beni̇m güzel okulum
TRANSCRIPT
Tülay Gürgün
BENİM GÜZEL OKULUM
Günlerce hep seni sordum,
Takvimlere bakıyordum,
Artık açıl diyordum,
Benim güzel okulum.
Seni candan özledim,
Yollarını gözledim,
“Ne olur açıl!” dedim,
Benim güzel okulum.
İşte kavuştum sana,
Sevginle yana yana,
Mutluluklar ver bana,
Benim güzel okulum.
Mehmet CEYHAN
SORULAR
1. Yaz tatilinde okulu özlediniz mi? Neden?
2. Okulunuzun adı ne?
3. Okul açılmadan önce okulla ilgili hangi hazırlıkları yaptınız?
4. Okulun açıldığı gün neler hissettiniz?
5. Okulda en sevdiğiniz şey ne?
Tülay Gürgün
BEN KİMİM?
— Annem ve babamın kızıyım.
— Ağabeyim ve ablamın kardeşiyim.
— Anneannemin, babaannemin ve iki dedemin
torunuyum.
— Kedimin, kanaryamın, oyuncaklarımın ve
kitaplarımın sahibiyim.
— Teyzemin, halamın, eniştemin ve amcamın
yeğeniyim.
— Okulumdaki çocukların arkadaşıyım.
— Bakkal amcanın en sevgili müşterisiyim.
— Yan dairede oturan Bilge teyzelerin komşusuyum.
— Öğretmenimin öğrencisiyim.
— Doktorumun en cesur hastasıyım.
— En güzel masalların dinleyicisiyim.
Aysel GÜRMEN
(Ben Kimim?)
Yukardaki yazıyı oku.
1. Sen kimsin? sorusuna yanıt yaz.
2. Anne ve babanın isimlerini yaz.
3. Kaç kardeşsiniz? İsimleri nelerdir?
4. Evde anne babanızdan başka büyükler yaşıyor mu?
5. Siz dedenizin, ninenizin nesi olursunuz?
6. Siz dayınızın, amcanızın nesi olursunuz?
Tülay Gürgün
ALİCAN’IN DİŞLERİ
Alican’ın ağzının içinde, düşman
bakteri ve ordusu sinsice
bekliyordu:
— Fazla beklemeyeceğiz
arkadaşlar! Umarım Alican böyle
bol bol şekerli yiyecekler yer.
Hahhaa! Tam istediğim gibi... İş
başına arkadaşlar!
Düşman bakterinin asit ordusu,
Alican’ın dişlerinin yüzeyine
saldırdılar:
— Zehir ekibi, diş etlerine saldırmaya hazır ol! Evet, şimdi! Hücum!
— Haydi Alican! Şimdi de portakallı gazoz istiyoruz.
— Evet, tamam... Çok teşekkürler Alican...
Düşman bakteri ve ordusu hiç dinlenmek bilmiyordu:
— Şimdi de bol şekerli şerbet. Bu daha iyi... İkinci bölük! Sıra sizde.
Düşman bakteri, ikinci bir orduyu daha cepheye sürdü. Bu arada
Alican’ın dişleri kaygılanmaya başlamıştı:
— Umarım Alican bu saldırıya karşı bir şeyler yapmayı düşünüyordur.
— Eminim yapacaktır. Bizi nasıl koruması
gerektiğini çok iyi biliyor.
Bakteriler, dişlerin üzerinde daha derinlere
inmek için var güçleri ile çalışıyorlardı:
— Ah, bir de şeker yese!
Sonunda düşman bakteri ve ordusunu
durduracak bir olay gerçekleşti;
Alican birden banyoya gitti ve diş fırçasını eline
aldı. Diş hekiminin dediklerini hatırladı:
— Dişlerini gösterdiğim gibi temizlemelisin.
Önce yuvarlak hareketlerle, sonra aşağıdan
yukarı, yukarıdan aşağıya doğru.
Tülay Gürgün
Bu arada diş fırçasının darbelerini yiyen bakteri ordusu panik içinde
bağrışmaya başladı:
— İmdat! Yardım edin!
Düşman bakteri, askerlerine emir verdi:
— Geri çekiliyoruz! Alican sandığımızdan akıllı çıktı. Neyse, bir
dahaki sefere...
Vücudunuz
Çağdaş Bilgi Ansiklopedisi
SORULAR
1. Alican’ın dişleri ve bakteriler arasında bir savaşı okudunuz.
Sizce öyle bir savaş gerçekte oluyor mu?
2. Bakteriler ne yapmak istiyorlar?
3. Bakterilere karşı Alican ne yapıyor?
4. Alican dişlerini fırçalamasa ne olur?
5. Dişlere zarar veren yiyecekleri ve içecekleri yazın.
6. Dişlerinizi ne zaman ve nasıl fırçalıyorsunuz?
Tülay Gürgün
ŞULE PİKNiKTE
Sabah kalktığında Şule çok mutluydu.
Çünkü ailesiyle pikniğe gidecekti. Hemen
banyoya giderek elini yüzünü yıkadı. Şule,
her sabah, kalkar kalkmaz bunları yapması
gerektiğini biliyordu. Sabah temizliğini
yaptıktan sonra piknik için ailesiyle yola
çıktılar.
Güzel bir yolculuktan sonra piknik alanına
vardılar.
Piknik alanı çok güzeldi. Hava mis gibi
kokuyordu. Etraf tertemizdi. Yemeklerini
yediler. Yeni tanıştığı arkadaşları ile
oyunlar oynadılar. Piknikte çok eğlendiler.
Akşama doğru bazı aileler gitmek için toparlanmaya başladı. Bir saat
sonra pek çoğu piknik yerinden ayrılmıştı. fiule çevresine baktığında
birden çok üzüldü . Sabah geldiklerinde piknik yeri tertemizdi. Oysa
şimdi çevre çok kötü görünüyordu.
Çöpler toplanmadan bırakılmıştı. Her tarafta boş şişeler vardı. Pek
çok ağacın dalları kırılmıştı. Ağaçlar, çiçekler ve kelebekler sanki
ağlıyordu. Kuşlar da küsmüştü. Hiç ötmüyorlardı.
Şule’nin ablası, Şule ve arkadaşlarını topladı. Onlara çevreyi temiz
tutmanın önemini anlattı. Hep birlikte çöpleri toplamaya başladılar.
Kısa süre sonra piknik yeri tertemiz olmuştu. Çocuklar sevinçle etrafa
bakıyordu.
Hülya ŞAT
SORULAR
1. Pikniğe gider misiniz? Ne zaman?
2. Piknik yaptıktan sonra çevremizi temizlemeli miyiz? Niçin?
3. Şule nereye gidecek?
4. Piknik alanı nasıldı?
5. Şule ve arkadaşları en sonunuda ne yaptılar?
6. Siz çöplerinizi nerelere atıyorsunuz?
7. Çevrenizde kirliliğe en çok neler sebep oluyor?
Tülay Gürgün
GECE GÖKYÜZÜ
Doğan ile dayısı, bulutsuz bir yaz
gecesi bahçeye çıktılar. Dayısı
Doğan’a dedi ki:
— Sana bir şey soracağım Doğan.
Başını kaldırıp gökyüzüne bak.
Neler görüyorsun?
Doğan:
— Ay’ı ve yıldızları görüyorum
dayıcığım. Pırıl pırıl parlıyorlar.
Dayısı:
— Başka ne görüyorsun Doğan?
Doğan bulutsuz gökyüzüne baktı,
baktı. Başka bir şey göremiyordu.
— Başka bir şey görmüyorum dayı,
dedi.
Dayısı güldü:
— Doğan, sen asıl şeyi söylemedin. Gökyüzü ne renkte?
— Koyu mavi renkte dayıcığım.
— Peki Doğan, gökyüzü gündüz açık mavi renkte de gece niye koyu
mavi renkte oluyor? Biliyor musun?
Doğan hemen cevap verdi:
— Biliyorum dayıcığım. Geceleri Güneş yok ki. Dünya’mıza ışık veren
Güneş’tir. Gece Güneş olmadığı için gökyüzü böyle karanlık oluyor.
Dayısı güldü:
— Aferin Doğan! Bildin. Peki, şimdi söyle bana, geceleri Güneş nereye
gidiyor?
Doğan biraz düşündü. Okuldaki dersleri hatırlayarak:
— Geceleri Güneş bir yere gitmiyor ki.
Güneş, her zaman olduğu yerde kalıyor. Geceleri de gündüzleri de
olduğu yerde kalıyor. Devamlı olarak hareket eden Dünya’mızdır.
Dünya’mızın iki türlü dönüş hareketi var: Güneş’in çevresinde ve kendi
çevresinde. Güneş’in çevresinde dönerken yeryüzünün bir kısmı daha
çok güneş ışığı alır.
Tülay Gürgün
Buralarda yaz mevsimi yaşanır. Diğer kısmı daha az güneş ışığı
aldığından, buralarda da kış mevsimi yaşanır.
Dayısı:
— Aferin Doğan! Doğru anlattın. Peki, söyle bakalım, gece ve gündüz
nasıl meydana gelir?
Doğan yine cevap verdi:
— Biliyoruz ki Dünya’mız yuvarlaktır. Kendi etrafında dönerken bir
yüzü Güneş’i görür. Onun için o taraf aydınlık olur ve gündüz oluşur.
Bu zamanda gökyüzü de açık mavi renklidir. Dünya’mızın diğer bölümü
ise güneşi göremez ve Güneş ışıklarını alamaz. Bunun için Dünya’mızın
bu bölümü karanlık olur, geceyi yaşarız. Geceleri, gökyüzünde Ay ve
yıldızlar görülür.
Dayısı Doğan’ı sevdi:
— Çok teşekkür ederim Doğan, dedi. Çok iyi anlattın. Aferin! Sana
şunu da söyleyeyim; Dünya’mız, Güneş, yıldızlar karanlık olan uçsuz
bucaksız boşluk içinde bulunur. Bu boşluğa “uzay” diyoruz.
Baki KURTULUŞ
Üçüncü Sınıf Ansiklopedisi
SORULAR
1. Doğan, gökyüzünde neler görmüş olabilir?
2. Gökyüzü, gündüz ve gece neden farklı renktedir?
3. Güneş geceleri nereye gidiyor?
4. Gece ve gündüz nasıl meydana gelir?
5. Gece gökyüzünde gördüğünüz gök cisimlerinin üzerinde,
yaşam olabilir mi?
6. Bu gök cisimlerinin hangilerine insanlar gitti?
7. Gece gökyüzünde gördüklerimizi gündüz göremiyoruz. Neden?
8. Dünya’nın kaç hareketi var? Bunlar hangileri?
Tülay Gürgün
GİYSİLERİMİZ
Gece ve gündüz bizi rahat tutacak temiz giysiler giyeriz. Yatarken
bol, rahat giysileri tercih ederiz. Sabah olunca geceliğimizi ya da
pijamamızı çıkarırız. Sonra, mevsime ve o gün yapacağımız işe uygun
olan giysilerimizi giyeriz.
Soğuk havalarda daha sıkı giyiniriz. Kat kat giydiğimiz giysiler
vücudumuzun ısısını tutar. Giysiler arasında kalan sıcak hava bizi
soğuktan korur. Soğuk havalarda atkı takar, başlık ve eldiven giyeriz.
Hava sıcakken daha az sayıda giysiye ihtiyacımız olur. İnce kumaştan
yapılmış, bol ve rahat giysiler giyeriz. Böylece vücudumuz hava
alabilir. Sıcaktan bunalmayız.
36
Bazı özel durumlarda giydiğimiz giysiler vardır. Bunları özel
nedenlerle kullanırız. Boyacılık, aşçılık gibi işler sırasında üstümüz
kirlenebilir. Bu durumlarda önlük takarsak elbiselerimiz temiz kalır.
Yağmurlu havalarda yağmurluk giyersek ıslanmayız.
Bisiklete binerken kask takmak da olabilecek bir kazada başımızı
korur.
Carol WATSON
Çeviren: Elif YILMAZ
SORULAR
1. Sıcak ve soğuk havalarda neler
giyersiniz?
2. Yazıda geçen giysilerin adlarını yazın,
resimlerini yapın.
3. Bayram, düğün gibi özel günlerde neler
giyiniyorsunuz?
4. Giyinirken büyüklerinizle tartıştığınız
oldu mu? Niçin?
5. Soğuk havalarda niçin kat kat giyiniriz?
6. Sıcak havalarda niçin ince, bol ve rahat giysiler giyeriz?
7. Okuduğunuz metnin konusu nedir?
8. Hangi durumlarda özel giysiler giyeriz?
Tülay Gürgün
İKİ ARKADAŞ
Bizler iki arkadaşız,
Her zaman şakalaşırız.
İşimiz hep güldürmektir,
Hem de öğütler vermektir.
Benim adım Hacivat,
Karagöz’süz etmem rahat!
Bilirsiniz Karagöz’ü,
Neşe verir her bir sözü!
Siz, kıymetli çocukları,
Severiz dünyalar kadar!
Seyrederken öğrenin,
Hem de gülüp eğlenin!
Ünver ORAL
SORULAR
1. Arkadaşlarınızla şakalaşır mısınız?
2. Kukla oyunu izlediniz mi?
3. Hacivat ve Karagöz’ü tanıyor musunuz?
4. Hacivat ve Karagöz oyunu izlediniz mi?
5. Arkadaşlarınızla “Karagöz-Hacivat” oyunu oynamak ister
misiniz?
6. Şiirin en çok hangi dizesini/dizelerini beğendiniz?
7. Niçin?
Tülay Gürgün
KALEM
Sadece kalem satılan bir dükkân gördünüz
mü? Ben görmedim. Ama öyle bir dükkân hayal
ediyorum. Bir gün, bir şehirde dolaşırken
karşıma çıkacak. Ben “İşte o dükkân!” deyip
dalacağım içeri.
İçeride saatlerce kalıp kendime kalemler
beğeneceğim. Dolma kalemler, kurşun kalemler,
silgili kurşun kalemler, tükenmez kalemler,
boya kalemleri, yaldızlı kalemlerle çıkacağım o
dükkândan.
Abarttım mı biraz? Hiç sanmıyorum.
Hangimiz kırtasiye dükkânında kalemlere uzun uzun bakmayız? Hiç
ihtiyacımız olmasa bile bir tanesini almak isteriz. Çeşit çeşit,
rengârenk kalemleri gördükçe hangisini alacağımızı bilemeyiz. Birini
beğensek bile, aklımız bir diğerinde kalır. Onu da alsak aklımızda
mutlaka bir üçüncü kalem vardır.
Kalem almak güzeldir. Cepte, çantada kalem taşımak; kalem
kutusunda bir sürü kalem görmek güzeldir. O kalemlerle resimler
çizmek; öyküler, şiirler, mektuplar yazmak daha güzeldir.
Bir dosta, bir arkadaşa kalem hediye etmek ise en güzelidir.
79
Burhan EREN
Ebe Sobe Dergisi
SORULAR
1. Sizce neden çocuk ihtiyacı olmadığı halde kalem almak istiyor?
2. Çocuk ne tür kalemler almayı planlıyor?
3. Çocuk kalemle neler yapmayı planlıyor?
4. Kalemin güzel bir hediye olabileceğini düşünüyor musunuz?
Neden?
5. Çok sevdiğiniz bir kalemi kaybettiğiniz oldu mu? Olduysa neler
hissettiniz?
6. Tükenmez kalemle kurşun kalemi karşılaştıran bir yazı yazar
mısınız?
Tülay Gürgün
Kar Tanesinin Öyküsü
O gün lapa lapa kar yağıyordu. Pencerenin önüne oturmuş dışarıyı
seyrediyordum. Kar taneleri havada uçuşuyor, yumuşak bir inişle yere
konuyordu.
Kocaman bir kar tanesi pencereye doğru savruluyordu. Pencereyi
açtım. Elimi dışarı uzattım. Avucuma usulca konuverdi. Bembeyaz ve
tertemizdi.
Bir an düşündüm: “Şu avucumdaki kar tanesi acaba bana başından
geçenleri anlatabilir mi? “ diye.
Sanki beni duyuyordu kar tanesi. Birdenbire bana fısıldadı.
— Buraya gelinceye kadar neler yaşadığımı öğrenmek ister misin?
— Evet!
— Dinle öyleyse anlatayım sana...
Birkaç ay öncesine kadar denizde bir damla suydum. Benim gibi
sayılamayacak kadar çok arkadaşım vardı orada. Bir yaz günüydü. Yine
denizin üstünde hoplayıp zıplayarak koşturuyorduk. Güneş sımsıcak
ışınlarıyla bizi öyle yakıyordu ki... Bu böyle sürüp giderken birden
değişime uğradığımı fark ettim. Buhar olmuştum ve uçuyordum. Benim
gibi o kadar çok su damlacığı buharlaşıyordu ki tahmin edemezsiniz.
Su olmaktan buhar olmaya geçince çok da hafiflemiştik. Bu nedenle
durmadan yükseliyorduk.
Tülay Gürgün
Yükseldikçe yükseliyor, insanlardan, ağaçlardan, yeryüzünden gittikçe
uzaklaşıyorduk. Gökyüzünde diğer buhar kümeleri de gelip bize
katılıyordu. Artık bulut olmuştuk. Rüzgâr bizi değişik biçimlere
dönüştürüp duruyordu. Kimi zaman adama, kimi zaman kediye, kimi
zaman bisiklete benziyorduk.
Gökyüzünde böyle başıboş ne kadar dolaştığımızı gerçekten
anımsamıyorum. Oldukça yükseklerde geziniyorduk. Havalar iyice
soğumuştu. Artık hiç kımıldayamıyorduk. Bir bulut kümesi olarak
hareket ediyorduk. Artık yağmur olup geldiğimiz yere, yeryüzüne
dönmek istiyorduk. Bekleyiş boyunca içim içime sığmıyordu. Yağmur
olarak toprağa düşecekken birden hava daha da soğudu. Hepimiz
titredik.
Çevremdeki su damlacıklarına sordum:
— Neler oluyor?
—Şu anda üstünde bulunduğumuz yer kış mevsiminde bulunuyor. Bu
soğuk bizi kara dönüştürecek haberin olsun. Bak! İşte ben kar
oluyorum... Aaaa! İşte sen de...
Yol arkadaşım sözünü sürdüremedi. Kar olup yeryüzüne düşmeye
başladı. Onun ardından ben de. Benim ardımdan sayılamayacak kadar
yağmur damlası kar olup uçmaya başladı. Denizdeyken birazcık
ağırdım. Oysa şimdi çok daha hafifim. Saman gibi savruluyordum.
Üstelik soğuk kışın etkisini pek de hissetmiyorum. Soğuk benden bir
parçaydı. Süzüle süzüle aşağılara iniyordum. Yeryüzüne yaklaştıkça
her şey daha iyi beliriyordu...
Rüzgâr isteğimi yerine getirdi ve beni bu pencereye doğru sürükledi.
Senin elini görünce bana uzanmış bir dost eli olduğunu anladım...
Sözün burasında, kar tanesi birdenbire susuverdi. Baktım ki kar
taneciği bir damla su oluvermiş...
Samed BEHRENGİ
Tülay Gürgün
SORULAR
1. Kar tanesini ne şekillere giriyor?
2. Kar tanesi bulut olunca hangi şekillere giriyor?
3. Soğuk, su damlacıklarını neye dönüştürüyor?
4. Nasıl havalardan hoşlanıyorsun? Niçin?
5. Aşağıdaki olayları oluş sırasına göre numaralandırınız
Yeryüzünde suyduk, buharlaşarak gökyüzüne çıktık.
Bulut olarak rüzgârın etkisiyle yer değiştirdik.
Gökyüzünde su buharı idik ve bulutları oluşturduk.
Daha sonra soğuk hava bizi soğuttu. Önce yağmur sonra da
kar olarak tekrar yeryüzüne düştük.
Tülay Gürgün
KEDİ
Kedi, dünyanın her yerinde en
çok beslenen hayvandır. Onunla
sokaklarda,parklarda, bahçelerde,
evlerde karşılaşırız. İnsanın
olduğu her yerde kedi vardır.
Gözlerine, sevdiğinizi belli ederek
bakarsanız, hemen yanınıza gelir.
Ayaklarınıza dolanır. Hele onu
sevip okşarsanız yanınızdan
ayrılmak istemez. Sevildiğini
bildiği kadar sevilmediğini de bilir.
Kendisine kızılıp bağrıldığında
ortadan kaybolur.
Kedilerin çoğu oyun oynamayı sever. Et yemeye, süt içmeye ise hepsi
bayılır.
Bazı kediler evcil, bazıları da yabanidir. Evcil kedilerin türleri
vardır: Siyam kedisi, Ankara kedisi, Van kedisi... Yabani kedilerin de
türleri vardır. Hatta onların türleri evcil olanlardan daha çoktur:
Margay, Serval, Vaşak bunlardan bazılarıdır.
Her kedi türünü diğerlerinden ayıran özellikler vardır. Bazı kedilerin
kuyruğu uzun, bazı kedilerin kuyruğu kısadır. Manx (Manks) kedisinin
ise hiç kuyruğu yoktur.
Van kedisi, kartopu gibi bembeyazdır. Ayrıca gözlerinin biri mavi,
biri yeşildir.
Özellikleri birbirlerinden farklı olsa da bütün kediler güzeldir.
Burhan EREN
Tülay Gürgün
SORULAR
1. Kedilerle nerelerde karşılaşırız?
2. Kediler ne ile beslenir?
3. Evcil kedilere örnek verebilir misin?
4. Hangi kediler yabanidir?
5. Hangi kedi türünün kuyruğu yoktur?
6. Van kedisinin ne özelliği vardır?
7. Evinizde kedi besliyor musunuz? Neden?
8. Kedi konulu akrostiş çalışmasını yapınız.
Akrostiş: Bir şiir ya da metnin ilk harflerini
kullanılarak gizli metin yaratma sanatına akrostiş denir.
Örnek:
Seviyorum ama kimi?
En tatlı birisini
Nasıl anlatsam sana
İlk harflere baksana.
Tülay Gürgün
KELOĞLAN VE ÇOCUK BAYRAMI
(Güneşli, güzel bir günde Keloğlan gezintiye çıkmıştır.
Neşeyle dolaşırken bayram yerinde çocukları görür.)
Keloğlan: Ben bir garip Keloğlan’ım
Eşeğimin yok palanı,
Varım yoğum doğruluktur.
Asla sevmem ben yalanı...
Keloğlan: Merhaba çocuklar. Ne kadar güzelsiniz? Ne güzel
giyinmişsiniz. Gözleriniz ışıl ışıl.
Bengisu: Bugün bayram!
Keloğlan Ne bayramı?
Yiğit: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı...
Keloğlan: Ulusal egemenlik nedir?
Bengisu: İnsanların kendi ülkelerini kendilerinin yönetmesidir.
Keloğlan: Niçin çocuk bayramı? Ülkeyi çocuklar mı yönetiyor?
Yiğit: Evet. Çocuklar büyüyünce ülkeyi yönetecekler. Onun için bu
bayramı Atatürk çocuklara armağan etmiş.
Keloğlan: Şu sarı saçlı, gözlüklü çocuk... Şu örgülü saçlı, pembe elbiseli
kız... Bunlar büyüyünce ülkeyi mi yönetecekler? Bu ülkenin kralı,
padişahı yok mu?
Tülay Gürgün
Bengisu: Hayır, kral da padişah da yok! İnsanlar kendi ülkelerini
kendileri yönetiyor.
Keloğlan: Ben bu bayramı çok sevdim. Diğer arkadaşlarımla bu
bayrama katılabilir miyiz?
Çocuklar — (Hep bir ağızdan bağırarak...)
Çok mutlu oluruz. Bu bayram hepimizin...
Asiye KARADA
SORULAR
1. Keloğlan çocukları nerede gördü?
2. Çocuklar nasıl giyinmişlerdi?
3.Okuduğunuz metinde kutlanılan bayramın adı nedir?
4.Bayramı çocuklara kim armağan etmiş?
5. Çocuklar ülkeyi ne zaman yönetecekler?
6.Keloğlan niçin bu bayrama katılmak istedi?
Tülay Gürgün
Sevgili Arkadaşlar!
Kardeşimin büyümesiyle ilgili bir
gözlem yaptım.
Kardeşim, üç kilogram doğdu.
Doğduğunda küçük bir bebekti.
Zamanla büyümeye, gelişmeye
başladı.
Yanakları giderek tombiş oluyordu.
Boyu uzuyordu. Annem her gün
kardeşimi besliyor, ben de anneme
yardımcı oluyorum. Kardeşimin
altını annemle değiştiriyoruz.
Mamasını yediriyoruz. Onun her gün
geliştiğini gözlemliyorum. Dikkatli
bakmaya, gülmeye ve “ıgı” demeye
başladı. Gün geçtikçe daha çok
hareketleniyor. Bizi gördüğünde
çırpınıyor. Annemi, babamı ve beni
tanıyor. Bunu bakışından, gülüşünden
anlıyorum.
Gizem Şahin
Bilim Çocuk Dergisi
SORULAR
1. Küçük kardeşiniz var mı?
2. Küçük kardeşinizin hareketlerine hiç dikkat ettiniz mi? Neler
yapıyor?
3. Annenize kardeşiniz ile ilgili konularda yardım ediyor musunuz?
4. Çocuk kardeşiyle ilgili ne yaptı?
5. Kimin boyu uzuyordu?
6. Çocuk annesine nasıl yardım ediyordu?
7. Kardeşi ne zaman hareketlenmeye başlıyor?
10. Bebek, anneyi ve çocuğu görünce niçin gülüyordu?
11. Çocuk kardeşinin, kendisini tanıdığını nereden anlıyor?
Tülay Gürgün
GÜLE GÜLE! NEREYE?
Bir sabah Selin erkenden uyandı.Yataktan kalkıp pencerenin önüne
oturdu. Buradan bakınca sokak kapısını görüyordu. “Az sonra
apartman komşuları çıkmaya başlar. Herkes işine gider. Ben
büyüyünce ne olacağım? Nereye gideceğim?” diye düşündü Selin kendi
kendine.
İşte Ayşe teyze. Elinde kitapları, kapıdan çıkıyor.
- Güle güle! diye seslendi Selin. Güle güle, Ayşe teyze nereye?
- Okula! diye cevap verdi Ayşe teyze. Biliyorsun ben öğretmenim.
Sonra el sallayarak uzaklaştı. Selin “Ben de öğretmen olsam…” diye
düşündü.
Bakın, şimdi kapıdan Ömer amca çıkıyor. Ömer amca ressam.
- Günaydın Selin, bugün kırlara gidiyorum; doğa resimleri çizmeye…
Selin, “Ne renkli bir yaşam…” diye düşündü; “Ben de mi ressam olsam?
Kırmızılar, maviler, yeşiller… Tüm renklerle iç içe yaşasam…”
İşte Doktor Hasan da çantası elinde hızlı hızlı çıkıyor apartmandan.
Selin yine:
- Güle güle! diye bağırdı. Güle güle, Doktor amca. Nereye?
-Hastaneye! diye cevap verdi Doktor Hasan.
- Bu sabah bir hastayı ameliyat edeceğim.
Selin “Doktor olmak kolay iş değil.” diye düşündü. “Fakat çok önemli
bir meslek.”
Tülay Gürgün
Böylece herkes işine gitti. Selin yine aynı soruyla evde kaldı:
- Ya ben? Ben büyüyünce ne olacağım? Her sabah evden çıkıp nereye
gideceğim?
Selin gidenlerin arkalarından gülümsedi:
- Anladım, dedi. Ne olacağımı biliyorum. Önce iyi bir öğrenci olacağım.
Her sabah vaktinde evden çıkıp okula gideceğim. Sonra ne mi
olacağım? Onu da okulda düşünürüm. Ama okula gitmezsem hiç bir şey
olamam.
Serpil Ural
SORULAR
1. Büyüyünce ne olmak istiyorsunuz? Niçin?
2. Anne babanızın mesleği nedir?
3. Hangi meslekleri biliyorsunuz?
4. Sizce fırıncı, doktor, berber olmasaydı ne olurdu?
5. Selin, ne zaman pencerenin önüne oturdu?
6. Selin, pencereden bakınca ilk önce kimi gördü?
7. Ayşe teyze nereye gidiyordu?
8. Doktor Hasan apartmandan nasıl çıktı?
9. Doktor Hasan hastaneye niçin hızlı gidiyor?
10. Selin neye karar verdi?
Tülay Gürgün
PALYAÇO
“En çok neye gülersin?”
Diye sorsalar bana,
Palyaçoya gülerim.
Acaba palyaçolar
Onlara gülüyoruz diye
Üzülüyorlar mı?
Onları çok sevdiğimizi,
Değmek, tutmak istediğimizi
Biliyorlar mı? Müjdat GEZEN
Bir Bulut Olsam
SORULAR
1. Palyaço gördünüz mü? Nerede?
2. Palyaçolar neler yaparlar?
3. Palyaçoları komik buluyor musunuz?
Neden?
4. Sirk gördünüz mü?
5. Sirkte neler vardır?
6. Palyaçolar niçin yüzlerini boyarlar?
7. Hangi renklere boyarlar?
8. Siz hangi renkleri seversiniz?
Tülay Gürgün
ŞEMSİYE
Bir şemsiyem olsa,
Kocaman kocaman olsa;
Dünya’nın üstüne tutsam,
Kötülüklere engel olsa.
Bir uçan balonum olsa,
Kocaman kocaman olsa;
Tüm kötüleri içine koysam,
Dünya’dan uzağa atsam.
S. Ahmet UZUN
SORULAR
1. Büyük bir şemsiyeniz olsaydı neleri korurdunuz?
2. Çevrelerinizde gördüğünüz, yaşadığınız, izlediğiniz, okuduğunuz,
bildiğiniz kötü davranışları yazın.
3. Okuduğunuz şiirin konusu aşağıdaki seçeneklerden hangisi
olabilir? Yazınız.
Yağmurdan korunma.
Kötülüğü engelleyen balon ve şemsiye.
Uçan balonla gezme.
4. Aşağıda verilen davranışlardan hangilerini yapmaktan
hoşlanırsınız? Yazınız.
Oyuncaklarımı başkalarıyla paylaşırım.
Düzenli olarak dişlerimi fırçalarım.
Her akşam kitap okurum.
Arkadaşlarımla parkta oynarım.
Her gün süt içerim.
Tülay Gürgün
TRAFİK IŞIKLARI
Yeşil ışık, yanar yanmaz
Trafiğe yol açılır.
Araçların homurtusu
Birden etrafa saçılır.
Biraz sonra sarı, ışık
Güzelce yanmaya başlar,
Bunu gören şoför kardeş
Fren yapıp çok yavaşlar.
Derken hemen arkasından,
Kırmızı ışık savrulur.
Bu ışığı gören herkes,
Adım atamaz, hemen durur.
Tüm trafik kuralları,
Hepimizce bilinmeli
Kurallara uyularak,
Tehlikeler önlenmeli.
Hasan ŞEN
Çocuk Şirleri
SORULAR
1. Yeşil ışık yandığında neler oluyor?
2. Sarı ışıkta şoförler ne yapar?
3. Kırmızı ışıkta nasıl davranılır?
4. Şiirin konusu nedir?
5. Bu metinden neler öğrendiniz?
Tülay Gürgün
ATATÜRK
Mustafa Kemal Atatürk 1881’de
Selânik’te doğdu.
Babasının adı Ali Rıza Efendi,
annesinin adı Zübeyde Hanım’dır.
Kız kardeşinin adı Makbule’dir.
Mustafa Kemal ilkokulu bitirdi.
Asker olmak istiyordu.
Eğitimini başarı ile tamamladı ve
orduya katıldı. Subay olarak
birçok savaşta görev aldı.
Mustafa Kemal ülkesi için çok
çalıştı. Kurtuluş Savaşı’nda
milletine önder oldu. Ülkeyi,
halkla beraber düşmanlardan
kurtardı. Yeni bir ülke kurdu.
Yenilikler yaptı. Türkiye’nin ilk
cumhurbaşkanı oldu.
10 Kasım 1938’de İstanbul’da
Dolmabahçe Sarayı’nda öldü.
Mezarı bugün Ankara’da Anıtkabir’dedir.
Sorular
1. Atatürk nerede doğdu?
2. Atatürk ne zaman doğdu?
3. Atatürk nerede ve ne zaman öldü?
4. Atatürk’ün anne ve babası kimdir?
5. Atatürk hangi savaşta halkla birlikte düşmanları yendi?
6. Atatürk`ün mezarı nerdedir?