borsa haber ekim 2016

24
BORSA HABER TRABZON TİCARET BORSASI EKİM 2016 TÜRK HALKININ DEMOKRASİ AŞKI 15 TEMMUZ’DA ANLAŞILDI Söz konusu demokrasi olduğunda bazı kesimlerin Türk Hal- kının sahiplenme güdüsünün azlığından, hatta yokluğundan şikayet etmelerinin ne denli dayanağı olmayan bir tespit olduğunu 15 Temmuz gecesi hep beraber yaşadık. / Sayfa 4’de FINDIK İÇİN BÜTÜNLÜK İSTİYORUZ Bir elin nesi var iki elin sesi var” gerçeğinden hareketle, Trabzon Ticaret Borsası olarak, en önemli tarımsal ihraç ürünümüz olan fındık için başlattığımız seferberliği, hemen hemen her konuda tüm kesimlerle işbirliği yaparak sürdürüyoruz. / Sayfa 5’te Şükrü Güngör Köleoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cirav Meclis Başkanı

Upload: ngonhu

Post on 20-Jan-2017

222 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Borsa Haber Ekim 2016

BORSAHABER

TRABZONTİCARET BORSASI

EKİM 2016

TÜRK HALKININ DEMOKRASİ AŞKI 15 TEMMUZ’DA ANLAŞILDISöz konusu demokrasi olduğunda bazı kesimlerin Türk Hal-kının sahiplenme güdüsünün azlığından, hatta yokluğundan şikayet etmelerinin ne denli dayanağı olmayan bir tespit olduğunu 15 Temmuz gecesi hep beraber yaşadık. / Sayfa 4’de

FINDIK İÇİN BÜTÜNLÜK İSTİYORUZ

“Bir elin nesi var iki elin sesi var” gerçeğinden hareketle, Trabzon Ticaret Borsası olarak, en önemli tarımsal ihraç

ürünümüz olan fındık için başlattığımız seferberliği, hemen hemen her konuda tüm kesimlerle işbirliği yaparak

sürdürüyoruz. / Sayfa 5’te

Şükrü Güngör KöleoğluYönetim Kurulu Başkanı

Mehmet CiravMeclis Başkanı

Page 2: Borsa Haber Ekim 2016

2

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) bağlı oda ve borsalar adına 81 ilde aynı andaki açıklama Trabzon’da da yapıldı.

Trabzon’daki açıklamaya, Trabzon Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Şadan Eren, Yönetim Kurulu Başkanı Suat Hacısa-

lihoğlu, Of Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Zühal Akyüzlü, Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Saral ile 3 oda ve borsanın yönetim kurulu üyeleri katıldı.

TOBB tarafından hazırlanan ortak bildiriyi Trabzon TSO Yönetim Kurulu Başkanı Suat Hacısalihoğlu okudu.

TOBB camiasının ortak basın açıklaması DEMOKRASİ VAZGEÇİLMEZİMİZ, MİLLİ İRADE GÜCÜMÜZ, KARDEŞLİĞİMİZ, GELECEĞİMİZ…

Page 3: Borsa Haber Ekim 2016

BOR SAHABER3

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde yapılan ve Başbakan Binali Yıldırım ile bazı bakanların da katıldığı 9. Ticaret ve Sanayi Şurası’nda Trabzon’un sorunları ve çözüm önerileri de dile getirildi.

TOBB’ye bağlı oda ve borsaların meclis ile yönetim kurulu başkanlarının da katıldığı şura-da Trabzon adına Trabzon Ticaret Borsası Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu söz aldı.

TTB, TTSO ve Of TSO adına konuşan Şükrü Güngör Köleoğlu, önceliği yörenin iki önemli tarımsal ürünü fındık ve çaya vererek şunları söyledi:

“Çay Kanunu acilen çıkarılmalı, kaçak çay girişi önlenmeli ve temel gıda maddesi olan bu üründe KDV yüzde 1’e indirilmelidir. Fındıkta yaşanan üretim azalması ve buna bağ-lı olarak fiyatlardaki aşırı dalgalanmalar Pazar payımızı tehdit etmektedir. İstikrarlı bir üretim için devlet mutlaka bazı düzenlemeler yapmalıdır. Türk fındığının geleceğini üre-

tim bazında tehdit eden külleme hastalığı ile topyekün mücadeleye acilen başlanmalıdır.”Trabzon’da sanayinin rekabet gücünün arttırılması için organize sanayi bölgelerinin doğal gaza kavuşturulmasının şart olduğunu belirten

Şükrü Güngör Köleoğlu, Arsin’de çok amaçlı olarak planlanan yatırım adasının da kısa sürede tamamlayarak müteşebbislere tahsis edilmesi gerektiğini söyledi.

Dünya da küresel ısınmaya dikkat çekip, Doğu Karadeniz’in bu açıdan en az riskli kesimler arasında yer aldığına dikkat çeken Köleoğlu; “Bu gerçekler göz önünde bulundurularak Doğu Karadeniz’de dağ ve yayla turizminin geliştirilmesi için planlı ve projeli hareket edilmelidir. Özellikle Arap ve Körfez turizminden istikrarlı bir şekilde pay alınabilmesi için kalıcı ve kazandırıcı politikalar uygulanmalıdır” dedi.

Trabzon’un ulaşımdaki sorunlarına da değinen Şükrü Güngör Köleoğlu, şöyle devam etti:“Trabzon’un neredeyse tamamında büyük bir sorun haline gelen trafikte çözüm için Güney Çevre Yolunun yapımına ivedilikle başlanma-

lıdır. Bölgenin ticaret ve ulaşım merkezi olan Trabzon tren yoluna kavuşturulup, ulusal ve uluslar arası yol ağına bağlanmalıdır. Giderek artan ticaret ve turizm de göz önünde bulundurularak, Trabzon Havalimanı ikinci bir piste kavuşturulmalıdır.”

9. TİCARET ve SANAYİ ŞURASI...

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, oda ve borsa başkanlarıyla birlikte Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tay-yip Erdoğan ile düzenlenen istişare toplantısına katıldı. Başkanlar, Başbakan Binali Yıldırım’ı da ziyaret ederek, görüş alış verişinde bu-lundular. Toplantı ve buluşmalara Trabzon Ticaret Borsası adına Yö-netim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu iştirak etti.

Trabzon Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu, yaptığı değerlendirmede toplantıların ve buluşmaların Türkiye’nin birlik ve beraberliği ile kalkınma hareketindeki bütün-lüğüne önemli katkılar yapacağına inandığını belirterek, “Bu ülke hepimizin. Onun için, ihanetin en büyüğü olan darbe teşebbüsünü kıran millet olarak kalkınma hareketini topyekün bir şekilde hızlan-dırmalıyız” dedi.

TOBB ODA-BORSA BAŞKANLARINDAN DEMOKRASİYE DESTEK

Page 4: Borsa Haber Ekim 2016

4

Mehmet CiravMeclis Başkanı

Söz konusu demokrasi olduğunda bazı kesimlerin Türk Halkının sahiplenme güdüsünün azlığından, hatta yokluğundan şikayet etmelerinin ne denli dayanağı olmayan bir tespit olduğunu 15 Temmuz gecesi hep beraber yaşadık.

Yıllardan beri kendilerini kamufle ederek, alçakça düşünce ve hedefleri için dış destekçileri ile birlikte ağlarını sinsi sinsi örenlerin hayallerini bir kaç saat içinde namluların önüne, tankların altına kendini atıp, demokrasiye siper ederek boşa çıkardı. Bu tablo bir kere daha gösterdi ki, Türk insanı değerlerine dokunulduğu anda sağına soluna, kaşına gözüne bakmadan kendini feda edecek derecede sahiplenme güdüsünü öne çıkarır, 15 Temmuz’da da çıkardı.

15 Temmuz, bu milletin “tek” diye tarif ettiği ve “asla vazgeçmem” dediği değerlerine ne kadar önem verdiğinin göstergesidir.

15 Temmuz, yıllardan beri “demokrasiden anlamaz” diye adeta alay konusu edilen bir halkın, seçtiği sisteme ve kişilere ne denli değer verdiğinin fotoğrafıdır.

15 Temmuz, Türk halkının istismarcılara, ihanet şebekelerine, neme lazımcılara ne kadar tepkili, ne denli düşman olduğunun gözler önüne serildiği tablodur.

Bu tabloyu ortaya koyan, başta Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’dan şehit verdiğimiz evlatlarımıza ve kahraman gazilerimize kadar yaratanlara minnet ve şükran borçluyuz.

Böylesine ödenmesi zor bir borç için, her alanda daha çok çalışıp, daha çok gayret göstererek Türkiye’yi 2023 hedeflerine taşıyıp, Dünyanın 10 bü-yük ekonomisi arasına sokmalıyız. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Dünya 5’den büyüktür” diye ifade ettiği tabloya her alanda güçlenmiş bir Türkiye ile katkıda bulunmalıyız.

TÜRK HALKININ DEMOKRASİ AŞKI 15 TEMMUZ’DA ANLAŞILDI...

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU’YA GÜVEN MESAJI

MGK GENEL SEKRETERİ’NDEN FINDIK PROJESİ İÇİN TEBRİK

Trabzon Ticaret Borsası, İçişleri Bakanlığı’na getirilen Süleyman Soylu ‘ya başarılar diledi.Meclis Başkanı Mehmet Cirav ve Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu imzasıyla yapılan ya-

zılı açıklamada şöyle denildi:“Son yapılan düzenleme ile Hükümette İçişleri Bakanı olarak görevlendirilen Milletvekilimiz Sa-

yın Süleyman Soylu’nun, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda olduğu gibi başarılı hizmet vereceğine inanıyoruz.

Sayın Soylu, özellikle 15 Temmuz’da yapılmak istenen darbenin teşebbüs aşamasında kalması sırasında özverili davranış göstermiştir. Sonrasında da söylem ve eylemleri ile takdire değer, is-tikrarlı bir tavır sergilemiştir.

Ülkemizin asayiş bakımından zor bir süreçten geçtiği dönemde İçişleri Bakanı olarak kabine de görevlendirilmesi, kendisine olan güvenin de tezahürüdür.”

Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu, Trabzon Ticaret Borsası’nın fındıkta ve-rim ve kaliteyi arttırmak için yaptığı çalışmaları takdirle karşıladığını bildirdi.

Seyfullah Hacımüftüoğlu, Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu’na konu ile ilgili olarak gön-derdiği yazıda şu görüşlere yer verdi:

“Tarım sektöründe ihraç edilen ürünler arasında en ön safta yer alması sebebiyle, adeta ülkemi-zin medar-ı iftiharı olan fındık, bilhassa Karadenizli hemşerilerimize sağladığı istihdam ve eko-nomik katkısıyla yöresel önemi haiz bir tarım ürünümüzdür.

Bu önemli ürünümüzü daha verimli ve kaliteli kılacak her türlü gayreti memnuniyetle karşı-ladığımı ifade etmek isterim. Bu sebeple, özelde fındık üretiminde verimi ve kaliteyi artırmaya, genelde ise ülke ekonomisine ve refahına katkı sağlamaya yönelik çabalarınızda muvaffak ol-manızı temenni ederim”.

Page 5: Borsa Haber Ekim 2016

BOR SAHABER5

Trabzon Vakfı ve Trabzon Derneği tarafından kente emeği geçen kişilere verilen Trabzon’a Hizmet Ödülü, sanayici Celal Hekimoğlu’na verildi.

Ödüle layık görülen Celal Hekimoğlu konuşmasında Trabzon Vakfı Başkanı nezdinde tüm yöneticilerine teşekkür ederek sanayisiz bir ülkenin ilerleyemeyeceğine dikkat çekti. Hekimoğlu, şunları söyledi:

“Trabzon’da sanayi olmaz diyenler hata yapıyor. Neden hata ya-pıyor? Ben yaptım. Ki, ben ilkokul mezunuyum. Trabzon’da da çok başarılı mühendislerimiz var. Her şeyi yapabilirler. Ben Trabzon’un

önünü açtım. Öyle bir sanayi yaptım ki, herkes oradan istediği yardımı görebilir. Şunu söylüyorum; Trabzon’umuzu büyütmemiz, ülkemize, Milletimize faydalı olabilmemiz için sanayi yapmamız şarttır. Çünkü, sanayisiz bir ülke ilerleyemez. Trabzon’da sanayi zor olur ama yapılması lazım. Trabzon’un gençlerine, mühendislerine güveniyorum. Sanayi yaptığınız zaman ben buradayım. Sanayinin güzelliklerini, sıkıntılarını her şeyini anlatayım. Bu mübarek ülke için sanayi yapmamız lazım. ”

Şükrü Güngör KÖLEOĞLUYönetim Kurulu Başkanı

“Bir elin nesi var iki elin sesi var” gerçeğinden hareketle, Trabzon Ticaret Borsası olarak, en önemli tarımsal ihraç ürünümüz olan fındık için başlattığımız seferberliği, hemen hemen her konuda tüm ke-simlerle işbirliği yaparak sürdürüyoruz.

Bu fındığın tanıtımından, ekmeğin içine konularak tüketiminin arttırılmasına, Trabzonspor ile işbirliği yapılarak reklamının yapılmasına, oradan bahçelere inilerek verim ve kalitenin yükseltilmesi için projeler uygulanmasına kadar her aşamada bu tercihle, yani sektörün tüm taraflarıyla birlikte olma şekliyle de-vam etti, ediyor, edecek.

Çünkü, biz üretimden tüketime kadar halkalardan birinde eksiklik olması halinde zincirin bozulacağını, en azından işlevini istenilen şekilde yerine getiremeyeceğini iyi biliyoruz. Onun için de “topyekûn kal-kınma ve birlikte hareket” diyoruz.

Bunlardan birisi ve hem bugün hem de gelecek için çok büyük bir tehlike arz eden fındıktaki külleme hastalığının bahçelerde yaygınlaşmasını önlemeyi ele almak oldu.

İnce eleyip sık dokuyup, Türkiye’nin dört bir yanını tarayıp, herkes ile istişare yaparak fındık sektörü ile ilgili tüm kesim ve kişilerin katılımı ile Fındıkta Külleme Çalıştayı’nı gerçekleştirdik.

Lokal mücadelelerle ele alınan, ancak bu tür tercihlerle hiç bir sonuç alınamayacağı bilinen külleme ile ülke genelinde, devlet politikası şekliyle bir mücadelenin başlatılması için düğmeye bastık. Konu ile ilgili tüm tarafların görüşlerini aldık. Bilim adam-larının sunumları ile birleştirdik. Şimdi DOKA’nın desteği ile kitap halinde raporluyoruz. Bu raporu Ankara’da TOBB Başkanı Sayın Hisarcıklıoğlu’nun himayesinde yapılacak bir buluşma ile devletin ilgili ve yetkili kademelerine ulaştırıp, mücadelenin nasıl ve ne şekilde yapılması gerektiğine de katkı sağlayacağız. Bu konuda başta fındık üreten iller olmak üzere siyasetçisinden sivil toplum örgütü temsilcisine, üreticisinden ihracatçısına kadar her-kesten azami katkı bekliyoruz.

Çünkü, Türk fındığının geleceğini de tehdit eden bu hastalığın kökünü kazıyamaz isek, Dünya piyasalarındaki hakimiyetimiz tartışılmaya başlanacak bir tabloya doğru yol alacaktır. Böyle olumsuz bir tablo ile karşılaşmamak için herkesi göreve çağırıyoruz.

FINDIK İÇİN BÜTÜNLÜK İSTİYORUZ...

TRABZON HİZMET ÖDÜLÜ, CELAL HEKİMOĞLU’NA VERİLDİ

Page 6: Borsa Haber Ekim 2016

6

Çay Sanayicisi İşadamları Derneği (ÇAYSİAD) Başkanı Erdal Saral, yanlış toplama yüzünden Türk çayında kalite sorununun yaşandığı-na dikkat çekti.

Aynı zamanda Of Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı da olan Erdal Sa-ral, çayda toplama işleminin gereken ölçülerde ve dikkatle yapılma-dığına işaret ederek şunları söyledi:

“Özellikle Gürcistan’dan gelen işçilere yaş yaprağını toplatan üre-ticiler, bunu kilo karşılığı ücretlendirerek yapmaktadırlar. Bu du-rumda işçiler daha fazla toplayıp para kazanmak için gelişi güzel toplama yaparak, hem bitkiye zarar veriyorlar, hem de çöpü fazla yaprak koparıyorlar.”

Erdal Saral çayda verimin düşmemesi için çok dikkatli hareket edil-mesi gerektiğini vurgulayarak şöyle devam etti:

“Kilo karşılığı toplayan işçi daha çok gelir elde etmek için normal-de 2,5 yaprak ya da 3,5 yaprak toplanması gereken çayı kökleriyle birlikte topluyor. Dolayısıyla çayda bir kere verimlilik düşüyor. İkin-cisi ise çayın kalitesi gittikçe azalıyor. Bir hesap yapacak olursak,

geçen seneye ya da bir evvelki seneye göre bir hayli düşüş var. Bu-rada yüzde 8’lerden yüzde 11’lere çıkan bir çöp sorunu var. Bu direk kuru çayın maliyetini de etkiliyor. Eğer müstahsil 2,5 yaprak ya da 3,5 yaprak çayı bahsettiğimiz kökü, çöpü olmayacak şekilde getirse inanıyorum ki hiçbir firma devletin açıkladığı taban fiyatının altın-da çay almak için en ufak bir çaba sarf etmez.“

Çay Kanunu’na kesinlikle ihtiyaç olduğunu belirten Erdal Saral bu işin takipçisi olduklarını kaçak çayın sektöre büyük darbe vurduğu-nu, hatta bu çayları kullanan üreticinin bile piyasada haksız rekabet ortamı yaratmış olduğunu ifade ederek “Kuru çay fiyatları yine dü-şüyor. Düşmesi sonucunda da fabrikanın, üreticinin ayakta kalması için bu sefer müstahsilden kendi imalatlarını kendi sisteminin yürü-yüşünü sağlamak adına fiyat verip çayı almaya bakıyorlar. Kaçak çayın da böyle olumsuz etkisi de var. Ayrıca kuru çaydaki yüzde 8 olan KDV oranının yüzde bire indirilmesi gerek. Böylece haksız re-kabetin önlenmesinde ve kaçak çayın yurda girişindeki cazibenin ortadan kaldırılmasında önemli bir etken olacaktır.” diye konuştu.

ÇAYDA ÇÖP SORUNU

Page 7: Borsa Haber Ekim 2016

BOR SAHABER7

Girişimci adaylarını Türkiye’nin önde gelen işadamlarıyla buluş-turan, ‘Geleceğin Gücü Girişimciler G3 Forum Anadolu’nun ikincisi Trabzon’da gerçekleştirildi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından Trabzon Tica-ret Borsası ve Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nın katkıları ile düzen-lenen ve Türkiye’nin en önemli girişimcilik etkinliklerinden biri olan, “Geleceğin Gücü Girişimciler G3 Forum” Trabzon’da yapıldı.

Foruma; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M.Rifat Hisarcık-lıoğlu, TOBB Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Ali Sabancı, Trabzon Ticaret Borsası Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu, TTSO Meclis Başka-nı M.Şadan Eren, TTSO Başkanı M.Suat Hacısalihoğlu, Of TSO Meclis Başkanı Zühal Akyüzlü, Of TSO Başkanı Erdal Saral’ın yanı sıra, ünlü işadamları, çeşitli odaların başkan ve temsilcileri ve Genç girişimci-lerinde aralarında bulunduğu yüzlerce kişi katıldı.

TTSO Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Hülya Ulusoy, TOBB Genç Girişimciler Kurulu Bölge Temsilcisi Tayfun Özlü ve Of Ticaret ve Sa-nayi Odası Başkanı Erdal Saral’ın selamlama konuşmalarının ardın-dan kürsüye gelen Trabzon Ticaret Borsası Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu şunları söyledi:

“Genç girişimcilerin heyecanları ve yeni bilgilerle donattıkları dü-şünceler geleceği oluşturacak. Günümüz girişimciliğine hiç şüphe-siz inovasyon denilen yenilikçi düşünceler hakimdir. Örneğin Doğu Karadeniz’in geleceği olan turizmden tutun da dünya üretim ve ticaretinin büyük kısmını elinde bulundurduğumuz fındığa kadar yenilikçi düşünceye ve girişimciliğe açık sektörler vardır. Başarılı uygulamaları ve bunların uygulayıcılarını genç girişimcilerin fikir ve idealleri ile birleştirirsek, Türkiye yakın gelecekte dünyanın 10 büyük ekonomisi arasına girecek imkan ve avantajlara sahiptir. Bu birlikteliğin sağlanması için çok çalışıp çok üreteceğiz.”

HİSARCIKLIOĞLU: “2 MİLYON YENİ GİRİŞİMCİYE İHTİYACIMIZ VAR”TOBB Başkanı M.Rifat Hisarcıklıoğlu ise girişimciliği Anadolu’ya

yaymak için yoğun çabalarının olduğunu ifade ederek şunları söy-ledi:

“Bu devirde elinizde iyi fikir varsa para verecek olan çok. Yeter ki icat çıkartın, ne yaparsanız yapın yenilikçi yapın. Türk insanının ha-murunda cesaret, elinde cevher var; marifet bunu işlemekte. Zen-ginlik ve refaha giden tek yol olan girişimcilik ülkeler arası rekabet-te ve işsizlik sorununu çözme konusunda ana etkendir. Japonya’da her 100 kişiden 5’i girişimciyken, Türkiye’de bu oran yüzde 2. Ülke-mizi Japonya seviyesine çıkartabilmek için 2 milyon yeni girişimciye ihtiyacımız var. Girişimciliği ülke çapında yaymak için 2007 yılında TOBB Kadın Girişimci Kurulu’nu, 2009 yılında TOBB Genç Girişimci kurulunu kurduk. Dünyanın 63 ülkesinden 100 girişimci ve yatırım-cıyı iş kurma aşamasındaki gençlerimizle buluşturduk. Çünkü giri-şimciliğin gelişmesi için gerekli altyapıyı ancak ülkemizin her nok-tasında bu alanda bilinç oluşturarak kurabiliriz. Türkiye’nin müthiş bir genç nüfus avantajı var. Girişimci sayımızı artırabilirsek sahip olduğumuz genç nüfus avantajını zenginleşmek için kullanabiliriz. Bu nedenle girişimcilik kültürünün Anadolu’da yayılmasına büyük önem veriyoruz.”

SABANCI:“GİRİŞİMCİYE ÖNEM VERMEMİZ LAZIM”G3 Forum’un ikinci oturumunda konuşan TOBB Genç Girişimciler

Kurulu Başkanı Ali Sabancı, girişime ve girişimcilere önem verilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:

“Biz bu işe 2009’da başladık. Başlarken de bizim bir üst aklımız vardı. Bu üst akıl da Rıfat başkan. O dedi ki; ‘Girişimciye önem ver-memiz lazım. Bu ülkede girişimciliğin bir alternatif olduğunu anlat-mamız, hissettirmemiz lazım.”

GENÇ GİRİŞİMCİLER MENTÖRLERLE BİR ARAYA GELDİAçılış konuşmalarının ardından 34 yuvarlak masada mentörler

genç girişimcilerle bir araya geldi. Yarımşar saatlik 4 oturum halinde gerçekleşen etkinlikte Türkiye’nin dört bir yanından gelen mentör-ler, gençlere tecrübelerini aktardı, fikirlerini dinledi.

KARADENİZLİ GİRİŞİMCİLER TRABZON’DA BULUŞTU

Page 8: Borsa Haber Ekim 2016

8

Trabzon Ticaret Borsası tarafından Fındıkta Verim ve Kaliteyi Arttır-ma Projesi kapsamında fındık ticareti ile uğraşan üyelere nem ölç-me tayin cihazı ücretsiz olarak dağıtıldı.

Çok Amaçlı Toplantı Salonu’ndaki dağıtım töreninde konuşan Yö-netim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu, verim ve kalite için üretimden tüketim aşamasına kadar çalışmalar yaptıklarını hatırla-tarak, “Fındığın alım- satımını yapan tüccarlarımız da ürünün özel-liklerini tespit etmelidirler. Bu noktada fındıktaki nem oranı çok önemlidir. Bunun tespitini çok kısa sürede yapan cihazlarla tüccar-larımız daha sağlıklı alış-verişler yapabileceklerdir” dedi.

Köleoğlu, borsa olarak son yıllarda fındıkta büyük bir tehlike ha-line gelen küllenme ile ilgili olarak da herkesimi bir araya getirerek çalışma yapacaklarını da bildirdi.

Meclis Başkanı Mehmet Cirav ise, Trabzon’da Türkiye fındığının yüzde 10’undan daha azının üretilmesine rağmen borsa olarak üre-tici bazında çalışmalara ağırlık verip öncülük ettiklerini hatırlatarak, “Oysa bu konuda öncelik Ziraat Odaları’nda olması gerekirdi. Daha doğrusu onların bu işlere öncülük etmeleri lazım. Ancak onlar sade-ce fiyatla meşgul olmaktan başka bir şey yapmıyorlar. İster istemez de tüccarlarla ilgili bir meslek kuruluşu olmamıza rağmen iş bize kalıyor. Şikayetçi değiliz. Ama herkes üzerine düşeni de doğru ola-rak yapmalı” dedi.

Mehmet Cirav, ‘Fındık az olsun, fiyatı fazla olsun’ diyenlerin Türk fındığına ihanet ettiklerinin farkında olmadıklarını da vurgulayarak, “Yazıktır. Bu verimsizlik böyle giderse, fındık 20 lira olur, 1.500 do-lara satılırsa yarın bu iş elimizden gider. Başkaları fındık diker satar, bizde kendi kendimize kalırız” dedi.

ÜYELERE NEM ÖLÇME CİHAZI...

Daha sonra 104 üyeye dağıtı-lacak cihazın kullanışı anlatıldı ve temsili olarak 2 üyeye teslim yapıldıktan sonra diğerlerine imza karşılığı verildi.

Fındıkçılar için büyük önem taşıyan PM-450 marka alet aynı zamanda hızlı rutubet ölçme cihazı olarak da adlandırılıyor ve 28 çeşit ürünün ölçümünü yapabiliyor.

Tahıllar ve onlarca ürünün nemini ölçen cihaz 50 MHZ ka-pasitede. Digital ekrana sahip nem ölçme cihazı, 0-40 C sıcak-lığa kadar ölçüm yapabiliyor.

Numunelerin ağırlık ve sıcaklarını ölçen cihazda bilgiler işlendikten sonra gömülü mikro işlemcilerin kullanımıyla ‘Rutubet Değeri’ gös-teriliyor. Bu esnada ürünün nemi de ortaya çıkmış oluyor.

Page 9: Borsa Haber Ekim 2016

BOR SAHABER9

Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı Mehmet Cirav, Türkiye’nin fındıkta pazarı elinde bulundururken, payını daha da arttırmak için istikrarlı politikalar izlemesi gerektiğini belirterek, “Yılda 3 milyar dolar döviz kazandıracak hale gelen bu üründe üretimden tüketim aşamasına kadar planlı-programlı hareket edip, kendimize rakip yaratmamamız lazım” dedi.

700 bin hektarı aşkın fındık bahçesine sahip olan ülkemizde yıl-da 1.5 milyon ton üretilebileceğini hatırlatan Mehmet Cirav şunları söyledi:

“Türkiye bugün için dünyanın en büyük fındık üreticisidir. Ama bu daima böyle olacaktır anlamına gelmiyor, gelmemeli. Onun için üretimden pazarına kadar fındığı bir bütün kabul ederek hareket etmeliyiz. Bakın son yıllarda üretimimiz artmıyor. Sadece 2008’de 900 bin ton fındık üretebilmişiz. Genel rakam ise 500 ile 750 arasın-da değişiyor. Son 10 yılın ortalamasına göre 600 bin ton civarında üretim yapabilmişiz. Tabiat şartları, bahçelerin yaşlanmış olması, budama işleminin gerektiği gibi yapılamamasının, bahçelere gere-ken ihtimamım gösterilmemesinin sebep olduğu bu rekolte azlığı büyük kısmını ihraç ettiğimiz bu üründe özellikle fiyat konusunda istikrarlı piyasaların oluşmasını etkilemektedir.”

Trabzon’un Beşikdüzü ilçesinde 21 Eylül’de meydana gelen sel fe-laketinde su basan depolarda olumsuz etkilenen fındıklar makine-lerde kurutuldu.

Trabzon Ticaret Borsası’na üye fındık tüccarlarına ait depolardaki fındıklar, sel felaketinde su altında kalmışlardı.

TTB Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu, Oltan Gıda ile sudan olumsuz etkilenen fındıkların kurutulması için anlaşma

yaptıklarını belirterek, “Mevcut 12 kurutma makinesinde yaklaşık 105 ton fındığın su baskını sonrası nemleri ölçülerek kurutulmuş-lardır” dedi.

3 yıl önce kurulan Fındık Kurutma Merkezi’ne getirilen fındıklar nem oranlarına göre 4 ile 6 saat arasındaki bir sürede kabul gören miktar olan yüzde 6’ya düşünceye kadar kurutma işlemine tabi tu-tuldular.

Meclis Başkanı Cirav, fındıktan sadece yüksek fiyatla kazanç sağ-lanamayacağını, çünkü üretim yapan başka ülkelerin mevcut oldu-ğunu vurgulayarak, “Bu durumda Türkiye bugünkü pazar yapısını korumak, ya da daha da arttırmak noktasında sürdürülebilir po-litikalar izlemede zorluk çekecektir. Çünkü, diğer üretici ülkelerde fındık alanları genişlemekte, üretim artmaktadır. Yılda 3 milyar dolara çıkan fındık ihracatındaki geliri illa 500 bin tonluk kabuklu fındığı kırarak, işleyerek sağlamayı tercih edersek pazarı kaybetme durumu ile karşı karşıya kalırız. Biz 3 milyar doları 700-800 bin ton fındığı ihraç ederek, satarak kazanmalıyız ki, diğer ülkelerdeki fın-dık dikimini azaltalım, hatta ABD’nin bademde yaptığı gibi tama-men ortadan kaldıralım” dedi.

Mehmet Cirav bunun için fındıkta verim ve kaliteyi arttırma çalış-malarının hızlandırılması, dönümde ortalama 80-90 kilo olan veri-min en az 200-300 kiloya çıkması gerektiğine de işaret etti.

Cirav ayrıca, bu noktada en önemli tercihin halen alan bazlı yapı-lan çiftçi desteklemesinin üretime verilir hale getirilmesi olduğunu, bunun da üreticiyi bahçeye sokmada en etkin yöntem olacağını da sözlerine ekledi.

AZ FINDIK, ÇOK PARA POLİTİKASI YANLIŞ…

SELDE ISLANAN 105 TON FINDIK, KURUTULDU

Page 10: Borsa Haber Ekim 2016

10

2016-2017 FINDIK İHRAÇ SEZONU AÇILDI

2016-2017 fındık ihraç sezonu, Giresun Limanı sahasında başla-tıldı.

Törende konuşan Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçı Bir-likleri (KFMİB) Başkanı İlyas Edip Sevinç, “Fındık bu bölgenin her şeyidir. Türkiye, dünya fındık üretiminde ve ticaretinde bir tekel ko-numundadır” dedi.

Ne Hamburg’da ne de başka bir yerde fındık borsası bulunmadı-ğını vurgulayan Sevinç şunları söyledi:

“Fiyatı, üretimi ve şartları belirleyen sadece Türkiye’dir. Buradaki şartlar nasıl tecelli ederse böyle olmaktadır. Sayın Cumhurbaşka-nımızın başbakanlığı sırasında büyük bir devrim mesafesinde al-dığı karar çerçevesinde 2009 yılından itibaren fındık artık serbest piyasa ekonomisine arz talep dengesine göre oluşan fiyatlara bıra-kılmış durumdadır. Bunun nimetlerinin ne olduğunu hepimiz 2009 yılından bu yana yaşayarak gördük. 2016-2017 sezonunu açıyoruz, bırakalım bundan sonra piyasa konuşsun. Herkes tahminlerinde

yanılabilir ama piyasa yanılmaz ve daima doğruyu söyler. Piyasayı izleyelim, herkesin iddialarının ne derece doğru olup

olmadığını görelim. Biz ihracatçılar olarak her zaman için yüksek üretim, yüksek tüketim, düşük üretim maliyetinin peşindeyiz. İh-racattan gelen döviz elbetteki önemlidir ama ne miktarda ihracat yaptığımız hem dünya hem de Türkiye tüketiminin hangi doğrul-tuda geliştiğini izlemek bizim için daha önemlidir. O nedenle Fın-dık Tanıtım Grubu olarak elimizdeki kaynakları, fındık tanıtımının yanında üretimin artırılması, verimliliğin yükseltilmesi ve üretim maliyetinin aşağılara çekilmesi hususunda kullanmaya devam edeceğiz.”

Protokol konuşmalarının ardından geçtiğimiz sezon en fazla ihracat yapan firmalara Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafın-dan plaket verildi. Daha sonra tüm katılımcılarla birlikte başlatılan 2016-2017 fındık ihracat sezonunun ilk ürünü tırlara yüklenerek yurt dışına gönderildi.

Merkez Bankası tarafından 1952 yılında bastırılan 5 Türk Liralık banknotun üzerinde yer alan ve fındık toplayan kızların yer aldığı fotoğraf Giresun’da canlandırıldı.

Fındık Tanıtım Grubu tarafından 2016-2017 fındık ihraç sezonu-nun başlatılması nedeniyle düzenlenen törende söz konusu bank-notun üzerinde yer alan fotoğraf aynı görüntü ile 3 genç kız tara-fından banknotun fotoğrafı ve bilgileri ile birlikte yer aldı.

Fındık Tanıtım Grubu başkanı Edip Sevinç, fındığın geçmişten günümüze ülkemiz için çok önemli bir tarımsal ihraç ürünü ol-duğunu ve Karadeniz’de de yaşam şeklinin düzenlenmesinde en etkili faktörler arasında yer aldığını belirterek, fındıkla ilgili tüm bilgi ve belgelerin bir araya toplanması için de çalışma yaptıklarını söyledi.

TC Merkez Bankası’nın 5. Emisyon 1. Tertip olarak 10 Ekim 1952 tarihinde tedavüle çıkardığı banknot 8 Ocak 1968’de tedavülden kaldırılmıştı.

68X150 mm ebadındaki 5 liranın ön yüzünde Atatürk portresi, arka yüzünde ise fındık toplayan kızlar resmi mevcut idi.

64 YIL ÖNCEKİ BANKNOT GİBİ...

Page 11: Borsa Haber Ekim 2016

BOR SAHABER11

FINDIK ve SAĞLIK…

Fındık ve sağlık konusu İstanbul’da düzenlenen bir panel ve söy-leşi ile ele alındı. Panelde fındığın üretiminden tüketim aşamasın-da sağlığa olan etkileri konusundaki konular ve sorunlar konuşul-du.

Türkiye Gıda İşverenleri Sendikası (TÜGİS) ile Fındık Tanıtım Gru-bu (FTG) tarafından Wyndham Grand Hotel’de düzenlenen panele sektörle ilgili kuruluşların temsilcileri ve bilim adamları katıldılar.

Açılışta konuşan TÜGİS Başkanı Necdet Buzbaş, ülkemizde fın-dığın tarihi seyri hakkında bilgi vererek, dünya fındık sektöründe söz sahibi olan Türkiye’nin bu ürüne dayalı sağlık konusunda ye-terli düzeyde akademik çalışmalar bulunmadığına dikkat çekerek şunları söyledi:

“Öncelikle çok ürettiğimiz bu ürünü yeterince tüketemiyoruz. Oysa ülkeler ürünlerini öne çıkararak, özellikle sağlıklı ilgili çalış-malar yapıyorlar. Üzülerek itiraf etmeliyim ki, sağlık konusunda yeterli düzeyde akademik çalışmamız yok. Bu konuda dünya gene-linde çalışma yaparak farkındalık yaratmamız lazım.”

FTG BAŞKANI EDİP SEVİNÇFındık Tanıtım Grubu Başkanı Edip Sevinç de, fındıkta serbest

piyasa sistemine geçilen 2009 yılını milat olarak kabul ettiklerini belirterek şunları söyledi:

“2009’da fındıkta her türlü vesayet ortadan kalkmıştır. Sistem ken-di içinde işlemeye başlamıştır. Sonuçta ortadadır. Türkiye zaman zaman 300 bin ton iç fındığı satar, 3 milyar dolara yakın dövizi elde eder hale gelmiştir. Devlet sistem içinde üreticisini desteklemek-tedir. FTG olarak 20234 projeksiyonunda yılda 350 bin ton ihracat ve 3.5 milyar dolar hedefi koymuştuk. Buna bile yaklaştık. Ancak sektörde sürdürülebilir fındık politikaları uygulamamız lazım. Son yıllarda verim ve kalitede yaşanan sorunlar artmaktadır. Buna ve üretime bağlı gelişmeler yaşanıyor. Türkiye fındık ticaretinin yüzde 76’ını gerçekleştiriyor diye bunun illa nihayet böyle devam edeceği-ni söylemek mümkün değil. Kimi ülkeler fındık üretimini arttırmak için çok büyük çaba içinde. Gürcistan’da fındık üretimi AB ve ABD tarafından destekleniyor. Çinliler harekete geçti. Onun için Türkiye bu tehditleri ortadan kaldıracak politikalar uygulamak zorundadır. Türk fındığı resmen tehdit altındadır. Bu tehditler Türkiye’nin pa-zardaki payını yüzde 60’ların altına düşürme noktasına gelebilir.”

Edip Sevinç, çözümün verim ve kaliteyi arttırarak pazarları ele

geçirmekten geçtiğini, bu ve sağlıklı ilgili konulardaki projelere FTG olarak destek verdiklerini ve vermeye de devam edeceklerini ifade etti.

Dr. İrfan Demirkol’un moderatörlüğünü yaptığı panelde konuşan Yaşar Holding yönetim kurulu üyesi Nur Demirok, fındık yağının sağlık açısından zeytinyağından daha üstün olduğunu vurgulaya-rak, fındığın yetiştiği toprağa göre lezzetinin ve besin değerinin arttığını, bunun da Karadeniz de yetişen Türk fındığını öne çıkar-dığını söyledi.

Ferrero Türkiye Genel Müdürü Azmi Gümüşlüoğlu ise, Türk fın-dığının dünya en büyük temsilcisi konumunda bulunduklarına ve bunu ürünleri ile 160 ülkede sürdürdüklerini hatırlatarak, “Türk fındığının kalite ve veriminde sürdürülebilirlik için çalışmalar ya-pıyoruz. Değerli tarım projeleri uyguluyoruz. Fındıkta her alanda sağlıklı politikalar uygulanması için hep birlikte çaba göstermeli-yiz” dedi.

PROF.DR.OSMAN MÜFTÜOĞLU: “Fındık atıştırmalık ürün değil, yiyecektir.”

Yaşasın Hayat Kliniği sahibi Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, fındığın atıştırmalık bir ürün değil, gıda maddesi bir yiyecek olduğunu söy-ledi.

Panelin söyleşi bölümünde, Necdet Buzbaş’ın maderatörlüğün-de söz olan Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, sağlıklı beslenmede fındı-ğın çok önemli yeri olduğunu vurgulayarak, “Öncelikle fındığı bir atıştırmalık ürün değil, soframızda yer alması gereken bir yiyecek olarak görmeli ve kabul etmeliyiz” dedi.

İmkanı olan herkesin fındık yemesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Osman Mütüoğlu, “Fındığa tek pencereden bakarsanız ayıp eder-siniz” diyerek şöyle devam etti:

“Fındığı atıştırmalık bir ürün olmaktan çıkarmamız lazım. Fındık bizim ulusal değerimizdir. Buna sahip çıkma mecburiyetimiz vardır. Dünya da herkes sahip olduğu böylesi ürünlere katma değerleriyle pazarlamaya çalışırken, bizim fındığa haksızlık etmemiz doğru de-ğildir. Bakın fındık yağından daha az değerli olan bazı yağlar çok değerli diye kilosu 30 dolara kadar satılıyor. Oysa biz hala fındık yağının kıymetini anlatmakla meşgulüz. Her ürünümüz övgüye, öneme layık. Ama fındığı ilk sıraya koymamız lazım. Fındığa daha çok emek vermek, kafa yormak gerekiyor.”

Page 12: Borsa Haber Ekim 2016

12

Trabzon Ticaret Borsası tarafından düzenlenen ‘Fındıkta Külleme Çalıştayı’nın açılışında konuşan Trabzon Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu, Türkiye’nin yıllık fındık üre-timinin son 10 yılın ortalamasına göre 600 bin ton civarında olduğu-nu belirterek, “Üretim ve ihracat rakamlarında ters orantılı olarak bir gelişme söz konusudur. Son 10 yılın ortalamasında 540 bin ton kabukluya kadar yükselen ihracatta rakamlar üretimin tersini artı-yor. Ancak, biz üretimi arttırma konusunda biraz ihmalkar davra-nıyoruz. Bu büyük tehlike ile mücadele parça parça değil, topyekün yapılmalıdır. Bunun için bu çalıştaydan çıkacak raporu Ankara’ya taşıyıp hükümete ileteceğiz. Ondan sonra da gerekenin yapılması için hep birlikte çaba göstereceğiz” dedi.

Fındık Tanıtım Grubu Başkanı Edip Sevinç de, ihracatçılar olarak üretimle ilgili her türlü projeye destek verdiklerini hatırlatarak şöyle konuştu:

“Fındık Araştırma Enstitüsü ile doku kültürü laboratuarı kurmak için çalışıyoruz. Bizim hedefimiz dış satıma paralel olarak üreti-mimizi arttırmaktır. Türk fındığının korunması, ancak ve ancak üretimin arttırılması ile mümkündür. Siz üretimi arttırmaz iseniz, başkaları devreye girer, giriyor da. Gürcistan da, Şili’de, Çin’de üre-tim arttırılmaya çalışılıyor. Bu da bizim tekel olduğumuz fındık pi-yasasında tehlikede olduğumuzun işaretidir. Fındık fidanımız yok. Bir de Gürcistan’a fidan gidiyor diyorlar. Biz üretimimizi arttırırsak, rakiplerimiz söker ve tekel halimiz devam eder. Bunun için en büyük tehlikelerden biri olan fındık hastalıkları ile mücadele de yol almalı-yız. Külleme başta olmak üzere sıkıntılarımız var. Birde fındık üreti-mi arttırıp, maliyetleri aşağıya çekersek, piyasalara tam anlamıyla hakim olur, elimize geçiririz. Yine de fındıkta söz sahibi Türkiye’dir. Türk üreticisidir. Son söz hep onundur.”

TTB Meclis Başkanı Mehmet Cirav da, son yıllarda özellikle Ziraat Odaları temsilcilerinin “fındık az olsun, pahalı olsun” mantığı ile ha-reket edildiğine dikkat çekerek şunları söyledi:

“Bu yanlıştır. Bu yanlışın faturasını böyle devam ederse gelecek-te çok ağır ödeyeceğiz. Verim ve kalite düşerken basında sürekli fiyatla ilgili açıklamaların yer alması ne kadar yanlış bir alanda bu-lunduğumuzun resmidir. Dışarıdan talep artarken içeride üretimin düşmesini anlamak mümkün değildir. Buna en büyük etken yanlış destekleme sistemidir. Bu sistem 6 yıl önce başlatıldı. Sonucu orta-da. Üretimimiz düştü. Rekolte artışı yok. Bu sistemin yerine ürüne destek verilerek üretimimiz arttırılmalıdır. Üretime destek verirsek, herkes bahçesine özen gösterir, verim ve kalitede yükselir.”

Dünya fındık üretimin büyük kısmını elimizde bulundurduğumuz fındıkta, son yıllarda bahçelerde yaşanan en büyük tehlike olan külleme hastalığı Trabzon’da yapılan geniş katılımlı çalıştayda ele alındı.

FINDIKTA KÜLLEME ÇALIŞTAYI...

Page 13: Borsa Haber Ekim 2016

BOR SAHABER13

Çalıştayda önce Ankara Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Fik-ret Demirci, Prof. Dr. Yeşim Okay, Prof. Dr. Nevzat Arık ile Fındık Araş-tırma Enstitüsü’nden Dr. Arzu Sezer konu ile ilgili bildiriler sundular. Daha sonra katılımcılar, konu ile ilgili görüşlerini ve önerilerini suna-rak katkıda bulundular.

Çalıştayın Sonuç Bildirisi: Fındıkta Külleme, önemli zarara sebep olan mantari bir hastalıktır.

Özellikle son yıllarda ürün veriminde ve kalitesinde düşüşlere sebep olmaktadır. Hastalığın mücadelesi mümkündür ancak etkin bir mü-cadele için alınması gereken tedbirler şöyledir:• Kültürel Tedbirler: Hastalıklı bitki artıklarının temizlenmesi, yok edilmesi, bahçelerde yabancı ot mücadelesinin yapılması.• Fındıkbahçelerindehastalıketmesiningelişmesiniengelleyecekşekilde bahçelerde iyi havalanma ve güneşlenme sağlayacak buda-ma, seyreltme, dip sürgünü temizliği, dikim aralıkları gibi işlemleri-nin usulüne uygun yapılması.• Kimyasal Mücadele: Kalıntı problemi oluşturmayacak şekilde et-kin ilaçlama programının oluşturulması, bu amaçla tavsiyesi bulu-nan fungisitlere ilaveten yeni ve farklı fungisitlerin ruhsatlandırılma-sı. Hastalık mücadelesindeki tahmin ve uyarı ile ilişkili çalışmaların yapılması. • Alternatif yöntemlerinin denenerek kullanılmasına yönelik araş-tırmaların yapılması. Biyolojik preparatlar ve biyorasyonel maddele-rin ilaçlama programlarına dahil edilmesi.• Yetiştiricilikte hastalıklardan ari sağlıklı materyallerin kullanılma-sının ve üretilmesinin sağlanması, kaçak fidan girişinin engellenme-si, sağlıklı sertifikalı materyallerin çoğaltımının yapılması. • AB ülkelerince kabul edilen EPPO’nun kabul ettiği MRL değerleri-nin dikkate alınması ve ilaçlama programların bu değerleri aşmaya-cak şekilde düzenlenmesi.

Çalıştay bir rapor haline getirilerek, Ankara’da yapılacak toplantı ile Fındık üreten illerin milletvekilleri ve devlette bu konuyla ilgili makamlara dağıtılacak.

Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu da,Türkiye’nin dünya fındık piyasasındaki hakimiyetinin tekel olma noktasında sürdürülmesi için üretimin mutlaka arttırılması gerek-tiğini vurgulayarak “50 yıldır budama, gübreleme veya diğer tarım tekniklerinde bildiklerimizin yanlış olduğunu görmeye başladık. Bunun üreticiye ısrarla anlatılması lazım. Biz kurum olarak elimiz-deki laboratuarımızla toprak tahlilleri ile üreticilere destek veriyo-ruz. Fındığı sadece toplanıp, kurutulup, satılacak bir ürün olarak görmemeliyiz. Yıl boyu bahçelerde olmalıyız” dedi.

Trabzon Vali Yardımcısı, Necmettin Yalçınalp’de ekonomiye büyük katkı sağlayan fındıkta ilgili tüm kesimlerin işbirliği yapması için devletin gerekeni yaptığını söyledi.

Çalıştaya moderatörlük yapan Prof. Dr. İlhami Köksal ise, 30 yıl önce fındık alanların sınırlandırılmasından, hatta sökümünden söz edildiğini hatırlatıp, “Ben o dönemde buna hep karşı çıktım. Şim-di bunun doğruluğu anlaşılıyor. Üretimimizi arttırmak için çaba göstermemiz gerektiğini görüyoruz. Bir zamanlar İspanya Türkiye ile rekabet ederdi. Bizim üretim politikalarımız İspanya’yı sıfırladı. Şimdi durum değişti. Tehlike büyük. Üretimi mutlaka arttırmamız lazım. Bunu alan genişletme ile değil, verim artışını sağlamayla yapmalıyız” dedi.

Page 14: Borsa Haber Ekim 2016

14

Trabzon Ticaret Borsası’nın koordinasyonunda 2013 yılında başlatı-lan Fındıkta Verim ve Kaliteyi Arttırma Projesi kapsamında yaşlı ağaç-ların sökümü yapılarak yeniden dikilen örnek fındık bahçelerinde ilk fındık hasadı gerçekleştirildi.

2014 yılında söküm ve dikimi yapılan ilk 10 fındık bahçesinden biri olan Trabzon’un Yomra ilçesine bağlı İkisu mahallesindeki Ömer Ustaömeroğlu’na ait bahçede gerçekleştirilen hasat törenine, Trab-zon Valisi Yücel Yavuz, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Yomra Kaymakamı Hasan Balcı, Yomra Beledi-ye Başkanı İbrahim Sağıroğlu, Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı Mehmet Cirav, Karadeniz İhracatçı Birlikleri Başkanı Edip Sevinç, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı il Müdürü Cahit Gülbay, Giresun Fındık Araştırma Enstitüsü Müdürü Aysun Akar ile üreticiler katıldı.

Hasat töreninde konuşan Trabzon Valisi Yücel Yavuz, fındık gibi her bakımdan yararlı olan ihraç ürününde böyle bir projenin uygu-lanarak, örnek olunmasını çok önemli bulduğunu belirterek, “Herkes üzerine düşeni yapacak ve fındıktan kazancımızı daha da arttıraca-ğız. Bunun için başta devlette bu alanda görevli olanlar olmak üzere herkes dairede değil, bağda bahçede görev yapacaktır. Bu millet son günlerdeki gelişmelerde devletine nasıl sahip çıktığını göstermiştir. Fındığın bölgemizin en önemli geçim kaynağı olduğunu biliyoruz. Burada şöyle bir mesaj var: Kendimizi yenilemezsek, çağa uygun hale gelmezsek hem ekonomik anlamda hem de sosyal anlamda. Çünkü bu bölgede en önemli ürün fındıktır. Fındıktaki kalitenin art-ması, verimin artması, gelirin de artması demektir. Tüm tarafların bu projeye destek vermesi lazım. Mükemmel bir proje. Kim katkı sağla-dıysa Allah hepsinden razı olsun. Bakın fındığı kırdık içinde boşluk yok dolu. Yani tam kapasite. Olması gereken. Bunu sağlamak için de gönül vermek, emek sarf etmek lazım. Bunu da yaptık ve yapacağız. Bu yönüyle projeye öncülük eden başta Trabzon Ticaret Borsamız ol-mak üzere bu konudaki tüm taraflara teşekkür ediyor, örnek olması-nı diliyoruz. Bundan sonra şunu iyi bileceğiz. İhracatı artırmak, milli gelirimize katkı sağlamak bizim de bu milletin has evlatlarına daha çok çalışarak borcumuzu ödememiz gerekiyor. Bundan sonra bu ça-banın içinde olacağız” diye konuştu.

Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, 3 yıl önce hayata geçirilen proje ile fındıkta bugüne kadar doğru bildik-leri birçok uygulamanın yanlış olduğunu anladıklarını vurgulayarak, üreticileri verim ve kaliteyi arttırarak fındığa sahip çıkmaya çağırdı.

Meclis Başkanı Mehmet Cirav, fındıkta üretim sorunumuz bulun-duğunu hatırlatarak, “700 bin hektar alanda fındık üretip, dünya

lideri olan bir ülkeyiz. Ancak üretimimiz çok düşük. 1 milyon, hatta 1.5 milyon ton fındık üretebileceğimiz alanlardan maalesef 600-700 bin ton fındık alabiliyoruz. Verim ve kalitedeki bu eksikliği gidermek için herkese örnek olması için bu projeyi başlattık. Aldığımız mesafe olumludur. Daha olumlu olabilmesi için öncelikle fındıkta alan bazlı verilen üretici desteğinin ürüne dayalı hale getirilmesi gerekir. Çün-kü, ürün değil de, arazi miktarına göre destek alan üretici garanti para olduğu için bahçesine gitmiyor. Bu da verim ve kaliteyi azaltı-yor” dedi.

Karadeniz Fındık Mamulleri İhracatçılar Birliği Başkanı Edip Sevinç de, fındıkta serbest piyasa sistemine asla müdahale edilmemesi ge-rektiğini belirterek, birlik olarak önceliği ürün ve üreticiye veren ça-lışmalar ve projeler yaptıklarını bildirdi.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Trabzon İl Müdürü Cahit Gülbay ise, sektördeki kuruluşlar tarafından desteklenen projenin alandaki kısmını yürüttüklerini ve devletin de yaptığı katkıyla örnek bahçe sa-yısını 63’e ulaştırdıklarını belirterek, “Hedefimizi Trabzon’da dekarda 80-90 kilogram olan üretimi asgari 200-250 kilograma çıkarmaktır. Ürecilerimize örnek olsun diye başlattığımız çalışmaların sonucu ve-rimli olmuştur. Hem Trabzon, hem de ülke genelinde yaşlı bahçelerin sökülerek yeniden ve farklı sistemlerle dikimine yönelinmiştir. Şimdi devlet tarafından programa alınan bu çalışmanın yasalarla destek-lenmesi için çaba gösteriyoruz” dedi.

Giresun Fındık Araştırma İstasyonu müdürü Aysun Akar da, ülkemiz-de yıllardan beri fındıkta verim ve kaliteyi arttırmaktan söz edildiğini belirterek, hayata Trabzon’da geçirilerek, herkese bu işin yapılabile-ceği şekliyle örnek olunduğunu hatırlattı. Akar ayrıca, tek dal ve ikili gibi yeni sistemlerle yapılan tarımın daha kaliteli ve verimli olduğunu da ifade ederek Allahverdi, Giresun Melezi ve Okay 28 gibi yeni türler-le bu çalışmalarında desteklendiğini sözlerine ekledi.

Konuşmaların ardından ocak yerine tek dal ve ikili sistemle Giresun kalite fındığın dikildiği bahçede 4.5 yıllık fidanlarda olan fındıklar se-petlerle toplanarak ilk hasat gerçekleştirildi.

2013 yılında uygulanmaya başlanan Fındıkta Verim ve Kaliteyi Art-tırma Projesi, Trabzon Ticaret Borsası’nın koordinasyonunda yaşlı bahçelerin sökülerek yeniden dikimi ve modern budama sistemleri-nin hayata geçirilmesi ile sürdürülüyor.

Projeye Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Fındık Araştırma Ens-titüsü, Fındık Tanıtım Grubu, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası, Doğu Karadeniz İhracatçı Birlikleri, Ferrero-Oltan Gıda Sanayi tarafından destek sağlanıyor.

ÖRNEK BAHÇELERDE İLK FINDIK HASADI...

Page 15: Borsa Haber Ekim 2016

BOR SAHABER15

Fındık ve fındık yağının ulusal ekonomiye 1 milyar doları aşkın katkı sağladığı ve bunun yanında besleyici özellikleri ile en önemli besin-lerden biri olduğu belirtildi.

TÜBİTAK Marmara Merkezi Beslenme ve Gıda Teknolojisi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Pala ve ekibi, ‘Fındık ve Fındık yağının sağ-lık açısından değerlendirilmesi’ projesi kapsamında bir araştırma ya-parak sonuçlarını açıkladı.

Prof. Dr. Pala, fındık ve fındık yağının ulusal ekonomiye 1 milyar doları aşkın katkı sağladığını ve onun yanında besleyici özellikleri ile fındığın en önemli besinlerden biri olduğunu söyledi. Fındığın kalp ve damar hastalıklarına faydalı olduğunu belirten Pala, “Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde, enerji değeri 639 kcal/100 gram olan fındığın protein içeriği yüzde 8.2 olarak bulunmuştur. Bu değer bit-kisel kaynaklı proteinler için önemli sayılmaktadır. İncelenen fındık çeşitlerinde ortalama yağ oranı yüzde 62.7 olarak saptanmıştır. Bu yağın, yağ asitleri bileşimin yüzde 82 sini oleik asit oluşturmaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalarda fındıkta çok yüksek düzeylerde bu-lunan tek çift bağlı doymamış yağ asidi oleik asidin kanda kolesterol yükselmesini önlediği ve böylece kalp-damar hastalıklarına karşı koruyucu etki gösterdiği bilinmektedir. Fındığın ve fındık yağının bu açıdan önemi Amerika Birleşik Devletleri’nin Kaliforniya eyaletinde yapılan 6 yıl süreli bir araştırma ile de belirlenmiştir. Bu çalışmaya göre, günde en az 1 kere fındık yiyen veya fındık yağı kullanan bir insanın, hiç fındık yağı kullanmayan insana göre enfarktüs yani atar damar tıkanmasından ölme riski yarı yarıya azalmaktadır” dedi.

ÇOCUKLAR B GRUBU VİTAMİNİ YÖNÜNDEN YETERSİZ BESLENİYORFındık ve fındık yağının çocuklar üzerinde besleyici olduğundan

bahseden Pala, “Fındık ve fındık yağı vücutta karbonhidrat prote-in ve yağ metabolizmasında düzenleyici olarak görev yapan bazı B gurubu vitaminler için önemli bir kaynaktır. B1 ve B2 vitaminleri için iyi, B6 vitamini içinse çok iyi kaynak olduğu saptanmıştır. TÜBİTAK tarafından ülke çapında 960 okul çocuğuyla yapılan bir tarama ça-lışmasında, Türk çocuklarının yüzde 90’nı B2, yüzde 84’ünün de B6 vitamini yönünden yetersiz beslendikleri gözlenmiştir. Kan yapımı ve ruhsal sağlık açısından gerekli olan B2 ve B6 vitaminleri fındık ve fın-dık yağında önemli düzeylerde bulunduğundan bu besinin her gün düzenli olarak tüketilmesi ülkemiz çocuklarının iki ana beslenme sorununa pratik bir çözüm olarak düşünülmektedir. Fındık ve fındık yağı E vitaminin bilinen en iyi kaynağıdır. Bu vitaminin kalp ve diğer kasların sağlığı ile üreme sisteminin normal çalışması için gereklidir. Alyuvarların parçalanmasını önleyerek yine ülkemizde yaygın olan kansızlığa karşı koruyucu etki oluşmasını önleyerek veya oluştuktan sonra onları etkisiz hale getirerek kanser hastalığına karşı koruma-sıdır.

Fındıkta ve fındık yağında E vitamini yüksek, çok çift bağlı doyma-mış yağ asidinin az olması vücutta özellikle kalp dokularındaki hüc-relerin korunmasını sağlamaktadır” ifadelerini kulandı.

“Fındık ve fındık yağının kemiklerin ve dişlerin yapımı için gerekli olan en iyi kaynaklarında birisidir” diyen Pala, “Kalsiyum kan ya-pımında görev alan demir büyüme ve cinsiyet hormonlarının geliş-mesinde rol oynayan çinko için en iyi kaynaklarında birisidir. Ayrıca sinirlerin uyarımı ve kas dokusunun çalışması için gerekli olan potas-yum açısından da zengindir. İşte bu yüzden fındığın ve fındık yağının insan yaşamında değerli bir yeri olduğu görülmektedir” şeklinde ko-nuştu.

E vitamininin bilinen en iyi kaynağı fındık yağı olduğuna dikkat çe-ken Pala, “Bu vitamin kalp ve diğer kasların sağlığı ile üreme siste-minin normal çalışması için gereklidir. Alyuvarların parçalanmasını önleyerek kansızlığa karşı koruyucu etki yapmaktadır. E vitaminin son yıllar da ortaya konan bir başka özelliği de kanser yapıcı etmen-lerin oluşmasını önleyerek veya oluştuktan sonra onları etkisiz hale getirerek bu korkunç hastalığa karşı vücudu korumasıdır. Görülüyor ki, içerdiği zengin vitamin yapısıyla fındık yağı, kalp damar hastalık-ları ve kansere karşı da koruyucu etkiye sahiptir” şeklinde konuştu.

1986 yılı Çernobil Nükleer patlamasından en çok etkilenen bölgeler

Prof. Dr. Mehmet Pala

den birincisinin Trakya, ikincisinin ise Doğu Karadeniz Bölgesi oldu-ğunu hatırlatan Pala, açıklamalarına şöyle devam etti: “1968 yılında Türkiye Atom Enerji Kurumu’nca yapılan tetkiklerde Trakya tarafın-da kanserli hasta oranı binde 2 iken Karadeniz Bölgemizde bu oran 10 binde 1 olarak belirlenmiştir. Bu durum da fındığın kansere karşı koruyucu etki yaptığını göstermektedir. Bileşimdeki minerallere ge-lince fındık yağı kemiklerin ve dişlerin güçlenmesi için gerekli olan kalsiyum, kan yapımında görev alan demir, büyüme ve cinsiyet hor-monlarının gelişimde rol oynayan çinko için en iyi bitkisel kaynaktır.

Ayrıca sinirlerin uyarımı ve kas dokusunun çalışması için gerekli olan potasyumca zengindir. Bu açıdan da bakıldığında fındık yağı E vitamininin bilinen en iyi kaynağıdır.”

FINDIK HEM EKONOMİYE HEM SAĞLIĞA FAYDALI...

Page 16: Borsa Haber Ekim 2016

16

Mustafa Yılmaz KARÇAYSİAD Genel Sekreteri

Türkiye de nüfus artışına bağlı olarak sürekli bölünen araziler her bölgemizde olduğu gibi Karadeniz bölgemizde de tarım alanları-nı küçültmüştür. Birçok aile için küçülen tarım alanları, baba malı, dede malı olmaktan öte ekonomik bir anlam taşımaz hale gelmiş-tir. Devlet de bu perakende alanları istediği gibi yönetemediği gibi, gelinen bu noktada oluşan yükümlülükleri kendisine maliyet artışı olarak yansıtmaktadır.

Bu gün çay sektörü ile ilgilenen tüm taraflar aynı şeyi söylüyorlar. ‘’Çay alanları birleştirilmeli.’’

Ama nasıl?İnsanların ellerinden atadan, deden kalan mallarını mülkiyeti ile

almak kolay değil.Ancak, çay sektöründe oluşan bu büyük sorunu öteledikçe, sek-

törün geleceği ile ilgili ortaya çıkan rasyolar, kötüye gidişin daha da büyüyeceğine işaret ediyor. Sektörde oldukça fazla düşen ham-madde kalitesi, yönetilemeyen arz talep dengesi ve artan üretim maliyetleri mevcut tablonun sonucudur. Bu tablo karşısında beş yıl sonrasının hesabını çıkarmak, gelecekte daha iyi olacağımızın iddi-asını yapmak da inandırıcı değil.

Sektörün ıslah edilmeye ihtiyacı var. Çay alanlarının birleştirilmesi ve birleştirilerek yönetilebilir hale getirilmesi en önemli aşama ola-caktır. Bu anlamda 201 bin müstahsili üç gruba ayırabiliriz. Bu üç gruptan aşağıda tanımı yapılan iki grubu çay alanları birleştirilebile-cek hedef kitle olarak görebiliriz. Bu iki grup toplam alanların yak-laşık % 70 ine sahiptir.

1. Grup; Çay bahçesi sahibi olan, ancak geçimini çaydan sağlamayanlar..

Çay bölgesinden göç eden insanlar, gittikleri yerlerde yeni bir ha-yat düzeni kurarak, geçimlerini farklı işlerden temin eder hale geldi-ler. Ulaştıkları bu nokta onlar için yeni bir hayat düzeni oluşturdu ve çay gelirine olan ihtiyaçları ortadan kalktı. Bu kişiler sahibi oldukları çay bahçelerini yükünden kurtulmak için yarılığa, olmazsa üçte bire, oda olmazsa arazime bak çay parasını al hesabı ile devretmektedir-ler. Amaçları gelir elde etmek olmayan, alanların yaklaşık %20 sini elinde tutan bu müstahsil grubu mahalle baskısından kurtulmak ve çaylarının toplandığını göstermek amacındadır.

2- Çay bahçesi sahibi olup, Çay bahçelerini işçi marifeti ile toplatanlar..

Birçoğu bölge dışında yaşayan, çay gelirinden yararlanmak iste-yen, ancak kendi emekleri ile değil de, bu işi işçi marifeti ile yap-tırmak isteyenlerdir. Çay sezonunda bölgeye intikal ederler ve mü-baya dönemi başladığında çayını bir an önce toplatmak ve satmak isterler. Zamanları kısıtlıdır. Aceleci yaklaşımları piyasada arz talep dengesini bozar ve özel sektör fiyatlarını düşürür. Kendi emekleri-

ni işe koymadıkları için de işçilerin ücret taleplerini sorunsuz kabul ederler. Ne kalırsa kar mantığı ile mübaya dönemini atlatırlar.

Sektörde işçi ücretlerindeki kontrolsüz artışın sebebi büyük ço-ğunlukla bu kesimdir. Çay alanlarında %50 den daha büyük bir paya sahip bu grup piyasada arz talep dengesini de bozan en önemli un-surdur.

Bu iki grup müstahsil çay alanlarının toplamda %70’ine sahiptir. Nüfus olarak bakıldığında ise yaklaşık, 1 milyonluk kesimi oluştu-ruyor.

Çay alanlarını birleştirmek istiyorsak bu iki kesimi organize etme-miz gerekir.

Çay alanlarını birleştirmek adına bu iki kesimin ellerinden tapula-rını alabilir miyiz?

Elbette hayır.Çay alanlarını birleştirmemiz gerekiyor mu?Elbette evet. Şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekir. Tapular üzerinde

yoğunlaşmanın anlamı yok. Bu çözüm düşüncesi asla sonuç vermez. Atadan, dededen kalan toprağı kutsal sayan bir zihniyetin var oldu-ğu yerde, arazileri birilerinin elinde toplamak ve mülkiyetini onlara vermek akıl karı değil.

Ortaya konulacak çözüm herkesi mutlu etmeli. Hiç kuşkusuz çay sektörümüz maliyet düşürücü politikalara en fazla ihtiyaç duyan sektördür. Sektörün 2030 yılına baktığımız zaman maliyetler yö-nünden dünya piyasasından kopacağımızı görmekteyiz. Dünyada oluşacağı öngörülen perakende satış fiyatlarının iki katından fazla bir fiyata çayımızı mal edebileceğimizi ve bu sonucun sürdürülebilir olmadığını biliyoruz.

O zaman alanların yönetimini hedef almalıyız. ‘’Yaş Çay Bizim İşimiz’’ projesi büyük resme bakıldığı zaman, bu amaçla hazırlan-mıştır. Proje yerli istihdam oluşturan ve çay alanlarını yarılık hesabı üzerinden kiralayan bir sistemin adıdır. Amaç kayıt dışında olan, yö-netilmesi zor çay alanlarını kurulacak şirketlerin elinde toplamaya ve kayıt içine alarak yönetilebilir hale getirmeğe yöneliktir. Bu yol-la 2000-3000 dönüm araziler şirketlerin elinde toplanacak ve kayıt içinde vergi üretir hale getirilecektir. Aynı zamanda hammadde ka-litesinin artırılması ve arz talep dengesinin korunması da sağlanmış olacaktır.

ÇAY’DA ŞAPKAYI ÖNÜMÜZE KOYMA DÖNEMİ...

Page 17: Borsa Haber Ekim 2016

BOR SAHABER17

20 yıllık bir firma olan Beşikdüzü Süt Mamulleri, 2003 yılında iki or-tak olarak yoluna devam ediyordu. Daha sonra bir ortak daha alarak Limited şirket haline geldi. Şimdi faaliyetlerini başarılı bir şekilde sür-dürüyor.

Ziraat Mühendisi olan ve süt teknoloji bölümünü bitiren şirketin mü-dürü, ortağı ve sorumlusu Recep Karadeniz’le sektörü masaya yatırdık. Gelinen noktada hayvancılık ve süt sektörünün sıkıntılarını, yapılması gerekenleri konuştuk.

Hangi ürünleri işliyorsunuz? Beşikdüzü Süt Mamullerinin kapasitesi nedir? Gıda üretimlerindeki denetimleri yeterli buluyor musunuz?

Tereyağı ve kaşar peyniri çeşitleri, kolot peynir, dil peyniri ve lor peyni-ri yapıyoruz. Denetimler tabi ki yeterli değil. Bakanlıkların da yeterli bu-nunla ilgilenebilecek sayısı yok. Düşünün Trabzon’da 10 tane mühendis varsa bu işi yapabilecek; bu kadar firmaya, markete nasıl yetsin? Ayrıca merdiven altı üretimlerin çok fazla olduğunu, sağlıksız dediğimiz, Ba-kanlığın izin vermediği koşullarda üretim yapan firmaların çok olduğu-nu biliyoruz. Trabzon’da veya başka yörelerde üretip de Trabzon’a, bu civarlara ve bütün Türkiye’ye satan firmalar ne yazık ki var.

Özellikle tereyağında mı?Tabi tereyağında da, peynirde de, peynir çeşitlerinde de bir hayli fazla.

Birde tereyağında şu bilinç yerleşmiş insanların kafasına. ‘Tereyağı kre-madan mı yapılıyor’? Tereyağı kremadan yapılır zaten. Ham maddesi kremadır. Eskiden köylülerin dediği “kaymak”. Kaymağın İngilizcesi de kremadır. Hani o eskiden dedikleri yoğurt tereyağı, onu bulmak nere-deyse imkansız.

Tereyağı alırken neye dikkat etmeliyiz? Sadece son kullanma tarihine bakmak yeterli olur mu? İyi bir tereyağını nasıl anlarız?

Bir kere üretildiği koşulların nasıl olduğuna, bunun saf kremadan mı yapıldığına, sadece sütten mi yapılıp yapılmadığına dikkat etmek ge-rekiyor.

Normalde etiketli ürünse zaten içeriğinde yazar. Yazmasa, bakanlık tarafından denetim yapıldığı zaman bu ürünleri artık biliyorsunuz ga-zeteler televizyonlar hemen teşhir ediyor. Eskiden böyle bir şey yoktu. Artık bunun olması avantaj. Ayrıca, Bakanlık teşhir ettiği firmalara daha yüksek cezalar, hatta kapatma cezaları gibi cezalar verirse belki bu cay-dırıcı olabilir.

Hakiki tereyağının kilosu ne kadardır? Şu anda firmalardan 20-22 TL arasında çıkıyor. Markette de 25 TL civarı

satılıyor. Bazen köylerden getirilip satılanlar da var. Onlarda 30-35 TL civarında. Tabi köylü yapımı aslında belki maliyeti o kadar değil ama düşünün köyde yapan 2-3 veya 5 yerde yapıyor, maliyeti daha yüksek oluyor. Öyle hakiki oluyorsa belki alacak olan kişi zaten fiyatı düşünmü-yordur. Bence tereyağının fiyatı gayet normal.

Firma olarak günde kaç kilo süt üretiyorsunuz? Bizim kendi çiftliğimiz var. Ayrıca burada yaklaşık 60 tane de süt sı-

ğırımız mevcut. 600-700 kg üretimimiz oluyor. Piyasadan günlük yıllık ortalamaya döndüğü zaman 15-20 ton arası oluşuyor. Tabi köylülerden topladığımız sütlerde mevcut.

1 kg tereyağında ne kadar süt kullanılıyor?Sütün yağ oranına bağlı. Mesela bizim köylerde vatandaş sütün kay-

mağını almazsa % 5 civarında yağı olur. Tabi köylü şu anda köy tereya-

ğı satması için biraz kaymağını alıp sütünü öyle verebiliyor. E tabi yağ oranı o zaman daha düşük olabiliyor. Bir kısım kaymağını alıyorsa onu tereyağı olarak piyasaya satıyor. Geri kalan sütünü de firmalara veriyor. Şu anda % 80 bu şekilde veriyor firmalara.

Trabzon’da 2002 ile 2006 yıllarında süt sığırcılığı ve hayvancılık bir hayli iyi noktadaydı. Şimdi sene 2016. Gelinen noktada sektördeki du-rum nedir?

Trabzon’da çok fazla tarım arazisi yok. Tabi şu anda olan miktarlar daha düşük. Yeni yeni çiftlikler olmaya başladı.. Bu şekilde çiftlikler ar-tarsa hayvancılık daha iyi konuma gelebilir. Devlet hem süte hem de yeme teşvik verir, bu şekilde yapanlara da destek verirse o zaman hay-vancılık biraz daha gelişir diye düşünüyorum.

2016 yılı sizin sektör açısından nasıl geçti? Trabzon’un gelişmeye açık yanı var mı?

Sektör açısından kötü geçti. Sadece Trabzon’da değil, Türkiye gene-linde kötü geçti. Bundan dolayı da Trabzon civarını etkilemesi pek hayli mümkün. Bizim Beşikdüzü Süt Mamulleri olarak ihracatımız yok. Sade-ce Türkiye içinde satış yapıyoruz. Karadeniz bölgesinin tümü olmakla birlikte, Doğu Anadolu, İç Anadolu, Marmara Bölgesi yoğunlukla satış yapıyoruz.

Trabzon’a bakacak olursak; Burada süt sektörü biraz farklı. Burada peynir ve tereyağı normalde diğer bölgelere göre daha fazla. Çünkü, yörenin hayvan cinsi ve diğer doğal bitki örtüsü bunda en büyük etken görünüyor. Tabi bu daha farklı fiyata belki alıcı bulabilir ama işte bunun bölgesel yapılması lazım. Avrupa ülkelerinde bu yapılıyor. ‘Burada ye-tiştirildi’ diye etiketlenmesi vardır. Coğrafi işaretleme yapılsa belki daha iyi fiyata daha iyi alıcı bulur. Ama şu an bir coğrafi işaretleme olmadı-ğından çok farklı fiyata başka farklı bir bölgeye satma şansı bulamıyor-sunuz.

Süt toplama işlemini nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Artık süt toplama merkezleri var. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?.

Onun için birkaç kez toplantılar yaptık. Avrupa Birliği’nden de gelmiş-lerdi o zaman da söylemişlerdi süt toplama merkezleri nasıl olur diye. Ben o zaman da fikrimi açıkça söyledim. Bu bölgede Süt Toplama Mer-kezleri zor olur diye. Bir defa arazi şartları buna uygun değil. Süt Top-lama Merkezlerinin olduğu yerler hem sütün, hem de yerleşimin fazla olduğu yerlerdir. Bizim burada Süt Toplama Merkezini bir köye kursan bile, kimsenin oradan sütünü bu merkeze getirip dökme şansı yok. Çok zor. Ben o zaman şöyle bir teklifte bulunmuştum:

Aile şirketi olan ve 10 baş üzeri olanlara birer süt soğutma kazanı veril-sin, o şekilde toplanma yapılsın. Aslında teklifim uygun görüldü, olabi-lir denildi ama herhangi bir gelişme de olmadı. Düşünün buradaki bir köyün içinde 10 kg sütü var vatandaşın. O’nun sütünü sabah akşam süt toplama merkezine getirmesi lazım. Getirmez. Getiremez. Ve o şekilde bir toplayıcı da olsa o kadar miktar için de yani toplayıp getirmesi avan-tajı olmaz, çok maliyetli olur.

Merdiven altı üretimin sektöre zarar verdiğini söylediniz. Bunun ön-lenebilmesi için neler yapılması lazım? Bunun için siz, herhangi bir giri-şimde bulundunuz mu?

Yani bu bizim girişimimizle olmaz. Bunun devlet mekanizmaları daha iyi yapar. En büyük sıkıntı tüketicide var, tüketici gidipte etiketsiz ürün almayacak. Almaması da gerekiyor. Etiketine, içeriğine bakacak. Mer-diven altı üretim yapanlar zaten etiketsiz ürün yapmak zorunda çünkü bunun bir faaliyeti yok. Herhangi bir markası yok. Bu şekilde piyasaya sürme şansı da yok. Tüketici de bu konuda daha duyarlı olursa iyi olur. Hiç olmazsa tükettiği ürünün sağlıklı mı olduğu veya herhangi bir sıkın-tı yaşadığında biriyle muhatap olabileceği bir şey olur.

AYIN KONUĞU: BEŞİKDÜZÜ SÜT MAMULLERİ MÜDÜRÜ RECEP KARADENİZ

Page 18: Borsa Haber Ekim 2016

18

1960’lı yıllarda Trabzon’un Akçaabat ilçesinde dede Selahattin Çe-lik tarafından kurulan şirket sonra oğul Mehmet Çelik ve kardeşleri-ne geçti. Üçüncü nesil olarak torunlar, şimdi şirketi daha da büyüte-rek devam ediyorlar. Akçaabat’ta kasaplık yapan Erkan Çelik, diğer yandan yüksek öğretimine devam ediyor.

Trabzon Ticaret Borsası’nın en genç üyelerinden olan 24 yaşındaki Erkan Çelik’le kasaplık mesleği ve Akçaabat Köftesi üzerine söyleş-tik. Dededen babaya hatta toruna uzayan kasaplık mesleğinin hika-yesini bir de Erkan’ın ağzından dinleyelim..

Dede mesleğini devam ettirmek istedim...Küçük yaşlarda okuldan çıkar hemen dükkana giderdik. Bize iş

verip güvenmeleri hoşumuza giderdi. Bu işi çok sevdim ve hala da severek yapıyorum. Babamızın yanında yetiştik. Ondan gördükle-rimizle büyüdük, bu mesleği benimsedik. Belki benim yaşlarımda olup da bu mesleği istemeyen arkadaşlarım çok olabilir. Ama ben yeniden dünyaya gelsem yine bu mesleği seçerdim.

Et fiyatı maliyetler karşısında yüksek...Önceden insanlar daha çok köylerde yaşardı. Bu nedenle hayvan

yetiştirilmesi vardı. Şimdi ise köydekiler şehre indi. Nüfus azaldı. Do-

layısıyla hayvan bakan da yok. Köylerde hayvan bakan kalmadı. Yem pahalı. Üretimden ziyade insanlar tüketime teşvik ediliyor. Kasaplık işinde maliyetler çok yükseldi. Bunun işçiliği var, elektriği var. Etin kilosu 40 TL. Fiyat, dolayısıyla vatandaşa pahalı geliyor. Baktığınızda balık daha ucuz. İnsanlar ne yapıyor? Balığı tercih ediyor. Üç dört yıl öncesinde et fiyatı bir hayli düşüktü ama son iki yıldır pahalı. Bu da maliyetlerin yüksek olmasından kaynaklanıyor.

Akçaabat Köftesinde sahtecilik...Hazır köfte üzerine fabrikayı Trabzon’da ilk biz kurduk. Amasya

Suluova’da ve Trabzon’da üretim çiftliklerimiz var. 200’ün üstünde büyükbaş hayvanımız mevcut. Talebe göre alım yapıyoruz. Ama köylerden de getiren oluyor. Fabrikada günlük 1 tona yakın üretim yapıyoruz. Köftede sıkıntılar yaşıyoruz. Örneğin bazı illerde ne ol-duğu belirsiz ürünler, Akçaabat köftesi diye insanlara yutturuluyor. Bu sıkıntılı bir durum oluşturuyor. Akçaabat köftesinin özelliği aro-masından ve kokusundan gelir. Biz Akçaabat köftesinin içinde sa-dece dana eti, sarımsak ve ekmek bulundururuz. Sarımsak olmazsa olmazımızdır. Bir nevi köftenin her şeyidir.

Devlet desteği, KDV yüzde 1...Devletten destek bekliyoruz. Peki bu destek nasıl olacak? Besici-

liğe destek verilmeli. Yem fiyatlarının ucuz olması sağlanmalı. Ka-çak et en büyük sorunların başında geliyor. Kaçak etin önü mutlaka kesilmeli. Yüzde 8 olan KDV oranı yüzde bire indirilmeli. Eğer KDV düşerse vatandaş da bir hayli rahatlar. En azından 4-5 TL geri gelir. Hayvancılığa yeterli kadar destek verilirse fiyatlar daha da iner.

Tüketici dikkatli olsun. Bildiği yerden alışveriş yapsın...Bir Akçaabatlı olarak şunu söylemek istiyorum: Vatandaşımız dik-

katli ve titiz olsun. Akçaabat markası ile satılan her köfteye itibar etmesinler. Akçaabat köftesini emin ellerden, bilinen kişilerden al-sınlar. Bu daha çok yol güzergahlarında kurulan işletmelerde yapılı-yor. Tabi buradan yetkililere sesleniyorum: Bu işletmeler detaylı bir şekilde incelensin.

İstanbullu da, Ankaralı da hakiki Akçaabat Köftesi yiyecek...Bizim İstanbul, Konya ve İzmit’te bayilerimiz var. Bunu daha da

büyütmeyi düşünüyoruz. Ankara içinde hazırlıklarımız var. Oralarda da hakiki Akçaabat köftesi satılacak. Köfteyi burada biz yapacağız. Kendi soğutucu araçlarımızla bu illere göndereceğiz. Buradaki va-tandaşlarımızda Trabzon’da yapılan hakiki Akçaabat köftesini yi-yecekler. Bu köfteyi korumamız lazım. İmajımızı zedelememeliyiz. Akçaabat köftesi bizim için bir semboldür. Eğer o biterse kasaplarda biter…

Akçaabat Köftesi zedelenmemeli...

ÖZÇELİK ET ÜRÜNLERİ MÜDÜRÜ ERKAN ÇELİK

Günümüz rekabetçi ortamında bilgiye kolay erişim, hayati bir önem taşımak-tadır. Elektronik Dokuman Yönetim Sis-temi (EDYS) ile gelen evraklar, fakslar, müşteri yazı ve dilekçeleri, kurumsal formlar, elektronik ortamda tutularak, bilgi ve belgelere erişimi hızlandırarak verimliliği arttırıp, karar verme süreçle-rini de hızlandırmıştır.

Bu doğrultuda borsa personeli-ne Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı

(DOKA) 2016 yılı Teknik Destek Programı tarafından finanse edi-len, TR90/16/TD03/0001 referans numaralı Trabzon Ticaret Bor-

sası Elektronik Dokuman Yönetim Sistemi Eğitimi verildi. Trabzon Dünya Bilgisayar tarafından verilen ve uzman eğitmen olarak Orhan Yücesan’ın görev aldığı 10 günlük eğitime tüm borsa personeli katıldı.

BORSA PERSONELİNE EDYS EĞİTİMİ...

Page 19: Borsa Haber Ekim 2016

BOR SAHABER19

Güngör URASMilliyet

İki yıldır fındık üretenler şaşkın durumda. Fiyatlar artacak beklenti-siyle fındığını satmayanın fındığı elinde kalıyor.

Ne kadar fındık üretildiği konusundaki söylentilerin gerçeği yan-sıtmaması, devamlı olarak alıcının kazanmasına, üreticinin kaybet-mesine neden oluyor.

Sezon başında kabuklu fındığın kilosu 20 TL’ye kadar yükseldi. Şimdi 10 TL’nin altında, 7 TL’ye kadar inebileceği söyleniyor.

Tarım konularını çok iyi izleyen dostum Ali Ekber Yıldırım’ın derle-diği bilgilere dayalı olarak, üreticinin nasıl kaybettiğini anlatacağım.

Geçen sezon bazı örgütler “Fındık az, fiyat yükselecek” diyerek üreticiyi yanlış yönlendirdi. 630 bin ton üretim gerçekleşmişti. Üre-tici fındık satmayınca, kilosu 15-20 liraya kadar çıktı. Üretimin az olmadığı anlaşılınca fiyat 8 liraya kadar indi. Satmayıp bekleyen bü-yük zarara uğradı. Geçen sezondan stokta 200 bin ton fındık var.

Tahminler yanıltıyorBu sezon Bakan Faruk Çelik, rekoltenin geçen yılkinin gerisinde

kalacağını 468 bin ton olacağını açıkladı. Fiyatın yükseleceğini söy-ledi. Üreticiyi yüksek fiyat beklentisine soktu.

TÜİK’in tahmini 530 bin ton, ihracatçıların 600 bin tondu. Geçen yıldan 200 ton stokla arz 700 bin tona yaklaşıyordu.

Ali Ekber Yıldırım’ın tespitlerine göre, alıcılar sezon başında “Türkiye’de fiyatların yükseleceği” haberine dayalı olarak, İtalya, Gürcistan ve Azerbaycan’dan fındık alımı yaptılar. Geçen yılın stoku depolarda dururken, yabancılar yeni sezon fındığını almada geci-kince, üretici paniğe uğradı. Fiyatlar geriledi. Yabancı alıcılar gene piyasaya girecek ama fındığı düşük fiyattan toplayacak.

Üreticinin fındığı daha fazla elinde tutması da zor. Kaç paradan olursa olsun satarak, nakde dönüşme arayışı var.

Üretici zor durumdaEskiden fındık sadece 3 ilde yetiştirilirdi. Fındık yetiştirilen il sayısı

3’ten 39’a, fındık ekim alanı 220 bin hektardan 700 bin hektara, yıllık fındık üretimi 80-90 bin tondan 600-650 bin tona yükseldi. 400 bin aile fındık parasıyla geçiniyor.

Türkiye’nin batısında düz ve sulak yerlerde fındık yetiştiriliyor. Ka-radeniz yamaçlarında verim 80-100 kg iken, batıda düz ve sulak ara-zilerde verim 150-200 kg.

İki kilo kabuklu fındıktan bir kilo iç fındık çıkıyor. Yılda 600-650 bin ton kabuklu, 300-325 bin ton iç fındık üretimi gerçekleşiyor. İç tüketim 50 bin ton dolayında. Her yıl en az 250 bin-275 bin ton iç fındık ihraç ediyoruz. İhracattan 2.0-2.5 miyar dolar döviz geliri elde ediyoruz.

En büyük alıcı 8-10 yabancı firma. İçeride alivre alım yapanlar, on-ların ortak olduğu şirketler veya onların büyüklü küçüklü 800 dola-yındaki tüccarı.

Alıcı sayısı sınırlı olduğu için bu alıcılar, üretim miktarını gözleye-rek yurtdışında alım fiyatını belirliyor. Bu fiyat (iş olsun, formalite yerine getirilsin diyerek) Hamburg Borsası’na tescil ettiriliyor. Fiyat (güya) Hamburg’da oluşuyor (!)

Fiyat dalgalanmaları sadece fındık üreticisinin zarar görmesine ne-den olmuyor, Türkiye’nin ihracat geliri de azalıyor.

FINDIK ELDE PATLADI...

Page 20: Borsa Haber Ekim 2016

20

Trabzon Ticaret Borsası Heyeti Trabzon Valisi Yücel Yavuz’u maka-mında ziyaret etti. Ziyarette, yörenin en önemli geçim kaynağı olan fındık konuşuldu.

Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı Mehmet Cirav, Yönetim Ku-rulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu, Yönetim Kurulu Üyeleri Eyyüp Ergan, Bekir Şengül ve Genel Sekreter Şükrü Erüz, Trabzon Valisi Yü-cel Yavuz’u makamında ziyaret etti.

Yöremizle ilgili çeşitli konularda görüş alışverişinde bulunulan zi-yarette borsa heyeti Vali Yavuz’a, fındık sektöründe geçmişten gü-nümüze bilgilerin yer aldığı bir rapor sundu.

Konya Ticaret Borsası heyeti Trabzon Ticaret Borsası’nı ziyaret ederek, çeşitli konularda görüş alış-verişinde bulundular.

KTB Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Çevik, Meclis Başkanı Selçuk Öcal ve meclis üyele-rinin katıldığı ziyarette, TTB Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu başta fındık olmak üzere, borsanın iştigal alanına giren konularda bilgilendirme yaptı.

KTB Yönetim Kurulu Başkanı Çevik, Konya’nın özellikle buğday da söz sahibi olduğu-na dikkat çekerek, ürün borsacılığı ve lisanslı depoculuk sisteminin devreye girmesinden sonra piyasaların daha sağlıklı oluşmaya başladığını bildirdi.

Ziyaretin anısına TTB Başkanı Köleoğlu Trabzon işi gümüş telkare işlemeli tabak hediye ederken, KTB Başkanı Çelik ise Mevlana’nın kavuk denilen takkesinin benzerini verdi.

TTB HEYETİ VALİ YAVUZ’U MAKAMINDA ZİYARET ETTİ

KONYA TİCARET BORSASI’NDAN ZİYARET

Oda sisteminin iş dünyası nezdindeki saygınlığının artırılmasını, Odalarda sunulan hizmet türlerinin genişletilmesini, hizmet kalite-sinin iyileştirilmesini ve Türk Oda Sisteminin Avrupa Oda Sistemine uyumunun sağlanmasını amaçlayan Akreditasyon Sistemi, EUROC-HAMBRES ve İngiltere Odalar Birliği işbirliği ile İngiltere ve Almanya Oda sistemlerinin en iyi uygulamaları da dikkate alınarak, 2001 yı-lında Oda Akreditasyon Modeli olarak TOBB tarafından geliştirildi.

2005 yılına kadar İngiltere Odalar Birliği işbirliği ile desteklenen Oda Akreditasyon Sistemi 2008 yılında Borsalarında sisteme dahil edilmesiyle genişleyerek Oda/Borsa Akreditasyon Sistemi haline dönüştürüldü.

Oda/Borsaların üyelerine ‘Beş Yıldızlı Hizmet ’ vermesi için fırsat oluşturan Akreditasyon Sistemi; Oda/Borsaların yerel, bölgesel, ulu-sal ve uluslararası platformlarda markalaşmasında öncü rol üstlen-mektedir.

Akreditasyon için gerekli olan Stratejik Plan Yenilenmesi ve Ça-lışan Performans Yönetim Sistemi Kurulması için Ticaret Borsası Meclis Toplantı Salonu’nda bir günlük eğitim verildi. TOBB ETÜ SEM Akreditasyon Danışmanı Dr.Yüksel Vardar tarafından verilen eğitim-de, Trabzon Ticaret Borsası için ideal çalışan performans sisteminin belirlenmesi ve yılsonu itibari ile sona erecek olan Stratejik Planın 2017-2020 olarak yeniden hazırlanması hususları görüşüldü.

ÇALIŞAN PERFORMANS YÖNETİM SİSTEMİ...

Page 21: Borsa Haber Ekim 2016

BOR SAHABER21

Türkiye’nin her bölgesinden farklı yerel ürünleri bir araya getiren, TOBB tarafından desteklenen ve Antalya Ticaret Borsası önderliğin-de bu yıl 7’incisi düzenlenen Yöresel Ürünler Fuarı (YÖREX)’e TTB ve TTSO ortak stant ile katıldı.

Anfaş Expo Center’deki buluşmaya 119 oda ve borsa, 13 Kalkınma Ajansı, 45 kurum ve kuruluş ile 400’e yakın katılımcı iştirak etti.

Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın (DOKA) desteğiyle fuara ka-tılan Trabzon Ticaret Borsası, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası, Gire-sun Ticaret ve Sanayi Odası, Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası ve Artvin Ticaret ve Sanayi Odası aynı stantta yer aldı.

Trabzon standında, yöresel ürünlerin yanı sıra, meşhur Sürmene bıçağı, TİSAŞ’ın ürettiği silahlar ve kazaziye ürünler sergilendi.

4’üncü Uluslararası Coğrafi İşaretler Semineri Antalya’da yapıldı. TOBB’ninde desteklediği seminere Gümrük ve Ticaret Bakanı Müs-teşar Yardımcısı İsmail Yücel, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Ka-rakuş, Türk Patent Enstitüsü Markalar Daire Başkanı Elif Betül Akın, Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Ağı (YÜCİTA) Yürütme Kurulu Başkanı Prof.Dr.Yavuz tekelioğlu, Antalya Ticaret Borsası Baş-kanı Ali Çandır, ortak paydaşlar, akademisyenler, oda-borsa temsil-cileri ve çok sayıda davetli katıldı.

YÜCİTA Yürütme Kurulu Başkanı Prof.Dr.Yavuz Tekelioğlu coğrafi işaretlerin Türkiye için çok önem arz ettiğine değinerek, hem ülke-miz, hem de üreticimiz için, doğal kaynaklarımız için, kültürel varlık-larımızın önlenebilmesi için, kaliteli ürün satarak ulaslarası rekabe-tin önüne geçebilmek ve bir dünya ekonomisinde yer alabilmek için büyük önem taşıdığına dikkat çekti.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İsmail Yücel de tüketicilerin yerel ve doğal ürüne ulaşmasını hedeflediklerini ifade ederek “Bizim için coğrafi işaret demek kalkınmak demek, refah demek, zenginlik demektir. Amacımız tüm tüketicilerimizin yerel ve doğal ürüne ulaşmasını sağlamak. Hem bu sayede yerel ve yöresel ürünlere ulaşım daha da kolaylaşacak. 6 Ağustos 2017 de tüm mar-ket ve AVM’lerdeki raflarda yerel ürünlerin yer alması zorunlu hale gelecek” diye konuştu.

Konuşmaların ardından “Türkiye ve Diğer Akdeniz Ülkelerinde Coğrafi İşaretler: Gelişme Eğilimleri, Sorunları ve Beklentiler” konu-lu seminere geçildi. İki gün süren seminer sonunda tüm panelist ve konuk katılımcılara plaket verildi.

ANTALYA YÖREX FUARI

COĞRAFİ İŞARETLERLE, YEREL VE YÖRESEL ÜRÜNLERE ULAŞIM KOLAYLAŞACAK

Page 22: Borsa Haber Ekim 2016

22

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Körfez İşbirliği Kon-seyi Odaları Federasyonu (FGCCC) tarafından Bahreyn’in başkenti Manama’da, “TOBB-Körfez İşbirliği Konseyi 2. İş ve Yatırım Forumu” düzenlendi.

Foruma, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TTB Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Kö-leoğlu, TTSO Meclis Başkanı M. Şadan Eren, TTSO Yönetim Kurulu Başkanı M. Suat Hacısalihoğlu, DOKA Genel Sekreteri Çetin Oktay Kaldırım ile çeşitli oda ve borsalardan 250’ye yakın işadamı katıldı.

Forumun açılışında konuşan TOBB Başkanı M.Rifat Hisarcıklıoğlu, foruma Türkiye’den 250, Körfez ülkelerinden 500’e yakın iş adamı-nın katılım sağladığını, bu buluşma ile geleceğe dönük kazançlı ve bereketli ortaklıklar kurulacağına inandıklarını söyledi. Türkiye’nin Körfez ülkeleri ile daha yakın çalışmak, ortaklıklar kurmak istediğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, mevcut rakamların iki tarafında potansi-yelini göstermediğini, potansiyelin daha büyük olduğunu vurgula-dı.

Hisarcıklıoğlu: “Serbest Ticaret Anlaşmasını Hayata Geçirelim”..Üçüncü ülkelerde işbirliği yapma imkânı bulunduğuna da dikkati

çeken Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti: “Gerçeği kazanca çevirmek için atmamız gereken çok önemli somut iki adım var. Bunlardan biri Türkiye ile Körfez ülkeleri arasındaki STA. Biz yıllardır bunun hayata geçmesini istiyoruz. Gelin bu 53 milyonluk Körfez’e, 80 mil-yonluk Türkiye’yi de ekleyelim 133 milyonluk bir pazar olalım. 1,5 trilyon dolarlık güce Türkiye’yi de ekleyelim, 2,5 trilyon dolarlık bir ekonomik güç olalım. Bunun için Körfez ülkeleri ile Türkiye arasın-daki serbest ticaret anlaşmasını artık daha fazla gecikmeden haya-ta geçirelim. Şimdi tam bunun zamanı. İslam Ülkeleri Tercihli Tica-ret Anlaşması’nı da hayata geçirmemiz lazım. İslam coğrafyasında

tam 1,5 milyar insan var. Müthiş bir güç, müthiş bir fırsat. Anlaşma-nın yürürlüğe girmesi için çok küçük bir adım kaldı. Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri, taviz listelerini güncelleme işlemini tamamlasa, bu anlaşma yürürlüğe girecek. Bunu da hemen yapalım.”

Bakan Tüfenkçi: “Ülke olarak hazırız”..Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci de forumun Türkiye ile

Körfez ülkelerinin ticari, ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi, ge-liştirilmesi, yeni yatırım imkanlarının tespit edilmesi bakımından önemli olduğunu belirtti. Kendileri için Körfez İşbirliği Konseyinin özel bir önemi olduğunu dile getiren Tüfenkci, söz konusu ülkelerin bu coğrafyada ortak bir tarihi, kültürü ve kaderi paylaştığını, ülkeler arasında sağlam bağların bulunduğunu söyledi.

İşadamlarına seslenen Tüfenkci, şöyle konuştu: “İki kardeş nasıl kazanırsa, nasıl kazanması gerekiyorsa o şekilde hareket ederek, gerek ikili ilişkilerle ticaretimizi geliştirmeye gerekse ortak yatı-rımlarla üçüncü ülkelere yönelik yatırımları hep birlikte gerçekleş-tirebiliriz. Bu anlamıyla Türkiye tecrübelerini sizlerle paylaşmaya hazır. Her türlü yatırım ortamını hazırlama noktasında Türkiye Cumhuriyeti olarak her türlü bürokratik engeli kaldırmaya, sizle-re yatırım ortamı hazırlamaya ve önünüzdeki engelleri birer birer ortadan kaldırmak için bütün çaba ve gayreti göstermeye hazırız.”

Trabzon Heyeti, Bakan Tüfenkçi ile görüştü.. Foruma Trabzon’u temsilen katılan TTB Başkanı Şükrü Güngör

Köleoğlu, TTSO Meclis Başkanı M. Şadan Eren ve TTSO Başkanı M. Suat Hacısalihoğlu, Bahreyn’de Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci’yle de bir görüşme gerçekleştirdi.

TRABZON HEYETİ BAHREYN’DE...

Endonezya’nın Ankara Büyükelçiliği Ticaret Ataşesi Fahmi Aris In-nayah başkanlığındaki Türk İşadamları Heyeti, Jakarta’da düzenle-nen 31. Endonezya Ticaret Fuarı’na katıldı.

Türk heyetinde TTB Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu ve TTSO Baş-

kanı M.Suat Hacısalihoğlu da yer aldı.Trabzon Heyeti başta enerji olmak üzere çeşitli konularda görüş

alışverişinde bulunurken, Agung Suryamal West Java Ticaret ve Sa-nayi Odası ile işbirliği protokolü de imzalandı.

31.ENDONEZYA TİCARET FUARI

Page 23: Borsa Haber Ekim 2016

BOR SAHABER23

BORSA DA 8 AYDA 1 MİLYAR 562 MİLYON TL’LİK ÜRÜN İŞLEM GÖR-DÜ, İŞLEM GÖREN ÜRÜNLERİN 988 MİLYON TL’ LİK KISMINI FIN-DIK SATIŞLARI OLUŞTURDU

Trabzon Ticaret Borsası’nda bu yılın ilk sekiz ayında 1 milyar 562 milyon 583 bin TL’lik çeşitli ürün işlem gördü.

TTB’ den yapılan açıklamaya göre, yılın ilk sekiz ayındaki işlem hacmi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24 oranında azalma gösterdi.

Borsada geçen yılın ilk sekiz ayında 2 milyar 051 milyon 335 bin TL’lik çeşitli ürün işlem görmüştü.

Borsada Ocak ve Ağustos ayları arasında işlem gören ürünlerin 988 milyon 593 bin TL’lik kısmını fındık satışları teşkil ederken, ikinci sı-rayı ise 267 milyon 809 bin TL ile Çeşitli Gıda Maddeleri oluşturdu.

Borsada Ocak ve Ağustos ayları arasındaki işlem hacmi:

MESLEK GRUBU İŞLEM HACMİ (TL)

Kuru Meyveler (FINDIK) 988.593.860

Yaş Çay Yaprağı 261.588.296

Çeşitli Gıda Maddeleri 267.809.571

Hububat-Hububat Mamulleri 10.653.275

Canlı Hayvanlar 32.823.222

Ham Deri 1.114.777

TOPLAM 1.562.583.001

2015 yılının Ocak-Ağustos ayları arasındaki işlem hacmi: 2.051.335.850 TL.

2016 ürünü fındıkta Ağustos ayı başlarında başlayan toplama işlemi sonrası, üretici tarafından kurutulan fındıkların çalınma ihtimaline karşı uyarılarda bulunuldu.Önceki yıllarda meydana gelen hırsızlık olayları göz önünde bulun-durularak özellikle fındık alım satımı yapan tüccarlara gönderilen mesajda, üreticinin fındığını çalıp satmaya çalışan hırsızlara karşı dikkatli olunup, emniyet kuvvetlerine haber verilmesi istendi.

Cep telefonlarına gönderilip, web sayfası üzerinden de uyarı şu şe-kilde yapıldı:“Sayın Üyemiz; Üreticilerimizin büyük emeklerle topladığı fındığını haksız bir şekil-de çalarak satmak arzusunda olan art niyetli kişilere karşı yeni se-zonda dikkatli olunması, şüphe duyulacak bir durumla karşılaşıldı-ğında ALO 156 JANDARMA hattının aranarak ihbarda bulunulması, hem üreticilerimizi hem de üyelerimizi gereksiz mağduriyetlerden koruyacaktır”.

Araklı’da faaliyet gösteren Arslantürk Ta-rım Ürünleri San.İhr.ve İth.A.Ş. ortaklarından İsmail Arslantürk’ün oğlu, Trabzon Ticaret Borsası eski yönetim kurulu başkanlarından, UFK Başkanı Sebahattin Arslantürk’ün yeğe-ni Hikmet Arslantürk ile Eda Çavuşoğlu dün-ya evine girdi. Genç çiftin düğün merasimi-ne Trabzon’un yanı sıra Giresun ve Ordu’nun da önde gelen fındık tüccarları katıldı.

HİKMET İLE EDA’YA...

HAKAN İLE GÖZDE’YE...

Trabzon Ticaret Borsası üyelerinden Ömer Canbakkal’ın oğlu Mikbir Hakan Canbakkal ile Gözde Barutçu dünya evine girdi. Trabzon’da düzenlenen nikah merasimine TTB Mec-lis Başkanı Mehmet Cirav, Yönetim Kurulu Üyeleri Eyyüp Ergan, Engin Büyükaydın ve Bekir Şengül’ün yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.

TRABZON TİCARET BORSASI’NDA İŞLEM HACMİ

FINDIK HIRSIZLARINA KARŞI SMS’Lİ UYARI YAPILDI

MUTLULUKLAR...

AYLA ile HÜSEYİN’E...

Trabzon Ticaret Borsası eski meclis baş-kanlarından merhum Haydar Hisoğlu’nun yeğeni, Turan Hisoğlu’nun kızı Ayla Hisoğlu Hüseyin Sungur ile dünya evine girdi.

Trabzon Ticaret Borsası üyelerinden Şen-gül Fındık ortaklarından Mustafa Sağır, Gül-nur Erkan ile dünya evine girdi.

Yomra’da yapılan düğün merasimine TTB Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Şengül’ün yanı sıra, çok sayıda fındık esnafı da katıldı.

MUSTAFA İLE GÜLNUR’A...

Page 24: Borsa Haber Ekim 2016

24

Sahibi :Trabzon Ticaret Borsası AdınaYönetim Kurulu BaşkanıŞükrü Güngör Köleoğlu

Sorumlu Müdür :Şükrü ErüzGenel Sekreter

Yayın Danışmanı :Murat Taşkın

Yazı İşleri :Ömer Altuntaş

Bilgi İşlem :Fatih Cirav

Tasarım :M.İ.T / Reklam AjansıMetin İslamT. 0.312.256 7240www.mit-tr.com

Baskı :KLASMAT MatbaacılıkT. 0.312.395 1492

Adres :TRABZON TİCARET BORSASIPazarkapı Mahallesi Sahil Caddesi No.105 TrabzonT. 0.462.326 45 05F. 0.462.326 09 66E. [email protected]

www.tb.org.tr

BORSAHABER

mit-

tr.co

m

TRABZONTİCARET BORSASI

www.tb.org.tr

Fındıkta Küllemeyihep beraber önleyelim...