bÜtÜn yÖnleriyle yahudiliisamveri.org/pdfdrg/d204623/2012/2012_tarakcim.pdftalmud'da vahiy...

12
DiNLER TARiHi BÜTÜN YÖNLERiYLE YAHUDILI (ULUSLARARASI SEMPOZYUM) 18-19 2012 Ankara-2012

Upload: others

Post on 17-Jul-2020

20 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: BÜTÜN YÖNLERiYLE YAHUDILIisamveri.org/pdfdrg/D204623/2012/2012_TARAKCIM.pdfTalmud'da Vahiy Talmud, Tanrı'nın İbrahim, İshak, Yakup gibi kişil.:.;.·in yanı sıra, çok sayıdaki

DiNLER TARiHi ARAŞTIRMALARI-Vlll

BÜTÜN YÖNLERiYLE • •

YAHUDILI

(ULUSLARARASI SEMPOZYUM)

18-19 ŞUBAT 2012

Ankara-2012

Page 2: BÜTÜN YÖNLERiYLE YAHUDILIisamveri.org/pdfdrg/D204623/2012/2012_TARAKCIM.pdfTalmud'da Vahiy Talmud, Tanrı'nın İbrahim, İshak, Yakup gibi kişil.:.;.·in yanı sıra, çok sayıdaki

YAHUDiLiKlE VAHiY ANLAYlŞI

~ Yrd. Doç. Qr. Muhammet T ARA~ÇI"

Yahudilikte vahiy, gizli ve bilinmeyen Tanrı'nın, kendisini veya iradesi­

ni insana göstermesi/bildirmesi olarale tanımlanmıştır. Bu bildirim ild şekilde

gerçekleşir. Birincisi, Tanrı'nın bizzat kendisini ifşa etmesi; ikincisi ise bitta­

kım bilgileri ve emirlerini iletmesi dir. Yahudilik açısından balaldığında ikinci

bildirim, Torah min ha-Shamayim şeklinde isimlendirilir ve sözlü bir iletişi­

mi içerir. Tanrı'nın bizzat kendisini ifşa etmesi ise, sözlü iletişimin sınırlarını

aşar ve Tanrı ile insanın karşılaşmasını ifade eder. Bu ild vahiy türü günümüz

teolojisinde önerıne merkezli olan (propositional) ve olmayan (nonpropo­

sitional) vahiyler şeldinde adlandırılmaktadır. Bu iki vahiy türü, duyulan ve

görülen val1iy şeklinde de tasnif edilebilmektedir. Faganlar açısından, Tanrı,

tabiat içinde gözle görülebilir bir varlıktır. Buna karşın, Tanrı'yı tabiatın öte­

sinde, dışında ve öncesinde var olan bir varlık olarak kabul eden Yahudilere

göre, Tanrı, kendisini, iradesini.ifşa ederek ve kulak aracılığıyla insanın duy­

masını sağlayarak vahyeder. Başka bir deyişle, Pagan Tanrı'yı görür; Yahudi

ise işitir. 1

V ahyin Geliş Şekilleri

Yahudi kutsal kitabı Tanalı'ta Tanrı ile insan arasındili iletişimin muh­

telif şekillerinden söz edilmektedir. Mesela, Tanrı, Musa ile vasıtasız bir şekil­

de konuşmuştur.2 Buniınla birlikte, Yahudi teolojisine göre, Tanrı ile insan

arasındili böyle bir iletişim şekli sadece Musa'ya ait bir ayrıcalıktır.3

" Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. · Rosenberg, Shalom, "Revelation'; Arthur A. Co hen- Paul Mendes-Flohr (ed.): 20tlı Ceııtuıy Jewislı Religioııs 'Ilıoııglıt içinde, Philadelphia: Jewish Publication Society, 2009, s. 815-816.

2 Çıkış 33:11. 3 Çölde Sayım 12:6-8; Yasanın Tekran 34:12.

Page 3: BÜTÜN YÖNLERiYLE YAHUDILIisamveri.org/pdfdrg/D204623/2012/2012_TARAKCIM.pdfTalmud'da Vahiy Talmud, Tanrı'nın İbrahim, İshak, Yakup gibi kişil.:.;.·in yanı sıra, çok sayıdaki

Vahiy kimi zaman teofani şeklinde gerçekleşmektedir. Teofani,

Tanrı'nın insana görünmesi anlamına gelir. Tanalı'ta teofanilerin iki şekilde

gerçekleştiği açıklanır. İlk olarak, teofaniler insan formunda gerçekleşebilir.

Musa, Harun ve İsrailoğulları'ndan seçilmiş yetmiş ihtiyar, Tanrı'yı insan

formunda görmüşlerdir.4 Yakub'un, İbrahim'in ve Yeşaya'nın gördükleri

teofanilerin de bu gruba dahil edilmeleri i:nümkündür.5 Teofanilerin ikinci

çeşidi, ateşte ve bulut direğinde gerçeldeşen ilahi tecellileridir.6 Bu tecelliler,

İsrailoğulları'nın çölde dolaştıkları sürece devam etmiştir.

Rüyet ( vizyon/ görüm) devahyin gerçeldeşme biçimlerinden biridir.? Rü­

yetlerde değişik nesneler görülmekte ve söz konusu nesneler, vahyin muhteva­

sının anlaşılmasında yardımcı olmaktadır.8 Teofani ya da rüyet gören kişilere,

aynı zamanda, görünen şeyin anlamını açıklayan sözler de vahyedilmiştir.9

Vahyin bir başka geliş şekli rüyadır. 10 Tanalı'ta rüyalarında Tanrı ile

konuştuğu ya da ilahi mesaj aldığı ifade edilen kişiler (Y almp, Laban, Abi­

melek, Yusuf, Süleyman ve Daniel) peygamber olarak nitelendirilmeseler de,

gördükleri rüya ve bu rüya ile ilgili olarak Tanrı'dan aldıkları yorum, vahiy

kabul edilmiştir. 11

Tanrı'nın Meleği, Ruhu ve Eli de vahye aracılık eder. Tanrı, her zaman,

insanlarla doğrudan konuşmamıştır. Tanalı'ta Tanrı'nın Meleği'nin, O'nun

mesajlarını ilettiği, Tanrı adına konuştuğu açıklanmaktadır. 12 Erken dönem

İbrani düşüncesinde bizzat Tanrı, insanlara görünmüş ve onlarla konuşmuş­

tur. Ancak zamanla ve özellikle Sürgün sonrası dönemde bu anlayış değişmiş

ve Tanrı, vahyini, meleği vasıtasıyla insanlara iletmiştir. İbrani kutsal kitabın­

da, "Tanrı'nın adamı" ya da "Tanrı'nın kuvveti" anlamına gelen Cebrail isimli

4 Çıkış 24:9-1 ı. S Yaratılış 18:1-15; 32:25-32; Yeşaya 6. 6 Çıkış 13:21-22; Yasarım Tekran 31:15-16; Nehemya 9:12-13 vb. 7 Çölde Sayım 12:6. · 8 Yeremya 1:11-12. 9 I.Samuel3:1-21; Yeşaya 6:8; Hezekiel2:1; Yeremya 1:11-14; Amos 7:3; 8:2. 10 Yaratılış 20:3; 28:10; 31:10-11, 24; 37:5-10; !.Krallar 3:5, 1,5; Darıiel7:1-28 .

. ll Rowley, H. H., The Faith oflsrael, London 1961, s. 31; Kaufmann, Yehezkel, The Religion of Israel, London 1961, s. 93-94.

12 Yaratılış 31:11; Çıkış 3:2; Hakimler 6:11, 22; 13:21-22; ILKrallar 1:3,15; !.Tarihler 21:18.

62

Page 4: BÜTÜN YÖNLERiYLE YAHUDILIisamveri.org/pdfdrg/D204623/2012/2012_TARAKCIM.pdfTalmud'da Vahiy Talmud, Tanrı'nın İbrahim, İshak, Yakup gibi kişil.:.;.·in yanı sıra, çok sayıdaki

meleğin de vahye aracılık ettiğinden söz edilir. ı 3 Tanah'ta, ayrıca, bazı kişilere

Tanrı'nın Ruhu'nun veya Eli'nin geldiği ve bu kişilerin vahye mazhar olduk­

ları açıklanır. ı4

Yahudi teolojisinde evrenin yaratılması, tabiat olayları ve tarihi olayla­

rın vahiy niteliği taşıdığı kabul edilmiştir. ıs

Yahudiler, tarihi de, Tanrı'nın bir tezahürü olarak görmüşlerdir.

Yahve'nin tarihe müdahaleleri, Tanrı'nın, kendisini ve iradesini halkına açık­

lamak için kullandığıözel bir tarz olarak değerlendirilmiştir. ~unun ilk ve eri

önemli örneği, İsrailoğulları'nın Mısır'dan çıkışıdır. Yahve, Çılqş olayı ile,

kendisini ka dir-i mutlak ve kurtarıcı bir Tanrı olarak İsrail' e tanıtmıştır. ı 6

Tanalı'ta Tanrı'nın iradesini tespit etmek üzere Urim ve Thummim de­

nilen bir kehanet usulüne de başvurulduğu açıklanmaktadır. Urim ve Thum­

mim; rüya ve peygamberlik gibi, Tanrı'nın insanla iletişim kurduğu meşru va­

sıtalardan birisi olarakkabı.il edilir.17 Urim ve Thummim, kahin1er tarafından,

Davud döneminin sonuna kadar kullanılmıştır. ıs Peygamberlik müessesesinin

ortaya çıkmasıyla, Urim ve Thummim'e artık ihtiyaç duyulmadığı ifade edil­

miştir. Bunuilla birlikte, Hz. Muhammed'in (a.s.) dedesi Abdülmuttalib'in,

oğlu Abdullah'ı adak olarak kurban etmek istemesiyle ilgili olayda Urim ve

Thummim benzeri bir uygulamanın yapıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre, on

oğlu olduğu takdirde, bun1ardan birini Allah'a kurban olarak sunacağına dair

adakta bulunan Abdülmuttalib, on çocuğu arasında hangisinin kurban edi­

leceğini belirlemek için kura çekmiş ve kura en çok sevdiği oğlu Abdullah'a

çıkmıştır. Abdülmuttalib, oğlunu kurban etmek üzereyken kabilesi, akrabala­

rı ve diğer çocukları bunun çok kötü bir adetin başlangıcı olacağını söyleye­

rek Abdülmuttalib'i ikna etmeye çalışmışlar ve onu Hayber' deki bir kahineye

(arrafe'ye) yönlendirmişlerdir. Yahudilerin çoğunlukta olduğu Hayher'de ya-

13 Daniel 8:16-26; 9:21-27. 14 Çölde Sayım 11:25-26; 24:2-3; I.Samuel10:6, 10; 19:20-23; II.Samuel23:2; II.Tarihler 15:1;

18:23; 20:4; 24:20; Yeremya 1:9; baniel 5:5, 22-24; ILKrallar 3:15; Yeşaya 8:11; Hezekiell:3; 2:2; 3:14, 22-24; 8:1-3; 11:5; 37:1; 40:1.

15 Mezmurlar 19:1; Yeşaya 41:20; Mezmurlar 19:2-5; Eyüp 25:7-9; 38; 39; Süleyman'ın Mesel-leri 8:22-31; Çölde Sayım 9:15-18; II.Samuel 5:24; Hakimler 6:36-40.

16 Çıkış 14:30-31. . 17 !.Samuel 14:37-45; 23:9-12; 28:6; 30:7-8. 18 Çıkış 28:30; Levililer 8:8; Yasanın Tekran 33:8; Ezra 2:63; Nehemya 7:65.

63

Page 5: BÜTÜN YÖNLERiYLE YAHUDILIisamveri.org/pdfdrg/D204623/2012/2012_TARAKCIM.pdfTalmud'da Vahiy Talmud, Tanrı'nın İbrahim, İshak, Yakup gibi kişil.:.;.·in yanı sıra, çok sayıdaki

şaması ve kahinlik işleriyle uğraşması göz önünde bulundurulursa, bu kadının

bir Yahudi olduğunu varsayabiliriz. Abdülmuttalib .bu kadına gitmiş ve ka­

dın kendisine on (veya yüz) deve ile oğlu arasında fal okuyla bir kura çekme­

sini önermiştir. Fal okuyla yapılan bu kuranın ardından yüz deve kesilerek,

Abdullah'ın kurban edilı:ı,ıesinden vazgeçilmiştir. ı 9

V ahyin Alıcıları

Tanalı'ta peygamberler vahyin öncelikli alıcısı ve Tanrı kelamının ada­

mı20 olarak görülmüş olsalar da, vahiy, sadece peygamberlere gelmemektedir.

İsrailoğulları'nın siyasi liderleri de Tanrı' dan' vahiy almışlardır.2 ı Yahudi kut­

sal kitabında ifade edildiğine göre Yahve, Nuh'a, İbrahim'e, İshak'a, Yakub'a,

Yeşu'ya, Davud'a ve Süleyman'a vahyetıniş; Nuh, İbrahim ve Davud ile dini

içerikli abitler yapmıştır.22 Tanalı'ta vahiy aldığı kabul edilen diğer bir grup

ise, kahinlerdir. Klliıinler, Urim ve Thummim vasıtasıyla Tanrı'nın iradesi­

ni tespit etmişlerdir.23 Peygamberlerin, kralların ve kahinierin dışında, rüyet

ya da rüya vasıtasıyla vahiy alan başlal insanlar da bulunmaktadır.24 Ayrıca,

Balam'ın, İsrailli olmadığı halde ilahi hitaba muhatap olduğu da Tanalı'ta

açıklanmaktadır. 25

Talmud'da Vahiy

Talmud, Tanrı'nın İbrahim, İshak, Yakup gibi kişil.:.;.·in yanı sıra, çok

sayıdaki peygambere vahyettiğini belirtir. Bununla birlikte, vahiy sadece

İsrailoğulları'na hitap etmez veya onlarla sınırlı değildir. Talmud'a göre, yedi

peygamber, Yahudi olmayan uluslara (goyim/gentiles) vahiy iletmiştir. Bu

19 Bk. İbn Hişfun, Ebu Muhammed Abdülmelik, es-Siretü'ıı-Nebeviyye, thk. Mustafa es-Sakka v.dğr. Beyrut, ts., c. ı, s. 152·vd.; ei-Belaziiri, Ahmed b. Yahya b. Cabir, Ensiıbii'l-Eşrıif, thk. Muhammed Hamidullah, Kahire: Darii'I-Mearif, 1987, s. 78 vd.

20 Yeremya 18:18. 21 Rowley, 36. 22 Yaratılış 6:13-22; 7:1-5; 9:4-6, 8-17; 12:1-3, 7; 17:1-21; 18.:1-33; 22:1-3, 11-18; 26.2-5, 23-25;

28:12-15; 31:3, 11-13; 35:1, 9-15; 46:2-4; Yeşu 1:1; 3:7; 4:1, 5.2; I.Samuel23:2, 4-5, ll, 12; II.Samuel2:1; 21:1-3; !.Krallar 3:5; 6:1 1; II. Tarihler 1:7-12; Mezmurlar 89:3-4,28-29.

23 Çıkış 28:30; Levililer 16:8; !.Samuel 23:9-12. 24 Yaratılış 2; 3; 4; 16:7-14; 20:3-7; 21:17-18; 25:22-23; 31:24; Çıkış 24:9-11; Levililer 10:8; Çöl­

de Sayım 12:1-2; 22:9-12,20, 31; 23:4-5, 16; 24:2-4, 15-16. 25 Çölde Sayım 22:8 vd.; 23:4 vd.

64

Page 6: BÜTÜN YÖNLERiYLE YAHUDILIisamveri.org/pdfdrg/D204623/2012/2012_TARAKCIM.pdfTalmud'da Vahiy Talmud, Tanrı'nın İbrahim, İshak, Yakup gibi kişil.:.;.·in yanı sıra, çok sayıdaki

peygamberler; Balam ve babası, Eyüp ve dört arkadaşıdır.26 Talmud'un asıl

önem verdiği konu, Tevrat'ın Musa'ya verilmesi (mattan Torah), Tevrat'ın

dünya ve İsrail halkı için önemidir. Talmud, vahyin nasıl geldiği üzerinde

durmamış; bunun yerine, değişik vahiy şekilleri arasında hiyerarşik bir ayı­

rım yapmıştır. Yahudi olmayanlara gelen vahiy hiyerarşide en alttadır. Bw1U

İsrailoğulları'na gelen vahiyler izler. Musa'ya Sina Dağı'nda gelen vahiy ise,

hiyerarşide en üst sırada yer almaktadır. Musa'nın aldığı vahiy hem içerik hem

de geliş şekli açısından diğer vahiylerden üstündür. Diğer bütün vahiyler ya bir

m ekimda tecelli şeklinde, ya rüyada ya da bir melek aracılığıyla gerçekleşirken,

Musa, ne zaman isterse Tanrı ile yüz yüze görüşme ayrıcalığına sahip olmuş­

tur. İsrailoğulları arasında peygamberlik yapan yedisi kadın tüm peygamber,

Musa'iun getirdiği vahye bağlı kalmak ve onunla çelişınemek zorundaydı. Bu

peygamberler, Musa'run Tevrat'ına herhangi bir şey ekleyemez veya ondan bir

şey çıkaramazlardı.27 Burada söz edilen yedi kadın peygamber Sara, Miryam,

Debora, Hanna, Avigayil, Hulda ve Ester'dir.28

Talmud, ayrıca, Tevrat'ı, dünya yaratılmadan önce var olan hikmet­

le özdeşleştirir ve dünyanın Tevrat'la yaratıldığını kabul eder. Bu nedenle,

Musa'nın Sina'da aldığı vahiy, bütün peygamberlerin aldığı/alacağı vahiyleri

de içermektedir. Musa, Tevrat'ı alırken, tıpkı bir yazıcı gibi çalışmıştır. Tanrı

ona dikte ettirmiş ve o da yazmıştır. Dolayısıyla, Tevrat'ın gök~en indirildiğine

yönündeki inanç (Torah min ha-Shamayim), aynı zamanda, onda bulunan

her cümle, her hece ve her harfın Tanrı kelamı olduğunu açıklamaktadır.Z9

Yahudi Felsefesinde Vahiy

Yahudi felsefesi, vahyin mahiyeti, gerçekleşme süreci ve özellikle

vahiy-akıl ilişkisi konularına yoğunlaşmıştır. İskenderiyeli Philo (ö. MS 50),

Tevrat'taki ifadeleri üç gruba ayırır: Tanrı'nın, Musa'nın duyabileceği bir sesle

gönderdiği vahiyler; Musa'nın soruları sonucu gerçekleşen vahiyler ve ilahi

bir ilhamla gelen cümleler. Tevrat'ta akılla çelişir gibi görünen bazı anlatınılar

26 Baba Batra 15b. 27 Megillah 14a. 28 Cohen, Abraharn, Everyman's Talmud, London 1949, s.l23. 29 Ross, Jacob Joshua, "Revelation: In Talmudic Literature': Encyclopedia ]udaica, Second Editi-

on, ed. Fred Skolnik, Thomson & Gale, 2007, c. XVII, s. 255-256. ·

65

Page 7: BÜTÜN YÖNLERiYLE YAHUDILIisamveri.org/pdfdrg/D204623/2012/2012_TARAKCIM.pdfTalmud'da Vahiy Talmud, Tanrı'nın İbrahim, İshak, Yakup gibi kişil.:.;.·in yanı sıra, çok sayıdaki

bulunmaktadır. Philo, alegori yöntemini kullanarak problemli Tevrat cüm­

lelerini yorumlamaya ve Tevrat'taki anlatımların akılla çelişmediğini göster­

meye çalışmıştır. Philo'ya göre, özellikle Tanrı ile ilgili antropomorfik ifadele­

rm kullanıldığı Tevrat cürnleleri, literal anlamıyla anlaşılmamalı, alegorik bir

tarzda yorumlanmalıdır.30 Ortaçağ Yahudi filozoflarından Judah Halevi (ö.

1 141), vahyin akıldan üstün olduğunu kanıtlamaya çalışmıştır. Ona göre,pey­

gamber, filozoftan üstündür; zira peygamber, bilgisini doğrudan Tanrı'dan

alırken, filozofun bilgisi daima şüphelidirY

Ortaçağ'ın diğer Yahudi teolog ve filozofları gibi Maimonides ( ö. 1204)

de gökten geldiğini söyleyerek Tora'nın ilahi menşeini kabul eder. O, vahiy sü­

recinde Musa'nın bir yazıcı işlevi gördüğünü ve kendisine dikte ettirilen şeyle­

ri yazdığım düşünmektedir. Bu açıdan bakıldığında, Musa'nın Tanrı'dan aldı­

ğı şeyleri hiç değiştirmeden olduğu gibi Yahudilere aktardığı anlaşılmaktadır.

Ancak Maimonides vahiy sürecinde Musa'nın diğer bütün insanlardan farklı

ve üstün, ayrıcalıklı bir yere sahip olduğunu da açıklamaktadır. Buna göre,

Tanrı; kendi varlığı, Tanrı bilgisi, insanın doğası, insanla Tanrı arasındaki iliş­

ki ve insanın kaderi hakkında derin felsefi bilgileri Musa'ya iletmiştir. Ancak

bu vahyin içeriği o denli yücedir ki, Musa dışındaki hiçbir insanın onu tam

olarak aniayabilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, Musa, Tanrı' dan aldığı bu ---

derin ve yüce bilgileri, insanların anlayabilecekleri bir şekilde hikayeler, me-

seller ve rivayetlerle Yahudilere aktarmıştır. Musa, bir bakıma vahiyle kendi­

sine bildirilen yüce gerçekleri insanların anlayabilecekleri seviyeye in dirmiş ve

böylece Tora, "insanoğullarının diliyle konuşan" bir kitaba dönüşmüştürY

Modern dönemde varoluşçu çizgiyi takip eden Yahudi fılozoflar ise, ge­

. rek ahlaki gerekse ibadetle ilgili dini kuralların Tanrı'dan insana aktarılması

anlamındaki bir vahiy anlayışını reddetmişlerdir. Söz gelimi, Martin Buber

(ö. 1965), vahyi, Tanrı ile insan arasında karşılıklı iletişime dayalı (diyalojik)

30 Aykıt, Dursun Ali, Hıristiyanlığın Öııciisii Olarak İskenderiye/i Philo, İstanbul: Kitabevi, 2011, s. 97 vd.; Tarakçı, Muhammet, "Origen ve Alegorik Kitab-ı Mukaddes Yorumu'; Ulu­dağ Ü. ilahiyat Fakültesi Dergisi, Bursa, 2010, 19/1, s. 186-190.

31 Berman, Lawrence V., "Revelation: Ancient and Medieval Philosophy'; Encyclopedia Judai­ca, ed. Fred Skolnik, Thomson & Gale, 2007, c. 17, s. 257 .

. 32 Bk. Ariel, David S., What Do Jews Believe: The Spiritual Foımdations of Judaisnı, New York: Schocken Books, 1995, s. 144-145.

66

Page 8: BÜTÜN YÖNLERiYLE YAHUDILIisamveri.org/pdfdrg/D204623/2012/2012_TARAKCIM.pdfTalmud'da Vahiy Talmud, Tanrı'nın İbrahim, İshak, Yakup gibi kişil.:.;.·in yanı sıra, çok sayıdaki

bir ilişki olarak algılamaktadır: Vahiy, Tanrı'nın, kendisini insana tanıtınası

ve böylece insanın Tanrı'ya "Sen" diyerek hitap edebilmesidir. Ona göre va­

hiy, birtakım fikirlerin ve talimatların iletilmesi değil, Tanrı ile karşılaşmadır.

Vahiy, sözsüz bir konuşmadır ve insanın cevabını içerir, gerektirir. Vahiyde,

Tanrı ulfrhiyetini insanlara; insarılar da kendilerini Tanrı'ya açarlar (offenba­

rung). Dolayısıyla vahiy, insarılar için en yüksek bilinçlilik halidir. Buber'in

vahiyle ilgili bu arılayışı, onun Tanrı hakkındaki fikirleriyle yakından ilişki­

lidir. Buber'e göre, Tanrı, hakkında üçüncü şahıs zamiriyle konuşulacak bir

varlık değil, kendisiyle doğrudan konuşulabilecek bir varlıktır. Tanrı, bizden

tamamen farklı, ama şahsen tecrübe edilebilecek ve insanlığın başlangıcından.

itibaren de tecrübe edilmiş olan bir varlıktır. Bı.i nederıle vahiy, birbirinden

tamamen farklı iki varlık olan insan ile Tanrı, yani Ben ile Sen arasındaki bir

karşılaşmadır. Buber'in arılayışında Tanrı, Sina Dağı'nda insan ile iletişim ve

ilişki kurmuştur; ancak Sina' da bir mesaj, kanun veya kitap verilmemiş; sadece

derin bir ilişki kurulmuştur. Buber'e göre, geleneksel vahiy arılayışı tek taraflı-.

dır ve iletişimin taraflarından birini yok saymaktadır. Başka bir deyişle, Tora,

Tanrı'nın vahyi değil, Ben-Sen ilişkisi içinde Yahudilerin yaratıcı bir ürünü­

dür. Bu nedenle, ne zaman bir insan ile Tanrı arasında bir Ben-Sen karşılaş­

ması meydana gelirse, vahiy degerçekleşmiş olur. 33

Çağdaş Yahu di Mezheplerinde V ahiy

Tevrat'ın kaynaklarına yönelik eleştirel bilimsel araştırmalar, sadece

bilimsel çevrelerle sınırlı kalmamış, Yahı.idileri de etkilemiştir. Amerikalı Ya­

hudi bilim adamı Nahum Sarna eleştirel Tevrat araştırmalaruun ikna edici so­

nuçlarını açıklarken, "Artık Pentatök, Tanrı'nın kelimesi kelimesine Musa'ya

dikte ettirdiği tek bir kitap olarak kabul edilemez." demektedir. 34

Bu bağlamda Rabhani Yahudiliğin devamı kabul edilen Ortodoks Ya­

hudilik, vahiy ve Tevrat konusundaki geleneksel Yahudi inancını sürdürerek,

Tevrat'ın Musa'ya Sina Dağı'nda kelimesi kelimesine vahyedildiğini ve değiş­

meden günümüze kadar geldiğini kabul etmektedir. Torah min ha-Shamayim

33 Bk. Novak, David, "Revelation": Nicholas de Lange (ed.): Modem Judaism: An Oxford Guide içinde, Oxford: Oxford University Press, 2005, s. 279 vd.; Ariel, 150-151; Rosenberg, 822.

34 Ariel, 154.

67

Page 9: BÜTÜN YÖNLERiYLE YAHUDILIisamveri.org/pdfdrg/D204623/2012/2012_TARAKCIM.pdfTalmud'da Vahiy Talmud, Tanrı'nın İbrahim, İshak, Yakup gibi kişil.:.;.·in yanı sıra, çok sayıdaki

şeklinde ifade edilen bu görüşe göre, Tora'da herhangi bir çelişki, yanlışlık

veya anlam farklılığı bulunmamaktadır.35

Eleştirel Tevrat araştırmalarının bulgularını kabul eden Reformİst Ya­

hudilik, vahyi devam eden bir süreç olarak görmektedir. Tanrı, sadece kainatın

ihtişamı, güzelliği v.e düzeni içinde değil, kimi zaman rüyetlerle ve insan ruhı.;.­

nun ahlaki teşebbüslerinde de kendisini ifşa eder (vahyeder). Bu anlarnda on­

lar, vahyi herhangi bir grup veya dönemle sınırlandırmamaktadırlar. Elbette

peygamberleri ve bilgeleri aracılığıyla Yahudiler, devam edegelen vahiy süre­

cinde dini hakikatleri elde etme bakırnından önemli ve ayrıcalıklı bir mevkie

sahiptirler. Tevrat, Yahudi yaşamının tarihsel geleneklerini, kural ve normla­

rını içerir. Ancak tarihsel bittakım durum ve gelişmelerin sonucu olarak orta­

ya çıktıkları için, bu kural ve geleneklerin bir kısmı günümüz insanına hitap

etmez; zira onları ortaya çıkaran ortam artık devam etmemektedir. Bu kural­

lar dönemin şartlarına göre yeniden gözden geçirilip uyarlanmaktadır. Öte

yandan, içerdiği eb edi ahlaki prensip ve idealler sayesinde, Tevrat Yahudilerin

yaşamında hala dinamik bir güç olarak varlığını devam ettirmektedir.36

-Reformist Yahudiliğin aşırı görüşlerine tepki olarak bu grubun içinden

ortaya çıkan Muhafazakar Yahudilik, vahiy anlayışı bakımından Tevrat'ın

kelimesi kelimesine vahiy mahsulü olduğunu ve değişmeden günümüze gel­

diğini savunan Oıtodoks Yahudilikle, Tevrat'ı insan düşüncesinin bir ürünü

olarak göre~ Reformist Yahudilik arasında bir yerde durmaktadır. Bununla

birlikte Muhafazakar Yahudiler arasında da birtakım görüş farklılıkları dik­

kat çekınektedir. Söz gelimi, bazıları ilahi gerçeklerin, insanlar tarafından,

Sina' da vahyedildiği şekilde değiştirilmeden yazıldığını iddia ederken, bazıları

da Kutsal Metinleri kaleme alan yazarların ilahi ilhama mazhar olduklarını

belirtmekle yetinmişlerdir. Muhafazakar Yahudiler, içerdiği ilahi buyruklar

bakımından, Tevrat'ı, Ta~1ah'ın diğer kitaplarından daha çok önemsemekle

birlikte, onun, Sina Dağı'nda baştan sona kadar kelimesi kelimesine Musa)a

vahyedildiğini kabul etmemektedirler. Muhafazakar Yahudiliğin önde gelen

35 Bk Gürkan, Salime Leyla, Yahudilik, İstanbul: İsam Yayınları, 2008, s. 67; Cohn-Sherbok, Dan, Modern ]udaism, London: Macınillan Press Ltd, 1996, s. 43; Adam, Baki, Yahudi Kay­naklarına Göre Tevrat, İstanbul: Pınar Yayınları, 2002, s. 205-209.

36 Cohn-Sherbok, 85; Adam, 195-198.

68

Page 10: BÜTÜN YÖNLERiYLE YAHUDILIisamveri.org/pdfdrg/D204623/2012/2012_TARAKCIM.pdfTalmud'da Vahiy Talmud, Tanrı'nın İbrahim, İshak, Yakup gibi kişil.:.;.·in yanı sıra, çok sayıdaki

teologlarından Abraham Heschel (ö. 1972), bir yandan Tevrat'ın birtakım

ilahi hakikatler içerdiğini kabul ederken, bir yandan da vahyin bir şeyi dik­

te etiirmek veya ilahi hakikatierin yazara ilham edilmesi şeklinde anlaşılma- ·

sına karşı çıkmaktadır. Buna göre, vahiy, ilhamdan öte bir anlama sahiptir.

Vahiy, lafzi olarak kutsal metinlerde gördüğümüzden öte ve fazla bir şeydir.

Tanrı'nın kelamını d uyarak ilahi vahye muhatap olanlar, sadece duyduklarını

yazmamışlar; duyduklanndan anladıkları şeyleri yazıya geçirmişlerdir. Kısaca

ifade etmek gerekirse, Heschel' e göre vahiy, sözlü bir iletişim dir; ama literal

(kelimesi kelimesine aynı kalan) bir iletim değildir. Dolayısıyla, elde mevcut

hıtsal metinler, sadece Tanrı kelamını değil, aynı zamanda yazarların katkıla­

rını da içermektedir. Heschel'e göre vahiy, Tanrı'nın, insanla ilgili öğretilerini

ve planlarını ilettiği bir olaydır. Bu, eşi benzeri olmayan bir olaydır. Bu ola­

yın, algılanıp aktarılmasında yazar aktifbir rol oynamal.'tadır. Vahiy, yazarın

duyduğu şeyleri olduğu gibi aktarması değil, Tanrı'nın insana yönelmesiyle

meydana gelen özel bir eyleme. tanık ölmaktır. Ernst Simon'un (ö. 1988) deyi­

şiyle, kutsal metinler "ilahi sesin insanda oluşturduğu yankı; Tanrı kelamının

· insan tarafından yapılan bir tercümesidir". Buna karşın, Muhafazakar Yahu­

dilik içinde vahyi, kelimelerin bildirilmesi anlamında ilham olarak algılayan

Ben Zion Bokser (ö. 1984) gibi tealoglar da bulunmaktadır. Daha radikal

Muhafazaidr Yahudiler ise, Tanalı'ın herhangi bir ilahi ilham içermediğini ve

insan yaratıcılığının bir ürünü olduğunu savunmaktadırlar.37

Yeniden Yapılanmacı Yahudilik de literal vahiy!ilham anlayışına karşı

çıkmaktadır. Tevrat'ın kaynakları konusunda eleştirel bilimsel çalışmaların

sonuçlarını kabul ederek Tevrat'ı bir derleme olarak gören Yeniden Yapılan­

macı Yahudiler, Tanah'ı, Tanrı'nın kendi halkına gönderdiği ilahi hakikatie­

rin bir kaydı olarak değil, Yahudilerin Tanrı'yı arayışlarını yansıtan bir kitap

olarak görmektedirler. Dolayısıyla, Tanalı'taki buyruklar günümüz insanı için

bağlayıcı değildir. Yahudiler, geçmişte birtakım kahramanlara (patriyarklar,

Musa, peygamberler ve rabbiler), kutsal olaylara (doğum, evlilik ve ölüm),

kutsal günlere (Şabat, Roşhaşana, Yom Kipur) sahip oldukları gibi, birtakım

37 Cohn-Sherbok, 113-114; Adam, 200-203; Wurzburger, Walter S., "Revelation: Modern Je­wish Philosophy': Encyclopedia Judaica, ed. Fred Skolnik, Thomson & Gale, 2007, c. 17, s. 258.

69

Page 11: BÜTÜN YÖNLERiYLE YAHUDILIisamveri.org/pdfdrg/D204623/2012/2012_TARAKCIM.pdfTalmud'da Vahiy Talmud, Tanrı'nın İbrahim, İshak, Yakup gibi kişil.:.;.·in yanı sıra, çok sayıdaki

kutsal nesnelere de (Tora, tefılin) sahip olmuşlardır. Tüm bunlar, Yahudileri

bir arada tutmaları ve Yahudi varlığını devam ettirmeleri açısından önemli

olmakla birlikte, bağlayıcı değildir. İsteğe bağlı olarak bu uygulamaları devam

ettirmek mümkündür; ama zorunlu değildir. Başka bir deyişle, geçmişin ve

geçmişteki uygulamaların günümüz için bir oy hakkı vardır; ama veto yetkisi .

yoktur. Geçmişteki uygulamalara müracaat edilebilir; ancak geçmiş kurallar

çağdaş uygulamaları belirleyemez. Yeniden Yapılanmacı Yahudilerin meşhur

ifadesiyle, Yahudi halkı Tevrat için değil, Tevrat Yap.udi halkı için vardır.38

1960'lı yıllarda Amerika Birleşik Devletleri'nin Detroit şehrinde kuru­

lan ve günümüzde kırk binin üzerinde müntesibi bulunan Hümanist Yahu­

dilik ilahi hakikate ulaşma konusunda Tora'ya değil, insan aklına güvenmek­

tedir. Tora ve rabbilerin yazıları menşei itibariyle ilahi değil, beşeridir ve bu

nedenle eleştirel bir tarzda ineelenmeleri mümkündür. Tora, pek çok yanlış ve

birbirine karıştırılmış düşÜnceyi içinde barındırdığı için, Yahudi halkının ta­

rihi açısından güvenilebilir bir kaynak niteliği taşımadığı gibi, güvenilir ahlaki

prensipler de içermez. Hümanist Yahudiler, To ra' daki pek çok buyruğun, etik

açıdan barbarca ve zalimce olduğunu düşünmektedirler. Onlar homoseksüel­

lerin (Levililer 20:13) ve Şabat günü odun toplayan kişinin (Sayılar 15:32-36)

öldürülmesi ile ilgili kuralları barbarca bulmaktadırlar. Bununla birlikte, cina­

yetin ve· hırsızlığın yasaklanması gibi ahlaki bakıriı.dan ünerrili pek· çok kural

da Tora' da bulunmakta ve Hümanist bakış açısıyla da hala geçerliliğini muha­

faza etmektedir.39

Sonuç

Tanalı'ta ve Ortaçağ'ın sonuna kadar Yahudi düşünce ve felsefesinde

vahiy öncelikli olarak ilahi buyrukların şifahi olarak iletilmesi ve bu buyruk­

ların Tanalı'ta değişmed~n muhafaza edilmesi şeklinde anlaşılmıştır. Ancak

eleştirel Tevrat araştırmalarının sonuçları Tevrat'ın ilahi bir menşee sahip ol­

duğu ve vahyedildiği şekilde kelimesi kelimesine muhafaza edildiği yönünde­

ki gelenekSel düşünceyi sarsmıştır. Geleneksel Yahudiliğin bir devamı kabul

edilen ve eleştirel Tevrat araştırmalarının sonuçlarını reddeden Ortodoks Ya-

38 Cohn-Sherbok, 139-141; Adam, 203-205. 39 Cohn-Sherbok, 162.

70

Page 12: BÜTÜN YÖNLERiYLE YAHUDILIisamveri.org/pdfdrg/D204623/2012/2012_TARAKCIM.pdfTalmud'da Vahiy Talmud, Tanrı'nın İbrahim, İshak, Yakup gibi kişil.:.;.·in yanı sıra, çok sayıdaki

hudilik dışındaki çağdaş Yahudi mezhepleri, vahyin yazılma sürecinde beşeri

faktörleri de dikkate alan yeni vahiy anlayışları geliştirmeye çalışmışlardır.

Buna göre, vahiy, artık ilahi bir iletişim değil; ilahi varlıkla karşılaşma, onu

tecrübe etme ve Tanrı'nın tarih içindeki etkinliği olarak görülmeye başlamış­

tır. (Ortodoksluk dışındaki) Çağdaş Yahudi mezheplerinin yeni vahiy algısı,

vahyi Tanrı'nın tarih içindeki bir etkinliği ve Tanrı olan İlahi Kelam'ın tarihte

insan olarak tezahür etmesi olarak gören Hıristiyan bakış açısına yaklaşmak­

tadır. Dolayısıyla hem çağdaş Yahudi mezheplerinin hem de Hıristiyanların

vahiy anlayışında, vahiy ile vahyin kaydı arasında kesin ayırım yapılmakta ve

böylece elde mevcut kutsal metinlerdeki çelişki, yanlışlık ve tutarsızlıklar vah­

yi kayda geçen kişilerin bakış açıları ve üsluplarındaki farklılıklara dayandı­

rılmaktadır. Dolayısıyla, kutsal metinler ilahi vahyin eksiksiz ve yanlışsız ka­

yıtlarını değil; tarih içinde gerçekleşen vahiyle ilgili tanıklıkları ve anlatımları

içermektedir.

71