEYİN EFENDİ «Mısriyyecizâde»

Mühendishane Mektebinde (Ser-halîfe)lik vazifesi ile riyazî il imleri öğreten Osmanlı riyaziyecilerindendir. 1237 (1822) tar ihinde (Teslîs-i Ze-vaya)'ya dair basılmış müstakil bir risalesi vardır. Riyaziyecilerin ma' lûm-lorı olduğu üzere bir zaviye (açı) veya bir kavsin (yayın) müsovî üç kıs-

(1211 (1797) de yazılmış bir nüshası Manastır Kütübhanesinde mevcuttur.

1 — (Risaletün fî Resmi'l-Küreti...) Arapçadır. 2 — (Der Beyân-ı Takdîm-i Havas, ki Takvîm-i Erkam ve Hurûf-i

Gûyend). Bu eseri Türkçedir. 3 — (Kaide-i İstihrac-ı Husuf). Türkçedir. 4 — (Kaidetü fî İstihrac-ı Küsûf). Türkçedir. 5 — (Kaidetü fî Vaz'ı Cedvel-i İhti lâfi ' i-Manzarı). 6 — (Harekâtü' l-Kevâkibi 's-Sâbiteti).

Page 284: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 268 —

HACI HÜSEYİN RIFKÎ PAŞA («Ferîk» - Tümgeneral)

Mühendishane-i Berrî-i Hümâyun hocalarından Ali Bey'in oğludur.. Babasının muall im bulunduğu mektebte tahsi l ederek 1263 (1847) tar i hinde beş-altı arkadaşı ile beraber tahsîlini ikmâl için Viyana'ya gönderi ldi. Tahsil esnasında Osmanlı Tarihi 'ni (Almanca - Nemçe)ye terceme etmiş ve imparator tarafından takdire mazhar olarak şerefine bir ziyafet verilmiştir. Tahsîlini ikmâlden sonra İstanbul'a avdetle askerî mekteb ve dairelerde hizmet ifa etmiştir. 1329 (1913) tar ihinde irt ihal ederek Fatih Türbesi avlusuna defn edilmiştir.

Eserleri: (Tesviye-i Turûk), ( İst ihkânat- ı Cesîme), (Topçuluk Fenni). Son eseri Sultanahmed sergisinde teşhir edilip takdir edi lmişti .

HACI MEHMED AĞA İBN-İ ABDULLAH AKPINARÎ

Kanunî Sultan Süleyman'ın şehzadelerinden Sultan Mustafa'nın Amasya Valil iği zamanında maiyyetinde bulunan me'murlardan bir zattır. İmzasını «El-Hac Mehmed an Cemâati Mehterân» diye yazdığına göre şehzadenin mehterlerinden olduğu anlaşılıyor.

Baş tarafı «Kavâid» ve «Fevâid», scnu «Mesâil-i hisabiyye»den bahseden (Şems-i Leylân) ismindeki eserinin nihayetindeki manzume a ş a ğıdadır :

«Mâ'rifet revminden açtın nikaabı l'yân ettin mesâil-i hisâbı

Amasya'da kıldın feth-i bâbı Sehabmdan çıkardın âfitâbı

Denildi Bâyezid Paşa'da tarih Yazıp verin emire bu kitabı.» Sene: 953 (1546)

Köprü'de camii ile mektebi olduğu ve burada medfûn bulunduğu r i vayet edilmiştir.

ma taksimi, bir mük'âbın (küb'ün) dıl'ma müsavi başka bir mük'âb inşası, bir daireye müsavi murabba' tersimi bugün hal olunamayan mes'eleler-dendir. Hüseyin Efendi merhûm'un risalesinin de esasen maksqdı te 'min edemediği zamanımız Osmanlı riyaziyecilerinin reislerinin reisi makamında olan Vidinli Tevfik Paşa merhûm'un bu maddeye dair yazdığı m a kaleleri ile de sabitt ir.

Page 285: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 269 —

HALİL F A I Z E F E N D I

İstanbul 'dan yetişen ulemâ ve fen erbabından, fevkalâde zekî bir zât olup 1080 (1670) tarihinde Yedikule Mahallesinde Çâbî-Zâde Mustafa Efendi'nin sulbünden dünyaya geldi. İlk tahsîl ini bit i rdikten sonra âlet i l imleri ve dinî i l imlerin tahsil ini zamanının büyük âlimlerinden Kara Halîl, Bostan Salih, Mestcî-zâde Abdul lah, Mutavvelci Efendl' lerden, forsça kaideleri (grameri) de Neşatî Dede'den parlak bir surette ikmal ederek bil inen usul dairesinde ders okutmağa başladı. Ve az zamanda dersine pek çok ilim tal lbleri toplamıştır.

Bir aralık şiirle de meşgul olup muasırı bulunan şairlerin takdir ini celbedecek derecede şairane iktidar göstermiştir. Yine bu sıralarda r i yaziye tahsil inin lüzumunu takdir ederek zamanın riyaziyecilerinden bu noksanını da ikmal etmiştir. İşte bu şekilde bir taraftan talebelerini yet işt irmekle isimlerini aşağıya aldığımız eserleri te'lîf ile, bir taraf tan da riyaziyeye alt araştırmalarını derinleştirmekle meşgul iken maalesef sevda i l letine mübtelâ olarak tabiat iyle tedrîs âleminden çekildi. İcazet almağa başlayan talebesini de çaresiz tahsîl şerefinden mahrum bırakmıştır.

Biraz sonra 1134 (1722) tar ihinde intihar ederek vefat etmiş ve Yedikule Kapısı dışarısındaki Kirişhane Mezarlığında babasının yanına defn edilmiştir. (Allah rahmet eylesin).

Şairl ikteki iktidarına numune olmak üzere «Şakayık» zeyli (Şeyhî)' ' den aşağıdaki gazeli buraya alınmıştır:

«Biz ki dilden emel-i rahatı dîir eylemişiz, Çekilüp kûşe-l gam-gâha huzur eylemişiz.

HASAN FUAT PAŞA «Zanoğlu Sefer Paşa hafidi»

Çerkeş kabilelerinden «Bejedoğ» Kabilesi beylerinden hür f ikir l i ve sağlann ahlâklı bir zât olup Harbiye Mektebinden me'zunyietinden sonra kırk sene Asker i ve Mülkî mekteblerde riyaziye hocalığı yapmıştır. 1329 (1913) tar ihinde emekli olarak İstanbul'da vefat etmiştir. Kılıç Ali Paşa Camii avlusunda defn edilmiştir.

(Hendese-i Musattıha), (Hendese-i Mücessime), (Hendese-i Resîme), (Hendese-i Murakkama) ve (Amelî Hendese ve Resm-i Hattî) gibi basılmış eserleri vardır. Son me'muriyeti Asker i İdadi (Lise) «ders nezareti» idi.

Page 286: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 270 —

-i kerimesinin tefsîr i

ni beyân edici risale. 2 — Meânî ve Beyandan (Telhîs) şerhi üzerine Fenâri-zâde Hasan

Çelebî'nin ulemâ (âlimler) arasında meşhur hâşiye'sinin ekser txıhislerine ta' l ikat.

3 — İlm-i âdâb-ı münazaradan (Hüseyniye) risalesine şerh. 4 — Mevlevî fuzalâsmdan Neşatî Dede'nin Kavâid-i Fârisiyye (fars-

ça kaideleri) ne şerh. 5 — Meânî i lminden (Alâka) risalesine şerh. 6 — Tütün çiğnemek, kahve içmek ve afyon yutmağa dair hususi

risale. 7 — Karine tari f ine dair hususi risale. 8 — İlm-i Nücum - Hey'et 'de (Astronomide) münakaşalara sebeb

olan bâzı bahislerin halline dâir (Fütûh-ı Alâiyye) isminde hususî eser

9 — İlm-i Kelâm'dan merhum Hızır Bey'in (Nûniyye) kasidesine şerh. 10 — Riyaziyeden (Hesâb-ı Tencİm) mes'elelerine dâir müstakil ese r 11 — Riyaziyeden (Cebir) mes'elelerini beyân eden (es-Savletü'l-Hiz-

biriyye) ismindeki hususî eser 12 — Riyaziye ilminden bir mukaddime altı bob, bir hatime üzerine

tertîb edilmiş (Fezleketü'l-Hesab) isminde müstaki l eser Bu âciz tarafından Dârü'l-Fünûn-ı Osmanî Kütübhanesine hediye edi lmişt i r

13 — Sür ilminden bir dîvan.

Feyz-i tevftk ile piçîde idînce nice kez Pençe-i şahısı gam ü mihnete devr eylemişiz.

Fil<r-i dîdâr ile hizmetine eyyam içre Keşti-zâr-ı emelî mezra'-i mûr eylemişiz.

Halden dîdeyi hayfâ ki edip biz tahvil Mahv-ı nüzzare-i didâr-ı umur eylemişiz.

Gösterüp bezm-i belâgatte yed-i beyzâyı (Faîzâ) arza ki âlemi Tûr eylemişiz.»

Eserleri: •

1 — Tefsir i lminden (Sûre-i A'raf j 'doki

Page 287: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 271 —

HAYRÎ BEY

İlk tahsîlini memleketi olan İstanbul'da ikmalden sonra IVIühendisha-ne-i Berrî-i Hümâyûn'a girdi. Mektebden me'zun olduktan sonra Belçika'da tahsîlini ikmâl etmiştir. Avdetinde mezkûr mektebde «Hendese-i Resmiyye» muall imliğine tâyin olundu. Binbaşılığa yükselmesinden sonra IVIülkiye'ye naki ederek son me'muriyeti olan Demiryolları Müdürlüğüne kadar ilmî hizmetlerde bulundu. Yaşının icabı emekli l iği icra olunarak 1332 (1916) senesinde irt ihal etmiştir. Kasımpaşa'da Sinan Paşa Camii avlusuna defn edilmiştir.

(Hendese-i Resmiyye ve Tatbîkatı), (Demir Yolları) ve (Turûk-ı Mü-tenevvia-yı Âdiye) isimlerinde basılmış eserleri vardır.

HIZIR HALİFE ET-TEBERİ

Sultan Dördüncü Murad devri teberdâr (baltalı yeniçeri askeri , solak sınıfı) larından ve ilim erbabından bir zattır. Hesab ilminden (Cezîre-i Er-kam) ismindeki eserinin f ihrist i aşağıdadır :

1. bab: Kara cümle, 2. bab: Tefrîk, 3. bab: Darb, 4. bab: Tansîf, 5. bab: Taz'îf, 6. bab: Taksîm, 7. bab: Taksîm-i Gurema, 8. bab: Zekât, 9. bab: Gümrük, 10. bab: Altını kuruşa bozmak, 11. bab: Kuruşu altına bozmak, 12. bab: Siyakat-ı Arabî ve Erkam-ı Hindî beyânındadır.

i

İBRAHİM-ZADE

Fatih devri maârifçi lerinden ve hesabcılarmdan olup (Miftâhu Kü-nûzi Erbabi' l-Kalemi) isminde forsça riyaziyenin hesab kısmına âit bir eserî vardır.

14 — Nücûm ilminden (astronomi'den) seyyarelerin ilmî i ıareket ler i-ne dâir (I\i1akalâtü's-Seyyare) adındaki risale.

15 — İlm-i âdâb-ı münazaradan Seyyid Şer î f in risalesine şertı. İşbu eserlerden (Nûniyye), (Kavâid-i Fârisiyye) şerhleri ile (Hesâb-t

Tencîm)'den başkası Sultan İkinci Bâyezid Camii içindeki Şeyhü'l-İslâm Veliyyüddin Efendi Kütübhânesinde vardır.

Page 288: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 272 —

İSMAİL İBN-İ SEYYİD İBRAHİM ÂMİDİ

Kadıların faziletl i lerinden ve riyaziye müntesiblerinden bir zât olup 1124 (1712) de Medine Kadısı idi. Şer'î siyasetten bahseden (ed-Dürrü'n-Nefâis fî Zecri ' l-Eşrarı ve'l-Hobâis) isminde bir eseri ile (Zübdetü' l-A'mâ-li fî Ameli Usturlâbi'ş-Şimali) adında riyaziyeye ait bir eseri vardır.

İBRAHİM BEY «Durak Paşa-Zâde»

Hayatı aşağıda gelecek olan Cinârî İsmail Efendi'nin (Kasinî) adlı (Yıldızların dolaşma ve yerlerinî gösteren cedveli) (zîci)'ni 1237 (1822) den 1240 (1825)'a kadar (Teshîl-I Zîc-i Kasinî) ismi ile şerh ve tezyîl et t i ği gibi fransızcadan bir (Müsellesat) terceme etmiştir. Bir de altı bab üzerine tertîb edilmiş (Risale-i İrtifa'ı) vardır. Zamanında müneccimbaşı idi. 1248 (1832) tar ihinde irt ihal ederek Sil ivrikapı dışında Seyyid Nizam Dergâhı avlusuna defn edildi.

İSHAK EFENDİ HOCA

Müteahhirîn devri Osmanlı âl imlerinin en meşhuru olup Narta'lıdır. Şark dil leri ile Avrupa lisanlarından birkaçına âşinâ olduğu gibi muhtelif i l imlerde, hususiyle riyaziye, felsefe, tabiiye, hey'et ve nücum il imlerinde yed-i tûlâ sahibi idi. 1239 (1824) dan 1244 (1828)'e kadar da Dîvan-ı Hümâyûn tercümanlığında bulunmuştur. Avrupa dil lerinden en evvel Türkçeye fennî kitablar terceme eden bu zat olup garbın ilim kitoblarma da vâkıf bulunmakla ilmî ıstılahları tatbîka ve karşılıkları bulunmayan i lmi

İBRAHİM İBN-İ MEHMED

Riyaziyenin bilhassa hey'et (astronomi) şu'besinde geniş bilgi sâ-hiblerindendir. İl<i cepheli madenî bir levha üzerine mâhirane bir surette tersîm ett iği (usturlap) âleti Üsl<üb'del<i Melâmî Dergâhmda tarafımdan görülmüştür. Bu âletin terceme sahibinin eli ile 1098 (1687) tarihinde İstanbul 'da Köprülü Mehmed Paşa Medresesinde i'mal ve tersîm edildiği yazılıdır. Mezkûr levha yardımımla Manastır 'a götürülerek asrımız riyaziye ve astronomi mütehassıslarından hayatı aşağıda gelecek olan üs-tad-ı ekremlm Bursa'lı Al i Sulhî Bey'e gösteri lmiş ve kullanma usûlüne dai r hususî risale kaleme alınıp Üsküb'e gönderi lmiştir.

Page 289: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 273 —

ıstı lahlara da isim tayinine muvaffak olmuştur. Velhasıl yeni i l imlerin d i limize nakline çalışanların reîsi ve imamıdır. Uzun müddet Mühendishane-i Berrî-i Hümâyûn baş-muoll imliğinde bulunmuş ve 1250 (1834) tar i hinde Hicaz'dan avdetinde Süveyş'te vefat etmiştir. Bu kadar meşguliyetler orasında üç ay zarfında hıfzı da ikmal etmiştir. (Yâni hâfız-ı Kur'-on olmuştur.) Bu ölümlü dünyada mümkün mertebe adı ihtiramla yâd olunmak ve hayırlı duâyo sebeb olmak için Mühendishane'nin biraz üstündeki kabristanda Müşarünileyh' in mezar taşı olmak üzere mekteb tarafından bir taş diki lmişt ir ki «Dîvon-ı Hümâyûn sabık ser-halîfesi ve Mühendishane-i Hümâyûn baş-hocası el-Hoc Hafız İshak Efendi» diye yazılıdır. 1246 (1830) senesinde baş-hoca olduğu zaman bâzı gayretsiz ve ilimsiz muall imleri değiştirerek yerlerine ehil ve dirayetl i lerini tayin etmiştir. Hattâ uhdesinden hesob muall imliğin kaldırdığı bir kimseyi rica için İshak Efendi mektepte yemek yerkn sofrada bir l ikte oturan hocalardan biri: «Efendim, Hasan Efendi dâînizin dersini alarak rızkına mâni oldunuz,» demesi üzerine yerde duran yemek tablasının içindeki sahana -gözlerini dikerek beklemekte olan kedileri göstererek: «Öyle ise şu sahanın kapaklarını kaldırınız do kedilerin rızkına mâni ' olmayınız,» diye güzel bir cevap vermiştir.

Bâzı hâl tercemeleri kitablarında küçüklüğünde Narta'do ihtida etmiş bir Musevî'nin oğlu olarak gösteri lmişse de asrımız hal tercemesi ulemasından Padişah'ın Kâtibi merhum İsmet Efendi, Korlovo'lı bir müs-lüman'ın oğlu olduğunu mevsuk tahkikatına atfen bana anlatmış ve 1250 (1834) tar ihinde Mekke'de vefat ett iğini de ilâve etmiştir. Merhum, Arap, Fors, Türk, İbranî, Lâtin ve Rum dil lerine vâkıf idi. Hol tercemesi ile muhtel i f eserlerine dair (Kamus-ı Riyaziyat)'da lüzumlu tafsi lât vardır.

Merhum'un basılmış eserleri şunlardır : 1 — (Nasbu'l-Hıyom): Harp ilmine dair 1242 (1827)de basılarak as

kerî zabit lere tevzi ' olunmuştur. 2 — (Mecmua-yi Ulûm-i Riyaziye): Riyâziye'nin bütün şubeleri ile

beraber hey'et, hikmet, kimyâ'ya dair de bilgi leri ihtiva etmekte olup dört ciltt ir. Riyaziyeciler için kıymetli bir eserdir.

3 — (Tuhfetü' l-Ümerâ): Ordu kurmak ve kaleleri muhafaza etmekten bahsetmektedir. Sonunda şekil leri de vardır. 1243 (1828)'dc bosılmıştır. İki makale bir hat ime üzerine müretteptir.

4 — (Usûl-i İstihkâmot) 5 — (Aksü'l-Merâyâ fî Ahzi'z-Zevâyâ): Oktan ve sektan gibi rasat

âletlerinin kullanılma usullerinden bahsetmektedir. 6 — (Usûlü's-Sıbagatı): İki makale üzerine mürettep olup bir inci ma

kale âlât-ı nâriye'nin osleh vech üzere inşa ve imalinde ist imal olunan madenlerin tabiatlarından bahis olarak iki faslı ihtiva

OSMANLI MÜELLİFLERİ Cild: 5 F. : İ t

Page 290: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 274 —

İBRAHİIVI EFENDİ «Cebirci Binbaşı İbrahim Efendi»

Zamanımız riyaziye il imleri mütehassıslarından bir zat olup Askeri mekteblerde tahsîlini ikmalden sonra-uzun müddet Tıbbiye-i Şâhâne ve sair mekteblerde riyaziye tedrîs etmiştir. 1321 (1905)'de irtihal ederek Merkez Efendi civarına defn edilmiştir. (Cebir Müderrisi) ile hesob mes'elelerine dair (Es'ile ve Ecvibe-i Hesabiye] isimlerinde basılmış eserieri olduğu gibi gazetelerden (Hazine-i Fünûn) ile (Teslît-i Zevoyâ) bahsine dair uzun makale neşr etmiştir.

V ; İZZET BEY «Kaymakam»

1274-75 (1858-59) tarihlerinde Mühendishane'nin idâdî (Lise) sınıfları hesob ve cebir i l imleri hocalığında bulunan riyaziye ilimleri mütehos-sıslorındandır. Sonradan Cidde su yollarının ta 'mir ine me'mur olarak gönderi lmiş ve orada irt ihal etmiştir. Dilinde biraz tutukluk olduğu için «Pepe» lâkabı ile mo'ruf tu. Hırko-i Şerîf Dairesinde mevcut Büyük Medine resmi Müşarüni leyh' in kendi el maharetidir.

Eserleri : (Cer Eşkal), (Logaritma), (Mir'atü's-Semâ)'dır. (İlm-i Cebr ve Muadele) ile (Müsellesöt)'ı Mühendishane-i Berrî-i Hümâyûn - Topçu Mektebi Kütübhanesinde mevcuttur.

etmektedir. İkinci makale de top dökümüne dair olup beş babı-ihtiva eder. Bu eser hokkmdo (Ahvolname-i IVIüellefot-ı Askeriye-i Osmoniyej 'de lüzumlu izohot vardır.

7 — (Küre Risalesi). 8 — (Deniz Lâğımı Risalesi). 9 — (Hikmet): Arapçadır.

10 — (Âlât-ı Kimyeviye Risalesi). 11 — (Kavâid-i Ressomiye): Araziyi hudutlondırma kaidelerini ihtiva

etmektedir. Bir nüshası Mühendishane-i Berrî-i Hümâyûn Kütübhanesinde mevcuttur.

12 — (Oktond) : Âlet inin tari f ler i ve kullanılma usulünü beyan eden risaledir.

Bunlardan başka bazı risaleleri olduğu mervîdir. 2,3,4,5,6 numorolu eserleri Es'ad Efendi Kütübhanesinde vardır.

Page 291: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 275 —

KADIZÂDE-İ RUMλ «Salâhaddin Müsâ ibn-i Melımed ibn-i Kadı Mahmud»

Osmanlı ulemâ ve riyaziyecileri arasında hem kıdem hem ehl iyetçe birinci mertebeyi kazanmış fazilet sahibi bir zattır. Bursa Kadısı Sul tan-önü' lü Koca Molla Mahmud (1) Efendi'nin torunudur. İlk tahsîli Mevlâno Fenarî'dendir. Bilhassa ilim tahsi l etmek moksadiyle ailesinin cebri o l maksızın Horasan'a giderek Seyyid Şerîf'den feyz almış, Moverâün-Ne-hir'e gidip burada (Kodızâde-i Rumî) ismi ile şöhret bulduğu meşhur Uluğ Bey'e intisab etmiş ve muall imi olmuştur.

Eserleri şunlardır: (Şerh-i Oağmini), (Risale-i Kovs-ı Kuzah), hendeseden (Şerh-i Eşkâ-

li ' t-Te'sis), (Hâşiye-i Hidâyeti ' l-Hikme) ve (Risale fî İstihrac-ı Ciyb) (1)'-dir ki bu son eser Sultan Abdülmecid Han devrinde ve 1286 (1852) tar ihinde Motbao-i Amirede taş basması olarak basılmış ve Mehmed el-Hoc ibn-i Ebî Nasn' l- lrokî 'nin haşiyesi de buna ilâve olunmuştur. «Çağmînî» şerhini 814 (1411)'de ikmal ett iği Ayasofya Kütübhanesinde kendi e! yazısı ile yazılı nüshada mezkûrdur.

Uluğ Bey, Kâtib Çelebi'nin tahrîrine nazaran 824 (1421) senesinde Semerkant ' to muntazam ve mükemmel bir rasathane te'sis ve bir zîc tert ibine başlayarak bu mühim işi ilk iş olarak asrın mümtaz riyaziyeci lerinden Gıyoseddin Cemşid'e havale etmişse de bir kaç oy geçtikten sonra Gıyoseddin Cemşid vefat etmekle bu mühim eseri Mevlânâ Kodızâde-i Rumî'nin kudretl i eline tevdi ' etmişt i . Mevlânâ müşarünileyh, (Zîc)i ikmal etmeden önce Allah'ın rahmetine intikal ett iğinden Uluğ Bey (Zîc)'ini Kadızâde'nin talebelerinden Al i Kuşçu i tmam ve rasadları kemale ulaştırmakla yakın zamana kodor müslümonlor orasında kullanılan ve (Uluğ Bey Zîci) adı ile yâd olunan (Zîc-i Hakanî)'yi meydana get irmişt ir. Bu fâzıl zâtın ismi Herblot 'nun Şark Kütübhanesi adı ile bil inen kita-

(1) Bu zâtın Bursa Hisarı dahilinde Kavalılı isminde bir camii olup kendisi Mevlevihane karşısında medfundur. «Güldeste» zeyli (Gülzâr-ı Sulehâ)nın nakline nazaran Kadızâde de burada medfundur. (Künhü'l-Ahbar) ın basılmamış kısmındaki nakillere nazaran burada medfun bulunan biraderi olup Manastır Medresesi Müderrisi olan Kutbüddin Mehmed Efendi'dir. Riyaziyecilerden olan terceme sahibinin Maverâü'n-Nehir'de irtihal ettiği anlaşılıyor. (Kün-hü'l-Ahbar)'da (Semt-i Kıble) risalesi olduğu da yazılıdır. Mufassal hal tercemesi zamanımız Osmanh riysiziyecilerînin üstadı Salih Zeki Bey Efendi'nin (Âsâr-ı Bakıyye)'sinde zikredilmiştir.

(1) 1010 (1601) tarihinde Mekke Mollalığmda vefat eden Kavalalı Abdülvahhab Efendi'nin de bu isimde bir eseri vardır.

Page 292: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 276 —

KIRLANGIÇ-ZADE HÜSEYİN İBN-İ HALİL

Riyaziye i l imlerine müntesib bir zattır. 97^ (1566)'de Gelibolu'da yazdığı Türkçe (Rub'u Meciyb) ile irt i fa' usûlü ve saireden bahseden eseri bu sahada yazılan eserierin eskilerindendir.

KÂTİBZÂDE IVlUSTAFA İBN-İ MEHMED

Riyazî i l imlerin kozmoğrafya şubesinde ihtisas sahibi bir zat olup İstanbul' ludur. Aşağıdaki eserierinden birinci eseri ki (Şerh-i İstihrac-ı Gurre-nâme) ismindedir. 1080 (1669) tar ihinde yazmıştır. Diğerleri de şunlardı r :

1 — (Taksîm-i Derecat-ı Eflâk ve İstihrac-ı Teslîs ve Terbi ' ve Tes-dîs).

2 — (Şerh-i Ahval-i Devâir-i Ekalîm-i Seb'a ve Rub'-i Meskûn).

M

MEHMED EFENDİ «Mahmud ibn-î Osman Efendi)

Ulemâ ve riyaziyecilerden bir zat olup Şumnu'ludur. Memleketinde Halil Paşa Camiinin muvakkit! iken guruba ait güneş saatlerinin yapılış ve kullanılmalarını beyan eden, ilmî şekil leri ile beraber Arapça, altı bab üzerine tertîb edilmiş bir risale yazmıştır ki kendi el yazısı ile olması muhtemel bir nüshası tarafımdan Rasadhane-i Âmire Kütübhânesine hediye edilmiştir. Risalenin te'lîf tar ihi 1204 (1790) senesidir. Sair eserleri olduğu muhtemel ise de tarafımdan görülememiştir.

(1) «Histoire General Des Arabes»in ikinci cildinin 39. sayfasına müracaat edile.

tJinda ve Uluğ Bey bahsinde yalnızca Salâhaddin diye gösteri lmiş o l masına mebnî Avrupalı lar arasında bu ad ile şöhret bulmuştur. (Arabistan'ın Tarih-i Umumîsi) adlı eserin sahibi Sedillo, Kadızâde-i Rumî lâkabı ile şöhret bulan zâtın asıl ismi Hasan Çelebi olduğunu bu kitabında beyân ediyorsa da bu hakikate aykırıdır .(1) Hele Montucla 'nm te'lîf et t iği (Torih-i Riyaziye)'slnde bu zâtın Kadızâde olduğunu asla hâtıra get i rmi-yerek Rumî lâkabından Romalı olduğuna hükmetmesi hakikaten çok garib bir durumdur.

Page 293: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 277 —

(1) Terceme-i Şakayık-ı Numaniyye - Basılmış nüsha, sh: 339. Tâcü't-Tevârih - c. 1. Kamusu'l-A'lânı - c. 5, sh: 4511. Maamafih (Kamusu'l-A'lâm) Mirim Çelehi'yi Kadızâde'nin oğiu olmak üzere göstermiştir. Halbuki mumaileyh, Ka-dızade'nin oğlu Şemseddin ile Ali Kuşçu'nun kerîmesinin izdivacmdan hâsıl olan Kutbuddîn'in oğludur ki validesi de Hocazâde'nin kızıdır.

MAHMUD ibn-i MEHMED «Mirim Celebi»

Onuncu hıicrî asırdc İstanbul'da yetişen kozmoğrafyacılardandır. Fazilet erbabı ve ulema arasında «Mîrim Çelebi» denmekle meşhur idi. Adı geçen meşhur Osmanlı riyaziyecilerinden Kadızade-i Rumi denmekle meşhur olan Salâhaddin Musa 'nın torunu Kutbuddin Mehmed' in oğludur. Böylece babası cihetinden hem Kadızâde, hem de Al i Kuşçu'nun torunu olduğu gibi, anne cihetinden de 877 - 881 (1472 - 1476) tarihleri arasında İstanbul Kadılığında bulunan Osmanlı ulemasının en kıymetli lerinden Hocazâde Mevlânâ Muslihiddin' in torunudur. (1) Kâtib Çelebi (Hacı Kalfa) (Keşfü'z-Zünûn)'da (Fethiye Şerhi) 'nde terceme sahibini Ali Kuşçu'nun kız kardeşinin oğlu oimak üzere gösteriyorsa da Mir im Çelebi'nin Uluğ Bey (Zîc)'ine yazm,ış olduğu şerhde Ali Kuşçu'ya dede nisbet edilmesi bu sözün yanlışlığa dayandığını isbat eder. Mir im Çelebi, ilk önce tedavüldeki i l imleri İstanbul'da tahsil etmiş ve bilhassa Hocazâde Sinan Paşa'ya hizmet ve mülâzemet etmekle olgunluk kazanmıştır. Mumaileyh evvelâ Gelibolu Medresesine müderris tayin edilmiş ve oradan Edirne Taşlık Medresesine daha sonra Bursa'da Manastır Medresesi müderrisliğine ter f i ' etmiştir. Daha sonra fazilet ve irfanına mebni Sultan Bâyezid ıbn-i Sultan Mehmed Han Hazretle.rine muall im tayin edilmiş ve bu sultanın saltanatı zamanında mertebeleri kat'ederek nihayet Sultan Birinci Selîm tarafından 925 (1519) senesinde Anadolu Kazaskerliğine tayin edilmişti. Bu hizmetten aynidıktan sonra hac farizasını ifa etmek üzere Hicaz'a gitmiş ve akabinde Edirne'ye dönerek vefatına kadar orada ikamet etmiştir. Mîrim Çelebi 931 (1525 senesinde Edirne'de vefat etmiştir. Kasımpaşa Camii avlusunda medfundur. Sultan Bâyezid ibn-i Sultan Meh

med Han hazretlerinin saltanatlarında, bu padişahın teşviki ile memleketimizde riyaziye ve hey'et i l imlerinin terakkisine hayli hizmet etmiş ve birçok risale te'lîf etmiştir:

1 — (Düstûru' l-Amel ve Tashîhu'l-Cedvel) adında bir kitabı vardır ki (Uluğ Bey Ziyci) üzerine Sultan Bâyezid'in emri ile yazılmış, Farsça bir şerhtir. Sahibinin en güzel eserlerindendir. Mezkûr şerh, bu ciiddeki tedklklerimize esas olan kitablardan biridir. Hemen her kütübhanede nüshasına tesadüf olurıabilirse de Ayasofya Kütübhânesinde 2697 numaralı nüshası gayet nefîs ve sahihtir. Bu şerhi, ceddi Al i Kuşçu'nun diğer bir şerhi ile Gıyaseddin Cemşîd'in (Ziyc-i Hakanî der-Tekmî!-i Ziyc-i

Page 294: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 278 —

MUHTAR PAŞA «Kaîücıoğlu Gazi Ahmed Muhtar Paşa»

Kılıç ve kalem sahibi bir vezîr ve müşîr olup Bursa'lıdır. Erkân-ı harb yüzbaşılığı ile Harbiye Mektebinden mezuniyetinden sonra askerî hayatının büyük bir kısmını muharebe meydanlarında geçirmiş ve yirmi küsur sene de fevkai 'âde komiserlikle Mısır'da bulunmuştur. Meşrutiyetten sonra İstanbul'a gelişini müteâkıb A'yan Meclisi ikinci başkanlığına ve Balkon Muharebesinden az evvel de sodr-ı o'zomlığo tayin olunmuştur. Az müddet sonra ayrılarak A'yan Meclisine devamla beraber ilmî tetebbu' loro başlamıştır. Riyozîyenin ekseri şubelerinde ve bilhassa hey'et - nücum (Kozmoğrafya) şubesinde tam ihtisas sahibi olduklarına aşağıdaki eserleri en âdil şohiddi r :

1 — (Riyozü'l-Muhtar, Mir 'âtü ' l -Mîkat ve'l-Edvor). 2 — ((Riyazü'l-Muhtor Mir 'âtü' l -Mîkot ve'l-Edvar Zeyli). 3 — Riyozü'l-Muhtar'ın Mecmuo-yı Eşkâli). 4 — (Islâhu't-Tokvîm). 5 — (Tokvîmü's-Sinîn).

İlhanı) adındaki kitabını kaynak ittihaz ederek yazmıştır. Mezkûr eserin te'lif tarihi 904 (1499) senesidir.

2 — (Şerh-i Risaletü'l-Fethiyye) adı ile ceddi Ali Kuşçu'nun (Risa-Ieti j ' l-Fethiyye)si üzerine yazılmış bir şerhi vardır. Mîrim Çelebi'nin bu iki mühim şerhinden başka «rub'u mecîb», «rub'u mukantarat» ve «semt-i kıble»ye dair bir takım risaleleri daha vardır ki başlıca tesadüf ett iğim eserleri aşağıda sayıldığı şeki ldedir :

(Risaletün fî 'r-Rub'i ' l-Mecib), (Risaletün fî 'r-Rub'i ' l-Çamia), (Risaletün fî ' r-Rub' i ' l -Mukantarat), (Risaletün fî Kıbleti ve Ma'r i fet i Semtiha), (Ri-saletü'z-Zerkale), (Risaleîü'l-Ceybu'l-Câmia), (Risaletün fî' l-Ameli bi'r-Rub'i 'ş-Şikâri) ve (Risaletün fî Tahkîki Semti' l-Kıble).

Bu risalelerin ekserisi Farsça yazılmış ve Sultan Bâyezid Han'a ithaf edilmiştir. Münderecatına gelince o zamanlar muvakkit ler arasında kullanılan «rub'» tahtasının kullanılma şeklinden ve mezkûr âletle evkat tayininden bahsetmekte olduklarından il imler tarihi noktasından pek o kadar ehemmiyeti haiz değillerdir. Mîrim Çelebi, muasırları gibi (ohkâm-ı nücûm)a ostroloj i 'ye kail ve hattâ son'ot-ı tencîme (yıldızlara ait son'-otlorla uğraşmağa) pek mâli idi. Bu durum ahkâm ve ihtiyoroto dair yazdığı bir çok risalelerle de sabitt ir ki bu risalelerin en meşhuru Arapça (el-Mekasıd) adındaki kitabıdır. (Asâr-ı Bokıyye, c, 1, Salih Zeki Bey).

Page 295: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 279 —

MUSTAFA İBN-İ ALİ «Muvakkit»

Zamanına göre riyaziye i l imlerinin, meslek it ibariyle hey'et (nücûm) şubesinde ihtisas sahibi olmuş bir zat olup uzun müddet İstanbul'da Sultan Birinci Selîm Camiinde muvakkit l ik vazifesi ile iştigal etmiştir.

Eserleri aşağıdadır : 1 — (İ' lâmü'l-İbad fî Ahbari ' l -Bi lâd): 931 (1525) de yazılmış olup ye

di iklim nazariyesine göre yazılan ve Kanunî Sultan Süleyman'a takdîm edilen bu eserde Çin'den Fas'a kadar yüz beldenin gece ve gündüz müddetleri bildiri lmiş ve bu beldelerin İslâm'ın hilâfet merkezi olan İstanbul 'a kaçar mil mesafede bulundukları gösteri lmiştir.

2 — (Vâfiyetü'l-Evkat): 22 bab üzerine müretteb olup ir t i fa ' i lmine dâirdir.

3 — (Kifayetü' l-Vakti Li-Ma'r i fet i 'd-Dâir ve Fazlı'd-Dâiri ve's-Semti): 12 bab üzere tertîb edilmiş olup mukantarota (köprü ve kemeriere) dairdir.

4 — (Teshîlü'l-Mîkat fî İ lmi' l-Evkat): Bir mukaddime, yirmi beş bab üzerine tert ib edilmiş muhtasar bir eserdir.

5 — (Teysîru'l-Kevakibi 's-Semalyyeti Li-Sa'di 'd - Devleti 'ş-Şerîfeti 's-•Süleymaniyeti): Cedvelli bir surette Rumî ve Arabî ayların başlangıçları ve şemsî, kamerî seneleri ve güneş burçlarının değişikl iklerini beyan edic i olup 945 (1539)'den 1000 (1592) senesine kadardır.

6 — (Tuhfetü'z-Zaman ve Cerîdetü'l-Evan): Vakit ler i lminden ve yed i iklim bahseden Türkçe mufassal bir eserdir.

7 — (Risale-i Rub'u Mecîb): Cîb-i öfakı yirmi beş bab üzerine tertîb edilmiştir. Yıldız da vardır.

8 — (Muadele-i Nehar). 9 — (A'mâl-i Usturlâb).

10 — (Rlsaletü' l-Mukantaratı): Te'lîf tarihi 935 (1529) dir. Nüshası Yıldız Kütübhânesindedir.

11 — (Küre ve Usturlâb): 956 (1549)'da yazılmıştır. Nüshası Yıldız Kütübhânesinde vardır. ^

12 — (Risale-i Zâti 'ı-Kürsî): Bir mukaddime, otuz babtır. İrt i fa' (yükseklik) âletlerinden «zâtü'l-kürsî)>nin tarif ve kullanılmasına dair Türkçe bir eserdir.

6 — Sergüzeşt-i Hayatımın Cild-i Sânîsi:- 1294 - Anadolu'da Rus Muharebesi.).

7 — (Tal<vîm-i Malî).

Page 296: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 280 —

MEHMED OELEBİ «Müneocim-başı»

istanbul' ludur. Tahsil ini ikmalden sonrc Şehzade Camii muvakkitf. olmuştu. Sonradan müneccimbaşı olmuştur. Hey'et ve nücuma vukufu vardı. Bâzı ziycleri ihtiva eden (Usûl-i Ahkcm-ı Sâl-i Âlem) isminde bi r eseri vardır. 1040 (1631)'da vefat etmiştir. Bir de (el-Mevâlidü fî İ lmi ' l-Mîkat), (İstihrac-ı Takvim), (Ahkâm-ı Tali ' i Mevlû) ve (Ahkâm-ı NücumJ isimlerinde eserieri de vardır.

MUSTAFA İBN-İ YUSUF İSTANBULİ

Hal tercemesi tarihçi ler faslında mezkûr meşhur Kâtib Çelebi 'nin talebelerinden bir zât olup İstanbul' ludur. Sultan İkinci Osman devri i l im erbabındandır. Türkçe (Ma'denü'l-Esrar fî İlmi'l-Hesâb) ismindeki eser i nin bir nüshası Şehîd Ali Paşa Kütübhânesinde vardır.

MUSTAFA İBN-İ MEHMED EFENDİ

Osmanlı âl im ve riyaziyecilerinden olup Tekirdağ'lıdır. 1099 (1687} tar ihinde irtihal etmiştir. Görülebilen eserieri şunlardır: Risaletü' l-Ustur-lâb), (Ravzatü'l-Ahbab fî şerh-i Hulösatü' l- Hesab) ve (Hidâyetü'l-Âmil fîmâ Yetealleku bi 'r-Rub'i ' l-Kâmil). dir.

MEHMED İBN-İ KÂTİB SİNAN aMuvakkit»

Osmanlıların meşhur hey'et (kozmoğrafya) âl imlerinden olup Konyalıdır. (Mîzânü'l-Kevakib), (Terceme-I Cedvel-i Afâkî- i Halil), (Tuhfetü' l-Fukarâ fî Î lmi' l-Mîkat min rîk-i Rub'ı Dâireti ve' l -Mukantarat) ile y i rmi beş bab üzerine müretteb Muvazzahu'l-Evkat fî Ma'r i fet i ' l -Mukantarat) isimlerinde eserleri vardır. Son eserini Sultan İkinci Bâyezid'e takdîm etmiştir. (Mîzan) ile (Muvazzah)'m birer nüshası Ayasofya Hütübhanesin-de vardır. Bunlardan başka Mukantarat (yine köprü ve kemerler) ile irt i fa ' usûlünden bahseden yirmi bab üzere tert ib edilmiş (Hediyyetü'i-Mülûk) isminde bir eseri ile (Risale fî Resmi Rub'ı ' l-Mukantarat) r isalesi vardır. (Mîzânü'l-Kevâkib)' i Kanunî Sultan Süleyman'a takdîm ederek i lt i fatına mazhar olmuştur. Babası Kâtib Sinen Efendi İstanbul'da Kadırga Limanı yakınında inşa ettiği Nerdebanlı Mescid' in mihrabı önünde medfundur.

Page 297: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 281 —

MEHMED İBN-İ ŞEYH ALİ EL-HAMİDÎ

Riyaziyenin nücûm-lıey'et {l<ozmoğrafya) şubesinde behre sahibi bir zât olup isporto'lıdır. 18. bob üzerine Arapça (Zâtü'l-Kürsî) risalesini te ' lîf ve Kayseri' l i Söyiemezzâde Abdü'l-Halîm Efendi'nin (Behcetü' l-Lübab fî İ lmi' l-Usîurlâb) ismindeki eserini (Nazrotü' l-Lübob fî Behcetü'l-Lübâb) adı ile şerh etmiştir. Şeyhü'l-İslâm Abdul lah Efendi'ye takdîm ett iği bu eserin bir nüshası Homidiye'de vardır ki yazılış tar ihi 1172 {1758)'dir. (Behce) basılmıştır.

(Risaletü'l-Küre) ismindeki eseri Ebu'l-Hâmid Ahmed ibn-i Şeyh Mehmed el-Âmidî iarafındon şerh olunmuştur ki ikisi bir arada basılmıştır.

MOLLA MEHMED ÇELEBİ

Seyyid Ali adında Diyarbokır' lı bir zâtın oğlu olup fazilet sahibi Osmanlı riyaziyecilerindendir. Bağdad fât ihi Sultan Dördüncü Murad'm maiyyetinde İstanbul'a gelerek Sulton'm emri ile tefsîr, hadîs, fıkıh, beyân, meânî, mantık, kelâm, hendese ve hey'etten bahseden (Es'ile) adında bir eser yazmıştır ki bu eser muasırı ulemadan bir hayli zevat tarafından şerh olunmuş ise de müellif ancak Şeyhü'l-İslâm Bohoî ve muall imi Ab-dürrohîm Efendilerin yazdıklarını nozar-ı it ibara olarak (Red ve Kabul) adı ile bir eser yazdığı gibi (Ecvibe) ismi ile de ayrıca bir eser meydana getirmiştir. Bunlardan başka nücumdon müstaki l bir eseri ile (Çağmînî Şerhi) ile (Kodızâde'ye Haşiyesi) vardır. Diyarbakır ve Bağdat niyabetlerinde bulunmuş ve 1066 (1656) da Şom naibi (kadısı) iken irt ihal ederek Sinaniye denilen kabristana defn edilmiştir. Şiir yazma tobîotı da vardır. Talebelerinden en meşhuru Abdürrahman Fâzıl adında bir zattır.

MEHMED İBN-İ SÜLEYMAN

Sultan Üçüncü Selîm devrinde yetişen riyaziyecilerden İstanbul' lu bir zat olup hal tercemesi yukarıda geçen Çınorî İsmail Efendi'nin tale-belerindendir. Top ve humbora'nın kalıba dökülme ve yapılması ile atış usûlüne dair bir mukaddime, beş bob üzerine müretteb Türkçe bir eseri vardır ki bir nüshası Beşiktaş'da Yohya Efendi Dergâhı Kütübhanesinde mevcuddur.

Page 298: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 282 —

MEHMED EMİN İBN-l OSMAN EFENDİ

Fazilet sahibi riyaziyecilerden bir zat olup tahsil ini İstanbul'da ikmal etmiştir. Fıkıh'tan (Akdü'd-Dürer ve'l-Cevahir Nakdü' l-Eşboh ve'n-Nezair) ile (Sıhhatü'l-Kefoleti bi 'd-Düyûn) isimlerinde ve feraizden (Toshîhu Ze-vi ' i-Erhom) isminde te'lîfatı olduğu gibi (Rub'ul-Mukantorot), (Aletü'l-Us-tur lâb), (Şekl-i Müselles), (Hesob bi 'Ukudi' l-Esabi') ve (Rub'ı Mecîb) isimlerinde eserleri vardır. Birinci eserini 1181 (1767) tar ihinde te'lîf etmiştir.

Halvetiye Tarikatının Sinaniye kolundan Üsküp'lü Şeyh Mustafa ibn-i Mahmud Efendi'nin Türkçe ve Arapça (Rub'u Dâire) risaleleri vardır.

MEHMED MÜNŞÎ BEY

Harbiye Mektebinden mezun olduktan sonra uzun müddet Bursa Askerî Lisesinde riyaziye muall imliğinde bulunmuş ve bundon sonra do Ordu'da hizmet ifa ederek kaymakamlıkla tekaüde sevk edilmiş ve Üsküdar'da ikamet ederken 1333 (1917) tar ihinde irt ihal etmiştir. Karacaahmed Mezoristanmdo medfundur. Aslen İs'canbul'ludur. Benim hendese mual l imim idi.

Basılmış eserleri:

1 — (Arsa Taksîmi): Arsa ve tarla taksimine dâir hendesî mes'ele-lerden bahseden bir eser olup 1305 (1889) tar ihinde Bursa'da basılmıştır.

2 — (Bedreko-i Mühendisîn): Hendese ve müsellesot mes'elelerinin usûl ve halletme şekil lerini beyân eden 400 sayfalık bir eserdir.

3 — (Mesâil-i Riyaziyeden Cebir): Âdî cebirin mes'elelerinden bahseder.

4 — (Küçük Usûl-i Hendese). 5 — (Müsellesat-ı Müsteviye ve Küreviye).

MEHMED İBN-İ HÜSREV

Eski adı Miiıal iç olan şimdiki Karacabey'de doğmuştur. 1141 (1728) tar ihinde Manisa'da Ulu Cami ' mütevell isi iken nücûm'don - hey'et (Küş-yor) ismindeki eseri gir işinde lâzım olan faydalı bilgileri ilâve ederek terceme etmiştir. Bu terceme dört mokale üzerine müretteb olup her makale bir takım boblorı ihtiva etmektedir.

Page 299: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 283 —

MUSTAFA ÂSİM BEY

Riyaziyenin hey'et - nücûm (Kozmoğrafya) şubesinde ihtisas sahibi bir zat olup meşfıur edîb Namık Kemal Bey'in babasıdır. 1318 (1902) tar ihinde İstanbul'da vefat ederek vasiyyeti üzerine Hazret-i Halid civannda Küçük Emîr E-endi karşısında baba ve akrabası yanına defn edilmişt i r . Nücumun bilhassa «ahkâm» kısmında vukufu tam olan kimselerdendir. Bu sahada (Mücerrebat) isminde bir te'lîfi ve terceme yoluyla da yine yıldızlara ait bir kaç parça eseri vardır. Mevlevî Tarikat ine mensub idi. Yazmış olduğu mufassal hal tercemesinde Topal Osman Paşa ve akrabalık ciheti ile de Tepedelenli Ali Paşa olayı ve babası lala o l mak hasebiyle Sulton Üçüncü Selîm zamanına dair tarihî olaylar vardır.

Merhum makta (üzerinde kalem kesilen kemik parçası) imalinde ve müşebbek (pencere kafesi ve balık ağı gibi) oymacılık san'atında da İhtisas sahibi olup yazdığı kitaplara — meşguliyeti nücum ve tar ihe ait olduğundan — cetvel kalemlerini bizzat çelikten imal eder ve müzeyyen -saplara takar, derhir ve çeliğe ait her ne yapsa kırktan aşağı başlamaz ve yaptıktan sonra her birini dost ve çıraklanna — t a t l ı bir lâtife ve hâ-t\ra olmak üzere on para mukab i l i nde— hediye ederdi.

MAHMUD MES'UD PAŞA

Riyaziye i l imleri mütehassıslarmdan bir zat olup Amasya civannda Köprü Kazası noiıiyelerinden Zeytun'ludur. Harbiye Mektebinden erkân-ı harb olarak me'zun olup terf i ' suretiyle müşirl ik rütbesine nail olmuştur. Bâb-ı Seraskerîde (Harbiye Nezaretinde) ist ihkâm ve inşaat ile muha-kemat daireleri reisliklerinde büyük hizmetlerde bulunmuştur. (Kutu'-ı Mahrutiyat) ve (Cebrin Hendeseye Tatbikatı) isimlerinde basılmış ve (Usûl-i İst ihkömat-ı Hafife) adında basılmamış eserleri vardı r Tert ib ett ik ler i riyaziyeye ait mes'elelerin bâzılan Avrupa'ya da gönderil ip takd i re mazhar olmuşlardı. 1308 (1892) tar ihinde irt ihal ederek Fatih Camii avlusuna defn edilmiştir. Dolmabahçe Sarayı'nın kapılan bu zâtın nezaret i ile yapılmıştır.

Page 300: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 284 —

N

NASUH İBN-İ ABDULLAH «Matrakçı Nasuh: Nasuh es-Selâhi eş-Şehîr bi-Motrakî»

Osmanlıların eski riyaziyecilerindendir. 940 (1534) tarihinde i r t iha l etmiştir. 923 (1517) senesinde Yavuz Sultan Selîm Han'a takdîm et t iğ i (Cemalü'l-Kitab ve Kemâlü'l-Hesab) ismindeki eseri iki şık üzerine tertîb edilmiş olup birinci şıkkı hesabın fasıl ları, ikinci şıkkı müteferr ik mes'elelerden bahsetmektedir. Bundan başka Yavuz Sultan Selîm adına te'lîf edilmiş (Ken'oniye fî İlmi'l-Hesob) adı ile diğer bir eseri de vor-dırki birer nüshası Hamidiye ve Şehid AliPnşa kütübhanelerinde mevcuttur. Bir de 923 (1517) tarihinde te'lîf olunduğu mukaddimesinde beyan olunan yozmo bir nüshasında (Umdetü'l-Hesab) olmak üzere yazılı diğer bir eseri daha vardır ki mukaddimesinden bir kısmı aynen buraya alınmıştır:

Bu risale iki şık üzere mebnîdir. Birinci şık 23 fasıl beyânındadır. İkinci şık muhtelif mes'eleler beyânındadır. Vollohu o' lemü bissovâb. (Allah doğruyu en iyi bilendir). 1. fasıl: Fî Beyân-ı Siyokot, 2. fasıl: Fİ Beyon-ı Erkâm-ı Hindi, 3. fasıl: Fî Beyan-ı Cem", 4. fosi l : Fİ Beyanı' l-Kes-ri ve'l-best, 5. fasıl: Fî Beyanı't-Tensif, 6. fasıl: Fî Beyonı't-Taz'îf, 7. fasıl: Fî Beyonı' l-Kerrot, 8. fasıl: Fî Beyon-ı küsurot-ı Dirhem, 9. fosi l : Fî Beyon-ı Zarb, 10. fasıl: Fî Beyan-ı Zorbi ' l-küsur moo'l-kesr, 11. fasıl: Fİ Beyani' t-Taksîm, 12. fosi l : Fİ Beyoni'z-zıro', 13. fasıl: Fî Beyoni ' l-Emdad ve Gîleç, 14. fosi l : Fî Beyani' l-Kantor ve'l-Vezn, 15. fasıl: Fî Beyoni ' l -mis-kol ve'l-kırot, 16. fasıl: Fî Beyoni'r-Rusumot. 17. fasıl: Fî Beyani ' l-a'dâdi ' l -erbaoti ' l -mütenasibet i , 18. fosi l : Fî Beyan-i Kısmeti ' l-Guremâ, 19. fasıl : Fî Beyon-ı İstihrac-ı mehariç, 20.' fasıl: Fî Beyon-ı Kısmetî' l-Mevâris, 21 . fasıl: Fî Beyoni' l-Hotayîn, 22. fosi l : Fî Beyoni Cem'i ' l-küsûri moa'i-kusûr.»

(Umdetü'l-Hesab)'ın bir nüshası Nuruosmaniye Kütübhanesinde vardır. Divanî yazısını andıran ve «çeb» denilen yazıda mahir idi. O zamanın si lâhşorluğunun idmanından olan «mıtrak» oyununun mucididir.

NAİLT AHMED İBN-İ MUSTAFA EFENDİ

İrt i fa' ilmi mütehassıslarından olup Geyve'nin Akhisar nohiyesin-dedir. 1210 (1796) tarihinde te'lîf ett iği (Rub'i Mukantaro) ve (Rub'-i M e -cîb)e dâir Arapça iki risalesi 1244 (1828) tarihinde basılmıştır.

Page 301: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 285 ^

OSMAN EFENDİ «Kosımpaşalı Muvakkit»

Osmanlı âl im ve riyaziyecilerinden olup İstanbul' ludur. Kasımpaşa Camii muvakkıti idi. (Camiu' l-Ahkâm fî Mesâil i ' l -Has ve'l-Âmm) isminde bir mukaddime iki makale, bir hatime üzerine mürettep hey'et - nücum (astronomiye) dair riyazî bir eseri vardır k i bir nüshası Bab-ı Alî karşısındaki Beşîr Ağa Kütübhânesinde mevcuttur. Bir de Nuruosmaniye Kütübhânesinde (Tenkîh-i Hesabi 'n-Nücum fî Ma'r i fet i 'd-Derci vs 'd-De-kayık) isminde bir eseri vardır.

OSMAN SAHİB EFENDİ «Müneccimbaşı»

Hal tercemesi (ulemâ faslı)nda yazılı Palabıyık Mehmed Efendi'nin kardeşi olan Hoca Abdürrahim Efendi'nin oğludur. Tahsil ini ikmalden sonra ilmiye mesleğinde yükselerek İstanbul payesine ve müneccim-başılık me'murluğuna nail olmuştur. 1280 (1863) tar ihinde İstanbulda irt ihal etmiştir. Babasının yanına defnedilmiştir. Âl im bir zat olup on fasıl, bir hatime üzerine tert ib edilmiş, Türkçe (Ta'lîmü'l-Kûrre) risalesi ile t ıb'dan (Ahkâmü'l-Emrâz) ve (Kolera) isimlerinde basılmış eserleri vardır. Dârü' l-Muall imîn'de riyazi i l imler muall imi idi.

Coğrafya'dan Avrupa, Asya ve Afr ika kıtalarını içine alan matbu ' risaleleri ve Paris meridyenine göre muhtelif beldelerin (boylam ve enlemlerini) tül ve arzlarını beyân edici ta'r i fat l ı matbu ' (Esâmi-i Buldan) isminde yazma bir eseri vardır.

NURÎ PAŞA «Taşçızâde»

İstanbul'un Eyyüb semtinden olup 1268 (1852) tar ihinde Mühendishane-i Berrî-i Hümâyundan şehadetname ile me'zun olan zel<î erl<ân-ı harblerdendir. Ömrünün sonlannda Harbiye Mektebi ders nezaretinde bulunmuştu. (Usûl-ü Hendese-i Cedîde) adlı eseri uzun müddet askerî mekteblerde okunulmuştur. 1307 (1891) tar ihinde vefat etmiş ve Edir-nekapı'da defn edilmiştir. Riyazî i l imlerde derin ihtisası herkesçe teslîm edilmiş bir zattı . Tertîb ve te'lîf ett ikleri (Cebr-i A'lâ) mecmuası basılmamıştır ki Bursa Askerî İdadîsinde (Lisesinde) talebeliğim zamanında bu mecmuadan okumuş ve istifade etmişt im. Said Paşa ile Londra'da tahsilde beraber bulunmuştur. Genişleterek İngilizceden terceme edi lmiş (Temamî ve Tefazulî) mecmuası vardır.

Page 302: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

^ 286 —

R

RASİH BEY

Bahriye Mektebinden yetişmiş olan Osmanlı riyaziyecilerindendir. Rize'lidir. Bahriye Mektebi ile Dârü'ş-Şafaka'da muall imliği vardır. 1328 (1913) tar ihinde İstanbul'da irtihal etmiştir. Kandill i mezarlığına defnedi l di. Ahlâkî faziletlerle muttasıf bir zat idi.

Eserleri: 1 — (UsûI-i Hendese). Basılmıştır. 2 — (Hendese-i Resmiyye). Basılmamıştır 3 — (Müsellesat-ı Küreviye). Basılmamıştır. 4 — (Harita-i Bahriyye Ahz). Basılmamıştır. 5 — (Fen-i Mesaha-i Bahriye). Başka bir zâtın imzası ile neşredi l

miştir. 6 — (Suver-i Kevâkib). Başka bir zatın imzası ile neşredilmiştir.

RIF'AT PAŞA

Riyaziye ilimleri mütehassıslarından bir zat olup Uşak'lıdır. Harbiye Mektebinden me'zun olduktan sonra askerî hayatının büyük bir kısmını askerî ve mülkî mektebler İle şehzadelerin bâzılarına muall imlik vazifesi ile geçirmiştir. Bu cihetle pe-k çok talebe yetişt irmeğe ve birçok riyazî eserier te'lîf ve terceme etmeğe muvaffak olmuştur. 1334 (1918) senesinde emekli olarak hayatını geçir irken Beylerbeyi'nde irtihal ederek Nakkaş Kabristanına defn edildi.

Basılmış eserleri : (Usûl-i Müsellesât-ı Müsteviye), (Müsellesat-ı Müsteviye), (Müsel-

lesat-ı Küreviye), (Mesâil-i Müsellesat), (Mülâhhas Hendese), (Mufassal Hendese), (Fenn-i Mihanîk), (Lögaritmeli Usûl-i Müsellesat-ı Müsteviye ve Mesaili), (Ticaret ve Ziraat Coğrafyası), (Mülâhhas Coğrafya).

PÎR MAHMUD SIDKI EFENDİ

Sultan İkinci Bâyezid devri fazîlet sahibi riyaziyecilerinden Hayreddin Efendi'nin talebesi olup Edirne'lidir. Üstadının (Miftah-ı Künûz-ı Er-bab-ı Kalem ve Mesâhib-i Rumûz-ı Ashab-ı Rakam) ismindeki riyazî eserini genişleterek terceme etmiştir ki bir nüshası Şehîd Ali Paşa Küyüb-hanesinde vardır.

Page 303: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 287 —

SAKIP MEHMED EFENDİ «Hoca»

Osmanlı âl im ve riyoziclerinden, Sinop'do medfun Seyyid Bilâl Hazretlerinin neslinden olup İstanbul' ludur. Arapça ilimleri meşhur ulemadan Yâsinci-zâde Osman Efendi'den ve riyazi i l imleri de merhum Gelen-bevi 'den okumuştur. 1228 (1813) tar ihinde vefat ederek Hazret-i Hâl id civarında Şeyhü'l-İslâm Hoca Saodeddin Efendi'nin medfun bulunduğu dergâhın yol kenarında biroderzâdesi Yakup Efendi'nin yanına defn edi ldi . Mühendishane kulesine konan büyük soot kendi elinin maharet id i r Mühendishonenin parmakla gösteri len muall imlerinden idi.

SIDKI MUSTAFA EFENDİ«Haci»

Osmanlı riyaziyecilerinden bir zât olup bir kaç makale ve bir hat i me üzerine müretteb o lmak üzere Vezİr-i A'zam Ahmed Paşa'ya takd im ett iği riyazi eserinde şu yolda sözüne devam ediyor: «Basit arazide miktarı ma'ruf olmayan sahaların nazar ile mesahası ehemm-i muhom-ı devletten olmoğın berâhin-i hendesiyeden bir koç eşkâl intizo'-ı ile bir âlet- i sehlü' l- ist i 'mol iht ira' eyleyüp sohife-i rüzgârda bir tuhfe yâd-i gâr edi l mişt i . . .». 1183 (1770)'de Defter Emîni Vekil i iken vefat etmiştir.

RAGIP PAŞA «Ferîk Ahmed Ragıp Paşa»

Riyaziye i l imler i miJtehaşsıslarından bir zat olup Kütahya'lıdır. Harbiye Mektebini bitirdikten sonra askerî hayatının büyük bir kısmını muall imlikle askerî mekteblerde geçirmiştir. 1335 (1919) tar ihinde emekl i olarak İstanbul'da irt ihal etmiş, Eyyüb Sultan'da Siyovuş Paşa Türbesi yanına defnedilmiştir.

Mıhçıoğlu Sarı Kadı Osman Zeki Efendi'nin oğludur. Basılmış eserleri : (Miftohu'l-Hendese), (Cebir-I Adî), (Cebir-i A'lâ), (İlm-i Hey'et), (Hi-sab-ı Muamelât) ve (Coğrafya)'dır.

Page 304: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 288 —

(1) Meslektaşı ve mesaî arkadaşı Mehmet tzzet Beyefendi, vâki' olan talebimiz üzerine ihdâ ve İrsal etmiştir.

SAÜH ZEKİ BEY (1)

Memleketimizin son zamanlarda yetişt irdiği meşfıur r iyaziyecilerdendir. İstanbul'da Ciball semtinde Küçükmustofapaşa Mahallesinde doğmuş ve 2 Temmuz 1337 (1921) tar ihinde İstanbul'da vefat etmiştir. Tahsil ini Dârü'ş-Şafaka'da yapmıştır. Mektepten me'zun olduktan sonra «Telgrafhane»ye me'mur olmuş ve bir müddet sonra Paris'e gönderi lerek elektrik mühendisi sıfatı ile yurda dönmüştür. Yine Telgraf Fen Kalemine devama başlamıştır. İlk tedrisatı Dârü'ş-Şafaka'da «Cebr-i A'lâ» (Yüksek matematik) ile başlamış ve yüksek riyaziyenin memleketimizde ta 'mîm ve intişarına pek büyük hizmet etmiştir.

Salih Zeki bir kaç sene geçt ikten sonra Telgrafhane'deki hizmetini terkederek M a â r i f e geçmiş ve bir müddet -sski rasathane'ye müdür olmuştur. Ondan sonra ilmî hayata atı larak vefatına kadar Mülkiye Mektebi ve Dârü' l-Fünûn'da mütemadiyen «Hikm.et-i Tabiiyye» ve «Riyâzi-yât-ı Âliye» tedrisatı ile meşgul olmuştur. İstanbul Dârü' l-Fünun'unda «Riyaziyat Şubesi»nin kurucusudur. Öyle denilebil ir ki 1300 (1884) tarihinden it ibaren Türk gençliğinin yüksek riyaziye tedrisatından ist i fadesi hususunda merhum Salih Zeki 'nin gay^-et ve himmeti hiç bir şeyle mukayese olunamaz.

İlk eserleri lise mekteblerinde tedrîs olunan mufassal ve muhtasar «Hikmet-i Tabiiye»leridir. Onlardan sonra yüksek riyaziyeye müteall ik eserieri gelir ki Dârü'l-Fünûn (Üniversite'de) okuttuğu derslerden müteşekkildir. Zikrolunan eserieri şunlardır :

(Mebhas-ı Savt), (Mebhas-ı Eelektrik-i Mıknatısı), (Mebhas-ı Hara-ret-i Harekiyye), (Mebhas-ı Câzibe-i Umumiye), (Mebhas-ı Elektir ikiyyet ve Şiariyyet), (Hesâb-ı İhtimali), (Mebhas-ı Hareket-i Seyyalât), (Hendese-i Tahli l iyye), (Mebhas-ı Nazariyye-i Temevvücât) ve (Hey'et-i Riyaziye).

Bunlardan başka perakende bir çok eserieri ile son zamanlarda «mebâdî-i riyaziyat»a dâir kitabları, Dârü'l-Fünûn ve bâzı mahallerde k^erdiği konferansların zabıtları zikre şayandır.

Salih Zeki merhum, riyaziyeyi öğretmesindeki ilmî dirayeti ve mahareti kadar ayni zamanda bir riyaziye muharrir i idi. Riyaziyenin felsefesine ve bilhassa Türklerle Arapların eski zamanlarda riyaziyeye yaptıkları hizmetleri takdir yolunda pek kıymetl i yazıları vardır.

Page 305: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 289 —

OSMANLI MÜELLİFLERİ - Cild: î F. : 19

(Kamus-ı Riyaziyatı) Riyaziye Lügati «İfna» l<6İimesine l<adar yazılmış ve basılmıştır. Üst tarafı basılmamış olup Maârif Nezâreti tarafından satın alınmışsa do henüz bosilıp il<mal olunmamıştır. Salih Zeki 'nin tedkîk ve tetebbuot mahsulü olarak vücuda getirdiği eserler ilmî kudret inin en kot'î delil idir. Merhum riyaziyede hakkı ile üstad idi. İlim sahasında kendisine has vecîz bir üslûbun kurucusudur. Dilimize naklett iği eserlerde gösterdiği söz kolaylığı ve selîslik herkes tarafından anlaşılabil ir bir mertebe idi. Bu eserlerin boşlıcolorı dör t ci ld üzerine tertîb edilmiş diğer eserleridir.

(Âsâr-ı Bakiye): Riyaziyenin her şubesine dâir muhtelif zamanlarda yozilmış olan ana kitabları esas ittihaz ederek şark âl imlerinin eski Yunan riyaziyesi üzerine neler ilâve ett iklerini ve bunları gorblıloro ne derecede teslîm ett iklerini bi ldirmek maksadı ile yazılmış ve «Komus-u Riyaziyat»a bir mukaddime teşkil etmiştir. «Resimli Gazete» 1312 (1896) senesinden sonra SaHh Zeki 'nin idaresinde intişar ederek zikrolunon saha üzerinde müteaddit makaleler ile süslüdür. Merhumun, kitap şeklinde felsefeye dâir neşrolunan eserleri: (İlmin Kıymeti). (Felsefe-i İ l-miyye), (Felsefe-i Ahlâkiyeler) ve (İlim ve Faraziye)'dir. Bu kitaplar bir koc d e f o okunmadıkça muhteviyatındoki ulvî maksatlar anlaşılmaz. (Mîzon-ı Tefekkürî) riyazî bir f ik ir ile yazılmış mantıktır.

(Dârü'ş-Şofako), (iktisadiyat) ve (Dârü'l-Fünûn) mecmualarında intişar etmiş makalelerinden en müh imler i :

(Şahsiyet), (Auguste Comte-Ogüst Kont), (Ulûm'de Serbestî-i Mübadele), (Riyazî Mantık Hakkında Bir Mektub) ve (İskolâstik), (Riyaziyede yüksek ve muhtelif meslekler üzerine Dârü' l-Fünûn'da verdiği konferans zobıtlorıjdır.

Salih Zeki hesaba dâir eser yazmamıştır. Riyaziyenin İlk başlangıçları olan hendese, kozmoğrafya ve cebir 'e taal lûk eden eserleri sırf tercemeden ibaret olup yüksek riyaziyeye ai t eserleri kadar kıymet ve ehemmiyeti haiz değildir.

Tabîot itibarı ile ahlâklı, mütebessim, sohbeti müessir ve lâtîf bir zatt ı . Salih Zeki ile görüşenlerin hepsi kendisine karşı hususî bir cazibe i le hislenir ve bir mes'elenin hall inde gösterdiği zekâ ve sür 'at int ikal ine hayran kalırlardı. Bu zâtın ilmî kıymeti Avrupalı riyaziyecilerden meşhur Dö Lamber ile mukayese olunabilir. Dö Lamber (Büyük Ansiklope-di)nin meydana gelmesinde, metrenin arzın boyutlarına nisbet edilmesini tensîb eden komisyonda nasıl âmil olmuşsa Salih Zeki de memleketimizde riyaziyeye ai t düşüncenin yeni ve ilmî ıstılahların te'sîs ve takrir inde büyük bir rol oynamış bir simadır.

Page 306: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 290 —

SAFVET PAŞA

Riyazî i l imlerden, hususî ile astronomi şubesinde vukuf sahibi b i r zât olup İstanbul' ludur. Harbiye Mektebinden erkân-ı horblikle me'zun olmuş ve sonra do uzun müddet Kuleli Askerî Lisesinde tedrîs ile uğraşmıştır ve bilâhare Suriye'ye gönderi lerek askerî vazifeleri ile meşgul olmuştur. İstanbul'a avdetinden biraz sonra yani 1329 (1911) senesinde emekli olarak vefat etmiştir. Eyyüb Sultan'da Kırık Merdiven Kabristanına defn edilmiştir.

Bilhassa ıstılahlar hakkındaki derin araştırmalarının semeresi o l mak üzere hey'et i lminden (Melekûtî) ismini verdiği mufassal eserinin bir inci cildini basmağa muvaffak olmuştur. Sair eser le r i :

(Melekûtî): İkinci ci ld. (Lehçe-i Hey'et): Fransızcadan terceme edilmiştir. (Erkân-ı Hey'et): Kız mekteblerine mahsustur. (Müsellesât-ı Küreviye): Dorü'ş-Şafoko için 1298 (1880) tarihinde

Mihron matbaasında bosilmıştır. (Hey'et-i İlmiye): 1298 (1880) de Harbiye Mektebi matbaasında ba

sılmıştır.

ŞEYDİ ALİ REİS «Galotalı»

Meşhur Osmanlı denizcisi, edebiyatçı ve riyaziyecilerinden olup as len Sinob'ludur. Galata Tersanesi Kethüdası Hüseyin Reis'in oğludur. Dededen babaya soyca gemici idi. Barbaros Hayreddin Paşa ve sair bahriye kumandanları ile müteaddit seferlerde bulunmuştur. Denizcil iğin her durumunu görmüş geçirmiş, o zamana göre denizcil ikte yed-i tû lâ sohibi olmuştu. Şiir lerinde «Kâtibî» mahlasını kullanırdı. Pîrî Reis'in ye rine Kopton-ı Derya (Deniz Kuvvetleri Komutanı) tayin olunarak Umman ve Hind Okyanusunda dolaştıktan sonra İstanbul'a avdetle 970 (1563) tar ihinde Diyarbakır Defterdarı iken vefat etmiştir. Boştorafı ast ronomi i lminin kaidelerinden, aşağı tarafı Hind Okyanusu ile kısımlarından olan Kızıldeniz, Aden Körfezi, Fors Denizi ve Umman Denizinin durumunu hikâye eden (Muhît (1) adlı eseri Baron Hammer taraf ından

(1) Oğlunun da bu kitabı genişletip tezyîl yolunda (Mir'âtü'l-Kâinat fî'l-Ameli bi'1-Âlâti'l-Felekiyye) isminde makbul bir eseri olduğu gibi maârif erbabından Mehmed Emin ibn-i el-Hac Abdürrahim Efendi tarafından da 27 maksat üzerine tertîb edilmiş Arapça (Makasıdu'l-Celiys'e fî HıUi'l-ÂIâti'l-İrti-faiyye ) isminde bir şerhi vardır.

Page 307: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 291 —

SA'DÎ İBN-İ HALİL

Sultan Üçüncü Ahmed devri edib ve muhasebecilerinden bir zât olup Damat İbrahim Paşa'nın kâtipl ik hizmetinde bulunmuştur. (Mif tâ-hu' l-Müşkilât) isminde hesab ilmine ait Türkçe bir eseri vardır.

(1) Bu nefîs eserin el yazısı ile mulıarrer bir kopyasının Napoli Kütübhânesinde mevcud olduğu Avrupalı müverrihlerin rivayetlerine atfen (Esfar-ı Bahriye-i Osmaniye) adlı kıymetli eseri de mezkûrdur. Almanca'ya terceme olunan nüshası da 1815'de Berlin'de basılmıştır.

(2) Yeniçeri Ocağına mensup olup 960 (1553) da İstanbul'da vefat ederek Sütlüce'de hayat tercemesi yukarıda geçen Cemaleddin İshak Karamanı Türbesi avlusuna defn edilen Turnacıbaşı-Zâde Yetim Ali Çelebi bu seyahatte beraber bulunarak manzum bir seyahatname yazmıştır ki aşağıdaki beyitler o seyahatnamedendir :

«Suyu bardakta demişler gemiyi divarda Bizden evvel bu cihanı seyr eden ehl- i vukuf Âlem-i berri bırakup bahr havasında Yu Ali ise dahi aklına irfanına yuf.»

(Muhît)'in 962 (1555) de Hindistan'da Gücerat beldelerinden (Ahmed-âbâd) da yazılan bir nüshası Revân Odası Kütübhânesinde vardır,

Almancaya terceme olunarak Viyana'da neşr edildiği gibi (Mir 'âtü ' l -Memöük) (1) admdo dört senelik maceralı hayatını hikâye eden seyahatnamesi (2) de İkdam Matbaası tarafından basılmıştır. Bunlardan başka riyaziyeden (Usturlâb), (Rub'u Mecîb), (Amelü Darbı bi' l-Cîb), (Mukantarat), (Dâiretü' l-Mu'del), (Zâtü'l-Kürsî) imali hakkında beş makale, 120 bab üzerine Türkçe (Mir 'âtü' l-Kâinat) isminde astronomiden mu'teber bir te'lîf eseri vardır ki bir nüshası Ayasofya Kütübhânesinde vardır. Âlim-i Fâzıl Al i Kuşçu'nun astronomiden (Fethiyye)'sini de (Hulâsa-tü'l-Hey'et) İsmi ile genişleterek terceme etmişt ir ki bir nüshası Beşîr Ağa Kütübhânesinde mevcuttur. Şiirleri de hoş olup şu beyitler bizzat tabiatının mahsûlüdür.

«Nolo mücrim isek yarın şefaat-hâhımız vardır. Dayansın zühdüne zâhid, bizim Allahımız vardır.

Diğer bir beyti : Geh safâ buldu gönül âyinesi gâhi keder Böyledir hâl-i cihan böyle gelir böyle gider.»

(Mir 'âtü' i-Memâlik) beş makale, yirmi bab üzerine mürettebdir. (Hu-lâsâtü'I-Hey'atı fî Tercemeti Mülâhhasu'l-Hey'eti) isminde bir eseri daha vardır ki bir nüshası «Kütübhane-i Hidivî»dedir.

Page 308: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 292 —

SAİD EFENDİ «Muvakkit Melımed Saîd Efendi»

Sultan Mustafa Camii muvakkıti olup İstanbul' ludur. Müneccim Musa ibn-i Hasan N e v r b a h t ' m yıldızların Pıareketlerinden zuhur edecek ahkâm ve havadis-i kevniyye'den bahseden eserini 1181 (1767)de genişleterek terceme etmiştir.

SA'DULLAH İZZET EFENDİ

Âlim şairlerden ve riyaziyenin «nücûm» şubesi mütehassıslarından mütefennin bir zat olup Ankaro'lıdır. Şair tezkirelerinden (Fatîn) tezkl-re3i)nde yazılan hal tercemesinde tar ikat pîrlerinden Hacı Bayrom-ı Ve-lî'nin sülâlesinden olduğu yazılıdır. Usûlü üzere tahsi l ini ikmalden sonra nâiblik ve müftîl ik gibi şer'î vazifelerde bulunarak bilâhare doğum yeri olan Ankara'da ikamet ve inzivaya çekil ip 1264 (1848) tar ihinde orada vefat etmiştir. Dîvan-ı ile heca harfleri sırasına göre tertîb edilmiş iki büyük cildi ihtiva eden (Mecmua-yı Münîehabat) ' ı vardır ki el yazısı İle yazılı yegâne nüshası hafîdi Galib Bey'de mahfuz olup bir inci cildi Osmanlı ve İran şairlerinin şiirlerini toplamıştır. İkinci cildi de aşağıdaki dokuz fasıl üzerine tertîb edilmiştir:

1 — (Hazine-i Mekât ib tarzında mensur eserler, 2 — Muhtel i f fetvalar, 3 — Usûl-i sak, 4,5,6 ve 7. fasıllar Arapça ve Farsça bâzı darb-ı mesel ve beyitlerin şerhi, 8 — Gelenbevî İsmail Efendi'nin (Hesab) r i salesi, 9 — Reîsü'l-Küttâb Raif Mahmud Efendi'nin (Coğrafya)smın bir kısmı dere edilmiştir.

Uluğ Bey (Zîc)'inln ta'dilâtının muhavvelâtı ile ahlkâm-ı nücûm ve cedvellerden bahseden büyük kıt'a (boy)dakî (Mecmua-yı Riyaziye)'si de sabık Maârif Nazırı Hâşim Paşa'nın hususî kütübhânesindedir. Yıldızların hesablar ve hususiyle «ahkâm» şubesinde fevkalâde mahir olup seyyarelere (gezegenlere) ma'tuf atayanın kolaylıkla bulunması için muntazam bir usul keşf ett iği gibi derin tecrübelerine atfen (Eşçâr-ı Es-mâr) ismindeki «nücûm» kitabının «ahkâm»a taal lûk eden bâzı aksamını da ta'di l ve tashîh eylemiştir.

SÖYLEMEZ-ZADE ABDÜLHALİM EFENDİ

Sultan İkinci Mustafa devri âlim ve riyaziyecilerinden bir zat olup Koyseri ' l idir. Arapça il imlerde bâzı risaleleri ile riyaziyeden Risale-i Usturlâb ve JVlesâil-i Rub'-ı Mecîb) ve 18 bab üzerine müretteb (Behcetü' l-Elbâb) ve diğer (Risale-i Usturlâb) gibi eserleri vardır.

Page 309: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 293 —

SÜLEYMAN MAKAMİ EFENDİ «Kâtib Dîvani»

Riyaziyenin nücum - hey'et (astronomi) şubesinde ihtisas sahibi bir zât olup. İstanbul' ludur. 1210 (1796) küsur tar ihlerinde İstanbul'da ir t i hal etmiştir. Eserleri: Sultan Mustafa'nın emri ile Holîfezâde İsmail Efendi'nin terceme ett iği (Zîc-i Kasînî)nin seneleri milâdî seneler olmaklo müslümonların kullanmasında güçlük olduğundan Arabî senelere tahvîl ve Paris tülünden (boylam dairesinden) İstanbul'a naki ve hesob ederek (Zîc-i Cedid-i Hulâsa-i Gorrâ) adını vermiştir. (Mir 'otü's-Semâ), (Risa-(e-i İrtifa') ve (Tesviyetü'l-Buyût) isimlerinde eserleri de vardı r

SEYYİD MUSTAFA (1)

Osmanlı riyaziyecilerinin müteahhirlerinden olup İstanbul ' ludur Daha çocuk iken resim yapmağa ve hendese âletlerini lâyıkı ile görmediği ve bilmediği halde bendesi şekiller çizmeğe başlamıştı. Sultan Üçüncü Selîm'in ilmî müesseselerinden olan Mühendishaneye girerek tahsîlini ikmâl etmiş ve ikmalden sonra do yine riyaziye ile iştigali zamanlarında logaritmayı Gelenbevî merhum'dan okumuştur. Bu esnada lüzumunu hissettiği Fransızcayı do tahsîl etmiştir. Hattâ (Diotribe De L'İngeni-

(1) (Hat ve Hattâtan) adlı basılmış eserde 1210 (1796) da henüz hayatta olduğu yazılı bulunan Maliye Kalemi Hulefasından Seyyid Mustafa İbn-i Ebu Bekir'in bu zat olması kuvvetle muhtemeldir.

SÖĞÜTLÜ SÜLEYMAN RÜŞDÎ EFENDİ

Ulemâdan ve riyaziyenin «nücûm» şubesi mütehassıslarmdan bir zât olup Söğüt Kozasının İnönü karyesindendir. Aropçoyı üvey babası Kokcı Mehmed Efendi'den ve ilm-i nücûmu da Aydm'do Hüseyin Efendi 'den tahsil etmiştir. Bundan sonra İstanbul'a gelerek uzun seneler (Söğütlü Tokvîmi) adı ile takvim çıkarmıştır. 1310 (1884) tarihinde 85 yaşında irt ihal ederek vasiyyeti üzerine Üsküdar'da Bülbülderesi 'nde Koz-doğî Mehmed Efendi'nin ayak ucuna defn edildi. Hat (güzel yazı) san'atma da intisabı olduğuna yazdığı 30 adet Mushof-ı Şerîf şohiddir. Basılmış eserleri: Dört yüz senelik (Takvîm-i Devvor ve Tarih-i Selâsetü Ahbar - Takvîrh-i Dâim)'dir. Bir de basılmamış (Ruz-nâme)'si vardır.

Page 310: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 294 —

SEYYİD ALİ PAŞA «Baş-Hoca»

Hol tercemesi daha önce geçen Hüseyin Rıfkı Efendi'den sonra Mühendishone'ye baş-hoco tayin olunarak ist ihkâm ve hendeseye müteallik fenler tedrîs ederdi. 1246 (1830)'da ozl olunup yerine meşhur Hoca İshak Efendi tayin olundu ise de adı geçenin vefatından sonra / ine baş-hoco oldu. Sonradan uhdesine mîrlivolık tevcih olunup vazifesi ile meşgulken 1262 (1846) tarihinde vefat etmiştir. Sütlüce'de medfundur. İstanbul' lu idi. 1257 (1841)'de basılan (Mohrutıyyat) ve 1259 (1843) basılan (İstihkâmot-ı Cesîme)si ile meşhur Ali Kuşçu'nun astronomiye müteall ik Fatih Sultan Mehmed Han namına te'lîf ett iği (Fet-hiyye) sinden terceme edilip özetlenen matbu' bir eseri vardır ki bu eser bâzı ilâvelerle ve (Mir'âtü' l-Âlem) ismi ile 1239 (1823)'da Dârü't-Tobo-betü' l-Âmire'de basılmıştır.

SELİM PAŞA «Saldzlı»

Aslen Sokız'lıdır. (Köprücülük), (Torpido), (Ameliyat-ı Muhasara) ve (Ameliyat-ı Lâğım) isimlerinde eserleri verdir. Bizde elektrik bataryasını te'sis eden bu zattır. 1300 (1884) tarihlerinde İstanbul'da irtihal etmiştir. Rumeli Kabristanına defn edildi.

(1) Sabık Sadrâzam Cevad Paşa'nın (Yeniçeri TarilıDnin mukaddimesinde Seyyid Mustafa'nın olmak üzere «Etat actuel de l'art militare de genieet des Sciences â Constantinople (1803) vol) ismindeki eser-i mezkûrdur ki her ikisinin bir olması muhtemeldir.

eur) (1) adı ile İstanbul'da harp ve ist ihkâm ilmi ve saire gibi i l imlerin o andaki durumuna dair Fransızca te'lîf ett iği eserini Fransa'ya göndererek o zamanki Fransız âlimleri tarafından takdîr olunmuş ve 1803'de Üsküdar'da basılan bu eser ikinci d e f o olarak 1810'da Paris'te Fransızca basılmıştır. Mezkûr eserin bir parçasından : «Ulûm fünûn devr-i âlem icra ediyor. Bugün o kadar maârif-mend olan Avrupalı lar Lâtin üs-todlarm şokirdleridir. Bunlar do Yunanlıların holko-i tedrîsinde yetişmiştir. Doha evvelleri ise merâkiz-i mo'ri fet İran'da, Mısır'da Hind'de bulunurdu.»

Page 311: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 295 —

SAÎD PAŞA

İstanbul' lu olup Fethi Paşa'nın damadıdır. Londra'da tahsîlini ikmal ett iği zamanlarda Rasadhane müdürü olan muall iminin tavsiyesi ile bir müddet rasadhane müdürlüğünü ifa etmiştir. İstanbul'a avdetinde muall imlik ve sair hizmetlerde bulunduktan sonra Konya Valil iğine tayin edilerek güzel hizmetleri görülmüştür. Bugünkü Konya hükümet dairesi zamanında inşâ edilmiştir. 1312 (1896) senesinde İstanbul'da irtihal edip Sultan İkinci Mahmud Türbesi avlusuna defn edildi.

Eserleri: (Usûl-i Hendese), (Mebâdi' l-Hisab), (Hikmet Tatbikatı), (Mecmua-yi İst ihkâmat ı Hafîfe), (Fenn-i Mi'marî) ve (Âlât-ı Rasadîyye'-den bâzılarının ta'r i fat iyle suret-i isti 'malleri (tarifleri ile kullanma şekil-Jeri) hakkında bir eser)dir.

SÜLEYMAN SUDÎ EFENDİ

Osmanlı muhasib ve siyasetçi lerinden olup devletin malî işlerinin esasına vakıf bir zattır. Arapça, Farsça ile Fransızca ve İngilizce bilirlerdi. Siyasî memuriyetle birkaç d e f a Avrupa'ya gönderi lmişt i . Son me'-muriyetleri Meclis-i Maliye Azolığı idi. Müellefatının en meşhurlarından olan (Defter-i Muktesit) ismindeki üç cildlik tedkîk mahsulü eserleri eski zamanlardan 1309 (1893) tarihine kadar Osmanlı Devletinin malî işlerinin ortaya çıktığı kaynaklarla cereyan sureti ve buna dair tarihî ve ilmî ma'lûmatı toplamaktadır ki bu yolda bir eser daha görülemedi. Mülga Vakit Gazetesinde tefr ika olarak neşr olunan (Mebâhisü' l -Mal i-ye fî Devleti ' l-Osmaniye) isminde diğer bir vakifane eseri ile (Usûl-i Meskûkât-ı Osmaniye ve Ecnebiye) isminde basılmış bir eseri ile (Takvîm-i Daimî) eserleri cümlesindendir. (Defter-i Muktesid) ' in 4. cildinin basılmasına himmet olunamamasma teessüf olunur. Trabzon'a bağlı Of kazasının mu'teber ailelerinden (Karsîzâdeler) torunudur. Doğumu it ibariyle Galatalıdır. 1313 (1897) tarihlerinde İstanbul'da vefat etmiştir. Eyyüb Sultan'da Yâvedûd İskelesi yakınındaki mezarlıkta medfundur.

SAİD BEY «Kaymakam»

Hikmet (felsefe), kimya ve maden il imlerinde ihtisas sahiblerinden sayılmakta olup İstanbul' ludur. Tahsîlini ikmal için gitt iği Avrupa'dan avdet inden sonra uzun müddet Harbiye Mektebi 'nde hikmet ve kimya muall iml iğinde bulunmuş, sonra Üçüncü Ordu'ya me'mur olmuştur. 1316

Page 312: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 296—

(1900) senesinde Manastır 'da vefat ederek Hasan Baba avlusuna defn edildi. Kendi tertîbl olan (Hikmet) ve (Kimya) mecmuaları ile «Hikmet-i Tabiiyye» tatbikatından «Hisab-ı A'şârî», elektrik ile torpi l ve barut ateşleme İsimlerindeki matbu' risaleler eserleri cümlesindendir.

Ş

ŞA'BAN İBN-İ HÜSEYİN

Riyazî il imlerle iştigal eden ulemadan olup Kastamonu'ludur. (Risâletün fî Muaddeli 'n-Nehar ve'-IAmeli bi-Aletihî) isminde bir eseri vardır.

ŞEVKİ PAŞA «Rusçuktu Mustafa Şevkî Paşa»

Harbiye Mektebinden «erkân-ı harb» lıkla me'zun zabit lerin zekîlerinden olup Rusçukludur. Me'zuniyetten sonra uzun müddet Askerî mekteblerde muall imlikte ve ömrünün sonlarında Kosova'da askerî kıtalarda bulunarak 1331 (1915) senesinde İstanbul'a avdetini müteakip irt ihal ederek Topkapı dışına defn edilmiştir. Benim 1300 (1884) senesinde me'zun olduğum sınıfımızın birincisi ahlâklı bir zatt ı . Basılmış eserleri: (İs-t ikşafat-ı Askeriye), (Malzeme-i İnşaiye), (Amelî İ lmu'l-Arz), (Mükemmel Topografya), (Askerî Şömen-döfer) ve sairedir. Bir de «İstikşaf» hari tasını almağa mahsus «Sehlü'l-İsti 'mâl (kolay kullanışlı) plançet» âleti İcad etmiştir.

ŞEREFEDDİN PAŞA «Erkân-ı Harb Miriivalarından Cengelköy'lü

Hüseyin Şerefeddin Paşa»

Mektepten me'zuniyetinden sonra askeri hizmetlerde ve Nâfia Nezâretinde hizmet ifa etmiştir. 1314 (1898) tar ihinde Erkân-ı Harbiye-i Umumiye dairesi birinci şube müdürü iken Girid Jandanma tensikatına me'mur komisyon başkanlığı ile Kandiye'ye giderek on ay sonra fücceten irt ihal edip Mevlevîhaneye defn edilmiştir.

Eserleri: (Faİz-i Mürekkeb ve Taksit Mesail ine IDâir Düstur ve Cedveller).

(Nazarî ve Amelî Demiryollar) ve (Hesâbct-ı Maliye) adlı kitaplardır.

Page 313: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 297 —

ŞÜKRÜ PAŞA «Ahmed Şükrü Paşa»

1290 (1874) senesinde Harbiye Mektebinden «erkân-ı harb» zabiti sıfotiyle me'zun olmuş, İstanbul' ludur. Askerî hayatının büyük bir kısmı askerî mekteblerde ve Mülkiye Mekteblerinde muall imlikle geçmiştir. Sonradan bütün askerî mekteblerin «ders nazıriığı»nı ihraz etmiştir. 1333 (1917) de emekli olmuş ve Üsküdar'da irt ihal etmiştir. Şeyh' Camii avlusunda medfundur. Basılmış eserieri: (Muhtıra-i Tahtît-ı Arazi), (Turuk), (Şömen-döfer), (Mi 'mar-i Âlî ve Adî), (Ameü ve Nazarî l lm-i Hesab) ve tatbikatı ile (Usûl-i Keşf-i Mi'morî), (Amelî ve Nazarî İlm-i Hesab Tatb i katı) 'dır

T

TEVHİD EFENDİ «Seyyid Ahmed Tevhîd Efendi»

Eşref-i Rumî Haziet ler i 'nin ahfadından Bursalı Şeyh Mustafa Efen-di-zâde Şeyh İsmail Hakkı Efendi'nin oğ ludur Validesi de hal tercemesi (Şâirler faslı)nda yazılı Neccarzâde Şeyh Rıza Efendinin oğlu Şeyh Sıddık Efendi'nin ker imesidi r İstanbul'da doğmuştur. Meşhur Kethüdâzâde Ârif Efendi'den ilim tahsil etmiş ve sonra da tedrîs yoluna sülük e tmiş t i r Sabık Serasker Bursa'lı Damat Said Paşa'ya da kitapçı o lmuştur Son

ŞÜKRÜ PAŞA «İstihkâm Livası Mustafa Şükrü Paşa»

Askerî erkânm kuoemasmdan ve riyazî i l imlerin inşaat ve keşif şubeleri mütehassıslarından bir zat olup Eyyüb'lüdür. Mühendishane-i Ber-rî'den me'zun olduktan sonra askerî ist ihkâm ve inşaatlara taallûk eden muhteüf mevkilerde namuslu ve vakıfane bir surette hizmet görmüş, 1330 (1914) tar ihinde emekli olara kİstanbul 'da irt ihal etmiştir. Eyyüb civarında Dovud Ağa mahallesinde Ser-Tarîkzâde Dergâhında medfundur. Hcijvetiye Tarîka=:ının «Cerrahiye» şubelerinden müstohlef tert îb sahibi bir zat idi. (Müntehabat-ı Fünûn) ismindeki matbu ' eserinin ekse-rî maddeleri kendi tecrübelerine müsteniddir. (Köprücülük) adındaki basılmamış eseri de bu vadidedir. Evliyâ'don bâzılarının kudsî mektublo-rmı topladığı gibi yedi adet enfüsî «Sûre-i Fatiha» tefsîrini de toplamıştır. Bir de (Ebced) hakkındaki sözleri toplayarak bir risale tertîb etmiştir. Bu eserlerin cümlesi feyz aldığı Ser-Tarîk-Zâde Dergâhı Kütübhanesinde mevcuttur.

Page 314: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 298 —

TEVFİK PAŞA «Vidinli Hüseyin Tevfik Paşa»

Zamanımızdaki Osmanlı riyaziyecilerinin hakkı ile reisi sayılabilecek bir müşîr-i maârif-semîr idi. 1276 (1860) da erkân-ı harb yüzbaşılığı ile Harbiye Mektebinden neş'etle evvelâ atoşemil i terl ikle Paris'e gönderi lmiş ve iki sene sonra İstanbul'a gelmekle Harbiye Mektebine riyaziye hocalığı ederek usûlü dairesinde rütbesi ter f i ' ederek yükselmişler ve Maliye İNİezareti, Amerika Sefareti , Nâfia Nezareti gibi mühim me'mûriyet lerde hizmet ifa etmişlerdi. «Yâver-i Ekrem» unvanına nail olmuşlardı. 1309 (1893)'de İrtihal ederek Hazret-i Halid civarında İskele Caddesinden Feridun Bey türbesine giden sokağın sağ tarafına defn edilmiştir. Başlıca eserleri şunlardır :

(Zeyl-i Usûl-i Cebir), (Cebr-i A' lâ), (Makine), (Cebr-i Hattî) ile (Rew-İsland) adlı tarih cemiyeti âzalığına tayin olundukları zaman Fransızca İrad ett ikleri (Memalik-i Osmaniye ve İslâmiyet) ismindeki nutuklarını ihtiva eden risaleden ibarettir. (Hesab-ı Mesnâ) isminde İngilizce makbul bir eseri de olduğu (Mir 'ât-ı Mekteb-i Harbiye)de mezkûrdur.

Sonradan (Muall imler Mecmuası)'nın ikinci senesinin 22. sayısına mufassal hal tercemesi konulmuştur.

me'muriyet i Evkaf Nazırlığıdır. «Cânân ilinde buldu Tevhîd sofâ-i vahdet» mısra'ınin delâleti olan 1286 (1870) tar ihinde irt ihal ederek ceddi Nec-carzâde Türbesine defn edildi. Dinî ve Arabî i l imlerde derin bi lgisi , iffet ve fazileti müsellem idi. Konağında ilim tahsil i için gelenlere sabah -akşam muhtelif i l imlerden ders okuturdu. Şiir ve nesri de mükemmeldir. (IVlecmua-l Eş'arı) yanmıştır. (Tezkire-i Fatîn)'de mezkûr :

«Recâ-i vuslatınla cest-cular hep seninçündür Reh-i aşkında bezl-i ebrular hep seninçündür.»

beyti kendilerinindir. Eserleri: 1 — (Telhîsu'l-A'mâl): Amelî hendese, fenn-l mesaha, fenn-i tas-

tîh, fenn-l ist ihkâm mes'elelerine dair olup 1245 (1830) de bu kitabı ik-mol etmiştir. ')270 (1854) de basılmıştır.

2 — (Mecmûatü' l-Ferâid ve Lübbü's-Sevaid): Amelî hendese ve fenn-i mesaha (yüzölçümü)nden bahsetmektedir. Bu eserin özeti o l mak üzere bir risalesi daha vardır.

3 — (Mir 'âtü's-Semâ): Astronomiye aittir. 4 — (Hıllu'l-As'ab fî Ted'î f i ' l -Mik'ab): 5 — (Nuhbetü'l-Hisab): Molla Cemşîd'in eserinden terceme edilmiş

o lup 1270 (1854) de basılmıştır. Kendi el yazısı ile yazılı (Hesabi) ile (Hendese)sl Ragıp Paşa Kütübhânesindedir.

Page 315: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 299 —

TAHİR PAŞA «Bostanî-Zâde»

Riyaziye il imlerinin inceliklerine vukufu müsellem olup «Küçük Tahir Paşa» lâkabı ile meşhurdur. 1251 (1835) tar ihinde tahsil için İngiltere'ye gönderi len talebeler orasında idiler. Avdetlerinden sonra Harbiye Mektebinde muall imlik ve ders nazırlığı hizmetinde bulunmuştur.

Eserleri: (Hikmet-i Tobiiyye), (Usûl-i Cebir), (Cerr-i Eskol), (Müsel-lesot-ı Müsteviye ve Küreviye), (Mecmuo-i Kozmoğrafya)'dan ibaret olup 1284 (1867) tarihinde vefat ett i . Kabri Hazret-i Halid civarında Kâzgirî Tekkesi yakınındadır. Hal tercemesi (Mir'ot-ı Mühendishane-i Berrî-i Hü-mâyûn)'da muharrerdir. 1271 (1855) de Medine'de vefat eden Bekir Paşanın (Süllem-i Sema) isminde bir (Müsellesot-ı Küreviye)'si vardır ki bir nüshası Yıldız Kütübhanesinde mevcuttur.

TAHİR EFENDİ «Müneccimbaşı Hacı Ahmed Tahir Efendi»

Fazilet ashabından ve ilm-i hey'et - nücûm) mütehassıslarından bir zât olup İstanbul' ludur. Astronominin «Mîkot» şubesinden (Şevoriku'l-A ' lâm fî Evkatı's-Salâvctı ve's-Sıyâm) isminde basılmış bir risalesi vardır. Merhum Cevdet Paşa'nın (Tokvîmü'l-Edvâr) adlı eseri de Tohir Efendi 'n in yardımı ile meydana gelmiştir. Meclis-i Maârif Reisliği ve saire gibi me'muriyetlerde bulunarak güzel hizmetler ifa etmiştir. 1297 (1879) tarihinde irtihal ederek Üsküdar'da Ayrılık Ceşmesi'nde defn edilmiştir. (Rub'-i Daire) isminde tipoğrafî ile basılmış bir, risalesi (Rub'u' l -Mukon-tarosnın hangi bir arza göre sûret-i tersîm ve kullanma usulünden bahseden ve tersîm için lâzım gelen hesoblann esas cedvellerini ihtiva etmektedir. Bugün Osmanlı Müzesi Müdürü Halil Beyefendi'de mahfuz olan «zevâli-i ufkî» bir bosîte (güneş saati), garp saotlarını tayine elverişli, beş dakikadan beş dakikaya hesob ile resimlendiri lmiş ve sonra kazınmış olup terceme sahibinin imzasını ihtiva etmektedir. Bu güneş saati (basîte)'nin zamanın geçmesi ile omûdu (direği) koybolmuşsa da Osmanlı riyaziyecilerinden Binbaşı Ahmed Ziya Bey tarafından yeniden imâl edilerek takılmıştır.

(Rıyazü'l-Muhtar)'da derç edilmiş takvîm hakkında teşkîl edilen komisyonda âza tarafından müştereken tahrîr ve imza ett ikleri rapor bu husustaki iktidarlarına delildir. Riyazî hesablaro ve nücûm ilmine vâkıf olduğu gibi «ilm-i ahkâm-ı nücûm»a do vâkıf idi.

Page 316: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

_ 300 — TAYYAR EFENDİ

Mühendishane-i Mül!<iye'den me'zun olmal<ia mezkûr mektebde «Makine-i riyaziye», «Muvazenet-i tersîmiye» ve «idrolik» derslerinin tedrisine me'mur edilmiş ve bu şekilde senelerce muall imlik hizmetinde bulunmuştur. Riyazi i l imlerin hemen her şubesinde hâriku' l-âde denilecek bir İktidara malik idiler. Ne yazık ki daha genç bir yaşta 1317 (1900) senesinde irt ihal ett i . Sil ivrikapı haricinde medfundur. Doğumu it ibariyle Cemişkezek'l idir. BasıJmış eserlerinden olan (İstanik Grafik) ile (İstinat Duvarları), (Makine-i Riyaziye), (Mukovemet-i Ecsam)'a dair bir hayli basılmamış eserleri de vardır. Münhoni zincir inin muvazenesine dair keşf ett iği hususî kaideleri Alman riyaziyat dergileri takdîr ile kaydetmişlerdir. (Mebhos-ı Miyah) ismindeki basılmış eseri Topçu Mektebi Kütübhanesinde vardır.

VAHDET PAŞA «Ferik mütekaitlerinden Mehmed Vahdet Paşa»

1273 (1857)'de Mühendishane'den me'zun olan subayların zekîlerinden olup İstanbul' ludur. Viyona'do tahsîlini ikmalden sonra İstanbul 'o avdetle askerî hayatının büyük bir kısmı Tophone-i Âmire fabrikaları fen me'murluğundo tecrübe ve muayene dciresi a'zolığmda ve hususiyle Mühendishane riyaziye, l isan, topçuluk ve si lâhlar fenni (silâhlar bilgisi) muall imlikleri ile ders nezaretinde geçmiştir. Almanca ve Fransızcayo vâkıf idi. Eser ler i :

(Totbikot-ı Riyaziye), (Topoğrofya), {Esliho-i Noriye Te'siratı), (Muharebe Fişenkçil iği), (Kale ve Sahra Topçu Malzemesi) ile yedi senede ikmal ett iği (Devlet-i Ai iyye Topçuluğu)dur.

1334 (1918) tarihinde 81 yaşında olduğu holde irt ihal ederek doğduğu Kocamustafopaşa semtinde Halvetiye Tarikatı şubeleri pir ierinden Ramazan Efendi Dergâhı avlusundaki ailesi kabristanına defn edildi.

Y

YAZICI SALÂHADDİN

Aşk ve irfan sahasında yazılan manzum Osmanlı - Türk eserieri iç inde umumun hürmet ve rağbetine mazhar olan (Muhammediye) ismindeki meşhur eserin yazarı ve tar ikat âleminin pir ve erlerinden Ankara' l ı

Page 317: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 301 —

Hacı Bayram-ı Velî Hazretlerinin halifesi Gelibolu' lu Yazıcıoğlu Mehmed Efendi'nin babasıdır. Meşhur Osmanlı müverrihlerinden Gelibolu' lu Âlî Efendi (Künhü'l-Ahbar) adındaki tarihinin beşinci ci ldinin 237. sayfasında terceme sahibi Yazıcı Salâhaddin' in memleketi hakkında (menşe' ve doğum yeri olarak Ankara veyahut Anadolu vi lâyetlerinden birinin kasabalarından biri olmak ihtimaldir) diyor.

Osmanlıların (İbn-i Batuta)'sı makamında olan Evliya Çelebi de (Mel-hame), (Risâletün fî ' t -Tıbj, (Seb'u'l-Mesânî). (Tabirname) isimlerinde eserleri olduğunu naklediyor. Bu eserlerden gördüğüm (Melhame)'nin bir nüshası Nuruosmaniye Kütübhânesinde vardır. Bu eser Arap âl imlerinin (Kitâbu'l-Melâhim) dedikleri (Melhame) kitablarından biridir ki ahkâm-ı nücûm ve ahkâm-ı cevviye (yıldızların hükümlerinden) bahseder. Türkçe ve manzumdur. Eserin aslı Farsça olup genişleti lerek terceme edilmişt ir ki Cevrî'nin ;

«Bundan akdem bir ehl-i nazm-i güzin Kİ denir nâmına Salâhaddin.

Fârisi nüshadan bu melhameyi Yani bu kavl-i turfa zemzemeyi.

Tarz-ı Rumi'de eylemiş beste Kılarak bu usûle peyveste.»

i fadesi de bunu bildirmektedir. Osmanlı şair ve hattat larından Çevrî İbrahim Efendi tarafından ek

seri ibareleri -zamanın şivesine naki edilmek şartı ile - tezyin ve ta'di l edi lmiştir ki basılmıştır. Her ikisi, husûsiyle Yazıcı Salâhaddin' in ki Osmanlı şiirleri tarihi noktasından da ehemmiyeti haizdir. Yazıcı Salâhaddin' in görebildiğimiz eserlerinden biri de riyazî i l imlerin Nücum - hey'et (astronomi) şubesine taallûk eden (Şemsiyye) ismindeki eseridir ki her güneş ay'ının bir inden sonuna kadar her gündeki hava değişikl iklerinden İstidlal olunan hükümlerden bahseden bir eser olup manzumdur. Başlangıcı d a :

«Ey Hudâvend-i Kadim ü lem yezel Evvel ü âhir ü bâtın ü zahir selâm Hâliku'l-eşya; ebedsin hem ezel Mâlikü'l-mülk müheymin-i zû-lntikam»

beyitleriyle başlar.

Yine bu manzumeden kendi ismini : «Sâhibü't-te'l'ıf Yazıcı Salâhaddin (sulh-i din} Âsim ü ednâ muhakkar kemin.»

beytiyle zikrediyor.

Page 318: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 302 —

YUSUF İBN-İ KEMAL BURSAVÎ

Kanunî Sultan Süleyman devri muhasebecilerinden olup Bursa'lıdır. 10 fosil üzerine tertîb edilmiş (Cevamiu'l-Hesab) isminde mufassal bir eseri vardır ki bir nüshası Hamidiye Kütübhanesinde mevcuttur. Fasılları:

1 — Durubotm çeşit lerini ve istihracının kaidelerini beyân eder. 2 — Küsuratın çeşit lerini ve ona müteall ik mes'eleleri beyân eder. 3 — Kısmetlerin ve istihracının kaidelerini beyân eder. 4 — MehoBiç ve ona müteall ik mes'eleleri beyân eder. 5 — Kısmet ve goromotm tarîki beyânındadır. 6 — Erbao-i âdâd-ı mütenosibenin (dört sayının) beyânındadır. Ve

ona müteall ik mesaili beyan eder. 7 — Hoto-yı vahid ve hotoîn kaidelerini ve ona müteall ik mesail i

beyân eder. 8 — Mozlûotı ve istihracının kaidelerini beyân eder. 9 — Mesohot ve ona müteall ik mes'eleleri beyân eder.

10 — Cebr-i mukabelenin kaidelerini ve ona müteall ik mes'eleleri beyan eder.

YUSUF İBN-İ MEHMED «Kâtib-i Meşâhire»

Osmanlı riyaziyecilerinden bir zât olup şehriye kâtibi idi. On iki fasıl üzerine (Ken'oniye) isminde hesob ilmine dâir bir eseri vardır.

YAHYA İBN-İ NÛH EI-VÂNİ

Riyaziye âl imlerinden bir zat olup Von'lidır. (el-Mebohısü'd-Dürriye fî beyan-ı Seneti 'ş-Şemsiyyeti ve'l-kameriyye) ismindeki eserini 1114 (1703) de ikmal ett iğine göre 1110 (1688) tarihi ricalinden olduğu anlaşılır.

Eserini de Suitan İkinci Murad'm vezirlerinden iskender Paşa'ya ithaf ediyor. Velhasıl Yazıcı Salâhoddin' in zamanına göre maârif erbabından âl im, nazar sahibi bir zât olduğu eserlerinden anlaşılıyor. Fatih Sultan Mehmed Han'ın ikinci d e f a tahta çıkışında Koromonoğlu İbrahim Bey'in tecdîd-i ohd ve mîsok (padişaha bağlılık yemini) için me'mur olarak gönderi len Kosoboğlu Mahmud Paşa'nın oğlu Ali Bey'in hocası o l duğu ve bilhassa tohdîsri ni 'met (ni'metine şükr) makamında olmak üzere ift ihar etmeğe hakkı olan oğlu Mehmed Efendi'nin to' l im ve terakki sine itina etmesi de bunu te'yid ediyor.

Oğlunun yakınında medfun olduğu rivayet edilmiştir.

Page 319: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 303 —

Z

ZEKİ MUSTAFA EFENDİ

Riyaziye ilimleri ulemasmdan olup İstanbul' ludur. (Müneccimbaşı)-lıl<ta bulunmuştur. İstanbul'da irt ihal etmiştir. Hey'et-i nücum (astrono-ml jden (Tuhfetü'l-Vüzerâ fî Tercemeti Süllemü's-Semâ) ve (Mirkatü' l -Alâ fî Şerh-i Süllemü's-Semö) isimlerinde eserleri ve sekiz cüz miktarm-da (Mücerrebat-ı Zekî) aömda küll iyatı, yıldızların ahkâmına dair risalesi vardır. İlim tahsîl ett iği âl imlerin başında hal tercemesi (Meşâyıh fas-lı)nda mezkûr Lâlîzâde Abdülbâkî Efendi gelmektedir. (Mirkat) ' ın nüshası Es'ad Efendi Kütübhânesinde vardır.

ZIYA PAŞA

Riyaziye il imlerinin cebir ve hendese şubelerinde mütehassıs bir zât olup Maçîn'l idir. Harbiye Mektebinden neş'etinden sonra Kuleli Askerî Lisesi ile sair mekteblerde riyazî il imler tedrisinde ve sonra da Talebe İdadîsi (Lisesi) ders nazırlığında vazife görmüştür. 1338 (1922) tar ih inde emekli olarak İkamet ettiği Erenköy'de irtihal etmiştir.

Basılmış eserieri:

1 — (Hesab-ı Mükemmel), 2 — (Fenn-i Usûl-i Defterî), 3 — İlm-i Cebir), 4 — (Müsellesat-ı Müsteviye), 5 — (Müsellesat-ı Küreviye), 6 — (Seyr-i Sefâin-i Dahilî), 7 — (Islâh-ı Enhar), 8 — (Hazır Hesab-ı Askeri).

Erenköy'de Sahra-yı Cedîd Mezariiğında medfundur.

* **

Türkçe (Mlftahu'l-Hesab) ismi ile 200 sayfadan ibaret ve 988 (1580) tar ihinde Serfiçe'l i Dervîş İbn-i Hasan tarafından yazılan bir kitabı gördümse de müell if inin ismine rastlanmamıştır. Bu kitab üç şık üzere tertîb edilmiş olup birinci şık on altı fas'ıl, ikinci şık da on altı fasıl ve üçüncü şık muhtelif meseleleri ihtiva etmektedir.

* **

Riyaziyecilere taal lûku dolayısıyle eski Osmanlı mimariarından bâzılarının isimleri aşağıya dere edi lmişt i r :

Page 320: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 304 —

1 — Mimar Sinan: Hal tercemesi İkdam Kütübhanesi k i tablan arasmda neşredilmiştir.

2 — İlyas ibn-i Al i : Bursa'da Çelebi Sultan Mehmed' in camiinrn mimarıdır.

3 — Kemaleddin: İstanbul'da Sultan Bâyezid Camiinin mimarıdır. 4 — Mehmed Ağa: İstanbul'da Sultanahmed Camiinin mimarıdır. 5 — Ayas: İstanbul'da Sultan Fatih Camiinin mimarıdır. 6 — Saruca: İstanbul'un fethinde top döken mimardır. 7 — Hayreddin: 8 — Mehmed Ağa: İstanbul'da Yenicomi' in ve Üsküdar'da Çinil i

Camiinin mimarıdır. 9 — Dalgıç Mehmed Ağa: Dovud Ağa'dan sonra mimarbaşı tayin

olundu. Zamanında terakkî eden sedefkârlık san'atı bunun icod ve gayreti eseridir.

10 — Deli Mehmed (Mehmed Mecnûn): Bursa'da Çelebi Sultan Mehmed' in Yeşil Camii ile Türbesindeki «Kâşî» denilen işlenmiş çini taşlarının yapıcısı olan :3an'atkâr mimardır.

11 — Kurban Mimar Nasuh: Üsküdar'da Atîk Valide Camiinin mimarıdır. 995 (1587) de vefat etmiştir. Debbağhane'de Rufoî Dergâhı'nda medfundur.

*

Musikî'ye dâir yazılan eski Osmanif eserlerinden bâzıları:

1 — (Edvâr-ı Musikî): Sultan İkinci Murod adına ve onun emri ile yazılmıştır. Yazarı Hızır ibn-i Abdullah'tır.

2 — (Terceme-i Kitobu'l-Edvor): Mütercimi Şükrul loh Amasyovî olup eserin aslı Sofiyyüddin Abdülmü'min' indir.

3 — (Fethiyye): Lâdikli İsrofil-zâde Abdülmecid' in oğlu Mehmed Çelebi tarafından İkinci Bâyezid adına yazılmıştır.

4 — (Risale-i Musikî fî İ lmi'l-Edvor): Ahîzâde.

5 — (Farisî Risale-i Musikîye): Mevleviye'den Kırşehirli Yusuf ibn-i Nizomeddin tarafından 813( 1411) tar ihinde yazılmıştır. Bu eser sonradan terceme olunmuştur.

6 — (Kevserî Mustafa Efendi Mecmuası): Bu mecmuada kendine mahsus bir de nota vardır.

7 — (Tedkîk ve Tahkîk): Mevlevî şeyhlerinden Abdülbâkî Dede Efendinin olup Sultan Üçüncü Selim adına te'lîf edilmiştir.

8 — (Tohririyye): Abdülbâkî Dede Efendi'nindir.

Page 321: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 305 —

OSMANLI MÜELLİFLEBt - Clld: 3 V: 29

9 — (Edvar'a Dâir Risale): Müezzin-i Şeiıriyarî Haşim Bey'in basılmış eseri olup musikî ile uğraşanlar arasında «Haşim Bey Mecmuası» adı ile tanınmıştır.

10 — (Zeynü'l-Eliıan fî İ lmi't-Te'lîf i ve'l-Evzan): İsrafi l-Zâde Mehmed Çelebî'nindir.

11 — (Risale-i Musikiye): Müneccimbaşı Derviş Ahmed Efendi 'nin-dir.

12 — (İlm-i Edvar'dan «Bereket»): İkinci Bâyezid'in muasırı Aydın'lı Şemseddin Nahifî.

13 — (Risale-i Musikî): Kadızâde Tirevî.

* **

Osmanlılar tarafından İ!m-i Ezhar'o (Çiçekliğe) dâir yazılan eski eserlerden bâzıları:

1 — (Şükûfe-nâme): Hicrî 12. asır başları r icalinden Âli Efendi tarafından yazılmıştır.

2 — (Şükûfe-nâme) : Galatalı Ruznamçe'ci Mahmud Efendi'nin torunu Abdullah Efendi'nin eseri olup 13 bab üzerine tertîb edi lmiştir.

3 — (Mi'yarü'l-Ezhar): 1193 (1779)de vefat eden tabib Mehmed Aşkî Efendi tarafından yazılmış olup Vefa Kütübhânesinde mevcuttur.

4 — (Netayicü'l-Ezhar): Şehremini Camii Hatibi Hacı Mehmed ibn-i Ahmed el-Ubeydi Efendi tarafından te' l i f edilmiştir.

5 — (Mîzânü'l-Ezhâr): Lâlezârî Şeyh Mehmed Efendi tarafından te'lîf edilmiş olup bir nüshası Vefâ'da Âtıf Efendi Kütübhânesinde vardır.

6 — (Tezkire-i Şükûfe-ciyan): Rüşdî-zâde Remzi Efendi tarafından yazılmıştır.

Page 322: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III
Page 323: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

YEDİNCİ FASIL

COĞRAFYACILAR FASLI

Page 324: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III
Page 325: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

YEDİNCİ FASIL

COĞRAFYACILAR FASLI (1)

Coğrafya tarihinin rehberidir. Her asrın tarihi onun coğrafyası ile okunur. Maâri f in sırf şu andaki hali ile iktifa edenler bir istifadeye zihinlerini vakfedenlerdir. Bunlara göre tarihin de ehemmiyeti olamaz. Fakat insanı maddiyat ve maneviyattan mürekkeb bilenler tarihe, her şeyin tarihine ehemmiyet verir ler de bunda da maddeten ve manen hem kendilerini hem de kendi nesillerini istifade ettirirler. Bundan dolayı da Osmanlı coğrafî eserlerine ehemmiyet verirler.

Avrupa'nın en büyük müsteşriklerince ve tarih felsefesi nokta-i na-zarınca Osmanlılar bir takım kötü niyetli lerin bize isnat ett ikleri cehaletten uzak olmak şöyle dursun, ilme, maarife cidden ehemmiyet vermiş yüksek bir millettir. Vakıa ilerde sayacağımız coğrafî eserlerimiz Avrupalı lar 'mklne göre biraz azca görülürse de Avrupa'da Lâtince için olduğu gibi bizde de ulemamız Arapça'ya ehemmiyet verdikleri ve hâlen ilim adamlarından bir takımı o lisanla te'lîf i bırakmadıkları ve en mühim eserleri o lisanda yazdıkları bir de Osmanlıların sair medenî milletler gibi diğer milletlerin il imlerine tevarüs edemiyerek her ne vücuda getirdilerse yalnız kendi çalışmaları ile meydana getirdikleri ve bu da tamamiyle hükümetin (devlet) te'sîsi için geçiri len bir buçuk asırlık bir müddetten sonra başlayabilerek iki asır kadar süren yükselme devrimizin mahsulleri olduğu hesab edilirse yine bunlar az görülmez. Zaten haber vereceğimiz coğrafya uzun uzadıya bir araştırma neticesi değil, bir iki saatl ik bir araştırma mahsulü olduğu nazar-ı dikkate alınır ve daha arandığı surette bunların iki misli daha meydana çıkarılacağı düşünülürse o itiraz akabinde geri alınır.

Osmanlıların icra ett ikleri harb hareketleri nazar-ı dikkate alınırsa coğrafyaya olan vukufları tesl im edilir. Hele İstanbul'un fethinden sonra bu ilim iyiden iyiye bize mo' lûm olmağa başlamıştır. Sultan Birinci

(1) Maksadımızı bir balumdan te'min ettiği için bu faslı ayn.ca yazmağa hacet görmeyip askeriyyeden yetişen âlimlerden Necib Asım Bey Efendi'nin fevkalâde nüsha ile neşr ettikleri makaleleri aynen nakledildi. Fakat bazı maddeleri tarafımdan yapılan ilâvelerle açıklanmıştır.

Page 326: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 310 —

(2) Hal tercemesi ile eserleri riyaziyeciler tasimdadu-. (3) Tarihçiler tasimda zikredilmiştir. (4) 991 (1583) de yazılan bu eser Sultan Üçüncü Murad'a takdim edildiği

mukaddimesinde zikredilmiştir. (5) Tarihçiler Fasimda zikredilmiştir. (6 ) TarihçUer Faslında tafsUât vardır. (7) Tarihçiler Faslında zikredilmiştir.

Selîm Hazretlerinin muzafferâne bir surette icra ett iği «Sevku'l-Ceyş) harekâtı coğrafyasız olamaz. Fakat o devirlerde yazılmış olan bir esere tesadüf edemedik. Elimize geçen coğrofî eserlerin en eski ve hatta mühimleri 900 (1495) tarihinden sonra yazılmıştır. Zaten o tarihlerde Osmanlı saltanatı en yüksek derecesine vasıl olarak her tür lü il imlere revaç geldiği gibi coğrafya ve bunun en mühim yardımcısı olan istatistik ilmine de ehemmiyet veri ldiği torihçi lerce mo'lûmdur. Kanunî Sultan Süleyman Hazretlerinin saltanatı devirlerinde Osmanlı memleketlerinde nüfus sayımı yapıldığı gibi coğrafya kitabları ve seyahatnameler yazılmağa boşlonmıştır. Bu padişahın zamanında hey'et ve coğrafyada kıymetli eserler vermesiyle şöhret kazanan zevattan birisi Sultan Selîm Camii muvokkit i (2) Mustafa ibn-i Alî 'dir ki 931 (1525) tar ihinde (İ ' lâmü'l-İbad fî Ahbori ' l-Bilâd) adı ile te'lîf ett iği eserinde büyük Hilâfet merkezine (İstanbul'a) yüz beldenin kaçar mil mesafede bulunduklarını bildiriyor. 980 (1573) senesinde (3) Sipâhî-Zâde Mehmed i b n i Ali adında bir zat do (Evzâhu'l-Mesâlik ilâ Ma'ri fet i ' l -Büldon) ve (Esamî-i Buldan) adlarında iki eser bırakmıştır. 986 (1578)'da Mehmed Efendi adında bir zat da 588 sayfadan ibaret (Cerîdetü'l-Cedîd) adı ile mufassal bir coğrafya kitabı yazmıştır. Bu iki eserden sonra Osmanlılar eski dünyadan başka Amerika'ya dâir de mükemmel bilgiler elde etmeğe muvaffak olmuşlardır. Bu cümleden olmak üzere Umumî Kütübhanede emsali görülmemiş bir nüshası bulunan (Kitob-ı İklîm-i Cedîd ki Ba'de ez Nüh-Sad Sol Şûd Bedîd) isminde Osmanlıca bir eser olup Amerika hakkında bir çok malûmatı toplayan incelenmeğe değer güzîde bir te'l ifdir.

Emîr Mehmed ibn-i Emîr Hoson el-Ûdî tarafından 991 (1583) tar i hinde yani Amerika'nın keşfi üzerinden 90 yıl geçmeden vücuda getir i len bu kitap o zaman Amerika hakkında elde edilen bilgilerin hepsini toplayan büyük, resimli, süslü (müzehheb) bir eserdir. (4).

«Âşık» (5) lâkabı ile şöhret bulan Mehmed ibn-i Ömer de 1005 (1596 tarihinde bir coğrafya vücuda getirmiştir.

Coğrafî eserlerimizin en mühimmi meşhur Osmanlı yazarı Kâtib Celebi (6) yâni el-Hac Mustafa Efendi'nin 1058 (1648) de vücuda getir ip 1125 (1713) de ilk Osmanlı matbaacısı İbrahim Müteferr ika (7) torafın-

Page 327: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 311 —

(8) Bir nüshası Umumî Kütübhanede mevcuttur. (9) Şam'da tahsilini ikmalden sonra İstanbul'a gelerek Köprülüzâde Fazıl

Ahmed Paşa'nm takdir ve teveccühlerine mazhar olarak ilmiye mertebelerini kat'etmiş, bir ara Haleb Kadılığmda bulunmuştur. 1102 (1691) de vefat etmiştir. Co&rafya'smm bir nüshası Köprülü ve Hekîmoğlu Kütübhânelerinde vardır. Sultan Mehmed İbn-i İbrahim'in emri ile altı cild üzerine terceme ederek sonradan iki cild üzerine telhîs etmiştir. (El-Fethu'r-Bahmanî Fî Tarz-ı Dev-leti'l-Osmanî) isminde tarihe ait bir eseri daha vardır.

(10) (Nusretü'l-İslâm ve's-Sürûr Fî Tahrîr-i Atlas Mayor) adı ile isimlendirilen bu tercemenin bir nüshası Nuruosmaniye KUtübhanesinde vardır.

(11) Pîrî Beis «Ahmed İbn-i Ali el-Hac Mehmed el-Karamanî Lârendevî» dir. Kanunî Sultan Süleyman devrinde şöhret kazanan Osmanlı kaptanlarmdan olup meşhur KemaIReis'in kardeşinin oğludur. Kanunî'nin enirine uyarak 933

1526) de atlas ile beraber (Kitab-ı Bahriyye) ismi ile te'lîf ettiği denizcilik coğrafyasının birinci kısmında, Akdeniz ile Adalar Denizi'nin bütün sahillerini ve adalarının bütün liman ve iskelelerini ve ikinci kısmında Adriyatik Denizi ile Akdeniz'in tabiat şartlarmı ve hava durumunu gayet müdekkikane bir surette tasvir olunmuştur. Gemiciliğe taallûk eden bâzı manzumeleri de vardır. Bu kıymetli eserin İstanbul'da Nuruosmaniye ve Köprülü Kütübhânelerinde mevcut olan nüshası sahibinin bu sahadaki ma'lûmatma şahid olup o devirde Osmanlıların gemicilik ve coğrafyadaki mükemmel bilgileri ve üstün dikkatlerinin derecesini gösteriyor. Basra Valisi Febat Paşa'nm gamjtuazlığı İle 962 (1555) de Mısır'da idam edildiği Yusuf Ahisha^'nin (Tehzîbü't-Tevârih) adh «serinde yazılıdır.

dan basılan 698 büyük sayfadan İbaret metin İle bir hay li harita ve şekli toplayan (Cihan-nümâ) adlı emsalsiz eserdir. Vücuda getirdiği her bir eserinde harikulade iktidarı görülen Kâtib Celebi, Coğrafya ilminde yal nız bu eseri ile de iktifa edemiyerek Lâtince'den (Atlas IVlineure - At las minör (8) adı ile hemen (Cihan-nümâ) cesametinde pek çok coğrafî bi lgi ler i ve haritaları ihtiva eden bir eser de terceme ett iği gibi denizcil iğe ve donanmaya ve Osmanlı memleketlerinin denizlerine dâir de (Tuhfetü' l -Kibar fî Esfari ' l-Bihor) adı ile de bir eser vücuda getirmiştir. Coğrafyaya ai t eserierimizin büyüklerinden birisi de 1086 (1675) tarihinde Ebu Bekir ibn-i Behram-ı Dimeşkî (9) adında bir zâtın Lâtince'den naklett iği (Terceme-i Coğrafya-I Kebîr) adlı eseridir.

Beş cildden ibaret olan bu kitabın birinci cildi 554 ve ikinci cildi 559, üçüncü cildi 231, dördüncü cildi 67 ve beşinci cildi de 269 yapraktır. Bu zatın yine coğrafya'dan (10) (Nusratü' l-İslâm ve's-Sürûr fî Tahrîr-i Atlas-ı Mayor) adı ile bir te'lîf i daha vardır.

Coğrafya'ya dâir Osmanlı eserierinin en mühimlerinden birisi de Pîri Reis'in (11) (Eşkâl-i Cezâir-i Bahr-ı Sefîd) adındaki kıymetli eseridir ki r^uruosmanlye Kütübhânesinde bulunan nüshasına insan bakmakla doyamaz.

Page 328: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 312 —

(12) 1061 (1651) de Sofya'da vefat eden maârifçilerden Gınayı Efendi tarafından genişletilerek (Tuıfetü'l-Ferâib ve Tuhfetü'l-Acâib) ismi ile adlandırılan bir eser daha vardır ki coğrafya'dan başka tabiat tarihi maddelerini de bir dereceye kadar doğruya yakın beyan eder. Bir nüshası tarafımdan Manastır Kütübhanesine hediye edilmiştir. (Herîdetti'l-Acâib ve Cerîdetü'l-Garâib) 749 (1348) da vefat eden İbn-i Verdi şöhreti ile bilinen Sıracüddin Ebu Hafs Ömer İbn-i Muzaffer İbnü'l-Verdi'nin meşhur eserlerinden olup Arapça metni sonradan Mısır'da basılmıştır. Mahmud adında Osmanlı maarifçilerinden bir zât tarafmdan 970 (1562) tarihinde Osmanlıcaya terceme olunan nüshalardan birisi itendi kütphanemde mahfuzdur. Bu eserin mevzuu, coğrafya ile Mevâlid-i Selâse (Üç Unsur) [hayvanlar, nebatlar ve madenler]'dir. Ancak yazılış tarihinin icabı olarak münderecatında bâzı zayıf nakiller vardır.

(13) Kemal Reis'in (Tarih-i Hind-i Garbi» isminde bir eseri daha vardır. (14) Tarihçiler Faslında zikredilmiştir. (15) Raif Mahmud Efendi Anbar Emîni İsmail Efendi'nin oğludur. Mektubi-ı

Sadr-ı Âlî Kalemine girip Londra Sefareti Başkâtibi oldu. Sonra Donanma Müsteşarı olarak avdetinde Korfu adasının harita ve resmini alıp geri geldiğinde Beğlikçi, arkasından Reîsü'l-Küttâb tayin edilmiştir. Bir ara Anadolu ve Rumeli inşâat nâzın tâyin edildiği 1222 (1807) de Karadeniz Boğazı istihkâmlarının kuvvetlendirilmesi ve sağlamlaştırılması işine me'mur edildiği esnada Büyükdere'de Boğaz Muhafızı olacak yeniçeri hazelesi tarafından şehid edilmiştir. Üsküdar'da Ayrılık Çeşmesi yanmda medfundur. Yabancı dile âşinâ.

Buraya kadar sayıp döktüğümüz coğrafyaya ait te'lîf atın hepsi mühim eserlerden olup bunlardan başka İstanbul kütübhanelerinde coğrafyaya dair (Terceme-i Horîdetü'l-Acaib) (12), İmodüddin İsmail İbn-i Ali el-Eyyûbî'nin (Tokvîmü'l-Büldon), Veliyer-Reşod'ın (Ekolîm-i Seb'o), Kemal Reîs'in (13) 406 sayfadan mürekkeb (Tuhfetü's-Selâtîn), Osmanlı siyasetçi lerinden Ahmed Resmî (14) Efendi'nin 203 sayfalı (Coğrafya-yı Cedît)' i, müell if i bil inemiyen 'İcmalü's-Sefaîn fî ' l-Bihor), Ebu Raşid İbrahim Atıf ibn-i Şeyh İsmail el-Âsorî'nin Arapça'dan terceme ett iği (Ev-saf-ı Nehr-i Nil), Sultan Üçüncü Selîm devrinde Londra sefîri bulunan Reîsü'l-Küttab Roif Mahmud (15) Efendi'nin İngilizce kaleme alıp Viyana

(Kitab-ı Bahriyye)nin müellif hattı ile 932 (1525) tarihinde yazılmış nüshası birkaç sene evvel Fransa Müzesi tarafından satın alındığı vesikalı olarak rivayet edilmiştir. Duyulduğuna nazaran bu nüsha parşömen - tirşe-kâğıt üzerine muharrer olup İstanbul'da bir zatta mevcut iken ihtiyaç sebebiyle satılmıştır. Yazık...

Hind ve Çin denizlerinin coğrafî durumuna dair yazdığı haritalı eserini Mısır'da Yavuz Sultan Selîm'e takdîm ederek mükâfata mazhar olmuştur. Fıkıh ilmine de intisabı olup (Vikaye)'yi terceme etmiştir. Yine bu makbul eserin bir nüshası Mekteb-i Bahriyye-i Şahane Kütübhanesi ile Berlin, Vatikan, Polonya ve Drest Kütübhanelerinde mevcut olduğu (Esfar-ı Bahriye-i Osmaniye)-de yazılıdır. (Kitab-ı Bahriye) biri küçük diğeri büyük olmak üzere iki cildden ibaret olduğu, büyüğünde yardım ilmine dair bir kaç yüz beyit bulunduğu (Cihan-nümâ)da yazılıdır.

Page 329: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 313 —

HİKMET BEY «Ahmed Hikmet Bey»

İlmî çalışmaları ile bil inen kalem erbabından bir zât olup hal tercemesi yukarıda geçen Gelenbevî damadı Şükrü Efendi'nin oğludur. 1338 (1922) tarihinde İrtihâl ederek babasının yanına defn edildi.

Basılmış eserleri: 1 — (Coğrafya-i Umranî): İlk defa yazılan bir eserdir. 2 — (Kavâid-i Muamelât-ı Ticariyye).

coğrafyaya vâkıf, mûsikî-şinas, kâtib, tanbur çalmakta da mahir idi. (Icaletü'l-Coğrafiyyeti) ismi ile yeni usûle göre İngilizce yazdığı mükemmel coğrafyası ile 26 parçadan mürekkep atlas. Müverrih Vasıf Ahmed ve Mütercim Yakovakî tarafından 79 büyük sayfadan mürekkep (Cedit Atlas Tercemesi) adı ile terceme ve 1218 (1803) de Üsküdar'da Tabhane-i Âmire'de basılmıştır ki bir nüshası Siroz (Scrcz) Kütübhânesinde tarafımdan mütâlea edilmiştir.

(16) Coğrafyaya da.fır Osmanlıca eserlerimizden olup 1186 (1772) tarihinde yazılmış bir nüshası Umumî Kütübhanede mevcut olan yazma bir eserde istanbul ile bilhassa Rumeli memleketlerinin izahları ve haritaları yazılmıştır.

Birisi de Osman İbn-i Abdü'l-Mennan ismindeki zâtın 1165 (1752) de terceme ettiği eseridir ki Köprülü Ahmed Paşa'nın emri ile Almanca'dan terceme edilmiştir. Bir nüshası Köprülü Kütübhânesinde vardır. Mütercimin Belgrad'da Dîvan-ı Hümâyûn tercümanı olduğu eserin mukaddimesinde zikredilmiştir.

Eğri Fatihi Sultan Üçüncü Mehmed Han'ın devri ilim erbabından Şerîf Efendi'nin Ahmed ibn-i Sehl ibn-i Belhî'nin (Mesâlikü'i-Memâlik) adlı terceme ettiği eseri de coğrafyaya dair yazılan Osmanh eserlerindendir.

Coğrafyaya dair yazılmış eserlerden biri de Bartın köylerinden Endez karyesinden İbrahim Hamdi Efendi adında bir zatın 1163 (1750) de yazdığı (Atlas) ismindeki eseridir ki ekseriyeti itibariyle (Cihan-nümâ)'yı taklid olarak yazılmıştır. Müellif Bartm maddesinde on iki imamdan İmam Zeyne'l-Âbidîn Hazretlerine uzandığını naklediyor kî bir miktarı şu şekildedir.

«İbrahim Hamdi ibn-i Seyyid Bayram ibn-i Seyyid Hasan ibn-1 Seyydi Süleyman..»

Eser sade bir Türkçe ile yazılmış iki cilddir. Hususiyle vatanı ve civarına dair tafsilât vardır. Yapılabilen tahkikata göre bu eserde münderiç Endez karyesinin bugün «Xezîroğlu» denilen köy olduğu anlaşılıyor.

Sefarethanesi maslahatgüzarı olan Yakovaki tarafından terceme ve 1219 (1804) tarihinde basılan 55 levhadan ibaret (Şarkiyye Müdüriyet i Atlası) ve 1273 (1857) de basılan Atlaslı (Coğrafya-i en-Nûrî)'yi de ilâve etmel idir. 16). Matbaacılığın bizde kuruluşundan evvel vücuda getir i len coğrafî eserlerimiz harita ve şekill i olduğu gibi ilk defa açılan matbaanın bir inci defa bastığı (Cihan-nümâ)yı da haritaları ile bir l ikte basmağa muvaffakiyet gösterişi Osmanlıların cidden maârife olan kabil iyetlerini isbat eden şükre lâyık maddelerdendir.

Page 330: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

Te'iîf ve terceme yoluyla son asır Osmanlı coğrafyacılon torofındon meydana getirilen başlıca eserler:

Kitabın ad ı : Müellifin ad ı :

1 — Kamusu' l-A' lâm Şemseddin Sami Bey 2 — Coğrafya-i Umumî Süleyman Şevket Paşa 3 — Coğrafyo-i Umumî A, Şeref Efendi 4 — Coğrafya-i Umumî Hüsnü Bey 5 — Coğrafya-i Umumî Cemal Bey 6 — Coğrafya-i Umumî Ali Tevfik Bey 7 — Coğrafya-i Osmanî Ali Tevfik Bey 8 — Mufassal Coğrafya-i Osmanî Ali Saib Efendi 9 — Memolik-i Osmaniye Coğrafyası Şevket Bey

10 — Haritalı Coğrafya-i Osmanî Nasrullah Efendi 11 — Coğrafya-i Osmanî Ali Cevat Bey 12 — Fezleke-i Coğrafya-i Umumî Ali Cevat Bey 13 — Coğrafya-i Tabiî ve Politikî Fazlı Necîb Bey 14 — Coğrafya-i Tabiî ve Politikî Rıfat Efendi 15 — Coğrafya-i Askerî Cemal Bey 16 — Coğrafya-i Sinoî ve Ticarî Hasan Fehmi Efendi 17 — Afr ika Delili Muhsin Bey 18 — Yeni Afr ika İzzet Bey 19 — Japonya Mehmed Zeki Bey 20 — Memolik- i Osmaniyenin Tarih ve

Coğrafya Lügati Ali Cevad Bey 21 — Memolik- i Osmaniyenin Ziraat

Coğrafyası Hüseyin Bey 22 — Coğrafya-i Ümranî Hikmet Bey 23 — Coğrafya-i Ziraî ve Ticarî Hasan Fehmi Bey 24 — Coğrafya-i Osmanî Cemal Bey 25 — Medhal- i Tarih ve Coğrafya Ahmed Midhat Efendi 26 — Coğrafya-i Hikemî Ömer Subhi Bey 27 — Coğrofyo-I Kebîr Ahmed Hamdi Efendi 28 — Lügat-i Tarihiyye ve Coğrafya Ahmed Rıfat Efendi 29 — Cezîretü'l-Arab Eyyüb Sabri Paşa

Page 331: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 315 —

Kitabın a d ı : IVIüelIffln a d ı :

30 — Memalik- i Osmaniyenin IVlufassal Coğrafyası

31 — Ma' lûmâtü' l -Kâf iye Fî Ahvâl-i Memalik- i Osmaniye

32 — Coğrafya-i Sevku'l-Ceyşî 33 — Coğrafya-i Umumî 34 — İstatist ik ve Coğrafya-i Ümranî 35 — Afr ika Seyahatnamesi 36 — Sohro-i Kebîr Seyahatnamesi 37 — Coğrafya-i Umumî 38 — Seyahat Jurnali 39 — Hindistan ve Afganistan Seyahatna

mesi 40 — Brezilya Seyahatnamesi 41 — Coğrafya-i Osmanî 42 — İstotistik-i Umumî 43 — Askerî İstatistik Cetveli 44 ^ İran Coğrafyası 45 — Muhtasar Memalik- i Osmaniye

Coğrafyası 46 — Coğrofya-I Osmanî 47 — Rehber-i Bahr-i Ahmer 48 — Coğrafya-i Umumî 49 — Sudan Mısrı 50 — Coğrafya-i Seyahoi-ı Âlem 51 — Coğrafya-i Sevku'l-Ceyşî 52 — Coğrafya-i Ticarî 53 — Nümune-i Coğrafya- iUmumî 54 — Avrupodo bir Cevelân 55 — Avrupa'da Ne Gördüm 56 — Hüdavendigâr Vilâyetinde Bir Hafta

Seyahat 57 — Trablusgarb ve Bingazi ile Sahra-i

Kebîr ve Suda nMerakizi 58 — Japonya Seyahatnamesi Tercemesi 59 — Tesalya'do Bir Cevelân 60 — Küçük Coğrafya 61 — Rehber-i Ümran 62 — Seyahat (İstanbul'dan azîmetle Sam-

Ömer Subhi Bey

Cevad Paşa Vehbi Bey Giridii i. Edhem Bey Abdürrahman Şeref Ef. Mustafa Hami Paşa Sadıku'l - Müeyyed Paşa Celâl Bey Âli Bey

Ahmed Hamdi Efendi Hoca Bekir Efendi Tâhir Bey Recaî Bey Rüştü Bey Muhyiddin Efendi

Ali Tevfik Bey Ali Subhi Bey Cemal ve Tevfik Efendiler Ahmed Ragıp Bey Ömer Kâmil Paşa Halid Efendi İsmail Hakkı Bey Hüsrev Bey Şakir Efendi Ahmed Mİdhot Efendi Ahmed İhson Bey

Ömer Subhi Bey

Safvet Bey Süleyman Tevfik Bey Mazhar Bey Ferîk A. Muhtar Paşa

Page 332: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 316 —

Kitabın ad ı : Müellifin ad ı :

sun,, Diyarbal<ır, Bağdat, Halep, İskenderun Avdeti).

63 — İstanbul'dan Asya-i Şarkîye Seyahat 64 — Brezilya Seyahatnamesi 65 — İbn-i Batuta Seyahatnamesi Tercemesi

(Noksandır.) 66 — Musavver Türkistan Seyahatnamesi

Tercemesi 67 — Zübdetü' l-Coğrafya 68 — Medhal-i Coğrafya 69 — Acâib-I Âlem 70 — Bir Sahte Dervişin Seyahatnamesi

Tercemesi 71 — Amerika Hududu Seyahatnamesi

Tercemesi 72 — İlaveli Mülâhhas Coğrafya 73 — Anadolu ve Rumeliye Küçük bir

Seyahat 74 — Mufassal Coğrafya-i Umumî 75 — Coğrafya Hocası 76 — Coğrafya Sevku'l-Ceyşi 77 _ Hüdâvendigâr Vilâyeti Coğrafya ve

Ahvâl-i Umumiyesi 78 — Çin 79 — Kutba Doğru . Seyyah Nansen'in

Seyahatnamesi 80 — Nil Sahilinde Altı Hafta Seyahat 81 — Jeoğrafya MuaHinii 82 — Bursa'ya Seyahat 83 — Ümid Burnu Seyahatnamesi 84 — Coğrafya-i Ümranî 85 — Nev Usûl-i Hulâsa-i Coğrafya 86 — Asya-i Şarkî'ye Seyahat 87 — Alp Dağlarında Temaşa ve Edvar-ı Arz

88 — Rehber-i Derya

Emîn Bey Bağdatlı Abdürrahim Ef.

Bahriye Kolağası Ahmed Efendi

Hafız Abdüllâtîf Efendi Hüseyin Rıfkı Bey Ah.msd Midhat Efendi

Binbaşı İzzet Efendi

Halil Selîm Bey Muhyiddin Efendi İbrahim Celâleddin Ef. Ahmed Refik Bey

Âsaf Bey Ali Muzaffer Bey

Aliye Mahire Hanım Ahmed İhsan Bey Abdülhalik Midhat Bey İbnü'l-Celâl Sezai Bey Ömer Lütfü Efendi İbnü'l-Cevad Efdalüddin Osman Vasıf Bey Kâmi Efendi Yenişehirlizâde Halid

Eyüb Bey Bohriye'den Faik Bey (Karadeniz ve Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi'nin tarifleri.)

Page 333: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 317 —

Kitabın ad ı : Müellifin ad ı :

89 — Mebadi-i Fenn-i Coğrafya 90 — Halep Torikiyle Merohil- i Kostanti

niyye 91 — Karadağ ve Ordusu 92 — Aydında Seyahat 93 — Trabzon Seyahatnamesi 94 — Asyo-i Osmanî'de Bir Cevelân 95 — İcmal-i Coğrafya

96 — Coğrafya-i Umumî 97 — Coğrafya-i Cedît 98 — Yeni Japonya 99 — Resimli Nümune-i Coğrafya

100 — Japonya Seyahatnamesi 101 — Habeş Seyahatnamesi 102 — İtalya Seyahatnamesi 103 — Coğrafyo-i Osmanî 104 — Akso-yi Şark Hükümetleri 105 — (Japonya, Kore, Monçuri)

Tibet Dağlarında

106 — Coğrafya-i Kebîr (umumî) 107 — Küçük Seyahat Cüz'lerinden

(Afganistan). Tercemedir. 108 — Küçük Seyahat Cüz'lerinden

(Çin'e Seyahat). Tercemedir. 109 — Küçük Seyahat Cüz'lerinden

(Bombay Şehri). Tercemedir. 110 — Küçük Seyahat Cüz'lerinden

(Şikogo Şehri). Tercemedir. 111 — Bursa'ya Seyahat 112 — Gürcü Köyleri 113 — Çin'de Seyahat 114 — Seksen Günde Devr-i Alem 115 — Cenubî Amerikodo Üç Rus ve Üç

İngiliz'in Seyahatleri 116 — Kaptan Hotros'ın Kutb-i ŞImalî'ye

Seyahati 117 — Hüdavendigâr Vilâyetinde Beş Hafta

Erkân-ı Harbiye Yüzbaşılarından Fehmi Efendi Kolağası M. Subhi Bey Midillin M. Hayreddin Ef.

Ferîk A. Muhtar Paşa Hüsnü Bey Nuri Bey (Süleyman Şevket Paşanın babası) Ahmed Muhtar Efendi Mehmed Arif Bey Mehmed Refik Bey Ail Muzaffer Bey Sadık el-Müeyyed Paşa Rı fa t Mehmed Paşa Remzi Bey Ca'ferzâde Tevfik Efendi

Mustafa Refik Bey Sami Paşazade Abdülhalîm Bey

Ahmed İhsan Bey

» » » Ahmed Rasim Bey Arif Bey Ahmed İhsan Bey

Page 334: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 318

Kitabın odi : Müellifin od i :

Seyoiıat 118 — Çin'de Dîn-i Mübîn-i İslâm Abdülâziz Efendi 119 — Anti l Adalarma Seyaiıat Ahmed İhsan Bey 120 — Çin'de İslâmiyet Hasan Tahsin Bey 121 — Japonya Sularmda Birecikli Namık Ekrem Ef. 122 — Usûl-ü Çoğrafya-i Sağîr Selânikli Ali Saib Ef. 123 — Menakıb-ı Seyyahîn Mustafa Refik Bey 124 — Asya Kumsallarmda Ahmed Rasim Bey 125 — Terceme-i Risale-i Sudan Mehmed bin Ali 126 — Viyana Seyahatnamesi Kâzım Bey 127 — Almanya Seyahatnamesi Cevad Bey 128 — Felemenk Seyahatnamesi » » 129 — Moskova Seyahatnamesi Kâzım Bey 130 — Arz-ı Filistin Seyahatnamesi Erkân-ı Harb Re'fet Paşa 131 — Seyahatname-i Bahr-i Muhît Seyyah Mühendis Faik B. 132 — Arusetü'd-Dünya Mehmed Kâmil Efendi 133 — Yemen Seyahatnamesi Abdüsselâm Efendi 134 — Mir'at-ı İstanbul Raif Bey 135 — Musavver Bulgaristan Ragıp Rıfkı Bey 136 — Büyük Coğrafya Derviş Ziya Paşa 137 — Çoğrafya-i İktisadî Burhaneddin Bey 138 — Sudan Seyahatnamesi Mehmed Mihri Bey 139 — Mufassal Çoğrafya-i Umumî Yusuf Hafit Bey 140 — Hulâsa-i Coğrafya-i Umumî Osmanzâde H. Vassaf B. 141 — Bursa'dan Konya'ya Seyahat Mehmed Ziya Bey 142 — Musavver Mısır Hatıratı Halid Ziyaeddin Bey 143 — Mufassal Coğrafya-i Umumî Remzi Bey 144 — Seyahatü' l-Kübrâ Süleyman Şükrü Bey 145 — Karadağ Coğrafyası Ahmed Tevfik Poşa 146 — Coğrafya-ı Tıbbî (Yanya Vilâyetine

(âit) Tabib Mustafa Ruhi Ef. 147 — Memalik- i Osmaniye Coğrafya-i

İktisadîsi Safvet Bey 148 — Seyahatname-i İbn-i Batuta Tere. Damat Şerif Paşa 149 — İstanbul ve Boğaziçi Mehmed Ziya Bey 150 — Medhal-i Tarih ve Coğrafya Ahmed Midhat Efendi 151 — Edirne Rehnümâsı Dr. Rıfat Osman Bey 152 — Coğrafya'da İ lk Adım Faik Sabri Bey 153 — Coğrafya Kıraatleri » » »

Page 335: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 319 —

Kitabın ad ı : İVlüeliifin od i :

154 — Coğrafya Tedrisatı » » » 155 — Mir'at-ı Bursa Hasan Taib Efendi 156 — Musavver Hindistan Seyahatnamesi Tevfik Efendi 157 — Coğrafya Azmî Bey 158 — Yemen ve Hayatî Hasan Kadri Bey 159 — Seyahatlerim Ali Suat Bey 160 — Mufassal ve Yeni Coğrafya-i Umumî Memduh Süleyman Bey 161 — Mir 'âtü' l -Yemen Zühdü Bey 162 — Kutup Musahabeleri Celâl Nuri Bey 163 — Karadağ Bahriyeden Kâmil Efendi 164 — Coğrafya Tarihi Celâl Nuri Bey 165 — Mülk-i Rûm » » » 166 — Miftoh-ı Yemen Memduh Paşa 167 — Voton-ı Mukaddes Behram Münir Bey 168 — Memalik- i Osmaniye Coğrafyası » B » 169 — Anadolu'da Tonîıı Şerif Bey 170 — Coğrafya Dersleri Abdürrahman Bey 171 — Coğrafya-i Umumî Fazlı Necib Bey 172 — Haritalı ve Musavver Coğrafya-i İbni'n-Nüzhet Cevad Bey

Umumî 173 — Osmanlı Coğrafya-i İktisadîsi Faik Sabri Bey

(Netâyicü' l-Efkâr ve' l -Muhbeat fî Cezâiri ' l-Bihar ve' l-Bilâdi ' l-Âminât) «Faris Âl-i Osman Fethu'l- lahi Kobton»: Bir takım haritalardan ibarettir. Bahriye Müzesinde mevcuttur.

Musahhihin sözü:

üBu cildin basılmasına 'başlandığı zaman muhterem müellif Tafur Beyefendi rahatsız idi. Hukukumuza ve hüsn-i zannına binaen formaların tashihini abd-i âcize havale, Maârif Vekâleti de kabul buyurdu. Binaenaleyh bu cildin tashihleri münhasıran tarafımdan yapılmıştır. Diğer iki cildin tashihlerine kısmen iştirak etmiştim.

uLehü'l-hamd bug-ün kesb-i afiyet etmiş bulunuyorlar. Afiyetle-

Page 336: Bursalı Mehmed Tahir - Osmanlı Müellifleri III

— 320 —

rinm devamını, uzun ömürle muammer olmasını, bize daha böyle bir kaç dld eser yazmasını Cenâb-ı Hak'dan diler ve eserin tab'ından dolayı Vekâlet-i Celîleye teşekkürler ederim.»

Dârü'l-Fünûn Arapça Muallimi Kilisli Muallim Rıfat.